fonksiyonel ve klinik -...
TRANSCRIPT
Solunum Kaslarının
Fonksiyonel ve Klinik
Anatomisi
Dr. Nurullah YÜCEL
Doç. Dr. Muzaffer ŞEKER
1999
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Anatomi Anabilim Dalı
Solunum Kaslarının
Fonksiyonel ve Klinik
Anatomisi
Solunum sistemi hakkında bilgi
İnspirasyon yaptıran kaslar
Ekspirasyon yaptıran kaslar
Solunum sistemi hakkında bilgi
Solunum sistemi organları
Solunumun fizyoanatomisi
Solunumun düzenlenmesi
Arbor bronchialisTrachea
Bronchus principalis dexter / sinister
Bronchus lobaris
Bronchus segmentalis
Bronchiolus lobularis
Bronchiolus terminalis
Bronchiolus respiratorius
Ductus alveolaris
Saccus alveolaris
Alveolus pulmonis
Gaz değişimi vücutta akciğerler ve hücre
düzeyi olmak üzere iki bölgede yapılmaktadır.
Akciğerlerde atmosfer havası ile kan arasındaki
gaz alışverişi EKSTERNAL SOLUNUM.
Hücre düzeyinde kan ile hücreler arasındaki
gaz alışverişi İNTERNAL SOLUNUM
Bu iki bölgede oksijen ve karbondioksit
kısmi basınç farkları doğrultusunda pasif
diffuzyon ile değişime uğrarlar.
Akciğerler
GAZ DEĞİŞİMİ
pH KONTROLÜ ; Kandaki karbondioksit
düzeyi üzerinden düzenler. Asidoz ve
Alkaloz’da rol alır.
VÜCUT ISISI ; Solunum ile dış ortama
ısıtılmış ve nemlendirilmiş hava verilir,
sonuçta vücut ısısı düşer.
Normal solunum volümü 500 ml. dir.
Herbir inspirasyonda akciğerlere alınan 500 ml.
havanın ancak 350 ml. si gaz değişimine uğrar.
150 ml. hava, gaz değişiminin yapılmadığı
anatomik ölü boşluğu doldurmaktadır.
Normal solunum hızı dakikada 12-16 ’dır.
Metabolizma hızının artması
Oksijen gereksiniminin artması,
Karbondioksit birikmesi, pH’
nın azalması, Asidoz vb.
durumlarda
SOLUNUM HIZI ARTAR.
Akciğer hacimleri
–Soluk hacmi (Tidal volüm)
–Yedek soluk alma hacmi (İnspiratuar rezerv volüm)
–Yedek soluk verme hacmi (Ekspiratuar rezerv volüm)
–Artık volüm (Rezidüel volüm)
–Solunum ölü alanı (Respiratuar ölü alanı)
–Vital Kapasite (Yaşamsal kapasite)
–Zamanlı vital kapasite
–Akciğer ventilasyonu (Dakika solunum hacmi 6 Litre/Dakika)
–Maximum gönüllü ventilasyon: 125-170 Litre/Dakika
Solunumun fizyoanatomisi
Solunum olayını meydana getiren yapılar
A- Pulmones (Akciğer’ler) ve solunum yolları
(burun, pharynx, larynx, trachea, bronchus’lar)
B- Ventilasyonu sağlayan pompa;
a- Göğüs kafesi ve ventilasyon yaptıran kaslar
b- Kasları beyne bağlayan sinir ve yollar
c- Kasların fonksiyonunu düzenleyen sinir
sistemindeki organlar
İnspirasyon
Normal solunumda nefes alma aktif olaydır.
İnspirasyon kaslarının kasılması torax içi hacmi
artırır
İnspirasyon başlangıcında plevra içi basınç
-2.5 mmHg’dan -6 mmHg’ya düşer.
Zorlu inspirasyonda -30 mmHg’ya düşer
İnspirasyon kasları
Mm. colli (Boyun kasları )
M. sternocleidomastoideus
M. sternohyoideus
M. sternothyroideus
M. scalenus anterior
M. scalenus medius
M. scalenus posterior
Mm. dorsi (Sırt kasları)
M. trapezius
M. latissiumus dorsi
M. serratus posterior superior
Mm. thoracis (Göğüs kasları)
M. pectoralis major
M. pectoralis minor
M. serratus anterior
Mm. intercostales (İntercostal
kaslar)
Mm. intercostales externi
Mm. levatores costarum
Mm. abdominis (Karın kasları)
Diaphragma
İnspirasyonda thoraks çapları
Vertikal çap :
İnspirasyonda göğüs kafesinin tavanı
yükselir, tabanı ise alçalır.
Diaphragma’nın kontraksiyonu sırasında
kubbe düzleşir ve diaphragma aşağı iner.
Ön-Arka çap :
Kaburgaların sternal uçları yukarı doğru
yükselecek olursa sternum’un alt ucu ileriye
doğru itilir ve ön-arka çap artar.
Bu sırada skalen kaslar kasılarak 1. kostayı
sabitleştirirken, interkostal kaslarda
kontraksiyon yaparak diğer kostaları
1. kostaya doğru yaklaştırırlar.
İnspirasyonda thoraks çapları
Tranvers çap :
İnspirasyon sırasında kostalar yükselerek
transvers çapı artırır.
Bu durum interkostal kasların kontraksiyonu ile
kostaların birbirine yaklaşması ve 1. kostanın
sabitleşmesi sonucu meydana gelir.
Diaphragma’nın aşağı doğru çökmesi ve karın
kaslarının tonusu da çapın artmasında etkilidir.
İnspirasyonda thoraks çapları
Akciğer’de
inspirasyonda oluşan değişiklikler;
Atmosferdeki pozitif basınç ve akciğerlerin
dış yüzündeki negatif basınç nedeni ile
hava solunum yollarına dolarak toraks
boşluğunu genişletir.
Akciğer’de
inspirasyonda oluşan değişiklikler;
Akciğerlerin genişlemesi ile bronş duvarındaki
elastik lifler ve bağ dokusu gerilir.
Diyaphragma aşağı doğru iner,
recessus costadiaphragmaticus genişler ve
akciğerin alt kenarı bu boşluğa doğru uzanır.
Akciğer’de
inspirasyonda oluşan değişiklikler;
İnspirasyonda radix pulmonis ve trachea
iki vertabra boyu kadar alçalır.
Kapiller damarların genişlemesi,
bronchusların uzaması ve genişlemesi
pulmoner dolaşıma yardım eder.
Ekspirasyon
Karın ön duvarı kasların tonusunun artması,
diaphragma ve Mm.intercostales’ lerin gevşemesi
ve akciğer’lerin yapısal elastiyiketi sayesinde
oluşan pasif olaydır.
Alt kostaların aşağıya çekilmesinde m.serratus
posterior inferior’da görev alır.
Normal solunumda nefes verme pasif olaydır
Ekspirasyon kasları
Mm. dorsi (Sırt kasları)
M. serratus posterior
inferior
Mm. iliocostalis
Mm. longissumus
Mm. spinalis
Mm.intercostales
(İntercostal kaslar)
Mm. intercostales interni
Mm. intercostales intimi.
Mm. subcostales
Mm. transversus thoracis
Mm. abdominis (Karın
Kasları)
M. obliquus externus
abdominis
M. obliquus internus
abdominis
M. transversus abdominis
M. rectus abdominis
M. quadratus lumborum
Akciğerde expirasyonda
oluşan değişiklikler•Akciğerin elastik olaması nedeni ile
hacimleri küçülür.
•Diaphragma’nın yukarıya doğru
hareket etmesiyle pleura diaphragmatica
ve pleura costalis’in artan yüzeyi eski
halini alarak recessus
costodiaphragmaticusu daraltır.
•Akciğerin alt kenarı yukarı doğru
yükselir.
Ekspirasyonda bifurcatio trachea, radix
pulmonis’le birlikte yukarıya doğru
çıkar.
Bronchus’lar kontraksiyon yapar ve
kısalırlar.
Akciğerde expirasyonda
oluşan değişiklikler
Solunumun düzenlenmesi
Solunumun sinirsel
denetimi
– İstemli denetim
– Otomatik denetim
• Bulbus
• Pons
• N.vagus
Solunumun kimyasal
denetimi
– Glomus aorticus
– Glomus caroticum
– Medüller
kemoreseptörler
İnspirasyon yaptıran lifler
İnspirasyon yaptıran lifler, C3-5
arasındaki ön boynuzlarda bulunan
n. phrenicus ve medulla spinalis’in
torakal kısmında mm. intercostales
eksterni’lerin motor nöronları üzerinden
sinaps yapar.
Expirasyon yaptıran lifler
Ekspirasyon yaptıran lifler, medulla
spinalisin torakal kısmında
mm. intercostales interniler’in motor
nöronları üzerinden sinaps yapar.
Ventral respiratuar grup nöronlar:
Nuc. paraambigualis,
Nuc. retroambigualis ve
Botzinger kompleksinin çekirdekleri boyunca
uzanan nöron sütunlarıdır.
Bu sütünların orta kısmında I nöronları, her iki
uç tarafında E nöronları bulunur .
Bulbus
solunum merkezi
Dorsal respiratuar grup nöronlar:
Nuc. tractus solitarius’ların içinde ve
yakınında bulunur.
İnspirasyon yaptıran kaslarla ilgili I nöronları
vardır.
Bulbus
solunum merkezi
Pons
pnömotaksik merkez
Pnömotaksik merkezi nuc. parabrachialis medialis
ve nuc. Kölliker-Fuse’nin nöronları meydana
getirir.
Solunumun her iki fazında da aktif olan nöronların
yanı sıra I ve E nöronlarınıda kapsar.
Bu alan hasara uğrarsa solunum gittikçe yavaşlar ve
soluk hacmi artar.
N. vagus
N.vagustan çıkan impuslar
inspirasyon yaptırıcı deşarjı
inhibe eder.
Vagotomi operasyonu sonrasınsda
inspirasyon derinliğinde artış olur.
Solunum ile ilgili nöronların ritmik
deşarjı spontan olmasına rağmen, bu
ritmik deşarjlar ponstaki nöronlar ile
akciğerlerdeki reseptörlerden n.vagus
içinde gelen afferentler tarafından
değişikliğe uğratılır.
N. vagus
İnspirasyon sırasında akciğerlerin
genişlemesi afferent pulmoner
vagal liflerde impulslar başlatır.
N. vagus
Boynun her iki yanında A.carotis
communis’in dallanma noktasının
yakınında birer tane karotid cismi
Arcus aorta’da genelde ikiden fazla
aortik cisim vardır.
glomus aorticus
glomus caroticum
glomus aorticus
glomus caroticum
Tip I Hücreleri (Glomus hücreleri);
Katokolamin ihtiva eder.
Hipoksiye maruz kalınınca
katekolamin salgılayarak
n.glossopharyngeus’un afferent
aksonlarını uyarırlar.
Tip II Hücreleri;
Glialara benzerler ve herbiri 4-6 adet Tip I
hücresini kuşatır ve destek görevi görür.
Karotid ve Aort cisimlerdeki reseptörler,
Arteriyel kandaki Pco2 veya
H+ yoğunluğundaki yükselme
veya Po2’deki azalma ile uyarılır
glomus aorticus
glomus caroticum
Medullar kemoreseptörler
Bulbusun ventral yüzeyindeki
rostral (R) ve kaudal (K) medullar
kemoreseptörlerdir.
Bunlar solunum merkezinin
yakınında bulunur.
Beyin dokusu ve BOS, H+ yoğunluğundaki
artışa duyarlı olup solunumu uyarır.
Bu uyarı H+ yoğunluğundaki artışla doğru
orantılıdır.
Solunum üzerine CO2’in etkileri, CO2’in
BOS ve beyin dokusuna geçmesi ve
buralarda H+ yoğunluğunu arttırarak
H+ ’e duyarlı reseptörleri uyarmasına
bağlıdır.
Medullar kemoreseptörler
Solunum merkezini
etkileyen uyarılar
Kimyasal denetim
• CO2 (BOS ve beyin dokusu sıvısı H+ yoğunluğu ile)
• O2 (glomus aorticus ve glomus caroticum ile )
• H+ (glomus aorticus ve glomus caroticum ile )
Kimyasal olmayan denetim
Hava yolları ve akciğerlerdeki reseptörlerden
gelen vagal afferentler ile
Pons, hypothalamus ve limbik sistemden gelen
afferentler ile
Propriyoseptörlerden gelen afferentler ile
Baroreseptörlerden gelen afferentler ile ( arteriyel,
atriyal, ventriküler, pulmoner reseptöler)
Solunum merkezini
etkileyen uyarılar
İnspirasyon kasları
Mm. colli (Boyun kasları )
M. sternocleidomastoideus
M. sternohyoideus
M. sternothyroideus
M. scalenus anterior
M. scalenus medius
M. scalenus posterior
Mm. dorsi (Sırt kasları)
M. trapezius
M. latissiumus dorsi
M. serratus posterior superior
Mm. thoracis (Göğüs kasları)
M. pectoralis major
M. pectoralis minor
M. serratus anterior
Mm. intercostales (İntercostal
kaslar)
Mm. intercostales externi
Mm. levatores costarum
Mm. abdominis (Karın kasları)
Diaphragma
Diaphragma’nın
embriyolojisiEmbriyoda 3 temel yapıdan ;
• septum transversum
• mesenterium dorsale
• göğüs duvarındaki membrana
pleuroparietalis’tengelişir.
Bu yapılar birbirleri ile birleşirler.
Diaphragma hernileri
konjenital diaphragma hernileri
akkiz (edinsel) diaphragma hernileri
travmatik diaphragma hernileri
Konjenital diaphragma
hernileri
Diaphragma’nın embriyonal
gelişimi 3 temel yapıdan olur.
Normalde bu yapılar birbirleri ile
birleşirler.
Birleşmenin tam olmaması sebebi ile
konjenital diaphragma hernileri
oluşur.
Bebeklerde beslenme bozukluğu, siyanoz, öksürük,
dispne gibi solunum ve dolaşım fonksiyonlarının
yetersizliği en sık görülen klinik bulgulardır.
Röntgende mide ve bağırsakların toraks’ta
görülmesi ve kalbin karşı tarafa itilmesi görülür.
Tedavi edilmeyen bebekler ölür. Amaliyat
edilenlerin %90-95’i hayatını devam ettirilir.
Posterolateral herniler bağırsaklar distansiyona
uğramadan amaliyat edilmelidir
Konjenital diaphragma
hernileri
Konjenital diaphragma
hernileri
Posterolateral herni(bochdalek hernisi)
Anterolateral herni ( morgagni / larey hernisi)
Posterior herni:
Posterolateral herni(bochdalek hernisi)
Canalis pleuroparietalis’in tam
kapanmaması sonucu görülür.
Bu açıklık
membrana pleroparietalis ile
septum transversum’un
birleşmesindeki aksaklık sonucu oluşur
ve
genelde solda oluşur.
Herni kesesi yoktur.
Kolon, omentum, ince bağırsak, mide,
dalak, karaciğerin sol lobu thorax
boşluğunda bulunur.
Kalp ve solunum sistemi ile ilgili
komplikasyonlar görülür.
Kalp karşı tarafa itilebilir.
Posterolateral herni(bochdalek hernisi)
Herni tarafındaki akciğer kompresyona
uğrar atalektaz i ve
kronik akciğer enfeksiyonları gelişebilir.
Yenidoğan döneminde tanı konulur
konulmaz hemen amaliyat edilmelidir.
Posterolateral herni(bochdalek hernisi)
Anterolateral herni( morgagni / larey hernisi ):
Pars costalis ile pars sternalis arasındaki
açıklıktan oluşur.
Herni kesesi vardır. Transvers kolon,
omentum, mide, ince bağırsaklar thorax’a
geçerler. Herni strangüle olabilir.
Akciğer fonksiyonları ciddi şekilde
etkilenmez.
Posterior herni
Diaphragma’nın sağ krusundaki
hiatus oesaphageus’ undan oluşur.
Midenin bir kısmı toraks boşluğuna
geçer ve herni kesesi mevcuttur.
Yeni doğanlarda nadir görülür.
akkiz (edinsel)
diaphragma hernileri
Sliding (gastroosophagial) herni
Rolling (paraesophageal) herni
Miks ( bileşik ) herni
Akkiz (edinsel) herniler orta yaştaki
kimselerde normal kas tonusu
azalmış veya anatomik yapısı
bozulmuş özofagial açıklıktan veya
etrafındaki diaphragma bölgesinden
oluşur..
akkiz (edinsel)
diaphragma hernileri
Diaphragma açığından mide arka
mediastenuma girer.
En sık yetişkin bayanlarda
görülür.
Gebelik, şişmanlık nedeni ile
karın içi basıncının artması en
büyük sebeptir
akkiz (edinsel)
diaphragma hernileri
Edinsel henilerin en sık rastlanan
şeklidir. Midenin bir kısmı göğüs
boşluğuna kaymıştır.
Oesophagus kısalmıştır.
Özofagogastrik bileşke
diaphragma’nın üstünde yer alır ve
midenin bir kısmı peritonla
örtülmüştür.
akkiz (edinsel) diaphragma hernileri
Sliding (gastroesophageal) herni
akkiz (edinsel) diaphragma hernileri
Rolling (paraoesophageal) herni
Özofagogastrik bileşke yerinde olup
midenin fundus ve büyük kurvaturu
diaphragmanın zayıf noktasından
toraks boşluğuna geçer.
Hiatus özofagus ile heni deliği arasında
bir adale bandı bulunur.
Özofagogastrik bileşke bu tip hernilerde
normal yerindedir.
Her iki tipin birlikte çeşitli
şekillerde görüldüğü hernidir.
Özofagogastrik bileşke
diaphragmanın üzerindedir.
Fundus ve büyük kurvatur daha
yüksek seviyeye çıkmıştır.
akkiz (edinsel) diaphragma hernileri
Mikst ( bileşik ) herni
travmatik
diapragma hernileri
Erkeklerde ve solda daha fazla görülür.
• Bıçak ve kurşun yaralanması gibi delici
yaralanmalarda,
• otomobil ve yüksekten düşme gibi
künt travmalarda,
• ampiyem ve subdiaphragmatik apse gibi
sekonder enfeksiyonlarından sonra
görülebilir.
Genelde travmatik herniler aşağı toraks
veya abdomenin künt bir travmaya
maruz kalması sonucu oluşur. Aniden
artan karın içi basıncının tazyiki
diaphragmanın yırtılmasına sebep olur.
Genelde kubbe bölgesinde yırtıklar oluşur.
travmatik
diapragma hernileri
Torakal çıkış obstrüksiyonu sendromları
(Omuz kavşağı nörovasküler bası sendromları, Scalenus anticus sendromu,Servikal kosta sendromu, Costa clavikuler sendrom, Subclavian hırsızlık sendromu )
Özellikle 35-55 arasındaki bayanlarda sık görülür. El boyun, omuz ve
kollarda ağrı ve duyu azalması / kaybolması ile semptomları başlar.
Sıklıkla kolların medial kısmlarında ve göğüs ön duvarındada klinik
ortaya çıkar.
Adson testi; Tam inspirasyondan sonra nefes tutulur. Boyun
hiperextansiyona getirirlir, tutulan tarafın karşı tarafına baş çevrilir.
Böylece sıkışma dahada arttırılmış olur. Radial nabzın azalması veya
kaybolması ile tanı konur.
Allen testi; kol 900 kaldırılır, dış rotasyon dırımına getirilir ve baş tutulan
tarafın aksi tarafına döndürülür. Sıkışma artacağından
semptomlar dahada belirginleşir.
Etyoloji:
1-Başın uterus içinde anormal pozisyonda kalması
2- Bebeğin uterus içinde her hangi bir travmaya
maruz kalması
3- M. sternocleidomastoideus’un kan dolaşımının
bozulması
4- Doğum sırasında ve özellikle makat doğumlarında
kas liflerinin yırtılması
5-Servikal vertebraların pirimer konjenital defekti
Konjenital tortikollis
Klinik: Doğumdan 2-3 gün veya haftalar sonra
boyun yan tarafında m. sternocleidomastoideus
’un içinde zeytin büyüklüğünde kitle tesbit edilir.
Kasın içindeki fibroz doku kasın kısalıp
kasılmasına yol açar. Servikal vertebralarda olaya
adapte olunca kemik deformiteleri görülür. Yüzde
asimetri ve o taraf yüzünde küçülme ve göz
bozuklukları görülür.
Konjenital tortikollis
Tedavi: 3-4 yaşından önce tedavi edilen
hastalarda yüz asimetrisi kaybolur.
Tanı konulur konulmaz kasa ait
egzersiz programı uygulanır, 3 ay
içinde iyileşebilir. İleri derecede
kontraksiyon gelişen geç vakalarda
kas ya iki ucundan kesilir yada kas
tümü ile çıkartılır.
Konjenital tortikollis
Spazmolitik tortikollis
En sık 30-60 yaşlarındaki kadınlar da
daha sık görülür. Boynun
hareketlerinde ağrı da artma olur.
Kasta spazm sonucu başın karşı yöne
rotasyonuna ve boynun aynı tarafa
fleksiyonuna yol açar.
Akut olanlar : Boyun bölgesi travmalarına bağlı
zedelenmsi, kasın inflamatuar reaksiyonları,
lenfadenitis sonucu görülür.
Histerik olanlar:Pisikolojik nedenler sonucu
boyun kaslarını kontrol edile-memesi sonucunda
görülür.
Servikal vertabra:Bu bölge vertebalarına ait
travma, yaralanama, enfeksiyon hastalıklarında
görülür.
diğer tortikollis sebepleri
Trigonum musculare hyoid kemiğinin aşağısında
yer alır. Önden boyunun orta hattı, yukarıdan
m.omohyoideus’un venter superioru ve aşağıda
m.sterncleidomastoideus’ un ön kenarı ile
sınırlanır.
Döşemesini m.sternohyoideus ve
m.sternothyroideus tarafından oluşturulur.
Sağ ve sol trigonum musculare beraberce regio
laryngotrachealis olarak tanımlanır.
Trigonum musculare
Döşemesinin altında
glandula thyroidea,
glandula paratiroidea,
trachea,
larynx, oesophagus ve
bu organların damar ve sinirleri
bulunur
Trigonum musculare
Trapezius sendromu
Boynun miyofasiyal ağrı sendrom-
larındandır. Akut travma, aşırı
extansiyon veya aşırı flexiyon boyun
ağrısını başlatabilir. Hasas nokta üst
liflerin olduğu bölgedir. Ağrı boynun
posterolateraline, çene köşesine, başın
o taraf yarısına yayılır.
M.trapezeius emosyonel streslere duyarlıdır.
Sütyen baskısı, omuz çantaları ve tek elle ağır
yük taşıma gibi devamlı uyarı yapan
durumlarda ağrı daha kolay provake edilebilir.
Ağrılı noktaya lokal anestezik ve kortikosteroid
verilmesi ile tedavi edilir.
Trapezius sendromu
M.pectoralis’in yırtılmasıEtyoloji: Güreş, gülle atma, disk atma, cirit,
halter..v.b. spor yapanlarda ağır yük taşıma
işlerinde çalışanlarda pectoral kas yırtılabilir.
Genelde insersiyo yerine yakın bölgeden yırtılır.
Klinik: Kasın humerusa yapışma yerinde ağrı, kolun
yukarı ön bölümünde şişme, ekimoz ve
hassasiyet. Kolun adduksiyon ve iç rotasyon
hareketlerinde hareket kısıklılığı.
Tedavi: Kısmi yırtılmalarda fizik tedavi, total
yırtılmalarda operasyon yapılır.
Pectoral kasın enflemasyonu
Etiyoloji: Jimnastik, tenis, golf, kürek,
halter, yüzme,fırlatma sporu yapanlarda görülür.
Kasın insersiyo yerinde inflamasyon görülür.
Klinik: Kasın hareketlerinde azalma, kasın
üzerinde hassasiyet.
Tedavi: İstirahat ve fizik tedavi.
Ekspirasyon kasları
Mm. Dorsi (Sırt kasları)
M. serratus posterior
inferior
Mm. iliocostalis
Mm. longissumus
Mm. spinalis
Mm.İntercostales
(İntercostal kaslar)
Mm. intercostales interni
Mm. intercostales intimi.
Mm. subcostales
Mm. transversus thoracis
Mm.Abdominis (Karın
Kasları)
M. obliquus externus
abdominis
M. obliquus internus
abdominis
M. transversus abdominis
M. rectus abdominis
M. quadratus lumborum
Karın önduvarı
kaslarının fonksiyonları
M. obliquus externus abdominis ve
M. obliquus internus abdominis’in
kontraksionları sonucu vücut lateral flexion ve
rotasyon hareketi yapar.
M. rectus abdominis ise gövdenin flexiyonunu
ve pelvis’in stabilizasyonunu sağlar.
Karın ön ve yan duvarlarında bulunan kaslar
inspirasyon sırasında gevşeyerek
diaphragma hareketini kolaylaştırırlar.
Böylece karın organlarının inspirasyon
sırasında yerleşimini kolaylaştırırlar. Karın
kasları, öksürme ve hapşırma sırasında
meydana gelen zorlu ekspirasyona costaları
ve sternumu aşağıya çekerek yardımcı olur.
Karın önduvarı kaslarının fonksiyonları
Kasların tonusu karın içi organlarının
korunmasını ve desteklenmesini
sağlar. Karın kasları ile
diaphragmanın kontraksiyonları ve
rima glottis’in kapanması ile artan
intra abdominal basınç miksiyon,
defekasyon, kusma ve doğum gibi
olayların gerçekleşmesine katkıda
bulunur.
Karın ön duvarı kaslarının
fonksiyonları
OmphalocelYeni doğanın ciddi ve tehlikeli bir embriyolojik
gelişim kusurudur. Omphalocel’in nedeni;
embriyonal dönemde batın ön duvarının
mezoblastik infiltrasyonunun durmasıdır.
Göbek ve çevresinde yer alan geniş bir karın duvarı
defekti bulunur. Defektli bölgenin karın duvarı
periton ve amnion zarı ile örtülmüştür. Üzerinde
karnın diğer katları ve deri yoktur.
Kese içinde mesane, barsak ansları, mide,
karaciğer, dalak gibi organların bir veya birkaçı
bulunur
GastroşizisDefekt, karın ön duvarının göbek
halkasının dışındaki kesiminde, göbek
ile costal arcus arasında genellikle
sağda yerleşiktir.
Karın duvarındaki bu açıklıktan ince ve
kalın barsak ansları dışarı çıkar.
Barsakları örten herhangi bir kese
yoktur. Çok seyrek rastlanır. Diğer
organ anomalileri ile birlikte seyreder.
Vitellin kanal anomalisi
Ductus omphalomesentericus hayatın 7. haftasında
kapanır. Bu olayın herhangi bir aşamada
duraklaması sonucu çeşitli gelişim kusurları ortaya
çıkar.
Kanalın tümü varlığını sürdürürse ileum ile göbek
arasında bir fistül oluşur. Fistülden gaz, gaita
gelebilir. Vitellin kanalın intestinal tarafı
kapanırsa göbekte açık kalan kısmı umbilical
sinus’u oluşur.
.
Urachus anamolisiEmbriyonal hayatta göbek ile mesane
arasında urachus uzanır. Bu kanal sonradan
yerini fibröz bir banta bırakır. Urachus
tümü ile göbek etrafında (sinus) yada
mesane tarafında açık kalabilir. En çok
görülen tamamıyla açık kalmasıdır.
Bu durumda göbekten sürekli biçimde
veya değişik miktarlarda idrar gelir.
Direct inguinal herni
Hesselbach üçgeni bölgesinden,
inguinal kanalın arka duvarını
sürükleyerek doğrudan çıkarlar.
Karın ön duvarında doğrudan bir yol
izleyerek çıkarlar.
Fıtık kesesi A. epigastrica inferior’un
iç tarafındadır.
İndrekt inguinal herniKarın içi organlarının canalis
ingiunalis’in anulus inguinalis
profundusun’dan geçmesi ile oluşur. Bu
yol doğumdan önce proc. vaginalis’in
izlediği yolun aynıdır. İnguinal fıtıkların
%75 ini oluşturur. İndirekt fıtık karın ön
duvarını A. epigastrica inferior’un dış
tarafından geçerek terk eder.
Femoral Herni
Femoral kanaldan karın içi
organlarının herniye olmasıdır.
İnkarserasyon ve strangülasyon riski
en fazla olan hernidir.
V. saphena varisi ve inguinal bölgedeki
lenfadenopati’den ayırımı
yapılmalıdır.
Umblical HerniGöbek Halkasından oluşur
Epigastrik HerniLinea alba üzerinde oluşur
Spigel HernisiLinea semilunaris’ten laterale oluşur
Ensizyonel HerniOperasyon geçirenlerde oluşur
Lumbal bölgede oluşan herniler
Üst üçgenden oluşan herniler
İçinden a.,v.,n.intercostalis XII ‘ nin
geçtiği üçgenin sınırları;
üstte 12.kaburganın alt kenarı,
altta m. quadratus lumborum,
dış tarafı m. obliquus internus
abdominus tarafından oluşturulur.
Alt üçgen ( petit üçgeni) ’den oluşan
herniler :
İçinden N.iliohypogastricus’un geçtiği
petit üçgenin sınırları ;
dış tarafı m. obliquus externus
abdominus, alt tarafı crista iliaca,
iç üst tarafı m. latissumus dorsi
tarafından oluşturulur.
Lumbal bölgede oluşan
herniler
Bel ağrıları kas iskelet sisteminde fonksiyon
bozukluğu yapan ve sosyo-ekonomik
kayıplara neden olan önemli sağlık
sorunlarındandır.
En sık 35-55 yaş arası görülür. Bel ağrılarının
etyolojisinde birçok nedenden söz
edilmektedir. Ağrı mekanizmasının
anlaşılabilmesi ve klinik olarak ayırıcı tanının
yapılabilmesi için belin anatomisinin ve
biyomekaniğinin iyi bilinmesi gerekir.
Dik duruş ve dengede
otokton sırt kasları
Omurga statik ve dinamik durumda normalde
ağrısızdır. Kişi dengeli ve ağrısız olarak
ayakta durabilmeli, oturmalı, eğilip
doğrulabilmeli ve sağ sola dönebilmelidir.
Omurga statiğinin ve dinamiğinin korunması
biyomekanik denge sayesinde olur.
Biyomekanik dengenin sağlanabilmesi için
kemik, eklem, kas ve sinirlerin birlikte ve
sağlam olarak çalışması gerekir.
Dik duruş ve dengede
otokton sırt kasları