drizzt do'urden'in maceralar± - 2 - y±ld±zs±z gece - r. a. salvatore

457

Upload: others

Post on 11-Sep-2021

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore
Page 2: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt Do'urden'in Maceraları

Cilt2

Yıldızsız Gece

R. A. Salvatore

BAŞLANGIÇ

Drizzt parmaklarım panter heykelciğinin detaylı kıvrımlarıüzerinde dolaştırdı. Heykelciğin kara oniks yüzeyi, kaslıboyun kısmında bile pürüzsüz ve hatasızdı. Guenhwyvar'açok benziyordu, onun mükemmel bir tasviriydi. Şimdi iripanteri bir daha asla göremeyeceğinden emin olan Drizztondan ayrılmayı nasıl kaldırabilirdi?

"Elveda, Guenhwyvar," diye fısıldadı drow kolcu.Heykelciğe bakarken yüz ifadesi hüzünlüydü, hatta neredeyseacınacak haldeydi. "Bu yolculukta seni yanıma almayıvicdanıma sığdıramam, zira başıma geleceklerdenkorktuğumdan daha fazla senin kaderinden korkuyorum."Duruma razı olarak derinden iç geçirdi. O ve dostları bu

Page 3: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

huzur dolu yaşamı elde edebilmek için uzun ve zorlu savaşlarvermiş, büyük fedakarlıklarda bulunmuşlardı. Yine de Drizztbunun yanlış bir zafer olduğunu anlamıştı. Bu durumureddetmek, Guenhwyvar'm heykelciğini kesesine gerikoymak ve en iyisini umarak yoluna körlemesine devametmek istedi.

Drizzt, yaşadığı kısa zayıflık anını iç geçirerek üzerindenattı ve heykelciği buçukluk Regis'e uzattı.

Regis, gördüklerine inanamaz bir halde uzun bir süresessizce Drizzt'e baktı. Drowun ona söylediği ve ondanyapmasını istediği şey karşısında şoka uğramıştı.

"Beş hafta," diye ona hatırlattı Drizzt.

Buçukluğun bir oğlan çocuğunu andıran yüz hatlarıburuşuverdi. Eğer Drizzt beş hafta içinde geri dönmezse,Regis, Guenhwyvar'm heykelciğini Cattibrie'a verecek vehem ona hem de Kral Bruenor'a Drizzt'in nereye gittiğinianlatacaktı. Drowun somurtgan yüzünü gören ve kasvetlisesini duyan Regis, Drizzt'in geri dönmeyi ummadığınıanladı.

Aniden içine bir his doğan Regis, heykelciği yatağınınüzerine bıraktı ve boynundaki zincirini çıkartmaya uğraştı,fakat zincirin kopçası buçukluğun uzun ve kıvırcıkbuklelerine takıldı. En sonunda kopçayı çözmeyi başardı veortaya kolyesinin taşını çıkarttı. Kocaman, büyülü yakut süs,zincirin ucunda sallanıyordu.

Page 4: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Şimdi şaşırma sırası Drizzt'deydi. Regis'in mücevherinindeğerini ve buçukluğun yakut süse duyduğu aşırı sevgiyibiliyordu. O anda Regis'in mizacına aykırı davrandığınısöylemek bile inanılmaz derecede yetersiz kalırdı.

"Bunu alamam," dedi Drizzt, değerli taşı kenara doğruiterek. "Geri dönmeyebilirim ve o da kaybolmuş olur..."

"Al şunu!" diye emretti Regis. "Bana, hepimize yaptığınbütün iyiliklerden sonra bunu kesinlikle hakkediyorsun.Guenhwyvar'ı geride bırakmak ayrı birşey -eğer panter seninşeytani ırkından birinin eline geçerse hakikaten de bir faciaolur- ama bu sadece büyülü bir kolye taşı, canlı bir varlıkdeğil. Ayrıca yolculuğunda sana yardımcı olabilir. Palalarınıaldığın gibi bunu da yanına al." Buçukluk duraksadı vesevecen bakışlarını Drizzt'in menekşe renkli gözlerinekenetledi. "Dostum."

Regis birden parmaklarını şıklattı ve kendisini yere fırlatıpbirşeyler aramaya başladı. Çıplak ayaklan soğuk taş üzerinde'şap şap' ediyor ve geceliği de hışırdıyordu. Bir çekmecedenbaşka bir nesne çıkarttı. Bu, oldukça gösterişsiz bir maskeydi.

"Onu geri aldım da," dedi. Drizzt'in de tanıdığı bu nesneyigeri alış hikayesinin tamamını anlatmak istemiyordu. AslındaRegis, Mithril Salonundan dışarı çıkmış ve Artemis Entreri'yidar koyağın yan duvarındaki çıkıntılı bir kayaya asılı birhalde bulmuştu. Regis, kiralık katili çabucak soyup soğanaçevirmiş ve sonra da Entreri'nin pelerinini dikiş yerindenkesmişti. Regis, bilinci pek yerinde olmayan yara bereiçindeki adamı havada tutan tek nesnenin, yani pelerininyırtılmasını zevkle izlemişti.

Page 5: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt büyülü maskeye uzun bir süre baktı. Bir yıldan fazlabir süre önce bu nesneyi bir bansheenin ininden almıştı.Maskeyi takan kimse görünüşünü baştan aşağı değiştirebiliyorve kimliğini gizleyebiliyordu.

"Bu, içeri girip çıkmana yardımcı olur," dedi Regis umutla.Drizzt hâlâ renk vermiyordu.

"Onu almanı istiyorum," diye ısrar etti Regis, Drowuntereddüt sebebini yanlış anlayarak ve maskeyi Drizzt'e doğruitiştirerek. Regis, bu maskenin Drizzt Do'Urden için taşıdığıanlamı farketmemişti. Drizzt bir keresinde kimliğini gizlemekiçin onu takmıştı, zira dünyanın yüzeyinde dolaşan bir karaelf büyük bir tehlike içinde olurdu. Kullanışlı olmasınarağmen Drizzt bu maskeyi bir yalan olarak görmeyebaşlamıştı ve şimdi, her ne kadar kendi yararına olacak gibigörünse bile onu bir daha takmayı kendisine yediremiyordu.

Yoksa yedirebilir miydi? Drizzt bu hediyeyi reddedipedemeyeceğini düşünüp tarttı. Eğer bu maske görevindeDrizzt'e yardımcı olacaksaki bu görev muhtemelen geridebıraktığı kimseleri etkileyecekti- o zaman onu takmayı nasılreddedebilirdi?

'Hayır,' diye karar verdi en sonunda, 'maske benim görevimiçin o kadar da gerekli değil.' Şehrinin dışında geçirdiği otuzsene uzun bir zaman dilimi sayılırdı ve Drizzt görüntüitibarıyla o kadar da değişik biri değildi. Ayrıca kolaycatanınmasını sağlayacak büyük bir şöhrete sahip değildi. Elinikaldırıp hediyeyi reddetti ve Regis bir kere daha ikna etmeyeçalıştıktan sonra küçük omuzlarını silkerek maskeyi kaldırdı.

Page 6: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt tek bir kelime daha etmeden odadan ayrıldı. Şafağakadar epey zaman vardı; Mithril Salonunun üst katmanlarındameşaleler loş yanıyordu ve etrafta pek az cüce mevcuttu.Salonlar müthiş bir sessizlik, müthiş bir huzur içinde gibiydi.

Kara elfın zarif parmaklan hafifçe dokunarak ve hiç sesçıkartmayarak ahşap bir kapının üzerinde gezindi. Kapınınardındakini rahatsız etmeye hiç niyeti yoktu, fakat kızınuykusunun huzur dolu olduğundan da şüpheliydi. Drizzt hergece onun yanına gidip onu teselli etmek istemiş, fakat yinede bunu yapmamıştı. Zira söyleyeceği sözlerin Cattibrie'ınkederini dindirmeye pek yaramayacağını biliyordu. Bukapının önünde çaresiz bir muhafız olarak dikilip durduğudiğer birçok gecede olduğu gibi, kolcu en sonunda yine taşkoridor boyunca loş meşale ışıklarının gölgeleri arasındayürüyerek uzaklaştı. Önce parmak uçlarını sonra topuklarınıbasarak attığı adımları tıkırtı bile çıkartmıyordu.

Başka bir kapının, yani en yakın cüce dostunun kapısınınönünde de az bir süre duraksadıktan sonra Drizzt kısazamanda odalar bölümünden çıktı. Mithril Salonu Kralınınelçileri ağırladığı resmi toplantı salonlarına geldi. Buradabirkaç tane cüce vardı- bunlar muhtemelen Dagna'nınaskerleriydi. Ama bu cüceler sessizce geçip giden drowu negördüler ne de duydular.

Savaşbaltası Klanı cücelerinin en kıymetli hazinelerinisakladığı Dumathoin Salonunun önüne gelince Drizzt yineduraksadı. Yoluna devam etmesi, klan uyanmaya başlamadanönce bu mekandan çıkıp gitmesi gerektiğini biliyordu. Amakalbini sıkıştıran o duyguları reddedemezdi. Drowlarsalonlardan kovu-lah beri geçen şu iki hafta içinde bu oyuk

Page 7: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

salona hiç gelmemişti, ama en azından bir kez olsunbakmazsa kendisini asla affetmeyeceğini biliyordu.

Kudretli savaş çekici Aegis-fang, şaşaalı salonun tammerkezindeki yüksek bir kaidenin, yani en büyük onurmevkiinin üzerinde asılı duruyordu. Bu görüntü Drizzt'inmenekşe renkli gözlerine oldukça münasip geliyordu. ZiraAegis-fang diğer bütün eserlerden çok daha üstüngörünüyordu; parlak zırhlardan, uzun süre önce ölmüşkahramanların kocaman baltalan ve miğferlerinden, efsanevibir demir ustasının örsünden çok daha görkemliydi. Drizzt, busavaş çekicinin bir cüce tarafından kullanılmamış olduğunudüşünerek gülümsedi. Drizzt'in dostu olan Wulfgar'ın, sıkıarkadaş grubunun diğer fertleri hayatta kalabilsin diye kendicanını seve seve feda eden kişinin silahıydı bu.

Drizzt kudretli silahın, yaşadığı birçok şiddetli savaşarağmen hâlâ üzerinde tek bir çizik bile bulunmayan, cücetanrısı Dumathoin'in sembolleri mükemmel bir şekildeüzerine kakılmış parlak mithrilden kafasına uzun uzun baktı.Drowun bakışları yavaşça çekiçten aşağıya, silahın kurumuşkanla kaplı koyu adamant sapına kaydı. İnatçılar inatçısıBruenor o kanın temizlenmesine izin vermemişti.

Uzun ve güçlü, altın saçlı ve altın derili Wulfgar'ın yanındasavaştığı zamanların anıları Drowun zihnine bir sel gibihücum etti, dizlerinin bağını çözdü ve kararlılığını zayıflattı.Zihninin içinde Drizzt yine, Wulfgar'ın kuzey göğününmavisine sahip, her zaman heyecan dolu bir kıvılcımlaparlayan berrak gözlerine bakıyordu. Wulfgar sadece birçocuktu. Ruhu acımasız dünyanın sert gerçeklerine karşıyılmıyordu.

Page 8: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Sadece bir çocuktu, ama dostlarım dediği kimseler içinherşeyini dudaklarında bir şarkıyla birlikte feda etmişti.

"Elveda," diye fısıldadı Drizzt ve oradan ayrıldı. Bu seferkoşuyor, fakat tıpkı yürüdüğü zamanki gibi hiç sesçıkartmıyordu. Birkaç saniye içinde bir balkonu geçip birmerdiven inerek geniş ve yüksek tavanlı bir odaya çıktı. Taşduvara heykelleri oyulmuş olan Mithril Salonunun sekizkralının koruyucu bakışları altında yoluna devam etti. Bubüstlerden en sonuncusu, yani Kral Bruenor Battlehammer'aait olanı en heybetlisiydi. Bruenor'un çehresi sertti, alnındançenesine kadar uzanan bir yarayla ve kör olmuş sağ gözüyle,haşin bakışı daha da yoğunluk kazanmıştı.

Drizzt, Bruenor'un gözünden çok daha önemli yaralarıolduğunu biliyordu. Kaya kadar sert ve dayanıklı olancücenin vücudundan çok daha fazlası yaralanmıştı. Bruenoren büyük acıyı ruhunda çekiyordu, oğlum dediği birdelikanlının ölümüyle birlikte açılan derin bir yara vardıorada. Cücenin ruhu da vücudu kadar dayanıklı mıydı? Drizztcevabı bilmiyordu. O anda Bruenor'un yaralı yüzünebakarken, Drizzt burada kalması ve dostunun yanında oturupyaralarını iyileştirmesine yardım etmesi gerektiğini hissetti.

Bu çabucak geçip giden bir düşünceydi. 'Cüce daha fazlayara alabilir!' diye hatırlattı Drizzt kendisine. 'Cüce ve hayattakalmış olan diğer dostlarım!'

* * *

Her gece -daha doğrusu bitkinliği uyumasına izin verdiğigecelerde- olduğu gibi, yine o kader anını yeniden yaşayan

Page 9: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie, yatağında dönüp kıvranıyordu. Wulfgar'ın savaştanrısı Tempus'a söylediği şarkısını duyuyor, kudretli barbarıngözlerindeki o huzurlu bakışı görüyordu. Bu bakış onun acıyıreddetmesini, ağır granit kayalar çökmeye başlamış olsa bilegevşek taşlardan oluşan tavana darbeler indirmesinisağlıyordu.

Cattibrie, Wulfgar'ın feci yaralarını, kemiklerinin beyazınıgörüyordu. Kaburgalarının üzerindeki derisi yochlolun -başkabir düzlemden gelen, yarı erimiş bir muma benzeyen, yapışyapış, çirkin ve şeytani yaratığın- köpekbalığını andırandişleri tarafından deşilip kopartılmıştı.

Tavan kısmı aşkının üzerine çökerken çıkan gümbürtü,Cattibrie'ın sıçrayarak uyanmasına, kestane renkli gür saçlarıboncuk boncuk terlerle yüzüne yapışmış bir halde karanlığıniçinde doğrulup oturmasına sebep oldu. Nefesini kontroletmek için uzun bir zaman harcadı. Bunun bir rüya ve feci birhatıra olduğunu, ama eninde sonunda yaşanıp geçmiş birhadise olduğunu kendisine tekrar tekrar hatırlattı. Kapısınınkenarlarından sızan meşale ışığı onu sakinleştirdi ve rahatlattı.

Sadece ince bir gecelik giyiyordu ve yatakta debelenmesisebebiyle battaniyesi yere savrulmuştu. Ürpertiden dolayıkolunda küçük noktacıklar oluşan Cattibrie titredi. Üşümüştü,sırılsıklamdı ve sefil bir haldeydi. Kalın battaniyelerini hızlayerden aldı ve boğazına kadar sıkıca örtündü. Sonra sırt üstüyatıp kaldı ve karanlığa baktı.

Birşeyler ters gidiyordu. Birşeylerin epey yanlış olduğunuhissetti.

Page 10: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Mantığıyla düşünen genç kadın kuruntu yaptığını, gördüğürüyaların onu tedirgin etmiş olduğunu kendisine telkin etti.Dünya şu sıralar Cattibrie için iyi değildi, hatta berbattı. AmaMithril Salonunda bulunduğunu ve etrafının bir ordu dolusucüceyle kaplı olduğunu kendisine şiddetle hatırlattı.

Kendisine kuruntu yaptığını söyledi.

* * *

Güneş doğduğunda, Drizzt Mithril Salonundan epey u-zaklardaydı. Bugün adeti olduğu üzere oturup da şafakvaktinin tadını çıkartmamıştı. Doğan güneşe bile pekbakmadı, zira şimdi güneş ona olmayacak dualara amindemek gibi görünüyordu. Güneşin ilk şiddetli parıltılarıgeçtiğinde drow güneydoğuya, çok uzaklardaki dağlara doğrubaktı ve hatıralara daldı.

Eli boynuna, Regis'in ona verdiği hipnotize edici yakutsüse doğru gitti. Regis'in bu mücevhere ne kadar çok belbağladığını ve onu ne kadar çok sevdiğini biliyordu.Buçukluğun yaptığı bu fedakarlığı, ancak gerçek bir dostunyapacağı fedakarlığı yeniden düşündü. Drizzt gerçek dostluknedir biliyordu; Buzyeli Vadisi adındaki mahzun diyara gidipBruenor Battlehammer ve onun evlatlık kızı Cattibrie iletanıştığı zamandan itibaren hayatı çok zenginleşmişti, ikisinide bir daha göremeyeceğini düşünmek Drizzt'e acı veriyordu.

Fakat drow büyülü mücevheri aldığı için memnundu. Zirao nesne onun bazı cevaplar alıp dostlarının yanına geridönmesini sağlayabilirdi. Ama ayrılış sebebini Regis'esöyleme kararı konusunda epey suçluluk hissediyordu. Bu

Page 11: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

seçim Drizzt'e bir zayıflık, bu karanlık zamanda ona pek fazlayardımı dokunmayacak olan dostlarına bel bağlama ihtiyacıgibi geliyordu. Fakat bunu, geride bırakacağı dostlarınıngüvenliği için gereklilik olarak düşünüp bir mantığadayandırabiliyordu. Regis'e eğer yolculuğu başarısız olursabeş hafta içinde gerçeği Bruenor'a söylemesi talimatınıvermişti. Böylece Savaşbaltası Klanının üzerlerine kapanacakolan karanhğa hazırlanmak için en azından biraz zamanıolacaktı.

Bu mantıklı bir davranıştı. Ama Drizzt, Regis'esöylemesinin asıl sebebinin buna ihtiyaç duyması, yanibirisine söylemek zorunda olması olduğunu kendisine itirafetmek zorundaydı.

'Peki ya büyülü maske?' diye düşündü. 'Yoksa onureddetmekle de zayıflık mı ettim?' O güçlü nesne Drizzt'e,dolayısıyla da dostlarına yardımcı olabilirdi. Ama onutakacak, hatta ona dokunacak gücü bile kendisindebulamamıştı.

Şüpheler drowun zihninde dolaşıyor, gözlerinin önündeuçuşuyor ve onunla alay ediyordu. Drizzt iç çekti ve yakutsüsü narin, kara elleriyle ovuşturdu. Ne kadar iyi kılıçkullanırsa kullansın, ne kadar azimli ve prensip sahibi olursaolsun, ne kadar kolculuk sabrı gösterirse göstersin, DrizztDo'Urden'in dostlarına ihtiyacı vardı. Mithril Salonuna doğrudönüp baktı ve kendi iyiliği için bu görevi gizli ve özel birşekilde üzerine almakla doğru bir iş yapıp yapmadığınıdüşündü.

Page 12: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

'Bir zayıflık daha,' diye karar verdi inatçı Drizzt. Yakutsüsü ellerinden bıraktı, zihninde dönüp duran şüpheleri birkenara itti ve bir elini orman yeşili yolculuk pelerininin içinesoktu. Ceplerinden birinden bir parşömen çıkarttı. DünyanınOmurgası Dağları ile Büyük Çöl Anauroch arasında kalantoprakların bir haritasıydı bu. Drizzt, sağ alt köşede bir noktabelirledi. Bu nokta bir zamanlar yüzeye çıkmış olduğu veşimdi onu yurduna geri götürecek olan mağaraydı.

KISIM 1

GÖREVİNE SADIK

Diyarlar'da intikam kelimesinin anlamını drowlardan dahaiyi bilen başka bir ırk yoktur. İntikam onların günlüksofralarındaki tatlıdır, sanki en leziz zevkmiş gibi dudaklarınışapırdatarak tattıkları şekerlemedir. Drowlar benim için deoldukça aç bir şekilde geldiler.

Wulfgar'ın ölümü için ve kıymet verdiğim dostlarımınbenim karanlık geçmişim yüzünden çektiği acılar içinduyduğum hiddet ve suçluluktan bir türlü kurtulamıyorum.Cattibrie'ın güzel yüzüne her ne zaman baksam, oradaolmaması gereken derin ve ebedi bir hüzün, bir kız çocuğunun

Page 13: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kıvılcımlar saçan gözlerinde yeri olmayan ağır bir yükgörüyorum.

Onun kadar yaralanmış olduğum için onu avutacak sözleribulamıyorum ve teselli getirebilecek herhangi bir sözünolabileceğinden de şüpheliyim. Öyleyse benim çizdiğim yolşudur; dostlarımı korumaya devam etmeliyim. Wulfgar 'inkaybı için kendi adıma duyduğum kederin ötesine, MithrilSalonu cücelerini ve Konaktaşı 'nın sert insanlarını saranacının ötesine bakmam gerektiğini farkettim.

Cattibrie 'in o kader savaşı konusunda anlattıklarınabakılırsa, Wulfgar 'in savaştığı yaratık bir yochlol, yani Lloth'un birinci elden bir hizmetkarıydı. Bu acı bilgiyi edinmişkenşu andaki hüznümün ötesine bakmalı ve yaşanmasındankorktuğum daha fazla acıyı düşünmeliyim.

Örümcek Kraliçenin kaotik oyunlarını anlamıyorum -hattaşeytani yüce rahibelerin bile o feci iblisin esas mahiyetinibildiklerini sanmıyorum- ama bir yochlolun gelmiş olmasınınönemli olduğunu, ben bile, yani dro\v dini dersinde en berbatöğrenci olan ben bile farkediyorum. Hizmetkarın ortayaçıkışı, o akının Örümcek Kraliçe tarafından kutsanmışolduğunu gösteriyordu. Ve yochlolun savaşa karışmış olmasıgerçeği, Mithril Salonunun geleceği için pek parlak değil.

Bunların hepsi tabii ki de varsayım.

Ablam Vierna 'nın, Menzoberranzan 'daki diğer karanlıkgüçlerden herhangi biriyle ittifak içinde çalışıp çalışmadığınıbilmiyorum. Ya da Vierna'nın, yani ailemden geriye kalan enson kişinin ölümünden sonra, drow şehriyle benim aramdaki

Page 14: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bütün bağlantıların kopup kapmamış olduğunu dakestiremiyorum.

Cattibrie'ın gözlerine ve Bruenor 'un yaralarına bakıncabu umut dolu varsayımların oldukça cılız ve tehlikeliolduğunu hatırlıyorum. Şeytani ırkım bir dostumu bendenaldı.

Daha fazlasını alamayacak.

Mithril Salonunda bu sorulara cevap bulamam. Karaciflerin hâlâ benden intikam almak isteyip istemediğinibilemem, tabii kafama konulan ödülü kazanmak için başka birbirlik Menzoberranzan 'dan çıkıp da yüzeye gelmediğitakdirde. Bu gerçek omuzlarıma bir yük gibi binerken nasılolur da Gümüş-ay 'a veya yakınlardaki başka bir kasabayagidip de hayatıma normal bir şekilde devam edebilirim? Karaciflerin kısa süre sonra geri döneceği ve bir kez dahadostlarımın tehlike altında olacağı korkusunu kalbimdetaşırken nasıl olur da huzur içinde uyuyabilirim?

Mithril Salonunun görünürdeki dinginliği, o düşüncelisessizliği, bana drovların gelecek için tasarıları hakkındahiçbir şey göstermeyecek. Yine de, dostlarımın iyiliği için okaranlık maksatları bilmek zorundayım. Korkarım kicevapları bulmak için bakmam gereken tek bir yer var.

Wulfgar, dostları yaşayabilsin diye kendi hayatını feda etti.Vicdanımın tartısında benim yapacağım fedakarlık bundandaha azı olabilir mi?

-Drizzt Do'Urden

Page 15: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

BÖLÜM 1

HIRSLI

Paralı asker, drowlarm şehri Menzoberranzan'ın enkuzeyinde bulunan Breche Yükseltisinin geniş merdivenlerinidestekleyen ana sütuna sırtını yasladı. Jarlaxle, geniş siperliktişapkasını çıkartıp pürüzsüz kel kafasını bir eliyle sildi vesessizce birkaç tane küfür savurdu.

Şehirde bir sürü ışık vardı. Doğal dikit sütun dizileriarasına oyulmuş olan evlerin yüksek pencerelerinde meşalelerparıldıyordu. Drow şehrinde ışıklar vardı! Özenle inşa edilenbinaların birçoğu çok uzun zamandan beri peri ateşinin hafifparıltısıyla, çoğunlukla mor ve mavi tonlarında süslenirdi.Ama bu farklıydı.

Jarlaxle yana doğru döndü ve vücut ağırlığı yeniyaralanmış olan bacağına binince acıyla yüzünü buruşturdu.Paralı askerin yarasını Arach-Tinilith'in matron hanımı, yanişehirdeki en üst kademe rahibelerden biri olan Triel Baenreiyileştirmişti. Fakat Jarlaxle o şeytani rahibenin bile bile işinitam olarak yapmadığından, kaçak Drizzt Do'Urden'i yakalamakonusunda gösterdiği başarısızlığı hatırlatmak için bacağı birparça acı verecek şekilde bıraktığından şüpheleniyordu.

Page 16: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Bu aydınlık gözlerimi acıtıyor," diye iğneleyici bir sesgeldi paralı askerin arkasından. Jarlaxle arkasını döndüğündeMatron Baenre'nin en yaşlı kızını, yani bahsi geçen Triel'igördü. Kadın çoğu drowdan daha kısa boyluydu, Jarlaxle'danneredeyse otuz santim kısaydı, ama yadsınamaz bir saygınlıkve heybete sahipti. Jarlaxle onun gücünü (ve tabii fevrimizacını) çoğu kişiden daha iyi biliyor ve bu minyon dişiyekarşı son derece ihtiyatlı davranıyordu.

Triel, kıstığı gözleriyle şehri izleyerek, daha doğrusu tersters bakarak paralı askerin yanına geldi. "Lanet olsun buışığa," diye mırıldandı.

"Bu senin matronunun emriydi," diye hatırlattı Jarlaxle.Açıkta olan gözünü çevirip kadının bakışlarından kaçındı;diğeri ise kafasının arkasına bağlı olan bir göz yamasıylakapatılmıştı. Büyük şapkasını kafasına geri taktı ve kadınınsinirle yüzünü buruşturuşu karşısında sırıtışını saklamayaçalışarak şapka siperliğini öne doğru indirdi.

Triel annesinin davranışlarından memnun değildi. MatronBaenre, yaptığı planlar konusunda ipuçları vermeye başladığıandan itibaren, Jarlaxle bunun böyle olduğunu biliyordu.Triel, muhtemelen Örümcek Kraliçenin rahibeleri arasında enfanatik olanıydı ve şehrin ilk matron anası olan MatronBaenre'ye karşı çıkmazdı- tabii Lloth kendisineemretmedikçe.

"Gel benimle," diye hırladı rahibe. Kadın arkasını döndü veDrow Akademisindeki üç binanın en büyük ve şaşaalı olanınadoğru Breche Yükseltisi boyunca yürüdü. Bu bina devasa birörümceğe benzetilmiş kocaman bir yapıydı.

Page 17: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Jarlaxle ilerlerken manalı bir şekilde inledi ve topallayarakattığı her adımda kadından geride kaldı. Fakat birazcık dahaiyileştirme büyüsü alabilmek için yaptığı girişim başarısızoldu. Zira Triel sadece büyük binanın kapısının önünde durduve karakterine hiç uymayan bir davranış sergileyerek sabırlaonu bekledi. Jarlaxle bunu biliyordu, zira Triel hiçbir şey içinasla beklemezdi.

Paralı asker tapınağa girer girmez tütsülerden tutun en sonkurbanın kuruyan kanına kadar her türlü esansı ihtiva edenfarklı farklı kokular duydu. Ve geçtikleri her kapı eşiğindendualar yükseliyordu. Triel onların hiçbirine aldırış etmedi;onu koridorda yürürken görünce eğilip reverans yapan birkaçmüridin yanından umursamaz bir şekilde geçti.

Gözü dünyayı görmeyen Baenre rahibesi okulun hocahanımlar için ayrılmış olan üst katlarına çıktı ve küçük birkoridor boyunca yürüdü. Bu koridorun zemininde örümceklergeziniyordu (hatta birkaç tanesi Jarlaxle’ın dizine gelecekboydaydı).

Triel, karşılıklı duran ve aynı derecede süslü olan ikikapının ortasında durdu ve Jarlaxle'a sağ taraftaki odayagirmesini işaret etti. Paralı asker duraksadı ve şaşkınlığınıgayet iyi sakladı, ama Triel bunu bekliyordu.

Jarlaxle'ın omuzuna yapıştı ve onu kendisinde doğru sertçedöndürdü. "Daha önce buraya gelmişsin!" diye suçladı.

"Sadece savaşçılar okulundan mezun olduğum zamangelmiştim," dedi Jarlaxle, omuzunu silkip kadından

Page 18: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

uzaklaşarak, "Melee-Magthere'den mezun olan herkesinyaptığı gibi."

"Üst katlara çıkmışsın," diye hırladı Triel, dosdoğruJarlaxle'a bakarak. Paralı asker güldü.

"O odaya girmeni işaret ettiğimde tereddüt ettin," diyedevam etti Triel, "Çünkü benim özel odamın sol taraftakiolduğunu biliyordun. Yani girmeyi beklediğin oda oydu."

"Buraya çağrılmayı bile beklemiyordum," diye karşılıkverdi Jarlaxle, konuyu değiştirmeye çalışarak. Triel'inkendisini bu kadar yakından incelemesi karşısında gerçektende biraz hazırlıksız yakalanmıştı. Yoksa rahibenin, annesininen son planlan konusundaki kaygılarını hafife mi almıştı?

Triel dişlerini sıkarak gözlerini hiç kırpmadan uzun uzunve dik dik ona baktı.

"Benim güvenilir kaynaklarım var," diye en sonunda itirafetti Jarlaxle.

Uzun bir süre daha geçti ve Triel yine hiç gözünü kırpmadı.

"Gelmemi rica etmiştin," diye ona hatırlattı Jarlaxle.

"Emrettim," diye düzeltti Triel.

Jarlaxle, şapkasını çıkartıp aşağı doğru savurarak yerlerekadar eğildi ve abartılı bir reverans yaptı. Baenre evladınıngözlerinde hiddetli şimşekler çaktı.

Page 19: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Yeter!" diye haykırdı.

"Asıl senin oyunlarına yeter!" diye lafı yapıştırdı Jarlaxle."Akademi'ye, yani rahat olmadığım bir yere gelmemi senistedin, ben de geldim. Soracak soruların var ve bende demuhtemelen cevapları."

Son cümlesinde yaptığı vurgu Triel'in gözlerini kısmasınısağladı. Jarlaxle'ın her zaman için ketum bir rakip olduğunudrow şehrindeki herkesten daha iyi biliyordu. Kurnaz paralıaskerle birçok defa iş yapmıştı ve bu işler sonucunda kâr vezararının eşit olup olmadığını bile kestiremiyordu. Döndü veJarlaxle'a sol taraftaki odaya girmesini işaret etti. Paralı askerise nazik bir reverans daha yaptıktan sonra, gür bir halı vebolca mobilyayla döşeli, hafif bir büyülü ışıkla aydınlatılmışolan odaya girdi.

"Çizmelerini çıkart," diye talimat verdi Triel ve pelüşhalıya basmadan önce kendi ayakkabılarını çıkarttı.

Jarlaxle kapı eşiğinde kilimlerle süslü olan duvarın yanındadurdu ve tereddütle çizmelerine baktı. Paralı askeri tanıyanherkes o çizmelerin büyülü olduğunu bilirdi.

"Pekala," diye kabul etti Triel. Kapıyı kapatıp Jarlaxle’ınyanından hızla geçti ve kocaman, şişkin bir koltuğa oturdu.Kadının arkasında çok sayıdaki duvar kilimlerinden birininönünde büyük bir çalışma masası duruyordu. Bu masanınüzerinde devasa bir yüzey elfinin bir ordu dolusu dansedendrow tarafından kurban edilişi tasvir edilmişti. Yüzey elfininüzerinde neredeyse yarı saydam bir suret daha vardı. Yarı

Page 20: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

drow, yarı örümcek şeklinde olan bu suretin yüzü güzel vehuzurluydu.

"Annenin ışıkları hoşuna gitmiyor mu?" diye sorduJarlaxle. "Kendi odanı büyüyle aydınlatmışsın da."

Triel alt dudağını ısırdı ve gözlerini bir kez daha kıstı.Çoğu rahibe büyü ve dua kitaplarını okuyabilmek için kendiözel dairelerini hafif bir ışıkla aydınlatırdı. Isı algılayan enf-rarujlu görüş yeteneği bir sayfadaki rünik harfleri görmekonusunda pek başarılı değildi. Farkedilebilir derecedeki ısıyıbirçok sene boyunca koruyabilen bazı mürekkepler vardıtabii, ama onlar da Triel kadar kudretli biri için bile oldukçapahalı ve zor bulunur nitelikteydi.

Jarlaxle, Baenre evladının sert bakışlarına karşılık verdi.'Şu Triel de her zaman birşeylere hiddetlenir,' diye düşündüparalı asker. "Işıklar annenin planladığı şey için oldukçauygun görünüyor," diye devam etti.

"Gerçekten de öyle," diye belirtti Triel, iğneleyici bir sestonuyla. "Peki sen annemin niyetlerini anladığına inanacakkadar küstah mısın?"

"Mithril Salonuna geri dönecek," diye açıkça belirttiJarlaxle, Triel'in de uzun süre önce aynı sonuca varmışolduğunu bildiği için.

"Öyle mi yapacak?" diye sordu alaycı bir şekilde.

Bu üstü kapalı cevap paralı askeri afallatt». Daha az yastığıolan başka bir koltuğa doğru bir adım attı. İnanılmaz derecede

Page 21: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gür ve yumuşak olan halının üzerinde yürüyor olsa biletopuklarından sert bir çatırtı sesi çıktı.

Büyülü çizmelerden hiç etkilenmeyen Triel sırıttı.Jarlaxle'ın her türlü zeminde istediği kadar gürültülü veistediği kadar sessiz yürüyebildiğini herkes bilirdi. Adamınüzerindeki bol miktarda mücevherat, bilezikler ve incikboncuk da aynı şekilde tılsımlı gibi görünüyordu, zira paralıaskerin dilediği zaman şıngırdayıp çınlar, istediği zaman damükemmel bir sessizlikle dururlardı.

"Eğer halımda bir delik açtıysan, o deliği kalbinlekaparım," diye söz verdi Triel. Jarlaxle üzeri minderle kaplıolan taş koltuğa rahatça kuruldu, kolluk kısmındaki birkıvrımı düzeltti ve koltuğun kumaşının üzerindeki siyah vesarı gee'antu sonucunda kaçak Drizzt Do'Urdenyakalanacakça. Ama başka tasanlar da var."

"Blingdenstone mu?" diye sordu Jarlaxle. Kastettiği şeyDrowlann ezeli düşmanı olan yeraltı gnomları svirfneblilerinşehriydi.

"O bir tanesi," diye cevap verdi Triel. "Blingdenstone,Mithril Salonuna bağlanan tünellerde yolumuzun üstünde."

"Annen svirfneblilerle dönüş yolunda muntazamanilgilenilebileceğinden bahsetti," diye önerdi Jarlaxle, eğerTriel'in kendisiyle bu denli açıkça konuşmaya devam etmesiniistiyorsa bazı lezzetli lokmaları ona sunması gerektiğinidüşünerek. En gizli duygu ve korkularını paralı askerin budenli açıkça görmesine izin vermek Triel'i oldukça tedirginediyor olmalıydı.

Page 22: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Triel başıyla onaylayarak bu haberleri sabırla ve hiçşaşırmadan kabul etti. "Başka tasarılar da var," diyetekrarladı. "Matron Baenre'nin üzerine aldığı görev çok büyükve bu konuda müttefiklere ihtiyaç duyulacak, hatta belki deIllithid müttefiklere."

Baenre rahibesinin bu çıkarımı Jarlaxle'a mantıklıgeliyordu. Matron Baenre'nin uzun süredir bir Illithid dostuvardı, ki bu da Jarlaxle'ın gördüğü en çirkin ve en tehlikeliyaratıklardan biriydi. O ahtapot kafalı, insan suretindekiyaratıkların ya-nındayken Jarlaxle kendisini hiç rahathissetmezdi. Jarlaxle düşmanlarını anlayarak ve onlardandaha iyi tahminlerde bulunarak hayatta kalıyordu, amaIllithidler sözkonusu olduğunda onun becerileri oldukça cılızkalırdı. Zihin yüzücüler diye adlandırılan o şeytani ırkınmensupları diğer ırkların düşündüğü gibi düşünmez ve birIllithidden başka hiçkimsenin bilmediği bazı prensip vekurallara göre davranırdı.

Yine de kara cifler Illithid toplumuyla sık sık başarılı birşekilde iş yapardı. Menzoberranzan'da yirmibin tane yeteneklisavaşçı bulunuyordu, bölgedeki Illithid sayısı ise taş çatlasayüz kadardı. Triel'in korkulan biraz abartılı gibi görünüyordu.

Fakat Jarlaxle bunu rahibeye söylemedi tabii. Kadınınmeşum ve dengesiz ruh halini dikkate alan paralı askerkonuşmaktan çok dinlemeyi tercih etti.

Triel kafasını sallamaya devam etti, yüz ifadesi alışıla-geldiği üzere hırçındı. Sıçrayarak koltuğundan kalktı. Voltaatıp dar bir çember çizerken örümcek süsleriyle dolu siyah vemor cüppesi hışırdadı.

Page 23: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Sadece Baenre Evi olmayacak," diye ona hatırlattıJarlaxle, Triel'i rahatlatmayı umarak. "Birçok evinpencerelerinde ışıklar var."

"Annem şehri bir araya getirmekle iyi iş yaptı," diye kabuletti Triel ve tedirginlikle attığı volta yavaşladı.

"Ama yine de korkuyorsun," diye çıkarım yaptı paralıasker. "Ve doğabilecek her türlü sonuca hazır olabilmek içinbilgiye ihtiyacın var." Jarlaxle hafifçe, ironik bir şekildekıkırdamadan edemedi. O ve Triel uzun bir süredir düşmandı,ikisi de birbirine güvenmiyordu- ve bunun için geçerlisebepleri de vardı hani! Ama şimdi kadın ona ihtiyaçduyuyordu. Şehrin fısıldaştığı söylentilerden çok uzakta olanmünzevi bir okulun rahibesiydi. Normalde ÖrümcekKraliçeye yaptığı dualar öğrenmek istediği bütün bilgileri onasağlardı. Ama şimdi, eğer Mat-ron Baenre'nin hareketleriniLloth takdis etmişse (ki bu barizdi), Triel tam manasıylakaranlığın ortasında yalnız başına kalmış demekti. Kadının bircasusa ihtiyacı vardı ve Menzober-ranzan'da Jarlaxle ile casusörgütü Bregan D'aerthe'nin eşi benzeri yoktu.

"Birbirimize ihtiyaç duyuyoruz," diye vurgulu bir şekildecevap verdi Triel, dönüp dosdoğru paralı askere bakarak."Annem tehlikeli zeminlerde dolaşıyor, bu kadarı bariz. Eğero bir hata yaparsa hükümdar ailenin başına kimin geçeceğinibir düşün bakalım."

'Gayet doğru,' diye sessizce kabul etti Jarlaxle. Evin enyaşlı kızı olan Triel, tartışma götürmez bir şekilde MatronBaenre'den sonra gelecek kişiydi. Aynca Arach Tinilith'inMatron Hanımı olarak sekiz yönetici evin matron analarından

Page 24: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

sonra şehirdeki en güçlü mevkiye sahipti. Triel daha şimdidenetkileyici bir güç merkezi oluşturmuş durumdaydı. AmaMenzober-ranzan'da, yani gösterişteki adaletin esasındatemelde bulunan kaosu örtbas etmek için kullanılan biryalandan ibaret olduğu yerde güç merkezleri tıpkı lavgölcükleri gibi kolayca değişmeye müsaitti.

"Elimden geleni öğreneceğim," diye cevap verdi Jarlaxleve gitmek için ayağa kalktı. "Ve öğrendiklerimi sanasöyleyeceğim."

Triel, kurnaz paralı askerin sözlerinin ancak yarı yarıyagerçek olduğunu anladı, ama adamın teklifini kabul etmekzorunda kaldı.

Kısa bir süre sonra Jarlaxle, Menzoberranzan'm geniş vekıvrımlı bulvarlarında serbestçe dolaşmaktaydı. Neredeyseher dikit sütunda -ve aynı şekilde bir sürü alçak sarkıtınüzerindeki çember balkonlarda- hazır bekleyen evmuhafızlarının tetikteki bakışları ve doğrultulmuş silahlanarasında ilerliyordu. Paralı asker korkmuyordu, zira genişsiperlikli şapkası şehirdeki herkes tarafından tanınırdı vehiçbir ev Bregan D'aerthe ile çatışmak itemezdi. BreganD'aerthe çetelerin en gizlisiydi -haydut grubunun sayısınışehirdeki pek az kimse ancak tahmin edebilirdi- ve örgütüntemelleri geniş mağaranın çok sayıdaki köşe bucağınagizlenmişti. Fakat yönetici evler tarafından müsamaha görenbu grubun şöhreti çok yaygındı ve şehirdeki birçok kişiJarlaxle'ı Menzoberranzan'm en güçlü erkekleri arasındasayardı.

Page 25: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Jarlaxle o kadar rahattı ki, muhafızların kendisine attığıtehlike dolu bakışları farketmedi. Düşüncelere dalıp gitmişti,Triel ile olan görüşmesinde geçen üstü kapalı mesajlarıçözmeye uğraşıyordu. Mithril Salonunu fethetme planınıngelecek vadettiğini düşünüyordu. Jarlaxle, cüce tahkimatındabulunmuş ve savunma taktiklerine şahit olmuştu. Epey zorluolmalarına rağmen cüceler bir Drow ordusu karşısında pekyetersiz kalacak gibi görünüyordu. Menzoberranzan, ordununbaşında Matron Baenre olmak suretiyle Mithril Salonunufethettiğinde, Lloth inanılmaz derecede memnun kalacaktı veBaenre Evi ihtişamının doruklarına çıkacaktı.

Triel'in de belirttiği gibi Matron Baenre mirasına konacaktı.

'Gücün doruğu mu?' Bu düşünce Jarlaxle'ın zihninde asılıkaldı. Menzoberranzan'ın devasa sütundan saati olan Nar-bondel'in yanında duraksadı ve abanoz renkli yüzünde birgülümseme belirdi.

"Gücün doruğu mu?" diye yüksek sesle fısıldadı.

Jarlaxle, aniden TriePin kaygılarını anlayıverdi. Annesininhaddini aşmasından, başka bir kazanç daha elde etmek adınazaten elinde olan etkileyici imparatorlukla kumar oynuyorolmasından korkuyordu. Jarlaxle bunu düşünürken bütünbunların daha derin bir anlamı olduğunu farketti. 'Varsayalımki Matron Baenre başarılı oldu ve önce Mithril Salonu, sonrada Blingden-stone fethedildi,' diye düşüncelere daldı. 'Peki ozaman drow şehrini tehdit edecek, yani Menzoberranzan'ınsallantıdaki hiyerarşisinin bir arada kalmasını sağlayacakdüşman kalacak mı?

Page 26: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

'Hem sözü açılmışken neden Menzoberranzan'a bu kadaryakın bir düşman ülkesi olan Blingdenstone'un bunca asırdırhayatta kalmasına izin verildi?' Jarlaxle bunun cevabınıbiliyordu. Gnomların farkında olmadan Menzoberranzan'ınevlerini bir düzen içinde tutan tutkal görevi gördüklerinibiliyordu. Bu kadar yakında ortak bir düşman mevcutkenDrowların sürekli didişmeleri kontrol altında tutulmakzorundaydı.

Ama Matron Baenre şimdi o tutkalı bozma,imparatorluğunu sadece Mithril Salonunu değil, başbelasıgnomları da kapsayacak şekilde genişletme konusundaipuçları veriyordu. Triel, drowların mağlup edileceğindenkorkmuyordu; Illithid-lerin küçük kolonisiyle ittifakyapmaktan da endişe duymuyordu. Annesinin başarmasından,mirasına konmasından korkuyordu. Matron Baenre yaşlıydı,drow standartlarına göre bile çok yaşlı sayılırdı ve Triel evintahtı için sıradaki isimdi. Şu anda o mevki gerçekten de rahatbir koltuk sayılırdı. Ama Mithril Salonu ve Blingdenstonefethedilirse tahtı korumak çok daha zorlaşacaktı. Evlerihizada tutan ortak düşman unsuru yok olacaktı ve Triel'inMenzoberranzan'dan çok uzakta bulunan yüzey dünyasıyla dailgilenmesi gerekecekti. Üstelik Mithril Salonununmüttefiklerinin intikam saldırıları da kaçınılmazdı.

Jarlaxle, Matron Baenre'nin ne istediğini de anlıyordu.

Ama şimdi merak ettiği şey, kırış buruş yaşlı dişiye arkaçıkmaya devam eden Lloth'un neler tasarladığıydı.

"Kaos," diye karar verdi. Menzoberranzan uzun, çok uzunbir süredir sessizdi. Bazı evler dövüşmüştü tabii- bu

Page 27: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kaçınılmaz bir olguydu zaten. Her ikisi de yönetici evler olanDo'Urden evi ve DeVir Evi yok edilmişti, ama şehrin genelyapısı sağlam ve güvende kalmıştı.

"Ah, ama sen bunlardan hoşnutsun," dedi Jarlaxle,düşüncelerini Lloth'a yüksek sesle belirterek. Aniden Lloth'unyeni bir düzen arzuladığını, sıkıcı olmaya başlayan bir şehirdetoplu bir temizlik yapılmasını istediğinden şüphelendi.Annesinin mirasına konacak olan Triel'in bundan hoşnutolmadığına şaşmamak gerekirdi.

Kendisi de entrika ve kaosa bayılan dazlak paralı askeryürekten bir kahkaha koy verdi ve Narbondel'e baktı. Saatsütunun ısısı oldukça düşmüştü, bu da Karanlıkaltı gecesiningeç saati demek oluyordu. Jarlaxle çizme topuklarını taşzemine vurdu ve Qu'ellarz'orl'a, yani Menzoberranzan'm doğuduvarında bulunan ve şehrin en güçlü evlerini barındıranyüksek platoya doğru yürümeye başladı. En yaşlı kızıylayaptığı 'gizli' görüşme konusunda rapor bekleyen MatronBaenre ile olan buluşmasına geç kalmak istemiyordu.

Jarlaxle, kırış buruş matron anaya ne kadar bilgi vereceğinive sarfedeceği sözleri kendi avantajı için nasıl en iyi nasılçarpıtabileceğin! düşünüp taşındı.

Entrikayı ne de çok severdi.

BÖLÜM 2

Page 28: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bir başka uzun ve huzursuz gecenin ardından gözleri kançanağına dönmüş olan Cattibrie üzerine bir sabahlık geçirdive gün ışığıyla biraz huzur bulmayı umarak küçük odasıboyunca ilerledi. Kestane renkli gür saçları kafasının birkenarında yapışmış ve sanki inek yalamış gibi öbür tarafadoğru yatmasına sebep olmuştu, ama o bunu umursamıyordu.Gözlerini ovuşturup uykuyu üzerinden atmakla meşgulkenkapı eşiğine takılıp düşme tehlikesi atlattı ve anlayamadığı birsebepten dolayı aniden bir rahatsızlık hissederek orada öylecekalakaldı.

Parmaklarını kapının ahşabı üzerinde gezdirdi ve kafasıkarışık bir halde durdu. Bir gece evvel içine doğan o his, yanibirşeylerin ters olduğu ve yanlış gittiği hissi ezici bir şekildekızı sarmıştı. Dosdoğru kahvaltıya gitmeye niyetlenmişti, amabunun yerine Drizzt'i bulması gerektiğini hissediyordu.

Genç kadın koridor boyunca hızla koşup Drizzt'in odasınınönüne geldi ve kapıyı çaldı. Birkaç saniye sonra, "Drizzt?"diye seslendi. Drow cevap vermeyince kız kapı kulbunudikkatle çevirdi ve kapıyı açtı. Cattibrie, Drizzt'in palalarınınve yolculuk pelerininin ortalıklarda olmadığını çabucakfarketti. Ama daha bu konuyu düşünemeden önce gözleriyatağa odaklandı. Yatak toplanmış, örtüleri tertipli bir şekildekatlanmıştı. Fakat bu kara elf için pek de alışılmadık birşeydeğildi.

Cattibrie hızla yatağın yanına doğru süzüldü ve örtününkıvrımlarını inceledi; örtü katları tertipliydi ama sımsıkıdeğildi. Bu yatağın uzun süre önce toplanmış olduğunu, düngece bu yatakta kimsenin uyumamış olduğunu anladı.

Page 29: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Bütün bunlar ne demek oluyor?" diye sordu genç kadın.Küçük odada hızla etrafına bakındıktan sonra tekrar koridoraçıktı. Drizzt daha önce de kimseye söylemeden MithrilSalonundan dışarı çıkmıştı ve çoğunlukla gece giderdi.Genellikle doğuya doğru yürüyerek bir haftalık mesafede olanmuhteşem şehir Gümüşay'a yolculuk ederdi.

Peki, Cattibrie bu sefer neden birşeylerin yanlış olduğunuhissediyordu? Pek de sıradışı olmayan bu sahne Cattibrie'aneden ters geliyordu? Genç kadın bu düşünceleri silkeleyipuzaklaştırmaya, yüreğinde duyduğu korkulara baskın çıkmayaçalıştı. Kendisine sadece kuruntu yaptığını söyledi. Wulfgar'ıkaybetmişti ve şimdi diğer dostları için kendisini aşırı derecekoruyucu hissediyordu.

Cattibrie bu konuya kafa yorarken yürümeye devam etti vekısa süre sonra bir kapının daha önüne gelip durdu. Öncehafifçe kapıyı çaldı, hiçbir cevap gelmeyince (ki içeridekikişinin henüz kalkıp da kendisine gelmiş olmadığındanemindi) kapıyı daha sert bir şekilde yumrukladı. Odanıniçinden bir inilti geldi.

Cattibrie kapıyı itip açtı, oda boyunca ilerledi, küçükyatağın yanında diz çöktü ve uyumakta olan Regis'inüzerindeki battaniyeyi sertçe çekiştirdi. Cattibrie buçukluğunkoltukalt-larını gıdıkladığında Regis debelenmeye başladı.

"Hey!" diye haykırdı tombul buçukluk, kiralık katilArtemis Entreri'nin ellerinde işkence çektiği kabustanuyanarak. Derhal kendisine geldi ve çılgınlar gibibattaniyesini üzerine doğru çekti.

Page 30: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Drizzt nerede?" diye sordu Cattibrie, battaniyeyi dahaşiddetli bir şekilde çekiştirerek.

"Nereden bilebilirim?" diye itiraz etti Regis. "Daha busabah henüz odamdan dışarı çıkmadım ki!"

"Kalk." Cattibrie kendi ses tonunun keskinliği, verdiğiemrin şiddeti karşısında kendisi bile şaşkına döndü. Orahatsızlık verici hisler yine, ve bu defa daha şiddetli birşekilde içine doldu. Aniden bu kadar gergin olmasına neyinsebep olduğunu anlamaya çalışarak etrafına bakındı.

Panterin heykelciğini gördü.

Cattibrie gözlerini hiç kırpmadan o nesneye, yani Drizzt'inen kıymetli eşyasına çakıldı kaldı. 'Regis'in odasında nearıyor?' diye merak etti. 'Neden Drizzt onu almadan gitti?'Şimdi genç kadının mantığı da duygularıyla hemfikir olmayabaşlamıştı işte. Yatağın üzerine hoplayıp Regis'i bir battaniyeyığının altında bırakarak (ki buçukluk derhal battaniyeyisıkıca omuzlarının üzerine çekmişti) panter heykelciğini aldı.Sonra geri sıçrayarak ayağa kalktı ve inatçı buçukluğunbattaniyeden kabuğunu yine çekiştirdi.

"Hayır!" diye karşı çıktı Regis, battaniyeye asılarak.Kendisini yatağına yüz üstü fırlattı ve yastığının uçlarınıkaldırarak gamzeli yüzünün üzerine kapadı.

Cattibrie onu ensesinden yakaladı, sertçe asılarak yataktankaldırdı ve oda boyunca sürükleyip küçük bir masanın ikiyanında karşılıklı duran sandalyelerden birisine oturttu.

Page 31: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Yastığım hâlâ elinde tutan ve sıkıca yüzüne bastıran Regiskafasını dosdoğru masanın üzerine bıraktı.

Cattibrie, yastığın ucunu sıkıca ve sessizce kavrayarak sesçıkartmadan biraz durdu, sonra aniden yastığı çekerek şaşkınadönen buçukluğun ellerinden kurtardı; böylece Regis'in kafasıyalın ahşaba 'küt' diye çarpıverdi.

Regis, inleyip homurdanarak sandalyesinde doğruldu veuzun bir uykudan sonra bile kabarıklığından hiçbir şeykaybetmemiş olan yumuşak ve kıvırcık saç buklelerineparmaklarını daldırdı.

"Ne var?" diye bilmek istedi.

Cattibrie panter heykelciğini 'güm' diye masanın üzerinekoydu ve buçukluğun önüne bıraktı. "Drizzt nerede?" diyetekrar sordu sert bir sesle.

"Muhtemelen Yeraltı Şehrindedir," diye homurdandı Re-gis, pamuk gibi hissettiği dişleri arasında dilini gezdirerek."Neden gidip Bruenor'a sormuyorsun?"

Cüce kralının bahsinin geçmesi Cattibrie'ı şaşırttı. 'GidipBruenor'a sormak mı?' diye içinden azarladı. Bruenor'unkimseyle konuşacağı yoktu ve kendi umutsuzluğu içine öylebir batmıştı ki bütün klanı geceleyin kalkıp gitseydi dahifarkına varmazdı!

"Demek Drizzt, Guenhwyvar'ı bırakmış," diye belirttiRegis, bütün bunları bilmiyormuş numarası yapmayıdüşünerek. Fakat buçukluğun sözleri zeki kadına oldukça

Page 32: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

saçma geldi ve Regis'i daha dikkatlice incelerken Cattibrie'ınderin mavi gözleri kısıldı.

"Ne?" diye tekrar masumca sordu Regis, o aman vermezbakışların ısısını üzerinde hissederek.

"Drizzt nerede?" diye sordu Cdtti-brie, tehlikeli derecedesakin bir sesle. "Ve kedi neden sende?"

Regis kafasını salladı ve çaresizce sızlandı ve dramatik birbiçimde alnını masanın üzerine düşürdü.

Cattibrie onun rol kestiğini anlıyordu. Regis'i onun akıllınumaralarına kanmayacak kadar iyi tanıyordu. Buçukluğunkıvırcık kahverengi saçlarını kavradı ve kafasını yukarıkaldırdı, sonra da diğer eliyle Regis'in gece entarisininyakasına yapıştı. Kadının sert davranışı buçukluğu ürküttü;Cattibrie bunu Regis'in yüz ifadesinde açıkça görebiliyordu,ama yumu-şayıp merhamet etmedi. Regis sandalyesindenhavaya uçuverdi. Cattibrie hızla üç adım atıp onu takip etti vebuçukluğun sırtını sertçe duvara yapıştırdı.

Cattibrie'ın çatık kaşlı ifadesi bir saniyeliğine birazyumuşadı ve serbest olan eli de Regis'in büyülü yakut süsüboynunda taşımadığını anlayana kadar buçukluğun geceentarisini yoklamaya devam etti. Kadın, buçukluğun onesneyi boynundan hiç çıkartmadığını biliyordu. Cattibrie'mduyarlı tarafını uyandıran bir diğer garip -ve kesinlikleuygunsuz- durum, birşeylerin gerçekten de fena halde yanlışgittiğine dair artan inancını körüklemişti.

Page 33: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Kesinlikle burada dönmemesi gereken birşeyler dönüyor,"dedi Cattibrie, kaşları on kat daha fazla çatılarak.

"Cattibrie!" diye cevap verdi Regis, yerden yirmi santimyukarıda debelenmekte olan tüylü ayaklarına bakarak.

"Ve sen bu konuda birşeyler biliyorsun," diye sözünedevam etti Cattibrie.

"Cattibrie!" diye tekrar feryat etti Regis, hiddettenköpürmüş olan genç kadını kendisine getirmeye çalışarak.

Cattibrie, buçukluğun entarisini iki eliyle birden kavradı,duvardan çekti ve tekrar sertçe geri yapıştırdı. "Wulfgar'ıyitirdim," dedi sertçe, Regis'e o anda mantıklı biriyle karşıkarşıya olmadığını şiddetle hatırlatarak.

Regis ne düşüneceğini dahi bilemedi. BruenorBattlehammer'm kızı her zaman grubun en aklı başında üyesiolmuştu ve onun sakin tavrı diğerlerini hep hizaya sokardı.Hatta soğukkanlı Drizzt bile kendi vicdanına yol göstermesiiçin sık sık Cattibrie'a başvururdu. Ama şimdi...

Regis, Cattibrie'm hiddet dolu derin mavi gözlerininkendisine acı vadettiğini gördü.

Kadın onu bir kez daha çekti ve duvara geri yapıştırdı."Bana bildiğin şeyi söyleyeceksin," dedi sertçe.

Regis'in kafasının arkası duvara çarpıp durmaktan dolayızonkluyordu. Korkmuştu, çok korkmuştu, kendisi için olduğukadar Cattibrie için de. Yoksa kadının kederi onu bu derece

Page 34: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gözü dönmüş bir noktaya mı getirmişti? Ve neden kendisianiden bütün bunların arasında sıkışıp kalmıştı? Regis'inhayattan istediği tek şey sıcak bir yatak ve daha sıcakyemeklerdi.

"Bruenor ile oturup konuşsak iyi—" diye başladı, amaCattibrie yüzüne bir tokat indirince derhal susmak zorundakaldı.

Elini kaldırıp acıyan yanağına doğru götürdü, hiddet doludarbenin indiği yerin kızarmakta olduğunu hissetti. Gençkadına olanlara inanamayarak bakarken gözünü hiç kırpmadı.

Cattibrie'ın şiddet dolu tepkisi görünüşe bakılırsa Re-gis'işaşırttığı kadar kendisini de şaşırtmıştı. Buçukluk kadınıngözlerinin yaşlarla dolduğunu gördü. Cattibrie titriyordu veRegis ne yapması gerektiğini gerçekten bilemiyordu.

Buçukluk içinde bulunduğu durumu uzun bir süre düşünüptarttı ve birkaç günün ya da birkaç haftanın ne farkettire-ceğini merak etmeye başladı. "Drizzt yurduna döndü," dedibuçukluk yavaşça. Her zaman durumun gerektirdiği gibidavranmaya razı olurdu. Sonuçları hakkında endişe duymakdaha sonraya bırakılabilirdi.

Cattibrie biraz rahatladı. "Onun yurdu burası," diyeçıkarımda bulundu Cattibrie. "Buzyeli Vadisini kastediyorolamazsın."

"Menzoberranzan," diye düzeltti Regis.

Page 35: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Eğer Cattibrie sırtına bir arbalet oku yeseydi dahi bu tekkelimenin ona çarptığından daha sert bir darbe almamışolurdu. Regis'i yere bırakarak geriye doğru tökezledi vebuçukluğun yatağının ucuna çöküp oturdu.

"Aslında Guenhwyvar'ı sana bıraktı," diye açıkladı Regis."Hem seni, hem de kediyi çok önemsiyor."

Buçukluğun bu yatıştırıcı sözleri, Cattibrie'ın yüzündekidehşet ifadesini biraz olsun azaltmadı. Regis reddedilemezderecedeki gücünü kadını yatıştırmak üzere kullanabilmesiiçin yakut süsünün yanında olmasını diliyordu.

"Bruenor'a söyleyemezsin," diye ekledi Regis. "Ayrıca,Drizzt o kadar ileri gidemeyebilir de." Buçukluk sözlerinegerçeklerden biraz serpiştirmesinin oldukça işeyarayabileceğini düşündü. "Alustriel'i görmeye gittiğinisöyledi, yolunu nasıl tayin edeceğine karar vermeye çalışmakiçin." Bu aslında tam olarak doğru değildi -Drizzt sadecekorkularını doğrulayabile-cek mi diye görmek içinGümüşay'a uğrayabileceğini söylemişti- ama Regis,Cattibrie'ın biraz umutlandırılmaya ihtiyaç duyduğuna kararverdi.

"Bruenor'a söyleyemezsin," dedi buçukluk yine, daha etkilibir sesle. Cattibrie kafasını kaldırıp ona baktı; kadının yüzifadesi Regis'in şimdiye kadar şahit olduğu en açmasıgörüntülerden biriydi.

"Geri dönecektir," dedi Regis, hızla koşturup kadınınyanına oturarak. "Drizzt'i tanırsın. Geri dönecektir."

Page 36: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bu, Cattibrie'm hazmedemeyeceği kadar fazlaydı. Regis'inelini kendi kolundan kibarca itip ayağa kalktı. Küçük masanınüzerinde duran panter heykelciğine bir kez daha baktı, amaonu oradan geri alacak gücü kendisinde bulamadı.

Cattibrie sessice odayı terkedip kendi odasına döndü.Orada ise kendisini bitkin bir şekilde yatağına fırlattı.

* * *

Drizzt öğle vaktini Mithril Salonunun doğu kapısındanbirçok mil ötedeki bir mağaranın serin gölgeleri içindeuyuyarak geçirdi. Erken yaz dönemi havası sıcaktı. Dağbuzullarının soğuk esintisini taşıyan rüzgarlar bulutsuz yazgöğüne yayılan güçlü güneş ışınlarına karşı pek etkietmiyordu.

Drow pek uzun ve pek keyifli uyuyamadı. DinlencesiWulfgar'ı, bütün dostlarını ve uzak geçmişten görüntüleri,yani o feci şehir Menzoberranzan'ın hatıralarını düşünerekgeçmişti.

Feci ve güzel, tıpkı o şehri taşların içine oyan kara elfler

Drizzt yemeğini yemek için dar mağaranın giriş kısmınailerledi. Bir sürü hayvan sesi arasında aydınlık ikindi vaktipcaklığının tadını çıkartıyordu. Karanlıkaltı'ndaki yuvasındankadar da farklıydı! Ne kadar muhteşemdi!

Drizzt peksimetini toprağa fırlattı ve yere yumruk attı.

Page 37: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Umutsuz gözlerinin önünde sallanıp durmuş olan bu yanlışumut ne kadar da muhteşemdi. Hayatında istediği tek şey,halkının şeytani yaşayışından kaçmak ve huzur içindeyaşamaktı. Derken yüzeye çıkmış ve kısa süre sonra çokaşağılardaki sonsuz karanlık tünellerin değil de burasının -yani vızıldayan arıların, şakıyan kuşların, sıcak güneş ışığı veçekici ay ışığının dünyasının- yuvası olması gerektiğine kararvermişti.

Drizzt Do'Urden yüzeyi seçmişti, ama o seçim ne anlamageliyordu? Yeni ve kıymetli dostlar edineceği ve sadece kendivarlığı yüzünden o dostları kendi karanlık mirası tarafındantuzağa düşüreceği manasına geliyordu. Wulfgar'ın, Drizzt'inkendi ablasının yaptığı büyülü çağrılar sonucu öleceği vebütün Mithril Salonunun kısa süre içinde tehlike altınagireceği demek oluyordu.

Yaptığı seçimin yanlış olduğu ve artık burada kalamayacağımanasına geliyordu.

Disiplinli drow çabucak sakinleşti, biraz daha yiyecekçıkarttı ve boğazındaki hiddet dolu düğümden zorlayarakgeçirdi. Yemeğini yerken çizeceği rotayı düşündü. Önündekiyol onu dağ patikasından çıkartacak ve Pengallen adındaki birköyün yanından geçmesini sağlayacaktı. Drizzt pek kısa birsüre önce o köyde bulunmuştu ve oraya geri dönmekistemiyordu.

En sonunda bu yolu hiç takip etmemeye karar verdi.Gümüşay'a gitmek ona ne kazandıracaktı ki? Drizzt, ticaretmevsimi hızla başlamış olduğundan dolayı Alustriel Hanımın

Page 38: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

orada olacağından bile şüpheliydi. Şehirde olsa bile Drizzt'eonun zaten bilmediği ne söyleyebilirdi ki?

Hayır, Drizzt nihai rotasını çoktan kararlaştırmıştı veAlustriel’in bunu doğrulamasına ihtiyacı yoktu. Eşyalarınıtopladı ve panter yol arkadaşı olmadan bu yolların ne kadarda boş göründüğünü bir kez daha düşünürken iç geçirdi.Aydınlık gün ışığına çıktı, güneydoğu yolunda ilerleyerekkendini dosdoğru doğuya vurdu.

* * *

Midesi, sabah kahvaltısını -ve öğle yemeğini- atlamışolduğu konusunda hiçbir şikayette bulunmuyordu ve Cattibriehâlâ hareketsiz bir şekilde umutsuzluğun örümcek ağınatakılmış, yatağında yatıyordu. Tasarlanan düğünden sadecebirkaç gün önce Wulfgar'ı kaybetmişti ve şimdi de kızın en azbarbarı sevdiği kadar sevdiği Drizzt de gitmişti. Sanki bütündünyası başına çökmüş gibiydi. Taşlardan yapılan güçlü birbina sanki rüzgarla uçup giden kumlar gibi dağılıvermişti.

Cattibrie genç yaşamı boyunca hep bir savaşçı olmuştu.Kendisi çok küçükken On-Kasaba'ya yapılan bir goblin akınısırasında ölmüş olan annesini hatırlamıyor ve babasını dahayal meyal anımsıyordu. Bruenor Battlehammer ona sahipçıkmış ve kendi kızı olarak yetiştirmişti. Cattibrie daBruenor'un cüce klanının arasında güzel bir hayat geçirmişti.Fakat Bruenor haricinde o cücelerin hepsi kızın dostlarıolmuştu, ailesi değil. Cattibrie kısa süre içinde kendisine yenibir aile edinmişti-önce Bruenor, sonra Drizzt, sonra Regis veen sonunda Wulfgar.

Page 39: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Şimdi Wulfgar ölmüş ve Drizzt de gitmişti. Cattibrie'mtahminine göre, geri gelmek için pek şansı olmadan o şeytanianayurduna dönmüştü.

Cattibrie bütün bunlar karşısında kendisini çok çaresizhissediyordu! Wulfgar'ın ölüşünü izlemişti; kızın canavaryoch-lolun pençelerinden kurtulabilmesi için barbann tavanıkendi kafasına çökerttiğini görmüştü. Cattibrie yardım etmeyeçalışmış fakat başarısız olmuştu. Ve sonuçta geriye kalan tekşey bir moloz yığını ve Aegis-fang idi.

O günden beridir geçen haftalarda Cattibrie kontrolünükaybetmenin eşiğinde dolaşmış, kendisini felç eden kederinibeyhude yere reddetmeye uğraşmıştı. Sık sık ağlayacak gibiolmuş, fakat her seferinde ilk birkaç hıçkırıktan sonra derinbir nefes alarak ve güçlü iradesini kullanarak gözyaşlarınızaptet-mişti. İçini dökebileceği tek kişi Drizzt idi.

Şimdi Drizzt gitmişti ve Cattibrie da bir gözyaşı selineboğulmuş ağlıyor, yanıltıcı derecede narin olan vücuduhıçkırıklarla sarsılıyordu. Wulfgar'ı geri istiyordu! Kendisini oanda dinleyebilecek olan bütün tanrılara itiraz ediyor, barbannondan kopartılıp alınmak için çok genç olduğunu, dahaönünde yapacak birçok şeyin olduğunu söylüyordu.

Hıçkırıkları vahşi hırıltılara, şiddet dolu bir itiraza dönüştü.Yastıklar havada uçuştu ve Cattibrie bütün battaniyeleri biraraya toplayıp bir yığın haline getirdi. Sonra sadece sertzemine çarpıp ahşabının çatlama sesini duymanın zevkiniyaşamak için yatağını da hızla ters çevirdi.

Page 40: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Hayır!" Bu söz genç savaşçı kadının çok derinlerinden biryerden yükseldi. Wulfgar'ı kaybetmiş olması adil değildi, amaCattibrie'ın bu konuda yapabileceği hiçbir şey yoktu.

İncinmiş olan Cattibrie'a göre Drizzt'in aynlması da adildeğildi, ama bu konuda da yapabileceği hiçbir şey...

Bu düşünce Cattibrie'ın zihninde donup kaldı. Hâlâtitreyen, ama şimdi kendisini kontrol eden genç kadın tersdönmüş yatağın yanında duraverdi. Drowun neden gizlicegittiğini anlıyordu. Alışılmış bir şekilde bütün yükü kendiomuzlarına almıştı.

"Hayır," dedi genç kadın yine. Geceliğini çıkarttı,üzerindeki teri bir battaniyeye sildi ve gezi pantolonuylagömleğini giydi. Cattibrie yapacağı şeyi durup düşünmek içintereddüt dahi etmedi, zira eğer mantıklı bir şekilde düşünüptartarsa fikrini değiştirebileceğinden korkuyordu. Safmithrilden yapılma esnek zincir zırhını çabucak üzerinegeçiriverdi. Cüceler zırhı o kadar iyi yapmıştı ki, Cattibriekolsuz tuniğini üzerine giydikten sonra zincir zırhfarkedilmiyordu bile.

Hâlâ çılgınlar gibi hareket eden Cattibrie çizmelerini giydi,pelerinini ve deri eldivenlerini aldı, sonra da dolabına doğrukoşturdu. Oradan ince kemerini, sadağını ve tılsımlı yayı KalpAvcısı Taulmaril'i aldı. Kendi odasından buçukluğun odasınakadar koştu -yürümedi- ve hızla içeri dalmadan önce kapıyısadece bir kez çaldı.

Regis hâlâ yataktaydı- şaşılacak şey! Hiç bölünmeden öğleyemeğine bağlanmış olan bir kahvaltıdan sonra göbeği

Page 41: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kocaman şişmişti. Fakat uyanıktı ve Cattibrie bir kez dahaüzerine doğru hücum ettiği için de pek mutlu değildi.

Kadın onu yukarı çekip oturttu ve ona dikkatle baktı.Yanaklarından aşağı çizgi çizgi yaşlar süzülüyordu vehiddetten muhteşem mavi gözlerinin etrafında kıpkırmızıdamarlar belirgin olmuştu. Regis hayatının büyük birbölümünü hırsızlık yaparak geçirmiş, insanları anlayarakhayatta kalmıştı ve genç kadının ani hiddetinin arkasındayatan sebepleri anlamakta pek güçlük çekmiyordu.

"Panteri nereye koydun?" diye bilmek istedi Cattibrie.

Regis ona uzun bir süre baktı. Cattibrie onu sertçe sarstı.

"Çabuk söyle," dedi. "Daha şimdiden çok zaman kaybettimzaten."

"Ne için?" diye sordu Regis, cevabı bildiği halde.

"Sadece kediyi bana ver," dedi Cattibrie. Regis farkındaolmadan komodine baktı ve Cattibrie oraya doğru koşturdu,sonra çekmeceleri koparırcasına tek tek çekip çıkarttı.

"Drizzt bundan hiç hoşlanmayacak," dedi Regis sakince.

"O zaman, onun da Dokuz Cehenneme kadar yolu var!"diye lafı yapıştırdı Cattibrie. Heykelciği bularak yukarıkaldırdı ve güzel kedi suretine hayran hayran baktı.

"Guenhwyvar'ın seni ona götüreceğini düşünüyorsun," diyehem sordu hem de belirtti Regis.

Page 42: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie, heykelciği kemerindeki bir keseye tıkıştırdı vecevap verme zahmetine dahi girmedi.

"Tut ki ona yetişmeyi basardın," diye devam etti Regis,genç kadın kapıya doğru ilerlerken. "Bir drow şehrindeDrizzt'e ne kadar yardımın dokunacak? Sence de bir insanorada biraz göze batmaz mı?"

Buçukluğun iğneleyici sözleri Cattibrie'ı durdurdu veyapacak olduğu şeyi ilk defa düşünüp tartmasını sağladı.Regis'in dedikleri ne kadar da doğruydu! Menzoberranzan'anasıl girecekti? Girmeyi basarsa bile o karanlıkta önünü nasılgörecekti?

"Hayır!" diye haykırdı Cattibrie en sonunda. İçindenyükselip taşan o umutsuz hisle birlikte bütün mantıklıdüşünceler uçup gitmişti. "Yine de onun peşinden gideceğim.Burada oturup da başka bir dostumun daha öldürüldüğühaberini almak için beklemeyeceğim!"

"Ona güven," diye yalvardı Regis ve gözü dönmüş haldekiCattibrie'ı muhtemelen durduramayacağını ilk defadüşünmeye başladı.

Cattibrie başını salladı ve tekrar kapıya doğru ilerlemeyebaşladı.

"Bekle!" diye seslendi, daha doğrusu yalvardı Regis. Gençkadın ise topuğu üzerinde dönüp ona baktı. Regis şimditehlikeli bir konumdaydı. Bruenor'a ya da General Dagna'yaveya yardımcı olabilecek herhangi bir cüceye Cattibrie'ı eğergerekirse güç kullanarak durdurmalarını söylemek için dışarı

Page 43: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

koşması gerekiyor gibiydi. Kadın çıldırmıştı; Drizzt'in peşinedüşme kararı hiç mantıklı değildi.

Ama Regis onun isteğini anlıyor ve bütün kalbiyle onunduygularını paylaşıyordu.

"Eğer giden ben olsaydım," diye başladı Cattibrie, "ve takipetmek isteyen de Drizzt olsaydı..."

Regis hemfikir olarak başıyla onayladı. Eğer Cattibrie yada içlerinden herhangi biri bir tehlikeye doğru yola çıksaydı,Drizzt Do'Urden onu takip eder ve şartlar ne olursa olsuntehlikeye karşı savaşırdı. Entreri, Regis'i kaçırdığında Drizzt,Cattibrie, Bruenor ve Wulfgar onu kurtarmak için kocakıtanın yarısını aşmışlardı. Regis, Cattibrie'ın çocukluğundanberi onu tanıyordu ve ona her zaman büyük bir takdirduymuştu. Ama daha önce hiç şu anda duyduğu kadar onunlagurur duymamıştı.

"Bir insan Menzoberranzan'da Drizzt'in başına bela açar,"dedi yine.

"Umurumda değil," diye sessizce mırıldandı Cattibrie.Regis'in sözlerini nereye getireceğini anlamamıştı.

Regis yatağından sıçrayarak kalktı ve odanın öbür tarafındadoğru hızla koştu. Cattibrie buçukluğun kendisine yapışıpbırakmayacağını düşünerek hazırlandı. Ama Regis onunyanından geçerek çalışma masasına ilerledi ve alttakiçekmecelerden birisini çekip açtı. "O zaman sen de insanolma," diye ilan etti buçukluk ve büyülü maskeyi Cattibrie'adoğru fırlattı.

Page 44: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie maskeyi yakaladı ve şaşkınlık içinde bakakaldı.Bu sırada Regis tekrar koşturup kadının yanından geçti veyatağının başına geldi.

Entreri bu maskeyi Mihtril Salonuna girmek içinkullanmıştı. Onun büyüsü sayesinde kendisini Regis'inkılığına o kadar mükemmel bir şekilde büründürmüştü ki,Drizzt bile bu numarayı yutmuştu.

"Drizzt hakikaten de Gümüşay'a gidecek," dedi Regis ona.

Drowun, Mithril Salonunun aşağı tünellerini kullanarakbasitçe Karanlıkaltı'na indiğini düşünen Cattibrie yine şaşırdı.Fakat bu konu üzerinde biraz düşünüp taşınınca, Bruenor'un otünellere bir sürü muhafız koyduğunu, ayrıca kapıların kapalıve kilitli tutulmasını emrettiğini hatırladı.

"Birşey daha var," dedi Regis. Cattibrie, maskeyi kemerinetaktı ve yatağa doğru döndü. Regis'in ellerinde parlakmücevherlerle süslü bir hançerle birlikte şiltenin tepesineçıkmış bir şekilde durduğunu gördü.

"Buna ihtiyacım olmayacak," diye açıkladı Regis, "burada,yani Bruenor ile binlerce askeri yanımdayken olmaz." Silahıuzattı, ama Cattibrie hançeri çabucak almadı.

O hançeri, Artemis Entreri'nin hançerini daha öncegörmüştü. Kiralık katil bir keresinde o silahı kızın boynunahafifçe batırmış, onun cesaretini çalmış ve kendisinihayatında hiç hissetmediği kadar çaresiz küçük bir kızmış gibihissetmesini sağlamıştı. Cattibrie silahı Regis'den alma ve o

Page 45: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

nesneyi yanında taşımaya dayanıp dayanamayacağıkonusunda emin değildi.

"Entreri öldü," diye onu temin etti Regis, kızıntereddütünün asıl sebebini pek anlamadan.

Cattibrie boş boş başını sallayarak onayladı, fakat zihnihâlâ Entreri'nin esiriyken çektiği acıların hatıralarıyladoluydu. Adamın hoş kokusunu hatırlıyordu ve şimdi okokuyu kötülüğün esansı olarak değerlendiriyordu. O kadargüçsüz kalmıştı ki... tıpkı tavan Wulfgar'ın üzerineçöktüğünde kaldığı gibi. 'Şimdi de güçsüz mü kaldım' diyemerak etti, 'hem de Drizzt'in bana ihtiyacı varken?'

Cattibrie çenesini vakarla kaldırdı ve hançeri aldı. Silahısıkıca kavradı ve kemerine yerleştirdi.

"Bruenor'a söylememelisin," dedi.

"Öğrenecektir," diye tartıştı Regis. "Drizzt'in ayrılışıhakkındaki merakını biraz geçiştirebilirdim -Drizzt her zamangidip gelir zaten- ama Bruenor senin gittiğini kısa süre içindefarkedecektir."

Cattibrie'ın buna karşı bir itirazı yoktu, ama yine deumurunda değildi. Drizzt'i bulmalıydı. Bu onun göreviydi, biranda tepetaklak olmuş olan hayatında kontrolü gerikazanmasının yoluydu.

Yatağın yanına doğru koşturdu, Regis'e sıkıca sarıldı veyanağına kocaman bir öpücük kondurdu. "Elveda, dostum!"diye haykırdı, Regis'i şiltenin üzerine devirerek. "Elveda!"

Page 46: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Sonra Cattibrie çekip gitti ve Regis de çenesini tombulelleri arasına dayayarak öylece oturdu. Dünden beridir birçokşey değişmişti. Önce Drizzt, şimdi de Cattibrie gitmişti. Wulf-gar da öldüğüne göre, Mithril Salonunda beş dosttan geriyebir tek Regis ve Bruenor kalmıştı.

Bruenor! Regis yana doğru yuvarlandı ve inledi. Kudretlicüce aklına gelince yüzünü elleri arasına gömdü. EğerBruenor, Regis'in Cattibrie'ın tehlikeli bir yola çıkmasınayardım ettiğini bir öğrenirse buçukluğu iki parçaya ayırırdı.

Regis, cüce krala nasıl söyleyeceğini düşünmeye bilecesaret edemiyordu. Verdiği karardan aniden pişmanlıkduydu. Hisleriyle duygusallığının doğru düşünüp kararkılmasını engellemesine izin verdiği için kendisini bir ahmakgibi hissetti. Cattibrie'ın buna ihtiyaç duyduğunu anlıyor veDrizzt'in peşinden gitmeye hakkı olduğuna inanıyordu. Tabiieğer istediği gerçekten buysa- ne de olsa o yetişkin bir kadınve iyi bir savaşçıydı. Ama Bruenor bunu anlamazdı.

'Drizzt de anlamaz,' diye farketti buçukluk ve tekrar inledi.Drowa verdiği sözü bozmuş ve aralarındaki sırrı daha ilkgünden açık etmişti! Ve onun yaptığı hata sonucunda Cattibrietehlikeye atılmıştı.

"Drizzt beni gebertecek!" diye feryat etti.

Cattibrie'ın kafası kapı eşiğinin kenarından uzanıp baktı.Yüzündeki gülümseme kocamandı, Regis'in uzun bir süredirgörmediği kadar hayat doluydu. Aniden yine diğerlerininsevdiği o heyecan dolu kız olup çıkmıştı, yani tavanWulfgar'm üzerine çöktüğünde dünyaya küsen o heyecan dolu

Page 47: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kız geri dönmüştü. Hatta gözlerindeki kırmızılık bile uçupgitmiş, yerini de neşe dolu bir kıvılcıma bırakmıştı. "Dua etde Drizzt seni gebertebilmek için geri dönsün!" diye cıvıldadıCattibrie, sonra buçukluğa doğru bir öpücük yolladı ve hızlauzaklaştı.

"Bekle!" diye isteksiz bir şekilde haykırdı Regis. Amabuçukluk, Cattibrie durmadığı için memnun oldu. Kendisinihâlâ mantıksız, hatta ahmak olarak görüyor ve hâlâ hemBruenor'a hem de Drizzt'e hesap vermesi gerekeceğinibiliyordu. Ama Cattibrie'm yüzündeki o son gülümseme, gençkadına geri dönen hayat kıvılcımı tartışmaya son noktayıkoymuştu.

BÖLÜM 3

YILLAR SONRA

Drizzt üzerindeki bakışları hissediyor ve bu gözlerinmuhtemelen hazır tuttukları oklarının ucuyla onu izleyenciflere ait olduğunu biliyordu. Kolcu kayıtsız bir şekildeAykorusun-daki yolculuğuna devam etti. Kılıçlankmlarındaydı, orman yeşili pelerinin kapüşonunu geriye atmış

Page 48: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ve uzun beyaz saçlanyla kara derili elf yüz hatlarını açıktabırakmıştı.

Güneş ışınları yollarına aylak aylak devam edip yeşilyapraklı ağaçların arasından parlıyor ve ormanı soluk sarıbeneklerle süslüyordu. Drizzt bu ışıklı noktalanndan hiçsakınmıyordu. Bunu hem yüzey ciflerine sıradan bir Drowolmadığını göstermek için, hem de güneş ışığına duyduğuiçten sevgiden dolayı yapıyordu. Patika vahşi ve gür olduğusöylenen bir ormandan beklenmeyecek kadar geniş ve düzdü.

Dakikalar ilerleyip bir saat geçtiğinde ve orman giderekgürleştiğinde Drizzt herhangi bir hadiseyle karşılaşmadanAykorusundan geçip geçemeyeceğini merak etmeye başladı.Kesinlikle hiçbir sorun istemiyordu, sadece yoluna devametmek ve görevini bitirme amacındaydı.

Bir süre sonra küçük bir açık alana geldi. Çevresi taşlarlaörülü bir ateş çukurunun etrafında, birkaç odun parçası birkare oluşturacak şekilde dizilmiş duruyordu. Drizzt bununsıradan bir kamp yeri olmadığını, buluşmalar için tasarlanmışbir mekan olduğunu biliyordu. Ormanın ve onun koruyucuağaçlarının arasında yaşayan yaratıkların egemenliğine saygıduyan kimselerin paylaştığı ortak bir kamp bölgesiydi.

Drizzt kamp yerinin çevresinde dolaştı ve ağaçları inceledi.Geniş bir meşe ağacının yosunla kaplı kök kısmına baktığındabirkaç tane işaret gördü. Bu işaretlerin hatları zamanla belir-sizleşmiş olsa da bir tanesi iki ayağının üzerine doğrulmuş birayıya, bir diğeri ise yaban domuzuna benziyordu. Bunlarkolcuların işaretleriydi. Drizzt takdir edercesine başınısallayarak ağacın alçaktaki dallarını inceledi ve en sonunda

Page 49: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

iyi gizlenmiş bir kovuk buldu. Dikkatle elini içeri uzattı vedışarı kurutulmuş yemek, küçük bir balta ve kaliteli şarapladolu bir tulum çıkarttı. Drizzt şaraptan sadece küçük birkadeh alıp içti ve bu kolcu zulasına kendisinden birşeylerekleyemeyeceği için üzüldü. Zira tehlikeli Karanlıkaltı 'ndayapacağı yolculukta taşıyabileceği her türlü erzağa -ve dahada fazlasına- ihtiyaç duyacaktı.

Yakınlardaki ölü bir odun parçasını kesmek için baltayıkullandı, ağacın köklerindeki yosunlar üzerine kendi kolcuişareti olan tek boynuzlu at(*) suretini kazıdı, eşyalarıkovuğun içine geri koydu ve yemeğini pişirmek üzere ateşyakmak için en yakındaki oduna doğru ilerledi.

(*) Tek boynuzlu at: Unicorn

"Sen sıradan bir drow değilsin," diye melodik bir ses geldiarkasından, daha yemeği bile pişmeden önce. Bu lisanElfçeydi, sesin tınısı da bir elfe aitti, yani insanlarınkindençok daha melodikti.

Muhtemelen yine birçok farklı açıdan üzerine yaylardoğrultulmuş olduğunu anlayan Drizzt yavaşça arkasınıdöndü. Önünde tek bir elf duruyordu. Bu, genç bir elfbakiresiydi ve Drizzt'den bile daha gençti- ki Drizzt ortalamahayat süresinin sadece onda birini geride bırakmıştı. Dişi elfmelbiseleri orman renklerindeydi. Üzerine tıpkı Drizzt'inkinebenzeyen yeşil bir pelerin giymişti, kahverengi bir tuniği vetozlukları vardı. Omuzlarından birinde bir uzun yay rahatçaasılı duruyordu ve belinde ise zarif bir kılıç vardı. Kara saçlanmaviye çalacak bir şekilde parlıyordu ve derisi o kadarbeyazdı ki, o mavimsi rengi yansıtıyordu. Gözleri de hayat

Page 50: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

dolu ve ışıl ısıldı, altın renkli parıltılarla dolu bir mavirengindeydi. Drizzt onun bir gümüş elf, yani bir ay elfiolduğunu biliyordu.

Drizzt Do'Urden, yüzeyde yaşadığı yıllarda pek az yüzeyelfıne rastlamıştı ve onların hepsi de altın ciflerdi. Ayelfleriyle hayatında sadece bir kez, kendi halkının küçük birelf klanını katletmiş olduğu drow akını sırasında yüzeyeyaptığı ilk yolculukta karşılaşmıştı. Karşısında duran o güzelve zarif yaratığa bakarken, o dehşet verici hatıra Drizzt'inaklında yeniden canlanıverdi. O hadiseden sonra sadece tekbir ay elfi hayatta kalmıştı, Drizzt tarafından annesinin kesilipbiçilmiş cesedinin altına gizlenen küçük bir kız çocuğuydu o.Drizzt'in şeytani drowlara karşı yaptığı bu hainlik, çokacımasız sonuçlar doğurmuştu. Drizzt'in ailesinin Lloth'untakdirini kaybetmesine sebebiyet vermiş ve sonuçta Drizzt'inbabası olan Zak'nafein'in hayatına malolmuştu.

Drizzt şimdi bir kez daha bir ay elfiyle, kıvılcımlarla dolugözleri olan ve muhtemelen otuz yaşlanndaki bir elf kızıylakarşı karşıyaydı. Kolcu yüzündeki kanın çekildiğini hissetti.Yoksa drow akıncılarla birlikte gelmiş oldukları bölge tamburası mıydı?

"Sen sıradan bir Drow değilsin," dedi elf yine. Hâlâ Elfçekonuşuyordu, gözleri tehlikeli bir şekilde parlıyordu ve sestonu sertti.

Drizzt ellerini iki yana açtı. Birşeyler söylemesi gerektiğinifarketti, ama aklına hiçbir söz gelmiyordu- ya da gelse bileboğazında düğümlenen o yumruyu aşıp da konuşmayıbaşaramıyordu.

Page 51: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Elf kızın gözleri kısıldı; çenesi titredi ve eli içgüdüselolarak kılıcının kabzasına gitti.

"Ben düşman değilim," demeyi başardı Drizzt, yakonuşması ya da muhtemelen savaşması gerektiğinifarkederek.

Daha Drizzt lavanta renkli gözlerini kırpamadan elf kızıkılıcını çekerek Drowun üzerine yürüdü.

Drizzt silahlarını dahi çekmedi, sadece ellerini iki yanaaçmış bir halde yüzünde sakin bir ifadeyle durdu. Elfsüzülerek ona yaklaştı ve kılıcını havaya kaldırdı. Elf kızınınyüz ifadesi Drizzt'in gözlerinde aniden birşey farketmiş gibianiden değişiverdi.

Vahşice haykırdı ve kılıcını sallamaya başladı. Ama ondançok daha hızlı olan Drizzt ileri sıçradı ve bir eliyle kızın silahtutan kolunu kavradı. Diğer kolunu elfe dolayıp saldırmayadevam etmesini engelleyecek şekilde onu kendisine çekti vesıkıca sarıldı. Kızın onu tırmıklamasını, hatta ısırmasınıbekliyordu. Ama kız Drizzt'i şaşkına çevirerek şekildedrowun kollarına kendisini bıraktı, yüzünü göğsüne gömdü veomuzlan hıçkırıklarla hopladı.

Drizzt daha herhangi bir teskin edici söz söyleyemedenönce, bir elf kılıcının keskin ucunu ensesinde hissetti. Drizztdişi elfi derhal bıraktı ve ellerini bir kez daha iki yana açtı.Daha yaşlı ve daha sert, ama genç kıza benzer bir şekildegüzel yüz hatlarına sahip olan başka bir elf ağaçlarınarasından gelip genç elf kızına destek oldu ve onuuzaklaştırdı.

Page 52: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Ben düşman değilim," dedi Drizzt yine.

"Neden Aykorusundan geçiyorsun?" diye Ortak Lisandasordu, Drizzt'in arkasında bir yerde duran ve görünmeyen birelf.

"Sözlerin doğru," diye yanıtladı Drizzt boş boş, aklı hâlâ ogenç elf kızında olduğu için. "Aykorusundan sadece geçipgitmeye niyetliyim, batıdan doğuya doğru. Ve ne size, ne deormana herhangi bir zarar vermeyeceğim."

Drizzt arkasında koca meşe ağacının yanında duran başkabir elfin, "Tek boynuzlu at," dediğini duydu. Elfin yosuntabakasının üzerine onun kolcu işaretini bulmuş olduğunuanladı. Elf kılıcı Drizzt'i rahatlatarak ensesinden uzaklaştı.

Konuşma sırasının ciflerde olduğunu düşünen Drizzt uzunbir süre duraksadı. En sonunda dönüp bakacak kadarcesaretini topladı- ve ay ciflerinin gittiğini, çalılar arasındakaybolup uzaklaşmış olduklarım gördü.

Onların izini sürmeyi düşündü, o genç elf kızının görüntüsüzihnine kazınmıştı. Ama onları burada, yuvaları olan ormandarahatsız etmesinin haddine düşmediğini farketti. Yemeğiniçabucak bitirdi, bölgeyi tıpkı bulduğu gibi temiz bir şekildebıraktı, sonra eşyalarını topladı ve yoluna devam etti.

Patikada bir milden az yol gitmişti ki, başka bir garipmanzarayla daha karşılaştı. Koşum takımları tamamenüzerinde olan, yularına sıra halinde çmgırdayan çanlartakılmış siyah ve beyaz renkli bir at sessiz sakin bir şekilde

Page 53: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

karşısında duruyordu. Hayvan drowun geldiğini görünce yerebir toynağını vurdu.

Drizzt hafifçe konuştu ve ata yavaş yavaş yaklaşırkensessizce hareket etti. At bariz bir şekilde sakinleşti, hatta onayaklaştığında Drizzt'i burnuyla dürttü. Kolcunun gördüğükadarıyla at çok bakımlıydı. Kasları gayet düzgündü vetüyleri iyi tımar edilmişti, fakat iri bir hayvan değildi.Hayvanın tüyleri siyah ve beyaz beneklerle doluydu, hattayüzünde de akıtmalar vardı. Bir gözünün etrafı bembeyazdı,diğeri ise sanki kara bir maske takmış gibiydi.

Drizzt etrafı kolaçan etti, ama zeminde başka bir işaretbulamadı. Bu atın cifler tarafından onun için tedarik edildiğinidüşünüyor, ama bundan emin olamıyordu. Birisinin bineğiniçalmayı da kesinlikle istemiyordu.

Atın boynunu okşadı ve yanından yürüyüp gitmeyedavrandı. Sadece birkaç adım gitmişti ki, at burnundan bir sesçıkarttı ve ona doğru döndü. Drowun etrafında dörtnala koştuve tekrar yolunun üstüne çıkarak öylece durdu.

Şaşıran Drizzt az önceki hareketini tekrarlayarak atınyanından geçip gitti ve at da tekrar koşturup onun önünedikildi.

"Sana bunu yapmanı mı söylediler?" diye açıkça sorduDrizzt, hayvanın burnunu okşayarak.

"Ona böyle yapmasını mı söylediniz?" diye yüksek seslehaykırdı Drizzt, etrafındaki ağaçlara doğru. "Aykorusununciflerine soruyorum, bu at benim için mi tedarik edildi?"

Page 54: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt'in yüksek sesinden rahatsız olan bazı kuşlarıncıvıltısından başka bir cevap gelmedi.

Drow omuz silkti ve ata ormanın sonuna kadar binmeyekarar verdi; zaten pek de uzak değildi. Ata bindi ve hayvanıdörtnala koşturarak uzaklaştı, geniş ve düz patikada hızlailerledi.

İkindi vaktinin geç saatlerinde yüksek ağaçların altındakigölgeler uzadığı zaman Aykorusunun doğu ucuna geldi.Elflerin ona bu bineği sadece kendi ülkelerinden daha çabukgeçip gidebilmesi için verdiklerini düşünen Drizzt, aşağıinmeye ve hayvanı ormana geri yollamaya niyetlenerek atıdurdurdu.

Drow kolcunun gözüne ormanın ötesindeki geniş kırlardabir hareket takıldı. Çalıların hemen dışında iri ve kara biraygırın üzerinde oturan ve ona doğru bakan bir elf tespit etti.Elf ellerini dudaklarına götürdü ve tiz bir ıslık çaldı. Bununüzerine Drizzt'in atı gölgelerin içinden fırlayıp gür çimlerarasında koşmaya başladı.

Elf derhal çalıların arasına girip kayboldu, fakat Drizzthayvanı durdurmadı. Elflerin ona kendi yollarıyla uzaktanuzağa yardım etmeyi seçtiğini o zaman anladı ve hediyeyikabul edip atı sürmeye devanı etti.

Drizzt o gece kamp kurmadan önce, atlı elfin onu güneyedoğru belli bir mesafe öteden paralel bir şekilde izlediğinifarketti. Görünüşe bakılırsa elflerin güveninin bir sınırı vardı.

* * *

Page 55: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie şehirler konusunda pek az deneyime sahipti.Luskan'da bulunmuştu, kudretli ve görkemli şehirDerinsu'nun üzerinden büyülü bir savaş arabasıyla geçmişliğide vardı. Ayrıca devasa güney şehri Calimport'a da gitmişti.Fakat hiçbiri Gümüşay'ın geniş ve kıvrımlı bulvarlarındayürürken önüne çıkan manzaralarla boy ölçüşemezdi. Dahaönce bir kez burada bulunmuştu, ama o zaman ArtemisEntreri'nin esiriydi. Muhteşem şehrin zarif minarelerine veserbestçe yapılmış tasarı harikalarına pek dikkat etmemişti.

Gümüşay felsefecilerin, sanatçıların mekanıydı,hoşgörüsüyle tanınan bir şehirdi. Burada bir mimarhayalgücünün istediği gibi kanatlanıp uçmasına ve otuzmetrelik bir minareye dönüşmesine izin verebilirdi. Buradabir şair, bir sokağın köşe başında öylece durup yanındangeçenlerin ona verdiği incik boncuklarla hayatınısürdürebilirdi.

Görevinin ciddiyetine ve kısa süre sonra karanlığın içineyürüyebileceğini bilmesine rağmen Cattibrie'm yüzündekocaman bir gülümseme belirdi. Drizzt'in neden sık sıkMithril Salonundan çıkıp bu şehri ziyaret ettiğini şimdianlıyordu. Dünyanın bu kadar çok renkli ve muhteşemolabileceğini asla tahmin etmezdi.

Genç kadın içinden gelen ani bir hisse uyup bir binanın yankısmına doğru ilerledi ve karanlık ama temiz olan bir arkasokağa doğru birkaç adım attı. Panter heykelciğini çıkarttı vetaşlı kaldırıma koydu.

"Gel, Guenhwyvar," diye hafifçe seslendi Cattibrie.Drizzt'in daha önce şehir içindeyken panteri çağırıp

Page 56: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

çağırmadığını ya da herhangi bir kuralı bozmakta olupolmadığını bilmiyordu, ama Guenhwyvar'ın bu mekanıgörmesi gerektiğini düşünüyor ve sebebi her neyse,Gümüşay'dayken kalbinin sesini dinlemekte özgür olduğunuhissediyordu.

Heykelciğin etrafını gri bir duman bulutu kapladı. Bulutgirdaplar halinde döndü ve yavaş yavaş şekil almaya başladı.Koca panter, yani omuz kısımları Cattibrie'm bel seviyesindenyüksekte olan üçyüz kiloluk, mürekkep karası, kaslı kedi gençkadının karşısında duruyordu.

"Gümüşay'dayız, Guen," diye fısıldadı Cattibrie.

Panter sanki yeni uyanmış gibi kafasını salladı ve hafif,sakin bir sesle hırladı.

"Kendini bana yakın tut," diye talimat verdi Cattibrie,"benim hemen yanımda yürü. Burada olup olmamangerektiğini bilmiyorum, ama senin en azından bu mekanışöyle bir görmeni istedim."

Arka sokaktan dışarı yanyana çıktılar. "Bu yeri daha öncegörmüş muydun, Guen?" diye sordu Cattibrie. "AlustrielHanımı arıyorum. Onun nerede bulunacağını biliyor olabilirmisin?"

Panter Cattibrie'm bacağına sürtündü ve muhtemelennereye gittiğini bilerek ilerlemeye başladı. Cattibrie ise hemenonu takip etti. Bu garip ikiliye, yani üstü başı yollardapislenmiş kadına ve onun alışılmadık yol arkadaşına bakmakiçin birçok kafa onlara doğru döndü. Ama bu bakışlar oldukça

Page 57: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

zararsızdı ve bir kişi bile korkuyla haykırıp onlardankaçmıyordu.

Köşeyi dönüp geniş bir bulvara çıkan Guenhwyvarneredeyse muhabbet etmekte olan iki elfe toslayacaktı. Elfleriçgüdüsel olarak geri sıçradılar ve önce pantere sonra gençkadına baktılar.

"Muhteşem birşey!" dedi içlerinden birisi, şarkı söyler gibiçıkan sesiyle.

"İnanılmaz," diye hemfikir oldu diğeri. Pantere doğruyavaşça uzanarak kedinin tepkisini test etti. "Okşayabilirmiyim?" diye sordu Cattibrie'a.

Genç kadın bunda hiçbir zarar görmeyerek başıyla izinverdi.

Narin parmaklarını Guenhwyvar'ın kaslı boynundagezdirirken elfin yüzü neşeyle aydınlandı. Daha çekingenolan arkadaşına baktı ve dudaklarındaki gülümsemekulaklarına kadar yayılmış gibi göründü.

"Ah, kediyi satın al!" diye hemfikir oldu diğeri, heyecaniçinde.

Cattibrie irkildi; Guenhwyvar'ın kulakları geriye doğruyattı ve panter şehrin binaları arasında yankılanan bir heybetlekükredi.

Cattibrie elflerin derhal kaçacağını biliyordu, ama bu ikisidaha kadın onlara yaptığı hatayı açıklayamadan ortadan

Page 58: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kaybolmuştu. "Guenhwyvar!" diye sertçe fısıldadı Cattibrie,kedinin geriye doğru yatırdığı kulağına doğru.

Kedinin kulakları havaya dikildi ve panter dönüp arkabacaklarının üzerine şaha kalkarak kocaman ön patileriniCattibrie'ın omuzlarına koydu. Kafasını Cattibrie'ın yüzünedayadı ve burnunu kadının yumuşak yanağına sürdü. Cattibriedengesini koruyabilmek için savaş verdi ve pantere özrününkabul edilmiş olduğunu anlatması epey zamanını aldı.

Kendilerine atılan bakışlar ve üzerlerine doğru uzatılanparmaklar arasında ilerlemeye devam ettiler. Birçok kişibulvarın karşı kaldırımına doğru koşturup kediyle kadınıngeçip gitmesine izin verdi. Cattibrie oldukça fazla ilgiçektiklerini biliyordu; Guenhwyvar'ı bu mekana çağırmaklaahmaklık etmiş olduğunu hissetmeye başladı. Kediyi AstralDüzleme geri yollamak istedi, ama bunu daha fazla ilgiçekmeden yapamayacağından şüpheleniyordu.

Birkaç saniye sonra şehir muhafızlarının gümüş ve uçukmavi üniformaları içindeki bir asker güruhu kadının etrafınıbelli bir mesafe öteden sardığında Cattibrie buna hiç şaşır-mamıştı.

"Panter seninle," diye açıkladı içlerinden birisi.

"Guenhwyvar," diye yanıtladı Cattibrie. "Ben MithrilSalonunun Sekizinci Kralı Bruenor Battlehammer'ın kızıCattibrie."

Adam başıyla onaylayıp gülümsedi ve Cattibrie rahatlayıpderince bir nefes verdi.

Page 59: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Bu gerçekten de Drowun kedisi!" diye ağzından kaçırdıbaşka bir muhafız. İzin verilmeden konuştuğu için kıpkırmızıkesildi, liderine baktı ve derhal gözlerini yere doğru eğdi.

"Evet, Guen, Drizzt Do'Urden'in dostudur," diye yanıtladıCattibrie. "Peki o, şehrin içinde mi?" diye sormadan edemedi,zira mantıklı düşünürse bu sorulan kendisine daha etraflıcevaplar verebilecek olan Alustriel'e sormayı tercih ederdi.

"Hiç duymadım," diye yanıtladı muhafız lideri, "AmaGümüşay sizin varlığınızla şereflenmiş bulunuyor, MithrilSalonunun Prensesi." Muhafız lider yerlere kadar eğildi veböyle bir muameleye alışmamış olan -ve bu konuda pek derahat edemeyen- Cattibrie'ın yüzü kıpkırmızı kesildi.

Drizzt'i bulmasının muhtemelen o kadar kolayolmayacağını kendisine hatırlatarak bu haberler karşısındaduyduğu hayal kırıklığını çok iyi gizledi. Drizzt, Gümüşay'ageldiyse bile, bunu büyük ihtimalle gizlice yapmıştı.

"Alustriel Hanım ile görüşmeye geldim," diye açıkladıCati-brie.

"Cümle kapısından buraya kadar size refakat edilmeliydi,"diye şikayet etti muhafız lider, protokolün muntazaman yerinegetirilmeyişi karşısında hiddetlenerek.

Cattibrie adamın duyduğu rahatsızlığı anladı vemuhtemelen büyük nehir Rauvin'in üzerinden uzanangörünmez yapı Ayköprüsünü koruyan bihaber askerlerinbaşını az önce belaya sokmuş olduğunu farketti. "Adımıbilmiyorlardı," diye ekledi çabucak, "ya da görevimi. Kendi

Page 60: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

başıma gelip neler bulabileceğime bakmanın en iyisiolduğunu düşündüm."

"Yanınızda neden böyle bir—" tam 'hayvan' diyecekti kiakıllılık edip sözünü yuttu ve, "panterin olduğunusorgulamadılar mı?" diyerek sözüne devam etti.

"O sırada Guen benim yanımda değildi," diye yanıtladıCattibrie, hiç düşünmeden. Sonra bunu demekle askerlerinaklına milyonlarca soru getirmiş olduğunu farkettiğinde yüzüburuşuverdi.

Şansına muhafızlar bu konuyu üstelemedi. Hayat dolu gençkadın hakkında bunun gerçekten de Bruenor Battlehammer'ınkızı olduğu konusunda tatmin olacak kadar çok şeyduymuşlardı. Cattibrie ile Guenhwyvar'a (saygıylamesafelerini koruyarak) şehir boyunca refakat ettiler ve onlarıbatı surundan geçirip Alustriel Hanımın zarif ve büyüleyicisarayına götürdüler.

Bir bekleme odasında yalnız başına bırakılan Cattibrie,Guenhwyvar'ı yanında tutmaya karar verdi. Panterin yanındaoluşunun kendisine inanılırlık sağlayacağını düşünüyordu.Ayrıca eğer Drizzt burada bulunmuşsa veya hâlâ etraftaysaGuenhwyvar bunu hissederdi.

Dakikalar olaysız geçti ve yerinde duramayan Cattibriesıkıldı. Bir yan kapıya doğru ilerledi, hafifçe iterek kapıyı açtıve gayet süslü bir bayan tuvaletine çıktı. Odanın içinde birlavabo ve üzerinde kocaman bir ayna olan altın yaldızlı küçükbir makyaj masası vardı. Masanın üzerinde taraklar, fırçalar,

Page 61: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

seçme parfüm şişecikleri ve içinde bir sürü değişik renktekisaç boyası paketi bulunan kapağı açık bir kutu duruyordu.

Meraklanan genç kadın etrafın sessiz olup olmadığındanemin olmak için omuzumm üzerinden geriye baktıktan sonraodaya girdi ve sandalyeye oturdu. Bir fırça aldı ve birbirinedolaşmış gür kestane rengi saçlarının arasına sertçe daldırdı.Gümüşay Hanımının huzurunda dururken görünebildiği kadariyi görünmesi gerektiğini düşünüyordu. Yanağmdaki kirifarket-tiğinde kaşlarını çattı, elini çabucak suyla dolulavaboya daldırdı ve kirli olan yeri sertçe ovuşturdu. Lekeçıktığında ise gülümsedi.

Kimsenin gelmediğinden emin olmak için tekrar beklemeodasını kolaçan etti. Yerde rahat bir şekilde yatanGuenhwyvar kafasını kaldırıp ona baktı ve hırladı.

"Ah, kapa çeneni," dedi Cattibrie ve makyaj odasına gerisüzülüp parfüm şişeciklerini incelemeye başladı. Bir tanesininsıkıca kapalı olan tıpasını açıp kokladı ve duyumsadığı güçlüesansla birlikte mavi gözleri şaşkınlık içinde kocaman oldu.Kapının dışında duran Guenhwyvar yine hırladı ve aksırdı.Cattibrie ise güldü. "Ne demeye çalıştığını biliyorum," dedikediye.

Cattibrie birkaç parfüm şişesini daha denedi, bazılarındaburnunu buruşturdu, bir iki tanesinde hapşırdı ve en sonundaen çok beğendiği esansı buldu. Bu koku ona kır çiçekleriyledolu bir bahçeyi hatırlatıyordu. Ağır bir esans değildi, hafif vegüzeldi, güzel bir bahar gününde fonda çalan müzik gibiydi.

Page 62: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bir el omuzunu kavrayınca neredeyse çizmelerinden dışarıfırlayacak ve parfüm şişesini yanlışlıkla burnuna tıkıştıracakgibi oldu.

Cattibrie hızla döndü ve nefesi kesiliverdi. KarşısındaAlustriel duruyordu- bu o olmalıydı! Saçları gümüş rengindeparlıyor, sırtından beline kadar uzanıyordu ve gözlerindeCattibrie'm şimdiye kadar gördüğü bütün gözlerden dahaberrak -tabii Wulfgar'ın gök mavisi gözleri hariç- bir ışıltıvardı. Wulf-gar'ı hatırlayınca acı duydu.

Alustriel, bir seksen boyundaki Cattibrie'dan bir kafa dahauzundu ve zarif bir şekilde incecikti. En kaliteli ipektenyapılmış mor bir elbise giymişti. Bu elbisenin kadının dişikıvrımlarını sıkıca kavrayan ve onları çok çekici bir şekildegizleyen birçok katı vardı. Ve kadının kafasında üzerindemücevherler olan altından yüksekçe bir taç duruyordu.

Guenhwyvar ile bu hanım görünüşe bakılırsa birbirilerineyabancı değillerdi. Zira panter gözlerini kapamış bir şekildesessizce Alustriel'in ayağının dibinde yatıyordu.

Bu gerçek anlayamadığı bir sebepten dolayı Cattibrie'ırahatsız etti.

"Ne zaman tanışacağımızı merak edip duruyordum," dediAlustriel sessizce.

Cattibrie tıpasını el yordamıyla takıp şişeciği masanınüzerine koymaya çalıştı, ama Alustriel uzun, zarif elini gençkadının (ki o şu anda kendisini genç ve ahmak bir kız çocuğu

Page 63: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gibi hissediyordu) eline koydu ve parfüm şişesini Cattibrie'mkemerindeki keseye doğru götürüp bıraktı.

"Drizzt sık sık senden bahseder," diye devam etti Alustriel,"sevgiyle."

Bu düşünce de Cattibrie'ı rahatsız etti. Cattibrie bunu istekdışı olarak yapıyor olabileceğini farketti, ama Alustriel onabiraz tepeden bakıyor gibiydi. Yolların tozu toprağıylakirlemiş seyahat giysileri içinde duran ve saçı pek detaranmamış olan Cattibrie, bu muhteşem kadının yanında hiçde rahat değildi.

"Gel benim özel odama geçelim," diye davet etti hanım."Orada daha rahat muhabbet edebiliriz." Uyuyan panterinüzerinden aşarak dışarı çıktı. "Sen de gel, Guen," dedi hanım.Kedi ise hemen ayağa kalktı ve tembelliğini silkeleyip attı.

"Guen?" diye ağzını oynatarak tekrarladı Cattibrie.Kendisinden (ve tabii pek nadiren Drizzt'den) başkahiçkimsenin pantere bu kadar samimi bir şekilde hitap ettiğiniduymamıştı. Alustriel'i odanın dışında doğru itaatkar birşekilde takip eden kediye incinmiş bir ifadeyle şöyle bir baktı.

İlk başta tılsımlı bir saray gibi görünen bu yer şimdiAlustriel onu geniş koridorlar ve muhteşem odalardangeçirirken, Cattibrie'ln kendisini feci bir şekilde burayayabancı hissetmesini sağlıyordu. Cattibrie kendi adımlarınıizleyip duruyor ve pırıl pırıl cilalı zeminde çamur lekesibırakıp bırakmadığını korkuyla merak ediyordu.

Page 64: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Hizmetliler ve diğer konuklar -'işte gerçek soylular bunlar,'diye farketti genç kadın- bu alışılmadık kafilenin geçişiniizliyor ve Cattibrie da onların bakışlarına karşılıkveremiyordu. Uzun boylu ve güzel Alustriel'in ardındanyürürken kendisini küçük, küçücük hissediyordu.

Üçü Alustriel'in oturma odasına girdiğinde ve hanım kapıyıkapattığında Cattibrie rahatladı.

Guenhwyvar odanın içinde ilerledi ve kalın döşemeli birdivanın üzerine hop diye sıçradı. Cattibrie'in gözleri ise şokiçinde faltaşı gibi açıldı.

"İn oradan aşağı bakayım!" diye sertçe fısıldadı pantere.Ama Alustriel onun yanından geçerken sadece güldü, rahatçakurulmuş olan panterin kafasını kayıtsız bir şekilde okşadı veCattibrie'a oturmasını işaret etti.

Cattibrie kendisini ihanete uğramış gibi hissederekGuenhwyvar'a yine hiddetle baktı. 'Guenhwyvar şimdiyekadar kimbilir kaç kez o divanın üzerine sıçrayıp kurulduacaba?" diye merak etti.

"Kral Bruenor'un kızını benim naçiz şehrime getiren şeynedir?" diye sordu Alustriel. "Keşke geleceğini bilseydim.Daha iyi hazırlık yapardım."

"Drizzt'i arıyorum," diye kısa ve öz bir cevap verdiCattibrie. Sonra niyetlendiğinden daha sert çıkan ses tonusebebiyle yüzünü buruşturdu ve oturduğu koltuğa sırtınıyasladı.

Page 65: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Alustriel'in yüz ifadesi çabucak merak dolu bir hâl aldı."Drizzt mi?" diye tekrarladı. "Drizzt'i bir süredir görmedim.Bana onun da şehirde, ya da yolda olduğunu söylemeniumuyordum."

Cattibrie, Drizzt'in kendisinden sakınmak isteyeceğini veAlustriel'in de hiç şüphesiz Drowun bu isteğine uyacağınıdüşündüğü için kadından şüphelense bile ona inandı.

"Ah, pekala." Alustriel iç geçirdi, gerçekten de bariz birşekilde hayal kırıklığına uğramıştı. Aniden doğruldu. "Peki,ya baban nasıl?" diye kibarca sordu. "Ve yakışıklı Wulfgar?"

Birşeylerin feci bir şekilde ters olduğunu farkettiğindeAlustriel'in yüz ifadesi aniden değişiverdi. "Düğününüz?"diye sordu çekingen bir şekilde, Cattibrie'ın ince dudaklarıkıvrılıp ters bir ifade takınırken. "Mithril Salonunu ziyaretetmeyi planlıyordum..."

Alustriel duraksadı ve uzun bir süre Cattibrie'ı inceledi.

Cattibrie burnunu çekti ve kendisini toparladı. "Wulfgaröldü," dedi dosdoğruca, "ve benim babam da sizin onuhatırladığınız kişi değil artık. Salonları terkeden Drizzt'iaramak için buraya geldim."

"Neler oldu?" diye bilmek istedi Alustriel.

Cattibrie oturduğu yerden ayağa kalktı. "Guenhwyvar!"diye seslendi, panteri uyandırarak. "Hikaye anlatacak vaktimyok," dedi Alustriel'e, kısa ve öz bir şekilde. "Eğer Drizzt

Page 66: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Gümüşay'a gelmemişse, sizin zamanınızı daha şimdidenyeterince harcadım demektir, ve tabii kendiminkini de."

Kapıya doğru ilerledi ve kapının bir anlığında mavi birışıkla parladığını farketti. Sanki ahşabı eşiğin üzerindegenişleyip daralmış gibiydi. Cattibrie yine de kapıya doğruyürüdü, tokmağa asıldı ve hiçbir sonuç alamadı.

Cattibrie birkaç derin nefes aldı, önce ona, sonra yirmiyekadar saydı ve dönüp Alustriel ile yüzleşti.

"Bana ihtiyacı olan bir dostum var," diye açıkladı, sert vetehlikeli bir ses tonuyla. "Kapıyı açsan iyi olur." Cattibrie,daha sonraki günlerde geçmişe bakıp o anı hatırladığındakuzeybatının en geniş ve en güçlü kara şehrinin hükümdarıolan Alustriel'i tehdit etmiş olduğuna inanmakta güçlükçekecekti. Alustriel'i, yani söylenenlere göre kuzeydeki engüçlü büyücülerden biri olan kadını tehdit etmişti!

Fakat o sırada içinde ateşler yanmakta olan genç kadınsöylediği sert sözlerin hepsini de kastediyordu.

"Sana yardım edebilirim," diye önerdi, bariz bir şekildeendişeye kapılmış olan Alustriel. "Ama önce bana nelerolduğunu anlatman gerekli."

"Drizzt'in zamanı yok," diye hırladı Cattibrie. Büyüylekilitlenmiş kapıyı bir kere daha beyhude yere açmaya çalıştı,

sonra sert bir yumruk indirdi ve omuzunun üzerindendönüp AlustrieFe dik dik baktı. O sırada Alustriel ise ayağakalkmış yavaşça ona doğru geliyordu. Guenhwyvar hâlâ

Page 67: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

divanın üzerindeydi, fakat kafasını kaldırmış iki kadınıdikkatle izliyordu.

"Onu bulmak zorundayım," dedi Cattibrie.

"Peki bulmak için nereye bakacaksın?" diye cevap verdiAlustriel, genç kadının önüne gelip durduğunda ellerinisavunmacı bir şekilde havaya kaldırarak.

Bu basit soru Cattibrie'ın kabadayı hiddetini çalıpgötürüverdi. 'Hakikaten de nereye bakacağım?' diye düşündü.Nereden başlayacaktı? Orada, ait olmadığı bir mekandaöylece dururken kendisini çaresiz hissetti. Çaresiz ve ahmakgibi hissediyor, sadece yuvasında dostlarının ve babasının,Wulfgar ile Drizzt'in yanında olmak istiyordu. Herşeyineskiden olduğu gibi... kara elfler Mithril Salonuna gelmedenönceki gibi olmasını istiyordu.

BÖLÜM 4

GÖZLERİNDEKİ ATEŞLER

Cattibrie, Regis'den aldığı maske ve hançeri saklayabilmekiçin gri cüppesini sıkıca etrafına sardı. Bruenor'un özel

Page 68: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

odasına doğru yaklaşırken kadının içinde karmakarışıkduygular hasıl oldu. Cücenin hem orada olmasını hem deolmamasını diliyordu.

Bruenor'u, babasını bir kez daha görmeden nasılayrılabilirdi? Ancak yine de Bruenor şimdi Cattibrie'a eskihalinin yalnızca bir posasıymış gibi, ölmek isteyen acıiçindeki yaşlı bir cüce gibi görünüyordu. Cattibrie onu buşekilde görmek, Bruenor'un o görüntüsünü beraberindeKaranlıkaltı'na taşımak istemiyordu.

Bruenor'un oturma odasının kapısını çalmak için elinikaldırdı, fakat sonra hafifçe kapıyı araladı ve içeri baktı.Yanan şöminenin yanında bir cücenin durduğunu gördü, amabu Bruenor değildi. Savaş öncüsü Thibbledorf Pwent zıplayıphopla-yarak daireler çiziyor, görünüşe göre canını sıkan birsineği yakalamaya çalışıyordu. Keskin sivriliklerle dolu zırhı(her zaman olduğu gibi) üzerindeydi. Cücenin zırhı kolçakçivileriyle, diz ve dirsek sivrileriyle ve mümkün olan heryerden dışarı uzanan diğer ölümcül demirlerletamamlanıyordu. Cüce dönüp sıçrarken zırhı gıcırdıyordu. BuCattibrie'ın şimdiye kadar duyduğu en iç gıcıklayıcı seslerdenbiriydi. Pwent'in yüz kısmı açık olan gri miğferi yanındaki birsandalyenin üzerinde duruyordu ve miğferin üzerindeki sivridemir cücenin yarı boyundaydı. Cattibrie, kafasında miğferiolmadığı için savaş öncüsünün neredeyse kel olduğunugörebiliyordu. Geriye kalmış olan ince kara saçları kafasınınyanına yapışmıştı ve daha aşağıda devasa, çalı gibi kapkarabir sakala dönüşüyordu.

Cattibrie kapıyı biraz daha ittirdi ve Bruenor'un kısık kısıkyanan şöminenin önünde oturmuş, kor haline gelmiş bir

Page 69: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

odunu tekrar alev alsın diye boş boş dürtükleyip durmaktaolduğunu gördü. Cücenin oduna isteksiz bir şekilde vurupduruşu Cattibrie'ın yüzünü buruşturmasına sebep oldu.Üzerinden pek de uzun zaman geçmemiş olan o günlerihatırladı. O günlerde olsa hayat dolu cüce kral basitçeşöminenin içine doğru uzanır ve inatçı odunu çıplak eliyledağıtıverirdi.

Genç kadın Pvrent'e şöyle bir baktı (ki savaş öncüsü,Cattibrie'ın bir sinek olmadığını içtenlikle umut ettiğibirşeyler yemekteydi) ve gizlediği nesnelerin üzerinin düzgünbir şekilde örtülü olup olmadığını görmek için pelerininikontrol ederek odaya girdi.

"Hey n'aaber?" diye uludu Pwent, ağzındaki lokmayı çatırçutur yiyerek. Cattibrie, cücenin bir sinek yemekte olduğudüşüncesiyle iğrendiğinden ziyade bu kadar fazla çiğneyebil-mesine hayret etti!

"Sakal bırakmalısın!" diye seslendi savaş öncüsü, kızaalışılageldik selamını vererek. Tanıştıkları ilk günden beridirkirli cüce, Cattibrie'a eğer sakal bırakmayı başarabilirse çokyakışıklı bir kadın olacağını söyleyip duruyordu.

"Üzerinde çalışıyorum," diye yanıtladı Cattibrie, bulaubalilik karşısında gerçekten de memnun olarak. "Yeminolsun ki tanıştığımız günden beridir yüzümü hiç tıraşetmedim," Savaş öncüsünün kafasının tepesini sıvazladı, fakatsonra elinin üzerine bulaşan yapışkan tabakayı hissedincebunu yaptığına pişman oldu.

Page 70: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Aferin, akıllı kız," diye yanıtladı Pwent. Havada uçuşanbaşka bir böcek daha gördü ve zıplaya hoplaya onun peşindenkoşturmaya başladı.

"Nereye gidiyorsun?" diye sertçe sordu Bruenor, dahaCattibrie merhaba bile diyemeden önce.

Cattibrie, babasının kaşları çatık bakışı karşısında içgeçirdi. Bruenor'un gülümsediğini tekrar görmeye nasıl daözlem duyuyordu! Cattibrie, Bruenor'un alnındaki çürüğüfarketti, çizilmiş olan kısmı en sonunda kabuk bağlamayabaşlamıştı. Söylentilere göre birkaç gece evvel cücenin gözüdönmüştü ve iki genç cüce kendisini tutmak için çılgınlar gibidebelenirken Bruenor ağır bir ahşap kapıyı kafasıyla kırmıştı.Kafasındaki bu yeni çürük alnından başlayıp bir zamanlargözünün bulunduğu göz yuvasının üzerinden geçerekçenesine kadar uzanan feci yarayla birleşmişti ve yaşlıcücenin yüzü hakikaten de paçavraya benziyordu!

"Nereye gidiyorsun?" diye tekrar hiddetle sordu Bruenor.

"Konaktaşı'na," diye yalan söyledi genç kadın. Bahsettiğiyer Wulfgar'ın halkı olan barbarların kasabasıydı ve MithrilSalonunun en doğu çıkışındaki dağın hemen dibindeydi."Kabile Wulfgar'm anısına saygı için bir höyük yükseltiyor."Cattibrie bu yalanın nasıl da kolay bir şekilde aklına geldiğikonusunda epey şaşırdı; her zaman Bruenor'u ikna etmeyibaşarabilirdi, çoğunlukla gerçeğin etrafından dolanmak içingerçeğin yansını söyler ve kelime oyunlarına başvururdu.Ama hiç bu kadar cesur bir şekilde ona yalan söylememişti.

Page 71: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bu işin temelindeki ciddiyeti kendisine hatırlatan gençkadın kızıl sakallı cücenin gözlerinin içine baktı ve devametti. "Onlar höyüğü dikmeye başlamadan önce orada olmakistiyorum. Eğer bu işi yapacaklarsa doğru dürüst yapmalılar.Wulfgar daha azını haketmivor."

Bruenor'un işe yarayan tek gözü sanki buğulanmış gibigörünüyordu ve daha da donuk bir hâl almıştı. Yaralı cüceyüzünü Cattibrie'dan çevirerek manasız bir şekilde şömineateşini dürtükleme işine geri döndü. Fakat gönülsüzce, hafifçebaşını sallayıp onaylamayı başardı. Mithril SalonundaBruenor'un Wulfgar hakkında konuşulmasını sevmediği birsır değildi-hatta silahı kullanmış olan kişinin bir cüce değilde, bir insan olması dolayısıyla cüce töresine göre Aegis-fang'in Dumathoin Salonunda yerini alamayacağı konusundaısrar eden bir rahibe yumruğu indirivermişti.

Cattibrie, Pwent'in zırhının gıcırdamayı kestiğini farket-tive savaş öncüsüne bakmak için döndü. Pwent açık kapınınyanında duruyor ve Bruenor'un arkasından kıza hüzünlü birşekilde bakıyordu. Genç kadına doğru şöyle bir başını salladıve odayı sessizce (tabii paslı zırhlı bir savaş öncüsü ne kadarsessiz olabilirse) terketti.

Görünüşe bakılırsa, Bruenor Battlehammer'ın böylesinesefil bir zavallıya dönüşmesine acı duyan tek kişi Cattibriedeğildi.

"Onlar senin halinden anlıyor," diye belirtti, kendisiniduymuyormuş gibi görünen Bruenor'a. "Mithril Salonundakiherkes yaralı kralları hakkında iyi sözler konuşuyor."

Page 72: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Kapa çeneni be," dedi Bruenor, yarım ağızla konuşarak.Hâlâ kısık kısık yanan şömine ateşinin tam karşısındaduruyordu.

Cattibrie cücenin kendisine ima ettiği tehdidin pek zayıfolduğunu biliyordu, Bruenor'un düşüşünün başka birişaretiydi bu. Eski günlerde Bruenor Batlehammer birisineçenesini kapamasını söylerse o kimse ya denileni yapardı yada Bruenor onun çenesini kendisi kapatırdı. Ama rahiple vekapıyla olan kavgasından sonra Bruenor'un içindeki ateş, tıpkışöminedeki ateş gibi kendisini tüketmişti.

"Hayatının geri kalan günleri boyunca o şömineyi dür-tüklemeye mi niyetlisin?" diye sordu Cattibrie, Bruenor'ungururunun közleriyle oynayıp bir kavga çıkartmaya çalışarak.

"Eğer canım isterse," diye oldukça sakin bir şekildeyanıtladı cüce.

Cattibrie tekrar iç geçirdi ve özellikle pelerininikalçasından geriye savurarak büyülü maske ile Entreri'ninhançerini meydana çıkarttı. Genç kadın her ne kadar bumaceraya yalnız başına çıkmaya kararlı olsa ve Bruenor'ahiçbir şeyi açıklamak istemese bile cücenin içinde olan bitenifarkedecek kadar hayat ateşi kalmış olması için dua ediyordu.

Uzun dakikalar közlerin arada sırada duyulan çıtırtısı veyaş odunların tıslaması dışında sessizce geçti.

"Geri dönmek istediğim zaman dönerim!" diye bocalamışbir şekilde haykırdı Cattibrie ve kapıya doğru yöneldi.

Page 73: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bruenor ona bakma zahmetine bile girmeden omuzununüzerinden elini boş boş sallayarak ona gitmesini işaret etti.

Cattibrie kapının yanında duraksayarak kapıyı açtı ve odayıterketmeden sessizce geri kapattı. Birkaç saniye bekledi,Bruenor'un şöminenin önünde durup odunları boş boşdürtükle-meye devam ettiğine inanamıyordu. Sonra odanınöbür tarafına doğru süzüldü ve başka bir kapıdan geçipcücenin yatak odasına girdi.

Cattibrie, Bruenor'un meşe ağacından yapılma genişçalışma masasına doğru ilerledi- bu masa VVulfgar'ınhalkından gelen bir hediyeydi, cilalı ahşabı panldıyordu veBruenor'un dövmüş olduğu kudretli savaş çekici Aegis-fang'in figürleri masanın yan tarafına oyulmuştu. Bruenor'unoriun ne yaptığını farketmeden önce odadan ayrılmasıgerekmesine rağmen Cattibrie, Wulfgar'ı hatırlayarak uzun birsüre duraksadı. Bu kaybın acısını asla atlatamayacaktı. Bunuanlıyordu, ama yas tutma zamanının sona ermek üzereolduğunu ve hayatını yaşamaya dönme zamanının geldiğinide biliyordu. 'Özellikle de şimdi,' diye kendisine hatırlattıCattibrie, 'yani tehlikeye atılan başka dostlarım varken.'

Cattibrie, aradığı şeyi çalışma masasının üzerindeki taştanbir kutunun içinde buldu; bu gümüş bir zincirin ucundakiküçük bir kolye klipsiydi, Bruenor'a Gümüşay'm HanımıAlustriel tarafından verilmiş bir hediyeydi. Mithril Salonunailk gelişlerinden sonra dostları Bruenor'un öldüğünü vesalonlarda kaybolup gittiğini sanmışlardı. Fakat belli bir süresonra

Page 74: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bruenor, Mithril Salonunu istila etmiş olan şeytani gricücelerden kurtulup bu mekandan kaçmayı başarmış veAlustriel'in yardımıyla Cattibrie'ı güneybatıdaki bir köy olanUzunse-mer'de bulmuştu. Kiralık katil Entreri tarafından esiredilen Regis'i bulmak için güneye yolculuk eden Drizzt ileWulfgar, ondan çok uzun süre önce ayrılmışlardı.

Alustriel işte o zaman Bruenor'a bu büyülü kolye klipsinivermişti. Klipsin içinde Drizzt'in küçük bir portresi vardı vebu nesneyi kullanan cüce, drowun izini kabaca sürebilmişti.Drizzt'in hangi yönde ve ne kadar mesafe ötede olduğu kolyeklipsinden yayılan büyülü ısı sayesinde anlaşılıyordu.

Metal süs şimdi serindi, odanın havasından bile soğuktu veCattibrie'a Drizzt daha şimdiden ondan çok uzaklaşmış gibigeliyordu.

Cattibrie, kolye süsünün klipsini açtı ve sevgili Drowdostunun mükemmel resmine baktı. Bunu yanına alıp almamakonusunda kararsızdı. Zaten yanında Guenhwyvar varkendro-wun izini bulmayı başarabilirse Drizzt'i takip etmesikuvvetle muhtemeldi. Ayrıca zihninin gerisinde bir yerdegerçeği Re-gis'den öğrendiği zaman Bruenor'un gözlerineateşlerin geri dönebileceği ve ikisini takip etmek için hızlayola çıkabileceği düşüncesi vardı.

Cattibrie, o hiddetli Bruenor'u tekrar görme fikrindenhoşlanıyor, babasının ona yardım etmek ve Drizzt'i kurtarmakiçin koşturarak gelmesini istiyordu. Ama bunungerçekçilikten uzak ve feci derecede ölümcül bir çocukumudu olduğunu farketti.

Page 75: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie kolye klipsini kapattı ve avucunun içine aldı.Bruenor'un yatak odasından dışan süzüldü ve oturmaodasından dışarı sıvıştı (aklı milyonlarca mil ötede olan kızılsakallı cüce ise hâlâ şöminenin önünde oturuyordu), sonra üstkatın koridorları arasında koşturdu. Eğer kısa süre içinde yolakoyulmazsa cesaretini kaybedeceğinden korkuyordu.

Dışarı çıktığında, kolye klipsine bir kez daha baktı ve onualmakla Bruenor'un kendisini takip edebilme şanslarınınhepsinin önünü kesmiş olduğunu anladı. Artık yalnızbaşınaydı.

'Böyle olması gerekiyor,' diye karar verdi Cattibrie. Zincirikafasından geçirip boynuna astı ve Gümüşay'a Drizzt'den çokuzun bir süre sonra varmamayı umarak dağ yolundan aşağıinmeye başladı.

* * *

Adam Menzoberranzan'ın karanlık sokakları arasındaelinden geldiğince sessiz ve gizli bir şekilde ilerliyor, ısıalgılayan gözleri yakut gibi kıpkırmızı parlıyordu. İstediği tekşey Jarlaxle'ın karargahına, yani onun değerini anlayanDrowun yanına geri dönmekti.

"Waela Riwil!" diye keskin bir haykırış geldi yan taraftan.

Adam durdu ve boş bir dikit sütunun yanındaki kırıkkayaya bezmiş bir şekilde sırtını yasladı. Bu sözleri daha öncede sık sık duymuştu- her zaman o iki sözü duyuyordu, barizbir alayla söylenen o iki sözü.

Page 76: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Waela Riwil!" dedi dişi drow yine, adama doğruyaklaşırken. Bir elinde dokungaçlı fes rengi bir değnek vardı.Değneğin bir metrelik üç kolu kendi başlarına hevesle hareketediyordu, sanki kendi garezleriyle kamçı gibi savrulup adamavurmak istiyor gibilerdi. 'Dişi en azından yılan dişli okamçılardan birini taşımıyor,' diye düşündü adam, yüksekrütbeli Drowların kullandığı çok sayıda yılan başına sahipolan silahları aklına getirerek.

Kadın onun önüne gelip tam karşısında durduğunda, adamhiç direniş göstermedi ve Jarlaxle'ın kendisine öğretmişolduğu üzere saygıyla gözlerini yere indirdi. Kadının dasokaklar arasında gizlice dolaşmakta olduğundanşüpheleniyordu-yoksa o acımasız değneklerden birinitaşıyabilecek kadar güçlü olan bir dişi drow nedenMenzoberranzan'ın daha aşağı seviyedeki arka sokaklarındasinsizce gezinsindi ki?

Melodik sesiyle arka arkaya birkaç drow sözcüğüsöylerken şehre yeni gelmiş olan bu adamın anlayamayacağıkadar hızlı bir şekilde konuştu. Adam emir vurgusu olanguarth sözünü yakaladı ve 'diz çok' anlamına gelen harl'il 'çıkkelimesini anladı. Bunları duymayı zaten bekliyordu, zira herzaman kendisine diz çökmesi emrediliyordu.

Sert taşa çarpan dizleri acıdığı halde derhal ve itaatkar birşekilde yere çöktü.

Dişi drow yavaşça adamın etrafında gezindi, biçimlibacaklarını adama açıkça gösterdi, hatta reddedilemezderecede güzel yüzüne bakması için adamın kafasını geriye

Page 77: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

doğru yatırdı. Bu sırada kendi ismini kedi gibi mırıldandı,"Jerlys."

Sanki onu öpecekmiş gibi eğildi, sonra adamın yanağınaacı veren bir tokat indirdi. Adamın elleri derhal kılıcıylakamasının kabzalarına gitti, ama sakinleşti ve kendisinemuhtemel sonuçları hatırlattı.

Dişi drow hâlâ adamın etrafında dönüp duruyor ve onunlakonuştuğu kadar kendi kendisine konuşuyordu. "İblith," dedibirçok defa. Bu kelime drow dilinde 'pislik' manasınageliyordu. Adam en sonunda yine Jarlaxle'ın kendisineöğrettiği gibi tek bir söz söyleyerek yanıtladı. "Abban, " dedi,müttefik kelimesini kullanarak.

"Abban del darthiir!" diye haykırdı kadın, kafasınınarkasına bir tokat daha indirerek ve neredeyse adamıyüzükoyun yere yıkarak.

Kadının ne dediğini tam olarak anlamamıştı, ama darthiirkelimesinin perilerle, yani yüzey elfleriyle bir alakasıolduğunu düşünüyordu. Bu sefer gerçekten ciddi bir tehlikeiçinde olduğunu ve bu kadının elinden kolay kolaykurtulamayacağını işte o zaman anladı.

"Abban del darthiir!" diye bir kez daha haykırdı Jerlys vebu sefer eliyle değil dokungaçlı değneğiyle vurdu, üçdokungaç da adamın omuzuna acı verici bir şekilde çarptı.Adam yarasını kavradı ve yüzüstü yere yığıldı, sağ kolu işeyaramaz hale gelmişti ve vücuduna acı dalgalan yayılıyordu.

Page 78: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Jerlys tekrar sırtına darbe indirdi, ama adamın ani hareketionu üç dokungaçtan aynı anda darbe yemekten kurtardı.

Adamın zihninde düşünceler dönüyordu. Hızlı davranmasıgerektiğinin farkındaydı. Dişi drow onunla alay etmeye,değneğini sokağın duvarlarına ve arada sırada adamınkanayan sırtına vurmaya devam ediyordu. Bu dişiyi suçüstüyakaladığını, yani onun kendisine özel bir görevle dışarıdadolaştığını biliyordu ve muhtemelen bu karşılaşmadan sağkurtulamayacağının da farkındaydı.

Dokungaçlardan birisi ensesine çarpıp onu sersemletti. Sağkolu hâlâ işe yaramaz haldeydi, aynı anda inen üç darbeninbüyüsü sebebiyle zayıflamıştı.

Ama harekete geçmek zorundaydı. Sol elini sağ kalçasınadoğru götürdü, sonra fikrini değiştirdi ve öbür taraftandöndürüp geri getirdi.

"Abban del darthiir!" diye tekrar haykırdı Jerlys ve koluileri doğru hamle yaptı.

Adam hızla döndü ve darbeyi karşılamak için ayağa kalktı.Drow yapımı olmayan kılıcı değneğin dokungaçlanylaçarpıştığında hiddetle parladı. Yeşil bir parıltı oldu ve birdokungaç kopup yere düştü, ama diğer kollardan birisavunma hattını aşmanın bir yolunu bulup adamın yüzüneçarptı.

"Jiwin!" diye haykırdı eğlenmeye başlayan drow 'oyun'manasına gelen kelimeyi kullanarak. Kendisini zarif bir

Page 79: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

şekilde hazırladı ve yaptığı bu ahmakça misillemeyle bütünbu hadiseyi eğlenceli hale getirdiği için adama teşekkür etti.

"Al bununla oyna," dedi adam ona ve kılıcını dosdoğrusaplayarak ileri doğru atıldı.

Üzerine büyülü bir karanlık küresi çöküverdi.

"Jiwin!" diyerek tekrar güldü Jerlys ve değneğiyle darbevurmak için hamle yaptı. Ama bu adam kara ciflerle savaşmakonusunda acemi değildi ve dişi drow şaşkına dönerekfarketti ki, adam karanlık küresinin içinde değildi.

Adam karanlık küresinin yan tarafından çıktı. Bir kolugevşek bir şekilde sarkmıştı, ama diğeri muhteşem bir kılıçoyunu sergileyerek bir o yana bir bu yana savruluyordu. Fakato bir dişi Drowdu, savaş sanatı konusunda yüksek eğitimalmıştı ve dokungaçlı bir değneği vardı. Kadın bir yandangülmeye devam ederek darbeleri savuşturdu, karşı hamleyaptı ve bir kez daha hedefe vurdu.

Ama düşmanını iyi tanımıyordu.

Adam tekrar dosdoğru bir saplama hamlesi yaptı ve sankiyukarı doğru çapraz bir darbe savurarak saldırıya devamedecekmiş gibi sola doğru döndü. Sonra silahın kabzasınıelinde çevirdi, bir topuğu üzerinde sağa doğru döndü ve sankibir mızrakmış gibi kılıcı fırlattı.

Silahın ucu şaşkına dönen dişinin göğsüne kana susamış birşekilde saplandı ve kaliteli drow zırhını delerken kıvılcımlarsaçtı.

Page 80: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Adam kılıcın hemen ardından havaya yükselip yan taklaattı ve aşağı inerken iki ayağını da ileri doğru savurup kılıcınkabzasına vurarak silahı sadist dişinin göğsünde daha derinesapladı.

Drow geriye doğru sendeleyip bir kaya yığının üzerinedüştü ve dikit sütunun çıkıntılı duvarına dayanıp yarı yarıyaayakta durana kadar sendelemeye devam etti. Kırmızı gözlerifaltaşı gibi açılıp kalmıştı.

"Yazık oldu, Jerlys," diye dişi drowun kulağına fısıldadıadam. Kılıcın kabzasını tutup dokungaçlan yere sabitlemekiçin üzerlerine alaycı bir şekilde basarken kadının yanağınahafifçe bir öpücük kondurdu. "Seninle birlikte çok zevklertadabilirdik oysa."

Kılıcını çekip serbest bıraktı ve bu dişi drowun ölümününgetirebileceği sonuçlan düşünüp taşınırken yüzünüburuşturdu. Fakat yine de hayatının kontrolünü bir nebzeolsun geri kazandığı için duyduğu memnuniyeti inkaredemezdi. Onca savaşı sadece bir köle olup çıkmak içinatlatmamıştı o!

Kısa bir süre sonra sokağı terketti. Jerlys ile değneğinitaşların altına gömülü bırakmış ve adımları neşeylehızlanmıştı.

BÖLÜM 5

Page 81: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

BEANRE'NİN BLÖFÜ

Paralı asker Baenre Evi sahasının en batı kısmına doğrusessizce ilerliyor, bölgenin etrafını çevreleyen gümüş renkliörümcek ağı çitine yaklaşmak için bir gölgeden diğerinesüzülüyordu. Yirmi tane oyulmuş devasa dikit sütun ve otuztane sarkıt tarafından çevrelenmiş olan Baenre Evininyakınına gelen herkes gibi, Jarlaxle da bir kez daha bugörüntüden etkilenmişti. Boş alanların bir hazine sayıldığıKaranlıkaltı standartlarına göre bu yer devasaydı, neredeysebir kilometre uzunluğa ve yarım kilometre genişliğe sahipti.

Baenre Evinin bütün binaları muhteşemdi. İşçilikkonusunda hiçbir detay atlanmamıştı; henüz süslenmemişolan birkaç yer üzerinde ise köleler durmadan çalışıyor veyeni tasarımlar oyup işliyordu. Çoğunlukla Matron Baenre'ninen büyük oğlu ve Menzoberranzan'ın Başbüyücüsü olanGromph tarafından yapılan büyülü rötuşların da aşağı kalıryanı yoktu. Hakim olan mor ve mavi renkli peri ışıklarısütunların belli bölümlerini daha fazla hayranlık uyandıracakşekilde aydınlatıyordu.

Ev sahasının etrafındaki örümcek ağından çiti devasa dikitsütunlar arasında pek küçük kalıyordu, ama Menzoberran-zan'daki en muhteşem eserler arasındaydı. Bazıları bununLloth tarafından verilmiş bir hediye olduğunu söylüyordu,fakat şu anda şehirde bulunan hiçkimse -belki de yaşlı MatronBaenre bundan hariç tutulabilir- onun yaratılışını görmüşolacak kadar uzun yaşayamamıştı. Bu çit bir drow kolu kadarkalın ve demir kadar güçlü ağlardan oluşuyordu ve avınıbütün örümcek ağlarından daha sıkı bir şekilde yakalamasıiçin büyülüydü. To-ril'deki en kaliteli silahlar olduğu söylenen

Page 82: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

keskin drow kılıçlan dahi Baenre Evinin çitindeki ağipliklerini çentemezdi. Ayrıca bir dev olsun, bir ejderha olsun,yani ne kadar güçlü bir canavar olursa olsun bir kez ağayakalandı mı bir daha serbest kalma şansı yoktu.

Baenre Evini ziyarete gelen kimseler normalde evsahasının etrafına simetrik bir şekilde serpiştirilmiş olancümle kapılarına doğru yönelirdi. Orada ise bir muhafız ogünün şifre sözünü söyler ve örümcek ağı dışarı doğrubükülüp bir boşluk bırakırdı.

Fakat Jarlaxle normal bir misafir değildi ve Matron Baenreeve girip çıkışlarım gizli tutması talimatını vermişti. Devriyegezen birkaç piyade onun yanından geçip giderken Jarlaxlemükemmel bir şekilde gizlenerek gölgeler içinde bekledi.'Pek tetikte değiller,' diye farketti Jarlaxle. 'ArkalarındaBaenre ordusu varken neden tetikte olsunlar ki?' BaenreEvinin ikibin beşyüz tane yetenekli ve muhteşem donanımlıaskeri, aynca onaltı tane de yüce rahibesi vardı. Şehirdekibaşka hiçbir ev -hatta beş evin birleşimi bile- böyle bir birliktoplayamazdı.

Paralı asker daha ne kadar beklemesi gerektiğine kararvermek için omuzunun üzerinden Narbondel'e baktı. TamBaenre ev sahasına doğru geri dönmüştü ki net ve güçlü birborazan sesi duyuldu, ardından bir ses daha geldi.

Ev sahasının içinde büyülü bir nakarat, hafif bir şarkı daduyuldu. Piyadeler silahlarını resmi bir tavırla havayakaldırarak görev yerlerine doğru koşturdular.Menzoberranzan'ın itibarını gözler önüne seren bir hadiseydibu. Muhtemel düşmanların, kara ciflerin ortak bir amaç ve

Page 83: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

savunma için bir araya gelemeyecek kadar şeytani olduğukonusunda yapabileceği her türlü iddia ile dalga geçenmükemmel bir disiplindi. Drow olmayan kiralık askerlerin,özellikle de gri cücelerin sık sık sadece Baenre Ev MuhafızBirliği nöbet değişim törenini şöyle bir izlemek için oldukçayüklü altın ve mücevher meblağları ödediği bilmiyordu.

Turuncu, kırmızı, yeşil, mavi ve mor renkli ışıklar dikitsütunlar üzerinde yükselmeye ve yukarıdan, Baenre evsahasının sivri dişleri olan sarkıtlardan inen diğer ışıkhuzmeleriyle birleşmeye başladı. Bu görüntü Baenremuhafızlarının üzerlerinde taşıdıkları tılsımlı ev armalarındandoğuyordu. Zira erkek kara elfier zeminde yürüdükleri kadarrahat bir şekilde duvarlarda ve tavanda da yürüyebilen yeraltıkertenkelelerim sürüyorlardı.

Müzik devam etti. Parlak ışık huzmeleri ev sahasının dörtbir yanında envai çeşit ışıl ışıl şekiller oluşturdu. Bu şekillerinçoğunluğu bir örümcek suretindeydi. Bu hadise her gün,günde iki defa yaşanırdı ve olaya tanık olabilecek kadaryakında bulunan bütün Drowlar her defasında durup izlerdi.Baenre Ev Muhafız Birliği nöbet değişimi Menzoberranzan'ınbir sembolüydü. Hem Baenre Evinin inanılmaz gücünü, hemde şehrin Örümcek Kraliçe Lloth'a olan sonsuz sadakatinitemsil ediyordu.

Jarlaxle, Matron Baenre'den aldığı talimat üzere buhadiseyi kendisini gizlemek ve göze batmamak için kullandı.Çitin yanına doğru süzüldü, geniş siperlikli şapkasını geriyeatıp sırtına düşürdü ve yanlarından sekiz tane tel uzanan siyahkadifeden bir maskeyi kafasına taktı. Etrafına hızla bakmanparalı asker bir elini diğerinin üzerine atarak sanki kalın

Page 84: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

örümcek ağları sıradan demirdenmiş gibi yukarı tırmanmayabaşladı. Başka hiçbir büyü bunu sağlayamazdı; hiçbirlevitasyon, ışınlama veya yolculuk büyüsü birini bu engelinarkasına geçirmeyi başaramazdı. Sıkı korunan ev sahasınıniçine bu denli kolayca geçmeyi sağlayacak tek şey Jarlaxle'aGromph Baenre tarafından ödünç verilmiş olan nadir vekıymetli örümcek maskesiydi.

Jarlaxle bir bacağını çitin en üstünden savurdu ve ötekitaraftan aşağı süzülmeye başladı. Sol tarafından gelen turuncurenkli ışığı görünce durduğu yerde donup kaldı. Eğer yakalan-mışsa şansına tükürecekti. Bu muhafız muhtemelen bir tehditoluşturmazdı -Baenre ev sahasındaki herkes paralı askeri iyibilirdi- ama eğer Matron Baenre onun görülmüş olduğunuöğrenirse büyük ihtimalle derisini kemiklerinden ayırırdı.

Bu parlak ışık neredeyse derhal kayboldu. Jarlaxle'ıngözleri değişen renklere uyum sağladığında karşısında yeredik bir şekilde duran kocaman bir kertenkelenin üzerineoturmuş, elinde üç metrelik alacalı bir mızrak tutan ve düzgünbir şekilde kesilmiş saçlara sahip genç ve yakışıklı bir drowgördü. Jarlaxle, onun elindeki silahın bir ölüm mızrağıolduğunu biliyordu. Silaha buz gibi bir tılsım yüklenmişti;paralı askerin ısı algılayan gözleri mızrağın kana susamışkeskin ucundaki ölümcül soğuğu görüyordu.

Paralı asker Drowların karmaşık ve sessiz el alfabesinikullanarak, 'Selamlar, Berg 'inyon Baenre,' diye işaret etti.

'Sana da, Jarlaxle,' diye cevap verdi Berg'inyon. 'Her zamanolduğu gibi çok dakiksin.'

Page 85: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

'Annenin isteği üzerine, ' diye işaret etti Jarlaxle.Berg'inyon gülümsedi ve paralı askere yoluna devam etmesiniişaret etti. Sonra bineğini mahmuzladı ve tavandaki devriyegörevinin başına gitmek için dikit sütunun üzerinde yukarıdoğru ilerledi.

Jarlaxle, Baenre'nin en genç erkek oğlundan pekhoşlanıyordu. Jarlaxle şu son günlerde Berg'inyon ile birliktebirçok gün geçirmişti. Zira Berg'inyon bir zamanlar Melee-Magt-here'de Drizzt Do'Urden'in sınıf arkadaşıydı ve o palaustası drow ile birçok kez kılıç dövüşü yapmıştı.Berg'inyon'un savaş hareketleri akıcı ve mükemmele yakındı.Drizzt'in bu genç Baenre'yi nasıl da yenip durduğunu bilmek,Jarlaxle'ın kaçak drowa duyduğu saygıyı arttınyordu.

Jarlaxle, Drizzt Do'Urden'in pek yakında öleceği içinneredeyse üzülüyordu denilebilir.

Paralı asker çiti aştığı anda örümcek maskesini bir keseniniçine koydu ve Baenre ev sahasında kayıtsızca ilerledi.Kendisini açığa vuracak olan şapkasını sırtında tutuyor vekolsuz bir tunik giydiğini saklamak için peleriniyleomuzlarını iyice örtüyordu. Fakat hiç alışılmadık bir görüntüolan kel kafasını saklayamazdı. Evin Baenre asilzadelerineayrılmış olan kocaman ve şaşaalı dikitine doğru rahat birtavırla ilerlerken, Baenre muhafızları arasından birden fazlakişinin kendisini tanıdığını farketti.

Fakat o muhafızlar kendilerine talimat verilmiş olduğuüzere onu farketmedi, daha doğrusu farketmemiş gibidavrandı. Jarlaxle neredeyse kahkahayı patlatacaktı; evsahasının daha fazla göze çarpan bir kapısından içeri basitçe

Page 86: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

girseydi birçok sorun önlenmiş olurdu. Triel dahil olmaküzere herkes onun oraya geleceğini biliyordu zaten. Busadece rol yapma ve entrika üzerine kurulmuş bir oyundu,kontrol sahibi oyuncu ise Matron Baenre idi.

"Z'ress!" diye haykırdı paralı asker. Bu söz Drow dilinde'güç' demekti, ayrıca devasa dikitin giriş parolasıydı. Paralıasker taştan kapıyı ittirdi ve kapı çabucak yukarı doğru kalkıpaçıldı.

Jarlaxle dar giriş koridorunda, hiç şüphesiz sıra sıra ölümmızraklarının hazır beklediği birçok dar aralığın yanındangeçerken, görünmeyen muhafızlara (ki bunlar muhtemelenMatron Baenre'nin en gözde köleleri olan iri minotorlardı)şapkasıyla selam verdi.

Dikitin içi aydınlıktı, Jarlaxle'ın durup da gözlerini normalışık tayfına göre odaklaması gerekti. Etrafta düzinelerce dişikara elf dolaşıyor, gümüş ve siyah renkteki Baenreüniformaları dişi drowların biçimli ve çekici vücutlarına sıkıbir şekilde oturuyordu. Bütün gözler yeni gelen kişiyeçevrildi- zira Bregan D'aerthe'nin lideri Menzoberranzan'daepey popüler biri olarak görülürdü. Dişilerin yüzüne pekbakmadan onu şehvet dolu gözlerle incelemesi karşısındaJarlaxle kahkahasını zar zor zaptetti. Bazı erkek kara elfler buişveli bakışlara epey kızıyordu, ama Jarlaxle'a göre budişilerin ona duyduğu açlık kendisine daha fazla güçkazandırıyordu.

Paralı asker daire şeklindeki salonun tam merkezindebulunan geniş, kara sütuna doğru ilerledi. Pürüzsüz mermerin

Page 87: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

üzerinde elini gezdirdi ve kıvrımlı duvarın bir bölümünüaçacak olan levhayı tespit etti.

Jarlaxle, sütunun içinde evin silah ustası olan DantragBaenre'yi kayıtsızca duvara yaslanmış bir halde buldu.Jarlaxle, savaşçının kendisini beklemekte olduğunu çabucakanladı. Genç kardeşi gibi Dantrag da yakışıklı, uzun boylu(bir seksene yakın), zarif ve kaslıydı. Gözleri alışılmadık birşekilde kehribar rengindeydi, fakat heyecanlandığında renkdeğiştirip kıpkırmızı oluyorlardı. Beyaz saçlarını sıkı bir atkuyruğu yapmış ve geriye atmıştı.

Baenre Evinin silah ustası olarak Dantrag, şehirdeki diğerbütün Drowlardan daha iyi şekilde donanıp kuşanmışvaziyetteydi. Dantrag'ın parlak örgü zırhı o kıpırdadıkçaışıldıyor, sanki ikinci bir deriymiş gibi vücudununhareketlerine göre eğilip kıvrılıyordu. Mücevherli kemerindeiki tane kılıç asılı duruyordu. Gariptir ki, bu kılıçlardansadece bir tanesi drow yapımıydı, Jarlaxle'ın şimdiye kadargördüğü bütün kılıçlardan daha kaliteliydi tabii. Diğeri isesöylentilere göre bir yüzey sakininden alınmıştı; kılıcınkendisine ait bir hırsı vardı ve sert taşlan bile biraz olsunkörelmeden doğrayabilecek kadar keskindi.

Kendini beğenmiş savaşçı bir kolunu kaldırıp paralı askeriselamladı. Bunu yaparken üzeri parlak mithril halkalarlasıralanmış sımsıkı ve siyah kayışlardan oluşan büyülübilekliklerinden birisini kasıtlı bir şekilde sergiledi. Dantrag obilekliklerin ne işe yaradığı hiç söylemezdi. Bazıları büyülükorunma sağladıklarını düşünüyordu. Jarlaxle, Dantrag'ısavaşırken görmüştü ve o düşüncelere katılmadanedemiyordu, zira savunmaya yönelik bileklikler hiç de sıradışı

Page 88: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

değildi. Paralı askeri daha fazla etkileyen şey ise, savaşırkenDantrag'ın düşmanlarına çoğunlukla ilk darbeyi indiren kişiolmasıydı.

Jarlaxle bu şüphelerinden emin olamıyordu. Zira bilekliklerveya başka bir büyü olmadan da, Dantrag Baenre Menzo-berranzan'daki en iyi dövüşçülerden birisiydi. Bir zamanlaronun baş rakibi, Drizzt'in babası ve akıl hocası olanZak'nafein Do'Urden idi. Ama Zak'nafein şimdi ölüydü,Örümcek Kraliçeye karşı kafirlik suçundan dolayı kurbanedilmişti. Bunun sonucunda geriye bir tek Uthegental, yanişehrin ikinci ailesi olan Barrison Del'Amigo Evinin iri vegüçlü silah ustası kalmıştı. O da, tehlikeli Dantrag için gayetuygun bir rakipti. İki savaşçının da gururunu bilen Jarlaxle,bu ikisinin günün birinde kimin daha iyi olduğunu anlamakiçin bir ölüm dövüşü yapmak üzere gizlice buluşupsavaşacaklarından şüpheleniyordu.

Böyle bir hadisenin düşüncesi Jarlaxle'ın epey ilgisiniçekiyordu, fakat bu denli ahmakça bir kibri de bir türlüanlaya-mıyordu. Jarlaxle'ı savaşırken görmüş olan çoğu kimseonun bu rakiplerin her ikisine de denk olduğunu savunurdu,ama Jarlaxle asla böyle bir oyuna bulaşmazdı. Jarlaxle'a görekibir uğruna savaşmak aptalca birşeydi, özellikle de o denligüçlü silahlar ve yetenekler daha fazla hazinekazandırabilecekken. 'Mesela o bileklikler gibi?' diyedüşüncelere daldı Jarlaxle. Yoksa o meşhur bilekliklerUthegental'in cesedim soyup soğana çevirmesi için Dantrag'ayardımcı mı olacaktı?

Büyü kullanarak herşeyi yapmak mümkündü. Jarlaxle,Dantrag'ı incelemeye devam ederken gülümsedi; paralı asker

Page 89: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ilginç büyülere bayılırdı ve Baenre Evindeki büyülü nesnelerkoleksiyondan daha iyisi koca Karanlıkaltı'nda başka hiçbiryerde bulunamazdı.

İçine girmiş olduğu bu silindir şeklindeki sütun da öyleydi.Gayet sıradan görünen, sol tarafında tavanda ve zeminde sağtarafta birer delik bulunan daire şeklindeki sade bir odaydı.

Dantrag'a başını salladı, o ise elini sola doğru kaldırdı veJarlaxle tavandaki deliğin altına geçti. Büyülü titreşimlervücudunu sardı ve onu azar azar havaya doğru yükselterekdev binanın ikinci katına çıkarttı. Silindir sütunun içindeki bukat da tıpkı birincisi gibi görünüyordu. Jarlaxle dosdoğrukendisini üçüncü kata çıkartacak olan tavan deliğinin altınailerledi.

Jarlaxle üçüncü kata doğru yükselirken Dantrag da ikincikata çıkmıştı. Silah ustası çabucak yukarı geldi ve kapıyıaçacak olan mekanizmaya doğru elini uzatmış olan Jarlaxle'ıyakalayıp durdurdu. Dantrag başıyla bir sonraki tavan deliğiniişaret etti. Bu delik dördüncü kata, yani Matron Baenre'ninözel taht odasına çıkıyordu.

'Dördüncü kat mı?' diye hayretler içinde kaldı Jarlaxle,Dantrag'ı takip edip bir kez daha yavaşça yükselmeyebaşlarken. 'Matron Baenre'nin özel taht odası?' Şehrin ilkmatron anası genelde bu binanın üçüncü katında görüşmeyapardı.

Jarlaxle’ın kafası zemin seviyesinden çıkarken, Dantrag elalfabesini kullanarak, 'Matron Baenre 'nin bir misafiri var da,'diye açıkladı.

Page 90: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Jarlaxle başıyla onaylayıp deliğin yanından bir adımuzaklaştı ve Dantrag'm öne geçmesine izin verdi. FakatDantrag kapıya doğru uzanmak yerine kemerindeki bir keseyeelini daldırdı ve gümüş renginde parlayan bir avuç tozçıkarttı. Paralı askere göz kırparak tozu arka taraftaki duvaradoğru savurdu. Toz parçaları kendi başlarına hareket edipparıldayarak gümüş renkli bir örümcek ağı oluşturdu. Sonrabu ağ tıpkı Baenre Evinin cümle kapılan gibi dışarı doğrukıvrılarak açık bir alan meydana getirdi.

'Önden buyur, ' diye kibarca işaret etti Dantrag'm elleri.

Jarlaxle bu işin içinde bir numara olup olmadığınıanlamaya çalışarak karşısında duran üçkağıtçı savaşçıyabaktı. Bir artıboyut geçidi olduğu besbelli görülen bu kapıdangeçip kendisini cehennemvari bir düzlemde mi bulacaktıyoksa?

Dantrag soğukkanlı bir rakipti. Güzel ve biçimli yüzhatları, dimdik ve kararlı duran elmacık kemikleri, Jarlaxle'ıngenelde etkili olan incelemesine karşı hiçbir ipucu açıketmiyordu. Fakat Jarlaxle en sonunda Dantrag'm onu tuzağadüşürmeyecek kadar gururlu biri olduğuna karar veripkapıdan geçti. Eğer Dantrag, Jarlaxle'ı ortadan kaldırmakisteseydi büyülü hilelere başvurmak yerine silahlarınıkullanırdı.

Baenre evladı hemen Jarlaxle'ın arkasından içeri girdi.Burası Matron Baenre'nin taht odasına bağlı olan küçük birartıboyut odacığıydı. Dantrag, Jarlaxle'ı gümüş renkli ince birhat üzerinde odacığın öteki tarafına doğru götürdü. Buradaöbür daireyi gören bir açık alan bulunuyordu.

Page 91: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

O dairede yüzünde örümcek ağma benzer binlerce çizgibulunan kırış buruş Matron Baenre kocaman safirden birtahtın üzerinde oturuyordu. Jarlaxle, matron anaya bakmadanönce uzun bir süre tahta göz gezdirdi ve farkında olmadanince dudaklarını yaladı. Yanında duran Dantrag kıkırdadı.Zira uyanık Baenre paralı askerin neye takılıp kalmışolduğunu anlamıştı. Tahtın her iki kolunun ucunda en az otuzkaratlık kocaman elmaslar vardı.

Tahtın gövdesi en saf kara safirden oyularak yapılmıştı,adamı derinliklerine davet eden ışıl ışıl bir şadırvanın içindeduruyordu. O kapkara havuzun içindeyse bazı suretlerkıvranıyordu; söylentilere göre bunlar Lloth'a sadakatsizliketmiş olan kimselerin ıstırap çeken ruhlarıydı ve ceza olarakdriderlara dönüştürülmüşlerdi: Matron Baenre'nin muhteşemtahtının derinliklerindeki mürekkep karası bir boyutta yaşayandriderlar.

Bu düşünce paralı askerin kendisine gelmesini sağladı.Bunu yapmayı aklına getirebilirdi, ama o elmaslardan birisiniçalmaya çalışma ahmaklığını asla göstermezdi! Sonra MatronBaenre'ye baktı. Kadının arkasında iki tane önemsiz katipkıvrılmış oturuyor ve hararetli bir şekilde notlar alıyordu. İlkmatron ananın sol tarafında Bladen'Kerst duruyordu. O andaev sahasında bulunan en yaşlı evlat oydu, yani kardeşlerarasında Triel ve Gromph'dan sonra gelen en yaşlı kişiydi.Jarlaxle, Bladen'Kerst'den Triel'den hoşlandığı kadar bilehoşlanmazdı, zira o aşırı derecede sadist biriydi. Hatta paralıasker birkaç defa kendisini koruyabilmek için onu öldürmekzorunda kalacağını bile düşünmüştü. Yine de bunu yapmasıepey zor olurdu. Fakat Jarlaxle, Matron Baenre'nin acımasız

Page 92: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bladen'Kerst'in ölümünden gizliden gizliye memnunkalacağından şüpheleniyordu. Çünkü Matron ana bile onutamamen kontrol altında tutamıyordu.

Matron Baenre'nin sağ tarafında Jarlaxle’ın hiçhoşlanmadığı başka biri daha durmaktaydı. Bu, MatronBaenre'nin ahtapot kafalı danışmanı Illithid Methil El-Viddenvelp idi. Her zaman olduğu gibi sıradan ve kankırmızısı cüppesini giymişti. Cüppenin kolları uzundu, yaratıkböylece sıska ve üç pençeli ellerini gizleyebiliyordu. Jarlaxlebu iğrenç yaratığın aynı şekilde başına bir maske veyekukuleta da takmasını dilerdi. Ağzının bulunması gerektiğiyerden dört tane dokungaç çıkmış olan şişkin morumsu kafasıve süt beyazı renginde gözbebeksiz gözleriyle bu yaratık,Jarlaxle'ın şimdiye kadar gördüğü en tiksindirici şeylerdenbiriydi. Normalde eğer kazanç sağlayabile-cekse karşısındakikimselerin dış görünüşüne aldırmazdı. Ama Jarlaxle çirkin,gizemli ve sonsuz derecede ölümcül olan illit-hidlerlemümkün oldukça az münasebette bulunmayı tercih ediyordu.

Çoğu drow Illithidlere karşı aynı hisleri beslerdi ve MatronBaenre'nin El-Viddenvelp'i bu kadar bariz bir şekilde yanındabulundurması Jarlaxle'a aniden çok garip geldi. Fakat paralıasker Matron Baenre'nin karşısında duran dişi Drowuincelediğinde sebebini anladı.

Dişi drow sıska ve küçücüktü, Triel'den bile kısa boyluyduve ondan çok daha zayıf gibi görünüyordu. Kara cüppesi pekşaşaalı değildi ve üzerinde görünür olan başka bir nesneyoktu-kesinlikle bir matron anaya yaraşan o süslüaksesuarlardan yoksundu. Ama bu drow, yani K'yorl Odran

Page 93: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gerçekten de bir matron anaydı. Menzoberranzan'm üçüncüevi olan Oblodra Evinin lideriydi.

'K'yorl mu?' diye Dantrag'a işaret etti Jarlaxle’ınparmakları. Paralı askerin yüz ifadesi de sanki gördüğüneinana-mıyormuş gibiydi. K'yorl, Menzoberranzan yöneticileriarasında en çok hor görülen isimdi. Matron Baenre kişiselolarak ondan nefret ediyordu ve o baş belası Odran olmazsaMenzoberranzan'm çok daha iyi bir yer olacağı konusundakiinancını birçok kez açıkça belirmişti. Baenre Evini,Oblodra'yı yok etmekten alıkoyan tek şey üçüncü evindişilerinin bazı gizemli zihinsel güçlere sahip olmasıydı. Yanigizemli ve tehlikeli K'yorl'un sebeplerini ve özeldüşüncelerini anlayabilecek biri varsa o da Illithid El-Viddenvelp idi.

"Üçyüz," diyordu K'yorl.

Matron Baenre yüzünde nahoş bir ifadeyle tahtındaarkasına yaslandı. "Çok az," diye yanıtladı.

"Köle birliğimin yansı," diye cevap verdi K'yorl, alışıldıksırıtışını sergileyerek. Bu da pek kurnaz olmayan K'yorl'unyalan söylediğini açıkça belli eden bir işaretti.

Matron Baenre güldü, sonra aniden duruverdi. İnceparmaklarını elmasların üzerine koyarak tahtında öne doğrueğildi, kaşları çatık yüzünde aman vermez bir bakış belirdi.Yakut kırmızısı gözleri o kadar kısıldı ki iki çizgi halini aldı.Sessizce birşeyler mırıldandı ve ellerinden birisini elmasınüzerinden kaldırdı. Muhteşem taş içsel bir ateşle parladı veelmasın içinden mor renkli yoğun bir ışık huzmesi çıkarak

Page 94: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

K'yorl'un refakatçisi olan sıradan erkek drowa çarptı. Işıkhuzmesi çağlayan ve çatırdayan mor renkli bir enerji dalgasıhalinde erkek drowun etrafını sardı. Erkek drow haykırıpellerini havaya kaldırdı ve kendisini yiyip bitiren ışıkdalgasına karşı direndi.

Matron Baenre ikinci elini de kaldırdı ve ilk ışık huzmesineikinci bir ışın katıldı. Erkek drow şimdi sanki mor birsiluetten başka birşey değildi.

Jarlaxle, K'yorl'un gözlerini kapatıp kaşlarını çattığınıgördü. Fakat kadının gözleri çabucak açıhverdi ve K'yorlşaşkınlık içinde El-Viddenvelp'e bakakaldı. Paralı asker oyarım saniye içinde bir irade savaşının yaşandığını anlayacakkadar görmüş geçirmiş biriydi ve bu savaşı görünüşe görezihin yüzücünün kazanmış olduğuna da hiç şaşırmamıştı.

Bahtsız Oblodra erkeği şimdi bir gölgeden ibaret kalmıştıve bir saniye sonra bir gölge bile değildi. Artık ortadankaybolmuştu.

Hiddetle kaşlarını çatan K'yorl Odran, patlamanıneşiğindeymiş gibi görünüyordu. Ama yaşayan bütündrowlardan daha ölümcül olan Matron Baenre'nin gözü hiçkorkmadı.

K'yorl beklenmedik bir şekilde yeniden sırıttı veumursamaz bir tavırla, "O sadece bir erkekti," diye belirtti.

"K'yorl!" diye hırladı Baenre. "Bu görev Lloth tarafındantakdis edildi ve sen işbirliği yapacaksın!"

Page 95: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Bu bir tehdit miydi?" dedi K'yorl.

Matron Baenre tahtından kalktı ve gözü hiç korkmamışolan K'yorl'un tam önünde durdu. Sol elini Oblodra dişisininyanağına doğru kaldırdı ve K'yorl her ne kadar soğukkanlıolsa bile ürküp geri çekilmeden edemedi. Matron Baenre'ninsol elinde kocaman altın bir yüzük vardı. Yüzüğün birbirinebağlanmamış olan dört şeridi sanki canlı bir örümceğin sekizbaca-ğıymış gibi kıvrılıp bükülüyor ve üzerindeki mavi-siyahsafir ışıldıyordu. K'yorl o yüzüğün içinde canlı bir velsharessorbb, yani yüzey dünyasındaki kara dulun çok daha ölümcülbir kuzeni olan bir kraliçe örümcek olduğunu biliyordu.

"Bu işin önemini anlaman gerek," diye tatlı tatlı mırıldandıBaenre.

K'yorl, Jarlaxle'ı şaşkına çevirerek Matron Baenre'nin elinikenara itti (ve paralı asker Dantrag'ın sanki artıboyutodasından dışarı fırlayıp bu küstah Oblodralıyı öldürecekmişgibi elini derhal kılıcının kabzasına attığını farketti).

"Barrison Del'Armgo da kabul etti," dedi Matron Baenresakince, tehlikeli kızının ve Illithid danışmanının herhangi birharekette bulunmasını engellemek için bir elini kaldırarak.

K'yorl sırıttı. Bu bariz bir blöftü. Zira üçüncü evin mat-ronanası bulaşmak istemediği bir hadise üzerinde şehrin ilk ikievinin ittifak kurduğunu duyduğuna hiç de memnun olmuşolamazdı.

"Faen Tlabbar da öyle," diye kurnazca ekledi MatronBaenre. Şehrin dördüncü evi ve Oblodra'mn en çok nefret

Page 96: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ettiği rakibinden bahsediyordu. Baenre'nin sözleri açık birtehdit teşkil ediyordu. Zira hem Baenre hem de BarrisonDel'Armgo evlerini yanına alan Faen Tlabbar şehirde üçüncüsıraya yükselmek için Oblodra'yı yok etmekte çabukdavranırdı.

Matron Baenre, bakışlarım K'yorl'dan hiç ayırmadan safirtahtına geri kuruldu.

"Evimde fazla drow yok," dedi K'yorl ve Jarlaxle, buzıpçıktı Oblodralmın sesinin ilk defa kibri kırılmış gibiçıktığına tanık oldu.

"Hayır, ama kobold piyadelerin var!" diye hırladı MatronBaenre. "Ve altıyüz tane olduklarını iddia edeyim deme sakın.Pençe Yangında, Oblodra Evinin altındaki tüneller oldukçageniş."

"Size üçbin tane veririm," diye yanıtladı K'yorl, görünüşebakılırsa sıkı bir pazarlığa girmekten kaçınarak.

"On katını vereceksin!" diye hırladı.

K'yorl hiçbir şey söylemedi, sadece kafasını geriye doğruyatırdı ve abanoz renkli, hokka gibi burnunun üzerindennıatron anaya baktı.

"Yirmi binden aşağısını kabul etmem," dedi MatronBaenre, pazarlığı kendi istediği yöne doğru çekerek. "Cücetahkimatının savunması kurnazca olacak ve yolumuzuaçabilmemiz için yeterli derecede piyadeye ihtiyaçduyacağız."

Page 97: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Bedeli çok yüksek," dedi K'yorl.

"Yirmi bin kobold, bir drowun hayatına bile bedel olamaz,"diye ona hatırlattı Baenre, sonra sadece daha fazla etkiyaratmak için şöyle ekledi, "yani Lloth'un nazarında."

K'yorl sert bir cevap vermeye davrandı, ama MatronBaenre onu derhal durdurdu.

"Beni sakın tehdit etme!" diye haykırdı Baenre, çenesinisıkıp ileri doğru uzattığında ince boynu daha da cılızgörünerek. "Lloth'un nazarında bu hadise drow evlerininsavaşlarından daha ötede birşey. Ve seni temin ederim kiK'yorl, Oblodra Evinin itaatsizliği kesinlikle Faen Tlabbar'ınbir mevki yükselmesini sağlayacak!"

Gözleri şaşkınlık içinde faltaşı gibi açılan JarlaxleDantrag'a baktı- ki onun da yapabileceği bir açıklama yoktu.Paralı asker daha önce bir evin diğerine karşı bu denli açık birtehditte bulunduğuna hiç tanık olmamış, ya da böyle birşeyişitmemişti. Bu sefer K'yorl ne sırıttı be de nükteli bir cevapverebildi. Jarlaxle, sessiz duran ve bariz bir şekilde yüzhatlarını soğukkanlı tutma savaşı veren dişiyi incelerkenanarşinin tohumlarının atıldığını görebiliyordu. K'yorl veOblodra Evi, Matron Baenre'nin tehdidinin çabucakunutmayacaktı ve hiç şüphesiz diğer evler de bunaiçerleyecekti. Paralı asker muhtemelen bu zor durumu mirasalacağından korkan Triel ile yaptığı görüşmeyi düşündüğündebaşını salladı.

"Yirmibin," diye sessizce razı oldu K'yorl, "tabii o başbelası sıçanların bu kadar fazlası bir araya getirilebilirse."

Page 98: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bu sözden sonra Oblodra evinin matron anası odadançıkarıldı. Kadın mermer silindire girdiği anda Dantrag inceörümcek ağının ucundan atladı ve artıboyut odacığındandışarı çıkıp taht odasına indi.

Jarlaxle da onun arkasından gitti ve hafif adımlarla ilerleyiptahtın önünde durdu. Yerlere kadar eğilip reverans yaparakgeniş siperlikli şapkasının ucundaki diatryma tüyüyle zeminisüpürdü. "Muhteşem bir gösteriydi," diye tebrik etti MatronBaenre'yi- "Böyle bir hadiseye tanık olmama izin verilmesibenim için bir zevk—"

"Kapa çeneni," dedi Matron Baenre zehir gibi bir sesle,tahtında arkasına yaslanarak.

Paralı asker pişkin pişkin sırıtmaya devam edereksessizleşip esas duruşa geçti.

"K'yorl tehlikeli bir baş belasıdır," dedi Matron Baenre. "Ogarip zihin güçleri dirençli cücelerin iradesini kırmakonusunda fayda sağlayacak olduğu halde onun evindekidrowlardan pek az şey isteyeceğim. Onlardan ihtiyacımız olantek şey kobold yem piyadeleri ve o haşaratlar sıçan gibiürediklerine göre K'yorl'un yaptığı şey çok da büyük birfedakarlık sayılmaz."

"Peki zaferden sonra ne olacak?" diye sormaya cüret ettiJarlaxle.

"Ondan sonra karan K'yorl verecek," diye çabucakyanıtladı Matron Baenre. Sonra diğerlerine, hatta katiplerinedahi, odayı terketmelerini işaret etti. Hepsi de Baenre'nin,

Page 99: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Jarlaxle’ın çetesine Oblodra Evine karşı -en azından- bircasusluk görevi vereceğini anladılar.

Ve hepsi de hiç şikayet etmeden ayrıldılar. Duraksayıpparalı askere tehditkar bir bakış atan Bladen'Kerst hariç hepsi.Bladen'Kerst, bütün erkek Drowlardan nefret ettiği gibiJarlaxle'dan da nefret ediyor, erkekleri yeni işkencetekniklerini geliştirmek için kullanacağı birer idmantahtasından ibaret olarak görüyordu.

Paralı asker cevap olarak göz bandını bir gözündendiğerinin üzerine geçirdi ve kadına müstehcen bir şekilde gözkırptı.

Bladen'Kerst sanki bu küstah erkeği bayıltana kadardövmek için izin istermişçesine derhal annesine baktı. AmaMatron Baenre yine ona dışarı çıkmasını işaret etti.

"Bregan D'aerthe'nin Oblodra Evini yakından gözlemesiniistiyorsunuz," diye mantık yürüttü Jarlaxle, Baenre ile yalnızkalır kalmaz. "Bu kolay bir iş değil—"

"Hayır," diye sözünü kesti Matron Baenre. "BreganD'aerthe bile o gizemli eve karşı o kadar kolayca casuslukedemez."

Paralı asker bu gerçeği dile getiren kimsenin kendisi değilde Matron Baenre olmasından memnundu. Bu beklenmediksonucu düşündükten sonra sırıttı ve hatta bunun sebebinianladığında yerlere kadar eğilip reverans yaptı. MatronBaenre sadece diğerlerinin, özellikle de El-Viddenvelp'in,Oblodra Evine karşı casusluk etmesi için Bregan D'aerthe'yi

Page 100: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

görevlendirdiğini sanmasını istiyordu. Böyle yaparak K'yorl'uaslında varolmayan tehlikelerle meşgul edecek ve oldukçaihtiyatsız bir duruma getirecekti.

"Kölelerine duyduğum ihtiyaçtan gayrı K'yorl'u umur-samıyorum," diye devam etti Matron Baenre. "Bu konudakendisine emredildiği gibi davranmazsa, Oblodra Evi, PençeYarığının dibine gömülür ve unutulup gider."

Kadının sonsuz bir öz güvenle dolu olan 'doğruya-doğru'ses tonu, paralı askeri etkiledi. "İlk ve ikinci evler bir arayageldiğine göre K'yorl'un başka bir seçeneği var mı?"

Matron Baenre, sanki Jarlaxle ona birşey hatırlatmış gibibu konuyu biraz düşünüp taşındı. Bu düşünceleri aklındanuzaklaştırdı ve çabucak sözüne devam etti. "Triel ile olangörüşmeniz hakkında konuşacak vaktimiz yok," dedi veJarlaxle da epey şaşırdı, zira Baenre Evine gelmesinin anasebebinin bu olduğunu düşünüyordu. "Cüce yurduna gidişgüzergahımızı planlamaya başlamanı istiyorum. Dantrag ilegenerallerinin saldırıyı en iyi şekilde planlaması için senintasarladığın rotaların haritalarına ve Mithril Salonunayaklaşma yöntemlerinin detaylı açıklamalarına ihtiyacımolacak."

Jarlaxle başıyla onayladı. Sinirleri tepesinde olan matronanayla tartışmaya kesinlikle niyetli değildi. "Cüce tesisininderinliklerine casuslar yollayabiliriz," diye başladı, amasabırsız Baenre yine onun sözünü kesti.

"Buna ihtiyacımız yok," dedi basitçe.

Page 101: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Jarlaxle ona merakla baktı. "Yaptığımız son keşif gezisindeMithril Salonunun içine tam olarak girmemiştik," diyehatırlattı.

Matron Baenre'nin dudakları kıvrılıp mükemmel bir şeytanigülümseme halini aldı. Yüzünde öyle etkileyici bir sırıtıştıvardı ki, Jarlaxle'ın az sonra duyacağı haberi heveslebeklemesini sağladı. Matron ana muhteşem cüppesinin göğüskısmından içeri elini yavaşça soktu ve ucunda bir yüzükduran bir zincir çıkarttı. Zincirin ucundaki süs kemikbeyazıydı ve sanki yüzüğe kakılmış olan kocaman bir diş gibigörünüyordu. "Bunun ne olduğunu biliyor musun?" diyesordu, nesneyi havaya kaldırıp açıkça göstererek.

"Onun bir cüce kralının dişi olduğu ve yüzüğün içinde okralın ruhunun esir tutulup işkence gördüğü söylenir," diyeyanıtladı paralı asker.

"Bir cüce kral," diye tekrarladı Matron Baenre. "Ve bildiğingibi ortalıkta pek fazla cüce krallığı da yok."

Jarlaxle'ın kaşları çatıldı, sonra yüzü neşeyle aydınlandı."Mithril Salonu mu?" diye sordu.

Matron Baenre başıyla onayladı. "Kader önüme muhteşembir rastlantı çıkarttı," diye açıkladı. "Bu yüzüğün içindeMithril Salonunun ilk kralı ve Battlehammer Klanının Atasıolan Gandalug Battlehammer'ın ruhu var."

Jarlaxle’ın zihninde olasılıklar dönüp durmaya başladı.Öyleyse Lloth'un Vierna'ya kaçak kardeşinin peşinedüşmesini emretmesi şaşılacak birşey değildi! Drizzt sadece

Page 102: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

yüzey dünyasıyla aralarındaki bir bağlantıydı, daha büyük birfetih oyunundaki piyondan ibaretti.

"Gandalug benimle konuşuyor," diye açıkladı MatronBaenre, sesi bir kedi mırıltısı kadar haz doluydu. "MithrilSalonunun yöntemlerini hatırlıyor."

Derken Sos'Umptu Baenre içeri girdi, Jarlaxle'ı görmezdengeldi ve yürüyüp onun yanından dosdoğru geçerek annesininönünde durdu. Matron ana, Jarlaxle'ın beklediğinin aksineizin almadan içeri girdiği için onu azarlamadı. Tam tersinekadına merakla baktı ve açıklama yapmasına izin verdi.

"Matron Mez'Barris Anngo sabırsızlanmaya başladı," dediSos'Umptu.

Jarlaxle farketti ki, Baenre Evinin muhteşem kutsalsalonunun baş hademesi Sos'Umptu idi ve bu mekanı peknadir ter-kediyordu. Paralı asker bunun ne manaya geldiğinidüşünmek için sadece birkaç saniye duraksadı. Mez'Barris,şehrin ikinci evi olan Barrison Del'Armgo'nun matronanasıydı. Ama Matron Baenre'nin iddia ettiği üzere BarrisonDel'Armgo Evi bu fetih seferine katılmayı daha evveldenkabul ettiyse, o neden şimdi Baenre ev sahasındabulunuyordu?

Gerçek neden neydi?

"Belki de önce Matron Mez'Barris ile görüşmeliydiniz,"dedi paralı asker Matron Baenre'ye kurnazca. Kırış buruşyaşlı matron bu sözleri neşeyle kabul etti; en gözde casusunundoğru düzgün düşündüğünü gösteriyordu bu.

Page 103: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"K'yorl daha zorlu biri," diye yanıtladı Baenre. "Onubekletmek normalde olduğundan daha berbat bir ruh halinegirmesini sağlamak olurdu. Mez'Barris çok dahasoğukkanlıdır ve elde edilecek kazançları daha iyi anlar.Cücelerle savaşmayı kabul edecektir."

Matron Baenre, paralı askerin yanından geçip mermersilindire doğru yürüdü. Sos'Umptu çoktan silindirin içinegirmiş onu bekliyordu. "Ayrıca," diye ekledi ilk matron ana,acımasızca sırıtarak, "şimdi Oblodra Evi ittifaka dahilolduğuna göre Mez'Barris'in başka bir seçeneği var mı?"

Jarlaxle, bu yaşlı kadının çok harika olduğunu kendikendine kabul etti. Çok harika. Baenre'nin tahtınınkollarındaki elmaslara son bir kez acıklı bir bakış attıktansonra derin derin iç geçirdi ve iki dişiyi takip ederek BaenreEvinin büyük kalesinden dışarı çıktı.

BÖLÜM 6

KUTSAL İŞARET

Cattibrie ertesi sabah güneş ışığının uykulu gözlerineusulca dolmasını sağlayan kaliteli dantel kumaştan perdeleri

Page 104: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

olan bir odada, yastıklarla dolu yumuşak bir yatakta uyandı.Böyle yerlere hiç alışkın değildi, hatta yerden yüksekteuyumaya dahi alışkın değildi.

Önceki gece Alustriel ona egzotik vücut kremlerinin vesabunların köpükler çıkartarak onu rahatlatacağını söylemişolsa da Cattibrie banyo yapmayı reddetmişti. Cattibrie'mcüceler tarafından yetiştirilmiş bilincine göre bunların hepsisaçmalık, hatta daha da kötüsü zayıflıktı. Sık sık yıkanırdıtabii, ama bunu bir dağ deresinin buz gibi sularının içinde,uzak diyarlardan gelen kokulu vücut kremleri olmadanyapardı.

Drizzt ona kara ciflerin düşmanlarının kokularını takipederek Karanlıkaltı'nın kıvrımlı mağaraları arasında millerceuzaktan onların izini sürebildiğini söylemişti. Ve güzel kokuluvücut kremleriyle yıkanıp da düşmanlarına yardım etme fikriCattibrie'a ahmakça geliyordu.

Fakat bu sabah güneş ışınları tül perdeler arasından harelerhalinde odaya dolarken ve küvet yine buharları tüten suyladoluyken, genç kadın bu konuyu bir kez daha düşündü."Kesinlikle çok inatçı birisin," diye sessizce Alustriel Hanımısuçladı. Buharların o sudan tekrar tütmesinin sebebininmuhtemelen Alustriel'in büyüsü olduğunu farketmişti.

Cattibrie, sıra halinde dizili duran şişeciklere baktı veönünde bekleyen pis yolları, hiç geri dönememe ihtimali olanyolu düşündü. Ondan sonra içinden birşeyler son bir kezkendisini şımartma isteği yükseldi ve daha zihninin faydacıkısmı tartışmaya başlamadan önce Cattibrie elbiselerini

Page 105: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

çıkartmış, sıcak küvete oturmuş ve bütün vücudunuköpüklerle kaplamıştı bile.

İlk başta tedirgin bir şekilde odanın kapısına doğru bakıpdurdu, fakat kısa süre içinde küvetin içine iyice gömülmekiçin kendisine izin verdi. Derisi ısınıp köpüklerlegıdıklanırken Cattibrie mükemmel bir şekilde rahatladı.

"Sana demiştim." Bu sözler Cattibrie'ın dalmak üzereolduğu uykudan sıçrayarak uyanmasını sağladı. Doğrulupoturdu. Sonra odada sadece Alustriel'in değil, saçları vesakalları kar beyazı olan ve ipek kumaştan uzun bir cüppegiyen garip görünüşlü bir cücenin de bulunduğunugördüğünde utanarak derhal suyun içine geri gömüldü.

"Mithril Salonunda birinin özel odasına girmeden öncekapı çalmak gibi bir adetimiz vardır bizim," diye belirttiCattibrie, utancını aşmayı başardıktan sonra.

"Kapıyı çaldım," diye yanıtladı Alustriel. "Banyonunsıcaklığında dalıp gitmişsin."

Cattibrie ıslak saçlarını gözünün üzerinden geriye taradı vebunu yaparken yanağına bir avuç dolusu köpük yapıştı.Gururunu korumayı başararak köpük yığınına bir süre aldırışetmedi, sonra sinirle yüzünden sildi.

Alustriel ise sadece gülümsedi.

"Çıkabilirsiniz," diye kızdı Cattibrie, haddinden fazlaağırbaşlı olan hanıma.

Page 106: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Drizzt gerçekten de Menzoberranzan'a gidiyor," diyebildirdi Alustriel ve Cattibrie bu önemli haber karşısındautancını unutarak endişeyle tekrar doğruldu.

"Dün gece ruhlar alemine yolculuk yaptım," diye açıkladıAlustriel. "İnsan orada birçok cevap bulabiliyor. Drizzt, Gü-müşay'ın kuzeyinden dolaşıp, Aykorusunun içinden geçti veÖlü Ork Geçidinin etrafındaki dağlara doğru dümdüz bir rotaizledi."

Cattibrie'ın yüz ifadesi merak doluydu.

"Drizzt, Karanhkaltı'ndan yüzeye ilk oradan çıkmıştı," diyedevam etti Alustriel, "yani meşhur geçidin güneyinde kalanbir mağaradan. Tahminim odur ki, kendisini karanlıktan dışarıçıkaran yolu takip ederek geri dönmeyi planlıyor."

"Beni oraya götür," diye talep etti genç kadın, edepliolmayı düşünemeyecek kadar kendisini kaptırmış bir şekildeayağa kalkarak.

"Binekler tedarik edeceğim," dedi Alustriel, genç kadınakalın bir havlu uzatırken. "Tılsımlı atlar çok hızlı yolkatetmeni sağlayacak. Bu yolculuk iki günden fazla sürmez."

"Beni oraya ışınlamak için büyünü kullanamaz mısın?"diye sordu Cattibrie. Ses tonu keskindi, sanki Alustriel'inyardım etmek için elinden geleni yapmadığını düşünüyorgibiydi.

"Mağaranın tam konumunu bilmiyorum," diye açıkladıgümüş saçlı hanım.

Page 107: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie kurulanmayı bıraktı, bir araya topladığıelbiselerini neredeyse yere düşürecek gibi oldu ve çaresiz birşekilde boş boş baktı.

"İşte bu yüzden yanımda Fret'i getirdim," diye açıkladıAlustriel, genç kadını sakinleştirmek için bir elini havayakaldırarak.

"Fredegar Kayaezen," diye düzeltti cüce, garip bir şekildemelodik, sanki şarkı söyler gibi çıkan bir sesle. Elini dramatikbir şekilde savurup yay çizdi ve zarifçe eğilip reverans

yaptı Cattibrie onun sesinin bir cüce vücuduna tıkılmış birelfinki gibi çıktığını düşündü. Kaşlarını çattı ve ona ilk defadikkatle baktı; hayatı boyunca cücelerin yanında bulunmuşama bunun gibisini hiç görmemişti. Sakalı muntazaman tıraşedilmişti, cüppesi mükemmel bir şekilde temizdi ve derisindecücelere özgü olan o kaya gibi sertlik yoktu. 'İşte hoş kokuluvücut sabunlarıyla haddinden çok banyo yapmanın sonu bu,'diye karar verdi genç kadın ve üzerinden buharlar tütenküvete küçümseyici bir şekilde baktı.

"Fret, Drizzt, Karanlıkaltı'ndan yüzeye ilk çıktığında onunizini süren gruba dahildi," diye devam etti Alustriel. "Drizztbölgeyi terkettikten sonra benim meraklı kız kardeşim ileonun yol arkadaşları Drowun izlerini takip edip mağaranın,yani derindeki tünellere açılan geçidin yerini tespit etmişlerdi.

"Sana yolu gösterme konusunda tereddüt içindeyim," dediGümüşay Hanımı, uzunca duraksadıktan sonra. Sesinde veyüz ifadesinde genç kadının güvenliği için duyduğu endişebarizdi.

Page 108: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie'ın mavi gözleri kısıldı ve genç kadın çabucakpantolonunu giyiverdi. Kendisine Alustriel tarafından biletepeden bakılmasına ve kendi yolunu başkalarının çizmesineizin vermeyecekti.

"Anlıyorum," diye belirtti Alustriel, başıyla onaylayarak.Kadının durumu derhal anlamış olması Cattibrie'ı rahatlattı.

Alustriel, Cattibrie'ın çantasını getirmesi için Fret'e işaretetti. Pis çantaya doğru yürürken ve onu iki parmağıyla tutupkaldırırken titiz cücenin yüzünde ekşimiş bir ifade belirdi.Cüce, Alustriel'e mahzun mahzun baktı ve hanım onabakmaya bile tenezzül etmeyince odadan ayrıldı.

"Senden herhangi bir yol arkadaşı istemedim," diye açıkaçık belirtti Cattibrie.

"Fret mağara girişine kadar sana kılavuzluk edecek," diyedüzeltti Alutriel, "hepsi bu. Cesaretin biraz körlemesine olsabile takdire değer," diye ekledi. Daha genç kadın herhangi bircevap yapıştıranı adan önce Alustriel odayı terketti.

Cattibrie saçlarındaki sular çıplak sırtına damlarken birkaçsaniye sessizce durdu. Büyük ve tehlikeli bir dünyada sadeceküçük bir kız olduğu, uzun boylu ve kudretli AlustrielHanımın yanında gerçekten de minicik olduğu hissine karşısavaş verdi.

Ama şüpheler hâlâ havada asılıydı.

İki saat sonra iyi bir yemeğin ve tedariklerin kontrolününardından Cattibrie ile Fret, Gümüşay'ın doğu kapısından, yani

Page 109: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Sundabar Kapısından dışarı çıktılar. Yanlarında AlustrielHanım da bulunuyordu ve bir asker birliği liderlerindensaygılı bir mesafe ötede duruyor ama onu ihtiyatlaizliyorlardı.

Kara bir kısrak ve kırpık kırpık boz tüyleri olan bir midilliiki yolcuyu beklemekteydi.

"Bunu yapmak zorunda mıyım?" diye sordu Fret, şatoyuterkettiklerinden beri belki de yirminci defa. "Detaylı birharita da iş görmez mi?"

Alustriel sadece gülümsedi ve bunun dışında titiz cüceninsözlerini duymazdan geldi. Fret, üstünü başını pisletebilecekve Alustriel'in en çok sevdiği bilgesi olarak yaptığı işlerdenkendisini alıkoyacak herşeyden nefret ederdi. Ölü OrkGeçidinin yakınlarındaki yabanlık arazide yapacağı yolculukkesinlikle ikisine de sebep olacaktı zira.

"At nalları tılsımlıdır, böylece binekleriniz rüzgarın kendisigibi hızlı gidecekler," diye Cattibrie'a açıkladı Alustriel.Gümüş saçlı kadın homurdanmakta olan cüceye omuzununüzerinden baktı.

Cattibrie buna cevap vermekte hiç de hızlı davranmadı,hatta gayretleri için Alustriel'e teşekkür bile etmedi. Osabahki görüşmelerinden beridir Alustriel'e hiçbir şeysöylememiş ve yadsınamaz derecede soğuk bir havatakınmıştı.

"Şansınız yaver giderse mağaraya Drizzt'den öncevarırsınız," dedi Alustriel. "Sana yalvarırım onu ikna et ve

Page 110: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

yuvasına geri getir. Karanlıkaltı'nda hiç işi yok, artık yok."

"Nerede 'işi' olup olmadığına ancak Drizzt karar verir,"diye yapıştırdı lafı Cattibrie. Ama aslında kendisinin neredeişi olduğuna kendisinin karar vereceğini ima ediyordu.

"Elbette," diye hemfikir oldu Alustriel ve o gülümsemesini-Cattibrie'ın, kendisini küçük görüyormuş gibi hissetmesinisağlayan o bilgiç sırıtışı- tekrar takındı.

"Seni engellemedim," diye belirtti Alustriel. "Seçtiğinyolda gitmen için elimden geleni yaptım, her ne kadarseçtiğin yolun akıllıca olmadığını düşünsem bile."

Cattibrie kıs kıs güldü. "O son sözü ille de eklemengerekiyordu, değil mi," diye yanıtladı.

"Fikrimi söylemeye hakkım yok mu yani?" diye sorduAlustriel.

"Hakkın var ve kulağı duyan herkese söylüyorsun," diyebelirtti Cattibrie. Alustriel genç kadının bu tavrının kaynağınıanladığını farketti ve oldukça şaşırdı.

Cattibrie tekrar güldü ve atını mahmuzlayıp yürüttü.

"Ona aşıksın," dedi Alustriel.

Cattibrie dizginlere sertçe asılıp atı durdurdu ve döndürdü.Şimdi yüzünde şaşkınlık ifadesi olan oydu.

Page 111: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Drowa," dedi Alustriel. Bunu daha fazla açıklamayaihtiyacı olmayan bir cümleye açıklık kavuşturmaktan çok, sonsözünü güçlendirmek ve kendi samimi fikrini belirtmek içinsöylemişti.

Cattibrie sanki verecek bir cevap arıyormuş gibi dudağınıısırdı. Sonra atını sertçe döndürdü ve mahmuzlayıp uzaklaştı.

"Yol çok uzun," diye sızlandı Fret.

"O zaman geri dönmek için acele et," dedi Alustriel,"yanında Cattibrie ve Drizzt ile beraber tabii."

"Nasıl isterseniz, hanımım," diye yanıtladı itaatkar cüce,midillisini dörtnala koşturmaya başlayarak. "Nasıl isterseniz."

Alustriel doğu kapısının önünde durdu ve Cattibrie ile Fretuzaklaştıktan çok sonraya kadar yola baktı. Bu, GümüşayHanımının devlet meseleleriyle meşgul olmamayı dilediği -vesık sık yaşadığı- anlardan biriydi. Esasında Alustriel, dostuolan o olağanüstü Drowu bulmak için kendi altına da bir atçekip Cattibrie'ın yanında yola çıkmayı, hatta gerekirseKaranlık-altı'na bile inmeyi tercih ederdi.

Ama bunu yapamazdı. Ne de olsa Drizzt Do'Urden engindünyadaki küçük bir oyuncuydu. Ki o dünya, sürekli olarakGümüşay Hanımının huzuruna çıkıp onunla görüşmek isteyenkimselerle doluydu.

"Hızlı ol, Bruenor'un kızı," diye mırıldandı gümüş saçlıgüzel kadın. "Hızlı ol ve işin rast gitsin."

Page 112: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

* * *

Drizzt, dağlara doğru inen taşlık patikada atını usulcasürüyordu. Rüzgar ılık ve gökyüzü açıktı, ama birkaç günönce bu topraklara bir fırtına çatmıştı ve patika oldukçaçamurluydu. En sonunda atının kayıp bir bacağınıkıracağından korkan Drizzt aşağı indi ve hayvanı yularındançekerek dikkatle, ihtiyatla götürdü.

O sabah kendisini takip eden elfi birçok kez görmüştü. Zirapatikalar çoğunlukla epey açıktı ve dağların inişli çıkışlıyollarında iki atlının arası pek açılmıyordu. Drizzt, bir köşeyidönüp de kendisine paralel giden patikadan ona doğruyaklaşan elfi görünce pek de şaşırmadı.

Açık tenli elf de atından inmiş onu yularından tutupyürütüyordu ve Drizzt'in de aynı şeyi yaptığını görünce başınısallayarak onu takdir etti. Sanki nasıl tepki vereceğinibilmiyormuş gibi drowdan beş, altı metre ötede duraksadı.

"Eğer ata göz kulak olmak için geldiysen, benim yanımdayürüyebilir ya da at sürebilirsin," diye seslendi Drizzt. Elfyine başıyla onayladı ve tüyleri parıldayan kara aygırınıDrizzt'in siyah beyaz bineğinin yanına doğru yürüttü.

Drizzt ileri, dağ patikasına doğru baktı. "Bugün ata ihtiyaçduyacağım son gün olacak," diye açıkladı. "Aslında onutekrar sürüp sürmeyeceğimden bile emin değilim."

"Bu dağların içinden geri çıkmaya niyetli değil misin?"diye sordu elf.

Page 113: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt bu sözlerin kesinliği ve doğruluğu karşısındaşaşırarak bir elini uzun beyaz saçları arasına daldırdı.

"Buradan pek uzakta olmayan bir koruyu arıyorum," dedi,"bir zamanlar Montolio DeBrouchee'nin eviydi.''

"Kör kolcu," diyerek bu ismi tanıdığını belirtti elf.

Drizzt elfm onu tanıması karşısında şaşırdı. Açık derili yolarkadaşının cevabını düşünüp taşındı ve onu dikkatle inceledi.Ay elfinin üzerinde bir kolcu olduğuna dair hiçbir işaretyoktu, ama Montolio'yıı biliyordu. "Montolio DeBroucheeisminin bir efsane halinde yaşıyor olması çok münasip," diyekarar verdi drow yüksek sesle.

"Peki, ya Drizzt Do'Urden adına ne dersin?" diye sordu,sürprizlerle dolu olan ay elfi. Drizzt'in yüz ifadesini görüncegülümsedi ve şöyle ekledi, "Evet, senin kim olduğunubiliyorum, kara elf."

"Öyleyse avantaj senin elinde," diye belirtti Drizzt.

"Ben Tarathiel," dedi ay elfi. "Aykorusundan geçerkenkarşılanman bir tesadüf değildi. Küçük klanım senin etraftaolduğunu anlayınca, seni Ellifain'in karşılamasının en iyisiolacağına karar verdik."

"Genç kız mı?" diye mantık yürüttü Drizzt.

Tarathiel başıyla onayladı. Yüz hatları güneş ışığı altındaneredeyse yan saydam görünüyordu. "Bir Drowu görüncenasıl tepki vereceğini bilmiyorduk. Özrümüzü kabul et."

Page 114: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt başıyla onaylayıp özrü kabul etti. "O sizinklanınızdan değil," diye tahmin etti. "Ya da en azından çokküçükken değildi."

Tarathiel cevap vermedi, ama yüzünde hasıl olan hayretdolu ifade, Drizzt'e doğru yolda olduğunu söyledi.

"Halkı drovdar tarafından katledildi," diye devam ettiDrizzt, elfîn bu sözleri onaylamasından korkarak.

"Ne biliyorsun?" diye sordu Tarathiel, muhabbetinbaşından beri sesi ilk defa sertleşerek.

"O akıncı grubun arasında ben de vardım," diye itiraf ettiDrizzt. Tarathiel kılıcına davrandı, ama Drizzt şimşek hızındahareket edip elfin bileğini kavradı.

"Hiç elf öldürmedim," diye açıkladı Drizzt. "Dövüşmekistediğim kişiler yalnızca yüzeyde bana eşlik etmiş olankişilerdi."

Tarathiel'in kasları gevşedi ve elf elini çekti. "Ellifain otrajedi hakkında pek az şey hatırlıyor. Bu konuda uyanıkkenkonuştuğundan çok uykusunda sayıklıyor ve sonra anlaşılmazbazı sözler mırıldanıyor." Durdu ve dosdoğru Drizzt'ingözlerinin içine baktı. "Mor gözlerden bahsediyor," dedi."Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorduk ve o da bizsorduğumuzda herhangi bir cevap veremiyordu.Efsanelerimize göre mor, drow gözleri için yaygın bir renkdeğil."

Page 115: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Değildir," diye onayladı Drizzt ve uzak geçmişteki o fecigünü hatırlarken sesi de dalgın dalgın çıktı. Bu o elf kızıydı!Genç Drizzt Do'Urden'in kurtarmak için herşeyini riske attığıkişiydi. Gözleriyle halkının yaşayışının onun kalbindekiyaşayış olmadığını Drizzt'e hiç şüphesiz gösteren elf kızıydı.

"Ve bu sebeple Drizzt Do'Urden'in hakkında, yani MithrilSalonunu geri alan cüce kralın drow -mor gözlü drow-dostuhakkında birşeyler duyduğumuzda, Ellifain'in geçmişiyleyüzleşmesinin en iyisi olacağını düşündük," diye açıkladıTarat-hiel.

Zihni önündeki dağ manzarasını görmekten çok geçmiştekianılarını hatırlamakta olan Drizzt yine sadece başıylaonayladı.

Tarathiel bu konuyu burada kapattı. Görünüşe bakılırsaEllifain geçmişiyle yüzleşmişti ve gördüğü şey neredeyse onuyıkmıştı.

Ay elfi, Drizzt'in ona atı alıp gitmesi konusunda yaptığıteklifi reddetti. O günün ilerleyen saatlerinde ikisi de tekraratlarına binmişlerdi ve yüksek bir geçitteki dar bir patikada,Drizzt'in çok iyi hatırladığı bir yol üzerinde ilerliyorlardı.Onun yüzeydeki akıl hocası olan Montolio'yu, yaniMooshie'yi, evcil baykuşunun yardımlarıyla ok atabilen yaşlı,kör kolcuyu düşündü. Montolio, genç Drizzt'e kaçak drowunkalbinden yükselen hisler ve vicdanına yön veren düsturlarınbir tanrı olarak vücuda gelmiş halini öğretmişti. Adı Mielikkiidi, ormanın tan-rıçasıydı. Drizzt Do'Urden, Montolio iletanıştığından beridir o tanrıçanın kendisine verdiği sessizöğütleri izliyordu.

Page 116: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Patika dağ çıkıntısından kıvrılıp kırık kayalarla dolu birbölgede daha sarp bir meyille yukarı çıkmaya başladığında

Drizzt duygularının bir çağlayan gibi dolup taştığınıhissetti. Bulabileceği şeyden çok korkuyordu. Yaşlı kolcununmuhteşem korusunu bir ork güruhu -zira o sefil insansıyaratıklar bu bölgede pek yaygındı- ele geçirmiş olabilirdi. Yada belki de bir yangın çıkmış ve koruyu yeryüzünde çorak biryara olarak bırakmış olabilir miydi?

Drizzt başı çekerken dar ama gayet açık bir patikadailerleyip gür ağaçlarla dolu bir koruya geldiler. Ağaçlarınbiraz ötede inceldiğini ve onun ötesinde küçük bir bos alanbıraktığını gördü. Drizzt siyah beyaz atını durdurdu vekafasını çevirip Tarathiel'e baktı.

"Koru," diye açıkladı ve atının semerinden aşağı süzüldü,Tarathiel de aynı şekilde bineğinden indi. Atlan ağaçlarınarasına bağlayıp gizlediler ve ormanın sonuna doğru yanyanasessizce ilerlediler.

İşte Mooshie'nin Korusu karşılarında duruyordu. Kuzeyeve güneye doğru yaklaşık altmış metre uzunluğunda ve otuzmetre genişliğindeydi. Çam ağaçlan dimdik ve sapasağlamduruyordu -bu koruda yangın falan çıkmamıştı- ve körkolcunun inşa etmiş olduğu değişik yüksekliklerde birağaçtan diğerine bağlanan ipten köprüler hâlâ oradaydı. Hattaalçak taş duvar da hâlâ yerindeydi, tek bir taş bile düşmemiştive çimler biçilmiş haldeydi.

"Burada birisi yaşıyor," diye sonuca vardı Tarathiel, zira bumekânın zaman içinde yabanileşmemiş olduğu barizdi.

Page 117: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt'e dönüp baktığında, Drowun yüz hatlarının sertleşmişolduğunu gördü. Kara elfin iki palası ellerindeydi ve bir tanesihafif mavi bir ışıkla parıldıyordu.

Drizzt çalılıkların arasından çıkıp taş duvara doğruilerlerken, Tarathiel uzun yayına bir ok yerleştirdi. Sonra ayelfi hızla ilerleyip drow yoldaşının yanına geldi.

"Dağ mevkiine girdiğimizden beri birçok ork izi gördüm,"diye fısıldadı Tarathiel. Yayını gerdi ve sertçe başını salladı."Montolio için?"

Page 118: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt de başıyla onayladı ve taş duvarın üzerinden bakmakiçin yavaş yavaş doğruldu, Orklar görmeyi ve kısa süre sonraölü orklar görmeyi bekliyordu.

Drow olduğu yerde donakaldı, elleri gevşeyerek iki yanınadüştü ve kara elf nefes almakta güçlük çekti.

Tarathiel bir cevap bekleyerek onu dürttü, ama hiçbiraçıklama duyamaymca yayını indirdi ve duvarın üzerindenbaktı.

İlk başta hiçbir şey görmedi, ama sonra Drizzt'in hiçkırpılmayan gözlerini takip edip güneye, ağaçlar arasındakiküçük bir açık alana baktı. Bir ağaç dalı sanki birşey onasürtünüyor-muş gibi sallanmaktaydı. Tarathiel dalınötesindeki gölgeler arasında beyaz renkli bir parıltı gördü. 'Birat,' diye düşündü.

Sonra o suret gölgeler arasından dışan çıktı. Parlak vebembeyaz tüyleri olan güçlü bir küheylandı bu. Gözlerialışılmadık bir şekilde pembe rengiyle ışıldıyordu ve yaratığınkafasının ortasından, elfin boyunun neredeyse yarısı kadaruzun olan fıldişimsi bir boynuz uzanıyordu. Tek boynuzlu atyol arkadaşlarının olduğu tarafa doğru baktı, yere toynağıylavurdu ve homurdandı.

Tarathiel'in aklı eğilmeyi başaracak kadar yerindeydi. Ayelfi afallayıp kalmış olan Drizzt Do'Urden'i de beraberindeaşağı çekti.

Page 119: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Tek boynuzlu at!" dedi Drizzt'e elf, ağzını sessizceoynatarak. Drowun eli içgüdüsel olarak yolculuk pelerinininyaka kısmına doğru uzandı. Regis'in Drizzt için boğumbaşalabalığı kemiklerinden oyduğu tek boynuzlu at kafasıpendantifi orada asılı duruyordu.

Tarathiel gür ağaçların olduğu yeri gösterdi ve ikisinin degitmesi gerektiğini işaret etti. Ama drow kafasını sağa solasalladı. Soğukkanlılığını geri kazanan Drizzt tekrar taşduvarın üzerinden baktı.

Etraf bomboştu, tek boynuzlu atın ortalıklarda olduğunadair hiçbir işaret yoktu.

"Gitmemiz gerekli," dedi Tarathiel, kudretli küheylamnartık ortalıklarda olmadığını farkettiği anda yüksek seslekonuşarak. "Montolio'nun korusu mümkün olan en iyi şekildekorunuyor."

Drizzt duvarın üzerine çıkıp oturdu ve çam ağaçlan arasınadikkatle baktı. Bir tek boynuzlu at! Mielikki'nin sembolü,doğanın en saf sembolü. Bir kolcu için bundan dahamükemmel bir hayvan olamazdı ve Drizzt'e göre MontolioDeBrouc-hee'nin korusu için bundan daha mükemmel birmuhafız bulunamazdı. Belli bir süre burada kalmayı ve onadiren kendisini gösteren yaratığa şöyle bir kez dahabakmayı çok istiyordu. Ama zamanın daraldığını ve kendisinikaranlık koridorların beklediğini biliyordu.

Tarathiel'e baktı ve gülümsedi, sonra mekanı terketmek içinarkasını döndü.

Page 120: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Ama küçük alanın ötesindeki yolun kudretli tek boynuzluat tarafından kesilmiş olduğunu gördü.

"Bu kısrak bunu nasıl yaptı?" diye sordu Tarathiel. Artıkfısıldamaya gerek yoktu, zira tek boynuzlu at dosdoğru onlarabakıyor, tedirgin bir şekilde toynağıyla yere vuruyor ve güçlükafasını sallıyordu.

"Aygır," diye düzeltti Drizzt, küheylanın kafasındaki beyazsakalları -bu erkek tek boynuzlu atın bir belirtisidir- farke-derek. O sırada Drizzt'in aklına birşey geldi ve drowpalalarını kınlarına yerleştirip duvarın üzerinden sıçrayarakyere indi.

"Bu aygır bunu nasıl yaptı?" diye sözünü düzeltti Tarathiel."Hiç toynak sesi duymadım." Elfin gözleri aniden parladı veTarathiel koruya doğru geri baktı. "Tabii bir taneden fazladeğillerse!"

"Sadece bir tane," diye onu temin etti Drizzt. "Her tekboynuzlu atın içinde bir miktar büyü vardır, bunda da olduğugibi. Ki ortadan kaybolup arkamıza geçmesi bunu kanıtladızaten."

"Sen güneye doğru etrafından dolaş," diye fısıldadıTarathiel. "Ben de kuzeye giderim. Eğer hayvanı tehditetmezsek..." Ay elfı durup kaldı. Zira Drizzt'in çoktanyürümeye başladığını görmüştü- dosdoğru duvann aksiyönüne yürüyordu.

"Dikkat et," diye uyardı Tarathiel. "Tek boynuzlu atlargerçekten de çok güzeldir, ama bütün söylentilere göre bir o

Page 121: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kadar da tehlikelidirler ve sağları solları belli olmaz."

Drizzt elfi susturmak için elini kaldırdı ve ağır adımlarlataş duvardan uzaklaşmaya devam etti. Tek boynuzlu atkişnedi ve iri kafasını salladı, yelesi ise çılgınlar gibisavruldu. Bir toynağını yere 'güm' diye indirdi ve yumuşakçimenler arasında oldukça büyük bir delik açtı.

"Drizzt Do'Urden," diye uyardı Tarathiel.

Mantıklı düşünülürse, Drizzt'in geri dönmesi gerekliydi.Tek boynuzlu at onu kolayca alaşağı edebilir, çimlerin arasınagömebilirdi ve iri hayvan Drowun attığı her adımla birliktedaha da hırçmlaşıyordu.

Ama hayvan kaçmadı ve kafasını eğip boynuzunu Drizzt'esaplamadı. Kısa süre sonra, Drizzt hayvandan birkaç adımöteye geldi. Bu muhteşem yaratığın yanında kendisini çokküçük hissetti.

Drizzt bir elini uzattı ve parmaklarını yavaşça, usulcahareket ettirdi. Tek boynuzlu atın kalın ve parlak tüylerinihissetti, sonra bir adım daha attı ve muhteşem hayvanın kaslıboynunu okşadı.

Drow nefes almakta güçlük çekiyordu; Guenhwyvar'ınyanında bulunmasını ve doğanın bu kadar mükemmelleşmişbir sembolüne şahit olmasını dilerdi. Cattibrie'm da oradaolmasını diliyordu, zira genç kadın Drizzt'in gördüğü şeyi enaz onun kadar takdir ederdi.

Page 122: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Kafasını çevirip Tarathiel'e baktı. Elf taş duvarın üzerineoturmuş, hoşnut bir halde gülümsüyordu. Tarathiel'in yüzifadesi şaşkınlığa dönüştü ve Drizzt kafasını çeviripbaktığında, bomboş havayı okşamakta olduğunu gördü.

Tek boynuzlu at gitmişti.

KISIM 2

CEVAPSIZ KALAN DUALAR

Menzoberranzan 'dan ayrıldığım günden beridir bir kararkonusunda bu denli sürüncemede kalmamıştım. Karanhkaltı'na açılan tünel arkamda uzanırken önümde duran dağlarabakarak bir mağaranın giriş kısmının yanında öyleceoturdum.

Maceranın başlayacağını sandığım an buydu. MithrilSalonundan ayrılıp yola koyulduğumda beni bu mağarayakadar getirecek olan yolculuğum hakkında pek az şeydüşündüm ve bu yolculuğun olaysız geçeceğini varsaydım.

Sonra Ellifain ile otuz yıldan fazla bir süre önce, o dahahenüz korku içindeki küçük bir çocukken hayatını kurtardığım

Page 123: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

elf kızıyla karşılaştım. Onun yanına geri dönmek, onunlakonuşmak ve o feci drow akınında yaşadığı travmayıatlatması için ona yardım etmek istedim. O mağaradankoşturarak dışarı çıkmak, Tarathiel'e yetişmek ve onunyanında Aykorusuna atımı geri sürmek istedim.

Ama beni bu mekana getiren unsurları görmezdengelemedim.

Montolio 'nün korusunu, birçok hoş anımın geçtiği o yeriziyaret etmemin duygusal, hatta ruhsal bir deneyim olacağınıta başından beri biliyordum. O benim yüzeydeki ilk dostum,akıl hocamdı. Beni Mielikki ile tanıştıran kişiydi. Montolio'nün korusunun bir tek boynuzlu atın koruyucu bakışlarıaltında güvende olduğunu öğrendiğimde duyduğum mutluluğukelimelerle anlatamam.

Bir tek boynuzlu at! Ben tanrıçamın bir sembolü ve doğamükemmelliğinin doruk noktası olan bir tek boynuzlu atgördüm! Irkım arasında, öyle bir hayvanın yumuşak yelesineve kaslı boynuna dokunan, bir tek boynuzluyla döştük kuranilk kişi olmam kuvvetle muhtemeldir. Bir tek boynuzlu atıncivarda bulunduğuna dair bazı işaretler bulmak bile nadiryaşanan bir hazdır ve bir tanesini görmek ise çok daha büyükbir haz. Diyarlar 'da çok az kimse bir tek boynuzlu atgördüğünü söyleyebilir; ona dokunabilenlerin sayısı daha daazdır.

Ben dokundum.

Bu tanrıçamdan bir işaret miydi? İmanıma sadık kalıpbunun bir işaret olduğuna, Mielikki 'nin bana somut ve

Page 124: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

heyecan verici bir yolla elini uzattığına inanmamgerekiyordu. Ama bunun anlamı neydi?

Pek nadiren dua ederim. Tanrıçamla gün içinde yaptığımhareketlerim ve samimi duygularım aracılığıyla konuşmayıtercih ediyorum. Olan şeyleri anlatmak için kifayetsiz sözlerisüslemeye ve kendimi daha iyi göstermek için onları eğipbükmeye ihtiyaç duymuyorum. Eğer Mielikki benimleyse, ozaman gerçeği, nasıl davrandığımı ve hissettiğimi biliyordur.

Fakat o gece, o mağaranın girişinde dua ettim. Bana yolgöstermesi, tek boynuzlu atı görmüş olmamın manasına dairbir ipucu vermesi için dua ettim. Tek boynuzlu at onadokunmama izin verdi; beni kabul etti ve bu da bir kolcununisteyebileceği en yüksek şereftir. Ama o şerefle nekastediliyordu?

Mielikki bana burada, yani yüzeyde kabul gördüğümü, hepde göreceğimi ve burayı terketmemem gerektiğini misöylüyordu? Yoksa tek boynuzlu at tanrıçanın benimMenzoberranzan 'a dönme kararımı onayladığını mıgöstermek için ortaya çıkmıştı?

Ya da tek boynuzlu at Mielikki 'nin kendine has 'elveda'deme yolu muydu?

Bu son düşünce bütün gece zihnimi kemirip durdu.

Mithril Salonundan çıkıp yola koyulduğumdan beri ilk defabenim, yani Drizzt Do 'Urden 'in kaybedebileceği şeyleridüşünmeye başladım. Dostlarımı düşündüm, bu dünyadan

Page 125: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

geçip gitmiş olan Montolio 'yu ve Wulfgar 'ı. Ve muhtemelenbir daha asla göremeyeceğim diğer dostlarımı.

Bir sürü soru aklımı kemiriyordu. Bruenor evlatlık oğlununkaybını aşabilecek miydi? Ve Cattibrie kendi kederiniatlatabilecek miydi? O tılsımlı kıvılcım, hayata duyulankatıksız sevginin ışığı onun mavi gözlerine geri dönecekmiydi? Bitkin kafamı Guenhwyvar 'm kaslı böğrüne bir kezdaha dayayabilecek miydim?

Her zaman olduğundan daha çok o mağaradan kaçmak,Mithril Salonuna dönmek ve dostlarımın yanında kalmakistedim. Kederlerini atlattıklarını görmek, onlara yolgöstermek, onları dinlemek ve sadece onlara sarılmakistedim.

Ancak yine de beni bu mekana getiren unsurları görmezdengelemedim. Mithril Salonuna geri dönebilirdim, ama benimkaranlık ırkım da bunu yapabilirdi. Wulfgar 'in ölümü içinkendimi suçlamamıştım- zira kara elflerin geleceğinibilemezdim. Ve şimdi, Lloth 'un berbat adetlerini ve sonsuzaçlığını anladığımı inkar edemem. Eğer drowlar geri dönüpde Cattibrie 'in gözlerindeki o -neşe dolu!- ışığı söndürürse,Drizzt Do 'Urden binlerce kez feci şekilde ölmüş sayılır.

Bütün gece boyunca dua ettim, ama ilahi bir öğütbulamadım. Sonunda her zaman olduğu gibi yüreğimdeki yolutakip etmem, kalbimde olan şeyin Mielikki 'nin isteklerineuygun olduğuna güvenmem gerektiğini farkettim.

Mağaranın girişindeki ateşi yanık bıraktım. Tünele giripyürümeye başladığımda, ateşin ışığını mümkün olduğunca

Page 126: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

görmeye ve ondan cesaret almaya ihtiyaç duyuyordum.Karanlığın içine doğru yürürken.

-Drizzt Do'Urden

BÖLÜM 7

BİTMEMİŞ İŞ

Berg'inyon Baenre iri kertenkele bineğinin semerinekayışlarla sıkıca bağlanmış bir halde dev mağaranın tavanındabaş aşağı duruyordu. Bu duruma alışması genç savaşçınınbiraz zamanını almıştı, ama Baenre kertenkele süvarilerininkumandanı olduğu için birçok saatini bu yüksek yerden şehriizleyerek geçiriyordu.

Yan tarafındaki bir sarkıt kümesinin arkasında sezdiği birhareket Berg'inyon'u işkillendirdi. Bir eliyle tuttuğu üç metreuzunluğundaki ölüm mızrağını aşağı eğdi; diğer eli ise kurulubekleyen arbalet tabancasının sap kısmının üzerinde duruyor,aynı zamanda kertenkelenin dizginini tutuyordu.

"Ben Baenre Evinin evladıyım," dedi yüksek sesle, bununmuhtemel olan herhangi bir kötü numarayı alt etmeye yetecek

Page 127: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kadar büyük bir tehdit olduğunu düşünerek. Destek arayaraketrafına bakındı ve elini kemerindeki keseye, yani işaretaynasına attı. Bu ayna enfrarujlu renk tayfını algılayanyaratıklarla haberleşmek için kullanılan bir yüzü ısıtılmışmetal bir levhaydı. Etrafta düzinelerce Baenre Evi kertenkelesüvarisi mevcuttu ve Berg'inyon'un çağrısıyla koşturarakonun yanma gelirlerdi.

"Ben Baenre Evinin evladıyım," dedi yine.

En yaşlı ağabeyi Dantrag kendisininkinden daha da büyükbir yeraltı kertenkelesinin üzerinde sarkıtların arasındançıktığında genç Baenre neredeyse anında rahatladı. AğabeyBaenre tepetaklak dururken kafasından aşağı sarkan atkuyruğuyla hakikaten de komik görünüyordu.

"Ben de öyle," diye yanıtladı Dantrag, yapışkan ayaklıbineğini Berg'inyon'unkinin yanına getirerek.

"Burada ne işin var?" diye sordu Berg'inyon. "Ve benimiznim olmadan nasıl kendine bir binek ayarlayabildin?"

Dantrag bu soru ile alay etti. "Ayarlamak mı?" diye cevapverdi. "Ben Baenre Evinin silah ustasıyım. Kertenkeleyialdım ve Berg'inyon'un iznine de ihtiyaç falan duymadım."

Genç Baenre kızıl kızıl parlayan gözlerle ona baktı, amabaşka birşey söylemedi.

"Seni kimin eğittiğini unutuyorsun, kardeşim," diyesessizce belirtti Dantrag.

Page 128: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Söylediği doğruydu; Berg'inyon, Dantrag'ın onun hocasıolduğunu asla unutmayacaktı ve unutamazdı.

"Drizzt Do'Urden gibi biriyle yemden yüzleşmeyehazırlıklı mısın?" Bu apaçık soru neredeyse Berg'inyon'unkertenkelesinden aşağı uçmasına sebep olacaktı.

"Mithril Salonuna sefere çıkacağımıza göre bu bir ihtimalgibi görünüyor," diye soğukça ekledi Dantrag.

Feci derecede endişeye kapılmış olan Berg'inyon derin veuzun bir şekilde iç geçirdi. O ve Drizzt, Akademininsavaşçılar okulu olan Melee Magthere'de sınıf arkadaşıydı.Dantrag tarafından eğitilen Berg'inyon, oraya sınıfındaki eniyi savaşçı olacağından emin bir şekilde gitmişti. Ama kaçakve hain Drizzt

Do'Urden her sene onu mağlup edip o şerefi elindenalmıştı. Berg'inyon, Akademide Dantrag hariç herkese göreiyi iş çıkartmıştı.

"Onun için hazırlıklı mısın?" diye üsteledi Dantrag, sestonu daha ciddi ve hiddetli bir hâl alarak.

"Hayır!" diye ağabeyine hırladı Berg'inyon, yakışıklıyüzünde ukala bir sırıtışla bineğinin üzerinde otururken.Dantrag bu cevabı almak için onu belli bir sebepten dolayısıkıştırmıştı, Berg'inyon bunu biliyordu. Dantrag, eğer ikisiberaberken haydut Drizzt ile karşılaşırlarsa, Berg'inyon'unhaddini bilip dövüşü sadece seyredeceğinden emin olmakistiyordu.

Page 129: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Ve Berg'inyon, Dantrag'ın neden Drizzt ile şansını ilkolarak denemek istediğini de biliyordu. Drizzt, Dantrag'ın başrakibi ve Menzoberranzan'da hünerleri Dantrag'mkilerdendaha üstün sayılan tek silah ustası olan Zak'nafein tarafındaneğitilmişti. Söylentilere bakılırsa, Drizzt en azındanZak'nafein'e denk bir savaşçı haline gelmişti ve eğer Dantrag,Drizzt'i mağlup edebilirse, en sonunda Zak'nafein'in hatırısayılır gölgesinin altında yaşamaktan kurtulabilirdi.

"İkimizle de dövüştün," dedi Dantrag muzipçe. "Söylebana, sevgili kardeşim, hangimiz daha iyi?"

Berg'inyon bu soruya cevap veremezdi. Drizzt ile birlikteya da ona karşı otuz yıldan fazla bir süredir dövüşmenıişti.Yine de sadece zıpçıktı ağabeyini gıcık etmek için şöyle dedi,"Drizzt seni doğrayıp bırakır."

Dantrag'ın eli, Berg'inyon'un gözüyle takip edemediğikadar hızlı bir şekilde hareket etti. Silah ustası acımasızderecede keskin olan kılıcını Berg'inyon'un semerinin üstkısmındaki kayışa doğru savurdu ve semer kayışı her ne kadardayanıklı olması için tılsımlanmış olsa da Dantrag onukolayca kesti. Dantrag'ın öteki eli de aynı hızda gelip yularıkertenkelenin ağzından çıkarttı ve Berg'inyon oturduğuyerden aşağı çakılmaya başladı.

Genç kardeş aşağı düşerken dönüp dikleşti. BütünDrow'larda bulunan ve asilzadelerde daha güçlü olandoğuştan gelme büyüsüne başvurdu. Berg'inyon'un yaptığı birlevitasyon büyüsüyle birlikte kısa süre içinde düşüşü kesildi.Berg'in-yon'un ölüm mızrağı hâlâ elindeydi ve kardeş drowgülmekte olan ağabeyiyle yüzleşmek için yükseliyordu.

Page 130: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

'Eğer beni avam sınıfı askerlerinin önünde küçükdüşürdüğünü öğrenirse Matron Baenre seni öldürür,' diyehızla hareket etti Berg'inyon'un elleri, Drowların sessiz elalfabesini kullanarak.

'Boğazının kesilmesindense kibrinin kırılması daha iyidir,'diye cevap olarak hareket etti Dantrag'ın elleri. AğabeyIaenre, bineğini tekrar yürüttü ve sarkıtların arasına giripkayboldu.

Kertenkelenin yanına geri gelen Berg'inyon, üst kayışıağlamaya ve yuları bir araya toplamaya çalıştı. Drizzt'in dahabir dövüşçü olduğunu iddia etmişti, ama Dantrag'ın ona azünce yaptığı şeyi -yani daha o tepki vermeye bile başlamadanince iki eliyle mükemmelce sergilediği saldırıyı- düşününce,genç Baenre kendi iddiasından şüphe duydu. Eğer bu ikisiyüzleşirse, ki yüzleşeceklerdi, acınması gereken kişi DrizztDo'Urden olurdu.

Bu düşünce genç Berg'inyon'u memnun ediyordu.Akademideki günlerinden beri Drizzt'in gölgesindeyaşıyordu, tıpkı antrag'ın Zak'nafein'inkinde yaşadığı gibi.Eğer Dantrag, Drizzt'i mağlup ederse, o zaman Baenrekardeşler daha güçlü savaşçılar olduklarını kanıtlayacaktı vesadece Dantrag'ın öğrencisi olduğu için Berg'inyon'un şöhretiartacaktı. Berg'inyon bu düşünceden hoşlanıyor, o mor gözlüiblis Drizzt Do'Urden ile dosdoğru yüzleşmeden kazançsağlayacak olması fikrini beğeniyordu.

'Belki de o dövüş, daha da fazla kazanç vadeden bir sonucavarabilir,' diye umut etmeye cesaret etti Berg'inyon. Belki deDantrag, Drizzt'i öldürürdü, sonra da bitkin düşmüş ve

Page 131: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

muhtemelen yaralanmış olduğundan dolayı Berg'inyon'unkılıcı için kolay bir av haline gelirdi. Bu durumdaBerg'inyon'un mevkisi yükseldiği gibi şöhreti de katlanırdı.Zira gözünü diktiği silah ustası konumuna ağabeyininölümünden sonra getirilecek en mantıklı isim kendisi olurdu.

Genç Baenre havada takla attı ve tamir ettiği semereoturdu. Mithril Salonuna yapılacak olan yolculuğundoğurabileceği olasılıklar sebebiyle şeytanca gülümsüyordu.

* * *

"Jerlys," diye sertçe fısıldadı drow.

"Jerlys Horlbar mı?" diye sordu Jarlaxle. Paralı asker buşaşırtıcı haberi düşünüp taşınmak için sırtını dikit sütunun sertduvarına dayadı. Jerlys Horlbar bir matron anaydı, Menzober-ranzan'ın onikinci evi olan Horlbar Evini yöneten iki yücerahibeden birisiydi. Şimdi burada, bir moloz yığınının altındaölü yatıyordu ve dokungaçlı değneği mahvolmuş bir haldeyanma gömülmüştü.

'Onu takip ettiğimiz iyi oldu, ' diye parmaklarını oynatarakbelirtti Drow asker. Bunu münasip bir açıklamadabulunmaktan çok, paralı askerin hiddetini yatıştırmak içinyapmıştı. Jarlaxle'ın o kişinin takip edilmesi emrini vermesitabii ki de iyi olmuştu. O adam tehlikeliydi, inanılmazderecede tehlikeli. Ama bir matron ananın, ÖrümcekKraliçenin bir yüce rahibesinin acımasız bir kılıçla doğranmışşekilde yerde ölü yattığını gören paralı asker, o adamıkendisinin bile hafife almış olup olmadığını düşünmedenedemedi.

Page 132: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

'Bunu rapor edip kendimizi sorumluluktan kurtarabiliriz, 'diye işaret etti, Bregan D'aerthe'nin karanlık çete üyelerindenbir diğeri.

İlk başta, bu düşünce Jarlaxle'ın kulağına mantıklı birtavsiye gibi geldi. Matron ananın cesedi bulunacak ve başkakimse tarafından olmasa bile Horlbar Evi tarafından ciddi birsoruşturma başlatılacaktı. Suç ortaklığı Menzoberranzan'daçok yaygın bir gerçekti, özellikle de bu denli ciddi bir suçiçin. Ayrıca Jarlaxle şimdi önünde bekleyen çok önemlihadiseler varken onikinci evle gizli bir savaş yaşamayı hiçistemiyordu.

Derken bu koşullar Jarlaxle'ın aklına başka olasılıklargetirdi. Bu hadise ne kadar talihsiz görünse bile paralı askerhâlâ bunu kâra çevirebilirdi. Matron Baenre'nin oynadığı buoyunda en azından bir tane etkili kart, yaklaşan kaosu yeni birbaşarı seviyesine ulaştırabilecek bilinmeyen bir unsur vardı.

'Onu bir kez daha gömün,' diye işaret etti paralı asker, 'busefer moloz yığınının daha derinine, ama tamamen değil.Cesedin bulunmasını istiyorum, ama belli bir süre sonra.'

Paralı asker lideri sert çizmeleri ve üzerindeki bol miktardamücevherat çıt çıkartmadan arka sokağı terketmek içinyürümeye başladı.

'Sonra sizinle buluşacak mıyız?' diye işaret etti ona birasker.

Jarlaxle başım olumsuz manada salladı ve yürümeyedevam edip tenha arka sokağı terketti. Jerlys Horlbar'ı öldüren

Page 133: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kişiyi nerede bulacağını ve bu cinayetin bilgisini, ya onunBregan D'aerthe'ye olan kölelik sadakatini güçlendirmek, yada başka sebepler için ona karşı nasıl kullanacağım biliyordu.Jarlaxle bu oyunu çok dikkatli oynamak zorunda olduğununfarkındaydı. Entrika ile savaş arasındaki o ince çizgideyürümeliydi.

Ve şehirde başka hiçkimse bunu onun kadar iyi yapamazdı.

* * *

'Uthegental önümüzdeki günlerde oldukça öne çıkacak.' Budüşünce aklının içine süzülüverdiğinde Dantrag Baenre ürktü.Düşüncenin kaynağının ve manasının ne olduğunu anladı.Kendisi ve Baenre Evinin baş rakibi olan Barrison Del'ArmgoEvinin silah ustası şehirdeki en büyük iki savaşçı sayılıyordu.

'Matron Baenre onun yeteneklerinden faydalanacaktır,' diyeuyardı onu bir sonraki telepatik mesaj. Dantrag yüzeydünyasından çalmış olduğu kılıcını çekti ve ona baktı. Kılıcıninanılmaz derecede keskin olan kısmı ince ve kırmızı bir çizgihalinde parlıyordu. Kabzasındaki iblis başının gözlerineyerleştirilmiş olan ikiz yakut taşlar ise, içsel bir ateşle alevalev yanıyordu.

Dantrag'm eli kabzayı kavradı ve Khazid'hea, yani Kesicionunla iletişim kurmaya devam ederken ısındı. 'O güçlü veMithril Salonuna yapılan akınlarda iyi iş çıkartacak. O da Zak'nafein 'in mirasçısı olan genç Do 'Urden 'in kanına en azsenin kadar susamış durumda- hatta belki de senden dahafazla.'

Page 134: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Dantrag bu son cümle karşısında dudak büktü, ziraKhazid'hea bu sözleri sadece onun hiddetin eşiğinde olmasınıistediği için söylenmişti. Kılıç Dantrag'ı partneri olarakdüşünüyordu, sahibi olarak değil. Ayrıca eğer hiddetli olursaDantrag'ı daha iyi kışkırtabiliyordu.

Khazid'hea'yı kullanarak geçirdiği onlarca yıldan sonraDantrag da bütün bunları biliyordu ve sakin kalmak içinkendisini zorladı.

"Kimse Drizzt Do'Urden'in ölümünü benim kadar çokisteyemez," diyerek şüphe içinde olan kılıcı temin ettiDantrag. "Ve Matron Baenre o haini öldürme fırsatınaUthegental'in değil benim sahip olmamı ayarlayacak. MatronBaenre öyle bir kahramanlığın getireceği şerefi ikinci evin birsavaşçısına bağışlamaz.

Kılıcın kızıl çizgisi bu sefer şiddetle parladı ve Dantrag'inkehribar rengi gözlerinden yansıdı. 'Uthegental'i öldür,böylece işler daha kolay olur,' diye mantık yürüttüKhazid'hea.

Dantrag bu düşünce karşısında kahkahayı patlattı ve Kha-zid'hea'nın iblis gözleri yine parladı. "Onu öldürmek mi?"diye tekrar etti Dantrag. "Matron Baenre'nin önümüzdekigörev için önemli olduğunu söylediği birini öldürmek yani?Etlerimi kemiklerimden ayırır!"

'Ama onu öldürebilirsin, değil mi?'

Dantrag yine güldü. Zira bu soru sadece onunla dalgageçmek, onu Khazid'hea'nm uzun zamandır istediği savaş için

Page 135: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kışkırtmak amacıyla sorulmuştu. Kılıç gururluydu veMenzoberranzan'ın tartışmasız en iyi savaşçısı olan kişininellerinde bulunmayı çılgınlar gibi istiyordu- bu kişi ikisindenhangisi olursa olsun.

"Benim kazanmam için dua etmelisin," diye yanıtladıDantrag, tartışmayı tersine döndürüp aceleci kılıcın aleyhineçevirerek. "Uthegental üç dişli zıpkın kullanmayı seviyor,kılıç değil. Eğer o zafer kazanırsa, o zaman Khazid'heakendisini çok daha düşük seviyeli bir savaşçının kınındabulabilir.

'O beni kullanacaktır.'

Bu mantıksız düşüncenin cevap vermeye bile değerolmadığını düşünen Dantrag kılıcı kınına soktu. Bu faydasızlaf dalaşından aynı şekilde bezmiş olan Khazid'hea dasessizleşti ve kara kara düşünmeye başladı.

Kılıç Dantrag'm aklında bazı endişeler oluşturmuştu. Silahustası yaklaşmakta olan bu fetih seferinin önemini biliyordu.Eğer genç Do'Urden'i öldürebilirse bütün şan şöhret Dantrag'akalacaktı. Ama eğer onu önce Uthegental yakalarsa, o zamanDantrag şehirdeki en iyi ikinci savaşçı olacaktı, ki bukonumunu Uthegental'i bulup öldürmeden asla düzeltemezdi.Dantrag, annesinin böyle bir hadiseden hoşnut kalmayacağınıbiliyordu. Zak'nafein Do'Urden hayattayken, Dantrag'mhayatı çok sefil geçmişti. Zira Matron Baenre o efsanevi silahustasını bulup öldürmesi için ona sürekli olarak baskıyapıyordu.

Page 136: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bu sefer Matron Baenre muhtemelen ona böyle bir seçenekdahi bahsetmezdi. Berg'inyon da bir dövüşçü olarak mü-kemmelleşmeye başladığına göre, Matron Baenre basitçeDantrag'ı kurban eder ve çok değerli silah ustalığı mevkiinigenç oğluna devrederdi. Ve eğer Matron Baenre yaptığı buhareket konusunda Berg'inyon'un daha iyi bir savaşçı olduğugerekçesini ileri sürerse, bu durumda ayaktakımmın aklındahangi evin en iyi silah ustasına sahip olduğu hakkındaşüpheler oluşurdu.

Çözüm basitti: Dantrag'ın Drizzt'i öldürmesi gerekiyordu.

BÖLÜM 8

BURAYA AİT DEĞİL

Işıksız tüneller arasında çıt çıkartmadan ilerliyordu. Gözlerilavanta renginde parlıyor, tüneldeki bir dönemeci veyadüşmanı kendisine belli edecek olan ısı değişimlerinifarketmek için zemin ve duvarlara dikkatle bakıyordu.Yuvasında gibi görünüyordu, Karanlıkaltı'nın bir yaratığıymışgibi. Alışıldık şekilde sessiz bir zarafetle ve ihtiyatla hareketediyordu.

Page 137: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Fakat Drizzt kendisini yuvasında hissetmiyordu. Dahaşimdiden Mithril Salonunun en aşağıdaki tünellerinden dahaderine inmişti ve basık hava onu boğuyordu. Yüzeyde dışdünyayı yöneten kuralları öğrenerek ve o kurallara göreyaşayarak yaklaşık yirmi yıl geçirmişti. O kurallarKaranlıkaltı için çok farklıydı, tıpkı ormandaki bir yabaniçiçeğin bir derin mağara mantarına olduğu kadar yabancıydı.Bir insan, bir goblin, hatta tetikteki bir yüzey elfı bile, sadecebir metre ötesinde olsa bile Drizzt'in sessizce süzülüp geçişinifarkedemezdi. Ama Drizzt yine de kendisini sakar vegürültücü hissediyordu.

Drow kolcu yankıların boş taş duvarlarda yüzlerce metreöteye kadar ulaşmasından korkuyor ve attığı her adımdaendişeyle siniyordu. Burası Karanlıkaltı idi, görmeduyusundan çok duyma ve koklama duyularıyla algılanılanbir mekandı.

Drizzt hayatının yaklaşık üçte ikisini Karanlıkaltı'nda ve şuson yirmi yılının büyük bir kısmında ise BattlehammerKlanının mağaralarında, yani yeraltında geçirmişti. Fakatartık kendisini Karanlıkaltı'nm bir yaratığı olarakdüşünmüyordu. Yıldızlan ve ayı, güneşin doğuşunu vebatışını seyrettiği bir dağ yamacında kalbini bırakıp burayagelmişti.

Burası basık havanın, tavandan yan gözle bakan sarkıtlarınve yıldızsız gecelerin -hayır geceler değil, tek bir sonsuzyıldızsız gecenin- diyarıydı.

Tünelin genişliği sık sık değişmekteydi; bazen Drizzt'inancak omuzlarının sığacağı kadar daralıyor, bazen de bir

Page 138: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

düzine adamın yanyana yürüyebileceği kadar genişliyordu.Zemin hafifçe meyil yaparak Drizzt'i daha da derinleregötürüyordu, ama tavan gayet muntazam bir şekilde onaparalel olarak alçalıyor ve bir seksenlik Drowun iki katıboyunda kalmaya devam ediyordu. Uzun bir süre boyuncaDrizzt hiçbir yan koridor veya mağara tespit etmedi vebundan da memnundu. Zira henüz herhangi bir yön seçimiyapmak zorunda kalmak istemiyordu ve bu basit rotayıizlerken muhtemel olan bütün düşmanlar dosdoğru onunkarşısından gelecekti.

Drizzt herhangi bir pusuya karşı hazır olmadığınasamimiyetle inanıyordu, henüz hazır değildi. Enfrarujlu görüşyeteneği bile ona acı veriyordu. Değişken ısı desenlerinibirbirinden ayırıp algılamaya çalışmak yüzünden başızonkluyordu. Gençlik yıllarında Drizzt gözleri yalnızcaenfrarujlu görüşe odaklanmışken yansıyan ışık yerine ısıderecelerine bakarak günlerce, hatta aylarca yol alabilirdi.Ama şimdi gözleri yüzeydeki güneşe ve Mithril Salonundasıra sıra dizilmiş meşale ışıklarına alışmışken enfrarujlugörüşü onu rahatsız ediyordu.

En sonunda Parıltı'yı çekti ve tılsımlı kılıç hafif birmavimsi ışıkla aydınlandı. Drizzt duvara sırtını yasladı vegözlerinin normal ışık tayfına dönüşüm geçirmesine izinverdi, sonra da kılıcı yol gösterici ışık olarak kullandı. Kısasüre sonra altı ayrı yöne ayrılan bir yol ayrımına geldi. Burasıbirbirine çapraz giden iki koridorun yukarıdan aşağı doğruuzanan bir oluk tünelle kesişmiş olduğu bir yerdi.

Drizzt, Parıltı'yı kınına soktu ve kafasını kaldırıp tünelebaktı. Hiçbir ışık kaynağı görmüyordu, ama bu durum

Page 139: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

karşısında pek de rahatlamadı. Karanlıkaltı'nm birçok yırtıcıhayvanı vücut ısılarını gizleyebilirdi; tıpkı bir yüzeykaplanının gür otlaklar arasında gizlice ilerlemek içinkürkündeki desenleri kullanması gibi. Mesela korkunç kancalıdehşetler kendi vücutları etrafında iskeletimsi bir zırhgeliştirmişlerdi; bu kemik levhalar yaratığın vücut ısısını öylegüzel gizlerdi ki, ısı algılayan gözler için tıpkı önemsiz birkaya gibi görünürlerdi.

Drizzt basık havayı birkaç kez kokladı, sonra kıpırtısızdurdu ve gözlerini kapayarak etraftaki bütün hareketlerikulaklarını kullanarak algılamaya çalıştı. Kendi kalbininatışından başka hiçbir şey duymadı. Böylece herşeyin yerliyerinde olduğundan emin olmak için eşyalarını kontrol etti vetehlikeli bir şekilde gevşek olan molozlar üzerinde dikkatleilerleyerek dik tünelden aşağı inmeye başladı.

Aşağı koridora açılan yirmi metrelik yolu tam sessizcebitirmek üzereydi ki, ayağının altından bir taş kayıverdi veneredeyse Drizzt'in hafif çizmeleri sessizce yere değdiği andataş da zemine çarpıp keskin bir ses çıkarttı.

Drizzt olduğu yerde donup kaldı ve duvardan duvarayankılanan sesi dinledi. Drizzt eskiden bir drow devriyebirliği lideriyken yankı seslerini takip etme yeteneğinesahipti. Sesin hangi duvarlardan yankılandığını ve hangiyönden geldiğini neredeyse içgüdüsel olarak tespitedebiliyordu. Fakat şimdi yankıları ayrı ayrı seçmekte güçlükçekiyordu. Yine buraya yabancı olduğunu, somurtkankaranlığın kendisine baskın çıktığını hissetti. Ve yinekendisini saldırıya açık hissetti. Zira karanlık dünyanın birçok

Page 140: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

sakini gerçekten de yankıları takip edebilirdi ve az önce çıkanses de onları dosdoğru Drizzt'e götürüyordu.

Birbirine çapraz olarak uzanan koridorlardan oluşan ve tamanlamıyla bir labirent olan tünelleri hızla dolaştı. Koridorlarınbazıları keskince yön değiştiriyor ve aşağı doğru meyledipdiğerlerinin altına iniyordu, diğerleri ise doğal bir merdivengibi yukarıya, dönemeçli yollarla dolu olan yeni katmanlaraçıkıyordu.

Drizzt, Guenhwyvar'ı feci şekilde özlemişti. Panter hertürlü labirentte yolunu bulabilirdi.

Kısa süre sonra bir virajı dönüp yeni öldürülmüş bir leşerastladığında tekrar kediyi düşündü. Zeminde yatan leş birçeşit yeraltı kertenkelesiydi, Drizzt'in onun tam olarak neolduğunu anlayamayacağı kadar paramparça olmuştu.Kuyruğu ve alt çenesi kopmuş, göbek kısmı yarılarak açılmışve iç organları yenilip yutulmuştu. Drizzt, yaratığın derisindesanki pençeler tarafından tırmıklanmış gibi görünen uzunyarıklar buldu ve sanki bir kamçıyla açılmış gibi görünenuzun ince çürükler tespit etti. Drow, cesedin etrafındaki kangölünden birkaç metre ötede tek bir işaret, bir pati izi gördü.Bu iz, Guenhwyvar'm bırakabileceği şekilde ve boyuttaydı.

Ama Drizzt'in kedisi yüzlerce mil uzaktaydı ve bu cesetkolcunun tahminine göre taş çatlasa bir saatlikti. Karanlıkaltıyaratıkları yüzeydekilerin yaptığı gibi fazla gezinmezlerdi; otehlikeli yırtıcı muhtemelen pek uzakta değildi.

* * *

Page 141: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bruenor Battlehammer koridor boyunca fırtına gibiilerliyordu. Yadsınamaz şekilde yükselen hiddetiyle birlikte oan için bütün kederi kaybolup gitmişti. Thibbledorf Pwentkralının yanında hoplaya sıçraya ilerliyor, soru üstüne soruyağdırıyor ve yaptığı her hareketle birlikte zırhı rahatsız edicibir şekilde gıcırdıyordu.

Bruenor kayarak durarak savaş öncüsüne doğru döndü,boylu boyunca yaralı olan hiddetli yüzünü Pwent'in çalı gibisakallı yüzüne yaklaştırdı ve ona dik dik baktı. "Gidip yıkan -sana be!" diye kükredi Bruenor.

Pwent geri çekildi ve bu emir karşısında boğulur gibi oldu.Onun düşüncesine göre bir cüce kralın tebaasından birineyıkanmasını emretmesi, şövalyelerine dışarı çıkıp da bebeköldürmelerini emreden bir insan kralın yaptığı şeye aşağıyukarı denkti. Bir hükümdarın aşmaması gereken bazı sınırlarvardı.

"Pöh!" diye söylendi Bruenor. "Banyo senin için çok fazlaiyi demek. O zaman git de o lanet zırhını yağla! Sen yanındagıcırdayıp viyaklarken bir kral nasıl düşünebilir?"

Pwent bu konuda uzlaşma sağlandığını belirtmek içinbaşını salladı ve neredeyse orada kalmaktan, zorba KralBruenor'un yine ondan banyo yapmasını istemesindenkorkarak hızla uzaklaştı.

Bruenor sadece savaş öncüsünün ondan uzaklaşmasınıistiyordu- bunu nasıl sağlayacağı ise umurunda değildi. Zorbir öğleden sonra geçirmişti. Cüce, Konaktaşı'ndan gelen birelçi olan Cesur Berkthgar ile görüşmüş ve Mithril Salonundan

Page 142: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ayrıldığından beri bir hafta geçmiş olmasına rağmenCattibrie'ın barbar kasabasına hiç gitmemiş olduğunuöğrenmişti.

Kızıyla yaptığı son görüşmede yaşananlar Bruenor'unzihninde dönüp duruyordu. Genç kadının görüntüsünü aklındacanlandırdı, o görüntüye dikkatle bakıp kızın söylediği hersözü hatırlayarak neler döndüğüne dair herhangi bir ipucuaradı. Ama Bruenor o gün oldukça içine kapanıktı. EğerCattibrie, Konaktaşı'na gitmeye niyetli olduğundan başkaherhangi bir-şeyi ima etmişse bile cüce bunu kaçırmışolabilirdi.

Berkthgar ile konuşurken aklına gelen ilk düşünce kızınınbaşına dağ yolunda kötü birşey gelmiş olduğuydu. Neredeysebölgeyi keşfe çıkması için bir cüce taburunugörevlendirecekti, ama aniden aklına birşey gelerekduraksamış ve elçiye Wulfgar için dikilecek olan höyükhakkında soru sormuştu.

"Ne höyüğü?" diye cevaplamıştı Berkthgar.

Bruenor aldatıldığını o zaman anlamıştı. Ve eğer bu yalanoyununda Cattibrie tek başına değilse, Bruenor yardımcıkomplocunun kim olduğunu gayet kolay tahmin edebiliyordu.

Oldukça saygın bir zırh ustası olan Buster Bracer'ın demirdestekli ahşap kapısını neredeyse menteşelerinden ayırarakodadan içeri daldı ve mavi sakallı cüce ile buçukluk misafirinişaşkına uğrattı. Regis küçük bir platformun üzerinde duruyor,zırhı gitgide genişleyen göbeğine uygun olarak yapılabilsindiye ölçüsünü aldırıyordu.

Page 143: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bruenor hışımla platformun yanına gelip tepesine sıçradı(ki Buster hemen geri çekilecek kadar akıllı davrandı),buçukluğu tuniğinin yakasından kavradı ve tek koluyla onuhavaya yükseltti.

"Kızım nerede?" diye kükredi cüce.

"Konak..." diye yalan söylemeye başladı Regis, amaBruenor onu şiddetle sarsmaya ve sanki bir bez bebekmiş gibihavada ileri geri sallamaya başladı.

"Kızım nerede?" dedi cüce yine, bu sefer daha sessizce.Sözleri tehditkar bir hırıltı halinde çıkıyordu. "Ve bana sakınoyun oynayayım deme, Gümbürgöbek."

Regis dostu sandığı kimseler tarafından tartaklanıpdurmaktan epey bıkmaya başlamıştı. Pratik zekalı buçuklukçabucak Cattibrie'ın Drizzt'i aramak için Gümüşay'a gittiğihakkında bir hikaye uydurmayı düşündü. Ne de olsa butamamen yalan değildi.

Bruenor'un hiddetle buruşmuş, ama bariz bir şekilde acıyladolu olan yaralı yüzüne bakan buçukluk, uyduracağı yalanıbir türlü söyleyemedi.

"Beni yere bırak," dedi sessizce. Görünüşe göre Bruenor,buçukluğun kendisini anladığını farketmişti. Zira cüce,Regis'i yavaşça yere indirdi.

Regis tuniğini silkeleyip düzeltti, sonra da cüce krala doğruyumruğunu salladı. "Bu ne cüret?" diye kükredi.

Page 144: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bruenor, buçukluğun bu beklenmedik ve alışılmadıkhiddetli çıkışı karşısında şaşırıp kaldı. Ama buçukluk geriçekilmedi.

"Önce Drizzt geliyor ve beni bir sır saklamaya zorluyor,"diye belirtti Regis, "sonra Cattibrie geliyor ve ona sırrısöyleyene kadar beni tartaklıyor. Şimdi de sen... kendime nekadar da iyi dostlar edinmişim be!"

Bu acı verici sözler fevri cüceyi yatıştırdı, ama sadecebirazcık. Regis'in sözünü ettiği şu sır neydi acaba?

O sırada Thibbledorf Pwent odaya dahverdi. Zırhıeskisinden az viyaklamıyordu, fakat yüzü, sakalı ve ellerivıcık vıcık yağ içinde kalmıştı. Bruenor'un yanında durdu vebu beklenmedik durumu sadece bir saniyeliğine inceledi.

Pwent ellerini hevesle ovuşturdu, sonra acımasız sivridemirlerle dolu olan zırhını okşadı. "Ona sarıliim mi?" diyeumutla sordu kralına.

Bruenor, hevesli savaş öncüsünü zaptetmek için bir elinikaldırdı. "Kızım nerede?" diye üçüncü kez sordu cüce kral, busefer sessiz ve sakince. Sanki bir dostuna soru soruyormuşgibi.

Regis çenesini yukarı kaldırdı, sonra başıyla onayladı vekonuşmaya başladı. Bruenor'a herşeyi anlattı, hatta ona kiralıkkatilin hançeri ve büyülü maskeyi vererek Cattibrie'a yardımetmiş olduğunu bile söyledi.

Page 145: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bruenor'un yüzü yine hiddetle buruşmaya başladı, amaRegis dimdik ve upuzun durdu (yani lafın gelişi) ve cüceninyükselen öfkesini dağıtıverdi.

"Cattibrie'ye senin yapacağından daha mı azgüvenmeliydim yani?" diye sordu Regis basitçe, cüceye onuninsan kızının bir çocuk olmadığını ve yolların tehlikesinekarşı acemi olmadığını hatırlatarak.

Bruenor bütün bunları nasıl karşılayacağını bilmiyordu.Zihninin küçük bir kısmı Regis'i gırtlaklamak istiyordu, amaeğer öyle yaparsa sadece öfkesini buçukluktan çıkartmışolacağını ve Regis'in esasında suçlu olmadığını biliyordu.Fakat başka ne yapabilirdi? Drizzt ile Cattibrie ayrılalı uzunsüre olmuştu, epey yol almışlardı ve Bruenor'un onlara nasılulaşacağı hakkında hiçbir fikri yoktu!

O anda yaralı cücenin bunu deneyecek gücü de yoktuzaten. Bakışlarını taş zemine düşürdü. Hiddeti yanıp sönmüşve kederi geri gelmişti. Cüce başka bir söz söylemeden odayıterketti. Düşünmek zorundaydı, en yakın dostu ve sevgilikızının iyiliği için hızlı düşünmek zorundaydı.

Pwent herhangi bir cevap duymak için Buster ve Regis'ebaktı, ama ikisi sadece kafalarını sağa sola salladılar.

* * *

Drizzt'in tespit edebildiği tek şey hafif bir hışırtı,muhtemelen bir avcı kedinin hafif adımlan idi. Drow kolcu,bütün duyulan etrafındakilere odaklanmış bir haldemükemmel bir şekilde sabit durdu. Eğer etrafta dolaşan

Page 146: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kediyse, Drizzt biliyordu ki hayvan onun kokusunu alabilecekkadar yakındaydı; yani hayvan kendi sahasına birşeyleringirmiş olduğunun farkındaydı.

Drizzt bir süreliğine etrafı inceledi. Tünel yer yer geniş, yeryer dar olmak üzere gelişigüzel uzanıyordu. Bu bölgenintamamı kınk dökük ve eğri büğrüydü; zemin tümsekler vedeliklerle, duvarlar ise doğal oyuklar ve derin yarıklarladoluydu. Tavanın boyu da artık düzenli değildi; yer yer alçak,yer yer yüksek oluyordu. Drizzt ilerideki yüksek duvarlarınüzerindeki farklı ısı derecelerini görebiliyor ve o duvarlarınbirçok yerinde sıra halinde çıkıntıların olduğunu anlıyordu.

Büyük bir kedi sıçrayarak oraya çıkabilir ve avlamayaniyetlendiği şeyi yukandan izleyebilirdi.

Bu düşünce pek de rahatlatıcı değildi, ama Drizzt'in şansınızorlaması gerekiyordu. Eğer geri dönerse oluk tünele kadarolan bütün yolu yeniden yürümek ve orada ise daha yüksekbir seviyeye tırmanmak zorunda kalırdı. Sonra da tekrar aşağıinmenin bir yolunu bulmayı umarak öylece dolaşmasıgerekirdi. Drizzt'in kaybedecek vakti yoktu; dostlarının daöyle.

Yoluna devam ederken sırtını duvara yasladı ve yeresinerek gizlice ilerledi. Bir palasını çekmişti ve diğeri, yaniParıltı ise kınının içinde hazır bekliyordu. Drizzt, Karanlık-altf ndaki avcı kedilerin ışığa ihtiyaç duymadığını bildiğihalde büyülü kılıcın parıltısının kendisini daha fazla açıketmesini istemiyordu.

Page 147: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Geniş ve alçak bir oyuğun ağzının önünden hafif adımlarlageçtikten sonra, daha dar ve daha derin olan ikinci bir oyuğunönüne geldi. Bu oyuğun da boş olduğundan emin olduğunda,bölgeyi genel olarak şöyle bir taramak için arkasını döndü.

Karşı taraftaki duvarda duran çıkıntının üzerinden parlakyeşil gözler, kedi gözleri ona bakmaktaydı.

Parıltı kınından dışarı çıkıp hiddetli mavi rengiyle ışıldadıve bölgeyi aydınlattı. Gözleri enfrarujlu renk tayfındannormal görüşe uyum sağlayan Drizzt, canavar zıpladığındaüzerine gelen büyük ve karanlık suretini gördü. Çevik birşekilde yana doğru dalışa geçti ve tehlikeyi atlattı. Kedihafifçe yere kondu -hem de altı bacağıyla birden!- ve hızladönüp beyaz dişlerini göstererek tehditkar gözlerle baktı.

Hayvan pantere benziyordu, kürkü derin bir mavirengindeymiş gibi parlayacak kadar siyahtı ve yaratıkneredeyse Guenhwyvar kadar iriydi. Drizzt ne yapmasıgerektiğini bilmiyordu. Eğer bu normal bir panter olsaydı,drow onu sakinleştirmeye, kendisinin düşman olmadığınıgöstermeye ve onun ininden hızla geçip gideceğini anlatmayaçalışırdı. Ama bu kedinin, daha doğrusu canavarın altı bacağıvardı! Ve hayvanın omuz kısımlarından uzun, kamçıyıandıran, tehditkar bir şekilde sallanıp duran ve ucundakemiğimsi tırtıkları olan uzantılar çıkmıştı.

Kulakları kafasına kadar yatmış, korkunç dişleri açıkta olanhayvan hırlayarak yaklaştı. Drizzt yere sinip palalarınıdosdoğru önünde tuttu ve yana doğru yuvarlanabilmek içinayaklarıyla mükemmel bir denge sağladı.

Page 148: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Hayvan yaklaşmayı kesti. Yaratığın orta ve arkabacaklarının yere sertçe basışını dikkatle izledi.

Canavar hızla saldırdı; Drizzt sola doğru ilerledi, amahayvan kayıp durdu. Drizzt de aynısını yaptı ve bir kılıcıyladüz bir saplama yaparak ileri atıldı. Mükemmel bir şekildenişanlanmış olan pala panterin tam gözlerinin ortasına doğrusaplandı.

Kılıç havadan başka birşeye vuramadı ve Drizzt ileri doğrutökezledi. İçgüdüsel olarak kendisini taş zemine fırlattı veyaratığın dokungaçlardan birisi tanı kafasının üzerinden birkırbaç gibi geçerken sağa doğru yuvarlandı. Diğeri isekalçasına hafif bir darbe indirdi. Koca patiler tırmıklar atıpdarbeler indiriyordu, ama Drizzt palalarını çılgınlar gibisavurdu ve ne yapıp edip onları kontrol altında tutmayıbaşardı. Ayağa kalkıp koştu, kendisiyle tehlikeli kedi arasınaçabucak birkaç metrelik mesafe koydu.

Şimdi kendisine daha az güvenmekte olan drow savunmacıbir şekilde yere sindi. Hayvan akıllıydı- Drizzt bir hayvanınbu denli bir savaş numarası yapabileceğini hiç ummuyordu.Daha da kötüsü, drow hedefi nasıl kaçırdığını anlayamıyor-du. Kılıç saplama darbesi doğru sergilenmişti. Bir kedinininanılmaz çevikliği bile, hayvanı kılıcın yolundan bu kadarçabuk kaçırmayı başaramazdı.

Sağ tarafından üzerine doğru bir dokungaç savruldu. O da,sadece darbeyi engellemeyi değil, aynı zamanda bu nesneyikesip koparmayı umarak bir palasını o yöne doğru indirdi.

Page 149: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Hedefi kaçırdı. Sonra şaşkınlığa uğramış bir halde soladoğru dönmeyi son anda başardıysa da kalçasına bir darbedaha yedi. Bu seferki acı vermişti.

Hayvan ileri atıldı, o anda dönmekte olan drowu kanca gibitutup devirmek için bir patisini kaldırmıştı. Darbeyi önlemekiçin Parıltı'yı hazırlayan Drizzt dengesini sabitledi, amakedinin patisi palanın tamı tamına otuz santim altından geçipona çarptı.

Drizzt'in hayatını yine refleksleri kurtardı. Zira içeri doğrukıvrılmış olan kedi patisinin aksi açısına doğru savaşmakyerine (ki öyle yaparsa vücudunda geniş yarıklar açılırdı),kedinin pençesinin yönünde doğru dalışa geçti, taş zeminedüştü ve debelenip tekmeler atarak panterin açılıp kapananağzından kurtuldu. Kendisini bir ev kedisinin ayaklarınındibinden kaçmaya çalışan bir fare gibi hissediyordu ve dahada kötüsü, bu kedinin kaçılması gereken bir çift ayağı dahavardı!

Drizzt dirsek ve yumruk attı, yukarıya doğru bir kesikhamlesi yaptı ve sağlam bir darbe indirdi. O ani ve vahşisaldırı sırasında hiçbir şey görememişti ve panterin altındansıvışıp arka tarafına çıkınca, kendisini kurtaracak şeyin körlükolduğunu farketti. Ayağa kalkıp koşturdu ve ona doğrusavrulan ikiz dokungaçların hemen ötesinde ileri doğru dalışageçti.

O anda görememiş ve şimdiye kadar ilk kez darbeindirebilmişti.

Page 150: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Hiddetle hırlayan panter yeniden döndü, bir lamba ışığıgibi parlayan yeşil gözleri adeta drowu delip geçiyordu.

Drizzt o gözlere doğru tükürdü. Bunu bile bile yapmıştı,zira doğru nişan aldığı ve hayvan ondan kaçıp kurtulmak içinhiçbir harekette bulunmadığı halde Drizzt'in tükürüğü sadecetaş zemine düştü. Yani kedi aslında göründüğü yerde değildi.

Drizzt, Menzoberranzan Akademisinde aldığı eğitimihatırlamaya çalıştı. Daha önce böyle hayvanlar hakkında bir-şeyler duymuştu, ama bu yaratıklar çok nadiren görülürdü veherhangi bir dersin ana konusu olmamışlardı.

Kedi hücuma geçti. Drizzt ileri atıldı ve o acı vericidokungaçların uzanabileceği mesafeye yaklaştı. Tahmininegöre saldırısını yaratığı gördüğü yerden bir metre sağ tarafadoğru yöneltmeliydi.

Ama kedi soldaydı ve drowun palası hiç zarar vermedenhavada savruluverdi. Drizzt başının dertte olduğunu anladı.Dosdoğru havaya sıçradı ve bir pençenin ayağını yardığınıhissetti- Artemis Entreri ile Mithril Salonunun dağ yamacındadövüşürken yaralanmış olan ayağıydı. Parıltı aşağı doğrudalışa geçti, muhteşem kılıç pençenin ön kısmını deşti vekediyi geri çekilmeye zorladı. Drizzt, hayvana yarı yarıyasarılmış bir halde yere kondu, yaratığın salyalar içindekiağzından çıkan sıcak nefesi kolunda hissetti ve yumruk attı.Bu sırada bileğini büktü ve silahının kabza kısmını kullanarakhayvanın elini koparmasına mani oldu.

Gözlerini kapadı -onlar sadece onun kafasını karıştırmayayarardı- ve Parıltı'mn kabzasıyla aşağı doğru darbe indirerek

Page 151: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

yaratığın kafasına vurdu. Sonra vücudunu çekip serbestbıraktı ve hızla uzaklaştı. Bir dokungacm kemiğimsi ucu onunarkasından uçtu ve sırtına çarptı. Drizzt ise öne doğrubalıklama dalışa geçti ve darbenin acısını biraz hissetti.

Yine ayağa kalkan Drizzt bütün gücüyle koştu. Geniş ve sığoyuğa geldi ve içine daldı. Canavar ise onun hemengerisindeydi.

Drizzt kendi özüne, doğuştan gelen büyülü yeteneğineerişti ve ötesi görülemeyen bir karanlık küresi meydanagetirdi. Parıltı'nm ışığı gözden kayboldu, canavarın ışıldayangözleri de öyle.

Yaratığın karartılmış bölgeden kurtulmasını istemeyenDrizzt iki adımda bir daire çizerek onun önünü kesti. Birdokungacın neredeyse darbe indirerek yanından hızlageçtiğini hissetti, sonra onun öteki taraftan geri gelmekteolduğunu sezdi. Palası onu karşılamak ve kesip biçmek içinyükselirken drow tatmin olarak gülümsedi.

Hayvanın acı içinde kükremesi tekrar saldıran Drizzt'e yolgösterdi. Ona çok fazla yaklaşamayacağını biliyordu, amaelinde palaları varken uzanma avantajı ondaydı. Geri kalandokungaçtan korunmak için Panltı'yı havaya kaldırarak diğerkılıcını arka arkaya sapladı ve birkaç küçük darbe indirdi.

Hiddetten gözü dönen kedi sıçradı. Ama Drizzt bunusezerek kendisini yüzükoyun yere attı, sırt üstü döndü ve ikikılıcını da yukarı doğru kaldırarak canavarın karın kısmındaağır bir çifte saplama yarası açtı.

Page 152: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Kedi sertçe yere indi, kayarak duvara 'güm' diye çarptı vehayvan daha kendine gelemeden Drizzt tepesine bindi. Birpala canavann kafatasma daldı ve başını deşti. Kedi patileriniileri doğru uzatmış ve ağzını kocaman açmış bir şekilde hızladönüp ileri doğru sıçradı.

Parıltı onu bekliyordu. Palanın ucu yaratığın çenesine battıve ağız kısmından aşağı doğru keserek hızla gelen canavarınboynuna kadar yank açtı. Kedinin bir patisi neredeyse onuDrizzt'in elinden çekip alacak güçle palayı kenara savurdu,ama Drizzt canını seviyorsa kılıca sıkı sıkıya tutunmasıgerektiğini biliyordu. Yaratık vahşi bir hiddetle doluptaşmıştı, ama geri adım atmakta olan drow hayvanı kontrolaltında tutmayı başardı.

İkisi karanlığın içinden çıktılar ve hayvan saldırıya devametti. Drizzt gözlerini kapadı. Geriye kalan dokungacın onadoğru dalışa geçeceğini hissetti ve yönünü değiştirerek anidenbütün vücut ağırlığını Parıltı'nın arkasına doğru savurdu.Dokungaç sırtına dolandı; Drizzt öbür dirseğini tamzamanında kaldırdı ve dokungacın diğer taraftan dolaşıpyüzüne darbe indirmesini engelledi.

Parıltı'nın kesici kısmı yarısına kadar canavarın vücudunasaplanmıştı. Hayvanın boğazından bir hırıltı ve lıkırtı sesigeldi, ama ağır patiler Drizzt'in böğür kısımlarına vurarakpelerinini yardı ve kaliteli mithril zırhını çizdi. Boğazına kılıçsaplanmış olan kedi boynunu döndürerek Drizzt'in kolunuısırmaya çalıştı.

Drizzt'in serbest olan eli çalışmaya başladı, hızla yukarıaşağı hareket etti ve palasıyla kedinin kafasına ardarda vurdu.

Page 153: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Pençelerin onu yakalayıp kavradığını, ısırmak üzere olanağzın ise göbeğinden bir santim uzakta olduğunu hissetti. Birpençe metal zırhın bir katmanından içeri daldı ve drowunböğür kısmında hafif bir yara açtı.

Pala tekrar ve tekrar vurdu.

İkisi beraber yere yığıldılar. Yan şekilde düşmüş veacımasız gözlere bakmakta olan Drizzt, sonunun geldiğinihissetti ve debelenerek kurtulmaya çalıştı. Ama kedininpatileri gevşedi ve Drizzt hayvanın öldüğünü farketti. Ensonunda kedinin pençelerinden kurtuldu ve kafasını eğip ölüyaratığa baktı, ölmüş olduğu halde hayvanın yeşil gözleri hâlâparlıyordu.

* * *

Regis kapıya doğru cesurca yaklaşırken, Bruenor'un tahtodasının önünde duran iki muhafızdan birisi, "Oraya sakıngirme," dedi. Buçukluk bu ikisini dikkatle inceledi- dahaevvel bir cüceyi bu denli beti benzi atmış bir şekildegörmemişti hiç!

Kapı pat diye açıldı ve tamamen donanıp kuşanmış olan bircüce taburu dışarı fırlayıverdi. Taş koridor boyuncabirbirlerine takılıp yerlere düşerek aceleyle koşturdular.Onların ardından ise, küfürler yağdırıp hiddetle azarlayankrallarının sesi geldi.

Muhafızlardan birisi kapıyı kapatmaya davrandı, amaRegis ileri atıldı ve zorla içeri daldı.

Page 154: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bruenor tahtının önünde volta atıyor ve her ne zamanyaklaşacak olsa koca tahta bir yumruk indiriyordu. MithrilSalonunun askeri lideri General Dagna kendisine ait olankoltukta oturuyor ve oldukça morali bozuk görünüyordu.Thibble-dorf Pwent ise Bruenor'un arkasında neşeylehoplayıp sıçrıyor, fakat Bruenor ona doğru döndüğündeihtiyatlı davranıp kenara çekiliyordu.

"Ahmak rahipler!" diye hırladı Bruenor.

"Cobble öldükten sonra, onun kadar kuvvetli bir—" diyesöze karışmaya çalıştı Dagna, ama Bruenor onu dinlemiyordubile.

"Ahmak rahipler!" dedi cüce kral, daha vurgulu bir şekilde.

"Eveet!" diye çabucak hemfikir oldu Pwent.

"Kralım, Gümüşay'a iki ve şehrin kuzeyine de bir tanedevriye birliği yolladmız," diye onu sakinleştirmeye çalıştıDagna. "Ve benim adamlarımın yarısını da aşağıdaki tünelleregönderdiniz."

"Ve eğer onlar da bana yolu gösteremezse diğer yansını dayollarım!" diye kükredi Bruenor.

Hâlâ farkedilmeden kapının önünde durmakta olan Regis,neler döndüğünü anlamaya başlamıştı ve görmekte olduğuşey karşısında hiç de hoşnutsuz değildi. Bruenor -ve artık birkez daha eski Bruenor gibi görünüyordu!- Drizzt ileCattibrie'ı bulabilmek için yeri göğü ayağa kaldırıyordu. Yaşlıcüce içindeki ateşleri canlandırmıştı işte!

Page 155: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Ama aşağıda birbirinden ayrı binlerce tünel var," diyetartıştı Dagna. "Ve bazılarının çıkmaz sokaklar olduğunuanlamamız için bile bir hafta keşif yapmamız gerekebilir."

"O zaman sen de aşağıya bin tane cüce yolla!" diye hırladıona Bruenor. Tekrar tahtının önünden geçti, sonra anidendurup buçukluğa baktı- ve arkasından gelen P\vent de cüceyetosladı.

"Neye bakıyorsun sen öyle?" diye bilmek istedi, Regis'ingözleri faltaşı gibi açılmış bir halde kendisine baktığım farke-dince.

Regis, "en eski dostuma," demek isterdi, ama bunusöylemek yerine sadece omuz silkti. Cücenin mavi-grirengindeki tek gözünde bir hiddet parlaması gördü veBruenor'un sanki koşturup da onu boğazlama isteğiyleboğuşuyormuş gibi öne doğru eğildiğini sandı. Ama cücesakinleşti ve tahtına oturdu.

Regis ihtiyatla yaklaştı. Bruenor'u inceliyor ve Dag-na'nmepey yol katetmiş olan dostları yakalamalarının hiçbir yoluolmadığı konusunda ettiği iddialarla pek ilgilenmiyordu.Regis'in duyduğu kadarıyla Dagna, Drizzt ve Cattibrie için okadar da çok endişeli değildi. Ve bu onu hiç de şaşırtmamıştı,zira huysuz cüce, bir cüce olmayan hiçkimseden pekhoşlanmazdı.

"O lanet kedi elimizde olsaydı," diye başladı Bruenor veRegis'e bakarken tekrar gözünde o hiddet parıltısı belirdi.Regis ellerini arkasında kavuşturdu ve kafasını öne eğdi.

Page 156: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Ya da benim lanet klipsli kolyem!" diye kükredi Bruenor."O lanet klipsli kolyeyi Dokuz Cehennemin hangi dibinekoydum ki?"

Regis, cücenin kükreyerek çıkan her sözüyle yüzünüburuşturdu. Ama Bruenor'un hiddeti buçukluğun Cattibrie'ayardım edip Guenhwyvar'ı da onunla birlikte göndermekledoğru iş yapmış olduğunu düşünmesini değiştirmiyordu.

Ve Bruenor'un her an yüzüne bir yumruk geçirmesinibeklediği halde bu durum Bruenor'u bir kez daha hayat dolugörmüş olduğu için duyduğu hisleri değiştirmiyordu.

BÖLÜM 9

KAFESTE

Kayalıklı bir patikada ağır ağır ilerlerken atlarınısürdüklerinden çok inip onları yürütmek zorunda kalıyorlardı.Her adım Cattibrie'a işkence gibi geliyordu. Önceki gece birkamp ateşi görmüştü ve kalbi ona bunun Drizzt olduğunusöylemişti. Atma eğer vurup ışığı drowa iletecek olan birfener olarak kullanarak dosdoğru yola çıkmaya niyetlenmişti.Ama Fret, atlarının taktığı büyülü nalların hayvanlan

Page 157: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bitkinlikten korumadığını açıklayarak onu durdurmuştu. Gecevakti dağ patikalarında karşılaşması muhtemel olan tehlikeleride ona anlatmıştı.

Cattibrie ondan sonra, tamamen perişan bir halde kendikamp ateşinin başına geri dönmüştü. Guenhwyvar'ı çağınppanteri Drizzt'i bulması için yollamayı düşünmüş, ama bufikri bir kenara bırakmıştı. Kamp ateşi yüksekteki patikalardaduran uzak bir nokta halinde ve millerce mesafe ötedeydi.Ayrıca mantıklı düşünürse, bunun gerçekten de Drizztolduğunu bilmesi imkansızdı.

Fakat şimdi o yöne doğru sıkı ama acı verecek kadar yavaşbir tempoyla yüksek patikalardan geçerken, Cattibrie o gecehata yapmış olduğunu hissediyordu. Ak sakalını kaşıyarak biro yana bir bu yana bakınmakta olan Fret'i izledi ve o kampateşi takip etmiş olmayı diledi.

"Oraya varacağız," diyordu titiz cüce sık sık ona, kafasınıçevirip genç kadının usanmış yüz ifadesini gördüğünde.

Sabah ilerleyip öğleden sonra oldu; yollar üzerinde uzungölgeler süzülmeye başladı.

"Kamp kurmalıyız," diye bildirdi Fret, alacakaranlıkbastırmaya başladığında.

"Yola devam ediyoruz," diye karşı çıktı Cattibrie. "Eğer oDrizzt'in kamp ateşi idiyse, daha şimdiden bizden bir günönde demektir. Sizin şu büyülü at nallarınıza rağmen hemde!"

Page 158: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"O mağarayı karanlıkta bulmayı ümit dahi edemem!" diyekızdı cüce. "bir dev ya da belki de bir trol bulabiliriz veeminim ki etrafta bir sürü kurt da olacaktır, ama bir mağara?"Cattibrie'ın gitgide sertleşen çatık kaşlı bakışını gören Fret,iğneleme yapmakla ne kadar akıllık ettiğini sorgulamayabaşladı.

"Ah, pekala!" diye haykırdı titiz cüce. "Gece tamamençökene kadar aramaya devam edeceğiz."

Hava kararıp da Cattibrie'ın yanında yürüyen atınıgörememeye başlayana ve Fret'in midillisi kayıp koyağınkenarından düşme tehlikesi atlatana kadar yollarına devamettiler. En sonunda inatçı Cattibrie bile boyun eğip kampyapmaya razı oldu.

İkisi kampı kurduktan sonra genç kadın uzun bir çam ağacıbuldu ve gece nöbetini tutmak için neredeyse ağacın entepesine kadar tırmandı. Eğer kamp ateşinin ışığı yenidengörülürse, genç kadın oraya gitmeye ya da en azından panterigöndermeye kararlıydı.

O gece kamp ateşi falan yoktu.

Şafağın ışığı izin verir vermez ikisi tekrar yola koyuldular.Taş çatlasa bir saat gitmişlerdi ki tanıdık bir patika bulduğunudüşünen Fret ellerini heyecanla çırptı. "Pek uzakta değiliz,"diye söz verdi.

Patika yükselip alçaldı, ağaçlarla dolu olan kayalıklıvadilerin içinden geçti, sonra tekrar yükselerek çıplak,rüzgara açık bir kaya zemine çıktı. Fret, Cattibrie'a mekanı

Page 159: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bulduklarını söyleyerek midillisini bir ağaç dalına bağladı vetepenin dik yamacında başı çekti, tki saat tırmandıktan sonrayanlış dağa çıkmış olduklarını farkettiler.

Öğleden sonra Fret'in sabahleyin 'uzakta olmadıkları'hakkında verdiği sözün doğru olduğu oraya çıktı. Zira olafları ederken cücenin aradığı mağara o anda bulunduklarınoktadan sadece yarım mil ötedeydi. Ama bir dağ bölgesindebelirli bir mağarayı bulmak bir cüce için dahi kolay bir işdeğildi, ayrıca Fret o mekana sadece bir kez gitmişti- o dayirmi yıla yakın bir süre evvel.

Nihayet dağlardaki gölgeler uzamaya başladığındamağarayı buldu. Mağaranın giriş kısmını ve iki gece evvelkullanılmış olan ateş çukurunu incelerken Cattibrie başınısalladı. Ateşten artan odun közleri büyük bir ilgiyleyerleştirilmişti, tam bir kolcunun yapacağı gibi.

"O buradaydı," dedi genç kadın, cüceye, "iki gece önce."Cattibrie ateş çukurunun yanında ayağa kalktı ve gür kestanerengi buklelerini yüzünden geri tarayarak cüceye sanki suçluoymuş gibi baktı. Mağaradan dağlara doğru döndü veburadaki ateşi gördükleri zaman kamp kurmuş oldukları yerebaktı.

"Buraya o gece varamazdık zaten," diye cevap verdi cüce."Karanlıkta bütün hızınla, çok iyi saklanarak gidebilirdin,ama—"

"Ateşin ışığı bize yol gösterirdi," diye sözünü kestiCattibrie.

Page 160: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Ne kadar süre için?" diye sordu cüce. "Kule gibi dikilmişduran zirveler arasında yüksek bir gözetleme yeri bulmuştuk.Dar yarıkların içine girdiğimiz ya da dağın yamacınayaklaştığımız anda ışığı göremezdik. Peki o zaman şimdinerelerde olurduk, Bruenorun inatçı kızı?"

Cattibrie'ın dik bakışı, yine cüceyi susturdu. Cüce derinceiç geçirdi ve pes ederek ellerini kaldırdı.

Cattibrie onun haklı olduğunu biliyordu. O geceden beridirdağ mevziinde birkaç milden fazla gitmemiş olmalarınarağmen patikalar çok hilekar çıkmıştı; yükselip alçalıyor vebir sürü kaya tepesinin etrafından yılanlar gibi kıvrılarakdolanıyorlardı. O ve cüce bu noktaya varabilmek için enazından yirmi millik yol dolanmak zorunda kalırlardı veCattibrie Guenh-vvyvar'ı çağırmış olsa bile panterin Drizzt'eyetişmesine imkan olmazdı.

Bu mantıklı düşünce Cattibrie'ın içinde fokurdayan hüsranıdindirmiyordu. Drizzt'i takip edeceğine, onu bulacağına veyuvaya geri götüreceğine yemin etmişti. Ama şimdi vahşi biryerdeki ıssız bir mağaranın ağzında duruyor, Karanlıkalti 'nagiriş kapısına bakıyordu.

"Alustriel Hanımın yanma geri döneceğiz," dedi Fret ona."Belki de onun Drowun yerini tespit edebilmekte daha başanlıolabilecek müttefikleri vardır- ki kendisi çok müttefikesahiptir!"

"Ne demek istiyorsun?" diye bilmek istedi Cattibrie.

Page 161: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Bu yiğitçe bir takipti," diye yanıtladı Fret. "Baban seninbu gayretinle gurur duyacaktır, ama—"

Cattibrie hızla cücenin yanına koşturdu, onu kenara itti vemağaranın arka tarafına, aşağı doğru inen tünelin karanlıkgirişine doğru tökezledi. Ayak başparmağını yerdeki birçıkıntıya sertçe çarptı, ama haykırmayı, hatta homurdanmayıbile reddetti. Fret'in onun gülünç duruma düştüğünügörmesini istemiyordu. Fakat kav kutusunu, gaz lambasını vegaz şişesini bulmak için sırt çantasını didiklerken, Cattibriekendisini zaten gülünç hissediyordu.

"Onun senden hoşlandığını biliyor musun?" diye sorduFret, havadan sudan bir tonlamayla.

Bu soru genç kadının durmasını sağladı. Kafasını çevirdive daha açık gri olan akşam karanlığında sadece kısa boylubir siluet halinde gözüken cüceye baktı.

"Yani Alustriel demek istiyorum," diye açıkladı Fret.

Cattibrie'm verecek cevabı yoktu. Muhteşem GümüşayHanımının yanındayken kendisini pek rahat hissetmemiş,hatta tam tersine huzursuz olmuştu. İsteyerek ya daistemeyerek Alustriel onun kendisini küçük, oldukça önemsizhissetmesini sağlıyordu.

"Gerçekten," diye ısrar etti Fret. "Senden hoşlanıyor ve senitakdir ediyor."

"Ancak bir orkun edeceği kadar," diye pufladı Cattibrie.Kendisiyle dalga geçildiğini düşünüyordu.

Page 162: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Ona kız kardeşini hatırlatıyorsun," diye devam etti Fret,hiç istifini bozmadan, "yani Dove Falconhand'i. O, gelmişgeçmiş en cesur kadınlardan birisidir."

Cattibrie bu sefer laf yetiştirmedi. Alustriel'in kız kardeşiolan o efsanevi kolcu hakkında birçok hikaye duymuştu vekendisini Dove ile epey özdeşleştiriyordu. Cücenin iddialarıaniden o kadar da terbiyesizce gelmemişti.

"Alustriel'e ne yazık," diye belirtti Fret. "Daha çok sanabenzemeyi istiyor."

"Ancak bir orkun isteyeceği kadar," diye ağzından kaçırdıCattibrie, kendisini durdurmayı başaramayarak. Alustricl'in,yani Gümüşay'ın muhteşem hanımının, Cattibrie'ı birazcıkolsun kıskanması fikri kulağa saçma geliyordu.

"Ben derim ki, bir insanın isteyeceği kadar!" diye yanıtladıFret. "Sizin ırkınızın sorunu nedir ki, hiçbiriniz kendideğerinizi doğru olarak ölçüp tartamıyor gibisiniz? Her insankendisini olduğundan daha büyük görür, ya da mantıksızcadavranıp küçümser! Ben diyorum ki Alustriel sendenhoşlanıyor, hatta seni takdir ediyor. Eğer etmeseydi senin veplanlarının budalaca olduğunu düşünseydi, o zaman buncasoruna neden katlansındı ki? Neden beni, yani değerli birbilgeyi seninle birlikte yollasındı? Ve, BruenorBattlehammer'ın kızı, sana neden bunu armağan etsindi?"

Bir elini yukarı kaldırdı. Cattibrie'ın tam olarak göremediğizarif bir nesne tutuyordu. Cücenin az önce söylemiş olduğuşeyleri hazmetmek için bir süre duraksadıktan sonra onadoğru geri yürüdü.

Page 163: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cücenin elinde değerli bir gümüş zincir vardı; ortasında birmücevher taş olan bir taçtı bu.

"Çok güzel," diye itiraf etti Cattibrie, tam merkezindensiyah bir çizgi geçen donuk yeşil mücevheri incelerken.

"Güzellikten fazlası var," dedi Fret ve Cattibrie onu başınatakmasını işaret etti.

Tacı başına yerleştirdi, mücevher Cattibrie'm alnının tamortasına denk geldi ve sonra genç kadın neredeyse bayılacakgibi oldu. Zira etrafındaki şekiller aniden bulanıklaşıpsallandı. Artık cüceyi görebiliyordu- sadece Fret'in siluetinideğil yüz hatlarını da görüyordu! Gördüğüne inanamayaraketrafına bakındı ve mağaranın arka kısmına doğru odaklandı.Sanki bütün mağara yıldız ışığıyla aydınlanmış gibiydi; çokaydınlık değildi, ama Cattibrie çıkıntıları ve oyuklarıyeterince iyi görüyordu.

Cattibrie bunu tabii ki göremiyordu, ama mücevherinortasından geçen ince kara çizgi, bir gözbebeği gibigenişleyivermişti.

"Karanlıkaltı'na alev alev yanan bir meşaleyle girmek hiçde akıllıca bir hareket değildir," diye belirtti Fret. "Tek birmum bile göze batmanı sağlayabilir ve seni savunmasızbırakır. Hem zaten yanında kaç tane gaz şişesi taşıyabilirsinki? Daha ilk gün bitmeden önce gaz lamban işe yaramaz halegelecek. Gördüğün gibi Kedi Gözü bu ihtiyacı ortadankaldırıyor."

"Kedi Gözü mü?"

Page 164: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Kedi Gözü, akik taşı," diye açıkladı Fret, mücevheri işaretederek. "Onu bizzat Alustriel tılsımladı. Normalde öyle birbüyü yüklenmiş olan bir mücevher sadece gri gölgelergösterir. Ama hanımefendi yıldız ışığından hoşlanır.Diyarlar'da çok az kişi böyle bir hediye alma şerefine nailolabilmiştir."

Cattibrie başıyla onayladı ve nasıl cevap vereceğinibilemedi. Gümüşay Hanımı hakkındaki hislerini yenidengözden geçirince içini bir suçluluk duygusu sardı. Ondanşüphelendiği ve kıskançlığının düşüncelerini etkilemesine izinverdiği için kendisini ahmak gibi hissetti.

"Bana seni bu tehlikeli yolu seçmekten vazgeçirmememredildi," diye devam etti cüce, "fakat Alustriel başarısızolacağımı biliyordu. Sen gerçekten de Dove'a çokbenziyorsun; dikbaşlısın, inatçısın ve kendini ölümsüzhissediyorsun. Senin Karanlıkaltı'na bile gideceğinibiliyordu," dedi Fret. "Ve Alustriel her ne kadar senin içinkorksa da, seni hiçbir şeyin durduramayacağını vedurdurmaması gerektiğini biliyor."

Cücenin ses tonu iğneleyici de değildi, küçük düşürücü de.Ve bu sözleri duymayı hiç beklemeyen Cattibrie yinehazırlıksız yakalandı.

"Geceyi mağarada geçirecek misin?" diye sordu Fret. "Birateş yakabilirim."

Cattibrie başını olumsuz anlamda salladı. Drizzt dahaşimdiden arayı epey açmıştı.

Page 165: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Tabii ki," diye sessizce mırıldandı titiz cüce.

Cattibrie onu duymadı; mağaranın arka kısmına, yanitünele doğru yürümeye başlamıştı bile. Biraz duraksadı veyola koyulmak için panterin desteğine ihtiyaç duyacağınıfarkederek Guenhwyvar'ı çağırdı. Kedi şekil alıp belirdiğindeCattibrie teşekkürlerini Alustriel'e iletsin diye cüceyeseslenmek için mağaranın giriş kısmına doğru döndü, amaFret çoktan gitmişti.

"Haydi gel, Guen," dedi genç kadın, yüzünde zoraki birgülümsemeyle. "Drizzt'i bulmamız gerek." Panter, tünelingirişinde biraz dolandıktan sonra, görünüşe bakılırsa kokuyualıp takibe başlayarak yola koyuldu.

Cattibrie uzun bir süre durup mağaranın girişine ve onunötesindeki yıldızlı gökyüzüne baktı. O yıldızları bir dahagörüp göremeyeceğini merak ediyordu.

BÖLÜM 10

ESKİ DOSTLAR

Page 166: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Dar tünellerden her iki yöne ve yukarı doğru gözalabildiğine uzanan koridorlardan geçerek yol alıyordu.Balçıklı katmanların ve çıplak taş zeminin üzerinde herhangibir şapırtı ya da takırtı sesi çıkartmadan yürüyordu. DrizztDo'Urden'in Karanlıkaltı'mn derin tünellerinde attığı her adımhatıralarını biraz daha tazeliyor, onu vahşi tünellerde yaşadığıo günlere geri götürüyordu. Avcı olduğu günlere.

Derinlerde gizli olan varlığı içgüdülerinin çağrısına çok iyikulak veren o ilkel ve vahşi yaratığı bulmalıydı.Karanlıkaltı'nın vahşi topraklarında akılcı hesaplamalar içinzaman yoktu; sadece harekete geçmek için zaman vardı.

Drizzt içindeki o vahşi unsura boyun eğme fikrinden nefretediyordu, aslında bu yolculuktan tamamen nefret ediyordu.Ama yola devam etmesi gerekliydi. Zira biliyordu ki, eğerbaşarısız olursa, yani daha Menzoberranzan'a varamadanöldürülürse, çıktığı bu macera dostlarının zararına olacaktı. Otakdirde Drizzt ölmüş olacak, ama kara elfler bunubilmedikleri için yine de Mithril Salonuna gideceklerdi.Bruenor, Regis ve biricik Cattibrie'ın iyiliği için Drizzt'inyoluna devam etmesi ve bir kez daha o ilkel avcıyadönüşmesi gerekiyordu.

İlk molasını vermek için yüksek bir koridorun tavanınatırmandı ve dizlerini dar bir çatlağa sıkıştırıp baş aşağı asılıdurarak hafif bir tavşan uykusuna y attı. Parmaklarını isepalalarının yakınında kemerinin altına geçirdi.

Sadece bir saat uyuyabildikten sonra, tünelin aşağısındangelen bir yankı onu uyandırdı. Bu çok hafif bir sesti,muhtemelen yapışkan çamur zeminde atılmış bir adımdı. Ama

Page 167: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt dingin havadaki rahatsızlığı hissederek mükemmel birşekilde kıpırtısız durdu, dakikalar önce çıkan sesin yankılarınıdinledi ve geldiği yönü doğru bir şekilde tahmin etti.

Bacaklarını sıkıca çekip yuvarlandı ve beş metrelikmesafeden aşağı atladı, ilk olarak hafif çizmelerinin uçkısımları zemine değdi ve çarpma sesini emerek tek bir tıkırtıbile çıkartmadan yere inmesini sağladı. Bu yankılardan uzakdurmaya dikkat ederek ve drow şehrine varmadan önce başkabir savaşa bulaşmak istemeyerek hızla koştu.

Attığı her adımla birlikte kendisine güveni arttı. Karan -lıkaltı'nın vahşi ortamında yalnız başına geçirdiği günlerinhatı-ralarıyla birlikte içgüdüleri de geri dönüyordu. Havanınılık olduğu ve yer altından ısınan sıcak suyun tıslayıpfokurdadığı başka bir çamurlu alana geldi. Bölgeyi drowun ısıalgılayan gözlerine parlak görünen ıslak dikit ve sarkıtlardoldurmuş ve bu tüneli tam anlamıyla bir labirent halinegetirmişlerdi.

Drizzt bu mekanı biliyor, yüzeye yaptığı yolculuk sırasındaburadan geçmiş olduğunu hatırlıyordu. Bu gerçek drowu hemrahatlattı, hem de endişelendirdi. Doğru yolda olduğundanmemnundu, ama doğru yolda olduğundan korktuğunu inkaredemiyordu. Sıcak yeraltı sularının ötesinde doğru tünelleribulacağını bilerek su sesini bir kılavuz olarak kullandı.

Hava gittikçe daha da ısındı, kısa süre içinde rahatsız ediciboyuta ulaştı. Ama Drizzt pelerinini üzerinde tutup sıkıcavücuduna sardı, bu tehlikeli bölgede elinde bir paladan başkabirşey yokken yakalanmak istemiyordu.

Page 168: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Ve drow burasının gerçekten de tehlikeli bir bölgeolduğunu biliyordu. Etrafta bolca olan sütunlardan birininarkasında her sayıda canavar pusuya yatmış bekliyorolabilirdi ve Drizzt, gitgide derinleşen çamurun üzerindesessizce yürümek için oldukça fazla gayret sarfediyordu. Eğerayağını bir yerde belli bir süre tutarsa yapışkan çamurçizmelerinin etrafına doluşuyor ve yere yapışmış olan ayağıkaldırmak kaçınılmaz bir şekilde ses çıkmasını sağlıyordu.Çizmesi yine çamura saplandığında Drizzt yavaşça ayağınıkaldırırken duraksadı ve yankıları ayırt etmeye çalıştı.Duyduğu yankıların yalnız kendi ayağından değil, başkaayaklar tarafından çıkarıldığını anlaması sadece bir saniyesinialdı.

Drizzt çabucak etrafı kolaçan etti, havanın ısı derecesinitahmin etti ve dikitlerin ne yoğunlukla parladığım inceledi.Ayak sesleri yükselmeye başladı ve Drizzt, kalabalık birgrubun yaklaşmakta olduğunu anladı. Bütün yan tünelleritaradı ve çabucak bu grubun yanında bir ışık kaynağıtaşımadığı sonucuna vardı.

Drizzt, uç kısmı yerden ancak bir metre yirmi santimyukarıda asılı duran dar bir sarkıtın sivri çıkıntısının altınageçti. Dizlerini vücudunun altında kıvırıp sarkıtın dibine dizçöktü. Pelerinin uçlarını dizlerine takıp bir koni şeklini verdi.Vücudundan dışarı doğru bariz görülebilen çıkıntılar -meselagereğinden fazla uzanmış bir ayak gibi- olmamasına dikkatetti. Drow sonra kafasını kaldırıp baktı ve sarkıtın şekliniinceledi. Sarkıtın ucunu el yordamıyla hissetmek için ellerinikaldırdı sonra onları üzerinde gezdirerek yavaşça sarkıta

Page 169: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

sarıldı. Bu sırada sarkıt sütunun uç kısmının en küçük çıkıntıhalinde kalmasına dikkat etti.

Gözlerini kapattı ve kafasını kollarının arasına gömdü.Dengesini tartarak birkaç kez sağa sola sallandı ve büründüğüsuretin dış kısımlarını düzleştirdi.

Drizzt sarkıtla birleşen bir dikit sütun halini almıştı.

Kısa süre içinde çamurdaki adımların emilme sesleriniduydu. Dört bir yanında cıyaklayan ve kurbağa gibivıraklayan bazı yaratıklar işitti ve bunların goblinler olduğunuanladı. Gözlerini sadece bir kez ve sadece bir anlığına açtı vegoblin-lerin yanında bir ışık kaynağı olmadığından emin oldu.Eğer yanından bir meşale geçseydi nasıl da besbelli ortadaolurdu!

Ama ışıksız Karanhkaltı'nda saklanmak bir ormandakaranlık bir gece vaktinde saklanmaktan çok farklıydı.Buradaki hile vücudunun ayırt edilebilecek derecedeki ısıçizgilerini bulandırmaktı. Drizzt ise, havanın ve etrafındakidikitlerin en azından onun pelerini kadar sıcak olduğundanemindi.

Sadece birkaç metre ötesinden geçen goblinlerin ayakseslerini duydu ve kalabalık grubun -Drizzt'in zannınca en azyirmi goblin vardı- etrafında dolaşmakta olduğunu anladı.Ellerini palalarına mümkün olabilecek en hızlı şekilde atmakiçin yapması gereken doğru hareketleri düşünüp taşındı. Eğergob-linlerden birisi ona sürtünürse oyun bitecekti. O da hızlaharekete geçip düşman saflarını yarmaya başlayacak ve onlar

Page 170: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

daha onun orada olduğunu farkedemeden önce grubun ötesinegeçmeye çalışacaktı.

İş oraya varmadı. Goblin kalabalığı bol sayıdaki dikit vesarkıtın arasından -ve tabii bir kaya parçası olmayan Drowunyanından- geçip yollarına devam ettiler.

Drizzt avcının içsel ateşiyle alev alev yanan lavanta renkligözlerini açtı. Geriden gelen birisi olmadığından emin olmakiçin birkaç saniye daha mükemmel bir hareketsizlik içindedurduktan sonra hiçbir ses çıkartmadan hızla uzaklaştı.

* * *

Cattibrie, bu altı bacaklı, dokungaçlı, panterimsi hayvanıDrizzt'in öldürmüş olduğunu hemen anladı. Leşin üzerinedoğru eğilip bakınca, kıvrımlı ve yarık halindeki yaralan far-ketti. Başka birinin bu hayvanı böyle temiz bir şekildeöldürebileceğinden de şüpheliydi hani.

"Bunu öldüren Drizzt idi," diye Guenhwyvar'a mırıldandıve panter de hafifçe hırladı. "İki günden daha fazla olmamış."

Bu ölü canavar ona ne kadar da tehlikeye açık olabileceğinihatırlattı. Gizlilik ve Karanhkaltf mn usulleri konusundakibütün o eğitimine rağmen Drizzt dahi savaşmak zorundakalmışsa, genç kadın sağ salim yolunda gitmeyi nasılumabilirdi?

Desteğe ihtiyaç duyan Cattibrie kara panterin kaslı böğrüneyaslandı. Guenhwyvar'ı daha fazla yanında tutamayacağınıbiliyordu. Büyülü kedi, Astral Düzlemin bir yaratığıydı ve sık

Page 171: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

sık oraya geri dönüp dinlenmesi icap ediyordu. Cattibrietüneldeki ilk saatini yalnız başına geçirmeye, yani mağaradanyanında panter olmadan ayrılmaya niyetliydi. Ama attığı ilkbirkaç adımda cesaretini yitirivermiş ve bu tanımadık diyardakedi dostunun elle tutulur desteğine ihtiyaç duymuştu. Vakitilerledikçe Cattibrie içinde bulunduğu çevre konusunda birazrahatlamış ve izleyeceği yol daha bariz bir şekilde belliolduğu, yani daha az yan geçidi olan bir bölgeye geldiklerianda panteri geri yollamayı planlamıştı. Görünüşe bakılırsaöyle bir mekana gelmişlerdi, ama aynı zamanda canavarınleşini de bulmuşlardı.

Cattibrie, Guenhwyvar'a kendisine yakın durması talimatınıvererek hızla yola koyuldu. Panteri o anda kendi dünyasınasalması ve acil bir durum olursa diye Guenhwyvar'm gücünüboş yere tüketmemesi gerektiğini biliyordu. Ancak etrafta birsürü leşçi canavarın ya da diğer altı bacaklı kedigilhayvanların dolaşıyor olabileceğine kendisini inandırarak bugecikmeyi mantığa dayandırdı.

Yirmi dakika sonra etrafındaki tüneller karanlık vesessizken genç kadın durdu ve kendisinde güç bulmayaçalıştı. O anda Guenhwyvar'ı geri yollamak Cattibrie'ın ozamana dek yaptığı en cesurca hareketti. Duman bulutudağıldığında ve Cattibrie panter heykelciğini kesesinin içinekoyduğunda, Alustricl'in ona verdiği hediyeye gerçekten demüteşekkir oldu.

Karanlıkaltı'nda, ölümcül düşmanlarla dolu derin tünellerdeyalnız başınaydı. En azından önünü görebiliyordu ve bu yıldızışıklı illüzyon -ki gri taşlar üzerinde bile çok güzeldi- onacesaret veriyordu.

Page 172: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie derin bir nefes aldı ve kendisini hazırladı.Wulfgar'ı hatırladı ve başka bir dostunu daha kaybetmeyeceğihakkındaki yeminini bir kez daha tekrarladı, Drizzt'in onaihtiyacı vardı, korkularının kendisini yenmesine izinveremezdi.

Kalp şeklindeki kolye klipsini boynundan çıkarttı ve onunbüyülü ısısı kendisini doğru yola şevketsin diye avucununiçinde sıkıca tuttu. Güneşin dünyasından daha da uzaklaşırkenbir ayağını diğerinin önüne atmak için kendisini zorlayaraktekrar yola koyuldu.

* * *

Drizzt sıcak yeraltı sularım geçince adımlarını hızlandırdı.Zira yolu hatırlıyor ve bu yolda sakınması gereken bir sürüdüşman olduğunu da anımsıyordu.

Hızla yol alan drow için günler olaysız gelip gitti ve öncebir, sonra iki hafta geçti. Menzoberranzan'ın kırk veya elli milbatısında olan gnom şehri Blingdenstone'dan yüzeye varmakDrizzt'in bir ayını almıştı ve şimdi Mithril Salonunatehlikenin yaklaştığını düşündüğü için bu zamanı kısaltmayakararlıydı.

Kıvrımlı ve dar tünellere geldi. Bir koridorun kuzeye doğrudönüş yaptığı ve bir diğerinin batıya doğru devam ettiği,tanıdık bir yol ayrımına çıktı. Drizzt, kuzey yolunun onudrow şehrine daha çabuk götüreceğini düşünüyordu, amarotasını batıya doğru tuttu. Kendisine daha tanıdık olan burotada giderek daha fazla bilgi toplamayı umuyor ve yoldabazı eski dostlar bulmayı gizlice ümit ediyordu.

Page 173: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

İki gün geçmişti ve hâlâ hızla ilerliyordu. Ama şimdi sıksık duraksıyor ve kulağını taşa dayayıp ritmik bir şekilde tap-tap eden sesleri duymayı bekliyordu. Drizzt,Blingdenstone'un pek uzakta olmadığını ve yeraltı gnomumadencilerin etrafta olabileceğini biliyordu. Fakat koridorlarsessizliklerini korumaya devam etti ve Drizzt fazla zamanınınkalmadığını anlamaya başladı. Dosdoğru gnom şehrinegirmeyi düşündü, ama bunu yapmamaya karar verdi. Yoldadaha şimdiden çok vakit kaybetmişti; Menzoberranzan'ayaklaşmasının zamanı gelip çatmıştı.

Bir saat sonra parlak yeraltı bitkileriyle dolu olan alçak birkoridorun köşesini ihtiyatla dönerken, Drizzt'in keskinkulakları bir ses yakaladı. Drow ilk başta iyi gizlenenmadencileri bulduğunu düşünerek gülümsedi. Ama dinlemeyedevam edip de metalin metale sürtünme gürültüsünü, hatta birçığlık sesini duyduğunda yüz ifadesi feci şekilde değişiverdi.

Pek yakında bir yerde bir savaş yaşanmaktaydı.

Drizzt koşmaya başladı, gitgide artan yüksek sesli yankılarıkullanarak yönünü tayin etti. Bir çıkmaz tünele geldi ve geridönmek zorunda kaldı, ama kısa süre içinde palalan ellerindehazır bir şekilde tekrar doğru yola çıktı. Koridorun ikiyeayrıldığı bir yol ağzına geldi. İki tünel de aynı yöne doğruilerliyordu, ama bir tanesi keskince yükseliyor ve ikisinden desavaş seslerinin yankıları geliyordu.

Yukarı doğru çıkmaya karar veren Drizzt yere sinerekkoşturdu. Bir köşeyi döndüğünde bir tünel ağzı tespit etti vesavaş alanına gelmiş olduğunu anladı. Tünelden dışarısüzüldü, çatlak çatlak ve taş tepecikleriyle dolu olan geniş

Page 174: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

mağaranın zemininden yedi metre yüksekte duran bir çıkıntıtabakanın üzerine geçti. Aşağıda svirfnebli ve Drow suretlerietrafta koşturuyordu.

Svirfnebli ve Drow! Drizzt geriye doğru tökezleyip duvarayaslandı, palalan ise iki yanında yere doğru indi.Svirfneblilerin, yani yeraltı gnomlannın şeytani olmadıklarınıbiliyor ve bu savaşı başlatanların Drowlar olduğunu -muhtemelen bir gnom madenci grubuna pusu kurmuşlardı-kalbinin derininde anlıyordu. Drizzt'in yüreği ona aşağıatlaması ve feci şekilde zor durumda olan gnomlara yardımetmesi için haykırıp duruyordu. Ama o bunu yapacak gücükendisinde bulamadı. Drow-larla dövüşmüş, Drowöldürmüştü. Ama bunları vicdan azabı duymadan yapmamıştı.Bunlar onun ırkından, onun kanındandı. Aşağıda başka birZak'nafein olabilir miydi? Ya da başka bir Drizzt Do'Urden?

Yaralı bir gnomu sıcak takibe almış olan bir kara elf kayatepeciklerinden birisinin kenarından tırmandı ve o yığınınyaşayan bir kaya haline dönüştüğünü gördü. Bu bir toprakelemen-tali, yani gnomların bir müttefiki idi. Kocamantaşımsı kollar kara elfe dolandı ve onu ezdi. Elemental doğalkaya zırhını hiç zarar vermeden çenten silahların farkına bilevarmadı.

Drizzt gördüğü vahşet dolu sahne karşısında yüzünüburuşturdu, ama gnomların başlarının çaresine baktığınıgördüğü için de epey rahatlamıştı. Elemental yavaşça döndü,yolunu kesen bir dikite vurup onu parçaladı ve kocamankütleler halindeki ayaklarım taş zeminden koparırcasınaçekerek kaldırdı.

Page 175: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Gnomlar dev müttefiklerinin arkasında bir araya toplandılarve genel olarak hakim olan kargaşanın ortasında saflarınıyeniden oluşturmaya çalıştılar. İlerleme kaydediyorlardı.Birçoğu sayılan gitgide artan ana birliğe katılmak içinkayalıklı labirentte zikzaklar çizerek koşturuyor ve kara elflerde kaçınılmaz bir şekilde canavarımsı devin önünden geripüskürtülüyordu. Drizzt'in tahminine göre muhtemelen biroyuk sorumlusu olan iriyarı bir gnom mağara boyuncadosdoğru marş etmelerini emretti.

Drizzt çıkıntı tabakasının üzerinde yere sindi. Gnomlarınetrafına doluşan, taş tepeciklerinin arkasında saklanıpkanatlardan onların çevrelerini saran hünerli drowsavaşçılarını durduğu yüksek noktadan görebiliyordu. Birdiğer drow grubu mağaranın çıkış yerine, yani gnomlarınvaracağı yere doğru süzüldü ve orada stratejik noktalan tuttu.Fakat eğer elemental yerini koruyabilirse gnomlar yollarınıyararak açabilir ve koridora çıktıklarında yolu kapaması içinelementali arkalarına alıp Blingdenstone'a doğrukaçabilirlerdi.

Dev yaratıkla yüzleşmek için üç tane dişi Drow ortayaçıktı. Lloth'a tapanlann kolayca tanınan örümcek desenleriylesüslü cüppelerinden giydiklerini gören Drizzt iç geçirdi. Bun-lann rahibeler, muhtemelen yüce rahibeler olduğunu farkettive gnomlann kaçamayacağını anladı.

Dişi Drowlar ardarda büyülü sözler söylüyor ve elleriniileri doğru uzatarak ince bir duman bulutu püskürtüyorlardı.Bu rutubetli duman bulutu elementale çarptığında dev yaratıkçözülmeye başladı. Hiddetle hırlayan yaratığın vücut hatlarıeriyip kaygan bir çamur halini aldı.

Page 176: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bir duman bulutu canavarın tam üzerinde patladı veyaratığın göğsünden aşağı bol miktarda çamur akmasınasebep oldu. Ama saldırıyı yapan rahibe büyüsüne kendisini okadar kaptırmıştı ki, yeterince hızlı toparlanamadı. Kayadanbir kol ileri doğru savrularak kadına yumruk indirdi.Rahibenin kemiklerini kırdı ve havada uçup bir dikite sertçeçarpmasını sağladı.

Geri kalan iki drow elementale tekrar büyü yaparakbacaklarını erittiler ve dev canavar da çaresiz bir şekilde yeregömüldü. Bacaklarını derhal yeniden oluşturmaya başladı,ama rahibeler ölümcül büyülü spreylerini fırlatmaya devamettiler. Müttefiklerini kaybetmiş olduklarını gören gnom liderihücum emri verdi. Svirfnebliler hızla ileri atıldılar vekanatlardaki kara elfler sanki ısıran bir ağız gibi üzerlerinekapanmadan önce bir rahibeyi alaşağı ettiler. Dövüş tekrartüm şiddetiyle başlamıştı, hem de bu sefer Drizzt Do'Urden'inhemen aşağısında.

Drizzt bu hadiseye tanık olurken nefes almakta güçlükçekti. Bir gnomun arka arkaya üç drow tarafından kesilipbiçildiğini ve çığlıklar atarak yere düşüp öldüğünü gördü.

Drizzt'in mazereti kalmamıştı. Doğruyu yanlıştanayırabiliyor, Lloth'un rahibelerinin ortaya çıkışındaki önemibiliyordu. Lavanta renkli gözlerinde alevler parladı ve palalarıdışarı çıkıverdi. Parıltı mavi bir ışıkla canlandı.

Hayatta kalan son rahibenin aşağıda, solda olduğunu tespitetti. Kadın uzun ve ince bir sütunun yanında duruyor, bir eliniuzatmış bir svirfneblini tutuyordu. Gnom kadına karşı hiçbirharekette bulunmadı, sadece durdu, inledi ve rahibenin

Page 177: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

büyülü saldırısı karşısında zangır zangır titredi. Bahtsızkurbanının hayat gücünü tam anlamıyla emerken dişi drowunkolundan vücuduna kara bir enerji dalgası yayıldı.

Drizzt, Parıltı'yi diğer kolunun altına sıkıştırdı ve ileridoğru atıldı. İnce sütunun üst kısmına diğer kolunu doladı vedöne döne hızla aşağı kondu. Rahibenin hemen yanında yereindi ve kılıçlarını tekrar hazır hale getirdi.

Ürken dişi drow görünüşe bakılırsa Drizzt'i bir müttefikzannederek bazı keskin emirler yağdırdı. Parıltı kalbinesaplandı.

Gücü yarı yarıya emilmiş olan gnom Drizzt'e meraklabaktıktan sonra bayılıp kaldı. Drizzt, gnomlara kendidillerinde kara ciflerin uzaktaki çıkışın yanında yerlerinialmış oldukları hakkında uyarıda bulunarak ileri doğrukoşturdu. Fakat kolcu açık alana çıkmaktan kaçındı.Karşılaşacağı her gnomun muhtemelen kendisinesaldıracağını ve karşılaşacağı herhangi bir drowun dakendisini tanıyabileceğini anlamıştı.

Az önce yapmış olduğu şeyi ve dişi Drowun tıpkı ablasıVierna'nınkilere benzeyen gözlerini düşünmemeye çalıştı.

Hızla koşturdu ve etrafında savaş çığlıkları yükseldiğindesırtını bir sütuna dayadı. Bir başka dikitin yanından bir gnomfırlayıp çılgınlar gibi çekiç savurmaya başladı. Ve daha Drizztkendisinin bir düşman olmadığını açıklama fırsatı bulamadanönce yan taraftan başka bir drow geldi ve Drizzt ile omuzomuza durdu.

Page 178: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Aniden tereddüde düşen gnom bir kaçış yolu bulabilmekiçin etrafına bakındı. Ama yeni gelen rakibi üzerine atıldı.

Drizzt sadece içgüdüsel olarak hareket ederek Drowunsilah tutan kolunu biçti ve palasıyla derin bir yarık açtı.Abanoz derili elf silahını düşürdü ve vücudunu yarı yarıyadöndürerek müttefik olmayan bu drowa dehşet içinde baktı.Tökezleyen Drow tekrar önüne odaklandı ve gnom çekicininyüzünün ortasına gömülmesi için tam zamanında döndü.

Gnom olan bitenden birşey anlamamıştı tabii ve kara elfyere düşerken aklındaki tek şey ikinci düşmanı için çekicinihazırlamaktı. Ama Drizzt ortadan kaybolmuştu.

Rahibeler alaşağı edildikten sonra bir gnom şamanı yereyığılmış olan elementalin yanına koşturdu. Moloz yığınınüzerine bir taş yerleştirdi, onu kazmasıyla derine gömdü vebüyü sözlerini söylemeye başladı. Kısa süre sonra elementaltıpkı eskisi kadar iri bir halde yeniden şekil aldı vedüşmanlarını bulmak için bir çığ gibi gümbürdeyerek ilerledi.Şaman onun gidişini izledi, ama aslında etrafına bakmasıgerekliydi. Zira arkasından gizlice başka bir kara elfyaklaşmış ve gürzünü bir ölüm darbesi indirmek için havayakaldırmıştı.

Şaman içinde bulunduğu tehlikeyi anladığı anda gürz aşağıdoğru inişe geçti... ve bir pala tarafından durduruldu.

Drizzt şamanı kenara doğru itti ve afallayan drow ileyüzleşti.

'Dost musun?' diye çabucak serbest eliyle sordu drow.

Page 179: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt kafasını olumsuz anlamda salladı ve Parıltı'yladrowun gürzüne vurarak silahı kenara savurdu. Kolcununikinci palası da çabucak aynı yönü takip etti, metal gürzeyüksek bir çınlamayla çarptı ve onu Drizzt'in sol tarafınadoğru uzağa savurdu.

Fakat Drizzt'in rakibini şaşırtma avantajı beklediği kadar dabüyük olmamıştı. Zira drow serbest olan diğer elini çoktankemerinde doğru atmış ve ince bir kama çekmişti. Bu yenisilah drowun piwafwi pelerinin kıvrımları arasından dışarıçıkarak ileri doğru savruldu, dosdoğru Drizzt'in kalbine atıldıve şeytani drow zaferle hırladı.

Drizzt sağa döndü ve geri adım atarak tehlikeden uzaklaştı.En yakındaki palasını geriye doğru aşağı indirdi ve kamanınkabza kısmım bir kanca gibi yakalayıp Drowun kolunu ileridoğru çekti. Dönüşünü tamamlayıp sırtını rakibinin göğsünedayadı ve uzanmış olan kolu etrafına doladı. Kötü drowgürzünü Drizzt'e vurabilecek bir açıya getirmeye çabaladı,ama Drizzt daha avantajlı bir durumda ve daha hızlıydı. Geriçekilip tekrar saldırdı, dirseği yukarı doğu kalkıp rakibininyüzüne önce bir, sonra iki ve üçüncü kez hızlı bir başanyladarbe indirdi.

Drizzt, drowun kama tutan elini iterek uzaklaştırdı veakıllıca davranıp dönüş yönünü değiştirerek savrulan gürzütam zamanında Parıltı'yi kaldırarak savuşturdu. Drizzt'in diğerkolu ileri uzandı ve palasının kabza kısmı drowun yüzünesertçe çarptı.

Kötü Drow dengesini korumaya çabaladı ama oldukçasersemlemişti. Parıltı'yla yapılan hızlı bir bükme ve itme

Page 180: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

hareketi gürzün Drowun elinden uçmasını sağladı. Bununüzerine Drizzt sol eliyle yumruk attı; Parıltı'nın kabzasıDrowun çenesini yanına indi ve onu yere devirdi.

Drizzt, ağzı bir karış açık duran ve tedirginlikle çekicinisıkı sıkı tutan gnom şamana baktı. Devam etmekte olan dövüşbir bozgun halini almıştı. Yeniden canlanan elementalsvirfneb-lileri kesin bir zafere taşıyordu.

Şamanın yanma iki gnom daha geldi ve Drizzt'e şüpheyle,korkuyla baktılar. Drizzt, svirfneblin dilini düşünmek için biran duraksadı. Hem Elfçenin melodik cümle çekimlerini, hemde Cüce Lisanının sert, rezonanslı seslerinin kullanıldığı birdildi gnomlannki.

"Ben düşman değilim," dedi ve sözünü kanıtlamak içinpalalarını yere bıraktı.

Yerdeki drow inledi. Bir gnom onun üzerine atıldı ve sivriuçlu kazmasını drowun kafatasının arkasında havaya kaldırdı.

"Hayır!" diye itiraz ederek haykırdı Drizzt. İleri doğruatıldı ve darbenin önünü kesmek için eğildi.

Fakat Drizzt aniden geri doğrulmak zorunda kaldı. Ziraiçini kavuran bir acı dalgası belkemiğinden vücudunayayılmıştı. Gnomun kendinden geçmiş drowun işinibitirdiğini gördü, ama omurgasında küçük acı patlamalarıoluşmaya başladığından dolayı gnomun yaptığı bu vahşihareketi düşünecek durumda değildi. Kenarı keskin olmayanfeci bir sopanın uç kısmı, sanki demir parmaklıklara sürtünenbir tahta parçası gibi omurgasından aşağı doğru süzüldü.

Page 181: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Sonra bu his geçti ve Drizzt kendisine oldukça uzun gelenbir süre boyunca hareketsiz bir şekilde durdu. Sankiuyuşmuşlar gibi bacaklarında bir karıncalanma hissetti, sonrabelden aşağısını hiç hissetmemeye başladı. Dengesinikorumak için mücadele verdi, ama sallanıp düştü ve taşzemini tırnaklarıyla kazıyarak nefes almaya çalıştı.

Bayılıp gitme karanlığının -ya da daha derin bir karanlığın-hızla yaklaşmakta olduğunu biliyordu. Zira nerede olduğunuve buraya neden geldiğini zar zor anımsıyordu.

Şamanın sesini duydu. Ama Drizzt'in geriye kalan sonbilinç kırıntısı da şamanın ettiği şu sözler karşısında pekrahatlayamadı.

"Onu öldürün."

BÖLÜM 11

BEYHUDE

"Burası mı?" diye sordu savaş öncüsü, kamçı gibi esenrüzgar arasından sert sesini duyurabilmek için haykırarak.Artemis Entreri'nin cesedini bulmak için, Regis ve Bruenor

Page 182: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ile birlikte Mitril Salonunun dışına gelmişlerdi- aslındabuçukluğu buraya gelmeye kendisi zorlamıştı. "İpucubulacaamız yerde ipucu bulcan," diye alışılageldik bir şekildeüstü kapalı bir açıklama yapmıştı Pwent.

Regis, üzerine büyük gelen pelerinin kapüşonunu rüzgarınısırığından korunmak için yüzünün üstüne kadar çekti. Küçükbir yarık halinde uzanan dar bir vadideydiler. Vadinin açıkolan iki ucu hatırı sayılır şiddetteki rüzgarı bir kasırgayaçeviriyor gibiydi. "Buralarda bir yerdeydi.'7 dedi Regis, eminolmadığını belirtmek için omuzlarını silkerek. Yara bereiçindeki Entreri'yi bulmak için buraya geldiği zaman, dahayüksekten bir rota izlemiş, dar koyağın üst kısmındaki diğerçıkıntılardan dolaşmıştı. Genel olarak doğru bölgedebulunduğu muhakkaktı, ama bu açıdan bakılınca bütünnesneler tam manasıyla emin olamayacak kadar farklıgörünüyordu.

"Onu bulcaz, kralım," diye Bruenor'u temin ettiThibbledorf.

"Ne işe yarayacaksa," diye söylendi hüzünlü Bruenor.

Regis, Bruenor'un sönük ses tonunu duyunca yüzünüburuşturdu. Bruenor'un tekrar umutsuzluğun kollarına doğrukaydığını açık bir şekilde farkediyordu. Bin tane cüceyeraltında araştırma yapıyor olsa da, Mithril Salonununaltındaki labirent tünelleri aşmanın bir yolunu bulamamışlardıve doğudan gelen haberler de pek umut vadetmiyordu- eğerCattibrie ve Drizzt, Gümüşay'a gitmişlerdiyse, şimdi omekanı çok geride bırakmışlardı. Bruenor bütün bunlarınbeyhude olduğunu idrak etmeye başlıyordu. Haftalar geçmiş

Page 183: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ve Mithril Salonundan onları dostlarının yakınlarına biryerlere götürebilecek bir yol bulunamamıştı. Cüce ümidiniyitiriyordu.

"Ama kralım!" diye kükredi Pwent. "Adam, yolu biliyo."

"Adam, öldü," diye savaş öncüsüne hatırlattı Bruenor.

"Sorun dul!" diye böğürdü Pwent. "Rahipler ölülerlekonuşabilir- ayrıca herifin bi haritası olabilir. Ah, şu drowşehrine giden yolu bulcaz, söylemiş ölüm. Ve ben de orayagitçem, kralım için! O leş kokulu Drowlann hepsinigebertçem- tabii kolcu dostumuz hariç," diye ekledi, Regis'egöz kırparak, "-ve kızınızı yuvaya geri getircem!"

Bruenor sadece iç çekti ve Pwent'e araştırmaya devametmesini işaret etti. Fakat bütün o şikayetlerine rağmen cücekral, Entreri'nin paramparça cesedini gördüğünde biraz tatminolmayı gizliden gizliye umut ediyordu.

Kısa bir süre daha gezindiler. Regis sürekli olarakkapüşonunu açıp etrafa bakmıyor ve hafızasını tazelemeyeçalışıyordu. En sonunda buçukluk yüksekte duran bir katmançıkıntısı, dal gibi uzanan bir kaya parçası tespit etti.

"Orada." dedi, işaret ederek. "Orası olmalı."

Pwent başını kaldırıp baktı, sonra bakışlarını dosdoğruyarığın dibine indirdi. Elleri ve ayaklan üzerinde yerdedebelenmeye ve sanki cesedin kokusunu almayaçalışırmışçasına zemini koklamaya başladı.

Page 184: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Regis onu eğlenerek izledi. Sonra bir elini yarığın duvarınadayamış bir halde başını sağa sola sallayan Bruenor'a doğrudöndü.

"Nedir o?" diye sordu Regis, Bruenor'a doğru ilerleyerek.Soruyu duyan ve kralının tavrını farkeden Pwent onlarınyanma doğru seğirtti.

Regis, yaklaştığı zaman taş duvarın üzerinde birşey far-ketti, gri ve mat birşey. Bruenor o nesneden bir parça kopartıpbuçukluğa doğru uzattığında Regis daha yakından baktı.

"Nedir bu?" diye tekrar sordu Regis, ona dokunmayacesaret ederek. Parmağını geri çekerken yapışkan bir iplikparçası eline takılıp kaldı ve yapış yapış maddeyi silkelemekiçin buçukluğun biraz uğraşması gerekti.

Bruenor'un birkaç kez acı acı yutkunması gerekmişti.Pwent hızla koşturup duvarı kokladı, sonra koyağın öbürduvarına gitti ve oranın taşını inceledi.

"Bu, bir ağdan geri kalanlar," diye tatsızca cevap verdi cücekral.

Hem Bruenor hem Regis, kafalarım kaldırıp çıkıntılıkayaya baktılar ve düşen kiralık katilin altına gerilmiş olan birağın ne manaya gelebileceğini kara kara düşündüler.

* * *

Parmaklar, onun gözle takip edemediği kadar hızlı birşekilde hareket etti ve kiralık katilin anlayamadığı bazı

Page 185: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

talimatlar verdi. Entreri de tepesi atarak başını sağa solasalladı. Drow ise kara derili ellerini çırptı, "Iblith, " diyesöylendi ve yürüyüp uzaklaştı.

'Iblith, ' diye sessizce zihninde tekrarladı Artemis Entreri.Bu, drow dilinde 'pislik' manasına geliyordu ve Jarlaxle'ınonu bu berbat mekana getirdiğinden beridir en fazla duyduğukelime de buydu. O drow askeri kendisinden ne beklemişolabilirdi? Drowlarm karmaşık el alfabesini daha yeni yenisökmeye başlamıştı. Bu alfabenin parmak hareketleri o kadarkusursuz ve detaylıydı ki, Entreri bu dili her yirmi insandanancak bir kişinin az çok anlayabileceğini düşünüyordu. Birkaçkelime biliyordu ve drow dili cümle yapısı hakkında temel birbilgisi vardı. Böylece basit sözleri bir araya getirebiliyordu.

Ve Iblith sözünü de gayet iyi biliyordu

Kiralık katil, Bregan D'arthe'nin bu haftaki operasyonlariçin karargahı olan küçük mağaranın duvarına sırtını yasladı.Kendisini şimdiye dek hiç hissetmediği kadar küçük vedeğersiz hissediyordu. Jarlaxle, onu Mithril Salonunundışındaki koyakta bulunan bir mağarada ilk iyileştirdiğindeparalı askerin ona kendisini Menzoberranzan'a götürmekonusunda yaptığı teklifi (aslında Entreri onun daha çok biremir niteliğinde olduğunu şimdi şimdi farkediyordu)mükemmel birşey, dev bir macera olduğunu düşünmüştü.

Bu macera falan değildi; cehennemin ta kendisiydi. Entreribir colnbluth, yani drow-olmayan biriydi ve pek demüsamahakar olmayan o ırktan yirmibin kişinin arasındayaşıyordu. Onların insanlara karşı özel bir nefreti yoktu,ancak kendileri dışındaki herkesten nefret ettikleri kadar

Page 186: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

insanlardan nefret ediyorlardı. Ama bir colnbluth, yani drow-olmayan biri olduğu için bir zamanlar kudretli bir kiralıkkatilken, Entreri şimdi kendisini Bregan D'aerthe'nin Drowbirliğinin en alt rütbelerinden birinde bulmuştu. Her neyaparsa, her kimi öldürürse öldürsün Artemis Entreri,Menzoberranzan'da yirmibin Drowdan bir tanesinden biledaha yüksek bir mevkiye sahip olamazdı.

Ve örümcekler! Entreri örümceklerden nefret ediyordu ve osürüngen şeyler Drow şehrinde her yerdeydi. Daha büyük,daha zehirli değişik türler olarak yetiştiriliyor ve evcilhayvanlar olarak besleniyorlardı. Ayrıca bir örümceköldürmek yüksek dereceden suçtu ve beraberinde Jiwin guui'elghinn, yani öldürene kadar işkence cezasını getiriyordu.Dev mağaranın en doğu ucundaki Donigarten gölününyakınındaki yosun yatağı ve mantar korusunda, Entreri'nin sıksık goblin köleleri denetlemek için görevlendirildiği yerde,zeminde binlerce örümcek geziniyordu. Etrafında dolaşıyor,üzerinde yürüyor, ağlarından aşağı sarkıp cehennem azabıçeken adamın yüzünden santimler ötede sallanıp duruyorlardı.

Kiralık katil yeşil renkle parlayan kılıcını çekti ve silahınacımasız sivri kısmını gözlerinin önüne doğru kaldırdı. Enazından şimdi drow şehrinde daha fazla ışık vardı; Entreri'ninbilmediği bir sebepten dolayı büyülü ışıklar ve titrekmeşaleler Menzoberranzan'da daha yaygın bir hâl almıştı.

"O kadar muhteşem bir silahı drow kanıyla ıslatmak pekakıllıca değil," diye tanıdık bir ses geldi kapı eşiğinden. Buses Ortak Lisanı rahatça konuşuyordu. Jarlaxle odaya girerkenEntreri bakışlarını kılıçtan ayırmadı.

Page 187: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Kudretli Drowlardan birine zarar verecek gücü kendimdebulabileceğimi sanmıyorsun herhalde," diye yanıtladı kiralıkkatil. "Ben, yani iblith nasıl olur da..." diye sormaya başladı,ama Jarlaxle kahkaha atarak adamın kendisine acımasıylaalay etti. Entreri paralı askere baktı ve drowun geniş siperliklişapkasını elinde tutmuş, diatryma tüyüyle oynamaktaolduğunu gördü.

"Senin hünerlerini hiçbir zaman hafife almadım, kiralıkkatil," dedi Jarlaxle. "Drizzt Do'Urden'e karşı birçok dövüştencanlı kurtuldun ve Menzoberranzan'da bunu çok az kişi iddiaedebilir."

"Ben dövüş konusunda ona denktim," dedi Entreri, dişlerinisıkarak. Bu sözleri sadece sarfetmek bile ona acı vermişti.Drizzt ile birkaç kez dövüşmüştü, ama yarıda bölünmedensadece iki kez karşılaşmışlardı ve ikisinde de Entrerikaybetmişti. Entreri skoru eşitlemeyi, kendisinin daha iyi birsavaşçı olduğunu kanıtlamayı feci şekilde istiyordu. Yine de,en azından kendisine itiraf etmeliydi ki, kalbinin derinlerindeDrizzt Do'Urden ile bir daha dövüşmeyi hiç arzulamıyordu.Calim-port'un çamurlu lağım tünellerinde ve sokaklarındaDrizzt'e karşı ilk dövüşü kaybettiğinde, Entreri her gününüintikam planları yaparak geçirmiş, hayatını tek birşey üzerineyönlendirmişti;

Drizzt ile yapacağı dövüş üzerine. Ama ikinci kezkaybettikten sonra kendisini, her tarafı kırılmış ve sefil birhalde, rüzgarla dolu bir koyaktaki çıkıntılı bir kayadan aşağısarkarken bulduğunda...

Page 188: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

'Ama ne?' diye düşündü Entreri. Neden o hain drow ileartık dövüşmek istemiyordu? Yoksa karar verilmiş ve kimindaha iyi olduğu anlaşılmış mıydı? Yoksa sadece çok mukorkuyordu? Bu hisler Artemis Entreri'nin huzurunukaçırıyordu, onun drow şehrinde olduğu kadar kendisineyabancı olan duygulardı.

"Dövüş konusunda ona denktim," diye tekrar fısıldadı, busözlere elinden geldiğince kendisini inandırarak.

"Senin yerinde olsam bunu açık açık ilan etmezdim," diyeyanıtladı paralı asker. "Dantrag Baenre ile Uthegental Amigosadece seni kimin öldüreceğini kararlaştırmak için dövüşetutuşabilirler."

Entreri gözünü dahi kırpmadı; kılıcı sanki alev alev yanangururunu ve hiddetini yansıtıyormuş gibi parladı.

Jarlaxle yine güldü. "Seninle ilk kimin dövüşeceğinikararlaştırmak için," diye düzeltti paralı asker ve yerlerekadar eğilip özür mahiyetinde reverans yaptı.

Kendini yabancı hisseden kiralık katil yine gözünükırpmadı. 'Acaba bu efsanevi drow savaşçılardan birisiniöldürsem bir parça saygı kazanabilir miyim?' diye merak etti.Yoksa yine kayıp mı edecek ve öldürülmekten bile daha kötübir ceza görüp o gerçekle yaşamaya mahkum mu edilecekti?

Entreri kılıcı hızla aşağı indirdi ve kınına yerleştirdi. Hiç bukadar mütereddit, bu kadar kendine güvensiz olmamıştı. Dahagencecik bir çocukken Calimshan'ın kalabalık şehirlerindehayatta kalmayı başarırken kendisine sonsuz güven duyardı

Page 189: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ve bu güveni kendi avantajına kullanırdı. Ama burada, bumekanda olmuyordu.

"Askerlerin benimle alay ediyor," diye aniden kızdı, siniriniparalı askerden çıkartarak.

Jarlaxle güldü ve şapkasını kel kafasına geri taktı."Birkaçını öldür," diye önerdi ve Entreri bu soğuk, kurnazDrowun şaka yapıp yapmadığını kestiremedi. "O zaman gerikalanı seni rahat bırakır."

Entreri yere tükürdü. Onu rahat mı bırakacaklarmış?Diğerleri onun uyumasını bekler, sonra da Donigarten'inörümceklerini beslemek üzere onu küçük parçalara bölerlerdi.Bu düşünceyle birlikte adamın kıstığı gözleriyle attığı yoğunbakış bozuldu ve adam istemeyerek yüzünü buruşturdu. Birdişi drow öldürmüştü (ki Menzoberranzan'da bu bir erkeköldürmekten çok daha kötüydü) ve şehirdeki bazı evler insanyemin beklentisi içinde örümceklerini aç bırakıyor olabilirdi.

"Ah, ama sen daha çok toysun," dedi paralı asker, sankiadama açıyormuş gibi. Entreri iç geçirdi, başını çevirdi ve birelini kaldırarak salyayla ıslanan dudaklarını sildi. Neyedönüşüyordu böyle? Calimport'dakilerin, loncalardakilerin,hatta paşalar ve kendilerini onun efendisi olarak addedendiğer kimselerin karşısında hep kontrolü elindebulundurmuştu. Diyarlar 'daki en hain, iki yüzlü hırsızlartarafından kiralanan bir katildi ve yine de içlerinden birisidahi Artemis Entreri'ye ters gitmeyi denememişti.Calimport'un uçuk mavi gökyüzünü görmeye nasıl da hasretduyuyordu!

Page 190: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Korkma, abbil," dedi Jarlaxle, drow lisanındaki 'güvenilirdost,' kelimesini kullanarak. "Güneşin doğuşunu yineseyredebileceksin." Paralı asker görünüşe bakılırsa onunbütün düşüncelerini okuduğunu anlayan kiralık katilinyüzündeki ifade karşısında gülümsedi. "Sen ve ben, MithrilSalonunun kapı eşiğinden güneşin doğuşunu izleyeceğiz."

Entreri, drowlann Drizzt'in peşine düşeceğini anladı.Menzoberranzan'daki ışıklar hesaba katılırsa -sebeplerinişimdi farketaıişti- bu sefer Battlehamer Klanı da yokedilecekti!

"Öyle yapacağız," diye devam etti Jarlaxle alaycı birşekilde, "tabii Horlbar Evi, matron analarından birisiniöldüren kişinin sen olduğunu öğrenecek zamanı bulmazsa."

Jarlaxle çizmesini yere 'klik' diye vurup şapkasını öndedoğru hafifçe eğerek döndü ve odadan ayrıldı.

'Jarlaxle biliyormuş! Ve o dişi Drow da bir matron anay-mış!' Kendisini feci şekilde perişan hisseden Entreri sırtınıduvara yasladı. O arka sokaktaki acımasız yaratığın birmatron ana olduğunu nereden bilebilirdi ki?

Duvarlar adamın üzerine yürüyor, onu boğuyorlardı.Normalde serin olan alnında boncuk boncuk terler vardı veEntreri nefes almakta güçlük çekiyordu. Bütün düşüncelerimuhtemel bir kaçma planına yoğunlaştı. Ama o düşünceleraman vermez duvarlara kaçınılmaz bir şekilde çarpıpparçalandı. Orada en az drow kılıçlarıyla esir olduğu kadarlojistik sebeplerden dolayı tıkılıp kalmıştı.

Page 191: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bir kere kaçmayı denemiş, Menzoberranzan'ınDonigarten'in ötesindeki doğu çıkışından dışarı sıvışmıştı.Ama nereye gidebilirdi ki? Karanlıkaltı kiralık katilin nasıldövüşeceğini bilmediği canavarlarla dolu tehlikeli tüneller vederin oyuklardan oluşan bir labirentti. Entreri çok farklı olanyüzey dünyasının bir sakiniydi. Vahşi Karanlıkaltı'nıanlamıyordu ve orada uzun süre hayatta kalmayı umamazdı.Kesinlikle yüzeye geri dönüş yolunu kendi başına bulamazdı.Kapana kıstırılmış ve kafese tıkılmıştı, şerefi ve gururu ikiparalık olmuştu. Ve er ya da geç feci şekilde öldürülecekti.

BÖLÜM 12

BADİREYİ ATLATMAK

"Bütün alanı çökertebiliriz," diye belirtti General Dagna.masaya serilmiş duran haritanın üzerine parmaklarındanbirisini bastırarak.

"Çökertmek mi?" diye böğürdü savaş öncüsü. "Eerçökertirseniz o leş kokulu drowları nasıl öldürcez?"

Bu toplantıyı ayarlamış olan Regis, Dagna'ya ve masanınetrafına doluşmuş olan diğer cücelere duyduklarına inanamaz

Page 192: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bir halde baktı. Sonra bakışlarını Pwent'e geri çevirdi. "Leşkokulu drowları çöken tavan öldürecek zaten." diye açıkladı.

"Pöh, kumtaşı!" diye pufladı savaş öncüsü. "Buna eğlencemi diyonuz siz? Zırhımı drow kanıyla yağlamam lazım, hak-katen de ööle, ama sizin aptal planınız yüzünden zırhımısürtçek bir ceset bulmak için aylarca yeri kazmam gerekçek."

"Şurada yapılacak hücumda başı sen çek," diye önerdiDagna, haritadaki açık koridorlarla dolu olan başka birbölgeyi işaret ederek. "Geri kalanlarımız sana otuz metrelikavans tanır."

Regis generale yüzünü ekşiterek baktı ve sonraonaylayarak başlarını sallayan diğer cücelere tek tek aynıifadeyle bakışlar attı. Regis, Dagna'nın sadece yarı yarıyaşaka yapmakta olduğunu biliyordu. Eğer leş kokuluThibbledorf Pwent kara ciflere karşı yapılması muhtemeldövüşte şehit olanlardan biri olursa, Battlehammer Klanındapek az kişi onun için gözyaşı dökerdi.

"Tüneli çökerteceğiz," dedi Regis, cücelerin dikkatinitekrar mevzuya çekmek için. "Şurada ve şurada güçlüsavunma hatlanna ihtiyacımız olacak," diye ekledi, derindekidar tüneller arasında bulunan iki açık alanı işaret ederek."Günün ilerleyen saatlerinde Konaktaşlı Berkthgar ilegörüşeceğim."

"O pis kokulu insanları içeri mi alcan yani?" diye sorduPwent.

Page 193: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Kurumla kaplanmış terli vücutların kokulanna alışkın olancüceler bile, Pwent'in bu yorumu karşısında yüzleriniburuşturdular. Mithril Salonunda Pwent'in koltukaltıkokusunun sağlam bir çiçeği elli metreden soldurabildiği gibibir söylenti yaygındı da.

"İnsanlarla ne yapacağımı bilmiyorum," diye yanıtladıRegis. "Hatta drow akını konusundaki şüphelerimi onlarahenüz söylemedim. Eğer bize katılmayı kabul ederlerse, kietmeyeceklerine inanmak için hiçbir sebep yok, zannımcaonları derin tünellerin dışında tutmakta fayda var- her nekadar o tünelleri aydınlatmayı planlıyor olsak da."

Dagna başıyla onayladı. "Hakikaten akıllıca bir karar,"dedi. "Uzun adamlar dağ yamacında dövüşmeye dahauygundur. Tahminimce Drowlar dağların içinden geldiklerigibi, aynı zamanda etrafından da dolaşacaklardır."

"Konaktaşlı adamlar onları karşılayacak," diye ekledi birbaşka cüce.

* * *

Bruenor Battlehammer odanın yan tarafındaki yarı yarıyakapalı duran bir kapının gölgeleri arasından ilgiyle onlarıizliyordu. Regis'in işleri bu kadar çabuk kontrol altına almasıkarşısında hayrete düşmüştü, özellikle de buçukluğunhipnotize edici yakut süsünü takmıyor olduğu gerçeği hesabakatılırsa. Hızlı ve kararlı davranmadığı, Cattibrie ile Drizzt'eulaşma yolunun kesilmesi sebebiyle tekrar kendine acımabataklığına sürüklendiği için Bruenor'u azarlayan Regis,

Page 194: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

yanında Pwent ile birlikte dosdoğru General Dagna ve diğerkumandanlarla konuşmaya gitmişti.

Şu anda Bruenor'u hayrete düşüren şey, cücelerin heveslesavaş hazırlığına girişmiş olması değil, onlara görünüşebakılırsa Regis'in liderlik ediyor olmasıydı. Regis bu rolüüstlenebilmek için elbette ki bazı yalanlar uydurmuştu.Bruenor'un umursamazlığını kullanan buçukluk, cüce kralıylabazı görüşmelerde bulunuyormuş gibi yapıyor, sonra dadosdoğru Bruenor'dan emir getiriyormuş gibi Dagna vediğerlerinin yanına gidiyordu.

Bruenor bu numarayı ilk farkettiğinde buçukluğuboğazlamak istemişti. Ama Regis kralın karşısında dimdikdurmuş ve oldukça samimi bir şekilde, eğer Bruenor başageçmek istiyorsa bu görevden geri çekilmeyi önermişti.

Bruenor bunu yapabilmeyi dilerdi, o enerjiyi kendisinde birkez daha bulmayı çılgınlar gibi istiyordu. Ama savaşkonusundaki herhangi bir düşünce onu son zamanlardagiriştiği dövüşlerin hatıralarına boğuyordu- özellikle deDrizzt, Cattibrie ve Wulfgar'ın yanında savaştığı anılara. Oacı dolu hatıralarla felce uğrayan Bruenor, Regis'i basitçebaşından savmış ve buçukluğun bu yalana devam etmesineizin vermişti.

Dagna çoğu kimseden daha iyi bir strateji uzmanıydı, amacüceler ve ahmak goblinler dışındaki ırklara karşı deneyimioldukça sınırlı kalıyordu. Regis, Drizzt'in en yakın dostlarıarasındaydı; yani Drizzt'in anayurdu ve halkı hakkındaanlattığı hikayeleri yüzlerce kez dinlemişliği vardı. Regis,aynı zamanda Wulfgar'ın da en yakın dostlarından birisiydi ve

Page 195: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bu sebeple barbarları da iyi tanıyordu- ki eğer savaşyaşanacaksa cücelerin barbarların ittifakına ihtiyacı olacaktı.

Yine de Dagna'nm cüce olmayan hiçkimseden hoşlan-ıadığı halde -pek cesurluğuyla tanınmayan!- buçukluğuntavsiyelerine canı gönülden uyması gerçeği Bruenor'u epeyşaşırtıyordu.

Ayrıca bu gerçek krala acı da veriyordu. Bruenor da karaîlfleri ve barbarları en az Regis kadar iyi biliyordu ve cücetaktiklerinden ise herkesten daha iyi anlıyordu. O masanınbaşında iuran ve haritadaki bölümleri işaret eden kişi kendisiolmalıydı; Cesur Berkthgar'la görüşecek kişi de kendisiolmalıydı tabii yanında Regis ile birlikte.

Bruenor bakışlarını yere indirdi, bir eliyle alnını ve acayipgörünüşlü yarasını ovuşturdu. İçi oyulmuş olan gözçukurunda bir sancı hissediyordu. Kalbi de oyulmuş,Wulfgar'ın ölümüyle bomboş kalmıştı ve Drizzt ile biricikCattibrie'm tehlikeye atıldığını düşündükçe paramparçaoluyordu.

Yaşanan hadiseler Mithril Salonunun kralı olarak üzerinedüşen sorumlulukların ötesine geçmişti. Bruenor kendisiniöncelikli olarak dostlarına ve evlatlarına adamıştı, ki biriölmüş diğeri de kaybolmuştu. Kızının ve dostunun kaderleriartık cücenin elinden çıkmıştı; sadece onların galip gelmesini,hayatta kalmayı başarıp geri dönmelerini ümit edebilirdi okadar. Zira Bruenor'un Drizzt ile Cattibrie'a ulaşmasınınhiçbir yolu yoktu.

Ve Bruenor, Wulfgar'ı bir daha asla göremeyecekti.

Page 196: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cüce kral iç çekti, döndü ve boş odasına doğru yavaşçailerledi. Hatta toplantıya ara verildiğini bile farketmedi.

Regis kapı eşiğinden sessizce Bruenor'u izledi. Başkahiçbir sebepten olmasa bile, sadece yıkılmış cücenin içindekiateşleri tekrar canlandırmayı denemek için yakut süsününyanında olmasını diledi.

* * *

Cattibrie, önünde uzanan geniş koridora şüpheyle baktı veçok sayıdaki dikit sütun arasındaki farklı şekilleri ayırtetmeye çalıştı. Çamurun taşla karıştığı bir yere gelmiş veizleri yeterince net bir şekilde görmüştü- bunların goblin izleriolduğunu biliyordu, ayrıca yeni bırakılmışlardı.

İleride pusu için mükemmel bir yer duruyordu. Cattibriebelinin arkasında kayışla asılı duran sadağından bir ok çıkarttıve büyülü yayı Kalp Avcısı Taulmaril'i hazırlayıp doğrulttu.Panter heykelciği de yere bırakılmaya hazır bir şekilde birkolunun altına sıkıştırılmış duruyordu. Guenhwyvar'ı AstralDüzlemden çağırıp çağırmama konusunda kendisiyle sessizcetartıştı. Goblinlerin etrafta olduğuna dair gerçek bir kanıtıyoktu -koridordaki bütün sütunlar doğal ve tehlikesizgörünüyordu- ama ensesindeki tüylerin ürpererek dikildiğinihissediyordu.

Mantığı içgüdülerine üstün geldi ve Cattibrie kediyi ça-ğırmamaya karar verdi. Sol taraftaki duvara doğru yanaştı veyavaşça ilerlemeye başladı. Çizmesini yerden kaldırırkençamurdan çıkan her 'culp' sesiyle birlikte irkildi.

Page 197: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Genç kadın sol tarafındaki duvara yakın giderek bir düzinedikit sütun geride bırakmıştı ki durdu ve yine etrafı dinledi.Her taraf mükemmel bir şekilde sessiz gibiydi, ama attığı heradımın izlendiği ve bir canavarın pek yakında bir yerdepusuya yatmış, üzerine atılıp onu boğazlamaya hazırbeklediği hissini bir türlü silkeleyip atamıyordu. 'TümKaranhkaltı boyunca bu böyle mi olacak?' diye merak etti.Hayalinde kurduğu tehlikeler yüzünden aklını mıkaybedecekti? Ya da daha kötüsü, karşısına gerçekten birtehlike çıktığı zaman hatalı içgüdülerinin getirdiği yanlışalarmlar yüzünden gafil mi avlanacaktı?

Cattibrie bu düşünceleri zihninden atmak için kafasınısilkeledi ve büyü sayesinde yıldız ışığında gibi gördüğükaranlığa dikkatle bakmak için gözlerini kıstı. AlustrielHanımın verdiği hediyenin bir diğer faydası da gözlerininenfraruj lu görüşü belirten kırmızı renginde parlamıyorolmasıydı. Fakat bu konularda deneyimsiz olan genç kadın bugerçeği bilmiyordu; bildiği tek şey ilerideki şekillerinhakikaten meşum göründüğüydü. Buradaki zemin veduvarlar, tünellerin diğer bölümlerinde olduğu gibi düzgünyapılı değildi. Farklı bölgelerde çamurlu ve temiz sular şarılşanl akmaktaydı. Dikitlerin birçoğunun uzantıları var gibiydi-belki de o uzantılar ellerinde acımasız silahlar tutan goblinkollarıydı.

Cattibrie bu nahoş düşünceleri yine silkeleyip uzaklaştırdıve ilerlemeye başladı. Fakat aniden donup kaldı. Bir sesyakalamıştı; sanki bir silah ucunun taşa değdiğinde çıkarttığıhafif sürtünme sesi gibiydi. Uzun bir süre beklediyse de başka

Page 198: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

birşey duymadı ve hayalgücünün onu alıp götürmesine izinvermemesi gerektiğini kendisine bir kez daha hatırlattı.

'Peki o goblin izleri de hayalgücümün bir parçası mıydı?'diye kendisine sordu, ileri doğru bir adım daha atarken.

Cattibrie panter heykelciğini yere bıraktı ve hızla dönüpyayını gerdi. En yakın dikit sütunun arkasından bir goblinfırladı. Çirkin ve yassı suratı kocaman sırıtışı sebebiyle dahada geniş görünüyordu ve paslı, tırtıklı kılıcı kafasınınüzerinde yukarı kalkmıştı.

Cattibrie dosdoğru ateş etti ve canavarın kafasında çokrenkli kıvılcımlar patladığında, gümüş kuyruklu ok yayınipini daha henüz terketmişti. Ok kafayı delip geçti ve bir dikitsütunu deşerek üzerinden kocaman bir kaya parçasıdüşürürken yine kıvılcımlar saçtı.

"Guenhwyvar!" diye seslendi Cattibrie ve yayını hazırladı.Harekete geçmesi gerektiğini, bu alanın kıvılcım yağmuruyüzünden açıkça belli olduğunu biliyordu. Etrafında dönmeyebaşlayan gri duman bulutuna baktı ve çağırma işleminintamamlandığını anlayarak panter heykelciğini yerden alıpduvarın önünden hızla uzaklaştı. Ölü goblinin cesedininüzerinden sıçradı ve en yakındaki dikitin ardına süzüldü.Sonra diğer ikisinin arasından geçti. Gözünün kenarıylabirbuçuk metrelik kambur bir suret daha gördü. Oklardan birihedefe doğru ışıldayarak uçtu, gümüşi kuyruğuyla karanlığıçaldı ve bir kez daha saplandı. Fakat Cattibriegülümseyemedi, zira ışık parlamasıyla birlikte sütunlarınetrafında gezinip sinsizce dolaşan bir düzine çirkin yaratıkgözler önüne serilmişti.

Page 199: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Çığlık atıp kuş gibi öttüler ve hücuma geçtiler.

Duvarın yanındaki gri duman güçlü panterin maddevücuduna bürünmüştü. Guenhwyvar yapılan çağrınınaciliyetini anlamış ve derhal hazır duruma geçmişti.Kulaklarını geriye yatırmış bir halde yeşil gözleriyle etrafabakıyor ve yaşanan sahneyi iyice ölçüp tartıyordu. Kedigeceden daha sessiz bir şekilde koştu.

Cattibrie yaklaşan grubu yan kanattan karşılamak içindolambaçlı bir yol izleyerek duvardan daha da uzaklaştı vedaire çizdi. Yolunu kesen her sütunun önüne gelişinde bir okfırlattı ve goblin hakladığı kadar taş sütunları da vurdu.Karmaşanın burada kendi müttefiki olduğunu, yaratıkları bellibir düzene girmekten alıkoyması gerektiğini, yoksa etrafınısaracaklarını biliyordu.

Bir başka ok gümüş kuyruğuyla uçtu. Onun aydınlattığıalanda Cattibrie daha yakın bir hedef gördü. Bu, az sonrayanından geçeceği sütunun arkasına sinmiş olan bir goblindi.Sütunun arkasından süzüldü, kayarak durdu ve aynı yöndengeri gelirken okunu kirişe yerleştirmek için çılgınlar gibidebelendi.

Goblin sütunun etrafından dolandı ve kılıcını savurarakhücum etti. Cattibrie yayıyla karşı koydu ve silahı son andasavuşturdu. Arkasından gelen bir 'culp' sesi ve tıslama duydu,içgüdüsel olarak dizlerinin üzerine çöktü.

Bir goblin genç kadının aniden yere sinen vücuduna takılıptökezledi ve şaşkına dönen müttefikinin üzerine çakıldı. Fakatikisi hızla ayağa kalktı, en az Cattibrie kadar hızlı

Page 200: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

davranmışlardı. Genç kadın onlan kontrol altında tutmak içinyayını sallayıp dururken, serbest olan elini aşağı indiripkemerindeki mücevherli hançere ulaşmaya çalıştı.

Avantajın kendilerinde olduğunu hisseden goblinler hücumettiler- sonra üzerlerine doğru uçan üçyüz kiloluk panterlebirlikte yere devrilip yuvarlandılar.

"Guen," diye sessizce ağzını oynatarak takdir etti Cattibrieve sadağından bir ok çekerek topuğunun üzerinde döndü.Tıpkı tahmin ettiği gibi, goblinler arkasından hızlayaklaşmaktaydı.

Taulmaril bir, iki ve üç kez çınladı, Cattibrie düşman saflarıarasında delikler açtı. Kuyruklu oklann ve kıvılcımların ani veölümcül patlamalarının altına gizlenerek koşturdu. Onlardanuzağa kaçmadı, zira goblinlerin bunu tahmin edeceğinibiliyordu. Dosdoğru ileri, ilk başta tutturduğu yöne doğru geridöndü.

Geniş ve kalın olan başka bir sütunun arkasınagizlendiğinde onları kandırmayı başardı. Ve bir goblin onunarkasından ileri zıplayıp ışık yüzünden yanan gözleriniovuşturduğunda ve öteki yöne baktığında Cattibrie neredeysekırkır kıkır gülecek gibi oldu.

Ahmak yaratığın sadece birbuçuk metre gerisinde duranCattibrie ateş etti, ok goblinin sırtında patladı bir kemiğesaplanıp takıldı ve yaratığı havada uçurdu.

Cattibrie döndü ve koşmaya devam ederek iri sütununetrafından dolaştı. Guenhwyvar'dan gelen bir kükreme duydu,

Page 201: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bunun ardından ise bir diğer goblin grubundan yükselenferyatları işitti. İleride iki büklüm bir suret ondankaçmaktaydı. Genç kadın yolunu temizlemeye hazır birşekilde yayını gerdi.

Kalçasına birşey battı, Cattibrie yayın kirişini bıraktı ve okhedeften çok uzağa düşerek duvarda bir delik açtı.

Cattibrie ürkmüş ve yaralanmış bir halde dengesinikaybedip tökezledi. İnciğini sivri bir kaya çıkıntısına çarptı vebir dizinin üstüne çöküp durmasaydı az kalsm kafa üstüduvara bindirecekti. Sadağından başka bir ok çekmek içinelini aşağı indirdiğinde, kalçasındaki derin yarıktan fosurfosur akan kanının ıslaklığını ve sıcaklığını hissetti. Cattibrievücuduna yayılan sıcak acı dalgalarının işte o zaman farkınavardı.

Aklını topladı ve oku kirişe takarken hızla döndü.

Goblin neredeyse tepesine binmişti, sivri sarı dişleriarasından çıkan nefesi sıcak ve pis kokuluydu. Kılıcı isekafasının üzerine kalkmıştı.

Cattibrie oku bıraktı. Goblin aniden yukarı doğru sıçradıama yere iki ayağının üzerinde düştü. Onun arkasında duranbaşka bir goblin oku inciğinin alt kısmına yedi. Güçlü okyaratığın kafatasının arka kısmını paramparça etti.

Cattibrie işinin bittiğini düşündü. Hedefi nasıl kaçırmışolabilirdi? Acaba yaratık korkuyla sıçradığında, ok onunkolunun altından sıyrılıp geçmiş miydi? Bu ona hiçbir şeyifade etmiyordu, ama durup düşünmeden edemedi. Ölüm

Page 202: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

anının gelip çattığından emindi. Zira yayını goblinin birsonraki darbesini savuşturmaya yetecek kadar hızlı bir şekildekaldıramazdı. Aşağı doğru inen kılıcı durduramazdı.

Ama kılıç aşağı doğru inmedi. Goblin sadece durdu,Cattibrie'a sanki sonsuzmuş gibi gelen bir süre boyuncamükemmel bir hareketsizlik içinde öylece kalakaldı. Sonrakılıcı taş zemine düşüp tangırdadı; göğüs kafesinin tammerkezinden bir hırıltı sesi duyuldu, onun ardından ise kalınbir kan çizgisi belirdi. Canavar ölerek yana doğru devrildi.

Cattibrie okunun hedefi bulmuş ve yaratığı temiz birşekilde deşip geçerek ikinci goblini öldürmüş olduğunuanladı.

Cattibrie kendisini ayağa kalkmaya zorladı. Koşmayadevam etmeye çalıştı, ama vücuduna acı dalgalan yayıldı vegenç kadın daha neler olduğunu anlayamadan önce tekrar birdizinin üzerine geri çöküverdi. Yan tarafında bir soğuklukhissediyor, midesi feci şekilde bulanıyordu, ve o sefilgoblinlerden bir başkasının çivili sopasını sallayarak hızlayaklaştığını görünce Cattibrie dehşete düştü.

Bütün gücünü toplayan Cattibrie, en son ana kadar bekledive yayını bir kamçı gibi önünde savurdu. Goblin feryat etti vegeri tökezleyerek darbeden sakındı. Ama aniden geri çekilişi,Cattibrie'a kısa kılıcıyla mücevherli hançeri çekecek kadarzaman kazandırdı.

Genç kadın acıya ve mide bulantısına karşı koyarak ayağakalktı.

Page 203: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Goblin sinir bozucu tiz sesiyle birşeyler söyledi. Her nekadar tipik bir goblin cıyaklaması gibi çıkmış olsa bile,Cattibrie bunun bir tehdit olduğunu biliyordu. Sefil yaratıkaniden kadının üzerine atılıp sopasını sağa sola salladı veCattibrie geri sıçradı.

Kalçasından vücudunu sarsan bir acı dalgası yükseldiğindeneredeyse dengesini kaybedecekti. Yere sinmiş bir haldedengede duran goblin zaferin kokusunu alarak ileri atıldı.

Goblin onunla konuşmaya ve alay etmeye devam etti, fakatgenç kadın yaratığın lisanını anlayamıyordu. Yaratık kıkırdadıve kadının yaralı bacağını işaret etti.

Cattibrie bu goblini yeneceği konusunda kendisindenemindi. Ama bunun hiçbir işe yaramayacağından korkuyordu.O ve Guenhwyvar kazansalar, bütün goblinleri öldürseler yada kaçmalarını sağlasalar dahi sırada ne olacaktı? Bacağı onuzar zor ayakta tutabilecekti -kesinlikle macerasına devamedemeyecekti- ve yarasını muntazaman temizleyipsarabileceğinden de şüpheliydi. Goblinler onuöldüremeyebilirdi, ama onu durdurmuşlardı ve yayılan acıdalgalarının ardı arkası kesilmiyordu.

Cattibrie'ın gözleri geriye doğru kaydı ve genç kadınayakta sallanmaya başladı.

Gözleri aniden açıldı ve goblin yemi yutup hücumageçtiğinde genç kadın kendisini hazırladı.Yaratık hileyifarkettiğinde durmaya çalıştı fakat çamurda ayağı kaydı.

Page 204: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Goblin sopasını çılgınlar gibi savurdu, ama Cattibrie'ın kısakılıcı silahın çivilerinden birine takılarak onu önledi. Sopayıkenara itecek gücü olmadığını bilen Cattibrie, kılıç tutankolunu vücuduna yaklaştırarak ileriye, gobline doğru çullandıve yana doğru dönerek goblinin kolunun kendisinedolanmasını sağladı.

Bu sırada mücevherli hançer önde giderek yolu açtı veyaratığın karnına erişti. Goblin serbest olan kolunu kaldırıpsilahın önünü kesti ve sadece hançerin uç kısmı derisiniyarabildi.

Cattibrie yaratığı daha ne kadar tutabileceğini bilmiyordu.Gücü tükenmekteydi; kıvrılıp küçük bir top halini almak vebayılıp kalmaktan başka birşey istemiyordu.

Derken goblin genç kadını şaşkına çevirerek ıstırap içindehaykırdı. Kafasını ileri geri salladı ve uzaklaşmayaçabalayarak vücudunu çılgınlar gibi savurdu. Tehlikeli sopayızar zor zaptetmekte olan Cattibrie yaratıkla berabertökezlemek zorunda kaldı.

Hançerin içinden bir enerji akımı geçti ve kadının kolundanyukarı doğru yayıldı.

Goblin ardarda çılgınlar gibi sarsılmaya başladığında veher sarsılışı düşmanına başka bir enerji dalgası yolladığında,genç kadın bunun ne anlama geldiğini, neler dönmekteolduğunu anlayamadı.

Yaratık geri tökezleyip bir taşın üzerine düştü. Hançeriönlemiş olan kolu gevşekleşti ve Cattibrie'ın vücut devinimi

Page 205: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

onu yaratığa daha da yaklaştırdı. Böylece acımasız hançeryaratığın tenine kabza kısmına kadar saplandı. Vücudunayayılan bir sonraki enerji dalgası neredeyse Cattibrie'ı gerisavuracak gibiydi. Artemis Entreri'nin hançerinin tammanasıyla goblinin hayat gücünü emdiğini ve kendi vücudunatransfer ettiğini anladığında Cattibrie'ln gözleri dehşetlefaltaşı gibi açıldı.

Goblin dikit sütunun yay çizerek uzanan uç kısmına yığıldı.Gözleri kıpırdamıyor ve vücudu ölüm spazmlarıyla sarsılıpduruyordu.

Cattibrie da geri tökezleyerek kanlı hançeri beraberindegötürdü. Nefes almaya çabaladı, gözlerine inanamayaraknefesi kesilmişti. Hançere katıksız bir tiksintiyle bakıyordu.

Guenhwyvar'dan gelen bir kükreme daha savaşın sonaermemiş olduğunu ona hatırlattı. Hançeri kemerine taktı veyayını bulması gerektiğini düşünerek döndü. Koşar vaziyettedaha iki adım atmıştı ki, yaralı bacağının şimdi onu ayaktatutmakta olduğunu farketti.

Gölgelerin içinden bir yerden goblinin teki bir mızrakfırlattı. Silah koşmakta olan kadının hemen arkasından geçiptaşa çarptı ve Cattibrie'ın düşüncelerini dağıttı. Cattibriekendisini çamurun içine attı ve kayarak ilerlerken yayınıkavrayıp aldı. Kafasını eğip sadağına baktı ve güçlübüyüsüyle harcanmış olan okların yerine yeni cephanedoldurmakta olduğunu gördü.

Yarasından artık kan akmadığını da gördü. Genç kadındikkatle yarasının üzerine elini koydu ve daha şimdiden kalın

Page 206: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bir kabuk bağlamış olduğunu hissetti. Olanlara inanamayarakbaşını salladı, yayını doğrulttu ve ateş etmeye başladı.

Sadece bir goblin daha Cattibrie'a yaklaşmayı başarabildi.Kalın sütunun arka tarafından sinsice dolaşmıştı. Genç kadınyayını yere bırakıp yakın dövüş silahlarını çekmeye davrandı,ama kocaman bir panter patisi yaratığın kafasına tokatattığında ve uzun pençeler goblinin alnına saplandığındaCattibrie durdu (tabii goblin de öyle!).

Guenhwyvar, yaratığı o kadar ani ve vahşi bir şiddetlegeriye doğru savurdu ki, goblin geri devrilirken yünlüçizmeleri az önce durmakta olduğu yerde kaldı.Guenhwyvar'ın güçlü çenesi afallayan goblinin boğazınıkavrayıp ısırmaya başladığında, Cattibrie kafasını çeviriparkalarında kalan bölüme doğru baktı.

Hiçbir hedef görmediği halde koridorun uç kısmınıaydınlatmak için bir ok yolladı. Yarım düzine goblin son hızlakaçmaktaydı ve Cattibrie onların peşinden bir ok yağmurubaşlatıp yaratıkları tek tek hakladı.

Bir dakika geçmişti ve hâlâ ateş ediyordu- büyülüsadağındaki oklar hiç azalmazdı. Bu sırada Guenhwyvar gençkadının yanına gelip bacaklarına sürtündü ve kendisiniokşamasını istedi. Cattibrie derince iç geçirdi ve bir elinikedinin kaslı böğrüne attı. Bu sırada gözleri kemerindekayıtsız bir şekilde asılı duran mücevherli hançere takıldı.

Entreri'nin o hançeri kullanışını izlemiş ve hatta bir kezsilahın keskin yerini kendi boğazında hissetmişti. Genç kadın

Page 207: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

o feci anı -ki acımasız silahın özelliklerini anladığı için şimdidaha da feci bir an olmuştu- hatırladığında ürperdi.

Guenhwyvar hırlayıp ona sürtündü ve onu hareketegeçmesi için dürtükledi. Cattibrie panterin endişesinianlıyordu. Drizzt'in anlattığı hikayelere bakılırsa goblinlerKaranlıkal-u'nda küçük gruplar halinde nadiren dolaşırdı.Eğer burada yirmi tane varsa, pek yakınlarda ikiyüz taneolması muhtemeldi.

Cattibrie arkalannda kalan tünele, buraya geldiği vegoblinlerin kaçıştığı tünele doğru geri baktı. O yöne gitmeyi,kaçmayı başaran az sayıda goblinle savaşmayı ve ait olduğuyüzey dünyasına geri çıkmayı kısa bir süreliğine düşündü.

Bu onun için kısa süren bir an olmuştu, affedilebilirnitelikteki bir zayıflık anı. Yola devam etmesi gerektiğinibiliyordu, ama nasıl? Cattibrie tekrar kemerine baktı vebüyülü maskenin bağım çözerken gülümsedi. Nasılçalıştığından bile emin ola-madan maskeyi yüzüne doğrukaldırdı.

Guenhwyvar'a doğru omuz silken genç kadın maskeyiyüzüne geçiri verdi.

Hiçbir şey olmadı.

Maskeyi sıkı sıkı yüzünde tutarken Drizzt'i düşündü.

Kendisinin kara bir deriye ve bir drowun narin yüzhatlarına sahip olduğunu tasavvur etti.

Page 208: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Büyü titreşimleri bütün gözeneklerini doldurdu. Bir andaelini yüzünden çekti ve maske kendi kendine kadınınsuratında kaldı. Cattibrie birçok kez gözünü kırpıştırdı. ZiraKedi Gözü'nün ona bahşettiği büyülü yıldız ışığı altında geriçektiği elinin mükemmel bir kara renkle parladığını,parmaklarının onun hatırladığından daha zarif, daha ince birhâl aldığını gördü.

Ne kadar da kolay olmuştu!

Cattibrie büründüğü suretin tamam olduğunu kontroledebilmek için yanında bir ayna olmasını dilerdi. Fakatkalbinin derinlerinde değiştirdiği kılığın muntazam olduğunubiliyordu. Entreri'nin Mithril Salonuna geri döndüğündeRegis'i nasıl da mükemmel bir şekilde taklit etmiş olduğunudüşündü. Buçukluğun eşyalarına kadar herşeyini taklitedebilmişti. Genç kadın bu düşünceyle birlikte üzerindekiyırtık pırtık giysilere baktı. Drizzt'in anayurdu hakkında,Lloth'un muhteşem ve şeytani yüce rahibeleri hakkındaanlattığı hikayeleri aklına getirdi.

Cattibrie'ın yıpranmış yolculuk pelerini mor ve siyahrenginde ışıldayan görkemli bir cüppeye dönüştü. Çizmelerikaraya çaldı ve uç kısımları zarif bir şekilde yukarı doğrukıvrıldı. Fakat silahlan aynı kaldı. Cattibrie'a göre, şu kılıkkıyafete en çok uyan silah Entreri'nin mücevherli hançeriydi.

Genç kadın düşüncelerini yine o acımasız hançereodakladı. İçinden bir ses ona silahı çamura atmasını ve onukimsenin bulamayacağı bir şekilde gömmesini söylüyordu.Hatta ellerini hançerin kabzasına atacak kadar ileri de gitti.

Page 209: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Fakat hançeri derhal bıraktı, kendisini topladı ve drowcüppesini düzeltti. Silah ona yardım etmişti; o olmasaydıyaralı ve kayıp duruma düşerdi- tabii ölmezse. Bu tıpkı yayıgibi bir silahtı ve hançerin acımasız yöntemi her ne kadaronun hassasiyetine ters düşse de, Cattibrie o anda buözellikleri kabul etti. Günler geçip önce bir, sonra iki haftageride kaldığında genç kadın silahı daha rahat taşır oldu.

Burası Karanlıkaltı'ydı, acımasızların hayatta kaldığı yerdi.

KISIM 3

GÖLGELER

Karanlıkaltı 'nda hiç gölge yoktur.

Detay gibi görünen bu gerçeğin, yani ışık ve karanlıkarasındaki tezatın önemini sadece yüzeyde yıllarca kaldıktansonra anlayabildim. Karanlıkaltı 'nda hiç gölge yoktur, yaniyalnızca hayalgücünün dalıp gidebileceği gizemli bölgeleryoktur.

Bir gölge ne kadar da muhteşem birşeydir! Güneşyüksekteyken kendi siluetimin benim altımda yürüyüşünü

Page 210: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gördüm; ışık altından geldiğinde ve onun meşum suretinizeminde uzatıp büyüttüğünde bir çekirgenin devasa bir ayıboyutuna dönüştüğüne tanık oldum. Alacakaranlık vaktindeormanda yürüdüm, gözlerim günün son ışıklarını yakalayanaydınlık bölgelere, yaprak yeşilinden griye çalan renklerehakti- Ve o karanlık bölgeler, oraya sadece zihin gözümulaşabilirdi- Orada bir canavar olabilir miydi? Bir ork ya dagoblin? Yoksa orada kendisini koruyan karanlığın altındagizli bir hazine, mesela kayıp ve tılsımlı bir kılıç, ya da basitbir tilki ini olabilir miydi?

Alacakaranlık vaktinde ormanda yürüdüğüm zaman,hayalgücüm de benimle beraber yürür, sezilerimi yükseltir vezihnimi her türlü olasılığa açık tutar. Ama Karanlıkaltı 'ndahiç gölge mevcut değildir ve düş kurup hayal etmeye de yeryoktur.

Herşey. her taraf somurtkan, sürekli, yırtıcı bir sessizliğe veoldukça gerçek, devamlı olarak mevcut bulunan bir tehlikeyebürünmüştür.

Gizlenmiş bir düşmanı veya saklı bir hazineyi hayal etmekhaz veren bir iştir, kendi isteğinizle oluşturduğunuz bir tetikteolma, hayatta olma durumudur. Ama o düşman pek sıkkarşınıza çıkar ve hiç de hayal olmazsa, taştaki her çıkıntı,yani muhtemel her saklanma yeri bir gerginlik kaynağı halinialırsa, işte o zaman bu oyunun pek tadı kalmaz.

Hiçkimse Karanlıkaltı 'nın koridorlarında hayal gücüylebirlikte dolaşamaz. Bir taşın arkasına gizlenmiş olabilecek birdüşmanı hayal etmek, başka birinin ardına gizlenmiş olangerçek düşman karşısında onu kör edebilir. Bir düşe dalıp

Page 211: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gitmek demek, hazır olma durumunu yitirmek demektir veKaranlıkaltı 'nda gafil avlananlar ölür.

O ışıksız koridorlara geri dönüşüm hayatımda yaşadığımen zor yolculuk olup çıktı. Yine o vahşi avcıya dönüşmek,hayatta kalabilmek için her an o içgüdüsel hazır olmadurumunu yaşamak zorunda kaldım. O tetikte olma durumu,kaslarımı her an ileri atılmaya hazır tutan tedirgin bir enerjiyoğunlaşması sağlıyordu. Attığım her adımda sadece o anönemliydi; yani muhtemel pusu yerlerini ve muhtemeldüşmanları arayıp taramak. O düşmanları hayal edecekdurumum yoktu. Onları beklemek, izlemek ve her türlüharekete tepki vermek zorundaydım.

Karanlıkaltı 'nda hiç gölge yoktur. Karanlıkaltı 'nda hayalkurmaya yer de yoktur. Orası hayatta olmanın değil, süreklihazır olmanın diyarıdır. Umutlara ve hayallere hiç yerolmayan bir diyar.

-Drizzt Do'Urden

BÖLÜM 13

AÇ TANRIÇA

Page 212: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Blingdenstone'dan Mebus Firble, normalde yeraltı gnomşehrinin dışına yaptığı yolculuklardan haz duyardı. Amabugün değil. Minik gnom küçük bir mağarada duruyor, fakatmağaranın boyutları ona büyük göründüğünden dolayıkendisini tehlikeye açık hissediyordu. Çıkıntılı kayalarharicinde düz olan zemindeki taşlara sert çizmeleriyletekmeler atıyor, parmaklarını arka tarafında kavuşturupoynatıyor ve neredeyse kel olan kafasına sık sık elini atıpterini siliyordu.

Bu mağaraya açılan bir düzine tünel vardı ve Firble, kırktane svirfnebli askerinin onun yardımına koşmak üzere hazırbeklediğini bilerek kendisini rahatlatıyordu. Ayrıca busayılara toprak düzleminden devasa elementaller çağırantaşlara sahip birkaç şaman da dahildi. Firble,Blingdenstone'un kırkbeş inil doğusundaki

Menzoberranzan'ın drowlarmı kendi ırkındaki herkestendaha iyi tanıdığı halde, etrafındaki silahlı destek birliği dahionu pek rahatlatmıyordu. Gnom mebusu biliyordu ki, eğerkara elfler bunu bir pusu olarak tasarlamışsa,Blingdenstone'un bütün gnomlan ve bütün büyücüleri biraraya gelse bile yeterli olmazdı.

Küçük mağaranın hemen karşı tarafındaki tünelden tanıdıkbir tıkırtı sesi geldi ve bir saniye sonra sıradışı paralı askerJarlaxle mağaraya dalıverdi. Devasa bir diatryma tüyüylesüslü olan geniş siperlikli şapkası kafasındaydı ve kısakesilmiş yeleği sebebiyle karnında sıra halinde uzanan kaslargözler önüne serilmişti. Gnomun önüne gelip durdu, bütünsahneyi iyice ölçüp tartmak için etrafı kolaçan etti, sonra

Page 213: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

yerlere kadar eğildi ve reverans yapıp eliyle yay çizerekzemini şapkasıyla süpürdü.

"Selamlar olsun!" dedi Jarlaxle içtenlikle, geriye doğru -lurken. Kolunu kıvırdı ve şapkasını öbür dirseğinin üzerinetaktı. Kolunu hızla kaldırdı ve şapka havaya yükselip bir keredöndükten sonra kasıntı paralı askerin tıraşlı kafasınamükemmel bir şekilde oturuverdi.

"Bugün keyfin pek yerinde," diye belirtti Firble.

"Neden olmasın ki?" diye sordu drow. "Karanlıkaltı'nda birbaşka muhteşem gün daha! Tadı çıkartılacak bir gün."

Firble pek emin değildi, ama gizlice işler çeviren drowunSvirfheblin lisanına bu denli hakim olması karşısında herzaman olduğu gibi hayrete düşmüştü. Jarlaxle bu lisanıBlingdenstone'da yaşayan herkes kadar rahat ve akıcı olarakkonuşuyordu. Fakat paralı asker, gnomlann çoğu tarafındankullanılan sonradan gelişmiş lehçe yerine Drow lisanındadaha yaygın olan cümle yapılarını kullanıyordu.

"Birçok svirfneblin madenci grubu saldırıya uğradı," dediFirble, ses tonu ithamın eşiğinde dolaşarak."Blingdenstone'un batısında çalışan svrifneblin grupları."

Jarlaxle kurnazca gülümsedi ve ellerini iki yana doğru açtı."Ched Nasad mı?" diye masumca sordu, en yakındaki diğerdrow şehrini kastederek.

"Menzoberranzan!" diye iddia etti Firble. Ched Nasadburadan birçok hafta uzaktaydı. "Kara ciflerden birisi

Page 214: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

üzerinde bir Menzoberranzan evinin armasını taşıyordu."

"Haydut çetesidir," diye akıl yürüttü Jarlaxle. "Eğlenmeyeçıkmış genç savaşçılardır."

Firble'in ince dudakları yüzüne hakim olan dik bakışlabirlikte neredeyse görünürden kayboldu. Gnom da Jarlaxleda, akın eden drowlann genç ve sıradan tantanacılarolmadığını gayet iyi biliyordu. Saldırılar düzenle yapılmış,mükemmel bir şekilde sergilenmişti ve birçok svirfnebli canvermişti.

"Ne diyebilirim ki?" diye masumca sordu Jarlaxle. "Benetrafımda olup biten olaylar içinde sadece bir piyonum."

Firble burnundan soludu.

"Mevkime duyduğun güvenden dolayı sana teşekkürederim," dedi paralı asker, hiç istifini bozmadan. "Ancak,gerçekten sevgili Firble, daha evvel de bu konuyu tartışmıştık.Hadiseler bu sefer elimden çıkmış vaziyette."

"Hangi hadiseler?" diye bilmek istedi Firble. Şu son iki ayiçinde o ve Jarlaxle iki kez buluşmuş ve bu konuyutartışmışlardı, zira svirfneblin şehrinin etrafındaki drowfaaliyetleri besbelli bir şekilde artış gösteriyordu. Jarlaxle herbuluşmada kurnazca davranıp bazı büyük hadiseleri çıtlatmış,ama hiç açık vermemiş ve aslında Firble'a hiçbir şeysöylememişti.

"Yine aynı mevzuyu açmak için mi geldin?" diye sorduparalı asker, usanmış bir halde. "Gerçekten, sevgili Firble,

Page 215: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

senin şu sorularından bıkmaya—"

"Bir drow yakaladık," diye sözünü kesti Firble. Kısa amayapılı kollarını göğsünde kavuşturarak sanki bu haberler birazönem taşıyormuş gibi davrandı.

Jarlaxle'ın yüzü kuşkulu bir ifade takındı ve paralı asker,"Eee?" diye sorarmışçasına kollarını tekrar iki yana açtı.

"Bu Drowun Menzoberranzanlı olduğunu düşünüyoruz,"diye devam etti Firble.

"Bir dişi mi?" diye sordu Jarlaxle, sunduğu bilginin hayatideğer taşıdığına inanıyormuş gibi görünen gnomun bir yücerahibeden bahsettiğini düşünerek. Paralı asker kayıp bir yücerahibe hakkında hiçbir haber duymamıştı (tabii Jerlys Horlbarharicinde, fakat o da esasında kayıp falan değildi).

"Bir erkek," diye yanıtladı Firble ve paralı askerin yüzüyine kuşkulu bir ifade takındı.

"Öyleyse onu idam edin," diye sonuca vardı faydacıJarlaxle.

Firble göğsünde kavuşturduğu kollarını daha da sıktı veayağını sabırsızca yere vurmaya başladı.

"Firble, erkek bir drow esirin sizin şehrinize pazarlık gücüsağlayacağına gerçekten inanıyor musun?" diye sordu paralıasker. "Benim koşturarak Menzoberranzan'a dönmemi ve bubir tek erkek için yalvarmamı mı bekliyorsun yani? Ya da

Page 216: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

yönetici matron anaların sadece onun için bu bölgedekifaaliyetlerin durdurulmasını emretmesini mi umuyorsun?"

"Demek ki bu bölgede yöneticiler tarafından tasdik edilmişbir faaliyet olduğunu itiraf ediyorsun!" diye sertçe karşılıkverdi svrifneblin, Jarlaxle'a doğru tombul parmaklarındanbirini uzatarak ve paralı askerin yalanını açığa çıkarttığınıdüşünerek.

"Sadece varsayımlar üzerine konuşuyordum," diye düzelttiJarlaxle. "Senin niyetine doğru bir şekilde ayna tutabilmekiçin işi senin tahminin yönünde ele alıyordum."

"Benim niyetimi sen bilmiyorsun, Jarlaxle," diye temin ettiFirble. Fakat Jarlaxle onun bu soğukkanlı tavrı karşısındagnomun rahatsız olmaya başladığını açıkça görebiliyordu.Jarlaxle’ın karşısındayken hep böyle olurdu. Firble, drowlayalnızca durum Blingdenstone için kritik olduğu zamanbuluşurdu ve bu görüşmelerin çoğu kıymetli mücevherler vebaşka hazineler olmak üzere ona pahalıya patlardı.

"Fiyatını belirt öyleyse," diye devam etti gnom.

"Fiyatım mı?"

"Şehrim tehlike altında," dedi Firble keskince. "Ve Jarlaxlesebebini biliyor!"

Paralı asker cevap vermedi. Sadece gülümsedi ve gnomdanbiraz uzaklaştı.

Page 217: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Ayrıca Jarlaxle, elimizdeki Drowun adını da biliyor," diyedevam etti Firble, karşılık olarak kurnazca davranmayaçalışarak. Paralı asker her ne kadar kısa süre için olsa bile, ilkdefa merakını belli etti.

Firble aslında muhabbeti bu noktaya taşımak istememişti.'Esirin' kimliğini açık etmeye niyetli değildi. DrizztDo'Urden, ne de olsa En Saygıdeğer Oyuk Sorumlusu olanBelwar Dis-sengulp'm bir dostuydu. Drizzt aslaBlingdenstone için bir düşman olmamış, hatta yirmi seneönce şehirden ilk geçişinde svirfneblilere yardım dahi etmişti.Ve tüm söylenenlere göre kaçak drow geri döndüğünde kendidrow ırkına karşı svirfneblilere yine yardımda bulunmuştu.

Yine de, Firble'in öncelikli sorumluluğu kendi halkına veşehrine karşıydı. Eğer Drizzt'in ismini Jarlaxle'a vermek,gnomlara şu an içinde oldukları zor durum konusundayardımcı olacak ve Jarlaxle’ın sürekli olarak çıtlattığı ohadiseleri açık edebilecekse, o zaman Firble'a göre bunadeğerdi.

Jarlaxle uzun bir süre duraksayıp, aniden anlamlı bir hâlalan bu muhabbetten ne çıkartması gerektiğini anlamayaçalıştı. Drowun bir kaçak erkek olduğu, muhtemelen BreganD'aert-he'nin dış tünellerde kaybolduğu sanılan eski bir üyesiolduğu sonucuna vardı. Ya da belki de gnomlar yüksekmevkideki evlerden birinin bir asilzadesini yakalamışlardı, kibu da oldukça iyi bir bedel sayılırdı. Öyle bir asilzadeninBregan D'aerthe'ye getirebileceği kârları düşününceJarlaxle’ın yakut kırmızısı gözleri parlayıverdi.

"Bir ismi var mı?" diye sordu paralı asker.

Page 218: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Senin bildiğin bir isim, ve bizim de tabii," diye yanıtladıFirble, kendisini oldukça üstün hissederek (ki kurnaz paralıaskerle iş yaptığı zamanlar arasında pek nadiren yaşadığı birdurumdu bu).

Fakat bu üstü kapalı cevap Jarlaxle'a gnomun vermeyeniyetli olduğundan çok daha fazla bilgi verdi. Blingdenstonegnomlan pek az Drowu ismen tanırdı ve Jarlaxle da okimselerin çoğunun nerede olduğunu kontrol edebilirdi. Paralıaskerin aklına yeni bir fikir geldiğinde Jarlaxle'ın gözlerianiden genişleyiverdi, ama derhal soğukkanlılığını gerikazandı.

"Bana hadiselerden söz et," diye talep etti Firble."Menzoberranzan Drowları nereden Blingdenstone'unyakınlarında dolaşıyor? Bana bunu söyle, ben de sana ismivereceğim!"

"İsmi ister ver, ister verme," diye alay etti Jarlaxle."Hadiseler mi? Sana cevaplar için Ched Nasad'a bakmanıveya bunu eğlence isteyen genç erkeklere, belki deAkademiden gelen talebelere bağlamanı söyledim bile."

Firble, sanki ileri atılıp bu sağı solu belirsiz paralı askerebir tane geçirmek istermişçesine yumruğunu sıkarak olduğuyerde sıçradı. Gnomun avantajı eline geçirdiği konusundakibütün hisleri drowun gözünü açıp kapadığı süre içinde silinipgidivermişti.

"Sevgili, Firble." dedi Jarlaxle alayla. "Gerçekten,tartışacak daha önemli meselelerimiz olmadıkçabuluşmamalıyız. Ve yine gerçekten diyorum, sen ve

Page 219: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

muhafızların, bu karanlık zamanlarda yuvanızdan bu kadaruzakta dolaşmamalısınız."

Minik svirfneblin, paralı askerin feci birşeylerindöndüğüne, artan Drow faaliyetlerinin büyük bir planlaalakadar olduğuna dair devamlı olarak ipucu vermesikarşısında hüsranla istençdışı bir inleme koyverdi.

Ama bir kolunu göbeğinin üzerine koymuş, dirseğini bireliyle tutmuş ve öteki eliyle çenesine hafifçe vurmakta olanJarlaxle kayıtsız kaldı. Bu olay karşısında oldukça eğlenmişgibi görünüyordu. Firble, bugün konuyla alakalı bir bilgialamayacağını anladı. Bu sebeple hafifçe eğilip reverans yaptıve topuğu üzerinde dönüp yoluna çıkan bütün taşlantekmeleyerek mağarayı terketti.

Jarlaxle, gnom ayrıldıktan sonra takındığı rahat havayı birsüre daha koruduktan sonra kayıtsızca bir elini kaldırdı vearkasındaki tünele doğru işaret etti. Dışan bir insan çıktı, fakatgözleri Karanlıkaltı ırklarında yaygın olan enfrarujlu görüşyeteneği sayesinde kırmızı renginde parlıyordu. Bu bir yücerahibenin kendisine verdiği bir armağandı.

"Bunu eğlendirici buldun mu?" diye sordu Jarlaxle, yüzeylisanını kullanarak.

"Ve bilgi verici," diye yanıtladı Entreri. "Şehredöndüğümüz zaman yakalanan drowun kimliğini tespit etmeksenin için çocuk oyuncağı olacak."

Jarlaxle, kiralık katile hayretle baktı. "Sen şimdiye kadaranlamadın mı?" diye sordu.

Page 220: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Kaybolan hiçbir asilzade bilmiyorum," diye yanıtladıEntreri, bir yandan konuşurken diğer yandan paralı askeridikkatle inceleyerek. Yoksa birşey mi kaçırmıştı? "İsminisadece sen değil, aynı zamanda gnomlar da bildiğine göre,ellerindeki esir kesinlikle bir asilzade olmalı. Ya bir asilzadeya da maceraperest bir Drow tüccar."

"Tut ki sana, Blingdenstone'daki Drowun bir esirolmadığını söyledim," diye ipucu verdi Jarlaxle, kara deriliyüzünde kurnaz bir gülümsemeyle.

Entreri ona boş boş baktı. Görünüşe bakılırsa paralı askerinneden söz ettiği hakkında hiçbir fikri yoktu.

"Elbette," dedi Jarlaxle bir saniye sonra. "Geçmiş hadiseleribilmiyorsun, bu sebeple bilgileri bir araya getirmenin bir yoluda yoktu tabii. Bir zamanlar Menzoberranzan'ı terketmiş olanve yolunun üzerinde durup bir süreliğine gnomlarla birlikteyaşayan bir Drow vardı. Fakat oraya geri döneceğini pekummuyordum."

"Kastettiğin kişi..." dedi Entreri, nefesini kaybetmenineşiğinde.

"Kesinlikle," diye yanıtladı Jarlaxle, başını çevirip Firble'inmağarayı terketmiş olduğu tünele doğru bakarak. "Görünüşebakılırsa sinek örümceklerin ağma düştü."

Entreri ne düşüneceğini dahi bilemedi. Drizzt Do'Urden,Karanlıkaltı'na geri dönmüş! Bu Mithril Salonuna yapılmasıplanlanan saldırıyı nasıl etkilerdi? Planlar iptal mi edilecekti?

Page 221: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Entreri'nin yüzey dünyasını görmek için son şansı da elindenalınacak mıydı?

"Ne yapacağız?" diye sordu paralı askere, sesinde hafif birumutsuzluk tmısıyla.

"Yapmak mı?" diye tekrarladı Jarlaxle. Geriye doğrukafasını atarak içten bir kahkaha attı.

"Yapmak mı?" diye yine sordu drow, sanki bu düşünceoldukça saçmaymış gibi. "Elbette ki, sadece arkamızayaslanıp tadını çıkartacağız!"

Paralı askerin cevabı Entreri'ye pek de beklenmedikgelmemişti, hele bir an durup da düşünce hiç değildi. Jarlaxleironileri severdi -kaotik drowlann dünyasında başarılıolmasının sebebi de buydu- ve bu beklenmedik değişiklik,kesinlikle o nitelikteydi. Jarlaxle için hayat bir oyundu,ahlaklı olmayı ya da muhtemel sonuçları düşünmedenoynanacak ve tadı çıkartılacak bir oyun.

Başka zamanlarda olsa Entreri bu tavrı anlayabilir, hattayeri gelirse benimseyebilirdi. Ama şimdi olmazdı. ArtemisEntreri için, şu zavallı ve sefil kiralık katil için sallantıda olançok şey vardı. Drizzt'in Menzoberranzan'a bu kadar yakınolması kiralık katilin geleceği konusunda önemli sorulardoğurmuştu, ki o gelecek oldukça muğlak görünüyordu.

Jarlaxle uzun ve içten bir şekilde yine güldü. Entreri genelolarak gnom şehrine doğru giden tünele bakarak ciddiyetledurdu. Zihninde en çok nefret ettiği düşmanının yüzüne vemenekşe renkli gözlerine bakmaktaydı.

Page 222: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

* * *

Drizzt etrafındaki tanıdık çevre sebebiyle muazzamderecede rahatladı. Hatta rüya görmekte olduğunu zannetti.Zira küçük taş ev hâlâ tamı tamına hatırladığı gibiydi-kendisini üzerinde bulduğu o hamağa kadar hem de.

Ama Drizzt bunun bir rüya olmadığını biliyordu. Bunubelden aşağısını ve hamağın iplerini hissedemediğindendolayı anlamıştı. Hatta çıplak ayaklarında bir karıncalanmadahi yoktu.

"Uyandın mı?" diye bir ses geldi binanın ikinci ve dahaküçük olan odasından. Bu sözler Drizzt'i derinden etkiledi.Zira bunlar Svirfneblin Dilinde, yani Elfçenin melodikliğiylecücelerin çatırtı gibi çıkan ünsüz harflerinin garip birbirleşimi olan lisanda söylenmişti. Bu dili yirmi yıldan uzunbir süredir ne duymuş, ne de konuşmuş olmasına rağmenDrizzt'in zihninde Svirfneblince sözler yeniden canlandı.Kafasını çevirip kendisine yaklaşmakta olan oyuksorumlusuna bakmak için Drizzt'in biraz zorlanması gerekti.

Drowun kalbi gördüğü manzarayla birkaç atışlık bir sekmeyaşadı.

Behvar biraz yaşlanmıştı, ama hâlâ gürbüz görünüyordu.Eski dostu Drizzt'in gerçekten uyanmış olduğunu farkedengnom 'ellerini' birbirine vurdu.

Drizzt, gnomun kollarının ucunda duran o metaldenyapılma sanat eseri elleri gördüğüne memnun olmuştu. Drizztile Behvar tanıştıklarında, Behvar'm ellerini kesmiş olan kişi

Page 223: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt'in öz ağabeyiydi. Yeraltı gnomlanyla bir drow grubuarasında bir çatışma çıkmıştı ve ilk başta Drizzt, Belwar'a esirdüşmüştü. Fakat Dinin çabucak Drizzt'in yardımına koşmuşve durumlar çabucak tersine dönmüştü.

Eğer Drizzt olmasaydı, Dinin, Behvar'ı öldürürdü. AmaDrizzt, Belwar'ın hayatını kurtarma girişiminin neyeyaradığından o zaman emin olamamıştı, zira Dinin, Belwar'ınsakat bırakılmasını emretmişti. Acımasız Karanlıkaltf ndasakat yaratıklar genellikle uzun süre hayatta kalamazdı.

Drizzt, Menzoberranzan'dan kaçıp Blingdenstone'a birmülteci olarak sığındığında ve Behvar ile yenidenkarşılaştığında, Drowlardan çok farklı olan svirfneblilerinyaralı dostlarına yardım eli uzatmış ve onun tıknaz kollarınınucuna münasip başlıklar yapmış olduklarım gördü. EnSaygıdeğer Oyuk Sorumlusunun (yeraltı gnomları Belwar'ıböyle çağırıyordu da) sağ kolunun ucunda muhteşem rünikharflerle ve bir toprak elementali de dahil olmak üzere bazıkudretli yaratıkların suretleriyle süslenmiş, mithrilden birçekiç kafası vardı. Behvar'ın sol kolunun ucundaki çift başlıkazmanın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. Bunlar kazmak vesavaşmak için muhteşem aletlerdi, hatta svirfneblin şamanlarbu 'ellere' tılsım yüklediği için daha da muhteşem olmuşlardı.Drizzt, Behvar'ın sert kayayı tıpkı bir köstebeğin yumuşaktoprağı eşeleyip kazması kadar kolayca kazıp aştığınıgörmüştü.

Belwar'ın refah içinde yaşamaya devam ettiğini, drowolmayan ve Zak'nafein haricindeki ilk gerçek dostunun iyiolduğunu görmek Drizzt için hoş birşeydi.

Page 224: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Magga cammara, elf, " diye kıkırdayarak belirttisvirfneblin, hamağın yanından yürüyüp geçerken. "Hiçuyanmayacaksın sanmıştan!"

'Magga cammara, ' diye zihninde tekrarladı Drizzt, yani'taşlar adına'. Drizzt'in yirmi yıldır duymadığı bu garip deyimonu rahatlattı ve düşüncelerini Blingdenstone'da Belwar'ın birkonuğu olarak geçirdiği o huzur dolu zamana geri götürdü.

Kişisel düşüncelerinden ayıldı ve svirfneblinin onun ayakucuna gitmiş, vücudunun duruşunu incelemekte olduğunugördü.

"Onları nasıl hissediyorsun?" diye sordu Belwar.

"Hissetmiyorum," diye yanıtladı Drizzt.

Gnom kel kafasını salladı ve kazmasını kaldırıp iri burnunukaşıdı. "Sana nooker çarptı," diye belirtti.

Drizzt cevap vermedi, anlamadığı barizdi.

"Nooker çarptı," dedi Behvar yine, duvara gömülmüş olanbir kabine doğru ilerleyerek. Kazmasıyla kabinin kapısını birkanca gibi tutup çekerek açtı, sonra iki elini dikkatlekullanarak bir nesneyi tuttu ve dışan çıkartıp Drizzt'e gösterdi."Yeni tasarlanmış bir silah," diye açıkladı Belwar. "Sadecebirkaç yıl önce bulundu."

Drizzt bu nesnenin bir kunduz kuyruğuna benzediğinidüşündü. Dar olan kısmında elle tutabilmek için kısa birkabza mevcuttu ve geniş olan kısmının ucu ise sert bir açıyla

Page 225: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kıvrılmış duruyordu. Göze çarpan tırtıklı kenarı haricindenesnenin her tarafı dümdüzdü.

"Bir nooker," dedi Belwar, silahı yukarı doğru kaldırarak.Silah gnomun ellerinden kayıp yere düştü.

Behvar omuz silkti ve mithrilden ellerini birbirine vurdu."Kendi silahlarımın olması çok iyi birşey!" Behvar çekiçlekazmayı ikinci kez birbirine vurdu.

"Şanslısın, Drizzt Do'Urden," diye sözüne devam etti, "kisavaştaki svirfnebli senin bir dost olduğunu anladı."

Drizzt homurdandı; o anda kendisini pek şanslıhissetmiyordu.

"Sana keskin tarafıyla da vurabilirdi," diye devam ettiBelwar. "Belkemiğini ortadan ikiye bölebilirdi!"

"Belkemiğini sanki gerçekten de ikiye bölünmüş gibihissediyorum," diye belirtti Drizzt.

"Hayır, hayır," dedi Belwar, hamağın başucu tarafına doğrugeri yürüyerek, "sadece nooker çarptı." Gnom, kazmasınınucunu Drizzt'in ayak tabanına sertçe batırdı ve drow irkilipkıpırdandı. "Gördün mü, duyuların geri gelmeye başladı bile,"diye ilan etti Belwar ve muzipçe gülümseyerek Drizzt'iyeniden dürttü.

"Yeniden yürüyeceğim, Oyuk Sorumlusu," diye söz verdirahatlayan drow, gnomun oyununu devam ettirmek içintehdit-kar bir ses tonu kullanarak.

Page 226: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Behvar onu yine dürttü. "Bu zaman alacak!" diyerek güldü."Ayrıca kısa süre sonra gıdık almaya da başlayacaksın!"

Drizzt'e tıpkı eskiden olduğu gibi geliyordu; sankiomuzlarına yük olan acil sorunlar bir süreliğine kalkmışgibiydi. Eski dostunu yeniden görmek ne kadar da güzeldi.Sadece ona olan sadakatinden dolayı Drowla yollara düşmüş,Karanlıkaltı'nın vahşi diyarında dolaşmış, Drizzt ile beraberölümcül zihin yüzücüler tarafından yakalanmış ve tekrarDrizzt'in yanında savaşıp kurtulmayı başarmış olan bu gnomuyeniden görmek ne kadar güzeldi.

"Onları bulduğum o bölgeye yolumun düşmüş olması hembenim için, hem de senin dostların için talihli bir rastlantıydı,"dedi Drizzt.

"Pek de kader kısmet değildi," diye yanıtladı Belwar veneşeli yüz ifadesini sert bir bakış gölgeledi. "Çatışmalar çoksık çıkmaya başladı. En azından haftada bir oluyor ve bir sürüsvirfnebli öldü."

Drizzt lavanta renkli gözlerini kapadı ve bu nahoş haberihazmetmeye çalıştı.

"Lloth'un aç olduğu söyleniyor," diye devam etti Belwar,"ve hayat Blingdenstone gnomları için pek de iyi olmadı.Bütün bunların sebebini öğrenmeye çalışıyoruz."

Drizzt bu haberleri sindirdi ve sonra geri dönmekle doğrubir iş yapmış olduğunu şimdiye kadar hiç hissetmediği kadarhissetti. Drowlarm onu yeniden yakalamak için yaptığı bir

Page 227: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

girişimden daha fazlası dönüyordu. Behvar'ın tanımı, yaniLloth'un aç olduğu iddiası hedefi vurmuş gibi görünüyordu.

Drizzt'in ayağı yine sertçe dürtüldü ve drow gözlerini hızlaaçınca kendisine bakıp gülümseyen oyuk sorumlusunu gördü.Son günlerdeki hadiselerin getirdiği kasvet bulutları görünüşebakılırsa gnomun yüzünden silinmişti. "Aman kasvetyaptığımız yeter artık!" diye ilan etti Belwar. "Anlatacakyirmi yılımız var; senin bana, benim de sana!" Yere uzandı,Drizzt'in çizmelerinden birisini kanca gibi yakalayıp kaldırdıve topuk kısmını kokladı. "Yüzeye çıkabildin mi?" diyesordu, içten ve umut dolu bir sesle.

İki dost günün geri kalan kısmını hikayeler anlatarakgeçirdiler. Konuşmanın çoğunu da farklı bir dünyaya gitmişolan Drizzt yaptı. Behvar sık sık nefesini tuttu ve kahkahaattı. Ve hikayelerin bir tanesinde, Wulfgar'ın ölümüylederinden yaralanmış gibi görünen drow dostunungözyaşlarına ortak oldu.

Drizzt en yakın dostlarından birisini yeniden bulmuşolduğunu o anda farketti. Belwar, Drizzt'in her sözünüdikkatle, ilgiyle dinledi. Son yirmi yılının en kişisel anlarınıkendisiyle paylaşabilmesi için onu bir dostun yapacağışekilde sessizce destek olarak dinledi.

O gece akşam yemeklerini yedikten sonra Drizzt ilkyürüyüş denemesini yaptı ve iyi kullanılmış bir nookerın takatkesici etkisini daha önce de görmüş olan Belwar, bir ya da ikigün içinde taş yığınlanyla dolu duvarlar üzerinde yenidenkoşabileceği konusunda drowu temin etti.

Page 228: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bu haber Drowa hem iyi, hem de kötü geldi. Drizzt elbetteki iyileşeceği için memnundu; ama yüreğinin küçük birbölümü Belwar'ın evinde konuk olma süresini arttırabilmekiçin bunun biraz daha uzun sürmesini diliyordu. Zira Drizztbiliyordu ki, vücudu el verdiği anda yolculuğunu bitirme,Menzoberranzan'a geri dönme ve tehdide son vermeyeçalışma zamanı gelip çatacaktı.

BOLUM 14

KILIK DEĞİŞTİRME

"Burada bekle, Guen," diye pantere fısıldadı Cattibrie. İkiside ileride uzanan ve nispeten daha az dikite sahip olangenişçe bir alana bakıyorlardı. O mağaranın içinden bir sürügoblin sesi gelmekteydi. Cattibrie bunların ana güruholduğunu ve izci birlikleri geri dönmediği için muhtemelenhuzursuzlaş-maya başladıklarını tahmin etti. Genç kadınhayatta kalan birkaç goblinin onun arkasından hızla gelmekteolduğunu biliyordu. O ve Guen, onları püskürtmekle vekoridorun aksi yönüne doğru kaçmalarını sağlamakla iyi işyapmışlardı. Ama şimdiye kadar gerisin geri dönmüş olmalarımuhtemeldi. Ve o dövüş şu anki noktadan bir saatten daha azmesafe ötede cereyan etmişti.

Page 229: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Görünüşe bakılırsa mağaranın etrafından dolaşan başka biryol yoktu ve Cattibrie, daha goblin güruhunu görmeden öncedahi anlamıştı ki, o sefil yaratıkların sayısı dövüşemeye-ceğiveya korkutup kaçıramayacağı kadar fazlaydı. Kafasınıindirip kara derili ellerine son bir kez daha baktı vebüründüğü drow suretinin muntazam olduğunu görüp birazrahatladı. Bunun ardından gür saçlarını -şimdi alışılmışkestane rengi yerine bembeyazlardı- ve pelüş cüppesinidüzelterek meydan okurcasına hızla ilerledi.

Drow rahibesi kayıtsız bir şekilde inlerine girerken, nöbetçigoblinlerin en yakında olanları dehşet içinde geri çekildiler.Bütün grubun hep birlikte kaçışmasını engelleyen tek şeysayılarıydı. Zira tıpkı Cattibrie'ın tahmin ettiği gibi, buradayüzden fazla goblin vardı. Bir düzine mızrak havaya yükseldive genç kadının olduğu yöne doğrultuldu, ama Cattibriedimdik bir şekilde mağaranın merkezine doğru yürümeyedevam etti.

Goblinler genç kadının etrafına toplanarak onun bütünkaçış yollarını kapattılar. Diğerleri ise başka drowların gelipgelmeyeceğinden emin olamayarak Cattibrie'ın gelmiş olduğutüneli yere sinerek gözlediler. Yine de goblin teninden oluşandeniz bu beklenmedik misafirin önünde ikiye ayrılarak onayol veriyordu; Cattibrie'ın kabadayı tavrı ve büründüğü suretgörünüşe bakılırsa bu yaratıkların toplu olarak gözünükorkutmuştu.

Mağaranın ortasına geldiğinde diğer taraftan devam edipilerleyen koridoru görebiliyordu. Ama goblin denizi etrafınakapanıp ona yol vermeyi azalttı ve drow suretindeki kadını daadımlarını yavaşlatmaya zorladı.

Page 230: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Derken her açıdan üzerine doğru goblin mızraklarıuzatılmış bir halde durduruldu. Oda goblin fısıltılanyladoluydu. "Gund ha, moga moga, " diye emretti. GoblinLisanına temel olarak bilen biri kadar hakimdi ve, "kenaraçekilin ve geçmeme izin verin," mi dediğinden, yoksa,"annemi çekip hendeğe götürün," mü dediğinden eminolamıyordu.

Öncekini demiş olmayı umut ediyordu.

"Moga gund, geek-ik moon 'ga 'woon 'ga!" diye hırladı.

Neredeyse bir insan kadar iri olan büyük bir goblin vegüruhun arasından sıyrılıp Cattibrie'ın hemen önünedikiliverdi. Genç kadın kendisini soğukkanlılığını korumayazorladı. Ama zihninin büyük kısmı Guenhwyvar'ı çağırıphızla kaçmak ve küçük bir kısmı ise kahkahalarla gülmekistiyordu. Bu, bariz bir şekilde goblinlerin lideri, ya da enazından kabilenin samanıydı.

Ama yaratığın moda hakkında birkaç tiyoya ihtiyacı vardı.Asilzade birisi gibi yüksek konçlu siyah çizmeler giyiyordu,ama ördek paletine benzer geniş ayağı içine sığsın diyeçizmelerin yan kısımları kesilmişti. Üzerinde yanlan büyükfırfırlarla süslenmiş bir kadın pantolonu vardı. Bu yaratıkbariz bir şekilde erkek olduğu halde, bir kadın iç çamaşırı vekorsesi giymişti ve üst kısmında ise oldukça iri göğüsler içinyapılmış bir sutyen mevcuttu. Bazısı altın, bazısı gümüşolmak üzere birkaç tane gerdanlığı yanlış yerlerine takmıştıve sıska boynunda ise inci dizili bir kolye duruyordu. Ayrıcaçarpık parmaklarının her birisinde gösterişli bir yüzük vardı.Cattibrie, goblinin kafasındaki başlığın dini bir anlam

Page 231: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

taşıdığını farketti, fakat hangi mezhebe ait olduğundan pekemin değildi. Uzun, altın renkli kurdeleleri olan başlık güneşışınlarını andırıyordu. Fakat Cattibrie goblinin başlığı terstaktığından emindi, zira yaratığın yuvarlak alnına doğruyatmıştı ve kurdelelerden birisi rahatsız edici bir şekildegoblinin burnunun ucunda sallanıp duruyordu.

Kabilenin bahtsız kurbanlarının elbiselerini giydiği içingoblinin kendisini hırsızlık modasının doruklarında sandığınahiç şüphe yoktu. Tiz sesiyle zırvalamaya devam etti veCattibrie'ın kıyısından köşesinden bir kelime dahiyakalayamayacağı kadar hızlı konuştu. Sonra yaratık anidenduruverdi ve kendi göğsüne bir yumruğuyla vurdu.

"Yüzey dilini konuşuyor musunuz?" diye sordu Cattibrie,ortak bir iletişim aracı bulmaya çalışarak. Soğukkanlılığınıkorumak için mücadele veriyor, ama mızraklardan birisininher an sırtına saplanmasını bekliyordu.

Goblin lideri ona merakla baktı, görünüşe bakılırsasöylediği şeyden tek kelime dahi anlamamıştı. Kadını tepedentırnağa süzdü ve kızıl renkte parlayan gözleri en sonundaCattibrie'ın boynunda asılı duran kolye klipsine takılıp kaldı."Nying so, wucka," diye belirtti. Önce kolye klipsini sonraCattibrie'ı işaret etti ve ardından uzaktaki çıkış koridorunugöstererek elini savurdu.

Eğer bu kolye klipsi normal bir takı olsaydı, Cattibrie geçipgitmesine izin vermeleri karşılığında onu can-ı gönüldenverirdi, ama Drizzt'in yerini tespit etmesi gerektiği içinbüyülü nesneye ihtiyacı vardı. Goblin isteğini daha tehditkar

Page 232: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bir sesle tekrarladı ve genç kadın hızlı düşünmesi gerektiğinianladı.

Aklına aniden bir fikir gelen Cattibrie gülümsedi ve tekparmağını kaldırıp bir saniye istedi. "Nying, " dedi, bunungob-lin dilinde hediye manasına geldiğini düşünerek. Elleriniiki kez sertçe çırptı ve omuzunun üzerinden geriye bakmadan"Guenhwyvar!" diye seslendi.

Mağaranın arka tarafındaki goblinlerden yükselen ürkmüşhaykırışlar genç kadına panterin yaklaşmakta olduğunusöyledi.

"Sakin sakin gel, Guen," diye seslendi Cattibrie. "Dövüşegirişmeden yanıma gelip dur."

Panter kafasını yere eğmiş ve kulaklarını yatırmış birşekilde yavaşça ve dimdik yürüdü. Guenhwyvar en yakındakigoblini ürkütmek ve geri durmasını sağlamak için arada birhafifçe hırladı. Kalabalık yoldan çekilip muhteşem kedinindro\v rahibenin yanına gitmesi için geniş bir alan açtı.

Derken Guenhwyvar, Cattibrie'ın yanına geldi ve kadınınbeline burnunu sürttü.

"Nying, " dedi Cattibrie yine, önce panteri sonra gobliniişaret ederek. "Sen kediyi al, ben de koridordan çıkıpgideyim," diye ekledi, mesajı verebilmek için elleriyleolabildiğince iyi işaret ederek. Çirkin ve süslü goblin kralkafasını kaşıyarak başlığını sakarca yan tarafa doğru kaydırdı.

Page 233: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Pekala, ona git ve uslu ol," diye Guenhwyvara fısıldadıCattibrie. Bacağıyla kediyi ittirdi. Panter kafasını kaldırıpoldukça endişelenmiş bir şekilde genç kadına baktıktan sonra,goblin liderin yanına gitti ve ayaklarının dibine çöktü (veyaratığın suratındaki bütün kan çekiliverdi!)

"Nying, " dedi Cattibrie bir kez daha, gobline aşağı eğilipkediyi sevmesini işaret ederek. Yaratık genç kadına gözlerineinanamayarak baktı, ama Cattibrie'in onu tatlı tatlı ikna etmesikarşısında azar azar cesaretini toplayıp kedinin gür kürkünedokundu.

Goblin'in sivri dişli gülümsemesi yüzüne yayıldı ve yaratık,kediye daha sıkı bir şekilde dokunmaya cesaret etti. Tekrartekrar eğildi ve her okşayışında kedinin sırtındaki kürke elinidaha da daldırdı. Bu sırada Guenhwyvar kafasını yana yatırıpkızgınlıkla Cattibrie'a baktı.

"Şimdi sen bu dost goblinin yanında kalacaksın," diyekediye talimat verdi Cattibrie. Ses tonunun gerçek niyetiniaçık etmemesi için uğraşarak. Kemerindeki keseye panterinheykelciğinin durduğu keseye hafifçe vurdu ve ekledi, "Seniçağıracağıma hiç şüphen olmasın."

Sonra Cattibrie doğruldu ve dosdoğru goblin liderleyüzleşti. Kendi göğsüne vurdu sonra kolunu hızla uzatarakmağaranın çıkışını işaret etti. Yüzünde kaşları çatık bir bakışvardı. 'Ben gidiyorum!" diye ilan etti ve ileri doğru bir adımattı.

Goblin lideri ilk başta onu durdurmak için ileri atılacak -mış gibi göründü. Ama ayağının dibinde yatan kudretli

Page 234: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

pantere hızla bir bakış atınca yaratığın fikri değişiverdi.Cattibrie oyunu mükemmel bir şekilde oynamıştı; aşınderecede kibirli olan goblin liderin gururunu korumasına izinvermiş, kendisini potansiyel olarak tehlikeli bir düşman gibigöstermiş ve goblin liderin ayaklarının dibine, yani oldukçastratejik bir noktaya üç-yüz kiloluk bir savaş müttefikiyerleştirmişti.

"Nying so, wucka, " dedi goblin yine, önce Guenhwyvar'ısonra da uzaktaki koridor çıkışını işaret ederek. Sonra dadikkatle yana çekilip drowun geçmesine izin verdi.

Cattibrie mağaranın geri kalan kısmını hızla aşarken,yolundan yeterince çekilmeyen bir gobline elinin tersiyle birtokat indirdi. Yaratık kılıcını kaldırarak kadına doğru hamleyaptı, ama Cattibrie istifini bozmadı. Hâlâ ayak bileklerininetrafına kıvrılmış yatan panterle birlikte duran goblin liderdengelen bir haykırış, öbür goblinin kadına misilleme yapmasınıengelledi.

Cattibrie, yaratığın çirkin yüzüne doğru güldü ve güzelcüppesinin katları arasında kendi hançerini -mücevherlimuhteşem silahı- hazır tuttuğunu gösterdi.

Daha dar olan tünele geldi ve yavaş yürüyerek birçok adımattı. Sonra durdu, kafasını çevirip geri baktı ve panterheykelciğini kesesinden çıkarttı.

Mağarada goblin lideri yeni edindiği eşyayı kabileyegösteriyor, 'ahmak dişi Drowun' nasıl da hakkından geldiğinive kediyi kendi adına ondan aldığını anlatıyordu. Diğergoblinlerin bütün hadiseye şahit olmuş olmaları önemli

Page 235: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

değildi; goblin kültüründe tarih neredeyse günlük olarakyeniden yazılırdı.

Panterin etrafında gri renkli bir duman bulutu belirdiğindeve kedinin madde bedeni eriyip gitmeye başladığında, liderinyüzündeki kendini beğenmiş gülümseme hızla kaybolu-verdi.

Goblin bir ağız dolusu küfür ve itiraz çığlığı atarak,ayağının altından hızla kaybolan panteri yakalamak içindizlerinin üzerine çöktü.

Kocaman bir kedi patisi duman bulutu arasından ileri atıldı,liderin kafasının etrafına bir kanca gibi dolandı ve sefilyaratığı da içeri çekti. Sonra geriye kalan tek şey dumanbulutuydu; şaşkına dönen ve pek de zeki olmayan goblinlideri de panterle birlikte Astral Düzleme gitmişti.

Geride kalan goblinler çığlıklar atıp etrafta koşturmaya,birbirilerine çarpıp yerlere devrilmeye başladılar. Bazılarıgiden drowun peşine takılmayı düşündü. Ama onlar belli birdüzen oluşturana kadar, Cattibrie aradaki mesafeyi çoktanaşmıştı, bütün hızıyla koridorda koşuyor ve kendisinin müthişderecede akıllı olduğunu düşünüyordu.

Page 236: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

* * *

Tüneller ona tanıdık geliyordu- oldukça tanıdık. GençDrizzt Do'Urden, genellikle bir drow devriye birliğininöncülüğünü ederek bu yollarda kimbilir kaç kez gezinmişti?O zamanlar yanında Guenhwyvar vardı; ama şimdi yalnızbaşınaydı.

Dizlerinden birisi svirfneblin nookerı sebebiyle hâlâ birazzayıf olduğundan hafifçe topallıyordu.

Fakat bu durumu Blingdenstone'da biraz daha kalmak içinbir mazeret olarak kullanamamıştı. Görevinin gitgidebastırdığını biliyordu ve Belwar, ondan ayrılmak her ne kadarkendisine acı verse de, Drizzt'in kendi yoluna gitmekonusunda verdiği karara karşı çıkmamıştı- ki bu da drow içindiğer svirf-neblilerin Drizzt'in gitmesini istediğini belirten birişaret niteliğindeydi.

O iki gün önce olmuştu, iki gün ve elli millik dolambaçlımağara önce. Drizzt yolunun üzerinde en az üç tane drowdevriye birliği izine rastlamıştı. Birliklerdeki askerlerin sayısınormalde Menzoberraznan'dan bu kadar uzakta gezinmeyecekkadar yüksekti ve bu da Belwar'ın tehlikeli birşeyler döndüğü,yani Örümcek Kraliçenin aç olduğu hakkındaki iddialarınadestek veriyordu. Rastladığı üç izde birden Drizzt mevcutgrubu takip edip onlara katılmaya teşebbüs edebilirdi. ChedNasadlı bir tüccarın elçisi olduğu hakkında bir hikayeuydurmayı düşünmüştü. Ama üç seferde birden Drizztcesaretini yitirmiş, Men-zoberraznan'a doğru ilerlemeye veiletişime geçeceği o kader anını ertelemeye devam etmişti.

Page 237: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Şimdi tüneller oldukça tanıdıktı ve o an gelip çatmaküzereydi.

Daha genişçe bir koridora çıktığında, attığı her adımı ölçüptartarak mükemmel bir sessizliğe büründü. İleriden bazısesler, bir sürü ayaktan çıkan sürtünme sesi geldiğiniduymuştu, îunların drow ayaklan olmadığını biliyordu; karaelfler hiç jürültü yapmazdı.

Kolcu eğri büğrü duvara tırmandı ve ana zeminden ikimetre yüksekteki bir çıkıntıda ilerledi. Arada bir ayaklarıaşağı sarktığında parmak uçlarıyla duvan tutup kendisini ileridoğru çekerek ilerlemek zorunda kaldı. Ama bu Drizzt'iengelleyemedi ve drow hiç ses çıkartmadı.

İleriden daha fazla hareket sesi geldiğinde olduğu yerdedonup kaldı. Şansına çıkıntı tabaka bir kez daha genişlemiş veellerini serbest bırakmıştı. Dikkatle palalarını kınlarındandışarı çıkarttı ve Parıltı'nın içsel ışığıyla aydınlanmasınıengellemek için kılıca yoğunlaştı.

Şapırtı seslerini takip edip bir köşeyi döndü ve yırtık pırtıkcüppeler giymiş, kukuletalarını yüzlerinin üzerine örtmüş, ikibüklüm, insana benzer yaratıklardan oluşan bir güruh gördü.Hiçbiri konuşmuyor, hepsi de hedefsizce etrafta geziniyorduve onların goblin olduğunu Drizzt'in anlamasını sağlayan tekşey ise yerde şapırdayan ayaklarıydı.

Hareketlerine, iki büklüm durmalarına bakan Drizztbunların köle goblinler olduğunu anladı, zira sadece köleler odenli bezgin bir kabullenme içinde olurdu.

Page 238: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt, onlara çobanlık eden Drowun yerini tespit etmeyeçalışarak sessizce bir süre daha izlemeye devam etti. Bumağaranın içinde en az seksen goblin mevcuttu. DrowlarınHeldaeyn Havuzu dedikleri küçük bir göletin etrafındasıralanmış olan goblinler avuçlarına su alıp kukuletalıyüzlerine doğru götürüyorlardı- sanki birçok gündür suiçmemiş gibiydiler.

Ki muhtemelen içememişlerdi. Drizzt etrafta dolaşanbirkaç tane rothe, yani küçük Karanlıkaltı sığırı tespit etti vebu grubun büyük bir ihtimalle kayıp hayvanları aramak içinşehirden dışarı çıkmış olduğunu anladı. Böyle gezilerdeyanlarında oldukça fazla tedarik taşımalarına rağmen,kölelere ya çok az yemek verilir ya da hiç verilmezdi. Fakatonlara eşlik eden drow muhafızlar paşalar gibi yer içerlerdi vegenellikle bunu açlıktan karınları guruldayan kölelerin gözleriönünde yaparlardı.

Bir kırbacın şıraklaması goblinlerin ayağa fırlamasını vehavuzun kenarından koşturarak çekilmesini sağladı. Biri dişi,biri erkek olan iki drow askeri Drizzt'in görüş alanına girdi.Havadan sudan konuşuyorlardı ve dişi olanı sık sık kırbacınışaklatıyordu.

Mağaranın diğer tarafından başka bir Drow, bazı emirlerverdi ve goblinler kabaca bir sıra oluşturmaya başladılar.Aslında herhangi bir örgütlü sıradan çok, bir araya sokulmuşbüyük çaplı bir kalabalık oluşturdular.

Drizzt en uygun anın geldiğini biliyordu. KölecilerMenzoberranzan'daki gruplar içinde en az örgütlü ve en azdisiplinli olanlardandı. Bütün köleci birlikleri birkaç farklı

Page 239: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

eve mensup kara elflerden ve buna ek olarak Akademinin üçokulundan herhangi birinden gelen öğrencilerden oluşurdu.

Drizzt, çıkıntı tabakadan sessizce aşağı indi ve kıvrımlıduvarın köşesini dönerek ilerledi. Mağaradaki Drowlara adetolduğu üzere el alfabesinde selam verdi (fakat parmakları bukarmaşık lisanı tekrar kullanırken biraz beceriksizce hareketetti tabii).

Dişi drow, erkek refakatçisini ileri doğru ittirdi ve onunrkasmdan yana doğru çekildi. Erkeğin eli derhal yükseldi.)rowların tipik arbalet tabancalarından birini elinde tutuyorduokun üzeri ise, büyük ihtimalle güçlü bir uyku zehiriyleaplıydı.

'Kimsin sen?' diye sordu dişinin eli, erkek drowun omu-zunun üzerinden.

"Blingdenstone yakınlarında gezen bir devriye birliğin-iengeriye kalan tek kişi," diye yanıtladı Drizzt.

"Öyleyse şehre Breche Yükseltisi civarından girmeliyim,'diye yüksek sesle karşılık verdi dişi. Onun sesini -dişiIrovvlarda tipik olan, inanılmaz derecede melodik ve tizçıkabilen sesi- duymak, Drizzt'in zihnini o eski yıllara gerigötürdü, lenzoberranzan'dan sadece birkaç yüz metre ötedeolduğunu am anlamıyla işte o zaman farkedebildi.

"Aslında 'şehre girmeyi' istiyorum sayılmaz," diye yanıtladıDrizzt. "En azından açık açık değil." Drizzt bu mazeretinkulağa mükemmel bir şekilde mantıklı geldiğini biliyordu.Eğer gerçekten de kayıp bir devriye birliğinden hayatta kalan

Page 240: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

tek kişi olsaydı, drow Akademisinde şiddetli bir sorguya tabitutulur, hatta muhtemelen efendiler, devriye birliğinin sonunuhazırlamada onun bir rol oynayıp oynamadığından emin olanaveya ölüp gidene dek -hangisi önce olursa artık- işkencegörebilirdi.

"İlk evin adı ne?" diye sordu dişi drow, gözlerini Drizzt'inlavanta renkli küreciklerine kenetleyerek.

"Baenre," diye derhal yanıtladı Drizzt. Bu imtihanıbekliyordu. Rakip şehirlerden gelen casuslar,Menzoberranzan'da görülmedik şey değildi.

"Peki en genç oğullan?" diye kurnazca sordu dişi drow.Drizzt farketti ki, dişi drow onun sıradışı gözlerine bakmayadevam ederken dudaklarını fettanca ve şehvet dolu birgülümseme halinde kıvırmıştı.

Talihli bir tesadüf eseri Drizzt, Akademide Baenre Evininen genç oğluyla aynı sınıfı paylaşmıştı- tabii eğer yaşlıMatron Baenre, Drizzt'in uzakta olduğu şu otuz yıl içindebaşka bir çocuk daha doğurmadıysa.

"Berg'inyon," diye kendine güvenerek yanıtladı, elleriniaşağı doğru ukalaca indirip çapraz hale getirerek (vepalalarına yaklaştırarak).

"Kimsin sen?" diye tekrar sordu dişi drow ve dudaklannıyaladı. Merak ettiği barizdi.

"Önemli biri değil," diye yanıtladı Drizzt ve kadınıngülümsemesine onun bakışı kadar yoğun bir bakış ve

Page 241: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gülümsemeyle karşılık verdi.

Dişi drow önünü kesen erkeğin omuzuna hafifçe vurdu veparmaklarıyla ona gitmesini işaret etti.

'Bu sefil işten azat olabilir miyim?' diye sessizce elleriylesordu. Yüzünde ise umut dolu bir ifade vardı.

"Bugün senin yerini 'bol' alacak," diye kedi gibi mırıldandıdişi, drow lisanında gizemli ya da ilginç birşeyi açıklamakiçin kullanılan kelimeyi Drizzt'e yakıştırarak.

Erkek Drowun yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi vear-balet tabancasını ortadan kaldırmaya davrandı. Silahınyana yatmış, hazır bir şekilde durduğunu farkedince vekafasını kaldırıp baktığında yakınlarda bir sürü goblininolduğunu görünce yüzündeki gülümseme daha da genişledi veerkek drow silahı ateşlemek için kaldırdı.

Drizzt goblinlerin dahi bu denli berbat bir muamelegörmesine acı duyduğu halde hiçbir tepki vermedi.

"Hayır," dedi dişi, elini erkek Drowun bileğinin üzerinekoyarak. Elini uzattı ve arbalet tabancasmdaki oku çıkarttı,sonra onun yerine başka bir ok yerleştirdi. "Seninki yaratığıuyuturdu," diye açıkladı ve gıdaklar gibi kahkaha attı.

Erkek drow bir süre dişiye baktıktan sonra görünüşe göreonun amacını anladı. Suyun kenarında dolanan bir goblinenişan alıp ateş etti. Küçük ok sırtına batınca goblin yerindensıçradı. Dönüp bakmaya davrandı, ama suyun içinedevriliverdi.

Page 242: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Goblinin beyhude yere çırpınmasına bakılırsa, dişi dro-vvun silaha taktığı okun üzerinde felç edici bir iksir, yaniyaratığın bilincini tamamen yerinde bırakan bir zehirolduğunu anlayan Drizzt dudaklannı ısırdı. Goblin kollarıylabacaklarını pek kontrol edemiyordu ve kesinlikle boğulacaktı.Daha da kötüsü başına gelecek feci sondan haberdardı. Sırtınıbüküp yüzünün su seviyesinin üstüne çıkmasını sağlamayıbaşardı, ama Drizzt onun bu acımasız iksirin etkisi geçmedençok önce yorulacağını biliyordu.

Erkek drow içten bir kahkaha attı. Arbalet tabancasınıgöğsünde çapraz bir şekilde asılı duran küçük kılıfına geritaktı ve Drizzt'in sol tarafındaki tünele doğru yürüdü. Dahaerkek drow on adım dahi atmamıştı ki, dişi drow kırbacınışaklatmaya ve kervanı sağ taraftaki tünelden aşağı doğru yolaçıkartmaları için birkaç drow muhafıza seslenmeye başladı.

Birkaç saniye sonra başını çevirip Drizzt'e soğuk bir bakışattı. "Neden orada duruyorsun?" diye bilmek istedi.

Drizzt şimdi feci şekilde çırpman ve ağzını suyun üzerindetutmayı zar zor başaran goblini işaret etti. Sanki bu korkunçhadiseden zevk duyuyormuş gibi gülmeyi başardı; fakat oanda ciddi ciddi düşündüğü şey, hızla koşturup şeytani dişidrowu kesip biçmekti.

Küçük mağaradan dışarı çıkarken Drizzt, kaçmaya bir şansıolsun diye onu sudan dışarı çekmek için goblinin yanına geridönmenin fırsatını kolladı. Fakat dişi drow ona bakmayı hiçkesmedi, gözünü bir saniye dahi ayırmadı. Drizzt ise, bukadının aklında onu sadece kervana dahil etmekten çok dahafazla şeyler olduğunu anladı. Hem sonra, yeni köleci

Page 243: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

beklenmedik bir şekilde çıkageldiğinde neden paydos edenkişi o olmamıştı?

Ölen goblinin en son şapırtı sesleri mekandan ayrılanDrizzt'i takip etti. Kaçak Drow acı acı yutkundu ve duyduğutiksintiyi uzaklaştırmak için mücadele etti. Kaç kere tanıkolursa olsun, kendi ırkının acımasızlığına asla alışamayacaktı.Ve Drizzt bundan memnundu.

BÖLÜM 15

MASKELER

Cattibrie, daha evvel böyle yaratıklar görmemişti hiç.Gnomlara oldukça benziyorlardı, en azından yapı itibarıyla.Yaklaşık bir metre boyundaydılar, ama yumrulu, parlakkafalarında hiç saç yoktu ve büyülü tacın ona sunduğu yıldızışığı altında derileri gri renginde görünüyordu. Oldukçagürbüzlerdi, neredeyse cüceler kadar kaslıydılar. Ayrıcataşıdıkları kaliteli aletlere ve üzerlerine iyi uyan metal zırhlarabakılırsa, tıpkı cüceler gibi madencilik ve demircilikteustaydılar.

Page 244: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt, Cattibrie'a svirfneblilerden, yani yeraltı gnom-lanndan bahsetmişti ve genç kadın şu anda baktığı yaratıklarınonlar olduğunu düşünüyordu. Fakat bundan emin olamıyor vebu yaratıkların şeytani gri cüceler, yani duergarlarm bir çeşitakrabası olmasından korkuyordu.

Kesişen bir sürü koridorun bulunduğu bir yerdeki uzun veince dikit sütunlardan oluşan bir kümenin arasında yere sindi.Yeraltı gnomları, tabii eğer bunlar onlarsa, zıt yöndengelmişlerdi ve şimdi koridorun geniş, düz kısmında ilerliyor,kendi aralarında muhabbet ediyor ve beş metre ötelerindekidikit sütun kümesine pek dikkat etmiyorlardı.

Cattibrie nasıl ilerlemesi gerektiğinden emin olamıyordu.Eğer bunlar svirfnebliler idiyse, ki genç kadın bundanoldukça emin gibiydi, değerli müttefikler olabilirlerdi. Amaonlara nasıl yaklaşacaktı? Kesinlikle onlarla aynı dilikonuşamıyor-du ve muhtemelen onlar en az onun yeraltıgnomlarına olduğu kadar insanlara yabancıydılar.

Yapılacak en iyi şeyin öylece oturup yaratıkların geçipgitmesine izin vermek olduğuna karar kıldı. Fakat Cattibrieenfrarujlu görüş yeteneğinin cilvelerine asla şahit olmamıştı.Serin dikit sütunlar arasında otururken, tamı tamına otuzderece daha sıcak olan vücut ısısı sebebiyle svirfneblilerin ısıalgılayan gözleri için tam anlamıyla parıldamakta olduğununfarkında değildi.

Genç kadın yere sinmiş bir şekilde beklerken yeraltıcüceleri onun etrafındaki tünellere dağıldılar ve bu Drowun(zira Cattibrie hâlâ büyülü maskeyi takmaktaydı) yalnızbaşına mı olduğunu, yoksa daha büyük bir grubun bir üyesi

Page 245: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

mi olduğunu anlamaya çalıştılar. Birkaç dakika geçip gitti;Cattibrie kafasını eğip eline baktı, taş zeminde birşeylerhissettiğini sandı; muhtemelen hafif bir titreşimdi bu. Gençkadın titremekte olan eline merakla bakmaya devam etti.Yeraltı gnomlarının yarı telepatik, yarı psikokinetik metotlarkullanarak, yani düşünce dalgalarını taşlar üzerindenbirbirilerine yollayarak haberleştiklerini ve hassas bir elin butitreşimleri hissedebileceğini bilmiyordu.

Bir dakika boyunca devam eden titreşimlerin dikitlerarasına sinmiş olan bu Drowun gerçekten tek başına olduğukonusunda yeraltı gnomu izcilerin gönderdiği mesaj olduğunuda bilmiyordu.

İlerideki svirfneblilerden birisi aniden harekete geçti,Cattibrie'ın anlamadığı birkaç söz söyledi ve genç kadınadoğru bir taş fırlattı. Genç kadın kayaların arkasına daha dafazla sindi ve teslim olmak ya da yayını çekip yaratıklarıkorkutmaya çalışmak arasında seçim yapmaya çalıştı.

Taş hiç zarar vermeden kısa düştü ve parçalandı. Taşınparçaları dikit sütunlar öbeğinin önünde küçük bir alanayayıldı. O parçacıklardan dumanlar tütmeye, cızırtılarçıkmaya ve zemin de sallanmaya başladı.

Daha Cattibrie neler döndüğünü anlayamadan önce,önündeki taşlar yükselip devasa bir moloz yığını halini aldı.Sonra bel kalınlığı hemen hemen koridoru kaplayan, beşmetre boyunda ve insan suretinde bir dev şekline büründü.Yaratık bir binayı paramparça edebilecek devasa, kaya gibikollara sahipti. En öndeki iki dikit canavarın oluşumuna dahil

Page 246: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

olmuş ve şimdi devin iri göğsünden uzanan tehlikeli çivilerhalini almışlardı.

Geçidin ilerisindeki yeraltı gnomları savaş çığlıkları attılar-bu haykırışlar korkuya düşen kadının etrafındaki koridorlardayankılandı.

Devasa bir el aşağı doğru savrulup bir dikitin üst kısmınıkopartırken, Cattibrie geriye doğru tökezledi. Genç kadınoniks heykelciği yere attı ve çılgınlar gibi Guenhwyvar'aseslendi, bu sırada ise yayına bir ok yerleştirdi.

Toprak elementali ileri doğru abandı, iri yarı bacaklarıeriyip taş dikitlerin içinden geçerek öne atıldı. Kadınıyakalamak için tekrar hamle yaptı, ama gümüş kuyruklu birok canavarın kaya gibi yüzünün ortasından geçerek gözlerinintam arasında net bir yarık açtı.

Elemental doğrulup sendeledi, sonra ikiye ayrılmış olankafasını bir araya getirmek için elleriyle iki yandan ittirdi.Dikitler kümesine geri baktığında dişi drow yerine arkaayaklarım yere sabitlemekte olan iri kediyi gördü.

Cattibrie, sıvışmayı düşünerek dikit kümesinin arkatarafından dışarı çıktı, ama dört bir taraftaki yan geçitlerdenüzerine doğru gelen yeraltı gnomlarmı gördü. Kaya yığınlarıarkasına gizlene gizlene ana koridor boyunca koştururken,kafasını çevirip Guenhwyvar ile elementale bakmaya cesaretedemedi. Sonra inciğine sertçe birşey çarpıp ona çelme taktıve genç kadın yüzükoyun yere devrildi. Kıvrılıp döndüğündebaşka bir svirfneblinin bir dikit sütunun arkasından ayağakalkmakta olduğunu ve kazmasının sanki ona çelme takmak

Page 247: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

için uzatılmış-çasma hâlâ dışanya doğru dönük bir şekildedurduğunu gördü.

Cattibrie yayını kaldırdı ve hızla doğrulup oturdu, amasilahı savuşturuldu. İçgüdüsel olarak yana doğru yuvarlandı,ama onu ezmek için ağır çekiçlerini havaya kaldırmış birşekilde takip eden üç gnomun ayak seslerini duydu.

Dev yaratığın hemen yanından geçip onun arkasınıdönmesini sağlamayı düşünen Guenhwyvar hırladı ve havadasüzüldü. Fakat elemental panterin beklediğinden daha hızlıdavrandı ve kocaman kaya eli ileri doğru savrulup kediyihavada yakalayarak onu kendi iri göğsüne doğru çekti. Biromuzuna canavarın dikitten çivilerinden birisi batıncaGuenhwyvar feryat etti. Gözde savaşçılarının yanına koşturupgelen yeraltı gnomları da Drowla beklenmedik müttefikininişinin pek yakında biteceğini bildiklerinden dolayı neşeylehaykırdılar.

Bir çekiç Cattibrie'in kafasına doğru inişe geçti. Genç kadınkısa kılıcını ileri savurdu, silahı kafası ve sap kısmı arasındakiyerden yakaladı ve onu yeterince savuşturup gürültüylezemine çarpmasını sağladı. Genç kadın yerde debelenipdarbeler karşılıyor, gnomlardan tekrar ayağa kalkabilecekkadar uzaklaşmaya çalışıyordu. Ama gnomlar ona dört biryandan yetişiyor ve hızla yorulmakta olan kara elf açık birkarşı saldın fırsatı yakalamasın diye çekiçleriyle kısa, ölçülüdarbeler yağdırıyorlardı.

Muhteşem panterin kısa süre sonra dikit sivrisine batıpölecek olması takipteki svirfenblilerin bir kısmına muzafferbir heyecan yaşattı, ama içlerinden iki tanesini sadece şaşkına

Page 248: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

çevirdi. O ikisi -ki adlan Seldig ve Pumkato idi- daha yavrugnomken öyle bir panterle oyun oynamışlardı. Ve yaklaşıkotuz yıl evvel birlikte oyun oynadıkları kaçak drow DrizztDo'Ur-den, Blingdenstone'dan henüz yeni ayrıldığına göre,panterin ortaya çıkışının bir tesadüf olmadığını hissettiler.

"Guenhwyvar!" diye haykırdı Seldig ve panter cevap olarakkükredi.

Mükemmel bir şekilde telaffuz edilen bu isim Cattibrie'ıderinden etkiledi ve etrafındaki üç gnomun da tereddütetmesini sağladı.

Elementali çağırmış olan Pumkato, canavara sabitdurmasını emretti ve Seldig ise kazmasını kullanarak devyaratığın vücudunda yukarı tırmandı. "Guenhwyvar?" diyesordu, panterin yüzünden sadece bir metre uzakta durarak.Yakalanmış olan kedinin kulakları havaya dikildi ve kedikendisine oldukça tanıdık gelen gnoma acıklı bir bakış attı.

"O kim?" diye bilmek istedi Pumkato, Cattibrie'ı işaretederek.

Svirfneblinlerin söylediği sözlerden hiçbirini anlamamasınarağmen, Cattibrie daha iyi bir fırsat yakalayamayacağınıanladı. Kılıcını taş zemine attı, serbest elini suratına doğrugötürdü ve büyülü maskeyi çekip çıkarttı. Yüz hatlan derhalgenç bir insan kadının dış görünüşüne geri büründü. Kadınınetrafındaki üç yeraltı gnomu haykırıp geri çekilerek ona pekde hayranlık içermeyen nahoş bakışlar attılar. Sanki onun buyeni görünüşü onların şartlarına göre oldukça çirkinmiş gibibakıyorlardı.

Page 249: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Pumkato cesaretini toparlayıp genç kadının yanına gitti veonun hemen önünde durdu.

Cattibrie, bu gnomun bir ismi hatırladığını biliyor vediğerini de hatırlayacağını umut ediyordu. Kendisini işaretetti, sonra kollarını iki yana açtı ve sanki birisine satılıyormuşgibi geri kavuşturdu. "Drizzt Do'Urden?" diye sordu.

Pumkato'nun kurşuni gözleri genişledi. Sonra gnom sankihiç sasımaması gerekiyormuş gibi başıyla onayladı. İnsankadının dış görünüşüne duyduğu tiksintiyi gizleyen gnom birelini uzattı ve Cattibrie'ın ayağa kalkmasına yardımcı oldu.

Cattibrie yavaşça, bariz görülebilecek şekilde hareketederek panter heykelciğini çıkarttı ve Guenhwyvar'ı geriyolladı. Pumkato da kendi elementalini taşlann içine gerigönderdi.

* * *

"Kolshen 'shea orbb, " diye fısıldadı Jarlaxle.Menzoberranzan'da pek nadiren sarfedilen bu büyülücümlenin kabaca tercümesi şöyleydi; "örümceğin bacaklarınıkopart."

Paralı askerin karşısında duran ve görünüş itibarıylasıradan olan duvar bu parolaya tepki verdi. Kıpırdanıpbükülerek bir örümcek ağı halini aldı, sonra da iplikleribirbirine bağlı bir halde dışarı doğru kıvrılarak, paralı askerve insan refakatçisinin geçmeleri için açık bir alan bıraktı.

Page 250: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Genelde diğer Drowlardan bir adım önce giden Jarlaxle,ağın ötesindeki küçük makam odasında, yani Gromph Baen-re'nin Drow Akademisi büyü okulu olan Sorcere'deki özeldairesinde Triel Baenre'yi kendisini bekler bir haldebulduğuna -hoş bir şekilde- şaşırmıştı. Jarlaxle, maskenin geriverilişine şahit olmak için Gromph'un etrafta bulunacağınıummuştu. Ama Triel daha da iyi bir şahit sayılırdı.

Entreri, paralı askerin ardından içeri girdi ve sağı solubelirsiz Triel'i gördüğünde akıllıca davranıp geride durdu.Kiralık katil büyücüler kulesindeki bir sürü odanın olduğugibi hafif mavi bir ışıkla sürekli olarak aydınlanmış olan builginç odaya göz gezdirdi. Dört bir yanda parşömen rulolarıvardı; çalışma masasında odadaki üç sandalyede ve zeminde.Duvarlarda sıra sıra raflar bulunuyordu. Rafların üzerindedüzinelerce üstü tıpalı büyük şişe, onların haricinde iseüzerleri açık duran ve yanlarında ağzı kapalı paketler bulunankum saati şeklindeki bazı kaplar bulunuyordu. Bu karmaşanınarasında yüzey sakini adamın onların ne işe yaradığını tahmindahi edemeyeceği kadar garip olan yüzlerce farklı nesnevardı.

"Colnblulh'u Sorcere'ye mi getirdin?" diye belirtti Triel,ince kaşları hayretle yukarı kalkarak.

Entreri bakışlarını zeminde sabit tutmaya dikkat etti, fakatBaenre evladına birkaç kez göz ucuyla bakmayı başardı.Triel'i daha önce bu denli aydınlık bir ışıkta görmemişti veşimdi de gördüğü kadarıyla onun drow standartlarına göre pekde güzel olmadığını düşündü. Oldukça dik açılı olan yüzhatlarına orantısız bir şekilde boyu epey kısaydı ve omuzlangenişti. TrieFin drow toplumunda, yani fiziksel güzelliğe

Page 251: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

önem veren bir ırkın arasında mevkice bu kadar yükseğetırmanmış olması Entreri'ye garip geliyordu. 'Mevkisi BaenreKızının gücüne dayanıyor,' diye karar verdi.

Entreri, drow lisanından pek fazla şey anlamasa bile,Triel'in az önce muhtemelen onu aşağılamış olduğunufarketti. Kiralık katil normalde hakaretlere silahlarıyla cevapverirdi. Ama burada olmazdı, yani kendi doğasından bu kadaruzaktayken ve bu kişiye karşı bunu yapamazdı. Jarlaxle,Entreri'yi Triel hakkında yüzlerce kez uyarmıştı. Kadın onuöldürmek için mazeret arıyordu- acımasız Baenre evladıbütün colnbluthlan ve aynı zamanda birkaç Drowu daöldürmek için sürekli mazeret arardı zaten.

"Onu birçok yere götürüyorum," diye yanıtladı Jarlaxle."Kardeşinin burada olup da buna karşı çıkacağınıdüşünmüyordum."

Triel odaya göz gezdirdi, cilalı cüce kemiklerinden yapılmamasaya ve onun arkasındaki minderli sandalyeye baktı. Hiçbiryan oda, gözle görülür hiçbir gizlenme yeri mevcut değildi veGromph da ortalıklarda yoktu.

"Gromph burada olmalı," diye mantık yürüttü Jarlaxle.'Aksi takdirde, Arach-Tinilith'in Matron Hanımı neden buradabulunsun ki? Bu, hatırladığım kadarıyla kuralları çiğnemektirve yasalara karşı ciddi bir suçtur; en az benim Sorcere'yedrow olmayan birini getirmem kadar hem de."

"Triel Baenre'nin hareketlerini nasıl sorguladığına dikkatet," diye yanıtladı kısa boylu rahibe.

Page 252: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Asangue, " diye yanıtladı Jarlaxle, eğilip reveransyaparak. Bu, aynı zamanda hem 'nasıl istersen', hem de 'sende öyle' manasına gelebilecek olan çapraşık bir sözdü.

"Neden buradasın," diye bilmek istedi Triel.

"Geleceğimi biliyordun," diye belirtti Jarlaxle.

"Elbette," dedi Triel kurnazca. "Birçok şey biliyorum. Amabaş hocalara ayrılan özel kapılardan Sorcere'ye girmek veşehrin başbüyücüsünün özel odasına gelmek konusunda seninyapacağın açıklamayı dinlemek istiyorum."

Jarlaxle, kara pelerinin altına elini soktu ve garip örümcekmaskesini, yani onun Baenre Evinin tılsımlı örümcek ağıçitini aşmasını sağlayan büyülü nesneyi çıkarttı. Triel'in yakutkırmızısı gözleri faltaşı gibi açıldı.

"Anneniz tarafından bunu Gromph'a geri verme talimatıaldım," dedi paralı asker, oldukça hırçın bir sesle.

"Buraya mı?" diye afalladı Triel. "Maske Baenre Evineaittir."

Jarlaxle gülümsemesini saklayamadı ve kiralık katilin debu muhabbetin bir kısmım anlıyor olduğunu gizlice ümitederek Entreri'ye baktı.

"Onu Gromph teslim alacak," diye yanıtladı Jarlaxle. Cücekemiğinden yapılma masaya doğru ilerledi, hafifçe bir sözsöyledi ve Triel itiraz etmeye başladıysa da paralı askermaskeyi bir çekmeceye hızla koyuverdi. Dişi drow hızla

Page 253: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

masanın yanına geldi ve kapalı olan çekmeceye şüpheylebaktı. Gromph'un bu çekmeceyi gizli bir parolayla kapayıpkoruma altına aldığı barizdi.

"Aç şunu," diye talimat verdi Jarlaxle'a. "Maskeyi Gromphiçin ben alıkoyacağım."

"Yapamam," diye yalan söyledi Jarlaxle. "Parola herkullanışta değişir. Bana ise sadece bir tane verilmişti."Jarlaxle şu noktada tehlikeli bir oyun oynamakta olduğunubiliyordu. Ama Triel ile Gromph birbirileriyle pek nadirenkonuşurdu ve Gromph özellikle de Baenre Evininhazırlıklarının yoğunlaştığı şu günlerde Sorcere'dekimakamına pek az gelir olmuştu. Jarlaxle'ın şu anda ihtiyaçduyduğu şey maskeden kurtulmaktı- ve maskenin sonrakendisine hiçbir yolla bağlanmaması için bunu açıktan açığayapmak istiyordu. O büyülü maske bütün büyüler de dahilolmak üzere, Menzoberranzan'da birini Baenre Evinin tılsımlıçitinden aşıracak tek şeydi ve eğer hadiseler Jarlaxle’ıntahmin ettiği yönde gelişirse, o maske kısa süre içindeoldukça değerli bir nesne -ayrıca bir delil- halini alacaktı.

Triel hafifçe mırıldandı ve kapalı çekmeceye bakmayadevam etti. Çekmecenin üzerindeki koruma ve kilitbüyüsünün karmaşık enerji dalgalarını farketti, ama o dalgalaronun basitçe çözemeyeceği kadar sıkı bir şekilde dokunmuşhaldeydi. Kadının büyüsü Menzoberranzan'daki en güçlübüyüler arasındaydı, ama Triel kendi büyücülük gücünükardeşininkine karşı denemekten çekiniyordu. Kurnaz paralıaskere tehditkar bir bakış attıktan sonra odanın öbür tarafınadoğru yürüyüp Entreri'nin önünde durdu.

Page 254: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Bana bak," dedi yüzeyin Ortak Lisanını kullanarak.Kiralık katil buna şaşırdı, zira Menzoberranzan'da pek azdrow bu dili konuşabiliyordu.

Entreri kafasını kaldırıp Triel'in delip geçen gözlerinebaktı. Sakin bir tavır takınmaya, sanki zorla boyun eğdirilmişve gururu incinmiş gibi görünmeye çalıştı, ama Triel böylenumaralan yutmayacak kadar zekiydi. Kiralık katilde mevcutolan gücü gördü ve sanki bunu takdir ediyormuş gibigülümsedi.

"Bütün bunlar hakkında ne biliyorsun?" diye sordu.

"Bana sadece Jarlaxle'ın söylediklerini biliyorum," diyeyanıtladı Entreri ve takındığı yüz ifadesini kaldırıp Triel'esertçe baktı. Eğer dişi drow bir irade savaşı istiyorduysa, Fae-run'un yüzeyindeki en tehlikeli sokaklarda hayatta kalıpbaşarıya ulaşmış olan kiralık katil ürküp geri çekilmeyecekti.

Triel, adamın kırpmadığı gözleriyle attığı bakışa uzun birsüre karşılık verdi ve bu hünerli rakipten pek de yararlı bir-şeyler öğrenemeyeceğinden emin oldu. "Defolup gidinburadan," dedi Jarlaxle'a, hâlâ yüzey lisanını kullanarak.

Jarlaxle, Baenre evladının yanından hızla geçip gitti veEntreri'yi de çekiştirip götürmeye başladı. "Çabuk ol," diyebelirtti paralı asker. "Triel o çekmeceyi açmayı denemedenönce Sorcere'den ayrılmış olmamız lazım." Bunun üzerine,örümcek ağı kapısından geçip çıktılar. Kapı ise onlar çıktığıanda derhal düz duvar halini aldı ve Triel'in onların ardındanokuduğu kaçınılmaz lanetlerin önünü kesti.

Page 255: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Ama Baenre evladı her ne kadar meraklanmış olsa bileçılgın değildi. Şu noktada üç ayrı yolun birleştiğini farketti;kendisinmki, annesininki ve görünüşe bakılırsa Jarlaxle'ınki.Paralı askerin aklında birşeyler olduğunu biliyordu. Ve o bir-şeylere bariz bir şekilde Artemis Entreri de dahildi.

* * *

Triel Breche ve Akademiden sağ salim uzaklaştıkları vakit,Jarlaxle orada geçmiş olan bütün konuşmaları ArtemisEntreri'ye tercüme etti.

"Drizzt'in yakında şehre geleceğini ona söylemedin," diyebelirtti kiralık katil. Bu bilginin Jarlaxle’ın Triel ile yapacağıkısa muhabbetin ana konusu olacağını ummuştu. Ama paralıasker bu konuda hiçbir şey söylememişti.

"Triel'in bilgi edinme konusunda kendisine has yöntemlerivardır," diye yanıtladı Jarlaxle. "Onun işini kolaylaştırmakistemiyorum- yani açık ve üzerinde anlaşılmış bir kârsözkonusu değilken."

Entreri önce gülümsedi, sonra paralı askerin sözlerinihazmederek alt dudağını ısırdı. 'Bu cehennemvari şehirde herzaman dönüp duran bir sürü şey var,' diye düşüncelere daldıkiralık katil. 'Jarlaxle’ın bu yerden bu kadar haz almasınaşaşmamak gerekli!' Entreri neredeyse bir drow olmayı,felaketin eşiğinde oyun oynayıp tıpkı Jarlaxle'ın yaptığı gibikendisine bir mevki edinmeyi dileyecekti. Neredeyse.

"Matron Baenre sana maskeyi ne zaman geri götürmetalimatı vermişti?" diye sordu kiralık katil. O ve Jarlaxle bir

Page 256: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

süreliğine Menzoberranzan'ın dışına çıkmış ve svirfneblinmuhbirle buluşmak için dış mağaralara gitmişlerdi. Sorcere'yeyaptıkları ziyaretten kısa bir süre önce şehre dönmüşlerdi veJarlaxle da Entreri'nin bildiği kadarıyla, Baenre Evininyakınlarına bir yerlere gitmemişti.

"Bir süre önce," diye yanıtladı Jarlaxle.

"Onu Akademiye getirmeni mi emretti?" diye üstelediEntreri. Bu, ona uygunsuz bir durum gibi geliyordu. Dahaevvel o yüce binaya hiç davet edilmemiş, hatta bir keresindesavaşçılar okulu Melee-Magthere'ye giden Jarlaxle'a eşliketme talebi reddedilmişti. Paralı asker oraya bir colnbluthu,yani drow olmayan birini götürmenin riskli bir iş olacağışeklinde bir açıklama yapmıştı. Ama şimdi Jarlaxle belli birsebepten dolayı Entreri'yi Sorcere'ye, yani çok daha tehlikelibir okula götürmeyi münasip görmüştü.

"Maskenin nereye teslim edileceğini açıkça belirtmedi,"diye itiraf etti Jarlaxle.

Entreri bu cevabın doğru olduğunu anladığı halde bir yanıtvermedi. Örümcek maskesi Baenre Ailesi için değerli bireşya, güçlü savunma hatlarındaki muhtemel bir zayıfnoktaydı. Baenre Evinin güvenli karargahından başka hiçbiryere ait değildi.

"Ahmak Triel," diye saygısızca belirtti Jarlaxle. "Onasöylediğim söz, yani asangue, çekmeceyi açan parolaydı.Erkek kardeşinin kendisinden hiçkimsenin birşey çalmayaçalışmayacağını düşünecek kadar kibirli olduğunu ve parolahileleriyle fazla zaman harcamayacağını bilmesi gerekirdi.

Page 257: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Paralı asker kahkaha attı ve Entreri de ona katıldı. Fakateğlenmekten çok merakı cezbedilmişti. Jarlaxle bir sebebiolmadan pek nadiren birşey söyler ya da yapardı.Ve paralıasker bütün bunları ona belli bir sebepten dolayı söylemişti.

Ama neden?

BÖLÜM 16

MENZOBERRANZAN

Tekne Menzoberranzan adındaki devasa mağaranın endoğu ucunda bulunan küçük ve karanlık göl Donigartenüzerinde yavaşça süzülüyordu. Drizzt teknenin pruvakısmında oturmuş, dev mağara gözleri önünde belirirkenbatıya doğru bakıyordu. Fakat enfraruj lu görüş yeteneğisebebiyle bu görüntü garip bir şekilde bulanıklaşryordu.Drizzt, bunu ilk başta gölcüğün ılık akıntısına bağladı ve bukonuda pek düşünmedi. Kafası meşguldü, zihni şu ana baktığıkadar geçmişe de bakıyordu ve aklında heyecan vericihatıralar canlanıp duruyordu.

Arkasından gelen ork kürekçilerinin ritmik sızlanmasesleri, Drizzt'in rahatlamasını ve bütün hatıralarını bir kerede

Page 258: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

canlandırmasını sağladı.

Drow kolcu gözlerini kapadı ve görüşünün ısı algılayanenfrarujlu yöntemden normal ışık tayfına dönmesini sağladı.Menzoberranzan'ın sarkıt ve dikit yapılarının muhteşemliğini,detaylı ve sanat dolu tasarımların mor, mavi ve kırmızı periışıklarıyla daha da güzelleştiğini hatırladı.

Gözlerini açtığında karşısında bulduğu şeye hazırlıklıdeğildi. Şehir ışıklarla doluydu! Sadece peri ateşleriyle değil;san ve beyaz renkli titrek ışık noktacıklanyla, meşaleateşleriyle ve parlak büyülü tılsımlarla aydınlanmıştı.Oldukça kısa bir süre için Drizzt, ışığın varlığının karaelflerin karanlık yaşamlarını değiştirmelerine uzaktan uzağaişaret eden bir unsur olabileceğine inanmak için kendisineizin verdi. Karanlıkal-tı'nın daimi kasvetini drowlarm karanlıktavnna bağlamıştı hep. Ya da en azından bu karanlığın kendihalkının karanlık adetlerine uygun bir sonuç olduğunudüşünmüştü.

Neden ışıklar vardı? Drizzt ışıkların varlığının Drowlarınkendisini aramasıyla bir şekilde alakası olduğunu düşünecekkadar kibirli değildi. Drowlar için kendisinin o kadar daönemli olduğunu sanmıyordu ve yeraltı gnomlarınınbirşeylerin yanlış gittiği konusundaki varsayımlarından başkaelinde pek bir bilgi yoktu (Yüzeye düzenlenecek toplu birakın için planlar yapılmakta olduğu konusunda hiçbir fikriyoktu). Bu konuda diğer drowlardan birini sorgulamak istedi-özellikle de o dişi drowun bilgisi olması muhtemeldi. Ama biryabancı olduğunu belli etmeden konuyu nasıl açacaktı?

Page 259: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Dişi drow sanki onu duymuş gibi Drizzt'in yanına geldi verahatsızlık verecek derecede yakınına oturdu.

"Rothe Adasında günler uzundur," dedi işveyle. Onu çekicibulduğu kızıl renkle parlayan gözlerine bariz bir şekildeyansıyordu.

"Işığa asla alışamayacağım," diye yanıtladı Drizzt, konuyudeğiştirip şehre doğru geri dönerek. Gözlerinin normal ışıktayfında işlev görmeye devam etmesini sağladı ve söylediğisözlerle bu konuda bir muhabbet açabilmeyi umut etti."Gözlerimi yakıyor."

"Elbette ki yakacak," diye kedi gibi mırıldandı dişi drow,ona daha da yaklaşarak ve hatta bir elini Drizzt'in dirseğinekoyarak. "Ama zamanla alışırsın."

'Zamanla mı? Ne için zamanla?' diye sormak istedi Drizzt,zira dişi drowun ses tonu sebebiyle onun belirli bir hadiseyeişaret etmekte olduğundan şüphelenmişti. Fakat soruyu nasılsormaya başlayacağı hakkında hiçbir fikri yoktu ve dişi drowona daha da fazla sokulurken, o anda daha acil sorunlarıolduğunu farketti.

Drow kültüründe erkekler itaat ve hizmet ederlerdi, birdişinin kendilerine yaklaşmasını reddetmek ciddi sorunlardoğurabilirdi. "Ben Khareesa," diye kulağına fısıldadı dişidrow. "Benim kölem olmayı dilediğini söyle bana."

Drizzt aniden ayağa sıçradı ve palalarını kınlarından çekti.Khareesa'dan uzaklaştı ve dişi drowun, Drizzt'in ona bir tehdit

Page 260: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

oluşturmadığını anlayabilmesi için bütün ilgisini göleodakladı.

"Sorun ne?" diye bilmek istedi şaşkınlığa uğrayan dişi.

"Suda bir hareket var," diye yalan söyledi Drizzt. "Hafif birdip hareketi, sanki teknemizin altından iri birşey geçmiş gibi."Khareesa kaşlarını çattı, fakat ayağa kalkıp karanlık göledikkatle baktı. Donigarten'in genellikle dingin sularındakaranlık yaratıkların yaşadığı Menzoberranzan'da herkesçebilinirdi. Kölecilerin oynadığı oyunlardan birisi ise,goblinlerle orkları adadan karaya kadar yüzdürmekti;içlerinden herhangi biri feci bir ölüme doğru suyun içineçekilecek mi diye görmek için tabii.

Sessizce birkaç saniye geçti. Duyulan tek şey, teknenin ikitarafında sıra halinde duran goblinlerin sürekli olarak devameden iniltileriydi.

Pruvada duran Drizzt ile Khareesa'nın yanına üçüncü birDrow geldi ve Drizzt'in mavi renkte parlayan palasına gözattı. 'Bizi bölgedeki bütün düşmanlar için açık hedefyapıyorsun, ' diye sessiz el alfabesini kullanarak işaret etti.

Drizzt palalarını kınlarına geri soktu ve gözlerinin tekrarenfrarujlu görüşe geçmesini sağladı. 'Eğer düşmanlarımızsuyun altındaysa, teknemizin hareketi bizi her türlü ışıktandaha fazla açık ediyordur, ' diye elleriyle cevap verdi.

"Düşman falan yok," diye ekledi Khareesa, üçüncü drowagörev yerine geri dönmesini işaret ederek. Diğer Drowgittiğinde yüzünde müstehcen bir bakışla Drizzt'e doğru

Page 261: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

döndü. "Bir savaşçı mısın?" diye sordu, mor gözlü erkeğidikkatle süzerek. "Belki de bir devriye birliği lideri?"

Drizzt başıyla onayladı ve bu bir yalan da değildi hani;gerçekten de zamanında devriye birliği liderliği yapmıştı.

"Güzel," diye belirtti Khareesa. "Uğraşmaya değecekerkekleri severim." Sonra kafasını kaldırıp baktı ve RotheAdasına hızla yaklaşmakta olduklarını gördü. "Sonrakonuşuruz, muhtemelen." Sonra döndü ve ellerini arkatarafında gezdirip cüppesini kaldırarak ve güzel bacaklannısergileyerek hızla uzaklaştı.

Drizzt sanki yüzüne bir tokat yemiş gibi irkildi. Kha-reesa'nın aklındaki en son şey konuşmaktı. Kadının taş bebekgibi yüz hatlarıyla, iyi taranmış gür saçlarıyla ve sıkı yapılıvücuduyla oldukça güzel olduğunu inkar edemezdi. Amadrowlar arasında yaşadığı yıllarda Drizzt Do'Urden, fizikselgüzellik ve fiziksel çekiciliğin ötesini görmeyi öğrenmişti.Drizzt fizikselliği duygusallıktan ayırmazdı, kalbiyle savaştığıiçin mükemmel bir savaşçıydı. Ve sadece savaşmış olmak içinsavaşmayacağı gibi, yalnızca fiziksel zevk için biriyle beraberolmazdı.

"Sonra," dedi Khareesa bir kez daha, kafasını çevirip zarifve mükemmel derecede biçimli olan omuzunun üzerinden onabakarak.

"Solucanlar kemiklerini kemirdiğinde," diye fısıldadıDrizzt yapmacık bir gülümsemeyle. Her ne sebeptense, osırada aklına Cattibrie geldi ve kızın görüntüsünün sıcaklığı,

Page 262: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bu aç gözlü dişi Drowun oluşturduğu buz gibi soğuğunudağıtıverdi.

* * *

İçinde bulunduğu bariz zor duruma ve svirfneblilerin onauzun zaman önce kaybettikleri bir dostmuş gibidavranmamalarına rağmen, Blingdenstone, Cattibrie'ıbüyülemişti. Silahları, zırhı, mücevherleri ve hatta çizmeleribile kendisinden alınan genç kadın şehre sadece temelkıyafetleriyle götürülmüştü. Gnom muhafızlar onu suistimaletmediler ama pek kibar da davranmadılar. Kollarını sıkıcadirseklerinden bağlayıp genç kadını ayağa kaldırdılar ve onuşehrin savunmaya yönelik, dar ve kayalıklı dışkoridorlarından dolana dolana götürdüler.

Tacı kadının kafasından çıkarttıklarında, gnomlar onun neişe yaradığını kolayca tahmin edebilmişlerdi, bu sebeple dışkoridorları aşar aşmaz o kıymetli nesneyi Cattibrie'a geriverdiler. Drizzt ona bu mekandan bahsetmiş, yeraltıgnomlannm çevreleriyle doğal bir uyum içinde olduğunuanlatmıştı, ama genç kadın Drowun sözlerinin bu denli doğruolabileceğini asla hayal etmemişti. Cüceler madenciydi, hemde dünyadaki en iyi madenciler onlardı. Ama yeraltı gnomlarıo tanımlamanın da ötesine geçmişlerdi. Görünüşe bakılırsaonlar kayaların bir parçasıydı, oyuklar kazan bu yaratıklarınhepsi de taşlarla bir olmuştu. Evleri uzun zaman öncemeydana gelmiş volkanik bir püskürmeden sonra gelişigüzelyığılmış kayalardan, koridorları ise eski bir nehrin kıvrımlıyatağından oluşmuş olabilirdi.

Page 263: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie şehir merkezine doğru götürülürken kendisini yüzçift göz takip etmekteydi. Kendisinin muhtemelensvirfneblilerin gördüğü ilk insan olabileceğini farketti ve builgiye pek aldırış etmedi. Zira kendisinin de svirfneblilerkarşısında hayret konusunda onlardan aşağı kalır yanı yoktu.Dışarıdaki vahşi tünellerde oldukça gri ve sert görünen yüzhatları şimdi daha yumuşak, daha ince duruyor gibiydi. Birsvirfneblin yüzünde bir gülümsemenin nasıl duracağını merakediyor ve bunu görmek istiyordu. Bunların Drizzt'in dostlarıolduğunu kendisine hatırlatıp durdu ve drow kolcununyargısına güvenerek rahatladı.

Küçük ve daire şeklindeki bir odaya getirildi.Muhafızlardan birisi ona odada bulunan üç tane taşsandalyeden birisine oturmasını işaret etti. Cattibrie datereddüt ederek oturdu, zira Drizzt ona kendisini büyülüolarak kenetleyip sıkıca tutan bir svirfneblin sandalyesindenbahsetmişti.

Fakat öyle birşey olmadı ve birkaç saniye sonra, oldukçasıradışı bir yeraltı gnomu odaya girdi. Mithrilden yapılma birkazma şeklinde olan elinin ucundan, içinde Drizzt'in resmibulunan büyülü klipsli kolye sarkmaktaydı.

"Belwar," diye belirtti Cattibrie, zira Drizzt'in sevgilisvirfnebli dostu hakkındaki açıklamaya bu kadar mükemmelbir şekilde uyan ikinci bir gnom olamazdı

En Saygıdeğer Oyuk Sorumlusu durdu ve kadına şüpheylebaktı. Cattibrie'in kendisini tanıması karşısında hazırlıksızyakalandığı barizdi.

Page 264: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Drizzt... Behvar," dedi Cattibrie, bir kez daha sankibirisine sarılıyormuş gibi kollarını kavuşturarak. Kendisiniişaret etti ve "Cattibrie... Drizzt," diyerek tekrar kollarımkavuşturdu.

İkisi de birbirilerinin dilinde iki kelime dahi konuşamı-yordu, ama el ve vücut lisanını kullanan Cattibrie, kısa süreiçinde Oyuk Sorumlusunu ikna etti ve hatta Drizzt'i aramaktaolduğunu dahi ona anlatmayı başardı.

Bunun karşısında Belwar'm takındığı ciddi ifadeyi hiçbeğenmedi. Gnomun ortak olarak bildikleri bir ismi, yaniDrow şehrinin ismini söyleyerek yaptığı açıklama da kadınahiç ferahlatıcı gelmedi; Drizzt, Menzoberranzan'a girmişti.

Kendisine pişirilmiş mantarlardan ve tanımadığı başka çeşitbitkilerden oluşan bir yemek sunuldu. Sonra eşyaları geriverildi; buna klipsli kolye ile oniks panter heykelciği dedahildi. Ama büyülü maske değildi.

Sonra yalnız bırakıldı ve kendisine saatler gibi gelen birsüre boyunca yıldız ışığıyla aydınlanmış karanlıkta oturdu.Kıymetli hediyesi için Alustriel'e sessizce teşekkür etti veyaptığı yolculuğun Kedi Gözü olmadan nasıl da katıksız birşekilde sersefil geçmiş olacağını düşündü. Behvar'ı görüp deonu tanıyamazdı bile!

Kadın hâlâ Belwar'ı düşünmekteydi ki, gnom en sonundayanında iki svirfnebliyle birlikte geri döndü. Bu gnomlar ırkınyaygın olarak giydiği sert, deri gibi metal levhalı teçhizatıntam aksine uzun ve yumuşak cüppelere bürünmüşlerdi.

Page 265: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie bu ikisinin önemli kimseler, muhtemelen mebuslarolduğu sonucuna vardı.

"Firble," diye açıkladı Behvar, svirfneblilerden birisini, pekmutlu görünmeyenini işaret ederek.

Cattibrie bunun sebebini bir saniye sonra anlayıverdi. ZiraBelwar önce genç kadını, sonra Firble'ı, ardından da kapıyıişaret etti ve uzun bir cümle söyledi. Bu cümleden Cattibrie'inyakalayabildiği tek söz ise, "Menzoberraznan," oldu.

Firble kadına kendisini takip etmesini işaret etti. Görünüşebakılırsa bir an evvel yola koyulmak istiyordu. Ve Cattibrieher ne kadar Blingdenstone'da kalıp ilginç svirfneblilerhakkında daha fazla şey öğrenmek istese de, ona can-ıgönülden katılıyordu. Drizzt daha şimdiden arayı epeyaçmıştı. Sandalyeden kalkıp dışan çıkmaya davrandı, amaBelwar'ın kazma olan eli kadının kolunu yakaladı ve onudöndürüp oyuk sorumlusuyla yüz yüze getirdi.

Gnom kemerinden büyülü maskeyi çıkarttı ve kadına doğrukaldırdı. "Drizzt," dedi, çekiç olan eliyle Cattibrie'in yüzünüişaret ederek. "Drizzt."

Cattibrie, oyuk sorumlusunun onun etrafta bir drow olarakdolaşmasının daha akıllıca olduğunu düşündüğünü anlayarakbaşıyla onayladı. Gitmek için davrandı, ama içine doğan anibir hisle tekrar döndü ve Behvar'ın yanağına bir öpücükkondurdu. Minnettar bir halde gülümseyen genç kadın odadandışarı yürüdü ve başı çeken Firble ile birlikte hızla Blingden-stone'u terketti.

Page 266: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Onlar gittiğinde odada kalan gnom mebus, "Firble'ı onuDrow şehrine götürmeye nasıl ikna ettin?" diye sordu oyuksorumlusuna.

"Bivrip!" diye böğürdü Belwar. Mithrilden ellerini birbirinevurdu ve derhal havaya kıvılcımlar uçuşup iki eline enerjidalgalan yayıldı. Mebusa doğru kurnaz bir bakış attı, o iseyalnızca, svirfneblilere özgü olan ve gıcırtıya benzeyen birsesle güldü. Zavallı Firble.

* * *

Drizzt adadan ana karaya bir ork grubunu götürmekteolduğuna memnundu, hiçbir şey için olmasa bile hevesli Kha-reesa'dan sakındığı için. Kadın onun kıyıdan uzaklaşmasınıizledi. Yüzünde somurtmayla beklenti arasında bir ifadevardı; sanki Drizzt'in kaçmış olduğunu, ama sadece şimdilikkurtulmuş olduğunu söyler gibi bir ifadeydi bu.

Adayı geride bırakan Drizzt, Khareesa hakkındaki bütündüşünceleri zihninden uzaklaştırdı. Görevi ve tehlikelerileride, şehir merkezinde kendisini bekliyordu. Ve cevaplariçin nereye bakarak işe başlayacağını hakikaten bilmiyordu.Bütün bunların onun teslim olmasıyla sonlanacağından,geride bıraktığı dostlarını korumak için kendisini feda etmekzorunda kalacağından korkuyordu.

Hem babası hem de dostu olan ve onun yerine ÖrümcekKraliçeye kurban edilen Zak'nafein'i düşündü. Kaybettiğidostu Wulfgar'ı düşündü ve genç barbarın hatıraları Drizzt'inkararlılığını güçlendirdi.

Page 267: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Sahilde tekneyi beklemekte olan ve onu gördüklerindeşaşıran kölecilere hiçbir açıklama yapmadı. Kamp yerleriniaşıp Donigarten'den uzaklaşırken, sadece yüz ifadesi bileonlara kendisini sorgulamamalarını söyledi.

Kısa süre sonra Menzoberranzan'ın kıvrımlı sokaklarındarahatça, ihtiyatla dolaşmaktaydı. Birkaç kara elfin yakınındangeçti, içi oyuk sarkıtların yan taraflarındaki siperliklerdenöbet tutmakta olan düzinelerce ev muhafızının oldukçameraklı bakışları altında ilerledi. Drizzt, aklında biritarafından tanınabileceği gibi rahatsız edici bir fikirle birlikteyürüyordu. Otuz seneden uzun süredir Menzoberranzan'ındışında bulunduğunu ve Drizzt Do'Urden'in, hatta Do'UrdenEvinin şimdi Menzoberranzan tarihinin bir parçası olduğunukendisine defalarca hatırlatmak zorunda kaldı.

Ama eğer bu doğru idiyse, o zaman neden burada, hiçbulunmak istemediği bu mekandaydı?

Drizzt, Drowlann tipik giysisi olan kara renkli bir pelerini,yani bir piwafwisi olmasını dilerdi. Sıcak tutan, kalın, ormanyeşili pelerini yüzey dünyası ortamına daha uygundu vekendisine bakan gözler onu, o nadiren gördükleri yüzeydünyasıyla bağdaştırabilirdi. Kukuletasını başında,kapüşonunu ise yüzüne doğru çekmiş tutarak yoluna devametti. Bunun kendisini dolambaçlı caddelere ve karanlık yollarabir kez daha alıştırmak için şehir merkezine yapacağı çoksayıdaki kısa gezilerden birisi olacağına inanıyordu.

Bir köşeyi döndüğünde gördüğü bir ışık titreşimi onuşaşırttı ve ısı algılayan gözlerini yaktı. Sırtını bir dikit sütunun

Page 268: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

duvarına sıkıca yaslayıp bir elini pelerininin altına attı veParıltı'nın kabzasını kavradı.

Dört erkek drowdan oluşan bir grup köşeyi döndü; kendiaralarında rahatça konuşuyor ve Drizzt'e hiç dikkatetmiyorlardı. Drizzt, gözleri normal ışık tayfına odaklanıncaonların üzerlerinde Baenre Evinin sembolünü taşıdığınıfarketti. Ve içlerinden bir tanesi de bir meşale taşıyordu!

Drizzt'in bütün hayatı boyunca gördüğü pek az şey ona bukadar uygunsuz gelmişti. 'Neden?' diye kendisine ardardasordu ve bütün bunların bir şekilde kendisiyle alakalıolduğunu hissetti. Yoksa drowlar yüzeyde bir mekana birsaldırı mı hazırlıyorlardı?

Bu düşünce Drizzt'i iliklerine kadar sarstı. Baenre Eviaskerleri meşaleler taşıyor ve Karanhkaltı'na uygun gözlerininışığa karşı hassaslığını gideriyorlardı. Drizzt ne düşüneceğinibilmiyordu. Rothe Adasına geri gitmesi gerektiğine kararverdi ve o sıradışı mekanın şehirde kurabileceği her yerdendaha iyi bir karargah olacağı sonucuna vardı. Belki deKhareesa'nın kendisine ışıkların ne manaya geldiğinisöylemesini sağlayabilir ve böylece şehir merkezine yapacağıbir sonraki gezi daha verimli olurdu.

Kapüşonuyla yüzünü örtmüş, düşüncelere dalıp gitmiş birhalde şehir boyunca geri yürüdü ve kendi hareketlerini gölgegibi takip eden kişileri farketmedi; Menzoberranzan'da çok azkimse Bregan D'aerthe'nin hareketlerini farkedebilirdi.

* * *

Page 269: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie daha önce bu denli gizemli ve muhteşem birşeygörmemişti. Aynca onun görüş özelliğindeki yıldız ışığısayesinde dikit kuleler ve asılı duran sarkıtlar daha damuhteşem bir hâl alıyordu. Menzoberranzan'daki peri ateşlerionbinlerce muhteşem oyma eseri aydınlatıyordu; bunlardanbazıları belirli şekle sahipti (çoğunlukla örümceksuretindeydiler), diğerleri ise serbest çalışılmış, gerçeküstü vegüzel heykellerdi. Cattibrie, buraya değişik koşullar altındagelmek isteyeceğine karar verdi. Drowlann inanılmaz sanatustalığını ve kalıntılarını güven içinde inceleyip öğrenmekiçin bomboş kalmış bir Menzoberranzan'ı keşfeden bir kaşifolmayı dilerdi.

Zira Cattibrie her ne kadar drow şehrinin muhteşemliğikarşısında hayranlık duysa da, gerçekten korkuya kapılmıştı.Yirmibin drow, yirmibin ölümcül düşman etrafındadolaşıyordu.

Genç kadın sanki korkuya karşı korunmak için Alustriel'inbüyülü kolyesini sıkıca kavradı ve onun içinde bulunan DrizztDo'Urden resmini düşündü. Onun burada, yakınlarda biryerde olduğuna inanıyordu ve klipsli kolye süsü anidenısınınca bu şüpheleri doğrulanmış oldu.

Sonra soğuyuverdi. Cattibrie sistemli bir şekilde hareketederek kuzeye, Firble'in onu şehre girmesi için getirdiği gizlitünellere doğru döndü. Kolye süsü serinliğini korudu. Gençkadın sağa doğru döndü. Batıya, yanında bulunan büyükuçuruma -ki onun adı Pençe Yarığı idi- doğru yüzünü çevirdive daha yüksek bir seviyeye çıkan kocaman, genişkatmanların ötesine baktı. Sonra güneye, hepsinden dahayüksek ve -detaylı, parlak sanat eserlerine bakılırsa- daha

Page 270: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

görkemli olan bölüme doğru yüzünü çevirdi. Kolye süsüserinliğini hâlâ koruyordu. Genç kadın sonra en yakındakidikit sütunların ötesine ve doğudaki nispeten daha açıkbölüme doğru dönmeye devam ederken kolye klipsi ısınmayabaşladı.

Drizzt orada, doğudaydı. Cattibrie kendisini toplamak vekorunaklı tünelden dışarı tamamen çıkmak üzere cesaretkazanmak için önce bir, sonra bir tane daha derin nefes aldı.Tekrar ellerine, uzun cüppesine baktı ve görünüş itibarıylamükemmel olan drow kılığı sayesinde rahatladı.Guenhwyvar'ın yanında olmasını dilerdi -Gümüşay'daykenpanterin sokaklar arasında onunla birlikte yürüyüşünühatırlıyordu- ama kedinin Menzoberranzan'da nasılkarşılanacağından emin değildi. Yapmak istediği son şeyüzerine ilgi çekmekti.

Cüppesinin kapüşonunu kafasına geçirerek hızla vesessizce ilerledi. Yürürken kamburunu çıkarttı ve hem yolunutayin etmek, hem de gücünü toplamak için kolyeyi sıkıcatutmaya devam etti. Çok sayıdaki ev askerinin bakışlarındankaçınmaya çalıştı, ve her ne zaman caddenin öteki tarafındankendisine doğru gelen bir drow görse bakışlarını kasten başkayöne çevirdi.

Neredeyse dikitlerden oluşan alanı geçmiş, yosun yatağını,mantar korusunu ve hatta ötesinde duran gölü görür olmuştuki, iki Drow aniden gölgeler arasından çıkagelip yolunu kesti.Fakat silahları kınlarındaydı.

İçlerinden birisi ona bir soru sordu, ve elbette ki oanlamadı. Yarı bilinçli bir halde irkildi ve Drowların onun

Page 271: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gözlerine bakmakta olduğunu gördü. Gözleri ya! Elbette ki,onun gözleri enfrarujlu görüşle parlamıyordu, tıpkı yeraltıgnomlarıııın ona belirtmiş olduğu gibi. Erkek drow sorusunubiraz daha sert bir sesle tekrarladıktan sonra omuzununüzerinden yosun yatağına ve göle doğru baktı.

Cattibrie bu ikisinin bir devriye birliğinin üyeleri olduğunuve onun şehrin bu kısmında ne işi olduğunu bilmekistediklerini düşünüyordu. Ona nazikçe hitap etmişolduklarını farketti ve Drizzt'in kendisine drow kültürühakkında anlattığı şeyleri hatırladı.

O bir dişiydi; onlar ise sadece erkek.

Anlayamadığı soru yine geldi ve Cattibrie açıktan açığahırlayarak karşılık verdi. Erkeklerden birisi ellerini ikizkılıçlarının kabzalarına attı, ama Cattibrie onları işaret ediptekrar gaddarca hırladı.

İki erkek birbirilerine bariz bir şaşkınlık içinde baktılar.Onların düşüncesine göre dişi drow ya kördü ya da enfrarujlugörüşü kullanmıyordu ve şehrin bu kısmında ışıklarda o kadarparlak değildi. Hareketi bu kadar net bir şekilde görmemişolması gerekirdi ve yine de parmağıyla işaret edişine bakılırsabariz bir şekilde görmüştü.

Cattibrie onlara hırladı ve elini sallayarak uzaklaşmalarınıişaret etti. Erkek Drowlar onu şaşırtarak (ve içten içerahatlatarak) geri çekildiler. Bu sırada şüpheyle bakıyor, amaona karşı hiçbir harekette bulunmuyorlardı.

Page 272: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Kendisini kapüşonunun altına gizlemeyi düşünerek tekrarkamburunu çıkartmaya davrandı, ama fikrini değiştirdi.Burası Menzoberranzan idi; yani pislik kara elflerle,entrikayla dolu olan ve rakibinin bilmediği birşeyi bilirsen -hatta biliyor gibi davramrsan- hayatta kalacağın bir şehir.

Cattibrie kapüşonunu omuzuna attı ve dimdik doğruldu,kafasını sallayıp gür saçlarını kukuletanın kıvrımlarındankurtardı. İki erkeğe acımasızca baktı ve gülmeye başladı.

Drowlar kaçıp gitti.

Rahatlayan genç kadın neredeyse yere devrilecekti. Derinbir nefes daha aldı, kolyeyi kavrayıp yumruğunu sıktı ve göledoğru ilerlemeye başladı.

BÖLÜM 17

DÜŞMANLARIN İDEAL ÖRNEĞİ

Drow askerinin parmaklan karmaşık el alfabesinikullanarak, 'Onun kim olduğunu biliyor musun?' diye buyuredici bir tavırla sordu.

Page 273: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Khareesa onun neyi kastettiğini pek anlamayarak vücutağırlığını topukları üzerinde geriye verdi. Silahlarla sıkı birşekilde donanmış bir drow birliği Rothe Adasına gelmiş,cevaplar duymak istiyor, adada bulunan ork ve goblinleri,aynca birkaç tane drow köleciyi sorguya çekiyorlardı.Üzerlerinde hiçbir ev arması yoktu ve Khareesa'nın gördüğükadarıyla hepsi de özellikle erkekti.

Fakat bu gerçek onların Khareesa'ya sert davranmasını veonun hemcinslerine uygulanması münasip olan protokolüatlamalarını engellemiyordu.

"Biliyor musun?" diye sordu drow yüksek sesle. Bubeklenmedik ses yükselmesi, Drowun iki erkek yoldaşınınhızla yanına gelmesini sağladı.

"Adam gitmiş," diye diğer yoldaşlarına açıkladı erkekdrow, "şehir merkezine."

'Ama geri dönüş yolunda,' diye el alfabesinde cevapladıdördüncü bir drow, hızla koşturarak onlann yanına gelirken.'Kıyıdan daha henüz sinyaller aldık.'

İlginçliği gitgide artan bu entrika Khareesa'mnkaldırabileceğinden daha merak uyandırıcı bir hâl almıştı."Ben Kha-reesa H'kar," diye ilan etti, kendisinin şehrin aşağıseviyedeki evlerinden birisinin bir asilzadesi olduğunubelirterek- aşağı seviyede olsa bile, yine de bir asilzadeydi."Hakkında konuştuğunuz bu erkek de kim? Ve neden bukadar önemli?"

Page 274: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Dört erkek kurnazca birbirilerine baktılar ve en son gelendrow şeytani bakışlarını Khareesa'ya çevirdi.

"Daermon N'a'shezbaemon'u duydun mu?" diye hafifçesordu.

Khareesa başını olumlu manada salladı. Elbette ki o güçlüevi, daha yaygın olan ismiyle Do'Urden Evini duymuştu. Birzamanlar şehirdeki sekizinci sırada bulunmuş, ama feci birsonla karşılaşmıştı.

"Peki ikinci oğlanlarını?" diye devam etti erkek drow.

Khareesa emin olamayarak dudaklarını kenetledi.Do'Urden Evinin trajik hikayesini, hain bir erkek hakkındakihikayeyi hatırlamaya çalışırken erkek drovdardan bir diğerionun hafızasını tazeledi.

"Drizzt Do'Urden," dedi.

Khareesa başıyla onaylamaya başladı- daha evvel bu ismiduymuştu. Derken, Rothe Adasını henüz terketmiş olan oyakışıklı, mor gözlü drowun taşıdığı önemi farkettiğindegözleri faltaşı gibi açıldı.

'O bir tanık,' diye belirtti erkeklerden birisi.

'Tanık değildi, ' diye tartıştı bir diğeri, 'tabii biz ona haininismini söyleyene kadar.'

"Ama artık tanık oldu," dedi ilki, ve hepsi birden başlarınıçevirip dişiye baktılar.

Page 275: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Khareesa onların oynadığı bu acımasız oyunu çok öncedenfarketmişti ve kılıcıyla kamçısını sıkıca tutarak yavaşça gerigeri onlardan uzaklaşmaktaydı. Kaliteli zırhını arka taraftanhafifçe dürten başka bir kılıcın ucunu hissettiğinde durdu veellerini iki yana doğru açtı.

"K'har Evi—" diye başladı Khareesa, ama arkasında durankara elf, drow yapımı muhteşem kılıcını kaliteli zırha saplayıpkadının böbreğini deştiğinde sözü aniden yarıda kesildi.Erkek Drow kılıcı hızla çekip dışarı çıkarttığında Khareesasarsıldı. Bir dizinin üzerine çöktü ve vücuduna yayılan aniıstırap dalgasına karşı yoğunlaşmaya, silahlarını sıkıcatutmaya çabaladı.

Dört asker kadının üzerine çullandı. Geride tanıkbırakılamazdı.

* * *

Tekne Donigarten'in karanlık suları üzerinde yavaşçasüzülürken, Drizzt'in bakışları garip bir şekilde aydınlanmışolan şehirdeydi.

'Meşaleler?' Bu düşünce zihninde ağır bir şekilde asılıduruyordu. Zira Drowlarm yüzeye yapacakları büyük birsefere hazırlanmakta olduğu konusunda kendisini epey iknaetmişti. Yoksa niye hassas gözlerini böyle yakıp dursunlardıki?

Tekne Rothe Adasının yabani otlarla kaplı koyu üzerindesüzülüp ilerlerken, Drizzt adanın sahilinde başka hiçbirteknenin bulunmadığını farketti. Pruvaya doğru ilerleyip

Page 276: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

yosun kaplı kumsala hafifçe atlarken bu konuyu pekdüşünmedi. Daha orklar küreklerini henüz bırakmışlardı ki,başka bir Drow hızla Drizzt'in yanından geçip tekneye atladıve köle mürettebata tekrar ana karaya doğru yola çıkmatalimatı verdi.

Rothe çobanı orklar sahilde bir araya toplanmışlardı vehepsi de yırtık pırtık pelerinlerine sıkıca örtünmüş bir şekildeyosun kaplı toprağa çömelmişlerdi. Bu pek alışılmadıkdeğildi, zira onların yapabileceği pek az şey vardı. Fazla genişolmayan ada taş çatlasa yüz metre uzunluğundaydı ve eni isebundan daha düşüktü. Ama alçak boylu bitkiler, başlıcayosunlar ve mantarlar inanılmaz derecede gürdü. Adanınyeryüzü şekilleri kırık döküktü, koyaklar ve dik yamaçlıtepeciklerle doluydu. Okların rotheları adadan ana karayagötürmek ve başıboş dolaşanları toplamak dışındaki en büyükgörevi sadece sürüden herhangi birisinin bir derin koyağadüşmesini engellemekti.

Bu sebepten köleler sessiz ve somurtkan bir halde sahildeoturuyorlardı. Drizzt karşısında oldukça stresli gibigörünüyorlardı, ama şehirde yaşanan hadiseler konusundakikorkularına dalıp gitmiş olan drow kolcu bu konuyu da pekdüşünmedi. Etraftaki köleci drow gözcülere baktı ve görünüşitibanyla bütün kara elflerin kendi yerlerinde sessiz sakindurmakta olduğunu görünce rahatladı. Rothe Adası pekhareketli bir yer değildi.

Drizzt küçük koydan uzaklaşıp dosdoğru iç kesimlere,adanın en yüksek tepesine yöneldi. Burada adadaki tek binaduruyordu; devasa mantar saplarından yapılmış, küçük, ikiodalı bir binaydı bu. Yoluna devam ederken bir yandan da

Page 277: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

takip edeceği stratejiyi, açıktan açığa bir karşılaşmayaşamadan Khareesa'dan gerekli bilgileri nasıl alabileceğinidüşünüp tarttı. Fakat etrafında dönen hadiseler oldukça hızlıvuku buluyor gibiydi. Bu sebeple eğer kadını 'ikna' etmek içinpalalarını kullanmak zorunda kalırsa bunu yapacağına kararverdi.

Binanın kapısına taş çatlasa üç metre kala Drizzt durdu vekapının hafifçe içeri doğru açılışını izledi. Kapı eşiğine birdrow askeri fırladı ve Khareesa'nın kopmuş başını kaygısızbir şekilde Drizzt'in ayaklarının dibine attı.

"Adadan kurtuluş yok, Drizzt Do'Urden," diye belirttiDrow.

Drizzt başını çevirmedi, ama çevresini açıkça ölçüptartmak için gözleriyle sağa solu kolaçan etti. Gözeçarpmayacak şekilde ayak baş parmağını yumuşak yosunlarınaltına kaydırdı ve ayağını bileğine kadar yere sapladı.

"Teslim olacaksın," diye devam etti Drow. "Buradan kaça—"

Yüzüne doğru bir yosun parçası uçtuğunda drow anidensözünü yarıda kesti. Kılıcını hızla çekti ve savunmaiçgüdüsüyle ellerini yukarı kaldırdı.

Yosun yığınının ardından Drizzt'in hücumu geldi. Kolcudüşmanıyla arasındaki üç metreyi hızla aştı ve yere çöküp birdizinin üzerinde hileli bir şekilde döndü. Vücut hızınıkullanan Drizzt, Parıltı'yla acımasız bir alçak kesik darbesisavurdu ve şaşkına dönen drowun dizinin yan tarafına vurdu.

Page 278: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drow o acı verici darbenin ardından bir yan takla attıktansonra yumuşak zemine sertçe çakıldı ve acı içinde haykırarakyarılmış bacağını kavradı.

Drizzt, bu Drowun arkasında, binanın içinde başka karaelflerin bulunduğunu sezdi. Bu yüzden derhal ayağa kalktı vehızla binanın yan tarafından koşarak kapının görüşmesafesinden çıktı. Sonra tepenin arka tarafındaki dikyamaçtan aşağı inmeye başladı. Dalışa geçip kaydı ve vücududevinim kazansın diye yuvarlandı. Zihnindeki düşünceler birkarmaşa halindeydi ve umutsuzluğu gitgide yükseliyordu.

Yosun kaplı alanda birkaç düzine rothe gezinmekteydi veDrizzt onların arasından hışımla geçerken hayvanlar meleyiphomurdandı. Drizzt arkasından gelen birkaç 'klik' sesi işitti,bir arbalet tabancası okunun rothelardan birisine saplandığınıduydu. Yaratık daha zemine değmeden önce uykuya dalarakyere yığıldı.

Drizzt nereye kaçabileceğini kestirme çabası içinde yereyakın durmaya ve çılgınlar gibi ilerlemeye devam etti. Buadada kısa bir süredir bulunuyordu, şehirde geçirdiği ogençlik yıllarında ise buraya hiç gelmemişti ve adanın yüzeyşekillerine aşina değildi. Fakat bu yamacın dik bir koyağaindiğini biliyor ve bunun elindeki en iyi şans olduğunudüşünüyordu.

Arkasından daha fazla atış geldi; bu oklara bir de ciriteklendi. Hızla koşan kara elften ve uçuşan oklardan ürkenrothelar debelenip panik halinde etrafta kaçışmayabaşladığında havaya çamur ve yosun kümeleri yükseldi. İriyaratıklar değillerdi, omuz seviyeleri sadece bir metre

Page 279: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kadardı, ama sıkı yapılıydılar. Drizzt eğer dörtnala kaçışanhayvanların ayakları altına ellerini veya dizlerini kaptırırsaezilip kalacağını biliyordu.

Rothe sürüsünün arka kısmına yaklaştığında sorunları dahada arttı, zira yaratıklardan birisinin bacakları arasındaçizmeler farketti. Drizzt pek düşünmeden omuzunu kaldırdıve rothea yanlamasına bindirerek onu bayır aşağı düşmanınınüzerine doğru yuvarladı. Palalarından birisi yukan yükseldi veaşağı doğru dalışa geçmiş olan bir kılıcı önleyerek çınladı;diğer palası alçaktan rotheun karın kısmının altından saplamayaptıysa da, düşman drow kılıcın menzilinden geri sıçradı.

Drizzt dizlerini kıvırdı ve zeminin oldukça dik açısını kendiavantajına kullanarak bütün gücüyle kendisini yukarı doğruittirdi. Rothe yerden yükseldi ve yana doğru düşerek diğerdrowun üzerine uçtu. Drow bacaklarını yukarı çekip yaratığınalçakta kalan sırt kısmı üzerinden tamamen aşacak kadarçevik davrandı ve Drizzt ile dosdoğru yüzleşmek için hızladöndü. Ama Drizzt ortalıklarda yoktu.

Kolcunun parlayan palalarıyla yaptığı vahşi saldırısıkonusunda drowu uyaran tek şey yan taraftan gelen birmeleme sesi oldu. Şaşkınlığa uğrayan Drow hızla dönerek ikikılıcını da önünde havaya kaldırdı ve pala kesiklerini sonanda savuşturdu. Drow bir ayağı kayşa da çabucak geri kalktı.Gözlerinde alevler yanıyor ve kılıçları çılgınlar gibisavrularak Drizzt'i kontrol altında tutuyordu.

Drizzt çabucak sağa doğru ilerledi ve yine yukan çıkarakavantajı ele geçirdi. Fakat yaptığı bu hareketle tepeninbaşında duran okçulara sırtını dönmüş olduğunu biliyordu.

Page 280: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Gözleri ileri odaklanmış bir halde palalarını hareket ettirmeyedevam etti, ama arkasındaki sesleri dinledi.

Alçaktan saplanan bir kılıç Parıltı tarafından yakalandı veengellendi. Birinci darbenin ardından bu sefer biraz dahayüksekten paralel olarak ikinci bir saplama hareketi geldi.Drizzt'in öteki palası beklenmedik bir şekilde dosdoğru ileriatılıp karşılık verdi ve drowun kılıcını Drizzt'in kolununaçısına doğru eğdi.

Drizzt arkasından gelen hafif bir ıslık sesi duydu.

Kılıçları panldayarak ileri atılırken, hedefe bir darbeindirmek üzere olduğunu düşünen düşman drow acımasızcasırıttı. Ama Drizzt, Panltı'yı da eşit hızda devreye soktu vedrowun kılıç tutan kolunu da çizdiği büyük yay hareketinetabi kalmak zorunda bıraktı. Drizzt rakibinin kılıçlarını hizayasokmak için palalarının kıvrımlı kısımlarını kullanarak onlarıaşağı ve yukarı savurdu. Kılıçlarını kafasının üzerinde hareketettirerek vücuduyla tam bir daire çizdi ve yana doğru ilerleyipkendisini düşman drowdan bir adım uzaklaştırdı.

Görülmeyen ciritçinin becerisi göz önünde bulundurulursaDrizzt'in savruluşu yanlış değildi ve bire bir dövüştüğü rakibiise, üzerine gelen ciritten kaçıp kurtulabilmek için kalçasınıçılgınlar gibi yana doğru salladı. Acı verici bir darbe yedi veıstırap içinde yüzünü buruşturdu.

Drizzt onu iterek uzaklaştırdı ve bayır aşağı yuvarlanmasınısağladı. Kolcu düşmanın üzerine vahşi bir hücumla atılırkenşeytani drow tekrar dengesini sağladı.

Page 281: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Pala kılıçla bir kez, bir kez daha ve bir kez daha çarpıştı.Drizzt'in ikinci palası daha dolaysız ve daha hileli bir yoltakip ederek Drowun göbeğine doğru nişanlanıp saplandı.

Yaralı Drowun savuşturmaları bu vahşi saldın karşısındaoldukça etkileyiciydi. Ama bir bacağı acıyla uyuşmuş olduğuiçin geri çekiliyor ve kaçınılmaz bir şekilde aşağı doğru hızkazanıyordu. Arkasına bakmayı başardı ve on metrelik dikuçurumun kenarından yükselen bir kaya çıkıntısı gördü. Oçıkıntıya varmayı ve sırtını taşa dayayıp desteklemeyidüşündü. Müttefikleri bayır aşağı hızla gelmekteydi; birkaçsaniye içinde yanında olacaklardı.

Ama onun saniyeleri kalmamıştı.

İki pala da hızla ileri atılarak Drowun kılıçlarının çelikkısımlarına çarptı ve onu bayır aşağı ilerlemeye zorladı.Uçurumun kenarına geldiklerinde Drizzt silahlarını aynı andayan-yana, çapraz kesik darbeleri halinde savurdu vedüşmanının kılıçlarının uç kısımlarını dışarı döndürdü. Sonrakendi vücuduyla ileri atılıp Drowun göğsüne sertçe vurarakdengesini yitirmesini ve kaya çıkıntısına 'güm' diyeçarpmasını sağladı.

Afallayan drowun kafasında kıvılcımlar çaktı. Hain DrizztDo'Urden'in acımasız palalarının hemen ardından onu takipedeceğini bildiği için kendisini yosunların üzerine bıraktı.

Drizzt avını öldürmeye ne istek duyuyordu, ne de bunazamanı vardı. Daha drow yere yığılmadan önce Drizzt,aşağıda keskin kayalar değil de yumuşak yosun olmasınıumut ederek uçurum kenarından atladı.

Page 282: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Karşısına çıkan şey ise çamurdu ve o da 'floş' diye zeminesaplanıp bir ayak bileğini burktu ve yan takla attı. En sonundakendisini kurtarmayı başardı ve elinden geldiğince hızlı birşekilde koşturdu. Dikit tepecikler arasında zikzaklar çizdi vetepeciklerin ortasında yere sinmiş bir şekilde ilerledi, ziraokçuların kısa süre içinde uçurum kenarına gelmesinibekliyordu.

Sağ tarafındaki dikit sırasının ardında kendisine paralelolarak ilerleyen bir suret gördüğünde, düşmanların dört biryanında ve oldukça yakında olduğunu farketti. Drizzt birtepeciğin arkasına gitti ve öteki taraftan dışarı çıkmak yerinedüşmamyla dosdoğru yüzleşmek üzere yön değiştirdi. İkincitepeciğin arkasına geldiğinde dizleri üzerine çöktü vedüşmanının orada olduğunu umduğu için kılıçlarını alçaktansavurdu.

Bu sefer Parıltı alçaktan saplanan bir kılıca çarptı. Drizztbu manevrayla pusu üstünlüğünü ele geçirememişti, ama enazından ikinci kılıcını bir darbe için kaldırmış olan düşmanDrowu savunmasız yakaladığı kesindi. Drizzt öteki palasınıdüşmanının tahmininden çok daha hızlı bir şekilde dosdoğruyukarı ittirdi. Palanın sivri ucu Drowun diyaframını yaraladıve kaymaya devam eden Drizzt, saplama darbesinitamamlayacak kadar kolunu uzatamasa da, düşman drow dikittepeciğe doğru geri yığılıp savaştan çekildi.

Fakat onun ardında bir müttefiki vardı ve bu asker dizleriüzerindeki Drizzt'e gözü dönmüş bir şekilde kılıçlarınıvahşice savurarak saldırdı.

Page 283: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Kolcu düşmanının hareketlerini görmekten çok hissederekpalalarını kafasının üzerinde hareket ettirirken, hızla savrulankılıçlardan kendisini koruyan tek şey katıksız içgüdüsü oldu.Aniden düştüğü dezavantajlı konumu farkeden Drizzt,doğuştan gelen büyüsüne başvurdu ve kendisiyle düşmanıüzerinde bir karanlık küresi meydana getirdi.

Kılıçlar birbirine vurup kayarken ve iki dövüşçü de küçükkesikler alırken çarpışan çeliğin sesi çınlamaya devam etti.Drizzt hırladı ve yoğunluğunu arttırdı. Hâlâ kafasınınüzerinde döndürdüğü kılıçlarıyla darbe savuşturuyor vekarşılık veriyordu. Usta kolcu azar azar vücut dengesinideğiştirerek bir ayağını yere basmayı başardı.

Düşman drow ani ve şiddetli bir çifte darbeyle saldırdı-vesilahlan havadan başka birşey kesemeyince yere yuvarlanacakgibi oldu. Kılıçlarıyla yay çizerek derhal döndü- ve silahlarıkayadan dikit tepeciğin kenanna sertçe çarptığında neredeyseikisini de elinden düşürecekti.

Savaşın heyecanı içinde etrafındaki bölgenin yeryüzüyapısını unutmuştu, yani dikit tepeciğin pek de uzaktaolmadığını unutmuştu. Drow, Drizzt Do'Urden'in şöhretiniduymuştu ve yaptığı hatanın ne kadar da büyük olduğunuaniden far-ketti.

Tepeciğin yuvarlak çıkıntılı bir sırtına tünemiş olan Drizzt,drowun kılıçlarının hemen altındaki kayaya çarptığınıduyunca irkildi ve az sonra yapacağı işle hiç de tatminolmadı. Pala karanlık küresinin içinde aşağı doğru dalışageçtiğinde Drizzt, Parıltı'mn hafif mavi ışığını göremedi.

Page 284: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bir saniye sonra serbestçe koşmaktaydı, bileği hâlâ acıyorama onu ayakta tutuyordu. Dar koyağın arka kısmından dışarıçıktı ve yüksek tepeciğin tam karşısındaki çıkıntı tabakayageldi. Bu çıkıntı tabaka adanın daha uzakta olan doğu ucunadoğru gidiyordu. Drizzt orada bir yerde, pek uzakta olmayanbir lagün bulunduğunu düşünüyordu ve eğer oraya varabilirsedosdoğru suya atlamaya niyetliydi. Sudaki canavarlarkonusundaki efsanelerin canı cehennemeydi; etrafındakidüşmanlar oldukça gerçekti!

* * *

Cattibrie, adadan gelmeye devam eden itiş kakış sesleriniduydu. Sesler Donigarten'in dingin, karanlık sulan üzerindenet bir şekilde yankılanıyordu. Bir mantarın sapının arkasınageçip Guenhwyvar'ı çağırdı ve oluşan duman bulutu katışeklini alırken Cattibrie oradan uzaklaştı.

Büründüğü drow kılığına hâlâ pek güvenmeyen genç kadıngölün yanına geldiğinde orada bulunan birkaç kara elftenkaçındı ve yakınlardaki bir orku işaret etti. Sonra yaratığınonu adaya götürmesi gerektiğini belirtmek için bir tekneyigösterdi. Ork endişeli gibi görünüyordu, ya da en azındankafası karışmıştı. Arkasını döndü ve uzaklaşmaya başladı.

Cattibrie orkun ensesine vurdu.

Bariz bir şekilde dehşete kapılan ork ürkerek genç kadınadoğru döndü. Cattibrie onu küçük tekneye doğru ittirdi ve busefer yaratık teknenin içine atlayıp eline bir kürek aldı.

Page 285: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie tekneye binip orkun yanına gidemeden önce birerkek drow tarafından durduruldu. Drowun güçlü eli kadınındirseğini sıkıca kavradı.

Kadın tekrar blöf yapmayı deneyerek ona tehditkar birşekilde baktı ve hırladı. Ama bu kararlı kara elf yemiyutmuyordu. Erkek drow serbest olan elinde bir hançertutuyordu. Hançer ise Cattibrie'in dirseğinin altında,kaburgalarından sadece birkaç santim ötede duruyordu.

"Defol git," dedi erkek drow. "Bregan D'aerthe sanadefolup gitmeni söylüyor!"

Cattibrie, drowun ettiği tek kelimeyi bile anlamadı. Amaüçyüz kiloluk bir kara kürk yumağı hızla uçup afallamış erkekdrowu tekneden birkaç metre öteye şapırtılar içindesavurduğunda, Cattibrie'in düşmanının duyduğu şaşkınlıkkendisinin-kine denkti.

Cattibrie hışımla orka doğru döndü. Ork ise hiçbir şeygörmemiş gibi davranarak çılgınlar gibi kürek çekmeyebaşladı. Bir saniye sonra genç kadın kafasını çevirip sahilebaktı. Guenhwyvar'ın geride bırakılacağı ve bütün bumesafeyi yüzmek zorunda kalacağından korkuyordu.

Teknenin yanından gelen büyük bir şapırtı sesiyle birliktekedi (neredeyse tekneyi alabora ederek), kadına bunun aksiniispatladı. Panter şimdi teknenin pruvasında başı çekmekteydi.

Bu hadise dehşete kapılmış olan orkun kaldıramayacağıkadar fazlaydı. Sefil yaratık feryat etti ve suya atlayıp

Page 286: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

çaresizce kıyıya doğru yüzmeye başladı. Cattibrie küreğikavradı ve arkasını dönüp bakmadı.

* * *

İlk başta çıkıntının iki tarafı da açıktı; Drizzt başınınüzerinden ve hemen arkasından hızla geçen arbalet oklarınınıslıklarını duyuyordu. Drizzt'in şansına ateş eden drowlaryüksek tepeciğin temelindeki dar uçurumun olduğu yerdeydive arbalet tabancalan uzak mesafe konusunda pek de iyisilahlar değildi.

Drizzt koşarken vücudunun morumsu renkte parladığınıgörünce hiç şaşırmadı. Küçük peri ateşleri kol ve bacaklarınıkaplamıştı, tenini yakmıyor ama onu düşmanları için açık birhedef haline getiriyorlardı.

Sol omzunda bir acı hissetti ve çabucak elini uzatarakküçük dartı çıkarttı. Sadece küçük bir yara almıştı; Drizzt'inüzerindeki cüce yapımı mithril zincir zırh tarafından okun hızıbüyük oranda kesilmişti. Koşmaya devam etti. Yapabileceğitek şey kanma onu yormaya yetecek kadar zehirin karışmamışolmasını umut etmekti.

Çıkıntı tabaka sağa doğru kıvrılarak Drizzt'in düşmanlarınasırtını dönmesine sebep oldu. O anda, sadece bir saniyeliğinekendisini saldırıya çok daha fazla açık hissetti. Amakendisiyle acı verici arbaletler arasına daha fazla mesafekoymaya yaradığı için bu dönüşün iyi birşey olabileceğinikısa süre içinde farketti. Az sonra arbalet okları zararvermeden arkasında yere çarpıp sekmeye başladı. Çıkıntı

Page 287: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

tabaka yeniden, bu sefer sola doğru döndü ve başka birtepeciğin etrafından dolanmaya başladı.

Bunun sonucunda Donigarten'ın kıyıya vuran sularıDrizzt'in sağ tarafında, beş metre altında duruyordu.Kılıçlarını kınlarına sokup dosdoğru oradan suya atlamayıdüşündü, ama sudan dışarı işini şansa bırakamayacağı kadarfazla sivri kaya uzanıyordu.

Hızla ilerlerken çıkıntı tabakasının sağ tarafı çoğunluklaaçıktı, suya atlayabileceği yerlerin önüyse sadece arada sıradabeliren dikit sütunlarla kesiliyordu. Tepecik Drizzt'in soltarafında kalmıştı ve onu uzaktaki okçulardan tamamenkoruyordu... ama daha yakındaki düşmanlardankorumayacağını farketti. Hafif bir virajı aldığında, dönemecinhemen ardında bir oyuk olduğunu ve o oyuğun içinde birdüşmanın beklediğini en son anda farketti.

Asker dışarı sıçrayıp kılıcıyla kamasını sallayarak Drizzt'inönünü kesti.

Bir pala kılıcı yana doğru döndürdü ve Drizzt ikincisilahının kama tarafından önleneceğini bildiği için dosdoğruileri saplama yaptı. Silahlar tahmin edildiği gibi birbirinekenetlendiğinde, Drizzt vücut devinimini kullanarak kamayıittirip uzaklaştırdı ve bir dizini kaldırıp drowun göbeğinesertçe çarptı.

Drizzt iki yana açılmış olan ellerini birleştirdi vepalalarının kabzalarını eş zamanlı bir şekilde düşmanınınyüzüne indirdi. Kılıcın ya da kamanın ona doğru dalışageçmesinden korkarak derhal silahlarını geri çekti, ama rakibi

Page 288: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

misilleme yapacak durumda değildi. Şeytani Drow bilinciniyitirmiş bir halde dosdoğru yere serildi ve Drizzt onunüzerinden aşıp yoluna devam etti.

Kolcu tam anlamıyla havaya girmişti. Drizzt'in içinde vahşiiçgüdüler çalkalanıyordu ve karşısına tek başına çıkan hiçbirdro\vun ayakta kalamayacağına inanıyordu. Bir kez dahavahşi ve hırslı öfkenin vücut bulmuş hali olan avcıya hızladönüşmekteydi.

Bir sonraki dikitin arkasından bir kara elf dışarı sıçradı.Drizzt tek dizinin üzerinde kaydı ve döndü; mantar binanınkapısındaki askere karşı yaptığı manevraya benzer bir hareketsergiledi.

Fakat bu sefer tepki vermek için daha fazla zamanı olandüşmanı darbeyi bloke etmek için kılıcını taş zemine doğrueğdi.

Avcı onun böyle yapacağını biliyordu.

Drizzt'in ileri uzanan ayağı yere sabitlendi ve kolcu hızladönerek ayağa kalktı. Arkadaki ayağı havada geniş bir yayçizerek şaşkına dönen elfin çenesinin altına tekme attı veonun çıkıntının kenarından aşağı düşmesini sağladı. Bir metreaşağıda eliyle tutunacak bir yer bulan şeytani drow aldığıdarbeyle sersemlemişti ve bu mor gözlü iblisin onu kesinlikleöldüreceğini düşünüyordu.

Fakat avcı çoktan gitmişti. Özgürlüğü için koşmaya devamediyordu.

Page 289: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt yolunun üzerine çıkan başka bir drow gördü; buseferkinin kolu ileri doğru uzanmıştı ve muhtemelen birarbalet tabancasıyla nişan almaktaydı.

Avcı oktan daha hızlı davrandı. İçgüdüleri onu ardardauyardı ve parlayarak savrulan bir pala uçarak gelen dartısavuşturduğunda içgüdülerinin doğru olduğu anlaşıldı.

Derken Drizzt Drowun ve en yakındaki dikitin ardındançıkıp gelen müttefikinin tepesine bindi. İki düşman sayısalavantajlarının oldukça yeterli bir unsur olduğunu düşünerekkılıçlarıyla şiddetle saldırdılar.

Avcıyı tanımıyorlardı- ama yakındaki bir oyuğun içindenonları kırmızı renkte parlayan gözleriyle izlemekte olanArtemis Entreri tanıyordu.

KISIM 4

ÖRÜMCEK AĞINDA

Faerun'daki dini mezheplerden birisine göre insanlığıngünahları yedi tanedir ve bunlar arasında başta geleni dekibirdir. Benim bu konudaki yorumum hep kendilerini tanrılar

Page 290: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

olarak gören ya da en azından tebaalarını ilahi varlıklarlakonuştuklarına inandıran ve böylece güçlerinin tanrılartarafından verilmiş olduğu izlenimini yaratan kralların kibriyolunda olmuştu.

Bu, günahların en ölümcülü konusunda yapılacakyorumlardan sadece bir tanesi. Birisinin hatalı kibriyüzünden mahvolması için kral olması gerekmiyor. Kolcu akılhocam olan Montolio DeBrouchee beni bu konuda uyarmıştı,ama onun verdiği dersler gururun kişisel bir yönüylealakalıydı. "Bir kolcu çoğunlukla yalnız başına yürür, amayakınında dostları olmadan asla yürümez," diye açıklamıştıbilge adam. "Bir kolcu çevresini tanır ve nerede müttefikbulunabileceğini bilir. "

Montolio 'nün bakış açısına göre kibir körlük demekti.İdraki ve bilgeliği bulamklaştırır, güven duygusunu alt ederdi.Çok kibirli bir adam yalnız başına yürür ve nerede müttefikbulunacağına da aldırış etmezdi.

Menzoberranzan adındaki örümcek ağının etrafımısarmaladığını farkettiğim zaman hatamı anladım: hatamkibirimdi.

Yoksa kendimi ve becerilerimi çok yüksek görmüş ve onoktaya kadar hayatta kalmamı sağlayan müttefiklerimiunutmuş muydum? Wulfgar 'in ölümüyle duyduğum nefret veCattibrie, Bruenor ve Regis için duyduğum korku içinde,hayatta kalan o dostlarımın kendi başlarının çaresine bakmakiçin birbirilerine yardım edeceğini hiç düşünmedim. Başımızagelip çatan sorunun benim kendi hatam olduğuna ve busebeple o hatayı düzeltmenin de benim üzerime düştüğüne

Page 291: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

karar kılmıştım, her ne kadar tek kişi için bunu yapmakimkansız olsa bile.

Menzoberranzan 'a gidecek, gerçeği öğrenecek ve buçatışmayı sonlandır ocaktım; hatta kendi hayatımı feda etmekdemek olsa bile.

Ne kadar da ahmakça davranmışım.

Wulfgar 'm ölümünden sorumlu olduğumu bana söyleyenkibrimdi; yanlışı düzeltecek kişinin ben olabileceğimi de banasöyleyen kibrimdi. Gelecek her türlü drow saldırısına karşıyetecek askeri gücü toplamaya kadir olan dostumla, o cücekralla açıkça konuşmaktan beni alıkoyan şey de katıksızkibrimdi.

Kibrimin bedelini ödeyeceğimi, sonra da benim içinkıymetli olan diğer kimselerin de ödeyebileceğini RotheAdasındaki o çıkıntının üzerindeyken anladım.

Kişinin kibrinin böyle bir kayıp ve acıya yol açacağınıöğrenmek ruhsal bir mağlubiyettir. Kibir sizi kişisel zaferinizidaha yükseklere çıkartmaya davet eder. Ama o yükseklerderüzgar daha güçlüdür ve dengeniz daha fazla sallantıdadır.Öyleyse düşüşünüz de daha yüksekten olur.

-Drizzt Do'Urden

BÖLÜM 18

Page 292: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

BAŞARISIZLIK

Adanın rıhtımında kollanın sallayan ve ona geri gitmesiniişaret eden bir kara elf olduğunu farketti. Erkek Drow yalnızgibi görünüyordu.

Cattibrie, TaulmariPi kaldırdı ve atış yaptı. Ok tıpkı biryıldırım çatalının yapacağı gibi karanlığı yararak aydınlattı,şaşkına dönen Drowun göğsünde patladı ve onu beş metregeriye fırlattı. Bir dakika sonra Cattibrie ile Guenhwyvarsahile çıktılar. Genç kadın kolyenin ısısını hissetti veGuenhwyvar a sağ tarafa doğru koşmasını söylemeyedavrandı. Ama panter sahibinin yakınlarda olduğunu çoktansezmiş, kırık dökük kara parçası üzerinde tüm hızıylakoşmaya ve sahilden uzaklaşırken yön değiştirmeyebaşlamıştı bile.

Kadın elinden geldiğince hızla onu takip etti, ama süratlekoşan Guenhwyvar patileriyle havaya yosun parçaları saçaraken yakındaki tepeciğin taban kısmındaki keskin bir virajıdöndüğünde neredeyse panteri gözden kaybetmişti.

Cattibrie korku dolu bir haykırış duydu ve o tepeciğintaban kısmındaki dönemeci geçtiğinde kendisine bakmayan,görünüşe göre panterin koşusunu gözüyle takip etmekte olanbir kara elf asker gördü. Kollarından birisi yukan kalkmıştı vearbalet tabancasıyla nişan alıyordu.

Cattibrie koşarken ateş etti. Oku yüksek düştü ve drowunkafasının sadece birkaç santim yukarısından geçerek tepeninyan tarafında dumanı tüten bir delik açtı. Drow derhal döndü

Page 293: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ve misilleme yaptı. Dart yuvarlanan kadının hemen yanındakibir yosun tabakasına saplandı.

Başka bir ok yerleştirmekte çabuk davranan Cati-brie ateşetti ve yana doğru kaçan drow askerin uçuşan piwafwisinâebir delik açtı. Erkek drow bir dizinin üzerine çökerken başkabir ok daha yerleştirdi ve kolunu tekrar kaldırdı.

Cattibrie da ateş etti. Kadının oku arbalet tabancasını vedrowun elini parçaladı, bileğini yardı ve drowun göğsünün üstkısmına derince gömüldü.

Kadın bu düelloyu kazanmış, ama kıymetli zamanınıkaybetmişti. Yönünü şaşıran genç kadın kendisine yolgöstermesi için tekrar kolyeye başvurdu ve hızla koşmayabaşladı.

* * *

Drizzt her hareketi savuşturur ve arada sırada etkili birkaçkarşılık verirken, becerikli rakiplerinin vahşi saldırılan kısasüre sonra ölçülü hamlelere dönüştü. Şimdi drowlardanbirisinin sadece bir silahı kalmıştı; kama tutan kolu isekıvrımlı bir pala yarığından akan kanı durdurmak için sıkıcaböğrüne kenetlenmişti.

Drizzt'in kendisine güveni artmaya devam ediyordu. 'Buadada kaç tane düşman var?' diye merakla düşündü vekazanabileceğini düşünmeye cüret etti.

Arkasından gelen bir kükreme sesi duyduğunda kanı buzgibi kesiliverdi, düşmanlarının yardımına bir canavar

Page 294: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

geldiğini düşünüyordu. Yaralı drowun gözleri dehşetle faltaşıgibi açıldı ve kara elf geri çekilmeye başladı, ama Drizztbununla pek de rahatlayamadı. Çoğu drow müttefiki en iyiihtimalle sağı solu belirsiz yaratıklar olurdu; yani inanılmazve tahmin edilemez derecede güçlere sahip kaotik yaratıklar.Eğer bu gerçekten de çağırılmış bir canavar, bir çeşit iblismüttefik idiyse, onun başlıca hedefi kesinlikle Drizzt olurdu.

Geri çekilen Drow hızla koşmaya ve çıkıntı tabaka boyuncakaçmaya başladı ve Drizzt onun gidişinden yararlanarak birsonraki yüzleşeceği şeye şöyle bir bakabilmek için yanadoğru ilerledi.

Yanından kara bir kedi sureti hızla geçip gitti ve kaçmaktaolan düşmanı takip etti. Bir anlığına Drizzt, drowlardanbirisinin kendisininkine benzeyen bir heykelciği olduğunu veGuenhwyvar'a benzer bir kedi çağırdığını düşündü. Ama buzaten Guenhwyvar idi! Drizzt bunu içgüdüsel olarak anladı.Bu onun Guenhwyvar'ıydı!

Heyecanı hızla şaşkınlığa dönüşen Drizzt, panteri Regis'inMithril Salonunda çağırmış ve kedinin de onun peşindengelmiş olduğunu düşündü. Fakat bu mantığa hiç uygungelmiyordu, zira Guenhwyvar cüce kalesinden ta burayakadar yolculuk yapabilecek kadar uzun süre boyunca MaddeDüzleminde kalamazdı. Heykelciğin Menzoberranzan'a kadarbirisi tarafından getirilmiş olması gerekiyordu.

Kurnaz bir kılıç darbesi bir anlığına Drizzt'in savunmasınıaştı, silahın ucu kaliteli zırhı çentti ve göğsünü sıyırdı. Buhadise düşmanlannı ve sorunlarını sırasıyla ele alması

Page 295: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gerektiğini Drizzt'e hatırlattı ve dalıp giden kolcuyudüşüncelerinden uyandırdı.

Gözle ayırt edilemeyecek bir şiddet ve hızla hücuma geçti.Palaları savrulup dönüyor, savunma sergileyen kara elfebirçok değişik açıdan darbeler indiriyordu. Fakat Drow askerkılıçlarıyla ölümcül palaları savuşturarak ve hatta kolcukendisine tekme atmaya çalıştığında Drizzt'in çizmesininyanına vurarak bu düelloyu gayet başarıyla sürdürüyordu.

"Sabır," diye kendisine hatırlattı Drizzt. AmaGuenhwyvar'ın belirişi ve birçok cevapsız sorunun havadaasılı kalışı yüzünden sabırlı olmak hiç de kolay değildi.

* * *

Kaçmakta olan drow bir köşeyi döndü. Sonra panter hızlaarayı kapadığı için sağlam olan kolunu dar bir dikite dolayıpsağa doğru döndü ve çıkıntı tabakanın kenarından atlayıpçamurlu suyun içine gömüldü. Ayağını yere sabitlemeyibaşarmıştı ve düşürdüğü kılıcını bulmak için aşağı doğrueğilmiş bir halde duruyordu. Bu sırada Guenhwyvar, drowuntepesine bindi ve onu suya batırdı.

Kara elf kısa bir süre için debelenip tekmeler savurdu.Sudaki karmaşa dindiğinde panterin çenesi, Drowun boynunakenetlenmiş bir şekilde bastırmaktaydı. Drowun yüzü suyunüzerinde olmasına rağmen nefes alamıyordu; bir daha aslanefes alamayacaktı.

Guenhwyvar avını bırakıp doğruldu, dört metre yüksekteolan çıkıntıya zıplamak için döndü, ama gökkuşağı rengindeki

Page 296: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bir kabarcık üzerine doğru uçtuğunda yere sinip kafasınıçevirdi ve şüpheyle hırladı. Guenhwyvar tepki veremedenönce bu garip şey patladı ve panterin üzerine parlak zerrelerserpildi.

Guenhwyvar çıkıntıya doğru zıpladı, ama hedefin gitgidedaha da uzaklaştığını hissetti. O zerrelerin doğasını anlayanve onu kendi varoluş düzlemine geri göndermekte olduklarınıfarkeden panter itirazla yine gürledi.

Kükreme kısa süre içinde kaybolup yerini sudakidalgacıkların hafif şıpırtısına bıraktı ve çıkıntı tabakanınüzerinden bir çelik tangırtısı geldi.

Jarlaxle taş duvara sırtını dayadı ve bu yeni gelişmeyidüşünüp tarttı. Değerli metal düdüğünü, yani tehlikeli panterigönderen nesneyi cebine koydu ve çizmesine bulaşançamurları silmek için ayağını kaldırdı. Kendini beğenmişparalı asker kayıtsız bir şekilde kafasını kaldırdı ve devameden savaşın seslerini dinledi. Drizzt Do'Urden'in kısa süreiçinde ele geçirileceğinden emindi.

* * *

Cattibrie dar koyağın içinde kapana kısılmış kalmıştı; ikikara elf kadının hemen karşısındaki iki ayrı tepeciğin arkasınageçip siper almıştı ve üçüncü bir drow ise sol taraftaki tepenintaban kısmında durmuş arbalet tabancasıyla ateş ediyordu.Genç kadın kendi dikit siperinin arkasına elinden geldiğincegizlendi, ama dartlar etrafındaki kayalara çarpıp sekerkenkendisini hâlâ saldırıya açık hissediyordu. Arada sırada biratış yapmayı başa-rıyordu, ama düşmanları iyi gizlenmişti ve

Page 297: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gümüş kuyruklu oklar hiç zarar vermeden kayalara çarpıpetrafa kıvılcımlar saçıyordu.

Genç kadının dizini bir dart sıyırdı, bir diğeri onu oyuğuniçinde daha da büzüşmeye ve vücudunu bir daha muhtemelenatış yapamayacağı bir açıya getirmeye zorladı. Cattibrie işte ozaman mağlup olacağını düşünerek korkuya kapıldı. Üç taneiyi eğitimli ve iyi silahlanmış drow askerine karşı savaşıkazanmasının hiçbir yolu yoktu.

Bir arbalet oku çizmesinin topuğuna saplandı, ama içerigeçemedi. Genç kadın büyük ve derin bir nefes aldı.Misilleme yapmaya çalışması gerektiğini, burada büzüşüpdurmanın kendi -ve Drizzt'in- ölümünü kesinleştirmektenbaşka bir işe yaramayacağını kendisine inatla söyleyip durdu.

Dostunun düşüncesi genç kadına cesaret verdi ve Cattibrieatış yapmak için dışarı doğru kıvrıldı. Ateş ettiğinde yükseksesle küfrü bastı, zira düşmanları yine sıkı gizlenmişti.

Yoksa öyle değil miydi? Cattibrie aniden dikit kümesininarka tarafına doğru koşturdu ve kendisiyle tepenintabanındaki drow arasına mümkün olduğunca fazla engelkoydu. İleride duran Drow askerleri için o anda açık birhedefti. Ancak Cattibrie sadece Drowlar herhangi bir atışyapmayı başarabilirse bir hedef olurdu.

Genç kadın amansız bir yaylım ateşi başlatınca Taulmarilarka arkaya, sürekli olarak vızıldadı. Atış yapabileceği birkara elf sureti görmüyor olsa bile onların saklandığı yeredoğru ateş ediyordu. Büyülü okların her biri ikiz tepeciklereçarpıyor, böylece etrafta parlak kıvılcımlar uçuşuyor ve

Page 298: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kopup cazır-dayan taşlar parçalar halinde havayasavruluyordu.

Misilleme yapmaya yetecek kadar uzun bir süre dışarıuzanamayan iki drow cesaretlerini yitirip dar koj'aktan dışarıkaçıştılar. Cattibrie birisini sırtından hakladı ve ikincisinialaşağı etmek için bir ok daha gerdi.

Böğründe bir acı hissetti ve dönüp baktığında taş çatlasa üçmetre ötede başka bir düşman durduğunu gördü. Drow arbalettabancasını önünde tutmuş bir halde güvenle gülümsüyordu.

Cattibrie hızla döndü ve ölümcül yayı da beraberindesavurdu. Drowun ağzı aniden dehşet dolu bir haykırışla açıldıve Cattibrie okunu düşmanın tam suratının ortasına gömerekonu tepetaklak havaya savurdu.

Genç kadın kanamakta olan böğrüne baktı. Yüzünüburuşturdu ve batan oku çekip çıkarttı. Sonra doğrulup ayağakalktı ve etrafına bakındı. Bu sonuncu drowun tepenin tabankısmındaki olup olmadığını kestiremiyordu, ama kol vebacaklarına yayılan sinsi zehiri hissediyor ve arkasındanyaklaşan başka bir düşman olmadığından emin olmak içinburada daha fazla kalamayacağını biliyordu. Genç kadın darkoyağın kırık dökük duvarına azimle tırmandı ve kısa süreiçinde çıkıntı tabakaya geldi. Bilincini ve dengesini korumayaçalışarak ilerlemeye devam etti.

* * *

Parıltı, drowun kılıcına kanca gibi takıldı ve Drizzt onu bireksen üzerinde döndürdü. Bunun sonucunda iki silah

Page 299: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

dövüşçülerin arasında kocaman daireler çizdi. Rakibi hızlasavrulan kılıçların ardından bir saplama hamlesi denedi, amaDrizzt'in diğer palası yerini aldı ve darbeyi savuşturdu.

Drizzt vücut hızını yüksek tuttu, hatta dönüş baskısınıarttırdı. Düşman Drowun kılıçları, biri aşağıda biri yukarıdaolmak suretiyle iki yana açıldı ve bu sefer onların ardındanserbest kalan palasını içeri doğru saplayan Drizzt oldu.Kurnazca hamleler yaparak rakibinin geriye çekilip dengesiniyitirmesini sağladı. Üstün çevikliğiyle Drizzt, dönüp durankılıçları kontrol altında tutuyordu ve iki dövüşçü de kolcununavantaj kazanmakta olduğunu biliyordu.

Düşman drow Panltı'ya bir karşı baskı uygulamak içinkaslarını gerdi- işte bu, kurnaz Drizzt'in beklemekte olduğuşeyin ta kendisiydi. Kılıç ve pala gözlerinin önündeyükselirken Drizzt, kendi silahı üzerinde baskıyı hissettiğianda dolambaçlı kesik darbesini durdurdu, yönünü değiştirdive Parıltı 'yla küçük bir ilmik atarak Drowun kılıcına ötekitaraftan vurdu. Aniden serbest kaldığı için dengesini yitirenDrow askeri tökezledi ve kılıcın üzerindeki baskının yönünüdeğiştiremedi.

Kılıcı aşağı doğru indi ve öbür tarafa doğru savrularakvücudunu yana çevirmesine sebep oldu. Darbeyi önlemek içindiğer kılıcını geri getirmeye çalıştıysa da Drizzt'in ikincipalası çok hızlı davrandı ve Drowun karnının yan tarafınasaplandı.

Düşman drow yalpalayarak geri devrildi ve bir kılıcını yeredüşürdü.

Page 300: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt birinin kendisine seslendiğini duydu; başka birisi iseomuzuna sertçe vurdu ve onu taş duvara mıhladı. Duvardankendisini itip palalarını kaldırarak hızla döndü.

Entreri! Drizzt'in ağzı bir karış açık kaldı ve savunmasıgevşedi.

* * *

Cattibrie çıkıntı tabakanın üzerinde Drizzt'i tespit etti.Diğer Drowun böğrünü tutarak yere yığıldığını gördü vebaşka bir karanlık suret oyuğun birinden dışarı fırlayıpDrizzt'e giriştiği sırada onu uyarmak için haykırdı. Yayınıkaldırdı, ama eğer düşmanın vücudu oku durdurmazsadosdoğru delip geçerek

Drizzt'e saplanabileceğim farketti. Bunun yanı sıra, uykuzehiri kanına karışıp etkisini göstermeye başlarken gençkadının başı dönmeye başladı.

Taulmaril'i hazır tuttu ve güç bela ilerlemeye devam etti,ama Drizzt ile arasındaki onbeş, yirmi metrelik mesafe sankiyüzlerce mil gibi görünüyordu.

* * *

Entreri'nin kılıcı yeşil bir ışıkla parlıyor ve bunun oolduğunu daha da iyi açık ediyordu. 'Ama bu nasıl olabilir?'diye merak etti Drizzt. Bu adamı mağlup etmiş, MithrilSalonunun dışındaki rüzgarlı koyakta ölüme terketmişti.

Page 301: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Görünüşe bakılırsa Entreri'yi ölüme terketmemiş olanlar davardı.

Kılıç kurnaz bir çifte darbe hareketiyle aşağıya, Drizzt'inkalçasına doğru dalışa geçti, sonra yukarı savruldu veneredeyse Drowun gözlerini yaracaktı.

Drizzt dengesini kazanmaya ve kendisine gelmeye çalıştı,ama Entreri feci şekilde üzerine çullanıyor, çılgınlar gibidarbeler savuruyor ve bu sırada hırlıyordu. Kolcununbacağına hızlı ve sert bir tekme indi. Yeşil renkte parlayankılıç aşağı doğru inip duvardan bir çizgi halinde kıvılcımlarsaçarken Drizzt kendisini iterek duvardan uzaklaşmakzorunda kaldı.

Kiralık katil hırlayarak Drizzt ile birlikte döndü vekamasını geniş bir yay halinde savurdu. Drizzt'in palası dahakısa olan silaha çarptı ve kama uçup gitti. Ama Entreri'nin elişimdi Drizzt'in önleyemeyeceği bir açıdaydı ve bir yumrukhalini alarak yoluna devam etti.

Drizzt, kiralık katilin yumruğu burnuna 'güm' diye inmedenyarım saniye önce, Entreri'nin ondan bir adım önde olduğunuve onun az önce yaptığı savuşturmayı tamı tamınabeklediğini, hatta bunu istediğini farketti.

Afallayan kolcu geriye doğru tökezledi. Drizzt'in çıkıntınınkenarından aşağı uçmasını engelleyen tek şey ince bir dikittepecikti. Entreri derhal üzerine çullandı. Kiralık katil,kılıcıyla yaptığı şiddetli bir savuruşla Parıltı'yı Drizzt'inelinden ayırıp yere düşürdüğünde mavi ve yeşil kıvılcımlarhavada uçuştu.

Page 302: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt'in elinde kalan palası, kılıcın ardından gelen tersdarbeyi engelledi, ama yere düşen silahını geri almak içineğilemeden önce Entreri yere sindi ve Parıltı'yı tekmeleyipçıkıntı tabakadan aşağı düşürdü.

Dengesi hâlâ bozuk olan Drizzt aşağı doğru bir darbeindirmeyi denedi, ama kiralık katil bunu kolayca savuşturduve Drizzt'in karnında patlayan bir diğer sert yumrukla karşılıkverdi.

Entreri kılıcıyla dairesel bir yay çizerek yukarı doğru hamleyaptı ve Drizzt'in palasını da yana savurdu. Bu bir satrançoyunuydu ve Entreri beyaz taşları oynuyordu. Avantajı elegeçirmiş ve saldırıyı bırakmamıştı. Kılıç ve pala vücutlardanuzaklaştığında hiddetli kiralık katil, kolunu ileri uzatarakkendisini kolcunun üzerine savurdu, Drizzt'in yüzüne dirsekindirdi ve drowun kafasını şiddetle geriye ittirip taşa çarptırdı.Entreri'nin kılıcı palaya tekrar vurarak onu dosdoğru yanasavuşturdu ve sonra tekrar yukarı doğru kaldırdı. Kılıç tutankolu yüksekte olan ve Entreri'nin üzerine çullanmak içinhazırlandığını gören Drizzt sonunun geldiğini anladı. Sağtarafa doğru yuvarlandığı sırada kılıç aşağıya doğru savruldu,kaliteli pelerinini deşti ve cüce yapımı zırhına sertçe çarpıpkoltukaltın-da bir yarık açtı. Bu da drowun vücut deviniminegüç kattı.

Derken Drizzt çıkıntının kenarından kurtuldu ve aşağı uçupçamurlu suya yüzüstü gömüldü.

Entreri, gözünün ucuyla bir ışık parlaması gördüğündeiçgüdüsel olarak sıçrayıp yuvarlandı. Kiralık katil vepelerinden oluşan karmaşanın içinden gümüş kuyruklu bir ok

Page 303: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

geçti, çıkıntı boyunca yoluna devam edip gitti ve Entreriinleyerek yüzüstü yere yığılıp kaldı. Kiralık katil çaktırmadanelini vücudunun altına sokup parmaklarını azar azar kamasınadoğru götürmeyi başardı.

"Drizzt!" diye seslendi Cattibrie, düşen dostunun görüntüsükarşısında bitkinliği kısa bir süreliğine geçip giderek.

Sersemlemiş olan kadın kılıcını çekti ve adımlarınıhızlandırdı. İlk olarak kiralık katilin işini mi bitirmesi, yoksadüşen drowa mı bir bakması gerektiğini kestiremiyordu.

Olay yerine yaklaştığında dikitin olduğu yere doğru saptı,ama yanlış bir seçim yapmıştı. Zira kiralık katil görünüşebakılırsa hiç yara almamış bir halde aniden ayağa sıçradı. Oksadece Entreri'nin uçuşan pelerininde temiz bir delik açarakhedefi kaçırmıştı.

Cattibrie gözüne dolan yaşlarla savaştı ve dişlerini sıkarakEntreri'nin ilk kılıç darbesini savuşturdu. Bu sırada keme-rindeki mücevherli hançere uzandı. Fakat hareketleri oldukçahantaldı, zira içine işleyen uyku zehri hızla adrenalinpatlamasının etkisini azaltıyordu. Cattibrie'ın parmaklanhançerin kabzasını kavradığı anda, kılıcı aniden yanasavuşturuldu ve bir kamanın hançerin kabzasındaki öbürelinin arka kısmına bastırılmış bir halde öylece durduğunugördü.

Entreri'nin kılıcı yukarıdaydı, tehlikeli bir biçimdeyüksekte ve tehlikeli bir biçimde serbestti.

Page 304: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie sonunun geldiğini biliyordu ve bütün dünyagözlerinin önünden uçup gitmişti. Sadece Entreri'nin kılıcınınsoğuk çeliğinin boynundaki yumuşak deriye değdiğinihissetti.

BÖLÜM 19

KİBİR

'Yaşıyor,' diye eliyle Jarlaxle'a işaret etti asker, yerde yatankolcuyu incelerken.

Paralı asker lideri, Drizzt'i sırtüstü döndürüp kafasını sudançıkartması için askere işaret etti. Jarlaxle dingin gölün ötesinebaktı ve savaş seslerinin göl sulan üzerinde net bir şekildeyankılanmış olduğunu anladı. Paralı asker süzülen disklerin-çoğunlukla matron anaları şehir içinde taşımaya yarayanbüyülü ve uçan diskler- kolayca farkedilen donuk maviışıltısının göl kıyısından adaya doğru gelmekte olduğunugördü. Jarlaxle onların Baenre Evi askerlerini taşıdığınıbiliyordu.

'Bırak onu,' diye adamına işaret etti paralı asker lideri, 'veeşyalarını da.' Jarlaxle neredeyse sonradan gelen bir

Page 305: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

düşünceyle birlikte düdüğünü tekrar çıkarttı, dudaklarınagötürdü, Drizzt'in karşısına geçti ve tiz bir nota çaldı.Düdüğün tılsımı ona kolcunun en az drow yapımı kadarkaliteli olan büyülü bir zırh giydiğini gösterdi ve Jarlaxle,Parıltı'nm büyüsünün yoğunluğunu görünce hevesle iç çekti.O palayı kendi silah koleksiyonuna eklemeyi çok isterdi, amaDrizzt Do'Ur-den'in iki palayla savaştığı Menzoberranzan'dagayet iyi bilinirdi ve eğer biri eksik olursa paralı asker sadeceMatron Baenre'nin gazabını kendi üzerine davet etmiş olurdu.

Drizzt bunlar dışında pek az tılsımlı eşya taşıyordu, paralıaskerin dikkatini oldukça cezbeden bir nesne dışında tabii. Bunesnenin büyüsü hakikaten de güçlüydü, ipnotize sihirlerindeyaygın olan renklerle parlıyordu. Bu da tam anlamıyla kurnazJarlaxle'ın en etkili şekilde kullanacağı türden bir nesneydi.

Baygın kolcuyu sırtüstü çevirip Drizzt'in suratının çamurlusudan dışarı çıkmasını sağlamış olan asker, Jarlaxle’ın yanınadoğru ilerlemeye başladı, ama paralı asker onu durdurdu.'Yakut süsü al,' diye talimat verdi Jarlaxle’ın parmaklan.

Asker arkasını döndü ve yaklaşan diskleri yeni farketti."Baenre?" diye sordu sessizce, lidere doğru geri dönerek.

'Avı kendileri bulacaklar,' diye güvenle işaret etti Jarlaxle.'Ve Matron Baenre ona Drizzt Do 'Urden 'i kimin teslimettiğini bilecek.'

* * *

Entreri bu sefer ne çeşit bir dişi drow öldüreceğini soracakdeğildi. Bregan D'aerthe ile birlikte çalışıyordu. Ayrıca bu

Page 306: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

drow tıpkı mantar binadaki kara elf gibi onların işinekarışmıştı ve bir tanık sayılırdı.

Fakat tam vaktinde kadına attığı dikkatli bir bakış budrowun kemerinde asılı duran tanıdık bir mücevherli hançerigörmesini ve duraksamasını sağladı.

Entreri dişiyi iyice inceledi, kılıcının ucunu kadınınboğazında tuttu ve minik kan damlaları akıttı. Kılıcı marifetlibir şekilde oynattı ve dişinin pürüzsüz teninde hafif bir çıkıntıbelirdi.

"Neden buradasın?" diye sordu Entreri, boğulur gibi olarak.Hakikaten şaşırmıştı. Bu kadının Menzoberranzan'a Drizzt ilebirlikte gelmediğini biliyordu- öyle olsa, Blingdenstone'danMebus Firble kesinlikle ondan bahsederdi. Jarlaxle hiçşüphesiz ondan haberdar olurdu!

Yine de şaşırtıcı derecede yararlı olabilecek bir şekildeburadaydı işte.

Entreri kılıcını tekrar kıpırdattı, sonra nazikçe kadınınçenesinin altındaki o çıkıntıya taktı ve büyülü maskeyiçıkarttı.

Cattibrie gitgide yükselen dehşetini bastırmak içinmücadele verdi. Bu seferki de, Artemis Entreri'ninpençelerine ilk düştüğü zamanki kadar feciydi; kiralık katilonda neredeyse akıl almaz bir dehşet uyandırıyor, üzerinebaşka hiçbir canavarın, ne bir ejderin, ne de Tarterus'daki biriblisin yapamayacağı kadar derin bir korku salıyordu.

Page 307: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

İşte yine karşısındaydı, inanılmaz bir şekilde hayattaydı vekılıcını kadının savunmasız boğazına dayamıştı.

"Beklenmedik bir ikramiye," diyerek düşüncelere daldıEntreri. Esirini kâra dönüştürmenin en iyi yolunu bulmayaçalışıyormuş gibi şeytanca kıkırdadı.

Cattibrie çıkıntının kenarından aşağı atlamayı düşündü-eğer yerden üçyüz metre yüksekteki bir uçurumda duruyorolsaydı, bunu yapmayı enine boyuna düşünürdü! Sırtındakitüylerin ürperdiğini, alnının boncuk boncuk terlediğinihissetti.

"Hayır," diye mırıldandı ve Entreri'nin yüz hatlarışaşkınlıkla buruştu.

"Hayır mı?" diye tekrarladı Entreri, kadının bu sözü kendikendisine söylediğini anlamayarak.

Cattibrie bakışlarını çelik gibi sertleştirip ona kenetledi."Demek hayatta kalmayı basardın," diye belirtti, doğruyadoğru bir sesle. "Sana en çok benzeyen kimselerin yanındayaşamak için tabii."

Kiralık katilin yüzünü hafifçe buruşturmasından,Entreri'nin bu betimlemeden hiç hoşlanmadığını anladı.Entreri kadına kılıcının kabzasıyla vurup yanağında kızıl biriz bıraktığında ve burnundan bir kan şeridinin akmasınısağladığında bu düşünce doğrulanmış oldu.

Cattibrie geriye doğru tökezledi, ama derhal doğruldu vekiralık katile gözlerini hiç kırpmadan baktı. Entreri'ye onun

Page 308: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

üzerine dehşet salma hazzını bu sefer yaşatmayacaktı.

"Seni öldürmeliyim," diye fısıldadı Entreri. "Yavaşça."

Cattibrie ona güldü. "Yap öyleyse," diye yanıtladı."Drizzt'in senden daha iyi olduğu kanıtlandığına göre, benimüzerimde hiçbir etkin yok."

Entreri, aniden içinden taşan hiddetle neredeyse onuhaklayacaktı. "öyleydi," diye düzeltti, sonra çıkıntınınkenarına acımasızca baktı.

"İkinizin de birden fazla kez alaşağı edildiğinizi gördüm,"diye araya girdi Cattibrie, o karanlık anda bu konudakiinancını elinden geldiğince toplayarak. "Soğuk cesedinizekendi elimle dokunmadan ikinizin de öldüğüne inanmam!"

"Drizzt yaşıyor," diye arka taraftan bir fısıltı geldi. Busözler mükemmel bir Ortak Lisanda söylenmişti. Jarlaxle ileiki tane Bregan D'aerthe askeri kiralık katilin yanına geldiler.İçlerinden birisi az önce böğründen yaralanmış olan ve yerdekıvranan drowun işini bitirmek için duraksadı.

Hiddetiyle kontrolünü kaybeden Entreri, içgüdüsel olaraktekrar Cattibrie'a doğru bir yumruk savurdu, ama bu sefergenç kadın elini sertçe kaldırdı, bileğini büktü ve darbeyizekice savuşturdu.

Derken Jarlaxle araya girdi. Cattibrie'a oldukça fazla birilgiyle göz gezdiriyordu. "Lloth'un kutsadığı örümcek şansınabak sen," dedi Jarlaxle ve Cattibrie'in çürümüş yanağınıokşamak için bir elini kaldırdı.

Page 309: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Baenre askerleri yaklaşıyor," diye hatırlattı paralı askerinarkasındaki adam, Drow Lisanını kullanarak.

"Gerçekten," diye yanıtladı Jarlaxle boş boş, yine yüzeylisanında. Önünde duran bu çekici kadına kendisini tamamenkaptırmış gibi görünüyordu. "Yola koyulmalıyız."

Cattibrie sanki kendisini devirecek olan ölüm darbesinibeklermiş gibi doğruldu. Jarlaxle bunun yerine elini uzattı vetacı kadının kafasından çıkartarak onu kör etti. Taulmaril ilesadağı kendisinden alınırken Cattibrie hiçbir direnişgöstermedi. Ve kemerindeki kılıftan mücevherli hançeri hızlaçeken elin Entreri'ye ait olduğunu biliyordu.

Güçlü, ama şaşırtıcı derecede nazik bir el koluna dolandı veonu oradan -yerde yatan Drizzt'den- uzaklaştırdı.

* * *

'Yine yakalandım,' diye düşündü Drizzt, ve bu seferkendisine yapılacak olan karşılamanın, Blingdenstone'dakonuk olduğu zamanki kadar hoş geçmeyeceğini biliyordu.Örümcek ağının tam içine girmiş, kıymetli avı akşam yemeğisofrasına kendisi getirmişti.

Bir duvara kelepçelenmişti ve bileklerinden asılı kalmasındiye ayak parmaklan yere değiyordu. Bu mekana nasılgeldiğini hatırlamıyor, burada, bu karanlık ve pis odada nekadar süredir asılı durduğunu bilmiyordu. İki bileği deağrıyordu ve sanki derisinin büyük kısmı yıpranmış gibi,enfrarujlu görüşte sıcak kelepçe izleri belli oluyordu. Drizzt'insol omuzu da sızlıyordu ve göğsünün üst kısmıyla koltukaltı

Page 310: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

arasında, yani Entreri'nin kılıcının kestiği yerde rahatsız edicibir gerginlik hissediyordu.

Fakat rahibelerden birisinin yarayı temizlemiş ve onuiyileştirmiş olduğunu tahmin etti, zira çıkıntının kenarındanaşağı düştüğü sırada yarası çok daha kötüydü. Fakat buvarsayım Drizzt'in moralini pek yerine getirmedi, ziraDrowların kurbanları çoğunlukla Örümcek Kraliçeyeverilmeden önce en iyi sağlık koşullarında bulunurdu.

Ama bütün bu acı ve çaresizlik içinde kolcu biraz iç huzurbulabilmek için çaba veriyordu. Drizzt, kalbinin derinlerindebu işin böyle sonuçlanacağını, Mithril Salonundaki dostlarıhuzur içinde yaşasınlar diye kendisinin yakalanıpöldürüleceğini başından beri biliyordu zaten. Drizzt ölümüçok uzun süre önce kabullenmiş ve Mithril Salonundan dışarıson çıkışında bu olasılığa razı olmuştu. Peki o zaman nedenbu kadar huzursuzdu?

İçinde bulunduğu bu gösterişsiz oda içinde sadece taşduvarların üçü boyunca kenetlenmiş kelepçeler ve tavandansarkan bir kafes bulunan bir mağaraydı. Demir destekli kapıgıcırdayarak açıldığında ve iki tane üniformalı dişi drowaskeri hızla içeri girip kapının iki yanında soğukça esasduruşa geçtiğinde Drizzt'in etrafı incelemesi yarıda kesildi.

Drizzt çenesini dikleştirdi ve ölümünü vakarla karşılamayakararlı bir şekilde bakışlarını setleştirdi.

Kapıdan içeri bir Illithid girdi.

Page 311: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt'in ağzı bir karış açıldı. Ama drow kolcusoğukkanlılığını çabucak geri kazandı. 'Bir zihin yüzücü mü?'diye afalladı, ama biraz durup yaratığı incelediğinde, o andaBaenre Evinin zindanlarında olduğunu farketti. Bu, nekendisi, ne de dostlan için hiç de rahatlatıcı bir düşüncedeğildi.

İllithidin ardından odaya iki Drow rahibesi girdi. Birisiküçük yapılı ve gaddar bakışlıydı; yüz hatları sivriydi ve ağzıda ebedi bir somurtmayla sımsıkı kapalıydı. Diğeri daha uzunboylu, daha ağırbaşlıydı, ama en az öteki kadar heybetliduruyordu. Onların ardından efsanevi buruş kırış matron anaiçeri girdi. Havada süzülen diskinin üstünde rahatçaoturuyordu, Matron Baenre'nin yanında ise onun daha genç vedaha güzel bir hali olan başka bir dişi vardı. Bu kafilenin engerisinden iki erkek Drow geldi, giysilerine ve silahlarınabakılırsa bunlar savaşçılardı.

Matron Baenre'nin süzülen diskinden yayılan parıltıDrizzt'in gözlerini normal ışık tayfına çevirmesine izin verdi-ve kolcu, duvardaki diğer bir çift kelepçenin dibinde duran birkemik yığını gördü.

Drizzt kafileye geri dönüp erkek Drowlara göz attı ve dahagenç olanına uzun bir süre baktı. Bunun DrowAkademisinden sınıf arkadaşı ve sınıftaki ikinci -Drizzt'tensonra tabii- öğrenci olan Berg'inyon olduğuna düşünüyordu.

Daha genç olan üç dişi Matron Baenre'nin süzülen diskininarkasında bir sıra oluşturdular; iki erkek ise kapının ikitarafında duran dişi askerlerin yanında kaldılar. İllithid,Drizzt'i hayretlere boğacak ve ona feci bir rahatsızlık verecek

Page 312: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

şekilde esir Drowun önünde gezinmeye başladı. Yaratığındokungaçları Drizzt'in yüzüne doğru sallanıyor, derisinesürtünüp onunla alay ediyordu. Drizzt buna benzerdokungaçlann bir kara elfin beynini emip çektiğine tanıkolmuştu ve şimdi bu iğrenç yaratık kendisine bu kadaryakınken yapabileceği tek şey soğukkanlılığını korumaktı.

"Drizzt Do'Urden," diye belirtti Matron Baenre.

Kadın onun adını biliyordu. Drizzt bunun kötüye alametolduğunu farketti. O mide bulandırıcı, rahatsız edici his tekrariçinde dolup taşıyor ve Drizzt ise bu hissin sebebini anlamayabaşlıyordu.

"Soylu ahmak!" diye aniden çıkıştı Matron Baenre. "O sefilkafana konulan ödülü bildiğin halde, tek başına Menzo-berranzan'a gelmek!" Süzülen diskinden inip ilerledi, anidenöne doğru atıldı ve Drizzt'in yüzüne tokadı bastı. "Soylu,kibir-i ahmak! Kazanacağını ummaya cüret mi ettin? Beşbinyıldır arolagelen şeyin senin sefil çaban sonucuengelleneceğini mi andın?"

Bu hiddet patlaması Drizzt'i şaşırttı, ama gözlerinidosdoğru ileride, yüz ifadesini ise kaskatı tutmayı başardı.

Matron Baenre'nin kaşlan çatık ifadesi yok oldu ve yerinianiden çarpık bir gülümsemeye bıraktı. Drizzt, kendi halkınınbu tipik özelliğinden her zaman için nefret etmişti. Dengesizve sağı solu belirsiz olan kara elfler düşmanlarını ve dostlarınıhazırlıksız yakalar; bir esire ya da bir konuğa tam olarak nedurumda olduklarını asla açık etmezlerdi.

Page 313: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Kibrin tatmin edilsin bakalım, Drizzt Do'Urden," dediMatron Baenre kıkırdayarak. "Sana kızım Bladen'KerstBaenre'yi takdim ediyorum, kendisi Triel'den sonraki en yaşlıevlattır." Ortada duran dişiyi işaret etti. "Ve, Vendes Baenre,"diye devam etti, üçü arasındaki en minik olan dişiyi işaretederek. "Ve, Quenthel. Onların arkasında ise oğullarımDantrag ve senin de tanıdığın Berg'inyon duruyor."

"Hoşbulduk," dedi Drizzt neşeyle Berg'inyon'a. Onuselamlarken gülümsemeyi de başardı ve matron anadan sertbir tokat daha yedi.

"Seni görmeye altı Baenre geldi, Drizzt Do'Urden," diyedevam etti Matron Baenre, ve Drizzt kadının her cümlesindeonun ismini tekrarlamayı kesmesini diledi! "Bundan şerefduymalısın, Drizzt Do'Urden."

"Sizinle tokalaşırdım," diye yanıtladı Drizzt, "ama..."Kafasını kaldırıp zincirlenmiş ellerine çaresizce bakt' vebeklendiği gibi yüzüne acı verici bir tokat daha indiğinde pekde korkup sinmedi.

"Lloth'a kurban edileceğini biliyorsundur," dedi Baenre.

Drizzt dosdoğru kadının gözlerinin içine baktı. "Sadecebeden olarak, asla ruh olarak değil."

"İyi," diye kedi gibi mırıldandı matron ana. "Sana sözveriyorum, çabucak ölmeyeceksin. Sen büyük bir bilgikaynağı olacaksın, Drizzt Do'Urden."

Page 314: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Muhabbetin başından beri ilk defa Drizzt'in yüzündekaranlık bir bulut beliriverdi.

"Ona ben işkence edeceğim, Anne," diye hevesle önerdiVendes.

"Duk-Tak!" diye azarladı Matron Baenre, hışımla kızınadoğru dönerek.

"Duk-Tak," diye ağzını oynatarak tekrarladı Drizzt, sonrabu ismi tanıdı. Drow Lisanında duk-tak, tam olarak 'uğursuzcellat' manasına geliyordu. Bu aynı zamanda Baenrekızlarından birisinin takma adıydı- o da, muhtemelen budişiydi. Ki onun bu marifetleri, abanoz renkli heykelleredönüştürülmüş kara elfler halinde Drow Akademisinde sık sıkhalka sergilenirdi.

"Harika," diye mırıldandı Drizzt.

"Benim kıymetli kızımı daha önce duydun mu?" diye sorduMatron Baenre, esire doğru hızla geri dönerek. "Sana sözveririm ki, Drizzt Do'Urden, o seninle ilgilenecek. Ama senbana değerli bilgileri vermeden önce değil tabii."

Drizzt, buruş kırış Drowa doğru şüpheli bir bakış fırlattı.

"Her türlü işkenceye dayanabilirsin," diye belirtti MatronBaenre. "Bundan hiç şüphem yok, soylu ahmak." Yanmagelen Illithidi okşamak için buruşuk ellerinden birisini havayadoğru kaldırdı. "Peki bir zihin yüzücünün saldırılarına karşıkoyabilir misin?"

Page 315: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt yüzündeki kanın çekildiğini hissetti. Bir keresinde oacımasız Illithidlere esir düşmüş, zihni onların üstüniradeleriyle neredeyse zedelenmiş, çaresiz ve bedbaht birahmak ha'ine gelmişti. Zihinsel saldırılardan kendisinikoruyabilir miydi?

"Bunun böyle sona ereceğini mi sanmıştın, ha, seni soyluahmak!" diye haykırdı Matron Baenre. "Ödülümüzüayağımıza getirdin, akılsız, kibirli, soylu ahmak!"

Drizzt o mide bulandırıcı hissin on kat daha şiddetle geridöndüğünü hissetti. Matron ana sözlerine devam ederken vemantığı Drizzt Do'Urden'in kalbini deşen kaçınılmaz biryönde ilerlerken, kolcu korkuyla sinmeye engel olamadı.

"Sen sadece ödüllerden birisin," dedi. "Ve bir diğerininfethi için bize yardımcı olacaksın. Şimdi, Kral Bruenor Batt-lehammer'ın en güçlü müttefiki yoldan çekildiğine göreMithril Salonunun bizim olması daha da kolaylaşacak. Ve omüttefikin ta kendisi bize cücelerin zayıf noktalarınıgösterecek.

"Methil!" diye emretti Baenre ve Illithid, Drizzt'in önünegelip durdu. Kolcu gözlerini kapadı, ama yaratığın kafasındanuzanan dört tane ahtapotumsu dokungacın sanki belirlinoktaları arar gibi yüzünde dolaştığım hissetti.

Drizzt dehşet içinde haykırdı, başını çılgınlar gibi sağa solasalladı ve hatta dokungaçlardan birisini ısırmayı başardı.

İllithid geri çekildi.

Page 316: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Duk-Tak!" diye emretti Matron Baenre, ve hevesli Ven-des ileri atılıp pirinçten muştalı yumruğunu Drizzt'in yanağınagömdü. Gitgide hız kazanarak ve yaptığı işkenceden hazalarak ona bir kez ve bir kez daha vurdu.

"Bilinci yerinde olmak zorunda mı?" diye sordu, yalvarırgibi bir ses tonuyla.

Drizzt, Matron Baenre'nin, "Yeter!" diye cevap verdiğiniişitti, fakat ses çok uzaktan geliyor gibiydi. Vendes ona birkez daha vurdu, sonra Drizzt dokungaçlarm tekrar yüzündegezindiğini hissetti. Direnmeye, başını sağa sola çevirmeyeçalıştı, fakat bunu yapacak gücü kalmamıştı,

Dokungaçlar belli noktaları buldu; Drizzt yüzüne yayılanküçük enerji dalgaları hissetti.

Bir sonraki on dakika içinde zihin yüzücü onun beynininiçinde dolaşır, düşüncelerine feci görüntüler yollayıpkolcunun koyduğu her türlü zihin barikatını yıkarken, Drizztiçgüdüsel ve vahşi çığlıklar attı. Kendisini çırılçıplak,savunmasız ve bütün duyguları elinden alınmış gibihissediyordu.

Bütün bu işkence boyunca Drizzt, her ne kadar bunubilmese bile, yaratığa yiğitçe karşı koydu. Ve Methil ondangeri çekilip matron anaya doğru dönerek omuz silkti.

"Ne öğrendin?" diye bilmek istedi Matron Baenre.

'Bu seferki güçlü çıktı,' diye telepatik olarak yanıtladıMethil. 'daha fazla seansa ihtiyaç olacak. '

Page 317: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Devam et!" diye hırladı Baenre.

"Ölecek, " dedi Methil her nasıl yaptıysa, gurultulu ve ıslakgibi çıkan bir sesle. "Yarın. "

Matron Baenre bir anlığına düşünüp taşındı, sonra başınısallayarak razı oldu. Vendes'e, acımasız Duk-Tak'ına baktı veparmaklarını şıklattı. Vahşi drow ise şiddetle saldırdı.

Drizzt'in dünyası kapkaranlık oldu.

BÖLÜM 20

ÖZEL GÜNDEM

"Dişiye ne oldu?" diye sordu Triel sabırsızlıkla,Menzoberranzan'ın kuzeydoğusunda Pençe Yarığı adındakidevasa uçurumda bulunan gizli bir mağarada, Jarlaxle’ın özelodasında volta atarak.

"Kellesi uçuruldu," diye basitçe yanıtladı paralı asker.Triel'in bir yalan tespit etme büyüsü yapmış olduğunubiliyordu, fakat o çeşit büyülerin her türlüsünden sıyrılmayıbaşarabileceğinden emindi. "Aşağı seviyeli bir evin en gençkızıydı, yani pek önemli olmayan bir asilzade."

Page 318: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Triel durdu ve dik bakışlarını, kaçamak cevaplar verenparalı askere yoğunlaştırdı. Jarlaxle hiddetli Baenre'nin o dişidrowdan, yani Khareesa K'har adlı yaratıktan söz etmediğinigayet iyi biliyordu. Rothe Adasında bulunan tüm kölecilergibi,

Khareesa da emredildiği üzere öldürülmüştü. Ama Triel'inkulağına gelen raporlarda başka bir dişiden ve gizemli, devasabir kediden de bahsedilmişti.

Jarlaxle bakışma oyununu herkesten iyi oynardı. Kocamanmasasının ardında rahatça oturuyordu, hatta sandalyesinegüzelce kurulmuştu. Geriye yaslandı ve çizmeli ayağınımasaya dayadı.

Triel oda boyunca hışımla ilerledi ve adamın çizmesinevurarak ayağını yere indirmesini sağladı. Dik bakışlarınıkendini beğenmiş paralı askere daha yakındankenetleyebilmek için masanın üzerine abandı. Rahibe odanınbir kenarından, sonra öteki taraftan hafif tıpırtılar geldiğiniduydu ve etrafta Jarlaxle'ın bir sürü müttefiki olduğundanşüphelendi. Hepsi de gizli kapıların ardına saklanmış, dışarıfırlayıp Bregan D'aerthe liderini korumaya hazır bekliyorolmalıydı.

"O dişiyi demiyorum," diye nefes verdi, ortamı sakintutmaya çalışarak. Triel, Drow Akademisindeki en yüceokulun başıydı, Menzoberranzan'ın ilk evinin en yaşlı kızıydıve Lloth'un sonsuz takdirini (tabii bildiği kadarıyla) kazanmışolan kudretli bir yüce rahibeydi. Jarlaxle'dan ya da onunmüttefiklerinden korkmuyordu. Fakat sık sık yaran dokunanparalı askeri öldürmek zorunda kaldığı ve gizli bir savaşa yol

Page 319: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

açtığı, hatta Bregan D'aerthe ile Baenre Evi arasında biruyumsuzluk havası oluşturduğu takdirde annesinden gelecekgazaptan korkuyordu.

Triel'in kendisi karşısında eli kolu bağlı olduğunu anlayanparalı askerin bu durumu herkesten daha iyi kullanıp kendiçıkarına yoğuracağını biliyordu.

Kasten gülümsemeyi kesip ciddileşmiş gibi davranan paralıasker cafcaflı şapkasını başından çıkarttı ve bir elini yavaşçakel kafasının yan tarafında gezdirdi. "Sevgili Triel," diyesakince yanıtladı. "Sana tüm samimiyetimle söylüyorum ki,Rothe Adasında ya da adanın yakınlarında hiçbir dişi Drowyoktu, tabii Baenre Evinin askerleri haricinde."

Triel masadan uzaklaştı, dudaklarını ısırdı ve şimdi nasılbir hamle yapması gerektiğini düşündü. Anlayabildiğikadarıyla paralı asker yalan söylemiyordu. Ya onun büyüsünekarşı koymanın bir yolunu bulmuştu, ya da doğruyusöylüyordu.

"Eğer olsaydı, bunu kesinlikle sana rapor ederdim," diyeekledi Jarlaxle ve bu bariz yalan Triel'in zihninde ahenksiz birşekilde çınladı.

Jarlaxle gülümsemesini iyi sakladı. Bu ikinci yalanı sadeceTricl'in büyüsünün doğru dürüst işlediğini anlaması içinsöylemişti. Kadının şaşkına dönmüş yüz ifadesine bakanJarlaxle bu raundu kazanmış olduğunu anladı.

"İri bir panter hakkında birşeyler duydum," dedi Triel,paralı askeri konuşmaya teşvik etmek için.

Page 320: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Muhteşem bir kedi," diye hemfikir oldu Jarlaxle, "DrizztDo'Urden'in sahip olduğu şeylerden bir tanesi de o. Tabii eğerhainin dosyasını yanlış okumadıysam. Adı Guenhwy-var.Drizzt kediyi savaşta öldürdüğü Masoj Hun'ett'in cesedindençalmıştı."

"Panterin, yani şu Guenhwyvar'm Rothe Adasındagörüldüğünü duydum," diye sözlerine açıklık getirdi Trielsabırsızca.

"Doğru duymuşsun," diye yanıtladı paralı asker. Pelerininaltından metalik bir düdük çekip çıkarttı ve gözlerininhizasına doğru kaldırdı. "Adadaydı, derken bir duman bulutuhalini alıverdi."

"Peki ya çağırma aleti?"

"Drizzt sizin elinizde, sevgili Triel," diye yanıtladı Jarlaxlesakince. "Savaş dışında hainin yanına ne ben yaklaştım, ne detakımımdan herhangi biri. Ve işin aslını söylemek gerekirseDrizzt Do'Urden'i savaşırken hiç görmedin, seni teminetmeliyim ki savaşçılarımın aklım Drizzt'in cebindenbirşeyler aşırmaktan çok daha fazlası meşgul ediyordu!"

Triel'in yüz ifadesi kuşkuyla doldu.

"Ah, kıdemsiz askerin teki hainin yanına gitti," diyeaçıkladı Jarlaxle, sanki o küçük detayı unutmuş gibidavranarak. "Ama o da Drizzt'den heykelcik, ya da herhangibir çağırma cihazı almadı, seni temin ederim."

Page 321: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Peki ne sen, ne de askerlerinden herhangi birisi oniksheykelciği bulmadı mı?"

"Hayır."

Kurnaz paralı asker yine gerçeğin dışında hiçbir şeysöylememişti, zira Artemis Entreri teknik olarak BreganD'aerthe'nin bir askeri değildi.

Triel'in büyüsü ona Jarlaxle’ın sözlerinin doğru olduğunugösterdi. Ama aldığı bütün raporlara göre panter adadagörülmüştü ve yine de Baenre askerleri o değerli heykelciğitespit edememişlerdi. Bazıları Drizzt çıkıntılı tabakadan aşağıuçtuğunda heykelciğin üzerinden düştüğünü ve çamurlusuyun içinde kaybolduğunu düşünüyordu. Tarama büyüleriyleyeri tespit edilememişti, ama bu durum Donigarten'indoğasıyla kolayca açıklanabilirdi. Yüzeyi sakin görünenkaranlık gölün güçlü dip akıntılarına sahip olduğu vederinlerde daha karanlık şeylerin gizlendiği herkesçe bilinirdi.

Baenre evladı yine de ne dişi, ne de panter konusunda pekikna olmamıştı. Jarlaxle onu bu sefer alt etmişti, kadın bunubiliyordu, ama kendisine gelen raporlara en az paralı askeregüvenmediği oranla güvenmekteydi.

Jarlaxle, kadının bunun üzerine takındığı ifade -gururluBaenre evladı için gayet olağandışı bir küskünlük ifadesi-karşısında hazırlıksız yakalandı.

"Planlara devam," dedi Triel aniden. "Matron Baenre birkutsal tören düzenliyor; oldukça kıymetli bir kurbanbulduğuna göre şimdi daha da kutsal bir tören olacak."

Page 322: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Jarlaxle bu sözleri düşünüp tarttı ve Triel'in onları nasıl daaltını çizerek söylediğine dikkat etti. Mithril Salonu ileMenzoberranzan arasındaki ana bağlantı olan Drizztyakalanmıştı. Ama Matron Baenre, Mithril Salonunun fetihplanına hâlâ bütün hızıyla devam etmeyi düşünüyordu. 'Llothbütün bunlar hakkında ne düşünecek acaba?' diye meraketmeden yapamadı paralı asker.

"Kesinlikle, matron anan bütün seçenekleri düşünüp tar-tacaktır," diye sakince yanıtladı Jarlaxle.

"Ölümüne yaklaşıyor," diye cevap olarak çıkıştı Triel."Fethetmeye susamış durumda ve bu işi başarana kadar dakendi ölümüne izin vermeyecek."

Jarlaxle bu cümleyle birlikte neredeyse kahkahayıbasacaktı, 'kendi ölümüne izin vermeyecek' derken buruş kırışmatron anayı düşündü. Baenre asırlar önce ölmüş olmalıydı,yine de bir şekilde yaşamaya devam ediyordu. 'Belki de Trielhaklıdır,' diye düşüncelere daldı paralı asker. 'Belki de MatronBaenre en sonunda yılların onu alt etmeye başladığını farket-miştir ve bu yüzden sonuçlarına hiç aldırmadan fetih içinşansını zorlayacaktır.' Jarlaxle kaosu sever, savaşa bayılırdı.Ama bu üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken bir konuydu.Paralı asker Menzoberranzan'daki yaşamından gerçekten dezevk alıyordu. Matron Baenre bu yaşamı tehlikeye atıyorolabilir miydi?

"Drizzt'in yakalanmasının iyi birşey olduğunu düşünüyor,"diye sözüne devam etti Triel, "aslında öyle- hakikaten deöyle! O hain drow, Örümcek Kraliçe için oldukçageciktirilmiş bir kurban."

Page 323: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Fakat..." diye onu teşvik etti Jarlaxle.

"Fakat diğer matron analar Drizzt'in yakalandığınıöğrenince ittifak nasıl sağlam kalacak?" diye sordu Triel. "Eniyi ihtimalle sallantıda kalacak bir durum bu. Eğer birileriartık Lloth'un bu akını takdis etmediğine, yüzeye gitmektekiesas amacın başarılmış olduğuna inanacak olursa, o zamandaha da sallantıya düşer."

Jarlaxle parmaklarını önünde kavuşturdu ve uzun bir süreöylece durdu. Baenre evladı zekiydi. Hem zeki, hem de Drowusulleri konusunda şehirdeki herkesten daha deneyimliydi-tabii annesi ve muhtemelen Jarlaxle dışında. Ama şimdikaybedecek çok daha fazla şeyi varken Triel, Jarlaxle'ın kendibaşına akıl edemediği bir gerçeği gözler önüne sermiş vepatlak vermesi muhtemel bir sorunu ona göstermişti.

Sinir bozukluğunu başarısızca saklamaya çalışan Triel,masanın önünde hızla döndü ve küçük oda boyunca hışımlayürüdü. Garip eşiğe, yani birçok adım boyunca su dolu birkoridorda vuruyormuş gibi hissetmesine sebep olan düzlemlerarası kapıya (ki kapı eşiği sadece birkaç santim kalınlığındagibi görünüyordu) daldığında hiç yavaşlamadı ve sırıtmaktaolan iki Bregan D'aerthe askerinin arasından öteki taraftabulunan koridora çıktı.

Bir saniye sonra Jarlaxle yarı saydam olan kapısınınüzerinde ısınmış bir drow elinin dış hatlarını gördü; Triel'inkarargahı terkettiğinin işaretiydi bu. Paralı askerin çalışmamasasının altındaki bir manivela -hem zeminde hem deduvarlarda bulunan- yedi ayrı gizli kapıyı açtı. Bu kapılardandışarı kara elfler ve bir de Artemis Entreri çıktı.

Page 324: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Triel adadaki dişi hakkında raporlar almış," dedi Jarlaxle,en güvendiği danışmanları olan drow askerlerine. "Askerlerarasında araştırma yapın ve bizi Baenre evladına kiminsattığını öğrenin, tabii birisi sattıysa."

"Peki onu öldürelim mi?" diye sordu hevesli bir Drow. (BuDrow, Jarlaxle'ın sorguya çekme işinde yeteneklerine değerverdiği gaddar biriydi.)

Paralı asker lideri düşünmeden konuşmuş olan kara elfecevap vermeye tenezzül bile etmeden bir bakış attı ve diğerBregan D'aerthe askerleri de aynı şekilde ona baktılar. Yeraltıçetesindeki gelenek casusların infaz etmek değil, onlara yanlışbilgi vererek gizliden gizliye onları kullanmaktı. Jarlaxledüşman muhbirleriyle de en az kendi casuslarıyla olduğukadar fazla iş başarabileceğini, yani düşmana yanlış bilgilerverebileceğini birçok kez kanıtlamıştı. Bu sebeple disiplinliBregan D'aerthe ekibi için Triel'in kendi safları arasınayerleştirdiği her köstebek bir kazanç niteliğinde olurdu.

İyi eğitimli ve deneyimli danışmanlarına başka bir sözsöyleme ihtiyacı duymayan Jarlaxle elini şöyle bir sallayarakgitmelerini işaret etti.

Drowlar dışarı çıktığında paralı asker, "Bu macera gitgidedaha da eğlenceli bir hâl alıyor," diye belirtti Entreri'ye.Dosdoğru kiralık katilin gözlerinin içine baktı. "Hayalkırıklıklarına rağmen hem de."

Bu söz Entreri'yi hazırlıksız yakaladı. Jarlaxle’ın neden sözetmekte olduğunu anlamaya çalıştı.

Page 325: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Drizzt'in Karanlıkaltf nda olduğunu biliyordun, hattaMenzoberranzan'ın çok yakınlarında olduğunu ve kısa süreiçinde şehre geleceğini de biliyordun," diye söze başladıparalı asker, fakat bu cümle Entreri'ye aydınlatıcı mahiyettehiçbir bilgi vermedi.

"Tuzak mükemmel bir şekilde kuruldu ve mükemmel birşekilde işe yaradı," diye tartıştı kiralık katil. Jarlaxle, birçokaskerin yaralanmış ve dördünün ölmüş olmasına rağmen bunakarşı çıkamadı. Drizzt gibi zorlu kimselerle uğraşırken bu gibikayıplar göze alınmalıydı zaten. "Drizzt'i alaşağı eden veCartibrie'ı yakalayan bendim," diye vurgulu bir şekilde onahatırlattı Entreri.

"İşte hatan burada," dedi Jarlaxle, alaycı bir şekildesırıtarak.

Entreri içten bir şaşkınlıkla baktı.

"Cattibrie adındaki insan kadın Drizzt'i buraya kadar,Guenhwyvar'ı ve bunu kullanarak takip etti," dedi, kalpşeklindeki büyülü kolye klipsini havaya doğru kaldırarak."Her ne açıdan bakarsan bak, onu buraya kadar körlemesinetakip etti. Karmaşık mağaralar ve feci labirentler aşarak hemde. Geldiği yoldan geri dönmeyi asla ümit edemezdi."

"Zaten gitmesi de pek muhtemel değil," diye nahoş birşekilde ekledi Entreri

"İşte hatan burada," diye tekrarladı Jarlaxle. Yüzündekigülümseme kocamandı ve şimdi Entreri onun nelersöylediğini anlamaya başlıyordu.

Page 326: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Seni Karanlıkaltı'mn derinliklerinden yüzeyeçıkarabilecek tek kişi Drizzt Do'Urden idi," dedi Jarlaxle açıkaçık, kolye klipsini Entreri'ye doğru fırlatarak. "Sıcaklığınıhisset," diye açıkladı, "Drizzt Do'Urden'in damarlarında akansavaşçı kanının sıcaklığını duyumsa. O soğuduğu zaman bilki Drizzt artık yok ve yine bil ki güneş ışığıyla dolu dünyasenin için sonsuza kadar kayboldu.

"Tabii belki de Mithril Salonu ele geçirildiği zaman şöylebir dışarı bakabilirsin," diye ekledi Jarlaxle kurnazca görkırparak.

Entreri masanın üzerinden zıplayıp paralı askeri öldürmeisteğine karşı direndi- bunun büyük bir sebebi, o masanınaltındaki başka bir manivelanın yedi ayrı gizli kapıyı dahaaçacağından ve Jarlaxle’ın en yakın, en yakından daha dayakın danışmanlarını içeri doluşturacağındanşüphelenmesiydi. Ama

o ilk sinir anından sonra Jarlaxle’ın aniden onun bir dahayüzey dünyasını göremeyeceğini ilan etmesi ve DrizztDo'Urden'in onu karanlık altından çıkartabilecek tek kişiolması düşüncesiyle hiddetlenmekten çok merakı cezbedildi.Düşünceler içinde olan ve hâlâ kolye klipsini elinde tutankiralık katil kapıya doğru ilerlemeye başladı.

"Horlbar Evinin, Jerlys'in ölümü konusunda soruşturmasınabaşladığından bahsetmiş miydim sana?" diye onun ardındansordu Jarlaxle, kiralık katilin yan yolda durmasını sağlayarak."Hatta Bregan D'aerthe'ye başvurdular ve bilgi için büyükmeblağlar vermeye razılar. Ne kadar ironik, değil mi?"

Page 327: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Entreri dönüp bakmadı. Sadece kapıya doğru yürüdü veodadan dışarı çıktı. Düşünecek daha fazla şey çıkmıştı işte.

Jarlaxle da düşünüyordu- bu serüvenin hâlâ çok dahalezzetli bir hâl alabileceğini düşünüyordu. Güç hırsıylakörleşmiş olan Matron Baenre'nin asla farkedemeyeceği bazıtuzakları Triel'in kendisine açık etmiş olduğunu varsayıyordu.Hepsiden çok Örümcek Kraliçeyi düşündü; kaosa olansevdası sebebiyle Jarlaxle'ı Menzoberranzan'ın altını üstünegetirebilecek bir konuma getirmişti.

Matron Baenre'nin kendisine ait bir gündemi vardı,kesinlikle Triel'in de öyle. Ve şimdi Jarlaxle da kendisine hasbir gündem oluşturuyor, başka hiçbir sebepten olmasa bile herzaman için daha kârlı olarak paçayı sıyrılmayı başardığışiddetli kaosu körüklemek için yapıyordu bunu.

* * *

Bilinci yan yanya yerinde olan Drizzt işkencenin ne kadarsürdüğünü kestiremiyordu. Vendes icra ettiği acımasızsanatında başarılıydı. Çaresiz esirindeki bütün hassasbölgeleri buluyor ve acımasız keskinlikteki aletleriylevuruyor, çentiyor, tırmıklıyordu. Drizzt'i bilinçsizliğineşiğinde tutuyor, asla tamamen bayılıp gitmesine izinvermiyor ve şiddetli acılan hissetmesini sağlıyordu.

Derken onu bırakıp gitti ve Drizzt sert halkalarınbileklerine verdiği hasan düşünemeyecek bir halde kelepçeleriiçinde yığılıp kaldı. Bu feci zaman zarfınca kolcunun istediğitek şey dünyadan, bu acı dolu vücudundan kopup gitmekti.Yüzey dünyasını, dostlarını düşünemiyordu. Guenhwyvar'ın

Page 328: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

adada olduğunu hatırlıyor, ama bunun neden önemli olduğunuhatırlayabilecek kadar konsantre olamıyordu.

Mağlup olmuştu; Drizzt hayatında ilk defa ölümün hayatatercih edilip edilmeyeceğini merak ediyordu.

Birisinin saçlarını sertçe kavradığını ve kafasını zorlayukarı kaldırdığını hissetti. Buğulanmış ve şişmiş gözleriylegörmeye çalıştı, zira acımasız Vendes'in geri dönmesindenkorkuyordu. Fakat duyduğu sesler erkek sesleriydi.

Dudaklarına bir şişecik değdi ve kafası şişedeki sıvıboğazından aşağı akacak bir açıyla sertçe yana doğru yatırıldı.Drizzt bunun bir zehir ya da irade gücünü yok edecek bir çeşitiksir olduğunu düşünerek içgüdüsel olarak direndi. Sıvınınbirazını tükürdü, ama bunu yaptığı için kafası sertçe duvaravuruldu ve daha fazla ekşi sıvı boğazından aşağı boca edildi.

Drizzt bütün vücudunun yandığını hissetti, sanki içorganları ateşe verilmiş gibiydi. Hayatının son nefeslerinialdığını düşündüğü o sırada boyun eğmez zincirlere karşışiddetle savaş verdi. Sonra bitkin düşerek ve ölmeyibekleyerek gevşekleşti.

Yanma iç gıdıklayan hoş bir hisse dönüştü; Drizzt kendisinibir anda daha güçlü hissetti ve gözlerindeki şişlikler inmeyebaşladığında etrafı daha iyi görür oldu.

Karşısında Baenre kardeşler duruyordu.

"Drizzt Do'Urden," dedi Dantrag hoşnutsuzca. "Seninletanışmak için birçok yıl boyunca bekledim."

Page 329: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt'in verecek bir cevabı yoktu.

"Beni tanıyor musun? Hakkımda birşeyler duydun mu?"diye sordu Dantrag.

Drizzt yine konuşmadı ve bu sefer sessizliği yüzüne inensert bir tokada maloldu.

"Beni biliyor musun?" diye daha vurgulu bir şekilde sorduDantrag.

Drizzt, Matron Baenre'nin bu adama yakıştırdığı ismihatırlamaya uğraştı. Berg'inyon'u Akademide ve devriyegörevlerinde beraber geçirdikleri zamandan tanıyordu, amabu adamı bilmiyor; onun adını hatırlayamıyordu. İşin içindebu drowun egosunun bulunduğunu ve o yanlış kibri hoşnutetmenin akıllıca olduğunu anladı. Erkek Drowun giyimkuşamını biraz inceledi ve doğru olduğunu umut ettiği birsonuca vardı.

"Baenre Evinin Silah Ustası," diye mırıldandı, söylediğiher sözle birlikte feci haldeki ağzından kanlar akarak. Oyaraların şimdi o kadar da fazla acımadığını farketti, sankihızla iyileşiyor gibiydiler. Boğazından aşağı zorla boşaltılaniksirin ne işe yaradığını anlamaya başladı.

"Zak'nafein sana benden bahsetmiş olmalı öyleyse, yaniDantrag'dan," diye akıl yürüttü erkek drow, göğsünü birçiftlik horozu gibi kabartarak.

"Elbette," diye yalan söyledi Drizzt.

Page 330: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"O zaman neden burada olduğumu biliyorsun."

"Hayır," diye dürüstçe cevapladı Drizzt, kafası epeykarışarak.

Dantrag omuzunun üzerinden geriye doğru bakış atarakodanın öbür tarafında tertipli bir şekilde köşeye istiflenmişolan bir eşya yığınına -Drizzt'in eşyaları!- bakmasını sağladı.

"Birçok sene boyunca Zak'nafein ile dövüşmeyiistemiştim," diye açıkladı Dantrag, "daha iyi olduğumukanıtlamak için. O benden korkuyordu ve saklandığı deliktendışarı çıkmıyordu tabii."

Drizzt alay etme dürtüsüne karşı direndi; Zak'nafeinkimseden korkmazdı.

"Şimdi sen elimdesin," diye devam etti Dantrag.

"Kendini kanıtlamak için mi?" diye sordu Drizzt.

Dantrag sanki tokat alacakmış gibi elini kaldırdı amasinirine hakim oldu.

"Dövüşürsek ve beni öldürürsen buna Matron Baenre nediyecek peki?" diye sordu Drizzt, Dantrag'm içindebulunduğu zor durumu anlayarak. Zıpçıktı bir Baenreevladının kibrini tatmin etmekten çok daha büyük amaçlariçin esir edilmişti.

Aniden bütün bu hadiseler ona bir oyun gibi göründü-Drizzt'in daha önce oynamış olduğu bir oyundu bu. Ablası

Page 331: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Mithril Salonuna gelip onu yakaladığı zaman, ortağıylayaptığı antlaşmanın bir maddesi de Artemis Entreri'ninkendisini kanıtlamaktan başka hiçbir sebebi olmadığı haldeDrizzt ile kişisel dövüşünü yapmasına izin vermekti.

"Kazandığım zaferin yüce şanı bütün cezalara bedeldir,"diye kayıtsız bir şekilde cevapladı Dantrag, sanki bu iddiasınayürekten inanıyormuş gibi. "Ve belki de seniöldürmeyeceğim. Belki de seni sadece sakat bırakacak veVendes oyununa devam edebilsin diye seni sürükleyip tekrarzincirlerine bağlayacağım. Sana iksiri içilmemizin sebebi debu zaten. İyileştirilecek, ölümün eşiğine gelecek ve tekrariyileştirileceksin. EğerMatron Baenre'nin hükmü bu yöndeolursa, bu işkence yüzlerce yıl boyunca devam edecek."

Drizzt karanlık halkının usullerini hatırladı ve bu iddiadanbir saniyeliğine bile şüphe etmedi. Aileler arası savaşlardayakalanan asilzadelerin zafer kazanan evlerde işkence kölesiolarak asırlar boyunca tutulduğu hakkında bir sürü söylentiduymuştu.

"Dövüşümüz konusunda şüpheye düşme, Drizzt Do'Ur-den," dedi Dantrag, yüzünü Drizzt'inkine yaklaştırarak."İyileştiğinde ve kendini savunabilecek hale geldiğinde tabii."Dantrag'ın elleri Drizzt'in gözleriyle takip edebileceğindenhızlı bir şekilde ileri atılıp iki yanağına da ayrı ayrı tokadıbastı. Drizzt daha önce böyle bir hız görmemişti ve gününbirinde bu hıza çok daha tehlikeli şartlar altında tanıkolacağını düşünerek bunu aklına iyice kazıdı.

Dantrag topukları üzerinde döndü ve Berg'inyon'unyanından geçip kapıya doğru yürüdü. Genç Baenre ise sadece

Page 332: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kelepçelerle asılı duran esire güldü ve ağabeyini takipetmeden önce Drizzt'in yüzüne tükürdü.

* * *

"Çok güzelsin," diye belirtti kel paralı asker, zarifparmaklarını Cattibrie'in gür kestane rengi saçları arasındagezdirirken.

Cattibrie gözünü dahi kırpmıyordu; sadece karşısındakiloşça aydınlanmış ve inkar edilemeyecek derecede yakışıklıolan surete dik dik bakıyordu. 'Bu drowda değişik birşeylervar,' diye farketti, sezgileri kuvvetli genç kadın. Adamın onazorla sahip olacağını hiç sanmıyordu. Jarlaxle’ın çete serserisigörünüşünün altında çarpık bir şeref duygusu gizliydi, yine dekesin bir düsturdu. Tıpkı Artemis Entreri'ninki gibi. Entrerigeçmişte Cattibrie'ı birçok gün boyunca esir tutmuş ve yinede, gitmeleri gereken yolda ilerlemesini sağlamak içindürtüklemekten gayrı ona elini dahi sürmemişti.

Cattibrie, Jarlaxle’ın da aynı böyle olduğuna inanıyor,böyle olduğunu umut ediyordu. Eğer paralı asker onugerçekten de çekici bulmuşsa bile, muhtemelen onu baştançıkartmaya ve ilgisini çekmeye çalışırdı, en azından bir süreiçin.

"Ve cesaretinden şüphe dahi edilemez," diye devanı ettiJarlaxle, rahatsızlık verecek derecede mükemmel bir yüzeylehçesi konuşarak. "Menzoberranzan'a tek başına gelmek!"Paralı asker hâlâ buna inanamıyormuş gibi kafasını salladı veikisi haricinde küçük, dörtgen odadaki tek kişi olan Entreri'yebaktı. "Artemis Entreri bile buraya gelmeye zar zor ikna

Page 333: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

edildi ve eğer yolu bulabilseydi şimdiye kadar hiç şüphesizayrılırdı.

"Burası yüzey sakinleri için uygun bir yer değil," diyebelirtti Jarlaxle. Bu sözünü daha iyi vurgulamak isteyen paralıasker elini aniden ileri doğru uzatıp Kedi Gözü tacını tekrarCattibrie'in kafasından çıkartıverdi. Bruenor'un en derinmağaralarından bile daha kesif bir karanlık etrafını sardı veCattibrie kendisine baskın gelen bir panik dalgasını kontroletmek için mücadele verdi.

Jarlaxle genç kadının hemen önündeydi. Cattibrie, adamınnefesini üzerinde hissediyordu. Ama gördüğü tek şey enfra-rujlu görüşle kıpkırmızı parlayan ve kendisini süzengözleriydi. Odanın öbür tarafında duran Entreri'nin gözleri deparlıyordu. Cattibrie onun, yani bir insanın, böyle bir görüşyeteneğini nasıl olup da edindiğini anlayamadı.

Kendisinin de böyle bir yeteneğe sahip olmasını tümkalbiyle isterdi. Karanlık üzerine kapanmaya, onu yutmayadevam etti. Derisi daha da hassastı; bütün duyulan en sonraddeye kadar gerilmişti.

Haykırmak istiyordu, ama onlara bu zevki tattırmayacakdı.

Jarlaxle, Cattibrie'in anlayamadığı bir söz mırıldandı veoda bir anda hafif bir mavi ışıkla aydınlandı.

"Burada, içendeyken görebilirsin," dedi Jarlaxle ona."Orada, dışarıda, o kapının ötesinde sadece karanlık bekliyorseni." Tacı Cattibrie'in gözleri önünde alaycı bir şekildesalladı ve sonra pantolonunun yan ceplerinden birisine soktu.

Page 334: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Affet beni," dedi hafifçe Cattibrie'a, kızı yatıştırarak."Sana eziyet çektirmek istemiyorum, ama kendi güvenliğimisağlamam gerekli. Matron Baenre seni istiyor -tahminimceDrizzt'i bir esir olarak tuttuğu için feci şekilde istiyor- veonun güçlü iradesini kemirmek için senin epey iyi bir yololacağını biliyor."

Cattibrie, Drizzt'in hayatta olduğu haberi karşısındaduyduğu heyecanı ve içine dolan bir anlık umudu gizlemedi.

"Elbette ki onu öldürmedi," diye devam etti paralı asker.Entreri, paralı askerin bunu kıza söylediği kadar kendisine desöylediğini farketti. "O değerli bir esir, yüzeyde dedikleri gibi'bir bilgi kaynağı.'"

"Onu öldürecekler," diye belirtti Entreri- ki Cattibrie,adamın bu sözleri oldukça sinirli bir sesle söylediğine dikkatedecek kadar kendindeydi.

"Eninde sonunda," diye yanıtladı Jarlaxle, kıkırdayarak."Ama o zamana kadar ikiniz de yaşlılıktan ölürsünüz, ve hattaçocuklarınız da. Tabii yarı drow olmazlarsa," diye muzipçeekledi, Cattibrie'a göz kırparak.

Kız, herifin suratının ortasına yumruk atma isteğine karşısavaş verdi.

"Olayların böyle bir gidişat sergilemiş olması gerçekten depek yazık," diye devam etti Jarlaxle. "Baenre onuyakalamadan önce efsanevi Drizzt Do'Urden ile konuşmayıöyle çok isterdim ki. Eğer o örümcek Oiaskesi yanımdaolsaydı bu gece, yani rahibelerin kutsal töfende olacağı

Page 335: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

vakitte Baenre ev sahasına gider, içeri sızar ve onunlakonuşurdum. Tabii bunu törenin erken vakitlerinde yapardım,zira Matron Baenre onu hemen bu gece kurban etmeyekararar verebilir. Ah, pekala," diye sözünü bitirdi iç geçiripomuz silkerelç Nazik parmaklarını son bir kez dahaCattibrie'ın gür saçlarında gezdirdikten sonra dönüp kapıyadoğru ilerledi.

"Ne de olsa gidemeyeceğim;' dedi Entreri'ye. "Birsoruşturmanın fiyatını belirltfmek Uzere Matron Ker Horlbarile buluşmam gerekiyor da."

Entreri kasıtlı bir Şekilde söylenmiş bu sözlere cevabensadece gülümsedi. Paralı asker yanından geçip giderkenEntreri ayağa kalktı, Jarlaxle'ın arkasından yürümeye başladı,sonra aniden durdu ve dönüp Cattibrie'a baktı.

"Sanırım burada klaıp onunla konuşacağım," dedi kiralıkkatil.

"Nasıl istersen," (Üye yanıtladı paralı asker, "ama ona zararverme. Ya da eğer vereceksen bile," diye düzeltti, yinekıkırdayarak, "en azından güzel yüzünü yaralama."

Jarlaxle odadan dışarı çıktı ve kapıyı kapadı. Ardından daEntreri'nin onun gittiğimden emjn olmasını sağlamak üzere,sanki taş koridor boyunca yürtiyormuş gibi büyülüçizmelerini takırdamaya devam ettirdi- Bir yandan yürürkenbir yandan da elini cebine attı ve tacın araklanmış olduğunuanlayınca -ki hiç şaşırmamıştı- yüzünde bir gülümsemebelirdi.

Page 336: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Jarlaxle kaosun tolıuml^rmı ekmişti; şimdi öylece arkasınayaslanıp emeklerinin jneyvç verişini izleyebilirdi.

BÖLÜM 21

HASAT ZAMANI

Cattibrie ile Entreri uzun bir süre birbirilerine baktılar. Kızyakalanalı beri ilk defa yalnız kalmışlardı ve BreganD'aerthe'nin gizli karargahmdaki küçük bir odadaydılar. Ent-reri'nin yüzündeki ifadeyi gören Cattibrie, adamın aklında bir-şeyler olduğunu anladı

Adam elini kaldırıp parmaklarını oynattı ve Kedi Gözüakik taşı, gümüş zincirinin ucunda asılı durup sallandı.

Cattibrie ona merakla baktı, kiralık katilin niyetinden emindeğildi. Elbette ki onu Jarlaxle'uı cebinden araklamıştı, ama odenli tehlikeli bir kara elften birşey çalma riskine nedengirmişti ki?

"Sen de en az benim olduğum kadar esirsin burada," diyeen sonunda mantık yürüttü Cattibrie. "Onun emirleriniyapman için seni buraya tıkıp bıraktı."

Page 337: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"O sözden hiç hoşlanmıyorum," diye yanıtladı Entreri,"yani esir sözünden. Bir çaresizlik durumuna işaret ediyor veseni temin ederim ki ben asla çaresiz kalmam."

Cattibrie, adamın bu sözünde onda dokuz kabadayılık veonda bir umut payı olduğunu biliyordu, ama bu düşünceyikendisine sakladı.

"Peki, Jarlaxle onun kayıp olduğunu anlayınca neyapacaksın?" diye sordu.

"O zamana kadar yüzeyde serbestçe geziniyor olacağım,"diye serinkanlılıkla yanıtladı kiralık katil.

Cattibrie onu inceledi. İşte buydu, açık ve net bir şekildesöylenmişti, entrika falan yoktu. 'Ama tacı neden çaldı' diyedüşünmeye devam etti ve aniden içi korkuyla doldu. Entreritacın yıldız ışığının kendi enfrarujlu görüşüne kıyasla daha iyiolduğunu ya da ikisinin birlikteyken daha iyi olacağına kararvermiş olabilirdi. Ama kızı geride bırakmaya -tabii sağolarak-niyetliyse, gideceğini ona söylemezdi.

"O şeye ihtiyacın yok," diye mantık yürüttü Cattibrie,sesini metin tutmaya çalışarak. "Senin enfrarujlu görüşün varve onunla yeterince iyi görebiliyorsun."

"Ama senin ihtiyacın var," dedi Entreri, tacı genç kadınadoğru fırlatarak. Cattibrie tacı yakaladı ve elleri arasındatutup, onu takmanın getireceği sonuçlan düşünüp tartmayaçalıştı.

Page 338: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Seni yüzeye götüremem," dedi, kiralık katilin yanlış birhesap yaptığını düşünerek. "Buraya gelen yolu sadecepanterin yanımda olması ve klipsli kolyenin bana yolgöstermesi sayesinde buldum."

Kiralık katil gözünü dahi kırpmıyordu.

"Sana seni yüzeye çıkartamayacağımı söyledim," diyetekrarladı Cattibrie.

"Drizzt yapabilir," dedi Entreri. "Sana bir anlaşma teklifediyorum, reddedecek durumda olmadığın bir anlaşma. Hemseni, hem de Drizzt'i Menzoberranzan'dan dışarı çıkartacağımve siz de beni yüzeye geri götüreceksiniz. Oraya çıktıktansonra yollarımız ayrılacak ve ondan sonra da sonsuza kadarayrı kalabilir."

Cattibrie bu şaşırtıcı teklifi hazmetmek için biraz durak-sadı. "Sana güveneceğimi mi sanıyorsun?" diye sordu, amaEntreri cevap vermedi, zaten cevap vermesi de gerekmiyordu.Cattibrie etrafı acımasız drow düşmanlarla kuşatılmış birhalde bir odaya hapsedilmiş kalmıştı ve Drizzt'in içindebulunduğu durum ise muhtemelen çok daha kötüydü. Entrerionlara karşı her ne şeytanlık yapacaksa, diğer seçeneklerdendaha kötüsü olamazdı herhalde."

"Guenhwyvar ne olacak?" diye sordu Cattibrie. "Ve benimyayım?"

"Yay ve sadak bende," diye yanıtladı Entreri. "Panter iseJarlaxle'da."

Page 339: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Guenhwyvar olmadan hiçbir yere gitmem," dedi Cattibrie.

Entreri duyduklarına inanamaz bir halde, sanki kızın blöfyaptığını düşünüyor gibi baktı.

Cattibrie tacı adamın ayaklarının dibine fırlattı. Hop diyesıçrayıp küçük bir masanın kenarına tünedi ve cüretkar birşekilde kollarını göğsü üzerinde kavuşturdu.

Entreri önce kafasını eğip taca, sonra da Cattibrie'a baktı."Gitmeni sağlayabilirim," diye tehdit etti.

"Eğer bunu yapabileceğini düşünüyorsan, yanlışdüşünüyorsun demektir," diye yanıtladı Cattibrie. "Bu yerdençıkmak için benim yardım ve işbirliğime ihtiyacın olduğunudüşünüyorum ve kedi olmadan ne kendim için, ne de Drizztiçin seninle işbirliği yapmayacağım.

"Ve bil ki, Drizzt de olsa benim bu seçimimi onaylardı,"diye devam etti Cattibrie, oku hedefe daha da fazlasaplayarak. "Guenhwyvar ikimizin de dostudur ve bizlerdostlarımızı geride bırakıp gitmeyiz!"

Entreri ayağını tacın üzerindeki bir ilmiğe geçirdi ve onuodanın öteki tarafında duran Cattibrie'a doğru kayıtsızcasavurdu. Cattibrie tacı bir kez daha yakaladı ve bu seferbaşına yerleştirdi. Kiralık katil başka hiçbir söz söylemedenkadına hazır beklemesini işaret etti ve aniden odayı terketti.

Jarlaxle’ın özel odasının kapısında duran tek muhafızkendisine doğru yaklaşan insana pek ilgi göstermedi; hattailgisini çekebilmek için Entreri'nin drowu şöyle bir dürtmesi

Page 340: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gerekti. Sonra kiralık katil akan su gibi görünen garip kapıyıişaret etti ve, "Jarlaxle?" diye sordu.

Asker kafasını olumsuz anlamda salladı.

Gözleri aniden hayretle faltaşı gibi açılan Entreri tekrarsulu kapıyı işaret etti. Asker neyin yanlış olduğunu görmeküzere öne doğru eğildiğinde, kiralık katil onu omuzlarındankavradı ve kapıdan içeri itekledi. Böylece ikisi birlikte eşiktengeçip sulu koridora daldılar. Entreri şaşkına dönen Drowlaağır çekim bir güreşe tutuşup itip çekiştirdi. Bu Drowdandaha iriydi, onun kadar çevikti ve yavaş yavaş muhafızı içeridoğru ittirmeyi başardı.

Koridorun öteki tarafından dışarı fırlayıp Jarlaxle'ınodasına daldılar. Drow kılıcına davrandı, ama Entreri'nin soldirseği sendelemesini sağladı. Bunun ardından birkaç hızlıyumruk darbesi takip etti ve drow tek dizi üzerineçöktüğünde, kiralık katilin çizmesi yanağına sertçe tekmeyibastı.

Entreri, drowu odanın yan tarafına doğru yan yarıyaçekiştirip yarı yarıya taşıyarak götürdü ve onu sertçe duvaraçarptı. Daha fazla direnmemesini kesinleştirmek için onubirkaç kez daha duvara vurdu. Entreri kısa süre içindebilincini yitirmek üzere olan kara elfi dizleri üzerine çökertti,ellerini arkasında bağladı ve ağzını sıkıca tıkadı. Drowuduvara yasladı ve açma mekanizmasını el yordamıyla aradı.Gizli bir oyuğun kapısı kayarak açıldı ve Entreri drowu zorlaitekleyerek içeri soktu.

Page 341: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Entreri bu drowu öldürse mi, öldürmese mi diye düşündü.Diğer yandan, eğer bu drowu öldürürse ortada hiçbir şahitolmayacaktı ve Jarlaxle’ın cinayeti kimin işlediğini bulmasıbiraz zaman alacaktı. Fakat birşeyler Entreri'nin hançer tutanelini durdurdu. İçgüdüsü ona bu operasyonu temiz bir şekildeyürütmesini, Bregan D'aerthe'ye hiçbir zarar vermemesinisöylüyordu.

'Çok kolay,' diye farketti Entreri, sadece Guenhwyvar'mbüyülü heykelciğini değil, aynı zamanda Cattibrie'ın büyülümaskesini de Jarlaxle'ın masasının üzerinde kendisinibeklerken -evet kendisini beklerken! - bulduğunda. Entreri,etrafta bazı kurnaz tuzakların olup olmadığını ve bunların onesnelerin sahicileri olduğunu kontrol ederek, iki nesneyidikkatle aldı.

Garip birşeyler dönüyordu.

Entreri, Jarlaxle’ın kendisine verdiği o apaçık ipuçlarınıdüşündü. Paralı askerin onu Sorcere'ye götürmüş ve gayetuygun bir şekilde ona örümcek maskesinin yerini göstermişolduğunu da düşündü. Elini ceplerinden birisine attı veAlustriel'in büyülü kolye klipsini çıkarttı. Jarlaxle, DrizztDo'urden'e götüren bu nesneyi ona kayıtsızca fırlatmıştı.Hatta Jarlaxle bu kaçış girişimi için tam uygun bir zamanda,yani Baenre Evinde bu akşam düzenlenen kutsal törenin erkensaatlerinde ayrılmıştı.

'Bütün bunlar ne demek oluyor?' diye merak etti Entreri.Jarlaxle'ın kendisine has bir yapılacak işler listesi vardı vegörünüşe bakılırsa Baenre Evinin, Mithril Salonu üzerindekitasarılarına ters düşen bir listeydi bu. Orada, paralı askerin

Page 342: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

odasında dururken, Jarlaxle’ın kendisini bir piyon olarakkullandığı Entreri'ye bariz bir şekilde görünüyordu.

Entreri klipsli kolyeyi sıkıca kavradıktan sonra cebine gerisoktu. 'Pekala,' diye karar verdi. 'Hakikaten de etkili bir piyonolacağım.'

Yirmi dakika sonra bir drow askeri gibi görünmek içinmaskeyi takan Entreri ile Cattibrie, Menzoberranzan'ındolambaçlı yollarında hızla ilerlemekte, dikit sütunlararasından kuzeydoğuya doğru gitmekteydi. DrowAkademisinin bulunduğu Breche Yükseltisine doğru.

* * *

Cücelerin devasa Yeraltı Şehrinin basamak katmanlarını,yani Mithril Salonunun kalbini tekrar görüyordu. BekçiVadisinden sonra karşısına çıkan batı kapısından içeri girişkoridorunu hatırlıyor ve Garumn Geçidi diye bilinen devasayarığı aklında canlandırıyordu.

Drizzt o görüntüleri bozmak, Mithril Salonu hakkındakigerçekleri çarpıtmak için savaş veriyordu. Ama detaylar onunaklında o kadar netti ki! Sanki tekrar oradaymış, Bruenor ilediğerlerinin yanında serbestçe dolaşıyormuş gibiydi. Zihinyüzücünün hipnoz kıskacı altında olan Drizzt bu güçkarşısında ezildiğini görüyordu. Matron Baenre'nin evcilhayvanının zihinsel saldırılarına karşı yerleştirebileceği hiçbirengel kalmamış, o zihin devine karşı kullanabileceği iradegücü tükenmişti.

Page 343: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Görüntüler Drizzt'in aklına geldikçe, onların kendisindençekilip aldığını, beyninden zihinsel o'arak emildiklerinihissediyordu. Onlar o iğrenç Illithid için yemek gibiydi.Zihnine yapılan her saldın acı veriyor, drow kolcununbeynindeki sinaptik bağlantılar arasında elektrik şokuyapıyordu.

Drizzt en sonunda yaratığın sinsi dokungaçlarmın alnındangevşediğini hissetti ve yığılıp kaldı. Zihni kafa karıştırıcıgörüntüler karmaşasıyla doluydu ve başı zonkluyordu.

"Bugün bazı bilgiler edindik," dediğini duydu, uzaktangelen o ıslak sesin.

Bazı bilgiler edindik...

Bu sözler Drizzt'in aklında üst üste, uğursuzca yankılandı.İllithid ve Matron Baenre hâlâ konuşuyordu, ama odinlemiyordu. Sadece o üç söze yoğunlaşmıştı, o üç fecisözden çıkacak olan anlamı hatırlıyordu.

Drizzt'in lavanta renkli gözleri hafifçe açıldı. Ama drowkolcu kafasını öne doğru eğik tuttu ve gizlice Methil'e baktı.Yaratık ona sırtını dönmüştü ve sadece yarım metreuzaktaydı.

İllithid şimdi Mithril Salonunun genel yapısını biliyordu veDrizzt'in zihnine sürekli olarak yaptığı saldırılar sayesindekısa süre içinde cüce tesisinin tamamı hakkında bilgi sahibiolacaktı.

Page 344: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt bunun olmasına izin veremezdi; drowun elleriyavaşça zincirleri daha da sıkı kavradı.

Drizzt'in çıplak ayağı havaya yükseldi ve topuğuyla sefilyaratığın süngerimsi kafasına tekme attı. Methiluzaklaşamadan önce, kolcu bacaklarını Methil'in boynunaboğucu bir kıksaç halinde doladı ve yaratığın boynunukırmaya çalışarak şiddetle ileri geri sallamaya başladı.

Drizzt dokungaçların derisi üzerinde dolaştığını,bacaklarına battığını hissetti, ama içine dolan tiksintiye karşımücadele edip yaratığı sarsmaya devam etti. AcımasızVendes'in köşeyi dönmüş gelmekte olduğunu gördü ve başınane geleceğini anlayıp kendisini işine yoğunlaştırdı.Dostlarının güvenliği için Methil'in öldürülmesi şarttı!

İllithid vücut ağırlığını dosdoğru geri vererek Drizzt'inkafasını karıştırmaya ve kıskaçtan kurtulmaya çalıştı. Amabecerikli drow kolcu onun bu hareketine uydu ve Methil yeredüştü. Yan yarıya duvara yığılmıştı ve Drizzt'in kıskacısebebiyle yarı yarıya havada duruyordu. Drizzt onu yukankaldırıp tekmeleyerek geri yapıştırdı ve etkisiz kıskacı bozdu.İllithidler fiziksel olarak hiç de heybetli yaratıklar değillerdi.Methil kafasına inip duran sert tekmeleri durdurabilmek için,acınacak bir halde üç parmaklı ellerini havaya kaldırdı.

Drizzt'in kaburgasına sert birşey çarptı ve nefesini kesti.İnatla tekmelemeye devam etti ama sonra ikinci, üçüncü vedördüncü darbeler geldi.

Vendes sertçe vururken, zincirler üzerinde gevşek birşekilde asılı duran kolcu, kaburgasını koruyabilmek için

Page 345: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

vücudunu yukarı doğru kıvırmaya çalıştı. Sonsuz hiddetiniesirden çıkartmaya izin almış olan zalim Duk-Tak'ın şiddet,kin, nefret ve zevk dolu gözlerine baktığında Drizzt kesinlikleöleceğini düşündü.

Drizzt'in umut ettiğinden daha kısa bir süre içinde vurmayıkesti ve vücudunu kıvırmaya çalışan ama bunu yapacak gücükendisinde bulamayan Drizzt'i kelepçelere asılı bir haldebırakarak sakince uzaklaştı.

Methil, uçan diskinin üzerinde rahatça oturmakta olanMatron Baenre'nin yanına gitmişti ve gözbebeksiz, süt beyazıgözleriyle Drizzt'e bakıyordu.

Drizzt, zihnine bir dahaki tecavüz edişinde Methil'in acıyıdaha da şiddetli kılmak için yoldan sapacağını biliyordu.

"Ona iksir yok," diye talimat verdi Matron Baenre, kapınınyanında umursamaz bir şekilde durmakta olan Dantrag'a.Dantrag annesinin bakışlannı takip etti, Drizzt'in soltarafındaki duvara dizilmiş duran birkaç iksir şişesine baktı vebaşıyla onayladı.

"Dobluth," dedi kadın Drizzt'e, drow dilinde 'toplum dışı'demek olan alaycı kelimeyi kullanarak. "Kutsal tören, seninburada ıstırap çektiğini bildiğimiz için çok daha iyi geçecek."Matron Baenre, Vendes'e başıyla bir işaret verdi. O da hızladöndü ve küçük bir dart fırlattı.

Küçük ok Drizzt'in midesine saplandı ve kolcu kısa ama acıverici bir batma hissetti. Sonra bütün karnı aniden kükreyenalevler içinde kalmış gibi oldu. Dişini sıktı, haykırmaya

Page 346: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

çalıştı, sonra katıksız acı ona kendisini yukarı kıvıracak gücüverdi. Vücudunun duruşunu değiştirmesi hiçbir işe yaramadı.Büyülü dart zehir damlacıklarını vücuduna akıtmaya ve içorganlarını yakmaya devam etti.

Drizzt yaşlarla dolmuş gözleriyle uçan diskin hücresindendışarı süzüldüğünü gördü. Vendes ile Methil de itaatkar birşekilde Matron Baenre'yi takip ettiler. Yüzünde hiçbir ifadeolmayan Dantrag, kapı eşiğine dayanmış bir halde bir süredaha durduktan sonra ilerleyip Drizzt'in yanma geldi.

Silah ustası bu kadar yakınken, Drizzt haykırmamak içinkendisini zorladı ve sadece sıktığı dişleri arasından inleyiphomurdandı.

"Sen bir ahmaksın," dedi Dantrag. "Eğer bu girişimlerin,ben henüz bir dövüş fırsatı bulamadan önce annemi seniöldürmeye zorlarsa, sana yemin ederim ki, kendisini DrizztDo'Ur-den'in dostu addeden her canlı yaratığa bizzat işkenceedecek ve hepsini katledeceğim."

Dantrag, yine Drizzt'in görüş yeteneğine meydan okuyanbir hızla drow kolcunun yüzüne yumruğu indirdi. Kolcu birsaniyeliğine gevşeyip yığıldı, sonra zehirli dartın ateşpatlamaları midesini kavururken yine yukarı doğru kıvrılmakzorunda kaldı.

* * *

Breche Yükseltisine çıkan basamakların en altında, köşeyegizlenip gözlerden saklanmış olan Artemis Entreri, şehrinbaşbüyücüsü Gromph Baenre'nin görüntüsünü aklında

Page 347: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

canlandırmaya uğraştı. Gromph'u sadece birkaç kezgörmüştü, çoğunlukla Jarlaxle için casusluk yaparken.

(Jarlaxle, başbüyücünün saatli sütun Narbondel'iaydınlatan büyülü ısıyı birkaç saniye erken yükleyerekMenzoberranzan'ın gecelerini kısaltmakta olduğunudüşünüyordu. Bu sebeple tehlikeli büyücünün neler peşindeolduğunu merak etmiş ve drowa karşı casusluk etmesi içinEntreri'yi görevlendirmişti.)

Entreri'nin pelerini, büyücünün uzun cüppesine dönüştü,saçı daha gürleşti ve uzayıp büyük beyaz bir yele halini aldı.Ve gözlerinin etrafında zar zor görülen hafif kırışıklıklarbelirdi.

"Bunu denediğine inanmıyorum," dedi Cattibrie, adamgölgeler arasından dışan çıktığında.

"Örümcek maskesi Gromph'un masasının içinde," diyesoğukça yanıtladı kiralık katil, ihtimaller karşısında hiç mi hiçendişelenmeden. "Baenre Evine başka bir giriş yolu yok."

"Peki, ya Gromph masasının başında oturuyorsa?"

"O zaman ikimizin parçalan bütün mağaraya saçılır," diyetersçe yanıtladı Entreri. Genç kızın yanından hızla geçti,geçerken onun elini kavradı ve geniş merdiven boyunca onuyukarı doğu çekiştirdi.

Entreri becerisine güvendiği kadar şansına da belbağlıyordu. Büyücüler okulu Sorcere'nin genelliklebirbirilerinden uzak duran münzevi ustalarla dolu olduğunu

Page 348: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

biliyordu ve Gromph'un, sadece bir erkek olmasına rağmen,Baenre Evinin kutsal törenine katılmış olmasını umutediyordu. Bu gizli mekanın duvarları büyülü casusluk veışınlamaya karşı korumalıydı. Değiştirdiği kılığıylayerleştirilmiş olan herhangi bir büyülü engeli atlatmayıbaşarabilirse, pek büyük bir sorunla karşılaşmadanGromph'un odasına girip çıkabilirdi. Şehrin başbüyücüsüçabuk hiddetlenen, huysuz biri olarak tanınırdı; yani kimseGromph'un yoluna çıkmazdı.

Merdivenin en tepesine çıkıp Breche Yükseltisininseviyesine gelen iki yoldaş, Drow Akademisinin üç binasını

gördüler. Sağ taraflarında sade, piramit şeklindekisavaşçılar okulu Melee-Magthere duruyordu. Dosdoğrukarşıda ise, Lloth'un okulu olan örümcek şeklindeki etkileyicibina Arach Tinilith vardı. Entreri diğer iki binaya girmeyeçalışmak zorunda olmadığı için memnundu. Melee-Magthere,birçok sayıda muhafızı olan ve sıkı kontrol edilen birmekandı. Arach-Tinilith ise, Örümcek Kraliçe adına uyumiçinde çalışan yüce rahibeler tarafından korunuyordu. Sadecesolda duran zarif minareli yapı, yani Sorcere, içeri gizlicegirebileceği kadar münzevi bir yerdi.

Cattibrie kolunu çekip kurtardı ve duyduğu feci dehşetleneredeyse dosdoğru ileri atılacaktı. O kılık değiştirmemişti veburada, yukarıda kendisini tamamen savunmasızhissediyordu. Fakat genç kadın cesaretini topladı ve Entrerikolunu sertçe kavrayıp onu dev binaya doğru hızlı birtempoyla çekiştirerek götürmeye başladığında hiç direnişgöstermedi.

Page 349: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Sorcere'nin açık ön kapısından içeri yürüdüler ve iki tanemuhafız derhal yollarını kesti. İçlerinden birisi Entreri'ye birsoru sormaya davrandı. Ama kiralık katil, Gromph'un zalimmizacının onları içeri sokmasını umarak adamın yüzünetokadı bastı ve onu ittirip geçti.

Blöf işe yaradı. Muhafızlar görev yerlerine geri döndülerve başbüyücü uzaklaşana kadar kendi kendilerine söylenmeyebile cüret edemediler.

Entreri binanın dolambaçlı yollarını mükemmel bir şekildehatırlıyordu ve kısa süre içinde Gromph'un özel dairesininyan kanadındaki düz duvarın önüne çıktı. Derin bir nefes aldıve yoldaşına baktı. O da Entreri'nin, eğer Gromph bu kapınınardındaysa ikisinin de kesinlikle öleceği konusundaki hislerinisessizce paylaşıyordu.

"Kolsen 'shea orbb," diye fısıldadı kiralık katil. Duvaryayılıp bükülmeye ve bir örümcek ağma dönüşmeye başlayıpEntreri'yi rahatlattı. Ağın ipleri dışarı doğru dönüp bir delikaçtılar ve hafif mavi parıltıyı gözler önüne serdiler. Entreriçabucak (cesaretini yitirmeden önce) içeri daldı ve Cattibrie'ıda çekip beraberinde içeri soktu.

Gromph içeride değildi.

Entreri cüce kemiğinden yapılma masaya doğru ilerledi.Ellerini ovuşturdu ve çekmeceye uzanmadan önce avuçiçlerine üfledi. Bu sırada, besbelli ki büyülü olan alet edevattarafından ilgisi cezbedilen Cattibrie ise etrafta dolaştı,parşömenlere göz attı (tabii belli bir mesafeden) ve hattaseramik bir şişeye uzanıp mantarını açtı.

Page 350: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Başbüyücünün sesini duyunca Entreri'nin kalbi boğazınakadar yükseldi, ama daha sonra sesin şişenin içinden geldiğinianlayınca rahatladı.

Cattibrie şişeye ve mantara merakla baktı, sonra mantarıgeri taktı ve sesi kesti. "O ne dedi öyle?" diye sordu, DrowLisanından tek bir kelime dahi anlayamadığı için.

"Bilmiyorum," diye sertçe yanıtladı Entreri. "Hiçbir şeyedokunma!"

Cattibrie omuz silkti ve kiralık katil masadaki işine geridönüp çekmeceyi açan parolayı mükemmel bir şekildesöyleyebileceğinden emin olmaya çalıştı. Jarlaxle ilearalarında geçen konuşmayı, paralı askerin ona parolayısöylediği zamanı hatırladı. Jarlaxle dürüst mü davranmıştı,yoksa bütün bu işler detaylı bir oyunun bir parçası mıydı?Yoksa Jarlaxle yanlış kelimeyi söyleyip çekmeceyi açsın vehem kendisini, hem de Sor-cere'nin yarısını yok etsin diye mionu bu mekana göndermişti? Jarlaxle çekmeceye örümcekmaskesinin sahte bir kopyasını koymuş, sonra da buraya gelipGromph'un güçlü koruma büyülerini devreye sokması,böylece delilleri ortadan kaldırması için Entreri'yi oyunagetirmiş olabilirdi.

Entreri bu rahatsız edici düşünceleri silkeleyerek aklındanuzaklaştırdı. Kendisini bunu yapmaya adamıştı. Onun Drizzt'ikurtarma girişiminin Jarlaxle'ın büyük planlarının (artık herne idiyseler) temel taşlarından birisi olduğuna kendisini iknaetmişti ve şimdi korkularına yenik düşemezdi. Sözümırıldandı ve çekmeceyi çekip açtı.

Page 351: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Örümcek maskesi onu bekliyordu.

Entreri maskeyi yerinden aldı ve Cattibrie'a doğru döndü.Kadın ise küçük bir kum saatinin üst kısmını ince taneli beyazkumla doldurmuştu ve kumların saniyelerle birlikte aşağısüzülüşünü izlemekteydi. Entreri cüce kemiğinden yapılmışmasanın üzerinden sıçradı, oda boyunca koşturdu ve nesneyiyan çevirdi.

Cattibrie ona merakla baktı.

"Zaman tutuyordum," dedi sakince.

"Bu zaman sayacı değil!" diye sertçe açıkladı kiralık katil.Kum saatini baş aşağı çevirdi, kumu dikkatle dökerekpaketinin içine geri yerleştirdi ve nazikçe ağzını kapadı. "Bubir patlayıcı. Kumlar bittiğinde dört bir yan alevler içindekalıyor. Hiçbir şeye dokunmamahsın!" diye sertçe azarladı."Herşey muntazaman yerli yerinde olursa, Gromph bizimburaya geldiğimizi dahi bilmeyecektir." Entreri bir yandankonuşurken bir yandan karman çorman odaya bakındı. "Ya daen azından muntazaman dağınık olursa. Jarlaxle örümcekmaskesini geri getirdiğinde o burada değildi."

Cattibrie başıyla onayladı ve tam anlamıyla kendisindenutanmış gibi göründü, ama bu sadece bir numaraydı. Gençkadın kum saatinin mahiyetini tam anlamıyla olmasa bilegenel olarak tahmin etmişti ve zaten kumun tamamenboşalmasına izin vermeyecekti. Saati sadece bilgiliEntreri'den bir onay duyabilmek için başlatmıştı.

Page 352: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

İkisi büyücünün odasından ve Sorcere'den hızla ayrıldılar.Cattibrie o tehlikeli kum saatlerinden ve içleri patlayıcı kumladolu olan paketlerden birkaç tane alıp kemer kesesinesaklamış olduğunu hiç çaktırmadı.

BÖLÜM 22

KURTARMA OPERASYONU

Qu'ellarz 'orl, yani en görkemli asilzade evlerindenbazılarının bulunduğu plato garip bir şekilde sessizdi. Yinesıradan bir drow askeri gibi görünen Entreri ve Cattibrie,büyük mantar korusu içinde sessizce ve göze çarpmadanyollarını buluyor, Baenre ev sahasını çevreleyen yedi metrelikörümcek ağı çitine doğru ilerliyorlardı.

İki yoldaşı da panik sarmıştı, ikisi de hiçbir şey söylemiyorve kendilerini bu oyunda ortaya konan bahse yoğunlaşmayazorluyorlardı: nihai zafer ya da nihai mağlubiyet.

Bir dikitin arkasındaki gölgelere gizlenen iki yoldaş,havada süzülen mavi pırıltılı diskler üzerinde oturan birkaçrahibenin başı çektiği geniş bir tören alayının açık ev sahasıüzerinde gidişini ve merkezi dev tapınağın büyük kapılarına

Page 353: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

doğru ilerleyişini izlediler. Entreri, Matron Baenre'yi tanıdı veonun yanındaki diğer kişilerin bazılarının da kadının kızlarıolduğunu düşündü. Çok sayıdaki diski ilgiyle izledi ve diğerevlerin matron analarının da bu tören alayına dahil olduğunuanladı.

Jarlaxle’ın dediği üzere bu bir kutsal törendi ve Entreri,kurnaz paralı askerin bütün bunları tamı tamına hazırlamışolduğunu düşünerek sırıttı.

"Ne oldu?" diye sordu Cattibrie, kişisel espriyianlamayarak.

Entreri kafasını salladı ve kaşlarını çatarak, baş belası gençkıza çenesini kapalı tutması gerektiğini ima etti. Cattibrie altdudağını ısırdı ve aklına gelen çok sayıdaki kin dolu sözüsarfetmedi. Şimdi onun Entreri'ye ve adamın da ona ihtiyacıvardı; aralarındaki kişisel nefretin beklemesi gerekliydi.

Ve Cattibrie ile Entreri'nin yaptığı iş de tam anlamıylabeklemekti zaten. Uzun tören alayı azar azar kubbeli tapınağagirip kaybolana kadar birçok dakika boyunca dikit tepesininarkasına sinmiş bir halde beklediler. Entreri binden çok dahafazla, belki de ikibin drowun o binaya girdiğini tahminediyordu ve şimdi onların durduğu yerden birkaç asker ya dakertenkele süvarisi görülebiliyordu.

Zamanlamanın onlara getirdiği bir diğer kazanç da kısasüre içinde kendisini gösterdi, zira Lloth'a söylenen ilahilertapınağın kapılarından dışarı sızdı ve bütün ev sahasınayayıldı.

Page 354: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Kedi?" diye fısıldadı Entreri, Cattibrie'a.

Cattibrie kesesinin içindeki heykelciğe dokundu ve busoruyu düşünüp taşındı, sonra Baenre Evinin örümcek ağıçitine şüpheyle baktı. "Öteki tarafa geçtiğimizde," diyeaçıkladı, fakat geçit vermeyecek gibi görünen bu engeliEntreri'nin nasıl aşmayı tasarladığı hakkında hiçbir fikriyoktu. Çitin iplikleri Cattibrie'ın kolu kadar kalındı da.

Entreri başını sallayıp onayladı ve kara kadifeden örümcekmaskesini çıkartıp kafasına geçirdi. Cattibrie, kiralık katilebakarken ürpermeden edemedi. Adamın yüzü şimdi kocamanbir örümceğin acayip bir karikatürünü andırıyordu.

"Seni sadece bir kez uyaracağım," diye fısıldadı kiralıkkatil. "Sen merhametli bilişindir, hem de ahmaklıkraddesinde, ama Drowlarm dünyasında merhametin yeriyoktur. Karşımıza çıkan düşmanları yaralamayı veyabayıltmayı düşünme. Öldürmek için ateş et."

Cattibrie cevap verme zahmetine dahi katlanmadı ve eğerEntreri genç kadının gözlerinde yanan alevleri görebilseydibu açıklamayı yapma zahmetine hiç girmezdi.

Kadına kendisini takip etmesini işaret etti ve gölgedengölgeye dikkatle süzülerek çitin alt kısmına doğru ilerledi.

Entreri ağın iplerine deneme niteliğinde dokunupparmaklarının yapışıp kalmayacağından emin oldu, sonrasıkıca kavradı ve Cattibrie'a sırtına binmesini söyledi.

Page 355: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Çite sakın değme!" diye uyardı. "Aksi takdirde her nerenyapışırsa orayı kesmek zorunda kalırım."

Cattibrie şeytani adama dikkatle tutundu, birisini omu-zunun üzerinden, diğerini ise kolunun altından geçirmeksuretiyle kollarını adamın göğsüne doladı. Ellerini sıkıcabirbirine kopçaladı ve bütün gücüyle sıktı.

Entreri iri bir adam değildi, Cattibrie'dan yirmi kilo bileağır sayılmazdı. Ama güçlüydü, kasları dövüş içingeliştirilmişti. Genç kadının elleri yapışıp kalmasın diyevücudunu tehlikeli çitten mümkün olduğunda uzakta tutarakkolayca tırmanmaya başladı. İşin en çetrefilli kısmı çitintepesinde, özellikle de Entreri bir çift kertenkele süvarisininyaklaştığını gördükten sonra karşılarına çıktı.

"Nefes dahi alma," diye Cattibrie'ı uyardı ve biraz korumasağlayan bir dikit sütunun gölgelerine elinden geldiğincegizlenerek çitin en tepesinden milim milim ilerledi.

Eğer Baenre ev sahasında ışıklar olmasaydı, ikisi kesinlikleyakalanırdı. Zira vücut sıcaklığındaki suretleri daha serin olantaş tepeceğin rengi üzerinde net bir şekilde görünürdü. Amaetrafta ışıklar vardı, buna yanan birçok meşale de dahildi veBaenre askerleri nöbet yerlerinde volta atarken enfraruj lugörüşlerini kullanmıyorlardı. İki davetsiz misafirin bulunduğubölümün beş metre ötesinden geçtiler. Ama Artemis Entrerigölgeler arasında saklanma konusunda o kadar ustaydı ki,süvariler pürüzsüz dikit tepecikte az önce bulunmayan garipçıkıntıyı hiç farketmediler.

Page 356: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Onlar gittiğinde Entreri kendisini yukan çekip çitin entepesinde ayakta durdu ve Cattibrie kollarını dikit tepeciğedolayabilsin diye vücudunu yana doğru kıvırdı. Adam sadecekısa bir mola vermeye niyetlenmişti, ama bu işi bir an öncehalletmek isteyen genç kadın aniden adamın sırtından dikittepeciğe atladı, arka tarafından yarı kayarak, yan inerek aşağısüzüldü ve yuvarlanarak Baenre ev sahasına iniş yaptı.

Entreri aceleyle çitten aşağı inip ona katıldı, maskeyiçıkarttı, kadının davranışının düşüncesiz ve ahmakçaolduğunu düşünerek ona dik dik baktı.

Cattibrie bu bakış karşısında ürküp sinmedi, nefret ettiğikiralık katile tehditkar bir bakış attı ve sadece ağzınıoynatarak sordu, "Nereye?"

Entreri elini bir cebine atarak büyülü kolye klipsinedokundu ve sonra nesne ona daha sıcak gelinceye kadarsırayla dönüp farklı yönlere baktı. Daha klipsli kolye onuonaylamadan önce Drizzt'in konumunu tahmin etmişti zaten:büyük tepe, yani bütün ev sahasında en sıkı korunan yer.

Yalnızca Baenre Evinin en seçkin askerlerinin kutsal törenekatılmış olduğunu umut edebilirlerdi.

Ev sahasını geçip donanımlı yapıya gitmek zor değildi, ziraetrafta pek az muhafız mevcuttu, çok fazla gölge vardı vetapınaktan yükselen ilahi sesleri bütün gürültüleri örtüyordu.Bir kutsal tören sırasında hiçbir ev bir saldırı beklemez, ya dasaldın düzenleyerek Örümcek Kraliçenin gazabınıuyandırmaya cüret edemezdi ve Baenre Evine karşı muhtemel

Page 357: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

tek tehdit de başka bir drow evi olacağı için, ev sahasındakigüvenlik en yüksek raddede değildi.

"Orası," diye fısıldadı Entreri, içi oyulmuş iri dikitinkapısının yanındaki duvara gelip sırtlarını yasladıklarında.Entreri, herhangi bir tuzağı tespit etmek için taş kapıyı hafifçeyokladı (fakat orada bulunacak her türlü tuzağın doğasıitibarıyla büyülü olacağını ve onları ise anca yüzünepatladıkları vakit bulabileceğini düşünüyordu). Kapı onlarışaşırtacak şekilde aniden yükseldi, eşiğin üst kısmındaki birçatlağın içine girip kayboldu ve ardında duran loşçaaydınlanmış dar koridoru gözler önüne serdi.

Entreri ve Cattibrie birbirilerine kuşkuyla baktılar. Uzun vesessiz bir duraksamadan sonra ikisi beraber içeriye adımattılar- ve koridorun içinde hâlâ hayatta olduklarını farkedinceikisi de neredeyse rahatlamaktan yere düşeceklerdi.

Fakat bu rahatlama uzun ömürlü olmadı. Zira gırtlaktangelen bir ses -muhtemelen bir soruydu- herşeyi mahvetti. İkisibu sözlerin herhangi birini anlayamadan önce, iki metreyirahatça aşan ve en az birbuçuk metrelik koridor kadar genişolan iri bir insana benzeyen suret koridorun öbür ucundabelirerek loş ışığı neredeyse tamamen kararttı. Yaratığın irigövdesi ve kolayca seçilen boğa kafası onun hangi türdenolduğunu açık ediyordu.

Kapı kayarak ardından kapandığında Cattibrie neredeysetavana kadar sıçradı.

Minotor, Drow Lisanında sorduğu o soruyu tekrarhomurdandı.

Page 358: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Bir parola istiyor," diye Cattibrie'a fısıldadı Entreri."Sanırım."

"Öyleyse ona parolayı söyle."

Söylemek yapmaktan daha kolaydı. Entreri bunu gayet iyibiliyordu, zira Jarlaxle Baenre Evinin iç yapılarına giriş içinhiçbir paroladan bahsetmemişti. Entreri bu küçük kusurkonusunda paralı askere teessüf etmeye karar verdi- tabii eğerbunu yapma fırsatını bulabüirse.

Canavar minotor öne doğru tehditkar bir adım attı ve ucusivri demirlerle kaplı olan adamanttan bir sopayı salladı.

"Sanki minotorlara drow silahı vermezsen yeterince zorlurakipler olmayacaklar," diye Cattibrie'a fısıldadı Entreri.

Bir adım daha atan minotor onlardan taş çatlasa dört metreuzağa geldi.

"Usstan belbol... usstan belbau ulu... dos, " diye kekelediEntreri ve kemerindeki keseyi şıngırdattı. "Dosst? "

Minotor yaklaşmayı kesti ve boğamsı yüzünü buruşturdu.

"Ne dedin?" diye fısıldadı Cattibrie.

"Hiçbir fikrim yok," diye itiraf etti Entreri, fakat bir hediyehakkında birşeyler söylemiş olduğunu düşünüyordu.

Gitgide sabırsızlanan minotor muhafızın ağzından hafif birhırıltı yükseldi.

Page 359: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Dosst? " diye sordu Cattibrie cesurca, bir eliyle yayını önedoğru uzatarak ve neşeli görünmeye çalışarak. Yüzündekocaman bir gülümseme vardı ve sanki yayı ona sımuyormuşgibi kafasını aptalca sallıyordu. Bu sırada diğer elini yolculukpelerininin kıvrımından içeri sokuyor ve belinde asılı duransadaktan bir ok çekiyordu.

"Dosst? " diye tekrar sordu ve minotor kocaman, tombulparmağını göğsüne bastırarak kendisini işaret etti.

"Evet sana!" diye hırladı Cattibrie. Sonra ok dışarı çıktı,kirişe yerleşip gerildi ve ahmak minotor geri çekilemedenönce yaydan çıktı. Canavarın göğsüne saplandı ve geriyedoğru tökezlemesine sebep oldu.

"Deliği kapatmak için parmağını kullan!" diye kükrediCattibrie, yaya başka bir ok daha yerleştirerek. "Peki kaç taneparmağın var?"

Genç kadın afallamış bir halde kendisine bakmakta olanEntreri'ye şöyle bir göz attı. Cattibrie adama güldü vecanavarın göğsüne başka bir ok atarak birkaç adım dahagerileyip koridorun ötesinde bulunan geniş odayasendelemesini sağladı. Yaratığın devrilip kaldığı odada onunyerine geçecek yanm düzine minotor daha mevcuttu.

"Sen manyaksın!" diye kadına haykırdı Entreri.

Cevap verme zahmetine dahi girmeyen Cattibrie, enyakındaki minotorun göbeğine bir ok sapladı. Yaratık acıylaiki büklüm oldu ve hücum eden yoldaşları tarafından çiğnenipkaldı.

Page 360: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Yayını kullanabilmesi için dev yaratıkları ondan uzaktutması gerektiğini farkeden Entreri silahlarını çekti vehücuma karşı koydu. İlk minotorla koridorun sonuna iki adımkala çarpıştı, kılıcını yukarı kaldırıp yaratığın çivili sopasınısavuşturdu (ve darbenin şiddeti sebebiyle kiralık katilin birtarafı tamamen uyuştu).

Hantal devden çok daha hızlı olan Entreri, yaratığın midekısmına savurduğu üç tane hızlı hançer darbesiyle karşılıkverdi. Çivili sopa aşağı doğru indi ve kılıcı bu darbeyiengellemesine rağmen Entreri çarpışmanın etkisini bastırmakve tehlikeden kurtulmak için tam bir daire çizmek zorundakaldı.

Kılıcını önden savurarak dönüşünü tamamladı. Kılıcın yeşilrenkle parlayan ucu minotorun çenesinin altına temiz bir çizgiçekti, kemiği ve yaratığın boğa dilini yardı.

Yaratığın ağzından kanlar fışkırdı, ama minotor tekrardarbe savurarak Entreri'yi geri çekilmeye zorladı.

Cattibrie'ın oku yaralı minotorun omuzunun üzerindengeçip sırada bekleyen bir sonraki yaratığın kalın kafasınasaplandığında gümüş bir parıltı iki rakibin de görüşkabiliyetini çaldı.

Entreri, minotorun da en az kendisi kadar körleşmişolduğunu umut ederek gözü dönmüş bir şekilde hücuma geçtive kılıcım şiddetle aşağı indirdi. Afallamış ve yaralanmışyaratığa ardarda şimşek hızında darbeler yağdırdı ve minotorhemen önünde yere yığılırken Entreri'nin görüş kabiliyeti gerigeldi.

Page 361: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Entreri hiç tereddüt etmedi. Yaratığın sırtına basıp zıpladı,onun ardında yerde yatan diğer minotorun da sırtına basıpzıplayarak bir sonraki canavarla aynı seviyeye yükseldi.Kılıcıyla minotorun saldırısını alt ederek yaratığın omuzunasıkı bir darbe indirdi. Entreri bunu kolayca öldüreceğinidüşünüyordu. Zira yaratığın silah tutan kolu kaçınılmaz birşekilde yana doğru sarkmış ve işe yaramaz hale gelmişti. Amadaha önce boğa kafalı bir minotorla hiç savaşmamıştı veyaratık kafasını kaldırıp adamın göğsünün tam ortasına tosattığında Entreri'nin şaşkınlığı hat safhaya çıktı.

Minotor kendisini yana doğru savurdu ve kiralık katili hâlâboynuzlarının arasında taşıyarak oda boyunca koşturmayabaşladı.

"Ah kahretsin," diye söylendi Cattibrie, kendisiyle gerikalan canavarlar arasındaki hattın aniden açıldığını görünce.Bir dizinin üzerine çöktü ve çılgınlar gibi oklarını çekipkoridora ateş etmeye başladı.

Gözleri kör eden yaylım ateşi yaratıklardan birini, sonra birdiğerini alaşağı etti ve sırada bekleyen üçüncüsü ise yeredevrilmekte olan ikinci minotoru yakalayıp kaldırarak onu birkalkan olarak kullandı. Cattibrie kalkan olan yaratığın kalınkafasından bir ok geçirmeyi başardı, ama pek bir hasarveremedi ve minotor hızla arayı kapadı.

Genç kadın hücumu durdurma umudundan çok canavarlarıkör etme çabasıyla bir ok daha attı. Sonra kendisini yerefırlattı ve zemini çiğneyen bacaklar arasında cesurcaemekledi.

Page 362: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Minotor dış kapıya sertçe çarptı. Ölü yoldaşını önündekalkan olarak tuttuğu için Cattibrie'in altından kayıp geçtiğinibilmiyordu ve bu yüzden iri cesedi kapıdan geri çekip ardardatekrar vurdu.

Hâlâ zeminde olan Cattibrie'ın üç çift ağaç gövdesiniandıran bacakların arasından geçip kurtulması gerekliydi.Kük-remekte olan üç minotor onu biraz gizliyordu, zira hepside en öndeki yoldaşlarının cılız kadını ezerek öldürmekteolduğunu zannediyorlardı.

Neredeyse başaracaktı.

En sondaki minotor bacağına birşeyin sürtündüğünühissetti ve kafasını eğip baktı, sonra böğürdü ve çivili sopasınıiki eliyle sıkıca kavradı.

Cattibrie yuvarlanıp sırt üstü döndü ve yayını havayakaldırdı. Nasıl olduysa atışı kaçırdı, ama bir saniyeliğineyaratığın gerilemesini sağladı. Genç kadın içgüdüsel olarakbacaklarını dosdoğru yukarı savurdu ve vücudunu geriyedoğru döndürüp yuvarlandı.

Körleşmiş olan minotorun sopası Cattibrie'ın kıvrılan sırtınıbir santim farkla sıyırdı ve taş zeminden oldukça büyük birparça koparttı.

Cattibrie dosdoğru ayağa kalkıp yaratıkla yüzleşti. Yayınıbir kamçı gibi savurdu ve hızla dönüp koridordan dışarıkoşturdu.

* * *

Page 363: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Çarpışmayla birlikte Entreri'nin nefesi tamamen kesildi.Minotor işe yarayan kolunu Entreri'nin beline dolamıştı veonu sıkı sıkıya tutuyordu. Geri sıçradı, kiralık katili bir kezdaha duvara çarpmaya niyetli olduğu besbelliydi. Sadece biriki metre ötede bir başka minotor dövüşü kazanmak üzereolan yoldaşına tezahürat yapmaktaydı.

Entreri'nin hançer tutan kolu vahşice savruldu ve yaratığınkalın kafatasmı yarmaya beyhude yere uğraştı.

Duvara ikinci kez vurduklarında kiralık katil sankibelkemiği paramparça olmuş gibi hissetti. Acı ve korkuyuaşıp etrafı görmeye, içinde bulunduğu durumu hızla gözdengeçirmeye zorladı kendisini. Soğukkanlı bir zihnin, birsavaşçının en büyük avantajı olduğunu biliyordu ve böylecehızla taktik değiştirdi. Hançeri sert kemiğe çarpıp durmakyerine, uç kısmını yaratığın boğa boynuzları arasındaki deriyeyerleştirdi ve onu kaydınp içeri batırmak için eşit derecedebaskı uyguladı.

Tekrar duvara çarptılar.

Entreri elini sabit tuttu, hançerin kendi işinihalledeceğinden emindi. İlk başta hançer zorlanarak kaydı,içeri girmeyi başaramadı, ama sonra yumuşak derili bir bölgebuldu ve Entreri derhal açısını değiştirip silahı hedefe sapladı.

Minotorun gözüne.

Kiralık katil kana susamış hançerin yaratığın yaşam gücüneasıldığını, nabız gibi atarak kolundan yukarı güç dalgalarıyolladığını hissetti.

Page 364: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Minotor uzun bir süre sarsılarak duvara mıhlanıp kaldı.Dövüşü izleyen yoldaşı onun insanı püre ettiğini düşünerektezahürat yapmaya devam etti.

Sonra yaratık yığılıp öldü ve çevik Entreri yere bastığı andakoşmaya başladı. Daha canavar bir tepki veremeden öncekiralık katil öteki minotorun göğsüne çullandı. Göz açıpkapayıncaya kadar bir-iki-üç kombinasyonunda kılıç-hançer-kılıç hamlesi yaptı.

Şaşkına dönen minotor geriye doğru devrildi, ama Entrerihançerini düşmanına saplı tutarak onunla beraber ilerledi vebu yaratığın enerjisini de emip kuruttuktan sonra hançeriçekip çıkarttı. Ölmek üzere olan yaratık sopasını beceriksizcesavurdu, ama Entreri'nin kılıcı bu darbeyi kolayca savuşturdu.Ve hançeri ziyafet çekti.

* * *

Kadın koşarak küçük odaya girdi ve yarım daire çizerek birdizinin üzerine çöktü. Cattibrie nişan almasına hiç gerekolmadığını biliyordu, zira peşinden koşturan minotorlann irigövdeleri koridoru tamamen kaplamaktaydı.

Şansına en yakındaki yaratık uyluğunun iç kısmına yarıyakadar bir ok saplanmış olduğu için çok hızlı koşamıyordu.Fakat yaralı minotor inatçıydı, üstüste şiddetli darbeler aldığıhalde hâlâ gelmeye devam ediyordu.

Yaratığın arkasındaki ikinci minotor bir cesedi duvaravurmakla meşgul olan üçüncüsüne öbür tarafa dönmesi içinçılgınlar gibi haykırıyordu. Ama minotorlar hiç de zekalarıyla

Page 365: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

tanınan yaratıklar değildi ve sıranın en sonundaki minotorinsanı köşeye kıstırıp ezmekte olduğu konusunda ısrarcıydı.

Son ok ucu ucuna fırladı.

Okun baş kısmı Taulmaril'in kirişinden ayrıldığında, hücumeden yaratığın burnundan sadece onbeş santim uzaktaydı.Minotorun burun delikleriyle kafatasmı ikiye yardı veneredeyse kellesini kopartacaktı. Yaratık anında öldü, amavücudu durmadı ve Cattibrie'a çarpıp onu yere devirdi.

Cattibrie kötü şekilde y aralanmam ıstı, ama koridordançıkmak üzere olan ikinci minotoru durdurmasına yetecekzamanda vücudunu ve yayını cesedin altından çekipçıkartmasının bir yolu yoktu.

Hızla gelen bir suret canavarın önüne çıktı ve kılıç savurupsaplama hamleleri yaptı. Göz kamaştırıcı kılıç karmaşasıgeçtiğinde minotor iki büklüm olmuş, yanlan dizlerinitutmaktaydı. En yeni düşmanını takip etmek için yana doğrusendeledi, ama Entreri dönerek yükseldi ve kolayca yolundançekildi.

Odanın ortasına koşturup kara mermerden bir sütununarkasına geçti ve minotor öne doğru eğilerek onu takip etti.Entreri sütunun etrafından dolaştı ve hızlı düşünen minotor(tabii bir minotorun yapabileceği kadar) sendeleyerek koştu,bir kolunu sütuna doladı ve etrafında hızla dönmek için vücutdevinimini kullandı.

Entreri daha hızlı düşünmüştü. Minotorun görüşmenzilinden çıktığını farkettiği anda sütunun etrafında

Page 366: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

koşmayı bıraktı ve birkaç adım geriledi. Dönmekte olanminotor kiralık katille sütunun arasından geçerken Entreri'yesırtına ve böğnine bir düzine temiz darbe indirme fırsatısundu.

Artemis Entreri'nin asla o kadar fazlasına ihtiyacı olmazdı.

* * *

Minotor ölü yoldaşını kaldırdı ve üç adım geri sıçradı,sonra kükreyerek ileri atıldı ve cesedi taş kapıya çarptı.

Büyülü bir ok cızırdayarak sırtına sapladı.

"Hıı?" diye sordu ve dönmeye çalıştı.

İkinci ok böğrüne saplanıp akciğerini paramparça etti.

"Hu?" diye ahmakça sordu ve nefesi kesildi. En sonundakoridorun başında sert bir yüz ifadesiyle ve elinde acımasızyayıy-la durmakta olan Cattibrie'ı görebilecek kadar dönmeyibaşardı.

Üçüncü ok minotorun yüzünün yan kısmında patladı.Yaratık öne doğru bir adım attı, ama dördüncü ok göğsünesaplandı ve onu geriye doğru devirip ölü yoldaşının üzerineyığdı.

"Hu?"

Entreri, Cattibrie'ın yanına gelip de dövüşün sona erdiğinisöyleyene kadar minotor beş ok daha yedi- ve hiçbirini

Page 367: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

hissetmedi.

"Etrafta hiç drow olmadığı için şanslıyız," dedi kiralıkkatil, dairesel odanın duvarında sıra halinde uzanan bir düzinekapıya ve oyuklara tedirginlikle bakarak. Kesesinin içindekikolye klipsini yokladı, sonra tabandan tavana uzanan merkezisütuna doğru döndü.

Kiralık katil hiçbir açıklama yapmadan sütuna doğrukoşturdu. Hassas parmakları mermerin pürüzsüz yüzeyindegezindi.

"Ne buldun?" diye sordu Cattibrie, Entreri'nin elleri hareketetmeyi kestiğinde ve kiralık katil kafasını çevirip gülüm-sediğinde. Kadın yine sordu ve kiralık katil cevap olarak taşıittirdi. Mermerin bir kısmı kayarak ortadan kayboldu vesütunun içinin oyuk olduğunu gözler önüne serdi. Entreri içeridalıp Cattibrie'ı da yanma çekti ve kapı onlann ardından kendikendisine kapanıverdi.

"Nedir bu?" diye bilmek istedi Cattibrie, bir dolaba girmişolduklarını düşünerek. Önce sol tarafta tavanda, sonra da sağtarafta zeminde duran deliklere baktı.

Entreri cevap vermedi. Klipsli kolyenin çekim gücünütakip eden kiralık katil, zemindeki deliğe doğru milim milimyaklaştı, sonra bir dizinin üzerine çöküp aşağı göz attı.

Cattibrie da Entreri'nin yanına çömeldi ve hiçbir merdivengöremeyince ona merakla baktı. Sonra ip bağlayabileceği biryer arayarak gösterişsiz odaya bakındı.

Page 368: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Belki de ayak koyacak bir yer vardır," diye belirtti Entreri.Deliğin kenarından aşağı kayıp vücudunu yavaşça aşağısarkıttı. Vücut ağırlığının azaldığını ve havada asılıdurduğunu hissedince yüz ifadesi hayretle doldu.

"Ne oldu?" diye sabırsızca sordu Cattibrie, hayret dolubakışı görerek.

Entreri ellerini zeminden kaldırıp iki yana açtı ve hafifçeaşağı inmeye başladığında kendini beğenmiş bir tavırlagülümsedi. Cattibrie onun hemen ardından deliğe girdi.Karanlığın içinde serbestçe süzülüp aşağı doğru indi. Cattibrieaşağıya inmiş olan Entreri'nin şimdi kılık değiştirmemaskesini geri taktığını ve yoğunlaşmakta olduğunu farketti.

"Benim esirinisin," dedi kiralık katil. Ve bir anlığınaCattibrie hiçbir şey anlamayıp, kiralık katilin taraf değiştirmişolduğunu düşündü. Genç kadın zemine inip adamın yanınagelince, kiralık katil Taulmaril'i işaret etti ve Cattibrie adamınniyetini anladı.

"Yay," dedi Entreri sabırsızca.

Cattibrie inatla başını sağa sola salladı ve kiralık katil onubu konuda tartışmayacak kadar iyi tanıyordu. En yakındakiduvarın önüne gitti ve el yordamıyla aramaya başladı. Kısasüre içinde bu katın kapısını açmayı başardı. İki erkek drow,arbalet tabancalarını hazır bir şekilde onları bekliyordu.Cattibrie, yayına sıkı sıkı sarılmakla akıllıca bir iş yapıpyapmadığını merak etti.

Page 369: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Muhafızlar karşılarında Triel Baenre'nin durduğunugörünce o arbalet tabancaları (ve iki Drowun çenesi) ne kadarda çabuk aşağı sarkmıştı!

Entreri, Cattibrie'ı sertçe tuttu ve onu ileri doğru çekiştirdi.

"Drizt Do'Urden!" diye haykırdı Triel'in sesini kullanarak.

Muhafızlar en büyük Baenre evladıyla tartışmakistemiyorlardı. Kendilerine verilen talimatlar Triel'i veyaMatron Baenre'den başka herhangi bir kimseyi kıymetliDrizzt'e götürme konusunda hiçbir açıklama getirmiyordu.Ama o talimatlarda herhangi bir dişi insan esirden de hiçbahsedilmemişti.

Genç kadın küt diye yığılıp yayını düşürdü. Kara elflerdenbirisini ve Entreri'yi kollarına girerek kendisine destek olmakzorunda bıraktı. Diğer drow çabucak Taulmaril'i yerden aldıve Cattibrie o muhteşem silahı böyle şeytani bir yaratığınelinde görünce yüzünü hafifçe buruşturmadan edemedi.

Karanlık bir koridor boyunca yürüdüler ve birkaç tanedemir destekli kapının yanından geçtiler. Baştaki drow bukapılardan birisinin önünde durdu ve incecik bir çubukçıkarttı. Çubuğu kapı kulbunun yanındaki metal levhayasürttükten sonra iki kez vurdu ve kapı açılıverdi.

Başı çeken drow, Triel'i memnun ettiğine minnettarmış gibigülümseyerek dönmeye davrandı. Entreri'nin eli Drowunçenesine doğru hızla atılıp kafasını yana doğru yatırdı vehançeri hızla öbür elini takip etti. Hançer afallamış drowungırtlağına derince saplandı.

Page 370: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie'ın saldırısı Entreri'ninki kadar becerikli değildi,ama çok daha vahşiydi. Tek ayağının üzerinde döndü, diğerbacağı yukarı doğru kalkıp drowun göbeğine sertçe vurdu veikisi birlikte duvara çarptılar. Cattibrie bir adım geriledi veöne doğru kafa atarak drowun zarif burnunu paramparça etti.

Bunun ardından bir yumruk sağanağı başladı, Drowungöbeğine bir diz daha indi ve Cattibrie rakibini bir güreşçigibi odanın içine savurdu. Drowun ardından içeri girdi,kollarını koltukaltlanna dolayarak ve parmaklarım ensesindesıkıca kavuşturarak onu yerden kaldırdı.

Drow çılgınlar gibi debelendi, ama kadının elindenkurtulamadı. Entreri o sırada içeri girmiş ve cesedi kenaradevirmişti.

"Acımak yok!" diye sıktığı dişleri arasından hırladıCattibrie.

Entreri sakince yanına geldi. Drow tekme savurdu ve ayağıEntreri'nin koluna çarptı.

"Triel!" diye haykırdı şaşkına dönmüş olan asker.

Entreri bir adım geriledi, gülümsedi ve maskeyi çıkarttı.Çaresiz drowun yüzünde bir dehşet ifadesi belirirken Entrerihançerini onun kalbine sapladı.

Cattibrie, kara elfin önce kasıldığını sonra gevşediğinihissetti. İçini mide bulandırıcı bir his kapladı, ama yan tarafabakıp Drizzt'i tartaklanmış ve zincire vurulmuş bir haldegördüğü için bu his pek uzun sürmedi. Drow kolcu duvarda

Page 371: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

asılı duruyor, inliyor ve beyhude yere bacaklarını kıvırıp birtop halini almaya çalışıyordu. Cattibrie ölü Drowu yerebıraktı ve sevgili dostunun yanına koşturdu. Drizzt'inmidesine saplanmış duran küçük, ama besbelli ki şeytani dartıderhal farketti.

"Onu çıkartmalıyım!" dedi Drizzt'e, kolcunun onaylamasınıumarak. Fakat Drizzt bilincini yitirmişti; genç kadın onunodada bulunduğunu bile farketmiş olduğunu sanmıyordu.

Entreri kadının yanına geldi. Küçük oka sadece kısacabaktı, Drizzt'i duvara bağlı tutan kelepçeler konusunda dahafazla endişeliydi.

Kendisini sabit tutmak için hızla nefes veren Cattibrie,berbat oku kavradı ve çekip çıkarttı.

Drizzt bacaklannı kıvırdı ve keskin bir acı feryadıkoyverdikten sonra gevşeyip bayıldı.

"Açabileceğim hiçbir kilit yok!" diye hırladı Entreri,kelepçelerin kaskatı metal halkalar olduğunu gördüğünde.

"Kenara çekil," diye geldi, koşarak duvardan uzaklaşmaktaolan Cattibrie'in talimatı. Entreri ona bakmak içindöndüğünde, kadının ölümcül yayını kaldırmakta olduğunugördü ve derhal yana doğru çekildi.

İki atış zincirleri koparttı ve Drizzt düştü. Entreri ise onuyakalayıp tuttu. Yaralı kolcu her nasılsa şişmiş gözlerindenbirisini açmayı başardı. Neler dönmekte olduğunu zar zor

Page 372: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kavrayabiliyor, bunların dost mu düşman mı olduğunubilmiyordu.

"Şişeler," diye yalvardı.

Cattibrie etrafına bakındı ve duvardaki rafın üzerinde duransıra sıra şişeleri gördü. Hızla koşturup dolu bir şişe buldu veDrizzt'e getirdi.

"Bu halde yaşıyor olamaz," diye mantık yürüttü Entreri,genç kadın pis kokulu sıvıyla birlikte geri döndüğünde. "Çokfazla yarası var. Birşey onu hayatta tutmuş."

Cattibrie şişeye şüpheyle baktı.

Kiralık katil, genç kadının bakışlarını takip etti ve başıylaonayladı. "Yap haydi!" diye emretti. Bu haldeyken Drizzt'iBaenre ev sahasından dışarı çıkartmalarının imkansızolduğunu biliyordu.

Cattibrie şişeyi Drizzt'in dudaklarına götürdü ve kafasınıgeriye doğru yatırıp büyük bir yudum almasını sağladı. Drizztağzından salyalar saçarak tükürdü ve genç kadın bir an için enyakın dostunu zehirlemiş olduğundan korktu.

"Sen buraya nasıl geldin?" diye sordu Drizzt, vücuduna güçgelmeye başladığında iki gözü de faltaşı gibi açılarak. Yinede, Drow kendi başına ayakta duramıyordu ve nefesi tehlikelibir şekilde dardı.

Cattibrie duvarın yanma koştu ve elinde birkaç şişeyle geridöndü. Diğeriyle aynı koktuklarından emin olmak için önce

Page 373: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

şişeleri şöyle bir kokladı, sonra iksirleri Drizzt'in boğazındanaşağı boca etti. Sadece birkaç dakika içinde kolcu kendibaşına ayakta durabilecek hale geldi. En yakın dostuyla enfeci düşmanının yan yana karşısında durduklarını gördüğüneepey şaşırmış gibiydi.

"Eşyaların," diye belirtti Entreri, eşya yığınını görebilmesiiçin Drizzt'i sertçe döndürerek.

Drizzt alet edevat yığınına bakmaktan çok Entreri'ye baktıve şeytani kiralık katilin ne gibi bir oyun oynamaktaolduğunu merak etti. Entreri de bu yüz ifadesini farkedince ikidüşman gözlerini kırpmadan bakışlarını birbirilerinekenetlediler.

"Zamanımız yok!" diye seslendi Cattibrie sertçe.

"Öldüğünü sanıyorum," dedi Drizzt.

"Yanılıyormuşsun," diye cevap verdi Entreri. Asla gözlerinikırpmadan Drizzt'in yanından geçti ve zincir zırh takımınıyerden alıp kendisini takip eden Drowa doğru uzattı.

"Koridoru gözetle," dedi Entreri, Cattibrie'a. Genç kadıntam koridora doğru dönmüştü ki, demir destekli kapı açılı-verdi.

Arkasını döndüğünde büyülü değneğinin üzerindenkendisine bakan Vendes Baenre ile yüzyüze geldi.

Page 374: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

KISIM 5

SAVAŞÇININ GÖZÜ

Cesaret.

Bu kelimenin her lisanda kendine has bir tınısı vardır.Sanırım bu tını harflerin doğal seslerinden değil, kelimeninsarfedildiği saygılı tonlamadan ileri gelir. Cesaret. Bu sözakıllara büyük marifetleri ve büyük bir karakteri getirir: şehirsurlarını akıncı goblinlere karşı savunan adamlarınyüzlerindeki sert ifade, bütün dünya görünüş itibarıylavahşileşmiş olduğu bir zamanda genç çocuklarının üzerinetitreyen bir annenin sebatı gibi. Diyarlar 'm büyükşehirlerinin çoğunda kimsesiz çocuklar, anne babaları veevleri barkları olmadan sokaklarda dolaşırlar. Onlarınki eşibenzeri olmayan bir cesarettir, hem fiziksel, hem de duygusalzorluklara göğüs germe cesaretidir.

Sanırım Artemis Entreri de Calimport'un toz toprakla kaplıvaroşlarında böyle bir savaş vermişti. Bir açıdan bakılıncasavaşı kazanmış, bütün fiziksel engelleri aşıp inanılmaz birgüç ve saygınlık seviyesine yükselmişti.

Fakat diğer bir açıdan bakılınca Artemis Entreri kesinliklekaybetmişti. Eğer kalbi bu kadar bozulmuş olmasaydı onunnasıl biri olacağını sık sık merak ederim. Ama merakımı

Page 375: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

acımayla karıştırmıyorum. Entreri 'nin şartları benimkilerdeniyi değildi. Bu mücadelelerden hem vücuduyla, hem dekalbiyle galip çıkabilirdi.

Dostlarımın karşı karşıya oldukları tehdide son vermek içinMithril Salonunu terketmekle cesurca, fedakarca bir iş yapmışolduğumu sanıyordum. Benim için kıymetli olan kişileriniyiliğine en büyük fedakarlığı yaptığımı düşünüyordum.

Cattibrie, Baenre Evindeki hücreme girdiğinde yarı kapalıgözlerimle onun güzel ve aldatıcı biçimde narin olan yüzhatlarını görünce gerçeği anlayıverdim. Mithril Salonunu ter-kettiğim zaman kendi nedenlerimi anlamamıştım. Kederiçinde öyle bir kaybolmuştum ki, pes etmiş olduğumufarketmemiştim. Karanlıkaltı 'na girdiğimde cesurcadavranmış falan değildim, zira kalbimin en derin köşesindesanki kaybedecek hiçbir şeyim kalmamış gibi hissediyordum.Wulfgar 'in yasını tutmak için kendime izin vermemiştim.Bunun doğurduğu boşluk duygusu irademi ve işlerin yolunagirebileceğine olan inancımı çalıp götürmüştü.

Cesur kimseler umutlarını yitirmezler.

Aynı şekilde Cattibrie ile birlikte beni kurtarmaya gelenArtemis Entreri de cesur davranmış değildi. Onun hareketlerikatıksız bir çaresizlikten ileri geliyordu, zira eğer Menzober-ranzan 'da kalırsa akıbeti kesinlikle feci olurdu. Entreri 'ninamaçları her zaman olduğu gibi tamamen bencilceydi.Kurtarma girişimiyle birlikte benim peşimden gelmesininhayatta kalmak için elinde bulunan en büyük şans olduğunubilerek mantıklı bir seçim yapmıştı. Onun kurtarma girişimihesap kitap meselesiydi, cesaret değil.

Page 376: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie ahmak drow dostunu kurtarmak için MithrilSalonundan kaçtığı zaman Wulfgar için duyduğu kederigerçekten aşmıştı. Yas tutma süreci Cattibrie için bir kısırdöngü halini almıştı ve ondan sonraki hareketleri sadecesadakatinden ileri geliyordu. Kaybedecek çok şeyi vardı, amayine de bir dostunun uğruna vahşi Karanlıkaltı 'na inmişti.

Bunu Baenre Evinin zindanlarında onun gözlerinin içine ilkbakışımda anladım. Cesaret kelimesinin manasını tam olarako anda öğrendim.

Ve Wulfgar 'm ölümünden beri ilk defa ilham duymayabaşladım. Avcı olarak vahşice, acımasızca dövülmüştüm. Amabu, sadık dostumun gözlerinin içine bakana ve savaşçınıngözlerine yeniden sahip olana kadar sürdü. Boyun eğişim vekaderimi kabullenirim gitmişti; eğer Baenre Evi kurbanınıalırsa ve kalbi Lloth 'a armağan ederse herşeyin iyi olacağıkonusundaki inancım da gitmişti.

O zindanda iyileştirme iksirleri mahvolmuş vücuduma güçverirken; sert yüzlü ve kararlı Cattibrie 'in görüntüsü dekalbime güç getirdi. İşte o zaman direnmeye, ezici şartlarakarşı savaşmaya ve en önemlisi kazanmak için savaşmaya antiçtim.

Cattibrie'i gördüğümde kaybedeceğim ne kadar çok şeyolduğunu hatırladım.

-Drizzt Do'Urden

Page 377: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

BÖLÜM 23

DUK-TAK

Cattibrie bir ok çekmek için sadağına uzandı, sonrakendisini savunma amacıyla yayını kaldırdı. Tam bu sıradabüyülü değneğin içinden yeşil renkli bir balçık topu fışkındıve üzerine doğru uçtu.

Cattibrie'in yayı aniden sıkıca göğsüne yaslandı ve gençkadın geriye doğru uçarak sertçe duvara çarptı. Bir kolugöğsüne, diğeri ise kalçasına bastırılmış bir halde yapışmıştıve bacaklarını kıpırdatamıyordu. Duvardan aşağıdüşemiyordu bile!

Haykırmaya çalıştı, ama çenesini kıpırdatamıyor ve birgözünü açamıyordu. Diğer gözüyle zar zor görebiliyor ve hernasılsa nefes almaya devam edebiliyordu.

Entreri kılıcı ve hançerini hazır bir şekilde kaldırarak hızladöndü. Yana doğru dalışa geçip odanın orta kısmında bulunanCattibrie'in önüne yuvarlandı. O sırada üç tane dişi drowuniçeri girdiğini ve içlerinden ikisinin doldurulmuş arbalettabancalarını kendisine doğru kaldırıp nişan aldıklarını gördü.

Çevik kiralık katil tekrar yuvarlanıp ayağa kalktı ve sankidüşmanlarının üzerine atılacakmış gibi yükselerek ilerledi.

Page 378: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Sonra kılıcını önden savurarak aşağı eğildi.

Usta dişi drowlar, kiralık katilin numarası karşısındaatışlarım beklettikten sonra tekrar nişan aldılar. İlk okEntreri'nin omuzuna saplandı ve onu beklediğinden deşiddetli bir şekilde sarstı. Aniden vücut devinimi kayboldu veirkilerek dimdik bir halde duruverdi. Kara çatallar halindekielektrik enerjisi okun üzerinden kıvılcımlar saçandokungaçlar gibi vücuduna yayılarak Entreri'yi çarptı vebirkaç adım gerilemesine sebep oldu.

İkinci ok göbeğine saplandı ve ilk batışında kiralık katilebüyük bir acı vermese bile, bunun ardından büyük bir elektrikpatlaması oldu ve Entreri'yi geriye doğru fırlatarak yere serdi.Kılıcı elinden kurtulup uçuşa geçti ve duvara yapışıp kalmışolan Cattibrie'ı kılpayıyla atlattı.

Entreri genç kadının ayağının dibinde durdu. Mücevherlihançerini hâlâ sıkı sıkıya tutmaktaydı ve derhal silahıfırlatması gerektiğini düşündü. Ama o elindeki parmaklarınistençdışı bir şekilde seğirişini ve hançer üzerindekihakimiyetinin gitgide zayıflayışını hayretler içinde izledi.Silahı kaldırmak için koluna emir verdi, ama kasları onacevap vermedi ve hançer titreyen elinden kısa süre içindekayıp düştü.

Kafası karışmış ve korkmuş bir halde Cattibrie'ın ayağınındibinde taşın üzerinde yatıp kaldı. Hayatında ilk defa sıkıeğitimli savaşçı kasları onun iradesine cevap vermiyordu.

Drizzt'in ilgisini üzerinde tutan kişi, diğer iki Drowunortasındaki üçüncü dişiydi: Vendes Baenre, yani uzun

Page 379: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

günlerdir ona acımasızca işkence eden Duk-Tak. Drizzt zincirzırh yeleği önünde tutarak, gözlerini bile kırpmaya cesaretedemeden kıpırtısız durdu. Zalim Baenre evladının ikiyanında bulunan dişiler arbalet tabancalarını bıraktılar veparlak kılıçlarını çektiler.

Vendes hızla ve sessizce birşeyler mırıldanırken, Drizztgeriye doğru uçmayı ya da büyülü bir yolla kıpırdamadantutulmayı bekledi.

"Yürekli dostların varmış," diye alaycı bir şekilde belirttizalim asilzade, mükemmel bir Ortak Lisan kullanarak.

Drizzt büyünün doğasını işte o zaman anladı. Vendes'in,Entreri ve Cattibrie ile iletişim kurmasını sağlayan bir tılsımdıbu.

Entreri'nin ağzı garip bir şekilde hareket etti ve yüzündekiifade söylemek istediği şeyi kelimelerden çok daha iyiaçıklıyordu. "Kutsal tören?"

"Hakikaten," diye yanıtladı Vendes. "Annem, kızkardeşlerim ve birçok davetli matron ana tören salonundatoplandılar. Ben törenin başlangıcında izinliydim ve dahasonra onlara Drizzt Do'Urden'i götürme emri aldım." Drizzt'egöz attı ve müthiş derecede memnun gibi göründü."Görüyorum da senin şu dostların iyileştirme iksirleriniboğazından aşağı boca ederek beni bu işten kurtarmış

"Gerçekten de Baenre Evine kolayca girip en değerliesirimizi kaçıracağınızı ve öylece çıkıp gideceğinizi misandınız yani?" diye Entreri'ye sordu Vendes. "Daha örümcek

Page 380: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ağı çitini geçmeden önce tespit edildiniz- ve o pis ellerinikardeşimin maskesine nasıl attığın konusunda da bir sürüsorgulama yapılacak! Gromph ya da belki de o tehlikeliJarlaxle’ın cevap verecekleri pek çok soru olacak.

"Sana da hayret ettim, kiralık katil," diye devam etti."Şöhretin senden önde gidiyor- daha iyi bir performansbeklerdim. Değerli avımızı sadece erkeklerin korumasının nedemek olduğunu anlayamadın mı?"

Drizzt'e baktı ve kafasını salladı. "Yol üzerine diktiğim osahte muhafızlar elbette ki harcanabilir nitelikteydi," dedi.Drizzt hiçbir harekette bulunmadı, yüz ifadesinde hiçbircevap yoktu. İyileştirme iksirleri işlerini yaparken gücününgeri döndüğünü hissediyordu. Ama Vendes ile yanındabulunan yüksek donanımlı, eğitimli dişiler karşısındayken bugücün pek birşey değiştirmeyeceğini farketti. Kolcu zırhyeleğe küçümser gözle baktı- ellerinde tutarken ona hiçbirfaydası olmazdı.

Entreri'nin zihni şimdi daha net bir şekilde çalışıyordu, amavücudu değil. Elektrik şokları devam ediyor, yapmak istediğiher türlü hareketi alt ediyordu. Fakat Vendes'in dediği birsözden sonra bir elini kesesinin içine atmayı başarmıştı, buzayıf bir umudun habercisiydi.

"İnsan kadının hayatta olduğundan şüpheleniyorduk zaten,"diye açıkladı Vendes, "büyük ihtimalle Jarlaxle’ın elindeolduğunu düşünüyorduk- ve bize bu kadar kolay bir şekildeteslim edileceğini hiç ummuyorduk."

Page 381: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Entreri, Jarlaxle’ın kendisini aldatmış olup olmadığınıdüşünmeden edemedi. Yoksa paralı asker bütün bu planısadece Cattibrie'ı Baenre Evine teslim etmek için miuydurmuştu? Bu Entreri'ye hiç mantıklı gelmiyordu- ama şugeçen son birkaç saat içinde Jarlaxle’ın yaptığı hiçbir davranışmantıklı gelmemişti zaten.

Cattibrie'ın sözünün edilmesi Drizzt'in gözlerindeki ateşleribiraz canlandırdı. Genç kadının burada, Menzoberranzan'daolduğuna, onun peşinden gelerek bu kadar çok şeyi riskeatmış olduğuna inanamıyordu. 'Guenhwyvar nerede peki?'diye merak etti. 'Yoksa Bruenoı ile Regis de Cattibrie ilebirlikte mi geldi?'

Yeşil balçığın içine sıkışıp kalmış olan genç kadınabakarken yüzünü buruşturdu. Ne kadar da savunmasız,çaresiz görünüyordu.

Bakışlarını Vendes'e doğru çevirdiğinde Drizzt'in lavantarenkli gözlerindeki alevler daha da parladı. Kendisine işkenceeden bu dişiye duyduğu korku kaybolmuştu. Herşeyin buşekilde sona ermesine artık razı değildi.

Drizzt hızlı bir hareketle zırh takımını yere bıraktı vepalalarını çekip çıkarttı.

Vendes'den gelen bir onayla birlikte iki dişi Drizzt'inüzerine atılıp iki yandan etrafını sardı. Birisi kılıcıylaParıltı'nm kıvrımlı metaline hafifçe vurarak Drizzt'e silahıbırakması gerektiğini ifade etti. Kafasını eğip Parıltı'ya baktıve mantığı buna itaat etmesini söyledi.

Page 382: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Fakat bunun yerine palayı geniş bir yay çizecek şekildesavurdu ve dişi drowun kılıcını kenara ittirdi. İkinci palasıaniden yükseldi ve diğer taraftan gelecek olan bir hamleyidaha başlamadan önce mağlup etti.

"Seni, ahmak!" diye ona haykırdı Vendes, bariz bir neşeyle."Senin nasıl dövüştüğünü görmeyi o kadar çok istiyordum ki,Drizzt Do'Urden- Dantrag seni katletmekle epey ilgili de!"

Kadının bu sözleri söyleyiş tarzı sonucunda Drizzt,Vendes'in yaşanması muhtemel olan o dövüşü acaba kiminkazanmasını istediğini merak etti. Fakat bu kaotik dünyanınsonsuz entrikalarını düşünüp taşınacak kadar vakti yoktu, helehele iki yandan bastıran dişi drowlar varken.

Vendes ondan sonra drow lisanına döndü ve askerlerineDrizzt'i feci şekilde tartaklamalarını, ama onuöldürmemelerini emretti.

Drizzt bir pervane gibi aniden döndü ve kılıçları havadatehlikeli bir yay çizdi. Aniden dönmeyi kesti ve sol tarafındaduran dişi Drowa şiddetli bir darbe savurdu. Küçük bir darbeindirmeyi başardı, ama muhteşem drow zırhına hiç zararveremedi- ki Drizzt'in üzerinde o zırhlardan yoktu.

Bunun ardından Drizzt'in sağ tarafını çenten bir kılıçsayesinde bu gerçek kanıtlanmış oldu. Yüzünü buruşturdu vekendi ekseni çevresinde geri döndü. Arka tarafa doğrusavurduğu kesik darbesiyle az önce derisini çenten kılıcıönemli bir zarar veremeden savuşturdu.

* * *

Page 383: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Entreri, Vendes'in de askerleri kadar dövüşe yoğunlaşmışolması için dua ediyordu. Zira yaptığı her hareket dengesiz vesakarca görünüyor, göze batıyordu. Yine de örümcekmaskesini kesesinden çıkartıp zangır zangır titreyen elindetutmayı başardı. Sonra yukarı doğru uzandı ve Cattibrie'inkemerini kavradı.

Titreyen parmaklarıyla kemere tutunamadı ve zemine geriyığıldı.

Vendes onun olduğu yöne doğru kaygısız bir bakış atıpsırıttı -görünüşe bakılırsa maskeyi farketmemişti- ve dövüşüizlemeye geri döndü.

Entreri yarı yarıya duvara dayanmış bir halde oturdu. Buberbat drow büyüsünden korunmak için kendisini kontroletmeye çalıştı, ama bütün çabaları boşunaydı; zira kasları hâlâistençdışı bir şekilde seğirmeye devam ediyordu.

Kılıçlar mümkün olan her açıdan Drizzt'in üzerine doğrusavruluyordu. Bir tanesi canını yakarak yanağım çizdi.Mükemmel bir u-yum içinde çalışan usta dişiler Drizzt'iköşeye sıkışmış bir halde tutuyor ve ona manevrayapabileceği kadar yer bırakmıyorlardı. Yine de Drizzt'insavuşturma hamleleri mükemmeldi ve Vendes, her ne kadarboşu boşuna olsa bile onun göze çarpan gayretini takdirediyordu.

Drizzt ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu biliyordu.Zırhsızdı ve büyülü iksirler damarlarında dolaşmaya devamediyor olsa bile hâlâ zayıftı. Kendisini böylesine güçlü birikili baskıdan kurtarabilecek pek az numarası vardı.

Page 384: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bir kılıç aşağıdan geldi; Drizzt silahı engelledi. Başka birkılıç öteki taraftan aşağı indi. Ama Drizzt havaya sıçrarkenaynı zamanda eğildi ve Panltı'yı kaldırıp darbeyi savuşturdu.Diğer palası ise önünde ileri geri savruldu ve her iki dişidende gelen orta seviyeli iki hamleyi alt ederek dörtlü savuşturmakombinasyonunu tamamladı.

Ancak amansız saldın devam ederken ve onu geridedurmaya, kullanışsız açılarla kılıç savurmaya zorlarken Drizztherhangi bir saldırı hamlesiyle karşılık veremiyordu.

Zıpladı ve eğildi, kılıçlarını bir o yana bir bu yana salladıve her nasılsa o acı verici kılıçların savunmasız vücudunaherhangi bir delik açmasını engelledi. Fakat aldığı küçükyaralar üstüste eklenmeye başlıyordu.

Kolcu, Cattibrie'a hüzünlü bir bakış attı. Kısa süre sonrakızın yüzleşeceği manzaranın düşüncesiyle dehşete kapıldı.

* * *

Entreri beyhude savaşını vermeye devam etti. Derken bugüçlü tılsımı savaşarak alt edemeyeceğini düşünerek bir andamağlup olup yığıldı.

Ama kiralık katil tehlikeli Calimport'un sokaklarındamağlubiyeti kabul ederek hayatta kalmamış, güney şehrininyeraltı dünyasında liderlik mevkisine yenilgiye razı olarakyük-selmemişti. Fikrini değiştirdi, kendisine sunulmuş olansınırlar çerçevesinde çalışması gerektiğine karar verdi.

Page 385: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Entreri'nin kolu yukarı doğru hjzla uzandı. Parmaklarıhiçbir şeyi kavrayamadı- zaten kavramaya da çalışmamıştı.Bunun yerine kolunu savurup yapışkan balçığa sertçe vurdu.

İhtiyaç duyduğu tutunma bundan ibaretti.

Entreri olağanüstü bir çaba sarfederek yapışmış kolunukıvırdı ve kendisini yarı yarıya yukarı çekip duvarda kısıpkalmış olan kadının yanına yükseldi.

Adamın ne yapmaya niyetli olduğu hakkında hiçbir fikriolmayan Cattibrie onu umutsuz ve çaresizce izliyordu. Hattakiralık katilin serbest olan kolu yukarı doğru savrulduğunda,onun kendisine vurmaya niyetli olduğundan korkan Cattibrieirkildi ve kafasını eğmeye çalıştı (fakat tabii ki de kafasını birsantim bile kıpırdatamadı).

Adamın serbest elinde duran şey mücevherli hançer değil,örümcek maskesiydi ve maske kafasının üzerine geldiğindeCattibrie adamın ne yaptığını anlamaya başladı. Maskeyapışkan balçığa takılmış olduğu için ilk başta aşağı kaymadı,ama sonra maskenin güçlü büyüsü karşısında yeşil renkliçamur çözülmeye başladı.

Açıkta olan tek gözü önce balçıkla, sonra da örümcekmaskesinin en alt kısmıyla kapandığında Cattibrie tamanlamıyla kör oldu.

Bir saniye sonra diğer gözü pat diye açılıverdi.

* * *

Page 386: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Dişiler hain erkeğin inatçı savunmasına karşı daha davahşice saldırırken dövüş şiddetleniyor, havada kıvılcımlaruçuşuyordu.

"Bitirin şu işi!" diye hırladı sabırsız Vendes. "Alaşağı edin,ki ahmak kadını Lloth'a kurban edişimize tanık olması içinonu tören salonuna kadar sürükleyelim!"

Vendes'in diyebileceği hiçbir şey, Drizzt Do'Urden'eyapabileceği hiçbir tehdit, bunun kadar ahmakça olmazdı.Cattibrie'in, biricik masum Cattibrie'in o feci ve sefilÖrümcek Kraliçeye kurban edilmesi bahsi Drizzt'inkaldıramayacağı kadar büyük birşeydi.

Artık Drizzt Do'Urden değildi. Zira ırksal kimliği, içindendolup taşan yabani avcının vahşi içgüdüleriyle yerdeğiştirmişti.

Sol tarafındaki dişi başka bir karşı saldırıyla üzerine geldi.Ama sağ tarafındaki dişi drow daha cüretkar bir hareketsergileyip kılıcını Drizzt'in palasının uç kısmından daha öteyedoğru bastırdı.

Bu kurnaz bir hamleydi, ama avcının yükselmiş olanhassasiyeti karşısında o kılıç neredeyse ağır çekim hareketediyor gibiydi. Drizzt kılıcın uç kısmının savunmasız karnınabirkaç milim daha yaklaşmasına izin verdikten sonra solelindeki palasını hızla harekete geçirerek kılıcı savuşturdu veyukarı kaldırmış olduğu kolunun altından geçirdi. Bu sıradadiğer palası dişinin ikinci kılıcıyla ilgileniyordu.

Page 387: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Sonra palaları güçlü bir çapraz savuşturma hamlesisergileyip hedef değiştirdi. Böylece sol palası yukarı doğruçaprazlama yükselirken sağ palası aşağı doğru çaprazlamasavruldu.

Dosdoğru ileri atılarak dizleri üzerinde dalışa geçti. Enyakınındaki düşmanın vücudunu kalkan olarak kullandı vediğer dişinin kendisine darbe indirmesini engelledi. Sağ eliniiçeri doğru kıvırıp becerikli bir şekilde palayı çevirdi veböylece düşmanının bacağının dış kısmını yararak dizinibüktü. Drizzt sol eliyle yumruk savurup dişi drowun göbeğinevurdu ve ağırlığını bükülmüş bacağı üzerine vermesinisağlayıp onu yere devirdi.

Hâlâ dizleri üzerinde duran kolcu, diğer dişi hızlasaldırırken çılgınlar gibi döndü ve sol kılıcıyla darbelersavurdu.

Dişi drow çok yüksekteydi. Pala bir kılıcı uzaklaştırdı, amadiğer kılıç daha aşağıdan geliyordu.

Avcının ikinci palası onu durdurdu ve kıvırıp yana doğruçevirdi, fakat dişi drow Drizzt'in derisini yarıpkaburgalarından birisini çentmeyi başardı.

Savuşturma ve saldırı hamleleri bir ileri bir gerisavrulmaktaydı. Avcı, aldığı en yeni ve en ciddi yaranınacısını hiç hissetmiyordu. Bu, Vendes'e imkansız gibigörünüyordu, ama Drizzt bir ayağını yere sabitlemeyi ve kısasüre içinde ayağa kalkıp hünerli rakibiyle eşit şartlar altındakarşılaşmayı başardı.

Page 388: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Diğer dişi yerde kıvranıyor, yarılmış bacağını tutuyor vekolunu ise deşilip açılmış karnının üzerine bastırıyordu.

"Yeter!" diye haykırdı Vendes, büyülü değneğini Drizzt'edoğru çevirerek. Muhteşem bir dövüş izleyip tadını çıkartıştı,ama elindeki dişi askerleri kaybetmeye hiç niyetli değildi.

"Guenhwyvar!" diye keskin bir haykırış duyuldu.

Vendes yana doğru dönüp insan kadına -örümcekmaskesini takmış olan insan kadına!- baktı. Kadın yeresinmişti ve yapışkan balçıktan uzaklaşmaktaydı. Cattibriebüyülü heykelciği yere bırakarak ve orada duran hançerialarak duvarın yanından hücuma geçti.

Vendes içgüdüsel olarak başka bir yapışkan balçık küresiyolladı. Ama görünüşe göre balçık küresi hücum eden kadınıniçinden geçip gitti ve hiçbir zarar veremeden duvara yapışıpkaldı.

Yönünü biraz şaşıran ve dengesini kaybeden Cattibrie,sadece hançeri önünde tutarak ileri doğru dalışa geçti. Ven-des'in elini çentmeyi başardı, ama büyülü değnek hızla gelipdarbeyi savuşturdu ve ölümcül hançerin saplanmasını önledi.

Cattibrie, drowun bel kısmına sertçe çarptı ve iki kadın dayere yığıldı. Cattibrie dişi drowu sıkıca kavramaya çalışıyor,Vendes ise ondan kurtulmak için vahşice tekmeler savurupdebeleniyordu.

* * *

Page 389: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt'in palaları geriye kalan dişi drowun kılıçlarına okadar hızlı vurdu ki, hepsi tek bir çınlama sesi gibi çıktı. Dişibir süreliğine onun hiddetli saldırısıyla başa çıkmayı başardı,ancak saplama ve kesik sağanağına karşı sergilediğisavuşturma hamleleri gitgide daha da gecikmeye başladı.

Kılıçlarından birisi sağ tarafa doğru savrulup Parıltı'yiengelledi. İkinci kılıcı yukarı yükseldi ve Drizzt'in yandansaplanan öteki palasını savuşturdu.

Ama aslında ikinci pala saplama hamlesi yapmıyordu,böylece dişinin kılıcı yana savrulmuş oldu. Dişi drow budövüş hilesini farketti ve silahını durdurup geri çekti.

Çok geç kalmıştı. Drizzt'in palası kaliteli örgü zırhtan içerisaplandı. Drizzt her türlü karşı saldırıya açıktı, ama acımasızpala kalbine saplandığında dişi Drowun hiç gücü kalmadı,hayatı tükendi. Drizzt kılıcı çekip çıkartırken dişi drowtitreyip sarsıldı.

* * *

Gaddar Drowun bacaklarını sıkı sıkıya kavrayanCattibrie'in kafasına bir yumruk yağmuru yağıyordu.Örümcek maskesi kayıp dönmüştü ve Cattibrie etrafınıgöremiyordu, ama eğer Vendes'in elinin altında bir silahıbulunsaydı başının esas o zaman dertte olacağım biliyordu.

Cattibrie tek elini körlemesine yukarı kaldırdı ve Drowunbileğini kavramaya çalıştı. Fakat Vendes bu harekete karşıfazlasıyla hızlıydı ve sadece kolunu kaldırıp kaçırmakla

Page 390: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kalmadı, aynı zamanda bir bacağını da kurtarmayı başardı.Bacağını kıvırıp tekme attı ve Cattibrie bayılacak gibi oldu.

Vendes güçlü bir şekilde üzerine abanıp sıyrıldı. BöyleceCattibrie kendisinden aniden uzaklaşan bacakları kavramayaçalışıp debelendi. Genç kadın baş belası maskeyi yüzündençekmek için sadece bir anlığına duraksadı, sonra Vendes'inayaklarının kendisinden uzaklaştığını görünce itirazlahaykırdı. Baenre evladı hızla ayağa kalktı ve odadan çıkmaküzere koşturmaya başladı.

Cattibrie bu drowun kaçmasına izin vermesinin ne sonuçlardoğuracağını kolayca kavrayabiliyordu. İnatla kollarını yerekoydu ve ayağa kalkmaya davrandı. Ama bir el tarafındanhafifçe yere doğru geri itildi. Cattibrie düşman Drowu takipetmek için koşturan Drizzt Do'Urden'in çıplak ayağının taşzemine bastığını gördü.

Drizzt koridora çıktığında garip bir şekilde vücudunukıvırdı. Kendisini öyle bir şiddetle geriye doğru fırlattı ki,Cattibrie onun sanki bir ipe takılıp yere devrildiğini sandı.Fakat yeşil renkli bir balçık küresi hiçbir zarar vermedenüzerinden uçup geçtiğinde, Drizzt'in bu hareketi kastenyapmış olduğunu anladı.

Drizzt bacaklarını yukarı savurup altına aldı ve sıçrayan birkedi gibi ileri fırladı.

Ve sıçrayan bir kedi, yani Guenhwyvar, Cattibrie'ınüzerinden aşıp koridora dalarak onu takip etti. Patileri taşzemine değdiği anda o kadar muhteşem bir açıyla dönüş yaptı

Page 391: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ki, Cattibrie gözlerini kırpıştırarak hayal görüp görmediğinimerak etti.

"Nau!" Sonu gelmiş olan Drowun itiraz çığlığı koridordanyankılandı. Vendes'in işkence ettiği, acımasızca dövdüğü osavaşçı şimdi gözlerinde intikam ateşleriyle birlikte tepesinebinmişti işte.

Drizzt'e yardım etmek için gözü dönmüş olan Guenhwyvarkolcunun hemen arkasından geldi. Ama kedinin dövüşekatılmak için harcadığı o kısacık an içinde Drizzt'in palasıçoktan Vendes'in karnına saplanmıştı bile.

* * *

Yan taraftan gelen bir inleme sesi Cattibrie'ın ilgisini çekti.Yaralı dişi drowun düşürdüğü silahlarına doğru süründüğünügördü.

Cattibrie derhal emekledi ve bacaklarını Drowun boynunadolayıp bütün gücüyle sıktı. Drowun abanoz renkli iki eli deyukarı kalkıp tırmık ve yumruk attı. Ama sonra dişi Drowsakinleşti ve Cattibrie düşmanının teslim olduğunu düşündü-tabii Drowun dudaklarının hafifçe kıpırdadığını görene kadar.

Bir büyü yapmaktaydı!

Cattibrie tamamen içgüdüsel bir şekilde parmaklarınıardarda Drowun gözlerine batırdı. Büyü sözlerinin mırıltısıacı ve itiraz feryatlarına dönüştü. Cattibrie bacaklarını dahada sıkıca kenetlediğinde ise sadece bir hırıltı halini aldı.

Page 392: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie yaptığı bu işten cömert kalbinin en derinine kadarnefret ediyor, öldürmek onu tiksindirici geliyordu. Özelliklede böyle bir savaş sonrasında ıstırap dolu saniyeler, belki dedakikalar boyunca düşmanının boğulmasını izlemek zorundaolmasından nefret ediyordu.

Entreri'nin hançerinin pek uzakta olmadığını gördü vesilahı kavradı. Ölümcül silahı saplarken, hiddet ve kaybolmuşmasumiyetin gözyaşları mavi gözlerine doluverdi.

* * *

Guenhwyvar kayarak durdu ve Drizzt sapladığı kılıcı sertçeçekerek bir adım geriledi.

"Nau " diye tekrarladı, afallamış olan Vendes drow dilinde'hayır' anlamındaki kelimeyi kullanarak. Zâlim Duk-Tak işte ozaman Drizzt'in gözüne küçücük gözüktü. Neredeyse sefil birhaldeydi, acı içinde iki büklüm olmuştu ve zangır zangırtitriyordu.

Drizzt'in ayağının dibine devrildi. Ağzı hareket edip itirazsözcüğünü bir kez daha şekillendirdi, ama nefesi kesilmişdudaklarından hiç ses çıkmadı ve gözlerindeki parıltı sonsuzadek kaybolup gitti.

BÖLÜM 24

Page 393: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

KAFA ÖNDE

Drizzt hücresine geri döndüğünde Cattibrie'in hâlâ taşzeminde yatmakta olduğunu gördü. Örümcek maskesielindeydi ve solunumunu bir düzene sokabilmek için derinderin nefes alıyordu. Onun ardında Entreri, balçıklı duvarayapışmış olan tek kolundan garip bir şekilde asılmışduruyordu.

"Bu onu aşağı indirir," diye açıkladı Cattibrie, maskeDrizzt'e fırlatarak.

Drizzt maskeyi aldı, ama hiçbir harekette bulunmadı.Aklında kiralık katili serbest bırakmaktan başka bir sürü şeydönüp duruyordu.

"Regis söyledi," diye açıkladı Cattibrie, bu kadarı yeterincebariz göründüğü halde. "Onu zorla konuşturdum."

"Tek başına mı geldin?"

Cattibrie kafasını salladı ve başka bir dostunun tehlikealtında veya ölmüş olabileceğini düşünen Drizzt bir anlığınaneredeyse bayılacak gibi oldu. Ama Cattibrie, Guenhwyvar'ıişaret etti ve drow kolcu rahat bir nefes aldı.

"Sen bir ahmaksın," diye yanıtladı Drizzt. Bu sözleriolanlara inanamadığmdan ve hüsran içinde olduğundan dolayısöylemişti. Cattibrie'a hiddetle kaşlarını çatarak baktı, kadınınbu yaptığı şeyden onun hiç memnun olmadığını bilmesiniistiyordu.

Page 394: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Senin kadar değil," diye hüzünlü bir gülümsemeyle lafıyapıştırdı genç kadın. Bu gülümseme Drizzt'in kaşları çatıkifadesini silip süpürdü. Kara elf bu denli kötü şartlar altınaolsa bile, Cattibrie'ı bir kez daha gördüğü için neşeyle dolmuşolduğunu inkar edemezdi.

"Bu konuyu şimdi mi konuşmak istiyorsun?" diye sorduCattibrie, hâlâ gülümsemeye devam ederek. "Yoksa MithrilSalonuna dönene kadar beklemek ister misin?"

Drizzt bir cevap vermedi, sadece kafasını salladı ve birelini gür saçları arasına daldırdı. Derken örümcek maskesine,sonra Entreri'ye baktı ve kaşlannı tekrar çattı.

"Anlaşmamız var," diye çabucak araya girdi Cattibrie. "Obeni sana getirdi ve ikimizi de dışarı çıkaracağını söylüyor.Biz de onu yüzeye geri götüreceğiz."

"Peki oradan sonra?" diye sormadan edemedi Drizzt.

"O kendi yoluna, biz kendi yolumuza," diye sertçe yanıtladıCattibrie, sanki söylediği söze inanabilmek için kendi sesinigüçlü bir şekilde duymaya ihtiyacı varmış gibi.

Drizzt tekrar maskeye ve kiralık katile şüpheyle baktı.Artemis Entreri'yi yüzey dünyasında serbest bırakma fikrisoylu kolcunun içine sinen birşey değildi. Drizzt'inhareketlerinden dolayı daha kaç kişinin başı belaya girecekti?Daha kaç kişi adı Artemis Entreri olan karanlık yüzündendehşete kapılacaktı?

Page 395: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Ona söz verdim," dedi Cattibrie, dostunun tereddütünecevaben.

Drizzt işin sonuçlarını düşünmeye devam etti. Onlarıbekleyen yolculukta, özellikle de Baenre ev sahasından dışarıçıkarken büyük ihtimalle patlak verecek olan dövüşte Entre-ri'nin sağlayacağı faydaları inkar edemezdi. Drizzt daha öncebuna benzer şartlar altında Entreri'yle omuz omuza savaşmıştıve ikisi birlikteyken tek kelimeyle harika iş çıkarmışlardı.

Yine de...

"İyi niyetle geldim," diye kekeledi Entreri, zar zor kontroledebildiği dişleri arasından. "Ben onu... ben onu kurtardım."Serbest olan kolu sanki Cattibrie'ı işaret edecekmiş gibiseğirdi, ama aniden ve şiddetle geri çekilip duvara çarpıverdi.

"O zaman senden söz alacağım," diye önerdi Drizzt, adamadoğru ilerleyerek. Bu konuyu üstelemeye ve yüzeyeçıktığında karanlık geçmişine karşı savaşmak zorunda kalsabile şeytani işlerine bir son vereceğine dair Entreri'den kesinbir söz almaya niyetliydi. Fakat Entreri onun neyin peşindeolduğunu gördü ve sözünü kesti. Aniden yükselen hiddetikaslarını geçici bir süre kontrol etmesini sağlamıştı.

"Hiçbir şey!" diye hırladı. "Sadece ona önerdiğimanlaşma!"

Drizzt derhal döndü ve ayağa kalkıp yayına doğru ilerleyenCattibrie'a baktı.

Page 396: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Söz verdim," diye daha vurgulu bir şekilde yanıtladı gençkadın, drowun şüpheli bakışlarına karşı gelerek.

"Ve gitgide... zamanımız... azalıyor," diye ekledi Entreri.

Kolcu son iki adımı hızla attı ve maskeyi Entreri'ninkafasına geçirdi. Adamın kolu balçığın içinden kurtuldu veayakta durabilecek kadar dahi kontrol sağlayamayan Entreriyere düştü. Drizzt geriye kalan iksir şişelerine yöneldi, kiralıkkatilin kaslarını tekrar kontrol etmesini sağlayacaklarınıumuyordu. Entreri'yi yüzey dünyasına çıkartmanın doğrukarar olduğu konusunda hâlâ emin değildi. Ama oyalanıp dabu konuyu enine boyuna tartışamayacağına karar verdi.Entreri'yi serbest bırakacaktı ve üçü Guenhwyvar ile birlikteönce ev sahasından, sonra da bu şehirden kaçacaklardı. Diğersorunlarla sonra ilgilenilmesi gerekiyordu.

Zaten eğer iksir şişeleri kiralık katile yardımcı olmazsabütün bunlar anlamsız kalacaktı, zira Drizzt ile Cattibrie'ınadamı buradan dışan taşıması imkansızdı.

Ama Entreri daha seramik şişelerden aldığı ilk yudumu bilebitirmeden önce ayağa kalkmayı başarabildi. Dartm etkisigeçiciydi, gitgide azalmaktaydı ve yeniden güç kuvvet vereniksir buna daha da hız katıyordu.

Drizzt ile Cattibrie, başka bir şişeciği paylaşarak içtiler veDrizzt zırhını giydikten sonra geriye kalan altı şişeciğin ikitanesini kemerine koyup diğerlerini yol arkadaşlarına pay etti.

"Baenre Evinin büyük tepesinin etrafından dolaşm alıyız,"dedi Entreri, kendisini yol için hazırlarken. "Hiç şüphesiz

Page 397: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kutsal tören hâlâ devam etmekte, ama eğer üst kattaki ölümino-torlar bulunmuşsa karşımızda bizi bekleyen bir askergüruhu bulacağımızın resmidir."

"Tabii kibirli Vendes buraya tek başına gelmediyse," diyeyanıtladı Drizzt. Kolcunun ses tonu ve kiralık katilin cevabenattığı bakış, ikisinin de bu ihtimalin pek zayıf olduğunudüşündüklerini açık ediyordu.

"Kafa önde," diye önerdi Cattibrie. İki yol arkadaşı da neolduğunu anlayamadıkları için genç kadına baktılar.

"Cüce usulüdür," diye açıkladı genç kadın. "Duvarı arkanaalırsın, kafanı öne eğersin ve onunla yolunu açarsın."

Drizzt; Guenhwyvar'a, Cattibrie ile yayına, Entreri ileölümcül silahlarına ve kendi palalarına baktı- esir kolcuyladövüşme beklentisi içinde olan kendini beğenmiş Dantrag'ınDrizzt'in bütün eşyalarını bu kadar yakına yerleştirmiş olmasıne kadar da iyiydi! "Bizi köşeye sıkıştırmış olabilirler," diyekabul etti Drizzt, "ama köşeye sıkıştırdıkları şeyin neolduğunu anladıklarından şüpheliyim!"

* * *

Matron Baenre, Matron Mez'Barris Armgo ve K'yorlOdran, Baenre Evinin devasa ibadet salonundaki merkezisunağın üzerinde dar bir üçgen halinde duruyorlardı.Dördüncü evden sekizinciye kadar olan hükümdar ailelerinmatronlan ise bu üçünün etrafında bir çemberoluşturmuşlardı. Menzoberranzan'in yönetici divanı olan buseçkin grup, divan odası olarak kullanılan küçük ve gizli

Page 398: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

mağarada sık sık toplanırlardı. Ama dua etmek için asırlardırbir araya gelmemişlerdi.

Matron Baenre kendisini hakikaten de gücünün doruğundahissediyordu. Hiçbiri hariç olmamak üzere hepsini bir arayagetirmişti. Sekiz hükümdar aileyi ittifaka sokmuş ve böylecebütün Menzoberranzan'ı Mithril Salonunun fethi içinkendisini takip etmek zorunda bırakmıştı. Akın ve ittifakkonusunda inatçılık etmiş olan gaddar K'yorl bile gitgidebüyümekte olan bu çılgınlığa kendisini cidden kaptırmış gibigörünüyordu. Törenin erken saatlerinde K'yorl kendisinehiçbir öneri sunulmadığı halde saldınnın başında bizzatkendisinin bulunmasını önermiş ve Mez'Barris Armgo -kendievinden bir aşağıdaki ailenin liderinin Matron Baenre'ningözünde daha iyi bir yer edinmesini istemediği için- derhalaynı teklifi sunmuştu.

Matron Baenre, Lloth'un kendisiyle birlikte olduğuna tümşeytani kalbiyle inanıyordu. Diğerleri de Lloth'un o buruşkırış matron anayla birlikte olduğuna inanıyordu ve busebeple ittifak daha da sağlanılaşmış oluyordu.

Matron Baenre törenin sonraki bölümlerindegülümsemesini gizlemek için çaba sarfetti. Vendes konusundasabırlı olmakta zorlanıyordu. Ne de olsa kızını Drizzt'igetirmesi için yollamıştı ve Vendes, Drizzt'in bu dinitoplantıdan muhtemelen sağ kurtulmayacağım anlayacakkadar deneyimliydi. Eğer Vendes şu anda esire biraz dahaişkence etme özgürlüğünü kullanı-yorduysa bile MatronBaenre ona kızamazdı. Baenre, Drizzt'i törende kurban etmeyiplanlamamıştı. Daha onunla oynayacak bir sürü oyunu vardıve Dantrag'a Menzoberranzan'daki diğer bütün silah

Page 399: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ustalarından daha iyi olduğunu kanıtlama şansı vermeyi çokistiyordu. Ama bu dini coşkunun olayların gidişatını tayinetmek gibi bir özelliği olduğunu biliyordu ve eğer durumlarDrizzt'in Lloth'a sunulmasını gerektirirse, o zaman idamhançerini seve seve kullanırdı.

Bu düşünce hiç de kötü değildi.

* * *

Dairesel yapının ön kısmındaki büyük kapıların ardındaduran Dantrag ile Berg'inyon eşit derecede zor seçeneklerlekarşı karşıya kaldılar. Bir muhafız sessizce içeri girdi, büyüktepede bir kargaşanın çıktığı, söylentiye göre birkaçminotorun öldürüldüğü ve Vendes ile refakatçilerinin aşağıkatlara indiği haberini fısıldadı.

Dantrag önce aşağıya, sıralar halinde oturan kara elflere,sonra da merkezdeki yüksek platforma baktı. Diğer bütün kızkardeşleri aşağıdaydı, tabii ağabeyi Gromph da öyle (fakatGromph'un içinde bulunduğu anaerkil sahneden çıkıpkurtulabilmek için bu bahaneyi seve seve kabul edeceğindenhiç şüphesi yoktu.) Kutsal tören doruklar ve vadilerden oluşanbir toplantıydı. Merkezi platform üzerinde gitgide daha hızlıdaireler çizip ellerini çırpmakta ve çılgınlar gibi ilahisöylemekte olan matron analar, kesinlikle doruk noktasınadoğru ilerliyorlardı.

Dantrag, Berg'inyonun talimat bekleyen gözlerine baktı.Genç Baenre'nin şimdi ne yapmalan gerektiğini kestiremediğibarizdi.

Page 400: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Silah ustası, muhafız ile Berg'inyon'u da beraberindegötürerek ana salondan dışarı çıktı. Arkalarından çılgınlar gibisöylenen ilahi sesleri yükseldi ve bir kreşendo halini aldı.

'Olay mahalline git,' diye Berg'inyon'a eliyle işaret ettiDantrag. Zira sesini duyurmak için bağırması gerekliydi.'Her-şey yolunda mı bak.'

Berg'inyon başıyla onayladı ve kertenkele bineğinibırakmış olduğu yere açılan gizli yan kapılardan birisinedoğru kıvrımlı koridor boyunca ilerledi.

Dantrag hızla eşyalarını kontrol etti. Büyük ihtimalleVendes durumu -tabii eğer bir durum varsa- kontrol altınaalmıştı. Ama Dantrag çok derinlerde, neredeyse kadının bunuba-şarmamasını, Drizzt ile yapacağı dövüşün birzorunluluktan doğmasını umut ediyordu. Dantrag'm bilinçlikılıcı da bu düşünceyle hemfikirdi ve silah ustası, silahtangaddar bir açlık dalgası yayıldığını hissediyordu.

Dantrag düşüncelerini kapıp koyverdi. Öldürdüğü hainincesedini kutsal törende bulunan Matron Baenre'ye götürecek,annesinin ve diğer bütün matron anaların (ve tabii seyircilerarasında oturmakta olan Uthegental Armgo'nun) onunhünerinin meyvelerine şahit olmalarını sağlayacaktı. Budüşünce hiç de kötü değildi.

* * *

"Kafa Önde," diye sessizce tekrarladı Cattibrie, yoldaşlarmermer silindirin içinde giriş katına yükseldiklerinde. Guen-hvvyvar sıçramaya hazır bir şekilde kadının önünde yere

Page 401: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

sindi; Drizzt ile Entreri, silahlan hazır bir halde kedinin ikiyanında durdular, Cattibrie da Taulmaril'i gerdi.

Mermer kapı yana doğru kayarak açıldığında karşılarındayüksek rütbeli bir dişi drow askerin durduğunu gördüler.Dişinin kırmızı gözleri faltaşı gibi açıldı ve Drow elleriniyukarı kaldırıp kendine siper etti.

Cattibrie'ın oku kara elfin cılız savunmasını yardı,vücudunu delip geçti ve onun ardında duran drowu da alaşağıetti. Guenhwyvar okun hemen ardından ileri atıldı, yeredevrilen iki kara elfin üzerinden kolayca aştı ve onlannardındaki bir kara elf güruhunun içine dalarak onları hallaçpamuğu gibi dağıttı.

Drizzt ile Entreri, parlayan kılıçlarını önlerinde savurarakaynı anda dışarı fırladılar ve iki ayrı yöne doğru döndüler.Sonra hızla Cattibrie'ın görüş sahasına geri girdiler. İkisininde silahları kanla lekelenmişti.

Cattibrie onların tam ortasından tekrar ateş etti ve çıkışkoridorunun yolunu kesen sıska drow duvarında bir delik açtı.Sonra o da yoldaşlarının arasından dışarı fırladı. Genç kadınıniki yanında durmuş olan Drizzt ile Entreri eşit derecedemükemmel kılıç danslan sergiliyorlardı. Tekrar ateş etti ve birDrowu daire şeklindeki odanın yan kapılanndan birisineçiviledi. Entreri'nin hançeri bir kara elfin kalbine sertçesaplandı; Drizzt'in palaları rakibinin saldın hamlesine karşıçapraz bir şekilde yükseldikten sonra yine çapraz bir hareketleters istikamette aşağı doğru inerek drowun boğazına net bir'X' çizdi.

Page 402: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Ama bu, Guenhwyvar'm gösterisiydi. Kalabalık odanıniçinde, dünyadaki başka hiçbir şey, hırlayan ve pençeler atanüçyüz kiloluk bir hiddet topundan daha fazla zarar ziyan vepaniğe yol açamazdı. Guenhwyvar bir o yana bir bu yanaatıldı, bir Drowun sırtını boylu boyunca yardı ve bir diğeriniise ayak bileğini ısırarak yere devirdi. Kedi odanın içinde vekoridorda yaptığı vahşi saldırı sırasında hiç kara elföldürmedi, ama çoğunu yaraladı ve çok daha fazlasının dehşetiçinde kaçışmasını sağladı.

Koridora ilk çıkan Cattibrie oldu.

"Lanet kapıya ateş et!" diye ona haykırdı Entreri. Amagenç kadının bu konuda teşvike hiç ihtiyacı yoktu ve böyleceCattibrie, daha kiralık katil sözlerini bitiremeden önce birincive ikinci oku fırlatmıştı bile. Üzerinde patlayan oklarınyarattığı kıvılcım yağmuru sebebiyle kapıyı pek seçemezoldu- ancak görebildiği kadarıyla kapı hâlâ sapasağlamyerinde duruyordu.

"Açıl, lanet olası, açıl!" diye haykırdı genç kadın,koridorda köşeye sıkışıp kalacaklarını düşünerek.Arkalarındaki odada patlak vermiş olan kaos dindiğindedüşmanları üzerlerine kapanacaktı. Sanki Cattibrie'ınkorkularının altını çizmek istermişçesine koridor anidenkararıverdi.

Onlan sadece talihleri kurtardı, zira kadının bir sonraki okukapının içindeki açma mekanizmalanndan birisine isabet ettive kapı yukarı doğru kayarak açıldı. Hâlâ körlemesine koşanCattibrie tökezleyerek Baenre ev sahasına çıktı. Drizzt,

Page 403: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Entreri ve en son olarak da Guenhwyvar onun ardından hızlageldiler.

Birkaç kertenkele süvarisi olay mahalline doluşurken,arkalarında ışıktan kuyruklar bırakan parlak ev armalarıgörülüyordu. Dartlar etraflarındaki kayalara çarpıp 'klik'etmeye başladığında yoldaşların derhal seçim yapmasıgerekti. Entreri başı çekti. İlk düşüncesi ağ çitine doğrugitmek oldu, ama ellerinde sadece tek bir örümcek maskesivarken üçünün o engeli zamanında aşamayacaklarını anladı.Sağa doğru koşturup büyük tepenin yan tarafına geçti. Duvarpürüzlüydü, zira esasında bu bina dipdibe durmuş birkaç iridikitten oluşan bir kümeydi.

Cattibrie ile Drizzt onun hemen ardından geldiler, amakapının dışında duran Guenhwyvar gerisin geri döndü vetekrar içeri dalıp takip üzerindeki kara elfleri dört bir yanadağıttı.

Entreri'nin zihni çılgınlar gibi çalışıyor, büyük ev sahasınıngenel yapısını anımsamaya, görev başında kaç tane muhafızınbulunabileceğini hesaplamaya ve bu muhafızların normaldenerelerde durduğunu kestirmeye uğraşıyordu. Geniş ev sahasıbir yöne doğru neredeyse yarım mil, öteki yöne doğru iseçeyrek mil boyunca uzanmaktaydı ve muhafızların çoğu -eğerEntreri doğru bir seçim yapmışsa- olay mahallineyaklaşamayacaklardı bile.

Fakat şimdi evin bütün drowları etraflarını sarmış gibiydi.Kaçan esirlerin dört bir yanında gitgide yükselen bir kargaşavardı.

Page 404: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Gidecek hiçbir yer yok!" diye haykırdı Cattibrie. Bir ciritgenç kadının az mesafe üzerinden geçip taşa çarptı veCattibrie, Taulmaril elinde hazır bir şekilde hızla döndü.Düşman kara elf çoktan harekete geçmiş, çitin yanındaki birtepeciğin arkasına saklanmak için koşturuyordu. AmaCattibrie yine de ateş etti. Büyülü ok taşı sıyırıp geçti ve çiteçarpıp parçalanarak gümüş ve mor renkli olağanüstü birkıvılcım yağmuruna sebep oldu. Bir anlığına genç kadınşansının yaver gittiğini ve engeli yarıp açtığını ümit etti. Amakıvılcımlar dağılıp yok olduğunda, Cattibrie, güçlü çitiniplerinde en ufak bir çizik dahi bulunmadığını farketti.

Cattibrie yaptığı atışı gözden geçirmek için bir saniyeliğineduraksadı, ama arkasından gelen Drizzt ona sertçe tosladı veonu koşmaya devam etmek zorunda bıraktı.

Kiralık katil bir başka dönemeci daha aldı ve karşı taraftanbir sürü drowun üzerlerine gelmekte olduğunu gördü.Düşmanlar bu kadar yakındayken açık ev sahasındakoşturmak intihar demek olurdu ve geldikleri yerden ne ileri,ne de geri gidebiliyorlardı. Entreri yine de ileri atıldı, sonrasağa doğru keskin bir dönüş yapıp dikit tepeceğin üzerinesıçradı. Burası yukarı çıkan dar bir patikaydı ve çoğunlukla,muhteşem sarayın yontma işlerini yapmak için çalışan goblinköleler tarafından kullanılırdı.

Güney şehirlerindeki büyük evlerin yüksek ve dar oluklarıüzerinde koşmaya alışık olan kiralık katil için çıkıntılıpatikada ilerlemek hiç zor değildi. Çevik ve dengeli Drizztiçin de zor değildi. Fakat eğer Cattibrie üzerinde koştuğuyolun nasıl birşey olduğunu düşünmek için bir anlığınaduracak olursa, muhtemelen devam edemezdi. Bir yanında

Page 405: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gitgide yükselen derin bir uçurum ve diğer yanında eğri büğrübir duvar bulunan kırkbeş santimlik bir çıkıntının üzerindekoşmaktaydılar. Ama kara elfler pek uzakta değildi vekaçakların hiçbirisinin durup da yolu düşünecek zamanıyoktu. Cattibrie sadece Entreri'yi adım adım takip etmeklekalmadı, aynı zamanda düşmanlarının etrafa kaçışmasınısağlamak için aşağıda uzanan ev sahasına bir iki atış yapmayıda başardı.

Bir virajı aldıktan sonra kendisine bön bön bakan iki tanegoblin işçiyle karşılaştığında Entreri bir engele çatmışolduğunu düşündü. Fakat dehşete kapılan köleler bu dövüştehiçbir şekilde yer almak istemiyorlardı. Böylece çıkıntılıpatikanın kenarından atladılar ve tepenin yamacından aşağıdoğru hoplaya zıplaya yuvarlanmaya başladılar.

Bir sonraki dönemece geldiğinde, kiralık katil, devam edenpatikanın birbuçuk metre ötesinde duran geniş ve görkemli birbalkon gördü. Entreri balkona doğru sıçradı ve tam onoktadan yukarı doğru çıkan, daha iyi oyulmuş bir merdiventespit etti.

Entreri ayağını yere bastığı anda balkonun gerisindetepenin duvarına gömülmüş olan kapıdan dışarı iki tane dişikara elf fırladı. İlkini gümüş kuyruklu bir ok karşıladı veodanın içine geri yolladı. Entreri ise diğeriyle çabucakilgilenip, daha Drizzt ile Cattibrie balkona inmeden önce işinibitirdi.

Derken Guenhwyvar geldi. Panter şaşkına dönen üçyoldaşın üzerinden uçarak geçti ve merdivende başı çekti.

Page 406: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Yoldaşlar gitgide daha yükseğe çıktılar, yerden onbeş, otuz,altmış metre yükseldiler. Başka hiçbir seçenekleri olmadığıiçin oflayıp puflayarak koşmaya devam ettiler. Nihayet,yerden üçyüz metre yükseldiklerinde, dikit kaya bir sarkıthalini aldı ve merdiven basamakları kaybolup yerleriniBaenre ev sahasının üzerindeki geniş kaya parçalannabağlanan yatay köprülere bıraktı.

Karşı taraftan bir grup drow çıkıp köprünün üzerindehücuma geçti ve yoldaşların yolunu kesti. Guenhwyvarkulaklarını geriye yatırıp hücum etti ve kara elfler bir yandankoşarken bir yandan arbalet tabancalarını panterin üzerineateşlediler. Kedinin her tarafına dartlar saplanıp zehir akıttı,ama Guenhwyvar'ı durduramayacaklardı. Bunu farkeden grupüyeleri dönüp kaçıştılar. Kediye çok yakın olan bazı drowlarise, tırabzanlı köprünün yanından kolayca aşağı atladılar vedoğuştan gelen levitasyon güçlerini kullanarak havadasüzüldüler.

Cattibrie derhal drowlardan birisine ok attı. Okun saplanmaşiddeti ölen drowun vücudunu savurdu ve acayip bir şekildebaş aşağı dönüp çaprazlamasına havada asılı kalmasınısağladı. Yarasından aşağı kanlar süzüldü ve yüzlerce metreaşağıdaki taş zemine yağmur gibi çiseledi. Havada asılı durandiğer kara elfler ne kadar savunmasız olduklarını farkettilerve çabucak aşağı inerek gözden kayboldular.

Guenhwyvar köprünün üzerinde kalan kara elfleri yerle biretti. Entreri onun ardından geldi ve vahşi panterden arta kalanyaralı drowların işini bitirdi. Kiralık katil arkasını dönüpyoldaşlarına baktı ve onların koşabileceği boş bir alan görerekhaykırdı.

Page 407: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

* * *

Cattibrie da aynı şekilde tepki verdi, ama Drizzt sessizliğinikorudu. Kendisinin ve dostlarının ne kadar büyük bir tehlikeiçinde olduklarını diğerlerinden çok daha iyi biliyordu.Baenre Drowlarının birçoğu levitasyon yapabilirdi. (Drizzt,her ne sebeptense, yüzeyde belli bir süre geçirdikten sonra bubecerisini kaybetmişti.) Baenre askerleri kısa süre içindeköprü yollarının üzerine çıkacak ve arbalet tabancalarıellerinde hazır bir şekilde sarkıtların arasına gizlenipbekleyeceklerdi.

Köprü başka bir sarkıta bağlanıyor ve ikiye ayrılıp sütununiki yanından dolaşıyordu. Guenhwyvar sola, Entreri sağasaptı.

Bir pusudan şüphelenen kiralık katil köşeyi dizleri üzerindekayarak döndü. Kolunu ileri doğru uzatmış tek bir dişi

Drow beklemekteydi. Kara elf, kiralık katilin alçaktangeldiğini görür görmez arbalet tabancasını aşağı eğdi. Dişidrow ateş etti ama kaçırdı ve Entreri'nin kılıcı drowunböğrünü deşti. Kiralık katil hızla hareket ederek ayağa kalktı.Uzun süreli dövüşlere ayıracak zamanı olmayan Entreri,sapladığı kılıcı bir mızrak gibi kullanarak dişi Drowutırabzanın üzerinden aşağı savurdu.

Drizzt ile Cattibrie bir kükreme sesi duydular ve pantertarafından parçalanmış bir kara elfın sol taraftaki yoldayuvarlandığını gördüler. Cattibrie kediyi takip etmek için oyöne doğru ilerlemeye başladı, ama arkasından gelen bir ıslıksesi duydu ve tam Drizzt'in yırtık pırtık yeşil pelerini havaya

Page 408: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

savrulduğu sırada omuzunun üzerinden geriye baktı. Kadıniçgüdüsel olarak eğildi, sonra kalın pelerine saplanıp kalmışolan bir arbalet okuna bakarak ayağa kalktı; bu ok gençkadının tam ensesine nişanlanmıştı.

Drizzt pelerinini aşağı indirip Cattibrie'ın yanına doğrukayarak genç kadının köprü yolunu ve hızla yaklaşmakta olanDrow grubunu görmesini sağladı.

Dar köprünün üzerindeyken koca dünyada Taulmaril'dendaha iyi bir silah bulunamazdı.

Köprü üzerinde ardarda gümüş kuyruklu oklar uçuştu veDrowlarm bazılarını öldürüp bazılarını yaraladı. Cattibrie busaldırıyı sonuna kadar, takipteki düşmanların hepsi ölene deksürdürebileceğini düşündü. Ama Drizzt aniden kadınınomuzlarını kavrayıp onu yana, sarkıtın yan kısmına doğrudevirdi ve onunla beraber kendisini de yere attı.

Taş zeminde az önce durduklan yere bir yıldırım çarptı veüzerlerine çok renkli bir kıvılcım yağmuru yağdırdı.

"Lanet büyücü!" diye haykırdı hiddetli kadın. Tek dizininüzerine kalktı ve büyücünün yerini tespit ettiğini düşünerektekrar ateş etti. Ok, yaklaşan Drow grubuna doğru uçtu, amabüyülü bir engele çarptı ve parçalanıp yok oldu.

"Lanet büyücü!" diye tekrar haykırdı Cattibrie. DerkenDrizzt tarafından çekiştirilerek koşmaya başladı.

Sarkıtın ötesindeki köprü temizdi ve kara elfler sarkıtınarkasında pusuya uğramaktan korkup yavaşlayacağı için,

Page 409: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

yoldaşlar peşlerindeki düşmanlarla arayı epey açmış sayılırdı.

Birbiriyle kesişen birçok köprü yolu belirdi. Büyük evsahasının üzerinde tam anlamıyla bir labirent vardı ve etraftaçok az Baenre askeri mevcuttu. Görünüşe bakılırsa yoldaşlaryine kaçabilecek bir alan bulmuşlardı, fakat nereyegidebilirlerdi ki? Menzoberranzan adındaki mağaranıntamamı önlerinde ve altlarında uzanıyordu. Fakat her ne yönegidilirse gidilsin, Baenre ev sahasının bittiği yerde köprüyollan da son buluyordu. Ayrıca pek az sarkıt kaya zeminegeri inmelerine izin verecek şekilde dikit tepeciklerlebirleşecek kadar aşağı uzanıyordu.

Görünüşe bakılırsa aynı şekilde kafası karışmış olanGuenhwyvar geri çekilip grubun arkasına gitti ve Entreri yinebaşa geçti. Kısa süre içinde köprü yolunun ikiye ayrıldığı biryere geldi ve tavsiye almak için Drizzt'e baktı. Ama drowsadece omuz silkti. Deneyimli savaşçıların ikisi deetraflarındaki Drowlarm hızla savunma hatlarınıoluşturduğunu farketmiş-lerdi.

Başka bir sarkıt kayaya geldiler ve kıvrımlı tarafındandönerek yukarı doğru çıkan bir yolu takip ettiler. Bir kapıbuldular, zira bu sarkıt kayanın içi oyulmuştu. Ama içeridesadece tek bir boş oda vardı- gizlenilecek bir yer değildi.Dönerek yukarı çıkan yolun en tepesinde köprü yolları ikiayrı yöne doğru uzanmaktaydı. Entreri sol tarafa yöneldi,sonra aniden durdu ve kendisini geriye doğru sırtüstü bıraktı.

Kiralık katilin hemen üzerinden bir cirit uçtu, Cattibrie'ınyüzünü az farkla kaçırıp sarkıt kayaya çarptı ve saplandı.Genç kadın kara renkli yılankavi dokungaçlarm ciridin

Page 410: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

üzerinde sürünüşünü ve çatır çutur ederek kayayı ısırışınıizledi. Cattibrie, bu şeytani görünüşlü tılsımın ne gibi bir acıvereceğini sadece tahmin edebilirdi.

"Kertenkele süvarileri," diye kadının kulağına fısıldadıDrizzt, Cattibrie'ı tekrar çekiştirerek. Cattibrie atış yapacakbir hedef arayarak etrafına bakındı ve mağara tavanında hızlakoşturmakta olan yeraltı kertenkelelerinin vakumlu ayakseslerini duydu. Ama büyülü tacın ona bahşettiği loş görüntüsebebiyle net bir hedef seçemiyordu.

Daha aşağıda paralel duran bir köprü yolundan, "DrizztDo'Urden!" diye bir haykırış geldi ve Drizzt durup o yönedoğru baktı. Kertenkelesinin üzerinde oturan Berg'inyonBaenre, köprünün en yakın kenarında tepetaklak asılı durmuşcirit atmaya hazırlanıyordu. Aradaki mesafe ve durduğu tersaçı hesaba katılırsa genç Baenre'nin atışı kayda değerdi. Amayine de silah kısa düştü.

Kertenkele süvarisi hızla köprünün altına geri sıvışırken,Cattibrie bir atış yaparak cevap verdi. Ok kayayı sıyırıp geçtive çok aşağıdaki zemine kadar serbestçe uçtu.

"O bir Baenre idi," diye açıkladı Drizzt, "hakikaten detehlikeli biri!"

"İdi," diye sertçe yanıtladı Cattibrie ve yayını gerip bu seferköprünün tam merkezine nişan alarak tekrar ateş etti. Büyülüok taşın içine gömüldü ve tiz bir çığlık duyuldu.

Berg'inyon Baenre köprünün altından aşağı doğru düşüşegeçti ve ölü kertenkelesi de onun peşinden çakıldı. Genç

Page 411: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

asilzade dostların görüş sahasından çıkınca levitasyon gücünebaşvurdu ve havada dönüp düzelerek yavaşça mağarazeminine doğru indi.

Drizzt, yaptığı atışı tebrik etmek için Cattibrie'ın yanağınabir öpücük kondurdu. Sonra ikisi birlikte Entreri ile Guen-hvvyvar'm ardından koşmaya devam ettiler ve bir sonrakisarkıtın etrafından dolaştıklarında, Entreri ile kedinin başkabir kara elfı alaşağı ettiğini gördüler.

Fakat harcadıkları bu çaba umutsuz, yararsız gibigörünüyordu. Saatler boyunca küçük zaferler kazanmayadevam edebilirlerdi, ama Baenre Evinin askeri kaynaklannıtükete-mezlerdi. Daha da kötüsü, ev sahasının savunmahatları er ya da geç örgütlenecekti. Matron ana ile yücerahibeler ve muhtemelen birçok güçlü büyücü kubbeli törensalonundan çıkıp takibe katılacaktı.

Başka bir sarkıtın etrafında dönerek yükselen ve mağaradataş işçiliği yapılmış en yüksek yere doğru giden bir yolu takipettiler. Etraflarında hâlâ gölgelerde saklanan kertenkelelerininüzerinde bekleyen ve hedeflerini dikkatle seçen Drowlarolduğunu biliyorlardı.

Guenhwyvar aniden durdu ve dosdoğru yukarı sıçrayıpköprü yolundan tamı tamına beş metre yukarıda duran bir taşkümesinin arasında kayboldu. Kudretli panter beraberindegetirdiği kertenkeleyi pençeleyip ısırarak aşağı indi. İkisi taşköprüye çakıldılar ve birbirilerini ısırarak yuvarlanıpdebelendiler. Drizzt bir an için Guenhwyvar'm köprününkenarından aşağı uçacağını düşündü.

Page 412: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Entreri savaşmakta olan hayvanlardan güvenli bir mesafeötede durdu. Ama Drizzt onu geçerek ileri atıldı ve palalarıylaölümcül bir iş çıkartarak kediye sarılmış olan kertenkeleyeçullandı.

Cattibrie akıllıca davranıp gözünü yukarıda tutmuştu ve birdrow sarkıt kümesinin arasından aşağı doğru süzüldüğündeTaulmaril onu beklemekteydi. Kara elf arbalet tabancasınıateşledi ve kaçırdı, dart genç kadının arkasına düşüp taşzeminde sekti. Cattibrie cevap verdi ve drowun hemenyanındaki bir sarkıtı yerinden koparttı.

Drow, bu kadını ve ölümcül yayını mağlup edemeyeceğiniderhal anladı. Sarkıtlar arasına sıvıştı ve kayalara basıpayağıyla ittirerek mağaranın tavanında süzüldü. Pekyakınlarında bir yere bir ok daha saplandı ve daha sonra başkabir ok elini uzatıp tutmak üzere olduğu sarkıtı parçaladı.

Havada duran Drowun tutunacak yeri kalmamıştı, beşmetre yukarıda asılı duruyordu ve şimdi köprü yolunun on-on-beş metre uzağındaydı. Levitasyon büyüsünü bozup aşağıdoğru inişe geçmesi ve Cattibrie'in durduğu seviyenin çokaltına inince büyülü enerjiyi tekrar oluşturması gerekirdi.Fakat bunun yerine yukarı yükseldi ve pürüzlü tavandakikuytulara sığınmaya çalıştı.

Cattibrie ölümcül bir şekilde nişan alarak ateş etti. Gümüşkuyruklu ok, sonu gelmiş Drowun içinden geçip gitti vekayalara saplanıp gözden kayboldu. Bundan yarım saniyesonra, Drowun yukarısında, mağara tavanının belli bir mesafeüstünde bir patlama oldu.

Page 413: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie merakla baktı ve duyduğu ikinci çarpma sesininne anlama geldiğini çözmeye çalıştı.

BÖLÜM 25

UMUTSUZ KAÇIŞ

Tören, ev sahasında yaşanan hadiseler tarafındanbölünmeden devam ederken, Matron Baenre'nin gururdankoltukları kabarmaktaydı. Dantrag ile Berg'inyon'un törensalonundan ayrıldıklarını bilmiyordu. Acımasız Duk'Tak'mınöldüğünden, kısa süre içinde diğer yönetici matron analarasergilemeyi umduğu hain tarafından öldürüldüğündenhaberdar değildi.

Matron Baenre'nin o anda bildiği tek şey gücün hoşlezzetiydi. Drowlarm yakın tarihindeki en güçlü ittifakıoluşturmuş ve kendisi de en başa geçmişti. Her zaman içinzeki davranan K'yorl Odran'ı alt etmiş ve şehirde nüfuzbakımından ikinci kişi olan Mez'barris Armgo'yu tamanlamıyla korkutmuştu. Lloth'un Baenre Evinin matronanasına gülümsediğine inanıyordu.

Page 414: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Duyduğu tek şey şarkılardı, savaşın sesleri değil. Kafasınıkaldırınca gördüğü tek şey ise, örümcek Kraliçenin sürekliolarak Drowdan örümceğe, örümcekten Drowa dönüşenmuhteşem illüzyon tasviriydi. Matron Baenre -ya da illüzyonuaynı huşuyla izleyen diğer Drowlar- o kubbeli törensalonunun çatısından üçyüz metre yukarıda, Baenre Evininköprülü sarkıtları arasında patlak veren savaştan nasılhaberdar olabilirdi ki?

* * *

"Bir tünel!" diye Drizzt'e haykırdı Cattibrie. Kolcununomuzunu kavrayarak onu hâlâ havada asılı durmakta olan ölüDrowa doğru çevirdi.

Drizzt, hiçbir şey anlamayarak kadına boş boş baktı.

"Yukarıda!" diye haykırdı Cattibrie ve yayını kaldırıp ocivardaki bir yere tekrar ateş etti. Ok, sarkıt kayanın temelinesaplandı, ama içinden geçip gitmedi.

"Sana söylüyorum, orada yukarıda!" diye bağırdı gençkadın. "Başka bir tünel var, koca mağaranın üzerinde!"

Drizzt o bölgeye şüpheyle baktı. Cattibrie'in iddiasınısorgulamıyordu, ama sözü edilen bu tünele nasılulaşabilecekleri hakkında hiçbir fikri yoktu. En yakındakiköprü yolu o bölgeden tamı tamına beş metre uzaktaydı.Ayrıca, her ne kadar bulundukları noktadan sadece on metreuzakta ve birkaç metre yüksekte olsa bile, yoldaşların oköprüye ulaşmak için dolambaçlı bir yol izlemeleri veyüzlerce metre koşmaları gerekliydi.

Page 415: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Nedir?" diye haykırdı Entreri, tereddüt içindekiyoldaşlarına katılarak. Kiralık katil, aşağıdaki köprü yolabaktığında bir araya toplanmakta olan bir sürü drow suretigördü.

"Üzerimizde bir tünel olabilir," diye çabucak açıkladıDrizzt.

Entreri'nin kaşları, çatık bakışı, bu bilgiyi pek değerlibulmadığını belli etti. Ama kiralık katilin şüphesi sadeceCattibrie'ı hiddetlendirmeye yaradı. Yayı yukarı yükseldi veoklar ardarda uçuşmaya başladı. Hepsi de inatçı sarkıtın temelkısmına nişanlanmıştı.

Üzerinde bulundukları köprüde bir ateştopu patladı ve ocivardaki taşlarla metaller eridiğinde, bütün köprü sarsılarakçökme tehlikesi altına girdi.

Cattibrie hızla dönüp çabucak iki atış yaparak bir drowuöldürdü ve diğerlerini en yakındaki dikit kayaların arkasınasıvışmak zorunda bıraktı. İlerideki karanlığın içinden biryerden Guenhwyvar kükredi ve arbalet tabancaları 'klik' etti.

"Gitmeliyiz!" diye onları teşvik etti Entreri, Drizzt'e asılıponu çekiştirmeye çalışarak. Fakat kolcu olduğu yerde durduve tekrar yana doğru dönüp bir ok daha atan Cattibrie'ı izledi.Ok zayıflamış olan kayaya sertçe saplandı.

Cattibrie'in hedefi olan sarkıt kaya itiraz içinde gümbürdedive bir tarafı tavandan kopunca aşağı doğru sarkıp garip biraçıyla asılı kaldı. Bir saniye sonra serbest kalıp aşağı düştü.Drizzt bir anlığına kayanın mor renkle parlayan tören salonu

Page 416: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kubbesine çarpabileceğini düşündü. Ama sarkıt kaya törenbinasının kısa bir mesafe ötesinde zemine çakıldı ve binlerceparçaya ayrıldı.

Kulakları keskin olan Drizzt gözlerini dört açıp tavandakideliğe odaklandı. Yüz ifadesinde bir umut kıvılcımı vardı."Rüzgar," diye nefes nefese açıkladı. "Tünelden rüzgargeliyor!"

Bu doğruydu. Yukarıdaki tünelle aşağıdaki devasa mağaraarasındaki hava basıncı bir düzene girerken, tavandakidelikten net bir rüzgar sesi geliyordu.

"Peki oraya nasıl gideceğiz?" diye sordu Cattibrie.

Şimdi ikna olan Entreri, çoktan çantasını didiklemeyebaşlamıştı bile. Uzun bir iple fırlatma kancası çıkarttı ve kısasüre içinde onu bir kement gibi kafasının üzerindedöndürmeye başladı. Tek bir atışla kancayı tünele en yakınolan köprüye taktı. Entreri üzerinde durdukları köprü yolununtırabzanına doğru koşturup ipi bağladı. Drizzt en ufak birtereddüde düşmeden ipin üzerine sıçradı ve dikkatle cambazgibi ilerlemeye başladı. İlerledikçe kendisine güveni artanDrow hız kazandı.

Ama bu güven aniden ortaya çıkan bir kara elf tarafındanmahvedildi. Görünmezlik büyüsünden sıyrılıp beliriverenDrow keskin kılıcını ipe savurdu.

Drizzt derhal kendisini ipin üzerine bıraktı ve çaresizce sıkısıkıya tutundu. İp iki kılıç hamlesiyle demir kancadan koptu

Page 417: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

ve Drizzt köprüdeki dostlarının üç metre altında bir sarkaçgibi ileri geri sallandı.

Düşman Drowun kendini beğenmiş gülümsemesi gümüşkuyruklu bir ok tarafından derhal yok edildi.

Drizzt tırmanmaya başladı, derken yanından ıslık çalarakgeçen bir dart sebebiyle durdu. Bunun ardından bir ok dahageldi ve Drizzt kafasını eğip baktığında birkaç askerinyaklaşmakta olduğunu gördü. Askerler bir yandan yukarıdoğru yükselirken bir yandan da ateş ediyorlardı.

Entreri ipe sertçe asılıp kolcunun köprüye çıkmasınayardım etmeye uğraştı, Drizzt köprünün kenarını kavradığıanda kiralık katil onu yukarı çekti ve ipi elinden aldı. îpekuşkuyla baktı ve demir kanca olmadan onu bu mesafedenfırlatıp da nasıl bir yere takması gerektiğini merak etti. Entreriazimle hırladı ve ipi bir kement haline getirdi. Sonra bir hedefaramak üzere döndü.

Drizzt tam bir bacağını köprüye atmış ayağını yerebasmaya uğraşıyordu ki, köprünün altında gökgürültüsünebenzer bir patlama oldu. Hem kolcu, hem de Cattibriedengelerini kaybettiler. Drizzt tekrar düştü ve parmakuçlarıyla köprüye tutundu. Cattibrie'in üzerinde durduğu taştabelirgin bir çatlak oluştu.

Bir arbalet oku Drowun yüzünün hemen önünden geçiptaşa çarptı ve bir diğeri çizmesinin tabanından sekti, amasaplanmadı. Peri ateşiyle vücudunun dış hatları aydınlatılmışolan Drizzt parlamaktaydı ve bu sebeple çok daha kolay birhedef halini almıştı.

Page 418: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Kolcu kafasını eğdi ve yaklaşmakta olan askerlere baktı.Doğuştan gelen yeteneğine başvurup bir karanlık küresioluşturdu. Sonra kendisini köprüye çekti ve Cattibrie ileköprünün üzerindeki kara elflerin karşılıklı olarak yaylımateşi başlattıklarını gördü. Bu sırada Entreri fırlattığı kemendigeri çekiyor ve küfürler yağdırıyordu.

"Onu bir yere takmam imkansız," diye hırladı kiralık katilve bundan çıkartılacak sonuçlan yüksek sesle söylemeihtiyacı duymadı. Drowlar arkalarında ve altlarındaydı,kaçınılmaz bir şekilde onlara yaklaşıyorlardı. Büyülüsaldırılarla zayıflamış olan köprü yolu artık hiç güvenligörünmüyordu ve sanki kötü talihlerine son noktayıkoyarmışçasma, Guenhwyvar'ın onlara doğru hızla geldiğinigördüler. Görünüşe bakılırsa kedi geri çekiliyordu.

"Pes etmeyeceğiz," diye fısıldadı Cattibrie, gözlerinde azimdolu bir bakışla. Köprünün altına doğru bir ok daha fırlattı,sonra kendisini yüzüstü yere atarak kollarını köprününkenarına doladı. O sırada yükselerek gelen Drow büyücüdeğneğini köprüye doğru uzatmış bir halde Drizzt'in karanlıkküresinden çıkmaktaydı.

Cattibrie'in oku değneğe isabet edip onu ikiye böldü vedrowun omuzunu sıyırıp ıslık çalarak geçti. Kara elfinhaykırışı acıdan çok dehşet doluydu, zira parçalanmışdeğneğine bakıyor ve az sonra meydana gelecek büyülüpatlamayı düşünüyordu. Alışılmış bir Drow sadakati gösterenbüyücü, değneğini aşağıya, karanlığın içine, yani yükselerekgelmekte olan dostlarının tam ortasına fırlattı. Karanlık küresisebebiyle görünmeyen yıldırım patlamalarından uzaklaşmak

Page 419: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

için levitasyon büyüsüne tam hız verdi ve ölen yoldaşlarınındehşet dolu haykırışlarını işitti.

Fakat bunun yerine yukarı bakması gerekirdi, ziraCattibrie'ın bir sonraki oku belkemiğini paramparça ettiğindekendisine neyin çarptığını dahi anlayamadı. Bu tehlikesavuşturulduktan ya da en azından ertelendikten sonra, gençkadın dizleri üzerine doğruldu ve köprüde bulunan inatçı karaelfler üzerine bir yaylım ateşi daha başlattı. Drowların arbalettabancalarının menzili Cattibrie'a yetişmiyordu ve ciritlerini omesafeden fırlatmayı ümit edemezlerdi. Ama genç kadınonların birşeyler çevirdiklerini, zarar verebilecek bir numaratasarladıklarını biliyordu.

Guenhwyvar sıradan bir panter değildi; kendi türününölçülerinin çok ötesinde bir zekaya sahipti. Köşeye sıkışmışdostların yanma hızla gelen Guenhwyvar, çabucak sorunlarıve basan şanslarını gözden geçirdi. Panter feci şekildeyaralanmıştı, kürküne saplanmış bir düzine arbalet oku vardı.Ama Drizzt'e tamamen ve yılmaz bir inatla sadıktı.

Kedi aniden koşturup ipi ısırarak elinden aldığında, Entrerigeriye sıçrayıp haykırdı. Panterin kendisine saldırmaya niyetliolduğunu düşünen kiralık katil derhal silahlarına davrandı,ama Guenhwyvar -Entreri ile Drizzt'in birkaç adımtökezlemesine sebep olacak şekilde- kayarak durdu, sağadoğru döndü ve sıçrayıp adeta havada süzüldü.

Guenhwyvar üzerine atladığı diğer köprünün pürüzsüztaşlarını pençeleriyle tırmıklayarak durmaya çalıştı. Fakatkedinin vücut devinimi çok fazlaydı ve hâlâ ipi sıkı sıkıyatutmakta olan Guenhwyvar köprünün öteki tarafından aşağı

Page 420: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

yuvarlandı. İp sonuna kadar gerildiğinde panter köprününyaklaşık yedi metre altında sarsılarak durdu.

Kendisinden çok panter için endişelenen Drizzt, içgüdüselolarak gergin ipin üzerine sıçradı ve Guenhwyvar'ın en iyiihtimalle zar zor tutunabildiğini hiç düşünmeden ip üstündekoşturdu.

Entreri, Cattibrie'ı yakalayıp çekiştirdi ve drowu takipetmesini işaret etti.

"Ben ip üstünde yürüyemem ki!" diye çaresizlik içindebelirtti genç kadın, gözleri dehşetle faltaşı gibi açılarak.

"O zaman öğren!" diye tersçe yanıtladı kiralık katil veCattibrie'ı o kadar sert bir şekilde itti ki, neredeyse köprününyanından aşağı yuvarlanmasına sebep olacaktı. Cattibrie tekayağını ipin üzerine koydu ve ağırlığını onun üzerine vermeyebaşladı, ama derhal geri çekilip kafasını sağa sola salladı.

Entreri hızla kadının yanından geçip ipin üzerine çıktı."Yayını iyi kullan!" dedi. "Ve ipin bu ucunu çözmeye hazırol!"

Cattibrie hiçbir şey anlamadı, ama Entreri ipten köprününüzerinde en az Drizzt kadar dengeli adımlar atarak hızlagiderken onu sorgulayacak zaman bulamadı. Cattibrie dönüpköprünün öteki tarafına ateş etti, sonra tekrar dönüp diğertarafa, Guenhwyvar'm peşine takılmış olan Drowlara atışyapmak zorunda kaldı.

Page 421: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bir o yana, bir bu yana dönüp dururken nişan alacak zamanbulamıyordu ve okları pek az düşmana isabet ediyordu.

Cattibrie derin bir nefes aldı. Asla yaşayamayacağıgeleceği için gerçekten üzülüyordu. Fakat o iç çekişinardından yüzünde kabullenmiş ama kararlı bir gülümsemebelirdi. Eğer ölecektiyse, düşmanlarını da kendisiyle birliktealaşağı etmeye kararlıydı. Drizzt'e özgürlüğünü geri sunmayakararlıydı.

* * *

Devasa Baenre salonunun içinde bazıları sarkıt kayanın evsahasının zeminine düştüğünü duymuşlardı, ama sadecehafifçe. Zira kubbeli binanın duvarları kalın taşlardanyapılmıştı ve mekanın içinde ikibin drow sesi, Lloth adınaçılgınlar gibi söylemekteydi.

Matron Baenre, bu çarpışmadan birkaç dakika sonrahaberdar edildi. Tören salonu işlerinden sorumlu olan kızıSos'Umptu onun kulağına ev sahasında birşeylerin tersgidiyor olabileceğini fısıldama imkanı buldu.

Töreni bölmek Matron Baenre'ye sıkıntı veriyordu.Etrafındaki diğer matron anaların, yani muhtemel rakiplerininyüzlerine baktı ve şimdi onun planına hepsinin uyacağınaikna oldu. Yine de ibadet salonunun seçkin muhafızbirliğinden birkaç kişiyi dışarı göndermesi -tabii dikkatli vesessizce- için Sos'Umptu'ya izin verdi.

İlk matron ana bundan sonra sanki herşey normalmiş gibi -tabii hâlâ devam eden alışılmadık toplantı dışında-

Page 422: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

gülümseyerek törene geri döndü. Matron Baenre eviningücüyle kendisini o kadar güvende hissediyordu ki, korktuğutek şey törenin kutsallığını bozacak birşey çıkması, onuLloth'un gözlerinde küçük düşürecek bir hadisenin olmasıydı.

Çok, çok yukarıdaki üç kaçak ve bir panterin marifetlerinihayal bile edemezdi.

* * *

Köprünün yanından sarkan ve yaralanmış yoldaşınabakmakta olan Drizzt, Entreri'nin onun hemen arkasından taşköprüye indiğini duymadı.

"Kedi için yapabileceğimiz birşey yok!" dedi kiralık katilsertçe. Hızla dönüp bakan Drizzt karşı tarafta kalanCattibrie'in tehlike altında olduğunu derhal farketti.

"Onu bıraktın!" diye haykırdı kolcu.

"İpi geçemiyor," diye çıkıştı Entreri. "Henüz geçemiyor!"Küplere binen Drizzt silahlarına davrandı, ama Entreri onaaldırış etmedi ve Cattibrie'a odaklandı. Genç kadın yere dizçökmüştü ve kiralık katilin ne olduğunu kestiremediğibirşeylerle uğraşıyordu.

"İpi çöz!" diye seslendi Entreri. "Ama elinden geldiğincesıkı tutun ve aşağı sallan!"

Entreri'nin ne tasarladığını anlamadığı için kendisinin birahmak olduğunu düşünen Drizzt, kılıçlarının kabzalarınıbıraktı ve ipi tutma işinde Entreri'ye yardım etmeye koyuldu.

Page 423: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie diğer ucunu çözdüğü anda, havada duran panterüçyüz kiloluk basıncıyla ipe asılacaktı. Drizzt, Entreri ilebirlikte panteri kısa bir süreden fazla tutacaklarını hiçsanmıyordu. Ama Cattibrie'ın tutunabilmesi için ipin ötekiucundaki sarsıntıyı en aza indirgemeleri gerekiyordu.

Genç kadın, Entreri'nin haykırışlarına ve her iki yandanyaklaşan kara elflere rağmen ipi hemen çözmedi. En sonundaelini uzattı ama derhal ayağa kalkıp seslendi, "Çok gergin!"

"Lanet olsun, yanında kesici alet yok," diye inledi Entreri,yaptığı hatayı anlayarak.

Drizzt, Parıltı'yı çekti ve sevgili Cattibrie'in yanındaölmeye kararlı bir şekilde ipin üzerine geri çıkmaya davrandı.Ama genç kadın Taulmaril'i omuzuna astı ve yüzünde dehşetdolu bir ifadeyle sallanan ip köprünün üzerine sıçradı. Ellerinive dizlerini sıkıca ipe dolayarak ilerledi. Üç metre, beş metremesafe katetti ve dostlarıyla arasındaki yolu yarıladı.

O acımasız okların artık kafalanna yağmayacağını görenkara elfler çabucak yaklaştılar. En öndeki drowlar neredeyseipe ulaşmış, arbalet tabancalarını kaldırmışlardı. Cattibriehakikaten de kolay bir hedef olacaktı!

Drizzt neler gördüğünü anlayamadı. Fakat diğer köprününüzerinde, birleşmekte olan iki kara elf grubunun tam ortasındabir alevtopu infilak ettiğinde neler olduğunu düşünüptaşınacak zamanı bulamadı zaten. Alev duvarları Drizzt'inüzerine doğru uçtu ve drow kolcu ellerini önünde siper ederekgeriye devrildi.

Page 424: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Yarım saniye sonra Entreri haykırdı, ipin öteki köprüdekiucu yanarak koptu ve boşalmaya başladı. Bu sıradaGuenhwy-var, Cattibrie'in ağırlığını dengeledi.

Cattibrie'ın köprü yolunun yan tarafına çarpınca halatıellerinden kaçıracağını anlayan yiğit Guenhwyvar ise dişleriniaçıp karanlığın içine gömüldüğünde ipin boşalması son bulduve Entreri ile Drizzt çabucak yere atılıp onu sıkıcayakaladılar.

Karşıdaki köprü çatırdayarak yarıldı ve çöktü. Büyülüpatlamadan sağ çıkmış olan bir drowun üzerine çakıldı veköprünün üzerindeki kara elflerin de aşağı uçmasına sebepoldu. Hayatta olanların çoğu hâlâ levitasyon yapabilecekdurumdaydı ve böylece aşağı düşüp ölmeyeceklerdi. Ama bupatlama yoldaşlara çok kıymetli bir zaman kazandırmıştı.

Yüzü ısıdan kıpkırmızı kesilen ve pelerinin üzerinde küçükalev parçacıkları dansetmekte olan Cattibrie'ın bilinciDrizzt'in kendisine uzattığı elini yakalayacak kadaryerindeydi.

"Guen'i yolla!" diye yalvardı genç kadın, ciğerleri ısıdankavrulduğu için soluğu kesilmiş bir halde. Drizzt derhalanladı. Kadının elini sıkıca tutmaya devam eden kolcu,heykelciği Cattibrie'ın kesesinden çekip aldı ve Guenhwyvar'aburadan gitmesini söyledi. Panter yere çarpmadan öncebüyünün devreye girdiğini umabilirdi sadece.

Sonra kolcu, Cattibrie'ı köprünün üzerine çıkarttı ve onasıkıca sarıldı. Bu sırada Entreri fırlatma kancasını yenideneline geçirmişti ve ipe bağlamaktaydı. Becerikli bir atışla

Page 425: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

demir kancayı Cattibrie'ın sarkıt kayayı yok ederek açtığıdelikten geçirdi.

"Fırla!" dedi kiralık katil, Drizzt'e. Ve Entreri ipi metaltırabzanların altından geçirip desteklerken drow bir elinidiğerinin önüne atarak hızla tırmandı. Sonra Cattibrie çıktı.

Drizzt kadar hızlı değildi ve kadının yavaşlığı yüzündendüşmanlarının onlara yetişeceğini düşünen Entreri, Cattibrie'aküfürler yağdırdı.

Drizzt çıktığı noktadan aşağı bakınca mağara zeminindenyukarı doğru yükselmeye başlayan kara elfler gördü. Fakat bukadar yükseğe çıkmaları birçok dakikalarını alacaktı.

"Burası güvenli!" diye tünelden seslendi Drizzt- veyukarıda sadece küçük bir oyuğun değil de, gerçek bir tünelinolduğunu öğrenince hepsi birden rahatladılar.

Entreri halatı bıraktı ve ip deliğin tam altında sallanırkenileri atılıp onu yakaladı.

Drizzt, Cattibrie'ı yukarı çekti ve tırmanmakta olan adamabaktı. İpi kesebilir ve Entreri'yi düşürüp öldürebilirdi, budünya o kiralık katil yokken çok daha iyi bir yer olurdu. Amaşerefi verdiği söze, Cattibrie'ın verdiği söze sadık kalmasınısağladı. Kiralık katilin onları bu noktaya kadar getirmek içingösterdiği cesaret dolu çabaları gözardı edemezdi. Şu andahainlik yapamazdı.

Deliğe yaklaşan Entreri'nin elini kavradı ve onu yukarıçekti. Taulmaril'i elinde tutan Cattibrie yaklaşmış olabilecek

Page 426: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

kara elfler var mı görmek için deliğin başına gitti. Derkenbaşka birşey farketti: durduğu yerin neredeyse tam altında,kubbeli tören salonunun mor peri ışıklan parlamaktaydı. EğerGuenhwyvar o çatıdan içeri çakılmışsa, kutsal törendebulunan drowların yüzlerinde ne gibi bir ifade olacağınımerak etti ve bu düşünce aklına başka fikirler getirdi.Cattibrie kubbeli binaya ve tepesindeki tavana bakarkenzalimce gülümsedi.

Tünel doğal ve engebeli olmasına rağmen üçünün yanyanayürüyebileceği kadar genişti. Tünelin ilerisinden gelipkaranlığı yaran bir ışık patlaması yoldaşlara orada yalnızolmadıklarını gösterdi.

Drizzt yolu temizlemeyi düşünerek palalarını kaldırıp ileriatıldı. Entreri onu takip etmeye davrandı, ama Cattibrie'ınbeklenmedik bir şekilde öteki tarafa doğru gittiğini görünceduraksadı.

"Ne yapıyorsun sen?" diye cevap istedi kiralık katil, amakadın yanıtlamadı. Sadece adımlarım ölçüp tartarken yayınabir ok yerleştirdi.

Yan geçidin önünden geçtiğinde bir Drow üzerine sıçradıve Cattibrie geri devrilip haykırdı. Ama düşman Drow dahakılıcını çekemeden önce, fırlatılmış bir hançer göğüs kafesinesaplandı. Entreri hızla koşturup geldi ve sıradaki drowlayüzleşti. Bu esnada öteki tarafa koşup Drizzt'e katılması içinCattibrie'a seslendi.

"Onları tut!" genç kadının sunduğu tek açıklamaydı. SonraCattibrie aksi istikamette ilerlemeye devam etti.

Page 427: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Onları tutmak mı?" diye tekrarladı Entreri. Sıradaki drowukesip biçti ve üçüncüsünü yaraladı. Bu sırada diğer iki karaelf geldikleri yöne doğru geri kaçıştılar.

* * *

Drizzt bir köşeyi döndü ve bunu yaparken hızını kesmemekiçin kavis çizen duvarın üzerine sıçradı.

"Yiğitçe!" diye bir selamlama geldi. Bu söz DrowLisanında söylenmişti. Dantrag ile Berg'inyon'un kertenkelebineklerinin üzerine rahatça kurulmuş bir şekilde tünelin tamortasında durduklarını gören kolcu yavaşladı.

"Yiğitçe bir teşebbüs!" diye tekrarladı Dantrag, amagülümsemesi bütün bu kaçış harekatıyla dalga geçtiğinigösteriyordu. Drizzt bütün çabalarının kendini beğenmiş silahustasının kaçınılmaz saldırısına daha fazla eğlence katmaktangayrı bir işe yaramamış olduğunu hissetti.

BÖLÜM 26

CATTIBRIE'IN SÜPRİZİ

Page 428: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Kertenkelenden düştüğünü sanıyordum," diye belirttiDrizzt, hayal kırıklığına rağmen sesinin metin çıkması içinuğraşarak.

Berg'inyon kırmızı gözlerini münasebetsiz haine dikti vecevap vermedi.

"İyi bir atıştı," diye hemfikir oldu Dantrag, "ama enindesonunda sadece bir kertenkeleydi. Senin ve dostlannın bizesunduğunuz eğlenceye de değerdi doğrusu." Dantragkayıtsızca ileri doğru uzandı ve uzun ölüm mızrağınıkardeşinin elinden aldı. "Ölmeye hazır mısın, DrizztDo'Urden?" diye sordu, mızrağın ölümcül ucunu aşağı doğruindirirken.

Drizzt yere sinip dengesini sıkılaştırdı ve palalarını önündeçaprazladı. 'Cattibrie ile Entreri nerede?' diye merak etti veonlann da koridorda direnişle -mesela Dantrag'ın askerleriyle?-karşılaştıklarından korktu.

Aniden Cattibrie'in ölmüş olabileceği düşüncesiyle birlikteiçini bir umutsuzluk kapladı. Ama kolcu bu düşünceleri birkenara itti ve Cattibrie'a güvenmesi, onun başının çaresinebakabileceğine güvenmesi gerektiğini kendisine hatırlattı.

Dantrag'm kertenkelesi ileri atıldı, sonra duvarın üzerineçıkıp yanlamasına koşturdu. Yaratığın kendisine yaklaşınca neyana doğru manevra yapacağı hakkında Drizzt'in hiçbir fikriyoktu. Zemine geri mi inecekti? Duvann üzerinde daha da mıyükselecekti? Yoksa tepetaklak dönerek tavana sıçrayıp da,sürücüsünü hedefe yukarıdan mı taşıyacaktı?

Page 429: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Dantrag, Drizzt'in birçok yıl boyunca, üzerinde bir tavanolmayan yüzey dünyasında yaşadığını biliyordu- en sonseçeneğin en hilelisi olduğunu düşünüyor olabilir miydi?

Drizzt karşı duvara doğru hamle yaptı. Ama Dantrag hızlakoşan, yapışkan ayaklı bineğini tavana yükselttiği anda kolcudizleri üzerine çöktü. Uzun mızrağın ucu yere eğilenkolcunun kafasını kılpayıyla kaçırdı ve kertenkele süvarisihızla üzerinden geçtiği anda Drizzt havaya sıçrayıp silahınsap kısmını yakaladı.

Sırtının alt kısmında bir acı hissetti ve dönüp baktığındabineğinin sırtında sakince oturmuş arbalet tabancasını yenidendoldurmakta olan Berg'inyon'u gördü.

"Adil bir dövüş olması gerekmiyor, Drizzt Do'Urden!" diyeaçıkladı Dantrag, kahkaha atarak, îyi eğitimli bineğinidöndürdü, zemine geri indi ve mızrağını bir kez daha aşağıindirdi.

* * *

Entreri inatçı kara elfin işini bitirmeye uğraşırken kılıç vehançer çılgınlar gibi savrulup duruyordu. Fakat karşısındakidrow hünerli bir savaşçıydı, savuşturma hamleleri hızlı veyerindeydi. Drowun ardında diğer kara elfler azar azarEntreri'ye yaklaştılar. Yoldaşlarının kiralık katilin fecisaldırılarını kontrol altına aldığını gördükçe kendilerinegüvenleri arttı.

"Ne yapıyorsun?" diyerek Cattibrie'dan cevap beklediEntreri, kadının geniş bir kaya çıkıntısının yanına diz

Page 430: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

çöktüğünü gördüğünde. Kadın ayağa kalktı ve taşın üzerineiki kere ateş ettikten sonra tekrar dizleri üzerine çöktü.

"Ne yapıyorsun?" diye daha vurgulu bir şekilde sorduEntreri.

"Vıdı vıdı etmeyi kes ve Drowları hallet," diye hırladıCattibrie ve Entreri duyduklarına inanamaz bir halde kadınabaktı. Bu şaşırtıcı dişi yaratığın ne yaptığını bir türlüanlayamıyordu. Neredeyse aklına sonradan gelen birdüşünceyle Cattibrie oniks panter heykelciğini yere bıraktı."Geri gel Guenhwyvar," dedi oldukça sakin bir sesle."Kahraman yol arkadaşımın sana ihtiyacı var da."

Entreri hırladı ve düşmanına coşup taşmış bir hiddetlesaldırdı bu da, kurnaz Cattibrie'ın umduğu tepkiydi zaten.Adamın kılıcı dairesel bir hareket yaptı ve mücevherli hançeride bulduğu her fırsatta kılıcı takip etti.

Kara elf birşeyler haykırdı ve ona en yakın olanDrowlardan bir tanesi ileri atılıp dövüşe katılabilecek kadarcesaretini toplamayı başardı. Entreri hırladı ve isteksiz birşekilde koridora doğru bir adım geriledi.

Gümüş kuyruklu bir ok kiralık katilin önünden hızla geçtive onu kör etti. Etrafı tekrar görebilecek hale geldiğindekarşısında yine tek bir drow vardı ve yan geçitte arkadabekleyip izlemekte olan diğer kara elfler sıvışıp gitmişti.

Entreri, Cattibrie'a iğneleyici bir bakış attı. Ama genç kadıntekrar taşa ateş ediyor, geri dönmüş olan panterle konuşuyorve onunla ilgilenmiyordu.

Page 431: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

* * *

Drizzt zehirin sırtında cayır cayır yandığını hissetti, amakısa süre önce aldığı iyileştirme iksirinin kıpırtısını dahissetti.

Kasten bayılır gibi yaptı ve Dantrag'ın gülüp onunla alayettiğini işitti. Berg'inyon'un arbaletinden gelmesi beklenen'klik' sesi duyuldu ve dosdoğru yere yığıldı. Böylece oküzerinden geçip gitti ve Dantrag'ın kafasını az farkla sıyırıptaş duvara çarpınca silah ustasının bütün neşesini kaçırdı.

Drizzt ayağa tamamen kalkamadan önce Dantrag hücumageçti. Silah ustası bu kez dosdoğru hedefe saldırdı. Drizzt birdizinin üzerinde durdu, hızla ayağa kalktı ve dönerekuzaklaştı. Havada savrulan kolunun altından geçen tehlikelive büyülü mızrağa çılgınlar gibi vurdu. Dantrag inanılmaz birhızla hareket ederek elinin tersiyle Drizzt'in yüzüne tokadıbastı. İki kılıcını da mızrağı kontrol altına almak içinkullanmakta olan Drizzt buna cevap veremedi.

Silah ustası imkansız bir süratle geri döndü ve güçlümızrak zeminde derin bir yarık açarken, Drizzt yana doğrudalışa geçmek zorunda kaldı. Drizzt mızrak geçip gittiğindebir darbe indirebilmeyi umarak derhal yönünü değiştirdi,ancak Dantrag çok hızlıydı. Silah ustası kılıcını çekti vesadece Drizzt'in hamlesini savuşturmakla kalmayıp bir deDrizzt'in ileri doğru uzattığı eline bir darbe indirdi.

Kertenkele kıvrılıp dönerek duvara tırmandı ve Drizzt'iöteki tarafa doğru çaresizce geri yuvarlanmaya zorladı.

Page 432: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Daha ne kadar dayanabileceksin, Drizzt Do'Urden?" diyesordu kendini beğenmiş silah ustası. Yaptığı çaresiz sağa solakaçış hareketleriyle Drizzt'in yorulmakta olduğunu biliyordu.

Drizzt hırladı ve bu sözlere itiraz edemedi. Amakertenkelenin hareketlerini takip edebilmek için dönerekyerden yükselirken gözünün ucuyla bir umut parıltısı gördü:koridorun köşesini dönen kara panterin yüzüydü bu.

Dantrag beşinci kez hücum etmek için bineğini döndürmeküzereydi ki, Guenhwyvar fişek gibi üzerine atıldı. Kertenkeleyuvarlandı ve kayışlarla bağlı olan Dantrag da onunla berabergitmek zorunda kaldı. Fakat silah ustası her nasıl yaptıysakayışları çözmeyi başardı ve iki hayvan boğuşarakuzaklaşırken, kendisi epey sersemlemiş bir halde ayağa kalkıpkolcuyla yüzleşti.

"Şimdi adil bir dövüş olacak," diye ilan etti Drizzt.

Bir arbalet oku Dantrag'm yanından geçip Drizzt'in palasınıaştı ve kolcunun omuzuna saplandı.

"Hiç de bile," dedi Dantrag, gülümsemesi geri dönerek.Drizzt'in gözle takip edemeyeceği bir hızla iki kılıcını dakınlarından çekti ve ölçülü adımlarla yaklaşmaya başladı. Busavaş için belki de silah ustasından bile daha fazla açlık duyanbilinçli kılıcının sesi Dantrag'm zihninde telepatik bir şekildeyankılandı.

'Hiç de bile.'

* * *

Page 433: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Ne yapıyorsun be?" diye haykırdı Entreri, Guenhwyvaronun rakibine hiç aldırış etmeden yanından geçip giderken.Bocalayıp kalan kiralık katil, yaşadığı hüsranın acısınıkarşısında duran Drowdan çıkarttı. Bahtsız askere üçlü kesmekombi-ııasyonuyla saldırdı. Drowun dengesini bozdu ve birkolunu feci şekilde kanattı. Entreri bu dövüşü o andabitirebilirdi. Ama ilgisi hâlâ büyük oranla Cattibrieüzerindeydi.

"Sadece delikler açıyorum," dedi genç kadın, sanki bucümle herşeyi açıklıyormuş gibi. Hızlı bir başarıyla birkaç okatışı daha yaptı ve devasa sarkıtın sert kayasında küçükdelikler açtı. Derken bir ok kayayı delip geçti ve aşağıdakidev mağaraya düştü.

"İleride bir dövüş var," diye seslendi Entreri. "Ve kara elflerkısa süre sonra tavandaki o delikten yukarı çıkacaklar."

"Öyleyse işini halletmeye bak!" diye haykırdı Cattibrie."Ve beni rahat bırak!"

Entreri vereceği sert cevabı yuttu, dudaklarını ısırdı. Eğerbütün bunlar bittikten sonra hayatta kalırsa, Cattibrie'ı hayattakaldığına pişman etmeye karar verdi.

Rakibinin ilgisinin dağıldığını düşünen ve çabucak zaferkazanmak isteyen drow aniden ileri atıldı. Ama Entreri'ninkılıcı sola ve sağa savrulduktan sonra ileri saplanarak ikisilahı da savuşturdu ve kanayan kola küçük bir darbe dahaindirdi.

* * *

Page 434: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

İki yaratık yuvarlanan bir kürk ve pul yığınından başkabirşey değildi. Guenhwyvar ile yeraltı kertenkelesi tırmıklarve ısırıklarla dolu bir karmaşadan ibaretti. Boynu uzun olankertenkele kafasını yana doğru kıvırıp geriye büküyor veGuen-hwyvar'ın böğrünü ısırmaya çalışıyordu. FakatGuenhwyvar kertenkelenin boynunun alt kısmını inatlasımsıkı tutuyordu. Çok daha ölümcül bir şekilde panterinpençeleri kertenkelenin ulaşamayacağı kadar yakındaydı vebu durum ikisi yuvarlanırken kediye belirgin bir avantajsağlıyordu. Panter ön pençeleriyle kertenkeleyi sıkı vedirençli bir şekilde tuttu, arka pati-lerini ise vücuduna doğruçekerek sürüngen yaratığı tekmeleyerek tırmıkladı.

Deneyimli panterin zaferi çok yakındı, ama derken Guen-h\vyvar sırtında bir acı hissetti. Bir kılıç saplanmıştı.

Panter gözü dönmüş bir halde çenesini sağa sola sallayıpkertenkelenin omuzundan büyük bir parça koparttı. Amaacıyla birlikte karanlık da geldi. Köprüler üzerindekikaçışında zaten yaralanmış olan Guenhwyvar pes etmek vesoyut bir duman bulutu halini alıp Astral Düzleme gidentünele girmek zorunda kaldı.

Delik deşik olan kertenkele yerde debelendi. Boynu veböğründen kanlar akıyor ve midesi derisinden dışarı fırlamışbir halde sarkıyordu. Elinden geldiğince hızla sürünerekuzaklaştı ve içine girip saklanabileceği bir delik aradı.

Berg'inyon ona hiç aldırış etmedi. Kendi bineğinin sırtındaöylece oturdu ve yaklaşan dövüşü büyük bir ilgiyle bekledi.Arbalet tabancasına bir ok yerleştirmeye davrandı, ama fikrinideğiştirdi ve arkasına yaslandı.

Page 435: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Berg'inyon bu müsabakayı her kim kazanırsa kazansınkendisinin kârlı çıkacağını farketti.

Ellerini kaldırıp kılıçlarının keskin yerlerini omuzlannakoymuş olan silah ustası, kayıtsız bir şekilde ilerleyipDrizzt'in önünde durdu. Birşey söyleyecek gibi oldu, dahadoğrusu Drizzt öyle sandı. Fakat kılıçlarından birisibeklenmedik bir şekilde ileri savuldu. Drizzt hamleyisavuşturmak için kendi silahını kaldırdı ve çeliğin çeliğevurma sesini duydu, derken Dantrag öteki kılıcını da devreyesoktu ve silahın sapını kavrayan yumruğunu savurdu.

Drizzt onun hareketlerini zar zor görebiliyordu. Parıltı'yidoğru zamanda kaldırıp öteki kılıcı savuşturdu ve yüzüne sertbir yumruk yedi. Sonra Dantrag'ın diğer eli onunyakalayamayacağı kadar hızlı bir şekilde savrulduğunda,Drizzt'in yüzüne bir yumruk daha indi.

'Bu drowda ne biçim bir büyü var böyle?' diye merak ettiDrizzt, zira hiçkimsenin bu denli hızlı hareket edebileceğinisanmıyordu.

Dantrag'ın kılıçlarından birisinin ustura keskinliğindekikenarı belirgin bir kırmızı renginde parlamaya başladı. Fakatsilah ustası şimşek hızındaki saldın hamlelerini sergilemeyedevam ederken, bu kırmızı parıltı Drizzt'e donuk birbulantıdan başka birşey olarak görünmüyordu. Drizzt sadeceher harekete tepki veriyor, kılıçlarını sağa sola sallıyor veçeliğin çınlamasını duyunca rahatlıyordu. Hamlelere karşılıkvermeyi düşünemi-yordu bile; Drizzt sadece Dantrag'ın çabukyorulacağını uma-bilirdi.

Page 436: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Ama tıpkı herhangi bir drow gibi, Drizzt'in de etkili birşekilde karşı saldırı yapabilecek kadar hızlı hareketedemediğini farkeden Dantrag gülümsüyordu.

Parıltı, Drizzt'in yüzüne doğru gelen bir kılıcı önledi;Dantrag'ın diğer kılıcı -parlak olanı- sağa doğru geniş bir yayçizdi ve Drizzt ikinci palasını hızla yukan kaldırdığındadengesini epey yitirmiş haldeydi. Kılıç palanın ucuna yakınbir yere çarptı ve Drizzt bu kadar zor bir açıdayken onudurdurmaya yetecek kadar gücü olmadığını anladı. Palasıkaçınılmaz bir şekilde içeri doğru kıvrılırken kolcu dosdoğruaşağı eğildi ve kılıç Drizzt'in kafasının hemen üzerinden ıslıkçalarak geçti. Drizzt dönerken, kılıç yön değiştirerek taşduvara sertçe çarptı ve duvarı yararak içeri girdi!

Drizzt silahın inanılmaz keskinliği karşısında neredeysehaykıracaktı. Sanki Bruenor Battlehammer'ın en sevdiği piskokulu peynirlerinden birisiymiş gibi taş duvarı kesmek de nedemekti öyle!

"Ne kadar devam edebileceksin?" diye dalga geçerek sorduDantrag. "Daha şimdiden hareketlerin yavaşlamaya başladıbile, Drizzt Do'Urden. Kısa süre içinde kelleni uçuracağım."Kendinden emin olan silah ustası rakibine yaklaştı. Efsanevihain drowun savaşırken ne halde olduğunu gördüğü için şimdikendisine güveni çok daha artmıştı.

Drizzt hazırlıksız yakalanmış, savunmaya çekilmekzorunda kalmıştı ve dövüşü kaybedişinin doğuracağısonuçlardan korkuyordu. O an kendisini bunu farketmeye,yoğunlaşıp konsantre olmaya ve sadece düşmanınaodaklanmaya zorladı. Dantrag'm şimşek hızındaki

Page 437: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

hareketlerine tepki vererek dövüşe devam edemezdi; ona dahadikkatle bakmalı, kurnaz ve becerikli rakibinin metotlarınıdaha iyi anlamalıydı. Tıpkı Dantrag'ın kertenkelesiyle birlikteilk saldırdığı zaman yaptığı gibi. Drizzt hücuma geçenDantrag'ın tavana yükseleceğini bilmişti, çünkü duruma silahustasının gözünden bakmayı başarmıştı.

Ve şimdi de öyle oldu. Dantrag sol, sağ, sol ve solkombinasyonunda saplama hamleleriyle saldırdı, amaDrizzt'in palaları her bir darbeye karşı yerli yerinde durdu.Aslında Drizzt savuşturma hamlelerini daha Dantragsaldırmadan önce sergilemeye başlamıştı. Silah ustasınınsaldırıları, yıllar boyunca yaptıkları eğitimde Zak'nafein'insergilediği hareketlerden pek de farklı değildi. Dantragkarşılaştığı her Drowdan daha hızlı hareket ediyor olsa bile,Drizzt, Dantrag'ın herhangi bir hareketin tam ortasındadoğaçlama yapamayacağından şüphelenmeye başlıyordu.

Yukarıdan gelen bir kılıcı engelledi, tam bir daire çizipParıltı'yi kırbaç gibi savurdu ve tahmin ettiği ikinci kılıcı dasavuşturdu. Drizzt o zaman tahminin doğru olduğunu anladı;Dantrag kendi hızına, en az rakiplerinin olduğu kadar tutsaktı.

Vahşi bir saplama hamlesi geldi, ama Drizzt çoktan dizleriüzerine çökmüş, Dantrag'ın kılıcını yukarıda tutmak için birpalasını kafasının üzerine kaldırmıştı. Silah ustasının ikincihamlesi yoldaydı, ama Parıltı ileri uzanıp Dantrag'ın inciğininyanına temiz bir kesik attıktan yarım saniye sonra indi.Böylece Baenre, saldırısını tamamlamak yerine bir adım gerisıçramak zorunda kaldı.

Page 438: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Silah ustası hiddetle hırlayarak tekrar hücum etti veDrizzt'in palalarına ardarda vurarak onları yavaşça havayayükseltti. Drizzt saldırı hamlelerinin gidişatına uyumgöstererek her harekete karşılık verdi. İlk başta kolcu, etkilibir karşı saldırının yollarını düşünmeye başladı. Fakat derkenDrizzt, Dantrag'ın bu saldın usulünü kullanmaktaki amacınıanladı. Bu, Drizzt'in daha önce babasıyla oynamış olduğu biroyundu.

Dantrag, Drizzt'in savuşturulması neredeyse imkansız olanbu saldırı usulünü alt etmenin yolunu bulduğunu bilemezdi-bunu sadece Drizzt ile Zak'nafein biliyordu.

Palalar yukarı kalktı, Dantrag onların altından içeri doğrudalışa geçti. Bu saldırıya alçaktan çifte saplama deniyordu.Amacı, düşmanının silahlarını çok yükseğe çıkartmak, anidenbir adım geri çekilmek ve kendi kılıçlarını kullanarakdosdoğru ileri atılmaktı.

Drizzt de geri sıçradı ve çaprazladığı palalarını aşağıindirip rakibinin kılıçlarını engelledi. Sergilediği hareket bukurnaz hamleye karşı yapılacak tek savuşturma olan çapraz-kı-hç tekniğiydi. Ama Drizzt bir yandan hamleyisavuştururken, bir yandan karşılık vermeye başlamıştı bile.Ağırlığını öndeki ayağına verdi ve arka taraftaki ayağını ikipalasının kabzaları arasından yükseltip şaşkına dönenDantrag'ın suratına tekmeyi bastı.

Silah ustasının yüzünün tam ortasına vurdu. Dantragtökezleyerek birkaç adım geriledi. Drizzt dosdoğru ileri atıldıve afallamış Drowa vahşi bir hiddetle saldırdı. Şimdihareketleriyle baskı kuran oydu. Rakibi tekrar saldırıya

Page 439: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

geçemesin ve inanılmaz hızını kullanıp avantaj kazananlasındiye ardarda darbeler yağdırıyordu.

Şimdi Drizzt'in gözle görülmeyen saldırılanna tepki vermesırası Dantrag'daydı. Palalar mümkün olan her açıdan üzerineyağıyordu adeta. Drizzt bu şiddetli ve hiddetli tempoyu dahane kadar koruyabileceğini bilmiyordu. Ancak Dantrag'ınsaldınyı tekrar ele geçirmesine ve onu tekrar savunmayaçekilmek zorunda bırakmasına izin vermemesi gerektiğinianlamıştı.

Dantrag, her nasılsa, saldırıları savuşturabilecek kadardengesini korumayı başardı. Ve palalardan birisi her ne zamansavunmasını aşsa, silah ustası yana doğru kaçıp kurtuldu.Drizzt, o imkansız hızın Dantrag'ın sadece ellerinde olduğunufarketti; drowun vücudunun geri kalan kısmı iyi hareketediyordu, Baenre Evinin silah ustasından bekleneceği şekildemükemmel bir dengeye sahipti. Ama netice itibarıyla ellerhariç tutulursa Dantrag, Drizzt'den daha hızlı hareket ediyordeğildi.

Parıltı dosdoğru dalışa geçti. Dantrag'ın kılıcı palayayanlamasına çarptı. Kurnaz Drizzt palayı büktü, kıvrımlıkısmını silah ustasının kılıcının üzerinden yuvarladı vekolunu çentti.

Dantrag, yakın dövüşü engelleme çabasıyla geri sıçradı,ama Drizzt palalarını savurarak onu takip etti. Drizzt ikinci veüçüncü kez Dantrag'ın mükemmel savuşturma hamlelerisonucunda ona küçük darbeler indirmeyi başardı. Kıvrımlıpalaların akıcı hareketleri kılıçların yaptığı düz savuşturmahamlelerini alt ediyordu.

Page 440: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

'Dantrag hareketlerimi benim onunkileri tahmin ettiğimkadar iyi tahmin edebilecek mi acaba?' diye iğneleyici birşekilde düşündü Drizzt ve alaycı gülümsemesini bastırmaktazorlandı. Parıltı dosdoğru ileri atıldı ve kılıçlardan birisi busaldırıya karşı mümkün olan tek savunmayı kullanarak yukarıkalktı. Dri/zt kılıcı kıvırmaya ve Dantrag da kolunu geriçekmeye başladı.

Ama Drizzt aniden durup palanın yönünü değiştirdi veParıltı, Dantrag'ın tepki veremeyeceği kadar hızlı bir şekildeileri atıldı. Ölümcül pala silah ustasının diğer kolunda derinbir yank açıp kolunu yana doğru ittirdi. Ardından Drizztyaptığı hareketi tamamlayıp geriye doğru bir adım attığında,havaya yükselmiş olan kılıcı aşağı inip Dantrag'ın göbeğinisıkı bir şerit halinde yardı.

Acıyla yüzünü buruşturan silah ustası bir adım geri sıçrayıpölümcül rakibinden uzaklaşmayı başardı. "İyi dövüşüyorsun,"diye kabul etti. Dantrag her ne kadar kendisine güveniyormuşgibi görünmeye çalışsa da, Drizzt indirdiği son darbenin ciddiolduğunu silah ustasının titreyen sesinden anladı.

Dantrag beklenmedik bir şekilde gülümsedi. "Berg'inyon!"diye seslenip yana doğru baktı. Kardeşinin artık oradaolmadığını görünce gözleri hakikaten de faltaşı gibi açılıverdi.

"Silah ustası olmayı istiyor," diye sakince mantık yürüttüDrizzt.

Dantrag hiddetle kükreyerek ileri atıldı. Hızlı bir darbesağanağıyla birlikte saldın avantajını tekrar eline geçirdi.

Page 441: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

* * *

Kılıç hızla yukarı savruldu ve hiddetli kiralık katil ileriatıldı. Mücevherli hançeri rakibinin kanını hevesle içti.Entreri silaha ardarda iki kez sertçe asıldıktan sonra geriçekildi ve taş zemine yığılıp kalması için ölü drowu bıraktı.

Kiralık katil derhal geçidin yanına doğru sıçramayı akıledebildi ve giriş kısmının karşısındaki koridor duvanna birkaçtane dart çarptığında kafasını çaresizce salladı.

Entreri hâlâ dizleri üzerinde duran Cattibrie'a döndü vekadına tekrar ne haltlar karıştırdığını sordu.

Aldatıcı bir şekilde masum görünen kumral saçlı kadınneşeyle gülümsedikten sonra içi dolu olan kum saatlerinin ensonuncusunu havaya kaldırıp gösterdi ve onu oklarıyla açtığıdeliklerden birisinin içine yerleştirdi.

Cattibrie'ın mağaradaki köprüyü nasıl havaya uçurduğunubir anda anlayıveren ve şu anda ne yapmakta olduğunu dabilen kiralık katilin yüzündeki kan çekiliverdi.

"Tabanları yağlamalıyız," diye belirtti Cattibrie, elindeTaulmaril ile onun yanına gelerek.

Entreri çoktan ilerlemeye başlamıştı, hatta koridorunönünden geçerken dönüp de bakmadı bile.

Cattibrie onun hemen arkasından geldi. İşin aslıkahkahalarla gülmekteydi. Zeminden ana mağaraya açılandeliğin önünde durup aşağı baktı ve levitasyonla kendisine

Page 442: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

doğru yükselmekte olan kara elflere az sonra göreceklerikarşılama töreninden pek hoşlanmayacaklanm belirtti.

* * *

Sola saplama, sağa saplama, sola doğru aşağı kesik, sağadoğru aşağı kesik. Dantrag'm saldırısı vahşi bir hız ve şiddetkazandı, ama Drizzt'in palaları yerlerini alıp savuşturmalarıbaşarıyla sergiledi ve kurnaz kolcu karşı saldın yapmak içinbir kez daha üçüncü silahını -yani çizmesini- devreye soktu.Ayağını kaldırıp silah ustasının yaralı göbeğine tekmeyi bastı.

Dantrag öne doğru yalpalayıp iki büklüm olmak zorundakaldı ve tekrar savunmaya çekildi. Drizzt amansız birsaldırıya giriştiğinde, silah ustası çaresizce hamlelere tepkivermeye başladı.

Entreri köşeyi dönerek geldi. "Koş çabuk!" diye haykırdıve buradan kaçmak için Drizzt'e her ne kadar ihtiyacı olsabile, durup da kolcuyu çekiştirmeye cüret edemedi.

Onun ardından Cattibrie geldi. Drizzt'in palalarınındosdoğru ileri atıldığını ve Dantrag'm kılıçları tarafından ikiyana savrulup tutulduğunu gördü. İkisi de beklendiği üzere,aynı anda aynı hareketi yaptı. Fakat Drizzt'in diziDantrag'ınkinden daha hızlı bir şekilde yükseldi ve ani bir acıdalgası vücuduna yayıldığında, silah ustası, Drizzt'i geridetutamayacağını anladı.

Drizzt, Panltı'yı rakibinin kılıcının üstünden geçirdi veucunu Dantrag'm kaburgalan üzerine yerleştirdi, sonra ikisibir saniyeliğine göz göze gelerek durdular.

Page 443: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Zak'nafein seni mahvederdi," diye sertçe onu temin ettiDrizzt ve Panltı'yı Dantrag'm kalbine gömüverdi.

Drizzt, Cattibrie'a doğru döndü ve genç kadının faltaşı gibiaçık gözlerinde gördüğü dehşetin sebebini kavramaya çalıştı.

Derken genç kadın oldukça garip bir şekilde üzerine doğrugelmeye başladı ve yaşanan bir patlamanın yaydığı şokdalgası sebebiyle Cattibrie'in ayağının yerden kesilmişolduğunu anlaması Drizzt'in birkaç saniyesini aldı.

BÖLÜM 27

HERŞEY ŞİMDİ ANLAŞILIYOR

Şok dalgaları ve kavurucu alevler sebebiyle mağaratavanından kopan sarkıt kaya çatırdayıp itiraz içindegümbürdedi. Sonra devasa bir mızrak gibi çöktü ve üçyüzmetrelik mesafe boyunca ıslık çalarak aşağı düştü.

Yakınlarda bulunan ve havada süzülmekte olan kara elflersarkıtın yanlarından geçip gidişini çaresizlik ve dehşet içindeizlediler.

Kubbeli toplantı salonunda kutsal tören devam etmekteydi.

Page 444: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bir dişi asker -Baenre Evinin seçkin muhafızlarmdandı,ama kesinlikle asilzade değildi- merkezi kaideye doğrukoşturup haykırmaya başladı. İlk başta Matron Baenre vediğerleri bu dişinin şok edici bir cinnet geçirdiğinidüşündüler, ki kontrolden çıkan dro\v törenlerinde pekyaşanmadık bir sahne değildi bu. Ama askerin uyanniteliğinde haykırdığını yavaş yavaş anlamaya başladılar.

Yedi matron ana, aniden şüpheye düşmüş bir halde MatronBaenre'ye dönüp baktılar. Kendi kızları dahi onun nelerçevirdiğim bilmiyordu.

Derken sarkıt kaya çakıldı.

* * *

Drizzt, Cattibrie'ı havada yakaladı ve sonra kendi ayağı dayerden kesildi. İkisi birlikte yere düştükleri anda kolcuyuvarlandı ve savunmacı bir tavırla genç kadının üzerinekapandı.

İkisi de haykırıyor, ama gitgide büyüyen ateştopunungümbürtü dolu kükreyişi yüzünden hiçbir şey duyamıyorlardı.Alev kasırgasının en dış perçemi üzerinden geçtiğindeDrizzt'in sırtı ısındı ve pelerini birkaç ayrı yerden alev aldı.

Derken alev kasırgası başladığı kadar hızlı bir şekilde sonbuldu. Drizzt yuvarlanıp Cattibrie'ın üzerinden çekildi, yananpelerininden kurtulmak için yerde debelendi ve sonra hâlâyerde yatmakta olan yol arkadaşının yanına geri döndü.Kadının patlama sırasında bayıldığından veya başına dahakötü birşey geldiğinden korkuyordu.

Page 445: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Cattibrie mavi gözlerinden birisini açtı ve manalı, muzipbir tavırla gülümsedi.

"Bahse girerim ardımız temizlendi," diyerek sırıttı. Drizztneredeyse kahkahayı basacaktı. Kadını kaldırıp kolları arasınaaldı ve ona sıkıca sarıldı. Gerçekten bir kez daha özgürkalabileceklerini işte o anda hissetmişti. Mithril Salonundageçireceği zamanları, Bruenor, Regis ile Guenhwyvar'm vetabii ki Cattibrie'ın yanında geçireceği zamanlan düşündü.

Drizzt ne kadar çok şeyi boş verip bir kenara atmak üzereolduğuna inanamıyordu.

Bir anlığına Cattibrie'ı bıraktı ve peşlerindeki bütünDrowların gittiğinden emin olmak için hızla köşeyi döndü.

"Merhaba," diye fısıldadı Cattibrie, ölü silah ustasınınyanında durmakta olan muhteşem kılıca kafasını eğipbakarak. Cattibrie silahı dikkatle yerden aldı ve şeytani birdrow asilzadesinin taşıdığı bir kılıcın sapında iyiliktanrıçalarından Mie-likki'nin sembolü olan tek boynuzlu atsuretinin neden bulunduğunu merak etti.

"Ne buldun?" diye sordu Drizzt, sakince geri dönerek.

"Sanırım bu sana uyar," diye belirtti Cattibrie, sıradışıkabzasını göstermek için silahı havaya kaldırarak.

Drizzt kılıca merakla baktı. Dantrag ile dövüşürken böylebir kabza görmemişti, fakat duvarı kolayca kesen kılıcın bukılıç olduğunu net bir şekilde hatırlıyordu. "Sende kalsın,"diye önerdi, omuz silkerek. "Ben palayı tercih ederim, ayrıca

Page 446: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

bu gerçekten de Mielikki'nin bir silahıysa, tanrıça bu kılıcıCattibrie'in belinde görmekten memnuniyet duyacaktır."

Cattibrie, Drizzt'i selamladı, içtenlikle gülümsedi ve kılıcıkemerine geçirdi. Tam o esnada Entreri'nin geri geldiğiniduyarak döndü. Bu sırada Drizzt, Dantrag'm cesedine doğrueğildi ve bileklikleri ölü drowun bileklerinden sessizce sıyırıpaldı.

"Oyalanamayız!" diye azarladı kiralık katil. Bocalayıpkalmış olduğu besbelliydi. "Şimdi bütün Menzoberranzanbizden haberdar ve bu rezil şehirle aramda bin mil mesafeolsa bile bana yetmez."

Drizzt, kiralık katille belki de ilk defa tamamen hemfikirolduğunu düşündü.

İnsan kadının belinde asılı durmakta olan bilinçli kılıçKhazid'hea'nm aklından geçen şeyler bunlar değildi tabii.Kılıç, Drizzt Do'Urden hakkında birçok şey duymuştu veDantrag yenildikten sonra bu efsanevi savaşçının ellerinekavuşabilmek için büyülü kabzasının şeklini değiştirmişti.

Drizzt bu yemi yutmamıştı, ama 'Kesici' adını hakkıylakazanmış olan büyülü kılıç bekleyebilirdi.

* * *

Yol temizdi, günün geri kalan kısmında ve geceninilerleyen saatlerine kadar hiçbir takip belirtisi görmediler. Ensonunda durup dinlenmekten başka seçenekleri kalmadı. Amabu dinlence de hakikaten rahatsız ve huzursuz geçti.

Page 447: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Yolculuğa bu şekilde üç gün boyunca devam edip mil-lercemesafe katettiler. Drizzt başı çekiyor ve svirfneblilerininanılmaz derecede tehlikeli olan bu örümcek ağınatakılmasına sebep olmaktan korktuğu için grubuBlingdenstone'dan uzak tutuyordu. Kertenkeleye binen drowdevriye birliklerinin nasıl olup da onlara yetişmediğinianlayamıyor, arkalarındaki koridorlarda veya yan geçitlerdeonlarca kara elfin pusu kurup beklemediğine hayret ediyordu.

Böylece Drizzt koridorun tam ortasında elinde genişsiperlikli şapkasıyla duran ve onları karşılamak üzerebekleyen tanıdık kara elfi gördüğünde hiç şaşırmadı.

Hâlâ öfkeden fokurdayan ve hâlâ savaşçılık güdüleri gerginolan Cattibrie, derhal Taulmaril'i doğrulttu. "Bu sefer kaçıpkurtulamayacaksın," diye mırıldandı, üçkağıtçı Jarlaxle’ınMithril Salonundaki dövüşte onları nasıl atlattığınıhatırlayarak.

Cattibrie daha yayı geremeden önce Entreri oku kavradı vegenç kadın, Drizzt'in silahlarına davranmadığını görünce bukonuda ısrar etmedi.

"Lütfen, tatlı ve güzel kadın," dedi paralı asker. "Sadecehoşçakal demeye geldim."

Adamın sözleri Cattibrie'ın sinirlerine dokunuyordu, ancakaynı zamanda genç kadın, Jarlaxle'ın ona karşı şereflidavrandığını, çaresiz bir esirken onu kötüye kullanmamışolduğunu inkar edemezdi.

Page 448: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Benim açımdan bakınca bu oldukça garip birşey gibigörünüyor," diye belirtti Drizzt, sesini sakin tutmaya özengöstererek. Kesesinin içindeki oniks heykelciği yokladı. Amaheykelciğin orada oluşu Drizzt'i pek rahatlatmıyordu, ziraeğer Gu-enhwyvar'ı çağırmasına ihtiyaç kalırsa, hepsininmuhtemelen öleceğinin farkındaydı. Bregan D'aerthe'ninmetotlarını ve kurnaz liderin alacağı tedbirleri iyi bilen Drizztile Entreri, etraflarının ezici bir sayı üstünlüğüyle ve hünerlisavaşçılarla kuşatılmış olduğunu anlayabiliyorlardı.

"Belki de düşündüğünün aksine, senin kaçmana o kadar dakarşı değilimdir, Drizzt Do'Urden," diye yanıtladı Jarlaxle. Busözleri dosdoğru Artemis Entreri için söylemiş olduğukonusunda hiçkimsenin aklında bir şüphe yoktu.

Entreri bu iddia karşısında hiç şaşırmışa benzemiyordu.Herşey kiralık katilin kucağına düşmüştü- Cattibrie'in tacı;Driz-zt'in yerini tespit etmeye yarayan klipsli kolye; örümcekmaskesi; kutsal tören sırasında Baenre Evinin korunmasızolacağına dair Jarlaxle’ın verdiği ipuçları; hatta Jarlaxle’ınmasasında onu bekleyen panter heykelciği. Jarlaxle'ın buişleri herhangi bir amaca yönelik olarak ayarlayıpayarlamadığını bilmiyordu, ama paralı askerin neleryaşanacağını tahmin etmiş olduğundan emindi.

"Halkına ihanet ettin," dedi kiralık katil.

"Halkım mı?" diye şaşaladı Jarlaxle. "O terimi bir tarif etbakayım, halkmış." Jarlaxle birkaç saniye duraksadı, sonra,sorusuna hiçbir cevap gelmeyince kahkahayı bastı. "Birmatron ananın planlarına destek vermedim, o kadar," diyedüzeltti.

Page 449: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"İlk matron ananın," diye altını çizdi Entreri.

"Şimdilik," diye ekledi paralı asker, manalı birgülümseyişle. "Menzoberranzan'daki bütün drowlarBaenre'nin kurduğu ittifaktan memnun olmuş değil- hattaMatron Baenre'nin kendi ailesinden bazıları bile."

"Triel," dedi Entreri, paralı askerden çok Drizzt'ekonuşarak.

"İçlerinden sadece birisi," dedi Jarlaxle.

"Bu ikisi neden bahsediyor öyle?" diye Drizzt'e fısıldadıCattibrie. Drow kolcuysa hadiselerin daha geniş boyutunuanlayamadığı için sadece omuz silkti.

"Mithril Salonunun kaderini tartışıyoruz," diye kadınaaçıkladı Jarlaxle. "Nişanlamanıza hayran kaldım, hoş ve güzelbayan." Nazikçe eğilip reverans yaptı ve bu, her nesebeptense, Cattibrie'in epey rahatsız olmasını sağladı.

Jarlaxle, Drizzt'e baktı. "Sevgili yol arkadaşının sarkıt kayamızrağı çatıdan içeri çakıldığı vakit, Baenre salonununiçindeki matron anaların yüzlerinin büründüğü ifadeye şöylebir bakabilmek için büyük meblağlar öderdim!"

Drizzt ile Entreri dönüp Cattibrie'a baktılar. Genç kadın isesadece omuz silkti ve masumca gülümsedi.

"Pek fazla Drow öldüremediniz," diye çabucak eklediJarlaxle. "Tören salonunda sadece bir avuç dolusu drowhakladınız ve bütün kaçış operasyonu boyunca

Page 450: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

öldürdüklerinizin sayısı iki düzineyi aşmıyor. Baenre Evibunu atlatacaktır. Fakat artık hiç de mükemmel bir kubbeyesahip olmayan tavandan senin marifetini temizlemenin yolunubulmaları biraz zaman alır hani! Yine de Baenre Evi bunuatlatacaktır."

"Ama ittifak," diye belirtti Drizzt. Bregan D'aertheharicinde hiçbir Drow birliğinin onların peşinden tünellereneden doluşmadığını şimdi anlamaya başlıyordu.

"Evet, ittifak," diye yanıtladı Jarlaxle, hiçbir açıklamasunmayarak. "Aslında Mithril Salonuna sefere çıkma ittifakı,Drizzt Do'Urden'in esir alındığı dakikada yok olmuştu zaten.

"Ama sorular!" diye devam etti Jarlaxle. "Cevaplanacakbirçok soru var. Elbette ki buraya geliş sebebim de bu."

Üç yol arkadaşı paralı askerin neden söz ettiğinianlamayarak birbirilerine baktılar.

"Geri götürmem gereken birşey var sizde," diye açıkladıJarlaxle, dosdoğru Entreri'ye bakarak. Boş elini uzattı. "Onugeri vereceksiniz."

"Peki, ya vermezsek?" diye hiddetle sordu Cattibrie.

Jarlaxle güldü.

Kiralık katil derhal örümcek maskesini ortaya çıkarttı.Elbette ki Jarlaxle’ın onu Sorcere'ye geri koyması gerekliydi,yoksa esirlerin kaçışı konusunda zan altında kalırdı.

Page 451: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Maskeyi, yani tamamlanmak üzere olan yap-bozunun enson parçasını görünce Jarlaxle’ın gözleri parladı. Triel Baen-re'nin maskeyi aşırmak için Sorcere'ye giden Entreri ileCattibrie'in her adımını izlediğinden şüpheleniyordu. FakatJarlax-le'm kiralık katile maskeyi çalmanın yolunu göstermesive böylece Drizzt Do'Urden'in kaçışına katkıda bulunması, enyaşlı Baenre evladının istekleriyle mükemmel bir şekildeörtüşüyor-du. Triel'in onu annesine satmayacağınainanıyordu.

Sadece maskeyi Sorcere'ye geri götürmesi gerekliydi -ki buhiç de zor bir iş değildi- tabii bunu Gromph Baenre onunkayıp olduğunu farketmeden önce yapmalıydı...

Entreri, Drizzt'e baktı, Drowdan hiçbir cevap çıkmadığınıgördü ve maskeyi Jarlaxle'a fırlattı. Neredeyse aklınasonradan gelen bir düşünceyle, paralı asker elini boynunauzattı ve yakut süsü boynundan çekip çıkarttı.

"Drow asilzadelere karşı pek etkili olmuyor da," diye esefleaçıkladı ve beklenmedik bir şekilde onu Drizzt'e fırlattı.

Drizzt'in eli ileri atıldı, fakat çok çabuk hareket etmişti.Böylece yakut süs kolcunun koluna çarptı. Drizzt inanılmazbir hızla elini geri çekti ve daha bir santim bile düşmedennesneyi yakaladı.

"Dantrag'ın bileklikleri," dedi Jarlaxle gülerek, kolcununbileklerinin örtülü olduğunu farkederek. "Zaten onlann bu işiyaptığını tahmin ediyordum. Korkma, bilekliklere alışacaksınDrizzt Do'Urden ve ondan sonra çok daha zorlu bir savaşçıolacaksın!"

Page 452: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Drizzt hiçbir şey söylemedi, ama paralı askerin sözlerindenşüphe de etmiyordu.

Drizzt ile arasındaki rekabeti henüz aşamamış olan Entreri,paralı askere tehditkar bir şekilde baktı. Bu işten hiç memnunolmamıştı.

"Ve böylece Matron Baenre'nin planlannı altüst ettiniz,"diyerek masal anlatır gibi devam etti Jarlaxle, eğilip bir kezdaha reverans yaparak. "Ve sen, kiralık katil, özgürlüğünekavuştun. Ama her zaman arkanızı kollayın cüretkardostlarım, zira kara elflerin hafızaları kuvvetlidir ve usulleride çok sinsidir."

Sonra bir patlama oldu, turuncu renkli bir duman bulutuhavaya yükseldi ve duman dağıldığında Jarlaxle gitmişti.

"Ve hele şükür senden kurtulduk," diye mırıldandıCattibrie.

"Yüzeyde yollarımız ayrıldığı zaman ben de size böylesöyleyeceğim işte," diye sertçe söz verdi Entreri.

"Sadece Cattibrie sana söz verdiği için," diye cevabıyapıştırdı Drizzt, eşit derecede ciddi bir tonlamayla. İkisiuzlaşmaya yanaşmayan bir tavırla gözlerini birbirilerinekenetlediler ve nefret dolu bakışlar attılar. İkisinin arasındaduran Cattibrie kendisini feci şekilde rahatsız hissetti.

Menzoberranzan adındaki tehdit görünüşe göre arkalarındakaldıktan sonra, eski düşmanlar bir kez daha düşman olupçıkmış gibiydi.

Page 453: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

SON DEYİŞ

Yoldaşlar, Ölü Ork Geçidinin yakınlarındaki mağaraya geridönmediler. Guenhwyvar'm kılavuzluğuyla Mithril Salonununçok altındaki tünellere geldiler. Entreri oradan sonraki yolu,onları aşağı madenlere bağlanan tünellere götürebilecek kadariyi biliyordu. Kiralık katil ve Drizzt, bir zamanlar üzerindedövüşmüş oldukları dağ çıkıntısında yollarını ayırdılar veyıldızlı gökyüzünün altında düello ettikleri o geceyihatırladılar.

Entreri dağ çıkıntısı üzerinde yürüdü, kısa bir mesafegittikten sonra duraksadı ve nefret ettiği rakibine doğru dönüpbaktı.

"Benim de hafızam kuvvetlidir," diye belirtti, Jarlaxle'ınson sözlerine atıfta bulunarak. "Usullerimindrcnvlarındakinden daha az sinsi olduğunu da sanma sakın!"

Drizzt cevap verme zahmetine girmedi.

"Verdiğim sözden kesinlikle pişmanım," diye Drizzt'efısıldadı Cattibrie. "O herifin sırtına bir ok saplamaktan dahafazla istediğim birşey yok!"

Drizzt kolunu genç kadının omuzuna attı ve onu tünelleredoğru geri götürdü. Cattibrie'in atışının -tabii eğer atış

Page 454: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

yaparsa- dünyayı çok daha iyi bir yer edeceğine karşıçıkmazdı, ama artık Artemis Entreri'den korkmuyordu.

Entreri'nin zihninde bir sürü şey döndüğünü biliyordu.Kiralık katil, Menzoberranzan'da gördüğü şeydenhoşlanmamıştı; ki o şey, karanlık ruhuna tutulan net biraynaydı. Yaşadığı duygusal bunalımdan kurtulması vedüşüncelerini yeniden drow kolcuya odaklaması uzun zamanalacaktı.

Bir saatten kısa bir süre sonra iki dost Wulfgar'ın ölmüşolduğu yere geldiler. O kaya yığınının önünde uzun bir süreduraksayıp sessizce, kol kola durdular.

Tam ayrılmak üzere dönmüşlerdi ki, silahlı ve zırhlı yirmitane cüce beliriverdi ve bütün çıkış yollarının ağzını savaşmakinalanyla kapattı.

"Teslim olun ya da püre olun!" diye bir ses geldi. Bununardından, iki yoldaşı tanıyan cüceler neşe ve şaşkınlıklauludular. Cüce askerler üzerlerine doğru koşturdular ve ikidostun etrafını coşkuyla sardılar.

"Onları gözcü kumandana götürelim!" diye bir ses geldi veDrizzt ile Cattibrie'ı neredeyse can çıkarıcı bir tempoylakoşturmaya başladılar. Onları kıvrımlı tüneller arasındangeçirip Mithril Salonu tünellerinin resmi giriş kapısından içerisoktular. Oradan kısa bir mesafe sonra, az önce sözü edilenkumandanı buldular. İki dost onu bu mevkide gördüklerine,en az Regis'in onları gördüğüne şaşırdığı kadar şaşırmışlardı.

Page 455: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Kumandan mı?" Küçük dostuna tekrar bakan Cattibrie'ınilk sözü bu oldu. Regis koşturdu ve kadının kollarına doğrusıçradı, aynı zamanda bir kolunu da Drizzt'in boynuna doladı.

"Geri döndünüz!" diye ardarda haykırıyor, çocuksu yüzhatlan neşeyle parıldıyordu.

"Kumandan?" diye sordu Cattibrie, duyduğuna hâlâinanamaz bir halde.

Regis hafifçe omuz silkti. "Birilerinin bu işi yapmasıgerekliydi," diye açıkladı.

"Ve bana kalırsa bu işi iyi de yapıyor hani," dedi bir cüce.Odada bulunan diğer cüceler hemen onunla hemfikir oldularve buçukluğun gamzeli yüzünün kıpkırmızı kesilmesinisağladılar.

Regis hafifçe omuz silkti ve Cattibrie'ı öyle bir öptü ki,neredeyse yanağını çürütecekti.

* * *

Bruenor sanki taşa dönmüş gibi oturuyordu. Tahtsalonundaki diğer cüceler Cattibrie'a neşeli selamlar verdiktensonra akıllıca davranıp odadan sıvışmıştı.

"Onu geri getirdim," diye 'doğruya doğru' bir ses tonuylasöze başladı genç kadın, babasıyla yalnız kaldığı vakit.Sesinin sanki sıradışı hiçbir şey olmamış gibi çıkmasınauğraşıyordu. "Ve Menzoberranzan'ı kesinlikle görmengerekli!"

Page 456: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

Bruenor irkildi; boz-mavi gözlerinden yaşlar süzüldü."Lanet olası, ahmak kız," dedi yüksek sesle, Cattibrie'inlaubali tavnnı dağıtarak. Cattibrie, Bruenor'u çocuklukgünlerinden beri tanıyordu, ama o anda cüce ona sarılacak mı,yoksa onu boğazlayacak mı kestiremiyordu.

"Lanet olası, ahmak sensin," diye cevap verdi genç kadın,tipik inatçı tavrıyla.

Bruenor ileri atıldı ve elini kaldırdı. Evlatlık kızına dahaönce hiç tokat atmamıştı ve şimdi de kendisini en son andadurdurmayı başarabildi.

"Lanet olası, ahmak sensin!" dedi Cattibrie yine, sankiBruenor'a 'sıkıyorsa vur' dermişcesine. "Değiştirilmesigereken şeyler tek tek elinden kaçarken, burada oturupdeğiştiremeyeceğin birşey için acı çekmek de neymiş!"

Bruenor başını çevirdi.

"Wulfgar'ı senden daha az özlediğimi mi sanıyorsun yani?"diye devam etti Cattibrie, babasının omuzunu kavrayarak(fakat gürbüz cüceyi bir santim olsun döndürmeyibaşaramadı). "Drizzt'in onu senden az özlediğini midüşünüyorsun?"

"O herif de salağın teki!" diye kükredi Bruenor, hızladönüp dosdoğru kızın gözlerinin içine bakarak. Sadecekısacık bir anlığına Cattibrie o eski kıvılcımı, cücenin ıslakgözlerinin içinde cayır cayır yanan o eski alevleri gördü.

Page 457: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 2 - Y±ld±zs±z Gece - R. A. Salvatore

"Bu konuda sana katılan ilk kişi o olur," diye yanıtladıCattibrie ve güzel yüzünde bir gülümseme belirdi. "Vehepimiz bazen öyle davranırız. Ama bir dostun yapmasıgereken şey, salakça davrandığımız zamanlarda bize yardımetmektir."

Bruenor pes etti ve sevgili kızının feci şekilde ihtiyaçduyduğu kucaklaşmayı ona sundu. "Drizzt, Cattibrie'dan dahaiyi bir dost bulamaz," diye kabul etti, sözlerini genç kadınınboynunda boğarak ve onları yaşlı bir cücenin gözyaşlanylaıslatarak.

* * *

Mithril Salonunun dışında, Drizzt Do'Urden bir taşınüzerinde oturuyor, kışın yaklaştığını haber veren ayazrüzgara aldırış etmiyor ve bir daha asla göremeyeceğinidüşünmüş olduğu şafak vaktinin tadını çıkartıyordu.