hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne İlİŞkİn...

32
HAMDULLAH •• •• Veli OZTURK HAMDULLAH SUPHI TANRIOVER'S VIEWS ON RELIGIOUS EDUCATION . This article deals with Hamdullah Suphi and the policies implemented by him. a parliment Minister of Education and the president of Türk !ived through of Iate period and Republican Turkey, and servcd in influential positions. · The period between 1920-1960 is not only in of political history of the Rebublic but also in terms of religious education policies. The policies religious education in Republician Turkey was shaped under the influences of the relation rcligion and state, religion and politics, and religion and society: the years between 1920-1926 when was in the Turkish Grantl National Assembly and served as the Minister of National Eelucution important decision concerning the religious education were laken. The decisions open lhe Imarn-Khatip Scholars and Divinity Faculty in accordance with the unitary Eelucution Act has been discussed in the National Assembly in this period. Although and the Minister of Eduerition supported the proposal by the MP' s with ma dr asa background tooper Imarn-Khatip High School s and to allow graduates to enter lhe Divinity Faculty the motion failed to be implemented. The view, defended by Minister of Education, that the schools are occupational schools and the graduates could not enter the Divinity Faculties inteneleel for the high schools graduates, prevailed and High Schools were nol open by the following governments. For this renson the Imam-Khatip schools were closed in 1930 and Divinity Faculty in 1933 followed. In 1926 had already said: "High School graduates do not choose the Divinity Faculty and they will not to do so either. If wc follow the same course of action for five more years, there would not be student for the Divinity." In this speech predicted the closure of the Divinity faculty and Imam-Khatip schools, and during the cra of multi-party democracy he was also influentral in shaping religious education policies of peoples Republic Party and in reopening of schools. In short, is one of the religious most important political figure in Republican period developments in religious education. • Yard. Doç. Dr., DEÜ Fakültesi Din Anabilim Üyesi.

Upload: others

Post on 03-Sep-2019

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

•• •• ılı

Veli OZTURK

HAMDULLAH SUPHI TANRIOVER'S VIEWS ON RELIGIOUS EDUCATION

. This article deals with Hamdullah Suphi Tanrıöver's and the policies implemented by him. Tanrıöver, a parliment meınber. Minister of Education nınbassadar and the president of Türk Ocakları !ived through ref~rm moveınents of Iate Ottoınan period and Republican Turkey, and servcd in influential positions. ·

The period between 1920-1960 is iınportant not only in terıns of political history of the Rebublic but also in terms of religious education policies. The policies religious education in Republician Turkey was shaped under the influences of the relation bet»'eeiı, rcligion and state, religion and politics, and religion and society: ~ın the years between 1920-1926 when Tanrıöver was in the Turkish Grantl National Assembly and served as the Minister of National Eelucution important decision concerning the religious education were laken. The decisions tÖ open lhe Imarn-Khatip Scholars and Divinity Faculty in accordance with the unitary Eelucution Act has been discussed in the National Assembly in this period. Although TAnrıöver and the Minister of Eduerition Şükrü Saraçoğlu supported the proposal by the MP' s with ma dr asa background tooper Imarn-Khatip High School s and to allow graduates to enter lhe Divinity Faculty the motion failed to be implemented. The view, defended by Vasıf Çınar, forıner Minister of Education, that the Imam~Khatip schools are occupational schools and the graduates could not enter the Divinity Faculties inteneleel for the high schools graduates, prevailed and Imam-Klıntip High Schools were nol open by the following governments. For this renson the Imam-Khatip schools were closed in 1930 and Divinity Faculty in 1933 followed. In 1926 Tanrıöver had already said: "High School graduates do not choose the Divinity Faculty and they will not to do so either. If wc follow the same course of action for five more years, there would not be aİ1y student for the Divinity." In this speech Tanrıöver predicted the closure of the Divinity faculty and Imam-Khatip schools, and during the cra of multi-party democracy he was also influentral in shaping religious education policies of peoples Republic Party and in reopening of schools. In short, Tanrıöver is one of the religious most important political figure in Republican period developments in religious education.

• Yard. Doç. Dr., DEÜ İliihiyat Fakültesi Din Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

Page 2: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H SUPHİ TANRIOVER 'İN DİN EGİTİMİNE İLİSKİN GORüSLERİ

Kcy Tcrms:

Re1igious Educatioıı, Unitary Educatioıı, Act, Imum-Klıatip Schools Divinity Faculty, Ministry of National Educatioıı, Miııistry of Religion and Endowmen~s, Directorate of Religious Affairs, Religion Courses, Madrasa.

*** ''Lise/erden çıkan/ar, İlahiyat şubesine gitmiyorlar ve gitmeyeceklerdir. Beş sene aynı vaziyeti muhafaza ediniz, İlahiyat şubenizin talebesi kalmaz. "

H.S. Tanrıöver

Biı yazıda, Hamdullah Suphi Tanrıöver'in din . eğitimin4ı bazı sorunlarının tespit ve çözümüne yönelik olarak I. TBMM hükümetleri

·' döneminde, Cumhuriyet'in ilk yıllarında ve çok partili demokratik sisteme geçiş döneminde öne sürdüğü görüşler incelenmeye ve değerlendirilmeye

çalışılacaktır. Söz konusu görüşleri incelemeye ve değerlendinneye geçmeden önce, Hamdullalı Suphi Tanrıöver'in kim olduğunu, bu makalenin hangi amaçlarla yazıldığını ve din eğitimi tarihi alanına ne gibi katkılarda

bulunacağını açıklanmk yararlı olacaktır.

1885-1966 yı~ları arasmda· yaşamış olan H. Suphi Tanrıöver, ünlü bir hatip, önemli bir devlet, siyaset ve dava adamı olarak bilinmekl;edir. 1 1913 'te, II. Meşrutiyet döneminin önemli derneklerinden biri olan Türk Ocakları 'nm reisliği görevine getirilen H. Suphi Tanrıöver, Türk ınilliyetçiliği düşüncesini devletin resmi ideolojisi haline getirnıeye çalışan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidar tekelini ele geçirdiği 1913-1918 yıllarıarasmda İttihatçı

H. Suphi Tanrıöver'in hayatına pek çok ansiklopedide yer verilmiştir. Bazı ömekler için bkz. TiirkAnsiklopedisi, MEB Yay., Ankara 1981, C. 30, s. 386-387;AnaBritamıica, C. 20, s. 383-384; Yeni Türk Ansiklopedisi, Ötüken Yay., İstanbul 1985, C. 10, s. 3953. Taımöver'iıi hayatı ve dünya görüşü ile ilgili olarak bkz. H. Suphi Taıırıöver, Dağ Yolu ve Gi.inebakaııdan Seçmeler, Haz. M. Necati Sepetçioğlu, M.E. Bas., İstanbul 1971, s. I-XIV. Tanrıöver'in amları için bkz. Mustafa Baydar, H. Suplıi Tannöver ve Am/arı, Ankara 1969. Tanrıöver'in İstanbul Meclis-i Mebusanı'nda, TBMM'de ve Türk Ocaklarında yaptığı önemli konuşmalar için bkz. H. Suplıi Tanrıöver, Dağ Yolu, Türk Ocakları Hars Heyeti Neşriyatı, Ankara 1928. Tanrıöver'in Hakimiyet-i Milliye'de ve diğer gazetelerde çıkaıı yazılarını toplamaya çalışıyorum. B u belgeler ışığında H. Suphi Tanrıöver'in "eğitim ve din eğitimi görüşleri" isimli bir çalışma taratiınızdan yapılacaktır.

198

Page 3: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yard Doç. D1: Veli OZIVRK

yönetimin hazırladığı toplumsal v.e kültürel d~ğişim programını uygulamak için çalıştı. 1918-1920 yılları arasinda Türk . Ocağı Reisi olarak Milll Mücadele hareketini başlatmak amacıyla gerçekleştirilen Kuvay-ı Milliye örgütlenmesine destek verenH. Suphi Tanrıöver, 23 Nisan 1920'de toplanan Büyük Millet Meclisi'ne Antalya milletvekili olarak. katıldı ve ilk Maarif Vekili'Rıza Nur'dan sonra MaarifVekilliği görevine seçildi. IL ve III. dönem TBMM'ne CHP milletvekili olarak giren H.. Suphi Tanrıöver, 1925 yılında ikinci defa Maarif · Vekili oldu. 1931 yılında Türk Ocakları'nın

kapatılmasından sonra Berlin Büyükelçiliği görevine. atanan Tanrıöver, bu görevi 1944 yılına kadar sürdürdü ve 1945 'te yeniden CHP. milletvekili seçilerek TBMM'negeri döndi.i. II. Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan dış ve iç siyasi şartiar nedeniyle çok partili deİnokratik sisteme geçme kararı veren İs,met İnönü . liderliğindeki CHP , iktidarı, ' 24 yıldan .. beri liderl~rinin emirleri doğnıltusunda yönetilen CHP'nin programını ve tüzügünü çok partili de~okratik sisteme uygını hale geti.qnek içiiı I 94 7' de. CHP VII. Kunıltayı ;m topladı. Kumitay öncesinde ve Kuhıltay sürecinde çok partili demokratik sistem, laiklik ve din eğitimi. konularında görÜşlerini açıklayan Tanrıöver, tutarlı, şümullü ve cesur konuşmalarındmı dolayı radikal laiklik görüşünü savunan· CHP milletvekilleri tarafından. eleştiritmesine ·rağmen Şemsettin Günaltay Hükümeti'nin izlediğ~. din eğitimi politikasının belirlemnesinde önemli .rol oynadı. 1950-1957 yılları arasında DP milletvekili olarak görev

' ' . ' . '

yapan Tanrıöver, Türk Oc~kları'nı yeniden. açmak için çalış~nalar. yaptı.

1950'den sonra eski popi.'ılaritesiiıi kaybeden Tanrıöver, 1957'de Hürriyet Partisi'ne ge.çti. Aynı yılda yapılan milletvekilliği seçinılerini kaybeden Tanrı över, aktif politikayı bıraktı. .

Görüldüğü gibi Tanrıöver, Cumhuriyet dönemi örgün ve .yaygın din eğitimi' sistemlerinin oluşumunda belirleyici etkileri bulunan II. Meşnıtiyet, I. TBMM hükümetleri, Cmnhuriyetin . ilk .. yılları, tek ve çok . partili rejim

' . ' . '' ' .ı

dönemlerinde Türk Ocakları Reisi, milletvekili, Maarif Vekili ve büyük elçi olarak görev yapmıştır. Bu nedenle hayatı ve görüşleri, XX. yüzyıl Türk devlet ve topluni hayatı ile büyük ölçüd~. özdeşleşen Tanrıöver'in. di.n eğitimine ilişkin· görüşlerini iıwelemek ve Cumhuriyet dönemi ·din eğitimini

1 • • ' •

tarim geliş~mi çerçevesinde değerlendinnek istedim. ' ' . '. ' .

Osni.anlı Devleti'nin yenileşme dönemi olarak adlandırılan XVIII - . XIX .. yüzyıllar arasında gerçekleştirilen .eğitiın reforınları, geleneksel eğitim

199

Page 4: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H. SUPHİ TANRIOVER 'İN DİN EGİTİN!İNE İLİSKİN GOROSlERİ

sisteminin· merkezinde btllunan medreselerin ıslahııia yönelik Çalışmalarla birlikte yürütülemediği ·için, solı iki yüzyıllık · modenıleşme tarihimizin en önemli tartişılıa:' koiıularından .·biri de din eğitin1i' olmuştur. Söz konusu tartış'ıtıalarda · öiie sürülen görüşler; ·laik eğitim· sistemi doğrultusunda ·din eğitiıİıi sorunlarl11ı çÖzmeye çalışaıı siyasi iktidarlar, ilim· adamları; eğitim ve din eğitimi bürokratlarHara:fmdaıı kullaiıılaır önemli bir kaynaktır. Din eğitimi tarihi alanında yapılan · · bilii'nsel : çalışınaların s'ayısı ·çoğaldıkça, bugün tartışılan bazı din 'eğitiini sönııilarıiıın ortaya yeni 'çıkaıi sorunlar olmadığı; hatta bu sotimlarıii çözüıiıüıie yönelik olarak ütetileiı görüşlerin pek de yeni dlniadıği · anlaŞıiİı1aktjdit; . ..

; . . ; ' '' ' . i " . . '' : . ' i .

Cumhuriyet döneıhi din eğitimi tarihin1iziıi oluşumuna katkıda bulunaıı pek çok 'bilhn;· siyase(v~ devlth adruhı vardir. Bu önemli şahsiyetlerden biri oıaıı· :H: s·uı)lu'·ra.ıırıöver, · gtiiiümüz diii eğitinü biiimi ve din eğitimi tarihi ala.İılarııiın ariı'şhnna k9ıl.ularındaıı dlaıı Tevhid-i Tedrisat Kantııiu'nun yoiıiin:u; ve' uygt~lah'ıhlari, ilk.' ve' Ôita Öğretim 'kti'rumları prograıhlarıı1da yer alruı diı{eğitimi~ ve öğretin~i ile ilgili' cİerslet·iıi - öğretmen, progr~ıi,' yöıiten{

. . . ı ' . : J ' •• ' ' • • - • • ·' ' 1 •

aıuaçıaı·ıa iU~ili :...: soru~ıları, örgün mestek1 din eğitinii kurumları olaıı medrese, İİıiain-Hatip 'Mektebf '\re DArulfiinihı ilahiyat 'Fakültesi'nin soriınları,' dini kolıularda tÖplÜmu aydınlatınak, ;yaygın din eğitini.i ve· din hizmetleri vennek aınacıyla' kurulaı1 Diyallet · İşleri • Başkanlığı' nıı1 sorunları, . .Türkiye·' de· ·ve deıi1okrks·i~ ·ile'·· )~onetiteıi devletlerde·' Iiiikİik uygulaınaları v~ din' eğitilni sistemleri ' gib'i · ön61nii konularda görüŞleriıli açıklaınış ve bu sdruiıların çÖzi.hnÜİıe yöneılk ichıatlaqn gerç'ekleştirilme sütedne fiilen katılmıştır., '

; • :. ' ' '-·.; ' '': • • ; ' 1 ' •• 1 ' • ' •• ' ' ' • ' . • • . '. "· .•

Taıırıöver, bir din eğitimi uzmaıu değildir:. Fakat onun· Türkiye siyasi ı tarihinin önemli dönemlerinde öne sürdüğü diı~. eğiÜmine. ilişkin gÖrüşleri,. Cumhu~iyet , döıteırii din · eğitimi tarihinin 'bazi sonuılarinın daha iyi alııaşılınasııia ve yônnnlruıınasına katkıda' buluıı'abilecek . niteliktedir. Bu~· lıusüsu 'aÇ~rtakt~ 'yarar vardır. Cuınlmriyet' dönemi din eğitiıni tarihi alanında ten'ıel kayhak 9lata'k )mll~ulalı bazı _çalışıualard~, 3 Mart · 1924'te kabul

1) • ı ' . . .-ı .. '.' . . . . ! . ' . ';-' .

edilen · Tevhid-i Tedrisat . Kaııun'ı.ı · ile ilgili. uygulaınalara · değinilri:ıekte ve '' - •• J .( • '· ••• , '- ' • ' • ı . . •' • ·,· ' '

I924'te açılaii Imaı11.:.Hatip · Mek:tepleri. ve Darülfiinfiıi Ilahiyat. Fakültesi'nin kapatıliıla · · ı:iedelıleri · üzerilide.' · yetednce .: duriılıiıadaİı, · ·193 o' da ihıam-Hatip Mektepleri'niıı 1933 'te ildlıiya:t Fakültbsi.'niiı öğrenti a.Zlığı nedeni iİe kapatıldığı belirtihiıektedir. H. Suphi· Taımöver ile eski · Maarif Vekili Vasıf Çınat · a:rasmda cereya:n ·ed eri bir tartışma sonrasında dötıeınin · Maarif Vekili

" 200

Page 5: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

2

Yaırl. Doc. Dı: Veli özrORK.

H Suphi Tanrıöver'in yaptığı açıklama bu· kurumların ·neden kapatıldığını açıklayacak mahiyettedir. Tanrıöver'iıi 1947'de toplanan :CHP·, VII. Kunıltayı'nda yaptığı konuşma, tek parti rejimi döneminde· din eğitimine neden '·son verildiği sanısunu ve bıi dönemde oluşturulan' tarih · teziniıi eksiklik.lerini açılayabilecek bir çerçeveye sahiptir. , · · .

· Makalenin gelişim bölümünde Tanrıöver'iı1 1: TBMM hükümetleri döneminde, Cumhuriyetiı1' ilk yıllarında ve • çok .. partili deıuokrasiye geçiş döneıniı'ıde' toplan~m CHP VII. Kunıltayı'ıida yaptığı' koniışınalar ·belgelere dayanıiarak verilecektir. · Makalenin · sonuç ·bölüıilünde 'Taıirıöver'in din eğitimine ilişkin görüşleri özetlenip,' Cumlniriyet dönemi· din· eğitiminin tarihi gelişimi Çerçevesinde değerlendirilecektir. · ' .

•'' 1 ' ' . , '' .. ; -. : . . .: .' .

*** ı : • • <> ': '

· İstiklal harbini yürütmek·. ve ülkeyi yönetmek aınacıyla yapilmi seÇimler sonuemiıda seçimle' gele'ıı miİletve~ill~rinin · ·ve ·'son · Osmanh Mebı1san Meclisinin · bazı milletvekillerinin ' 'katıiimıyla oluşturulan Büyük Millet Meclisi, ana gayesini, Muvakkat Kanıln~i Esasi'nin ikinci ınacid~sinde şöyle

' açıklamaktadır: ''B.MM Hilajefin ve Saltanat ~ın ve Vatan'' ve · Millet'in islihlas ve htiklalinden ibaret olan gayesinin husıllüne değin· müstemiren Ml-i inikattadır. ''2

Antalya mebusu olarak Meclise giren H.Suphi Bey, hem mebus ·hem de Maarif Vekili olarak önemli röller üstlC:mmiştir. :Yukarıda aııa ·gayesi aktardan I. B.M.M., · din-devlet, din-toplum ilişkileri· hususunda son derece titiz davraıumş · ve İslfuni-~nilli. temellere · dayalı bir dünya görüşü3 çerçevesinde örgün ve yaygın din eğitiıni~öğretiıtıi alanlannda önemli kararlar almıştır. Söz konusu kararları, özgür bir tartışma ortamında alan I. Büyük Millet Meclisi, etkileri Cumhuriyetİlı ilaımıdan sonra da devaın eden önemli görüşlerin öne

TBMM Zabı.t Cericlesi, D. I, Y. 1, C. 3, s. 280 (18 Ağustos 1336/1920). Bundan sonra TBMM Zabıt Ceridesi yerine Z.C. kısaltınası kullanılacaktır.

3 I. TBMM konusunda yapılan bazı öneınÜ Çalışmalar için bkz:. Bıyıkoğlu, Tevtik, "Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Hukuki Yapısı ve ttıÜliilci Karakteri'', Belleteıı, s. 95, Alıkara 1960; Güneş, nısa1ı, Birin~i. Tfirkiye Bilyi/k Millet 'Meclisi ·~il, Dilşilnsel Yapısı (1920-1923), Aııadolu Üniversitesi Yay., Eskişehir 1985; Demirel, Ahmet, BirinCi Tar/Üye Bilyi/k Millet Meclisi 'nde Mıılıal~fet, İkinci Grup, İletişim Yay.,lstanbul 1994.

201

Page 6: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H. SUPHİ TANRIOVER 'İN DİN EGİTİMİNE İJJSKİN G6RÜSLERİ

sürüldüğü seçkin bir meclis olma özelliğini ha.la konıınaktadır. Özellikle din ve din eğitimi konulanııda öne süriilen göıiişler ve seviyeli tartışmalar4, Cumhuriyet döneınİ örgün ve yaygın din· eğitimi sistemlerinin kuruluşunda ye bazı din eğitimi-öğretimi · İcraatlarının gerçekleştirilmesinde önemli rol oynamıştır.

26 Nisan 1920' de teşkil edilen on idari encüınen arasında "Uını1r-i Şer'iye ve EvkafEncümeni"ne de yer veren B.M.M., 2 Mayıs 1920'de kabul edilen "B.M.M. İcra: Vekilieri Heyetinin İntihabına .Dair Kaııun"la 3 Mayıs 1920'de "İcra Vekilieri Heyeti (Bakanlar Kunılu)"ni oluşturınuş ':'e Osmaıllı Devletindeki Bab~ ı Meşihat (Şeyhül İslaınlık) ve Evkaf N ezaretinin yetki ve . sorumluluklarını yüklenmek üzere Şer'iye ve Evkaf Vekaletinin kumlmasını gerçekleştinniştir.5 Söz konusu veka.Iet, 3 Mayıs 1920-3 Mart 1924 tarihleri

·' arasında din hizmetleri, örgün ve yaygın din eğitimi alaıllarında

gerçekleştirilen İcraatları yürütmüştür. B.M.M. İdare. Encümeılleri . . .

oluşturulurken din eğitimi ·konusunu yakından ilgilendiren bazı tartışmalar cereyaıı etmiş, söz kqnusu tartışınaların nedeni olaıı iki önerge ile ilgili olarak H. Suphi Bey de söz almış ve Maarif işlerinin. Şer'iye komisyonundan geçirilmesi taleplerini şöyle cevaplandınnıştır:

": ... Meclisini~e dahil bulunan ulemay-i dinin, yetişecek nesillere kafi bir terbiye-i diniyyenin • verilmesini istemele hususunda namateniihf ,bir hakkı vardır. Bunu inkar etinek hiç kimsenin aklına gelmez. Bu esas umı1mi ve nıutlaktır. Yalnız efendim, Meclis-i aifnin fikrini iki nokta fizerine celb etmek isteriz; tedrisaı

• • • • 1 •

dünyan m her tarafind,a ve bizim mem/eketimizde muhtelif şı1he/ere ayrılır. , . . . . '·

Hayat ortasmda deruhte edeceğimiz veziiifin nev 'ine gtJre. bizi terbiye ederler, • yetiştirir/er; Bu vezaifin bir kısmı doğrudan· dağraya mahiyeti itibariyle dintdir. · Dige'ri hayata aif, vezaif ile alaica ve temas üzeredir. O kısmın din ile

a/cıkdsı .. ve teması yoktur. Ki11~ya dersleri, hikmet dersleri, ziraat dersleri bu cins derslerdendir. Omur-i Şer'iyye Enetimeni dinin tedrisi noktasında arzu ettiğini

4 .Bu konuda yapılan bir yüks!!k lisans çalışması için bkz. Bulut, Melunet, Birinci ve İleinci . .Dönem. TBiviJv!'de Din Eğitimi, Din Hizmetleri ve Dini Yayın Konularmda Yapılan . Milzakere/er Üzerine Bir Araştu:,ıa, Yayınlanmaınış Yüksek Lismıs Çalışması, A.Ü. S.B.

.·. ı:i., Aıık~ra 1991. . · 5 TBMM.ZC, D.I,Y. l, C. ı, s. 74-78,202.

202

Page 7: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

6

7

Yard Doc. Dı: Veli öZTORK

takrir eder ve lvfaarif Enetimenine anıt teklif eder.· Bu kendisinin en.mrih ha/dadır.· Maarif Encümeni de memleketimizele - İstanbul Meslis-i Mebusan 'ından Konya mebusu Vehbi Efendi Hazretlerinin dediği gibi -yalnız, efendi yetiştirmek değil,

miltehassıslar yetiştirmek için lazını gelen esiisiltı ihzar eder, yani hayat adamını

yetiştirmek için lazım gelen bütün esasatı vaz 'eder ve bu istikameti alır,

gider. ·Onun için ıaksfm-i vezôif npkta-i nazarından ikisini birbirine tedahiil

eııirmemelidir. Umur-i Şer ·~ye Encilmeni arzu ettiği biltil n esiisiltı Maarif

Encilm~ni 'ne teklif etsin. Onu nazar-ı dikkate almak Maarif En cilmen i 'nin

vazifesidir. Adaarif Enetimeni de hayatın maddi işleri noktasmdan çocuklarımızın . . . , .

deruhte edecekleri vazifeye göre terbiye ve tedris aimaiarım temin edecek bir program yaz 'eder ve bu tatbik edilir. Fakat ikisi birbirine karıştırılırsa sonu gelmez. Birtakım anlaşmazlık zuhur eder. Hem o kısma hem bu kısma muzır olur.

Bunun ayrılması ldzımdır. "6

Konunun dağılınaması için, H. Suphi Bey'in konuşmasına neden olan, diğer ınebusların konu ile ilgili gö[iişleri detaylarıyla ele alııın1ayacaktır. Bununla birlikte söz konusu takrit qzerinde yapılan müzakereterin ana hatlarıyla özetlenıne..ı;i gerekmektedir. Yozgat Mebusu Mehmet Hulusi, İsparta Mebusu Hüseyin Hüsnü. ve ; Kırşehir Mebusu Müfid Efendiler tarafından verilen takrirlerde, tedrisatla ilgili her türlü programın Maarif İdaresince tanziminden sonra Şer'iye Encümeni'ne onayiatılması öngörülüyordu. Böylece Şer'iye Encümeni tedrisatı murakabe etme hakkını elde etmiş olacaktı. Müfid Efendi, "Biz takririmizde, tunur-i şer'iye ve evkaf

. .

ile meşgul olan encüınenin memleketin tedrisatıyla da meşgul olmasım

düşündük"7 diyordu. Isparta Mebusu hafız . İbrahim Efendi takrirle . ilgili görüşlerini şöyle açıklamıştır:

"Tedr'istit-ı Şer 'iye Encilmeninin. tasdikine iktiran etmek demek, maarif i iptidtiiyemizi ve mekteplerdeki tedrisc1t-ı diniyeyi tanzim ve ıslah etmek demektir.

Din hiçbir zaman mani-i terakki olanıaz ... Bugiln İsldm~yet demek terakkiyalın en büyük Mdimi demektir. Bu gan tedrfsdH unıımıiyemizi ımıür-i şer 'iyen in taht-ı

a.g.e., D. I, Y. 1, C. 1, s. 93.

a.g.e., D. I, Y. 1, C. 1, s. 91.

203

Page 8: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

8

9

1-J. SUPHİ TANRIÖVER 'İN DİN EGİTİMİNE İlİŞKİN GöRÜSLERi

tasdikinde bulundurmak herhalde alıval-i. umı1miyesi itibariyle daha muvafiktır. Bu gün bizi Avrupa 'n m sefahat-ı se.filtinesinden kurtaran dindir ... "8

Yukarıda aktarılan konuşmada vurgulanan göıiişe benzer bir konuşıl!a Sivas Mebusu Mustafa Takr Efendi tarafından yapılmıştır. Onun göıiişleri de şöyledir:

···· ... Şimdiye kadar bizi terakk~ydttaiı mahrum bırakan unıürun başlıcası bu, din ile danyanın ayl'ı dilşi/niilmesi maddesidir. Edyan-ı saire gibi bizim dinimiz terakkiydt-ı maddzyeye mani bir din değildir. Şimdi mesela mekdtibden ji'lnı?n ile yetişen efendileri adeta bir ecnebi .fikirli, haşd itikatsız diye telakkf ediyoruz. Mekdtibde filntln ile terbiye çlan efendiler de medresede tahsil görenleri mutaassıp ve hiçb{r şeye yaramaz. zan ve teliikki ediyorlar. Terbiye-i diniye ile terbiye-i dilnyeviyenin yek diğerine meczinde hiçbir mahzur yoktur. Bildkis menfaal-i umımıiye vardır. Onun için bendeniz tek!{( ediyorum ki, lvieşihat-ı İsldmiye vazifesini lfa edebilecek Unu2r-i Şer 'zye Encümeni ile Evkdf En ci/m eni bir de Maarif Encümeni, bir deAdliye Encameni ki bir de Melıc?kim-i Şer 'iye ve Ni zamiye Encllmeni, bu encilmenlerin hepsinin vezaifi bir lıiikme taalluk ediyor... Bu encı7menlerin vezdifiniiı yekdiğerine irtibdt-ı tdmmı vardır. Bu encümenler bir olmalıdır... Adaarifin miltehassıslarından, Şer 'iyyenin ve Evkdfın

nıütehassıslarmdan adamlar ayrılır, hepsi bir encilmen olur, kendilerine gelen '

işle d milzakere eder; milletin· terakkiyatma hddim olurlar. Hem dini hem dünya işlerini ileri götilrilrl~r; ·''9

Görtileceği gibi yukarıda aktardığıın iki konuşmada öne siirtilen görüşler, }i. Suplıi Bey'in önerisinin aleyhinedir. O, Osmanlı Devletinin yenileşıne döneminden itibaren şekillenmeye başlayan yeni maarif sisteminin kanınarak din eğitimi sanınlarının çözülınesini; diğer ınebuslar ise dini boyutu ağır basan bir tevhld-i tedrisat görüşünü savunmakta ve Tanzimat döneminin üriinü olan kurumlar ikiliğine dayalı eğitim anlayışı yerine, milletin toplumsal dummuna daha uygun olduğunu iddia ettikleri eğitim kunımlarının birliğine dayalı bir eğitim sistemini önennektedirler. Müfıd Efendi'nin ikinci konuşması bu göriişlerden daha ılımlı olup, H. Suphi Bey'in göriişleriııe daha

a.g.e., D. I, Y. 1, C. 1, s. 92.

a.g.e., D. I, Y. 1, C. 1. s. 94.

204

Page 9: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yard Doç, Dı: Veli OZIV'RK

yakın bir· özellik arz etmektedir. Söz konusu- konuşmasında Müfid Efendi şunları söylemiştir:

" ... Mevzubahis olan, memleketinüzde eelı/in iztllesi [ celıiıletin ortadan kaldınlnıası] meselesidir. Celılin izc1lesi için köylerimize kadar mektep açmak lazını du:. Köylerdeki mekteplerde program mıkibince haftada bir defa Kur' ôn-ı Kerim okuıuluyor. Bu saat kadar ulam-u diniye dersleri veriliyor. Haftada bir defa Kur' an-ı Kerim ve ulı?m-u diniye evlad-ı vatamn asıl ilmihaline milteailik olan süreleri bile okumasma mani o!ı~yor ... Ders meselesini Umür"i Şer'iye Enetimeni d k 'k . ..ıo e ı et ·ı eısın ...

Bu düşünceler, II. Meşnıtiyet döneminde siyasetçiler ve aydınlar arasında 'yoğun bir şekilde tartışılan eğitim sisteminin ınil11-biliınsel bir dünya görüşüne göre mi, yoksa dini dünya görüşüne göre mi kunılacağı; yahut tevhld-i tedrisatın hangi görüşü merkeze alarak gerçekleştirilmesi gerektiği konusu ile ilgilidir. Büyük çoğunluğu IL Meşnıtiyet döneminde politikacı ya da ilim adaını olarak görev yapmı§ olan mebuslar, Il. Meşnıtiyetin bir uzantısi olan T.B.M.M'de de btf ~kottuyu tartışmaya devam etmişlerdir: Tartışma ömekleriyle birlikte aktardığınuz takrir, · T.B.M.M. üyelerince kabul edilmemiş, din eğitimi sonınları, H. Siıphi Bey'in görüşleri doğnıltusunda çözülmeye çalışılmıştır. II. Meşn1tiyet dönemi Maarif Vekaletinin birildıni doğnıltusunda çalışmalarını sürdüren · Maarif Vekaleti, · gehel öğretim

programlarında yer alan 'Kur'aıı-ı Kerim ve Ulum-u Diniye' dersinin eğitimine ve öğretimine gereken önemi vereceğini belirtınesine rağmen derste ilgili şikayetler devam etmiştir. 10 Şubat 1337 (192l)'de görüşülen Maarif Vekaleti bütçe müzakerelerinde Türkiye'nin eğitim-öğretim · · sonmlari tartışılırken genel öğretim kunıınlarında okutulan din derslerinin ihmal edildiği, eğitim kunımlarıııda din-bilim ilişkisinin dengeli bir eğitim felsefesi ile yürütütınediği ileri sürillmüştür. Ankara mebusu Hacı Atıf Efendi 'ye göre, T.B.M.M. Hülcüınetinin maariti, 'Maarif-i İslfuniye'dir. Bu nedenle okullarda bir takıın fenler ve bilim dalları farz-ı kifaye olarak okutulınakta, fakat okullarda İslami an'anelere riayet edilmediği, bazı öğretmen ve maarif müdi.irlyrinin dini sonıınluluklarım yerine getinnediği, ·bu anlayışın . halkı maariften soğuttuğu ve yeni yetişen neslin ınanevi gelişimini olumsuz yönde

10 cı.g.e., D. I, Y. 1, C. 1, s. 93.

205

Page 10: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H SUPHİ TANRIOVER 'İN DiN EGİTİNJİNE iiJSKİN OORÜSLERi

etkilediği görülmektedir. 11 Söz konusu tenkitler Maarif Vekili H. Suphi Bey tarafından şöyle cevaplandırılmıştır:

"Jvfuallimlerden tebeddiildt yapmanın ·sırası değildir. Tedrisat-z diniyeniJı

arZl(Ya göre cere);anı için, bir aşk-ı sari gibi din dersi okulacak adamları intihab

edeceğil]ı ve mektebe koyacağım ... Bendeniz Darillmuallimln 'den mezun olmuş bir gençle Kadıköy'den İstanbul'a giden bir vapurun güvertesinde komışı~yordum. Bu genç muallim Anadolu 'dan henüz avdet etmişti. O, ha/km kendisine bazı konularda

mazalıir olmamalarmdan şikayet ediyordu ... Aradan birkaç dakika geçtikten sonra diziine vurdular dönüp baktım. Bir Anadalulu Efendi yanımızda oturuyormuş, dedi

ki: Masaade eder misiniz söylediklerine ben cevap vereyim! Buyurun, dedim. Dedi ki: 'Anadolu 'da maarif meselesinin hal/i için düşünillecek nokta; çocuğun ailesine,

ananesine, mazısme bağlamaktır. Çocuklarmuz köylerimizden almıp,

kasabalarınıızdan ayrılıp mekfebe girdikten sonra nıemlekete yabancı olarak

çıkacaksa, beni beğenmeyecekse, bu maarifln benim kalbimc/e yer tutmasma imkan

var mıdır?' zannediyorum ki, arkadaşlar, bu zat maarifimizin rulıunu ifade etmiştir. Bizim mekteplerimizde bir esas olmak i/zere takip edeceğimiz gaye, çocuklarımızı kendi milletimizin köküne irca etmektir, m azilerine sadık !almaktır.

Ulemamız günden gilne kesb-i nedreı ediyor. Bu gUnkti alimlerimiz ulüm-i

şarkiyeyi ve garbiyeyi bilen.adamlar ,olmalıdır. Garptan gelecek cereyanlara karşı ' çocuklarımızm vicda~ılarını muhafaza edebilmek için Unu2r-i Şer 'iye vekdletine

tenbi/ı bu.yurunuz. Hakiki alimlerimizi yetiştirmek için gerekli olalı mesaiyi teşri . ' ' . ' '

etsinler. Ta ki ben mekteplerimizin içinde jlkrf bir surette, öllt bir surette tedrisaı yapan adamları değil, aşk-ı sarf gibi çocuklarmuza din/erini, mazilerini sevdirecek hocaları bulabileyim ... "12

• i'

Yukarıdaki konuşma metninden şu sonuçları çıkamlak mümkündür: Tanzimat döneminde milli yapımıza ve dünyadaki gelişmelere uygun bir eğitim yapılamadığı için genel eğitim kumıniarı programlannda yer verilen din dersleri· öğretimine gereken önem verilmemiştir. Bu dumm halk-okul işbirliğini önleıniş, dolayısıyla eğitim görınüş kadroların halka yabancılaşmasına neden olınuştur;. Eğitim sosyolojisi açısından önemli olan bu sonmun çözülebihnesi için toplumsal yapıınızı ve dünyadaki gelişmeleri

11 Hacı AtıfEfendi'nin konuşması için bkz. a.g.e., D. I, Y. 1, C. 8, s. 200-201. 12 cı.g.e., s. 201.

206

Page 11: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yani. Doc. D1: Veli OZIORK

yakından izleyen nitelikli din alimlerinin yetiştirilmesi lazıındır. Bu görev Şer' iye Vekaleti'ne ait olmakla birlikte milleti ve T.B.M.M. 'ni de yakından ilgilendirdiğine dikkati çeken H. Suphi Bey, çözümü nitelikli din dersi öğretmenlerinin yetiştirilmesinde göhnekte ve bu öğretinende bulu11111ası

gereken iki önemli özelliğin -meslek aşkı, doğu ve batımn bilimlerine sahip olma - onemini belirtmektedir. H. Suphi Bey'in medresderin ıslahına yönelik önerilerine T.B.M.M.'nin üyelerinin ve hükümetin büyük bir önem verdiği görülmektedir. Özellikle 1922 yılı Şer'iye ve Evka.f Vekaleti bütçe müzakerelerinde öne sürülen farklı· •görüşler, hükümetin ve mebusların din eğitimi . anlayışlarının anlaşılması bakımından önem arz etmektedir. Halkın medresderin yeniden öğretiıne açılmasına yönelik dilekçelerini değerlendiren T.B.M.M., Darülhilafe Medreselerini ve İlıniye Medreselerini yeniden öğretüne açmış, medreselerle ilgili bir nizanıname çıkararak meslek! din eğitiminin yeniden yapılandırılınasına katkıda bulunmuştı1r. 13 Makalemizin konusu H. Suphi Bey'in din eğitimiv-e ilişkin konuşınaları ve İcraatları ile sınırlandırıldığı için medreselerle ilgili 'ıueçlis tartışn1alarına girilıneyecektir.

I. T.B.M.M. Zabıtları üzeriı~de yaptığımız araştım1a II. Meşrutiyet

dönemindeki eğitim sorunlarımn; din egitiminin yeniden yapılaııdırılınasma yönelik tartışmaların ve İcraatların devaın ettiğini göstem1ektedir. 1922 yılı Şer' iye ve Evkaf Vekaleti bütçe müzakerelerinde öne sürülen görüşler gözden geçirildiğinde, H. Suphi Bey'in T.B.M.M. 'nin açıldığı ilk günlerde yaptığı konuşınalarla örtüşen iki görüş ilgimizi çekınektedir. Bu. görüşler, 3 Mart 1924'te kabul edilen Tevhld-i Tedrisat Kaııuna göre yeniden yapılandırılan Maarif Vekfileti'nin din eğitimi politikasını belirlemiş olduğu için önem arz etmektedir. 1922 yılı Şer'iye ve Evkaf Vekfileti bütçe müzakerelerinde söz alan El'zurum Mebusu Hüseyin Avni Bey, din eğitimi hususunda şunları söylemekteydi:

"Bugün ilmiyeye intisab eden adam, maddiyafta milstağni görünmek ister.

Ciibbe giymez, yemek yemez. Çalışmaları öyle bir hazırlık ki; hiçbir ihtiyacı tenline muktedir değil. Vazifeleri yalmz nasihat. Obilr tarafta diğer bir kısımda kendini llikayd~ve [ umursamazlığa} bırakıyor... İki tarafın beşeriye te yaptıkları, hizmet

13 8 Mayıs 1337 (1921) tarih ve 835 numaralı "Medaris-i İlıniye Nizaıruıamesi" için bkz. DUsıur, III. Tertip, Milliyet Matb., İstanbul, 1929, a.g.e., C. 2, s. 57-61.

207

Page 12: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H SUPHİ TANRI6VER 'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİNG6RüŞIERİ

midir? ... Bir kere hayat için maddi ihtiyaç, ondan sonra manev~ rulıf zevk. Bunu tatmin için programlar kat'iyen kafi ve doğru değildir ... Bu ilk tahsil değil, bu

yilksek ilimleri tahsil için, ibtidtit ve ıcm tahsilinde n sonra bu devletin, arzu ederim

ki, on yerde !eyfi İliihiyat Mektebi olsun. Bana nasihat için değil, Allah 'ın Kitabmı bunun üstünde ·hiç bir kuvvetin olmadığını isbat edecek, billi/n insanlığa

felsefesinin huzurunda diz çOktürecek bir merci' olsun ... Bundan elli sene, yirmi sene önce icazet alniış hoca efendiye zor ders okuturum. O, ilahiyat şübesinde her

sene imtihan vermeye mecburdur... Bizim maarif mektepleri de, Müsliiman mektepleri de noksandır.· Afademki Adiislilman evlatlarını kabul etmişsiniz,

açdrsınız bir mektep, dini. iht~yaçları nedir, dilnyevi ihtiyaçları nedir? Orada kardeşçe yetiştiriniz ... "14

Kütahya Mebusu Besim Atalay Bey'in konuşması da yukarıdaki . ·'

konuşnm metni ile denk düşen fikirler içennektedir. Medrese kökenli bir aydın olan Atalay'ın konuşması şöyledir:

""'~ . . . . ' . . . "Her millet/e, her devlette terbi,ye yeknesaktır. Ilk tahsilini çocuk milessesat~

ı umı1m~yeden alacak. Orada inemleket nasıl bir terbiye verecekse o terbiyeyi

aldıktan sonra, doktor alacaksa doktor mektebine, dinf, rrUıliıtf ihtisas kesbetmek

istiyorsa Medaris-i İlmzye-i alzye ye; hillasa herkes ihtisası derecesinde bir takım

medarise gidecektir. Şübelere ayrılacaktır ... Daha ibtidiil derecesinde çocuğa : ~~

verilecek um üm/. tel'biye, mill/. ve vatan i terbiye tamamen verilmeden-· evvel başka

yerlerde terbiye muvafik deği !dir. Ben candan, ruhtan arzu ediyorum ki, İslam dini bugünkil kuru mihdniki şeklini· kaybetsin. Ben ila/ıl cezbe, ilalıf vecd isterim

arkadaşlar! Ben Yunus Emre 'ler, Ahmed Yesevi 'ler, Bil·givf'ler, G,azall'ler

istiyorum ... Allah dediğiniz zamanda vecd ile yürek titreme/i. Yoksa bu terbiye tarzı ile, bununla bir şey çıkmaz ... Evet, maneviyat lazımdır. lvfaneviyatsız olmaz. Ha/km manevf ihtiyacıtatmin edilmeli ...

Çocuk t.ımümt mekteplerde din tahsilini, milli terbiyesini aldıktan sonra,

Darillfiinün 'un İ/ah iyat şübesi gibi bir şübe olmalı, çocuk orada miltehassıslar

tarafindan okutturulnıalıdır ... Biz bazı yerlerde tanass ur edenleri [Hıristiyanlığa dönenle;·i] görmi~yoruz da şer 'i tetkikiit ve te 'lifat ile uğraşıyoruz ...• ıs

14 TBMM ZC, D. I, Y. 3, C. 22, s. 430-434. 15 a.g.e., s. 436-438.

208

Page 13: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yard Doc. D1: Veli özrORK

I. T.B.M.M., 1920-1923 yılliın arasmda ınedreselerin ıslah edilerek öğretiıne açılınası hususunda önemli icraatlar gerçekleştirmiştiL Hüseyin Avni Ulaş ve Besiın Atalay'ın konuşınalarında ise yeni bir eğitim sisteminin altı çizilip, ilk öğretim ve orta öğretim temeline dayalı din eğitimi

kunnnlarının tesis edilmesi öneriliyordu. Cumhuriyetin ilanından sonra medreseterin din eğitimi sonmlarını Çözmek amacıyla bir komisyonkuran II. T.B.M.M., Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ıiın direktifleri ile eğitim ve din eğitimi alanlarnun birleştirilmesine ve geleneksel din eğitimi kurumlarının tasfiyesine yönelik bir politika izlemeye başlamıştır. Özgür bir ortaında üç yıldan fazla bir süre Tevhid-i Tedrisat'ı tartışan I. Meclis'in tersiııe, 3 Mart 1924' de kabul eelilen Tevlıld-i Tedrisat Kanunu görüşmelerinde II. Meclisin mebusları din eğitimi konularında bile görüş ileri sünnekten çekiıunişlerdir. 16

Tevlıld-i Tedrisat Kanunu, Şer'iye, ve Evkaf Vekaleti'niıı ilgası ve Diyanet İşleri Başkanlığının kurulması kamilılarının hükümlerine dayaıularak Maarif V ekaleti, eğitim ve din eğitimi • q,lanlarında tek yetkili kurum haline getirilmiştir. Tevllıd-i Tedrisat Kanlınl! tekiiiinin gerekçesinde eğitimdeki

ikiliğe son vennek amacıyla Tevlıid-i Tedrisat'a gerek duyulduğu17

belirtilmesine rağmen, Maarif Vekili Vasıf Çıııar'ııı aıi.i bir kararıyla 500 civarın~a medrese bir gecede kapatılmış, önü ilahiyat fakültesine bile açık olmayaıı ilk okula dayalı dört yıllık İmam-Hatip Mektepleri ve sadece lise mezı.mlarının alındığı Danılfünfın ilahiyat Fakültesi açılarak örgüıı din eğitimi alaınııda yeni bir uygulaına başlatılmıştır.. Cunılıuriyetiıı ilk yıllarında,

liselerin dışındaki genel öğretim kunnnları prograınlarında yer alaıı din derslerine dokunmayan hükümetler, 1927' de ortaokul, 1930'1atda . ilkokul prograınlarındaıı din derslerini kaldırarak18 Anayasanın din ve vicdaıı özgürlüğü ile ilgili hükümlerini ve Tevlıid-i Tedrisat Kanunu'nu işlevsiz hale getirmişlerdir. ·

16 Tevhid-i Tedrisat Kanunu teklifinin gerekçesi ve müzakereleri için bkz. TBMM ZC, D. II, Y. 2, C. 7, s. 25-27.

17 a.g.e., s. 25. 18 1931 yılında şehir, 1939'da köy ilkokulları, 1927'de ortaokul programlarından Din

Dersleri kaldırılmıştır. Bkz., Aydın, Muhaımnet Şevki, Cumhuriyet Döneminde Din Eğitim~ Öğretmeni Yetiştirme ve İsti/ıdanil (1923-1998), Kayseri 2000, s. 34-39.

209

Page 14: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H. SUPHİ TANRIOVER 'İN DİN EGİTİlvlİNE iLiSKİN GORüSIERi

Tevlıld-i Tedrisat Kanunu çıkarıldığında sessiz kalmayı tercih eden medrese kökenli CHP milletvekilleri, 1924 yılı Diyanet İşleri Başkanlığı ve Maarif Vekaleti bütçe müzakerelerinde Vasıf Çınar'ın n1edreseleri kapatma kararını sert bir üslupla eleştiınıişler ve bu karardan vaz geçilmesiıli isteınişlerdir. Bu konuşmaların içinde en ilgi çekeni Erzurum Mebusu Raif Efendi'ye aittir. Konuşmanın bazı bölümleri şöyledir:

"Bu nıillette 'me.fküre' dzye bir şey vardır. Evet; zamanın icabatı neticesi olarak, inedreselerinnoksan cihet!eri de vardır. Fakat bunu bilesiniz ki, efendiler, bugili1 kapattığınız o medreselerden yetişen imamlarımzdır ki, o A1ehmetçilderin göğsüne öyle çelikten mu lıkenz bir iman koymuş ki, bütiln noksdniyetimizle beraber, hiçbir şeyimiz olmadığı halde bütiln dünyaya karşı koyduk. Bu me.fkı1re~Ji veren adamları bugün nereden yetiştireceğiz? Ataarif Vekiline soruyorum: Kaç bin tane köy, kaç bin tane iptiddf nzektebi vardır ve kaç nmailim bulundurabilir? Ddrilfmuallimin 'den yıldf!, kaç tane nlllal!im yetiştirecektir ki köylülerin dfnf

' inançlarını, zaruri dini bilgilerini kendilerine telkin edebilecekler kimler olacaktır? Tevhfd-i Tedrisat'tan maksat, bütlln dinf ve ilmf müesseselerde tedrisatm, · irfan müesseselerinin bir merkeze bir makama merbut olması

manasındadır. Yoksa bunları yıkıp da bir tanesini bırakmak değildir ... Vahdetten

maksat bu ise hepsini yıkmalıydı . ... 19

' Raif Efendi'ye göre yeterii öğretmen olmadığı için hüküınetler uzun bir

dönem köylere okul açamayacaklardır. Cami iınaınlarının ve bazı· medrese mezunlarının görev yaptığı köy ınekteplerinde veriten dini ağırlıklı eğitime lıüküriıet iz~n verıneyeceği için hem dini hem de modem eğitimden l11alıruın blrakılaı1 köylüler cahil kalaca'k, ortaya çıkan eğitim boşluğu kolay kolay doldunılaınayacaktır.

Haındullah Suphi Tanrıöver'in İmaın-Hatip Mektepleri ve ilahiyat Fakültesi konusundaki görüşlerini incelemeye geçmeden önce, Maarif Vekili Vasıf Çınar'ın Raif Efendi ve arkadaşlarının tenkitlerine verdiği cevabı

aletannale yararlı olacaktır. O'nun cevabından seçtiğimiz bazı görüşler

şöyledir:·

19 TBMM ZC, D. ll, Y. 2, C. 8, s. 915-917.

210

Page 15: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yaırl. Doç. D1: Veli 6ZIVRK

"İmam ve Hatip mektebi diyeı bir meslek mektebi kabul buyurdunuz. Buna

itaat etmek. hürmet etmek vaz(femdir. Bunu da tatbik ettim. Eğer yalmz dünyamn

mevcut olan maarif nazariyesine, terbiye ve tevlıid nazariyesine istinat ederek Maarif Kanununda tali tahsi/de meslek dilşiincesi mevcut olamaz deseydim ve

İmam-Hatip mekteplerini açmamış olsaydım o vakit huzur-u c1lfnizde talıtie

edilirdinı. Halbuki Dc1rallıilafe Mekteplerini tayy nokta-i nazarından bu vaziyeti itibarzyle İmam-Hatip mektebine ka/b ettik. Bana Şer 'iye Vekaletinden devredilen

kadro}arıyla, dersleriyle, milfredat programı ile aynenibkcl ettim ...

Medrese-i Süleymaniye'ye gelince, kabul edilenTedrf.saı Kanunu mı1cibince ilahiyat Fakültesi 'ne nak/edilmiştir ... ilahiyat Fakültesi tasdik edilir edilmez açılacaktır... Programında Süleymanzye kledresesi 'nde okutulan bütün dersler

m(!vcuttur... Silleynıanzye Medresesi. talebesi Daril/fllniin ilahiyat şı?besine tevdi

edilecektir ve bu suretle en kuvvetli bir lıey'et-i ıcıtimiye ve tedrisiyenin taht-ı

tedrisinde ve terbzyesinde memleketimiz için 'lazım olan din uleması

yetiştirilecektir. Serahat/e söylüyorımı ki, İlahzyat şı1besi talebesi çok yilksek ve çok kıymetli olacaktır ve çok miljit tesirler}mpacaktır. "20

Tevhı"d-i Tedrisat Kanunu'nun kabulünden bir müddet sonra Atatürk bir ı

konuşmasında söz konusu kanuna temas ederek "Cihan aile-i medeniye.<;inde mevki-i ihtiram sahibi olmak isteyen Türk Milleti, evHitlarına vereceği

terbiyeyi mektep ve medrese namında birbirinden büsbütün başka iki nevi ınüesseseye teslim etmeye hala katlanabilir miydi? "Terbiye ve tedrisatı tevhid

~ . etınedikçe, ·aynı fıkirde, . aynı zihnix~tte fertlerden mürekkep bir millet yapmaya imkan aramak abesle iştigal olmaz mıydı?"21 diyerek bu kanuna verdiği değeri ve Vasıf Çınar'ın kararına katıldığını vurgulamasına rağmen, hükümetin yeni din eğitimi modeli ile ilgili tartışınalar sona ermemiştir. Maarif ile ilgili bir konu 22 Kasıın 1340 (1924)'da mecliste görüşüiiirken Erzunım Mebusu Raif Efendi, Darülhilafe Medresesi yerine açılan yeni İmam ve Hat!p mektebi gündüzlü olduğu için, İstanbul' da okuyan Anadalulu öğrencilerin okullarını bırakmak zonında kaldıklarını ve Maarif Vekaleti'nin ilgisizliği nedeniyle memleketlerine döndüklerini belirtmiş ve yeni uygulamayı eleştirıniştir. Maarif Vekili Vasıf Çın ar' ın eleştiriye verdiği cevap şöyledir:

20 a.g.e., s. 917-9~~· 21 Sungu, U1san, "Tevhid-i Tedrisat", Belleten, (Ayrı Basım), Ankara 1938, s. 431.

211

Page 16: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H. SUPHİ TANRIOVER 'İN DİN EGİTlMİNE İLİSKİN GORVsLERi

''Darillhilô.fe Medreselerini İmam-Hatip mekteplerine çevirdim ki, bunlar

gtlndilzUl okul/ardır. İstanbul'daki Darülhila.fe Medresesi daha önce Evkd.f '

bütçesinden ibdte ve idşe edi/iyormuş. Yurdım diğer yerlerindeki İmam-Hatip. öğrencileri aym şeyden .faydalanamadıklarından,eşitlik düşüncesindeki bir vekil

için, bunun sürdaralmesine imkan yoktu. Bu yüzden onların tahsisatını kestim ... Ben bu talebe/erin nıuhik milracaatı üzerine, İstanbul'da kendilerini sefil ve perişan bırakamazdım. Onları maruz-ı felaket bir halde bırakmamak için

bütçemde mevcut bir· tahsisatı kullandım... Bu çocukların bir kısmını

memleketlerine gönderdik. Zannederim ki, hayırlı bir ş~y yaptık ... "22

Yukarıdaki konuşma metni, hükümetin ve Maarif Veka.Ieti 'nin Darülhilafe Medreseleri yerine açılan İmam-Hatip ınekteplerine bakışını ortaya koyması bakımından ö~eınlidir. izlenen bu politikanın tutarlı olmadığı kısa sürede anlaşılmıştır. I 925 yılı Maarif Vekaleti bütçe müzakerelerinde

{

Vasıf Çınar'ın açtığı ilkokula dayalı dört yıİtık İmam-Hatip mektepleriııiıı eksiklikleri dile getirilmiştir: Maarif Vekili Şükrü Saraçoğlu bu konuda şunları söylemiştir:

"A1aari.f Vekdleti bu mekteplerin menılekefe nasıl en ziyade miljit olacağım

diişilndd. Bu mekteplerin milhim bir kısmmm, açılacak olan köy mekteplerine

muallim yetiştirebilecek bir şekilde ifrağına derpiş etti. Diğer bir kısmım da doğrudan doğrı~ya Dlirü/fllniln İ lahiyat Şılbesi 'ne malıreç olabilec?k bir vaziyete

ifrağ etmek ist~yoruz. Bu da mevcut/arına bir v~ya iki sınrf ilavesi suretzyle v~yahut bu mektep mezunlarımn bilô imtihan lise/erin edeb~vat kısmma girmesi haldeını tamyarcık doğrudan doğrı~ya Daril/fllnı1n İ lahiyat Şı1best 'ne mahreç yqpmayı

dilşilnilyoruz. Bu mekteplerin tam devre/i olacağı veyahut lise/erin edebiyat kısmına buradan mezun olacakları kabul etmek şeklinden birisi sflret-i kat' iyede

tercih edilmiş değildir. Buradan me,zım olacak e,[endiler için, hiç ~<:üphe yok ki, yeni

bir teşkilat yapmak zorunda değiliz. Tam devre/i yapabileceğiz. Tam devre/i

yaptığımız zaman 3 ve nihayet 4 mektebi tanı devre/i yapabileceğiz. Ve bu 3 veya 4

mektebin · mucıllim kadrosu esasen tevlıid edilerek bütçeye konmuş olduğu için

tasarruflan yalmz onları değil, dahafazlasını yapabileceğimizi ilmi d ederim. "23

22 TBMM.ZC, D. n, Y. 2, C. 10, s. 427-428. 23 a.g.e., D. n, Y. 2, C. 15, s. 22-23.

212

Page 17: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yard Doc. D1: Veli özrORK.

Maarif Vekaleti ı 925 yılı bütçe müzakereleri bitirilmeden. önce · Maarif vekilliğine yeniden Hamdullah Suphi Tanrıöver · getirilmiştir. İmam-Hatip mektepleri konusunda eski bakan Şükrü Saraçoğlu'nun düşüncelerine katılıp katılmadığını soran Eskişehir Mebusu [Eski Şer'iye ve Evkaf Vekili] Abdullah Azmi Efendi'nin sonısıma Tanrıöver şu cevabı venniştir:

. ''Köy hacası olabilmeleri içi1i İmam ve Hatip mekteplerimize devam eden

efendilere lazım gelen her yardımı yapmaya amadeyinı. Bu vesile ile arz edeyim ki,

bir iht(pacm ifadesi olduğu için bu .mekteplere de dikkati-i mahsusa ile dikkat

edecegim. Şefkat ve muhabbet/e itina edeceğim. Bıinun deldilini göreceksiniz.

Yalmz İmam ve Hatip mekteplerimizden çıkanlarm doğrudan doğruya İlahiyat

Şübesine gitmeleri mevcut maar~f e:mslarımıza kabil-i teı~fik değildir. Çünkü bunda

bir atlama vardır. Daril([ilnı7n şuı7batımıza devam eden talebemiz, lise mezunudur. ·İmam-Hatip mekteplerimizin derece-i !ahsili, lise derecesinde değildir. Buna

binden bu atlamayı yapmaya imkan yoktur. Fakat bu arzu, na kabil-i icra mıdır? Kôbil-i icradır. Şu. tedbir sayesinde: lma/n ve Hatip mekteplerimize devam eden gençlerimizden '1 İlah~yat Şubesine . g'ıtniek isteyenleri, liselerimizin edebiyat kısmmdan geçiri riz. Ondan sonra doğrudan doğruya giderler. :·24

ı .

Cevabı yetersiz bulan Abdullah Azmi Efendi önceki bakanların da anlamadıklan bir konuya dikkat çekerek şunları söylemiştir:

"Darillhildfeler lağvedildikten :sonra yerine İmam-Hatip mekteplerJ konuldu. Btı hususta kôntın-i mahsusa vardır. Bu kanün-i mahsusta da dereceleri vardır. Bu

derecelere yukarıda arz ettiğim -izlıari, ibtidCif, salın, medreseta'l-mfltelıassisf.n­

isimleri. ven1ıişlerdi. Bu giln bu kanım mevcuttur, lağvedilmemiştir. Tevhfd-i

Tedrisat Kanunu 'nda ayrıca İmam-Hatip mektepleri açılacak deniyor. O halde bunun devam etmesi lazımdır. Yani smıjlarm mevcut olması iktiza eder. "25

Bu yonuna karşı net bir cevap venneyen Maarif Vekili Tanrıöver,

"tetkik edeyim, programlarını göreyiın, arzuy-u aliniz tesbit edilıniştir ... "26

şeklindeki sözleriyle konu ile ilgileneceğini belirtmiştir. 2 ı Nisan 1925 'de göıiişülen Daıiilfüm1n ilahiyat Fakültesi'nin bütçe müzakeresinde, İmam~

24 a.g.e., s. 207-208 (5 Mart 134111925) 25 a.g. e., s. 21 1. 26 a.g.e .. s. 211.

213

Page 18: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H S UP Hİ TANRIÖVER 'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRQşlERİ

Hatip mektepleri gündeme getirilmiştir. Bir yıl içinde İmam-Hatip mektepleri konusunda somut bir amaç belirleyemeyen hükümetin Maarif vekili olarak Tanrıöver şunları söylemiştir:

''Bu mekteplerde kasabalar için yetiştireceğiniz imam ve hatipler/e köyleriniz için yetiştireceğiniz imam ve hatipleri aym miililmatla mı1cehhez kılmak doğru mudur? Sorı(yorum: Köylerde vazife yapacak imam ve hatiplerinizle kasabalarda milnevver bir lıalka lıitab edecek imam ve hatipleriniz aym vaziyette midir? Programlarda tadilat iht~yacmneticesi olursa çok tabiidir. Bunda kariyyen tereddat etmemel~yiz. Köy 'için hazır/ayacağımız muallim/er başkadır. Köyi/n ihtiyacına göre başka muallim hazırlıyoruz. Kasabanm ihtiyacına göre başka muallim hazırlarız. '-'27

II. Meşnıtiyet döneminde Osmanlı aydınları tarafından geliştirilen

'köycüliik' görüşüne önem vererek Türkiye'nin ka:lkındırılabileceğin~ inanan \c-,,

CHP iktidarı, köylerin asıl ihtiyacı olan öğretmen ve din görevlisi yetiştinneye yönelik görüşleri tartışıyordu. ·Tanrıöver, bu politikanm uzantısı olarak İmaın­Hatip · mekteplerinde köyün ve şehrin şartlarını bilen din görevlilerinin yetiştirilmesini istiyordu. 28 Hükümetin tutarsız politikaları nedeniyle 1924 ve dalıa sonraki tarihte açılan 30 İmam ve Hatip mektebinin çoğu, .1926'da kapamnak zonında ~almıştı. 23 Mayıs 1926' da görüşiilen Darülfiinı1n bütçe müzakerelerinde, İmam-Hatip mekteplerinin bir bir kapanar~k. sayılarının azalmasına tepki gösterilmiştir. Eskişehir mebusu Abdullah Azmi Efendi, talebesiyle, idari ve öğretmen kadrosuyla mükemmel bir okul olan kendi memleketindeki İmam-Hatip mektebinin hiçbir sebep olmadan .kapatı!dığım bildirıniştir. 29

.

Yukarıdaki belgeler, 1924'te Dfui.ilhilafe medreseleri yerine açılan

İmam-Hatip mekteplerine hükümetlerin ve Maarif Vetileti'nin g~rekli ilgiyi göstennediklerini, Saraçoğlu ve Tanrıöver'in verdiği sözlerin tutulmadığım açık bir biçimde ortaya koymaktadır. İmaın-Hatip ınektepleri .. ilahiyat Fakültesi'ne. malrreç yapılmadığı için bu kumıniarın sayısı hızla düşmüş,

27 a.g,e., D. II, Y. 2, C. 18, s. 385. 28 Tanrıöver'in "köycillük"Ie ilgili dUşünceleri için bkz. H. Suphi Taıırıöver, Dağ Yolu ve

Gibıebakaıı Seçme/er, s. 45-49. 29 Tartışınalar için bkz. TBMM ZC, D. II, Y. 3, C. 25, s. 536 (23 Mayıs I 926).

214

Page 19: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yard. Doç. D1: Veli öZIVRK

1930'da İstanbul ve Kütahya İmam-Hatip mektepleri de kapatılarak30 Tevhld­i Tedrls~t Kanunu 'nun 4. maddesi işlevsiz hale getirilmiştir.

1924-1927 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı ve MaarifVekaleti bütçe görüşmelerinde Darülfiinı1n İlillıiyat Fakültesi ile ilgili önemli somnlar da taı;t:ışılınıştır. Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Maarif Vekilliği döneminde cereyan eden tartışmaları ve Tanrıöver'in konu ile ilgili görüşlerini incelemek istiyorum.

~25 Nisan 1925'te görüşüleıı Darülfiinı1n bütçe müzakeresinde Yusuf Akçura, Rasih Efendi ve Abdullah Azmi Efendi gibi mebuslar, ilahiyat Fakültesi 'nin amaçları, programı, İmam-Hatip mektebi mezunlarınm bti ktınıma 'girip giremeyecekleri konularında görüşlerini açıklamışlar ve Maarif Vekili· Tanrıöver'e bazı somlar sormuşlardır.31 Tanrıöver'in bu konularla ilgili.cevabı şöyledir:

'' .. .İmam-Hatip mekteplerinili ;programıi?i takviye etmek için Maarif Vekc1leti 'nin Encümen/eri meşgul ol~ca~lardır. lviem/eketin içinde en milhim yerlerde iki üç mektebi buna göre teçhiz edeceğiz ... Dariilftlm?n 'un diğer şubeleri için vm;il olan şikayet/erin daha kuvveiJisi İlahzvat Şubesi için nıevzubahistir.

Kanaaıle arz edeyim ki bir memlekette hissedilen herhangi bir ihtzvacı tatmin etmek için mevcut teşkilat kafi değilse ikiualedilir. Madem ki memleket içinde bir İlahzvat Fakültesi, birçok İmam-Hatip mektepleri mevcut ihtiyaçlarm bir ifadesidir, dikkati eelbeden noksan tamir. edilir .. İ/ah iyat Fakültesi 'nin yetiştireceği gençler derıt!ıte edecekleri vezaifiçinlazmı gelen ma 'lı?matla teçhiz edilmelidir. "32

Sonıniarın çözümü. Tanrıöver'in öngördüğü kadar kolay olmamış,

bilakis CHP içindeki çoğunluk ve lider kadro tarafından din eğitimi sonıniarı görınezden gelinerek yanlış kararlarda ısrar edilmiştir. incelediğimiz Meclis Zabıtlarında Saraçoğlu Şükrü. Bey ve Hamdullah Suphi Bey'in Maarif vekillikleri döneminde ilkokula dayalı dört yıllık İmaın-Hatip mektebi mezunlarının İmaın-Hatip mekteplerinin lise kısımlarının açılarak veya bazı

30 Pannaksızoğlu, İsmet, Tı'/dciye'de Din Eğitimi, MEB Yay., Ankara 1966, s. 25; Öcal, Mustafa, İmam-Hatip Liseleri ve İlköğretim Okulları, Ensar Neşriyat, İstanbul 1994, s. 33-34.

31 Bkz. TBMM ZC, D. ll, Y. 2, C. 18, s. 382-384. 32 a.g.e., s. 384-385.

215

Page 20: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H. S UP Hİ TANRIÖVER 'İN DİN EGİTİMİNE İLİSKİN GöRQşLERi

öğrencilerin normal li selere gönderilerek Darülfiinfın ilahiyat Fakültesi 'ne girmeleri için çalışınalar yapılacağı belirtilmesine rağmen eski Maarif vekili Vasıf Bey, bu görüşlere karşı . çıkınaktaydı. Vasıf Bey'in sorusun:u cevaplandıran I-İ. Suphi Bey, bu konuda şunları söyleınekteydi:

··· .. .İli1h~yat şubeniz mevcut olduktan sonra; A;Jaarif Vekilietiniz düşünmeye

mecburc/ur: İmam-Hatip mekteplerinizle bu fakülte arasmda ittisal var mıdır? Diyorlar ki: 'Gençlerimiz, lise/erimizden çıkarak ilahiyat Medresesine

[Fakflltesi'ne] giderler.' Fakat emin olabilirsiniz ki, hakikati olduğu gibi

milşahede ederek arz ediyorum: Liselerden çıkan/ar, İlclh~yat şubesine gitmiyorlar

·ve gitmeyece!derdir. Beş sene aym vaziyeti muhafaza ediniz, ilahiyat şubenizin talebesi kalmaz. Eğer talebesi olması zaruri ise, bir ihtiyaç bunu emrediyorsa,

bunun için bir tedbir almakMaqrifVekaletinizin mecbur olduğu bir şeydir. "33

Yukarıdaki konuşma metninin değerlendinnesi daha sonra yapılacaktır. H. Suphi Bey'in konuşmasına eski Maarif Vekili Vasıf Bey, şu cevapla ınukabelede bulunmuştur:

''A;fesleki tedrisat vardır. Biltiln bunları kabul ediyorum. Fakat Dôralfant?n­

ki memleketin ilmi zümresini, fikri zümresini yetiştirmekle milke!leflir - oraya

gidecek olan talebenin yalmz bir mahreci vardır ki o da liselerdir ... H. Suphi Beyefendi 'nin 'Dilril/:filnı1n İlilh(va/ Faki/Itelerine mahreç olmak üzere İmam-Hatip mekteplerinin prograrmmıslah edeceğim' sözi/ne iştirak edemem. '·'~4

Cumhuriyet dönemi din eğitimi tarihimizin önemli İcraatıarına ışık tutan bu tartışma, H. Suphi Bey'in şu cevabı ile devam eder: .

"Ziraat mekteplerimiz vardır. Ziraat mekteplerimiz tillf derecede Ôbııakla

beraber, bir meslek mektebidir. Ve Ziraat Mekteb-i Alı1·i'ne ma!ıreçtir. Bu

hakikattir ve môddeten mevcuttur. Dc1rü/fllniln 'a girmek için en esaslı olarak bir şart vardır. Bu şart, liselerden çıkmak değil, imtihamm vermektir ve verebilmektir.

Bunu yapabilen herkes Dclrtiljlinün ''a girer. "35 ·

33 a.g.e., s. 385. 34 a.g.e., s. 385-386. 35

' 386 a.g.e., s. . .

216

Page 21: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yarcl Doç. D1: Veli OZIVRK

Bu yonım, Akçuraoğlu Yusuf Bey tarafından "başka yerlerde de böyledir, söylenilen sözler yanlıştır"36 şeklinde teyit edilmiştir.

İki yıla yakın bir süre İmam-Hatip ınektebi mezunlarının Darülfünun İlillıiyat Fakültesi 'ne girebilmelerine yönelik tartışmalar yapılınasına ve MaarifVekili H. Suphi Bey'in söz vennesine ragmen ilk İmam-Hatip mektebi ınezuiıları İlillliyat Fakültesi'ne alınmamıştır. Sonın son defa 1926 yılı bütçe müzakerelerinde Meclise taşınmıştır. Eskişehir mebusu Abdullah Azmi Efendi'nin ilahiyat Fakültesi programına İlın-i. Kelam ve Fıkıh derslerinin konulniası, fakülteye öğrenci kaynağı hazırlamuası konularındaki tekliflerine cevap veren Maarif Vekili Mustafa Necati Bey, ilahiyat öğrencisinin Feraiz ve İlın-~ Kelam okuyamayacağım, bunların tarihinin okunacağını bildirmiş ve imtihanı kazanmak şartıyla İmaıü.:.Hatip mekteplerinden mezun olacakların ,· Darülfünun İlillliyat Fakültesi 'n b girebileceğini belirtmiştir. 37 İmam-Hatip ınektepleriııin lise kısmını açmaya ·yönelik bir karar alınmadığı halde Maarif Vekili Mustafa Necati Bey'in bu ıhektep mezunlarının İlillıiyat Fakültesine gidebilecekleriılİ .şqylemesi tutar h bit aÇıklama değildir. 1927 yılından itibaren . ~'--'

ne Diyanet Işleri Başkanlığı ne de Maarif Vekaleti bütçe müzakerelerinde Din Dersi, İmaın-Hatip mektepleri ve Darülfünun ilahiyat Fakültesiile ilgili hiçbir sanınun görüşülmemesi, din eğitimi konusunda çok farklı bir politikanın izlenıneye başlanacağının işareti idi.·

H. Suphi Tanrıöver'in Din Dersleri, İmam-Hatip ınektepleri ve Darül:fünfın ilahiyat Fakültesi konusunda verdiği sözler, bu dönemde izlenen maarif politikasının gereği olarak uygulamaya dönüştürülememiştir. İnıam­Hatip mekteplerinin lise kısımlan açılmadığı için ilahiyat Fakültesi öğrencisiz kalmış, H. Suphi Taıırıöver'in 1926'da söylediği "Liselerden çıkanlar İlillıiyat şubesine gitmiyorlar ve gitmeyeceklerdir. Beş sene aynı vaziyeti. muhafaza ediniz, 'İlahiyat ştıbenizin talebesi kalmaz" şeklindeki sözlerinin ne kadar doğnı olduğu 1930'da İmam-Hatip mektepleri 1933'te ilahiyat Fakültesi kapatılınca anlaşılmıştır.

36 a.g.e., s. 386. 37 a.g.e., D. ll, Y. 3, C. 31, s. 533-537 (23 Mayıs 1926).

217

Page 22: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H. SUPHİ TANRIOVER 'İN DİN EGİTİlviİNE İ1JSKİN G6RÜSIERİ

Tck partili rejime geçilmesi ile birlikte Türk Ocakları da kapatılmış ve yerine Halkevleri kurulmuştur. 1931 yılında Berlin Büyükelçiliği'ne atanan H. Suphi Bey, tek partili rejim döneminde yurtdışında bulunmuş ve çok partili . - ' . . demokrasiye geçiş döneminde yeniden milletvekili seçilerek aktif politikaya dönmüştür. Aradan geçen on altı yıl sonunda CHP iktidarının lilikliği yeniden yoruınlayıp din eğitimine döıune kararı vermesinde H. Suphi Tanrıöver'in görüşlerinin önemli rolü. vardır. 1946 yılından itibaren yeniden din eğitimine dönmeye yönelik tartışmalar TBMM'de ve Türk basınında yer almaya başlanuştır. H. Suphi Tanrıöver'in Türk basınında çıkan yazıları ve CHP VII. Kunıltayı'nda yaptığı konuşma din eğitimi tarihimiz açısmdan son derece önemlidir. Laiklik ve din. eğitimi sonınlarının özgür bir ortam i~inde tartışıldığı CHP VII. Kumltayı, Cumhuriyet'in ilk yıllarmda uygulamaya . .

konulan din eğitimi politikasının anlaşılması ve CHP iktidarınııı hangi nedenlerle yeniden din eğitimine dönme kararı verdiğinin bilinmesi açısından çok önemlidir. Anadolu delegelerinin ve bazı mebusların görüşleri CHP'nin tek parti rejimi döneminde izlediği laiklik politikasının tutarlı olmadığını

göstem1esi bakımından ilginçtir~·

Tanrıöver'in CHP örgütüne danışmadan çok partili demokrasi ve din eğitimi konularında; gazete ve dergilere açıklamalarda bulunması Kunıltaya katılan bazı milletvekilleri ve delegeler tarafından eleşt!rilmiştir. 38 Bu eleştirilere cevap veren Tanrıöver şunları söylemiştir: ·

"On sekiz yaşımda ne· ise bugün de aym yolda yilrilmekteyim. Rejimin,

partimin zaiıfim, ·kusur/arım gördilği/m vakit söylilyorum. Beni milletvekili seçen ·,

yurttaşlarmı, bana 'gidin kapı aricasmda konuşun, birbirinize söyleyin biz işitmek istemiyoruz' demedi/er. Tflrk milletine hitap etmek vazifemdir. "'19

Burada kumitay delegelerinin laiklik ve din eğitimi konusundaki görüşlerini şekillendirmede büyük rol oynayan Tanrıöver'in konuşmasından bazı bölümleri aktannak istiyonım:

"Arkadaşlar! İnkılabınıızı tamamen mal?fuz tutmak ve Türk milletinin dinf ihtiyaçlarmı ve bu iht~yaçlarm zarürf gösterdiği hizmetleri temin etmek

38 Tartışınalar için bkz. CHP 7. Kurultay Tutanak/an, Ankara 1948, s. 166-167. 39 a.g.e., s. 164.

218

Page 23: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yani Doc.Dr. Veli OZIVRK

nıü.mkündilr... Laisizm bizim icaaımız · nııdır? İlk defa olmak i/zere dünyanın her köşesinde laik devlet sistemini kuran biz Jiıiyiz? Hayır arkadaşlar; başka devletler de .var; hakf!ü misallerden istifade edeceğiz ... Acaba millf tarihimizde ilk defa 1111

rastgeliyoruz? Hayır arkadaşlar; geniŞieye geniş/eye, adım adım bunu bize kadar ulaştıran, getiren tarihi ·hareketler vardır... Kendi yakın tarihimizden rilisal

alıyorwiı; lv!ahkeme-i Şer 'iye yanında lvfalıkeme-i Nizanıiye kurulduğu .zaman

acaba bu hareket neydi? Laisizm qeğil miydi? Medrese/erin yanında AvrupCJ_

mektepleri kurulduğu zaman, ·şer 'i mqhiyette. plan mekteplerin yanında, galip. bir

sürette laik mahiyette olan mektepl,er tesis etmedik mi? Avrupa' dan kanunlar almadık mı? Fatih 'in,, Sultan Süleyman-ı Kanıinf'nin koyduğu kanunlar laik mahiyette_ kanunlar değil nıiydi?

Arkadaşiari lvfilşkillitımız nereden çıkıyor? Bir şey ortaya atıl(lığı. zaman,

zannediyoruz ki bunun mucidi biziz., Kendirrıiz bundan sonra bir şey yapacağız;

bugün ne düşilnilyorsak tamamıyla :bunun kos/coca bir mazisi var.dır. Nasıl ki

Cımıhur~vet 'in koskoca bir mazisi va~;dt" ve buna istinad ed~vorsa laikliğin de, laik

Türk Devleti de koskoca bir maziye_ istil:_ıad ediyor. Onun için çok kuvvetlidir, tehlikede değildir.

Şimdi kuvvetli ki!ltilril ile bizim memleket şartlarına uygun devlet

topraklarına bir dalcika bakabiliriz: Fransa. Fransa inkılabı gayet sarih bir din husumetiyle karşı karşıya geldi. Papazlar şiddetli takilı.ata uğradı. Kil~seye mildahate ve emvali milsadere edildi. Meşhur kiliselerde danslar yapıldı, t~yatrolar gösterildi, herkese ziyafet çekildi ... İnkılap.zamanında din devletten ayrıldı; devlet

din teşkilatını bıraktı. Din adamlarını başka memleket/ere gönderdi. Fakat, Ş()l1ra

feyizle çalışan ve hepimizin bildiği Paris 'te bir Kato/ik i/niversitesi kuruldu. Burası

dünyanın en bilyük din alimlerini yetiştirmek/edir.

Türk inkılabı, ne Fransız inkılabı ne de Rus inkılabı gibi dini tahribata

uğratan bir inkzlaptır. Biz, ısiahat hareketimiz sırasmda ordularımzza el uzattı/c,

yalmz bir milesseseye el uzatmadık. lıl/edreseler bunun dışmda kaldı. Acaba

tabiibel ve ordumuz için yaptığımızı din teşkilatımız için de yapsak meyvelerini

almaz mı idik? lviutlaka alırdık.

Bizim tarihimizde de bu medrese/erin ıslahı yoluna gidilseydi, dokuz asırlık

üniversitemiz vardır diye övünebilirdik. Halbuki biz medreseleri kapattık, İnıam­Hatip mekteplerini kapattık.

Bugün kırk bin köyilnıilz vardır, her köyde birer mescid tasavvur ediyorum, · kırk bin mescid eder, kasaba/arz, büyük şehirleri gözümün önüne getiriyorum, en

219

Page 24: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H. SUPHİ TANRIÖVER 'İN DİN EGİTİlvJİNE İIİSKİN G6RüŞLERİ

aşağı on bine yakm cami vardır. Bunlarm hepsinin mecmuu elli bin eder. Bu camilerde ve mescidlerde vazife görecek imam/ara, hatipiere ihtiyacımız var mıdır, yok mudur? Altı tane meclis hademesi yamma geldi, gözleri yaşlı olarak şımlcirı söylediler: 'Valla.hi billahi altı köyümilzde bir tek imam kaldı. Ölülere ntJbe·ı

bekliyoruz. Ondan kalkıp bu köye geliyor ve boyuna köy değiştiriyor. Eğer bize imam ve hatip vermezseniz ölillerimizi köpek !eşi gibi toprağa gömeceğiz. '

Tilrk inkılôbmm dini tatbik'af yapması, son devirlerin acı tecrübelerinin tesiri altında bir müddet, dinnanuna konuşan adamlarm ıstırabım çekmiş nesillere mensup olduğumuz için bu mtlesseseleri kapadık. Bunu, muvakkat bir tedbir olarak aldık; dı:ıimf olamaz. Çünkü yer yüzünde böyle bir laik devlet mevcut.değildir. O

halde ne yapacağız? ·

İnkılabı yapanlar, Diyônet İşleri Reisliği 'ni devlet kadrosu içinde neden bıraktı? Niçin esliifi devlet kadr'osuiıda bıraktı? Bir müddet bu işlerin hi/ki/metin 1iıurakabesi altında olması liizımdı; buna dinf vazifeler için, ayinler için lüzum

vardı. Hafizı muhafaza etmek hakkmı Diyanet İşleri Reisliği 'ne bıraktılar. Şimdi

imam ve hatip yetişmiyor, o halde D~yanet İşleri'ne verilen hajız yetiştirme

saliihiyeti ve bu arada diğer hizmetleri davamıza ve laik inkılabımıza bir tehlike

teşkil etm~yor ... ·

Komünizm bir din olarak intişar ettiği için her yerde din adamiarım takip ediyor. O halde acab.a biz İmam ve Hatip mekteplerimizi açmazsak. dilnyamn biltün ilniversitelerinde olduğu gibi, ilim mah~yetinde olarak istanbul Üniversitesi 'nde İslam Tarihi, İsianı Felsefe Tarihi, Mukayeseli Tarih-i Edyan okulmazsak ~e nihayet bir de yilksek ·din öğretimi mektebi · açmazsak (JCaba

Osmanlı bakiyesi bu zavallı ekalliyetler son mildajaalarını yapmak için muhtaç olduklal'ı adamları nereden tedarik edecek/eridir? Yalnız memleketin dahili ihtiyacı içhı değil, dışarıda bıraktığımız ekalliyetler için de bu müesseseleri düşünmek mecburiyetindeyiz ... Yirmi beş sene evvel yine bu fikri mildafaa etmişti m. Türk milletinin huzurunda. aynı fikri yirmi beş sene sonra da aynen mildafaa

ediyorum. "40

Uzun açıklaınaları gerektireceği için Tanrıöver'in konuşmasmdaki

önemli hususlar siyah punto ile verilmiştir. Tanrıöver'in görüş ve önerilerine

40 a.g.e., s. 454-459.

220

Page 25: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yard. Doç. Dı: Veli OZIVRK

yönelik eleştiriler verildikten sonra bu konuşma değerlendirilecektir. CHP VII. Kunıltayı 'na katılaıı milletvekilleri ve delegelerin açık bir biçimde gündeme getirdiği laiklik ve din eğitimi sorunlarının, bazı siyasi partilerin ve çevrelerin din istismarı yapınalarının · sonucunda ortaya çıkaıı· yapay sanınlar olduğunu iddia eden kurultay üyeleri de vardı. Başta Tanrıöver olmak üzere, çok partili . demokrasi aıılayışı ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki uygulamalar ışığmda toplumun din ve din eğitimi ihtiyacının karşıtanınasına yönelik bir laiklik politil~asının belirleımıesini öneren· diğer delegelerin görüşlerini,· CHP ve Kemalizm geleneğinden sapma , olarak . değerlendiren kurultay üyeleri Gaziantep milletvekili Cemil Sait Barlas, Siirt milletvekili Ali Rıza Esen, Erzincan. milletvekili Behçet Kemal Çağlar, Diyarbakır milletvekili Fazıl

Alunet Aykaç'tı. CHP VII. Kurultayı'nda laiklik karşıtı çevrelere büyük tavizler verildiğipi ileri sürüp Şeınsettin Günaltay'm başbakanlığı döneminde CHP'den istifa eden ünlü Kemalist şair. Behçet Kemal Çağlar, laiklik ve din eğitimi sonmlarının çözümü konusunçlaki görüşlerini şöyle açıklıyordu: .

' "Avrupa 'nın muhtelif yerlerindrin qlınan laiklik/e i lgi li misallere niutlak

bağlı olmamız şart mıdır? Niçin Türk milleti Avrupa :va mutlak· tabi olmak zoruretine bağ/anıyor? Bugün Avrupa dahi geniş bir denerne ve oluş halindedir.

Kilisenin politikası da 1nilrtecidir, yenilik Garpta da yeniliktir, irtica Garpta da irticadır. Din birleştiricidir diyen sayın Tanrıöver unutuyor mu ki, Hitler de İsa 'mn Allah ı 'na dua ed(yordu, kral George da: Tebaları birbirini yediler aym

dinde nciile r.

Biz iliklerimize kadar Kemalist'ı:z. Bizim akidemizce din devletten ve

s(yasetten ayrıdır. Devlet dine karişmaz. Dinin devlete karışması hayırlı gibi

başlar, ölçilsi/z denecek kadar zararlı olur. ·Devlet, din e karışır, hayredeceğim

derken alet eder, kodrini kilçültür. Din ve millet ıiğrunda hamiyetti olan, köyi/ne mescit yaptırır. Man i olan ki1n? İşte yeni Ankara 'nın en güzel yeri cami yeri diye

ayrılmış bulunuyor. Aziz sofitlar devlete el açacak/arına bir araya gelip emek ve

servet birliğiyle camilerini yapıversinler. imanımı, mi/ezzinini, gassalini de dini

dünyadan ayırmamış memleket/erin dinf üniversitelerine gönderip okutsunlar ... Yalnız devlete eski taassup zihiıiyetiyle mücadelenin ilk zamanlarındaki haklı icabı

olarak bazı eski milsamahasızlıklarından vazgeçmesini, bu hususta tam !dik, tanı

bftarafbir zihn(yet kazanmasım tavsiye edebiliriz.

Herhangi bir Ayşe hamm, herhangi bir kasahada dikiş kursu açmak için ne . kadar kolaylıkla ve ne kadar formalite ile karşılaşmw, herhangi bir Ahmet Efendi

221

Page 26: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H. SUPHİ TANRIOVER 1N DİN EGİTİlv!İNE İlİŞKİN GÖRÜSlERi

din dersi akutmak için, herhangi bir kasahada aynı kolaylıkla. ve formalite ile karşılanmalı dır ... . lfa/kın . bugünkü medenzyel istekleriyle zyice. aydınlanamamış kitleleri Kur'an alfabesini getireceğim diyen gayretkeşlerin tesirinde kalıyor. Ona, bunu değil, .makul bir şeyleri söyleyip dini hissinden onu yola getirmek dogru olmaz 11l,ı? "41

Kurultayda, Atatürk döneminde uygulanmamış · olan bir laiklik anlayışını ideolojik içerikli bir konuşma ile savunan Çağlar, Atatürk döneminde kurulan Diyaııet İşleri Başkanlığı'nın daha nitelikli din ve din eğitimi hizmetleri verebilmesi için alnıabilecek kararlar üzerinde dunnaınış, biçki dikiş kurslarına benzer bir biçimde açılacak niteliksiz din dersi kursları ve 1aik · olmayan ·ülkelerde rasgele yetiştirilecek din • görevlileri ile ve vatandaşların kuracakları canlİ demeideri yoluyla Türkiye insanının din ve din eğitimi ihtiyaçlarının · karşılanabileceğini · ileri sünnüştür. Gaziantep milletvekili Cemil Sait Bartas'ın düşünceleri de bundan farklı değildir.

Komünizme karşı mücadelede dinin bir araç olaınayacağını, Müslüman ülkelerle ilişki .kurmamızın müınkün olmayacağını belirten Barlas' a göre, "Türk milletinin son bekası ne dindedir ne imaııdadır. Türk'ün kendi vicdanı ile. Allalı arasındadır. Türk'ün . son kuvveti .kendi damarlarındaki asil kandadır.?"'2 Diyarbakır milletvekili Fazlı Ahmet Aykaç'a göre, din eğitimi ve alıHik eğitimi birbirinden ayrİ disiplinlerdir. Tekamül etmiş, muhterem şalısiyeilerin oluşt~rduğu TBMM'de dile getirilen din eğitiİni görüşleri çok geri fikirlerdir. Aykaç'ın bu konudaki görüşleri ve verdiği önıek şöyledir:

"Hiç, şüphe yok ki dil!~yada ahlaki terbiye mevzuu i/zerinde ,düşünen miltefekkir, feylosoj, pedagog bu meseleye dini telkin ışığı ile bakmışlardır ve dini terbiyenin büyük bir te.~iri olacağını iddia etmişlerdir. Terbiye-i diniye eksikliği

insanlarm ahlaki durumunu behemehal ihlal eden bir hadise olsa idi bugan burada Atatürk'ün adını nasıl kemal-i tebcil.ile yad ederdik? Demek ki tarihin ve ilmin terbiye-i vicdaniyemizde, terbiye-i ahlakiyemizde fevkalade bir tesiri olduğunu, tamamen bitaraf bir. şahit olarak, bir çok misaller göstermek kabildir. "43

.

41 CHP 7. Kurultay Tutanakları, s. 462-464. 42 a.g.e., s. 459-460. 43 a.g.e., s. 464-465.

222

Page 27: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yard Doc. Dr. Veli ÖZIVRK

J

Aykaç'm :ahlak-din . ilişkisi; alitak eğitiminde din eğitiminin etkisi konularında aktardığı görüşler bilim adamları tarafından yüz yıllardan beri tartışılınaktadır. 44 Aykaç'ın beniıi1sediği bir görüşü· savunması ıionnaldir. Fakat din eğitimi almak isteyen: • birey ve· toph1imı geri göriişlü · olmakla suçlaması, Atatürk' ün din eğitiıni aln1adığım . ve dii1 'eğitiminin · okullardan kaldırıldığı dönemde yetişen iilsanların ahlaklı olduğuıiu · iddia etmesi tutarlı bir düşünce değildir.

- Tanrıöver ve pek çok delegenin konuşınalarında dile getirdiği yeniden din eğitimine döıune ve toplumun· dini ihtiyaçlarına cevap verebilecek güçlü bir Diyanet İşleri Başkanlığı dluşturına tekliflerine Çağlar, Barlas ve Aykaç'm karşı _!(ıkması Prograin Komisyonu'nun laiklik ve din eğitimi

konusuna yaklaşımını olumsuz yönde etkilemiştir. Aşağıda ınetnini

vereceğimiz laiklik ve din eğitimi göriişü yeniden din eğitimine dönülınesini isteyen delegeler tarafından beilimseıuneıniştir. CHP içerisindeki radikal Kemalist gmbun düşünceleri ile' riasan Ali Yücel'in yerine Milll Eğitiın · Bakanlığı görevine getirilen Reşit Şem:_settin Sirer'in düşüncelerinin bir sentezi. olan metinde din eğitimi ile ilgili olarak şu göriişe yer verilmiştir:

':Jfkokullarda 'iht(yarf olarak din dersleri okutu/ması hnhsina. gelince: Devletin resmi okulları istisnasız her öğrenci tarajindan hazırlanması zarurf olan bilgileri ve itiyatfarı kazandırmalda mükellejtir. Ahlaki kıymetlerimiz de · bu

meyandadır.

Dini itikatlara gelince bunlar ku/la Tanrı arasmda kalır. Devlet vatandaşa

Tanrı :va olan ilikat ve ibadetinde sen şuna inanacaksın veya buna

inanmayacaksm, şu i badeti yapacaksm, bunu yapmayacaksm diyemez. Bu sebeple din derslerinin herkes için olan ve herkes tarafindan iktisabı lazım gelen bilgileri

vermekle mükellef olan devlet okullarının progranıları arasına katılması mümkün görillmenıiştir. Din öğretiminin devletin murakabesi altmda yurttaşların özel

teşebbüslerine bırakılması ·zaruridir. I-lükiltnet, murakabenin şekil ve şartiarım

tespit etmektedir ve din dersleri kitapları hazırlanmaktadır. '·'45

44 Bu konudaki bazı çalışmalar için bkz. Tosun, Cemal, Din Eğitimi Bilimine Giriş, Ankara 2000, s. 127; Kılıç, Recep, Alıla/mı Dini Temeli, TDV Yay., Ankara 1996.

45 CHP 7. Kunlltay Tutımııkları, s. 559.

223

Page 28: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H. SUPHİ TANRJ6VER'İN DİN EGİTİMİNE İ!JSKİN G6RüŞLERİ

Kendisine yönelik sert eleştirilere cevap vernıek içi!) ikinci defa söz alan Tanrıöver, tüm hayatını irtic&ı tel'in ve Cumhuriyet inkıl&plarını

destekleyerek geçirdiğini, Atatürk döneminde Afganistan ve İran 'la kurulaıı ilişkilerin diğer İsl&m . ülkelerini de içine alacak şekilde geliştirilmesini istediğini, ittihad-ı İslfun fikrini savımmadığını belirtmiş ve tarihi temeli ve çağdaş geçerliliği olmayan radikal laiklik yoruınlarına katılınadığııu yeniden vurgulaınıştır:

''Eğer inkılabı yapanlar bunu (dini) doğrudan doğruya Allah ile kul · arasmda bir mesel e addetse/'erdi Diydnet İşleri Reisliği 'ni ihdas etmez/erdi, bitti

derlerdi. Evkafı ipka etmezler, bitti derlerdi. Bir devlet kadrosundan aylık vermek suretiyle böyle bir teşkiltitm bulunmasını muvaflk görmez/erdi... Hükümet ve devlet, milletin dinf ihtiyaçlarmı, ya bizzat tatmin eder, hilli/n inkılaplarımızda

. . olduğu gibi, bir din kadrosu devlet içerisinde kalır, vc:va büsbiltil n çıkartı /ır. Fakat

yine bir din meselesi vardır. Türkiye Cımıhurzveti /dik inkıldhı kabul ettiği giln devlet rriaessesesi arasında iki dinf teşkilatı koymuştur: Vakıflar idaresi ve Diyanet İşleri Reisliği.

Diyanet İşleri Reisliği derslerle meşgul olmalıdır. Ona memleketin muhtaç olduğu, . memleketin her tarafında kendilerine iht~yaç bulunduğunu görmemek manıkan olmayan ima,m ve /ıatiplerJ yetiştirmek için izin vereceksiniz ... Bundan başka, ldikliğe asla milnaji olmayan dersleri, ilim mahiyetinda,. olarak, bizim medeniyetiniize ait, İslam medeniyetine ait, İslam felsefesine ait ·dersleri koymalıyız ... "46

* * * . Tanrıöver'in CHP VII. Kurultayı'nda yaptığı konuşmaları kısaltarak

almak zoründa kaldık. Kapsamlı bir din eğitimi raponı sayılabilecek bu konuşmalarda, İsviçre, Belçika, İngiltere, Amerika ve Rusya' daki l&iklik politikalarına ve din eğitimi faaliyetlerine temas edilmiş, yeni devlet olan Pakistaıı ve bağımsızlıklarını kazaı1111aya başlayaıı Arap Devletleriyle kültürel ve ekonomik ilişkilere girilmesi önerilmiştir.

Taıırıöver'in I. TBMM Hükümeti döneminde, Cumhuriyet'in ilk yıllarında ve çok partili demokrasiye geçiş döneminde toplaııan CHP VII.

46 a.g.e., s. 459-460.

224

Page 29: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yard Doc. Dı: Veli öZIVRK

Kurultayı'nda ileri sürdüğü din eğitimi sonuılanıla ilişkin görüşlerini, Türk siyasi tarihi açısından önemli sayılan ve din eğitimi tarihimizi şekillendiren üç önemli dönemin özelliklerine ve diğer görüşlere de temas ederek incelemeye çalıştık.' Sonuç bölümünde, Tannöv;er'in ileri sürdüğü görüşlerin Cumhuriyet dönemi din eğitimi politikaları üzerindeki etkilerini ele almak istiyorum.

I. TBMM Hükümeti döneminde Maarif Vekilliği yapan Tanrıöver, Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğini yaptığı Birinci Gruba mensuptur. Bu dönemde, din-devlet ilişkileri II. Meşrutiyet döneminde gerçekleştirilen hukuki düzenlemeler çerçevesinde yürütühnüştür. Y ayıılladığı beyannfunelerde ve çıkardığı bazı yasalarda İsHimi dünya görüşüne saygılı olduğunu açıkça vurgulayan ve milll--islfun'i değerlerden hareketle ülke sonmlarmı çözmeye çalışan I. TBMM, 47 II. Meşnıtiyet 'dönemi din örgütüııe ve eğitim sistemine müdahale etmemiş, sadece Evkaf Vekaleti ile Meşihat (Şeyhülislfunlık)'m birleştirilmesi ile kumlan Şer' iye ve Evkaf Vekaleti aracılığıyla din ve din eğitimi hizmetlerini yürütmeye ça,lışmıştır. I. Dünya Savaşı nedeniyle kapanmak zamnda kalan Darülhilafe . ı}1edreselerini ve ilmiye medreselerini yeniden öğretime açan ve 1922 yılı bütçe müzakereleri sonucunda kabul edilen teşkilat kanunu ile kuvvetli bir; örgüt haline gelen Şer'iye ve Evkaf Vekaleti, dönemin en saygın bakanlıkları arasında yer alıyordu.48 Mecliste çok sayıda . ulema ve şeyh kökenli mebusun alınası . nedeniyle Tanrıöver'in de içinde yer aldığı Birinci Gnıp, çoğuuluğunu din adamlarının oluşturduğu Bağımsız Gnıpla iyi ilişkiler kurınaya çalışıyordu. Öncüleri . arasında Ali Şükri bey, Hüseyin Avni Ulaş, Zeki Kadir Beyoğl~ı gibi mebusların yer aldığı İkinci Gnıp da din ve din eğitimi sanınlarının çözümüne . katkıda bulunuyordu.49 Bu olumlu ortama rağmen savaşm yol açtığı ekonomik

47 L TBM:M'nin çıkardığı bazı kanunlardaki İslami vurgular ve yayınladığı beyanıinmeler için bkz. Mehmet Bulut, Birinci ve İkinci Dönem TBMNJ'de Din Eğitimi, Din Hizmetleri ve Diniyayın Konularmda Yapılanlvfilzakereler Ozerine Bir Araştırma,. s. 7-12, 88-92.

48 Cumhuriyetin ·ilan edildiği II. Meclis döm:ıninin ilk iki yılında bile bu vek<iletin saygınlığı sünnüştür. 1924 'te Başbakan İsınet İnönü, Ankara dışında görevli olduğu için yerine Şer' iye vekili M. Fevzi Efendi vekfılet etmiştir. Bkz. TBMMZC, D. ll, V. 2, C. 5, s .. 713 ..

' j ,! ,

49 I. TBMM'deki siyasi gruplar için bkz. Abmet Demirel, Birinci Tilrkiye Bilyilk.Mill~t Meclisi 'nde Muhalefet, İkinci Grup, İletişim Yay., istanbul, 1994. ' ·

225

Page 30: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

H. S UP Hİ TANRIOVER 'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖROSLERİ

sıkmtılar ~ıedeniyle din ve din • eğitimi sonınlarınııı tamamen çözülmesi mümkün. olmadı. . ,

Cuınlıuriy~ti ilan eden, Şer'iye ve Evkaf Vekaleti'ni ilga edip yerine. Başbakanlığa bağlı Diyfuıet İşleri Reisliği ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kumlmasınJ sağlayan 429 sayılı kanunun ve tüm'eğitim-öğretim kunimlarının yönetimve denetimini Maarif Vekaleti'ne veren 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun kabul edildiği H. TBMM'ne hocalarıııın çoğunluğu ve Zeki Kadir Beyoğlu hariç İkinci Gnıbun hiçbir mebusu seçilememişti. Bu ortann

· inkılapların . gerçekleştirilinesi amacıyla oldukça iyi değerlendiren Mustafa K,emal Paşa, Maarif Vekilliği· görevine İzmir mebusu Vasıf Çıııar Bey'i getirerek, I. TBMM Hükümeti döneminde açılan Danılhilafe ve · İlıniye medreselerinin kapaııınası, Daç.ılhilafe medreselerinin btilunduğu 29 yerde ilkokula dayalı dört yıllık İmam-Hatip mekteplerinin açılması ve İstanbul'da Damlfüırfin'a bağlı sadece ·medreselerin salın bölümü ve lise mezunlarının kabuLedildiği üç yıllık İlalıiyat'Fakültesi'nin kumlması karanna destek verdi ..

I. TBMM Hükümeti döneminde, "aşk-ı sar1 gibi din dersi okutacak" nitelikli öğretmenleri btilarak ve Şer' iye ve Maarif Vekaletlerinin işbirliği ile

· medreselerde kaliteli alimler ve öğretmenler yetiştirerek din eğitimi sonuılarını çözeceğini vadeden B. Suplıi Tanrıöver,. Vasıf Çınar Bey'le aynı partinin mebüsları, hatta Türk Ocağı'nın önde gelen üyeleri olmalarına. rağmen yeni açılatı··İınaın-Hatip Mektebi mezunlarınm ilahiyat Fakültesi'ne gini.ıeleriııi sağlayacak düzenlemeler konusunda uzlaşaniıyordu. I. TBMM döneminde, din ve din eğitimi sönnılannın çözümü konusunda duyarlı olan bazı mQdrese kökenli· illiılıler CHP milletvekili· olarak II. TBMM'ne ginneyi başarmışlardı. Bunların, özellikle eski Şer'iye Vekili Abdullah Azmi ve Erzurum mebusu Raif Efendi'nin İmam-Hatip Mektepleri ve İlillıiyat Fakültesi'nin sonmları hakkındaki eleştirileri Vasıf Çıııar Bey'i bunaltınca, önce Şükrü Saraçoğlu Bey,· İıeınen ardından H. Suphi ·Tannöver Bey Maarif vekili yapıldılar. Saraçoğlu ve Tanrıöver, İmam-Hatip mekteplerinin lise kısımtarım açıp mezunlarını ilahiyat Fakültesi 'ne alacaklarını, diğer öğrencileri de köy öğretmeni; köy imaını ve şehir imaını yapabileceklerini belirtirken, Çmar, lise mezünları hariç kimsenin. ilahiyat Fakültesi 'ı? e giremeyeceği göıiişünü ileri süıiiyordu. Çınar'ın fikr-i ·sabit haline gelen görüşlerine tepki gösteren Tııanöver'iıı 1925'te söylediği gibi 1930'da İmaın-Hatip mektepleri, 1933'te

226

Page 31: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

Yard Doc. D1: Veli OzrORK ·

de Darul:fünfın :İlalıiyat Fakültesi kapatılmış, genel eğitim kurumlarında din dersleri kaldırılarak yeni bir lrukliki ve din· eğitimi politikası beniınsenmiştİL .

Tek parti . r~jimine geçilen dönemde, muhtemel bir muhalif güÇ olabileceği endişesiyle' Berlin Büyükelçiliği görevine atanaıı Taımöver, Ziya Gökalp'in · önemli tezi olan "Türkleşmek, · İslfunlaşmak, Muasırlaşmak" göıi1ştine bağlılığını yurt· dışında: i:la sürdünnüş, bir· gnıp Gagauz Türkünün İslam'a gimıesinereh~erlik etmiştiL l944'te TÜrkiye'ye· dönen Tanrıöver, çok partili demokrasiye geçiş ortanunıı1 sağladığı özgürlük ortaınından oldukça iyi yaradanıp, CHP iktidarı içindeki· inuhafazakar grubun seslendirdiği yeniden din eğitimine· döıune istekl6riili yÖiılendinniştir. . CHP 'içindeki radikal laiklik göıiişüne sahip: genç mebusların ağır tenkitterine rağıneı1 göıi'işlerini CHP VII. Kunıltayı, halkevleri ve gazetelerde açıklayan Taı1rıövei, Şeı'nsettin Günaltay hükiim~tinin 'gerçekleştirdiği yeniden din' eğitimine dönme kararlarının

alııunasln:da etkili olmuştur. ·

1950 seçimleriıide DP listelerinden giren Tanrıöver, QP milletvekili olarak görev yaptığı ·ı 950~ 1 95'7 :yılları . arasında . ç~k' aktif roller üstlenmeıniştir. Çok partili demokrasiye geçiş dönemiı)de, öncülüğünü Fatin Gökmen Bey'iıı yaptığı CHP'nin ımihafazakar gnıbu ile hareket eden ve dönemin DİB Alunet Haındi Akseki'nin de savunduğu DİB'ı~a bağlı İslam İlruıiyat Fakültesi ve İmam-Hatip Okulu göıiişüne50 destek veren Taımöver, bu tezi CHP ve DP iktidariarına kabul ettirememiştir. Din eğitimi ile ilgili önerilerinin bir kısmı CHP iktidarı, diğer kısımları DP iktidarı ve daha somaki iktidarıaı·51 tarafından uygulamaya dönüştüriilen Taımöver, din eğitimi tarihimizde resterasyon, yeniden din eğitimine dönüş dönemi· olarak adlandırılan 1946-1950 yılları arasındaki sürecin önemli bir aktöıiidür.

Tanrıöver'in görüşleri, sadece çok partili demokrasi döneminin siyasal iktidarlarının değil, devletin din eğitimi politikasını da önemli ölçüde etkilemiştir. Taımöver' in öne sürdüğü din eğitimine ilişkin görüşlerinin

İcraata <:iönüşınesinde onun savunduğu dünya göıiişünün etkisi büyüktür. Dil,

so A. H. Akseki'nin din eğitimi görüşleri için bkz. "Din Tedrisatı ve Din Müesseseleri Hakkmda Rapor", Sebflı1rreşc'id Dergisi, sayı: 100-105, 18.12.1950 vd.

sı CHP, DP ve diğer iktidarların din eğitimi politikalan için bkz. L~mail Kaplan, Türkiye'de Millf Eğitim İdeolojisi, İletişim Yay., İstanbul, 1999, s. 200-219.

227

Page 32: HAMDULLAH SUPHİ TANRlÖVER'İN DİN EGİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİisamveri.org/pdfdrg/D00036/2003_18/2003_18_OZTURKV.pdf · hamdullah suphİ tanrlÖver'İn dİn egİtİmİne

fl SUPHİ TANRlOVER'İN DİN EGİTİlv!İNE iiJSKİN GORüŞLERİ

din ve .dilek birliğinin oluşturduğu milli kültüre dayalı Türk milliyetçiliği düşüncesini savunan Tanrı över, tek parti rejimi döneminin, egemen tarih anlayışı olan taril~i kopuş tezinden çok, Osmanlı ve Cumhuriyet modemleşmesinin sürekliliğini esas alan tarilli süreklilik tezini benimseyerek din eğitimi sorunlarına yaklaşmıştır. ı 96 ı Anayasası ve ı 973 'te kabul edilen Milli Eğitim Temel Kanunu'nda Türk milliyetçiliği, Türk milletinin milli, manevi ve ahlaki değerlerine yer verilerek Tanrıöver'in mücadelesini verdiği İslfun dini ve atılakını da içeren milli kültüre dayalı Türk milliyetçiliği dÜşüncesi, T. C. devletinin resnlı ideolojisini oluşturan önemli unsurlardan biri haline gelmiştir. Milli, dini,' ilmi ve demokratik ilkeleri tutarlı bir biçimde sentezlemeye çalışan Tannöver, Osmanlı Devleti 'nin yenileşme sürecinde ve

. '

I. TBMM döneminde aydınl~ın ve siyaset adamlarının benimsediği

Osmanlıcılık, İslamcılık, Batıcılık ve Türkçülük ideolojilerinin talılil ve analizini iyi yapmıştır. Namık Kemal, Ziya Gökalp, M. Emin Yurdakul, M. Akif Ersoy, M. Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak ve Kazım Karabekir gibi fikir ve devlet adamlannın düşünce ve İcraatıarını çok iyi değerlendiren

Tanrıöver'in din eğitimi görüşlerini etkili yapaıı en büyük neden saınrım düşünce ve siyaset tarihimizi dünyadaki gelişmeleri .dikkate alarak iyi . ' . '. - . . -yorumlamasıdır.

228