islam .hukuku aÇlsindan karŞlllkli...
TRANSCRIPT
islAM .HUKUKU AÇlSINDAN KARŞlLlKLI SİGORTAlAR
Mutual losurance in Terms of Islamic Law
Nihat DALGIN* Özet
Bu makalede karşılıklı sigortalar ve islam hukuku açısından hükmü araşbnlmaktadır. Karşılıklı sigortalar, sanayi devrimi sonrasında kurulan bir özel sigortalar çeşidi olup, bunlara yardımlaşma sigortalan da denir. Çalışmada karşılıldı sigortaların temel unsurlan ve işleyişi hakkında bilgi verildikten sonra, sözleşmesinin niteliginin tespitine çalışılmış olup, ·sonuçta karşılıklı sigorta sözleşmesinin nevi şahsına has bir teberrO akdi oldugu görülmüştür. Aynca bu sigortaların, garar ve faiz gibi, bir sözleşmenin yasaklanmasına sebep olan unsurlardan salim oldugu tespit edilmiştir.
Makalede ulaş~an sonuç şöyledir: Karşılıklı sigortalar, hem pozitif hukuklar hem de İslam hukuku açısından meşru bir sigorta tüıii olup, bu (tür) sigortalar karşılıklı yardımlaşmanın çagdaş. bir versiyonu (ömegi) olarak, bireyler ve toplum için faydalı bir kurumdur.
Anahtar Kelimeler
Karş~ıklı sigorta, degişken prim, teberrO akdi
Giriş
Sanayi devrimi sonrasındaki toplt,ımlarda sosyal güvenliğini büyük kısmının sigortalar aracılığıyla sağlarıması fikri benimsenmiştir. Bu amaçla kurulan sigortalar temelde ikiye ayrılmakta olup, bir kısmı "sosyal sigortalar"2, diğer kısmı ise, bireylerin özel menfaatlerinin çeşitli tehlikelere (rizikolara) karşı teminat altına alınması için serbest iradeleriyle oluşturcluklan "özel sigortalar"dır. Bu özel sigortalann bazılan; beUrli rizikolara karşı sigortaemın sigorta güvencesi satması şeklinde ticari birer kuruluş olarak örgütlenmişlerdir ki bunlar "ticari· özel sigortalar" olarak bilinir. Günümüzde özel sigortacılığın en yaygın şekli ticari olanlardır. Özel sigortacılığın diğer şekli ise, sigortalılar dışında sigortacı diye bilinen bir
• Doç.Dr., 19 Mayıs Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi. 1 Sosyal güvenlikle il~l! olarak yap~an degişik tanımlardan birisi
şöyledir: Sosyal güvenlik, fertlerin ugrayacaklan tehlikelerin zararlanndan kuı:tanlma garantisi demektir. Dnik, Salt, Sosyal Güvenlik, Ankara 1991, s. 7. .
2 Sosyal sigorta; belirli halk gruplannın belirli alaruardaki sosyal . güvenliklerini saglamak amacıyla, kanunla kurulmuş olan sigorta·lardır. Öme~in, Sosyal Sigortalar Kurumu, Ba!ıkur, Emekli Sandıgı gibi. Kender, Rayegan lurkiye'de Husus/ Sigorta Hukuku, Istanbul 1990, 4. Baskı, s. 17.
Abstract
This paper airns at articulating the case of "mutual insurance" and its place in termş of Islamic law. Established after the Industrial Revolution, Mutual insurance is a special case· of insurance, which is also called "insurance of · reciprocal assistance". Highlighting the fundamentals and procedure of mutuaı· in.surance, the present study sheds light on its characteristics by daiming that mutual insurance is a contract of reciprocal assistance in its own right.. Moreover, this type of insurance does not carry such negative elements as excessive risk or interest that are forbidden in lslamic law.
It follows that mutual insürance has a !ega! basis in both modem positive law and Islamic jurisprudence; it is benefidal for individuals and society as a modem version of reciprocal assistance. ·
Key Wo rds
Mutual insurance, variable premium, contract of reciprocal assistance,
aracı bulunmaksızın, üyelerin karşılıklı· yardımlaş
malan ile oluşan sigortacılıktır ki, konumuz olan bu sigortalarda sigortacılık ticari bir kazanç yolu olarak görülmez. Bu sigortalar bireylerin birbirleriyle yardımlaşmalan esasına göre kurulduğundan, bunlar "karşılıklı sigorta", "karşılıklı üyelik sigortası",
"yardııplaşma sigortası" ya da "tek.afül sigortası "
olarak bilinmektedirler.
Günümüz modem toplumlannqaki özel sigortalar, ülke genelinde sosyal güvenliğin sağiarımasında sosyal sigortalara ve diğer sosyal güvenlik araçlaona yardımcı kuruluşlar olarak önem arz etmektedir3.
İslam dünyaşında özel sigortacılık baştan ben tepki ile karşıianmış olup, diğer toplumlardaki kabulü hala görebilmiş değildir. Bunun iki·önemli sebebinin olduğu kanaatindeyiz: Bunlardan birisi, İslam'ın kurumlanyla hayata geçirildiği ve sadaka, nafaka, kefaretler, vakıf ve zekat gibi sosyal dayanışma
3 Sosyal sigortalarla öul sigortalar arasındaki en batiz laridar şunlardır: Özel sigortalara üye olmak kanunen mecbur degildir, bu sigortalara açık olarak devlet yardımı yapılmamaktadır ve sigorta güvencesi albnıı alınacak olan rizikolar kanunen belirlenmeyerek, sigorta güvencesine alınacak rizikolann tespitinde üyelerin aruaş· malan esasbr. Kender, a.g.e., s. 17.
iSLAMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, CİLT: 16, SAYI: 4, 2003, Sayfa: 615-629; ISSN 1_300-0373, TEK-DA V
... ·· ·· ··-;;- ·-~
NiHAT DALGTN •.
müesseselerinin4 gerçek şekliyle işletildiği toplumlarda özel sigortalara ihtiyacın olmayacağı düşüncesidir. Bu gerekçelerle, müslüman araşhrmacılardan bazılan, her türüyle özel sigartacılığa karşı çıkıruşbr5.
İslam toplumlannda özel ticari sigortalara karşı oluşan tepkinin ikinci sebebi ise; sigorta güvencesi satmanın yani, ticari olarak sigortacılık yapmanın dinen uygun olmadığı, sigortacılığın ticari bir kazanç kapısı görülmesinin doğru olmadığı şeklindeki düşüncedir6.
Karşılıklı özel sigortalar, özel ticari sigortalardan farklı bir işleylşe sahip olmakla birlikte, müslüman toplumlarda yeter derecede bilinmemeleri dolayısıyla, bunlar da ticari özel sigortalar gibi zarınedilmiş ve müslüman kesim bu sigortalarada kuşkuyla bakıruştır.
Günümüz müslümanlannın bir kısmı, sosyal güvenliklerini asgari olarak sosyal sigortalar yoluyla sağlamaya çalışmakta, l:iu sigortalann karşılamadığı sosyal riskiere karşı ise, kendi imkanlannı seferber ederek bu riskiere karşı koymakta, karşı koyamadıklannda ise, kaderlerinin bu olduğuna inanarak, mevcut durumu kabullenmeye Ç'alışmaktadırlar.
Bu çalışmada, karşılıklı sig'ortalann meşru
olduğu, bu tür sigortalann kurulup ge~ştirilmesinin değişik faydalan yanında herhangi bir mahzurunun bulunmadığı ispat edilmeye çalışılacakhr.
Günümüz dünyasında sosyal riskierin hem çok çeşitli hale geldiği hem de birçok riskin kişinin özel tasarruflarıyla karşılanamayacak derecede ağır olduğu, bu nedenle birçok alanda sigorta güvencesi alma ihtiyacının tartışılamayacağl dikkate alındığında, karşılıklı sigortacılıkla ilgili olarak duYuJan kuşkulan giderme amacına yönelik çalışmalann önemi kendiliğinden ortaya çıkacakhr.
Çalışmanın birinci bölümünde karşılıklı sigorta-
4 Dayanışma müesseseleri hakkında geniş bilgi için bkz.: Şeker, Mehmet, Is/lımda Sosyal Dayarvima Müesseseleri, Ankara 1991, Üçüncü baskı, s. 97-187; Islam'da sosyal gOvenU!ji temin eden müesseseler için bkz.; Beşer, Faruk, İslamda Sosyal Gür~enlik, Ankara 1987, s.183-198.
5 Ömegin Faruk Beşer, 1 980'li yıllarda yaptıgı doktora çalışmasında; • ... bana göre, ıekatın ve ona bagh müessese ve esasiann uygulanacagı bir ortamda sigortaya ıaten hiç gerek kalmayacaktır" demekteydi. Beşer, a.g:e., s. 180.
6 Ticari sigortalann meş:riilugu ilzerinde yapdan tartışmalann odak noktasını, bu sigortalaııdaki sigartacının sigorta gOvenceSi satışının caiz olup olmııdıgı oluşturmaktadır. Geniş bilgi için bkz.: Muhammed Ahmed ez-Zerka, lsl!ıma Göre Banka ve Sigorta (tre. Hayreddin Karaman), istanbul 1981, ikinci Baskı, s.181,182; Abdullah Nasıh Ulvan, Hülanü'f.ls!tım fi't-Te'min, Daru's·Selflm 1987, ÜçOncü Baskı, s.32; AbdOssemi ei-Mısri, et-Te'minü'l-lsl!ımf Beyne'n-Nazaliyyeti ve'f-Tatbik, Kahire 1987, lkind Baskı, s.17 vd.; Muhammed Revvas Kal'aci, Mebtıhis !i'l-lkb's8di'l·lsl!ımiyye Min Usülihi'I·Fikhiyye, Beyrut 1991, Birinci Baskı, s.130 vd.; Muhammed Necip el-Mubl, Tekmiletü'I-Mecmıl (Yahya b. Şeref en·Nevevi, el·Meanu': Şerhu'l·MOhezzeb, 1-lX;Tekmileto's·SObki, X-Xll;TekmUetü Necı"b ei-Muti'i, Xlli·XX ile birlikte), Qdde ts., Mektebetü'l-~d, XII!, 426 vd.; Dalgın, Nihat, ls!tım~n !p§mda Sigortacı!Jk, Samsun 2002, İkinci Baskı, s. 107-116.
616
ların .tanımı ve işleyişi hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde ise, karşılıklı sigorta sözleşmesinin meşrUiyetini belirleyebilmek için, öncelikli .olarak, karşılıklı sigorta sözleşmesinin niteliğinin tespitine çalışılmışhr. Bu amaçla, İslam fıkhında bilinen hibe · akdi, kefalet akdi ve vaat-taahhüt ile karşılıklı sigorta sözleşmesi arasındaki ilişki incelenmiş, benzerllkler değerlendirilmiş ve sigorta sözleşmesinin bunlardan birine benzeyip benzemediği araşt:ıtılmışhr. Sonrasında ise, karşılıklı sigortalarm bir akdin sıhhatine engel olan garar ve faiz gibi haram unsurlarla ilişkisi ele alınmışhr. "
Çalışmada genel · olarak irieelerne ve araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araşhrmamızın birinci aşamasında Yani, karşılıklı . sigorta sözleşmesinin
niteliğinin tespiti esnasında "kıyas" yöntemi kullanılmışhr. İkinci aşamasında Yani, karşılıklı sigorta- . ların akitlerin sıhhatini engelleyen unsurlardan uzak olduğunun tespit edilerek bu sigortaların meşru olduğu hükmüne vanlması esnasında ise, "istislah"7 yönteminden yararlanılmıştır.
Karşılıklı sigortalarla ilgili olarak Türkiye'de yapılmış müstakil herhangi bir çalışma bilmiyoruz. Diğer İslam ülkelerinde yapılmış çalışmalardan görebildiklerimizde ise konu, ticari sigortaların İslam hukuku açısından meşru olup olmadığını araşhrmak amacıyla yapılan çalışmalar içerisinde bir bölüm olarak yer almakta, ancak oralarda da, çoğunlukla karşılıklı sigortalann işleyişi hakkında bilgi verilmekte, meşn1luğu hakkında bir ön kabul oluştuğundan bu husus tarhşılmamaktadır. Dolayısıyla, karşılıklı sigortaların ne tür bir akit temelinde kurulduğu, sözleşmenin akdin sıhhatine mani olacak bir unsur bulundurup bulundurmadığı sorulaona cevap arayan müstakil çalışmalara ihtiyaç duyulmadığı anlaşılmaktadır. İslam'ın Işığında Sigortacılık şeklinde yayımladığımız doktora çalışmasında bizim de amacımız ticari sigortalarm meşn1luğunu tespit olduğundan, söz konusu çalışmada, karşıhklı sigortalara değinmiş olmakla birlikte, yeter derecede bu tür sigartatara yer ayırmarnış ve detaylı bir incelemede bulunmamışbk. Bu makale çalışmasıyla, özellikle karşılıklı sigortaların muhtevasının daha iyi tanınmış olacağını ümit etmekteyiz.
I. Tanımı, Uns urlan ve işleyişi
A. Tanımı
Karşılıklı sigortayı; herhangi bir alanda sigorta hizmeti almak isteyen kimselerin, kanuni bir mecburiyet olmaksızın, bir araya gelerek, karşılaşacaklan belirli riskler sonrasında malvarlıklarında ya
7 Isiflm fıkhının genel ilkelerine, özellilde de şer'an onaylandı~a veya reddedildigine dair bir delil bulunmayan konularda maslahata göre hnknm verme yöntemini ifade etmektedir. İşleyi~ hakkında bilgi için bkı.: Özen, Şükrü, •fstis/ah", DlA, Istanbul 2001, XXlll, 383-388; Şener, Abdülkadir, Kıyas istilıSlln lstıslah, Ankara 1981, s.137 vd.
da vücutlannda oluşacak maddi hasan gidermek iÇin karşılıklı olarak yardımiaşmayı taahhüt etmeleri şeklinde tanımlamak mümkündürB. Bu tür sigortacılık yapan kurumla~ da "karşılıklı sigortalar", "karşılıklı üyelik sigo~lan" ya da "yardımlaşma sigortalan" olarak adlandırılır. Türk Ticaret Kanunu md. 1263'te ticari olmayan özel sigortalar "karşılıklı sigortalar" olarak isimlendirilmiş olup, şöyle tanımlanmıştır: "Birçok şahs_ın birleşerek, herhangi birinin diiçar olacağı her nevi tehlikeden (rizikodan) doğan zarar/M! lazmin etmeyi taahhüt etmelerine karşıbklı sigorta denir'9.
B. Unsurlan
l)Sigortalı: Hayatını, malını ya da mesuliyetini sigorta ettiren kimsedir. Sigortalı sigorta sözleşmesini irnzalamakla, sigorta şirketine iştirak eden diğer sigortalılann sigortalatt;ıklan riskierin gerçekleşmesi halinde orılara ödenecek tazmiriatı, diğer sigar~ talılarla birlikte karşılamayı taahhüt etmiş demektir. Bu amaçla peşin, taksitler halinde ya da hasar so~-. rasında kendisinden istenecek olan meblağı (sigorta primlerini) ödemeyi sigartah kabul etmektedir.
Karşılıklı sigartacılığın yapılabilmesi ·için asgari olarak ne. kadar sigortalının bulunmasının gerektiği, sunulacak olan sigorta güvencesi ile ilgili olup, her tür sigorta hizmeti için sabit bir sigortalı sayısı teorik olarak söz konusu değildir. Ancak, tazmin edilecek riskierin sigortalılara ağır yük getirme·mesi için, ihtimal hesaplarını da kullanarak asgari bir sigortalı sayısı belirlemek, bu sigorta türünün sürekliliği için faydalı olabi· lir. Nitekim, Türkiye'de yürürlükte olan Sigorta Murakabe Kanunu'nda yeni yapılan düzerılemeye gore, . asgari sigartah sayısı 200 olarak belirlenmiştirlO. ·,
2) Sigortacı: Sigortalanan rizikonun oluşması halinde veya sigorta müddetinin bitmesiyle, tazminat ödemeyi taahhüt eden taraftır. Karşılıklı sigortalarda, sigorta tazminatı ödemeyi taahhüt eden sigartahlar olup, ticari sigortalarda olduğu gibi, burada sigortalılardan aynca bir de sigartacı bulunmamak-
8 Karşılık~ sigorta tanımı için bkz.: Abdilllatil Mahmud at Mahmud, et· Teininü'l·içtimai li Dav'l'ş-Şeriati'l-islamiyye, Beyrut 1994, Birinci Basla, s. 46; lsa Abduh, et·Te'min Beyne'I-Haili ve't·Tahrim, Kahire, Oaru'l-l'tisam, ts., s.44; Ebu'I·Mecid Hark, Min Ec/i Te 'mini istamiMuas1r, Nasr 1993, Birinci Basla, s.26; SeUiıme Abdullah, el· Hatar ve't·Teinin, Basım yeri yok, 1987, Yedinci Basla, s. 148; Atabek, Reşat, Sigorta Hukuku, lstanbul1950, s.10. Bazı müellifler "karşılıklı sigortalar"la "yardımlaşma sigortaları"nı farklı tarumlamakta, çogu araştırmacı ise, birini eligeri yeriilde kullanmaktadır. Biz hem Islam ülkelerindeki çogu araştırmacının her iki sigorta ismi· ni aynı anlamda kullandıklarını görmemiz ve unsurlan açısından da aralannda lark bulunmaması sebebiyle, hem de Türkiye'deki hukuk
. çevrelerinin, ilgili kanun maddelerinde "karşı~ sigortalar" zikri geçmesirı.den dolayı bu isme ~şık olmalan nedeniyle, ~şmamwn başlıgını karşı~ sigortalar olarak koymayı uygun bulduk ve ~şmamızda "karşılıklı s!gortalar"la, "yardımlaşma sigortaları"nı ay_nı
anlamda kullandık. · ·
·. 9 Kender, a.g.e., s. 27, 28.
10 Sigorta Murakabe Kanunu md. 2.
İSLAM HUKUKU AÇISINDAN KARŞILIKLI S~GORTALAR
tadır. Yani, bu sigorta mensuplannın her biri sigorta güvencesi almak iStediği için sigortalı; her sigortalı diğer üyelere sigorta güvencesi vermeyi taahhüt ettiği için de sigartacı özelliğine sahip bulunmaktadırll. Bu nederıle, bu tür sigortalar karşılıklı sigortalaf olarak bilinmektedir.
3) Risk: Risk tehlike aı:ılamında olup, tarafiann iradesi dışında, olması muhtemel veya olacağı tarih belirsiz bir olay, bir vakıayı ifade etmektedir12. Risk gerçekleştiğinde sigortaimm malvarlığı zarar görür. Bütün mal Sigortası çeşitleri, söz konusu olan riskin gerçekleşmesi halinde, oluşacak maddi zarardan üyelerini koruma altına alma düşüncesinin ürünüdür. Büyük risklerden korunmak için sigortalar, riskin sigortalılar arasında paylaştınlarak yok edilmesi yön·temini kullanırlar. Şu bir gerçek ki, riskin bulunmadığı alanlarda, sigartacılığa gerek de olmayacaktır. Karşılıklı sigortalar, üyelerinin birlikte tazmin etmeleri mümkün olan· riskleri sigorta teminatı altına alırlar. Gerçekleştiğinde, mevcut üyelerine ağır yük getirecek olan riskierin sigortatanmasından karşılıklı sigortalar ya kaçınırlar, ya da· burılan da rahatlıkla sigortalayabilmek için, diğer karşılıklı sigortalada dayanışma içine girerek "reasürans"l3 işlemi gerçekleştirirler. ·su bilgilerden hareketle, az sayıdaki sigortaltiardan oluşan karşılıklı sigortalarm büyük riskleri sigortalama şanslannın bulunmadığı söylenebilir. Karşılıklı sigortalarm büyük riskleri de rahatlıkla teminat altına alabilmeleri için, sigortalı sayılannın olabilecek en yüksek düzeye çıkanlması önemlidir.
4) Prim: Hasann oluşması ya da belirlenen sürenin bitmesi halinde, sigortalı üyeye, sigortalılann ödemeyi taahhüt ettikleri ·sigorta tazminatıru verebilmeleri ıçın, sigortalılann mfıtat şekildeki ödemeleridir. Kcı.rşılıklı sigortalarda teorik olarak, sigortalılann ödeyecekleri prim sabit olmadığı gibi, her ay sigorta primi ödemeleri gerekli de değildir. Ancak, üyelerden birinin malı zarar gördüğünde, sigortalılann onu tazmin etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Sigartahlar bu görevler4ıi geciktirmeden yapabilmeleri için, sigortaya peşin ödemede bulunarak bir sandık oluşturmalan da mümkündür14. Karşılıklı sigortalarda üyelerin verecekleri aidatlar, grup üyelerinin sigortalanan malı için ödenen ha5ar tazminatı ile paralellik arz edeceğinden, ödenen
ll Ebu"I-Mecid Hark, a.g.e., s.120.
12 Selliıme Abdullah, a.g.e., s. 10.
13 Reasürans; bir sigortanın karşılamakla sıkınbya dtışebilecegi risk· !erin bir kısmını bir başka sigortaya tekrar sigorta ettirmesidir. Bir başka deyişle, sigortanın kendisini daha büyük çaplı sigorta şirket· lerine sigorta ettirmesi anlamına gelmektedir. Bu nedenle, ticari si· gortalar da, sigorta primlerinin bir losmını reasürans şirketlerine bu amaçla aktararak, kendilerini daha güvenli hale getirmek isterler.
14 Sigorta primlerinin başlaiı ya da hasar sonrasında toplanması nok· tasında farklılık gösteren uygulamalar için bkz.: M1sri, a.g.e., s. 41-46.
617
· .. ······· ·-:-.:.- -;-- i
NiHAT DALGIN
primler-aidatlar ticari sigortalarda oldu~ gibi sabit olmayıp, yıllara göre değişiklik gösterebilecektir. Bu nedenle, bu sigortalar prim açısından, "değişken primli" sigortalar sınıfında ele alınmaktadır. Karşılıklı sigortalarda üyelerin gerçek prim yükümlülüğü dönem sonunda hesaplanır.
Karşılıklı sigortalarda sigorta primleri, yalnızca ödenecek sigorta tazminatlan için kullanılmakta olup, buradan herhangi bir kimsenin ticari kazanç sağlamalS düşüncesi bulunmadığından, sigorta tazminatlanndan artan primler, yine üyelere geri döndürülmektedir. Bu fazlalık üyelere dağıtılacağı gibi, gelecek için rezerv olarak sigorta sandığında üyelerin hesabında tutulabilir. Ayrıca, teorik olarak, bu fazlalığın dönem sorılannda, üyelerin tasvibiyle, hayır hizmetlerine ya da kültürel alanlara harcanması da mümkündür.
5) Sigorta Bedeli:. Sigorta tazminatı olarak da bilinen bu unsur, sigortalanan tehlikenin meydana gelmesi ya da sigortalı ile anlaşılan sürenin bitmesi halinde, sigortalıların içlerinden biri olan sigortalı ilyeye vermekle zorunlu olduklan meblağdır. Mal sigortalarında bu tazminatı almak, sigortalanan riskin oluşmasına bağlı ise de, hayat sigortalannda .belirlenen zamanın bitiminde bu tazminatı ilyenin kendisi, silrenin bitimi öncesiride sigortaimm ölmesi halinde ise, sigortatıpın hukuki yakınlan almaktadır. Sigorta tazminatı, bu sigortalann mal sigortası türlinde karşılıksız olarak verilirken, hayat sigortası türlinde ya karşılıksız, ya da bir borç şeklinde verilmektedir. Bu haliyle de, karşılıklı sigortaların hayat sigortası hizmeti, ticari sigortalann bu alandaki hizmetinden farklı temellere oturmaktadırl6.
C. işleyişi
Burada, yardımlaşma cemiyeti şeklinde kurularak karşılıklı sigortacılık yapan şirketlerin ve ticari şirket bilnyesindeki karşılıklı sigortalarm işleyişi hakkında bilgi verilecektir. ·
1. Yardımlaşma Demekleri Şeklinde Kurulan Karşılıklı Sigortalar
Yardırrılaşma demekleri şeklindeki bir oluşurrıla karşılıklı sigortacılık yapılabilmesi için, aynı riskle karşılaşmaktan korkan insanlar ya da meslek gruplan ·kendi aralannda birleşerek, sigortacılık yapmak için bir demek kurarlar. Bu derneğin kuruluş amacı, liyelerine bazı hususlarda sigorta gilvencesi sunmak olduğundan, demek tüzilğünü hazırlark~n. derneğin başlıca amacı; "üyelerine belirli alanda sigorta
lS Her ne kadar Türk hukukuiıda karşılıklı sigortalar da dahil, sesyal sigortalar dışındaki sigorta şirketleri birer ticarelhane olarak de!ıerlendirilip, bunu Işleten lilıel kişiler de tacir olarak kabul edilmekteyse de (bkz.: Kender, a.g;e., s. 31,32.) bunun, karşılıklı sigortalan birer ticari sigortalar haline dönüştürmeyeceAini düşünmekteyiz.
16 Konu ile ilgili geniş bilgi için bkz.: Oalgın, a.g.e., s.207-214.
618
güvencesi sağlamak" şeklinde tescil edilir.· Buna göı:e, bu derneğe ilye olmak isteyen herkes, demek tüzilğünde belirtilen alanda diğer ilyeleni sigorta gilvencesi sunulması için, belirli dönemlerde yardımlaşacağma dair bir taahhiltname imzalar. Bu şekilde,. yardımiaşına derneği adı altında karşılıklı sigorta hizmeti sunulabilirl7.
Bu tür kuruluşlar, mall8, mesuliyetl9 ve hayat sigortası20 hizmeti sunabileceklerdt Ancak, hayat sigortacılığı yapmak için, bit sonraki maddede ele alınac~ olan ticari şirket bilnyesinde bu işin yapılması daha uygun olacaktır. J
Bu demegin kuruluşu için, teorik olarak belirli bir sermaye şart değildir. Şu kadar var ki, karşılıklı sigortacılık için kanunla belirlenmiş bir sermaye şartı varsa onun sağlarıması gerekir. Örneğin, TUrkiye'deki Sigorta Murakabe Kanunu md. 2'ye göre, bu tür sigortacılık yapabilmek için üyelerin 200 milyar -lira sermaye ortaya koymalan gerekmektedir.
Üyeler derneğin işlerini yilriltmek üzere, başkan ve yönetim kurulunu seçerler21. Yönetim kurulu sigortalılann hak ve yilkümlülilklerini ya kendileri bizzat takip eder, ya da dışandan uzman kişileri aylık ilereili olarak, ilyelerin de tasvibiyle görevlendirirler. Ücretli olan bu kimseler, belirli ilcret karşılığı iş yaparlar ve sigortalılar adına tasarrufta bulunurken, onlann vekili hilkmilnde olup, aynca sigortalılann sigorta primlerinde bir haklan yoktur.
Sigortalılar, hem karşılıklı sigorta derneğinin kira, elektrik, su ve işçi çalışiırma gibi masrafianna verilmek üzere, diri harcamalarmı ortaklaşa karşılamak, hem de· üyelerine verilecek olan sigorta tazminatıru birlikte karşılamakla yilkümlildürler. Bunun için, ya kendilerinden cari harcamalar için ayrı, sigortalılara tazminat ödemek için ayıi olmak üzere, iki
17 Zerklı, a.g.e., s. 172; Mutii, a.g.e., Xlll, 37S, 376; SeUM!\e Abdullah, a.g.e., s. 148- 1S4.
18 Mal sigortası; sigortalının mal varlı!ıına zarar verebilecek risklerden dolayı sigorta güvencesi veren sigortalara denir. Öme!ıin, bir işyerini yı;ngın tehlikesine karşı sigortalamak, bir arabayı hırsızlı!ja karşı sigortalamak bu tür sigortalardandır.
19 MesuUyet sigortası; kişilerin sorumluluklannın sigortalanması demektir. Şöyle ki; bir doktor tedavi esnasında kendi kusuru sebebiyle hastasına zarar verebilme ihtimalinden dolayı kendisinin sorwnlulu!lunu sigortalayabilir. Türkiye'de uygularnııda bulunan zorunlu trafik sigortası bunun tipik ömegidir. ÇUnkil bu sigortalar, şolörün karşı tarafa verebilece!li zararlan sigorta güvencesine almaktadır. Keza, terzi, berber gibi sanat erbabı da bu tür sigorta yapbrabiUrler: Babda bunların örnekleri mevcuttur.
20 Hayat sigortası; kişilerin beklenmedik zaman içinde ölmeleri, kaza geçirerek iş göremez hale gelmeleri gibi, bizzat kendi şahıslan ile ilgili oluşabilecek risklerden kendilerini sigorta ettinnelerine denir. Güntimüzde çok degişik hayat sigortası türleri bulunmaktadır.
21 Karşılıklı sigortalan ticari olanlanndan ayının Uç önemli özellik olarak şunlar gösterilir. I-Karşılıklı sisortalann sermayesiz kurulabilmesi, 2- Yöneticilerini üyelerin seçebilmesi, 3- Bu sigortalann kar elde etmek amaorun bulunmaması. Bkz.: SeiiM!\e Abdullah, a.g.e., s. 149.
farklı ödeme talebinde bulunulur. Ya da, her iki hizmet için tek kalemde belirli m~ar meblağın peşin olarak veya taksitlerle ödenmesi istenir ve bu ödemelerin bir kısmı cari ödemelere harcanır ..
Bu derneğin üyeleri, üyelik anlaşmasında belirtilen süre dolmadan üyelikten çıkamazlar. Aksi taktirde, hedeflenen sigortacılık hizmetinin verilmesi imkansızlaşabilir. Belirli donemler sonunda demekten çıkmak isteyen üyenin hesabı şöyle yapılır. Üyenin derneğin cari harcamalan için verdiği paralar o yönde harcandığından, bu kalemden üyeye herhangi bir meblağ geri ödenmez. Bu kalemden ödemediği aidab varsa, o kendisinden alınır. Üyenin sigorta sandığı için ödediği primlerle, sigorta sandığından üyelere tazminat olarak yapılan yardımdan kendi yükünilülüğürıe düşen miktar karşılaştınlıi. Üyenin, diğer üyelere ödenen sigorta tazminatlan sebebiyle kendi ·son,ımluluğuna düşen paydan daha az ödemede bulunduğu anlaşılırsa, ek bir qdeme yaparak bu yükümlülüğürıü yerine getirdikteri sorıra dernek üyeliğinden çıkmasına müsaade edilir. Aksine, sigortalı yükümlülüğünden fazla ödemede bulunmuşsa, bu miktar kendisine geri verilir.
Üyelerin sigorta sandığı için g~reken yükümlülüklerini zamanında gecikmeden yerine getirmesi için, yukanda zikredilen şeklin dışında, meşru bazı tedbirler daha alınır. Örneğin, sık sık yükürnlülüğünü yerine getirmeyen ya. da geciktiren üyelerin, belirli ay ya da gürı içinde ödemesini yapmadığmda, demek üyeliğinin ·son bulacağı şeklinde bir madde demek tüzüğüne konabitir.
~
Beklenmedik şekilde sigortalanmış olan risklerden bir çoğunun · gerçekleşerek, yüklü tazminat ödenmesi gerektiği durumlarda, üyelerin yükümlülüklerinin daha da ağırtaşmaması için, bu tür demekler ya üyeler için ağır mali yük doğuracak rizikolara sigorta güvencesi vermeme cihetine giderler, ya da ülke genelinde bu amaçla kurulan yardımlaşma demeklerinin, gerektiğinde birbirleriyle de yardımlaşmalannı sağlamak amacıyla, her demek sigorta sandığı için toplayacağı meblağı biraz fazla tutarak, bu fazla miktarı, demekler arası yardımiaşmayı sağlamak amacıyla kurulmuş bulunan merkezi bi~ derneğe aktarma mecburiyeti konulur: Böylece, karşılıklı sigortalar arasında da, bir nevi ticari sigortaların kendilerini tekrar sigortalatmalan (reasürans) işlemine benzer bir teşkilatlanma22 yapısı ortaya çıkmış olur. Devletin, aynı amaçla kurulan sigortalarm kendi aralanoda yardımlaşmalannı sağlamak amacıyla pu sigortaların ortak bir sigorta fonu kurmalannı istemesi de uygun olur. Söz konusu oluşumda, karşılıklı sigortalar . arası sigorta fonu-güvence fonu şeklinde .nitelendirilebilecek olan bu merkezi
22 Mısri, a.g.e., s. 64.
İSLAM HUKUKU AÇlSINDAN KARŞlLlKLI SiGORTAlAR
derneğin sandığı için diğer demek üyelerinden kesilen meblağ, ağır bir yükümlülük albnda bulunan karşılıklı sigorta demeğine yardım için kullanıla
cağından, bir sigortaimm demekten çıkması halinde bile, · kendi ödemelerinden bu merkezi derneğe aktanlmış olan · meblağ geri ödenmez. Nitekim, Türkiye'de özel finans kurumlan arasında benzer özellikte bir oluşum, 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 20. maddesinde değişiklik yapılarak "Özel Finans Kurumları Birliği" ve bu birlik bünyesinde yardımiaşmayı sağlamak için, "güvence fonu" oluşturularak hayata geçirilmiştir23.
Burada anlablan şekliyle Türkiye'de karşılıklı sigortacılık yapmak için kanuni bir engel yoktur. Ancak, karşılıklı sigortacılık yapmak üzere bir araya gelen grubun demek şeklınde değil de kooperatifler kanununa uygun olarak bir koopf:lratif kurmalan gerekmektedir. Bu durum Sigorta Murakabe Kanunu'nda şöyle yer q!maktadır: Türkiye'de karşılıklı sigortacılık yapacaklann en az 200 kişinin iştirakiyle 200 milyar lira sermayeli bir sigorta kooperatifi kurmalan gerekmektedir. Bu sigortacılık Sigorta Kanunu, bu kanunda yeri bulunmayan durumlarda ise, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabidir24. Kooperatiflerde, kooperatif ana sözleşmesini üyelerin hazırlayacak olması ve kanunlara aykınlık taşımayan hallerde bu sözleşmenin üyelerini hukukeri bağlayacak olması, aşağıda söz konusu edilecek olan, bazı mahzurlu unsurlardan anrunış şekilde bir karşılıklı sigortacılık yapılmasına imkan sunmaktadır.
2. Ticari Şirket Bünyesinde Kurulan Karşılıklı Sigortalar
Karşİlıklı sigortacılık hizmeti ticari bir şirket bünyesinde de verilebilmektedir. Şimdi bu türün
. işleyişine bakalım.
. a) Öncelikli olarak, belirli alanda karşılıklı sigortacılık hizmetinin sunulmasını finanse etmek amacıyla, üyelerin koyacaklan sermaye ile, halka açık bir ticari şirket kurulur. Bu şirket tüzüğünde. bu şirketin aynı zamanda ortaklanna belirli alanda sigorta güvencesi vereceği belirtilir25 ve şirket bünyesinde bir sigorta sandığı oluşturulur.
Şirket ortaklan, bu şirketin ortağı olmanın yanın-
23 Söz konusu birli!)in ve güvence fonunun işleyişi hakkında bilgi için bkz.: Özel Rnans Kurom/an Birlif}i 2003 yıh Faaliyederi Dergisi, Istanbul 2003, s. 38 - 40 ..
24 Kender, a.g.e.,-s. 28; Sigorta Murakabe Kanunu, md.2. 25 Osmanlı'nın son dönem Şeyhülislam'larından Mustafa Sabri Efendi
de, ticari sigortalara alternatif olarak öngördügü yardımiaşmayı anlatırken, önce bir yardım sandı!jı oluşturulmasını, sonrasında bu sandıkta toplanan paralann emin kimseler tarafından işletilerek, oluşan ll)ebla!j Ue hem belirli alanlardaki oluşan hasarların tazmin edilebilece!)ini hem de bu işten arta kalan miktann mal sahiplerine geri verile!?Uece!)ini söylemektedir. Bkz.: M. Sabri, Meseleler Haklanda Cevaplar(sad.; O. Nuri Gürsoy), İstanbul 1974, s. 158;159.
619
NiHAT DALGIN .;.
da, hem de şirket tüzüğünde belirtilen risk alanında sigortalı durumundadırlar. Zira, şirket bünyesinde bir sigorta sandığı oluşturulmuş olup, her ortağın hissesinin kannın belirü miktan sigorta sandığına aktanlmaktadır . Bu sandık belirlenen alanda üyelerine sigorta tazminatı verilmesinde kullanılmaktadır. Zaten burada şirketin kuruluş sebebi, üyelere ödenecek sigorta tazminatı için üyelerden sürekü bir sigorta primi almak yerine, ilk başta ortaya koydukları sermayenin akıllıca çalıştırılması neticesinde kar ederek, şirketin üyelerine sunacağı sigorta hizmetine finansman sağlamaktır. ·
Bu tür sigortacılıkta, sigorta tazminatı alan ortağın şirkete üyeügi son bulmayıp devam etmektedir. Zira bu tazminat sigorta sandı!;!ından verilmiş olup, ortagtn asıl sermayesi kendi hesabına çalışmaya devam etmektedir. Bu tür şirk~tlerin kurulması ve kara geçmesi uzun sürE!Ii olmalanru gerektireceginden, bu tür sigortacılıkta üyelerin şirket ortakhgmdan aynimaları belirli dönemler için yasaklanabilir.
Sigorta sandı!;jından alınan tazminatlar, ya önceki maddede anlatıldığı gl'bi, diğe~ üyelerin bire.r . yardımı olarak kabul edilip, bunların sigortalı üye tarafından sandığa geri ödenmesi istenmeyecektir. Ya da, sigorta sandığının çok daha güçlenmesi için, buradan tazminat alan üyenin, normal şartlarda, hisselerinin kanndan olmak üzere, aldığı tazminatı sandığa geri ödemesi şartı konulur. Bu işleyişe göre, sigortaltiann sandıktan alacaklan tazminat, bir borç kabul edilmektedir. Bu taktirde, şirket bünyesinde sunulan karşılıklı sigorta hizmetinin devamlılığı için, şirket ortaklarının sigorta sandığından tazminat almalan sonrasında, hisselerinin kanndan bu borç kapanana kadar, ortağm şirket hissesini alarak ortaklıktan ayrılma hakkı bulunmamaktadır.
Şirketin kar etmediği veya zarar ettiği durumlarda ise, bu tazminat, üyenin sigorta sandıgtna aktanlan · payından fazla olsa bile, diğer üyelerin yardımı olarak kabul edilir. Yani, her iki durumda da, üyenin şirket ortaklığı için koyduğu ana sermaye, sigorta tazminatına mahsup edilmediği gibi, şirket dışındaki malvarlığı ile bu tazminatın ödenmesi yolun~ .gidilmez.
Sigorta sandıgında tazminatlan karşılamanın ötesinde yüklü meblağ oluştuğunda ise, üyelerin alacağı karar doğiultusunda, ortaklann hisseİerinden sigorta sandığı için sürekü olarak kesilen miktarlar azaltılabilir veya bu faz\a meblağın belirli dönem sonlannda hayır hizmetlerine veya kültürel faaliyetlere harcanması şeklinde bir karar alınabilir.
b) Karşılıklı sigortacılık hizmeti, halka açık şirket şeklinde kurulmuş bulunan ticari işletmelerde, bütün ortaklann katılımı ile değil de, yaliuzca karşılıklı sigorta güvencesi almak isteyen ortaklar arasında da sunulabilir.' Bu taktirde, şirketin birçok ortağı bulun-
620
~--·--.
makla birlikte, dileyen ortaklar, kendi aralannda karşılıklı sigorta sandığ) oluşturarak, hisselerinin karlannın beürli miktarlanndan bu sandığa aktanmda bulunarak, sigorta hizmeti sunulmasını sağlayabilirler. Bundan sonraki işleyişi, bir önceki maddedeki (md. a) işleyişten farklı olmayacaktır. Şu var ki, bu şekilde karşılıklı sigortacılık yapılabilmesi için makul sayıda bir şirket ortağının bunu kabul etmesi gerekmektedir. Yoksa, 10 - 20 gibi az sayıdaki kişilerle karşılılğı sigortacılık yapmak mümkfuı olmaz.
Burada şunun gözden kaçırılmaması da önemlidir: Ticari şirket bünyesinde~ karşılıklı sigortalarla "özel ticari sigortalar" birbirinden faklıdır. Yukarıda değinildi!;!i gibi, karşılıklı sigortaların her türünde sigortalı ve sigartacı aynı şahısbr. Sigorta primleri de!;jişkendir. Sigorta primlerinin arta kalanı yine sigortalılanndır. Ticari sigortalarda ise, sigortalı ile sigartacı farklı, sigorta primleri sabit, sigorta primlerinden sigorta tazminab karşılandıktan sonra geriye kalan kısım, sigortaemın kan kabul edilir. Karşı~ı sigortalarda sigorta primleri, sigorta derneğinin cari harcamalan ve sigortaltiara ödenecek tazminab karşılayacak şekilde hesaplanırken, ticari sigortalarda sigorta primleri hesaplanırken, sigortaemın bu hizmetten elde edeceği kar da ilave edilir. Ticari sigortalarda, her türlü olwnsuzluğa rağmen, sigortacının bu işten kazanç sağlaması amaçlandığından, sigorta primleri ona göre ayarlanır. Bir başka ifadeyle şu söylenebilir: Teorik olarak, ticari sigortalarda sigortaltiann ödeyeceği sigorta primleri, sigortacının ödeyeceği muhtemel sigorta tazminatlanndan fazla olacak şekilde hesaplanır ki, sigartacı bu hizmetten ticari kazanç sağlamış olsun. Karşılıklı sigortalarda ise, böyle bir düşünce söz konusu değildir.
c) Yukanda ana hatlarıyla işleyişlerini açıklamaya çalıştığımız karşılıklı sigortalar, özel ticari sigortalann sunduğu sigorta hizmeti alanlarının
birçoğunda hizmet sunabilmektedir. Ancak, belirli bir dönem sigorta prim1 ödenmesi sonrasında sigortalının emekü edilmesi şeklinde ticari sigortaların sunduğu hayat sigortası uygulaması, karşılıklı sigor-
. tacılık yapan çevrelerde kabul görmemektedir. Karşılıklı sigortalarm sunduğu hayat sigortalannda güdülen amaç, kişinin hayatı boyunca biriktirmeyi planlayıp da, beklenmedik şekilde bir ölüm ya da kaza neticesinde iş göremez hale geldi!;!i için, başaramadığı bu tasarrufunu kendisine sağlayarak, çocuklanru ve ailesini ma!;jdur durwnda bırakmamaktır. Bu nedenle, karşılıklı sigortalarda sunulan hayat sigortalan, daha çok, kişinin tasanuf yapmasına yardımcı olma şeklinde olup, sigorta dönemi sonrasında ya da risk.in vuktıu halinde, üyenin sigorta primi olarak birikl;irdiği tasarrufun~. diğer sigortalıların yapacağı katkıyla - tebenuuyla, hedeflenen tasanuf miktanna yaklaşılması planlanmaktadır. Bu sigortalarda ticari
. .....
sigortalar gibi, astronomik bir şekilde hayat sigortası tazminab ön görülmemekte ve ömür boyu erne~ söz konusu edilmemektedir. 26
d) Türkiye'de özel ticari sigortalann anonim şirketler tarafından, karşılıklı sigortaların ise, kooperatif şirketler tarafından yapılmasına müsaade edilmekte olup, ticari şirketler bünyesinde karşılıklı sigortacılık yapılmasına izin verilmediği gibi, sigortacılıkla ugrcışan şirketlerin aynı zamanda ticaretle de uğraşmalan yasaklanmışbr27. Bu nedenle, Türkiye'de Sigortalar Kanunu'nda değişiklik yapılmadan, bu tür sigortacılık yapılması mümkün değildir. ·
ll. MeşrUiyeti
Modern anlamdaki ticari sigortacılığın XIII. yüzyılda başladığı kabul edildiğine göre, konunun Kitap ve Sünnet naslarında yer almayacağı muhakkakbr. Ancak, karşılıklı sigortaların sunduğu sigorta hizmetinin benzeri bir hizmetin sunulması içip, ağır riskierin oluşturacağı hasarlardan korunmak 'amacıyla, insanlığın çok eski dönemlerinden beri, değişik şekillerde birlik oluşturarak, birbirleriyle yardımlaşbklan bilinmektedir. Bu nedenle, karşılıklı sigorta fikrinin, ticari sigortalardan çok eski dönemlere dayandığı söylenebilir. Bununla birlikte, özellikle siQortacılık hizmeti sunmak amacıyla, sigortalanan .rizikonun oluşma ihtimalinin hesaplarımasında büyük sayılar kanunundan ve ihtimal hesaplanndan istifade ederek karşılıklı sigortaların kuruluşu modem dönemdeki ticari sigortalarla aynı zaman dilimine rastlar28.
Günümüzdeki yapılanma şekli ve işleyişiyle karşılıklı sigortalar, ilk dönemlerdeki müstakil şekilde oluşturulan ya. da belirli alanlarda dayanışmayı sağlayan müesseseler içinde bir birim şeklinde görülen yardımlaşma sandıklan ile amaç ve gaye birliği oluşturmalrta iseler de, teknik ve hukuki düzenlemeler anlamında farkl! yönleri bulunmaktadır.
Bir kurumun İslam hukuku açısından meşru olup olmadığını tespit edebilmek için, kururnun meydana gelmesini sağlayan sözleşmenin meşrı1luğunun tarbşılması, bunun için de, söz konusu sözleşmenin sıhhatine engel ol~ unsurlarla ilişkisinin belirlenmesi önemlidir. İslam alimlerine göre, sözleşmenin ticari ya da teberrfı niteliğine sahip oluşu, akdin söz konusu unsurlardan etkilenme şei{Jini değiştirmektedir. Bu nedenle, öncelikli olarak, karşılıklı sigorta sözleşmesinin ticari ya da teberrfı grubuna dahil olduğunun belirlenmesi ger:ekmektedir. İkinci aşamada ise, karşılıklı sigortalann akdin meşrı1luğunu
26 Karşılıklı sigortalann hayat sigortası uygulama örnekleri için bkz.: Dalgın, a.g .e., s.211-214; Ebu'l·Mecid Hark, a.g.e., s. 133 vd.; Mısıi, a.g.e., s. 68 vd.
· 27 Kender, a.g.e., s. 26·30.
28 Modem sigortacılık dönemınde ilk kurulan sigortalann ~ıbklı si· gortalar oldu~ ilade edilmektedir. Bkz.: Mısıi, a.g.e., s. 40.
tsı..AM HUKUKU AÇlSINDAN KARŞILIKLI SİGORTALAR
etkileyen unsurlarla ilişkisini ortaya koyarak, sözleşmenin meşru olup olmadığı netlik kazanabilecektir.
A. Karşılıklı Sigorta Sözleşmesinin Niteliği
Bu başlık albnda, yukanda verilen sigortanın unsurlan ve işleyişi ile ilgili bilgiler ışığında bu sigorta sözleşmesinin niteliği tespit edilmeye çalışılacakbr.
Karşılıklı sigorta sözleşmesinde sigortalının, "sigorta kurumu tarafından ismen belirlenmiş olan tehlike c:ıluşup, herhangi bir üyenin malvarlığına
zarar verdiğinde, onun tazmin edilmesi için diğer üyelerle beraberce yardımda bulunacağını taahhüt etmesi" söz konusudur. Bu sözleşmede akdin konusu "zararı tazmin etme hususunda yardımlaşma" dır. Söz konusu sözleşmede sigortalıların kurum kasasına yapbklan· ödeme bir teberrfı olup, gerektiğinde üyelerin kasadan alacaklan tazminat da aynı özelliğe sahiptir. Bu sigortalarda sözleşme, sigorta primi karşıMında sabn alınacak olan mal ya da hizmet üzerinde kurulmayıp, ortada alınıp sablan herhangi bir şey de bulurımadığından, karşılıklı sigorta sözleşmesinin ticari akitlere (ivazlı akitlere) benzer bir tarafı bulunmamaktadır.
Karşılıklı. sigorta sözleşmesinde mevcut olan yardımlaşma unsuru, taahhütte bulurırna, diğer üyelerin zarannı tazmin etme vaadi, herkesin aynı sözleşmeyi imzalaması nedeniyle karşılıklı olarak birbirlerine kefil olma gibi olgular, bu sözleşmenin teberrfı akitler grubuna girdiğine işaret etmekteyse de, ne tür bir teberrfı olduğu 'hususu araşbrmayı gerektirmektedir. İşte bu nedenle burada, karşılıklı sigorta sözleşmesiyle benzer özellikler taşıyan teberru akitleri ile bu sigor:ta sözleşmesi arasındaki ilişki irdelenecek ve yeni olan bu sözleşmenin niteliği hakkında bir tespitte bulunulacakbr.
1. Hibe Akdi ve Karşılıklı Sigortalar
Bilindiği gibi, karşılıklı sigortalarda sigortacılık hizmeti, üyelerin ödedikleri sigorta primleri sayesinde sunulabilmektedir. Karşılıklı sigorta cemiyetinin üyeleri, karşılıksız teberrfı-bağış ya da sadaka şeklinde sigorta sandığına öclemede bulunmamaktadırlar. Keza sigorta sandığına karş_ılıksız bir hibede de bulurımamaktadırlar. Belki, hemen değilse de, kendisiniri de yardıma muhtaç olacağı gelecek bir zaman diliminde, kendisine yardım edilerek, maddi zararının üyelerle birlikte k~şılarıması beklentisi içinde sigorta primlerini . ödemektedir. Buna göre, karşılıklı sigortalarda yapılan sözleşmeler, klasik fıkıhta tespit edildiği şekliyle, ne genel olarak karşılıksız yardım anlamına gelen tebeniı akdi, ne de bir teberrfı çeşidi olan hibe akdidir29. Buna göre,
29 Hibe akdi lle ilgili bilgi için bkz.: Muvallakuddin Abdulah b. Ahmed b. Kudtınıe, ei·Mu§m (Şemseddin' lbn Kuc!Ame, eş·Şerhu'l·kebir
621
NiHAT DALGIN
· karşılıklı sigortalarda ödenen primler, üyelerin sigor-' taya teberrGsu olmadığı gibi hibesi de değildir. , Çünkü karşılıklı sigorta sözleşmelerinde, üyeler.diğer~ üyelerin sigortalanarı. şeyine zarar geldiğinde onu i tazmin etmeyi üstlenmekte, bu amaçla derneğe ' ödemede bulunmaktadır. Bu ödemelerini yerine getirmediklerinde hukuken sorumlu-borçlu görülmektedirler. Sigorta sözleşmesinde ödenen sigorta primleri karşılığında şart koşulan bir bedel-Ivaz gözükınediği için bu sözleşmeye i vaz · şartlı hibe denemeyecekse de, bir karşılık beklentisi bulunduğun-
. dan ivazlı hibeye benzetilebilecektir30. Nitekim, bütün üyelerin aynı sözleşmeyi irnzalamalarından, yapılan ödemenin karşılık beklentisiyle yapıldığı
ortaya çıkmaktadır. Bu durum göz ardı edilerek, karşılıklı sigorta sözleşmesi gereğince, üyelerin sigorta sandığına yaptıklan ödemelerin karşılıksız
hibe, bir başka ifadeyle karşılı.l<sız tebem1 olduğunu söylemek, buradan hareketle de karşılıklı sigorta sözleşmelerinin karşılıksız hibe akdi olduğunu ifade etmek doğru olmayacaktır. Aksi takdirde, akitlerin asıl ruhu mesabesindEl,. bulunan, tarafiann bu cemiyete üye olmalan ve ödemede buluninalan arkasındaki maksatlan hiçe sayılmış olur.
Bazı muasır araştırmacılar, karşılıklı ·sigorta üyelerinin. yaptığı bu şartlı ödeme şekli ile, şartlı hibe arasında benzerlik kurarak, karşılıklı sigorta sözleşmesinin bir şartlı hibe akdi olduğunu savunmuşlardır. Buna göre, her üye, derneğin diğer üyelerinden birinin hasarını telafi etmek amacıyla sigorta sandığına· bağışta-hibede bulunurken, hibe ettiği üyenin de gelecekte kendisine hibede bulunmasını şart koşmaktadır. Zaten, derneğe girilirken imzalanan üyelik anlaşması, bir nevi bunun üzerine kurulmuştur.
Kanaatimizce, şartlı hibe ile karşılıklı sigorta sözleşmesi arasında benzerlik var gibi görünse de, teknik açıdan bakıldığında, karşılıklı sigorta akdinin bir şartlı hibe akdi olduğu söylenemez. Çünkü;
'1)~rşılığında bir bedelin şart koşulduğu hibenin başlangıçta hibe mi, alışveriş mi olduğu tartışılmıştır. Şartlı hibenin baştan bir hibe olduğunu benimseyen Hanefiler'in çoğunluğuna göre, akdin tarnarrdanması için hibenin de, karşılık olarak verilecek bedelin de taraflarca teslim alınması (kabzedilmesi) gerekmektedir. Bu şekilde teslim gerçekleşmedikçe hibe eden ve bedel verecek olan yapacağı bağıştan
ile beraber) 1- Xll, Be:ynıt 1994; VI, 273; Bardzıko!llu, Ali, "Hibe", DİA, Istanbul 1998, XVII,421; Mecelle-i Alıktım·ı Adliyye, md. 833'de hibe; "BUa ivaz bir malı !hara temllk etmektir" şeklinde tanımlanmaktadır. Maddeninşerhi için bkz.: Ali Haydar, DiirtJriJ'I· HukkAm Şerfıu Mecelleti'/-AiıkSm (Arapça'Yzı çeviı:en •. ei-Muhamr Fehmi ei-Huseynij, 1- XVI, Beyrut ts., Daru'I-Kiltübi'l-Dmiwe, N, 342-347.
30 Hibede bedel (ivaz), akit sonrasında bagışianan tarafından gönüUü. olarak verildiğinde ivazlı hibe, akit esnasıı:ıda şart koşulan veya kararlaştınlan bir karşılık konumunda oldu!junda ise ivaz şartlı hibe söz konusudur. Bardako!jlu, a.g.m., OIA,XVII, 424.
622
~···----
d.önebilecektir31. Halbuki, karşılıklı sigortalar böyle· bir esas üzerine kurulmamıştır. Şartlı hibeyi baştan alışveriş akdine benzeten çoğunluğu oluşturarı fakihlere göre ise, hibe ve bedelin teslim edilmesi akdin tamamlanması için şart olmasa ve bedel söz konusu edildiğinde, · hibe hibede bulunan açısından bağlayıcılık arz etse de, bu durumlarda hibe alım satım akdine benzetilmektedir32. Satım akdinde ise, satıma konu olan şey ve bedeli bı!lli olmaJı33, müşteri için 'bazı muhayyerlikler bulunmalıdır. Karşılıklı sigortalarda ise, hem hibe plarak görülen sigorta primlerinin miktan belirli olmadığı gibi, hem de hibede bulunan şahsın hibesine karşılık olarak sabit bir Şey istemesi mal sigortalannda söz konusu olmamakta, muhtemelen alabileceği tazminabn ise ne kadar olacağı bilinmemektedir. Aynca, hibede bulunan bir üyenin, sigortalanarı malvarlığında herhangi bir ha-sar oluşmadığı için, hiç bedel almayacak olma ihtimali de bulunmaktadır. Bu durumda, sigorta söz-leşmesi ivaz şartlı bir hibe olarak görülemeyecektir.
ü) Karşılıklı sigortalarda, belirli dönem sonlannda üyelerin gerçek sorumluluğu hesaplanır, bu yükümlülüklerinden az ödemede bulunanlardan yeni ödemede bulunması istenirken, fazla ödemede bulunan kimseye bu fazlalık geri verilir. Aynca, dönem sonunda, üyelerin ödemelerinden oluşan meblağın
. sigorta tazminatı ödemelerinden arta kalan miktarı, üyelere geri iade edilir. Bundan sonra da dileyen üye bu cemiyetten aynlabilir. Yani, burada bazı hallerde' kişirıin verdiği hibenin bir kısmını geri talep hakkı da bulurımaktadır. Burıa göre, karşılıklı sigorta
31 Ali b. Ebu Bekir b. Abdülcelil el· Mer!!mW, eJ-Hidaye Şerhu BidAyeti'l·mübtedi(nşr. el-Hac Riyazu'ş-Şeyh), 1-N,ei-MektebetüJİslamiwe ts., nı, 227, 229; Abdül!!ani el~animi ei·Meydani, eiLübab li Şerhi'f-J(jfab, 1-N, istanbul ts., Dersaadet, II, 176,177; Malik (ö. 179fl95), karşılık şartı bulunmasa da hibenin alışveriş akdi gibi, icab ve kabul ile tamarn olaca!jı ve hibe edenin bu durumda hibe etti!!i şeyi tesUme yükilmlü olaca!!ı görilşilndedir, Bkz.: Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd el-Halid, Bidayetü'lmüctehid ve nihayetü'/-mu.ktesıd (thk. AbdUihalim Muhammed Abdülhalim- Abdurrahman HUseyin Mahmud), !·ll, Beyrut 1992, Birinci baskı, U, 423.
32 Mergınln.i, a.g.e., nı, 229; Kemaleddin Muhammed b. Abdülv!hid · b. Hümam, Fethu'/-Kadir, 1-IX, Beynıt ts., VUI, 504,509; Şaliilere
göre, bedel şartlı hibenin bazı hilkilmlerinde sabm akdine benzedi!!i Ue ilgili olarak bkz.: Şemseddin Muhammed b. Ahmed eş-Şirbinl, Mu!ftı/'1-muhtac d'a ma'rifeti meAni e/Fazi'I-Minhtıc, 1· IV, 0~'1-Fikr, ts., U, 405. .
'33 Şartlı hibede bedelin belli olmaStrun gerekli olup olmadı!!ı hukuk ekallerinde tartışılmıştır. Malikilerde iki farklı görüş, Hanefilerde ancak şartın sahih görilimesi için bedelin malum olması, ŞaflUerde bedelin malum · olmadı!!ında hibenin babl oldu!!u, Hanbelilerde bedelin malum olması gerekti!ji, aksi taktirde hibenin fa,sit olaca!jı şeklinde görüşler bulunmaktadır. Genlş bilgi için bkz.: Bilmen,
· Ömer Nasuhi, Hukula ls!amiyye ve lsblahab Fıklıiyye Kamusu, 1· VIII, Istanbul ts., Bilmen Yayınevi, N,241-244; Şener, Abdülkadir, İslam Hukıılaında Hibe, Ankara 1983, s. 44 Yel.; Zuheyll, Vehbe, ls/Am Flkhı Ansik/opedisi (tre. Komisyon), Risale Yayınevi adına sahibi, M.Fatih Saraç, 1-X, Istanbul 1992, Ikinci Baskı,a.g.e., VI, 173-176.
sözleşmesinin bir şartlı hibe oldugunu söylemek gerçeği tam yansıtmayacaktır.
iü) Karşılıklı sigorta üyelerinin, bu sigortaya pirim ödemelerindeki maksadın, zor. günde karşılİklı yardımlaşmak olduğu, içlerinden herhangi birilerinin toplanan sigorta primlerinden ticari kazanç sağlama imkanının bulunmaması, sigorta sandığına verilen primierin oluşan zaran gidermede yeterli olmadığında, üyelerin gönül rahatlığıyla yeni ödemede bulunacak olmalan, sigortalı üyenin zor gününde kendisine yardım için verilen tazminatlardan arta kalan paranın üyelere geri dönecek olması gibi kriterler birlikte düşünüldüğünde, karşılıklı sigar~ ta sözleşmelerinin ticari bir sözleşme olmayıp, teberrü sözleşmesi olduğu, bu sözleşmenin bir yönüyle karşılıksız hibeye, bir yönüyle ise, şartlı hibeye benzediği, ancak ikisinden de farklı olduğu göıülmektedir. Buna göre, bu sözleşmenin ed-Darir'in de dediği gibi34, kendine özel nitelikleri olan bir hibe sözleşmesi olduğunu söylemek daha isabetli olacaktir.
2. Kefalet Akdi ve Karşılıklı Sigortalar
Karşılıklı sigortalar, karşılıklı kefaletleşrrıe anlarnına gelecek şekilde uet-Te'minü't-Tekafi.ilJ' adıyla da isimlendirilmektedir. Nitekim, Daru'l-maa'I-İslami ismi ile orta doğuda kurulan karşılıklı sigortanın Avrupa'daki kolu İslam Tekafül Kurumu UTK) olarak bilinİnektedir. Bunun nedeni ise, bu sigortalarda yapılan sözleşmelerin birer kefalet akdi olduğu, böylece bütün üyelerin kefalet akdi sayesinde birbirlerinin kefili olarak Sigorta güvencesi sağladıklan inancıdır. Bu nedenle burada karşılıklı sigorta sözleş- . mesinin kefalet akdi35 ile benzerliği araşbnlacaktıi.
. i) Karşılıklı sigortalar ile kefalet-i mukayyede36 ' arasında benzerlik bulunmaktadır. Nitekim her sigorta üyesi, diğer üyelerden birinin sigortalı malı zarar gördüğünde, onun z;ırannı karşılamaya kendisini kefil tutmaktadır. Belirli ·bir şarta bağlı kefalet ise sahihtir37. Sigortada her üye diğerinin belirli zararını tazmin etmeye kefil oldugundan, müşterek bir kefalet ortaya çıkmakta ve bir üyenirl malı hasar gördüğünde, oluşan zarar bütün kefiller tarafından ortaklaşa olarak ödenmektedir. Burada sigortalının oluşan hasannı ödeme hususunda diğer üyelerin
34 Daıir, a.g.e., s.647. 35 Kefalet; güvence sa!llamak üzere kefilin zimmetinin borçlunun zim·
metine kablmasını gerekliren bir akittir. Geniş bügi için bkz.: Şemsüleimme es·Serahsi, ei-Mebsüt, 1-XXX, Beyrut ts., Daru'l· ~a'rife, Ikinci Baskı, XIX, 160, lbnU'l-HUm&m, a.g.e., VI, 183; lbn R~. a.g.e., 1, 378; Şirbini, a.g.e., ll, 198 vd.; Ali Haydar, a.g.e., W, 615 vd.; Apaydın, H. Yunus, "Kefalef, DlA Ankara 2002, XXV;-168,169. · · . '
36 Kefalet-i mullayyede; bir kayıt içeren kefalettir. "F'dan kimse bor· cunu vermeden vefat etti!li taklirde o borca ben kelilim" denilmesi
·gibi. Erdo!!an, Mehmet, Fılah ve Hukuk Terimleri Sözlü§l, Istanbul 1998, Birinci Baskı, s. 239.
37 MeceUe-i AhkAm·ı Adliwe, md. 625.
iSLAM HUKUKtJ AÇIS!NDAN KARŞlLIKU SİGORTALAR
müşterek kefaleti gözükmekteyse de, şu açıdan sigorta akdi kefalet akdinden farklılık arz ebnektedir. Kefaletle kefil, ileride de olsa, borçlanacak olan kimsenin borcunun ödenmesi hususunda . kefil olurken, sigortaWann kendisine kefil olmayı taahhüt ettikleri diğer sigortalı çoğu kez borçlu konumunda bulunmamaktadır. Zira, sigortalının malı zarar gördüğünde, sigortada belirlenen kural gereğince
tazminat alma hakkı doğuyorsa da, bu şahıs bir başkasına borçlu duruma düşmemekte yani, bu kimserün borçlu olduğu alacaklı bulunmamaktadır. Bu durumda sigortalı alacağı tazminat ile malını tamir ettirecek ya · da yenileyecektir. Yani, kefaletle alacaklının alacağını garanti etmek amacıyla borçluya kefil olunurken, karşılıklı sigortalarda sigortalının mal varlığının oluşacak muhtemel risklerden korun-ması gayesiyle sigortalıya kefil olunmaktadır. ·
ii) Kefalet akdinde kefil, sözleşmede fen bir un. sur olmakla birlikte, karşılıklı sigortalarda kefil görülen sigartahlar sözleşmenin asli unsurlan olup, bütün zararları, malı hasar gören kimse ile birlikte öderler.
üi) Kefil, kendisine kefil olduğu şahıs adına yapacağı ödemeleri alabilmek için sonradan kefili olduğu k!.mseye dönerken38, karşılıklı sigortaların bazılarında böyle bir durum söz konusu olm.ayıp, sigorta tazminab diğer üyelerin birer bağışı mesabesindedir.
iv) Kefalet akdi karşılık bekleorneksizin yapılan teberrfı akitlerinden göıülürken39, karşılıklı sigortalarda üyeler, bir karşılık bekleyerek, yani diğer üyenin de bu şekilde kendisine kefaletle bulunması şarbyla sigorta sözleşmesini imzalarlar. Bir başka ifadeyle, karşılıklı sigortalarda karşılıklı kefalet şartbr denebilir, çünkü bu oluŞum bunun üzerinde bina edilmiştir. Kefaletten ücret alınmasını caiz gören alimierin görüşü40 açısından durum değerlendirilerek, karşılıklı sigortatarla ücretli kefalet arasında ben~rlik kurulacak olursa, buna şöyle cevap verilebilir. Ucretli kefalete benzetilen karşılıklı sigorta sözleşmesinde kefalet için konulan ücret ortada bulunmamaktadır. Kişilerin alacaklan sigorta tazminatlan kefalet ücreti göıülecek oldugunda ise, gerek ücretin alınıp alınamayacağında gerekse·rniktannda belirsizliğin bulunması sebebiyle, meşrUiyet problemi oluşmaktadır.
v) Kefalet akdinden anlaşılan şey, akdin yapıldığı an. veya gelecekteki bir zaman diliminde bir şahsın borçlanması esnasında, kefilin güven~esinin yürürlüğe girerek, karş.ı tarafın alacağının zamanında ödenmesidir. Karşılıklı sigortalarda ise, çoğu kez, sigortalının bir başkasına borçlanması söz konusu
38 İbn Rüşd , a.g.e., 1, 383; Şirbini, a.g.e., U, 210. 39 İbn Kudarne, a.g.e., V, 72; Şirbini, a.g.e., U, 207. 40 Ogüi görUş için bkz.:.Apaydın, a.g.m., XXV, 177; Bazı araşbrma·
~ar kefalet karşılı!jında ücret ahnabUecc!linl savunmuşlardır. Omeğin, Abdussett!r, a.g.e., s. 245; Zuheyli, a.g.e.,VI, 289.
623
NiHAT DALGIN .,
olmadan da, yalnızca sigortalanan mal oluşan risk sebebiyle zarar gördüğünden,· üye sigorta tazminabru almayı hak ebnektedir. Yani, burada üyelerin diğer üyelere verdikleri . güvence, kefalet akdinin sağladığı güvenceden daha geniş bulunmaktadır.
Buraya kadar yapılan değerlendirmelerden de görülebileceği gibi, kefalet akdi ile karşılıklı sigorta sözleşmesi arasında kısmi benzerlik bulunmakla birlikte, karşılıklı sigortalar klasik dönem fıkhının benimsediği şekildeki kefalet akdi ile tam benzerlik oluşturmamaktadır . Bu noktada şu söylenebilir: . Karşılıklı sigortalar, sigortalılann birbirlerinin kefili olduğu şeklinde~ kabulden hareketle: oluşturulmuşsa da, bu sigortalarm mevcut işleyişinde, kefalet akdindeki tarafların hak ve sorumluluklan hayli aşılmış olup, bu }1aJiyle, karşılıklı sigortalarda üyelerin kefil olarak sorumluluklan biraz daha geniş tutulmuştur.
3. Vaat - Taahhüt ve Karşahldı Sigortalar
Vaat; söz verme, bir kimsenin bir şeyi gelecek zamanda yapacağını beyan etmesi anlamianna gelmektedir. Verilen söz bir şeye 2ağlanıp, .onun gerçekleşmesi halindeki sorumluluğun üstlenilmesi (iltizamı · mutazammın) söz konusu olursa, buna "taahhüt' def1ir41. Kişinin her verdiği sözde durması dinen gerekli ise de, vaadin hangi durumlarda hukuken bağlayıcı olup olmadığı İslam alimlerince tartışılmıştır42.
Karşılıklı sigorta sözleşmesinde, her sigortalının diğer üyelerin demek tarafından sigortalanan mallanna-canianna zarar dokunduğunda ya da belirl!'!nen müddet sona erdiğinde, sigortalı üyeye sigorta tazminab ödenmesi ve bu tazminabn ortaklaşa ödeneceği hususunda vaatte (=taahhütte) bulunduk-. lannı görmekteyiz.
Karşılıklı sigorta sözleşmelerinde yer alan taahhüdün, üyenin sigortalı malının zarar görmesi anına bağlı olduğunu yani, üyelerin vaadinin belirli şarta bağlı = muallak bir vaat-taahhüt olduğunu ve üyenin bu vaade güvenerek, malı için bir başka kurumdan sigorta güvencesi talebinde bulunmadığını söyleyebiliriz. İslam hukuku açısından bu özellikteki vaadi borç doğuran bir tasarruf olarak görmek mümkün olduğuna göre43, karşılıklı sigortalardaki sözleşmeler de üyeler için sorumluluk doğurmalıdır.
41 Ali Haydar, a.g.e., ı, 77; ın, 631; Karaman, Islam Hukuku, ll, 43; Erd~an. a.g.e., s. 474.
42 Va' din baglayıcılıllı ha!kkında geniş bilgi için bkz.: Mubl, a.g.e., XIII, . 276; Oalgın, a.g.e., s. 71-74.
43 Konu Islam hukuk ekallerinde tartışılmı~ da, Maliidier beUrli şart· larla bu yönde görilş belirtmişler, lbn Şübrürne {ö. 144n61) şartsız olarak vaadi balllayıa görmüş, MeceUe md. 84'de ise, -sir şarta balilanması halinde vaatler baliiayıalık kazanırlar" görüşü kanunlaşhnlmışbr. Geniş bilgi için bkz.: İbn Hazm EbO Muhammed Ali b. Ahmed, eJ.Muhalla {thk. Abdülllalfar Süleyman ei·Bendan1, I·XIl, Beyrut ts., Oaru'I·Fıkr,Vl, 278-281. .
624
Bazı araştırmacıfann44, bu tür vaadin ferdi olaylarda sorumluluk do~rmasını kabul etmekle birlikte, bir sistemin bunun üzerine kurulmasını doğru bulmamalan anlaşılamamaktadır. Keza, vaadin tek tarafa sorumluluk yükleyen bir tasarruf olduğu, sigortada ise iki taraflı bir sorumluluk bulunduğu gerekçesiyle, vaad ve sigorta benzerliğine karşı
çıkanlar45, bu noktada ticari sigortalan düşünmüş olmalılar. Karşılıklı sigortalarda aynca bir de sigartacı bulunmadığından, her sigortalır'6n diğer üyelerin karşılaŞacağı belirli hasarlan tazmin etme hususunda taahhütte bulunması yeterli o~aktadır.
Vaadin bir bağış-teberrü. olduğu, maddi bir karşılık beklenerek bulunan ·vaadin bir başka şey olduğu şeklindeki değerlendirme ile ticari sigortaIann bağlayıcı olan vaat · ile benzerliğinin bulunmadığını savunanlar<~ 6, karşılıklı sigortalarların birer taahhüt· işlemi oldugıınu benimseyeceklerdir. Zira, yukanda da belirtildigi gibi. karşılıklı sigortalardaki üyelerin birbirleri ile yardımlaşma amacıyla bir araya geldikleri, içlerinden bir grubun bu işten para kazanmak, bu işi ticari bir kazanç kapısı görmek gibi bir anlayışlan bulunmamalrta ve kurumun işleyişi buna müsaade etmemektedir. Vaadin teberrü tasarruflanndan oluşu ve karşılıklı sigartatann da nevi şahsına has bir teberrü oluşu, iki sözleşme arasında bir başka benzerlik olarak görülebilir.
Kanaatimizce, karşılıklı sigorta ~ö7.1eşmderi için en yakın benzerlik kurulabilecek hukuki ta.;aı nıfun, "sorumluluk yükleyen bir şarta bağlı vaat". biı başka ifadeyle "taahhüt" olduğu söylenebilir. Ez-Zt:ırka da bu sigortalan karşılıklı yardımlaşma ve taahhüt kooperatiflerine benzetmektedir47. Daha önce ifade edildiği gibi, Türk Ticaret l(anunu'ndaki karşılıklr sigorta tarifinde de bu sigorta sözleşmelerinin bir taahhüt olduğu yer almaktadır.
B. Karşılıklı Sigortaların Akitlerin Sıhhatine En!!el Olan Unsurtarla ilişkisi
İslam allmlerinin çoğunluğu tarafından benimsenen ilkeye göre, muamelaf alanında yeni oluşan akitler için temel hüküm; bunlann haram olduklarına dair delil bulununcaya kadar mubah kabul edilmeleridir48. Yani, muamelat alanında yeni olan bir şey
44 Ömejjin Faysal Mevlevi bu görüşü savunur. Bkz.: NızAmü'Ne'min ve MevlafüŞ.Şeriatl Minh, Beyrut 1988, Birinci Baskı, s. 49.
45 Abdülazi2 Attar, Hükmü't-Te 'min li~.Şeriatl'l·ls!amiyye, .Mısır ts. s.59.
46 A. Necdi AbdUssettar, Akdü't-Te'min Beyne'ş-Şeriali ve'I·Kfmün, Basilinamış Dok,..ıra Tezi, Kahlı-e 1972, s.253.
47 Zerka, a.g .e., s. 172. 48 bgili ~<ural için bkz.: Mutii, a.g.e., Xlll, 343, 344; Oaôt bu kuralın
ayet ve hadislerle desfeklendillini belirtmektedir, bkz.:Sıddik Muhammed el-Emin ed·Daôt, ef.<Jarar ve eseruhü fi'J.uk(ıd li'/Fıkhi'l·fslami, Beyrut 1990, İkinci Baskı, s. ·3-9; Karaman, Hayreddin, "Aidd", DlA, istanbul 1989, U, 252,253.
sadece yeni olması sebebiyle hararn kabul edilemez ya da yasaklanamaz. Bu ilke, İslam hukukunun gelişmelere açık oluşunun, değişen sosyal hayata ayak bağı olmadığının önemli deliUerindendir.
Meşruiyetini fartışbğımız karşilıklı sigartatann klasik dönem İslam toplumunda bilinrneyişi sebebiyle, hakkında ayet, hadis ya da icma gibi bir hüküm bulunmamaktadır. Az önce belirtildi!;ti gibi, her yeni olan şey yeni olduğu için dıştanamaz .ise de, yeni olan şeyin, naslar ışığında belirlenmiş olan ve akitlerin sılıhatine engel olan bazı olumsuz unsurlan49 taşıyıp taşımadığına di.kkat edilir. Yani, yeni olan sözleşmenin, bu menfi unsurlan da taşımadı!;tı ortaya konduğunda, o sözleşmenin ve üzerine bina edilen yeni kurumun meşru olduğu hakkında bir tereddüt kalmaz. Bu nedenle şimdi de, akitlerin meşruiyetini etkileyen unsurlardan yalnızca garar ve faizle karşılıklı sigortaIann ilişkisi tespit edilm~ye çalışılacaktır. Akitlerin meşrUiyetine etki eden diğer unsurların karşılıklı sigorta sözleŞmelerinde var olma ihtimaUerinin çok uzak olması ve çalışmamızın bir makale için öngörülen azami miktan aşmaması düşüncesiyle, böyle bir sınırlandırmayı gerekli gördük_.
1. Garar ve Karşılıklı Sigortalar
a. Garann Tanı mı ve Akitlere Etkisi
Garar; bilirımezlik, belirsizlik, cehalet, sonucu belirsiz gibi anlarnlara gelmekte olup, gararlı akit deyince; akit konusunun kesin olmayan şüpheli bir şeye bağlanması dolayısıyla akit konusunun meydana gelip gelmeyeceği belirsiz bir akit anlaşılmaktadırSO. Akdin fasit (çoğunluğa göre babl) olmasiiun sebeplerinden birisi garardır51. Gararlı akitlerin yasaklanmasının sebebi, bu tür akitlerde müşterinin salın aldığı şeyi teslim alarnama riski bulunmasıdır. Bu durumda, müşteri mağdur olacak, buna karşılık, satbğı malı müşteriye teslim edemeyen bayi ise haksız kazanç elde edecektir. İsl~m'ın haksız kazanca engel olma düşüncesi, gararlı akitlerin yasaklan- · masını gerektirmektedir. ·
İslam alimleri mal bedelli (ticari) akitlerde garann. etkisinin bulunduğu, bunlardaki az olan garann bağışlanabileceği, çok garar içeren akitlerin ise caiz olmadığı hususunda görüş birliğindedirler52.
T eberrtı akitlerinde (kefalet, hibe gibi) garann
49 Akdin sıhhııtine engel olan unsurlarm ~lıcalan şöyledir: Hata, hile, ikrah, zarar, garar ve ce~et, faiz ve f~t şartlar. Suniann aı;>klamalan Için bkz.: Karaman, a.g.m., DİA, U, 253; Daıir, a.g.e., s. 647 vd.; ayrıca DİA'daki UgUi maddelıır ..
50 Garann d;!lişik ' tarumlannı bir arada görmek için bkz.: Daıir, · a.g.e., s.27·~i Abdürrezzak Ahme~ es-SenhCtrl, Masadını'I-Hak R'J-Fıkhi'/-/s/Ami, 1-VI, Beyrut, Daru Dıylıl'l"fllrısi'l-Arabi, ts., m, s .46; Dönmez,l. Kafi, ·Garal', DİA, istanbu11996, xm, 366.
si ' · Karaman, a.g.m. DİA, U, 254; Danr, a.g.e., s. 58-67 . . 52 Daıir, a.g.e., s. 447 vd.; Senhclrl, a.g.e., m, 45.
iSLAM HUKUKU AÇlSINDAN KARŞlLlKLI SiGORTALAR
etkisini İslam alimleri tartışmış olup, Malikiler bu tür akitlerde gararın olumsuz bir etkisinin bulunmadığını belirtirken, Şafiiler, Şia ve Zeydiyye, garann mal bedelli akitlerde olduğu gibi, teberrO akitlerinde de olumsuz etkisinin olacağını belirtmişlerdir. Ancak ed-Darir'in tespitine göre, zarınedildiğinin aksine olarak, Şafiiler bütün teberrO akitlerini, gararın etkisi noktasında, eşit görmemişlerdir. Hanefiler ve Hanbeliler ise·, garann teoerrO akitlerine de olumsuz t~irini kabul etmekle birlikte, gararın bu akitlere etkisinin alışveriş akdine etkisinden daha hafif olacağını düşünmüşlerdir53. Çünkü, bu akitlerde amaç mal biriktirme olmayıp, bir yardımlaşma amaçlanmaktadır. Buralarda oluşacak gararın akdi etkileyeceğinin kabul edilmesi, bu tür yardımlarm azalmasına neden olabilir. Bu nedenle, teberrO amaçlı tasarruflarda garara itibar edilmemiştir.54
Malik (ö. 179/795), bedelli olmakla birlikte, karş~ığı mal olmayan bedelli akitlerde (nikah akdi gibi) garann etkisi hususunda, akitteki iki yönü de dikkate alarak, bunlarda az garann .caiz, çoğunun ise caiz olmadığını söylemişfu55 . Senhuri, nikah gibi iki yönü bulunan akitlerdeki gararın bağışlanmasırıın, alışveriş akdi gibi mal bedelli akitlerdeki garann bağışlanmasından daha kolay olduğunu ifade etmektedir56.
Ed-Darir, garann akdin geçerlifiğini etkiteyebilmesi için biri olumsuz olmak üzere şu dört şarbn bir arada bulunması gerektiğini söyler: Mali muavaza akitlerinden (ticari sözleşmelerden) birinin söz konusu olması, garann çok olması, garann akdin konusunda asil unsur olarak bulunması ve akde ihtiyacın bulunmaması57.
Garann akitlere etkisi konusunda yapbğı çalışması ile tarııdığımız ed-Darir, teberrG akitlerine garann etkisi hususunda Malikiler'in tolerans içer~n görüşünü tercih e şayan bulmaktadır58 .
b. Karşılıklı Sigortalann Gararla ilişkisi
Karşılıklı sigorta sözleşmesinde akdin koriusu, sigortalılara ödenecek olan tazminabn temininde yardımlaşmaktır. Bu tazminat kaza ve mali mesuliyet . sigortalannda hasarın oluşmasına bağlı iken,. hayat sigortasında belirli müddetin bitimine bağlıdır.
Buna göre, karşılıklı sigorta sözleşmesinde akde konu olan şey aÇısından bir garann varlığından söz edilemez. Çünkü, yukanda zikredilen. duıu.riılar oluştuğunda, sigortalı üyelerin yardımlaşacaklan bu kurumda temel kuraldır. Yardımlaşmanın kendisine
53 Darir, a.g.e., s . 521-531. 54 SenhCtrl, a.g.e., m, 45. 55 Senhürfi a.g. e., m, 45.
. 56 Senhüıi, a.g.e., m. 49. 57 Dönmez, a.g .e., DİA, XVD, 369; Senhuri, a.g.e., ın, 49,50. 58 Daıir, a.g.e., s. 534.
625
NİHAT DALGIN '
ba!llandığı riskin oluşup oluşmamasında bilinmezlik yani garar vardır denirse, buna riskin bizatihi kendisinin akdin konusu olmadığı şeklinde cevap verilebilir. Biraz önce de belirtildiği gibi, ancak "akdin konusunda asli unsur olan garann" akdi etkilernesinden söz edilebilir. Garar yasağının temelinde haksız kazancın önlenmesi fikrinin bulunduğuna· dikkate ahndığında, şu söylenebilir: Bu sigortalarda oluşup oluşmayacağı bilinmeyen risk üzerine bir sözleşme yapılmıyor, sözleşme muhtemel olan riskin gerçekleşip sigortaıının· biJ!ldan zarar görmesi halinde yapılacak yardımla ilgilidir. Bu yardımın yapılacak olmasında ise bir belirsizlik söz konusu ·değildir.
Karşılıklı sigortaların, bir ön sermaye konulmadan da kurulabilece!li söylenmişti. Bu açıdan konuya bakıldı!lında da, bu sözleşmede bir garann bulunmadığı ifade edilebilir.
Bu sigorta sözleşmelerinin, kendilerine özel nitelikleri bulunan bir teberrfı sözleşmesi oluşlan, bu sigortalardaki sigortalılann bazı hallerde yaptıklan yardımlar kadar bile tazminat alamayışlan, ya da yapbklan yardımdan çok tazminat almış olmalan, · garar sayılarak, bu akitlerin yasaklanmalanna engeldir. Zira üyelerin aldıklan tazminatlar da diğer üyelerden toplanmış teberrulardır. ~u nedenle, tazminatlarcia da garar söz konusu değildir. Aynca, üyelerin tazminat yükümlülükleriİli rahatça karşılayabilmek için yapılan ödemeler, kimseye ticari bir kazanç olarak gitmiyor. Sigortalılann ödemeleri ile oluşan havuzdan yalnızca sigorta tazminatları ödeniyor, arta kalan yine havuzda her bir sigortaimm emanet parası gibi korunuyor. Yani, sigorta primleri tamamıyla, sigortalılar arasındaki bu yardımiaşmayı sağlaı:nak için kullanılıyor. Kaldı ki,
· teberrCılarda verilen şeyler bir karşılık beklenıneden verildiğinden, tebem1da bulunanla, teberrCıyu kabul eden arasında bir dengenin oluşması · aranmaz. T eberrfıya bir karş1lık verecek tarafın da vereceği teberrfınun, aldığı oranda olmaması bir mahzur teşkil etmez. Karşıhkların dengeli . olması, bu akitlerin temel ekseni değildir. ·
. . Aynca, günümüzde sigartacılığa olan ihtiyacın,
karşılıklı sigortalardan daha mükemmel bir yardımlaşma ile sunulması · da imkansız gibi göründüğünden, bu akde olan ihtiyaç dolaYlsıyla, bazı kimselerin az nispette .de olsa, bu organizasyoncia görebilecekleri garar unsuru, bağışlanmış garar nevinden sayılmalıdır. Nitekim, aşınlık arz etmeyen garar, kendisinden kaçınmanın güçlüğü sebebiyle, ticari sözleşmelerde bile bağışlanmıştır.
Bu sigortaiC?Ida gerçek şekliyle sigort3Iııar arasında yardımlaşma söz konusu iken, kişinirı bazı durumlarda verdiğinden daha çok yardım görecek olması nedeniyle, bu sigorta söz\eşmeleri alışveriş
926
~:·-·--·--
gibi .bedelli akit görülmek istenirse, bunun doğru olmadığını ifade edebiliriz. Zira karşılık beklenen her akit ticari bir akit niteliği taşımaz, nitekim gerek şartlı hibe, gerekse nikah akdinde bir bedel olduğu halde, bunlar birer ticari akit olarak görülmemişlerdir.
Yardırnlaşma grubu mensuplarından birinirı grup üyelerine yapacağı yardımdan daha fazlasını ya da daha azını kendisinin görecek olmasının garar kapsamında değerlendirilemeyeceği h~usu için aki)e59 sistemiiideki diyet ödemede yardımlaşan üyeleri gösterebiliriz. Nitekim, mens~lannın birbirleriyle yardımlaşmalanndaki amaç ve yardımlaşma biçimi açısından, İslam'ın da tasvip ettiği akile sistemi ile karşılıkıı sigorta kurumu bir hayli benzerlik göster-. mektedif60. Bilindiği gibi, orada da, akilesinden birinin hata olarak işlediği cinayetin diyetinin ödenmesine katılan birey, kendisinin başına böyle bir iş gelmediğinde, ödediği yardımlar karşılığında hiçbir şey 'alamamaktadır. 'Olaya garar açısından bakılırsa, burada daha büyük bir garar vardır.
.Aynca, şu örnekte de yardımlaşmalar arasında dengenin bulunmadığı görülecektir: Bir kimse yaralama şeklinde hata· olarak bir suç işlediğinde, mağdura ödenecek diyette akile mensuplan suçlu ile birlikte yardımlaşacaktır61. Bu olayda suçlu konumunda bulunan şahıs, sonraki bir dönemde akilesinden birinin hataen işlediği cinayetin diyetini ödemek için daha büyük meblağla bu yardımiaşmaya katlıacaktır. Söz konusu organizenin bir yardımlaşma olduğu gözden kaçınlarak, kişinin verdiği ile aldığma bakılırsa, ortada gararın varlığından bahsedilecektir ki, bu bir yanılg1dan öte bir şey değildir.
Hülasa olarak, karşılıklı sigortaların grup üyeleri arasında gerçek bir yardımlaşmaYl sembolize etmesi, gruptan hiç kimsenin bu orgaruzeden tican bir kazanç sağlayacak olmaması, bu grubun ticaret yapmak amacıyla değil de, kötü günde birbirlerine yardımda bulunmak amacıyla bir araya gelmiş olmalan nedeniyle, bu sigortalar yardımlaşma gruplan olarak görülmelidir. Bu' haliyle bu sigortalarda garann bulunmadığı söylenebitir62. Bazı Yanıttı cı bakıştarla karşılıklı sigortalarda gararın varlığl iddia edil~se, bu sigortaların nevi şahsına has bir teberrfı
59 Akile; kasıt unsuru bulunmayan bir öldürme veya yaralama hadisesinde suçlu adına diyet ödemeyi yUidenen şahıslar toplulu!!udur. Bu kurum içinde diyet ödemede takip edilen yardımlaşma usulü için bkz.: Serahsi, a.g.e., XVII, 125; Ebu'I·Hasan Ali' b. Muhammed el· M&verdi, e/-AlıMmü's-sultaniyye {Uık.Halid AbdQ!Iatif es·Siba' el· Amı1, Beyrut 1990, Birinci Basla, s.381;Ebo:ı Ya'llı Muhammed b. Huseyn el-FerT!, ef.Ahkfmıii's-sultaniyye {Uık. Muhammed H~d ei·Fakı1. Beynıt 1983, s. 273; Meydaru, a.g.e., lli, 177·180; Aktan, Hamza, "Akile", DlA, Istanbui 1989, U, 248.
60 Komisyon, bmihal, DlA, !:U, Istanbul 1999, U, 453. 61 Meydani, a.g.e., ID, 179. 62 Islam ülkelerinde deAişik zamanlarda yap~an bilimsel toplanblarda
da, karşılıklı sigortalarm garardan uzak oldu!!u yönOnde kararlar alınmışbr. Örnek bir karar için bkz.: Mutii, a.g.e., XUJ, 258, 264:
. '
olmalan bu tür iddialarm olumsuz. netiçelerinden bu sözleşmeleri koruyacakb.r. Böyleükle, karşılıklı sigorta sözleşmesinin yasaklanan garar unsurundan uzak olduğu söylenebiür63.
2 . Faiz ve Ka~şılıklı Sigortalar
Yeni ortaya çıkan sözleşmelerin meşru olup olmadığı araşbrılırken, söz konusu işlemin ftuz şekünde bir fasit şarttan64 uzak olup olmadı§ına da dikkat edilmektedir. Bu nedenle, karşılıklı sigortalarda faiz unsurunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, bu sigortalann meşru gö~üp görülemeyeceği ile yakından alakalıdır.
a. Faizin Tanımı ve B~ı Özellikleri
Faiz; alışveriş akdinde ya da bir borç işleminde karşılığı bulunmayan hakiki veya hükml fazlalık demektir65. Faiz haksız bir kazanç ve batıl yolla mal elde etme yollanndan görülerek Kur'an ve Sünnet tarafından yasaklanmıştır66. · ·- ·
Faiz, fazlalık ve gecikme faizi olarak biünmektedir67. Fazlalık faizi (ribe 'Hadi) peşin alış-verişlerde söz konusudur. Karşılıklı olarak takas edilecek aynı cins mallardan birinin miktan diğerinden fazla olduğunda, genel kabule göre68 bu faiz olup, böyle bir işlem yasaklanmışhr69.
Gecikme faizi (ribe'n-nesie) diye biünen faiz çeşidi ise, veresiye alış verişlerde ve borç işleminde oluşan fiHzdir 70. Aynı cins malların karşılıklı takasında, mallardan birinin diğeri ile eşit miktarda olsa bile, satımının veresiye olması gecikme faizini oluşturmaktadır. Keza, alacaklının borçlusundan 'borcu dışında bir fazlalık talep etmesi, gecikme faizini oluşturmaktadır. Borç faizi ayetlerce yasaklanmış7l olup, bu çeşit faizin haram olduğunda ittifak mevcuttur72. Borç işlemi baştan teberrfı olarak
63 ~laşbnnız: Darir, a.g.e., s. 645; Mutıl, a.g.e., Xill, 380. 64 Falzin akdin fesat sebeplerinden oldu!lu ile ilgili olarak bkz.:
Karaman, a.g.m., DİA, D, 254. 65 Özsoy, lsma.il, "Fait', ·DİA, Istanbul 1996, XII, ll O; Karaman,
Mukayeseli Islam Hukuku, 1·10, Istanbul 1991, D, 202,206; bmihal, DİA, U, 411-426.
66 F"'aizi yasaklayan ayetler içiıl bkz.: Bakara 2/275-279; Al-lmran 3/130; Nisa 4/160,161; hadisler için bkz.: Müslim, "MasAk8f, 81, 89-92.; Ebu Davud, "Menasilr, 56; lbn Mace, "Menasi/(, 85, 86.
67 Özsoy, a.g.m., DİA, XII, 113,114. 68 Karaman, Islam Hukuku, ll, 208. 69 Alışverişlerde gerçekleşen faiz SUnnet tarafından yasaklanmış olup,
konu ayeılerde ele alınmamıştır. Hangi tilr alışverişlerdeki fazlalı!tm faiz oldu!lU hususu Islam hukuk ekallerinde detaylı sayılacak ölçilde tarbşılmışlır. Geniş bilgi için bkz.: ~er!lıniıni, a.g.e., W, 62, 65; lbn Riişd, a.g.e., D, 161-182; lbn Kud!me, a.g.e., IV, 133-177; Karaman, Islam Huku/aı, D, 200-229; Bilmen, a.g.e.,Vl, 104-110.
70 Çeker, Orhıı.n, Fılah Dersleri,lstanbull994, s. 146. · 71 İlgiU ayeıler Için bkz.: Bakanı 2/275-279; Af.; lmran 3i' 130; Nisa
4/160,161. 72 Karaman, ls14m Hukuku, ll, 208.
İSLAM HUKUKU AÇlSINDAN KARŞILIKLI SİGORTALAR
görülebilirse de, sonuçta bu borcun geri ödenmesi söz konusu olduğundan, sonuç itibariyle borç bir hibe olmayıp, bedelli bir akit olarak değerlendirilmektedir. Borç verme işlemi teberrfı niteliğini kaybetmemesi için, borçludan borcunu ödemesi dışında bir fazlalık istenrnemelidir.
b. Karşılıklı Sigortalann Faizle ilişkisi
Karşılıklı sigortalarm bir alışveriş olmadıı;ıı . ortadadır .. Yani, bu sigortalarda, sigorta güvencesi, üyelerinin yaptıklan taahhütler neticesinde ortaya çıkmakta, yine üyelerin ödedikleri sigorta primleri ile de karşılıklı sigortalar sigorta güvencesini finanse etmektedirler. Yani, karşılıklı sigortalarda sigorta güvencesi satan üçüncü bir kişi bulunmamaktadır.
DolayıSlyla bu sigortalar ticari bir işletme olmadıı;ıı gibi, bu sigortalardaki sigorta sözleşmesi de mal bedelü bir akit değildir. Bu nedenle, bu sigortalardaki bir üyenin sigorta primi olarak ödediğinden fazla bir şekilde, sigortadan tazminat alacak olması ivazlı
· akitlerin tabi olduğu işleme tabi olamayacağından, bu sigortalarda fazlalık Faizi bulunmamaktadır ..
Sigorta üyelerinin cemiyet sandığına yaptıklan ödemeler •. cemiyete verilen bir borç mesabesinde de değildir. Nitekim, sigartah üye, ödediği primleri gelecek bir tarihte geri almayı şart koşmamaktadır. Bu nedenle, ödenen sigorta primleri, sandığa verilmiş bir borç olarak görülemeyecektir. Sigorta primlerini, gerektiğinde kendisinin de yardım görmesi saikiyle sandığa verilmiş bir teberrfı olarak görmek ve daha önce belirtildiği gibi, bu sözleşmeyi · bir teberrfı sözleşmesi olarak değerlendirmek gerekir. Buna göre, sigorta primlerini ödemeleri sayesinde, üyelerin gelecekte sigortadan daha fazla maddi yardım görebilecek olmalan sebebiyle bu sigortalarda 'gecikme faizinin bulunduğunu, bu nedenle bu sigortaların hararn olduğunu savunmak mümkün değildir. Çünkü, karşılıklı sigortalarda, sigortalının prim ödemesine karşılık olarak, gelecek bir tarihte, sigartahnın bu sigortadan sabit bir karşılık alacağı şeklinde bir sözleşme ya da anlaşma bulunmamaktadır. Aksine, sigorta sandığına ödeme yapan şahıs, gelecekte kendisinin de sigortalanan malı hasar gördüğünde ya o hasarın tarnamını karşılayacak kadar ya da bir kısmını karşılayacak kadar bir yardım-karşılık gqnnektedir. Malı haSar görmediğinde ise, ödediği primiere bedel olacak hiçbir karşılık almamaktadır. Kaldı ki, bu sözleşme bir teberrfı olarak kabul edildiğinde, sigorta sandığından alınan tazminatın miktannın belirlenmiş oluşu ya da ödenen miktardan fazla olması yasaklarian Faiz olarak görülemeyecektlr73.
73 Bu husus araştıımacılann özellikle vurguladıklan bir noktadır. Bkz.: Mutıl, a.g.e., XIII, 258, 264; bu durumun teberrüda faiz sayılmıı· yaca!lrile ilgili olarak bkz.: Ekrneleddin Muhammed b. Mahmud el·
· Baberti, Şerhu'l·ln!ıye a/e'I·Hidaye ( lbnU'I· Hümam, Fethu'I·Kadir ile birlikte), 1· IX, Beyrut ts., Daru'I·KUtUbl'l·llmiyye, VII, 504.
NİHAT DALGIN
Nitekim, sigortalann hükmü konusunda araştırma yapan alimler, görebildiğimiz kadanyla, ittifakla karşılıklı sigortalarda her iki şekliyle de faizin bulunmadığı, bu sigortalann İslam'ın teşvik ettiği yardımIaşmayı gerçekleştirdiği görüşündedirler74 .
Karşılıklı sigortalarm sözleşme bağlamında faiz unsurundan uzak bulunduğunu tespit etmekle .birlikte, sigortalıların rezerv oluşturmak amacıyla önceden ödedikleri primierin bir kısmının üyelerin vekili: olarak çalıştınlmak .istendiğinde, bu aşamada .da faizli işlemlerden kaçınılması gerekecektir. Aksi taktirde, sözleşme faizden uzak olmakla birl~e. sigortacılığın işleyişf faiz içerecek olup, bu kurumiın safiyetine gölge düşebilecektir.
Öte yandan, bu sandıktan, sigorta t:azıiunatı . dışında kısa vadeli ve sandığın sigorta güvencesi sunmasını riske sokmayacak nispette, gerek üyelere gerekse üye olmayanlara borç verilecekse, bunlann da faizsiz olması gerekecektir.' Aynı ciddiyet, üyelerinin yükümlülüklerini yerine getirmede gecikmeleri halin- · de de, gecikme faizi alınmayarak gösterilmelidir. Bu durumda, üyenin ekonomik sıkıntısı bulunuyorsa, ödemesini yapabilmesi için makul bir süre tanınabilir, imkanı bulunduğu halde ödemesini yapmayanlar içinse, üyelikten çıkanlma gibi tedbirler alınabilir.
Sonuç
Sosyal güvenliğe katkısı bulunan ve özel sigortaIann bir türü olan "karşılıklı sigortalar"ın İslam hukuku açısından hükmünün belirlenmesi amacıyla yaptığımız bu çalışmamızda ulaştığımiZ sonuçlan şöylece ifade etmek mümkündür.
Karşılıklı sigortalar, insanlık tarihi boyunca var olan değişik biçimdeki yardımlaşmaların sanayi devrimi sonrasındaki bir versiyonudur. Bu sigortalar öz itibariyle yardımlaşma kooperatifleri-demekleri mahiyetinde olup, insanlar bu sigortalarda aracısız bir şekilde birbirleriyle yardımlaşmaktadırlar. İslam toplumlannda, karşılıklı sigortalardaki bu vasıtasız yardımlaşma özelliğinin dikkatieTi çekmesi ve bu sigortaların meşru olduğu hususunda genel bir konsensüsUn oluşması nedeniyle, bu sigortalar eleştirel yaklaşımla bilimsel çalışmalara konu edilmemiştir. Daha çok, müslüman araştırmacılar özel ticari sigor
_taların meşru olup olmadığını tartışırken, bu sigortalarta ilgi kurmuşlar, bu vesile ile de karşılıklı sigortalar hakkında bilgi vererek, bazı istifhamlan cevaplandırmışlardır.
~iz, bu ön kabulden uzak bir şekilde, karşılıklı sigortalann meşru olup olmadığını tespit etmeye
74 1978 yılında Mckke'de yapılan Islam Fıkhı Toplanbsında, ittifakla bu sigortalann her iki haliyle de !bizden uzak bulundu1ıuna karar verilmiştir. Bkz.: Seyyid Abdulrnuttalib Abduh, eJ.0s!Obü'f.fsl4mi U Müziit<eleli't·TB'min, Kahire 1988, s. l99; Mub1, a.g.B., xm, 264; Zerka, a.g.e., s. 185.
628
_,;.§-------
. çalıştık. Öncelikli olarak, karşılıklı sigortaların • tanımı, unsurlan ve işleyişi hakkında bilgi verdik. ~ Çalışmamız makale formatında olduğundan, karşılıki lı sigortalarm işleyişi ile ilgili detaylara ve teknik
teferruata girilememiştir. Aynca, bu sigortalarm yönetimi hususunda bazı araştırmacıların ileri_ sürdüğü teklifleri tarhşma fırsatımız olmamıştır. Bunlar yanında, bu tür sigortalara İslam toplumlarında ihtiyaç duyulup duyulmayacağr hususunu ele alamadığımız gibi, zekatın gerçek şekliyle kurumlaştınldığı bir ortamda bu sigortalara ihtiyaç olmaya· cağı şeklindeki görüşlerin tarbşılrt\asına da yer ayıramadık. Bı..inlann her biri birer . makale boyutunda çalışılabilecPk konulardır.
Karşılıklı sigortaların meşru olup olmadığının tespitinde, söz konusu olan sigorta sözleşmesinin önce niteliğinin belir\enmesi, · sonrasında ise, akltlerin . meşrUiyetini e!hlleyen unsurtarla ilişkisinin tespit edilmesi gerekli idi. Bu nedenle, sözleşmenin niteliğini belirleyebilmek için, kendisine benzeyen bazı sözleşmelerle benzerliği araştınlrruştır. Karşılıklı sigortatarla benzerlik arz eden hukuki tasarruflar arasında yaptığımız mukayeselerden şu sonuca ulaşılmıştır: Karşılıklı sigorta sözleşmesinin şartlı hibeye benzer yörılerinin bulunması yanında farklı yörıleri de bulunmaktadır. Keza bu sigorta sözleşmesi kefalet akdine benzer yönler taşımakla birlikte, doğurduğu hak ve sorumlulukların, kefalet akdine nazaran daha geniş kapsamlı olduğu yani, karşılıklı sigortaların geliştirilmiş, çift yörılü bir kefalet sistemi olarak görülebileceği kanaatine ulaşılmıştır. Karşılıklı sigorta sözleşmelerinin kendisi ile en çok benzerlik kurabileceğirrıiz tasarrufun, "taahhüt" olduğunu, bir başka ifadeyle, "belirli bir şeye bağlanmış vaat" ol~uğunu düşürımekteyiz. Nitekim, karŞılıklı sigortalarda üyelerden her biri, verdiği taahhüdü nedeniyle, diğer üyenin sigortalanan malı zarar gördüğünde onu tazrnin etmeye hukuken yükümlüdür. Aynı taahhüt, bir ihtiyat düşüncesiyle, hasann oluşması öncesinde verilen sigorta aidatiarının ödenmesini, aynca bu primierin üyelerin hasarlarını karşıla-. madığında, yeni aidatlar öderımesini de zorunlu hale getiTll)ektedir . . Şartlı hibede, baştan hibede bulunmayı zorunlu kılacak bir hukuki etken bulurımamakta, keza, sigorta sandığı için yeni ödemelerin gerektiği durumlarda, hibe akdi, bireyleri buraya ödeme yapmaya hukuken zorlayamamaktadır. Aynı mahzurlar kefalet akdinde de kendini göstermektedir.
Karşılıklı sigortalardaki sözleşmeleri alışveriş akdi gibi kabul ederek, "mali ivazlı" bir sözleşme görmek imkansızdır. Sigortalılann içinden birinin malı zarar gördüğünde sigortadan tazrninat alabilmesi için diğer üyelerin ödedikleri sigorta primlerini birer bağış gibi görerek, bu sigortalan "karşılıksız bir
tebem1" olarak görmek de uygun değildir. Zira bu ödemeler, bir zenginin mecbur olmadığı halde, sokaktaki bir faltire verdiği sadaka gibi değildir. Öte yandan, bu primler, zenginlerin her yıl ödedikleri zekat ya da fitreye de benzememektedir. Çünkü, buralardaki yardımiann hepsi maddi olarak karşılıksızdır. Ancak, karşılıklı sigortalardaki primler, üyeler arasında oluşmuş bir sözleşme gereği, bütün sigortalılar tarafından yapılmakta yani, sigortalılar gerektiğinde yardım almakta, aynı zamanda yardımda bulunmaktadırlar, bu nedenle, buradaki yardımlaşmadan bütün üyeler yararlanrİıaktadır. Öte yandan, sigortanın yükümlülükleri yerine getirildiirten sonra; arta kalan meblağın üyelere geri ödenmesi de, üyelerin sigorta primi olarak ödedikleri şeyin
· karşılıksız teberrü olarak görülmesi ile çelişmektedir. Üyelerden bazılarının, mfıtat bir şekilde demek üyelerinin mallannın hasarını tazmin etme yükilinlülüğünü yerine getirmesine rağmen, kendisinin malına bir hasar dokunmaması nedeniyle;· · seneler geçmesi halinde bile, sigortadan maddi bir karşılık almama ihtimali söz konusudur. Ayrıca, karşılıklı sigortalarda hiç kimsenin bu organizeden artı bir kazanç sağlamalan da mümkün değildir. Bu organizeye iştirak eden üyeler, birbirleri ile yardımlaşmaksızın karşı koyamayacaklan ya da oluştuğunda malvarlıklannın büyük bölümünün yok olmasına neden olabilecek riskleri paylaşmayı amaçlamakta, malvarlıklarını artırmayı değil, bu sayede onu korumayı düşünmektedirler. Bu gaye ile birbirlerinin zararlarını karşılamada yardımlaşacaklan hususunda taahhütte bulurımuşlardır. Karşılıklı sigortalaı;a · b~ . arka plandan bakılınca, üyelerin sırf birbirlerine yardımlaşma amacıyla bir araya geldikleri, 'bu amaçla ödemede bulundukları .görülmektedir. Kendileri için bu yardımiaşmayı zorunlu kılmak için de, derneğe girerken, diğer sigortalılara yardımda bulunacaklarına dair taahhütte bulunmuşlardır. Kişileri karşılıklı sigorta yapmak üzere bir araya getiren bu sözleşme, klasik dönem İslam fıkhında aynısıyla yer almayan yeni bir · yardımlaşma sözleşmesi, farklı bir teberrü akdi olsa gerektir.
Bu sözleşmenin klasik dönem fıkhında benimsenmiş olan akitler şablonunda bir yere oturtulması gerekirse, bu sigorta sözleşırıesi esnasında kullanılan lafızlardan çok karşılıklı sigortaların temel unsurlanru, işleyişini, sözleşmeyi yapan tarafiann maksatlarını ve sözleşmenin tarafiara do~rduğu hak
iSLAM HUKUKU AÇlSINDAN KARŞlLIKLl SİGORTfı,LAR
ve yükümlülükleri dikkate aldığımızda, bu sozleşmeyi, "kendine özel nitelikleri bulunan taahhüt şeklinde yeni bir teberrO akcfı" olarak görmek uygun olacakbr. Yani, karşılıklı sigorta sözleşmeleri teberru .akitlerinden olup, kendine özel nitelikler taşıyan . çift taraflı bir taahhüttür, denebilir. Bu sigortalardaki söz konusu olan taahhüt, klasik dönem fıkhının akitler sınıflamasında tek taraflı irade ile oluşup, bir teberrfı niteliği taşıyan ve sahibini hukuken yükümlü · kılan "taahhüt"ten, çift taraflı olması yani, oluşması
·için en az iki tarafın iradesinin gerekli olması açısından farklılık taşıyorsa da, her ikisinin de teberrfı olması ve belirlenen olay söz konusu olduğunda, sahibini taahhüdünü yerine getirme hususunda hukuken yükümlü kılması açılanndan benzerlikler taşıdığı görülmektedir. Ayrıca, sigortalılan gerek risk öncesinde ihtiyat tedbiri olarak ödeme yapmaya, gerekse, risk sonrasında yeni ödemeler gerektiğinde prim ödemeye hukuken zorunlu kılan bu taahhüt olsa gerektir.
Karşılıklı sigorta sözleşmesinin meşruiyetine engel olabilecek unsurlarm bulunup bulunmadığını tespit etmeyi amaçladığımız son bölümde; karşılıklı sigorta sözleşmesinin garar ve faiz unsurlarından uzak bulunduğu belirleİuniştir. Bu sigortaların işleyişinde de özellikle garar ve faizden kaçınılmasına dikkat edilmesinin uygun olacağı vurgulanmışhr. Böylece, yeni olan karşılıklı sigorta sözleşmesinin ve bunun üzerine kurulan karşılıklı sigortaların herhangi bir nasla çelişmemesi yanında, haram unsurlan da taşımadığı tespit edilmiş olup, modem hukuklcırca meşru görülen karşılıklı sigortaların İslam hukuku açısından da meşru olduğu, bu tür kurumların, "iyilik ve takvada yardımlaşın ... " ·şeklindeki ilahi emrin75 çağdaş bir görünümü olarak değerlendirilınesinin uygun olacağı sonucuna ıılaşılmıştır.
Günümüz dünyasında Malezya, Sudan, Tunus · gibi değişik İslam ülkelerinde ayrıca Avrupa ve
Amerika Birleşik Devletleri'nde ticari sigortalar yanında bu tür sigortalarm da varlığı bilinmektedir. Türkiye'de de bu tür sigortalarm kurulmasıyla daha çok insanın sosyal güvenlik şemsiyesi altına girmesi sağlanabilecek, bu sigortalar sayesinde, toplum bireylerindeki karşilıklı yardımlaşma ruhu canlı tutulabilecek, ayrica; beklenmedik bir felaket sonucunda, insanlarm malvarlıklanrun yol,< olarak, mağdur düşmeleri önlenmiş olabilecektir.
75 Maide 5/2.
629
..... · .···~:.-,-.