hayvan saĞliĞi araŞtirmalari program ......1 t.c. gida tarim ve hayvancilik bakanliĞi tarımsal...

116
1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM DEĞERLENDİRME TOPLANTISI 15 - 19 Şubat 2016 ANTALYA

Upload: others

Post on 22-Feb-2020

15 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

1

T.C.

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

PROGRAM DEĞERLENDİRME

TOPLANTISI

15 - 19 Şubat 2016

ANTALYA

Page 2: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

2

HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROJE LİSTESİ

YENİ TEKLİF PROJELER

Sıra

No

Proje Lideri /

Sunan Proje / Sunum Adı Kurum

Sayfa

No

1 Dr. Gülnur

KALAYCI

Ege Bölgesinde Visna/Maedi ve Caprine

Arthritis Encephalitis Enfeksiyonlarının

Yaygınlığının Araştırılması

Bornova

VKE 10

2 Dr. Aydın

COŞKUNER

Serumsuz Vasat Kullanılarak Üretilen

Antijenlerden Şap Aşısının Hazırlanması Şap Enst. 11

3 Yusuf AKPINAR

Kuzu ve Oğlakların Yenidoğan İshallerinde

Rotavirus, Coronavirus ve Cryptosporidium

parvum’un İmmunopatoloji, FFPE PCR ve

Doku Mikroarray Teknikleri ile Tespiti

Konya

VKE 13

4 Serdar UZAR

Koyun Keçi Çiçek Aşısının MDBK Hücre

Kültüründe Üretilmesi ve LSD ‘ye Karşı

Sığırlarda Bağışıklık Çalışması (Doktora Tezi)

Pendik

VKE 15

5 Eylem ŞEN

YÜKSEL

Ege Bölgesinde Ruminantların Aborte Fötüs ve

Svap Örneklerinde Coxiella brunetii ve

Chlamydophila abortus'un Araştırılması

Bornova

VKE 17

6 Fatma SAKARYA

Kanatlı Hayvan Yetiştiriciliği Yapan

İşletmelerin İçme-Kullanma Sularından İzole

Edilen Enterokoklarda Antimikrobiyal Direnç

Genlerinin (vanA, vanB ve ermB) Araştırılması

Bornova

VKE 18

7 Ercüment ERTUNÇ

İzmir, Manisa ve Uşak İllerindeki

Kanatlılardan Elde Edilen Salmonella

İzolatlarında Virulans Faktörlerinin,

Antimikrobiyal ve Dezenfektan

Duyarlılıklarının ve Klonal Yakınlığın

Araştırılması (Doktora Tezi)

Bornova

VKE 20

8 Hakan YEŞİLÖZ

İzmir Yöresinde Culicoides Türlerinin

Moleküler Karakterizasyonu ve Haemosporidia

Enfeksiyonları Yönünden Vektörlük

Potansiyellerinin Araştırılması (Doktora Tezi)

Bornova

VKE 21

9 Dr. Yasin GÜLCÜ

Keçi Ciğer Ağrısı Etkenleri Mycoplasmaların

İzolasyonu, Genotipik ve İmmunojenik

Karakterizasyonu

Konya

VKE 23

10 Deha Ali DENİZ

Clostridium Chauvoei Aşılarının Potensinin

Belirlenmesinde Kobaylarda C. chauvoie

Challenge Testine Alternatif Olarak ELİSA’nın

Kullanılması (Doktora Tezi)

Bornova

VKE 25

11 Dr.Özlem

KARDOĞAN

Broyler Damızlıklardan İzole Edilen

Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli’

lerde Kinolon ve Tetrasiklin Direnç Profilinin

Belirlenmesi (Tez Projesi)

Etlik

VKMAE 27

12 Dr. Murat KAPLAN Türkiye’de Levrek Kuluçkahaneleri ve

İşletmelerinde Viral Nervöz Nekrozis (VNN)

Bornova

VKE 29

Page 3: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

3

Virusunun Araştırılması, Epidemiyolojisi ve

Moleküler Karakterizasyonu (Doktora Tezi)

13 Yüksel DURMAZ

Ticari Levrek (Sea bass) Çiftliklerinde Viral

Nervous Necrosis Virusunun Yaygınlığının

Araştırılması ve Histopatolojik Yönden

İncelenmesi

Samsun

VKE 31

14 Yüksel DURMAZ

Yerli İnfeksiyöz Pankreatik Nekrozis Virus

İzolatlarının Moleküler Karekterizasyonu ve

Patojenite Denemeleri (Doktora Tezi)

Samsun

VKE 33

15 Ahmet Turan SAN

Keban Baraj Gölü’ndeki Gökkuşağı Alabalığı

(Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792)

Yetiştiricilik İşletmelerinde Real-Time PCR

Kullanılarak Yersinia ruckeri Yaygınlığının

Saptanması

Elazığ

SÜAE 34

16 Mehmet

ÇATALKAYA

Keban Baraj Gölünde Yetiştiriciliği Yapılan

Gökkuşağı Alabalıkları (Oncorhynchus mykiss,

Walbaum 1792)’ında Protozoon Parazitlerin

Araştırılması

Elazığ

SÜAE 36

17 Faruk PAK

Balık Hastalıklarının Tedavisinde Kullanılan

Bakır Sülfat ve Formaldehit’in Çipura ve

Levrek Balıklarının Bazı Dokularındaki

Antioksidant Enzim Aktivitilerine Etkilerinin

Araştırılması ve Histopatolojik Olarak

İncelenmesi

Akdeniz

SÜAÜEE

38

18 Dilek KABAKCI

Pamuk Yetiştiriciliğinde Kullanılan Bazı

Pestisitlerin Bal Arılarındaki (Apis mellifera

L.) HSP 70(Stres) Proteini, Bazı Antioksidan

Enzim Aktivitesi ve Spesifik Doku Gen

Ekspresyonu Üzerine Etkisinin Belirlenmesi

Ordu

AAİ 40

19 Dr. Ufuk ÜLKER Deney Hayvanlarının Mikrobiyolojik

Kalitesinin Değerlendirilmesi

Etlik

VKMAE 42

SONUÇLANAN PROJELER

20 Doç. Dr. Veli

GÜLYAZ

Koyunlarda Şap ve Koyun-Keçi Çiçek

Aşılarının Birlikte Kullanılması Şap Enst. 44

21 Dr. Serdar KIZIL

Ankara İlinde 6 PD 50 Koruma Değerlerindeki

Şap Aşısı ile Aşılanan Sığırlarda Aşılama

Sonrası Epidemiyolojik, Serolojik Değerlerin

İncelenmesi

Şap Enst. 45

22 Dr. Ünal PARLAK

Şap Virusu A, O ve Asia 1 Serotiplerinin Ayırt

Edilmesi İçin Çok Katlı Moleküler Teşhis

Yöntemleri Geliştirilmesi ve Doğrulanması

Şap Enst. 46

23 Fuat ÖZYÖRÜK

Şap Hastalığı Sürveyansı İçin Türdeş ve

Doğrulayıcı DIVA Test Geliştirilmesi ve

Standardize Edilmesi (Doktora Tezi)

Şap Enst. 47

24 Abdullah ARSLAN

Sığırlarda Şap Aşısının Bağışıklık

Çalışmalarında Eprüvasyon Suşu Olarak Doku

Kültürüne Adapte Şap Viruslarının

Şap Enst. 48

Page 4: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

4

Kullanılması

25 Dr. Nedret ÇELİK

A, O, Asia-1 Tipi Şap Virüslerinin Süspanse

Hücre Kültürlerinde Üreme Özelliklerinin

İncelenmesi

Şap Enst. 49

26 Dr. Neslihan

TAŞÇENE

Şap Viruslarının (A, O, Asia 1) BHK-21

An30ve BHK-21 An73 Hücre Hatlarında Üreme

Özelliklerinin Saptanması

Şap Enst. 50

27 Fadime TONBAK Kümesten Kesimhaneye Salmonellaların

Saçılımının Modellenmesi

Elazığ

VKE 51

28 Dr. Serra

TUNALIGİL

Clostridium botulinum Tip C ve Tip D’nin

ELISA, Multiplex PCR ve Deneme Hayvanı

Inokulasyonu/Toksin Nötralizasyonu Metotları

İle Karşılaştırmalı Tespiti

Bornova

VKE 52

29 Dr. Ahmet ARSLAN

Klostridial Aşıların Potensinin Belirlenmesinde

Fare Toksin Nötralizasyon Testlerine Alternatif

Olarak ELISA'nın Kullanımı

Bornova

VKE 53

30 Yunus KILIÇOĞLU Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinde Coxiella

burnetii’nin Araştırılması

Samsun

VKE 54

31 Dr. Nurgül BİRBEN

Koyun ve Keçilerde Mycoplasma agalactiae ve

Mycoplasma mycoides subsp. capri’ nin

Kültür, PCR ve Serolojik Yöntemlerle Tespiti

Elazığ

VKE 55

32 Bünyamin İREHAN

Buzağı İshallerinde Rotavirus ve Coronavirus’

un İmmunofloresans, İmmunoperoksidaz ve

One-Step Dubleks RT-PCR Yöntemleriyle

Teşhisi

Elazığ

VKE 56

33 Osman KOÇ

Sığır ve Koyun Abortlarında Chlamydophila

abortus, Brucella abortus, Brucella melitensis’

in Real-Time PCR ile Teşhisi; Antijenik

Dağılımın ve Gelişen Hücresel/Humoral

Bağışıklığın İmmunohistokimyasal Olarak

İncelenmesi

Elazığ

VKE 57

34

Neslihan

AKBULUT

Sığırlarda İmmunohistokimyasal Yöntemle

Kulak Derisi Biyopsi Örneklerinde Persiste

Bovine Viral Diarrhea Virus Enfeksiyonunun

Belirlenmesi

Samsun

VKE 58

35 Erdinç ATABEK Türkiye’de Atlarda Leptospirozis’in

Seroepidemiyolojisi

Etlik

VKMAE

59

36 Dr. Ahmet SAİT

Marmara Bölgesinde Koyunlarda Görülen

Abort Vakalarında Viral Etkenlerin

Araştırılması

Pendik

VKE 60

37 Dr. Elçin

GÜNAYDIN

Yaygın Salmonella Serovarlarının Moleküler

Teknikler ile Tiplendirilmesi

Etlik

VKMAE 61

38 Dr. Fethiye ÇÖVEN

Ege Bölgesi Kanatlılarından İzole Edilen

Salmonella Türlerinin Antibiyotik

Dirençliliklerinin Fenotipik ve Genotipik

Karekterizasyonunun Araştırılması

Bornova

VKE 62

Page 5: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

5

39 Dr. Seza ESKİİZMİRLİLER

Türkiye’de Kültürü Yapılan Levrek, Çipura ve

Alabalıklarda Bazı Önemli Zoonotik

Bakterilerin Yaygınlığının Araştırılması

Bornova

VKE 63

40 Emre ÖZAN

Gökkuşağı Alabalıklarında İnfeksiyöz

Pankreatik Nekroz’un Patogenezisi Üzerine

Deneysel Bir Araştırma: Apoptozis ve Tip 1

İnterferonların İnnate (Doğal) Bağışıklıktaki

Rolü

Samsun

VKE

64

41 Dr. H. Hüseyin

ÜNAL

Bal Arılarında Neonicotinoid Grubu

İnsektisitlerin Toksikasyonlarının Araştırılması

Pendik

VKE 65

DEVAM EDEN PROJELER

42 Doç. Dr. Veli

GÜLYAZ

Ektima Aşı Virusunun Koyunlarda Şap Aşısına

Karşı Oluşacak İmmunite Üzerine Etkisinin

Belirlenmesi

Şap Enst. 67

43 Dr. Can

ÇOKÇALIŞKAN

Kullanımda Olan Şap Aşılarının Çoklu

Adjuvant Kullanımı İle Güçlendirilmesi Şap Enst. 68

44 Dr. M. Fatih

BARUT

Damızlık Atlarda, Ülkesel Düzeyde West Nile

Virüs Serosurveyi

Etlik

VKMAE 69

45 Dr. Mehmet EKİK Küçük Ruminantlarda Görülen Abortlarda

Border Disease Enfeksiyonunun Araştırılması

Konya

VKE 70

46 Şükran YILMAZ Endüstriyel Boyutta Şap Aşısı Üretiminde

Serumsuz Vasat Kullanımı Şap Enst. 71

47 Dr. Beyhan

SAREYYÜPOĞLU

Şap Aşısı Üretiminde Purifikasyon Prosesi

Sonrası Yapısal Olmayan Protein (NSP)

Varlığı ve Düzeyinin İn Vitro Olarak

Araştırılması

Şap Enst. 72

48 Dr. Beyhan

SAREYYÜPOĞLU

Şap Hastalığında Gebe İneklerde Uygulanacak

Farklı Aşılama Takviminin Yenidoğanların

Maternal İmmunitesi Üzerine Etkisi

Şap Enst. 73

49 Ayşegül KUDU

Şap Hastalığı A Serotipine Karşı Geniş

Kapsamlı Aşı Suşlarının Virus Nötralizasyon

Testi ile Belirlenmesi ve Alternatif In-Sliko

Metot Geliştirilmesi

Şap Enst. 74

50 Berrin Müzeyyen

ALPAY

Şap Aşılarında, Farklı Konsantrasyonlardaki

Antijen ve Tekrarlayan Aşılamalarla Yapısal

Olmayan Proteinlere Karşı Antikor Yanıtının

Araştırılması

Şap Enst. 75

51 Berrin Müzeyyen

ALPAY

Şap Aşılarının Hazırlanmasında, BHK-21

An73 Hücresinin Optimum Üreme

Karakteristiğinin Belirlenerek Antijen

Miktarının Artırılması

Şap Enst. 76

52 Ahu Kader KARA

BHK-21 An30 ve An73 Hücre Kültürlerinde

Pasajlama Sonrası Karyotip İncelemesi ve Şap

Virusunun Etkisinin Araştırılması

Şap Enst. 77

53 Hamza KADI Sığırların Nodüler Ekzantemi Hastalığının

Vektör Kene-Konak İlişkisinin Araştırılması

Samsun

VKE 78

Page 6: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

6

54 Hüseyin ERDEM

Erzurum İli Mezbahalarında Kesilen Sığır ve

Koyunlarda Kistik Ekinokokkozisin Durumu,

Köpek ve İnsanlarda Geriye Dönük İzlenmesi

Erzurum

VKE 79

55 Dr. Derya

KARATAŞ YENİ

Ankara İlinde Koyunlarda ve Sularda Tularemi

Enfeksiyonunun Epidemiyolojik Araştırılması

Etlik

VKMAE 80

56 Dr. Funda

KALINBACAK Biyoreaktörde Anthrax Aşısı Üretimi

Etlik

VKMAE 81

57 Dr. Gülnur

KALAYCI

Türkiye’de Alabalık Yetiştiriciliği Yapılan

İşletmelerde Salmonid Alphavirus

Enfeksiyonunun Varlığının Araştırılması

Bornova

VKE 82

58 Mustafa TÜRE

Doğu Karadeniz Bölgesindeki Kafes

İşletmelerinden İzole Edilen Bakterilerin

Antibiyotik Direnç Genlerinin Belirlenmesi

Trabzon

SÜMAE 83

59 Dr. Şirin

ÇİZMECİ

Türkiye’de Vektör Kaynaklı Önemli Viral

Hayvan Hastalıklarının (Mavi dil- BT,

Epizootik Hemorajik Ateş-EHD, Üç Gün

Hastalığı-BEF ve AKABANE) Teşhisi,

Vektörlerin Tespiti ve Erken Uyarı Sisteminin

Oluşturulması.

Etlik

VKMAE 84

60 Dr. Özden

KABAKLI

Aşı Bankası için PPR ve Mavidil Virus Kültür

Koleksiyonlarının Oluşturulması, Aşı Bankası

Olarak Saklama Koşullarının Araştırılması

Etlik

VKMAE 87

61 Dr. Elvin

ÇALIŞKAN

Attenüe BT-9 ve BT-16 Suşları ile Köken

Aldıkları Saha Suşlarına ait Segment 2

Dizinlerinin Elde Edilmesi ve Karşılaştırılması

Etlik

VKMAE 88

62 Dr. Fahriye SARAÇ

Ektima Aşı Suşunun (E (P) CK22) MDBK

Hücre Kültürüne Adaptasyonu ve Kuzularda

Bağışıklık Çalışmaları ile Suşun Raf Ömrü ve

Farklı Isı Derecelerinde Stabilitesinin

Saptanması

Pendik

VKE 89

63 Dr. Ahmet Burak

GÜNGÖR

Isıya Dirençli Koyun Keçi Vebası (PPR) Aşısı

Üretimi

Etlik

VKMAE 90

64 Hamza KADI

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Virusunun

Nükleokapsid Proteinine (NP) Karşı Gelişen

Antikorlarin Hızlı Teşhisi için Lateks

Aglütinasyon Testi Geliştirme Çalışması

Samsun

VKE 91

65 Dr. Can

ÇOKÇALIŞKAN

Şap Hastalığı ile Mücadelede Kullanılacak

Yüksek Etkili Aşıların Bağışıklık Sürelerinin

Tespiti

Şap Enst. 92

66 Elif ÇELİK

Değişik Sıcaklık Derecelerinde Şap Virüsünün

(A, O, Asia-1) Üretilmesi, 146S ve İnfektif

Titre Değerlerinin Saptanması

Şap Enst. 93

67 Banu BAYRİ

ÖZBİLGE

Enrofloxacin (Florokinolon), Linco-Spectin

(Linkozamit-Aminoglikozit), Florfenicol

(Fenikol) ve Tulathromycin (Makrolid)

Antibiyotiklerinin BHK Hücre Kültürü ve Bu

Hücre Kültüründe Üretilen Şap Virüslerinin

(A,O,ASIA-1) Üremesi ve Titreleri Üzerine

Şap Enst. 94

Page 7: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

7

Etkilerinin Araştırılması

68 Yunus GÜR

Listeria monocytogenes’ in Süte

Transmisyonunun Moleküler Yöntemlerle

İzlenmesi

Samsun

VKE 96

69 Dr. Yasin GÜLCÜ

Klinik Sığır Mastitislerinden İzole Edilen

Staphylococcus aureus Suşlarında

Antimikrobiyal Direnç Eğiliminin Araştırılması

Konya

VKE 97

70 Dr. Asiye

DAKMAN

Güvercinlerden İzole Edilen Varyant Avian

Paramyxo Virus Tip 1 (PPMV-1) Viruslarının

Moleküler Epidemiyolojik Araştırması

Etlik

VKMAE 98

71 M. Levent

KAYNAR

Konya Yöresi Broyler Kümeslerinden Alınan

Kloakal Svab Örneklerinden Campylobacter

jejuni ve Campylobacter coli Türlerinin

İzolasyonu ve İdentifikasyonu

Konya

VKE 99

72 Hacı SAVAŞ

Doğu Karadeniz Bölgesindeki Alabalık

Kuluçkahanelerinde ve Yavru Balıklarda Bazı

Mikrobiyal Etkenlerin Araştırılması

Trabzon

SÜMAE 100

73 Erkan TAÇBAŞ

Sağlıklı ve Lactococcus garvieae ile Enfekte

Alabalıklarda Florfenikol’ ün

Farmakokinetiğinin ve İn Vivo Etkinliğinin

Belirlenmesi

Trabzon

SÜMAE 101

74 Nesrin EMRE

Türkiye Akdeniz Kıyısalında Trol Avcılığında

Yoğun Olarak Karşılaşılan Bazı Balık

Türlerinin Metazoan Parazit Faunasının

Belirlenmesi

Akdeniz

SÜAÜEE 103

75 Kemal PEKMEZ

Infeksiyöz Pankreatik Nekrozis Virusunun

(IPNV) Hızlı Tanısında Kullanılmak Üzere

Koaglütinasyon Testinin Geliştirilmesi

Bornova

VKE 104

76 Dr. Aysel İTİK

EKİNCİ

Elazığ Alabalık İşletmelerinde Myxosporean

Parazitlerin Yayılışı

Elazığ

VKE 106

77 Fatih YILMAZ Doğu Karadeniz Bölgesinde Nosema apis ve

Nosema ceranae’nın Epidemiyolojisi

Ordu

AAİ 107

78 Oya BORAN

Balarılarında (Apis mellifera L.) ‘’Varroa

destructor’’ Mücadelesinde Farklı Organik,

Kimyasal (Flumetrin) ve Kültürel Yöntemlerin

Etkinliğinin Karşılaştırılması

Ege

TAE 108

79 Dr. Selçuk

PEKKAYA

Merinos Melezi Koyunlarda Laktasyonun

Farklı Dönemlerinde Kan ve Süt Selenyum

Düzeyleri ile Bunlara Etki Eden Faktörlerin

Araştırılması

Etlik

VKMAE 109

80 Azime MERCAN

Zehirlenmelere Neden Olan Pestisitlerin

Karaciğer ve Mide İçeriğinde Tespiti İçin

Metot Geliştirilmesi ve Metodun Geçerli

Kılınması

Etlik

VKMAE 110

KKTC PROJELERİ

Page 8: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

8

81 Dr. Neslihan

ÖZNUR

KKTC Ulusal Scrapie İzleme Programı

Sisteminin Oluşturulması K.K.T.C. 112

82 Doğan PAŞA

KKTC’inde, Atık Yapan Sığırlarda Bakteriyel

ve Paraziter Hastalıkların (Brucellosis,

Enzootic abortus, Listeriosis, Q Fever ve

Neosporosis) Enfeksiyon Etkenlerinin

Araştırılması

K.K.T.C. 114

83 Mehmet

DEMİRPENÇE

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Sığır,

Koyun ve Keçi Popülasyonundan Toplanan

Klinik Materyallerden Brusella Etkenlerinin

İzolasyonu ve İzole Edilen Etkenlerin Klasik

Bakteriyolojik ve Moleküler Yöntemler

Kullanılarak İdentifikasyonları

K.K.T.C. 116

Page 9: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

9

T.C.

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

YENİ TEKLİF PROJELER

Page 10: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

10

Proje Başlığı

Ege Bölgesinde Visna/Maedi ve Caprine Arthritis

Encephalitis Enfeksiyonlarının Yaygınlığının

Araştırılması

Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Dr. Gülnur KALAYCI

Proje Yürütücüleri Necdet AKKOCA, Dr. Buket ÖZKAN, Dr. Murat

KAPLAN, Kemal PEKMEZ, Ramazan TÜRKMEN

Proje Bütçesi 70.500TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı -

Proje Özeti

Bu projede Ege Bölgesinde koyun popülasyonunda Maedi Visna (MV), keçi

popülasyonunda Caprine Arthritis Encephalitis (CAE) enfeksiyonunun yaygınlığı

araştırılacaktır. Koyun ve keçi işletmelerinde klinik belirti gösteren ve göstermeyen

hayvanlardan kan serumu örneklemesi yapılarak ELISA ile antikor varlığı araştırılacaktır.

Çalışma sonucunda Ege bölgesinde MV ve CAE enfeksiyonlarının durumu ortaya konulacaktır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Ülkemizde küçük aile işletmelerinde koyun ve keçi yetiştiriciliği yaygın olarak

yapılmaktadır. Son yıllarda özellikle koyun-keçi sütü ile üretilen ürün çeşitliliğinin ve bu

ürünlere talebin artması enstantif yetiştiriciliğe ve canlı hayvan ithalatına yönelimi de

sağlamıştır. Bu bağlamda verimi olumsuz yönde etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve ortadan

kaldırılmasının önemi daha da artmıştır.

MV-CAEV enfeksiyonları yaşam boyu persistens özelliğinden dolayı sürüler

içerisinde sürekli sirküle etmektedir. İntrauterin, sperma, kolostrum, süt, aerosol ve direk

temas yolları ile bulaşma olduğundan popülasyon içinde hızlı bir yayılma olmaktadır.

Solunum ve sinir sistemi bozuklukları, kronik mastitis, arthritis, abort, zayıf yavru

doğumu ile sonuçlamasından dolayı yüksek ekonomik kayıplara yol açmaktadır.

Enfekte olup klinik bulgu göstermeyen hayvanlar enfeksiyonun sürülere, bölgelere ve

ülkelere yayılmasında en büyük etmendir.

Bu proje ile ülkemizde çeşitli çalışmalar ile serolojik olarak var olduğu belirlenen bu

enfeksiyonların koyun ve keçi popülasyonunun fazla olduğu Ege Bölgesindeki (Aydın,

Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak) yaygınlığının belirlenmesi amaçlanmaktadır.

Çalışma sonucu elde edilecek veriler hastalık ile ilgili mücadele stratejisinin geliştirilmesinde

yardımcı olacaktır.

Page 11: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

11

Proje Başlığı Serumsuz Vasat Kullanılarak Üretilen Antijenlerden

Şap Aşısının Hazırlanması

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Proje Lideri Dr. Aydın COŞKUNER

Proje Yürütücüleri

Dr. Aydın COŞKUNER, Şükran YILMAZ, Ali

ÖZDEMİR, Taibe ARSOY, Aydın TAŞLI, Mustafa

ÖZYİĞİT, Sadık Onur KARAÇAM, Dr. Nedret ÇELİK,

Himmet EKİCİ, Mehmet KARAKAYA, Osman KARA,

Dr. Can COKÇALIŞKAN, Dr. Beyhan SAREYÜPOĞLU,

Doç.Dr. Veli GÜLYAZ

Proje Bütçesi 400.000 TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü

Proje Özeti

Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanlarında görülen çok bulaşıcı viral bir hastalıktır ve

çiftlik hayvanlarının ekonomik yönden en önemli hastalığıdır. Hastalığa Picornaviridae ailesi

Aphthovirus cinsinden tek iplikcikli küçük bir RNA virüsü olan şap virüsü neden olmaktadır

Hastalık önemli oranda et ve süt kaybıyla sonuçlanan, zayıflamaya neden olan ağız ve ayak

vezikülleri ile karakterizedir. Hastalıkla mücadelede kullanılan etkili yöntemlerden biri de

aşılamadır. Şap aşısı, hücre kültürlerinde üretilen aşı antijenlerine adjuvant ilavesi ile

hazırlanan inaktif aşılardandır.

Günümüzde büyük hacimde şap aşısının üretiminde genellikle süspanse kültür

sistemlerine adapte BHK 21 hücreleri kullanılmaktadır. Hücre kültürü üretiminde kullanılan

vasatlara yaklaşık %10 oranında serum ilave edilir. Serum zengin içeriği nedeniyle hücrelerin

üremesini uyarmaları, koruyucu etkileri gibi birçok olumlu katkılarının yanı sıra hayvansal

kaynaklı olmalarından dolayı istenmeyen kontaminantların ve hastalıkların taşıyıcısı olmaları

büyük dezavantajdır. Ayrıca, temin etmede yaşanan zorluklar, seriler arasında değişebilen

üretim farklılıkları ve yüksek maliyeti de diğer dezavantajlarıdır. Bu sorunlar nedeniyle son

yıllarda biyolojik maddelerin üretiminde serumsuz besin ortamları geliştirilmiştir. Büyük hacim

rekombinant protein ve monoklonal antikor üretimlerinde serumsuz besin ortamları

kullanılmakta olup şap aşısı gibi endüstriyel düzeydeki viral aşıların üretiminde henüz yaygın

değildir.

Çalışmamızda serumsuz besi yeri kullanılarak üretilen aşı antijenleri kullanılarak Şap

aşısı hazırlanacak ve bu aşıların gerekli bütün kontrolleri ( sterilite, stabilite, raf ömrü,

bağışıklık, NSP protein ) yapılacaktır.

Bu çalışmanın amacı, Enstitümüzde şap aşısının üretiminde serumsuz vasat kullanılarak

üretilen antijenler ile daha saf ve yüksek kalitede aşıların düşük maliyetle hazırlanması

amaçlanmıştır.

Page 12: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

12

Projenin Amacı ve Gerekçesi:

Bu çalışma ile Enstitütümüzdeki aşı üretim prosesinde süspanse hücre kültürünü

üretiminde kullanılan serumun üretim prosesinden çıkarılarak veya an azından %1 e

düşürülerek üretilen antijenlerden şap aşısı hazırlamak ve gerekli kontrolleri yaparak rutin

kullanıma hazır hale getirilmesi ve üretim proseslerinde karşılaşılan filtrasyon, istenmeyen

hayvansal proteinler gibi serum kaynaklı problemlerin giderilmesi amaçlanmıştır.. Mevcut

durumda hücre kültürlerinin üretiminde % 7-10 serumlu besi yerleri kullanılmaktadır ve bu

durum antijenlerde yüksek oranda istenmeyen proteinlerin fazla miktarda olmasına sebep

olmakta dolayısı ile antijen saflaştırma işlemini güçleştirmektedir. Endüstriyel düzeydeki

üretim nedeniyle çok büyük miktarlarda seruma ihtiyaç duyulmaktadır. Büyük hacimlerde satın

alınacak serum bulmak, onu temin etmek, yüksek maliyetini karşılayabilmek, ayrıca prosesteki

filtrasyon güçlüğü ve kullanımdan sonra tekrar prosesten uzaklaştırmak, çok zor ve pahalı

işlemlerdir. Ayrıca satın alınacak serumların miktarı (ambalaj şekli 5 L’lik bidonlardan oluşan

40- 50 ton) düşünüldüğünde kontrolleri ancak seriyi temsil eden numune bazında,

kontaminantlar ve hücre üretme değerleri yönünden test edilmektedir. Bu nedenle yapacağımız

çalışma ile prosesten serumun kaldırılması yada en azından %1 indirilmesi ile üretim

proseslerinde karşılaşılan serum kaynaklı problemlerin ortadan kaldırılması, , daha saf antijen

kullanılarak yüksek kalitede ve düşük maliyet ile şap aşısının hazırlanması amaçlanmıştır.

Page 13: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

13

Proje Başlığı

Kuzu ve Oğlakların Yenidoğan İshallerinde Rotavirus,

Coronavirus ve Cryptosporidium parvum’un

İmmunopatoloji, FFPE PCR ve Doku Mikroarray

Teknikleri ile Tespiti

Yürütücü Kuruluş Konya Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Yusuf AKPINAR

Proje Yürütücüleri

Prof. Dr. Oğuz KUL, Dr. Ayşe Funda YÜZBAŞIGİL,

Arş.Gör. Tuğçe ANTEPLİOĞLU, Muammer İNANÇ,

Serdar DURSUN

Proje Bütçesi 90.694TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Proje Özeti

Bu araştırmada koyun ve keçi yetiştiriciliğinde önemli ve kitlesel yavru kayıplarına yol

açan Rotavirus, Coronavirus ve Cryptosporidium parvum enfeksiyonlarının tanısında; rutinde

uygulanabilir hızlı kesin teşhis yöntemlerinin geliştirilmesi ve kullanılabilirliklerinin

araştırılması amaçlanmıştır.

Bu amaçla her bir patojen etken için spesifik antijenik bölgelerin gösterilmesi için

immunohistokimyasal (IHC) boyama yöntemleri, etken spesifik gen bölgeleri için

formaldehitte tespit olmuş ve parafine bloklanmış dokularda (FFPE) PCR ve aynı anda 20-500

hayvana ait test örneğinin aynı anda test edilmesine imkan veren Doku Mikroarray tekniğinin

rutin teşhis ve ülke çapında hastalık izleme programlarında kullanılabilmesi sağlanacaktır.

Bu araştırmada; daha önceki yıllarda yenidoğan ishali klinik tanısı ile Konya VKEM

Patoloji laboratuvarına son 5 yıl içerisinde gönderilen 300 adet kuzu-oğlak incebağırsak

örnekleri histopatolojik olarak enteritis yönünden değerlendirilecek ve sonrasında Rota, Corona

virus ve Cryptosporidium sp. etkenleri yönünden ticari primer antikorlar kullanılarak

immunoperoksidaz teknik ile test edilecektir. FFPE PCR yöntemi için, herbir Parafin bloktan

10-20µm kalınlığında alınan kesitler önce deparafinize edilecek, sonrasında FFPE DNA ve

FFPE RNA izolasyon kitleri kullanılarak DNA ve RNA elde edilecektir. Doku mikroarray

tekniğinde ise; 50 parafin bloktan, lezyonlu bölgelereden alınan 2 mm çapındaki silindirik

örnekler, daha önceden hazırlanmış 50 kuyucuklu alıcı blok üzerine yerleştirilecek ve toplam 6

alıcı blok oluşturulacaktır. Sonra; her üç etkene ait antikorlar kullanılarak, bir günde tüm 300

örneğin 3 farklı hastalığa karşı test edilmesi sağlanacaktır.

Önerilen araştırma ve altyapı proje sonuçlarının, Bakanlığımız bünyesinde faaliyet

gösteren diğer 6 bölge Patoloji laboratuvarı için hızlı ve kesin teşhis ön modeli olacağına

inanmaktayız.

Projenin Amacı ve Gerekçesi:

Yenidoğan kuzu ve oğlaklarda ishalle birlikte seyreden ve ölümlere neden olan

enfeksiyonlar, yetiştiricilikte önemli problemlerden biri olup; et, süt ve yün üretim kayıpları

Page 14: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

14

dikkate alındığında büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadırlar. Enfeksiyöz yenidoğan

ishalleri çoğunlukla, küçük ruminantlar için doğum mevsimi olarak kabul edilen Şubat-Nisan

aylarında yoğunlaşmakta ve olumsuz çevre koşulları nedeniyle de kalabalık sürüler içerisinde

hızla yayılarak, yüksek oranda ölüme yol açmaktadır. İlk klinik belirtiler, kuzu ve oğlakların

doğumundan 7-10 gün içerisinde ortaya çıkmakta ve enfeksiyöz ishal etkenlerinin erken

dönemde teşhis edilemeyerek, hasta hayvanların ayrılamaması nedeniyle, 2 aylık periyod içinde

doğan tüm kuzu oğlaklar için Rota, Corona virus ve Cryptosporidium sp. enfeksiyonları risk

oluşturur.

Sürü sağlığı açısından, yenidoğan hayvanlarda hastalığın hızlı ve etken spesifik

etiyolojik teşhis büyük öneme sahiptir. Hem konak bağışıklığının zayıf olması hem de aşırı sıvı

kaybı enfeksiyöz ishal olgularında klinik bulguların kısa sürede ölümle sonuçlanmasına yol

açmaktadır. Yapılan çalışmalarda, Rotavirus, Coronavirus, ve Cryptosporidium parvum’un

çiftlik hayvanlarında önemli gastroenteritis etkenleri arasında olduğu gösterilmiştir. Ülkemizde

yapılan çalışmalarda Rotavirus, Coronavirus, ve Cryptosporidium parvum’un varlığı ortaya

konulmuş, teşhiste genellikle dışkı örneklerinden ELİSA tekniği ile ve asit-fast boyama tekniği

kullanılmıştır.

Türkiye’de yapılan araştırmalar incelendiğinde; kuzu ve oğlaklar üzerine yapılmış

moleküler ve immunohistokimyasal tanı yöntemlerine dayanan ve çok sayıda örneğin

çalışıldığı survey araştırmalarının eksik olduğu görülmektedir. Ayrıca yapılan araştırmalar

incelendiğinde, buzağılar üzerine yapılmış sınırlı sayıda teşhis çalışmalarına rastlanmakta, kuzu

ve oğlaklar üzerine yapılmış moleküler ve immunohistokimyasal tanı yöntemlerine dayanan

araştırmaların eksik olduğu görülmektedir.

Enstitü Müdürlüğümüze bağlı olan iller (Konya, Afyonkarahisar, Aksaray, Antalya,

Burdur, Isparta, Karaman ve Niğde) dikkate alındığında, bölgemizde daha önce Moleküler ve

IHC tanı yöntemleri kullanılarak yapılmış kapsamlı bir çalışma bulunmadığı görülmektedir. Bu

kapsamda, yapılacak olan çalışma ile Rotavirus, Coronavirus ve Cryptosporidium parvum’un

ishalli neonatal kuzu ve oğlaklarda rolleri belirlenecektir. Daha da önemlisi; Konya Veteriner

Kontrol Enstitüsünde (Viroloji ve Seroloji Lab. dahil) teşhisi yapılmayan Rotavirus ve

Coronavirus enfeksiyonları moleküler ve IHC Tekniği ile teşhis edilerek rutinde teşhis

edebildiğimiz hastalıklar arasına girecektir.

Page 15: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

15

Proje Başlığı

Koyun Keçi Çiçek Aşısının MDBK Hücre Kültüründe

Üretilmesi ve LSD’ye Karşı Sığırlarda Bağışıklık

Çalışması (Doktora Tezi)

Yürütücü Kuruluş Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Serdar UZAR

Proje Yürütücüleri Prof. Dr. Nuri TURAN

Proje Bütçesi 120.000TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Proje Özeti

Sığırların Nodüler Ekzantemi (Lumpy Skin Disease, LSD) Poxviridae ailesi,

capripoxvirus genusu içinde yer alan ve Neethling olarak da bilinen virüsun neden olduğu

sığırların akut viral bir infeksiyondur. Klinik bulgular, ateş, deri, mukoz membranlar ve iç

organlarda ortaya çıkan nodüller, lenf yumrularında büyüme, deride ödem ve bazen de ölüm ile

karakterizedir. Hastalık, süt verim kaybı, boğalarda geçici veya kalıcı infertilite, derinin kalıcı

zarar görmesi ve sekonder bakteriyel infeksiyonlar sonucu ölüme sebebiyet vermesi ile ciddi

ekonomik kayba neden olmaktadır. Antijenik olarak koyun keçi çiçek virusu ile çok yakın

ilişkide olup, ayrımı yalnızca genetik düzeyde yapılabilmektedir. LSDV koyun ve keçi çiçek

virusu ile serolojik, morfolojik, hücre kültüründe yapmış olduğu sitopatolojik etki ve poxvirus

için tipik olan inklüzyon cisimciklerinin varlığı ile yakından ilişkilidir. Virus nötralizasyon ve

diğer serolojik testler ile ayrımları mümkün değildir. Bu üç virus için de birbirleriyle çapraz

koruma söz konusudur. Böylelikle bu viruslardan herhangi biri, LSD’e karşı hayvanların

korunması amaçlı kullanılabilmektedir.

Canlı attenüe LSDV aşısının potansiyel güvenlik sorunlarından dolayı, kullanımı

hastalıktan ari bölgelerde önerilmemektedir. Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü,

Viral Aşılar Üretim Laboratuarında, 1975 yılında İstanbul İli, Bakırköy İlçesindeki bir olgudan

izole edilerek, primer kuzu böbrek hücre kültüründe 65 pasaj gidilerek attenüe edilen aşı

suşu(Bakırköy Suşu), liyofilize aşı olarak üretilmekte olup, bir dozu en az TCID50; 102,5virus

içerecek şekilde sahada koyun-keçi çiçek hastalığının profilaksisi amacı ile yıllardır başarılı bir

şekilde kullanılmaktadır. Koyun keçi çiçek suşlarının LSD için kullanımı OIE tarafından

önerilmiş, yaygın bir şekilde kullanılmış ve kullanılmaya da devam etmektedir. Ülkemizde

2013 Eylül ayından beri görülen LSD’ye karşı Bakırköy aşı suşundan yapılan canlı attenüe

Koyun-Keçi Çiçek aşısı kullanılmakta ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Önerilen bu çalışma ile primer kuzu böbrek hücresinde attenüe edilmiş koyun-keçi

çiçek aşı virusunun, sığır orijinli MDBK hücre kültürüne adaptasyonu ve aşının bu hücrede

üretimi amaçlanmıştır. MDBK hücre kültüründe üretilen bu aşının sığırlarda LSD’ye karşı

oluşturacağı bağışıklık eprüvasyon çalışmalarıyla araştırılacaktır.

Page 16: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

16

Projenin Amacı ve Gerekçesi

2013 yılından beri ülkemizde görülen LSD ekonomik olarak ülke hayvancılığı için

ciddi tehlike oluşturmakta ve hastalıkla mücadele bakımından etkili yolların kullanılmasını

zorunlu kılmaktadır. LSD ile mücadelede en etkili yöntem aşılama ve vektörle mücadeledir.

Ülkemizde şu an için LSD’ye karşı spesifik bir aşı yoktur. Aşı geliştirme çalışmaları devam

etmekte olup bu aşının geliştirilip piyasa sunulması zaman alacaktır. Bunun yanında bazı

ülkelerde LSD saha izolatlarından geliştirilen aşılar kullanılmış fakat kullanılan bu aşıların

güvenilir olmadığı (patojen suşa geri dönüşüm potansiyeli olması ve aşılama bölgesinde lokal

reaksiyona neden olması) EFSA tarafından da rapor edilmiştir. Şu an için bilinen en güvenilir

yol koyun-keçi çiçek aşısıyla bağışıklık sağlamaktır. Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü Viral

Aşılar Üretim Laboratuvarı tarafından üretilen mevcut koyun-keçi çiçek aşısı halen sığırlarda

LSD’ye karşı güvenilir şekilde kullanılmaktadır. LSD’ye spesifik aşının üretilmesinin zaman

alacak olması ve hastalığın vektörlerle kontrolsüz olarak bulaşması mevcut aşının

immunitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması ihtiyacını ortaya koymaktadır.

Önerilen bu çalışma ile primer kuzu böbrek hücresinde attenüe edilmiş koyun-keçi

çiçek aşı virusu, sığır orijinli MDBK hücre kültürüne adaptasyonu ve aşının bu hücrede

üretimi amaçlanmıştır. MDBK hücre kültüründe üretilen bu aşının sığırlarda LSD’ye karşı

oluşturacağı bağışıklıkta eprüvasyon çalışmalarıyla araştırılacaktır.

Page 17: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

17

Proje Başlığı

Ege Bölgesinde Ruminantların Aborte Fötüs ve Svap

Örneklerinde Coxiella brunetii ve Chlamydophila

abortus'un Araştırılması

Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Eylem ŞEN YÜKSEL

Proje Yürütücüleri Mehmet ÖZDEN, Meriç Lütfi AVSEVER, Dr. Seza

ESKİİZMİRLİLER

Proje Bütçesi 45.500TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı -

Proje Özeti

Bu projede, Ege bölgesinde sığır, koyun ve keçi abortlarından ve vaginal svap

örneklerinden Coxiella burnetii ve Chlamydophila abortus’un varlığı araştırılacaktır. Materyal

olarak Enstitümüze gönderilen Brucellozis negatif aborte fetuslar ve vaginal svap örnekleri

kullanılacaktır. Yöntem olarak C. burnetii için dokudan direk PCR ve sekans analizi, C. abortus

için ise dokudan PCR yapılacaktır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

İzmir/Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü sorumluluk alanı içindeki illerden

bakteriyoloji bölümüne gönderilen aborte fötus ve vaginal svaplarında C. brunetii ve C. abortus

'un varlığının ortaya konulması amaçlanmıştır.

Bu çalışmanın planlanmasındaki gerekçe; Enstitülere atık yapmış sığır, koyun ve

keçilerden incelenmek üzere gönderilen materyallerin özellikle Brucellosis yönünden

incelemenin sonucunda negatif olanların diğer hastalıklar yönünden incelenmesine büyük

ihtiyaç duyulmasıdır.

Atık etkenleri içinde C. brunetii, insanlar, ruminantlar (sığır, koyun, keçi), insan, kedi,

köpek, nadiren kuşlar, sürüngenler ve keneleri kapsayan geniş bir konakçı spektrumuna sahip

olması nedeni ile seçilmiştir.

Hastalıkla mücadele programlarının hazırlanması ve uygulanması ile Q fever ve

Klamidiosis sonucu meydana gelen kayıplar azaltılarak ülke ekonomisine katkıda

bulunulacaktır. Ayrıca bu çalışmadaki bulgular diğer çalışmalara yön verecektir.

Page 18: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

18

Proje Başlığı

Kanatlı Hayvan Yetiştiriciliği Yapan İşletmelerin İçme-

Kullanma Sularından İzole Edilen Enterokoklarda

Antimikrobiyal Direnç Genlerinin (vanA, vanB ve

ermB) Araştırılması

Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Fatma SAKARYA

Proje Yürütücüleri Bülent KAFA, Yalçın İZAN

Proje Bütçesi 70.000TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 30.06.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı -

Proje Özeti

Kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde, şehir şebeke suyu, kuyu suyu, artezyen, göl veya gölet

gibi farklı kaynaklardan elde edilen sular içme suyu olarak kullanılabilmektedir. Özellikle

içme sularına fekal bulaşmalar hayvan ve insan sağlığı açısından önemli bir risk oluştururlar.

Fekal indikatör bakterilerden enterokoklar, son yıllarda antibiyotik direnç aktarımı nedeni ile

hastane enfeksiyonlarından sorumlu en önemli bakterilerden biridir. Bu projede amaç, Ege

bölgesinde bulunan kanatlı işletmelerinde kullanılan içme sularından izole edilen

Enterokoklarda antimikrobiyal direnç genlerinin (vanA, vanB ve ermB) araştırılmasıdır. Bu

amaçla ege bölgesinde bulunan kanatlı işletmelerinden, rastgele seçilmiş 10 tanesinden 2 yıl

boyunca ayda bir 250 ml su numunesi alınacaktır (n=240). Alınan numuneler, membran

filtrasyon yöntemi ile ekilerek enterokok varlığı araştırılacak ve elde edilen izolatlar, VITEK 2

Compact cihazı ile tiplendirilerek, antibiyotik duyarlılıkları incelenecektir. Enterokok izole

edilen numunelerin alındıkları işletmelerden, aynı dönemde kanatlılardan kloakal sürüntü

örnekleri alınarak enterokok yönünden değerlendirilecektir. Elde edilen izolatlardan, çoğul

dirençli olduğu tespit edilenler vanA, vanB ve ermB genleri yönünden PCR metodu ile

araştırılacaktır. Daha sonra elde edilen tüm izolatlar Pulsed-field jel elektroforez (PFGE)

yöntemi ile klonal yakınlıkları ortaya koyulacaktır.

Bu çalışma ile insan ve hayvan sağlığı yönünden, fekal bulaşmalar ve antimikrobiyal

direnç aktarımıyla ortaya çıkan olası risklerin ortaya konulması dolayısıyla bilimsel veri

tabanına katkı sağlayacaktır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde, şehir şebeke suyu, kuyu suyu, artezyen, göl veya gölet

gibi farklı kaynaklardan elde edilen sular içme suyu olarak kullanılabilmektedir. İçme suyu

olarak kullanılan bu sular, mevsimsel değişiklikler ve çevresel şartların değişimi ile potansiyel

bir bulaşma kaynağı olabilir. Özellikle fekal bulaşmalar hayvan ve insan sağlığı açısından

önemli bir risk oluştururlar. Fekal indikatör bakterilerden enterokoklar, son yıllarda antibiyotik

direnç aktarımı nedeni ile hastane enfeksiyonlarından sorumlu en önemli bakterilerden biridir.

Bu projede amaç, Ege bölgesinde bulunan kanatlı işletmelerinde kullanılan içme sularından

Page 19: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

19

izole edilen Enterokoklarda antimikrobiyal direnç genlerinin (vanA, vanB ve ermB)

araştırılmasıdır. Ayrıca içme-kullanma sularında enterokok varlığı tespit edilen işletmelerin

kanatlı hayvanlardan alınacak örnekler ile enterokokların kolonizasyonu değerlendirilecektir.

Bu amaçla ege bölgesinde bulunan kanatlı işletmelerinden, rastgele seçilmiş 10

tanesinden 2 yıl boyunca ayda bir 250 ml su numunesi alınacaktır (n=240). Alınan numuneler,

filtrasyon yöntemi ile ekilerek enterokok varlığı araştırılacak ve elde edilen izolatlar, VITEK 2

Compact cihazı ile tiplendirilerek, antibiyotik duyarlılıkları incelenecektir. İçme sularında

enterokok varlığı tespit edilen her bir işletmenin, kanatlı hayvanlarından 10 adet kloakal

sürüntü alınarak enterokoklar yönünden değerlendirilecektir. Elde edilen izolatlardan, çoğul

dirençli olduğu tespit edilenler vanA, vanB ve ermB genleri yönünden PCR metodu ile

araştırılacaktır. Daha sonra tüm izolatların PFGE yöntemi ile klonal yakınlıkları belirlenerek

değerlendirilecektir.

Projenin ilk 24 ayında numune toplanıp analiz edilecek, takip eden 6 ay içerisinde de

yazımı gerçekleştirilecektir. Projenin tamamlanması, insanlar ve hayvanlar için bulaşma

kaynaklarının izlenmesi için gereklidir. Bu bulaşma kaynağının engellenmesi ve kontrolünün

sağlanması açısından bu tür projelerin yapılması stratejik ve bilimsel açıdan önemlidir.

Bu çalışmada elde edilen sonuçların yorumlanarak, fekal bulaşmalar ve antimikrobiyal

direnç aktarımı ile ortaya çıkan, insan ve hayvan sağlığı açısından olası risklerin ortaya

konulması ve özellikle bulaşma kaynakların belirlenmesinde bilimsel veri elde edilmesi

amaçlanmıştır.

1. Bu proje sonuçlarına göre Ege bölgesinde, kanatlı hayvan işletmelerinde kullanılan içme

sularının fekal kontaminasyonlar yönünden risk durumu belirlenecek ve gerekli önlemlerin

alınması açısından önemli bir çalışma olacaktır.

2. Antibiyotik direnç genlerinin belirlenmesi ve özellikle bu genlerin kaynaktan başlayarak

bulaşmasının takibi halk sağlığı ve ekonomik açıdan önemlidir.

3. Bu proje ile içme- kullanma sularının fekal kontaminasyonlar açısından mevsimsel olarak

izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması açısından önemli çıktılar sağlayacaktır.

Page 20: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

20

Proje Başlığı

İzmir, Manisa ve Uşak İllerindeki Kanatlılardan Elde

Edilen Salmonella İzolatlarında Virulans

Faktörlerinin, Antimikrobiyal ve Dezenfektan

Duyarlılıklarının ve Klonal Yakınlığın Araştırılması

(Doktora Tezi)

Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Ercüment ERTUNÇ

Proje Yürütücüleri Prof. Dr. Şafak ERMERTCAN

Proje Bütçesi 64.000TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi

Proje Özeti

Salmonellosis zoonoz karakterli bir hastalık olup, en önemli bulaş kaynağını kanatlı

hayvanlar teşkil etmektedir. İnsanlardaki klinik seyirleri nedeniyle bu enfeksiyonların

kontrolü, hayvansal üretim aşamasında yapılmaktadır. Ticari işletmelerde temel amaç üretim

aşamasında Salmonella düzeyinin azaltılması veya kontrol edilmesi olarak ortaya

çıkmaktadır. Bu nedenle son yıllarda antimikrobiyal ve dezenfektanların yoğun ve bilinçsiz

kullanımı sonucu kanatlılardan izole edilen Salmonella suşlarında artan oranlarda direnç

tanımlanmıştır.

Bu çalışmada, İzmir, Manisa ve Uşak illerinde kanatlılardan izole edilen klinik

Salmonella izolatlarında çeşitli virulans faktörlerinin varlığı, bu suşların antimikrobiyal ve

dezenfektan duyarlılıkları araştırılacaktır. Ayrıca bu suşlar arasında klonal yakınlık olup

olmadığı ortaya konmaya çalışılacaktır. Bu amaçla, 2015,2016 ve 2017 yıllarına ait Bornova

Veteriner Kontrol Enstitüsü Kanatlı Hastalıkları Teşhis Laboratuvarı’nda izole edilen

Salmonella suşlarında bulunan virulans faktörleri moleküler yöntemlerle (Polimeraz zincir

reaksiyonu-PZR) araştırılacaktır. Bu suşların antimikrobiyal duyarlılıkları disk difüzyon

yöntemiyle, dezenfeksiyon amacıyla kullanılan kimyasal maddelere duyarlılıkları ise sıvı

mikrodilüsyon yöntemiyle araştırılacaktır. Ayrıca, Salmonella izolatlarında arasındaki klonal

yakınlık Pulsed-Field Gel Electrophoresis (PFGE) yöntemi ile belirlenmeye çalışılacaktır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Bu çalışmada, İzmir, Manisa ve Uşak illerinde kanatlılardan izole edilen Salmonella

izolatlarında çeşitli virulans faktörlerinin ( Salmonella patojenite adaları (SPA), Alternatif

Sigma Faktör vb.) varlığı ve bu faktörler insanlardan izole edilen Salmonella suşlarında

saptanan virulans faktörleri ile karşılaştırılacaktır. Bu suşların antimikrobiyal ve dezenfektan

duyarlılıkları araştırılarak, insan izolatlarından elde edilen duyarlılık sonuçları ile ortak veya

benzer noktalar saptanacaktır. Ayrıca bu suşlar arasında klonal yakınlık olup olmadığı ortaya

konarak; adı geçen illerde kanatlı sağlığı ve dolayısıyla halk sağlığı açısından epidemiyolojik

bir profil oluşturulacaktır.

Page 21: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

21

Proje Başlığı

İzmir Yöresinde Culicoides Türlerinin Moleküler

Karakterizasyonu ve Haemosporidia Enfeksiyonları

Yönünden Vektörlük Potansiyellerinin Araştırılması

(Doktora Tezi)

Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Hakan YEŞİLÖZ

Proje Yürütücüleri Prof. Dr. Alpaslan YILDIRIM

Proje Bütçesi 30.000TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2018

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Proje Özeti

Culicoides türü sineklerin neden olduğu Vector Borne hastalıkların önemi gün

geçtikçe daha da artmaktadır. Gerek Mavi Dil, Akabane, Ephemeral Fever, At Vebası gibi

viral hastalıkların, gerekse Haemoproteus, Leucocytozoon, Onchocerca, Dipetalonama gibi

parazitlerin vektörlüğünü yapması nedeniyle hayvan sağlığı alanında oluşturduğu ekonomik

zararlar ve insan sağlığı üzerine oluşturduğu tehditler gün geçtikçe artmaktadır.

Bu projede İzmir yöresinde yayılış gösteren Culicides türlerinin morfolojik

identifikasyonlarının yanında mt-COI gen bölgesinin DNA barkodlamasıyla

konfirmasyonlarının sağlanması ve sibling ve kriptik türlerin ortaya konması, elde edilecek

izolatların filogenetik ilişkilerinin ve klasifikasyonlarının belirlenerek GenBank kayıtlarının

gerçekleştirilmesi ve Dünya’daki diğer Culicoides türleri ile filogenetik ilişkilerinin ortaya

konması amaçlanmıştır. Proje önerisinin diğer basamağında moleküler olarak klasifiye

edilecek Culicoides örnekleri kanatlılarda Haemosporidia enfeksiyonlarına yol açan

vektörlüğünü yaptıkları Hemoproteus ve Parahaemoproteus ile kan beslenmesinde

belirlenebilecek Leucocytozoon ve Plasmodium nesilleri (lineage) yönünden moleküler olarak

araştırılacak ve risk potansiyelleri üzerine bilimsel veriler elde edilecektir.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Culicoides türleri (Diptera: Ceratopogonidae), “Biting midges” olarak da adlandırılan

küçük, güçlü sinekler olup Alphavirus, Bunyavirus, Flavivirus, Nairovirus, Orbivirus,

Vesiculo-virus ve Lyssavirus gibi virusların, Mavidil (Bluetongue, BT), Afrika At Hastalığı

(African Horse Sickness, AHS) ve son yıllarda rapor edilen Schmallenberg (SBV) gibi viral

hastalıklar başta olmak üzere insan, evcil hayvanlar ve yabani hayvanlara çeşitli protozoon

(avian malaria-benzeri, Haemoproteus Kruse subgenus Parahaemoproteus) ve filarial

nematodların (Onchocerca spp ve Eufilaria spp) bulaştırılmasında vektörlük yapmaları

açısından oldukça önemli bir insekt grubunu oluşturmaktadırlar (Dik B., 1989). Culicoides

cinsindeki sokucu sinekler kan ile beslenen sinekler arasında en küçükleri olup Antarktika

dışında tüm dünyada yayılış göstermektedirler. Günümüze kadar bu cins içerisinde farklı

coğrafyalardan 1340’tan fazla tür bildirilmiştir (Howarth FG., 1985). Bu çerçevede yeterli bir

Page 22: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

22

risk değerlendirmesi için Culicodies soyundaki tür ve tür kompleksi üyelerinin vektör

etkinliklerinin başarılı identifikasyonu ile tür teşhislerinin ve coğrafik dağılımlarının bilinmesi

gerekmektedir. Culicoides cinsinin sınıflandırılması konusunda birçok belirsizlik mevcut

olup, sinonim türlerin tespit edilmesi, alt cinsler ve bağlı türlerin klasifikasyonu konularında

filogenetik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Culicodies türlerinin morfolojik

identifikasyonu, yukarıda da bahsedildiği üzere, türlerin çok değişik formlarda olabilmeleri ve

bu yüzden diğer türlere benzemeleri nedeniyle uzman taksonomistler için dahi zorluk arz

etmekte olup kompleks içindeki gizli ve kardeş (kriptik/sibling) türler mevcut morfolojik bilgi

ile ayırt edilememektedir. Bu problemin çözümü amacıyla Avaritia ve Culicoides soy

altlarındaki farklı türlerin kesin identifikasyonu için yeni moleküler araçlar geliştirilmiştir.

Bunlar arasında mt-DNA COI gen bölgesi sekans analizleri birçok türün ayrımında ve kriptik

ve sibling türlerin belirlenmesinde oldukça kullanışlı olmuştur (Howarth FG., 1985).

Türkiye’de günümüze kadar farklı bölgelerde morfometrik analizlerle toplam 58 Culicoides

türünün varlığı bildirilmiştir (İnci A., 2014). Bununla birlikte Culicoides türlerinin moleküler

identifikasyonu üzerine Güney ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinden toplanmış C.

schultzei, C. circumscriptus ve C. nubeculosus türlerinin ribozomal ITS-1 gen bölgesi

sekanslarının ortaya konduğu yalnızca bir çalışma (Dik ve ark., 2014) bulunmaktadır. İzmir

ilinde iklim özelliğinden dolayı (yüksek ısı ve nem) Culicoides aktivitesi yılın uzunca bir

döneminde devam ettiğinden dolayı sahada Mavi Dil Virusu (BTV) sirkulasyonu devamlı

olmaktadır. Bu sebeple Mavi Dil hastalığı İzmir ilinde hayvancılık sektöründe her yıl önemli

kayıplara neden olmaktadır. Virusun patojenitesi konakçıların direncine bağlı olarak

değişmekle birlikte bazı yıllarda oluşan salgınlarda çok hafif klinik belirtiler görülmekte, bazı

yıllarda ise şiddetli klinik belirtilerin görüldüğü salgınlar oluşmaktadır. Son yıllardaki

salgınların dağılımı incelendiğinde Ege Bölgesinde 2011 yılında İzmir, Kütahya ve Aydın,

2012 yılında İzmir, Muğla, Denizli, Manisa ve Aydın, 2013 yılında İzmir ve Aydın, 2014

yılında İzmir, Aydın, Manisa, Muğla ve Denizli illerinde Mavidil hastalığı salgınları

görülmüştür. Projede Culicoides sineklerinin toplanacağı ışıklı sinek tuzakları İzmir ilinin

kuzey - güney hattında bulunan 4 ilçede ( Bergama, Foça, Kemalpaşa, Ödemiş ) kurulacaktır.

Bu proje önerisinde İzmir yöresinde yayılış gösteren Culicides türlerinin morfolojik

identifikasyonlarının yanında mt-COI gen bölgesinin DNA barkodlamasıyla

konfirmasyonlarının sağlanması ve sibling ve kriptik türlerin ortaya konması, elde edilecek

izolatların filogenetik ilişkilerinin ve klasifikasyonlarının belirlenerek GenBank kayıtlarının

gerçekleştirilmesi ve Dünya’daki diğer Culicoides türleri ile filogenetik ilişkilerinin ortaya

konması amaçlanmıştır. Proje önerisinin diğer basamağında moleküler olarak klasifiye

edilecek Culicoides örnekleri kanatlılarda Haemosporidia enfeksiyonlarına yol açan

vektörlüğünü yaptıkları Hemoproteus ve Parahaemoproteus ile kan beslenmesinde

belirlenebilecek Leucocytozoon ve Plasmodium nesilleri (lineage) yönünden moleküler olarak

araştırılacak ve risk potansiyelleri üzerine bilimsel veriler elde edilecektir.

Page 23: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

23

Proje Başlığı

Keçi Ciğer Ağrısı Etkenleri Mycoplasmaların

İzolasyonu, Genotipik ve İmmunojenik

Karakterizasyonu

Yürütücü Kuruluş Konya Veteriner Kontrol Entitüsü

Proje Lideri Dr. Yasin GÜLCÜ

Proje Yürütücüleri Yrd. Doç. Dr. Zafer SAYIN, Dr. Aslı SAKMANOĞLU,

Arş. Gör. Ali USLU, Prof. Dr. Osman ERGANİŞ

Proje Bütçesi 79.215,58 TL

Proje Süresi 01.01.2017 - 31.12.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Proje Özeti

Contagious Caprine Pleuropneumonia (CCPP) koyun ve keçilerin oldukça bulaşıcı,

morbiditesi (%100) ve mortalitesi (%80) yüksek bir enfeksiyonudur. Mycoplasma mycoides

cluster grubunda bulunan, Mycoplasma capricolum subsp. capripneumoniae (M.

capripneumoniae, Mycoplasma sp. F38-type), enfeksiyonunun primer etkeni olarak

bildirilmiştir. Aynı grupta bulunan diğer bir etken olan M. mycoides subsp. capri’de (M. capri)

enfeksiyona sebep olabilmekte, ancak morbidite ve mortalite genellikle daha düşük

seyretmektedir. Enfeksiyon; Afrika ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu Asya ülkelerinde

önemli bir problemdir. Ülkemizin farklı bölgelerinde yapılan çalışmalarda, CCPP olgularında,

M. capripneumonia varlığı ve yaygınlığı, bakteriyolojik ve serolojik olarak ortaya koyulmuştur.

Ancak, ülkemizde enfeksiyondan korunmak için; özel sektör ve devlet eli ile, M. capri

suşundan hazırlanan aşılar üretilmekte, buna rağmen aşılanan işletmelerde, Mycoplasma

pnömonilerine bağlı kayıp ve ölümler görülmeye devam etmektedir. Mahkemeye intikal eden

olayda, kayıpların ilçe müdürlüğü tarafından yapılan aşılamadan kaynaklanmadığı, sürüdeki

enfeksiyonun PCR ile M. capripneumoniae olduğu tespit edildiği, ülkemizde M.

capripneumoniae’dan koruyacak aşı olmadığı bu sebeple ilçe müdürlüğünün suçlanamayacağı

bilirkişi raporunda belirtilmiştir.

Sunulan proje ile; CCPP enfeksiyonuna sebep olan etkenlerin belirlenmesi, izolatların

PZR ile doğrulanması, RAPD-PZR analizi ile genetik yakınlık ve yaygınlıklarının belirlenmesi,

gen sekans analizi ile genotipik profillerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca genotipik

özelliklerine göre seçilen suşların deney hayvanlarında immunojeniteleri tespit edilerek, aşı

üretiminde kullanılabilecek aday izolatlar belirlenecektir.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Contagious Caprine Pleuropneumonia (CCPP) halk arasındaki adı ile “Keçi ciğer

ağrısı” koyun ve keçilerin oldukça bulaşıcı, morbiditesi (%100) ve mortalitesi (%80) yüksek bir

enfeksiyonudur. Mycoplasma mycoides cluster grubunda bulunan (Mycoplasma capricolum

subsp. capripneumoniae, M. capricolum subsp. capricolum, M. mycoides subsp. capri, M.

mycoides subsp. mycoides type LC, M. mycoides subsp. mycoides type SC ve Mycoplasma sp.

bovine serogroup 7) M. capripneumoniae, enfeksiyonunun primer etkenidir. Hastalık ilk kez

Page 24: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

24

1873 yılında Cezayir’de tanımlanmıştır. Grupta bulunan diğer bir etken, M. capri’ de

enfeksiyona sebep olabilmekte, ancak morbidite ve mortalite genellikle daha düşük olmaktadır.

Koyun ve keçi, pnömonilerinden çok sayıda Mycoplasma izole edilebilmektedir, ancak pek

çoğunun enfeksiyonla ilişkili olmadığı bildirilmiştir. CCPP yüksek morbidite ve mortalitesi,

yol açtığı büyük ekonomik kayıplar sebebi ile Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) listesinde

yer almaktadır. Enfeksiyon; Afrika ve Türkiye’ninde içinde bulunduğu Asya ülkelerinde

önemli bir problemdir. Daha önceki çalışmalarda, ülkemizin Batı ve Doğu bölgelerinde,

keçilerden M. capripneumoniae izole ve identifiye edilmiş, ayrıca enfeksiyon, test edilen

keçilerin %50’sinde serolojik olarak gösterilmiştir .

Ülkemizde, enfeksiyondan korunmak için, özel sektör ve devlet eli ile M. capri

suşundan hazırlanan aşılar, enfeksiyonun yaygın olarak görüldüğü Afrika ülkeleri, Irak ve

Arnavutluk’ta ise; Bio-Industries Center (Ürdün), tarafından üretilen F38 suşundan hazırlanan

aşılar kullanılmaktadır. Ülkemizde, daha önce yapılan çalışmalarda keçilerde M.

capripneumoniae varlığı gösterilmesine ve Keçi Ciğer Ağrısı aşısı ile aşılanan işletmelerde,

Mycoplasma pnömonilerine bağlı kayıp ve ölümler görülmesine rağmen, enfeksiyonun primer

etkeni M. capripneumoniae ihtiva eden aşılar bulunmamaktadır (Erganiş 2014). 2012 yılında

Konya/Çumra ilçesinde, “CAPRIPEN” aşısı ile aşılanan keçilerde, Keçi Ciğer Ağrısı

semptomları ile ölümler görülmüş, otopsi bulgularında enfeksiyona ilişkin bulgular elde

edilmiştir. Mahkemeye intikal eden olayda, ölen keçilerden alınan örneklerde PZR (Polimeraz

Zincir Reaksiyonu) metodu ile M. capripneumoniae tespit edilmiştir.

Sunulan projede; ülkemizde CCPP enfeksiyonuna sebep olan Mycoplasma etkenlerin

izole edilmesi, PCR ile izolatların tiplendirilmesi, potaniyel enfeksiyon etkenlerinin

Mycoplasma mycoides cluster grubuna yönelik seçilen RAPD (Random amplified polymorphic

DNA)-PCR primerleri ile genetik yakınlık ve yaygınlıklarının belirlenmesi, izolatların gen

sekans analizleri ve sonuçların Gen Bank verileri ile karşılaştırılması ile genotipik profillerinin

belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, ülkemizde CCPP enfeksiyonlarındaki güncel etiyolojik

durumun ortaya konması amaçlanmaktadır. Genotipik veriler ışığında seçilen izolatların deney

hayvanlarında immunojeniteleri tespit edilerek aşı üretiminde kullanılabilecek aday izolaarın

belirlenmesi hedeflenmektedir.

Page 25: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

25

Proje Başlığı

Clostridium chauvoei Aşılarının Potensinin

Belirlenmesinde Kobaylarda C. chauvoie Challenge

Testine Alternatif Olarak ELİSA’nın Kullanılması

(Doktora Projesi)

Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Deha Ali DENİZ

Proje Yürütücüleri Prof. Dr. Şükrü KIRKAN

Proje Bütçesi 130.500TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Proje Özeti

Günümüzde Clostridium chauvoie içeren veteriner bakterin aşılarının potens testleri;

aşı ile immunize edilmiş kobaylara patojen C. chauvoie suşunun verilerek kontrol edilmesi

prensibine dayanmaktadır. C. chauvoie challange testi, aşının potensinin belirlenmesi amacıyla

yapılan kontrol işlemlerinde geçerli bir prosedür olmakla birlikte, diğer tüm klostridial aşıların

kontrolünde olduğu gibi in vivo test prensibine dayanan bu aşıların potensinin belirlenmesi

prosesinde çok fazla miktarda deney hayvanı kullanıma ihtiyaç duyulması, hayvanların bireysel

duyarlılık, direnç ya da kondisyonlarına göre sonuçların değişkenlik göstermesi, tekrar

edilebilmesinin güçlüğü, test süresinin uzunluğu (35-42 gün), test sonuçlarının

değerlendirilmesinin hayvanlardaki letalite ya da spesifik semptomlara dayalı olması ve hayvan

refahı yönünden uygun bulunmaması nedeniyle in vitro testler kullanılmaya başlanmıştır.

Planlanan bu tez çalışması ile C. chauvoei içeren bakterin aşıların potens testinde

konvansiyonel patojen kültürle challange uygulanması yerine, aşının içerdiği antijen miktarının

(flagellar yüzey proteinin) ölçülmesine dayanan bir ELISA prosedürü uygulanarak iki yöntemin

karşılaştırmasının yapılması ve C. chauvoei aşılarının potensinin belirlenmesinde in vitro

ELISA prosedürünün uygulamaya aktarılması hedeflenmektedir.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Clostridium chauvoei 6 aylıktan 2 yaşa kadar olan tüm ruminantlarda öldürücü bir

hastalıktır ve en etkili korunma yöntemi aşılamadır. Üretilen C. chauvoei aşıları inaktif

bakterin aşılardır. Ticari ürünler genellikle bakteriyel yüzey antijenlerine veya toksin dışı

ürünlerine karşı antikor yanıtı sağlayan inaktif sıvı kültürleri barındırır. İmmunizasyonu

bakterinin somatik antijeni ve flagellar antijeni sağlar. C. chauvoei flagellasına karşı oluşan

yanıtlar yanıkarada korunmada önemlidir. Aşı, serum gibi veteriner biyolojik ürünlerin

hayvanlardaki güvenlik ve etkinliğinin gösterilmesi amacıyla hem üreticiler, hem de yetkili

otoriteler tarafından bir dizi kalite kontrol testi uygulanmakta ve genel olarak bu testler;

sterilite, zararsızlık ve etkinlik testlerini kapsamaktadır. Biyolojik ürünün karakterine göre

uygulanacak testler, çeşitli uluslararası monograflarda (Avrupa Farmakope, 9CFR, OIE

Manual, İngiliz Farmakope gibi) tanımlanmaktadır. Günümüzde C. chauvoei aşılarının

Page 26: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

26

potensinin belirlenmesi için temel kabul edilen test kobay challenge testidir (1). Bu test çok

sayıda deney hayvanı kullanımına bağlı bir test olup, test sonuçlarının değerlendirilmesi deney

hayvanlarındaki letalite ya da spesifik semptomların gözlenmesi prensibine dayanmaktadır. Bu

da hayvan refahı açısından etik görülmemektedir. Ayrıca in vivo biyolojik testlerin canlı

hayvanların bireysel kondisyonlarına bağlı olması gerekçesi ile stabil olmaması, değişken

sonuçlar verebilmesi, buna bağlı olarak çok sayıda test tekrarına gereksinim duyulması, yapılan

test tekrarlarının iş gücünü ve test maliyetini yükseltmesi ve bu tür metotların doğrulanmasının

çeşitli zorlukları bulunmaktadır.

Hayvan deneylerine alternatif testlerin kullanıma kazandırılması amacıyla WHO ve

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA)’nin gözetimi ve desteğiyle, AB içinde Avrupa Alternatif

Metodların Validasyonu Merkezi (ECVAM; The European Centre for the Validation of

Alternative Methods) kurulmuştur. ECVAM alternatif metotlar konusunda çalışmalar yaparak

bilim adamları, Ulusal Kontrol Laboratuvarları, üretici firmalar arasında koordinasyonu

sağlamıştır. Resmi İlaç Kontrol Laboratuvarları (Official Medicines Control Laboratories,

OMC) ağı üzerinden organize edilen çalışmalar ile ELISA metotlarının geliştirilmesi,

uygulamaya konması ve validasyonu konusunda AB içinde çeşitli projeler yürütülmektedir. AB

içinde ELISA testi karşılıklı tanıma (Mutual Recognation) kavramı çerçevesinde klostridial

aşıların potens testlerinde uluslararası bir test olarak yerini almaya başlamıştır. Ancak AB ülke

OMC'i dışında diğer kontrol laboratuvarları, resmi otoriteler, bilim insanları ve üretici firmalar

arasında metot birliğinin sağlanması açısından çalışmalar devam etmektedir.

Günümüzde C. chauvoei aşılarının potensinin belirlenmesi; in vivo bir metot olan

patojen kültürle challange uygulanması prensibine dayanmaktadır. Bu prosedürde deney

hayvanları 21-28 gün aralıkla 2 defa aşı ile immunize edilmekte, bunu takip eden 14 gün sonra

da, immunize edilmemiş kontrol grubuyla birlikte patojen C. chauvoei kültürünün 100 MLD50

dozunda verilmesi ile eprüvasyon uygulanmakta ve gruplar arasında letalite bulgularının

değerlendirilmesiyle ürünün etkinliği konusunda karar verilmektedir. Challange kültürünün

minimal lethal dozunun belirlenmesi de dahil bu prosedürün uygulanabilmesi için çok sayıda

kobay kullanılmakta ve yaklaşık 35-42 günlük bir test süresine gereksinim olmaktadır.

Hayvan kullanılan testlerin kaldırılması, yerine başka testlerin konulması ve hayvan

sayısının azaltılmasını içine alan 3R (Reduction, Refinement, Replacement) prensiplerinin

uygulamaya aktarılmasında; klostridial aşılar başta olmak üzere çeşitli biyolojik ürünlerin kalite

kontrol işlemlerinde çeşitli yaklaşımlar üzerinde durulmaktadır. Bunlardan bir tanesi,

immunizasyon sonrası deneme hayvanlarından elde edilen serumların in vivo challange veya

toksin nötralizasyon testleri yerine in vitro ELISA prosedürleri ile test edilmesidir. Bu testlerde

kullanılan deneme hayvanı sayısı bir miktar azalmakla birlikte, yine de immunizasyon

yapılması için belli sayıda deney hayvanı kullanılmakta ve testlerin uygulanması uzun bir

immunizasyon prosedürüne bağlı yürütülmektedir. Diğer bir grup alternatif testler ise

immunizasyon prosedürü uygulanmadan biyolojik ürünün içerdiği antijen miktarının ölçülmesi

ve bunun referans kabul edilen bir limit değer ile kıyaslanması (relatif potensin belirlenmesi)

prensibine dayanmaktadır. İmmunizasyon sonrası seroloji yapılan alternatif metotların aksine,

bu metotların immunizasyon gerektirmemesi nedeniyle deneme hayvanı kullanımı tamamen

sınırlanmakta ve testler çok kısa bir zaman süreci içerisinde tamamlanabilmektedir.

Bu kapsamda planlanan bu çalışmada, C. chauvoei içeren bakterin aşıların potens

testinde konvansiyonel patojen kültürle challange uygulanması yerine, aşının içerdiği antijen

miktarının (flagellar yüzey proteinin) ölçülmesine dayanan bir ELISA prosedürü uygulanarak

iki yöntemin karşılaştırmasının yapılması ve C. chauvoei aşılarının potensinin belirlenmesinde

in vitro ELISA prosedürünün uygulamaya aktarılması hedeflenmektedir.

Page 27: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

27

Proje Başlığı

Broyler Damızlıklardan İzole Edilen Campylobacter

jejuni ve Campylobacter coli’lerde Kinolon ve

Tetrasiklin Direnç Profillerinin Belirlenmesi (Yüksek

Lisans Tez Önerisi)

Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Proje Lideri Dr. Özlem KARDOĞAN

Proje Yürütücüleri Yrd. Doç. Dr. Kaan MUŞTAK

Proje Bütçesi 54.686TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2020

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Proje Özeti

Kanatlı hayvanlarda profilaktik ve gelişmeyi hızlandırıcı olarak uzun süre düşük

konsantrasyonlarda antibiyotik kullanılmasına bağlı olarak antibiyotiklerin besin zinciri ile

insanlara geçtiği ve dirençli patojenik bakteri enfeksiyonlarına neden olduğu bilinmektedir.

Bu nedenle Campylobacter suşlarının antibiyotik duyarlılıklarının takibi hem kanatlı hem de

insan enfeksiyonları açısından önemlidir. Campylobacter cinsi bakterilerin tür düzeyinde

identifikasyonu hem epidemiyolojik açıdan hem de tedaviyi yönlendirmesi açısından oldukça

gereklidir. Bu nedenle bu çalışmada öncelikle Bolu ve Ankara ili çevresinde bulunan broyler

damızlıklardan toplanacak örnekler Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli yönünden

klasik kültürel yöntemlerle ve mültipleks PCR yöntemi ile araştırılacaktır. Elde edilen

izolatlar E-test yöntemiyle kinolon grubu antibiyotiklere (enrofloksasin, siprofloksasin,

nalidix acid, levofloksasin, gemifloksasilin) ve tetrasiklin (tetrasiklin, oksitetrasiklin,

doksisiklin) karşı duyarlılıkları CLSI (Clinical Laboratory Standards Institute)’ya göre

araştırılacaktır. Kinolon grubunda, gyrA geninde oluşan mutasyonlara ve tetrasiklin grubunda

ise tetO, tetA, tetB ve tetS gen bölgeleri araştırılarak gelişen antibiyotik dirençliliği moleküler

olarakta tanımlanacaktır. Elde edilen veriler, Türkiye’de ilk kez boyler damızlıklardan izole

edilen Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli’lerde kinolon ve tetrasiklin direnç

profilleri belirlenmiş olacaktır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Dünyada, Campylobacter gastroenteritislerin en yaygın bakteriyel sebebi olarak kabul

edilmektedir. Campylobacteriosis’in dünyada görülme sıklığının 90’lı yıllardan itibaren

giderek arttığı ve bu sıklığın %1-35 oranında olduğu yapılan çok sayıdaki çalışma ile

gösterilmiştir. Bağırsak sıcaklıkları 42°C olduğu ve bu etkene ideal bir üreme ortamı

oluşturduğu için kümes hayvanları özellikle termofilik Campylobacter türleri için en uygun

rezervuar olup tavuk işletmelerinde bu sorun ciddi sıkıntılar yaratmaktadır. Bolu, Ankara ve

çevresi ülkemizde büyük kanatlı işletmelerinin yer almakta ve ticari tavuk üretiminin fazlaca

yapıldığı bölgelerdir. Ticari yumurtacı, etlik piliç ve damızlık gibi farklı yetiştirme tiplerine

sahip kümesler bu bölgelerde oldukça fazla ve birbirine yakın bulunmaktadır. Bu da bu

Page 28: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

28

sürülerin Campylobacter enfeksiyonları için potansiyel bir kaynak olabileceğini akla

getirmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda, damızlık kümeslerde Campylobacter %87,2

pozitifliğe rastlanmıştır. Broyler Campylobacter’lere yönelik hali hazırda ticari kullanılabilir

bir aşının bulunmaması sebebiyle tedavi amaçlı ve büyümeyi hızlandırmak için bilinçsiz

antibiyotik kullanımı sonucu Campylobacter suşlarında antibiyotik dirençliliği gelişmiştir.

Hayvan orjinli izolatlardan plazmid aracılı antibiyotik direnç genlerinin, insanlarda zoonotik

öneme sahip Campylobacter izolatlarına aktarılmasının halk sağlığı açısından önemli risk

kaynağı oluşturduğu sonucuna varılmıştır. Kanatlı Campylobacter jejuni ve Campylobacter

coli suşlarında sahada sıkça kullanılan kinolon ve tetrasiklin grubu antibiyotiklere karşı ciddi

dirençlilik gelişimi ile ilgili son yıllarda yapılan çalışmalar bulunmaktadır. EFSA’nın 2008-

2012 yılları arasında üyesi olan ülkelerde insan ve kanatlı kökenli Termofilik Campylobacter

türlerine ait izolatların antibiyotik duyarlılık araştırması sonuçlarına göre de; en yüksek

direnç kinolon ve tetrasiklin grubu antibiyotiklere karşı gelişmiştir. Antibiyotik dirençliliğinde

bölgeye veya ülkeye özel direnç tabloları da gelişebilmektedir. Bu yüzden ulusal ve

uluslararası moleküler tiplendirme ağları oluşturulmuştur. Moleküler tiplendirme ile bir

ülkenin farklı bölgelerinde izole edilen suşlar karşılaştırılabilmektedir. Ancak ülkemizde

piyasaya kaliteli ürünler sunulmasında büyük öneme sahip, tavuk yetiştiriciliğinin ve insan

besin zincirinin (beyaz et, yumurta) ilk basamağı olan damızlık sürülerde antibiyotik

dirençlilik durumu gösterecek, kapsamlı moleküler düzeyde ayrıntılı bir çalışma şu an itibari

ile bulunmamaktadır. Bu nedenle bu proje; broyler damızlık sürülerindeki Campylobacter

jejuni ve Campylobacter coli enfeksiyonlarında sahada çokça kullanılan kinolon grubu

antibiyotiklere (levofloksasin, nalidiksik asit, gemifloksasin, siprofloksasin, enfrofloksasin)

ve tetrasiklinlere (tetrasiklin, oksitetrasiklin, doksisiklin) karşı oluşan direnç profillerini

ortaya koymayı amaçlamıştır.

Page 29: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

29

Proje Başlığı

Türkiye’de Levrek Kuluçkahaneleri ve İşletmelerinde

Viral Nervöz Nekrozis (VNN) Virusunun

Araştırılması, Epidemiyolojisi ve Moleküler

Karakterizasyonu (Doktora Tezi)

Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Dr. Murat KAPLAN

Proje Yürütücüleri Prof. Dr. Mehmet Taner KARAOĞLU

Proje Bütçesi 65.000TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Proje Özeti

Bu projede Türkiye’de bulunan tüm levrek kuluçkahanelerinde ve bazı levrek yetiştirme

işletmelerinde Viral Nervöz Nekrozis hastalığı etkeni olan betanodavirus yaygınlığı

araştırılacaktır. Levrek kuluçkahanelerinde döllenmiş yumurta, prelarva, fry ve fingerling boy

olmak üzere bütün yaş dönemleri; levrek yetiştirme işletmelerinde ise küçük, orta ve büyük boy

balıklar araştırılacaktır. Araştırmada Real-Time RT-PCR metodu kullanılacak, elde

edilebilecek pozitif örnekler SSN-1/E11 hücre hattında üretilecektir. Elde edilecek izolatların

genom analizleri yapılarak filogenetik çalışmalar yapılacaktır. Ayrıca, çalışma sonuçlarında

elde edilecek genetik çalışmalar ile izolatlar arası mutasyonlar ortaya konulacaktır. Çalışma

kuluçkahaneler olarak tüm Türkiye’yi kapsaması ve tüm boy balıkların aynı çalışmada

araştırılması bakımından önemlidir. Elde edilecek epidemiyolojik veriler ışığında hastalıkla

ilgili mücadele stratejilerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi:

Bu çalışmada, ülkemizde kültürü yapılan tüm levrek kuluçkahaneleri ve bazı levrek

yetiştirme işletmelerinde VNN virusunun yaygınlığının araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma

kapsamında kullanılacak Real-Time RT-PCR (Real Time RT-qPCR) ve hücre kültüründe virus

izolasyonu ile VNN virusu ile enfekte işletmeler tespit edilecektir. Ülkemizde ve dünyada

ihbari mecburi bir balık hastalığı olmamasına rağmen önemli ekonomik kayıplara neden olan

ve uluslar arası balık ve balık ürünleri ticaretinde önemli bir yer tutan VNN hastalığının

yaygınlığının araştırılması ile levrek kuluçkahanelerinin enfeksiyon kapasitesi ve levrek

yetiştirme işletmelerinin virus epidemiyolojisi ortaya konulacaktır. Böylelikle;

Levrek kuluçkahanelerinde döllenmiş yumurta, prelarva, fry ve fingerlinglerde hastalığın

araştırılması ile enfeksiyon kaynaklarının belirlenmesi,

Levrek yetiştirme işletmelerinde hastalığın araştırılması ile ülkemizde mevcut

epidemiyolojik durumun ortaya konulması

Levrek kuluçkahaneleri ile işletmeleri arasında olası bulaşma durumlarının ortaya

konulması ile risklerin belirlenmesi

Page 30: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

30

Çalışma ile olası tespit edilecek izolatlarda moleküler araştırmaların yapılması, izolatlar

arası ve daha önce Enstitümüz tarafından elde edilen izolatların farklılıklarının moleküler

düzeyde ortaya konulması

Genetik dizilimlerin ortaya konulmasıyla filogenetik analizlerin yapılması ve bu sayede

ileride geliştirilebilecek aşı çalışmalarına değerli veriler sağlayacaktır.

Page 31: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

31

Proje Başlığı

Ticari Levrek (Sea bass) Çiftliklerinde Viral Nervous

Necrosis Virusunun Yaygınlığının Araştırılması ve

Histopatolojik Yönden İncelenmesi

Yürütücü Kuruluş Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Yüksel DURMAZ

Proje Yürütücüleri

Harun ALBAYRAK, Nihat TOPLU, Emre ÖZAN,

Neslihan GÜNÜÇ, Cüneyt TAMER, E. Tuğrul

EPİKMEN, Coşkun AYDIN, Hasan Sercan PALANCI,

Ayşe Nur AKKOÇ, Emrah İPEK, Hamza KADI,

Abdullah ÇAVUNT, Bülent DURMUŞ

Proje Bütçesi 169.000TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2020

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı

OMÜ Veteriner Fakültesi

Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Proje Özeti

Bu çalışmada, Levrek balıklarında yüksek mortaliteye neden olan Viral Nervous

Necrosis (VNN) etkeni betanodaviruslar izole ve identifiye edilerek balıklarda oluşturdukları

patolojik bozukluklar incelenecektir. Ayrıca ticari levrek işletmeleri içinde veya yakınında

bulunan çipura balıklarında da persistenslik ve levreklerde enfeksiyonun epidemiyolojisine

etkileri de araştırılacaktır. Araştırma kapsamında Karadeniz Bölgesi’nde 3 ilden 6 işletme,

Ege Bölgesi’nde 2 ilden 10 işletme ve Akdeniz Bölgesi’nde 1 ilden 2 işletme, 2017-2018 ve

2019 yılları arasında ziyaret edilerek belirlenen dönemler arasında örnekler toplanacaktır.

Proje süresince 810 adet larva, 810 adet porsiyon büyüklükteki levrek balığı ile 810 adet

porsiyon çipura olmak üzere toplam 2430 adet örnek toplanması hedeflenmektedir. Toplanan

örneklerin nekropsileri yapıldıktan sonra, beyin ve gözden hazırlanan numuneler Real-Time

PCR yöntemi ile test edilecek, pozitif bulunan örneklerin duyarlı hücre kültürlerine ekimleri

yapılacaktır. Ayrıca alınan doku örneklerinin histopatolojik muayeneleri gerçekleştirlecek ve

immunohistokimyasal yönden de viral antijen lokalizayonları belirlenecektir.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Bu projenin amacı;

Bir enfeksiyonla mücadelede en temel nokta, enfeksiyonla ilgili temel epidemiyolojik

verilerin bilinmesidir. Bu amaçla; bir çok Akdeniz ülkesinde endemik seyrederek yüksek

ekonomik kayıplara neden olan Viral Nervous Necrosis Virusu (VNNV)’nin farklı coğrafi

bölgelerdeki balık çiftliklerinde yaygınlığı araştırılacak, eğer izole edilirse, VNN saha

izolatlarının genogruplandırılması yapılacaktır. Ülkemizde mevcut bulunan veya sirküle

olan virusların filogenetik analizinin yapılması suretiyle virusun genotip ve/veya

genotiplerinin açık bir şekilde belirlenmesi hedeflenmektedir.

Elde edilen verilerin Genbank’a sunularak, ülkemiz izolatlarına ait genetik bilgilerin

araştırıcılar ile paylaşılması amaçlanmaktadır.

Page 32: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

32

Kültür balıkçılığı gelişmekte olan ülkemiz, üretim kapasitesini arttırmak için düzenli

olarak balıkçılık endüstrisi gelişmiş ülkelerden yumurta ve larva ithalatı yapmaktadır. Bu

ülkelerde farklı serotip ve genotiplerin neden olduğu VNN enfeksiyonları görülmektedir.

Yapılacak filogenetik analizler ile ithalatla veya illegal yollarla ülkemize virüs girişi ve

yayılımı olup olmadığı da ortaya konulacaktır.

Histopatolojik incelemeler ile virusun organ dağılımı ve patogenezi üzerine araştırmalar

yapılacaktır.

Proje sonunda elde edilen izolatlar sonraki çalışmalarda kullanılacaktır.

Bu projenin gerekçesi: Ülkemizde balıkçılık sektörü her geçen yıl daha da büyümekte olup,

buna paralel olarak enfeksiyonlar nedeniyle ortaya çıkan ekonomik kayıplar da artmaktadır.

Bir enfeksiyonla mücadelede en etkili yöntemlerin başında hastalığın erken teşhisi, sağlıklı

damızlık işletmelerinden virustan ari yumurta ve larva almak, hijyen kurallarına riayet etmek

ve balık stoklarını aşıyla bağışıklandırmak gelmektedir. Bu noktadan hareketle; ülkemizde

levrek yetiştiriciliğinin yoğun yapıldığı Akdeniz havzasına sınır diğer ülkelerde endemik

karakter gösteren bu enfeksiyonun ülkemize bulaşması ve büyük ekonomik zararlara neden

olması öngörülebilir bir gerçektir.

Enfeksiyonun yaygınlığını saptamak için teşhis metotlarınının laboratuvarda rutine

oturtmak, eğer sahada sirküle olan viruslar var ise bunu tanımlayarak kimliklendirmek, izolat

stoku yapmak ve bu izolatlardan aşı üretmek ülke balıkçılık sektörünün hedefleri arasında

olmalıdır. Bu amaçla, ülkemizde balık viruslarının teşhis ve kontrolü üzerinde uzun yıllardır

çalışan Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü, Ondokuz Mayıs Üniversitesi

Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı ile Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner

Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, balıkçılık sektörünü tehdit eden VNN’ye karşı

epidemiyolojik veriler elde etmek amacıyla bu projeyi planlamışlardır.

Page 33: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

33

Proje Başlığı

Yerli İnfeksiyöz Pankreatik Nekrozis Virus

İzolatlarının Moleküler Karekterizasyonu ve Patojenite

Denemeleri (Doktora Tez Projesi)

Yürütücü Kuruluş Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü

Proje Lideri Yüksel DURMAZ

Proje Yürütücüleri Doç. Dr. Harun ALBAYRAK

Proje Bütçesi 154.000TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı OMÜ Veteriner Fakültesi

Proje Özeti

Bu çalışmada, gökkuşağı alabalıklarında yüksek mortaliteye neden olan Infectious

Pancreatic Necrosis Virusu (IPNV) yerli izolatların VP1, VP2, VP3, VP4 ve VP5 genleri tam

uzunlukta amplifiye edilecek akabinde elde edilen ürünlerin sekans sıralamaları yapılacaktır.

Sekans verilerinin incelenmesi sonucunda aminoasit motifleri dikkate alınarak seçilen

izolatların patojenite denemeleri yapılacak ve virusun in vivo şartlarda virülensi belirlenecektir.

Yürütülen bu çalışmalar ile incelenen izolatların genotipleri belirlenecek ve IPNV nin bilinen

Avrupa ve Amerika izolat genotipleri ile karşılaştırılması sağlanacaktır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Yerli IPNV izolatlarının VP5, VP4, VP3 ve VP1 sekanslarının ortaya konulması.

Sekans sonuçlarına göre genlerin moleküler karekterizasyonunun yapılması.

Yerli IPNV izolatlarında VP5 geninin varlığı/yokluğu ve büyüklüğünün belirlenmesi.

VP3 geni üzerinde virulens yönünden önemli olabilecek motiflerin tahmin edilmesi.

VP1 geni üzerindeki polimorfizmin ortaya konulması.

VP1 geni sekans analiz sonuçlarına göre bir reassortment mutasyonu oluşup oluşmadığının

tespit edilmesi.

Bazı gen ifadelerinin sabit tutularak sekans değişikliklerinin alabalıklarda patojenite üzerine

etkilerinin araştırılması.

Deneysel enfeksiyon çalışmaları ile izolatlarıın virülensinin belirlenmesi.

Sekans sonuçlarının Genbankta mevcut diğer sekans sonuçları ile kıyaslanması

hedeflenmektedir.

Ülkemiz izolatlarına ait genetik bilgilerin araştırıcılar ile paylaşılması hedeflenmektedir.

Bu proje ile Balık Hastalıkları Laboratuvarı’nda oluşturulacak altyapı ile viral hastalıkların

teşhisine başlanması amaçlanmaktadır

IPN hastalığının ülkemizde bu güne kadar yapılan çalışmalar ile balıkçılık işletmelerinin

viral enfeksiyonlar kaynaklı en önemli sorunlardan biri olduğu ve hastalıkla mücadelenin

gerekliliği ortaya konulmuştur.

Page 34: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

34

Proje Başlığı

Keban Baraj Gölü’ndeki Gökkuşağı Alabalığı

(Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Yetiştiricilik

İşletmelerinde Real-Time PCR Kullanılarak Yersinia

ruckeri Yaygınlığının Saptanması

Yürütücü Kuruluş Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü

Proje Lideri Ahmet Turan SAN

Proje Yürütücüleri

Ahmet Turan SAN, Yrd. Doç. Dr. Mikail ÖZCAN,

Abdulselam GÜN, Dr. Ayşe Gül ŞAHİN, Mustafa BALCI,

Mehmet ÇATALKAYA, Reşit BİLİCİ, Arş. Gör. Yasemin

BARIŞ

Proje Bütçesi 69.500 TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

Proje Özeti

Ülkemizde entansif balık yetiştiriciliğinin ilerlemesiyle birlikte alabalığa olan talep

artmıştır. Bu talebi karşılamak için, balıklarda önemli kayıplara neden olan Yersiniozis

hastalığına karşı etkin koruma, kontrol ve sağaltımın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Enterik

kızıl ağız hastalığı (Yersiniozis), Yersinia ruckeri’nin neden olduğu septisemik karakterli, akut

ve kronik seyirli, ekonomik öneme sahip bir enfeksiyondur. Türkiye’de Yersiniozis Gökkuşağı

alabalıklarında 1991 yılında saptanmış ve alabalık işletmelerinde yaygınlaşmasıyla ekonomik

kayıplara neden olmuştur. Halen bu hastalık alabalık işletmelerinde yaygın halde görülmektedir

ve ülkemizin önemli bakteriyel hastalığı haline gelmiştir.

Bu araştırmada, Keban Baraj Gölü’nde bulunan alabalık işletmelerindeki balıklardan

alınan kan, karaciğer, dalak ve böbrek örneklerinde, son yıllarda kullanılmaya başlanan,

güvenilir ve hızlı bir teknikle sonuç veren bir yöntem olan Real time PCR (Rt- PCR) yöntemi

ile Yersinia ruckeri’nin yaygınlığının saptanması amaçlanmıştır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Balık hastalıkları konusundaki araştırmalar, dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi

yurdumuzda da yapılmaktadır. Keban Baraj Gölü’nde bulunan gökkuşağı alabalığı

(Oncorhynchus mykıss Walbaum, 1792) yetiştirmeye yönelik sektörün gelişimine bağlı olarak

balıklarda görülen hastalıklarda da artış gözlenmektedir. Bu hastalıkların çoğu bakteriyel

kökenlidir. Yetiştiricilik işletmelerinin, büyük ekonomik kayıplara neden olan Yersiniozis

yönünden kontrolü yapılacaktır. Yetiştiriciliği yapılan kuluçkahane, havuz ve kafeslerdeki

alabalıklarda hasta, hasta görünümlü, asemptomatik ve portör balıklardan alınan kan, karaciğer,

dalak ve böbrek örneklerinde bulunabilecek Yersinia ruckeri’nin Real time PCR (Rt- PCR)

kullanılarak etken miktarını belirlemek amaçlanmıştır.

Böylece etkenin tanısının Real time PCR yöntemiyle çabuk ve doğru bir şekilde

yapılması sonucu, zamanında uygulanacak tedavi, aşı ya da imha önerileri balık hastalıklarının

yayılmasını önleyecek ve sektörün verimliliğini arttıracaktır. Real time PCR yöntemi,

Page 35: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

35

uluslararası arenada kabul görmekte olup, elde edilen verilerin değerlendirilmesiyle Yersinia

ruckeri epidemiyolojisine yönelik bilgilerde elde edilecektir. Bu bilgiler ışığında hastalığın kısa

sürede yayılması önlenecektir.

Bu çalışmanın başarıya ulaşmasıyla, gelecekte ülkemizdeki bütün bölgelerde görülen,

balık hastalık etkenlerinin epidemiyolojisine yönelik daha orijinal ve kapsamlı projelerin

gerçekleşmesine ışık tutacaktır. Yine bu araştırma esnasında yapılacak izolasyon çalışmaları ile

beraber ülkemizde görülmesi muhtemel diğer bakteriyel balık hastalıklarını da yakalama

fırsatımız olacaktır.

Page 36: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

36

Proje Başlığı

Keban Baraj Gölünde Yetiştiriciliği Yapılan Gökkuşağı

Alabalıkları (Oncorhynchus mykiss Walbaum,

1792)’ında Protozoon Parazitlerin Araştırılması

Yürütücü Kuruluş Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü

Proje Lideri Mehmet ÇATALKAYA

Proje Yürütücüleri

Mehmet ÇATALKAYA, Prof. Dr. Mustafa DÖRÜCÜ,

Doç. Dr. Gökmen Zafer PEKMEZCİ, Dr. Emrah ŞİMŞEK,

Dr. Şule AKSOY, Ahmet Turan SAN, Abdulselam GÜN,

Mustafa BALCI

Proje Bütçesi 29.000 TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı

Tunceli Üniversitesi,

On Dokuz Mayıs Üniversitesi,

Erciyes Üniversitesi,

Elazığ İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü,

Keban İçsu Ürünleri Yetişt. Üretici Birliği

Proje Özeti

Dünya nüfusu hızla artarken karasal kökenli gıda üretiminde yaşanan daralma, büyük

oranda protein açığının oluşmasına sebep olmaktadır. Bu açığı kapatabilecek en önemli sektör

ise su ürünleri sektörü olarak görülmektedir. Türkiye’nin coğrafik konumu ve özellikleri

düşünüldüğünde su kaynakları açısından bu denli zengin bir ülkenin, kaynaklarını etkin ve

kontrollü bir şekilde kullanması gerekmektedir.

Ülkemizdeki su ürünleri yetiştiriciliğine bakıldığında farklı balık türleri üretilmekle

beraber en çok tercih edilen tür gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) olup iç sularda

yoğun bir şekilde üretimi yapılmaktadır. Büyük miktarlarda üretim yapılmasına rağmen

hastalıklara ve ekonomik kayıplara sebep olan paraziter etkenlerin yaygınlığının ve dağılımının

tam olarak belirlenmemiş olması bir eksiklik olarak dikkati çekmektedir. Keban Baraj Gölü

üzerinde bulunan alabalık işletmelerinde de protozoon parazitlerinin varlığı, yayılışı ve türleri

hakkında henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır.

Bu bağlamda planlanan çalışma, Kasım-Mayıs ayları arasında (yetiştiriciliğin yapıldığı

sezon) planlanmış olup, her ay düzenli olarak işletmelere gidilecektir. İşletmelerden alınan

balık numuneleri içerisinde ortam suyu bulunan steril taşıma kaplarıyla canlı olarak

laboratuvara ulaştırılacaktır. Numune alma esnasında suyun pH, oksijen ve sıcaklık değerleri

ölçülerek protokol defterlerine kaydedilecektir. Çalışma süresince aylık toplam 100 adet olmak

üzere yaklaşık 700 alabalık incelenmesi hedeflenmektedir. Protozoonların balığın ölümünü

takiben konağı terk etmesinden dolayı laboratuvara getirilen balıklar boyları ve ağırlıkları

ölçüldükten sonra aynı gün içerisinde incelenmeye çalışılacaktır. Tespit edilen parazitlerin

morfolojik tür identifikasyonları ve yoğunlukları ilgili literatürlere göre yapılacaktır. Keban

Baraj Gölü’nde bulunan alabalık işletmelerinde yürütülecek bu çalışma sonucunda elde edilen

verilerin hem işletme bazında hem de ülke çapında paraziter faunanın belirlenmesine katkı

sağlayabileceği düşünülmektedir.

Page 37: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

37

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Elazığ İli su ürünleri sektörü açısından mevcut gökkuşağı alabalık işletme sayısı ve

üretim kapasitesiyle Türkiye’de ilk sıralarda yer almaktadır. Bölge ekonomisi açısından son

derece önemli olan sektörde protozoon parazitlerin varlığı ve yayılışı ile ilgili yeterli bilgi

bulunmamaktadır. Gökkuşağı alabalığı hem protein değerinin yüksek olması hem de üretim

aşamasındaki adaptasyon yeteneğinin yüksek olmasından dolayı yetiştiricilikte en çok tercih

edilen balık türü olmuştur. Her ne kadar adaptasyonu iyi olsa da yetiştiricilik ortamında

sıklıkla karşılaşılan olumsuz koşullar (su kirliliği, sıcaklık, stok yoğunluğu vb.) özellikle

fırsatçı patojen olan parazitlerin üreme ve yayılmalarına zemin hazırlamaktadır. Daha çok

bakteriyel ve viral hastalıklar üzerinde duran işletme sahipleri ve yöneticiler paraziter

enfeksiyonların oluşturduğu (maddi ve balık sağlığı) zararları görememektedirler. Parazitler

oluşturdukları hasarla hem direk etkiye sahiptirler hem de bakteriyel ve viral hastalıkların

konağa girişlerini kolaylaştırdıkları için indirek etkilidirler. Bu yönü ile değerlendirildiğinde

Elazığ bölgesinde yetiştiriciliği yapılan alabalık işletmelerinde protozoon parazitlerin

varlığının ve yoğunluğunun belirlenmesi; öncelikli olarak işletmelerin ekonomik karlılığı ve

ülkedeki balık protozoon faunasının belirlenmesi için yapılan çalışmalara yapacağı katkı

açısından son derece önemlidir. Bu proje ile alabalık işletmelerinde yaygın bir şekilde

bulunan, balık popülasyonlarında çok kısa sürede sayıca büyük boyutlara ulaşan ve balıkların

pazar kalitesini düşüren aynı zamanda sekonder enfeksiyonların ortaya çıkmasına zemin

hazırlayan protozoon parazitlerin varlığı ve yoğunluklarının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Page 38: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

38

Proje Başlığı

Balık Hastalıklarının Tedavisinde Kullanılan Bakır

Sülfat ve Formaldehit’in Çipura ve Levrek

Balıklarının Bazı Dokularındaki Antioksidant Enzim

Aktivitelerine Etkilerinin Araştırılması ve

Histopatolojik Olarak İncelenmesi

Yürütücü Kuruluş Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim

Enstitüsü

Proje Lideri Faruk PAK

Proje Yürütücüleri

Doç. Dr. Yılmaz EMRE, Dr. Özgür AKTAŞ, Merve

BAYOĞLU, Hatice ORUÇ, Ramazan UYSAL, Nesrin

EMRE, Soner SEZEN, Fevzi KARDEŞ, Songül UZUN

Proje Bütçesi 46.200TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı -

Proje Özeti

Balıklarda çeşitli nedenlerden ileri gelen hem sağlıklarını olumsuz yönde etkileyerek

hastalanmalarına ve ölmelerine, hem de ekonomik kayıplara yol açarak işletmeleri zarara

sokan pek çok hastalık ve bozukluklar bulunmaktadır. Kültür balıkçılığı nedeniyle çok sayıda

balığın bir arada ve yakın temas halinde bulunması hastalık riskini artırmaktadır. Balık

yetiştiriciliğinde hastalıkların çıkmasını, yayılmasını önlemek ve infeksiyona neden olan

etkeni yok etmek için pek çok dezenfektan kullanılmaktadır. Formaldehit ve bakır sülfat su

ürünleri yetiştiriciliğinde yaygın olarak kullanılan kimyasal maddelerdir. Hastalıklarda

profilaktif ve tedavi amacıyla kullanılan bu kimyasallar, yetiştiriciliği yapılan balıklarda

strese sebep olmakta ve böylece balıkların fizyolojisinde, histopatolojisinde ve enzimatik

aktivitelerinde değişimlere sebep olabilmektedir.

Bu çalışmada, su ürünleri yetiştiriciliğinde çok yaygın olarak kullanılan formaldehit ve

bakır sülfatın çipura ve levrek balıklarına uygulanmasından sonra; balıkların dokularında

oluşturduğu etkiler histolojik olarak, stres parametreleri ise antioksidant enzim aktiviteleri

incelenerek araştırılacaktır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Ülkemizde kültür balıkçılığının gelişmesine paralel olarak yetiştirilen balıklarda

görülen hastalıklarda artış meydana gelmiştir. Bu hastalıklara karşı işletmelerde hijyenik ve

profilaktif tedbirler alınması gittikçe önem kazanmaya başlamıştır. Çok aşırı kimyasal madde

kullanımı sonucu özellikle de antibiyotikler ve kemoterapotik maddeler balık etinde ve çevre

de istenilmeyen düzeyde kalıntı bırakarak balığın immün sistemini zaman zaman baskılayarak

patojenlere karşı vücut savunmasını zayıflatabilmektedir (Grondel vd., 1985, Lunden vd.,

2002). İntensif kültür uygulamalarında insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyecek şekilde

sağlıklı balık üretimi yapılarak tüketime sunulmasına katkıda bulunmak yetiştiriciliğin temel

hedeflerinden biridir. Bu amaçla önemli bir kültür balığı olan çipura ve levrek balıklarında

paraziter ve mikrobiyal infeksiyonların tedavisinde, alet ve ekipmanların dezenfeksiyonunda

Page 39: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

39

yoğun miktarda dezenfektan ve kemoterapotik maddeler yaygın olarak kullanılmaktadır.

Ancak yaygınlaşan bu kullanım, çevresel olumsuzluklara sebep olduğu gibi uygulama yapılan

balıklarda da olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu durum kültür balıkçılığında çok önemli

bir problem oluşturmaktadır (Björklund vd.,1991; Aoki, 1992).

Günümüzde balık yetiştiriciliğinde en yaygın olarak kullanılan kemoterapotik ilaç

grupları ve dezenfektanlar; bakır sülfat (CuSO4.5H2O), potasyum permanganat (KMnO4),

formaldehit (CH2O), tetrasiklin (oksitetrasiklin, klortetrasiklin, tetrasiklin, doksisiklin),

penisilin (ampisilin, amoksisilin), makrolid (eritromisin), sulfonamid (sulfomerazin,

sulfamidin, sulfadimethoksin, sulfamonomethoksin), güçlendirilmiş sulfonamid (tribressen,

romet 30), kinolon ve fluorkinolon (oksolinik asit) ve nitrofuran (furazolidon, nitrofurantion)

ve diğerleridir (Treves ve Brown, 2000).

Bakır sülfat ve formaldehit de su ürünleri sektöründe balık hastalıklarının kontrolünde

dezenfektan olarak yaygın olarak kullanılmaktadır. Bakır sülfat, kültür balıkçılığında fungal

ve paraziter hastalıkların tedavisinde, tarım alanlarında bitkileri tahrip eden zararlılarla

mücadelede, havuzlarda zararlı otların yok edilmesinde ve su bitkilerinin büyümesinin kontrol

altında tutulmasında sıkça kullanılan kimyasal maddelerden biridir (Boyd, 1982; Arda vd.,

2002; Sağlam ve Ural, 2003). Bakır sülfat deniz parazitlerinden Crytocaryon irritans ve

Oodinium spp. tedavisinde de en çok tercih edilen kimyasal maddedir (Timur ve Timur

2003). Çeşitli balık türleri ile yapılan araştırmalardan bakır sülfatın subletal derişimlerinin

uzun süreli etkisinin dokularda birikime (Cicik, 2003), solungaçlarda yapısal bozukluklara,

omurgada deformasyonlara, immün sistemin zayıflamasıyla nörolojik bozukluklara (Stagg ve

Shuttleworth, 1982), hematolojik ve biyokimyasal parametrelerde değişimlere neden olduğu

(Tort ve Torres, 1988) belirlenmiştir.

Formaldehit ise solungaç ve derideki ektoparazit enfestasyonları tedavisinde etkili bir

kimyasal maddedir. Özellikle Costia ve diğer protozoonlar ve monogenetik trematodların

tedavisinde çok kullanılmaktadır (Timur ve Timur, 2003). Fakat bu tip kimyasal maddeler,

balıkların solungaçlarını etkilemekte ve iç organlarında fizyolojik bozukluklara sebep olduğu

gibi toksik etki yapabilmektedir (Miyaka vd., 1998; Doyuk ve Çolakoğlu, 2004).

Tüm çevresel kirleticiler su organizmalarında oksidatif stresi arttırabilmektedir.

Oksidatif stres genelde kirleticilerin etkisine maruz kalan organizmalarda bir tepki olarak

oluşmaktadır. Organizmalarda doku hasarlarının artışı, çevre kirleticileriyle birlikte oksidatif

stresteki artışın sonucu olduğu belirtilmiştir (Malins vd., 1988). Son yıllarda hem çevre

kalitesi hemde ekosistemde bulunan organizmaların sağlık durumunun izlenmesi için

biyomarkırların kullanımı giderek artmıştır (Doyotte vd., 1997; Lopes vd., 2001). Antioksidan

enzimler, oksidatif stresi göstermede iyi bir moleküler biyomarkır dır. Kirleticilerin etki

süresine, tipine ve konsantrasyona bağlı olarak akuatik organizmalarda antioksidan enzim

aktivitelerinde değişimler olabileceği belirlenmiştir (Viarengo vd., 1990; Regoli ve

Principato, 1995). Antioksidant enzimlerden özellikle Glutamat piruvat transminaz (GPT),

karaciğer, solungaç ve kas gibi dokularda kirleticilerin neden olduğu doku hasarlarının

teşhisinde çok sık kullanılan önemli bir enzimdir (De la Torre ve ark., 1999).

Bu çalışmada, çipura (Sparus aurata) ve levrek (Dicentrarchus labrax)

yetiştiriciliğinde; infeksiyon, enfestasyonların tedavisinde ve dezenfektan olarak kullanılan

bakır sülfat ve formaldehit uygulamalarının balıklarda oluşturduğu histopatolojik ve

enzimatik etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır.

Page 40: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

40

Proje Başlığı

Pamuk Yetiştiriciliğinde Kullanılan Bazı Pestisitlerin

Bal Arılarındaki (Apis mellifera L.) HSP 70(Stres)

Proteini, Bazı Antioksidan Enzim Aktivitesi ve Spesifik

Doku Gen Ekspresyonu Üzerine Etkisinin Belirlenmesi

Yürütücü Kuruluş Arıcılık Araştırma Enstitüsü

Proje Lideri Dilek KABAKCI

Proje Yürütücüleri

Prof.Dr. Sibel SİLİCİ, Doç.Dr. Ercüment AKSAKAL,

Doç.Dr. Nazmiye GÜNEŞ, Gökhan AKDENİZ, Ümit

KARATAŞ, Tunay KILIÇİN, Salim AKTÜRK, Fatih

YILMAZ

Proje Bütçesi 138.000TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı

Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi,

Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi,

Erciyes Üniversitesi Ziraat Fakültesi,

İyi Pamuk Uygulamaları Derneği

Proje Özeti

Pestisitler, tarımdaki zararlı popülasyonu kontrol altına almak amacıyla kullanılırlar.

Bu kimyasallar özelliklerine ve konsantrasyonlarına bağlı olarak doğada birçok canlıya direk

veya indirek etki etmektedir. Bu çalışmada Pamuk yetiştiriciliğinde pestisitlerin yoğun olarak

kullanıldığı İzmir ilimizde pestisite maruz kalan bal arılarında antioksidan enzimlerin (CAT,

SOD, GST) aktivitesi ve stres proteini olan HSP 70 proteini,doku gen ekspresyonu üzerine

olan etkisi araştırılacaktır.

İzmir ilinden temin edilecek 20 koloni ile yürütülecek çalışmada kullanılan bal arısı

kolonileri kız kardeş ana arılar verilerek eşitleme çalışmalarına tabi tutulacaktır. Eşitleme

çalışmalarından sonra 5’ er koloni pamuk üretimi yapılan tarlalara çiçeklenme döneminden

bir ay önce nakledilecektir. Çiçeklenme dönemi boyunca Antioksidan enzim aktivitesi,Gen

ekspresyonu ve HSP 70 Stres proteinini tayin etmek için her koloniden her gün 30’ar adet işçi

arı örneği alınacaktır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi:

Tarımsal ürünlerin verim ve kalitesini artırmak için modern tarım tekniklerinin ve

girdilerinin kullanılması gerekmektedir. Bitki koruma ürünleri içerisinde yer alan pestisit

kullanımı da bu girdilerden biridir ve modern tarımın tamamlayıcı bir bileşenidir. Tüm

dünyada tarımsal sistemin ayrılmaz bir parçası olarak pestisit kullanımında tarımsal ürünlerde

kalıntı riski ve çevreye olumsuz etki yapması dikkatle üzerinde durulması gereken bir

konudur. Ülkemizde Akdeniz Bölgesi; ürün çeşitliliğinin, sera varlığının fazla olması ve

tarımsal ürün ticaretinin yoğun olarak yapıldığı bir bölge olması nedeniyle pestisitin en yoğun

olarak (% 30) kullanıldığı bölgedir. Bunu %19'la Marmara ve %18 ile de Ege Bölgesi onu

takip etmektedir (Güngör, 2014). Bal arısı (Apis mellifera) dünyanın hemen her yerinde

yayılış gösteren ve bal, polen, arı sütü, propolis gibi çeşitli doğal ürünler üreterek küresel

Page 41: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

41

ekonomiye katkıda bulunan en önemli böceklerden biridir. Bal arılarından elde edilen bu

ürünler dışında tüm çiçekli bitkilerin ve aynı zamanda tarımsal ürünlerin de tozlaşmasına

yardımcı olmaları ekosistemler açısından son derece önemlidir. Bal arıları tozlaşmaya olan

katkıları yönünden ele alındığında, dünya üzerinde yetiştiriciliği yapılan en değerli hayvanlar

olup tarımsal üretime sağladıkları katkı, bal ve yan ürünleriyle sağladıkları katkıdan daha

fazladır. Öyle ki, çiçekli bitkilerin yaklaşık 3/4’ü böcekler tarafından, çoğunlukla da bal arıları

tarafından döllenmektedir (Tekin vd.,2012; Fries, 1993; Kaftanoğlu ve Kumova, 1989;

Özbilgin ve ark., 1999; Saki, 1999; Yücel, 2000). İnsektisitlerin arılara olan olumsuz etkileri,

doğrudan ve dolaylı yollarla olmaktadır. Doğrudan etki, ilaçların arazide uygulandığı esnada

arıların ilaçlarla temas haline gelmeleri esnasında olduğu gibi, ilaçlama sonrası ilaçlı bitki

veya diğer objelerle durum, yaygın bir şekilde bilhassa meyve bahçelerindeki ilaçlamalar

esnasında vuku bulmaktadır. Arılar çevredeki pestisitlere karsı çok duyarlıdır ve indikatör

olarak da rol oynarlar (Greig-Smith et a 1994; Hashimoto et al., 2003)

Enzimler, canlılarda meydana gelen biyokimyasal reaksiyonları hızlandıran, %100’lük

ürün oluşması ile yan ürün oluşmasına fırsat vermeyen biyolojik katalizörlerdir. En çok

özelleşmiş ve en büyük protein gruplarını oluştururlar. Hücrelerde meydana gelen tüm olaylar

deoksiribo nükleik asit (DNA) tarafından düzenlenip kontrol edilir. Enzimlerde protein

yapısında oldukları ve DNA tarafından şifrelendiklerinden enzimler bir hücreye ait spesifik

bilgilerin DNA’dan aktarılmasını sağlayan en önemli moleküllerdir (Keha ve Küfrevioğlu

2000). Antioksidan savunma enzimlerinin ise en önemli özelliği, sistemin tüm bileşenlerinin

ROS’a karşı bir sinerji oluşturacak şekilde görev almasıdır (Chaudiere ve Ferrari-Illiou 1999).

Bu nedenle, antioksidan enzimler hücre dengesinin düzenlenmesinde yaşamsal bir öneme

sahiptirler ve indüksiyonları kirleticilere karşı verilen tepkinin bir sonucudur (Doyotte vd.

1997). Tedeavi amacıyla kullanılan kimyasalların arı kolonisi üzerinde nasıl bir etki

oluşturduğu ve koloninin stres düzeylerinin ne düzeyde artırdığını incelemek için bu

parametreye bakılmaktadır. HSP 70 sublethal toksisite, tüm organizma stresleri ya da hücre

kültürü streslerinin ortaya koyulmasında duyarlı bir parametre olarak yaygın bir şekilde

belirlenmeye başlanmıştır. Stres proteinleri olarak ta isimlendirilen ısı şok proteinleri

oksidatif stres, kimyasal ajanlar, etanol indüksiyonu gibi durumlarda protein

denaturasyonunun zararlı etkilerinden hücreleri koruyan moleküler şaperonlar olarak hizmet

ederler. Isı şok proteinleri 6 gen ailesini içerir ve HSP 70 kD. ailesi bunlar arasında başlıcasını

oluşturur. HSP 70 hücresel ve tüm organizma stresinin direncinde görev alır(Güneş vd.2013).

Sonuç olarak böceklere karsı kullanılan kimyasallar tarımsal ilaçlar ekolojik açıdan doğru

olmayan, zararlıların direnç gelistrmesine, ikincil zararlıların çok sayıda artmasına, hedef

olmayan canlılarda olumsuz etkilere, kalıntı sorunlarına, ve üzerinde uygulanan canlılara

zarar vermektedir. Bu bakımdan stres olusturması nedeniyle benzer sekilde farklı

konsantrasyonlarda alkol solüsyonları ile çalısmalar yapılmaktadır. Ölümcül dozun altındaki

tarımsal kimysallar kovanda direk olarak arıları öldürmeyebilir, fakat isçi arıları, ana arıyı ve

erkek arıları olumsuz etkileyerk koloninin veriminin azalmasına neden olabilir. Bal arılarının

ekonomik önemi (farklı mevsimlerde sıcaklık, besinin durumu, kovanların gezginci arıcılıkta

tasınması, kolonilerin rutin kontrolleri, körük kullanımı, koloni bakım-besleme, pestisitler,

doğal düsmanlar) nedeni ile tarımsal faktörlerin koloni performansını nasıl etkilediği, her bir

arıda basarı karakterleri ve stres tepkileri arasındaki iliskinin belirlenmesi gelecekte

arastırılması gereken bir konudur (Hranıtz et al,2009).

Tasarladığımız bu çalışmada Pestisitlerin yoğun olarak kullanıldığı İzmir ilimizde

pestisite maruz kalan bal arılarında antioksidan enzimlerin (CAT, SOD, GST) aktivitesi ve

stres proteini olan HSP 70 proteini, doku gen ekspresyonu üzerine olan etkisi araştırılacaktır.

Page 42: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

42

Proje Başlığı Deney Hayvanlarının Mikrobiyolojik Kalitesinin

Değerlendirilmesi

Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Proje Lideri Dr. Ufuk ÜLKER

Proje Yürütücüleri

Dr. Ufuk ÜLKER, Dr. Yavuz ULUSOY, Prof. Dr. A.

Kürşat AZKUR, Prof. Dr. Murat YILDIRIM, Prof. Dr.

Kader YILDIZ

Proje Bütçesi 200.000 TL

Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019

İşbirliği Yapılan Kuruluş ve

Katkısı Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi

Proje Özeti

Ekonomik olarak gelişmiş batı ülkelerinde deney hayvanları kullanarak elde edilen

bilimsel verilerin tekrarlanabilirlik ilkesine uygun olması ve hayvan refahı açısından düzenli

olarak mikrobiyolojik kalite yönünden kontrolü gerekmektedir. Bu proje önerisinde 20 farklı

deney hayvan biriminden, 300 deney hayvanından farklı zamanlarda örnek toplanarak

infeksiyöz patojen ajanların prevalansının ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu amaç için bu

deney hayvan ünitelerinde deney hayvanından dalak, akciğer, böbrek, karaciğer, kan, serum

ve dışkı örnekleri toplanacaktır. Bu örnekler virüs, bakteri, parazit enfeksiyonları ve

histopatolojik yönden ELISA, Real time PZR, bakteriyolojik kültür ve paraziter mikroskobik

yönden incelenecektir. Virolojik olarak fare sitomegalo virüsü, farelerin minute virüsü, fare

parvo virüsü, fare adenovirüsü, fare hepatitis virüsü, sendai virüs ve lenfositik

koriyomeningitis virüsü yönününden ELISA ve real time PZR ile incelenecektir.

Bakteriyolojik olarak Mikoplazma pulmonis, Clostridium piliforme, Salmonella sp, Coryne

bakterium kutsheri, Pasteurella pneumotrica, Staphylococucus aureus bakteriyolojik kültür,

ELISA ve real time PZR ile incelenecektir. Bağırsak helmintlerinden Sypacia spp. ve

Aspicularis tetraptera selofan bant testi, diğer bağırsak helmintleri yönünden fekal flotasyon

yöntemi, bağırsak protozoonları yönünden dışkı smearının Karbol-fuksin ve Giemsa boyaları

ile boyanması ile yapılacak, sonuçların doğrulanmasında Real time PZR yöntemi

kullanılacaktır. Ektoparazit yönünden kafesler kontrol edilecek ve ektoparazit örneklerinin tür

teşhisleri stereo mikroskopla yapılacaktır. Bu çalışma ile ülkemizde ilk kez geniş kapsamlı

deney hayvan ünitelerinin mikrobiyolojik kalitesinin ortaya konulduğu bir çalışma olacaktır.

Çıkan sonuçlara göre deney hayvan ünitelerinin mikrobiyolojik kalitesinin arttırılması

yönünden tavsiyeler verilmesi olasıdır. Çalışmada kullanılacak olan örnekler Deney

Hayvanları Ünitesi Sorumlusu Dr. Ufuk ÜLKER tarafından toplanır iken, çalışmaya; Dr.

Yavuz ULUSOY, Prof. Dr. Ahmet Kürşat AZKUR, Prof. Dr. Murat YILDIRIM ve Prof. Dr.

Kader YILDIZ ile doktora ve yüksek lisans öğrencileri katkı sağlayacaktır.

Projenin Amacı ve Gerekçesi

Gelişmiş ülkeler ve AB normlarına uygun araştırmalar yürütmek ve güvenilir

sonuçlar elde etmek amacı hedeflenmektedir.

Page 43: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

43

T.C.

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

SONUÇLANAN PROJELER

Page 44: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

44

KOYUNLARDA ŞAP VE KOYUN-KEÇİ ÇİÇEK AŞILARININ

BİRLİKTE KULLANILMASI

Veli GÜLYAZ, Fahriye SARAÇ, Can ÇOKÇALIŞKAN, Esra SATIR,

Beyhan SAREYYÜPOĞLU, Abdullah ARSLAN, Serdar UZAR

Şap Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Bu proje koyunlarda şap ve koyun çiçek aşılarının birlikte kullanılabilirliğinin

saptanması amacıyla gerçekleştirildi.

Koyun-keçi çiçeğine karşı bağışıklığın ortaya konulması amacıyla yapılan çalışmada,

patojen koyun çiçek virusu ile yapılan eprüvasyon (EP)‘larda aşısız koyunlarda 41-42oC

arasında saptanan vücut ısıları aşılı koyunlarda 40oC olarak tespit edildi. Aşısız koyunlarda

meydana gelen deri lezyonları ile aşılı koyunlardaki deri lezyonları arasında Log. farkın

102.5’den fazla olduğu belirlendi.

Şap+koyun-keçi çiçek aşısı yapılan 14 koyunda VNT ile O-TUR-07’ye karşı, %92.8,

A-TUR-14’e karşı %85.7 ve Asia-1-TUR-14’e karşı %84.6 oranlarda bağışıklık tespit edildi.

Koyun-keçi çiçek aşısının şap aşısına bağlı bağışıklık üzerinde olumsuz bir etki göstermediği

tespit edildi.

Yalnız koyun-keçi çiçek aşısı yapılan koyunlarda patojen koyun çiçek virusuna karşı

%86.6, şap+koyun-keçi çiçek aşısı yapılan koyunlarda ise %85.7 oranında bağışıklık tespit

edildi.

Şap+koyun-keçi çiçek aşısı yapılan koyunlarda hem koyun-keçi çiçek hemde şap

aşısına karşı yeterli bağışıklığın oluştuğu tespit edildi.

Page 45: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

45

ANKARA İLİNDE 6 PD 50 KORUMA DEĞERİNDEKİ ŞAP AŞISI İLE

AŞILANAN SIĞIRLARDA AŞILAMA SONRASI EPİDEMİYOLOJİK

VE SEROLOJİK DEĞERLERİN İNCELENMESİ

Dr. Serdar KIZIL, Hidayet BOZOĞLU, Dr. Beyhan SAREYYÜBOĞLU,

Dr. Ünal PARLAK, Ahmet İPEK, Dr. İbrahim HANCI, Abdullah ARSLAN

Şap Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Şap hastalığının endemik olarak seyrettiği ülkelerde şap hastalığı virusunun girişini ve

bulaşma ve yayılmasını kontrol etmek için sığırlarda ve hastalığa hassas hayvanlarda

uygulanan yöntemlerin başında aşılama gelmektedir. Şap hastalığının kontrolü; bu ülkelerin

epidemiyolojik durumları hastalık kontrol politikalarına bağlıdır. Hastalığın endemik seyir

gösterdiği ülkelerde hastalık prevalansının azaltılması uygun suşlar içeren inaktif şap aşıları

ile yapılacak olan koruyucu aşılamalar etkilidir. Anadolu’ da A, O, ASİA-1 serotipleri

endemik olarak seyretmektedir. Bu çalışma; Epidemiyolojik gözlemler ve istatistiki kriterler

gözönüne alınarak seçilen Ankara ilinin 11 ilçesinde 6PD50 koruma değerindeki trivalan oil

adjuantlı şap aşısı ile Şubat ayında, mart ayında ve eylül ayında ilçelerdeki tüm sığırları

kapsayan toplam üç aşılama programı uygulanmıştır. Uygun Örnekleme metodu ile seçilerek

kan serumu toplanan sığırlardan alınan NSP(-) sığırların serumları 0., 30., 60., 180., 210.,

240. günlerde toplanmış ve bu serumlar LPBE ve NSP Elisa ile test edilmişlerdir. Elde edilen

tüm sonuçlar; istatistik metodlar, incelenen sahadaki enfeksiyon sayısı ve diğer saha

araştırmaları ile beraber değerlendirilmiştir. Bu çalışma Türkiyede büyük bir sığır

popülasyonuna yüksek potensli şap aşısı uygulanarak gerçekleştirilen ilk çalışmadır. Buradan

elde edilen sonuçlar; ülkenin diğer bölgelerine uygulanarak şap hastalığının kontrol ve

eradikasyon programlarında da kullanılabilecektir. Bu sonuçlara göre uygulanan iki farklı

yüksek potensli aşı sürü bağışıklığını yükseltmiştir. Alanında ilk olan bu çalışma literatüre de

katkı sağlayacaktır.

Çalışma ile Ankara ilindeki 11 ilçede ortalama otuz adet olan yıllık hastalık mihrakı

sayısı ikiye düşmüştür. Şap aşısı içindeki her üç tipe karşı yüksek ve stabil bir sürü bağışıklığı

elde edilmiştir.

Sonuç olarak; Hayvan hareketlerinin kısıtlanması ve kontrol altına alınması sonrasında

yapılan yüksek potensli koruyucu aşılamalar ile şap hastalığı mihrakları azaltılarak kontrol

altına alınabilmektedir.

Page 46: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

46

ŞAP VİRUSU A, O VE ASIA1 SEROTİPLERİNİN AYIRT EDİLMESİ

İÇİN ÇOK KATLI MOLEKÜLER TEŞHİS YÖNTEMLERİ

GELİŞTİRİLMESİ VE DOĞRULANMASI

Ünal PARLAK, Fuat ÖZYÖRÜK, Ayşegül KUDU, Abdurrahman KURT

Şap Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Şap Hastalığı, çift tırnaklı hayvanların çok bulaşıcı ve büyük ekonomik kayıplara yol

açan hastalıklarından biridir ve hastalık Türkiye’nin birçok bölgesinde endemik olarak

seyreder. Şap Hastalığının etkili kontrolünde hızlı ve doğru teşhis çok önemlidir.Halen Şap

Enstitüsü’nde virus varlığının araştırılması amacıyla birbirini tamamlayan 3 teknik; (Antijen

tespit edici-ELISA (Ag-ELISA), Virus izolasyonu ve agaroz temelli konvensiyonel RT-PCR)

kullanılmaktadır. Bu tekniklerden Ag-ELISA virustaki yapısal değişiklikler nedeniyle zaman

zaman duyarlılığını kaybetmektedir. Virus izolasyonu çok pahalı ve zaman alıcı bir tekniktir.

Bütün bu nedenler alternatif testlerin geliştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. A, O ve Asia-1

tipi viruslar için tiplendirme yapabilen ve tüm tipleri tespit edebilen bir Tek aşamalı

Multipleks Gerçek Zamanlı Reverz Transkripsiyon Polimeraz Zincir Reaksiyon (M-R-

RTPCR) ile metodu geliştirilmiş ve tek pasaj virus izolasyonuna gore 10 ile100 kata kadar

daha duyarlı olduğu doğrulanmıştır.

Ayrıca bu testle birlikte ikinci bir test - konvensiyonel Tek Aşamalı Reverz

Transkripsiyon Polimeraz Zincir Reaksiyon (M-KV-RT-PCR) testi- protokolü

geliştirilmiştir. Bu iki test protokolünün birlikte kullanıldığı sistemin daha yüksek duyarlılığa

sahip olduğu belirlenmiştir.

Sistemin tanısal duyarlılığı, 2013-2015 yılları arasında klinik olarak enfekte 398

hayvandan alınan örneklerle yapılmış ve A,O ve Asia1 viruslarını tiplendirme için %93.6,

tüm şap virusu tiplerinin tespiti için ise %99 olarak tespit edilmiştir. tanısal özgüllük için 51

adet enfekte olmayan hayvanlara ait örnekler kullanılmış ve bu testle %100 olarak

belirlenmiştir.

Page 47: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

47

ŞAP HASTALIĞI SÜRVEYANSI İÇİN TÜRDEŞ VE DOĞRULAYICI

DIVA TEST GELİŞTİRİLMESİ VE STANDARDİZE EDİLMESİ

Fuat ÖZYÖRÜK, Prof Dr. Yılmaz AKÇA

Şap Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

OIE, şap hastalığı için arilik başvurusunda bulunan ülkelerden, şap virusu varlığı ve

dolaşımının olmadığını, aktif ve pasif sürveyans verileriyle destekleyerek kanıtlamalarını

istemektedir. Bu amaçla yapılan sero-sürveyanslarda kullanılan tanı sistemlerinin (DIVA

testleri) enfeksiyon geçirmiş (aşılı ve aşısız) ve enfekte olmayan (aşılı ve aşısız) hayvanları

ayırt edebilme güçleri kritik öneme sahiptir.

Bu çalışmada şap hastalığı sürveyansı için türdeş ve doğrulayıcı Western blot temelli

bir DIVA testi geliştirilmiş ve standardize edilmiştir. DIVA amacıyla antijen olarak

kullanılacak 2C, 3AB ve 3A ve 3D YOP’larının yaygın üretim yolu olan rekombinant protein

tekniği yerine enfekte hücre kültürü lizatlarından elde edilebileceği gösterilmiştir. 2C

antijeninin sahada sirküle olan virus suşlarıyla en az genotip düzeyinde türdeşlik göstermesi

halinde analitik duyarlılığın arttığı belirlenmiştir. Tanısal duyarlılık ve spesifiklik sırasıyla

2C’de %93 ve %94, 3AB’de %97 ve %99, 3A’da %95 ve %99 ve 3D’de ise %32 ve %85

olarak saptanmıştır. Sonuç olarak 2C, 3AB ve 3A’ya karşı oluşan antikorlar yanıtlarını aynı

anda ölçebilen multipleks test formatının enfekte ve non-enfekte hayvanları ayırt edebildiği

ve arilik statüsü taşıyan Trakya gibi bölgelerde ELISA’da elde edilen şüpheli pozitiflliklerin

doğrulanmasında alternatif olabileceği gösterilmiştir.

Page 48: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

48

SIĞIRLARDA ŞAP AŞISININ BAĞIŞIKLIK ÇALIŞMALARINDA

EPRÜVASYON SUŞU OLARAK DOKU KÜLTÜRÜNE

ADAPTE ŞAP VİRUSLARININ KULLANILMASI

Abdullah ARSLAN, Veli GÜLYAZ, Ünal PARLAK, Neslihan TAŞÇENE,

Oğuz AYGÜN, Yasemin GÜLTEKİN, Ergün UZUNLU, Şükran YILMAZ,

Şap Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Ülkemizde ve yurt dışında üretimi yapılan şap aşılarının bağışıklık çalışmalarında

dana dilinde üretilerek yine danalarda titreleri belirlenmiş virulent şap virusları

kullanılmaktadır.

Bu amaçla, O/TUR/07 Şap virusunun BHK-21 An30 hücre kültürlerinde 5 pasajı

gerçekleştirildi. Üretilen Virusun genotip doğrulaması yapıldı. Mikrotitrasyon yöntemi ve

plak test yöntemine göre DKID50’si belirlenen virusun; 5*10-1/0,1 ml, 5*10-2/0,1 ml,

5*10-30,1/ml, , 5*10-4/0,1 ml dilisyonları hazırlandı. O şap virusunun her bir dilüsyonundan

2’şer hayvanın dil epiteline 2’şer noktaya inokule edildi. 8 gün süreyle klinik kontrolleri

yapılan sığırların bu süre sonunda dil ve ayaklarında oluşan lezyonların değerlendirilmesi

yapılarak O tipi şap virusunun DKID50 değerlerine göre sığırlarda İD50 değerleri belirlendi.

Page 49: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

49

A,O,ASIA-1 TİPİ ŞAP VİRÜSLERİNİN SÜSPANSE HÜCRE KÜLTÜRLERİNDE

ÜREME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

Nedret ÇELİK, Veli GÜLYAZ, Himmet EKİCİ, Elif ÇELİK, Gencay ERGİN,

Ünal Parlak, Banu BAYRİ, Ali ÖZDEMİR, H. Ayhan SARDOĞAN, Ensar ŞAHİN,

Ömer ŞİŞMAN, Faruk YILDIZ, Sadık O. KARAÇAM

Şap Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Bu proje ile şap virüsünün süspanse hücre kültürlerinde üretimi esnasında pH

değişimi, canlı ve ölen hücre miktarlarının takip edilmesi ve kültür başlangıcından sonuna

kadar geçen zamanda 146S virüs partikül miktarı ve infektif titrelerin saptanarak hücre

kültürlerinde şap virüsünün üreme davranışının ortaya konulması amaçlandı.

ASIA-1, A ve O tipi şap virüslerinin BHK-21An30 hücre kültürlerine

inokulasyonlarını takiben 24 saatlik inkubasyon periyotlarında pH değerlerinin 7.20-7.30

arasında kaldığı ve bu pH değerleri arasında 24. saatlerde hücre kültürlerinde %100 CPE

oluşumları gerçekleştiği, aşı üretim formülasyonunda 146 S partikül miktarı esas alındığında

virüs süspansiyonlarının 3 kez dondurulup çözdürülmesi ile ASIA-1 için 24. saatte 0.31

µgr/mL’den 0.82 µgr/mL’e (%164), A Tipi için 0.44 µgr/mL‘den 1.81 µgr/mL’e (%311), O

Tipi için 0.29 µgr/mL’ dan 1.66 µgr/mL’e (%472) yükseldiği, 3 kez yapılan dondurma-

çözdürme işlemleri sonucu infektif titre değerlerinde artış olmadığı tespit edildi.

Sonuç olarak, dondurma-çözdürme yöntemi ile hücre içerisinde kalan besi yeri

ortamına salınamamış virüs partiküllerinin açığa çıkarılarak virüs süspansiyonlarındaki 146S

virüs partikül sayılarının arttırılması ile şap aşısı üretiminde önemli (olumlu) etki sağlayacağı

kanaatine varılmıştır.

Page 50: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

50

ŞAP VİRUSLARININ (A, O, Asia-1) BHK-21 An30 VE BHK-21 An73 HÜCRE

HATLARINDA ÜREME ÖZELLİKLERİNİN SAPTANMASI

Neslihan TAŞÇENE, Banu Bayri ÖZBILGE, Sadık Onur KARAÇAM,

Veli GÜLYAZ, Mustafa HASÖKSÜZ

Şap Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Bu proje ile, BHK-21 An73 hücre kültürü ile BHK-21 An30 hücre kültürlerinin üreme

hızı, miktarı ve virus titresi üzerine etkilerinin araştırılması amaçlandı. Bu amaçla BHK-21

An30 ve BHK-21 An73 süspanse hücre kültürlerinde, hücrelerin üreme kinetikleri belirlendi.

Bu hücre kültürlerinde A TUR 11, O TUR 07 ve Asia-1/11 şap aşı suşlarının üretimi

gerçekleştirildi. BHK-21 An30 hücre kültürlerinin 7 günlük inkubasyon periyodu esnasında

monolayer formda 4. günde 1,3x106/ml hücre sayısıyla, süspanse formda ise 4. günde

4,1x105 hücre sayısı ile pik noktaya ulaşırken BHK-21 An73 kültürlerinde ise monolayer

formda 6. günde 2,2x106/ml hücre sayısına ulaşılırken, süspanse formda 3. günde 2,8 x105

hücre sayısına ulaştığı belirlendi. Süspanse BHK-21 An30 hücre kültürlerinde A, O ve Asia-

1 aşı virusunun üretimi sonrası 146S değerleri sırasıyla ortalama; 0,51 μg/ml, 0,18 μg/ml ve

0,16 μg/ml olarak saptanırken enfektif titreleri ortalama DKID50 106,87/ml, DKID50

106,22/ml ve DKID50 106,49/ml olarak belirlendi. Süspanse BHK-21 An73 hücre

kültürlerinde A, O ve Asia-1 aşı virusunun üretimi sonrası 146S değerleri sırasıyla ortalama;

2,11 μg/ml, 2,59 μg/ml ve 0,53 μg/ml olarak saptanırken enfektif titreleri ortalama DKID50

106,99/ml , DKID50 107,82/ml ve DKID50 106,37/ml olarak tespit edildi.

Sonuç olarak, aşı üretiminde kullanılan A, O ve Asia-1 aşı viruslarının BHK-21 An73

hücre kültüründe daha yüksek 146S ve enfektif titrede üreme gösterdiği ve bundan dolayı şap

aşısı üretiminde BHK-21 An73 hücre kültürlerinin kullanılmasının gerek üretim zamanı

gerekse maliyet olarak BHK-21 An30 hücre kültürlerinden daha uygun olduğu kanaatine

varılmıştır.

Page 51: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

51

KÜMESTEN KESİMHANEYE SALMONELLALARIN

SAÇILIMININ MODELLENMESİ

Fadime TONBAK, Prof. Dr. Mehmet ÇALICIOĞLU,

Gökhan K. İNCİLİ, Osman KOÇ

Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Bu çalışmada, entegre broiler kümeslerinde bir günlük civciv aşamasından kesilip

paketleninceye kadar olan aşamalarda salmonella varlığı araştırılmıştır. Bu amaçla, bir ticari

broiler entegre firmasına ait kümeslerde, civcivlerin ilk haftasından itibaren her hafta kloakal

swap, altlık örnekleri (drag swab yöntemiyle), yem ve su numuneleri alınmıştır. Bu

hayvanların kesimhanede ilk olarak kesilmesi sağlanmış olup, askılanması sırasında kloakal

swaptan başlanmak üzere, tüy ıslatma sıvılarından, iç yıkama sıvılarından ve ambalaja

girmeden hemen önce karkaslardan örnekler alındı. Kümesten alınan kloakal swap

örneklerinde ilk hafta Salmonella spp. bulunmazken 2., 3., 4., 5. ve 6. haftalarda sırasıyla %

1.4, % 12.3, % 16.1, % 25.6 ve % 16,4 olarak etken bulunmuştur. Kesimhanede alınan

kloakal swapların % 18,6'inde etken tespit edilmiştir. Drag swaplardan alınan numunelerde

ilk hafta görülmeyen etken ikinci hafta % 22.2, üçüncü hafta % 8.33, dördüncü hafta % 12.5,

beşinci hafta % 12.5 ve altıncı hafta % 50 oranında tespit edilmiştir. Toplamda 40 adet su

numunesi ve 59 adet yem numunesi incelenmiş olup Salmonella yönünden pozitiflik

görülmemiştir. Tüy ıslatma sıvısından (tank) alınan numunelerin % 58.3'ü; iç yıkama

sularının % 15.4'i Salmonella yönünden pozitif tespit edilmiştir. Karkas analizlerinde ise 0.

dak. da % 66.7; 30. dak. da % 75; 60. dak. da % 66.7; 90. dak da % 25; 120. dak da %

55.6; 150. dak da % 33.3; 180. dak da % 66.7; 210. dak da % 66.7 ve 240. dak. da ise % 66.7

olarak Salmonella pozitifliği görülmüştür. Elde edilen tüm Salmonella İzolatlarının

serotiplendirilmesinde % 94.5 oranında S. İnfantis bulunmuştur. S. Liverpool % 2.3, S.

Kentucky % 2.3 oranlarında bulunurken S. Tumodi % 0.8 olarak tespit edilmiştir.

Page 52: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

52

CLOSTRIDIUM BOTULINUM TİP C VE TİP D’NİN ELISA, MULTIPLEX PCR

VE DENEME HAYVANI INOKULASYONU/TOKSIN NÖTRALİZASYONU

METOTLARI İLE KARŞILAŞTIRMALI TESPİTİ

Dr. Serra TUNALIGİL, Dr. Seza N. ESKIIZMIRLILER, Mehmet ÖZDEN,

Dr. M. Lütfi AVSEVER, Doç. Dr. Süheyla TÜRKYILMAZ,

Doç. Dr. Bülent BOZDOĞAN

Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Bu çalışmada çiftlik hayvanlarında büyük kayıplara yol açan botulizm’in ELISA ile

Multiplex PCR metotları aracılığıyla tespiti ve bu metotların standart metot olan deneme

hayvanı inokulasyonu ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Özellikle sığır, koyun, keçi ve

kanatlı hayvanlar ile vahşi yaşamda tip C ve tip D botulizmin çok önemli olduğu

bildirilmiştir. Cl. botulinum nörotoksinleri ve etkeni açısından negatif mide-barsak içeriği ile

yem örneklerinin Cl. botulinum tip C ve D nörotoksinleri ve standart suşlarıyla farklı dilüsyon

seviyelerinde inokulasyonu gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında botulism şüphesiyle

kurumumuza getirilen mide-barsak içeriği ve yem örnekleri de çalışmaya dahil edilmiştir.

ELISA ile C ve D tipi nörotoksinler için minimum tespit limiti belirlenmiş;Multiplex PCR ile

Cl. botulinum genomunda C ve D tipi nörotoksinler için spesifik olan genlere yönelik

primerler kullanılarak ilişkili nörotoksin genleri saptanmıştır. Deneme hayvanlarında toksin

nötralizasyonu ile bu metotlar karşılaştırılmıştır. Sonuçta; ELISA testinde minimum tespit

limiti, toksin ile yapılan spayklamalarda daha düşük bulunmuştur. Bu açıdan ELISA testi

daha etkin görünmektedir. PCR çalışmaları sonucunda; Ön inkübasyon sonrası yapılan

çalışmalarda minimum tespit limiti 104 cfu/ml bulunmuştur.

Page 53: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

53

KLOSTRİDİAL AŞILARIN POTENSİNİN BELİRLENMESİNDE FARE

TOKSİN NÖTRALİZASYON TESTLERİNE ALTERNATİF OLARAK

ELISA'NIN KULLANIMI

Dr. Ahmet ARSLAN, Dr. Zahide DİLİK, Dr. Mestan ÖZYER,

Dr. Nevin OKTAY, Şule YILMAZ

Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Cl. perfiringens α, β, ε, Cl. septicum α, Cl. novyi α ve Cl. tetani toksoidlerini içeren

inaktif klostridial aşıların potens testlerinde kullanılmakta olan TNT’ne alternatif olarak

ELISA metotlarının korelasyonu araştırılmıştır. Cl. perfiringens α için indirekt double sandviç

ELISA, Cl. perfiringens β, ε, Cl. septicum α ve Cl. novyi α için indirekt kompetatif ELISA ve

Cl. tetani için indirekt ELISA metotları kullanılmıştır. Çalışılan tüm klostridial

komponentlerde TNT ve ELISA metotları arasında kuvvetli bir korelasyon (Cl. perfringens α

için r=0,947; Cl. perfringens β için r=0,996; Cl. perfringens ε için r=0,952; Cl. novyi α için

r=0,977; Cl. septicum α için r=0,986 ve Cl. tetani için r=0,930) tespit edilmiştir (p<0.01).

Aynı pleytte paralel çift örnekler ile yapılan çalışmalarda, tüm komponentler için genellikle

%5 ve altında dağılım gösteren, birkaç sonuç hariç %10’u geçmeyen RSD değerleri elde

edilmiştir. Farklı konsantrasyonlarda 6 farklı serum örneğinin 6 farklı günde yapılan

tekrarlayan testlerinde, analizler arası %15’in altında CV alınmıştır. Aranan klostridial

komponentinin bulunmadığı mültikomponent serumlar üzerinde ELISA metotları ile yalancı

pozitif reaksiyon alınmamıştır. ELISA analizlerinde iki laboratuvar arasında yapılan

karşılaştırma testlerinde Cl. perfiringens α, β, ε, Cl. septicum α ve Cl. novyi α için kabul

edilebilir sonuçlar (p>0,05) elde edilmiştir. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlar; klostridial

aşıların potens testlerinde, standart in-vivo metotlar olan TNT yerine, immunoenzimatik

tabanlı in vitro ELISA metotlarının alternatif yöntemler olarak başarılı bir şekilde

kullanılabileceğini destelemektedir.

Page 54: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

54

ORTA VE DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE COXİELLA

BURNETİİ’NİN ARAŞTIRILMASI

Yunus KILIÇOĞLU, A. Anıl ÇAĞIRGAN, Gülnur ATALAR,

Selma KAYA,Gülnur SAĞLAM, Yüksel DURMAZ, Yunus GÜR

Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Q fever sığır, koyun ve keçilerde abortlara neden olan ve insan sağlığını tehdit eden

zoonoz bir enfeksiyondur. Coxiella burnetii, zayıf yavru doğumu, infertilite ve mastitis gibi

ciddi sorunlara da sebep olmaktadır. Hastalığın bulaşmasında, enfekte hayvanların uterus

akıntıları, fötal sıvıları, idrar, dışkı, süt ve her türlü bulaşık ürünlerinin yanı sıra keneler de

önemli bir vektör görevi yapmaktadır. Süregelen epidemiyolojik çalışmalar Q Fever

enfeksiyonunun İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, İsrail, Kanada ve Yunanistan’ın da

içinde bulunduğu pek çok ülkede önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu göstermektedir.

Yapılan serolojik araştırmalar hastalığın ülkemizde de endemik olduğunu düşündürmektedir.

Bölgemizde hayvanlarda Q Fever konusunda ilk serolojik çalışma tarafımızca yapılmış olup

bu proje ise yine bölgemizde moleküler analiz ve izolasyona yönelik ilk çalışma

niteliğindedir.

Bu çalışma ile Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü sorumluluk sahasına giren illerden

(Samsun, Sinop, Ordu, Giresun, Trabzon, Amasya, Tokat, Sivas) Enstitümüze gelen atıklarda

ve aynı illerden toplanan kenelerde C. burnetii’nin varlığı araştırılmıştır. Toplam 270 adet

(171 sığır, 79 koyun, 20 keçi) abort materyalinin 8’inde (8 koyun abort materyali, % 2,96)

Trans-PCR yöntemiyle C. burnetii DNA’sı tespit edilmiştir. Toplam 254 adet (187 sığır, 54

koyun, 13 keçi) çiftlik hayvanından toplanan toplam 1069 adet (490 erkek, 579 dişi) kene

örneğinden 406 adet örnek havuzu oluşturulmuş ve bunlardan 11’i yine aynı yöntemle pozitif

bulunmuştur. Pozitif örnekler embriyolu tavuk yumurtasına ekilmiş ve etken izolasyonu

gerçekleştirilmiştir. ETY’lerin sarı keselerinden hazırlanan sürme preparatlar Giemsa ile

boyanmış ve etken gösterilmiştir. İzolatların sekans analizleri de yaptırılmış ve

değerlendirilmiştir.

Böylece Q fever enfeksiyonunun bölgemizde varlığı ortaya konmuştur. Elde edilen C.

burnetii izolatları daha ileri çalışmalara materyal teşkil edecektir. Q fever konusunda,

özellikle bölgemizle ilgili olmak üzere, literatür bilgisine katkı sağlanmıştır. Ayrıca devam

etmekte olan eğitim çalışmaları ile milli ekonomide ciddi anlamda kayıplara neden olan Q

fever enfeksiyonunun bu zararının indirgenmesi için katkı sağlanmaktadır. Bölgemizde

hastalığın varlığına dikkat çekilmiş olup saha eğitim çalışmaları Bakanlığımız Eğitim Yayım

Daire Başkanlığı desteğinde projeli olarak devam etmektedir. Bunun yanı sıra halk sağlığını

ciddi olarak tehdit eden Q fever enfeksiyonu ile mücadele için Bakanlığımız tarafından

yürütülecek olan koruma ve kontrol çalışmalarına katkıda bulunulacaktır. Enstitümüz Seroloji

Laboratuvarı bünyesinde rutin abort muayenelerinde Q Fever hastalığının ELISA ve Trans-

PCR yöntemiyle teşhis metodları uygulanabilir hale gelmiştir.

Page 55: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

55

KOYUN VE KEÇİLERDE MYCOPLASMA AGALACTİAE VE

MYCOPLASMA MYCOİDES SUBSP. CAPRİ’ NİN KÜLTÜR,

PCR VE SEROLOJİK YÖNTEMLERLE TESPİTİ

Dr. Nurgül BİRBEN, Fatma TÜRKARSLAN AKBABA, Doç. Dr. Ayşe KILIÇ,

Prof. Dr. Hasan Basri ERTAŞ, Muhammed Fatih TURSUN,

Osman KOÇ, Dr. Aslıhan ARSLAN

Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Ruminantlarda birçok infeksiyondan sorumlu olduğu bilinen mikoplazmalar, özellikle

Avrupa ve Kuzey Amerika başta olmak üzere tüm dünyada sığır, keçi ve koyun

yetiştiriciliğinde büyük ekonomik kayıplara sebep olmaktadır. Stres, immun sistem

yetmezliği, yanlış antibiyotik tedavisi, hayvan nakliyatları, çiftleşme, infekte sperma ile suni

tohumlama mikoplazmozis vakalarının artmasında önem taşır.

Bu çalışmada, koyun ve keçilerde Bulaşıcı Agalaksi (Contagious agalactia)

hastalığının varlığını bakteriyolojik, moleküler ve serolojik yöntemlerle teşhis etmek

amaçlandı. Elazığ ve Malatya illerine ait koyun ve keçi sürülerinden toplanan 300 kulak svabı

bakteriyolojik ve moleküler yöntemlerle (Grup Spesifik PCR); 300 süt örneği moleküler

yöntemler (Spesifik PCR) ve 300 kan serumu da serolojik yöntemler (ELISA) ile incelendi.

Bakteriyolojik incelemede, 300 kulak svabının 87 (% 29)’ si Mycoplasma sp. pozitif

olarak değerlendirilirken; moleküler teşhiste ise, grup spesifik PCR sonucunda % 46.33

oranında Mycoplasma sp. pozitif bulundu. 139 Mycoplasma sp. pozitif kültür PCR

örneklerinin 69’ unda Mycoplasma agalactiae tespit edildi. PCR bulguları ile bakteriyolojik

bulgular karşılaştırıldığında, 52 kulak svabı örneğinde spesifik PCR metodu ile Mycoplasma

sp. pozitif bulunurken; bakteriyolojik incelemede negatif bulundu.

Moleküler teşhiste 300 süt örneğinde, spesifik PCR sonucunda % 45 oranında

Mycoplasma sp. pozitif bulundu. 135 Mycoplasma sp. pozitif süt örneğinin 99’ unda

Mycoplasma agalactiae tespit edildi.

Elazığ ve Malatya İllerinde Bulaşıcı Agalaksiya semptomları gösteren ve semptom

göstermeyen koyun ve keçi sürülerinden alınan kan serumları, M. agalactiae’ ya spesifik olan

ticari ELİSA kitinin prosedürüne uygun olarak işlendi. ELISA testi sonucunda 300 örnekten

10 (% 3.33)’ unda seropozitiflik tespit edildi.

Hastalığın tedavisinde uygulanacak en etkili antibiyotiğin seçimi için, koyun ve keçi

kulak svaplarından kültür sonucu izole edilen 87 pozitif izolatın antibiyotik duyarlılık testleri

yapıldı. En etkili iki antibiyotiğin Tulathromycin ve Tiamulin olduğu belirlendi. En az etkili

antibiyotik ise Trimethoprim/sulfamethoxazole ve Neomisin olarak saptandı.

Bu çalışmada, hasta ve sağlıklı koyun-keçi sürülerinde Mycoplasma agalactiae ve

Mycoplasma mycoides subsp. capri’ nin varlığı bakteriyolojik, moleküler ve serolojik

yöntemler ile araştırılmış ve başlıca hastalığa neden olan etkenin Mycoplasma agalactiae

olduğu tespit edilmiştir. Mycoplasma mycoides subsp. capri etkenine rastlanmamıştır. Sağlıklı

görünen ve hastalık belirtileri gösteren sürüler arasındaki Mycoplasma sp. taşıyıcı hayvan

oranları belirlenmiş ve sağlıklı sürülerdeki gerçek taşıyıcıların tespiti sağlanmıştır. Sağlıklı

sürüde asemptomatik taşıyıcıların bulunması durumu, etiyolojik etkenlerin yayılma riski

olduğunu düşündürmüştür.

Page 56: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

56

BUZAĞI İSHALLERİNDE ROTAVİRUS VE CORONAVİRUS’UN

İMMUNFLORESANS, İMMUNOPEROKSİDAZ VE ONE-STEP

DUBLEKS RT-PCR YÖNTEMLERİYLE TEŞHİSİ

Bünyamin İREHAN, Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÖZKARACA,

M. Fatih TURSUN, Levent ŞENER

Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Elazığ ve yöresindeki ishalli buzağı örneklerinden Bovine Group A Rotavirus ve

Bovine Coronavirus etkenlerinin varlığının One-Step Dubleks RT-PCR, İmmunfloresans ve

İmmunoperoksidaz yöntemleriyle tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada Elazığ ve

yöresinde ishalli buzağılardan gaita örneği, ishal semptomları görülen ve ölen buzağılardan

ise gaita örneğiyle birlikte ince bağırsak örnekleri alındı. Gaita ve ince bağırsak örnekleri

One-Step Dubleks RT-PCR, İmmunfloresans, İmmunoperoksidaz yöntemleriyle incelendi. Bu

çalışma ile Ayrıca Rapid Test yöntemi ile Bovine Group A Rotavirus ve Bovine Coronavirus

etkenleri ile birlikte Cryptosporidium spp., E. Coli K99 ve Giardia spp. etkenlerininde teşhisi

amaçlandı.

İshalli buzağılardan alınan 127 adet gaita örneği One-Step Dubleks RT-PCR yöntemi

ile incelenmiş, 24 örnek Bovine Group A Rotavirus, 13 örnek Bovine Coronavirus ve 25

örnek her iki etken yönünden pozitif olarak tespit edilmiştir. Buna göre 127 gaita örneğinden;

One-Step Dubleks RT-PCR ile Bovine Group A Rotavirus %18.8, Bovine Coronavirus

%10.23 ve iki etken miks olarak %19.68 oranında saptanmıştır.

Rapid Test ile yapılan 127 adet gaita örneğinin incelenmesinde ise 22 örnek Bovine Group A

Rotavirus %17.32, 12 örnek Bovine Coronavirus %9.44 ve 23 örnekte her iki etken yönünden

%18.11 oranında pozitiflik tespit edilmiştir.

Sonuç olarak sunulan çalışma ile Elazığ ve yöresinde Bovine Group A Rotavirus ve

Bovine Coronavirus’un varlığı One-Step Dubleks RT-PCR, İmmunfloresans,

İmmunoperoksidaz ve Rapid Test yöntemleri birlikte kullanılarak ilk kez belirlenmiştir.

Page 57: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

57

SIĞIR VE KOYUN ABORTLARINDA CHLAMYDOPHILA ABORTUS,

BRUCELLA ABORTUS VE BRUCELLA MELITENSİS’ İN REAL-TİME PCR

İLE TEŞHİSİ; ANTİJENİK DAĞILIMIN VE GELİŞEN

HÜCRESEL/HUMORAL BAĞIŞIKLIĞIN İMMUNOHİSTOKİMYASAL

OLARAK İNCELENMESİ

Osman KOÇ, Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÖZKARACA, Bünyamin İREHAN,

Ünal KILINÇ, Zülfüye KAPLAN, Doç. Dr. Songül ÇERİBAŞI,

Doç. Dr. Ali Osman ÇERİBAŞI, Doç. Dr. Ayşe KILIÇ

Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Sığır ve koyunlarda Brucellosis ve Cylamydiosis nedeniyle oluşan abortlarda ciddi

ekonomik kayıplar oluşmaktadır. Şöyle ki; ülkemizde ruminantlarda Brucellosis nedeniyle

%15-40, Chylamydiosis nedeniyle %6-14 oranında abort şekillendiği belirtilmiştir. Bu proje

ile Brucella abortus, Brucella melitensis ve Chlamydophila abortus’ un moleküler ve

immunohistokimyasal olarak teşhisleri, miks enfeksiyon durumları, antijenin fötusta dağılımı

incelenildi. Ayrıca hastalığın patogenezini anlama açısından fötusta etkene karşı gelişen

hücresel ve humoral bağışıklığın detaylı incelenmesi yapıldı.

Çalışmada toplam 64 örnek (31 sığır ve 33 koyun atık fötüsu) real time RT-PCR testi

ile incelenildi Koyun atık fötüs örneklerinin incelenmesi sonucunda 2 adet örnekte

B.melitensis, 1 adet örnekte B.abortus, 3 adet örnekte ise C.abortus, sığır atık fötüs

örneklerinden ise 3 adet B.abortus Applied Biosystems StepOneTM Real Time PCR cihazında

amplifiye edildi. İmmunohistokimyasal boyamalarda ise 4 örnekte B. abortus teşhis edildi ve

hücresel bağışıklığın sınırlı olduğu görüldü.

Bu çalışmada elde ettiğimiz sonuçlar; standardize edilmiş bir Real Time PCR testinin

aborta neden olan etkenlerden Brucella abortus, Brucella melitensis ve Chlamydophila

abortus etkenlerinin DNA’sının kısa sürede saptanması ve rutin teşhiste kolaylıkla

kullanılabileceğini göstermiştir.

Page 58: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

58

SIĞIRLARDA İMMUNOHİSTOKİMYASAL YÖNTEMLE KULAK

DERİSİ BİYOPSİ ÖRNEKLERİNDE PERSİSTE BOVİNE VİRAL

DİARRHEA VİRUS ENFEKSİYONUNUN BELİRLENMESİ

Neslihan AKBULUT, Prof.Dr. M.Yavuz GÜLBAHAR,

Prof. Dr. Tolga GÜVENÇ, Ayhan GACAR

Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Bu çalışmada, Orta Karadeniz Bölgesi sığırlarında persiste Bovine Viral Diarrhea

(BVD) virusu enfeksiyonunun immunohistokimyasal ve ELISA yöntemleri kullanılarak

belirlenmesi amaçlanmıştır. Bir yaşına kadar olan 320 adet genç sığırlardan 21 gün ara ile

toplanan kan örneklerinde antijen-ELISA ve antikor-ELISA testleri yapılarak persiste enfekte

hayvanlar belirlenmiştir. Persiste ve akut enfekte kan serum örnekleri konfirmasyon amaçlı

RT-PCR tekniği ile de çalışılmıştır. Ayrıca kan örnekleri alınan hayvanların kulak derisinden

biyopsi örnekleri de alınarak formalinde fikse edilmiş dokuda immunohistokimyasal

yöntemle BVDV antijeninin varlığı gösterilerek her üç test sonucu karşılaştırılmıştır. Bu

şekilde bölgedeki persiste enfekte hayvanların belirlenmesi yanında, kulak derisi

biyopsilerinde immunohistokimyasal yöntemin BVDV şüpheli sürülerde, güvenilir teşhis

amacıyla laboratuvarımızda kullanım olanağı araştırılmıştır.

Toplanan kan serumlarında, Ag-ELISA testinde pozitif bulunup, Ab-ELISA testinde

negatif bulunanlar persiste enfekte olarak değerlendirilmiştir. ELISA test sonuçlarına göre, 5

adet hayvan persiste enfekte, 1 adet hayvan akut enfekte olarak bulunmuştur. 5 adet persiste

hayvana ait kulak deri örneklerinde antijenin varlığı immunohistokimyasal yöntemle de

gösterilmiştir. Akut enfekte hayvana ait kulak derisinde antijen varlığı görülmemiştir.

Çalışma sonuçları immunohistokimyasal yöntemin persiste BVDV hastalığının

teşhisinde, ELİSA testinin yanında güvenilir bir yöntem olduğunu ortaya koymaktadır.

Page 59: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

59

TÜRKİYE’DE ATLARDA LEPTOSPİROZİS’İN

SEROEPİDEMİYOLOJİSİ

Erdinç ATABEK

Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Leptospirozis, Leptospira interrogans grubunda yer alan serotipler tarafından

oluşturulan, insanlarda grip benzeri, akut febril bir hastalıktan, sarılıkla seyreden, karaciğer,

akciğerler ve böbrekler gibi pek çok organı etkileyen, hayvanlarda ise hemoglobinemi, kan

işeme, sarılık, septisemi, anemi, abortus, agalaksi, mastitis gibi belirtilerle karakterize zoonoz

bir hastalıktır. Başta tropikal ve subtropikal iklim kuşağında yer alan ülkeler olmak üzere,

canlıların yaşadığı tüm bölgelerde oldukça yaygın olarak görülmektedir.

Leptospirozis Dünya’da ve Türkiye’de birçok hayvan türünü etkilediğinden önemli

ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Leptospira türlerinin insanlarda da ateş, baş ağrısı, kas

ağrısı ve ikterus gibi bozukluklara sebep oldukları bilinmekte ve hastalığın kontrolü dolaylı

olarak insan sağlığını da ilgilendirmektedir. Hastalığın zoonoz olmasından dolayı insan

sağlığı için oluşturduğu risk bu hastalığın önemini daha da arttırmaktadır.

Atlarda Leptospirozis çoğu zaman subklinik formda görülen akut–subakut seyirli, ateş,

iştahsızlık, sarılık, anemi, hemoglobinüri, abort ve tekrarlayan uveitis ile karakterize

infeksiyöz bir hastalıktır ve önemli kayıplara neden olabilmektedir

Bu çalışmada, 2011-2014 yılları arasında, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait

(TİGEM) at yetiştirme haralarından 625, Türkiye Jokey Kulübü’ne ait (TJK) yetiştirme ve

pansiyon haraları, aşım istasyonları, at hastaneleri ile hipodrom müdürlüklerinden 285, Gıda

Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) il ve ilçe müdürlüklerinden 116 olmak üzere toplam

1.026 ata ait 2.058 kan serumu örneği incelenmiştir.

Örnekler, Leptospirozis'in teşhisinde Dünya’da altın standart metot olarak kabul edilen

Mikroskobik Aglutinasyon Testi (MAT) yöntemini kullanılarak altı Leptospira serotipi ile (L.

kirschneri Grippotyphosa Grippotyphosa type Moskva Moskva V, L. interrogans Australis

Bratislava Jez Bratislava, L. interrogans Canicola Canicola Hond Utrecht IV, L. interrogans

Sejroe Hardjo type Prajitno Hardjoprajitno, L. interrogans Pomona Pomona Pomona, L.

interrogans Icterohaemorrhagiae Icterohaemorrhagiae RGA) serolojik olarak test edildi.

MAT ile test edilen toplam 2.058 örneğin 577’si en az bir Leptospira serotipi ile 1/100 ve

üzerinde pozitif tespit edilmiştir. Pozitiflik oranı %28.04 olarak bulunmuştur.

Page 60: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

60

MARMARA BÖLGESİNDE KOYUNLARDA GÖRÜLEN ABORT

VAKALARINDA VİRAL ETKENLERİN ARAŞTIRILMASI

Dr. Ahmet SAİT, Dr Züleyha PESTİL, Prof. Dr. Hakan BULUT

Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü

Özet

Bu projede Marmara Bölgesindeki koyunlarda görülen abort ve postnatal olgularda,

ülkemizde en önemli viral atık etkenleri olarak kabul edilen pestiviruslar, mavidil virus

(BTV) ve Akabane virus (AKAV) sero- ve viroprevalansının araştırılması ve bu viruslara

karşı tek adım multipleks tersine transkripsiyon-polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR)’nun

geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Marmara Bölgesinde 12 farklı ilde serum, abort ve

postnatal örnekler toplandı. Enzim ilintili immünosorbent deneyi (ELISA) neticesinde koyun

kan serum örneklerinin %67’sinde (800/1200) pestivirus, %38,7’sinde (465/1200) BTV ve

%0,08’inde (1/1200) ise AKAV spesifik antikorlar tespit edilmiştir. Pestivirus RT-PCR

neticesinde toplam 103 postnatal örneğin 23’ünde (%23,33) ve 178 atık fötus örneğinin ise

34’ünde (%19,10) pestivirus pozitifliği belirlenmiştir. Bu neticelere göre, RT-PCR ile toplam

281 klinik örneğin 57’sinde (%20,28) pestivirus pozitifliği saptanmıştır. Tek adım multipleks

RT-PCR ile test edilmeleri neticesinde ise toplam 281 klinik örneğin 53’ünde (% 18,86)

pestivirus RNA pozitifliği saptanmıştır. Gerek RT-PCR gerekse tek adım multipleks RT-PCR

teslerinde, incelenen klinik örneklerin hiç birinde, BTV ve AKAV spesifik RNA varlığı tespit

edilememiştir. Sonuç olarak, Marmara Bölgesinde abortlar ve postnatal ölümlerde

pestivirusların yüksek prevalansı belirlenmiştir. Bu sonuçlar dikkate alınarak, Marmara

Bölgesinde pestiviruslara karşı aşılama başta olmak üzere diğer kontrol-mücadele

metotlarının ivedilikle uygulanması önerilmektedir.

Page 61: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

61

YAYGIN SALMONELLA SEROVARLARININ MOLEKÜLER

TEKNİKLER İLE TİPLENDİRİLMESİ

Dr. Elçin GÜNAYDIN, Uzm. Selahattin ŞEN, Prof. Dr. K. Serdar DİKER,

Dr. Derya KARATAŞ YENİ, Dr. ÖZLEM KARDOĞAN,

Yrd. Doç. H. Kaan MÜŞTAK, Özlem ŞAHAN, Mübeccel ZAFER

Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Özet

Bu çalışmanın amacı, Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü, Bakteriyolojik

Teşhis Laboratuvarı sorumluluğunda 2009-2011 yılları arasında Salmonella Prevalans

çalışması kapsamında, Kauffmann-White serotiplendirme şeması ile tiplendirmesi yapılan

toplam 907 Salmonella izolatının, serogrup Salmonella multiplex- PCR, Faz 1 Salmonella

multiplex-PCR ve Faz 2 Salmonella multiplex-PCR kullanarak sahada yaygın olarak sirküle

olan Salmonellla serovarları için dizayn edilen primerler ile maksimum 2-3 gün gibi kısa

sürede, düşük maliyetle tiplendirmesini yapabilmektir. Bu çalışmayla, konvansiyonel

yöntemle faz 1 ve faz 2 antijenlerinin eş zamanlı sergilenmemesi sonucunda ekstra

laboratuvar iş yükü, olası çarpraz reaksiyonlar sebepli ekstra antiserum harcanması

dolayısıyla yaşanılan zaman kaybı ve yüksek maliyetin üstesinden gelineceği öngörüldü.

Çalışmada kullanılacak primerler ile 907 izolatın % 29.32’sinin (266 izolat; 15 farklı serovar)

üç antijenik yapısı da tam olarak identifiye edilip, isimlendirilebilmiştir. İncelenen izolatların

somatik, flagellar 1 ve flagellar 2 antijenlerinin sırasıyla; %54.56 (490), %90.95 (825) ve

%78.94 (716)’ü tespit edilebilmiştir. İzolatların en % 50’sinin tam olarak isimlendirilebileceği

öngörülmüştür ancak S. Infantis ve S. Mbandaka suşarında somatik antijeni amplifiye eden

primer olmasına rağmen somatik antijen tespit edilememiştir. Bu suşlar ribtiplendirmeye

alınmıştır. Konvansiyonel seroloji, multiplex-PCR ve ribotiplendirme değerlendirildiğinde;

ribotiplendirme ve multiplex-PCR’ların gold standart metoda destek metodlar olarak

kullanabileceği tespit edilmiştir. Özet olarak; çalışmada mevcut olan primerler sadece sahada

yaygın olan serovarların somatik, faz 1 ve faz 2 antijenlerine spesifik oldukları için tüm

serovarları identifiye etmekte yetersiz kalmıştır. Sonuç olarak ucuz, hızlı ve duyarlı metot

olan mPCR’ların belirli somatik, flagellar 1 ve 2 antijenlerinin tespitinde konvansiyonel

serolojik yönteme destek olarak kullanılabileceği kanısına varılmıştır.

Page 62: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

62

EGE BÖLGESİ KANATLILARINDAN İZOLE EDİLEN SALMONELLA

TÜRLERİNİN ANTİBIYOTİK DİRENÇLİLİKLERİNİN FENOTİPİK

VE GENOTİPİK KAREKTERİZASYONUNUN ARAŞTIRILMASI

Dr. Fethiye ÇÖVEN, F. Belgin AŞIKLAR, Prof. Dr. İhsan YAŞA,

Ercüment ERTUNÇ, Dr. Nejdet ÇÖVEN, Selahattin ŞEN

Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Bu projede, bölgemizde bulunan evcil kanatlılardan 2012-2014 yılları arasında toplam

1345 numuneden örnekler alınarak 81 Salmonella izolasyonu ile geniş bir popülasyon

üzerinde çalışılmıştır. Çalışmalarda Salmonellaların serotip tayini yapılmış ve izolatlar

S. Infantis %25.93(21), S. Entritidis %18.52(15), S. Kentucky %12.35(10), S. Gallinarum ve

S. Mbandaka %7.40(6), S. Virchow %6.17(5), S. Anatum %4.94(4), S. Corvallis,

S. Liverpool ve S. Schwarzeground 2.47%(2) ve S. Albani, S. Bredeney, S. Escberg, S.

Hadar, S. Muenchen, S. Orion, S. Senftenberg, S. Tennessee %1,23(1) olarak saptanmıştır.

Tüm izolatların antimikrobiyal duyarlılıkları test edilmiş ve direnç oranları sırasıyla

Erytromycin’e % 100, Tylosin’e % 100, Tilmicosin’e % 97.53, Penicilin G’ ye % 90.12,

Neomisin’e % 79.01, Tetrasiklin’e % 56.79, Enrofloxacin’e % 53.09,

Sulphamethoxazole/Trimetoprim’e % 29.63, Amoxycillin’e % 24.69, Colistin Sulpahte %

24.69, Ceftiofur’a % 9.88, Florfenicol’e % 9.88, Gentamisine % 2,47 olarak belirlenmiştir.

Sonuç olarak izole edilen Salmonella suşlarında antibiyotik direnç oranlarının yüksek olduğu

ve dominant serotipin S. Infantis olduğu ortaya konmuştur.

Salmonella türlerinde antibiyotik dirençliliği ile ilgili sınıf I integraz geni plazmidlerde

%76.39 ve genomik DNA da ise %74.43 oranında bulunmuştur. 48 strainin (% 59,2 ) integraz

enzimini hem plazmid hemde kromozomda taşıdığı belirlenmiştir. 15 strainin (%18,5) ise

sınıf I integron içermediği gösterilmiştir. Bu türlerin dirençliliklerinin mekanizması diğer

direnç mekanizmaları ile (atım pompaları, hedefin değişmesi, plazmid kaybı ) olabilmektedir.

Korunmuş bölgelerin genomik ve plazmid DNA’sı ile yapılan PCR sonucunda 200-

3000 bp uzunlukta değişen PCR ürünleri alınmıştır. 1000 bp PCR ürünleri genomik DNA

içinde% 77.5 ve plazmid DNA’sında ise % 83,01 ile en fazla rastlanan fragment olmuştur.

Sınıf 1 İntegraz fragmenti rastlanamayan 11 türde ise gen kasetlerine rastlanamamıştır.

Page 63: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

63

TÜRKİYE’DE KÜLTÜRÜ YAPILAN LEVREK, ÇİPURA VE

ALABALIKLARDA BAZI ÖNEMLİ ZOONOTİK

BAKTERİLERİN YAYGINLIĞININ ARAŞTIRILMASI

Dr. Seza ESKİİZMİRLİLER, Dr. Meriç Lütfi AVSEVER, Mustafa TÜRE,

Mehmet ÖZDEN, Uzm. Necdet AKKOCA, Dr. Serra TUNALIGİL,

Hacı SAVAŞ, Ahmet MEFUT, Nesrin EMRE

Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Bu projede, Türkiye’ deki gökkuşağı alabalığı, levrek ve çipura işletmeleri, başta

Mikobakteri türleri (Mycobacterium marinum, Mycobacterium chalonae, Mycobacterium

fortiutum) olmak üzere bazı zoonotik balık bakterileri (Nocardia spp., Edwardsiella tarda,

Vibrio vulnificus, Vibrio alginolyticus, Vibrio parahaemolyticus, Streptococcus iniae,

Lactocoocus garviae, Micrococcus lylae, Aeromonas hydrophila, Plesiomonas shigelloides,

Erysipelotrix insidiosa, Escherichi acoli, Salmonella spp., Raoultella ornithinolytica,

Pseudomonas spp. ve Stenotrophomona smaltophilia) yönünden araştırılmıştır. Materyal

olarak bu işletmelerden sağlanan 1050 balık kullanılmıştır.

Yapılan bakteriyolojik muayenelerde Türkiye’nin Milas ilçesinde birbirine yakın iki

işletmeden sağlanan 60 balıktan (30 levrek, 30 çipura) Mycobacterium marinum izole

edilmiştir. Çalışmada izole edilen diğer zoonotik balık bakterileri Lactococcus garvieae

(gökkuşağı alabalıklarından), Vibrio alginolyticus ve Vibrio vulnificus (levreklerden)

olmuştur.

Bu çalışma ile Ege denizinin Güneyinde yer alan Milas ilçesindeki levrek-çipura

stoklarının M. marinum yönünden kontamine olduğu ilk kez tespit edilmiş, hastalığın bulaşıcı

ve zoonotik yönüne dikkat çekilmiştir.

Page 64: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

64

GÖKKUŞAĞI ALABALIKLARINDA İNFEKSİYÖZ PANKREATİK NEKROZ’UN

PATOGENEZİSİ ÜZERİNE DENEYSEL BİR ARAŞTIRMA: APOPTOZİS VE

TİP 1 İNTERFERONLARIN İNNATE (DOĞAL) BAĞIŞIKLIKTAKİ ROLÜ

Emre ÖZAN, Prof. Dr. Nihat TOPLU, Prof. Dr. Tuba Çiğdem OĞUZOĞLU,

Doç. Dr. Harun ALBAYRAK, Yrd. Doç. Dr. Erkmen Tuğrul EPİKMEN,

Prof. Dr. Yılmaz AKÇA, Emrah İPEK, Ayşe Nur AKKOÇ

Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Enfeksiyöz Pankreatik Nekroz (IPN), değişik balık türlerinde pankreasın nekrozu ile

karakterize, akut, bulaşıcı, sistemik viral bir hastalıktır. Etken, RNA grubundan

Aquabirnavirüs ailesinde IPN virusu (IPNV)’dur. Horizontal ve vertikal bulaşmaya sahip

IPNV yavru salmonid balıklarda yüksek mortaliteye, yaşın ilerlemesiyle düşük mortliteye ve

anaçlar da subklinik hastalığa neden olur. Bu çalışma ile, Türkiye’deki bir alabalık

işletmesinden izole edilen IPNV izolatı ile deneysel enfeksiyon gerçekleştirilerek;

alabalıklarda, doğal bağışıklıkta önemli yeri olan virus-konakçı hücre ilişkileri

(interaksiyonları)’nde interferonların ve apoptozisin rolü araştırılmıştır. Bu amaçla deneysel

enfeksiyonu takiben, enfekte dokularda histopatolojik değişiklikler incelenmiş ve viral

antijenin (immunoperoksidaz) lokalizasyonu belirlenmiştir. Hastalığın patogenezisinde

apoptozisin ve tip 1 interferonların rollerini belirlemek amacıyla, apoptotik hücrelerde DNA

kırılmalarını ortaya koyan TUNEL (terminal deoxynucleotidyl transferase nick end labelling)

metot doku kesitlerinde uygulanmıştır. Yine, doku kesitlerinde caspase-8,-9 markırları

(immunoperoksidaz yöntemle) ile apoptozisin indüklenme yolları belirlenmiştir.

Antiapoptotik markır bcl-2 (immunoperoksidaz yöntemle) ile apoptozise direnç gösteren

hücreler belirlenmiştir. Apoptozisin yanı sıra doğal bağışıklıkta önemli rolleri olan

interferonların (interferon-α1) IPNH’nin patogenezisindeki rolleri ve apoptozis ile ilişkisi

araştırılmıştır.

Page 65: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

65

BAL ARILARINDA NEONİCOTİNOİD GRUBU INSEKTİSİDLERİN

TOKSİKASYONLARININ ARAŞTIRILMASI

Hasan Hüseyin ÜNAL, Alper SEZGİN, Erol KABİL

Tülay BAKIREL, Devrim OSKAY

Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Özet

Neonicotinoid grubu insektisidler ülkemizde tarımsal üretimde patates gibi sınırlı

sayıda ürünün haşere v.b. zararlılarıyla mücadele için ruhsatlı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca

ayçiçeği, pamuk, mısır gibi arıların çokça faydalandığı ve polinasyon sağladığı ürünlerde de

zararlılarla mücadele için ruhsat dışı olarak kullanıldığı belirtilmektedir. Bu alanlarda

meydana gelen arı ölümleri ve koloni kayıplarında imidocloprid gibi neonicotinoid sınıfı

pestisidlerin etkisinin iyice araştırılması talep edilmektedir.

Neonicotinoid sınıfı insektisidler haşerelerin merkezi sinir sistemi üzerine etkilidirler,

memeliler için ise daha düşük toksisiteye sahiptir. Neonicotinoidler tüm dünyada en yaygın

kullanılan insektisitler arasında yer alır, fakat son zamanlarda bu sınıfın üyelerinden bazıları

bal arılarının koloni çökertme hastalığı ile ilgili olarak bazı ülkelerde kullanımı

sınırlandırılmıştır. İşçi arıların kolonideki larvaların beslenmesi görevini aksatmasına ve arıların yön

bulma yeteneklerini kaybetmesine neden olarak Colony Collapse Disorder yol açtığına

inanılır. Bir arı paraziti olan Varroa destructor da bu hastalıkla ilişkilendirilmektedir.

2009 yılında arıların kayıplarıyla ilgili belgeler, neonicotinoidler ile bal arılarının

koloni çökertme hastalığı (CCD) arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir.

Bu araştırmada neonicotinoidlerin özellikle ayçiçeği, mısır ve pamuk yetiştiriciliği gibi

illegal kullanılması muhtemel alanlarda arı sağlığı üzerindeki etkileri incelenmiş olup

kesinlikle arılar için toksik olduğu tespit edilmiştir.

Page 66: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

66

T.C.

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

DEVAM EDEN PROJELER

Page 67: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

67

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Ektima Aşı Virusunun Koyunlarda Şap Aşısına Karşı

Oluşacak İmmunite Üzerine Etkisinin Belirlenmesi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16A07/P02/68

Proje Lideri Veli GÜLYAZ

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2017

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 – 01.02.2016

Proje Özeti

Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanlarda ciddi verim düşüklüklerine yol açarak büyük

ekonomik kayıplar yaratan yüksek derecede bulaşıcı viral bir hastalıktır. Şap Hastalığı’nın

endemik olduğu ülkelerde hastalık ile mücadelede en temel yöntemlerden biri aşılamadır.

Türkiye’de hastalıkla mücadelede uzun yıllardan beri aşılama önemli bir yer tutmaktadır.

Ülkemizde Şap hastalığı ile mücadelede trivalan ve tetravalan (A,O ve asia-1) şap

aşıları ilkbahar ve sonbahar aşıları kampanyaları şeklinde yoğun olarak kullanılmaktadır. Şap

aşılarının bağışıklık verme güçleri aşıların içine konan virüs tiplerinin mikrogram cinsinden

miktarlarına göre değişmekle birlikte özelikle immun sistemi uyarıcı adjuvant çeşitlerinin

etkileride önemli yer tutmaktadır. Bu proje ile halen üretimi yapılan şap aşılarının ektima

virusunun immun sistemini uyarıcı gücünden faydalanarak sığır, koyun ve keçilerde bağışıklık

düzeyini arttırmak amacıyla planlanmıştır.

Bu amaçla şap aşıları koyunlara gerek farklı yerlerden gerekse kombine edilerek uygulanacak

oluşacak bağışıklık düzeyi saptanacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:-

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler:-

5. Bütçe Harcamaları Özeti: -

Page 68: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

68

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Kullanımda Olan Şap Aşılarının Çoklu Adjuvant ile

Güçlendirilmesi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/69

Proje Lideri Dr. Can ÇOKÇALIŞKAN

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2017

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 – 01.02.2016

Proje Özeti

Şap hastalığı ile mücadelede en önemli yöntemlerden biri aşılamadır. Günümüzde ticari

olarak kullanılan şap aşıları inaktif bütün virion ile hazırlanmakta olup, bu antijenin

immunojenitesi düşüktür. Bu nedenle çeşitli adjuvantlar denenmiş olup, günümüzde yağ

adjuvantlar kullanılmaktadır. Ancak yine de uzun süreli ve güçlü bir yanıt elde edilmesi zordur.

Sadece şap aşısında karşılaşılmayan bu sorunu gidermek için çoklu adjuvant sistemleri

çalışılmaktadır. QS-21’in ve CPG-ODN’lerin (Fogg 2007) kullanıldıkları aşılara karşı oluşan

immun yanıtı arttırdıkları çeşitli araştırmalarda kanıtlanmıştır. QS-21 suda çözünebilen Quillaja

saponaria adlı ağacın gövdesinden elde edilen bir saponindir. QS-21’in hücresel ve humoral

immun yanıtı birlikte arttırdığı tespit edilmiştir. Bu konuda bir diğer yönelim CPG motiflerinin

kullanılmasıdır. Bakteri DNA’sının yapısı taklit edilerek doğuştan gelen immun yanıt

uyarılarak etkisini gösteren CPG motifleri,metillenmemiş sentetik oligonükleotitlerdir. Bu

çalışmanın amacı QS-21 ve CPG oligonükleotitlerinin birlikte ve ayrı ayrı yağ adjuvanlı şap

aşısına eklenerek aşının bağışıklık gücünde nasıl bir değişikliğe neden olduğunun

gösterilmesidir. Ayrıca iki yeni ticari yağ adjuvantın bağışıklığa etkisi incelenecektir.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Çalışmada kullanılacak kimyasal, biyolojik

ve diğer malzemeler ile ilgili fiyat araştırması yapılmaktadır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler:-

5. Bütçe Harcamaları Özeti: -

Page 69: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

69

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Damızlık Atlarda, Ülkesel Düzeyde West Nile Virus

Serosurvey'i

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/70

Proje Lideri Dr. M. Fatih BARUT

Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Projenin bu döneminde 2000 adet damızlık 3000 adet sahadan toplanan serum örneği

önce tüm antikor tiplerini test eden competitive ELISA ile test edilmiş ardından akut vakaların

tespiti amacı ile pozitif örneklere IgM ELISA yapılmıştır. Damızlık Atlara ait Pozitif bulunan

örnekler VNT ile konfirme edilmiştir.

Sahadan toplanan 3000 adet örneğin ait olduğu mahalle ve köylere ait coğrafi

koordinatları bulunarak kaydedilmiştir.

Bir sonraki dönemde bu koordinatlar ve test sonuçları GIS programına girilerek

sonuçlar analiz edilecek ve proje sonlandırılacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Analiz aşamasındadır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler:-

5. Bütçe Harcamaları Özeti: Çalışmalar için gereken kitler Proje ortağı olan İtalya

Zooproflactica Enstitüsünden temin edilmiş olup harcama yapılmamıştır.

Page 70: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

70

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Küçük Ruminantlarda Görülen Abortlarda Border

Disease Enfeksiyonunun Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A07/P02/71

Proje Lideri Dr. Mehmet EKİK

Yürütücü Kuruluş Konya Veteriner Kontrol Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Koyun; ekonomilerinde hayvancılığın önemli yeri olan ülkelerde, et, süt, yapağı ve

deri verimi basta olmak üzere birçok amaç için yetiştirilen bir çiftlik hayvanıdır. Koyun

yetiştiriciliği, iklim ve tabiat şartlarına göre, teknik ve ekonomik imkânlar ölçüsünde büyük,

orta, küçük sürüler veya birkaç başlık gruplar halinde yapılmaktadır. Küçükbaş hayvancılıkla

uğraşan büyük işletmelerde abortlar sonucu hedeflenen kuzu miktarına (dolayısı ile koyun

sayıları) ulaşılamamaktadır. Abortların nedeninin incelenmediği ve buna yönelik bir kontrol

programı oluşturulmadığı için de hayvan sayısı gün geçtikçe azalmaktadır.

Border Disease Virusu (BVD) koyunlarda ve keçilerde transplasental enfeksiyonlara

neden olabilen viral etkenler arasında yer almaktadır. Gebe koyunlar ile bunların fötusları

BDV’nin biyotipine ve fötusun immun yanıt oluşturup oluşturamamasına bağlı olarak bu

enfeksiyondan farklı derecelerde etkilenir. Border Disease Virus enfeksiyonunda; embriyo

ölümü ve rezorbsiyonu, fötal mumifikasyon, merkezi sinir sistemi bozuklukları, kongenital

anomaliler, abortlar, "Hairy shaker" görünümlü veya normalden düşük doğum ağırlığına sahip

kuzu doğumları, canlı doğan kuzuların 2–3 gün içerisinde ölmeleri gibi sonuçlar ile

karşılaşılabilmektedir.

Bu araştırmada, Türkiye genelinde abort problemli küçükbaş sürülerinde akut ya da

subklinik BDV enfeksiyonunun varlığının araştırılması, varsa PI hayvanların tespit edilmesi,

abort olaylarında BDV’nin rolünün belirlenmesi, tespit edilecek PI hayvanların sürüden

uzaklaştırılması sonucu BDV enfeksiyonundan kaynaklanan ekonomik kayıpların azaltılması

hedeflenmiştir. Bu amaçla toplanacak kan serumu örnekleri BDV’ye karsı oluşan antikor

varlığı yönünden indirekt ELISA ile incelenecek, lökosit ve doku örneklerine BDV antijen

varlığını tespit etmek amacı ile ELISA uygulanacak, viral genom varlığı ise RT-PCR ile

araştırılacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Proje 01.01.2016 tarihinde başladığı için

her hangi bir faaliyet gerçekleştirilmemiştir.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Projede görevli olan Konya Veteriner Kontrol

Enstitüsünde görevli Biyolog Murat YILDIRIM’ın yerine Biyolog Mustafa Emin ÖZ’ün

görevlendirilmesi önerilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 71: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

71

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Endüstriyel Boyutta Şap Aşısı Üretiminde Serumsuz

Vasat Kullanımı

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/72

Proje Lideri Şükran YILMAZ

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanlarda görülen çok bulaşıcı viral bir hastalıktır. Hastalık

etkeni Picornaviridae ailesi Aphthovirus cinsinden tek iplikcikli küçük bir RNA virüsü olan şap

virüsüdür. Hastalıkla mücadelede kullanılan etkili yöntemlerden biri de aşılamadır. Şap aşısı,

hücre kültürlerinde üretilen şap virüsünün inaktive edildikten sonra adjuvan ilavesi ile

hazırlanan inaktif aşılardandır.

Günümüzde endüstriyel düzeyde şap aşısının üretiminde yaygın olarak süspanse kültür

sistemlerine adapte BHK 21 hücreleri kullanılmaktadır. Bu hücre kültür ortamlarının yaklaşık

%10’nu serum oluşturmaktadır. Serum zengin içeriği nedeniyle hücrelerin üremesini

uyarmaları, koruyucu etkileri gibi birçok olumlu katkılarının yanı sıra hayvansal kaynaklı

olmalarından dolayı istenmeyen kontaminantların ve hastalıkların taşıyıcısı olmaları büyük

dezavantajdır. Ayrıca, teminindeki güçlükler, seriden seriye değişebilen üretim farklılıkları ve

yüksek maliyeti de diğer dezavantajlarıdır. Bu sorunlar nedeniyle son yıllarda biyolojik

maddelerin üretiminde serumsuz besin ortamları geliştirilmiştir. Büyük hacim rekombinant

protein ve monoklonal antikor üretimlerinde serumsuz besin ortamları kullanılmakta olup şap

aşısı gibi endüstriyel düzeydeki viral aşıların üretiminde henüz yaygın değildir.

Çalışmamızda BHK 21 hücresi öncelikle monalayer kültür sisteminde, devamında

süspanse kültürde serumsuz vasata adaptasyonu sağlanarak 3000 litre hacimli biyoreaktörlerde

üretimi ve yine serumsuz vasatlı ortamda aşı virüsü üretimleri yapılacaktır. Bu proses süresince

alınan numunelerde hücre ve virüs etkinliği kontrol testleri yapılacaktır

Bu amaçla bu çalışmada, Enstitümüzde şap aşısının üretiminde kullanılan BHK 21

hücre kültürünün serumsuz ya da en azından %1 serumlu besin ortamında üretilmesi ve böylece

hem üretim prosesinde karşılaşılan güçlükler, serum kaynaklı sorunların en aza indirgenmesi

hem de maliyetin düşürülmesi amaçlanmıştır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Proje çalışma takvimi çerçevesince proje hazırlık çalışmalarına başlanmış

ve devam etmektedir.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler:- 5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 72: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

72

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Şap Aşısı Üretiminde Purifikasyon Prosesi Sonrası

Yapısal Olmayan Protein (NSP) Varlığı ve Düzeyinin İn

Vitro Olarak Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/73

Proje Lideri Dr. Beyhan SAREYYÜPOĞLU

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2019

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Şap Hastalığı’nın Türkiye gibi endemik olduğu ülkelerde hastalık ile mücadelede

başlıca yöntemlerden biri purifiye inaktif sap virusu aşıları ile aşılamadır. Bunun yanında virus

dolaşımının izlendiği rutin serosurveyler ve hayvancılık işletmelerinde biyogüvenlik

uygulamaları diğer mücadele yöntemleri arasında yer alır.

Şap aşısı üretiminde purifikasyon prosesi ile virusun NSP proteinleri giderildiğinden

dolayı şap aşıları ile aşılanan sürülerde şap virüsünün sadece yapısal proteinlerine (structural

proteins, SP) karşı antikor yanıtı elde edilmektedir. Ancak şap enfeksiyonu sonrası, yapısal

proteinlerin yanı sıra yapısal olmayan proteinlere (non-structural proteins, NSP) karşı da

antikor oluşmaktadır. Bu prensipten yola çıkılarak enfekte hayvanı aşılı hayvandan ayıran

DIVA (differentiating infected from vaccinated animals) serolojik testler geliştirilmiştir.

Sahadaki virüs sirkulasyonun DIVA tanı sistemleri ile izlendiği serosurveylerin başarısı

açısından üretilen şap aşısının NSP proteinleri içermemesi bir nevi marker aşı olması ayrı bir

önem arz etmektedir. Bu nedenle üretilen şap aşılarının NSP’ler yönünden incelenmesi

gerekliliği OIE’de yer almıştır. Bu inceleme aşı üretim prosesi bittikten sonra in vivo-hayvan

denemeleri ile NSP antikor yanıtına bakarak yapılmaktadır.

Bu çalışmada; şap aşısı üretim prosesinde purifikasyon ve formülasyon sonrası aşı

antijen örnekleri hazırlanacak yeni bir ticari kit kullanılarak NSP antijen varlığı ve düzeyi

açısından incelenecektir. Purifikasyon ve formulasyon sonrası toplanan örnekler ile test

metodunun detection limiti tespit edilecek ve aşı antijen örneklerinde NSP puritesi kontrol

edecek ve üretim prosesi sırasında kullanılacak yeni testin standandardizasyonu yapılacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Kit temin edildi (Eylül 2015).

Şap aşı üretimi devam ettiği sürece numune toplamasına devam edildi (Mayıs 2015-

devam ediyor). Numuneler daha sonra çalışılmak üzere -80 C’de stoklanmaktadır.

Çalışmada kullanılacak aşı antijen numunelerinin aşı üretiminin hangi aşamalarından

toplanacağına karar verildi (Aralık 2015).

Temin edilen kit ile 3 defa test yapıldı çalışmalar devam etmektedir (Eylül 2015-).

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: -

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 73: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

73

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Şap Hastalığında Gebe İneklerde Uygulanacak Farklı

Aşılama Takviminin Buzağıların Maternal İmmunitesi

Üzerine Etkisi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/74

Proje Lideri Dr. Beyhan SAREYYÜPOĞLU

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2019

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Gebelik döneminde uygulanacak aşılama takvimi yeni doğan hayvanların maternal

antikorları üzerinde önemlidir. Ancak Türkiye’de hastalık açısından bilgi ve algı eksikliği

nedeniyle gebe hayvanların aşılanma takvimi değil aşılanması konusunda bile ciddi bir boşluk

mevcuttur.

Ruminantlarda syndesmochorial plasenta yapısı nedeniyle anneden yavruya gebelik

döneminde antikor aktarımı olmadığından yeni doğanın hastalıklara karşı direnci için kolostral

immunite çok elzemdir. Ancak yeni doğanın bu kolostral antikorlar nedeniyle uygulanacak

aşılara karşı immun reaksiyon vermediği maternal interferens sorunu nedeniyle ülkemiz gibi

hastalığın endemik ve aşılamanın mücadele stratejisi olduğu yerlerde genç hayvanlarda optimal

şap aşısı uygulanma yaşı cevaplanması gereken önemli bir soru işareti olmuştur.

Bu çalışmada; gebelik periyodunca uygulanacak aşılama takviminin yeni doğan

hayvanların maternal immunitesi üzerine etkisi incelenecek ve gebelere uygulanacak şap aşıları

için en uygun rutini araştırılacaktır. Ayrıca projede doğacak yavrular en az 7 ay süreyle

izlenerek maternal interferens –genç hayvanların optimum aşılanma yaşı incelenecektir.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Çalışmanın yapılabileceği yer konusunda görüşmeler gerçekleştirildi.

Öncelikle Lalahan Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve Eğitim Merkezinde hayvan

deneme grupları oluşturuldu. Örnekleme tarihleri belirlendi. Polatlı TİGEM ile de

görüşme yapılacaktır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Personel: Çalışma araştırma ekibinde yer alan isimlerden Veteriner Hekim Abdullah Arslan

ve İbrahim Hancı’nın projeden çıkarılması, Lalahan Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve

Eğitim Merkezinde görevli Veteriner Hekim Tuncay Çökülgen’in projede yer alması

konusunda değişiklik önerilmektedir.

Bütçe: Daha önce 60.000 olarak önerilen proje bütçesinin yem giderleri ve gerekirse hayvan

tazmini için proje bütçesinin 40.000 TL ek yükseltilmesi önerilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 74: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

74

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Şap Hastalığı A Serotipine Karşı Geniş Kapsamlı Aşı

Suşlarının Virus Nötralizasyon Testi ile Belirlenmesi ve

Alternatif In-Siliko Metot Geliştirilmesi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/75

Proje Lideri Ayşegül KUDU

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Şap virüsü serotipleri; A, O, C, Asia 1 ve SAT 1, 2, 3 olup, ülkemizde ise A, O ve Asia

1 virusları görülmektedir. A serotipi, genetik ve antijenik olarak en çok farklılık

göstermektedir. Şap hastalığının kontrolü için dünyanın birçok yerinde inaktif Şap aşısı

kullanılmaktadır. Aşılama programının başarısı için, en önemli faktör kullanılan aşının kalitesi

olarak belirlenmiş olmasına rağmen, aşının etkinliği için aşı suşunun ve saha suşunun antijenik

olarak uyumlu olması çok daha önemli ve gerekli bir kriterdir. Antijenik farklılıkların

belirlenmesi için önceleri in-vivo çapraz koruma çalışmaları yapılmıştır. Ancak serolojik

testlerin kullanılabilirliğinden sonra bu testler, oluşturulan hipotezlere dayanan antijenik

karşılaştırma için kullanılmıştır. Bazı serolojik testlerde, aşılanan hayvanlardan ve saha

virusları ile enfekte hayvanlardan serum numuneleri toplanarak antikor titreleri belirlenmiştir.

Saha virusu ile aşı virusu arasındaki antijenik yakınlığı en kesin belirleyen ‘r1 değeri’

(relationship value), serolojik testler kullanılarak elde edilen titrelerin oranlanması ile

hesaplanabilir. Virus nötralizasyon testlerinde (VNT) önemli değişimler bildirilmesine rağmen

varolan aşı suşlarının uygunluğunun değerlendirilmesinde, VNT kullanılarak saha suşlarının aşı

suşlarına yakınlığının antijenik analizleri önemli bir rol oynar. Serolojik test metotları

kullanılarak Şap virusu yapısal protein antikorları arasındaki antijenik farklılıklar ölçülebilir ve

böylece aşı suşu ve saha suşu arasındaki aşı uygunluğu tahmin edilebilmektedir. Ancak

VNT’de değişmelerin olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Şap virusu A serotipi

suşlarındaki antijenik olarak meydana gelen değişimler genetik dizi analizleri kullanılarak

antijenik farklılıklar tahmin edilebilir ancak aşı uygunluğu için bu bilgiler güvenilir değildir.

Projemizde, Dünya Referans Laboratuvarı, VNT aşı eşleştirme metodunun laboratuvarımıza

transfer edilmesi, geniş bir suş spektrumu ile uyumlu aşı suşlarının seçilmesi, aşı eşleştirme için

in-sliko bir metot geliştirilmesi amaçları güdülerek, Türkiye için ekonomik ve hayvanlar için

sağlık ve verim açısından yarar sağlanması hedeflenmektedir.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Projeye 01 Ocak 2016 tarihinde

başlanacaktır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: -

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 75: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

75

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Şap Aşılarında, Farklı Konsantrasyonlardaki Antijen

ve Tekrarlayan Aşılamalarla Yapısal Olmayan

Proteinlere Karşı Antikor Yanıtının Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/76

Proje Lideri Berrin Müzeyyen ALPAY

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Şap hastalığı; evcil çift tırnaklı hayvanların ekonomik açıdan en önemli hastalıklarından

biridir. Hastalık, hayvan endüstrisinin ekonomik ilerleyişini olumsuz etkileyerek ülkeler ve

üreticiler açısından önemli kayıplara yol açar. Hastalık, endemik seyrettiği ülkelerde koruyucu

aşılama ile kontrol edilir.

Şap virusu ile enfekte hayvanlarda yapısal ve yapısal olmayan virus proteinlerine karşı

antikor oluşmaktadır. Yüksek pürifiye aşılarda şap virusü yapısal olmayan proteinlerine karşı

antikor oluşmaması beklenmektedir.

Aşılanmış sürülerde asemptomatik taşıyıcı hayvanların bulunması, inaktivasyon

prosedüründe residüel canlı virusün kalması, aşı formülasyonuna giren antijen miktarının

arttırılması ve tekrarlayan aşılamalar da yapısal olmayan proteinlere karşı antikor oluşumunu

uyarabilmektedir. Bu nedenle, enfekte hayvanların ayrılması kontrol ve eradikasyonu

kolaylaştırır.

Bu çalışmada; İki farklı aşı hazırlama metodu kullanılacaktır. Artan antijen miktarı ve

tekrarlayan aşılamalar sonrasında yapısal olmayan proteinlere karşı antikor yanıtının varlığı

tespit edilecektir. Aşıya giren antijen miktarı aşamalı olarak artırılacak ve belli aralıklarla hedef

hayvanlara tekrarlayan inokülasyonlar yapılacaktır. İnokülasyonlar sonrası belli dönemlerde

elde edilen serumlar residüel NSP antikorlar açısından değerlendirilecektir.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: -

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 76: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

76

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Şap Aşılarının Hazırlanmasında BHK21 An

73Hücresinin Optimum Üreme Karakteristiğinin

Belirlenerek Antijen Miktarının Artırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/77

Proje Lideri Berrin Müzeyyen ALPAY

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2017

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Veteriner hekimlikte kullanılan aşılar içinde şap aşısı üretimi önemli bir yer

tutmaktadır. BHK-21 hücresi, 1962 yılında Mc Pherson ve Stocker tarafından Suriye yavru

hamster böbrek hücrelerinden izole edilmiştir. Bu hücrenin klonlanması ile BHK-21 C13

hücresi elde edilmiştir. Hücre kültürlerinin üretim sürecinde besiyeri ve fizikokimyasal

faktörlerin optimize edilmesi ile oluşturulan homojen bir çevrede üretim kayıpları büyük

ölçüde azaltılabilmektedir.

Besiyeri; pH, CO, CO2 ve pOsm değişimleri hücre metabolizmasında değişimlere

neden olmakta ve sonuç olarak hücre özgül üreme hızında ve son hücre sayılarında

değişiklikler görülmektedir. Hücrelerin değişik çalışma parametrelerine gösterdikleri

hassasiyetin aynı hücre hattının klonlarında dahi farklılık gösterebileceği bilinmektedir.

Mowat ve Chapman’ın 1962’de BHK-21 C13 hücresinin şap virüsüne duyarlı olduğunu

bildirmesinin ardından bu hücrenin aynı yıl süspanse üretim prosesi geliştirilmiştir.

Enstitümüzde Şap aşılarının üretiminde süspanseye adapte BHK 21 An 30 ve An73 hücreleri

kullanılmaktadır. BHK 21 An 30 hücresi BHK 21 An 73’ e göre daha kısa sürede ve daha fazla

üreme özelliği göstermektedir. Ancak virusun üretim aşamasında An 73 de üretilen virus

kültürlerinin titre ve 146 S değeri An 30 da üretilen kültürlerden çok daha yüksek olduğu

gözlemlenmiştir.

Bu çalışmada; BHK 21 An 73 hücresinin kısa sürede, fazla miktarda üretimi sağlanarak

yüksek 146 S değerli şap virüsü antijeni ve şap aşısı üretilmesi amaçlanmıştır. Daha az

antijenle daha fazla aşı hazırlanabilecektir. Dolayısıyla daha kısa sürede, daha ekonomik

şartlarda, antijen kalitesi yüksek ve daha fazla şap aşısı üretilebilecektir. Böylece zaman, iş

gücü, kimyasal, sarf malzemesinden de tasarruf edilmiş olacaktır.

Bu amaçla deneysel şatlarda An73 hücresinin üreme ortamını etkileyen bazı

parametrelerinde ( besi yeri, ısı, pH) belirli oranlarda değişiklik yapılacak ve optimum üreme

karakteristiği belirlenecektir. Aynı hücre virus kültürü hazırlanmasında kullanılacak, enfektif

titre, 146 S değeri, total protein değerleri tespit edilecektir.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: -

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 77: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

77

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

BHK-21 An30 ve An73 Hücre Kültürlerinde Pasajlama

Sonrası Karyotip İncelemesi ve Şap Virusunun

Etkisinin Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/78

Proje Lideri Ahu Kader KARA

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2017

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Şap virusu, Picornaviridae familyasının Aphtovirus alt grubunda yer alan bir virustur ve

O, A, C, SAT 1, SAT2 SAT 3 ve Asia 1 serotipleri bulunmaktadır. Virus, zarfsız, ikozahedral

simetride, 26 nm çapında, protein yapılı kapsitli, yaklaşık 8.4 kb pozitif polariteli tek iplikcikli

ribonükleik asit (RNA)genomu içermektedir. Bu virusun oluşturduğu şap hastalığı, tüm çift

tırnaklı hayvanları etkileyen oldukça bulaşıcı veziküler bir hastalıktır. Hastalık, ülke içinde ve

ülkeler arasında hızlı ve yoğun bir şekilde yayılma, ciddi ekonomik kayıplara yol açabilecek

potansiyele sahip olduğundan Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) tarafından ‘List A’

hastalıkları arasında sınıflandırılmıştır. Şap hastalığı ile mücadele ve korunmada ülkemizde

trivalan inaktif şap viruslarının A, O ve Asia1 serotipleri kullanılmaktadır. Söz konusu suşların

üretiminde, BHK-21 hücre kültürü, yaygın şekilde kullanılmaktadır. BHK-21 hücre kültürünün

klonlanmasıyla elde edilen hücre hatlarının şap virusuna karşı farklı duyarlılıkları tespit

edilmiştir.Bu proje ile; BHK-21 An30 ve BHK-21 An73olarak isimlendirilen hücre hatlarının

uygun pasaj seviyelerinin, kromozom yapısıyla ilişkili olarak aşı üretiminde birim hücreden en

fazla miktarda virüs elde ederek şap aşısı doz miktarının arttırılması amaçlanmıştır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:-

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: -

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 78: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

78

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Sığırların Nodüler Ekzantemi Hastalığının Vektör

Kene-Konak İlişkisinin Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/79

Proje Lideri Hamza KADI

Yürütücü Kuruluş Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016

Proje Özeti

Bu proje kapsamında; Karadeniz Bölgesi’nde 2014 yılından itibaren ortaya çıkan

Nodüler Ekzantem Hastalığı’ nın vektör kene – konak ilişkisi araştırılacaktır. Bu amaçla

hastalığın en çok görüldüğü yerler olan Samsun, Tokat ve Sivas illerinde bulunan hayvanlardan

(sığır, koyun, keçi) keneler toplanacak ve aynı zamanda bu hayvanlardan EDTA’ lı kan

alınacaktır. Elde edilen numuneler soğuk zincir altında laboratuvara getirilip araştırma

yapılıncaya kadar – 20 oC’ de saklanacaktır. Araştırma aşamasında öncelikle keneler

parazitoloji laboratuvarı tarafından cins tayini yapılacak ayrıca erkek / dişi ve doygun / aç

şeklinde sınıflandırılacaktır. Bu şekilde sınıflandırılan keneler ile bir havuz oluşturularak

homojenize edilecektir. Homojenize edilen kenelerden ve aynı zamanda kenelerin toplandığı

hayvanlardan alınan EDTA’ lı kan örneklerinden Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR)

yöntemiyle Nodüler Ekzantem Hastalığı (LSD) virusu nükleik asidi tespit edilmeye

çalışılacaktır. Tespit edilen virus nükleik asitlerinin sekans işlemi sonrası filogenetik analizi

yapılacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Bu Rapor Dönemi içerisinde, projede

kullanılacak olan primer ve problar temin edilmiştir. Tek sefer sahaya çıkılarak hayvanların

üzerinden keneler toplanmıştır. Gidilen bölge koordinatlarıyla beraber kayıt altına alınmıştır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Projeye OMÜ Veteriner Fakültesi’nde araştırma görevlisi

olan Veteriner Hekim Cüneyt TAMER’ in dahil edilmesi talep edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 79: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

79

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Erzurum İli Mezbahalarında Kesilen Sığır ve

Koyunlarda Kistik Ekinokokkozisin Durumu, Köpek ve

İnsanlarda Geriye Dönük İzlenmesi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/80

Proje Lideri Hüseyin ERDEM

Yürütücü Kuruluş Erzurum Veteriner Kontrol Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Kistik Ekinokokkozis olgularının ülkemizde sıkça görüldüğünü gösteren oldukça fazla

sayıda yayın vardır. Yapılması planlanan çalışma ile parazitin yaşam siklusunun kırılmasının

hastalıkla mücadelede önemi ve hayvan sağlığı alanında yapılacak mücadele çalışmalarına ara

konak ve son konakların durumlarının değerlendirilmesi ile yön verilmesi amaçlanmıştır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: -

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 80: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

80

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Ankara ilinde Koyunlarda ve Sularda Tularemi

Enfeksiyonunun Epidemiyolojik Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A07/P02/81

Proje Lideri Dr. Derya KARATAŞ YENİ

Yürütücü Kuruluş Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Francisella tularensis’in neden olduğu zoonotik bir enfeksiyon olan tularemi, son

yıllarda ülkemizde oluşan insanlarda salgınlar görülmesi ile yeniden önem kazanmıştır.

Güncelliğini koruyan bu hastalığın rezervuarı açıkça bilinmemekle birlikte dünyada ve

ülkemizde hastalıkla ilgili riskli alanların sayısı hızla artmaktadır. Hayvanlarda hastalık

prevalansına dair bilgiler oldukça kısıtlıdır. Evcil hayvanlar arasında koyunlar tularemiye

oldukça duyarlıdır ve rastlantısal konakçılardır. Hastalık koyunlarda başlıca abort, özellikle

kuzularda yüksek morbidite ve mortalite oranları ile ciddi ekonomik kayıplara sebep

olmaktadır. Bunun yanısıra ülkemizde çoğunlukla tularemi su yolu ile bulaşmakta olduğundan,

hastalık mihraklarının yoğun olarak görüldüğü yerleşim birimlerinden su örnekleri alınarak,

kültür ve moleküler yöntemlerle hastalığın varlığı araştırılacaktır. Araştırma kapsamında, tüm

örnekler Ankara ilinden toplanacaktır. Bu çalışma ile tulareminin koyunlarda serolojik

yöntemlerle incelenmesi ve prevalansının belirlenmesi amaçlanmıştır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Çalışmanın bu dönemi içerisinde,

epidemiyolojik yönden örneklem çalışması yapılan yerleşim alanlarından koyunlardan kan

alınma çalışmalarına başlanmış ve sürdürülmektedir. Toplanan örneklere uygun laboratuvar

çalışmalarının yapılabilmesi için kullanılacak sarf malzemeleri miktarları belirleme

çalışmaları başlatılmıştır. Su örnekleri toplama çalışmaları sürdürülmektedir. Besi yeri kontrol

çalışmaları standart suşlarla yapılmıştır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: -

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 81: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

81

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Biyoreaktörde Anthrax Aşısı Üretimi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/82

Proje Lideri Dr. Funda KALINBACAK

Yürütücü Kuruluş Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Türkiye’de anthrax hastalığına karşı aşılama 1953 yılından itibaren B. anthracis 34 F2

suşu ile hazırlanan aşı kullanılmaktadır. Günümüzde bazı bakteriyel ve viral aşıların

biyoreaktör sistemi ile üretimi gerçekleştirilmektedir. Bu projede biyoreaktör ile Anthrax

aşısının üretimi hedeflenmiştir. Aşı üretiminde halihazırda kullandığımız B. anthracis 34 F2

suşu uygun yöntemle üretilecek, sporlanma sağlanacak, sporlar % 0,5lik fenol ile yıkanıp canlı

spor sayımları yapılacaktır. Örnek aşı 107 cfu/ml canlı spor içerecek şekilde hazırlanacaktır.

Ürüne ait koruyucu antijen seviyeleri kolon kromatografi cihazı ile ölçülecektir. Sterilite, canlı

spor sayımı, bağışıklık ve zararsızlık kontrolleri FAO, O.İ.E., European Pharmacopoei ve

WHO ya göre yapılacaktır. Casein Digest katı besiyeri ve biyoreaktörde üretilen anthrax

aşılarının canlı spor sayımı, pH ve koruyucu antijen seviyeleri karşılaştırılacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Çalışmalar proje takvimine göre 2016 yılı

içerisinde satınalma süreci ile başlayacaktır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: -

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 82: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

82

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Türkiye'de Alabalık Yetiştiriciliği Yapılan İşletmelerde

Salmonid Alphavirus Enfeksiyonunun Varlığının

Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A11/P03/83

Proje Lideri Dr. Gülnur KALAYCI

Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Bu projede Türkiye’de yetiştirilen gökkuşağı alabalığı (rainbow trout) ve kahverengi

alabalıklarda (brown trout) uyku hastalığı veya pankreas hastalığı olarak da bilinen Salmonid

Alphavirus (SAV) enfeksiyonunun varlığı araştırılacaktır. Alabalık yetiştiriciliği yapılan

işletmelerde bulunan farklı boylardaki/yaşlardaki balıklar örneklenecektir. SAV varlığının

saptanmasında Real-Time -Reverse -transcription polymerase chain reaction (Real-time RT-

PCR) tekniği kullanılacaktır. SAV varlığının saptanması durumunda hastalıktan korunmaya ve

mücadeleye yönelik programlar belirlenecektir.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:-

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Yener KÜÇÜKALİ'nin tayin olarak Enstitüden ayrılması

nedeni ile projeden çıkması, Ramazan TÜRKMEN'in projede yer alması teklif edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:

Page 83: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

83

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Doğu Karadeniz Bölgesindeki Kafes İşletmelerinden

İzole Edilen Bakterilerin Antibiyotik Direnç Genlerinin

Belirlenmesi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A11/P03/84

Proje Lideri Dr. Mustafa TÜRE

Yürütücü Kuruluş Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –

Proje Özeti

Bu projede, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tatlı su ve denizde kurulu kafes işletmelerdeki

alabalıklardan bazı balık patojenlerinin ve bu işletmeler ile ilişkili sediment örneklerinden izole

edilen koliform bakterilerin;

1. İzolasyon ve identifikasyonun gerçekleştirilmesi,

2. Sucul çevrede yaygın kullanılan antibiyotiklere karşı göstermiş oldukları hassasiyetlerini

belirlenmesi,

3. Dirençli bakterilerde, ilgili direnç genlerinin varlığının ve plazmit profillerinin belirlenmesi

amaçlanmaktadır.

Proje kapsamında, Trabzon, Ordu ve Samsun illerinde denizde, Gümüşhane ilinde ise

baraj göllerinde kurulu işletmelerdeki kafeslerden alabalık ve bu işletmelerle ilişkili

noktalardan sediment örnekleri alınacaktır. İdentifiye edilen bakteri suşlarının antibiyotiklere

karşı duyarlılıkları ve Minimum İnhibitör Konsantrasyonları (MİK) Epsilometer (E testi) ile

belirlendikten sonra çoğul antibiyotik direnç (MAR) indeks değerleri hesaplanacaktır. Bakteri

suşlarının antibiyotik direnç genleri PZR aracılığı ile tespit edilecek ayrıca dirençli suşlarda

plazmit varlığı araştırılacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Proje için acil ihtiyaç duyulan malzemelerin

temini gerçekleştirilmiştir. Ayrıca örnekleme yapılacak alanlardaki işletme sahipleri ile

irtibata geçilmiş, gerekli bilgilendirilmeler yapılmıştır. Örnekleme ve sonrası için gerekli

laboratuvar malzemeleri steril edilmiş çalışmak için en uygun şartlar sağlanmıştır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: Antalya’da yapılması düşünülen Uluslararası Su

Ürünleri Sempozyumu (FABA 2016)’na sözlü sunu ya da poster bildiri ile katılım sağlanması

düşünülmektedir.

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Karadeniz Teknik Üniversitesi, Balıkçılık Teknolojisi

Mühendisliğinde yüksek lisans yapan Sevcan KANAL’ın projeye dahil edilmesi ve tezini

projenin bir kısmı ile gerçekleştirmesi Enstitü Komite toplantısında sunulmuş ve kabul

edilmiştir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 84: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

84

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Türkiye’de Vektör Kaynaklı Önemli Viral Hayvan

Hastalıklarının (Mavi dil- BT, Epizootik Hemorajik

Ateş-EHD, Üç Gün Hastalığı-BEF ve AKABANE)

Teşhisi, Vektörlerin Tespiti ve Erken Uyarı

Sisteminin Oluşturulması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A02/P02/61

Proje Lideri Dr. Şirin ÇİZMECİ

Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015 – 01.01.2020

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016

Proje Özeti

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Dönem Bulguları: Projesi kapsamında Adana, Pendik ve Bornova Veteriner Kontrol

Enstitülerinde çalışan personellere 12-16.01.2015 tarihlerinde, Samsun, Elazığ, Konya,

Erzurum Veteriner Kontrol Enstitülerinde çalışan personellere ise 19-23.01.2015 tarihlerinde

‘Culicoides Türlerinin Teşhisi, Toplanması Ve Işık Tuzaklarının Hazırlanması’ konusunda

Doç.Dr. Ahmet DENİZ tarafından eğitim verilmiştir. Etlik VKMAE Parazitoloji uzmanları ve

ilgili enstitülerin uzmanları tarafından 09-13.03. 2015 tarihleri arasında Adana VKE

sorumluluğunda toplam 19 adet; 23-27.03. 2015 tarihleri arasında Pendik VKE

sorumluluğunda toplam 12 adet; 31.03.2015-03.04.2015 tarihleri arasında Bornova VKE

sorumluluğunda 15 adet; 13-17.04.2015 tarihleri arasında Samsun VKE sorumluluğunda 13

adet; 15-17.04.2015 tarihleri arasında Konya VKE sorumluluğunda toplam 12 adet;

27.04.2015-01.05.2015 tarihleri arasında Erzurum VKE sorumluluğunda toplam 13 adet; 04-

08.05.2015 tarihlerinde Elazığ VKE sorumluluğunda toplam 13 adet ve Enstitümüz

sorumluluğunda toplam 14 adet, genel toplamda da 8 Enstitü sorumluluğundaki 57 ilde 111

adet ışık tuzağı kurulmuştur. Işık tuzağının kurulduğu il ve ilçedeki veteriner hekimlere

tuzağın nasıl ve ne zaman çalıştırılacağı ve 15 günde bir alınan sinek numunelerinin ve ayda

bir kez alınan kan numunelerinin hangi şartlarda ilgili enstitülere gönderileceği hususunda

bilgi verilmiştir. Mart-2015 tarihinden itibaren sinek toplanmaya başlanmış ve 8 adet

Veteriner Kontrol Enstitüsünde toplam 69644 adet sinek teşhisi yapılmıştır. Toplanan

sineklerin tür teşhisi ve illere dağılımı ekte tabloda belirtilmiştir. Sinek tuzağı kurulan

Osmaniye, Şanlı Urfa, Adıyaman, Tokat, Sivas, Hakkari, Ardahan, Iğdır, Artvin, Kars

illerinden hiç numune gelmemiştir.

Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü’nde; Etlik VKMAE ve Veteriner Kontrol

Enstitütüleri’nden projede görevli Viroloji Laboratuvarlarında çalışan uzmanların katılımı ile

5-7 Mayıs 2015 tarihinde hastalıkların teşhisi konusunda proje koordinasyonu toplantısı

gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda hastalıkların teşhisi çalışmaları değerlendirilmiştir. İlgili

toplantının tutanağında da belirtilmiş olan, çalışma alanları aşağıda tabloda belirtilmiştir.

Tabloda sinek tuzağı kurulan noktaların konum koordinat bilgileri alınmış olup sentinel

Page 85: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

85

sürüler tuzak çevrelerindeki hayvanlardan serolojik test sonucuna göre seçilmek üzere

belirlenmiştir.

Sinek Tuzağı Kurulan İller ve Sayıları

Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma

Enstitüsü

Toplam 14 ışık tuzağı

Eskişehir (2), Ankara (2), Kayseri (2), Yozgat

(2), Nevşehir (2), Bolu (2), Kastamonu (2)

Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü

Toplam 12 ışık tuzağı

Çanakkale (2), Edirne (2), Kırklareli (2), Bursa

(3), Balıkesir (3)

Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü

Toplam 15 ışık tuzağı

Muğla (3), Aydın (3), İzmir (3), Denizli (3),

Manisa (3)

Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü

Toplam 19 ışık tuzağı

Adana (3), Hatay (2), Osmaniye (2),

Kahramanmaraş (2), Mersin (3), Şanlıurfa (2),

Adıyaman (2), Gaziantep (3)

Konya Veteriner Kontrol Enstitüsü

Toplam 12 ışık tuzağı

Konya (2), Karaman (2), Niğde (2), Aksaray

(1), Antalya (3), Burdur (1), Isparta (1)

Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü

Toplam 13 ışık tuzağı

Samsun (2), Sinop (2), Amasya (2), Tokat (2),

Giresun (1), Trabzon (1), Rize (1), Sivas (2)

Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü

Toplam 13 ışık tuzağı

Elazığ (2), Malatya (2), Hakkari (1), Şırnak

(1), Siirt (1), Mardin (2), Diyarbakır (2), Van

(1), Muş (1)

Erzurum Veteriner Kontrol Enstitüsü

Toplam 13 ışık tuzağı

Erzurum (2), Erzincan (2), Ağrı (1), Ardahan

(2), Iğdır (2), Artvin (2), Gümüşhane (1), Kars

(1)

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-

3. Darboğazlar: Proje 01.01.2015 tarihinde başlamış olup, daha önceki Hayvan Sağlığı Daire

Başkanımız Dr. Nahit YAZICIOĞLU’nun emirleri ile saha çalışmaları projede belirtilen

tarihten 7 ay önce, gerekli ön hazırlık ve alımlar tamamlanmadan başlatılmıştır. Projede

belirlenen iller çevresinde tüm enstitülerde sentinel sürülerin kurulacağı alanlar belirlenmiş,

tuzaklar kurulmuştur. Ancak enstitülerimizin çoğunda proje çalışmalarının idame

ettirilmesine yetecek bütçe bulunmadığı için sentinel sürüler oluşturulamamıştır. Sentinel

sürülerin oluşturulduğu birçok ilde de örneklerin düzenli gönderimiyle ilgili sıkıntılar

bulunmaktadır.

Erken başlatılan projenin çözülebilecek ciddi sorunları mevcuttur. Bütçe, personel, donanımlı

personel, organizasyon ve altyapı yetersizliği, il ve ilçe teşkilatında çalışan veteriner

hekimlerin yükümlülüklerinin ağırlığı ve bu tür proje çalışmalarının kendilerine maddi

manevi getirilerinin olmaması durumunda gönülsüz çalışmaları, uzun süreli saha

çalışmalarının devamlılığının sağlanabilmesinin güçlüğü, hayvan sahipleriyle ilişkilerde

zaman zaman yaşanan sorunlar, güvenlik sebebiyle doğu illerimize bağlı bazı bölgelerde

çalışmaların mümkün olamayışı projenin en önemli sorunlarıdır.

4. Projede Önerilen Değişiklikler:

Materyal ve Yöntem: Proje çalışmalarında özelikle moleküler testlerde takip edilecek

protokollerin ve yöntemlerin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Proje çalışmalarının

gözden geçirilmesi, şimdiye kadar yapılan çalışmalarda karşılaşılan mevcut sorunlara çözüm

yollarının araştırılması ve kullanılacak test metotlarının birlikte değerlendirilmesi, metot

birliğinin sağlanması amacıyla 28- 29 Ocak 2016 tarihlerinde Pendik Veteriner Kontrol

Enstitüsü’nde bir toplantı yapılması planlanmıştır.

Page 86: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

86

Proje Faaliyet Takvimi: Proje takvimine göre 2016 yılında saha çalışmaları başlatılması

gereken bu proje Hayvan Sağlığı Daire Başkanımızın emirleriyle 2015 yılı Mayıs ayı

içerisinde başlatılmıştır. Yapılan çalışmalar ön çalışma olarak değerlendirilerek, eksikliklerin

giderilmesini takiben, bölgelerdeki vektör aktivitesine göre 2016 yılı Ocak ayından itibaren

proje çalışmalarına aktif olarak başlanılabilir.

Personel: Enstitülerden ayrılan ve enstitülerde ilgili laboratuvarlarda yeni göreve başlayan

personel sebebiyle projede çalışanlarının isimlerinde değişiklikler yapılması gerekmektedir.

Proje çalışanlarına Etlik VKMAE’den Veteriner Hekim Adalet DUYUM ve Veteriner Hekim

Çağla KORKMAZ, Veteriner Hekim Ufuk EROL, Biyolog Selim TUNCER, Pendik

VKE’den Veteriner Hekim Dr. Özlem BAĞCI ve Biolog Murat EKİNCİ, Elazığ VKE’den

Veteriner Hekim Dr. Aslıhan ARSLAN, Veteriner Hekim Ayşe Türkan ÇİFTÇİ ve Veteriner

Hekim Mehmet ILĞIN, Samsun VKE’den Dr. Rahşan AKPINAR’ın projeye dahil edilmesi,

Etlik VKMAE’den emeklilik sebebiyle ayrılan Dr. Çiğdem PİŞKİN, Pendik VKE’den tayin

olan Veteriner Hekim Dr. Züleyha Pestil ve Biolog Abbas Kırmızıbayrak, Elazığ VKE’den

ayrılan Veteriner Hekim Dr. Metin Gürçay, Veteriner Hekim Ayşe PARMAKSIZ ile idari

göreve atanan Veteriner Hekim Bünyamin İREHAN, Pendik VKE’den Dr. Sezai ARSLAN’ın

projeden çıkarılması, Adana VKE’den Biyolog Murat ÖZMEN’in Erzurum VKE’e geçmesi

sebebiyle, Erzurum VKE proje çalışanlarına eklenmesi.

Bütçe: Enstitümüz 150 adet sinek tuzağı, sinek numunelerinin transferi için 10000 adet

transfer kabı ve sentinel sürülerden kan toplamak için 76000 adet kan tüpü alımını

gerçekleştirmiş ve diğer Veteriner Kontrol Enstitülerine göndermiştir. Enstitümüz Parazitoloji

Laboratuvarına 3 adet sterio mikroskop ve 1 adet görüntüleme sistemi alınmıştır.

Projeye ayrılan bütçe tekrar gözden geçirilmeli, projenin yürütülebilmesi için gerekli

düzenleme yapılmalıdır.

5.Bütçe Harcamaları Özeti:

Page 87: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

87

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Aşı Bankası için PPR ve Mavidil Virus Kültür

Koleksiyonlarının Oluşturulması, Aşı Bankası

Olarak Saklama Koşullarının Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A02/P02/62

Proje Lideri Dr. Özden KABAKLI

Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015–01.01.2020

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016

Proje Özeti

Aşı bankası için PPR ve Mavidil Virus Kültür Koleksiyonlarının oluşturulması ve

saklama koşullarının araştırılması amaçlanmıştır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Dönem Bulguları: Proje plana uygun olarak devam etmektedir. Virusların farklı

sıcaklıklarda, stabilizatör ile muhafaza süreleri değerlendirilmektedir.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler:-

5.Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 88: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

88

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Attenüe BT-9 ve BT-16 Suşları ile Köken Aldıkları Saha

Suşlarına Ait Segment 2 Dizinlerinin Elde Edilmesi ve

Karşılaştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A07/P02/43

Proje Lideri Dr. Elvin ÇALIŞKAN

Yürütücü Kuruluş Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01. 2014 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu

Dönem 01.01. 2015 – 31.12.2015

Proje özeti

TAGEM tarafından TAGEM/HS/09/14/01/156 nolu proje ile desteklenmiş ve

01.01.2008- 01.01.2013 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş olan “Mavidil Virus İzolatlarının

Attenüasyon Çalışmaları” isimli proje sonunda elde edilen BT-9 ve BT-16 attenüe suşlarının,

VP2 gen segmenti düzeyinde tam uzunluk dizinlerinin elde edilmesi ve köken aldıkları viruslar

ile karşılaştırılması amaçlanmaktadır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: BT-9 ve BT-16’ nın VP2 gen bölgesine ait primer dizyanları yapıldı. Ticari

bir firmaya sentezlettirildi. Bunu takiben Virus RNA ekstrakları ile PCR çalışmaları

gerçekleştirildi. BT-9 virusunun VP2 gen bölgesine ait 1639bp’ lik bir bölge ile BT-16

virusunun VP2 gen bölgesine ait 1700bp’ lik bir bölge elde edildi. Yeni dönem içerisinde; VP2

gen bölgesinin tamamına ait dizinler elde edilerek, VP2 tam uzunluk dizin analiz çalışmaları

tamamlanacaktır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-

3. Darboğazlar: - 4. Projede Önerilen Değişiklikler: 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 89: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

89

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Ektima Aşı Suşunun (E(P)CK22) MDBK Hücre Kültürüne

Adaptasyonu ve Kuzularda Bağışıklık Çalışmaları ile

Suşun Raf Ömrü ve Farklı Isı Derecelerinde Stabilitesinin

Saptanması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A07/P02/42

Proje Lideri Dr. Fahriye SARAÇ

Yürütücü Kuruluş Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu

Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016

Proje Özeti

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: E(P)CK22Ektima aşısının sulandırılmış formda değişik ısı derecelerinde

stabilite çalışmasında PBS ile sulandırılan E(P)CK22 ektima aşı virusunun 30˚C, 33˚C, 37˚C

and 40˚C’lerde 1,2,4,6,8,10 and 12 saatlerde TCID50106.5/ml titrede stabil kaldığı, 12. Saatten

sonra 42˚C and 45˚C’lerde titrenin DKID50105.75/ml’ye indiği saptandı.

PENORF ticari isimli E(P)CK22 ektima aşısının +4/+8°C’de 24 ay muhafaza periyodu

boyunca 1-15 aylar arasında titrelerinin DKID50106.5/ml arasında, 18,21 ve 24. Aylarda

106.0/ml titrelerde kaldığı tespit edildi.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: Projenin son çalışması olan farklı sıcaklık ve sürelerin CE aşı virusunun B2L

geni üzerindeki etkisinin araştırılması çalışması daha geniş bir süreye ihtiyaç olduğundan

tamamlanamamıştır.

4. Projede Önerilen Değişiklikler: 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.

5.Bütçe Harcamaları Özeti: -

Page 90: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

90

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Isıya Dirençli Koyun Keçi Vebası (PPR) Aşısı Üretimi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/13/A07/P02/25

Proje Lideri Dr. A. Burak GÜNGÖR

Yürütücü Kuruluş Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2013 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.02.2015 – 01.02.2016

Proje Özeti

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Bu dönem içerisinde yapılması planlanan deneme üretimleri ve kalite

kontrol testleri; Enstitü bünyemizdeki Viral Aşı Üretim Laboratuvarının yoğun bir şelikde

gerek Mavidil ve gerekse programlı Koyun Keçi Vebası (PPR) aşısı üretmesi sebebiyle

gerçekleştirilememiştir.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: -

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Bir sonraki dönemde elde edilen viruslardan üretilmiş

aşının dayanıklılık testleri tamamlanacaktır. 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti: -

Page 91: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

91

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Virusunun Nükleokapsid

Proteinine (NP) Karşı Gelişen Antikorların Hızlı Teşhisi

İçin Lateks Aglütinasyon Testi Geliştirme Çalışması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A02/P02/35

Proje Lideri Hamza KADI

Yürütücü Kuruluş Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01. 2014 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu

Dönem 01.01. 2015 – 04.01.2016

Proje özeti

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Virusunun sahip olduğu S segmenti tarafından kodlanan

ve immunojenik özelliği olan nükleokapsid proteinine karşı lateks aglütinasyon testi

geliştirilmeye çalışılacaktır. KKKA virusu genomu nükleoproteini kodlayan S segmenti

yönünden incelenecektir. S segmenti reverse transcriptase enzimi ile komplementer DNA’ya

çevrildikten sonra PCR ile çoğaltılacaktır. Daha sonra ilgili plazmide aktarıldıktan sonra alıcı

E. coli bakterisine transfer edilecektir. Nükleoproteini elde etmek için E. coli bakterileri ilgili

besiyerinde üretildikten sonra koloniler toplanıp Ni-NTA metotu kullanılarak protein

pürifikasyonu yapılacaktır. Saflaştırılan nükleokapsid proteinleri Western blot ile teyit

edildikten sonra, lateks partiküllerine kaplanıp KKKA hastalığı pozitif ve negatif serumlarla

muamele edilip, oluşan antijen-antikor reaksiyonları gözlenecektir.

1.Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Projede kullanılacak olan kan serumlarından

RNA ekstraksiyonu yapılmıştır. RNA, RT-PCR yapılarak cDNA ya çevrilmiştir. Eldeki ürün

PCR ile çoğaltılmıştır. Ürün PQE30 vektörüne klonlanmıştır. (PQE30 + insert) çoğaltmak

amacyla competent EZ E.coli hücrelerine transforme edilmiştir. Eldeki insert çoğaltıldıktan

sonra (PQE30 +insert) rNP ekspresyonu için M15 E.coli ekspresyon hücrelerine transforme

edilmiştir. M15 E.coli ekspresyon hücrelerinin ölü olması üzerine pleytlerde herhangi bir

üreme olmamıştır. Bunun üzerine tedarikçi firmayla irtibata geçilerek yeni hücre temini

istenmiştir.

Dönem Bulguları: KKKA Virusu Np’ sini recombinant olarak üretmek için kullanılacak olan

M15 ekspresyon E.coli hücrelerinin ölü olması üzerine tedarikçi firmayla irtibata geçilmiştir.

Hücrelerin temini aralık 2015 tarihinde sağlanmıştır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:- 3. Darboğazlar: Kullanılan ekspresyon E.coli M15 hücrelerinin ölü olması.

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Projede kullanılan M15 E.coli expresyon hücrelerine

PQE30+İNSERT verildikten sonra LB agara ekilmiştir. Ancak 24 saat 37 0C de inkubasyondan

sonra pleytlerde herhangi bir üreme olmamıştır. Bu işlem birkaç kez daha tekrar edilmiş ama

yine üreme olmamıştır. Bunun üzerine M15 ekspresyon E.coli hücrelerinin ölü olduğu

anlaşılmıştır ve tedarikçi firma bilgilendirilerek aynı hücrelerin tarafımıza sağlam bir şekilde

gönderilmesi istenmiştir. Ancak gerekli ekspresyon hücreleri elimize 2015 aralık ayında

geçmiştir. Bu yüzden 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.

5 .Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 92: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

92

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Şap Hastalığı ile Mücadelede Kullanılacak Yüksek Etkili

Aşıların Bağışıklık Sürelerinin Tespiti

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A02/P02/54

Proje Lideri Dr. Can ÇOKÇALIŞKAN

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.02.2015 – 01.02.2017

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.02.2015 – 01.02.2016

Proje Özeti

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Bu dönemde materyal metotta belirtildiği gibi, aşılanmış hayvanlardan her

ay yapılan örneklemelere devam edildi. 6. Ayda aşısız grup haricindeki tüm hayvanlar, ilk

aldıkları aşı serisinden aşılarla tekrar aşılandılar. Bu dönemde 6-12 ay örneklemeleri yapıldı.

Böylece 12 ay boyunca hayvanlardan her ay örnekleme yapılmış oldu. Serumlar ayrılarak

saklandı. LPB-ELISA ve Virus Nötralizasyon Testlerinin yapılmasına devam edildi.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:

Aşağıdaki bildiri 13-17 Eylül 2015 tarihinde yapılan “Dünya Veteriner Hekimliği

Kongresi”nde (32nd World Veterinary Congress, Istanbul) sözlü olarak sunuldu.

“Duration of antibody response to 3PD50 and 6PD50 oil adjuvant FMD vaccines in”

cattle Can Çokçalışkan, Tunçer Türkoğlu, Beyhan Sareyyüpoğlu, Abdullah Arslan, Ergün

Uzunlu, Ahmet İpek, İbrahim Hancı, Gülnur İldeniz, Veli Gülyaz

3. Darboğazlar: -

4. Projede Önerilen Değişiklikler:-

5. Bütçe Harcamaları Özeti: -

Page 93: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

93

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Değişik Sıcaklık Derecelerinde Şap virüsünün (A,O,Asia-

1) Üretilmesi,146S ve İnfektif Titre Değerlerinin

Saptanması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A02/P02/55

Proje Lideri Elif ÇELİK

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016

Proje özeti

Şap hastalığı tüm çift tırnaklı hayvanlarda görülen, kontrolü zor, yayılması hızlı, çok

büyük süt, et kaybı ile özellikle kültür ırkı sığırlarda ve genç buzağılarda ölümlere yol açması

nedeniyle üzerinde en çok durulan ve mücadele için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmayan, akut

seyirli çok bulaşıcı, ateşli, viral bir hastalıktır. Sığırlar,domuzlar,koyunlar,keçiler gibi çift

tırnaklı hayvanları ekonomik anlamda büyük ölçüde etkileyen bir hastalıktır. Picornavirus

ailesine mensup şap hastalığı virusu A,O,C,Asia-1, SAT1,SAT2 ve SAT 3 olmak üzere 7

serotipten oluşur.

Şap hastalığı aşısının koruyucu metot olarak kullanıldığı Asya, Afrika ve Güney

Amerika gibi dünyanın çoğu yerinde yaygındır. Şap aşıları, süspanse BHK-21 hücrelerinde

üretilen virüslerin inaktive edildikten sonra formüle edilmeleri ile üretilmektedir. Süspanse

hücre kültürleri, şap virüsünün üretimini kolaylaştırmış, üretim kapasitesini artırmış, aşının

hastalıkla mücadelede etkin kullanımını sağlamıştır. Şap virüsünün yapısının korunarak

üretildiği sıcaklık 37°C’dir. Sıcaklık da enzimatik faktörler kadar şap virüsünün yapısının

değişmesinde etkili olan bir faktördür. Bu nedenle projede sıcaklık değerlerinde yapılacak

kontrollü değişiklerle şap virüsünün etkinliği, immun yanıt oluşturabilme gücü, protein yapısı

incelenebilecektir.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:-

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-

3. Darboğazlar: - 4. Projede Önerilen Değişiklikler: Proje takviminde; deneylerden yeterli ve sağlıklı sonuç

elde edilemediği için 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti: -

Page 94: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

94

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Enrofloxacin (Florokinolon), Linco-Spectin (Linkozamit-

Aminoglikozit), Florfenicol (Fenikol) ve Tulathromycin

(Makrolid) Antibiyotiklerinin BHK Hücre Kültürü ve Bu

Hücre Kültüründe Üretilen Şap Virüslerinin (A,O,ASIA-

1) Üremesi ve Titreleri Üzerine Etkilerinin Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A02/P02/58

Proje Lideri Banu Bayri ÖZBİLGE

Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu

Dönem 01.01. 2015 – 01.01.2016

Proje özeti:

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları:

Projede kullanılacak olan kontrol (Gentamisin, Penisilin ve Streptomisin) ve deneme

grubu (Enrofloxacin, Linco-Spectin, Florfenicol ve Tulathromycin) antibiyotiklerinin stok

çözeltileri hazırlanmıştır. MTT boyası hazırlanarak, taksim edilip stoklanmıştır.

Kontrol (Gentamisin, Penisilin ve Streptomisin) ve deneme grubu (Enrofloxacin, Linco-

Spectin, Florfenicol ve Tulathromycin) antibiyotiklerinin stok çözeltileri kullanılarak; son

konsantrasyon 10 µg/ml., 20 µg/ml., 30 µg/ml., 40 µg/ml., 50 µg/ml., 60 µg/ml., 70

µg/ml., 80 µg/ml., 90 µg/ml., 100 µg/ml. olacak şekilde hücre kültürü vasatları

hazırlanmıştır.

Antibiyotiklerin, hücre morfolojisi ve çoğalmasına olumsuz etki eden

konsantrasyonlarının belirlenmesi için, hazırlanan vasatlarla MTT testleri yapılmıştır. 96

gözlü pleytler, BHK An30 hücresi ile (4,0x104 hücre/ml.) kaplanmıştır. Kontrol

(Gentamisin, Penisilin ve Streptomisin) ve deneme grubu (Enrofloxacin, Linco-Spectin,

Florfenicol ve Tulathromycin) antibiyotiklerinin yukarıda belirtilen 10 farklı

konsantrasyonu denenmiş ve her bir dilüsyon için 8 göz kullanılmıştır. Tüm pleytlerde

antibiyotiksiz vasat ilave edilmiş hücre kontrol gözleri bırakılmıştır. Bütün

antibiyotiklerin her bir konsantrasyonu; 24, 48, 72, 96 ve 120 saat 370C’de %5 CO2’li

etüvde inkübasyona bırakılmıştır. İnkübasyon süresi sonunda mikroskopta gözlem

yapıldıktan sonra, MTT boyası ile muamele gerçekleştirilmiş ve tekrar 4 saat inkübasyona

bırakılmıştır. Süre bitiminde, bütün gözlere izopropil alkol eklenerek, 570 nm. dalga

boyunda Elısa Reader’da okutulmuştur. %canlılık= Testaborbans ortalaması / Hücre

Kontrolabsorbans ortalaması X100 formülü ile değerlendirilmiştir. Formül sonucunda, %90 ve

üzeri absorbans değerleri non-toksik, %60-90 absorbans değerleri az toksik, %30-59

absorbans değerleri orta derecede toksik ve %30 ve altı değerler toksik olarak

değerlendirilmektedir.

Değerlendirme sonucunda; kontrol antibiyotikleri olan Gentamisin ve Penisilin-

Streptomisin’de, 100 µg/ml’lik konsantrasyonda dahil olmak üzere tüm

konsantrasyonlarda, 24,48,72,96, ve 120.saatler sonunda hücre canlılığı %90 üzerinde

Page 95: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

95

ölçülmüş ve non-toksik olarak değerlendirilmiştir. Aynı şekilde, deneme

antibiyotiklerinden olan Enrofloxacin ve Linco-Spectin’de de tüm değerlendirmelerde

%90 üzerinde hücre canlılığı gözlenmiş ve non-toksik olarak değerlendirilmiştir.

Tulathromycin içeren denemelerde ise; 72. saat sonuna kadar tüm konsantrasyonlarda

non-toksik etki görülmesine karşın, 96. ve 120. saat sonuçlarında %58-79 arası hücre

canlılığı ölçüldüğünden ‘az toksik’ olarak kaydedilmiştir. Florfenicol ile yapılan

denemeler de; 48.saat sonuna kadar tüm konsantrasyonlarda non-toksik etki görülmesine

rağmen, 72. Saat sonunda özellikle 70 µg/ml ve üstü konsantrasyonlarda ‘az toksik’ etki

(%72-83) başlamış ve 96. Saat sonundaki değerlerde canlılığın daha da düştüğü (%63-82)

gözlenmiştir. Ve 120. Saat sonunda tüm konsantrasyonlardaki hücre canlılığı %41-47

aralığında ölçülmüş ve orta derecede toksik olarak değerlendirilmiştir.

Kontrol grubu antibiyotiklerine karşılık olarak deneme grubu antibiyotiklerinde, hücre

morfolojisi, çoğalması ve canlılığına olumsuz etki eden konsantrasyonun daha net

belirlenmesi için, antibiyotik oranları artırılarak MTT testleri ve hücre kültürlerine devam

edilecektir. Hücre morfolojisi, çoğalması ve canlılığına olumsuz etki eden

konsantrasyonun belirlenmesinin ardından, bu konsantrasyon altındaki antibiyotik

dilüsyonları ile hazırlanmış vasatların kullanıldığı hücre kültürlerine virüs inokulasyonları

gerçekleştirilerek 146 S ve infektif titre değerleri saptanacaktır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-

3. Darboğazlar: Proje faaliyetleri, proje süresi içerisinde bitirilememiştir.Ek 1 yıl süre talep

edilmektedir.

4. Projede Önerilen Değişiklikler: 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 96: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

96

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Listeria monocytogenes’ in Süte Transmisyonunun

Moleküler Yöntemlerle İzlenmesi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A0 /P02/40

Proje Lideri Yunus GÜR

Yürütücü Kuruluş Samsun Veteriner Kontrol Enstitü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2017

Raporun İlgili Olduğu

Dönem 01.01. 2015 – 31.12.2015

Proje Özeti

Bu çalışmada Samsun ve çevre illerdeki (Amasya, Tokat) hayvan işletmelerinden

silajların üretimi sırasında örnekler alınacaktır. Bu 3 ay sürecek örnekleme sonrasında, aynı

işletmelerden alınacak silaj, silaj suyu, gaita, meme başı derisi yıkama suyu, süt (memeden, ilk

sağım sütü), süt (süt tankından) örneklerinden Listeria izolasyonuna gidilecek ve izolatların

klonal ilişkisi PFGE ile incelenecektir.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Projenin aşamalarından olan “Yöntemlerin

saf kültürler ile uygulanması ve optimizasyonu” ve “Yöntemlerin Geçerli Kılınması”

tamamlanmıştır. Ancak bu iki aşamanın zamanında yapılamaması, silaj yapım sırasındaki

örneklemelere projenin bir yıl ertelemesine sebep olmuştu. Sonrasında ilk örneklemeler

Ağustos-2015 ayının sonunda başlamıştır. Kış dönemi olarak gözüken dönemin Aralık ayı

kapsamında olanında örneklemeler an itibari ile yapılmaya devam etmektedir. Bu dönem içinde

Ocak ve Şubat ayları da olacak ve aynı örneklemeler yapılacaktır. Yaz dönemi olan dönemde

de (Mayıs ,Haziran ve Temmuz ayları) örneklemelerine sürdürülecek,elde edilen izolatlar

moleküler yakınlıklar için PFGE ye tabii tutulacak ve sonuçlar Şubat-2017’ye hazır hale

getirilecektir.

Dönem Bulguları: Yapılan yapay kontaminasyon işlemlerinde hem yarım hem de tam fraser

örnekleri analiz edilmiş, hem yarım hem de tam fraser örneklerde pozitif sonuç alınmıştır.

Yapay kontaminasyon yapılmamış son 4 süt örneğinde ise beklenen negatif sonuçlar alınmıştır.

Pozitif kontrol uygun olarak değer vermiş, negatif kontrol ise yerinde çalışmıştır. Sonrasında

ALOA agar a yapılan pasajlar ise RT-PCR’a paralel sonuçlar vermiştir. Yapay kontaminasyon

işlemlerinde MOPS-BLEB örneklerin de pozitif sonuç alınmıştır. Yapay kontaminasyon

yapılmamış son 4 feçes örneğinde ise beklenen negatif sonuçlar alınmıştır. Pozitif kontrol;

uygun olarak değer vermiş, negatif kontrol ise yerinde çalışmıştır. Sonrasında ALOA agar a

yapılan pasajlar ise RT-PCR’a paralel sonuçlar vermiştir.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-

3.Darboğazlar:-

4.Projede Önerilen Değişiklikler:-

5.Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 97: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

97

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Klinik Sığır Mastitislerinden İzole Edilen Staphylococcus

aureus Suşlarında Antimikrobiyal Direnç Eğiliminin

Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A02/P02/39

Proje Lideri Dr. Yasin GÜLCÜ

Yürütücü Kuruluş Konya Veteriner Kontrol Enstitü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu Dönem 29.12.2014 – 29.12.2015

Proje Özeti

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: 2015 yılında izole edilen 40 adet S.aureus suşu identifikasyonları (koloni

özellikleri, Gram boyama, hemoliz, katalaz, koagülaz testleri) yapılmıştır. Congo Red Agar

(CRA) yöntemi ile S. aureus suşlarının biyofilm oluşturma kapasitesi kalitatif olarak

belirlenmiş, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait suşlar dışındaki suşların kantitatif biyofilm

oluşturma özellikleri belirlenmiştir. PCR analizleri için DNA izolasyonu ve uygulanacak PCR

yöntemlerinin standardizasyonu yapılarak çalışmalara başlanmıştır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: Bazı yıllara ait suşların kantitatif biyofilm oluşturma özellikleri ve PCR

çalışmaları Laboratuvarların iş yoğunluğu nedeniyle tamamlanamadığından 1 yıl ek süre

talebimiz bulunmaktadır.

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Yukarıda da belirtildiği 1(bir) yıl ek süre talep

edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:

06 SERMAYE GİDERLERİ YILLARA GÖRE DAĞILIM

1.Yıl 2.Yıl 3. Yıl 4.Yıl 5. Yıl

06.1- Mamul Mal Alımları 9.415

06.2- Menkul Sermaye Üretim Giderleri 14.685

Genel Toplam 24.100 TL

Page 98: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

98

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Güvercinlerden İzole Edilen Varyant Avian Paramyxo

Virus Tip 1 (PPMV-1) Viruslarının Moleküler

Epidemiyolojik Araştırması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/P03/45

Proje Lideri Dr. Asiye DAKMAN

Yürütücü Kuruluş Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2017

Raporun İlgili Olduğu

Dönem 01.01. 2015 – 31.12.2015

Proje özeti

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları:

Projemiz 1 Ocak 2014 tarihinde planlanan şekli ile başlamış ve 2015 yılında da örnek toplama

çalışmaları devam etmiştir. Ankara, Kayseri ve Bolu illerinden toplam 11 farklı şahsa ait

kümeslerden 366 adet kloakal ve trakeal svap örneği ve Avian Influenza yönünden tarama

yapıldığı sırada Bursa ilindeki 3 farklı kişiye ait kümeslerden 80 adet kloakal ve trakeal svap

örneği ile 16 adet ölü güvercin örneklenmiştir. Toplanan örneklerin laboratuvar testleri

tamamlanmıştır. Kayseri ve Ankara illerinden birer şahsa ait kümes ve Bursa ilindeki bir şahsa

ait kümes de ND pozitif bulunmuştur.

Bu dönem içinde enstitümüze ABI 3500 model gen sekans cihazı alınmış ve yeni cihazının

optimizasyonu tamamlanmıştır. Proje ilgili sekans analizi çalışmaları bu cihaz ile yapılacaktır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: -

4. Projede Önerilen Değişiklikler:

Materyal ve Yöntem: Proje kapsamında izole edilecek olan APMV-1 (Newcastle)

viruslarının gen sekans analizleri enstitümüze alınan ABI 3500 gen sekans cihazında

yapılacaktır.

Proje Faaliyet Takvimi: Laboratuvardaki iş yoğunluğunu nedeniyle örnek toplama işleri

tamamlanamamıştır. Örnek toplama faaliyeti ve sonuç raporu gelecek dönemde

tamamlanacaktır.

Personel: Enstitümüz Viral Teşhis Laboratuvarı personeli Dr. Fatih BARUT’un

laboratuvarlarındaki iş yoğunluğu ve kendi laboratuvarlarında yürüttükleri projeler nedeniyle

yoğun bir mesaisi bulunmaktadır. Bu nedenle projeden çıkarılması teklif edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti: 06.2-7.01-. Kimyevi Madde ile Kauçuk ve Plastik Ürün Alımları

kaleminden 23.495 TL harcama yapılmıştır.

Page 99: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

99

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Konya Yöresi Broyler Kümeslerinden Alınan Kloakal

Svab Örneklerinden Campylobacter jejuni ve

Campylobacter coli Türlerinin İzolasyonu ve

İdentifikasyonu

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A06/P03/48

Proje Lideri M. Levent KAYNAR

Yürütücü Kuruluş Konya Veteriner Kontrol Enstitü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 31.12.2015

Proje Özeti

Bilindiği üzere Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli insanlarda ishale neden

olan en önemli camplobacter türleridir. Bu araştırma ile Konya yöresinde çeşitli broyler

kümeslerinden alınan klokal svap örneklerden Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli’nin

izolasyonu ve identifikasyonu amaçlanmıştır. Araştırma süresince toplam 500 adet klokal svap

örneği incelenerek Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli izolasyonu ve identifikasyonu

yapılacaktır. İzole edilen suşlar konvensiyonel metot (sodium hippurate hydrolysis) , ticari test

kiti (ApiCAMPY system, bioMerieux, France) ve multipleks PCR (Polymerase chain reaction)

yöntemleri ile identifiye edilecektir.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Bu dönemde kesimhaneden 100 adet daha örnek alınmıştır. Toplam örnek

sayısı 300 adet olmuştur. Proje hedefimiz olan 500 adet örneğe ülkemizde Avian influenza

(Kuş Gribi) hastalığı çıkması nedeni ile kesimhanenin faaliyetlerini durdurması sonucu

ulaşılamamıştır. 100 adet örneğin biokimyasal testler ve ApiCAMPY ile identifikasyonu

tamamlanmıştır. Pozitif örnekler moleküler laboratuarına verilmiştir.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: Ülkemizde kuş gribi çıkması nedeniyle kesimhanenin faaliyetlerini

durdurması sonucu numune sayımız 500 hedefine ulaşamamıştır. Ayrıca Moleküler

laboratuarının iş yoğunluğu nedeni ile moleküler çalışmalar yapılamamıştır. Projenin

tamamlanması için bir (1) yıl ek süre talep etmekteyiz.

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Projenin tamamlanması 1(bir) yıl ek süre talep

edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti: Proje için gönderilen bütçenin tamamı harcanmıştır.

Page 100: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

100

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Doğu Karadeniz Bölgesindeki Alabalık

Kuluçkahanelerinde ve Yavru Balıklarda Bazı

Mikrobiyal Etkenlerin Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A11/P03/53

Proje Lideri Hacı SAVAŞ

Yürütücü Kuruluş Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2017

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 31.12.2015

Proje Özeti

Bu proje kapsamında; Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Alabalık kuluçkahaneleri

ve yavru balıklarda önemli bazı mikrobiyal etkenlerin varlığı ve yayılımı araştırılacaktır.

Kuluçkahanelerdeki anaçlardan alınacak ovaryum sıvısı ve sperma ile yavru balık

örneklerinde bu önemli viral etkenlerden; VHSV, IHNV, IPNV, EHNV çalışılacaktır.

Bakteriyel etkenlerden; Renibacterium salmoninarum’un (BKD) varlığı ve yaygınlığı

tespit edilecektir. Bu projeye konu olan çalışmalar; Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane,

Giresun ve Ordu ve Bayburt illerinde kuluçkahanesi bulunan toplam 30 alabalık işletmesinde

yürütülecektir. Bu işletmelerde üretimi yapılan; Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss),

Karadeniz alabalığı (Salmo trutta labrax) ve Kaynak alabalığı (Salvelinus fontinalis) türleri

çalışılacaktır. Elde edilen veriler ışığında bu hastalıkların varlığı, yayılımı ve yavru

ölümlerine olan etkisi ortaya konacaktır. Kayıpların önlenmesine yönelik işletmelere

tavsiyelerde bulunulacak ve koruma stratejileri geliştirilecektir. İzole edilen virüs ve bakteriler

identifiye edildikten sonra liyofilizasyon işlemine tabi tutularak saklanacak ve koleksiyon

oluşturulacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Proje 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren

başlamış olup, saha ve laboratuar çalışmaları takvimine uygun olarak devam etmiştir.

Öncelikle saha ve laboratuar çalışmaları için gerekli olan sarf malzemeleri temin edilmiştir.

Doğu Karadeniz bölgesindeki Alabalık işletmelerinde ve kuluçkahanelerde 2 türün

yetiştiriciliği ve yavru üretimi yapılmaktadır. Bu türler ağırlıklı olarak Gökkuşağı alabalığı

(Oncorhynchus mykiss) ile son yıllarda giderek üretimi yaygınlaşan ve halk arasında Kırmızı

benekli alabalık olarak ta isimlendirilen Karadeniz alabalığı’dır(Salmo trutta labrax). Ayrıca

Rize İli Fındıklı ilçesinde ve Artvin İli Ardanuç ilçesinde istasyon olarak seçilen 2 işletmede

Kaynak alabalığı(Salvelinus fontinalis) anaç sağımı ve üretimi yapılmaktadır. Yine aynı

işletmede ABD’den gözlenmiş Gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) yumurtası ithalatı

yapılmaktadır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler:-

5. Bütçe Harcamaları Özeti: Projenin ait olduğu harcama kalemlerinden 99.978.00TL

harcanmıştır.

Page 101: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

101

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Sağlıklı ve Lactococcus garvieae ile Enfekte

Alabalıklarda Florfenikol’ ün Farmakokinetiğinin

ve İn Vivo Etkinliğinin Belirlenmesi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A11/P03/65

Proje Lideri Erkan TAÇBAŞ

Yürütücü Kuruluş Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015–01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015–01.01.2016

Proje özeti

Alabalıklarda ciddi ekonomik kayıplara sebep olan Lactococcus garvieae’ya in vitro

etkili, florfenikolün sağlıklı ve hasta alabalıklarda (Oncorhynchus mykiss, Walbaum 1792)

farmakokinetik profili ortaya konularak mücadelede doğru doz rejiminin sağlanması

amaçlanmıştır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü deney hayvanları

ünitesinde balık denemeleri tamamlanmış olup, plazma ve kas örnekleri örnekleri Ankara

Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalında -20 °C de

muhafaza edilmiştir. Analitik cihaz olarak HPLC (Photo Diode Array detektorlü HPLC 20-

AT prominence, Shimadzu Company, Japonya) kullanılmıştır. Anadon (2008) un plazma

ekstraksiyon metodu ve mobil fazı modifiye edilerek kulanılmıştır. Standart sulandırmalar ve

ana stok için van de Riet JM (2003) metodu uygulanmıştır. Standartlardan Florfenikol ün

LOQ ve LOD değerleri hesaplanmış ve internal standart olarak kloramfenikol kullanılmıştır.

Örnekler işlenmeden önce yöntemin Seçicilik (Selectivity, Doğrusallık (Linearity), Doğruluk

(Accuracy) ve Kesinlik (Precision), Tekrarlanabilirlik ve Tekrar Üretilebilirlik Duyarlılık

(Sensitivity) ve Geri kazanım çalışmasından oluşan validasyon işlemlerine başlanmıştır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-

3. Darboğazlar: HPLC cihazında meydana gelen teknik arıza ve Genel Müdürlüğümüzün

2016-2020 Tarımsal Araştırma Master plan çalışmaları nedeniyle proje takviminde gecikme

yaşanmıştır. Farmakokinetik hesaplamaların yapılacağı WinNonLin® bilgisayar programının

lisans alımı yapıldıktan sonra senelik kullanım ücreti talep etmesi nedeniyle alım

yapılmamıştır.

4. Projede Önerilen Değişiklikler:

Materyal ve Yöntem: Proje isminin “Sağlıklı Kalkan ve Alabalıklar İle Lactococcus

Garvieae Tarafından Enfekte Edilen Alabalıklarda Florfenikolün Farmakokinetiği ve Enfekte

Alabalıklarda Yemle Uygulanan Florfenikolün İlaç Kalıntı Arınma Süresinin Belirlenmesi”

olarak değiştirilmesi talep edilmektedir.

Proje Faaliyet Takvimi: HPLC cihazından kaynaklanan arıza ve iş yoğunluğu sebebiyle

1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.

Personel: Proje ekibinde yer alan Araş Gör. Sedat SEVİN’in projeden çıkarılması talep

edilmektedir.

Page 102: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

102

Bütçe: Farmakokinetik hesaplamaların yapılacağı lisanslı WinNonLin® programı, yıllık

kullanım ücreti talep etmesi nedeniyle alınmamış, analizlerin bitmesini müteakip alım

yapılması planlanmaktadır.

5.Bütçe Harcamaları Özeti:

Bütçe 2015

Laboratuvar Gereçleri Alımları 8.000 TL

Kimyevi Madde ile Kauçuk ve Plastik Ürün

Alımları

8794 TL

Toplam 16.794 TL

Page 103: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

103

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Türkiye Akdeniz Kıyısalında Trol Avcılığında

Yoğun Olarak Karşılaşılan Bazı Balık Türlerinin

Metazoan Parazit Faunasının Belirlenmesi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A11/P03/66

Proje Lideri Nesrin EMRE

Yürütücü Kuruluş Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim

Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015–01.01.2017

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015–01.01.2016

Proje Özeti

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Balık örnekleme çalışmaları Antalya

Körfezinde 2015 yılı Temmuz ayı itibarı ile başlamış olup mevsimsel örneklemeler

yapılmıştır. Trol çekimleri 50-100m, 100-200m, 200-500m, 500-800 m derinlik tabakalarında

gerçekleştirilmiştir.

Çalışma süresince Antalya Körfezinde yürütülen trol çekimleri sonucunda 59 kemikli

ve kıkırdaklı balık türünde metazoa parazitleri incelenmiştir. Enstitü Müdürlüğümüz Arama 1

gemisinin laboratuvarında, yakalanan ölü balık örneklerinin boy, ağırlık ve cinsiyetleri

kaydedilmiştir. Türlerine göre ayrılan balık örneklerinin vücut yüzeyi, ağız içi, göz, solungaç

ve sindirim sistemleri stereo mikroskop altında incelendi. Parazit türlerine ait örnekler tespit

solüsyonları ile tespit edildi. 3-4 gün süren saha çalışmaları sonucunda detaylı parazitolojik

incelemelerin yapılabilmesi için parazit örnekleri Enstitü araştırma labaortuvarına getirildi.

Kopepod ve Helmint parazitlerin teşhisine yönelik laboratuvar çalışmaları hala devam

etmektedir.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Proje çalışma alanının Antalya Körfezi ile

sınırlandırılması ve Proje süresinin 1 (bir) yıl uzatılması talep edilmektedir

5.Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 104: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

104

PROJE GELİŞME RAPORU FORMU

Proje Başlığı

Infeksiyöz Pankreatik Nekrozis Virusunun (IPNV) Hızlı

Tanısında Kullanılmak Üzere Koaglütinasyon Testinin

Geliştirilmesi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A11/P03/50

Proje Lideri Kemal PEKMEZ

Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 –31.12.2015

Proje Özeti

Bu projede, Türkiye’de kültür alabalıklarında endemik seyirli enfeksiyöz pankreatik

nekrozis (IPN) enfeksiyonunun hızlı tanısı için yeni bir koaglütinasyon (CoA) test sistemi

tasarlanacaktır. Bu amaçla, CoA konjugatlarının hazırlanmasında duyarlaştırılmış S. aureus

Cowan 1 suşu ve IPNV serotiplerine karşı kobay poliklonal antiserumları üretilecek ve

laboratuvar (standart) serotipleri ile saha izolatları bu yeni konjugatlar ile test edilecektir.

Tasarlanan yeni CoA sisteminin duyarlılık ve dayanıklılığı saptandıktan sonra, şüpheli balık

dokularından ve hücre kültürlerinden izole edilen virus örnekleri kullanılarak geleneksel

ELISA ve RT-PCR ile karşılaştırmalı olarak geçerliliği belirlenecektir.

2. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

A) IPN Sp ve VR299 serotipinin üretimi: Daha önceden üretimi yapılıp porsiyonlanarak -80

ºC derecede saklanan IPN Sp ve VR299 serotipinin 24 gözlü doku kültürü tabletlerine ekimi

yapılarak aktivasyonu sağlandı. Ardından sırası ile 24, 75 ve 175 cm2’lik doku kültürü

flasklarına ekimi yapılarak ölçek büyütüldü. İşlemin sonunda 50’şer ml IPN Sp ve VR299 elde

edilerek porsiyonlandı ve titrasyonu yapılarak ve testlerde pozitif kontrol olarak kullanılmak

üzere -80 ºC’ye kaldırıldı.

B) IPN Ab serotipinin pürifikasyonu: Daha öncesinden üretimi yapılan ve -80 ºC de

stoplanmış olan yaklaşık 600 ml IPN Ab virusunun purifikasyonu gerçekleştirilerek ölçümüm

yapılmak ve immunuzasyonda kullanılmak üzere -80 ºC saf virus olarak stoklanmıştır. Tekrar

prüfikasyonu yapılmak üzere IPN Ab serotipinden 2000 ml daha üretimi gerçekleştirildi ve

pürüfiye edilmek üzere -80 ºC’de stoklandı.

C) Konjugatların hazırlanması ve referans viruslar ile denemelerin yapılması: Daha

önceden hazırlanmış olan IPN Ab ve VR299 serotiplerine aitantiserumlar ile üretimi ve

inaktivasyonu gerçekleştirilmiş ve 4 ºC stoklanmış olan S.auerus Cowan 1 suşu ile konjugat

alınarak ayrı ayrı 2 ml. 1/10, 1/200 ve 1/500 S. aureus süspansiyonu ile birleştirilerek

santrifüj edilmiştir. Pelet %0,02 sodyum azitli PBS ile yeniden süspanse edilerek 3500 devirde

15 dakika süre ile iki kez daha yıkanmıştır. Daha sonra oluşan pelet %0,02 sodyum azit ve

%0,25 Tween 20 içeren 2ml. PBS ile suspanse edilerek test için stoklanmıştır.) hazırlanmış ve

referans viruslar (pozitif kontrol), PBS (negatif kontrol) ve Hücre kültürü süpernatantı (negatif

Page 105: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

105

kontrol) ile test denemesi yapılmıştır. Elde edilen sonuçlarda non-spesifik reaksiyonlar

gözlenmiştir.

Tekrardan S.auerus Cowan 1 suşu üretimi yapılarak üretmiş olduğumuz serumlar ile ve

daha önceden bölümde IPN sp serotipine kobay (SN50 1/700) ve tavşan karşı üretilmiş olan

antiserumlar ile ve referans tavşan antiserumu (SN50 1/4000) ile konjugat hazırlanmış ve test

tekrar edilmiştir. Yapılan testler de olumlu sonuçlar alınmıştır. Üretmiş olduğumu serumlardaki

sorunun sebebinin anlaşılması için tekrardan sp serotipinin titre hesabı yapılmış ve

karşılaştırmalı olarak serumların SN50 değerlerinin hesaplanmaı için serum nötralizasyon

testine tabi tutulmuştur.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: Üretmiş olduğumuz serumlarda nonspesifik reaksiyonlar gerçekleşmiştir.

4. Projede Önerilen Değişiklikler: Oluşan sorunların giderilmesi için 1(bir) yıl ek süre talep

edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:

06 SERMAYE GİDERLERİ YILLARA GÖRE DAĞILIM

1.Yıl 2.Yıl

06.1- Mamul Mal Alımları 12.000 8.000

06.2- Menkul Sermaye Üretim Giderleri 4.000 4.000

06.5- Gayrimenkul Sermaye Üretim Giderleri 300 400

06.6- Menkul Malların Büyük Onarım

Giderleri

300 200

06.9- Diğer Sermaye Giderleri 500 300

Toplam 17.100 12.900

Genel Toplam 30.000

Page 106: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

106

GELİŞME RAPORU FORMU

Proje Başlığı Elazığ Alabalık İşletmelerinde Myxosporean Parazitlerin

Yayılışı

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A11/P03/52

Proje Lideri Dr. Aysel İTİK EKİNCİ

Yürütücü Kuruluş Elazığ Veteriner Kontrol Enstitü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 31.12.2015

Proje Özeti

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Proje kapsamında, 01.02.2014 tarihinden itibaren numune toplanmaya

başlanmıştır. Toplanan 330 balık numunesinin parazitolojik ve patolojik incelemeleri

yapılmıştır. Proje yürütücüsünün doğum izni sonrası ücretsiz izinde olması ve proje ekibinde

yer alan Prof. Dr. Naim SAĞLAM’ın yurt dışında bulunması sebebiyle projenin parazitolojik

muayeneleri aksadığı için numune toplanmasına ara verilmiştir.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: Proje yürütücüsü Dr. Aysel İTİK EKİNCİ ’nın doğum izni sonrası ücretsiz

izinde olması ve proje ekibinde yer alan Prof. Dr. Naim SAĞLAM’ ın yurtdışında bulunması

sebebiyle projenin parazitolojik muayeneleri aksadığı için numune toplanmasına ara verilmiştir.

Projenin parazitolojik muayeneleri ve diğer çalışmaları bir sonraki yıla aktarılmıştır.

4. Projede Önerilen Değişiklikler:

Proje Faaliyet Takvimi: Projenin planlanan zamanda tamamlanamaması sebebi ile

31.12.2016 tarihine kadar 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.

Personel: Tayininin çıkması nedeni ile Su Ürünleri Mühendisi Selami ARCA’nın projeden

çıkarılması, Su Ürünleri Mühendisi Abdulmuttalip BERİ’nin projeye dahil edilmesi teklif

edilmektedir.

Bütçe: Projede işletmelerden alınacak balık örnekleri için 3.2.6.0.4 “Canlı Hayvan Alım Bakım

ve diğer giderler” kaleminden 2000 TL ek bütçe talep edilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:

Bütçe Harcamaları Toplam Tutar (TL)

5.1. Makine / Teçhizat 387.68

5.2. Sarf Malzemesi 996.00

Toplam:

1383.68

Page 107: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

107

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı Doğu Karadeniz Bölgesinde Nosema apis ve Nosema

ceranae’nın Epidemiyolojisi

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A06/P03/64

Proje Lideri Fatih YILMAZ

Yürütücü Kuruluş Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015 – 01.01.2017

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 04.01.2016

Proje Özeti

Nosemosis; Nosema apis ve Nosema ceranae tarafından bal arılarının ventrikulus epitel

hücrelerinin enfekte edilmesiyle oluşan, bal arıları için oldukça önemli protozoon bir

hastalıktır. Ergin arı hastalıklarından olan nosema tüm arı hastalıkları arasında en yaygın

olanlarından birisidir. Arıların sindirim sisteminde bozukluk yaparak arıların performansını

olumsuz etkilerek önemli ekonomik kayıplara sebep olur. Nosema ile enfekte olan arı

kolonilerinde parazitin oluşturduğu olumsuz etkilerin yanı sıra, sekonder enfeksiyonlara

duyarlılığın artmasına bağlı olarak ortaya çıkan diğer enfeksiyonlarda önemli kayıplara yol

açmaktadır. Kış döneminde görülen arı ölümlerinin ve koloni sönmelerinin başlıca

nedenlerinden bir tanesi de nosemadır.

Yapacağımız çalışma ile Doğu Karadeniz bölgesinden toplayacağımız arı

numunelerinde PCR yöntemiyle Nosema apis ve Nosema ceranae etkeni araştırılarak, bölgede

bulunma yoğunluğu ve buna bağlı olarak görülen hastalık vakalarında hangisi ne oranda etkili

olduğu ortaya konulmaya çalışılacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Proje takvimine uygun olarak çalışmalar devam etmekte olup; ilkbahar ve

sonbahar numuneleri toplandı. İlkbahar numunelerinin natif muayeneleri ve nosema sayımları

gerçekleştirildi. İlkbahar numunelerinin tamamının PCR hazırlıkları yapılarak PCR işlemine

hazır hale getirildi ve130 numunede 390 örneğin Jel görüntülemesi gerçekleştirilmiş olup grup

toplantılarına ilkbahar numunelerinin PCR işlemleri bitirilmesi planlanmaktadır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar:-

4. Projede Önerilen Değişiklikler:-

5. Bütçe Harcamaları Özeti: -

Page 108: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

108

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Balarılarında (Apis mellifera L.) ‘’Varroa destructor’’

Mücadelesinde Farklı Organik, Kimyasal (Flumetrin) ve

Kültürel Yöntemlerin Etkinliğinin Karşılaştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A06/P03/63

Proje Lideri Oya BORAN

Yürütücü Kuruluş Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015 – 01.01.2017

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 31.12.2015

Proje Özeti

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Enstitü Arıcılık Şubesinde bir koloniden yetiştirilmiş kız kardeş analardan

56 adet koloni bu yıl kış mevsiminin uzaması ve havaların olağan dışı soğuk geçmesi nedeniyle

ana arı üretimi gecikmiş, bu nedenle proje kovanları ancak Haziran ayına yetiştirilebilmiştir.

Koloniler başlangıçta ergin arı ve çerçeve sayıları yönüyle eşitlenmiş, Varroa bulaşıklığı ve

Nosema yönünden kontrolleri yapılmıştır. 56 adet kovan 7’şer kovandan oluşan 8 gruba

ayrılmıştır. Haziran ayı itibarıyla uygulamaları başlatılan gruplar şunlardır:

1.Kontrol grubu

2.Pudra şekeri uygulaması grubu

3.Erkek arı gözlerinin kovandan uzaklaştırılması+Pudra şek. Uyg.+Çekmeceli tabanlık grubu

4.Erkek arı gözlerinin kovandan uzaklaştırılması Pudra şek. uygulaması+Çekmeceli tabanlık

grubu+Defne yaprağı grubu (defne yaprağı dumanının körükle uçuş deliğinden uygulanması)

5.Erkek arı gözlerinin kovandan uzaklaştırılması Pudra şek. uygulaması+Çekmeceli tabanlık

grubu+Tespih ağacı grubu

Projede 3, 4 ve 5. gruplarda Nisan- Mayıs ve Haziran aylarında ayda 2 kez erkek gözlü

peteklerin verilerek 12 gün sonra kovandan uzaklaştırılarak imha edilme işlemi mevsim

geciktiği için gerçekleşememiştir.

Projenin 6. grubuna Flumetrin etken maddeli ilaç uygulaması Kasım ayının 2.

haftasında çerçeve sayısı dikkate alınarak prospektüsünde tarif edildiği şekilde yapılmıştır.

İkinci uygulama Şubat ayında yapılacaktır.

7. gruba uygulanacak olan Oksalik asit süblime uygulaması yıl boyunca yalnızca bir kez

kovan başına 2 g hesabıyla; 8. gruba uygulanacak olan oksalik asit eriyik uygulaması (1/1 şeker

şurubu içerisinde 45 g oksalik asit eritilerek) çerçeve aralarına 5 ml püskürtmek suretiyle hava

sıcaklığının 0-5 ºC olduğu kış aylarında (muhtemelen Ocak-Şubat) uygulanacaktır.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: Ana arı üretiminin gecikmesine bağlı olarak deneme başlangıcı Haziran ayına

sarktığından 3 deneme grubunun uygulamasında bulunan erkek gözlü petekler

işlettirilememiştir.

5. Projede Önerilen Değişiklikler:-

6.Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 109: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

109

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Merinos Melezi Koyunlarda Laktasyonun Farklı

Dönemlerinde Kan ve Süt Selenyum Düzeyleri ile

Bunlara Etki Eden Faktörlerin Araştırılması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A07/P02/44

Proje Lideri Dr. Selçuk PEKKAYA

Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016

Proje Özeti

Koyun ve keçilerde Se yetersizliğine bağlı olarak gelişen Beyaz Kas Hastalığı, önlem

alınmadığı takdirde yavru ölümlerine sebebiyet vermektedir. Ülkemizin İç Anadolu ve Kuzey

Anadolu bölgelerinde Se yetersizliğine bağlı Beyaz Kas Hastalığı kuzu ve oğlaklarda halen

ciddi verim kayıplarına sebep olmaktadır. Beyaz Kas Hastalığının etiyolojisinde yalnızca

yemdeki Se düzeyleri değil aynı zamanda yemde bulunan veya takviye edilen Se’un kimyasal

formu, yemin Vitamin E ve Se ile etkileşimi bilinen diğer iz elementler (Cu, Zn, Cd) içeriği de

önem kazanmaktadır. Ayrıca Se stoklarının doldurulması için belirli bir Se miktarının uzun

süre alınması gerektiğinden, kuzu ve oğlaklara yapılan Se takviyesinin yetersiz olabileceği,

annenin Se stoklarının önemli olduğu düşünülmektedir.

Sunulan proje ile Ankara çevresinde halen kuzu ve oğlak ölümlerine sebep olabilen

Beyaz Kas Hastalığı ile ilgili olarak olası yetersizliğin araştırılması amaçlanmaktadır.

Çalışmadan çıkacak sonuçlar çerçevesinde yetiştiriciye daha sağlıklı sağaltım uygulamaları

konusunda yardımcı olunabileceği öngörülmektedir.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Proje yöneticisinin bir önceki projeyi sonlandırması ve iş yoğunluğu nedeni

ile ideal numune toplama döneminin kaçırılmış olmasından dolayı öngörülen numune toplama

süreci sonraki yıla ertelenmiştir. Çalışmalara proje takvimine göre gecikmeli olarak 2016 yılı

içerisinde devam edilmesi düşünülmektedir.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: -

4. Projede Önerilen Değişiklikler: 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.

5.Bütçe Harcamaları Özeti:

06 SERMAYE GİDERLERİ YILLARA GÖRE DAĞILIM

1.Yıl 2.Yıl 3.Yıl 4.Yıl

06.1-MAMUL MAL ALIMLARI 37.500 TL

TOPLAM 37.500 TL

Page 110: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

110

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Zehirlenmelere Neden Olan Pestisitlerin Karaciğer ve

Mide İçeriğinde Tespiti İçin Metot Geliştirilmesi ve

Metodun Geçerli Kılınması

Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/A02/P02/41

Proje Lideri Azime MERCAN

Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü

Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016

Proje Özeti

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Sığır karaciğer ve mide içeriğinde QuECHERS metot yaklaşımı ile “hızlı,

kolay, ekonomik, etkili, sağlam, çevreye ve sağlığa daha az zararlı özelliklerine sahip” Jel

filtrasyon tekniğinin dispersive solid faz tekniğine uyarlanması sağlanarak suyu ve yağı seven

endüstride bir çok alanda ve kolon kromotografisinde de kullanılan aşağıdaki şekilde molekül

yapısı verilen kimyasal kullanılarak ekstraksiyonda clean up aşamasında başarı sağlanmış ve

amaçlanan multi ekstaksiyon metodu geliştirilmiştir. Geliştirilen multi ekstraksiyon metodu ile

organik klorlu, organik fosforlu, karbamat ve pretroid grubu pestisitlerlerden oluşan ve proje

kapsamında yer alan 39 adet pestisitin (Hexachlorobenzene, Heptachlor, Aldrin, Dieldrin, Alfa-

endosulfan, Beta–endosulfan, Endosulfan sulfat, pp’DDE, pp’DDD, pp’DDT, Bromopropylate,

Dichlorvos, Trichlorfon, Chlorprifos, Parathion-metil, Parathion-etil, Malathion, Dıazınon,

Caumafos, Dimethoate, Cyfluthrin, Cypermethrin, Deltamethrin, Fenvalerate, Permethrin,

Tetramethrin, Methomyl, Carbaryl, Primicarb, Carbofuran, 3-hydroxy-carbofuran, Methiocarb,

Aldicarb, Propoxur, Amitraz, 2,4 Dimethylaniline, N-2,4-Dimethylphenyl-N’-

Methylformamidine, alfa-hegzachlorocyclohxane, gamma-hexachlorocyclohexane) eş anlı geri

alım çalışmaları Gaz Kromotografi Kütle Spektrometre (GC-MS) Cihazında gerçekleştirilerek

tamamlanmış ve EUROCEM metot validasyonu parametrelerine göre validasyon (geçerli

kılma) çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: Geliştirilen multi ekstraksiyon metodu ile ilgili yayın

yapılacaktır.

3. Darboğazlar: -

4. Projede Önerilen Değişiklikler:

Proje Faaliyet Takvimi: 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.

Personel: Laboratuvarımızda zehirlenme analizlerinde bu yıl içerisinde görevlendirilen

Veteriner Hekim Arda ARMAN’ın Proje dahil edilmesi önerilmektedir.

5. Bütçe Harcamaları Özeti:

06 SERMAYE GİDERLERİ YILLARA GÖRE DAĞILIM

1.Yıl 2.Yıl 3 Yıl

06.1- Mamul Mal Alımları

15.000TL 15000

Page 111: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

111

T.C.

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

KKTC

ARAŞTIRMA PROJELERİ

Page 112: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

112

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı KKTC Ulusal Scrapie İzleme Programı Sisteminin

Oluşturulması

Proje Lideri Dr. Neslihan ÖZNUR

Yürütücü Kuruluş KKTC Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı Veteriner Dairesi

Müdürlüğü

Başlama Bitiş Tarihi

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 ile 01.01.2016 arası

Proje özeti:

Bu proje ile; ülkemizde uygulanması zorunlu olan TSE grubu hastalıklarından Scrapie

İzleme Programı için izleme sisteminin şekillendirilmesi ve izlemede kullanılacak yöntem ve

test metodlarının oluşturulması ve standardize edilmesi amaçlanmaktadır.

Proje Kapsamında; Scrapie İzleme Programı, koyun ve keçilerde aktif sörvey ve pasif

sörvey olarak tanımlanan iki farklı alt program olarak şekillendirilip, yürütülecektir. Bu

çalışmalarda her iki tür için öngörülen örnek grupları ve örnek sayıları EC 999/2001 sayılı AB

direktifi ve bu direktifi revize eden EC 727/2007 sayılı AB direktifi esas alınarak

hazırlanacaktır. Aktif survey çalışmalarında mezbahalarda numune alma işlemleri, bu konuda

eğitilmiş veteriner hekimler tarafından gerçekleştirilecektir. Random örnekleme yöntemine

göre tespit edilen sayıda örnek hayvandan kafatası, İzleme programı için özel olarak

hazırlanmış gönderme protokolü doldurularak; numuneler testlerin yapılacağı laboratuvara

sevkedilecektir. Laboratuvara gelen numunelere hızlı test (ELISA) uygulanacaktır. Aktif

izlemede hızlı test’te pozitif veya şüpheli sonuçların alınması durumunda, numunelere teyit için

histopatolojik ve immunopatolojik testler uygulanacaktır. Pasif survey çalışmalarında ise

laboratuvara sevk edilen hayvanlardan usulüne uygun olarak alınan doku örnekleri scrapie

hastalığı yönünden histopatolojik ve immunohistokimyasal yöntemlerle incelemeye tabi

tutulacaktır. Konfirmasyon testinde de pozitif çıkan numunelere etken tespiti amacıyla Western

İmmunoblotting test uygulanacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu Dönem Bulguları:

Dönem Bulguları: Proje kapsamında; Scrapie İzleme Programı, koyun ve keçilerde aktif

sörvey ve pasif sörvey olarak tanımlanan iki farklı alt program olarak şekillendirildi.Bu

çalışmalarda her iki tür için öngörülen örnek grupları ve örnek sayıları EC 999/2001 sayılı AB

direktifi ve bu direktifi revize eden EC 727/2007 sayılı AB direktifi esas alınarak

hazırlandı.Aktif survey çalışmalarında mezbahalarda numune alma işlemleri, için veteriner

hekimlerin eğitimleri gerçekleştirildi. Projede;18 ay ve üzeri yaştaki 400 adet koyun ve 52

keçiye ait kafatası, İzleme programı için özel olarak hazırlanmış gönderme protokolü

doldurularak, laboratuvara ulaştırıldı. Beyin çıkarıldıktan sonra beyin kökü, beyin ve beyincik

arasından enine (transverse) bir kesitle orta beyinden ayrıldı. Daha sonra beyincik, iki yanlı

olarak pedünküller seviyesinde kesilerek beyin kökünden uzaklaştırıldı. Beyin kökünden ilk

olarak histopatolojik ve immunohistokimyasal muayeneler için medulla oblongatanın obex

bölgesinden “V”nin apeksini kapsayacak şekilde 8-10 mm kalınlığında koronal bir blok alındı

ve yarısı 10 misli hacimdeki %10 formol saline solüsyonunda tespit edildi. Diğer yarısı hızlı

test için kullanıldı. Bu amaçla Avrupa Birliğinde tarama çalışmalarında kullanılmak üzere

Page 113: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

113

onaylanmış (EC 1064/2012) IDEXX Herd Check Bovine Spongioform Encephalopathy-

Scrapie Antigen Test kiti kullanıldı.

Elde edilen beyin kökü numunelerinden obex düzeyinde 0.30 gr doku alınarak homojenize

edildikten sonra kitte önerilen test prosedürüne göre hızlı test yapıldı. ELISA okuyucuda A450-

A630 absorbans değerleri okunarak cut off değerleri hesaplandı.PrP’nin tespit edilmesi için de

obeks örneğinin alınmasından sonra arta kalan beyin kökü (cranial ve caudal beyin kökü)

parçaları en az 5 gram olacak şekilde ağzı kilitli naylon poşete konarak -20ºC’de

saklandı.Beyin, orta beyin ve beyincik ortadan uzunluğuna kesilerek eşit iki parçaya ayrıldı.

Sağdaki parçalar 10 misli hacimdeki formalin solüsyonuna alındı. Taze doku örnekleri olarak

da soldaki parçalardan beyincik bir poşette, beyin ve orta beyin bir poşette olmak üzere ayrı

ayrı ağzı kilitli naylon poşetlere konarak -20ºC’de saklandı. Atipik scrapie vakalarının tespiti

amacıyla da beyincikten histopatolojik muayene için formalin solüsyonuna örnek alındı, kalan

örnekler -20ºC’de saklandı.Histopatolojik ve immunohistokimyasal muayene için uygun

bölgelerden alınan doku örneklerinin takipleri devam etmektedir. Konfirmasyon testleri için

gerekli olan alet ekipman ve malzeme alımı ihale aşaması gerçekleştiridi. Alet ve ekipmanın

laboratuarda kurulumu ve eğitimleri tamamlandı.

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: -

4. Projede Önerilen Değişiklikler: -

5. Bütçe Harcamaları Özeti:-

Page 114: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

114

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

KKTC’inde, Atık Yapan Sığırlarda Bakteriyel ve

Paraziter Hastalıkların (Brucellosis, Enzootic abortus,

Listeriosis, Q Fever ve Neosporosis) Enfeksiyon

Etkenlerinin Araştırılması

Proje Lideri Doğan PAŞA

Yürütücü Kuruluş KKTC Veteriner Dairesi

Başlama Bitiş Tarihi

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016

Proje Özeti:

Bu proje ile KKTC’deki sığırlarda, atığa neden olan önemli, bakteriyel ve paraziter

etkenlerin prevalansı belirlenmiştir. Ülkemizdeki sığır populasyonunda, her yıl yaklaşık 1700

adet abort vakası olmaktadır. Bu proje ile ülkemiz sığır yetiştiriciliğinin önemli

problemlerinden biri olan abort vakalarının etiyolojisi hakkında bilimsel bilgi elde edilmiştir.

KKTC Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı’na bildirimi yapılan abort yapmış sığırlardan

toplanan kan örneklerinden bakteriyel hastalıklardan Brucellosis, Chlamydiosis ve Q Fever;

paraziter hastalıklardan Neosporosis serolojik yöntemlerle araştırılmış ve hastalıkların

etiyolojisi ve prevalansları saptanmıştır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Bu dönem içerisinde11.11.2015tarihine kadar sekiz bölgeden ( Geçitkale,

Girne, Güzelyurt, İskele, Lefkoşa, Mağusa, Vadili, Ziyamet) 1504 kan serumu numunesi

toplanmış ve proje başlığında belirttiğimiz hastalıklar yönünden seroloji laboratuarında analiz

yapılmıştır.

Testlerin sonuçlanma tarihinden 31.12.2015 tarihine kadar ilave olarak 89 adet kan

numunesi toplanmıştır. Bu kan numuneleri da hastalıklar yönünden analiz yapılarak projenin

son raporuna eklenecektir.

Test sonuçlarının bölgelere göre dağılımı aşağıda yer almaktadır.

1. RBPT top. 63 adet pozitif

VADİLİ 30

MAĞUSA 1

LEFKOŞA 22

GÜZELYURT 8

GİRNE 1

GEÇİTKALE 1

2. Clamyphilaabortus top. 5 adet pozitif

GEÇİTKALE 2

VADİLİ 2

LEFKOŞA 1

3. Q Fever top.73 adet pozitif

VADİLİ 43

MAĞUSA 3

LEFKOŞA 15

Page 115: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

115

İSKELE 2

GÜZELYURT 5

GİRNE 2

GEÇİTKALE 2

4. Neosporiumcaninum top. 308 adet

ZİYAMET 1

VADİLİ 136

MAĞUSA 10

LEFKOŞA 65

İSKELE 43

GÜZELYURT 29

GİRNE 8

GEÇİTKALE 16

Brucellosis için prevalans % 4.18

Q Fever için prevalans % 4.85

Neosporium caninum için prevalans %20.4

Chlamydophila abortus için prevalans %0.33

2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

3. Darboğazlar: -

4. Projede Önerilen Değişiklikler: -

5. Bütçe Harcamaları Özeti: -

Page 116: HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROGRAM ......1 T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI

116

PROJE GELİŞME RAPORU

Proje Başlığı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Sığır, Koyun ve

Keçi Popülasyonundan Toplanan Klinik Materyallerden

Brusella Etkenlerinin İzolasyonu ve İzole Edilen

Etkenlerin Klasik Bakteriyolojik ve Moleküler

Yöntemler Kullanılarak İdentifikasyonları

Proje Lideri Mehmet DEMİRPENÇE

Yürütücü Kuruluş K.K.T.C. Veteriner Dairesi

Başlama Bitiş Tarihi

Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016

Proje Özeti:

Bu projede, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin genelindeki sığır, koyun ve keçi

popülasyonlarındaki, Brusella enfeksiyonuna neden olan suşların belirlenmesi ve

biyotiplendirilmesi, OIE manüelinde belirtilen yöntemlere göre ve son bilimsel gelişmeler

ışığında yapılacaktır. Çalışma boyunca, Brusella hastalığı tespit edilen sığır, koyun ve keçi

sürülerinden, süt, vaginal sekret, svab, ve atık fetus gibi materyaller toplanarak, etken

izolasyonuna çalışılacak ve izole edilen bakteriler, klasik biyotiplendirme yöntemleri ile

identifiye edilecektir. İzolatlara aynı zamanda Bruce ladder multiplex PCR uygulanacak ve

alınan sonuçlar klasik yöntemler ile alınan sonuçlar ile karşılaştırılacaktır.

1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:

Dönem Bulguları: Proje kapsamında Bruselloz yönünden yapılan serolojik testlerden pozitif

olarak belirlenen toplam 182 adet hayvandan süt numunesi toplandı. Kültür işlemleri için

gerekli sarf malzemeler temin edildi ve 150 adet süt numunesi kültüre edildi. İzole edilen

bakterilere gerekli biyokimyasal testler uygulanarak 46 adat izolat Brusella cins spesifik olarak

belirlendi veuygun koşullarda dondurıularak moleküler çalışmalar için muhafaza edildi.

Moleküler çalışmalar için temin edilmesi planlaman ekipman için ihaleye çıkıldı ve

sonuçlandırıldı. İhale kapsamında bir adet Thermal Cycler cihazı laboratıvarımıza teslim

edilmiş ve diğer ekipmanların teslimatı 2016 yılı içerisinde beklenmektedir. Moleküler

çalışmalarda kullanılması planlanan sarf malzemenin temini için gerekli çalışmalar

başlatılmıştır.

İş yoğunluğu sebebi ile projenin planlanan moleküler çalışmaları 2015 yılı içerisinde

gerçekleştirilememiştir. Moleküler çalışmaların yapılmasına destek için, veteriner dairesi

personeli A. Gözen Barbaros yardımcı araştırtmacı olarak projeye dahil edilmiştir. Projenin

tamamlanması için 6 aylık bir süre uzatma süresi talep edilmiştir.

3.Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -

4.Darboğazlar: -

5.Projede Önerilen Değişiklikler: -

6.Bütçe Harcamaları Özeti:-