hasan eskil - konyader.com · bir güzel İnsan/oktay Özaydın 4 bu kitabın yayın hakları hasan...

272

Upload: dinhthien

Post on 21-Jul-2018

239 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,
Page 2: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

1

Hasan Eskil

BİR GÜZEL İNSAN

OKTAY ÖZAYDIN

Biyografi

Ozan Yayıncılık

Mart 2015

Page 3: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

2

Page 4: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

3

Hasan Eskil

BİR GÜZEL İNSAN

OKTAY ÖZAYDIN Biyografi

Ozan Yayıncılık

Mart 2015

Page 5: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

4

Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar, Kültür Bakanlığı Telif Hakları Sözleşmesi gereği yayınevinin iznini gerektirir.

Bir Güzel İnsan-Oktay Özaydın Hasan Eskil Yayın Yönetmeni: Mustafa Demir Editör: Abdullah Demir Kapak tasarımı: Ekin Karabıyık Baskı ve Cilt: Ozan Matbaacılık Davutpaşa Caddesi Güven Sanayi Sitesi B blok Kat: 2 No: 352 Topkapı - İSTANBUL Kütüphane Bilgi Kartı (CIP): Bir Güzel İnsan-Oktay Özaydın Hasan Eskil Yaşam, Biyografi Ozan Yayıncılık Mart 2015, Türkiye, İstanbul 400 sayfa ISBN: 978-605-4723-??? Sertifika no: 11329

Dağıtım: İstanbul: 2A, Alfa, Alkım, Artı, Bilgi, Cağaloğlu, D&R, Derya Dağıtım Final, Paraf, Remzi, Say, Totem, Yelpaze Ankara: Işık Eğitim, İmge, Kıta, Ekinoks, Arkadaş İzmir: Erdoğanlar, Gema İnternet satış: www. kitapyurdu. com, www. yenisayfa. com, www. kitapnet. com, www. iskenderiye. com, www. selsus. com, www. dharma. com. tr, www. ideefixe. com

OZAN YAYINCILIK LTD.

Alemdar Caddesi Güzel Sanatlar Sk. No: 13 Cağaloğlu İstanbul Tel: 212.511 93 95 - 520 43 90 Faks: 212.527 98 47

Email: [email protected] Web: www.ozanyayincilik.com

Page 6: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

5

Oktay’ın annesi Müzehher Teyze ile

rahmetli babası

Mustafa Fevzi Amca’ya…

Page 7: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

6

Page 8: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

7

ÖNSÖZ

KONYALILAR DERNEĞİ BAŞKANI

KUDRET FİKİRLİ

Bazı şeyler insana ağır gelir ama hayatın akışı içerisinde bazen görevini yapmak zorunda kalırsın. Bu kitaba önsöz yazma ko-nusu da bir görev olarak karşıma çıkınca bir şeyler yazmak zorunda kaldım.

Yirmi yıl kendisine yol arkadaşlığı ettiğim Oktay Ağa-bey’imin ölümünün birinci sene-i devriyesine rastlayan 18 Mart’a yetiştirilmek üzere Hasan Eskil Ağabey’in kaleme al-dığı bu kitaba önsöz olacak bir şeyler yazmak çok zor geldi. Ama yazmalıydım. Onun bize bıraktıkları ve yaptıkları adına…

Her zaman bahsettiğim gibi onunla tanışmamıza Konyaspor gecesi hazırlığı vesile oldu. ( Yıl 1993).

Dernekte göreve geldiği 2000 yılından 2014 yılının 18 Mart’ına kadar geçen on dört yıllık sürede acı tatlı çok şeyler paylaştık. Gün oldu sevindik gün oldu çaresizlikle üzüldük ama o çalış-maya doymadı dolayısıyla bizler de ona ayak uydurmaya ça-lıştık.

Çocuğu gibi gördüğü dernek ve vakıftaki çalışmaları ve gay-reti bize koca bir eser bıraktı. Dolayısıyla çok büyük bir so-rumluluğu da sırtımıza sararak aramızdan ayrıldı. Allah rah-met eylesin.

Page 9: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

8

Sevenlerinin ve tanıyanlarının kaleme aldığı hatıra ve görüş-leri üzerinden yürüyen Hasan Ağabey’in akıcı üslubu ile gü-zel bir eserin ortaya çıkacağına gönülden inanıyorum. Emek-leri için binlerce teşekkür ediyorum.

Hatıraları kitaplaştırma fikrini ortaya atan ve hayata geçiril-mesini sağlayan başta Vakıf Başkanımız Mustafa Birim’e ve yönetim kurulu üyelerine “vefa” adına göstermiş oldukları bu kadirşinaslığa ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Eser ne kadar güzel olursa olsun onun hakkını ödeyebilir mi-yiz? bilmiyorum... Ama elimizden de bu kadar geliyor.

Bu vesile ile Oktay Ağabey’ime bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.

Kudret FİKİRLİ

Konyalılar Dernek Başkanı

Page 10: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

9

İSTANBUL KONYALILAR VAKFI BAŞKANI

MUSTAFA BİRİM

Sevgili Başkanıma… Mademki Konyalıyız. Söze Hz. Mevlâna’yla başlayalım. Hz. Pîr şöyle diyor: “Biz dostlarımızı kalbimizle ve aklımızla sevmeyiz. Ola ki… Kalp durur, akıl unutur. Biz dostlarımızı ruhumuzla severiz. Ruhumuz ne durur, ne unutur.” Evet, biz Başkanımızı ruhumuzla sevdik. Hayatta iken defa-larca yüzüne karşı “Adam gibi Adamsın” dememiz, haykır-mamız gerekirdi. Türk milletinde maalesef bu kültür gelişme-diği için bizler de bunu yerine getiremedik. Şimdi, Sevgili Başkanımın ruhunun önünde sesleniyorum: “Adam gibi adamdın.” Bizler şahadet ediyoruz, Rabbim de şahadetimizi kabul etsin, mekânın Âlemi Âmâ olsun.

Yardımcın MUSTAFA BİRİM

(Mustafa, sağlığında Vakıf Başkanı olan Oktay’ın yardımcı-sıydı.)

Page 11: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

10

Page 12: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

11

BAŞLARKEN

Konyalılar Derneği Başkanı Kudret Fikirli ile İstanbul Konya-lılar Vakfı Başkanı Mustafa Birim benden Oktay’la ilgili bir ki-tap hazırlamamı istediler. Bu isteği onurlu bir görev kabul et-tim. Oktay’ın kitabını yazabilmek için, onu tanıyanların görüş ve anılarına başvurmam gerekiyordu. Bunun için de ailesine, onu yakından tanıyan yarenlerine ve Konya Maarif Koleji me-zunu olan arkadaşlarına bana yardımcı olmaları için şu çağ-rıyı yaptım:

“Sevgili Kardeşlerim,

Konyalılar Derneği ve İstanbul Konyalılar Vakfı, aramızdan çok er-ken ayrılan Sevgili Oktay'ımızın yaşamını ve yaşam felsefesini an-latan bir kitap hazırlanmasına karar vermiş. Bu görev bendenize tevdi edildi. Takdir edeceğiniz üzere, bu onurlu görevin altından la-yıkıyla kalkabilmem, bir başka deyişle, bu kitabın eksiksiz tamamla-nabilmesi sizin yardımlarınıza bağlı. Önümüzdeki bir aylık süreç içinde kitaba girmesini istediğiniz Oktay'la ilgili anı, resim ve dü-şüncelerinizi benim e-mail'ime aktarır, redaksiyon konusunda da bana yetki verirseniz, bu yazı ve resimleri bir kitap haline getirmeye çalışacağım.

Sevgili Oktay hepimizin kalbinde derin yaralar açarak aramızdan ayrıldı. Eminim o şimdi çok iyi bir yerdedir. Her türlü övgüye layık bir insandı çünkü. Dostlarının hazırlayacağı kitap da ona layık ol-malı diye düşünüyor, sizden yardım istiyorum.”

Kitabımızda bu çağrıya gelen yanıtları ve elbette benim kişisel duygu ve düşüncelerimi bulacaksınız.

Çağrıma yanıt veren kardeşlerime teşekkür ederim. İtiraf ede-yim, ölüm acısı insanın içindeki yaşam ışığını söndürüyor. Bu

Page 13: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

12

yüzden de, Hakk’a yürüyen sevdiklerinin ardından insanların kalem oynatmaya eli varmıyor. Oğlumu kaybettiğimde ben bunu yaşamıştım. Bu nedenle de çağrıma yanıt verenler koca-man bir teşekkürü hak ediyorlar. Yanıt vermeyenlere ise söy-leyecek hiçbir sözüm yok. Onları da anlıyorum demenin dı-şında... Zira Oktay’ı hepimiz çok seviyorduk.

İzninizle Oktay’ımızın yaşam öyküsüne geçiyoruz…

Page 14: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

13

BİR GÜZEL İNSAN/OKTAY ÖZAYDIN

Oktay’ın babası Mustafa Fevzi Amca 1915 yılında Konya’da doğmuş. Yüz yıl önce… İki yaşındayken annesi Havva Ha-nım’ı kaybetmiş. 1921’de de yedi yaşındayken babası Mehmet Sait Bey İstiklal Harbi’nde şehit düşmüş. Yani bizim Ok-tay’ımız bir şehit torunu. Tavizsiz vatan sevgisi buradan geli-yordu demek ki...

Annesi Havva Hanım’ın ve babası Mehmet Sait Bey’in bu ka-dar erken ölümü, ileride Oktay’ımızın babası olacak küçük Mustafa Fevzi’nin kalbinde kim bilir ne yaralar açmış ve o ya-ralar nasıl kabuk bağlamıştır?

Allah’tan amcasıyla dedesi acılı Mustafa Fevzi’ye sahip çık-mışlar; ilkokulu, liseyi Konya’da okutmuşlar, 1934 yılında da üniversite tahsili için İstanbul’a göndermişler.

1938 yılında üniversiteyi bitirmiş. Konya’ya dönerek uzun yıl-lar serbest diş hekimi olarak mesleğini sürdürmüş. İlk muaye-nehanesini arkadaşı diş hekimi İsmail Küçükkeleş ile ortak aç-mış. 1943 yılında İsmail Küçükkeleş’in eşi Vesile (Sağ) Ha-nım’ın halasının kızı olan Müzehher Teyze’yle evlenmiş.

Evlendiklerinde Mustafa Fevzi Amca 29, Müzehher Teyze ise 19 yaşındadır.

O sıralar İkinci Dünya Savaşı dünyayı kasıp kavurmaktadır. Türkiye, savaşa girmemekle birlikte, ordusunu savaşa hazır tutmak için bütçesini zorlayan askeri harcamalar yapmakta-dır. Bu yüzden de sivil halk yokluk çekmekte, temel gıda maddeleri karneyle verilmektedir. Genç evliler savaşın yok-luklarına birlikte göğüs gererler. Ekmeği, gazı karneyle alır,

Page 15: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

14

Müzehher Teyze’nin deyişiyle, iki metrelik pazen için Sümer-bank’ta sıraya girerler.

Müzehher Teyze Meramlıların iyi tanıdığı Köse İbrahim Efendi’nin (İbrahim Köküöz) büyük kızıdır. Mustafa Fevzi-Müzehher çiftinin üç çocuğu olur. Oktay (d.1945), Kutay (d.1947), Gülay (d.1949). Oktay ileride diş hekimi, Kutay ze-min mekaniği konusunda Ülke sınırlarını da aşan üne sahip bir akademisyen olacak ve Prof. Dr. unvanını alacaktır. Gülay ise Eczacılık Fakültesini bitirecek ve bir süre eczane işletecek-tir.

Üç kardeşin çocukları da üniversite tahsili yapmışlardır. Üni-versite sonrasında da başarılı bir iş yaşamı sürdürmektedirler. Bu tablodan şöyle bir sonuç çıkarabiliriz: Özaydın ailesi ger-çekten soyadına uygun aydın bireylerden oluşuyor.

Uzun yıllar Ankara’da yaşadığım için Mustafa Fevzi Amca’yı tanıma şansım olmadı. Ancak, duyduğum ve öğrendiğim ka-darıyla derneklerde görev alan, siyasetle yakından ilgilenen sosyal bir insanmış. Ayrıca; vicdan sahibi, darda kalanların yardımına koşan, hayırsever ve din istismarcılarına taviz ver-meyen inançlı bir Müslüman’mış. Bu inancını da, “Cahilden dindar olmaz” diyerek dile getirirmiş.

Mustafa Fevzi Amca’nın bu denli yardımsever ve vicdan sa-hibi olmasında çocukluğunda yaşadığı acıların ve dedesiyle amcasının ona sevgiyle kucak açmasının ne kadar etkisi oldu-ğunu bilemeyiz… Bildiğimiz bir gerçek var, o da iyiliksever-likte oğlu için ideal bir rol model olduğudur.

Anne Müzehher Teyze de inançlı ve gönlü yüce, kibir bilme-yen iyi bir insan olunca, Oktay; ailesinden aldığı üstün haslet-leri çile hücresindeki bir derviş misali kalbinde pişirip özüm-semiş, parmakla gösterilen iyilik timsali bir insan olup çıkmış-tır.(1)

(1) Aslında Mustafa Fevzi Amca’yla Müzehher Teyze’nin diğer iki ço-

cuğu da yardımsever ve iyi huylu insanlardır. Konumuz Oktay Ol-duğu için biz çalışmalarımızda onun üzerinde odaklanacağız. Yeri geldiğinde elbette Kutay’la Gülay’dan da söz edeceğiz.

Page 16: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

15

Kısacası, Oktay’ımız babasının niteliklerini benliğinde taşı-mış, taşımakla kalmayıp çok daha ilerilere götürmüştür.

Bu kitapta Oktay hakkında söylenen sözleri okudukça emi-nim siz de benim gibi düşüneceksiniz.

Bir kitabın yazarının yaşamını kaleme aldığı insan hakkında bu derece taraf tutması tuhaf karşılanabilir. Bu yargı doğru da olabilir. Ne var ki, hakkında anı/yazı istediğim aile fertleri ve onu yakından tanıyanlar, Oktay’ı yere göğe sığdıramamışlar... Benim yerime vicdan sahibi hangi insan olsa, gelen yazıları okuduktan sonra Oktay’la ilgili aynı düşüncelere varırdı ka-nısındayım. Çalışkan, azimli, mücadeleci, haksızlıklara daya-namayan, mert ve dürüst bir insan. Bunlara ek olarak bir de hayırsever kimliği var. İnanın gelen yazılar beni benden aldı ve eski arkadaşımı yeterince tanımadığımı düşündürtmenin yanı sıra, gözümde çok farklı bir konuma da getirdi. Bu ne-denle onu yazarken yansız olamamam normal karşılanmalı-dır. Yanlılığım ise Oktay’ın hasletlerini abartarak değil, onları araştırıp ortaya çıkartarak ve dürüstçe açıklamak yönünde kendini göstermiştir.

Oktay’la aynı okulda “yatılı” okumuştuk. O benden bir sınıf alttaydı. Dolayısıyla samimi bir arkadaşlığımız yoktu ama hepi topu 100 kişilik mevcudu olan okulda herkes birbirini ta-nır, ne olduğunu bilirdi. Oktay’ı bir metre çapındaki kaldı-rımda üstü başı giyimli, kravatını bile çıkarmadan futbol oy-narken bugünkü gibi hatırlarım. Kolej’den 1963’te mezun ol-dum ve Mülkiye’de okumak için Ankara’ya gittim. Orada da kaldım. 1963’ten İstanbul’a taşındığımız 90’lı yıllara kadar onunla hiç temasımız olmadı. Anadolu Hayat’ın Genel Mü-dürüyken Konyaspor için yardım talebinde bulunmaya gel-diklerinde temasımız başladı. Konyalılar Derneğine üye ol-maya davet ettiği, yönetim kuruluna girdiğim 2000 yılından itibaren de sık sık görüşür olduk.

Son on dört yılda Oktay’ı yeniden tanıdım. 2007 yılında Konya Kültür Merkezi’nin inşaatı başladıktan sonra ise, her gün telefonla belki de birkaç kez konuşur, haftada en az bir gün Kültür Merkezi’nin inşaatına gider olmuştuk. O kadar ki, sabah kahvaltı masasında evimizin telefonu çaldığında ki bu

Page 17: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

16

o günün ilk telefonu olurdu, eşimle aynı anda “Oktay’dır,” derdik. Telefonu, alo bile demeden, “Kardeşim” diye açardım. Evet, öz kardeşim gibiydi… Çalışmalarımız süresince ondan hiç incinmedim.

Ben incinmedim ama onu tanıma ve birlikte çalışma fırsatı ya-kalayanlar incinmişler miydi? Yazılarından edindiğim kanaat odur ki, asla!

Dernek’ten arkadaşımız Halil Kasapoğlu bakın ne diyor: “Yaşı benden büyük olduğu için ağabey değil sadece... İnsan-ların kardeşlerini seçme şansı yok belki ama ağabeylerini se-çebilirler. İşte, o benim biyolojik ağabeylerimden hiçbir farkı olmayan canım ağabeyim.”

Söze başlarken de belirttiğim gibi, bu biyografiyi hazırlarken, ailesinden, kardeşlerinden, hısım akrabasından, arkadaşların-dan, tanıyanlarından onun hakkında yazılar istedim ve gör-düm ki, altmış dokuz yıllık ömründe hiç kimseyi incitmemiş. Gelen yazıların hiçbirinde, ama hiçbirinde onu yeren ya da eleştiren bir söze, hatta bir sözcüğe rastlamadım. Gelen anıları ya da onunla ilgili yorumları okudukça şaşıp kaldım. Hepsi Oktay’dan övgüyle söz ediyordu. Herkese iyilik yapmış, gö-nül kırmamıştı. Dostlarının bu şekilde kanaat bildirmesinde, “Hazreti Peygamber’in, ‘Ölenlerinizi iyilikle yâd edin’ sözleri etkili olmuştur” diye düşünülebilir ama Hazreti Peygamber, “ölenlerinizi yalan sözlerle övün, göklere çıkarın” dememiş; aksine, riyayı yasaklamıştır.

Gelen yazıların hepsi övgü doluydu; pek çoğunda yaptığı iyi-liklere teşekkür vardı. Demek ki Oktay’ımız, istisnai bir in-sandı…

Kitabımız baştan sona bunun örnekleriyle dolu.

Eşinin amcası Mustafa Nalçacı Bey onun için, “Dünyaya bir daha böyle bir insan gelmez” diyor.

İyiydi, nazikti ama haksızlıklar karşısında da o kadar hırçın ve isyankârdı. Doğru bulmadığı, haklı görmediği hiçbir söze itaat etmedi; haksızlıklara boyun eğmedi. Kitabımızda yaşa-mından kesitleri okurken bu özelliğine de yakından tanık ola-caksınız.

Page 18: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

17

Lise sondayken Mantık dersi öğretmeni sınavda kopya çekti-ğini iddia ederek sınav kâğıdını önünden aldığında bu hak-sızlığa isyan edecektir. Öğretmen iddiasında ısrarlı olunca da okul müdürünün ve yardımcısının önünde bütün sınıf ayağa kalkarak, Oktay’ın kopya çekmediğini, sınava alınmadığı tak-dirde boş kâğıt vereceklerini söyleyeceklerdir. Olayın deva-mını Yakın arkadaşımız Mustafa Göncü’nün anılarında bula-caksınız.

Söylemek istediğimiz; haksızlığa asla boyun eğmediği, bu ne-denle de insanların güvenini kazandığı ve her ortamda çevre-sinde sağlam bir dostluk çemberi kurduğu gerçeğidir. Bu lise-deyken böyle olmuştur, siyasetteyken böyle, Beşiktaş camia-sında ve dernekçilikte… Oktay kaypaklık nedir bilmeyen, çevresindekilere her türlü şüpheden uzak güven duygusu ve-ren bir insandır.

Yine kitabımızı okurken mücadeleci ruhunun dışa vurumu sıklıkla karşınıza çıkacaktır.

Bir sürü örneğin içinden ikisini seçeceğim:

Moda’da üç kardeşin anneleriyle birlikte oturdukları ev ile Konya Kültür Merkezi onun bu mücadeleci ruhunum eserle-ridir. Oktay azimle mücadele etmeseydi ve yaptığı işe kendini adamasaydı, ne üç kardeşin anneleriyle birlikte oturduğu ev inşa edilebilirdi, ne de o muhteşem Konya Kültür Merkezi… İlerideki satırlarda bunları okuyacaksınız.

Hele hele de küçük kızı Merve’nin “Babasının Kızı” öyküsün-deki baba figürüne hayran kalacaksınız ve biz böyle olamadık diyeceksiniz... Şahsen ben öyle dedim.

Kardeşi Kutay, “Çok geniş bir çevresi vardı” diyor. “Kadıköy çarşısında dolaşırken onlarca insanla selamlaşmadan geçe-mezdi.” Ben kendisine zaman zaman, “İstanbul’da senin ka-tılmadığın herhangi bir düğün veya cenaze töreni var mıdır?” diye takılırdım.

Yoktu herhalde. En ücra köy derneklerinin toplantılarına git-tiğine ben tanığım. Konyalılar Derneğini de temsil ederdi

Page 19: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

18

böyle yerlerde… Oysa o, dernek başkanlığından çoktan ayrıl-mıştı. Dernek başkanı bendim ve Oktay, İstanbul Konyalılar Vakfı’nın başındaydı.

Oktay’ın muayenehanesi herkesin buluşma noktasıydı. Okul-dan, dernek ve vakıftan dostları, siyasette birlikte mücadele ettiği arkadaşları hep orada buluşurlardı. Kelebekleri kendine çeken bir cazibe merkezi, bir ışık demetiydi âdeta…

Arkadaşları için bir cazibe merkezi olan insan ailesi ve akra-baları için farklı mı olur? Kardeşi Gülay’ı dinleyelim: “İstan-bul’daki akrabaları bir araya getirmek için yıllarca bayramlaş-malar düzenledi. Aile epey geniş olduğu için anne tarafı akra-baları bir gün, baba tarafını ayrı bir gün çağırır, dışarıda top-lanıp yemek yer bayramlaşırdık.”

Allah aşkına kendimize dönüp şu soruyu soralım: “Biz bun-ları yapabildik mi?” Ne yazık ki ben “Evet” diyemiyorum.

Bakınız kız kardeşinin kocası Necat Aşcıgil, Oktay’ı nasıl tarif ediyor: “O, modern zaman evliyasıydı; aktivist evliya.” Bu sö-zün üzerine söz söylenemez diye düşünüyorum.

Necat bir başka olaya daha parmak basıyor: “Yurdun çeşitli yerlerinden cenazeye gelenler olmuştu. Bazıları uzak yerler-den gelenlere hayret ettiler, ama ben uzak yerlerden gelen o arkadaşlarının bazılarının ameliyatları için yer bulduğunu, kendi arabasıyla hastaneye götürdüğünü, her gün arayıp zi-yaret ettiğini biliyorum.”

Burada noktayı koyma gereksinimi duyuyorum. Çünkü Ok-tay’ımızın hasletlerini anlatmaya sözcükler yetmeyecek ve sayfalar sayfaları kovalayacak. En iyisi siz onu aile fertlerinin, kardeşlerinin ve dostlarının kaleminden okuyun.

İzninizle ben onun kısa yaşam öyküsüne geçeceğim…

Bir Vefalı Adam

Oktay 1945 yılında Konya’da doğdu. Söze başlarken de ifade etiğimiz gibi Diş Hekimi Mustafa Fevzi Bey’in oğlu. Annesi Müzehher Hanım, ev hanımı. Evleri önce Fenni Fırın’ın, daha sonra da Tahir Paşa Camisi’nin yanındadır. Konya’yı bilme-

Page 20: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

19

yen okuyucularım için söyleyeyim her iki ev de kentin merke-zinde; birincisi Mevlana’ya 600-700 metre mesafede, diğeri de Allaaddin Tepesi’nin hemen yanında.

İlkokulu Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nda okudu. Bu sırada eve gelen bir din hocasından ayrıca dersler aldı… Kuran oku-mayı öğrendi. Hocanın önünde diz çöken sadece Oktay de-ğildi. Üçkardeş de din dersi aldılar. Anne, baba dindar insan-lardı çünkü. Baba Fevzi Amca’yı yetiştiren amcası Sultan Se-lim Camisi’nin başimamıydı. Kısacası Özaydın ailesi dini bü-tün insanlardı.

Burada bir parantez açalım. Ne Oktay ne de kardeşleri bağnaz insanlardı. Dini inançlarını kendilerine sakladılar. Kitabımı-zın ilerleyen sayfalarında da okuyacağınız üzere, Oktay’la Kutay gençlik yıllarında arkadaşlarıyla gönüllerine göre ge-zip eğlendiler. Oktay namaza kırkından sonra başladı ama onu uzaktan tanıyanlar beş vakit namaz kıldığını bilmedi. İba-detiyle övünmedi. İbadetini de hayır ve hasenatını da sadece Yüce Rabbi bildi. Haydarpaşa ve İskele camilerinin her türlü ihtiyacına koştu. Namaza başladıktan sonra arkadaşlarıyla eğlence masalarına oturdu ve ağzına bir damla içki koymadı. Onlara da mani olmaya kalkmadı. Sohbete iştirak etti, güldü, eğlendi. Sair zamanlarda da tavla oynadı, şakalar yaptı, her türlü sohbetin içinde oldu, hatta sohbete yön verdi ama hiçbir dini tartışmaya girmedi. Bu tür konularda “bilmeden fikir sa-hibi olanları" ise uyardı. İnançlıydı ve inancını korumaya özen gösterdi.

Parantezi kapatırsak; ilkokuldan sonra Konya Maarif Ko-leji’nin sınavlarını kazandı ve öğretmenlerinin çoğu yabancı olan bu okulda yedi sene eğitim gördü.

Konya Maarif Koleji, 1955 yılında yabancı dilde eğitim ver-mek üzere açılan, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı altı Maarif Koleji’nden birisidir. Bu okullarda, Türk dili ve edebiyatı, ta-rih, coğrafya, resim, müzik vb. dışında kalan “fen ve matema-tik dersleri” yabancı öğretmenler tarafından İngilizce olarak okutulmaktaydı. Giriş sınavından geçen öğrencileri kabul eden bu okullar ilk sene hazırlık olmak üzere yedi yıldı ve

Page 21: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

20

okullara kız öğrenci alınmıyordu; Konya merkezde oturan ai-lelerin çocukları dâhil, öğrencilerin tamamı yatılı okuyordu.

Oktay, Konya Maarif Koleji’nin açılışının üçüncü yılı olan 1957’de okula başladı. Evleri Konya’nın içinde olduğu için cu-martesi günü evci çıkıyor, pazar akşamı dönüyordu.

On bir, on iki yaşında okula başlayan öğrenciler çocukluk yıl-larını, ergenlik dönemini ve gençliklerinin ilk yıllarını birlikte yaşıyor ve on sekiz, on dokuz yaşında mezun oluyorlardı. Okulda gece gündüz birlikte oldukları için aralarında sıkı bir arkadaşlık ilişkisi gelişiyordu. Bu ilişki bazen aile bağlarından daha sıkı oluyor ve ömür boyu sürüyordu.

Oktay’ın okul arkadaşlarıyla ilişkileri böyleydi. Okul sonra-sında da sürecek sıkı arkadaşlıklarının temeli daha on iki ya-şındayken atılmıştı ve pek çoğu vefatına kadar aynı yoğun-lukta devam etti. Bu arkadaşlarından Hayrettin Kublay’ı din-leyelim: “16 Şubat Pazar günü BJK-Bursa maçının devre ara-sında sırf onu kızdırmak için telefonla aradım. İlk defa telefo-numa çıkmadı ve geri dönmedi. Meğer sevgili Oktay o sırada beyin kanaması geçiriyormuş. Ameliyatını ve her gün Semiha ile durumunu izledim. Maalesef kaybettik. Hala hazmedemi-yorum. Şu an bile ağlamaklıyım.

14 Mayıs 2014”

Şu bir gerçek ki, Konya Maarif Koleji’nden mezun olan herke-sin okul arkadaşlığı ömür boyu kalıcı olmamıştır. Oktay bu konuda da tam bir istisna oluşturuyordu. Akseki üzerinden Manavgat’a giderken, Akseki’deki arkadaşı Necip’e ya da İz-mir taraflarına giderken, Manisa’daki Yılmaz’a mutlaka uğru-yordu.

Kaçımız o yollardan geçerken arkadaşlarımızı arama gereksi-nimi duymuşuzdur ki?

Böyle vefalı bir adamdı arkadaşımız.

Çocukluğu, Gençlik Yılları ve Semiha

Oktay 1964 yılına kadar Konya da kaldı. Peki, okul dışındaki çocukluk ve gençlik hayatı nasıldı? Annesi Müzehher Hanım ve dayısı Muzaffer Bey’in söylediklerine göre çok hareketli,

Page 22: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

21

yerinde duramayan, cıva gibi bir çocuktu. Kardeşlerinin söz-leri de Oktay’ı böyle tarif etmektedir. Kutay’ın ifadesine göre; çocukluğunda gardırobun üstünden divana atlar, top peşinde koşacağım diye ayakkabılarını bir haftada parçalarmış. Kutay ise Oktay’la birlikte alınan ayakkabıları bir yıl giyermiş!

Bunları yazarken beraber olduğumuz son yıllardaki hali geldi gözümün önüne. Yerinde hiç duramayan bir adamdı. Dışa-rıda yapılacak işleri hep ona havale ederdik. Muayenehane kı-yafetiyle Kültür Merkezi inşaatının ham betonlarının üze-rinde yürüdüğüne çok tanık olmuşumdur. İnşaata ğitmesi ge-rektiğinde önlüğünü çıkarıp muayenehanesinden fıtlar, orada yaşanan bir soruna “takkesini atıp” koşardı.

Herhalde evlerinin inşaatı sırasında da Oktay, aynı Oktay’dı!

Bu satırları okurken gözünüzün önünde pasaklı bir adam can-lanmasın sakın. Son derece temiz ve titiz giyinen bir insandı. Gönlüne göre ayakkabı yaptırmak ya da giysi almak için beni peşinden Merter’lere, Güneşli’lere kaç kez sürüklemiştir... Se-miha’nın bu konudaki titizliğine değinmemek de herhalde haksızlık olur.

Semiha’yla 1973 yılında evlendiler. Üç çocukları oldu: Cem, Nazlı ve Merve. Evlenme öykülerini bizzat Semiha’nın, baba-larıyla olan anılarını ise ileriki bölümlerde çocuklarının kale-minden okuyacaksınız. Burada o konulara girip tekrara düş-meyeceğiz.

Yeşil Olur Şu Konya’nın Meram’ı

Konya’ya dönersek; anneannelerin Meram’da hafta sonları koşarak gidilen bahçesi ve bahçenin içinde kocaman bir evi vardır. Konya’yı bilmeyenler için yazıyorum; Meram, Konya’nın güney batısında dağların koynuna sokulmuş züm-rüt gibi yemyeşil bir yerleşim bölgesidir. Bundan kırk, elli sene öncesine kadar en azından böyleydi. İçinden gür bir dere akardı ve bu dere çaylara bölünerek Konya’nın bedenini da-mar ağı gibi sarardı. Uluırmak’tan Köprübaşı’na kadar şehrin içindeki bahçelere, bostanlara can verirdi.

Page 23: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

22

Suyun başında olduğu için dereden en fazla yararlanan ise el-bette Meram’dı ve Meram’da yaz günlerinin keyfi bambaş-kaydı. Meram’da her türden ağaç ve bitki yetişirdi… Bahçele-rinde sincaplar koşuştururdu. Her yan yemyeşildi.

Türküsü bile vardır Meram’ın.

“Yeşil olur şu Konya’nın Meram’ı

Konyalı kız depreştirdin yaramı”

diye başlar ve oynak notalarla devam eder.

Meram, gezme, dinlenme, hoşça vakit geçirme yani mesire ye-ridir aslında ama burada Konya’nın zenginlerinin konakları da vardır. Zira bizim çocukluğumuzda Konya’nın zenginleri, “Türbe önünde evi, Meram’da bağı” olan insanlar olarak tarif edilirdi.

Meram’ın öyküsü Anadolu Selçuklularına kadar uzanır. Daha da ötesini araştırmak tarihçilerin işidir. Örneğin; Meram’ın hemen yanındaki Sille’de Romalılar döneminden kalma kili-seler vardır ve bildiğimiz kadarıyla Meram Köprüsü, Tavus Baba Türbesi Selçuklulardan kalan eserlerdir. Köprünün ya-nındaki hamam ise Karamanoğullarının bizlere armağanıdır. Evliya Çelebi’den Mevlana’ya kadar pek çok insan Meram bahçelerinden övgüyle söz etmişlerdir.

Oktay’ın annesi Müzehher Teyze’lerin işte bu Cennet köşe-sinde bahçeleri, bahçenin ortasında da kocaman bir evleri var-dır. Oktay’lar yazın hemen hemen her hafta sonu bu eve ta-şınmışlardır. Burası Oktay ve kardeşleri için tam bir oyun ye-ridir. Ağaçlara tırmanır, meyve toplar, bahçe duvarlarının üs-tünden atlarlar… Bahçenin hemen kenarından akan çayda oy-narken giysileri sırılsıklam olur.

Kız kardeşi Gülay’a kulak verelim:

“Konya’daki çocukluk yıllarından hatırımda kalan, dedemle-rin Meram’daki bağlarına gidiş gelişlerimiz ve oradaki yara-mazlıklarımız ilk sırayı alıyor. Faytonla sabahtan annemle gi-der, akşama babam da gelir, hafta sonlarında birkaç gün kalır, dönerdik. Gidiş gelişlerde annemin en büyük yardımcısı Ok-tay Ağabey’imdi. Bizleri indirir bindirir, eşyaların taşınma-sına yardım ederdi. Oraya varınca da dut ağacının tepesinden

Page 24: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

23

inmez, serdiğimiz çarşafın üstüne dutları silkelerdi… Biz de afiyetle yerdik.”

Oktay yaramazlık derecesinde hareketli bir çocuktur. Ağaç-lara çıkar, duvarlardan atlar, ayağını kırar; annesinin uyarıla-rına karşın, dayısının bisikletinin arkasında Meram’a gider... Ondan bir buçuk yaş küçük olan ve bir “öğür” (Öğür; yaşıt, arkadaş.) gibi birlikte büyüyen Kutay’a sordum, “Ben öyle şeyler yapmazdım” diye yanıt verdi.

Şehirde kaldıkları yaz geceleri sık sık Dede Bahçesi’ne ve yaz-lık sinemalara gidecekler ve bu işlerde hep Oktay öncü ola-caktır.

Yeri gelmişken, Dede Bahçesi’nin üzerinde durmak isterim. Dede Bahçesi hemen İnce Minareli Cami’nin yanı başında bü-yükçe bir bahçeymiş. Ben köyde büyüdüğüm için hiç görme-dim ama Konya’nın içinde yaşayan arkadaşlarımdan, hatta Balıkesir’de büyüyen eşimden Dede Bahçesi’ni çok dinledim. Emine; “Anneannemlerin evi hemen Dede Bahçesi’nin girişin-deydi” diye anlatır. Geceleri Kaya akordeon çalar; insanlar onu dinleyerek çay içer, yemek yerlermiş. Bahçede düğünler, nişanlar yapılır, insanlar dans edermiş. Dede Bahçesi’ne gi-derken o yıllarda genç kız olan teyzesi en güzel kıyafetlerini giyermiş.

Şu Konya’ya bakar mısınız? Hatta daha da ötesi var: İstanbul Konyalılar Vakfı’nda 1932 yılında çekilmiş bir tenis kortu ve kortun girişinde sıralarını bekleyen şortlu iki kadının duvara asılı fotoğrafını da görün isterim.

Nereden nereye?..

Öyle anlaşılıyor ki; Oktay’ımızın çocukluğu serazat bir yaşam içinde geçmiş. Ne sıkıntı veren bir aile baskısı var, ne de insanı kasan bir çevre… Bu arada eve gelen hocadan Kuran okumayı ve namaz sureleriyle duaları öğrenmiş. Hatta Gülay’ın söyle-diğine göre Kuran’ı hatmetmiş. Bu konuda baskı görmüş mü-dür? Serazat yaşamını zedeleyen bir etmen var mıdır? Bunu bilemeyiz ama beraber olduğumuz son on dört yılda bu ko-nuda ağzından olumsuz herhangi bir söz çıkmadı. Hatta dini görevlerini severek ve isteyerek yerine getirirdi. Büyük bir ih-

Page 25: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

24

timalle eve gelen hoca dönemini de kendini kasmadan yaşa-mış; Kuran’ı ve “namazlıklarını” öğrenirken, hocanın karşı-sına şevkle oturmuştur. Ben de çocukluğumda ailemin isteği üzerine ve aşırı bir baskı görmeden aynı şeyleri yaşadım. Konya Maarif Koleji’nde okuduğum yıllarda da -yaz tatille-rinde- kendi isteğimle hocaya giderdim. Gençlik yıllarımda hocayla söyleşirdik ve bundan keyif alırdım. (1960’ların ilk yılları. Köy Karakaya. O yılların “örnek köy”ü. Köyün imamı Abidin Topuz. O da o yılların “örnek imam”ı. Bunlar basının seçimiydi ve bizim köy aylarca gündemden düşmemişti. Kö-yün harman yerlerine uçak pisti bile yapılmış ve Sabiha Gök-çen kendi kullandığı uçakla Karakaya’ya gelmişti.)

Konumuza dönersek… 1962 yılı Haziran ayında Oktay’ın ai-lesi İstanbul’a taşınır. Oktay kardeşi Kutay’la birlikte Konya’da kalır. Artık onlar da tam yatılı olarak okuyacaklar; yani, cumartesi günleri evci çıkamayacaklardır… Cumartesi öğleden sonra ve pazar günleri askerin çarşı izni gibi akşam beşe kadar serbestler, beşten sonra okulun bahçe duvarından dışarı adım atamazlar. Katır Mehmet’ler, Güdük Sami’ler peş-lerinde olacak yoksa… Kolej demek disiplin demek, disiplin demek rahmetli Müdür Yardımcısı Halil Edil Bey demekti.

Bu satırları okuyunca aklınıza, “Hani Oktay çocukluğunda ve gençliğinde serazat yaşamıştı?” diye bir soru gelebilir?

Anlatayım: Halil Bey çok sert bir insandı. Katır Mehmet ya da Sami gelip de, “Muavin Bey seni istiyor” dediğinde ödümüz patlardı. Odasında sert uyarılarından nasibimizi alırdık. Çe-nemize “sumsuğunu” yediğimiz günler de olurdu. Rahmetli hocamız, işaret parmağını “V” biçiminde kıvırıp sertleştirir, “V”nin köşesini çenemize çekiç gibi indirirdi. Oktay da o sum-suğu yemiş midir acaba? Ben bu soruya hayır diyemem. Ye-rinde duramayan ve sinik bir karakteri olmayan Oktay için “sumsuk” kaçınılmaz gözüküyor. Ortada şöyle de bir gerçek var: Küçücük bir okulun dört duvarı arasında, ateş parçası gibi çocuklar başka türlü de zapt edilemezdi herhalde. Halil Bey’in disiplini olmasaydı o şartlarda biz birbirimizi yerdik, diye düşünüyorum.

Page 26: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

25

Ayrıca; bizim birbirimize bu derece bağlanmamızda onun di-siplinden taviz vermeyen yönetimi de etkili olmuştur sanıyo-rum. Çünkü disiplin cezaları karşısında sınıfça sert bir yum-ruk haline gelerek idareye karşı çıkar; kabahat işleyen arka-daşlarımızı asla ele vermezdik. İçimizden ispiyoncu çıkmazdı ve çoğu kez bu yüzden toptan sınıfça hafta sonu dışarı çık-mama cezası alırdık.

Hepimiz Halil Bey’in odasına sığmadığımız için de disiplin kurulu sınıfımızı teşrif eder ve cezamızı tebliğ ederdi. Disiplin cezası alan ve cezasını revirde göz hapsinde tutularak geçiren arkadaşlarımızı da âdeta beslerdik… Canları sıkılmadan vakit geçirsinler diye revire iskambil destesi soktuğumuz bile ol-muştur…

Disiplin diyorum ya, gözünüzün önüne manastır gibi bir yer gelmesin. Okuldan ya da yatakhaneden kaçmadığımız, arka-daşlarımıza ve okulun eşyasına zarara verecek haylazlıklar yapmadığımız takdirde, o küçücük okulda mutluluk içinde yaşardık. Bunun altında yatan gerçek de sıkı arkadaşlık bağ-larımızın bir aile ortamı sağlamasıydı.

Erdoğan Munis gibi, Blumenthall’er gibi öğretmenlerimiz de bizim ağabeyimizdi âdeta. Onun için Oktay’ın çocukluğun-daki serazat yaşamını Kolej yılları zedelememiş, hatta yeni çevresinde Oktay daha zengin eğlenceler ve gönül hoşluğu bulmuştur. Samimi arkadaşları Mustafa Göncü ile Hayrettin Kublay’ın anılarını okurken siz de aynı kanaate varacaksınız.

Artık lise yıllarını geride bırakmanın zamanı geldi. Yalnız, bu bahsi kapatmadan bir yanlış anlaşılmayı da önlemek istiyo-rum. Halil Bey’in sert yönetimine rağmen öğrencilerinin ço-ğunluğu onu sevmiştir. Ben şahsen kendisini her zaman rah-metle anarım. Kutay’dan öğrendiğime göre, Halil Bey ömrü-nün son yıllarını geçirdiği İstanbul’da Oktay’ın muayeneha-nesine sık sık uğrar, Oktay da hocasını her zaman büyük saygı ve sevgi ile karşılarmış. Onun okulda benimsettiği çalışma di-siplininin mesleki yaşamımızda çok yararını gördük. Okul sonrasında bir yerlere gelebilmişsek, bunda Konya Maarif Ko-leji’nin ve rahmetli Halil Bey’in beynimize nakşettiği disiplinli çalışma bilincinin büyük katkısı vardır.

Page 27: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

26

1962 yılında Oktay’ın ailesinin İstanbul’a taşındığını belirt-miştik. Oktay da iki sene sonra okulunu bitirip ailesinin ya-nına gelir.

Sene 1964 ve Oktay babasının yolundan gitmektedir. İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakülte’sine başlamış, Konya Ko-leji’nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla burada da buluşmuş-tur.

Mustafa Göncü, Attila Gürarda, Fikret Yüksel, Nadir Harani, Vehbi Gökrenk, Çelik Ergene, Yılmaz Arıkan… Hepsi bura-dadır ve inanılmaz maceralarla dolu bir hayat onları bekle-mektedir. Daha sonraları kardeşi Kutay da onlara katılacaktır. Gençlik yıllarında İstanbul’da da serazat yaşayacaktır. İstan-bul maceralarını arkadaşlarının anılarında okuyacaksınız.

Bu satırlar sizi yanıltmasın. Delikanlılık çağının bu hevesleri geçtikten sonra Oktay namaza başlamış ve yaşamının son yirmi–yirmi beş senesinde ağzına içki koymamıştır. Şimdi Mustafa Birim’i dinleyelim.

“Mütedeyyin kişiliğinle, elinden geldiğince bütün ibadetlerini eksiksiz yapmaya çalışır, bunu asla belli etmezdin. Ayrıca yö-neticilik yaptığın kurumlarda bunu asla kullanmak istemez ve bunu bir kural olarak tavsiye ederdin.

Vatanını, kültürünü, hele hele Konya ve Konyalıyı çok sevdin. Türkiye Cumhuriyeti Devletine tam bağlı ve saygılıydın. Dev-letine ve milletine söz söyletmezdin. Dindardın, ama bağnaz değildin. Bugünkü insanlara model olacak davranıştaydın. Almış olduğun eğitimlerle, zamanımızı gayet güzel yorumlu-yor, olayları ve olayların arkasını görebiliyordun.”

Oktay, okuldaki sıkı arkadaşlık ilişkilerini okul sonrasında da sürdürecek, İstanbul’da olmayan arkadaşlarını arayıp soracak ve onların nişan, nikâh gibi önemli günlerine katılacak, sorun-ları olanların sorunlarını çözmek için koşturacaktır.

Okul arkadaşlarının dışında; Beşiktaşlılarla, siyasetteki müca-dele arkadaşlarıyla, kuruluşunda başrol oynadığı Konyalılar Derneği ve İstanbul Konyalılar Vakfı’ndaki hemşerileriyle de sıkı dostluk bağları kurmuş, insanların sevgi ve saygısını ka-zanmıştır.

Page 28: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

27

Kazandığı bu sevgi ve saygı onu, içine girdiği her grupta baş-kanlığa taşıyacaktır. Beşiktaş Kadıköylüler Derneği’nin baş-kanı odur. Siyasete atıldığı Adalet Partisi’nin yerine kurulan DYP’nin İstanbul ilçe başkanı Oktay’dır. Kuruluşuna katıldığı Konyalılar Derneği ve İstanbul Konyalılar Vakfı’nın başkan-lıklarını da yedişer yıl o yürütmüştür.

Ömrü vefa etseydi Vakfın başkanlığını halen sürdürüyor ola-caktı. Çünkü Konya Kültür Merkezi’ni Vakfa kazandıran onun sabrı, hoşgörüsü, azim ve çalışkanlığıydı. Bu vasıfların dördü de onun kişiliğinde birleşmişti. Kültür Merkezinin pro-jelendirilmesi ve inşaatı sırasında yaşanan sıkıntı ve gerginlik-leri yatıştırmak için nasıl da çaba sarf ettiğinin bire bir tanığı-yım. Arkadaşlar arasında yükselen tansiyonu yatıştırırken, in-şaatın yürümesi için para peşinde koştururken, bu arada ya-şanan duygusal travmaları “tedavi ederken” gösterdiği sabrı ve metaneti hiçbirimiz gösteremeyiz.

Bir de siyasette uğradığı hüsran ve yaşadığı üzüntüler var; bunları da asla hak etmemiştir. O günleri ilerideki sayfalarda okuyacak, sabrına şaşıracaksınız...

Yaşadığı olumsuzluklarda gösterdiği sabır ve dayanma gücü olağanüstü seviyelerdedir. İşleri yoluna koyuncaya kadar di-şini sıkar, insanları kırmadan sonuca ulaşmaya çalışırdı. Bu arada kendisi helak olurdu.

Ben bir kaldırım taşıyım yorgun

Ben bir çakıl taşıyım küçük

Ben bir sabır taşıyım pare pare

Ve ben ah, mezar taşıyım ne çare.

Yukarıdaki satırları yazarken Ümit Yaşar Oğuzcan’ın bu dize-leri nedense aklıma düşüverdi! Keşke düşmez olaydı…

Şu anda parmaklarım PC’nin klavyesi üzerinde dondu kaldı. Yazamıyorum ama bu kitabı da tamamlamam lâzım. Tekrar onun yaşamına dönmek zorundayım. Nerede kalmıştık? Evet, onun İstanbul’daki yaşamından söz ediyorduk…

İstanbul onu Beşiktaş’ına kavuşturmuştur. Elbette Beşiktaş’ın maçlarını kaçırmayacak, taraftarlığı Beşiktaş Kongre üyeli-

Page 29: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

28

ğine kadar gidecektir. Beşiktaş dendiğinde ve kulübünü savu-nurken gözü hiçbir şeyi görmeyecek; ses telleri tın tın ötecek-tir. (Yaşasaydı 2015 senesi başında Divan Kurulu üyesi ola-caktı.) Bu kitapta Beşiktaşlı arkadaşlarının hakkında yazdık-larını da okuyacak, ol cenahtan da gelen övgülere tanık ola-caksınız.

İzninizle burada Beşiktaşlı iki kişinin sözlerine kısaca yer ve-receğim:

Coşkun Kargın: “Birlikte Beşiktaş kongrelerine katılırdık. Be-şiktaş’a zarar verecek tüm yönetim biçimlerine şiddetle karşı çıkar, bunları açık yüreklilikle kongrelerde dile getirir ve tüm üyeler onun sözlerini dikkate alırdı.”

Hasan Özdoğan: “Sadece ben değil bütün arkadaşlarım onunla çalışmaktan o kadar mutluyduk ki, o kadar çok şey öğrendik ki ondan, o bizim hem başkanımız, hem hocamız, hem önderimizdi. Tıpkı Süleyman Seba gibiydi.

Hani bir söz vardır, ‘adam gibi adam’ diye, işte Oktay Özay-dın Ağabey’imizi en iyi anlatacak söz herhalde budur.”

Üniversite öğrencisiyken çalışmaya başlayacaktır. Bu konuda yakın arkadaşımız Mustafa Göncü’ye kulak verelim:

“…… Oktay ise, fakülteden çıktıktan sonra koştura koştura Kadıköy’e geçiyor ve babasının Oktay adına açtığı diş depo-sunda çalışıyordu. Cumartesi günleri de iki bavula doldur-duğu diş tedavi malzemeleriyle Harem’den otobüse biniyor ve İstanbul çevresindeki il ve ilçelere malzeme satmaya gidi-yordu.”

İstanbul Diş Hekimliği Fakültesi’nden dört yılda mezun oldu. Hemen beyaz önlüğü giyip, babasından devraldığı muayene-hanesinde hasta kabulüne başladı. Kısa süre sonra da askerlik görevi için İstanbul’dan ayrıldı. Yedek subay öğrenci döne-mini İzmir Sıhhiye Okulu’nda geçirdi, kıta hizmeti için torba-dan Artvin’i çekti. Dört ayı okul dönemi, on dört ayı kıta hiz-meti olmak üzere 18 ay askerlik yaptı. Vatani görevi bittikten sonra Kadıköy’e, muayenehanesine döndü.”

Page 30: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

29

Sene 1971’dir ve Oktay fiilen diş hekimliğine başlamıştır. Onun muayenehane açması, arkadaşlarının rahatça buluşabi-lecekleri bir mekâna kavuşmaları anlamına da gelecektir. Ok-tay’ın muayenehanesi önce Kolejli, sonra Beşiktaşlı arkadaşla-rının, ileriki yıllarda da fiilen yapmaya başladığı siyasetçilik-ten edindiği dostlarının uğrak yeri olacak ve çevresi o kadar genişleyecek ki, haftada bir gün eşiyle dostuyla birlikte olabil-mek amacıyla çarşamba günleri muayenehanesini kapatacak-tır.

Oktay’ın Siyasi Serüveni

Siyasete olan ilgisi nedeniyle 70’li yılların ortasında Adalet Partisi’nin kapısını çalacak ve siyasi hayatına Adalet Partisi Kadıköy İlçe Teşkilatına kaydolarak başlayacaktır.

Adalet Partisi 1980 cuntası tarafından kapatılınca, bu partinin yerine kurulan Doğru Yol Partisi’ne geçen Oktay; anılan par-tinin Kadıköy İlçe yönetim kuruluna alınacaktır.

1986/1987 döneminde oluşturduğu yeni bir yönetim listesiyle ilçe seçimlerine girer ve Doğru Yol Partisi’nin yeni Kadıköy İlçe Başkanlığı görevini devralır.

Önce DYP, sonra da DTP’deki çalışmalarını arkadaşlarının anılarında okuyacaksınız. Tekrara düşmemek için ben bunları burada anlatmayacağım.

Yalnız, arkadaşlarının, “Çok çalıştı, dürüstlükten ödün ver-medi; bu hasletleri Genel Merkez’in gözünden kaçmadı ve onu 20 Ekim 1991’de yapılan Genel Seçimlerde DYP’nin İstan-bul 1.Bölge 2. sıra milletvekili adaylığına taşıdı” biçimindeki tespitlerini irdelemeden edemeyeceğim.

Gerçi Oktay, Parti Genel Merkezince İstanbul 1. Bölgeden mil-letvekili adayı gösterilmiştir ama 2. sıraya konulmuştur. Ge-nel Merkez, henüz birkaç ay önce SHP’den istifa edip DYP’ye katılan Aktuna’yı Oktay’ın önüne geçirmiştir. Gerçekten de SHP’den Bakırköy Belediye Başkanlığı’na seçilen Yıldırım Aktuna, genel seçimlere iki ay kala, 27 Ağustos 1991’de bu gö-revinden ayrılarak DYP’ye katılmıştır.

Page 31: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

30

Oysa Oktay 1970’li yıllarda Adalet Partisi’nde siyasete başla-mış, 1980 darbesinden sonra bu partinin yerine kurulan DYP’ye geçmiş, beş yıl önce Kadıköy İlçe Başkanı olmuş ve beş yıllık süreç içinde yeni partiyi Kadıköy’de birinci sıraya taşımıştır.

Birlikte siyaset yaptığı arkadaşlarını dinlemeye devam ettiği-mizde şöyle bir gerçekle karşılaşıyoruz: Genel Merkez onu 2. sıraya koyunca, arkadaşları seçim çevresinde tercihli oy kul-lanılması için kampanya başlatmayı önermişler, Oktay, “Ge-nel Merkez’in kararına karşı çıkmayalım” diyerek onları dur-durmuş; çok sevdiği Süleyman Demirel’e karşı bayrak açma-mıştır. Bu olayda vefa duygusu ve beyefendiliği haksızlığa ta-hammül edemeyen Oktay’ı frenlemiştir.

Politikadaki arkadaşlarından Yılmaz Yıldız, kitabımızda yer alan yazısında aynen şöyle demektedir: “Seçimi çok az bir oyla kaybettik. O seçimde tercihli oy kullanılabiliyordu. Eğer biz tercihli oyu Oktay lehine kullanmış olsaydık, otomatik-man liste başına gelirdi ve seçilirdi.”

Onca mücadeleye karşın aday listesinde 2. sıraya konulması onu mücadeleden vazgeçirmeyecek, 2. sırada olmasına rağ-men seçimlere bütün gücüyle asılacaktır. Partili arkadaşla-rıyla öyle hummalı bir çalışma başlatır ki, yarışta “finish” çiz-gisini rakibinden önce geçmeyi hedefleyen bir atletten farkı yoktur. Öylesine azimli ve enerji doludur… Ekibini de aynı süratle peşinden sürüklemektedir. O hali gözümün önüne ge-liyor. Ela gözleri çakmak çakmak olmuştur, heyecandan ye-rinde duramamaktadır. Yarattığı sinerji herkesi sarıp sarma-lamıştır. İnanın bu satırları yazarken tüylerim diken diken oluyor. Sanki yanındaymışım gibi o günleri içimde duyuyor, yaşıyorum. Benim bilip tanıdığım Oktay’ın resmidir bu. Yıllar sonra, Konya Kültür Merkezi’nde yaşadığımız sorunlarla bo-ğuşan Oktay’ın resmi… Deli fişek gibi girdiği mücadelede he-defe kilitlenen bir jet uçağının pilotuydu o.

1991 yılı genel seçimlerinde, seçimin ertesi günündeyiz.

Sabah 7.00 de TV’lerde, 2. sırada olan Oktay’ın Yıldırım Ak-tuna’yla birlikte milletvekili seçildiği anons edilir! Oktay ve arkadaşları zaferlerini kutlamaya başlarlar.

Page 32: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

31

Şimdi siyasette çok yakın arkadaşı olan Yücel Çıkrıkçı’yı din-leyelim:

“……. Oktay Özaydın’ı 1991 yılı Genel Seçimlerinde DYP’nin İstanbul 1.Bölge 2. sıra milletvekili adaylığına taşımıştır. Yine bu seçimlerde olağanüstü çalışılmış ve seçimin ertesi günü sa-bah 7.00 de milletvekilliğine seçildiği TV’lerde anons edil-mişti. Yalnız bu arada İlçe Seçim Kurulundaki oy sayımları da devam etmekteydi. Sonradan aldığımız duyumlara göre se-çim kurulunda yaşanan bazı olumsuzluklardan sonra diğer partinin adayının Milletvekili seçildiği açıklanmıştı.”

Seçim 290 oyla kaybedilmişti!

Oktay’ın ve ekibinin zafer kutlamaları yerini derin bir üzün-tüye bırakır. “Tabii ki bu olay ilçemizde çok büyük bir moral yıkıntısı olmuştur.” Bu sözler de Yücel Çıkrıkçı’ya aittir.

Semiha’ya o günü sordum. “Üzüldü ama bunu fazla uzat-madı” dedi. Semiha’yı Fenerbahçe’ye yürüyüşe götürmüş. “Biraz hava aldık, her şeyi geride bıraktı.” Sabah hiçbir şey olmamış gibi muayenehanesini açtı, işe başladı.

Kolej’den bir arkadaşını, Salim Koçak’ı dinleyelim: “Onu iyi hatırlıyorum… Sıralamada epeyce yukarılardaydı. Seçilme şansı çok yüksekti. Ancak kaybetmişti. Ama hatırladığım ka-darıyla sadece 300-350 oy gibi çok küçük bir farkla kaybet-mişti. İnsanı en çok da bu üzerdi.

Ankara’dan telefon açtım. Ben de bekliyorum ki karşımda çok üzgün bir Oktay Ağabey bulacağım. Öyle ya; kim olsa hem kaybettiğine üzülürdü, hem de bu kadar az farkla kaybetti-ğine.

“Oktay Ağabeyciğim, geçmiş olsun. Nasıl oldu bu yahu?” de-dim.

Söylediklerini kelimesi kelimesine hatırlamam mümkün değil ama bakıyorum, pek de oralı değil. Hatta oldukça rahat. Sa-dece bazı nedenler sıraladıktan sonra; “Boş ver yahu, Salim’ci-ğim!” dedi. “Canımız sağ olsun.”

Sanıyorum, Tanrıya inancı çok güçlüydü ve bu tevekkülün arka plânında o vardı.”

Page 33: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

32

Evet, eşinin ve Kolej yıllarından bir arkadaşının söyledikleri bunlar. Belki konuya duygusal yaklaşıyoruz ama bu seçim-lerde siyasi tercih Oktay’dan yana kullanılmalı ve Oktay bi-rinci sıraya konulmalıydı. Tabii o yıllarda Genel Başkan olan Sayın Demirel’in bu tercihinin sebebini bilemiyoruz. Hüsa-mettin Cindoruk Bey’in kitabımızda okuyacağınız Oktay’la il-gili yazısından, Sayın Demirel’in Oktay’ın ikinci sıradan mil-letvekili seçileceğine inandığını anlıyoruz.

27 Mart 1994 yerel seçimlerinde yaşadıkları ise Oktay için tam bir hüsrandır. DYP Kadıköy Belediye Başkanlığına aday gös-terilen Oktay, arkadaşlarıyla son derece başarılı bir seçim ha-zırlığı yürütür. Kamuoyundan olumlu tepkiler alınır; Oktay seçimleri kazanacak gibi gözükmektedir. Seçime on beş gün kala Parti Genel Başkanı Tansu Çiller, Oktay’ın yerine Barış Manço’yu aday gösterir ve Kadıköy ilçe yönetimini görevden alır. Barış Manço birkaç gün sonra kamuoyuna adaylıktan çe-kildiğini açıklar. Seçime bir hafta kalmıştır… Böylece DYP ka-zanacağı zaferi elinin tersiyle iter ve elindeki Kadıköy Bele-diye Başkanlığını Cumhuriyet Halk Partisi’ne ikram eder.

Oktay bu kez tam olarak hüsrana uğramıştır!

Bundan sonrasında Tansu Çiller’in DYP’deki yönetim tarzına kızan Süleyman Demirel, Hüsamettin Cindoruk’a Demokra-tik Türkiye Partisini kurdurur ve Oktay da bu partiye geçer.

DTP’nin 1999 yılında yapılan yerel seçimlerde hezimete uğra-ması, bu partinin de Oktay’ın da siyasi hayatının sonu olur ve kardeşimizin onca emeği boşa gider.

Ne acı değil mi?

Siyasi hayatında hak etmediği yenilgilere maruz bırakılan Ok-tay artık kendini dernekçiliğe verecek; bu alanda Ülke ve Kon-yalılar için önemli hizmetler üretecektir.

Evet, sıra Oktay’ın dernekçilik öyküsüne geldi.

Önderliğini Kudret Fikirli’nin yaptığı bir grup 1993 yılında İs-tanbul’da yeni bir dernek kurmanın arayışına girer. Oktay o yıllarda DYP Kadıköy İlçe başkanıdır ve 1994 Mart’ında yapı-lacak yerel seçim hazırlıklarıyla meşguldür. Bu yüzden de dernekçiliğe ayıracak zamanı yoktur.

Page 34: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

33

1993’te Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışna Derneği Başkanı olan Nebi Zenginli’ye kulak verelim: “Bu dö-nemde derneğin güçlenmesi için yoğun bir çalışma yürüttük. Yeni bir yapılanmaya gidilmesini, derneğin dışında kalan önemli isimlerin derneğe ve yönetime katılmasını planladık. Ancak Güneş Otelde yapılan genel kurulda, talihsizlikler ya-şandı. O kongrede Oktay Ağabey yoktu. Genel Kurul vasıtası ile birleşme planı gerçekleştirilemedi.”

Bu genel kurulun yapıldığı tarih 06.03.1993’tür ve daha önce de değindiğimiz gibi, Oktay bir yıl sonra yapılacak Kadıköy Belediye Başkanlığı seçimleriyle meşguldür. Herhalde Nebi Zenginli’nin yukarıdaki paragrafta yer alan, “O kongrede Ok-tay Ağabey yoktu” sözleri dikkatlerinizden kaçmamıştır. Zen-ginli’ye göre, Oktay o kongreye katılmış olsaydı, sonuç hüs-ran olmayacaktı.

Nebi Zenginli’nin sözünü ettiği, Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin 06.03.1993 tarihinde yapılan başarısız genel kurulundan sonra Kudret Fikirli ve ar-kadaşları Bayram Camcı’nın başkanlığında yeni bir dernek kurmak için kolları sıvarlar. Yukarıda da değindiğimiz gibi, Oktay başka bir kulvarda koştuğu için onların arasında yok-tur.

1994 yılına geldiğimizde, 27 Mart 1994’te yapılan yerel seçim-lerde Kadıköy Belediye Başkanlığı için girdiği yarışı haksız bir biçimde kaybeden Oktay, kapısını çalan Kudret Fikirli’yle ar-kadaşlarına yeşil ışık yakacaktır

1994 Kasım’ında kuruluş çalışmaları tamamlanan Konyalılar Derneğinin 71 Kişilik kurucu üye listesinde Oktay 2. sırada yerini alır; Rüştü Özal Başkanlığındaki ilk yönetim kurulunda da üç başkan yardımcılığı görevinden birini üstlenir. Diğer iki kişi Bayram Camcı ve Kâmil Aksoy’dur.

Rüştü Özal’ın başkanlığı altı ay sürer, rahatsızlığı nedeniyle başkanlığı bırakan Rüştü Bey’in yerine 28.05.1995 günü yapı-lan genel kurulda Bayram Camcı başkanlığa seçilir.

Yeni derneğin ilk işi, İstanbul’daki Konyalıları iki dernek ara-sında bölünmekten kurtarmak amacıyla, Konya İli ve İlçeleri

Page 35: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

34

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğiyle birleşme çalış-malarını başlatmak olur.

Oktay, derneğin bu ilk önemli icraatında ön plandadır: Bir-leşme görüşmelerini yürütecek komiteye seçilmiştir.

Nebi Zenginli’yi bir kez daha dinleyelim. “Oktay Ağabey Konyalılar Birliği Derneği adına hareket eden ekibin başın-daydı ve siyasette deneyimli, müzakere yapmakta usta, iyi ye-tişmiş, çalışkan ve ileriyi gören lider vasıflı bir kişiydi. Müza-kereleri kendi inisiyatifine almayı başardı ve iki derneğin Konyalılar Birliği Derneğinde birleşmesini sağladı. Bu başarı Oktay Ağabey’in liderliğinde sağlanmıştır.”

Yıl 1996’dır ve Oktay dernekçilikte neler yapabileceğinin ilk işaretini vermiştir.

2000 yılında yapılan genel kurulda ise başkanlığa aday olma-yan Bayram Camcı, başkan olarak Oktay’ı işaret edecek; o ge-nel kurulda başkanlığa seçilen Oktay; 2007 yılına kadar bu gö-revde kalacaktır.

Başkan seçilir seçilmez, birleştirici özelliğini hemen göstere-cek ve derneğin üyelerine aşağıda özetini sunduğumuz mek-tubu gönderecektir.

“… Derneğimizin olağanüstü genel kurulu 23.04.2000 tarihinde gerçekleştirildi. Kongremize katılan üyelerimizin oylarıyla önümüz-deki bir yıl için göreve geldik. Sizleri mahcup etmeyecek bir gayretle, sizlerin de desteğiyle çalışmak istiyoruz.

… Her kurumda yeni gelen yönetimler evvelki dönemlerden daha çok çalışmak ve çıtayı daha yükseltmek mecburiyetindedir. Biz, he-pimiz bu inançla görev aldık ve başarmak istiyoruz. Başarının ise ancak bir ekip çalışmasıyla geleceğine inanıyoruz. Bu amaçla siz de-ğerli üyelerimizin her konuda desteğine ihtiyacımız var. Değerli fi-kirlerinizi, önerilerinizi her zaman bizlere ulaştırabilirsiniz. Şundan emin olun ki hepsi değerlendirilecektir.

… Lütfen bizleri izleyiniz ve denetleyiniz. Bu duygular içinde hepi-nize aşağıda tanıttığım kurallarımızla birlikte hizmet edeceğimizi belirtir, saygılar sunarız.”

Başkan Oktay Özaydın

Page 36: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

35

Başkan Oktay Özaydın ve ekibi bir yıl sonraki genel kurulda da göreve gelecek ve Oktay Özaydın Başkan olarak o genel kuruldan sonra da bir mektup yayımlayacaktır:

“… Derneğimizin 4. kongresi 29.04.2001 tarihinde yapıldı. Siz de-ğerli üyelerimizin oylarıyla iki yıllık bir süreyle tekrar göreve seçil-dik.

… Daha iyi işler yapmak Konya’mıza ve Konyalıya daha çok hizmet etmek, sizlerin derneğimize ilgi göstermesine, bizlerin de daha fazla gayret göstermesine bağlıdır.

… İlgi ve gayreti tabana yayabildiğimiz oranda başarı kendiliğinden gelecektir. Sizlerin bu ilgi ve desteği bizden esirgemeyeceğinizi umut ediyoruz. Bu duygularla tekrar şevkle başarı için göreve başladık. Yapacağımız hizmetlerin Konya’mıza hayırlı olmasını diler saygıla-rımızı sunarız.”

Başkan Oktay Özaydın

Genel Sekreter Kudret Fikirli

Başkanlığa seçildiği 1. ve 2. genel kuruldan sonra üyelere yaz-dığı iki mektuptan alıntılarla yaptığımız yukarıdaki özetten de görüleceği üzere Oktay; hemşerilerine hizmet aşkıyla ya-nıp tutuşmakta ve başarıya giden yolda dernek üyelerinin desteğini arkasına almaya çalışmaktadır.

Siyasetçi Oktay’la dernekçi Oktay aynı insandır… Hedefleri olan, çalışkan, dürüst, işbirliğine açık bir lider. Dernekçilikte onu çelmeleyecek kimse yoktur. Dilediği hızla koşacak ve ipi göğüsleyen şampiyon bir atlet gibi başarılı olacaktır.

Dernekçilikte en fazla yoğunlaştığı hizmetlere bir göz atalım:

1) FAKİR ÖĞRENCİLERE YARDIM İÇİN ÇIRPINMASI…

Konyalılar Derneği 1997’de, Konya ve ilçelerinden üniversite öğrenimi için İstanbul’a gelen fakir öğrencilere burs verilmesi çalışmasını 56 öğrenciyle başlatmış, ancak bunu genişleteme-mişti. Başkanlığı döneminde Oktay, burs imkânının genişle-tilmesi için âdeta çırpınmıştır. İlçe dernekleri de kendi yörele-rinden gelen çocuklara burs verdiklerinden, burs temininde zorluk çekilmiş, çoğu kez Oktay’la yönetim kurulu üyeleri kendi ceplerinden ve aile fertleriyle yakın çevrelerinden sağ-

Page 37: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

36

ladıkları kaynaklarla burs fonunu güçlendirmeye çalışmışlar-dır. Dernek kurulduğunda 56 kişi için sağlanan burs olanağı, Oktay’ın döneminde 150 - 160 kişiye ulaşmış; burs dışında gi-yim ve ev eşyası konusunda da Oktay öğrencilere destek ol-muştur.

2) HEMŞERİLERLE BİRLİKTE OLMA ARZUSU…

Oktay da bu arzu en üst noktadadır. İstanbul’da yaşayan Kon-yalılar arasındaki bağları sıkılaştırmak ve hemşeri birliktelik-lerini mümkün olduğu kadar geniş bir çevreye yaymak... Onun yönetiminde bu amaçla iftar yemekleri düzenlenmiş, yemekli konferanslar tertip edilmiş, gezilere gidilmiş, Oktay bizzat kendisi köy derneklerinin en ücra köşelerdeki toplantı-larına katılmış; hemşerileriyle beraber olmaktan büyük mut-luluk duymuştur.

3) KONYA’YI ve KONYA KÜLTÜRÜNÜ TANITMA ÇA-BASI…

Konya’nın sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yönden tanıtıl-ması Oktay’ın önem verdiği konulardan birisiydi. Bunun için de, Konya Ticaret ve Sanayi Odası başkanlarını konferans ver-mek üzere davet etmiştik. Daha sonraları Konya’da büyük sa-nayi atılımlarına imza atan PANKO BİRLİK ve KONYA ŞE-KER’in Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk da davetli ko-nuşmacılar arasına katılmıştı. Konya düğün yemeğini İstan-bul’a taşımış, yemeğe gelenler için analarımızın, ninelerimizin çeyizlerinden örnekler sergilemiştik.

4) KONYASPOR SEVDASI…

Oktay, her fırsatta Konyaspor’a yardımcı olmaya çalışmıştır. Futbolcu transferi için kaynaklar bulmuş, onun yönetiminde Konyaspor’un başarısı Boğaz’da tekne turu düzenlenerek kutlanmıştır.

5) KONYALILARI ÇAĞDAŞ BİR MEKÂNA KAVUŞ-TURMA TUTKUSU…

Oktay Dernek başkanlığı sırasında Konyalıların bir araya ge-lebilecekleri çağdaş bir mekâna kavuşması hayaliyle yaşamış ve bu hayalini vefatından önce gerçeğe dönüştürmüştür. 2003

Page 38: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

37

yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden üst kullanım hakkının 30 yıllığına kiralandığı Yeşilköy’de yaklaşık 800 M2’lik bir arsanın üzerine kapalı kullanım alanı 3600 M2 olan bir kültür merkezi inşa ettirmiş ve İstanbul’daki hemşerilerine muhteşem bir eser miras bırakmıştır.

Kültür Merkezi’nin temeli 31 Mart 2003’te atılmış, Oktay bu arada kurulan İstanbul Konyalılar Vakfı’nın başkanlığına geç-miş, Dernek başkanlığına da yeni oluşturulan yönetim kurulu 22.04.2007’de beni seçmiştir. Birimiz Derneğin, diğerimiz de Vakfın başkanı olunca her iki kuruluşun yönetim kurulları birlikte toplanmış ve çalışmalarını uyum içinde yürütmüştür.

Yönetim kurullarının birlikte toplanması teklifi Oktay’dan gelmiş, inşaat ilerledikçe yaşanan zorluklara birlikte çözüm aranmış; kardeşimizin bu teklifinde ne kadar haklı olduğu olaylar yaşandıkça görülmüştür.

Kültür Merkezinin öyküsüne yakından bakarsak; 2007’de Konya Kültür Merkezi’nin temeli atılırken Oktay çok heye-canlıdır. Çünkü bu arsayı temin edebilmek için Büyükşehir Belediye Başkanlığı yetkililerinin kapılarının önünde nere-deyse 24 saat nöbet tutmuştur.

Konya Kültür Merkezi binası beş yılda tamamlanarak 2012’de işletmeye açılmıştır ama bu hiç de kolay olmamıştır. 2003 yı-lından başlayarak 2012 yılına kadar Oktay’ın yaşadıklarının bire bir tanığıyım. Mimari projelerin hazırlanması sırasında yaşanan fikir ayrılıklarının yarattığı gerginliği yatıştırmak ve inşaat başladıktan sonra yaşanan imar sorunlarıyla finansman zorluklarını aşmak için verdiği mücadele her babayiğidin harcı değildir. Oktay bu konularda sinir yıpratan, insanüstü bir mücadele vermiştir.

Semiha’ya sordum, o yorgun ve sinirleri alt üst eden toplantı-ların akşamında evde nasıldı diye. Cevap öyle böyle değil. Ço-ğumuz öyle bir akşam olanları az da olsa kıyısından kenarın-dan didikleriz. Belki pek çoğumuz da eşimizle her şeyi payla-şırız. Bakın Semiha ne diyor: “Bazı akşamlar eve çok sinirli ge-lirdi. Konuşmazdı. Kolunu ovalardı. ‘Ne oldu’ diye sorardım. ‘Yok, bir şey, olur bunlar’ derdi.

Çünkü kimseyi üzmek istemez, sorunlarını sabırla kendisi halletmeye çalışırdı.

Bir şeyi açıklıkla ortaya koyalım: Fikir tartışmaları geçtikten sonra, kızgınlıklar kısa sürede unutulur, bu tartışmalar Konya

Page 39: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

38

Kültür Merkezi inşaatı için birlikte yola çıkan ekibin ilişkile-rini zedelemezdi. Oktay ertesi gün herkesi arardı. İnsanlar günlük hayata dünün etkilerinden arınmış olarak başlardı. Gerçek hoşgörü sahibi bir insandı.

Konya Kültür Merkezi’nin temelinin atılmasından işletmeye alınmasına kadar geçen inşaat evresini, inşaat sırasında yaşa-nan sıkıntılarla Oktay’ın çözüm peşinde koşuşturmalarının öykülerini ve binanın tanıtımını yukarıda sözünü ettiğim “KONYALILAR DERNEĞİ, 1994’TEN BUGÜNE” isimli kita-bımızda bulabilirsiniz. Bu kitabımızda ise, Oktay’ın çocuklu-ğundan başlayıp vefatına kadar geçen yaşam süreci ile bu arada Konya Kültür Merkezi’nin inşaat evresini ve varılan so-nucu görselliğe taşıyan fotoğrafları kitabımızın ekinde bula-caksınız. O fotoğraflarda Oktay’ın eseri olan muhteşem bir kültür merkezinin cazibesine kapılacak ve eminim hayran olacaksınız.

Kültür Merkezi işletmeye açıldıktan sonra Oktay’ın bir gaze-teye verdiği röportajdan bir kesiti aşağıda sunuyoruz:

“… Bundan sonra sosyal ve kültürel aktivitelere çok daha fazla ağır-lık vereceğiz. Burası herkese açık bir kültür merkezi. Sadece Konya-lılar değil, tüm Bakırköylüler buradaki tüm etkinliklere katılabilirler. Buradaki sergilerimizi ziyaret etsinler. Burada yapmak istedikleri et-kinlikler için bizimle temas kursunlar. Burası yalnız Konyalıların değil, Yeşilköy ve tüm Bakırköylülerin hizmetinde kamuya açık bir yer.”

Kalbi herkesin sığabileceği bir sevgi yuvasıydı ve özel hayatı dışında her şeyi, herkesle paylaştı; hiçbir başarıyı kendine mal etmedi.

Başarısı ve kişiliği sözcüklere, sözcükler de sayfalara sığmaz. En iyisi ben sizi ailesi, kardeşleri ve akrabaları ile dostlarının yazdığı anılarla, onların sevgili kardeşimize bakış açılarıyla baş başa bırakayım.

Bilinsin diye söylüyorum; gelen yazıları sadece imla hataları yönünden gözden geçirdim; onun dışında kelimesine bile do-kunmadım.

Page 40: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

39

OKTAY’IN AİLESİ

EŞİ SEMİHA

“Merhaba, ben Semiha Nalçacı Özaydın. Konyalıyım. 1963-1969 yıllarında Konya Belediye Başkanı olan Merhum Ahmet Hilmi Nalçacı’nın kızıyım. Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra İs-tanbul Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldum. 1972 yılında bir ahbabımız tarafından Oktay ile tanıştırıldım. Tesadüf eseri kız kardeşi Gülay Gazi İlkokulu’ndan sınıf ar-kadaşımdı. Nişan törenimiz 2 Aralık 1972’de Meram Tavus-Baba’daki Belediye Lokali’nde oldu. Bütün kolejli arkadaşla-rının katılımıyla çok neşeli ve güzel geçti. 10 Temmuz 1973’te Fenerbahçe Kulübü’nün tesislerinde çok güzel bir düğün yap-tık. Oraya da kolejli arkadaşları, hatta müdürleri Behzat Bey katılmışlardı.

İlk evimiz Moda Ağabey Sokak’taydı. Sonra hep Moda’nın çe-şitli sokaklarında oturduk. Balayımızda Ayvalık Murat Reis’e gittik. Hatta ertesi sene önce Kuşadası’na sonra balayımızı ge-çirdiğimiz Ayvalık Murat Reis’e gittik. Fakat ertesi gün sabah erken saatlerde otelde bir koşuşturmaca görünce ne oluyor anlamadık. Kahvaltıya indiğimizde in-cin top oynuyordu.

Meğer Türk ordusu Kıbrıs’a çıkarma yapmış. Herkes otelden ayrılmış. Uçak biletimiz iptal oldu. Biz de yola çıkıp geçen oto-büslerde yer aramaya başladık. Bir şoförü yalvar yakar bizi almaya ikna ettik. Yol boyu tanklar, askerler derken nostalji seyahatimiz kâbusa döndü.

Page 41: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

40

1976’da oğlumuz Ahmet Cem, 1978’de kızımız Nazlı ve 1990’da tekne kazıntısı Merve’miz dünyaya geldi. Çocukla-rına ve bana hep sevecen, fedakâr, her konuda yardımcı bir eş ve baba oldu.

Sosyal faaliyetleri çok severdi. Önce Beyazıt Lions, sonra Doğru Yol Partisi’nde, sonra Demokratik Türkiye Partisi’nde çok faal çalıştı. DYP’de Kadıköy İlçe Başkanlığı yaptı ve mil-letvekili adayı oldu.

Bazen ben, “çok yoruluyorsun” diye kızardım. Bana, “ Ben ot gibi yaşamıyorum, bunlar benim zevkim” derdi. Ayrıca Konya Maarif Kolejliler Derneği’nin İstanbul kurucusuydu. 2000-2007 yılları arasında Konyalılar Derneği’nin; son olarak da, 2007’den itibaren, kurucuları arasında yer aldığı İstanbul Konyalılar Vakfı’nın başkanlığını yaptı. Vakıf’taki görevi sıra-sında Konya Kültür Merkezi’nin binası için gecesini gündü-züne katarak çalıştı.

Binanın her aşamasında, hele açılışa doğru sabah 06.00’da kal-kar; Kadıköy’den Yeşilköy’e inşaatın başına gider, teftiş eder, 09.30’da hastalarının randevusuna yetişirdi. Hiçbir zaman “Çok yoruldum” demedi. Hep canı gönülden, severek çalıştı.

Evlatlarına çok düşkündü. Nazlı’nın düğününde gözyaşla-rına boğulmuştu. Cem’in düğününde yine mutluluk gözyaş-ları dökmüştü. Merve’ye “Seni kimselere vermem, ona göre!” diye takılırdı.

Benim doğum günümde Nazlı’nın bebek müjdesini aldık. Ha-valara uçtu sevinçten. Çocukları çok severdi. Hep özlemle to-rununu kucağına alacağı günü bekledi ve Ege doğduğunda çok sevindi. İki aylık bir dedeliği oldu. Ardından 2014 yılba-şında Cem’in oğlunun müjdesini aldık, sevincine diyecek yoktu. Doruk Oktay’ı göremedi ama haberini aldı en azından.

Her zaman fedakâr, sevecen bir baba oldu, biz de onu bu yüz-den çok sevdik.

Arkadaşlarına da çok düşkündü. Çarşamba günleri çalışmaz, bir gününü onlara ayırırdı. Kadıköy’deki iş merkezinin teras katında arkadaşlarıyla buluşur, onlarla sabahtan akşama ka-

Page 42: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

41

dar söyleşir, tavla oynardı. Mütedeyyindi. Beş vakit namaz kı-lar, ağzına içki koymazdı. Bu özelliği arkadaş toplantılarına katılmasına engel oluşturmaz; onların şakalaşmalarına, şama-tasına her ortamda gönülden iştirak ederdi.

Koyu Beşiktaşlıydı. Kadıköy Beşiktaşlılar Derneği Lokali’nin açılışını o hazırlamıştı. Bu Lokalde de Beşiktaşlı arkadaşla-rıyla toplanırdı. Beşiktaş Kulübünün genel kurullarına mut-laka katılır ve inandığı yönde görüşlerini dile getirirdi.

Sadece Kolejli arkadaşları değil, Konyalılar Derneği’nden ve İstanbul Konyalılar Vakfı’ndan arkadaşları, Kadıköy Beşiktaş-lılar Derneği üyeleri, Konya ilçe derneklerinde çalışanlar ve siyaset yaptığı yıllarda birlikte mücadele ettiği partili dostları onunla birlikte olmaya can atardı. Bu yüzden de çoğu zaman akşamları babamızı göremezdik.

Sadece bizler değil herkes onu çok sevdi. Allah gani gani rah-met eylesin.”

KÜÇÜK KIZI MERVE

“Ben Merve Özaydın, Özaydın ailesinin nam-ı diğer tekne ka-zıntısı, ailenin 12 yıl sonra gelmiş küçük kızıyım. Evet, her kız babasının prensesidir ve evet her kız babasını kahraman ola-rak görür. Ama ben 24 yıl boyunca her gün "Sen hiç kimseyle evlenmeyeceksin değil mi?" sözleriyle büyütülmüş, babasının masasında sadece kendi fotoğrafı olmasının ayrıcalığıyla ye-tişmiş bir kızdım. Evet, ben gerçek anlamda babamın prense-siydim.

Okulda herkes hocanın "İdolünüz kim?" sorusuna ünlü insan-ları örnek verirken, ben gururla "Babam!" cevabı veren bir kız-dım.

Girdiği her ortamda kısa sürede sesini duyuran, saygınlık ka-zanan, herkesi peşinden sürükleyen bir insandı benim babam. Tatilde plajda insanlar güneşlenirken eline torbaları alıp ço-cuklara sahilde en çok çöpü toplama oyunu oynatan, soka-ğında olan imar haksızlıklarına imza toplayan bir aktivistti benim babam. Belki de bu yüzdendir ki daha ilkokuldayken

Page 43: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

42

girdiğim mülakatta "otobüse bindiğinde koltukların artık kal-dırıldığını gördün, ne yaparsın? " sorusuna, "Eylem yaparım!" cevabını hiç düşünmeden verecek kadar babamın kızıyım.

Sokakta yürürken herkesin selam verdiği, hayatım boyunca birçok ortamda soyadımı duyan insanların babamı ne kadar sevip saydıklarını belirttiği bir insandı benim babam. Girdiği her topluluğun başkanı, lideri olmuş bir insandı. Liderliğin torpille değil çok çalışmayla, işini özveriyle yapmayla kazanı-lacağını; her boş anın, gönül verdiğin işlere adanarak geçirile-ceğini göstermişti bize. Belki de bu yüzdendir ki hayatı, yap-tığı işin en iyisi olmak için, gece gündüz çalışmayla ve hak et-meden hiçbir başarının gelmeyeceğine inanarak geçmiş bir babanın kızıyım.

Her sabah çocukları için onlardan erken kalkan, kahvaltı ettir-meden evden çıkartmayan bir insandı benim babam. Kaç kere beni arabayla almak için uykusuz geceler geçirmiş, kaç kere ben mutlu olayım diye kendi tatilinden fedakârlık yapıp, beni istediğim yere göndermiş bir babanın kızıyım ben. Sevildiğini her gün hissetmiş şanslı çocuklardanım. Annesini görmeden bir gün bile geçirmemiş, çocukları gelmeden sofraya oturma-mış bir babanın kızıyım ben. Bu yüzden hayatı boyunca aile-sine ayırdığı vakitten bir gün bile söylenmemiş, ailenin en bü-yük zenginlik olduğunu bilen bir kızım.

Değerlerine, geçmişine sonuna kadar bağlı bir insandı benim babam. Konya aşkı ona bir dernek kurdurmuş, lise aşkı ona bir vakıf kurdurmuş, Beşiktaş aşkı bir dernek daha açtırmış bir insandı benim babam. Hayatının ona bir şeyler katmış her parçasına, gönül borcunu kat be kat ödemiş bir insandı benim babam.

Sevdiklerine bir artı katmak için elinden gelen her şeyi yaptı-ğını görmek, özüne, zevklerine sonuna kadar sahip çıkmayı öğretti bana. Bu yüzdendir ki değerlerine aşkla bağlı olmayı babasından öğrenmiş bir kızım.

Haksızlıkların en büyük savaşçısıydı benim babam. Çocuklu-ğum, her sene okul kaydımı yenilerken sayfalarca yapılmış hesaplarla, okulun bizden haksız yere para aldığını kanıtlayıp çıkarılmış kavgalardan sonra, "Acaba beni okuldan atacaklar

Page 44: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

43

mı?" korkusuyla… Babamın sokağa çöp atan adamın çöp tor-basını alıp adamın arabasının camından içeri boşaltması so-nucu, "Acaba bir gün başına bir şey gelecek mi?" korkusuyla geçti. Bu yüzdendir ki hakkını sonuna kadar aramak için ge-rekirse eylem yapmayı babasından öğrenmiş bir kızım.

İyi ki senin kızınım, ne mutlu bana ki idolünü çok yakında bulmuş, hayatı boyunca hep babasının kızı olmayı hedeflemiş biriyim.

Belki artık pazar kahvaltılarımız, hafta içi Fehmi'de öğlen ye-meklerimiz, hızlı hızlı yürüyüşlerimiz yok… Ama her hareke-timde her cümlemde yine de sen varsın. Senin prensesin ol-duğum için teşekkürler, dünyanın en iyi babası olduğun için sonsuz teşekkürler.”

MERVE’NİN BLOG’UNDAN ALINANLAR

Neden kimse “büyümek istiyor muyuz?” diye sormadı?

15 Haziran 2014 Pazar

"Babasının Kızı"

10 yaşında özel okullardan birine kabul edilmek için mülakata girmiştim. Tek bir soru sorulmuştu.

Çok basit bir soru: "Bir gün otobüse biniyorsun, artık otobüs-lerde koltukların kaldırıldığını ve herkesin ayakta yolculuk yapmak zorunda olduğunu öğreniyorsun. Ne yaparsın?"

Önüme sunulan şıklar: "Otobüsten inerim/Ayakta yolculuk ederim vs. vs."

Benim verdiğim cevap: "Arkadaşlarımı toplayıp eylem yapa-rım."

Çıkışta babama onlara verdiğim "çok normal" cevabı anlattı-ğımda aldığım tepki: “Yaşa be! Babasının kızı!”

Hayatımda ilk babama benzetildiğim gün işte o gün. Bu yüz-den en mutlu olduğum anlardan biri, o gün.

Herkes babasını sever, azı ona hayrandır. Benim babam be-nim idolümdü.

Page 45: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

44

Ondan bana kalan her şeye... Bende Ona benzeyen her şeye sıkı sıkı sarılacağım.

O gün de babasının kızıydım, bugün de yarın da babasının kızı olacağım.

Her “babasının kızı” olduğumda en mutlu insan olmak için...

Merve Özaydın

Gerçek Şanslı Kim?

Bütün hayatım; kurduğum alarmdan 1-2 dakika önce uyandı-rıldığımda söylenerek geçti. Sırf ben demleme çay seviyorum diye demlenmiş çaya, sırf ben aynı marka ekmeğe aynı marka peynirden yapılmış tost seviyorum diye özenle hazırlanmış tosta söylenerek geçti. Siz hiç sabahın köründe işe gitseniz bile kapıda elinize bir tost tutuşturularak uğurlandınız mı?

Bütün hayatım gecelere kadar proje yaptığım için söylenerek geçti; gecenin o saatinde beni kapıda bekleyen arabaya bi-nince, siz hiç saat kaç olursa olsun eve yalnız dönmeyin diye arabayla kapıda, dolmuştan inince sokakta beklendiniz mi?

Bütün hayatım gece eve geç kalmamamı söyleyen telefonlara söylenerek geçti. Siz hiç gece kaçta gelirseniz gelin camda bek-lendiniz mi?

Siz hiç üç kardeş olsanız bile sadece sizin fotoğrafınızın baba-nızın çalışma masasına konmasının ayrıcalığını yaşadınız mı? “Diğerleri kıskanmıyor mu?” diyenlere “Onun yeri ayrı” ce-vabı verildi mi sizin için?

Siz hiç yalnızken canınız sıkılıyor diye salonda ders çalıştınız mı? Gürültü olmasın diye televizyonu sessiz izledi mi baba-nız, sizin her canınız istediğinde?

Size hiç doğduğunuzdan beri "Ben evlenmeyeceğim ve ba-bamı bırakmayacağım." diye söz verdirildi mi?

Ben bu soruların hepsine “evet” diyecek kadar şanslı oldu-ğumu düşünürdüm. Bir gün en büyük şanssızlığımın, bütün sorulara “artık hayır” diyeceğim olduğunu, kim bilebilirdi ki? Artık sabah bütün dakikalar, gece bütün anlar benim. Ha-yalini kurduğum özgürlüğün aslında en büyük boşluk, yeri doldurulamaz bir boşluk olduğunu anladığım gün, en şanssız

Page 46: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

45

hissettiğim gün işte. Sahip olduğum her şeyin değerinin, as-lında o kişiyle beraberken yaşadıklarımın yanında bir dakika bile etmediğini gördüğüm an, kendimi en şanssız hissettiğim an, işte o an’dır.

Merve ÖZAYDIN

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Baba bak ben mezun oldum…

En mutlu olman gereken günde aslında en mutsuz kişi olabi-lirmişsin. Kalabalıklar içinde çok eksik hissedebilirmişsin. Onu gururlandıracak bir şeyi daha başarmanın mutluluğu, onun yüzünde o gururu göremeyecek olmanın mutsuzluğu olabilirmiş birden. En yalnız olduğun anda değil, bir anı en çok insanla paylaştığında en çok özlermişsin onu. Kep töre-ninde başını çevirip tribüne baktığında en çok senin için alkış tutulsa da en yalnız senmişsin gibi hissedebilirmişsin. Tek bir çift gözü bütün salonda ararmış gözlerin. “Bunu da paylaşsak, birlikte kutlasak ne olurdu ki?” dermişsin.

Baba, bak ben mezun oldum! Yine başardım. Sensiz hayatta başaramazdım. Asıl bundan sonra sensiz başarabilir miyim? Ya bu sefer başaramazsam kime sığınabilirim?

22 Temmuz 2014 Salı

Geçmiş mi? Gelecek mi?

Geçmiş mi gelecek mi diye bir yol ayrımı var. İlerleyebilmen için doğru tarafı seçmen gerek. Hem geçmişe bu kadar sarılıp, hem geleceğe bakmak mümkün değil sanki. Geçmiş aslında sadece soru işaretlerinden ibaret.

Geçmişini bir daha yaşama şansın olsaydı gerçekten bu şe-kilde mi yaşardın? Geçmiş neden böyle bir şansın olmadığı halde bu soruları beraberinde getiriyor ki? Her gün için tek bir şansın var aslında, ne zamandan beri tek bir şansı bu kadar riske atıyorsun? Aklın hala geçmişe U dönüşü yapmak isti-yorsa, gelecekte ileride kaza yapmamak mümkün değil sanki.

Peki, bir insan geçmişiyle ne noktada barışıyor? Geçmişi bir kenara bıraksa bile bazı şeylerin geleceğinin hiç olmayacağını

Page 47: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

46

nasıl kaldırabiliyor? Bir insan babasına ne noktada ihtiyaç duymayı bırakıyor mesela? Mezun olunca, evlenince, anne/baba olunca artık geçmişe bir daha dönememeyi kabul-leniyor mu?

İkinci bir şansın olmadığını neden ancak ilk şansın da elinden gidince anlayabiliyorsun?

About Time isimli bir film izledim dün.

“How long will I love you?”/Jon Boden - en sevdiğim yanıydı filmin.

"How long will I need you? As long as the seasons need to follow their plan."

Dinleyince cevap bulabildiğim tek şey, yıldızlar gökyüzünde olduğu sürece senin kızın olmaya ve sana ihtiyaç duymaya devam edeceğim galiba.

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Biri Gider Biri Gelirmiş

17 Aralık, Acıbadem, 3. kat. (Yazarın notu: Torunu Ege’nin doğumu. 2013.)

6 Ağustos, aynı hastane, aynı kat: (Torunu Doruk Oktay’ın do-ğumu. 2014. Vefatından sonra.)

1 insan eksik, 1 insan fazla.

Biri gider biri gelirmiş.

İnsan ismiyle yaşarmış. Birinin adını alınca insan, ona benzer miymiş gerçekten?

Bir insanın dünyaya gelmesi 9 ay. Sadece 9 ay insanın haya-tında ne kadar çok şey değiştirebilirmiş ki? Birileri çıkıp biri-leri girebilirmiş hayatına mesela. Baba bak ben "hala" oldum mesela. Baba benim sahip olduğum tek sıfat senin "kızın" ol-mak değil miydi? aslında…

Birlikte en mutlu son anımız Doruk Oktay Bey'in aramıza ka-tılacağını öğrendiğimiz gündü. Adını bile hiç bilemedi toru-nunun. Hiç ‘tanıyamadı’ diye üzülmüş müdür acaba? Hiç kendi adını vereceği aklından geçmiş midir? acaba…

Page 48: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

47

Peki, kalabalıklaşmayı beklerken eksilmeyi aklımızdan geçir-miş miydik biz?

Hoş geldin Doruk Oktay, seninle bir eksik değil, çok fazla ola-cağız inşallah.

Bizim ailede Oktay'ların yeri ayrıdır. Hep öyleydi, hep öyle olacak.

20 Kasım 2014 Perşembe

"Çok acil" desem gelir mi?

Formlar her zaman sıkıcı.

Hayatına dair basit gerçekler, milyonuncu kere girilen veriler.

Üç kelimeyle seni özetleyecek sayılar, harfler.

Doğdu - Büyüdü - Öldü

Bir gün basit bir maddede durup düşünmen gerekeceği aklına gelir mi?

Adınız: Merve Özaydın

Yaşınız:24

...

Acil Durumda Aranacak Kişi: ...

Milyon kere belki babanın adını yazıp geçmişsindir. İnsan ha-yatında kaç kere acil durumda kalır ki diye de söylenmişsin-dir. Baban her zaman ordadır ki. O ordayken neye acil dene-bilir ki?

Bir telefon, bir kelime: "gel." Artık korkmak için bir sebep kal-mış mıdır?

Siz hiç panik olup ağladınız mı? Siz hiç panik olduğunuzda asıl artık babanızı "Gel beni al" diye arayamayacağınızı fark edip ağladınız mı?

Siz hiç elim uyuşuyor sanıp ağladınız mı?

Siz hiç asıl eliniz uyuşuyorken, ‘babam gerçekten elini oyna-tamadığı an ne hissetmiştir’ diye ağladınız mı?

Benim babam gerçekten sağ tarafını oynatamazken gözümü-zün içine bakıp "Korkma, panik olmana gerek yok" der gibi gülümsüyordu. O gün o dünyada panik olunacak hiçbir şey

Page 49: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

48

yoktu. Bırak kelimeyi bir bakış bile insanı güvende hisset-meye yöneltebilirdi.

Bugün bu şartlarda bir yanılgı bile insanı panikletmek için ye-terli.

Herkes senin iyiliğin için yanında olsa bile onsuz olunca ye-terli mi?

Ben forma adını yazsam koşup gelmesi için yeterdi, artık yet-mez mi?

30 Aralık 2014 Salı

AZ

Hayatım maalesef bir daha hiçbir zaman 2014'e girdiğim gibi olmayacak, hayatım umarım bir daha hiç 2014 gibi olmaya-cak.

Takvimden bir yaprak daha eksildi ama bu yaprakla hayatım-dan eksilenleri hangi takvim silebilecek? Ya benim takvimim 2014 sayfasını hiç geçemezse ne olacak? Veya eksilen yaprak-lar anıları da yavaş yavaş silerse geriye elimde ne kalacak?

Bu yıl meğerse her takvim yaprağının altından tek söz silin-meyecekmiş… "Hiçbir şey planladığın gibi gitmeyecek."

Hayata öğrenci olarak girersin, iş kadını olarak çıkarsın. Yıla beraber girersin, yalnız çıkarsın. Hep olacak sanırsın, aslında bir daha hiç olmayacağını görürsün. Hayal kurarsın, kendini aklın hayalin dışı bir durumda bulursun. İnançla başlarsın, tecrübe ile sonlandırırsın. Doğum günü diye gülümsersin, ölüm günü olur, ağlarsın. Bazı gün sadece takvimdeki 18 bile seni rahatsız eder. 24 saat çabuk geçer sanırsın, ama 19 sandı-ğından da uzakmış anlarsın. (Yazarın notu: Oktay’ın ölümü 18 Mart.)

Sonunda anlarsın ki kutladığın belki de ne gelecek yıl ne de yeni beklentilerdir. Kadehler aslında bitmesi beklendikçe hiç bitmeyecek sandığın 2014'e kalkmalıdır. "Yaşasın biten 2014!" Yaşasın sadece 5 rakamı ile seni daha iyi hissettirmeye yeten 2015!

Yaşasın "Senden hiçbir beklentim yok" yılı, 2015!

Page 50: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

49

Hakan Günday'ın dediği gibi, "Az dediğin küçücük bir ke-lime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış on binlerce kelime ve yüz bin-lerce cümle var." Benim için de 1 yıl az bir süre olarak başladı, 2014-2015'ten sadece 365 gün farkla başladı. Arasına bir ömür unutulamayacak anlar sığdı.

A-Z arasında sana söylemek isteyip de yazamadığım yüzlerce söz var babacığım. Biri başlangıç, diğeri son... Keşke senle za-manımız bu kadar az olmasaydı, keşke senle başladığımız 2014 bizim sonumuz olmasaydı.

OĞLU CEM

Babamın benimle ilgili anlattığı en eski hatırası, 21 Şubat 1976’da müthiş bir kar fırtınası sırasında Zeynep Kamil Has-tanesi’nde doğumum ve Üsküdar dolmuşlarının kardan do-layı çalışmaması sebebiyle, beni görebilmek için Kadıköy’den Haydarpaşa köprüsü üzerinden, bata çıka nasıl Zeynep Kamil Hastanesi’ne kadar yürüdüğüdür.

Bu hikâye benim için her zaman kararları doğrultusunda azimle giden, neşesi ve tutkusunu da bu sırada asla kaybet-meyen babamı özetler.

Konu; ister ilk aşkı olan Beşiktaş, ister Konya Maarif Koleji, Süleyman Demirel veya ailesi olsun, hep aşk ile sevdiklerinin iyiliği için çabalardı.

İlkokulda karşıma çıkan, “Her dişim ağrıyor” diyene, “Benim babam diş doktoru, muayenehanesine giderseniz babam be-dava bakar dişlerinize” diye ısrar ederdim. Babam da hiçbir zaman beni kırmaz, gerçekten ücret almadan hastaları mua-yene ederdi. Onu kaybettiğimiz zamana kadar, her zaman, ça-lıştığım yerlerde pek çok tanıdığım da diş hekimi olarak onu tercih etmişlerdir. Hastaları onun en büyük farkının, hastala-rına karşı samimi ilgisi ve güvenilirliği olduğunu söylerlerdi.

Diş hekimliği dışında babamın ikinci mesleği ise siyaset idi. Gene çocukluğumdan itibaren babamın diğer arkadaşlarımın babalarından farklı olduğunu gururla hissederdim. Çocukken

Page 51: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

50

Kadıköy DYP ilçe binasındaki babamın ofisine ne zaman uğ-rasam, herkesin babama, “Başkanım” demesi ve benimle ilgi-lenmeleri beni çok gururlandırırdı. O zamanlar Süleyman De-mirel, Hüsamettin Cindoruk sanki akrabalarımızmış gibi ge-lirdi bana. Çocukluk yıllarımda Turgut Özal da benim en bü-yük siyasi hasmımdı.

Evde babamın, arkadaşları ve amcamla yaptığı Özal ile ilgili eleştirileri, ateşli tartışmaları dikkatle dinler, daha ilkokulda bu fikirleri sınıfta arkadaşlarıma satmaya çalışırdım.

Kız kardeşim Nazlı, hazırlık sınıfındayken, İngilizce öğret-menleri ilginç bir ödev vermişti. Herkes meşhur bir kişinin fo-toğrafını sınıfa getirecek ve başka bir arkadaşının getirdiği fo-toğraf ile değiştirecekti. Sonra herkes bu yeni fotoğraf hak-kında İngilizce bir yazı yazacaktı. Nazlı’ya ise Turgut Özal’ın fotoğrafı düşmüştü. Nazlı babamın yardım etmesi için ak-şama kadar beklemişti, babam eve gelince göstermişti. Babam ise ilk tepki olarak fotoğrafı yırtmış, yerine Demirel’in bir fo-toğrafını koyarak ödevi yapmayı teklif etmişti. Tabii sonuçta kız kardeşimin öğretmeninden çekinmesi ve Annemin ısrar-ları ile Özal ile ilgili yazıyı yazmak zorunda kalmışlardı.

Ben lisedeyken ise babam DYP Kadıköy milletvekili adayı ol-muştu. Seçim irtibat bürosu, okuduğum Kadıköy Anadolu Li-sesi’nin hemen hemen karşısında bir dükkândı. Okulumun bulunduğu cadde seçimler boyunca babamın posterleri ile süslenmişti. Bu gizli gizli sigaraya başladığım yıllardı. Her si-gara yaktığımda karşıma babamın bir posterinin çıkmasının yanı sıra, arkadaşlarımın babamın posterlerine bıyık çizerek-karikatürize etmeleri de çeşitli esprilere sebep olan güzel ha-tıralardı.

Babamla bir başka siyaset hatırası ise, DYP sonrası Hüsamet-tin Cindoruk ile kurdukları DTP partisi ile ilgiliydi. Babam ve arkadaşları büyük bir inançla DTP için mücadele ederken, ben üniversiteye başlamıştım. Siyasetle hiç ilgilenmememize rağ-men, babam o yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Hüsamet-tin Bey ile Kadıköy Bağdat Caddesi’nde düzenledikleri yürü-yüşe Nazlı ve beni de davet etmişti. Biz de ısrarlarını kırama-

Page 52: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

51

yarak yürüyüşe katılmıştık fakat beklediğimiz kalabalığı bu-lamamıştık. Biz kalabalık içinde kayboluruz derken, ön saf-larda yürümek zorunda kalmıştık. Çünkü ilçeden 20-30 kişi ve onların çocuklarından oluşuyordu tüm kortej.

Görevimiz babamın fikri olan, parti programının yazılı ol-duğu küçük defterleri arasına kırmızı bir gül koyarak, geçer-ken karşımıza çıkan bayanlara hediye etmekti. Babam ayrıca “Cindoruk neredeyse biz oradayız” diye bağırmamızı isti-yordu. Daha önce hiç ilgilenmediğim siyaseti bu şekilde hem hızlıca tatmış olmakla birlikte, babamın insanlar pek destek vermese bile her durumda davasına olan inancına hayran kal-mıştım.

2003-2008 yılları arasında iş için Dubai’de yaşamak zorunda kalmıştım. Babam da beni ziyarete gelmişti ama ilk bir-iki gün çok yoğun olduğum için babamı çalıştığım şantiyede ağırla-mak zorunda kalmıştım. Ben inşaatta çalışırken babam da beni inşaatın önündeki ambar odasının küçük verandasında beklemek zorunda kalmıştı. Hemen fark etmiştim ki babam o küçük derme çatma kulübeyi kısa zamanda muayenehanesin-deki Cumartesi sohbetlerine çevirmiş, hiç sıkılmadan gün boyu kalfalar, işçiler veya yabancı Filipinli, Arap kontrol mü-hendisleri ile vakit geçirmeni yolunu bulmuştu.

O zamanlar altı ayda bir Türkiye’ye izne geliyordum. Böyle olunca her geldiğimde kardeşim Merve’yi biraz daha büyü-müş, özellikle babamı da her izin dönüşü biraz daha yorul-muş görüyordum. Bu da sevdiklerimle daha çok vakit geçir-mem gerekliliği fikrini baskın kıldı. Bu temelli Türkiye’ye dönmemin en önemli sebeplerindendi.

Türkiye dönüşü evlendikten sonra babamın muayenehane-sine uğrayıp onun ve ziyaret eden arkadaşlarının sohbetlerini dinlemek bana her zaman çok huzur veriyordu.

Babamın oğlum Doruk Oktay’ı görmesini çok isterdim ama 2014 yılbaşı gecesi ona sürpriz yaparak müjdesini verebildiği-miz için eşim Gözde ile kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Umarım küçük Oktay’da dedesinin izinde gider; onun gibi başarılı, dürüst, iyiliksever ve sevilen bir insan olarak yaşar.

Page 53: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

52

CEM’İN EŞİ GÖZDE

Oktay Özaydın, benim kayınpederimdi ama bana hep bir baba sevgisiyle yaklaştı. Bu nedenle kendimi çok şanslı hisse-derim. Her zaman kendisinden saygı ve sevgiyle bahsettiren nadir bir kişiydi. Benden Konyalılar Derneği için seramik bir pano yapmamı istemişti. Ne mutlu bana ki sayesinde böyle başarılı bir projede benim de katkım oldu. 2014 yılbaşı akşamı bir torun müjdesi vermiştik. Biz de haberini aldığı fakat göre-mediği torununa Doruk Oktay adını gururla verdik. Eminiz ki oğlumuz Doruk Oktay da ismini layığı ile taşıyacak ve de-desini hep yaşatacaktır.

Gözde YEYMAN ÖZAYDIN

GÖZDE’NİN ANNESİ-BABASI

Çok sevgili dünürümüz Oktay Özaydın'ı tanımış olmaktan aile olarak mutlu olduk. Bu beraberliğin uzun seneler sürme-sini çok isterdik. Zira daha birlikte yaşayacağımız çok güzel-likler vardı, torunumuz Doruk Oktay gibi... Gerçek olan tek şey ise geç bulduk, çabuk kaybettik.

Seray-Kazım YEYMAN

KIZI NAZLI

Babam nasıl bir kişiydi diye düşündüğümde; ilk aklıma aile-sine, çocuklarına çok bağlı bir baba, güvenilir, çok sevilen bir dost, tutkulu bir siyasetçi, fanatik bir Beşiktaşlı, fikirlerini so-nuna kadar savunan, kendine son derece güvenen, başarılı, dürüst, çalışkan bir kişi geliyor. Evet, bu kadar özel bir kişiydi bizim babamız. Çoğu zaman onun bu özelliklerini düşünüp neden bize de biraz bulaşmamış diye takıldığımız olmuştur babama kardeşlerimle. O kadar da gurur duyardık onun ço-cuğu olduğumuz için.

O konuşurken dikkat etmezseniz birisiyle kavga ediyor ve si-nirlenmiş sanabilirdiniz. Çünkü her zaman yüksek volümle ve heyecanla konuşur, kendini kaptırırdı anlattığı hikâyeye,

Page 54: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

53

olaylara. Özellikle de Beşiktaş ve siyaset ise konu, tahmin bile edemezdiniz sonuçlarının nereye geleceğini.

Evet, uzun yıllar siyaset babamın hayatının çok önemli bir bö-lümüne hâkim olmuştur. Öyle ki ben doğacağım zaman kız olduğumu duyunca çok sevinmiş ve adımı da o dönemde çok beğendiği (her ne kadar son zamanlarda hiç tasvip etmese de) Nazlı Ilıcak’tan esinlenerek koymuş. Bu derece hayatındaydı siyaset işte. Küçüklüğümü düşündüğümde babamı diş dok-torluğundan çok, dernek ve siyasi parti işlerinden hatırlıyo-rum. Lions, BJK Derneği, Konyalılar Derneği, DYP toplantı-ları, mitingler, seçim heyecanları… Bunlar onun âdete hayat iksiriydi diyebilirim. Hiç bir zaman onu evde oturan, sakin bir hayat, emeklilik günleri yaşayacağını düşünemezdim. Maale-sef de o günleri göremeden aramızdan ayrıldı.

Haftada beş gün muayenehanesine gider, kalan zamanlarında da dernek işlerine koşardı. Evet, çok hızlı yaşadı hayatı, bana sorsanız doya doya yaşadı mı? Bilmiyorum. Biraz da keyfine zaman ayırsaydı, dinlenseydi çok isterdim ama ona sorsaydık eminim, “Sonuna kadar yaşadım, tekrar gelsem yine böyle ya-şarım” cevabını verirdi...

Babamla ilgili hatırladığım en eski anı herhalde dört-beş yaş-larındayken her sabah büyük bir heyecanla yataktan kalkarak ve koşarak ona sarılıp işe uğurlamam ve yatağa geri yatmam-dır. Benim gibi uykuyu seven biri her sabah aynı heyecanla kalkar ve onu uğurlardı. Ve yine aynı heyecan ve mutlulukla akşam işten gelmesini bekleyerek, terliklerini hazırlar ve zili çaldığında koşarak dört kat merdiveni iner ve elinden tutup o gün yaptıklarımı anlatarak yukarıya birlikte çıkardım. Her kız çocuğu gibi babamla benim de çok özel bir ilişkimiz vardı. Be-nim ilk hayran olduğum erkekti bu dünyada. Yıllar geçerken birbirimizle fikir ayrılıklarımız tabii ki oldu. Çoğu zaman er-genlik heyecanıyla ona kızdığım, onu anlamadığım günler oldu ama yıllar geçtikçe, özellikle evlendikten ve oğlum dün-yaya geldikten sonra anladım… Bize koyduğu her kuralda, her söylediği sözde, her davranışta aslında ne kadar haklı ol-duğunu, bunların aile olmamız ve yetişmemiz için ne kadar önemli noktalar olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyorum.

Page 55: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

54

Babam için aile kavramı her zaman çok önemliydi. Bizleri bir arada tutmak ve ilerde de hiç kopmamamız onun hayattaki en önemli misyonlarındandı. Aynı evde yaşadığımız zamanlar her pazar sabah birlikte kahvaltı yapmamızı, akşamları da mümkün olduğunca birlikte sofraya oturmamızı isterdi. Biz-ler ise hafta sonları yataktan kalkmak istemez, itiraz ede ede kahvaltıya otururduk. O ise hiç yılmaz her hafta tekrar ısrar ederdi. Hatta bir gün, Merve daha küçükken, “Bir bardak suyu git, ağabeyinle ablanın yüzüne dök” demiş, bizi uyan-dırmak için.

Senede bir kere en azından hep birlikte tatile çıkardık... Birçok tatil beldesini onun sayesinde çok küçükken görmüş ve gez-mişizdir. Uzun araba yolculuklarımızı hiçbir zaman unutmu-yorum... O zaman klimasız arabalar, yollar tek şerit, tüm sıcak ve zorluklara rağmen saatlerce araba kullanarak birçok yere gidip görmemizi sağlardı. Yolculuklarımızın ritüelleri vardı. Yol boyunca annem meyve soyar; su, kolonya servisi yapar, biz Cem’le mutlaka kavga ederdik… ‘Kim yatacak arkada’ diye… Midemiz bulanır, arada çıkarırız… Babam yol boyunca çeşme arar, arabayı temizlemek için. Ama tüm zorluklara rağ-men keyifle yolculuk yapardık sayesinde. Şimdi geriye dönüp baktığımda çok değerli anılar görüyorum her birinde…

Her ne kadar, baktığınızda sert bir mizaca sahip gibi görünse de, babam aslında çok duygusal biriydi. Düğünümde dakika-larca ağlayan, Ege’ye hamile olduğumu söylediğimde yine herkesten önce gözyaşlarını tutamayan babamdı. Tiroid ame-liyatı olduğumda ameliyattan çıktıktan sonra ayılmam için beklettikleri odada gözümü açtığımda yanı başımda beni bek-leyen yine oydu. Nasıl olduysa bir şekilde içeri girmiş ve ya-nıma gelmiş, elimi tutup başımı okşuyordu. İşte aslında bu kadar şefkatli ve yumuşacık bir yüreğe sahipti.

Babamla en son konuşmamız rahatsızlandığı gün telefonda olmuştu ve bana son sözü Ege’ye iyi bak oldu. Aslında normal günlük bir konuşmaydı. Çok kısa süren ama o bu şekilde sö-zünü sonlandırdı ve kapattık. Daha sonra Merve arayıp talih-siz olayı söylediğinde ilk aklıma gelen bu cümle oldu: “Ege’ye iyi bak!”

Page 56: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

55

Evet, babam torunları olsun onlarla vakit geçirsin çok iste-mişti ama maalesef biz hayatın telaşına kapılıp ona çok geç yaşatabildik bu sevinci. .Ege’yle sadece iki ay geçirebildi ama en azından onu kucağına aldı. Ege’nin doğduğu günkü heye-canı ve mutluluğu beni de çok ama çok mutlu etmişti.

Şimdi Ege’ye baktığımda, hep ‘keşke daha çok onunla vakit geçirebilseydi, dedesini daha çok tanıyabilme şansı olsaydı’ diyorum. Maalesef olmadı ama babacığım sen huzur içinde yat. Biz senin bize öğrettiğin her değere sahip çıkacağız. Ço-cuklarımızı senin bizleri yetiştirdiğin gibi yetiştirip hep bir-likte olacağız. Ege’ye çok ama çok iyi bakacağız sakın merak etme.

DAMADI MUTLU

Eşim Nazlı, arkadaşlığımız başladıktan kısa bir süre sonra beni ailesi ile tanıştırmak istediğini söyleyerek akşam yeme-ğine çağırmıştı; doğal olarak heyecanlanmıştım, nasıl bir ta-nışma olacaktı? Nazlı’dan sürekli önemli bir siyasetçi, der-nekçi ve koyu bir BJK taraftarı olduğunu dinlediğim babası Oktay Özaydın’ın ‘hakkımdaki düşünceleri ne olacaktı acaba’ diye kafamda düşünceler beliriyordu.

Kayınpederim Oktay Özaydın ile ilk kez o gün tanıştım. Aile-cek beni son derece sıcak karşıladılar. İçten ve sıcak bir ta-nışma oldu. Aile yapılarımızın benzerliğinden olsa gerek, sanki uzun zamandır birbirimizi tanışıyormuşuz gibi sohbet ettik. Hatta kayınpederim o akşam TV açılmaması için kayın-validem tarafından özellikle tembihlenmiş olmasına rağmen, televizyonu açtığımızı ve keyifle maçın gidişatına bile baktı-ğımızı hatırlıyorum.

Kendi adıma geceden aklımda kalan ve beni hala güldüren şeylerden biri domates çorbasında eriyen peynirlerle mücade-lem ve ziyarete giderken aldığım çiçekti. Yemeğe giderken güzel bir çiçek yaptırmak istemiştim. Nazlı’nın gösterişli bir çiçek almama gerek olmadığı ısrarları üzerine birlikte üstünde bir kaç adet çiçek bulunan tek dal bir lilyum almıştık. Zavallı çiçek vazoda tek başına ayakta duramıyor ve sürekli devrilip

Page 57: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

56

benimle göz göze geliyordu. ‘Neden Nazlı’yı dinledim’ diye hala düşünüyorum.

Eşimin babasının gözündeki değerimi anladığım ve kendisin-den etkilendiğim en önemli an ise 2004 yılında nişanlandığı-mız gün, Nazlı’yı istedikten sonra kendisinin yaptığı derin ve uzun konuşma olmuştur. Konuşmanın içinde bir ara, ‘galiba Nazlı’nın benimle evlenmesine müsaade etmeyecek’ diye dü-şünmüştüm. Nazlı’nın onun için ne kadar değerli olduğu, yü-züklerimizi takarken gözlerinden anlaşılıyordu. Belli ki ger-çekten ilk göz ağrısı kızının evden gitmesini istememişti.

Hâlâ düşündükçe gözlerimin yaşardığı bir başka olay ise 2004 yılını 2005 yılına bağlayan yılbaşı gecesidir. Nazlılara yemeğe davetliydim. İş gereği İzmir’deydim; işlerim bitmemiş ve bir türlü yola çıkamamıştım. Ancak, akşamüstü araba ile yola çı-kabildim. Nazlı’ya beni beklememelerini, yemeğe bensiz baş-lamalarını söylemiştim; Nazlı da sorun olmadığını söylemişti. Fakat İstanbul’a ulaşıp eve geldiğimde ne göreyim bütün aile yemeğe başlamamış ve benim gelmemi beklemişti. Çok duy-gulanarak ne diyeceğimi bilememiştim ama bir kez daha çok değerli insanların olduğu bir aileye girdiğimi anlamıştım.

Kayınpederimin anlattığı birçok güzel anısının arasında en beğendiğim ve en komik olanı ise; alternatif yöntemler ile bel fıtığı tedavisi için gittiği yerde yaşadıklarını anlatmasıydı. Bu olayları her anlattığında hepimiz gözümüzden yaşlar gelene kadar gülerdik; kendisi ise hepimizden daha çok gülerdi.

Nazlı’nın hamile olduğunu öğrendiğinde bütün aile çok se-vinmişti ama kayınpederim sanki daha farklı şeyler de düşü-nüyordu. Oğlumuz Ege’yi gezdirecek, ona hayatı anlatacak, tecrübelerini paylaşacak, hatta tavla oynamayı öğretecekti. Kendi adıma bunları yapabilmesini o kadar çok isterdim ki… Ne yazık ki ben babaannemi, büyükbabamı ve dedemi hatır-lamıyorum… Ya ben doğmadan ya da doğduktan kısa bir süre sonra vefat etmişler. Oğlumuz Ege için farklı olsun çok isterdim ama maalesef bu konuda kaderi bana benzedi...

Kayınpederim Mehmet Oktay Özaydın ile oğlum Ege doğ-duktan sonra hastanede bir baba oğul gibi hayat ve gelecekle

Page 58: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

57

ilgili yapmış olduğumuz sıcak sohbeti hatırlıyor, şu anda rah-metli annem ve babam ile de aynı şekilde sohbet ettiğini ve onlara Ege’yi anlattığını düşünerek mutlu oluyorum.

Ve son olarak o her zaman Nazlı’ya ve bana Ege’ye iyi bakın derdi… Ege’ye çok iyi bakacağız… Baba sen yerinde rahat uyu!

Mutlu MISIRLI

KARDEŞİ KUTAY ÖZAYDIN

Oktay ÖZAYDIN, benim çok sevgili ağabeyim. Aramızda sa-dece 19 ay yaş farkı olduğu için ağabey demediğim, ikiz gibi büyüdüğümüz kardeşim. Kendisine ağabey denmese de aile-nin büyük çocuğu olmanın getirdiği sorumlukları hiç yüksün-meden yerine getiren, her zaman her işimize koşan, benim ha-yattaki en büyük dayanağım, seni anlatmak hem çok kolay, hem de çok zor!

Seni anlatmak kolay, çünkü seni düşünüp de insanın aklına kötü bir şey gelmesi mümkün değil. Her zaman çevresi ile ya-kından ilgili, güler yüzlü, candan ve herkesin her sorununa büyük bir içtenlikle eğilen, yardımcı olabilmek için daima elinden gelenin en iyisini hiçbir karşılık beklemeden yapmaya çabalayan ve genellikle bunda başarılı olan iyi insan…

Seni tam olarak anlatmak ise gerçekten zor… Senin mükem-mel karakterini tam olarak yansıtacak sözcükleri bulmak ko-lay değil… Seni ancak, çok yakından tanıyanların vakıf olabi-leceği pek çok özelliğini en iyi bilenlerden birisi olması gere-ken ben bile bu konuda yetersiz kalacağımdan eminim.

Seni anlatmaya çocukluk yıllarımızdan başlayacak olursam ilk aklıma gelenler, tüm vaktimizi beraber geçirdiğimiz, bazen hafif yollu didişsek bile her zaman birlikte oynadığımız ve çok şeyimizi paylaştığımız bir ağabey-kardeş ilişkisi… Evin içinde top oynanması sırasında kırılan camlar-avizeler, duvara gö-mülü gardırobun üst gözünden yatağa atlamalar, sokakta fut-bol maçları vb. aktivitelerde sen daima daha hareketli ve önde gelen karakter, ben ise sana ayak uydurmaya çalışan küçük kardeş… 10-12’li yaşlara kadar 19 aylık yaş farkı oldukça

Page 59: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

58

önemli ve ben kendimi daima daha geri planda, ağırbaşlı kü-çük kardeş pozisyonunda olarak hatırlıyorum. Senin bana göre daha hareketli (yaramaz?) olmanın bazı göstergeleri ara-sında bahçe duvarı üzerinden düşüp ayağının kırılması gibi küçük kazalar yanında, ikimize aynı gün alınan ayakkabılar-dan seninkinin kısa zamanda eskimesi -altının delinmesi- be-nim ise aynı ayakkabıları uzun aylar boyunca giymeye devam etmemdeki sır… Aile arasında sıkça konu olan bir şakalaşma vesilesi idi.

Erken çocukluk yılları anılarımın arasında dedemlerin Me-ram’daki bağında geçen yaz tatili günlerinin özel bir yeri var-dır. Uzun sıcak yaz günlerinde dere kenarında ve bahçelerde gün boyu süren oyunlar, koşuşturmalar sonrasında yorgun-luktan bitap bir halde akşam kendimizi yatağa attığımızı ha-tırlıyorum. İyi ki o günlerde ne televizyon vardı ne de bilgisa-yar oyunları. Okul öncesi yıllar ve ilkokul yılları hep tatlı anı-larla hatırladığım yıllar olarak gelip geçti.

Oktay 1957 yılı Eylül ayında yatılı olarak Konya Koleji’nde or-taokul-lise öğrenimine başladı ve ben ilk defa 1957-1958 öğre-tim yılında ondan uzak kaldım. O yılın oldukça sıkıcı geçtiğini ve onun hafta sonlarında eve gelmesini özlemle beklediğimi hatırlıyorum. Bir yıl sonra ben de Konya Koleji’nde yatılı ola-rak okumaya başladım.

Ancak artık durum biraz farklı idi. Onun yeni bir çevresi, be-nim ayrı arkadaşlarım olmuştu. Fakat o yıllarda Konya Ko-leji’nin hepsi erkek ve yatılı toplam 150 civarında öğrencisi ol-masının getirdiği aile ortamı içinde, bütün öğrenciler arasında sıcak ilişkiler vardı ve ben her zaman bir üst sınıfta ağabeyi-min olduğu rahatlığı içinde öğrenimime devam ettim.

Bu arada 1962 Haziran ayında ailemiz İstanbul’a göçtü. Oktay ve ben Konya Koleji’nde yatılı okumaya devam ettik. Bu dö-nemin ilk iki yılında okuldaki birlikteliğimiz devam ederken, yarıyıl ve yaz tatillerinde beraber yaptığımız Konya-İstanbul arası yorucu otobüs yolculuklarını hatırlıyorum. Oktay 1964 yılında liseyi bitirip İstanbul’a üniversiteye gitti ve ben Konya’da ilk defa yalnız kaldım. Bu dönemi Konya Koleji’nin

Page 60: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

59

sözünü ettiğim sıcak aile ortamının koruyucu şemsiyesi al-tında rahat geçirdikten sonra ben de 1965 yılında İstanbul’da üniversite hayatına başladım.

Üniversite yıllarımızı İstanbul’un birbirinden uzak ve ol-dukça farklı 2 ayrı üniversitesinde geçirdik. Ancak bu dönemi de hem evde aynı odayı paylaşarak, hem de ortak arkadaş-larla sosyal etkileşim içinde olarak büyük oranda birlikte ge-çirdik.

Oktay İstanbul Üniversitesinde baba mesleği diş hekimliği eğitimi görürken, ben Robert Kolej’de (şimdi Boğaziçi Üniver-sitesi) mühendislik eğitimi aldım. Birbirinden oldukça farklı alanlarda ve ortamlarda geçen üniversite yıllarında aramız-daki ilişkide herhangi bir soğuma olmadığı gibi belki de er-genlik yıllarına göre daha da yakınlaştık. Kardeş ilişkisini aşan iki yakın arkadaş olduk. 1969 yılında ikimiz de üniversi-teyi peş peşe bitirdikten sonra uzunca bir süre için yollarımız ayrıldı. Fakat sıcak ilişkimizde bir değişiklik olmadı.

Lisans eğitiminden sonra ben İngiltere’ye lisansüstü eğitimi almaya giderken, Oktay askerlik hizmetini yapmaya gitti. Bi-rimizin Londra’da diğerimizin Artvin’de geçirdiği bu döne-min çok farklı anılarını ileriki yıllarda sık sık paylaştık. Daha sonra ben Amerika’da doktora eğitimine yönelirken, Oktay; babamızın muayenehanesi devralarak diş hekimliği yapmaya başladı. 1969-1975 yılları arasında birbirimizden oldukça uzak kaldık. Bu dönemde 1972 yazında Oktay beni ziyarete Ame-rika’ya geldi ve bir ay kadar birlikte olma şansını yakaladık. Kendisine 99 dolara 30 gün geçerli bir Greyhound bileti (tüm Amerika içinde yolcu taşıyan otobüs şirketi) aldık. Otobüsle seyahat ederek benim bulunduğum Chicago’dan Salt Lake City’de İlker Kafalı’ya, oradan Los Angeles’deki Tuğrul Ala-dağ’a… Birçok yeri ve kişiyi ziyaret ettikten sonra Chicago’ya geri döndü. Daha sonra İstanbul’a uçacağı New York’a da aynı otobüs bileti ile gitti ve orada da şimdi ismini hatırlaya-madığım bir arkadaşımda kaldı. Ondan başka kimsenin yapa-mayacağı bu uzun (toplam 10,000 km’nin üzerinde) ve yorucu otobüs yolculuklarını zevkle anlatırdı. Benimle kaldığı gün-lerde ona kendi yaptığım bazı yemekleri yedirdim. Türkiye’ye

Page 61: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

60

döndükten sonra herkese benim her şeyi içine kattığım sebzeli tavuk haşlama yemeğimi çok methettiğini hatırlıyorum. 1973 yazında ise ben 10 günlüğüne İstanbul’a geldim ve Oktay ile Semiha’nın düğününe katılma mutluluğunu tattım. Bu döne-min siyasi görüşlerimizin birbirinden ayrılmaya başladığı yıl-lar olduğunu daha sonraları fark edecektik.

Ben 1975 Mayıs ayında yurda döndükten sonra tekrar Tür-kiye’deki yaşama alışmamda Oktay’ın mevcudiyeti ve sahip olduğu geniş dost-arkadaş ortamını benimle paylaşması bana büyük destek oldu.

1977 Mayısında evlenmemden sonra da eşlerimizin büyük katkısı ve uyumu ile yakın ilişkimiz devam etti. Türkiye’nin çok çalkantılı bir dönemi olan 1975-1980 yılları arasında çok hararetli politik tartışmalarımız olduğunu hatırlıyorum. Ok-tay S. Demirel ve orta sağ partilerin görüşünü savunurken ben B. Ecevit ve orta sol görüşleri savunuyordum. (Yıllar sonra birbirine yakın yurtsever çizgilerde buluştuğumuzu belirt-mek isterim.)

Sözünü ettiğim hararetli tartışmalarla geçen bir akşam son-rası, eşimin, “Çok korktum, birbirinizi tekrar görüşemeyecek kadar kıracağınızdan endişe ettim” demesini hatırlıyorum. O gece eşime de büyük bir güven içinde söylediğim gibi, bizim ilişkimizi hiçbir tartışmanın bozması mümkün değildi. Ertesi sabah hiçbir şey olmamış gibi sevgi ve saygıya dayalı ilişkimiz aynen devam edecekti.

1980-1986 yılları arasında toplam 4 yıl tekrar yurtdışında ya-şadım. Bu süre içinde Oktay’ın büyük gayreti ve becerisi so-nucunda birlikte yaşamımızın geri kalan yıllarını aynı çatı al-tında geçirmemize olanak sağlayan bir projeyi hayata geçir-dik. Artık özel olarak tasarlayıp inşa ettirdiğimiz bir apart-manda, anne-babamız ve üç kardeş, aile birlikteliği içinde ya-şamaya başladık. Başlangıçta dışarıdan bakanlar için biraz riskli görülebilecek bu birliktelik, eşlerimizin de uyumu ile çok özel yılların başlangıcı oldu.

Çocuklarımız birlikte büyüdü. Hepsi Oktay amcalarını-dayı-larını yakından tanımak fırsatına sahip oldu.

Page 62: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

61

Oktay’ın çocuklara sıcak yaklaşımı, onları kucaklayışı hepi-mizden farklı idi. Son yıllarda bunun yansımalarını torunları-mıza karşı da hep birlikte gözlemledik. Benim oğullarımın ha-yatına bir ‘Oktay Amca’ girmemiş olsaydı, eminin büyük bir eksiklik olurdu. Büyük oğlum Ömer’in henüz yeni konuş-maya başladığı aylarda evin penceresinden dışarıya bakarken sokaktan geçen adamlar için, “Aaa anne bak Oktay Amcalar geçiyor” demesi herhalde boşuna değildi. Küçük oğlum Sel-çuk’u her görüşte onu gönülden kucaklaması ve her zaman bana karşı bile ondan yana tavır alması unutulur gibi değil!

Oktay ile aynı apartmanda yaşamanın getirdiği bazı zorluklar da yok değildi! Aynı garajda arabalarımızı üst üste park etti-ğimiz için sabahları birbirimize yol vermemiz, arabalara yer değiştirtmemiz gerekebiliyordu. Oktay bizim bir kat üzeri-mizde oturur ve geçerken bizim zili çalardı. Her sabah onu görmekten büyük bir mutluluk olamazdı ama kardeşim insan bir gün de biraz gecikir… Hayır Oktay’ın saat tam 9:00 da zili çalacağı kesindi! Dolayısıyla ben bir yandan hazırlanırken, bir yandan da aman Jandarmam(!) gelmeden hazır olmalıyım te-laşına kapılırdım! Ahh keşke sabahları zil çaldığında gene karşımda Oktay’ı görebilsem…

Oktay kendisini tanıma fırsatına sahip olmuş herkesin yakın-dan tanık olduğu gibi insanlarla ilişki kurma ve geliştirme ko-nusunda çok özel birisi idi. Çok geniş bir çevresi vardı. Kadı-köy çarşısında dolaşırken onlarca insanla selamlaşmadan ge-çemezdi. Ben kendisine zaman zaman, “İstanbul’da senin ka-tılmadığın herhangi bir düğün veya cenaze töreni var mıdır?” diye takılırdım.

Gerçekten insanların gerek sevinçli-mutlu günlerinde, ge-rekse üzüntülü-hüzünlü günlerinde daima yanlarında bulun-maya çalışırdı, bu konularda örneğin; benden farklı olarak hiçbir zaman üşengeçlik göstermezdi. Hastanede, emniyette, mahkemede, belediyede vb. nerede olursa olsun bir tanıdık bulur, size yardımcı olmaya çalışırdı. Aile içinde bizler de onun bu özelliklerinin yararını hep görür, her işimizde ona güvenirdik. Bu bağlamda bugün hüzünle hatırladığım bir söylemi tekrarlardım: “Oktay bak benden önce bu dünyadan

Page 63: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

62

göçmek yok, bu cenaze işlerini filan sen benden iyi bilirsin, beni defnetmeden sakın bir iş çıkarma.” Kaderin neyi göstere-ceği belli olmuyor, nur içinde yat sevgili kardeşim.

Oktay ile ben fizik olarak birbirimize çok benzemediğimizi düşünürdük ancak özellikle bizi çok yakından tanımayan in-sanlar şaşırtıcı bir şekilde bizi benzetirlerdi. Galiba, fiziki gö-rünüş yanında, ses tonu, mimikler vb. unsurlar kardeşleri bir-birine benzer kılıyor. Buna ilişkin bazı anıları gülümseyerek hatırlıyorum. Oktay’ın muayenehanesinin bulunduğu bina-nın alt katında uzun yıllar kardeşim Gülay’ın eczanesi vardı. Ben de bazı akşamüzerleri ve hafta sonlarında oraya uğrar-dım. Bu sırada Oktay’a gelen hastalar beni onunla karıştırıp elleri ile bana geldiklerini işaret ederler, ben de işaretle, “Çıkın geliyorum” derdim. Yukarıda Oktay’ı görünce şaşırırlardı. Hatta bir keresinde borcu olan bir hasta ödemesini bana yap-mak istemişti.

Oktay’ın Beşiktaş sevgisine karşın ben Galatasaray taraftarı idim. Özellikle ilk gençlik yıllarımızda bu konuda epey tartış-malarımız olmuştur. (Ama bu konuda da anti Fenerbahçe duygularımız ortak yönümüzdü, herhalde!) Şaka bir tarafa, her siyasi görüşten olduğu gibi her büyük kulüp taraftarları arasında da geniş bir çevresi vardı. Kadıköy Fenerbahçe cami-asında birçok dostunun olması yanında, Fenerbahçe Stadına yaklaşık 300 m. uzaklıkta kurucusu olduğu Kadıköy Beşiktaş-lılar Derneği lokalini açması da ancak Oktay Özaydın’ın gös-terebileceği bir kendine güven duygusu idi.

Oktay diş hekimi olmasına karşın üstün organizasyon yete-neği ile aileye ve hayır kurumlarına ait bazı inşaat projelerinin hayata geçirilmesinde aktif rol almıştır. (Örneğin, sözünü et-tiğim aile apartmanı, baba-dede yadigarı iş hanının yenilen-mesi, Kadıköy’de bazı cami yapımı ve tamiratı projeleri ve Konyalılar Vakfı Kültür Merkezi projesi).

Bu vesile ile hep aramızda sözü edilen bir anekdotu aktarma-dan geçemeyeceğim. Ülkemizi derin yasa boğan 1999 dep-remi sırasında biz baba-dede yadigârı iş hanını yenileme pro-jesini Oktay’ın öncülüğünde hayata geçiriyorduk. Benim dep-rem sonrası mesleğim gereği bazı televizyon programlarına

Page 64: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

63

katılma durumum ortaya çıkmıştı. Bu programlardan birinde Türkiye’deki çarpık inşaat düzenini eleştirirken, canlı yayında ülkemizde herkesin inşaatçılık yapabildiğine olumsuz bir ör-nek olarak bir diş hekiminin bile bunu yapabildiğini söylemiş-tim! Takip eden günlerde bana kızmak yerine Oktay’ın bunu bir eğlence vesilesi yapmasına şahit olmuş ve mahcup olan ben hariç herkes çok gülmüştü.

Kadıköy’ün merkezindeki bu inşaatı Oktay’ın nasıl tüm ku-rallara titizlikle uyarak ve hiçbir zaman yan yollara sapmadan -herhangi bir ayrıcalık istemeden- tamamladığını yakından takip etmiş ve ülkemizdeki bazı aksaklıkların genellikle kişi-lerin bilgisizliğinden ve/veya haksız ayrıcalıklar aramasın-dan kaynaklandığı kanaatine ulaşmıştım.

Oktay’ın son yıllarda zamanının büyük kısmını harcadığı bir proje vardı. Mütevellisi ve başkanı olduğu Konyalılar Vakfı’na bir kültür merkezi inşa edilmesi. Bu projeye gerçek-ten büyük zaman ve enerji harcadı. Benim de yakından takip ettiğim ve bir nebze destek olmaya çalıştığım bu projenin ge-lişimine ilişkin anıları tahmin ediyorum yakın çalışma arka-daşları aktaracaktır. Ancak ben şunu söyleyebilirim… Dışarı-dan görüldüğünden çok daha fazla enerjisini bu projeye har-cadı ve sanki onunla ilgili her şeyi tamamlandıktan sonra bu dünyadan göçtü.

Arsanın tahsisi-elde tutulması, projelendirme- ruhsat aşama-ları, ihale ve inşaat işlerinden kiralanmasına kadar her adımda adeta kendini bu projenin tamamlanmasına adamıştı. Onun kendisini bu kadar yıpratmasına gönlü dayanamayan annemin, ‘anne Oktay bu uğraşlardan zevk alıyor’ dememe karşın, çok sık olarak bana söylediği şu sözlerle konuyu ka-patmak istiyorum… “Oğlum beni dinlemiyor, belki seni daha çok dinler, söyle şu ağabeyine kendini bu kadar harap etme-sin, başına bir şey gelecek…”

Oktay’ın muayenehanesi herkesin buluşma noktası idi. Cu-martesi günlerinde oraya uğradığımda mutlaka ya tanıdık bi-rilerini görürdüm veya yeni birileri ile tanışırdım. Bu kişiler ortak arkadaş çevremizden-akrabalardan olabildiği gibi hiç

Page 65: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

64

tanımadığım ancak sonradan arkadaş olacağım kişiler de ola-biliyordu. Son yıllarda buluşma noktalarımız arasına ‘çatı’ da eklenmişti. Cumartesi günleri burada bir araya gelinip İsken-der kebap veya pide ısmarlanır, tavla oynanır ve bağıra-çağıra uzun tartışmalar ve sohbetlerle vakit geçirilirdi.

İstanbul dışından arkadaşların (örneğin Mustafa Göncü) gel-diğini ve toplanılacağını ondan öğrenirken, akrabalarla ilgili haberleri de hep ondan alırdım. Yoğun çalışma tempom içinde bu benim için büyük bir rahatlıktı ve belki de onun ka-dar sıcakkanlı olmayan birisi için dostlarla iletişimi koruma-nın en kolay yoluydu. Umarım ortak arkadaşlarımızla dostla-rımız Oktay olmayınca beni unutmazlar. Hepimiz biliyoruz ki ben hiçbir zaman onun yerini tutamam ama onun kardeşiyim, hatırasını birlikte yaşatabiliriz.

Ve 16 Şubat 2014 Pazar günü, saat 14.53 kapım çalındı, kar-şımda sevgili Merve, gözleri yaşlı, “Amca babam hasta-landı…” Hızla yukarıya çıkmam, ambulans-hastane ve yaşa-mımızın alt üst olması… Yaklaşık 24 saat sonra beyin ameli-yatı ve komada geçen 30 gün… Gerçekten çok zor bir dö-nemdi. Her gün ‘acaba bugün bir nebze iyileşti mi?’ umu-duyla hastanede buluşmalar… Üç günde bir, sadece tek bir yakınının görüşmesine izin verilmesi dolaysıyla, bu haktan çocuklarının yararlanması için hep fedakârlık yapan ben, sev-gili ağabeyimi 30 günde sadece iki kez görebildim. Yatakta ça-resiz yatmasını ona hiç ama hiç yakıştıramadım. Hiçbir şey yapamadan elimizden kaydı gitti…

KUTAY ÖZAYDIN’IN EMEKLİLİĞİNDE

ÜNİVERSİTEDE YAPILAN TÖRENDE YAPTIĞI

TEŞEKKÜR KONUŞMASI’NDAN

(02.06.2014)

Bütün bu hakkımda söylenenlerden sonra ben düşüncelerimi ifade etmekte zorlanacağım. Herhalde ilk söylemem gereken, hayatın her aşamada bana çok iyi davrandığı, çok şanslı bir insan olduğum, ailemle, yakınlarımla ve sizler gibi dostlarla birlikte bugüne kadar sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdüğüm için Tanrı’ya şükretmek olmalı. Bu özel günümde, rahmetli

Page 66: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

65

babam ve çok yakın zamanda kaybettiğim ağabeyim Oktay Özaydın’ın bunu paylaşamamasına üzülüyorum. Sevgili Ok-tay bütün yaşamım boyunca olduğu gibi bugün de burada be-nim yanı başımda olmalı idi. Umarım bir yerlerden bizi görü-yor ve hissediyordur. Sevgili anneciğim ise sağlık durumu bu tür uzun toplantıları kaldırabilecek düzeyde olmadığı için aramızda değil. Kendisine buradan sevgi ve saygılarımı yol-luyorum, umarım burada yapılan video kaydını kendisine seyrettirebilirim.

KIZ KARDEŞİ GÜLAY AŞCIGİL

AĞABEYİM, CANIM, HER ŞEYİM

Ben, Gülay Aşcıgil, Oktay ve Kutay Özaydın’ın küçük kardeş-leri. Evin küçüğü olmak ve tek kız olarak büyümek benim için hep avantaj olmuştur. Babam bana hep ‘prenses’ diye sesle-nirdi. Ağabeylerim de hiç kıskançlık duymaz, hep sevgiyle yaklaşırlardı.

Sevgili Oktay Ağabey’imi, evin büyük oğlu olarak babamın vekili gibi görür, her konuda ondan yardım beklerdik. O da hiç yüksünmeden kendini feda edercesine her şeyi halletmeye çalışırdı. Sonradan fark ettim ki bu onun karakteriydi. Sadece aileye değil, herkese karşı aynı özveriyle davranıyordu. Bir-leştirici, uzlaştırıcı mükemmel bir insandı. Çocukluk yılları-mız Konya’da geçti. Ben, on iki yaşında iken babam işyerini İstanbul’a nakletti. İstanbul’a taşındık. Ağabeylerim yatılı okudukları için lise bitinceye kadar Konya’da kaldılar. Oktay Ağabey’imle 2 yıl, Kutay Ağabey’imle 3 yıl kışları ayrı kaldık. Sonraki yıllarda hep bir aradaydık. Benim hep koruyucum, kollayıcım, yeri geldiğinde arkadaşım, yeri geldiğinde ba-bamdı. Düşündüğümde, Konya’daki çocukluk yıllarından ha-tırımda kalan, dedemlerin Meram’daki bağlarına gidiş geliş-lerimiz ve oradaki yaramazlıklarımız ilk sırayı alıyor. Fay-tonla sabahtan annemle gider, akşama babam da gelir, hafta sonlarında birkaç gün kalır dönerdik. Gidiş gelişlerde anne-min en büyük yardımcısı Oktay Ağabey’imdi. Bizleri indirir bindirir, eşyaların taşınmasına yardım ederdi. Oraya varınca da dut ağacının tepesinden inmez, serdiğimiz çarşafın üstüne

Page 67: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

66

dutları silkeler biz de afiyetle yerdik. Derede sulu oyunlar oy-nar, yaramazlıklar yapardık. Yaz geceleri, şehirde isek sık sık Dedebahçesi’ne gider, oradaki büyük havuzda sandala biner oyunlar oynardık. Bu işlerde hep ağabeyim öncü olurdu.

İstanbul’daki yıllarımıza gelince…

Annem, babam Anadolu’dan İstanbul’a yeni geldiğimiz için benim yalnız hiçbir yere gidip gelmeme sıcak bakmazlardı. Öyle ki Kadıköy’den Çamlıca Kız Lisesine 5 yıl özel taksi ile gidip gelmişimdir. O yıllarda servisler olmadığı için böyle bir yol bulmuşlardı. Arkadaşlarla bir yere gidip gelemediğim için sevgili Oktay Ağabey’im beni hiç kırmaz her istediğimi ya-pardı. Sinemaya, tiyatroya, konsere her türlü etkinliğe beraber giderdik. Bazen de teklif ondan gelirdi.

İnönü Stadı’nda maça, Veliefendi hipodromunda Gazi koşu-suna onun isteği ile gitmişimdir. Yazları Moda’daki yazlık si-nemadaki filmleri de hiç kaçırmazdık. Arkadaşlarım şaşırır-lardı. Kendi ağabeyleri ile hiç geçinemediklerini; ağabeyleri-nin giyim kuşamlarına karıştıklarını, beraber hiçbir yere git-mediklerini söylerlerdi. Hayatımın her döneminde en önemli kararları verirken hep ona danışmışımdır. Meslek seçiminde de evlilik kararımda da böyle olmuştur.

Oktay Ağabey’im İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakül-tesi son sınıfta iken ben eczacılık fakültesi birinci sınıfa başla-mıştım. O yıllarda Diş Hekimliği ve Eczacılık Fakülteleri Be-yazıt’ ta bitişik binalarda idi. Sonradan Diş Hekimliği Çapa’ya taşındı. Yıl 1968… Öğrenci olaylarının en yoğun olduğu dö-nem. Her gün İstanbul Üniversitesi merkez binasında ve ona çok yakın olan bizim binaların önünde olaylar oluyor. Evde-kiler çok tedirgin. Ağabeyime ‘kardeşinle beraber gidip-gelin’ diye ısrar ediyorlar. Ağabeyciğim hiçbir şeye hayır demediği için, ‘tamam merak etmeyin, götürüp getiririm’ dedi. Bir hafta veya on gün sabahları beraber gidiyoruz, fakat akşamları bu-luşmamız problem. Şimdiki gibi cep telefonu da yok. Çıkış sa-atlerimiz farklı… Kapılarda bekleşiyoruz. İkimizde isyan et-tik. Üniversitede böyle şey olmaz. Herkes kendi başının çare-sine bakacak! Evdekileri zar zor razı ettik. Ama bir yıl bo-yunca sevgili ağabeyciğim, her olayda, klinikte hasta üzerinde

Page 68: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

67

çalışıyor bile olsa, önlüğü ile fırlar gelir, beni bulur, ‘dışarı çık-mayın veya şuradan gidin’ diye bizi ikaz etmeden içi rahat et-mezdi. Böylece üniversitedeki ilk yılımı da ağabeyimle geçir-miş oldum.

Sonra o mezun olup askere gitti; Artvin’e. Kutay Ağabey’im ise İngiltere’ye yüksek lisansa gitmişti. Annem, babam, ben yazın Artvin’e ağabeyimi ziyarete gittik. Orada da kendini çok sevdirmiş, birçok arkadaş edinmişti. Bize çevreyi gez-dirdi. Çok keyifli günler geçirdik. Sonraki yıllar hep birbiri-mize destek olarak geçti. O benim ilkokuldan arkadaşım Se-miha ile ben de onun kolejden yakından tanıdığı Nejat ile ev-lendim. Çok sevinmişti. Sonraki yıllarda Nejat ile tam bir ağa-bey kardeş oldular. Son nefesine kadar da böyle devam etti.

Nejat’ın askerliği sırasında kısa bir müddet Gölcük’te otur-duk. Oraya en sık gelen, bizi yalnız bırakmayan Oktay Ağa-bey’imdi.

On yıl kadar İstanbul da ayrı semtlerde oturduk… Daha sonra aile apartmanında 30 yıl bir arada olduk. Her gün sabah ak-şam merdivenlerde yankılanan sesini duyar, kapıya çıkardık. O her zamanki neşeli sevecen hali ile hepimize moral aşılardı. Bizlere gösterdiği bu samimiyet bütün akrabalar için de geçer-liydi. İstanbul’daki akrabaları bir araya getirmek için yıllarca bayramlaşmalar düzenledi.

Aile epey geniş olduğu için anne tarafı akrabaları bir gün, baba tarafını ayrı bir gün çağırır, dışarıda toplanıp yemek yer bayramlaşırdık. Son 3-4 yıldır yapamamıştık. ‘Bayramlar yaz aylarına geliyor, herkes bir yerlere gidiyor, toplanamıyoruz’ diye üzülürdü. Benim sevgili ağabeyciğim tam bir gönül insa-nıydı.

Hastanede, vefatından 2 gün önce yine yoğun bakımın kapı-sında bekliyoruz. Kliniğe EEG çekmeye götüreceğiz yanında gidebilirsiniz dediler. Sedye ile çıktı, gözleri hafif açıktı. Ya-nında koşturarak Nejat’la beraber yürüyoruz. Ben hem ağlı-yorum hem de konuşmaya çalışıyorum. Ağabeyciğim, herkes seni bekliyor; annen, bizler, çocuklar, torunlar çok özledik. Kalk artık ne olur, yolunu gözlüyoruz, çok yakında eskisi gibi olacağız deyince gözünden bir damla yaş geldi ve gözlerini

Page 69: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

68

kapattı. O son görüşüm oldu. İki gün sonra kötüleştiğini, bir-kaç kere kalbinin durduğunu ve geri döndürdüklerini söyle-diler, koşarak gittik, biraz sonra ölüm haberi geldi. O bu dün-yadan gitti ama inanıyorum ki bizleri bir yerlerden izliyor. Nur içinde yat canım ağabeyciğim.

Page 70: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

69

KIZ KARDEŞİNİN EŞİ NECAT AŞCIGİL

OKTAY AĞABEY’LE ANILAR

Bundan 5 sene önceydi. Haziran ayında Oktay Ağabey, 3 ar-kadaşı ve ben Karadeniz seyahatine çıktık. Trabzon havaala-nından araba kiraladık. İçimizden biri OF’luydu. O mihman-darlık edecekti. Çok yeri gezdik. Rize’nin İkizdere ilçesinde bir dostunun mezarını ziyaret etmek istemişti. İkizdere’ye Cuma günü vardık… Namaza zor yetiştik. Çıkışta herkes et-rafımızı sardı; “Başkan hoş geldin” diye. Oktay Ağabey 90’lı yıllarda birkaç dönem siyasette Kadıköy ilçe Başkanlığı yap-mıştı. Karadenizliler yazın İstanbul’dan memleketlerine gelir-lermiş. Sanki en yakın, en sevdikleri akrabaları gelmiş gibi kimse bizi bırakmak istemiyordu. Aynı seyahatte Artvin’e de

Soldan-sağa, Oktay Özaydın, Yılmaz Yıldız, Oktay’ın kız kardeşinin eşi Necat Açcıgil ve Ahmet Kapan…

Page 71: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

70

uğradık. Orada 40 sene önce askerlik yapmıştı. Orada da 80 yaşına gelmiş diş teknisyenini bulduk. Bize Deriner barajını gezdirdi. Başka tanıdıkları da vardı. Kalabilseydik bir hafta bizi misafir edeceklerdi.

Benim babam da herkesin yardımına koşardı. Gençliğinde an-neme “İbrahim Bey tarikattan” demişler. “Ne tarikatı?” de-yince, “Kendine Eziyet tarikatı” diye cevap vermişler. Ben bunu Oktay Ağabey’e ‘sen de öylesin’ diye anlatmıştım. O da “Ben de İbrahim amcanın tarikatındanım” derdi.

Yurdun çeşitli yerlerinden cenazeye gelenler olmuştu. Bazı-ları uzak yerlerden gelenlere hayret ettiler, ama ben uzak yer-lerden gelen o arkadaşlarının bazılarının ameliyatları için yer bulduğunu, kendi arabasıyla hastaneye götürdüğünü, her gün arayıp ziyaret ettiğini biliyorum. Hiç kimseyi incitmezdi. Dünyaya gönül almaya, gönüller yapmaya gelmişti.

Bizler onu seviyorduk ama ölümünü hiç aklımıza getirmemiş-tik. Bütün yakınları ‘nasıl olsa Oktay var, cenazemizi kaldırır’ diye düşünüyordu. Onu Süpermen olarak görüyorduk her-halde. Kardeşim; “Antrenör en iyi futbolcusunu maç bitme-den oyundan alır, seyirciye alkışlatırmış” dedi. Hikmetinden sual olmaz ama herhalde Allahü Teâla da yaşarken yeterince alkışlayamadığımız Oktay Ağabey’i bizden aldı. Mekânı cen-net olsun, Allah rahmet eylesin.

Yukarıdaki yazıyı Oktay Ağabey’in vefatından bir iki gün sonra Konyalılar Vakfı’nın web sitesi için yazmıştım. Yazının bir kelimesine bile dokunamadım. Sonradan daha fazla anı yazayım diye düşündüm, fakat hafızam çok zayıf olduğu için aklıma da fazla bir şey gelmedi. Eşimle (Oktay Ağabey’in kız kardeşi) konuştum. Onun hatırlattıklarından bir defa daha an-ladım ki o her ihtiyacımız olduğunda yanımızdaymış. Gü-lay’la evlendiğimizde askerlik yaptığım Gölcük’e gitmiştik. Gölcük’ten İstanbul’a taşınırken, kızlarımızın doğumlarında, velhasıl hep yanımızdaymış. Büyük kızımızın doğumunda hastaneye gittik, doktor bir süre bekledi daha sonra ‘kordon dolanmış, sezaryen yapacağız’ dedi. Gülay’ı ameliyathaneye aldılar, ben kapıda bekledim. Bir müddet sonra bir hastayı

Page 72: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

71

baygın ameliyattan çıkardılar. Ben Gülay diye sedyenin pe-şine takıldım gidiyorum… Epey yol aldık, baktım bir adam da aynı sedyeyi takip ediyor, adama: “Sizin eşiniz mi?” diye sor-dum. O “evet” deyince sedyenin peşini bıraktım. Meğerse Ok-tay Ağabey de arkamdan “Nejat, Gülay değil o” diyormuş ama ben duymuyormuşum.

1985 yılına kadar Tersanede çalıştıktan sonra Genel Müdür-lükte, Teknik Hizmetler Daire Başkanlığına tayin oldum. Bağlı olduğum Genel Müdür Muavini Nurettin beyle yaklaşık 12 sene çalıştım. Çalışma arkadaşlarım ve amirim hepsi çok iyi insanlardı. Nurettin Bey, bütün İşletmenin yükünü çeken çok güçlü bir lokomotif gibiydi. Hiç kimseyi kırmaz, çay söy-lemek için müstahdemi çağırdığında, “Beyefendi bize iki çay getirir misin?” derdi.

Evde de çalışır, herkes çözümü zor işleri ona yüklemek ister, o da ilave bir vagonu daha çekmekten rahatsız olmazdı. He-pimiz babasına kapris yapan çocuklar gibi zaman zaman Nu-rettin beyi üzmüşüzdür. O ise kimsenin kalbini kırmazdı, sanki yaptığımız işi bedava olarak onun için yapıyorduk, işin sahibi oydu. Vefatında bütün İşletme bir gemiye isminin ve-rilmesi için Yönetim Kuruluna dilekçe yazdık. Dilekçe işini ben organize ediyordum… Dilekçeyi gönderdiğim pek çok ar-kadaştan telefon geldi. “Gözyaşlarım dilekçeyi ıslattı” diye. Ölümünden sonra kıymetini daha iyi anlamıştık.

Oktay Ağabey de yapılmakta olan bütün işlerin sahibiydi sanki ve herkes ona kapris yapardı. Kapris işinde istisna oldu-ğunu iddia eden var mıdır? bilmem ama onlar da belki benim gibi hafızası zayıf olanlardır. Onun vazifesi ise kimseye kırıl-madan herkesin sevgisini kazanarak hedefe doğru yol al-maktı. Tabii beraber yola çıktığı arkadaşları hep değerli insan-lardı. Belki de çok güçlü bir lokomotif yükleri çekince insanlar rehavete kapılıyorlar. Bu durum psikoloji biliminin izahına muhtaç bir mesele. Tabii bu ailenin işlerinin hallinde de ay-nıydı. O hiç şikâyetçi olmadan bütün işleri halletmek için uğ-raştığı için, ‘onun doğal vazifesi’ diye düşünürdük herhalde.

Page 73: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

72

Siyasette beraber olduğu arkadaşları onun siyaseti çok iyi bil-diğini, bu özelliğinin Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cin-doruk tarafından da çok takdir edildiğini anlatırlar. Siyasetle uğraşırken de kendi mesleğinde de dürüstlük, kalite, bilgi, hoşgörü ve çalışkanlık temel özellikleriydi. Hep ön planda ol-muştu. Bu mücadelelerinde zannedilmesin ki her zaman na-zikti. Karşısındaki kötü niyetli ve haksızsa sonuna kadar en sert şekilde mücadele eder, geri çekilmezdi.

İlçe Başkanı olduğu parti muhalefetteyken parti yürüyüşü ya-pıyorlarmış… İktidar partisinin ilçe merkezinin olduğu ana caddede polis durdurmuş, ‘geçemezsiniz’ diye. O polisle öyle bir mücadele etmiş ki neticede caddeden geçmişler. Bunu gö-ren ve Oktay Ağabey’i tanıyan sınıf arkadaşım anlatmıştı. Çok kibar insan gitmiş yerine her şeyi göze alan bambaşka bir in-san gelmiş. Partisi iktidara geldikten sonra kendi partisinde de muhalefete düşmüştü. Şahsi menfaat peşinde koşmadığı için inandıklarını hep dillendirirdi.

Benim iş ve üniversite sınıf arkadaşlarımdan pek çoğu onun sayesinde diş hekimi korkusunu yenmişlerdi. Eli hafif ve çok çabuktu. Herkesin bir saatte yaptığı herhangi bir işi o, yarım saatte bitirirdi. Konyalıca deyişle “evtikti.”

Üniversiteye İstanbul’a geldiğinde ailesi Kadıköy Rıhtım’da bir evde kalıyormuş. Evin olduğu sokakta Yoncaspor diye bir futbol derneği kurmuş. Yoncaspor uzun yıllar İstanbul ama-tör kümede oynamıştı.

Hayatının her döneminde sivil toplum kuruluşlarında çalış-mıştı.

Diş hekimliği her an cerrahlık yapmak zorunda kalınan zor bir meslek. Hem kendi işini yapar, hem de gönül verdiği işleri aksatmazdı. Babasının deyimiyle “aylak vatandaşlık” işlerini. (Konyalı olmayan okurlarımız için not: Aşcıgil “aylak” sözcü-ğünü burada, Konya ve çevresinde genel kabul görmüş ha-liyle, “Bedava, parasal karşılığı olmadan hizmet vermek” an-lamında kullanmıştır.) Toplumda dernekçilik ve siyaset, işi ol-mayan insanların vakit geçirecekleri meşgaleler olarak görül-düğü için ‘aylak vatandaşlık’ deniyordu herhalde. Babası ay-

Page 74: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

73

lak vatandaşlık demesine rağmen, annesine karşı onu müda-faa eder, “Kumar mı oynuyor, hovardalık mı yapıyor, bırakın çalışsın” derdi. Çalıştığı yerlerde de bilgisi, çalışkanlığı ve dü-rüstlüğüyle ya başkan olmuş veya tuttuğu futbol kulübünün ve görev aldığı siyasi partinin başkanlarının saygı gösterdiği ve fikir danıştığı kimse olmuştu.

2012 yılında beraber hacca gittik. Şimdi diyorum ki ‘Hacca çağrılmıştı’. Hacda da Diyanetin hocaları Oktay Ağabey’e çok itibar ettiler. Kadıköy Müftülüğündeki yetkililer bizim gru-bun hocalarına: “Kadıköy’deki camilerimizin bütün sorunla-rıyla ilgilenir, çözer, yardım eder” demişler. Haydarpaşa Ca-mii Yaptırma Derneği’nin Başkanı rahmetli Hüseyin amca öğ-leden sonraları Oktay Ağabey’e gelir, sıkıntılarını anlatır, yar-dım isterdi. Oktay Ağabey’in Cami’nin inşaatı için defalarca Ankara’ya gittiğini bilirim. Aynı şekilde İskele Camisi’nin so-runları için de çok çalışmıştır. Kendisinin uzmanlığı dışında olan işler için de ilgilisini bulur, işin tamamlanmasını sağlardı. Zaten yapmak istediği her işte güvendiği birçok kişiye danışır veya fikrini alır, sonra kararını verirdi. Hacda da duaları ka-bul oldu; döndükten bir müddet sonra ilk torununu gördü. İkinci torununun haberini aldı. Vakıf binasının çok zor prob-lemleri çözüldü, düzlüğe çıkıldı. O modern zaman evliya-sıydı; ‘Aktivist Evliya’.

Çocukları da çok severdi, tabii çocuklar da onu. Vefat etti-ğinde torunum 5,5 yaşındaydı. O da çok üzüldü. Anladığım kadarıyla kendi yaşıtları da dâhil ölüm konusunu çok kişiyle konuşmuş. Dayısının ölümünden iki, üç hafta sonra Moda’da akşamüzeri beraber yürürken gökyüzüne bakarak bana, “Dede, onu gördüm yukardan benimle konuştu” dedi. “Kimi gördün?” dedim. “Dayımı gördüm” dedi. “Ne söyledi?” diye sordum. “O, iyi yerdeymiş, kötü yeri de görmüş ama kendisi iyi yerdeymiş” dedi. Çok şaşırmış olmalıyım ki beni üzme-mek için bir müddet sonra “Şaka şaka, onu kimse göremez” dedi.

Zaman zaman dayısını çok özlediğini söyler. Hepimiz özlü-yoruz. Beş buçuk yaşındaki çocuk bizim dile getiremediğimiz duygularımızı ifade ediyor.

Page 75: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

74

NECAT AŞCIGİL

Bugün akşam yemekte misafirlerimiz vardı. Kayınvalideme Vakıf binasındaki Oktay Ağabey’in fotoğrafını gösterdim. Üzüldü… “Geceleri daha zor oluyor ama Allah demek ki bir dayanma gücü veriyor” dedi.

Küçük kızımı çok sever, el ele tutuşmuş oturuyorlardı anne-annesiyle. Mine; “ben çok görüyorum dayımı, hep neşeli, hep gülüyor” dedi. Ben de “heybesini doldurdu götürdü, neden neşeli olmasın, dünyaya köşk yapmadı ama orada çok zengin-dir” dedim.

İyi yaşadı, iyi öldü… Biz onsuz kaldığımız için üzülüyoruz. Yoksa onun için hiç üzülmüyorum. Ölümünün Mevlana’nın Mevla’ya kavuşmasındaki düğün günü gibi olduğunu tahmin ediyorum.

Lise sonda bir arkadaşımız üniversite sınavları için ‘hepimiz aynıyız’ demişti. Fakat sınavların sonunda kimimiz başarılı kimimiz başarısız olduk. Oktay Ağabey’i kaybettikten sonra kendim için ASYS sınavı konusunda endişelenmeye başla-dım. (Ahiret Seçme ve Yerleştirme Sınavı) Ama Allah'tan ümit kesilmez.

27.10.2014

Necat AŞCIGİL

(Aşağıdaki Yazı Konya Maarif Kolejlilerin yazışma gru-bunda Necat Aşçıgil’in “Oktay Ağabey’le anılar” yazısından sonra yayımlanmıştır. Yazının sahibi Kenan Onsun da Kon-yalı ve Maarif Kolejlidir.)

KENAN ONSUN

Sevgili Necat, gözlerimizi yaşarttın. Sana sağlık ve uzun ömürler diliyorum.

Not: Babalarımızın zamanında başkalarına yardım en büyük hayat felsefesiydi ve Oktay Ağabey de bu yoldan yürüdü.

Kenan ONSUN

Page 76: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

75

SEMİHA’NIN AMCASI MUSTAFA NALÇACI

EVLAT MI YOKSA DAMAT MI?

Oktay’la tanışmamız, kızımız Semiha ile nişanlandığı 1972 yı-lına rastlar. Semiha, Konya’yı bugünkü çağdaş alt yapısına ka-vuşturan 60’lı yılların efsanevi belediye başkanı ağabeyim Rahmetli Ahmet Hilmi Nalçacı’nın kızı… Ağabeyimi 1969 yı-lında trafik kazasında kaybettiğimizde Semiha’lar üç kız kar-deş yetim kaldılar. Biz o tarihlerde İstanbul’da yerleşmiş ve Konya’daki saatçilik işimizi Konyalı Saat olarak İstanbul’a ta-şımıştık. Gün oldu, Semiha üniversite çağına geldi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünde yüksek tah-sile başladı. Bu vesile ile Semiha 4 yıllık tahsil dönemini bizim evde yaşayarak bitirdi.

Nalçacı ailesini yakından tanıyan diş doktoru baba Mustafa Özaydın yakın dostu, particilik arkadaşı Mukadder (Mustafa) Nalçacı’dan, Semiha’yı oğlu Oktay’a eş yapmak dileğiyle is-tedi. Oktay’ın ailesi bizim evimizi ziyaretle, “Semiha Nalçacı ailesi tedrisinden” diyerek Semiha’ya sahip çıktı.

Oktay damadımız olarak evimize ve işyerimize gelip gitmeye başladı. Birbirimizi kızımız Semiha kadar sevdik. Bu yıllarda başlayan ilişkimiz, beklenmedik kaybını yaşadığımız 2014 yılı Mart ayına kadar sevgi ile saygı ile hiç aksamadan devam etti.

Bu kırk yıllık süreç içinde Oktay’ın en ufak bir yanlış hareke-tini şahit olmadık. Bize karşı her zaman saygılı ve nazik oldu. Kendisinden incinmedik. Eşim ve ben sevgili Oktay’ı damat-tan öte, evladımız gibi sevdik. Sık sık yakın arkadaşı Hasan Eskil Bey’le işyerime uğrardı. Birlikte yemek yer, sohbet eder-dik. Oktay’la karşılıklı muhabbetimiz Hasan Bey’in dikkatini çekmiş olacak ki bana zaman zaman, “Mustafa Ağabey, Oktay senin damadın, sevgini gösterirken bunu unutma” diye şaka yapar; ona cevaben, “O bir tane, evladımdan farkı yok” der-dim.

Gerçekten de Oktay’a düşkünlüğüm damattan ileriydi ve bir evlada düşkünlükten farklı değildi. Çünkü dürüsttü, akıllı ve vicdan sahibiydi, nazikti, yardımseverdi. Onun bıraktığı boş-luğu doldurmak mümkün değil. Oktay gibisi bir daha dün-yaya zor gelir. Yattığı yer nur olsun.

Page 77: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

76

Page 78: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

77

KONYA MAARİF KOLEJİ’NDEN

ARKADAŞLARI

HASAN ESKİL

(Vefatının 7. Gününde Yapılan Anma Toplantısındaki Konuşmam)

OKTAY…

1957 yılındaydı, Oktay’la Konya Maarif Koleji’nde buluşma-mız. Ben okula bir yıl önce girmiştim. Onun ailesi Konya’daydı ama o da yatılıydı. Yüz öğrenci yatılı okuyor-duk. Yirmi dört saat beraberdik. Birlikte yemek yiyor, birlikte ders çalışıyor, birlikte uyuyor, birlikte büyüyorduk. Birbiri-mize derdimizi anlatıyor; derdimizi, sıkıntımızı paylaşıyor-duk. O okulda çocukluktan gençliğe geçiş dönemimizi birlikte yaşadık; arkadaştan öte kardeş gibi olduk. Oktay’ı o günler-den iyiliksever, mert ve haksızlıklara karşı savaşan bir arka-daş olarak hatırlarım.

1963 yılında mezun olup, Konya’dan ayrıldım. Oktay’la yeni-den karşılaşmamız 1990’lı yıllarda oldu. Yani araya aşağı yu-karı otuz yıllık bir süreç girmişti ama yeniden karşılaştığı-mızda aradan geçen otuz yılın kardeşlik bağlarımızı hiç de gevşetmediğini gördük. Benden bir iki ufak ricası oldu, du-raksamadan yerine getirdim. Bana derneğe girmemi teklif etti, yine tereddütsüz kabul ettim. Aradan geçen yılların, okulun daracık kaldırımında yumruk kadar topun peşinde koşan, gömleği, kravatı bir yana aymış o çocuk Oktay’a nasıl bir mü-kemmel kişilik kazandırdığını gördüm ve hayran oldum. Bu gözlemlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Page 79: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

78

- Yönetim kurulu üyesi olduğumda Oktay Dernek başkanıydı, sonra Vakfın başkanı oldu. Çalışmalarımızda yaşanan fikir ayrılıklarını, sabırla ve kimsenin kalbini kırmadan çözü-yordu. Vakıf başkanı olduktan sonra da hafta tatili falan de-meden, ilçe derneklerinin tüm davetlerine katıldı. Çoğu da-vette, benim yerime Derneği de o temsil etti. Dürüsttü ve sevgi dolu bir insandı Oktay.

- İhtiyacı olan her insanın yardımına koşuyordu. Yardım eder-ken, bir elinin verdiğini öbür eli görmüyor, bilmiyordu. İn-sanların gururunun incinmemesi için yaptıklarını açığa vur-muyordu. Öğrenci burslarının temininde, ben dernek baş-kanıyken, benden önde koşuyordu. Oktay inanılmaz ölçüde yardım seven bir insandı.

- Kafasına koyduğu işlerin üstesinden gelebilmek için müthiş bir mücadele azmi vardı. Âdeta tükenmeyen bir enerjiye sa-hipti. Bu binanın arsasını temin ederken, arsanın imar duru-munda yaşanan pürüzleri çözerken, neredeyse yirmi dört saat Büyükşehir ve Bakırköy Belediyelerinin önünde yatıp kalktı. Binanın inşaatı başladıktan sonra yaşanan finansman güçlüklerini aşmak için çalmadık kapı bırakmadı. Gerçek bir mücadele adamıydı.

- Farklı fikirleri inanılmaz bir sabırla dinler, tartıştırır; so-nunda ortaya oybirliğiyle alınan kararlar çıkarırdı. Binanın arsası alındıktan sonra dernek ve vakıf olarak birlikte top-lanmayı, gücümüzü birleştirmeyi teklif etmişti. Bina ta-mamlanıncaya kadar bu prensibi uyguladık ve zamanla Ok-tay’ın bu öngörüsünün isabetine tanık olduk. İleriyi gören bir liderdi o.

- Zorluklardan hiç yılmadı ve hep mücadele etti. Zorluklara dayanma gücü sonsuzdu. Metin bir adamdı Oktay.

- Çalışmalarında elde ettiği başarıların hiçbirini sahiplenmedi. Hep paylaşmacı oldu. Emeğinin bir nişanesi olarak, bu bi-nanın bir katına adını vermek istediğimizde, buna nasıl karşı çıktığını içim titreyerek anımsarım. O gece evimize dö-nerken hala itiraz ediyordu. Böylesine tevazu sahibi bir in-sandı Oktay.

Page 80: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

79

- Çocuklarına ve ailesine çok düşkündü. O kadar işinin ara-sında ailesini hiç ihmal etmedi. Sevgili Semiha’ya, Cem’e, Nazlı’ya ve Merve’ye hiç kıyamazdı. Torun sahibi olduğu gün dünyanın en mutlu insanıydı. İdeal bir aile babasıydı Oktay.

- Sevgi doluydu, sevgide birleştiriciydi. Üç kardeşin annele-riyle birlikte oturduğu apartmanın inşaat iznini alırken ver-diği mücadeleyi bir keresinde kendisinden dinlemiştim. Annesinin ve kardeşlerinin, hiçbirimize nasip olmayan, aynı apartmanda oturmalarını sağlayan insandır. Her sabah işe giderken ve işten döndüğünde annesinin elini öper ve hayır duasını alırdı. Örnek bir ağabey, örnek bir evlattı.

- Sadece ailesine değil tüm arkadaşlarına sevgiyle kucak açardı. Her Çarşamba beni evimden alır, Yeşilköy’deki bi-naya getirir, akşam evime bırakırdı. Her gün mutlaka tele-fonla arardı. Sabah çalan telefonlara, “Oktay’dır” diye ko-şardım. Sevgisi sınırsız bir arkadaştı.

- Beklenmedik bir zamanda bizi terk etti. Bundan sonra “Ok-tay’dır” diye koşacağım telefonlar olmayacak.

Bana elli yedi sene arkadaşın olma onurunu verdin ya Ok-tay; sana binlerce teşekkür...

Huzur içinde uyu dostum.

HASAN ESKİL

İstanbul, 25 Mart 2014

MUSTAFA GÖNCÜ

CAN KARDEŞİM OKTAY…

Eylül 1957’de başlayan beraberliğimiz, 18 Mart 2014 günü çok acı bir ayrılıkla sona erdi! Oktay’ı ebediyen kaybettik… Ok-tay, hiç ummadığım bir şekilde bu birlikteliğe son noktayı koydu amma; can kardeşliğimizin sonsuza kadar devam ede-ceğini biliyordu… İnanıyorum ki şimdi O, Cennet dediğimiz muhteşem yerde ve erişilmesi herkese nasip olmayacak bir mertebede bizleri bekliyor… Kısmet olursa bir gün, biz de o Menzile ulaşabilirsek; Oktay’la geçen 57 yıllık beraberliğimize kaldığımız yerden devam edebileceğiz!

Page 81: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

80

Oktay’la birlikte geçirdiğimiz yıllar içinde yaşadıklarımızın hepsini yazmaya kalksam, elinizdeki kitabın sayfaları sadece bana yetmezdi… Onun için, müşterek anılarımız içindeki de-ğişik yaşlarda, değişik alanlarda ve değişik ortamlardaki il-ginç olaylarla bu çok özel kitaba katkıda bulunmaya çalışaca-ğım… Sürç-ü lisan edersem, af ola.

KOLEJ YILLARI

1957 Yılının Eylül ayında, Konya Tren İstasyonu’nun bitişi-ğindeki taş binada buluştuğumuzda, ikimiz de on bir yaşla-rında, küçük birer çocuktuk. 1955 yılında özel bir yasayla Milli Eğitime kazandırılan altı kolejden biri olan Konya Maarif Ko-leji’ne 1957’de 30 kişi almışlardı. Biz, yani 57’liler, Konya Ma-arif Koleji’nin üçüncü dönem öğrencileriydik… Bizi 15’er ki-şilik iki sınıfa ayırdılar. Ben Hazırlık A’ da, Oktay ise Hazırlık B’ deydi. Sınıflarımız ayrıydı ama dersler dışındaki tüm saat-lerimiz birlikte geçerdi…

İki ders arasındaki 10 dakikalık süreyi bile değerlendirerek oynadığımız ve kan ter içinde kaldığımız kaldırım futbo-lunda, Oktay’ın “ciyak ciyak” bağırarak her şeye itiraz etmesi, hâlâ kulaklarımda yankılanır...

Bir yıl sonra, orta 1’de tek sınıf olarak birleştik. Oktay’la aynı sırada oturmamakla birlikte, Koleji bitirene kadar aynı sınıfla-rın havasını teneffüs ettik, her şeyini paylaşan kardeşler gibi olduk... O kadar ki, sınıftaki sıralarımız uzak köşelerde bile olsa; bazı derslerdeki sınav kâğıtlarımız, noktasına virgülüne kadar aynı olurdu! Ben matematik ve fen derslerinden hazzet-mezdim, dolayısıyla bu derslerde başarılı değildim. Bazı sı-navlarda Oktay’dan - sınav esnasında - yardım alırdım…

Mrs. Lambert’in matematik sınavlarında, Oktay önce benim adıma sınav kâğıtlarını doldurur, hocanın sırtı dönükken el-den ele bana ulaştırır, sonra da kendi kâğıdını yazmaya baş-lardı. Cevapların tamamı doğru olduğunda bir sorun çık-mazdı. Fakat Oktay kazara bir yanlış yaparsa, hoca aynı yan-lışları benim kâğıdımda da görünce şaşkınlığını gizleye-mezdi! “Oktay önde ikinci sırada otururken son sırada oturan

Page 82: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

81

Mustafa’yla nasıl aynı yanlışı yaparlar… Acaba kopya mı çe-kiyorlar diye düşünüyorum ama bunun imkânsız olduğunu bildiğimden, işin içinden çıkamıyorum” derdi. Biz de, “Ho-cam bu sınava dün akşam birlikte çalıştığımız için, doğruları-mız da yanlışlarımız da birbirine benzemiş” der, vartayı atla-tırdık…

Kolejin ilk dört yılında, son dersten sonra öğrencilere ikindi kahvaltısı verilir, ilk etüt saati için enerji depolaması yaptırılır; etütten sonra da hep birlikte akşam yemeği yenilirdi. Kahval-tıdan sonraki tek işimiz futbol oynamaktı. Bir anlamda futbol için de enerji depolamış oluyor ve daracık kaldırımda, daha sonraki yıllarda, toprak zeminli mini futbol sahamızda, bağıra çağıra futbol oynuyorduk. Oktay da bu maçların vazgeçil-mezlerindendi ve uzaklardan bile duyulan sesiyle, hep baş-roldeydi.

Lise bire geçtiğimizde okulun bahçesine bitişik olan DDY ar-sası kiralanıp, bizim için futbol sahasına dönüştürüldü ve bu sayede “kaldırım futbolu” sona erdi. Oktay’la olan futbol aş-kımız, Kolej’i bitirene kadar bu toprak sahada; karda, yağ-murda ve çamurda sürdü gitti…

İkindi kahvaltılarına gelince; Milli Eğitim Bakanlığı’nın, bes-lenmemiz konusundaki tahsisatı azalınca, kahvaltı lüksümüz sona erdi ama kahvaltı alışkanlığımız devam etti. Okulun kar-şısındaki Bakkal Bekir’den yaz başlarında turfanda domates, biber, salatalık alır; yemekhaneye iner salata yapardık. Öğle saatlerinde gelen ve kilit altında tutulan taze ekmeklerin sak-landığı dolabı -aramızın iyi olduğu- garsonlara açtırır, çıtır ek-mekleri alırdık. Sonra da aşçı başının torpiliyle salatamıza zeytinyağı ve sirke koydurarak, afiyetle yerdik.

Sonbahar ve kış aylarında ise, Bakkal Bekir’den aldığımız ve yarımşar ekmek içine koydurduğumuz tahin helvası, kaşar peyniri ve bazen ek olarak zeytin, salatanın yerini alırdı. Bu alışkanlığımız okul bitene kadar devam etti…

Kolej yıllarından unutamadığım, Oktay’ın da içinde bulun-duğu, hiç hoş olmayan iki anımı da burada aktarmak istiyo-rum: Lise 2’de iken, psikoloji ve fizik derslerinden bütünle-meye kaldım. Oktay, psikoloji öğretmeni Ömer Bey’in bana

Page 83: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

82

karşı takıntılı olduğunu söyleyerek; fizik sınavına, psikoloji sı-navının neticesini aldıktan sonra girebilmem için, diş hekimi olan babasından rapor almamızı önerdi. Eğer Ömer Bey bü-tünleme sınavında da bana geçer not vermezse, Fizik öğret-menimiz yedek subay Selim Beyle konuşup, fizik sınavını ga-rantiye alabileceğimizi ve tek dersten borçlu olarak lise üçe geçebileceğimi söyledi.

Tüm ısrarlarına rağmen, biraz da gurur meselesi yaptığım-dan, Oktay’ın bu önerisini kabul etmedim. Maalesef her iki sı-navdan da 10 üzerinden 4 aldım. Psikoloji sınavım çok iyi geç-mesine karşın geçer not alamadığım için, okul idaresine itiraz dilekçesi verdim. Hoca bu kez notumu 2’ye düşürdü(!) ve ben sınıfta kaldım.

Oktay haklı çıkmıştı ve ben sınıf arkadaşlarımdan bir yıl ge-riye düşmüştüm.

Benim canımı yakan ve dönem arkadaşlarımdan bir yıl geriye bırakan psikoloji öğretmeni Ömer Bey, benimle yakın arka-daşlığından olsa gerek, ertesi yıl Oktay’a da taktı. Ömer Bey, lise üçte mantık dersine giriyordu. Bitirme sınavları esna-sında, Oktay silgi almak için arkadaki arkadaşına dönünce, Oktay’ın önündeki sınav kâğıdını kaparak kopya çektiğini söylemiş ve itirazlarına aldırmadan, Oktay’ı sınıftan kovmuş.

Oktay, şaşkınlık ve üzüntü içinde okul yönetimine gidip du-rumu anlatmış. Müdür Behzat Bey’le müdür yardımcısı Halil Bey sınavın yapıldığı salona gelmişler. Bütün sınıf, arkadaşla-rına haksızlık yapıldığını ifade edip, hep beraber sınavı terk edeceklerini söyleyince ve okul idaresi de hocaya baskı ya-pınca, Oktay tekrar sınava kabul edilmiş.

Fakat hoca, Oktay’ın yazdığı cevapları 4’le değerlendir-miş(!)… Bunun üzerine, Oktay da benim gibi sınav kâğıdı için itiraz dilekçesi verdi. Kâğıdının yeniden değerlendirilmesi so-nucunda, notu 2’ye indirildi. Oktay, bitirme sınavlarındaki sosyoloji dersinden 10 alarak, iki dersin ortalamasını geçer düzeye yükseltti ve bu hain adamın yeni bir zulmünden kur-tulmuş oldu.

Hikâyenin bundan sonrası daha da ilginç… Yıllar sonra o psi-koloji -mantık öğretmeni, diş ağrısından kıvranarak Oktay’ın

Page 84: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

83

Kadıköy’deki muayenehanesinden içeri girer. Oktay’ı tanı-maz ve dişinin ağrısından sabaha kadar uyuyamadığını söy-ler. Oktay, hocayı koltuğuna oturtur; anestezi yapmadan, ker-petenle ağrıyan dişi sıkıca kavrar! “Hoş geldin hocam” der, “Beni tanımadın mı?”

Adını söyler, Konya Koleji’ndeki öğretmenlik yıllarında Ok-tay’a ve bana yaptıklarını hatırlatır…

O hocanın yanından beni telefonla arayıp intikamımızı aldı-ğını söylerken, yaşadığı mutluluğu ve kıs kıs gülmesini hiç unutamam…

ÜNİVERSİTE YILLARI

Bir yıl arayla Kolej’den mezun olduktan sonra Oktay’la İstan-bul’da buluştuk. O İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakül-tesi 2. sınıf öğrencisiydi, bense İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. Sınıftaydım. Beyazıt’taki fakülte binalarımız bir-birine çok yakın olmasına rağmen, Oktay’la okullarda fazlaca görüşemiyorduk. Çünkü ben vize mecburiyeti olmayan ders-lere girmiyor, Cağaloğlu’ndaki matbaamızda, sabahın körün-den itibaren fiilen çalışıyordum. Oktay ise, fakülteden çıktık-tan sonra koştura koştura Kadıköy’e geçiyor ve babasının Ok-tay adına açtığı diş deposunda çalışıyordu.

Cumartesi günleri de, iki bavula doldurduğu diş tedavi mal-zemeleriyle Harem’den otobüse biniyor ve İstanbul çevresin-deki il ve ilçelere malzeme satmaya gidiyordu. Oktay’la ancak Pazar günleri oynanan lig maçlarında görüşebiliyorduk. Ken-disi kopkoyu Beşiktaşlı ben ise Fenerli olmamıza rağmen, aynı tribünlerde maçları izleyerek -hangi takım kazanırsa kazan-sın- galibiyet sevincini birlikte yaşayarak evlerimizin yolunu tutuyorduk…

Konu maçlardan açılmışken; yine üniversite yıllarımızda git-tiğimiz Kocaelispor-Konyaspor maçıyla ilgili serüvenimizi anlatmam lazım: Oktay, bir Cuma günü telefonla arayarak, hafta sonunda Konyaspor’un Kocaelispor’la maçı olacağını ve hemşerilerimizi deplasmanda yalnız bırakmamamız gerekti-

Page 85: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

84

ğini söyledi… Oktay’ın kopkoyu bir Beşiktaşlı olduğunu be-lirtmiştim biraz önce. Aynı koyulukta bir Konyaspor taraftarı olduğunu da tahmin etmek zor olmasa gerek! Bu bağlamda, Oktay’ın en rahat izlediği maçlar Beşiktaş-Konyaspor maçla-rıydı. Hangisi kazanırsa kazansın, sevinen hep Oktay olurdu!

Gelelim Kocaelispor-Konyaspor maçına: Cuma günkü konuş-mamızda kararlaştırdığımız üzere; Harem Otobüs Termina-linde buluştuk… Oktay, kardeşi Kutay, kolejden arkadaşımız Vedat ve ben. Otobüse bindik ve maçın başlama saatinden çok önce İzmit’e vardık. Biraz şehri dolaşıp, bir şeyler yedik. Maç esnasında çitleyeceğimiz çekirdeklerimizi aldık ve stada gir-dik…

O yıllarda seyirciler bugünkü kadar acımasız değildi! Rakip takımın taraftarları çoğu stadyumda aynı tribünlerde oturur, birkaç fanatik dışında kavga dövüş bilmezlerdi. Biz de boş bulduğumuz bir bölümde yerimizi aldık ve maçın başlama-sını beklemeye koyulduk… Konyaspor sahaya çıkarken, dör-dümüz de ayağa kalkıp, alkışlamak gafletinde bulunduk! Ya-kın çevremizdeki Kocaelispor taraftarları için de istemeden ilk sinyali vermiş olduk… Maçı ya Konyaspor kazandı ya da be-rabere bittiydi. Maç esnasında özellikle Oktay’ın engelleye-mediğimiz tezahüratı bazı fanatikleri kızdırmış olacak ki maç dağılırken peşimize düşen bir grup bize küfürler edip, arka-mızdan tekmeler savurdu. “Erkekliğin onda dokuzu kaçmak” düsturuyla, arkamıza bakmadan kaçtık ve yoldan geçen ilk İs-tanbul otobüsüne birer çuval gibi atladık; paçalarımızı zor kurtardık!

ŞİŞLİ MACERASI

Hafta sonu akşamlarında; genellikle Cumartesi günleri, İstan-bul’daki değişik üniversitelerde okumakta olan Kolejli sınıf arkadaşları olarak birimizin evinde toplanırdık. Bu toplantılar ilk yıllarda, daha çok Çelik’in Şişli’deki bekâr evinde olurdu. Çelik, Fikret, Nadir ve rahmetli Attila Şişli’de oturdukların-dan, Oktay ve Ben Kadıköy vapuruyla karşıya geçer, otobüs veya dolmuşla Şişli’ye varırdık. Alel acele yenen bekâr işi atış-

Page 86: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

85

tırmalıklardan sonra oyun masasına oturur ve geç saatlere ka-dar -talebe işi- poker oynardık! Bu oyunlarda çoğu kez Ok-tay’la ortak kasa yapar, aynı sandalyeyi paylaşırdık… Bir ak-şam şansımız yaver gitmedi! Öğür bildiğimiz sınıfdaşlar, ce-bimizdeki tüm harçlıkları alıp, sadece arabalı vapura binecek kadar bir parayla, gece yarısı bizi sokağa bıraktılar. Oktay’la Şişli’den Kabataş’a kadar yürüdük… Hangi saatte olduğunu hatırlayamadığım arabalıya binip, Üsküdar’a geçtik. Oradan Kadıköy’e Oktay’la beraber, Kadıköy’den de Göztepe’ye yal-nız başına yürümek zorunda kaldım. Baba evine vardığımda şafak sökmek üzereydi.

KADIKÖY EĞLENCESİ

Şişli-Kadıköy-Göztepe parkurundaki gece yürüyüşü, poker partilerimizin de sonu oldu!

O geceden sonraki süreçte Şişli’yi “Tehlikeli Bölge” ilan ede-rek, Oktay’la Kadıköy dışına çıkmama kararı aldık… Zaten o süreçte Attila da Şaşkınbakkal’a taşınmış ve Fındıkzade’den Göztepe’ye taşınan Vehbi’yle beraber, iyi bir kare oluşturmuş-tuk. Bu kez pokerin yerini Maça Kızı ve Ohel almıştı ve bu oyunlarda para yerine ceza geçiyordu! Maça Kızı’nda sayıları elinde patlayan, Ohel’de ise tahminde bulunduğu sayıyı ya-pamayan oyuncuya o anda kararlaştırılan bir ceza verili-yordu…

Bu akşamlardan birinde; Attila, Vehbi ve Ben, Oktay’ın baba evindeydik. Hane halkı uykuya çekilmiş, biz ise gürültü pa-tırtı etmemeye çalışarak Maça Kızı oynuyorduk. Saatler gece yarısına yaklaşırken, oyunu kaybeden ben oldum. Hemen ce-zamı kestiler: Moda’daki Palmiye Pastanesi’ne gidilecek ve yarım kilo cevizli baklava alınacak…

Gecenin o saatinde, ayazın ortasında ve de benim gibi ekâbir birine verilen bu ceza, ağırlaştırılmış müebbetten beter bir du-rum! Kaderime razı olup, yollara düştüm. Ismarlandığı gibi, cevizli baklavayı alıp Oktaygillerin(!) evine geri döndüm. Apartmanın kapısını otomatikle açtılar, içeri girdim. Baktım,

Page 87: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

86

asansör beşinci katta “Meşgul” işareti veriyor! “Çağır” komu-tuna basıyorum, gelmiyor! Anlamak zor olmadı tabii ki. Oyu-nun galibi üç ahbap çavuş, verdikleri ceza yetmezmiş gibi, beni beşinci kata merdivenden çıkartıp, iyice eğlenecekler… Yukarıda bekleşen vicdansızlara birkaç kez seslendim: “Eğer asansörü hemen aşağıya göndermezseniz, ben evime gidiyo-rum… Baklava yerine kesme şeker yersiniz, ben cezamı öde-dim.” dedim. Herhalde ciddiye almadılar ki asansör aşağıya inmedi… Ve ben Göztepe’nin yolunu tuttum. Eve varınca, ge-cenin ilerleyen saatine bakmaksızın baklava kutusunun ba-şına oturdum, hem kendi payımı hem de üç zalimin payını bir güzel yedim. (Bu yıl önce Oktay’ı, arkasından Attila’yı yitir-dik… Işıklar içinde uyusunlar, her ikisini de rahmetle anıyo-rum.)

İZMİR SEYAHATİ

Cağaloğlu Yokuşu’ndaki matbaamızı en çok ziyaret eden ar-kadaşım rahmetli Attila’ydı… Nişantaşı Diş Hekimliği Yük-sek Okulu’nda öğrenciydi. Derslerden fırsat buldukça matba-aya gelir, ben de fırsattan yararlanarak çalışmaya ara vererek, çay-kahve muhabbeti yapardık… Bir gelişinde, aklımıza ha-ince bir plan düştü! Mezuniyetten sonra, İstanbul dışındaki üniversitelerde okumakta olan Kolejlilerle bir araya gelip has-ret giderme olanağı bulamamıştık. Hem bir toplaşma baha-nesi yaratmak, hem de “birilerini işletme” iç güdümümüzü tatmin için kolları sıvadık… “Birileri adına davetiye basıp, bi-rilerini de sanal bir törene davet etmek ne hoş olurdu” diye düşünmeye başladık!

Kolejdeki 57’lileri tek tek gözden geçirdik. Kim hangi üniver-sitede? Kimin ciddi boyutlarda kız arkadaşı var? Kim nişan takıp, evliliğe ilk adımı atabilir? Kim mesleğe daha yakın?

Bu beyin fırtınası fazla uzun sürmedi… Ve kurban bulundu: Özkan Anıl! Özkan’ın, bizim de yakından tanıdığımız bir kız arkadaşı vardı, Konya Kız Öğretmen Okulu’nda. Mezun olup Konya’dan ayrıldıktan sonra da bu beraberliklerinin devam ettiğini biliyorduk… Dolayısıyla, Özkan ve Aynur için hazır-layacağımız sanal bir nişan töreni kimse için sürpriz olmazdı!

Page 88: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

87

Attila’yla hemen davetiyenin metnini yazdık:

Sayın Oktay Özaydın,

Kızımız Aynur ile Oğlumuz Özkan’ın nişan töreninde sizi de ara-mızda görmekten onur ve mutluluk duyacağız.

Babaoğlu ve Anıl Aileleri

Tarih: …./…./1966,

Yer: İzmir Efes Oteli Balo Salonu.

Mürettip kalıbı hazırladı, makinist de baskıyı yaptı… Daveti-yeler postaya hazır hale geldi! İşin en can alıcı yönü, zarfların üstünü kim yazacaktı? Yatılı olarak yedi yıl beraber olan bir avuç insan, birbirinin yazısını da uzaktan tanır elbet! İşi riske atmamak için, zarfların bizim dışımızda birisi tarafından ya-zılmasını ve postaya da İzmir’den verilmesini sağladık. Öz-kan İzmir’de Hava Harp Okulu’nda okuyordu ve Aynur Me-nemen’de öğretmendi.

Ne yazık ki, kendileri için hazırlanan bu görkemli nişan töre-ninden onların bile haberi yoktu! Basmane Postanesi damga-sını yiyen davetiyeler adreslerine ulaştıkça telefonlar çalıyor; İstanbul ve Ankara Üniversitelerinde okumakta olan 57’liler, İzmir seyahati için görüşmeler yapıyordu… İstanbul Grubu olarak, bu seyahatin detaylarını konuşmak üzere, o yıllardaki adıyla, “Mithat Paşa” Stadında toplandık. Hangi takımlar ara-sında oynandığını şimdi hatırlayamadığım, (Oktay sağ ol-saydı mutlaka hatırlardı!) maç için stada erkenden gittik ve seyahat planımızı konuştuk. Ben orada, matbaadaki iş yoğun-luğunu bahane ederek ve üzülerek, İzmir’e gidemeyeceğimi belirttim. Benim dışımda, Oktay dâhil herkes, bu seyahate ka-tıldı.

İstanbul Grubu’nun programı belli olduktan sonra Ankara Grubuyla temas sağlandı ve onların da tümünün İzmir’e gi-decekleri öğrenilince, içimizdeki sevinç ve heyecan bir kat daha arttı! Her iki grup da davullarla zurnalarla ve anlaştık-ları üzere, aynı saatlerde İzmir’de buluşmuşlar… Basma-hane’deki ucuz otellerden birine gidip, iki üç odaya yerleşmiş-ler… En şık kıyafetlerini giymişler… Nişandaki yüzük takma

Page 89: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

88

merasiminden sonra Ankara Grubu olarak yapacakları ve Öz-kan-Aynur için hazırladıkları özel rond gösterisinin provasını bile yapmışlar… Otelden çıkıp, yürüye yürüye görkemli Efes Oteli’ne, davetiyede belirtilen saatten çok daha önce varmış-lar…

Otel lobisine giren bu genç gruba ilk soru kapıdaki üniforma-lıdan gelmiş… “Hoş geldiniz beyler, hangi toplantının davet-lisisiniz?” Seyahat boyunca Ankara’dan gelen grubun şefli-ğini yapan Halis, gruplar birleşince, kendiliğinden grup lider-liğini de üstlenmiş olacak ki kapı şefinin sorusunu cevapla-mış: “Özkan-Aynur Nişan Töreni, balo salonunda…”

Kapı şefi şöyle bir duralamış, yönlendirme panolarında böyle bir nişanın yazmadığını bildiği halde, kibarlığından olsa ge-rek, “Bugün böyle bir nişan yok” diyememiş ve bizim grubu check-in bankosuna göndermiş… Bankodaki görevliler de lobi girişindeki bu gürültülü genç grubu merak ettiklerinden, kendilerini beklemekteymişler! Grupların lideri Halis, cebin-den davetiyeyi çıkartıp bankodaki yakışıklıya uzatmış ve sor-muş: “Kolejden sınıf arkadaşımız Özkan Anıl’ın nişan töre-nine geldik… Balo salonuna nasıl gideceğiz?”

Bankoda çalışanların tümü, Özkan Anıl adını duyunca dikkat kesilip, Halis’in bankoya bıraktığı davetiyeye bakmaya koş-muşlar… Davetiye elden ele dolaşmış ve banko şefi bizim grubu şoka sokacak bir açıklamayı yapmış: “Beyler, bugün otelimizde bu davetiyede belirtilen isimlerle ilgili bir nişan tö-reni yok… Ya davetiyedeki adres yanlış ya da birileri sizi iş-letmiş! Öğleden sonra bu nişan için getirilen çiçekleri ve telg-rafları da geri gönderdik… Kusura bakmayın, buyurun lobide oturup istirahat edin, çay kahve ikram edelim…”

Başta Halis olmak üzere, hepsinin başından aşağı kaynar sular dökülmüş… Herkes şaşkın gözlerle birbirine bakıp, neler döndüğünü anlamaya çalışmış! Benim bu işteki ortağım At-tila’yı da bir telaş almış! Yüzüne hayret ve öfke maskesini ge-çirmiş, ancak önleyemediği bir korkuya kapılmış… “İstan-bul’da Mustafa’yla hayalimizde canlandırdığımız ve dakika-larca güldüğümüz gibi, her şey tıkır tıkır işliyor ama bakalım

Page 90: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

89

bundan sonrasında neler olacak? Mustafa’nın bu operasyon-daki başrol oyunculuğu hemen anlaşılsa bile, benim suça işti-rakimi tahmin edebilecekler mi? Ya ben de deşifre olursam! Bu grup bütün intikamını benden çıkarır, maazallah Kasım’ın ortasında beni denize bile atarlar… Eyvah ki eyvah…” diye düşünmeden edememiş…

Ankara ve İstanbul takımı hem biraz sakinleşmek ve hem de ne yapacaklarına karar vermek üzere lobideki koltuklara at-mışlar kendilerini… “Önce Özkan’ı arayıp bulmalıyız…” de-miş Halis. Arayacaklar ama nasıl? “Özkan kendi nişanına(!) gelmediğine ve kıyıdan köşeden bizi izleyip kahkahalar atma-dığına göre, bu olaydan onun da haberi yok demektir. Bu sa-atlerde okulundadır. Okulu arayıp bağlantı kurmaya çalışa-lım… “

Halis, lobideki telefon kabininde bulunan İzmir Telefon Reh-berini karıştırıp, Hava Harp Okulu’nun numarasını bulur ve numaraları çevirir… Karşısına çıkan santral görevlisine, ikinci sınıf öğrencisi Özkan Anıl’la görüşmek istediğini söyler. “Bir dakika efendim, komutanıma bağlıyorum…” cevabını taki-ben bağlanan ve nöbetçi subay olduğunu tahmin ettiği kişiye kısaca durumu anlatır ve mümkünse Özkan’la görüşmek iste-diklerini söyler. Nöbetçi subay Özkan’ı yanına çağırtır ve te-lefonla konuşmasına izin vermeden önce sorgu suale başlar…

“Özkan, bugün Efes Oteli’nde senin nişanın varmış… An-kara’dan ve İstanbul’dan davetli arkadaşların gelmiş. Orada seni bekliyorlarmış… Harp okulu öğrencilerinin evlenmesi yasak, bilmiyor musun? Bu nişan işi de nedir? Başın belaya girebilir! Arkadaşın telefonda, fazla bekletme, biz seninle sonra konuşuruz…”

Özkan neye uğradığını şaşırarak, telefondaki Halis’in anlat-tıklarını dinler, renkten renge girer, ne cevap vereceğini bile-mez! Kendisinin alet edilerek kolejlilere bir oyun oynandığını hemen anlar! Telefonu kapatır ve duyduklarını komutanına anlatır. Komutan da o güne kadar hiçbir yerde karşılaşmadığı ve kimselerden de bir benzerini duymadığı böyle bir sanal ni-şan törenine gülmeye başlar… “Madem bu kadar arkadaşın kalkıp Ankara ve İstanbul’dan senin için gelmişler, sen de git

Page 91: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

90

onlara katıl, hiç olmazsa gelmişken seni görmüş olsunlar…” diyerek, Özkan’a bir günlük izin verir. Özkan da alelacele ha-zırlanıp, yıldırım hızıyla Efes Oteli’ne varır.

Lobideki herkes, bizim grubun hasretle kucaklaşmalarını ve birbirlerine el ense çekmelerini ilgiyle izler. Grup, Efes’ten çı-kar ve Basmane’deki bir meyhanenin üst katını kapatır… Öz-kan bir koşu giderek, hafta sonlarında Menemen’den İzmir’e gelen Aynur’u da kaldığı akrabasının evinden alarak meyha-neye getirir. Kadehler Aynur’la Özkan için kaldırılır… Şişeler boşalır, yeni şişeler gelir…

Bu derin muhabbet sırasında Da Vinci’nin Şifresi de çözülür; herkesin ortak kararıyla, zihinlerdeki soru işaretinin cevabı kesinleşir: Mustafa Göncü! Rahmetli Attila ise hafifletici ne-denlerden dolayı affedilir… Hatta muhabbetin tavana vur-duğu bir vakit, sayemde hep beraber işletilmiş olsalar da böyle bir beraberliğe vesile olduğum için, gıyabımda bana te-şekkür bile ederler! Gecenin ilerlemiş bir saatinde -meyhaneci de kepenklerini indirince- koyu muhabbet Basmane’deki ote-lin odalarına nakledilir ve sabaha kadar devam eder… Günün ilk ışıklarıyla beraber vedalaşma faslı başlar… Grubun yarısı Ankara otobüsüne, yarısı da İstanbul otobüsüne binerek; hem İzmir’e hem de Özkan’a veda edilir… Rivayet odur ki, bazı arkadaşlar denizi bile göremeden İzmir’den ayrılır!

Ben, şifrenin kolayca çözüleceğini ve ondan sonra başıma ge-lecekleri tahmin ettiğimden(!) İstanbul’da kaldım ama aklım hep İzmir’deydi. Telefonla haberleşme imkânımız da olmadı-ğından (Cep telefonu mu? O da ne?) merak içindeydim! Ne yaptılar? Özkan’la nasıl buluştular? İşletildiklerini ilk kim an-ladı? İlk tepkiler nasıldı? Sonunda fail bulundu mu? Bütün bu sorularımın cevabını, İstanbul Grubu’nun dönüşünde öğrene-bildim. İzmir’den hangi günde döneceklerini biliyordum ama kaç otobüsüyle geleceklerini bilmiyordum. Meraktan çatlaya-caktım… Dayanamadım ve Oktay’ların muayenehanesini aradım. Telefona rahmetli Mustafa Bey Amca çıktı. Kendisine Oktay’ın İzmir’den dönüp dönmediğini sordum… Hiddetli bir ses tonuyla, “Döndü… Merak etme, döndü… Benim oğ-lum gibi akılsızlar oldukça, sen daha çok eğlenirsin…” dedi

Page 92: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

91

ve telefonu yüzüme kapattı! Meğer doğrucu Davut eve dö-nünce, olanı biteni bir güzel anlatmış aile fertlerine. O günden sonra, ne zaman muayenehaneye veya diş deposuna gittiy-sem, her seferinde Mustafa Bey Amca Oktay’a döner ve “Ben sana demedim mi bu Karamanlının ipiyle kuyuya inme” di-yerek, sanal nişan seyahatini hatırlatır ve hep beraber gülme-mize yol açardı…

ÜNİVERSİTE YILLARINDAN SON BİR ANI

Altmışlı yıllarda hayat İstanbul’da da ucuzdu. Öğrenci harç-lıklarımızla, arada bir meyhane muhabbeti yapar, yer içerdik.

Bu toplaşmaların bazısı daha önceden programlandığından, her zamankinden daha kalabalık olurdu. Bir seferinde Yeni-kapı-Bakırköy sahilindeki bir balıkçıya gittik. Bu kez sadece 57’liler değil, 58’liler de vardı aramızda. Hatırladığım kada-rıyla; Oktay, Kutay ve Ben Kadıköy’den; Yılmaz, Nadir, Ve-dat, Abdi, İsmet ve rahmetli Refik de lokantaya yakın semt-lerden gelmişlerdi. Herhalde çoğunluğun oturduğu semtlere yakın olduğu için öyle bir mekân seçilmişti. Yemeğin ilerleyen saatlerinde Oktay rahatsızlandı! Ne olduğunu anlayamadık! Galiba biraz hızlı yiyip içmişti… Yüzü bembeyaz oldu ve ken-dinden geçti. Neyse ki hastaneler bölgesindeydik ve grubu-muzda hem tıp, hem de eczacılık fakültesi öğrencileri vardı!

Bir doktor adayı ile iki eczacı adayı Oktay’ı derdest edip tak-siye attılar ve en yakınımızdaki Cerrahpaşa Hastanesi Acil Bö-lümüne götürdüler… Birkaç saat içinde de geri dönüp masaya oturdular! Anlatılan şu: Acildeki nöbetçi doktorlardan biri Oktay’la ilgilenmiş, hastayı getirenlerden sorup soruşturduk-tan sonra Oktay’ın midesini yıkamaya karar vermiş! Operas-yon tamamlanıp Oktay kendine gelince, doktor diğer üç arka-daşımızı da yanına çağırıp kimin nerede okumakta olduğunu sormuş? Önce Nadir, gururla “İstanbul Tıp” demiş. Sonra Yıl-maz’la Refik, “İstanbul Eczacılık” demişler. Doktor en son Ok-tay’a sormuş? Oktay da “İstanbul Diş Hekimliği” deyince, doktor kendini tutamamış ve “Tuuuu size!” diye sitemde bu-lunarak utandırmış bizimkileri!

Page 93: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

92

ÜNİVERSİTE SONRASI

Oktay, İstanbul Diş Hekimliği Fakültesi’nden dört yılda me-zun oldu. Muayenehanesi hazırdı; hemen beyaz önlüğü giyip, hasta kabulüne başladı.

Askerlik hizmetini yapabilmek için fazla beklemedi. Sıhhiye-nin dört aylık okul dönemi İzmir’deydi. Güzel bir tesadüf eseri, aynı dönemde asker oldukları için, kolejden sınıf arka-daşımız rahmetli Attila’yla İzmir’deki Sıhhiye Okulu’nda bir araya geldiler. Kıta hizmeti için çektiği kurada, torbadan Art-vin çıktı! Oktay Artvin’de - kendi anlatımıyla- çok keyifli bir askerlik yaptı. Artvin’in soğuğuna karına aldırmadan, Meh-metçiklerin ve subayların diş tedavilerini yaparak 14 ayı ta-mamladı ve Kadıköy’e döndü. İşte o günden itibaren Oktay’ın muayenehanesi bizim Kolejlilerin buluşma noktası, Oktay da Kolejlilerin muhtarı oldu! Dişleriyle sorunu olsun olmasın, yolu Kadıköy’e düşen veya Kadıköy’den geçen herkes mut-laka Oktay’a uğrar, çay kahve muhabbetiyle okul veya asker-lik anıları tazelenirdi… İlerleyen sayfalardaki “Sosyal Faali-yetler” bölümünde kuruluş detaylarını anlatacağım “Konya Maarif Koleji Mezunları Derneği”nin temeli de bu muhabbet-lerden birinde atıldı. Derneğin tüm toplantıları, bu muayene-hanede yapıldı… İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Bö-lümü sorumlusu, kolejden sınıf arkadaşımız elindeki telsizle -muayenehanenin penceresinden- bitişikteki postane binasının kapısında gerçekleştirilen operasyonu yönetti! Sözün kısası; bina yıkılıp inşaat başlayana kadar bu muayenehane; Ok-tay’ın hastaneye yatışına kadar da Altıyol’daki yeni muayene-hane, hepimizin çat kapı gidip; dertlerimizi, sıkıntılarımızı paylaştığımız, Oktay’ın pozitif enerjisinden yararlandığımız kutsal bir mekândı…

Oktay’ın hem işinin hem de evinin Kadıköy’de olması, İstan-bul Metropolünde çok büyük bir lükstü. Hepimiz evle iş ara-sında kilometrelerce ve saatlerce yol alırken, Oktay evden işe, işten eve yürüyerek gidip geldi… Bu sayede hep zinde kaldı.

Öte yandan, Kadıköy’de oturmasının bazı dezavantajları da yok değildi elbet! Kadıköy’de yapılması gereken pek çok işi-mizin angaryasını Oktay üstlenir ve bizleri çok mahcup

Page 94: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

93

ederdi! Öyle ki benim nikâh tarihimi bile Oktay aldı. Olay şöyle gelişti:

Sabiha’yla evlenmeye karar verdik. 30 Nisan 1972’de nişan taktık. Evimizi kiraladık, dayadık döşedik, yerleşmeye hazır hale getirdik. Kadıköy Evlendirme memurluğundan nikâh ta-rihi almaya gittiğimizde büyük bir sürprizle karşılaştık!

Görevli memur, takvimlerinin çok yoğun olduğunu ve nikâhı-mızın ancak Sonbahar aylarında kıyılabileceğini söyledi! Hâl-buki biz yazdan önce evlenip, balayımızı Antalya’da geçir-mek istiyorduk… Sabiha’yla beraber, nikâh dairesinin 100 metre uzağındaki Oktay’ın muayenehanesine gittik. Durumu anlattık… Oktay da çok şaşırdı ve bir öneri getirdi: “Yıldırım nikâhı yapalım, ben bu işi hallederim.” dedi.

Telefonu aldı ve birini aradı. Yıldırım nikâh kararı alabilmek için ne gerektiğini sordu. “Tamam” dedi, telefonu kapattı.

Daha sonra benim de yakından tanıyıp dost olacağım hâkim arkadaşının istediği belgeleri hazırlayıp, dava dilekçemizle beraber Kadıköy Adliyesine gittik… Sonrasını da Oktay’la Sa-biha halletmiş! Çünkü benim acilen Cağaloğlu’na gitmem ge-rektiğinden, mahkeme kararının yazılmasını bekleyemedim. Sabiha kararı almış ve Oktay’la beraber Kadıköy Evlendirme Dairesine gitmiş. Karar yazısını ve diğer belgeleri görevli me-mura vermiş. Memur, aldığı belgelerdeki bilgileri önündeki deftere yazmaya başlamış. Yazım işi bitince, defterdeki yerle-rine fotoğraflarımızı da yapıştırmış. Bir matbu kâğıda da, 16 Haziran 1972, saat 13.30 yazıp Oktay’a uzatmış ve evrak tes-lim pusulasında Mustafa Göncü yazan bölümü imzalamasını istemiş.

Bunun üzerine Oktay, “Mustafa Göncü benim arkadaşım, ben onun yerine imzalasam olur mu?” diye sorunca kıyamet kop-muş…

Neyse ki işi fazla uzatmamışlar ve Sabiha’nın imzasıyla bizim işlem tamamlanmış! Böylece, Oktay’ımız bir angaryamızı daha çekmiş ve onun sayesinde 1972 yazının ilk ayında Sa-biha’yla evlenmiştik… Angaryamız burada bitse yine iyi! Ba-layı seyahati de bir başka maceraya yol açtı! Biz Antalya’yı

Page 95: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

94

düşünürken, bir akrabamın ısrarıyla fikrimiz değişti ve An-talya yerine Tekirdağ Kumbağ tesislerine rezervasyon yaptır-dım…

Kolejden sınıf arkadaşımız, kankamız Fikret (altında Murat 124 olan tek arkadaşımızdı İstanbul’da!) bizi Kumbağ’a ken-disinin götüreceğini söyledi. Yanımızda Oktay da vardı. “Ben de gelirim ve muavinlik yaparım” demez mi! “Yahu arkadaş-lar, sağ olun var olun ama bizim için bu eziyeti çekmeyin” de-diysem de ikna edemedim sevgili kankalarımı… Ve nikâhtan sonraki geç bir saatte; Fikret direksiyonda, Oktay onun yanın-daki koltukta; biz de Sabiha’yla otomobilin arkasında, Tekir-dağ yolunu tuttuk… Yol boyunca Oktay’ın kolonya ikramını hiç unutamam!

Bizden bir yıl sonra Oktay Semiha’yla evlendi. İstanbul’dan Fikret, Çelik ve ben; Ankara’dan da Hayrettin, İlker, Necati ve Yaşar, Oktay’ın Meram Gazinosu’nda yapılan Nişan töreni vesileyle Konya’da buluştuk. Göbek attık, oynadık. Aynı yıl içinde, İstanbul Fenerbahçe Sosyal Tesisleri’ndeki düğünle Oktay’ı everdik!

Önce Oktayların ilk çocuğu olan Cem, sonra da bizim büyük oğlumuz Selim dünyaya geldi… Oktaylar Kadıköy’de, biz de Suadiye’de oturuyorduk. Sabiha’nın doğumu yaklaşırken, “Kısmet olursa seni kendi arabamızla, Murat 124’le hastaneye götüreceğim,” diyordum… Sabiha da pek inanmadığı halde “İnşallah” diye başını sallıyordu! Tofaş Bayisi, oturduğumuz evin yanı başındaydı.

Bir sabah işe giderken uğradım ve satış koşullarını öğrendim: Üçte biri peşin, kalanı da aylık taksitler halinde, iki yıl içinde ödenecekti.

Satış sözleşmesinin ve tanzim edilecek senetlerin benden başka, itibarlı bir kefilin de imzalamasını istiyorlardı. Tabi ki aklıma gelen ilk isim Oktay’dı. Kadıköy-Karaköy vapuruna binmeden önce Oktay’a uğradım. Olanı anlattım ve “Senetleri kefil olarak imzalar mısın?” diye sordum...

“Bu da sorulur mu? Sen git hazırlıklarını tamamla ve ne za-man isterlerse bana telefon et, hemen atlar gelirim Sua-diye’ye” dedi ve iki gün sonra, sorgusuz sualsiz, 60.000 Lira

Page 96: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

95

tutarındaki senetlerin altına attı imzasını… Satın aldığım 1976 model Murat 124, bayinin vitrininde dönen bir platform üs-tünde teşhir ediliyordu. Satış işlemleri tamamlanmasına rağ-men, plaka ve ruhsat alma sürecinde de bizim Murat dön-meye devam ediyordu…

Satış işlemlerinin tamamlandığı günün akşamı, her akşam yaptığımız gibi, Sabiha’yla Bağdat Caddesi’nde hamile yürü-yüşü yaparken, önünden geçtiğimiz Tofaş Bayisi’nin vitri-ninde dönmekte olan otomobili gösterip, “İşte Sabişim, camın arkasındaki bu Murat bugün bizim oldu” dedim ve Ok-tay’dan aldığım desteği anlattım…

Oktay’ın sayesinde verdiğim sözü tutmanın mutluluğuyla, Sabiha’yı ilk doğumunda hastaneye ben taşıdım… Bu kefalet meselesini ben eşime ve yeri geldiğinde çok yakınlarıma an-lattım; eminim ki, Oktay Semiha’ya bile duyurmamıştır…

Dün Fikret aradı, üç gündür hasta yattığımı biliyordu. Ken-dimi biraz iyi hissedince Oktay’la ilgili anılarımı yazmaya de-vam ettiğimi söyledim. “Hasan bizim yazıları bekliyormuş, kitap baskıya girmek üzereymiş, sen gönderdin mi?” diye sor-dum… “Yahu yazacak o kadar çok şey var ki nereden başla-yacağımı kestiremiyorum. Bu anıların içinde hiç unutamaya-cağım bir tanesini sana anlatayım, sen benim yerime yaz ve kendi anılarının içine yerleştir…” dedi.

Benim yukarıda anlattığım kefalet hadisesiyle bire bir örtüş-tüğünden, Fikret’in anlattığını da bu bölümde değerlendir-meyi uygun buldum ve aynen naklediyorum:

Sevgili Fikret’in evliliği maalesef uzun ömürlü olmadı. İki ço-cukları olmasına rağmen, Canan’la anlaştılar ve Fikret, pay-laştıkları evden dostça ayrıldı. O dönemde Fikret’in işleri de iyi gitmiyordu… Bu yüzden, yeni bir ev bulmak, dayayıp dö-şemek ve yeni bir düzen tutmak maddi bakımdan Fikret’i zor-luyordu. Evi buldu. Mobilyalar için dolaşmaya başladı. Kele-bek Mobilya Mağazası’nda tam da istediği modelleri gördü. Peşin parayla alırsa zorlanırdı. Pazarlık etti, az peşinat ve uzun vadeyle el sıkıştı. Ancak, taksitler için tanzim edilecek senetlere kefil isteniyordu… Aklına gelen ilk isim Oktay oldu. “Tamam” dedi ve ertesi gün Oktay’ın muayenehanesine gitti!

Page 97: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

96

Durumu anlattı ve sordu. “Bana kefil olur musun?” Oktay’ın cevabı netti: “Haydi kalk, bahsettiğin mağazaya gidelim de mobilyalarını alalım…”

Benimkinin tıpkısının aynısı(!) olan bu olayı sizlerden önce ilk ben öğrendim ve bir kez daha gözlerim doldu… Hangi satır-ları yazarken dolmuyor ki?

Oktay ve Fikret adı yan yana gelince, aşağıda okuyacağınız bir başka anımızı nakletmeden geçemeyeceğim. Umarım Fik-ret kızmaz bu olayın tekrar gündeme getirilmesine!

Oktay’ın askerlik yaptığı Artvin’deki birliğin subay gazino-sunu işleten arkadaşıyla sonradan ben de tanıştım. Maliye Ba-kanlığı’nda Gelirler Kontrolörü olarak çalışan bu arkadaşı da, bizim gibi, muayenehanenin müdavimlerindendi… Onunla da sık sık bir araya gelir, sohbet ederdik. Bu arkadaşın anlat-tığı teftiş hikâyelerinden esinlenerek(!), Fikret’e küçük bir şaka yapmak istedik… Fikret özel sektördeki bir şirkette, pa-zarlamadan sorumlu kimya mühendisi olarak çalışıyordu. İşi öğrenip piyasayı tanıdıktan sonra, ek gelir sağlamak amacıyla bir şirket kurdu. Kolejli kankalar olarak hiçbirimizin gizlisi saklısı yoktu. Birbirimizin ne yiyip ne içtiğine kadar, her bilgi anında paylaşılırdı. Dolayısıyla, Fikret’in bu hür teşebbüsü de bizim için sır değildi... Oktay’la beraber, gelirler kontrolörü olan arkadaşını, planladığımız küçük(!) şakaya katkı sağla-ması için ikna ettik. Planımız şuydu:

İstanbul Gelirler Müdürlüğünün resmi yazışma kâğıdına bir davet mektubu yazılacak ve Fikret’in kurduğu şirketin incele-meye alındığı duyurulacaktı!

Şirket sahibinin …./…./…. tarihinde, saat 10.00’da, tüm ticari defter ve belgelerini de yanında getirerek, Gelirler Kontrolörü ………………….. ile görüşmesi istenecekti. Bu kişinin adı, Ok-tay’ın askerlik arkadaşı olamazdı. Çünkü Fikret de o arka-daşla tanışmış ve çoğu kez muayenehanedeki sohbetlerde bir-likte olmuştu. Bu olayda dikkat edeceğimiz en önemli husus, Fikret’i görüşmeye çağıracak olan gelirler kontrolörü de bu şakaya katkı sağlayacak kadar, Oktay’ın arkadaşının çok ya-kın arkadaşı olmalıydı! O arkadaş da bulundu ve plan işle-

Page 98: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

97

meye başladı… Resmi damgalı sarı zarf Fikret’e ulaştıktan bir-kaç dakika sonra Oktay’ın telefonu çaldı. Arayan Fikret’ti ve kendisine gelen yazıyı heyecanla Oktay’a okudu ve sordu:

Acaba asker arkadaşıyla konuşup, yazıda kendisinin görüş-mesini istedikleri kişiyi tanıyıp tanımadığını öğrenebilir miydi? Bu hususta bir şeyler yapabilir miydi?

Oktay, her zamanki sakin duruşu ve konuşmasıyla Fikret’i sa-kinleştirdi ve akşam arkadaşıyla görüşüp konuyu aktaraca-ğını söyledi. Fikret o gece hiç uyumadan sabahı etti… Ok-tay’ın kendisini aramasını bekleyemedi ve erken saatlerde muayenehaneyi aradı. Hâlâ panik içindeydi! Oktay’dan aldığı cevapla rahatladı ve “Tamam, bu akşam Todori’de buluşalım, Mustafa’ya da haber verelim o da gelsin, bu bahaneyle bera-ber yemek yer, sohbet ederiz” dedi… Planımızın ilk safhası beklediğimiz gibi gelişti, yani Fikret’ten ilk ziyafeti koparmış-tık!

Yemek esnasında konu detaylarıyla kontrolör arkadaşımıza anlatıldı ve Fikret’e yardımcı olunması istendi. “Tamam, ben yarın ……… ile görüşür, Fikret’in arkadaşım olduğunu söyler ve gereğini yapmasını rica ederim” diyerek Fikret’i sakinleş-tirdi. Ondan sonraki saatlerde garsonlar bizim masaya servis yapmaktan yoruldular!

O gece Fikret rahat bir uyku çekti… Bir kaç gün sonra, Fik-ret’in heyecanla beklediği cevap Oktay’dan geldi: “Dün ak-şam iş çıkışı arkadaşım geldi… Seni davet eden meslektaşıyla görüşmüş. Kendisiyle nasıl konuşup hangi bilgileri vereceğin hususunu sana detaylarıyla anlatacak. Yarın akşam müsait-miş, Todori’de buluşalım mı?”

“Tamam” dedi Fikret… “Saat yedide orada olacağım, sen Mustafa’yı da ara.” Anlayacağınız üzere, o akşam da yenildi içildi ve tüm ısrarlarımıza rağmen(!) Fikret bize hesap ödet-medi. Planımızdaki ikinci ziyafetten de şen şakrak ayrıldık ve evlerimize dağıldık…

Fikret, Gelirler Müdürlüğü’nden gelen yazıdaki randevu gü-nünün sabahı, yanına istenilen tüm defter ve belgeleri de ala-rak, belirtilen adrese gitti ve kendisini merakla(!) bekleyen yetkiliyle görüştü… Defterler ve dosyalar bomboştu, çünkü

Page 99: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

98

şirket kurulalı henüz altı ay bile olmamıştı ve hiçbir faaliyeti yoktu! Yetkili arkadaş önce Fikret’le sohbet edip heyecanını bastırmasına yardımcı oldu, sonra da ticari defter ve belgelere bir göz attıktan sonra, “Teşekkür ederim Fikret Bey, her şey yasal ve güncel, raporumu olumlu olarak yazıp amirime ve-receğim…” deyince, Fikret de kendisine teşekkür etti ve Ok-tay ile asker arkadaşına hayır duaları gönderdi… Fikret işine döner dönmez Oktay’ı arayıp olanları anlattı ve kontrolör ar-kadaşına teşekkür etmek amacıyla o hafta sonu hepimizi ünlü bir balık lokantasına davet etti…

Hep beraber Fikret’in kurtuluşunu(!) kutladık. Planımızın son bölümü de beklediğimiz gibi cereyan etti ve herkes mutlu bir şekilde evinin yolunu tuttu… Ancak, planda olmayan başka bir finali, balıkçıdaki daveti takip eden hafta içinde Fikret’ten öğrendik: Mükellefi olduğu vergi dairesine hitaben bir dilekçe yazarak, şirketini kapattığını ve ticari faaliyetine son verdiğini bildirmiş…

Oktay ve ben, bu kötü şakayı yaptığımıza bin kere pişman ol-duk… Utancımızdan, bunun bir işletme operasyonu oldu-ğunu Fikret’e söyleyemedik! Aradan yıllar geçti… Fikret yeni şirketler kurdu. Hem ithalat-ihracat yaptı, hem de imalat sa-nayisinde başarılı bir iş adamı oldu. Bir sohbetimiz sırasında, Oktay’la beraber kendisine yaptığımız bu kötü şakayı anlattık ama inandıramadık ya da inanmak istemedi!

Page 100: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

99

SOSYAL FAALİYETLER

DERNEKLER VE SİYASİ PARTİLER…

Kardeşleri Kutay ve Gülay, yazılarında Oktay’ın çocuklu-ğunda cıva gibi yerinde duramadığını ve sürekli olarak ken-dine türlü çeşitli oyunlar, koşturmacalar yarattığını vurgulu-yorlar… Peki, büyüyünce Oktay değişti mi? Kesinlikle hayır! Çocukluğunda başka, gençliğinde başka, ev ve iş yaşamında başka olsa da hayatı boyunca, kendini eğlendiren hobiler ve faaliyetler buldu, bu koşturmacalardan keyif aldı…

Önceki sayfalarda bahsettiğim muayenehane sohbetlerimiz esnasında, Konya Maarif Koleji’nden mezun olanları bir çatı altında toplama fikri gelişti. Yatılı olarak yedi yıl aynı mekânları paylaşan ve iyi günleriyle, kötü günleriyle o süreci geride bırakarak, yurdumuzun değişik yörelerinde hatta yurt dışında iş hayatına atılan 57’lilerin tekrar bir araya gelmelerini tesadüflere bırakmamalıydık! Öncelikle kendi sınıfımızdaki, daha sonra da bizden önceki iki sınıf ve bizden sonraki sınıflar olmak üzere, mezunlar arasında yaygın bir iletişim kurarak, örgütlenmeyi nasıl yapabilirdik? Aklımıza ilk gelen, dernek çatısı oldu. Dernekler Yasasını inceledik. Asgari şartları tespit ettik. 1972’de yürürlükte olan Yasanın aradığı beş kişilik ku-rucu üye listemizi belirlemek fazla zamanımızı almadı! İşte onlar: Oktay Özaydın, Mustafa Göncü, Fikret Yüksel, Çelik Ergene ve Soner Görker. Dernekler Masası’ndan aldığımız tip tüzük üstünde birkaç gün çalıştık ve derneğin amacını, üyelik şartlarını ve istenen diğer hususları tespit ve temin ettik. Bü-tün belgeleri kuruluş dilekçesine ekleyerek, Dernekler Masası Amirliği’ne teslim ettik. Kuruluşumuzun onanmasını takiben,

Page 101: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

100

tüzüğümüzü gazetede ilan ettirerek, tescilini de sağladık. Der-neğimiz resmen kurulmuştu. Adı, KONYA MAARİF KOLEJİ MEZUNLAR DERNEĞİ; merkez adresi ise tahmin edeceğiniz gibi, muayenehane olmuştu. Hemen başlıklı yazışma kâğıdı, üye kimlik kartı, aidat ve bağış tahsil makbuzu ile benzeri kır-tasiyeyi bastırdık. Üye yakalarına takılacak mineli rozet, masa üstü küçük ve duvara asılacak büyük boy flamalar yaptırdık. Oktay’la kolları sıvadık ve kendimize bir iş planı ve programı yaptık. İlk önce İstanbul’da ikamet eden kolejlilere ulaşmaya çalıştık. Adres ve varsa telefon numaralarını tespit ettik. İstan-bul’da yaşayan ve hepsi iş hayatına atılan 55 -56-57 ve 58’lilere ulaşmak kolay oldu fakat çoğu üniversite öğrencisi olan 59 ve sonrası girişlileri bulabilmek için yoğun çaba harcamamız ge-rekti…

Yemekli bir toplantı düzenledik ve derneğin kuruluşunu bi-len beş altı kişinin dışındakilere derneğimizi ve amaçlarını an-lattık. Toplantıya katılanların hepsini üye kaydettik. Toplantı yemekli olduğundan katılım paralıydı ve üniversite öğrenci-lerinin katılımını artırmak için, onlardan yemek parası alma-dık, hatta giriş aidatlarını da biz ödedik…

Sıra İstanbul dışında yaşayan Kolejlilere geldi! İş durumu-muza uygun, bir haftalık seyahat programı yaptık ve bavulla-rımızı hazırladık…

Ankara’da yaşayan ve hemen ulaşabildiğimiz kolejlilere tarih bildirdik. Ankara’ya gelip derneğimizi anlatacağımızı, dola-yısıyla, belirttiğimiz tarihte, yemekli veya yemeksiz bir top-lantı mekânı bulmalarını ve iletişim kurabilecekleri tüm kolej-lilere çağrıda bulunmalarını rica ettik. Seyahatimiz, bir Pazar akşamı Haydarpaşa’dan başladı. Önce Ankara, sonra Konya ve Akşehir… Ankara’daki arkadaşlarımız da derneğe yakın ilgi gösterdiler. Çantamızda götürdüğümüz rozetleri yakala-rına takarak, hepsini üye yaptık. Konya’da ikamet eden ve iş hayatına atılmış mezunlarımızı toplamak zor olmadı… Etli ekmek, fırın kebap ve ayran eşliğinde, Konyalıları da üye ya-parak rozetlerini taktık. Konya’daki ikinci hedef kitlemiz, Ko-lejin lise düzeyindeki öğrencileriydi. Okula gittik. Müdür, yardımcıları ve öğretmenlerle görüştük… Derneği anlattık.

Page 102: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

101

Çok yakından ilgilendiler. Lise bölümündeki tüm sınıfların derslerine girdik. Okul müdürü Oktay’la beni öğrencilere tak-dim etti ve bize konuşma fırsatı tanıdı. Derneğimizi ve amaç-larımızı anlattık. Özellikle son sınıf öğrencilerinin, mezuniyet-ten hemen sonra bizimle iletişim kurmalarını rica ettik. Çok heyecanlandılar…

Bizim ziyaretimizden üç yıl sonra (1975’te) okulumuzun adı değişti, “Konya Anadolu Lisesi” oldu! 1987’de de, “Konya Meram Anadolu Lisesi” adıyla, ikinci kez değişikliğe uğ-radı… Adının iki kez değiştirilmiş olması bile, bizim okuldan mezun olan gençlerdeki “Konya Koleji” adına olan aidiyet duygusu devam etti…

Konya’dan sonraki durağımız, Akşehir’di.

Sembolü olan Nasrettin Hoca’yı bugünlerde İzmir’in Kara-bağlar Belediyesi’ne kaptırıp(!), Hocanın maya çaldığı kos-koca gölü de yanlış sulama politikasına kurban ettiyse de meşhur Napolyon kirazıyla hala kendinden söz ettiriyor…

Akşehir’de yaşayan Kolejli arkadaşlarımız vardı o yıllarda. Hem sevdiğimiz, hem de en zenginimiz! Onları kendi işyerle-rinde ziyaret ettik. Önce 55’li büyüğümüz, uluslararası taşı-macılık yapmakta olan İzzet Baysal’a gittik. Hal hatır sorduk-tan sonra sadede geldik ve derneğimizi anlattık. İzzet çok he-yecanlandı ve Oktay’la beni kutladı. Kendisini oracıkta üye kaydettik ve rozetini taktık. Giriş aidatını sordu. Öğrencilere yük olmaması için mümkün olduğunca küçük bir meblağ sap-tadığımızı fakat isteyen üyelerin aidatın yanı sıra bağışta da bulunabileceklerini söyledik. Elini cebine attı ve çıkardığı to-mardan 500 Lira ayırarak bize uzattı. Biz de şaşkınlık içinde makbuzunu yazdık ve teşekkür ederek oradan ayrılıp, Ali İleri’nin (Oktay’dan sonra, geçen yıl onu da kaybettik… rah-metle anıyorum…) iş yerine gittik.

Ali bizim sınıf arkadaşımızdı. Onunla karşılaşmamız daha farklı oldu tabi ki. Kendisi, İngiliz menşeli traktör ve zirai ma-kinelerin bayisiydi. Çok coşkulu bir şekilde karşıladı bizi. Zi-yaretimiz öğle saatlerine denk geldiği için, Akşehir Gölü’nün lezzetiyle ünlü Turna balığı ikram etti. (Hayatımda yediğim

Page 103: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

102

en lezzetli balıklardandı… Oktay da, Akşehir’den söz açıldı-ğında, o günkü balık ziyafetinin lezzetini unutamadığını söy-lerdi.) Yemekten sonra Ali’nin iş yerine döndük ve derneği anlattık… Daha önce İzzet’e gittiğimizi ve hemen üye oldu-ğunu, giriş aidatından başka bir de bağışta bulunduğunu söy-ledik… “İzzet kaç para verdi?” diye sordu. Oktay, “500 Lira” deyince, “Yazın bana da 1.000 Liralık bir makbuz” diyerek ya-nındaki kasayı açtı ve o tarihlerde derneğe yapılan en büyük bağışı, bir deste banknot olarak bize teslim etti…

Ali’den sonra Refik Çetinel’in eczanesine (Allah rahmet eyle-sin, 2013 yazında da Onu kaybettik…) oradan da Oktay’ın meslektaşı İsmet Çelebi’nin muayenehanesine giderek, her ikisinin de rozetlerini taktık… Ve akşamüstü Konya’ya dön-dük. Ertesi sabah Konya-İstanbul motorlu trenine binerek, ba-şarılı geçen bir seyahatin mutluluğuyla Haydarpaşa’ya gel-dik…

Bu seyahatimiz ve çalışmalarımız, mezunlar arasında çok he-yecan yarattı… İstanbul ve Ankara Grupları olarak daha sık görüşmeye başladık. Hem yaşadığımız kentlerde hem de kentler arasında yemekli, eğlenceli toplantılar düzenledik… Bunlardan ikisinde, Oktay’la şahidi olduğumuz iki ilginç olayı anlatmak istiyorum:

Taksim’deki The Marmara Oteli’nde (o yıllardaki adı Inter-continental idi), eşli ve yemekli bir toplantı yaptık. Yemek ön-cesindeki kokteyl esnasında, gelenler küçük gruplar halinde sohbet ediyor; o güne kadar kendilerini tanıma fırsatı bulama-dığımız gençler de kendilerini tanıtıp, sohbete katılıyorlardı…

Bir ara, içki servisinin yapıldığı masadan sıkça kadehini yeni-leyen ve istasyon masaların üstündeki çerezlerden avuçlayıp, salonda tek başına dolaşan biri dikkatimi çekti! Kendisini ta-nımıyordum.

Hemen Oktay’ın yanına gittim ve çaktırmadan bu kişiye bak-masını istedim, tanıyıp tanımadığını sordum! O da tanımı-yordu. Görünüşüne bakılırsa, bizim jenerasyona yakın bir yaşta olmalıydı ve Kolejli değildi! Belki kolejlilerden birinin davetlisi olarak gelip, arkadaşını bekliyor olabilirdi… Kendi-sine bir merhaba deyip tanışmak için, Oktay ve ben bu kişiye

Page 104: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

103

doğru yürümeye başladık. Adam bizim onu fark ettiğimizi anladı ve aceleyle elindeki kadehten son yudumu alıp, barda-ğını masaya koydu ve salonun çıkışına yöneldi. Önüne geçtik ve durdurduk. “Merhaba, hangi dönemdensiniz? Sizi tanımı-yoruz…” dedik. Davetsiz misafir olduğunu anladığımız bu bey pişkinlikle, “Salonun önünden geçerken kalabalık dikka-timi çekti. Ne toplantısı olduğunu anlamak için şöyle bir uğ-radım…” demez mi? Ağzımız açık, adamın arkasından baka kaldık! Sonradan öğrendik ki, bu meraklı(!) tipler, büyük otel-lerin lobisinde dolaşır, kokteyllerin ve açık büfe yemeklerin davetsiz konukları olurlarmış!

Derneğimizin düzenlediği, daha doğrusu Oktay’la benim or-ganize ettiğimiz toplantılardan birini de, Kadıköy Bahariye Caddesi’ndeki Kafkas Kulüp’te yaptık… Toplantı yine eşliydi ve bu kez aramızda, adı okulumuzla özdeşleşen müdür yar-dımcısı Halil Edil ve eşi de vardı… Yazımda ikinci kez Halil Edil’den bahsetmişken; bilmeyenler için, Rahmetlinin Kolej sonrası yaşamını kısaca anlatmak ve daha sonra Kafkas Ku-lüp’e dönmek istiyorum…

Halil Bey, emekli olduktan sonra Konya’dan İstanbul’a geldi. Önce Beylerbeyi’nde, daha sonra Etiler’de oturdu. Kış mevsi-minde evden çıkmaz, gazete ve kitaplarıyla günü geçirirdi… Baharlarda, hem spor hem de ziyaret amaçlı yürüyüşler ya-pardı. Beylerbeyi’nde otururken daha çok Oktay’ın muayene-hanesine, ara sıra Vehbi’nin bürosuna uğrar, çay kahve ikra-mıyla başlayan sohbetler, okul yıllarımızdaki anılarla nokta-lanırdı…

Etiler’e taşındıktan sonra, evin önünden geçen belediye oto-büsüne biner, tek vasıtayla Eminönü’ne kadar gelirdi. Sonra kitapçıların vitrinlerine bakarak Cağaloğlu Yokuşu’nu tırma-nır ve ter içinde benim matbaanın kapısından içeri girerdi…

Oturduğum yerden Halil Bey’in sembolleşmiş şapkasını gö-rünce, heyecanla kapıya koşar ve kendisini karşılardım! Bu zi-yaretleriyle bizleri onurlandırır, kendisine de eski öğrencile-riyle sohbet etme fırsatı yaratırdı… Bu ziyaretlerden birinde, çok susamış olacak ki soğuk gazoz istedi. Yanımızdaki çay

Page 105: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

104

ocağından buz gibi bir gazoz geldi. Halil Bey gazozu şişesin-den, keyfine vararak içti ve bir “Ohhh…” çekti... Adını öğren-mek amacıyla boş şişenin üstündeki markayı okumaya ça-lıştı… “Olimpos” ne demekti? Bana döndü ve “Mustafa Bey oğlum, ne münasebetsizliktir ki bu güzel gazoza Yunan adı vermişler, sanki Türkçe adlar kurudu yahu!” diyerek, öfkesini gizleme gereği duymadı!

Halil Bey ve zarif Eşini, eşlerimizle birlikte; bir kez Beyler-beyi’ndeki evlerinde; bir kaç kez de Etiler’deki evlerinde ziya-ret ettik… Bizleri görünce çocuklar gibi seviniyordu!

Sohbetlerimizin ana konusu, tahmin edeceğiniz gibi, hep Konya Kolejiydi… İlerlemiş yaşına rağmen, pek çok öğrenci-sini okul numaralarıyla hatırlardı! Halil Bey’in Didim’deki Konyalılar Sitesi’nde de bir evi vardı ve her yaz oraya gider, denize girerdi. Didim’i çok severdi. Sıcak bir yaz gününde, o güzelim kıyılardaki altın sarısı kumların üstünde yaşama veda etti. Kendisini rahmet ve minnetle bir kez daha anıyo-rum…

Dönelim Kafkas Kulüp’teki toplantımıza…

Kulüp, programlıydı. Yemek esnasında saz heyetini, sonra da bir kaç şarkıcı ve türkücüyü dinledik… Tatlılarımızı yerken, sahneye, Kafkas dansları yapacak bir topluluk çıktı. Oktay’la benim için bu program sürpriz değildi. Çünkü kulüple anlaş-maya geldiğimizde, o akşam kimi dinleyeceğimizi ve ne sey-redeceğimizi biliyorduk…

Bu topluluğun gerçekten Kafkas olduğunu sanıyorduk! Dans ekibi, hepimizin bildiği klasik Kafkas oyunlarından örnekler sundu ve alkışlarla sahne arkasına çekildi. Daha sonra büyük bir hedef tahtası getirdiler. Topluluk içinden biri kadın, biri erkek iki kişi de hedef tahtasının arkasından sahnedeki yerini aldı… Kadın oyuncu hedef tahtasına sırtını dayadı ve kolla-rını iki yana açtı. Yüzü bize dönüktü. Kendisinin 3-4 metre önünde duran ve belindeki kuşakta onlarca kama takılı olan erkek oyuncu da pozisyonunu aldı. Sırtı bize dönüktü… Ve gösteri başladı! Avcı Kafkas, belindeki kuşaktan sırayla çekip aldığı kamaları önce eliyle ve daha sonra ağzıyla hedefteki ka-dına fırlatıyor, kadının başından aşağıya doğru, vücudunun

Page 106: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

105

sınırlarını çizercesine, kamaları hedef tahtasına saplıyordu! Salonda çıt çıkmıyor, herkesin yüreği ağzında, korku içinde gösteriyi izliyordu… Halil Bey ve eşinin de yer aldığı bizim masa en öndeydi. Oktay’la yan yana oturuyorduk.

Bir ara Oktay’a yavaşça dedim ki, “Yahu bu adam bana hiç yabancı gelmiyor, nereden hatırlıyorum acaba? Hem seyredi-yor hem de düşünüp duruyorum!” Oktay da bana, “Evet ya, yüzü bana da tanıdık gibi geldi; dur bakalım, gösteri bitince anlarız…” demeye kalmadı, ben adamı hafızalarımdaki al-bümlerden çekip çıkardım ve heyecandan sesimi ayarlayama-mış olacağım ki o sessizlikte sahnedekilerin de duyabildiği yükseklikte, “Bu çocuk, bizim Kolejden Berkok yahu!” deyi-verdim… Bingo! Berkok, adını duyunca, dişlerinin arasındaki kamayla bizim tarafa döndü… Ön masada oturan Halil Edil’i görünce herhalde şoka girdi; ağzındaki kamayı yere düşürdü ve dondu kaldı! Oktay’la benden başka, olanı biteni anlayan olmadı… Berkok, belinde kalan son kamaları da alel acele ve çoğunu yerlere düşürerek hedefe atmaya çalıştı ve alkışları-mızla gösterisini tamamladı! Sahnedeki perde kapandı, loş ışıklı salon aydınlandı ve sessizliğin yerini çatal bıçak sesleri aldı…

Beş on dakika sonra Berkok bizim masaya geldi ve kendisini - kolejdeki okul numarasını söyleyerek – Halil Bey’e tanıtıp, elinden öptü. Halil Bey hayretler içinde Berkok’u kutladı ve hepimize hitaben, “Görüyor musunuz, bizim Kolejden kimler yetişiyor!” diyerek, öğrencisiyle gururlandığını ifade etmeye çalıştı. Berkok’un da katılımıyla, sohbetimiz kulüp kapanana kadar sürdü… Meğer bizim Berkok bu işe hobi olarak başla-mış, kendisine böyle bir gösteri teklifi gelince, ek gelir sağla-mak amacıyla, akşamları sahneye çıkmayı kabul etmiş…

Berkok da, pek çok kolejli gibi, ilerleyen yıllarda çok başarılı bir iş adamı oldu. Fuarcılık sektöründeki etkin firmalardan bi-rinin ortaklarındandı. Zamanı gelince hisselerini satıp sektör-den çekildi, kendini seyahatlere verdi… Yakın bir geçmişte son Dünya seyahatinden döndüğünü öğrendim. Çok sevdiği-miz bu vefalı arkadaşımız, Oktay’ın cenazesinde de yanı başı-mızdaydı…

Page 107: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

106

1972’de kurduğumuz Konya Maarif Koleji Mezunlar Derneği, Oktay’la benim gayretlerimizle, sekiz yıl ömür sürdü… Her yıl tekrarlanan genel kurul toplantılarında başka adaylar ol-madığından; bir yıl Oktay bir yıl ben, dönüşümlü olarak Der-neğe başkanlık etme fırsatı bulduk! 12 Eylül 1980 Askeri Dar-besiyle feshedilen siyasi partiler ve dernekler gibi, bizim KMKD de kapatıldı… Dernekler Yasası’nda yapılan değişik-liklerden sonra yeniden faaliyete geçmesi için gerekli başvu-ruyu yapmak içimizden gelmedi! Derneğe ait tüm belgeleri, olmayan mal varlığını ve kasada mevcut bir miktar parayı Dernekler Masası’na teslim ederek, sekiz yıl süren koşuştur-malarımıza son vermiş olduk…

Oktay, Fikret ve ben; 1976 -1986 yılları arasında, Beyazıt Lions Kulübü Derneği çatısı altında da bir arada çalıştık! 1975’de, önce Fikret Lion oldu. Fikret’i uzaktan izledik, anlattıklarını dinledik…

1976’da, Fikret’in önerisi ve Kulüp Balotaj Komitesi’nin(!) onayıyla; görkemli bir toplantıda, Lions ritüellerine uygun olarak, Oktay ve Ben de aslanlar arasına katıldık…

İçimizdeki dernekçilik dürtüsünün alevleri yüzümüze yansı-mış olacak ki daha ilk yılımızda, rahatsızlığı nedeniyle göre-vini bırakmak zorunda kalan bir aslan kardeşimizin yerine, Kulüp Başkanı tarafından genel sekreter olarak atandım! Son-raki yıllarda önce Fikret, sonra ben ve benden sonra da Oktay, Beyazıt Lions Kulübü Derneği’ne birer yıl başkanlık ettik…

Lions misyonu içindeki en önemli hususlardan biri, çevrene ve çevrende yaşayanlara yararlı olacak çalışmalar yapmaktı. Bu bağlamda, her başkan kendi dönemi için bir büyük proje hazırlar ve dönemi içinde bu projeyi gerçekleştirirdi. 1980 yı-lına rastlayan Fikret’in başkanlığı, 12 Eylül Darbesi’nden darbe yediği için, Fikret iki ay başkanlık yapabildi ve projesini uygulama fırsatı bulamadı… 1981 yılında, değişen yasaya uy-gun olarak müracaatlarını yapan ve belgelerini düzenleyen dernekler, tekrar faaliyete geçti. Lions Kulüpleri de bunların başında geliyordu ve yeni dönemin ilk başkanlığı da bana kıs-met oldu! Benim dönemimdeki büyük projemiz, Beyazıt Vez-

Page 108: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

107

neciler’deki İşitme Özürlüler Okulu’na teknolojik bir audio la-boratuarı tesis ederek, öğrencilerin eğitim düzeyini artırmak ve kısa sürede onlara konuşma yeteneği kazandırmaktı. Dö-nem sonuna kadar projeyi tamamladık ve laboratuarı hizmete açtık…

Oktay’ın projesi ise Bakırköy Kimsesiz Çocuklar Yurdu’ndaki sünnetsizleri, örf ve adetlerimize uygun bir sünnet düğünüyle kestirmekti! Hazırlıklar yapıldı; doktor ve cerrahlarla anlaş-malar sağlandı, çocuklar tepeden tırnağa giydirildi, korkula-rını hafifletecek eğlenceler, oyunlar düzenlendi, ikram masa-ları donatıldı… Davul zurna takımını ve palyaçoları da eksik etmedik! Çocuklara verilecek armağanları da paketleyerek, düğün günü erken saatlerde Bakırköy Kimsesiz Çocuklar Yurdu’nda toplandık…

Sözü edilen yurt aslında bir yerleşke! E5 Karayolu kenarında, Topkapı’dan Şirinevler yönüne giderken, Ataköy’e dönülen sapaktan hemen önce, sağdaki uzun ve yüksek duvarın arka-sında kalan muhteşem bir arazi… Buradaki araziye tek katlı küçük evler inşa edilmiş; her eve, yapının hacmine uygun sa-yıda, birbirine yakın yaşlardaki çocuklar yerleştirilmiş ve bu çocuklar, kendilerinin her şeyiyle meşgul olup onlara annelik yapabilecek kadınlara emanet edilmiş. Kısacası her evin; ço-cuklarla yatıp, çocuklarla kalkan bir annesi olmuş…

Bu düzeni ilk defa görmenin şaşkınlığı ve burukluğu içinde, sevgiye muhtaç çocuklara sarıldık; eşlerimiz anneleri, berabe-rimizde götürdüğümüz kendi çocuklarımız kardeşleri ve biz-ler de babaları olarak; gün boyu onlarla beraber oyunlar oy-nadık, güldük, eğlendik… Elbette kirvelik de yaptık! Bahçeye kurulan devasa çadırda yan yana yatan bu miniklerle veda-laşmak çok zor oldu! Onlara tekrar geleceğimizi vaat ederek, gözyaşlarıyla yerleşkeden ayrıldık… Vedalaşırken verdiği-miz sözü de yerine getirdik… Sünnet düğünümüzü takip eden haftalardan birinde, yerleşkenin kapısından koca bir oto-büsle içeri girdik.

Önceden bu gezi programımız için gerekli makamlarla görü-şüp izin aldığımızdan, yurt yöneticileri çocukları giydirip süs-

Page 109: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

108

lemiş ve onlara, bulundukları kenti gezdireceğimizi duyur-muşlar… Onun için hepsi heyecanla bizi bekliyordu! Çığlık çığlığa otobüse doluştular. Çoğu ilk kez otobüse biniyordu! Hareket edip yerleşkeden ayrılmamızdan itibaren, meraklı bakışlarla, dışarıdaki dünyayı seyre koyuldular. Kendilerine ikram ettiğimiz kekleri, çikolataları, şekerlemeleri iştahla ye-diler… Rotamız, çocuklara ilginç geleceğini umduğumuz yol-lar ve bölgelerdi. İlgilerini en çok deniz yani İstanbul Boğazı çekti. Emirgan Çay Bahçesi’nde mola verdik. Çocuklar ihti-yaçlarını giderip rahatladılar! Gazoz içtiler, kâğıt helva yedi-ler… Deniz üstünde akıp giden gemileri, vapurları izlediler… Yurt yetkililerine bildirdiğimiz saatlerde otobüsümüz yerleş-keye döndü ve bu kez ağlayıp sızlamadan, herkes evinin yo-lunu tuttu…

Bizim, Aslanlarla olan beraberliğimiz de Oktay’ın başkanlığı sona erdikten kısa bir süre sonra son buldu. Üçümüz de aynı yıl içinde istifa edip, Lions heyecanımıza son noktayı koyduk.

Yukarıdaki müşterek anılarımızda adı geçen dernekler dı-şında; Oktay’ın üç dernek ve bir vakıfla da organik bağları vardı: Haydarpaşa Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği Üye-liği, İstanbul Konyalılar Derneği Kurucu Üyeliği ve Başkan-lığı, İstanbul Konyalılar Vakfı Kurucu Üyeliği ve Başkanlığı, 100.Yıl Beşiktaşlılar Derneği Kadıköy Şubesi Kurucu Üyeliği ve Başkanlığı. Bu derneklerdeki ve vakıftaki çalışmalarıyla il-gili, sizlere nakledebileceğim anılara sahip değilim; fakat Ok-tay’ın, her biri için, özellikle Konyalılar Vakfı için gece gündüz demeden çalıştığını çok iyi biliyorum… Bu çalışmalarıyla il-gili bilgileri ve anıları da kitabın diğer sayfalarında yer alan dost ve arkadaşlarından okuyabileceğimizi umuyorum…

POLİTİKA ve OKTAY

Oktay, daha Kolej talebesiyken siyasetle çok yakından ilgile-nen üç arkadaşımdan biriydi! Diğerleri de, aynı sınıftan Hay-rettin Kubilay ve Necip Hacıgüzeller!

Anlatacağım iki olay, bu görüşümü destekleyecek sanıyorum: Hazırlık A ve B sınıflarının orta 1’de birleştiğini ve o yıldan

Page 110: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

109

itibaren, okulu bitirene kadar tek sınıf olarak okuduğumuzu “Kolej Yılları” bölümünde açıklamıştım. Orta 1’e başladığı-mızda, okulumuzun Türkçe-Edebiyat Öğretmeni Hatice Özer, (Rahmet ve minnetle anıyorum. Küçük yaşlarda başla-dığımız yatılı hayatımızda, kendisinden çok şey öğrendik… Bize adeta yaşam koçluğu yaptı!) sınıfımıza her gün bir gazete almamızı ve mutlaka hem haberleri hem de köşe yazarlarını okumamızı istedi. İstedi ne demek, emretti! Her sabah, İstan-bul’dan gelen posta trenini bekler olduk. Trenle gelen gazete paketleri açılıp, istasyondaki bayi satışa başlayınca, ilk tenef-füste o günkü sınıf nöbetçisi bir koşu gider, Cumhuriyet Ga-zetesini alır getirirdi… (O yıllarda; günlük ulusal gazeteleri, Yurdumuzun pek çok kentinde olduğu gibi, Konya’da da bir gün sonra okuyabilirdik! İstanbul’da basılan gazeteler, o gü-nün akşamı Haydarpaşa’dan yola çıkan posta trenine yükle-nir ve ertesi sabah Konya Garı’na ulaşırdı…)

Sınıfımıza alınan Cumhuriyet Gazetesi Hatice Hanım’ın terci-hiydi ve mutlaka okunmalıydı… Bu sınıfta başka bir gazeteye yer yoktu! Gazete bedelini kendimiz karşıladığımız halde, ga-zete seçimini biz yapamıyorduk! Zaten çoğumuz da alınan ga-zetenin sadece spor sayfalarına bakıyorduk… Bir gün, Ok-tay’la Hayrettin, Hatice Hanım’ın dersinde bu konuyu tartış-maya açtı: “Neden sadece Cumhuriyet? Neden Tercüman de-ğil? Biz Tercüman Gazetesi’nin de alınmasını ve oradaki ya-zarların da okunmasını istiyoruz…” diyerek, sınıftaki ilk sağ-sol polemiğine yol açtılar!

Bu istek çoğunluk tarafından da desteklenince, sınıfımızın ga-zete bütçesi artırıldı ve o günden itibaren Tercüman da alın-maya başlandı… Bu gelişme sadece Oktay’la Hayrettin’i mutlu etmekle kalmadı, benim gibi spor sayfası okurlarını da çok mutlu etti çünkü Tercüman’ın spora ayırdığı sayfa sayısı daha çoktu ve spor yazarları daha ünlüydü!

Yıl 1960 ve bizim sınıf Orta 2’de… 27 Mayıs gününün erken saatlerinde, yatakhane binamızın bulunduğu İstasyon Cad-desi’nde ilerleyen tankların palet gıcırtılarıyla uyandık! Ran-zalardan fırlayıp pencerelere koştuk. Bu saatte, bu kadar çok tankın Konya’nın merkezine doğru yol alması merakımızı

Page 111: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

110

çekti! Aramızdaki Cumhuriyet okurları, gazetedeki yazarla-rın uzun süredir ima ettikleri eylemin başladığını anlamış-lardı galiba! Yatakhanelerde radyo yoktu ki açıp dinleyelim! Meraklılar çabucak giyinip, iki yüz metre uzağımızdaki okul binasına koştular… Çevremizdeki konutlarda uyanan insan-lar radyolarını açıp neler olduğunu anladıklarından, pencere-lerden sarkıp, geçen tankları ve askerleri alkışlamaya başladı-lar… Daha gün ışımadan Konya halkı sokaklara döküldü! O gün okulda ders yapılmadı. Radyodaki haberler ve Milli Bir-lik Komitesi’nin tebliğleri dinlendi. Alkışlar eşliğinde, “Yaşa, var ol Harbiye” marşı söylendi durdu… Takip eden günlerde, Konya Milli Eğitim Müdürlüğü’nün talimatıyla(!) ve tüm okulların katılımıyla mitingler düzenlendi; ellerdeki bayrak-larla, pankartlarla yürüyüşler yapıldı… İlk kez şahidi olduğu-muz ve adına İhtilal dedikleri askeri darbe, kendi aramızda da tartışmalara yol açtı… Oktay’la Hayrettin, dokunsanız ağla-yacak haldeydiler! Oktay’ın bir ara, sınıfımızdaki ihtilal sem-patizanlarına dönüp; “Neden seviniyorsunuz, kimleri alkışlı-yorsunuz? Demokrasiye indirilen bu darbenin sevinilecek ta-rafı mı var…” diyerek; duygu ve düşüncesini hiç gizlemeden açığa vurmasını, ancak yıllar sonra değerlendirebildim!

Aynı Oktay, yirmi yıl sonra, 12 Eylül 1980 sabahı saat 05’de beni uyandırıp, yeni bir darbenin haberini verdi ve derin üzüntüsünü benimle paylaştı…

Oktay, Kolejdeki öğrencilik yıllarında, Demokrat Parti’ye sempati duyan bir öğrenciydi…

27 Mayıs İhtilali’nden sonra, siyasi parti faaliyetlerine yeni-den izin verildiğinde kurulan ve başkanlığını emekli general Ragıp Gümüşpala’nın yaptığı Adalet Partisi’nin taraftarı oldu… Kolejden mezun olup İstanbul Üniversitesi Diş He-kimliği Fakültesi’ne başladığı aylarda; Adalet Partisi Genel Başkanlığı’na seçilen genç mühendis Süleyman Demirel’in hayranı olarak, politikaya iyice ısınmaya başladı…

Oktay’ın aktif siyasete atılması ve Doğru Yol Partisi Kadıköy İlçe Başkanı olarak adını duyuracak çalışmalar yapması biz-leri çok sevindirdi ve umutlandırdı… Sanıyorum partisi için-deki bazı kişileri de rahatsız etti! Bu çalışmalarını ve Oktay’la

Page 112: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

111

ilgili anılarını, Kadıköy ilçe teşkilatında beraber çalıştığı mes-lektaşı ve yakın dostu Yücel Çıkrıkçı’nın kaleminden okuya-bileceğimizi sanıyorum… Kısaca benim görüşüm; Oktay, si-yasette iki kez kaybetti! Birincisi, 1991 Genel Seçimlerinde; ikincisi de, 1994 Yerel Seçimlerinde. Aslında Oktay kaybet-medi; kaybettirildi! 1991’de, seçim öncesi SHP’den transfer edilen Yıldırım Aktuna’yı kontenjandan, DYP 1. Bölge Aday listesinde Oktay’ın üstüne yazıp, (Oktay ön seçimlere katılan delegelerin oylarıyla bu listede ilk sırayı kazanmıştı…) vaat ettiği transfer bedelini ödeyen Genel Merkez’in vefasızlığı-nın… 1994 Yerel Seçimlerinde ise Demirel’den sonra DYP Ge-nel Başkanlığına getirilen deneyimsiz politikacı Tansu Çil-ler’in bilgisizliğinin kurbanı oldu! Oktay’ın DYP Kadıköy Be-lediye Başkan Adayı olarak gece gündüz koşturduğu yerel se-çimler öncesinde; kendisine Barajans’da hazırladığımız minik çalışmalarla destek olmaya, katkı sağlamaya çabaladık… Ya-pılan kamuoyu araştırmalarında, Kadıköy’de büyük olasılıkla DYP’nin kazanacağı ve Oktay’ın, Belediye Başkanı olarak se-çimlerden çıkacağı belli olmuştu… (Yazarın notu: Barajans o tarihlerde Mustafa Göncü’nün sahibi olduğu reklam, araş-tırma ve halkla ilişkiler şirketi.) Tansu Hanım herhalde bu araştırma sonuçlarını öğrenmiş olacak ki nasıl olsa kazanaca-ğız düşüncesiyle, Oktay’ın adaylığını iptal ederek, onun ye-rine rahmetli Barış Manço’yu aday yapmış ve sansasyon ya-ratmıştı!

Ya, Kadıköy Sakinleri’nin DYP adayına sempatiyle bakmasını sağlayanın Oktay Özaydın olduğunu bilmiyordu ya da Hüsa-mettin Cindoruk’un Oktay’la olan çok yakın dostluğu nede-niyle, potansiyel bir rakipten kurtulmak istiyordu! Sebep ne olursa olsun; Oktay ikinci kez harcanmıştı…

DEMOKRAT TÜRKİYE PARTİSİ…

OKTAY ve BEN

Tansu Çiller’in yanlış kararları ve kaprisleri DYP’ye zarar ver-meye, partiye gönül veren ve tabandan gelenleri de üzmeye, kırmaya başlamıştı… Nihayet olanlar oldu ve “Eski Tüfekler”

Page 113: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

112

birer ikişer, teşkilatlar ise topluca DYP’den ayrıldı. Hüsamet-tin Bey’in vereceği işaret bekleniyordu… Ve o işaretin gelmesi gecikmedi!

Hüsamettin Cindoruk ve yakın arkadaşları Demokrat Türkiye Partisi’ni kurdu. Parti kısa sürede teşkilatlanmasını tamam-ladı… Oktay, hem Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’na gir-miş, hem de Kadıköy İlçe Başkanı olmuştu. Teşkilatlanma ça-lışmaları esnasında, Oktay bana DTP İstanbul İl Yönetim Ku-rulu Üyeliği teklifinde bulundu! Parti İlçe Başkanlarına birer kontenjan tanındığını ve bu üyelik için benim adımı yazdıra-cağını söyledi… Şaşırdım kaldım!

“Teklifin için çok teşekkür ederim Oktay’ım. Ben politikadan anlamam, sana ve partine yardımcı olamam. Onun için beni affet, bu iş benim işim değil…” dedim.

O da bana, politika yapmayacağımı; partinin tanıtım, basın ve halkla ilişkilerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi olacağımı söyledi… “Senin bu partiye çok yararlı olacağından emi-nim…” diyerek beni onurlandırdı! Bu konuşmaların yapıldığı günü takip eden Cumartesi, kendimi İstanbul Hilton Oteli’ndeki DTP İstanbul İl Yönetim Kurulu tanışma toplantı-sında buldum! Atanmış üyelerle tanıştım. Aralarında taban-dan gelen ve politikaya gönül veren sevdalılar da vardı; be-nim gibi, politikaya ilk kez bulaşacak doktorlar, avukatlar ve iş adamları da… 35 üyeli atanmış yönetim kurulu olarak, bir yıl birlikte olduk…

Herkes her şeyi çok iyi bildiği için ve benim sorumlu olduğum uzmanlık alanındaki çalışmalar da genel merkez veya yöne-tim kurulu başkanlık divanı tarafından şekillendirildiğinden; Oktay’ın iyi niyetli beklentisini karşılayamadım… Hiç fay-dam olmadı bu partiye! İlk il kongresinde, delegelerin oyla-rına sunulan YK blok listesinde benim gibi tabansızlara yer verilmediği için, politikaya girmemle çıkmam bir oldu…

SON BİR ANI…

Oktay, yıllardır aşırı ölçüde sorumluluk yüklenip; aynı anda hepsiyle baş etmeye çalıştığından, çok yoruluyordu. Ara sıra

Page 114: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

113

sağlık sorunlarından söz ediyor, buna rağmen gereğini yap-mıyordu!

Yedi sekiz yıl önceydi. Çok sık olmasa da başının döndüğünü ve baygınlık hissine kapıldığını söyledi! 2006’da ben de önemli bir rahatsızlık geçirmiş; yaklaşık bir yıl süren tedavi sürecinde Taksim’deki Alman Hastanesi’nin pek çok dokto-runu yakından tanımıştım… Oktay’a dedim ki, “Hemen ran-devu alıp, sana bir check-up yaptıralım; ne olup bittiğini an-layalım!” “Olur” dedi!

İki gün sonra, sabah saatlerinde hastanede buluştuk. Önce, ai-lemizin doktoru Jan Kayuka’yı ziyaret ettik. Oktay sıkıntıla-rını anlattı ve Dr. Kayuka’nın yönlendirmesiyle, uzman dok-torlar tarafından istenen tetkikler yapıldı… Beyninin tomog-rafisi de çekildi, kalbinin ekosu da… Yapılan tüm tetkiklerin ve tahlillerin sonucunda, bütün verilerin normal olduğu, kor-kulacak bir durumun bulunmadığı söylendi. Şikâyet ettiği sı-kıntının da büyük bir olasılıkla yorgunluk ve stresten kaynak-landığını; bu yüzden kendisini fazla yormamasını ve müm-kün olduğunca istirahat etmesinin gerekliliğini vurguladılar. Kardiyolog doktor, her gün bir adet Coraspin 100 yutmasını tavsiye etti.

Hastaneyle vedalaştığımızda hava kararmaya başlamıştı! Çı-kış kapısına yaklaşırken; karşımıza, Alman Hastaneleri Grubu’nun sahibi, Dr. Azmi Bey çıktı. Kendisini öğrencilik yıllarından beri tanırım; üstelik bahsettiğim tedavi sürecinde de ara sıra karşılaşırdık…

Beni görünce, “Hayrola, yine mi hastasın?” diye sordu. “Ha-yır, ben iyiyim. Arkadaşımı getirdim” dedim ve kendisini Ok-tay’la tanıştırdım… Oktay, geliş nedenimizi ve yapılan tetkik-leri anlattıktan sonra Azmi Beye elindeki reçeteyi gösterip, “Hastanenize 5.000 liraya yakın para ödedim, karşılığında bir liralık aspirin verdiler” diyerek, çok hoşuma giden bir ince gönderme yapmıştı…

Ah Oktay’ım ah! Yoksa o bir liralık aspirinler mi aldı götürdü seni aramızdan?

Page 115: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

114

… VE BİR RÜYA!

Ölümünden birkaç ay sonra, Onu ilk kez rüyamda gördüm: Kadıköy İskele Meydanında yürüyen kalabalık arasında bir-den bire karşıma çıktı. Dondum kaldım! Şaşkınlığım geçince sarıldım, kucakladım… “Yahu sen ölmedin mi? Yoksa gidip döndün mü?” diye sual ettim! “Eğer öyleyse; anlat bakalım yaptıklarını, gördüklerini…” dedim.

Oktay, “Çok acil bir işim var şimdi; gel önce onu halledelim, sonra sohbet ederiz, anlatırım” diyerek, kalabalık arasında yürümeye başladı… Ben de onunla beraber, biraz ilerideki vergi dairesinin kapısından içeri girdik… Ortam kalabalık, veznelerin önünde kuyruklar oluşmuş! Önünde daha az insa-nın beklediği bir vezne gördü ve sıranın sonuna takıldı; ben de yanında…

Kısa bir süre sonra sıra Oktay’a geldi. Oktay elindeki bank-notları veznedara uzattı; veznedar aldığı parayı saydı ve ya-zıcıdan çıkan makbuzu Oktay’a verdi… Vergi dairesinden dı-şarı çıktığımızda, yüzündeki sıkıntılı halin gittiğini ve rahat-ladığını fark ettim! “Hadi şimdi gidelim, istediğin kadar soh-bet edelim” dedi ve beraberce vapur iskelesine doğru yürü-dük… Vapurda karşı karşıya oturduk. Birden, sağımda otu-ran kişinin oğlu Cem olduğunu fark ettim. Oktay’ın yanında da Kutay vardı. Cem’e dönüp, “Baban ölmemiş, bak karşı-mızda oturuyor, sen de görüyor musun?” diye sordum! “Ta-bii Mustafa amca, ben de görüyorum” dedi sevinçle. Vapur hareket etti ve Karaköy’e doğru yol almaya başladı. Görüntü-ler de kayboldu…

Bu rüyayı gördüğüm gecenin sabahında Semiha’yı aradım ve rüyayı anlattım burada yazdığım gibi… Semiha: “Hayırdır in-şallah Mustafa; dün Haydar’la buluşup vergi dairesine gittik ve ödenmesi gereken tüm vergileri ödedik…” demez mi!

Rüyanın yorumunu sizlere bırakıp; Oktay’ımızı bir kez daha sevgi ve saygıyla anıyorum… Işıklar içinde uyusun.

Mustafa Göncü

Ocak 2015

Page 116: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

115

KONYA MAARİF KOLEJLİLERİN

YAZIŞMA GRUBUNDAN

OKTAR YAYLALI

Sevgili Dostlar,

Ben de belleğimde yer etmiş olan Oktay ile ilgili birkaç hatı-ramdan bahsedeyim. Kolejde Oktay’ın ne kadar mücadeleci bir karakteri olduğunu anımsıyorum.

Kolejde Futbol Safası

Bahçe giriş kapısının hemen karşısında, öndeki oyun bahçesi yanında bir metre kadar genişliği ve on beş metre kadar uzun-luğu olan beton bir kaldırım vardı. Neredeyse her teneffüste, hemen üçer kişiden oluşan iki takım kurulur ve bir küçük top veya taş parçası ile maç yapılırdı; ama ne maç! Bu kadar dar yerde, ne büyük bir keyifti o maçlar. Oktay mutlaka bir ta-kımda yer alırdı. Ben de bazı maçlarda, bu güzel mücadele-lerde yer almıştım. Oktay’ın ne büyük bir hırsla kazanmak için çabaladığını unutamam. Hayatı boyunca mücadeleden hiç yılmamış ve de en önemlisi daima hak gözeterek en iyisini yapmaya çalışarak tüm hayatını sürdürmüştür.

Akşehir’de Ali’lerin Bahçesinde

Zomzom Ali en sevdiğim arkadaşlarımdan birisidir ve ne ka-dar güzel anılarımız olmuştur Akşehir’de. (Yazarın notu: Ok-tar’ın bu yazısından yirmi gün kadar sonra 27 Haziran 2014’te Ali de vefat etti.) Kırk seneyi aşan bir arkadaşlık bağı bizi bir

Page 117: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

116

araya getirmişti. Ben büyük bir keyifle tüm Kolejlilere man-galda et pişirmenin mutluluğunu yaşamıştım. Yaşı ellinin çok üzerinde olan koca koca adamlar tekrar öğrencilik yıllarımıza dönmüştük.

Hasan Koçak’la Handan’ın nikâhını yenilemeye kalkmamız bugünkü gibi gözümün önünde…

Delikanlı oğlu, gelinlik kızları vardı. Hatta oğlu da sevgilisiyle Akşehir’e gelmişti. Hasan Eskil’in eşi Emine, Oktay’a, “Bugün Handan’la Hasan’ın evlilik yıldönümü, bir şeyler yapalım” demiş. Oktay durur mu? Hemen Emine’yle nikâh töreni dü-zenlemeye karar vermişler. Tülbentten duvak, evlilik alyansı, kirazdan kulak arkasına küpeler… Özkan Anıl “deniz göz-lüğü” takarak, yaşlı başlı nikâh memuru olmuş... Oktay, Ha-san’a geline takması için yüzük veriyor… Hasan yüzük takı-yor. Oğluyla Rus sevgilisi herkesle birlikte alkışlıyor...

Oktay, gerektiğinde eğlencenin de baş mimarı olurdu.

Konya Vakıf Binası Mimari Projeleri

Sanıyorum yıl 2005 ve ben Konya Dernek çalışmalarına yöne-tim kurulu üyesi olarak katılıyorum. Tabii ki söylemeye gerek yok; sadece Oktay ve Hasan, Dernek yönetiminde oldukları ve benim de çalışmalara katılmamı istedikleri için…

Bu arada, Yeşilköy’deki vakıf binasının projelerini oluştur-mak için… Halis Aydıntaşbaş’la benden yardım isteniyor. Ha-lis’le kabul ediyoruz. O, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden mezun mimar, ben ise rakip İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden. Aramızda müthiş tatlı bir rekabet var. Proje bedeli yaklaşık yüz bin lira ve biz Halis ile yedi bin beş yüz liraya projeyi yapmak üzere elimizi taşın altına koyuyoruz... Birçok toplantılar oluyor ve ateşli tartışmalar yapılıyor... Halis illa da binanın katlarında bir galeri boşluğu yapılmasını savu-nuyor; ben buna karşı çıkıyorum... Oktay her zamanki vakur tavrıyla işi tatlıya bağlıyor... Ve Oktay kardeşimiz olağanüstü bir çaba ile bu mümkün olmayan işi kotarıyor. Vakıf binası 2007 yılında tamamlanıyor... Keşke binaya onun adı verilebil-seydi.

Page 118: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

117

Sevgili dostlar, bu kalibrede çok arkadaşı olmuyor insanın ne yazık ki... Her bakımdan güvenebileceğimiz gerçek bir müca-dele eriydi Oktay... Ona kırılan bir kişi bile hatırlamıyorum toplantılarda... Yeri mutlaka Cennettir! Işıklar içinde olsun.

Oktar YAYLALI

YAVUZ TORAMAN

1965 yılında İktisat Fakültesine başladığımda Oktay Dişçilik Fakültesi’ne başlayalı bir yıl olmuştu. Bir yıl sonra Oktay’ın pratik dersleri başlamış ve kurban olarak okullarımız yakın olduğundan beni gözüne kestirmiş, ihtiyacım olup olmadı-ğına aldırmadan beni okulundaki dişçi koltuğuna oturtmuş-tur. Kucağıma bıraktığı diş oyma aleti elektrik kaçırıp beni za-man zaman çarptığında, elektrik fişini ters yüz edip devam etmesini unutamam. Aramızda hatırladıkça gülmeye vesile olmuştur.

Dişlerimin bugüne kadar sağlıklı kalmasında büyük katkıları vardır. Allah mekânını cennet eyleye.

Yavuz TORAMAN

HAYRETTİN KUBLAY

Sevgili Hasan,

Oktay’la çok uzun senedir tanışıyoruz. 1957 Ekim’inde Konya Koleji’ne beraber adım attık. O da Hazırlık B’de idi, ben de. Orta 3’e kadar çocuktuk. Sadece onun Hasta BJK’lı, benim de hasta FB’li olduğum aklımda kalmış.

Orta 3’te Türkçe hocamız Hatice Hanım’dı. 27 Mayıs 1960 İh-tilali olmuş, gazeteler saçma sapan bir sürü şeyler (bakan ha-nımlarının kilolarca ziynet eşyası taşıdığı, öğrencilerin et kıyma makinelerinde parçalandığı, vb gibi) yazıyordu. Hatice Hanım bize 27 Mayıs’ın önemi hakkında kompozisyon yaz-dırdı. Sonuçta hiç sevmediği Nadir Harani’nin kompozisyo-nuna 9 verip, sınıfta okudu. Nadir sadece gazetelerde yer alan saçma sapan konuları belirtmişti. Bunun üzerine önce Oktay,

Page 119: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

118

sonra ben şiddetle itiraz ettik ve bize Ulus, Dünya gibi gaze-teleri almamızı öneren hocamıza, eşitlik olsun diye Zafer Ga-zetesini de almalıyız diye direndik.

Liseye geçtikten sonra Oktay’ın ailesi İstanbul’a taşındı. O bi-zimle yatılı kalmaya devam etti. Artık daha büyümüştük. Dünyayı farklı gözlerle görmeye başladığımız yıllardı. Nite-kim Lise 2’deyken yılbaşında Akşehir’e Tansu’ların evine git-tik. Pokeri öğrendik ve hep poker oynadık. Poker alışkanlığı yüzünden sosyal hayatımızı çok aksattık. Hatta (Oktay+Ne-cati+Hayrettin+Tolu) poker karesi anlamında Kare olarak ad-landırıldık. Maalesef bugüne kadar karenin iki köşesi gitti. (Karenin diğer köşesi olan Mustafa Tolu’yu yıllar önce kay-betmiştik. HE.)

Yıllar sonra 2007’de arkadaşlarla yaptığımız Akşehir gezisi sı-rasında aynı evi ziyaret ettik.

Lisede biraz daha hayata dair düşünmeye başladık. Ben inşaat mühendisi, Oktay diş hekimi olacaktı. Ben ona ev yapmaya, o da benim dişlerimi yapmaya söz vermiştik. Maalesef ben sö-zümü tutamadım, o ise tuttu. (1972 yılında Tuzla’da askerli-ğimi yaparken dişlerimi yaptı. Borcumu sorduğumda 524.00 Lira masraf ettiğini söyledi.)

Lise üçte Mr. Mc Nair diye bir matematik hocamız vardı. Ok-tay’la Tolu dersi dinlemezler, hoca da bunlara mutlaka Hazi-ran sınavlarında sınıfta kalacaklarını söylerdi. Ben de istersen bahse girelim deyip, ikisinin de geçeceğini iddia ederdim. Ha-ziran sınavlarında köleler gibi beraber çalışıp iddiayı kazan-mıştık. (Gerçekten Oktay ve Tolu çok zeki arkadaşlarımızdı.)

Üniversite yıllarında pek görüşemedik. Oktay İstanbul’daydı, ben Ankara’da. Daha sonra benim Ankara’daki nişanıma Ok-tay’la Göncü geldiler. Nişanın ilerleyen saatinde ben sağa sola gülücükler dağıtırken, bunlar biraz da içkinin etkisiyle bağı-rarak beni çağırdılar. Dur geliyorum dememe kalmadan Ok-tay beni sürükleyerek masalarına götürdü ve ceketimi kaldı-rıp, “İddiayı ben kazandım, adamın gömleği nişanında bile pantolonunun dışında” diyerek beni geri yolladılar.

Ben her İstanbul’a gidişimde ona uğrar, o da Ankara’ya geliş-lerinde bana uğrardı. Siyasetle uğraştığı senelerde benim

Page 120: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

119

dershanedeki odamı büro olarak kullanır, mal sahibi gibi dav-ranırdı. 2000’li yıllardan sonra ben İstanbul’a daha sık gider oldum. (Büyük oğlan İstanbul’a yerleşti, torun sahibi olduk.) Her gidişimde önce beleş öğle yemeği yer, sonra bürosunda tavla oynardık. Bu arada şunu belirteyim, Oktay lisedeyken tavla bilmezdi, ben köyde yaz aylarında sürekli tavla oynar-dım. İstanbul’daki tavla maçlarımızda aramızda bir ustalık farkı yoktu ancak ben çok konuşarak rakibi sinir hastası eder-dim.

Bizim Oktay’la tavla maçlarımız gerek bizim 50. yıl Bolu bu-luşmamızda, gerek Akşehir seyahatimizde çok seyirci topladı, çok şamata yapıldı. Oktay’la bir sürü maç yaptık ve eşit sayıda galibiyet aldık.

En unutamadığım tavla anısı şöyle: Bodrum’da Oktay, küçük kızı Merve ve eşiyle bizim yazlığa üç-dört günlüğüne geldiler. Başka işimiz yokmuş gibi yine sürekli tavla oynadık. Eşit iki oyuncu olmamıza rağmen Oktay’ı ben 12 defa üst üste yen-dim. Bu çok anormal bir durum. Bunun olasılığı 4096’da bir olup çok düşük. Ancak bu sonucu telefonlarla bizim maçların seyircilerine (Vehbi gibi, Hasan Eskil gibi) bildirip Oktay’ı kız-dırdım.

Tabii daha sonraki maçlarda karşılıklı birbirimizi yendik dur-duk.

Oktay’la 10 Şubat 2014 Pazartesi İstanbul’da yine buluştuk. Önce beleş öğle yemeği, sonra iki el tavla oynadık. Çocuklu-ğumuzdan beri konumuz olan Beşiktaş ve Fenerbahçe sohbet-leri yaptık.

16 Şubat Pazar günü BJK-Bursa maçının devre arasında sırf onu kızdırmak için telefonla aradım. İlk defa telefonuma çık-madı ve geri dönmedi. Meğer sevgili Oktay o sırada beyin ka-naması geçiriyormuş. Ameliyatını ve her gün Semiha ile du-rumunu izledim. Maalesef kaybettik. Hala hazmedemiyorum. Şu an bile ağlamaklıyım.

14 Mayıs 2014

Hayrettin KUBLAY

Page 121: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

120

İLKER KAFALI

Oktay ile İlgili Anekdotlar

Herhalde Oktay ile dostluğu en eskiye dayanan birkaç kişide birisiyim.

İkimizin de evleri Konya’da Tahir Paşa Camisi’nin çevresinde idi. Hatta Annem ve Babam, uzun yıllar oturduğumuz evi Ok-tay’ın babası Mustafa Amcadan satın almışlar ve iki aile ara-sındaki dostluk bu ilk tanışıklık ile başlamış. İlkokula Oktay ile beraber başladık. İlk sene Oktay öğretmen olan Annemin, ben de Saide Uluşahin hanımın öğrencisi idik. Sabahları Ok-tay bize gelir, annem ikimizin elinden tutar, bir yanında ben bir yanında Oktay hep birlikte Gazi okuluna (Gazi Mustafa Kemal İlkokulu) gider, akşam da gene hep birlikte dönerdik.

Saide hanımın öğretmenliği bırakması üzerine ben de Anne-min sınıfına geçtim ve Oktay ile aynı sıralarda beraberce ilko-kulu okuduk. Daha sonra Konya Maarif Kolejine de beraber başladık. Aşağıdaki Oktay ile kafa kafaya çekilmiş eski resim ilkokula başladığımız yıla ait.

Oktay ve İlker...

Page 122: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

121

İlkokul birinci sınıfta beni Beşiktaşlı yapan da Oktay idi. Aile dostumuz olan Ahmet Amca subaydı. Konya’ya izinli gelişle-rinde ailecek görüşürdük. Galatasaraylı olan Ahmet Amca bir gelişinde beni Galatasaraylı yapmış, hatta bir de sarı kırmızı kemer hediye etmişti, transfer ücreti olarak. Kemeri gören Ok-tay allem etti kallem etti beni Beşiktaşlı olmanın faziletine inandırdı. Ve beni iyi bir Beşiktaşlı yaptı. Kolej yıllarında sı-nıftaki üç Beşiktaşlı; Oktay, Yaşar Sevük ve ben, Fenerbahçe ve Galatasaraylılara karşı takımımızı Oktay’ın öncülüğünde hep birlikte savunurduk.

İlk içkiyi de gene Oktay ile içmiştim. 1996 yılıydı. Mustafa Göncü’nün organizasyonu sonucu tüm sınıfa posta ile Özkan Anıl’ın İzmir de yapılacak düğün davetiyesi gelmişti. Sınıftan ilk bekârlığa veda edecek olan Özkan’ı yalnız bırakmamak için Ankara’dan Yaşar Sevük, ben, Necip Hacıgüzeller ve şimdi hatırlayamadığım birkaç arkadaş maceralı bir yolcu-lukla İzmir’e gittik.

Otobüs biletlerini alan Yaşar, Kızılay’da otobüs bileti satan doğru dürüst firmaların birinden bilet almak yerine, evine en yakın yerdeki yazıhaneden İzmir biletlerini almıştı.

Tavanı akan külüstür bir otobüsle o zaman 10 saat süren An-kara İzmir seyahatini, yarım Türkiye turu yapan ve her kasa-bada yolcu toplayan otobüsle 22 saatte almıştık.

İzmir’e sabaha karşı varıp kahvaltıdan sonra Konak’daki bu-luşma yerine gittiğimizde Mustafa Göncü’nün şakasını anla-dık ama bir araya gelmenin mutluluğu ile İstanbul’dan gelen Oktay, Fikret Yüksel, Attila Gürarda, Yılmaz Arıkan akşama kadar İzmir muhabbeti yaptık. Akşam da bir meyhanede hep birlikte neredeyse sabaha kadar oturup içtik. Ben ilk defa içki içeceğim için yanımda oturan Oktay’a ne içtiğini sordum. Oda bana votka tavsiye etti. Gün ağarırken eşyalarımızı almak için otele geldik. Oktay’ın “madem otele hiç yatmadan para veri-yoruz bari yatakları bozalım” diye hepimizin yatağını bozdu-ğunu hatırlarım.

Amerika’da okurken bir gün sabahın dört buçuğunda evimin kapısı çaldı. Bu saatte kim gelir diye kapıya gittim. ‘Kim o’

Page 123: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

122

diye seslenince “ben Oktay” dedi birisi. Göz deliğinden ba-kınca gerçekten dünyanın öbür ucundaki Oktay’ı sabahın kö-ründe kapıda gördüm. İki gün beraberce gezdik, sohbet ettik, arkadaşları andık, aradaki mesafeleri kapattık. Sonra Oktay Californiaya’ya doğru Salt Lake City’den ayrıldı. O dönemde Amerika da olan Kutay’ı ziyarete gelen Oktay, gezisine benim yaşadığım Salt Lake City’i de dâhil edip görüşme imkânı ya-ratmıştı.

Oktay’ın, Kadıköy Beşiktaşlılar Derneği’nin kurulmasına ön-cülük ettiğini biliyordum.

Oktay’a “Müslüman mahallesinde salyangoz satıyorsun, bu iş nasıl oluyor” diye takılırdım.

Geceleri yatmadan önce TV’yi kapatırken alışkanlık olarak en son Beşiktaş TV’ye bakarım. Oktay rahatsızlanmadan önceki hafta içinde bir gece 12 den sonra Beşiktaş TV’de Kadıköy Be-şiktaşlılar Derneği’nin bilmem kaçıncı kuruluş yıldönümü kutlaması haberi vardı. Oktay mutlaka bu kutlamada vardır diye Fikret Orman’ın konuşmasına takıldım.

Nitekim Fikret Orman pastayı beraberce kesmek için Oktay’ı yanına davet etti. Hemen Oktay’a “seni Beşiktaş TV de gör-düm, pasta güzeldi ama özlediğimiz senin el kol hareketlerin daha da güzeldi” diye mesaj attım. Ertesi günü Oktay beni aradı ve epey sohbet ettik. Ben ona her konuşmamızda “Senin yüzünden Beşiktaşlı oldum, nedir bu Beşiktaş’ın hali” diye ta-kılırdım. O da bana bıkmadan usanmadan herkesin Beşiktaşlı olamayacağını ve Beşiktaş’ın faziletlerini anlatır dururdu. Kı-sacası, Beşiktaşlı olmak Oktay’dan bana kalan en değerli mi-ras.

R. İlker KAFALI

AHMET KAROL

Hasan kardeş,

Bu anımı, sevgili Oktay'ı kaybettiğimiz günlerde yazıp KMKD 55-58’e göndermiştim ama anladığım kadarıyla benim bağlantımda sorun var. Bu sebeple sana gönderiyorum. Selam ve sevgiler..

Page 124: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

123

(…)

Yıl, 1971 veya 1972. (Tam hatırlayamadım, ihtiyarladık.) O ta-rihlerde İstanbul Narkotik Şubede komiserim ve Anadolu ya-kası ekip şefiyim.

Aldığımız bir istihbarat üzerine o yılların meşhur afyoncula-rından Salacaklı Ayı Ekrem’in Van’dan çok miktarda esrar ve afyon sakızı getireceğini öğrendik.

O yıllarda elimizdeki en gelişmiş yöntem telefon dinlemek. Gerekli izinleri aldıktan sonra Ekrem’in Harem otogarının ar-kasındaki Posta iskelesi yanında bulunan evinin telefonuna saplama ile girdik. Dinlemenin 2. günü, malı getirecek Vanlı ile Kadıköy Postanesi önünde buluşacaklarını öğrendik.

Çoğunuz Kadıköy Postanesi’nin rahmetli Oktay’ın muayene-hanesiyle bitişik olduğunu bilirsiniz. Biz de muayenehanenin penceresinden ortalığı rahatça görebileceğimizi düşünerek oraya gitmeye karar verdik…

Şimdi durumu hayal etmenizi istiyorum. Serseri kılıklı altı kişi Oktay’ın kapıya dayandık. Ben Oktay’a durumu anlatıyorum, o da bana “Ulan serseri misin oğlum, içeride hastalarım var. Hem babama ne söylerim? Vallahi canına okur senin de eki-binin de“ diyor, ama nafile… O konuşurken, biz hastalardan özür dileyip içeri yerleştik bile.

Mustafa Amca’nın (rahmetli) arka dairede malzeme ve dişçi-likle alâkalı kısımda olduğunu bildiğim için gidip olayı ken-disine anlattım. Adamcağız tam bir Çelebi, beni de sever. Ola-mayacak işe bile olmaz diyemiyor. Zaten işgal tamamlanmış. Neyse zar zor bir-iki saat için izin aldım.

Bu arada ikisi de panikte… Mustafa Amca: “Siz gittikten sonra adamlar Oktay’a bir şey yaparlar mı?” derdinde... Ok-tay’da “Ben hastalarıma ne söyleyeceğim?” diye telâş içeri-sinde.

Bu hengâmede, dışarıdaki adamlarımız Ayı Ekrem’le Vanlı-nın geldiğini anons etti. Şansımıza olacak adamlar gelip mua-yenehanenin penceresinin iki metre altındaki kaldırımda di-kilip hem etrafı kesiyor hem de konuşuyorlar. Tüm konuşma-ları bizimle birlikte Oktay’la Mustafa Amca ve Oktay’ın bir

Page 125: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

124

hastası dinliyoruz... Ben tüm meslek hayatımda (40 yıl) böyle kolay ve koro halinde ve rahat bir dinleme postası daha yap-madım.

Bitti mi? Hayır. Adamlar ertesi gün aynı yerde öğle üzeri bu-luşmaya, malı ve parayı değiştirmeye karar verdiler.

Neyse, adamlar gitti, ekibin bir kısmını takibe yolladım. Ben de, Oktay’ın korkudan kıllık edeceğini bildiğim için ertesi günkü buluşma için Oktay’ı kafalamaya çalışmak üzere orada kaldım.

Ertesi gün, aynı saatte tüm ekip muayenehanede yerimizi al-dık. Oktay biraz daha motive olmuş ama hâlâ korkulu bir me-rak içinde. Hastalarını başka günlere kaydırmış olacak ki daha rahat.

Adamlar öğle üzeri geldi. Aynı yerde buluştular.

Takipteki ekip Vanlının bir adamının sahildeki eski evlen-dirme dairesinin otoparkında araba içinde beklediğini haber verdiler. (Benim ilk nikâhımın kıyıldığı yer.)

Biz para alışverişini fotoğraflamaya çalışıyoruz. Vanlı laf ara-sında malın arabada zulalı olduğunu söyleyince iş anlaşıldı. Adamları, fazla uzatmaya gerek kalmadan toplamaya karar verdik.

Hemen aşağı koşup, Ekrem ile Vanlıyı kaptık. Bir de baktım ki bizim ekip bir kişi fazla. Bir gün önce korkudan havale ge-çiren Oktay da bizim yanımızda.

“Len oğlum iş tamam, git artık” diyorum. Oktay da,“Mal ne-rede bir göreyim” diyor.

Neyse, otoparktaki arabayı da aldık. Arabanın bagajında, çu-val içinde 130 kg. esrar ile 2 kg. ham afyon sakızı çıktı…

Toplaşmalarımızda Sevgili Oktay’ın ara sıra dile getirdiği ve bazılarınızın da dinlediği olayın aslı böyle.

Sevgili kardeşim, Bizi çok erken terk ettin. İyiler çabuk gider derler ya bu kadar “iyi” olmasaydın keşke. Sana 57 yılda ol-gunlaşmış sevgi ile Tanrı’dan rahmet diliyorum.

Ahmet KAROL

Page 126: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

125

TANSU ERÇELEBİ

Sevgili Hasan,

19 Şubat 2015 günü beni telefonla arayarak, rahmetli O. Özay-dın hakkında özel bir anımla ilgili bir şeyler yazmamı istedin. Uzun bir süredir (8 ay kadar oldu) sıkıntılı bir süreçten geçti-ğimi sanırım duymuşsundur. Bu nedenle internete ve yahoo adresimize epeydir uğramıyorum. Ama Oktay için bugün An-kara'da bir internet kafeye giderek bir şeyler yazma gereğini duydum.

Bana göre o, sevgili sınıf arkadaşım, çok özel biriydi. Ben de-ğil, onu tanıyan tüm arkadaşları, Kolej, Kadıköy, Beşiktaş, Konya ve bulunduğu her camia, sanırım çeşitli vesile-lerle buna değinmişlerdir. Ben onu, 12 yaşında sınıf arkada-şım olarak tanıdım. Yedi yıl beraberliğimizde hiç kimseyi kır-dığını görmedim. Ondan bir şey istendiğinde elinden gelen ne varsa verdiğini, Kolej, Beşiktaş ve Konyalılığın onun için çok özel olduğunu biliyorum. Biz okulun değişik spor branşla-rında yarışırken en büyük destekçi ve menajerimiz olduğunu da hatırlıyorum. Çok özel bir anım, mutlaka vardır. Ancak şu an inan hatırlayamadım. Bunları yazarken utanıyorum. Ne var ki, durum bu. Umarım sevgili Oktay'ın ruhunu incitmiyo-rum. Herkes gibi ben de onu özlüyor, sevgi ve saygı ile anıyor, mekânının cennet olduğuna inanıyorum.

Selam ve sevgiler…

Tansu ERÇELEBİ

__._,_.___

HASAN ESKİL

Otobiyografimi kaleme aldığım KERPİÇ EVDEN GÖKDE-LEN’e kitabımdan yaşanmış bir olay. Öyküdeki Orhan benim sınıf arkadaşımdı. Oktay ise bizden bir sınıf sonraydı. Kolej’de yatılı okuyorduk. Okulla yatakhane binası arasında dört yüz, beş yüz metrelik bir mesafe vardı ve akşam mütalaasından sonra saat dokuzda topluca yatakhaneye gider, sabah altıda uyanır, yedi de okulun yemekhanesinde kahvaltıda olurduk.

Page 127: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

126

Anlayacağınız gece dokuzdan sabah yediye kadar yatakhane-den çıkmamız yasaktı.

Orhan’ın okulda çok konuşulan bir macerası var: Oktay Özay-dın’la bir akşam yatakhaneden kaçıp basketbol maçına gider-ler. Maç Afyon’dan bir takımla Konya Yolspor arasında bölge birincilik maçıdır. İkisi de Konya Yolspor’da oynayan “Tu-luk”u çok sevmekte ve bu maçı mutlaka izlemek istemekte-dirler. Yatakhanemizin bulunduğu Tuncer Apartmanı’nın bir dairesinde yaşayan Müdürümüz Behzat Bey, bunları yatak-hane binasından çıkarken görür ama kim olduklarını anlaya-maz. Hemen gece bekçisi Ahmet Efendi’ye seslenir ve yatak-ları kontrol edip kimlerin yatağında bulunmadığının tespitini ister. Bu durum yatakhanede müthiş bir hareketlilik yaratır ve arkadaşlar Ahmet Efendi’yle köşe kapmaca oynayarak Or-han’la Oktay’ın yatağını doldururlar.

Behzat Bey, yatak kontrolüyle sonuca ulaşamayınca sinirlenir ve yatakhane binasının önünde bekleyerek kaçakları yakala-maya karar verir.

İki kafadar maçtan dönerlerken, uzaktan Behzat Bey’in so-kakta volta attığını görürler ve binaya arka balkonlardan bi-rinden girmeye karar vererek hemen yan yola saparlar. Ka-ranlıkta sessiz adımlarla binaya yaklaşırlar ama Behzat Bey’in gözünden kaçamazlar.

Behzat Bey binanın arkasına koşturur, onlar da balkona hamle ederler. Balkona tırmanırlarken, Behzat Bey köşeyi döner. Bi-nanın arkası karanlıktır. Balkona tırmanan iki kişinin siluetini görür. “Kaçmayın, sizi gördüm!” diye seslenir.

Bizimkiler kollarının olanca gücüyle bedenlerini balkona çe-kerler. Sol bacaklarını balkonun duvarına takarlar. Bir dakika sonra balkonda olacaklar ve kapıyı açan arkadaşlarının yardı-mıyla yataklarına gireceklerdir. Oktay içinden, “Oh, yakalan-madık!” diye dua ederken, yanından Orhan’ın sesini duyar: “Göremedin ki, göremedin ki!”

Gerçekten de Behzat Bey kaçakların kim olduğunu o ana ka-dar bilememiştir. Ondan sonrasındaysa arkadaşlarımızı di-siplin kurulu beklemektedir ve günlerce ağızlara sakız olacak-lardır.

Hasan ESKİL

Page 128: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

127

DERNEK VE VAKIF ÇALIŞMALARINDAN

ARKADAŞLARI

KUDRET FİKİRLİ

(Konyalılar Derneği Başkanı ve İstanbul Konyalılar Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi.)

OLMADI BE AĞABEY

Oktay Ağabey’i 1993 yılında İstanbul’da Konyaspor adına bir gece yapmanın gayreti içerisinde debelenirken tanıma fırsatı buldum.

1993 yılı Nisan ayında yapılan genel kurulda gıyabımda Kon-yaspor’un yönetimine seçilmişim. Mustafa Dinç ise Konyas-por’un İstanbul temsilcisiydi.

Mustafa Dinç ile de bu vesile ile tanışıyorum. İstanbul’dan Konyaspor’a bir katkı yapalım düşüncesi ile bir gece yapmaya karar veriyoruz. Ama etrafta ciddi bir katkı sağlayacak Kon-yalı bulmakta zorlanıyoruz.

Süleyman Temel, Nebi Zenginli, Nevzat Gündoğdu, Mustafa Yakar gibi hemşerilerimizle bu vesile ile tanışıyor ve gece yap-mak için çaba gösteriyoruz. Ama destekler genelde yetersiz kalıyor. Zaman zaman Mustafa Yakar‘ın Kadıköy’deki ofi-sinde toplantılar yapıyoruz. Bu toplantılara rahmetli Oktay Ağabey de katılıyor. Pek konuşmuyor ama konuştuğunda da mantıklı şeyler söylüyordu. O gecede ciddi bir bilet satışı ile katkıda bulundu.

Konyaspor gecesini yüz akımızla tamamladık.

Page 129: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

128

O dönemde kenarda kalan ve küskün olan ağabeylerimizi mevcut derneği canlandırma çalışmalarına sokma veya yeni dernek kurma çalışmalarımızın içerisinde oldu hep. Hiçbir za-man öne çıkma gibi bir çabası veya gayreti olmadı. Yeri geldi-ğinde konuştu. Rahmetli Bayram Camcı’nın önderliğinde her ortamda katkı vermek için çabaladı. Kurulan dernekte başkan yardımcısı olarak görev aldı.

Rahmetli Bayram Camcı’nın başkanlığı bırakmasından sonra başkan olarak Konyalıya hizmet etmeye devam etti.

Hep çabası ve arzusu, derneği kalıcı bir binaya sahip kılmaktı. Yeşilköy deki binanın arsasının ihale ile derneğimizde kaldığı dönemde kendisi tatilde idi, sonucu bildirdiğimizde çocuklar gibi sevinmişti.

Arsa alındı ama içerisinde bir işgalci var ve çıkmıyor. Mah-keme tahliye kararı verdi ama yine de çıkmıyor. Ciddi emek harcadık. Tahliye gerçekleşti, proje ortaya çıktı ama inşaat ya-pacak kaynak yok.

Kara kara düşünürken, Mustafa Birim’in; ‘aile olarak okul yaptırmak için ayırdıkları bir fon olduğunu, bunu inşaat için verebileceğini ama vakıf kurmak gerektiğini’ içeren sözlerini duyduğunda çocuklar gibi sevinçli ve heyecanlı idi.

Vakıf fikri ortaya çıkınca, Osman Argıt kardeşimiz de ‘Argıt ailesinin Ankara’da üç dairesi olduğunu, bunları vakfa vere-bileceklerini’ söylemesiyle de iyice rahatlamıştı. Vakfı kurduk ve Başkanı oldu.

2007 yılında Vakfı kurup inşaatla ilgili çalışmalara başladık ama işler öyle güllük gülistanlık değildi. Hep çözüm arayan, koşturan, hepimizden fazla üzülen de o idi.

Bir ara bölgenin imar planı iptal edildi ve inşaat durdu. Yine Büyükşehir Belediyesi ile Bakırköy Belediyesi arasında ve para bulmak için Konya’ya kadar uzanan “git-gel”ler… Hep gidip gelen de yine Oktay ağabey.

Çoğu zaman sağlığını ihmal ediyor ama inşaata gidip gelmeyi ihmal etmiyordu.

Oktay ağabey çok kibar ve saygılı bir insandı. Vakıf için bir şey istemeye gittiğimizde rakam telaffuz ederken sıkılır; bir

Page 130: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

129

türlü söyleyemezdi. Genellikle eleştirirdik sen isteyemiyor-sun diye.

Eski teşkilatçı olmasından dolayı kritik kararların alınacağı toplantılardan önce bizleri tek tek hazırlar, ikna eder, konuyu yönetime ondan sonra getirirdi. Ve de hiç sıkıntı çıkmadan ka-rarlar oy birliği ile alınırdı.

Her Çarşamba günü mutlaka inşaata gider ve orada inşaatı kontrol ederdi.

Bu alışkanlığı inşaat bitip, bina kullanıma açıldıktan sonra da devam etti. O binayı çocuklarından biri gibi görürdü. “İnşaa-tın borçlarını bitirdikten sonra arsasını almak için hazırlanma-lıyız” derdi. Ancak arsayı almak için kaynak oluşturacak vakti maalesef olmadı. Sanıyorum bizlere bıraktığı en büyük so-rumluluk, o binanın yaşatılmasının yanında, arsasının da sa-tın alınmasını sağlamaktır.

1993 yılı Ağustos aylarında başlayan yol arkadaşlığımız son-lanana kadar (Bizler ona yol arkadaşı olmuştuk.) hiçbirimizi kırdığına, eleştirse bile haksız olduğuna şahit olmadım. Kırk yılı aşkın cemiyet hayatı içerisinde olan birisi olarak böyle fe-dakâr, saygılı ve kibar insanı çok az gördüm. Demek ki iyiler fazla yaşamıyor.

Erken gittin be ağabey…

Hakkını helal et…

Nurlar için de yat…

Kudret FİKİRLİ

MUSTAFA BİRİM (İstanbul Konyalılar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı)

Sevgili Başkanım,

Seni o kadar ani kaybettik ki bir türlü inanamıyorum! Yıllar önce çok sevdiğim bir arkadaşımı kaybetmiştim. Kendisi üni-versite yıllarından beri arkadaşımdı ve gerçekten çok sever-dim. Ama sevgisinin büyüklüğünü, bıraktığı boşluğu, ancak kaybettikten sonra anlayabilmiştim.

Page 131: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

130

Şimdi aynı duygular içerisindeyim. Seni hakikaten çok sevmi-şiz. Aynı zamanda, o çok güven veren yapınla hepimizi ne ka-dar rahatlattığını daha iyi anladık.

Sevgili Başkanım, sosyal sorumluluk anlayışın toplumda en-der insanlarda görülecek cinstendi. Her derneğin, vakfın, spor kulübünün, siyasetin v.b. hep içerisinde aktif olarak görev al-dın. Elin daima taşın altındaydı. Maddi, manevi, gücünün yettiği noktaya kadar koştururdun.

Lider kişiliğinle, pek çok zor işi ekip çalışmasıyla hallettirir-din. Yükün büyük kısmını üzerine alarak, ekibi çalışmaya ikna eder; devamlı kontrolü elden bırakmazdın.

Demokrat kişiliğinle, sabrınla, müzakereci anlayışınla, baş-kanlığın dönemlerini hep yad edeceğim. Vakfın inşaatı sıra-sındaki emeklerini sonsuz şükran duygularımla ölünceye ka-dar taşıyacağım. Çok canının sıkıldığı anlarda, karşılıklı dert-leşir; ertesi sabah hiçbir şey yokmuş gibi devam ederdik. İn-şallah Konyalılar da bunun farkında olurlar.

Mütedeyyin kişiliğinle, elinden geldiğince bütün ibadetlerini eksiksiz yapmaya çalışır, bunu asla belli etmezdin. Ayrıca yö-neticilik yaptığın kurumlarda bunu asla kullanmak istemez ve bunu bir kural olarak tavsiye ederdin. Vatanını, kültürünü, hele hele Konya ve Konyalıyı çok sevdin. Türkiye Cumhuri-yeti Devleti’ne tam bağlı ve saygılıydın. Devletine ve milletine söz söyletmezdin. Dindardın ama bağnaz değildin. Bugünkü insanlara model olacak davranıştaydın. Almış olduğun eği-timlerle, zamanımızı gayet güzel yorumluyor, olayları ve olayların arkasını görebiliyordun.

Çocukların ve eşinin her şeyiyle ilgili bir baba, aynı zamanda ailenin de lideri ve büyüğü olma vasıflarındaydın.

Sevgili Başkanım, Hakk’a yürüdüğün günden beri hep Fati-halarla anıyorum. Daima da anacağım. Biz senden razı olduk. Rabbimin huzurunda bunu dile getiriyor, Rabbimin de sen-den razı olmasını niyaz ediyorum.

Nur içerisinde yat. Seni asla unutmayacağım.

Şükran duygularımla...

Mustafa BİRİM

Page 132: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

131

OSMAN MURAT ARGIT

(İstanbul Konyalılar Vakfı Yönetim Kurlu Üyesi)

Ben kendimi bildim bileli yüzünden gülümsemesi eksik olma-yan, babamın Konya tabiri ile “öğürü” dişçi Mustafa Ağabey’i -kuzeni- vardı. Oktay Özaydın Ağabey ve ben 2. nesil kuzen-dik. Baba mesleğini seçmesi ile muayenehanesi ailenin, yakı-şıklı, muhabbetli ve “adam gibi adam”ı ziyaret ettiği, bir aile iletişim mekânı idi.

Oktay Ağabey, İstanbul Konyalılar Derneği kurulurken baba-mın kurucu üye olmasını istemiş ancak babamın hasta olma-sından dolayı Ağabeyim Ömer R. Argıt’ı önermesiyle bizi der-nekçiliğin içine sokmaya çalışmıştı. Ben ise yurt dışında eğiti-mimi sürdürmeye gitmiş ve 10 yıla yakın bir zaman memle-ketten uzak kalmıştım.

Çocukluğumda hasta olarak gittiğim dişçi koltuğundan çok kaçmışlığım vardı Oktay ağabeyden. Ama 2001 yılında der-neğe çağırdığında kaçamadım ondan. “Ömer ya sen gel ya da Osman” dedi. Ağabeyim de “Osman’ın memlekete tekrar alışması lazım, Dostluk ve arkadaşlıklarını tazelemesi lazım sen Osman’ı al Ağabey” diyerek beni elbirliği ile Konyalılar Derneğinin hizmetine başlattılar.

İlk yönetim kurulu toplantısında yıllar sonra lisedeki Fizik Hocam İsmail Binicioğlu ile karşılaşmıştım. Hocam ve Oktay Ağabey ile aynı masada bulunmak bile beni bir anda 50’li yaş-lara çıkartmıştı.

Oktay ağabey sayesinde yeniden Konyalı olmuş ve birçok yeni ağabey, dost, arkadaş sahibi olmuştum. Bayram Camcı Başkanın Babamı ziyaret ettiği günlerden Av. Süleyman Te-mel’e göz aşinalığım vardı. Yıllar içerisinde hem yoldaş, hem dost, hem de arkadaş olduk. Kitabın yazarı Hasan Eskil, “Ha-fızım” Av. Hikmet Deniz, Mustafa Birim, Adil Öngel, Sonay Gürgen, İsmail Öncel, Sefer Camcı, Bahri Özdinç, Halil Kasa-poğlu, Av. Mehmet Ergen ve birlikte çalıştığım adlarını ve

Page 133: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

132

meziyetlerini sayfalara sığdıramayacağım bu yönetim kurulu üyelerinin tamamını tanımamı Oktay Ağabeyime borçluyum.

Her toplantımıza siyah ece ajandası ile gündemini yazıp gelen ve her toplantı öncesi o hafta ona gelen güzel hikâyeler ile biz-leri ısındıran, hiçbir zaman somurtmayan, bazen celallense bile hatır kırmayan, yahu bir müsaade edin ile araya girip ne yapıp edip herkesi orta yolda buluşturan ve aslında kendi önerisini bu şekilde ikna ederek kabul ettiren lider kişilikli bir insandı. Hatta ailemiz içinde de birleştiren, kaynaştıran, sorun çözmeye çalışan, sevecen, koruyucu bir kişiliği vardı. Beyni başlı başına bir arşivdi sanki… İsimler, meslekler, olaylar…

Yine kendisine alenen sövdürmeyi başarabilen tek yönetim kurulu üyesiyim diyebilirim.

Bir toplantıda, ameliyat olacağı için, sonraki toplantıyı çar-şamba günü yapamayacağını söyledi. Hepimiz donup kaldık. “Başkan geçmiş olsun hayırdır?” dedik. “Yok yahu önemli de-ğil, Katarakt ameliyatı olacağım” dedi. (Aslında kendi başına gelen hiçbir şey onun için önemli değildi. Birkaç kez ağrılı ol-duğu durumlar dışında.)

Ben de Süleyman Temel’e döndüm, “Gardaşım dün Oktay ağabeyim sana dolgu yaptı değil mi? Aç şu ağzını da görelim doğru dişini mi yaptı? Baksana adam kataraktmış” dedim ki, Oktay ağabeyim ilk defa toplantıda bir yönetim kurulu üye-sine sövdü. Kahkahalara boğulduk.

Koyu Beşiktaş taraftarıydı. Bir seferinde Fenerbahçe Ma-nisa’ya yenilmiş, hiç üşenmeden çarşıdan mesir macunu alıp toplantıya getirmiş, Fenerbahçeli olan ben, Hasan Eskil, Mus-tafa Birim, Kudret Fikirli ve “Hafız” Hikmet Deniz ağabeyle-rime, Cimbomlu Adil Öngel ve Süleyman Temel’in kahkaha-ları eşliğinde kaşık kaşık ikram etti. Güzel Adamdı vesse-lam…

Belki bulunduğu politik hayata, bulunduğu dernek hayatına ve sonra Vakıf hayatımıza çok katkıları olmuştur ama benim şahsımda da öğrettikleri ve katkıları olmuştur. Tahminimce yönetim kurulu arkadaş ve ağabeylerim dahi şahıslarına kat-tıkları konusunda beni teyit edeceklerdir.

Page 134: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

133

Yardım onun diğer ismidir diyebilirim. Öylesine geniş ve onu seven bir kitlesi vardı ki her dostunun doğruca istenen her türlü işini halletmek için zaman harcardı. Bilhassa Konyalı talebeler için yapamayacağı yoktu. Her sabah aldığı torun re-simlerini -benim çocuklara olan düşkünlüğüm nedeniyle- be-nimle paylaşması ve paylaşırken de gözümün önünden git-meyen yüz ifadesiyle, “Sen de torun gör Osman’ım” diyerek dua etmesini asla unutamayacağım.

Vakfın kuruluşu ise yine onun kendisine verilen bilgileri be-timlemesiyle oluştu.

Biz Nadide ve Mustafa Rüştü Argıt evlatları bir vakıf kurup Konyalı öğrencileri okutmak istiyorduk. Hatta bu nedenle Ankara’da bir bina inşa ettirdik. Yarısı bize ait olan bu binanın adını ‘Mustafa Rüştü Argıt Vakıf Apartmanı’ diye koyduk. Kira gelirlerinden Konyalılar Derneği vasıtası ile her yıl 10-15 öğrenci okutmakta; bize haberi gelen memleketin diğer ille-rinden başarılı 5 öğrenciye de kendimizden burs vermektey-dik.

Bunları anlatmıştık Oktay ağabeyime hatta bunu kurumsal-laştırmak istiyoruz demiştik. Aynı zamanda Oktay ağabeyin arşivinde bu minvalden biraz daha geniş bir alanı KÜLTÜ-REL faaliyetleri de kapsayan fikirleri olan Mustafa Birim ve kardeşleri de varmış.

Bizleri; Süleyman Temel, Kudret Fikirli, Hasan Eskil ve Ok-tay ağabeyim bu fikirle bir araya getirdiler.

Niyet Allah rızası olunca da işler birer birer yoluna girmeye başladı. Yollar çamurlu ve dikenliydi, Oktay Ağabeyimin li-derliğinde küçük sıyrıklarla Vakfımızı kurduk, binamızı or-taya çıkarttık. Salaha erdik demiştik ki; salaha erdiğimizin haberini alır almaz aniden bizlerden ayrıldı ve bizi yetim bı-raktı.

Yukarıdaki idare ve toplantı salonumuza ismini vermek iste-diğimizde, tüm emeklerine karşın mahcubiyetle bu önerimize karşı koyuşu bize karakter örneği idi.

Beni bu işlere bulaştıran Oktay Ağabeyimden sonra onun emeklerini boş çıkartmamak için tek arzum; onun olduğu

Page 135: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

134

günlerdeki gibi İstanbullu Konyalıları fikri, zihni, şekli ne olursa olsun, samimi olarak bir arada tutmak olacaktır.

Konya’mızdan zaten gurbete çıkan sayısı artık o kadar azaldı ki, İstanbul gibi bir dünya şehrinde kültürümüzün yüksekliği ve her dönemki çağdaşlığını bizim insanımız üzerinde, bakan herkesin göreceği şekilde (diğer illerin Dernekleri/Vakıfları gibi kalabalık ama boş değil) dolu, sıkı ve kaliteli tutarak gös-termek olacaktır.

Oktay Ağabeyim aramızdan ayrılalı bir yıl olmuş ama yarın arasam görüşecekmişim gibi… Vakıf kapısından her giri-şimde yukarıda onu görecekmişim gibi… Her andığımda hoş bir seda ve bakış bırakan ağabeyim, bizler de toprak olana ka-dar seni böyle anacağız, umarım bizlerde senin gibi tertemiz ve muhabbetle anılanlardan oluruz. Seni olabilecek en sağlam yere emanet ettik. Rahmet ve Minnetle anıyorum seni.

Osman Murat ARGIT

(Not: Osman, Oktay’ı çok seven bir arkadaşımızdı. Yazısını gecik-tirince telefon etmek zorunda kaldım. Telefonumdan on gün sonra yukarıdaki yazıyı gönderdi. Yazı, aşağıdaki iletinin ekindeydi. İnsa-nın çaresiz kaldığı anları çok güzel betimleyen bu ilginç iletiyi de okuyucularımla paylaşmadan edemedim.)

***

Bir yazı yazılamaz mı? YAZILAMAZ…

Çok sevmişsen nasıl hitap edeceğini bilemezsin.

Hangi hitap onu karşılar bilemezsin.

Hangisi daha yüceltir bilemezsin.

Hangi günün ya da anının güzelliğinin onu anlatabileceğini bilemezsin.

Hasan ağabey, geçen hazirandan beri onun hakkında yazmak için bilgisayarın karşısında kaç kez çaresiz kaldım bilemezsin.

Umarım şimdi olmuştur.

Yanaklarından öptüm.

Osman Angıt

Page 136: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

135

SÜLEYMAN TEMEL

(İstanbul Konyalılar Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)

OKTAY ÖZAYDIN ANISINA...

Sevgili ağabey, bizi ansızın ve beklenmedik şekilde bırakıp gi-dişine hâlâ inanmakta güçlük çekiyorum/çekiyoruz. Senin bizleri kuşatan, kucaklayan, bir ve diri tutan, her olduğun or-tama hareket enerji ve heyecan getiren samimi ve sıcak tavır-ların, hiç kimseyi ötekileştirmeden herkesi insanca, dostça, eşit ve değerli gören ve kabullenen, insani tüm vasıfları bün-yesinde toplayan, dürüst, açık sözlü, pratik ve çözüme odaklı tavır ve analizlerini, en önemlisi de hemen her gün yaptığımız telefon görüşmelerimizi, sesini duyduğumdaki mutluluğumu öyle özledim ki...

Kadıköy, Altıyol’dan inerken sizin işyerinize bakıp duydu-ğum heyecanı, “Keşke vaktim olsa da şöyle bir uğrasam” iste-ğimin yerine şimdi yüreğime bir yumrunun yerleştiğini ve o tarafa bakamadığımı nasıl söylesem bilmem ki?..

E-5’ten giderken Karacaahmet’in yanında nasıl içimin yandı-ğını, sana Fatiha okurken nasıl tarif edilemez duygular yaşa-dığımı, nasıl hâlâ inanmakta zorlandığımı nasıl anlatsam ki?..

Her bulunduğunuz ortamda, herkesin saygısını, sevgisini ve takdirini kazanmış birisi olarak, o ortama kattığınız heyecanı, dostluğu, sıcaklığı, sinerjiyi nasıl unuturum ki?..

Konyalıyı birleştiren, İstanbul’daki Konyalıya en büyük eseri kazandırmaktaki dinmek bilmeyen çabanızı, birleştirici, bü-tünleştirici gücünüzü, en küçük köy derneğinin en ücra köşe-sinde dahi olsa en küçük faaliyetine koşarak gitme iradenizi ve enerjinizi kim görmezden gelebilir ki?..

Çocuklarınızdan bahsederken gözünüzün parlamasını, toru-nunuzu anlatırken coşkulu heyecan ve mutluluğunuzu, Be-şiktaş'ı Kadıköy'e getiren emeğinizi, her Beşiktaş maçının, her Konya maçının sizin içinizde yarattığı kasırgayı ve heyecanı kim yaşayabilir ki?..

Page 137: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

136

Hayatımda en çok değer verdiğim ve saygı duyduğum insan-lardan biri olarak, örnek aldığım dürüstlüğünüzü, açık sözlü-lüğünüzü, samimiliğinizi, sıcaklığınızı, coşkunuzu, aydınlığı-nızı, şeffaflığınızı, heyecanınızı, tüm kutsallara bağlılığınızı, kısaca harika kişiliğinizi kimde bulabilirim ki?..

Kısacası ağabey seni öyle özledim ki... Çoğu zaman aklıma, gönlüme, gözüme takılıyor gitmiyorsun, inanamıyorum sanki hâlâ şaka gibi... Her geçen gün hasretin büyüyor, her geçen gün içimiz soğuyacağına daha da yanıyor, her geçen gün yok-luğunuz daha da çok hissediliyor, her geçen gün özlem artı-yor, büyüyor… Siz hayattayken hiç ölmeyecek gibi güçlü ve coşkulu yaşarken, birdenbire erkenden gelen ölümü size bir türlü konduramıyorum ağabey.

Sözün özü meğer sizi ne çok seviyormuşum ağabey.

Size kendi adıma söz veriyorum, yarattığınız eseri en iyi ve size en layık şekilde devam ettireceğim/ettireceğiz… Sakın endişe etme, sakın gözün arkada kalmasın...

Ruhun Şad, Mekânın Cennet olsun...

08.05.2014

ÖKSÜZ KALDIK

Altı aya vardı neredeyse sensizliğimiz… Altı aydır yetimiz, altı aydır öksüzüz, altı aydır mağduruz, altı aydır sessiziz. Öz-lem azalacağına artar durur sürekli. Sizsizlik asla yok olmu-yor, sessizlik hakim içimizde. Hala sanki bir gün çıkıp gele-cekmişsiniz gibi, gülerek, coşkuyla, heyecanla, sevgiyle, dost-lukla, mutlulukla, gururla, onurlu duruşunuzla, kucaklayışı-nızla, insan sevginizin doruğuyla sanki hala geleceksiniz gibi... Bu kabullenememek mi, yoksa dinmeyen özlem mi? Siz olmadan toplantılarımız sessiz, sizsiz toplanıyoruz verimsiz, sizsiz toplansak da keyifsiz.

Bir veda bile edemedik, öyle güçlü, öyle hırslı, öyle coşkulu yaşardınız ki… Ölüm kelimesini bırakınız size yakıştırmak, semtinizde bile göremezdik ama siz her zamanki gibi bizi yine şaşırttınız. Her zaman şaşırtır, sevindirirdiniz ama bu sefer üzdünüz… Erkenden, habersizce, aniden, zamansız, haksız,

Page 138: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

137

sırasız gittiniz. Oysa daha Vodafone Arena’da maça gidecek-tiniz. Oysa daha Vakıf binamızın borcunun bitişini kutlaya-caktık. Oysa birlikte Konya’ya gidecektik. Oysa birlikte Kon-yaspor maçına gidecektik, birlikte yemek yiyecektik, sohbet edecektik, dostluğun zirvesini kutlayacaktık. Daha neler ya-pacaktık neler… Siz herkesin her derdine yetişecektiniz, her-kesi kucaklayacaktınız, herkese köprü olacaktınız, yeri geldi-ğinde herkesi yatıştıracak, sonra da birleştirecektiniz. Biz de her zamanki gibi sizinle gururlanacaktık.

Yirmi yıla varan dostluk, kardeşlik keşke bir yirmi yıl daha sürseydi... Doymadık, doyamadık… Anılarla, anılarda kaldık birdenbire, ansızın, aniden. Artık siz yoksunuz, biz yoksunuz bu âlemde.

Ama gönüllerimizde, kalbimizde her daim varsınız… Çoksu-nuz… Bağrımız yanıyor ve her geçen gün acımız artıyor ama eminiz ki tertemiz gönlünüzle, vicdanlı, imanlı göğsünüzle Allah’ın sevgili kulusunuz… En mutena yerdesiniz… Bu da bizim tesellimiz.

Gözünüz arkada kalmasın… Öksüz kaldık ama sizi mutlu et-mek için açtığınız yoldan, izinizden yürüyerek, yaptıklarınızı koruyarak ve yaşatarak adınızı da yaşatacağız.

Mekânınız cennet olsun.

08.09.2014

Süleyman TEMEL

ADİL ÖNGEL (Konyalılar Derneği eski Yönetim Kurulu Üyesi)

Oktay Ağabey,

Biliyor musun? Son olarak kiraya verdiğimiz otoparkımız ça-lışıyor.

Borçlarımız eridi, bitti sayılır.

Binamız başı dik, gururla bakıyor Yeşilköy’e.

İnen kalkan uçakları selamlıyor.

Sana ve binaya emeği geçen senin ekibine teşekkür ediyor.

Page 139: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

138

Sen olmasan olur muydu? bilmiyorum ama sen bizim işimizi hep kolaylaştırdın.

Ne güzel bir ekip olmuştuk.

Temelinde çatısında, el ele gönül gönüle…

Herkes bir taş, bir tuğla, bir kürek harç koyarak bu günlere getirdik.

Zaman zaman kırgınlıklar, zaman zaman kızgınlıklar yaşa-dık. Benim isyanlarım oldu, başkalarının da olmuştur belki.

Kimi küstü, kimi sitem etti.

Herkesle ayrı ayrı kulis yaptın, hepsini sakinleştirdin, sivrilik-leri düzelttin.

Kimseye belli etmeden ortamı yumuşattın.

Uzlaşmacı tutumunla, siyasetçi kimliğinle, ağabeylik otori-tenle bizi hep bir arada tuttun.

Evinle, ailenle belki bu kadar ilgilenmedin.

Evet, vakıf bitti Ağabey.

Her şey çok güzel oldu.

Ama vakıf öksüz kaldı.

Uzun bir süre ayaklarım gitmedi.

Binaya her gidişimde gözlerim seni arıyor.

“Değerli arkadaşlarım” ile başlayan sözcüklerine…

Her toplantıda gerekli gereksiz spor sohbetlerine…

Fenerlilere takılmalarına…

Hasan Ağabey’i tavlada yendiğin zamanki neşene…

Biliyor musun? hasret kaldık.

Artık Kadıköy’de akşam güneşini Ayasofya’nın üzerinden ba-tıramayacağız.

Kadıköy çatı toplantılarımızı, yemeklerimizi güzel birer anı olarak hep hatırlayacağım.

Seni çok özleyeceğim, sen hep bizim başkanımız olarak kala-caksın.

16.06.2014

Adil ÖNGEL

Page 140: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

139

HİKMET DENİZ (Konyalılar Derneği Başkan Yardımcısı)

Sevgili Oktay’ım,

Onu birkaç satır ile anlatmamız mümkün değil fakat onun için kısaca şöyle diyebiliriz… Arkadaşlığı ve fedakârlığı sonsuz, vefalı, hoşgörü sahibi, neşeli, cana yakın, üzgün havayı çabu-cak dağıtmayı başarırdı Oktay Başkanım. İnsanların kötü yön-lerini görmeye çalışmaz, olduğu gibi kabul ederdi… Sabırlı ve sözüne sadıktı. Zeki ve çok çalışkan bir adamdı. Yönetim ku-rulu toplantılarımıza güzellik katardı. Herkesten evvel gelir en son o ayrılırdı. Hepimizi ikna eder, birlikte güzel kararlara imza atardık. Tam bir Konya, Konyaspor sevdalısıydı. Spora, bilhassa futbola düşkündü. Konya Beşiktaşlı, Kadıköy Beşik-taşlılar Derneği kurucusuydu ve başkanlığını uzun seneler yapmıştı. 1965 yılında fakültede öğrenci iken kardeşi Kutay ve Konyalı arkadaşları ile İzmit’e Kocaelispor-Konyaspor ma-çına gelerek futbolculara, takımımıza moral vermişlerdi. Maçı da 2-1 kazanmıştık.

40 sene sonra Çanakkale’ye Çanakkalespor-Konyaspor ma-çına Oktay, Adil ve oğlu Cihan ve Mustafa Dinç ile birlikte gittik. Maçımızı da 2-1 gibi uğurlu bir skorla kazanmıştık. İs-tanbul’daki tüm Konyaspor maçlarına yönetim kurulu olarak giderdik. Hatta kaldıkları otellerde ziyaret ederdik.

İyi bir eş ve babaydı. Çocuklarına en güzel düğünleri yap-mıştı. İyi bir dede de olmuştu. Ömrü kısa oldu, torununu do-yasıya sevemedi. Hayatımda iz bırakan nadir insanlardan biri olarak kalacaktır. Gülen çehresini hala unutamadım. Cenabı Allah’ım gani gani rahmet eylesin.

Hikmet DENİZ

BAHRİ ÖZDİNÇ

(Konyalılar Derneği eski Yönetim Kurulu Üyesi ve Karapınarlılar Derneği Başkanı)

İstanbul’daki Karapınarlılar olarak 1998 yılında İstanbul Ka-rapınarlılar Derneği’ni kurduk. İlk yönetim kurulumuz, açılı-şımızı zorlu bir kuruluş sürecinin ardından bir kuruluş gecesi

Page 141: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

140

ile taçlandırmak istedi. Böylelikle hem yakın çevremizi hem de Karapınarlıları bir araya getirerek üye sayımızı da artır-mayı düşünüyorduk. Bunun için çalışmalara başladık. Niha-yetinde Yeşilköy Beşiktaş Jimnastik Kulübü Spor Tesisleri’ni böyle bir gece için uygun gördük. Kuruluş gecemize Karapı-nar Kaymakamı, Belediye Başkanı ve kurum temsilcileri, si-yasi parti temsilcileri davet edildi.

Bu süre zarfında Konyalılar Derneği çalışmalarını da duy-muştum. Ama herhangi birileriyle tanışma fırsatım olma-mıştı. O sırada, bir arkadaş vesilesi ile Konyalılar Derneği’nin Marmara tesislerinde düzenlediği bir toplantıya katıldım ve yöneticileriyle ayaküstü konuşma fırsatım oldu. Konyalılar Derneği başkanımızı da kuruluş gecemize davet ettim.

Toplantımıza sevgili Oktay Bey eşi ile birlikte katılarak bizleri onurlandırmıştı. Aslında Konyalılar Derneği’ni fiilen tanı-mam Oktay Bey’i tanımakla olmuştu. Beyefendi duruşu bizi çok etkilemişti.

Sonrası; aradan çok geçmeden, yine Oktay Bey arayarak Kon-yalılar Derneği’nin yönetiminde görev almak isteyip isteme-diğimi sordu. ‘İstanbul’daki Konyalıları temsil eden bir der-nekte görev almak benim için onurdur, olur’ dedim. Ve böy-lelikle Konyalılar Derneği ve İstanbul Konyalılar Vakıf’ındaki çalışmalarımız bugünlere kadar sürdü.

Yıllar içinde derneğimiz ve vakfımız çok değerli çalışmalar yaptı. Düzenli yapılan seminer ve konuşmalar, kültür gezileri, öğrencilerimize sunduğumuz destekler ve en önemlisi dernek ve vakıf merkez binamızın inşaası… Tüm bu çalışmalarda, be-nim de çorbada tuzum olduysa, ne mutlu bana. Ayrıca başta Bayram Bey ve Oktay Bey olmak kaydı ile birçok Konya sev-dalılarıyla tanış olmak benim için en büyük gurur diyorum.

Saygılarımla…

KONYA’NIN, KONYALININ AĞABEYİYDİ

Konya’nın ağabeyi Oktay Özaydın aramızdan ayrıldı. Onu ölümsüzlüğe uğurladık. Eksikliğini, ağabeyliğini yakıcı bir şe-kilde hissediyoruz.

Page 142: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

141

Yazıların en zor olanı, gidenlerin arkasından yazmaktır. Hele sevdiğiniz biri ise yazmak daha da zorlaşıyor.

Aslında, Oktay Özaydın’ı yitirmedik, Konya Oktay Özaydın’ı kaybetti.

Oktay Özaydın’ı 1998 senesinde İstkarder’in (İstanbul Karapı-narlılar Derneği) kuruluşundan beri tanırım.

Oktay Özaydın, bu ülkenin yetiştirdiği ender insanlardan bi-riydi. Onun, doğruluk ve iyilik yolunda yürüme kararlılığını tarif edecek sözcükleri bulmak çok zor.

Bütün engel ve zorlukların yarış halinde olması pek az insanı daha çok motive eder. Oktay Özaydın’ın hayata olumlu ba-kışı, tavizsiz doğruluk ve ahlak anlayışı, bütün sıkıntılara âdeta “Hoş geldin” diyen, yüzünden eksilmeyen tebessümü hiç bir zaman unutulmayacak.

Biliyorum, her ölüm aslında erken ölümdür. Ancak şunu da biliyorum ki Konya’nın Oktay Özaydın’a bugünlerde daha çok ihtiyacı vardı.

Allah rahmet etsin. Mekânı cennet olsun. Seyyiatları hasenata dönüşsün. Allah evlatlarına, aile fertlerine, dostlarına, seven-lerine ve bütün Konyalı hemşerilerime sabırlar versin.

Bahri ÖZDİNÇ

HALİL KASAPOĞLU

(Konyalılar Derneği Eski Yönetim Kurulu Üyesi)

Oktay Özaydın Ağabey,

Yaşı benden büyük olduğu için ağabey değil sadece. İnsanla-rın kardeşlerini seçme şansı yok belki ama ağabeylerini seçe-bilirler. İşte, o benim biyolojik ağabeylerimden hiçbir farkı ol-mayan canım ağabeyim.

Gerçekten geç buldum erken kaybettim. İlk kez derneğimize kayıt olduğum 2002 yılında tanıdım. Ondan sonra hiç kopma-dım. Zaten kopmamıza fırsat vermeyen samimi, vefalı, seve-cen, mütevazı bir ağabey, arkadaş, başkan, lider… Ne derse-niz, iyi olan, her türlü övgüye değer bir insan.

Page 143: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

142

Vakfımızın inşaatı dönemlerinde fırsat buldukça yanına gi-derdim. Bilhassa Çarşamba günleri mutlaka orada olurdu. Bu alışkanlığı her zaman devam etti.

Bir gün beni yanına çağırıp söylediği şu sözlerini hiç unuta-mam: “Bundan böyle burası sana emanet, buranın müdürü sensin, benden başka karışanın yok, sorumlu olduğun kişi yok, en küçük bir probleminde ben varım. Bu teklifimi dü-şünme ve reddetme şansın yok.”

Bu sözlerinden sonra “hayırlı olsun” diye yanaklarımdan öp-mesi hayatım boyunca aklımda kalacak. Kısmen de olsa bay-rağı devir almıştım. Ona ve diğer arkadaşlara mahcup olma-mam gerekirdi. O gün bugün karakterimin gereğini yerine ge-tirmeye çalışıyorum. Çarşamba günlerini dört gözle bekliyor-dum. Hasan Ağabey’i de alıp gelecek, tavla oynayacaklar, be-raber olup Hasan Ağabey’i kızdıracağız. Yemek yiyeceğiz, fıkralar anlatacağız. Neler neler… Çok özlüyorum. Şimdi ise burada sanki terk edilmiş gibi bir sessizliğe büründük. Onun yerini doldurmak mümkün olmayacak.

Oktay ağabey; bizlere yaşatabileceğin yegâne üzüntüyü ya-şattın. Erkenden sessiz sedasız cennete uçup gittin. Allah'ın emriydi şüphesiz ancak bizler hazır değildik bu vedaya. Ca-nım ağabeyim nur içinde yat, mekanın cennet olsun, seni hiç bir zaman unutmayacağız.

Halil KASAPOĞLU

UĞUR KOÇAK

(Konyalılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi)

OKTAY BEY’LE BERABERKEN

Kendisi ile tanışmam 2010-2011 yıllarında oldu. O yıllarda Konyalılar Derneği ve Konyalılar Vakfı hakkında çok bilgim olduğu söylenemezdi. Sevgili Adil Öngel vasıtası ile derneği-mize üye oldum ve o yıl dernek yönetim kuruluna seçildim. Oktay Bey’i ilk defa orada tanıdım. Dernek binası Kadıköy’de bir binanın ikinci katı ve küçücük bir odadan ibaretti. Konya-

Page 144: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

143

lılar Derneği genel kurulu ve yönetim seçimi yapılıyor, topla-sak 15-20 kişiyiz. O gün, Sevgili başkanımız Hasan Bey ve Va-kıf başkanımız Rahmetli Oktay Bey ile sohbet etme ve birbiri-mizi yakinen tanıma imkânını yakalıyorum.

Konya’da doğmuş olmama rağmen hiç Konya’da yaşamadım. Konyalı tanıdığım da bu bakımdan sınırlı. Eşim, Hasan Bey ve Oktay Bey gibi Konya Maarif Koleji mezunu olduğu için zan-nederim o gün aramızda daha bir yakınlık doğdu.

Sevgili başkanımız Hasan Bey ve Rahmetli Oktay Bey, “Uğurcuğum (nezaketinden herkese hep böyle hitap ederdi) derneğimiz ve vakfımız seneye Yeşilköy’de kendi binasına ta-şınacak... Sen de Florya’da oturuyorsun, sana çok ihtiyacımız olacak, seni yönetime almak istiyoruz” dediler. Ben de mem-nun olacağımı ve elimden geleni yapacağımı söylemiştim.

O günler çok sıkıntılı günlerdi. Hem yapılacak iş çoktu, hem de maddi sıkıntı vardı. İnşaat son safhasına gelmiş para bit-mişti. Her hafta Çarşamba günleri toplantılar yapıyorduk. Rahmetli bize, “5.000 TL verecek 100 yiğit Konyalı lazım” derdi. Gayretleri ile çok daha fazlasını bulduğuna şahit olduk. Dernek ve Vakıf çalışmalarında emeği hiçbir zaman unutul-mayacaktır.

Bir diğer anım ise şöyle: Ben ondan önce dede olmuştum. Beni tebrik ederken kendisinin de dede olmayı çok arzuladığını dile getirmişti. Aylar sonra dede olduğunda, çok mutlu oldu-ğunu, hatta birkaç ay sonra ikinci dedelik müjdesini aldı-ğında; “sen benden önce dede oldun ama ben senden önce ikinci kez dede oluyorum” diye bana takılmıştı.

Çok kısa zamanda birbirimizi çok iyi anlamıştık. Aramızda ağabey kardeş ilişkisi doğmuştu. Kendisini dernek ve vakıf için yaptıklarından dolayı minnetle anıyorum. Allah ondan razı olsun. Bu camia Oktay Başkanı hep minnet ve şükranla anacaktır.

OKTAY BEY’LE BİR GÜNÜM

Günlerden 24 Kasım 2013 Pazar sabahı. Haftalardır planladı-ğımız, bir kısım Konyalılar derneği üyeleri ve yöneticilerinin eşleri ile katıldığı İSTANBUL’DAKİ MİMAR SİNAN CAMİ-

Page 145: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

144

LERİ turumuza başlıyoruz. Her türlü hazırlık ve organizas-yon Oktay Bey tarafından hazırlanmış, saat gibi tıkır tıkır işli-yor. Oktay beyi rahmetle anarken, bu turda beraber yaşadığı-mız birkaç olayı ve gezdiğimiz beş camiyi yazarak kendisini bir kez daha rahmetle anmış olalım.

Otobüsümüz, rehberimiz hazır. Bir kısım katılımcı Kadı-köy’den, diğer kısmımız Yeşilköy dernek binası önünden ka-tılarak turumuza başlıyoruz.

Kılıç Ali Paşa Camii ve külliyelerinin maketi…

İlk ziyaretimiz Tophane semtindeki Kaptan’ı Derya KILIÇ ALİ PAŞA CAMİİ. Rehberimizin anlattıklarını dikkatle dinle-yerek ecdadımıza ve onun yetiştirdiği Mimar Sinan’a hayran-lığımız bir kat daha arttı. Ecdadımız sadece cami değil ya-nında medresesini, hamamını, şadırvanını ve diğer eserleri bir bütün olarak yapmış.

Camiye ait ve Yine Mimar Sinan’ın yaptığı tarihi hamamın bir gayrimüslim aile tarafından işletildiğini öğrendiğimizde Ok-tay Bey yanıma gelerek, vakıf olayının ne kadar önemli oldu-ğunu, yeni nesil olarak ecdadımızın mirasına sahip çıkamadı-ğımızı anlatarak, Konya vakfımızın önemini ve Konya vakfı-mıza hepimizin sahip çıkmasının gerekliliğini bir kere daha anladığını söylemişti.

Page 146: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

145

İkinci ziyaret durağımız Mimar Sinan’ın eserlerinden, Emi-nönü’ndeki çinileri ile dünyaca ünlü RÜSTEM PAŞA CAMİİ.

Rüstem Paşa Camiinin, Beş vakit namazı sembolize eden çiniden yapılmış beş vazolu mihrabı...

Üçüncü durağımız muhteşem SÜLEYMANİYE CAMİİ ve Mimar Sinan türbesi.

Süleymaniye Camii…

Page 147: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

146

Mimar Sinan’ın türbesi…

Şehzadepaşa camii…

Page 148: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

147

Mihrimahsultan camii…

Rahmetli Oktay başkanımız ve tura katılanlar Süleymaniye Camii önünde…

Bütün bu yazdıklarım başkalarını çok ilgilendirmeyebilir, an-cak bu günü yaşamış olmanın hazzını şimdi daha iyi anlıyo-rum. Çünkü bu günü organize eden rahmetli Oktay Bey’e o

Page 149: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

148

günde çok teşekkür etmiştim, bugünde çok teşekkür ediyo-rum. 60 yıldır İstanbul’da yaşamama rağmen ne Kılıç Ali paşa camisini, ne Rüstem paşa camisini, ne Mihrimah Sultan cami-sini görmüştüm. Nerede olduklarını bile bilmiyordum. Bun-ların hepsini Oktay Bey’in sayesinde görmüş oldum. Ogün, her cami ziyaretimde geçmişimize Fatiha okuma fırsatı yaka-lamıştım. Şimdi Rahmetli Oktay Ağabey’ime rahmetler oku-yorum.

Turumuzu bitirdik. Servis herkesi aldığı noktaya bırakacak. Sahilden Yeşilköy’e gidiyoruz. Trafik berbat. Oktay beyler bizden sonra Kadıköy’e gidecekler. Tam Kazlıçeşme’den ge-çerken, “Ben burada ineceğim ve ilk defa Marmaray’a binece-ğim” diyerek Marmaray-Kazlıçeşme istasyonunda arkadaş-ları ile indiler. Ertesi gün beni görür görmez, “Uğurcuğum iyi ki Marmaray ile gitmişiz, en az 3 saat kazandık. Siz evinize gitmeden biz evimizde idik” diyerek gülüşmüştük.

Kendisini rahmetle anıyor, geride kalanlara sabırlar diliyo-rum.

Uğur KOÇAK

ABDULLAH BALON

(Konyalılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi)

DEĞERLİ BAŞKANIMIZ, OKTAY AĞABEYİMİZ...

Biz 1995 Yılından beri tanışıyoruz. Asıl dostluğumuz ve arka-daşlığımız 1999 yılında Hadim ve Köyleri Kültür Dayanışma Derneği’ni kurmamla başladı. 10 yıl bu derneğin başkanlığını yaptım. Bu arada Konyalılar derneğinde de yönetim kurulu üyesi olarak devam ettim ve hâlâ devam ediyorum. Bunun en büyük sebebi Oktay ağabeye olan sevgimdir.

2003 yılında Yeşilyurt’ta Konyalılar Derneği'nin Belediyeden kiraladığı arsa nedeniyle ilişkilerimiz bir kat daha arttı. Arsa içindeki kiracıyı çıkarabilmek için verdiği uğraşı en iyi bilen-lerden birisiyim. Evimin ve işyerimin yakınlığı nedeniyle her gün sevinç ve mutlulukla arsaya uğruyordum. Beni dışarıdan

Page 150: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

149

tanıyan arkadaşlar, Yeşilköy'e inşaat yaptırdığımı zannedi-yorlardı.

Şimdiye kadar Oktay ağabeye hiç bir iş için hayır demedim. Çünkü diyemiyordum. Üslubu ve yakınlığı nedeniyle her za-man onunla çalışmak için elimden geleni yapıyordum. Bir ak-şam saat 23.00 sıralarında beni aradı. İnşaat alanına makine gelecekti. Gece 1.30 sıralarında makine geldi ve inşaata indir-dik.

Onunla ilgili o kadar çok anımız var ki… Mobilyalar için he-yet olarak Konya'ya gittik. İşlerimizi bitirdikten sonra “sizleri Hadim'e götürüyorum” dedim. Oktay Ağabey’i ve Adil Ön-gel'i yanıma aldım. “Bir saate varırız” dedim. Ne yazık ki bi-zim Hadim yolunda çalışma varmış, köylerden dolaşmak zo-runda kaldık. Gitmiş olduğumuz köy yolunu ben de fazla bil-miyordum. Köylülere yolu soruyoruz, “Şu dağın arkası he-men Hadim” diyorlar. Bir tepeyi iniyoruz, karşımıza ikinci tepe çıkıyor. İki saatte Aladağ Mevkiinden Yağcı Köyü’ne in-dik. Yoldayken köy muhtarını arayıp Oktay ağabey ve Adil Bey için üç kasa üzüm hazırlamalarını istemiştim. Vardığımız zaman köydeki sevinci ve üzümleri görünce mutluluktan me-şakkatli yolculuğu unuttular. Caminin önünde sohbet sıra-sında, “Şu üzümleri imamın suyunda sulayalım” diye konu-şup gülüşürken, ağaçların arasından imam çıktı geldi. Sevgi dolu sohbetten sonra yolumuza devam ettik.

Hadim'e 40 Km daha yolumuz var. Sonra Abdullah Balon'un İlçesine ve kiraz bahçesine vardık. Eniştem ve Ablamla sohbet ederek Hadim'in içinde bir tur attık. Hadimi Hazretlerinin türbesini ziyaret ettik.

Asıl konu benim Oktay ağabey ve Adil Bey'i Konya'ya gön-dermem oldu. Ben götürsem Hadim’de kalamayacağım. “Bana kızmayın” dedim ve onları yeğenimle Konya'ya gön-derdim. Akşam uçağına yetişecekler. Geldiğimiz yollardan göndersem uçağı kaçıracaklar. Hadim Belediye Başkanını ara-dım ve yolun açılmasını rica ettim. O da yolu açtırdı. Öylelikle ikisini Konya'ya gönderdim. İkisine de en güzelinden birer kasa üzüm hediye ettim. Zor da olsa uçakla İstanbul'a evlerine

Page 151: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

150

götürmeleri kısmet oldu. Ne zaman bir konu olsa güler yü-züyle, “Hadim'e bir saatte varırız, dedi üç saatte zor vardık” diye sevgiyle takılırdı. Ne mutlu ki Oktay ağabeyimizi Ha-dim'e götürmek kısmet oldu.

Sık sık telefonda görüşürdük. Saygı ve sevgisini çok farklı bir üslupla gösterirdi. Onu her zaman saygı ve sevgiyle anaca-ğım. 2013-2014’te sevdiğim ve saydığım iki değerli insanı, Ok-tay Ağabey’i ve eniştemi kaybetmenin derin üzüntüsü ve yal-nızlığını yaşadım.

En son, İstanbul da Mimar Sinan'ın eseri olan camileri gezdik. O kadar canlı ve hayat dolu idi ki...

Sevgili ağabeyimiz, seni kelimelere sığdırmak mümkün değil. İyi ki seni tanıdık ve beraber gezme fırsatımız oldu.

Abdullah BALON

(Not: 10 yıl Hadim ve Köyleri Kültür Dayanışma Derneği Başkan-lığı yaptım. Şu an hala Konyalılar Derneği’nde Yönetim Kurulu Üyesiyim.)

KAYHAN SELEK

(Bozkır Derneği Kurucu ve Onur Kurulu Başkanı)

Altın çağındaydın, yapılacak çok işin vardı…

Nur içinde yat kardeşim.

Oktay kardeşimle, Bayram Camcı ile birlikte Konyalılar Der-neği’nde bir araya gelmiştik.

Bütün İlçe deneklerini bir arada toplamak, birlik içinde çalış-malarımızı sağlamak amacı ile.

Zaten gerek Konyalılar Derneği ve gerekse Ereğli Derneği, Il-gın Derneği, Taşkent Derneği… gibi Konya’yı ilgilendiren bü-tün sosyal kuruluşlarda yer almıştık.

Bayram Camcı’nın aramızdan ayrılmasından sonra, Konyalı-lar Derneği gibi güç bir derneğin Başkanlığını Oktay yük-lendi. Onunla birlikte Konyalılar Derneği’ne ayrı bir misyon gelmişti. Dernek mensuplarının ve derneğin bakış açısı ve

Page 152: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

151

ufku genişledi. Bütün dernekler, Konyalılar Derneği’nin yö-netim kurulunda görev aldılar. Ben Bozkır Derneği’ni yönet-mekte idim. Dernek’te Konya derneklerinin hepsinin katkısı oldu. Dernekler rekabetten kurtulup, birlikte bir güç haline geldi.

Oktay, kendisine açılan ve iletilen hiçbir konuyu hafife al-mazdı. Konuyu kendisine anlattığınız zaman, o güzel gözle-rini dikkatlice açar, anladığını size ihsas eder, sonra hemen aktiviteye geçerdi. Bir olaya olumsuz gözle baktığını hatırla-mıyorum

Onun bu karakteri olmasa, onun eliyle yaptığı birçok şey ger-çekleşemezdi.

Sonra Konyalılar Vakfı, başlangıçta ufacık bir fikir iken, Oktay ve arkadaşlarının gayret ve basiretleri sayesinde, Türkiye üs-tünde saygın, ilkeli ve etkili bir vakıf meydana geldi. Başta nur içinde yatsın Oktay Özaydın olmak üzere, emeği geçen bütün kardeşlerime minnet ve şükranlarımı bu vesile ile sunuyo-rum.

Altın döneminde, aramızdan erken ayrılışı; hem ülkemiz, hem Konya’mız için büyük bir kayıp, hem de biz arkadaşları için de derin bir üzüntü yaratmıştır.

Daha çok işin vardı. Seni unutmayacağız. Nur içinde yat kar-deşim.

Av. Kayhan SELEK

MUSTAFA DİNÇ

(Konyalılar Derneği ve Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği eski Yönetim Kurulu Üyesi)

Rahmetli Oktay ağabeyimle tanışmam 1989-90’lı yıllarda, Konyaspor Yönetim Kurulu üyesi ve İstanbul temsilcisi oldu-ğum dönemde olmuştur. Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardım-laşma Derneği tarafından Kadıköy’de Konyalı Hemşerileri-mize verilen bir yemekte, Dernek Başkanı Nebi Zenginli beni rahmetli Oktay Ağabey’le tanıştırdı.

Page 153: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

152

O günden sonra arkadaşlığımız artarak devam etti. Gerek Konyalılar ve Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma der-neklerinin birleşmelerinde, gerekse kendisinin başkanlığın-daki yönetimler de görev aldım. 2001 yılında, şahsımla ilgili maddi ve manevi sebeplerden dolayı dernek yönetiminden ayrılmama rağmen, Oktay Ağabey beni yine de 1. yedek üye konumunda tutarak, dernekte yer almamı, adımım kararlarda geçmesini sağlamıştır.

Kendisiyle Konya’da, İstanbul’da, Çanakkale’de sayısız Kon-yaspor maçlarına gittik. Derneğimizin burs verdiği öğrenci-leri otobüslerle Konyaspor maçlarına götürürken, Kadıköy’e mutlaka uğrayıp kendisini görmeden gidemezdim. Her Kadı-köy’e gidişimde muayenehanesine uğrardım. Bir müddet gi-demezsem veya aramazsam o beni arar, “Mustafa’m sıkıntın mı var?” diye, sıkıntımın olup olmadığını sorardı. Muayene-hanesine gittiğimde sekreteri Nuriye Hanım’a, “Çayımızı koy, Mustafa’mla karşılıklı içelim” derdi. Başlardık sohbete. Sohbetlerimizde her konu mevcuttu. Konyaspor, dernek, va-kıf, derken zamanın nasıl geçtiğini anlayamazdık.

Dernek için, vakıf için yaptıklarını, yapacaklarını anlatırken gözlerindeki heyecanlı parıltıyı ömrüm boyunca unutamam... Ayrıca vakıf binasının yapımında gösterdiği özveriyi ve gay-reti hiçbir insan unutamaz.

Oktay ağabey bir insanlık timsali gibiydi. Asla insanları kır-mak istemez, kırmazdı. Her konuda çözüm bulmak, problem-leri aşma konusunda yardımcı olmak için elinden gelenin faz-lasını yapardı. Bana da çok iyiliği olmuştu, yol göstericimdi. Allah ondan kat kat razı olsun, bu sayede çok dua almıştır.

Öyle bir insandı ki gurur, kibir yoktu. Hiçbir şeyi kendi hane-sine yazmaz, “Ben yaptım” demez, “Biz yaptık, hep beraber yaptık” derdi. Rahmetlide gördüğüm en büyük özelliklerden biri de asla dedikodu yapmamasıydı.

Tanıştıktan bir süre sonra oğlumun sünnet düğününe çağır-mıştım, gelememişti. Ertesi gün sabah erkenden Erenköy’deki işyerime Hayırlı Olsun’a gelmesi bende derin iz bırakmıştı. İşte o zaman çok iyi bir ağabeyle sağlam bir arkadaşlık yapa-cağımı anladım. Fakat erken ama çok erken kaybettim.

Allah rahmet eylesin, kendisi ayrıca aile doktorumuzdu. Diş sağlığı problemlerimizi hep onunla çözerdik. Vefatından

Page 154: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

153

sonra eşim ve kızım bana soruyorlar; “Oktay Ağabey yok kime gideceğiz” diye. Cevap veremem, gözlerim dolar. Evet, Oktay ağabey yok ve biz kime gideceğiz?

Kendisi ile önemli anılarımdan birini anlatmadan geçemeye-ceğim; bundan yaklaşık üç-dört sene önce dişlerimdeki prob-lemden dolayı kendisine gittiğimde, bana, “Sana öyle tam bir damaklık yapacağım ki ve öyle bir diş olacak ki ömrün bo-yunca beni hatırlayacaksın” dedi. Bu düşüncesini beraber ça-lıştığı meslektaşlarına da aktarmış ve özel özen gösterilme-sini, bana söz verdiğini söylemiş. Bunları bana anlattığında gözlerim doldu, eline sarılıp kendisine teşekkür ettim.

Hepimiz insanız, zaman içinde bir gaflete kapılıp sevdikleri-mizi unutabiliriz ama bu benim için mümkün değil. Çünkü vücudumda onun bir eserini taşıyorum. Her saniyede onu ha-tırlıyorum. Ömrüm boyunca Oktay ağabey sevgisi kalbimden eksilmeyecek, onu ömrüm boyunca hatırlayacağım.

Hastaneye kaldırıldığını öğrendiğimizde ailem ve ben büyük bir şok geçirdik. Hele ki vefatını öğrendiğimizde büyük bir üzüntüyle yıkıldık. Ama takdir-i ilahi. Allah ne derse o olur. Rabbimin hikmetinden sual olunmaz. Allah sevdiği kullarını erken yanına alırmış. Hani teknik direktörler en iyi oyuncula-rını alkışlatmak için erken oyundan alırmış, yukarı da söyle-diğim gibi hikmetinden sual olunmaz ama Rabbim yeterince alkışlayamadığımız Oktay ağabey’imizi bizden erken aldı. Cenazesindeki o kalabalığı, insan selini görünce ne kadar çok sevildiğini daha iyi anladım.

Oktay Ağabey;

Geçen gün Kadıköy’e gittim, ama size uğrayamadım. Muaye-nehanenizin tabelası kalkmış. Bu da kaderin bir cilvesi ama siz bizim kalbimizde her zaman yaşayacaksınız. Meğer sizi ne kadar çok seviyormuşum… Ölümünüze alışamadım. Sizinle geçirdiğim o güzel günleri hiç unutmayacağım. Bu satırları yazarken bile çok ama çok zorlanıyorum. Hani dişlerimi ya-parken, “Ömrün boyunca hatırlayacaksın” demiştin ya sö-zünü tutup sizi ömrüm boyunca hiç ama hiç unutmayacağım. Nur içinde yat Oktay ağabey, kabrin nur ile dolsun, mekânın cennet olsun.

Mustafa DİNÇ

Page 155: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

154

NADİR ÖZŞAHİN

(Konyalılar Derneği eski Yönetim Kurulu Üyesi)

OKTAY BEY

1994 yılında Rahmetli Bayram Camcı’nın başkanlığını yaptığı İstanbul Konyalılar Derneği yönetimine girdiğimde Oktay Bey ile tanıştım. Aradan geçen 20 yıl neticesinde oluşan sa-mimi arkadaşlığımıza rağmen Oktay Bey demeye devam et-tim. Oktay Bey insanlara o kadar çok samimi, medeni, çağdaş ve özverili davranıyordu ki “Bey” kelimesini bütün benli-ğimle hissederek söylüyordum.

Oktay Bey çok pozitif bir insandı. Bu özelliği nedeniyle ortaya çıkan problemlerin halledilmesini de çok iyi sağlıyordu. Özel-likle toplantılarda katılımcıları idare etmesi ve ikna kabiliyeti fevkaladeydi. Bütün bu özellikleri ile birlikte büyük özveride bulunarak vakıf binasının tamamlanmasında en çok katkıyı sağlamış ve Konyalı hemşerilerimize bu eserin kazandırılma-sına vesile olmuştur.

Uzun yıllar özel sektörde çalışmam nedeniyle çok sayıda yö-netici tanıdım. Zaman zaman Oktay Bey özel sektörde olsaydı yukarıdaki özellikleri nedeniyle çok başarılı bir CEO olurdu diye düşünmüşümdür.

Konya’mızın aydınlık yüzü başkanım, aramızdan erken ayrıl-dın. Bu nedenle üzüntüm sonsuzdur.

Ruhun şad, mekânın cennet olsun.

23.06.2014

Nadir ÖZŞAHİN

NEBİ ZENGİNLİ (Eski Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Der-neği Başkanı)

OKTAY ÖZAYDIN (BAŞKANIMIZ)

İnsanların, doğru, dürüst, güvenilir, adil olması bazen yeterli olmuyor. Aynı zamanda bu vasıflarının yaşadığı toplumda

Page 156: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

155

onaylanmış olması, teyit edilmiş olması da gerekiyor. İşte Ok-tay Özaydın (Oktay Ağabey) yukarıda sayılan vasıfları onay-lanmış bir kişi, değerli bir hemşerimiz... Kelimenin tam anla-mıyla her zaman yardımımıza koşan bir hemşeri; bir ağabey, iyi bir başkan idi.

Konya’yı, Konyalıları çok sevdiği gibi, Ülkesini de çok sever, tüm insanlara değer verir, sözüne, samimiyetine güvenilir; ça-lışkan ve fedakârdı.

Oktay Ağabey’i 1988 yılında kurulan Konya İli ve İlçeleri Sos-yal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği nedeni ile tanıdım. Sonra Kadıköy’deki ofisimin hemen karşısındaki iş hanının onlara ait olduğunu öğrendim. Ziyaretine gittiğimde genel-likle babası Mustafa Bey ile karşılaşıyorduk. Rahmetli babası eski Konyalılar Yüksek Öğrenim Yaptırma Vakfı’nda görev almış. Oktay Ağabey’in de bu vakfın son zamanlarında dene-timinde görev almış olduğunu, bu ziyaretlerim sırasında öğ-rendim.

Hızlı Okuma Teknikleri kitabının yazarı Mustafa Ruşen, Ok-tay Ağabey ile tanışmak istiyordu. Onunla birlikte Kadı-köy’deki Diş Hekimliği muayenehanesine gittik. bir süre bek-ledikten sonra hastası çıkınca biz odasına geçtik ve sohbet et-tik. Bu sohbetimizde kendisinin DYP İlçe Başkanı olduğunu öğrendik.

Bu tarihlerde Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Da-yanışma Derneği’nin Başkanı Mahmut Tezcan, Genel sekre-teri de ben idim. Mahmut Tezcan DYP’den milletvekili adayı olmak istiyordu. Bu sebeple Oktay Ağabey ile tanıştırdık. An-cak aralarında tam bir dayanışma kurulamadı.

Mahmut Tezcan Kadıköy-Yalova hattına uzanan 1. Bölgeden DYP’den 5. sırada aday oldu. Oktay Ağabey de aynı bölgeden 2. sırada aday oldu. O dönemin seçimlerinin en önemli özel-liği, “tercihli oy” kullanılması olayıydı. Tercihli oyu alan aday 5. sıraya da konulmuş olsa, sıralamayı aşarak seçilebiliyordu.

O dönemde Sayın Demirel iyi bir çalışma yaptı ve 1. parti ola-rak seçimleri kazandı, 1. Bölgeden Dr. Yıldırım Aktuna Mil-letvekili oldu. Oktay Ağabey de, Mahmut Tezcan da kazana-madı.

Page 157: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

156

Oktay Ağabey çok az bir farkla seçilememişti. Biz bu az farkı kapatabilirdik, ancak Oktay Ağabey’in etrafında örgütlene-medik. O seçimlerde biz bir şeyi fark ettik: Sivil toplum örgütü olarak organizasyonumuz çok zayıftı. Oktay Ağabey’i 1. Böl-gedeki Konyalılar, Karamanlılar desteklemiş olsaydı kesin-likle milletvekili seçilmiş olacak; siyaset de önemli bir kişi ka-zanacaktı.

Bu dönemde derneğin güçlenmesi için yoğun bir çalışma yü-rüttük. Mahmut Tezcan dernek başkanlığını bıraktı. Ben der-nek başkanlığına seçildim. Derneğin borçlarını ödedikten sonra, dernek merkezini Merter’de Zenginli Blokları’nın 6 No.lu dairesine taşıdık. Aktif bir çalışma döneminden sonra, Bayram Camcı, Akif Bekdemir, İsmet Sarıbudak, Kamil Ak-soy, Kudret Fikirli, Mustafa Dinç, Süleyman Temel gibi şahıs-lar ikna edilerek yeni bir yapılanmaya gidilmesini, derneğin dışında kalan önemli isimlerin derneğe ve yönetime katılma-sını planladık.

Ancak Güneş Otel’de yapılan genel kurulda, talihsizlikler ya-şandı. O kongrede Oktay Ağabey yoktu. Genel Kurul vasıtası ile birleşme planı gerçekleştirilemedi.

Bunun üzerine Bayram Camcı ve ekibi dernekten koptu. Kud-ret Fikirli ve Süleyman Temel’i de yanlarına alarak yeni bir dernek kurma çalışmasına başladılar ve Rüştü Özal’ı kendile-rine başkan yaparak, Konyalıların büyük bir bölümünü bu çatı altında toplamayı düşündüler.

Bu planı uygulamak için Rüştü Özal’i ikna etmek istediler. Onun için de Oktay Özaydın’ı ikna edip kadrolarına aldılar ve onu harekete geçirdiler. Oktay Ağabey bu işi çok iyi benim-sedi ve var gücüyle çalıştı. Dernek kuruldu ve Rüştü Özal der-nek başkanı oldu. Altı ay sonra genel kurula gittiler. Özal adaylıktan çekildi. Bayram Camcı Başkan oldu, Oktay Bey ikinci başkan seçildi.

Bu aşamada Oktay Ağabey’in ılımlı yaklaşımları değerlendi-rilerek, 1988 yılında kurulan Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yar-dımlaşma ve Dayanışma Derneği ile 1994 yılında kurulan

Page 158: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

157

Konyalılar Birliği Derneği’nin birleştirilmesi çalışmaları baş-latıldı, Oktay Bey de bu çalışmalar içinde aktif bir şekilde gö-rev aldı. Ilımlı ve çözümleyici yaklaşımları nedeniyle Oktay Ağabey herkesin o tarihlerde takdirini kazanmıştır.

Oktay Ağabey eski bir siyasetçi idi. Hüsamettin Cindoruk’la yakınlığı herkes tarafından bilinmektedir. DYP’nin Kadıköy İlçe örgütünde önemli görevler almış uzun yıllar Kadıköy İlçe başkanlığı yapmıştır. Demirel hükümetleri döneminde kendi-sinden rica ettiğimiz her şeyi bizleri hiç kırmadan yerine ge-tirmeye çalışmış; yapabileceklerini derhal gerçekleştirmiş, ya-pamayacaklarına da direk olarak, “Yapılması mümkün değil-dir” demiştir. Siyasette hiçbir yöre farkı gözetmemiş. Memle-ketin her yöresinden insanlarla samimi ve candan bağlantılar kurmuştur. Bir gün bana, “Siyasette yöreselcilik olmaz” dedi-ğini çok iyi hatırlıyorum. Oktay Ağabey insana önce insan ol-duğu için değer veren ender kişilerdendi. Siyasete hemşerici-liği kesinlikle karıştırmadı. Hemşerilerini çok sevmesinin ne-denini insanları çok sevmesine, insana çok önem vermesine bağlamaktayım. Onun kişilik yapısında üstün bir insan sev-gisi, hümanizm ve evrensellik olduğunu ben bizzat gördüm, yaşadım.

Benim dernek başkanı olduğum dönemlerde hiçbir davetimi kırmadı ve gecelerimize o muhterem, saygıdeğer, vefakâr eşi ile birlikte katıldı; bizi her zaman onurlandırdı.

Palet – 2’de yaptığımız bir gecede, o tarihte dernek ikinci baş-kanımız Mehmet Faki Bey sürekli CHP örgütünden kişileri anons edince, Oktay Bey’in protesto maksadı ile kalkıp git-mekte olduğunu görmüş, Kazım Gündoğdu ile birlikte bin bir güçlükle ikna edebilmiştik. O olaydaki davranışını gördü-ğümde, gerektiğinde çok kesin tavırlı, hakkını hiç kimseye ye-dirmeyen ama kimsenin hakkının yenmesine rıza gösterme-yen bir yaradılışta olduğunu anlamıştık. Yaşadığımız buna benzer olaylarla Oktay Ağabey’i daha iyi tanımaya başlamış-tık. Çok üzüldüğüm ölüm haberine kadar Oktay Ağabey’in kimliğinde, kişiliğinde hiçbir sapma olmadığı gibi, hepimize ayrı ayrı muhabbet gösterdi. Her toplantıda hepimizi ayrı ayrı aradı, davet etti; hiç usanmadı, yorulmadı, “Öf be” demedi.

Page 159: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

158

Bizler de davetlerine hiçbir sıkıntı hissetmeden gittik ve her toplantıdan son derece yararlandık.

Oktay Ağabey’in dikkatimi çeken bir başka yönü de koyu bir Beşiktaşlı olmasıdır. O bütün insanları hiç ayırmadan seven yüreğinde Beşiktaş Spor Kulübü’ne o kadar büyük bir yer ayırmıştı ki, şaşırmamak mümkün değil. Bizi birçok kez Ka-dıköy’de bulunan Beşiktaşlılar Lokali’ne çağırmıştır. Orada Beşiktaşlı olmanın bütün coşkusunu onda görmek mümkün olmuştur. Beşiktaş’ın Kongre üyesi olan Oktay Ağabey’in ölümü Beşiktaş camiası için de büyük kayıptır. Bu Beşiktaş sevgisine rağmen Konyaspor’a da büyük ilgi göstermiş; Kon-yaspor’un bütün maçlarının, kongrelerinin takipçisi olmuş-tur. Konyaspor’un Konyalılar Derneği camiasında tanınması ve kulüple samimi ilişkiler kurulmasında, Mustafa Dinç arka-daşımızın unutulmayacak insanüstü gayretleri, fedakârlıkları vardır. Oktay Ağabey’in Konyaspor’a yakınlığında Mustafa Dinç‘in büyük katkısı olmuştur. Mustafa ile her görüşmele-rinde, Konyaspor’u coşku ile anmalarından çok etkilendiğimi burada ifade etmeden geçemem.

Hayat dümdüz bir çizgi olsaydı veya insanlar düşündükleri gibi yaşayabilseydi, memleketlerini kendileri seçebilselerdi, analarını babalarını kendileri seçebilselerdi, hatta boylarını, göz renklerini, kaderlerini kendileri belirleyebilselerdi, dünya çok farklı olurdu. İyi ve kötü, sırt sırta ayrılmaz ikiz kardeş gibi, hayatımızı irademizin dışında hep etkilemiştir. Hayatın oluşu veya kuralları maalesef buna uygun değildir.

İşte bu hayatın içinde Oktay Ağabey ile yan yana olduğumuz günler de oldu, karşı karşıya olduğumuz günler de… Her şeye rağmen, saygı sınırını hiç aşmadan ve birbirimizi hiç kır-madan 90’lı yılları yaşayıp geçtik.

İsa Bolay arkadaşımızın anılarındaki o iki dernekli, dernekle-rin birleştirilmeye çalışıldığı dönemde Oktay Ağabey’e birçok kez gittim, ikili görüşmeler yaptım. Birleşme fikrinin oluşma-sını onunla paylaşarak hazırladık. Derneklerin birleştirilmesi ön hazırlıklarını yaptık. Bu dönemde İsmet Sarıbudak, Akif Bekdemir de derneklerin birleşmesinde fikrî olarak katkıda bulundu.

Page 160: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

159

Daha sonra 1988 yılında kurulan Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nden İsa Bolay, Mustafa Dinç, Ali Nalçacı görüşme ekibi olarak seçildi. Karşı taraf olan ve 1994 yılında kurulan Konyalılar Birliği Derneği (Bu ad tes-cil edilmemiştir.) adına Mehmet Oktay Özaydın, Kudret Fi-kirli ile Tuncay Bilge birleşme çalışmalarını yürütmek için se-çilmişlerdir. Bu çalışmalara katılan her iki derneğin temsilci-leri de Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile geçmişte yakın temasları olmuş kişilerdi ve saygı duyduğumuz güvendiğimiz hemşerilerimizdi. Oktay Ağabey Konyalılar Birliği Derneği adına hareket eden ekibin başın-daydı ve siyasette deneyimli, müzakere yapmakta usta, iyi ye-tişmiş, çalışkan ve ileriyi gören lider vasıflı bir kişiydi. Müza-kereleri kendi inisiyatifine almayı başardı ve iki derneğin Konyalılar Birliği Derneği’nde birleşmesini sağladı. Bu başarı Oktay Ağabey’in liderliğinde sağlanmıştır. Bu Kongrede se-kiz kişi Konya ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma Derneği’nden, sekiz kişi de Konyalılar Birliği Derneği’nden olmak üzere 16 kişiden oluşan dernek yönetimi ve bir kişi Konyalılar Birliği Derneği’nden başkan seçilmek suretiyle yönetim 17 kişiden oluşmuştur.

Oktay Ağabey bu dönemde başkan yardımcılığı görevini yü-rütmüştür. Bu dönemde de Oktay Ağabey taraflar arasında denge sağlamış; Bayram Ağabey’in sert tutumunu dengeleme cesareti gösteren ve tarafların uzlaşmasını sağlayan tek kişi ol-muştur.

Bütün bunlar Oktay Ağabey’in almış olduğu eğitimin, aile kültürünün ve yoğun siyasi deneyiminin bir sonucudur. As-lında Oktay Ağabey siyasette kalma imkânını yakalamış ol-saydı, bu meziyetleriyle çok önemli hizmetlerde imzası olan bir önder olabilirdi. Oktay Ağabey’i anarken onun insan sev-gisini ön plana çıkaran çalışkan ve dürüst siyasi yönünü vur-gulamadan geçmek doğru olmaz.

Oktay Ağabey’in hiçbir zaman kariyer peşinde olmadığını, ekibine her zaman sadık kaldığını, geçmişte yaşadığımız an-cak birkaç kişinin bildiği bir anımı anlatarak göstermek iste-rim.

Page 161: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

160

DERNEKLERİN BİRLEŞME KONGRESİ

Derneklerin birleştirilmesi olayı, Oktay Ağabey başta olmak üzere, müzakere grubunun özverili çalışmasının sonucu başa-rılı bir şekilde tamamlanmıştı. Ancak asıl bu dernek için ikti-dar kavgası olacağı kesindi. İlerisi için iddialı olacağım tah-min edildiğinden bana yönetimde bir görev verilmedi. Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Der-neği’nden gelen, iddialı olmayacaklarını düşündükleri sekiz arkadaşımıza pasif görevler verildi. Oktay Ağabey o dö-nemde biraz geri planda kalarak tarafsız bir politika izledi. Bunun sebebini tahlil etmek biraz zor. Bayram Ağabey der-nekçilikte her ne kadar çok eski ve aktif ise de ben de 1988’den bu yana aktif dernekçilik yapıyordum ve İstanbul’da yaşayan birçok kişiyi Konya etkinliklerine ben çağırmış, tanışmalarına vesile olmuş, insanlarda güven oluşturmuştum. Bu avanta-jımı kullanarak derneğe 100’den fazla üye kaydı yaptırmayı başardım.

Bu konuda benimle yarışamayacağını anlayan yönetimdeki-ler, yokluğumda yaptıkları bir yönetim kurulu toplantısında, derneğe üye olan her kişinin, bağış niteliğinde olmak üzere belli tutarda üye giriş aidatı ve yine belli tutarda yıllık aidat ödemesi gerektiğine, aksi takdirde üyeliklerinin kabul edil-meyeceğine dair bir yönetim kurulu kararı almışlar. Bana bunu tebliğ ettiler. Bu karar demokratik olmadığı gibi adil de değildi. Oktay Ağabey’e, Süleyman Temel’e, Kudret Fikirli’ye bunun sebebini hiçbir zaman sormadım. Ama bu kararı alan-ları adil bulmadığımı söyledim. Bayram Camcı ile bunu tar-tıştık. “Bir yarıştır, kazanmak için yaptık” dedi.

Olağan genel kurul yaklaşmıştı. Biz yeni bir yönetim oluşma-sını istiyorduk. Yönetime hâkim olan grup bizim varlığımız-dan rahatsızlık duyuyordu. Genel kurul çalışmaları başladı-ğında Mustafa Dinç ile birlikte birçok arkadaşın önerisini Ok-tay Ağabey’e ilettik, bazı rahatsızlıklarımızı dile getirdik. Bize görev verilmediğini, arkadaşlarımızı üye yapmadıklarını an-lattık. Oktay Ağabey haklı olduğumuzu söyledi. Bunun üze-rine ona başkan adayımız olmasını önerdik. Fakat Oktay Ağa-bey, Bayram Ağabey ile yola çıktığını, onun ekibini asla terk

Page 162: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

161

etmeyeceğini, Bayram Ağabey’in onayı olmadan asla başkan adayı olmayacağını, yönetimde bulunup bulunmayacağını da bilmediğini söyledi.

Bu görüşmeden sonra biz eski dernekten gelen arkadaşlarla çok güzel bir çalışma yaptık. Listemizi hazırladık, üyelerle gö-rüşmelerimizi tamamladık. Mehmet Özsandıkçı’nın yer alma-dığı listede, benim başkan adaylığımda, Kadıköy Deniz İşlet-meleri Müdürlüğü Lokali’nde yapılan kongreye katıldık ve listemizi sunarak yönetime aday olduk.

Bu Genel Kurulu Bayram Camcı, Oktay Ağabey’in azmi, ça-lışmaları ve siyasi deneyimi ve hemşerilerimiz üzerindeki et-kinliği sayesinde kazandı. Oktay Ağabey büyük bir gayret göstererek kendileri için kaybedilmesi, bizim için kazanılması olasılığı olan genel kurulu Bayram Camcı lehine değiştiren iradeyi ve başarıyı göstermiştir. Oktay Ağabey seçim salo-nunu hâkimiyeti altına almayı başaran kişi olduğunu o kong-rede göstermiş, tuttuğunu koparan kişiliğini ortaya koyarak, kararlı bir lider olduğunu orada kanıtlanmıştır.

Konuşmalarındaki kesinliği ve sıcaklığı ile salonu kendi le-hine kilitlemiş, Bayram Camcı’nın sonu kırıcı olan konuşması ile bizim lehimize dönen havayı dağıtmış, yerinde müdahale-leri ile hiç oturmadan, kongre boyunca bir deli fişek gibi dav-ranarak seçimleri kazanmıştır.

O gördüğüm M. OKTAY ÖZAYDIN siyasette devam etmiş ol-saydı mutlaka Türkiye çok şey kazanacaktı. Ancak, Türkiye için kaybedileni Konyalılar kazandı. Oktay Ağabey’in gayretli çalışmaları ile bir Vakıf, bir de Vakıf Binası kazandı. Yaşasaydı daha büyük eserler kazandıracağı muhakkaktı.

Oktay Ağabey’i kızımın düğününe çağırmıştım. Sağ olsun kırmadı geldi. Her derneğin davetinde, hemşerilerimizin özel gününde istisnasız Oktay Ağabey’i görürdüm.

Camiamızda öylesine bir yer edinmişti ki ölümü zamansız oldu. Ruhun Şad olsun hemşerim. Yaptıkların için sana min-nettarız. Yattığın yer nur dolsun, Cennet mekânın olsun. Sen hep eserlerinle anılarımızda, gönlümüzde yaşayacaksın Ok-tay Ağabey!

Av. Nebi ZENGİNLİ

Page 163: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

162

Page 164: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

163

SİYASETTEN DOST ve ARKADAŞLARI

SAYIN HÜSAMETTİN CİNDORUK

(Eski Meclis Başkanı, eski DTP Başkanı, hukukçu.)

Sevgili arkadaşımız Oktay Özaydın’ı siyaset alanında tanı-dım. İyi yetişmiş donanımlı bir yurtseverdi. Yerel siyasette çok başarılı, sevilen ve düşünen faydalı bir portre, gerçek bir demokrattı.

Kadıköy ve İstanbul çevresinde sayılan, görüşlerine önem ve değer verilen bir kimlik kişilik sergiliyordu. Sadece bizim par-timizde değil siyasi yelpazede de saygı duyulan, rekabetin-den çekinilen bir ağırlık kazandığını söyleyebilirim. Kadı-köy’e önemli ve değerli hizmetler kazandırdı. Mesleğine, aile-sine bağlılığını her zaman önemli bir örnek olarak hepimiz paylaşıyorduk. Artık onu Ankara’ya parlamentoya taşımak, üstün kişiliğini genel siyasette değerlendirmek istediğimizi Sayın Demirel ile de paylaştık. İstanbul 1 Bölgenin 2. sırasında Doğru Yol Partisi’nin adayı olmuştu. Kazanması gereken bir adaylık konusu olmasına rağmen çok çok az bir fark ile seçi-lemedi. Üzüldüm. Ne var ki partinin gücü Oktay’ı meclise ta-şıyamadı. Değerli kardeşim bu sonucu bir küskünlük sebebi saymadan siyaset yolculuğunu, katkılarını sürdürdü. Son dö-nemlerinde memleketi Konya için dernek işlerine yoğunlaştı-ğını biliyorum. Heyecan ve hevesli, bizi de bu alanda bilgilen-dirip, yönlendiriyordu. Konya’yı İstanbul’da içtenlik ile tem-sil ediyordu. İşte Oktay budur. Durmak, yorulmak, küsmek, vazgeçmek bilmeden yurtsever, barışçı hizmet alanları bul-mak, omuz vermek.

Page 165: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

164

Erken kaybettik, daha yapacağı çok şey vardı. Allah rahmet eylesin.

Hüsamettin CİNDORUK

YÜCEL ÇIKRIKÇI

Sevgili Oktay Özaydın ile siyasi olarak tanışmamız 1987 yılı ortalarıydı sanırım.

Oktay Özaydın siyasi olarak yelpazenin daima sağ tarafında yer almış, çalışkanlığı, dürüstlüğü ve bir o kadar da sosyal ki-şiliği ile tüm çalışmalarında olağanüstü sevilmiş ve takdir edilmiştir.

Oktay Özaydın siyasi hayatına Adalet Partisi Kadıköy İlçe Teşkilatı’na kaydolarak başlamış, daha sonra kapatılan AP’nin yerine kurulan DYP’ye geçmiştir. DYP’yi Kadıköy’de daha önce Adalet Partisi’nde başkan ve yönetim kurulu üye-leri olarak görev yapan ağabeylerimiz kurmuş ve Oktay Özaydın’ı da yeni kurulan yönetim kuruluna almışlardır.

Birkaç yıl sonra ise Oktay Özaydın yeni bir yönetim kurulu ile ilçe seçimlerine girmiş ve DYP’sinin yeni Kadıköy İlçe Baş-kanlığı görevini devralmıştır.

1980 yılı askeri yönetiminin yasakladığı parti Genel Başkanla-rının siyasi af referandumunda Oktay Özaydın başkanlığın-daki DYP Kadıköy İlçesi olağanüstü çalışmalar yapmış ve kıy-metli arkadaşımız Sn. Mustafa Göncü’nün mükemmel grafik-leriyle şekillenen vurucu ve esprili sloganlarımız, tüm parti üst yönetimi tarafından takdirle karşılanmıştır.

O günden sonra gerek kendisinin aşırı çalışkanlığı ve gerekse tercih etmiş olduğu yönetim kurulu arkadaşlarının yardımı ile Kadıköy DYP ilçesi, DYP Genel Başkanlığınca tanınmış ve her zaman takdir edilmiştir. O dönemdeki Genel Başkan Sn. Süleyman Demirel’in yakın ilgisini ve teşvikini görmüştür.

Bu aşırı ve modern siyasi çalışmaları Oktay Özaydın’ı 1991 yılı Genel Seçimlerinde DYP’nin İstanbul 1. Bölge 2. sıra mil-letvekili adaylığına taşımıştır.

Page 166: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

165

Yine bu seçimlerde olağanüstü çalışılmış ve seçimin ertesi günü sabah 7.00 de milletvekilliğine seçildiği TV’lerde anons edilmiştir.

Yalnız bu arada İlçe Seçim Kurulu’ndaki oy sayımları da de-vam etmekteydi. Sonradan aldığımız duyumlara göre seçim kurulunda yaşanan bazı olumsuzluklardan sonra diğer parti-nin adayının Milletvekili seçildiği açıklanmıştır. Tabii ki bu olay ilçemizde çok büyük bir moral yıkıntısı olmuştur.

Daha sonraları ise, Rahmetli Turgut Özal’ın ölümü ile birlikte Türkiye’de koalisyon dönemleri başlamış ve sıklıkla da Baş-bakan değişiklikleri olmuştur.

Doğruyol partililerin birçoğunun şüpheyle baktığı Refahyol Hükümeti kurulmuş ve bundan sonra ise çalkantılı dönemler başlamıştır.

Bu arada Tansu Çiller DYP teşkilatlarından birçoğunu görev-den almış ve adeta partinin hüviyetini değiştirmeye başlamış-tır. Buna hayli sinirlenen Sn. Süleyman Demirel’in teşvik ve gayretleriyle adı Demokratik Türkiye Partisi olan yeni bir parti kurulmuş, bu partinin genel başkanlığı görevini ise Sn. Hüsamettin Cindoruk üstlenmiştir.

Kadıköy İlçe teşkilatının kuruluşu Sn. Oktay Özaydın’a veril-miş ve yeni parti hızlı bir şekilde Türkiye’deki teşkilatlanma-sını tamamlanmıştır.

Refahyol hükümetinin yıktırılmasından sonra ise Cumhur-başkanı Süleyman Demirel Tansu Çiller’e vermesi gereken hükümeti kurma görevini Sn. Mesut Yılmaz’a vermiştir. An-cak Anavatan Partisi ile Demokratik Sol Parti’nin Milletvekili sayıları güvenoyu alacak sayıyı sağlayamadıkları için, Sn. Sü-leyman Demirel’in ve DTP’nin genel Başkanı Sn. Hüsamettin Cindoruk’un büyük çabalarıyla, DYP’den transfer edilen mil-letvekilleriyle DTP’ye TBMM’de gurup kurdurulmuş ve yeni hükümetin güvenoyu bu payanda ile alınabilmiştir.

Sonrasında ise ilk kurulduğunda milletimizin teveccühünü fazlasıyla gören DTP, maalesef bu anlamsız payandalığı yü-zünden, yine o temiz milletimizin bizlere olan negatif yaklaşı-mıyla çok hızlı bir şekilde erimeye başlamıştır. 1999 yılında

Page 167: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

166

yapılan Belediye başkanlığı seçiminde hezimete uğramış, bu sebepten dolayı Sn. Oktay Özaydın ve arkadaşlarının siyasi hayatları, emekleri heba ettirilerek son bulmuştur.

Yaşadığımız komik bir olay

Siyaset yaptığımız dönemde bir partili arkadaşımız kendisini ziyarete gittiğimizde sevgili Oktay’a ve bana nezaket göstere-rek hediye paketi şeklinde birer elbiselik kumaş hediye et-mişti. Biz de kendi terzilerimize bunları diktirmiş ve arada sı-rada olarak giymiştik.

İlçemizin bazı işlerini halletmek ve çözüm bulmak amacıyla sıklıkla TBMM’ne gidiyorduk. Yine bir sabah Sevgili Oktay’cı-ğımın çilekeş arabası ile spor kıyafetlerimizi giyerek An-kara’ya doğru hareket ettik. Ankara’ya girerken bir otobüs fir-masının lavabosuna girerek ayrı kabinlerde spor kıyafetleri-miz çıkarttık ve takım elbiselerimizi giydik.

Kabinden çıktığımızda ise büyük bir şaşkınlık içinde bağıra-rak gülmeye başladık.

Sanki cazcı kardeşler gibiydik. Hediyeyi armağan eden kıy-metli dostumuz ikimize de aynı kumaşı hediye etmişti. Güle-rek ve kardeşçe el ele tutuşarak TBMM ne girdik ve o anda tüm tanıdık tanımadık milletvekilleri gülerek bizi alkışlı-yordu.

Yücel ÇIKRIKÇI

YILMAZ YILDIZ

Bir dostum için…

Nereden nasıl başlayacağımı bilemeden yazıyorum. Bir dost insanı anlatmak, bu kadar zor mu anlamıyorum? O kadar bir-likte anılarımız var ki yazsam ciltler olur. İnsanı incitmeyen böyle bir dost nasıl anlatılır. Düşündüğünü; kırmaktan, dök-mekten, üzmekten kaçınarak karşısındakini ikna etmeyi başa-rabilen nadir insanlardan biriydi Oktay! Kimsenin kalbini kır-dığını ne duydum ne de yaşadım…

Page 168: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

167

Kendisi ile tanışmamız 1987 senesinde siyasi bir ortamda baş-ladı. O günden beri birbirimizi hiç kırmadan gelişti dostluğu-muz. Ta ki 2014 yılının mart ayına kadar. Her ölüm erkendir denir ama Oktay'ın ölümü hakikaten erken geldi…

İnanmak mümkün olmuyor, anılarla onu anmak en güzeli...

Oktay’la siyasette omuz omuza çalıştık ve bu çalışmalarımız sırasında iki çok önemli olayı birlikte yaşadık. Biri 1991 genel seçimleri, diğeri 1994 yılındaki yerel seçimlerde Kadıköy Be-lediye başkanlığı seçimi…

20 EKİM 1991 genel seçimleri öncesinde Kadiköy DYP teşki-latı olarak yoğun bir çalışma içine girdik. Hem siyasi düşün-celerimizi halka anlatmak hem de Oktay arkadaşımızı seçtir-mek için uğraş vermeye başladık. Oktay listede ikinci sırada bulunuyordu. 1. Sırada Bakırköy Belediye Başkanlığından is-tifa edip DYP’ye geçen Doktor Yıldırım Aktuna vardı. Biz canla başla çalışmaya başladık. Slogan belliydi. “21 EKİM SA-BAHI YENİ BİR TÜRKİYE” .

Oktay aday olunca, kanun gereği ilçe başkanlığından istifa et-mek zorundaydı. Yerine Yücel Çıkrıkçı seçildi. Ancak, yöneti-min resmi olarak dışında ama her zaman içindeydi Oktay. Se-çimi çok az az bir oyla kaybettik. O seçimde tercihli oy kulla-nılabiliyordu. Eğer biz tercihli oyu Oktay lehine kullanmış ol-saydık otomatikman liste başına gelirdi ve seçilirdi.

Sıra 1994 yerel seçimlerine geldi. İlçe yönetimi Acıbadem Ak-taş Düğün Salonu’nda belediye başkan adayının belirleneceği bir toplantı düzenledi. Bizim adayımız Oktay’dı. Ne olduysa birden Barış Manço’nun ismi ortaya atıldı. Bu ara ilçe yöne-timi genel merkezce görevden alındı. Yerine gelen yönetim Barış Manço’yla temas kurdu. Manço Ankara’ya gitti. Dö-nüşte bir toplantı yaptık. Orada grup başkanı olarak ben söz aldım. Belediyenin çalışma prensiplerini Barış Manço’ya izah ettim. Fakat siyasi hiçbir faaliyeti olmadığı için beni pek anla-dığını söyleyemem. O dönem başbakan Tansu Çiller’di. Barış Manço’nun tekrar Ankara’ya gittiğini duyduk. Manço’nun ileri sürdüğü şartları Başbakan kabul etmedi. Böylece adaylığı gündemden düştü. Kadıköylülerce tanınmayan bir isimle se-çime gidildi. Tabii kaybettik. Oktay ile seçime gitseydik kesin

Page 169: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

168

seçimi kazanırdık. Biz kapı-kapı dolaşmasını iyi bilirdik. Çünkü dost grubuyduk. Her zaman birlikte düşünür, birlikte icra eder, birlikte yaşardık. O dostumuzu vakitsiz kaybetmek bizleri derin bir elem içinde bıraktı.

İnsanın yoldaşı Oktay gibi bir insan olunca, her şey zevkli idi. Anlaşılması zor, karışık konuları o kadar güzel, o kadar yalın, o kadar anlaşılır izah ederdi ki o anda ben ikna olmasam da altı ay sonra dahi söylediği savlar, cümleler, kelime kelime ak-lıma gelir ikna olurdum. Ne olursa olsun, kim olursa olsun kibirlenmez, günlerce sohbet ederdi. Onun sohbetleri saye-sinde hayatın her alanından haberdar olur, onunla birlikte ta-vır alırdık. Çalışkanlığı iş bitirme becerisi inanılmazdı. Yeşil-köy’deki Vakıf binasının yapılışında Belediyenin ve diğer ku-rumların çıkardığı zorlukları ikna kabiliyeti ve bitmez tüken-mez enerjisi ile çözerdi. Vakıf inşaatını bitirdi, meyvelerini tam göremeden göçtü bu dünyadan Sevgili Dostum…

İş kolikti! Öbür dünyada da kendine bir iş bulmuş mudur acaba?

Günlerden bir gün; bir Karadeniz seyahati yapalım dedik. Beş kişilik bir gruptuk. Trabzon hava limanından araba kiraladık. Ben o yörenin insanı olduğumdan şoförlük ve rehberlik göre-vini üstlendim. Artvin’de askerlik yaptığından oraları da zi-yaret ettik. Yol boyunca sohbetlerimiz, kahkahalarımız hiç ek-sik olmadı.

Of toprağına geldiğimiz de ise herkes insin dedim ve indiler. Toprağı ayağınızı basın dedim. Arkadaşlarıma, “Şimdi siz yarı hacı oldunuz, çünkü Of toprağı Kâbe toprağıdır. İnşallah devamını da siz tamamlarsınız” dedim. Nitekim bir yıl sonra Hacca gitti.

Gezerken Of’ta bir markete girdik. “Sahibine bu arkadaşlar buralı değil, onlara Of medeniyetini göstermek için getirdim” dedim. Sahibi yüksek sesle, “Ne medeniyeti, yüzde 80 iktidar-daki partiye oy veren yerde medeniyet mi kaldı?” deyince Ok-tay ve arkadaşlar bastılar kahkahayı… Bu anımızı da İstan-bul’da anlatmadığı kimse kalmadı. Seyahatimiz boyunca Art-vin, Ayder, İkizdere, Ovit, Uzungöl, Sümela ve Atatürk Köş-künü gezdik. Herkesin bu geziden tadı damağında kaldığına

Page 170: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

169

eminim, Veeeee karar vermiştik bir daha gitmeye ama nasip olmadı!

Kendisini anlatmak zor. Geçmiş birikimleriyle tam da bugün-lerde daha verimli olacağını düşündüğüm Oktay'ın kaybı hiç kuşkusuz çok zamansız oldu ve bende derin bir acı yarattı.

Onu andığınız bugün, aramızda olmasını gerçekten çok ister-dim.

Hepinize, ailesine, dostlarına başsağlığı dilerim.

Allah sabırlar versin.

Yılmaz YILDIZ

Page 171: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

170

Page 172: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

171

AŞAĞIDAKİ YAZILAR

KONYA MAARİF KOLEJİ

YAZIŞMA GRUBUNDAN ALINMIŞTIR.

“Sevgili Gollecliler,

15 Şubat akşamına kadar, dernekçilik çalışmalarımızda yeni birisiyle tanıştığımızda, Oktay'ın da benim de ilk sözümüz, "Elli yedi senedir, 1957'den beri arkadaşız" olurdu. Ben ilave ederdim, “Bugüne kadar birbirimizi hiç üzmedik.” Bunu gu-rurla söylerdim. Belki ben onu üzmüşümdür ama o beni hiç incitmedi. Başkalarını incittiğini de sanmıyorum. Elinden gel-diği kadar herkesin yardımına koştu; herkese iyilik yapmaya çalıştı. Okuldayken, binayı çevreleyen bir metre enindeki kal-dırımda yakası paçası birbirine girmiş top oynayan çocuk, sonraları bir iyilik meleğine dönüşmüştü. Konyalılar Derne-ği'nde fakir öğrencilere burs ararken, hep benim önümde ko-şardı. Bir öğrenci ev mi tutmuş, gene Oktay yardım için çırpı-nırdı.

Kadıköy Beşiktaşlılar Derneği'nde odacı olan Murat, dernek lokalini çalıştırmaya karar verdiğinde, Oktay'dı mutfak mal-zemeleri için koşturan. Kazanlar, tencere, tava, kaşık, çatal aramak için Zeytinburnu'nun bilmediğim sokaklarında, beni de peşinden sürüyerek, taban tepen… Sonunda Murat'a kefil olan da oydu.

Oktay'ın ölümüne kardeşiymiş gibi ağlayanlardan biri kimdi biliyor musunuz? Sekreteri Nuriye Hanım. Nuriye Hanım'a öyle kol kanat germişti ki o ölünce elli beş yaşlarındaki kadın-cağız babasını kaybetmiş öksüz bir çocuğa döndü.

Page 173: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

172

İstanbul Yeşilköy'deki Vakıf binası, başlı başlına Oktay'ın ese-ridir. Eğer Oktay'ın sağlam iradesi ve çalışkanlığı olmasaydı o bina bitirilemezdi. Para bulmak için çırpındı durdu. Yukarıda da değindiğim gibi çoğu kez beni de peşinden sürükleyerek. Vakfın bağışçılarının yetişemediği yerde kapı kapı dolaştı. Kapıdan çevrildiğimiz durumlar oldu; ben kapı çalmaktan vazgeçtim ama Oktay yılmadı.

Bir özelliği daha vardı: Konya ilçe ve köy derneklerinin bütün davetlerine katılırdı. Çünkü insanları çok severdi. Ben Konya-lılar Derneği başkanıydım ama bu davetlerin hepsine ulaşma gücünü kendimde bulamazdım. Bu davetlerde der-neği de çoğu yerde Vakıf Başkanı olan Oktay temsil ederdi.

Sevgi enerjisi tükenmeyen bir dinamoydu Oktay.

Evine ve çocuklarına da çok bağlıydı.

Hasletlerini saymakla bitirmek mümkün değil. Daha fazla za-manınızı almayayım. Bir uğursuz Şubat günü, oğlumun öl-düğü 16 Şubat günü beyin kaması geçirdi ve benim bir daha Oktay'ı işaret ederek, “Elli yedi senedir arkadaşız” deme şan-sım kalmadı. Ama şu şansımı izninizle kullanayım: Elli yedi sene arkadaşlık yaptık ve ne mutlu bana ki beni hiç üzmedi.

Annesinin ifadesiyle, o bir pırlantaydı. 19 Mart günü pırlanta-mızı toprağa verdik.

Hepimizin başı sağ olsun… Sevgili arkadaşım IŞIKLAR içinde uyusun.”

Hasan ESKİL

“Kardeşlerim,

1990 da İstanbul’a geldim. Firma da Konya kökenli olunca do-ğal olarak İstanbul’daki Konyalılarla bir diyalog başladı. Bir süre sonra Konyalılar Derneği’ne üye olduk. İlk kongrede de yönetime girdik. Bu arada öğrendik ki İstanbul’da bir dernek daha var. Başkanı rahmetli Bayram Camcı. Bizim başkan da Mehmet Özsandıkçı. Konyalılar normalde bir araya gelemez-ler, bir de iki dernek var. Aktiviteler yapıyoruz ayrı ayrı, ol-muyor. İnsanlar da arada kalıyorlar. Bizim merkez Mecidiye-köy’de, öbür dernek Kadıköy’de.

Page 174: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

173

Uzatmayayım, bir süreç başlattık. Bu iki derneği birleştirelim, Konyalılar da iki dernek arasında kalmasınlar dedik. İki taraf-tan da birer ekip oluşturuldu ve müzakereler(!) başladı. Bizim ekip ben, Mustafa Dinç, Ali Nalçacı; öbür ekip Tuncay Bilge, Kudret Fikirli ve OKTAY ÖZAYDIN.

Ben Oktay Ağabey’i bu müzakerelerin ilk toplantısında tanı-dım. Tanışma faslı bitti, çaylar içiliyor… Oktay Ağabey “Ar-kadaşlar İsa maarif kolejliymiş, en ufak itirazında döverim ben bunu” dedi. Sonra bana dönüp, “Öyle değil mi?” diye sordu. Ben de tüm ciddiyetimle, “Aynen öyle ağabey” dedim. Tabii kolej disiplinini, ağabey-kardeş geleneğini bilmeyen di-ğer arkadaşlar bizi hayretle izlediler. Onların şaşkın bakışları arasında kalktık, kucaklaştık. İşte ben OKTAY ÖZAYDIN’la böyle tanıştım.

O birleşme toplantıları epeyce sürdü. Detaylarda anlaştık. Ya-sal zorunluluklar nedeniyle bizim derneği feshedip, aynı kongrede öbür derneğe iltihak edeceğiz. Tamam da başkan kim olacak? Bizim ekiple ve üyelerle görüştük. Ortak karar şu oldu: OKTAY ÖZAYDIN başkan olursa birleşmeye evet, Bay-ram Camcı olursa hayır.

Öbür dernekten olduğu halde OKTAY Ağabey’in beyefendi-liği, olgunluğu o kadar etkilemişti ki bizim ekibi. Fakat OK-TAY Ağabey’e kabul ettiremedik. Dernekler birleşti. Bayram Ağabey başkan oldu, biz de bir daha toplantılara falan gitme-dik.

Daha sonraları OKTAY Ağabey başkan oldu ve biz kendisine açık çek verdik… “Ağabey bizden ne gibi bir yardım, hizmet istersen emrindeyiz” dedik. Gerçekten de ne zaman çağırsa gittik. Yeşilköy’deki arsanın alınmasında büyük emeği geçti. Elbette pek çok hemşerimiz çalıştı ama en çok o. Sonra proje, ruhsat ve inşaat aşamaları geldi.

Konsept projeyi Halis Aydıntaşbaş Ağabey’imiz yaptı. Biz de uygulama projelerini yaptık ve belediye aşamalarını takip et-tik. Gerek bu aşamada gerekse inşaat aşamasında hep koştu-ran, yorulan ama bıkmayan, OKTAY Ağabey’di. O ve yakın Konyalı dostları ki bunların biri de sevgili Hasan Eskil Ağa-bey’imizdir, ne yaptılar ettiler o binayı bitirdiler. İstanbul’da

Page 175: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

174

başka hiçbir il, ilçe derneğinde olmayan bir binayı İstan-bul’daki Konyalılara kazandıranların başında OKTAY ÖZAY-DIN gelir.

Bir araya sık gelemesek de irtibatımız hep devam etti. En son iki-üç ay kadar önce bir konu için aradı ve bu sesini son du-yuşum oldu.

Hasan Ağabey’in “OKTAY yoğun bakımda” diyen mailini al-dığımda yıkıldım. Kutay Ağabey’i her arayışımda bir umut kıvılcımı duymak istedim, ama olmadı.

Dün bir beyefendiyi yolcu ettik, Şakirin Camiinden. Kalabalık da ona yakıştı. Haklarımız yerden göğe kadar helal, kabri nur, mekânı cennet olsun.”

İSA BOLAY

“Tabii ki 57 senelik, sevgili Hasan’ımın da yazdığı gibi bir uzun zaman…

Ben geçen bu zamana baktığımda bu iyi, bu güzel insanla olan geçmişe bakıyorum, en ufak bir problem yok.

Tam tersine, onun sıcak, bazen fazla doğru -bana göre- yakla-şımları, beni hayran bırakmıştır.

Biz beraber, hepinizin bildiği haricinde askerlik arkadaşıyız. 1969-1970 senelerinde beraber İzmir/Güzelyalı’da yedek su-baylık eğitimi aldık, üç ay. Oktay’ım Artvin’i çekti, ben An-kara’yı. Biz ikimiz de omuzlarımıza şerefli YILDIZI takarak terhis olduk.

Ogün bugün, her zaman bu canla beraber kardeşliğimiz de-vam etti.

Biz aynı zamanda meslektaşız. Onu ne zaman ziyaret etsem, hep fikir alış verişinde bulunmuşuzdur ve zevk almışızdır. (Mesela kimlerin dişlerini çekelim, kimlerin değil…)

Canlar, bu kardeşin kaybı çok büyük. Hepimiz biliyoruz ama ben de duygularımı, anılarımı yazayım dedim.

Allah ona gani gani rahmet eylesin, yattığı mekân Cennet ol-sun.”

Attila GÜRARDA

(Attila Gürarda’yı da 2014 yılında kaybettik. H.E.)

Page 176: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

175

MURAT NİZAMOĞLU

“Aynı okulda okumaktan şeref duydum. Allah gani gani rah-met eylesin.

“Bir zamanlar bu şehirde konuksever, sıcak yürekli, dost can-lısı iyi insanlar, ceren gibi, kırmızı mercan gözlü, uzun bo-yunlu, kalem kulaklı, suna gibi cins atlar vardı. Onlara ne oldu?” Yaşlı adamdır ki, azıcık doğruldu, ak sakalı kirli, tit-redi, yüzü eski bir ışıkla parıldadı, derin bir aaah dedi, ciğeri söken. Aaaah! Duvara sırtını iyice verdi. Neden sonra gözle-rini açtı: “O iyi insanlar,” dedi, ''o güzel atlara bindiler çekip gittiler...'' Y. Kemal.”

Murat NİZAMOĞLU

(Murat Nizamoğlu Kolej’e Oktay’dan yirmi üç sene sonra gir-miş ve Oktay’la hiç görüşmemiştir. H.E.)

“Sevgili Kardeşlerimiz,

Tarifsiz acılar içindeyiz... Kolumuz, kanadımız kırıldı. Ok-tay'sızlığa nasıl katlanacağız, nasıl alışacağız?

Sabiha ve ben, cenazede görüşemediğimiz Kolejli kardeşleri-mize baş sağlığı ve sabır diliyoruz.

İnanıyoruz ki bu iyilik timsali adama, Cennet'in kapıları da çoktan açılmıştır.

Ruhu şad olsun.”

Mustafa GÖNCÜ

Not: Oktay'ın gönderdiği son fotoğrafı sizlerle paylaşmak is-tedim. Torunuyla baş başa geçirdiği iki saatin resmidir bu!

Page 177: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

176

“Hasan Ağabey,

Cumhuriyet gazetesi arşivinden Oktay Ağabey’in anısına bir katkıda bulunmak istedim.

Ekte taramamdan çıkanlar var.

Anısıyla yaşaması dileğiyle…”

Onur Çeçen

Page 178: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

177

“Hasancığım,

Sevgili Onur'un gönderdikleri arasında sanırım ad benzerliği nedeniyle bir başka Oktay'a ilişkin kupürler de var. Özellikle sonuncusunda Sosyal-İş ve Özcan Kesgeç ile ilgili haberdeki Oktay, bizim sevgili Oktay olamaz. O zamanlar ben de Sosyal-İş'in eğitim dairesinde çalışıyordum ve bizim Oktay'ı orada hiç görmedim de duymadım da.

Bir de 27 Mayıs'tan “devrim” diye söz ediyor olması bana bi-raz olmayacak bir şeymiş gibi geldi. Bundan sanırım 8-9 yıl önce Osman bizim Dinolar ileti grubumuza 27 Mayıs'ı kutla-yan bir ileti yazmıştı; ben de "İyi, hoş ama Menderes'i asmış-lardı..." diye bir eleştiri yazmıştım. Oktay yanlış anlayıp bana yumuşak bir yanıt vermiş ve yapılan işin doğru olmadığını belirtmişti. Ben de, "Ben zaten Osman’a onu demek istedim..." gibilerden bir şeyler demiştim.

Daha sonra, bu olaydan sonraki ilk buluşmamızda, İstan-bul'da köprü altında bir meyhaneydi, anımsayacaksın, be-nimle aynı masada oturmaya özen gösterip gönlümü almıştı.

Bulabilirsem ve ilgilenirsen o yazışmaları bulup göndereyim. Oktay'ın 27 Mayıs konusunda övücü bir şeyler söylemiş ola-bileceğine olasılık vermiyorum. Okuldan anımsadığım kada-rıyla da zaten onu daha çok Demokrat Parti'ye yakın diye bi-liyorum. Onu özel yapan özelliklerden biri de zaten budur: Karşıtlarıyla da dost olabilmek ya da dost kalmaya çaba har-camak.

Her neyse, sana kolaylıklar diliyorum.

Sevgilerimle…”

Candan BAYSAN

“Sevgili Hasan,

Bulabildiğim kadarıyla, aktardığım olayla ilgili yazışmayı aşağıya kopyalıyorum. Metinlerde yaptığım tek değişiklik 26 harf uygulamasına göre yazılmış sözcükleri bizim alfabemize uyumlu hale getirmek oldu.

Page 179: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

178

Osman’ın benim bir sonraki iletimi yazmama neden olan 27 Mayıs 2006 tarihli kutlaması:

Merhaba, Herkesin 27 Mayıs’ını kutlarım. Unutulan bu bayramımızın 46. yıl dönümünde unutanlara hatırlatmak istedim.

Osman Kemal Kadiroğlu

Bunun üzerine, unutmuş olabilecek olanlara anımsatmak üzere yazdığım 27 Mayıs 2006 tarihli iletim:

Sevgili KMKD'liler,

Çoğunuz henüz doğmamıştı, henüz hiçbirimiz mezun olmamıştık. Tahkikat Komisyonları kurup muhalefeti susturan, iktidara geldi-ğinde ilk yaptığı iş Türkçe ezani yasaklamak olan, Cumhuriyet tari-himizin en büyük ve bu bakımdan ilk devalüasyonunu yapan, "odunu aday göstersem, bu millete seçer" diyen bir Başbakanın par-tisi bundan 46 yıl önce kendisine Milli Birlik Komitesi adını veren 38 küçüklü büyüklü subaydan oluşan bir askeri darbe ile işbaşından uzaklaştırılmıştı. O dönemin icraatlarından sorumlu olan ve içle-rinde sözünü ettiğim Başbakanın da bulunduğu üç bakanın idam edilmesiyle sonlanan bu süreç bize 1961 Anayasası’nı armağan et-mişti. Toplumumuza bir ölçü büyük gelen bu anayasa her on yılda bir yapılması adet haline gelen askeri darbeler sonunda bugünkü ka-dük haline ulaşmış bulunuyor. O armağan anayasadan dolayı, bir süre bayram olarak da kutladığımız 27 Mayıs yıldönümleri Hürri-yet ve Anayasa Bayramı olarak adlandırılmış en son 1980 darbesi ile bayram olarak kutlanması durdurulmuştur. Anımsayan, anımsa-mayan, bilen, bilmeyen tüm KMKD'lilere kutlu olsun. Sevgiyle…“

Candan BAYSAN

Oktay’ın benim yukarıdaki iletim üzerine yazdığı 27 Mayıs 2006 tarihli iletisi:

“Sevgili Candan,

27 Mayıs darbesini methedip yıldönümünü kutlamana üzüldüm. Bu çağda seçilmiş insanların ısmarlama mahkemelerde yargılanıp

Page 180: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

179

idam edilmesi bir ülke için bayram değil, olsa olsa büyük bir ayıptır. 27 Mayıs ülkemizi halen de devam eden büyük istikrarsızlıklara sü-rüklemiştir. Onun için bu ayıbı lütfen kutlamayalım. Unutalım.”

Oktay ÖZAYDIN

Karşılıklı yazışmanın son iletisi olan 28 Mayıs 2006 tarihli ya-nıtım:

“Sevgili Oktay,

Birçok kişinin yaptığı gibi onaylamadığı halde yanıt vermeye de la-yık bulmayıp geçtiği bir ortamda yazma özenini göstermiş olduğun için gerçekten çok teşekkür ederim.

Ancak, anlaşılan biraz hızlı yazmışım ya da uzun olmamasına çalı-şırken yeterince açık yazmamışım. Ben 27 Mayıs’ı, tarihimizin bir gerçeğidir, bilmeyen okul arkadaşlarımıza kısa bir özet yapmaya ça-lışmıştım. Buna karşın, hızlı ya da kısa metnimin yine de övgü içer-diğini düşünmüyordum. İdamları dışarıda bırakmamaya da onun için çaba göstermiştim. Artısını da eksisini de belirtmeye çaba gös-terdim.

Ancak, kutlama faslına gelince; dedim ya, tarihimizin parçasıdır ve doğurduğu tepkilerle olsa bile bugünümüze neden olan olaylardan biridir, yok sayamayız. Sevgili Osman da yazıp kutlayınca ki, "Her-kesin 27 Mayıs’ını kutlarım. Unutulan bu bayramımızın 46. yıl dö-nümünde unutanlara hatırlatmak istedim" diyerek kutlamıştı, "bayram" ama neden bayram ya da neyin bayramı olduğunu, adını da anımsatarak ve adlandırılış gerekçesini özetleyerek aktardım.

Bence insanların idam edilmesi, seçilmiş olup olmadıklarına bakma-dan, çağımızın en büyük ayıbıdır. Bu olayda idamları anımsatmış birisini idamları kutluyor olarak algılamaman gerekir; en azından beni tanıdığın kadarıyla. Kutladığım idamlar değil, 1980 cuntasının yasakladığı özelliğidir; çok güzel bir anayasa olduğunu yadsıyamaz-sın. Bütün dünyaya dillerini ısırtmıştı. Böyle bir şeyi neden unuta-lım? Sevgilerimle…”

Candan

Hepsi bu kadar; bir de bundan sonraki ilk yemekli toplu bu-luşmamızda (7 Nisan 2007, İstanbul köprü altı) benimle aynı

Page 181: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

180

masada oturmaya özen göstermiş oluşu var ki orada bu yazış-malara hiç değinmedik.

VEHBİ GÖKRENK

“İyi insan, iyi baba, iyi Konya Kolejli Oktay’cığım; maalesef iyiler bu dünyadan erken ayrılıyor. Sen de çok çok erken ay-rıldın. Mekânın cennet olsun.”

Vehbi GÖKRENK

SALİM KOÇAK

“Yanılmıyorsam, 1995 genel seçimleriydi. Oktay Ağabey’imiz İstanbul’dan Doğru Yol Partisi milletvekili adayıydı.

Onu iyi hatırlıyorum, sıralamada epeyce yukarılardaydı. Se-çilme şansı çok yüksekti. Ancak kaybetmişti. Ama sadece 300-350 oy gibi çok küçük bir farkla kaybetmişti. İnsanı en çok da bu üzerdi.

Ankara’dan telefon açtım. Ben de bekliyorum ki karşımda çok üzgün bir Oktay Ağabey bulacağım. Öyle ya; kim olsa hem kaybettiğine üzülürdü, hem de bu kadar az farkla kaybetti-ğine.

“Oktay Ağabey’ciğim, geçmiş olsun. Nasıl oldu bu yahu?” de-dim.

Söylediklerini kelimesi kelimesine hatırlamam mümkün değil ama, bakıyorum, pek de oralı değil. Hatta oldukça rahat. Sa-dece bazı nedenler sıraladıktan sonra; “Boş ver yahu, Salim’ci-ğim!” dedi. “Canımız sağ olsun.”

Sanıyorum, Tanrıya inancı çok güçlüydü ve bu tevekkülün arka plânında o vardı.

İstanbul’a taşındıktan sonra seyrek de olsa telefon eder, Kadı-köy’deki muayenehanesine uğrardım. Hastası yoksa oturur, sohbet ederdik. O kadar da nazikti ki birinde hastasının di-şiyle meşgul olurken bile, benimle sohbete ara vermemişti.

O sohbetlerimizden birinde vakıf konusundan bahis açtı. Konyalılar Vakfı’nı ya kurmuştu, ya kurmak üzereydi. Büyük

Page 182: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

181

de bir hayali vardı. Vakıf için bir de kültür merkezi yaptır-maktan söz ediyordu. Çok heyecanlıydı. Belli etmemiştim ama, doğrusu, o işin yürüyeceğine pek de inanmamıştım. Çünkü herkes gibi ben de biliyordum, öyle işlerin ne kadar zor olduğunu. Kolay mıydı? İşin içine akçe de girince top-lumla uğraşmak, hele hele destek görmek? O ise çadır kurmak kadar kolay bir işten bahseder gibiydi. Öylesine kaptırmıştı ki kendini, “Hallederiz, hallederiz” derken, önüne hiç zorluk çıkmayacakmış gibi bir hâli vardı.

Son görüşmemiz ise bir yıl önce oldu. Vakıfta bir araya gele-cektik. Adresi verdi, yerini tarif etti. Tuttum yolu. Tamam, fo-toğrafını sitesinde görmüştüm ama karşıma çıkan yapı daha da muhteşemdi.

Hatta Hasan Eskil Ağabey’imiz de oradaydı. Biraz hoş-beşten sonra, sağ olsun, Oktay Ağabey aldı beni, bir güzel gezdirdi binayı. Tek kelimeyle; her şey harikaydı. Gezdirirken o kadar da mutluydu ki, anlata anlata bitiremiyordu.

“Ağabeyciğim, İstanbul’da var mıdır böyle bir tane daha?” diye sordum. Mütevazılığı yine elden bırakmamıştı:

“Valla, bilmem,” demekle yetindi.

Bir insanın ne kadar alçakgönüllü olursa, o ölçüde büyük gö-nüllü olduğunun tipik bir örneğiydi.

Sevgili ağabeyciğim,

Ne yazık ki cenazen kaldırılacağı gün İstanbul dışındaydım. Katılamadığım için çok üzgünüm.

Ama ne gam! İnanıyorum ki Tanrı seninle sohbet etmeyi çok sevmiştir.

Dualarımız seninle. Sana bol rahmet diliyorum.

Hoşça kal.”

Salim KOÇAK

“Dostlar;

Yedinci gününde Oktay Ağabey’in anıldığı gecedeydim. Ger-çekten duygu dolu bir geceydi.

Page 183: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

182

Hasan Ağabey’in konuşması o kadar güzel ve duyguluydu ki gözyaşlarımıza mani olamadık. Ben de bir şeyler söylemek is-tedim ama duygularıma hakim olamayacağım için susmayı yeğledim. Çok güzel konuşmalar oldu.

Aslında ‘Oktay Ağabey ne kadar şanslıymış’ diye düşünüyo-rum. Bu kadar sevilmek, insanın arkasından bu kadar güzel konuşulması herkese nasip olmaz. Oktay Ağabey yanımız-daydı dün gece. "Ulen İsa ağlama, bak döverim sonra" der gibi...

Nur içinde yatsın.”

İsa BOLAY

(Bu yazı gruba Oktay’ın vefatının 7. gününde yapılan anma gecesinden sonra yazılmıştır.)

“Sevgili Hasan Ağabeyim,

Yattığı yeri ışıklar içinde bırakacağı gün gibi aşikâr olan Rah-metli Sevgili Oktay Ağabey’imiz ne kadar bilinçli şanslı imiş senin gibi bir yaren seçmekte...

Çoook sevgilerimle ve bi dolu rahmetle...

Sevgilerimle…”

Berkok BAYBAŞ

(Bu yazı gruba Oktay’ın vefatının 7. gününde yapılan anma gecesinden sonra yazılmıştır.)

Page 184: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

183

BEŞİKTAŞLILAR

COŞKUN KARGIN

(Kadıköy 100 Yıl Beşiktaşlılar Derneği Başkanı)

Saygıdeğer Rahmetli Oktay Ağabeyimizi 2000’li yılların ba-şında tanıdım. O zamanki derneğimize Faruk Gürcan Ağabe-yimiz söylemiş ve getirmişti. “Arkadaşlar çok iyi bir Beşiktaşlı arkadaş var, hem de siyasetten (ilçe başkanlığı yapmış) geli-yor, çok tecrübeli” diye.

Gerçekten de onu tanıdıktan sonra ne kadar saygın ne kadar beyefendi ve tecrübeli olduğunu gördük ve büyük bir saygı duyduk.

Derneğimizde seçimler vardı. O seçimlerde bizlere yanlışlık yapıldı. Biz de Oktay Ağabeyimizle birlikte 40 kişi o dernek-ten ayrılarak yeni bir dernek kurmak için toplantılara başla-dık.

O toplantılarda Oktay Ağabey tecrübesi ile bize öncülük ede-rek derneği kurmamıza ve dernek lokalini tutmamıza büyük destekler vererek çalışmalar gerçekleştirdi ve doğal olarak da ilk başkanımız olarak bizlere öncülük etti. O lokalin hem ku-rulmasında hem de çalıştırılmasında daime tek başına çok mücadeleler verdi ve asla hiçbir zaman şikâyetçi olmadı.

İki dönem başkanlık ettikten sonra, “Çocuklar benden bu ka-dar. Ben artık Konyalılar Derneği inşaatı ile ilgileneceğim” di-yerek bıraktı. Ondan sonra da başkanlık görevini alma şere-fine nail oldum. Oktay Ağabeyden sonra başkanlık gerçekten zordu ama biliyordum ki arkamda Oktay Ağabey gibi değerli

Page 185: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

184

bir insan vardı. Ne zaman bir şey sorsam ve yardım istesem, her zaman bana yardım ve desteğini engin tecrübesi ile hiç esirgememiştir.

Arkadaşlarla tüm toplantı ve yemeklerimizde onsuz yapa-mazdık. Onunla sohbet etmek ve onu dinlemek inanılmaz ke-yifliydi. Öyle ki her düşünceye ve her yaşantıya sonsuz say-gısı vardı. Kimseyi kıracak veya incitecek bir kelime sarf et-mez, öyle bir davranışta bulunmazdı.

Birlikte Beşiktaş kongrelerine katılırdık. Beşiktaş’a zarar vere-cek tüm yönetim biçimlerine şiddetle karşı çıkar, bunları açık yüreklilikle kongrelerde dile getirir ve tüm üyeler onun söz-lerini dikkate alırdı.

Rahmetli Oktay Ağabey aynı zamanda çok ince düşünceli bi-riydi ve tüm sosyal faaliyetlere katılır elinden gelen tüm des-teği verirdi.

Bir gün oğlumun düğününe davet etmiştim. Düğün gününü unuttuğu için katılamadığından dolayı mahcubiyetini iletir-ken bile bizi mahcup ediyordu. Bizim aynı zamanda aile diş hekimimiz olduğu için oğlumun son tedavisinden “düğün he-diyesi” diye para almayarak bizleri mahcup ediyordu. Bu ka-dar ince ve hassas düşünceli biriydi.

Geçen yıl bir yemekli toplantımızda bizlere, “Çocuklar bu sene derneğimizin 10 uncu yılı, kutlama yapmayacak mısı-nız?” dedi. Bizde düşündük ve “Gerçekten doğru, güzel bir gece yapalım” dedik. 10 uncu yıl gecemizi Beşiktaş Başkanı Sayın Fikret Orman’ın da katılımı ile güzel bir gece olarak yaptık.

Ve biz o gecede Onursal ve ilk Başkanımız Saygıdeğer insan Oktay Özaydın Ağabeyimize yaptıklarından dolayı naçizane bir plaket sunmak istedik. Başkan Fikret Orman’la birlikte hem plaket verdik, hem de 10 uncu yıl pastasını birlikte kestik.

Ama üç ay sonra beyin kanaması ve sonrasında Hakkın rah-metine kavuşması, sanki bizlere geceyi hatırlatması, plaket vermemiz, hepsi VEDA ediyormuş gibi...

İnanamadık ama takdiri ilahi… Seni hiçbir zaman unutmaya-cağız, saygıdeğer insan, Sevgili Oktay Ağabeyimiz… Nur

Page 186: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

185

içinde yat... Allah gani gani Rahmet eylesin… Mekânın cennet olsun.

Bizler senin değerini ölünce anlamadık; hayattayken de zaten biliyorduk.

Çocuklar/ın…

Coşkun KARGIN

Başkan

Kadıköy 100 yıl Beşiktaşlılar Derneği

HASAN ÖZDOĞAN

Oktay Özaydın Ağabeyimizi sanıyorum 2002 yılında Kadıköy Beşiktaşlılar Derneği’nde tanıdım. Onun dürüst kişiliğini ve cesur duruşunu ilk kez BJK’nın seçim kongresinde ilkesizliğe ve sahtekârlığa karşı ödün vermez tavrıyla tanıdım. Daha sonra biz Kadıköy Beşiktaşlılar Derneği’nde yönetime karşı bir liste oluşturduk ve seçime girdik. Bu küçük dernek seçi-minde bile yapılan sahtekârlıkla, mücadele etmemize rağmen seçimi az farkla kaybettik ve orada daha fazla durmamamız gerektiğini düşünerek ayrıldık.

Yeni bir dernek kurmak istedik, Oktay Özaydın Ağabeyimiz bize cesaret verdi. Onun engin tecrübesinden yararlanarak 2003 yılında Beşiktaş’ımızın 100. Kuruluş yılında Kadıköy 100. Yıl Beşiktaşlılar Derneği’ni kurduk. Oktay Ağabeyimize, “Kurduğumuz dernekte bizim başımıza geçer misiniz?” de-dik. Bizi kırmadı ve başkanımız oldu. Onunla aynı yönetim kurulunda çalışırken, bana genel sekreterlik görevini verdi. Benim için bir şerefti. Sadece ben değil bütün arkadaşlarım Onunla çalışmaktan o kadar mutluyduk ki o kadar çok şey öğrendik ki. O bizim hem başkanımız, hem hocamız, hem ön-derimizdi. Tıpkı Süleyman Seba gibiydi. Ve biz onun destek-leriyle Kadıköy’de hiç yokken çok güzel bir dernek lokali meydana getirdik. O lokalde Fenerbahçe stadının çok yakı-nında Beşiktaş’ımızın çok büyük zaferlerinin yanı sıra, üzün-tüleri de paylaştık.

Page 187: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

186

Onu tanımak o kadar gurur verici bir duygu ki anlatamam. Tanıdıkça gözümüzde devleşti. O gerçekten hepimizin kahra-manıydı. Tam bir gariban babası, yardımsever, ama bir o ka-dar da mütevazı, bilge bir kişilikti.

Toplumda Maddiyata önem vermeyen birine az rastlanır. Bir insan ancak topluma bu kadar faydalı olabilir. Çok erken kay-bettik. Hani bir söz vardır, “adam gibi adam” diye… İşte Ok-tay Özaydın Ağabeyimizi en iyi anlatacak söz herhalde bu sözdür.

Oktay Özaydın bu ülkeye çok daha büyük hizmetler verebi-lirdi. Ancak bizim ülkemiz onun gibi dürüst, çalışkan insan-ların kıymetini maalesef bilemiyor. Onu çok özlüyoruz. Ve hiçbir zaman yeri dolmayacak. Hatırası önünde saygıyla eği-liyorum.

Bir Anı

Beşiktaş’ın Yıllık Olağan İdari ve Mali Genel Kurul Toplan-tısı’nda, kongre üyeleri, özellikle borç konusunda kulüp yö-netimine eleştirilerde bulundular. Oktay Özaydın, Yıldırım Demirören’in yeni dönemde yanlışlarından arınması gerekti-ğini belirterek, "30 ayda borç 4 misli artmıştır. Bu dönemde 85 lig maçı oynanmış. Fenerbahçe 298 puan, Galatasaray 189 puan ve Beşiktaş 152 puan almıştır. Küme düşmeye oynuyor denilen Trabzonspor’un bu genel tablo içinde 4 puan önünde-yiz. Sportif başarı yok" dedi.

Eski başkan adaylarından Hasan Arat’ta, Yıldırım Demirören döneminde kulübün mali konularda ciddi yaralar aldığını söyledi. Beşiktaş’ın aktiflerinin geçtiğimiz yıl yüzde 50 azaldı-ğını vurgulayan Arat, "Yapılan yanlış transferler ve yüksek kontratlar çok ciddi zararlara yol açmıştır. Hisse senedi satış-ları gelir olarak kalemler içine dahil edilmiştir" diye konuştu. Koray Lordoğlu ise camiada yaşanan gruplaşmalardan ya-kındı.

Oktay Ağabey doğru bildiği konularda sözünü sakınmayan bir insandı.

Hasan ÖZDOĞAN

Page 188: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

187

DOSTLARI

HAYDAR BOZKURT

"Oktay, örnek alınacak adam gibi adamdı... Allah gani gani rahmet eylesin."

Haydar BOZKURT

VELİT GÜNAY

Bir Lider Modeli Olarak OKTAY ÖZAYDIN

“Kısa bir süre önce vakitsiz kaybettiğimiz Oktay Özaydın, ör-nek bir liderdi. Bu toplumda sergilene gelen liderlik modelle-rinin çok üzerinde kalitede bir liderdi. Hoşgörünün, sabrın, nezaketin, inceliğin bir portrede sembolleştiği istisnai bir lider örneğiydi. Kendisini davasına inanılmaz bir özveriyle vakfe-den lider örneğiydi.

Analar bazen istisnai özellikte ve güzellikte evlatlar doğuru-yorlar. Oktay Özaydın, işte bu istisnai örneklerden biriydi. Fi-ziki olarak da güzeldi ama ruhundaki asaletin büyüklüğü her türlü fiziki yapıyı güzel kılacak yücelikteydi.

Liderliğin hot/zotçulukta, sertlikte, megalomanlıkta ve kü-çük dağları ben yarattımcılıkta zannedildiği bu kısır ortamı-mızda, O, tam da bütün bunların yüz seksen derece zıddını sergileyen bir zarafet ve yücelik örneğiydi.

Politikada, sivil toplum çalışmalarında hiçbir menfaat bekle-meden sorumluluk alıp, bu sorumluluktaki görevi kendi işin-den de öne alarak özveride bulunmak nasıl bir ruh yüceli-ğiydi?

Sivil toplum etkinliklerinde bıkmadan usanmadan çaba sarf eden, İstanbul gibi trafiğin büyük problem olduğu devasa şe-

Page 189: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

188

hirde köy derneklerine kadar onlarca derneğin her türlü et-kinliklerine katılmayı bir görev sayan, bunları yaparken de kimseleri dışlamayan, ötekileştirmeyen bir liderlik örneğiydi.

Örgüt çalışmalarında kendisiyle taban tabana zıt görüş ve ya-pıda olanlara bile aynı eşit mesafede davranma ve çizgide tutma nasıl bir ferasetti?

Oktay Özaydın, bize nadir de olsa; Oktay Özaydın gibi olan-lar karşısında nasıl davranmamız, ne gözle bakmamız ve ne tür özen göstermemiz gerektiğinin dersini vermelidir. Tabii herkesten bu cins üstün meziyet göstermesi beklenilemez. Ama en azından empati geliştirelim, yapılan pozitif şeyleri takdir etmesini bilelim. “Marifet iltifata tabidir”, bari marifeti ve marifetlileri yeterince takdir edebilelim.

Oktay Özaydın’ın hayatından (maalesef kısa sürdü) alınacak önemli dersler var. İyi ve doğru yaşanmış hayattan geriye gü-zellikler kalıyor. Biz onu tanıyan, az çok birlikte olmuş insan-lar; hatırladıkça burnunun direği sızlıyor, “ona yeterince iyi arkadaşlık edebildik mi?” diye kendimizi sorgulama ihtiyacı duyuyoruz.

O, elbette kısmen ailesi de, bizler için özveride bulunup sıkıntı çekerken, koştururken ne kadar yanında bulunabildik?

Biz bozkırın çocukları, Oktay Özaydın gibi nadir yetişenleri rol model olarak genç kuşaklara aktarabilirsek, yeni kaliteli li-derler bekleyebiliriz.

Liderler, hele kalitelisi az yetişir ama kalıcıdırlar. Oktay Özay-dın dostumuz da kalplerimizde “Kaliteli Liderimiz” olarak kalıcı olacaktır.

Kendisine rahmetler dilerken, onu yetiştirenlere de şükranlar sunarız.”

Velit GÜNAY

MURTAZA ÇELİKEL

Sevgili Oktay, Seni Anlatmakta Çok Zorlandım, Affet

“Benim de doğduğum coğrafyada bireylerin hepsi akıllı ve akıllılarının kimseye ihtiyacı olmadığı için ortak akılla iş yap-mak çok zordur. Bazen de imkânsızdır. Arşivleri darbelerle

Page 190: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

189

yok edilmeden evvel Konya Talebe Derneği’nde benim de yö-netim kurulu üyeliğim ve başkanlığım vardı. Girişte yapmış olduğum tespit o günkü tecrübelerimden kaynaklandı. Rah-metli Cihat Abaoğlu, Rahmetli Kazım Bey, Rahmetli Bayram Camcı bu tecrübenin yalnızlığını yaşayanlardandır. Ne za-man Rahmetli Oktay Özaydın'ı ve Dernek Başkanı Hasan Es-kil'i görsem yukarıda andığım dernek başkanlarının yaşadık-ları günlerde çektikleri aklıma geliyor.

Yüksek sesle konuşmayı beceremeyen veya lüzum görmeyen, sakin, kendisiyle barışık, her şeye iyimser bakan ve karşısın-dakine ümit veren genç bir vakıf başkanı ile ilk defa karşılaş-mamız. İlk izlenimim, konuşmaları avize gibi havada sallan-mayan, gerçeğe dayalı, uygulanabilir, paylaşmaya müsait, paylaştıkça büyüyecek öneriler içeriyordu. Dikkatimi çekti. Araştırdım. Konuşmaları siyasi deneyim ve sorumluluk taşı-yan bir olgunlukta olması boş değilmiş. Siyasi tecrübesi kü-çümsenmeyecek sorumluluklar taşıdığını kanıtlar nitelik-teydi.

Rahmetli eski Konya Belediye Başkanı eski İmar İskan Bakanı Rüştü Özal telefonda, “Bir hemşerimle seni ziyarete geliyo-rum” diye bildirdi. Rahmetli Oktay Özaydın ile karşılaşma-mız ve tanışmamız çok saydığım seçkin Konya âşığı Rüştü Özal vasıtasıyla oldu. Siyasi çalışmalarını dostum Sayın Hü-samettin Cindoruk'tan da dinledim. Benim için önem veril-mesi gerekli bir profil de böylece ortaya çıktı.

Tarif etmeye çalıştığım uzun boylu, yakışıklı ve genç yaşında bizi terk edip, herkesi samimi şekilde üzen Oktay Özaydın. Başında bulunduğu vakıfta başlangıçta hiç kimsenin inanma-dığı bir projeyi gerçekleştirip, Konya’nın imzasını İstanbul’un en seçkin muhitine atmıştır. Kendisi ile Konya’nın markasız-lığını ve çarelerini araştıran, ne yapılması gerektiğini paylaş-mış bir insan olarak, kaybının ne kadar önemli ve vakitsiz ol-duğunu üzülerek, yüreğim acıyarak hissediyorum. Uzlaş-macı, barışçı, karşısındaki insanı sonuna kadar dinleme sabrı olan, örnek alınacak insanın “geride bıraktığı izlerinin” yetiş-tirdiği ve yetiştirmeye çalıştığı gençlere örnek olması dile-ğiyle.

Page 191: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

190

Sevgili Oktay Özaydın'a rahmet diliyorum. Oktay Özaydın'ın kaybı, ailesi ve çocukları için elbette düşünülemeyecek kadar acılar içerir. Vakitsiz kaybı dostları ve ailesi kadar, ülke için tecrübesi, enerjisi, hizmet aşkıyla katacağı değerler açısından da önemlidir. Keşke ölümünde gösterdiğimiz saygıyı, yaşa-dığı günlerde de desteklerimizle kendisini mutlu edebilecek kadar sergileyebilseydik.”

Murtaza ÇELİKEL

ADEM ESEN

Güzel İnsan: Oktay Özaydın

“Rahmetli Oktay Özaydın Bey’le İstanbul da yapacakları Kon-yalılar Günü’yle ilgili program vesilesiyle tanıştık. Kadıköy Caferağa Salonu’nda Konyalılar toplantısı yapıldı. Ben o za-man Selçuklu Belediye Başkanı idim. Biz de belediye olarak meslek eğitim kurslarından Konya çeyizleri sergisi tertip ede-rek bu programa katıldık. O günlerde Konya’ya Hilton oteli açılıyordu. Selçuk Üniversitesi Kampüsü’nde, şimdi Rixos oteli olan bina o günlerde Hilton oteli olarak açılıyordu. Prog-ramda bu inşaatın yapımcısı olan Sertler sponsor idi. Konya çeyizleri sergimize özellikle bayan hemşerilerimiz büyük ilgi göstermişti. Daha sonra Ataköy’deki tatil köyünde yine Oktay Bey’in gayretleriyle bir program daha yapıldı. Bu programda biz yine Konya çeyizleri ile katıldık. Programda Konya pilavı ikram edilmişti. Bu pilav mükellef bir nitelikte olduğu halde maalesef İstanbul’daki Konyalı hemşerilerimizi pilava fazla rağbet etmediler, pilav arttı. Halbuki o nitelikteki bir pilav Konya’da olsa bir pirinç tanesi bile artmazdı. Ben, Konya dü-ğün pilavını çok yiyen birisi değilim. Ama işim gereği, Konya’da bazı Pazar günleri otuza yakın düğünü gezdiğim olurdu. Bu sebeple pilavın kalitesini, ustasından tanıma imka-nım oldu. ‘Taş yerinde ağırdır’ derler. Demek ki, damak zev-kinde alışkanlıklar ve iklim etkili oluyor. Tabii ki İstanbul’da cazip olan da Konya’da cazip olmayabilir.

Oktay Bey’le başlayan bu dostluğumuz karşılıklı ziyaretleri-mizle pekişti. Bazen onu İstanbul’a geldiğimde Kadıköy’deki işyerinin üst katında ziyaret ederdim. Bazen de kendisi ve eşi,

Page 192: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

191

eşimle birlikte Beykoz’da İBB Sosyal Tesisleri’nde yemeğe da-vet ederdi. Cömert insandı.

Oktay Bey’in kayınpederi Ahmet Hilmi Nalçacı Konya’da modern belediyeciliğin temelini atan belediye başkanımızdı.

Eski Konyalılar Nalçacı Başkanı çok iyi tanırlar. Meğer rah-metli Nalçacı, benim doktora hocam ve kurucusu olduğum üniversiteye, İlim Yayma Vakfı’nın ismini verdiği Sabahattin Zaim’in Ankara Mülkiye’de sınıf arkadaşıymış. Hocanın ifa-desine göre Nalçacı, bu mektebin leyli şubesinde kalırlarken ney üflermiş, hatta arkadaşları kendisine takılırlarmış.

Oktay Bey’le rahmetli Nalçacı hakkında bir program yap-maya, hatta bir belgesel hazırlayarak kitaplaştırmaya gayret ettik ama sonuçlanmadı. Belki bu bizim vefasızlığımıza sayı-labilir.

Yeşilyurt’taki Vakıf binasının bulunduğu arsa alındığında Oktay Bey’in sevincine diyecek yoktu. Temel atma töreninde ben de bulundum. Binanın tamamlanması belediye başkanlı-ğımın süresinin dolduğundan sonraki döneme rastladığın-dan, vakıf binasının çinilerinin Selçuklu Belediyesi’nin atölye-sinde yapılmasına vesile oldum. Şimdi binanın bazı duvarla-rını süsleyen Beyşehir Kubat Abad sarayı çini motifleri Konya’mızdan, Selçukludan bir esinti olarak duvarları süsle-mektedir.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde kurucu rektör ola-rak görev aldıktan sonra Konyalılar Vakfı ve Derneği’ne beni çeken faktörlerin başında Oktay Bey’in güler yüzü ve babacan tavırları olmuştur. Çeşitli vesilelerle davetlerine icabet etmeyi bir görev sayarken, O da hiç tereddüt etmeden bizim daveti-mize gelirdi.

Bir seferinde bir grup Konyalı arkadaş Arabaşı içmek için Eyüp’teki üniversite ofisine bir Cumartesi akşamı misafir ol-muştu. Oktay Ağabey de hemşerilerimizle tanışmak ve Kon-yalı havasını teneffüs etmek için Arabaşı içmeye gelmişti. Bi-zim Arabaşı’nın hamurları tepside kaldı, ama çorbalar yetiş-medi. Hemşerimiz Kamil Adak Bey’in deyişiyle İstanbul’a ge-len Konyalılar ‘laylonlaştığından’ Arabaşı da usulüne göre yenmemişti.

Page 193: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

192

Bir seferinde herhalde 5 ekim 2013 günü, Dernek Başkanımız Kudret Bey, Oktay Bey’le beraber havaalanı WOW Otel’de düzenlenen yaşlılar fuarında Konya’dan gelen Ahmet Ağır-başlı Bey’i ziyarete gittik. Ahmet Bey, Konya’da yapacağı yaş-lılar yurdu projesini bu fuarda sergilemiş. Oktay Bey de bunu haber alınca bir Konyalı olarak ziyareti görev saydı. Biz de kendisine refakat ettik.

Kendisi bir süre siyasette bulunduğunu anlatmıştı. Ancak fa-natik bir siyasetçi tavrı asla olmadı. Aslında siyaseti, menfaat için de yapmadığı anlaşılmaktadır. Uzlaşmacı tavrı kendisine Konyalılar Vakfı ve Derneği dâhil birçok sivil toplum örgü-tünde ağabey olma niteliğini vermiştir.

İstanbul’daki Konyalıların bir araya gelebilecekleri ve faali-yette bulunacakları güzel bir bina ortaya çıktıktan sonra bu-rada çeşitli sosyal ve kültürel programlar düzenlenmesine ağırlık verildi.

Oktay Bey benim istişare kurulunda olmamı arzu etti. Hatta taltif ederek yüksek istişare kurul başkanı diyerek arkadaşla-rımıza takdim etti.

Bu çerçevede Konya Valisi, KOP Başkanı ve Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri’ni Konya’daki yatırımları anlatmaya davet et-tik.

Bu program bütün Konya ve çevresi (Karaman, Aksaray ve Niğde) illerinin dernek yöneticilerini bir araya getirmek, böl-gedeki altyapı niteliğindeki özellikle ulaştırma, sulama, ula-şım gibi büyük kamu yatırımlarını tanıtmak, İstanbul’daki iş adamlarını bu konuda bilgilendirme amacıyla düzenlenmişti.

Bu programı Oktay Ağabey göremedi. Çünkü ciddi olarak ra-hatsızlanmış ve komaya girmişti. Bir müddet sonrada vefat etti. Vefat ettiği gün, Mustafa Birim Bey ile Yahya Efendi Dergâhı haziresinin restorasyonu konusunda bilgi almak üzere Vakıflar Bölge Müdürü’nü ziyaret ettik.

Mustafa Bey’in ofisine giderken yolda aradılar ve Oktay Ağa-bey’in zorlu hastalığa yenildiğini öğrendik. Allah rahmet ey-lesin. Kader böyle, yazgı bu... Cenaze namazına katılıp kendi-sine son görevimizi de yerine getirdik. Allah’tan bağışlanması

Page 194: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

193

için dualarımızı ettik. Karacaahmet’teki ebedi istirahatgâhına tevdi edildi.

Dernek toplantıları sırasında aşağıda mescitte ben imam, o da cemaat olurdu. Hatta annesi muhtereme teyzemiz özürlü na-mazı hakkında kendisine bir soru sormuş, O da “Anne bir ab-dest ile vakit namazını kıl demiş.” Bana “doğru söyledim mi?” diye tekit ettirmişti. Biricik torunu ‘Ege’yi çok sevdiğini söy-lerdi. Bunu da söylerken gözlerinin içi gülerdi. İnşallah nesil-leri de kendisi gibi güzel olur.

Allah kendisine rahmet eylesin. Her nefis ölümü tadacaktır. O da tattı. Sırada kim var bilmiyoruz. Ama hepimizin olduğu kesin. Kıymetli eşine, çocuklarına, sevenlerine, Konyalılar Vakfı ve Derneği’ne tekrar başsağlığı dilerim.”

Prof. Dr. Adem ESEN

İstanbul Sabahattin Zaim Ün. Kurucu rektörü

Konya Selçuklu Belediye eski başkanı (1999-2009)

RECEP KONUK

“Biz” Diyen Bir Gönül Adamı: Oktay Özaydın

“Birlik olmak, bir olmak, beraber olmak, yardımlaşma ve da-yanışma hasletini egemen kılmak herkesin dilinden düşürme-diği temenni sözleridir. Onları temenniden gerçek hayata in-san taşır, bazı özel ve özellikli insanlar taşır. Bir olalım de-mekle birlik olunamayacağının, beraber olalım demekle bir araya gelinemeyeceğinin farkında olanlar.

Zamanlarından, işlerinden tasarruf edenler ya da daha doğru ifadeyle gönlünün genişliği hayatın günlük telaşlarının da-ralttığı zamana galip gelenler, hayatın anlamını ben sözünde değil de “Biz” sözünde daha anlamlı bulanlar o temennileri hayata taşır.

“Biz” diyenler ve o “Biz”i olabildiğince geniş yorumlayanla-rın gönül köşkü o kadar geniştir ki o köşke adım atmak için ne hısımlık bağına, ne eş-dost ahbaplık mertebelerine ne de tavassuta ihtiyaç vardır. Uzanan eli tutmak, gönül kapısının aralığından adım atmak yeterlidir.

Page 195: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

194

“Biz” diyebiliyor ve o “Biz”i genişletmeyi hayatın gayesi ola-rak görüyorsanız eğer, gurbete gelene el uzatmaktan, sıladan gelen için kapı aralamaktan, sıla-ı rahimden uzakta olanlarla yarenlik etmekten, kendi insanına gönlünü açmak için aynı toprağın evladı olmayı yeterli bulmaktan keyif alırsınız.

Dünyadaki mekânınızdan çok o “Biz”i bir araya getirecek mekânın ve ruhun inşasıyla meşgul olursunuz.

19 yaşında ailenizin yanına geldiğinizde sizi şaşırtan, ancak, yalnızlığa düşen bazı arkadaşlarınızı yutan büyükşehir, başka yalnızları da yutmasın…

Onların içini dağlayan gurbet yalnızlığını sonraki nesiller his-setmesin ister, babanızdan miras kalan hasenat yollarını aç-maya uğraşır, şahit olduğunuz zorlukları toprağımın evlatları çekmesin diye didinir, uzakta da olsanız topraklarınızda ka-lan ve kalacak insanların daha parlak bir geleceğe yürümesi için akıl terletir, akıl terletenleri bir araya getirirsiniz.

Adı burs ya da yardım sadece kendiniz hayır işlerine koştur-makla yetinmez, başkalarının hayır işlerine de vesile olur iyi-liğin hale hale yayılmasına vesile olursunuz.

Eğer gönülden, sadece hissederek değil yaşayarak “Biz” de-meyi becerebiliyorsanız, yüreği bileğinden güçlü olanlardan, gönlü köşklerden, saraylardan geniş olanlardansınızdır.

Ben onlardan birini tanıdım. Birlikte akıl terlettik, Onun da benim de dahil olduğum ve daha büyük olmasını, daha da büyümesini arzuladığımız “Biz” için.

Vakıf Başkanımız Diş Hekimi Oktay Özaydın’dı, Ağabeyi-mizdi, “Biz”im Oktay’ımız, “Biz”im Oktay Ağabeyimizdi O. Sadece hayata değil, gönüllere iz bıraktı. Allah (C.C.) gani gani rahmet eylesin. İnşasına emek verdiği, büyüttüğü “Biz”in, hepimizin duaları Onunla. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.”

Recep KONUK

PANKOBİRLİK ve KONYA ŞEKER

Yönetim Kurulu Başkanı

Page 196: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

195

ALİ TALİP ÖZDEMİR

(Eski Çevre Bakanı)

Oktay’ın Vefatının 7. Günü Anma Toplantısından

“Hz Mevlana diyor ki, "ben öldüğüm zaman beni toprakta aramayın, ben sevenlerin gönlündeyim".

Evet, Oktay ÖZAYDIN Başkanımızı kaybettik. Onu toprağa verirken, kalabalığa, dostlarına baktığım zaman Hz Mevla-na'nın söylediklerini hatırladım. Sevgili Başkanım siz artık se-venlerin gönlündesiniz. Siz artık burs verdiğiniz genç öğren-cilerin gönlündesiniz. Siz Konyalıların, sizi sevenlerin gön-lündesiniz. Bazı insanlar lider ruhludur. Siz birleştirici, uzlaş-macı liderlik yapınızla bizleri bir araya getirip hizmet üretti-niz ve çok zor olan ama çok zor bir görevi tamamlayıp (vakıf binamızı bitirerek) bu dünyadan geçip gittiniz. Gönüllere gir-diniz. Allah'tan rahmet diliyorum, Sevgili Başkanım.”

Ali Talip ÖZDEMİR

GAZETECİ ASLI AYDINTAŞBAŞ

“Sevgili Hasan Bey ve Konyalılar Derneği ve Vakfı temsilci-leri…

Oktay Ağabey’in vefatını geç öğrenmiş olmanın utancı içinde-yiz. Ancak üzüntümüz, utancımızdan da büyük...

Babam Halis Aydıntaşbaş Oktay Ağabey’i bir kardeş kabul eder, bizler de babamın yokluğunda Oktay Ağabey’imizi onun temsilcisi sayardık.

Sizin de dediğiniz gibi, her türlü övgüye layık, özel bir in-sandı. Yokluğu, hissedilecek.

Bu e-mail vesilesiyle Konyalılar Derneği ve İstanbul'daki Kon-yalılar camiasına, ailem adına başsağlığı dileklerimizi iletmek isterim.

Sevgi ve saygılarımla…”

Aslı AYDINTAŞBAŞ

(Vakıf Binamızın mimarlarından, okul arkadaşımız Halis Ay-dıntaşbaş’ın kızı)

Page 197: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

196

HÜLYA KARAMAHMUTOĞLU

“Saygıdeğer başkanım ve yönetim kurulu üyelerim,

İstanbul Konyalılar Vakfı Başkanı Sn. Oktay Özaydın'ın vefat haberini öğrenmiş bulunuyorum. Merhuma Allah'tan rahmet, her iki camiaya da sabır ve başsağlığı dilerim.

Sevgili Başkanım nurlar içinde yat, mekânın cennet olsun. Çok keyifli günler geçirdik, sohbet ettik, çay, kahve içtik, top-lantılar yaptık. Her Çarşamba derneğe gelişinizi ve ısmarladı-ğınız yemekleri hiç ama hiç unutmayacağım. Bundan bir ay önce sizi gördüğümde o sevecen ve her zamanki nazik hali-nizle gülümsediniz, sohbet ettiniz. Nereden bilirdim bunun son vedanız olacağını? Her daim kalbimde olacaksınız.

Dualarım sizinle sevgili Başkanım…”

Hülya KARAMAHMUTOĞLU

(İstanbul Konyalılar Vakfı eski sekreteri)

NAZLI’NIN KAYINBİRADERİ MURAT

“Bir erkek için basitçe yaşam;

Doğumla başlayan, çocukluk, gençlik, delikanlılık, askerlik, evlilik, babalık, dedelik :) gibi önemli deneyimlerle devam eden, günü gelince de dünyevi diyarı terk ederek bu süreci tamamlamak olarak tarif edilebilir... Bence bu diyara gelen her canlı birbirini desteklemek ve birbirine hizmet etmek için var-dır. Ve bazıları bu hizmeti elinden gelen en iyi şekilde yapar.

İşte benim yolculuğumda tanıştığım Sevgili Oktay Amca da böyle bir insandı. Ben Oktay Amca’yı bunları en iyi şekilde yapmış, bilgi ve deneyimlerini yetiştirip büyüttüğü harika üç evladına aktarmış biri olarak tarif ederim, eğer bana birileri sorarsa...

Ne mutlu!

Ruhun Şad Olsun… Sevgili Oktay Amca...”

Murat MISIRLI

Page 198: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

197

KONYA MAARİF KOLEJİ YAZIŞMA

GRUBUNDAN BAŞSAĞLIĞI DİLEKLERİ

18 Mart 2014 13:11 tarihinde Hasan Eskil

<[email protected]> yazdı:

“Sevgili kardeşlerim,

Kader bana bu haberi de mi yazdıracaktı? En sevdiğim arkadaşımın bu dünyadan göçtüğünü bildirmek zorunda mı kalacaktım? Ne acı bir kayıp, ne zor bir görev. Hepimizin başı sağ olsun. Oktay'ımızı bugün kaybettik. Allah rahmet eylesin. IŞIKLAR içinde uyu Ok-tay…”

Hasan Eskil

“Allah rahmet eylesin. Gerçek bir dostumuzu kaybettik. Çok üzgü-nüm…”

Ali İleri

(Ali’yi de 2014 yılında kaybettik. H.E.)

“Bu aziz ve sevgili kardeşimize Allah rahmet eylesin, geride kalan ailesine, dostlarına sabır ve metanet versin.

Oktay gerçekten müstesna, akil, olgun bir arkadaşımızdı. Yeri boş kaldı…”

13 Ali Tuygan

“KUTAY abi;

OKTAY abinin kaybı nedeniyle yaşadığınız derin acıyı içtenlikle paylaşır, size ve geride kalanlara sabır dilerim...”

Alp ÜNER

Page 199: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

198

“Sevgili Hasan abi, değerli KMK'liler,

Çok değerli büyüğümüzü Oktay ağabeyimizi kaybetmenin üzüntü-sünü yaşıyorum. Konyalılar Derneği-Vakfı binası için verdiği emeği, yaptığı mücadeleleri güler yüzüyle keyifle anlatması, her et-kinlikte yanı başımızda o pozitif enerjisiyle olması unutulmaz.

Işıklar içinde uyusun, hepinize sabır diliyorum…”

Aysan Arıcan'77

“Değerli Oktay ağabeyimizin kaybını öğrenmiş olmaktan üzgünüm. Kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve KMKD ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum.”

Mehtap Bozkır ( 1970-77 )

“Tüm camiamızın ve ailesinin başı sağ olsun…”

Av. Bülent Güme 76-83.

“Her şeyini özleyeceğiz. Nur içinde yat.”

Çelik Ergene

“Tüm camiamızın başı sağ olsun. Nurlar içinde yatsın. Yakınlarına sabırlar diliyorum.”

Cem Bozkurt’76

“Sevgili Oktay Ağabeyimizin vefatını büyük bir üzüntüyle öğren-dim.

Oktay abiye Allah'tan rahmet, ailesine ve tüm dostlarına başsağlığı diliyorum.”

Emrehan Halıcı

“Sevgili Oktay'ın kaybından dolayı çok üzgünüm. Ailesinin ve tüm sevenlerinin başı sağ olsun…”

Erdem Baykal

Page 200: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

199

“Sevgili Oktay abiye Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabır ve başsağlığı dilerim…”

Ertuğrul Gönül'79

“Oktay ağabeye Allahtan rahmet, kederli ailesine, dostlarına ve KMKD camiasına başsağlığı dilerim... Nur içinde yat Oktay ağa-bey…”

Fahri Demirağ

“Hepimiz için kolay unutulamayacak bir acı.

Cennet mekânın olsun Oktay…”

Fikret Yüksel

“Hasan Abi,

Başımız sağ olsun… Nurlar içinde yatsın.

Allah sizlere sabır ve sağlık versin…”

Gökşin

“Merhuma Allah'tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve arkadaşlarına sabırlar dilerim…”

Hilmi Kal'89

“Bugün güzel insan, Oktay Ağabeyimizi sonsuzluğa uğurladık. Daha doğrusu, bir parçamızı daha toprağa verdik. Kolay olmadı. İçi-mizi ısıtan o içtenliği, büyüklüğünü gizlemeye çalışan tevazu dolu örnek kişiliği ile sadece anılarımızda değil, her zaman yanı başı-mızda olacağına inanıyorum.

Kendisine Allah'tan rahmet, ailesi, yakınları ve tüm camiamıza sa-bırlar ve baş sağlığı diliyorum…”

İhsan Sami Başaytaç

“Sevgili Kutay,

Çok sevgili kardeşimiz abin Oktay'ın kaybı o kadar çok yerde öyle büyük büyük rahneler açtı ki... En başta siz ailesi, sonra Konya ve

Page 201: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

200

Konyalılar, sonra Kolej ve KMKD camiası, sonra sevgili Beşiktaşı-mız... Hepimizin başı sağ olsun. En kalbi dualarımız onunla. Nur içinde yatsın.

İlhan Uğurel (1955-1962)

“Acımız çok büyük. İstanbul'a geldiğimde ilk tanıdığım kolejli abim. Sadece kolej değil, Konyalılar Derneği’nde de hemşerilerimizin göz bebeği, beyefendi, aslan abim benim. Nur içinde yatacaksın…”

Isa Bolay

“Tanıma fırsatı bulamamış olmaktan üzüntü duyuyorum. Kendi-sine Allah’tan rahmet, başta Kutay ağabeye, bütün ailesine, yakın-larına, sevenlerine baş sağlığı ve sabır dilerim…”

Kamil Toker

“Yahu sabah saatlerinde mail hep açıktı ama sonra araya işler girdi kapatmak zorunda kaldım. Az önce de İhsan Başaytaç aradı, kahro-lası bu haberi verdi. Sevgili Oktay Özaydın ışıklar içinde kal, bütün arkadaşlarımın ve Konya Kolejli dostlarımın başı sağ olsun. Allah rahmet eylesin. İnanmak çok zor ama yaşamın en büyük gerçeği bu;

SÖZÜN BİTTİĞİ YER :((((…”

Mahmut Ünal

“Ne diyeyim Oktay Abi’m. İnanmadım, yazamadım, gözlerim doldu, ağlayamadım. Seni çok ama çok sevmiştik Abi’m. Her daim kalbimizde kalacaksın. Mekanın cennet olsun…”

Ömer Dağlıkoca

“Değerli Dostlar,

Kendisini tanıma fırsatı bulamadım ama yazılanlardan çok dostu ol-duğu ve sevildiği belli oluyor. Ailesine ve sevenlerine baş sağlığı di-liyorum. Allah sabırlar versin. Kalanlara sağlıklar versin…”

Mehmet ÇAMURLU-1984

Page 202: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

201

“Sevgili Oktay abiye Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine baş-sağlığı diliyorum…”

Mustafa Kozanoğlu

“Derin bir üzüntü içindeyiz. Ayrıca yıllarca bizlere aile doktoru ola-rak da çok emeği geçmiştir. Onu saygı ve rahmetle anıyor, mekanı cennet olsun diyoruz. Eşine, çocuklarına, yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyoruz…”

Necla-Şevki ŞEKERCİ

“Sevgili Oktay Ağabeyimizin yattığı yer ışıklar içinde olsun. Geride kalanlara başsağlığı ve sabırlar dilerim…”

Neşet PAMİR

“Sevgili Oktay Abiye Tanrı'dan rahmet, tüm sevenlerine başsağlığı dilerim…”

Kenan Onsun

“Hasan Abi,

Başta sen ve Kutay abi olmak üzere tüm Konya Maarif Koleji’nin başı sağ olsun. Tanrı geride kalanlara sabır versin.

Allah rahmet eylesin...”

Raşit ÜNÜVAR

“Sevgili Oktayımızı çok özleyeceğiz.

Nurlar içinde uyu canım kardeşim…”

Selçuk Berker 57-65

“İyi insan Oktay'ı uğurladığımız bu günde ailesinin ve dostlarının acısını paylaşıyorum. Mekânın cennet olsun canım kardeşim…”

Şener Özer 71

Page 203: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

202

“Sevgili Hasan Ağabeyimizin şahsında tüm Maarif Kolejlilere baş-sağlığı diliyorum. Çok değerli bir büyüğümüzü kaybettik, ailesine ve tüm sevenlerine sabırlar diliyorum…”

Serap Yılmaz (Soysal) 77

“Bugün (18.03.2014) acı haberi Özkan'dan aldım. Sevgili Oktay'a Allah'tan rahmet, eşine, çocuklarına, Kutay'a ve tüm yakın akraba ve dostlarına sabırlar diliyorum. Mekanı cennet olsun…”

Tansu Erçelebi

“Sevgili Oktay Ağabeyimize Allah'tan rahmet, ailesine sabırlar di-liyorum. Mekanı cennet olsun…”

İsmail Özelkan

“Oktay’ımızı kaybettik, herkesin başı sağ olsun…”

Vehbi

“Sevgili kardeşlerim,

Oktay kardeşimizin cenazesi yarın (19 Mart Çarşamba) öğle nama-zını takiben Karacaahmet Şakirin Camii'nden kaldırılacaktır…”

Hasan Eskil

“Değerli kardeşlerim,

Oktay'ımızı, ölümünün yedinci günü olan 25 Mart Salı akşamı saat 19.00-19.30 arasında İstanbul Konyalılar Vakfı'nınYeşilköy'deki kültür merkezinde anıyoruz.

Bu toplantıya bütün kardeşlerimiz davetlidir…”

Hasan Eskil

Adres:

İstanbul Konyalılar Vakfı

Handan Birim Kültür Merkezi

Gazi Evrenos Cad. No: 22

Yeşilköy

Page 204: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

203

OKTAY’IN VEFATINDAN SONRA ÇIKAN

ÖLÜM İLANLARI

ACI KAYBIMIZ

Merhum Mustafa Feyzi Özaydın ve Muzehher Özaydın’ın oğulları, Kutay Özaydın ve Gülay Aşçıgil’in kardeşleri, Cem Özaydın, Merve Özaydın ve Nazlı Mısırlı’nın babaları, Mutlu Mısırlı ve Gözde Yeyman Özaydın’ın kayınpederleri, Ege Mısırlı’nın dedesi ve Semiha Özaydın’ın biricik sevgili eşi

MEHMET OKTAY ÖZAYDIN

18 Mart 2014 günü vefat etmiştir.

Cenazesi 19 Mart 2014 Çarşamba günü (Bugün) Karacaahmet Şakirin Camii’nde Kılınacak öğle namazını müteakip Karaca-ahmet Mezarlığına defnedilecektir.

AİLESİ

***

BAŞSAĞLIĞI

Derneğimizin kurucu başkanı Diş Hekimi

Sn. Mehmet Oktay Özaydın

Vefat etmiştir.

Merhuma Allah’tan rahmet, Kederli Ailesine ve Beşiktaş Ca-miasına başsağlığı dileriz.

Kadıköy lOO. Yıl Beşiktaş’lılar Derneği

***

Page 205: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

204

VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI

Konyalılar Derneği ve İstanbul Konyalılar Vakfı’nın kurucu-larından, İstanbul Konyalılar Vakfı Başkanı Değerli İnsan

MEHMET OKTAY ÖZAYDIN’ın

vefatının derin üzüntüsü içindeyiz.

Merhumun cenazesi 19 Mart 2014 (Bugün) ŞAKİRİN CA-Mİİ’nde ÖĞLE NAMAZINI müteakip, KARACAAHMET MEZARLIĞI’na defnedilecektir. Tüm dostlarımıza ve hemşe-rilerimize başsağlığı dileriz.

KONYALILAR DERNEĞİ

İSTANBUL KONYALILAR VAKFI

NOT: Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin Vakfımıza ba-ğış yapması rica olunur.

Hesap No: TR53 0006 4000 0011 0082 7776 91

***

BAŞSAĞLIĞI

CAN ARKADAŞIMIZ

Dt. OKTAY ÖZAYDIN’ın

vefatının derin üzüntüsü içindeyiz.

Canımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve yakınla-rına başsağlığı dileriz.

Arkadaşları

YÜCEL ÇIKRIKÇI – ENİS BALCI

Page 206: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

205

BİTİRİRKEN

Artık kitabı bitiriyoruz. Başlangıçta da belirttiğim gibi, Kon-yalılar Derneği Başkanı Kudret Fikirli ile İstanbul Konyalılar Vakfı Başkanı Mustafa Birim, “Başkanı oldukları her iki ku-ruma da Oktay’ın çok büyük hizmetleri olduğunu” belirterek benden kardeşimizle ilgili bir kitap hazırlamamı istediler.

Bu talep, Oktay’ın vefatının üçüncü günü ailesine taziyeye git-tiğimiz gün yapıldı. Ben de bu onurlu görevi itirazsız kabul ettim. Vakit geçirmeden aile bireyleriyle arkadaşlarından, Ok-tay'la ilgili anı, resim ve düşüncelerini e-mail'ime aktarmala-rını ve hazırlayacağım kitabın eksiksiz olmasına yardımcı ol-malarını istedim.

Tüm bunlar acılı günlerimize denk geldi. Hepimizin yarası çok tazeydi, bendenizin yazıları dahil, gelen yazılar bu ne-denle acı doluydu. Bu atmosferde Oktay’ın Dernek ve Va-kıf’taki hizmetlerine şurasından burasından dokunulmuş oldu, verdiği hizmetler bir örtü altında kaldı.

Oysa, kardeşimizin erken ölümünün yüreğimize saldığı acı-nın yanında, onun çalışma tarzını ve hizmetlerini de okura ak-tarmak gerekiyordu. Kitabımızın bu bölümünde, bazı yer-lerde tekrara düşmek pahasına da olsa, bunu yapmaya çalışa-cağız. Olası tekrarlar için okurlardan özür dileriz.

Oktay, Mart 1994’te yapılan yerel seçimlerde Kadıköy Bele-diye Başkanlığını kazanamayınca siyasi çalışmalarında tem-poyu düşürdü. Derneği kuran müteşebbis heyetin ısrarla yap-tığı üyelik davetine o aralar olumlu yanıt verdi ve 1994 sonla-rında kurulan Konyalılar Derneği’nin 71 kişilik kurucular lis-tesinde yerini aldı. Derneğin ilk yönetim kurulu toplantısında

Page 207: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

206

başkan yardımcılığı görevlerinden birini üstlenen kardeşimiz, hemen başkan yardımcısı yapıldığına göre, Derneğin kurucu-larını duruşuyla ve akla yakın sözleriyle etkilemiş olmalıdır.

Konya İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Der-neği ile Konyalılar Derneği’nin birleştirilmesi ve Konyalıların İstanbul’da tek derneğin çatısı altında toplanması dernekçi-likte ilk başarısıdır.

Böylece Oktay daha dernekte çalışmaya başlar başlamaz son derece hayırlı bir işe imza atmıştır.

Sağ olsaydı benim bu övücü satırları yazmama asla rıza gös-termezdi. Övünmeyi sevmezdi çünkü. Ekip çalışmasına önem verir ve elde edilen sonuçları ekiple paylaşırdı. Bu konuda he-pimizin belleğine kazınan bir davranışı var ki ondan ileride söz edeceğim.

2000 yılında Konyalılar Derneği’nin Başkanlığına seçildi. Ra-hatsızlığı nedeniyle başkanlıktan ayrılmak isteyen Bayram Camcı, yerine Oktay’ı işaret etmişti. O seçimlerde benim de yönetim kuruluna girmemi istedi. Kabul ettim ve başkan yar-dımcısı oldum.

Dernek başkanlığında çok faal ve disiplinliydi. Her şeyden önce, Dernek Tüzüğü’nün hükümlerine birebir uyarak ayda en az bir kere yönetim kurulu toplantısı yapardı. Toplantı ön-cesinde gündemi belirler, gündemle ilgili hazırlıklar yapar, bize danışarak akşamki yemeğin mönüsünü bile tespit ederdi.

Toplantıyı üyelere bizzat kendisi telefonla duyurur, bu davra-nışıyla daha işin başında ekibinin gönüllerini fethederdi. Bu kibarlığını ve çalışma disiplinini hiçbir zaman bozmadı.

Toplantılara elinde bir ajandayla gelirdi. Ajandasında toplantı tarihi, toplantının gündemi yazılı olur, toplantı öncesinde her-kese hoş geldiniz dedikten sonra, gündemi açıklar ve toplan-tıyı açardı.

Toplantılarda zaman zaman şakalar yapılır, fıkralar anlatı-lırdı. Bunlara müsamaha eder, hatta şakalara kendisi de katı-lırdı ama gündemin görüşülmesini ve karara bağlanmasını asla aksatmazdı.

Page 208: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

207

Öğrenci burslarının her yıl sayı ve tutar olarak artırılmasını önemli görevlerinden biri olarak görürdü. Kendisi de yakın çevresinden burslar temin eder, bizleri buna zorlardı.

Başlangıçta da belirttiğim gibi, hemşeri dernekleriyle toplan-tılar düzenlemek, onların sorunlarını dinlemek, müşterek et-kinliklere imza atmak, onlarla aynı çatı altında nefes alıp ver-mek Oktay için mutluluk kaynağıydı. İlçe ve köy dernekleri-nin gecelerine, pikniklerine, toplantılarına gitmekten büyük zevk alırdı. Bu konuda üşengeçlik gösterdiğini hiç görmedim. Gittiği her yerde de saygı ve sevgi görürdü. Herhalde onun onca zahmete katlanmasını sağlayan da çevresinde örülen bu sevgi ve saygı çemberiydi.

Geleneksel Konya toplantılarına çağrılacak konuşmacılar ve bu toplantılar en titizlendiği konuların başında gelirdi.

Konferans verecek kişinin liyakatini ve halkın üzerindeki etki derecesini yönetim kurulu toplantısında uzun uzun tartışır-dık. Ondan sonra da konferansın yeri görüşülür; Derneğin, daha sonraları da aynı zamanda Vakfın prestijine uygun yer-ler seçmeye çalışırdık.

Kültür Merkezi inşaatı bittikten sonra bu tür konferanslar için mekân arama sorunumuz doğal olarak sona erdi. Derneğin gelirleri çok sınırlıydı. Oktay, bu tür yemekli konferanslara davet ettiğimiz konukların masraflarını yönetim kurulu üye-leri olarak bizlerin karşılamamızı isterdi, itirazsız kabul eder-dik. Bursların da büyük bir bölümünü yönetim kurulu üyeleri ve yakınları üstlenirdi. Dernekçiliğin maddi ve manevi fe-dakârlık anlamına geldiğini hepimiz kabullenmiştik; en fazla fedakârlık yapanlardan biri de Oktay’dı.

Dernekçilikte önem verdiği konulardan biri de İstanbul’da ya-şayan Konyalıların Konya’yla bağlarını koparmamalarını sağ-lamaktı. Hatta bu bağları güçlendirmeye çalışırdı. Daha doğ-rusu hepimiz bunu benimsemiştik. Bunun için de konferans-lara Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası başkanlarını, Konyalı başarılı iş adamlarını, Konyalı akademisyenleri ve Yargıtay Başkanı Sami Selçuk gibi önemli görevlerde bulunan Konyalıları davet ederdik.

Page 209: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

208

Konya düğün yemeği, Konya şenliği de önem verdiği etkin-liklerdendi. Bu etkinliklere İstanbul’da yaşayan Konyalıların katılması için radyo ve gazetelerle duyuru yapar, 700’ün üze-rindeki üyelerimize mektup yazardık. Yemeğe ve şenliğe ge-lecek hemşerilerimiz için Konya’nın halk kültür ve sanatını İs-tanbul’a taşır, Konya’ya özgü elişlerini sergilerdik.

Bu yemek ve şenliklerle sergilere İstanbul’da doğup büyümüş çocuklarımızın da getirilmesini isterdi. Daha doğru bir ifa-deyle, onun Dernek ve Vakıf başkanı olarak görev yaptığı yö-netim kurulu toplantılarında gündeme bu konular gelir ve başkanın ortaya koyduğu gündemi benimseyerek, aynı duy-gularla konuşur, kararlar alırdık. İsterdik ki çocuklarımız Konyalıdan ve Konya’dan uzak kalmasın, öz kültürünü ya-kından görüp tanısın…

Oktay, aldığımız bu kararları hayata geçirmek için hepimiz-den fazla emek sarf ederdi. Örneğin; o yıllarda Selçuklu Bele-diye Başkanı olan Prof. Dr. Adem Esen’le ilk teması sağlayan O olmuştu ve Adem Hoca bizim Konya’yla ilgili etkinlikleri-mizde hep yanımızda yer almış; Konyalı kadınların çeyizle-rini İstanbul’a kadar taşıyıp düzenlediğimiz yemek ve şenlik-lerde sergilemiş, bu sergiler İstanbul’da yaşayan Konyalılar arasında çok da beğeni kazanmıştı.

Bir keresinde Konya’dan mahalli sanatçı Kör Ahmet’i, bir ke-resinde yine mahalli sanatçı Sarı Mustafa’yı getirmiştik. Konya türküleri çalmışlar, Konya şivesiyle söylemişler, şaka-lar yapmışlardı. Bu arada Bozkır ekibini de unutmamak gere-kir. Oktay Konya kültürünün bu boyutunu da ihmal etme-meye çalışırdı. Çalışırdı diyorum, Dernek olarak biz elimiz-den gelen çabayı gösterir ama hemşerilerimizden aynı ölçüde karşılık görmezdik. Oktay bu ilgisizliği kafasını takmaz, Konya’nın kültürünü tanıtma çalışmalarından asla vazgeç-mezdi. Konya tarihine de büyük önem verirdi. Konya Kültür Merkezi’ndeki Selçuklu dönemini simgeleyen çini panolar onun başkanlığı döneminde yaptırılmıştı. Fikir bir başka ar-kadaşımızdan çıkmış, Oktay konuyu hemen benimsemiş ve Selçuklu Belediye Başkanlığıyla temas ederek, alınan kararı hayata geçirmişti.

Page 210: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

209

Dernek ve Vakıf başkanlıkları sırasında alınan yönetim ku-rulu kararlarını ısrarla takip eden bir insandı. Konular bir baş-kası tarafından gündeme getirilmiş olsa bile onun için fark et-mezdi. Yönetim kurulunca alınan karar kendisine teslim edi-len bir emanet gibiydi.

İtiraf edeyim, etkinlik kararlarının uygulanması aşamasında çoğu kez yalnız kalırdı. Yönetim kurulundan sonra herkes işine gücüne dalar, o tek başına çabalar dururdu. Telefonlarla, bazen muayenehanesine davet ederek, bazen de bizzat işye-rine giderek arkadaşları harekete geçirmeye çalışırdı. Yorul-mayan, yorgunluk bilmeyen bir adamdı.

Dernek olarak 2003 yılında İstanbul Büyükşehir Beledi-yesi’nden Yeşilköy’de bir arsanın üst kullanım hakkını kirala-mıştık ve arsanın üzerine kültür merkezi inşa ettirecektik.

Hedefimiz çok büyüktü: İstanbul’a, İstanbul’daki Konyalıla-rın bir araya gelebilecekleri, Konya’nın tarihinin ve kültürü-nün tanıtımının yapılacağı, her türlü sanatsal etkinliğin, top-lantıların gerçekleştirilebileceği bir eser kazandırmak istiyor-duk. Ayrıca elde edilecek kira gelirleriyle öğrenci burslarına da destek sağlanacaktı.

Saptadığımız hedeflere ulaşabilmek, tüm bunları gerçekleşti-rebilmek için, işin peşinden koşturacak mücadeleci bir adam gerekiyordu. Tabii bütün gözler Oktay’a çevrildi ve o bu ulvi görevi itirazsız kabul etti. 2007’de Oktay yeni kurulan İstan-bul Konyalılar Vakfı’nın, ben de Derneğin başkanı olduk. İn-şaat tamamlanıncaya kadar Dernek ve Vakıf Yönetim Kurul-ları birlikte toplandı.

O ara ben emekli olmuştum ve günlerimin çoğunu Kadıköy Altıyol’daki dernek merkezinde geçiriyordum. Dernek Mer-kezi Oktay’ın muayenehanesine iki dakikalık mesafedeydi. Bu nedenle de Oktay’la hemen hemen her gün görüşüyor, çar-şamba günleri de sabahtan aşama kadar beraber oluyorduk. Bu nedenle o binanın inşaatı sırasında ne zorluklar çektiğinin yakın tanığıyım.

Bina tamamlanana kadar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle Bakırköy Belediyesi arasında mekik dokudu. Kadıköy’den

Page 211: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

210

kalkıp oralarda işinin peşine düştü. Öyle ki belediye başkan-larının özel kalem müdürleri ve sekreterleriyle “tanış” haline geldi. Bir taraftan da muayenehanesindeki hastalarına yetiş-meye çalıştı.

Arsanın kiralanması işini Dernek yürütmüştü. Yapılan noter, tapu tescil masraflarının temininde, henüz ortada vakıf yoktu. Temel atıldığında da öyle... Bu aşamada, ileride kurulacak Vakfın sermayedarları olacak Birim ve Argıt aileleri yardımcı olacak; ancak ilave destekler gerekecektir.

Oktay, Türkiye’nin ilaç sanayinin ve ecza depoculuğunun önde gelen kurumlarının kurucusu olan Adil Karaağaç’ın, Mustafa Öncel’in, Ahmet Keleşoğlu’nun kapılarını çalacak, çaldığı kapılardan eli boş dönmeyecektir. Aslında para ister-ken sıkılan bir insandır ama üstlendiği görevin başarıya ula-şabilmesi için mizacına ters düşen bu işi de yapacaktır.

Tam işler yoluna girmişken inşaatın bulunduğu adanın imar planları iptal edilecek ve belediye tarafından inşaat durduru-lacaktır. Bu habere çok üzülen Oktay yeniden proje tasdikleri, inşaat ruhsatları peşinde koşacak, para bulmak için bu kez İs-tanbul sınırları dışına çıkıp, Konya’ya kadar gidecektir.

Konya’dan umduğunu pek bulamayacak ve yeniden İstan-bul’a dönen Oktay’a bu aşamada İsmail Öncel, Mustafa Birim, Osman Argıt yapacakları bağışlarla yardım elini uzatacak, Hikmet Deniz’den önemli miktarda borç alınacak ama Oktay çok sıkıntılı günler yaşayacaktır.

İstanbul Konyalılar Vakfı kurulduktan sonra, sermayedar olan Birim ve Argıt ailelerinin desteğiyle inşaat başlayacak, fakat bu kez de ekonomideki olumsuz gelişmeler başlangıç-taki hesabın şaşmasına sebep olacak ve Oktay’ı gene sıkıntılı günler bekleyecektir. Yeniden bağış arayışına giren Oktay umut ışığı gördüğü her kapıyı çalacak, bazı kapılar yüzüne kapanacaktır. Bunların bir kısmına ben tanığım. Oktay’ın ya-nındaydım çünkü. O günler zor günlerdi…

Oktay koşuşturmakta ve üstlendiği görevi bihakkın yerine ge-tirmeye çalışmaktadır. O ara “Yüz Yiğit Konyalı” projesini or-taya atacak ve Konya yollarına yeniden düşecektir. Bu gidip

Page 212: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

211

gelmeler az da olsa meyvesini verecek ve 32 yiğit Konyalı Ok-tay’ı geri çevirmeyecektir ama bu su ağacı büyütmeye yeterli değildir. Bir ara inşaat durma noktasına gelecek, Oktay yeni-den destek arayışına girecektir. İşte bu sırada PANKOBİRLİK ve KONYA ŞEKER’in Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk yüzümüzü güldürecek ve Oktay’ın aradığı A grubu Rh+ kan bulunacaktır. Bununla işler yeniden başlamışken, Birim aile-sinin Konya’daki öğrenci yurdunu Vakfa bağışlama kararı ge-lecek, yurt binasının satılmasıyla Oktay’ın eli rahatlayacak, yüzü gülecektir.

Bir gün Oktay’ın hazır bulunmadığı bir ortamda, hizmetlerine karşılık Kültür Merkezi’nin Dernek ve Vakıf yönetim odaları-nın bulunduğu dördüncü katına adını vermeyi kararlaştırdık, toplantıda da bunu kendisine söyledik. Hemen itiraz etti. Biz ısrar ettik, o direndi. Sonunda, “Lafı uzatma Oktay, biz kara-rımızı verdik” dedim, böylece karar aşaması tamamlandı. O gece hiç unutmam, onun otomobiliyle evimize gelirken, Yeşil-köy’den Kadıköy’e kadar bana söylendi durdu. O denli müte-vazı bir insandı. Başarıları sahiplenmez, ekibiyle paylaşırdı.

Tüm bunları Oktay’ın İstanbul Konyalılar Vakfı Handan Bi-rim Kültür Merkezi’nin ortaya çıkmasındaki emeğini tarihe not düşmek için yazıyorum. Kültür Merkezi hedefine kolayca ulaşılmadı, Oktay’ın o binada çok emeği var. Tabii o bina ar-kadaşların da maddi ve manevi destekleriyle yükselmiş, bu-günkü haline gelmiştir. Başta Oktay, hepsi teşekkürü hak edi-yor.

Evet, Oktay’ın dernekçiliği böyle bir şeydi. Konya ve Konya-lılar, Konyalılar Derneği ve İstanbul Konyalılar vakfı Baş-kanı’yken yaptığı hizmetlerden dolayı Oktay’a çok şey borç-lular.

Page 213: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

212

SONSÖZ

İSTANBUL KONYALILAR VAKFI HANDAN BİRİM KÜLTÜR MER-KEZİ’NİN GİRİŞİNDE ZİYARETÇİLERİ KARŞILAYAN ESER.

(TASARIM ve UYGULAMA ADİL ÖNGEL)

Page 214: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

213

Sözcüklerin bitip tükendiği yerdeyiz artık. İzninizle huzurla-rınızdan ayrılıyorum.

Hasan ESKİL

Feneryolu/İstanbul, 12 Şubat 2015

Page 215: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

214

ALBÜM FOTOĞRAFLARLA OKTAY ÖZAYDIN

ANNE MÜZEHHER, BABA MUSTAFA FEVZİ, KUTAY ve OKTAY…

Page 216: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

215

ÜÇ YAŞINDA…

BABA MUSTAFA FEVZİ, OKTAY, GÜLAY, KUTAY ve BİR AKRABA ÇOCUĞU…

OKTAY BEŞ YAŞINDA…

Page 217: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

216

OKTAY YEDİ YAŞINDA…

OKTAY SEKİZYAŞINDA…

Page 218: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

217

OKTAY, GÜLAY, KUTAY ( MERAM’DA.- 1960) MERAM…

OKTAY’LA KUTAY (MERAM’DA DEREDE – 1960.)

Page 219: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

218

ORTA ÖĞRENİM

KONYA MAARİF KOLEJİ (1957-(1964)

YATAKHANE KARTI…

HAZIRLIK SINIFI 1957…

Page 220: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

219

ORTA III 20.10.1961…

ORTA III 1961…

Page 221: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

220

KOLEJ SONRASI

OKULUN 50. YILI, OKTAY ve ARKADAŞLARI. OKULUN ÖNÜNDE (2005)…

OKULUN 50. YILI, OKTAY ve ARKADAŞLARI KONYA’DA (2005)…

Page 222: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

221

ASKERLİK YEDEKSUBAY (ARTVİN)...

Page 223: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

222

YUVASINI KURUYOR SEMİHA’YLA OKTAY’IN NİŞANI (1972)

NİŞAN: OKTAY’ÎN BABASI MUSTAFA ÖZAYDIN NİŞAN YÜZÜKLERİNİ TAKARKEN…

Page 224: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

223

NİŞAN PASTASI…

NİŞANDA OKTAY’IN KOLEJ’DEN ARKADAŞLARI …

Page 225: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

224

MUTLULUK DANSI…

Page 226: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

225

SEMİHA İLE OKTAY’IN DÜĞÜNÜ (1973).

MUTLULUK DANSINA DEVAM…

Page 227: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

226

GENÇ EVLİLER (31.12.1973)…

BODRUM, GÜMÜŞLÜK (1984).

Page 228: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

227

OĞLU CEM KUCAĞINDA (1976)…

Page 229: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

228

MERVE KUCAĞINDA, İKİSİ DE UYUYAKALMIŞ (1990)…

MERVE’YLE (1992)…

Page 230: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

229

MERVE’YLE (1994)…

1

OKTAY, SEMİHA, NAZLI, CEM (1982)…

Page 231: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

230

VE BİR NOSTALJİ SEMİHA BABASIYLA DANS EDİYOR (1968)

1969’DA ARAMIZDAN AYRILAN RAHMETLİ AHMET HİLMİ NALÇACI KONYA’NIN MODERN ŞEHİR OLMA ALT YAPISINI HAZIRLAYAN BELEDİYE

BAŞKANIYDI…

Page 232: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

231

AİLE BÜYÜMÜŞ: 2013

OKTAY (EŞİ SEMİHA), KUTAY (EŞİ FATMA), GÜLAY (EŞİ NECAT), ÇOCUKLAR,

GELİNLER, DAMATLAR, TORUNLAR…

GÜLAY’IN KIZI ESİN’E SÖZ KESİLDİĞİ GÜN. DAYILAR OKTAY ve KUTAY’LA BİRLİKTE. (2006)…

Page 233: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

232

DÜNYA FUTBOL ŞAMPİYONASINDA SEMİHA İLE HOLLANDA’DA…

Page 234: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

233

DÜNYA FUTBOL ŞAMPİYONASI – HOLLANDA (2000)

NAZLI’YLA MUTLU’NUN DÜĞÜNÜ (2006)…

Page 235: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

234

NAZLI’YLA MUTLU’NUN DÜĞÜNÜ (2006)…

Page 236: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

235

GÜLAY’IN KIZI MİNE’NİN NİKÂHI. NİKAH ŞAHİTLERİ İKİ DAYI, OKTAY

ve KUTAY. (2009)…

2000’Lİ YILLAR…

Page 237: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

236

CEM’LE GÖZDE (Nişan 2008, Düğün 2009)…

NİŞAN: OKTAY GENÇLERİN YÜZÜĞÜNÜ TAKIYOR (2008)…

DÜĞÜNDE İKİ AİLE BİR ARADA (28.07.2009)…

Page 238: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

237

OĞLUNUN MÜRÜVVETİNİ GÖREN OKTAY ÇOK KEYİFLİ DEĞİL Mİ?..

Page 239: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

238

63. DOĞUM GÜNÜ (20.07.2008)…

Page 240: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

239

OKTAY MUAYENEHANESİNDE (2000’Lİ YILLAR)…

OKTAY MUAYENEHANESİNDE (2000’Lİ YILLAR)…

Page 241: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

240

MERVE’NİN LİSEDEN MEZUNİYETİ (2009)…

SEMİHA, ANNESİ ÖZDEN HANIM, MERVE, OKTAY, NAZLI, MUTLU TÖRENDE.

MERVE’NİN MEZUNİYETİ: GÖZDE, CEM, SEMİHA, OKTAY,

MERVE, MUTLU, NAZLI…

Page 242: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

241

GENİŞ AİLE SEYAHATTE…

İLK TORUN EGE KUCAĞINDA (21.12.2013)…

EGE, KIZI NAZLI’NIN OĞLU…

MERVE, MUTLU, NAZLI, SEMİHA, OKTAY, GÖZDE, CEM. (ÇANAKKALE 2009)

Page 243: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

242

EGE’NİN 1. YAŞGÜNÜ. (MAALESEF DEDESİ YANINDA DEĞİL.)

CEM’İN OĞLU DORUK OKTAY, KUZENİ EGE’NİN YAŞGÜNÜNDE…

Page 244: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

243

SOSYAL YAŞAMI

OKTAY ve YAKIN ARKADAŞLARI. MUSTAFA GÖNCÜ’NÜN OĞLU SELİM’İN

DÜĞÜNÜNDE…

MUSTAFA GÖNCÜ’NÜN KÜÇÜK OĞLU YAVUZ’UN URLA’DAKİ DÜĞÜ-

NÜNDE…

Page 245: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

244

2010 YILI KARADENİZ GEZİSİ…

KARADENİZ GEZİSİ…

Page 246: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

245

OKTAY DOĞUŞTAN BEŞİKTAŞLIYDI…

Page 247: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

246

OKTAY DOĞUŞTAN BEŞİKTAŞLIYDI…

SİYASETÇİLİĞİ…

Page 248: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

247

1991’DE DYP’DEN MİLLETVEKİLİ ADAYI…

Page 249: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

248

SAYIN SÜLEYMAN DEMİREL ve OKTAY…

1991’DE DYP’DEN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLAN OKTAY, PARTİ GENEL BAŞ-KANI SAYIN DEMİREL’LE…

OKTAY 1991 GENEL SEÇİMLERİ SIRASINDA DYP İLÇE BŞK.LIĞINDA

SN. DEMİREL’LE…

Page 250: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

249

1991 GENEL SEÇİMLERİNDE YILDIRIM AKTUNA’YLA DEĞERLENDİRME TOPLANTISI…

1991 YILI SEÇİM MİTİNGİ (KADIKÖY)…

Page 251: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

250

OKTAY DTP’DE. (KURULUŞU 1997)…

DTP GENEL BŞK. CİNDORUK VE ESKİ BAKANLARDAN REFET SEZGİN İLE

KADIKÖY SOKAKLARINDA…

OKTAY DTP GENEL BAŞKANI CİNDORUK İLE BİR MİTİNGTE (1997)….

Page 252: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

251

SİYASETTE MÜCADELE ARKADAŞLARI…

CİNDORUK VE SEZGİN’LE KADIKÖY SOKAKLARINDA…

Page 253: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

252

DERNEK ve VAKIF ÇALIŞMALARI…

HEMŞERİ DERNEKLERİYLE TOPLANTILAR…

KONYALILAR DERNEĞİ LOKALİ/ KADIKÖY (1996-2012)…

KARAMANLILAR VAKFININ İFTARI (EYLÜL 2009)….

Page 254: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

253

KARAMANLILAR VAKFININ İFTARI EYLÜL 2009…

TAŞKENTLILER DERNEĞINDE ILÇE DERNEK VE VAKIF BAŞKANLARI ILE

TOPLANTI EKIM (2009)…

Page 255: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

254

KONYASPOR ŞAMPİYONLUK MAÇI SÜPER LİGE YÜKSEL-

DİĞİ MAÇ. (MAYIS 2010)…

Page 256: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

255

KONYALILAR DERNEĞI VE VAKFININ BOĞAZ’DA GEMIDE IFTAR YEMEĞI.

(TEMMUZ 2013)…

BOĞAZ’DAKİ İFTAR YEMEĞINDE KONUŞURKEN….

Page 257: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

256

KONYA KÜLTÜR MERKEZİ (KKM) TEMEL ATMA TÖRENİ

KONYA KÜLTÜR MERKEZİ (KKM) TEMEL ATMA TÖRENİ (31.03.2007). VAKIF

BAŞKANI OLAN OKTAY DAVETLİLERE BİLGİ VERİYOR…

TEMEL ATMA TÖRENİNDE DAVETLİLER…

Page 258: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

257

KONYA KÜLTÜR MERKEZİ (KKM) İNŞAAT HALİNDE

(3600 M2 KAPALI ALAN)

OKTAY İNŞAATIN KONTROLÜNDE…

OKTAY İNŞAATIN KONTROLÜNDE….

Page 259: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

258

KONYA KÜLTÜR MERKEZİ (KKM)TAMAMLANDIKTAN SONRA

AÇILIŞ (28.04.2012)

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU (O TARİHTE DIŞ İŞLER BAKANI) OKTAY’LA KUR-

DELEYİ KESERKEN…

Page 260: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

259

BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU (O TARİHTE DIŞ İŞLER BAKANI) VAKIF ve DERNEK YÖNETİCİLERİ İLE…

AÇILIŞTA OKTAY KONYA MİLLETVEKİLİ ATİLLA KART’LA…

Page 261: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

260

AÇILIŞTA OKTAY KONYA MİLLETVEKİLİ FARUK BAL’LA…

AÇILIŞTA OKTAY KONUKLARA HOŞGELDİNİZ DİYOR…

Page 262: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

261

OKTAY KÜLTÜR MERKEZİNİN AÇILIŞINDA GAZETECİYLE RÖPORTAJ YAPI-

YOR…

AÇILIŞTA BİRİM AİLESİNİN BABALARI HASAN BİRİM KONUKLARA TANI-

TILIYOR…

Page 263: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

262

SAĞLIĞINDA OKTAY’IN ADI VEKIF ve DERNEK YÖNETİM KATINA VERİL-MİŞTİ…

AÇILIŞTA OKTAY, DERNEK/VAKIF YÖNETİCİLERİ ve VAKIF MÜTEVELLİ HEYETİ. KONYA KÜLTÜR MERKEZİ’NİN (İSTANBUL KONYALILAR VAKFI

HANDAN BİRİM KÜLTÜR MERKEZİ) ÖNÜNDE…

Page 264: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

263

OKTAY, VAKFIN SERMAYEDARI İKİ AİLE NİN BİREYLERİYLE; OSMAN – ÖMER ARGIT, HÜSEYİN – MUSTAFA BİRİM. KEYİFLERİ YERİNDE…

OKTAY, DERNEK ve VAKIF YÖNETİCİLERİYLE KKM’DE…

Page 265: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

264

ZOR GÖREV TAMAMLANDI. BAŞKANIN KEYİF KAHVESİ NEREDE?.. OKTAY

ÖZAYDIN VE HASAN ESKİL…

OKAY’LA SEMİHA KONYA KÜLTÜR MERKEZİNDE KONYA YEMEĞİNDE.

(2013)…

Page 266: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

265

SELÇUK ECZE DEPOSUNUN YÖNETİM KURULU BAŞKANI AHMET KELE-

ŞOĞLU KONFERANS VERİYOR…

PANKOBİRLİK BAŞKANI RECEP KONUK KONFERANS VERİYOR...

Page 267: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

266

RECEP KONUK KÜLTÜR MERKEZİNİN ÖNÜNDE…

ESKİ KONYA SANAYİ ODASI BAŞKANI TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL’E KON-

FERANS SONRASI PLAKET VERİLİRKEN…

Page 268: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

267

OKTAY KKM’NİN TERASINDA KONTV İSTANBUL TEMSILCISI AHMET

DUR’A RÖPORTAJ VERIRKEN…

KKM’DEKİ SELÇUKLU ÇİNİ TAB LOLARI YAPTIRAN SELÇUKLU BELEDİYE BŞK. UĞUR İBRAHİM ALTAY, KKM’Yİ ZİYARETİNDE İNCE MİNARELİ CA-

MİİN KAPISINININ MAKETİNİ HEDİYE EDERKEN…

Page 269: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

268

KONYALILAR DERNEĞİ İLE İSTANBUL KONYALILAR VAKFI YÖNETİM KU-RULU ÜYELERİ VE VAKIF MÜTEVELLİ HEYETİ ÜYELERİ EŞLERİYLE

KKM’DE…

EDİRNE GEZİSİNDEN…

Page 270: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

269

Hasan Eskil

1943 Yılında Konya’nın Kara-

kaya Köyü’nde doğdu.

1956 yılında Konya Maarif Ko-

leji’nin sınavlarını kazandı. Or-

taöğrenimini burada tamamladı.

1963 Yılı üniversite sınavlarında

girmeye hak kazandığı Siyasal

Bilgiler Fakültesi’nde (Mülkiye)

dört yıl yükseköğrenim gördü.

1967’de İş Bankası’nın müfettiş-

lik sınavlarına girdi. 1968 Ocak Ayı’nda bu Banka’nın Tef-

tiş Kurulu’nda göreve başladı. Dokuz yıl Teftiş Kurulu kad-

rosunda kaldı, daha sonra Banka’nın iki Genel Müdürlük

seksiyonunda müdürlük yaptı. 1990 Yılında Anadolu Hayat

Sigorta’yı kurdu ve Genel Müdürlüğüne atandı. 2001’de

emekli oldu. Emekliliğinde bir süre Türkiye Sigorta ve Rea-

sürans Şirketleri Birliği’nde çalıştı; 2003’te istifa ederek

ayrıldı. Edebiyatla uğraşmakta; yayımlanmış dokuz kitabı

bulunmaktadır. Halen iki yeni kitap üzerinde çalışmaktadır.

Page 271: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın

270

Page 272: Hasan Eskil - konyader.com · Bir Güzel İnsan/Oktay Özaydın 4 Bu kitabın yayın hakları Hasan Eskil aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar,

Hasan Eskil

271