felsefede elli yıl önizleme

28
Felsefede Elli Yıl Doğan Özlem Sempozyumu Bildirileri

Upload: buiquynh

Post on 02-Feb-2017

244 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Felsefede Elli Yıl önizleme

Felsefede Elli Yıl

Doğan Özlem Sempozyumu

Bildirileri

Page 2: Felsefede Elli Yıl önizleme

No tos Ki tap 145Kuram 027Felsefe 22

©No tos Ki tap Ya y› ne vi, 2016

Bi rin ci Ba s›mEylül 2016

ISBN 978-605-9851-92-3

Ser ti fi ka 16343

Editör Ayşe Ovacık

Notos Kitap Yayıncılık Eğitim Danışmanlık ve Sanal Hizmetler Ticaret Limited Şirketi

Ömer Avni Mahallesi, Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya Sokak, No: 11/6 Gümüşsuyu, Beyoğlu İstanbul

0212 243 49 07www.notoskitap.com

facebook.com/NotosKitaptwitter.com/NotosKitap

Bas k› ve CiltPasifik Ofset Ltd.Şti.

Cihangir Mahallesi, Güvercin Caddesi No: 3/1Baha İş Merkezi, A Blok Avcılar ‹s tan bul

0212 412 17 77Sertifika 12027

Page 3: Felsefede Elli Yıl önizleme

Felsefede Elli YılDoğan Özlem Sempozyumu Bildirileri

Hazırlayan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Günay

Page 4: Felsefede Elli Yıl önizleme

‹çindekiler

79

13

1516

20

21

37

43

61

81

88

89

97

109

Doğan Özlem TeşekkürMustafa Günay Sunuş

Prof. Dr. İlber Ortaylı Doğan Özlem

Prof. Dr. İoanna Kuçuradi (Mesaj)Doğan Hızlan

Felsefenin Ardı ve ÖtesiProf. Dr. Ahmet İnam

Felsefede Bizim Kuşak (Özet)Metin Cengiz

Tanıdığım Doğan ÖzlemMehmet Atay

Kendini Yaratan AdamProf. Dr. Ayşe Durakbaşa

Doğan Özlem’de Kavramların Tarihi ve Weber Okumaları

Doç. Dr. Hasan Şen Türkiye’de Sosyal Bilim Algısında Yaşanan Kırılma: Hermeneutik Bir Parantez

Doç. Dr. Sema Önal Türkiye’de Sosyal Bilimlerin Gelişimi Açısından Doğan Özlem’in Yeri

Yrd. Doç. Dr. Levent Kavas Yorumsama: Yöntem, Yordam, Tutum (Özet)

Doç. Dr. Güncel Önkal Doğan Özlem’in Edebiyat Hermeneutiği Anlayışı

Prof. Dr. Nebil Reyhani Kant’ın Felsefesiyle İlişkisi Bağlamında Doğan Özlem’e Göre Felsefede Bir Devrim Olarak Dilthey

Prof. Dr. Ömer Naci Soykan Doğan Özlem’in Türkiye’de Felsefeye Katkıları (Özet)

Page 5: Felsefede Elli Yıl önizleme

110

119

131

138

143

170

200

206

221

233

244

252

271

285

Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar Doğan Özlem ve Türkçede Felsefe Yapma Özlemi

Doç. Dr. Ali Utku Doğan Özlem’le Türkiye’de ve Türkçede Felsefe

Prof. Dr. Örsan Öymen Doğan Özlem ve Türkiye’de Felsefe

Prof. Dr. Hasan Bülent Gözkan Doğan Özlem’de Dil ve Hermeneutik

Prof. Dr. Ayhan Bıçak Türkiye’de Tarih Felsefesi Anlayışları

Mehmet Akkaya Tarih Felsefesine Doğan Özlem İle Bakmak

Prof. Dr. Kadir Çüçen Doğan Özlem’in Heidegger Çalışmaları Üzerine

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Günay Doğan Özlem’in Felsefe Anlayışında Tarihselcilik ve Hermeneutik

Dr. Arzu İbişi Temelli Doğan Özlem’de Kültür ve Kimlik Sorunu

Sevgican Akça Doğan Özlem’e Göre Felsefe Tarihinde Değer Kavramı

Sait Vesek Doğan Özlem’de Hukuk Devleti, Liberalizm, Küreselleşme ve Postmodernizm Kavramları

Mehmet Kıran Doğan Özlem ve Kültür Felsefesi

Özel BölümSelahattin Hilav

Doğan Özlem: Bir Felsefe Emekçisi

Katılımcı Listesi

Page 6: Felsefede Elli Yıl önizleme

7

TEŞEKKÜR

Doğan Özlem

Sempozyumu düzenleyen İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nün tüm mensuplarına, özellikle bölümün önceki başkanı Prof. Dr. Cengiz Çakmak ve şimdiki başkanı Prof. Dr. Ayhan Bıçak’a, sıcak ilgi ve desteklerinden ötürü teşekkür ederim. Sempozyuma bildirileriyle katkıda bu-lunan, çoğu dostum ve arkadaşım olan tüm katılımcılara da ta-bii ki teşekkür borçluyum. Öğrencim, meslektaşım ve dostum Yrd. Doç. Dr. Mustafa Günay’a ise özel bir teşekkür borcum var. Sempozyum öncesinden başlayarak sempozyumun her aşamasında gösterdiği üstün çaba olmasaydı, bu sempozyum gerçekleşemezdi. Sempozyum çok yüksek bir izleyici katılı-mıyla gerçekleşti; tüm izleyicilere de gösterdikleri ilgi ve tevec-cühten dolayı teşekkür ederim. Son olarak eldeki sempozyum kitabını büyük bir titizlikle hazırlayan ve yayımlayan Notos Kitap’ın yetkililerine ve çalışanlarına başta Semih Gümüş ve Di-lek Emir olmak üzere teşekkür ediyorum.

Page 7: Felsefede Elli Yıl önizleme

9

Sunuş DOĞAN ÖZLEM:

FELSEFEDE ELLİ YIL

Mustafa Günay

Bu kitapta yer alan metinlerin çoğu, 5 Mayıs 2016 tarihin-de İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nün ev sahipliğinde düzenlenen “Doğan Özlem: Felsefede Elli Yıl” başlıklı sempoz-yumda sunulan bildirilerden oluşmaktadır. Ancak sempozyum programında olmayan birkaç çalışmaya da Doğan Hoca’nın felsefe çalışmalarının farklı yönlerini ele aldıkları için yer ve-rilmiştir. Ayrıca Selahattin Hilav’ın Doğan Özlem Armağan Kitabı’ndan yola çıkarak kaleme aldığı bir yazıya da yer veril-miştir. Metinlerini göndermeyen yazarların ise yalnızca bildiri özetleri okura ulaşabilmektedir. Ayrıca sempozyuma sağlık ne-denleriyle katılamayan Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’nin mesajına da yer verilmiştir.

Gerek Özlem’in kendi eserlerine baktığımızda gerekse hakkında yazılanları okuduğumuzda gördüğümüz gibi, onun felsefi ilgi alanı oldukça geniştir. Özlem, ortaya koyduğu çalış-malarıyla mantık, bilim felsefesi, tarih felsefesi, ahlak felsefesi, siyaset felsefesi gibi geniş bir ilgi alanını kapsayan bir düşünür-dür. Özlem, aynı zamanda ilgi alanlarının genişliğiyle birlikte

Page 8: Felsefede Elli Yıl önizleme

10

DOĞAN ÖZLEM: FELSEFEDE ELLI YIL

dayandığı felsefe anlayışı bakımından da düşünce dünyamızda yol açıcı olmuş, önemli etkilerde bulunmuş bir düşünce insa-nıdır. Hermeneutik ve tarihselci anlayışın felsefe ve sosyal bi-limler alanında ve diğer farklı alanlarda etkili olmasında onun rolü ve emeği büyük önem taşımaktadır. Pozitivist bilgi, bilim ve kültür anlayışına yönelik felsefi eleştirinin güçlenmesindeki rolü ve katkısı göz ardı edilemez.

Türkiye’de felsefi düşüncenin oluşma ve gelişme koşulla-rına ve karşılaşılan sorunlara tarihsel bir yaklaşımla yönelen Özlem, felsefenin geleceği açısından umutlu ve iyimser değer-lendirmeler ortaya koyar.

Özlem’in çalışmaları felsefenin dışında da ilgi görmüş ve etkili olmuştur. Özellikle sosyal bilimler, ilahiyat ve edebiyat başta olmak üzere birçok alanda bir esin ve başvuru kaynağı durumundadır. Özlem, sosyal bilimlerin felsefeye yaklaşması-nı sağlayarak felsefenin bu bilimler açısından önemini ve cid-diyetini ortaya koymuş ve katkıda bulunmuştur. Özlem yalnız-ca ülke sorunlarıyla değil, küresel sorunlarla da ilgilidir. Onun kültür anlayışı yerel ve ulusal değerleri içerir ancak bunlarla sınırlı kalmayıp kültürde evrenselliğe de yönelir. Evrensel düz-lemde birlikte var olma olanaklarını irdeleyen ve vurgulayan Özlem, bu noktada hem neoliberal siyaset anlayışını eleştirir hem de belli bir kültürü dayatmanın önüne eleştirel itiraz ve sorgulamalarını çıkarır.

Özlem, evrenselci felsefenin yaygınlığını, bu felsefenin in-san ruhunu en fazla tatmin eden felsefe tipi olmasıyla açıklar. Ancak felsefe alanında farklı tutumlar ve eğilimler de mevcut-tur. Özlem’e göre, alan olarak felsefeyi hiçbir felsefe tipinin te-keline bırakmamak gerekir. Onun evrenselcilik gibi belli bir felsefe tipinin, kendini felsefenin kendisi olarak benimsetme ve dayatma çabalarına karşı çıkması önemlidir.

Page 9: Felsefede Elli Yıl önizleme

11

MuSTAFA GÜNAY

Özlem’in felsefeci yanına vurgu yaparken aydın yanına ve özelliklerine değinmenin önemli olduğunu belirtmek de ye-rinde olur.

Özlem’in hem telif yazılarında hem de çevirilerinde kul-landığı dil, Osmanlıcılık ve öz Türkçecilik olarak karşımıza çı-kan anlayışlar arasında, bir orta yol bulma çabası olarak, felsefi kavramların doğru içeriklerinin saptanmasına, bu terimlerin tarihsel göndermelerinin dikkate alınmasına ve bunların da gerekçelerinin verilmesine bağlı olarak şekillenmiştir. Onun bu özelliği, Türkiye’deki felsefi düşünmenin gelişimine önemli bir katkı olmuştur.

Türkiye’de felsefe yapmanın imkânı sorununu tarihsel dü-şünce geleneği bağlamında tarih, kültür ve gelenek kavramla-rını temel alarak irdeleyen Özlem, aynı zamanda Batı ve Doğu felsefeleri karşısındaki yerimizi, konumumuzu da ele alır.

Özlem’in Türkiye’deki ve Türkçedeki felsefeye yönelik ya-zılarında Türk düşünce dünyasının haritası da ana çizgileriyle belirginleşmektedir. Bu noktada dikkat çeken temel sorunlar ve durumlar arasında şunlar ifade edilebilir: felsefecilerin bir-birini okumaması, eleştiriden uzaklık, felsefe geleneği oluştu-rabilecek düşünsel diyalog ve eleştirelliğin yerleşmeyişi vb.

Kitapta yer alan yazılarda, Özlem’in bir düşünür olarak çeşitli yönleri ele alınmakta ve değerlendirilmektedir. Elbette Doğan Hoca’nın incelenip değerlendirilmesi gereken daha baş-ka yönleri olduğu da yadsınamaz. Bir düşünürü, bir felsefeciyi yalnızca bir sempozyumla ve tek bir kitapla bütün yönleriyle irdelemek mümkün görünmemektedir. Bu çalışmanın Özlem hakkında yeni araştırmalara da bir vesile olmasını dileriz. Bu-nunla birlikte ülkemizde felsefe adına katkılarda bulunan dü-şünce insanlarını konu edinen etkinliklerin ve yayınların hem nicelik hem de nitelik olarak artması da hiç şüphesiz bu top-

Page 10: Felsefede Elli Yıl önizleme

12

DOĞAN ÖZLEM: FELSEFEDE ELLI YIL

raklarda felsefenin kök salmasında ve kendimize özgü düşün-ce geleneklerinin oluşumunda etkili olacaktır.

Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen herkese, başta sempozyum düşüncesinin ortaya konup gerçekleştiril-mesindeki öncü rolünden dolayı Prof. Dr. Cengiz Çakmak’a, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayhan Bıçak’a ve Dr. Arzu İbişi Temelli’ye teşekkür ederim. Ayrıca sempozyumun hazırlık sürecinde ve bu kitabın basım aşaması-na kadar olan katkılarından dolayı Notos Kitap Yayınevi’nden Dilek Emir’e de teşekkür ederim. Son olarak da sempozyuma ve kitaba katkıda bulunan saygıdeğer hocalarıma ve arkadaşla-rıma teşekkür ederim.

12 Ağustos 2016Balcalı, Adana

Page 11: Felsefede Elli Yıl önizleme

13

DOĞAN ÖZLEM

Prof. Dr. İlber Ortaylı

Aynı kuşaktan sayılıyoruz. Doğan Hoca talihlidir, çünkü İzmir’de doğdu ve büyüdü ama zor bir hayatı olduğu belli, eğitimine hadisesiz ve düzgün bir yolla ulaşamadı, çalışmak zorunda kaldı. Yurtdışında hazır para veya bursla değil çalışa-rak okudu ama birçok felsefecimizin aksine bu dal için önemli bir dil olan Almancayı öğrenerek işe girişti. Bugün Türk felse-fe literatüründe neo-Kantçı ekolün filozoflarının tarih felsefe-si yorumlama yöntemlerinin fevkalade düzgün ve aydınlatıcı açıklamalarını ve yer yer özgün tartışmaları onun sayesinde öğreniyoruz. Genç tarihçi kuşaklara ve tüm meslektaşlarıma açıkça söylemekte bir beis yok; Doğan Özlem’in Türkiye’de felsefe yapması bizim için bir şanstır, çünkü tarih felsefesi üze-rinde yoğun ve düzgün bir çalışma onun sayesinde vardır. Yaz-dıklarını okumak ve öğrenmek zorundayız. Doğan Özlem’in Türkiye’ye tanıttığı ve yorumladığı büyük Alman filozof Wil-helm Dilthey’dır. Tarih felsefesi üzerindeki ayrımda yorumbi-limciler olan Herder, Hegel; neo-Kantçılar Dilthey ve Weber’i onun sınıflaması ve tanıtımına borçluyuz.

Doğan Hoca’nın akademik kurumlarda geçen hayatı elli yıl değil ama bu kuruma uzak yerlerde hayatını geçirdiği yıllar-da bile okuduğu ve öğrendiği bir gerçek. Belki de bu ağır ve

Page 12: Felsefede Elli Yıl önizleme

14

DOĞAN ÖZLEM: FELSEFEDE ELLI YIL

içten kaynamayla tarih felsefesinin sorunlarını bize en etraflı biçimde o aktarırdı. Bir nevi mesleki ellinci yıl kutlamasının, Türkiye’de tarih felsefesi ve yöntemi üzerindeki bir başka top-lantıda, Doğan Özlem’i daha çok dinlememize fırsat vereceğini umuyorum. Çok daha önceden planlanmış bir Beyrut konfe-ransım olduğu için bugün burada bulunamıyorum. Çok değer-li meslektaşlarımı dinleyemeyeceğim için üzgünüm. Eminim ki çok önemli sorunlar ele alınacak. Bir hocaya gösterilen bu saygı ve armağan gayretinden ve işbirliğinden dolayı felsefeci arkadaşlarımı kutlarım ve başarılı bir seminer günü dilerim. Doğan Hoca’ya da felsefe ve tarihle dolu nice yıllar...

Page 13: Felsefede Elli Yıl önizleme

15

Prof. Dr. İoanna Kuçuradi(Mesaj)

Türkiye’de yayınlarıyla ve hocalığıyla felsefeye damga vur-muş olan değerli meslektaşım Prof. Dr. Doğan Özlem’in onu-runa düzenlenen bu toplantıya, sağlık nedenlerinden dolayı katılamayacağım. Toplantının sevgili Doğan’ın çalışmalarının daha çok sayıda felsefesevere ulaşmasına, böylece ülkemizde felsefi düşüncenin daha etkili olmasına katkıda bulunmasını dilerim.

Page 14: Felsefede Elli Yıl önizleme

16

FELSEFENİN ARDI VE ÖTESİ

Doğan Hızlan

Doğan Özlem, felsefenin sınırlarını genişleterek felsefeci olmayanlara da felsefeyi öğretti ve sevdirdi. Çünkü felsefeyi kendi sınırları içine kapatmadı. Başka alanlarla, disiplinlerle, özellikle edebiyatla bağlantısını sağladı.

Bizim felsefecilerimizi, felsefe geleneğimizi irdelerken, Tür-kiye’de siyasal akımlarla felsefe arasındaki bağlantıyı kurarak, siyasetin ardındaki felsefeyi saptamaya çalıştı.

Sık sık yinelerim; uzmanların, bilimadamlarının, akade-misyenlerinin çalışmaları sadece o sınıfın yararlanacağı dar bir alanda kalmamalı. Üniversitenin, okulun duvarları arasında kalmayıp geniş kitlelere yayılabilmeli.

Bu tür açılımı gerçekleştirenlerden biri de Doğan Özlem’dir.O sanatla, edebiyatla, gündelik yaşamla irtibatı olmayan

felsefenin nefes daralmasına uğrayacağını bilir.Dünle bugünü aynı karede mütalaa eder. Geleneği ihmal

etmez, gelenekte yapılan hataları sıralar ve bundan sonra mo-dern dünyaya adım atar. Bir disiplinin tarihini incelemeden, okuruna, öğrencilerine onu iletmeden işe bugünden başlamak ezberletme sisteminin dik âlâsıdır.

Gelenek kavramı benim için her zaman önem içermiştir. Çünkü geleneği bilmediğimiz zaman bugüne tarihi bir pers-

Page 15: Felsefede Elli Yıl önizleme

17

DOğAN HıZLAN

pektiften bakamayız.Özlem, gelenek için çok doğru bir teşhiste bulunuyor: “Ge-

lenek her şeyden önce, geride kalmış olan bazı şeylerin bugün de yaşamakta, etkisini devam ettirmekte olmasını ifade eder.”

Bir felsefeci bir felsefeciyi nasıl tanımlar?Doğan Özlem Armağan Kitabı’nda Ali Osman Gündoğan

şöyle bir portre çizer: “Doğan Özlem, günümüzün siyasi, eko-nomik, toplumsal ve kültürel sorunları karşısında içinde bu-lunduğu felsefi gelenek açısından tavır takınır.

Bu bağlamda küreselleşme, yeni dünya düzeni, globalleş-me, postmodernizm gibi kavramları eleştirir ve bu eğilimlerin hepsinin ekonomik ve kültürel anlamda bir Amerikan emper-yalizmi olduğunu düşünür.”

Yakın arkadaşı, benim de aziz dostum Selahattin Hilav için söyledikleri, geniş anlamda felsefenin yorumlanmasını da içe-rir: “Bence yaşamın anlamı bir sorunun kendisindedir, yani ya-şamın anlamı sorulmalıdır.

Başka bir deyişle bu anlam, yaşamın sürekli olarak irdele-nesinde ve yaşama bir anlam kazandırma çabasındadır. Bu açı-dan yaşamın anlamı sormaya mahkûm olmakta, diyebiliriz.”

Doğan Özlem’in yaptığı, felsefeden öte bir felsefe.Felsefe benim için ne ifade eder?Şüphelenmeyi, sormayı, bunlar için de gerekli donanımı

edinmeyi... Bu donanımı sunuyor bize Özlem. Sordurduktan sonra sonuçsuz bir çölde bırakmıyor okurunu, malzemeyi bu-yurgan bir edaya sarılmadan sunuyor.

Özellikle bazı kitaplarını felsefeciler dışındakiler de oku-malıdır, benim gibi.

Özlem bize şunu hatırlatıyor:Kavramları bilmeden sağlıklı bir düşünce sistemi kuramaz-

sınız.

Page 16: Felsefede Elli Yıl önizleme

18

DOĞAN ÖZLEM: FELSEFEDE ELLI YIL

Felsefeyi soyutlayarak felsefe yapamazsınız.Dünya içindeki Türkiye’yi değerlendirirken, ayrıca Türki-

ye’yi özgül koşullar içinde de değerlendirmelisiniz.Türkiye’deki felsefe öğretimi nasıldır, bunu sıradan okur

kadar felsefe öğrenimi yapanlar da bilmeli ki, eski felsefecilerin felsefeyi nereye getirdiklerini, bundan sonra nasıl bir sistem kurmak ya da felsefe yapmak üzerine çalışmaları gerektiğini doğru tespit edebilsinler.

Öğretici kitaplarından biri, Kavramlar ve Tarihleri’dir.Hiç kuşkusuz ben, o kitaptan özellikle “Barok Üstüne”yi

okudum, her yönüyle Barok’u okuduğunuzda alanınızdaki Ba-rok tarihini daha iyi temellendirebilirsiniz.

Beni elbet Barok müzik ilgilendirdi.Barok kavramı üzerine çeşitlemeleri okuduğunuzda Barok

müziği de daha bilerek dinleyebilirsiniz.Türkçede felsefe bölümünün de benim kuşağım için önem

taşıdığını bilmenizi isterim.Okumaya II. Meşrutiyet Döneminde Fikir Hareketleri ile baş-

layın.Siyasal tarihimizi incelerken, burada yazılanlar size yararlı

olacaktır. O düşüncelerin doğrultusunda, bugüne ışık tutabi-lirsiniz.

Bu kitapta iki başlık çok önemli. O bilgilerle birçok konuyu daha doğru biçimde değerlendirebilirsiniz.

Biri, “Türkiye’de ve Türkçede Felsefe”; diğeri, “Felsefe Ge-leneği ve Aydınımız”.

Türkiye’deki felsefecileri ve felsefe eğitimini nesnel bir anla-yışla değerlendiriyor. O dönemdeki hocaları, o bölümde olma-dığım halde tanıdığım ve kitaplarını okuduğum için, Özlem’in değerlendirmelerinin çoğunda isabet buldum.

Değişik anlayışları temsil eden kişilerin, bugüne bıraktık-

Page 17: Felsefede Elli Yıl önizleme

19

DOğAN HıZLAN

larının zamana karşı savaşı kazanıp kazanamadıklarını öğre-nebiliriz.

Özlem, hocalarına sevgiyle bakıyor, felsefe alanında eleşti-rel yargılarını söylüyor.

Anıları arasında aradaki çekişmelerinden dem vuruyor, bunu da kınayarak değil bir anı dozajında veriyor.

Hem felsefeyi öğrenmek hem felsefecileri tanımak için Do-ğan Özlem’in rehberliğine sığınmalısınız.

Page 18: Felsefede Elli Yıl önizleme

20

FELSEFEDE BİZİM KUŞAK (Özet)*

Prof. Dr. Ahmet İnam

Bu yazıda 1940’lı ve 1950’li yıllar arasında doğmuş, Türki-ye’de felsefe çalışmalarını akademik alanda yürüten bazı arka-daşların ortaya koyduğu ya da koymaya çalıştığı felsefe eserle-rinden yola çıkarak değerlendirmeler yapacağım. Neler yaptık? Neler yapmaya çalıştık? Neyi başardık? Neyi başarmak istedik? Değerlendirme, bu kuşağın felsefe alanındaki tüm akademis-yenleri, onların tüm yapıtlarını gözden geçirerek bir sonuca ulaşmayı hedeflemiyor. Bu, uzun süren bir takım çalışması yapmayı gerektirir. Bu yazı ise, yazarın çoğunu yakından ta-nıdığı kuşaktaşlarıyla sınırlı olacaktır. Ayrıca hayatta olanları hâlâ çalışmalarını sürdürdükleri için ortaya konacak değerlen-dirmeler kesin ve bir daha üzerinde durulup yenilenmeyecek yargılar içermeyecektir.

* Burada özeti verilen konuşma metni tarafımıza ulaştırılmamıştır. Bu-nun yerine yazar tarafından eski ve yayımlanmış bir yazı gönderilmiştir. Söz konusu yazıya burada yer vermeyi gerekli görmedik.

Page 19: Felsefede Elli Yıl önizleme

21

“TANIDIĞIM” DOĞAN ÖZLEM

Metin Cengiz

Doğan Özlem’i iki ana başlıkta anlatmaya çalışacağım, ilki tanıdığım, bildiğim, bendeki Doğan Özlem. Onun bizzat tanı-dığım yanları, kişiliği. Diğeri Doğan Özlem dendiğinde yaptık-larıyla benim aklıma gelenler. Bende bıraktığı düşünsel izler. Her iki halde de bendeki Doğan Özlem olacak yazının konusu.

Tanıdığım Doğan Özlem

Yaklaşık otuz yıldır, her perşembe ya da cuma günleri, şu son zamanlarda askıya alınmış olsa da özellikle şairlerin mü-davimi olduğu, sohbetin, dostluğun, fikir alışverişinin yapıl-dığı toplantılar düzenledim arkadaşlarımla. Gün oldu, bu ma-sada oturanın sayısı altmışı buldu. Doğan Hızlan’dan Ahmet Oktay’a, Şükran Kurdakul’dan Arif Damar’a, Ahmet Necdet’e, Selim İleri’den, Güven Turan’dan Eray Canberk’e ve elbette başta Kadıköy’de oturan şairler olmak üzere ülkenin diğer şe-hirlerinden salt bu geceye katılmak için gelen şairlere değin yoğun bir müdavim listesi. Son on yılı aşkın bir zamandır Do-ğan Özlem de yoklamayı hiç kaçırmamış olan müdavimlerden.

Biz şairler genellikle güncelin dayattığı sorunlar çerçeve-

Page 20: Felsefede Elli Yıl önizleme

22

DOĞAN ÖZLEM: FELSEFEDE ELLI YIL

sinde, ateşli tartışmalarla, saatler süren düşünce alışverişiyle coşkulu bir biçimde konuşuruz. Birçok işin yapılmasına, ortak projelerin doğmasına ve pratiğe dökülmesine zemin hazırla-yan bu tartışmaların, düşünce alışverişlerinin “şiir düşünce-si, anlayışı ve düşün, felsefe” söz konusu olduğunda sistemli olmadığını vurgulayayım, genelde konudan konuya atlanır, hiçbir şey sonuna değin tartışılmaz; bu sanırım şairlerin do-ğasından kaynaklanıyor olsa gerek. Kısaca bu masalardaki de-neyim bilmenin arzusu olarak “nedir”e yönelik olabilme özel-liğine ancak şiir söz konusu olduğunda sahip olabiliyordu. O da olabildiğince. Yani “işin ötesi” kişinin kendisine, okumasına vb. kalıyordu. İşte aramızda hâkim olan bu özellik masamıza Doğan Özlem’in katılmasıyla biraz da olsa değişim gösterdi, bu “biraz”ı zorladığınızda şair coşkusu hemen kendini gösteriyor çünkü. Şunu da belirtmek gerekiyor elbette; zamanla Doğan Özlem’in içinde bizimkinden hiç de az olmayan, hatırı sayılır, müthiş bir coşku ve tartışma ateşini de görecek, tanık olacak-tık. Zaten bu yaratma, yorumlama, coşku ve tartışma ateşi ol-masaydı bunca yazar mıydı, diye sormadan edemiyor insan.

Özellikle şairlerle olan dostluğunda Doğan Özlem’in içinde yanan hakikat ateşinin, yaşamı kendi personasının penceresin-den yorumlama, yeniden yaratma coşkusunun olmadığını kim söyleyebilir?

Doğan Özlem’in toplantı günlerini büyük bir coşkuyla bek-lediğini, toplantı sonrasındaki telefonlaşmalarımızdan bilirim. Masaya oturduğu zaman da gözlerindeki sevinçten bu toplan-tıları benimsemiş ve kendisine mal etmiş olduğu da gözükü-yor. Eğer toplantı yapılamayacaksa biz buluşur, toplantının ruhunu yaşatmaya çalışırız.

Doğan Özlem bizleri sükûnetle dinler, sözü aldığında için-de çakan kıvılcımları görmemek, duyumsamamaksa mümkün

Page 21: Felsefede Elli Yıl önizleme

23

METİN CENGİZ

değil. Belli bir sistem içinde meseleyi toparlar, sakin bir ses to-nuyla asıl anlatmak istediği doğrultuya yönlendirir ve sonunda söylemek istediğini söyler. Hiçbir konuşması amacın dışında değildir. Sözünü bitirdiğinde ise sizin görüşleri hakkındaki dü-şüncenizi sorar, eğer anlaşılmamış bir şey varsa sözü o noktada yoğunlaştırır. İtiraz varsa, dinler ve yeniden belli bir plan çer-çevesinde, az önceki konuşmasını da hatırlatarak tartışmasını sürdürür.

Sohbet, yârenlik bile, Doğan Özlem için anlamlı bir konuş-manın başlatılması için gerekçedir.

***

Doğan Özlem’i felsefesiyle, felsefeye katkısıyla anlatmaya gelince... Öncelikle şunu söyleyeyim, “Doğan Özlem” diye bir başlık atmanın benim için oldukça iddialı olacağını söyle-yeyim. Atacağım “Doğan Özlem Felsefesi”, “Doğan Özlem’in Felsefemizdeki Yeri” gibi başlıkların beni çıkmaza sokacağını, aştığını da iyi biliyorum. Hele de ülkemizde, günümüz felse-fesinde, “hermeneutik”, hermeneutik ve şiir dendiğinde akla gelen Doğan Özlem ise, bunun benim için ne denli zor olacağı açık. Hele bir de diğer çalışmalarını düşünürsek... Bu sebepler-le yukarıda değindiğim gibi ben bendeki, görüp tanıdığım ve bende iz bıraktığı düşünsel yönleriyle anlatmaya çalışacağım Doğan Özlem’i. Yani bu yazıda hermeneutik açısından şiir; fel-sefe, tarih, gelenek ve kültür ilişkisi ile aydın olmak, devlet ve hukuk konularına kısaca da olsa değineceğim. Zira Doğan Özlem’in bende bıraktığı düşünsel izlenimler bu noktalarda düğümlenmektedir.

Bu noktada kısa da olsa felsefeyle olan ilişkime değinme gereğini görüyorum. Benim felsefeye ilgim “bilgi, düşünce ve

Page 22: Felsefede Elli Yıl önizleme

24

DOĞAN ÖZLEM: FELSEFEDE ELLI YIL

düşünme” sevgisiyle ilgili. Bu çokça bilinen ve artık “beylik” bir söz haline gelmiş girişten sonra felsefenin okuduğum ka-darıyla bana doğru dürüst düşünmeyi öğrettiğini, içinde bu-lunduğum durum hakkında kabullenilir yorum yapma olanağı verdiğini belirtmek gerekli. Şiirimdeki derin düşüncenin bir hikmeti olmasına önem vermem ise beni her zaman felsefeye itmiştir. Şöyle diyebilirim: Şiir bilgisi şiirimin efendisi olabil-menin yolunu vurmuşsa, felsefe o yola çıkan kapıyı açmıştır. Girdiğim o kapıyı aralayan felsefi bilgide şu son yıllarda Doğan Özlem’in de katkısının olduğunu teslim etmem gerekir, bunu en baştan söyleyeyim.

Şiirin zeminini oluşturduğunu düşündüğümden sistemli olmasa da, gerektiği kadar demeyeyim, çünkü çoğunca bunu bile yapamadığımı iyi biliyorum, kotardığım kadarıyla, felsefe okur ve takip ederim. Felsefeye, şiir üzerine yazmış olduğum bazı kitaplarda kıyısından bucağından bulaşmış biri olduğumu söyleyebilirim. Bu bakımdan Doğan Özlem’in üstümde bırak-tığı düşünsel izlenimleri anlatırken de kısıtlı davranacağım. Kısaca benimki bir tür deneyim, belirli bir tarihi olan, gelenek-selleşmiş bir ilişkinin düşünsel boyutunun yazılması olacak. İşimin ne denli güç olduğunun bu bağlamda da ayrımındayım.

Hermeneutik ve Şiir

Şiir konusunda ülkemizde bugün bile şiirin gerçekliğin bir yansıması olduğu, yaratı değil de taklidi, ya da şairin esini-nin bir ürünü olduğu şeklinde ve benzeri düşüncelerin halen kullanıldığını görürsünüz. Aynı tartışmalara şiir konusunda çoğunluğu karakuşi olan değerlendirmelerde bol miktarda rastlanır. Bugün herhangi bir şiir dergisini alıp şiir hakkında

Page 23: Felsefede Elli Yıl önizleme

25

METİN CENGİZ

yazılanlara ya da şiir değerlendirmelerine şöyle bir bakılırsa bu açıkça görülür. On yıl öncesi düşünüldüğünde bugün artık retorik sayılan bu tür görüşlerin genel bir kabul gördüğünü ve daha yaygın olduğunu itiraf etmek gerekli. Şiirde yaygın ve genel kabul gören bu düşüncelere karşı birçok yazı yazdığımı ve tartıştığımı hatırlıyorum. Kitap olarak yayımladığım birçok çalışmam bu konular üstünedir. Oysa bu tür görüşler zamanı geçmiş ve elbette tarihi değeri olan görüşlerdir.

Oysa şu son yirmi yılda artık ülkemizde de gerek çeviri-leri yapılarak yayımlanan biçimbilim, dilbilim, yapısalcılık, göstergebilim, yapısöküm, şiirbilim ve hermeneutik dalında temel kitaplar ve gerekse aynı dallarda yayımlanan telif eser-ler bir metnin ne olduğu; şiir, şiir dili, anlam, edebiyat ve sa-nat hakkında dünkü bilgilerimizi çoktan rafa kaldıran çok şey söylediler. Bu dünyanın yuvarlak olduğu ve güneşin etrafında döndüğü bilgisine ulaşıldığında konuyla ilgili eski varsayım-ların rafa kaldırılmasına benzetilebilir. Konuyla ilgili anılması gereken birçok yapıt arasında sadece birinin adını bile anmak yeterli: Mehmet Rifat, Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları (Yaz-ko, 1983).

Bu kitapta Jakobson’un “Dilbilim ve Yazınbilim” adlı yazı-sından kısa bir alıntı ile kısaca söz etmek hem gerekli oldu hem de yeterli olacaktır. Yazıda özetle şiir dili ile diğer diller arasın-daki farklılığa değinilmekte ve konu dilsel bildirişim açısından detaylı biçimde incelenmektedir. Şiir dilinin tasarımlı, amaçlı bir özelliği olduğunun vurgulandığı yazıda, diğer dilsel yapı türlerinin tasarımsız olsalar da bir amaca sahip olduğu, ancak meselenin asıl özünün şiirsel işlev sorununda düğümlendiği belirtilir. Ancak şiirsel işlevin şiire eşitlenmesinin ya da şiirin bu işleviyle sınırlandırılmasının meseleyi basitleştirmek oldu-ğu da vurgulanır. Jakobson’a göre “Şiirsel işlev dilsel işlevin tek

Page 24: Felsefede Elli Yıl önizleme

26

DOĞAN ÖZLEM: FELSEFEDE ELLI YIL

işlevi değildir, yalnızca en belirgin, en belirleyici işlevidir” (Öz-lem, 2011: s. 55). Şiir dilinin tasarımlı olması onun en belirgin özelliği, şiirsel söylemi diğer dilsel söylemlerden ayıran temel özelliktir. Şiire bir dil olayı olarak böyle bakıldığında şiirin bir dil olarak gidimli dilden bir sapma olmaklığı vurgulanmalıdır. Yani ve kısaca tekrar Jakobson’a dönersek “Şiirsel işlev, eşde-ğerlik ilkesini seçme ekseninden birleştirme eksenine aktarır” (Özlem, 2011: s. 57). Çocuk (küçük, yavru, balacan vb.) uyur (uyuklar, kestirir, şekerleme yapar)... Gidimli dildeki tasa-rımsızlıkla kasıt budur. Çocuğun uyuduğu belirtilmek üzere uygun sözcükler seçilir. Yani dil belli bir anlam elde edilmek üzere örgütlenir, sözcükler buna göre seçilir. Oysa Nâzım’ın şiirinde “İskemleler ayakta uyuyor / masa da öyle / serilmiş ya-tıyor sırtüstü kilim / yummuş nakışlarını / ayna uyuyor...” olur (“Vera’nın Uykudan Uyanışı”). Burada dikkati asıl çekmemiz gereken konu, dilin nesnenin bir uzantısı olarak kabul gör-düğü bir dünya görüşünün sonucu olan “yansıma teorisi”nin geçerliğini kaybettiğidir.

Doğan Özlem’in tarafımdan da yayımlanan Hermeneutik ve Şiir adlı yapıtı okunduğunda yukarıda söylediklerimiz daha açıkça anlaşılır.

Doğan Özlem, açık ve anlaşılır bir dille ve konunun daha tutarlı olarak anlaşılmasını sağlamak için tarihsel gelişim sırası-nı gözeterek yazdığı Hermeneutik ve Şiir’de önce şair cephesin-den meseleye bakarak şiirin neliğini hedefler:

Platon ve Aristoteles’in sanatçıya (şaire) tanıdıkları düşük statü, istisnalar dışında, 18. yüzyıla, Aydınlanma yüzyılına kadar yaygın bir kabul görmüştür. Platon’un ve Aristoteles’in nesneyi merkeze yerleştiren söylemlerinin yeniçağda Descartes ile birlikte özneyi merkeze yerleştiren

Page 25: Felsefede Elli Yıl önizleme

285

KATILIMCI LİSTESİ

Prof. Dr. İlber OrtaylıGalatasaray Üniversitesi

Prof. Dr. İoanna KuçuradiMaltepe Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Doğan HızlanYazar, Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı

Prof. Dr. Ahmet İnam Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Metin CengizŞair, Yazar, Şiirden Dergisi Yayın Yönetmeni

Mehmet AtayDİSK Eski Genel SekreteriE ve Anahtar Kitaplar Yayınlarının Sahibi

Prof. Dr. Ayşe DurakbaşaMarmara Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü

Page 26: Felsefede Elli Yıl önizleme

286

DOĞAN ÖZLEM: FELSEFEDE ELLI YIL

Doç. Dr. Hasan Şen Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü

Doç. Dr. Sema ÖnalKırıkkale Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Yrd. Doç. Dr. Levent KavasYeditepe Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Doç. Dr. Güncel ÖnkalMaltepe Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Prof. Dr. Nebil ReyhaniMuğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Prof. Dr. Ömer Naci SoykanMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Felsefe Bölümü (Emekli)

Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar Yeditepe Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Doç. Dr. Ali Utku Atatürk Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Prof. Dr. Örsan ÖymenIşık Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Prof. Dr. Hasan Bülent Gözkan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Page 27: Felsefede Elli Yıl önizleme

KATıLıMCıLAr LİSTESİ

Prof. Dr. Ayhan Bıçakİstanbul Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Mehmet AkkayaFelsefeci, Araştırmacı Yazar

Prof. Dr. Kadir Çüçen Uludağ Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Yrd. Doç. Dr. Mustafa GünayÇukurova Üniversitesi, Felsefe Grubu Eğitimi Bölümü

Dr. Arzu İbişi Temelliİstanbul Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Sevgican AkçaÇukurova Üniversitesi, Felsefe Grubu Eğitimi Bölümü Lisans Öğrencisi

Sait VesekAnadolu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Doktora Öğrencisi

Mehmet KıranÇukurova Üniversitesi, Felsefe Grubu Eğitimi Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi

Page 28: Felsefede Elli Yıl önizleme

Felsefede Elli YılDoğan Özlem Sempozyumu Bildirileri

“Hermeneutikçi olmam dolayısıyla felsefede mutlakçılığa karşı relativist, ezeli ebedi hakikat anlayışına karşı tarihselci, ev-renselciliğe karşı bireyselci ve kesinlikçiliğe karşı septik tavırların yön verdiği bir felsefe anlayışına sahibim.”

Doğan Özlem

5 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul Üniversitesi Fel-sefe Bölümü’nün ev sahipliğinde düzenlenen Doğan Özlem: Felsefede Elli Yıl başlıklı sempozyumun bildi-rilerinin derlendiği bu kitap, Türkiye’nin felsefe serüve-ninde kendine özgü bir yeri ve anlamı bulunan Doğan Özlem’i daha yakından anlamak ve değerlendirmek için önemli ipuçları ve düşünsel olanaklar sunuyor. Doğan Özlem’in felsefe çalışmalarını farklı yönleriyle ele alan bildirilerde, aynı zamanda Türkiye’nin düşünce dünya-sının haritası da ana çizgileriyle belirginleşiyor.

22 TL

ISBN 978-605-9851-92-3

KU

RA

M F

else

feISBN-13: 978-6059851923

9 7 8 6 0 5 9 8 5 1 9 2 3