esselamu aleykum ve rahmetullah vesselatu vesselamu...
TRANSCRIPT
HADİS DERSLERİ
Esselamu Aleykum ve Rahmetullah Eûzübillâhimine’ş-şeytâni’r-racim Bismillâhirrahmânirrahim.
Vesselatu Vesselamu ala Resuluna Muhammedin Seyyidel evvelin vel ahirin. Medet Ya Resulullah, Medet ya Sadat-ı Ashab-ı Resulullah,
Medet ya Meşayihina, Şeyh Muhammed Nazım el Hakkani, destur.
Gale Resulullah(s.a.v.) Efendimiz (s.a.v) Hadis-i Şerif’inde buyuruyor:
GÜZEL AHLAK
“Allah katında güzel ahlâk üçtür:
1. Sana haksızlık edeni bağışlaman,
2. Sana vermeyene vermen,
3. Seni ziyaret etmeyeni ziyaret etmen.” :
Yani haksızlık etmeyeni bağışlamak kolaydır ama haksızlık edeni bağışlamak
zordur. O da insanın yüceliğinden olur, güzel huyundan olur.
Sen istediğin vakit sana vermeyene vermen, o da kolay değil ama onu da Allah
rızası için, iyi insan olmak niyetiyle vermek iyi huyluluktur, iyi huylu insan olmak demektir.
Seni ziyaret etmiyor, sen onu ziyaret ettin mi o da Allah katında güzel ahlaklı
insanın bir sıfatıdır.
CENNET KAPISINDA
“Gökler ve yerler yaratılmadan iki bin yıl önce cennet kapısının üstünde “Lâ
ilâhe illallâh, Muhammeden Resûlullâh.” Onu Ali ile teyit ettim ibaresi yazılmıştır.” :
Hazreti Ali’yle (r.a.). Gökler ve yerler yaratılmadan önce, iki bin sene
demek Allah katında her sene, bizim bildiğimiz senelerden değil. Cennetin kapısında “Lâ
ilâhe illallâh, Muhammeden Resûlullâh.” yazıyor.
EVLENMEK HAKKINDA
“Tevrat’ta şöyle yazılmıştır: ‘Kimin kızı on iki yaşına gelir de onu evlendirmezse, bu
sebeple kız bir günah işlerse, o da bu yüzden günaha girmiş olur.’” :
Şimdiki insanlar on iki yaşında nasıl evlenir diye şaşırıyor. On iki senede akıl baliğ
oluyor. Eski zamanlarda insan yaşasa yaşasa otuz kırk sene yaşıyordu. Yani çocuk oluyor,
ancak. Çoğu insan da yirmi otuz yaşlarında ölüyordu.
Yani bir şey yok, şimdiki insanın düşüncesi bu zamana göre. Bu zaman bile on
sekiz yaşından aşağı kanunen yasak diyorlar ama çoluk çocuk her haltı yapıyor. Ona yasak
değil de evlenmesi yasaktır. Al der bozdur.
Allah kanunu koymuş. İnsanın neye ihtiyacı var, ne zaman evlenmesi lazım, ne
zaman evlenmemesi lazım bunları Allah biliyor. Allah ona göre söylüyor. Bu şimdiki
insanların düşüncesi, başka haram yapsın, nasıl olursa olsun ama aman helale yaklaşmasın.
Tabi dediğimiz gibi insanlar eski zamanda fazla yaşamıyorlardı. Kırk yaşında adam
yaşlı sayılırdı, elli yaşında da çok ihtiyar. Şimdi bile Afrika’da yaş ortalaması kırk
civarındadır, orada da erken evleniyorlar.
ŞEHİRLER
“Mekke şeref nişanesidir.” : Mekkeyi Mükerreme. Şehirleri anlatıyor Peygamber
Efendimiz (s.a.v.).
“Medine dinin direği-membaıdır (çıkarıldığı) yerdir. Küfe, İslam’ın kubbesidir.
Basra, abidlerin iftihar ettikleri yerdir. Şam iyilerin madenidir. Mısır, İblis’in yaşadığı yer,
mağarası ve karargâhıdır. Sind, (Hindistan yakınlarında bir yer)” : Sind dediği Hindistan’a
bitişik, şimdi Hindistan’ın içindedir.
“İblis’in, şeytanın mürekkebidir. Zina zencilerde yaygındır. Sadaka Nöbe’de yaygın
haldedir. Bahreyn mübarek bir konaktır. Cezire katil madenidir.” : Cezire dediği Arap
yarımadası ama tabi o Necid tarafı sayılıyor. Katil dediği öldürmek madenidir.
“Yemen ehline gelince, kalpleri pek yumuşaktır. Rızık (bereket) onları terk
etmeyecektir. Liderlere gelince onlar Kureyş’tendir. İnsanların uluları ise
Haşimoğulları’dır.” :
Yani tüm bu halifeler dediği Kureyş, Haşimoğulları. Haşimoğulları dediği
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) geldiği koldur. Allah Azze ve Celle yarattı mı herkesi
sınıflandırarak yaratıyor, Allah Azze ve Celle herkese bir vazife vermiş.
Her şey Allah’ın elinde olduğu için muhakkak Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.)
dediği kimseler, devamlı halife olduğu vakit, İslam olduğu vakit baştadırlar. Çoğu zaman
onları katlettiler, sürdüler, ettiler ama gene de bazı yerlerde var.
ALLAH RIZASI İÇİN
“Allah rızası için diyerek dilenen kişiyi reddeden kimse melundur.” :
Allah için dilenen de melundur, lanetlenmiş. Allah için deyip de vermeyen o da
lanetlenmiş. Onun için Şeyh Efendi derdi, bir şey istendiği vakit boş çevirmeyin. Bu insan
istiyor, sen ona on lira vermeye mecbur değilsin, bir lira da vermeye mecbur değilsin.
Simitçi yirmi beş kuruş kazandı mı öpüp başına koyuyor. Yirmi beş kuruş ver, beğenirse
beğenir, beğenmezse lanet ona oluyor, sana bir şey olmaz.
SATRANÇ
“Satranç oynayan melundur. Onu seyreden ise domuz eti yiyen gibidir.” :
Çünkü bu gibi şeyler vakti harcıyor. Başka hayırlı işler yapacağınıza böyle oyun
moyun gibi malayani işlerle boş vaktinizi öldürmeyin. Vaktiniz daha fazla Allah ile olsun.
ALLAH’IN SEÇKİN KULLARI
“Allah kime güzel bir yüz, güzel bir isim verip iyi bir yere yerleştirmişse, mutlaka o
Allah’ın seçkin kullarındandır.”
ALLAH SEVGİSİ
“Kim Allah’ın sevgisini kendi sevgisi üzerine tercih ederse,” : Yani Allah sevgisi
daha yüksek, kendisini değil de Allah’ı sevecek.
“Allah onu insanların meşakkatinden kurtarır.” : Yahut kimseye muhtaç etmez.
MEŞAKKATTEN BERİ
“Kim Allah sevgisini insanların sevgisine tercih ederse, Allah onu insanların
meşakkatinden beri kılar.” :
Yani şimdi çoğu insan hiç lüzumsuz insanları seviyor, hiçbir faydası olmayan
insanları seviyor, Allah’ı unutuyorlar. Ondan sonra da Allah’ı unuttukları için Allah da
onları unutuyor, o vakit insanlara muhtaç oluyorlar. Allah’ı sevip de insanları sev, insanları
sevebilirsin ama Allah’ın sevgisi en çok olacak.
MÜSLÜMANLARA EZİYET
“Kim Müslümanlara yolları üzerinde eziyet ederse, onun üzerine lanet etmeleri
vacip olur.” :
Her türlü eziyet. Yani insan yolda gidiyor, yolunu kesiyorsun, arabasını yakıyorsun,
öldürüyorsun, dövüyorsun, birçok şey yapıyorsun; muhakkak Allah sana rahmet
yağdırmayacak, lanet yağdıracak.
EZİYET ETMEK
“Kim bir Müslümana eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur. Kim bana eziyet ederse,
Allah’a eziyet etmiş olur.”
GAYRİMÜSLİMLER
“Kim bir zimmiye eziyet ederse,” :
Zimmi dediği gayrimüslim, Müslüman memleketinde yaşayan insandır. Bu insan
Müslümanlar arasında yaşıyor, onları emniyetli insanlar olarak biliyor. Peygamber
Efendimiz (s.a.v.) ona eziyet edenin ben hasmı olurum diyor.
“Ben onun hasmı olurum. Kime hasım olursam, mutlaka kıyamet günü onunla
hesaplaşırım.” :
Bu husus çok mühimdir. Buna Osmanlı zamanında çok riayet ettiler. Hiçbir
gayrimüslimin hakkını yemediler. Onların bütün hakları vardı. Nasıl Müslümanların hakkı
varsa, onların da hakları daha dikkatli olarak muhafaza edildi.
Osmanlı tabi hüküm olarak kalmadı ama gene bu bile yeter Osmanlı’ya ki hiçbir
gayrimüslimin hakkına tecavüz etmedi.
MEDİNE EHLİ
“Kim Medine ehline eziyet ederse, Allah da ona eziyet eder. Allah’ın, meleklerin ve
tüm insanların laneti onun üzerine olur. Onun bir ameli kabul edilmez.” :
Osmanlı zamanında oradaki muhafızlar Medine’yi muhafaza etti. Ondan sonra tabi
Osmanlı çekilince, bu İngiliz keferesi, oradaki hainlerle beraber orayı kuşattılar; ne kadar
seyit, şerif varsa çoğunu öldürdüler o zaman.
KOMŞULUK
“Kim komşusuna eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur. Kim bana eziyet ederse,
Allah’a eziyet etmiş olur. Kim komşusuna harp açarsa, bana harp açmış demektir. Kim
bana harp açarsa, Allah’a harp ilan etmiştir.” :
Yani komşunun bu kadar hakkı var, dikkat edeceksin. Komşun kötü bile olsa gene
idare etmeye uğraşacaksınız, iyi komşuysa daha da dikkatli olacaksınız. Komşunun halini
sorup, hatırını yapacaksınız. Aranızda bir problem olmasın.
YETİMLERE BAKMAK
“Kim bir veya iki yetimi barındırırsa, sonra sabredip ecrini yalnız Allah’tan
beklerse, ben ve o, cennette şu ikisi gibiyiz. (şehadet parmağı ile orta parmağını
gösterdiler.)” :
Yani yetime iyilik yapmak o kadar iyidir ki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) cennette
ona komşu olur.
KÖLEYE DAVRANIŞ
“Kim bir köle satın alırsa Allah’a hamd etsin, ona yedireceği ilk şey tatlı olsun.
Çünkü bu, gönlünü en hoş tutan şeydir.” :
Yani insan köle bile aldığı vakit, şimdi köle kalmadı ama Peygamber Efendimiz’in
(s.a.v.) merhametine bakın ki bu insanın hatırı gönlü olsun diye bu sözü söylüyor.
İSTİKBAL KORKUSU
“Kim sırf istikbal korkusundan çok deve edinir, çok hazine biriktirir ya da akar
edinirse, kıyamet günü Allah’ın huzuruna hain ve hilebaz olarak çıkar.”
ALIM SATIM HAKKINDA
“Kim yenecek bir şey satın alırsa, iyice almadan onu satmasın.”
YANLIŞ İLİM
“Kim sırf âlimlere karşı övünmek, beyinsizlere karşı mücadele etmek yahut
insanların kalbini kazanmak için ilim talep ederse, doğru cehenneme gidecektir.” :
Yani böyle çok âlim var ki hakikaten konuşmaları çok güzel. Gece gündüz okurlar
ama Allah için değil, dediği gibi âlimler arasında övünmek için. Ben daha yüksek bir âlim
olayım, bu insanlarla münakaşa mücadele yapayım yahut insanlar beni güzel konuştuğum
için sevsin diyen çok âlim var. O da Allah’ı unutuyor, o vakit cehenneme gidiyor.
KADILIK
“Kim kadılığı talep edip, hükmünde kendisine yardım edecek kimseleri isterse (bu
münasebetle) kendisine yardımda bulunmayacak vekiller edinmiştir. Kim kadılığa
zorlanırsa Allah ona yanlışlarını doğrultacak bir melek indirir.” :
Kadılık, hâkimlik; şimdi hâkimlik sınavları var, insanlar koşturarak gidiyor. O zor,
kadılığı talep etmen, hâkimliği talep etmen fazla iyi değil. Ama zorlanıp da Allah için
mecburen girerse, Allah onun yanlışlarını bile doğru yapar, hatta Allah onun basiretini
doğru yola gösterir, insanlara zulmetmez. Allah yardım etti mi kimseye zulüm olmaz.
PERDE OLUR
“Bu kızlardan kim bir şeyle müptela edilir ve onlara ihsanda bulunursa, onlar onun
için ateşe karşı bir perde olurlar.”
HAMDETMEK
“Kim bedeninde bir çiçek hastalığına veya başka bir hastalığa yakalanıp da Ona:
‘Kendini nasıl buluyorsun?’” : Yani nasılsın diye sorulduğunda.
“diye sorulduğunda Allah’a hamd ederse, Allah onu mele-i Alâ’da medh-ü sena
eder.” :
Yani meleklerin en yüksek katında, meleklerin arasında bu kulum bana hamd
ediyor der.
ŞÜKÜR
“Bir kimse hayırlı bir işle karşılaşıp senada bulunursa şükretmiş olur.”: Yani bir
hayır gelirse, insanlar bir kimseye bir hayır yaparsa; o kimse buna teşekkür eder, senada
bulunursa yani ona karşılık teşekkür ederse Allah’a şükretmiş olur.
“Gizlerse küfran-ı nimette bulunmuş olur.” : Yani kimseye haber vermez yahut
karşısındaki adama bile teşekkür etmezse o da küfran-ı nimettedir.
“Kim bu batılla süslenirse (aç iken tok görünmek gibi) bu adam yalancı elbise giyen
kimse gibi olur.”
FALCIYA GİTMEK
“Bir kâhine (falcıya, büyücüye) gelip de gaipten bir şey soran kimsenin namazı tam
kırk gece kabul olunmaz.”
FALCIYI TASDİK ETMEK
“Kim bir falcıya veya kâhine gelip söylediklerini tasdik ederse, Muhammed’e (s.a.v.)
indirileni inkâr etmiş olur.”
KUR’AN’DAN BERİ OLUR
“Kim kâhine gelip onu doğrularsa yahut hayızlı kadınla münasebet kurarsa veyahut
ters münasebet ederse, Allah’ın Muhammed’e (s.a.v.) indirdiği kitaptan berî olmuş
demektir.” :
Yani falcıya malcıya bu insanlar çok inanıyor. Allah’ın bildiğini kimse bilmez ama
onlar kendilerini nefislerine, şeytanlara uydurmuş gidiyorlar. Onlara bir şey sormak insana
iyilik değil, kötülük getirir. Hiç sormayın, duyarsanız itibar etmeyin.
Bazen de duyarsanız bahusus hanımlar “Bu çok iyi biliyor, ben baktım.” derler. Ne
bileceksin sen? O senin gibi kaç tanesini küçük cebinden çıkarır. Onlar kurnaz, işlerini
bilir, seni nasıl avlayacağını bilir. Hem paran gidiyor hem daha kötüsü Allah katında günah
işlemiş oluyorsun, namazların tamam olmuyor. Hatta Allah affetsin dinden bile çıkarabilir
insanı.
KÂHİNE SORMAK
“Kim kâhine gelip de bir şey sorarsa, kırk gece tövbesi kabul olmaz.
Söylediklerinde onu doğrularsa kâfir olur.”
PEYGAMBER GİBİ
“İlim tahsil ederken ölen kimsenin, peygamberlerle kendi arasında yalnız
peygamberlik farkı olur.” :
Yani tam peygamberler gibidir ama peygamberlik olmadığı için sırf o fark var.
ÜZÜNTÜYÜ GİDERMEK
“Allah kimi, Müslüman kardeşinin üzüntüsünü gidermeye muvaffak kılarsa, ondan
dünya ve ahiret üzüntülerini bertaraf etmiş demektir.” :
Yani bir insan sıkıntıdadır, ona yardım eder, başka şeyle gönlünü alır yahut yardım
edebilirse, o Müslüman da feraha kavuşursa, Allah dünya ahirette onun sıkıntılarını giderir.
ALLAH İÇİN
“Kim Allah için sever, Allah için nefret eder, Allah için verir, Allah için men
ederse, imanı tastamam kemale ermiş olur.” :
Budur yani hülasa her şeyin Allah için olacak. Allah için sevecek, Allah için buğz
edeceksin. Allah için vereceksin, Allah için men edeceksin. Men edilecek yerler çok,
verilecek yerler de çok.
Sadaka Resûlullah fî mâkâl ev kemâkâl
Hüseyin Hıfsı Efendi, Hacı Mustafa Turabi ve cümlemizin geçmişlerinin ruhları için, Allah rızası için,
Lillahi tealel Fatiha
Şeyh Muhammed Mehmet Adil Hazretleri’nin 12 Ocak 2016/02 Rebiülahir 1437 Tarihli Hadis Dersi
Beylerbeyi Dergâhı