Download - Çoklu Zeka Kuramı
• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •
© www.MaximumBilgi.com • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •
ARAŞTIRMA SERİSİ No.149
Çoklu Zeka Kuramı
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
1
ZEKA
Üzerinde yıllardır çalışılan zeka, soyut bir kavramdır. Bu nedenle de hep merak edilen,
çerçeveleri çizilmeye çalışılan, sorgulanan bir canlı özelliği haline gelmiştir. Terimin ortaya çıkışı
Aristoteles'e kadar uzanmaktadır. Zeka sözcüğünün bilimsel alan yazında kullanılan Latince
"intelligence"(İnter-Iegentia) sözcüğünü, Aristoteles'in "dia-noesis" teriminin neredeyse birebir çevirisi
olarak ilk kullanan Cicero olmuştur. Aristoteles'ten kaynaklanan skolastik felsefede, bu terim dinamik ve
orektik (yani, duygulanımsal ve hazsal) süreçlere karşıt olarak, zihinsel özelliklerin anlıksal (yani
entelektüel) yada bilişsel (yani ayırt edici ve güdüleyici) özellikleri biçiminde iki katlı bir sınıflama olarak
yer almıştır. Kullanılması ise bir tercihi ima etmiştir. Daha sonra bu konu ile ilgili çalışmalar (19. yüzyılda)
hızlanmış, pek çok görüş ortaya çıkmış, farklı sınıflamalar yapılmış ve etkileri günlük yaşamımıza yoğun
bir biçimde girmiştir.
Günümüze dek, araştırmacılar bireylerin zihinsel yapılarına ve davranışlarına bakarak zeka
üzerinde fikirler yürütmüşlerdir. Buna göre zeka, kimi zaman bir testten alınan puan, kimi zaman çevreye
uyum sağlama, kimi zaman da problem çözme olarak düşünülmüştür. Bu kuramlarda çoğunlukla dil,
matematik ve mekanik gibi yeteneklerle, verilen yeni bir problem durumunun çözülebilmesi ölçüt
alınmıştır.
İbni Sina: Zeka hem öğrenme sürecinden ayrı hem de dış dünyadan gelen algıların insana
verdiği bilgiyi öğrenmeyle ortaya çıkmaktadır. Öğrenme süreci hakkında sonradan öne sürülmüş tek
taraflı kuramları çok daha önceki bir asırda birleşik bir şekilde öne süren bu görüş, modern psikolojinin
bağdaştırıcı görüşüne de uygun düşmektedir
Galton: Bireysel farklılıklar, duyusal yeteneklerdeki farklılıklardan kaynaklanır, bireyin duyuları ne
kadar keskin olursa zekası o kadar iyi işler.
Cattel: Zeka testi kavramını ilk kez ortaya atmıştır. Duyum keskinliği ve tepki hızındaki farklılıklar
zihinsel fonksiyonlardaki farklılığı yansıtır görüşünü savunur.
Binet: Zeka, kavrama, hüküm verme, akıl yürütme gibi karmaşık üst düzey işlemlerde kendini
gösterir. Bireyin zekası çözümü yüksek zihinsel işlemler gerektiren problem durumlarıyla karşı karşıya
getirilerek ölçülebilir.
Sperman: Bütün zihinsel etkinliklerde rol oynayan genel bir zeka vardır ve buna "g" faktörü
(genel faktör) denir. Belirli zihinsel etkinliğin gösterilebilmesi için genel zihinsel yeteneğin dışında gerek
duyulan zihin gücüne "s" faktörü (özel faktör) denir. Zekayı ölçmeği ölçmektir.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
2 Guilford: Zihin birbirinden bağımsız faktörlerden meydana gelmiştir. Faktörler sınıflandırılabilir.
120 faktör vardır. Faktörler belli bir içeriği, belli bir işlemden sonra belli bir ürün haline getiren zihin
yeteneğidir. Her zihinsel etkinliğin içerik, işlem ve ürün olmak üzere üç yönü vardır.
Thorndike: Zeka birbirinden bağımsız farklı faktörlerden oluşur. Bir sorunun çözümünde birden
fazla faktör rol alabilir. Soyut zeka, mekanik zeka ve sosyal zeka olmak üzere üç faktör vardır. Zekanın
düzey, genişlik ve hız olmak üzere üç boyutu vardır.
Thurstone: Zihinsel farklılıklar "g" faktöründen değil, birbirinden farklı ve bağımsız yedi faktörden
ileri gelir. Bunlar; sözel kavram, sözel akıcılık, sayısal yetenek, tümevarımsal muhakeme, bellek, uzaysal
düşünme ve algı hızıdır.
Piaget: Geleneksel zeka anlayışına karşı çıkarak, zekanın zeka testinden alınan puan olmadığını
belirtmiştir. O, zekayı zihnin değişme ve kendini yenileme gücü olarak tarif etmiş ve zekaya gelişimsel
açıdan yaklaşmıştır. Ayrıca, çocukların ilkel zihin yapısına sahip küçük yetişkinler olmadığını belirtmiştir.
Zihinsel yaklaşımda, zihinsel yapı sindirim sistemine, bilgiler besin maddelerine benzetilir. Her ,besin
maddesinin yenildikten sonra hazmedilip vücutta kullanmasına benzer olarak, dış dünyadaki nesne ve
olaylarda algılanır, değerlendirilir ve kullanılacak hale getirilir. Algılanan bilgiler besin maddelerinin
organizmayı değiştirdiği gibi bilişsel fonksiyonları değiştirir ve geliştirir.
Goleman: Thorndike'ın sosyal zeka adını verdiği zeka üzerinde durmuş ve duygusal zeka (EQ)
kavramını ortaya atmıştır. Duygusal zihin, evrim basamağında akıl zihninden önce ortaya çıkmıştır ve
hayvanlarda da mevcuttur. Duygusal zeka; kendini harekete geçirebilme, aksiliklere rağmen yoluna
devam edebilme, dürtüleri kontrol ederek doyumu erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, sıkıntıların
düşünmeyi engellemesine izin vermeme, umut besleme ile kendini gösterir. Herhangi bir uyarıcıya karşı
gösterilecek tepki, akıl zihninden önce duygusal zihin tarafından algılanır.
Sternberg: Triarşik Zeka Kuramı'nı geliştirmiştir. Pratik bilgiyi kapsayan biçimde zekayı yeniden
tanımlamıştır. Bileşimsel, deneyimsel ve bağlamsal alt kuramları içerir. Çeçi Biyoekolojik yaklaşımı
savunmuştur. Genel zeka yada "g" faktörü biçiminde tanımlanan tek bir zeka kavramına karşı çıkmış,
zekayı biyolojik temelleri olan çoklu bilişsel potansiyel, bağlam ve bilgi bütünlüğünde değerlendirmiştir.
Gardner: İnsanlarda tek bir zeka yoktur. IQ ve zeka testleri sadece sözel ve mantıksal-
matematiksel yetenekleri ölçmektedir. Oysa bireylerde birbirinden farklı 8 yetenek alanı vardır. Bunlar;
dilbilimsel, mantıksal/matematiksel, görsel/uzamsal, bedensel/kinestetik, müziksel/ritmi k, kişiler arası,
içsel, doğa zekasıdır. Zekaya ilişkin bazı görüşler yukarıda sıralanmıştır. Bu görüşlerden günümüzde
etkin olan dört görüş bu kitapta ele alınacaktır. Sözü edilen görüşler aşağıda sıralanmış ve açıklanmıştır.
Alternatif Zeka Kavramları
Günümüze kadar gelen zeka kavramları şunlardir:
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
3 • Gardner'ın (1983) "çoklu zekalar" görüşündeki müzik ve bedensel zeka (bodily-kinesthetic
intelligence) geçmişteki testlerde kullanılmadı. Ancak, özel olarak bu yeteneklerin, çevreyi
seçme, biçimlendirme ve uyum için evrensel anlamda gerekli olmadığı söylenebilir.
• Üç-aşamalı (triarchic) zeka kuramındaki (Sternberg, 1985) pratik zeka uzun zamandır çalışılmış
ve yapı geçerliği kanıtlanmıştır. Pratik zeka, geleneksel testlerle ölçülen analitik zekadan
görece bağımsızdır ve okul ile iş başarısını varolan testlerden daha iyi şekilde yordar.
• Yaratıcı zeka da analitik zekadan farklıdır. Ancak, yaratıcı zeka, varlığı açıkça gösterilmekten
çok, bir "aday" zeka durumundadır.
• Sosyal zeka ise (Keating, 1978; Cantor ve KihIstrom, 1987), özellikle sözel olmayan iletişim
becerileri ile bireyin kişiler arası etkileşimde sahip olduğu becerileri kapsar.
Geleneksel testlerle ölçülen "akademik yönelimli zeka" (ki, özellikle analitik zeka), yaşam boyu
önemlidir. Akademik yönelimli zeka bilgiyi hatırlama, onu değerlendirme ve onun önemliliğine karar
verme yeteneklerini kapsar.
Zekaya ilişkin eski ve yeni bakış açılarını karşılaştırırsak:
Zekaya İlişkin Eski Bakış Açısı Zekaya İlişkin Eski Bakış Açısı
* Zeka sabittir. * Zeka geliştirilebilir.
* Zeka niceliksel olarak ölçülebilir. *Zeka herhangi bir performansta veya problem çözme sürecinde sergilendiğinden , sayısal olarak hesaplanamaz.
* Zeka tekildir. *Zeka çeşitli yollarla ortaya konulabilir.
*Zeka gerçek yaşamdan soyutlanarak ölçülür. *Zeka gerçek yaşam durumlarında ölçülür.
*Zeka öğrencileri sıralamak ve olası başarılarını kestirmek için kullanılır.
*Zeka bireylerin gizil güçlerini ve onların başarılı olabilecekleri farklı yolları anlamak için kullanılır.
Zekanın Yaşa Göre Gelişimi
Zeka yaşamın ilk on yılında büyük bir gelişme kaydetmektedir. Bu süre içinde en hızlı gelişme ilk
iki yılda gerçekleşir. Başlangıçta davranışı birkaç refleksten oluşan insan, iki yıl sonunda kendi başına
yürüyebilen, konuşabilen, bazı basit problemleri çözebilen, neden sonuç ilişkisi kurabilen, basit
planlamalar yapabilen, hatırlayabilen bir kişi hale gelir.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
4 Sembollerle düşünebilme 11 yaşında başlar. 12 yaştan sonra zekanın hızında azalma olsa da
gelişmeye devam eder. Gelişmenin en üst düzeyine 14-18 yaşlar arasında varılır. Zihinsel güç 30 yaşa
kadar bu düzeyde kalır. Daha sonraki yaşlarda yeni malzeme öğrenmedeki başarı yavaş olarak
azalmaya başlar, ancak öğrenilen bilgiler kaybolmaz tam tersine yaş ilerledikçe, deneyimden dolayı
edinilen bilgiyi kullanmadaki beceri artar.
Zekanın Soyaçekim ile İlgisi
Doğuştan gelen zekanın değerlendirilmesi için bilinen bir yöntem yoktur. Kalıtımla çevre
arasındaki ilişki birbirinden ayrı ve uzakta yetiştirilen ikizlerin davranış ve başarılarının incelenmesiyle bir
ölçüye kadar belirlenebilir. Tek yumurta ikizlerinin kalıtımı, birbirlerinin aynıdır. Doğumdan itibaren
birbirlerinden farklı çevrelerde yetişen tek yumurta ikizlerinin ve aynı evde yetişen çift yumurta ikizlerinin
zeka puanlarının karşılaştırıldığı bir araştırmada, değişik çevrelerde yetişseler bile, kalıtımı aynı olan tek
yumurta ikizlerinin zekalarının, aynı çevrede yetişip, kalıtımları birbirinden farklı olan çift yumurta
ikizlerinin zekalarından daha çok birbirlerine benzediği ortaya çıkmıştır.
Bir başka araştırmada ise, bebek iken evlat edinilen çocukların zekalarını, üvey anne-babalarının
zekaları ve ayrıca doğal anne-babalarının zekaları ile karşılaştırmışlar ve bu çocukların zeka puanlarının
doğal ana-babalarınkine daha çok benzediği görülmüştür. Bunun gibi çok sayıda yapılan araştırmalar,
kalıtımın zeka gelişmesinde önemli bir rol oynadığını ortaya koymuştur.
Zeka farklılıkları, farklı etnik-ırk grupları için belli bir noktada birleştiğine dair ikna edici kanıtlar
yoktur. Bazı yıllardaki araştırmalar, okul başarısındaki boşlukların, bazı ırklar, yaşlar, okul dersleri ve
beceri düzeylerinde birazcık daha dar olduğunu göstermiştir. Zeka düzeylerinin kendisindeki genel bir
değişikliği yansıtma bakımından çok karışık görünmektedir.
Zeka ve Çevre
Zekanın kalıtımla ilişkisi çok belirgindir, ancak çevrenin de zekaya önemli etkisi vardır. Tek
yumurta ikizleri birbirinden ne kadar farklı çevrelerde yetişirlerse aralarındaki zeka farkı da o denli fazla
olmaktadır.
Ana-baba evi zihinsel gelişmeyi etkilediği istatistiklerle gösterilmiştir. Çeşitli eğitim seviyesine
sahip ailelerden gelen çocukların bir arada okudukları okullarda yapılan araştırmalarda, yüksek eğitim
düzeyli ailelerden gelen çocukların diğerlerine göre daha başarılı oldukları saptanmıştır.
1700 ve 1910 yılları arasında yaşayan 4421 ünlü kişinin kökenini inceleyen bir araştırma
sonucunda bu kişilerin % 83'ünün üst tabakadan ve ancak %16'sının alt tabakadan geldiğinin ortaya
çıkması, çevre faktörünün önceki yüzyıllarda çok daha önemli bir etken olduğunu ortaya koymaktadır.
Her ne kadar başarı ve zeka birbirinden farklı olsa da, başarıda zekanın önemli bir payı olduğu göz
önüne alınacak olursa bu bize zeka hakkında da bilgi verir.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
5 Zekaya çevrenin etkilerinin arasında çevreden etkilenen kişilik yapısı, sosyo-psikolojik çevre, dil
yeteneği ve güdü sayılabilir. Kaygılı ve korkak çocuklar problem çözerken yapılan işe dikkatlerini
vermede güçlük çekerler ve dolayısı ile zeka testlerindeki başarı düşük olur.
Bir başka etken de, ailelerinin beklentilerinden dolayı orta ve yüksek sosyo-ekonomik düzeyden
gelen çocukların diğerlerine göre daha güdülü olmaları ve test sırasında daha fazla gayret sarf
etmeleridir. Diğer koşullar eşit tutulduğunda orta ve yüksek sosyo-ekonomik düzeyden gelen kişilerin
zeka puanları, düşük sosyo-ekonomik düzeyden gelen kişilere kıyasla daha yüksek olmaktadır. En
düşük ile en yüksek sosyo-ekonomik düzey arasındaki puan farkı 20'ye kadar çıkmaktadır.
Zekası yüksek kişiler daha iyi eğitim görmekte, kazançlı meslek sahibi olarak daha yüksek bir
ekonomik düzeye erişmektedir. Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ailelerin çocukları daha fazla öğrenme
olanağına sahiptir, bunlar ilerisi için daha iyi başlangıç koşulları elde edebilmektedir. Zeka testlerinde
sözel bölümlerin bulunması, eğitim seviyesi yüksek kişilerin daha yüksek puan almasına yardım
etmektedir. Dolayısı ile burada hem kalıtımsal hem de yetişme tarzından gelen bir avantaj söz
konusudur.
Zeka ve Başarı
Üstün zekalı bir bireyin toplumda bununla orantılı olarak başarılı olacağı varsayılırsa da, kimi
zaman denetlenemeyen dış etkenler nedeniyle uzun vadeli tahminler geçersiz çıkabilir. Zekanın
toplumsal başarıya dönüştürülebilmesini sağlayan mekanizma henüz yeterince anlaşılamamıştır.
Çocukluk döneminde yapılan başarı testlerinin aynı dönemde yapılan IQ testleri ile benzer sonuçlar
verdiği görülürse de, yaşamın ileri ki yıllarında ortaya çıkacak davranış kalıplarının tamamen bu
sonuçlarla belirlenmesi mümkün değildir.
Zekanın Biyolojik Temelleri
Zeka ile beyin arasıda çok yakın bir ilişki vardır. Zekanın beyinde yer aldığı kabul edilir. Bir insan
beyninde 10 milyardan fazla sinir hücresi bulunmakta, her bir hücre ortalama 10.000 hücre ile bağlantı
içerisinde çalışmaktadır. Nöron adı verilen bu sinir hücrelerinde sinyaller çok karmaşık elektro-kimyasal
olaylar zinciriyle oluşan ve sayısı saniyede 1000 taneye kadar çıkabilen titreşimler halinde iletilmektedir.
Beynin ne biçimde çalıştığı henüz çözümlenebilmiş değildir. Belleğin işleyiş mekanizması, beyin
algılama yaparken gösterdiği esneklik yeteneği gibi konular bilim adamlarını yıllarca uğraştırmış hala da
uğraştırmaktadır.
Bir kısım bilim adamları belirli işlerden beynin belirli bölgelerindeki hücreleri sorumlu tutarak
konuya açıklama getirirken, ünlü nörolog Karl Pribram hologram teorisini beyinle bağdaştırmak üzere
yaptığı çalışmalarda beynin çevresi hakkındaki bilgileri sınıflandırılmamış bir karmaşık düzen içerisinde
aldığı, alınan bu bilgilerin holografik, yani üst üste bindirilmiş dalgalar ve onların girişimleriyle oluşan
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
6 modele dayalı bir biçimde kaydedildiği ve daha sonra dışarıdan gelen frekanslara göre bilgilerin alışkın
olduğumuz mekan-zaman için düzenlenerek, bilinen algı dünyasının oluştuğunu söylemektedir.
Beynimizin İşleyişi
İnsanda bulunan 100 trilyon hücrenin yaklaşık 100 milyarı beynimizdedir. İnsan beynindeki
bağlantıların sayısı tüm dünyadaki telefon bağlantılarının yaklaşık olarak 1300-1400 katıdır.
Beynimizdeki dentritlerin dallanması ve komşu hücrelerle sinaptik bağlar oluşturması zekanın
gelişmesi demektir. Bunu sağlamak için aktif yaşantı, anında geribildirim, uygun oyun malzemeleri,
sevecen sözel iletişim ve çeşitlilik gereklidir. Ancak, anne sürekli egemen olursa fayda yerine zarar verir.
Sağ ve Sol Yarım Küre:
Yarım kürelerden her biri vücudun zıt tarafını denetlemektedir. İnsanların % 90-95’inin sol yarım
küresi baskındır. El hareketini denetleyen motor alanlar sol yarımkürede baskın olduğu için insanların
büyük çoğunluğu sağ elini kullanır. Herhangi bir nedenle sol yarımküre zarar görürse sağ yarımkürede
baskın özellikler gelişebilir. Önemli işlevlerde öne çıkan yarımküre baskındır. Baskın yarımkürenin
üstlendiği işlevler arasında dil öğrenimi, matemetik, mantık gibi konular vardır. Baskın olmayan
yarımküre ise müzik, resim ve yüzlerin tanınması gibi alanlarda etkindir.
Sol Yarım Küre Sağ Yarım Küre
Sağ elin denetlenmesi Sol elin denetlenmesi
Konuşma, ses, gramer Tek sözcük anlamları, ses perdeleri
Düşünme ve mantığa dayalı Sezgisel mantık yürütme
Analiz Bütünleştirme
Dakiklik Görme, hayal, tasarım
Matematiksel olgularda yetenekli Müzik, sanat yeteneği
Kısa süreli işitsel bellek Duyusal imge belleği
Otomatik tekrarları sever Yeniliği sever
Dinler, konuşur Bakar, yapar
Zeka Gelişimini Etkileyen Etmenler
a) Vitamin ve Mineral Eksiklikleri: Uygun doz üç ay süreyle verildiğinde geleneksel IQ skorları
4 puan artmaktadır. İyot eksikliği zeka gelişimini önemli ölçüde etkilemektedir. Doğum
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
7 Ağırlığı: Yetersiz doğum öncesi bakımdan kaynaklanan doğum anındaki ağırlık farklarının
ortadan kaldırılması IQ skorlarını ortalama 5 puan artırmaktadır.
b) Askorbik Asit Düzeyleri: C vitamini yönünden eksik olan yeterli beslenmemiş çocuklara
uygun ve gerekli ilavelerin sağlanması ortalama IQ skorlarını 3 puana kadar artırmaktadır.
c) Kafa Büyümesi: Yetersiz beslenme çocuklarda beyin ve kafa büyümesini geriletmekte ve 5-6
puanlık bir etkiye neden olmaktadır.
d) Annenin Konuşma Örüntüleri: IQ tamamen genetik olsaydı, çocuğun genlerini hangi
aileden aldığı sorun olmazdı. Irklar arası çiftlerde yapılan çalışmalarda, beyaz annesi ve siyah
babası olan çocuklar, siyah annesi beyaz babası olan çocuklardan ortalama 6-7 puan fazla
almışlardır.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
8
ZEKA İLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR
1. PSİKOMETRİK YAKLAŞIMLAR :
Psikometrik yaklaşım zekayı nicel, tek ve bütünleşik bir kavram gibi görmektedir. Zihin yaşı ve
takvim yaşını zeka değerlendirmesinin temeli olarak alır.
Stanford-Binet testi 1916 yılında geliştirildiğinde zekayı tek faktörlü olarak ele alıyordu. Binet son
çalışmalarında zekanın hüküm verme, kavrama, akıl yürütme gibi işlemlerde ortaya çıktığını vurguladı.
Bir kişinin zekası hakkında sağlıklı kararlara ulaşabilmek için, onu üst düzey zihinsel işlem gerektiren
problem durumları ile karşılaştırmak gerektiğini savundu.
Wechsler testi 1940'larda zekanın birçok yönü olabileceğini vurgulamıştı. Sözel ve performans
olmak üzere iki boyutu vardı. Sperman ise bütün zihinsel etkinliklerde rol oynayan genel bir zeka
olduğunu ve buna "g" faktörü (genel faktör) denilebileceğini öne sürdü. Belirli zihinsel etkinliğin
gösterilebilmesi için genel zihinsel yeteneğin dışında gerek duyulan zihin gücüne s faktörü (özel faktör)
dedi. Zekayı ölçmenin g'yi ölçmek olduğunu belirtti.
Ancak g'nin nasıl tanımlanacağı konusunda bir uzlaşı oluşmamıştır. Sperman bazı zihinsel
etkinliklerde birden fazla faktörün rol oynadığını görmüş buna da grup faktörü adını vermiştir. Grup
faktörü genel zihinsel yeteneğin dışında bulunan, fakat bazı özel yeteneklerde ortak olan bir zihinsel
gücü ifade etmektedir.
Psikometrik yaklaşım öncelikle öğrenmenin iki yolunu öne çıkarmıştır. Bunlar, sözel- dilsel ve
mantıksal-matematikseldir. Çünkü bu alanlar nice' olarak ifade edilebilir, ölçülebilir, Standart tekniklerle
karşılaştırılabilir alanlardır. Eğitim sistemi içinde bireyleri, grupları, okulları, bölgeleri karşılaştırmak
açısından psikometrik yaklaşım oldukça işlevseldir. Ancak bu yaklaşım sadece bir-iki yolla öğrenci
gelişimlerini sınayabilmektedir. Bu durum belirli öğrencilerin istenmeyen bir biçimde avantajlı konuma
gelmesine yol açmaktadır. Öğrencileri sadece belirli konuları içeren standart testlerle değil, performans,
problem ve ürün temelli sınama durumlarına tabi tutmak, portfolyo değerlendirmeleri yapmak çok yönlü
bir bakış açısı getirecektir.
2. GELİŞİMSEL YAKLAŞIMLAR
Piaget 1972'de zekaya gelişimsel temelli bir açıklama getirdi. Bireylerin değişik yaşlarda
özümleme ve uyum sama yoluyla nasıl çevreye uyum sağladığını ve gelişimsel ilerlemeler gösterdiğini
ortaya çıkardı. Zekayı anlamak için bilginin nasıl edinildiğini ve kullanıldığını ele almak gerektiğini öne
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
9 sürdü. Piaget'ye göre zeka, çevreye uyum sağlama gücüdür. Diğer bir deyişle zihin gelişimi dengelenme
sürecidir. Birey başlangıçta denge durumundadır. Yeni karşılaştığı bilgi ve durumlar dengesini bozar.
Özümleme ve uyum sama yoluyla çevreye uyum sağlar ve yeniden denge oluşur. Böylece zihin gelişimi
devam eder. Zihin gelişimini etkileyen etkenler arasında özellikle çocukların aktif yaşantı geçirmesi ve
toplumsal aktarım çok büyük önem taşır. Piaget yaptığı çalışmaların sonucunda duyu-hareket, işlem
öncesi, somut işlemler ve soyut işlemler dönemlerinden belirli yaşlarda geçildiğini içeren bir kuram ortaya
koydu.
Gelişimsel yaklaşımlar içinde söz edilmesi gereken bir başka isim Vygotsky'dir. Vygotsky'ye göre
zihin gelişimi Piaget'nin ileri sürdüğü gibi kendi başına oluşan bir süreç değildir. çocuğun çevresindeki
bireyler ona problem durumlarında yardımcı olur ve bazı bilgiler verir. Bu nedenle zeka gelişiminin
toplumsal yönü de vurgulanmalıdır. Vygotsky'ye göre belirli bir gelişim düzeyinde çocuğun kendi başına
gerçekleştirebileceği bir takım davranışlar olduğu gibi, bir yetişkinin yardımıyla başarabileceği
davranışlar da vardır. Bu davranışlar "proximal zoneli davranışlardır. VygotSky Piaget'den farklı olarak
kavramları kendiliğinden edinilen ve öğretilen kavramlar olarak ikiye ayırmak tadır. Kendiliğinden edinilen
kavramlar gündelik yaşamda kullanılan kardeş kavramı gibi kavramlardır. Öğretilen kavramlara ise
sömürü kavramı örnek verilir. (Selçuk,2004:5)
0-2 yaş 2 yaş 3-7.yaş 7-11 yaş 12-18 yaş
Duygusal Nesnelerin Rol oynama ve Okuldaki Kişiler arası
kontak manupulasyonu sembolik formel ilişkilerin ve
etkinlik çalışmaların kariyer
vurgulanması açılımlarının
kaynaştırılması.
3. BİYO-EKOLOJİK YAKLAŞIMLAR
Bir çok araştırmacı, zekanın tanımlanması ve ölçülmesi ile ilgili yeni fikirleri keşfetmek amacıyla
beyni biyolojik bir perspektiften ele almıştır. Bunlardan biri olan Ceci'nin zeka ile ilgili olan biyoekolojik
teorisi, bir tek bilişsel potansiyelin yada bir "g" faktörünün olmadığını ileri sürer. Bunun yerine farklı
sayılarda potansiyelin olduğunu iddia eder. Bilginin ve doğal yeteneğin ayrılmaz olduklarını, bununla
birlikte ortamsal, biyolojik, üst-bilişsel ve güdüsel değişkenlerin de zeka kavramı içerisinde yer aldıklarını
belirtmiştir. Öne çıkardığı üç ana kavram, çoklu bilişsel potansiyel, bağlam ve bilgidir.
Zekanın biyoekolojik yada psiko biyolojik perspektifi, zekayı tek faktör teorisi ile açıklamaktan
ziyade zekanın, farklı 'şekillerde açıklanmasını destekler. Bazı bilişsel etkinliklerde cinsiyet farklılıkları ile
ilgili farkındalıklar da önem kazanmaktadır. Bilişsel işlevler, beynin özel alanlarında ortaya çıkmaktadırlar
ve bu işlevler, genetiğin, kişisel hayat deneyimlerinin ve farklı koşulların kombinasyonları tarafından
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
10 etkilenmektedirler. Ceci zekanın işleyişinde biyolojik ve çevresel etkenlerin birbirinden ayrı
değerlendirilemeyeceğini savunmakta ve bu ilişkiyi ortak yaşam ilişkisi olarak görmektedir.
(Selçuk,2004:6)
4. ÇOKLU YAKLAŞIMLAR
Triarşik Zeka Kuramı:
Robert Sternberg "Triarchic Mind" adlı kitabında IQ testlerinin birçok problem taşıdığını ifade
etmektedir. Bunlardan bazıları şöyle sıralanmaktadır:
a) Kronometrenin uygunsuz kullanımı .
b) Kültürel önyargılar
c) Akademik önyargılar
d) IQ niceliksel olarak sabittir görüşü
e) Genel kabul görmüş bir zeka kuramının eksikliği
f) Zekanın göstergesinin sözel, uzamsal ve sayısal muhakemeyle sınırlı olması
Sternberg zekayı yeniden tanımlama noktasında yeni bir bakış açısı getirmiştir. Zekanın
etkileşerek işleyen farklı bileşenlerden oluştuğunu, bireyin içsel ve dışsal dünyası ile deneyimlerinin
zekayla ilişkili olduğunu savunmuştur. Şimdiye kadar yapılan zeka tanımları içerik, yapı ve süreç
boyutlarında gruplandırıldığında Sternberg'in tanımı "süreç" boyutundadır. Gardner bireylerde zekanın
farklı türleri bulunduğunu ve her bir zeka türünün içinde farklılaşan derecelerde yetenek bulunduğunu
ileri sürerek "içerik" tanımlaması yapmıştır. H.J. Eysenck ise "yapı" boyutunda tanım yapan zeka
araştırmacılarına örnek verilebilir.
Sternberg entelektüel etkinliklerde bulunurken görev yapan farklı bileşenleri betimleyen bir tanım
ortaya koymaktadır. Ona göre zeka, bireyin zihinsel olarak kendi kendini yönetme kapasitesidir. Triarşik
kuram bileşimsel, bağlamsal ve deneyimsel üç alt alan içermektedir. Bilgi işlem boyutu, bireyin zekice
davranışlar geliştirirken kullandığı bilişsel süreç ve yapıları kapsayan içsel dünyasını kapsamaktadır.
Bağlamsal alan, kişinin çevresel etkenleri değerlendirmede kullandığı süreçleri ve dış dünyasın;
kapsamaktadır. Son alt alan olan deneyimsel alan bireyin deneyimlerinin iç ve dış dünyasıyla ilişkilerini
içermektedir.
Bu alanları incelersek:
1. Bilgi işlem boyutu: Zekanın ilk kısmını oluşturan bu boyut üç aşamalıdır.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
11 a. Bileşik unsurlar: Problemi tanımlama, çözüme ulaşmak için gerekli aşamaları belirleme,
planlama ve sonucu değerlendirme.
b. Performans davranışı: Problem durumunun çözümlenmesi, belirlenen stratejilerin
uygulanması, elde edilen bilgilerin yeni durumlara uygulanması, uyarıcıların özelliklerini
kıyaslama ve anlam çıkarma.
c. Bilgi kazanımı: Burada dil becerisi ve kullanımı, sorun çözmede bağlamsal ipuçlarını
yakalayabilmek açısından önemlidir.
2. Deneyimsel boyut: Deneyimlerimiz yeni görevlerle baş edebilme becerimizi artırır ve bilgi
işlem davranışımızı kendi kendine işler hale getirir. Başka bir deyişle yeni davranışlar gerektiren bilişsel
sistemlerde, zihinsel işlevler alışagelmiş şekilde kullanıldığında yetersiz kalabilmektedir. Bu gibi
durumlarda yaratıcılık öne çıkmaktadır.
3. Bağlamsal boyut: Dış dünya ile ilişkilerde bilgi işlem boyutunda belirtilen bileşik unsurların
hangi işlevlerde kullanılacağını belirler. Başka bir deyişle zekanın uyum sağlama boyutudur. Uyum
burada şu durumları içerir:
a. Mevcut çevre koşullarına uyum,
b. Mevcut çevre koşullarına şekil verme,
c. Yeni çevre seçimi daha uygun çevreyi belirleme.
Çoklu Zeka Kuramı:
Nöropsikoloji ve gelişim uzmanı Gardner, geleneksel zeka anlayışını inceledikten sonra, 70'li ve
80'li yıllarda bireylerin bilişsel kapasitelerini araştırmaya başlamıştır. Boston Üniversitesi'ndeyken
yeteneklerin örüntüsünü anlamaya, bilişsel yada duyuşsal kazaların etkilerini belirlemeye çalışmıştır.
Aynı zamanda Harvard Üniversitesi'nde Hıraject Zeroh adlı projede normal ve üstün yetenekli
çocuklarla ilgili araştırmalar yapmış, bilişsel yeteneklerin gelişimini incelemiştir. Bu çalışmalar
sonucunda zeka alanlarını çoklu zeka alanları olarak 8 bölüme ayırmıştır. Bu bölümü ayrıca ileride
işlenecektir.
1- Çok Etmenli Zeka Kuramı:
Zeka bir çok zihinsel yeteneğin değişik durum ve koşullarda kullanılmasını içerir. Bu yetenekler
arasında başlıcaları :
a) Sözel Anlayış: Sözcükleri tanıma ve anlama,
b) Sözel Akıcılık: Sözel ve yazılı olarak sözcük ve ifadeleri çabucak bulabilme,
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
12 c) Sayısal Yetenek: Aritmetiksel işlemleri çabuk ve doğru olarak yapabilme,
d) Alansal ve Uzay ilişkileri: İki ve üç boyutlu görsel algılamayı yapabilme,
e) Bellek: İşitsel ve görsel olarak belleme gücü,
f) Algısal Hız: Karmaşık bir nesnenin ayrıntılarını görebilme, zemin şekil ilişkisini ayırt
edebilme, benzerlik ve farklılıkları doğru olarak algılayabilme,
g) Mantıklı düşünme: Muhakeme yürütebilme, olarak sayılabilir.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
13
ZEKANIN ÖLÇÜLMESİ VE ZEKA TESTLERİ
Eski Çin ve Yunan kayıtlarından elde edilen bilgiler ışığında, 2000-2500 yıl önce bile zihinsel,
kişisel ve fiziksel farklılıkları ölçmek üzere girişimler olduğunu anlıyoruz. Zeka testleri konusundaki
sistematik ve bilimsel çalışmalar ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkmaya başlamış,
İngiltere'de Fransis Galton, Almanya'da Emil Kraeplin ve Fransa'da Fred Binet bu konuda araştırmalar
yapmışlardır. İlk formal IQ testi bu yüzyılın başında, Fransız hükümetinin, okuldan yararlanamayacak
kadar durgun zekadaki çocukların yeterli zeka potansiyeli olduğu halde gerekli çabayı göstermedikleri
için başarısız olan çocuklardan ayırt edebilmek amacıyla Binet ve Simon'dan zeka testi geliştirmelerini
istemesi üzerine ortaya çıkmıştır.
Binet, çocukların hangi yaşlarda hangi becerilere sahip olduklarını inceleyerek ilk test maddelerini
oluşturdu ve bu test maddelerini çocuklar üzerinde denedi. Her yaş için, o yaştaki çocukların %60'ının
başardığı maddeler, o yaş için test maddesi olarak belirlendi. Bu ölçüme göre bir çocuk, kendi
yaşıtlarının yapabildiklerini yapabiliyorsa normal zekalı, daha küçüklerin yapabildiklerini yapabiliyorsa
geri zekalı, kendinden büyük zekalıların maddelerini yapabiliyorsa ileri zekalı olarak değerlendirildi.
Böylece 1908 yılında Binet-Simon adı altında ilk zeka testi ortaya çıktı. Bu test daha sonra çeşitli
tarihlerde ve en son olarak da 1986 tarihinde yenilendi. Bunlardan 1937 tarihindeki yenileme, Stanford
üniversitesinde yapılmıştı, ve testin bu tarihten sonraki adı Stanford-Binet oldu. 1986 tarihinde geliştirilen
test Stanford-Binet Sürüm 4 olarak anılmaktadır.
Zeka tesleri konusunda Terman, Cattell, Spearman, Stern, Thorndike, Thrustone ve Wechsler
bilinen diğer önemli isimlerdir
Günümüzde en yaygın olarak kullanılan Binet ve Wechler testlerinde öğrenme, soyutlama ve yeni
durumlara uyum gösterme kapasitesi ölçülmeye çalışılmakta ve sonuç, zeka yaşının kronolojik yaşa
oranı olan zeka bölümü (Intelligence Quotient- IQ) olarak elde edilmektedir.
IQ NEDİR?
İlk zeka testlerinin dayandığı nokta, belirli işler veya test elemanları üzerindeki performansın yaş
ile birlikte arttığı, ve bu performansın belirli bir yaş grubunda yer alan daha zeki kişilerin daha az zeki
kişilerden ayırt etmede kullanılabileceği varsayımıydı. Alfred Binet'in bu prensipten yola çıkarak,
hazırladığı ilk zeka testi, düşük zeka seviyesindeki çocuklara daha iyi bir eğitim sağlayabilmek üzere
onları tespit edebilmeyi amaçlıyordu.
Binet, bu zeka testlerini öğretmenleri tarafından ileri ya da geri olarak nitelendirilen aynı yaştaki
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
14 çeşitli öğrenciler üzerinde uygulamaya başladı. Eğer bir problem ya da iş, ileri olarak nitelenen çocuklar
tarafından yapılabiliyor ama geri çocuklar tarafından yapılamıyorsa, bu soru o yaş için test maddesi
olmaya uygun kabul ediliyordu, diğer durumda ise test maddesi olarak göz önüne alınmıyordu. Bu işin
sonunda Binet, aynı yaştaki ileri ve geri grupları ayırt etmek üzere bir çok sorudan oluşan testler elde
etmiş oldu.
Binet testinde, test uygulanan çocukların zeka yaşlarını göstermek üzere bir sayı kullanılıyordu.
Zeka yaşı, uygulanan testte aynı puanı alan çocukların ortalama yaşına karşılık gelmektedir. Örneğin, 10
yaşındaki bir çocuk testten 45 puan aldıysa, ve bu puan 8 yaşındaki çocukların ortalama puanına karşılık
geliyorsa, bu durumda bu çocuğun zeka yaşı 8'dir. Benzer şekilde 14 yaşındaki bir çocuk eğer testten 88
puan aldıysa ve bu puan 16 yaşındaki çocukların ortalama puanıysa, bu durumda bu çocuğun zeka yaşı
16 demektir.
Öğrencilere bu şekilde bir zeka yaşı verilmesi, onların aynı yaştaki diğer çocuklara göre nasıl
olduklarını gösteriyordu, ancak böyle bir sayı aynı yaşta olmayan kişilerin zeka derecelerini
karşılaştırmakta problem yaratıyordu. Dolayısıyla, zeka derecesini belirlemek üzere zeka yaşı yerine,
zeka bölümü, yani IQ (Intelligence Quotient) olarak adlandırılan bir değer kullanılmaya başlandı. IQ, zeka
yaşının, doğum tarihine göre belirlenen gerçek yaşa bölümünün yüzle çarpılmasıyla elde edilmekteydi.
Yani:
IQ= (Zeka Yaşı/Gerçek Yaş)*100 formülü ile bulunmaktadır.
Daha önceki örneklerimize bu formülü uygulayacak olursak, birinci öğrenci için
IQ=(8/10)*100=80, ikinci öğrenci içinse IQ=(16/14)*100=114.2 olarak bulunacaktır.
Yukarıdaki formülden de kolayca anlaşılacağı gibi, eğer bir kişinin gerçek yaşı ve zeka yaşı
aynıysa IQ derecesi 100 olacaktır, zeka yaşı gerçek yaşından büyük olanlar için 100'den daha büyük
diğerleri içinse daha küçük bir IQ derecesi elde edilecektir.
IQ derecesinin hesaplanmasında temel kavramlar aynı olmasına karşın, günümüzde IQ
dereceleri standartlaştırılmış bir grubun ortalama sonuçlarının ve standart sapmalarının kullanıldığı
istatistiksel ve matematiksel bir takım hesaplamalar içeren karmaşık bir yöntemle daha anlamlı bir
biçimde bulunmaktadır.
İnsanlarda ortalama Zeka Bölümü 100 olarak kabul edilmiştir. Kabaca bir sınıflama yapılacak
olursa, 130'un üstündeki IQ değerleri üstün zeka, 70'in altındaki IQ değerleri ise geri zeka olarak
nitelendirilir. IQ derecelerinin yüzde olarak dağılımına ilişkin çizelge aşağıdadır. En çok görülen IQ
derecesi ortalamaya karşılık gelen 100'dür. Insanların %68.3'ü 85 ve 115 arasında ortalamaya yakın bir
IQ derecesine sahiptir.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
15
IQ derecelerinin yüzde olarak dağılım tablosu
Zeka Testlerinin Eleştirisi
Zeka testleri konusundaki en önemli tartışmalardan biri zekayı oluşturan zihinsel yeteneklerin
tanımlanması ve IQ'nun bu yetenekleri yeterince yansıtıp yansıtamayacağı üzerinde yoğunlaşmış, testin
hazırlanması ve standartlaştırılmasında kültürel önyargıların olabileceği ileri sürülmüştür.
Sosyoekonomik düzeyi yüksek çocukların test sonuçlarının da daha yüksek çıktığı saptanmıştır. Sosyo-
ekonomik durum, öğrenim olanakları, hatta testin uygulandığı koşulların bile test sonuçlarını
etkileyebileceği düşünülür. İyi eğitim görmüş kişilerin kelime bilgisi daha fazladır, bütün zeka testleri
sözel ağırlıklı olduğundan, bu kişilerin zeka testlerinde eğitimi az kişilerden daha yüksek bir puan alması
doğaldır. Bütün zeka ölçeklerinde kültürel yanlılık söz konusudur. Bu testler meslek sahiplerine yanlılık
gösterir. Zeka testleri psikologlar tarafından hazırlanmaktadır, dolayısıyla bu meslek grubuna yanlılık
yansıtır.
Günümüzde kullanılan zeka testleri, zeka hakkında bilinen bütün nitelikleri kapsamaktadır. Bu
testler, çeşitli zeka düzeyindeki kişileri ayırt edebilmekte, farklı kültürler için çeşitli normlar geliştirilmiş ve
bu testler zeka hakkındaki yeni bilgiler ışığında ve yeni malzemeler kullanıma girdikçe daha da
geliştirilmektedir.
Ayrıca, bireyin doğuştan gelen yeteneklerini daha doğru yansıtan ve kültürel yapıdan
etkilenmeyecek testler geliştirilmesine yönelik çalışmalar da yapılmaktadır.
Bilinen Zeka Testleri:
Çok kesin sonuçlar vermese de Stanford-Binet ve Wechsler ölçekleri gibi testler zekanın
ölçülmesini sağlar. Bu testler bireyin zeka yaşının kronolojik yaşına oranı olan Zeka Bölümünü
(Intelligence Quotient- IQ) ölçmeye yarar ve zekanın dışavurumlarının kabaca bir görüntüsünü çizer.
Günümüzde en çok kullanılan 4. sürüm Stanford-Binet testi zekayı üç aşamalı hiyerarşik bir
model olarak ele almaktadır:
I. Aşama: G faktörü: Zekayı bir bütün olarak etkilediği varsayılan g-faktörünü elde etmek üzere
uygulanan test sorularından oluşur.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
16 II. Aşama:
a. Kristalize yeteneklerin ölçülmesi
b. Akıcı-Analitik yeteneklerin ölçülmesi
c. Kısa Süreli Bellek yeteneklerinin ölçülmesi
III. Aşama: Sözel yargılama, sayısal yargılama ve soyut/görsel yargılama yeteneklerinin
ölçülmesine yöneliktir.
Wechsler testi de yine çok kullanılan testler arasındadır. Amerikalı psikolog David Wechsler
tarafından geliştirilen bu test daha çok WAIS-R (Wechsler Adult Intelligence Scale-Revisted) adı altında
bilinmektedir. Bu testin çocuklar için geliştirilen sürümü ise WISC III (Wechsler Intelligence Scale for
Children-III) adıyla anılmaktadır. WAIS-R ve WISC-III testlerinde sözel ve sözel-olmayan iki temel bölüm
yer almaktadır. Her iki bölümdeki sorular birbirinden tümüyle farklı niteliktedirler.
Sözel kısımda kelimelerin sözlük tanımı veya bir cümlenin yorumlanması ya da bir matematik
sorusu gibi daha bilindik türden problemler yer alırken, sözel-olmayan kısımda resimlerin mantık sırasına
göre dizilmesi, küçük nesne parçalarının birleştirilmesi gibi şeyler istenmektedir. Kişilerin sözel ve sözel-
olmayan bölümlerdeki başarıları genellikle birbirine yakın olmasına rağmen, dilsel bozukluk gösteren
kişilerde veya başka türden çevre etkilerine maruz kalmış kişilerde iki kısım arasında büyük farklılıklar
gözükebilmektedir. WAIS-R ve WISC-III testlerinde her iki bölüm için değişik bir puan verilmesi kişilerin
özel yetenekleri hakkında daha detaylı bilgi edinmemizi sağlar.
Stanford-Binet , WAIS-R ve WISC-III testlerinin tümünde, konuyu bilen bir kişinin testi özel olarak
kendisinin uygulaması gerekmektedir, bu açıdan testlerin uygulanması zor ve zaman alıcıdır. Yeni
geliştirilen bazı testler grup halinde uygulamaya izin vermektedir. Bu tür testlerde cevaplar testi
uygulayana doğrudan verilmez, kalem ve silgi kullanılarak test kağıdı üzerinde verilir. Bu tür testlerin
toplu halde uygulanabilmesi bir avantaj sağlarken, cevapların sadece yazılı olarak verilebilmesi,
sorulacak soru türleri üzerinde kısıtlamalara sebep olmaktadır.
Aşağıda sadece uzmanlar tarafından kullanılmak üzere geliştirilmiş ve sadece uzmanlar
tarafından satın alınabilecek diğer yedi test hakkında bilgi verilmiştir.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
17
TESTİN ADI AÇIKLAMA
HAWIE:
Hamburg
Wechsler
Intelligenztest für Erwachsene
Bu test, 1939’daki Wechsler-Bellevue Adult Intelligence Scale’ın Almanca işlenmiş ve standartlaştırılmış şeklidir. Almanca metin “Die Messung der
Intelligenz Erwachsener” olarak 1956’da Verlag Hans Huber, Bern ve Stuttgart‘da yayınlanmıştır.
IST: Intelligenz-Struktur Test
Bu test, 1953’de R. Amthauer tarafından, Verlag für Psychologie Dr. C. J. Hogrefe, Göttingen’de yayınlanmıştır.
AIT: Analytischer Intelligenz test
Bu Alman testi, R. Meili tarafından geliştirilmiş ve 1966’da Verlag Hans Huber, Bern ve Stuttgart ‘da yayınlanmıştır.
LPS: Leistunsprüfsystem
Bu Alman testi, W. Horn tarafından geliştirilmiştir. 1962’de Verlag Dr. C. J. Hografe, Göttingen’de yayınlamıştır.
Stanford-Intelligenz Test
Bu Amerikan testi, H. R. Lücketr tarafından Almanya için gözden geçirilmiş ve 1957’de Verlag Dr. C. J. Hogrefe , Göttingen’de
yayınlamıştır.
Progressive Matrices Bu Amerikan testi, ilk kez 1938’de J. C. Raves tarafından N. K. Lewis Co. Ltd. Londra’da basılrmıştır
Figure Reasoning Test Bu Ingiliz testi, J. C. Daniels tarafından geliştirilmiş ve 1949’da Crosby Lockwood Son Ltd. , Londra’da yayınlamıştır.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
18
ÇOKLU ZEKA KURAMI
Eğitim üzerine çalışmaların yoğunlaştığı XX. yüzyılda temel araştırma alanlarından birisi de zeka
ve buna bağlı öğretim etkinlikleri olmuştur. Zekanın ne olduğu, niteliği üzerine yapılan araştırmalar
öğrenme etkinlikleri üzerinde yoğunlaşmaya başlayınca insanların ilgilerine, ihtiyaçlarına göre
oluşturulan eğitim modelleri, öğretme- öğrenme stratejileri çeşitlenmeye başlamıştır. Çoklu zeka kuramı,
teorisyeni tarafından ortaya atılmadan önce kuramı oluşturan genel çerçeveyi bütünlük içerisinde olmasa
da diğer pek çok eğitim bilimcinin kuramlarında, çalışmalarında görmek mümkündür.
Holt (1967,132-167), “Çocuklar Nasıl Öğrenir” ( How Children Learn ) adlı çalışmasının “ sanat,
matematik ve diğer şeyler “ başlıklı bölümünde çocukların bu alanlardaki öğrenme etkinliklerini
değerlendirmiş ve çoklu zeka kuramının temel niteliği olan pek çok özelliği ortaya koymuştur. Bu ve
benzeri pek çok eğitim kuramında çoklu zeka kuramının izlerini bulmak mümkündür. Kuramın temel
niteliğin oluşturan farklı zeka alanlarına göre öğrenme ve buna bağlı öğrenme-öğretme etkinliklerinin
düzenlenmesi gerektiği görüşleri sistemli olarak olmasa da bütün öğretme stratejilerinin içinde vardır.
Öyle ki Hilgard 1948’de yayımladığı “Öğrenme Teorileri” (Theories of Learning) adlı eserinde
öğrenmenin tanımını yaparken bugünkü anlamda çoklu zeka kuramının alanlarından kısmen de olsa
bahsederek öğrenmenin farklı alanlarda nasıl gerçekleştiğini ortaya koymuştur. Bloom(1976,3)’a göre de
okulda ne öğretiliyorsa öğrencilerin onu öğrenmeleri gerektiğini iddia eden temel düşünce artık çok
geçmişte kalmıştır. Bütün bu süreç sonunda kuramı sistemli olarak ortaya atan kişi ise Gardner’dır.
Nöropsikolog ve gelişim uzmanı Gardner, geleneksel zeka anlayışlarını inceledikten sonra 70’li
ve 80’li yıllarda bireylerin bilişsel kapasitelerini araştırmaya başlamıştır. Yeteneklerin örüntüsünü
anlamaya, bilişsel ya da duyuşsal kazaların etkisini belirlemeye uğraştığı araştırmalarının yanı sıra
Harvard Üniversitesinde “Project Zero” adlı bir projede normal ve üstün yetenekli çocuklarla ilgili
araştırmalar yapmış, bilşsel yeteneklerin gelişimini incelemiştir. Bu çalışmalar sırasında psikometrik
bakış açısıyla tanımlanamayan farklı bir şeyler gözlediğini fark etmiş ve bunu şu şekilde ifade etmiştir.
Çocuklar ve beyin hasarlı yetişkinlerle yaptığım günlük çalışmalar beni insan doğsı ile ilgili
bedensel bir olguyla derinden etkiledi. İnsanlar çok geniş, çok sayıda kapasitelerle dolu. Bir bireyin bir
alandaki üstünlüğü, bir başka alandaki üstünlüğü ile karşılaştırılabilecek ve tahmin edilebilecek kadar
basit değil.
Gardner, 1983 yılında yayınlanan “Zihnin Çerçeveleri” adlı kitabında yedi ayrı ve evrensel
kapasite önermiştir. Bu kapasite ya da zekalar her bireyde doğuştan varolmakta ama farklı kültürlerde
farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Gardner’ın geliştirdiği kurama göre, zeka biyopsikolojik bir
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
19 potansiyeldir ve şöyle tanımlanmıştır:
“Zeka bir ya da daha fazla kültürel yapıda değeri olan bir ürüne şekil verme ya da problemleri
çözme yeteneğidir”
Bu tanıma göre zeka bireylerin kişisel kararları olduğu kadar aynı zamanda bir potansiyeldir ve
değerlere, fırsatlara bağlı olarak ortaya çıkar. Kültürel değerler zeka olarak ele alınan davranışları
derinden etkiler. Gardner’ın bu tanımı testlerle ölçülen niceliksel geleneksel zeka anlayışlarıyla tamamen
zıttır çünkü eski anlayışlar bütünsel bir becerinin niceliksel ifadesidir.
Bümen’e göre yukarıda belirtilen noktadan hareketle zekaya ilişkin niceliksel ve niteliksel
anlayışlar şöyle karşılaştırılabilir.
NİCELİKSEL ANLAYIŞ NİTELİKSEL ANLAYIŞ
(ZEKA BÖLÜMÜ) (ÇOKLU ZEKA)
-Tekil-bütüncül yaklaşım -Çoğulcu yaklaşım
-Gerçek yaşamdan soyutlama -Gerçek yaşam faaliyetlerini temele alma
-Sayısallaştırma -Zeka profili çıkarma
-Ölçme -Yorumlama, betimleme
-Doğuştan gelme ve sabitlik -Değişme ve gelişme
-Bireyleri sınıflama -Bireyleri tanıma ve keşfetme
Gardner ilk çalışmalarında öncelikle zeka olarak kabul edilebilecek aday kapasitelerin mutlaka
özerk ve bağımsız bir tabanda oluşturulmasına karar vermiştir. Çünkü beyin araştırmalarına göre dil
kapasitesinin zarar görmesi durumunda diğer bilişsel fonksiyonlar bozulmamaktadır. Bu durumda dil
kapasitesi diğerlerinden ayrı bir özellik göstermektedir. Buna göre temel biyolojik bölümlerin
belirlemesinde sekiz ölçüt kullanılarak zekalar özelleştirilmiştir. Zeka alanlarının belirlenmesinde
kullanılan sekiz ölçüt şunlardır:
1-Beyin hasarıyla potansiyel izolasyon
2-Evrimsel tarih ve evrimsel olasılık
3-Tanımlanabilir çekirdek işlemler seti
4-Bir sembol sistemine şifrelemede hassasiyet
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
20 5-Tanınabilir son aşama ve ayırıcı gelişimsel eğri
6-Özel bir becerinin varlığı ile ayırt edilmiş bireylerin varlığı(dahiler, idiotlar)
7-Deneysel psikolojik görevlerle desteklenme
8-Psikometrik bulgularla desteklenme
Gardner tanımladığı zeka alanlarına yetenek ya da beceri dememiştir ve bunun nedenini
Armstrong(1994,3-4)’un kendisi ile yaptığı görüşmede şu şekilde belirtmiştir:
“Eğer ben bu kapasitelere zeka değil de yetenek deseydim ve kuramın adı Çoklu Yetenek
Kuramı olsaydı insanlar bunu hemen kabul ederlerdi. Oysa ben onları sarsmak ve düşündürmek
istiyorum. Bu kapasitelere zeka demekle, birden fazla olduklarını ve şimdiye kadar düşünmediğimiz bazı
şeylerin zeka olabileceğini vurgulamaktayım. Eğer bu kapasitelere yetenek diyecek olursak bu yanlış bir
şey olmaz. Ama bazılarına yetenek bazılarına zeka deyip hata yapmayalım. Mozart’a çok yetenekli ama
zeki değil demek büyük haksızlık! “
Gardner kuramını temellendirirken alanlarında ünlü kişilerin yaratıcı zeka özelliklerinden de
yararlanmış görünmektedir. Freud, Einstein, Picasso, Gandi gibi yedi yaratıcı insanı ele almış ve
incelemiştir. Gardner’a göre Picasso’nun “Guernica” isimli tablosunda anlatmaya çalıştıkları yaratıcı
zekasının ortaya koyduğu bir ürünüdür.
Gardner’a göre insan zekası üzerine çalışmaların farklı alanlarda yoğunlaşması önemli
gelişmelere gebedir. Psikologların, biyologların, felsefecilerin ortak çalışmaları önünüzdeki yıllarda daha
önemli konularda (alt düzey-üst düzey kavramsal,dilsel süreçler vb.) ürünler ortaya koyabilir. Bu
şimdiden öngörülebilir.
ZEKA ALANLARININ GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Bireylerde belirtilen zekaların gelişim de farklılıklar göstermektedir. Armstrong zekaların
gelişmesinde avantaj ya da dezavantaj yaratan çevresel etkenleri şu şekilde sıralamıştır:
1-Kaynaklara ulaşım şansı: Örneğin aile fakirse ve keman, piyano gibi müzikal zekayı
geliştirecek enstrümanlar olmadığından bu zekanın güçlenmesi zorlaşabilir.
2-Tarihsel- kültürel etkenler: Okulda matematik ve fene dayalı programlar varsa ve bunlar
önemseniyorsa, mantık, matematik zekası gelişir.
3-Coğrafi etkenler: Köyde yetişmiş bir çocuk, apartmanda büyümüş bir çocuğa oranla, bedensel
ve doğacı zekalarını daha çok geliştirebilir.
4-Ailesel etkenler: Ressam olmak isteyen bir çocuğun ailesi onun avukat olmasını istiyorsa dil
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
21 zekası desteklenecektir.
5-Durumsal etkenler: Kalabalık bir ailede büyümüş ve kalabalık bir ailede yaşayan bireyler
doğaların da sosyallik olmadıkça, kendilerini geliştirmek için daha az zamana sahip olurlar.
ÇOKLU ZEKA TEORİSİNİN İLKELERİ
· İnsanlar çok farklı zeka türlerine sahiptir.
· Her insan aktif olarak kullandığı zekaları ile özel bir karışıma sahiptir.
· Her insanın kendine özgü bir zeka profili vardır.
· Zekaların her biri insanda farklı bir gelişim sürecine sahiptir.
· Bütün zekalar dinamiktir.
· İnsandaki zekalar tanımlanabilir ve geliştirilebilir.
· Her insan kendi zekasını geliştirmek ve tanımak fırsatına sahiptir.
· Her bir zekanın gelişimi kendi içinde değerlendirilmelidir.
· Her bir zeka hafıza, dikkat, algı ve problem çözme açısından faklı bir sisteme sahiptir.
· Bir zekanın kullanımı esnasında diğer zekalardan da faydalanılabilir.
· Kişisel altyapı, kültür, kalıtım, inançlar zekaların gelişimi üzerinde etkiye sahiptir.
· Bütün zekalar, insanın kendini gerçekleştirmesi yolunda farklı ve özel kaynaklardır.
· İnsan gelişimini değerlendiren tüm bilimsel teoriler çoklu zeka teorisini desteklemektedir.
· Şu anda bilinen zeka türlerinden daha farklı zekalar da olabilir.
ZEKA ALANLARI VE ÖZELLİKLERİ
• DİL ZEKASI / SÖZEL / DİLBİLİMSEL ZEKA
Sözcükler zekası ya da bir dilin temel işlemlerini açıkça kullanabilme yeteneğidir. Okuma, yazma,
dinleme ve konuşma ile iletişim sağlayarak, bu zekanın en belirgin özellikleri kullanılır. Dil zekasının
kullanımı önceki bilgiyi ve anlamayı yeni bilgiye bağlamaya yardımcı olmakta ve bağlantının nasıl
olacağını açıklamaktadır. Dil zekası iletilenin bireysel olarak algılanmasını sağlar.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
22 Dil zekası dilin kullanımının farklı biçimlerde üretilmesine ve geliştirilmesin yardımcı olur. Gardner
dilin insan zekasını üstün bir örneği ve toplumsallaşma sürecinde vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu
belirtmektedir.
Değişik kültürlerde yaşayan insan dil kullanma becerisine sahiptir. Ancak kimileri dili sadece
iletişim amacıyla kullanırken, kimileri birden çok dil ve iletişim becerileri gösterebilirler. Dil zekası
sözcükleri hem sözlü hem de yazılı olarak etkili biçimde kullanma becerisidir(Demirel,2004:150).
Bu zekanın özündeki kapasiteler şunlardır(Bümen2002:10):
1-Düzeni ve sözcüklerin içeriğini anlama
2-Açıklama, öğretme, öğrenme
3-Mizaha dayalı anlatım
4-Yazılı ya da sözlü olarak etkili hitabet, ikna ve etkileme gücü
5-Hatırlama ve geri getirme
6-Metalinguistik analiz( anlamaya yönelik çözümleyici sorular sorma)
• MANTIKSAL/MATEMATİKSEL ZEKA
Bu zeka, sayılar ve akıl yürütme zekası ya da tümdengelim ve tümevarım ile akıl yürütme, soyut
problemler çözme ve birbiri ile ilişkili kavramlar, düşünceler arasındaki karmaşık ilişkileri anlama
yeteneğidir. Mantıksal-matematiksel zeka bilimsel hipotezi sınıflandırmada, öngörü, öncelik verme ve
oluşturma, neden sonuç ilişkilerini anlama becerilerini içerir. Mantıksal matematiksel zekası gülü olan
bireyler, nesneleri belli kategorilere ayırarak olaylar arasında mantıksal ilişkiler kurarak, nesnelerin belli
özelliklerini sayısallaştırarak ve hesaplayarak ve olaylar arasındaki birtakım soyut ilişkiler üzerinde
düşünerek öğrenirler.
Bümen, bu zekanın özündeki kapasiteleri şu şekilde belirtmiştir:
1-Soyut yapıları tanıma
2-Tümevarım yoluyla akıl yürütme
3-Tümdengelim yoluyla akıl yürütme
4-Bağlantı ve ilişkileri ayırt etme
5-Karmaşık hesaplamalar yapma
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
23 6-Bilimsel yöntemi kullanma
• GÖRSEL/UZAMSAL ZEKA
Görsel/Uzamsal zeka, resimler ve imgeler zekası ya da görsel dünyayı doğru olarak algılama ve
kişinin kendi görsel yaşantılarını yeniden yaratma kapasitesidir. Şekil, renk biçim ve dokunuşu ve bunları
somut ürünlere dönüştürme yeteneklerini içerir. Bu zeka özelliği duygusal motor algının keskinleşmesi ile
başlar. Göz, renk, şekil, biçim, dokunuş, derinlik boyut ve ilişkilerini ayrıştırır. Zeka gelişirken el-göz
koordinasyonu, ince hareket kontrolü ile kişinin algılanan algılanan şekil ve renkleri çeşitli ortamlarda
yeniden üretmesini sağlar.Mimarlar, heykeltraşlar, ressamlar, dekoratörler, bahçıvan grafik tasarımcılar
uzamsal zekalarını en üst düzeyde kullanırlar.
Görsel/uzamsal zekanın özündeki kapasiteler şunlardır:
1-Aktif imgelem/hayal gücü
2-Zihinde canlandırma
3-Uzayda yer,yön, yol bulma
4-Grafik temsili
5-Uzaydaki nesneler arasındaki ilişkileri tanıma
6-İmajlarla zihinsel manevralar yapma
7-Farklı açılardan objeler arasındaki benzerlik ve farklılıkları tanıma
• MÜZİKAL/RİTMİK ZEKA
Müzikal zeka, diğer zeka türleriyle ilişkili olmayabilen kendi kural ve düşünme yapılarına sahiptir.
Müzik üç temel öğeyi kullanarak konuşulan bir dildir: ses perdesi, ritim ve ton. Gardner düzenli olarak
müzikle bir arada olan her insanın bu üç öğeyi kullanarak beste yapma, şarkı söyleme ve enstrüman
çalma gibi müzikal etkinliklerde sahip olduğu bazı becerilerle başarılı olabileceğini belirtmektedir.
Çevredeki seslerden anlam çıkarma, konuşulan kişinin ses tonundan ruhsal durumunu kestirme,
arabanın motor sesinden problem olduğunu anlama gibi davranışlar da müzikal zeka dendiğinde akla
gelmeyen ancak onun önemli bir parçası olan yetilerdir. Müzikal zekanın özündeki kapasiteler şunlardır:
1-Müziğin ve ritmin yapısına değer verme
2-Müzikle ilgili şemalar oluşturma
3-Seslere karşı duyarlılık
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
24 4-Melodi, ritim ve sesleri taklit etme, tanıma ve yaratma
5-Ton ve ritimlerin değişik özelliklerinin kullanma
• BEDENSEL / KİNESTETİK / DUYUDEVİNİMSEL ZEKA
Gardner, zeka ile bedenin birbirinden ayrı olarak incelenmesinin yüzyılımızın geleneği olduğunu
ve bunun yanlış bir yaklaşım haline geldiğini savunmaktadır. Bedensel zeka tüm vücut ve ellerle ilgili bir
zeka türüdür. Başka bir deyişle, bu zeka, vücut hareketlerini kontrol etmeyi ve yorumlamayı, fiziksel
nesneleri manipule etmeyi ve vücut ile zihin arasında bir uyum oluşturmayı sağlar. Bu zekanın gelişimini
sadece atletik yapıda olanlarla sınırlandırmak yanlış olur. Bir cerrahın açık kalp ameliyatı yaparken
gösterdiği ince devinim kontrolü ya da bir pilotun göstergelerin ince ayarını yaparken gösterdiği
performans bu zekanın gelişimini ortaya koyar. Bedensel zeka alanı, koordinasyon, denge, güç, esneklik
ve hız gibi bazı fiziksel yetenekleri ve bu yeteneklerin hepsinin bir arada işlemesini sağlayan devinimsel
nitelikteki bazı özel becerileri de içermektedir.
Bedensel zekanın özündeki kapasiteler şunlardır:
1- Vücut hareketlerini kontrol etme
2- Önceden planlanmış vücut hareketlerini kontrol etme
3- Bedenin farkında olma
4- Zihin ile beden arasında güçlü bir bağ kurma
5- Pandomim yetenekleri
6- Bedeni tümüyle iyi kullanma
• SOSYAL / BİREYLERARASI ZEKA
Bu zeka çevredeki bireylerle iletişim kurma, onları anlama, bu kişilerin ruh durumlarını ve
yeteneklerini tanıma gibi davranışlara işaret eder. Bu zekası gelişmiş insanlar moral, mizaç, güdüler ve
eğilimleri fark eder ve ayrıştırırlar. Bu zeka sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerini, işbirliği
becerilerini, çatışma yöntemini uzlaşma becerileri ile ortak fayda amacına ulaşmak için gereken güven,
saygınlık, liderlik ve diğerlerini güdüleme yeteneği ile ilgilidir. Kişilerarası ilişkileri güçlü olanların önemli
özellikleri arasında, başkalarının duygularına, korkularına, meraklarına ve inançlarına empati gösterme,
yargılamadan dinleme ve performanslarını en üst düzeye çıkarmalarında yardımcı olma isteği vardır.
Sosyal zekanın özündeki kapasiteler şunlardır:
1-İnsanlarla sözlü ya da sözsüz etkin iletişim kurma
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
25 2-Bir bireyin ruhsal durumunu ya da duygularını okuma
3-Grupta işbirliği içinde çalışma
4-Karşıdaki kişinin bakış açısıyla dinleme
5-Empati kurma
6-Sinerji kazanma ve yaratma
• ÖZEDÖNÜK / BİREYSEL ZEKA
Gardner’a göre günlük hayattaki en önemli zekadır. Kişinin kendisi ile ilgili bilgisinin olması ya da
yaşamı ve öğrenmesi ile ilgili sorumluluk almasına işaret eden zekadır. Özedönük zekası güçlü olan
birey, kendi coşkularının sınırlarını anlayabilen, kendi davranışlarını yönetirken bunlara dayanabilen,
güvenebilen kişidir. Böyle bir kişi, zamanında düşünmeyi, yanıtlamayı ve kendini değerlendirmeyi bilir.
Düşünce ve duygular ne kadar bilinçli hale gelirse günlük yaşamla iç dünyamız arasındaki bağlar da o
kadar kuvvetlenir. Kendi kendini gözlem bu zekanın geliştirilmesi için kullanılabilecek bir yoldur. Din
adamları psikologlar, filozoflar özedönük zekaları gelişmiş insanlardır
Özedönük zekanın özündeki kapasiteler şunlardır:
1-Konsantrasyon
2-Düşünsellik
3-Yürütücübiliş/Üstbiliş (Düşünme hakkındaki düşünce etkinlikleri)
4-Değişik duyguların farkında olma
5-Özü tanıma ve değer verme
6-Yüksek düzeyli düşünme becerileri ve akıl yürütme
• DOĞACI ZEKA / DOĞA ZEKASI
Gardner tarafından açıklanan son zekadır ve doğal çevreyi anlama, tanıma ile ilgilidir. Doğacı
zeka kişinin çevredeki bitki ve hayvan türlerini fark ettiklerinde ve alt türlerini sınıflandırma prensiplerini
yaratabildiklerinde ortaya çıkmaktadır. Çeşitli çiçekleri ayırt edebilen farklı hayvanları adlandırabilen,
hatta, ayakkabı, araba, giysi çizimlerini ortak kategorilere yerleştirebilen çocuklarda bu zekanın gelişmiş
olduğu gözlenebilir. Bu zeka hem yapay hem de doğal çevreyi kapsar İzci, dağcı, biyolog ve zoologlar bu
zekaları gelişmiş kişilerdir. Doğacı zekanın özündeki yeterlilikler şunlardır:
1-Doğa ile bütünleşme
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
26 2-Doğal bitki örtüsüne duyarlılık
3-Canlılar ile etkileşim kurma, koruma
4-Doğanın tepkilerine karşı duyarlılık, farkındalık
5-Doğadaki bitki ve hayvanları tanıma ve sınıflama
6-Bitki yetiştirme
ÇOKLU ZEKA KURAMI VE DUYGUSAL ZEKA
Goleman tarafından ortaya atılan duygusal zeka kavramı tüm dünyada çok ilgi çekmiştir.
Goleman’a göre geleneksel olarak kabul edilmiş olan zeka kavramından başka bir de duygusal zekamız
vardır ki aslında hayatımızdaki önemi ve etkisi daha büyüktür. Duygusal zeka özbilinç, azim, dürtüleri
frenleme başkalarının duygularını paylaşabilme gibi özellikleri içeren bir zeka olarak tanımlanmaktadır.
Duygusal zekanın beş boyutu vardır:
-Özfarkındalık (self-awareness)
-Özdenetim ( self-regulation)
-Güdülenme
-Empati
-Sosyal beceriler
Duygusal zeka kavramı incelendiğinde Gardner’ın bireysel zekalar olarak sınıfladığı sosyal ve
özedönük zekalar ile benzerlikler görülmektedir. Goleman’ın duygusal zekanın boyutları olarak ele aldığı
beceriler Gardner’ın sosyal ve özedönük zekalarda tanımladığı becerilerde detaylanmaktadır. Bu
yönüyle Duygusal Zeka kuramı, Çoklu Zeka kuramı ile bütünleşmekte ve onu destekler bir nitelik
kazanmaktadır.
Goleman, öfke, üzüntü, korku, zevk, sevgi, şaşkınlık, iğrenme, utanç gibi duyguları ele aldıktan
sonra, duygusal zihnin özelliklerini ortaya koymaya çalışmıştır ve W.T. Grant ‘ın çalışmasından hareketle
duygusal zeka ile ilgili becerileri şu şekilde sınıflandırmıştır:
1-Duygusal Beceriler
-Duyguları tanıyıp adlandırmak
-Duyguları ifade etmek
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
27 -Duyguların şiddetini değerlendirmek
-Duyguları idare etmek
-Doyumu ertelemek
-Stresi azaltmak
-Duygular ve eylem arasındaki farkı bilmek
2-Bilişsel Beceriler
-Kendi kendisiyle konuşmak: bir konu ya da zorlanmayla baş etme yolu olarak ya da kendi
davranışını pekiştirmek için bir “iç diyalog” sürdürme
-Sosyal işaretleri okumak ve yorumlamak: örneğin, davranış üzerindeki sosyal etkileri fark
edip kendine geniş toplumun açısından bakmak
-Sorun çözme ve karar verme aşamalarını kullanmak: örneğin, dürtü kontrolü hedef
belirleme, hareket seçeneklerini tanımlama ve sonuçları sezinleme
-Diğerlerinin bakış açılarını anlamak
-Davranış normlarını anlamak(kabul edilebilir ve kabul edilemez olarak)
-Hayata karşı olumlu bir tavır
3-Davranışsal Beceriler
-Sözsüz, göz teması, yüz ifadesi, ses tonu, el-kol hareketleri ve benzeri yollardan iletişim
kurma
-Sözel, açıkça anlaşılır taleplerde bulunmak, eleştiriye etkili-olumlu bir şekilde tepki
vermek, olumsuz etkilere direnmek, başkalarını dinlemek, başkalarına yardımcı olmak,
olumlu akran grupları içinde yer almak
Goleman, Çocuk Gelişimi Projesi kapsamında Kuzey California’da K-6 sınıflarındaki çocuklar
üzerinde yapılan sosyal ve duygusal öğrenme araştırmalarının sonuçlarını şu şekilde belirtmiştir: Sosyal
ve duygusal öğrenme etkinliklerine katılan öğrenciler kontrol grubundaki öğrencilere oranla:
-Daha sorumlu
-Kendini daha iyi öne sürebilen
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
28 -Daha popüler ve dışa dönük
-Sosyalleşmeye daha yönelik ve iyiliksever, özverili
-Başkalarını daha iyi anlayan
-Daha düşünceli, ilgili
-Daha uyumlu, daha demokratik
-Anlaşmazlık çözme becerileri daha iyi gelişmiştir
ÇOKLU ZEKA ALANLARI NASIL BELİRLENEBİLİR?
Her bireyin sekiz zeka alanını da oldukça yüksek bir düzeyde geliştirebilme kapasitesine sahip
olmasına rağmen çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren belli zeka alanlarına daha çok eğimli olurlar.
Okula başlama yaşına eriştiklerinde büyük bir olasılıkla eğilimli oldukları bu zeka alanları ile aynı
doğrultuda olan öğrenme yollarını da geliştirmiş olurlar. Burada öğretmenler açısından önemli olan
husus, daha okuldaki
İlk günlerden itibaren öğrencilerin gelişmiş zeka alanlarını tanımak ve onların okuldaki
öğrenmelerini tercih ettikleri bu zeka alanları yoluyla gerçekleştirmelerine yardımcı olmaktır.Öğrencilerin
çoklu zeka alanlarının belirlenmesinde kullanılabilecek yöntemlerden bazıları şunlardır:
-Öğrencileri gözlemek:
· Olumlu davranışları gözlemek
· Olumsuz davranışları gözlemek
· Öğrenciyi boş zamanlarında gözlemek
-Belge toplamak:
· Öğrencilere ait ürünleri (resim ,şiir vb.) toplamak
· Öğrenci etkinliklerinin belgelenmesi, kayda alınması
-Okul kayıtlarını incelemek:
· Derslerden alınan notların incelenmesi
· Öğrenci hakkında diğer öğretmenlerin yazdığı raporların incelenmesi
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
29 -Diğer öğretmenlerle iletişime girmek
-Velilerle görüşmek
-Öğrencilere sormak
Çoklu Zeka Kuramının Eğitime Yansıması
Gardner'ın kuramı çerçevesinde hepimizin zeka profilleri ayrı olduğuna göre eğitim sistemimizi de
bireyselleştirip farklılıkları göz önünde bulundurarak programlar hazırlamak doğru olacaktır. Bu
çerçevede bir çocuğun belirli bir zeka alanında güçlü, diğer alanlarda güçsüz olduğunu dile getirmek,
ancak ona nasıl yardımcı olunacağına ilişkin bir ipucu vermelidir. Yoksa çocuğu yapabildiği kadarıyla
değerlendirme "yoluna gitmek yanlış olacaktır. Gardner çocukların ne yapabildiği değil, ne yapabileceği
üzerinde odaklanmıştır. Bu nedenle gelişime açık bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımda,önemli olan soyut
bilgilerin kazanımı değil, çocuğun öğrendiğini performansa (uygulamaya) dönüştürmesidir.
Öğrenme sürecinde insan zekasının gelişmiş güçlü alanları devreye girer ve karşılaşılan problemi
çözmede işlev göstererek diğer güçsüz alanları çeşitli yollarla yönlendirir. Bunlardan biri benzeşim
(analoji) yoludur. Birey, aynı anlama gelecek bilgiyi başka alanda ve bildiği sembol sisteminde
yorumlamaya çalışır.
ZEKALAR
NESNELERE DAYALI ZEKALAR
Bu zekalar dış dünyada birlikte olduğumuz şekil, yapı, renk, imaj, desen ve nesnelerle oluşmaya başlarlar. Bunlar sadece sayılabilir, görülebilir nesneler değildir.Zihin gözümüzle hayal edip, canlandırdığımız nesneleri de içerir. Bu nesneler olmadan bu zekalar da hiçbir şey yapamaz:
1. GÖRSEL-UZAMSAL ZEKA
2. BEDENSEL-KINESTETIK ZEKA
3. DOĞACI ZEKA
4. MANTIK-MATEMATIK ZEKA
NESNELERDEN BAĞIMSIZ
ZEKALAR
Bu zekalar çeşitli sözel yada işitsel imkanlarla özel bir dil yada sesteki yapı ve örüntülerle oluşmaya başlarlar. Gerçek yada hayal edilmiş nesnelere bağlı değildirler; varlıkları dış dünyadan ve imgelemden bağımsızdır. Bir yazar yada şairin kelimeleri, bir müzik kompozisyonunun gücü, yani ses, kelime, titreşim ve ritimlerin yapıları bu zekaların temelidir:
5. DİL ZEKASI
6. MÜZİKAL ZEKA
BİREYSEL ZEKALAR
Sosyal ve öze
dönük zekalarımızın kalbi, yaşantılarımızdır. Yaşantılarımızda hem çevremizdeki insanlarla
hem de kendimizle ilişki halinde bulunmaktayız. Bu zekalar da bu ilişkilere dayanmaktadır:
7. SOSYAL ZEKA
8. ÖZE DÖNÜK ZEKA
ÇOKLU ZEKA KURAMI VE ÖĞRENME
Çoklu zeka kuramını öğrenme ve öğretme süreciyle bütünleştirme çalışmaları gündeme geldikçe,
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
30 zeka türlerinin öğrenme üzerindeki etkileri de belirlenmeye başlanmıştır. Bir zeka türünde gelişme
gösteren bir bireyin hangi etkinlikler veya araçlarla daha kolay öğrenebileceği incelenmiştir. Kuramın
temsilcisi Gardner, eğitimsel uygulamalar konusunda belirli bir model önermemektedir. Ancak ona göre
çoklu zeka kuramı eğitime iki önemli yarar sağlamaktadır:
1. Öğrencileri istendik durumlara getirebilmek için eğitim programlarını planlamamıza imkan
verir. (Örneğin, müzisyen, bilim adamı yetiştirme gibi)
2. Farklı disiplinlerde önemli kuram ve konuları öğrenmeye çalışan daha fazla sayıda
öğrenciye ulaşmamızı sağlar. Öğrencilere bu zeka alanları kullanılarak eğitim verilirse
öğrenme daha kolay gerçekleşir.
Gardner, çoklu zeka hareketinin eğitime ne getireceği ile ilgili sorulara, bu kuramın tek başına bir
eğitim hedefi olmadığı; zeka alanlarının hedeflere ulaşmada güçlü bir araç olduğu şeklinde cevap
vermektedir.
Bireysel farklılıkların temele alındığı bir öğrenme-öğretme sürecinde, farklı yollarla öğrenen
bireylerin varlığının kabulü, farklı yollarla öğretim anlayışını da beraberinde getirecektir. Dolayısıyla
öğretmenin tek bir öğretim stratejisiyle öğretim yapması kuramın mantığı açısından anlamsızdır. Bu
nedenle öğrenme etkinliklerine farklı özellikleriyle katılan öğrencilerin zeka türlerine göre özellikleri şu
şekilde özetlenebilir:
1-Dil Zekası ile öğrenenler;
-Etkili dinleme,
-Etkili konuşma becerisine,
-İsim, yer ve tarihler hakkında güçlü bir hafızaya,
-Güçlü bir kelime dağarcığına,
-Doğru telaffuz becerisine,
-Hikaye, fıkra, şiir türlerinde kitaplar okuma anlatma ya da yazma becerisine,
-Tekerleme ve kelime oyunları başarısına,
-Yabancı dilleri kolaylıkla öğrenme becerisine sahiptirler,
2-Mantık/Matematik Zekası ile öğrenenler;
-İlişki ve benzerlikleri algılama,
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
31 -Hipotez geliştirme ve test etme becerisine,
-Olayların oluşumu ve işleyişi üzerine odaklaşma gücüne,
-Soyut düşünme becerisine,
-Mantıksal problem çözümünde üstün beceriye,
-Stratejik oyun ve mantıksal bulmacaları kolaylıkla çözme becerisine,
-Deney tasarlama, uygulama ve sonuçları tahmin etme becerisine,
-Zaman, yer, neden, sonuç ilişkilerini ortaya çıkarma becerilerine sahiptir.
3-Görsel/Uzamsal Zeka ile öğrenenler
-Şekil, zemin ve renklere karşı duyarlılığa,
-Zihinsel imgelem gücüne,
-Resim, çizim, kroki, karikatür, heykel, maket vb. modeller yaratma becerisine,
-Grafik, çizelge, harita ve diyagramları çözümleme becerisine,
-Üç boyutlu görünümlere duyarlılığa,
-Materyalde kelimelerden çok resim ve çizimlere odaklaşma becerisine,
-Görsel imgeleri çok iyi ve net hatırlama becerisine,
-Görsel oyunlarda(lego, yap-boz) başarıya sahiptir.
4-Müzikal Zeka ile öğrenenler;
-İyi bir müzik kulağına,
-Farklı müzik türlerini ayırt etme ve ilgi gösterme becerisine,
-Şarkı söyleme yeteneğine,
-Müzik enstrümanı çalma yeteneğine,
-Müzikle ritim tutma ve mırıldanma alışkanlığına,
-Kendine göre besteler yapma,
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
32 -Farklı ya da belli bir müzik türünde kişisel bir arşiv oluşturma alışkanlığına,
-Müzik dinleme konusunda kişisel bir tercih geliştirme gücüne sahiptir.
5-Bedensel Zeka ile öğrenenler;
-Nesneleri dokunarak tanıma eğilimine,
-En az bir spor dalında başarıya,
-Jest ve mimikleri kolaylıkla taklit edebilme becerisine,
-Uyumlu ve ahenkli dans edebilme becerisine,
-Uzun süre hareketsiz kalamama ve sürekli kımıldama eğilimine,
-Nesneleri parçalayıp tekrar birleştirme becerisine,
-Fiziksel oyunlarda üstün başarıya,
-El becerisi gerektiren etkinliklerde kolaylıkla üretme gücüne sahiptir.
6-Sosyal Zeka ile öğrenenler;
-Arkadaşları ile birlikte olma eğilimine,
-İkna etme becerisine,
-Kulüp, dernek ve komitelerde zevkle çalışma eğilimine,
-İşbirliği, paylaşma ve öğretme isteğine,
-İnsanlarla empati kurma yeteneğine,
-Problemi olan insanlara yardan etme alışkanlığına,
-Grup çalışmalarında lider görevinde olma eğilimine,
-Etkin dinleme becerisine sahiptir.
7-Özedönük Zeka ile öğrenenler
-Özgürlüğe düşkün olma eğilimine,
-Zayıf ve güçlü yönleri hakkında yansız bir görüşe ,
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
33 -Başarı ve başarısızlıklarından ders alma becerisine,
-Kendisine saygı duyma ve kendisi ile barışık yaşama becerisine,
-Kendine ait dinlendirici en az bir hobiye,
-Hayattaki uzak hedeflerini ne olduğuna dair bir anlayışa
-Bireysel çalışmalardan zevk alma eğilimin,
-Duygu ve düşüncelerini net bir şekilde birbirinden ayırma ve onları birbiriyle
uyumlu hale getirme becerisine sahiptir.
8-Doğacı Zeka ile öğrenenler
-Doğa olaylarına ve oluşumlarına karşı hassasiyete,
-Bitki türleri ve bakımı konusunda duyarlılığa,
-Mevsimlere ve iklim olaylarına karşı duyarlılığa,
-Çevreci etkinliklere katılarak lider görevler alma eğilimine,
-Evcil hayvan besleme isteğine,
-Kelebek veya böcek koleksiyonu yapma eğilimine,
-Hayvanat bahçeleri, botanik bahçeleri ve tarihi müzelere gezi yapma isteğine,
-Doğadaki canlıları inceleme ve araştırma eğilimine sahiptir.
ÇOKLU ZEKA KURAMI VE ÖĞRETİM
Çoklu Zeka Kuramını öğretimle buluşturma işi kuramı ortaya atan bilim adamlarının fikri değildir.
Gardner, kuramı ilk olarak 1983’te yayınlamış(Frames of Mind), ancak eğitim ve psikoloji alnında bu
denli ilgi görür hale gelmesi1993’te yazdığı kitaptan(Multiple Intelligences-Theory in Practise) sonra
gerçekleşmiştir.
Kuram, eğitimciler tarafından önemli ölçüde benimsenmiş görünmektedir, öyle ki, farklı zeka
alanlarına dayalı öğretim etkinlikleri için pek çok modeller geliştirilmektedir. Armstrong’a göre eğitim
bilimlerinde geliştirilen pek çok eğitim modeli de aslında çoklu zeka kuramını farklı terminolojilerle
kullanmaktadır.Örneğin işbirliğine dayalı öğretimde diğer zeka türleri de yadsınmadan daha çok sosyal
zeka üzerinde yoğunlaşılmaktadır. Benzer şekilde bütün dil öğretimleri müzik, günlük tutma, grup
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
34 çalışmaları, eğitsel oyunlar gibi etkinliklerle dil zekasını geliştirmeye odaklaşmıştır(Bümen,2002:31).
Çoklu zeka kuramının öğretim sürecindeki en büyük etkisi öğretmenlerin öğretim stratejileri
geliştirmede yaratıcılıklarının artmasıdır. Çünkü, öğretmen ve planlamacılar her bir zeka ile ilgili
etkinlikler düşünürken ister itemez yöntem ve teknik repertuarları gelişmekte,farklı ve orijinal teknikler
ortaya çıkabilmektedir. Bu süreçte farklı zeka türlerini sınıf etkinliklerinde kullanma söz konusu
olduğundan farklı derslerde uzmanlaşmış öğretmenler arasında işbirliği de gelişmektedir.
Öğretim tasarımında zeka türlerinden nasıl yararlanılabileceği pek çok eğitimci tarafından
düşünülmüş ve çeşitli cevaplar üretilmiştir. Bu amaçla önce zekaların temel özellikleri belirlenmiş, belli bir
zekada gelişme gösteren bireylerin hangi tür örenme etkinliklerinden zevk alabileceği ya da hangi tür
etkinliklerle daha kolay öğrenebileceği tartışılmıştır. Son yıllarda öğrenme –öğretme etkinlikleri üzerinde
yapılan araştırmalarda da çoklu zeka kuramının alanlarından yararlanılmaktadır. Bu amaçla tasarlanan
etkinlik menüleri şu şekilde özetlenebilir:
1.DİL ZEKÂSI:
- Verilen bilgileri betimleme.
- Araştırma projeleri hazırlama ve rapor yazma.
- Şiir, masal, efsane, hikaye, kısa oyun veya makale yazma.
- Günlük yazma.
- Sözlük kullanma.
- Kavramlar dizini kullanma.
- Kelime bankası oluşturma.
- Bulmaca hazırlama.
- Kelime ailesini (kökenini) bulma.
- Yüksek sesle okuma.
- Sınıf sekreteri olma.
- Röportaj yapma.
- Tartışma yaratma.
- Mektup yazma.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
35 - Slogan yaratma.
- Bülten, kitapçık ya da sözlük yazma.
- Talk-show radyo(veya TV) programı yazma.
- Konuyla ilgili sunu yapma.
- Konu ile bir hikayeyi, romanı, şiiri ilişkilendirme.
2. MANTIK-MATEMATİK ZEKASI:
- Fikir üretmek için beyin fırtınası yaparak, üretilen fikirleri sıralama.
- Matrisler ya da çizelgeler hazırlama.
- Sınıflama yapma.
- Zaman çizelgesi hazırlama.
- Seçenek ve adımların gösterildiği tablo geliştirme.
- Problemi, harita ya da akış şeması haline getirme.
- Etkinlik planı hazırlama.
- Örgütlenme şeması hazırlama.
- Problemin adımlarını şekil çizerek gösterme.
- Yapı kurma ve açıkça ifade edilmiş hedefler belirleme.
- Anahtar kelimeleri belirleme.
- Önemli ve önemsiz bilgileri ayırt etme.
- 5N 1K sorularını sorma (ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden, kim).
- Öğrenilenleri matematiksel bir formüle dönüştürme.
- Konuyla ilgili bir strateji oyunu kurma.
- Karşılaştırma yapma.
- Konuyu açıklamak için analoji oluşturma.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
36 - Şifre tasarlama.
3. BEDENSEL ZEKA:
- Göstererek yaptırma.
- Heykel yapma
- Koreografi hazırlama.
- Sanat projesi hazırlama.
- Kesip yapıştırma.
- Dansetme.
- Pandomim ya da taklit yapma.
- Drama yapma.
- Gezi yapma.
- Beden dilini kullanma.
- Harfleri vücut ile gösterme.
- Tıraş köpüğü ile yazı yazma.
- Okunan bir şeyi canlandırma.
- Konuyu açıklayıcı hareket zinciri yaratma.
- Tahta ve yer oyunları yaratma.
- Görev veya bulmaca kartları yapma.
4. MÜZİKAL ZEKA:
- Dinlenen müziğin yarattığı duyguları ifade etme.
- Tekerlemeler söyleme.
- Ritim yaratma.
- Konuyla ilişkili ya da konuya benzer temada şarkı bulma.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
37 - Konuyla ilgili müzik dinleme.
- Mırıldanma.
- Okurken ya da yazarken tempo tutma.
- Yazarken ya da çizerken şarkı, doğa sesleri dinleme.
- Kitap kaseti dinleme.
- Kelimeleri, kavramları ya da formülleri ritimlere yerleştirme.
- Notaları sesli okuma.
- Dil kuralları ve müzik kurallarını ilişkilendirme.
- Şarkı söyleme.
- Kafiye bulma.
- Sesli okuduklarını teybe kaydedip dinleme.
- Sesli kitap okurken hece veya kelimeleri belirleyecek şekilde bir yere vurma.
- Konudaki duygu ya da düşüncelerle ilgili beste yapma veya şarkı sözü yazma.
- Fonda müzik dinleme.
- Konuyu müzik eşliğinde sunma.
- Müzik aleti yapma veya kullanma.
5. GÖRSEL – UZAMSAL ZEKA:
- karikatür çizme.
- Hikaye ya da notları renklerle kodlama.
- Fikirleri tablo haline getirme.
- Yap-boz hazırlama.
- Hikaye panosu hazırlama.
- Konuşulan ya da okunan şeyin resmini yapma.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
38 - Yazmayı seven bir arkadaşla resim kitabı hazırlama.
- Hikayenin resmini çizme.
- Konuyla ilişkili ya da konuyu açıklayan resimler bulma.
- Farklı renklerle yazıların altlarını çizme.
- Zihin haritası veya kavram haritası yapma.
- Hikayedeki olayları sıralayan zaman çizelgesi ya da grafikleri çizme.
- Harita, tablo ve şekil inceleme.
- Kamerayla kayıt yapma.
- Video izleme.
- Kelimenin kökünü ya da ailesini bulma.
- Resimlerden yararlanarak tahminde bulunma.
- Benzer kelimeleri kartlara yazarak benzerlik ve farklılıklarını hatırlama.
- Çevrede, kelime veya sayılara benzeyen şekiller bulma.
- Slayt hazırlama.
- Fotoğraf albümü yapma.
- Duvar resimleri tasarlama.
- Poster hazırlama.
- Reklam veya ilan hazırlama.
6. DOĞACI ZEKA:
- yakın çevre ile öğrenilenler arasında ilişki kurma.
- Taş, yaprak vb. biriktirme.
- Öğrenilen yeni bilgilerle doğal nesneler arasında ilişki kurma.
- Öğrenilen bilgilerle ağaçlar nehirler veya okyanuslar arasında ilişki kurma.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
39 - Doğada zaman geçirme.
- Doğal zenginliklere geziler düzenleme.
- Deneyler hazırlama.
- Harfleri hayvan ya da bitkilere benzetme (z =zebra).
- Harflerin okunuşlarını hayvan seslerine benzetme.
- Hava durumunu takip etme.
- Belgesel izleme.
- Konuyu öğrenen kişinin bir kuş, bir balık ya da bir volkan olduğunu hayal ederek empati kurma.
- Doğa sesleri dinleme.
- Bitki yetiştirme.
- Konuyla ilgili doğa fotoğrafları bulma.
7. SOSYAL ZEKA:
- Öğrendiğini drama ile gösterme.
- Başkalarıyla beyin fırtınası yapma.
- Tartışma.
- Görüşme yapma.
- Başkalarının yaşantılarından ders alma.
- Dinleme.
- Yardım derneklerine üye olma.
- Grup çalışmalarına katılama.
- Rol yapma.
- Birine bir şeyler öğretme.
- Kayıt aracı kullanma.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
40 - Mektup yazma.
- İnsanları betimleme.
- Kitap kulübüne üye olma.
- Karakterlerin davranışlarını tahmin etme.
- Okuduklarını anlatma.
- Aldığı notları arkadaşınınkiyle karşılaştırma.
- Sınıf mitingi düzenleme.
- Toplantı düzenleme.
- Yanındaki kişiyle birbirine konu özetleme, tartışma.
- Grupla birlikte ödev yapma.
- Tahta oyunları oynama.
8. ÖZEDÖNÜK ZEKA:
- Senaryo yazma.
- Tek başına beyin fırtınası yapma.
- Günlük tutma.
- Fonda klasik müzik ya da doğa sesleri dinleme.
- Araştırma.
- Teori üretme.
- Sınıf etkinliklerini ve öğrenilen bilgileri özetleyerek ne anlama geldiğini açıklama.
- Soru üretme.
- Kişisel sözlük geliştirme.
- Öğretme yolları geliştirme.
- Okumanın amacını belirleme.
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
41 - “Neden” sorusunu sorma.
- Kişisel steno geliştirme.
- Gün veya dönem içinde kendini değerlendirme.
- Kendini düzeltmek için imla kılavuzu ve sözlük kullanma.
- Kişisel bir “neden-sonuç” ya da “etki-tepki” şeması hazırlama.
- Bilinenler ile bilinmeyenleri ayırt etme.
- Konuyu başarıyla tamamlamak için gerekli nitelikleri belirleme ve bunların ne derecede mevcut
olduğunu açıklama.
- Konuyla ilgili hisleri, düşünceleri yazma.
- Ödev veya proje konusu seçme.
- Herhangi bir konuda hedef ortaya koyma ve bu hedefi takip etme.
- Konuyla ilgili bir makale yazma.
Çoklu zeka kuramının sınıf uygulamalarında dikkat edilmesi gereken noktalar şu şekilde
özetlenebilir:
-Öğretmenler bütün zekalara eşit derecede önem vermelidir
-Öğretmenler materyal sunumunda tüm zeka alanlarını geliştirici ya da tüm zeka alanlarını
kullanmaya yönelik etkinlikler hazırlamalıdır.
-Herkesin çoklu zeka alanı ile doğduğunu ancak sınıfa farklı zeka alanları ile geldikleri dikkate
alınarak etkinlikler bu doğrultuda düzenlenmelidir.
ÇOKLU ZEKA KURAMINA DAYALI SINIF YÖNETİMİ
Sınıf, farklı ilgi ve ihtiyaçlara sahip olan öğrencilerin oluşturduğu bir sosyal topluluktur. Dolayısıyla
kurallar, rutinler, düzenlemeler sınıf yapısının en temel yapı taşlarıdır. Çoklu zeka kuramı, sınıfta uyumu,
huzuru sağlamak ve sağlıklı bir öğrenme ortamı oluşturmak için bazı stratejik uygulamalar gerektirebilir.
Bu stratejiler şu başlıklar altında toplanabilir:
-Öğrencilerin dikkatlerini toplama
-Öğrencileri farklı etkinliklere hazırlama
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
42 -Sınıf kurallarının işletimini sağlamak
-Grup oluşturmak
-Bireysel davranışları yönetmek
ÇOKLU ZEKA İLE DERS PLANLAMA
Çoklu zeka kuramına dayalı olarak ders planı hazırlanırken aşağıdaki kurallara
uyulmalıdır(Demirel,2004:160):
1. Özel hedef ya da konunun belirlenmesi: Bu aşamada yıllık ya da bireysel öğretim planlarında
olduğu gibi eğitim programı için hedef belirleme söz konusudur. Hedefin açık anlaşılır ve net
olması gerekir.
2. Anahtar çoklu zeka sorularının sorulması: Hedefi gerçekleştirmek üzere zeka türlerinin nasıl
kullanılabileceğini belirlemek için her bir zeka ile ilgili sorular sorulur.
3. Olasılıkların düşünülmesi: Hedefe ulaşmada her bir zeka ile ilgili olarak neler yapılabileceği
düşünülerek sınıfta hangi yöntem, teknik ve öğretim materyallerin kullanılacağı tasarlanır.
4. Beyin fırtınası: Çoklu zeka planlama sayfaları kullanılarak her bir zeka için kullanılabilecek
öğretim yaklaşımları beyin fırtınası kuralınca akla gelen her şey yazılarak listelenir. Her bir zeka
için 20-30 fikir bulunmaya çalışılır. Öğretmenlerin yapacağı grup çalışmaları daha güdüleyici
olabilir.
5. Uygun etkinliklerin seçilmesi: Planlama sayfası tamamlandığında eğitim hedefine uygun
yaklaşımlar seçilir.
6. Aşamalı-sıralı ders planının hazırlanması: Seçilen yaklaşımlar kullanılarak hedefle ilgili ders ya
da ünite planı düzenlenir. Planlama 1-2 haftalık yapılabilir.
7. Planın uygulanması: Gerekli materyaller hazırlandıktan sonra plan uygulanır.Uygulama
sırasında olabilecek değişikliklere göre gerekli düzeltmeler yapılabilir.
ÇOKLU ZEKA KURAMINA DAYALI ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
Çoklu zeka kuramına dayalı değerlendirme felsefesi otantik bir değerlendirme anlayışını temel
alır. Çünkü, otantik değerlendirme, öğrenci öğrenmesi hakkında çoktan seçmeli doğru-yanlış veya boşluk
doldurma türündeki testlere oranla daha çok daha gerçekçi bilgiler sunmaktadır. Örneğin, her öğrenci
için bir portföy tutmak, öğrencilerin belli bir zaman dilimi içindeki gelişimi hakkında standart testlere
oranla daha gerçekçi ve geçerli bilgiler sunmaktadır. Ayrıca, otantik değerlendirme durumsaldır; yani
öğrencilerin gerçek hayat uygulamalarına yakın durumlardaki performanslarına ilişkin bilgileri elde
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
43 edilmesini sağlar.
Çoklu zeka kuramı açısından öğrenci değerlendirmesi sürekli ve otantik olmalıdır. Çünkü, otantik
değerlendirme bir çok ölçme araç ve yöntemini kapsar. Otantik değerlendirmenin en önemli parçası,
öğretmenin öğrencilerin performanslarına ilişkin sınıfta yaptığı gözlemleri ve öğrenci ürünlerini
belgelendirerek dosyalamasıdır.
Öğretmen ve öğrenci ürünlerini belgelemek için şu yollardan yararlanılabilir:
1- Anekdot kayıtları: Öğretmen, sınıftaki her öğrenciye ait bir bölümün yer aldığı bir günlük
tutarak bu günlüğe her öğrencinin akademik ve akademik olmayan başarılarını, öğrencinin
materyallerle ve akranları ile olan ilişkilerini etkileşimlerini veya diğer önemli gördüğü bilgileri
kaydedebilir.
2- Çalışma örnekleri: Öğretmen sınıftaki her öğrenci için bir dosya hazırlayarak bu dosyada
öğrencilerin çeşitli çalışmalarını saklayabilir. Eğer öğrenci kendi çalışmasının orijinal halini
kendine saklamak isterse öğretmen bu çalışmanı bir fotokopisini alabilir.
3- Ses kasetleri: Öğretmen ses kasetlerini kullanarak öğrencilerin okuma becerilerini
hikayelerini, görüşlerini ve diğer sözel beceriye dayalı örnekleri kaydedebilir ve bu kasetleri
öğrencilerin dosyalarında birer belge olarak saklayabilir.
4- Videolar: Öğretmen, saklanması mümkün olmayan çeşitli olayları, projeleri veya modelleri bir
kamera ile görüntüleyebilir.
5- Öğrenci kayıt kartları ve günlükleri: Bazen öğrencilerin kendi akademik gelişimlerini
kaydettikleri kartlar veya öğrendikleri konulara ilişkin kişisel tepkileri ve değerlendirmeleri
içeren günlükler birer belgelendirme aracı olarak kullanılabilir.
6- İnformal test sonuçları: Öğretmen, öğrencilerin bazı standart testleri bireysel olarak
cevaplandırmalarını isteyebilir. Burada önemli olan nokta öğrencilerin testleri cevaplayabilmek
için zaman açısından bireysel hızları bakımından yeterli süreye sahip olmalarıdır. Çünkü, bir
öğrencinin diğer öğrencilerle her defasında bir yarışa sokulması, bir anlamda bu öğrencinin
bireyselliğinin hiçe sayılmasıdır.
7- Mutlak değerlendirme anlayışına dayalı sınavlar: Bu tür sınavlar belli beceri veya
performansın her öğrenci tarafından kazanılıp kazanılmadığını gruba bağlı olmadan ölçmeye
çalışır.
8- Öğrenci ile görüşmeler: Öğretmen periyodik olarak her öğrenci ile toplantılar düzenleyerek,
öğrencinin öğrenmesi, ilgileri, karşılaştığı zorluklar ve bunlara benzer konularda bilgiler elde
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
44 edilebilir.
9- Kontrol listeleri: Öğretmen, belli dersler için öğrencilerin kazanmakla yükümlü oldukları
becerileri içeren kontrol listeleri hazırlayarak her öğrencinin performansını ve gelişimini
kontrol altında tutabilir.
10- Sınıf haritası: Öğretmen sınıfın bir kuş-bakışı haritasını çizerek öğrencilerin ders esnasında
sınıfın belli yerlerindeki hareketlerini ve etkileşimlerini gözlemleyebilir.
Çoklu zeka kuramı ayrıca öğrenme öğretme sürecine entegre olmuş bir değerlendirme anlayışını
temsil eder ve destekler. Bu durumda değerlendirme sadece öğrenme süreci sonunda tek defaya
mahsus olarak gerçekleştirilen bir faaliyet değil, öğrenme etkinliğinin her aşamasında devam eden bir
süreçtir. Bu nedenle, öğretmenin öğretme sürecinin her aşamasında öğrencilerin karşılaştıkları zorlukları
yenmek, düşüncelerini yönlendirmek ve ihtiyaç duydukları yardımı sağlamak için onların çalışmalarını
sürekli olarak bir değerlendirmeye tabi tutması kaçınılmazdır.
ÇOKLU ZEKA KURAMI VE PROGRAM GELİŞTİRME
Demirel(2004:209)göre Çoklu Zeka Kuramının sınıf uygulamaları konusunda pek çok çalışma
yapılmaktadır ancak bunların en doğrusunun belirlenmesi mümkün değildir. Kimi eğitimciler zeka
alanlarını pek çok başlangıç noktası sağlayacak öğretimsel süreçlerde kullanmayı;kimileri anaokulundan
itibaren her öğrencinin güçlü ya da baskın olan zeka alanını belirlemeyi savunmaktadır. Kuramı program
geliştirme süreci ile bütünleştirme çabaları da bu amaçlara hizmet etmektedir. Çoklu zeka kuramının
program uygulamalarına ilişkin çalışmalar şu şekilde özetlenebilir:
1. Çoklu Zekaya dayalı Ders Tasarımı: Ders tasarımında bazı öğretmenler zeka alanlarını
konuyu öğretirken başlangıç noktası olarak görmekte ve örneğin cebir ve geometriyi bedensel zekayı
kullanarak öğretmektedir. Böylece kalem-kağıt ile öğrenemeyen öğrenciler model kurarak ve formülleri
rol yapma ile göstererek daha kolay öğrenmektedirler. Bazı öğretmenler derslerinde tüm zeka alanlarını
bütünleştirerek öğretimi daha uygun hale getirmektedir. Bazıları ise öğrencilerine o konuyu nasıl
öğrenmek istediklerini sorarak zeka alanını kendilerinin seçmesini istemektedir.
2. Disiplinler arası Öğretim Programları: Öğrencilerin zeka alanlarını ortaya çıkarmak ve
eğitimde faydalanmak amacıyla tüm disiplinlerden yararlanmak oldukça yararlı bulunmaktadır. Bu
amaçla çekirdek eğitim programları yaklaşımı (core curriculum) önerilmektedir. Bu yaklaşımda öğrenciler
ortak çekirdek konuları öğrendikten sonra zeka alanlarına uygun olarak ilgi duydukları konularda ders
almaktadır.
3. Öğrenci Projeleri: Kimi eğitimciler zeka alanlarını eğitimle bütünleştirilmek amacıyla,
öğrencilere araştırabilecekleri sorular yönelterek kendi kendilerine yürütecekleri projeler vermeyi
önermektedirler. Böylece öğrenciler konuyla ilgili kaynakları taramakta, sınıflamakta, yorumlamakta ve
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
45 sınıfta' tartışmaktadır.
4. Değerlendirme: Öğrencilerin projeler ve kurs çalışmalarından neler öğrendiğini boşluk
doldurma yada kısa cevaplı testlerle ölçmek yeterli bulunmamaktadır. Bunların yerine öğrencinin yüksek
düzeyde düşünme becerilerini ortaya koyacağı, öğrendiğini genelleyebileceği, içerikle yaşantılarını
ilişkilendirebileceği ve bilgilerini yeni durumlarda kullanabileceği durumlar yaratılarak değerlendirme
yapılması gerektiği düşünülmektedir.
Bu amaçla örneğin veli ve öğrenciler birlikte değerlendirilebilmektedir. Öğrenciler gelişim
dosyalarında (portfolio) bulunan proje ve deneyimlerini kendileri inceledikten sonra, bir başka
arkadaşının ve öğretmeninin de dosya değerlendirmesini yapmaktadır. Veliler ise hedefleri belirleyerek,
çocuklarının özel video filmlerini izleyerek, kursu değerlendirerek, sınıfı ziyaret ettiklerinde informal
yorumlar katarak değerlendirme sürecine katılabilmektedirler.
5. Yönlendirme (Çıraklık Programları): Gardner, ilk ve orta dereceli okulların bireyselleştirilmiş
programlarla çıraklık fırsatları ıq sunularak yürütülmesini savunmaktadır. Burada bir öğrenci üç farklı
çıraklık grubuna dahil olmakta; örneğin birinde sanat yada zanaat alanlarında, ikincisinde akademik
alanda ve üçüncüsünde dans ve spor gibi fiziksel alanda çıraklık eğitimi almaktadır. Daha sonra
öğrencilerin istek ve başarılarına göre seçim yapmaları sağlanmaktadır. Çıraklık programları okul
programının bir parçası yada program dışı bir fırsat şeklinde planlanabilir.
Gardner'ın Çoklu Zeka Kuramı'nın sınıf öğretiminde doğurguları ve uygulanmasına ilişkin pek çok
çalışma yapılmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak öncelikle, öğretmenlerin bilgilenmesi gerekmektedir. Çoklu
Zeka Kuramı'nın sınıf uygulamalarında dikkat edilmesi gereken temel noktalan şöyle özetlenebilir:
I. Öğretmenler bütün zekalara eşit derecede önem vermelidir. Bu görüş geleneksel eğitim
sistemiyle çelişir gibi 'görünmektedir, zira geleneksel sistemde genellikle dil ve matematik zekası
üzerinde yoğunlaşılmaktadır. Çoklu Zeka Kuramı ise öğrencilerde bulunan tüm güç ve becerilerin
tanınması ve öğretilmesi görüşünü temele almaktadır.
II. Öğretmenler materyal sunumunda tüm zeka alanlarını geliştirici yada tüm zeka alanlarını kullanmaya yönelik etkinlikler hazırlamaktadır. Örneğin "Devrim Savaşı" öğretilirken, öğretmen
öğrencilere savaş haritası gösterebilir, devrim savaşı şarkıları dinletebilir, bağımsızlık antlaşmasını
öğrencilere rol dağıtarak oynatabilir, savaş zamanındaki günlük hayatı anlatan bir hikaye okutabilir.
Böyle bir sunum sadece öğrenmeyi sağlamakla kalmaz, öğretmeni de aynı konuyu değişik ve yaratıcı
etkinlikler düzenleyerek öğretmeye de güdüleyebilir. Farklı zeka alanları kullanılarak öğrenilen bir konu
daha iyi anlaşılabilir.
III. Herkes yedi zeka alanı ile doğar ancak ne yazık ki öğrenciler sınıfa farklı zeka alanları gelişmiş halde gelirler. Başka bir deyişle, her çocuk kendi zihinsel güç ve zayıflıklarıyla öğrenme
Araştırma Serisi No.149 Çoklu Zeka Kuramı ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ ¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
__________________________________________________________________ © WWW.MAXIMUMBILGI.COM
46 ortamına katılır. Bu gelişmiş zeka alanları bilgiyi öğrenmenin ne kadar zor yada kolay olacağını belirler.
Bu durum genellikle öğrenme stili olarak isimlendirilmektedir. Bir sınıf ta pek çok öğrenme stili varolabilir,
ancak bir öğretmen için bunların hepsinin her derste bulunması imkansızdır. Ne yazık ki,
öğretmenlerimiz öğrencinin daha çok gelişmiş zekasını kullanarak konuyu. öğrenmesini
sağlayamamaktadır.
Rickett, Çoklu Zeka Kuramı'nın sınıf ortamında her zaman kullanılabileceğini ve buna en uygun
zamanın da çok karışık bir ünite bitirildikten sonra olduğunu vurgulamaktadır. Bu şekilde öğrenciler
dinlendirilip, eğlenceli bir şekilde zeka alanlarını kullanabilmektedirler.