ekev akademİ dercİsİ yıl: b sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/d01777/2004_19/2004_19_kocm.pdfda daha...

14
t 1 1 EKEV B 19 (Bahar 2004)------ 77 AÇlSINDAN BiREYSEL VE RUHSAL Mustafa KOÇ(*) Özet Makale, genel olarak döneminde bireysel ve ruhsal olmak üzere iki ana konudan Bu konulardan bireysel ile ilgili olarak öncelikle, dönemine özgü fizyolojik ve psikolojik yer hemen zeka ve bellek Daha sonra konuyla ilgili lar sonucunda tespit edilen bireylerin tipiemeleri Dönemle il- gili fizyolojik olumsuzluklar, toplumsal bireylerin pozitif aktiviteleri ile döneme özgü ödevlerinden bahsedilerek birey- sel konusu Makalenin ikinci ana konusunu ruhsal ge- ile ilgili olarak ise, öncelikle ve yer ve- ve bu dönemdeki cimriliktutumuna Son oldrak makalede ko- nuyla ilgili, stres ve yöntemleriyle psikolojik rehberlik ve hivnetleri konusunda bilgiler Anahtar Kelimeler: Dönemi, Ödevleri, Doyumu, Yüllit:mlt:ri Individual and Psychic Development in OldAge Periodfrom the Development Psychology Standpoint Abstract This article consists of two main subjects: Individual and psychic developments of old age period. Firstly, psychic and psychological changes in the old age period have been mentioned and then the intelligence and memory developments have alsa been con- sidered. In addition, by considering previous researches on subject, different personaUty stereotypes of e/der individuals have been mentioned. The subject of individual develop- ment has been studied in of psychic difficulties, shifting to a passive social life from an active one and positive activities and developmental tasks of e/der individuals. Secondly, the subject of spirutial development of e/der and their related attitudes to- wards lonelyness, sensitivity of fe e!ings and their have been investigated. Fi- nally, stress in the elder people and the coping methods have been studied. The informa- tion has been given on psychological guidance and consultancy services. Key Words: Old Age Period, Deve/apmental Tasks, Life Satisfaction, Coping Met- hods *) Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Din Psikolojisi Bilim Doktora (Ph.D.) cisi) (e-posta: [email protected])

Upload: others

Post on 04-Jan-2020

12 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 42 (1, 2)

t ~ 1 1

EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 19 (Bahar 2004)------ 77

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ AÇlSINDAN YAŞLlLIK DÖNEMİNDE BiREYSEL VE RUHSAL GELİŞİM

Mustafa KOÇ(*)

Özet

Makale, genel olarak yaşlılık döneminde bireysel ve ruhsal gelişim olmak üzere iki ana konudan oluşmaktadır. Bu konulardan bireysel gelişim ile ilgili olarak öncelikle, yaşlılık dönemine özgü fizyolojik ve psikolojik değişimlere yer verilmiş, hemen ardından zeka ve bellek gelişiminden bahsedilmiştir. Daha sonra konuyla ilgili yapılan araştırma­lar sonucunda tespit edilen yaşlı bireylerin kişilik tipiemeleri zikredilmiştir. Dönemle il­gili fizyolojik olumsuzluklar, toplumsal açıdan aktifyaşamdan pasifyaşama dönüş, yaş­lı bireylerin pozitif aktiviteleri ile döneme özgü gelişim ödevlerinden bahsedilerek birey­sel gelişim konusu tamamlanmıştır. Makalenin ikinci ana konusunu oluşturan ruhsal ge­lişim ile ilgili olarak ise, öncelikle yaşlılarm yalnızlık ve almganlık duygularına yer ve­rilmiş ve bu dönemdeki cimriliktutumuna kısaca değinilmiştir. Son oldrak makalede ko­nuyla ilgili, yaşlılarda stres ve başa çı/ana yöntemleriyle psikolojik rehberlik ve damş­manlık hivnetleri konusunda bilgiler verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Yaşlılık Dönemi, Gelişim Ödevleri, Yaşam Doyumu, Başa Çıkma Yüllit:mlt:ri

Individual and Psychic Development in OldAge Periodfrom the Development Psychology Standpoint

Abstract

This article consists of two main subjects: Individual and psychic developments of old age period. Firstly, psychic and psychological changes in the old age period have been mentioned and then the intelligence and memory developments have alsa been con­sidered. In addition, by considering previous researches on subject, different personaUty stereotypes of e/der individuals have be en mentioned. The subject of individual develop­ment has be en studied in ternıs of psychic difficulties, shifting to a passive social life from an active one and positive activities and developmental tasks of e/der individuals. Secondly, the subject of spirutial development of e/der and their related attitudes to­wards lonelyness, sensitivity of fe e !ing s and their nıeanness have been investigated. Fi­nally, stress in the elder people and the coping methods have been studied. The informa­tion has been given on psychological guidance and consultancy services.

Key Words: Old Age Period, Deve/apmental Tasks, Life Satisfaction, Coping Met­hods

*) Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Din Psikolojisi Bilim Dalı Doktora (Ph.D.) Öğren­cisi) (e-posta: [email protected])

ı'

Page 2: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 43 (1, 1)

78 /Mustafa KOÇ ----------"---EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Giriş

İnsanoğlu, çocukluğundan yaşlılığına kadar bir dizi gelişim dönemi içerisinde h~ya­tını tamamlar. Genel anlamda bireylerin yaşadıkları bu gelişim dönemlerinin net bir yaş sınırlaması yoktur. Ancak bu dönemlerin bilimsel olarak incelenebilmesi için zorunlu olarak her dönemin kendine özgü bir yaş sınırlamasının olması da zorunludur. Bu bağ­lamda sosyo-ekonomik düzeyi gelişmiş ülkelerde 65 yaş, genelde yaşlılık döneminin başlangıç yaş sının olarak kabul edilir. Bu bağlamda yaşlılık dönemini, 65 ve -yukarısı olarak sın_ırlandıran ilk kişi Bismarck'tır. Bu sınırlama ise, bireyin emekli olmasını, sos­yal ve sağlık güvence hizmetlerinden yararlanmaya başlamasını esas alan bir ölçüdürl. Öte yandan Dünya Sağlık Teşkilatı da, yaşlılık dönemini 60-+ olarak kabul etmiştir. Ay­rıca söz konusu gelişim dönemiyle ilgili yapılan çalışmalann çoğu da 60 yaşı, yaşlılığın başlangıcı olarak kabul eder . .

Yaşlılığı, "kaza, hastalık ve diğer çevresel baskıların kaçınılmaz bir biçimde artma­sına neden olan fizyolojik yeterlilik azalması", şeklinde ifade eden bir diğer kişi ise Ti­miras'tır. O'na göre, zamanın ilerlemesiyle, ölme olasılığı da yükselir ve bireyin doğal sebeplerle ölmesi, önemli hayat trendinin gerilerneye başladığını ve doğal neticenin ölüm olduğunu ortaya çıkanr2.

Yaşlılık dönemini bütün yönleriyle (biyolojik, psikolojik, sosyolojik) inceleyip de­ğerlendiren bilim dalına "Gerontoloji" denir. Bu bilim dalı, Batı patentli bir bilim dalı olmakLı birlikt~ günümUz bilim JUııyasuıJa u!Juk<;.:ı üıı~mli gdişmel~r kaydetmiştir. G~­rontoloji, aynı zamanda çalışmalarında, psikoloji, sosyoloji, biyoloji gibi diğer bilim dal­larından da faydalanır3.

A) YAŞLlLIK DÖNEMİNDE BiREYSEL GELİŞİM

a) Döneme Özgü Fizyolojik ve Psikolojik Değişimler

Yaşlılık konusunda Batıda bilinen en eski metin, Mısır'da M.Ö. 2500 yılında yaşa­dığı kabul edilen şair Ptah-hotep'e aittir. O, eserinde fizyolojik anlamda, yaşlılada ilgi­li; dönemin zahmetli bir dönem olduğunu, yaşlı bireyin her gün biraz daha zayıfladığı~ . nı, görme gücünün azaldığını, kulaklannın ağır işitrneye başladığını, güç ve kudretten düştüğünü, kalbinin rahat olmadığını, zihinsel yeteneklerinin azaldığını, unutkanlığının arttığını, dün ne oldugunu bugün hatırlayamadığını, bütün kemiklerinin ağrı içinde oldu­ğunu, önceleri kendini seve seve verdiği faaliyetlerini şimdi artık zahmetle yaptığını, do­layısıyla zevk duygusunu kaybettiğini, yaşlılığın insanı kedere salan en kötü mutsuzluk olduğunu ifade etmiştir4. Sözü edilen tarihi metindeki bilgiler, bu gün bilimin ulaştığı fizyolojik sonuçlarla paralellik arz etmesi bakımından önemlidir.

1) Bekir Onur, Gelişim Psikolojisi, (Yetişkinlik, Yaşlılık, Ölüm), imge Kitabevi, Ankara-1995, s. 201.

2) Onur, a.g.e., s. 209-210.

3) Ayrıca krş. Onur, a.g.e., s. 201; Sezen Ünlü, Psikoloji, Anadolu Üniversitesi, Açık Öğretim Fakülte­si Yay., Eskişehir-1993, s. 95.

4) Simone de Beauvoir, Yaşlı lık, C. I, (Çev: O. Canberk, E. Canberk), Milliyet Yay., İst. 1970, s. 137.

Page 3: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 43 (1, 2)

GELİŞİM PSİKOLO]İSİ AÇlSINDAN YAŞLlLIK DÖNEMİNDE BİREYSEL VE RUHSAL GELİŞİM ---- 79

Bu dönem, organizmanın büyümesini ve gelişimini tamamladığı, kendini yenileye­mediği ve gittikçe yıpranmanın arttığı bir dönemdir. Söz konusu yıpranmanın biyolojik ve psikolojik sebepleri vardır. Elbette buna bağlı olarak, fiziki ve ruhi rahatsızlıklar da kendini gösterir5. Bu bağlamda organizmanın dış uyaranlara verdiği cevaplarda yavaşla­ma ve zayıflama, tamir hızının ağırlaşması, besin ihtiyacının azalması ve buna karşılık besin yetersizliklerine tahammül kabiliyetinde düşme, nihayet fonksiyonel kapasitede devamlı ve ilerleyici bir gerileme dikkati çeker6. Bunun yanında fizyolojik anlamda ha­fızada bir bunama ve gerileme de söz konusu olabilir7. Aynca, yapılan araştırmalar so­nucunda, bunamanın birey için bir hastalık illeti taşıdığının ortaya çıkanldığı da söyle­nebilir. Bunamanın en yaygın belirtileri, hafıza zayıflaması, unutkanlık, dikkat yetersiz­liği, zihinsel algı ve duygusal tepki azlığıdır8.

Yaşlılık döneminde fizyolojik problemierin yanı sıra psikolojik açıdan köklü deği­şimler de yaşanır. Yaşlı bireyin genel anlamda çevresiyle, özellikle de gençlerle arasın­da iletişim kurma (communication) açısından kopukluklar meydana gelebilir. Yine bu dönemde, psikolojik yapıyla bağlantılı olarak birey, dünya malına ve paraya aşın tamalı edebilir ve kendini savunmak için bu düşkünlüğün sebebi olarak çoluk-çocuğunun gele­-ceğini gösterebiJir9. Aynca yaşlımn, aşın taşkın denebilecek davramşlardan kaçındığı, insanüstü birtakım üzüntülere, kader felsefesiyle yaklaştığı söylenebilir! O. Bu bağlamda yaşianmanın sosyo-psikolojik belirtilerinden biri de, bireyin yaşanan önceki yıllara olan özleminin artması ve genç nesiller ile biraz önce kısaca değinildiği üzere "kuşak çatış­ması" denilen problernin giderek artmasıdır. Öte yandan yaşlı birey, değişen hayat tarzı­na olan adaptasyonda zorlanır. Kendinden yaşça küçük olan bireylerin kendine hizmet etmekle yükümlü olduklanna inanırll. Bu sorunlann yanında, eskiye aşın bağlılık ve ye­ni ortama uyum sağlayarnama gibi probl~mler de ortaya çıkabilirl2.

Yukanda açıklanan olumsuzluklann yanında olumlu yönlerini de bünyesinde taşıyan yaşlılık dönemi, sosyal denge unsurlannı içinde banndıranl3 ve bilgi ile tecrübenin yaş­lı bireyde doruğa ulaştığı bir dönem olarak değerlendirilebilir. Birey kendini bu döneme adapte edebilirse, dönemden gereği gibi istifade olanağı bulabilirl4. Öte yandan yaşlı bi-

5) Habil Şentürk, ''Yaşlılık (60 ... )", Diyanet ilmi Dergi, C.31, S.l8, (Ekim-Kasım-Aralık 1995), s. 79.

6) Ayhan Songar, Psikiyatri, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yay., İst.,1976, s. 264.

7) Günsel, Koptagel, Tıpsal Psikoloji-Tıpta Davranış Bilimleri-, B eta Basım-Yayım-Dağıtım, İst.,l984, s. 370-372.; Habil Şentürk, Din Psikolojisi, Esra Yay., İst.,l997, s. 123-125.

8) Onur, a.g.e., s. 217-220.

9) Hüseyin Peker, Din Psikolojisi, Sönmez Matbaası, Samsun-1993, s. ll0-11 l.

10) Ünlü, a.g.e., s. 95-96. ·

ll) NedaArmaner, Din Psikolojisine Giriş-I, Ayyıldız Matbaası, Ankara-1980, s. 132-135.

12) Peker, a.g.e., s. ll0-111.

13) Şentürk, ag.m., s. 79.

14) Ayrıca krş\Armaner, a.g.e., s. 132-135; Şentürk, a.g.e., s. 123-125.

/.

Page 4: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 44 (1, 1)

BO 1 Mustafa KOÇ ----------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

reylerde daha önceki yaşadığı dönemlerin panik ve koşuşturmaları son bulur; onlar, !}en­di iç dünyalarına ve olaylara (dış dünyaya), yaşlarının vermiş olduğu tecrübeyle tarihsel perspektiften bakabilmenin huzurunu yaşama şansını da elde ederleri5.

Bu dönemin sosyal denge unsuru olarak değerlendirilebilecek bir diğer faaliyeti ise, içinde yaşanan toplum yapılarına göre farklılık gösteren aynı yaştan veya aynı cinsiyet­ten olan bireylerin, kendi aralarında sıkı iletişimi olan dini ve sosyal muhtevalı gruplar oluşturabilmeleridir. Bunun örneklerini tarihte, ilkel kültürlerin yanı sıra Yunan ve Ro­ma devirlerinde görmek mümkündür. Daha da ilginç olanı, İslami ekoller içinde bile yaş grupları olduğu bilinir. Örneğin; İlıvan-ı Safa'da yaşlara göre tertip edilmiş gruplar mev­cuttu. Bunun için 15-30, 31-40, 41-50 ve 50 -+şeklinde düzenlemeler yapılmıştı. Bu gruplar içinde birinden diğerine geçiş, belirli ayin ve törenlerle yapılırdı 16. Örneklerde de görüldüğü gibi toplumsal yapının ahengini düzenlernede yaşlı bireyler, birer mihenk taşı fonksiyonu üstlenirler. ·

b) Zeka ve Bellek Gelişimi

Yaşlılık dönemindeki bireylerde ciddi sorun gibi algılanan yada öyle görünen zeka ve bellek konusunda da, yapılan bazı araştırma sonuçlannın zikredilmesi konuya ışık tu­tacaktır. Gelişim Psikolojisi'nde yıllardır yaşlılıkla birlikte zekanın azaldığı tezi savunul­muştur. Ne var ki, bu tezin bu gün tam olarak doğruluğu ispatlanamamıştır. Boylamsal yönlcınlc ara§lınna yapali Blum, Jarvik v.:: Clark gibi isimler, 2B 'nin 65-85 yaş arasın­daki bireylerde değişme gösterdiğini tespit etmişlerdir. Zeka testi puanlannda 55-73 yaş arasındaki azalmanın az olduğunu, buna karşılık en çok azalmanın 73-85 yaş arasındaki bireylerde olduğunu saptamışlardırl7. Bunun yanında yapılan diğer araştırma sonuçla­nnda ise, ilerleyen yaşla beraber zihinsel yeteneklerde de bir azalma olduğu tespit edil­miştir. Zekanın bazı yönleri, özellikle akıcı zekal8, yaşlılık sürecinden olumsuz anlam­da daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9.

Bunların yanı sıra hafıza yetersizliği gibi ruhsal değişimlerde görülebilir. Ancak ile­ri yaşlarda kültürel ve sanatsal faaliyetlerle uğraşan bireylerde bu problem görülmeyebi- · lir. Gelişim psikologları K.F. Riegel ve R.M. Riegel, yaşlı bireylerin ölüm anına kadar zihinsel fonksiyonlarını devam ettirdiklerini saptamışlardır. Kısacası görünürde düşüş gibi algılanan bu durum, gerçek bir yavaşlama ve gerileme değil, yaşlı bireylerin tecrü­beleri ile de bağlantılı olarak inceden ineeye düşünmelerinin bir sonucudur, denebilir. Zeka fonksiyonlarındaki değişimle ilgili olarak yine bu dönemde, daha önce de ifade

15) Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, Beyan Yay., İst.,2000, s. 220.

16) Ünver Günay, Din Sosyo/ojisi Dersleri, Erciyes Üniversitesi Yay., Kayseri-1993, s. 203-204.

17) Onur, a.g.e., s.214.

18) Akıcı Zeka; kültürden bağımsız ve bireyin fiziksel yapısına bağlı olan zeka türüdür. )3irikimli zeka ise, toplumsal deneyim ve tecrübe sonucunda kazanılan zeka tiplemesidir. (M.K.)

19) Onur, a.g.e., s.215.

Page 5: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 44 (1, 2)

GELİŞİM PSİKOLO]İSİ AÇISINDAN YAŞLILIK DÖNEMİNDE __ _ BİREYSEL VE RUHSAL GELİŞİM 81

edildiği gibi bunama20, görülebilir. Çoğu kez bu durum, beş yıl gibi bir süre içerisinde ölüm olayıyla noktalanır. Araştırmacılar, 65-75 yaşları arasındaki bireylerin %15'inin; 75 yaşın üzerindeki bireylerin ise% 25'inin bunama problemiyle karşı karşıya kaldıkla­nnı' saptamışlardır21.

Naugerten? yaşlılık ve zekaile ilgili yaptığı çalışmalarda özetle şu sonuçlara varmış-tır:

!.Kronolojik yaş, başarıyı belirlemede· iyi bir etken değildir.

2.Eğitim düzeyi, yaşlılıktakibaşarıyı belirlemede önemli bir etkendir. Eğitim düzeyi yükseldikçe, başan da yükselir.

3.Tepki hızı yaşla birlikte bir azalma gösterir. Bunun sonucu olarak yaşlı birey, hızlı koşullar altında uygulanan bir testte, özellikle zayıf bir başarı gösterir.

4.Fiziksel ve zihinsel bakımdan aktif olan bir yaşlı, aktif olmayandan daha başanlı­dır.

5.Zihinsel gerileme, uzun yaşamayla ters orantılıdır. Bu bağlamda daha az parlak olanlar erken ölürler.

6.Zihinsel gerileme yaşlı erkeklerde, yaşlı kadınlarınkinden daha fazladır22.

Öğrenme ile bellek23 arasında da, birinde meydana gelen değişim diğerini etkilediği için sebep-sonuç anlamında çok yakın bir ilişki vardır.

c) Yaşlı Bireylerin Kişilik Tiplerneleri

Yaşlı bireyler üzerinde "kişilik tiplemeleri" ile ilgili çalışmalar yapılrruştır. Reichard, Livson ve Peterson, 55.:84 yaş arasındaki 87 yaşlı birey üzerinde çalışarak bazı kişilik tiplerneleri belirlemişlerdir. Bu bağlamda hayatta uyumu tam olanlara "olgun, salıncak­lı sandalyeli ve zırhlı"; uyumu az olanlara "kızgın, kendinden nefret eden", şeklinde sı­nıflandırma yaprruşlardır. Bunlardan birinci grupta yer alan "olgun" tipli bireyler; hayat­tan zevk alan, yaşarru artı ve eksileriyle olduğu gibi kabul eden, geçmişin tasasını bıra­kıp anı yaşamaya çalışan tiplerdir. "Salıncaklı sandalyeli" tipiernesine giren yaşlı birey­ler de, bu dönemde başarılı olan, ancak yukarıdaki tiplerneye nazaran hayata daha pasif. bakan, çalıştığı işten emekli olduğuna sevinen tiplerdir. "Zırhlı" tipler ise; hayatında mutlu olduğu için kısmen başarılı bir performans sergilese de, yaşlılık döneminin doğu­racağı sonuçlardan korkan tiplerdir. İkinci gruptaki sınıflamalardan ilki olan "kızgın"

20) Bunarna (Dementia): Sürekli ilerleme kaydeden zihin bozukluğu, hafıza kaybı, zaman ve mekan yönelişi bozukluğu ile kendini gösteren bir fizyolojik rahatsızlık durumdur. (M.K.); Konuyla ilgili diıha geniş bilgi için bkz. Özcan Köknel, Günlük Hayatta Ruh Sağlığı, Alfa Yay., İst.,1999, s. 288-289.

21) Ünlü, a.g.e., s. 96-97.

22) Onur, a.g.e., s. 216.

23) Belleğin iki türü vardır. "Kısa süreli bellek" (örneğin; yeni öğrenilen telefon numarasını çevirme­den önceki hatırlama) ve "uzun süreli bellek" (örneğin; bir gencin çocukken yaşadığı hatıralan anımsarnaı;ı) (M.K.)

\'

1-

Page 6: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 45 (1, 1)

821 Mustafa KOÇ ----------EKEVAKADEMİ DERCİSİ

tipler; kendi kendileriyle sürekli kavgahalinde olan, ihtiyarladıklanna kızan ve ölümden korkan tiplerdir. "Kendinden nefret eden" tipler ise, yukarıdaki tipierne gibi yaşlılığın beraberinde getirdiği sorunlara kızan, onlan kabul etmeyen, günlük problemlerinde ken­dilerini aşağılayan, ölümü ise 'sefillikten annma' şeklinde algılayan tiplerdir.

Yaşlılık tiplernelerini inceleyen bir diğer araştırmacı da Naugerten'dir. Konuyla ilgi­li yaptığı çalışmasında kişiliği, "yaşam doyumu ve etkinlik düzeyi" ile karşılaştırmalı bir biçimde ele almıştır. 70-79 yaşlan arasında 59 erkek ve kadını ömeklem alarak yaptığı araştırma·sonucunda belirlediği tipler ise; "bütünleşmiş tip, zırhlı-savunmacı tip, edil­gen-bağımlı tip ve bütünleşmemiş tip", şeklindedir.

Aynca, yaşlılık döneminde oluşan "benlik" kavramında, kararlılığın hakim olduğu söylenebilir. Bu durumun iki temel sebebi vardır. Birincisi; yaşlı bireylerin, dışandan ge­len tepkilerden ziyade kendi iç dünyaianna yönelmeleri. İkincisi ise; değişimden yana olmaktan çok, kendilerini önceki rolleriyle düşünmeleri. Onlann bu kimlik kavramında­ki kararlılıklannı koruma yetisi, bu dönemdeki rol değişiklikleri ve olumlu yönde uyum sağlamalanyla yakından ilgilidir.

Yaşlılık döneminde kişilikle ilgili önemli konulardan biri de, bu dönemdeki bireyle­rin diğer dönemlere göre daha tutucu ve huysuz olup olmadıklan meselesidir. Konuyla ilgili yapılan bir takım araştırmalarda, yaşlı bireylerin artan yaşlanyla birlikte, bireysel öz saygılannda ve yaşam konusundaki doyumlannda kayda değer bir değişiklik olmadı­ğı ortaya çıkanlrnıştır. Bilakis gençlerinkine nazaran mezkur durumun yüksekliği daha fazladır. Yine konu ile ilgili bazı araştırma sonuçlan, yaşlı bireylerin çoğunun, kendile­rini mevcut yaşlanndan daha genç hissettiklerini ortaya koymuştur24.

d) Dönemle İlgili Fizyolojik Olumsuzluklar

Fizyolojik açıdan her alanda olduğu gibi insanın gelişiminde de değişimler kaçınıl­mazdır. Yıpranma anlamında bu uzun süreli değişimler sürekli, yeniden eskiye doğru bir seyir izler. Konuya bu açıdan yaklaşıldığında makalenin başında da kısmen değinildiği gibi hemen hemen yaşlı bireylerin tümünde yaşın ilerlemesiyle birlikte bütün duyularda olumsuzluk müşahede edilir. Akciğerler, fonksiyonlannı tam olarak icra edemez. Buna bağlı olarak nefes darlığı meydana gelir. Vücutta oluşan yağlann eritilememesi sebebiy­le damar tıkanıklığı problemi yaşanabilir25. Yaşlılıkta hücreler kendini yenileyemez. Ör­neğin; 60 yaşındaki bireyin vücudundaki herhangi bir yara, 10 yaşındaki çocuktan beş kat daha yavaş iyileşir26. Öte yandan dolaşımında problemler olabilir. Kanın kalbe ve beyne pompalanmasındaki düşmeye bağlı olarak yüksek tansiyon problemi ortaya çıka­bilir. Ancak yapılan incelemelere göre, haftada üç kez yapılacak olan birer saatlik egzer­siz, kan dolaşımı ve basıncın düşmesi sorununu ortadan kaldınr. Psikolog James E. Bir-

24) Onur, a.g.e., s. 225-228.

25) Ünlü, a.g.e., s. 96.

26) Faruk Karaca, Psikolojik Açıdan Ölüm ve Dini Inanç ilişkisi, (Yayımlanmış Doktora Tezi), Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum-1997, s. 149.

Page 7: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 45 (1, 2)

GELİŞİM PSİKOLO]İSİ AÇISINDAN YAŞLILIK DÖNEMiNDE __ _ BiREYSEL VE RUHSAL GELİŞİM 83

ren, yaptığı araştırmalar sonucu, yaşlı bireylerin vücut metabolizmalarındaki ve beyinle­rindeki kan basıncının, kronolojik yaşta ilişkisinin yok denecek kadar az olduğunu tes­pit etmiştir. Bunun dışında diş dökümü, saçın beyazlaması, kamburluk, boyun kısalma­sı, diğer organlarda fonksiyonel işievin yetersizliği gibi fiziksel belirtiler görülebilir.

Yaşlı birey lerde, yukanda zikredilen fizyolojik olumsuzlukların yanı sıra daha önce­de ifade edildiği gibi bilişsel açıdan da değişimler görülür. Bu bağlamda bitişsel fonksi­yonların kaybı iki önemli sebebe bağlanabilir. Birincisi, bireyin kan dolaşım sisteminde-· ki aksamalar, dolayısıyla beynin yeteri miktarda kana sahip olmaması; ikincisi ise, sos­yal ve zihinsel açıdan münzevi bir hayat yaşanması. Bu durumdaki bireyler, toplumda sürekli aktif ve faal olan bireylere göre daha kolay ve çabuk çökerler. Bedensel bakım­dan aktif olan bireylerin yaşlanması, zihinsel fonksiyonlannda meydana gelen tahribatı önemli ölçüde dengeler27. Bütün bunlarla birlikte yaşlı bireyin beş duyu organlarında da yetersizlikler söz konusudur. Bu anlamdakoku ve tat alma duyularındaki düşüş, beslen­me dengesini de bozar, uzağı görme yeteneği, çoğu kez öteki duyulardan daha önce du­mura uğrar. Bunun yanı.sıra işitme duyusunda da azalmalar olur ve bu durum bireyin ko­nuşmasını ve toplumsal ilişkisini sınırlar. işitme duyusunun kaybolması bir çok zaman bireyde belirsizlik ve güvensizlik duyguları meydana getirir. Öte yandan yaşta birlikte kas boyu enerjisinde de azalma görülür. Sinir sistemi gücünün azalmasıyla hareketlerin vermiş olduğu refleks ve tepkilerde de yavaşlamalar görülebilir. Dolayısıyla bu dönero­Je urtaya .,:ıkan fizyolujik Jcği~ikliklcr, bireyin psiku-susyal uyumunu büyük oranda et­kiler. Fizyolojik bozulmaların birey tarafından benimsenememesi, psikopatolojik açıdan bilhassa bu döneme özgü paranoid düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep olabilir28.

e) Toplumsal Açıdan AktifYaşamdan PasifYaşama Dönme

Yaşlılık dönemini yaşayan emekli bireyler, topluma aktif üretim olarak katkıda bulu­namadıklan için, eziklik hissedebilirler. Bundan önceki dönemlerde sahip oldukları işle­rini, beraberindeki sosyal statü ve rollerini, bunun yanında ekonomik bağımsızlığın ver­miş olduğu güven duygularını ararlar. Daha önceleri evdeki çocuklarının kendilerine ih­tiyacı olduklannı, şimdi ise kendilerinin onlara muhtaç olup bir işe yaramadıkları hissi­ne kapılabilirler. Bu bağlamda artık yaşlı bireylerin ev yönetimindeki görüş ağırlıklan hafiflemiş veya hiç kalmamıştır. Söz konusu durum da, bireyin çevresine karşı ilgisinin azalmasına neden olabilir ve bu aşamadan sonra birçok sebeplerden ötürü yaşlılar, içe dönük bir hayat yaşayabilirler. Dolayısıyla çevrelerindeki olup-biten olaylara karşı, da­ha pasif bir tavır takınabilirler. Haddi zatında bu durum, bireyin enerjisini, dış dünyadan iç dünyaya teksif etmesidir. Öte yanan kimi yaşlıların geçmiş yaşantılarından çokça bah­settikleri görülür. Bunun sebebi, bireyin içinde bulunduğu dönemde, geçmiş yaşantıları gibi yoğun bir yaşam süremiyar olması ve bu geçmiş yaşantılarının belleğinde köklü iz­ler bırakmış olmasıdır.

27) Doğan Cüceloğlu, insan ve Davranışı, Remzi Kitabevi, İst.,1997, s. 365-366.

28) Onur, a.g:e,., s. 212-214. j

Page 8: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 46 (1, 1)

84 /Mustafa KOÇ --------;.__-EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Sosyolog Elaine Cumming ve Gelişim Psikoloğu William E. Henry, yaşlı bireylerin aktif yaşamdan pasif yaşama dönemlerini "ilgiyi kesme dönemi" olarak isimlendi~iş­lerdir. Onlar, bu süreci, doğal yolla yaşlılık dönemine intibak etme olarak değerlendirir­ler. Onlara göre, pasif yaşamı benimseyen bireylerin morali, aktif yaşamı benimseyenle­re nazaran daha yüksektir. Ancak bu teori, diğer sosyologlar tarafından eleştirilmiştir. Söz konusu tenkitler ise kısaca şöyledir: Çoğu birey, konumu itibariyle yapamayacağı şeyle ilişki kurmaz. Yaşlı bireylerin pasif olmaları, fiziksel problemlerinden ve hareket eksikliğindendir. Yaşlı bireylerin pasif yaşamı tercihleri, kendilerinin değil toplumun ka­rarıdır. Teoriye yapılan bu son eleştiri, en iyi eleştiri olarak kabul görmüştür29.

Yaşlılık dönemi, sanıldığı gibi tek düze ve durağan bir gelişim dönemi değildir. Bu dönemi yaşayan birey, gençlik ve orta yaş dönemindeki problemlerini çözmüş olup, yaş­lılık dönemine ulaşmanın vermiş olduğu tecrübelere ve bilgi birikimine sahiptir30. An­cak birikimlerini değerlendirip kendi imkanlan çerçevesinde bireysel meşgalesine de­vam edebildiği ölçüde mutlu olabilir.

f) Yaşlı Bireylerin Pozitif Aktiviteleri (Yaratıcılıkları)

Yaşlılık döneminin, beraberinde getirdiği problemlere rağmen, 70 ile 79 yaşlan ara­sındaki bireylerin ömeklem alındığı bir araştırma, bu dönemin şamldığı kadar kötü bir dönem olmadığını ortaya koymuştur. Araştırmaya katılan denekierin %75'i aktif olduk­ları için emeklilik ~onrası h::ıy?.tlanndan merr.nun olcluklarını if:ıde etmişlerdir. Ynş::ınıla­rının bundan sonraki dönemlerini yalnız yaşamayan bu bireylerin çok azında bunama ve diğer zihinsel problemler görülmüştür3 ı.

Kavram üretme ve geliştirme yetisi, yaratıcılık ile yakından ilgilidir. Bu nedenle bi­reyin kavramiaştırma yeteneği bu dönemde azalınca yaratıcılığında da azalma beklenir. Ancak yaratıcılığı ifade etme tarzına bakılmaksızın, yükselmelerin ve alçalmaların zihin dışı faaliyetlere bağlı olduğu da ifade edilebilir. Bu anlamda sağlık en önemli faktördür. Bunun dışında hiçbir faktör bireyin yaratıcılığını ciddi anlamda engelleyemez. Bireyle­rin yaratıcılıkları bazen yaşamının son dönemlerinde meydana gelebilir veya devam ede­bilir. Aşağıdaki örneklerde bu durum daha somut bir şekilde görülebilir :

-Mikelanj, st. Peter'in kubbesini 70 yaşında bitirmiştir.

-Sofokles, Kral Oedipus'u 80 yaşında yazmıştır.

-Goethe, Faust'u 80'inden sonra tamamlamıştır.

-Gladstone, 84 yaşında dördüncü kez başbakan olmuştur.

-Hendel, Hayd ve Verdi, ölümsüz melodilerini 70 yaşından sonra yaratmışlardır.

-Hobbes, 91 yaşına dek yazmayı sürdürmüştür.

29) Ünlü, a.g.e., s. 97-98.

30) Engin Geçtan, Insan Olmak, Remzi Kitabevi, İst.,!996, s. 162.

31) Rita L. Atkınson ve ark., Psikolojiye Giriş, C.I, (Çev. K. Atakay, Aysun Yavuz), Sosyal Yayınlar, İst., ı 995, s. 135.

Page 9: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 46 (1, 2)

""

GELİŞİM PSİKOLO]İSİ AÇISINDAN YAŞLILIK DÖNEMİNDE BİREYSEL VE RUHSAL GELİŞİM --- 85

-Franklin, 81 yaşında Anayasa Kurulu 'nun etkin bir üyesi olarak çalışmıştır.

-Jefferson, 83 yaşındaki ölümüne dek yaratıcı ve etkin olmuştur.

-Tennyson, 80 yaşından sonrasına dek şiir yazmayı sürdürmüştür.

-Churchill, 77 yaşında başbakan olmuştur.

Her ne kadar bu örnekler, ilk bakışta uç örneklermiş gibi görünse bile daha yakın ta­rihlere gelindiğinde de bunların gibi pek çok ilginç örneğe rastlanabilir. Örneğin; oyun yazarı ve yöneticisi George Abbot, 92 yaşında kitap yazmış, 100 yaşında müzikal oyun yönetmiştir. George Burns, 80 yaşında en iyi aktör Oscar'ını kazanmış, 88 yaşında film çevirmiştir. Ruth Gordon, 83 yaşında Emmy ödülünü kazanmış, 85 yaşında kitap yayın­lamıştır. Harry Lieberman, 80 yaşında resme başlamış, 106 yaşındaki ölümüne kadar bu­nu sürdürmüştür. Ressam ve heykelci Georgio O'keffe, 90 yaşında Başbakanlık Onur Madalyası'nı kazanmış, 95 yaşında sergi açmıştır. Pablo Picasso, resim çalışmalarını 90 yaşına kadar sürdürmüştür. Scott O'Dell, çocuk kitapları yazmaya 61 yaşında başlamış, 90 yaşında bile bunu bırakmamıştır. Erik Erikson, 80 yaşında Gelişim Psikolojisi kitabı­nı yayınlamış, 84 yaşında yaşlılık araştırmalarına katılmıştır32.

g) Yaşlılık Döneminde Gelişim Ödevleri

Bireyin doğumundan ölümüne kadar olan gelişiminin tasvırını ıçeren "Gelişim

Ödevleri" gibi Psikoloji' de önemli bir kavramdan da bahsetmek yerinde olacaktır. Ge­lişme ödevleri kavramını ilk kez Robert J. Haviglıurst kullanııuşllr. Söz konusu öJevler; bazen bedensel olgunlaşmanın, bazen sosyal beklentilerin, bazen de bireyin istek ve umutlarının bir sonucu olarak, çoğu zaman ise bu üç faktörün etkisiyle meydana gelir. Bu gelişme ödevlerinin bir çoğu bütün kültürlerde aynı tarzda meydana gelir. Ancak bir bölümü de kültürlere göre şekillendiği için farklılık gösterebilir. Özetle bireyin yaşamı, eş zamanlı veya ardışık bir dizi gelişim ödevlerinin yerine getirilme çabası içerisinde sü­rüp gider.

Yaşlılık dönemi için tespit edilen gelişim ödevlerini ise şu şekilde sıralamak müm-kündür:

1. Yaşlı bireyin çabuk bozulabilen sağlık durumuna uyum sağlayabilmesi.

2. Emeklilik hayatına ve azalan ekonomik gelirine uyum sağlayabilmesi.

3. Ölümüyle kaybettiği eşin yokluğuna ve yalnızlık duygusuna alışabilmesi.

4. Diğer yaşıdarının oluşturduğu sosyal ve bireysel ilişkilere uyum sağlayabilmesi.

5. Bu dönemde de devam eden sosyal ve ulusal ödevlerini karşılayabilmesi.

6. Kendi konumuna uygun fiziksel yaşam şartlarını düzene sokabilmesi.33

32) Onur, a.g.e., s. 122-123. 33) Feriha Baymur, Genel Psikoloji, İnkılap Kitiıbevi, İst.,1994, s. 63-65.; Cavit Binbaşıoğlu, Eğitime

Giriş, Bipbaşıoğlu Yay., Ankara-1988, s. 100. \'

/.

ı

Page 10: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 47 (1, 1)

86 /Mustafa KOÇ ------------------EKEVAKADEMITDERG5İ

B) YAŞLlLIK DÖNEMİNDE RUHSAL GELİŞİM

a) Yaşlı Bireylerin Yalnızlık ve Alınganlık Duyguları

Bu dönemden sonraki yıllar, yaşlı bireye yeni problemler getirir. Fiziksel enerjinin azalmaya başlamasıyla birlikte, faaliyet alanında sınırlarnalann meydana geldiği daha önce ifade edilmişti. Bu dönemde yakalanılan bir hastalık, yaşlı bireyin moralmen çök­mesine ve kendini çaresiz durumda hissetmesine sebep olabilir34. Buna bağlı olarak bu dönemin bireysel açıdan bir diğer karakteristik özelliği de, sağlığa aşın düşkünlüktür. Yaşlı birey, küçük sağlık problemlerini bile büyütebilir35.

Birey, emeklilik ile beraber kendine çok boş zaman elde eder. Buna bağlı olarak bi­reyde işe yararnama hissi oluşabilir ve bunun sonucu olarak da benlik değerinde hasar­lar meydana gelebilir. Aynca birey, eşinin ve çevresindeki yakınlannın ölümü karşısın­da kendini yalnız hissedebilir36.

Yaşlı birey, bir taraftan ölen eşinin veya yakınlarının ·yerine kimseyi koyamamıinın acısını, diğer taraftan da emekiilikle birlikte toplumsal statüdeki rol yoksunluğunun hüz­nünü birlikte yaşar. Bunların yanı sıra kendini ölümsüzleştim1ek adına bir takım proje­ler üretmeye çalışabilir. Dolayısıyla yaşlı bireyin zaman konusundaki düşünceleri, ölüm ötesini de ilgilendirir. Bunun için yaşlı birey, geride olumlu iz bırakınak için sahip oldu­ğu mallan adil dağıtmaya çalışır. Genç kuşaklara tecrübelerinden kaynaklanan öğütler verebilir ve maddi imkanları ölçüsünde hayır yapma girişimlerinde de bulunabilir37_

Öte yandan, yaşlı erkek bireyler, eğer oğlu ile beraber yaşıyariarsa ev reisliği otori­tesinin sarsılacağı düşüncesiyle çok bilmişlik psikolojisine kapılarak oğlu ile kendisi ara­sında istenmeyen bir takım tatsızlıklara sebep olabilirler. Yaşlı kadınlar ise, sanki kendi­leri hiç genç olmamışlar gibi sürekli gelinlerini şikayet ederler. Demek ki bireyin yaşı ilerledikçe, geçmişi unutabilmektedir. Bunlara ilaveten bu dönemle ilgili olarak, bireyin alınganlaştığını söylemek de mümkündür. Örneğin, kulakları ağır işittiği için yanında bi­rileri, kendi aralannda konuşup gülüştüğünde kendine gülündüğünü zannettiği için alı­nabilir38_

Bireyler uzun ömürlü yaşamayı, torun sahibi olmayı hep ister ancak yaşianmaktan da korkarlar. Hele yaşlılık dönemine girilen ilk yıllarda, kendilerine yaşlı muamelesi yapıl­masından hiç hoşlanrnazlar. Birey, yaşlılığın getirmiş olduğu imkanlardan yararlanmak ister ancak dezavantajlannı da mümkün mertebe geciktirmeye çalışır. Bazı bireyler orta yaş dönemlerinde sık sık "-artık yaşlandık, saçmuz başımız ağardı" vb. ifadeler kullanır­larsa da, gerçekten yaşlılık dönemine geldiklerinde bırıikı.n bu ifadeleri kullanmayı, kul­lananlara bile tahammül edemezler. Öte yandan yaşlı bireyler bu dönemde, hatıralanyla

34) Atkınsan ve ark., a.g.e., s. 134.

35) Karaca, a.g.ı., s. 149.

36) Atkınsan ve ark., a.g.e., s. 134.

37) Geçtan, a.g.e., s. 162-163.

38) Beyza Bilgin, İsli'un ve Çocuk, DİB Yay., Ankara-1991, s. 104-106.

Page 11: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 47 (1, 2)

1~

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ AÇISINDAN YAŞLILIK DÖNEMİNDE BİREYSEL VE RUHSAL GELİŞİM --- 87

yaşar ve uzun süreli arkadaşlan dışında yeni arkadaşlar edinemezler. Genç kuşaklar ise, tüm bu olup bitenleri görprler ancak yaşlılığın bu hayatın bir parçası olduğunu kabul et­mek istemezler39.

b) Yaşlı Bireylerde Cimrilik Tutumu

Yaşlılık psikolojisinin tipik özelliklerinden biri de cimrilik tutumudur. Bireylerin, yaşlandıkça mal ve paraya olan düşkünlüğü artar. Öyle ki; elindeki paralannı ailebirey­leri ve akrabalanndan kaçınrlar, bazen kendilerinin bile hatırlayamayacağı yerlere sak­larlar. Bununla birlikte yaşlı bireyler, geride bırakacaklan miras konusu üzerinde de epeyce düşünürler. Esasen miras payıaştırma duygusu orta yaşla birlikte başlar, ancak yaşlılık döneminde daha da yoğunlaşır. Zengin-fakir bütün yaşlılar bu duyguyu yaşarlar. Zenginler, geride iz bırakmak ve kendilerini, eserleriyle ölümsüzleştirmek isterlerken; fakirler de, çocuklannın verecekleri yaşam savaşının kaygısını taşırlar40.

c) Yaşlılarda Stres ve Başa Çıkma Yöntemleri

Modern hayatta stres, insan gelişiminin her döneminde yaşanınası muhtemel olan psikolojik bir gerginlik sürecidir. Bu bağlamda yaşlılan da ilgilendiren önemli bir konu­dur. O halde günlük yaşamda gerginlikler sonucu oluşan stresle, özellikle yaşlılık döne­minde nasıl mücadele edilmeli ve bu mücadelede nasıl bir yöntem takip edilmelidir?

Sıresin önlenmesinde "denetim duygusu·· önenili bir fonksiyon icra eder. Bireyler hangi durumda olurlarsa olsunlar her halükarda belirli bir denetim duygusuna sahip ol­duklannda her türlü yıkıcı engelleri aşabilirleı4I. Buradaki denetim duygusu içerisinde dinsel inancın büyük bir yüzdesi olduğunu ifade' etmek gerekir. Birey, hayatında karşı­laştığı ve kendi imkanlannca aşamadığı problemler karşısında, din! inanç sistemi içeri­sinde önemli bir yeri olan kader ve ölümötesi inancına yükleme (attribution) yaptığın­da büyük bir azim, sabır ve manevi güç elde eder. Buna bağlı olarak da stres, kaygı ve depresyonun birey üzerindeki olumsuz etkisi azalabiliı42.

Birey üzerindeki stresin etkisini hafifletmeyi amaçlayan bir diğer unsur, toplumsal destektir. Bu destek, modern toplumlarda daha ziyade kurumsallaşmış olup gücünü yiti­rirken, geleneksel yapı arz eden toplumlarda ise daha güçlü bir seyir izler. Bireyi toplum dışına itmek, onun için yıkıcı bir durumdur. Sonuç itibariyle stresle başa çıkmada, dene­tim duygusu ile toplumsal desteğin aynı önem derecesine sahip olduklan söylenebiliı43.

39) Bilgin, a.g.e., s. 98-99.

40) Karaca, a.g.t., s. 148-150.

41) Onur, a.g.e., s. 241-242.

42) Krş. Recep Yaparel, "Depresyon ve Dini İnançlar İle Tabiatüstü Nedensel Yüklemeler Arasındaki İlişkiler", D.E.Ü.İ.F.Dergisi, S.VIII, (1994), s. 289-293.; Aynca "Yükleme Kurarnı (Attribution Theory) hakkında daha geniş bilgi için bkz. H.H.Kelley; I.L.Michela, "Attribution Theory and Re­search", Annual Review of Psychology, 5.31, (1980), s. 457-503.

43) Ayrıca dalııı geniş bilgi için bkz. Onur, a.g.e., s. 239-243. i' i-

Page 12: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 48 (1, 1)

88 /Mustafa KOÇ ------------------EKEVAKADENUDERGEİ

Bu konunun önemi göz önünde bulundurulduğunda, yaşlılık psikolojisi üzerinde Türkiye'de çok az çalışma yapıldığı görülmektedir. Bunun seb~bi olarak, bireylerin bu devreyi yaşamaktan veya yaşayacak olmaktan hoşlanmamaları gösterilebilir. Yaşlılar için ne özel bir kültürel programlar düzenlenmekte, ne de radyo ve televizyon kanallan bu döneme özgü prograrnlar hazırlamaktadırlar. Giyim mağazalarında niye yaşlılara öz­gü özel giyim reyonları oluşturulmasın? Bu gün genç olan yarın yaşlı olacaktır, tezinden hareketle yaşlılara karşı nasıl davranılması gerektiği tespit edilebilir. Yaşlılar duygusal yönden i~inci çocukluğun u yaşayan kimselerdir. Bireyin her ne kadar hayattan beklenti­leri, arzuları sınırsız da olsa döneme iyi hazırlanırsa tadını çıkarabilirM. O balamdan yaşlılık dönemine giren birey, kendini zorlayarak gençlik dönemini yaşamaya çalışmak­tansa, yaşlılığa hazırlanıp bu dönemi, kendine özgü şartlarıyla kabul edip anlamlandır­ma çabasına girmesi, hem kendisi hem de çevresi açısından daha faydalı olacaktır45.

d) Psikolojik Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri

Bütün bunlardan sonra, toplum dengeli ve sağlıklı bir yaşlılık felsefesine nasıl ulaşa­bilir? Ayrıca yaşlı bireylerin, içinde bulundukları bu meşakkatli dönemi en rahat ve en huzurlu bir ortamda geçirmeleri nasıl sağlanabilir? gibi sorular önem kazanmaktadır. Bu sorunlara karşı uzun vadeli de olsa, toplumsal ferah stratejilerinin belirlenmesi, kitle ile­tişim araçlannın bu yönde kullanılması gibi bir takım çözüm yolları bulunabilir46.

Ayrıc:ı tıp hizmetlerine h:ı~nıru onnbrı ;ııcclcı:crck de bu jöııcm bireylerinin ne ka­

dar hizmete ihtiyaçları olduklan tespit edilebilir. Örneğin; İngiltere'de tüm hastane ya­taklarının 2/3 'ü yaşlı hastalar tarafından kullaiulmaktadır. Nüfusun %10'u 65 yaşın üze­rinde bulunan ABD'de ise yaşlılar, pratisyen hekimlere yapılan ziyaretierin %20'sini oluştururken, tüm hastane yataklannın da l/3'ünü kullanmaktadırlar. Bu bilgiler ışığın­da, bakıma ve tıbbi yardıma ihtiyacı olanlar arasında, gelişim dönemleri itibariyle yaşlı­lar, en yüksek oranı oluşturmaktadırlar47.

Bireysel olarak yaşlılara psikolojik rehberlik ve danışmanlık hizmetleri verilebilir. B u yapılması gereken hizmetle ilgili,·-Türkiye' de çok yaygın olarak kullanılınasa da- bu gün, psikiyatride kullanılan önemli iki teknik vardır. Bunlardan birincisi, "yaşamı göz­den geçirme terapisi (life review therapy)"dir. Bu terapinin temeli, yaşlı bireylerden ve ailelerinden özgeçmiş öyküsü toplanması esasına dayanır. Yaşlı bireyler, geçirdikleri yıl­lara baktıklarında hayatta başardıklarını dikkate almazlar ve hep başarmak isteyip de ba­şaramadıklan şeyler için üzüntü duyarlar. Ayrıca yaşlıların geçmişlerine sık sık atıfta bu­lunmaları, geçmişlerini düşünme ve analiz etme isteklerinin dış dünyaya yansıması şek­linde değerlendirilebilir. Dolayısıyla bu süreç birey için etkin bir süreçtir. İkinci terapi

44) B.F. Skinner; M.E. Vaughan, Yaşlılığın Tadını Çıkarın, (Çev. Fikret Ant), e Yay., İst.,l984, s. 125-134.

45) Bilgin, a.g.e., s. 101-103.

46) Onur, a.g.e., s. 240.

47) L. J. Himot, "Yaşlılık Sorunlarına Bir Bakış", (Çev. Nail Şahin), Psikoloji Dergisi, S.l/3, (1978), s: 5.

Page 13: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 48 (1, 2)

GELİŞİM PSİKOLO]İSİ AÇISINDAN YAŞLILIK DÖNEMİNDE BİREYSEL VE RUHSAL GELİŞİM --- 89

yöntemi ise "yaşam döngüsü grup terapİsİ (life-cycle group therapy)"dir. Bu terapinin gelişim dönemleri itibariyle uygulanabilirlik yelpazesi daha geniş olduğu için terapiye, ergenlik ile yaşlılık döneminin son sınınna kadar olan her dönem bireyleri katılabilirler. Bu yaklaşımın esasını da, yaş aynınma gitmenin kuşaklar arası diyaloğu engellediği te­zi oluşturur48.

Yaşlı bireyler, kendilerine özgü problemler karşısında, ulaştıklan olgunluk ve doy­gunluk seviyelerine göre, hayatı kabul etme ve ona bağlanma düzeyine sahiptirler. Söz konusu seviyeleri yükseldikçe hayata bağlanma düzeyleri de yükselir. Ancak bu duru­mun gerçekleşmesi için onlann kendilerine olan öz güvenlerinin tam olması gerekir. Bu anlamda yaşlılara hizmet veren kurum ve kuruluşlar, yaşlı bireyleri, televizyon seyret­me, sürekli hap kullanma vb. pasif durumlanndan daha aktif konuma getirmek için yaş­Ianna uygun sportif faaliyetler, grup terapileri gibi etkinlikler sağlamalan gerekir.

Yaşlılarm ruhsal sağlıklanyla ilgili olan bir diğer olgu da "yaşam doyumu (life satis­faction)"dur. Bu olgu, bireyin hayat ile hesaplaşması sonucu, hayattan ne istediğiyle ne bulduğu arasında yaptığı bir iç değerlendirmedir. Araştırmalann genel sonucu; yaş artı­şıyla yaşam doyurtın arasında negatif bir korelasyonun varlığı yönündedir. Yaşam doyu­mu düzeyinin bir etkeni de çevresel şartlardır. Buna bağlı olarak yaşlılıkla ilgili ruhsal problemierin kentlerde, kırsal bölgelere nazaran daha yoğun yaşandığı araştırmalann tespit ettikleri veriler arasındadır. Sonuç itibariyle. aktif bir şekilde çevre şartlanyla mü­cadele eden bireylerin elde ettikleri yaşam doyumu daha yüksektir, denebilir.

Sonuç

İnsan yaşamının her döneminde olduğu gibi, yaşlılık döneminde de bireysel gelişim sürecinde olumlu ve olumsuz yönler iç içedir. Dönemi kategorize etmektense, bütün yönlerini olduğu gibi benimsemeye çalışmak daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktİr. Bu gün modem yaşamın aşın derecede sekülerize olması ve bu istikamette devam etmesi, aktif üretimden çekilmiş olan yaşlıların İlımali gibi bir problemi de beraberinde getirmiş­tir. Ne yazık ki Türkiye, yaşlılara gösterilen ilgi ve verilen hizmet noktasında, din! kim­liği öne çıkmasına rağmen Batıdan çok geridedir. Bu cümleden olarak döneme ilişkin uygulanabilecek bazı öneriler ortaya koymak mümkündür. Öncelikle yaşlılar için yapı­labilecek en iyi hizmet; akademisyenler tarafından dönemin araştmhp incelenmesi ve bunun sonucunda bireyleri psikolojik olarak yaşlılığa hazırlamak için çeşitli eğitsel ve toplumsal etkinliklerin yapılmasıdır, zira bu faaliyetler, bireylerin döneme psikolojik ve fizyolojik anlamda adapte olmalanna yardımcı olunması noktasında önemli bir hizmet­tir. Türkiye'de yaşlılıkla ilgili bilimsel çalışmalar, henüz akademik anlamda literatür oluşturacak düzeye gelememiştir. Bu am.açla yapılacak her türlü çalışma, hem bireylere hem de çevresine katkı sağlayacak önemli bir çabadır. Psikiyatrlann, psikologlann, özel­Iikle de gelişim ve din psikologlannın bu çalışmalan ivedilikle yapmalan gerekir.

48) Onur, a.g.e., s. 240. \'

/.

Page 14: EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: B Sayı: 77isamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_KOCM.pdfda daha fazla etkilenirken birikimil zeka ise olumlu anlamda bir artış gösterirl9. Bunların

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 49 (1, 1)

90 1 Mustafa KOÇ -------------------EKEVAKADENITDERG$İ

Dönemle ilgili olarak, yaşlılık dönemindeki bireylerde özellikle .zorunlu olarak p~i­kolojik aktivitelerinin düştüğü ön yargısı vardır: Ancak yapılan araştırma sonuçları bağ­lamında, mezkO.r konunun algılandığı gibi olmadığı örneklerde ifade edilmeye çalışıldı. Bununla birlikte diğer gelişim dönemlerinin kendine özgü psikolojik problemleri olduğu ~~

gibi, elbette ki yaşlılık döneminde de diğer dönemlerde pek rastlanmayan rahatsızlık-ların olması doğal karşılanmalıdır. Bu rahatsızlıktarla başa çıkmak için her dönemin çözüm önerileri olduğu gibi bu dönemi yaşayan bireyler için de psikolojik rahatlık sağ-lama yöntemleri geliştiritip uygulanmalıdır. Öte yandan Türkiye'de yaşlılar için, özellik-le din! inanç psikolojisi göz önünde bulundurularak, psikolojik rehberlik ve danış-manlık hizmetlerine ilişkin yeni stratejiler geliştiritip daha yaygın hale getirilirse bu durum, daha fazla yaşlının kendi iç ve dış dünyasıyla barışık bir yaşam sürmesini sağ-layacaktır.