SOLUNUM SİSTEMİ
HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK
BAKIMI
İSTANBUL GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ
HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ
İÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ DERSİ
DR.ÖĞR.ÜYESİ ASLI GENÇ
SOLUNUM SİSTEMİ
SOLUNUM SİSTEMİ
HASTALIKLARI• Hava Yolu Hastalıkları
Bronşit, Bronşiolit
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)
Bronşial astım
Bronşektazi
• Enfeksiyon hastalıkları:Pnömoniler, Tbc
• İntestisyel akciğer hastalıkları: Akciğer fibrozu, sarkoidoz.
• Çevresel akciğer hastalıkları:Akciğer toz hastalıkları
(Pnömokonyozlar)
• Vasküler hastalıklar:Kor pulmonale, pulmoner hipertansiyon,
akciğer tromboembolisi, pulmoner ödem.
• Plevra hastalıkları:(plörezi, plevral effüzyon,ampiyem)
• Akut solumun yetmezliği (ARDS)
• Akciğer kanserleri
HAVA YOLU HASTALIKLARI
KRONİK OBSTRÜKTİF
AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH)
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı;
• Kronik bronşit
• Amfizem
gibi iki grup hastalığı kapsayan genellikle
irreversibl hava akımı kısıtlanması ile
karakterize kronik bir akciğer hastalığıdır.
KRONİK BRONŞİT
Akciğer tüberkülozu, bronşektazi, akciğer
absesi gibi başka hastalığa
bağlanamayan, birbirini izleyen en az iki yıl
boyunca her yıl en az üç ay devam eden
öksürük ve balgam çıkarma durumudur.
AMFİZEM
Terminal bronşiyollerin distalindeki
havayollarının belirgin fibrozisin eşlik
etmediği duvar hasarı ile birlikte anormal
ve kalıcı genişlemesidir.
EPİDEMİYOLOJİ• Küresel Hastalık Yükü Çalışması, 2016 yılında dünya
genelinde 251 milyon KOAH hastası olduğunu
bildirmektedir.2015 yılında 3.17 milyon ölüm KOAH
nedeniyle meydana gelmişitir.
• KOAH’a bağlı ölümlerin 2020 yılına kadar meydana
gelen ölümler arasında 3. sırada yer alacağı tahmin
edilmektedir.
• Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen
Ulusal Hastalık Yükü çalışmasında en sık görülen
ölüm nedenleri arasında 3. sırada olduğu bildirilmiştir.
• Hastalığın getirdiği ekonomik ve sosyal boyut oldukça
ileri düzeylerdedir.
KOAH’DA RİSK
FAKTÖRLERİ
• Sigara: Hastalığın en önemli nedenidir. KOAH’lıların
%80’i sigara içen hastalardır. Sigara içen her 5 kişiden
biri yaşamı esnasında KOAH gelişme riski ile karşı
karşıyadır. Sigara kullananların %50’sinde kronik
bronşit gelişirken, %15-20’sinde KOAH gelişmektedir.
• Pasif sigara içiciliği: Anne ve babası sigara içen
çocuklarda solunum sistemi semptomları ve solunum
sistemi hastalıkları sigara dumanına maruz
kalmayanlara göre daha fazladır. Solunum yolu alerjisi
olanlarda ve kan Ig E düzeyi yüksek olanlarda KOAH
gelişme riski daha fazladır.
• Kapalı ve Açık Alanlarda Hava Kirliliği,
Mesleki Toz ve Kimyasallar: Özellikle
gelişmekte ola ülkelerde hava kirliliği
KOAH gelişimne katkıda bulunan majör
faktörlerden biridir.ısınmak veya yemek
pişirmek amacı ile havalanmamış
evlerde odun, tezek veya kömür
kullanılması ve bunların yüksek düzeyde
iç ortam kirliliğine neden olmasıdır.
Maden işçiliği, metal işçiliği, odun, kağıt
üretiminde çalışma, çimento, tahıl ve
tekstil işçiliği.
• Yaş : Yaşlanma bariz bir şekilde akciğer
fonksiyonlarının kaybına katkıda
bulunmaktadır.
• Enfeksiyonlar: özellikle hayatın ilk yıllarında
geçirilen solunum yolları enfeksiyonlarının
KOAH riskini arttırdığı bilimektedir. Doğum
tartısı düşük olan çocukların viral
enfeksiyonlara yatkın olması riski arttırabilir.
Adenovirüs ve Respiratuvar Sinsiyal Virüslerin
(RVS) rolünün diğer virüslere göre daha fazla
olduğu gösterilmiştir. HIV enfeksiyonunun da
sigaraya bağlı amfizemi hızlandırdığı
bilinmektedir.
• Cinsiyet : özellikle gelişmiş ülkelerde son çalışmalarda
kadın ve erkeklerde mortalite verileri eşitlenmiştir.
• Sosyoekonomik durum: Hijeyenik koşulların yeterince
sağlanamadığı durumlarda KOAH gelişme riski
artmaktadır. Birçok araştırmada eğitim ve kültür düzeyi
düşük bireylerde KOAH’a daha fazla rastlandığı
vurgulanmaktadır.
• Beslenme: A,C,E vitamin eksikliği ve alkol kullanımı,
tütsülenmiş kırmızı et, tatlılar, patates kızartması
KOAH gelişiminde rol oynayabilmektedir. Fazla balık
ve meyve yenmesi KOAH gelişimini geciktirmiştir.
• Kalıtsal özellikler: Alfa1 antitripsin eksikliği amfizem
gelişiminde etkilidir. Alfa1 antitripsin eksikliği olan
kişilerde erken yaşlarda sirozla birlikte KOAH
gelişmektedir.
KOAH’DA PATOFİZYLOJİ
Makrofajlar ve proteazlarınsalınmasıyla akciğer dokusunda
harabiyet başlar.
Kronik bronşitte uzun süre irritanlara maruz kalma ve sigara içme sonucu hava yollarının duvar kalınlığı artar, lümen içi mukus artar, küçük hava yollarındaki değişiklikler sebebiyle lümen çapı azalır ve
obstrüksiyon gelişir.
Amfizemde alveol duvarlarının yıkımı sonucu havayollarında anormal ve irrevsibıl genişleme olur ve ayrıca intrapulmoner
hava yolları ekspirasyonda erken kapanır.
SEMPTOMLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ• Öksürük: KOAH’ın ilk semptomu genellikle öksürüktür.
Ancak hastalar tarafından sigaraya bağlanır ve
önemsenmez. Genellikle sabahları şiddetlenir, gece
boyunca alt solunum yollarında biriken sekresyonlar
sabah öksürükle atıldığında hasta rahatlar. Hastalığın
ilerleyen yıllarında öksürük daha da şiddetlenir.
• Balgam: KOAH hastalığı başlamadan yıllar önce
ortaya çıkan, başlangıçta yalnız sabahları söz konusu
iken zamanla günün diğer saatlerinde de görülmeye
başlayan bulgudur. Hastalığın kronikleşmesi ile günlük
miktarı artar. Renginin sarı veya yeşile dönmesi
solunum yolu enfeksiyonu bulgusudur.
• Nefes darlığı: KOAH tam oluşmadan ortaya çıkmaz.
İlerleyen dönemlere kadar hasta farkına varmayabilir.
Nefes darlığı önceleri eforla ortaya çıkarken, sonraları
günlük yaşam aktivitelerini engelleyecek boyutlara
ulaşır. Ortopne ve büzük dudak solunumu görülebilir.
• Hışıltı (wheezing): Yapısal hava yolu daralması ya da
sekresyonların varlığı gibi sebeplere bağlı olarak daha
geniş hava yollarından geçiş anındaki türbülan hava
akımı nedeniyle oluşur.
• Diğer semptomlar: Göğüs ağrısı, ileri aşamalarda
hipoksemiye bağlı siyanoz, hipokseminin
şiddetlenmesine bağlı sabahları baş ağrısı, sağ kalp
yetmezliği, ödem, anoreksi, kilo kaybı, uyku apne
sendromu, kas güçsüzlüğü, osteoporoz, psikosomatik
bozukluklar en sık görülen semptomlardır.
TANI• Spirometrik inceleme: bronkodilatör uygulamasını
takiben, solunum fonksiyon testinde kalıcı ekspiratuvar
hava akımı kısıtlılığının gösterilmesi ile koyulur. Tanı
için sulbutamol veya terbutalin verildikten en az 15-20
dk sonra FEV1/FVC oranının %70’den küçük olması
gereklidir.
• Reverzibilite testi: test öncesi bronkodilatör kesilir,
bazal FEV1 ölçülür ve ardından kısa etkili beta 2
agonist kullanılır. Kısa etkili bronkodilatötörlerden 15-
20 dk sonra FEV1 ölçümü tekrarlanır. Bronkodilatör
sonrası FEV1’de bronkodilatör öncesi FEV1’e göre
200 ml ve %12’den fazla artış olması obstrüksiyonun
reverzibl olduğunu gösterir.
• Vital Kapasite (VC, FVC): Maksimal
inspirasyondan sonra yapılan maksimal
ekspirasyonla çıkartılan gaz volümüdür.
• FEV1: zorlu bir ekspirasyonun ilk 1.
saniyesinde çıkarılan gaz volümüdür.
Temelde hızı gösterir.Obstrüktif akciğer
hastalıklarında azalır.
• Pulse Oksimetri (SpO2):satürasyon değeri %92’den
büyük olanlarda arter kan gazı ölçümünü gereksiz
kılar.
• Akciğer grafisi: kalp yetersizliği, tbc, bronşektazi,
akciğer kanseri gibi ek hastalıkları ve komplikasyonları
değerlendirmede önem taşır.
• Akciğer Bilgisayarlı Tomografisi: KOAH ile birlikte
pulmoner tromboemboli veya akciğer kanseri kuşkusu
varsa çekilmelidir.
• Kan tetkikleri: arteryel kan gazları, hematokrit, lökosit,
alfa antitripsin düzeyi incelemesi yapılmalıdır.
• Ekokardiyografi:kronik solunum yetmezliği olanlar,
pulmoner hipertansiyon bulgusu veya uyku apne
sendromu olanlarda istenmelidir.
FEV1/FVC < 70%
FEV1 > 80% beklenen
FEV1/FVC < 70%
50% < FEV1< 80% beklenen
FEV1/FVC< 70%
30% < FEV1 < 50% beklenen
FEV1/FVC < 70%
FEV1 < 30% beklenen
or FEV1 < 50% beklenen ve kronik solunum yetmezliği
Risk faktörlerinden kaçınma, influenza aşılama
kısa etkili bronkodilatör (gereğinde) Ekle
Bir veya daha fazla uzun etkili bronkodilatatör Ekle
Rehabilitasyon Ekle
Tekrarlayan ataklar varsa inhalerkortikosteroid Ekle
Kronik solunum
yetmezliği varsa
USOT Ekle.
Cerrahi tedavi düşün
KOAH SINIFLANDIRILMASI
I HAFİF II ORTA III AĞIR IV ÇOK AĞIR
TEDAVİ
• Hasta ve aile eğitimi
• Risk faktörlerinin azaltılması
• Stabil KOAH tedavisi
• Alvlenmelerin tedavisi
HASTA VE AİLE EĞİTİMİ
• Hastanın tedaviye katılımını ve uymunu
arttırır.
• Hastalığın tanımı, prognozu, risk
faktörleri, olası komplikasyonlar, belirti
bulguları, tedavi ve bakımı, ilaçlar ve yan
etkileri, pulmoner rehabilitasyon
konularında hasta ve ailesi
bilgilendirilmeldir.
RİSK FAKTÖRLERİNİN
AZALTILMASI• Sigaranın bırakılması: daha önce bırakıp tekrar başlandıysa
neden başlandığı, zayıf noktalar tespit edilmeli, sigara
taşınmamalı, sigarayı hatırlatacak faaliyetlerden uzak
durulmalı. Sağlık çalışanlarında destek alınmalı, gerekirse
hekim kontrolünde ilaç kullanılmalı. Aile üyelerinden sigarayı
bırakma konusunda destek alınmalıdır.
• Maruziyetten kaçınma: kömür ve diğer metallerin işçiliğinde,
ulaşım sektöründe, odun işçiliğinde, çimento, tekstil, tahıl
işinde çalışanlarda sigara riski arttıracağından içilmemeli ve
çalışırken kişisel önlemler alınmalı. Havanın kirli olduğu
günlerde dışarı çıkılmamalı, odun ya da gazla ısınılıyorsa ev
havalandırılmalı, ev ilaçlaması ya da boyaması yapılacaksa
evde olunmayan zaman tercih edilmelidir.
STABİL KOAH TEDAVİSİFarmakolojik Tedavi
• Bronkodilatörler: tek başına ya da kombine olarak kullanılır.
Üç farklı sınıfa ayrılır; beta adrenerjik agonistler,
antikolinerjikler, metilksantinler.
• Kortikosteroidler: inhale glikokortikoidler hava yolundaki
ödemi azaltarak hava akımında düzelmelere ve alevlenme
sıklığı ve şiddetinde azalmaya sebep olurlar. Oral
glikokortikoidler stabil KOAH tedavisinde kullanılmamalıdır.
• Antibiyotikler: sadece alevlenme döneminde kullanılmalıdır.
• Mukolitik ajanlar: hastaların balgam çıkarmakta zorlandığı
dönemde kullanılması önerilmektedir.
• Aşılar: influenza aşısı, influenzaya bağlı mortalite oranını
%50 oranda azalttığı bilinmektedir.
• Oksijen tedavisi: ilerleyici hipoksemi hücre
hasarına yol açmaktadır. Hipoksemiye bağlı
olarak gelişen ikincil polistemiyi düzeltir,
pulmoner hipertansiyonu düşürür, kalp
yetmezliğini düzeltir ve kalp fonksiyonlarını
güçlendirir, nörofizyolojik fonksiyonları
düzeltir, efor kapasitesini arttırır.
• Mekanik ventilasyon: mekanik ventilasyon
solunum iş yükünün büyük kısmını üzerine
alarak solunum kaslarını dinlendirir ve Ph
dengesini devam ettirir. Bu şekilde ilerleyici
solunum yetersizliğinin sonuçları geri
döndürülebilir.
FARMAKOLOJİK TEDAVİBronkodilatörler Etken madde İlaç adı
(örnekler)Etkisi Yan etkisi
Beta 2 agonistleri
Kısa etkililer TerbutalinSalbutamol
BricanlyVentolin 4-6 saat
Yorgunluk, titreme, başağrısı
Uzun etkililer FormoterolSalmeterol
ForadilSerevent
12 saat ve üzeri
Uykusuzluk , huzursuzluk, aritmi
Antikolinerjikler
Kısa etkililer İpratropiumbromül monohidrat
AtroventCombivent
6-8 saat Ağız kuruluğuBoğazda yanmaFaranjit, Acı tatBulantı, Akut glokom
Uzun etkililer Tiotropium bromür monohidrat
SpirivaSpiriva respimat
12 saat ve üzeri
Supraventriküler taşikardiAtrial fibrilasyonÜriner retansiyonKabızlık
Metilksantinler Teofilin TeobagAminocardol
Değişken 24 saate kadar
bulantı, kusma, taşikardi, sinirlilik, uykusuzluk, konvülsiyon
Antienflamtuarlar Etken madde İlaç adı (örnekler)
Etkisi Yan etkisi
Beklometazon Becloforte 12 st. kemik yoğunluğunda azalma
Budesonid PulmicortSymbicort
12 st. deride ekimoz ve berelenme, glokom
Flutikazon Flixotide diskus
12 st. posterior subkapsüler
Formoterol/Budesonid
Foradil 12 st. Oral kandidiazis, seste boğuklaşma, kısılma
Salmeterol / Flutikazon
Seretide diskus
12 st. katarakt ve nadiren oküler hipertansiyon
Diğer ilaçlar Etken madde İlaç adı (örnekler) Etkisi Yan etkisi
Mukolitikler N-asetilsistein (NAC) ve S-karboksimetil sisteindir (karbosistein).
NAC efervesan tablet1-7 gün
ürtiker (kurdeşen); nefes almada zorluk; yüzde, dudaklarda, dil ya da boğazda şişkinlik
Mukokinetik Ekspektoran
iyodürler, gliseril gayakolat ve bromeksin
Asist şrp. 1-7 gün Bulantı ve kusma şeklindeki gastrointestinal bozukluklar,
Mukoregülatör Asetilsistein ve ambroksol
Mukoral şrp. 1-7 gün stomatit ve rinore(burun akıntısı), baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, nadiren alerjik deri döküntüleri
Diğer ilaçlar Etken madde İlaç adı (örnekler) Etkisi Yan etkisi
Antibiyotikler amoksisilin, ko-amoksiklav, tetrasiklin, makrolidler
Amoksilin 1-10 gün Ateş, boğaz ağrısı, aşırı sinirle birlikte baş ağrısı, deride soyulma ve ciltte kırmızı döküntü
Antitussifler Kodein, efedrin Arkodin, Becodin, Codeinal
solunum durması, bulantı, kabızlık (konstipasyon), alerjik
reaksiyonlar
Vazodilatatörler Pulmoner hipertansiyon
Narkotikler Morfin Lüzum halinde
İNHALER ÇEŞİTLERİ
• Ölçülü doz inhaler
• Ölçülü doz
inhaler+spacer
• Kuru toz inhaler
Aerolizer
Turbuhaler
Diskus
Handihaler
Non Farmakolojik Tedavi• Pulmoner rehabilitasyon: standart tedavinin etkinliğini
arttırmanın yanı sıra, fonksiyonel düzeyi ve günlük
yaşam aktivitelerindeki bağımsızlığı geliştiren bir
programdır. Bu kapsamda akciğer temizleme teknikleri
ve postüral drenaj, nefesi iyi kullanma teknikleri, hasta
ve aile eğitimi, nutrisyonel değerlendirme ve destek
tedavisi, psikolojik değerlendirme ve destek tedavisi, iş
uğraş terapisi yer alır.
• Uzun süreli oksijen tedavisi (USOT): uykuyu da içine
alacak şekilde günde 15 saat ve üzerinde uzun süreli
oksijen tedavisinin, KOAH’da yaşam süresini uzattığı
çalışmalarla kanıtlanmıştır.
• Evde uzun süreli mekanik ventilasyon
tedavisi: optimal KOAH tedavisi altında
iken stabil dönemde gündüz hiperkapnisi
devam eden hastalarda cihaz uyumu
gözlenerek ve periyodik olarak kontrol
edilerek evde uzun süreli mekanik
ventilasyon tedavisi verilebilir.
ALEVLENME TEDAVİSİ
Evde tedavi
Hastanın daha önce kullanmakta olduğu
ilaçların dozu ve sıklığı arttırılır.
Semptomların durumuna göre kısa etkili
antikolinerjik bir ilaç eklenir. Sistemik
kortikosteroidler eklenir.
Hastanede tedavi• Semptomların şiddetini tayini, kan gazları ve akciğer
grafisinin değerlendirilmesi • Kontrollü oksijen tedavisi: En az 18 saat/gün
• Bronkodilatör tedavisi
β2 -agonist başlanır veya mevcut tedavinin dozu/sıklığı artırılır.
Hemen yanıt alınamazsa, ek olarak ipratropiyumbromür başlanır veya mevcut tedavinin dozu/sıklığı artırılır.
Şiddetli vakalarda serum düzeylerinin 8-12 µg/ml olmasını sağlayacak teofilin dozu İV yolla uygulanır.
• Kortikosteroidler : Ağır bir atakta oral veya İV yolla 0.5-1 mg/kg/gün dozunda prednizon uygulanır.
• Antibiyotikler: Bakteriyel enfeksiyon bulguları varsa oral/ IV olarak uygulanır.
Diğer önlemler
– Balgam viskozitesi çok fazla ise fizyoterapiyi
– Sıvı dengesi ve beslenme kontrolü– KOAH ile eşzamanlı bir hastalık varsa tedavisi
– Profilaktik heparin tedavisi
– Hastanın yakın izlemi
• Hayatı tehdit eden atakların tedavisinde
Yüz veya burun maskesiyle (CPAP)
İnvazif olmayan mekanik ventilasyon (BIPAP)
Endotrakeal entübasyon
İnvazif mekanik ventilasyonlardan biri hastanın durumuna göre planlanır.
KOAH’LI HASTADA
HEMŞİRELİK TANILARI
• Gaz değişiminin bozulması (Ventilasyonun azalması,
hava yollarındaki bol mukus)
• Solunum şeklinde yetersizlik
• Hava yolu açıklığının yetersiz olması (Fazla sekresyon
ve etkisiz öksürük )
• Aktivite İntoleransı (Dispe ve yetersiz oksijenlenme
• Anksiyete (Solunum güçlüğü ve boğulma korkusu)
• Gereksinimden daha az beslenme (İştahsızlık,enerji kaybı,dispne)
• Uyku düzeninde bozukluk (Dispne ve dış uyaranlar)
KOAH’LI HASTA BAKIMI• KOAH’lı hastalar için ideal kilo ve sağlıklı beslenme
çok önemlidir. Fazla kilo akciğerler için fazla yük
demektir.
• Günde üç ana, üç ara öğün yenmelidir. Böylece mide
çok dolmaz ve diyaframa daha az basınç uyguladığı
için nefes almada sıkışmalar azalır. Akşam
yemeklerinin miktarı az olmalıdır ve yemekten sonra
uzanılmamalıdır. Gaz yapıcı besinlerden uzak
durulmalıdır. Proteinli gıdalar alınmalıdır.
• Nefes darlığı varsa çiğnemenin kolay olacağı yumuşak
besinler tercih edilmelidir. Kalp yetmezliği yoksa 2-3
litre sıvı alınabilir. Şişkinliği önlemek için su öğünler
arasında içilmelidir.
ASTIM• Hava yolu duyarlılığı, mukoza ödemi ve
balgam üretimi ile karakterize hava yollarının
kronik inflamasyonudur.
• Alerjik hastalıklar arasında en sık görülen ve
ölüme yol açan kompleks bir hastalıktır.
• Astım ile KOAH arasındaki en belirgin fark
astım semptomlarının tedavi ile veya
kendiliğinden geçmesidir.
• Ard arda astım krizlerinin gelmesine status
astımatikus denir.
PREVALANS
• Astım prevalansı tüm dünyada pediatrik
popülasyonda (0-17 yaş) yılda %1.4
oranında, erişkin popülasyonda (18 yaş
ve üzeri) yılda%2.1 oranında artmıştır.
• Türkiye’de yaklaşık üç-dört milyon astım
hastası olduğu bilinmektedir.
• Her yaş grubunda görülebilmesine
karşın daha çok çocukluk çağında
görülmektedir.
RİSK FAKTÖRLERİKişisel faktörler
• Genetik: anne babadan birinin astımlı olması
durumunda çocukta astım görülme riski %20-
30’a yükselmekte, anne ve babanın her ikisinin
de astımlı olması durumunda bu risk %60-70’e
ulaşmaktadır.
• Obezite: astım için risk faktörü olarak
bulunmuştur.
• Cinsiyet: erkek cinsiyet çocukluk dönemi
astımı için önemli bir risk faktörüdür. Yetişkin
dönemde astım kadınlarda daha sık görülür
hale gelmektedir.
Çevresel faktörler
• Allerjenler: ev tozu akar allerjenleri, kedi ve köpek
tüyü, aspergillus gibi allerjenlerin astım alevlenmesine
yol açtığı bilinmektedir. Allerjen teması ve
çocuklardaki duyarlanma arasındaki ilişki allerjiye,
dozuna, maruziyet dönemine, çocuğun yaşına ve
muhtemelen genetik faktörlere bağlı olduğu
düşünülmektedir. Bunun dışında hamam böceği
alerjenleri, polenler alerjenler arasındadır.
• İnfeksiyonlar: atopi ve alt solunum yolları
enfeksiyonları
• Sigara: akciğer fonksiyonlarının bozulmasına, astım
semptomları ve ağırlığının artmasına sebep
olmaktadır.
• Dış ve iç ortam hava kirliliği: hava kirliliğinin
olduğu ortamda büyüyen çocuklarda
akciğer gelişimi kısıtlı olmaktadır. Astım
alevlenmeleri ve astıma bağlı hastaneye
başvurular artmaktadır.
• Besin maddeleri: inek sütü, balık, besin
katkı maddeleri nadir de olsa atakları
başlatabilmektedir.
• Mesleki duyarlaştırıcılar: astım
endüstrileşmiş ülkelerin en yaygın
mesleksel solunum sistemi hastalığı
olmuştur.
PATOFİZYOLOJİ
• Allerjik maddeye karşı spesifik immun globulin E
üretimi başlar.
• İg E reseptörlerinden histamin, bradikinin,
prostoglandin ve lökotirojenler salgılanır. İnflamatuvar
yanıt olarak küçük bronşiollerin çeperinde lokalize
ödem oluşur.
• Bronşiollerin lümenine koyu mukus salgılanır ve
bronşiyollerin düz kaslarında spazm oluşur.
• Astımlı bireyler rahat inspirasyon yaptıkları halde
ekspirasyonda büyük güçlükle karşılaşırlar. Bu durum
giderek göğüs kafesinin kalıcı olarak genişlemesine,
fıçı göğüs oluşmasına neden olur.
ASTIM ATAĞINI
TETİKLEYEN DURUMLAR• Allerjen maddelerle temas: Ev tozu akarları, dış ortamdaki tozlar,
polenler, hayvan tüyleri vb
• İrritan maddelerle temas: Kirli hava, yoğun kokular, egzoz gazları, sigara dumanı, çamaşır suyu, deterjan vb.
• Egzersiz yapmak, soğuk havada bulunmak
• Viral solunum yolu enfeksiyonları
• Burun ve sinüs hastalıkları: Rinit, sinüzit, polip vb.
• İlaçlar: NSAI, Beta blokerler, ACE inh, parasempatikomimetik, radyokontrast maddeler vb.
• Gastroözofajial reflü
• Psikolojik faktörler
▼
Aşırı bir yanıt (bronkospazm) ortaya çıkar
BELİRTİ-BULGULAR
Tekrarlayıcı ve nöbet şeklinde (belirtiler geceleri ve
sabah saatlerinde ortaya çıkar);
• Öksürük (balgamlı da olabilir balgamsız da)
• Dispne
• Wheezing
• Yardımcı solunum kaslarını kullanma
• Oskültasyonda; ekspirasyonda uzama ve ronküsler
• Şiddetli atakta; solunum seslerinin kaybolması,
siyanoz, solunum yetmezliği bulguları ve senkop
görülebilir.
TANI• Anamnez: ailesel, çevresel ve mesleki öyküsünün alınması
esastır. Var olan semptomlar ve allerjen maddeler ile temas
sorgulanmalıdır.
• Solunum fonksiyon testleri: obstrüksiyon, revesibilite saptanması.
Astımın ağırlık derecesini belirler. En sık FVC, FEV1 ve PEF
değerlendirilir.
• PEF ölçümü: zorlu bir ekspirasyon ile sağlanan maksimum
ekspiratuar akım hızıdır. PEF ne kadar düşükse hastada o kadar
belirgin hava yolu obstrüksiyonu vardır.
• Balgam ve kan testlerinde eozinofillerin sayısı artar.
• Allerji varsa serumda İg E seviyesi artar.
• Akut atak sırasında arter kan gazı ve pulseoksimetrede hipoksi.
• Deri testleri
• Reversibılite testi
TEDAVİ Önleme (Hasta ve aile eğitimi)
• Ev ortamı: Nemli olmamalı, odalar iyi havalandırmalı ve güneş almalı,yastık kılıfları haftada bir 55 C↑ su ile yıkanmalı, yatak odasında kumaşmalzemeler azaltılmalı, hayvan beslenmemeli, sigara içilmemeli,yakıtlar dikkatli kullanılmalı.
İlaç Tedavisi
Kontrol edici ilaçlar: uzun süreli kullanılmaktadır. Amaç
antienflamatuar etki ile astım semptomlarını kontrol altına almaktır.
Bunlar inhale kortikosteroidler, lökotrien reseptör antagonistleri, uzun
etkili beta 2 agonistler, uzun salınımlı teofilin, oral
kortikosteroidlerdir.
Rahtlatıcı ilaçlar:semptomların artması ve alevlenme durumunda
hava yollarında oluşan bronkospazmı azaltmak için kullanılır. Kısa
etkili beta 2 agonistler, kısa etkili teofilin, inhale antikolinrjikler
kullanılır.
ASTIMLI HASTA BAKIMIFiziksel aktivite
• Fiziksel aktivite öncesi farmakolojik ajan
kullanılabilir.
• 10-15 dklık ısınma egzersizleri, 2-3
saatlik dinlenme dönemleri ayırılmalıdır.
• Egzersiz sırasında büzük dudak
solunumu yapmak, yüz maskesi
kullanmak, allerjik hastalarda çevresel
önlemleri almak astım atağından
koruyucu olabilir.
Enfeksiyon kontrolü
• Viralenfeksiyonlar astım ataklarını
tetiklemektedir. Bu nedenle viral
enfeksiyonlardan korunmalı, eylül ayında tek
doz grip aşısı yapılmalı, gereksiz antibiyotik
kullanımından kaçınılmalıdır.
• Enfeksiyon sırasında inhale steroid tedavisinin
dozu arttırılmalıdır.
• Hastalığa uyumun ve öz bakım becerilerinin
geliştirilmesi astımlı hastalar için önemlidir.
Kendi kendine izlem
• PEF değerleri sabah bronkodilatör ilaç
kullanmadan önce ve akşam bronkodilatör
kullandıktan sonra ölçülmektedir.
Duygusal sorunlar ile başetme
• Solunum yolu enfeksiyonları, alerjenler, hava kirliliği ve
psikososyal faktörler astım semptomlarının sıklığını,
şiddetini günlük aktivitelerini etkilediği ve sosyal
yaşantılarını engellediği için, anksiyete ve depresyon
en yaygın psikiyatrik sorundur. Anksiyete varlığı,
solunum sorununun ortaya çıkmasını kolaylaştıran,
şiddetinini arttıran bir durumdur. Bu nedenle hasta
anksiyete kontrolünü öğrenmelidir.
• Gevşeme teknikleri, solunum egzersizleri ve solunum
eğitimi, göğüs fizyoterapisi ve yoga eğitimi gibi fiziksel
yöntemler gevşeme sağlayarak anksiyetenin
giderilmesinde etkilidir.
• Hemşire ve aile üyeleri bireylerin mümkün olduğunca
normal bir yaşam sürmesini desteklemelidir.
AKCİĞERİN ENFEKSİYON
HASTALIKLARI
TÜBERKÜLOZ
"Verem ya da halk arasında ince hastalık
olarak geçer. "
Tüberküloz bulaşıcı, infeksiyöz,
inflamatuvar, akut veya kronik gidişli
bakteriyel bir enfeksiyondur ve bildirimi
zorunlu bir hastalıktır.
• Mycobacterium tuberculosis ve mycobacterium bovis adı
verilen bakteriler insanlarda ve hayvanlarda tüberküloz
hastalığını yapar.
• Bu basil ısı ve ışığa oldukça duyarlıdır.
• Solunum yolu ile bulaştığı için en sık akciğerlerde hastalığa
neden olur.
• Kemik, beyin, akciğer zarı, kalp zarı, böbrekler ve birçok
organda daha nadir de olsa hastalık ortaya çıkabilmektedir.
• Hastalık tüberküloz hastası bir kişinin hapşırması,
öksürmesi veya konuşması ile havaya karışan bakterilerin
solunum yolu ile sağlıklı bir insanın akciğerlerine ulaşması
ile bulaşmaktadır.
• Basiller havada saatlerce asılı kalabilirler. Bu basilleri alan
bir kişide hastalık oluşturmadan, uyur durumda akciğerlerde
yıllarca kalıp, vücut direncinin düştüğü bir durumda hastalık
oluşturabilirler.
Tüberküloz hastalığı önlenebilen, tedavi
edilip iyileştirilebilen, kişi ve toplum sağlığı
açısından önemli bir hastalıktır.
TBC İNSİDANSI• Dünya Sağlık Örgütü’nün 2017 raporuna göre,
dünyada 2016 yılında 104 milyon yeni
tüberküloz hastası olduğu tahmin edilmektedir.
• Tüberküloz ölümleri %37 azalmış olmasına
rağmen halen dünyada ölüm nedenleri
arasında dokuzuncu sırada yer almaktadır.
• Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın 2017 raporuna
göre12.772 tüberküloz hastası kayıtlara
geçmiştir.
TBC’DE BULAŞICILIĞI
ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Kaynak Olguya Ait Etkenler• Balgamdaki basil durumu: Kültür pozitifliği olan yayma
(+) olgular, yayma (-) olgulara göre yaklaşık 10 kat
daha bulaştırıcıdır. Bunlar ARB (+) olgulardır.
• Öksürük sayısı arttıkça bulaştırıcılık artar.
• Kavite ve larinks tbc’u olanlarda bulaştırıcılık artar.
• Çocuk tüberkülozunda ve ekstrapulmoner
tüberkülozda bulaştırıcılık nadirdir.
• Tedavi süresi 15 günü geçtiyse bulaştırıcılık azalır.
• Hastanın öksürürken maske kullanması, ağzını
kapatması bulaştırıcılığı azaltır.
Konakçıya (Temaslıya) Ait Etkenler
• Ev içi temas bulaşmayı arttırır.
• BCG aşısı, önceden tbc geçirmiş olması
bulaşmayı azalatır.
• Temaslıda diyabet, alkolizm, silikozis,
HIV infeksiyonu gibi durumlarda bulaşma
artar.
• Meslek: doktor, hemşire, diş hekimi,
öğretmenlerde risk fazladır.
Çevresel Etkenler
• Isı ve nem oranı: Nemli ortamlar
bulaştırıcılığı arttırır.
• Küçük ve kalabalık ortam bulaştırıcılığı
arttırır.
• Ortamın havalandırılması bulaştırıcılığı
azaltır
• Ultraviyole bulaştırıcılığı azaltır.
• Çok nadir hasta sığırların süt ve
sütlerinden yapılan ürünlerle bulaşır.
BELİRTİLERSinsi başlar ve semptomlar aylar içinde kendini belli
eder.
• Öksürük
• Balgam
• Hemoptizi
• Göğüs ağrısı
• Nefes darlığı, solukluk
• İştahsızlık, yorgunluk, zayıf, halsizlik
• Öğleden sonra görülen ateş ve gece terlemesi
• Akc. grafisinde daha çok üst lob apikal posterior ve alt
lob süperior segmentlerde düzensiz nodüler filtrasyon
görülür
TANI• Tüberkülin deri testi
m.Tuberculosis ile enfekte kişilerin ayırt edilmesinde
kullanılır.
saflaştırılmış protein türevi (purified protein derivate=PPD) kullanılır.
0.1 ml solüsyon ön kolun iç yüzeyine enjekte edilir. İlaç verildikten sonra 6-10 mm çapında kabarcık oluşmalıdır.
48-72 saat sonra endürasyon çapı ile değerlendirilir.
• İnterferon gama salınım testi (İGST) temastan altı-sekiz hafta sonra bakılabilir.
BCG’lilerde
0-5 mm negatif
6-14 mm BCG’ye ya da Tbc dışı
mikobakterilere bağlı
15 mm ve üzeri pozitif
BCG’sizlerde
0-5 mm negaif
6-9 mm BCG’ye ya da Tbc dışı
mikobakterilere bağlı
10 mm ve üzeri pozitif
TDT TESTİ DEĞERLENDİRME
KRİTELERİ
• Akciğer grafisinde kaviteli kaavitesiz, üst
lobları tutan tipik görünümde bir
infiltrasyon izlenebilir.
• Hastalığın kesin tanısı tüberküloz
basilinin balgam kültüründe gösterilmesi
ile koyulur. Kültür ve aside rezistan
bakterinin (ARB) gösterilmesi için
balgam, bronş lavajı, plevra sıvısı
kullanılabilir.
• Fizik muayenede ronküsler, anemi,
çomak parmak görülebilir.
TEDAVİ
• Birinci Seçenek İlaçlar
İsoniazid (INH)
Rifampisin (RIF)
Pirazinamid (PZA)
Streptomycin (SM)
Ethambutol (ETB)
• Bu ilaçların toksisiteleri azdır, kombine şeklinde
düzenli bir biçimde kullanıldıklarında tedavi başarısı
yüksektir.
• İkinci Seçenek İlaçlar
Thioacetazone, Para-aminosalicylic acid
(PAS)
Cycloserine, ethionamide, kanamisin,
capreomycine.
Bu ilaçlar az etkili, pahalı ve daha toksittirler.
İlaca dirençli olgularda kullanılmalıdır.
• Tedavi programı başlangıç ve idame tedavi
olarak ikiye ayrılır. Daha önce tedavi
görmemiş yeni tbc olguları başlangıç tedavide
sıklıkla dört ilaç (INH+RIF+PZA+ETB veya SM
2 ay her gün) günlük olarak kullanılır. Bu
tedavi ile hızlı bir şekilde balgamda ARB
negatifleşir ve belirtiler kaybolur.
• İdame tedavide ise daha az sayıda ilaç
(INH+RIF 4 ay süreyle her gün) günlük
kullanılmaktadır. İdame tedavisinin amacı,
başlangıç tedavisinden geriye kalan basillerin
yok edilmesi ve hastalığın tekrarlamasını
önlemektir.
• Daha önce tedavi görmüş ve yeniden hastalanmış olgular
INH+RIF+PZA+ETB+SM (2 ay)
INH+RIF+PZA+ETB (1 ay)
INH+RIF+ETB (5 ay) şeklinde uygulanır.
GÖZETİMLİ TEDAVİ
Dünya Sağlık Örgütü, tedavi başarısını garantilemek İçin, tüberkülozlu hastaların her doz ilacının her gün
bir sağlık çalışanı veya eğitilmiş bir gönüllü tarafından
yutturulmasını esas almaktadır.Ülkemizde de gözetimli
tedavi sistemi uygulanmaktadır…
HEMŞİRELİK BAKIMI
• Yaşam bulguları izlenir
• Komplikasyon belirtileri yönünden izlenir
• Yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanır
• İlaçları düzenli alması ve bunun yararları anlatılır
• Hastaya, tedavi ve kontrolleri düzenli yapıldığı taktirde
hastalığın artık öldürücü olmadığı ve hastalığa uyum
sağlaması gerektiği anlatılmalıdır
• Hastalığın bulaşıcı olduğunu ve diğer kişilere
bulaştırmamak için alması gereken önlemler hakkında
eğitim verilmesi gerekir.
HASTA EĞİTİMİ
• Öksürürken, aksırırken ağız ve burnunu
mendil ile kapatması
• Balgamını bir kaba toplaması
• Yerlere gelişigüzel tükürmemesi
• Birlikte olduğu kişilerle, hekim sakıncası
olmadığını söyleyinceye kadar yakın
ilişkide bulunmaması
• Hastanede ya da evde tek başına
yatmasının nedenleri anlatılmalıdır.
PNÖMONİ
• Akciğer dokusunun (parankimasının)
enfeksiyonudur.
• Etiyolojisinde çeşitli bakteri türleri,
mantarlar,parazitler ve virüsler rol oynar.
PNÖMONİNİN
SINIFLANDIRILMASI
• Aspirasyon pnömonisi
• Toplumdan kazanılmış pnömoni
• Hastaneden kazanılmış pnömoni
• İmmünosupresif hastalarda oluşan
pnömoni
RİSK FAKTÖRLERİ
• Organizmanın direnci
• Bakterinin virülansı
• İleri yaş
• Kronik böbrek/ karaciğer/ kalp yetmezliği/ diyabet varlığı
• Sigara içme
• Yabancı cisim aspirasyonu
• Malnütrisyon
BELİRTİ-BULGULAR• Üşüme, titreme ile ani yükselen ateş
• Öksürük
• Pürülan balgam (bakteriyel pnoömonilerde paslı yeşil-
sarı)
• Yan ağrısı
• Dispne, siyanoz, takipne
• Taşikardi
• Halsizlik
• Baş ağrısı, atralji, miyalji
• Lökositoz
• Radyoloji: Lober tutulum ve lökositoz ile karakterize.
TEDAVİ
Etkene göre tedavi planlanır.
• Atipik pnömonilerde: Tetrasiklin/ makrolidler oral olarak 10-14 gün kul. Ekspektoran, antipiritik, oksijen tedavisi ve fizyoterapi.
• Akciğerin mantar hastalıklarında: Amphoterisin B.
• Akciğerin parazitik hastalıklarında: Mebendazol, sülfonomidler, trimetoprim-sulfametoksazol.
Kist hidatikte, cerrahi tedavi ve USG eşliğinde “iğne aspirasyonu-hipertonik salin/etanol enjeksiyonu- tekrar aspirasyon” teknikleri kul. İlaç tedavisi olarak Mebendazol ve Albendazol kul.
• Hastane kökenli pnömoniler: Sefalosporin/ Beta laktam/ yeni kinolonlar (siprofloksasin) ile kombine tedavi kul. Mekanik ventilasyon gerekebilir.
HEMŞİRELİK BAKIMI
• Hasta ve ailesine hastalık ve bakımı hakkında
bilgi verme
• Bulaşmayı önlemek için öksürürken ağzını
kağıt mendil ile kapamasını önerme
• Derin solumun ve öksürük egzersizlerini
yaptırma ve öğretme, gerekirse postüral drenaj
yapma
• Günlük 2-3 L sıvı alımını sağlama
• Aşıları hakkında bilgi verme
• İlaçları ve yan etkileri hakkında bilgi verme
PNÖMONİDEN KORUNMA
• Pnömokok aşısı (5 yılda bir)
• İnfluenza aşısı ? (her yıl)
• Sigara ve alkolden kaçınma
• Dengeli beslenme
• Hijyen koşullarına dikkat