hayvan saĞliĞi araŞtirmalari program ......1 t.c. gida tarim ve hayvancilik bakanliĞi tarımsal...
TRANSCRIPT
1
T.C.
GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü
HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI
PROGRAM DEĞERLENDİRME
TOPLANTISI
15 - 19 Şubat 2016
ANTALYA
2
HAYVAN SAĞLIĞI ARAŞTIRMALARI PROJE LİSTESİ
YENİ TEKLİF PROJELER
Sıra
No
Proje Lideri /
Sunan Proje / Sunum Adı Kurum
Sayfa
No
1 Dr. Gülnur
KALAYCI
Ege Bölgesinde Visna/Maedi ve Caprine
Arthritis Encephalitis Enfeksiyonlarının
Yaygınlığının Araştırılması
Bornova
VKE 10
2 Dr. Aydın
COŞKUNER
Serumsuz Vasat Kullanılarak Üretilen
Antijenlerden Şap Aşısının Hazırlanması Şap Enst. 11
3 Yusuf AKPINAR
Kuzu ve Oğlakların Yenidoğan İshallerinde
Rotavirus, Coronavirus ve Cryptosporidium
parvum’un İmmunopatoloji, FFPE PCR ve
Doku Mikroarray Teknikleri ile Tespiti
Konya
VKE 13
4 Serdar UZAR
Koyun Keçi Çiçek Aşısının MDBK Hücre
Kültüründe Üretilmesi ve LSD ‘ye Karşı
Sığırlarda Bağışıklık Çalışması (Doktora Tezi)
Pendik
VKE 15
5 Eylem ŞEN
YÜKSEL
Ege Bölgesinde Ruminantların Aborte Fötüs ve
Svap Örneklerinde Coxiella brunetii ve
Chlamydophila abortus'un Araştırılması
Bornova
VKE 17
6 Fatma SAKARYA
Kanatlı Hayvan Yetiştiriciliği Yapan
İşletmelerin İçme-Kullanma Sularından İzole
Edilen Enterokoklarda Antimikrobiyal Direnç
Genlerinin (vanA, vanB ve ermB) Araştırılması
Bornova
VKE 18
7 Ercüment ERTUNÇ
İzmir, Manisa ve Uşak İllerindeki
Kanatlılardan Elde Edilen Salmonella
İzolatlarında Virulans Faktörlerinin,
Antimikrobiyal ve Dezenfektan
Duyarlılıklarının ve Klonal Yakınlığın
Araştırılması (Doktora Tezi)
Bornova
VKE 20
8 Hakan YEŞİLÖZ
İzmir Yöresinde Culicoides Türlerinin
Moleküler Karakterizasyonu ve Haemosporidia
Enfeksiyonları Yönünden Vektörlük
Potansiyellerinin Araştırılması (Doktora Tezi)
Bornova
VKE 21
9 Dr. Yasin GÜLCÜ
Keçi Ciğer Ağrısı Etkenleri Mycoplasmaların
İzolasyonu, Genotipik ve İmmunojenik
Karakterizasyonu
Konya
VKE 23
10 Deha Ali DENİZ
Clostridium Chauvoei Aşılarının Potensinin
Belirlenmesinde Kobaylarda C. chauvoie
Challenge Testine Alternatif Olarak ELİSA’nın
Kullanılması (Doktora Tezi)
Bornova
VKE 25
11 Dr.Özlem
KARDOĞAN
Broyler Damızlıklardan İzole Edilen
Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli’
lerde Kinolon ve Tetrasiklin Direnç Profilinin
Belirlenmesi (Tez Projesi)
Etlik
VKMAE 27
12 Dr. Murat KAPLAN Türkiye’de Levrek Kuluçkahaneleri ve
İşletmelerinde Viral Nervöz Nekrozis (VNN)
Bornova
VKE 29
3
Virusunun Araştırılması, Epidemiyolojisi ve
Moleküler Karakterizasyonu (Doktora Tezi)
13 Yüksel DURMAZ
Ticari Levrek (Sea bass) Çiftliklerinde Viral
Nervous Necrosis Virusunun Yaygınlığının
Araştırılması ve Histopatolojik Yönden
İncelenmesi
Samsun
VKE 31
14 Yüksel DURMAZ
Yerli İnfeksiyöz Pankreatik Nekrozis Virus
İzolatlarının Moleküler Karekterizasyonu ve
Patojenite Denemeleri (Doktora Tezi)
Samsun
VKE 33
15 Ahmet Turan SAN
Keban Baraj Gölü’ndeki Gökkuşağı Alabalığı
(Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792)
Yetiştiricilik İşletmelerinde Real-Time PCR
Kullanılarak Yersinia ruckeri Yaygınlığının
Saptanması
Elazığ
SÜAE 34
16 Mehmet
ÇATALKAYA
Keban Baraj Gölünde Yetiştiriciliği Yapılan
Gökkuşağı Alabalıkları (Oncorhynchus mykiss,
Walbaum 1792)’ında Protozoon Parazitlerin
Araştırılması
Elazığ
SÜAE 36
17 Faruk PAK
Balık Hastalıklarının Tedavisinde Kullanılan
Bakır Sülfat ve Formaldehit’in Çipura ve
Levrek Balıklarının Bazı Dokularındaki
Antioksidant Enzim Aktivitilerine Etkilerinin
Araştırılması ve Histopatolojik Olarak
İncelenmesi
Akdeniz
SÜAÜEE
38
18 Dilek KABAKCI
Pamuk Yetiştiriciliğinde Kullanılan Bazı
Pestisitlerin Bal Arılarındaki (Apis mellifera
L.) HSP 70(Stres) Proteini, Bazı Antioksidan
Enzim Aktivitesi ve Spesifik Doku Gen
Ekspresyonu Üzerine Etkisinin Belirlenmesi
Ordu
AAİ 40
19 Dr. Ufuk ÜLKER Deney Hayvanlarının Mikrobiyolojik
Kalitesinin Değerlendirilmesi
Etlik
VKMAE 42
SONUÇLANAN PROJELER
20 Doç. Dr. Veli
GÜLYAZ
Koyunlarda Şap ve Koyun-Keçi Çiçek
Aşılarının Birlikte Kullanılması Şap Enst. 44
21 Dr. Serdar KIZIL
Ankara İlinde 6 PD 50 Koruma Değerlerindeki
Şap Aşısı ile Aşılanan Sığırlarda Aşılama
Sonrası Epidemiyolojik, Serolojik Değerlerin
İncelenmesi
Şap Enst. 45
22 Dr. Ünal PARLAK
Şap Virusu A, O ve Asia 1 Serotiplerinin Ayırt
Edilmesi İçin Çok Katlı Moleküler Teşhis
Yöntemleri Geliştirilmesi ve Doğrulanması
Şap Enst. 46
23 Fuat ÖZYÖRÜK
Şap Hastalığı Sürveyansı İçin Türdeş ve
Doğrulayıcı DIVA Test Geliştirilmesi ve
Standardize Edilmesi (Doktora Tezi)
Şap Enst. 47
24 Abdullah ARSLAN
Sığırlarda Şap Aşısının Bağışıklık
Çalışmalarında Eprüvasyon Suşu Olarak Doku
Kültürüne Adapte Şap Viruslarının
Şap Enst. 48
4
Kullanılması
25 Dr. Nedret ÇELİK
A, O, Asia-1 Tipi Şap Virüslerinin Süspanse
Hücre Kültürlerinde Üreme Özelliklerinin
İncelenmesi
Şap Enst. 49
26 Dr. Neslihan
TAŞÇENE
Şap Viruslarının (A, O, Asia 1) BHK-21
An30ve BHK-21 An73 Hücre Hatlarında Üreme
Özelliklerinin Saptanması
Şap Enst. 50
27 Fadime TONBAK Kümesten Kesimhaneye Salmonellaların
Saçılımının Modellenmesi
Elazığ
VKE 51
28 Dr. Serra
TUNALIGİL
Clostridium botulinum Tip C ve Tip D’nin
ELISA, Multiplex PCR ve Deneme Hayvanı
Inokulasyonu/Toksin Nötralizasyonu Metotları
İle Karşılaştırmalı Tespiti
Bornova
VKE 52
29 Dr. Ahmet ARSLAN
Klostridial Aşıların Potensinin Belirlenmesinde
Fare Toksin Nötralizasyon Testlerine Alternatif
Olarak ELISA'nın Kullanımı
Bornova
VKE 53
30 Yunus KILIÇOĞLU Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinde Coxiella
burnetii’nin Araştırılması
Samsun
VKE 54
31 Dr. Nurgül BİRBEN
Koyun ve Keçilerde Mycoplasma agalactiae ve
Mycoplasma mycoides subsp. capri’ nin
Kültür, PCR ve Serolojik Yöntemlerle Tespiti
Elazığ
VKE 55
32 Bünyamin İREHAN
Buzağı İshallerinde Rotavirus ve Coronavirus’
un İmmunofloresans, İmmunoperoksidaz ve
One-Step Dubleks RT-PCR Yöntemleriyle
Teşhisi
Elazığ
VKE 56
33 Osman KOÇ
Sığır ve Koyun Abortlarında Chlamydophila
abortus, Brucella abortus, Brucella melitensis’
in Real-Time PCR ile Teşhisi; Antijenik
Dağılımın ve Gelişen Hücresel/Humoral
Bağışıklığın İmmunohistokimyasal Olarak
İncelenmesi
Elazığ
VKE 57
34
Neslihan
AKBULUT
Sığırlarda İmmunohistokimyasal Yöntemle
Kulak Derisi Biyopsi Örneklerinde Persiste
Bovine Viral Diarrhea Virus Enfeksiyonunun
Belirlenmesi
Samsun
VKE 58
35 Erdinç ATABEK Türkiye’de Atlarda Leptospirozis’in
Seroepidemiyolojisi
Etlik
VKMAE
59
36 Dr. Ahmet SAİT
Marmara Bölgesinde Koyunlarda Görülen
Abort Vakalarında Viral Etkenlerin
Araştırılması
Pendik
VKE 60
37 Dr. Elçin
GÜNAYDIN
Yaygın Salmonella Serovarlarının Moleküler
Teknikler ile Tiplendirilmesi
Etlik
VKMAE 61
38 Dr. Fethiye ÇÖVEN
Ege Bölgesi Kanatlılarından İzole Edilen
Salmonella Türlerinin Antibiyotik
Dirençliliklerinin Fenotipik ve Genotipik
Karekterizasyonunun Araştırılması
Bornova
VKE 62
5
39 Dr. Seza ESKİİZMİRLİLER
Türkiye’de Kültürü Yapılan Levrek, Çipura ve
Alabalıklarda Bazı Önemli Zoonotik
Bakterilerin Yaygınlığının Araştırılması
Bornova
VKE 63
40 Emre ÖZAN
Gökkuşağı Alabalıklarında İnfeksiyöz
Pankreatik Nekroz’un Patogenezisi Üzerine
Deneysel Bir Araştırma: Apoptozis ve Tip 1
İnterferonların İnnate (Doğal) Bağışıklıktaki
Rolü
Samsun
VKE
64
41 Dr. H. Hüseyin
ÜNAL
Bal Arılarında Neonicotinoid Grubu
İnsektisitlerin Toksikasyonlarının Araştırılması
Pendik
VKE 65
DEVAM EDEN PROJELER
42 Doç. Dr. Veli
GÜLYAZ
Ektima Aşı Virusunun Koyunlarda Şap Aşısına
Karşı Oluşacak İmmunite Üzerine Etkisinin
Belirlenmesi
Şap Enst. 67
43 Dr. Can
ÇOKÇALIŞKAN
Kullanımda Olan Şap Aşılarının Çoklu
Adjuvant Kullanımı İle Güçlendirilmesi Şap Enst. 68
44 Dr. M. Fatih
BARUT
Damızlık Atlarda, Ülkesel Düzeyde West Nile
Virüs Serosurveyi
Etlik
VKMAE 69
45 Dr. Mehmet EKİK Küçük Ruminantlarda Görülen Abortlarda
Border Disease Enfeksiyonunun Araştırılması
Konya
VKE 70
46 Şükran YILMAZ Endüstriyel Boyutta Şap Aşısı Üretiminde
Serumsuz Vasat Kullanımı Şap Enst. 71
47 Dr. Beyhan
SAREYYÜPOĞLU
Şap Aşısı Üretiminde Purifikasyon Prosesi
Sonrası Yapısal Olmayan Protein (NSP)
Varlığı ve Düzeyinin İn Vitro Olarak
Araştırılması
Şap Enst. 72
48 Dr. Beyhan
SAREYYÜPOĞLU
Şap Hastalığında Gebe İneklerde Uygulanacak
Farklı Aşılama Takviminin Yenidoğanların
Maternal İmmunitesi Üzerine Etkisi
Şap Enst. 73
49 Ayşegül KUDU
Şap Hastalığı A Serotipine Karşı Geniş
Kapsamlı Aşı Suşlarının Virus Nötralizasyon
Testi ile Belirlenmesi ve Alternatif In-Sliko
Metot Geliştirilmesi
Şap Enst. 74
50 Berrin Müzeyyen
ALPAY
Şap Aşılarında, Farklı Konsantrasyonlardaki
Antijen ve Tekrarlayan Aşılamalarla Yapısal
Olmayan Proteinlere Karşı Antikor Yanıtının
Araştırılması
Şap Enst. 75
51 Berrin Müzeyyen
ALPAY
Şap Aşılarının Hazırlanmasında, BHK-21
An73 Hücresinin Optimum Üreme
Karakteristiğinin Belirlenerek Antijen
Miktarının Artırılması
Şap Enst. 76
52 Ahu Kader KARA
BHK-21 An30 ve An73 Hücre Kültürlerinde
Pasajlama Sonrası Karyotip İncelemesi ve Şap
Virusunun Etkisinin Araştırılması
Şap Enst. 77
53 Hamza KADI Sığırların Nodüler Ekzantemi Hastalığının
Vektör Kene-Konak İlişkisinin Araştırılması
Samsun
VKE 78
6
54 Hüseyin ERDEM
Erzurum İli Mezbahalarında Kesilen Sığır ve
Koyunlarda Kistik Ekinokokkozisin Durumu,
Köpek ve İnsanlarda Geriye Dönük İzlenmesi
Erzurum
VKE 79
55 Dr. Derya
KARATAŞ YENİ
Ankara İlinde Koyunlarda ve Sularda Tularemi
Enfeksiyonunun Epidemiyolojik Araştırılması
Etlik
VKMAE 80
56 Dr. Funda
KALINBACAK Biyoreaktörde Anthrax Aşısı Üretimi
Etlik
VKMAE 81
57 Dr. Gülnur
KALAYCI
Türkiye’de Alabalık Yetiştiriciliği Yapılan
İşletmelerde Salmonid Alphavirus
Enfeksiyonunun Varlığının Araştırılması
Bornova
VKE 82
58 Mustafa TÜRE
Doğu Karadeniz Bölgesindeki Kafes
İşletmelerinden İzole Edilen Bakterilerin
Antibiyotik Direnç Genlerinin Belirlenmesi
Trabzon
SÜMAE 83
59 Dr. Şirin
ÇİZMECİ
Türkiye’de Vektör Kaynaklı Önemli Viral
Hayvan Hastalıklarının (Mavi dil- BT,
Epizootik Hemorajik Ateş-EHD, Üç Gün
Hastalığı-BEF ve AKABANE) Teşhisi,
Vektörlerin Tespiti ve Erken Uyarı Sisteminin
Oluşturulması.
Etlik
VKMAE 84
60 Dr. Özden
KABAKLI
Aşı Bankası için PPR ve Mavidil Virus Kültür
Koleksiyonlarının Oluşturulması, Aşı Bankası
Olarak Saklama Koşullarının Araştırılması
Etlik
VKMAE 87
61 Dr. Elvin
ÇALIŞKAN
Attenüe BT-9 ve BT-16 Suşları ile Köken
Aldıkları Saha Suşlarına ait Segment 2
Dizinlerinin Elde Edilmesi ve Karşılaştırılması
Etlik
VKMAE 88
62 Dr. Fahriye SARAÇ
Ektima Aşı Suşunun (E (P) CK22) MDBK
Hücre Kültürüne Adaptasyonu ve Kuzularda
Bağışıklık Çalışmaları ile Suşun Raf Ömrü ve
Farklı Isı Derecelerinde Stabilitesinin
Saptanması
Pendik
VKE 89
63 Dr. Ahmet Burak
GÜNGÖR
Isıya Dirençli Koyun Keçi Vebası (PPR) Aşısı
Üretimi
Etlik
VKMAE 90
64 Hamza KADI
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Virusunun
Nükleokapsid Proteinine (NP) Karşı Gelişen
Antikorlarin Hızlı Teşhisi için Lateks
Aglütinasyon Testi Geliştirme Çalışması
Samsun
VKE 91
65 Dr. Can
ÇOKÇALIŞKAN
Şap Hastalığı ile Mücadelede Kullanılacak
Yüksek Etkili Aşıların Bağışıklık Sürelerinin
Tespiti
Şap Enst. 92
66 Elif ÇELİK
Değişik Sıcaklık Derecelerinde Şap Virüsünün
(A, O, Asia-1) Üretilmesi, 146S ve İnfektif
Titre Değerlerinin Saptanması
Şap Enst. 93
67 Banu BAYRİ
ÖZBİLGE
Enrofloxacin (Florokinolon), Linco-Spectin
(Linkozamit-Aminoglikozit), Florfenicol
(Fenikol) ve Tulathromycin (Makrolid)
Antibiyotiklerinin BHK Hücre Kültürü ve Bu
Hücre Kültüründe Üretilen Şap Virüslerinin
(A,O,ASIA-1) Üremesi ve Titreleri Üzerine
Şap Enst. 94
7
Etkilerinin Araştırılması
68 Yunus GÜR
Listeria monocytogenes’ in Süte
Transmisyonunun Moleküler Yöntemlerle
İzlenmesi
Samsun
VKE 96
69 Dr. Yasin GÜLCÜ
Klinik Sığır Mastitislerinden İzole Edilen
Staphylococcus aureus Suşlarında
Antimikrobiyal Direnç Eğiliminin Araştırılması
Konya
VKE 97
70 Dr. Asiye
DAKMAN
Güvercinlerden İzole Edilen Varyant Avian
Paramyxo Virus Tip 1 (PPMV-1) Viruslarının
Moleküler Epidemiyolojik Araştırması
Etlik
VKMAE 98
71 M. Levent
KAYNAR
Konya Yöresi Broyler Kümeslerinden Alınan
Kloakal Svab Örneklerinden Campylobacter
jejuni ve Campylobacter coli Türlerinin
İzolasyonu ve İdentifikasyonu
Konya
VKE 99
72 Hacı SAVAŞ
Doğu Karadeniz Bölgesindeki Alabalık
Kuluçkahanelerinde ve Yavru Balıklarda Bazı
Mikrobiyal Etkenlerin Araştırılması
Trabzon
SÜMAE 100
73 Erkan TAÇBAŞ
Sağlıklı ve Lactococcus garvieae ile Enfekte
Alabalıklarda Florfenikol’ ün
Farmakokinetiğinin ve İn Vivo Etkinliğinin
Belirlenmesi
Trabzon
SÜMAE 101
74 Nesrin EMRE
Türkiye Akdeniz Kıyısalında Trol Avcılığında
Yoğun Olarak Karşılaşılan Bazı Balık
Türlerinin Metazoan Parazit Faunasının
Belirlenmesi
Akdeniz
SÜAÜEE 103
75 Kemal PEKMEZ
Infeksiyöz Pankreatik Nekrozis Virusunun
(IPNV) Hızlı Tanısında Kullanılmak Üzere
Koaglütinasyon Testinin Geliştirilmesi
Bornova
VKE 104
76 Dr. Aysel İTİK
EKİNCİ
Elazığ Alabalık İşletmelerinde Myxosporean
Parazitlerin Yayılışı
Elazığ
VKE 106
77 Fatih YILMAZ Doğu Karadeniz Bölgesinde Nosema apis ve
Nosema ceranae’nın Epidemiyolojisi
Ordu
AAİ 107
78 Oya BORAN
Balarılarında (Apis mellifera L.) ‘’Varroa
destructor’’ Mücadelesinde Farklı Organik,
Kimyasal (Flumetrin) ve Kültürel Yöntemlerin
Etkinliğinin Karşılaştırılması
Ege
TAE 108
79 Dr. Selçuk
PEKKAYA
Merinos Melezi Koyunlarda Laktasyonun
Farklı Dönemlerinde Kan ve Süt Selenyum
Düzeyleri ile Bunlara Etki Eden Faktörlerin
Araştırılması
Etlik
VKMAE 109
80 Azime MERCAN
Zehirlenmelere Neden Olan Pestisitlerin
Karaciğer ve Mide İçeriğinde Tespiti İçin
Metot Geliştirilmesi ve Metodun Geçerli
Kılınması
Etlik
VKMAE 110
KKTC PROJELERİ
8
81 Dr. Neslihan
ÖZNUR
KKTC Ulusal Scrapie İzleme Programı
Sisteminin Oluşturulması K.K.T.C. 112
82 Doğan PAŞA
KKTC’inde, Atık Yapan Sığırlarda Bakteriyel
ve Paraziter Hastalıkların (Brucellosis,
Enzootic abortus, Listeriosis, Q Fever ve
Neosporosis) Enfeksiyon Etkenlerinin
Araştırılması
K.K.T.C. 114
83 Mehmet
DEMİRPENÇE
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Sığır,
Koyun ve Keçi Popülasyonundan Toplanan
Klinik Materyallerden Brusella Etkenlerinin
İzolasyonu ve İzole Edilen Etkenlerin Klasik
Bakteriyolojik ve Moleküler Yöntemler
Kullanılarak İdentifikasyonları
K.K.T.C. 116
9
T.C.
GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü
YENİ TEKLİF PROJELER
10
Proje Başlığı
Ege Bölgesinde Visna/Maedi ve Caprine Arthritis
Encephalitis Enfeksiyonlarının Yaygınlığının
Araştırılması
Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Dr. Gülnur KALAYCI
Proje Yürütücüleri Necdet AKKOCA, Dr. Buket ÖZKAN, Dr. Murat
KAPLAN, Kemal PEKMEZ, Ramazan TÜRKMEN
Proje Bütçesi 70.500TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı -
Proje Özeti
Bu projede Ege Bölgesinde koyun popülasyonunda Maedi Visna (MV), keçi
popülasyonunda Caprine Arthritis Encephalitis (CAE) enfeksiyonunun yaygınlığı
araştırılacaktır. Koyun ve keçi işletmelerinde klinik belirti gösteren ve göstermeyen
hayvanlardan kan serumu örneklemesi yapılarak ELISA ile antikor varlığı araştırılacaktır.
Çalışma sonucunda Ege bölgesinde MV ve CAE enfeksiyonlarının durumu ortaya konulacaktır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Ülkemizde küçük aile işletmelerinde koyun ve keçi yetiştiriciliği yaygın olarak
yapılmaktadır. Son yıllarda özellikle koyun-keçi sütü ile üretilen ürün çeşitliliğinin ve bu
ürünlere talebin artması enstantif yetiştiriciliğe ve canlı hayvan ithalatına yönelimi de
sağlamıştır. Bu bağlamda verimi olumsuz yönde etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve ortadan
kaldırılmasının önemi daha da artmıştır.
MV-CAEV enfeksiyonları yaşam boyu persistens özelliğinden dolayı sürüler
içerisinde sürekli sirküle etmektedir. İntrauterin, sperma, kolostrum, süt, aerosol ve direk
temas yolları ile bulaşma olduğundan popülasyon içinde hızlı bir yayılma olmaktadır.
Solunum ve sinir sistemi bozuklukları, kronik mastitis, arthritis, abort, zayıf yavru
doğumu ile sonuçlamasından dolayı yüksek ekonomik kayıplara yol açmaktadır.
Enfekte olup klinik bulgu göstermeyen hayvanlar enfeksiyonun sürülere, bölgelere ve
ülkelere yayılmasında en büyük etmendir.
Bu proje ile ülkemizde çeşitli çalışmalar ile serolojik olarak var olduğu belirlenen bu
enfeksiyonların koyun ve keçi popülasyonunun fazla olduğu Ege Bölgesindeki (Aydın,
Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak) yaygınlığının belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Çalışma sonucu elde edilecek veriler hastalık ile ilgili mücadele stratejisinin geliştirilmesinde
yardımcı olacaktır.
11
Proje Başlığı Serumsuz Vasat Kullanılarak Üretilen Antijenlerden
Şap Aşısının Hazırlanması
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Proje Lideri Dr. Aydın COŞKUNER
Proje Yürütücüleri
Dr. Aydın COŞKUNER, Şükran YILMAZ, Ali
ÖZDEMİR, Taibe ARSOY, Aydın TAŞLI, Mustafa
ÖZYİĞİT, Sadık Onur KARAÇAM, Dr. Nedret ÇELİK,
Himmet EKİCİ, Mehmet KARAKAYA, Osman KARA,
Dr. Can COKÇALIŞKAN, Dr. Beyhan SAREYÜPOĞLU,
Doç.Dr. Veli GÜLYAZ
Proje Bütçesi 400.000 TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Proje Özeti
Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanlarında görülen çok bulaşıcı viral bir hastalıktır ve
çiftlik hayvanlarının ekonomik yönden en önemli hastalığıdır. Hastalığa Picornaviridae ailesi
Aphthovirus cinsinden tek iplikcikli küçük bir RNA virüsü olan şap virüsü neden olmaktadır
Hastalık önemli oranda et ve süt kaybıyla sonuçlanan, zayıflamaya neden olan ağız ve ayak
vezikülleri ile karakterizedir. Hastalıkla mücadelede kullanılan etkili yöntemlerden biri de
aşılamadır. Şap aşısı, hücre kültürlerinde üretilen aşı antijenlerine adjuvant ilavesi ile
hazırlanan inaktif aşılardandır.
Günümüzde büyük hacimde şap aşısının üretiminde genellikle süspanse kültür
sistemlerine adapte BHK 21 hücreleri kullanılmaktadır. Hücre kültürü üretiminde kullanılan
vasatlara yaklaşık %10 oranında serum ilave edilir. Serum zengin içeriği nedeniyle hücrelerin
üremesini uyarmaları, koruyucu etkileri gibi birçok olumlu katkılarının yanı sıra hayvansal
kaynaklı olmalarından dolayı istenmeyen kontaminantların ve hastalıkların taşıyıcısı olmaları
büyük dezavantajdır. Ayrıca, temin etmede yaşanan zorluklar, seriler arasında değişebilen
üretim farklılıkları ve yüksek maliyeti de diğer dezavantajlarıdır. Bu sorunlar nedeniyle son
yıllarda biyolojik maddelerin üretiminde serumsuz besin ortamları geliştirilmiştir. Büyük hacim
rekombinant protein ve monoklonal antikor üretimlerinde serumsuz besin ortamları
kullanılmakta olup şap aşısı gibi endüstriyel düzeydeki viral aşıların üretiminde henüz yaygın
değildir.
Çalışmamızda serumsuz besi yeri kullanılarak üretilen aşı antijenleri kullanılarak Şap
aşısı hazırlanacak ve bu aşıların gerekli bütün kontrolleri ( sterilite, stabilite, raf ömrü,
bağışıklık, NSP protein ) yapılacaktır.
Bu çalışmanın amacı, Enstitümüzde şap aşısının üretiminde serumsuz vasat kullanılarak
üretilen antijenler ile daha saf ve yüksek kalitede aşıların düşük maliyetle hazırlanması
amaçlanmıştır.
12
Projenin Amacı ve Gerekçesi:
Bu çalışma ile Enstitütümüzdeki aşı üretim prosesinde süspanse hücre kültürünü
üretiminde kullanılan serumun üretim prosesinden çıkarılarak veya an azından %1 e
düşürülerek üretilen antijenlerden şap aşısı hazırlamak ve gerekli kontrolleri yaparak rutin
kullanıma hazır hale getirilmesi ve üretim proseslerinde karşılaşılan filtrasyon, istenmeyen
hayvansal proteinler gibi serum kaynaklı problemlerin giderilmesi amaçlanmıştır.. Mevcut
durumda hücre kültürlerinin üretiminde % 7-10 serumlu besi yerleri kullanılmaktadır ve bu
durum antijenlerde yüksek oranda istenmeyen proteinlerin fazla miktarda olmasına sebep
olmakta dolayısı ile antijen saflaştırma işlemini güçleştirmektedir. Endüstriyel düzeydeki
üretim nedeniyle çok büyük miktarlarda seruma ihtiyaç duyulmaktadır. Büyük hacimlerde satın
alınacak serum bulmak, onu temin etmek, yüksek maliyetini karşılayabilmek, ayrıca prosesteki
filtrasyon güçlüğü ve kullanımdan sonra tekrar prosesten uzaklaştırmak, çok zor ve pahalı
işlemlerdir. Ayrıca satın alınacak serumların miktarı (ambalaj şekli 5 L’lik bidonlardan oluşan
40- 50 ton) düşünüldüğünde kontrolleri ancak seriyi temsil eden numune bazında,
kontaminantlar ve hücre üretme değerleri yönünden test edilmektedir. Bu nedenle yapacağımız
çalışma ile prosesten serumun kaldırılması yada en azından %1 indirilmesi ile üretim
proseslerinde karşılaşılan serum kaynaklı problemlerin ortadan kaldırılması, , daha saf antijen
kullanılarak yüksek kalitede ve düşük maliyet ile şap aşısının hazırlanması amaçlanmıştır.
13
Proje Başlığı
Kuzu ve Oğlakların Yenidoğan İshallerinde Rotavirus,
Coronavirus ve Cryptosporidium parvum’un
İmmunopatoloji, FFPE PCR ve Doku Mikroarray
Teknikleri ile Tespiti
Yürütücü Kuruluş Konya Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Yusuf AKPINAR
Proje Yürütücüleri
Prof. Dr. Oğuz KUL, Dr. Ayşe Funda YÜZBAŞIGİL,
Arş.Gör. Tuğçe ANTEPLİOĞLU, Muammer İNANÇ,
Serdar DURSUN
Proje Bütçesi 90.694TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Proje Özeti
Bu araştırmada koyun ve keçi yetiştiriciliğinde önemli ve kitlesel yavru kayıplarına yol
açan Rotavirus, Coronavirus ve Cryptosporidium parvum enfeksiyonlarının tanısında; rutinde
uygulanabilir hızlı kesin teşhis yöntemlerinin geliştirilmesi ve kullanılabilirliklerinin
araştırılması amaçlanmıştır.
Bu amaçla her bir patojen etken için spesifik antijenik bölgelerin gösterilmesi için
immunohistokimyasal (IHC) boyama yöntemleri, etken spesifik gen bölgeleri için
formaldehitte tespit olmuş ve parafine bloklanmış dokularda (FFPE) PCR ve aynı anda 20-500
hayvana ait test örneğinin aynı anda test edilmesine imkan veren Doku Mikroarray tekniğinin
rutin teşhis ve ülke çapında hastalık izleme programlarında kullanılabilmesi sağlanacaktır.
Bu araştırmada; daha önceki yıllarda yenidoğan ishali klinik tanısı ile Konya VKEM
Patoloji laboratuvarına son 5 yıl içerisinde gönderilen 300 adet kuzu-oğlak incebağırsak
örnekleri histopatolojik olarak enteritis yönünden değerlendirilecek ve sonrasında Rota, Corona
virus ve Cryptosporidium sp. etkenleri yönünden ticari primer antikorlar kullanılarak
immunoperoksidaz teknik ile test edilecektir. FFPE PCR yöntemi için, herbir Parafin bloktan
10-20µm kalınlığında alınan kesitler önce deparafinize edilecek, sonrasında FFPE DNA ve
FFPE RNA izolasyon kitleri kullanılarak DNA ve RNA elde edilecektir. Doku mikroarray
tekniğinde ise; 50 parafin bloktan, lezyonlu bölgelereden alınan 2 mm çapındaki silindirik
örnekler, daha önceden hazırlanmış 50 kuyucuklu alıcı blok üzerine yerleştirilecek ve toplam 6
alıcı blok oluşturulacaktır. Sonra; her üç etkene ait antikorlar kullanılarak, bir günde tüm 300
örneğin 3 farklı hastalığa karşı test edilmesi sağlanacaktır.
Önerilen araştırma ve altyapı proje sonuçlarının, Bakanlığımız bünyesinde faaliyet
gösteren diğer 6 bölge Patoloji laboratuvarı için hızlı ve kesin teşhis ön modeli olacağına
inanmaktayız.
Projenin Amacı ve Gerekçesi:
Yenidoğan kuzu ve oğlaklarda ishalle birlikte seyreden ve ölümlere neden olan
enfeksiyonlar, yetiştiricilikte önemli problemlerden biri olup; et, süt ve yün üretim kayıpları
14
dikkate alındığında büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadırlar. Enfeksiyöz yenidoğan
ishalleri çoğunlukla, küçük ruminantlar için doğum mevsimi olarak kabul edilen Şubat-Nisan
aylarında yoğunlaşmakta ve olumsuz çevre koşulları nedeniyle de kalabalık sürüler içerisinde
hızla yayılarak, yüksek oranda ölüme yol açmaktadır. İlk klinik belirtiler, kuzu ve oğlakların
doğumundan 7-10 gün içerisinde ortaya çıkmakta ve enfeksiyöz ishal etkenlerinin erken
dönemde teşhis edilemeyerek, hasta hayvanların ayrılamaması nedeniyle, 2 aylık periyod içinde
doğan tüm kuzu oğlaklar için Rota, Corona virus ve Cryptosporidium sp. enfeksiyonları risk
oluşturur.
Sürü sağlığı açısından, yenidoğan hayvanlarda hastalığın hızlı ve etken spesifik
etiyolojik teşhis büyük öneme sahiptir. Hem konak bağışıklığının zayıf olması hem de aşırı sıvı
kaybı enfeksiyöz ishal olgularında klinik bulguların kısa sürede ölümle sonuçlanmasına yol
açmaktadır. Yapılan çalışmalarda, Rotavirus, Coronavirus, ve Cryptosporidium parvum’un
çiftlik hayvanlarında önemli gastroenteritis etkenleri arasında olduğu gösterilmiştir. Ülkemizde
yapılan çalışmalarda Rotavirus, Coronavirus, ve Cryptosporidium parvum’un varlığı ortaya
konulmuş, teşhiste genellikle dışkı örneklerinden ELİSA tekniği ile ve asit-fast boyama tekniği
kullanılmıştır.
Türkiye’de yapılan araştırmalar incelendiğinde; kuzu ve oğlaklar üzerine yapılmış
moleküler ve immunohistokimyasal tanı yöntemlerine dayanan ve çok sayıda örneğin
çalışıldığı survey araştırmalarının eksik olduğu görülmektedir. Ayrıca yapılan araştırmalar
incelendiğinde, buzağılar üzerine yapılmış sınırlı sayıda teşhis çalışmalarına rastlanmakta, kuzu
ve oğlaklar üzerine yapılmış moleküler ve immunohistokimyasal tanı yöntemlerine dayanan
araştırmaların eksik olduğu görülmektedir.
Enstitü Müdürlüğümüze bağlı olan iller (Konya, Afyonkarahisar, Aksaray, Antalya,
Burdur, Isparta, Karaman ve Niğde) dikkate alındığında, bölgemizde daha önce Moleküler ve
IHC tanı yöntemleri kullanılarak yapılmış kapsamlı bir çalışma bulunmadığı görülmektedir. Bu
kapsamda, yapılacak olan çalışma ile Rotavirus, Coronavirus ve Cryptosporidium parvum’un
ishalli neonatal kuzu ve oğlaklarda rolleri belirlenecektir. Daha da önemlisi; Konya Veteriner
Kontrol Enstitüsünde (Viroloji ve Seroloji Lab. dahil) teşhisi yapılmayan Rotavirus ve
Coronavirus enfeksiyonları moleküler ve IHC Tekniği ile teşhis edilerek rutinde teşhis
edebildiğimiz hastalıklar arasına girecektir.
15
Proje Başlığı
Koyun Keçi Çiçek Aşısının MDBK Hücre Kültüründe
Üretilmesi ve LSD’ye Karşı Sığırlarda Bağışıklık
Çalışması (Doktora Tezi)
Yürütücü Kuruluş Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Serdar UZAR
Proje Yürütücüleri Prof. Dr. Nuri TURAN
Proje Bütçesi 120.000TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Proje Özeti
Sığırların Nodüler Ekzantemi (Lumpy Skin Disease, LSD) Poxviridae ailesi,
capripoxvirus genusu içinde yer alan ve Neethling olarak da bilinen virüsun neden olduğu
sığırların akut viral bir infeksiyondur. Klinik bulgular, ateş, deri, mukoz membranlar ve iç
organlarda ortaya çıkan nodüller, lenf yumrularında büyüme, deride ödem ve bazen de ölüm ile
karakterizedir. Hastalık, süt verim kaybı, boğalarda geçici veya kalıcı infertilite, derinin kalıcı
zarar görmesi ve sekonder bakteriyel infeksiyonlar sonucu ölüme sebebiyet vermesi ile ciddi
ekonomik kayba neden olmaktadır. Antijenik olarak koyun keçi çiçek virusu ile çok yakın
ilişkide olup, ayrımı yalnızca genetik düzeyde yapılabilmektedir. LSDV koyun ve keçi çiçek
virusu ile serolojik, morfolojik, hücre kültüründe yapmış olduğu sitopatolojik etki ve poxvirus
için tipik olan inklüzyon cisimciklerinin varlığı ile yakından ilişkilidir. Virus nötralizasyon ve
diğer serolojik testler ile ayrımları mümkün değildir. Bu üç virus için de birbirleriyle çapraz
koruma söz konusudur. Böylelikle bu viruslardan herhangi biri, LSD’e karşı hayvanların
korunması amaçlı kullanılabilmektedir.
Canlı attenüe LSDV aşısının potansiyel güvenlik sorunlarından dolayı, kullanımı
hastalıktan ari bölgelerde önerilmemektedir. Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü,
Viral Aşılar Üretim Laboratuarında, 1975 yılında İstanbul İli, Bakırköy İlçesindeki bir olgudan
izole edilerek, primer kuzu böbrek hücre kültüründe 65 pasaj gidilerek attenüe edilen aşı
suşu(Bakırköy Suşu), liyofilize aşı olarak üretilmekte olup, bir dozu en az TCID50; 102,5virus
içerecek şekilde sahada koyun-keçi çiçek hastalığının profilaksisi amacı ile yıllardır başarılı bir
şekilde kullanılmaktadır. Koyun keçi çiçek suşlarının LSD için kullanımı OIE tarafından
önerilmiş, yaygın bir şekilde kullanılmış ve kullanılmaya da devam etmektedir. Ülkemizde
2013 Eylül ayından beri görülen LSD’ye karşı Bakırköy aşı suşundan yapılan canlı attenüe
Koyun-Keçi Çiçek aşısı kullanılmakta ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Önerilen bu çalışma ile primer kuzu böbrek hücresinde attenüe edilmiş koyun-keçi
çiçek aşı virusunun, sığır orijinli MDBK hücre kültürüne adaptasyonu ve aşının bu hücrede
üretimi amaçlanmıştır. MDBK hücre kültüründe üretilen bu aşının sığırlarda LSD’ye karşı
oluşturacağı bağışıklık eprüvasyon çalışmalarıyla araştırılacaktır.
16
Projenin Amacı ve Gerekçesi
2013 yılından beri ülkemizde görülen LSD ekonomik olarak ülke hayvancılığı için
ciddi tehlike oluşturmakta ve hastalıkla mücadele bakımından etkili yolların kullanılmasını
zorunlu kılmaktadır. LSD ile mücadelede en etkili yöntem aşılama ve vektörle mücadeledir.
Ülkemizde şu an için LSD’ye karşı spesifik bir aşı yoktur. Aşı geliştirme çalışmaları devam
etmekte olup bu aşının geliştirilip piyasa sunulması zaman alacaktır. Bunun yanında bazı
ülkelerde LSD saha izolatlarından geliştirilen aşılar kullanılmış fakat kullanılan bu aşıların
güvenilir olmadığı (patojen suşa geri dönüşüm potansiyeli olması ve aşılama bölgesinde lokal
reaksiyona neden olması) EFSA tarafından da rapor edilmiştir. Şu an için bilinen en güvenilir
yol koyun-keçi çiçek aşısıyla bağışıklık sağlamaktır. Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü Viral
Aşılar Üretim Laboratuvarı tarafından üretilen mevcut koyun-keçi çiçek aşısı halen sığırlarda
LSD’ye karşı güvenilir şekilde kullanılmaktadır. LSD’ye spesifik aşının üretilmesinin zaman
alacak olması ve hastalığın vektörlerle kontrolsüz olarak bulaşması mevcut aşının
immunitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması ihtiyacını ortaya koymaktadır.
Önerilen bu çalışma ile primer kuzu böbrek hücresinde attenüe edilmiş koyun-keçi
çiçek aşı virusu, sığır orijinli MDBK hücre kültürüne adaptasyonu ve aşının bu hücrede
üretimi amaçlanmıştır. MDBK hücre kültüründe üretilen bu aşının sığırlarda LSD’ye karşı
oluşturacağı bağışıklıkta eprüvasyon çalışmalarıyla araştırılacaktır.
17
Proje Başlığı
Ege Bölgesinde Ruminantların Aborte Fötüs ve Svap
Örneklerinde Coxiella brunetii ve Chlamydophila
abortus'un Araştırılması
Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Eylem ŞEN YÜKSEL
Proje Yürütücüleri Mehmet ÖZDEN, Meriç Lütfi AVSEVER, Dr. Seza
ESKİİZMİRLİLER
Proje Bütçesi 45.500TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı -
Proje Özeti
Bu projede, Ege bölgesinde sığır, koyun ve keçi abortlarından ve vaginal svap
örneklerinden Coxiella burnetii ve Chlamydophila abortus’un varlığı araştırılacaktır. Materyal
olarak Enstitümüze gönderilen Brucellozis negatif aborte fetuslar ve vaginal svap örnekleri
kullanılacaktır. Yöntem olarak C. burnetii için dokudan direk PCR ve sekans analizi, C. abortus
için ise dokudan PCR yapılacaktır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
İzmir/Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü sorumluluk alanı içindeki illerden
bakteriyoloji bölümüne gönderilen aborte fötus ve vaginal svaplarında C. brunetii ve C. abortus
'un varlığının ortaya konulması amaçlanmıştır.
Bu çalışmanın planlanmasındaki gerekçe; Enstitülere atık yapmış sığır, koyun ve
keçilerden incelenmek üzere gönderilen materyallerin özellikle Brucellosis yönünden
incelemenin sonucunda negatif olanların diğer hastalıklar yönünden incelenmesine büyük
ihtiyaç duyulmasıdır.
Atık etkenleri içinde C. brunetii, insanlar, ruminantlar (sığır, koyun, keçi), insan, kedi,
köpek, nadiren kuşlar, sürüngenler ve keneleri kapsayan geniş bir konakçı spektrumuna sahip
olması nedeni ile seçilmiştir.
Hastalıkla mücadele programlarının hazırlanması ve uygulanması ile Q fever ve
Klamidiosis sonucu meydana gelen kayıplar azaltılarak ülke ekonomisine katkıda
bulunulacaktır. Ayrıca bu çalışmadaki bulgular diğer çalışmalara yön verecektir.
18
Proje Başlığı
Kanatlı Hayvan Yetiştiriciliği Yapan İşletmelerin İçme-
Kullanma Sularından İzole Edilen Enterokoklarda
Antimikrobiyal Direnç Genlerinin (vanA, vanB ve
ermB) Araştırılması
Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Fatma SAKARYA
Proje Yürütücüleri Bülent KAFA, Yalçın İZAN
Proje Bütçesi 70.000TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 30.06.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı -
Proje Özeti
Kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde, şehir şebeke suyu, kuyu suyu, artezyen, göl veya gölet
gibi farklı kaynaklardan elde edilen sular içme suyu olarak kullanılabilmektedir. Özellikle
içme sularına fekal bulaşmalar hayvan ve insan sağlığı açısından önemli bir risk oluştururlar.
Fekal indikatör bakterilerden enterokoklar, son yıllarda antibiyotik direnç aktarımı nedeni ile
hastane enfeksiyonlarından sorumlu en önemli bakterilerden biridir. Bu projede amaç, Ege
bölgesinde bulunan kanatlı işletmelerinde kullanılan içme sularından izole edilen
Enterokoklarda antimikrobiyal direnç genlerinin (vanA, vanB ve ermB) araştırılmasıdır. Bu
amaçla ege bölgesinde bulunan kanatlı işletmelerinden, rastgele seçilmiş 10 tanesinden 2 yıl
boyunca ayda bir 250 ml su numunesi alınacaktır (n=240). Alınan numuneler, membran
filtrasyon yöntemi ile ekilerek enterokok varlığı araştırılacak ve elde edilen izolatlar, VITEK 2
Compact cihazı ile tiplendirilerek, antibiyotik duyarlılıkları incelenecektir. Enterokok izole
edilen numunelerin alındıkları işletmelerden, aynı dönemde kanatlılardan kloakal sürüntü
örnekleri alınarak enterokok yönünden değerlendirilecektir. Elde edilen izolatlardan, çoğul
dirençli olduğu tespit edilenler vanA, vanB ve ermB genleri yönünden PCR metodu ile
araştırılacaktır. Daha sonra elde edilen tüm izolatlar Pulsed-field jel elektroforez (PFGE)
yöntemi ile klonal yakınlıkları ortaya koyulacaktır.
Bu çalışma ile insan ve hayvan sağlığı yönünden, fekal bulaşmalar ve antimikrobiyal
direnç aktarımıyla ortaya çıkan olası risklerin ortaya konulması dolayısıyla bilimsel veri
tabanına katkı sağlayacaktır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde, şehir şebeke suyu, kuyu suyu, artezyen, göl veya gölet
gibi farklı kaynaklardan elde edilen sular içme suyu olarak kullanılabilmektedir. İçme suyu
olarak kullanılan bu sular, mevsimsel değişiklikler ve çevresel şartların değişimi ile potansiyel
bir bulaşma kaynağı olabilir. Özellikle fekal bulaşmalar hayvan ve insan sağlığı açısından
önemli bir risk oluştururlar. Fekal indikatör bakterilerden enterokoklar, son yıllarda antibiyotik
direnç aktarımı nedeni ile hastane enfeksiyonlarından sorumlu en önemli bakterilerden biridir.
Bu projede amaç, Ege bölgesinde bulunan kanatlı işletmelerinde kullanılan içme sularından
19
izole edilen Enterokoklarda antimikrobiyal direnç genlerinin (vanA, vanB ve ermB)
araştırılmasıdır. Ayrıca içme-kullanma sularında enterokok varlığı tespit edilen işletmelerin
kanatlı hayvanlardan alınacak örnekler ile enterokokların kolonizasyonu değerlendirilecektir.
Bu amaçla ege bölgesinde bulunan kanatlı işletmelerinden, rastgele seçilmiş 10
tanesinden 2 yıl boyunca ayda bir 250 ml su numunesi alınacaktır (n=240). Alınan numuneler,
filtrasyon yöntemi ile ekilerek enterokok varlığı araştırılacak ve elde edilen izolatlar, VITEK 2
Compact cihazı ile tiplendirilerek, antibiyotik duyarlılıkları incelenecektir. İçme sularında
enterokok varlığı tespit edilen her bir işletmenin, kanatlı hayvanlarından 10 adet kloakal
sürüntü alınarak enterokoklar yönünden değerlendirilecektir. Elde edilen izolatlardan, çoğul
dirençli olduğu tespit edilenler vanA, vanB ve ermB genleri yönünden PCR metodu ile
araştırılacaktır. Daha sonra tüm izolatların PFGE yöntemi ile klonal yakınlıkları belirlenerek
değerlendirilecektir.
Projenin ilk 24 ayında numune toplanıp analiz edilecek, takip eden 6 ay içerisinde de
yazımı gerçekleştirilecektir. Projenin tamamlanması, insanlar ve hayvanlar için bulaşma
kaynaklarının izlenmesi için gereklidir. Bu bulaşma kaynağının engellenmesi ve kontrolünün
sağlanması açısından bu tür projelerin yapılması stratejik ve bilimsel açıdan önemlidir.
Bu çalışmada elde edilen sonuçların yorumlanarak, fekal bulaşmalar ve antimikrobiyal
direnç aktarımı ile ortaya çıkan, insan ve hayvan sağlığı açısından olası risklerin ortaya
konulması ve özellikle bulaşma kaynakların belirlenmesinde bilimsel veri elde edilmesi
amaçlanmıştır.
1. Bu proje sonuçlarına göre Ege bölgesinde, kanatlı hayvan işletmelerinde kullanılan içme
sularının fekal kontaminasyonlar yönünden risk durumu belirlenecek ve gerekli önlemlerin
alınması açısından önemli bir çalışma olacaktır.
2. Antibiyotik direnç genlerinin belirlenmesi ve özellikle bu genlerin kaynaktan başlayarak
bulaşmasının takibi halk sağlığı ve ekonomik açıdan önemlidir.
3. Bu proje ile içme- kullanma sularının fekal kontaminasyonlar açısından mevsimsel olarak
izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması açısından önemli çıktılar sağlayacaktır.
20
Proje Başlığı
İzmir, Manisa ve Uşak İllerindeki Kanatlılardan Elde
Edilen Salmonella İzolatlarında Virulans
Faktörlerinin, Antimikrobiyal ve Dezenfektan
Duyarlılıklarının ve Klonal Yakınlığın Araştırılması
(Doktora Tezi)
Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Ercüment ERTUNÇ
Proje Yürütücüleri Prof. Dr. Şafak ERMERTCAN
Proje Bütçesi 64.000TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Proje Özeti
Salmonellosis zoonoz karakterli bir hastalık olup, en önemli bulaş kaynağını kanatlı
hayvanlar teşkil etmektedir. İnsanlardaki klinik seyirleri nedeniyle bu enfeksiyonların
kontrolü, hayvansal üretim aşamasında yapılmaktadır. Ticari işletmelerde temel amaç üretim
aşamasında Salmonella düzeyinin azaltılması veya kontrol edilmesi olarak ortaya
çıkmaktadır. Bu nedenle son yıllarda antimikrobiyal ve dezenfektanların yoğun ve bilinçsiz
kullanımı sonucu kanatlılardan izole edilen Salmonella suşlarında artan oranlarda direnç
tanımlanmıştır.
Bu çalışmada, İzmir, Manisa ve Uşak illerinde kanatlılardan izole edilen klinik
Salmonella izolatlarında çeşitli virulans faktörlerinin varlığı, bu suşların antimikrobiyal ve
dezenfektan duyarlılıkları araştırılacaktır. Ayrıca bu suşlar arasında klonal yakınlık olup
olmadığı ortaya konmaya çalışılacaktır. Bu amaçla, 2015,2016 ve 2017 yıllarına ait Bornova
Veteriner Kontrol Enstitüsü Kanatlı Hastalıkları Teşhis Laboratuvarı’nda izole edilen
Salmonella suşlarında bulunan virulans faktörleri moleküler yöntemlerle (Polimeraz zincir
reaksiyonu-PZR) araştırılacaktır. Bu suşların antimikrobiyal duyarlılıkları disk difüzyon
yöntemiyle, dezenfeksiyon amacıyla kullanılan kimyasal maddelere duyarlılıkları ise sıvı
mikrodilüsyon yöntemiyle araştırılacaktır. Ayrıca, Salmonella izolatlarında arasındaki klonal
yakınlık Pulsed-Field Gel Electrophoresis (PFGE) yöntemi ile belirlenmeye çalışılacaktır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Bu çalışmada, İzmir, Manisa ve Uşak illerinde kanatlılardan izole edilen Salmonella
izolatlarında çeşitli virulans faktörlerinin ( Salmonella patojenite adaları (SPA), Alternatif
Sigma Faktör vb.) varlığı ve bu faktörler insanlardan izole edilen Salmonella suşlarında
saptanan virulans faktörleri ile karşılaştırılacaktır. Bu suşların antimikrobiyal ve dezenfektan
duyarlılıkları araştırılarak, insan izolatlarından elde edilen duyarlılık sonuçları ile ortak veya
benzer noktalar saptanacaktır. Ayrıca bu suşlar arasında klonal yakınlık olup olmadığı ortaya
konarak; adı geçen illerde kanatlı sağlığı ve dolayısıyla halk sağlığı açısından epidemiyolojik
bir profil oluşturulacaktır.
21
Proje Başlığı
İzmir Yöresinde Culicoides Türlerinin Moleküler
Karakterizasyonu ve Haemosporidia Enfeksiyonları
Yönünden Vektörlük Potansiyellerinin Araştırılması
(Doktora Tezi)
Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Hakan YEŞİLÖZ
Proje Yürütücüleri Prof. Dr. Alpaslan YILDIRIM
Proje Bütçesi 30.000TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2018
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Proje Özeti
Culicoides türü sineklerin neden olduğu Vector Borne hastalıkların önemi gün
geçtikçe daha da artmaktadır. Gerek Mavi Dil, Akabane, Ephemeral Fever, At Vebası gibi
viral hastalıkların, gerekse Haemoproteus, Leucocytozoon, Onchocerca, Dipetalonama gibi
parazitlerin vektörlüğünü yapması nedeniyle hayvan sağlığı alanında oluşturduğu ekonomik
zararlar ve insan sağlığı üzerine oluşturduğu tehditler gün geçtikçe artmaktadır.
Bu projede İzmir yöresinde yayılış gösteren Culicides türlerinin morfolojik
identifikasyonlarının yanında mt-COI gen bölgesinin DNA barkodlamasıyla
konfirmasyonlarının sağlanması ve sibling ve kriptik türlerin ortaya konması, elde edilecek
izolatların filogenetik ilişkilerinin ve klasifikasyonlarının belirlenerek GenBank kayıtlarının
gerçekleştirilmesi ve Dünya’daki diğer Culicoides türleri ile filogenetik ilişkilerinin ortaya
konması amaçlanmıştır. Proje önerisinin diğer basamağında moleküler olarak klasifiye
edilecek Culicoides örnekleri kanatlılarda Haemosporidia enfeksiyonlarına yol açan
vektörlüğünü yaptıkları Hemoproteus ve Parahaemoproteus ile kan beslenmesinde
belirlenebilecek Leucocytozoon ve Plasmodium nesilleri (lineage) yönünden moleküler olarak
araştırılacak ve risk potansiyelleri üzerine bilimsel veriler elde edilecektir.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Culicoides türleri (Diptera: Ceratopogonidae), “Biting midges” olarak da adlandırılan
küçük, güçlü sinekler olup Alphavirus, Bunyavirus, Flavivirus, Nairovirus, Orbivirus,
Vesiculo-virus ve Lyssavirus gibi virusların, Mavidil (Bluetongue, BT), Afrika At Hastalığı
(African Horse Sickness, AHS) ve son yıllarda rapor edilen Schmallenberg (SBV) gibi viral
hastalıklar başta olmak üzere insan, evcil hayvanlar ve yabani hayvanlara çeşitli protozoon
(avian malaria-benzeri, Haemoproteus Kruse subgenus Parahaemoproteus) ve filarial
nematodların (Onchocerca spp ve Eufilaria spp) bulaştırılmasında vektörlük yapmaları
açısından oldukça önemli bir insekt grubunu oluşturmaktadırlar (Dik B., 1989). Culicoides
cinsindeki sokucu sinekler kan ile beslenen sinekler arasında en küçükleri olup Antarktika
dışında tüm dünyada yayılış göstermektedirler. Günümüze kadar bu cins içerisinde farklı
coğrafyalardan 1340’tan fazla tür bildirilmiştir (Howarth FG., 1985). Bu çerçevede yeterli bir
22
risk değerlendirmesi için Culicodies soyundaki tür ve tür kompleksi üyelerinin vektör
etkinliklerinin başarılı identifikasyonu ile tür teşhislerinin ve coğrafik dağılımlarının bilinmesi
gerekmektedir. Culicoides cinsinin sınıflandırılması konusunda birçok belirsizlik mevcut
olup, sinonim türlerin tespit edilmesi, alt cinsler ve bağlı türlerin klasifikasyonu konularında
filogenetik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Culicodies türlerinin morfolojik
identifikasyonu, yukarıda da bahsedildiği üzere, türlerin çok değişik formlarda olabilmeleri ve
bu yüzden diğer türlere benzemeleri nedeniyle uzman taksonomistler için dahi zorluk arz
etmekte olup kompleks içindeki gizli ve kardeş (kriptik/sibling) türler mevcut morfolojik bilgi
ile ayırt edilememektedir. Bu problemin çözümü amacıyla Avaritia ve Culicoides soy
altlarındaki farklı türlerin kesin identifikasyonu için yeni moleküler araçlar geliştirilmiştir.
Bunlar arasında mt-DNA COI gen bölgesi sekans analizleri birçok türün ayrımında ve kriptik
ve sibling türlerin belirlenmesinde oldukça kullanışlı olmuştur (Howarth FG., 1985).
Türkiye’de günümüze kadar farklı bölgelerde morfometrik analizlerle toplam 58 Culicoides
türünün varlığı bildirilmiştir (İnci A., 2014). Bununla birlikte Culicoides türlerinin moleküler
identifikasyonu üzerine Güney ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinden toplanmış C.
schultzei, C. circumscriptus ve C. nubeculosus türlerinin ribozomal ITS-1 gen bölgesi
sekanslarının ortaya konduğu yalnızca bir çalışma (Dik ve ark., 2014) bulunmaktadır. İzmir
ilinde iklim özelliğinden dolayı (yüksek ısı ve nem) Culicoides aktivitesi yılın uzunca bir
döneminde devam ettiğinden dolayı sahada Mavi Dil Virusu (BTV) sirkulasyonu devamlı
olmaktadır. Bu sebeple Mavi Dil hastalığı İzmir ilinde hayvancılık sektöründe her yıl önemli
kayıplara neden olmaktadır. Virusun patojenitesi konakçıların direncine bağlı olarak
değişmekle birlikte bazı yıllarda oluşan salgınlarda çok hafif klinik belirtiler görülmekte, bazı
yıllarda ise şiddetli klinik belirtilerin görüldüğü salgınlar oluşmaktadır. Son yıllardaki
salgınların dağılımı incelendiğinde Ege Bölgesinde 2011 yılında İzmir, Kütahya ve Aydın,
2012 yılında İzmir, Muğla, Denizli, Manisa ve Aydın, 2013 yılında İzmir ve Aydın, 2014
yılında İzmir, Aydın, Manisa, Muğla ve Denizli illerinde Mavidil hastalığı salgınları
görülmüştür. Projede Culicoides sineklerinin toplanacağı ışıklı sinek tuzakları İzmir ilinin
kuzey - güney hattında bulunan 4 ilçede ( Bergama, Foça, Kemalpaşa, Ödemiş ) kurulacaktır.
Bu proje önerisinde İzmir yöresinde yayılış gösteren Culicides türlerinin morfolojik
identifikasyonlarının yanında mt-COI gen bölgesinin DNA barkodlamasıyla
konfirmasyonlarının sağlanması ve sibling ve kriptik türlerin ortaya konması, elde edilecek
izolatların filogenetik ilişkilerinin ve klasifikasyonlarının belirlenerek GenBank kayıtlarının
gerçekleştirilmesi ve Dünya’daki diğer Culicoides türleri ile filogenetik ilişkilerinin ortaya
konması amaçlanmıştır. Proje önerisinin diğer basamağında moleküler olarak klasifiye
edilecek Culicoides örnekleri kanatlılarda Haemosporidia enfeksiyonlarına yol açan
vektörlüğünü yaptıkları Hemoproteus ve Parahaemoproteus ile kan beslenmesinde
belirlenebilecek Leucocytozoon ve Plasmodium nesilleri (lineage) yönünden moleküler olarak
araştırılacak ve risk potansiyelleri üzerine bilimsel veriler elde edilecektir.
23
Proje Başlığı
Keçi Ciğer Ağrısı Etkenleri Mycoplasmaların
İzolasyonu, Genotipik ve İmmunojenik
Karakterizasyonu
Yürütücü Kuruluş Konya Veteriner Kontrol Entitüsü
Proje Lideri Dr. Yasin GÜLCÜ
Proje Yürütücüleri Yrd. Doç. Dr. Zafer SAYIN, Dr. Aslı SAKMANOĞLU,
Arş. Gör. Ali USLU, Prof. Dr. Osman ERGANİŞ
Proje Bütçesi 79.215,58 TL
Proje Süresi 01.01.2017 - 31.12.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Proje Özeti
Contagious Caprine Pleuropneumonia (CCPP) koyun ve keçilerin oldukça bulaşıcı,
morbiditesi (%100) ve mortalitesi (%80) yüksek bir enfeksiyonudur. Mycoplasma mycoides
cluster grubunda bulunan, Mycoplasma capricolum subsp. capripneumoniae (M.
capripneumoniae, Mycoplasma sp. F38-type), enfeksiyonunun primer etkeni olarak
bildirilmiştir. Aynı grupta bulunan diğer bir etken olan M. mycoides subsp. capri’de (M. capri)
enfeksiyona sebep olabilmekte, ancak morbidite ve mortalite genellikle daha düşük
seyretmektedir. Enfeksiyon; Afrika ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu Asya ülkelerinde
önemli bir problemdir. Ülkemizin farklı bölgelerinde yapılan çalışmalarda, CCPP olgularında,
M. capripneumonia varlığı ve yaygınlığı, bakteriyolojik ve serolojik olarak ortaya koyulmuştur.
Ancak, ülkemizde enfeksiyondan korunmak için; özel sektör ve devlet eli ile, M. capri
suşundan hazırlanan aşılar üretilmekte, buna rağmen aşılanan işletmelerde, Mycoplasma
pnömonilerine bağlı kayıp ve ölümler görülmeye devam etmektedir. Mahkemeye intikal eden
olayda, kayıpların ilçe müdürlüğü tarafından yapılan aşılamadan kaynaklanmadığı, sürüdeki
enfeksiyonun PCR ile M. capripneumoniae olduğu tespit edildiği, ülkemizde M.
capripneumoniae’dan koruyacak aşı olmadığı bu sebeple ilçe müdürlüğünün suçlanamayacağı
bilirkişi raporunda belirtilmiştir.
Sunulan proje ile; CCPP enfeksiyonuna sebep olan etkenlerin belirlenmesi, izolatların
PZR ile doğrulanması, RAPD-PZR analizi ile genetik yakınlık ve yaygınlıklarının belirlenmesi,
gen sekans analizi ile genotipik profillerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca genotipik
özelliklerine göre seçilen suşların deney hayvanlarında immunojeniteleri tespit edilerek, aşı
üretiminde kullanılabilecek aday izolatlar belirlenecektir.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Contagious Caprine Pleuropneumonia (CCPP) halk arasındaki adı ile “Keçi ciğer
ağrısı” koyun ve keçilerin oldukça bulaşıcı, morbiditesi (%100) ve mortalitesi (%80) yüksek bir
enfeksiyonudur. Mycoplasma mycoides cluster grubunda bulunan (Mycoplasma capricolum
subsp. capripneumoniae, M. capricolum subsp. capricolum, M. mycoides subsp. capri, M.
mycoides subsp. mycoides type LC, M. mycoides subsp. mycoides type SC ve Mycoplasma sp.
bovine serogroup 7) M. capripneumoniae, enfeksiyonunun primer etkenidir. Hastalık ilk kez
24
1873 yılında Cezayir’de tanımlanmıştır. Grupta bulunan diğer bir etken, M. capri’ de
enfeksiyona sebep olabilmekte, ancak morbidite ve mortalite genellikle daha düşük olmaktadır.
Koyun ve keçi, pnömonilerinden çok sayıda Mycoplasma izole edilebilmektedir, ancak pek
çoğunun enfeksiyonla ilişkili olmadığı bildirilmiştir. CCPP yüksek morbidite ve mortalitesi,
yol açtığı büyük ekonomik kayıplar sebebi ile Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) listesinde
yer almaktadır. Enfeksiyon; Afrika ve Türkiye’ninde içinde bulunduğu Asya ülkelerinde
önemli bir problemdir. Daha önceki çalışmalarda, ülkemizin Batı ve Doğu bölgelerinde,
keçilerden M. capripneumoniae izole ve identifiye edilmiş, ayrıca enfeksiyon, test edilen
keçilerin %50’sinde serolojik olarak gösterilmiştir .
Ülkemizde, enfeksiyondan korunmak için, özel sektör ve devlet eli ile M. capri
suşundan hazırlanan aşılar, enfeksiyonun yaygın olarak görüldüğü Afrika ülkeleri, Irak ve
Arnavutluk’ta ise; Bio-Industries Center (Ürdün), tarafından üretilen F38 suşundan hazırlanan
aşılar kullanılmaktadır. Ülkemizde, daha önce yapılan çalışmalarda keçilerde M.
capripneumoniae varlığı gösterilmesine ve Keçi Ciğer Ağrısı aşısı ile aşılanan işletmelerde,
Mycoplasma pnömonilerine bağlı kayıp ve ölümler görülmesine rağmen, enfeksiyonun primer
etkeni M. capripneumoniae ihtiva eden aşılar bulunmamaktadır (Erganiş 2014). 2012 yılında
Konya/Çumra ilçesinde, “CAPRIPEN” aşısı ile aşılanan keçilerde, Keçi Ciğer Ağrısı
semptomları ile ölümler görülmüş, otopsi bulgularında enfeksiyona ilişkin bulgular elde
edilmiştir. Mahkemeye intikal eden olayda, ölen keçilerden alınan örneklerde PZR (Polimeraz
Zincir Reaksiyonu) metodu ile M. capripneumoniae tespit edilmiştir.
Sunulan projede; ülkemizde CCPP enfeksiyonuna sebep olan Mycoplasma etkenlerin
izole edilmesi, PCR ile izolatların tiplendirilmesi, potaniyel enfeksiyon etkenlerinin
Mycoplasma mycoides cluster grubuna yönelik seçilen RAPD (Random amplified polymorphic
DNA)-PCR primerleri ile genetik yakınlık ve yaygınlıklarının belirlenmesi, izolatların gen
sekans analizleri ve sonuçların Gen Bank verileri ile karşılaştırılması ile genotipik profillerinin
belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, ülkemizde CCPP enfeksiyonlarındaki güncel etiyolojik
durumun ortaya konması amaçlanmaktadır. Genotipik veriler ışığında seçilen izolatların deney
hayvanlarında immunojeniteleri tespit edilerek aşı üretiminde kullanılabilecek aday izolaarın
belirlenmesi hedeflenmektedir.
25
Proje Başlığı
Clostridium chauvoei Aşılarının Potensinin
Belirlenmesinde Kobaylarda C. chauvoie Challenge
Testine Alternatif Olarak ELİSA’nın Kullanılması
(Doktora Projesi)
Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Deha Ali DENİZ
Proje Yürütücüleri Prof. Dr. Şükrü KIRKAN
Proje Bütçesi 130.500TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Proje Özeti
Günümüzde Clostridium chauvoie içeren veteriner bakterin aşılarının potens testleri;
aşı ile immunize edilmiş kobaylara patojen C. chauvoie suşunun verilerek kontrol edilmesi
prensibine dayanmaktadır. C. chauvoie challange testi, aşının potensinin belirlenmesi amacıyla
yapılan kontrol işlemlerinde geçerli bir prosedür olmakla birlikte, diğer tüm klostridial aşıların
kontrolünde olduğu gibi in vivo test prensibine dayanan bu aşıların potensinin belirlenmesi
prosesinde çok fazla miktarda deney hayvanı kullanıma ihtiyaç duyulması, hayvanların bireysel
duyarlılık, direnç ya da kondisyonlarına göre sonuçların değişkenlik göstermesi, tekrar
edilebilmesinin güçlüğü, test süresinin uzunluğu (35-42 gün), test sonuçlarının
değerlendirilmesinin hayvanlardaki letalite ya da spesifik semptomlara dayalı olması ve hayvan
refahı yönünden uygun bulunmaması nedeniyle in vitro testler kullanılmaya başlanmıştır.
Planlanan bu tez çalışması ile C. chauvoei içeren bakterin aşıların potens testinde
konvansiyonel patojen kültürle challange uygulanması yerine, aşının içerdiği antijen miktarının
(flagellar yüzey proteinin) ölçülmesine dayanan bir ELISA prosedürü uygulanarak iki yöntemin
karşılaştırmasının yapılması ve C. chauvoei aşılarının potensinin belirlenmesinde in vitro
ELISA prosedürünün uygulamaya aktarılması hedeflenmektedir.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Clostridium chauvoei 6 aylıktan 2 yaşa kadar olan tüm ruminantlarda öldürücü bir
hastalıktır ve en etkili korunma yöntemi aşılamadır. Üretilen C. chauvoei aşıları inaktif
bakterin aşılardır. Ticari ürünler genellikle bakteriyel yüzey antijenlerine veya toksin dışı
ürünlerine karşı antikor yanıtı sağlayan inaktif sıvı kültürleri barındırır. İmmunizasyonu
bakterinin somatik antijeni ve flagellar antijeni sağlar. C. chauvoei flagellasına karşı oluşan
yanıtlar yanıkarada korunmada önemlidir. Aşı, serum gibi veteriner biyolojik ürünlerin
hayvanlardaki güvenlik ve etkinliğinin gösterilmesi amacıyla hem üreticiler, hem de yetkili
otoriteler tarafından bir dizi kalite kontrol testi uygulanmakta ve genel olarak bu testler;
sterilite, zararsızlık ve etkinlik testlerini kapsamaktadır. Biyolojik ürünün karakterine göre
uygulanacak testler, çeşitli uluslararası monograflarda (Avrupa Farmakope, 9CFR, OIE
Manual, İngiliz Farmakope gibi) tanımlanmaktadır. Günümüzde C. chauvoei aşılarının
26
potensinin belirlenmesi için temel kabul edilen test kobay challenge testidir (1). Bu test çok
sayıda deney hayvanı kullanımına bağlı bir test olup, test sonuçlarının değerlendirilmesi deney
hayvanlarındaki letalite ya da spesifik semptomların gözlenmesi prensibine dayanmaktadır. Bu
da hayvan refahı açısından etik görülmemektedir. Ayrıca in vivo biyolojik testlerin canlı
hayvanların bireysel kondisyonlarına bağlı olması gerekçesi ile stabil olmaması, değişken
sonuçlar verebilmesi, buna bağlı olarak çok sayıda test tekrarına gereksinim duyulması, yapılan
test tekrarlarının iş gücünü ve test maliyetini yükseltmesi ve bu tür metotların doğrulanmasının
çeşitli zorlukları bulunmaktadır.
Hayvan deneylerine alternatif testlerin kullanıma kazandırılması amacıyla WHO ve
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA)’nin gözetimi ve desteğiyle, AB içinde Avrupa Alternatif
Metodların Validasyonu Merkezi (ECVAM; The European Centre for the Validation of
Alternative Methods) kurulmuştur. ECVAM alternatif metotlar konusunda çalışmalar yaparak
bilim adamları, Ulusal Kontrol Laboratuvarları, üretici firmalar arasında koordinasyonu
sağlamıştır. Resmi İlaç Kontrol Laboratuvarları (Official Medicines Control Laboratories,
OMC) ağı üzerinden organize edilen çalışmalar ile ELISA metotlarının geliştirilmesi,
uygulamaya konması ve validasyonu konusunda AB içinde çeşitli projeler yürütülmektedir. AB
içinde ELISA testi karşılıklı tanıma (Mutual Recognation) kavramı çerçevesinde klostridial
aşıların potens testlerinde uluslararası bir test olarak yerini almaya başlamıştır. Ancak AB ülke
OMC'i dışında diğer kontrol laboratuvarları, resmi otoriteler, bilim insanları ve üretici firmalar
arasında metot birliğinin sağlanması açısından çalışmalar devam etmektedir.
Günümüzde C. chauvoei aşılarının potensinin belirlenmesi; in vivo bir metot olan
patojen kültürle challange uygulanması prensibine dayanmaktadır. Bu prosedürde deney
hayvanları 21-28 gün aralıkla 2 defa aşı ile immunize edilmekte, bunu takip eden 14 gün sonra
da, immunize edilmemiş kontrol grubuyla birlikte patojen C. chauvoei kültürünün 100 MLD50
dozunda verilmesi ile eprüvasyon uygulanmakta ve gruplar arasında letalite bulgularının
değerlendirilmesiyle ürünün etkinliği konusunda karar verilmektedir. Challange kültürünün
minimal lethal dozunun belirlenmesi de dahil bu prosedürün uygulanabilmesi için çok sayıda
kobay kullanılmakta ve yaklaşık 35-42 günlük bir test süresine gereksinim olmaktadır.
Hayvan kullanılan testlerin kaldırılması, yerine başka testlerin konulması ve hayvan
sayısının azaltılmasını içine alan 3R (Reduction, Refinement, Replacement) prensiplerinin
uygulamaya aktarılmasında; klostridial aşılar başta olmak üzere çeşitli biyolojik ürünlerin kalite
kontrol işlemlerinde çeşitli yaklaşımlar üzerinde durulmaktadır. Bunlardan bir tanesi,
immunizasyon sonrası deneme hayvanlarından elde edilen serumların in vivo challange veya
toksin nötralizasyon testleri yerine in vitro ELISA prosedürleri ile test edilmesidir. Bu testlerde
kullanılan deneme hayvanı sayısı bir miktar azalmakla birlikte, yine de immunizasyon
yapılması için belli sayıda deney hayvanı kullanılmakta ve testlerin uygulanması uzun bir
immunizasyon prosedürüne bağlı yürütülmektedir. Diğer bir grup alternatif testler ise
immunizasyon prosedürü uygulanmadan biyolojik ürünün içerdiği antijen miktarının ölçülmesi
ve bunun referans kabul edilen bir limit değer ile kıyaslanması (relatif potensin belirlenmesi)
prensibine dayanmaktadır. İmmunizasyon sonrası seroloji yapılan alternatif metotların aksine,
bu metotların immunizasyon gerektirmemesi nedeniyle deneme hayvanı kullanımı tamamen
sınırlanmakta ve testler çok kısa bir zaman süreci içerisinde tamamlanabilmektedir.
Bu kapsamda planlanan bu çalışmada, C. chauvoei içeren bakterin aşıların potens
testinde konvansiyonel patojen kültürle challange uygulanması yerine, aşının içerdiği antijen
miktarının (flagellar yüzey proteinin) ölçülmesine dayanan bir ELISA prosedürü uygulanarak
iki yöntemin karşılaştırmasının yapılması ve C. chauvoei aşılarının potensinin belirlenmesinde
in vitro ELISA prosedürünün uygulamaya aktarılması hedeflenmektedir.
27
Proje Başlığı
Broyler Damızlıklardan İzole Edilen Campylobacter
jejuni ve Campylobacter coli’lerde Kinolon ve
Tetrasiklin Direnç Profillerinin Belirlenmesi (Yüksek
Lisans Tez Önerisi)
Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Proje Lideri Dr. Özlem KARDOĞAN
Proje Yürütücüleri Yrd. Doç. Dr. Kaan MUŞTAK
Proje Bütçesi 54.686TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2020
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Proje Özeti
Kanatlı hayvanlarda profilaktik ve gelişmeyi hızlandırıcı olarak uzun süre düşük
konsantrasyonlarda antibiyotik kullanılmasına bağlı olarak antibiyotiklerin besin zinciri ile
insanlara geçtiği ve dirençli patojenik bakteri enfeksiyonlarına neden olduğu bilinmektedir.
Bu nedenle Campylobacter suşlarının antibiyotik duyarlılıklarının takibi hem kanatlı hem de
insan enfeksiyonları açısından önemlidir. Campylobacter cinsi bakterilerin tür düzeyinde
identifikasyonu hem epidemiyolojik açıdan hem de tedaviyi yönlendirmesi açısından oldukça
gereklidir. Bu nedenle bu çalışmada öncelikle Bolu ve Ankara ili çevresinde bulunan broyler
damızlıklardan toplanacak örnekler Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli yönünden
klasik kültürel yöntemlerle ve mültipleks PCR yöntemi ile araştırılacaktır. Elde edilen
izolatlar E-test yöntemiyle kinolon grubu antibiyotiklere (enrofloksasin, siprofloksasin,
nalidix acid, levofloksasin, gemifloksasilin) ve tetrasiklin (tetrasiklin, oksitetrasiklin,
doksisiklin) karşı duyarlılıkları CLSI (Clinical Laboratory Standards Institute)’ya göre
araştırılacaktır. Kinolon grubunda, gyrA geninde oluşan mutasyonlara ve tetrasiklin grubunda
ise tetO, tetA, tetB ve tetS gen bölgeleri araştırılarak gelişen antibiyotik dirençliliği moleküler
olarakta tanımlanacaktır. Elde edilen veriler, Türkiye’de ilk kez boyler damızlıklardan izole
edilen Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli’lerde kinolon ve tetrasiklin direnç
profilleri belirlenmiş olacaktır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Dünyada, Campylobacter gastroenteritislerin en yaygın bakteriyel sebebi olarak kabul
edilmektedir. Campylobacteriosis’in dünyada görülme sıklığının 90’lı yıllardan itibaren
giderek arttığı ve bu sıklığın %1-35 oranında olduğu yapılan çok sayıdaki çalışma ile
gösterilmiştir. Bağırsak sıcaklıkları 42°C olduğu ve bu etkene ideal bir üreme ortamı
oluşturduğu için kümes hayvanları özellikle termofilik Campylobacter türleri için en uygun
rezervuar olup tavuk işletmelerinde bu sorun ciddi sıkıntılar yaratmaktadır. Bolu, Ankara ve
çevresi ülkemizde büyük kanatlı işletmelerinin yer almakta ve ticari tavuk üretiminin fazlaca
yapıldığı bölgelerdir. Ticari yumurtacı, etlik piliç ve damızlık gibi farklı yetiştirme tiplerine
sahip kümesler bu bölgelerde oldukça fazla ve birbirine yakın bulunmaktadır. Bu da bu
28
sürülerin Campylobacter enfeksiyonları için potansiyel bir kaynak olabileceğini akla
getirmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda, damızlık kümeslerde Campylobacter %87,2
pozitifliğe rastlanmıştır. Broyler Campylobacter’lere yönelik hali hazırda ticari kullanılabilir
bir aşının bulunmaması sebebiyle tedavi amaçlı ve büyümeyi hızlandırmak için bilinçsiz
antibiyotik kullanımı sonucu Campylobacter suşlarında antibiyotik dirençliliği gelişmiştir.
Hayvan orjinli izolatlardan plazmid aracılı antibiyotik direnç genlerinin, insanlarda zoonotik
öneme sahip Campylobacter izolatlarına aktarılmasının halk sağlığı açısından önemli risk
kaynağı oluşturduğu sonucuna varılmıştır. Kanatlı Campylobacter jejuni ve Campylobacter
coli suşlarında sahada sıkça kullanılan kinolon ve tetrasiklin grubu antibiyotiklere karşı ciddi
dirençlilik gelişimi ile ilgili son yıllarda yapılan çalışmalar bulunmaktadır. EFSA’nın 2008-
2012 yılları arasında üyesi olan ülkelerde insan ve kanatlı kökenli Termofilik Campylobacter
türlerine ait izolatların antibiyotik duyarlılık araştırması sonuçlarına göre de; en yüksek
direnç kinolon ve tetrasiklin grubu antibiyotiklere karşı gelişmiştir. Antibiyotik dirençliliğinde
bölgeye veya ülkeye özel direnç tabloları da gelişebilmektedir. Bu yüzden ulusal ve
uluslararası moleküler tiplendirme ağları oluşturulmuştur. Moleküler tiplendirme ile bir
ülkenin farklı bölgelerinde izole edilen suşlar karşılaştırılabilmektedir. Ancak ülkemizde
piyasaya kaliteli ürünler sunulmasında büyük öneme sahip, tavuk yetiştiriciliğinin ve insan
besin zincirinin (beyaz et, yumurta) ilk basamağı olan damızlık sürülerde antibiyotik
dirençlilik durumu gösterecek, kapsamlı moleküler düzeyde ayrıntılı bir çalışma şu an itibari
ile bulunmamaktadır. Bu nedenle bu proje; broyler damızlık sürülerindeki Campylobacter
jejuni ve Campylobacter coli enfeksiyonlarında sahada çokça kullanılan kinolon grubu
antibiyotiklere (levofloksasin, nalidiksik asit, gemifloksasin, siprofloksasin, enfrofloksasin)
ve tetrasiklinlere (tetrasiklin, oksitetrasiklin, doksisiklin) karşı oluşan direnç profillerini
ortaya koymayı amaçlamıştır.
29
Proje Başlığı
Türkiye’de Levrek Kuluçkahaneleri ve İşletmelerinde
Viral Nervöz Nekrozis (VNN) Virusunun
Araştırılması, Epidemiyolojisi ve Moleküler
Karakterizasyonu (Doktora Tezi)
Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Dr. Murat KAPLAN
Proje Yürütücüleri Prof. Dr. Mehmet Taner KARAOĞLU
Proje Bütçesi 65.000TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Proje Özeti
Bu projede Türkiye’de bulunan tüm levrek kuluçkahanelerinde ve bazı levrek yetiştirme
işletmelerinde Viral Nervöz Nekrozis hastalığı etkeni olan betanodavirus yaygınlığı
araştırılacaktır. Levrek kuluçkahanelerinde döllenmiş yumurta, prelarva, fry ve fingerling boy
olmak üzere bütün yaş dönemleri; levrek yetiştirme işletmelerinde ise küçük, orta ve büyük boy
balıklar araştırılacaktır. Araştırmada Real-Time RT-PCR metodu kullanılacak, elde
edilebilecek pozitif örnekler SSN-1/E11 hücre hattında üretilecektir. Elde edilecek izolatların
genom analizleri yapılarak filogenetik çalışmalar yapılacaktır. Ayrıca, çalışma sonuçlarında
elde edilecek genetik çalışmalar ile izolatlar arası mutasyonlar ortaya konulacaktır. Çalışma
kuluçkahaneler olarak tüm Türkiye’yi kapsaması ve tüm boy balıkların aynı çalışmada
araştırılması bakımından önemlidir. Elde edilecek epidemiyolojik veriler ışığında hastalıkla
ilgili mücadele stratejilerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi:
Bu çalışmada, ülkemizde kültürü yapılan tüm levrek kuluçkahaneleri ve bazı levrek
yetiştirme işletmelerinde VNN virusunun yaygınlığının araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma
kapsamında kullanılacak Real-Time RT-PCR (Real Time RT-qPCR) ve hücre kültüründe virus
izolasyonu ile VNN virusu ile enfekte işletmeler tespit edilecektir. Ülkemizde ve dünyada
ihbari mecburi bir balık hastalığı olmamasına rağmen önemli ekonomik kayıplara neden olan
ve uluslar arası balık ve balık ürünleri ticaretinde önemli bir yer tutan VNN hastalığının
yaygınlığının araştırılması ile levrek kuluçkahanelerinin enfeksiyon kapasitesi ve levrek
yetiştirme işletmelerinin virus epidemiyolojisi ortaya konulacaktır. Böylelikle;
Levrek kuluçkahanelerinde döllenmiş yumurta, prelarva, fry ve fingerlinglerde hastalığın
araştırılması ile enfeksiyon kaynaklarının belirlenmesi,
Levrek yetiştirme işletmelerinde hastalığın araştırılması ile ülkemizde mevcut
epidemiyolojik durumun ortaya konulması
Levrek kuluçkahaneleri ile işletmeleri arasında olası bulaşma durumlarının ortaya
konulması ile risklerin belirlenmesi
30
Çalışma ile olası tespit edilecek izolatlarda moleküler araştırmaların yapılması, izolatlar
arası ve daha önce Enstitümüz tarafından elde edilen izolatların farklılıklarının moleküler
düzeyde ortaya konulması
Genetik dizilimlerin ortaya konulmasıyla filogenetik analizlerin yapılması ve bu sayede
ileride geliştirilebilecek aşı çalışmalarına değerli veriler sağlayacaktır.
31
Proje Başlığı
Ticari Levrek (Sea bass) Çiftliklerinde Viral Nervous
Necrosis Virusunun Yaygınlığının Araştırılması ve
Histopatolojik Yönden İncelenmesi
Yürütücü Kuruluş Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Yüksel DURMAZ
Proje Yürütücüleri
Harun ALBAYRAK, Nihat TOPLU, Emre ÖZAN,
Neslihan GÜNÜÇ, Cüneyt TAMER, E. Tuğrul
EPİKMEN, Coşkun AYDIN, Hasan Sercan PALANCI,
Ayşe Nur AKKOÇ, Emrah İPEK, Hamza KADI,
Abdullah ÇAVUNT, Bülent DURMUŞ
Proje Bütçesi 169.000TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2020
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı
OMÜ Veteriner Fakültesi
Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Proje Özeti
Bu çalışmada, Levrek balıklarında yüksek mortaliteye neden olan Viral Nervous
Necrosis (VNN) etkeni betanodaviruslar izole ve identifiye edilerek balıklarda oluşturdukları
patolojik bozukluklar incelenecektir. Ayrıca ticari levrek işletmeleri içinde veya yakınında
bulunan çipura balıklarında da persistenslik ve levreklerde enfeksiyonun epidemiyolojisine
etkileri de araştırılacaktır. Araştırma kapsamında Karadeniz Bölgesi’nde 3 ilden 6 işletme,
Ege Bölgesi’nde 2 ilden 10 işletme ve Akdeniz Bölgesi’nde 1 ilden 2 işletme, 2017-2018 ve
2019 yılları arasında ziyaret edilerek belirlenen dönemler arasında örnekler toplanacaktır.
Proje süresince 810 adet larva, 810 adet porsiyon büyüklükteki levrek balığı ile 810 adet
porsiyon çipura olmak üzere toplam 2430 adet örnek toplanması hedeflenmektedir. Toplanan
örneklerin nekropsileri yapıldıktan sonra, beyin ve gözden hazırlanan numuneler Real-Time
PCR yöntemi ile test edilecek, pozitif bulunan örneklerin duyarlı hücre kültürlerine ekimleri
yapılacaktır. Ayrıca alınan doku örneklerinin histopatolojik muayeneleri gerçekleştirlecek ve
immunohistokimyasal yönden de viral antijen lokalizayonları belirlenecektir.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Bu projenin amacı;
Bir enfeksiyonla mücadelede en temel nokta, enfeksiyonla ilgili temel epidemiyolojik
verilerin bilinmesidir. Bu amaçla; bir çok Akdeniz ülkesinde endemik seyrederek yüksek
ekonomik kayıplara neden olan Viral Nervous Necrosis Virusu (VNNV)’nin farklı coğrafi
bölgelerdeki balık çiftliklerinde yaygınlığı araştırılacak, eğer izole edilirse, VNN saha
izolatlarının genogruplandırılması yapılacaktır. Ülkemizde mevcut bulunan veya sirküle
olan virusların filogenetik analizinin yapılması suretiyle virusun genotip ve/veya
genotiplerinin açık bir şekilde belirlenmesi hedeflenmektedir.
Elde edilen verilerin Genbank’a sunularak, ülkemiz izolatlarına ait genetik bilgilerin
araştırıcılar ile paylaşılması amaçlanmaktadır.
32
Kültür balıkçılığı gelişmekte olan ülkemiz, üretim kapasitesini arttırmak için düzenli
olarak balıkçılık endüstrisi gelişmiş ülkelerden yumurta ve larva ithalatı yapmaktadır. Bu
ülkelerde farklı serotip ve genotiplerin neden olduğu VNN enfeksiyonları görülmektedir.
Yapılacak filogenetik analizler ile ithalatla veya illegal yollarla ülkemize virüs girişi ve
yayılımı olup olmadığı da ortaya konulacaktır.
Histopatolojik incelemeler ile virusun organ dağılımı ve patogenezi üzerine araştırmalar
yapılacaktır.
Proje sonunda elde edilen izolatlar sonraki çalışmalarda kullanılacaktır.
Bu projenin gerekçesi: Ülkemizde balıkçılık sektörü her geçen yıl daha da büyümekte olup,
buna paralel olarak enfeksiyonlar nedeniyle ortaya çıkan ekonomik kayıplar da artmaktadır.
Bir enfeksiyonla mücadelede en etkili yöntemlerin başında hastalığın erken teşhisi, sağlıklı
damızlık işletmelerinden virustan ari yumurta ve larva almak, hijyen kurallarına riayet etmek
ve balık stoklarını aşıyla bağışıklandırmak gelmektedir. Bu noktadan hareketle; ülkemizde
levrek yetiştiriciliğinin yoğun yapıldığı Akdeniz havzasına sınır diğer ülkelerde endemik
karakter gösteren bu enfeksiyonun ülkemize bulaşması ve büyük ekonomik zararlara neden
olması öngörülebilir bir gerçektir.
Enfeksiyonun yaygınlığını saptamak için teşhis metotlarınının laboratuvarda rutine
oturtmak, eğer sahada sirküle olan viruslar var ise bunu tanımlayarak kimliklendirmek, izolat
stoku yapmak ve bu izolatlardan aşı üretmek ülke balıkçılık sektörünün hedefleri arasında
olmalıdır. Bu amaçla, ülkemizde balık viruslarının teşhis ve kontrolü üzerinde uzun yıllardır
çalışan Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü, Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı ile Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner
Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, balıkçılık sektörünü tehdit eden VNN’ye karşı
epidemiyolojik veriler elde etmek amacıyla bu projeyi planlamışlardır.
33
Proje Başlığı
Yerli İnfeksiyöz Pankreatik Nekrozis Virus
İzolatlarının Moleküler Karekterizasyonu ve Patojenite
Denemeleri (Doktora Tez Projesi)
Yürütücü Kuruluş Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü
Proje Lideri Yüksel DURMAZ
Proje Yürütücüleri Doç. Dr. Harun ALBAYRAK
Proje Bütçesi 154.000TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı OMÜ Veteriner Fakültesi
Proje Özeti
Bu çalışmada, gökkuşağı alabalıklarında yüksek mortaliteye neden olan Infectious
Pancreatic Necrosis Virusu (IPNV) yerli izolatların VP1, VP2, VP3, VP4 ve VP5 genleri tam
uzunlukta amplifiye edilecek akabinde elde edilen ürünlerin sekans sıralamaları yapılacaktır.
Sekans verilerinin incelenmesi sonucunda aminoasit motifleri dikkate alınarak seçilen
izolatların patojenite denemeleri yapılacak ve virusun in vivo şartlarda virülensi belirlenecektir.
Yürütülen bu çalışmalar ile incelenen izolatların genotipleri belirlenecek ve IPNV nin bilinen
Avrupa ve Amerika izolat genotipleri ile karşılaştırılması sağlanacaktır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Yerli IPNV izolatlarının VP5, VP4, VP3 ve VP1 sekanslarının ortaya konulması.
Sekans sonuçlarına göre genlerin moleküler karekterizasyonunun yapılması.
Yerli IPNV izolatlarında VP5 geninin varlığı/yokluğu ve büyüklüğünün belirlenmesi.
VP3 geni üzerinde virulens yönünden önemli olabilecek motiflerin tahmin edilmesi.
VP1 geni üzerindeki polimorfizmin ortaya konulması.
VP1 geni sekans analiz sonuçlarına göre bir reassortment mutasyonu oluşup oluşmadığının
tespit edilmesi.
Bazı gen ifadelerinin sabit tutularak sekans değişikliklerinin alabalıklarda patojenite üzerine
etkilerinin araştırılması.
Deneysel enfeksiyon çalışmaları ile izolatlarıın virülensinin belirlenmesi.
Sekans sonuçlarının Genbankta mevcut diğer sekans sonuçları ile kıyaslanması
hedeflenmektedir.
Ülkemiz izolatlarına ait genetik bilgilerin araştırıcılar ile paylaşılması hedeflenmektedir.
Bu proje ile Balık Hastalıkları Laboratuvarı’nda oluşturulacak altyapı ile viral hastalıkların
teşhisine başlanması amaçlanmaktadır
IPN hastalığının ülkemizde bu güne kadar yapılan çalışmalar ile balıkçılık işletmelerinin
viral enfeksiyonlar kaynaklı en önemli sorunlardan biri olduğu ve hastalıkla mücadelenin
gerekliliği ortaya konulmuştur.
34
Proje Başlığı
Keban Baraj Gölü’ndeki Gökkuşağı Alabalığı
(Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Yetiştiricilik
İşletmelerinde Real-Time PCR Kullanılarak Yersinia
ruckeri Yaygınlığının Saptanması
Yürütücü Kuruluş Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü
Proje Lideri Ahmet Turan SAN
Proje Yürütücüleri
Ahmet Turan SAN, Yrd. Doç. Dr. Mikail ÖZCAN,
Abdulselam GÜN, Dr. Ayşe Gül ŞAHİN, Mustafa BALCI,
Mehmet ÇATALKAYA, Reşit BİLİCİ, Arş. Gör. Yasemin
BARIŞ
Proje Bütçesi 69.500 TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Proje Özeti
Ülkemizde entansif balık yetiştiriciliğinin ilerlemesiyle birlikte alabalığa olan talep
artmıştır. Bu talebi karşılamak için, balıklarda önemli kayıplara neden olan Yersiniozis
hastalığına karşı etkin koruma, kontrol ve sağaltımın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Enterik
kızıl ağız hastalığı (Yersiniozis), Yersinia ruckeri’nin neden olduğu septisemik karakterli, akut
ve kronik seyirli, ekonomik öneme sahip bir enfeksiyondur. Türkiye’de Yersiniozis Gökkuşağı
alabalıklarında 1991 yılında saptanmış ve alabalık işletmelerinde yaygınlaşmasıyla ekonomik
kayıplara neden olmuştur. Halen bu hastalık alabalık işletmelerinde yaygın halde görülmektedir
ve ülkemizin önemli bakteriyel hastalığı haline gelmiştir.
Bu araştırmada, Keban Baraj Gölü’nde bulunan alabalık işletmelerindeki balıklardan
alınan kan, karaciğer, dalak ve böbrek örneklerinde, son yıllarda kullanılmaya başlanan,
güvenilir ve hızlı bir teknikle sonuç veren bir yöntem olan Real time PCR (Rt- PCR) yöntemi
ile Yersinia ruckeri’nin yaygınlığının saptanması amaçlanmıştır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Balık hastalıkları konusundaki araştırmalar, dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi
yurdumuzda da yapılmaktadır. Keban Baraj Gölü’nde bulunan gökkuşağı alabalığı
(Oncorhynchus mykıss Walbaum, 1792) yetiştirmeye yönelik sektörün gelişimine bağlı olarak
balıklarda görülen hastalıklarda da artış gözlenmektedir. Bu hastalıkların çoğu bakteriyel
kökenlidir. Yetiştiricilik işletmelerinin, büyük ekonomik kayıplara neden olan Yersiniozis
yönünden kontrolü yapılacaktır. Yetiştiriciliği yapılan kuluçkahane, havuz ve kafeslerdeki
alabalıklarda hasta, hasta görünümlü, asemptomatik ve portör balıklardan alınan kan, karaciğer,
dalak ve böbrek örneklerinde bulunabilecek Yersinia ruckeri’nin Real time PCR (Rt- PCR)
kullanılarak etken miktarını belirlemek amaçlanmıştır.
Böylece etkenin tanısının Real time PCR yöntemiyle çabuk ve doğru bir şekilde
yapılması sonucu, zamanında uygulanacak tedavi, aşı ya da imha önerileri balık hastalıklarının
yayılmasını önleyecek ve sektörün verimliliğini arttıracaktır. Real time PCR yöntemi,
35
uluslararası arenada kabul görmekte olup, elde edilen verilerin değerlendirilmesiyle Yersinia
ruckeri epidemiyolojisine yönelik bilgilerde elde edilecektir. Bu bilgiler ışığında hastalığın kısa
sürede yayılması önlenecektir.
Bu çalışmanın başarıya ulaşmasıyla, gelecekte ülkemizdeki bütün bölgelerde görülen,
balık hastalık etkenlerinin epidemiyolojisine yönelik daha orijinal ve kapsamlı projelerin
gerçekleşmesine ışık tutacaktır. Yine bu araştırma esnasında yapılacak izolasyon çalışmaları ile
beraber ülkemizde görülmesi muhtemel diğer bakteriyel balık hastalıklarını da yakalama
fırsatımız olacaktır.
36
Proje Başlığı
Keban Baraj Gölünde Yetiştiriciliği Yapılan Gökkuşağı
Alabalıkları (Oncorhynchus mykiss Walbaum,
1792)’ında Protozoon Parazitlerin Araştırılması
Yürütücü Kuruluş Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü
Proje Lideri Mehmet ÇATALKAYA
Proje Yürütücüleri
Mehmet ÇATALKAYA, Prof. Dr. Mustafa DÖRÜCÜ,
Doç. Dr. Gökmen Zafer PEKMEZCİ, Dr. Emrah ŞİMŞEK,
Dr. Şule AKSOY, Ahmet Turan SAN, Abdulselam GÜN,
Mustafa BALCI
Proje Bütçesi 29.000 TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı
Tunceli Üniversitesi,
On Dokuz Mayıs Üniversitesi,
Erciyes Üniversitesi,
Elazığ İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü,
Keban İçsu Ürünleri Yetişt. Üretici Birliği
Proje Özeti
Dünya nüfusu hızla artarken karasal kökenli gıda üretiminde yaşanan daralma, büyük
oranda protein açığının oluşmasına sebep olmaktadır. Bu açığı kapatabilecek en önemli sektör
ise su ürünleri sektörü olarak görülmektedir. Türkiye’nin coğrafik konumu ve özellikleri
düşünüldüğünde su kaynakları açısından bu denli zengin bir ülkenin, kaynaklarını etkin ve
kontrollü bir şekilde kullanması gerekmektedir.
Ülkemizdeki su ürünleri yetiştiriciliğine bakıldığında farklı balık türleri üretilmekle
beraber en çok tercih edilen tür gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) olup iç sularda
yoğun bir şekilde üretimi yapılmaktadır. Büyük miktarlarda üretim yapılmasına rağmen
hastalıklara ve ekonomik kayıplara sebep olan paraziter etkenlerin yaygınlığının ve dağılımının
tam olarak belirlenmemiş olması bir eksiklik olarak dikkati çekmektedir. Keban Baraj Gölü
üzerinde bulunan alabalık işletmelerinde de protozoon parazitlerinin varlığı, yayılışı ve türleri
hakkında henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Bu bağlamda planlanan çalışma, Kasım-Mayıs ayları arasında (yetiştiriciliğin yapıldığı
sezon) planlanmış olup, her ay düzenli olarak işletmelere gidilecektir. İşletmelerden alınan
balık numuneleri içerisinde ortam suyu bulunan steril taşıma kaplarıyla canlı olarak
laboratuvara ulaştırılacaktır. Numune alma esnasında suyun pH, oksijen ve sıcaklık değerleri
ölçülerek protokol defterlerine kaydedilecektir. Çalışma süresince aylık toplam 100 adet olmak
üzere yaklaşık 700 alabalık incelenmesi hedeflenmektedir. Protozoonların balığın ölümünü
takiben konağı terk etmesinden dolayı laboratuvara getirilen balıklar boyları ve ağırlıkları
ölçüldükten sonra aynı gün içerisinde incelenmeye çalışılacaktır. Tespit edilen parazitlerin
morfolojik tür identifikasyonları ve yoğunlukları ilgili literatürlere göre yapılacaktır. Keban
Baraj Gölü’nde bulunan alabalık işletmelerinde yürütülecek bu çalışma sonucunda elde edilen
verilerin hem işletme bazında hem de ülke çapında paraziter faunanın belirlenmesine katkı
sağlayabileceği düşünülmektedir.
37
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Elazığ İli su ürünleri sektörü açısından mevcut gökkuşağı alabalık işletme sayısı ve
üretim kapasitesiyle Türkiye’de ilk sıralarda yer almaktadır. Bölge ekonomisi açısından son
derece önemli olan sektörde protozoon parazitlerin varlığı ve yayılışı ile ilgili yeterli bilgi
bulunmamaktadır. Gökkuşağı alabalığı hem protein değerinin yüksek olması hem de üretim
aşamasındaki adaptasyon yeteneğinin yüksek olmasından dolayı yetiştiricilikte en çok tercih
edilen balık türü olmuştur. Her ne kadar adaptasyonu iyi olsa da yetiştiricilik ortamında
sıklıkla karşılaşılan olumsuz koşullar (su kirliliği, sıcaklık, stok yoğunluğu vb.) özellikle
fırsatçı patojen olan parazitlerin üreme ve yayılmalarına zemin hazırlamaktadır. Daha çok
bakteriyel ve viral hastalıklar üzerinde duran işletme sahipleri ve yöneticiler paraziter
enfeksiyonların oluşturduğu (maddi ve balık sağlığı) zararları görememektedirler. Parazitler
oluşturdukları hasarla hem direk etkiye sahiptirler hem de bakteriyel ve viral hastalıkların
konağa girişlerini kolaylaştırdıkları için indirek etkilidirler. Bu yönü ile değerlendirildiğinde
Elazığ bölgesinde yetiştiriciliği yapılan alabalık işletmelerinde protozoon parazitlerin
varlığının ve yoğunluğunun belirlenmesi; öncelikli olarak işletmelerin ekonomik karlılığı ve
ülkedeki balık protozoon faunasının belirlenmesi için yapılan çalışmalara yapacağı katkı
açısından son derece önemlidir. Bu proje ile alabalık işletmelerinde yaygın bir şekilde
bulunan, balık popülasyonlarında çok kısa sürede sayıca büyük boyutlara ulaşan ve balıkların
pazar kalitesini düşüren aynı zamanda sekonder enfeksiyonların ortaya çıkmasına zemin
hazırlayan protozoon parazitlerin varlığı ve yoğunluklarının belirlenmesi amaçlanmıştır.
38
Proje Başlığı
Balık Hastalıklarının Tedavisinde Kullanılan Bakır
Sülfat ve Formaldehit’in Çipura ve Levrek
Balıklarının Bazı Dokularındaki Antioksidant Enzim
Aktivitelerine Etkilerinin Araştırılması ve
Histopatolojik Olarak İncelenmesi
Yürütücü Kuruluş Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim
Enstitüsü
Proje Lideri Faruk PAK
Proje Yürütücüleri
Doç. Dr. Yılmaz EMRE, Dr. Özgür AKTAŞ, Merve
BAYOĞLU, Hatice ORUÇ, Ramazan UYSAL, Nesrin
EMRE, Soner SEZEN, Fevzi KARDEŞ, Songül UZUN
Proje Bütçesi 46.200TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı -
Proje Özeti
Balıklarda çeşitli nedenlerden ileri gelen hem sağlıklarını olumsuz yönde etkileyerek
hastalanmalarına ve ölmelerine, hem de ekonomik kayıplara yol açarak işletmeleri zarara
sokan pek çok hastalık ve bozukluklar bulunmaktadır. Kültür balıkçılığı nedeniyle çok sayıda
balığın bir arada ve yakın temas halinde bulunması hastalık riskini artırmaktadır. Balık
yetiştiriciliğinde hastalıkların çıkmasını, yayılmasını önlemek ve infeksiyona neden olan
etkeni yok etmek için pek çok dezenfektan kullanılmaktadır. Formaldehit ve bakır sülfat su
ürünleri yetiştiriciliğinde yaygın olarak kullanılan kimyasal maddelerdir. Hastalıklarda
profilaktif ve tedavi amacıyla kullanılan bu kimyasallar, yetiştiriciliği yapılan balıklarda
strese sebep olmakta ve böylece balıkların fizyolojisinde, histopatolojisinde ve enzimatik
aktivitelerinde değişimlere sebep olabilmektedir.
Bu çalışmada, su ürünleri yetiştiriciliğinde çok yaygın olarak kullanılan formaldehit ve
bakır sülfatın çipura ve levrek balıklarına uygulanmasından sonra; balıkların dokularında
oluşturduğu etkiler histolojik olarak, stres parametreleri ise antioksidant enzim aktiviteleri
incelenerek araştırılacaktır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Ülkemizde kültür balıkçılığının gelişmesine paralel olarak yetiştirilen balıklarda
görülen hastalıklarda artış meydana gelmiştir. Bu hastalıklara karşı işletmelerde hijyenik ve
profilaktif tedbirler alınması gittikçe önem kazanmaya başlamıştır. Çok aşırı kimyasal madde
kullanımı sonucu özellikle de antibiyotikler ve kemoterapotik maddeler balık etinde ve çevre
de istenilmeyen düzeyde kalıntı bırakarak balığın immün sistemini zaman zaman baskılayarak
patojenlere karşı vücut savunmasını zayıflatabilmektedir (Grondel vd., 1985, Lunden vd.,
2002). İntensif kültür uygulamalarında insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyecek şekilde
sağlıklı balık üretimi yapılarak tüketime sunulmasına katkıda bulunmak yetiştiriciliğin temel
hedeflerinden biridir. Bu amaçla önemli bir kültür balığı olan çipura ve levrek balıklarında
paraziter ve mikrobiyal infeksiyonların tedavisinde, alet ve ekipmanların dezenfeksiyonunda
39
yoğun miktarda dezenfektan ve kemoterapotik maddeler yaygın olarak kullanılmaktadır.
Ancak yaygınlaşan bu kullanım, çevresel olumsuzluklara sebep olduğu gibi uygulama yapılan
balıklarda da olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu durum kültür balıkçılığında çok önemli
bir problem oluşturmaktadır (Björklund vd.,1991; Aoki, 1992).
Günümüzde balık yetiştiriciliğinde en yaygın olarak kullanılan kemoterapotik ilaç
grupları ve dezenfektanlar; bakır sülfat (CuSO4.5H2O), potasyum permanganat (KMnO4),
formaldehit (CH2O), tetrasiklin (oksitetrasiklin, klortetrasiklin, tetrasiklin, doksisiklin),
penisilin (ampisilin, amoksisilin), makrolid (eritromisin), sulfonamid (sulfomerazin,
sulfamidin, sulfadimethoksin, sulfamonomethoksin), güçlendirilmiş sulfonamid (tribressen,
romet 30), kinolon ve fluorkinolon (oksolinik asit) ve nitrofuran (furazolidon, nitrofurantion)
ve diğerleridir (Treves ve Brown, 2000).
Bakır sülfat ve formaldehit de su ürünleri sektöründe balık hastalıklarının kontrolünde
dezenfektan olarak yaygın olarak kullanılmaktadır. Bakır sülfat, kültür balıkçılığında fungal
ve paraziter hastalıkların tedavisinde, tarım alanlarında bitkileri tahrip eden zararlılarla
mücadelede, havuzlarda zararlı otların yok edilmesinde ve su bitkilerinin büyümesinin kontrol
altında tutulmasında sıkça kullanılan kimyasal maddelerden biridir (Boyd, 1982; Arda vd.,
2002; Sağlam ve Ural, 2003). Bakır sülfat deniz parazitlerinden Crytocaryon irritans ve
Oodinium spp. tedavisinde de en çok tercih edilen kimyasal maddedir (Timur ve Timur
2003). Çeşitli balık türleri ile yapılan araştırmalardan bakır sülfatın subletal derişimlerinin
uzun süreli etkisinin dokularda birikime (Cicik, 2003), solungaçlarda yapısal bozukluklara,
omurgada deformasyonlara, immün sistemin zayıflamasıyla nörolojik bozukluklara (Stagg ve
Shuttleworth, 1982), hematolojik ve biyokimyasal parametrelerde değişimlere neden olduğu
(Tort ve Torres, 1988) belirlenmiştir.
Formaldehit ise solungaç ve derideki ektoparazit enfestasyonları tedavisinde etkili bir
kimyasal maddedir. Özellikle Costia ve diğer protozoonlar ve monogenetik trematodların
tedavisinde çok kullanılmaktadır (Timur ve Timur, 2003). Fakat bu tip kimyasal maddeler,
balıkların solungaçlarını etkilemekte ve iç organlarında fizyolojik bozukluklara sebep olduğu
gibi toksik etki yapabilmektedir (Miyaka vd., 1998; Doyuk ve Çolakoğlu, 2004).
Tüm çevresel kirleticiler su organizmalarında oksidatif stresi arttırabilmektedir.
Oksidatif stres genelde kirleticilerin etkisine maruz kalan organizmalarda bir tepki olarak
oluşmaktadır. Organizmalarda doku hasarlarının artışı, çevre kirleticileriyle birlikte oksidatif
stresteki artışın sonucu olduğu belirtilmiştir (Malins vd., 1988). Son yıllarda hem çevre
kalitesi hemde ekosistemde bulunan organizmaların sağlık durumunun izlenmesi için
biyomarkırların kullanımı giderek artmıştır (Doyotte vd., 1997; Lopes vd., 2001). Antioksidan
enzimler, oksidatif stresi göstermede iyi bir moleküler biyomarkır dır. Kirleticilerin etki
süresine, tipine ve konsantrasyona bağlı olarak akuatik organizmalarda antioksidan enzim
aktivitelerinde değişimler olabileceği belirlenmiştir (Viarengo vd., 1990; Regoli ve
Principato, 1995). Antioksidant enzimlerden özellikle Glutamat piruvat transminaz (GPT),
karaciğer, solungaç ve kas gibi dokularda kirleticilerin neden olduğu doku hasarlarının
teşhisinde çok sık kullanılan önemli bir enzimdir (De la Torre ve ark., 1999).
Bu çalışmada, çipura (Sparus aurata) ve levrek (Dicentrarchus labrax)
yetiştiriciliğinde; infeksiyon, enfestasyonların tedavisinde ve dezenfektan olarak kullanılan
bakır sülfat ve formaldehit uygulamalarının balıklarda oluşturduğu histopatolojik ve
enzimatik etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır.
40
Proje Başlığı
Pamuk Yetiştiriciliğinde Kullanılan Bazı Pestisitlerin
Bal Arılarındaki (Apis mellifera L.) HSP 70(Stres)
Proteini, Bazı Antioksidan Enzim Aktivitesi ve Spesifik
Doku Gen Ekspresyonu Üzerine Etkisinin Belirlenmesi
Yürütücü Kuruluş Arıcılık Araştırma Enstitüsü
Proje Lideri Dilek KABAKCI
Proje Yürütücüleri
Prof.Dr. Sibel SİLİCİ, Doç.Dr. Ercüment AKSAKAL,
Doç.Dr. Nazmiye GÜNEŞ, Gökhan AKDENİZ, Ümit
KARATAŞ, Tunay KILIÇİN, Salim AKTÜRK, Fatih
YILMAZ
Proje Bütçesi 138.000TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi,
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi,
Erciyes Üniversitesi Ziraat Fakültesi,
İyi Pamuk Uygulamaları Derneği
Proje Özeti
Pestisitler, tarımdaki zararlı popülasyonu kontrol altına almak amacıyla kullanılırlar.
Bu kimyasallar özelliklerine ve konsantrasyonlarına bağlı olarak doğada birçok canlıya direk
veya indirek etki etmektedir. Bu çalışmada Pamuk yetiştiriciliğinde pestisitlerin yoğun olarak
kullanıldığı İzmir ilimizde pestisite maruz kalan bal arılarında antioksidan enzimlerin (CAT,
SOD, GST) aktivitesi ve stres proteini olan HSP 70 proteini,doku gen ekspresyonu üzerine
olan etkisi araştırılacaktır.
İzmir ilinden temin edilecek 20 koloni ile yürütülecek çalışmada kullanılan bal arısı
kolonileri kız kardeş ana arılar verilerek eşitleme çalışmalarına tabi tutulacaktır. Eşitleme
çalışmalarından sonra 5’ er koloni pamuk üretimi yapılan tarlalara çiçeklenme döneminden
bir ay önce nakledilecektir. Çiçeklenme dönemi boyunca Antioksidan enzim aktivitesi,Gen
ekspresyonu ve HSP 70 Stres proteinini tayin etmek için her koloniden her gün 30’ar adet işçi
arı örneği alınacaktır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi:
Tarımsal ürünlerin verim ve kalitesini artırmak için modern tarım tekniklerinin ve
girdilerinin kullanılması gerekmektedir. Bitki koruma ürünleri içerisinde yer alan pestisit
kullanımı da bu girdilerden biridir ve modern tarımın tamamlayıcı bir bileşenidir. Tüm
dünyada tarımsal sistemin ayrılmaz bir parçası olarak pestisit kullanımında tarımsal ürünlerde
kalıntı riski ve çevreye olumsuz etki yapması dikkatle üzerinde durulması gereken bir
konudur. Ülkemizde Akdeniz Bölgesi; ürün çeşitliliğinin, sera varlığının fazla olması ve
tarımsal ürün ticaretinin yoğun olarak yapıldığı bir bölge olması nedeniyle pestisitin en yoğun
olarak (% 30) kullanıldığı bölgedir. Bunu %19'la Marmara ve %18 ile de Ege Bölgesi onu
takip etmektedir (Güngör, 2014). Bal arısı (Apis mellifera) dünyanın hemen her yerinde
yayılış gösteren ve bal, polen, arı sütü, propolis gibi çeşitli doğal ürünler üreterek küresel
41
ekonomiye katkıda bulunan en önemli böceklerden biridir. Bal arılarından elde edilen bu
ürünler dışında tüm çiçekli bitkilerin ve aynı zamanda tarımsal ürünlerin de tozlaşmasına
yardımcı olmaları ekosistemler açısından son derece önemlidir. Bal arıları tozlaşmaya olan
katkıları yönünden ele alındığında, dünya üzerinde yetiştiriciliği yapılan en değerli hayvanlar
olup tarımsal üretime sağladıkları katkı, bal ve yan ürünleriyle sağladıkları katkıdan daha
fazladır. Öyle ki, çiçekli bitkilerin yaklaşık 3/4’ü böcekler tarafından, çoğunlukla da bal arıları
tarafından döllenmektedir (Tekin vd.,2012; Fries, 1993; Kaftanoğlu ve Kumova, 1989;
Özbilgin ve ark., 1999; Saki, 1999; Yücel, 2000). İnsektisitlerin arılara olan olumsuz etkileri,
doğrudan ve dolaylı yollarla olmaktadır. Doğrudan etki, ilaçların arazide uygulandığı esnada
arıların ilaçlarla temas haline gelmeleri esnasında olduğu gibi, ilaçlama sonrası ilaçlı bitki
veya diğer objelerle durum, yaygın bir şekilde bilhassa meyve bahçelerindeki ilaçlamalar
esnasında vuku bulmaktadır. Arılar çevredeki pestisitlere karsı çok duyarlıdır ve indikatör
olarak da rol oynarlar (Greig-Smith et a 1994; Hashimoto et al., 2003)
Enzimler, canlılarda meydana gelen biyokimyasal reaksiyonları hızlandıran, %100’lük
ürün oluşması ile yan ürün oluşmasına fırsat vermeyen biyolojik katalizörlerdir. En çok
özelleşmiş ve en büyük protein gruplarını oluştururlar. Hücrelerde meydana gelen tüm olaylar
deoksiribo nükleik asit (DNA) tarafından düzenlenip kontrol edilir. Enzimlerde protein
yapısında oldukları ve DNA tarafından şifrelendiklerinden enzimler bir hücreye ait spesifik
bilgilerin DNA’dan aktarılmasını sağlayan en önemli moleküllerdir (Keha ve Küfrevioğlu
2000). Antioksidan savunma enzimlerinin ise en önemli özelliği, sistemin tüm bileşenlerinin
ROS’a karşı bir sinerji oluşturacak şekilde görev almasıdır (Chaudiere ve Ferrari-Illiou 1999).
Bu nedenle, antioksidan enzimler hücre dengesinin düzenlenmesinde yaşamsal bir öneme
sahiptirler ve indüksiyonları kirleticilere karşı verilen tepkinin bir sonucudur (Doyotte vd.
1997). Tedeavi amacıyla kullanılan kimyasalların arı kolonisi üzerinde nasıl bir etki
oluşturduğu ve koloninin stres düzeylerinin ne düzeyde artırdığını incelemek için bu
parametreye bakılmaktadır. HSP 70 sublethal toksisite, tüm organizma stresleri ya da hücre
kültürü streslerinin ortaya koyulmasında duyarlı bir parametre olarak yaygın bir şekilde
belirlenmeye başlanmıştır. Stres proteinleri olarak ta isimlendirilen ısı şok proteinleri
oksidatif stres, kimyasal ajanlar, etanol indüksiyonu gibi durumlarda protein
denaturasyonunun zararlı etkilerinden hücreleri koruyan moleküler şaperonlar olarak hizmet
ederler. Isı şok proteinleri 6 gen ailesini içerir ve HSP 70 kD. ailesi bunlar arasında başlıcasını
oluşturur. HSP 70 hücresel ve tüm organizma stresinin direncinde görev alır(Güneş vd.2013).
Sonuç olarak böceklere karsı kullanılan kimyasallar tarımsal ilaçlar ekolojik açıdan doğru
olmayan, zararlıların direnç gelistrmesine, ikincil zararlıların çok sayıda artmasına, hedef
olmayan canlılarda olumsuz etkilere, kalıntı sorunlarına, ve üzerinde uygulanan canlılara
zarar vermektedir. Bu bakımdan stres olusturması nedeniyle benzer sekilde farklı
konsantrasyonlarda alkol solüsyonları ile çalısmalar yapılmaktadır. Ölümcül dozun altındaki
tarımsal kimysallar kovanda direk olarak arıları öldürmeyebilir, fakat isçi arıları, ana arıyı ve
erkek arıları olumsuz etkileyerk koloninin veriminin azalmasına neden olabilir. Bal arılarının
ekonomik önemi (farklı mevsimlerde sıcaklık, besinin durumu, kovanların gezginci arıcılıkta
tasınması, kolonilerin rutin kontrolleri, körük kullanımı, koloni bakım-besleme, pestisitler,
doğal düsmanlar) nedeni ile tarımsal faktörlerin koloni performansını nasıl etkilediği, her bir
arıda basarı karakterleri ve stres tepkileri arasındaki iliskinin belirlenmesi gelecekte
arastırılması gereken bir konudur (Hranıtz et al,2009).
Tasarladığımız bu çalışmada Pestisitlerin yoğun olarak kullanıldığı İzmir ilimizde
pestisite maruz kalan bal arılarında antioksidan enzimlerin (CAT, SOD, GST) aktivitesi ve
stres proteini olan HSP 70 proteini, doku gen ekspresyonu üzerine olan etkisi araştırılacaktır.
42
Proje Başlığı Deney Hayvanlarının Mikrobiyolojik Kalitesinin
Değerlendirilmesi
Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Proje Lideri Dr. Ufuk ÜLKER
Proje Yürütücüleri
Dr. Ufuk ÜLKER, Dr. Yavuz ULUSOY, Prof. Dr. A.
Kürşat AZKUR, Prof. Dr. Murat YILDIRIM, Prof. Dr.
Kader YILDIZ
Proje Bütçesi 200.000 TL
Proje Süresi 01.01.2017 – 01.01.2019
İşbirliği Yapılan Kuruluş ve
Katkısı Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Proje Özeti
Ekonomik olarak gelişmiş batı ülkelerinde deney hayvanları kullanarak elde edilen
bilimsel verilerin tekrarlanabilirlik ilkesine uygun olması ve hayvan refahı açısından düzenli
olarak mikrobiyolojik kalite yönünden kontrolü gerekmektedir. Bu proje önerisinde 20 farklı
deney hayvan biriminden, 300 deney hayvanından farklı zamanlarda örnek toplanarak
infeksiyöz patojen ajanların prevalansının ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu amaç için bu
deney hayvan ünitelerinde deney hayvanından dalak, akciğer, böbrek, karaciğer, kan, serum
ve dışkı örnekleri toplanacaktır. Bu örnekler virüs, bakteri, parazit enfeksiyonları ve
histopatolojik yönden ELISA, Real time PZR, bakteriyolojik kültür ve paraziter mikroskobik
yönden incelenecektir. Virolojik olarak fare sitomegalo virüsü, farelerin minute virüsü, fare
parvo virüsü, fare adenovirüsü, fare hepatitis virüsü, sendai virüs ve lenfositik
koriyomeningitis virüsü yönününden ELISA ve real time PZR ile incelenecektir.
Bakteriyolojik olarak Mikoplazma pulmonis, Clostridium piliforme, Salmonella sp, Coryne
bakterium kutsheri, Pasteurella pneumotrica, Staphylococucus aureus bakteriyolojik kültür,
ELISA ve real time PZR ile incelenecektir. Bağırsak helmintlerinden Sypacia spp. ve
Aspicularis tetraptera selofan bant testi, diğer bağırsak helmintleri yönünden fekal flotasyon
yöntemi, bağırsak protozoonları yönünden dışkı smearının Karbol-fuksin ve Giemsa boyaları
ile boyanması ile yapılacak, sonuçların doğrulanmasında Real time PZR yöntemi
kullanılacaktır. Ektoparazit yönünden kafesler kontrol edilecek ve ektoparazit örneklerinin tür
teşhisleri stereo mikroskopla yapılacaktır. Bu çalışma ile ülkemizde ilk kez geniş kapsamlı
deney hayvan ünitelerinin mikrobiyolojik kalitesinin ortaya konulduğu bir çalışma olacaktır.
Çıkan sonuçlara göre deney hayvan ünitelerinin mikrobiyolojik kalitesinin arttırılması
yönünden tavsiyeler verilmesi olasıdır. Çalışmada kullanılacak olan örnekler Deney
Hayvanları Ünitesi Sorumlusu Dr. Ufuk ÜLKER tarafından toplanır iken, çalışmaya; Dr.
Yavuz ULUSOY, Prof. Dr. Ahmet Kürşat AZKUR, Prof. Dr. Murat YILDIRIM ve Prof. Dr.
Kader YILDIZ ile doktora ve yüksek lisans öğrencileri katkı sağlayacaktır.
Projenin Amacı ve Gerekçesi
Gelişmiş ülkeler ve AB normlarına uygun araştırmalar yürütmek ve güvenilir
sonuçlar elde etmek amacı hedeflenmektedir.
43
T.C.
GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü
SONUÇLANAN PROJELER
44
KOYUNLARDA ŞAP VE KOYUN-KEÇİ ÇİÇEK AŞILARININ
BİRLİKTE KULLANILMASI
Veli GÜLYAZ, Fahriye SARAÇ, Can ÇOKÇALIŞKAN, Esra SATIR,
Beyhan SAREYYÜPOĞLU, Abdullah ARSLAN, Serdar UZAR
Şap Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Bu proje koyunlarda şap ve koyun çiçek aşılarının birlikte kullanılabilirliğinin
saptanması amacıyla gerçekleştirildi.
Koyun-keçi çiçeğine karşı bağışıklığın ortaya konulması amacıyla yapılan çalışmada,
patojen koyun çiçek virusu ile yapılan eprüvasyon (EP)‘larda aşısız koyunlarda 41-42oC
arasında saptanan vücut ısıları aşılı koyunlarda 40oC olarak tespit edildi. Aşısız koyunlarda
meydana gelen deri lezyonları ile aşılı koyunlardaki deri lezyonları arasında Log. farkın
102.5’den fazla olduğu belirlendi.
Şap+koyun-keçi çiçek aşısı yapılan 14 koyunda VNT ile O-TUR-07’ye karşı, %92.8,
A-TUR-14’e karşı %85.7 ve Asia-1-TUR-14’e karşı %84.6 oranlarda bağışıklık tespit edildi.
Koyun-keçi çiçek aşısının şap aşısına bağlı bağışıklık üzerinde olumsuz bir etki göstermediği
tespit edildi.
Yalnız koyun-keçi çiçek aşısı yapılan koyunlarda patojen koyun çiçek virusuna karşı
%86.6, şap+koyun-keçi çiçek aşısı yapılan koyunlarda ise %85.7 oranında bağışıklık tespit
edildi.
Şap+koyun-keçi çiçek aşısı yapılan koyunlarda hem koyun-keçi çiçek hemde şap
aşısına karşı yeterli bağışıklığın oluştuğu tespit edildi.
45
ANKARA İLİNDE 6 PD 50 KORUMA DEĞERİNDEKİ ŞAP AŞISI İLE
AŞILANAN SIĞIRLARDA AŞILAMA SONRASI EPİDEMİYOLOJİK
VE SEROLOJİK DEĞERLERİN İNCELENMESİ
Dr. Serdar KIZIL, Hidayet BOZOĞLU, Dr. Beyhan SAREYYÜBOĞLU,
Dr. Ünal PARLAK, Ahmet İPEK, Dr. İbrahim HANCI, Abdullah ARSLAN
Şap Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Şap hastalığının endemik olarak seyrettiği ülkelerde şap hastalığı virusunun girişini ve
bulaşma ve yayılmasını kontrol etmek için sığırlarda ve hastalığa hassas hayvanlarda
uygulanan yöntemlerin başında aşılama gelmektedir. Şap hastalığının kontrolü; bu ülkelerin
epidemiyolojik durumları hastalık kontrol politikalarına bağlıdır. Hastalığın endemik seyir
gösterdiği ülkelerde hastalık prevalansının azaltılması uygun suşlar içeren inaktif şap aşıları
ile yapılacak olan koruyucu aşılamalar etkilidir. Anadolu’ da A, O, ASİA-1 serotipleri
endemik olarak seyretmektedir. Bu çalışma; Epidemiyolojik gözlemler ve istatistiki kriterler
gözönüne alınarak seçilen Ankara ilinin 11 ilçesinde 6PD50 koruma değerindeki trivalan oil
adjuantlı şap aşısı ile Şubat ayında, mart ayında ve eylül ayında ilçelerdeki tüm sığırları
kapsayan toplam üç aşılama programı uygulanmıştır. Uygun Örnekleme metodu ile seçilerek
kan serumu toplanan sığırlardan alınan NSP(-) sığırların serumları 0., 30., 60., 180., 210.,
240. günlerde toplanmış ve bu serumlar LPBE ve NSP Elisa ile test edilmişlerdir. Elde edilen
tüm sonuçlar; istatistik metodlar, incelenen sahadaki enfeksiyon sayısı ve diğer saha
araştırmaları ile beraber değerlendirilmiştir. Bu çalışma Türkiyede büyük bir sığır
popülasyonuna yüksek potensli şap aşısı uygulanarak gerçekleştirilen ilk çalışmadır. Buradan
elde edilen sonuçlar; ülkenin diğer bölgelerine uygulanarak şap hastalığının kontrol ve
eradikasyon programlarında da kullanılabilecektir. Bu sonuçlara göre uygulanan iki farklı
yüksek potensli aşı sürü bağışıklığını yükseltmiştir. Alanında ilk olan bu çalışma literatüre de
katkı sağlayacaktır.
Çalışma ile Ankara ilindeki 11 ilçede ortalama otuz adet olan yıllık hastalık mihrakı
sayısı ikiye düşmüştür. Şap aşısı içindeki her üç tipe karşı yüksek ve stabil bir sürü bağışıklığı
elde edilmiştir.
Sonuç olarak; Hayvan hareketlerinin kısıtlanması ve kontrol altına alınması sonrasında
yapılan yüksek potensli koruyucu aşılamalar ile şap hastalığı mihrakları azaltılarak kontrol
altına alınabilmektedir.
46
ŞAP VİRUSU A, O VE ASIA1 SEROTİPLERİNİN AYIRT EDİLMESİ
İÇİN ÇOK KATLI MOLEKÜLER TEŞHİS YÖNTEMLERİ
GELİŞTİRİLMESİ VE DOĞRULANMASI
Ünal PARLAK, Fuat ÖZYÖRÜK, Ayşegül KUDU, Abdurrahman KURT
Şap Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Şap Hastalığı, çift tırnaklı hayvanların çok bulaşıcı ve büyük ekonomik kayıplara yol
açan hastalıklarından biridir ve hastalık Türkiye’nin birçok bölgesinde endemik olarak
seyreder. Şap Hastalığının etkili kontrolünde hızlı ve doğru teşhis çok önemlidir.Halen Şap
Enstitüsü’nde virus varlığının araştırılması amacıyla birbirini tamamlayan 3 teknik; (Antijen
tespit edici-ELISA (Ag-ELISA), Virus izolasyonu ve agaroz temelli konvensiyonel RT-PCR)
kullanılmaktadır. Bu tekniklerden Ag-ELISA virustaki yapısal değişiklikler nedeniyle zaman
zaman duyarlılığını kaybetmektedir. Virus izolasyonu çok pahalı ve zaman alıcı bir tekniktir.
Bütün bu nedenler alternatif testlerin geliştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. A, O ve Asia-1
tipi viruslar için tiplendirme yapabilen ve tüm tipleri tespit edebilen bir Tek aşamalı
Multipleks Gerçek Zamanlı Reverz Transkripsiyon Polimeraz Zincir Reaksiyon (M-R-
RTPCR) ile metodu geliştirilmiş ve tek pasaj virus izolasyonuna gore 10 ile100 kata kadar
daha duyarlı olduğu doğrulanmıştır.
Ayrıca bu testle birlikte ikinci bir test - konvensiyonel Tek Aşamalı Reverz
Transkripsiyon Polimeraz Zincir Reaksiyon (M-KV-RT-PCR) testi- protokolü
geliştirilmiştir. Bu iki test protokolünün birlikte kullanıldığı sistemin daha yüksek duyarlılığa
sahip olduğu belirlenmiştir.
Sistemin tanısal duyarlılığı, 2013-2015 yılları arasında klinik olarak enfekte 398
hayvandan alınan örneklerle yapılmış ve A,O ve Asia1 viruslarını tiplendirme için %93.6,
tüm şap virusu tiplerinin tespiti için ise %99 olarak tespit edilmiştir. tanısal özgüllük için 51
adet enfekte olmayan hayvanlara ait örnekler kullanılmış ve bu testle %100 olarak
belirlenmiştir.
47
ŞAP HASTALIĞI SÜRVEYANSI İÇİN TÜRDEŞ VE DOĞRULAYICI
DIVA TEST GELİŞTİRİLMESİ VE STANDARDİZE EDİLMESİ
Fuat ÖZYÖRÜK, Prof Dr. Yılmaz AKÇA
Şap Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
OIE, şap hastalığı için arilik başvurusunda bulunan ülkelerden, şap virusu varlığı ve
dolaşımının olmadığını, aktif ve pasif sürveyans verileriyle destekleyerek kanıtlamalarını
istemektedir. Bu amaçla yapılan sero-sürveyanslarda kullanılan tanı sistemlerinin (DIVA
testleri) enfeksiyon geçirmiş (aşılı ve aşısız) ve enfekte olmayan (aşılı ve aşısız) hayvanları
ayırt edebilme güçleri kritik öneme sahiptir.
Bu çalışmada şap hastalığı sürveyansı için türdeş ve doğrulayıcı Western blot temelli
bir DIVA testi geliştirilmiş ve standardize edilmiştir. DIVA amacıyla antijen olarak
kullanılacak 2C, 3AB ve 3A ve 3D YOP’larının yaygın üretim yolu olan rekombinant protein
tekniği yerine enfekte hücre kültürü lizatlarından elde edilebileceği gösterilmiştir. 2C
antijeninin sahada sirküle olan virus suşlarıyla en az genotip düzeyinde türdeşlik göstermesi
halinde analitik duyarlılığın arttığı belirlenmiştir. Tanısal duyarlılık ve spesifiklik sırasıyla
2C’de %93 ve %94, 3AB’de %97 ve %99, 3A’da %95 ve %99 ve 3D’de ise %32 ve %85
olarak saptanmıştır. Sonuç olarak 2C, 3AB ve 3A’ya karşı oluşan antikorlar yanıtlarını aynı
anda ölçebilen multipleks test formatının enfekte ve non-enfekte hayvanları ayırt edebildiği
ve arilik statüsü taşıyan Trakya gibi bölgelerde ELISA’da elde edilen şüpheli pozitiflliklerin
doğrulanmasında alternatif olabileceği gösterilmiştir.
48
SIĞIRLARDA ŞAP AŞISININ BAĞIŞIKLIK ÇALIŞMALARINDA
EPRÜVASYON SUŞU OLARAK DOKU KÜLTÜRÜNE
ADAPTE ŞAP VİRUSLARININ KULLANILMASI
Abdullah ARSLAN, Veli GÜLYAZ, Ünal PARLAK, Neslihan TAŞÇENE,
Oğuz AYGÜN, Yasemin GÜLTEKİN, Ergün UZUNLU, Şükran YILMAZ,
Şap Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Ülkemizde ve yurt dışında üretimi yapılan şap aşılarının bağışıklık çalışmalarında
dana dilinde üretilerek yine danalarda titreleri belirlenmiş virulent şap virusları
kullanılmaktadır.
Bu amaçla, O/TUR/07 Şap virusunun BHK-21 An30 hücre kültürlerinde 5 pasajı
gerçekleştirildi. Üretilen Virusun genotip doğrulaması yapıldı. Mikrotitrasyon yöntemi ve
plak test yöntemine göre DKID50’si belirlenen virusun; 5*10-1/0,1 ml, 5*10-2/0,1 ml,
5*10-30,1/ml, , 5*10-4/0,1 ml dilisyonları hazırlandı. O şap virusunun her bir dilüsyonundan
2’şer hayvanın dil epiteline 2’şer noktaya inokule edildi. 8 gün süreyle klinik kontrolleri
yapılan sığırların bu süre sonunda dil ve ayaklarında oluşan lezyonların değerlendirilmesi
yapılarak O tipi şap virusunun DKID50 değerlerine göre sığırlarda İD50 değerleri belirlendi.
49
A,O,ASIA-1 TİPİ ŞAP VİRÜSLERİNİN SÜSPANSE HÜCRE KÜLTÜRLERİNDE
ÜREME ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
Nedret ÇELİK, Veli GÜLYAZ, Himmet EKİCİ, Elif ÇELİK, Gencay ERGİN,
Ünal Parlak, Banu BAYRİ, Ali ÖZDEMİR, H. Ayhan SARDOĞAN, Ensar ŞAHİN,
Ömer ŞİŞMAN, Faruk YILDIZ, Sadık O. KARAÇAM
Şap Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Bu proje ile şap virüsünün süspanse hücre kültürlerinde üretimi esnasında pH
değişimi, canlı ve ölen hücre miktarlarının takip edilmesi ve kültür başlangıcından sonuna
kadar geçen zamanda 146S virüs partikül miktarı ve infektif titrelerin saptanarak hücre
kültürlerinde şap virüsünün üreme davranışının ortaya konulması amaçlandı.
ASIA-1, A ve O tipi şap virüslerinin BHK-21An30 hücre kültürlerine
inokulasyonlarını takiben 24 saatlik inkubasyon periyotlarında pH değerlerinin 7.20-7.30
arasında kaldığı ve bu pH değerleri arasında 24. saatlerde hücre kültürlerinde %100 CPE
oluşumları gerçekleştiği, aşı üretim formülasyonunda 146 S partikül miktarı esas alındığında
virüs süspansiyonlarının 3 kez dondurulup çözdürülmesi ile ASIA-1 için 24. saatte 0.31
µgr/mL’den 0.82 µgr/mL’e (%164), A Tipi için 0.44 µgr/mL‘den 1.81 µgr/mL’e (%311), O
Tipi için 0.29 µgr/mL’ dan 1.66 µgr/mL’e (%472) yükseldiği, 3 kez yapılan dondurma-
çözdürme işlemleri sonucu infektif titre değerlerinde artış olmadığı tespit edildi.
Sonuç olarak, dondurma-çözdürme yöntemi ile hücre içerisinde kalan besi yeri
ortamına salınamamış virüs partiküllerinin açığa çıkarılarak virüs süspansiyonlarındaki 146S
virüs partikül sayılarının arttırılması ile şap aşısı üretiminde önemli (olumlu) etki sağlayacağı
kanaatine varılmıştır.
50
ŞAP VİRUSLARININ (A, O, Asia-1) BHK-21 An30 VE BHK-21 An73 HÜCRE
HATLARINDA ÜREME ÖZELLİKLERİNİN SAPTANMASI
Neslihan TAŞÇENE, Banu Bayri ÖZBILGE, Sadık Onur KARAÇAM,
Veli GÜLYAZ, Mustafa HASÖKSÜZ
Şap Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Bu proje ile, BHK-21 An73 hücre kültürü ile BHK-21 An30 hücre kültürlerinin üreme
hızı, miktarı ve virus titresi üzerine etkilerinin araştırılması amaçlandı. Bu amaçla BHK-21
An30 ve BHK-21 An73 süspanse hücre kültürlerinde, hücrelerin üreme kinetikleri belirlendi.
Bu hücre kültürlerinde A TUR 11, O TUR 07 ve Asia-1/11 şap aşı suşlarının üretimi
gerçekleştirildi. BHK-21 An30 hücre kültürlerinin 7 günlük inkubasyon periyodu esnasında
monolayer formda 4. günde 1,3x106/ml hücre sayısıyla, süspanse formda ise 4. günde
4,1x105 hücre sayısı ile pik noktaya ulaşırken BHK-21 An73 kültürlerinde ise monolayer
formda 6. günde 2,2x106/ml hücre sayısına ulaşılırken, süspanse formda 3. günde 2,8 x105
hücre sayısına ulaştığı belirlendi. Süspanse BHK-21 An30 hücre kültürlerinde A, O ve Asia-
1 aşı virusunun üretimi sonrası 146S değerleri sırasıyla ortalama; 0,51 μg/ml, 0,18 μg/ml ve
0,16 μg/ml olarak saptanırken enfektif titreleri ortalama DKID50 106,87/ml, DKID50
106,22/ml ve DKID50 106,49/ml olarak belirlendi. Süspanse BHK-21 An73 hücre
kültürlerinde A, O ve Asia-1 aşı virusunun üretimi sonrası 146S değerleri sırasıyla ortalama;
2,11 μg/ml, 2,59 μg/ml ve 0,53 μg/ml olarak saptanırken enfektif titreleri ortalama DKID50
106,99/ml , DKID50 107,82/ml ve DKID50 106,37/ml olarak tespit edildi.
Sonuç olarak, aşı üretiminde kullanılan A, O ve Asia-1 aşı viruslarının BHK-21 An73
hücre kültüründe daha yüksek 146S ve enfektif titrede üreme gösterdiği ve bundan dolayı şap
aşısı üretiminde BHK-21 An73 hücre kültürlerinin kullanılmasının gerek üretim zamanı
gerekse maliyet olarak BHK-21 An30 hücre kültürlerinden daha uygun olduğu kanaatine
varılmıştır.
51
KÜMESTEN KESİMHANEYE SALMONELLALARIN
SAÇILIMININ MODELLENMESİ
Fadime TONBAK, Prof. Dr. Mehmet ÇALICIOĞLU,
Gökhan K. İNCİLİ, Osman KOÇ
Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Bu çalışmada, entegre broiler kümeslerinde bir günlük civciv aşamasından kesilip
paketleninceye kadar olan aşamalarda salmonella varlığı araştırılmıştır. Bu amaçla, bir ticari
broiler entegre firmasına ait kümeslerde, civcivlerin ilk haftasından itibaren her hafta kloakal
swap, altlık örnekleri (drag swab yöntemiyle), yem ve su numuneleri alınmıştır. Bu
hayvanların kesimhanede ilk olarak kesilmesi sağlanmış olup, askılanması sırasında kloakal
swaptan başlanmak üzere, tüy ıslatma sıvılarından, iç yıkama sıvılarından ve ambalaja
girmeden hemen önce karkaslardan örnekler alındı. Kümesten alınan kloakal swap
örneklerinde ilk hafta Salmonella spp. bulunmazken 2., 3., 4., 5. ve 6. haftalarda sırasıyla %
1.4, % 12.3, % 16.1, % 25.6 ve % 16,4 olarak etken bulunmuştur. Kesimhanede alınan
kloakal swapların % 18,6'inde etken tespit edilmiştir. Drag swaplardan alınan numunelerde
ilk hafta görülmeyen etken ikinci hafta % 22.2, üçüncü hafta % 8.33, dördüncü hafta % 12.5,
beşinci hafta % 12.5 ve altıncı hafta % 50 oranında tespit edilmiştir. Toplamda 40 adet su
numunesi ve 59 adet yem numunesi incelenmiş olup Salmonella yönünden pozitiflik
görülmemiştir. Tüy ıslatma sıvısından (tank) alınan numunelerin % 58.3'ü; iç yıkama
sularının % 15.4'i Salmonella yönünden pozitif tespit edilmiştir. Karkas analizlerinde ise 0.
dak. da % 66.7; 30. dak. da % 75; 60. dak. da % 66.7; 90. dak da % 25; 120. dak da %
55.6; 150. dak da % 33.3; 180. dak da % 66.7; 210. dak da % 66.7 ve 240. dak. da ise % 66.7
olarak Salmonella pozitifliği görülmüştür. Elde edilen tüm Salmonella İzolatlarının
serotiplendirilmesinde % 94.5 oranında S. İnfantis bulunmuştur. S. Liverpool % 2.3, S.
Kentucky % 2.3 oranlarında bulunurken S. Tumodi % 0.8 olarak tespit edilmiştir.
52
CLOSTRIDIUM BOTULINUM TİP C VE TİP D’NİN ELISA, MULTIPLEX PCR
VE DENEME HAYVANI INOKULASYONU/TOKSIN NÖTRALİZASYONU
METOTLARI İLE KARŞILAŞTIRMALI TESPİTİ
Dr. Serra TUNALIGİL, Dr. Seza N. ESKIIZMIRLILER, Mehmet ÖZDEN,
Dr. M. Lütfi AVSEVER, Doç. Dr. Süheyla TÜRKYILMAZ,
Doç. Dr. Bülent BOZDOĞAN
Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Bu çalışmada çiftlik hayvanlarında büyük kayıplara yol açan botulizm’in ELISA ile
Multiplex PCR metotları aracılığıyla tespiti ve bu metotların standart metot olan deneme
hayvanı inokulasyonu ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Özellikle sığır, koyun, keçi ve
kanatlı hayvanlar ile vahşi yaşamda tip C ve tip D botulizmin çok önemli olduğu
bildirilmiştir. Cl. botulinum nörotoksinleri ve etkeni açısından negatif mide-barsak içeriği ile
yem örneklerinin Cl. botulinum tip C ve D nörotoksinleri ve standart suşlarıyla farklı dilüsyon
seviyelerinde inokulasyonu gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında botulism şüphesiyle
kurumumuza getirilen mide-barsak içeriği ve yem örnekleri de çalışmaya dahil edilmiştir.
ELISA ile C ve D tipi nörotoksinler için minimum tespit limiti belirlenmiş;Multiplex PCR ile
Cl. botulinum genomunda C ve D tipi nörotoksinler için spesifik olan genlere yönelik
primerler kullanılarak ilişkili nörotoksin genleri saptanmıştır. Deneme hayvanlarında toksin
nötralizasyonu ile bu metotlar karşılaştırılmıştır. Sonuçta; ELISA testinde minimum tespit
limiti, toksin ile yapılan spayklamalarda daha düşük bulunmuştur. Bu açıdan ELISA testi
daha etkin görünmektedir. PCR çalışmaları sonucunda; Ön inkübasyon sonrası yapılan
çalışmalarda minimum tespit limiti 104 cfu/ml bulunmuştur.
53
KLOSTRİDİAL AŞILARIN POTENSİNİN BELİRLENMESİNDE FARE
TOKSİN NÖTRALİZASYON TESTLERİNE ALTERNATİF OLARAK
ELISA'NIN KULLANIMI
Dr. Ahmet ARSLAN, Dr. Zahide DİLİK, Dr. Mestan ÖZYER,
Dr. Nevin OKTAY, Şule YILMAZ
Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Cl. perfiringens α, β, ε, Cl. septicum α, Cl. novyi α ve Cl. tetani toksoidlerini içeren
inaktif klostridial aşıların potens testlerinde kullanılmakta olan TNT’ne alternatif olarak
ELISA metotlarının korelasyonu araştırılmıştır. Cl. perfiringens α için indirekt double sandviç
ELISA, Cl. perfiringens β, ε, Cl. septicum α ve Cl. novyi α için indirekt kompetatif ELISA ve
Cl. tetani için indirekt ELISA metotları kullanılmıştır. Çalışılan tüm klostridial
komponentlerde TNT ve ELISA metotları arasında kuvvetli bir korelasyon (Cl. perfringens α
için r=0,947; Cl. perfringens β için r=0,996; Cl. perfringens ε için r=0,952; Cl. novyi α için
r=0,977; Cl. septicum α için r=0,986 ve Cl. tetani için r=0,930) tespit edilmiştir (p<0.01).
Aynı pleytte paralel çift örnekler ile yapılan çalışmalarda, tüm komponentler için genellikle
%5 ve altında dağılım gösteren, birkaç sonuç hariç %10’u geçmeyen RSD değerleri elde
edilmiştir. Farklı konsantrasyonlarda 6 farklı serum örneğinin 6 farklı günde yapılan
tekrarlayan testlerinde, analizler arası %15’in altında CV alınmıştır. Aranan klostridial
komponentinin bulunmadığı mültikomponent serumlar üzerinde ELISA metotları ile yalancı
pozitif reaksiyon alınmamıştır. ELISA analizlerinde iki laboratuvar arasında yapılan
karşılaştırma testlerinde Cl. perfiringens α, β, ε, Cl. septicum α ve Cl. novyi α için kabul
edilebilir sonuçlar (p>0,05) elde edilmiştir. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlar; klostridial
aşıların potens testlerinde, standart in-vivo metotlar olan TNT yerine, immunoenzimatik
tabanlı in vitro ELISA metotlarının alternatif yöntemler olarak başarılı bir şekilde
kullanılabileceğini destelemektedir.
54
ORTA VE DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE COXİELLA
BURNETİİ’NİN ARAŞTIRILMASI
Yunus KILIÇOĞLU, A. Anıl ÇAĞIRGAN, Gülnur ATALAR,
Selma KAYA,Gülnur SAĞLAM, Yüksel DURMAZ, Yunus GÜR
Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Q fever sığır, koyun ve keçilerde abortlara neden olan ve insan sağlığını tehdit eden
zoonoz bir enfeksiyondur. Coxiella burnetii, zayıf yavru doğumu, infertilite ve mastitis gibi
ciddi sorunlara da sebep olmaktadır. Hastalığın bulaşmasında, enfekte hayvanların uterus
akıntıları, fötal sıvıları, idrar, dışkı, süt ve her türlü bulaşık ürünlerinin yanı sıra keneler de
önemli bir vektör görevi yapmaktadır. Süregelen epidemiyolojik çalışmalar Q Fever
enfeksiyonunun İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, İsrail, Kanada ve Yunanistan’ın da
içinde bulunduğu pek çok ülkede önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu göstermektedir.
Yapılan serolojik araştırmalar hastalığın ülkemizde de endemik olduğunu düşündürmektedir.
Bölgemizde hayvanlarda Q Fever konusunda ilk serolojik çalışma tarafımızca yapılmış olup
bu proje ise yine bölgemizde moleküler analiz ve izolasyona yönelik ilk çalışma
niteliğindedir.
Bu çalışma ile Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü sorumluluk sahasına giren illerden
(Samsun, Sinop, Ordu, Giresun, Trabzon, Amasya, Tokat, Sivas) Enstitümüze gelen atıklarda
ve aynı illerden toplanan kenelerde C. burnetii’nin varlığı araştırılmıştır. Toplam 270 adet
(171 sığır, 79 koyun, 20 keçi) abort materyalinin 8’inde (8 koyun abort materyali, % 2,96)
Trans-PCR yöntemiyle C. burnetii DNA’sı tespit edilmiştir. Toplam 254 adet (187 sığır, 54
koyun, 13 keçi) çiftlik hayvanından toplanan toplam 1069 adet (490 erkek, 579 dişi) kene
örneğinden 406 adet örnek havuzu oluşturulmuş ve bunlardan 11’i yine aynı yöntemle pozitif
bulunmuştur. Pozitif örnekler embriyolu tavuk yumurtasına ekilmiş ve etken izolasyonu
gerçekleştirilmiştir. ETY’lerin sarı keselerinden hazırlanan sürme preparatlar Giemsa ile
boyanmış ve etken gösterilmiştir. İzolatların sekans analizleri de yaptırılmış ve
değerlendirilmiştir.
Böylece Q fever enfeksiyonunun bölgemizde varlığı ortaya konmuştur. Elde edilen C.
burnetii izolatları daha ileri çalışmalara materyal teşkil edecektir. Q fever konusunda,
özellikle bölgemizle ilgili olmak üzere, literatür bilgisine katkı sağlanmıştır. Ayrıca devam
etmekte olan eğitim çalışmaları ile milli ekonomide ciddi anlamda kayıplara neden olan Q
fever enfeksiyonunun bu zararının indirgenmesi için katkı sağlanmaktadır. Bölgemizde
hastalığın varlığına dikkat çekilmiş olup saha eğitim çalışmaları Bakanlığımız Eğitim Yayım
Daire Başkanlığı desteğinde projeli olarak devam etmektedir. Bunun yanı sıra halk sağlığını
ciddi olarak tehdit eden Q fever enfeksiyonu ile mücadele için Bakanlığımız tarafından
yürütülecek olan koruma ve kontrol çalışmalarına katkıda bulunulacaktır. Enstitümüz Seroloji
Laboratuvarı bünyesinde rutin abort muayenelerinde Q Fever hastalığının ELISA ve Trans-
PCR yöntemiyle teşhis metodları uygulanabilir hale gelmiştir.
55
KOYUN VE KEÇİLERDE MYCOPLASMA AGALACTİAE VE
MYCOPLASMA MYCOİDES SUBSP. CAPRİ’ NİN KÜLTÜR,
PCR VE SEROLOJİK YÖNTEMLERLE TESPİTİ
Dr. Nurgül BİRBEN, Fatma TÜRKARSLAN AKBABA, Doç. Dr. Ayşe KILIÇ,
Prof. Dr. Hasan Basri ERTAŞ, Muhammed Fatih TURSUN,
Osman KOÇ, Dr. Aslıhan ARSLAN
Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Ruminantlarda birçok infeksiyondan sorumlu olduğu bilinen mikoplazmalar, özellikle
Avrupa ve Kuzey Amerika başta olmak üzere tüm dünyada sığır, keçi ve koyun
yetiştiriciliğinde büyük ekonomik kayıplara sebep olmaktadır. Stres, immun sistem
yetmezliği, yanlış antibiyotik tedavisi, hayvan nakliyatları, çiftleşme, infekte sperma ile suni
tohumlama mikoplazmozis vakalarının artmasında önem taşır.
Bu çalışmada, koyun ve keçilerde Bulaşıcı Agalaksi (Contagious agalactia)
hastalığının varlığını bakteriyolojik, moleküler ve serolojik yöntemlerle teşhis etmek
amaçlandı. Elazığ ve Malatya illerine ait koyun ve keçi sürülerinden toplanan 300 kulak svabı
bakteriyolojik ve moleküler yöntemlerle (Grup Spesifik PCR); 300 süt örneği moleküler
yöntemler (Spesifik PCR) ve 300 kan serumu da serolojik yöntemler (ELISA) ile incelendi.
Bakteriyolojik incelemede, 300 kulak svabının 87 (% 29)’ si Mycoplasma sp. pozitif
olarak değerlendirilirken; moleküler teşhiste ise, grup spesifik PCR sonucunda % 46.33
oranında Mycoplasma sp. pozitif bulundu. 139 Mycoplasma sp. pozitif kültür PCR
örneklerinin 69’ unda Mycoplasma agalactiae tespit edildi. PCR bulguları ile bakteriyolojik
bulgular karşılaştırıldığında, 52 kulak svabı örneğinde spesifik PCR metodu ile Mycoplasma
sp. pozitif bulunurken; bakteriyolojik incelemede negatif bulundu.
Moleküler teşhiste 300 süt örneğinde, spesifik PCR sonucunda % 45 oranında
Mycoplasma sp. pozitif bulundu. 135 Mycoplasma sp. pozitif süt örneğinin 99’ unda
Mycoplasma agalactiae tespit edildi.
Elazığ ve Malatya İllerinde Bulaşıcı Agalaksiya semptomları gösteren ve semptom
göstermeyen koyun ve keçi sürülerinden alınan kan serumları, M. agalactiae’ ya spesifik olan
ticari ELİSA kitinin prosedürüne uygun olarak işlendi. ELISA testi sonucunda 300 örnekten
10 (% 3.33)’ unda seropozitiflik tespit edildi.
Hastalığın tedavisinde uygulanacak en etkili antibiyotiğin seçimi için, koyun ve keçi
kulak svaplarından kültür sonucu izole edilen 87 pozitif izolatın antibiyotik duyarlılık testleri
yapıldı. En etkili iki antibiyotiğin Tulathromycin ve Tiamulin olduğu belirlendi. En az etkili
antibiyotik ise Trimethoprim/sulfamethoxazole ve Neomisin olarak saptandı.
Bu çalışmada, hasta ve sağlıklı koyun-keçi sürülerinde Mycoplasma agalactiae ve
Mycoplasma mycoides subsp. capri’ nin varlığı bakteriyolojik, moleküler ve serolojik
yöntemler ile araştırılmış ve başlıca hastalığa neden olan etkenin Mycoplasma agalactiae
olduğu tespit edilmiştir. Mycoplasma mycoides subsp. capri etkenine rastlanmamıştır. Sağlıklı
görünen ve hastalık belirtileri gösteren sürüler arasındaki Mycoplasma sp. taşıyıcı hayvan
oranları belirlenmiş ve sağlıklı sürülerdeki gerçek taşıyıcıların tespiti sağlanmıştır. Sağlıklı
sürüde asemptomatik taşıyıcıların bulunması durumu, etiyolojik etkenlerin yayılma riski
olduğunu düşündürmüştür.
56
BUZAĞI İSHALLERİNDE ROTAVİRUS VE CORONAVİRUS’UN
İMMUNFLORESANS, İMMUNOPEROKSİDAZ VE ONE-STEP
DUBLEKS RT-PCR YÖNTEMLERİYLE TEŞHİSİ
Bünyamin İREHAN, Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÖZKARACA,
M. Fatih TURSUN, Levent ŞENER
Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Elazığ ve yöresindeki ishalli buzağı örneklerinden Bovine Group A Rotavirus ve
Bovine Coronavirus etkenlerinin varlığının One-Step Dubleks RT-PCR, İmmunfloresans ve
İmmunoperoksidaz yöntemleriyle tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada Elazığ ve
yöresinde ishalli buzağılardan gaita örneği, ishal semptomları görülen ve ölen buzağılardan
ise gaita örneğiyle birlikte ince bağırsak örnekleri alındı. Gaita ve ince bağırsak örnekleri
One-Step Dubleks RT-PCR, İmmunfloresans, İmmunoperoksidaz yöntemleriyle incelendi. Bu
çalışma ile Ayrıca Rapid Test yöntemi ile Bovine Group A Rotavirus ve Bovine Coronavirus
etkenleri ile birlikte Cryptosporidium spp., E. Coli K99 ve Giardia spp. etkenlerininde teşhisi
amaçlandı.
İshalli buzağılardan alınan 127 adet gaita örneği One-Step Dubleks RT-PCR yöntemi
ile incelenmiş, 24 örnek Bovine Group A Rotavirus, 13 örnek Bovine Coronavirus ve 25
örnek her iki etken yönünden pozitif olarak tespit edilmiştir. Buna göre 127 gaita örneğinden;
One-Step Dubleks RT-PCR ile Bovine Group A Rotavirus %18.8, Bovine Coronavirus
%10.23 ve iki etken miks olarak %19.68 oranında saptanmıştır.
Rapid Test ile yapılan 127 adet gaita örneğinin incelenmesinde ise 22 örnek Bovine Group A
Rotavirus %17.32, 12 örnek Bovine Coronavirus %9.44 ve 23 örnekte her iki etken yönünden
%18.11 oranında pozitiflik tespit edilmiştir.
Sonuç olarak sunulan çalışma ile Elazığ ve yöresinde Bovine Group A Rotavirus ve
Bovine Coronavirus’un varlığı One-Step Dubleks RT-PCR, İmmunfloresans,
İmmunoperoksidaz ve Rapid Test yöntemleri birlikte kullanılarak ilk kez belirlenmiştir.
57
SIĞIR VE KOYUN ABORTLARINDA CHLAMYDOPHILA ABORTUS,
BRUCELLA ABORTUS VE BRUCELLA MELITENSİS’ İN REAL-TİME PCR
İLE TEŞHİSİ; ANTİJENİK DAĞILIMIN VE GELİŞEN
HÜCRESEL/HUMORAL BAĞIŞIKLIĞIN İMMUNOHİSTOKİMYASAL
OLARAK İNCELENMESİ
Osman KOÇ, Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÖZKARACA, Bünyamin İREHAN,
Ünal KILINÇ, Zülfüye KAPLAN, Doç. Dr. Songül ÇERİBAŞI,
Doç. Dr. Ali Osman ÇERİBAŞI, Doç. Dr. Ayşe KILIÇ
Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Sığır ve koyunlarda Brucellosis ve Cylamydiosis nedeniyle oluşan abortlarda ciddi
ekonomik kayıplar oluşmaktadır. Şöyle ki; ülkemizde ruminantlarda Brucellosis nedeniyle
%15-40, Chylamydiosis nedeniyle %6-14 oranında abort şekillendiği belirtilmiştir. Bu proje
ile Brucella abortus, Brucella melitensis ve Chlamydophila abortus’ un moleküler ve
immunohistokimyasal olarak teşhisleri, miks enfeksiyon durumları, antijenin fötusta dağılımı
incelenildi. Ayrıca hastalığın patogenezini anlama açısından fötusta etkene karşı gelişen
hücresel ve humoral bağışıklığın detaylı incelenmesi yapıldı.
Çalışmada toplam 64 örnek (31 sığır ve 33 koyun atık fötüsu) real time RT-PCR testi
ile incelenildi Koyun atık fötüs örneklerinin incelenmesi sonucunda 2 adet örnekte
B.melitensis, 1 adet örnekte B.abortus, 3 adet örnekte ise C.abortus, sığır atık fötüs
örneklerinden ise 3 adet B.abortus Applied Biosystems StepOneTM Real Time PCR cihazında
amplifiye edildi. İmmunohistokimyasal boyamalarda ise 4 örnekte B. abortus teşhis edildi ve
hücresel bağışıklığın sınırlı olduğu görüldü.
Bu çalışmada elde ettiğimiz sonuçlar; standardize edilmiş bir Real Time PCR testinin
aborta neden olan etkenlerden Brucella abortus, Brucella melitensis ve Chlamydophila
abortus etkenlerinin DNA’sının kısa sürede saptanması ve rutin teşhiste kolaylıkla
kullanılabileceğini göstermiştir.
58
SIĞIRLARDA İMMUNOHİSTOKİMYASAL YÖNTEMLE KULAK
DERİSİ BİYOPSİ ÖRNEKLERİNDE PERSİSTE BOVİNE VİRAL
DİARRHEA VİRUS ENFEKSİYONUNUN BELİRLENMESİ
Neslihan AKBULUT, Prof.Dr. M.Yavuz GÜLBAHAR,
Prof. Dr. Tolga GÜVENÇ, Ayhan GACAR
Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Bu çalışmada, Orta Karadeniz Bölgesi sığırlarında persiste Bovine Viral Diarrhea
(BVD) virusu enfeksiyonunun immunohistokimyasal ve ELISA yöntemleri kullanılarak
belirlenmesi amaçlanmıştır. Bir yaşına kadar olan 320 adet genç sığırlardan 21 gün ara ile
toplanan kan örneklerinde antijen-ELISA ve antikor-ELISA testleri yapılarak persiste enfekte
hayvanlar belirlenmiştir. Persiste ve akut enfekte kan serum örnekleri konfirmasyon amaçlı
RT-PCR tekniği ile de çalışılmıştır. Ayrıca kan örnekleri alınan hayvanların kulak derisinden
biyopsi örnekleri de alınarak formalinde fikse edilmiş dokuda immunohistokimyasal
yöntemle BVDV antijeninin varlığı gösterilerek her üç test sonucu karşılaştırılmıştır. Bu
şekilde bölgedeki persiste enfekte hayvanların belirlenmesi yanında, kulak derisi
biyopsilerinde immunohistokimyasal yöntemin BVDV şüpheli sürülerde, güvenilir teşhis
amacıyla laboratuvarımızda kullanım olanağı araştırılmıştır.
Toplanan kan serumlarında, Ag-ELISA testinde pozitif bulunup, Ab-ELISA testinde
negatif bulunanlar persiste enfekte olarak değerlendirilmiştir. ELISA test sonuçlarına göre, 5
adet hayvan persiste enfekte, 1 adet hayvan akut enfekte olarak bulunmuştur. 5 adet persiste
hayvana ait kulak deri örneklerinde antijenin varlığı immunohistokimyasal yöntemle de
gösterilmiştir. Akut enfekte hayvana ait kulak derisinde antijen varlığı görülmemiştir.
Çalışma sonuçları immunohistokimyasal yöntemin persiste BVDV hastalığının
teşhisinde, ELİSA testinin yanında güvenilir bir yöntem olduğunu ortaya koymaktadır.
59
TÜRKİYE’DE ATLARDA LEPTOSPİROZİS’İN
SEROEPİDEMİYOLOJİSİ
Erdinç ATABEK
Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Leptospirozis, Leptospira interrogans grubunda yer alan serotipler tarafından
oluşturulan, insanlarda grip benzeri, akut febril bir hastalıktan, sarılıkla seyreden, karaciğer,
akciğerler ve böbrekler gibi pek çok organı etkileyen, hayvanlarda ise hemoglobinemi, kan
işeme, sarılık, septisemi, anemi, abortus, agalaksi, mastitis gibi belirtilerle karakterize zoonoz
bir hastalıktır. Başta tropikal ve subtropikal iklim kuşağında yer alan ülkeler olmak üzere,
canlıların yaşadığı tüm bölgelerde oldukça yaygın olarak görülmektedir.
Leptospirozis Dünya’da ve Türkiye’de birçok hayvan türünü etkilediğinden önemli
ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Leptospira türlerinin insanlarda da ateş, baş ağrısı, kas
ağrısı ve ikterus gibi bozukluklara sebep oldukları bilinmekte ve hastalığın kontrolü dolaylı
olarak insan sağlığını da ilgilendirmektedir. Hastalığın zoonoz olmasından dolayı insan
sağlığı için oluşturduğu risk bu hastalığın önemini daha da arttırmaktadır.
Atlarda Leptospirozis çoğu zaman subklinik formda görülen akut–subakut seyirli, ateş,
iştahsızlık, sarılık, anemi, hemoglobinüri, abort ve tekrarlayan uveitis ile karakterize
infeksiyöz bir hastalıktır ve önemli kayıplara neden olabilmektedir
Bu çalışmada, 2011-2014 yılları arasında, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait
(TİGEM) at yetiştirme haralarından 625, Türkiye Jokey Kulübü’ne ait (TJK) yetiştirme ve
pansiyon haraları, aşım istasyonları, at hastaneleri ile hipodrom müdürlüklerinden 285, Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) il ve ilçe müdürlüklerinden 116 olmak üzere toplam
1.026 ata ait 2.058 kan serumu örneği incelenmiştir.
Örnekler, Leptospirozis'in teşhisinde Dünya’da altın standart metot olarak kabul edilen
Mikroskobik Aglutinasyon Testi (MAT) yöntemini kullanılarak altı Leptospira serotipi ile (L.
kirschneri Grippotyphosa Grippotyphosa type Moskva Moskva V, L. interrogans Australis
Bratislava Jez Bratislava, L. interrogans Canicola Canicola Hond Utrecht IV, L. interrogans
Sejroe Hardjo type Prajitno Hardjoprajitno, L. interrogans Pomona Pomona Pomona, L.
interrogans Icterohaemorrhagiae Icterohaemorrhagiae RGA) serolojik olarak test edildi.
MAT ile test edilen toplam 2.058 örneğin 577’si en az bir Leptospira serotipi ile 1/100 ve
üzerinde pozitif tespit edilmiştir. Pozitiflik oranı %28.04 olarak bulunmuştur.
60
MARMARA BÖLGESİNDE KOYUNLARDA GÖRÜLEN ABORT
VAKALARINDA VİRAL ETKENLERİN ARAŞTIRILMASI
Dr. Ahmet SAİT, Dr Züleyha PESTİL, Prof. Dr. Hakan BULUT
Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü
Özet
Bu projede Marmara Bölgesindeki koyunlarda görülen abort ve postnatal olgularda,
ülkemizde en önemli viral atık etkenleri olarak kabul edilen pestiviruslar, mavidil virus
(BTV) ve Akabane virus (AKAV) sero- ve viroprevalansının araştırılması ve bu viruslara
karşı tek adım multipleks tersine transkripsiyon-polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR)’nun
geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Marmara Bölgesinde 12 farklı ilde serum, abort ve
postnatal örnekler toplandı. Enzim ilintili immünosorbent deneyi (ELISA) neticesinde koyun
kan serum örneklerinin %67’sinde (800/1200) pestivirus, %38,7’sinde (465/1200) BTV ve
%0,08’inde (1/1200) ise AKAV spesifik antikorlar tespit edilmiştir. Pestivirus RT-PCR
neticesinde toplam 103 postnatal örneğin 23’ünde (%23,33) ve 178 atık fötus örneğinin ise
34’ünde (%19,10) pestivirus pozitifliği belirlenmiştir. Bu neticelere göre, RT-PCR ile toplam
281 klinik örneğin 57’sinde (%20,28) pestivirus pozitifliği saptanmıştır. Tek adım multipleks
RT-PCR ile test edilmeleri neticesinde ise toplam 281 klinik örneğin 53’ünde (% 18,86)
pestivirus RNA pozitifliği saptanmıştır. Gerek RT-PCR gerekse tek adım multipleks RT-PCR
teslerinde, incelenen klinik örneklerin hiç birinde, BTV ve AKAV spesifik RNA varlığı tespit
edilememiştir. Sonuç olarak, Marmara Bölgesinde abortlar ve postnatal ölümlerde
pestivirusların yüksek prevalansı belirlenmiştir. Bu sonuçlar dikkate alınarak, Marmara
Bölgesinde pestiviruslara karşı aşılama başta olmak üzere diğer kontrol-mücadele
metotlarının ivedilikle uygulanması önerilmektedir.
61
YAYGIN SALMONELLA SEROVARLARININ MOLEKÜLER
TEKNİKLER İLE TİPLENDİRİLMESİ
Dr. Elçin GÜNAYDIN, Uzm. Selahattin ŞEN, Prof. Dr. K. Serdar DİKER,
Dr. Derya KARATAŞ YENİ, Dr. ÖZLEM KARDOĞAN,
Yrd. Doç. H. Kaan MÜŞTAK, Özlem ŞAHAN, Mübeccel ZAFER
Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Özet
Bu çalışmanın amacı, Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü, Bakteriyolojik
Teşhis Laboratuvarı sorumluluğunda 2009-2011 yılları arasında Salmonella Prevalans
çalışması kapsamında, Kauffmann-White serotiplendirme şeması ile tiplendirmesi yapılan
toplam 907 Salmonella izolatının, serogrup Salmonella multiplex- PCR, Faz 1 Salmonella
multiplex-PCR ve Faz 2 Salmonella multiplex-PCR kullanarak sahada yaygın olarak sirküle
olan Salmonellla serovarları için dizayn edilen primerler ile maksimum 2-3 gün gibi kısa
sürede, düşük maliyetle tiplendirmesini yapabilmektir. Bu çalışmayla, konvansiyonel
yöntemle faz 1 ve faz 2 antijenlerinin eş zamanlı sergilenmemesi sonucunda ekstra
laboratuvar iş yükü, olası çarpraz reaksiyonlar sebepli ekstra antiserum harcanması
dolayısıyla yaşanılan zaman kaybı ve yüksek maliyetin üstesinden gelineceği öngörüldü.
Çalışmada kullanılacak primerler ile 907 izolatın % 29.32’sinin (266 izolat; 15 farklı serovar)
üç antijenik yapısı da tam olarak identifiye edilip, isimlendirilebilmiştir. İncelenen izolatların
somatik, flagellar 1 ve flagellar 2 antijenlerinin sırasıyla; %54.56 (490), %90.95 (825) ve
%78.94 (716)’ü tespit edilebilmiştir. İzolatların en % 50’sinin tam olarak isimlendirilebileceği
öngörülmüştür ancak S. Infantis ve S. Mbandaka suşarında somatik antijeni amplifiye eden
primer olmasına rağmen somatik antijen tespit edilememiştir. Bu suşlar ribtiplendirmeye
alınmıştır. Konvansiyonel seroloji, multiplex-PCR ve ribotiplendirme değerlendirildiğinde;
ribotiplendirme ve multiplex-PCR’ların gold standart metoda destek metodlar olarak
kullanabileceği tespit edilmiştir. Özet olarak; çalışmada mevcut olan primerler sadece sahada
yaygın olan serovarların somatik, faz 1 ve faz 2 antijenlerine spesifik oldukları için tüm
serovarları identifiye etmekte yetersiz kalmıştır. Sonuç olarak ucuz, hızlı ve duyarlı metot
olan mPCR’ların belirli somatik, flagellar 1 ve 2 antijenlerinin tespitinde konvansiyonel
serolojik yönteme destek olarak kullanılabileceği kanısına varılmıştır.
62
EGE BÖLGESİ KANATLILARINDAN İZOLE EDİLEN SALMONELLA
TÜRLERİNİN ANTİBIYOTİK DİRENÇLİLİKLERİNİN FENOTİPİK
VE GENOTİPİK KAREKTERİZASYONUNUN ARAŞTIRILMASI
Dr. Fethiye ÇÖVEN, F. Belgin AŞIKLAR, Prof. Dr. İhsan YAŞA,
Ercüment ERTUNÇ, Dr. Nejdet ÇÖVEN, Selahattin ŞEN
Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Bu projede, bölgemizde bulunan evcil kanatlılardan 2012-2014 yılları arasında toplam
1345 numuneden örnekler alınarak 81 Salmonella izolasyonu ile geniş bir popülasyon
üzerinde çalışılmıştır. Çalışmalarda Salmonellaların serotip tayini yapılmış ve izolatlar
S. Infantis %25.93(21), S. Entritidis %18.52(15), S. Kentucky %12.35(10), S. Gallinarum ve
S. Mbandaka %7.40(6), S. Virchow %6.17(5), S. Anatum %4.94(4), S. Corvallis,
S. Liverpool ve S. Schwarzeground 2.47%(2) ve S. Albani, S. Bredeney, S. Escberg, S.
Hadar, S. Muenchen, S. Orion, S. Senftenberg, S. Tennessee %1,23(1) olarak saptanmıştır.
Tüm izolatların antimikrobiyal duyarlılıkları test edilmiş ve direnç oranları sırasıyla
Erytromycin’e % 100, Tylosin’e % 100, Tilmicosin’e % 97.53, Penicilin G’ ye % 90.12,
Neomisin’e % 79.01, Tetrasiklin’e % 56.79, Enrofloxacin’e % 53.09,
Sulphamethoxazole/Trimetoprim’e % 29.63, Amoxycillin’e % 24.69, Colistin Sulpahte %
24.69, Ceftiofur’a % 9.88, Florfenicol’e % 9.88, Gentamisine % 2,47 olarak belirlenmiştir.
Sonuç olarak izole edilen Salmonella suşlarında antibiyotik direnç oranlarının yüksek olduğu
ve dominant serotipin S. Infantis olduğu ortaya konmuştur.
Salmonella türlerinde antibiyotik dirençliliği ile ilgili sınıf I integraz geni plazmidlerde
%76.39 ve genomik DNA da ise %74.43 oranında bulunmuştur. 48 strainin (% 59,2 ) integraz
enzimini hem plazmid hemde kromozomda taşıdığı belirlenmiştir. 15 strainin (%18,5) ise
sınıf I integron içermediği gösterilmiştir. Bu türlerin dirençliliklerinin mekanizması diğer
direnç mekanizmaları ile (atım pompaları, hedefin değişmesi, plazmid kaybı ) olabilmektedir.
Korunmuş bölgelerin genomik ve plazmid DNA’sı ile yapılan PCR sonucunda 200-
3000 bp uzunlukta değişen PCR ürünleri alınmıştır. 1000 bp PCR ürünleri genomik DNA
içinde% 77.5 ve plazmid DNA’sında ise % 83,01 ile en fazla rastlanan fragment olmuştur.
Sınıf 1 İntegraz fragmenti rastlanamayan 11 türde ise gen kasetlerine rastlanamamıştır.
63
TÜRKİYE’DE KÜLTÜRÜ YAPILAN LEVREK, ÇİPURA VE
ALABALIKLARDA BAZI ÖNEMLİ ZOONOTİK
BAKTERİLERİN YAYGINLIĞININ ARAŞTIRILMASI
Dr. Seza ESKİİZMİRLİLER, Dr. Meriç Lütfi AVSEVER, Mustafa TÜRE,
Mehmet ÖZDEN, Uzm. Necdet AKKOCA, Dr. Serra TUNALIGİL,
Hacı SAVAŞ, Ahmet MEFUT, Nesrin EMRE
Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Bu projede, Türkiye’ deki gökkuşağı alabalığı, levrek ve çipura işletmeleri, başta
Mikobakteri türleri (Mycobacterium marinum, Mycobacterium chalonae, Mycobacterium
fortiutum) olmak üzere bazı zoonotik balık bakterileri (Nocardia spp., Edwardsiella tarda,
Vibrio vulnificus, Vibrio alginolyticus, Vibrio parahaemolyticus, Streptococcus iniae,
Lactocoocus garviae, Micrococcus lylae, Aeromonas hydrophila, Plesiomonas shigelloides,
Erysipelotrix insidiosa, Escherichi acoli, Salmonella spp., Raoultella ornithinolytica,
Pseudomonas spp. ve Stenotrophomona smaltophilia) yönünden araştırılmıştır. Materyal
olarak bu işletmelerden sağlanan 1050 balık kullanılmıştır.
Yapılan bakteriyolojik muayenelerde Türkiye’nin Milas ilçesinde birbirine yakın iki
işletmeden sağlanan 60 balıktan (30 levrek, 30 çipura) Mycobacterium marinum izole
edilmiştir. Çalışmada izole edilen diğer zoonotik balık bakterileri Lactococcus garvieae
(gökkuşağı alabalıklarından), Vibrio alginolyticus ve Vibrio vulnificus (levreklerden)
olmuştur.
Bu çalışma ile Ege denizinin Güneyinde yer alan Milas ilçesindeki levrek-çipura
stoklarının M. marinum yönünden kontamine olduğu ilk kez tespit edilmiş, hastalığın bulaşıcı
ve zoonotik yönüne dikkat çekilmiştir.
64
GÖKKUŞAĞI ALABALIKLARINDA İNFEKSİYÖZ PANKREATİK NEKROZ’UN
PATOGENEZİSİ ÜZERİNE DENEYSEL BİR ARAŞTIRMA: APOPTOZİS VE
TİP 1 İNTERFERONLARIN İNNATE (DOĞAL) BAĞIŞIKLIKTAKİ ROLÜ
Emre ÖZAN, Prof. Dr. Nihat TOPLU, Prof. Dr. Tuba Çiğdem OĞUZOĞLU,
Doç. Dr. Harun ALBAYRAK, Yrd. Doç. Dr. Erkmen Tuğrul EPİKMEN,
Prof. Dr. Yılmaz AKÇA, Emrah İPEK, Ayşe Nur AKKOÇ
Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Enfeksiyöz Pankreatik Nekroz (IPN), değişik balık türlerinde pankreasın nekrozu ile
karakterize, akut, bulaşıcı, sistemik viral bir hastalıktır. Etken, RNA grubundan
Aquabirnavirüs ailesinde IPN virusu (IPNV)’dur. Horizontal ve vertikal bulaşmaya sahip
IPNV yavru salmonid balıklarda yüksek mortaliteye, yaşın ilerlemesiyle düşük mortliteye ve
anaçlar da subklinik hastalığa neden olur. Bu çalışma ile, Türkiye’deki bir alabalık
işletmesinden izole edilen IPNV izolatı ile deneysel enfeksiyon gerçekleştirilerek;
alabalıklarda, doğal bağışıklıkta önemli yeri olan virus-konakçı hücre ilişkileri
(interaksiyonları)’nde interferonların ve apoptozisin rolü araştırılmıştır. Bu amaçla deneysel
enfeksiyonu takiben, enfekte dokularda histopatolojik değişiklikler incelenmiş ve viral
antijenin (immunoperoksidaz) lokalizasyonu belirlenmiştir. Hastalığın patogenezisinde
apoptozisin ve tip 1 interferonların rollerini belirlemek amacıyla, apoptotik hücrelerde DNA
kırılmalarını ortaya koyan TUNEL (terminal deoxynucleotidyl transferase nick end labelling)
metot doku kesitlerinde uygulanmıştır. Yine, doku kesitlerinde caspase-8,-9 markırları
(immunoperoksidaz yöntemle) ile apoptozisin indüklenme yolları belirlenmiştir.
Antiapoptotik markır bcl-2 (immunoperoksidaz yöntemle) ile apoptozise direnç gösteren
hücreler belirlenmiştir. Apoptozisin yanı sıra doğal bağışıklıkta önemli rolleri olan
interferonların (interferon-α1) IPNH’nin patogenezisindeki rolleri ve apoptozis ile ilişkisi
araştırılmıştır.
65
BAL ARILARINDA NEONİCOTİNOİD GRUBU INSEKTİSİDLERİN
TOKSİKASYONLARININ ARAŞTIRILMASI
Hasan Hüseyin ÜNAL, Alper SEZGİN, Erol KABİL
Tülay BAKIREL, Devrim OSKAY
Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Özet
Neonicotinoid grubu insektisidler ülkemizde tarımsal üretimde patates gibi sınırlı
sayıda ürünün haşere v.b. zararlılarıyla mücadele için ruhsatlı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca
ayçiçeği, pamuk, mısır gibi arıların çokça faydalandığı ve polinasyon sağladığı ürünlerde de
zararlılarla mücadele için ruhsat dışı olarak kullanıldığı belirtilmektedir. Bu alanlarda
meydana gelen arı ölümleri ve koloni kayıplarında imidocloprid gibi neonicotinoid sınıfı
pestisidlerin etkisinin iyice araştırılması talep edilmektedir.
Neonicotinoid sınıfı insektisidler haşerelerin merkezi sinir sistemi üzerine etkilidirler,
memeliler için ise daha düşük toksisiteye sahiptir. Neonicotinoidler tüm dünyada en yaygın
kullanılan insektisitler arasında yer alır, fakat son zamanlarda bu sınıfın üyelerinden bazıları
bal arılarının koloni çökertme hastalığı ile ilgili olarak bazı ülkelerde kullanımı
sınırlandırılmıştır. İşçi arıların kolonideki larvaların beslenmesi görevini aksatmasına ve arıların yön
bulma yeteneklerini kaybetmesine neden olarak Colony Collapse Disorder yol açtığına
inanılır. Bir arı paraziti olan Varroa destructor da bu hastalıkla ilişkilendirilmektedir.
2009 yılında arıların kayıplarıyla ilgili belgeler, neonicotinoidler ile bal arılarının
koloni çökertme hastalığı (CCD) arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir.
Bu araştırmada neonicotinoidlerin özellikle ayçiçeği, mısır ve pamuk yetiştiriciliği gibi
illegal kullanılması muhtemel alanlarda arı sağlığı üzerindeki etkileri incelenmiş olup
kesinlikle arılar için toksik olduğu tespit edilmiştir.
66
T.C.
GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü
DEVAM EDEN PROJELER
67
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Ektima Aşı Virusunun Koyunlarda Şap Aşısına Karşı
Oluşacak İmmunite Üzerine Etkisinin Belirlenmesi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16A07/P02/68
Proje Lideri Veli GÜLYAZ
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2017
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 – 01.02.2016
Proje Özeti
Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanlarda ciddi verim düşüklüklerine yol açarak büyük
ekonomik kayıplar yaratan yüksek derecede bulaşıcı viral bir hastalıktır. Şap Hastalığı’nın
endemik olduğu ülkelerde hastalık ile mücadelede en temel yöntemlerden biri aşılamadır.
Türkiye’de hastalıkla mücadelede uzun yıllardan beri aşılama önemli bir yer tutmaktadır.
Ülkemizde Şap hastalığı ile mücadelede trivalan ve tetravalan (A,O ve asia-1) şap
aşıları ilkbahar ve sonbahar aşıları kampanyaları şeklinde yoğun olarak kullanılmaktadır. Şap
aşılarının bağışıklık verme güçleri aşıların içine konan virüs tiplerinin mikrogram cinsinden
miktarlarına göre değişmekle birlikte özelikle immun sistemi uyarıcı adjuvant çeşitlerinin
etkileride önemli yer tutmaktadır. Bu proje ile halen üretimi yapılan şap aşılarının ektima
virusunun immun sistemini uyarıcı gücünden faydalanarak sığır, koyun ve keçilerde bağışıklık
düzeyini arttırmak amacıyla planlanmıştır.
Bu amaçla şap aşıları koyunlara gerek farklı yerlerden gerekse kombine edilerek uygulanacak
oluşacak bağışıklık düzeyi saptanacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:-
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler:-
5. Bütçe Harcamaları Özeti: -
68
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Kullanımda Olan Şap Aşılarının Çoklu Adjuvant ile
Güçlendirilmesi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/69
Proje Lideri Dr. Can ÇOKÇALIŞKAN
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2017
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 – 01.02.2016
Proje Özeti
Şap hastalığı ile mücadelede en önemli yöntemlerden biri aşılamadır. Günümüzde ticari
olarak kullanılan şap aşıları inaktif bütün virion ile hazırlanmakta olup, bu antijenin
immunojenitesi düşüktür. Bu nedenle çeşitli adjuvantlar denenmiş olup, günümüzde yağ
adjuvantlar kullanılmaktadır. Ancak yine de uzun süreli ve güçlü bir yanıt elde edilmesi zordur.
Sadece şap aşısında karşılaşılmayan bu sorunu gidermek için çoklu adjuvant sistemleri
çalışılmaktadır. QS-21’in ve CPG-ODN’lerin (Fogg 2007) kullanıldıkları aşılara karşı oluşan
immun yanıtı arttırdıkları çeşitli araştırmalarda kanıtlanmıştır. QS-21 suda çözünebilen Quillaja
saponaria adlı ağacın gövdesinden elde edilen bir saponindir. QS-21’in hücresel ve humoral
immun yanıtı birlikte arttırdığı tespit edilmiştir. Bu konuda bir diğer yönelim CPG motiflerinin
kullanılmasıdır. Bakteri DNA’sının yapısı taklit edilerek doğuştan gelen immun yanıt
uyarılarak etkisini gösteren CPG motifleri,metillenmemiş sentetik oligonükleotitlerdir. Bu
çalışmanın amacı QS-21 ve CPG oligonükleotitlerinin birlikte ve ayrı ayrı yağ adjuvanlı şap
aşısına eklenerek aşının bağışıklık gücünde nasıl bir değişikliğe neden olduğunun
gösterilmesidir. Ayrıca iki yeni ticari yağ adjuvantın bağışıklığa etkisi incelenecektir.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Çalışmada kullanılacak kimyasal, biyolojik
ve diğer malzemeler ile ilgili fiyat araştırması yapılmaktadır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler:-
5. Bütçe Harcamaları Özeti: -
69
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Damızlık Atlarda, Ülkesel Düzeyde West Nile Virus
Serosurvey'i
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/70
Proje Lideri Dr. M. Fatih BARUT
Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Projenin bu döneminde 2000 adet damızlık 3000 adet sahadan toplanan serum örneği
önce tüm antikor tiplerini test eden competitive ELISA ile test edilmiş ardından akut vakaların
tespiti amacı ile pozitif örneklere IgM ELISA yapılmıştır. Damızlık Atlara ait Pozitif bulunan
örnekler VNT ile konfirme edilmiştir.
Sahadan toplanan 3000 adet örneğin ait olduğu mahalle ve köylere ait coğrafi
koordinatları bulunarak kaydedilmiştir.
Bir sonraki dönemde bu koordinatlar ve test sonuçları GIS programına girilerek
sonuçlar analiz edilecek ve proje sonlandırılacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Analiz aşamasındadır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler:-
5. Bütçe Harcamaları Özeti: Çalışmalar için gereken kitler Proje ortağı olan İtalya
Zooproflactica Enstitüsünden temin edilmiş olup harcama yapılmamıştır.
70
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Küçük Ruminantlarda Görülen Abortlarda Border
Disease Enfeksiyonunun Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A07/P02/71
Proje Lideri Dr. Mehmet EKİK
Yürütücü Kuruluş Konya Veteriner Kontrol Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Koyun; ekonomilerinde hayvancılığın önemli yeri olan ülkelerde, et, süt, yapağı ve
deri verimi basta olmak üzere birçok amaç için yetiştirilen bir çiftlik hayvanıdır. Koyun
yetiştiriciliği, iklim ve tabiat şartlarına göre, teknik ve ekonomik imkânlar ölçüsünde büyük,
orta, küçük sürüler veya birkaç başlık gruplar halinde yapılmaktadır. Küçükbaş hayvancılıkla
uğraşan büyük işletmelerde abortlar sonucu hedeflenen kuzu miktarına (dolayısı ile koyun
sayıları) ulaşılamamaktadır. Abortların nedeninin incelenmediği ve buna yönelik bir kontrol
programı oluşturulmadığı için de hayvan sayısı gün geçtikçe azalmaktadır.
Border Disease Virusu (BVD) koyunlarda ve keçilerde transplasental enfeksiyonlara
neden olabilen viral etkenler arasında yer almaktadır. Gebe koyunlar ile bunların fötusları
BDV’nin biyotipine ve fötusun immun yanıt oluşturup oluşturamamasına bağlı olarak bu
enfeksiyondan farklı derecelerde etkilenir. Border Disease Virus enfeksiyonunda; embriyo
ölümü ve rezorbsiyonu, fötal mumifikasyon, merkezi sinir sistemi bozuklukları, kongenital
anomaliler, abortlar, "Hairy shaker" görünümlü veya normalden düşük doğum ağırlığına sahip
kuzu doğumları, canlı doğan kuzuların 2–3 gün içerisinde ölmeleri gibi sonuçlar ile
karşılaşılabilmektedir.
Bu araştırmada, Türkiye genelinde abort problemli küçükbaş sürülerinde akut ya da
subklinik BDV enfeksiyonunun varlığının araştırılması, varsa PI hayvanların tespit edilmesi,
abort olaylarında BDV’nin rolünün belirlenmesi, tespit edilecek PI hayvanların sürüden
uzaklaştırılması sonucu BDV enfeksiyonundan kaynaklanan ekonomik kayıpların azaltılması
hedeflenmiştir. Bu amaçla toplanacak kan serumu örnekleri BDV’ye karsı oluşan antikor
varlığı yönünden indirekt ELISA ile incelenecek, lökosit ve doku örneklerine BDV antijen
varlığını tespit etmek amacı ile ELISA uygulanacak, viral genom varlığı ise RT-PCR ile
araştırılacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Proje 01.01.2016 tarihinde başladığı için
her hangi bir faaliyet gerçekleştirilmemiştir.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Projede görevli olan Konya Veteriner Kontrol
Enstitüsünde görevli Biyolog Murat YILDIRIM’ın yerine Biyolog Mustafa Emin ÖZ’ün
görevlendirilmesi önerilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
71
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Endüstriyel Boyutta Şap Aşısı Üretiminde Serumsuz
Vasat Kullanımı
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/72
Proje Lideri Şükran YILMAZ
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanlarda görülen çok bulaşıcı viral bir hastalıktır. Hastalık
etkeni Picornaviridae ailesi Aphthovirus cinsinden tek iplikcikli küçük bir RNA virüsü olan şap
virüsüdür. Hastalıkla mücadelede kullanılan etkili yöntemlerden biri de aşılamadır. Şap aşısı,
hücre kültürlerinde üretilen şap virüsünün inaktive edildikten sonra adjuvan ilavesi ile
hazırlanan inaktif aşılardandır.
Günümüzde endüstriyel düzeyde şap aşısının üretiminde yaygın olarak süspanse kültür
sistemlerine adapte BHK 21 hücreleri kullanılmaktadır. Bu hücre kültür ortamlarının yaklaşık
%10’nu serum oluşturmaktadır. Serum zengin içeriği nedeniyle hücrelerin üremesini
uyarmaları, koruyucu etkileri gibi birçok olumlu katkılarının yanı sıra hayvansal kaynaklı
olmalarından dolayı istenmeyen kontaminantların ve hastalıkların taşıyıcısı olmaları büyük
dezavantajdır. Ayrıca, teminindeki güçlükler, seriden seriye değişebilen üretim farklılıkları ve
yüksek maliyeti de diğer dezavantajlarıdır. Bu sorunlar nedeniyle son yıllarda biyolojik
maddelerin üretiminde serumsuz besin ortamları geliştirilmiştir. Büyük hacim rekombinant
protein ve monoklonal antikor üretimlerinde serumsuz besin ortamları kullanılmakta olup şap
aşısı gibi endüstriyel düzeydeki viral aşıların üretiminde henüz yaygın değildir.
Çalışmamızda BHK 21 hücresi öncelikle monalayer kültür sisteminde, devamında
süspanse kültürde serumsuz vasata adaptasyonu sağlanarak 3000 litre hacimli biyoreaktörlerde
üretimi ve yine serumsuz vasatlı ortamda aşı virüsü üretimleri yapılacaktır. Bu proses süresince
alınan numunelerde hücre ve virüs etkinliği kontrol testleri yapılacaktır
Bu amaçla bu çalışmada, Enstitümüzde şap aşısının üretiminde kullanılan BHK 21
hücre kültürünün serumsuz ya da en azından %1 serumlu besin ortamında üretilmesi ve böylece
hem üretim prosesinde karşılaşılan güçlükler, serum kaynaklı sorunların en aza indirgenmesi
hem de maliyetin düşürülmesi amaçlanmıştır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Proje çalışma takvimi çerçevesince proje hazırlık çalışmalarına başlanmış
ve devam etmektedir.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler:- 5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
72
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Şap Aşısı Üretiminde Purifikasyon Prosesi Sonrası
Yapısal Olmayan Protein (NSP) Varlığı ve Düzeyinin İn
Vitro Olarak Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/73
Proje Lideri Dr. Beyhan SAREYYÜPOĞLU
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2019
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Şap Hastalığı’nın Türkiye gibi endemik olduğu ülkelerde hastalık ile mücadelede
başlıca yöntemlerden biri purifiye inaktif sap virusu aşıları ile aşılamadır. Bunun yanında virus
dolaşımının izlendiği rutin serosurveyler ve hayvancılık işletmelerinde biyogüvenlik
uygulamaları diğer mücadele yöntemleri arasında yer alır.
Şap aşısı üretiminde purifikasyon prosesi ile virusun NSP proteinleri giderildiğinden
dolayı şap aşıları ile aşılanan sürülerde şap virüsünün sadece yapısal proteinlerine (structural
proteins, SP) karşı antikor yanıtı elde edilmektedir. Ancak şap enfeksiyonu sonrası, yapısal
proteinlerin yanı sıra yapısal olmayan proteinlere (non-structural proteins, NSP) karşı da
antikor oluşmaktadır. Bu prensipten yola çıkılarak enfekte hayvanı aşılı hayvandan ayıran
DIVA (differentiating infected from vaccinated animals) serolojik testler geliştirilmiştir.
Sahadaki virüs sirkulasyonun DIVA tanı sistemleri ile izlendiği serosurveylerin başarısı
açısından üretilen şap aşısının NSP proteinleri içermemesi bir nevi marker aşı olması ayrı bir
önem arz etmektedir. Bu nedenle üretilen şap aşılarının NSP’ler yönünden incelenmesi
gerekliliği OIE’de yer almıştır. Bu inceleme aşı üretim prosesi bittikten sonra in vivo-hayvan
denemeleri ile NSP antikor yanıtına bakarak yapılmaktadır.
Bu çalışmada; şap aşısı üretim prosesinde purifikasyon ve formülasyon sonrası aşı
antijen örnekleri hazırlanacak yeni bir ticari kit kullanılarak NSP antijen varlığı ve düzeyi
açısından incelenecektir. Purifikasyon ve formulasyon sonrası toplanan örnekler ile test
metodunun detection limiti tespit edilecek ve aşı antijen örneklerinde NSP puritesi kontrol
edecek ve üretim prosesi sırasında kullanılacak yeni testin standandardizasyonu yapılacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Kit temin edildi (Eylül 2015).
Şap aşı üretimi devam ettiği sürece numune toplamasına devam edildi (Mayıs 2015-
devam ediyor). Numuneler daha sonra çalışılmak üzere -80 C’de stoklanmaktadır.
Çalışmada kullanılacak aşı antijen numunelerinin aşı üretiminin hangi aşamalarından
toplanacağına karar verildi (Aralık 2015).
Temin edilen kit ile 3 defa test yapıldı çalışmalar devam etmektedir (Eylül 2015-).
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: -
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
73
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Şap Hastalığında Gebe İneklerde Uygulanacak Farklı
Aşılama Takviminin Buzağıların Maternal İmmunitesi
Üzerine Etkisi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/74
Proje Lideri Dr. Beyhan SAREYYÜPOĞLU
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2019
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Gebelik döneminde uygulanacak aşılama takvimi yeni doğan hayvanların maternal
antikorları üzerinde önemlidir. Ancak Türkiye’de hastalık açısından bilgi ve algı eksikliği
nedeniyle gebe hayvanların aşılanma takvimi değil aşılanması konusunda bile ciddi bir boşluk
mevcuttur.
Ruminantlarda syndesmochorial plasenta yapısı nedeniyle anneden yavruya gebelik
döneminde antikor aktarımı olmadığından yeni doğanın hastalıklara karşı direnci için kolostral
immunite çok elzemdir. Ancak yeni doğanın bu kolostral antikorlar nedeniyle uygulanacak
aşılara karşı immun reaksiyon vermediği maternal interferens sorunu nedeniyle ülkemiz gibi
hastalığın endemik ve aşılamanın mücadele stratejisi olduğu yerlerde genç hayvanlarda optimal
şap aşısı uygulanma yaşı cevaplanması gereken önemli bir soru işareti olmuştur.
Bu çalışmada; gebelik periyodunca uygulanacak aşılama takviminin yeni doğan
hayvanların maternal immunitesi üzerine etkisi incelenecek ve gebelere uygulanacak şap aşıları
için en uygun rutini araştırılacaktır. Ayrıca projede doğacak yavrular en az 7 ay süreyle
izlenerek maternal interferens –genç hayvanların optimum aşılanma yaşı incelenecektir.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Çalışmanın yapılabileceği yer konusunda görüşmeler gerçekleştirildi.
Öncelikle Lalahan Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve Eğitim Merkezinde hayvan
deneme grupları oluşturuldu. Örnekleme tarihleri belirlendi. Polatlı TİGEM ile de
görüşme yapılacaktır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Personel: Çalışma araştırma ekibinde yer alan isimlerden Veteriner Hekim Abdullah Arslan
ve İbrahim Hancı’nın projeden çıkarılması, Lalahan Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve
Eğitim Merkezinde görevli Veteriner Hekim Tuncay Çökülgen’in projede yer alması
konusunda değişiklik önerilmektedir.
Bütçe: Daha önce 60.000 olarak önerilen proje bütçesinin yem giderleri ve gerekirse hayvan
tazmini için proje bütçesinin 40.000 TL ek yükseltilmesi önerilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
74
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Şap Hastalığı A Serotipine Karşı Geniş Kapsamlı Aşı
Suşlarının Virus Nötralizasyon Testi ile Belirlenmesi ve
Alternatif In-Siliko Metot Geliştirilmesi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/75
Proje Lideri Ayşegül KUDU
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Şap virüsü serotipleri; A, O, C, Asia 1 ve SAT 1, 2, 3 olup, ülkemizde ise A, O ve Asia
1 virusları görülmektedir. A serotipi, genetik ve antijenik olarak en çok farklılık
göstermektedir. Şap hastalığının kontrolü için dünyanın birçok yerinde inaktif Şap aşısı
kullanılmaktadır. Aşılama programının başarısı için, en önemli faktör kullanılan aşının kalitesi
olarak belirlenmiş olmasına rağmen, aşının etkinliği için aşı suşunun ve saha suşunun antijenik
olarak uyumlu olması çok daha önemli ve gerekli bir kriterdir. Antijenik farklılıkların
belirlenmesi için önceleri in-vivo çapraz koruma çalışmaları yapılmıştır. Ancak serolojik
testlerin kullanılabilirliğinden sonra bu testler, oluşturulan hipotezlere dayanan antijenik
karşılaştırma için kullanılmıştır. Bazı serolojik testlerde, aşılanan hayvanlardan ve saha
virusları ile enfekte hayvanlardan serum numuneleri toplanarak antikor titreleri belirlenmiştir.
Saha virusu ile aşı virusu arasındaki antijenik yakınlığı en kesin belirleyen ‘r1 değeri’
(relationship value), serolojik testler kullanılarak elde edilen titrelerin oranlanması ile
hesaplanabilir. Virus nötralizasyon testlerinde (VNT) önemli değişimler bildirilmesine rağmen
varolan aşı suşlarının uygunluğunun değerlendirilmesinde, VNT kullanılarak saha suşlarının aşı
suşlarına yakınlığının antijenik analizleri önemli bir rol oynar. Serolojik test metotları
kullanılarak Şap virusu yapısal protein antikorları arasındaki antijenik farklılıklar ölçülebilir ve
böylece aşı suşu ve saha suşu arasındaki aşı uygunluğu tahmin edilebilmektedir. Ancak
VNT’de değişmelerin olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Şap virusu A serotipi
suşlarındaki antijenik olarak meydana gelen değişimler genetik dizi analizleri kullanılarak
antijenik farklılıklar tahmin edilebilir ancak aşı uygunluğu için bu bilgiler güvenilir değildir.
Projemizde, Dünya Referans Laboratuvarı, VNT aşı eşleştirme metodunun laboratuvarımıza
transfer edilmesi, geniş bir suş spektrumu ile uyumlu aşı suşlarının seçilmesi, aşı eşleştirme için
in-sliko bir metot geliştirilmesi amaçları güdülerek, Türkiye için ekonomik ve hayvanlar için
sağlık ve verim açısından yarar sağlanması hedeflenmektedir.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Projeye 01 Ocak 2016 tarihinde
başlanacaktır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: -
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
75
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Şap Aşılarında, Farklı Konsantrasyonlardaki Antijen
ve Tekrarlayan Aşılamalarla Yapısal Olmayan
Proteinlere Karşı Antikor Yanıtının Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/76
Proje Lideri Berrin Müzeyyen ALPAY
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Şap hastalığı; evcil çift tırnaklı hayvanların ekonomik açıdan en önemli hastalıklarından
biridir. Hastalık, hayvan endüstrisinin ekonomik ilerleyişini olumsuz etkileyerek ülkeler ve
üreticiler açısından önemli kayıplara yol açar. Hastalık, endemik seyrettiği ülkelerde koruyucu
aşılama ile kontrol edilir.
Şap virusu ile enfekte hayvanlarda yapısal ve yapısal olmayan virus proteinlerine karşı
antikor oluşmaktadır. Yüksek pürifiye aşılarda şap virusü yapısal olmayan proteinlerine karşı
antikor oluşmaması beklenmektedir.
Aşılanmış sürülerde asemptomatik taşıyıcı hayvanların bulunması, inaktivasyon
prosedüründe residüel canlı virusün kalması, aşı formülasyonuna giren antijen miktarının
arttırılması ve tekrarlayan aşılamalar da yapısal olmayan proteinlere karşı antikor oluşumunu
uyarabilmektedir. Bu nedenle, enfekte hayvanların ayrılması kontrol ve eradikasyonu
kolaylaştırır.
Bu çalışmada; İki farklı aşı hazırlama metodu kullanılacaktır. Artan antijen miktarı ve
tekrarlayan aşılamalar sonrasında yapısal olmayan proteinlere karşı antikor yanıtının varlığı
tespit edilecektir. Aşıya giren antijen miktarı aşamalı olarak artırılacak ve belli aralıklarla hedef
hayvanlara tekrarlayan inokülasyonlar yapılacaktır. İnokülasyonlar sonrası belli dönemlerde
elde edilen serumlar residüel NSP antikorlar açısından değerlendirilecektir.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: -
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
76
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Şap Aşılarının Hazırlanmasında BHK21 An
73Hücresinin Optimum Üreme Karakteristiğinin
Belirlenerek Antijen Miktarının Artırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/77
Proje Lideri Berrin Müzeyyen ALPAY
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2017
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Veteriner hekimlikte kullanılan aşılar içinde şap aşısı üretimi önemli bir yer
tutmaktadır. BHK-21 hücresi, 1962 yılında Mc Pherson ve Stocker tarafından Suriye yavru
hamster böbrek hücrelerinden izole edilmiştir. Bu hücrenin klonlanması ile BHK-21 C13
hücresi elde edilmiştir. Hücre kültürlerinin üretim sürecinde besiyeri ve fizikokimyasal
faktörlerin optimize edilmesi ile oluşturulan homojen bir çevrede üretim kayıpları büyük
ölçüde azaltılabilmektedir.
Besiyeri; pH, CO, CO2 ve pOsm değişimleri hücre metabolizmasında değişimlere
neden olmakta ve sonuç olarak hücre özgül üreme hızında ve son hücre sayılarında
değişiklikler görülmektedir. Hücrelerin değişik çalışma parametrelerine gösterdikleri
hassasiyetin aynı hücre hattının klonlarında dahi farklılık gösterebileceği bilinmektedir.
Mowat ve Chapman’ın 1962’de BHK-21 C13 hücresinin şap virüsüne duyarlı olduğunu
bildirmesinin ardından bu hücrenin aynı yıl süspanse üretim prosesi geliştirilmiştir.
Enstitümüzde Şap aşılarının üretiminde süspanseye adapte BHK 21 An 30 ve An73 hücreleri
kullanılmaktadır. BHK 21 An 30 hücresi BHK 21 An 73’ e göre daha kısa sürede ve daha fazla
üreme özelliği göstermektedir. Ancak virusun üretim aşamasında An 73 de üretilen virus
kültürlerinin titre ve 146 S değeri An 30 da üretilen kültürlerden çok daha yüksek olduğu
gözlemlenmiştir.
Bu çalışmada; BHK 21 An 73 hücresinin kısa sürede, fazla miktarda üretimi sağlanarak
yüksek 146 S değerli şap virüsü antijeni ve şap aşısı üretilmesi amaçlanmıştır. Daha az
antijenle daha fazla aşı hazırlanabilecektir. Dolayısıyla daha kısa sürede, daha ekonomik
şartlarda, antijen kalitesi yüksek ve daha fazla şap aşısı üretilebilecektir. Böylece zaman, iş
gücü, kimyasal, sarf malzemesinden de tasarruf edilmiş olacaktır.
Bu amaçla deneysel şatlarda An73 hücresinin üreme ortamını etkileyen bazı
parametrelerinde ( besi yeri, ısı, pH) belirli oranlarda değişiklik yapılacak ve optimum üreme
karakteristiği belirlenecektir. Aynı hücre virus kültürü hazırlanmasında kullanılacak, enfektif
titre, 146 S değeri, total protein değerleri tespit edilecektir.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: -
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
77
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
BHK-21 An30 ve An73 Hücre Kültürlerinde Pasajlama
Sonrası Karyotip İncelemesi ve Şap Virusunun
Etkisinin Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/78
Proje Lideri Ahu Kader KARA
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2017
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Şap virusu, Picornaviridae familyasının Aphtovirus alt grubunda yer alan bir virustur ve
O, A, C, SAT 1, SAT2 SAT 3 ve Asia 1 serotipleri bulunmaktadır. Virus, zarfsız, ikozahedral
simetride, 26 nm çapında, protein yapılı kapsitli, yaklaşık 8.4 kb pozitif polariteli tek iplikcikli
ribonükleik asit (RNA)genomu içermektedir. Bu virusun oluşturduğu şap hastalığı, tüm çift
tırnaklı hayvanları etkileyen oldukça bulaşıcı veziküler bir hastalıktır. Hastalık, ülke içinde ve
ülkeler arasında hızlı ve yoğun bir şekilde yayılma, ciddi ekonomik kayıplara yol açabilecek
potansiyele sahip olduğundan Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) tarafından ‘List A’
hastalıkları arasında sınıflandırılmıştır. Şap hastalığı ile mücadele ve korunmada ülkemizde
trivalan inaktif şap viruslarının A, O ve Asia1 serotipleri kullanılmaktadır. Söz konusu suşların
üretiminde, BHK-21 hücre kültürü, yaygın şekilde kullanılmaktadır. BHK-21 hücre kültürünün
klonlanmasıyla elde edilen hücre hatlarının şap virusuna karşı farklı duyarlılıkları tespit
edilmiştir.Bu proje ile; BHK-21 An30 ve BHK-21 An73olarak isimlendirilen hücre hatlarının
uygun pasaj seviyelerinin, kromozom yapısıyla ilişkili olarak aşı üretiminde birim hücreden en
fazla miktarda virüs elde ederek şap aşısı doz miktarının arttırılması amaçlanmıştır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:-
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: -
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
78
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Sığırların Nodüler Ekzantemi Hastalığının Vektör
Kene-Konak İlişkisinin Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/79
Proje Lideri Hamza KADI
Yürütücü Kuruluş Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016
Proje Özeti
Bu proje kapsamında; Karadeniz Bölgesi’nde 2014 yılından itibaren ortaya çıkan
Nodüler Ekzantem Hastalığı’ nın vektör kene – konak ilişkisi araştırılacaktır. Bu amaçla
hastalığın en çok görüldüğü yerler olan Samsun, Tokat ve Sivas illerinde bulunan hayvanlardan
(sığır, koyun, keçi) keneler toplanacak ve aynı zamanda bu hayvanlardan EDTA’ lı kan
alınacaktır. Elde edilen numuneler soğuk zincir altında laboratuvara getirilip araştırma
yapılıncaya kadar – 20 oC’ de saklanacaktır. Araştırma aşamasında öncelikle keneler
parazitoloji laboratuvarı tarafından cins tayini yapılacak ayrıca erkek / dişi ve doygun / aç
şeklinde sınıflandırılacaktır. Bu şekilde sınıflandırılan keneler ile bir havuz oluşturularak
homojenize edilecektir. Homojenize edilen kenelerden ve aynı zamanda kenelerin toplandığı
hayvanlardan alınan EDTA’ lı kan örneklerinden Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR)
yöntemiyle Nodüler Ekzantem Hastalığı (LSD) virusu nükleik asidi tespit edilmeye
çalışılacaktır. Tespit edilen virus nükleik asitlerinin sekans işlemi sonrası filogenetik analizi
yapılacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Bu Rapor Dönemi içerisinde, projede
kullanılacak olan primer ve problar temin edilmiştir. Tek sefer sahaya çıkılarak hayvanların
üzerinden keneler toplanmıştır. Gidilen bölge koordinatlarıyla beraber kayıt altına alınmıştır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Projeye OMÜ Veteriner Fakültesi’nde araştırma görevlisi
olan Veteriner Hekim Cüneyt TAMER’ in dahil edilmesi talep edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
79
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Erzurum İli Mezbahalarında Kesilen Sığır ve
Koyunlarda Kistik Ekinokokkozisin Durumu, Köpek ve
İnsanlarda Geriye Dönük İzlenmesi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/80
Proje Lideri Hüseyin ERDEM
Yürütücü Kuruluş Erzurum Veteriner Kontrol Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Kistik Ekinokokkozis olgularının ülkemizde sıkça görüldüğünü gösteren oldukça fazla
sayıda yayın vardır. Yapılması planlanan çalışma ile parazitin yaşam siklusunun kırılmasının
hastalıkla mücadelede önemi ve hayvan sağlığı alanında yapılacak mücadele çalışmalarına ara
konak ve son konakların durumlarının değerlendirilmesi ile yön verilmesi amaçlanmıştır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: -
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
80
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Ankara ilinde Koyunlarda ve Sularda Tularemi
Enfeksiyonunun Epidemiyolojik Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A07/P02/81
Proje Lideri Dr. Derya KARATAŞ YENİ
Yürütücü Kuruluş Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Francisella tularensis’in neden olduğu zoonotik bir enfeksiyon olan tularemi, son
yıllarda ülkemizde oluşan insanlarda salgınlar görülmesi ile yeniden önem kazanmıştır.
Güncelliğini koruyan bu hastalığın rezervuarı açıkça bilinmemekle birlikte dünyada ve
ülkemizde hastalıkla ilgili riskli alanların sayısı hızla artmaktadır. Hayvanlarda hastalık
prevalansına dair bilgiler oldukça kısıtlıdır. Evcil hayvanlar arasında koyunlar tularemiye
oldukça duyarlıdır ve rastlantısal konakçılardır. Hastalık koyunlarda başlıca abort, özellikle
kuzularda yüksek morbidite ve mortalite oranları ile ciddi ekonomik kayıplara sebep
olmaktadır. Bunun yanısıra ülkemizde çoğunlukla tularemi su yolu ile bulaşmakta olduğundan,
hastalık mihraklarının yoğun olarak görüldüğü yerleşim birimlerinden su örnekleri alınarak,
kültür ve moleküler yöntemlerle hastalığın varlığı araştırılacaktır. Araştırma kapsamında, tüm
örnekler Ankara ilinden toplanacaktır. Bu çalışma ile tulareminin koyunlarda serolojik
yöntemlerle incelenmesi ve prevalansının belirlenmesi amaçlanmıştır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Çalışmanın bu dönemi içerisinde,
epidemiyolojik yönden örneklem çalışması yapılan yerleşim alanlarından koyunlardan kan
alınma çalışmalarına başlanmış ve sürdürülmektedir. Toplanan örneklere uygun laboratuvar
çalışmalarının yapılabilmesi için kullanılacak sarf malzemeleri miktarları belirleme
çalışmaları başlatılmıştır. Su örnekleri toplama çalışmaları sürdürülmektedir. Besi yeri kontrol
çalışmaları standart suşlarla yapılmıştır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: -
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
81
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Biyoreaktörde Anthrax Aşısı Üretimi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A02/P02/82
Proje Lideri Dr. Funda KALINBACAK
Yürütücü Kuruluş Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Türkiye’de anthrax hastalığına karşı aşılama 1953 yılından itibaren B. anthracis 34 F2
suşu ile hazırlanan aşı kullanılmaktadır. Günümüzde bazı bakteriyel ve viral aşıların
biyoreaktör sistemi ile üretimi gerçekleştirilmektedir. Bu projede biyoreaktör ile Anthrax
aşısının üretimi hedeflenmiştir. Aşı üretiminde halihazırda kullandığımız B. anthracis 34 F2
suşu uygun yöntemle üretilecek, sporlanma sağlanacak, sporlar % 0,5lik fenol ile yıkanıp canlı
spor sayımları yapılacaktır. Örnek aşı 107 cfu/ml canlı spor içerecek şekilde hazırlanacaktır.
Ürüne ait koruyucu antijen seviyeleri kolon kromatografi cihazı ile ölçülecektir. Sterilite, canlı
spor sayımı, bağışıklık ve zararsızlık kontrolleri FAO, O.İ.E., European Pharmacopoei ve
WHO ya göre yapılacaktır. Casein Digest katı besiyeri ve biyoreaktörde üretilen anthrax
aşılarının canlı spor sayımı, pH ve koruyucu antijen seviyeleri karşılaştırılacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Çalışmalar proje takvimine göre 2016 yılı
içerisinde satınalma süreci ile başlayacaktır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: -
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
82
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Türkiye'de Alabalık Yetiştiriciliği Yapılan İşletmelerde
Salmonid Alphavirus Enfeksiyonunun Varlığının
Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A11/P03/83
Proje Lideri Dr. Gülnur KALAYCI
Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Bu projede Türkiye’de yetiştirilen gökkuşağı alabalığı (rainbow trout) ve kahverengi
alabalıklarda (brown trout) uyku hastalığı veya pankreas hastalığı olarak da bilinen Salmonid
Alphavirus (SAV) enfeksiyonunun varlığı araştırılacaktır. Alabalık yetiştiriciliği yapılan
işletmelerde bulunan farklı boylardaki/yaşlardaki balıklar örneklenecektir. SAV varlığının
saptanmasında Real-Time -Reverse -transcription polymerase chain reaction (Real-time RT-
PCR) tekniği kullanılacaktır. SAV varlığının saptanması durumunda hastalıktan korunmaya ve
mücadeleye yönelik programlar belirlenecektir.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:-
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Yener KÜÇÜKALİ'nin tayin olarak Enstitüden ayrılması
nedeni ile projeden çıkması, Ramazan TÜRKMEN'in projede yer alması teklif edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:
83
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Doğu Karadeniz Bölgesindeki Kafes İşletmelerinden
İzole Edilen Bakterilerin Antibiyotik Direnç Genlerinin
Belirlenmesi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/16/A11/P03/84
Proje Lideri Dr. Mustafa TÜRE
Yürütücü Kuruluş Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2016 – 01.01.2018
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2016 –
Proje Özeti
Bu projede, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tatlı su ve denizde kurulu kafes işletmelerdeki
alabalıklardan bazı balık patojenlerinin ve bu işletmeler ile ilişkili sediment örneklerinden izole
edilen koliform bakterilerin;
1. İzolasyon ve identifikasyonun gerçekleştirilmesi,
2. Sucul çevrede yaygın kullanılan antibiyotiklere karşı göstermiş oldukları hassasiyetlerini
belirlenmesi,
3. Dirençli bakterilerde, ilgili direnç genlerinin varlığının ve plazmit profillerinin belirlenmesi
amaçlanmaktadır.
Proje kapsamında, Trabzon, Ordu ve Samsun illerinde denizde, Gümüşhane ilinde ise
baraj göllerinde kurulu işletmelerdeki kafeslerden alabalık ve bu işletmelerle ilişkili
noktalardan sediment örnekleri alınacaktır. İdentifiye edilen bakteri suşlarının antibiyotiklere
karşı duyarlılıkları ve Minimum İnhibitör Konsantrasyonları (MİK) Epsilometer (E testi) ile
belirlendikten sonra çoğul antibiyotik direnç (MAR) indeks değerleri hesaplanacaktır. Bakteri
suşlarının antibiyotik direnç genleri PZR aracılığı ile tespit edilecek ayrıca dirençli suşlarda
plazmit varlığı araştırılacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Proje için acil ihtiyaç duyulan malzemelerin
temini gerçekleştirilmiştir. Ayrıca örnekleme yapılacak alanlardaki işletme sahipleri ile
irtibata geçilmiş, gerekli bilgilendirilmeler yapılmıştır. Örnekleme ve sonrası için gerekli
laboratuvar malzemeleri steril edilmiş çalışmak için en uygun şartlar sağlanmıştır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: Antalya’da yapılması düşünülen Uluslararası Su
Ürünleri Sempozyumu (FABA 2016)’na sözlü sunu ya da poster bildiri ile katılım sağlanması
düşünülmektedir.
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Karadeniz Teknik Üniversitesi, Balıkçılık Teknolojisi
Mühendisliğinde yüksek lisans yapan Sevcan KANAL’ın projeye dahil edilmesi ve tezini
projenin bir kısmı ile gerçekleştirmesi Enstitü Komite toplantısında sunulmuş ve kabul
edilmiştir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
84
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Türkiye’de Vektör Kaynaklı Önemli Viral Hayvan
Hastalıklarının (Mavi dil- BT, Epizootik Hemorajik
Ateş-EHD, Üç Gün Hastalığı-BEF ve AKABANE)
Teşhisi, Vektörlerin Tespiti ve Erken Uyarı
Sisteminin Oluşturulması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A02/P02/61
Proje Lideri Dr. Şirin ÇİZMECİ
Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015 – 01.01.2020
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016
Proje Özeti
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Dönem Bulguları: Projesi kapsamında Adana, Pendik ve Bornova Veteriner Kontrol
Enstitülerinde çalışan personellere 12-16.01.2015 tarihlerinde, Samsun, Elazığ, Konya,
Erzurum Veteriner Kontrol Enstitülerinde çalışan personellere ise 19-23.01.2015 tarihlerinde
‘Culicoides Türlerinin Teşhisi, Toplanması Ve Işık Tuzaklarının Hazırlanması’ konusunda
Doç.Dr. Ahmet DENİZ tarafından eğitim verilmiştir. Etlik VKMAE Parazitoloji uzmanları ve
ilgili enstitülerin uzmanları tarafından 09-13.03. 2015 tarihleri arasında Adana VKE
sorumluluğunda toplam 19 adet; 23-27.03. 2015 tarihleri arasında Pendik VKE
sorumluluğunda toplam 12 adet; 31.03.2015-03.04.2015 tarihleri arasında Bornova VKE
sorumluluğunda 15 adet; 13-17.04.2015 tarihleri arasında Samsun VKE sorumluluğunda 13
adet; 15-17.04.2015 tarihleri arasında Konya VKE sorumluluğunda toplam 12 adet;
27.04.2015-01.05.2015 tarihleri arasında Erzurum VKE sorumluluğunda toplam 13 adet; 04-
08.05.2015 tarihlerinde Elazığ VKE sorumluluğunda toplam 13 adet ve Enstitümüz
sorumluluğunda toplam 14 adet, genel toplamda da 8 Enstitü sorumluluğundaki 57 ilde 111
adet ışık tuzağı kurulmuştur. Işık tuzağının kurulduğu il ve ilçedeki veteriner hekimlere
tuzağın nasıl ve ne zaman çalıştırılacağı ve 15 günde bir alınan sinek numunelerinin ve ayda
bir kez alınan kan numunelerinin hangi şartlarda ilgili enstitülere gönderileceği hususunda
bilgi verilmiştir. Mart-2015 tarihinden itibaren sinek toplanmaya başlanmış ve 8 adet
Veteriner Kontrol Enstitüsünde toplam 69644 adet sinek teşhisi yapılmıştır. Toplanan
sineklerin tür teşhisi ve illere dağılımı ekte tabloda belirtilmiştir. Sinek tuzağı kurulan
Osmaniye, Şanlı Urfa, Adıyaman, Tokat, Sivas, Hakkari, Ardahan, Iğdır, Artvin, Kars
illerinden hiç numune gelmemiştir.
Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü’nde; Etlik VKMAE ve Veteriner Kontrol
Enstitütüleri’nden projede görevli Viroloji Laboratuvarlarında çalışan uzmanların katılımı ile
5-7 Mayıs 2015 tarihinde hastalıkların teşhisi konusunda proje koordinasyonu toplantısı
gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda hastalıkların teşhisi çalışmaları değerlendirilmiştir. İlgili
toplantının tutanağında da belirtilmiş olan, çalışma alanları aşağıda tabloda belirtilmiştir.
Tabloda sinek tuzağı kurulan noktaların konum koordinat bilgileri alınmış olup sentinel
85
sürüler tuzak çevrelerindeki hayvanlardan serolojik test sonucuna göre seçilmek üzere
belirlenmiştir.
Sinek Tuzağı Kurulan İller ve Sayıları
Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma
Enstitüsü
Toplam 14 ışık tuzağı
Eskişehir (2), Ankara (2), Kayseri (2), Yozgat
(2), Nevşehir (2), Bolu (2), Kastamonu (2)
Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü
Toplam 12 ışık tuzağı
Çanakkale (2), Edirne (2), Kırklareli (2), Bursa
(3), Balıkesir (3)
Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü
Toplam 15 ışık tuzağı
Muğla (3), Aydın (3), İzmir (3), Denizli (3),
Manisa (3)
Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü
Toplam 19 ışık tuzağı
Adana (3), Hatay (2), Osmaniye (2),
Kahramanmaraş (2), Mersin (3), Şanlıurfa (2),
Adıyaman (2), Gaziantep (3)
Konya Veteriner Kontrol Enstitüsü
Toplam 12 ışık tuzağı
Konya (2), Karaman (2), Niğde (2), Aksaray
(1), Antalya (3), Burdur (1), Isparta (1)
Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü
Toplam 13 ışık tuzağı
Samsun (2), Sinop (2), Amasya (2), Tokat (2),
Giresun (1), Trabzon (1), Rize (1), Sivas (2)
Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü
Toplam 13 ışık tuzağı
Elazığ (2), Malatya (2), Hakkari (1), Şırnak
(1), Siirt (1), Mardin (2), Diyarbakır (2), Van
(1), Muş (1)
Erzurum Veteriner Kontrol Enstitüsü
Toplam 13 ışık tuzağı
Erzurum (2), Erzincan (2), Ağrı (1), Ardahan
(2), Iğdır (2), Artvin (2), Gümüşhane (1), Kars
(1)
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-
3. Darboğazlar: Proje 01.01.2015 tarihinde başlamış olup, daha önceki Hayvan Sağlığı Daire
Başkanımız Dr. Nahit YAZICIOĞLU’nun emirleri ile saha çalışmaları projede belirtilen
tarihten 7 ay önce, gerekli ön hazırlık ve alımlar tamamlanmadan başlatılmıştır. Projede
belirlenen iller çevresinde tüm enstitülerde sentinel sürülerin kurulacağı alanlar belirlenmiş,
tuzaklar kurulmuştur. Ancak enstitülerimizin çoğunda proje çalışmalarının idame
ettirilmesine yetecek bütçe bulunmadığı için sentinel sürüler oluşturulamamıştır. Sentinel
sürülerin oluşturulduğu birçok ilde de örneklerin düzenli gönderimiyle ilgili sıkıntılar
bulunmaktadır.
Erken başlatılan projenin çözülebilecek ciddi sorunları mevcuttur. Bütçe, personel, donanımlı
personel, organizasyon ve altyapı yetersizliği, il ve ilçe teşkilatında çalışan veteriner
hekimlerin yükümlülüklerinin ağırlığı ve bu tür proje çalışmalarının kendilerine maddi
manevi getirilerinin olmaması durumunda gönülsüz çalışmaları, uzun süreli saha
çalışmalarının devamlılığının sağlanabilmesinin güçlüğü, hayvan sahipleriyle ilişkilerde
zaman zaman yaşanan sorunlar, güvenlik sebebiyle doğu illerimize bağlı bazı bölgelerde
çalışmaların mümkün olamayışı projenin en önemli sorunlarıdır.
4. Projede Önerilen Değişiklikler:
Materyal ve Yöntem: Proje çalışmalarında özelikle moleküler testlerde takip edilecek
protokollerin ve yöntemlerin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Proje çalışmalarının
gözden geçirilmesi, şimdiye kadar yapılan çalışmalarda karşılaşılan mevcut sorunlara çözüm
yollarının araştırılması ve kullanılacak test metotlarının birlikte değerlendirilmesi, metot
birliğinin sağlanması amacıyla 28- 29 Ocak 2016 tarihlerinde Pendik Veteriner Kontrol
Enstitüsü’nde bir toplantı yapılması planlanmıştır.
86
Proje Faaliyet Takvimi: Proje takvimine göre 2016 yılında saha çalışmaları başlatılması
gereken bu proje Hayvan Sağlığı Daire Başkanımızın emirleriyle 2015 yılı Mayıs ayı
içerisinde başlatılmıştır. Yapılan çalışmalar ön çalışma olarak değerlendirilerek, eksikliklerin
giderilmesini takiben, bölgelerdeki vektör aktivitesine göre 2016 yılı Ocak ayından itibaren
proje çalışmalarına aktif olarak başlanılabilir.
Personel: Enstitülerden ayrılan ve enstitülerde ilgili laboratuvarlarda yeni göreve başlayan
personel sebebiyle projede çalışanlarının isimlerinde değişiklikler yapılması gerekmektedir.
Proje çalışanlarına Etlik VKMAE’den Veteriner Hekim Adalet DUYUM ve Veteriner Hekim
Çağla KORKMAZ, Veteriner Hekim Ufuk EROL, Biyolog Selim TUNCER, Pendik
VKE’den Veteriner Hekim Dr. Özlem BAĞCI ve Biolog Murat EKİNCİ, Elazığ VKE’den
Veteriner Hekim Dr. Aslıhan ARSLAN, Veteriner Hekim Ayşe Türkan ÇİFTÇİ ve Veteriner
Hekim Mehmet ILĞIN, Samsun VKE’den Dr. Rahşan AKPINAR’ın projeye dahil edilmesi,
Etlik VKMAE’den emeklilik sebebiyle ayrılan Dr. Çiğdem PİŞKİN, Pendik VKE’den tayin
olan Veteriner Hekim Dr. Züleyha Pestil ve Biolog Abbas Kırmızıbayrak, Elazığ VKE’den
ayrılan Veteriner Hekim Dr. Metin Gürçay, Veteriner Hekim Ayşe PARMAKSIZ ile idari
göreve atanan Veteriner Hekim Bünyamin İREHAN, Pendik VKE’den Dr. Sezai ARSLAN’ın
projeden çıkarılması, Adana VKE’den Biyolog Murat ÖZMEN’in Erzurum VKE’e geçmesi
sebebiyle, Erzurum VKE proje çalışanlarına eklenmesi.
Bütçe: Enstitümüz 150 adet sinek tuzağı, sinek numunelerinin transferi için 10000 adet
transfer kabı ve sentinel sürülerden kan toplamak için 76000 adet kan tüpü alımını
gerçekleştirmiş ve diğer Veteriner Kontrol Enstitülerine göndermiştir. Enstitümüz Parazitoloji
Laboratuvarına 3 adet sterio mikroskop ve 1 adet görüntüleme sistemi alınmıştır.
Projeye ayrılan bütçe tekrar gözden geçirilmeli, projenin yürütülebilmesi için gerekli
düzenleme yapılmalıdır.
5.Bütçe Harcamaları Özeti:
87
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Aşı Bankası için PPR ve Mavidil Virus Kültür
Koleksiyonlarının Oluşturulması, Aşı Bankası
Olarak Saklama Koşullarının Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A02/P02/62
Proje Lideri Dr. Özden KABAKLI
Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015–01.01.2020
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016
Proje Özeti
Aşı bankası için PPR ve Mavidil Virus Kültür Koleksiyonlarının oluşturulması ve
saklama koşullarının araştırılması amaçlanmıştır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Dönem Bulguları: Proje plana uygun olarak devam etmektedir. Virusların farklı
sıcaklıklarda, stabilizatör ile muhafaza süreleri değerlendirilmektedir.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler:-
5.Bütçe Harcamaları Özeti:-
88
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Attenüe BT-9 ve BT-16 Suşları ile Köken Aldıkları Saha
Suşlarına Ait Segment 2 Dizinlerinin Elde Edilmesi ve
Karşılaştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A07/P02/43
Proje Lideri Dr. Elvin ÇALIŞKAN
Yürütücü Kuruluş Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01. 2014 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu
Dönem 01.01. 2015 – 31.12.2015
Proje özeti
TAGEM tarafından TAGEM/HS/09/14/01/156 nolu proje ile desteklenmiş ve
01.01.2008- 01.01.2013 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş olan “Mavidil Virus İzolatlarının
Attenüasyon Çalışmaları” isimli proje sonunda elde edilen BT-9 ve BT-16 attenüe suşlarının,
VP2 gen segmenti düzeyinde tam uzunluk dizinlerinin elde edilmesi ve köken aldıkları viruslar
ile karşılaştırılması amaçlanmaktadır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: BT-9 ve BT-16’ nın VP2 gen bölgesine ait primer dizyanları yapıldı. Ticari
bir firmaya sentezlettirildi. Bunu takiben Virus RNA ekstrakları ile PCR çalışmaları
gerçekleştirildi. BT-9 virusunun VP2 gen bölgesine ait 1639bp’ lik bir bölge ile BT-16
virusunun VP2 gen bölgesine ait 1700bp’ lik bir bölge elde edildi. Yeni dönem içerisinde; VP2
gen bölgesinin tamamına ait dizinler elde edilerek, VP2 tam uzunluk dizin analiz çalışmaları
tamamlanacaktır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-
3. Darboğazlar: - 4. Projede Önerilen Değişiklikler: 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
89
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Ektima Aşı Suşunun (E(P)CK22) MDBK Hücre Kültürüne
Adaptasyonu ve Kuzularda Bağışıklık Çalışmaları ile
Suşun Raf Ömrü ve Farklı Isı Derecelerinde Stabilitesinin
Saptanması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A07/P02/42
Proje Lideri Dr. Fahriye SARAÇ
Yürütücü Kuruluş Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu
Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016
Proje Özeti
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: E(P)CK22Ektima aşısının sulandırılmış formda değişik ısı derecelerinde
stabilite çalışmasında PBS ile sulandırılan E(P)CK22 ektima aşı virusunun 30˚C, 33˚C, 37˚C
and 40˚C’lerde 1,2,4,6,8,10 and 12 saatlerde TCID50106.5/ml titrede stabil kaldığı, 12. Saatten
sonra 42˚C and 45˚C’lerde titrenin DKID50105.75/ml’ye indiği saptandı.
PENORF ticari isimli E(P)CK22 ektima aşısının +4/+8°C’de 24 ay muhafaza periyodu
boyunca 1-15 aylar arasında titrelerinin DKID50106.5/ml arasında, 18,21 ve 24. Aylarda
106.0/ml titrelerde kaldığı tespit edildi.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: Projenin son çalışması olan farklı sıcaklık ve sürelerin CE aşı virusunun B2L
geni üzerindeki etkisinin araştırılması çalışması daha geniş bir süreye ihtiyaç olduğundan
tamamlanamamıştır.
4. Projede Önerilen Değişiklikler: 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.
5.Bütçe Harcamaları Özeti: -
90
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Isıya Dirençli Koyun Keçi Vebası (PPR) Aşısı Üretimi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/13/A07/P02/25
Proje Lideri Dr. A. Burak GÜNGÖR
Yürütücü Kuruluş Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2013 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.02.2015 – 01.02.2016
Proje Özeti
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Bu dönem içerisinde yapılması planlanan deneme üretimleri ve kalite
kontrol testleri; Enstitü bünyemizdeki Viral Aşı Üretim Laboratuvarının yoğun bir şelikde
gerek Mavidil ve gerekse programlı Koyun Keçi Vebası (PPR) aşısı üretmesi sebebiyle
gerçekleştirilememiştir.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: -
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Bir sonraki dönemde elde edilen viruslardan üretilmiş
aşının dayanıklılık testleri tamamlanacaktır. 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti: -
91
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Virusunun Nükleokapsid
Proteinine (NP) Karşı Gelişen Antikorların Hızlı Teşhisi
İçin Lateks Aglütinasyon Testi Geliştirme Çalışması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A02/P02/35
Proje Lideri Hamza KADI
Yürütücü Kuruluş Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01. 2014 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu
Dönem 01.01. 2015 – 04.01.2016
Proje özeti
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Virusunun sahip olduğu S segmenti tarafından kodlanan
ve immunojenik özelliği olan nükleokapsid proteinine karşı lateks aglütinasyon testi
geliştirilmeye çalışılacaktır. KKKA virusu genomu nükleoproteini kodlayan S segmenti
yönünden incelenecektir. S segmenti reverse transcriptase enzimi ile komplementer DNA’ya
çevrildikten sonra PCR ile çoğaltılacaktır. Daha sonra ilgili plazmide aktarıldıktan sonra alıcı
E. coli bakterisine transfer edilecektir. Nükleoproteini elde etmek için E. coli bakterileri ilgili
besiyerinde üretildikten sonra koloniler toplanıp Ni-NTA metotu kullanılarak protein
pürifikasyonu yapılacaktır. Saflaştırılan nükleokapsid proteinleri Western blot ile teyit
edildikten sonra, lateks partiküllerine kaplanıp KKKA hastalığı pozitif ve negatif serumlarla
muamele edilip, oluşan antijen-antikor reaksiyonları gözlenecektir.
1.Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Projede kullanılacak olan kan serumlarından
RNA ekstraksiyonu yapılmıştır. RNA, RT-PCR yapılarak cDNA ya çevrilmiştir. Eldeki ürün
PCR ile çoğaltılmıştır. Ürün PQE30 vektörüne klonlanmıştır. (PQE30 + insert) çoğaltmak
amacyla competent EZ E.coli hücrelerine transforme edilmiştir. Eldeki insert çoğaltıldıktan
sonra (PQE30 +insert) rNP ekspresyonu için M15 E.coli ekspresyon hücrelerine transforme
edilmiştir. M15 E.coli ekspresyon hücrelerinin ölü olması üzerine pleytlerde herhangi bir
üreme olmamıştır. Bunun üzerine tedarikçi firmayla irtibata geçilerek yeni hücre temini
istenmiştir.
Dönem Bulguları: KKKA Virusu Np’ sini recombinant olarak üretmek için kullanılacak olan
M15 ekspresyon E.coli hücrelerinin ölü olması üzerine tedarikçi firmayla irtibata geçilmiştir.
Hücrelerin temini aralık 2015 tarihinde sağlanmıştır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:- 3. Darboğazlar: Kullanılan ekspresyon E.coli M15 hücrelerinin ölü olması.
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Projede kullanılan M15 E.coli expresyon hücrelerine
PQE30+İNSERT verildikten sonra LB agara ekilmiştir. Ancak 24 saat 37 0C de inkubasyondan
sonra pleytlerde herhangi bir üreme olmamıştır. Bu işlem birkaç kez daha tekrar edilmiş ama
yine üreme olmamıştır. Bunun üzerine M15 ekspresyon E.coli hücrelerinin ölü olduğu
anlaşılmıştır ve tedarikçi firma bilgilendirilerek aynı hücrelerin tarafımıza sağlam bir şekilde
gönderilmesi istenmiştir. Ancak gerekli ekspresyon hücreleri elimize 2015 aralık ayında
geçmiştir. Bu yüzden 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.
5 .Bütçe Harcamaları Özeti:-
92
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Şap Hastalığı ile Mücadelede Kullanılacak Yüksek Etkili
Aşıların Bağışıklık Sürelerinin Tespiti
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A02/P02/54
Proje Lideri Dr. Can ÇOKÇALIŞKAN
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.02.2015 – 01.02.2017
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.02.2015 – 01.02.2016
Proje Özeti
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Bu dönemde materyal metotta belirtildiği gibi, aşılanmış hayvanlardan her
ay yapılan örneklemelere devam edildi. 6. Ayda aşısız grup haricindeki tüm hayvanlar, ilk
aldıkları aşı serisinden aşılarla tekrar aşılandılar. Bu dönemde 6-12 ay örneklemeleri yapıldı.
Böylece 12 ay boyunca hayvanlardan her ay örnekleme yapılmış oldu. Serumlar ayrılarak
saklandı. LPB-ELISA ve Virus Nötralizasyon Testlerinin yapılmasına devam edildi.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:
Aşağıdaki bildiri 13-17 Eylül 2015 tarihinde yapılan “Dünya Veteriner Hekimliği
Kongresi”nde (32nd World Veterinary Congress, Istanbul) sözlü olarak sunuldu.
“Duration of antibody response to 3PD50 and 6PD50 oil adjuvant FMD vaccines in”
cattle Can Çokçalışkan, Tunçer Türkoğlu, Beyhan Sareyyüpoğlu, Abdullah Arslan, Ergün
Uzunlu, Ahmet İpek, İbrahim Hancı, Gülnur İldeniz, Veli Gülyaz
3. Darboğazlar: -
4. Projede Önerilen Değişiklikler:-
5. Bütçe Harcamaları Özeti: -
93
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Değişik Sıcaklık Derecelerinde Şap virüsünün (A,O,Asia-
1) Üretilmesi,146S ve İnfektif Titre Değerlerinin
Saptanması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A02/P02/55
Proje Lideri Elif ÇELİK
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016
Proje özeti
Şap hastalığı tüm çift tırnaklı hayvanlarda görülen, kontrolü zor, yayılması hızlı, çok
büyük süt, et kaybı ile özellikle kültür ırkı sığırlarda ve genç buzağılarda ölümlere yol açması
nedeniyle üzerinde en çok durulan ve mücadele için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmayan, akut
seyirli çok bulaşıcı, ateşli, viral bir hastalıktır. Sığırlar,domuzlar,koyunlar,keçiler gibi çift
tırnaklı hayvanları ekonomik anlamda büyük ölçüde etkileyen bir hastalıktır. Picornavirus
ailesine mensup şap hastalığı virusu A,O,C,Asia-1, SAT1,SAT2 ve SAT 3 olmak üzere 7
serotipten oluşur.
Şap hastalığı aşısının koruyucu metot olarak kullanıldığı Asya, Afrika ve Güney
Amerika gibi dünyanın çoğu yerinde yaygındır. Şap aşıları, süspanse BHK-21 hücrelerinde
üretilen virüslerin inaktive edildikten sonra formüle edilmeleri ile üretilmektedir. Süspanse
hücre kültürleri, şap virüsünün üretimini kolaylaştırmış, üretim kapasitesini artırmış, aşının
hastalıkla mücadelede etkin kullanımını sağlamıştır. Şap virüsünün yapısının korunarak
üretildiği sıcaklık 37°C’dir. Sıcaklık da enzimatik faktörler kadar şap virüsünün yapısının
değişmesinde etkili olan bir faktördür. Bu nedenle projede sıcaklık değerlerinde yapılacak
kontrollü değişiklerle şap virüsünün etkinliği, immun yanıt oluşturabilme gücü, protein yapısı
incelenebilecektir.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:-
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-
3. Darboğazlar: - 4. Projede Önerilen Değişiklikler: Proje takviminde; deneylerden yeterli ve sağlıklı sonuç
elde edilemediği için 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti: -
94
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Enrofloxacin (Florokinolon), Linco-Spectin (Linkozamit-
Aminoglikozit), Florfenicol (Fenikol) ve Tulathromycin
(Makrolid) Antibiyotiklerinin BHK Hücre Kültürü ve Bu
Hücre Kültüründe Üretilen Şap Virüslerinin (A,O,ASIA-
1) Üremesi ve Titreleri Üzerine Etkilerinin Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A02/P02/58
Proje Lideri Banu Bayri ÖZBİLGE
Yürütücü Kuruluş Şap Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu
Dönem 01.01. 2015 – 01.01.2016
Proje özeti:
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları:
Projede kullanılacak olan kontrol (Gentamisin, Penisilin ve Streptomisin) ve deneme
grubu (Enrofloxacin, Linco-Spectin, Florfenicol ve Tulathromycin) antibiyotiklerinin stok
çözeltileri hazırlanmıştır. MTT boyası hazırlanarak, taksim edilip stoklanmıştır.
Kontrol (Gentamisin, Penisilin ve Streptomisin) ve deneme grubu (Enrofloxacin, Linco-
Spectin, Florfenicol ve Tulathromycin) antibiyotiklerinin stok çözeltileri kullanılarak; son
konsantrasyon 10 µg/ml., 20 µg/ml., 30 µg/ml., 40 µg/ml., 50 µg/ml., 60 µg/ml., 70
µg/ml., 80 µg/ml., 90 µg/ml., 100 µg/ml. olacak şekilde hücre kültürü vasatları
hazırlanmıştır.
Antibiyotiklerin, hücre morfolojisi ve çoğalmasına olumsuz etki eden
konsantrasyonlarının belirlenmesi için, hazırlanan vasatlarla MTT testleri yapılmıştır. 96
gözlü pleytler, BHK An30 hücresi ile (4,0x104 hücre/ml.) kaplanmıştır. Kontrol
(Gentamisin, Penisilin ve Streptomisin) ve deneme grubu (Enrofloxacin, Linco-Spectin,
Florfenicol ve Tulathromycin) antibiyotiklerinin yukarıda belirtilen 10 farklı
konsantrasyonu denenmiş ve her bir dilüsyon için 8 göz kullanılmıştır. Tüm pleytlerde
antibiyotiksiz vasat ilave edilmiş hücre kontrol gözleri bırakılmıştır. Bütün
antibiyotiklerin her bir konsantrasyonu; 24, 48, 72, 96 ve 120 saat 370C’de %5 CO2’li
etüvde inkübasyona bırakılmıştır. İnkübasyon süresi sonunda mikroskopta gözlem
yapıldıktan sonra, MTT boyası ile muamele gerçekleştirilmiş ve tekrar 4 saat inkübasyona
bırakılmıştır. Süre bitiminde, bütün gözlere izopropil alkol eklenerek, 570 nm. dalga
boyunda Elısa Reader’da okutulmuştur. %canlılık= Testaborbans ortalaması / Hücre
Kontrolabsorbans ortalaması X100 formülü ile değerlendirilmiştir. Formül sonucunda, %90 ve
üzeri absorbans değerleri non-toksik, %60-90 absorbans değerleri az toksik, %30-59
absorbans değerleri orta derecede toksik ve %30 ve altı değerler toksik olarak
değerlendirilmektedir.
Değerlendirme sonucunda; kontrol antibiyotikleri olan Gentamisin ve Penisilin-
Streptomisin’de, 100 µg/ml’lik konsantrasyonda dahil olmak üzere tüm
konsantrasyonlarda, 24,48,72,96, ve 120.saatler sonunda hücre canlılığı %90 üzerinde
95
ölçülmüş ve non-toksik olarak değerlendirilmiştir. Aynı şekilde, deneme
antibiyotiklerinden olan Enrofloxacin ve Linco-Spectin’de de tüm değerlendirmelerde
%90 üzerinde hücre canlılığı gözlenmiş ve non-toksik olarak değerlendirilmiştir.
Tulathromycin içeren denemelerde ise; 72. saat sonuna kadar tüm konsantrasyonlarda
non-toksik etki görülmesine karşın, 96. ve 120. saat sonuçlarında %58-79 arası hücre
canlılığı ölçüldüğünden ‘az toksik’ olarak kaydedilmiştir. Florfenicol ile yapılan
denemeler de; 48.saat sonuna kadar tüm konsantrasyonlarda non-toksik etki görülmesine
rağmen, 72. Saat sonunda özellikle 70 µg/ml ve üstü konsantrasyonlarda ‘az toksik’ etki
(%72-83) başlamış ve 96. Saat sonundaki değerlerde canlılığın daha da düştüğü (%63-82)
gözlenmiştir. Ve 120. Saat sonunda tüm konsantrasyonlardaki hücre canlılığı %41-47
aralığında ölçülmüş ve orta derecede toksik olarak değerlendirilmiştir.
Kontrol grubu antibiyotiklerine karşılık olarak deneme grubu antibiyotiklerinde, hücre
morfolojisi, çoğalması ve canlılığına olumsuz etki eden konsantrasyonun daha net
belirlenmesi için, antibiyotik oranları artırılarak MTT testleri ve hücre kültürlerine devam
edilecektir. Hücre morfolojisi, çoğalması ve canlılığına olumsuz etki eden
konsantrasyonun belirlenmesinin ardından, bu konsantrasyon altındaki antibiyotik
dilüsyonları ile hazırlanmış vasatların kullanıldığı hücre kültürlerine virüs inokulasyonları
gerçekleştirilerek 146 S ve infektif titre değerleri saptanacaktır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-
3. Darboğazlar: Proje faaliyetleri, proje süresi içerisinde bitirilememiştir.Ek 1 yıl süre talep
edilmektedir.
4. Projede Önerilen Değişiklikler: 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
96
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Listeria monocytogenes’ in Süte Transmisyonunun
Moleküler Yöntemlerle İzlenmesi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A0 /P02/40
Proje Lideri Yunus GÜR
Yürütücü Kuruluş Samsun Veteriner Kontrol Enstitü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2017
Raporun İlgili Olduğu
Dönem 01.01. 2015 – 31.12.2015
Proje Özeti
Bu çalışmada Samsun ve çevre illerdeki (Amasya, Tokat) hayvan işletmelerinden
silajların üretimi sırasında örnekler alınacaktır. Bu 3 ay sürecek örnekleme sonrasında, aynı
işletmelerden alınacak silaj, silaj suyu, gaita, meme başı derisi yıkama suyu, süt (memeden, ilk
sağım sütü), süt (süt tankından) örneklerinden Listeria izolasyonuna gidilecek ve izolatların
klonal ilişkisi PFGE ile incelenecektir.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Projenin aşamalarından olan “Yöntemlerin
saf kültürler ile uygulanması ve optimizasyonu” ve “Yöntemlerin Geçerli Kılınması”
tamamlanmıştır. Ancak bu iki aşamanın zamanında yapılamaması, silaj yapım sırasındaki
örneklemelere projenin bir yıl ertelemesine sebep olmuştu. Sonrasında ilk örneklemeler
Ağustos-2015 ayının sonunda başlamıştır. Kış dönemi olarak gözüken dönemin Aralık ayı
kapsamında olanında örneklemeler an itibari ile yapılmaya devam etmektedir. Bu dönem içinde
Ocak ve Şubat ayları da olacak ve aynı örneklemeler yapılacaktır. Yaz dönemi olan dönemde
de (Mayıs ,Haziran ve Temmuz ayları) örneklemelerine sürdürülecek,elde edilen izolatlar
moleküler yakınlıklar için PFGE ye tabii tutulacak ve sonuçlar Şubat-2017’ye hazır hale
getirilecektir.
Dönem Bulguları: Yapılan yapay kontaminasyon işlemlerinde hem yarım hem de tam fraser
örnekleri analiz edilmiş, hem yarım hem de tam fraser örneklerde pozitif sonuç alınmıştır.
Yapay kontaminasyon yapılmamış son 4 süt örneğinde ise beklenen negatif sonuçlar alınmıştır.
Pozitif kontrol uygun olarak değer vermiş, negatif kontrol ise yerinde çalışmıştır. Sonrasında
ALOA agar a yapılan pasajlar ise RT-PCR’a paralel sonuçlar vermiştir. Yapay kontaminasyon
işlemlerinde MOPS-BLEB örneklerin de pozitif sonuç alınmıştır. Yapay kontaminasyon
yapılmamış son 4 feçes örneğinde ise beklenen negatif sonuçlar alınmıştır. Pozitif kontrol;
uygun olarak değer vermiş, negatif kontrol ise yerinde çalışmıştır. Sonrasında ALOA agar a
yapılan pasajlar ise RT-PCR’a paralel sonuçlar vermiştir.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-
3.Darboğazlar:-
4.Projede Önerilen Değişiklikler:-
5.Bütçe Harcamaları Özeti:-
97
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Klinik Sığır Mastitislerinden İzole Edilen Staphylococcus
aureus Suşlarında Antimikrobiyal Direnç Eğiliminin
Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A02/P02/39
Proje Lideri Dr. Yasin GÜLCÜ
Yürütücü Kuruluş Konya Veteriner Kontrol Enstitü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu Dönem 29.12.2014 – 29.12.2015
Proje Özeti
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: 2015 yılında izole edilen 40 adet S.aureus suşu identifikasyonları (koloni
özellikleri, Gram boyama, hemoliz, katalaz, koagülaz testleri) yapılmıştır. Congo Red Agar
(CRA) yöntemi ile S. aureus suşlarının biyofilm oluşturma kapasitesi kalitatif olarak
belirlenmiş, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait suşlar dışındaki suşların kantitatif biyofilm
oluşturma özellikleri belirlenmiştir. PCR analizleri için DNA izolasyonu ve uygulanacak PCR
yöntemlerinin standardizasyonu yapılarak çalışmalara başlanmıştır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: Bazı yıllara ait suşların kantitatif biyofilm oluşturma özellikleri ve PCR
çalışmaları Laboratuvarların iş yoğunluğu nedeniyle tamamlanamadığından 1 yıl ek süre
talebimiz bulunmaktadır.
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Yukarıda da belirtildiği 1(bir) yıl ek süre talep
edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:
06 SERMAYE GİDERLERİ YILLARA GÖRE DAĞILIM
1.Yıl 2.Yıl 3. Yıl 4.Yıl 5. Yıl
06.1- Mamul Mal Alımları 9.415
06.2- Menkul Sermaye Üretim Giderleri 14.685
Genel Toplam 24.100 TL
98
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Güvercinlerden İzole Edilen Varyant Avian Paramyxo
Virus Tip 1 (PPMV-1) Viruslarının Moleküler
Epidemiyolojik Araştırması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/P03/45
Proje Lideri Dr. Asiye DAKMAN
Yürütücü Kuruluş Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2017
Raporun İlgili Olduğu
Dönem 01.01. 2015 – 31.12.2015
Proje özeti
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları:
Projemiz 1 Ocak 2014 tarihinde planlanan şekli ile başlamış ve 2015 yılında da örnek toplama
çalışmaları devam etmiştir. Ankara, Kayseri ve Bolu illerinden toplam 11 farklı şahsa ait
kümeslerden 366 adet kloakal ve trakeal svap örneği ve Avian Influenza yönünden tarama
yapıldığı sırada Bursa ilindeki 3 farklı kişiye ait kümeslerden 80 adet kloakal ve trakeal svap
örneği ile 16 adet ölü güvercin örneklenmiştir. Toplanan örneklerin laboratuvar testleri
tamamlanmıştır. Kayseri ve Ankara illerinden birer şahsa ait kümes ve Bursa ilindeki bir şahsa
ait kümes de ND pozitif bulunmuştur.
Bu dönem içinde enstitümüze ABI 3500 model gen sekans cihazı alınmış ve yeni cihazının
optimizasyonu tamamlanmıştır. Proje ilgili sekans analizi çalışmaları bu cihaz ile yapılacaktır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: -
4. Projede Önerilen Değişiklikler:
Materyal ve Yöntem: Proje kapsamında izole edilecek olan APMV-1 (Newcastle)
viruslarının gen sekans analizleri enstitümüze alınan ABI 3500 gen sekans cihazında
yapılacaktır.
Proje Faaliyet Takvimi: Laboratuvardaki iş yoğunluğunu nedeniyle örnek toplama işleri
tamamlanamamıştır. Örnek toplama faaliyeti ve sonuç raporu gelecek dönemde
tamamlanacaktır.
Personel: Enstitümüz Viral Teşhis Laboratuvarı personeli Dr. Fatih BARUT’un
laboratuvarlarındaki iş yoğunluğu ve kendi laboratuvarlarında yürüttükleri projeler nedeniyle
yoğun bir mesaisi bulunmaktadır. Bu nedenle projeden çıkarılması teklif edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti: 06.2-7.01-. Kimyevi Madde ile Kauçuk ve Plastik Ürün Alımları
kaleminden 23.495 TL harcama yapılmıştır.
99
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Konya Yöresi Broyler Kümeslerinden Alınan Kloakal
Svab Örneklerinden Campylobacter jejuni ve
Campylobacter coli Türlerinin İzolasyonu ve
İdentifikasyonu
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A06/P03/48
Proje Lideri M. Levent KAYNAR
Yürütücü Kuruluş Konya Veteriner Kontrol Enstitü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 31.12.2015
Proje Özeti
Bilindiği üzere Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli insanlarda ishale neden
olan en önemli camplobacter türleridir. Bu araştırma ile Konya yöresinde çeşitli broyler
kümeslerinden alınan klokal svap örneklerden Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli’nin
izolasyonu ve identifikasyonu amaçlanmıştır. Araştırma süresince toplam 500 adet klokal svap
örneği incelenerek Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli izolasyonu ve identifikasyonu
yapılacaktır. İzole edilen suşlar konvensiyonel metot (sodium hippurate hydrolysis) , ticari test
kiti (ApiCAMPY system, bioMerieux, France) ve multipleks PCR (Polymerase chain reaction)
yöntemleri ile identifiye edilecektir.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Bu dönemde kesimhaneden 100 adet daha örnek alınmıştır. Toplam örnek
sayısı 300 adet olmuştur. Proje hedefimiz olan 500 adet örneğe ülkemizde Avian influenza
(Kuş Gribi) hastalığı çıkması nedeni ile kesimhanenin faaliyetlerini durdurması sonucu
ulaşılamamıştır. 100 adet örneğin biokimyasal testler ve ApiCAMPY ile identifikasyonu
tamamlanmıştır. Pozitif örnekler moleküler laboratuarına verilmiştir.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: Ülkemizde kuş gribi çıkması nedeniyle kesimhanenin faaliyetlerini
durdurması sonucu numune sayımız 500 hedefine ulaşamamıştır. Ayrıca Moleküler
laboratuarının iş yoğunluğu nedeni ile moleküler çalışmalar yapılamamıştır. Projenin
tamamlanması için bir (1) yıl ek süre talep etmekteyiz.
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Projenin tamamlanması 1(bir) yıl ek süre talep
edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti: Proje için gönderilen bütçenin tamamı harcanmıştır.
100
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Doğu Karadeniz Bölgesindeki Alabalık
Kuluçkahanelerinde ve Yavru Balıklarda Bazı
Mikrobiyal Etkenlerin Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A11/P03/53
Proje Lideri Hacı SAVAŞ
Yürütücü Kuruluş Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2017
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 31.12.2015
Proje Özeti
Bu proje kapsamında; Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Alabalık kuluçkahaneleri
ve yavru balıklarda önemli bazı mikrobiyal etkenlerin varlığı ve yayılımı araştırılacaktır.
Kuluçkahanelerdeki anaçlardan alınacak ovaryum sıvısı ve sperma ile yavru balık
örneklerinde bu önemli viral etkenlerden; VHSV, IHNV, IPNV, EHNV çalışılacaktır.
Bakteriyel etkenlerden; Renibacterium salmoninarum’un (BKD) varlığı ve yaygınlığı
tespit edilecektir. Bu projeye konu olan çalışmalar; Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane,
Giresun ve Ordu ve Bayburt illerinde kuluçkahanesi bulunan toplam 30 alabalık işletmesinde
yürütülecektir. Bu işletmelerde üretimi yapılan; Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss),
Karadeniz alabalığı (Salmo trutta labrax) ve Kaynak alabalığı (Salvelinus fontinalis) türleri
çalışılacaktır. Elde edilen veriler ışığında bu hastalıkların varlığı, yayılımı ve yavru
ölümlerine olan etkisi ortaya konacaktır. Kayıpların önlenmesine yönelik işletmelere
tavsiyelerde bulunulacak ve koruma stratejileri geliştirilecektir. İzole edilen virüs ve bakteriler
identifiye edildikten sonra liyofilizasyon işlemine tabi tutularak saklanacak ve koleksiyon
oluşturulacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Proje 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren
başlamış olup, saha ve laboratuar çalışmaları takvimine uygun olarak devam etmiştir.
Öncelikle saha ve laboratuar çalışmaları için gerekli olan sarf malzemeleri temin edilmiştir.
Doğu Karadeniz bölgesindeki Alabalık işletmelerinde ve kuluçkahanelerde 2 türün
yetiştiriciliği ve yavru üretimi yapılmaktadır. Bu türler ağırlıklı olarak Gökkuşağı alabalığı
(Oncorhynchus mykiss) ile son yıllarda giderek üretimi yaygınlaşan ve halk arasında Kırmızı
benekli alabalık olarak ta isimlendirilen Karadeniz alabalığı’dır(Salmo trutta labrax). Ayrıca
Rize İli Fındıklı ilçesinde ve Artvin İli Ardanuç ilçesinde istasyon olarak seçilen 2 işletmede
Kaynak alabalığı(Salvelinus fontinalis) anaç sağımı ve üretimi yapılmaktadır. Yine aynı
işletmede ABD’den gözlenmiş Gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) yumurtası ithalatı
yapılmaktadır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler:-
5. Bütçe Harcamaları Özeti: Projenin ait olduğu harcama kalemlerinden 99.978.00TL
harcanmıştır.
101
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Sağlıklı ve Lactococcus garvieae ile Enfekte
Alabalıklarda Florfenikol’ ün Farmakokinetiğinin
ve İn Vivo Etkinliğinin Belirlenmesi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A11/P03/65
Proje Lideri Erkan TAÇBAŞ
Yürütücü Kuruluş Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015–01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015–01.01.2016
Proje özeti
Alabalıklarda ciddi ekonomik kayıplara sebep olan Lactococcus garvieae’ya in vitro
etkili, florfenikolün sağlıklı ve hasta alabalıklarda (Oncorhynchus mykiss, Walbaum 1792)
farmakokinetik profili ortaya konularak mücadelede doğru doz rejiminin sağlanması
amaçlanmıştır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü deney hayvanları
ünitesinde balık denemeleri tamamlanmış olup, plazma ve kas örnekleri örnekleri Ankara
Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalında -20 °C de
muhafaza edilmiştir. Analitik cihaz olarak HPLC (Photo Diode Array detektorlü HPLC 20-
AT prominence, Shimadzu Company, Japonya) kullanılmıştır. Anadon (2008) un plazma
ekstraksiyon metodu ve mobil fazı modifiye edilerek kulanılmıştır. Standart sulandırmalar ve
ana stok için van de Riet JM (2003) metodu uygulanmıştır. Standartlardan Florfenikol ün
LOQ ve LOD değerleri hesaplanmış ve internal standart olarak kloramfenikol kullanılmıştır.
Örnekler işlenmeden önce yöntemin Seçicilik (Selectivity, Doğrusallık (Linearity), Doğruluk
(Accuracy) ve Kesinlik (Precision), Tekrarlanabilirlik ve Tekrar Üretilebilirlik Duyarlılık
(Sensitivity) ve Geri kazanım çalışmasından oluşan validasyon işlemlerine başlanmıştır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-
3. Darboğazlar: HPLC cihazında meydana gelen teknik arıza ve Genel Müdürlüğümüzün
2016-2020 Tarımsal Araştırma Master plan çalışmaları nedeniyle proje takviminde gecikme
yaşanmıştır. Farmakokinetik hesaplamaların yapılacağı WinNonLin® bilgisayar programının
lisans alımı yapıldıktan sonra senelik kullanım ücreti talep etmesi nedeniyle alım
yapılmamıştır.
4. Projede Önerilen Değişiklikler:
Materyal ve Yöntem: Proje isminin “Sağlıklı Kalkan ve Alabalıklar İle Lactococcus
Garvieae Tarafından Enfekte Edilen Alabalıklarda Florfenikolün Farmakokinetiği ve Enfekte
Alabalıklarda Yemle Uygulanan Florfenikolün İlaç Kalıntı Arınma Süresinin Belirlenmesi”
olarak değiştirilmesi talep edilmektedir.
Proje Faaliyet Takvimi: HPLC cihazından kaynaklanan arıza ve iş yoğunluğu sebebiyle
1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.
Personel: Proje ekibinde yer alan Araş Gör. Sedat SEVİN’in projeden çıkarılması talep
edilmektedir.
102
Bütçe: Farmakokinetik hesaplamaların yapılacağı lisanslı WinNonLin® programı, yıllık
kullanım ücreti talep etmesi nedeniyle alınmamış, analizlerin bitmesini müteakip alım
yapılması planlanmaktadır.
5.Bütçe Harcamaları Özeti:
Bütçe 2015
Laboratuvar Gereçleri Alımları 8.000 TL
Kimyevi Madde ile Kauçuk ve Plastik Ürün
Alımları
8794 TL
Toplam 16.794 TL
103
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Türkiye Akdeniz Kıyısalında Trol Avcılığında
Yoğun Olarak Karşılaşılan Bazı Balık Türlerinin
Metazoan Parazit Faunasının Belirlenmesi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A11/P03/66
Proje Lideri Nesrin EMRE
Yürütücü Kuruluş Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim
Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015–01.01.2017
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015–01.01.2016
Proje Özeti
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu: Balık örnekleme çalışmaları Antalya
Körfezinde 2015 yılı Temmuz ayı itibarı ile başlamış olup mevsimsel örneklemeler
yapılmıştır. Trol çekimleri 50-100m, 100-200m, 200-500m, 500-800 m derinlik tabakalarında
gerçekleştirilmiştir.
Çalışma süresince Antalya Körfezinde yürütülen trol çekimleri sonucunda 59 kemikli
ve kıkırdaklı balık türünde metazoa parazitleri incelenmiştir. Enstitü Müdürlüğümüz Arama 1
gemisinin laboratuvarında, yakalanan ölü balık örneklerinin boy, ağırlık ve cinsiyetleri
kaydedilmiştir. Türlerine göre ayrılan balık örneklerinin vücut yüzeyi, ağız içi, göz, solungaç
ve sindirim sistemleri stereo mikroskop altında incelendi. Parazit türlerine ait örnekler tespit
solüsyonları ile tespit edildi. 3-4 gün süren saha çalışmaları sonucunda detaylı parazitolojik
incelemelerin yapılabilmesi için parazit örnekleri Enstitü araştırma labaortuvarına getirildi.
Kopepod ve Helmint parazitlerin teşhisine yönelik laboratuvar çalışmaları hala devam
etmektedir.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar:-
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Proje çalışma alanının Antalya Körfezi ile
sınırlandırılması ve Proje süresinin 1 (bir) yıl uzatılması talep edilmektedir
5.Bütçe Harcamaları Özeti:-
104
PROJE GELİŞME RAPORU FORMU
Proje Başlığı
Infeksiyöz Pankreatik Nekrozis Virusunun (IPNV) Hızlı
Tanısında Kullanılmak Üzere Koaglütinasyon Testinin
Geliştirilmesi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A11/P03/50
Proje Lideri Kemal PEKMEZ
Yürütücü Kuruluş Bornova Veteriner Kontrol Enstitü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 –31.12.2015
Proje Özeti
Bu projede, Türkiye’de kültür alabalıklarında endemik seyirli enfeksiyöz pankreatik
nekrozis (IPN) enfeksiyonunun hızlı tanısı için yeni bir koaglütinasyon (CoA) test sistemi
tasarlanacaktır. Bu amaçla, CoA konjugatlarının hazırlanmasında duyarlaştırılmış S. aureus
Cowan 1 suşu ve IPNV serotiplerine karşı kobay poliklonal antiserumları üretilecek ve
laboratuvar (standart) serotipleri ile saha izolatları bu yeni konjugatlar ile test edilecektir.
Tasarlanan yeni CoA sisteminin duyarlılık ve dayanıklılığı saptandıktan sonra, şüpheli balık
dokularından ve hücre kültürlerinden izole edilen virus örnekleri kullanılarak geleneksel
ELISA ve RT-PCR ile karşılaştırmalı olarak geçerliliği belirlenecektir.
2. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
A) IPN Sp ve VR299 serotipinin üretimi: Daha önceden üretimi yapılıp porsiyonlanarak -80
ºC derecede saklanan IPN Sp ve VR299 serotipinin 24 gözlü doku kültürü tabletlerine ekimi
yapılarak aktivasyonu sağlandı. Ardından sırası ile 24, 75 ve 175 cm2’lik doku kültürü
flasklarına ekimi yapılarak ölçek büyütüldü. İşlemin sonunda 50’şer ml IPN Sp ve VR299 elde
edilerek porsiyonlandı ve titrasyonu yapılarak ve testlerde pozitif kontrol olarak kullanılmak
üzere -80 ºC’ye kaldırıldı.
B) IPN Ab serotipinin pürifikasyonu: Daha öncesinden üretimi yapılan ve -80 ºC de
stoplanmış olan yaklaşık 600 ml IPN Ab virusunun purifikasyonu gerçekleştirilerek ölçümüm
yapılmak ve immunuzasyonda kullanılmak üzere -80 ºC saf virus olarak stoklanmıştır. Tekrar
prüfikasyonu yapılmak üzere IPN Ab serotipinden 2000 ml daha üretimi gerçekleştirildi ve
pürüfiye edilmek üzere -80 ºC’de stoklandı.
C) Konjugatların hazırlanması ve referans viruslar ile denemelerin yapılması: Daha
önceden hazırlanmış olan IPN Ab ve VR299 serotiplerine aitantiserumlar ile üretimi ve
inaktivasyonu gerçekleştirilmiş ve 4 ºC stoklanmış olan S.auerus Cowan 1 suşu ile konjugat
alınarak ayrı ayrı 2 ml. 1/10, 1/200 ve 1/500 S. aureus süspansiyonu ile birleştirilerek
santrifüj edilmiştir. Pelet %0,02 sodyum azitli PBS ile yeniden süspanse edilerek 3500 devirde
15 dakika süre ile iki kez daha yıkanmıştır. Daha sonra oluşan pelet %0,02 sodyum azit ve
%0,25 Tween 20 içeren 2ml. PBS ile suspanse edilerek test için stoklanmıştır.) hazırlanmış ve
referans viruslar (pozitif kontrol), PBS (negatif kontrol) ve Hücre kültürü süpernatantı (negatif
105
kontrol) ile test denemesi yapılmıştır. Elde edilen sonuçlarda non-spesifik reaksiyonlar
gözlenmiştir.
Tekrardan S.auerus Cowan 1 suşu üretimi yapılarak üretmiş olduğumuz serumlar ile ve
daha önceden bölümde IPN sp serotipine kobay (SN50 1/700) ve tavşan karşı üretilmiş olan
antiserumlar ile ve referans tavşan antiserumu (SN50 1/4000) ile konjugat hazırlanmış ve test
tekrar edilmiştir. Yapılan testler de olumlu sonuçlar alınmıştır. Üretmiş olduğumu serumlardaki
sorunun sebebinin anlaşılması için tekrardan sp serotipinin titre hesabı yapılmış ve
karşılaştırmalı olarak serumların SN50 değerlerinin hesaplanmaı için serum nötralizasyon
testine tabi tutulmuştur.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: Üretmiş olduğumuz serumlarda nonspesifik reaksiyonlar gerçekleşmiştir.
4. Projede Önerilen Değişiklikler: Oluşan sorunların giderilmesi için 1(bir) yıl ek süre talep
edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:
06 SERMAYE GİDERLERİ YILLARA GÖRE DAĞILIM
1.Yıl 2.Yıl
06.1- Mamul Mal Alımları 12.000 8.000
06.2- Menkul Sermaye Üretim Giderleri 4.000 4.000
06.5- Gayrimenkul Sermaye Üretim Giderleri 300 400
06.6- Menkul Malların Büyük Onarım
Giderleri
300 200
06.9- Diğer Sermaye Giderleri 500 300
Toplam 17.100 12.900
Genel Toplam 30.000
106
GELİŞME RAPORU FORMU
Proje Başlığı Elazığ Alabalık İşletmelerinde Myxosporean Parazitlerin
Yayılışı
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A11/P03/52
Proje Lideri Dr. Aysel İTİK EKİNCİ
Yürütücü Kuruluş Elazığ Veteriner Kontrol Enstitü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 31.12.2015
Proje Özeti
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Proje kapsamında, 01.02.2014 tarihinden itibaren numune toplanmaya
başlanmıştır. Toplanan 330 balık numunesinin parazitolojik ve patolojik incelemeleri
yapılmıştır. Proje yürütücüsünün doğum izni sonrası ücretsiz izinde olması ve proje ekibinde
yer alan Prof. Dr. Naim SAĞLAM’ın yurt dışında bulunması sebebiyle projenin parazitolojik
muayeneleri aksadığı için numune toplanmasına ara verilmiştir.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: Proje yürütücüsü Dr. Aysel İTİK EKİNCİ ’nın doğum izni sonrası ücretsiz
izinde olması ve proje ekibinde yer alan Prof. Dr. Naim SAĞLAM’ ın yurtdışında bulunması
sebebiyle projenin parazitolojik muayeneleri aksadığı için numune toplanmasına ara verilmiştir.
Projenin parazitolojik muayeneleri ve diğer çalışmaları bir sonraki yıla aktarılmıştır.
4. Projede Önerilen Değişiklikler:
Proje Faaliyet Takvimi: Projenin planlanan zamanda tamamlanamaması sebebi ile
31.12.2016 tarihine kadar 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.
Personel: Tayininin çıkması nedeni ile Su Ürünleri Mühendisi Selami ARCA’nın projeden
çıkarılması, Su Ürünleri Mühendisi Abdulmuttalip BERİ’nin projeye dahil edilmesi teklif
edilmektedir.
Bütçe: Projede işletmelerden alınacak balık örnekleri için 3.2.6.0.4 “Canlı Hayvan Alım Bakım
ve diğer giderler” kaleminden 2000 TL ek bütçe talep edilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:
Bütçe Harcamaları Toplam Tutar (TL)
5.1. Makine / Teçhizat 387.68
5.2. Sarf Malzemesi 996.00
Toplam:
1383.68
107
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı Doğu Karadeniz Bölgesinde Nosema apis ve Nosema
ceranae’nın Epidemiyolojisi
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A06/P03/64
Proje Lideri Fatih YILMAZ
Yürütücü Kuruluş Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015 – 01.01.2017
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 04.01.2016
Proje Özeti
Nosemosis; Nosema apis ve Nosema ceranae tarafından bal arılarının ventrikulus epitel
hücrelerinin enfekte edilmesiyle oluşan, bal arıları için oldukça önemli protozoon bir
hastalıktır. Ergin arı hastalıklarından olan nosema tüm arı hastalıkları arasında en yaygın
olanlarından birisidir. Arıların sindirim sisteminde bozukluk yaparak arıların performansını
olumsuz etkilerek önemli ekonomik kayıplara sebep olur. Nosema ile enfekte olan arı
kolonilerinde parazitin oluşturduğu olumsuz etkilerin yanı sıra, sekonder enfeksiyonlara
duyarlılığın artmasına bağlı olarak ortaya çıkan diğer enfeksiyonlarda önemli kayıplara yol
açmaktadır. Kış döneminde görülen arı ölümlerinin ve koloni sönmelerinin başlıca
nedenlerinden bir tanesi de nosemadır.
Yapacağımız çalışma ile Doğu Karadeniz bölgesinden toplayacağımız arı
numunelerinde PCR yöntemiyle Nosema apis ve Nosema ceranae etkeni araştırılarak, bölgede
bulunma yoğunluğu ve buna bağlı olarak görülen hastalık vakalarında hangisi ne oranda etkili
olduğu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Proje takvimine uygun olarak çalışmalar devam etmekte olup; ilkbahar ve
sonbahar numuneleri toplandı. İlkbahar numunelerinin natif muayeneleri ve nosema sayımları
gerçekleştirildi. İlkbahar numunelerinin tamamının PCR hazırlıkları yapılarak PCR işlemine
hazır hale getirildi ve130 numunede 390 örneğin Jel görüntülemesi gerçekleştirilmiş olup grup
toplantılarına ilkbahar numunelerinin PCR işlemleri bitirilmesi planlanmaktadır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar:-
4. Projede Önerilen Değişiklikler:-
5. Bütçe Harcamaları Özeti: -
108
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Balarılarında (Apis mellifera L.) ‘’Varroa destructor’’
Mücadelesinde Farklı Organik, Kimyasal (Flumetrin) ve
Kültürel Yöntemlerin Etkinliğinin Karşılaştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/15/A06/P03/63
Proje Lideri Oya BORAN
Yürütücü Kuruluş Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2015 – 01.01.2017
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 31.12.2015
Proje Özeti
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Enstitü Arıcılık Şubesinde bir koloniden yetiştirilmiş kız kardeş analardan
56 adet koloni bu yıl kış mevsiminin uzaması ve havaların olağan dışı soğuk geçmesi nedeniyle
ana arı üretimi gecikmiş, bu nedenle proje kovanları ancak Haziran ayına yetiştirilebilmiştir.
Koloniler başlangıçta ergin arı ve çerçeve sayıları yönüyle eşitlenmiş, Varroa bulaşıklığı ve
Nosema yönünden kontrolleri yapılmıştır. 56 adet kovan 7’şer kovandan oluşan 8 gruba
ayrılmıştır. Haziran ayı itibarıyla uygulamaları başlatılan gruplar şunlardır:
1.Kontrol grubu
2.Pudra şekeri uygulaması grubu
3.Erkek arı gözlerinin kovandan uzaklaştırılması+Pudra şek. Uyg.+Çekmeceli tabanlık grubu
4.Erkek arı gözlerinin kovandan uzaklaştırılması Pudra şek. uygulaması+Çekmeceli tabanlık
grubu+Defne yaprağı grubu (defne yaprağı dumanının körükle uçuş deliğinden uygulanması)
5.Erkek arı gözlerinin kovandan uzaklaştırılması Pudra şek. uygulaması+Çekmeceli tabanlık
grubu+Tespih ağacı grubu
Projede 3, 4 ve 5. gruplarda Nisan- Mayıs ve Haziran aylarında ayda 2 kez erkek gözlü
peteklerin verilerek 12 gün sonra kovandan uzaklaştırılarak imha edilme işlemi mevsim
geciktiği için gerçekleşememiştir.
Projenin 6. grubuna Flumetrin etken maddeli ilaç uygulaması Kasım ayının 2.
haftasında çerçeve sayısı dikkate alınarak prospektüsünde tarif edildiği şekilde yapılmıştır.
İkinci uygulama Şubat ayında yapılacaktır.
7. gruba uygulanacak olan Oksalik asit süblime uygulaması yıl boyunca yalnızca bir kez
kovan başına 2 g hesabıyla; 8. gruba uygulanacak olan oksalik asit eriyik uygulaması (1/1 şeker
şurubu içerisinde 45 g oksalik asit eritilerek) çerçeve aralarına 5 ml püskürtmek suretiyle hava
sıcaklığının 0-5 ºC olduğu kış aylarında (muhtemelen Ocak-Şubat) uygulanacaktır.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: Ana arı üretiminin gecikmesine bağlı olarak deneme başlangıcı Haziran ayına
sarktığından 3 deneme grubunun uygulamasında bulunan erkek gözlü petekler
işlettirilememiştir.
5. Projede Önerilen Değişiklikler:-
6.Bütçe Harcamaları Özeti:-
109
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Merinos Melezi Koyunlarda Laktasyonun Farklı
Dönemlerinde Kan ve Süt Selenyum Düzeyleri ile
Bunlara Etki Eden Faktörlerin Araştırılması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/14/A07/P02/44
Proje Lideri Dr. Selçuk PEKKAYA
Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016
Proje Özeti
Koyun ve keçilerde Se yetersizliğine bağlı olarak gelişen Beyaz Kas Hastalığı, önlem
alınmadığı takdirde yavru ölümlerine sebebiyet vermektedir. Ülkemizin İç Anadolu ve Kuzey
Anadolu bölgelerinde Se yetersizliğine bağlı Beyaz Kas Hastalığı kuzu ve oğlaklarda halen
ciddi verim kayıplarına sebep olmaktadır. Beyaz Kas Hastalığının etiyolojisinde yalnızca
yemdeki Se düzeyleri değil aynı zamanda yemde bulunan veya takviye edilen Se’un kimyasal
formu, yemin Vitamin E ve Se ile etkileşimi bilinen diğer iz elementler (Cu, Zn, Cd) içeriği de
önem kazanmaktadır. Ayrıca Se stoklarının doldurulması için belirli bir Se miktarının uzun
süre alınması gerektiğinden, kuzu ve oğlaklara yapılan Se takviyesinin yetersiz olabileceği,
annenin Se stoklarının önemli olduğu düşünülmektedir.
Sunulan proje ile Ankara çevresinde halen kuzu ve oğlak ölümlerine sebep olabilen
Beyaz Kas Hastalığı ile ilgili olarak olası yetersizliğin araştırılması amaçlanmaktadır.
Çalışmadan çıkacak sonuçlar çerçevesinde yetiştiriciye daha sağlıklı sağaltım uygulamaları
konusunda yardımcı olunabileceği öngörülmektedir.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Proje yöneticisinin bir önceki projeyi sonlandırması ve iş yoğunluğu nedeni
ile ideal numune toplama döneminin kaçırılmış olmasından dolayı öngörülen numune toplama
süreci sonraki yıla ertelenmiştir. Çalışmalara proje takvimine göre gecikmeli olarak 2016 yılı
içerisinde devam edilmesi düşünülmektedir.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: -
4. Projede Önerilen Değişiklikler: 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.
5.Bütçe Harcamaları Özeti:
06 SERMAYE GİDERLERİ YILLARA GÖRE DAĞILIM
1.Yıl 2.Yıl 3.Yıl 4.Yıl
06.1-MAMUL MAL ALIMLARI 37.500 TL
TOPLAM 37.500 TL
110
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Zehirlenmelere Neden Olan Pestisitlerin Karaciğer ve
Mide İçeriğinde Tespiti İçin Metot Geliştirilmesi ve
Metodun Geçerli Kılınması
Proje Numarası TAGEM/HSGYAD/A02/P02/41
Proje Lideri Azime MERCAN
Yürütücü Kuruluş Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü
Başlama Bitiş Tarihi 01.01.2014 – 01.01.2016
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016
Proje Özeti
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Sığır karaciğer ve mide içeriğinde QuECHERS metot yaklaşımı ile “hızlı,
kolay, ekonomik, etkili, sağlam, çevreye ve sağlığa daha az zararlı özelliklerine sahip” Jel
filtrasyon tekniğinin dispersive solid faz tekniğine uyarlanması sağlanarak suyu ve yağı seven
endüstride bir çok alanda ve kolon kromotografisinde de kullanılan aşağıdaki şekilde molekül
yapısı verilen kimyasal kullanılarak ekstraksiyonda clean up aşamasında başarı sağlanmış ve
amaçlanan multi ekstaksiyon metodu geliştirilmiştir. Geliştirilen multi ekstraksiyon metodu ile
organik klorlu, organik fosforlu, karbamat ve pretroid grubu pestisitlerlerden oluşan ve proje
kapsamında yer alan 39 adet pestisitin (Hexachlorobenzene, Heptachlor, Aldrin, Dieldrin, Alfa-
endosulfan, Beta–endosulfan, Endosulfan sulfat, pp’DDE, pp’DDD, pp’DDT, Bromopropylate,
Dichlorvos, Trichlorfon, Chlorprifos, Parathion-metil, Parathion-etil, Malathion, Dıazınon,
Caumafos, Dimethoate, Cyfluthrin, Cypermethrin, Deltamethrin, Fenvalerate, Permethrin,
Tetramethrin, Methomyl, Carbaryl, Primicarb, Carbofuran, 3-hydroxy-carbofuran, Methiocarb,
Aldicarb, Propoxur, Amitraz, 2,4 Dimethylaniline, N-2,4-Dimethylphenyl-N’-
Methylformamidine, alfa-hegzachlorocyclohxane, gamma-hexachlorocyclohexane) eş anlı geri
alım çalışmaları Gaz Kromotografi Kütle Spektrometre (GC-MS) Cihazında gerçekleştirilerek
tamamlanmış ve EUROCEM metot validasyonu parametrelerine göre validasyon (geçerli
kılma) çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: Geliştirilen multi ekstraksiyon metodu ile ilgili yayın
yapılacaktır.
3. Darboğazlar: -
4. Projede Önerilen Değişiklikler:
Proje Faaliyet Takvimi: 1(bir) yıl ek süre talep edilmektedir.
Personel: Laboratuvarımızda zehirlenme analizlerinde bu yıl içerisinde görevlendirilen
Veteriner Hekim Arda ARMAN’ın Proje dahil edilmesi önerilmektedir.
5. Bütçe Harcamaları Özeti:
06 SERMAYE GİDERLERİ YILLARA GÖRE DAĞILIM
1.Yıl 2.Yıl 3 Yıl
06.1- Mamul Mal Alımları
15.000TL 15000
111
T.C.
GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü
KKTC
ARAŞTIRMA PROJELERİ
112
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı KKTC Ulusal Scrapie İzleme Programı Sisteminin
Oluşturulması
Proje Lideri Dr. Neslihan ÖZNUR
Yürütücü Kuruluş KKTC Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı Veteriner Dairesi
Müdürlüğü
Başlama Bitiş Tarihi
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 ile 01.01.2016 arası
Proje özeti:
Bu proje ile; ülkemizde uygulanması zorunlu olan TSE grubu hastalıklarından Scrapie
İzleme Programı için izleme sisteminin şekillendirilmesi ve izlemede kullanılacak yöntem ve
test metodlarının oluşturulması ve standardize edilmesi amaçlanmaktadır.
Proje Kapsamında; Scrapie İzleme Programı, koyun ve keçilerde aktif sörvey ve pasif
sörvey olarak tanımlanan iki farklı alt program olarak şekillendirilip, yürütülecektir. Bu
çalışmalarda her iki tür için öngörülen örnek grupları ve örnek sayıları EC 999/2001 sayılı AB
direktifi ve bu direktifi revize eden EC 727/2007 sayılı AB direktifi esas alınarak
hazırlanacaktır. Aktif survey çalışmalarında mezbahalarda numune alma işlemleri, bu konuda
eğitilmiş veteriner hekimler tarafından gerçekleştirilecektir. Random örnekleme yöntemine
göre tespit edilen sayıda örnek hayvandan kafatası, İzleme programı için özel olarak
hazırlanmış gönderme protokolü doldurularak; numuneler testlerin yapılacağı laboratuvara
sevkedilecektir. Laboratuvara gelen numunelere hızlı test (ELISA) uygulanacaktır. Aktif
izlemede hızlı test’te pozitif veya şüpheli sonuçların alınması durumunda, numunelere teyit için
histopatolojik ve immunopatolojik testler uygulanacaktır. Pasif survey çalışmalarında ise
laboratuvara sevk edilen hayvanlardan usulüne uygun olarak alınan doku örnekleri scrapie
hastalığı yönünden histopatolojik ve immunohistokimyasal yöntemlerle incelemeye tabi
tutulacaktır. Konfirmasyon testinde de pozitif çıkan numunelere etken tespiti amacıyla Western
İmmunoblotting test uygulanacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu Dönem Bulguları:
Dönem Bulguları: Proje kapsamında; Scrapie İzleme Programı, koyun ve keçilerde aktif
sörvey ve pasif sörvey olarak tanımlanan iki farklı alt program olarak şekillendirildi.Bu
çalışmalarda her iki tür için öngörülen örnek grupları ve örnek sayıları EC 999/2001 sayılı AB
direktifi ve bu direktifi revize eden EC 727/2007 sayılı AB direktifi esas alınarak
hazırlandı.Aktif survey çalışmalarında mezbahalarda numune alma işlemleri, için veteriner
hekimlerin eğitimleri gerçekleştirildi. Projede;18 ay ve üzeri yaştaki 400 adet koyun ve 52
keçiye ait kafatası, İzleme programı için özel olarak hazırlanmış gönderme protokolü
doldurularak, laboratuvara ulaştırıldı. Beyin çıkarıldıktan sonra beyin kökü, beyin ve beyincik
arasından enine (transverse) bir kesitle orta beyinden ayrıldı. Daha sonra beyincik, iki yanlı
olarak pedünküller seviyesinde kesilerek beyin kökünden uzaklaştırıldı. Beyin kökünden ilk
olarak histopatolojik ve immunohistokimyasal muayeneler için medulla oblongatanın obex
bölgesinden “V”nin apeksini kapsayacak şekilde 8-10 mm kalınlığında koronal bir blok alındı
ve yarısı 10 misli hacimdeki %10 formol saline solüsyonunda tespit edildi. Diğer yarısı hızlı
test için kullanıldı. Bu amaçla Avrupa Birliğinde tarama çalışmalarında kullanılmak üzere
113
onaylanmış (EC 1064/2012) IDEXX Herd Check Bovine Spongioform Encephalopathy-
Scrapie Antigen Test kiti kullanıldı.
Elde edilen beyin kökü numunelerinden obex düzeyinde 0.30 gr doku alınarak homojenize
edildikten sonra kitte önerilen test prosedürüne göre hızlı test yapıldı. ELISA okuyucuda A450-
A630 absorbans değerleri okunarak cut off değerleri hesaplandı.PrP’nin tespit edilmesi için de
obeks örneğinin alınmasından sonra arta kalan beyin kökü (cranial ve caudal beyin kökü)
parçaları en az 5 gram olacak şekilde ağzı kilitli naylon poşete konarak -20ºC’de
saklandı.Beyin, orta beyin ve beyincik ortadan uzunluğuna kesilerek eşit iki parçaya ayrıldı.
Sağdaki parçalar 10 misli hacimdeki formalin solüsyonuna alındı. Taze doku örnekleri olarak
da soldaki parçalardan beyincik bir poşette, beyin ve orta beyin bir poşette olmak üzere ayrı
ayrı ağzı kilitli naylon poşetlere konarak -20ºC’de saklandı. Atipik scrapie vakalarının tespiti
amacıyla da beyincikten histopatolojik muayene için formalin solüsyonuna örnek alındı, kalan
örnekler -20ºC’de saklandı.Histopatolojik ve immunohistokimyasal muayene için uygun
bölgelerden alınan doku örneklerinin takipleri devam etmektedir. Konfirmasyon testleri için
gerekli olan alet ekipman ve malzeme alımı ihale aşaması gerçekleştiridi. Alet ve ekipmanın
laboratuarda kurulumu ve eğitimleri tamamlandı.
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: -
4. Projede Önerilen Değişiklikler: -
5. Bütçe Harcamaları Özeti:-
114
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
KKTC’inde, Atık Yapan Sığırlarda Bakteriyel ve
Paraziter Hastalıkların (Brucellosis, Enzootic abortus,
Listeriosis, Q Fever ve Neosporosis) Enfeksiyon
Etkenlerinin Araştırılması
Proje Lideri Doğan PAŞA
Yürütücü Kuruluş KKTC Veteriner Dairesi
Başlama Bitiş Tarihi
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016
Proje Özeti:
Bu proje ile KKTC’deki sığırlarda, atığa neden olan önemli, bakteriyel ve paraziter
etkenlerin prevalansı belirlenmiştir. Ülkemizdeki sığır populasyonunda, her yıl yaklaşık 1700
adet abort vakası olmaktadır. Bu proje ile ülkemiz sığır yetiştiriciliğinin önemli
problemlerinden biri olan abort vakalarının etiyolojisi hakkında bilimsel bilgi elde edilmiştir.
KKTC Tarım Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı’na bildirimi yapılan abort yapmış sığırlardan
toplanan kan örneklerinden bakteriyel hastalıklardan Brucellosis, Chlamydiosis ve Q Fever;
paraziter hastalıklardan Neosporosis serolojik yöntemlerle araştırılmış ve hastalıkların
etiyolojisi ve prevalansları saptanmıştır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Bu dönem içerisinde11.11.2015tarihine kadar sekiz bölgeden ( Geçitkale,
Girne, Güzelyurt, İskele, Lefkoşa, Mağusa, Vadili, Ziyamet) 1504 kan serumu numunesi
toplanmış ve proje başlığında belirttiğimiz hastalıklar yönünden seroloji laboratuarında analiz
yapılmıştır.
Testlerin sonuçlanma tarihinden 31.12.2015 tarihine kadar ilave olarak 89 adet kan
numunesi toplanmıştır. Bu kan numuneleri da hastalıklar yönünden analiz yapılarak projenin
son raporuna eklenecektir.
Test sonuçlarının bölgelere göre dağılımı aşağıda yer almaktadır.
1. RBPT top. 63 adet pozitif
VADİLİ 30
MAĞUSA 1
LEFKOŞA 22
GÜZELYURT 8
GİRNE 1
GEÇİTKALE 1
2. Clamyphilaabortus top. 5 adet pozitif
GEÇİTKALE 2
VADİLİ 2
LEFKOŞA 1
3. Q Fever top.73 adet pozitif
VADİLİ 43
MAĞUSA 3
LEFKOŞA 15
115
İSKELE 2
GÜZELYURT 5
GİRNE 2
GEÇİTKALE 2
4. Neosporiumcaninum top. 308 adet
ZİYAMET 1
VADİLİ 136
MAĞUSA 10
LEFKOŞA 65
İSKELE 43
GÜZELYURT 29
GİRNE 8
GEÇİTKALE 16
Brucellosis için prevalans % 4.18
Q Fever için prevalans % 4.85
Neosporium caninum için prevalans %20.4
Chlamydophila abortus için prevalans %0.33
2. Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
3. Darboğazlar: -
4. Projede Önerilen Değişiklikler: -
5. Bütçe Harcamaları Özeti: -
116
PROJE GELİŞME RAPORU
Proje Başlığı
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Sığır, Koyun ve
Keçi Popülasyonundan Toplanan Klinik Materyallerden
Brusella Etkenlerinin İzolasyonu ve İzole Edilen
Etkenlerin Klasik Bakteriyolojik ve Moleküler
Yöntemler Kullanılarak İdentifikasyonları
Proje Lideri Mehmet DEMİRPENÇE
Yürütücü Kuruluş K.K.T.C. Veteriner Dairesi
Başlama Bitiş Tarihi
Raporun İlgili Olduğu Dönem 01.01.2015 – 01.01.2016
Proje Özeti:
Bu projede, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin genelindeki sığır, koyun ve keçi
popülasyonlarındaki, Brusella enfeksiyonuna neden olan suşların belirlenmesi ve
biyotiplendirilmesi, OIE manüelinde belirtilen yöntemlere göre ve son bilimsel gelişmeler
ışığında yapılacaktır. Çalışma boyunca, Brusella hastalığı tespit edilen sığır, koyun ve keçi
sürülerinden, süt, vaginal sekret, svab, ve atık fetus gibi materyaller toplanarak, etken
izolasyonuna çalışılacak ve izole edilen bakteriler, klasik biyotiplendirme yöntemleri ile
identifiye edilecektir. İzolatlara aynı zamanda Bruce ladder multiplex PCR uygulanacak ve
alınan sonuçlar klasik yöntemler ile alınan sonuçlar ile karşılaştırılacaktır.
1. Başlıca Faaliyetlerin Gerçekleşme Durumu:
Dönem Bulguları: Proje kapsamında Bruselloz yönünden yapılan serolojik testlerden pozitif
olarak belirlenen toplam 182 adet hayvandan süt numunesi toplandı. Kültür işlemleri için
gerekli sarf malzemeler temin edildi ve 150 adet süt numunesi kültüre edildi. İzole edilen
bakterilere gerekli biyokimyasal testler uygulanarak 46 adat izolat Brusella cins spesifik olarak
belirlendi veuygun koşullarda dondurıularak moleküler çalışmalar için muhafaza edildi.
Moleküler çalışmalar için temin edilmesi planlaman ekipman için ihaleye çıkıldı ve
sonuçlandırıldı. İhale kapsamında bir adet Thermal Cycler cihazı laboratıvarımıza teslim
edilmiş ve diğer ekipmanların teslimatı 2016 yılı içerisinde beklenmektedir. Moleküler
çalışmalarda kullanılması planlanan sarf malzemenin temini için gerekli çalışmalar
başlatılmıştır.
İş yoğunluğu sebebi ile projenin planlanan moleküler çalışmaları 2015 yılı içerisinde
gerçekleştirilememiştir. Moleküler çalışmaların yapılmasına destek için, veteriner dairesi
personeli A. Gözen Barbaros yardımcı araştırtmacı olarak projeye dahil edilmiştir. Projenin
tamamlanması için 6 aylık bir süre uzatma süresi talep edilmiştir.
3.Yapılması Düşünülen Ara Yayınlar: -
4.Darboğazlar: -
5.Projede Önerilen Değişiklikler: -
6.Bütçe Harcamaları Özeti:-