Download - Egeli co haftanın ortası_ 30 mart 2016
1
Güncel konularla her Çarşamba
2015 sonlarında genel beklenti varil başına
petrol fiyatının 2016 boyunca tatlı tatlı
yükseleceği iken fiyatın Şubat ayında 27
dolara kadar inmesi, küresel ekonomi adına
zaten var olan derin endişeleri körüklemişti.
Büyük ve ekonomisi petrol gelirine dayanan
üreticilerden Suudi Arabistan-Rusya
önderliğinde petrol üretiminin Ocak
başındaki seviyede dondurulmak
istendiğinin duyulması, işi bilenlerde fazla
heyecan yaratmadı. Ama bu irade beyanı,
spekülatif hareketlerle fiyatın %55 artarak
42 dolara kadar yükselmesini de sağladı.
Şimdiyse 17 Nisan’da Suudilerin yanına
OPEC’ten birkaç ülke ile Rusya’nın üretim
seviyesini tartışmak amaçlı Katar-Doha’da
bir araya gelecek olmaları beklentileri
temkinli de olsa iyimser tarafta tutmakta.
2014’ten bu yana petrol sektöründe hem
üretici hem tüketici tarafında yaşanan köklü
değişiklikler göz önüne alınırsa 42 dolar
seviyesi oldukça ilginç bir yer; keza
enflasyondan arındırıldığımda uzun vadeli
ortalama petrol fiyatı tam da 41,78 dolarda.
O zaman varil başına petrol fiyatının
önümüzdeki dönemde bu ortalamanın
üzerine çıkması için gerçekten bir neden
olup olmadığına yeniden bir bakmaya değer.
Petrolde Anlaşılması
Gereken Yeni Normal
2015 sonlarında genel beklenti
varil başına petrol fiyatının
2016 boyunca tatlı tatlı
yükseleceği iken fiyatın Şubat
ayında 27 dolara kadar inmesi,
küresel ekonomi adına zaten
30 Mart 2016
var olan derin endişeleri
körüklemişti hatırlarsanız.
Büyük ve ekonomisi petrol
gelirine dayanan üreticilerden
Suudi Arabistan-Rusya
önderliğinde petrol üretiminin
Ocak başındaki seviyede
dondurulmak istendiğinin
Haftanın Ortası
Grafik 1: 1946-2016 Reel ve Nominal Petrol Fiyatı
Kaynak: Inflationdata.com, Egeli & Co.
2
duyulması, işi bilenlerde
fazla heyecan yaratmadı.
Ama OPEC’in ağır topu ile
OPEC dışı en büyüklerden
Rusya’nın Suriye’deki tüm
çekişmelerine rağmen petrol
fiyatını yükseltme iradesi
beyan etmeleri, spekülatif
hareketlerle fiyatın %55
artarak 42 dolara kadar
yükselmesini de sağladı.
Hatırlanacağı üzere petrolün
fiyatı 2008’deki 145
dolardaki zirvesinden 2014
ortasında 114 dolara
süzülmüş; ardından da sert
30 Mart 2016
ve 17 aydır süren uzun soluklu
bir düşüş dönemi içine girmişti.
Şimdiyse 17 Nisan’da
Suudilerin yanına OPEC’ten
birkaç ülke ile Rusya’nın
üretim seviyesini tartışmak
amaçlı Katar-Doha’da bir araya
gelecek olmaları beklentileri
temkinli de olsa iyimser tarafta
tutmakta.
2014’ten bu yana petrol
sektöründe hem üretici hem
tüketici tarafında yaşanan
köklü değişiklikler göz önüne
alınırsa 42 dolar seviyesi
oldukça ilginç bir yer; keza
enflasyondan arındırıldığımda
uzun vadeli (1946-2016)
ortalama petrol fiyatı tam da
41,78 dolarda. O zaman da,
42 dolardan yeniden 38-39
dolara dönmüş varil başına
petrol fiyatının önümüzdeki
dönemde bu ortalamanın
üzerine çıkması için gerçekten
bir neden olup olmadığına
yeniden bir bakmaya değer.
Adını “kötümser” veya
“gerçekçi” de koymak
mümkün...
Dünyanın her yerinden
çalışanı ve milyarlarca Grafik 2: OPEC ve Dünya Petrol Arzı
Kaynak: OPEC, Egeli & Co.
3
dolarlık cirosuyla şirketten
çok bir ülke büyüklüğünde
ve dünyanın en büyük
petrol kuyusu kazma
şirketi Schlumberger’in
analizine göre önümüzdeki
dönemde petrol
sektöründe işlerin
düzelmesi için fazla neden
yok. Şirketin CEO’su
Kibsgaard, petrol sektörünün
tarihindeki en derin finansal
krizlerden birinden geçmekte
olduğunu söylüyor. 2017’nin
sonuna kadar kazılan petrol
kuyularının sayısında anlamlı
bir artış beklemediği gibi,
Şubat-Mart arasında yaşanan
%55’lik fiyat artışına rağmen
petrol fiyatının 2014’te
düşmeye başladığı seviyeden
halen %61 aşağıda olduğunu
vurguluyor. Daha önce
fiyatta benzer düşüş
dönemlerinden talep taraflı
nedenlerle geçilmiş olsa da,
bu dönemler genellikle daha
kısa süreli olmuştu ve
30 Mart 2016
Kaynak: Schlumberger , Egeli & Co.
Grafik 3: ABD Kuyu Sayısının Zirvesi Sonrasındaki Fiyat Düşüşleri
sonunda petrol fiyatları
yeniden normal kabul
edilebilecek seviyelere geri
dönmüştü.
Kibsgaard’a göre işte
içinden geçmekte
olduğumuz düşüş dönemini
diğerlerinden ayıran,
OPEC’in hedef olarak artık
petrol fiyatı yerine pazar
payını koymasının yarattığı
kalıcı fark. 21 Ekim 2015
tarihli Haftanın Ortası’nda ele
aldığımız üzere, (Petrolün
varil fiyatı 20 dolara mı 60
dolara mı? http://
www.epyas.com/Content/
Files/Reports/e03738c0-
4636-4100-ab2e-
729275ba30bd.pdf ) OPEC’in
hedefindeki söz konusu
mecburi değişimin derin ve
uzun vadeli etkileri olacak.
Keza, Kibsgaard analizinde
ABD’deki petrol kuyusu sayısı
bir ölçüt olarak alıyor.
Ulaşılan kuyu sayısındaki
zirvenin ardından başlayan
fiyat düşüşleri dönemlerinde,
Ekim 2014’te ABD’deki
kuyuların zirveye tepe
4
noktadan dönmesinden sonra
izleyen 17 ayda “üçüncü” ve
en sert evreye girilmiş
durumda.
Grafik 4’ten izlenebileceği
üzere, ABD’dekki petrol
kuyuları neredeyse kaya gazı
devrimi öncesindeki seviyelere
kadar, dörtte bir seviyeye
kadar gerilemiş durumda. Bu
süre içinde Schlumberger gibi
dünya devi bir şirketin
105,000 çalışanından
30,000’inin işine son vermesi
aşağıdaki grafiğe bakınca
30 Mart 2016
Kaynak: Bı, Egeli & Co.
Grafik 4: ABD APetrol Kuyuları
şaşırtıcı olamamalı.
Kibsgaard’ın altını çizdiği
zaten, 2015 son çeyrek
itibarıyla sektörün müthiş bir
nakit krizi içine girmiş olduğu
ve OPEC dışı ülkelerden
gelecek üretimim azalması
eşliğinde talebin de
yükselmesiyle ancak fiyatların
yeniden yükselme eğilimine-
yavaş da olsa girebileceği.
“İyimserler” de var
tabi…
Ayakları yere basan
iyimserler arasında hemen
Schroders’ın petrol sektörü
tahminlerinden bahsetmek
gerek. Kurumun temel
savı, küresel anlamda petrol
üretiminin mevcut seviyesinin
ötesinde artamayacağı; başka
bir ifadeyle üretimde zirveye
erişildiği ve bu seviyeden
yavaş yavaş aşağıya dönüşün
de başladığı. Bu düşüşte
liderlik ekonomisi zaten
sorunlu Brezilya’da ancak asıl
ağır top ABD’de düşük fiyat
nedeniyle azalan kaza gazı
üretimi. Suudilerin ve Irak’ın
petrol üretimini maksimum
seviyeye zorlamalarıyla bile,
toplamda artık daha fazla
üretim oluşamamakta.
Üstelik Şubat’ta Suudi
Arabistan’ın Rusya ile üretimi
“dondurma” kararı açıklaması,
10 dolar civarında en düşük
maliyetle üretim yapan ancak
tüm ekonomisi petrole bağlı
olan Suudilerin bile artık
petrol fiyatlarının geldiği
seviyede önemli acı
5
hissetmeye başladığının
göstergesi. ABD’de en
verimli kaya gazı üreticileri
için bile en az 50 dolar
seviyesi olan üretim
maliyetleri ve OPEC
ülkelerinin petrol gelirine
bağlı harcamaları göz önüne
alındığında 30 doların altında
kimsenin var olma şansı
kalmıyor gibi görünüyor. Bu
anlamda evet, 30-35 dolar
aralığında petrol fiyatlarının
“dip” yaptığını söylemek
mümkün.
Ancak, tabi işin bir de
30 Mart 2016
Kaynak: Bloomberg, Egeli & Co.
Grafik 5: Ağustos 2015-Şubat 2016 arasında Günlük Petrol Üretimi 1.37mn varil azaldı
talep tarafı var. Petrole
olan talep söz konusu
olduğunda belirleyici olan
gelişmiş ülkelerin ve tabi
Çin-Hindistan gibi
gelişmekte olan dev
ülkelerin ekonomik
büyümesi. Buradan
bakınca, ABD, AB ve Çin’de
mütevazi büyümenin devamı;
ancak Hindistan’da
büyümenin artması gerçekçi.
Gelişmekte olan piyasalardaki
yapısal petrol talebi ise halen
önemli bir etken. Ucuz
petrolün de talebe katkı
yapması büyük olasılık. Bu
nedenle mesela Schroders,
talep tarafında 2016’da ekstra
1 milyon; 2017’deyse ekstra
1,5 milyon geleceğini tahmin
ediyor. Üstelik, bir çoklarının
aksine, ABD’li kaya gazı
üreticilerinin son bir buçuk
yılda aldıkları büyük finansal
yaraları öyle petrol fiyatının
hemen 50 dolara gelmesiyle
saramayacaklarını; bun
nedenle piyasaya birkaç yıl en
az geri kolay kolay
dönemeyeceklerini savunuyor.
Tüm bunlara bağlı olarak da,
6
petrol fiyatlarının 35-40
aralığından yılın ikinci
yarısından itibaren yükselerek
45-50 dolara aralığına
yönelebileceğini düşünüyor.
İyimserler grubuna dâhil
olanlar ayrıca, İran’ın ilk
çeyrekte günde ancak
240,000 varil petrol
üretebildiğini, 2016’da
üreteceğini iddia ettiği
seviyenin dörtte biri civarında
kaldığını ve 4 milyon varil
günlük üretime ulaşmasının
yıllar alacağını ekliyorlar.
Fiyatların “yükselme”
30 Mart 2016
Grafik 6: Petrolde Short-Long Pozisyonlar
Kaynak: Bloomberg, Egeli & Co.
eğilimine gireceğini
söyleyenler ayrıca ticari dışı
açık pozisyonların Şubat’ta
gördüğü dip 27 dolardan
sonra hızla kapandığına ve
uzun pozisyonların çoğalmasa
da henüz sabit seyrettiğine
dikkat çekiyorlar. Grafik
6’dan da net olarak anlaşılan,
kısa pozisyonlar sonradan
yeniden açılabilse de, bu tür
sert kapanış dönemlerini
mutlaka fiyatlarda bir artış
döneminin izlediği. Ve buna
bağlı olarak petrol fiyatının 35
-40 dolar bandının üzerine
oturabileceği.
Hatta Paris merkezli
International Energy Agency
(IEA) 11 Mart’ta yayınladığı
raporda benzer bir iyimser
eğilim ile de petrol fiyatındaki
artışa ivme verdi. Son
dönemlerde Irak, Nijerya ve
Birleşik Arap Emirliklerinde
izlenen üretim aksaklıkları;
OPEC dışı ülkelerde izlenen
üretim düşüşleri; zayıf ama
istikrarlı taleple, dolardaki
değer kaybı ve OPEC’in petrol
fiyatını artırmak için
potansiyel bir hareketi; tüm
bunların birleşimi IEA’ya göre
petrol fiyatlarını olumlu
7
etkileyebilecek boyutta. Tabi
IEA bir de fiyat artışları ile
ilgili beklentinin gerçekçi
kalmasını sağlamak adına
mevcut petrol stoklarının
günlük 1,9 milyon varil fazla
üretim nedeniyle yüksekliğine
ve eritilmesinin alacağı
yaklaşık bir yıllık zamana
dikkat çekmekte.
17 Nisan’dan ne
beklenmeli?
Düşük petrol fiyatının Suudi
Arabistan’da dâhil olmak
üzere Venezuela, Brezilya,
Rusya gibi ülkeleri soktuğu
ekonomik sıkıntılar bir yanda
30 Mart 2016
Grafik 7: Ham Petrol Fiyatı (varil başına dolar)
Kaynak: OPEC, Egeli & Co.
veri olsun. Diğer yanda, Çin
ve Hindistan’ın yeni ortaklıklar
yoluyla düşük petrol
fiyatından faydalanıp,
geleneksel büyük üreticilerin
sektördeki ağırlıklarını
eksiltmeleri başka bir yandan
OPEC ülkelerini tehdit
etmekte.
Sonuçta gelinen noktada
Şubat ayında üretimi
dondurmayı gündeme
sokan Rusya-Suudi
yakınlaşması petrolün
fiyatı sırf spekülasyon
üzerinden 27 dolardan 40
doların üzerine çıkınca; 17
Nisan’da OPEC ve OPEC
dışı ülkelerin katılımıyla
Doha’da yapılacak bir
toplantı ile neticelendi.
Doha’da bir araya gelecek
petrol üreticileri petrol fiyatını
yükseltmek için en uygun
reçeteyi bulmaya çalışacaklar.
Toplantının çıkış noktası her
ne kadar üretimi Ocak 2016
seviyesinde dondurmak olsa
da, aslında işe yaramayacağı
herkes tarafından biliniyor.
Keza, Ocak 2016 üretim
seviyesi esasında zirve noktası
civarında bir yerde.
Grafik 8: Petrol Vadeli Fiyatları (25 Ocak ve 25 Şubat)
8
Dolayısıyla Doha’da masaya
asıl konacak olan, üretim
kesintisi.
İlk etapta tartışılacak olan
günlük 96 milyon varil petrol
üretiminde talep fazlası
sayılan 2 milyon varilin üretim
kesintisi. OPEC şu anda
günde 32,3 milyon varil petrol
üretiyor; Rusya ise 11 milyon
varil. İkisinin toplam günlük
üretimi olan 43,3 milyon
30 Mart 2016
varilde %5 oranında bir
kesinti, 2,2 milyon varille
Doha’dan çıkması beklenen
karar. Bu da zaten belli bir
vade ile yaklaşık bir senede
stoklarda oluşan fazlayı
eritebilecek boyutta.
İran’ın günlük 4 milyon varil
üretim seviyesine gelene
kadar bu tür gruplar içinde yer
almayacağını açıklaması da
İran üretimi artırdıkça fiyatı
dengelemek adına OPEC’in
üretim düşüşlerini kademeli
olarak devam ettirmek
durumunda kalacağına dikkat
çekmeli. Tabi OPEC kadar
Rusya’nın da elini taşın altına
koyacağı beklentisi hâkim.
Bu noktadan sonra Doha
toplantısında beklentiler
gerçekçiden iyimsere dönüyor.
Hesaplara göre, geçmişte
üretim kotalarına uyma
Grafik 9:Tarihsel Brent petrol Fiyatı
Kaynak: OPEC, Egeli & Co.
9
konusunda sıkıntıları sık sık
yaşamış olan OPEC, hem de
Rusya ile birlikte kotalara
sadık kalacak ve sonuçta
kararı izleyen “birkaç hafta”
içinde petrolün varil fiyatı 60-
70 dolara yükselecek. Sonra
da devam edecek momentum
ile 2017 başında da 80 dolara
ulaşacak.
Tabi, bu fiyatlar için ABD’li
kaya gazı üreticilerinin de
piyasaya yeniden
“dönmemesi” gerek ki o da hiç
gerçekçi bir beklenti gibi
durmuyor.
Doha toplantısında %5 üretim
kısıntısı kararı çıkması büyük
bir olasılık. Ardından OPEC’in
Haziran’da yapacağı resmi
toplantı ise, Doha’da alınan
kararların resmileştirildiği bir
zemin olacak.
Petrol fiyatı uzun bir
süre neden 50 doları
geçemez?
İyimserler ve kötümserler
30 Mart 2016
arasında gerçeği yakalamak
için filmi yeniden biraz geriye
saralım.
16 Şubat’ta Suudi Arabistan,
Rusya, katar ve Venezuela’nın
petrol üretimini “dondurma”
kararı alarak petrol fiyatını
etkilemeye girişmesi,
1970’lerden bu yana
süregelen davranışın devam
ettirilmesi. On yıllar boyunca
talepteki azalmaya tepki
olarak büyük üreticiler, arz
miktarını ayarlayarak fiyatları
istedikleri yerde tutmayı; evet
belli aralıklarla başardılar.
Dondurma kararı üzerinden de
petrol fiyatlarında izlenen
artış, ayni şeklin kısmen de
olsa etkisinin olabildiği.
Ancak, gerçekten OPEC ve
belki Rusya kaynaklı
üretim kısıntıları ile 80
dolara kadar yeniden kalıcı
şekilde hızla dönmek
mümkün mü? Pek değil
gibi görünüyor.
Keza, petrol sektöründe
kaya gazı üretimi ile
beraber temel bir değişim
yaşandı. Mevcut fiyat
düşüklüğünün nedenleri,
geleneksel olarak bilindiği
şekliyle petrol sektöründe
“daralmanın” bir süre sonra
“büyüme” ile yer
değiştirmeyeceğini anlatıyor.
Petrol sektöründe bu “yeni
normal” de denmekte olan
düşük fiyatların getirdiği
dönüşüm, artık sadece petrol
ve doğal gaz üreticilerini değil,
petrol fiyatına bağlı her ülkeyi,
her şirketi ve her kişiyi kalıcı
şekilde etkileyecek.
Çünkü petrol sektöründeki
yeni normal, eski üretim
kalıplarının tamamen
yıkılmasından
kaynaklanıyor.
Onlarca yıl boyunca petrol
piyasasına hâkim olan bir
kalıp vardı. Petrol üreten
ülkelerin kamu şirketleri,
10
ulusal rezervlerin
bulunmasından ve
çıkarılmasından; birkaç
uluslararası şirket de
çıkarılan petrolün
neredeyse tüm dünya
petrol/gaz talebini
karşılayacak şekilde pazara
ulaştırılmasından
sorumluydu. Rezervlerin
bulunması, çıkarılması,
pazara sunulması arasında
5-10 yıl arası bir süre
30 Mart 2016
geçiyordu. Bu süre içinde
petrol alanlarına milyarlarca
dolar yatırım yapılması
gerekiyordu.
Bu kökleşmiş model ise son
on yılda ABD’li kaya gazı
üreticilerinin, petrolü çıkarmak
için ortaya koydukları iş
modeli sonucunda tarumar
oldu. ABD merkezli şirketler
geliştirdikleri yeni ve göreceli
olarak daha ucuz tekniklerle,
kaya gazının keşfini izleyen
altı ay içinde üretimi piyasaya
sunabilecek hale geliyorlar.
(Petrol Bir Kez Daha Dünyayı
Değiştiriyor; http://
www.epyas.com/Content/Files/
Reports/161465d4-e49b-4b0a-
ae4d-7aba7bb70016.pdf)
Sonuçta da ABD’de kaya gazı
üretimi toplamda %10 paya
sahipken, birkaç yılda %50’ye
kadar çıkabildi; 2008-2014
arasında ABD petrol üretimi
de günlük 4 milyon varil
artarak 10 milyon varile
Grafik 10:Son Bir senelik Petrol Fiyatı (WTI) Analizi
Kaynak: IT, Egeli & Co.
11
dayandı. Bu durum en fazla
dominant büyük üreticiler
Rusya ve Suudi Arabistan’ı
tehdit etti haliyle. OPEC’in
fiyat yerine Pazar payı
hedeflemesinin altındaki
neden işte bu oldu. Hatta
gelinen noktada bu sene
başında ABD 40 yıldır
uyguladığı yasağı kaldırarak
ABD’li petrol üreticilerin
yurtdışına petrol satmasına
izin bile verdi.
ABD’de söz konusu kaya gazı
üreticileri, OPEC’in ağır topu
Suudi Arabistan ile
karşılaştırıldığında oldukça
esnek bir yapıya sahipler;
hatta “quasi swing producers”
denmekte. Üstelik 801 trilyon
küp kaya gazı ve 27 milyar
varil çıkarılabilir petrol
rezervine sahip Arjantin;
1.115 trilyon küp kaya gazı ve
32 milyar varil çıkarılabilir
petrol rezervine sahip Çin de,
622 trilyon küp kaya gazı ve
78 milyar varil çıkarılabilir
30 Mart 2016
petrol rezervine sahip ABD’ye
özenerek kaya gazı çıkarmaya
başlamak üzereler. Bu da belli
bir süre sonra, üretim
seviyesinde oynamalar yaparak
fiyatları uzun süre kontrol
etmiş Suudi Arabistan’ın
“esnekliğini” tamamen
kaybetmesi anlamına gelecek.
Özetle, Doha ve sonrasında
üretim kesintileri ile fiyatların
artırılması, aylarla sınırlı bir
süre içinde sektörün
devrimcileri kaya gazı
üreticilerini piyasaya çekecek.
Suudi Arabistan hedeflediği
pazar payını, kendi üretim
kısıntısı kararına bağlı olarak
kaybetmeye başlamış olacak.
Bu dinamik süreç esasında geri
dönülemez bir şekilde başladı.
Bunun anlamı da, eski
geleneksel üreticilerin pazar
paylarına ellerinden geldiği
kadar uzun süre sahip
olanlarının yolunun, fiyatların
artması; ancak çok da fazla
artmaması üzerinden geçtiğini
gösteriyor. Burada bahsi
geçen seviye ise, petrol
fiyatının uzun yıllar 45-50
dolar arasında kalabilecek
oluşu.
Üretim kesintileriyle petrol
fiyatının 50 dolar civarında
tutularak kaya gazı
üreticilerinin daha uzun süre
pay elde etmesini
engellemenin bir başka yüzü
de var elbette. Oliver
Wyman’ın yaptığı bir
çalışmaya göre, başta
Venezuela, Nijerya, Irak, İran,
Rusya gibi ülkelerin bütçeleri
üzerinde oluşan muazzam
baskıların devam edeceği. Bu
ülkeler çok büyük olasılıkla
önümüzdeki beş senede ek
mali önlemler almak zorunda
kalacaklar.
Diğer yandan, geçmiş yüksek
petrol fiyatları döneminde
yüksek rezervler biriktirmiş
olan Suudi Arabistan, Katar,
12
Kuveyt, BAE gibi ülkeler ise,
yurtdışında yenilenebilir
enerji sektörü, kaya gazı
şirketi ortaklıkları yoluyla riski
dağıtmaya çalışacaklar.
Kendi bütçe harcamalarını da
tabi kontrol altında tutma
30 Mart 2016
zorunlulukla yüzleşmek, mali
disiplin ile önümüzdeki 10 yılda
daha yakından tanışmak
zorundalar.
Diğer yandan, bu yeniden
dengelenme süresinde ulusal
ve uluslararası birçok petrol
üreten firma da alışılagelmiş
yöntemlerini yenileriyle
değiştirmek zorunda. Kaya
gazı üreticileriyle rekabet için,
verimlilik artırmak, teknoloji
geliştirmek ve operasyonlarını
rasyonalize etmek zorundalar.
Grafik 11: Petrol Fiyatı 50 dolara Oturursa…
Kaynak: Oliver Wyman, Egeli & Co.
13
Bir de tabi, petrol ithal eden
ülkelerin yaşayacağı uzun
soluklu bir rahatlık
döneminden bahsetmek gerek
biraz da. Tarımdan
havayollarına kadar bir çok
sektörde üretime bağlı enerji
ihtiyacında rahatlık
hissedilebilir. Rakamlarla
örnek verirsek, Hindistan gibi
hızlı büyümeye devam eden
ve petrol ithalatçısı bir ülkenin
düşük petrol fiyatlarından
tasarruf ederek üretime
aktardığı kaynağın büyüklüğü
70 milyar dolardı geçen sene.
Türkiye için de benzer hesapla
son bir buçuk sene için 25
milyar doların enerjiden başka
alanlara aktarıldığını söylemek
mümkün.
Ancak, tabi petrol fiyatının
uzunca bir süre 50 dolar
civarında kalacağını
varsayarak, yenilebilir
enerjiye yönelimin de bir yara
alabileceğini eklemek gerek.
Tabi, yenilenebilir enerjide
30 Mart 2016
maliyetlerin her gün düşmesi
yanında Paris’te varılan tarihi
anlaşma sürecin çok da fazla
darbe almadan
kurtulabileceğini de
düşündürüyor beraberinde.
Uzun lafın kısası, kaya gazı
üretimin geri dönülmez
biçimde petrol sektörünün
DNA’sını değiştirmesinin
ardından, artık odak
noktası dünyadaki petrol
üretimin ne zaman
potansiyel zirvesine
ulaşarak düşmeye
başlamak zorunda kalacağı
(peak oil) ve tabi petrol
fiyatının da geri dönülmez
şekilde artacağı olmaktan
çıkmış durumda. Artık
dikkatler, petrole olan
bağımlılığın yenilenebilir
enerji ile iyice düşmesi
aşamasında petrol
sektörünün kontrolünün
kimde/kimlerde olacağı
üzerinde.
14 30 Mart 2016
Bu doküman Egeli & Co. Portföy Yönetim A.S. (“Egeli & Co.“ Mersis No: 0-3254-1422-0400018) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. SPK
düzenlemelerine tabi ve SPK tarafından düzenlenen yetki belgesine sahip, kendine değer yaratmaya adamış bağımsız bir portföy yönetim
şirketidir. (Yetki belgeleri: 03.11.2010 PYS./PY. 35/946 ve 03.11.2010 PYS./YD. 15/946). Portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmeti
veren Egeli & Co. 2002 yılından bu yana, dürüst ve seçkin yaklaşımı ile yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılara, aile şirketlerine ve özel
bireysel portföylere hizmet etmektedir. Başarısı, yatırımcıları için yurtiçi ve yurtdışında geliştirdiği finansal ürünler ile değer yaratma
becerisinden gelmektedir. Egeli & Co.’yu diğerlerinden ayıran fark alternatif varlık sınıflarına ve yatırım temalarına odaklanmasıdır. Egeli &
Co. Türk sermaye piyasalarındaki alternatif yatırım temaları alanında bulunan geniş bilgi, tecrübe ve geçmiş performansı ile yatırımcıları için
uzun vadeli yatırımlarla önemli getiriler yaratmaktadır.
YASAL UYARI:
Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne
şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan,
yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında gerekli özeni göstermekle
birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir. (Varsa) Yürürlükteki herhangi bir
yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu
belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan
(ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan
dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil
ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Bu rapor
hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz.
İletişim: Güldem Atabay Şanlı Direktör, Araştırma ve Strateji
+90 212 343 06 26 [email protected]