• • • 1. DIN HIZMETLERI
· SEMP ZYU U (3-4 KASIM 2007)
C iL T 2
Diyanet Işleri Başkanlığı Yayınları: 763 Ilmi Eserler: 124
• /. Din Hizmetleri Sempozyumu
• Editör: Dr. Mehmet BULUT
• Grafik-Tasarım: Cevdet DOGAN
• Baskı: Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Matbaacılık ve Ticaret Işletmesi
Oslim Örnek Sanayi Sitesi 1. Cad. 358. Sk. No: 11 06370 Yenimahalle/ANKARA
• Kasım 2008, ANKARA
• 2008-06-y -0003-763
ISBN 978-975-19-4374-3 (tk. No) 978-975-19-4379-8 (2. c)
• © Diyanet Işleri Başkanlığı
• Iletişim Adresi
EskişehirYolu 9. Km. Çankaya/ANKARA Tel: 0312 295 72 94- Faks: 0312 284 72 88
Din Görevlilerinin Problemleri 1 63
İmam-Hatiplerin Din Hizmetlerinde Karşılaştığı Problemler ve Çözüm Önerileri
-Isparta Örneği-
~ Doç. Dr. Habil ŞENTÜRK*
İmam-hatiplik mesleği din hizmetlerinin bel keıniğini teşkil etmektedir. Çünkü dindarların cami ve cemaat yoluyla en yakından ve doğrudan irtibat kurduğu, iletişime geçtiği kişi öncelikle imam-hatipler, sonra varsa müezzinlerdir. Ayrıca bu mesleğin mensupları, dindarların doğumundan ölümüne, her türlü din hizmetine koşmaktadırlar. Bir bakıma onlar, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın halkın içindeki en önemli temsilcisi, eli-ayağı konumundadırlar. Bu bakımdan tabanda, halkın içinde imarnların başanlı, verimli bir din hizmeti vermeleri üst kademelerde Diyanet'in yüzünü güldürecek, Başkanlığın daha başanlı, güvenilir ve saygın bir konuma gelmesine katkıda bulunacaktır.
Biz bu bildiride imarnlara uyguladığımız bir anketle, onların din hizmetlerinde verimli olmasını engelleyen psikolojik, sosyal, ekonomik, halkla ilişkiler, iletişim ve özellikle mesleki yeterlilikle ilgili konulardaki problemlerini ve bu konulardaki çözüm önerilerini tespit ve tasnif ederek bir değerlendirmeye tabi tutmuş bulunmaktayız. Buna göre de imarnların daha verimli ve kaliteli bir din hizmeti vermeleri için gerekli .ortam ve şartlara ilişkin önerileriınizi sunacağız.
1. Anketin Hazırlanması ve Uygulanması
Anket imam-hatiplerin problemlerini ve bunlara yönelik çözüm önerilerini tespit etmek maksadıyla yedi kapalı, iki açık uçlu soru halinde hazırlanmıştır. Isparta ve merkez köylerinde görevli 180 imam bulunduğundan, 100 adet fotokopi yaptırılmış ve 2007 Ağustos aybaşı mutat toplantısında formlar gönüllü olarak doldurulmak üze-
• S. Demirel Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi.
64 Jı. Din Hizmetleri Sempozyumu
re görevlilere dağıtılmıştır. Açık uçlu sorulara düşünme payı bırakmak maksadıyla anketıerin cevaplanmasına geniş bir zaman verümiş ve doldurulan formların bir-iki gün soma Müftülüğe bırakılması istenmiştir. Daha somaki zaman içerisinde ısrarlı takipierimize rağmen, ancak 42 formun geri dönüşü mümkün olabilmiş ve bunlar değerlendirmeye alınmıştır. Burada, görevlilerin kendi problemleriyle ilgili böyle bir anket uygulamasına karşı göstermiş olduklan duyarsızlığa dikkatierinizi çekmek isteriz. Bu durum, bizde onların kendi sorunlarını ciddiye alma konusunda yeterince hassas olmadıklan intibaını uyandırmıştır.
2. Bulguların Değerlendirilmesi
2.1. Görevlilerin Mesleki ve Kişisel özellikleri
Anl<ete katılan imam-hatiplerin tamamı 42 kişidir. Önce görevlilerin yaş, eğitim ve meslekten menınun olup olmama gibi şahsi durumlan ile ilgili verileri tablolar halinde sunarak onlar hakkında genel bir fikir vermek istiyoruz.
2.1.1. Görevlilerin yaşı
İnsanların yaşı, aynı zamanda onların halen içinde bulunduklan gelişim ve olgunluk düzeyini gösterir. Bir meslekte gerekli performansı gösterebilmek için işi bilmek, bu konuda tecrübe kazanmak kadar kişinin biyolojil< ve psil<olojil< fonksiyonlannın yeterliliği de önemlidir. İmamlık mesleğinde de verinılilil< açısından yetişkinlil< ve orta yaş dönemleri, gençliğin ilk yıllanyla yaşlılık dönemlerine göre daha elverişli bir durum arz eder.
Tablo ı. YaşDurumu
Yaşlar Kişi Sayısı Yüzdesi
24-35 14 33,33
35-50 27 64,28
Cevapsız ı 2,38
Toplam . 42 100
Tablo l'e göre imamların %33,33'ü gençlik, %64,28'ü ise yetişkinlik çağındadır. Buna göre onların yaşlannın görevde verinılilil< açısından elverişli durumda olduğu söylenebilir.
2.1.2. Görevlilerin eğitimi
Eğitimin meslek edinme ve meslekte verinılilil< bakunından öneıni tartışma götü.np.ez. Ancak verilen eğitimin yeterli ve kaliteli olması ayrı bir durumdur. Bu açıdan imam-hatiplerin eğitim düzeylerine bakmak gerekmektedir.
Din Görevlilerinin Problemleri 1 65
Tablo 2. Öğrenim Durumu
Mezuniyet Kişi Sayısı Yüzdesi
İmam-Hatip Lisesi 12 28,57
Önlisans ll 26,19
Lisans llahiyatF. 6 14,28
AçıkÖF 5 11,90
İktisadi İBF 2 4,76
Yüksek Lisans 3 7,14
Cevapsız 3 7,14
Tophim 42 100
Tablo 2' de imam-hatiplerin öğrenim durumu görülmektedir. Görevlilerden 12'i İmam-Hatip Lisesi, ll'i Önlisans, 13'ü Lisans (llahiyat Fakültesi 6+ Açık Öğ. Fak. 5+ İktisadi ve İ.B. Fak. 2), 3'ü Yüksek Lisans mezunudur. Üç kişi ise bu soruya cevap
vermeıniştir.
Buna göre imamların eğitim durunılan, din hizmetleri açısından olumlu bir izienim uyandırınaktadır.
2.1.3. Görev tercihi
Bir mesleğin severek, isteyerek yapılınası verimliliği artıran bağımsız değişkenlerden biridir. Bir işin istenıneden, mecburen yapılınası da motivasyon eksikliği sebebiyle hem verimi, hem kaliteyi düşürür. Aşağıdaki tabloda imam-hatiplerin görev tercih durumu görülmektedir.
Tablo 3. Görev Tercih Durumu
Görevinizi isteyerek mi Kişi Sayısı Yüzdesi se . çtiniz'<
Evet 39 92,85
Hayır 2 4,76
Cevapsız ı 2,38
Toplam 42 100
Tablo 3'e göre görevlilerin büyük çoğıınluğu% 92,85 imam-hatiplik mesleğini isteyerek tercih etmiştir. Bu durum hem meslek, hem de görevliler açısından çok oluınlu bir sonuç olarak algılanabilir.
66 1 1. Din Hizmetleri Sempozyumu
2.1.4. Görevden memnun olma durumu
Genellikle isteyerek seçilen mesleklerden memnun kalınır. Ancak bazen kişi,
mesleğinden umduğunu bulamaz, bu sebeple işinden memnun olmayabilir. Kişinin
görevinden memnun olması da mesleki verimlilik açısından olumlu etkendir. Aşağı
daki tablo imamların görevden memnun olup olmama durumlarını göstermektedir.
Tablo 4. Görev Memnuniyeti
Görevinizden Kişi Sayısı Yüzdesi memnun musunuz?
Evet 39 92,85
Hayır 2 4,76
Cevapsız ı 2,38
Toplam 42 100
Tablo 4'e göre görevlilerin büyük çoğunluğu% 92,85 imam-hatiplik mesleğinden
memnun görünmektedir. Bu durum hem meslek, hem de görevliler açısından çok
olumlu bjr sonuç olarak algılanabilir.
2.1.5. Hafızlıkdurumu
İmam-hatiplik mesleği açısından hafızlığın önemli bir avantaj olduğu söylenebilir.
Aşağıdaki tabloda görevlilerin hafızlık durumu görülmektedir.
Tablo 5. Hafizlık Durumu
Hafızlığınız var mı? KişiSayısı Yüzdesi
Evet 18 42,85
Hayır 24 57,14
Toplam 42 100
Tablo 5'e göre görevlilerin% 42,85'i hafızdır. Bu oran da onların meslekteki başa
nları açısından oldukça olumlu bir göstergedir.
2.1.6. Başarı durumu
Aşağıdaki tabloda imam-hatiplerin kendilerini ne derece başarılı buldukları ko
nusundaki rakamsal bilgiler görülmektedir.
Din Görevlilerinin Problemleri 1 67
Tablo 6. Başarı Durumu
Meslekteki başan durumunuz nedir?
KişiSayısı Yüzdesi
Çokbaşanlı 7 16,66
Başanlı 32 76,19
Azbaşanlı 2 4,76
Başansız ı 2,38
Toplam 42 100
Tablo 6'a göre imam-hatiplerin büyük çoğunluğu %92,85 kendilerini başanlı ve çok başanlı bulmaktadır. Çok az orandaki bir grup ise kendilerini az başanlı ve başanSIZ görmektedir. Bu bulgular da görevliler açısından çok olumlu bir sonuç olarak değerlendirilebilir. Ancak görevlilerin bu konuda objektif olmalannın mümkün olmadığı göz önüne alınarak gerek müftü, murakıp, müfettiş gibi yetkililerin, gerekse cemaatin görüşlerine de başvurmakta fayda vardır. 1
2.1.7. Görevyeri
Görev yeri de imam-hatiplerin karşılaştıklan problemler bakımından göz önüne alınması gereken bir etkendir. Aşağıdaki tabloda imamların görev yerlerinin bulunduğu yerleşim birimine göre dağılımı görülmektedir.
Tablo 7. GörevYeri
Görevyeri Kişi Sayısı Yüzdesi
Şehir merkezi 33 78,57
Köy 7 16,66
Cevapsız 2 4,76
Toplam 42 100
Tablo 7'e göre, ankete katılan görevlilerin büyük çoğunluğu (%78,57) şehir merkezinde, %16,66 gibi az bir kısmı da köylerde görev yapmaktadır.
1 Konuyla ilgili olarak Isparta Müftüsü İsmail Öncel ve Müftü Yardımcısı Halit Uğurlu'yla yaptığımız müldkatta imam-hatiplerimizin mesleki yönden o kadar da başarılı olmadıklarını belirtmişlerdir. Bir gözlemci olarak biz de bu görüşe katılıyoruz.
68 1 1. Din Hizmetleri Sempozyumu
2.2. imam-Hatiplerin Problemleri ve Çözüm Önerileri
İmam-hatiplerin karşılaştığı problemleri, anket sonuçlarına göre, en sık belirtilenden en az belirtilene doğru sıraladığımızda karşımıza şunlar çıkmaktadır:
2.2. 1. Halkla ilişkiler ve iletişim
Halkla ilişkiler, bir kişi, bir kurum veya kuruluşun içinde bulunduğu sosyal çevre veya toplunıla sağlıklı iletişim, iyi niyetli ve karşılıklı anlama, anlaşma ve işbirliği sağlamayı ve sürdürmeyi hedefleyen ilişkiler düzenidir.2 Din görevlisi olarak imamhatiplerin halkla ilişkiler alanında kendilerini yetiştirmiş olmalan bir zorunluluktur. Çünkü meslekleri itibariyle insanlarla yüz yüze, toplunıla iç içe olmayı gerektiren bir görevi üslenmiş bulunmaktadırlar. Bu meslekte başanlı ve verimli olabilmek için bu konunun hem bilinmesi, hem de bu alanda gönüllü ve istekli bir gayretin içinde olunması gerekmeki:edir.3
a) Problemler
Görevlilerin karşılaştıklarını belirttikleri problemler arasında en çok zikredilenler (17 kişi, %40,47) halkla ilişkiler konusundadır. Bu problemierin bir kısmı görevlinin halkla ilişkilerdeki yetersizliğinden (S kişi, %11,90), bir kısmı toplumun olumsuz tutum ve davranışlarından (12 kişi, %28,57) kaynaklanmaktadır.
İmam-hatiplerimizin bu konuda yaşadıklan problemler hakkında bazı örnekler verecek olursak, bazı görevliler şöyle diyor:
"Her kesimle aynı diyalogu kııraınıyoruz. Bize hep önyargılı bakılıyor." "Cemaatin eğitim seviyesinin düşük olması imam-cemaat ilişkisini zorlaştırıyor." "Toplum veya cemaat, din görevlilerini küçük görmekte, mesleki bakımdan yeterli görmemekte ve çok fazla eleştirmektedir." "Görevim köyde ve cemaatin eğitim seviyesi düşük olduğu için imama karşı kaba davranışlarda, gereksiz müdahalelerde bulunulmaktadır. Özellikle de Muhtar tarafından." "Cemaatin sorularına uygun cevap vermede, problemlerine yaklaşımda zaman zaman zorluklar yaşıyorum." "Bir imam olarak toplumun her kesiminden insanlarla muhatap olmamız, cami dernek yönetimlerinin görevliye hakim olmaya çalışması halkla ilişkiler açısından bizi zorlamaktadır."
Görüldüğü gibi bu konudaki problemierin bir kısmı görevlinin konuyla ilgili yetersizliği, bir kısmı da toplumun eğitim ve kültür seviyesinin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.
b) Çözüm önerileri
Buna göre problemin çözümü nasıl olmalıdır? Öncelikle mesleki eğitim kıırunıla-
2 Erdoğan Fırat, "Din Hizmetlerinde Halkla İlişkiler", Cemal Tosun (Ed.), Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler içinde, AÖF Yay., Eskişehir 2006, s. 98-99.
3 Fırat, age, s.103-106; Mualla Selçuk, "Din Hizmetlerinde Halkla İlişkiler Açısından Uetişim", Cemal Tosun (Ed.), Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler içinde, AÖF Yay., Eskişehir 2006,s. 113-117,122-123.
Din Görevlilerinin Problemleri 1 69
nnın imam adaylarını bu alanda yeterli hale getirmek için gereken bilgi ve formasyanu kazandırması icap eder. Sonra da kurs, seminer ve konferans gibi hizmet içi eğitim faaliyetleriyle görevlilerin eksiklerinin giderilmesi, daha verimli bir hizmetin gerçekleştirilmesi için gerekenierin yapılması mümkündür. Ayrıca toplumun dine ve din görevlilerine bakışındaki olumsuzlukları gidermek için başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak ij.zere gerek örgün, gerek yaygın eğitim kurumlarının, özellikle radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarının üzerlerine düşen görevleri yapması büyük önem arz etmektedir.
Görevlilerin konuyla ilgili önerileri de şöyledir:
"Halkla ilişkiler ve iletişim konularında seminerler verilmeli." "Görevli arkadaşlar halkla diyalog içinde, kendilerine ihtiyaç duyulduğıı zamanlarda onlarla beraber olmalı, dertlerini paylaşmalı, hastasına, cenazesine yüksünmeden koşmalıdır." "İmamların, cemaat karşısında mali, sosyal ve yetki bakımından güçlendirilmeleri gerekir."
2.2.2. imaj ve Saygınlık
Toplumda olumlu bir imaj sahibi ve saygın bir kişi olmak herkesin arzu ettiği psiko-sosyal bir ihtiyaçtır. Bu durum onun benlik algısını ve olaylara bakış açısını etkiyerek davranışıarına yansıyacaktır.4 Dolayısıyla imaj ve saygınlık özellikle sosyal mesleklerde, mesleki verimi ve halkla ilişkileri de etkileyebilecek bir öneme sahiptir.5
iletişiinde ise kaynağın özellikleri arasında saygınlığın özel bir yeri vardır.6
a) Problemler
İmamların belirttiklerine göre, en sık belirtilen problemler arasında ikinci sırada (16 kişi, %38,09) imaj ve saygınlık problemi gelmektedir. Bu durumu onlar şöyle ifade etmektedirler:
"Cemaatin din görevlisine gereken saygıyı göstermediğini düşünüyorum." "Halk din görevlilerini hor ve hakir görüyor." "Din görevlisinin toplum gözünde saygın bir yerinin olması gerekir." "Mesleki kimlik sorunu var, mesleğin imajının halk nazarında kötü oluşu imarnlar üzerinde psikolojik bir baskı oluşturuyor." "Toplumda imarnların genellikle hor, hakir görüldüğünü, bazı kesimler tarafından ikinci sınıf insan olarak değerlendirildiğini düşünüyorum." "Toplum veya cemaat, din görevlilerini küçük görmektedir."
Gerçekten bu imaj ve saygınlık konusu, özellikle din görevlileri, genel olarak da ilahiyatçılar ve dindarlar açısından önemli bir problemdir. Erdem'in de belirttiği gibi, din görevlisinin bir statü problemi vardır. Bu problemin bir görevlinin niteliklerinden,
4 Erol Eren, Yönetim Psikolojisi, İşletme İkt. Enst. Yay., İstanbull989, s. 35. 5 Amerika'da yapılan bir araştırmada saygınlığın, insanların tutum ve davranışlan üzerideki etkisi
ortaya konmuştur. Bk. Çiğdem Kağıtçıbaşı, Yeni İnsan ve İnsanlar, Evrinı Yay., İstanbull999, s. 80-81.
6 Kağıtçıbaşı, a.g.e., s.l84-186.
70 lı. Din Hizmetleri Sempozyumu
bir de toplumdan, siyasal kurumlann dine ve din görevlisine bakışından kaynaklanan yönü vardır? Öyleyse bu durumun sebeplerine, kaynaklanna inilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması icap etmektedir. Kabacaoğlu, bir yazısında imamlann bu problemine şöyle değinmektedir: "Bir dönemYeşilçam kaynaklı filmlerin değişmez tiplemeleriydi, kirli ve uzun sakallı, üçkağıtçı, cahil, üfürükçü, dolandırıcı imamlar. Dönemin siyasi şartlanndan ötürü, olabilecek en kötü şekilde ekrana taşman imamlann yerini daha modem ve bilgili olanlan aldı; fakat yaygın kanaat hala çok negatif. Bu durumdan rahatsız olan müftülüklerin girişimleriyle imamlann eğitimine daha da önem veriliyor artık."8
b) Çözüm önerileri
İmam-hatiplerin konuyla ilgili çözüm önerileri arasmda şunları görebiliriz:
"Kendimizi yenilemeli, teknoloji ve yenilikleri takip etmeliyiz." "Görevlilere yabancı dil, bilgisayar, psikolojik danışmanlık ve rehberlik gibi kurslar verilmelidir." "Toplumdaki bu olumsuz imajı silebilmek için, önce kendimizi mesleki bakımdan yeterli hale getirmeli, hizmet içi eğitime daha çok önem vermeliyiz." "Ekonomik durumun düzeltilmesi, toplumun da bir şekilde eğitilmesi, bu olumsuz bakış açısının değiştirilmesi gerekir."
Demek ki, bu problemin çözümü imamlann bireysel olarak kendilerini yetiştirmelerineJ olumlu yönde değiştirip geliştirmelerine bağlı olduğu kadar, kurumsal olarak da başta Başkanlık ve Müftülüklerin gayretine, toplumun da bu yönden bir zilmiyet değişimine, olumlu tutum ve davranışlar geliştirmesine bağlıdır.
2.2.3. Mesleki yeterlilik
Mesleki yeterlilik derken ne anlıyoruz, onu ortaya koymakta yarar vardır. Mesleki yeterlilik derken önce bir imam-hatibin Kur'an okuyuşunun düzgün, hafız veya ezberlerinin yeterli olması, akait, fıkıh ve ahlak gibi temel meslek bilgilerinin yanmda konuşma, sesini iyi kullanma becerisi gibi hususlar akla gelmektedir. Bir imam-hatip için bunlar mesleki formasyon olarak ifade edilebilir. Bu formasyonun kazanılması için de görevlinin uygun zaman ve zeminlerde iyi bir eğitimden geçmiş olması zorunluluğu vardır. Bu açıdan imam-hatiplerimizin almış olduklan eğitimin kalitesine bakacak olursak, imamlann eğitim durumu, ilk bakışta iyi gibi görünmektedir.9 Ancak onlar kendilerini mesleki bakımdan gene de yeterli görmemekte, bunun için gerek meslek öncesi eğitim, gerekse meslekte devam ederken hizmet içi eğitim bakımından bazı problemleri tespit etmekte ve bunlann çözümü için istek ve önerilerde bulunmaktadırlar.
7 Mutafa Erdem, "Sonuç ve Tebliğierin Değerlendirilmesi", Din Görevlilerinin Sosyal Hayattaki Yeri ve Problemleri Paneli, Türk Diyanet Valaf-Sen Yay., Ankara 2004, s.46-47.
8 Tuba Kabacaoğlu, "İmamlara Namaz Arası Diksiyon Dersi", A.ksiyon, S. 531, İstanbul2005. 9 Bk. Tablo 2.
Din Görevlilerinin Problemleri 1 71
a) Probiemler
Bazı görevhler problemleri şöyle ifade ediyor:
"Problernlerden birisi, görevhlerin mesleki bakırndan gerekli ilmi ve kültürel donanıma sahip olmamasıdır." "Mesleki bakırndan mutlaka birtakım eksiklerimiz vardır ve kendimizi her zaman güneellernek zorundayız." "Aldığımız mesleki eğitimin yeterli olmadığını düşünüyorum."
Bu problem 12 din görevlisi (%28,57) tarafından dile getirilmiştir. Problem olarak algılanma oranına bakılırsa (%28,57), görevhler için mesleki yeterhlik konusu önemli ve öncelikli bir problem teşkil etmektedir.
b) Çözüm önerileri
Mesleki yeterhlik olmadan bu görevin verinıli bir şekilde ifası mümkün olmadığına göre bu problemin çözümü ile ilgili neler yapılabilir, sorusuna cevap bulmaya çalışalım. Bu konuda öncelikle, görevhleri mesleğe hazırlayan eğitim programlarından başlamak gerekecektir. İlgili meslek okulları olarak İmam-Hatip liselerinin programları bu açıdan yeniden gözden geçirilebilir ve prograrnlar uygulama eksikliği de göz önünde bulundurularak daha yeterli hale getirilebilir. Kur'an kursları da bu anlamda gerek hafizlık, gerekse Kur'an'ı düzgün okuma bakırnından İmam-Hatip liseleriyle işbirliği içerisinde yardımcı eğitim kurumları olarak değerlendirilebilir.
ilahiyat fakülteleri ve AÖ ilahiyat Önlisansa gelince, bu yüksek öğretim kururnlarının da mesleki yeterhlik bakırnından yeni bir yapılanmaya ihtiyacı olduğu görülmektedir. 10 Nitekini bir görevli bu konuda şöyle bir öneride bulunmaktadır: "İlahiyat
10 SDÜ ilahiyat Fakültesi Dekanlığı, fakültemizdeki eğitimin kalitesi ve fonksiyonlan bakımından yeni bir yapılanmaya zemin oluşturması bakımından bizim görüşlerimizi istediğinde ben de ge-nel hatlarıyla şu görüşleri sunmuştum: . a. ilahiyat fakültelerinin kuruluş amacını göz önüne alarak, buradan mezun olacak kişilerin öncelikle İslam' ı, sonra diğer dinleri ve genel ilahiyat konularını öğrenmeleri gerekmektedir. Böylece Müslüman Türk toplumunda insanlara dinini öğretmek ve onlara dini konularda rehberlik etmek için gerekli olan ilahiyat formasyonunu almalan mümkürıdür. Bu sebeple ders programIannın hazırlanmasında öncelikle İslam' ın, temel kaynaklardan faydalanarak öğretilmesi hedeflenıneli ve buna yönelik alan derslerinin genel program içindeki ağırlığı ve oranı fazla olmalıdır, bu oran% 60'tan az olmamalıdır. ilahiyat programlarındaki dersleri/anabilim ve bilim dallarını amaç dersler ve araç dersler olarak tasnif edersek, öncelikle ve ağırlıklı olarak amaç derslerin, sonra bu bilgilerin insanlara nasıl sunulması gerektiği ile ilgili metot, tek.nUc ve üslupla ilgili derslerin verilmesi gerekir. Aksi takdirde dinirıi bilmeyen din dersi öğretmeni veya ilahiyatçı yetiştirmek gibi bir garabetin içine düşeriz.
b. ilahiyat fakültelerinde yetişen elemanların, toplumun ve hayatın farklı alanlarında daha kaliteli ve verimli hizmet sunabilmeleri için alanının uzmanı olmasına ihtiyaç vardır. Çağırnız uzmanlık çağıdır, öyleyse ilahiyatçı adaylarını hizmetin gerekleri ne ise ona uygun bilgi ve donarunıla, işinin ehli ve uzmanı olarak yetiştirmek icap eder. Öyleyse ilahiyat fakültelerinde ilgili alanlarda uzman kişiler yetiştiren bir yapılaşmaya, branşlaşma veya bölürnleşmeye gidilmelidir.
72 lı. Din Hizmetleri Sempozyumu
fakültelerinde mesleğe yönelik olarak din hizmetleri, müftülük-vaizlik ve din dersi öğretmenliği gibi bölümler açılması yerinde olacaktır. Mesleki uygulamaya ağırlık verilmesi, hevesli öğrencilerin pratik ağırlıklı yetiştirilmesi verimi büyük ölçüde artıracaktır. Zira ilahiyat fakültesi mezunu olanlardan birçoğunun Kur'an okuma, hutbe yazma ve okuma, vaaz etme gibi cami içi; cenaze işleri, mevlit, nikah ve hatim merasimleri gibi cami dışı hizmetler konusunda eksikleri olduğu bilinmektedir."11 İmamların meslekte devam ederken açık öğretim veya örgün eğitimde alan dışı yüksek öğretimi tamamlamalan ise mesleki yeterlilikle doğrudan değilse de görevliye özgüven ve statü kazandıran, dolayısıyla hizmetin verim ve kalitesirıi artıran bir etkiye sahiptir.
Bu duruma göre, mesleki yeterlilik açısından öncelikle mesleğe hazırlayıcı eğitim kurumlan olarak Kur'an kursu, İmam-Hatip lisesi ve ilahiyat fakülteleri bakımından yapılması gereken, bu kurumların programlarını hizmet kalitesirıi artıracak şekilde daha elverişli ve fonksiyonel hale getirmektir. Daha sonra da, mesleği sürdürürken hizmet içi eğitimin kalite ve fonksiyonunu artırmak suretiyle bu konudaki eksikler giderilebilir, hizmetin daha verimli hale gelmesi sağlanabilir. Nitekim görevliler de konuyla ilgili olarak şu önerilerde bulunuyorlar:
"önce kendimizi mesleki bakınıdan yeterli konuma getirmeliyiz." "Hizmet içi eğitim kurslanmızı artırmalıyız. Kurslar Müftülükteki personelden ziyade akadernisyen hocalanmız tarafından verilmelidir." "Mesleki yeterlilik konusunda hizmet içi eğitim kurslarınci daha fazla önem verilmeli ve özellikle ilahiyat Fakültesindeki hocaların . birikiminden yararlanılmalıdır."
Hizmet içi eğitim konusunda ilahiyat Fakültesindeki hocalardan yararlamrken özellikle bu öğretim üyelerinin din hizmetlerindeki tecrübe ve birikimleri göz önüne alınmalıdır.
2.2.4. Ekonomik durum
a) Problemler
Ekonomik problemler deyince ilk akla gelen görevlilerin maaşlandır. Bu konunun da görevliler açısından önemli bir problem (% 28,57) teşkil ettiği görülmektedir.
İsterseniz öncelikle onların bu konudaki düşüncelerine bir bakalım:
"İmamlar genel maaş rejimi içinde alt sıralarda kalmaktadır." "Problemlerirnizin maddi boyutunun da gözden kaçınlmaması gerekir." "Din görevlilerinin gelir seviyesi düşüktür." "Aldığımız maaş yeterli değil, bu sebeple kültürel ve sosyal faaliyetlere yeterince para ayıramıyoruz." "Ekonomik olarak Batı'daki rahip, halıarn gibi din görevlileriyle karşılaştınlınca, bizim de onlardan çok aşağılarda kalmamarnız gerektiğini düşünüyoruııı." "Ekonomik olarak yeterli durumda olmayınca strese giriyor, onurlu
11 Adnan Güney, "Günümüzde Verinıli Bir Din Hizmeti Nasıl Yapılmalıdır?" (Yayınlanmamış Makale), s. 1 (Yazar, Isparta merkez Kayı Köyü İmam-Hatibi olarak görevlidir).
l i
Din Görevlilerinin Problemleri 1 73
bir şekilde dinlınizi ve mesleğimizi temsil edemiyoruz." "Bazı görevliler maaşı yeterli gelmediği için ek gelir sağlamak üzere zamanlarının bir kısmını başka işlerle geçirmekte, bu da kendini yetiştirmesini, meslekte verimli olmasını engeliernekte ve halkla ilişkilerde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır." "Takdir edilecektir ki, ekonomik kaygılar içinde bulunan bir din görevlisinin din hizmetlerini eksiksiz yerine getirmesi, cami içi ve d.ı§ı faaliyetleri yürütmesi, halkın eğitimine katkıda bulunması, bireysel ve toplu olarak cemaatini aydınlatması, onlara dini ve psikolojik danışmanlık yapması, bunun için gerekli olan temel eserleri ve güncel yayınları takip edebilmesi mümkün olmayacaktır."
Görüldüğü gibi görevliler, ekonomik probleııılerini yeterince dile getirmiş; ancak bu konu sadece imam-hatiplerin değil, bütün memurların, hatta bütün çalışanların problemidir. Bu konunun bütün çalışanlar, özellikle de imam-hatipler açısından sağlıklı ve adil bir çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
b) Çözüm önerileri.
İmam-hatiplerin bu konudaki çözüm önerilerine gelince, onlar şöyle diyorlar:
"Ekonomik durumun mutlaka düzeltilmesi, iyileştirilmesi icap eder. En azından maaşımızın eşdeğer işlerde çalışanlarla denkliği sağlanmalıdır." "Maddi açıdan din görevlilerini dengelemeliyiz. O zaman görev açısından oluııılu yönde farklılıklar olacaktır." "Bugünün şartlarında bir imam-hatibin maaşı en az 2 bin, Müftülerin ise en az 3 bin YTL olmalıdır."
Bu konuda imarnların görüşlerine, haklı taleplerine katılmakla 12 birlikte benim probleme yaklaşımım daha genel bir çerçevede olacaktır. Benim kanaatime göre, gerek gelir dağılımındaki uçurumların giderilmesi, gerekse eşit işe eşit ücret, adalet ve hakkaniyet ilkeleri doğrultusunda yapılması ve yapılandırılması gereken bir personel yasasına şiddetle ve acilen ihtiyaç vardır. Çünkü gelir dağılımında büyük farklılıkların ve uçuruıııların bulunduğu, adalet, hakkaniyet ve eşit işe eşit ücret gibi ilkelerin geçerli olmadığı bir ücret politikasının sosyal barış ve huzuru zedeleyeceği, çalışanların motivasyonunu, dolayısıyla üretimde verimi ve kaliteyi düşüreceği, böylece bütün bir kalkınma haııılesine zarar vereceği gözlerden uzak tutulmamalıdır.
2.2.5. Kurumlarla ve meslektaşlarla ilişkiler
Mesleki verinılilik açısından imarnların önce Başkanlık ve Müftülük, sonra da meslektaşlarıyla ilişkilerinin sağlıklı yürünıesine ihtiyaç vardır. Bu da onların, kurumlarıyla karşılıklı olarak diyaloga açık, samimi ve ilkeli bir tutum ve davranış geliştirmelerine bağlıdır. Bir kurumda gerek yöneticilerin baskıcı, ayırımcı, ilkesiz tutum ve davranışları; gerekse görevlilerin görevini ihmal, disiplinsiz ve duyarsız tavırları bu
12 Ayrıca bk. İsa Saim, "İdarecinin Din Görevlisine Bakışı ve Din Görevlisinin Problemleri", Din
Görevlilerinin Sosyal Hayattaki Yeri ve Problemleri Paneli, Türk Diyaııet Vakıf-Sen Yay., Ankara 2004, s. ıs.
7 4 lı. Din Hizmetleri Sempozyumu
ilişkilerin bozulmasına, verimli çalışmanın ve hizmetlerin engellenmesine sebep olacak, kurumun ve çalışanlannın imajına, saygınlığına gölge düşürecektir. Din hizmetlerinin daha sağlıklı ve daha verimli bir ortamda sürdürülebilmesi için de kurum içi, kurumlar arası ve meslektaşlar arası ilişkiler büyük önem arz etmektedir.
a) Problemler
Görevlilerimizin Başkanlık, Müftülük. ve meslektaşlarıyla ilişkilerinde de birtakım problemleri olduğu görülmektedir. Konuyla ilgili olarak 12 kişi (% 28,57) imamların kurumlarıyla ve meslektaşlarıyla ilişkilerinde problemleri olduğunu dile getirmiştir.
Şimdi bu konuda görevliler ne demişler, onlara bir bakalım:
"1mamın cemaatle yaşamış olduğu bazı problemlerde kurumumuz bize sahip çıkmıyor. Görevliler arasında da güven eksikliği var." "Kurum görevlisine sahip çıkmamakta, bir muhtarın veya vatandaşın şikayet telefonuyla görevli sorguya çekilmektedir. Ayrıca görevliler arasında ayırım ve kayırmalar olmaktadır. Mesela, görevlilik süresince bazı memur veya imamlar 10-15 defa hacca, umreye, birkaç defa yurtdışına giderken bazılarının hiç gidernemesi rahatsızlık doğurmaktadır." "Yirmi dokuz yıllık görevli olmama rağmen görevli olarak hacca gidemedim." "Emekli olmuş; ama hala bir defa hacca veya umreye gidememiş bir müftüyü tanıyan biri olarak bu konuda çok üzgünüın." "Müftülüğe gittiğimizde gerekli ilgiyi göremiyor, horlaıuyoruz." "Kurumumuz görevlilerine değer vermiyor. Aşkla, şevkle görev yapanlar görmezden geliniyor."
Görevliler problemlerini böylece belirtmektedirler. Nitekim imam-hatiplerin bu problemlerinin ~aman zaman ilgili sendikalarca da dile getirildiğini görmekteyiz.ı3
b) Çözüm önerileri
Görevlilerin bu problemlere karşı sundukları çözüm önerileri de şunlardır:
"Diyanet'in daha adaletli bir uygulama içine girmesi gerekir. Tayin işlerinde ve görevde yükselmelerde, hac, umre ve yurtdışı görevlendirmelerinde objektif kriterlerin getirilmesi gerekmektedir."ı4 "Her görevliye en az bir defa hac ve umreye gitme imkanı verilmelidir." "Müftülük. personelinin de sosyal ilişkiler ve meslektaşlarına karşı tavır ve davraıuşlar konusunda hizmet içi eğitimden geçirilmesi gerektiğine inaıuyorum." "Başk.anlık'tan yerel teşkilata kadar kurum, personeli koruyucu bir tutum içinde olmalı, onları ezmemelidir."
İmam-hatipler görevleri gereği halkın önünde dini bir rehber ve lider· şahsiyet olmaları, kurumlarının ve amirlerinin de onlara değer vermesini, onlarla olan ilişkilerinde konuınlarına ve saygınlıklarına yaraşır bir tavır içinde bulunmalarını gerektirmektedir. İnsanlar arası ilişkilerde karşılıklı güven, sevgi ve saygı olmazsa ne sağlıklı bir iletişim, ne de iyi bir organizasyondan söz edilebilir. Burada görevlilerin kurumları ve
13 Bk. Ahmet Yıldız, "Sunuş Konuşması", AB Sürecinde Diyanet Paneli -Il, Diyanet-Sen, Ankara 2007, s. 8.
14 Isparta Müftü Yardımcısı Uğurlu, bu konuda şöyle diyor: "Son yıllarda artık hac görevlendirmeleri Başkanlık tarafından merkezi ve objektif test sınavları ile yapılmaktadır."
Din Görevlilerinin Problemleri 1 7 5
amirleriyle ilişkilerinde daha samimi ve olumlu bir yaklaşıma ihtiyaç duyduklan görülmektedir. Nitekim Edirne Müftüsü İsa Salın de, konuyla ilgili olarak bazı müftü ve yöneticilerin imam, müezzin gibi memurlara karşı, tepeden bakma, değer vermeme, adaletli ve hakkaniyetli olmama gibi olumsuz tutum ve davranışlar içinde olabildiklerini belirtmektedir. Bu bakımdan hep memurların değil, fu:nirlerin, yönetim kademesinin de zaman zaman hizmet içi eğitimden geçirilmesi gerektiğini söylemektedir.15
2.2.6. Motivasyon durumu
Motivasyon (güdülenme), insan organizmasını davranışa iten, belli bir yöne yönlendiren, şunu veya bunu tercihte etkili olan, bu davranışlan yaparken kişinin isteklilik derecesini artıran ve bu işleyişin devamını sağlayan rnekanizmaya denir.16 Bir bakıma motivasyon, kişinin yaptığı işi severek, isteyerek, azimle yapması, bu konuda karşılaşacağı engelleri sabırla, yılınadan aşması ve bunun için kendisinde gerekli enerjiyi bulması demektir. Bu sebeple mesleki veriınlilikte motivasyonun önenıli bir yeri vardır.
a) Problemler
İmamların görevleriyle ilgili bazı motivasyon problemleri (3 kişi, %7,14) olduğu da belirtilmektedir:
"Dairenin görevlilere değer vermemesi, yapılan bir hatanın aıılayışla karşılanmayıp hemen cezalandırma cihetine gidilmesi şevkimizi kırıyor." "Problemimiz çoktur; ama çare yoktur."
Aslında bu motivasyon problemi onların ekonomik, kurumla ve halkla ilişkiler, hatta mesleki yeterlilik problemleriyle de bağlantılı bir durum arz etınektedir. Diğer konulardaki problemierin haJledilmesi halinde onların moral ve motivasyon meselesi de büyük çapta çözüme ulaşacaktır.
b) Çözüm önerileri
Çözüm önerileri olarak da şöyle denilmektedir:
"Personelin mesleki şevkinin artırılması amacıyla daha çok ödüllendirmeye dayalı bir yol izlenmelidir." "Amirler görevlilere, baskı ve zorlamadan ziyade sevgiyle yaklaşmalıdır." "Görevlilerin mesleği severek ve isteyerek yürütınelen verimi artıracaktır."
Görevlilerin bu konudaki görüşlerine katılıyoruz. Onlar kurumlannın ve fu:nirle-rinin kendilerine değer vermesini ve sahip çıkınasım istemekte haklıdırlar.
2.2.7. Diğer hususlar
a) Problemler
Diğer problemler deyince, Diyanet teşkilat yasasının çıkartılması, caminin ve tu-
15 Salın, agt, s. 13-14. 16 Sibel Arkonaç, Psikoloji: Zihin Süreçleri Bilimi, Alfa Yay., İstanbul 1993, s. 226.
76 1 1. Din Hizmetleri Sempozyumu
valederinin temizliği, teknolojiyle ilişkiler, lojman meselesi, görevin bağlayıcı oluşu gibi hususlar belirtilmektedir:
"Teknoloji ve yenilikleri takip etmiyoruz." "Diyanet'in teşkilat yasasının olmaması bizi bazı hususlarda dayanaksız bırakıyor, mağdur ediyor." "İmamlann görevleri gereği evlerinin camiye yakın olması gerekmektedir. Bu sebeple lojmana ihtiyaç vardır." "Cemaat din görevlisini caminin imamı, müezzini değil de sanki temizlikçisi gibi görmektedir."
İmamlann bu konulardaki duyarWıklan da takdire şayandır.
b) Çözüm önerileri
Görevlilerin bu konudaki çözüm önerileri de şunlardır:
"Din görevlisinin hak ettiği yere gelmesi için teşkilat yasasının en yakın zamanda .;ıkması gerekmektedir." "Din görevlilerinin lojman problemi halledilmelidir." "Camilerde bilhassa tuvalederin temizliği meselesi bir şekilde halledilmelidir."
Görevlilerin çözüm önerilerine biz de katılıyoruz. Teşkilat yasası bir an evvel çıkartılmalı, mümkünse her caminin bir lojmanı olmalıdır. Cami tuvalederinin temizliği ise, yerel yönetimlere bırakılmalıdır .I?
3. Sonuç ve Öneriler
İmam-hatiplerin zikrettikleri belli başlı problemleri ve çözüm önerlerini yukarıda detaylı olarak ele alcİıktan sonra, şimdi de genel bir değerlendirme yaparak bazı önerilerde bulunmak istiyoruz.
İmamlık bir peygamber mesleği olarak tarihte, hem dini hem sosyal bakımdan çok önemli fonksiyonlar icra etmiş, saygın bir yere sahiptir. Ancak bugün imamlık, değişen toplum ve dünya şartlannın da etkisiyle o eski saygınlığıru ve fonksiyonlarıru koruyamamış, etkinliği zaafa uğramıştır.18 Bu sebeple imam-hatiplerin birtakım problemlerle karşılaşmalan mümküııdür. 19
17 Bu konuda Uğurlu, Müftülük olarak Isparta Belediyesi ile yaptıkları görüşmeler sonucunda bir süredir cami tuvaJetlerinin temizliğinın Belediye tarafindan organize edildiğini belirtİnektedir.
18 Mualla Selçuk, "Din Hizmetlerinde Rehberlik ve Dini Danışmanlık", Cemal Tosun (Ed.), Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla nişkiler içinde, AÖF Yay., Eskişehir 2006, s.138-139.
19 Uğurlu, imam-hatiplerin problemleri ve çözüm önerileri konusunda şunları söylemektedir: "Memleketimizin huzur ve asayişinin sağlanmasında Diyanet'in ve din görevlisinin payı büyüktür. Yapılan görevi kimse küçümseyemez ve hafife alamaz. Binlerce kişinin kendisine tabi olarak namaz kıldığı, birçok toplantı ve etkinlikte en önde olduğıı ve olması gerektiği herkes tarafindan bilinmesine rağmen bu ülkenin nimetlerinden faydalanmada en geriye itilen din görevlisidir. Bu bir çelişkidir ve düzeltilmesi gerekir. Camiletimizin birçağıında cami demekleri ile din görevlisi arasında sorunlar vardır. Türkiye çapında cami demek yöneticilerine, demekler il müdürlüklerince seminerler verilmeli, yetkili ağızlardan görevlerinin sınırları hatırlatılmalıdır.
Asılsız ve mesnetsiz şikayetlerle müftülüklerimizi rahatsız eden bu tür insanlara gereken cevaplar verilmektedir. Çözüm önerilerine gelince; 1- Din görevlisinin statiisü iyileştirilmeli, Diyanet
Din Görevlilerinin Problemleri 1 77
Günümüzde de din hizmetlerinde imam-hatiplerin rolü, fonksiyonu ve sorumluluğu görmezden gelinemez. Ancak bu hizmetlerde daha kaliteli ve verimli sonuçlar alabilrnek için gerekli i.ınkan ve şartların hazırlanmasına da ihtiyaç vardır. Bu sebeple imarnların problemlerinin bilinmesi ve bunlara karşı çözüm yollarının araıunası, onların daha elverişli i.ınkan ve şartlar altında topluma hizmet vermesi, insanların dini hayatla:r:m daha sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yaşamalarına, toplurnun barış ve ahengine, birlik ve bütünlüğüne yardırncı olacak, katkı sağlayacaktır.
Öyleyse imam-hatiplerin din hizmetlerinde karşılaştıkları problemlere ne gibi çözüm yolları bulunabilir; bunları öneriler halinde sunacak olursak:
ı. Görevliler din hizmetlerinde karşılaştıkları problemler arasında en çok halkla ilişkiler, imaj ve saygınlıkla mesleki yeterlilik konusunu belirtmişlerdir. Çözüm tarzı olarak öncelikle imamlık rnesleğine hazırlayan, meslek eğitimi veren eğitim kururnlarının bu bakırndan kişileri daha iyi yetiştirmesi, onlara daha kaliteli bir eğitim sunması gerekmektedir. Daha soma da kurs, seminer ve konferans gibi hizmet içi eğitim faaliyetleriyle görevlilerin eksiklerinin giderilmesi, daha verimli ve kaliteli bir hizmetin gerçekleştirilmesi için gerekenierin yapılması mümkündür.
Ayrıca toplurnun eline ve din görevlilerine bakışındaki olumsuzlukları gidermek için de başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere gerek örgün, gerek yaygın eğitim kurumlarının, özellikle de radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarının üzerlerine düşen görevleri yapması büyük önem arz etmektedir.
2. Görevlilerin tespitine göre dördüncü ve beşinci sırada ekonomik problemler, kurumla ve meslektaşlarla ilişkiler gelmektedir. İmamların problemi algılayış oranlarına bakılırsa, ekonomik dururnlarının düzeltilmesine verdikleri önemle kurumla olan ilişkilerinin daha sağlıklı hale getirilmesine verdikleri önem (ikisi de % 28,57) aynı ağırlık:tadır. Onların ekonomik açıdan şikayetlerini anlamak mümkün olsa bile, kurumla ilişkilerdeki problemleri anlamak kolay görünmemektedir. Onlar kurumu kendilerine hükmeden sevgisiz, asık çehreli bir otorite olarak görmek isterniyorlar. Aksine onlar kururnlarını kendilerine sahip çıkan ve kendilerinin de sahiplendiği, ait olmakla gurur duydukları, adaletli ve şefkatli bir sığınak olarak görmek istiyorlar. Onların resmi olduğu kadar dini bir kurum olan Diyanet teşkilatından bunu beklerneye bakla- · rının olduğunu düşünrnekteyiz.
Bir taraftan imam-hatiplerin ekonomik problemlerine çözüm, onların maaşlarında iyileştirme yolları aranması, kururnun ve devletin bu hususta gereken ilgiyi göstermesi, din hizmetlerinin daha verimli, daha sağlıklı ve kaliteli olmasına katkı sağlar-
Teşkilat Yasası acilen çıkarılmalıdır. 2- Din görevlisinin ücreti makul düzeye getirilmeli, özlük haklan iyileştirilmelidir. 3- Din görevliliği özendirilmeli, kaliteli ve kapasiteli insaniann bu görevi seçmeleri sağlanmalıdır. 4- Tayinlerde mülakat sınavı kaldınlmalı, camiler konumuna göre A, B, C, D olarak gruplandınlmalı, görevlinin kıdem ve diploma gibi objektifkriteriere göre taşradan merkeze doğru ataması yapılmalıdır."
78 1 1. Din Hizmetleri Sempozyumu
ken, görevlilerin kurumla olan ilişkilerinin de daha sağlıklı bir iletişim ortamına kavuşturulması gerekmektedir. Bilhassa kurumun görevlilere sahip çıkması, değer vermesi, haksız, ayırınıcı ve keyfi uygulamalara tirsat vermemesi, tayin, hac ve umre, yurtdışı görevlendirme konularında daha hassas davranılması, bu konularda ilkeli, adaletİi ve hakkaniyetli olabilmek için objektifkriterlerin belirlenmesi gerekmektedir.
3. Motivasyon ve diğer problemlerle ilgili olarak da görevliler, 8.mirlerinden teşvik edici tutum ve davranışlar beklemekte, cezalandırmaktan ziyade mümkün mertebe ödüllendinci bir tavır sergilenmesini istemektedirler. Mesleki başarı ve verim bakımından motivasyonun önemi göz önüne alınırsa, görevlilerin bu husustaki istek ve beklentilerinin haklı olduğu görülecektir. Teşkilat yasasının bir an evvel çıkması hem kurum olarak Başkanlığa, hem de görevlilere daha kaliteli ve verimli bir hizmet verme imkanı sağlayacaktır.
Camiierin ve çevresinin, özellikle de tuvaletlerin temizliği imamların meslek onurlarına yaraşır bir şekilde halledilmelidir. Onların imaj ve saygınlığına zarar veren hususlardan biri de bir manevi lider olarak değil de tuvalet temizlikçisi gibi algılanmış olmalarıdır. Tuvaletlerin temizliği işini, yerel yönetimlere bırakmak suretiyle bu problemin de çözülebileceğini düşünüyoruz.
4. Son olarak iman:ı-hatiplik mesleğinin daha etkin ve fonksiyonel bir statüye kavuşturulması için yeni bir meslekte yükselme ve terfi modelinin geliştirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Mesela, öğretmenler için yapılan yeni düzenlernede olduğu gibi imam, uzman imam ve baş imamlık şeklinde bir yükselme ile çevreden merkeze doğru bir tayin sistemi uygulanabilir. Bunun için gerekli kriterler belirlenerek mesleğe özendirici tedbirler alınabilir. Böylece görevlilerin ekonomik ve sosyal statüleri daha iyi hale gelirken mesleğe de olumlu bir imaj ve saygınlık kazandırılmış olacaktır. Bu da imamların hem moral-motivasyonunu, hem din_hizmetlerindeki kalite ve verimliliğini artıracaktır.
Oturum Başkanı - Doç. Dr. Habil Şentürk hocamıza çok teşekkür ediyorum; bizi problemin özüyle karşı karşıya getirdi. Yani, teşkilatımızın ana gövdesini oluşturan takriben 70 bine yakın kitlenin psikolojik olarak kendisini nasıl algıladığı, kurumuna nasıl baktığı, halkla ilişkileri nasıl değerlendirdiği konusunda bence son derece önemli hususların altını çizdi. Ama şunu ifade etmek istiyorum: Diyanet İşleri Başkanlığımiz yine son yıllarda bu problemleri tespit ederek bunları çözme yolunda birtakım adımlar atmıştır. Mesela, iletişim konusunda programlara bölümler ilave edilmiştir. Önümüzde yapılacak çalışmalarda da bilhassa personel rejiminin objektif kriteriere oturtulması yönünde ciddi bir çalışma ortaya konulacaktır. Süresi ne kadar olur bilmiyorum. Aynı zamanda müftülük yönetimiyle ilgili de akademisyen arkadaşlarımızla birlikte önemli çalışmalar yapılacaktır. Bıinu da burada ifade etmek istiyorum.