ilahiyat fakÜltesi dergisi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d00036/1987_4/1987_4_turguti.pdf ·...

13
T.C. DOKUZ EYLÜL YAYlNLARI 0907 • BY 87 • 009 • iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI (PROF.DR. Ö:MER ARMAGAN)

Upload: others

Post on 01-Sep-2019

15 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARI

0907 • BY 87 • 009 • ı025

iLAHIYAT FAKÜLTESi • •

DERGISI ~IV

(PROF.DR. Ö:MER YİGİTBAŞI'NA ARMAGAN)

Page 2: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

Doç Dr. İhsan TURGUT

w. James (1942"1910), yalnız b.iır psikoloğ değil, aynı 2ıamanda bir Fe1:sıefeoiıdir. Babası İlahiyatçı Hem~ James'drr. Kenx:liisi aynı zamanda ün-·

' ~

1ü roman yazarı Henry Jameıs'i:n kardeşidir.

Amerikalı düşünürümüz diğer Amerikalı düşünürler gibi, örneğin

Oharles Peirce, J. Dewey gtihi ... Çok yöınlü bir eğitim yapmıştır. Önce Par:s'rte sanaltla uğraşımş,, sonra Harward Üniıversiteslinde, kimya, ana­toma ve hp öğrenimini yapnuştır. 25 yaşında ise Almanya'ya gideflek fiz­yo1oji ve psikoloji çalışmıştır. Daha sonra göreceğimiz gibi, James'in tıp ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş­lerini etkilemiştir. James yalnız beden yapımızı değil, tüm fikir, kültür ve estetik yapımızı biyolojiye bağlamış ve Prağmatizm adını verrdiği fel­sefi öğretisi biyolojik bir hayat yorumundan başka bir çey olmamıştır.

Bunun ne demek olduğunu daha sonra açıklamaya çalı§acağım.

James,. 1890'da ilk defa Psikoloj.inin ilkeleri (The Principlis of Psychology) adlı iki1ta!bım yayınladı. Bu ikitap hem muhtevası, hem de sitiliyle çok tutundu. James burada dü§ümnenin bir akış olu§turduğunu ve bunun biliııç olduğunu ileri sürdü. <Ifhe •stream of concioı..ısnus-şuur­

luk akl§l» dediği §eyin ki§isel ve öznel ya da subjektif olduğunu ve bu­nun için de kişinin hayatı boyunca edindiği tecrübelerin bu bilinç akı§ı­nı olu§turduğunu söylemektedir. James'e göre bütün tecrübelerimiz ayrı ayrı olmayıp hi.rihiriyle ili§k:ihdir. 'recrübelerilmirz, akıl, heyecan ya da duygu gibi biribiriyle dü§manı ilki bölümden oluşmamıştır. Tecrübelerimiz daha çok zihinsel ya da manervi bir akı·§tır ki, bir rüya, ya da bir hülya gibi bütün üniteler beEr:siz bir hatta sür,ekla. ihi.r aıkış içi;rıdedi:r.

James Joyce, Wirginia Wolf, bizde· AH. Tanpınar ve daha başkala· rı James'in <<ibU bilinç aklŞl>> kavramından billerek ya 4~ bilmeyerek eıt­

kilenmi§lerdir.

-- 73-

Page 3: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

Doı;, Dr. ihsan. TURGUl.'

James «Bilinç varını dır?» adlı denemesiyle aynı konuya temas et­mekte, pragma.t]z;m ya da başka bir adıyla: radical empirisizın:JJin açıklama­sını yapmaktadır. Burada James B. Russell'in da belirttiği gibi, gelenek­s·el bilgi teorisindeki özne -nesne yada suje'-- obje iliçklsi bu bilinç ya­da bireyin tecrübe akışı içinde çok önemli g·örünmektedir. Oysa bilgi, suje - obje arasmda bir act olarak. felsefeciler tarafından ele alınmıç ve epistemo1oji'de büyük problemlere yol açmıştır Nitekim hala felse­fenin temel sorunlarmdan birisi suje-obje, yani algılayan özne ile, algı­

lanan nesnel arasmda doğan §Üphedir. Tüm felsefe ekolleri, diyebiHriz ki, bu §Üpheyi gidermek için uğra§mışlardır. ller eko1 kendine göre bir çö­züm getirirken, yenıi sorunlar orftaya çJJkmşür. Oysa James, bilinç aıkışı

içinde bu sorunu ortadan kaldırmaktadır.

James'de bilinç akışı determinist bir olay olmadığı gibi mekanik bir olay da değildir. James daima bu tür şeıylere karşı çıkmıştır. Çünkü yaşantı ya da experienee'e önem verınekte, yaşantının da mekanik o1-mayıp psikolojik bir olay olduğunu ileri sürmektedir.

James, 1899'da <<Psikoloji hakkında öğretmenlerle konuçma» (Taliks to teacher'S on P1syeho1oıgy) adlı kirtabı:m yayJ:nladı. Bu kitapta, hayat­taki ideallerden söz etti. Ayrıca şüphenin ve güvensizliğin sinirliliği ar· tırdığım, ama inancın is·e bir tedavi aracı olarak iyileştirdiğini ileri sür­çj.ü.

Şimdi, James'in tüm felsefesine egemen olan bir kavramdan söz edelim. Bu da «experience~> ya da tecrübe dediğimiz kavramdır. Bu kav­ramın Jame,s'de felsefe, sanat, din daha doğmsu dünya i1e birle§lilli§ bir hayat kavramı halinde görülmektedir. Felsefenin konusu bu nedenle ha­yattır. James'in felsefesi bir hayat felsefesidir (Philosoph of life). Ve bu nedenledir ki, felsefe ile biyolojinin yani hayat bilgisinin çok yakın­dan ilgisi vardır.

Peki, tecrübe (experience) nediır? Bu soruyu bir kaç örnekle açıkla­yalım. örneğin, yağmurun yağdığı görülürse, bu tecrüıhelenmiç, yani ya· §anmr;ı bir tecrübedir. Fakat hiç bir insanın olmadığı bir çöle yağmur dü­§erse, bu tecrübe edilmemiştir. Böylece hayatın olmadığı (hayat da insan­la beraber vardır) bir yerde tecrübe yoktur. Fakat bazan tecrübe ed e­m ediğim, ama başıma gelen çok ;ıeyden bahsedebilirim. Hatırladığım her­§eyi tecrübe edebmrim, Fakat açıkça hatırlamadığım, bende alışkanlık­

lar meydana getirmemektedir. Bir yeri yanmış bir çocuk, ate§ten kor-

-74-

Page 4: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

kar, yandığı zamarn hatırlar. Öyle zannediyorum, bir olay alışkanlık ha­line ge1mi§se tecrübe edilm:iştd.r. Alı§ikanhk da yalmz canlı organi.zma1ar için söz konusudur. Yanan bir maşanın ateşten korkması gibi bir şey yok­tur (Russell haklı olarak bu tür tecrübeyi kabul etmemektedir).

1907 de yayınladığı «Dini tecrübenin değişiklikleri, (The Varieties of Religi.ous E:xper~enee)» (1 ) .adlı k~ tabında dini tecrübeden de S·ÖZ etmektedir. James, burada dini tecrübeye sempati duymakta, ldli­se yada dini bir kuruma fazla sempati duymamaktadır. Çünkü dini tec­rübe ferdidir.

«Dinin Varyasyonlarl>> adlı kitap, dinin ne olduğunu değil, dini ha­yatı vermektedir. James'in insani bir fenomen olaırak, bu kitapta dinle ilgilenmiş:, dinin metafi1zilk amacı dJe ilgilenmemi,ştir. Eğer, inanç in­sanları mutlu ediyorsa, bırakın inansınlar. Bu da James'in pragmatist görü§ünün b.ir parçasıdır. Burada din yada Tanrı bir tapınma ögesi ola­rak alınmaz. Tanrı, James için kutsal bir enerji, aktüel bir varlıktır. (2 )

Herşeyin enerji olarak alındığı çağımızda bu da ilginç bir görüştüır. Bu varlık hakkında şüphe etmek, yada onun varlığını ispat etmek gibi, bir çabası yoktur. Şüphe ise bizi mutsuz kılar, ama saf inanç ( dogmatizm de­ği[) bizi mutlu kılar .. O halide göi1i.Hüyor ki, Jameıs şüphe ya da Tanrı ye­rine saf ya da psd!ko1ojik inancı koymaılda yetıinir.

Russell'in de ıbeliirttiği gibi, bu tür bıir inanç geleneıl:;:isel din anlayı­şuna aykırı:dır. Ama James için yaşıanh ya da expervence önemlidir. İnan­cı da bu açıdan ele almaıktadır. Biz §'imdi yine Jameıs'<in <~pragmatizm>>

adım verdiği öğretisine dönelim.

James, «pragmatizm»i, Pragmatizm adlı kitabında pek de sistematik ve analitik olmayan bir şekilde anlatmaktadır. (3 )

James'e göre pragmatizm bir felsefe metodudur; metafizik prob­lemleri anlamak, açıklamak ve uygulamadaki durumlarını tartışmak için kullanılan bıiir metoddur. Örneğin; Birçok, dünya bağımlı mı, bağımsız mı, maddi mi maneıvi mi, varlık yokluk gibi metafizik kavramların, ha-

(1) William James, «11he Varieıties of Reiigious Experience» A. Mentar Book, pub. by the New American LiJbrary 1958

(2) B. Russell,-ıBatı Felsefesi Tarlıhi, Bilgi yaymevi, Ank. Çev: M. Sencer, 1972 (3) W. James, -Selected papers on Philooopby, London, J.M. Deutandson ltd.,

Nevvyoı1k E.P. Dutton J Oo. Ine. 1952 p. 43-81.

-75 --

Page 5: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

Doç; D:r. İhsan TURGUT

yattaki ~öı1ünümlerini değerlendiçrirJ , Yoksa pragmatizm bu kavramla­rın soyut bir tartı§ma.sma girmez. Soyut kavramlar, zihinsel düzeyde is­tenildiğ·i kadar: farklı görünseler de, somut örneklerde ve hayatda kendi· lerini göstermedikleri sürece, faydaları olmadığı gibi anlamları da yok­tur.

Öyle anlaşılıyor ld, pragmatizm felsefe tarih1nde bir öğreti (dok­trin) ya da, felsefe siSitemi olaraık kaJbul ed:i:lmeme1ktedir. Fakat daha çok bir hayaıt felsefesi ve bu feLsefede uygulanan bi1r metod olarak kabul edilmektedir. «Pragma» kelimesi ise Antik Yunancadan «pragma» keli­mesinden gelmiş olup aksiyon yada i§ anlamına ·gelmektedir. James, bu. kelimeyi çağdaşı olan Charles Peirce'den a1mı§tır. Peirce ise <<pragma­tizm»i, belirsizliği V€ dağınıldığı önlemek iıçin, felsefi bir metod olaırak

kullandı. İlk defa «Fikirledmizi Nasıl Açık ve Seçile Hale Getiririz (How to Make Our İdeas Clear-1878)» adlı maka1esdnde dHe getirdi. (4 ) İnanç­

larımız aks'iyonlarımızı yönetir. Dü§ünceierimizin tam açıklamasını ya­pabilmek için, onun uygulamadaki u:zantısına bakmamız gerekmekte­dir, Aksi halde dü§ünce1eırimizle, bunlarla ilgili davramşlarımız kopuk kalacaktır. Bunlar, James'in, Peirce'den aldığı küçük bir alıntı. Bu da s~amyorum iki, pragmatizmin temel anlayı§ım teış<kil etmektedir.

Diyebiliriz ki, pragmatizm, Amerikan kültürünün felsefe tarihine kazandırmış olduğu en önemli bir katkıdr.r. I. Dünya, sava§ından biraz ön­ce, İngiltere'de İngiliz tecrübi felsefe geleneği olan eınpiricism'e hi;;; benzemeyen, Hegeleilerin ıbir1 devamı sayılan trancendantaı bir" ideaHzmle karşılamaktaıdır. Mc Taggert ve iBra,dleıy bunlann en başında gelmek­tedir. ݧıte ingiLtere'deıki hir ideaLizm, Amerika'da yeni bir felsefi uslupla ortaya çıkı:naktadır Ameri'ka'nın tipik ya§amma, davranış gelenek. ve 9

zamanda (1900'larm ba§ı) halkın iıyimser ve eın çok enerjik olduğu bir dönemde ortaya çıkmıştl'r. Pragmatizm, aynı zamanda, _? dönemde dün­yada özellikle Avrupa'da egemen olan metafizik bir mutlakiyet, mater­yalistilk bıir meıtafiızıi,ğe, kaba bi1imoiliğe, dfin,yamn başka bir yerinde ya­nıt Ameri,l:m'da ıkarşı çıkmış tipilk bir felsefe türüdür. Bu fels,efenin en büyük özelliği felsefenin günlük hayatta esnek (flexiable) bir alet ola~

rak kuHanılabilmesi işimize yarar şeylerle yaramayan şeylerin ayıklan­masıdır.

( 4) Populer Science Monthly for fawary, translated in the Revue phittosophique for jan. 1879-VL. VII.

'76 -' -

Page 6: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

WILLil\fd JAMES VE PRAGMATiZM

James'e göre, bilimler genelde insanın dışında, gözlem metodunu kullanarak gen;:ekle uğraşı:r; Bu anlayış yanlış olmakla beraber eksiktir. James, bilimlerin bir tür biyolojik yorumunu yapmıg ve bu bilimlerin en başta gelen görevlerinin başmda insana hizmet ettiğini kabul etmiştir.

insana hizmet derken James, yalnız tıbbın yaptığı bir hizmet gibi de de­ğil, zihin, davranış ve entellektüel yaşamla da bilimlerin Hgilenmesini istemiştir. Çünkü James'e göre insan sağlığı ve insan için iyi olan yal­nız beden sağlığı değil, aynı zamanda fikir vei davranış sağlığıchr. James·­in diinyaya bu bakışı yalnız varlığrmız ve değederimizle de ilgili olma­yıp aynı zamanda bilgi kuramıyla da, yani epistemoloji ile de sıkı sıkıy::t

bağlıdır A

James'in öğretisi, bilginin faydacı, ya da çıkarcı kavramının sınır­

sız karşıhklanm, tecrübede smı:r tanımadan kabul etmesiyle diğerlerin· ~

den ayrılır.

Bizim teor!i1leı~iilniz, dünya'yı yete:ı:ıi kıa>dar anlamak için kullanılan

aletlerdir, demektedir. James, önemli olan onları pratil~te kullanabilme ve yamrlanahilme>ldedir. Bir yargının, ya da önermenin anlamı, iç·erdi· ği pratik sonuçtan ba§lka bi:r şey (~:eğildir. Görülüyorki, James'de doğru

bilgi ile faydalı ya da iyi bilgi, başka bir deyimle, mantığın konusu olan doğru ile ahiakın konusu olan iyi birdir

Şüphesiz, Leszak Kolakowski'nin belirttiği gibi (5 ) kendi başına, so­yut düzeyde açıklanan· bilgi ile faydalı bilgi ayırımı felsefe tarihind(f ye­ni değildir. Daha XVIII. yüzyılda mcvteryalilstlıer dünyayı anlamak için Aristo'cu kategorilerin ne kadar içe yarayıp yarama>dığmı tartışıyorlardı.

Nitekim çolr daha sonra Copernik'in astronomide yaptığı devrim, kendi doğruluk mantığı içinde değil, yara>rlılık mantığı içinde ele alın­

mıştır. Yine modern, felsefe de çeşitli dini ve metafizik gerıçekler utilita­rian yani faydacılık açıdan incelenmiştir. Hobbes ve bazı ansiklopedist­ler, hatta bir halkıma: Kant, özellikle din ile ahlak ilişki1sittıde pragmatik bir yol izlemiştir, diyebiliriz.

Fakaıt Jam!e1s'illl kendisıi, Kolaıkowsıki'nin beliriti1ği dönemlerden ön­celere gi,derek pr'agımat;11:m':in Soıkrat ve Aristo ile beraber var olduğu:ruu.

ileri sürmektedir. Hatta Locke, Hmne, Berkeley ve daha başkalannın

---------(5) Leszaık Kolakovmki, «Pizitivist Philo:snıJhY>,, Transin to En1glish by N. Ga­

terman, 1970, Pm:guving Bıooks, P, 181-202

7n 1 -·

Page 7: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

Doç. Dr. İhsan TURGUT

pragmatik metodu §öyle ya da böyle kullandığım fakat bu dü§ünürlerde, pragmatizmin panç;a parça pragmentler halinde kendini gösterdiğini id­dia etmekteidir. ,James her nedense sofıistlerden, yani Gorgias, Protago­ras'dan ba§ka eski Yunan sofistlerinden söz etmeme:ktedir. (6 ) Bu çok en­terasandır.

Bc.tılılar bildiğimiz gibi, Sokrat, Platon ve Aristo gibi eski Yunan düşünürlerine hayranchr. Aslında da bu düşünürler felsefe tarihinin (Do­ğu ve Batı felsef.elerinin) önemli kişileridir. Ama ne yazık ki teoride bu böyledir. Oysa batı kültürünün daha doğrusu batı hayat tarzı ya da ya­şam biçimi, sofistlerin relativizmi tarafından etkilenmi§dir. Öyle samyo­rum ki, James'in pragmatizminjn temelin'de de, Sokrat. Platon ve Aris­to'dan çok, sofisizm yatmaktadır. Ama bu sofisizm, endüstrinin, teknilı;:

ve bilimin gelişnıesiy1e kurgu değiştirmiştir. Sofistlerin gürüşlerini bu şekilde çağdaş bir dünya görüşü olarak pragmatizmde görmekteyiz. El­bette sofistler ~ağdaş düşünürler kadar sistematik olamazlardı. James özellikle biyoloji açı:omdan felsefeye yaklaşımıyla sofistlerden ayrılmak­ta:dır. Ama ne gariprtir k,i, bana göre, felsefe taı:ıihinde Sokrat ve Pla­ton'un da etkisiyle, sofistler hep kötülenmiş ve olumsuz olarak ele alın­mışlardır. Oysa, sofistler, kuramsal ya da evrensel düzeyde olmasa bile, insanla ve güncel yaşamla daha çok Hgilendiklerinden daha ge'rçekçiydi­ler. Bu bakımdan pragmatist bir düşünür olan John Dewey, Peirce ve James'in diğer batı düşünüderinden daha az gerçekçi oldukları hiç bir zaman söylenemez.

Şimdi biz yine James'e dönelim; James'e göre, iki ayrı önerme, ay­nı davranışı gösterdiklerinde, bu iki önermenin anlamı özdeştir. Uygu­lama ya da pratik sonucu olmayan. bir önermenin ise anlamı yoktur. Ta· bi James burad·a, Peirce'in yaptığ:ı ·gibi, anlamsız önermelerle, anlamlı

önermeleri ayırt etmek için bir kriteria ortaya atmamaktadrr. O ayın zamanda bir önermerıin anlamıyla, önermenin pratikteki sonuçlannı be­lirtmek için bir metod. ileri sürmektedir. Ve bu pratik sonuçlar o öner· menin anlamı olmaktadır. Janıes'de do,ğru, yanlış arasındaki fark da burada yatmaktadır. İnsan davranışlarmdan bağımsız, kendi kendini doğ· rulayan soyut doğru, ya da gerçek diye ib:ir şey yoktur. Burada James, Peirce'den ayrıldığı halde pozitivizıne, mantıksal a1ıomizme yakla;;ımak­

tadır. Ancak James experience ya da ya;;ıantı kavramını bilgi kavramına

-------··---(6) W. Jaı:nes, -a.,g.e., s. 202

-- 78 -·

Page 8: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

WILLIAM JAl'tiES VE PRAGMATiZM

soktuğundan pozitivistler ve atomistlerde geçerli olan yalnız olgusal (fa­eetuaD önermelerd1r kil: bunların ço,ğu da matematik, yıa da bilimsel öne:r­meler ya da onlara benzeyen, doğruluğu pozitivist mantık kuralları için­de iıSpatlanaihilen doğrulardır. BunLarın objektifliği ve genel geçerliliği söz konusudur.

Oysa Jaınes'de, ya da onun pragmatist yaklaşımında, aksiyonları­

ınııda doğTuluğunu ya da tasdikliliğini bulan ve bu şe~ilde faydalı olan doğrular doğrudur. Peirce'de önermeler bağımsız olarak doğru olduğu için aksiyonlanmızı da doğru olarak etkiler; bir önerınenin doğTuluğu

da yatmaktadır. Oysa James için, yukarda belirttiğLmiz gibi, ancak bize yararı olduğu olmaktadır. Doğru; heııhangi bir doğ·ruluk kavramı ola­rak doğru olsa bile, anlarnsızdır .. Böylece doğru önermelerimizle, nesne~ ler arasmda uygunluk ( correspendance) ya da bire-bir kar~şılllk değHdi:r (pozitivistlerde ve atomistlerde bu böyledir). James'de önermelerimizle te·crübeleı:imizin bize milmkün kıldığı, tatmin ·ettiği ve zevk verdiği şey­lerle correspendance mümkUndür ve böyle bir correspendance kabul e­dilmektedir. Öyle samyorum ki bu görüş yalnız pozitivistler le, atomistle­ri değil, tum hilıgi kurarnlarını çıldırtmaya yeter. Am;:ı bu., bilginin tipik biyolojik bir yorumudur. Burada James leendi içinde tutarlıdır.

örneğin, diz refleksi, yanlış bir şey değildir; fakat biyoloJik olarak normal ya da pataloj.iktir; C7 l ya da pankreas bezi., üret<tr~i asıit durumuna göre, organizma :i!ç;in iyHr.ötü ya da yararlı ve zararlı olabilir, Böylece dü· şüncenin ürettiğii (scrtion), aynı kriıtria ya da ölçülerle ?lçülenebilir. İn­sanın kognitive yani bili§sel davranışı çevresine özel bir reaksiyondur. Bu biyolojik olarak faydalı olduğu zaman doğru, tersi ise yanlıştır.

Doğrular, bilimsel kuı'amlar inanç; ve samlar bizden bağımsız ola­rak algılann ya da durumların ib~rer a,çı:klaması ya da tasviri olaraik mey­dana çıkmamışlardır. Fakat onlar ç;evreyle ilgili olarale seçilmişlerdir.

Radikal relativizm, (sofizm) bu durumun tabii bir sonucudur. Ay­nı yaı~gı, o yargrnın söylend<iği durum:a bağlı olarak, doğru ya da yanlış· tır. B.ir yargının kimin için ve hangi özel. durum ve şartıarda söylendiği­ne bakmadan, doğru ve yanlı§ olduğunu söylemek doğru değildir. Doğ· ruyu bulmak demek. pratik meselede onun pratikteki -etkinliğine bakı­

lır.

(7) L. Kolakowsıki, a.,g,e. s. 181 - 202

- 79

Page 9: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

Doç. Dr. İhsan TURGUT

Pragma'Lizm, pra:tikte en hayatil önemi haiz olan bilginin her par­ça;sım bilmek denıel:tir. Doğru, inısani durumlada illgili olarak verilen yargıları değerlendirmede meydana çıkar.

Genel olarak konuşacak olursak VV. Jarnes'e güre doğru, ba§annın bir tekniği olarak de,ğerlendirmedir. Bu balı::nndan James, geleneksel me- · tafizik ya da sratdece entellek!Wel düzeyde bilg'ey]e ilgilenmez .. Eğer her-

. .

han;gj bir şeye birey, ya da toplum olan:ı·k inamyorsa:k ve eğer bu inanç, hayatta bize biT avantaj sağlıyorsa, o zaman inamlabilir, diyor James.

Tek ve yalnız gerçek, ya da doğru olan, pragmatizm'de en geni§ an­lamda başarı olaralk anlaşılmalıdır. önemli olan şeylerin ya da nesne1e rin nasıl me3~cl::ıma ge1d~ği, arche·iıl1k pren1sihi:ni araştırma1kl değ!Hdıir. ön:em-1i olan bu, ya da şu şeye i.namrsam, ondan ne alabilirim. Ka1dı 1q bir inanç ya da sanı bir kimse için faydalı. olduğu g,ibi, bir ba1§kasına zararlı olabi­lir, bir ilaç ya da. bir ı:eçete, bir hasta için fay,dalı, diğer.i iiçin zararlı o­la!bilir (y1Jrııe ibiolog bir görüş), Ni telkim bugün ~şime gelen, ya da ya­rarlı olan şey yann yanlış olabilir, öyle anlaşılıyor ki, James gelecekte, bir ihtimalle yararlı olabilecek şeyler üzerinde de durmaktadır.

Bilim, Jameıs.'e gröre geleneksel metafiz1ik, ya da transendantal an­lamda, doğruların bir toıılamı olmayıp,. tecrübeele doğmluk ve zevklilik, ya da mutluluk 'kazanan, pra:t:m" ya§antılarda doğanı doğruların toplamıdır.

İrade bir olayın ya da kalbulUn koğnri:Uf ya da biLi§iser, bir :tnıanca, dün­yanın zihne zorunlu baskı yapmasının fakat gönüllü olarak meydana çı­

kan bir aksiyondur.

Bu §Üphesiz Dascartes'çi mr görüştür. Yine de Descartes'e göre, şı.:ı anda samlar ya da inançlar bir yanlıştır. İrade, doğru kuralara göre operıtronda bulunan aklın yargılarını kabul ya da reddetmelde seır:besttir.

James'e göre, onayda belirlenen kurallar dışmda aklın bağlı oldu­ğu ~urallar yoktur. Bir inanç, onay ya da kabUlden bağımsız olarak, içe­riği ile değer1endirilmeyip gerçek bir olgu olarak vardır ki, bu da zevk ve mutluluk umuduyla olan onaydır ya d<v iı:abUldür.

Şimdi, James''in ya da pragmati,zm'in e1e§triısıini yapınaik istiyorum. Tabii bir şeyi eleğtirirken ha,kkını verrnek, gerekmektedir. Bu ülkede eksik olan bir şeyı de bu,dur sanıyorum. Bana öyle görülüyıor ki, pragma­tizm'de pruradoks bir görü§ yatmaktadır. James'in eserine baktığımızd3. bu paradoksu görmek nıümkünd:ür. Şimdi şöyle bir önerme alalım; <<Sok-

Page 10: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

WILLIAM JAMES VE PRAGMATiZM

rat M.ö. 399'da öldü» Eğer bıirz bir yargı ya da önermenin doğruluğunu sardece tecrübede sağladığı :çı:kara, ya da uyandırldığı psH.wlojHı:: bir zevk uyandırmamaktadır. Böyle olduğu için de bu öneıııneye yanlış ya da an­lamsız diyemiyeceğim, çünki bu bir tarihi olgudur, kaJI1!aklarm tümü bu o]guyu doğrulamaktadır. B. Russel'ın deyimiyle bu. deıscrip:tive yada tasvir edici bir bügidir. Belki yukardaki önerme pragmatik anlamda ba­na bir çıkar sağlayabiliyordur. Ş,öyleki, eğer Sokrat'ın ne zaman öldüğünü bi1irsem ve bildiğim için de sınavı geçersem, bana sınavı geıçecek kadar yararı olmuştur. Çünki sınavı geçmeme yardım etmiştir. İyi ama sınav­dan sonra durum nasıl olacak? Sokrat'la H~ili bu bilgi yararsız ve saçma. mı olacak ? . . . James burada açık değildi{

Başka bir örnek ele alalım; «Londra Thame:s nehri üzerinde kurul­muştur.» Şimdi bu önerme bana bir çıkar' sağlamadığı gibi, herhangi bir davranışıımı da etkilememektedir. Ama bık gün, bir aıs!ker, ya da bir politiıkacı olaraık straJtej:ik bi:r bilgi olara<k kullanabilirim ve bel­ki o zaman, James'e göre, bu önerme doğru yal da anlamlı olabilir. Fakat ~imdi şu anda, Türkiye'nin İzmir kentinde otuı:ıan benim gibi bir vatan­daş ~için bu önermenin Jameıs.'.e göre bir yararı yıok1ıur. Ancaık İngiLtere'· ye turist, ya da bir ıstmteji adamı, belki bir 'coğrafyacı olarak g~dersem, bu önermenin bana b:i!r yararı olaibiilir ve o zaman da bu önerme doğru

ve anlamlı olabilir. O halde şu anda Londra'nın nerede olduğu ve ne üze­rinde kurulduğu beni ilgilendirmiyor. Ama bu doğru mu? Yani böyle mi olmalıdır? Nltekıim bu görüş, Batılıların eğitim sıislteminde çok yayıg:ı:n du­rumdadır Öğrencilere gerek,siz bilg:i verilmez, çoğu okumuşlar hile, Tür­kiye'nin nere!de o1duğunu bilmez1er, Alp dağlarının yÜiksek~iği ya da Eive-- . rest tepeısinin yül~sekEiğinin kaç mertre olduğu onları iLgHend~ırmez. An-caık Türkiye'ye turi:srt, olarak ya da başka briır iş için gelece!klerse, o zaıman Türkiye hakkında biLgi edinirle'r veya Alp dağlarmda kayak yapacaklar­sa, E;verest'e tırmanacakl<arsa, o zaman öğrenirler. Ve bu bİr ölçüde doğ­rudur. Ama bu iışler her zaman böyle işlememeıktedir. insan bazen bir şe­yi, ya da olguyu, o §ey olduğu i'çirı; öğren~r evrensel bilgi de o zaman ge­liışir.

Ama Empiriewcritisistler, yani ampirik eleştirmenler, bilginin bi­yo1ojik yönü olan pragmatist yorumu gözden kaçırdılar. Onlar metafiziği, epistemolojiyi, ki din ve sanatla ilgili biLgiler de bunun içindedir, sanki insanın yani süjenin, dışmda tutmaya çalıştılar, daha doğrusu bu bilgi­yı ınsan ya da süjenin ç:ı:kar dı§mda tuttular .. Bilimsel kurumlara da höy· le baktılar. Onlar bu dünyada olan herşeyin, bir yerde insanın çıkarma

-Sıl-

Page 11: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

Doç, Dr. İhsan TURGUT

olduğu belkilde James ya da Dewey kadar dü§ünmediler. Ama diğer yan­dan insıana ya da bu ill1!sanın günlük ya§ammda brlr yararı yoik d,iye bazı

evrensel oLguları, James'in yaptığı gibi, göz ardı etmenin bi'r yararı yok­tur. Kaldı ki James, insana yararlı olanla, zararlı olanları ayırt etmek içiln yeterli bir 'kriteria ortaya koymakrtadır. Pragmabilk metod ise, böyle hi:r ayırırını yapacak güçte görünmemektedir.

Jameıs'in «Bilmeye ya da iınanmaya değer ne var?» sorusunda ara­dığı cevaplar pek belirgin olmadığı gibi, sınırlı cevap1arda yoktur. Her ne kadar James monistik bir dünya görüşü yerine, plumlistik bir dün­ya göııü§U:nü sıavunduğu halde felsefeci1erin <~doğru nedil">>? sorusunun, James'de <<Bilmeye ve inanmaya değer ne var?» §ekli:ne dönüşmesi, plura­listik açıdan da i1gin:ç görü1memektedir.

Determinizme sempati duymak için bir sebep yoktur, diyor James. Bıİ'Z ancak dünıyamn bir parçasım bHebilJ}yoruz, ya da tecrıübe edebiliyo­ruz. Hiçbir §ey bizi, örneğin determinizm gibi, evrensel bir kuralın her­§eyi yönettiği söylenemez. Çünki, dünya Hegel gibi ınonistlerin dü§ündü­ğünün tersine müınkünler ya da ihtimallerlıe· doludur. Bürtün bunların a­rasında ancak inanc~mızdır ki (James burada yalnız dtni inancı kastetme- · mektedir), hayatı bize yaşamaya değer gö1rüyor. 1

Eğer bu dünyada her§ey önceden belirlenmi§Se, yani predeterminist ise, eğer sürprizlerle ve önceden tahmin edilmeyen, yani unpredictable olaylar yoksa, bu dünya Jams'e göre yaşanınaya değmez.

Biz, gözlenebilen kuralsızlarn, yeni kurallar içinde. ele almaya, fert olarak her olguyu kabul ya da red etmede ö.zgürüz. Bütün çelişkileri ev­rensel bir anahtarla açıklamaya ihıtiyaç yokıtur. Ancak, metafi2likçilerdir ki, «mutlaJk gerçek>> dedikleıi b!ir prensip, ya da kuralla dünyayı idare et. meye çalışırlar. Metafizi:kçü.lerıe göre, bu dünyada g'örülen her şey bu muıt­lark gerçeğıin, bu tek bütünün çeşitli görünümler~dir. James'e göre, gerçek olan şudur ki, tecrUbenin içimde seçtiik~erimiz ve onların üzerimde durma­mızdır.

Tecrübenin kendisi soyut, ya daha zengin ve karmaşrk yapılar oluş­turmak ya da şelkiHendıirmek için tekl!l elementler içermez. Tersine sıo­

yut hayat ya da manevi ve zihnv hayat bu akı§m iç~nde olan bir yapı­dır. Ancak, soyutlanan process'dir ki bu akı§ı bozar ve bi1rb:i:rine benze~

yenleri değişmeyenlermi§ gibi görürüz. Fakat James'e göre, şurası ke­sindir ki, bütün farklılıklar ve değişmeler sistemi mantıksal bir kural

-82-

Page 12: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

WILLIAI'd JAMES VE PRAGlVIATİZlVi

tarafından yönelstilmemelidiir : irade ya daı önerme türü fayda ya da utilıity standartlan Lle aynı kabul edilmektedl:r. Bu dichotomy'i, yani doğru-fa,y­da ikilemi, ortadan kalktığı gihi bununla :i:IgHi olarak mantığın konusu o­lan doğru He, ahiakın lwnusu olan iyi, estetiğin lwnusu olan güzel fayda ilkesinde birleşmektedirler.

Çağımızda, pragmatizm'e yalnız Amerika'da de,ğil, aynı zamand~ı.

Avrupa'da da sempati duyulmakdır. F.c.s. Schiller (19·37) İngiltere'de, bu felsefeyi daha doğrusu kültür anrayışını geliştirmeye çalışmıştır. İtal­

ya'da Papini pragmatizm'in öncülüğünü yapma:ktadır. Polonya'da M. Koz­lowsky'de bunların arasındadır.

Sonuçta; felsefe açısından, belki. de James'in pragmatizm'i tartışı­

labilinir. Yalnız çağ1mızda felsefe de kurgu değiştirmektedir. Çağımız,

bPrük endüstrinin, te•kniğinin ve Hetişim araçLannın gelişti,ği bir çağdır. Çağımızda tek öğretii, tek mantık, doğru ya da iyıi>-güzel yoktur. Kültürler tek boyutlu değildir. Çağımızda, ırk, din, dil farkı gözetmeden bir hoşgö­rü ve sentez Içinde yaşaınması sözkonusudur. Demokratdek hayıatın da an­lamı budur. Ülke ve millet ç1karları gibi ortak çrkarların yanında, birey­le1r kendi ö:cei çıkarlıarında serbesttirler. Qağdaş, uygar toplumlarda bu zmı.miudur. Tabii, birey~er kendi çı:kar ve demokratik özgürlük]erinde başkalarırun çıkar ve özgürlüklerine zarar vermemelid~r.

James'de bu böyledir. Kültürde ortak kabullenmeler, yani James'in anlayışıyla orta:k çıkarlar vardı!r. Bazen evrensel boyutlara kadar uza­nan bu ortak çıkarlar ki; bir ürkeyi ve toplumu hatta dünyamızı ayakta tutabilmektedir. Bu şekilde ortak çıkarlar; ki.iltürlerde .. ortak doğrular, ortak iyiler ve ortak estetik güzellikler ortayıa çıkarmaktadır. Bu bakım­dan James, sofıistlerden, Nietzsche, gibi nihilistlelrden, geleneksel idea'" hst ve materyaliiSıtleırden ayrılmaktadır. Burada bunların hepsim dile ge­tiremedim. James'in din felsefeısi, psilmloji:si, eğitimle ilgili görüşleri ay­rı ayrı birer ineeleme konusudur .. Ö'rneğin, James'in «bilinçLiliik akışı>~ t,ek başına inoe}enmeye değer.

Page 13: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TURGUTI.pdf · ağırlıklı öğrenimi onun tüm felsefe, psikoloji, sanat ve dinle ilgili görüş

Doç, Dr. İhsan TUR6U'I'

SUMMARY

In the :ı:ıinete,enth century, pyschoogy was coosi!Jılerred to be a part of philoso~!yhy; ~t was the first timeı that James at Harword in the 1890s began togl-:v~ ıs~stematic attention to psychology as a sepemate discipline.

In his book caUed, <<Talksı to Teochers on Psychology», h.e deli. cered a sN-Iies of famous leetures; Here, for the first t~m{\ he trU~d to show the importance of the process of teaching and learı(ng.

fu fact, James, deliberately defined psychology as the «Science oi Mental Lif~»: What gees on «lnsMe>,.a person's head- Thoughts, feelings, · interıests ,~md valu~.

:1ameısı' phOO.osophy ~s also 10, philosophy of life. The concept of <<eX:·

perience»in lıi~s psychology and, philosophy is the most important concept, I think, bıiefly can be said to domamıte his all approach.

James in his <<The Var:eties of ReUgious ;E,xpedence>.ı-, tries to explain religious eıxpeirience. He sympathizes with tt~:s sort of experien­ence, beoause it is an ~ndivEdual experi~nce ,like other exp~riences. But he does not sympathize with Chu:r~h or ıany sort of retigiou_s, :institution. James is not interested in the m..etaphysica:l view of relıiıgion. He isı rat· her interested in 'ı"eligilou:s He. This is, of course, a part of James' prag­matism.

James explains «Pragtiısm;->in h:s book called, «Pragmatism>>. Prag· matism is not a philosophical doctrine, but \it is a plıiosophical method. Even so, This method can be :r'egaır<ıied as an important contrubition to the Mstory of pWlosophy, psychology, religion and art by .. the American tulture.

-84-