hazirlayan: gökser...

16

Upload: others

Post on 29-May-2020

15 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket
Page 2: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

DR. EREN AKÇiçEK'E ARMAGAN

Hazirlayan: Gökser Gökçay

ISBN: 978-605-61304-0-3

Birinci Baski: Nisan 2010, Izmir

© Kitabin tüm sorumlulugu yazarlarina aittir. Tüm haklar>mahfuzdur. Bu kitabin tamami ya da bir k>smi 5846 sayili

yasanin hükümlerine göre, izinsiz olarak elektronik, mekanik,fotokopi ya da herhangi bir kayit sistemiyle çogaltilamaz,yayinlanamaz, ancak kaynak gösterilerek alinti yapilabilir.

Tasarim ve Uygulama:

Gökser Gökçay

Baski:

Dilan Matbaasi-Gökhan Baki1456 Sokak No:23/A Alsancak-Izmir

Tel.: 0232 421 86 33Sertifika No: 11612

Cilt:

Kardesler CilteviTel: 0232435 78 18

Egetan Bas. Yay. Tan. Ltd. StI.1484 Sokak No:15 Daire: 2 Alsancak/IzmirTel: 0232421 0896· Faks: 02324647648

e-posta: egetan96@gmaiLcomSertifika N o: 17867

Page 3: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

içiNDEKiLERSunus vIIFehmi Akçiçek

Önsöz Ix

Engin Berber >,

Dr, Eren Akçiçek'in Hayati 1

Dr. Eren Akçiçek'in Eserleri 2

Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17KemalAri

Izmir' deki Bazi Kurtulus Savasi Anitlari ve Bunlarin Türk TurizmindekiYerine Bir Bakis 29Engin Berber

Izmir'in Tarih Öncesi Dönemi ve Yesilova Höyügü 57ZaferDerin

Izmir' de i938-2008 Döneminde Yasanan Meteorolojik Kurakliklarve Basma Yansimalari 73

Ecmel Erlat, Mehmet Dogan

Izmir'e Yönelik Göçler (1975-2000) 85Sevket Isik

Izmir'i Danger-Prost Plani Üzerinden Düsünmek 99Adnan Kaplan, Olgu Kulakoglu, Melih Özduran

Yaraticilik ve Izmir Üzerine 117Nese Kumral

Smyrna, Meles ve Balkapmar 131HasanMalay

Izmir' de Yemek Kültürü ve Yiyecek Fiyatlari 17.- 19.Yüzyil 137Ilhan Pinar

Tibbi Cografya: Tanimi, Içerigi ve Cografi Teknolojilerle Iliskisi 143M. Kirami Ölgen

Izmir' de Otomotiv Sektörünün Tarihsel Panaromasi 165Erkan Serçe

Dr. Eren Akçiçek Hakkmda Söylenenler ve Yazilanlar 171

Dr. Eren Akçiçek'le Ilgili Belge ve Fotograflar 185

Page 4: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

MÜBADELEDE SON PERDE:

ORTODOKSLARiN ANADOLUDAN GÖÇÜ

KemalArI'

1922YILI EYLÜLÜ TÜRKLER IçIN BÜYÜK BIR UMUDUN, Anadolu'da yasayanOrtodokslar için de umutlarin tükenisinin baslangici olmustu. Artik Türk-YunanSavasi bitmeye yüz tutmustu. Baris henüz imzalanmamisti; ancak Türk süvarileri

Çanakkale' de Ingiliz hatlarinda durunca, yaratilan yeni durumda baris umutlari da ye­

sermisti. Bu olayin bir yönüydü; ancak isin bir de sivillerle ilgili boyutu vardi. Cepheninçöktügü haberleriyle birlikte Türkiye' de bulunan Ortodoks RumIardan gidenler git­mistP. Gidenler yeni, sayisiz güçlüklerle dolu bir yasamin içinde geleceklerini kurgula­maya çalisiyorlardi. Bir kargasa ortami vardi. Umut, en az bulunan seyolmakla birlikte,yine de bir yana birakilamayacak kadar degerliydi. Onlarin dünyasinda cesaret, onca

tantanali günlerden sonra simdi, köse bucak gizlenmeyi tercih etmisti. Artik kaygi yük­selen degerdi. Gelismeler, toplum psikolojisinde ister istemez bu duyguyu kabartiyor;endise ve korku kitlelerin dünyasinda adim adim kök saliyordu. Anadolu'nun toplum­sal yapisini olusturan renkler, disaridan körüklenen rüzgarlarin etkisiyle kabarmis; ko­yulasmis; ardindan da o rüzgarlarin dinmesiyle birlikte, bu koyu kargasanin yerini bir

dinginlesme egilimi almisti. Gidenlerin yani sira gidemeyenler, geride kalanlar vardi.Hem gidenlerin hem de geride kalanlarin, içinde yasadiklari dünyada kendi durumla­riyla özdeslesen sorunlari bulunuyordu. Ancak yine de örtüsen, benzesen, iç içe geçmisortak sorunlari da yok degildi. Geride kalanlar da gidenlerin denizlerin ötesinde, ta

. Doç. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk ilkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitüsü Müdürü1 Kemal Ari, "Kurtulus Savasi'nin Bitiminde Türkiye Disina Yönelik Göçler ve Sonuçlari", BesinciAskeri Tarih Semineri Bi/diri/eri: Degisen Dünya Dengeleri Içinde Askeri ve Stratejik Açidan Türkiye(Istanbul, 23-25 Ekim 1995), I, Gn. Kur. ATASE Yayinlari, Ankara, 1995, s. 496-~04; yine krs: Ayni yazar,Büyük Mübadele, Türkiye'ye Zorunlu Göç (1923-1925), Tarih Vakfi Yurt Yay., Istanbul, (Birinci Baski:1995; Ikinci baski: 2000; Üçüncü baski, 2003; Dördüncü Baski, 2007).

DR. EREN AKÇiçEK'E ARMAGAN Lo> 17

Page 5: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

KEMAL ARI

Yunanistan' da karsilastiklari seyleri merak etmenin yaninda, kendi yasamlarinin neyönde bir gelisme çizgisi izleyecegini düsünüyorlardi. Gidenler ise geride biraktiklarini

merak etmenin yaninda, asil endiseyi kendi gelecekleri konusunda duyuyor ve yasi­yorlardi. Hem gidenler hem de geride kalanlar için Anadolu bilindik, Yunanistan için

de yabanci bir memleketti. Geride kalanlar gidenler için yalniz yakin komsulari ya daayni dini ya da dili paylastiklari kisiler degildi ki! Yillar içinde ürettikleri, elde ettikleri,kazandiklari için sevindikleri mülkleri, mallari ve tasinir tasinmaz diger ürünleri ya

da esyalari, hayvanlari agirlikli olarak birakip terk ettikleri yerlerde kalmisti. Bunlarinher birisiyle bütünlesmis anilari vardi. Simdi o anilar belleklerinde canlaniyor, için­

de yasadiklari dogal ve toplumsal çevre dile geliyordu. Geride biraktiklarinin karga­sa ortaminda basina ne geldiklerini bilmiyorlardi bile2 ••• Haberler kisitli, bilgiler sigdi.

Bir bilgi kirliligi içinde, söylentilerin etkisiyle duruslarini belirlemeye çalisiyorlardi.Gidenlerden kalanlarin haber aldigi yoktu; kalanlarin durumunu da ötekilerin bildi­gi... Iliskiler allak bullak olmustu. Olan bitenler daha dün gibiydi. Kisacik bir zamandilimine, belki de bir insanin bir yasami boyunca tanik olamayacagi kadar yogun ve

çetin olaylar sikismisti. Izmir' de yasanan kanli 15Mayis günü daha dün gibi bellekle­rindeyken, geçen üç buçuk yil içinde belleklerine kazinmis bu gözlemlerin ve duyum­samalarin yanina yenileri pes pese eklenmis; i5 Mayis günü açilan sayfayi, 9 Eylül günükapatmisti. Her seyonlarin dünyasinda 15Mayis 1919gününe göre kurgulaniyordu. O

gün yasananlar, sonradan yasanan pek çok seyin baslangiCl olmustu. Aslinda her sonuç,yeni bir baslangiçti. Bir süreç biterken, baska bir süreç basliyordu. Bu tarihin ve top­lumsal iliskiler yumaginin bir sonucu ve dogal bir evresiydi. O günden önce, degiserek,baska bir seye dönüserek, baskalasarak, çogu zaman da söylentiler biçiminde kulakla­

rina gelen bilgiler isiginda, Yunan askerlerinin Izmir'e gelislerini büyük bir merak vecoskuyla beklemislerdi. Bir sevinç sarmali ve karnavali içinde merakli gözler Yunan

askerlerini gözlüyorlardi. Kabaran, sanki yüreklerini oynatircasina cosku veren ulusalduygulari vardi. Kimileri Isa'nin yeniden dirildigini düsünüyorlardi. Dinsel bir motifve duygu sarmali, hem Türkler'in hem de Yunanlilarin ulusal tarihlerinde köklü bir uçveriyordu. Metropolit Hrisostomos'un uzun boyu ve göbegine dek inen sakaliyla öneçikip, isterik çigliklar arasinda, Yunan askerlerini kutsayan ayinlerini izleyenler ken­

dilerini sansli saymislardi. Ancak bir anda patlayan silahla birlikte; Darmadaginik birhalde çekilen Yunan askerlerinden ayri olarak, perisan kitleler yanlarinda denkleriyle,atlari, merkepleri, kagnilariyla öbek öbek kiyilara dogru akiyorlardi.

Bir kopus, savrulus yasaniyordu. Tarih yakin tanikti; büyük çatismalar, savaslar,

bölgesel çatismalar günü gelip bittiginde, asil büyük acilarin, kargasalarin, toplumsal,ekonomik ve siyasal içerikli bunalimlarin hep geriden daha büyük dalgalar biçiminde

2 Kemal Ari, "Migration int'? Izmir Following the War of Independence and Its Effe~ts", ThreeAges of lzmir, YKY Yayinlari, IstanbuL, 1994; Izmir örnegi için bkz. Ayni yazar, ,"Yunan IsgalindenSonra Izmir'de 'Emval-i Metruke' ve 'Fuzuli Isgal' Sorunu", Atatürk Arastirma Merkezi Dergisi, V/iS(Temmuz, 1989), s. 691-706.

i8 Lo> DR. EREN AKÇiçEK'E ARMAGAN

Page 6: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

MÜBADELEDE SON PERDE: ORTODOKSLARiN ANADOLUDAN Göçü

geldigi sürekli olarak görülmüstü. Bu genel deneyim, neredeyse cephelerin kaydigi,sinirlarin degistigi her büyük çatisma sonrasinda yasaniyordu. Böyle olaganüstü du­

rumlarda savasi yalniz cephelere sürülen askerler yapmiyorlardi; toplumlarin kendisi,yani sivil yasami paylasanlar da dogalolarak savasin tarafi oluyorlardi. Belki de en çok

etkilenen onlar, yani siviller; özellikle de çocuklar, kadinlar ve yaslilardi. Zaten bir üre­tim düsüsü yasanmis; savaslar, kargasalar, çete baskinlari, huzursuzluk ve güvensizlikgibi nedenlerin yani sira bir de üreten genç kesimin askere alinmasiyla birlikte; tarlalar,baglar, bahçeler ürün alinamaz bir duruma gelmisti. Ekilemeyen, ekilse bile yikima ve

zarara ugratilan bu alanlardan ürün almak olanagi kisitlanmisti. Bu kisitlanma, ya­sam kosullarinin, cebe giren paranin ve dogal olarak refahin kisitlanmasi, daralmasi vedüsmesi demekti. Akçali sikintilar bir yana, simdi bir de gelecek kaygisi, kopmusluk vesavrulmusluk duygusu bedenleri ve bellekleri kaplamisti. Savasin acisini yalniz askerleryasamiyorlardi. Onlardan daha çok, onlari merak eden; ardindan da savasin etkileri

ortasinda savunma güçleri düsmüs biçimde onlarin, yani askerlerin geride biraktik­

lari, yani siviller bu acilara katlaniyorlardi. Sivillerin kendilerini savunma yeteneklerikisitliydi. Bütün bunlar bir yana, olaylar içinde olaylar, bir savrulusu yasatmisti. Bugenel yazgi, hiç bir eksigi olmadan, Türk-Yunan Savasi'nin sonunda da ayni, belki de

daha fazla bir etki sarmalinda yasaniyordu. Acilar artik daha katmerli, etkin ve yo­gundu. Birinde olusan bir kaygi sarmali, o anda ya da o andan sonra baska bir biçimde

ötekinde de olusuyordu. Önce Türkler büyük bir düs kirikligi yasarlarken, Ortodokslarbir ulusal coskularini doruklara tasimislardi. Devir dönmüs; ne olmussa artik Türklerulusal coskuyu cigerleri titrereesine bedenlerinde duyumsarlarken, Ortodokslar bir

kaygi ve vurugun içine düsmüslerdi. Önceleri Türkler, yurtlarinin elinden gidecegikaygisini yasamislardi; ardindan bu kaygi, verdikleri bir savunma ve saldiri savasininsonunda ortadan kalkmis, umuda ve coskuya dönüsmüstü. Ortodokslar ise kimin için

savastiklarinin farkina bile degillerdi. Ulusçu duruslari, dinsel motiflerin gölgesindebiçimlenmis; dinsel doktrinler ve öz, ulusçu kimlikle kaynasmisti. Kendilerinin yaz­gilarini bu duygular içinde Yunanlilar ile bütünlestirmis görünüyorlardi. Ancak, ya­

sal yönden durumlari umulmadik ölçüde çelisik ve zor bir sürece girmisti. Osmanliyurttaslari, Osmanli egemenliginin tersi bir süreç için savasiyorlardi. Bu durumlari biryana, Yunanlilarla yazgilarini birlestirmis olmalarinin kendilerine getirecegi ve ken­

dilerinden götürecekleri sayisiz seyler vardi. Yunanistan sonuçta, kendisi için bir ya­yilma alani olarak gördügü topraklardan, yani Anadolu' dan çekilmis, yeniden kenditopraklarina siginmisti. Kendileri yenilmis, ordularinin büyük kismi imha edilmisti;

ancak Türkler de akil almaz ölçüde yipranmis ve yorgundular. Iste Çanakkale'ye dogruyöneldiklerinde, sonuçta Türklerle askeri anlamda aralarina Ingiltere ve Istanbul engeligirmisti. Bu onlar için kuskusuz bir savunma kalkani görevi yapiyordu; ancak, öyle bile

olmasa, yorgun ve teknik olarak zor kosullar içinde bulunan Türkler'in Dogu Trakyaüzerinden Bati Trakya'ya karsi yürümesi zaten olanaksizdi. Sorun bu asamadan sonra,

DR. EREN AKÇiçEK'E ARMAGAN Lo> 19

Page 7: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

KEMALARI

askeri yeni bir çöküsten çok, siyasal ve toplumsal kargasa gibi görünüyordu. Görünen

bu sey,görünmekten öte, artik yasaniyordu. Kargasa, baskaldiri, askeri darbeler, ekono­mik bunalim, dag gibi kapida olan açlik ve saglik sorunlari üst üste, öbek öbek yollaradökülmüstü. Bu kosullarda Yunanlilarin isi kuskusuz zordu; elbette Türkler'in de ...

Türkiye' deki OrtodoksIarin durumlarini, geçmisleri belirliyordu. Geçmis, olabildigi

ölçüde kollarini o güne uzatmisti. Belleklerde kazinip kalan seyler bir gidip bir geliyor­du. Ayni sey, Yunanlilar için de geçerliydi. Onlar da yeni bir cografyaya yönelirlerken,pek çözümleyemeclikleri, algilayamadiklari duygu kabarmasi ortasinda, bu duygulari

besleyecek bir etnik grupla karsilasmislardi. Tanidiklarini, birbirleriyle yakin akrabaolan iki halk olduklarini düsünüyorlardi; ancak yine de ayriliklar yok degildi. Onlarinda içinde etnik ve kültürel ayriliklar bulunuyordu; hepsi belki Ortodoks'tu, ancak ki­

mileri Türkçe konusuyor, Türk kültürünü yasiyor; kendilerini Türk olarak görüyorlardi.Tek düzelik, benlik, karakter ve duygu ortakligi yoktu. Ancak yine de Ortodoks dünya­nin çogunlugu, Yunan askerlerinin Türkiye topraklarini isgal edisini yürekten benim­

siyor; hatta buna etkili bir destek de veriyorlardi. Yunanlilar ise gittikleri ve savastiklaritopraklarda, yalniz düsman olarak gördükleri ve savastiklari Türkler'le karsilasmamis;

inanislari ortak, dilleri büyük ölçüde benzer, kendilerini çogunlukla Elen gören bir top­luluk ile de karsilasmislardi. Üstelik onlarin duygu dünyasi, son yüz yillik süre içinde,kimi zaman disaridan gelen kiskirtmalar, kimi zaman da kendi içlerinde besledikleri

karsit düsüncelerle doluydu. Türkler'e hosgörüyle bakmayan bir duygu kabarmasi yasa­maktaydilar. En azindan siyasal ya da dinsel önderleri ve Yunanli siyasetçiler tarafindanvaat edilen Iyonya Devleti'nin düsünü kuruyorlardi. Simdi Yunan ordusu Anadolu' daen büyük dayanak olarak onlari görüyordu. Dost oldugunu düsündükleri, kimi zaman

ayni irkin devami kimi zaman da ortak bir dinin ve mezhebi n üyeleri olarak gördükleriOrtodokslar Anadolu' da kendilerini beklemislerdi. Din adamlari, ögretmenler, esnaf,rençper, isçi, sanayici, tüccar; her türden ve her siniftan Ortodoks, büyük bir heyecan veumut içinde Yunan Ordusu'nu karsilamak, agirlamak için yaris içindeydiler. Yunan or­dusunun Türkiye'yi isgal edeceginden o denli eminIerdi ki, sonunda savasin Yunanlilar

tarafindan yitirileceklerini, onca kazanimlarinin ve hatta gelecekte Türkiye toprak­larinda kendi geleceklerinin tehlikeye düsebilecegini akillarina bile getirmiyorlardi.Türkler'in bir kez daha bellerini dogrultamayacaklarim düsünüyorlardi. Ancak konu

Türkler açisindan daha degisikti; onlara göre yani baslarinda, ayni cografyayi, aynikentleri, mahalleleri, sokaklari paylastiklari yerli Ortodokslar onlarin daha düne kadarkomsulariydi. Yasamin ortak kaygilari varken; simdi ulusal temeldeki arzu, içgüdü vedürtüler ortaliga dökülmüstü. O zamana dek bilindik tavirlarin, aliskanliklarin, du­ruslarin yerini baska hal ve tavirlar almisti. Ayrismalar görülüyordu. Bunlar köklü vederindi. Kirilmalar, çatlamalar, giderek karsitliklar vardi. Kimi yerlerde mahalleler, so­kaklar ayriliyor; kimi yerlerde iç içe, kapilari karsi karsiya yasiyorlardi. Birlikteliklerini

gösteren renkler yaninda, ayriliklarini gösteren renkler de vardi. Telaslar, sevinçler,

20 Lo> DR. EREN AKÇIçEK'E ARMAGAN

Page 8: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

MÜBADELEDE SON PERDE: ORTODOKSLARiN ANADOLUDAN Göçü

yasama iliskin ayrintida kalmis tatlar neredeyse ayniydi, ancak kendilerine özgü renk­leri de bulunuyordu. Türkler Türkçe konusuyorlardi; Rumlar Rumca ... Ancak karsi

karsiya geldiklerinde RumIar, Türk komsularina kirik bir Türkçe ile hitap ediyorlardi.Küfürleri, naralari küçük farklara karsin, ayni gibiydi. Yemekleri büyük benzerlikler

gösteriyordu. Sonuçta ayni cografyanin insanlariydilar. Yasamlarinin bütün boyutla­rini çevreleyen ortak kültürden besleniyorlardi. Kendilerini ayni tebaanin birer parçasiolarak görüyorlardi. Ancak simdi durum degismisti. Türkler, yurtlarini savunurlarken,yalniz disaridan gelen düsmanlarina karsi savunmadiklarini çabucak ögrenmislerdi.

Ortak yazgiyi paylastiklari, bir gemide yolculuk yaptiklarini düsündükleri komsularionlara göre simdi, yurtlarini ellerinden almak isteyen düsmanlarina gögüs açmislar­

di. Onlarla isbirligi içine girmekten çekinmiyorlardi. Artik dünkü ortaklardan birinegöre öteki, düsmanla isbirligi içine girmis hainlerdi. Duruslari, iradeleri, istençleri bü­tünüyle bu gözle görülüyor; konuya bu açidan bakiyorlardi. Artik ortak seylerden öte,

kendileri için önemli olan degerler, simgeler, soyut ve somut etkenler varken; ötekileriçin de benzerleri vardi. Ayirimlar keskin, duruslar katiydi. Esneklik yerini sert durus­lara; anlayis ve uzlasma katiliklara ve keskin tavirlara birakmisti. Ulusçuluk duygula­

rini artik açiga dökmekten çekinmiyorlardi. Yani basindaki diger etnik kimlikten olanbir komsusu bu durustan etkilenirmis, farkli seyler düsünürmüs, artik bunlarin önemiyoktu. Artik biri ve öteki vardi. Biri kendini hakli ve mazlum görürken; ayni duygularötekinde de vardi. Farkliliklarin içinde, kimi zaman örtüsen kimi zaman da kosut sar­

malliklar içinde bu tür ayniliklar bulunuyordiL

Ya Türkiye'deki RumIarin ve Yunanistan'daki Türkler'in durumlari? Asil büyük aci­yi derinden ve köklü biçimde onlar yasiyorlardi. Bu asamada, gidip gelen raporlardan,arada bir Kizilhaç'in ya da kimi misyoner karisimli yardim derneklerinin katki çaba­

larindan baska ortada sorunlari çözmek için uzanacak bir el görünmüyordiL Sonuçtayasanacaklar, yasaniyordu. Kim ölmüs, kim kalmis; kimler ne acilara katlanmis, nezorluklarla karsilasmis; o toz duman ortasinda bunlar için kimsenin el uzatacak takati

kalmamis; el uzatmak istese bile, bunu saglayacak olanaklar ortadan kalkmisti.

Arka arkaya gelen araliksiz süreçler ... Önce Lozan' da baris görüsmeleri için tarafla­rin bir araya gelisi... Ardindan ilk is olarak, zaten büyük ölçüde yollara dökülüp karsi

tarafa göç etmek için harekete geçen kitlelerin perisan görüntülerinin ivedi olarak elealinisi ve Dr. Nansen'in önerileri dogrultusunda 30 Ocak 1923 tarihinde bir MübadeleAntlasmasi'nin imzalanisi. .. Kosullarin belirlenisi; ardindan da her iki tarafta; yani hemYunanistan' da hem de Türkiye' de hazirliklar ... Örnegin Türkiye' de konu ile ilgilenmek

üzere bir bakanligin kurulusu; ardindan da bir yasanin çikarilisi ve nihayet gemilerinkarsi taraftan kalan nüfusu almak için harekete hazir olusu ...

Olaylar arka arkaya gelismisti. Bu süre içinde gün gelmis, Türkiye ile Yunanistanarasinda iliskiler alabildigine gerilmis; özellikle Yunanistan'da, kiyilara yigilmis Türksiginmacilara karsi sert davranis, Türkiye'nin yogun tepkisini çekmisti. Ardindan

DR. EREN AKÇiçEK'E ARMAGAN 'o> 21

Page 9: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

KEMAL ARi

Lozan' da, 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan ek protokol ile sorunun hukuksal bir teme­

le dayandirilmis olusu, sorunu kismen çözüme kavusturmustu. Ancak yine de zorluklarvardi. Mübadele sözlesmesi imzalanmadan önce yogun bir göç dalgasi her iki ülkede degörülmüstü. Yogun bir nüfus Türkiye'yi terk ederek, Yunanistan'a yigilmisti. Ayni bi­

çimde Yunanistan' dan da Türkiye'ye gelen Türkler vardi. Ancak, yine de geride önem­li bir nüfus göç ettirilmeyi bekliyordu. Göçleri zorunlu olacak, yanlarinda istediklerimallarini ve tasinabilir diger degerli esyalarini serbestçe götürebileceklerdi. Ancak, bukagit üzerinde serbestçe görülebilecek biçiminde kayit edilse bile, zorunluluklar, ivedigelismeler ve kosullar bunu her zaman olanakli kilmiyordu. Gelenler ve gidenler, yük­te hafif, pahada agir ne varsa alabildikleriyle yollara dökülmüslerdi. Yunanistan' da ve

Türkiye' de kiyilardaki kentlerde, aylar boyunca göç ettirilmeyi bekleyen kitleler, hertürlü olumsuz kosula karsin, yalniz kendi bedensel dirençleriyle direnmeye çalisiyorlar­di. Her iki tarafta da yoksulluk, dram, agir kosullar ve zorluklar diz boyuydu. Göç yol­larina dökülenler için zor günlerdi. Atlarla, merkeplerle, kagnilarla, yalin ayak yollaradökülenler çogunluktaydi. Trenlerle kiyi limanlarina ulasmaya çalisanlar da olmustu.Pek çogu yanlarina hayvanlarini almaya çalisiyorlardi. Kimi zaman, 1000-2000 koyu­

nu ya da keçisi olan çoban aileler de bu hayvanlarini götürmek istiyorlardi. Karmasa,itisip kakisma, karisiklik ve basibozukluk her yana egemen olmustu. Bu daginik görün­tü, Yunan ordusunun çekilisi sirasinda çok daha yogunken, zaman içinde sinirlarin ka­patilmasi, mülteci geçisinin denetim altina alinisiyla birlikte, önemli ölçüde azaimisti.Simdi bu asamada beklenen ise, mübadele kapsamina giren göçmenlerin, uluslararasi

bagimsiz Mübadele kurulunun gözetiminde göçlerinin saglanmasiydi. Bu ise, büyükbir örgütlenmeyi, hazirligi, plani ve parayi gerektiriyordu. Bu örgütlenme, geçen süreiçinde önemli ölçüde gerçeklestirildi. Her ülke, kendisine bagli gemilerle göçmenlerinigidip, karsi ülkeden alacakti. Artik bu hazirliklar yapiliyordu. Ancak, yine de karma ko­misyonun, Türk ve Yunan üyeler önünde, göç ettirilmeyi bekleyen göçmenlerle ilgili birplan, düzenleme ve uygulama biçimi olusturmasi ve bunu da uygulamasi kaçinilmazdi.

1924 yilinin 8 Agustos günüydü. Bu sicak yaz gününde Atina' da karma komisyon

önemli bir konuyu görüsmek üzere toplanti yapti. O güne dek, 850.000 kadar OrtodoksTürkiye'den ayrilmis ve Yunanistan'a yigilmisti. Sinir kapilari siki sikiya kapaliydi.Türkiye, Türkiye'ye dönmek isteyen kimi Ortodokslar için bir genelge yayinlayarak, bukonudaki kararli durusunu ortaya koymus; antlasma geregince, Istanbul RumIari mü­badele kapsaminin disinda olmakla birlikte, bunlar arasinda belli bir tarihten sonraIstanbul'a yerlesmis olanlar ile casus, isbirlikçi gibi suç nedeni olan konulara karismis

olanlari ülkeye kabul etmeyecegini açiklamisti. Buna karsin, her iki tarafta da hazir­liklar sürüyordu. Yigilmalarin yarattigi sorunlarin çözümü çabalarinin yani sira, dahagöç etmemis olanlarin tasinmasi, yerlestirilmesi, karsilasilacak sorunlarin çözümü içinöngörüler dogrultusunda hazirliklar yapiliyordu. Istanbullu Ortodokslar mübadelekapsaminin disinda birakilmisti. Bir etablee sorunu vardi; öyle ya, Istanbul'un belediye

22 'o> DR. EREN AKÇiçEK'E ARMAGAN

Page 10: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

MÜBADELEDE SON PERDE: ORTODOKSLARiN ANADOLUDAN Göçü

sinirlari ve Bati Trakya'nin idari yapisi hangi sinirlardan olusuyordu? Türkiye'nin teziayri, Yunanistan'in ayriydi. Her iki taraf da kendi anlayisi ve çikarlari dogrultusundakonuya bakiyor; olabildigi kadar çok nüfusu göndermek, olabildigi kadar fazla nüfusu

da karsi tarafta birakma yolu güdüiüyordu. Bu konuda Yunanistan çok daha cevvalve atakti: Türkiye'nin, Istanbul ilinin sinirlariyla ilgili yaklasimini kabul etmiyordu.Türkiye ise görüslerinde israr ediyordu. Tam da bu toplantinin yapildigi günlerde bugerilim en keskin dönemecinde bulunuyordu. Türkiye kararliydi; ne olursa olsun, ken­

di ortaya koydugu görüse göre hareket etmek üzereydi. Bir kere, i911 yilindan sonraIstanbul'a göç ederek yerlesmis olanlari Istanbullu kabul etmiyordu. Bu kisiler üzerin­den Yunanistan bu görüsü benimsemek istemiyordu. Bunun yani sira, 1911yilindanönce Istanbul'a yerlesmis olmakla birlikte, süreç içinde Anadolu'nun çesitli kentlerine

göç ederek yerlesmis Rumlar da vardi. Bunlar ne olacakti? Bu kisilerin bir kismininAnadolu'da ya da Dogu Trakya'da orada burada bulunduklari, Istanbul'a göç etmemekve bulunduklari yerlerde kalmak için firsat kolladiklari saptanmisti. Buna izin vermekdemek, hem mübadele kurali ve ilkeleri disina tasmak hem de Türkiye'nin öncelik ver­digi özdes toplum düsüncesinden uzak düsmek demekti. Bunun karsi çikilacak pek çok

yönü bulundugu Türklerce duyumsaniyor ve dillendiriliyordu. Bu duygu ve düsüncesarmalinda Türkiye'nin bunu kabul etmesi olanakli görünmüyordu. Ancak sonuçta,

bunun yarattigi sikintilar da yasaniyordu. Sonuçta bir gerginlik vardi. Hatta Türkiye' dekimi yetkili kisiler, bu durumda bulunan OrtodoksIarin gerekçelerine bakilmaksizin,bulunduklari yerlerden gerekirse polis gözetiminde toplanacagini ve Istanbul'a zorlagötürüleceklerini dillendiriyorlardi.

O zamana dek, mübadele kapsamina giren çok sayida Rum, Yunanistan'a kendiolanaklariyla gitmislerdi. Bu biçimde gidenlerin sayisi 850.ooo'in üzerindeydi. Bu sü­reç hizlandirilmaliydL Atina'da toplanan kurul henüz gitmeyen, ancak gönderilmeyi

bekleyen insanlarin da Yunanistan'a gitmesi gerektigini düsünüyordu. Bu konudakikarar, Ankara'da çalisan Muhtelit Mübadele Komisyonundaki Yunanli üyeye de bil­dirildi. Bu tarihlerde Türkleri tasima isi neredeyse bitmisti. Onlardan bosalan mallara,Yunanistan'a tasinacak Rumlar yerlestirilecek; böylece Türkiye' den Yunanistan'a götü­

rülecek Rumlar için büyük bir kolaylik saglanmis olacaktL3

Aslinda 1923yilinin Ekim ayindan beri Yunanistan ve Türkiye kiyilari arasinda Türkve Yunan gemileri durmadan göçmen tasiyorlardL 1924 yilinin ortalarinda göçmen­

lerin büyük kismi karsi tarafa tasinmis bulunuyordu. Türk göçmenler Türkiye, Rumgöçmenler de Yunan gemileriyle Türkiye'ye tasiniyorlardi; ancak zorunluluk nedeniylebu uygulamanin disina da çikiliyor; ücreti karsiliginda Yunan gemilerinin Müslüman

göçmenleri, Türk gemilerinin de Rum göçmenleri tasidigi oluyordu. Örnegin, Haziranayi baslarinda Samsun'a gönderilen Mübadele Kurulu'nun kararina göre, Midilli' den

3 Ileri, 10 Agustos 1924.

DR. EREN AKÇiçEK'E ARMAGAN Lo> 23

Page 11: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

KEMALARI

Ayvalik'a göçmen getirecekgöçmenlerin Samsun'daki RumIarin bir kismini götürmeside planlanmisti.4 Gerçekte, gelecek göçmenlerin tasima ücretlerini kabotaj için hazir­

layan Türkiye bir sermaye biriktirme kaynagi olarak gördügü için, olabildigi ölçüdeTürk gemilerini kullanmak istiyordu. Ancak, kimi durumlarda hükümetin özel izniyleya da bddenmeyen bir olupbitti durumunda Yunan gemilerine de göçmenlerin bindigioluyordu Bu örnekler, alisildik seylerdi. Kurullar, bindirme iskelelerinde göçmenleringemilere binmesini gözlemliyor ve raporlar tutuyorlardi.s

Göç için yollara düsenler çogunlugu olusturmakla birlikte; mübadele kapsamina gir­

dikleri halde bazi Rumlar Türkiye' den ayrilmak istemiyorlardi. Türk komsulari tarafin­dan bazi çok sevilen RumIarin kimilerinin Türk aileler tarafindan göç ettirilmemek içinsaklandiklari bile görülmüstü. Bu konuda Türk gazeteleri aracigiyla Türk hükümeti, buyola giden Türk ailelerine ve saklanan RumIara dönük uyarilar yapiyordu. Bu yola yö­nelen kaçak Rum ya da ona yataklik yapan Türkler, siddetli biçimde cezalandirilacakti.Bundan baska birçok Rum, üçüncü bir ülkenin uyruguna girerek, özellikle Istanbul yada Izmir gibi kentlerde kalma yoluna gidiyorlardi. Buna iliskin polis kayitlarina geçen

bilgiler vardi. Kimi zaman da önceden Türkiye' den ayrilan kimi Rum aileler, sonra­dan degisik ülkelerin pasaportlariyla Türkiye'ye geri dönmeye çalisiyorlardi. DahiliyeVekili Ferit Bey'in belirttigine göre, bazi Rumlar öteden beri yabanci bir ülkenin uyru­gundaydilar. Bunlarin disinda kalip da Türkiye'ye gelenler ya pasaportsuz ya da sahte

pasaportlarla'kaçak olarak Türkiye'ye girmislerdi.6 Bu su anlama geliyordu: Mübadele

kapsamind,/olup, Türkiye' den ayrilmamis Rumlar vardi. Bunlar yaniltma yoluna gide­rek, gerçek statülerini gizliyorIardi.

Degis}k yöntemler uygulaniyor; sorunlara neden olmadan, kurallara uygun biçim­de yo!la'~adökülenler oldugu gibi; bu tür yollarla Türkiye' de kalanlar da bulunuyordu.G?çmen tasima uygulamasi ise pek çok soruna karsin, belli bir plana göre yapilmakzorundaydi. Ivedi olarak karsi tarafa aktarilmasi gerekenler vardi. Evinden ocagindanbir biçimde kopmus, kiyilara yigilmis kisiler için bu öncelik hep vardi. Yunan askerle­

rinin çekilisi sirasinda, o kargasada çekip gidemeyenler, tasinmayi beklerlerken büyükzorluklarla karsilasmislardi. Buna karsin, hala evinde ocaginda karma kurul üyeleri­nin gelerek, kendisine göç için vize vermesini bekleyenler ya da onca uyariya karsinduyarsiz kalip, hala bulundugu yerde kalanlar da vardi.? Gitmekte gecikenlerin önem­

li bir kismi Türk Ortodoksu'ydu. Papa Eftim'in basinda bulundugu Türk OrtodoksKilisesi'ne bagli bulunan, soy ve kültür olarak Türk olan bu insanlar, onca direnmele­rine karsin mübadele kapsami disinda kalamamislardi. Türkiye' de kalma yönündekiçabalari, Lozan' da mübadelellin Ortodoks Türk tebaa ile Yunanistan' daki Müslüman

4 Haber, 4 Tesrinievvel 1923.

5 Ahali, 11 Haziran 1924.

6 Age, s. 129-13°.

7 Ahali, 11 Haziran 1924.

24 '<?> DR. EREN AKÇiçEK'E ARMAGAN

Page 12: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

MÜBADELEDE SON PERDE: ORTODOKSLARIN ANADOLUDAN Göçü

tebaayi kapsadigindan sonuç vermemisti.

1923 yilinin sonuna dogru Ankara' da Bakanlar Kurulu karariyla, Türkiye' dekiOrtodoksIarin göç ettirilmeleri yönünde bir karar da alinmisti8. Ankara'da mübadeleile Izmir üzerinden sevk edilmeyi bekleyen 15.000 kadar Ortodoks Rum vardL9 Tevfik

Rüstü Bey'in verdigi bilgiye göre, 1924yilinin ortalarinda artik Nigde ve Kayseri gibiOrta Anadolu kentlerindeki RumIarin mübadelesine de baslanmistLlO Bunlar bulun­

duklari yerin ulasim olanaklarina göre en yakin iskeleye indiriliyorlar, buradan ge­milere bindirilip göç etmeleri saglaniyordu. Türk Hükümeti, Demiryolu Yönetimi'ne

basvurarak Ankara RumIarinin simendiferlerle Izmir'e ve Istanbul'a götürülmele­

rinin saglanmasini istedi. Buradan gemiler araciligiyla Yunanistan'a götürülmeleridüsünüiüyordu.u Bu yönde karar verildikten sonra, uygulama hizla basladi. Kimi za­man çagrilarla, kimi zaman da polis zoruyla toparlanan RumIar, 17Haziran gecesi, si­mendiferlerle Istanbul'a gönderilmeye basladilar. O gece tren e bindirilerek, Istanbul'agönderilen 250 aile bulunuyordu. Bunlar yaklasik 750 kisiydi.12 Simendiferlere yanlarin­da tasiyabildikleri esyalariyla bindirilmis olan Rum göçmenlerin tasima ücreti kendi­lerine aitti. Kimi göçmenler tasima ücretlerini ödeyemeyecek kadar yoksuldu. Türkiye,

Yunanistan kiyilarinda birikip, Türkiye'ye gelmek üzere gemilere binen Türk göçmen­lerin tasima ücretini yoksulluklari nedeniyle göçmenlerin ödeyememesi durumundaödemeyi üstlenmisti. Ancak, ne Yunanistan ne de Türkiye tarafinda, bulundugu, yerle­sik oldugu yerden kalkip simendiferlerle ya da diger kara ulasim olanaklariyla limanla­

ra giden yoksul göçmenlerin giderlerini kendilerinin ödeyememesi durumunda hükü­metlerin üstlendigi bir yükümlülük yoktu. Ancak, karma komisyon mübadelede aritimislerinin bir an önce bitmesinden yanaydL Süreç uzadikça, hem isler daha da karmasik

bir duruma geliyor hem de bir kis geçtikten sonra ikinci bir kisi geçirmek zorundakalacak göç sürecinin daha da zorlasacaginin ayirtinda bulunuluyordu. Iste Ankara,

Nigde, Kayseri, Konya, Yozgat gibi iç kentlerden kalkip, liman kentlerine gitmesi iste­nen yoksul RumIarin limanlara kadar aktarilmasinda bir ücret sorunu bulunuyordu.Türk hükümeti, Rum göçmenler için böyle bir yükümlülük altina girmemisti. Bu du­rumda yapilacak sey, sorunun ivediligi karsisinda, karma kurulun tasima ücretlerini

ödemesiydi. i924 yilinda, Konya RumIarindan yoksulolanlarin tasinmasi için MersinMuhtelit Komisyonundan Mübadele subesine 1.600 lira gönderilmisti. Ilk kafileyi teskil

edecek yoksun insanlarin gönderilmesiyle artik Konya' da hiç Rum kalmamis olacaktiPBöylece, belirtilen tarihten sonra gidemeyip kalan göçmenler, Istanbul'a dogru yola

8 Anadolu' da Yenigün, 4 Kanunuevvel1923.

9 Tevhid-; Ejkilr, 24 Haziran 1924.10 Ikdam, 3 Haziran 1924.

II Cumhuriyet, 4 Temmuz 1924.

12 Cumhuriyet, 4 Temmuz 1924.

13 Ileri, 3 Agustos 1924.

DR. EREN AKÇIçEK'E ARMAGAN 'oi 25

Page 13: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

KEMAL ARI

çikarilmislardi. Ayni biçimde Konya RumIari da Mersin ya da Istanbul limanlarinadogru yola çikarildi.

Bu arada, Istanbul kentinin sinirlari konusunda Türkiye ile Yunanistan arasinda

yasanan anlasmazlik, yani "etable" sorunu, Istanbul' da yasayan bir kisim Rum halkitelasa düsürmüstü. Rumca olarak yayinlanan Politya gibi gazetelerini bu kaygi ve te­las kaplamis; yazilan yorumlarda, verilen haberlerde bu korkulari dile getiriyorlardi.14

Istanbul RumIari, Bati Trakya Türkleri gibi mübadele kapsaminin disinda birakilmisti.

Istanbul'un sinirlari nasil kabul edilecekti? Bu konuda Türkiye, Yunanistan ile derinbir anlasmazligin içine düsmüstü. Türkiye'nin hesabina göre, Istanbul ilinin sinirla­ri, Yunanistan'in kabul ettiginden daha dar bir alana karsilik geliyordu. Bu nedenleTürk hükümeti göçe tabi olmasi gereken 100.000 Rum belirlemis ve bunu Komisyon'abelirtmistiP Bu sayi sonradan 50.000 olarak belirtildi.16 Istanbul' da yasayan, ancak

mübadele kapsamina giren Istanbul RumIari ilgili makamlara basvurarak, pasaportalmaya ve böylelikle Yunanistan'a gitmeye çalismaktaydilar.17 En sorunlu bölgelerdenbirisi Çatalca'ydi. Yunan gazeteleriyle, Türk gazeteleri arasinda ilginç bir dalasma dayasanmaktaydi. Yunan gazeteleri, Çatalca RumIarinin mübadele esnasinda perisan ol­

duklarini, ellerindeki mallari yok pahasina sattiklarini yaziyorlardi. Buna karsi Türkgazeteleri de, "Yunanistan' da mübadeleye tabi Müslümanlar ne çekiyorlar?" biçimin­

de karsilik veriyorlardi.18 Bu arada, Çatalca' dan ayrilan RumIardan kalan mallaraTürk mübadillerin yerlestirilmesi düsünüiüyordu.19 Pendik ve civarinda yasayan baziRumIarin ayrilmadan önce, Türklere kalmasin diye terk ettikleri evleri tahrip ettiklerive hatta yaktiklari görüldü.20 Bu arada Yunanistan etabli sorununun kendi düsüncesi

çerçevesinde çözümü için direniyordu. Amaci konuyu uluslararasi bir sorun haline ge­tirmek ve bu biçimde çözmekti. Bu nedenle, uluslar arasi mahkemelere basvurmaya bile

yöneldiY Bu basvuruya karsin, Türkiye kararliydi. Karma komisyondan pasaportlarinialarak Yunanistan'a gitmeleri çagrisi yapilan Rumiar, polis araciligiyla Balikli'da top­landi. Pasaportlari ellerine verildi. Pasaportunu alan göçmene bes gün daha Türkiye' dekalma izni verilmisti.22

Istanbul ara komisyonu tarafindan 9 Subat 1924 tarihinden 1925 yilina kadar,Yunanistan'a giden mübadil RumIara verilen pasaport sayisiyla ilgili bilgiler derlendi.

14 Tevhid-i Ejkar, 29 Subat 1924.

15 Arif Bey'in açiklamasi: Ikdam, 3 Nisan 1924; Nihat Erim, "Milletlerarasi Daimi Adalet Divani veTürkiye", A.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, Illi (1944), S. 62-72.

16 Tevhid-i Ejkar, LO Nisan 1924.

17 Tevhid-i Ejkar, II Nisan 1924.

18 Tevhid-i Ejkar, 3 Mayis 1924.

19 Ikdam, 22 Mayis 1924.

20 Cumhuriyet, 14 Eylül 1924.

21 Cumhuriyet, 9 Tesrinievvel1924.

22 Cumhuriyet, 23 Tesrinievvel1924.

26 '0\ DR. EREN AKÇiçEK'E ARMAGAN

Page 14: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

MÜBADELE DE SON PERDE: ORTODOKSLARiN ANADOLUDAN Göçü

Karma Komisyon'un Türk Heyet-i Murahhasligi'na gelen ycizidaverilen pasaport sayisive bu pasaportlardan yararlanan kisi sayisi söyleydi: 9 Subat - 23 Haziran 1924tarihleri

arasinda 471pasaport 1050 kisi için alinmisti. 31 Subat 1924'ekadar bu sayi 11.170pasa­porta ulasmisti. Bu pasaportlar 31.120kisi içindi. 27 Ekim - 12Kasim 1924tarihleri ara­

sinda 1.285pasaport alindi. Bu sayi 3.159kisiyi kapsiyordu. 31Kasim 1924tarihine kadartoplam 26.073 pasaport alinmisti ve bununla Türkiye' den çikanlarin sayisi 73.679'du.

1925yili sonuna kadar alinan pasaport sayisi 29.0l4'tÜ. Bu pasaportlardan yararlanankisi sayisi da 79.974'tÜ.23

Mübadeleye tabi olan kimi Rum kadinlar Türk erkeklerle evlenerek, mübadeleden

istisna tutulmalari yoluna gidiyorlardi. Bu durum, Yunanistan' dan gelmek istemeyenMüslümanlar için de belli ölçülerde basvurulan bir yöntemdi. Hükümet bu tavir kar­sisinda nasil bir tutum izleyecegi arayisina yöneldi. Dahiliye Vekaleti, bu konuyla ilgiliMübadele Vekaleti'nin görüsüne basvurdu.24 Konu ile ilgili basinda yer alan yorumlar­

da öncelikle, Türklerle evlenmis bile olsalar Rum kadinlarin mübadeleye ugrayacakla­ri yaziliyordu. Din degistirerek Müslüman olanlar bundan ayri tutulacakti; ancak ev­lenmis olanlarin da "resit" olmalari gerektigi yorumu yapiliyordu.2s Konu Basvekalet'e

yazildi. Buna göre karar verilecekti.26 Konu Türk Hükümeti'nin kararina yansimisken,bu yöndeki gelismeler de sürüyordu. Pek çok Rum erkek ve kadin, Istanbul Valiligi'nebasvurarak, din degistirmek istediklerini (ihtida) belirtiyorlardi. Dönemin basininda

bu eylem "Ihtida Etmek Isteyen Rumlar" biçiminde kamuoyuna yansitiliyordu. Bu türhaberlerin basinda yer almasiyla, bunun çikar bir yololacagini düsünen RumIarin dindegistirmek için basvurularinda artis gözlemlenmisti. Bu yogunlugun dikkate alinma­

masi olanaksizdi. Bunun üzerine Dahiliye Vekaleti, Istanbul Valiligi'ne bir yazi gönder­di. Bu genelgede, bu gibi RumIarin mübadele kapsaminin disinda tutulmak için ihtida

ettikleri, bu nedenle bunlar için bir "muamele" yapilmamasi isteniyorduY Yani, dindegistirmek, mübadele edilmekten kurtulmak için "k?r" etmemisti.

Mübadele Komisyonu, Anadolu-Bagdat Demiryollari Müdüriyeti'ne, Ankara'dangönderilecek RumIarin nasil gönderilecegi ne iliskin görüsünü sordu. Müdüriyet, hattingün asiri geceleri birer tren kaldirilabilecegini bildirdi. Komisyon tespit ettigi isimlerdogrultusunda, sevk listeleri hazirladi. 8 Temmuz Sali gecesinden sonra RumIarin sevkedilmesi planlandi. Bu suretle Ankara sevkiyati her marsandizle 300 kisi gönderilmek

suretiyle 12-13günde bitebilecekti. Bu arada önemli bir gelisme oldu. RumIardan bazi­lari gidis paralarini karsilayamiyorlardi. Bunu Yunan hükümetinin göndermesi gere­kiyordu. Bu para gecikince, RumIarin gönderilmesinin Sali gününden sonraya kalmasi

23 Basbakanlik Cumhuriyet Arsivi, 272/i4-77-98.

24 Cumhuriyet, 8 Temmuz 1924.

25 Ahenk, 7 Temmuz 1924.

26 Cumhuriyet, 13 Temmuz 1924.

27 Cumhuriyet, 3 Kasim 1924.

DR. EREN AKÇIçEK'E ARMAGAN Lo> 27

Page 15: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

KEMALARI

olasiligi dogdu. Komisyon, kafilenin hareketinden on gün sonra paranin saglanmasiniisteyebilecekti. Simendifer idaresi ise, talimat geregi parasini pesin almak durumun­da oldugunu ileri sürüyordu. Komisyon Yunan hükümetine durumu yazarak, ivedi

davranmasini istedi. 28 Sonunda göçmenlerin gönderilmesine karar verildi. AnkaraRumIarindan mübadeleye tabi olanlardan üç bin bes yüz nüfusa ait pasaport islemi ilk

asamada tamamlandi. Bunlar Akdag ve çevresi ahalisiydi. Önce fakir olanlarin, ardin­dan zengin olanlarin tasinmasina agirlik verildi.29 Ankara RumIarinin tasinmasina 17Temmuz gecesi baslandi. Yediyüz kisiden olusan 250aile Istanbul'a gönderildi.30 Bunlari8 Temmuz sabahi Istanbul'a ulastilar. Balikli'daki Rum hastanesine yerlestiriIdiler.Ankara'dan gelecek diger Rumlar için Selimiye kislasinin ayrilmasi düsünüiüyordu.31

1924yili Ekim ayina kadar, Istanbul dahil oldugu halde, Türkiye'den Yunanistan'agiden RumIarin miktari Muhtelit Mübadele Komisyonunun verdigi sayiya göre109.000'di. Bunlarin 20.000'i Samsun' dan, 14.000'i Çatalca' dan, i2.000 kadari daIstanbul' dan gitmisti. 32

Mübadeleye tabi olmayan Istanbul RumIari için kimi kisitlamalar da getirildi. Bunlarancak IstanbuL, Bozcaada ve Imroz' da kalacaklar; belirtilen bu yerlffin disinda ülke içi­ne gidemeyeceklerdi. Ancak ülke disina gidip gelmelerinde bir sakinca yoktu. 33

28 Cumhuriyet, 8 Temmuz 1924.

29 Cumhuriyet, 17Temmuz 1924.

30 Cumhuriyet, 18 Temmuz 1924.

31 Cumhuriyet, 19 Temmuz 1924.

32 Cumhuriyet, 17Tesrinievvel1924.

33 Cumhuriyet, 27 Temmuz 1924.

28 \oi DR. EREN AKÇiçEK'E ARMAGAN

Page 16: Hazirlayan: Gökser Gökçayweb.deu.edu.tr/.../fevzi/...son_perde_ortadokslar%fdn_anadoludan_go… · Mübadelede Son Perde: OrtodoksIarin Anadoludan Göçü 17 KemalAri ... Sevket

E REN JIKçIçEK IZMIR'DE DOGDU. Ilkokulu Özel Yusuf Riza Ilkokulu'nda, ortaögrenimini Izmir Maarif Koleji'nde (simdi Bornova Anadolu Lisesi) tamamladi. i969

yilinda Ege Üniversitesi Tip Fakültesi'nden mezun oldu. Ege Üniversitesi Tip Fakültesi

i. Iç Hastaliklari Kliniginde (Prof. Dr. Vehbi Göksel) Iç Hastaliklari ihtisasi, Ege Üniversitesi

Tip Fakültesi Gastroenteroloji Klinigi'nde de (Prof. Dr. Namik Kemal Mentes) Gastroenteroloji

ihtisasi ve Istanbul Üniversitesi Cerrahpasa Tip Fakültesi Deontoloji ve Tip Tarihi Anabilim

Dali'nda (Prof. Dr. Nil Sari) Tip Tarihi Doktorasi yapti. 1973yilinda Iç Hastaliklari Uzmani,

1980yilinda da Gastroenteroloji Uzmani ve 2000 yilinda Tip Tarihi Bilim Doktoru (Ph.D.)

oldu. 2010 Marti'nda emekli olana dek Ege Üniversitesi Tip Fakültesi Gastroenteroloji Bilim

Dalinda Ögretim ÜyeligiveEgeÜniversitesi Izmir Arastirma ve Uygulama Merkezi Müdürlügü

ile EgeÜniversitesi Atatürk Ilkeleri ve Inkilaplari Tarihi Arastirma Merkezi Müdür Yardimcisi

görevlerine devam etmistir.

Türk Gastroenteroloji Dernegi, Türk Tip Tarihi Kurumu, Folklor Arastirma Kurumu

KIBATEK (Kibris-Balkanlar Avrasya Türk Edebiyatlari Kurumu) ve Uluslararasi Tip

Tarihi Dernegi üyesi olup, Tip Tarihi, Kültür Tarihi, Tip Folkloru, Gida Beslenme, Çevre

ve Su Ürünleri konularinda çesitli Milli ve Milletlerarasi kongrelerde sundugu tebligleri ile

yayinlanmis çesitli makaleleri mevcuttur. Eren'ce Halk Bilim Yazilari (Izmir 1997)ve Hekim­

Tabip-Doktor (Çagatay Üstün ve Fehmi Akçiçek ile birlikte, Izmir 2003), Sevgili Atatürk ve

Mustafa KemalOlmak (Istanbul 2004), Atatürk'ün Sagligi Hastaliklari ve Ölümü (Izmir 2005),

Sarimsak Kitabi (Editör, Semih Ötles ile birlikte, Izmir 2006), Atatürk'ün Türk Ocaklari'ni

Ziyaretleri ve Yaptigi Konusmalar (Mehmet Karayaman ile birlikte, Ankara 2008) kitaplari

mevcut olup. Erence Gida ve Beslenme, Erence Doga ve Çevre ve Üzüm ve Üzümle Tedavi (Dr.

Besim Ömer Akalin'in) kitaplarini basima hazirlamaktadir. i998 yili Türk Folkloruna Hizmet

ödülünü almistir.

Evlive iki çocuk babasidir.