hÜseyİn bul - ayrintiyayinlari.com.tr filehÜseyİn bul 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde...

16
HÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü. Atatürk Üniversitesi'ni bitirdi. Edebiyatla tanışması Özgür Üniversite sayesindedir. Berfin Bahar, Güney, Mahsus Mahal, Damar, İnsancıl, Evrensel Kültür, Ekin Sanat, Bireylikler ve Yaba Öykü dergilerinde, Özgür Gündem ve Bianet gazetelerinde öykü, şiir ve makaleleri yayımlandı. 18. Hüseyin Çelebi Türkçe öykü dalında ve 3. Kelenderis öykü yarışmalarında ödül kazandı. Gölge adında bir öykü kitabı yayımlanan Hüseyin Bul İzmir’de yaşıyor.

Upload: others

Post on 11-Sep-2019

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

HÜSEYİN BUL1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü. Atatürk Üniversitesi'ni bitirdi. Edebiyatla tanışması Özgür Üniversite sayesindedir. Berfin Bahar, Güney, Mahsus Mahal, Damar, İnsancıl, Evrensel Kültür, Ekin Sanat, Bireylikler ve Yaba Öykü dergilerinde, Özgür Gündem ve Bianet gazetelerinde öykü, şiir ve makaleleri yayımlandı. 18. Hüseyin Çelebi Türkçe öykü dalında ve 3. Kelenderis öykü yarışmalarında ödül kazandı. Gölge adında bir öykü kitabı yayımlanan Hüseyin Bul İzmir’de yaşıyor.

Page 2: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

Ayrıntı: 673Türkçe Edebiyat Dizisi: 16

KarsuyuHüseyin Bul

Son OkumaHüseyin Kıran

© 2012, Hüseyin Bul

Bu kitabın Türkçe yayım haklarıAyrıntı Yayınları’na aittir.

Kapak TasarımıGökçe Alper

Kapak ResmiBridgeman Art Library/Getty Images Turkey

DizgiEsin Tapan Yetiş

BaskıKayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti

Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No.: 244 Topkapı/İst.Tel.: (0212) 612 31 85Sertifika No.: 12156

Birinci Basım 2012Baskı Adedi 2000

ISBN 978-975-539-704-7Sertifika No.: 10704

AYRINTI YAYINLARIHobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Cağaloğlu – İstanbul

Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11www.ayrintiyayinlari.com.tr & [email protected]

Page 3: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

Hüseyin Bul

Karsuyu

Page 4: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

TÜRKÇE EDEBİYAT DİZİSİ

Melekler EviGöksel Yılmaz

Akhisar DüşerkenMahmut Şenol

Kurumuş Nehrin YatağındaUğur Erkman

GecedegidenHüseyin Kıran

Arıza Babaların Çatlak KızlarıAyten Kaya Görgün

ZevalNihan Taştekin

Bir Zamanlar BakırköyTahir Musa Ceylan

Önceki Çağın AkşamüstüÖmer F. Oyal

Akvaryumda Ölü Bir BalıkMürselin Kurt

Fevkalbeşer Sair Bey ve SuskunluğuÖmer İzgeç

Laf EviSerdar Aysev

Kayıp TaşlarAsuman Bayrak

Fransız BalkonAhmet Coşkun

Boşluğun SesiUmut Dağıstan

Bir Tuhaf İntikamUğur Erkman

Page 5: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

Karsuyu

Page 6: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü
Page 7: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

Bütün edebi çalışmalarımda olduğu gibi bu romanın oluşmasında da yardımlarını esirgemeyerek bana zama-nın en alâsını sağlayan, ilk okumaları, gerekli düzelt-meleri yapan ve gramer hatalarını gören, enfes cevizli keklerin sabırlı ustası sevgili eşim Şirin Yalçın’a, eleştiri ve fikirlerinden dolayı Zeynel A. Oğuz’a, Tahir ve Ada-let Satı’ya, Ayşegül Hardal’a, Ergin Toplu’ya, Günay Narin’e, Ünal ve Bahar Yıldırım’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Onlar olmasaydı bu roman belki bu halini almayabilirdi.

Bütün faili meçhullere…

Page 8: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü
Page 9: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

9

1Sorgu

“Kaç yıldır Veli Ok’un yanında çalışıyorsun?"“Bilmiyorum, beş olmuştur herhalde.”“Doğru dürüst cevap ver! Beş ne? Ay mı, yıl mı?“Siz kaç yıl olduğunu sormadınız mı, o zaman bu siniriniz niye?”“Ukalalık yapma ulen!”“Sadece sorularınıza cevap veriyorum, ukalalık yapmak istesey-

dim emin olun siz bu kadar bağıramazdınız!”“Kimsin ulen sen, kimsin?”“Bakın, ben size büyük bir sabırla siz diye hitap etmeye çalışıyor-

ken, neden çaresizce ve inatla sen diye hitap edip kabalaşıyorsunuz, öncelikle sakin olun. Ben; sizin benden önce sorguladıklarınızdan bir

Page 10: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

10

yere ulaşamadığınızı size hatırlatan kişiyim. Sizden korkmayı aklına getirmeyi bile onursuzluk olarak gören sıradan biriyim.”

“Bana laf ebeliği yapma, o dilini alır tavana yapıştırırım!”“Bakın, sizi son kez uyarıyorum, ya o parmağınızı diğer parmak-

larınızın yanına koyarsınız ya da...”“Ne diyorsun lan sen! Benim çöplüğümde beni mi tehdit ediyor-

sun?”“Ayhan Bey, deminden beri aynı şeyi tekrarlıyorum, öncelikle

sakin olun ve bir amatör gibi davranmayı bırakın. Çöplüğünüz sizin olsun.”

“Bu çöplüğü başına yıkmadan adımı nerden bildiğini söylesen iyi olur.”

“Bu çok mu önemli şimdi, asıl önemli olan bence İnönü Cad-de’sindeki Zambak Apartmanı'nın üçüncü katında oturan, Buse ve Çağrı adındaki iki kardeşin koleje giderlerken trafikte başlarına bir şey gelmemesi değil mi?”

“Ne? Bir dakika, siz kimsiniz de evimin adresinden, çocuklarımın isimlerine kadar her şeyi biliyorsunuz?”

“Bakın şimdi dediklerimi anladığınızı sanıyorum. Hah şöyle, sakin olun. İnanın ki şimdiki yüz ifadenizi daha çok sevdim, bir de otursanız daha iyi olacak. Az önce ne güzel oturuyordunuz!”

“Tamam, bırakın gevezeliği. Klasik yöntemi unutuyorum şimdilik. Adınız nedir, kimsiniz, ne iş yaparsınız, kaç yaşındasınız? Evet, evet önce bunları bir cevaplayın sonra detaya girelim. Bu arada boğazım kurumuş, siz de bir şeyler içersiniz değil mi?”

“Evet, lütfen, alkol olamayacağına göre burada, güzel bir çay fena olmaz. Bu arada dikkatimi çekti; cam, ayna yok duvarlarda, bizi izle-yen dinleyen var mı?”

“Yok canım, daha neler! Durun ben iki çay söyleyip geleyim.”“Tamam, buradayım, siz izin vermedikçe ben nereye gideceğim

ki, değil mi?”“Evet, sizi dinliyorum, çaylar birazdan gelir. Biz kaldığımız yer-

den devam edelim.”“Daha adımı bile bilmiyorsunuz değil mi? Sorguladığınız insanın

adını öğrenmekle başlanılmaz mı, yanlış mı biliyorum?”

Page 11: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

11

“Sırayla içeri aldığım için dikkat etmedim, önümdeki dosyada el-bette ki adınız vardır. Kaç gündür feriştahım şaştı inanın ki, sinirle-rim çok bozuldu. Siz de biraz ileri gidiyorsunuz ama her şey bitti şimdi de işimi mi öğretiyorsunuz bana?”

“Estağfurullah...”“Gel.”“Şefim, çaylarınız.”“Getir, getir. Sağ olasın. Rıfat, kaç kişi kaldı?”“Bir şey kalmadı şefim, dört mü beş mi, o kadar, afiyet olsun.”“Sağ ol, sağ ol.”“Rıfat, çaycınız değil herhalde?”“Çaycı, çaycı. Niye sordunuz?”“Çaycılarınız bile sorgulanacakların kaç kişi olduğunu biliyor,

öyle mi?”...“Adınız neydi?”“Serdal.”“Kaç yaşındasınız?”“Kırk sekiz.”“Ne iş yaparsınız?”“Avukatlık.”“Veli Ok’u nereden tanıyorsunuz?”“Avukatım dedim ya!”“Serdal Bey, lütfen! Soruma cevap verin, bütün avukatlar Veli

Ok’u tanıyor mu yani?”“Afedersiniz, tabii ki onu kastetmedim. Demek istediğim; mesle-

ğim icabı tanıyorum. Üyelerinden biri vermiş telefonumu, aradı, bü-romda görüştük. İşi vardı, yardımcı olmaya çalıştım...”

“Nasıl bir iş?”“Üyelerinden biri aidatlarını uzun süreden beri ödemiyormuş,

onunla ilgili görüştük.”“Sonra?”“Ne sonra?”“Yani bu görüşme ne zaman oldu, bir daha görüşmediniz mi?”

Page 12: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

12

“Görüştük canım, beş yıl falan oluyor tanışıklığımız. Çay için te-şekkür ederim.”

“Beni tanıyor musunuz?”“Hayır.”“Adımı, çocuklarımı nereden biliyorsunuz, bu da mı işiniz gere-

ği?”“Hayır, çocuklarımdan.”“Ne demek şimdi bu?”“Çocuklarımız aynı okulda okuyorlar.”“Ne var bunda şimdi, aynı okulda okuyan bütün çocukların aile-

sini, adreslerini biliyor musunuz?” “Sayılır, yani neredeyse.”“Niye böyle bir şeye gerek duydunuz anlamadım, özel bir sebebi

var mı?”“Çocuklarınızın okuduğu okulda kaç öğrenci olduğunu biliyor

musunuz?”“Hayır, ne anlamı var ki bunun?”“Ben söyleyeyim, dört yüz altmış. Bir anlamı yok. Altında bir

anlam aramayın.”“Dört yüz altmış öğrencinin ailesiyle tanıştınız yani, öyle mi?”“Hayır, öyle bir şey demedim.”“Serdal Bey, benimle oyun mu oynuyorsunuz? Tanışmadıysanız,

tanımıyorsanız beni nereden biliyorsunuz?”“Daha çok özel ailesi olanları biliyorum, diyelim.”“Özel aile de neymiş?”“Yani, ailesi özel işlerde çalışanlar ve işsiz olanlar diyebiliriz.”“Benim özelliğim neymiş?”“Ayhan Bey, kaç kişi Terörle Şube Mücadelesi’nde şeftir Allah aş-

kına. Ayrıca neden bu birimde sorgulandığımı da anlamış değilim. Hatta neden sorgulandığımı da.”

“Bunun ne sakıncası olabilir ki?”“Neyin?”“Terörle Mücadele Şubesi'nde şef olmanın.”“Ben sakıncası var demedim ki.”

Page 13: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

13

“Neyse, buraya tekrar döneceğim, Veli Ok’un yanında beş yıldır çalışıyorum diyorsunuz, biraz anlatabilir misiniz, nasıl biridir?”

“Ben, yanında çalışıyorum demedim ki, tanışıyoruz dedim. Öyle anlatacak kadar da yakinen tanımıyorum. Sadece çok dakik olduğu-nu söyleyebilirim.”

“Bu kadar mı?”“Evet, ha bir de adam çok çapkın.”“Kaç yaşlarında?”“Benim yaşlarda, gür saçlı, köfte burunlu, bir altmış beş, bir yet-

miş ancak var.”“Başka, sinirli midir, bir sakatlığı bir özrü var mı?”“Hayır, hayır, sapasağlam bir adam.”“Çocukları var mı, bunu bilmiyorum demeyin, komik olur.”“Bildiğim kadarıyla yok, niye komik olacak onu da anlamadım.”“Kardeşi, karısı, sevgilisi var mı?”“Hiçbir bilgim yok, elimden geldiği kadarıyla size yardımcı ol-

maya çalıştım, uzatmaları oynamayalım artık. Ayhan Bey, bildiğiniz ya da bilmeniz gereken şeyleri bana sorarak zamanımı almayın. Mü-vekkilimin yatak odasına da girecek değilim ya. Başka sorunuz yoksa çıkabilir miyim?”

“Serdal Bey, çapkın olduğunu söyleyen siz değil miydiniz?”“Büromda sekreterime asılmaya çalışmıştı, o vesileyle öyle demi-

şimdir, bilinçaltı işte nerden böyle bir yargıya vardıysam.”“Tamam, şimdilik bu kadar ama ihtiyacımız olduğunda sizi yine

rahatsız edebiliriz. Telefonunuz, adresiniz dosyada mevcut, zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.”

“Rica ederim, bu arada üzerime vazife değil ama bence biraz din-lenmelisiniz, iyi günler.”

“Daha değil Serdal Bey, Veli Bey’e aidatını ödemeyip de davalık olan adamın adı nedir, kimdir, nerede bulabiliriz?”

“Ayhan Bey, ben adam olduğunu belirtmedim ki, üyelerden biri dedim. Ama doğru, erkekti. Cengiz Kaymak; üniversitede öğretim görevlisi olacaktı hatırladığım kadarıyla. Gerisini kendiniz bulursu-nuz herhalde.”

Page 14: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

14

“Serdal Bey, gitmek için çok acele etmiyor musunuz, istersem sizi burada tutabilirim, biliyorsunuz değil mi?”

“Biliyorum ama bunun için geçerli bir sebebiniz olması gerekiyor, bunu da siz biliyorsunuzdur.”

“Ondan kolay ne var canım, devletin memuruna hakaret etmiş olabilirsiniz, yanlış ve saptırıcı bilgiler vererek devletten bilgi sakla-mış olabilirsiniz, suçluyu korumak için yardım ve yataklık etmiş ola-bilirsiniz... Gördüğünüz gibi istenirse mazeret de bulunur, gerekçe de. Az önce de dediğim gibi bizi dinleyen, gören kimse olmadığına göre böyle bir durumda devletin memuruna mı inanırlar yoksa size mi?” diyerek lakayt bir biçimde sırıttı polis şefi. “Ama bütün bunlara ne gerek var ki şimdi; istediğimizde gelip bize yardımcı olabilecek, ifade verecek düzgün bir vatandaşsınız, değil mi?”

“Ayhan Bey, sahipsiz ve cahil bir insanla konuşmadığınızı hatır-latmanın bir cezası yoktu değil mi?”

“Çocuklarımız aynı okulda olunca birbirimizi daha iyi anlıyoruz galiba. Veli Bey’den alacağınız var mı?”

“Hayır.”“Silah taşır mıydı?”“Bilmiyorum, hiç görmedim.”“Tamam, hadi birlikte çıkalım yoksa bırakmazlar sizi. Bir iki imza

attıktan sonra gidebilirsiniz” deyip merdivenlerden iki kat yukarı çıktılar. Polis şefinin yüzünde memnuniyetsiz ve tatmin olmamış bir ifade vardı. Sorgu boyunca masada duran ama göz atmayı bile dü-şünmediği dosya sol elinde, düşünceli ve belki biraz da somurtarak avukatla yukarı çıktıklarında kaç saatten beri aşağıda olduğunu dü-şündü. Yorgunluğu gözlerinden akıyordu. Flüoresanla aydınlanan koridorda, yanından geçen meslektaşı omzuna; iyisin, çalışkansın, başarılısın, devam et der gibi vurup geçti. Tepkisini gülümseyerek belli eden polis şefi duraksamadan avukatla yan odaya girdi. Avuka-tın işlemlerini bitirip gönderdikten sonra: “Raif, sırada kim varsa aşağı alın, ben bir kahve-sigara yapıp geliyorum, Rıfat, dört beş kişi kaldı dedi ama doğru mu? Ha, şu adamı bulun, bakın kimmiş, getirin bir de onunla konuşalım bakalım” diyerek elindeki isim yazılı küçük kâğıdı uzattı. Sigarasını bulunduğu yerde yakıp kahve almaya gitti.

Page 15: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

15

Arkasından seslenen Raif’e aldırmadan çıktı. Gözleri bulanık bakı-yordu. Aklı çocuklarında kalmıştı. Karısını aradı telefonla, çocuklar-dan konuştular bir süre. Kısa kestirdiği saçları şakağında şişen damarı ortaya çıkarmıştı. Yüzünü avuçlayıp içindeki sıkıntıyı dışarı attıktan sonra aşağı indi tekrar. Günde kaç kez bu merdivenleri inip çıktığı sorusu çok kısa bir süre gelip geçti aklından. Gözü kapalı o kadar insan inip çıkarken ya düşüyor, ya sendeliyor ya da köşelere tosluyorlardı. Kendisi gözü kapalı inip çıkabilirdi, üstelik kimsenin yardımı olmadan. Sorgu odasına geldiğinde, eski, boyasız, ağır demir kapı açık, içerde Raif’le birlikte yirmi üç yaşlarında bir kız vardı. Kaş göz işaretiyle Raif’e bu kim der gibi yaptı. Raif, ellerinin ve omuzla-rının yardımıyla bilmediğini belirtti. Polis şefi geçip yerine oturunca, Raif eğilip kulağına; “Şefim, Aysel yokmuş bugün, bunu da sen sorgu-layacakmışsın, ayrıca Semih şefim dedi ki, elimizi biraz çabuk tuta-cakmışız” dedi fısıldayarak. Polis şefinin tatsız yüzü iyice karıştı, çaresiz bir kızgınlık dalgalandı gözlerinde. Bunu fark eden Raif, kel kafasını alıp çıktı odadan.

“Kimsin sen, adın nedir?”Kız korkudan sesini çıkaramadı. Önüne bakıyordu tıpkı bir suçlu

gibi. Saçlarını siyah bir tokayla arkadan toplamıştı. Üzerinde bordo renkli bir gömlek ve krem renkli ham ketenden pantolon vardı. Polis şefi sorusunu sert bir şekilde tekrar ettikçe, kız elinde olmadan zıplı-yordu.

“Kızım, duymuyor musun beni, cevap versene, bak dikkat et kızım diyorum, tepemi attırma!” Kızarak sormasına rağmen oldukça sakin görünüyordu, tabii bunda karşısındakinin büyük etkisi vardı. Kolay lokma gibi görüyordu.

“Adım, Selma” deyip durdu. Aslında polis şefi ilk bakışta kızın konuşacağını anlamıştı. Elleriyle, ekşiyen yüzündeki kısa sakallarını kaşıyıp;

“Ne iş yapıyorsun, sormadan konuş, anlat” dedi.“Muhasebeciyim, aslında tam da muhasebe sayılmaz, ön muhase-

be diyoruz biz.”“Nerede çalışıyorsun?” deyince polis şefinin, daha az önce “sor-

madan anlat” demesi yüzünden dolayı yeni soru beklemediği için her

Page 16: HÜSEYİN BUL - ayrintiyayinlari.com.tr fileHÜSEYİN BUL 1971 yılında, sekiz çocuklu bir evde doğdu. Çocukluğundan başlayarak çeşitli işlerde çalıştı ve eğitimini sürdürdü

16

soruda sıçrıyordu Selma. Titreyerek cevap vermesi polis şefinin işini kolaylaştırıyordu.

“Yüksek İnşaat’ta çalışıyorum.”“Ne kadardır?”“Ne, ne kadardır?”“Kızım sen beni delirtmek mi istiyorsun, gerizekâlı mısın, niye

bana tekrar ettiriyorsun? Ne kadardır orada çalışıyorsun diyorum, anladın mı?”

“Bir seneye yakındır.”“Veli Ok’u tanıyor musun?”“Tabii ki tanıyorum, bizim patronumuzdur.”“Anlat biraz, nasıl biridir.”“Çok iyi biridir, yaşlı, komik biridir.”“Nasıl yaşlı, kaç yaşında mesela?”“Altmış vardır herhalde...”“Veli Ok?”“Evet, yalan mı söyleyeceğim, hayret bir şey!” Selma tepkisinin

gereksizliğini anladığında biraz toplanıp büzüştü. Polis şefinin bu azarlayıcı tepkiyi görmezlikten gelmesi için güzel bir gerekçesi vardı; kızdaki samimiyet.

“Başka?”“Ben çok konuşmadım kendisiyle, öyle bizimle falan konuşmaz

ama insan anlıyor nasıl biri olduğunu. Benim şefimle konuştu iki kere, ben de odadaydım, bana da takıldı, espri falan yaptı. Şık giyi-nir, giyinmesini bilir, pahalı yerlerden giyinir. Saçı biraz ağarmış ama çok karizma görünüyor. Arabası da çok güzeldir.”

“Şefinin adı nedir?” diye sordu yumuşak bir tavırla.“Belçim.”“Ne bu, kadın mı erkek mi?”“Kadın.”“Kaç yaşında?”“Belçim Hanım, otuz iki vardır.”“Ne işler yapar?”“Mali müşavirdir, muhasebe yani, şefimdir.”“O değil, Veli Ok, diyorum.”