(gervais mbarga ve jean-marc fleury) - wfsjbilim kapsamında “bilmek”, merakı, en dürüst...

37
Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5 WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 1 Bilim nedir? (Gervais Mbarga ve Jean-Marc Fleury) Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. Ders 5

Upload: others

Post on 01-Jan-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 1

Bilim nedir?(Gervais Mbarga ve Jean-Marc Fleury)

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur.

Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 2

Dünyanın ilk çevirim içi bilim haberciliği kursuna hoşgeldiniz. Bu kurs Dünya Bilim Muhabirleri

Federasyonu (WFSJ) tarafından, Bilim ve Gelişim Ağı (Science and Development Network SciDev.Net)

ile yakın işbirliği içinde geliştirilmiştir.

Bu projeye fon sağlayan kurumlar:

International Development Research Centre (Kanada) [ http://www.idrc.ca/ ]

Department of International Development (İngiltere) [ http://www.dfid.gov.uk/ ]

Swedish International Development Agency (İsveç) [ http://www.sida.se/ ]

5.1 Giriş ....................................................................................................................................................... 3

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.1 Bilmek nedir? .................................................................................................................................4

5.2.2 Gündelik ya da herkesçe bilinen gerçek ................................................................................. 7

5.2.3 Gündelikliğin ötesinde ................................................................................................................ 9

5.2.4 Bilgiyi sistematize etmenin yolu olarak bilim........................................................................11

5.2.5 Bilimsel metod .............................................................................................................................13

5.2.6 Habercilik bilgisi ..........................................................................................................................17

5.3 Bilimin sınırları

5.3.1 Giriş .................................................................................................................................................20

5.3.2 Thomas Kuhn (1922 – 1996) ......................................................................................................21

5.3.3 Karl Popper (1902 – 1994) ........................................................................................................22

5.3.4 Bilimsel Metod ............................................................................................................................24

5.3.5 Paul Feyerabend (1924 – 1994) ..............................................................................................25

5.3.6Sosyolojikyapılandırmacılık ......................................................................................................26

5.3.7 Kültürel görecelilik ve bilim .....................................................................................................27

5.4 Bilim nasıl yapılandırılır? ... gerçek hayatta!

5.4.1 Giriş ...............................................................................................................................................28

5.4.2 Bilim: Bilimsel dergilerde bulunan şeydir .............................................................................29

5.4.3 Meslektaş değerlendirmesinin sınırları ..................................................................................30

5.4.4 Görüş birliğiyle bilimsel gerçek ..............................................................................................31

5.4.5 Kaynaklar .....................................................................................................................................32

5.5 Gözden geçirme soruları (1-5) ....................................................................................................33

5.6 Gözden geçirme sorularının yanıtları (1-2) ..............................................................................35

5.7 Ödevler (1-6) ....................................................................................................................................37

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 3

5.1 Giriş

Bilim, modern dünyamızı derinden ve muhteşem bir şekilde değiştirdi. Bilim, hayatın her alanını öylesine

sarstı ki, ondan iyi günde de, kötü günde de kaçmak mümkün değil.

Bu derste, bilimin ne olduğunu keşfedeceğiz. İlk önce, bilimi gerçeği tanımlayan en iyi yol haline

getiren temel prensip ve yolları gözden geçireceğiz (Bölüm 5.2). Daha sonra, sizlere bilimin sınırlarını

ve tehlikelerini vurgulayan bir kaç tane 20. Yüzyıl düşünürünü tanıtacağız (Bölüm 5.3). Dersimizi,

günümüzde uygulanan şekliyle, bilimin çok özel yönlerine şöyle bir göz atarak bitireceğiz (Bölüm 5.4).

Dersin sonunda şunları yapabiliyor olmanızı hedefliyoruz:

1. Bilimin ne olduğunu ve ne olmadığını anlamanızı;

2. Bilimin güçlü yönlerinin olduğu kadar, sınırlarının da olduğunu fark etmeniz ve

3. Bilimi icra eden kişilere, bilimin kalitesiyle ilgili sorular sormanızı.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 4

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.1 Bilmek nedir?

Dersin bu bölümünde, bilimsel bilgi üretmek için kullanılan metod hakkında bilgi edineceksiniz ve

bilimi bilim haberciliği de dahil olmak üzere, diğer bilgi toplama türlerinden nasıl ayırt edebileceğinizi

göreceksiniz.

Bu noktada, bilim denen şeyin ne olduğunu, nerede başlayıp nerede bittiğini nasıl anlayabileceğinizi

merak etmek tamamıyla meşrudur.

Bilim “Bilmek istiyorum” ile başlar.

“Bilmek” öylesine doğal ve o kadar açıktır ki, onun ne anlama geldiğini tanımlamaya çalışmak biraz

garip gelebilir. Aslında, “bilmek” derken neyi kastettiğimizi açıklamak aşırı şekilde karmaşık olabilir,

çünkü pek çok anlamı vardır.

Eğer bütün eş anlamlı kelimeleri sıralarsak, “bilmek” kelimesinin aynı zamanda, bilgi sahibi olmak,

anlamak, okumak ya da görmek, hissetmek, değerlendirmek, tanımak, düşünmek, analiz etmek, pratik

yapmak ya da uzmanlaşmak anlamlarına da gelebileceğini görürüz.

Birisini “tanımak” (“bilmek”), o kişiyle (kişisel olarak ya da başarılarından dolayı) tanıştığımız, o kişiyi

bir grup insan içinde tanıyabildiğimiz ve o kişinin varlığından haberdar olduğumuz anlamına gelir. Ama

bir insanı gerçekten tanımak için, o kişiyi, davranışlarını ve tepkilerini tahmin etmenin yanı sıra, onun

kişiliğini başkalarına tarif edebilecek derecede iyi anlayacak kadar yakından tanımak zorundasınızdır.

Bir nesneyi, gerçeği ya da fenomeni “bilmek”, onu görsel ve fiili olarak tarif edebilmek, çevresindeki

diğer nesnelerle nasıl bir etkileşimde bulunduğunu açıklayabilmek ve çevresini nasıl etkilediğini ve

bunun karşılığında onun nasıl etkilendiğini anlatabilmek anlamına gelir.

Bilim kapsamında “bilmek”, merakı, en dürüst şekilde gerçeğin farklı özelliklerini belirlemek, birbirinden

ayırt etmek ve tanımlamak için gözlem yapmayı ve yeterli bilgi ve istihbarat toplamayı deneyimlemek

demektir. Bu gerçeklik hakiki, sanal, somut, doğal, yapay, soyut, fiziksel ya da metafiziksel olabilir.

Ve merakı deneyimlemek, bilgiyi doğurur.

Büyük sıklıkla bilgi, mantığı kullanmayı ve eninde sonunda akla yatkın argümanlar geliştirmeyi mümkün

kılar.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 5

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.1 Bilmek nedir? (Devamı)

Mantıklı mı, yoksa mantıksız mısınız?

Rasyonellik ya da akla yatkınlık, mantıklı olan şeylerin özüdür ve mantığın bir ürünüdür.

“Rasyonellik” kelimesinin kökü (Latince ratio), hesap demektir.

Mantık, sezgi, duyu, kendiliğinden meydana gelen tepki, duygular ya da inançla aynı şey değildir. Mantık

sağduyuyla başlar ve sayma, ölçme, sıraya koyma, organize etme, sınıflandırma, açıklama ve tartışma

yetenekleri aracılığıyla gelişir.

O halde mantıklı konuşma da, anlam bütünlüğü olan, üzerinde düşünülmüş ve kişisel görüşten oldukça

farklı olan, bir tür mantıksal “hesap” üzerine kurulmuştur. Böyle bir konuşma, evrensel bir gerçek olmak

zorundadır.

Ancak mantıksızlık, kendini mantığa teslim etmeyi reddeder. Mantıksız bir birey, mantığı anlamaz

ve yanlış anlama ile hareket eder. Verdiği kararlar genellikle anlam bütünlüğü ve tutarlılık taşımaz.

Mantıksız dünyanın, aynı zamanda bilinmeyenin, batıl inancın, mistisizmin ve mantığa aykırı işleyen

şeyler de dahil olmak üzere, erişilemezin dünyasını da içerdiği söylenebilir.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 6

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.1 Bilmek nedir? (Devamı)

İnançlar nerede başlar?

“Bilginin anlamı nedir?” sorusunu, “bilmek” kelimesini inceleyerek kavramaya başlarız.

Objektif bilgi, kendimizi resmin dışında tutarak, olayları ve nesneleri oldukları gibi analiz ettiğimizde

oluşur. Bu, bilmenin ve değerlendirme yapmanın aydınlanmış bir yoludur ve kendisiyle birlikte,

reddetme, bir iddiayı çürütme, kabul etme, uyarlama, mesafe bırakma ve hatta olayların durumunu

değiştirme gücünü getirir. Bilgi, soru sorma ve cehaletimize meydan okuma zorunluluğu ile birlikte gelir.

Birşeyi “bilmek”, mantığı uygulamayı, onu gözlemeyi ve analiz etmeyi mümkün kılar.

Bilgiden farklı olan şey, inançlardır. İnançlar, evreni yetenekler, vasıflar, fikirler ve duygularla donatarak,

onu açıklamanın bir yoludur. İnançlar, olaylara ve nesnelere içsel bir önem yükler. Örnek olarak, belli

kişiler için, 13 rakamı kötü bir alamettir. Bazı kültürlerde gökkuşağı, kötü şeyler için bir uyarı ve Tanrı’nın

kılıcıyken, diğer kültürlerde bir hazinenin yerini gösterdiği ve dolayısıyla da iyi bir alamet olduğu

düşünülüyor olabilir.

İnançlar, anında kabul etme ve teslim olmayı gerektirir; inançlar en derin özümüze kökler salarlar.

Dini inanç çok sıklıkla, gerçeğin kişisel ve yürekten arayışıdır. İnançlarla birlikte gelen bildirimler ve

önermeler, bunların sorgulanmadan, oldukları gibi kabul edilmesini gerektirir. Dini bilgi, deney yoluyla

kanıtlanamayan olguların ve bildirimlerin kabulünü gerektirir. Tanrı’nın varlığı, bilimin amacı değildir,

ama Tanrı’nın varlığını ya da var olmadığını kanıtlamanın bir yolu olmadığına göre, Tanrı’nın varlığı bir

inançtır. Budizm, Yahudilik, Hinduizm, Hristiyanlık ve İslam, insanlık tarihine şekil vermiş olan ve hâlâ da

şekil veren büyük dinlerden sadece bir kaçıdır.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 7

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.2 Gündelik ya da herkesçe bilinen gerçek

Herkes tarafından bilinen gerçekler nelerdir? Ve bunlar, bilimsel gerçeklerden ne anlamda farklıdırlar?

Pratikte “bilmek”, sorular sormayı, şüphe duymayı ve olguları, nesneleri ve fikirleri kontrol etmeyi

gerektirir.

Ama sorgulamanın farklı dereceleri olabilir. Günlük hayatta, etkileşim içinde olduğumuz nesneler,

bize anında ve somut deneyimler kazandırırlar. Ama otomatik olarak – düşünmeksizin – gördüğümüz,

dokunduğumuz, kokladığımız, tattığımız ve işittiğimiz şeyler aracılığıyla edindiğimiz ilkel duyularımız,

gelenekte kök salmış gerçekliklerle ilgili bir grup dolaysız, belirgin ve aşina olduğumuz yanıtlar verir.

Bu, aynı zamanda herkesçe bilinen, akla uygun, birincil ya da anında bilgi de denilen, günü gününe

bilgidir. Sağladığı açıklamalar, çoğunlukla ağızdan ağıza geçen gelenekten kaynaklanan geniş

bildirimlere dayalıdır. Bu açıklamalar, sorgulanmaksızın kabul edilirler. Bunlar, genellikle çabuk yapılan

ve kabataslak genellemelerdir. Basit gözlemlere dayanırlar: güneşin doğduğunu ve battığını söyleriz;

gökyüzünün çok “yüksekte” olduğunu görürüz. Herkesçe bilinen bilgiler, bir şeyleri değiştirmeyi

amaçlamaz.

Herkesçe bilinen bilgileri nasıl oluştururuz?

Herkes tarafından bilinen bilgilerimizi, hayatımız boyunca raslantısal karşılaşmalarla ediniriz. Bunların

birçoğu, hiç bir evrime uğramaksızın nesilden nesile geçer.

Herkes tarafından bilinen bilgilerimiz, çevremizle olan günlük ilişkilerimiz ve sahip olduğumuz

kültürlerin evreni açıklama şeklinden doğar. Ailelerimiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız, komşularımız,

eşlerimiz, kabilemiz ya da toplumumuz tarafından yapılandırılır ve aktarılırlar. Yaşam biçimini,

sevinçlerini, endişelerini, acılarını, gelecekle ilgili dileklerini, şu anı algılama şekillerini ve geçmişinden

ve geleneklerinden hatırladığı şeyleri paylaşan toplum, bizim sevgili insan toplumumuzdur. Ve herkes

tarafından bilinen bu bilgiler, batıl inançları içerirler.

Herkes tarafından bilinen bilgiler kapsamında duyularımız aracılığıyla öğrendiklerimize gelince, doğaya

insanınkilere benzeyen erdemler ve duygular, niyetler ve reaksiyonlar yükleriz.

Kabilemizin ya da toplumumuzun sahip olduğu herkes tarafından bilinen bilgilerin sınırlılığına rağmen,

hayat bu bilgiler olmadan imkânsız hale gelirdi. Hiç durmaksızın mantığımıza uyarlamaya çalışıp,

tereddüt edip, her zaman çok geç olduğunda bir karar veriyor olurduk.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 8

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.2 Gündelik ya da herkesçe bilinen gerçek (Devamı)

Herkes tarafından bilinen bilgiler, her kültürde ve her uygarlıkta var olmuştur. Her birimiz, günlük

hayatımızda ve diğer insanlarla olan etkileşimlerimizdeki herkes tarafından bilinen bilgilerle başlarız.

Bilim insanlarının kendileri de herkes tarafından bilinen bilgilerle başlarlar, ama sonunda bu bilgilerin

ötesine geçerler.

Herkes tarafından bilinen bilgileri deneyimleyin

Herkes tarafından bilinen bilgileri görmek ya da deneyimlemek aşırı şekilde kolaydır. Örneğin, bir

arkadaşınıza çok sıradan bir konuyla ilgili yeni edinilmiş bir bilgiyi verin: “Bazı Alman otobanlarında hız

sınırını düşüren tabelalar varmış ve çalışmalar bunun sonucunda araçların akışının daha hızlı olduğunu

olduğunu göstermiş.”

Genel olarak, dinleyicinizin ilk tepkisi, yeni bilginizi reddetmek ve kendi doğru bildiği şeyi savunmak

olur – hız sınırını düşüren tabelaların, araçların daha yavaş akmasına neden olacağı – ki bu da herkes

tarafından bilinen bir bilgidir.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 9

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.3 Gündelikliğin ötesinde

Derinlemesine bilgi?

Derinlemesine, sistematik ya da ikincil bilgi, gözlerimizin, kulaklarımızın, ağzımızın, burnumuzun ve

dokunma duyumuzun vakit geçirmeksizin uyguladığı diktatörlükten ve bize hergün verdikleri “dur” ve

“git” etkilerinden kendimizi özgürleştirmekle başlar.

Kişi o zaman, örneğin sıradan detaylara daha çok dikkatini vererek, ya da yeni boyutlar hayal ederek,

bilgimizin detaylarını derinleştirerek ya da daha alışılmadık özellikler arayarak, daha sistematik bir

şekilde gözlem yapmaya karar verir. Başka bir deyişle, görünürde olanın ve tekrarların ötesine geçeriz.

Sistematik bilgi, üstünde yeterince yürünmüş ve kolay erişilebilir yolların ötesine geçmeyi gerektirir.

Sistematik bilgi, eksiksiz olduğunu iddia etmez. Sorgulanmayı kabul eder. Yanıtlar, araştırma yaparak

bulunur. Sistematik bilgiyle, olaylar, nesneler ve onların tanımları evrim geçirir.

Bilgi kanıt talep eder. Argümanları doğurur. Ortaya sorular atar. Hiçbir şey göz ardı edilmez. Bilgi, dün

kabul ettiğini, bugün masaya tekrar yatırır. Bilineni olduğu kadar, bilinmeyeni de deşeler. Hiç bitmeyen

bir arayıştır; tabuları ve gidilmesi yasak bölgeleri yoktur.

Sistematik bilgi bir yapıdır ve tadilattadır

Her gün çevremizden kaptığımız günü gününe bilginin tersine, sistematik bilgi müesseseler inşa eder.

Kişisel disiplin, hatta fedakârlık gerektirir. Öğrenim ve eğitim tesislerinde, adım adım öğrenilmelidir

ve araştırmayla desteklenmek zorundadır. Öğrenim, içeriğinin gerekli tarafsızlık, gerçekler karşısında

mütevazılık, sabır ve mahrumiyete katlanma tavırlarıyla aktarılmasını garantileyen bir pedagojiyi takip

etmelidir.

Bazen, sistematik bilginin konuştuğu dil, günlük dilden farklı olan şifre kelimelerine sahip bir jargondur.

Sık sık, referanslar, diplomalar, başarılar, ödüller ve ... değerlendirme metodolojileri sunar.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 10

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.3 Gündelikliğin ötesinde (Devamı)

Sistematik bilgiyi nasıl tanırız?

Sistematik bilgi, oluşturmayı, hayal etmeyi ve bilmediğimiz şeyleri keşfetmeyi amaçlar. Gelenekle

yetinmez ve monotonluğa katlanamaz. Eleştirir. Kendi bakma, dokunma ve hissetme yöntemlerini

yakından inceler ve sorgular. Ana enstrumanı mantıktır ve yüzeyselliği çürütür. Sistematik bilgi sürekli

olarak, analiz etmek ve oluşturmak için dayandığı yaklaşımları kontrol eder.

Sistematik bilgi, entelektüellere, sanatçılara, zanaatkârlara, “beynin çalışmalarının” eser sahiplerine ve

bilim insanlarına aittir.

Aralarında Albert Einstein, Wolfgang Amadeus Mozart ve William Shakespeare olan bir bilim insanı, bir

sanatçı ve bir yazar arasında herhangi bir benzerlik var mıdır? İlk bakışta hiç benzerlik olmayabilir. Ama

yeniden bakın.

Her üçü de gözlem yaptılar, araştırıp incelediler ve çalışmalarıyla dünyayı derinlemesine tarif ettiler. Her

üçü de, gördükleri ya da yaptıkları şeyleri, görmenin ve yapmanın olağan yollarıyla yapmayı reddettiler.

Üçü de kendi alanlarında bilginin yeni seviyelerine ulaşmaya çalıştılar.

Ama onların bilgi stillerinin hepsini aynı kefeye koymak akla yatkın mıdır? Aslında, onların değişik bilme

yöntemleri arasında farklılıklar vardır ve bilimsel bilgi kendine özgü acayiplikler barındırır

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 11

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.4 Bilgiyi sistematize etmenin yolu olarak bilim

Bilimsel bilgiye giriş

Bilim, tıpkı sanat gibi, sistematik bilginin bir formudur, ama ikisinin arasında çok önemli farklılıklar vardır.

Sanatta, bilginin sistematize edilmesi, kişisel tercih, güzellik ya da estetik kriteri ya da duygulara

dayanır. Büyük sanatçılar ve entellektüel başarıların yaratıcıları, hayal edilen ve tamamıyla kurgusal olan

ve insanların gözlerine gözükmeyen gizli mesajları arayarak ve ileterek, ilk izlenimlerin ötesine giderler.

Sadece, yeterli uzmanlıkla donanmış bir insan gerçek bir sanat çalışmasının anlamını çıkarabilir. Sadece,

şekilleri, sembolleri, üretim yerleri ve üretildikleri dönem ile belli bir stili tanıyabilen insanlar bunun ne

anlama geldiğini kavrayabilirler. Beynin ürettiği çalışmalar sübjektiftir. Onları üretenlere sıkı sıkıya

bağlı ve bağımlıdırlar.

Bilimde ise, sistematizasyon farklıdır. Eğer sanat bir zevk meselesiyse, bilim de doğanın gerçeğe uygun

tanımını üretme işidir. Burada “sistematize etmek”, sübjektivizmi reddederek, kendi tercihlerini bir

kenara koyarak ve kendini resmin dışında tutarak derinleştirmek, tartmak, ölçmek, zamanlama yapmak,

tartışmak ve mantıksal olarak yapılandırmak anlamına gelir.

Bilimi nasıl tanırız?

Bilimsel bilgi, içinde yaşadığımız doğayı ve evreni, bilinen somut ve tarafsız unsurlar aracılığıyla

anlamayı amaçlar.

Bu tür bir bilginin kendine has kuralları vardır.

Bilim insanları, mantığa dayalı gerekçelere dayanarak bildirimlerde bulunurlar. En mükemmel bilimsel

yaklaşım göstermedir. Gösterme, net ve boş olmayan bir ispattır. Bilimde “gösterme” aynı zamanda, bir

fenomeni gösteren ve sebep – sonuç ilişkisini kuran bir laboratuvar deneyi gibi tatbiki bir şey de olabilir.

Bir gösterme, sonuçları büyük bir kesinlikle gösterir ve tahminlere yol açan genellemeleri mümkün kılar.

Dine yakınlıkları ile argümanları kazanmak için otoriteyi kullanan ve asıl olarak olayların “neden?”ini

sorgulayan eski bilimlere kıyasla, modern bilimdeki durum budur.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 12

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.4 Bilgiyi sistematize etmenin yolu olarak bilim (Devamı)

Modern deneysel bilim

Modern bilim, sistematik şüphe, ya da Amerikalı sosyolog Robert K. Merton’ın dediği gibi, “organize

şüphecilik” ile başlar.

Modern bilim 17. yüzyılda – Aydınlanma çağında – ortaya çıkmıştır ve gözlenebilir olgulara dayanır.

Bilim, deneyler aracılığıyla olgular ve gerçekleri eşleştirir. İşte bu nedenle bilimin, en ufak parçacıktan

tutun da tüm evrene kadar herşeyi inceleyebilmek için laboratuvarlara ve aletlere ihtiyacı vardır. Bilim,

bir hipotezi kanıtlayabileceği ya da çürütebileceği kanıtları biriktirebilmek için, güvenilir enstrumanları

olan titiz metodolojiler kurar. Bilim, kendi metodolojilerini değerlendirir ve kendi kanıtlarını yeni baştan

inceler.

İdeal olarak deneysel bilim, gözlemi yapan ya da deneyi gerçekleştiren kişiden bağımsızdır. Tarafsızdır,

kişisellikten uzaktır ve gözlemlenen gerçeklik ve teyit edilmiş diğer bilgilerle uyum içindedir.

Bilim ideal olarak, belirsizlikten muaf olan, net ve mantıksal sonuçlar verir. Bu sonuçların geçerliliği,

argüman ve mantık kullanarak kanıtlanabilir ya da çürütülebilir (bu konu ilerde değineceğimiz Karl

Popper’ın yanlışlama kavramıyla ilgili bölümde derinlemesine incelenmiştir). Bilimsel sonuçlar, zor ve

baştan aşağı tam olarak yapılan testlerin ardından ayakta kalabilmelidir. Bu, bilimsel rasyonelliktir.

Modern bilim, gerçeği olgulardan yola çıkarak anlar ve metodolojik deneylerle teyit eder. Deneyler,

nesnelerin ve fenomenlerin nasıl ölçüldüğünü, ne ağırlıkta olduklarını, ne kadar süre devam ettiklerini,

hangi yöne doğru gittiklerini vs. söylerler. Deneyler, matematiksel veriler verirler.

Eski bilim olayların “neden?”ini açıklamaya yeltenirken, modern bilim olayların “nasıl?”ını yanıtlamayı

amaçlar.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 13

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.5 Bilimsel metod

Bilimsel metodu tarif etmeye başlamadan önce, dünyayı anlamak için başka hangi metodlar olduğuna

bir göz atalım.

Dünyayı anlamak için bilimin yanısıra başka neler var?

İnsanoğlu doğayı kavramak ve insanların nasıl davrandığını açıklamak için dayanılmaz bir istek

duymuştur. Pek çok yaklaşımın arasında, din bazı yanıtlar sağlamıştır. Din, gerçeği aramanın bir yolu

olarak görülmüştür. Din, “Biz kimiz? Neredeyiz? Nereye gidiyoruz? Hayatın amacı nedir?” gibi soruları

yanıtladığını iddia eder. Günümüzde hâlâ, büyük dinlerin her birisi, evrenin yaratılışından sonuna kadar

bir vizyon sunarlar. Bilimle ilgili yazan bir muhabir, bireyin kendine ait alanı olduğu için, dinlere saygı

duymak ve yaptığı işi dinin dışına oturtmak zorundadır.

Din bazen bilimle aynı fikirde olmaz. Din tarafından onaylanan bir gerçekten farklı bir gerçek önerdikleri

için suçlu bulunan bilim insanlarına ait iyi bilinen durumlar vardır. Örneğin, Kopernik ve Galileo Katolik

Kilisesi tarafından mahkûm edilmişlerdi, çünkü dünyanın bir küre olduğunu ve evrenin merkezinde

olmadığını söylemişlerdi.

Dünya’nın anlaşılmasına başka bir yaklaşım da, otorite argümanıdır. Esas itibarıyla, eğer ünlü ve prestijli

bir Yunan düşünür bir konu hakkında bir şey söylediyse, bu söylediği şeyin sonsuza kadar geçerli

olduğu düşünülürdü. Bu durum, Eflatun, Aristo ve Pythagoras gibi büyük filozoflar, ya da Hermes

Trimegistua gibi büyük mistiklerde görülmüştür.

Günümüzde, toplumlarımızda dünya vizyonlarını öneren büyücüler, şifa vericiler ve dervişler var.

Bunların pek çoğu, kendi muhitlerine ait ampirik ya da mistik bir bilgiye inanıyorlar. Diğerleri, bazı batıl

inançları ve ilüzyonları takip ederken, yine bazıları paralel bilgi sistemleri geliştiriyor.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 14

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.5 Bilimsel metod (Devamı)

Bilim nasıl işler?

Esas itibarıyla, modern bilim bilgiyi aşağıdaki basamaklar aracılığıyla kurar:

a. Gözlem

b. Deneyler

c. Açıklama

d. Genelleme ve tahmin

a. Titiz gözlem

Gözlem yapmak, aşağıda sıralanan basamaklardan adım adım ilerlemek demektir:

• Olguların dikkatli bir şekilde gözlemlenmesi.

• Kişisel fikirlerin bir kenara konması.

• Spekülasyonları ve önceki bilgileri terk etmek.

• İnançları, önyargıları, beklentileri ve hırsları terk etmek.

• Mantıksal sorular sorulması.

• Hipotezler önermek.

b. Dikkatli deneysel olgu kontrolü

Olgu kontrolü, uygun metodlar ve araçlara sahip deneyler aracılığıyla yapılır. Buradaki amaç,

gözlemler ve olguların doğruluğunu kontrol etmek ve bu gözlemler ve olgular arasındaki ilişkileri

göstermektir. Deneysel olgu kontrolü, aşağıdaki noktaları gerektirir:

• Gözlemlerin farklı durumlarda ve farklı kişiler tarafından tekrar edilmesini.

• Otoriteye boyun eğmeksizin, sonuçların cehalet üzerinde zafer kazanmasını.

• Sebep ve sonuç arasındaki şüphe götürmeyen ilişkilerin gösterilmesini.

• Sonuçların, net ve belirsizlik taşımayan bir şekilde gerçeği teyit etmesini.

• Sonuçların ilüzyonlardan arınmış, gerçeğe uygun bir doğrulamasının yapılmasını.

c. Dikkatli açıklama

Bilim insanları açıklama yaptıklarında, aşağıdaki maddelere uymak zorundadırlar:

• Daha önceki çelişen gözlemleri tartışmak.

• Yeni gözlemler ile eski gözlemler arasındaki ilişkileri göstermek.

• Belli bir sebebin neden belli bir sonucu olduğunu açıklamak.

• Argümanla ilgili bir hata olmadığından emin olmak.

d. Mantıklı bir şekilde genelleme yapmak ve tahminde bulunmak

Bir bilim insanı, ancak belli bir sayıda doğrulanmış olgu keşfedildiğinde, akademik terminolojiyi

kullanmak için genelleme ve tümevarım yapma aşamasına ilerleyebilir. O zaman, aşağıdaki

maddeleri takip eder:

• Gözlemleri genellemek.

• Gösterilen olguların gerçeği tanımladığını kabul etmek.

• Benzer durumlar için de geçerli olacak kanunlar ve kuramlar geliştirmek.

• Olguların ve bunların ilişkilerinin evrimini, gelecekteki durumunu ve şeklini tahmin etmek.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 15

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.5 Bilimsel metod (Devamı)

Katı ve yumuşak bilim dalları

Yukardaki metod prensipte, fen ve doğa bilimlerine (katı bilimler), ve sosyoloji, psikoloji, siyasal bilimler,

tarih, coğrafya, din bilimi, ekonomi ve hatta tıp gibi sosyal bilimlere (yumuşak bilimler) olduğu kadar,

bütün bilim dallarına uygulanabilir.

Ancak, bilimsel metodun gerektirdiği farklı basamaklar, bu yumuşak bilimlerin bazılarına ve onların

amacına uygulandığında, bazı zorluklara yol açabilir. Örneğin, bitkiler ve minerallerle yaptığınız gibi,

insanların üzerinde deney yapamazsınız. Aynı şekilde, toplumu inceleyen bilim dalları, genelleme ve

tahminde bulunurken zorlukla karşılaşabilirler.

Genel olarak, farklı yumuşak bilim dalları, bilimsel yaklaşımın metodolojilerinden bazılarını diğerlerinden

daha çok kullansalar da, bilimsel yaklaşımın temel ilkeleri geçerli kalır. Bu anlamda, bilimsel metod,

bilimsel olduğunu iddia eden bütün çalışma alanlarında bir zorunluluktur.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 16

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.5 Bilimsel metod (Devamı)

Bilim ne değildir?

Bir bilim insanı olmak için gerekli olan titiz eğitim ve bilim metodlarının özel dili, bilimi, kabul edilmiş

bir kaç estetin kendine özel alanı haline getirmiştir. Bilim, diğer bütün bilgi formlarından daha üstün

olan, büyüleyici ama aynı zamanda zor olan özel bir tür bilgi haline gelmiştir, özellikle de gerçeğin daha

yakınına ulaştığı ve gerçeği modern dünyamızı şekillendirecek kadar farklı bir kalıba soktuğu için. Bilim,

sağlığı, iletişimi, barınmayı, enerjiyi, ziraati, savaşı ve hayatın kendisini muhteşem bir şekilde yeniden

şekillendirmiştir.

Modern bilim, bütün problemleri çözebilecek her derde deva bir şey ya da bir sihir kitabı değildir.

Esrarengiz ve büyülü metodlar kullanmaz. Her ne kadar bazı deney sonuçları çalınma korkusuyla gizli

tutulsa da, bilimsel metodlar bir sır değildir. Hiç bir şekilde geleneğe dayanmazlar. Eğer herhangi bir

geleneğe bağlı kalıyorlarsa da, bu, gelenek haline gelebilecek herşeyi yok etmek içindir.

Yavaş yavaş her yere giriyor ve eskiden tanrılara ait olan gücü onlardan alıyor gibi görünse de, bilim bir

din değildir ve bilim insanları da bir mezhebin rahipleri değillerdir. Gerektirdiği büyük ve maliyetli alt

yapısı, bilimi bazı uluslara özel hale getirmiş gibi görünüyor olabilir, ama bilim insanları sadece belli bir

ırk, cinsiyet, yaş, din, ten rengi ya da gelir kesiminden değildirler.

Bilim gerçeği arasa bile, bilimsel sonuçlar mutlak gerçekler ya da kutsal emirler değildir; bilim insanları

asla sona ermeyen bir arayış içindedirler ve kendi gerçekleri onları asla tatmin etmez. Hatta sonuçların

yayınlanması, diğerlerinin onun doğruluğunu kontrol etmeleri için bir davettir.

İnsani bir çaba olan bilimin kendine ait zayıf yanları vardır. Hatalar, hatta sahtekârlıklar olur. Bazı

deneyimler karaborsaya düşer, sonuçlar uydurulur. İçinde yaşadığımız dünya, rekabetlerle, hırslarla,

ilüzyonlarla ve kirli hilelerle dolu, özellikle de şunu ya da bunu ilk kimin icat ettiği konusunda. Ama

bilimin eşsiz gücü – ve onu her şeyden farklı kılan şey – hataları takip etme ve onları daha kapsamlı

deneylerle düzeltme yeteneğidir.

Peki bir muhabir kabul edilmiş bu azınlık dünyasına nasıl girebilir?

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 17

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.6 Habercilik bilgisi

Habercilik metodu

Bu kurs çalışan muhabirler için amaçlandığı için, haberciliğin temellerine girilmeyecektir.

Şu kadarını söylemek yeterli olur: Tıpkı günümüzdeki herhangi bir bilim insanının çalışması gibi, bir

muhabirin çalışması da olguların gözlemine dayanır. Muhabirlerin söylediği gibi: “Gerçekler kutsal,

yorumlar değersizdir.” Bilim insanları gibi muhabirler de, kendi kişisel çıkarlarını ve toplumun

önyargılarını bir kenara koymak zorunda olduklarından tarafsız kalmaya çabalarlar.

Bilgi toplarken ve haber üretirken, bir muhabir gerçeği her şeyin üstünde tutar. Bu da, bilim insanları ve

muhabirlerin arasındaki başka bir ortak özelliktir.

Ama herşeyin ötesinde, muhabir tanıktır; muhabirler bir olayı, olay sırasında orada bulunmayan bir

halka rapor ederler. Muhabirler diğer muhabirler için değil, dinleyici ya da okuyucu kitleleri için yayın

yaparlar. Aynı zamanda muhabirler, sadece çıplak gerçekleri rapor etmezler. İyi bir muhabir, içeriği verir

ve siyasetin, eğitimin, hukuğun, adaletin, etiğin ve halkın yaşadığı hayatın olaya nasıl dahil olduğunu

açıklar. En iyi muhabirler, gerçeklerin kendileri için konuşmasına izin vermeyi başaranlardır. Aynı

zamanda anahtar aktörlere ses verirler ve gerçeklerin anlaşılmasını sağlarlar.

Pratikte, sosyal ve demokratik tartışmayı genişletip besledikleri için, muhabirler kültürü inşa ederler.

Bir muhabir, bir sosyoloğun tutkusunu ve bir dedektifin sezgisini paylaşır ve daima, daha fazlasını içine

alan, daha anlamlı alternatif bir gerçek olup olmadığını merak ederler – bu, genel tarafından kabul edilen

görüşe ters düşmek anlamına gelse bile.

Bir muhabir tarafından halka aktarılan olguların belirli bir kritere uygun olması gerekir:

• Doğru sözlülük: Bir muhabir, roman yazmaz ve olguları icat etmez.

• Haber değeri: Bir haber unsuru, bilinen içeriği modifiye eden yeni bilgiler getirmek zorundadır.

• Anlamlılık: Olgular, anlamlarına, önemlerine, potansiyel sonuçlarına ve halk için taşıdıkları öneme

göre tartılmalıdır.

• İlgi: Muhabirler, sıradışı ve halkın merakını uyandıran şeyler ararlar.

Muhabirler ve bilim insanları, bilgiyi aynı şekilde kullanmazlar. Bir bilim insanı, sık sık çok daha büyük

bir varlığın küçük bir bölümü gibi çok spesifik birşeyi gözlemler. Bir muhabir ise, hikâyesini daha geniş

bir içeriğe oturtabilmek için, ağını mümkün olduğunca geniş atar. Dinleyiciyi ya da okuyucuyu yanlış

yönlendirmediğinden emin olmak için, bir muhabir bilginin diğer alanlarını ve diğer aktörlerini de içeri

alır. Örnek olarak, bir tıp hikâyesi, ekonomi, coğrafya ve sosyolojiyle ilgili bilgi ve olguları da içerecektir.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 18

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.6 Habercilik bilgisi (Devamı)

Bilim haberciliği neyi temsil eder?

Bilimsel dergiler, 17. Yüzyılda, kitapların yayınlanması ve halka açık konferansların düzenlenmesi

etkinlikleri sırasında, modern bilimin doğuşuyla eş zamanlı olarak ortaya çıktılar. 1668 yılı, Fransa’da

Le Journal des Savants dergisinin yayınlanmasına tanık oldu; 1683’te İngiltere’de Philosophical

Transactions; ve 1682’de Almanya’da Acta Eruditorium çıkarılmaya başlandı.

Bilimsel dergilerin şekli ve içeriği inanılmaz büyük değişimlere uğradı. Günümüzde, bilimin bütün farklı

branşlarını ele alan, geniş bilgi içeriğine sahip on binlerce dergi var.

Aynı zamanda, “bilim muhabirliği” yaptığını iddia eden muhabirler de var. Bunlar, konuyu bilmeyen

halka bilimsel sonuçları aktardıklarını iddia ediyorlar. Bilimi paylaşmanın demokrasinin bir gereği

olduğunu, bütünlüğü, tarafsızlığı ve eşitliğiyle bilimin demokratikleştiren bir güç olduğunu ve

vatandaşların hayatları üzerinde büyük etkileri olabileceğini savunuyorlar.

Bir yandan da, bilimden büyülendikleri için, bu tutkularını ve bilimin çok önemli başarılarını paylaşmak

isteyen bilim muhabirleri de var.

Bilim haberciliğinin zanaatkârları, bilimin mekanizmalarını açıklayan, bilim dünyasını dünyayla serbestçe

birleştiren, insanların bilime ilgi duymasını sağlayan ve bilime karşı pozitif bir yaklaşım yaratan bilim

insanlarının çalışmalarını yaymak ve tercüme etmek için çaba sarfediyorlar.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 19

5.2 Bilgiye giden farklı yollar

5.2.6 Habercilik bilgisi (Devamı)

Bilim haberciliğinin rolü

Bilim haberciliğinin, bilim iletişiminden farklılığını ayırt etmeliyiz. Bilim iletişimi, bilimi halka sevdirmeyi

amaçlayan çok çeşitli stratejiler içerir. Amacı eğitmek, farkındalığı arttırmak ve bilime destek verilmesini

sağlamaktır. Bilim topluluğu halkla ilişkileri, propaganda kampanyalarını, pazarlama araçlarını, el

ilanlarını, kitapları, festivalleri ve bilim müzelerini kullanır.

Öte yanda bir bilim muhabiri, bilimi vatandaşlara geri vermek ve onların bilimden faydalanmasına

yardımcı olmak ister. Tabi ki pek çok bilim muhabiri, bilimi dışardan hayran hayran seyreder, ama

herşeyin ötesinde onlar, halkın kötü ve sahtekâr bilimin kurbanı olmaması için, şüphe duyma sanatını

geliştirirler. Fransız filozof Gaston Bachelard, bilim muhabirlerinin bir ayağının fikirlerin yaşadığı

dünyada ve diğer ayağının da bizim yaşadığımız dünyada olduğunu söylemiştir.

Tıpkı bir sanat ya da edebiyat eleştirmeni gibi, bilim muhabiri de, bilim eleştirmenidir. Eleştirmen olmak,

neyin eksik olduğunu bulmak ve bu bulgular üzerine yorumda bulunmak amacıyla sorular sormak ve

incelemek, seçmek, tarif etmek, doğrulamak ve bilimsel olguları açıklamak anlamına gelir. Bir bilim

muhabiri, bilimi farklı perspektiflerden analiz eder – ekonomik, sosyolojik, siyasi, etik ve kanuni. Son

olarak, bir bilim muhabiri, bilimin ilgili olmasını, önemini ve yararlılığını sorgulayabilir.

Herşeyden öte, bir bilim muhabiri, bilimsel sonuçlar ile halkın ihtiyaçları ve sorunları arasında bağlantı

kurar.

Bir bilim muhabiri, vatandaşların bilimi anlamasını ve günlük faydaları için kullanmasını mümkün kılarak,

yaptığı işin hakkını verir. Bu da, bilimi sadece harika ve çarpıcı benzetmeler, mecazlar ve grafiklerle dolu

sıradan sözcüklere tercüme etmekten çok daha fazlasını gerektirir. Bilimin bir eleştirmeni olarak, bilim

muhabiri bilimsel gerçeğin nasıl yapılandırıldığını açıklamak zorundadır. İyi bilim haberciliği sayesinde,

herkes hangi bilim insanına inanabileceğini, hangisine inanmayacağını; bilime ne zaman inanacağını ve

bir inançtan ne zaman vazgeçmesi gerektiğini öğrenebilir.

İşinin ehli bir bilim muhabiri, bilimin gerçek durumunu, nerede ileri doğru, yanlara ve geriye gittiğini, ve

nerede tıkandığını aktarabilir.

Bilim haberciliği, habercilik dünyasında önemsiz ve etkisiz bir müessese değildir. Çok fazla yetenek,

açıklık, yaratıcılık, hayal gücü, gerçekten büyülenme, hırs ve alçakgönüllülük gerektirir.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 20

5.3 Bilimin sınırları

5.3.1 Giriş

20. yüzyıl, bilimin insanlığın kendi kendisini yok etme yetisine olduğu kadar, insanın aydaki ayak izlerine

yol açan zaferine de tanıklık etti.

20. yüzyılın ilk yarısında, soy geliştirilmesi bilimi (öjenik), insanoğlunu seçici üreme aracılığıyla

geliştirmenin yollarını aradı, ki bu da zihinsel özürlü insanların kısırlaştırılmasına gerekçe oldu. 2.

Dünya Savaşı sırasında, gelmiş geçmiş bilim insanlarının en ünlülerinden biri olan Einstein’ın dehasının

korkutucu yan ürünleri olan atom bombaları, Japonya’daki Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atıldı.

Günümüzde, biz gezegenimizi yaşanmaz hale getirmenin eşiğindeyken, bilişim ve internet özel hayatı

tehdit ediyor.

Evet, bilimin karanlık ve endişe uyandıran bir yanı da var.

Bilimin bu çelişkili, bir yandan hayatı kolaylaştırırken, bir yandan da varlığımızı sona erdirecek araçları

arttırması kapasitesi, bilim denen, “şeytanla anlaşma”, ya da “bilgi pınarı” olan bu şeyi incelememizi

zorunlu kılıyor.

Filozoflar, bilimin gerçek doğasını köşeye sıkıştırmaya çalıştılar. 20. yüzyılın sonunda, bilimle ilgili karşıt

görüşler, sözde “bilim savaşlarına” yol açtı. Neyse ki kurbanlar, sadece zedelenmiş inanılırlık ve prestije

sahip bir kaç akademisyen oldu.

Aşırı yalın şekliyle, bu savaşlar çoğunlukla doğa bilimleri araştırmacılarını, sözüm ona sol için konuşan ve

bilimi bir bastırma, merhametsiz kapitalizm ve savaşa kışkırtan maçoluk aracı olarak tanımlayan bir grup

sosyolog, tarihçi, filozof ve feministin üzerine saldırttı. Bu bilim insanlarına katılmaya ilgi duymayan,

ama daha çok bilimin aşırı ve alçakça kullanımlarını ifşa etmek isteyen bu entelektüeller, bilimi gerçeği

bulmanın rakipsiz bir metodu olarak üzerine yerleştirildiği kaideden indirmek için ellerinden geleni

yaptılar.

Bu dersin ilk kısmında bahsedilenleri tersine çevirdiler. Onlar için bilim, gerçeğin doğru bir tarifi değildir.

Bilim, ayinleri, inançları, dogmaları, rekabet içindeki mezhepleri ve rahipleriyle, sadece başka bir dindir.

Bilimsel tapınağı alaşağı etmeyi ve “herkesçe bilinen bilgi” statüsüne indirgedikleri bilimsel bilginin

gerçek doğasını ifşa etmeyi ve bilim insanlarının gerçek çalışmalarını gözler önüne sermeyi kendilerine

görev edindiler.

Aşağıdaki bölümlerde, bir kaç cümleyle, günümüzdeki bazı anahtar bilim filozoflarının ve bilim

savaşlarının destekleyicilerinin düşünme biçimini sizlere sunmaya çalışacağız.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 21

5.3 Bilimin sınırları

5.3.2 Thomas Kuhn (1922 – 1996)

(Bölüm 5.3.3’te anlatılacak olan [ http://www.wfsj.org/course/en/L5/L5P19.html]) Karl Popper’ın

sahtecilik kavramının alakası ve etkinliğine rağmen, çağdaş bilim filozoflarının en tanınanı, 1962 yılında

basılan ve hâlâ büyük bir popülariteye sahip olan Bilimsel Devrimlerin Yapısı (The Structure of Scientific

Revolutions) kitabının yazarı Thomas Kuhn’dur.

Kuhn, tarafsız gerçek arayışının bilimin asıl hedefi olmadığını, bunun yerine bilimin, çağdaş bir inançlar

sistemi içinde işleyen problemleri çözmenin bir metodu olduğunu söylemiştir. Bu inançlar ve değerler

sistemi kendisini, sonuç üreten bir seri deneysel prosedür aracılığıyla yansıtır; bunun karşılığında da,

orijinal inançlar ve değerler sistemini güçlendirir. Kuhn bu tür sistemlere paradigma adını vermiştir.

Bilim insanları normalde zamanlarının çoğunu normal bilim yaparak, yani başka bir deyişle, spesifik bir

paradigma içinde çalışarak geçirirler.

Ama bazen, Nicolaus Copernicus, Isaac Newton, Charles Darwin ve Albert Einstein gibileri, bilimsel

devrimleri tetikleyen yeni inanç sistemleri bulurlar. Onların buldukları sistemler bildiğimiz evreni yeniden

şekillendirmiştir. Öyle ki, evrenin merkezinde Dünya değil Güneş vardır; gökyüzü mekaniğini dünyevi

mekaniğin uyduğu aynı kurallar altında getirmiştir; Tanrı tarafından yaratılan bir dünyadan, amaçsız ve

asla bitmeyecek bir dünyaya geçilmiştir; ve kesin ve devamlı bir zaman akışına sahip bir fizikten, zaman

akışının esnek olduğu ve deneyi yapanla gözlemlenenin göreceli hızına göre değişiklik gösteren bir

fiziğe geçilmiştir.

Kuhn, yeni paradigmaların, bilimsel değerlerinden dolayı değil, bunların rakiplerinin eninde sonunda

ölmesinden dolayı benimsendiğini savunmuştur: Einstein’cıların genel görecelik kuramı doğanın gerçek

tanımı olarak kabul edilmiştir, çünkü artık Newton’cuların safları azalmıştır.

Bilim sadece, filozofları kandıran bir aura kaybetmiştir; yenilikçi bilim insanları, fikirlerini kabul ettirmenin

ne kadar zor olduğunu bilirler.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 22

5.3 Bilimin sınırları

5.3.3 Karl Popper (1902 – 1994)

Karl Popper, hâlâ bilimin en isabetli ve etkin tanımını veren kişidir: Bilim, yanlış olduğu kanıtlanabilecek

bilgidir – yani kendi jargonunda, “Bilim, çürütülebilir olan şeydir.” demek istemiştir.

Popper’a göre bilim, aksini ispatlamanın sürekli bir alıştırmasıdır. Her bir deney ve gözlem, kabul edilen

kuramla çelişmeyi amaçlar. Bilim, bilim insanlarının çürütme çabalarından kurtarılan kuramlardan daha

fazlası olamazdı. Popper, sistematik şüpheyi, bilimsel metodun temeli olarak tanımlıyor. Bilim insanları,

hali hazırda kabul edilen – Thomas Kuhn’un “paradigm du jour” ya da “günün paradigması” dediği

(Bölüm 5.3.2’de anlatılan filozof [ http://www.wfsj.org/course/en/L5/L5P18.html]) kuramla çelişecek

gözlemleri keşfetme ve yayımlama hırsıyla yola çıkarlar.

Pratikte, pek çok bilim insanı çoğunlukla deneyleri tekrarlamaktan ve daha önce elde ettikleri sonuçları

teyit etmekten mutluluk duyarlar. Yine de, aynı zamanda, kendilerini yeni bir kurama götürecek hatayı

bulma hayalleri de kurarlar. CERN’in Cenevre’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın ilk çalışmasını

sabırsızlıkla bekleyen binlerce bilim insanı, (Fiziğin Standart Modeli tarafından tahmin edilen temel bir

parçacık olan ünlü Higgs bozonunun varlığını teyit etmek için çarpıştırıcının kullanılmasında olduğu gibi)

yeni yollar açacak “yeni bir fizik” bulmakla muhtemelen daha çok ilgilidirler.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 23

Tümevarım: bilimdeki en güçlü ve en zayıf halka

Ders 5’in ilk kısmında, bilimsel kanunların ve kuramların “genellemeler” olduğunu söyledik. Örneğin,

bakır bir çubuk ısıtıldığında hacim olarak artar; bu durum çelik bir çubuk ve aliminyum bir çubuk için

de geçerlidir. Bunların üçü de metaldir. Bilimsel metod, bizi, ısıtıldıklarında, metallerin hacminin arttığı

genellemesi ve sonucuna götürür.

Genelleme – ya da teknik terim olarak, tümevarım – farklı derecelerde ve farklı ortamlarda ısıtıldığında

belli metallerin hacminin arttığı bir seri gözleme dayanan, “Bütün metaller ısıtıldıklarında hacimsel

olarak artarlar.” gibi bilimsel bir kanun önermeyi içerir.

Tümevarımın zayıflığı, tümevarıma dayandırılan her kanunun, tek bir istisnanın insafında olduğu

gerçeğinden kaynaklanır. Bilimsel kanunlar, mantık gücüne ve tümdengelime başvuramazlar.

Tümdengelimde, tıpkı “bakır bir metaldir” bildiriminde olduğu gibi, “ısıtılan metaller genişler”

bildiriminin gerçekliği göz ardı edilir. O zaman, mantık gücünü kullanarak, ısıtıldığında bir parça bakırın

hacminin genişleyeceği, basit bir tümdengelimdir.

Bilimin yararlılığı ve sınırları, saf mantıksal akıl yürütmenin ruhani diyarları içinde olmamasından

kaynaklanır. Resmi bir gerçeğin tersine, bilim sadece mantıkla ilerleyemez; bilim, deneysel sonuçların,

gözlemlerin ve örneklerin toplamına dayanmak zorunda olan materyal bir gerçektir.

Bilim insanları, bütün metalleri test ettiklerinden asla tam olarak emin olamayacaklarından, tümevarım

doğal olarak çürütmeye giden kapıyı açmış olur. Karl Popper’ın dehası, bu hassas noktayı bilimin özü

haline getirmekte yatıyordu.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 24

5.3 Bilimin sınırları

5.3.4 Bilimsel Metod

Bu diyagram, Alan Chalmers tarafından yazılan What is this thing called Science? adlı eserden alınmıştır

(University of Queensland Press, Open University Press, Hackett, 1999).

Diyagram, bilim insanlarının tümevarımı kullanarak nasıl kuramlar geliştirdiklerini ve daha sonra bu

kanunlara ve kuramlara dayanarak, tümdengelimle nasıl yeni olgular ve tahminler oluşturduklarını

gösteriyor. Çıkarımları mantıktan geliyor, ama bu entellektüel gerçekler kuramlara ve materyal

gerçeklerden oluşan kanunlara dayandırılıyor.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

TÜMEVARIM

Açıklama ve genelleme

Deneyler aracılığıyla kontrol etme

Hipotezler

Doğadan gelen olguların

gözlemlenmesi

Tahminler

Oturtulmuş bilimsel

olgular

TÜMDENGELİMKANUNLAR &

TEORİLER

BİLİMSEL METOD

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 25

5.3 Bilimin sınırları

5.3.5 Paul Feyerabend (1924 – 1994)

Şimdi ufak bir anarşi dokunuşu için, 1960’larda Berkeley’de öğretmenlik yaparken, Paul Feyerabend,

“bilimlerini” açıklamaları için cadıları, yaratılışçıları, darwincileri ve falcıları davet eder ve öğrencileriyle

tartışırdı. Feyerabend için, “Herşeye kabul.” ilkesi geçerliydi.

Feyerabend’e göre, bilimin dünyasında, amaçlar araçları haklı çıkarır. Feyerabend, örneğin, Galileo’nun

yeni teleskop icadından yaptığı gözlemler kadar, yalanlar, veri çarpıtması ve propagandadan da

yararlandığını söyler.

Galileo’nun stili ve zeki ikna tekniklerinden dolayı ünlü olduğunu, çünkü Latince yerine İtalyanca

yazdığını ve bir biçimde eski fikirlere ve onları öğrenmeye bağlı standartlara karşı çıkan insanlara hitap

ettiğini öne sürdü.

Eğer bilim insanları diğer herkesin kullandığı aynı araçları kullanarak tartışmaları kazansalardı, bilimsel

gerçek bir astrologdan, falcıdan ya da mistikten gelen gerçekten daha güvenilir olmazdı. Bu yüzden,

Feyerabend bütün bu yaklaşımların eşit değerde olduğunu, - bilimin, özellikle de kurumsallaştırılmış

bilimin tarihi bir fenomenden daha fazla birşey olmadığını; bilimsel dogmaların daha bile tehlikeli

olabileceğini ve toplumun totaliter bilimin büyüsünden kurtulması gerektiğini söyledi.

Sosyolojik yapılandırmacılığa giden yol, artık açılmıştı.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 26

5.3 Bilimin sınırları

5.3.6 Sosyolojik yapılandırmacılık

Antropologların belli bir kabileymiş gibi davranan bilim insanlarını gözlemlemesi, neden iyi birşey

olmasın ki? Antropolojik araştırmalar, insanların söyledikleri ya da yazdıklarına minimal derecede önem

vermeyi ve onların gerçekte ne yaptıklarına odaklanmayı gerektirir.

Bu fikre dayalı olarak, sosyolojik yapılandırmacılar bilimin tamamıyla toplumun bir ürünü olduğunu

kabul ettiler. Bir bilim insanının inançlarını, büyük ölçüde toplumun belirlediği sonucuna vardılar:

bir bilim insanı, yayınları ve çalışmalarına başvurabilir; onun belirli bir bilimsel kurama olan inancını

belirleyen, bilim insanının sosyal ortamıdır.

Sosyolojik yapılandırmacılar, bilim insanlarının gerçeği bildiklerini iddia ettiklerinde, aslında sadece

kendilerini kandırdıklarını düşünürler. Bilimsel araştırma tamamıyla, onların güç sahibi olma isteğinden

gelen bir çabadır ve bilim boyunduruktan başka birşey değildir.

Sosyolojik yapılandırmacılara bir örnek, “Bilim İş Başında” diye adlandırdığı bilimi, laboratuvarlardaki

bilim insanlarının davranışlarına indirgeyen Fransız sosyolog Bruno Latour’dur.

Latour’un bilim tarifinde, bilim insanlarının bir mikroskoptan içeri doğru bakarken ne gördükleri açık

değildir. Bunu gerçekte kimse bilmez. Elbette bilim insanı “Bakteriler görüyorum” diye iddia eder. Ama

bakteriler konuşamaz ve kendilerini tanıtamaz. Latour ve “Bilim İş Başında”nın partizanlarına göre,

bilimin büyük bir bölümü kurgudur ve bilim insanlarının aklının bir düzmecesidir.

Tıpkı Kuhn’un yaklaşımı gibi, sosyolojik yaklaşım, en azından bilimsel keşifleri ait oldukları tarihi metne

yerleştirir. Her ikisi de zamanlarının çok ilerisinde olan Gregor Mendel’in kalıtım keşfine ve Alfred

Wegener’in kıtasal sürüklenme kuramına ne olduğunu açıklar. Bu kuramların ikisi de ciddiye alınmamıştır

ve oluşturulduktan onlarca yıl sonra bir etki yaratmışlardır.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 27

5.3 Bilimin sınırları

5.3.7 Kültürel görecelik ve bilim

Belirli bir dönemde, belirli bir toplumun yorumlaması olarak bilim kavramı, her toplumun kendi

gerçeğine sahip olduğuna ve her bir gerçeğin en az diğeri kadar geçerli olduğuna inanan kültürel

görecelik felsefesi ile iyi uyum sağlar.

Ders 5: Bilim nedir? bölümünün iki yazarı, Kamerun’daki Yaoundé Üniversitesi’nin Fen Fakültesi

Dekanı’nın “Biz Afrikalı’lar, kendi atom modelimizi icat etmeliyiz” adında bir atölye çalışması açtığına

tanık oldular. Diğerleri, kendini gelişmekte olan ülkelerin problemlerini çözmeye adamış bilimsel çabanın

oldukça az bir kısmının Batı tarafından elinde tutulan bilimin içsel bir özelliği olduğuna inanıyorlar.

Bazı feministler, daha çok kadın bilim insanına sahip bir bilimin çevreye çok daha faydalı olacağını

düşünüyorlar.

Şimdi Harvard’da öğretmenlik yapan ünlü İslam alimi Hossein Nasr, şu an varolduğu şekliyle bilimin,

doğayı gerekiyorsa “işkence” aracılığıyla kendi hizmeti altına almaya kendini adamış Batı dünyasının

bir ürünü olduğunu söylüyor. İslami bir bilimin farklı olacağını, çünkü İslam’da doğanın kutsal olduğunu

söylüyor. Hindistan’da bazıları, mekân, zaman, mantık ve doğayla ilgili Hindu kavramlarına dayanan bir

bilim yaratmayı umuyorlar.

Eğer bilim toplumsal bir yan ürün olsa, farklı gruplar tarafından başka kültürleri, çevreyi ve barışı

tehlikeye atmak pahasına, kendi çıkarları için yanlış da olsa kullanılmaz mıydı?

Sizce?

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 28

5.4 Bilim nasıl yapılandırılır? ... gerçek hayatta!

5.4.1 Giriş

Dersin bu bölümü, bilimi gerçek hayatta günden güne yapılandırıldığı ve pratikte, bilimsel gerçeğe nasıl

ulaşıldığını anlatıyor.

Bilimsel binanın, kabul edilen dergilerde bilimsel makalelerin yayınlanması yoluyla nasıl inşa edildiğini

öğreneceksiniz. Bilimsel yazıların yayınlanmasına dahil edilen olgu kontrolü mekanizmasını ve

bunun sınırlarını öğreneceksiniz. Bu bölüm, insanlık için karmaşık ve hayati önem taşıyan meselelere

karar vermekte ana rol oynayan diğer bir bilimsel gerçeği arayış mekanizmasının sunumuyla

sonuçlandırılacak.

Ders boyunca, bilim insanlarının ve onların yayınlarının inanılırlığını değerlendirebilmenizde yardımcı

olacak bir kaç kavrama hakim olacaksınız. (Aynı zamanda Ders 2: Bilim hikâyeleri bulmak ve

değerlendirmek bölümüne de göz atın [ http://www.wfsj.org/course/en/L2/L2P00.html ]

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 29

5.4 Bilim nasıl yapılandırılır? ... gerçek hayatta!

5.4.2 Bilim: Bilimsel dergilerdeki şeydir

Bir bilim araştırmacısına ne iş yaptığını sorsanız, cevap olarak, “Bilim dergileri için makaleler yazıyorum”

diyebilir. O zaman, bilimin bilimsel dergilerde bulunan şey olduğu da söylenebilir.

Bu tanımın geçerliliği, yayımlamanın her bilim insanı için hayati önem taşıdığı gerçeğine dayanır – ya

yayımlamalı, ya da yok olup gitmelidirler. Yayımlamayan bir bilim insanının hiç bir statüsü ve hiç bir

ödeneği yoktur ve muhtemelen kısa bir süre içinde bir işi de olmayacaktır. Bir bilim insanı üniversiteden

mezun olduktan sonra, kariyeri yayımladığı yazıların devamlı akışına ve özellikle de, - alıntı endeksine

ve etki faktörüne sahip olan – ana bilim dergilerinde yayınlanmak üzere seçilen yazılarının sayısına bağlı

olacaktır.

En iyi bilim dergilerinde yayımlanan bilimsel yazılar, iki testten geçer. Öncelikle, yayıncının editörleri

makalenin genel kalitesini ve aynı zamanda önemini değerlendirirler. Daha sonra, makalenin kopyalarını,

aynı alanda çalışan ve “meslektaş” olarak bilinen pek çok tanınmış uzmana yollarlar; bu nedenle bu

makalelere ve dergilere “meslektaş tarafından değerlendirilmiş” denir.

Bütün ciddi bilim dergileri, makaleleri meslektaş değerlendirmesine tabi tutar.

Meslektaş değerlendirmesi, bilimsel dergilere sunulmuş olan metinlerin, yayımlanmaya uygun olup

olmadığını belirlemek için uygun şekilde nitelikli olan (ve genellikle yazarlar makalelerinin kimlere

gönderildiğini bilmezler) uzmanlara gönderildiği bir işlemdir. Bu uzmanlar özellikle metodoloji ve

sonuçlar arasındaki ilişkiye bakarlar.

Alıntı endeksi, diğer yazarlar tarafından bir yazarın çalışmasına kaç kere ve nerede gönderme ya da

alıntı yapıldığını gösteren bir makale veritabanıdır. Bu, o makalenin öneminin bir göstergesidir.

Etki faktörü, bir dergideki “ortalama makaleden” belli bir yıl veya dönemde ne sıklıkta alıntı yapıldığının

bir ölçüsüdür; içinde bulunulan yılda yapılan alıntı sayısını, o dergide önceki iki yılda yayımlanan makale

sayısına bölerek elde edilen bir orandır. Büyük dergilerin lehine olan önyargıyı elimine etmeyi amaçlar.

Pek çok bilim dergisinin etki faktörünü aşağıdaki adresten kontrol edebilirsiniz:

[ http://www.sciencegateway.org/rank/index.html ]

Bu web sitesinin yanısıra, aşağıdaki web sitesi de bilim insanlarının, üniversitelerin ve ülkelerin bilimsel

üretimiyle ilgili bir bilgi mayınıdır:

[ http://www.sciencewatch.com ]

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 30

5.4 Bilim nasıl yapılandırılır? ... gerçek hayatta!

5.4.3 Meslektaş değerlendirmesinin sınırları

Esas itibarıyla, meslektaş değerlendirmesini geçmek, aynı araştırma alanında olan diğer uzmanların,

gözden geçirilen çalışmanın içeriğinin o alanda genel olarak kabul edilenlerle uyumlu olduğunu

düşündükleri anlamına gelir.

Aslında, gerçek doğruluk testi, sadece diğer bilim insanları da aynı metodolojiyi kullanarak aynı

sonuçları elde ettiklerinde olur. Meslektaş değerlendirmesine tabi tutulan makalelerin gerçeğe

uygunluğu, sadece geçicidir; diğer deneyler de belirtilen sonuçları teyit etmediği sürece, bu çalışmalar

hakkında tetikte olmanız tavsiye edilir.

Bilim insanları, meslektaş değerlendirmesinden geçen dergilere karşı gerçeğe aykırı bir güven mi

duyuyorlar?

Elbette, meslektaş değerlendirmesi dört dörtlük ve çürütülemez değildir. Meslektaş değerlendirmesinin

en yakın tarihte olan muhteşem başarısızlığı, insan embriyosunu başarılı bir şekilde klonlayan ve

bundan kök hücreler üreten ilk kişiymiş gibi davranan Güney Koreli Hwang Woo-suk tarafından yazılan

makaledir. American Association for the Advancement of Science (AAAS) tarafından yayınlanan dergi

Science, bu konuyu ele alan makalenin, derneğin 2004’te Washington’da yapılan yıllık toplantısına denk

geldiği konusunda güvence verdiler. Bu yayımdan dolayı, AAAS ve Science ile ilgili devasa bir reklam

oldu. Bu makalenin sahtecilik içerdiği anlaşıldığında ise, ünlerine gelen hasar çok daha büyüktü.

[ http://www.sciencemag.org/sciext/hwang2005/ ]

Scientific American’ın baş editörü John Rennie’nin meslektaş değerlendirmesine baş vuran dergilerle

ilgili dört uyarısı var, çünkü bu dergiler aşağıda sıralanan durumlara elverişlidir:

• Hata olasılığı: Meslektaş değerlendirmesinden geçen bir makalenin içeriği, sadece diğer bilim

insanları da aynı metodolojiyi kullanarak aynı sonuçları elde ettiklerinde geçerli olur.

• Sahtekârlık: Gözden geçirenlerin kasti sahtekârlığı açığa çıkarmaları neredeyse imkânsızdır;

bütün bilimsel yayıncılık aktivitesi, bilim insanlarının iyi niyetine bağlıdır. Ama bilim muhabirleri,

bilim dergilerinden, ekonomi muhabirlerinin finansal raporlardan hoşnut olduklarından çok daha

hoşnutturlar.

• Önyargı ve dürüst olmama: Yazarlar, anlayışlı editörler ve yayıncılarla bir anlaşma yapmışlardır.

• Siyasi baskı: Örneğin, Amerikan hükümeti bilimsel dergilere İran, Libya ya da Sudan’dan gelen

makaleleri basmamalarını söylediğinde siyasi baskıdan bahsedilir.

Ama bu kuşkularla bile, Rennie, meslektaş değerlendirmesinden geçen dergilerin nadir

başarısızlıklarının, bilim insanlarını dergileri ayrıcalıklı bilgi kaynakları yapmaktan alıkoymaması

gerektiğini söylüyor.

(Aynı zamanda bu kursun Ders 2: Bilim hikâyeleri bulmak ve değerlendirmek bölümünde, bir bilim

insanının iddialarının geçerliliğini değerlendirmek için verilen kontrol listesine de göz atın. [ http://www.

wfsj.org/course/en/L2/L2P00.html ])

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 31

5.4 Bilim nasıl yapılandırılır? ... gerçek hayatta!

5.4.4 Görüş birliğiyle bilimsel gerçek

Günümüzde, bilim muhabirleri, bütün insanlığı ilgilendiren konularla ilgili haber yapıyorlar.

Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, iklim, su kaynakları, enerji rezervleri, özel hayat ve sağlıkla ilgili

tehditlerle uğraşmak zorundalar. Karar mercileri ve siyasetçiler, istihdam, sağlık, refah ve hatta halkların

hayat tarzlarıyla ilgili hayati seçimlerle yüzyüze kalıyorlar.

Aynı zamanda, gezegenin yiyecek, petrol, gaz, ormanlar ve ekilebilir araziyle ilgili kesin durumunu

bilmek neredeyse imkânsız ve hatta bu kaynaklarla ilgili kısa, orta ve uzun vadeli trendleri, iklimi ve

potansiyel teknolojik düzeltmeleri tam olarak bilmek çok daha zor.

Daha önce görülmemiş bu küresel zorluklarla yüzyüze gelen uzmanlar ve hükümetler, problemleri

değerlendirmek ve bazen tavsiyelerde bulunmak için bazı mekanizmalar geliştirdiler. Bu yaklaşımlar,

alandaki en iyi uzmanları biraraya getirdi ve onlara toplanma, araştırma yapma ve konuları

belgelendirme ve birbirlerinden bağımsız olarak, kendi sonuçlarını ve tavsiyelerini yayımlama imkânı

sağladı.

Bu tür mekanizmalar, en son geliştirilmiş bir diyetle ilgili değerlendirme yapması istenen küçük

bir komiteden, ulusal bilim akademileri komitesine, bir köprünün neden çöktüğünü bulmakla

görevlendirilmiş özel bir komisyona ve 2007 Nobel Barış Ödülü’nü kazanmış olan İklim Değişikliği

üzerine Hükümetlerarası Panel (Intergovermental Panel on Climate Change - IPCC) gibi, bütün

dünyadan binlerce uzman tarafından oluşturulmuş bir takıma kadar çeşitlilik gösterebilir.

IPCC, binlerce bilim insanını harekete geçirir. Bu bilim insanlarına ödeme yapılmaz ve pek çoğu da

anonim olarak çalışırlar. Aşırı şekilde karışık verileri okuyup değerlendirmeyi, uzmanlaşmış makaleleri

sentezleyen değerlendirme yazıları yazmayı, toplantılara seyahat edip, veri yorumlaması, sonuçlar

ve tavsiyeler üzerinde görüş birliğine varmayı kabul ederler. Herşeyin ötesinde, IPPC bilim insanları,

raporlarının her birini hükümete onaylatmak zorunda kalırlar. Bu, çok eziyetli ve yorucu bir iştir, ama

katılımcı bilim insanları araştırmalarını kontrol etme ve dünyanın en iyi bilim insanlarıyla biraraya gelme

fırstına sahip olurlar.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 32

5.4 Bilim nasıl yapılandırılır? ... gerçek hayatta!

5.4.5 Kaynaklar

IPCC web sitesi: [ http://www.ipcc.ch/ ]

Bazı Afrika ve Arap bilim akademilerinin web siteleri:

Mısır: [ http://www.asrt.sci.eg/ ]

Ürdün: [ http://www.rss.gov.jo/ ]

Kenya: [ http://www.knas.g3z.com/ ]

Filistin: [ http://www.palestineacademy.org/main.htm ]

Senegal: [ http://www.interacademies.net/CMS/2950/4242.aspx ]

Güney Afrika: [ http://www.assaf.co.za ]

Uganda: [ http://www.uncst.go.ug ]

Afrika bilim akademileri için başlangıç noktası:

[ http://www.nationalacademies.org/asadi/ ]

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 33

5.5 Gözden geçirme soruları (1-2)

SORU 1:

Aşağıdaki sorulara kısa cevaplar verin:

a. Bir nesneyi “bilmek” ne demektir?

b. “Mantık” kelimesinin Latince orijini nedir?

c. Dünyadaki bir kaç büyük dini sayın.

d. Gündelik bilgi kendisini sorgular mı yoksa değişmez olduğunu mu düşünür?

e. Bilim insanları gündelik bilgiyi kullanırlar mı?

f. Herkes tarafından bilinen bilgiyi nasıl ediniriz?

g. Epistemolojik kopuş nedir?

h. Derinlemesine ve sistematik bilgi nerede başlar?

i. Sistematik bilgiyi diğerlerinden ayıran nedir?

j. Herkes bir sanat çalışmasını gerçekten anlar mı?

k. Ne tür daha derin bir bilgi bilimi doğurur?

l. Deneysel bilimin karakteristikleri nelerdir?

m. Bilgiye yaklaşım türlerinden bazılarını sayın.

n. Deneysel metodun ana basamakları nelerdir?

o. Bilim bir tür din midir?

p. Bir habercilik olgusu hangi kriterleri karşılamalıdır?

q. Bilim haberciliğinin ne olduğuyla ilgili bir kaç açıklama yapın.

r. Bilim muhabirinin rolü nedir?

s. Bir bilim insanının inanılırlığını nasıl değerlendirirsiniz?

t. Bir bilim insanının önemini ve etkisini değerlendirir misiniz?

u. Meslektaş değerlendirmesinden geçen dergilerin kalitesi hakkında kuşku duymanıza neden olacak

dört olasılık nedir?

v. Bir bilim insanının bilimsel bir komite ya da komisyona katılmasının artı ve eksi yönleri nelerdir?

SORU 2:

Aşağıdakileri düşünün ve yanıt verin:

a. “Bilmenin” pek çok farklı şekli olduğunu söyleyebilir miyiz?

b. Değişik halkların kendilerine özgü bilgi türleri var mıdır?

c. Sizin kültürünüzde, “bilmek” ne anlama geliyor?

d. Toplumunuzun bazı inançlarını sayabilir misiniz?

e. Sizin kültürünüzde “mantıklı” bir insan ya da kadın olmak ne anlama geliyor?

f. Astroloji bir bilim midir, yoksa bir inanış mıdır?

g. Herkes tarafından bilinen bilgiye bir örnek verin.

h. Eğer “Güneş her sabah doğar ve her akşam batar” dersem, hangi bilgi repertuarını kullanmış

olurum?

i. Güneş’in doğduğunu ve battığını size kim öğretti?

j. Diğer çocuklar ve arkadaşlarla birlikteyken edindiğiniz bilgilerin bazılarını hatırlayabilir misiniz?

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 34

k. Bir fizikçi, bir ressam ya da bir heykeltraşın ortak bir yönü var mıdır?

l. Yüzeysel izlenimlerden daha derine inerek, bazı olguları anlama düzeyimizi arttırmak olası mıdır?

m. Mantık ve duygu arasındaki farkı açıklayabilir misiniz?

n. Matematiksel bir denklem ve bir şiir arasında benzerlikler var mıdır?

o. Matematiksel bir denklem ve bir şiir arasında farklılıklar var mıdır?

p. Sistematik bilgide herhangi bir gelenek var mıdır?

q. Birisi “Aynı gün içinde 36,000 gün batımı gördüm” derken, bir diğeri “Güneş asla batmaz” diyor.

Bu cümlelerden hangisi bir şair, hangisi bir bilim insanı tarafından söylenmiştir?

r. Ne tür insanlar bilgilerini estetiğe dayandırırlar?

s. Kim gösterilebilecek olan gerçek bilgiyi kullanır?

t. Hangi cümle tarafsız ve evrensel olarak doğrudur?

u. Neden bilimsel bilginin kendi kendinin eleştirmeni olduğunu ve mantıklı olduğunu söyleriz?

v. Ülkenizdeki bilim insanları da birer sanatçı olduklarını düşünüyorlar mı?

w. Deneysel metod nedir?

x. Deney laboratuvarlarının faydası nedir?

y. Daha önce hiç ülkenizden bir bilim insanı size metodlarını açıkladı mı?

z. Habercilik ve bilim arasındaki benzerlikler nelerdir?

aa. Farklılıklar var mı?

bb. Bir bilim muhabirinin aynı zamanda bilim eleştirmeni olduğu konusunda hemfikir misiniz?

cc. Ülkenizdeki bilimsel araştırmalarla ilgili ne tür bilgilere sahipsiniz: bilim kurumları, laboratuvarları ve

araştırma tesisleri, bilim insanları ve onların başarıları ve bilim-teknoloji politikası?

dd. Bilimi insanlık için bir tehdit yapan 3 neden ve bilimi insanlığın kurtarıcısı yapan 3 neden verin.

ee. Eğer medya kültürlerin yapılandırılmasına katkıda bulunuyorsa, muhabirler de katkıda bulunur

muydu? Afrika’da, Asya’da, Arap dünyasında ve Batı dünyasında uygulanan bilim haberciliği

arasında farklar var mı? Varsa, bunlar nelerdir?

ff. Ülkenizdeki bilim insanları tarafından kaç tane bilimsel makale yayınlandığını öğrenin.

gg. Ülkenizde yayınlanan (meslektaş değerlendirmesinden geçen ve geçmeyen) bilim dergilerinden bir

kaçını sıralayın.

hh. John Rennie’yle aynı fikirde misiniz?

ii. Ülkenizdeki bilim sahteciliğiyle ilgili bir örnek verin.

jj. Ülkenizde bulunan bilimsel bir komitenin adını verin.

kk. Bölgenizde ya da ülkenizde kabul edilen ya da reddedilen bazı bilimsel tavsiyelerden örnekler

verin.

ll. Ülkenizde bir bilim akademisi var mı?

mm. Bilimsel komiteler ve bilim akademileri gerçeği mi söylerler?

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 35

5.6 Gözden geçirme sorularının yanıtları (1-2)

SORU 1:

Sorular koyu renkle, cevaplar normal metinle verilmiştir:

Yanıtlar:

a. Bir nesneyi “bilmek” ne demektir?

Bir nesneyi “bilmek”, çevredeki diğer nesnelerle ilişkili olarak bütün görülebilir ve görünemez

karakteristiklerini tarif edebilmek demektir.

b. “Mantık” kelimesinin Latince orijini nedir?

“Mantık” kelimesi, Latince’deki “ratio” kelimesinden gelir ve anlamı “hesap”tır. Mantıklı bir şekilde

davranmak, davranışların etkilerini hesaplayarak davranmak demektir.

c. Dünyadaki bir kaç büyük dini sayın.

İslam, Hristiyanlık, Yahudilik, Budizm ve Hinduizm.

d. Gündelik bilgi kendisini sorgular mı yoksa değişmez olduğunu mu düşünür?

Herkes tarafından bilinen bilgiler kapsamında, biriktirilmiş bildirimler değişemez ve sonsuza kadar

aynı kalırlar.

e. Bilim insanları gündelik bilgiyi kullanırlar mı?

Bilim insanları herkes tarafından bilinen bilgilerle başlarlar. Ama eninde sonunda, işleri aracılığıyla bu

bilgilerin büyüsünden kurtulurlar.

f. Herkes tarafından bilinen bilgiyi nasıl ediniriz?

Herkes tarafından bilinen bilgiler, ailemiz, akrabalarımız, yakın arkadaşlarımız, komşularımız,

eşlerimiz, kabile ve toplumumuz tarafından oluşturulur ve aktarılır.

g. Epistemolojik kopuş nedir?

Bachelard, epistemoloji kelimesinden, bilginin öğrenimi anlamına gelen “epistemolojik kopuş”

ifadesini oluşturmuştur. Bu ders, epistemoloji konusunun içinde işlenen bir derstir.

h. Derinlemesine ve sistematik bilgi nerede başlar?

Sistematik bilgi, kişi sadece duyularının verdiği bilgiden tatmin olmayıp, onlara güvenmeyi

bıraktığında başlar. Daha sonra, biraz daha derine inmemiz gerekir. Ondan sonra, biraz daha derine

inmeye bağımlı hale gelir ve olaylara farklı bir gözle bakmaya başlarız.

i. Sistematik bilgiyi diğerlerinden ayıran nedir?

Sistematik bilgi, olaylara ve nesnelere, geleneğin baktığından farklı bir gözle bakmaya çalışır. Bizi,

bilinmeyeni yaratmaya, hayal etmeye ve keşfetmeye giden bir yolculuğa çıkarır. Monotonluğu

reddetmemizi ve geleneğe güvenmekten vazgeçmemizi sağlar. Herşeyi sorgular.

j. Herkes bir sanat çalışmasını gerçekten anlar mı?

Gerçek bir sanat çalışması, sadece o sanatın stilini, tiplerini, şekillerini, sembolizmini, üretim yerleri

ve tarihçesini bilen birisi tarafından anlaşılabilir.

k. Ne tür daha derin bir bilgi bilimi doğurur?

Daha derin bilimsel bilgi, doğayla örtüşen gerçekle ilişki kurar.

l. Deneysel bilimin karakteristikleri nelerdir?

Deneysel bilim, olgulara dayanır. Olguları kontrol eden, tarafsız, kişisellikten uzak, evrensel ve

mantıklıdır.

m. Bir kaç bilgiye yaklaşım türlerinden bazılarını sayın.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 36

Gerçeğin arayışı bazen din, mistisizm ya da sağduyu (herkes tarafından bilinen bilgi) aracılığıyla

yanıtlanmıştır.

n. Deneysel metodun ana basamakları nelerdir?

Modern bilim şu basamakları takip eder: gözlem, deney, açıklama, genelleme ve tahmin.

o. Bilim bir tür din midir?

Çok güçlü ve sınır tanımaz gibi görünse de, bilim bir din değildir. Büyük ve maliyetli alt yapısı, bilimi

bazı gruplarda ya da toplumlarda daha baskın hale getirir, ama bilim insanları belirli bir ırk, cinsiyet,

yaş, din, deri rengi ya da gelir grubundan gelmezler.

p. Bir habercilik olgusu hangi kriterleri karşılamalıdır?

Bir habercilik olgusu, doğru, gerçek, güncel olaylarla bağlantılı, yeni, önemli ve ilginç olmalıdır.

q. Bilim haberciliğinin ne olduğuyla ilgili bir kaç açıklama yapın.

Bilim haberciliği, bilim insanlarının söylediklerini, genel halkın anlayabileceği dile tercüme ederek,

bilimi ve bilimin kavramlarını yaymanın bir aracı olarak görülmektedir. Aynı zamanda, bilimin

dünyasını vatandaşın dünyasına bağlamanın, halkın bilimsel kültürünü arttırmanın ve bilime karşı

pozitif bir yaklaşım oluşturmanın bir aracı olarak da görülür.

r. Bilim muhabirinin rolü nedir?

Modern bilim muhabiri, bir bilim eleştirmenidir. Rolü, vatandaşların kime inanıp kime inanmayacağını,

bir bilim insanına ne zaman inanacağını ve ne zaman inanmayacağını mümkün kılacak şekilde,

bilimsel gerçeğin nasıl üretildiğini açıklamaktır. İşinin ehli bir bilim muhabiri, bilimin gerçek

durumunu, nerelerde ileri, yanlara ya da geriye gittiğini ve nerelerde tıkanıp kaldığını aktarır.

s. Bir bilim insanının inanılırlığını nasıl değerlendirirsiniz?

Bilim insanından makalelerinin kopyalarını isteyin ve meslektaş değerlendirmesinden geçen bilim

dergilerinde yayımlanıp yayımlanmadığını kontrol edin.

t. Bir bilim insanının önemini ve etkisini değerlendirir misiniz?

Bir alıntı endeksinden, bilim insanının makalelerine kaç kere gönderme yapıldığını ve bu makalelerin

yayımlandığı dergilerin etki faktörünü öğrenin.

u. Meslektaş değerlendirmesinden geçen dergilerin kalitesi hakkında kuşku duymanıza neden olacak

dört olasılık nedir?

1) Hata olasıkları (çünkü geçici gerçeklerle uğraşırlar); 2) Sahtecilik olasılığı, örneğin üzerinde

oynanmış fotoğraflarla; 3) Ön yargı ve dürüst davranmama olasılığı; 4) Bir derginin belli bir makale

lehinde karar vermesi için sadece bilimsel kriterleri kullanmasını engelleyen siyasi baskı.

v. Bir bilim insanının bilimsel bir komite ya da komisyona katılmasının artı ve eksi yönleri nelerdir?

Eksi yönleri: iş yükü, okunması ve sentezlenmesi gereken pek çok yazı, yetersiz tanınma, kaçınılmaz

gerilimler ve çatışmalar içinde bir görüş birliğine varmak zorunda olmak, seyahat etmek ve finansal

ödül olmaması.

Artı yönleri: En yeni ve en inanılır araştırmaları öğrenme fırsatı, seyahat etmek, alandaki en iyi

uzmanlarla tanışmak ve kendi araştırmasını doğrulama olasılığı.

SORU 2:

Çok çeşitli cevaplar vermek mümkündür.

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5

WFSJ ve SciDev.Net tarafından oluşturulmuştur. 37

5.7 Ödevler (1-6)

ÖDEV 1:

Ülkenizdeki bilim insanlarının, yerel bilim muhabirleriyle ilgili ne düşündüklerini öğrenin.

ÖDEV 2:

Aşağıdaki linke tıklayın:

[ http://www.techno-science.net/?onglet=glossaire&definition=2892 ]

Bilimsel araştırmayla ilgili kısa bir makale yazın: tanımı, tarihçesi, topluma oluşturduğu tehditler ve etiği.

ÖDEV 3:

Kuhn, Popper ve Feyerabend arasından tercih ettiğiniz bilim filozofunu seçin ve seçiminizin nedenini

açıklayın.

ÖDEV 4:

Bir sayfa uzunluğunda, bilimin belli bir kültürün mü, yoksa evrensel bilginin mi ürünü olduğunu açıklayan

bir yazı yazın.

ÖDEV 5:

Makaleleri meslektaş değerlendirmelerinden geçen dergiler tarafından kabul edilmilş (ya da

reddedilmiş) bir bilim insanıyla röportaj yapın. Makalesinin neden kabul edildiğini ya da reddedildiğini;

eğer yayımlandıysa bunun ne kadar zaman aldığını ve bu durumun kariyeri üzerinde nasıl bir etki

yarattığını sorun.

ÖDEV 6:

Meslektaş değerlendirmelerinden geçen bir dergiyle, meslektaş değerlendirmelerinden geçmeyen bir

dergiyi karşılaştırın. Aralarındaki farklar nelerdir?

Çevrim İçi Bilim Haberciliği Kursu - Ders 5