ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

55
K.K.T.C. ÇEVRE VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANLIĞI Orman Dairesi Müdürlüğü Sayı:ORD.O-115/02-08/ Lefkoşa:18.06.2022 Konu: Ekstrem Kurak Periyot Hk. Orman Dairesi Müdürlüğü; Lefkoşa. 2007 – 2008 Kış dönemi ve 2008 yaz dönemi boyunca devam eden ekstrem kuraklıkla ilgili saptamalarla değerlendirme ve öneriler ekte sunulmaktadır. Konu tarihsel süreç içerisinde ele alınarak, özellikle Değirmenlik flish serisi ve Mesarya’da bundan sonra uygulanacak ağaçlandırma yöntemlerine ışık tutacak nitelikte olduğu görüşündeyim Bilgi edinilmesini saygı ile arz ederim. Zorlu YIKICI AEK Şube Amiri

Upload: orman-dairesi

Post on 29-Jun-2015

576 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

K.K.T.C.ÇEVRE VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANLIĞI

Orman Dairesi Müdürlüğü

Sayı:ORD.O-115/02-08/ Lefkoşa:13.04.2023

Konu: Ekstrem Kurak Periyot Hk.

Orman Dairesi Müdürlüğü;Lefkoşa.

2007 – 2008 Kış dönemi ve 2008 yaz dönemi boyunca devam eden ekstrem kuraklıkla ilgili saptamalarla değerlendirme ve öneriler ekte sunulmaktadır. Konu tarihsel süreç içerisinde ele alınarak, özellikle Değirmenlik flish serisi ve Mesarya’da bundan sonra uygulanacak ağaçlandırma yöntemlerine ışık tutacak nitelikte olduğu görüşündeyim

Bilgi edinilmesini saygı ile arz ederim.

Zorlu YIKICI AEK Şube Amiri

ZY/NŞ

Page 2: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

KURAKLIK ÖN RAPORU

(2007 – 2008 Kış dönemi ve İlkbahar – Yaz ayları kuraklığı; Ormanlar ve Ağaçlandırma sahaları üzerine etkileri)

“Bir gece, sabaha karşı saat iki sularında son 12 aydan buyana ilk defa yağan yağmurun kutsal damlaları düşmeye başlamıştı, yağmur şiddetlenip bir sağanak haline dönüşünce, erkek, kadın ve çocuklar ellerinde meşaleler, suların susuzluktan çatlayan tarlalarına herhangi bir engelle karşılaşmadan varabilmesi için arkları temizlemeye koyuldular. Tuhaf ve de insanı duygulandıran bir görünümdü bu. Tüm kalpleri dolduran şükran duyguları bir cümlede ifadesini buluyordu “Tanrıya Şükürler Olsun” Kaynak : R. Hamiltonlang “Cyprus it’s history, it’s present Recources and Future Prospect”

Yukarıda aktarılan pasaj 1869 – 1870 sezonunda Kıbrıs’ta etkili olan kuraklık ve kıtlığın o dönemde Pile’de yaşayan yazarın 1870 yılında düşen ilk sağanağın halk üzerindeki etkilerini açıklamaktadır.

Kaynak :(Alıntı Galeri Kültür yayınları arasında yayımlanan Haşmet Muzaffer Gürkan’ın “Bir Zamanlar Kıbrısta” adlı kitabından alınmıştır)

D.E.Hutchins 1909 yılında yayımlanan “Report on Cyprus Forestry” adlı kitabında Kıbrısta görülen kuraklıklarla ilgili olarak aşağıdaki satırları kaleme almıştır.

“Kıbrıslıların geleneğinde Venedik döneminde yedi yılda sonlanan peşpeşe görülen kurak periyotlar vardır. Bu periyotlar oldukça sık aralıklarla tekrarlandıklarından çok sayıda insan Adayı terk ederek. Adanın ıssızlaşmasına neden oluyorlardı. Dünyanın öteki kurak – Subtropikal ülkelerinde de benzer döngü söz konusudur. Avustarlyada Beyaz kolonicilerin gelişinden önce, bütün orman ağaçlarını öldüren oldukça etkili kuraklıklar vardı….”

Kıbrıs ikliminde dönemsel olarak görülen kuraklıklar öteden beri varolmuştur. Yayınlanabilen Osmanlı sicillerinde 1746 – 1747 ve 1748 yıllarında kuraklık, çekirge istilası ve kıtlık yaşandığı kayıtlıdır. (Ali Efdal Özhul, Kıbrısın Sosyo – Ekonomik tarihi 1726 – 1750) özellikle 1746’da yaşanan kuraklık buğdayın Trablusşamdan getirilmesine yol açarak ekmek fiyatlarını Lefkoşa’da yükseltmiştir.

19. yüzyılda 1869 -79 yıllarında (Kış sezonunda) etkili olan ve köylülerin köklerle beslenmek zorunda oldukları kuraklık kayda geçirilmiştir.

“Orman Dairesi”nin 1880’de kuruluşundan sonra kayda geçen ilk kuraklık 1886 – 87 ve 1901- 02 yıllarında olan kuraklıklardır. Bu iki dönemden sonuncusunda kış aylarında Lefkoşa’ya düşen yağış miktarı 5 inç (127 mm) (Hutchıns 1909) ikincisi için Bovill (1902) Lefkoşa için Eylülden Mart ayı sonuna kadar düşen yağış miktarını 3.82 inç (97 mm) olarak vermektedir. A.K.Bovill bu kurak dönemlerin birincisi için köylülerin açlık çektiklerini, ikincisinde ise elde ettikleri gelirle, ithal tahıl ürünleri satın alabildiklerini not etmiştir. (Aktaran Hutchins 1909)

İkinci kurak dönemde Değirmenliğe saksılar içerisinde dikilen Kıbrıs akasyalarının %50’sinin kuruduğu ayni dönemde Haspolat’ta dikilen servilerin % 70’inin kuruduğu not edilmiştir. (Bovill 1902). Bovill “Memorandum on Plantation Work ın Cyprus 1879 – 1902” adlı Raporunda, Değirmenlik’te yapılan deneme dikimleri için ilginç klimatik detaylar vermektedir. Buna göre 1898 – 99 kış sezonunda yağış sezonunun oldukça kısa geçtiğini ve

2

Page 3: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

dikilen akasyaların % 50’sinin kuruduğunu, 1899 – 1900 Kış sezonunun az yağışlı geçtiği, soğuk kuzey rüzgarları nedeniyle Haspolata (Değirmenlik Orman Güney Batıs Sırtları) dikilen 49 000 adet servi fidanının dondan etkilenerek tümünün kuruduğunu ve sadece dikilen akasyaların % 30’nun hayatiyetini sürdürebildiğini not etmiştir. Bir sonraki sezon 1902 -03 kış sezonunda Değirmenliğe 211.8 mm Beyarmuduna 218.7 mm yağış düşmesi kuraklığın kısmen de olsa devam ettiğini göstermektedir. (Mart ve Nisan aylarında pek çok istasyonda yağış kaydı görülmedi) 20. yüzyılın kayıtlara geçen ilk resmi kurak yılı 1909 yılıdır. 1909 yılı ayni zamanda (1909 – 1940) uzun süreli yağış ortalamaları için başlangıç yılı alınmıştır. 1909’da K.K.T.C genelinde ortalama 332.6 mm yağış kaydedilmiştir. Bu değerden anlaşıldığı kadarı ile yarı kurak bir yıl geçirilmiştir. 1908 -1909 kış sezonunda da (Kasımdan - Nisan ayı sezonuna kadar) tesbit edilebilen bazı yörelere düşen yağış miktarı aşağıya çıkarılmıştır. Lefkoşa’nın hemen güneyinde bulunan Athalasa’ya 228 mm, Değirmenliğe 206.5 mm., (Yaz sezonu boyunca yağış yok), Beyarmudu’na 309.3 mm bir kırmızı toprak köyü olan Avgoru (Mağusanın Güneyi) 138.1 mm. Salamise 185.6 mm yağış düşmesi en azından Mesaryada kuraklığın etkili olduğunu göstermektedir.

Ayni dönemlerde Alevkaya’da 1902 -03 sezonunda 504.4 mm, 1908-9 kış sezonunda ise 932.9 mm yağış ölçülmesi açıklanamaz bir olgudur. Ki bu gün kurak geçen sezonda, Alevkaya’da da ölçülen yağış değerleri düşük olmaktadır.

Bu uzun geçen bölümü 20.yüzyılda kayda geçirilen en yağışlı meteorolojik yıl olan 1913 yılı için, 1912 – 13 kış sezonunda (Kasımdan – Nisan ayı sonuna kadar) ölçülen birkaç değeri aktararak bitirmede fayda vardır. 1912 – 13 kış sezonunda Alevkayada 1599.7 mm ki yaz sezonunda (Mayıstan Ekim ayı sonuna kadar) ölçülen 557.5 mm lik yağış da eklendiğinde astronomik bir rakam ortaya çıkmaktadır. (2157..2 mm ki bu değer herhalde bügüne kadar ölçülen en yüksek değer olmaktadır)

Ayni dönemde Değirmenliğe 299.4 mm Kış yağışı, 131.3 mm yaz yağışı Toplam 430.7 mm yağış düşmüştü, ki yüzyıl başında etkin olan (1901-2 – 1902-3) kurak ve yarı kurak sezonlardan sonra tekabül eden 1903-04 kış sezonunda Değirmenliğe 368.3 mm, Alevkaya’da 611.4 mm. yağış düşerken yaz sezonunda Değirmenliğe 65.5mm Alevkaya’ya ise 209.3 yağış düşmesi, kurak periyot sonrası yağışlı sezonların kıyaslanması açısından ilginçtir) Bu bereketli dönem için bakınız bol yağışlı yıllar tablosu. Bu dönem için kaydedilmesi gereken başlıca olgu yağışların dibe vurduğu yılların sonuna tekabül eden yağış sezonunda düşen yağış miktarlarında artış olmasıdır.

3

Page 4: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

EKSTREM KURAK YILLAR

Meteoroloji Dairesinin 8 Ocak 1996 da Kıbrıs gazetesinde yayınlattığı bir haberde konu edilen K.K.T.C.de etkili olan kurak yıllar aşağıda gösterildiği şekliyle kayıtlara geçirilmiştir.

1909 332.6 mm Bir önceki kurak yıla göre tekerrür süresi 7 yıl1915 208.2mm (Tüm coğrafyada etkili kuraklık) 6 yıl1925 243.8 mm 10 yıl1933 240.5 mm 8 yıl

(1932’de köylülerin köklerle beslendiği kaydedilmiştir H.G Bir zamanlar Kıbrıs’ta)

1941 262 mm 9 yıl(Arada 1945’de 310 mm civarında, 1958 -59-60 da 318 mm civarındapeş peşe üç yarı kurak dönem dikkat çekicidir), 1966 da 330 mm., 1970 da yine 330 mm lik yarı kurak dönemler göze çarpmaktadır. (Eklemeleryazara ait)

1972 245 mmEtkili kuraklık 1972-73 kış sezonunda yaşanmıştır.

1973 235.2 mm(1980 de 300 mm) 7 yıl sonra 80 yılındaki tekerrür yarı kurak periyotla sonuçlanmıştı1982 276.9 mm

7 yıl1989 263 mm1990 220 mm 1990-91 kış sezonu 90’lı yıllarda en az yağışlı sezon olarak

kayıtlara geçmiştir.1995 160 mm 20 yüzyılın en kurak yılıPeşi sıra 1996-2000 döneminde kurak yada kısmi kurak geçmiştir.

Yine Meteoroloji Dairesinin Kıbrıs Gazetesinde yayınlattığı haber baz alındığında 1971 – 2000 yılları arasında tekerrür eden kurak periyotların neden olduğu yağış azlığı aşağıdaki gibi verilmiştir.(Yağışlar Hidrometeorolojik dönem için Ekimden – Nisan ayı sonuna kadar kıstaslanmıştır)

1971-72 %19.5 oranında daha az1972-73 %68.1 oranında daha az

(Etkili ekstrem kuraklık)1981-82 %26.8 oranında daha az1982-83 %32.0 oranında daha az1983-84 %22.8 oranında daha az1985-86 %27.5 oranında daha az1990-91 %43.3 oranında daha az

(Etkili ikinci ekstrem sezon)1994-95 %20.0 oranında daha az1995-96 %27.9 oranında daha az1996-97 %36.1 oranında daha az1997-98 %29.0 oranında daha az1999-2000 %27.7 oranında daha az

4

Page 5: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Alevkaya da 1972-73 Hidrometeorolojik dönemde düşen yağış miktarı 117.7 mm dir. Bu dönemde Alevkaya’da maki türlerinin çiçek açmadığı ve bazı alanlarda kökleri kayaların üzerinde veya sığ toprakta olan çamların kuruduğu, Değirmenlik ormanında dikimi yapılan fidanların sulandığı kayıtlıdır. Ayni dönemde batıda Vuni Tepesinin altında volkanik kayalar üzerinde olan bazı çamların kuruduğu yazarın gözlemleri arasındadır. Bu dönemde Alevkaya’ya düşen 117.7 mm yağış her ne kadar da 2007-2008 Hidrometeorolojik dönemde düşen 144 mm yağıştan daha az görünse de Mart ve Nisan aylarında yağış düşmesi kuraklığın korkunç boyutlara ulaşmasını engellemiştir. 2007 -08 kuraklığının bu kadar çok tahrip edici olmasının en büyük nedeni Mart ve Nisan aylarında kayda değer yağış olmamasıdır.

1982-83 Hidrometeorolojik döneminde Güzelyurt da 195.7 mm, Lefkoşa’ya 244 mm, Alevkayasına 254.1 Kg. yağış düşmesi kuraklık etkisini nispetten hafifletmiştir.

1989-90 Hidrometeorolojik dönemde Güzelyurda 174 mm. Lefkoşyaa 235.9 mm, Alevkayasına 389.7 mm yağış düşmüştür. Kuraklık esas olarak Batı Mesaryada etkili olmuştur. Bu yörede Lefke – Kilistepe ve Yedidalga sırtlarında yapılan ağaçlandırma çalışmalarında diri örtü temizliği yapılmayan arazilerin mevcut hali ile sürüldüğü alanlarda dikilen fidanlarda özellikle Vuri tepesi altı ve Ömerlinin Güneyi ile, Güney Batıya bakan yamaçlarda toplu kurumalar olmuştur.

1990 – 91 Hidrometeorolojik dönemde etkin olan kuraklık 90’lı yıllarda en ekstrem geçen periyottur. Bu dönemde Alevkaya sına 300 mm.Lefkeye 206 mm, gemikonağına 193.4 mm Güzelyurd a 171.3 mm Lefkoşa’ya ise 121.7 mm yağış düşmüş olup Yedidalga sırtlarına ve Kilise Tepe’nin bazı bölümlerine yapılan tamamlama dikimleri başarısızlıkla sonuçlanmış, Alevkaya’da Karaağaç – Beşparmak köyleri arasında yapılan dikimlerde ise sadece Alagadi Göletinin Kuzey Batısındaki Plastik Marn topraklara yapılan dikimlerde toplu kurumalar saptanmıştır.

1991-92 ve 1992-93 Hidrometeorolojik dönemlerde normal değerlerin üzerinde yağışlar tesbit edilmiş olup bu iki dönemde tüm dereler akışa geçmiş, Yedidalga – Bademliköy sırtlarında fazla sudan volkanik kayaların arasından su sızmaları olmuştur. 91-92’de Yedidalga – Lefke ve Kilise tepede yapılan tamamlama çalışmaları firesiz yaz sezonunu atlattıkları gözlemlenmiştir.

1992 – 93 sezonundan sonra Ülke genelinde 7 kurak Hidrometeorolojik periyot yaşanmıştır. Meteoroloji Dairesinin 23 Şubat 2003’te Kıbrıs Gazetesinde yaptığı bir haberde Ülke genelinde 1990’lı yılların yağış verilerini aşağıdaki gibi vermiştir. (Değerler Hidrometeorolojik yağış değerleri olup Ekimden - Bir sonraki yıl Eylül ayı sonuna kadar olan yağışları içermektedir) K.K.T.C. geneli 1940 - 71 dönemi uzun yıllar ortalaması 402.8 mm (Hidrometeorolojik yağış bazında) dır. Buna göre;

1992 - 1993 446.1 mm1993 - 1994 338.2 mm1994 - 1995 336.0 mm1995 - 1996 278.6 mm1996 – 1997 290.4 mm1997 – 1998 307.4 mm1998 – 1999 350.5 mm

5

Page 6: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

1999 – 2000 317.0 mm2000 – 2001 421.0 mm2001 – 2002 511.9 mm

1993 -94 den 1999 – 2000 periyodu sonuna kadar peşpeşe 7 kurak yada kısmi kurak periyot yaşanmıştır. Bunlar içerisinde 1995 – 1996 ve 1996 – 1997 periyotları en kurak periyotlardır.

1995 yılı yıl içerisinde aldığı yağış ortalamalarına bakılacak olursa meteorolojik yıl bazında en kurak yıldır. Ancak 94 Kasımındaki etkili yağışlar ve 95’in Mart ve Nisan aylarındaki tatmin edici yağışları ekstrem yıla dönüşmesini engellemiştir. Yıl içerisinde kayıtlara geçen Haziran ayındaki Büyük Beşparmak Orman yangını, Peşi sıra Lefkoşada Temmuz ayında 67 mm lik yağış düşmesi, (Yanık sahaya 20 mm) bazı yarı çöl bitkilerinin Parkinsonya yağışlardan sonra parklarda tohumdan çimlenmesi önemli saptamalardır.

1995 de Mesaryada başlanan ağaçlandırma çalışmalarından Kuruderede gerçekleştirileni, Nisan ayında sulanmış peşisıra bakım çalışması yapılmıştır. Sulanmayan fidanların büyük bir kısmı kuruyarak 1996 yılında yeniden yerlerine yeni fidanlar dikilmiştir. 1994 – 95 Hidrometeorolojik dönemde Güzelyurda 287.9, Lefkoşaya 227.6, Alevkayasına da 292.8 mm yapış düşmüştür.

1995 -96 sezonunda Ağaçlandırma çalışmaları Beşparmak yanık sahada sürdürülmüş, az sayıda çalışma da Mesarya’da Serhatköy ve Kuruderede yapılmıştır. Bu dönemde Güzelyurt ta 250.4 mm. Lefkoşa’da 191 mm Alevkayasında 347.6 mm Ercan’da ise 211.1 mm yağış düşmüştür.

Kuruderede çok ağır topraklar üzerine yapılan dikimler kurumuş ancak büyük bölümde yeniden Mersedes traktörle sürülen alan üzerine yapılan dikimler Ocak ayında depo yağışı olarak yazın kurak periyodunu atlatmışlardır.

1996 -97 kurak periyodunda Beşparmaklar yanık sahası dışında üç ayrı noktada daha ağaçlandırma çalışması vardı. Gemikonağı Göleti, Serhatköy ve Aslanköy bu periyotta, Güzelyurt da 179.9 m Lefkoşaya 248.9 mm, Alevkayasında 383.5 mm Ercanda 270.5 mm Hidrometeorolojik yağış düşmüştür. Bu periyottaki başlıca saptamalar;

1- Ocak ayında yağış azlığı, Gemikonağı Göleti Batısında yapılan dikimlerin uzun bir süre yağış almaması servilerin sararmasını dikimlerin Şubat ve Mart ayı yağışları sonucu kurtulması.

2- Serhatköy’de yapılan dikimlerin (Traktör çizgilerine ) başarılı olması.3- Aslanköyde yapılan dikimlerin büyük oranda Şubat ayındaki don’lardan etkilenerek

yanması (Akasya, demir ağacı, E.gomhasephala) Lefkoşa’ya kar yağması bu alanda killi balçık topraklarda mart ayı gelmesine rağmen traktör çizgilerinde yeteri kadar rutubet oluşmaması Nisan ayında sulanan bir alan dışında lokal kuzeyli bir nokta hariç (ki burada 2008 yılında Temmuz ayından sonra kurumalar tesbit edilmiştir) Fidanların tümü kurumuş ve saha yazın Komatsu Dozerle sürülerek yeniden ağaçlandırmaya alınmıştır. Yanık sahadaki dikimlerde herhangi bir sorun yaşanmamıştır. Başlıca üç nokta şiddetli Batı rüzgarları, don ve kar yağışı not edilmeye değer bulunmuştur.

1997 – 98 (Ekim – Nisan) Hidrometeorolojik dönem de kısmen kurak geçerken 1998 20. yüzyılın en sıcak yılı olarak kayıtlara geçmiştir. Ayni yıl Temmuz ayı başında Yeşilırmak büyük yangınını yaşayarak 1990 -92 yılları arasında dikimi gerçekleştirilen Yedidalga ağaçlandırma sahası büyük oranda kül olmuştur. Dönem içerisinde Güzelyut’ta 255.5mm,

6

Page 7: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Lefkoşa’da 199.3 mm, Değirmenlik’te 224.8 mm, Alevkaya’da 376 mm, Ercan’da da 218.2 mm yağış düşmüştür.

Bu periyotta Serhatköy’de dikimi gerçekleştirilen 500 000 adet fidandan çok azı ekstrem noktalara dikilenleri özellikle gradonilere yapılan dikimler yaz kuraklığını atlatamamıştır. (Nisan ayında kayda değer yağış olmamıştır) Alevkaya Güney Bakıda yapılan ağaçlandırmada kuruma tesbit edilmedi.

Aslanköyde Komatsu Dozerle yapılan sürümlere dikilen fidanlarda sadece çok alkalen tuzlu bir iki noktada kuruma tesbit edilmiştir.

1990’lı yılların nispeten kısmı kurak geçen son periyotları olan 1998 – 1999 ve 1999 – 2000 Hidrometeorolojik periyotları için izlenimler aşağıya çıkarılmıştır. Bu dönemlerde esas olarak çalışmalar Lefkoşa Yeşil Kuşak olarak adlandırılan yakın Doğu Üniversitesinden Haspolat Göletine kadar uzanan şerit içerisinde, çıplak Değirmenlik Flish Serisi uzantısı olan Tepecikler üzerine yapılan dikimlerdir. İlk periyotta 614 378 adet, ikinci periyotta 398 655 toplam 1 213 033 adet fidan dikilmiş ve sonrasında tamamlama dikimi yapılmamıştır. Sadece Batı ucunda çöplük yangınlarından etkilenen bazı noktalarda iki yıl üst üste tamamlama dikimleri yapılmıştır. Bu saha başarılı gelişmiş ancak 2007 – 2008 ekstrem periyodunda özellikle Yakındoğu – Hamitköy arası büyük oranda etkilenerek tahrip olmuştur. Bu saha için detaylı görüş ve analizler detay bölümünde verilecektir.

Bu iki periyodun yağış dağılımı ise Güzelyurtta ilk periyot için 324.1m , ikinci periyot için 215.3mm, lefkoşada 258.8 mm ve 218.4 mm, Değirmenlikte, 359.6 ve 294.7mm, Alevkayada 404.7mm ve 422.2 mm son olarak da Ercan da 232.0 mm ve 256.9 mm olmuştur.

2000- 2001 yılı Hidrometeorolojik yağış bazında ülke şartlarında yağışlı bir döneme girilmiş ve bu dönem 2004- 2005 periyoduna kadar devam etmiştir. Bu periyot yerini tetdnicen kurak bir periyoda bırakarak 2007 – 2008 Hidrometeorolojik yağış döneminde yağışlar dibe vurarak çok ekstrem periyoda bırakmıştır.

YAĞIŞLI PERİYOT

(2000 - 2001, 2001- 2002, 2002- 2003, 2003-2004, 2004-2005)

Bu periyot genelde nispeten sürekli yağışlı periyot olarak adlandırılmaya uygundur. Esas olarak Aralık – Ocak aylarında bazı yörelerde belirgin bir istikrarın yanı sıra Şubat ayında da bazı yıllarda yoğun yağışların ölçülmesi bu periyodun yağışlı periyot olarak adlandırılması uygun görülmüştür.

Bu sezonlarda ağaçlandırma çalışmaları esas olarak Kantara Ormanında, Karpaz Ormanında, değirmenlik Ormanında ve Mesaryada, Türkeli Güney Mesarya , Paşaköy, Dilekkaya ve Akıncılarda, Salamiste de akasyaların arasında traktörle sürüm yapılarak yenileme dikimleri yapılmıştır. Bu dikimler bazı sezonlardaki Mart – Nisan aylarındaki gerilikler nedeni ile tamamlama talep etmiştir. (Ulukışla, Türkeli, Salamis)

Yağışların Hidrometeorolojik yağış periyodu (Ekimden – Nisana kadar) içinde, bölgelere göre dağılımı ilginçtir. Başlıca kuraklık etkilerine değinilecek (2007 – 2008) bölgelerde yağışlı periyodun dağılımı aşağıdaki gibi olmuştur.

7

Page 8: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

8

Page 9: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Hidrometeorolojik Dönem Yağışları (Ekimden – Nisan ayına kadar + Mayıstan– Eylül Ayına kadar Tüm Yıl Yağışları)KKTC Normalin 402 mm

2000 - 01 2001 – 02 2002 – 03 2003 – 04 2004 – 05BölgelerGüzelyurt 290 + 91.5 300.1 + 11.3 481.9 + 3.4 299.7 + 3.6 265.0 + 2.1Lefkoşa 316.4 + 58.3 324.4 + 128.7 470.5 + 83.9 358.9 + 27.3 323.2 + 105.8Ercan 352.3 + 75.3 393.2 + 74.8 475.3 + 15.1 365 + 3.2 257.7 + 36.2Değirmenlik 379.2 + 24.2 424.9 + 38.6 356.7 + 24.3 380.2 +12.6 339.9 + 115.4Alevkaya 445.3 + 9.2 469.2 + 58.9 502.1 + 46.6 481.6 + 5.5 400.8 +81.9Kantara 412.3 +19 615.4 + 147.2 697 +84.5 634.2 +22.5 559.6 + 178.4Yeni Erenköy 376.7 + 38.4 547.5 + 26.1 539.6 +49.3 665.9 + - 390.2 +107.4

1941 – 1970 Hidrometeorolojik yıl ortalamaları ve başlıca 4 istasyonda karşılaştırma. Son yağışlı periyot için, yıl bazında Hidrometeorolojik yağışlar (Ekimden – Bir sonraki yılın Eylülüne kadar)

2000 - 01 2001 – 02 2002 – 03 2003 – 04 2004 – 05Bölgesi NormaliGüzelyurt 292.5 381.5 311.4 485.3 303.3 267.1Lefkoşa 321 374.7 453.1 554.4 386.2 429.0Alevkaya 495 454.5 528.1 548.7 487.1 482.7Y.Erenköy 510 415.1 573.6 588.9 665.9 497.6

Page 10: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Meteorolojik detaylardan anlaşılan odur ki K.K.T.C. bazında normallerin (402.8) üstünde bu beş dönem için verilen değerler esas olarak Batı, Orta, Doğu Mesarya ile sahil şeridine düşen yağışların etkisindedir. Burada dikkati çeken olgu, yapılan ağaçlandırmalarda bir sonraki yıl tamamlama yapılmamasıdır. 2007 – 2008 ekstrem kurak Hidrometeorolojik dönemdeki kurumalarda yapılan etütlerde kurutan boylu servi ve çamlarda bu bereketli yağışların neden oldukları yıllık halka genişlikleri açıkça son dönemdeki neredeyse bitişik halka oluşlarından kolaylıkla ayırt edilebilir. Ancak not edilmesi gereken yine de toprak tiplerine bağlı olarak ve Mart ile Nisan aylarındaki yağış geriliklerinin neden oldukları kurumalardır. (Türkeli, Ulukışla’daki tozlu balçık kurakçıl redzina ve balçık topraklardaki kurumalar esas olarak ağaçlandırma çalışmalarında depo yağışının yanı sıra, vegetasyon döneminin yağışlarının da önemli olduğunu göstermesidir)

Geçiş Dönemleri ve Ekstrem Kurak Yıl:Bu dönemin daha iyi algılanması için 1941’den bugüne yağış rejimindeki değişiklikler ve normalleri ile 1941-70, 1975 – 2004)* kıyaslanması ulaşılan data’lar bazında aşağıya çıkarılmıştır.

Güzelyurt (Hidrometeorolojik yağış)mmEkim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayı

sHaziran Temmuz Ağustos Eylül TOPLAM

1941-1970Normalleri

24 27 70 69 40 40 11 7 1,5 - - 3 292,5

1975 - 2004 - - - - - - - - - - - - -2005 - 2006 18,5 46,3 10,7 70,6 29,4 24,6 32,6 3,7 - eser - 0,4 235,82006 - 2007 45,8 14,6 3,7 34,7 75,1 27,1 7,8 84,1 1,0 - - - 293,92007 -2008 - 33,5 40,1 15,4 31,0 7,1 1,5 3,5

Lefkoşa (Hidrometeorolojik yağış)mmEkim Kasım Aralı

kOcak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağusto

sEylül TOPLAM

1941-1970Ortalamasıs

25 27 75 60 40 35 18 20 7 1 3 10 321

1975 - 2004 - - - - - - - - - - - - -2005 - 2006 22,7 66,7 5,2 68,3 25,8 43,0 1,5 9,6 7 30,2 - 35,42006 - 2007 57,3 11,1 5,5 41,7 73,1 24,7 12,7 60,7 0,8 3,2 - - -2007 -2008 3,0 22,9 43,9 9,6 8,8 9,3 0,2 1,6

* 1975 ten günümüze ortalama yağış verilerine ulaşılmamıştır. Detay raporda Lefkoşa için 1980 – 2007 ortalamalarına yer verilmiştir.

Page 11: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Alevkaya (Hidrometeorolojik yağış)mmEkim Kasım Aralık Ocak Şubat Mar

tNisan Mayıs Hazira

nTemmuz Ağustos Eylül TOPLAM

1941-1970Ortalaması

37 55 115 106 60 65 25 20 5 - - 7 495

1975 – 2004Ortalama

- - - - - - - - - - - - -

2005 - 2006 6,7 160,6 14,4 126,2 31,3 41,7 10,6 7,9 7,6 10,7 - 37,5 455,22006 - 2007 62,6 22,1 18,7 24,4 210,6 64 21,8 128,6 1,0 - - - 553,82007 -2008 19,0 22 22 18,5 31,9 8,0 - 3,0

Yeni Erenköy (Hidrometeorolojik yağış)mmEkim Kasım Aralık Ocak Şubat Mar

tNisan Mayıs Hazira

nTemmuz Ağustos Eylül TOPLAM

1941-1970Ortalaması

40 60 120 105 75 55 25 15 3 - - 10 508

1975 – 2004Ortalaması

- - - - - - - - - - - - -

2005 - 2006 24,9 192,7 22,2 159,7 27,2 29,1 16,5 2,0 12,8 587,12006 - 2007 81,4 60,0 16,0 42,0 109,0 41,1 3,5 45,5 - - - - 377,92007 -2008 18,3 33,7 104,5 27,5 68,7 19,6 2,0 27,0 - - 29,0 0,6 330,3

Ercan (Hidrometeorolojik yağış)mmEkim Kasım Aralık Ocak Şubat Mar

tNisan Mayıs Hazira

nTemmuz Ağustos Eylül TOPLAM

1941-19701975 – 2004 - - - - - - - - - - - - -

11

Page 12: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Ortalaması2005 - 2006 4,3 96,0 5,3 57,7 38,0 36,3 5,5 17,0 0,8 - - 3,0 263,72006 - 2007 66 31,9 3,9 22,2 105,7 38,0 32,3 68,9 0,8 - 1,9 - 370,72007 -2008 1,0 10,4 18,4 13,5 21,4 4,9 1,9 9,3 2 - - 27,7 110,5

Değirmenlik (Hidrometeorolojik yağış)mmEkim Kasım Aralık Ocak Şubat Mar

tNisan Mayıs Hazira

nTemmuz Ağustos Eylül TOPLAM

1941-1970Ortalaması

- - - - - - - - - - - - -

1975 – 2006Ortalaması

- - - - - - - - - - - - -

2005 - 2006 14,1 200,9 3,2 63,1 30,4 51,2 0,5 12,2 21,0 16,5 41,8 458,92006 - 2007 57,3 24,8 6,2 19,4 97 40,3 10,5 51,1 - - - - 316,62007 -2008 17,2 11,0 20,5 12,5 8,0 2,9 1,2 5,3 - - - - 78,6

2007 – 2008 Ekstrem kurak periyodun etkileri Batıdan Doğuya doğru Hidrometeorolojik yağışlarında (Ekimden – Nisan ayı sonuna kadar) aşağıda gösterildiği şekilde olmuştur.

Bölge Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan MayısLefke 13,4 31,0 60 25,6 35,8 18, 1,4 0,8Güzelyurt - 33,5 40,1 15,4 31, 7,1 1,5 3,5Alayköy 27,5 26,9 24,2 8,9 11,5 4,8 2,4 -Lefkoşa 3,0 22,9 43,9 9,6 8,8 9,3 0,2 1,6Taşkent 20,3 27,1 54,9 13,5 30,5 12,0 5,5 0,2Değirmenlik

17,2 11,0 20,5 12,5 8,0 2,9 1,2 5,3

Alevkaya 19,0 22,0 22,0 18,3 51,9 8,0 - 3,0

12

Page 13: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Ercan 1,0 10,4 18,4 13,5 21,4 4,9 1,9 9,3Geçitkale 1,6 14,8 26,6 26,2 36,8 30,8 5,4 5,2Ziyemet 9,0 18,5 146,5 36,3 47,2 7,3 28,2 20,7Dipkarpaz 7,7 30,9 240,6 35,8 55,9 7,8 3,0 23,0Salamis 0,9 15,4 30,7 19,1 13,3 0,9 8,4 5,0Kantara - 15,5 90,4 138,4 61,3 9,0 21,6 35,5

13

Page 14: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Buna göre 2007/08 Hidrometeorolojik dönem (Ekim – Nisan) yağışları;

Lefke’de; 185.2 mm sezon içerisinde iki kez batısındaki ağaçlandırma sahasına kadar kar yağışı olmuştur. Nisan ayından itibaren kuraklık ağaçlandırma sahaları için önemli bir oranda kuruma bildirilmemiştir. Yeşilırmak – Bademliköy arası Mayıs ayında ekstrem yağış almıştır.

Güzelyurt; 144 mm Serhatköy ağaçlandırma sahası 1994 – 95 – 96 yılı dikimlerinin yapıldığı alandaki Akasyalar (Çukur alan) dondan etkilenmişlerdir. Yeni ağaçlandırma sahasına dikilen fidanlar Mayıs ayı sonuna kadar sağlıklı izlenmiş sonrasında hızlı bir kuruma sürecine girerek tümü kurumuştur. Bu yörede Mart ayından başlayarak devam eden kurak bir periyot söz konusudur. Ocak ayından sonra hazırlanan dikim sahaları, sezon sonuna kadar depo yağışı almamıştır. Sonrasında Mart ve Nisan ayı yağışlarının geri kalması nedeni ile tümü kurumuştur.

Tesbit edilen odur ki; Güzelyut’da Şubat ayında düşen yağış bu sahaya düşmemiştir. Alayköyde ölçülen datalar bu bölge için daha gerçekçi görünmektedir. İlginç olan sürümden sonra özellikle bölme 141’de bol miktarda orkidenin çiçeklenmesidir. Serhatköy bugüne kadar kayda değer yağış almamıştır. Kırmızı marlı sahalardaki fidanlar kurumuştur.

Alayköy; 105.2 mm Aslanköy – Serhatköy ağaçlandırma sahası arasındaki sırttan Kuzeye bakan yamaçları Ocak – Şubat ayları arasında D6’larla sürülerek Şubat ayı içinde dikim yapılmıştır. Dikimden sonra depo yağışına neden olacak yağış olmamıştır. Fidanlar Mayıs ayından sonra süratle kurumuşlardır.

Lefkoşa; 96.7 mm sadece Aralık ayında vegetasyon için nisbi bir rahatlama vardır. Öteki tüm aylar kurak geçmiş ve halen kurak periyot devam etmektedir. İlginçtir Lefkoşa içindeki Kanlıdere’nin Batısı (Metehan sırtları) ağaçlandırma sahası (1992 – 2003) henüz bu kuraklıktan etkilenmemiştir. Kanlıdere ve Yan kolları Temmuz ayında tamamen kurudu. Yakıcı etkisini Kuzeydeki flish serisi üzerine tesis edilen Cumhuriyet Ormanı yeşil Kuşak Ağaçlandırması üzerine olmuştur. Değirmenlik ormanının Batısında yer alan 1968 – 73 yılı tesisi Okaliptüs Plantasyonu büyük oranda tahrip olmuştur. (Detay Rapora Bakın) (Ekim ayındaki sağanak dışında kayda değer yağış olmamıştır)

Taşkent;163.8 mm Bu data Taşkente yakın alanlar için geçerlidir. Buradaki ağaçlandırma sahalarının hala daha direnmeye devam etmeleri Aralık ve Şubat ayı yağışlarını Lefkoşa’dan daha yüksek olmasına bağlanabilir. Ancak daha Güney Doğudaki Okaliptüs plantasyonu anlaşıldığı kadarı ile Lefkoşa’ya düşen yağışı da almamıştır.

Değirmenlik: 73.3 mm. Bu yöre için bügüne kadar ölçülen en düşük değer Bovill 1901 – 02 dönemi için 125 mm değeri vermektedir. Bir sonraki dönem için Kasımdan – Mart ayı sonuna kadar 211.7 mm değer verilmekte Mart ve Nisan aylarında yağış düşmediği kayıtlıdır. Kurak ekstrem yıl olan 1995 le kıyaslandığında 1995’in öncesindeki 94 Kasım yağışları ve 95 Temmuz ayı ekstrem yağışları nedeni ile vegetasyon açısından 1995’in daha avantajlı bir yıl olduğu görülmektedir. Değirmenlikte 2007’in Haziran ayından bugüne devam eden Kurak bir periyot söz konusudur.

Alevkaya: 141.2 mm Nisan ayında yağış yok vegetasyon için sadece Şubat ayı yağışları tatminkar 2007’nin Haziran ayından beri devam eden kuraklık, Sandallar kuruyor sığ toprak üzerindeki çamlarda kurumalar Güneyli ağaçlandırma (Kalavaç) sahalarında kurumalar 72-73 kuraklığından daha yakıcı sonuçlar oluşmasının başlıca nedeni Vegetasyon dönemi (Mart – Nisan ) yağışlarının sıfırlanmasıdır. İstasyona Ekim ve Kasım aylarında düşen düşük seviyeli sağanaklar bu yörede kuraklık etkisini geriletmedi.

Page 15: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Ercan: 71.5 mm 2007 Sonbaharından itibaren kongomera üzerindeki servilerde görülen kurumalar Eylül ayı sonu itibarı ile uç Batı yakasındaki Halep çamlarına da geçti. Çömlekçide 2007’de tesis edilen yeni saha %70 oranında tahrip oldu. Ercana Eylül ayında düşen sağanaktan sonra kuraklık etkisi kısmen kırıldı. Aslanköyde 1997-98 yılında kurakçıl redzina üzerinde tesis edilen alanın uç Kuzey Batısındaki kuruma ve sararmalar Eylül – Kasım sağanakları ile sonlanmıştır.Geçitkele: 142.2 mm Bu havzada Şubat ve Mart ayları yağışlarının biraz tatminkar olması nedeni ile kuraklık etkisi daha az hissedilmiştir.

Ziyamet; 293 mm 2007/08 Ağaçlandırma sezonunda ağaçlandırılan alanın Kuzey Doğu ucu Aralık ayı yağışları normal değerlerin üzerinde Ocak, Şubat ve Nisan ayı yağışları tatminkar ardından Mayıs ayındaki 20.7 mm yağış can suyu görevi gördü. Temel olumsuzluk Aylar içerisindeki yağış dağılımının 1-2 günle sınırlı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yıl dikimi yapılan fidanlardaki kurumalar çoğunlukla Türkiye’den getirilen kaplı fidanlarda olmuştur. Tüplü fidanlarda ekstrem (Erozyon havzası) dikilen alanlarda Ağustos ayından sonra kurumalar gözlemlenmiştir. Kaplı fidanlarda kuruma oranı % 70’in üzerinde olmuştur. (Özellikle volkanik kayalıklı topraklı alanlarla , plastik marnlı alanlar) Doğal vegetasyonda herhangi bir sarsılma olmamıştır. Versari ormanında 1990’lı yıllarda kayalık bir alanda yapılan servi dikimlerinde kabuk böceği gözlemlenmiştir. Ayni olgu Kavalis ormanında doğal şartlarda gelişen servilerde de gözlemlenmiştir.

Dipkarpaz: 381.7 mm Aralık ayı yağışları astronomik Ocak, Şubat ayları tatminkar vegetasyon ayları olan Mart ve Nisan ayındaki yağışlar hiç denecek kadar az yağışlar kuvvetli sağnaklar halinde düşmüş olduğundan yer altına intikal eden yağış sularında azalma olmuştur. Karpaz Ormanında değişik tarihlerde yapılan etütlerde doğal vegetasyon örtüsünde herhangi bir sarsılma izlenmemiştir. Sandallar ve diğer türler canlı bulunmuştur. Pınarlar akışlarını sürdürdü, ancak Bölme 194’te özellikle Fıstık çamlarının kuraklıktan etkilendikleri, 193’te Ekmekçi Tepesinin Batısı, 192’de ve 188’de Değirmenlik flish serisinin devamı olan kalkerli beyaz marnlı topraklarda açılan teraslarda yapılan Kızılçam dikimleri kuraklıktan etkilenmiştir. Bu toprakların suyu geçirgenliği zayıftır. Sağnak halinde düşen yağışları tutma oranı düşüktür. Kurumaların esas olarak toprak yapısından kaynaklandığı düşünülmektedir. Karpaz Ormanının Doğusunda bulunan Dipkarpaz ve Batısından bulunan yeni Erenköy Ağustos ayı içerisinde sırasıyla fırtına eşliğinde 47 mm ve 29 mm yağış almıştır. Bu yağış iki yerleşim yeri arasında bulunan havzada kuraklık etkisini sıfırlamıştır. Haziran ayında Ekmekçi Tepesinin Kuzeyinde kalkerli marnlı yapı üzerinde doğal olarak gelişen küçük servi mesceresinde kabuk böceği gözlemlenmiştir. Eylül ayı sonunda gözlemlenen sağnak yağış – Balalan – Yeşilköy – Kaleburnu-Sipahi hattında Karpaz ormanında etkili olmuştur.

Kantara: 336.2 mm Mayıs ayında 35.5 mm yağış ölçülmüştür. Bu yöreden bildirilen sonuçlara bakıldığında istasyona düşen yağışların Güneyli yamaçlarla aşağıdaki çukur havzalara düşmediği anlaşılmaktadır. Bölme 119, 120, 212, 122, 123’teki ağaçlandırma sahalarında kurumalar olmuştur (Tesis yılı 2003) sırt boyunca Sandallar yapraklarını kurutmuştur. Eylül ayındaki sağnak yukarıda adı edilen bölmelerde etkili olmuştur. Yörede Ekim ayında yağış olmamış. Kasımda şiddetli sağanak almıştır.

Salamis; 88.7 mm yağış dağılımına bakıldığında bir tek Aralık ayındaki yağış az tatminkar öteki aylar çok az yağışlı Mart ve Nisan aylarında kayda değer yağış yok. Çamlarda Kabuk Böceği gözlemlendi. 2001 – 2003 yılları arasında dikilen Halepçamlarında sarsılmalar izlenmiştir. Eylül ve Ekim aylarında tatminkar yağış almamıştır. Genel olarak Karpaz yöresi hariç kuraklık etkisi tüm ağaçlandırmaları ve bikri örtüsünü Aralık ortası itibarıyle sarmalına almış bulunmaktadır.

15

Page 16: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

DETAY RAPORTAHRİP OLAN AĞAÇLANDIRMA SAHALARI VE YENİDEN İNŞASINA YÖNELİK DÜŞÜNCELER

DEĞİRMENLİK FLİŞ SERİSİ(Değirmenlik Ormanı, Lefkoşa Yeşil Kuşak, gençlik Ormanı, Cumhuriyet Ormanı, Gönyeli Göleti)Jeolojide Değirmelik formasyonu olarak adlandırılan ve üzerinde 1892 yılından beri ağaçlandırma yapılan alan, ingiliz ormanlar tarafından ”Hummocks” olarak adlandırılan Değirmenlik flish serisi. Jeolojik çağlarda Kuzeydoğudaki bir kaynaktan taşınmış çökellerden oluşmaktandır.

Beşparmak dağları ve Güneydeki Trodos masif kütlesinin sıkıştırması sonucu, kırıklı alçak yükseltiler kıvrımlı bugünkü yapı oluşmuştur. Üzerinde çalışma yapılan ve bugün 2007 / 08 Hidrometeorolojik dönemde yağışların dibe vurması ile bitki örtüsünde en fazla tahribatın görüldüğü bu saha başlıca kumtaşı, kil ve marn bileşiminden oluşmaktadır. Ve orta miyosen (tortoniyen) yaşlıdır. Oluşumu sırasında tamamen deformeye uğramadan önce şiddetli itilmelerle sıkışık şekilde kıvrılmış ve üst üste yığılmıştır.

Seri içindeki kum taşlarının aşınmaya dayanıklı oluşu nedeni ile sırtlar şeklinde, komşuları kil ve marnların ise daha yumuşak ve kolay aşınır özellikleri dolayısı ile çukur oluklar halinde dalgalı bir görünüş sunarlar. Kum taşlarının taneleri inceden kalına kadar çeşitli tane guruplarına yer vermektedir. Çimento maddesi silistir. Bütün elemanları tuz içermektedir.

İki sırt arasındaki oluklarda ve yamaçlarda orta dereceli ince taneli kumlu balçık topraklar,, Taşıma alüvyonların biriktiği dar Vadicikler içerisinde killi balçık topraklar kum taşlarının dikey ve yatay tabakalanma gösterdiği ve yüzeye vurdığı alanlarda kontak halde şiltli balçık topraklar gelişmiştir. Bu serinin toprakları Adanın en fakir topraklarını oluşturmaktadırlar. Suyu geçirgenlikleri iyi ancak yazın buharlaşma çok hızlıdır. Kireç oranı yüksek ayrışabilen tuz oranı % 0.064 – 0.070 Azot oranı % 0.021- 0.060 organik madde oranı %1.2- 0.8 fosfor oranı 2.97-3.2 Na 100-180 ppm patosyum 70.2-88.8 olup Bu sonuçlara göre organik maddece zayıf, azot, fosfor yönünden fakir topraklardır. PH. 7.7 – 7.9 ve bazı ekstrem taşınma havzalarında 8’in üzeridedir. Hafif alkalen topraklardır. Doğal bitki örtüsünden yoksun olduğu için Toprakta üst horizon (Ah) humus gelişmemiştir. Seyrek olarak Zizipuslotus, Gabbarıs spinoza, Thimus capitatus, sarcopoterium spinozum ve yaygın olarak Noaea mucromanta garık, alçak bitki örtüsü ve kum taşlarının duvar ördüğü alanların bitişiğinde de cratagaus azeralus, tutunarak günümüze kadar gelebilmiştir. Yağışların nispeten fazlalaştığı Taşkent varoşlarında ve Değirmenliğin Batısındaki havzada bugünkü Girne dağ yolunun Doğu ve Batı havzalarında özellikle kumtaşlarının yükseldiği duvarın Kuzey bakılarında ve kum taşları üzerinde Kızılçam doğal olarak yayılabilmiştir. Flish depolarının büyük bir kısmında Kızılçam süreç içinde şiddetli otlatmalar ve keskin yağış düşüşleri nedeni ile yok olmuştur.Bu topraklar üzerinde gelişen kızılçamlar gerek doğal yolla gelenler gerekse ekim/dikim yolu ile getirilenler bazı dere havzaları hariç uygun çap ve boy geliştirememişlerdir. Bu da topraktan kaynaklanan bir sorun olarak algılanmıştır.

Değirmenlik flish serisinde tamamen çıplak olduğu dönemde 1892 – 1883 dikim sezonunda çalışmalara başlanmıştır. İlk ele alınan sel deresi havzaları olup bu havzalar içerisinde Taştan Göletçikler yapılıp arkalarına Kızılçam, servi, okaliptüs demirağacı ve Akasya dikilmiştir. Sel havzaları tamamlandıktan sonra tepeciklerin yamaçları ele alınmış ve her yıl çalışmalara devam edilmiştir. 1914 yılına gelindiğinde 2x3 mil karelik bir alan bitki örtüsü ile kaplanmıştır. (A.k Bovill 1902 – 1915) Bovill kaleme aldığı ilk raporunda (1902) bu çalışmaları çok güzel özetlemiştir.

16

Page 17: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Gelecekte izlenecek yöntemleri açığa çıkartmak için verilen bu uğraşları tekrar anmak yararlı olacaktır.

1892 -93 dikim sezonunda derin dere ve sel derelerinde taş bentler yapılarak artlarına 3 000 adet Kıbrıs akasyası (çiçek saksılarında yetiştirildi) ve 1 000 adet servi, Demir ağacı ile okaliptüs dikildi. İlk iki türde yüksek oranda başarı elde edildi. Araştırmalara 1893-94 ve sonrasında da devam edildi. Dikimler derin dere yataklarına yapıldı. Yapılan deneme dikimleri sonucu Akasyanın yağmur sularından başka suya ihtiyaç duymadan gelişebildiği not edildi. Bu havzada 7 yıl çalıştıktan sonra, daha batıya Haspolat toprağı olarak görülen havzaya kaydırılmış ve 1900 – 1901 dikim sezonunda (dikimler genellikle Aralık ayında yapılıyordu) 26 000 akasya ve 49 000 servi dikilmiştir sezonun az yağışlı geçmesi nedeni ile tüm serviler kurumuş ve en çok 10 000 kadar akasya hayatiyetlerini sürdürebilmişlerdir. Dikimlere devam edilmiş, Aralık 1901 de 22 000 Akasya ve 30 000 servi dikimi yapımlı yağışlar yine az olmuş ancak başarı oranı geçen sezondan daha iyi olmuş 18 000 akasya ve 10 000 servi yaşamlarını devam ettirebilmişlerdir.

Çalışmalar devam ettirilmiş, neticede bugün değirmenlik ormanı olarak adlandırılan orman yaratılmıştır. Bu havzada başlangıçta tohum ekimi de yapılmış ancak sonuç başarısız olmuştur. Değirmenlik ormanında bu dikimlerden tohumla gençleşen Kızılçam mesçeresi oldukça seyrek olarak varlığını sürdürebilmektedir. Ancak Kıbrıs akasyası gençleşerek günümüze ulaşamamıştır. Ki Bovill’in raporunda akasya odunun kireç ocaklarına satıldığı kayıtlıdır.

2007/08 kuraklığında, değirmenlik ormanında don vuran tüm akasyalar (Gerek dikim gerekse yakın geçmişte yapılan dikimlerle tohumla gelen) kurumuştur. Bu olgunun geçmişte de tekrarlanmış olması kuvvetle muhtemeldir.

Değirmenlik ormanına 1968 – 73 yıllarında girilerek Dozerle makineli teras açılmış (catastrip) ve geniş bir havzada okliptüs, Kızılçam, servi ve fıstıkçamı dikimleri yapılmıştır.

1972/73 yıllarında baş gösteren ekstrem kuraklık nedeni ile Değirmenlik ormanı ağaçlandırma sahalarında fidanlara su verilmesine rağmen kuruma oranı % 50 olmuştur. )Çoğunlukla Fıstıkçamı ve okaliptüs türleri) ( Ayni periyotta Alevkaya da sığ topraklar üzerinde olan çamlarda özellikle Mavron oros ve Melunda ormanında belirgin oranda kurumalar olmuştur) (Annual Report of the Northern Range Dıvısion 1973) 72/73 kurak periyodunu atlatan geri kalan fidanlar büyüyerek orman vasfını kazanmış ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Çoğunlukla başlıca 4 tür Eucalyptus astringens, E. Brockwayii, E. Occidentalis, E. Sargenti 7-12-20 metreler arasında boylanarak. Ana mescereyi oluşturmuşlar ve bazı yamaçlarda bunların arasına tohumdan gelen Kızılçam katılarak bozuk vasıflı bir orman oluşturmuşlardır

1974’den sonra sahanın batı yakasında yapılan akasya ve E. Camaldulensis dikimleri günümüze ulaşmıştır. Bu akasyalardan özellikle dere yataklarında tohumdan gelen bireyler gözlemlenmiş sonrasında 2001 de bu orman içerisinde ve bitişiğindeki Güneyli hali arazilerde yapılan ağaçlandırmalarda bol miktarda akasya kullanılmıştır. 2002 de Değirmenlik ormanının uç kuzeyinde 74 öncesi yapılan teraslamaların devamına bazı boşluklarda hazırlanan alanlara çoğu yamaçta ise direkt çukur dikimi Kızılçam ve çoğunlukla akasya ekilerek boşlukların kapatılmasına çalışılmıştır.

Bu gün gelinen nokta da görünen odur ki tüm bu saha eski ve yeni dikimleri ile %30 -80 arasında tahrip olmuştur. Özellikle tüm akasyaların (eski ve yeni) dondan etkilenerek kurumaları dikkat çekicidir.

17

Page 18: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Değirmenlik Flish Serisi Üzerine Orman Dairesi tarafından Tesis Edilen Ağaçlandırma Sahaları, tesis Yılları ve Dikilen Fidan miktarı:

İmar Yılı Hektar Dikim (Adet) DiyecekGençlik Ormanı 1985 – 1991 70.1 60 000 Akasyaların tümü kurdu. Çamlarda Kabuk Böceği

(% 30 – 40 oranında kurumalar) Şiddetli kurumalar

Cumhuriyet Ormanı 1987-1991 100.4 150 000 Büyük oranda kurumalar

BRT 1991 – 1998 10 10 000 Hiç etkilenmedi

Gönyeli 1987 -1992 15 30 000 Akasyalar ve Fıstıkçamları kurudu

Yakın Doğu Üniversitesi 1991 24 37 000 Kurumalar görüldü. Üniversite yönetimi fidanlara su verdi.

Lefkoşa Yeşilkuşak 1999 459 546 878 Şiddetli kurumalar tüm akasyalar kurudu (% 50 -30Hamitköy arası büyük oranda tahrip oldu)

1999 64 67 500 Bahor daha az oranda tahribat(Şiltli alanlar şiddetli derecede etkilendi)

2000 290 301 416 Taşkent yolu boyunca tahribat daha az(Şiltli alanlarda etkilenme)

2000 285 297 239 Tüm akasyalar kurudu çamlarda daha az kuruma(Haspolat Göletinin Kuzeyi ve Batısı deneme sahasında blok yatay kumtaşları üzerindeki Çamlar, akasyalar kurudu. Teraslarda çamlar akasyalar kurudu Teraslarda okaliptüsler sağlıklı.

Değirmenlik Ormanı 2001 188 229 813 Akasyaların tümü yok oldu.2005-07 (çamlarda 2007 yılından başlayan kurumalar)

47 000 Akasyalar kayboldu.

Page 19: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

2007 -08 Taşkent 38 000 dikilen tüm fidanlar kurudu. Değirmenlik ormanında (Tesis yılı 1968 – 1973) okaliptüs türlerinden şiddetli derecede etkilenen başlıca türler E. Sargenti ve E. Asrtingens’tir. E. Occidentalis % 20 oranında E. Brockwayii ise kurak periyodu, atlatmayı başarmıştır. Bu türler ayni yıllarda dikilen ve tespiti yapılan diğer okaliptüs türlerinden kurak periyodu atlatabilenler aşağıya çıkarılmıştır.

1. E. Sideroxylon tekil bir birey olarak varlığını sürdürüyor. Nisan aylarından itibaren yaprak ebatlarını küçülttü, tomurcuk ve meyve yapmadı.

2. E. Transcontinentalis küçük bir gurup olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.3. 42’ler değişik forumlar bulunan bu tür değişik noktalarda bu periyodu atlatabilmiştir.

1974’ten sonra dikilen E.camaldulensis var. obustlar kuraklıktan etkilenmiştir.

1999 – 2002 yılları arasında dikilen ve genç fidan durumunda bulunan E.sargenti, E. Occidentalis, E. Astringens, E. Astringens alt formu, E. Torquata bu periyodu atlatmışlardır. E. Torquatalarda sarsılma izlenmemiştir.

Akasyalardan denem sahasına 2001 yılında dikilen Acacia aneura, prosopislerden P.glandulosa kuraklık ve dondan etkilenmemişlerdir.

Eski dikimlerden serviler derin topraklı alanlarda sarsılamalarına rağmen kurak periyodu atlatmışlardır. Çamlarda gerek kuraklık gerekse kabuk böceği kaynaklı kurıumalar izlenmiştir.

Page 20: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

DEĞİRMENLİK FLİSH SERİSİ ÜZERİNDE TESİS EDİLEN AĞAÇLANDIRMA SAHALARI(2007-08 Hidrometeorolojik Yılında Etkileşim %30-80 arası)TAHRİP OLAN SAHALAR TABLOSUSerisi Bölme

NoBölgesi Tesis

YılıSembolü Alan Diyecek

LEFKOŞA 10 Gönyeli 1972 Çz, Sr3, a3 3.0 Yaz sezonu boyunca sarsılma izlendi.Gönyeli 1987-

92Çz, Kba 8.2 Şiddetli oranda etkilendi. Tüm akasyalarda kurumalar

Gönyeli 1992 Çz, cfa 4.9 Tüm Fıstıkçamları kuruduGönyeli 1974

öncesi1.0 Gönyeli darboğaz arası Plümer Koruluğu karşısı tepecikler üzerinde

bulunan Batı Avustralya orijinli okl. Hiçbir sarsıntı görülmesi (tanı için meyve, tomurcuk alınacak)

Cumhuriyet Or.

1987 -91

Çz, Sra3-1 çz,sra3-2

6.811.8

Şiddetli kurumalar

11 CumhuriyetOr.

1987-91

Çz Sra.3 81.8 Şiddetli kurumalar

12 Yeşilkuşak 1999 Çz kba 101.4 Şiddetli kurumalar tüm akasyalar kurudu13 Yeşilkuşak

Gençlik Ormanı

1999

1985-91

Çz Sra KbaÇz kba-1Çz kba 2.

Çz sra-3

37.915.98.8

70.1

Şiddetli kurumalar Şiddetli kurumalar Tüm akasyalar, çamlar ve servide kurumalar oluklarda daha az oranda, kabuk böceği zararlısı tesbit edildi.

14 Yeşilkuşak 1999 Cz kba 108.6 Öncelikli şiltli alanlar üzerinde kurumalar15 Yeşilkuşak 1999 Çz kba 82.2 Şiltli alanlarda şiddetli kurumalar17 Bahor 1999-

2000Çz3 kba 111.6 Şiltli alanlarda şiddetli kurumalar

18 Ve Üstü 2000 Çz Sr kba 106.5 Şiltli alanlarda şiddetli kurumalarLEFKOŞA SERİSİ TOPLAMI(Gönyeli Hariç)

743.4 Lefkoşa Serisi Toplamı: Yeşil kuşak alanları içerisinde Yakındoğu Üniversitesi ile bazı Hamitköylü şahıslara ait tapulu alanlar vardır. Yeniden tesis çalışmalarında bu olgu göz önüne alınmalıdır.

ALEVKAYA 118 Taşkent Yolunun Doğusu

2000 Çza 121.5 Akasyalar kurudu çamlarda daha az kuruma

Page 21: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

129 Sarıcatepe 2000 Çza 32.7 Şiltli alanlar ve blok kumtaşı üstü sığ topraklarda kurumalar okl etkilenmedi.

120 Kuzey 2000-01

Çza 37.4 Etkileşim daha az

119 Güngör yolunun batısı

1968-73

Bo k 5.4 E.astringenslerde ve E camal.var obusta’da kurumalar

120 Göngör yolu batısı

68-73 B ok 18.6 E.astrıngen, E sargentilerde kurumalar

125 Batı 68.73 C ok 31.7 E. astringens ve sargentilerde kurumalar126 Çiftlik Üstü 68-73 B ok 53.3 E.astringens ve E sargentilerde şiddetli kurumalar (Özellikle Güneyli

sığ topraklı yamaçlarda(Bu bölmenin orta havzası (yol güzergahı) çöplük alanı olarak ayrılmıştır) Dikimde dikkate alınması gerekmektedir. Sargenti alt forum, brockwayii 42’ler sideroxylon etkilenmedi. Occidentaliste çok az kayıp

127 Sonraki bölme 1968-1973

B çz, ok, p6 88.4 Yol kenarları ve yakın yamaçlarda dikili astringensler’le sargentilerde zarar var. Tüm akasyalar kurudu.

131 Sonraki bölme 1968-1973

Bc,çz,ok,sr 47.7 Etkilenim düzlüklerde sargenti.

132 Girne Dağ yolunun Batısı

1968-1973

B cz, ok,sr 72.2 Ayrıntılı etüt yapılması.Deneme sahasını içermektedir. Ortası tellidir. Yapılması.

1983 Çza 30.0 Büyük oranda tahrip olduTOPLAM SAHA 540.9

Tahrip olan Okaliptüs sahaları ile bitişiğindeki alanlarda özellikle çalışılmalıdır.

21

Page 22: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

22

Page 23: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Değirmenlğin Doğusu, Kalavaç – Serdarlı yörelerinde tahrip olan bölmeler (%30 – 50) aşağıda gösterilmiştir. 1998 yılı dikimleri.

142 Çza 6.4 Kalkerli marn (askeri bölge)143 Çza 9.3 Flish144 Çza 112.2 Flish + Kalkerli marn (askeri saha)146 Çza,sra 12.1 Yol üstü konglomera+terrarosa149 Cz sra 11.2 Atış alanlarından etkilenen saha150 Çz sra 28.7 Atış alanından etkilenen saha151 Çz sra 38.6 Alevkaya güneyi

Öncelikli ele alınacak olanlar 151,152-153’te Kalavaç –GörneçArasındaki araziler, kurumalar şaşırtıcı, oligosen flishkulliviyal Topraklar + Flish D

152 Çz sra 61.3 Kalavaçın Kuzeyi Akbelen sırtının batısı153 Çz sra 114.6 Kalavaç, Karaburun-Akbelen sırtları arası

Çza 10.6 Serdarlı Göleti154 Çza 2.2 Serdarlı Göleti158 Çz sra 157.2 Serdarlı ,Ergenekon Etüt Proğram verilecekTOPLAM 564.4 (Bölme 151, 152, 153’te etkilenen % 50 sahalar boşaltılıp derin sürümlerden sonra Harup, zeytin, Servi, Prosopis ve okaliptüsle (turquata, occidentalis- meliodora- wooswardi) ağaçlandırılacaktır.

LEFKOŞA YAĞIŞ ZİKZAKLARI YADA SALINMALARI:1886-1907 yılları arasında 23 yıllık en yüksek kış yağışı (kasımdan – Nisan ayı sonuna kadar) 16 inç (406.4 mm ) en düşük kış yağışı 5 inç (127 mm) ortalama 11.15inç (283.1 mm) (aktaran Hutchıns 1909) Yıllık yağış bazında 1 Kasımdan bir sonraki yılın Ekim ayı sonuna kadar) 19. yüzyılın sonlarında 5 yıllık periyotlar için 422 – 423 mm ve 318.7 mm’lik yağış değerleri verilmektedir. (Bovil 1915)

1980 – 1990 20. yüzyılın son çeyreğinde sezonluk yağış miktarları (mm) (Kasımdan –Bir sonraki yılın Ekim ayına kadar) 10. yıllık periyotlar halinde değerlendirme.

Kış Yağışı(mm) Yaz Yağışı(mm) TOPLAM (mm)1980-81 310.5 37.1 347.61981-82 215.9 21.1 327.01982-83 141.8 70.7 212.51983-84 232.3 25.7 258.01984-85 305.1 27.0 332.11985-86 201.1 98.6 299.71986-87 301.4 65.8 367.21987-88 274.8 77.0 282.51988-89 228.9 52.7 281.61989-90 193.8 33.6 227.4

Bu periyot içerisinde ölçülen en yüksek kış yağışı 310.5 mmBu periyot içerisinde ölçülen en düşük kış yağışını 141.8 mm

OTALAMA 226.1 mm dir.

Page 24: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Bu Periyotta yağışların 200 mm.nin altına düştüğü sezon sayısı 2, 280 mm.nin üstüne çıktığı sezon sayısı 3

İkinci 10 yıllık sezon (1990 – 2000)

Kış Yağışı(mm) Yaz Yağışı(mm) TOPLAM (mm)1990-91 117.8 13.6 131.41991-92 283.3 66.3 349.61992-93 203.6 25.7 229.31993-94 280.2 74.4 354.61994-95 180.9 74.0 254.91995-96 188.5 33.3 221.81996-97 228.2 53.1 281.31997-98 191.0 34.5 225.51998-99 258.8 56.8 315.61999-2000 217.0 64.8 281.8

Bu periyot içerisinde ölçülen en yüksek kış yağışı 283.3 mmBu periyot içerisinde ölçülen en düşük kış yağışı 117.8 mm

ORTALAMA 200.5mm

Bu periyotta yağışların 200 mm altına düştüğü sezon sayısı 4.280 mm nin üstüne çıktığı sezon sayısı 2 üçünçü on yıllık peryot 2000 – 2010 sezonu için son 8 sezon

Kış Yağışı(mm) Yaz Yağışı(mm) TOPLAM (mm)2000-01 295.8 96.5 392.32001-02 286.2 136.2 422.42002-03 463.0 98.2 561.22003-04 344.6 118.3 462.92004-05 204.9 128.5 333.42005-06 210.5 82.2 292.72006-07 168.8 67.7 236.52007-08 ~ 94.7 ~ 30.0 ~124.7

Bu periyot içerisinde ölçülen en yüksek kış yağışı 463.0 mmBu periyot içerisinde ölçülen en düşük kış yağışı 94.7 mm

ORTALAMA 278.8 mm

Dönem içinde 200 mm altına düşen sezon sayısı 2. Sezon içinde 280 mm üstüne çıkan sezon sayısı 4.

Başa dönecek olursak, 1886 – 1907 yılları arasında Hutchins 20 yılın ortalamasını 283.1 mm en yüksek kış yağışını 406.4 mm en düşük kış yağışını ise 127 mm olarak belirledi. Son 27 yıla bakıldığında en yüksek 463 en düşük 94.7 mm görülmektedir.

Tüm kış yağışları (1980 – 2007) ortalaması 244.7 mm dir. Bu değer 1941-1970 periyodu için

24

Page 25: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

255 mm dir.

Hutchins’in hesapladığı şekliyle alırsak 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başlarında Lefkoşa’da ortalama Kış yağışı 283.1 mm

20. yüzyıl sonu ile 21 yüzyıl başları kış yağışları 244.7 olup arada 38.4 mm lik fark vardır.

1980 den sonra elimizdeki verileri sağlıklı olarak değerlendirecek olursak.

Mak. Kış Yağışı Minimum kış yağışı Ortalama 10 Yıllık PeriyotOrtalaması

1. Periyot 310.5 141.8 226.1 240.5 (10 Yıllık)2. Periyot 283.5 117.8 200.5 214.9 (10 yıllık)3. periyot 463.0 94.7 278.8 258.5 (12 Yıllık)

1. Periyotta minimum kış yağışı 141.8 mm yaz yağışı 70.7 mm ölçülen sezon 1982 – 83 sezonudur. Ağaçlar yada fidanlar üzerinde etkisi olup olmadığına dair bir kayda rastlanmamıştır.

2. Periyotta minimum kış yağışı 117.8 mm, yaz yağışı 13.6 mm ölçülen sezon 1990-91 sezonudur. Bu sezonda tesis halinde olan gençlik Ormanı yada Cumhuriyet Ormanında herhangi bir rahatsızlık izlenmemiştir.

3. Periyotta minimum kış yağışı 94.7 mm yaz yağışı (henüz değerler alınmamıştır) yaklaşık 30 mm. ölçülen sezon 2007-08 sezonu olup Ağaçlandırma sahaları üzerine yakıcı etkilere neden olmuştur. Detayları verilen Değirmenlik flish serisi dışında Lefkoşa içinde Kermiya’da (Toprak yapısından anlaşıldığı kadarı ile 30-100 cm. altı çakıl olan eski dere yatakları) Fıstıkçamları, genç kızılçamlar ve eser halde E. camaldulensislerde, Ortaköy de anaokulu yanında bulunan gladisyalarda, killi alkalen alanlarda (Kanlı dere Batı yakası) okaliptüslerde (gompasephala) kurumalar olmuştur. Yaz sezonunda Kanlıdere ve Bakır derede akış durmuştur. 1992 yılı tesisi Askeri Bölgeler içinde kalan ağaçlandırmalarda kurumalar izlenmemiştir. Kanlıdere yatağında kökleri suya alışan bazı E. camaldulensisler kurumuştur. Eski alay yerleşimindeki bazı ağaçlarda (E. camaldulensis) kurumalar izlenmiştir.

25

Page 26: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Lefkoşa İçin Ekstrem Kurak Meteorolojik Yılların Analizi1980 Sonrası I. Kurak Yıl Dahil (1982) Yağış (mm)13 Yıllık periyotlar halinde Analiz.

Lefkoşa

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs

Haziran Temmuz

Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık TOPLAM

1982 17 39.6 81.6 7.1 10.6 - - - 4.5 6.0 20.3 19 205.71982-1994(13 Yıllık)

36.8 44 39.6 18.9 18.4 3 2 2.5 1.6 18.5 50 50 285.3

Süreç içinde 200 mm nin altına düşen yıllar (tekerrür 10+3+2 şeklinde uzun süreli kurak periyot.1990 11.6 68.4 58.1 3.1 25.5 - - 4.0 0.2 3.9 0.4 13.9 189.11993 30 42.3 36.7 8.7 19.1 6.6 - - - - 38.9 9.8 192.11995 13.6 7.9 9.4 9.7 5.7 - 65.8 0.2 0.0 2.5 27.5 5.4 147.91995 yılı dahil 13 yıllık periyodun yağış dağılımı şaşırtıcıdır.1995-07-08(13 Yıllık)

54.19.6

38.58.8

30.99.3

23.90.2

26.71.6

17.5 9.9 0.3 8.1 22.3 36.5 59.6 328.3

2008 9.6 periyotların 1941 – 1970 (29 Yıllık periyot) periyodu ile kıyaslanması1941-1970

60 40 35 18 20 7 1 3 10 25 27 75 321

1982-1994

36.8 44 39.6 18.9 18.4 3 2 2.5 1.6 18.1 50 50 285.3

Depo yağışlarına etki eden Aralık ve Ocak aylarında azalış dengeleyici aylar olan Kasım, Şubat, mart ve Nisan aylarında artış. Yaz aylarında Temmuz ayında artış.1995-07 54.1 38.5 30.9 23.9 26.7 17.5 9.9 0.3 8.1 22.3 36.5 59.6 328.35 yıllık yoğun yağışlı periyottan olumlu etkileri Ocak, Ekim ve Aralık aylarında düzelmelerle dolayısı ile depolamaya pozitif yönde etkileşim söz konusudur.1980-07 48.9 46.7 37.4 21.5 22.6 10.2 5.7 1.3 4.6 20.2 43.4 57.4 319.9Şubat mart, Nisan, mayıs, Haziran, temmuz, Kasım aylarında artış genel eğilim yaz ayları yağışlarında artış olacağı yönündedir. Haziran ve Temmuz aylarındaki artış dikkat çekicidir. Ocak ve Aralık dengeye gelemedi Kasım ayı artışları dikkat çekicidir.

Page 27: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

27

Page 28: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Ulaşılan tüm datalar toparlanacak olursa Lefkoşa’da yağış salınımları aşağıdaki gibi özetlenebilir.

1883-1913 Ortalama Yıllık Yağış 373mm (Bovil (1915)1911-1940 “ “ “ “ 368 mm (E. campman 1953)1908 – 1957 “ “ “ “ 375 mm(49 Yıllık) (Ölçümler içerisinden W.D.D.DRWG No:6106 A) Aktaran Forest Departmant April 1967) çevrimler yazara ait)

(K.KT.C de 1958, 59, 60 da ortalama yağışlar 318.33 mm oranında en düşük seviyede seyrettikten sonra Belli bir istikrar kurulmuş ve 72 – 73 de en düşük seviyesine inmiştir. Aradaki sezon sayısı 11 dir. 9 yıl sonra tekrar 300 mm altına düşmüş (1982) 7 yıl sonra tekrar (263 mm) 1989 bir sonraki yıl 220 mm kalımış (1990) 1995’te (160 mm) ( 5 yıl) düşmüştür.

1941 – 1970 ortalama yıllık yağış 321 mm1980 – 2007 ortalama yıllık yağış 319.9 mm1975 – 2007 ortalama yıllık yağış ?

Bu tablo incelendiğinde 1940’lardan sonra Lefkoşa için belli bir yağış istikrarı yakalandığı izlenimi çıkmaktadır. Ancak kurak periyot tekerrürlerine bakıldığında Aralar daralmakta olup sürekli kurak sezonlar kalıcılaşmaktadır.

1933 (K.K.T.C 240.5) 8 yıl sonra 1941 (262 mm)1941 17 yıl sonra 1958, 59, 60 (318 – 330)1960 12 yıl sonra1972, 73 ) peşpeşe 2 yıl 245, 253)1973 9 yıl sonra (1982 Lefkoşa 205.7 mm)1982 7 yıl sonra 1989 223 mm Lefkoşa.1989 1 yıl sonra 1990 223 mm (Lefkoşa)1990 1 yıl sonra 1991 189.1mm (Lefkoşa)1991 2 yıl sonra 1993 192.1 mm(Lefkoşa)1993 2 yıl sonra 1995 147.7 mm (Lefkoşa)1995 3 yıl sonra 1998 228.4 mm (Lefkoşa)1998 1 yıl sonra 1999 241.2 mm (Lefkoşa)

Görüldüğü gibi geçmişte 7 – 17 yıl arası değişen kurak periyotlar 90’lı yıllarda sık aralıklarla (1-2-3) tekerrür etmektedir ve bu olgu 20. yüzyılın birinci ve ikinci periyotlarına kıyaslandığında, ilk iki periyotta böyle bir olgunun olmadığı görülmektedir.

Esas vurucu kuraklık 1972/73 ten (Alevkaya 115 mm’ten sonra ortaya çıkmıştır.

Page 29: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Lefkoşa için sezonluk (Hidrometeorolojik yağış bazında Ekimden bir sonraki yılın Nisan sonuna kadar) yağışlar ve kayıplar.

Normali (1941’den Günümüze kadar yaklaşık ayniOran geçerli)

1982-1983 195.7 mm 255 % 23.1 azalış1989-1990 235.9 mm 255 % 7.5 azalış1990-1991 121.7 mm 255 %52.3 azalık1994-1995 227.6 mm 255 % 10.6 azalış1995-1996 191 mm 255 % 25.1 azalış1996-1997 248.9 mm 255 %2.4 azalış1997-1998 199.3 mm 255 %21.8 azalış

% 50’nin üzerindeki yağış değişikliği 90/91 ve 2007/2008 Hidrometeorolojik dönemlerde gözlenmiş olup FAO’nun 1979 yılında geliştirdiği tanımlamaya göre P/Etp (P: Yağış – evapotranspirasyon) Bu değişiklikler kurak iklime işaret etmektedir.

(1940 -71 meteorolojik datalara göre, Lefkoşa için P/Etp= Yıllık Yağış =32.1 cm potansiyel evapotranspirasyon 106.60 = 0.30

Bu değer yarı kurak iklim tipini denk gelmekte olup kış yağışı 200 – 250 mm olan step bitki örtüsüne işaret etmektedir.

2007/08 ekstrem kurak periyotta Değirmenlik flish serisinde izlenen odurki step’in bodur çalılıkları Noaeamucramanta sarcopoterium spinozum, yarı kurakçıl cratagaus azeralus, calicotome Villosa yenilenememiştir.

Zizipus Lotus gelişimini tamamen durdurmuştur.

Bu bugüne kadar ilk kez gözlemlenmekte olup şiddetli derecede kuraklığa işaret etmektedir. Bu sezon için yukarıdaki formül uygulandığında kurak zona denk gelmekte olup, ekolojik olarak sadece derin vadilerde yukarıdaki türler varlıklarını sürdürebilirler. Tarım mümkün değildi. Ağaçlandırma iki yıl düzenli sulama ile (Kış aylarında) mümkün olabilir. Yine de ekstrem periyotlarına bakıldığında flish serisinde yapılan ağaçlandırmaları etkileyen kurak periyot 72/73 sezonuna denk geldiğinden aradaki yıl farkı 35 dir. 35 yıllık periyotta fidanların ağaç formu olacağı düşünülerek bu seride Ağaçlandırmalara devam edilmelidir.

1995 teki dibe vuruş (160 mm) sonrasında yağışlı bir periyodu da getirdiği unutulmamalıdır. Bu olgu sadece küresel ısınmayla ilgili bir olgu değildir. İklimsel döngüdeki yağış rejiminde de değişiklikler söz konusu olmaktadır. (Okyanus akıntılar, Alize rüzgarları volkanik patlamalar, orman yangınları ısınma şiddetinde artış yağış rejimini etkileyebilmektedir.)

Neticede Kıbrıs Dünyadan soyutlanmış bir alanda bulunmamaktadır. Genel olarak atmosferde oluşan her bozulma Co2 salınımında artış Ülkemizi de etkileyecektir. Anlaşılan odur ki bir tarafta iklimsel döngü öteki yanda atmosferdeki Co2 oranındaki artış kurak periyotların şiddetini daha da artırmaktadır. Yapılması gereken bu kurak periyotta ayakta kalmayı başaran ve daha önce ağaçlandırma yolu ile getirilen türlerin tesbitinin yapılması ve ona göre dikim modellerinin geliştirilmesidir. 2007/08 Ekstrem kurak periyodu, yalnız başına belirleyici değildir. Bir yörenin iklim tipinin ortaya çıkarılmasında en az 7 sezonluk yağış dağılımının değrlendirilmesi gerekmektedir. (Hutckins 1909) Ağaçlandırmada önemli olan budur.

29

Page 30: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

YENİDEN TESİS VE PLANLAMADÜNDEN – BUGÜNE NE YAPILMALI

1909’da Adayı ziyaret eden Doğu Afrika Orman Müdürü sıfatlı Mr. Hutckins Salamis Değirmenlik Flish serisi ve Athalosa ormanında yapılan çalışmaları gördükten sonra Raporunda yağış istatiklerini incelerken Adayı beş ayrı iklim tipine ayırmış ve Mesarya (Flish Serisi dahil) Lefkoşa’nın iklim tipi içerisinde değerlendikten sonra. Bu havzada yarı çöl şartlarının egemen olduğunu belirterek verimli orman (Timber foreıt) tesis edilemeyeceğini not etmiştir. Hutckins verimli orman tesisi için en az mevsimlik yağış bazında (Nisanda başlayıp 31 Martta sona eren dönem) 500 mm lik yağış olması gerekliliğini öne sürerek bu havzada Ancak kesildikten ve yangın geçirdikten sonra kendilerini yenileyebilen Avustralya orjinli Akasya ve okaliptüs türlerinin kullanılabileceğini not etmiştir. A.K. Bovill 1915 te yayınlanan raporda Salamis’te yapılan çalışmaları örnek göstererek verimli orman kurulabileceği vurgusunu yapmıştır.

Orman dairesinin kurucusu P.G. Madon okaliptüslerin kendilerini doğal ormanlar gibi yenileyemeyeceklerini dolayısı ile faydalanma yolu ile bu türlerle tesis edilecek ormanların tahrip olacağı endişesini dile getirmiş ve okaliptüsü sadece yeşil alan ağaçlandırmalarında, köy koruluklarında ve sağlık şartlarının iyileştirilmesi amacı ile kullanımını önermiştir. Zamanın cilvesine bakın ki bu güne Madonun diktirdiği çam, servi, Fıstıkçamı, Harup türleri ulaşamamış ama endişe belirttiği okaliptüsler ulaşabilmiştir.

Bu çok önemli bir noktadır. Okaliptüsler sadece dere yataklarında değil yumuşak dolgu topraklarda da tıpkı çamlar gibi tohumdan gençleşebilmektedirler. Sadece bir noktada açık alanlarla Güzelyurdun Kuzeyinde Siliquide çamların beceremediğini yapmış ve organik maddece zengin topraklar üzerinde meşcere altı ve yanlarında da tohumdan gençleşebilmiştir.

Konuyu dağıtmadan İngiliz döneminde Flısh serisi üzerinde yapılan çalışmalarda Kızılçam ve servi ile başlanmış neticede hızlı büyüyen ve o zamanki şartlarda 6 yaşında rotasyon usulü ile kesilen Kıbrıs akasyasında (Acacia cyanophilla) karar kılınmıştır. Aslında halkın odun ihtiyacını karşılayabilmek için isin kolayına kaçılmıştır. Dikilen bu akasyalar arasına gelen kızılçamların bakiyesi günümüze ulaşmıştır. Mesaryada tesis edilen köy yakıt sahalarında ise çoğunlukla günümüze ulaşan okaliptüsler olmuştur. Okaliptüslerle ilgili olarak açığa çıkarılması gereken diğer önemli bir konuda her kurak periyotta kimi insanlar tarafından dile getirilen okaliptüslerin yeraltı sularını kuruttuğu hikayesidir.

Bu konu ile ilgili olarak dile getirilen İngiliz Sömürge Döneminde yönetim, sıtma ile başedebilmek için, tüm su tutan alanların okaliptüsle ağaçlandırmaları kararı almış ve bu dikim seferberliğinin başına da Aziz beyi getirerek süratle ağaçlandırmayı tamamlamıştır. Aziz bey sonradan sıtmanın önlendiğini ancak bu ağaçların dikildikleri alanlarda suların geri çekildiğini söyleyerek dert yanmıştır. Gerçekte Kıbrıs’ta bataklık olarak adlandırılan alanlar geçirimsiz kil kil topraklar üzerinde yoğun yağışlı yıllarda biriken sulardır. Bu sular yer altına intikal etmezler bulundukları alanlarda buharlaşma yolu ile kaybolurlar, yapılan bu tip alanların çevresine bu tip topraklara uyum sağlayabilen ve belirli bir süre 40 – 80 gün su baskınına dayanabilen okaliptüs türlerinin dikilmesidir. Durgun sular sivri sineklerin üzerlerine havzalarıdır ve orada sağlık şartlarının iyileştirilmesinde okaliptüslerin önemli bir rol oynadıkları 19. yüzyıl Cezayir’inde yapılan ayrıntılı gözlemlerde tesbit edilmiştir. (Bakınız Madon replantik of island of Cyprus 1880) okaliptüsler toprak içerisindeki bağlı sulardan faydalanabilme ve süratle boylanma yeteneğini geliştiren ağaçlardır. Yabancı ülkelerde adapte olmalarının başlıca nedeni budur. Bazı türleri E.Camaldulensis, E. gompasephala 6 metre derine ve intensif saçak kök geliştirme yeteneğine sahiptirler. Yer altı suları bugün 160-300 ayaktan çekilmektedir. Bir zamanlar en azından Lefkoşa’da 1909’a kadar var olan doğal tür Çınar’ın bu mantıkla gidersek su çekmediğini kim söyleyebilir. Su çekimi diğer orman ağaçlarında nasılsa okaliptüslerde de

30

Page 31: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

aynidir. Tekil ağaç halinde suya ulaşabilmek için intensif saçak kök salarlar. Toprak içindeki sudan ve yağış sularından faydalanırlar. E.gompasephala fidanları buna tipik bir örnektir. Yazı kavurucu sıcaklıkta vegetasyonu durdururlar yaprakları kuruturlar ilk yağışta da vegetasyona geçerler.

Kıbrıs’ta plantasyon adını alabilecek geniş alanlarda okaliptüslerin dikimleri yapılamamıştır. Dolayısı ile taban suyunu geri itmeleri de söz konusu değildir. Değirmenlik ormanına dikilen bırakınız 6 metreyi 1.5 – 2 metreye de kök salamamışlardır. (Toprak derinliği 30 cm – 1 metre o da belli alanlarda mevcut) Flish serisinde taban suyu (Sel havzalarını hariç) olduğunu söyleyebilecek aklı başında insan yok herhalde. Gemikonağı’nda bazı bilim insanlarına konu olan okaliptüslere gelince, esas su havzası olan Gemikonağı deresi üzerine inşa edilen Gölet yer altı su akışını etkileyici beton bariyer üzerine tesis edileli çok oldu olmayan yer altı sularını mı çekecek ! Okaliptüsler bu ülkenin ekolojik zenginliğidirler.

Bu gün ağaçlandırmada kullanılan türleri de yarı çöl şartlarına dayanıklı kurakçıl okaliptüsler olup sadece yağış sularından faydalanmak yaşamlarını sürdürmektedirler.

Bu konuyu bitirmeden okaliptüslerle ilgili bir noktayı daha hatırlatmakta yarar vardır. Bu türün ikinci dünya savaşından hemen sonra yeniden hatırlanarak yaygın şeklide dikilmesinin nedeni (1879 – 34 arasında Şehir çevrelerine Bataklık çevrelerine Demir yolu güzergahına dikildiler) 2. Dünya savaşı sırasında yurt dışından deniz yolunun güvenli olmaması nedeniyle odun getirilememesi dolaysıyle yerel ormanların büyük oranda tahribata uğratılması sonucu savaş sonrası ortaya çıkan odun açığını süratle kapatabilmek isteğidir. (Bakınız Mr. Chapman Mis. Cahapmannın okaliptüs raporuna (1953) yazdığı önsöz)

Başa dönecek olursak, Mesarya olarak (Flish serisi dahil) anılan ovada 1878 de ağaç olarak kayda geçen birkaç hurma ile seviden başka (E. chapman 1953 ) bir şey yoktur. Her taraf çıplaktır. Ovalarda sadece çalılar zizipus lotus ve Noaea mucromanta izlenmektedir. İşte Mesarya stepinin doğal türleri Bugün çerde görülen tüm ağaç türleri 1878’den günümüze yapılan dikimlerin sonucudur. Bu olguyu da dikkate alarak dikim modelini flish serisi için şekillendirilebilir.

31

Page 32: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

TÜR SEÇİMİ VE İDEAL DİKİM MODELİTür seçimi için bu gün için göz önünde bulundurulması gereken birinci nokta Lefkoşa ve Değirmenlikte iki ekstrem kurak periyot 1995 – 2008 arasındaki yağış dağılımıdır. Lefkoşa ve Değirmenlik istasyonlarında son 13 yıllık aylara göre ortalama yağış dağılımı (mm) (1995 – 2007)

Ocak

Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran

Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık TOPLAM

Lefkoşa 54,1 38,5 30,9 23,9 26,7 17,5 9,9 0,3 8,1 22,3 36,5 59,6 328,3Değirmenlik 59,5 49,2 30,6 27,7 19,4 17,1 6,8 1,9 6,4 23,3 52,0 60,3 354,2Lefkoşa için sıcaklık değerleri ortalama sıcaklık ( C)

Ocak

Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran

Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık YILLK

(1940 – 71 Periyodu) 10,2 10,7 12,7 17,1 21,7 26,0 28,8 28,9 25,7 21,3 16,4 12,1 19,3

Son 70 yılda ölçülen en yüksek sıcaklık 44 CErcanda 45 C

Minimum mutlak ısı -6 C (Şubat (I. Periyot – 5.6 chapman 1953)Son periyotta Geçitkalede -4.3Hakim rüzgar yönü BatıSon 13 yıl (1995 – 2008) içerisinde şiddetli donların tekerrür süresi 11 yılOrtalama nisbi rutubet değişikliği % 42.5 (Temmuz ve Ağustos)%73.5 Ocak

Son 13 yılda (1995 – 2007) Kış ve Yaz yağışları

Kış Yağışları (mm) Yaz yağışları (mm) TOPLAMLefkoşa 243.5 84.8 328.3Değirmenlik 279.3 74.9 354.2

Page 33: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

33

Page 34: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Lefkoşa için genel eğilim yaz yağışlarında tedrici artış olduğudur. Özellikle yukarıda anılan periyot için bu çıplak gözle gözlemlenebilir (Mayıs – Haziran) özellikle Mayıs ayı yağışlarında süreklilik artmaktadır. Son periyotta 20 mm üzerindeki yıl sayısı 6, 5 mm üzerindeki yıl sayısı ise yine 6 dır. 20 mm üzerindeki yağışlar kurak periyodu kısaltmaktadır.

1980 – 1994 döneminde 20 mm’nin üzerindeki yıl sayısı 5 dir. Ancak 5 mm2nin üzerindeki yıl sayısı ise 3 tür. Genel görünüm yağış miktarında artış olma eğiliminin hissedilmeye başlandığıdır.

Bu flish serisi için olumludur.1995 – 2007 yılları arasında Haziran ayı için kayda değer yağışlı yıllar 7 dir. 1980 – 1994 döneminde ise 3 tür. Son dönemde 55.7 mm gibi yüksek yağış ölçülürken öncekinde ölçülen en yüksek yağış 19.8 mm dir.

Yaz yağışları boş geçen kış aylarında Flısh serisinde (Kalkerli Marn araziler hariç) kısmen dengeleyici bir rolü olduğu yapılan dikimlerdeki fidan gelişimleri (Özellikle yapraklılar)ni olumlu yönde etkilediği not edilmelidir. 2008’de bu yağışların olmaması fidan ve ağaç kurumalarının başlıca nedenidir.

Bu iklim verileri incelendiğinde Nisan ayında başlayıp – kasım ayında sonlanan kurak bir periyodun varolduğu görülmektedir. Bu kurak periyot Mayıs ve /veya Haziran ayı yağışlarının fazlalığına bağlı olarak bölünmekte veya kısaltılmaktadır.

1995 teki bir hafta süreli Temmuz ayı yağışları Lefkoşa çevresinde bitkilerin 20. yüzyılın en kurak yılını atlatmalarına neden olmuştur. Ne yazık ki 2008 de bu olgu tekrarlanmamıştır.

Bu iklim tipinde bu seri için tür seçimini dikte eden başlıca etkenler sırasıyla,1- Jeolojik Yapı Flish (Kum + Kil +Marn)2- Toprak Tipi Kumlu Balçık çoğunlukla siltli3- Toprak derinliği sığ ve orta derin4- Kış yağışları 243 – 250 mm5- Yaz yağışları 75 – 85 mm6- Donlu günlerin şiddeti (Her 11 yılda etkili) yıllık 20.7 gün de don etkisi.7- Ortalama yüksek sıcaklıklar 25.7 C

Bitki yaşamını şu veya bu şekilde etkileyen faktörlerdir. Yukarıdaki uzun izahlara da bakılacağı gibi tüm olumsuzluklar bu seride toplanmaktadır.

Bu güne kadar yapılan dikimlerden çıkarılan sonuç odur ki, en azından ekstrem periyotların da dikkate alınarak amacında belirlenerek tür seçiminin yapılmasıdır. Amaç sahanın hızla yeşil örtüyle kaplanması ve gelecekte ekstrem periyotta kadar boylanabilecek en azından olası ölümler sonucu oldun eldesi elde etmekse ki benim görüşüm budur. Mevcut kullanılan türlere yeni kuraklığa ve donlara dayanıklı türleri ekleyerek sahanın rehabilitasyonunu en geç iki yıl içerisinde tamamlanmasıdır.

Page 35: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Bu güne kadar bu seri ağaçlandırmalarda kullanılıp da çoğunlukla kuraklığı atlatan türler .Acacia aneura (Şiltli alanlarda hafif sararma gösterdi)Prosopis glandulosa (Hiç etkilenmedi)Prosopis alba /chilensis (Yaprak dökerek direnç gösterdi)P.chilensis kuraklığa daha dirençlidir.Eucalyptus occidentalisEucalyptus transcontinentalisEucalyptus torquata

Eucalyptus 42 ve 25 ler (astringens ve sargentinin alt forumları) Derin topraklı alanlarda Parkinsonya ve Boylu akasya (ancak geliştirdiği forum bozuktur) İlave edilecek türler

1- Eucalyptus celelandi2- Ecuclyptus odorata (mallee – ağaç)3- Eucalyptus social (mallee )

Bu türlerin en düşük yıllık ortalama 140 – 200 mm yağışa dayanırlar ve özellikle E. torquata’nın kuraklıkla sınavı gerek flish serisinde gerekse Mesarya da (Aslanköy) ilginç olmuştur.

DİKİM MODELİ VE TÜRLERİN KULLANIMI

Ana Türler Eucaylptus brockwayii, E. occinentalis, E. torquata ve Kızılçamın kullanılacağı model oluklar ve derin topraklı ovalar için geçerlidir. Tali türler Acacia aneura ve Prosopis Glandulaosa , Eucalayptus salupris, E. odorata, E transcontinentalis olarak seçilmiştir.

Yamaçlardaki: E torquata, E occidentalis, Acacia aneura, Acacia salıgna (cyanophylla)

E. social.

Şiltli alanlar: E. torquata, Acacia anecıra, acacia cyanophylla

Selderesi Havzaları: (Yarıntılı ovalar) 40 metre genişliği kadar, E. brockwayii, E. torquata, E. Occidentalis, E. sargenti (9 çiçekli) E. astringens alt forum 42’ler E. Longicornis (deneme sahasındaki ayrıntılı etütlerden sonra karar verilecek türler E. ravida, gardneri)

Tali türler olarak E. salupris ve E salmonophloia tercih edilmelidr. Alt tabaka için prosopis glandulosa P. Alba/chilensis (Prosopis dik çıkan dikensis forum) servi.

Seçilen Türler tabakalı orman tesisine yönelik seçilmiştir. Occidentalis- E. brockwayi Flish serisinde 12-15 metre hatta 20 metreye kadar boylanabilirler. Kızılçamve servi 10 metreye kadar prosopisler 3 – 7 metre A. Aneura, E. sociali 3 metreye kadar çoğunlukla kullanılacak E. torquata 3-7-9 metreye kadar boylanabilirler. Buna göre üst tabaka için E. brockwayi ve E. occidentalis (uygun alanlarda E. longicornis) orta tabaka için Kızılçamlar ve Servi Alt tabaka için E. transcontinntalis, E. torguata en alta’da Akasyalar, Prosopisler ve E. sociali karışık dengeli bir şeklide 1 + 1+ 1 kullanılmalıdır. (Sıralar arası ve kendi içinde dengeli)

E SARGENTİ VE E. ASTRİNGENSLERDE YAĞIŞLARIN DİBE VURDUĞU 07/08 SEZONUNDA (Lefkoşada Hidrometeorolojik yağış 97.7 mm Değirmenlikte 73.3 mm Ercanda 71.5 Salamiste 88.7) Flish serisinde Nisan ayından itibaren kurumaya başlamışlar ve yaz sezonunda kurumalar % 80 oranına ulaşmıştır. (Meriçte ve Vadilide bulunmalarla, Salamiste kumlu kil topraklar üzerinde bulunanlar kuraklıktan etkilenmemiştir)

35

Page 36: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

Ancak astringensin alt türü ve sargentilerin alt türü bu periyodu atlatmıştır. 9 çiçekli sargenti ve sargenti benzeri beyaz – gri gövdeli alt forum orijinal sargentilerin aksine kuraklıktan etkilenmemiştir. Benzer bir periyodun ne zaman tekerür edeceği bilinmediğinden kullanımına devam edilmelidir.

Yerli türlerden (Kızılçam – Servi) 40 yıllık periyot içerisinde bu türler kadar boylanamaz ve artım veremez. Bu açıdan benzer bir periyot tekerrür ettiğinde en azından endüstriyel ekonomik odun eldesi için kullanımlarına devam edilmelidir.

Kesinlikle saf Kızılçam + servi meşçeresi kurulmamalıdır. Türler Karışık olarak tekerrürlü yukarıda verilen tüm türleri içermelidir. Yukarıda verilen türlere ek olarak, kuraklığa dayanıklı olduğu bildirilen Eucalyptus clelandi (140 – 200 mm yıllık yağış talep eder) E. intertexta (140 – 300) türleri ile Parkinsonya/ sadece derin topraklı alanlarda) ilave edilmelidir. Boylu akasya (A. Melanoxylon) derin topraklı alanlarda kullanılabilir. Şiltli alanlarda kullanılmamalıdır.

A. bianalıca ancak kum oranının yüksek olduğu yamaçlarda tercih edilmelidir.

TÜRLERLE İLGİLİ KISA NOTLAR:1- Kıbrıs akasyası (A. Salıgna(senonim A. Cyanophylla) donlara dayanıklı değildir. 4 C den

sonra donlardan etkilenmeye başlar. Flish serisinde dikimine devam edilmelidir. Ancak 8 yaşında kesilerek gençleşmeye zorlanmalıdır.

2- Erozyon akasyası (A. Aneura) Alice spring akasyası kuraklığa ve donlara dayanıklıdır. Çalı formundadır. İyi bir yer örtücüdür.

3- Boylu akasya (Siyah akasya) (A. Melanoxylon) yaban hayatı için önemlidir. Donlara dayanıklıdır. Ancak şiltli alanlarda bozuk form geliştirir. Killi – balçık topraklarda eser halde kullanılmalıdır. Kuvvetli kazık kök yapar uzun ömürlüdür. 1960-63) arasında Lefkoşa’nın değişik yerlerine dikilenler halen yaşamlarını sürdürmektedirler. Kuvvetli derecede yayılıcıdır. (Bkn Vadilideki örnekler)

4- Süs Akasyası (A bianalıca) çiçekleri arı hayatı için önemlidir. Eser halde kum oranı yüksek derin yamaçlarda dikilmelidir.

5- Prosopis glandulosa kuraklığa dayanıklıdır. 3-7 metre bazen daha fazla boylandıkları Salamisteki eski dikimlerinden anlaşılmaktadır (Salamiste bir asırlık örnekleri vardır) uzun ömürlüdür. Geleceğe intikal edebilir. Boylanması için belirli periyotlar dahilinde alt dallarının budanması gerekir.

6- Prosopis alba/Prosopis chilensis kuvvetli kazık kök yaparlar. Boylanmaları için alt dalların budanması gerekmektedir. P. Chilensis’in kuraklığa daha fazla oranda dayandığı rapor edilmiştir. Derin topraklı sel deresi havzalarında mikro alanlarda kullanılmalıdır.

7- Prosopis? Öteki prosopislere göre daha dik çıkar. Salamisteki örnekleri izlenerek çelikten çöğaltılmalıdır. Eser halde dikimleri çeşitliliği ve estetiği artıracaktır. Mevcut tekil bir birey deneme sahasında çok güzel gelişmiştir (Bahor)

8- Pinus halepensis/Pinus brutia flişh serisinde ekstrem kurak periyotta Halepçamı, kızılçamlardan önce kurumuştur. Ancak Gönyeli Göletinde 1973’te dikilenler kurumamıştır. Ancak gelişimleri tatminkar değildir. Derin topraklı kumtaşı sıtlarının kuzeyinde öncelikle kızılçam dikimlerine devam edilmelidir.

9- Servi – seldereleri havzaları ve kumtaşı sırtlarının kuzey bakılarında derin topraklı alanlarda kızılçamla birlikte tercih edilmelidir.

10- Parcinconia aculata derin kumlu balçık ovacıklarda dikilebilir. Siltli topraklara/yamaçlara dikilmemelidir.

11- Eucalyptus occidentalis Bataklık okaliptüsü olmasına rağmen değişik topraklar üzerinde (175 – 300 mm yağış isteği vardır) seride az fireyle kurtulmuştur) dikilebilir. Tamamen kuru topraklardan müteşekkil flish serisindeki performansı ilginçtir.

36

Page 37: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

12- Eucalyptus brockwayii Batı Avustralyada Norseman civarnda dar küçük bir bölgede yayılım yapar yıllık yağış isteği 250 – 325 mm dir. Hafif donlara dayanıklıdır. İsrailde yıllık yağışın 220 – 290 mm olduğu yerlerde başarı ile yetiştirildiği rapor edilmiştir. E occindentalis ile birlikte üst tabaka için tercih edilmelidir.

13- Eucalyptus torquata. Batı Avusytralyada coolgardie den Güney Norsemana oradan da Doğu Kalgoorli’ye kadar olan alanlarda yayılım yapar. Vatanında bulunduğu alanlarda yıllık yağış 200 – 250 mm dir. Sıcak bir yaz periyodu ılıman soğuk hafif don’lu kışlar bulunduğu iklim tipinin karakteristiğidir. Orta derecede taşlı ağır topraklar üzerinde bulunur Kuzey Kıbrıs’ta bilinen ilk dikimleri 1953 yılında vadili deneme sahasına yapılmış ve oradan toplanan tohumlarla yaygınlaştırılmıştır. Halen Vadilide 1955 – 56 dikim sezonunda dikilenleri varlıklarını sürdürmektedir. Flish serisinde siltli alanlardaki performansı umut vaat etmektedir. Ana tür olarak kullanımına devam edilmelidir.

İmza……………………………

Zorlu YIKICIAEK Şube Amiri

37

Page 38: Ekstrem periyot kuraklık hk. 1.12.2008

DEĞİRMENLİK FLİSH SERİSİNDE AĞAÇLANDIRMADA KULLANILABİLECEK ORMAN AĞAÇ TÜRLERİ İÇİN TOHUM TEDARİKİ SAĞLANACAK ALANLAR:

ORMAN AĞAÇ TÜRLERİ

BULUNDUĞU ALANLAR

Acaccia Cyanophylla Kıbrıs akasyası – genelAccacia melanoxylon Siyah akasya (Boylu akasya) Kurudere – Vadili – genelAcacia bianalica Süs akasyası – Hastahane, Kuğulu park, BademliköyAcacia aneara Erozyon akasyası – bahor, Alevkaya , ÇömlekçiEucalyptus occidentalis Değirmenlik OrmanıE. brockwayii Değirmenlik Ormanı, vadiliE.transcontinentalis Değirmenlik Ormanı Batı sınırıE. socialis Deneme sahası (Değirmenlik Ormanı Doğu yakası)E.sargenti 9 çiçekli alt forumlar- değirmenlik Ormanı25’ler Değirmenlik ormanı batı yakası42’ler Değirmenlik OrmanıE.astringens Çoğunluk alt forum – Değirmenlik OrmanıE.odorata VadiliE.intertexta VadiliE.clelandi VadiliE.Longicurnis Vadili – Meriç – deneme sahsı – Değirmenlik OrmanıE.saluprus Vadili - OrtaköyE.salmonophloia Vadili – MeriçE. torquata Değirmenlik Ormanı (deneme sahsı, ağaçlandırma, shl. Aslanköy,

Vadili)Prosopis glandulosa Salamis Değirmenlik Ormanı deneme sahasıProsopis spp. Bahor – SalamisParkinsonya Genel

* Değirmenlik Ormanı deneme sahası çevresi tellenmiş saha içinde kalmış olup 20’den fazla Okaliptüs türü içermekteydi. Prosopis türleri de burada mevcuttur. Kurak periyoda gösterilen direnç tespiti için sahanın etüdü gerekmektedir.

38