Download - Biraz tefekkür
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın
yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer
arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten
ayetler vardır.
(Bakara Suresi, 114)
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o
da hemen oluverir.
(Bakara Suresi, 117)
Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.
(Casiye Suresi, 4)
İnsan, kendi başına ve sorumsuz bırakılacağını mı sanıyor?
Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi?
Sonra bir alak (embriyo) oldu, derken (Allah, onu)
yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.‘
Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere çift kıldı.
(Öyleyse Allah,) Ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?
KIYAMET SURESi 36-40
77. İnsan görmez mi ki, biz onu nutfeden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.
78. Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: "Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diyor.
79. De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.
80. Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O'dur. İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz.
81. Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Elbette kadirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen
yaratıcıdır. 82. Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten
ibarettir. Hemen oluverir. 83. Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar
yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.
Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik etmeyecek misiniz? Şimdi (rahimlere) dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz
mü? Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratıcı Biz miyiz?
(Vakıa Suresi, 57-59)
Üstte vücuttaki hücre çeşitlerinden birkaçı görülmektedir. Başta birbirinin aynı
olan hücrelerin çoğalmasıyla vücuttaki yaklaşık 200 tür hücre oluşur.
DNA'larında yazılı olan bilgi aynı olmasına rağmen, her hücre türü sadece
kendisine ait olan bilgileri kullanır. Hiçbir karışıklık çıkmaz. Kemik hücreleri asla
göz ya da başka bir organı oluşturmaya kalkmaz ya da sinir hücreleri,
alyuvarlarla karışmazlar. Hepsi nerede nasıl davranacağını çok iyi bilir. Bu
kusursuz düzeni sağlayan ve vücut hücrelerine neler yapacaklarını ilham eden
herşeyin hakimi olan yüce Allah'tır.
“ Sonra o su damlasını bir alak (hücre topluluğu) olarak yarattık; ardından o alak'ı bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak
yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik.
Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir. “
(Müminun Suresi, 14)
Cansız maddeler bir araya getirilerek değil tesadüfen, laboratuar ortamında bile canlı tek bir hücre meydana getiremez.
Eğer ortada canlılık varsa mutlaka bunu yaratan vardır.
“Ki O, yarattığı her şeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır. Sonra onun soyunu bir özden (sülale'den), basbayağı bir sudan
yapmıştır. Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?”
(Secde Suresi, 7-9)
O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret'
verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.
(Haşr Suresi, 24)
Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz
olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz
olur?
Saidi Nursi
"Moleküler biyoloji tarafından ortaya çıkarılan yaşam gerçeğini kavrayabilmek için, bir hücreyi yaklaşık bin milyon kez büyütmemiz gerekir. Bu
durumda hücre, New York ya da Londra gibi büyük bir şehri kaplayacak boyutta dev bir uzay gemisine
benzeyecektir. Hücrenin yakınına gelip onu incelediğimizde, üzerindeki milyonlarca küçük
kapıyla karşılaşırız. Ve eğer bu kapıların herhangi birinden içeri girersek, olağanüstü bir teknoloji ve bizi şaşkınlığa düşürecek bir komplekslikle yüzyüze
geliriz.."
(Michael Denton, Evolution: A Theory in Crisis. London: Burnett Books, 1985, s. 242)
Allah'ın gökyüzünden su indirdiğini görmedin mi? Böylece onunla, renkleri
değişik olan meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı renkleri değişik ve siyah
yollar (kıldık).
İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da renkleri böyle değişik
olanlar vardır. Kulları içinde ise Allah'tan ancak alim olanlar 'içleri titreyerek-
korkar'. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır.
Fatir suresi 27-28
Allah, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken
çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme
(duyularını) ve gönüller verdi.
Nahl Suresi 78
I. Kırılan kemiğin etrafında dev bir pıhtı oluşur II. Yeni kıkırdak doku oluşur ve kırık bölgeyi sarar III. Yeni kemik dokusu oluşmaya başlar.. IV. Birkaç ay içinde yeni kemik dokusu törpülenerek şekil alır, V. Hematom VI.Yeni Kıkırdak Doku VIII. Yeni Kemik Dokusu
Kemiklere sağlamlığını veren resimde gördüğünüz bu kafes gibi yapı, binaların sağlam olması için de kullanılır.
Kemiklerin iç yapısına benzetilerek inşa edilen Eyfel Kulesi böyle binalara bir örnektir.
Kafatası, beyni korur ve aynı zamanda gözler, kulaklar,
burun ve ağız için de bağlantı yerleri sağlar.
Kafatası görünüşte çok basit bir yapıya sahip gibi
görünür ancak iskeletin aslında en kapsamlı
bölümüdür. Kafatasımızda toplam 22 tane birbirinden
farklı kemik birbirine bağlıdır.
Siz ellerinizle hiç düşünmeden her istediğiniz hareketi yapabilirsiniz. Yazı yazarsınız, yemek yersiniz, yüzünüzü
yıkarsınız, topu tutarsınız. Üstelik hiç zorlanmazsınız. Bilim adamlarının ve teknisyenlerin çok uzun yıllar uğraşarak
ürettikleri yapay eller ise ancak belli hareketleri yapabilirler.
Robot eli yapan mühendis Hans J. Schneebeli
... Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et
giydiriyoruz?...
(Bakara Suresi, 259)
De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'tır." De ki: "Öyleyse, O'nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki: "Hiç
görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa
Allah'a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: "Allah, herşeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici
olandır.“
(Rad Suresi, 16)
Benzeri Üretilemeyen Mucize: Kan
Bilim adamları bugüne kadar kan benzeri bir sıvı üretebilmek için çok fazla çalışma yaptılar. Ancak bunu
başaramayınca kanı taklit etmekten vazgeçip, araştırmalarını başka yöne çevirdiler.
Kanın içinde farklı görevleri olan çeşitli hücreler vardır. Yukarıdaki resimde de görüldüğü gibi bu çeşitli hücrelerin kimisi besin taşır, kimisi adeta bir asker gibi
savunma yapar.
Elinizdeki bir kesik ya da düştüğünüzde açılan bir yara kısa sürede iyileşir.
Damarın hasar gördüğünü öğrenen kanın içindeki bazı hücreler hemen
olay bölgesine hücum ederler. İlk olarak yaranın olduğu deliğe dizilmeye başlarlar. Buraya adeta bir ağ örer ve kanın akışını
zorlaştırırlar. Daha sonra bu ağ yavaş yavaş sertleşmeye başlayıp bizim yara kabuğu olarak adlandırdığımız hale dönüşür.
En Mükemmel Pompa
Yeryüzünün en mükemmel yapıya sahip pompası, şu anda sol göğsünüzün hemen altında çalışmaktadır. Kalp, akıl almaz tasarımı ve durmak bilmeyen atışlarıyla, 1 gün içinde vücudumuzdaki kanın tamamının 1.000 tam devir
yapmasını sağlar.
Kalbiniz dakikada 70 kere atar ve tüm hayatınız boyunca toplam
300 milyon litre kan pompalar. Bu miktardaki kan 10 bin adet petrol
tankerini doldurabilir.
Yumruk büyüklüğünde bir kastan oluşan kalp, resimde de görüldüğü
gibi iki bölümden oluşur. Bu bölümlerde iki ayrı pompa vardır.
Sol taraftaki pompa daha güçlüdür ve temiz kanı vücuda pompalar. Sağ
taraftaki ise daha zayıf bir pompadır ve kirli kanı akciğerlere
doğru pompalar. Kalpten akciğerlere doğru olan bu yolculuk kısa sürelidir ve bu nedenle "küçük dolaşım" olarak adlandırılır. Diğeri
ise "büyük dolaşım" adını alır.
O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan
Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere
daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin
olarak sana dönecektir.
(Mülk Suresi, 3-4)
"Sizin ilahınız yalnızca Allah'tır ki, O'nun dışında ilah yoktur. O, ilim bakımından
herşeyi kuşatmıştır."
(Taha Suresi, 98)
O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz,
Hakimdir.(Haşr Suresi, 24)
Burnumuzun içindeki tüycükler adeta bir klima gibi çalışarak soluduğumuz havayı temizler ve nemlendirirler.
Böylece vücudumuz birçok mikroptan korunmuş olur.
Burun deliklerinin ardındaki alan analitik kimyacılarının açıklamaya güçlerinin yetmediği olağanüstü duyarlılığa sahip bir keşif sistemiyle birleşmiş dünyanın en iyi air-
condition (klima) sistemine sahiptir.
John Lenihan, Human Engineering
"... Seni topraktan, sonra bir damla sudan yaratan, sonra da seni düzgün (eli ayağı tutan, gücü kuvveti yerinde) bir adam kılan (Allah)ı inkar mı ettin? Fakat, O Allah benim Rabbimdir ve ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam."
(Kehf Suresi, 37-38)
Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
(Nahl Suresi, 18)
Anne Sütü
“Anne sütüyle beslenen bebeklerin anneyle daha güçlü bir yakınlığı oluyor. Algılaması
daha hızlı gelişiyor. Anne sütündeki omega yağ asitleri bebeğe entelektüel bir avantaj sağlayabilir. Anne sütünün bağışıklığa
karşı daha fazla direnç veren maddeler içerdiği ve böylece bu bebeklerin daha az
hastalandıkları, daha hızlı geliştikleri de söylenebilir.”
Prof. Jake Najman
Biz insana, anne ve babasına, güzelikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu, güçlükle taşıdı ve onu,
güçlükle doğurdu. Onun, (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır.Nihayet, güçlü buluğa
(erginliğe) ve (arkasından) kırk yaşına eriştiğinde, dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete
şükretmemi ve Senin, razı olacağın salih ameli yapmamı, bana ilham et! Ve benim soyumu ıslah et!
Muahakkak ben, Sana döndüm ve (Sana) teslim olanlardanım.“
[AHKAF(46)/15]
Bir annenin memesinden süt yerine portakal suyu gelseydi hayret ederdik. Mucize derdik. Oysa annelerin memelerinden “portakal suyu” yerine “süt ” gelmesi, binlerce kez daha harika ve hayret
edilmesi gereken bir seydir.
Inegin nasil süt yaptigini anlamaya calisan Dr. Virtanen, süt yapamadi, ancak inekten nasil daha cok süt alacagimizi kesfetti.
Bundan dolayi kendisine Nobel ödülü verdik. Simdi size soruyorum.
Sütü üreten inege ne vermek lazim??
“En voorwaar, voor jullie is er in het vee een lering: Wij geven jullie van wat er in hun buiken tussen mest en bloed is pure melk, gemakkelijk voor de
drinkers.”
(De Heilige Koran: 16:66)
Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş
gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru bir süt içirmekteyiz.
(Nahl Suresi, 66)
“İnsan yediklerine bir baksın. Biz suyu bol bol indirdik. Toprağı yardıkça yardık. Ondan daneler, üzümler ve sebzeler, zeytinlikler ve hurmalıklar, bol ağaçlı bahçeler, çeşit çeşit
meyveler ve otlar bitirdik; size ve hayvanlarınıza rızık olsun diye”
(Abese Suresi, 24-32).
Su Mucizesi • İnsanın, elinde tüm hammadde olmasına rağmen, yoktan
var edemeyeceği en büyük nimetlerden biri “su” dur.
• İnsan bedeninin 2/3’ü “su” dur.
• Su, dünyanın oluşumu sırasında bir defaya mahsus olarak meydana gelmiş ve canlılara sunulmuştur.
• Su iki hidrojen ve bir oksijen atomunun birleşmeleri sonucunda oluşan bir moleküldür.
• Su Dünya yaratilirken olusan cok yüksek sicaklik ortaminda olusmustur. Yani artik üretilmiyor
• Güneş Sistemi'ndeki diğer 63 gök cisminden hiçbirinde yaşamın temel şartı olan su bulunmamaktadır.
• Dünya yüzeyinin toplam dörtte üçünü meydana getirir.
Şimdi siz, içmekte olduğunuz suyu gördünüz mü? Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa
indiren Biz miyiz?
(Vakıa Suresi, 68-69)
Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz Biz onu
(kurutup) giderme gücüne de sahibiz.
(Müminun Suresi, 18)
İster İnanın İster İnanmayın Ama Bulutlar Sandığınız Kadar Hafif ya da Yumuşacık Değil.
Aslında bir bulut kütlesi 80 filin ağırlığına eşit.
“Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağır bulutları kaldırıp
yüklendiğinde onları kurak bir beldeye göndeririz. Sonra onunla su indirir ve o suyla her türlü
bitkilerden çıkarırız.”
(Araf Suresi 57)
“Size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve ağır bulutları meydana getiren O’dur.”
(Rad Suresi 12)
"Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden)
sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır".
(Al-i İmran Suresi, 104)
Dedi ki: "Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?" Dedi ki: "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor." Dedi ki: "Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz"
(Müminun Suresi, 112-114)
Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, (eğlence türünden) tutkulu bir oyalama, bir süs, kendi aranızda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir
çoğalma tutkusu'dur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoşuna
gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer çöp oluvermiştir. Ahirette ise
şiddetli bir azab; Allah'tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) da vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir metadan
başka birşey değildir.
Hadid Suresi 20
İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve
boş vakit.”
Buhârî
“Müjde olsun o kula ki, bineğini alıp Allah yolunda cihada ve hizmete çıkar. Başı açık,
ayakları toz toprak içinde var gücüyle bu yolda koşar. Kendisine ordunun önünde gözcülük verilse onu hakkıyla yapmaya çalışır. Eğer
ordunun arkasında geri hizmetleri verilse onu hakkıyla yapmaya çalışır. İleride veya geride hangi
iş verilse o işin gereğini yapmakla meşgul olur.”
(Buhârî, Cihad)
Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O'dur. Bunların her biri kendi dairesinde dolaşmaktadır
21:33