writing of the another language with the ottoman alphabet: greek example

14
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 9/9 Summer 2014, p. 799-812, ANKARA-TURKEY OSMANLI ALFABESİYLE BİR BAŞKA DİLİN YAZIMI: RUMCA ÖRNEĞİ * Gökhan ÖLKER ** ÖZET Oğuz Türkçesinin, Azerbaycan Türkçesi ile birlikte ikinci devresini meydana getiren Osmanlı Türkçesi, Arap alfabesine dayanan ve otuz bir harften oluşan Osmanlı alfabesi ile yazıya aktarılmaktadır. Ancak Osmanlı alfabesi hiçbir zaman Türkçeyi tam anlamıyla karşılayamamıştır. Bilhassa ünlü sistemindeki yetersizlik ve aynı ses için gereğinden fazla harf kalabalığı bu alfabenin öğrenimini ve öğretimini her zaman zorlaştırmıştır. Tanzimat ile başlayan alfabe tartışmaları günümüzde dahi hâlâ sürmektedir. İç ve dış etkenlerden dolayı alfabe üzerinde yapılan veya yapılmaya çalışılan değişiklikler bu tartışmaların daha uzun bir süre devam edeceğini göstermektedir. Biz günümüzdeki tartışmaları bir kenara bırakarak Osmanlı alfabesi üzerindeki tartışmalara farklı bir pencereden bakmak istiyoruz. Osmanlı alfabesinin ünlü sisteminin zayıf olduğu ve bir ünsüz ses için gereğinden fazla harf bulunduğu eleştirilerinin bir noktada sağlamasını yapmak için aynı alfabenin farklı bir dile uygulanmasını ele alıp inceleyeceğiz. Bu araştırma Osmanlı devleti sınırları içerisinde Türkçeden sonra belki de en çok konuşulan dil olan Rumca üzerine olacaktır. Bunun yanı sıra Osmanlı devleti sınırları içerisinde Osmanlı alfabesiyle kaleme alınmış Rumca metinler için okuma anahtarı da ortaya konmuş olacaktır. Önce Osmanlı devleti içerisindeki Rumlar ve Rumca eğitimi üzerinde durulacaktır. Daha sonra on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı alfabesiyle kaleme alınmış bir ders kitabı ile dört manzum sözlük ayrıntılı olarak ele alınıp Rumca kelimelerin nasıl yazıldığı ve Rum harflerinin Osmanlı alfabesiyle nasıl karşılandığı ortaya konulacaktır. Bu arada da Osmanlı alfabesinin Rumca harfleri karşılamadaki yeterliliği tespit edilecektir. Anahtar Kelimeler: Osmanlı alfabesi, alfabe tartışmaları, manzum sözlük, Osmanlı’da Rumlar * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir. ** Yrd. Doç. Dr. Konya Necmettin Erbakan Ün. Ahmet K. Eğitim Fak. Türk Dili ve Ed. Eğt. El -mek: [email protected]

Upload: konya

Post on 27-Feb-2023

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014, p. 799-812, ANKARA-TURKEY

OSMANLI ALFABESİYLE BİR BAŞKA DİLİN YAZIMI: RUMCA ÖRNEĞİ*

Gökhan ÖLKER**

ÖZET

Oğuz Türkçesinin, Azerbaycan Türkçesi ile birlikte ikinci devresini

meydana getiren Osmanlı Türkçesi, Arap alfabesine dayanan ve otuz bir harften oluşan Osmanlı alfabesi ile yazıya aktarılmaktadır. Ancak

Osmanlı alfabesi hiçbir zaman Türkçeyi tam anlamıyla

karşılayamamıştır. Bilhassa ünlü sistemindeki yetersizlik ve aynı ses

için gereğinden fazla harf kalabalığı bu alfabenin öğrenimini ve

öğretimini her zaman zorlaştırmıştır. Tanzimat ile başlayan alfabe tartışmaları günümüzde dahi hâlâ sürmektedir. İç ve dış etkenlerden

dolayı alfabe üzerinde yapılan veya yapılmaya çalışılan değişiklikler bu

tartışmaların daha uzun bir süre devam edeceğini göstermektedir. Biz

günümüzdeki tartışmaları bir kenara bırakarak Osmanlı alfabesi

üzerindeki tartışmalara farklı bir pencereden bakmak istiyoruz.

Osmanlı alfabesinin ünlü sisteminin zayıf olduğu ve bir ünsüz ses için gereğinden fazla harf bulunduğu eleştirilerinin bir noktada

sağlamasını yapmak için aynı alfabenin farklı bir dile uygulanmasını ele

alıp inceleyeceğiz. Bu araştırma Osmanlı devleti sınırları içerisinde

Türkçeden sonra belki de en çok konuşulan dil olan Rumca üzerine

olacaktır. Bunun yanı sıra Osmanlı devleti sınırları içerisinde Osmanlı alfabesiyle kaleme alınmış Rumca metinler için okuma anahtarı da

ortaya konmuş olacaktır.

Önce Osmanlı devleti içerisindeki Rumlar ve Rumca eğitimi

üzerinde durulacaktır. Daha sonra on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı

alfabesiyle kaleme alınmış bir ders kitabı ile dört manzum sözlük

ayrıntılı olarak ele alınıp Rumca kelimelerin nasıl yazıldığı ve Rum harflerinin Osmanlı alfabesiyle nasıl karşılandığı ortaya konulacaktır.

Bu arada da Osmanlı alfabesinin Rumca harfleri karşılamadaki

yeterliliği tespit edilecektir.

Anahtar Kelimeler: Osmanlı alfabesi, alfabe tartışmaları,

manzum sözlük, Osmanlı’da Rumlar

*Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu

tespit edilmiştir. ** Yrd. Doç. Dr. Konya Necmettin Erbakan Ün. Ahmet K. Eğitim Fak. Türk Dili ve Ed. Eğt. El-mek: [email protected]

800 Gökhan ÖLKER

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

WRITING OF THE ANOTHER LANGUAGE WITH THE OTTOMAN ALPHABET: GREEK EXAMPLE

ABSTRACT

The Ottoman Turkish that the second half of Oghuz Turkish

forming together with the Azerbaijan Turkish are transcribed by the

Ottoman alphabet which is based on the Arabic alphabet and consisting of thirty-one letters. However, the Ottoman alphabet literally can not to

be enough for Turksih. Especially the vocal system inadequacy and

extra letters for the same sound have been difficult always to the

learning and teaching of this alphabet. The alphabet discussion

starting with the Tanzimat still continues even today. Because of internal and external factors be made or tried to make changes on the

alphabet show that this discussions will continue for a longer period.

We want to look at a different point to discussions on the Ottoman

alphabet leaving aside the present day discussions.

We will examine taking over applying of the the same alphabet on

the different language for to make the control of criticism which vocal system of the Ottoman alphabet is insufficient and there is more than

enough letters for consonant sounds. This research will be on Greek

which has been perhaps the most widely spoken language after Turkish

within the borders of the Ottoman state. Reading key will be set forth in

the for Greek texts were written in Ottoman alphabet in the borders of the Ottoman state.

Before the Greeks in the Ottoman state and Greek education will

be emphasized. Later it will be manifested how the Greek words were

written and Greek letters were responded with Ottoman alphabet by a

textbook with a four-verse dictionary was written in the nineteenth

century with Ottoman alphabet were scaned in detailed. Meanwhile, the adequacy of the Ottoman alphabet will be determined inwhich

responding to Greek letters.

Key Words: Ottoman alphabet, alphabet discussions, verse

dictionary, Greeks in the Ottoman

Osmanlı’da Alfabe Meselesi

Oğuz Türkçesinin, Azerbaycan Türkçesi ile birlikte ikinci devresini meydana getiren

Osmanlı Türkçesi, Arap alfabesine dayanan ve otuz bir harften oluşan Osmanlı alfabesi ile yazıya

aktarılmaktadır. Ancak Osmanlı alfabesi hiç bir zaman Türkçeyi tam anlamıyla karşılayamamıştır.

Bilhassa ünlü sistemindeki yetersizlik ve aynı ses için gereğinden fazla harf kalabalığı (“s” için ث

.gibi) bu alfabenin öğrenimini ve öğretimini her zaman zorlaştırmıştır ظ ض ز ذ z” için“ ;ص س

Osmanlı devleti dünya devletlerine nispeten her alanda güçlü iken alfabe ile ilgili sıkıntılar

dile getirilmemiştir. Ne zaman ki Avrupa devletleri Osmanlı devletinin önüne geçmeye başlamış ve

buna paralel olarak da Avrupa halkları arasında okuryazarlık oranı artmış, işte o zaman bilhassa

Avrupa’yı gören Osmanlı aydınları bizde bir şeylerin ters gittiğini düşünmeye başlamışlardır.

Avrupa’daki okuryazar oranının fazlalığını, dönemin birçok aydını bizdeki alfabenin zorluğuna

bağlamıştır. Birçok araştırmacı alfabe tartışmalarını Münif Paşa ile başlatmaktadırlar. Münif

Paşa’nın 1862 yılında Cemiyet-i İlmiyye-i Osmaniyye’de yaptığı konuşma alfabenin yetersizliği ile

Osmanlı Alfabesiyle Bir Başka Dilin Yazımı: Rumca Örneği 801

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

ilgili ilk tespit olarak ele alınmaktadır.1 Tanzimat gazeteleri üzerine araştırma yapan Ölker bu

konunun daha önce de dile getirildiğini söylemektedir. “Ahmed Cevdet Paşa Kavaid-i Osmaniyye

(1851) adlı eserinde alfabe sorununa işaret etmiştir. Encümen-i Dâniş (1851) harflerin ıslahı için

kararlar almıştır. Alfabe sorununa Cemiyet-i İlmiyye-i Osmaniyye’de 1862 yılında Münif Paşa da

değinmiştir. Münif Paşa buradaki konuşmasında Avrupa’daki okuma-yazma oranının çok oluşunu

kolaylığa bağlamakta, bizde de bu oranın arttırılabilmesi için hareke sistemini uygulamak ve

harfleri bitiştirmeden birbirinden ayrı yazmak gerektiğini söylemektedir. Birinci yöntemi

uygulamak güç olduğu için ikincisini tercih etmenin uygun olacağını belirtmektedir. Cerîde-i

Havâdis’in 1840 yılında basılmış 5. sayısındaki yazıda harfleri bitiştirmeden yazmakta oldukları

için Avrupa’daki okuryazar oranının çokluğuna işaret edilmiştir. Ahmet Cevdet Paşa’dan da,

Encümen-i Dâniş’ten de, Münif Paşa’dan da çok daha önce İstanbul’da basılan bir gazetede,

Cerîde-i Havâdis’te, 1840 yılında bu görüşler aktarılmıştır. Daha önce 1839’da Paris’teki Le Sieclé

gazetesi Ceride-i Havadis’te yer alan yazı dili ile konuşma dili arasındaki farkın azaltılması

meselesini işlemiştir. Tanzimat aydınları ve yöneticileri de reformların halk tarafından iyi

anlaşılabilmesi için dile önem vermiştir. Cerîde-i Havâdis’i çıkaran Churchill’in Le Sieclé’da çıkan

yazıyı görmüş olması muhtemeldir. Aslında Osmanlı aydınının dil ve alfabe meselesiyle ilgili

düşüncelerinin Avrupa tarafından ya da Osmanlı sınırlarında yaşayan gayr-i müslimler tarafından

da tartışılmış olduğu, çözümü üzerinde ortaya atılmış görüşleri çok daha önce düşünmüş oldukları

görülmektedir.” (Ölker 2013: 2026).

Cumhuriyetin ilanından sonra dil konusunda tartışmalar daha çok imla ve alfabe üzerine

yoğunlaşmıştır. Osmanlı devletinin son yüzyılında başlayan alfabe tartışmaları, yazı devriminin

yapıldığı 1928’e kadar sürmüştür (Akalın 2002: 27).

Günümüzde dahi hâlâ alfabe tartışmalarının sürmesi, iç ve dış etkenlerden dolayı alfabe

üzerinde yapılan veya yapılmaya çalışılan değişiklikler bu tartışmaların daha uzun bir süre devam

edeceğini göstermektedir. Bu konuda Nurettin Demir ve Emine Yılmaz “Bitmeyen Öykü: Alfabe

Tartışmaları” adı altında genişçe bir rapor hazırlayarak günümüz alfabe tartışmacılarının

dikkatlerine sunmuşlardır (Demir-Yılmaz 2014).

Tüm bu tartışmaların ışığında Osmanlı alfabesinin ünlü sisteminin zayıf olduğu ve bir

ünsüz ses için gereğinden fazla harf bulunduğu eleştirilerinin bir noktada sağlamasını yapmak için

aynı alfabenin farklı bir dile uygulanmasını ele alıp inceleyeceğiz. Bu araştırma Osmanlı devleti

sınırları içerisinde Türkçeden sonra belki de en çok konuşulan dil olan Rumca üzerine olacaktır.

Bunun yanı sıra Osmanlı devleti sınırları içerisinde Osmanlı alfabesiyle kaleme alınmış

Rumca metinler için okuma anahtarı da ortaya konmuş olacaktır. Rumcada toplam 24 harf vardır.

Bunlardan yedisi ünlü, 17’si ünsüz harftir. Bunların dışında beşi ünlü olmak üzere toplam 12

birleşik harf vardır. Bu çalışmada bu kadar harf kalabalığının Osmanlı alfabesiyle nasıl karşılandığı

tespit edilecek ve bu metinler okunurken karşılaşılan zorluklar anlatılacaktır. Asıl konuya

geçmeden önce Osmanlı devletindeki Rumlar ve Rumca eğitimi üzerinde biraz durmakta fayda

vardır.

1 Geniş bilgi için bk. Şükrü Haluk Akalın (2002), Atatürk Döneminde Türkçe ve Türk Dil Kurumu, Türk Dili ve

Edebiyatı Dergisi, TDK Yayını, S. 607, s. 1-58; Kâmile İmer (1976), Dilde Değişme ve Gelişme Açısından Türk Dil

Devrimi, Ankara, TDK Yayınları; Zeynep Korkmaz (1963) Türk Dilinin Tarihi Akışı Işığında Atatürk ve Dil Devrimi,

AÜ DTCF yayınları: 147, Ankara 1963, IX+85 s.; Geoffrey Lewis (2007),Trajik Başarı,Türk Dil Reformu, İstanbul,

Paradigma Yayınları, 257 s. (çev. Mehmet Fatih Uslu, ); Nurettin Gülmez (2006), Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Harfler

Üzerine Tartışmalar, Alfa Aktüel Yayınları, İstanbul.

802 Gökhan ÖLKER

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

Rumlar ve Rumca Eğitimi

Rum sözcüğü etimolojik ve tarihsel kullanılışıyla Roma’dan kaynaklanmıştır. Bu sözcük

"Roma İmparatorluğu", "Roma İmparatorluğunda yaşayan kimse", "Romalı", "Arap ilinden başka

ilden olan kimse", "Anadolulu", "Osmanlı" gibi anlamların karşılığı olarak kullanılmıştır. Eskiden

Anadolu’ya Diyar-ı Rum; yani Roma Ülkesi denirdi. Örneğin Celaleddin-i Rumi, Anadolulu

Celaleddin demekti."Rum Selçukluları (Anadolu Selçukluları)" ve "Rumeli (Osmanlı Devleti'nin

Avrupa'daki toprakları)" gibi. Rumluk ırki birlikten yoksundur. Çeşitli kavimler dinleri bakımından

"Rum" adıyla anılmışlardır. Mezhep bakımından Sırplar, Bulgarlar ve Ulahlar Ortodoks

olduklarından Rum Cemaati (Rum milleti) kabul edilmişlerdir. Onların yaşadığı Balkan toprakları

da Türkler tarafından "Rumeli" olarak adlandırılmıştır."Yunan olmak" ve "Rumluk" aynı şey

değildir. Yunanlık Kuzey Yunanistan ve Mora çevresiyle sınırlıdır. Buna karşın daha geniş bir

anlamı olan Rumluk, bir toplum ve ülkeler anlayışını ifade eder. Batı Anadolu, Adalar (Kıbrıs

dâhil) ve Rumeli Yarımadası gibi daha geniş bir alan, Rumlukla ilgilidir.

Rumlar, Anadolu'daki Bizans (Doğu Roma) egemenliğinden sonra, Yunan dilini ve

Ortodoks Hıristiyanlığı benimsemiş eski Anadolu uygarlıklarının kalıntıları olan çeşitli halklardan

meydana gelmektedir. Tarihçi İsmail Hami Danişmend'in bu konudaki değerlendirmesi ise

şöyledir: "Yunanlık fikri, Rumluk fikriyle başlamıştır. Kuzey Yunanistan ile Mora çevresinde

sınırlı olan Yunanlığa mukabil Batı Anadolu, Adalar ve Rumeli'nin çeşitli taraflarına yayılmış olan

Rumluk daha geniş bir camiadır; her ikisi de ırki birlikten tamamıyla yoksundur; bütün Rum-

Yunan toplumu bir mezhep ve dil birliğinden ibarettir. Bilhassa mezhep bakımından ilk zamanlarda

Sırplarla, Bulgarlar ve Ulahlar bile Rum toplumuna mensup sayılmıştır. Buna göre; Yunanlar,

Ortodoksluk mezhebine mensup Yunan olmayanlara da sahip çıkarak, güçlerini aşan bir davayı

sürdürmeye çalışmaktadırlar. Çapı büyük Rumluk ve Bizans hülyası tarihi gerçeklere göre 1821'de

Balkanlarda -özelikle Romanya'da- akamete uğramış, Yunan isyanı ile mevzileşerek Yunanistan ve

bazı Ege adalarında Yunanlık düşüncesine dönüşmüştür. Bizans, Yunan olmaktan uzak, özellikle

Anadolu kavimlerinin Hıristiyanlık potasında yoğrulmasıyla meydana gelen bir devlettir ki,

Anadolu uygarlığını ifade eder. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Rum Tarih:03.07.2014).

Osmanlı Devletinde Müslüman olmayanların Anadoludaki yerleşmeleri genel olarak şu

şekildeydi: Rumlar kuzey ve batı yanda, deniz kıyısı vilayetlerinde bulunmaktaydılar. Yahudiler

Batı Anadolu kentlerindeydi. Ermeniler Doğu Anadolu’daydı ama iç kesimlere de dağılmış

durumdaydılar. Doğuda daha küçük hristiyan topluluklar da (Süryanî, Nesturî vd.) vardı

(McCarthy, 1998: 14).

Osmanlı Devleti’nin azınlıklara tanıdığı serbestlik çerçevesinde kendi dillerinde eğitim

yapma hakkının verilmesinden yararlanan Rumlar da kendi kiliselerini kurmuşlar ve kendi eğitim-

öğretim kurumlarını açmışlardır. Bu kurumlar dinî niteliği ağır basan bir eğitim düzenini

benimsemişler, dolayısıyla da kiliselere bağlı kurumlar hâlinde teşkilatlanmışlardır. Zamanla da bu

kurumlar örgün eğitim-öğretim kurumu hâline getirilmişlerdir. Bir süre bu şekilde devam ettikten

sonra Osmanlı Devleti’nin parçalanması yönünde planlar tatbik eden Batılı devletlerin güdümüne

girmeye başlayan bu eğitim kurumları, buna bağlı olarak da ilgili devletlerin siyasi amaçları

doğrultusunda Osmanlı Devleti aleyhine olan her türlü faaliyette yerlerini almışlardır (Polat, 1986:

440). Örneğin, Mondros Mütarekesi’nin takibinde Rum faaliyetlerinin teşkilatlandırılmasında

Fener Rum Patrikhanesi, metropolitlikler, papazlar ve kiliselerin rolü büyük olmuştur. Özellikle

Karadeniz Bölgesi’ndeki Pontusçu çetelerin desteklenmesinde metropolit ve papazlar aktif rol

oynamışlardır (Kılıç, 2011: 492).

Tanzimat’ın getirdiği yasal değişikliklerden yararlanarak Rumlar, söz konusu dönemde

Tanzimatın “eğitim yoluyla Osmanlılık” politikasından özellikle kaçınmışlardır. Heybeliada’da

papaz yetiştirmek amacıyla bir Ortodoks İlahiyat Okulu kurmuşlardır. Patrikhane, bu okulda papaz

Osmanlı Alfabesiyle Bir Başka Dilin Yazımı: Rumca Örneği 803

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

görünüşlü ihtilâlciler yetiştirip bunları yurdun en ıssız yerlerindeki Rumlar ile yüzyıllardır

Türkçeden başka dil bilmeyen Ortodoks azınlıklar arasına göndererek Türk düşmanlığı yapmış,

“Büyük Yunanistan” ülküsünü geliştirmeye çalışmıştır (Büyükkarcı, 2003: 25).

Çoğunluğu Türkçe konuşan Orta Anadolu Rum cemaatlerinin ortaokul öncesi Rum

okullarının müfredatlarını inceleyen Augustinos, Yunancaya verilen önemi göz ardı edememiş ve

bu durumu şöyle yorumlamıştır: “İletişimsel ve kültürel değeri açısından Yunancaya verilen önem

çok doğaldı belki ama bu durum esas itibarıyla Türkçe konuşan Kapadokya halkı açısından bir

başka anlam taşıyordu. Yunanca öğrenimi hem dinsel gereksinimleri karşılıyor hem de bireylerin

etnik grup içerisinde kalmasını sağlıyordu.” (Augustinos, 1997: 273). İlerleyen kısımlarda Türkçe

öğrenmeyi sadece ekonomik bir gereklilik olarak gösteren yazar büyük Yunan hayalinin

gerçekleşmesi yolunda atılan bir adım olan Yunanca öğrenmeyi etkileyici ve bütünleştirici olarak

ele almaktadır.

Ayrıca maddî imkânları iyi olan Rum aileler çocuklarını yurt dışına eğitime

göndermekteydiler. Bilhassa İtalya üniversitelerine gönderilen bu gençler, felsefe, tıp gibi ilim

dallarında eğitim gördükleri gibi, bir yabancı dili de mükemmel şekilde öğrenmekteydiler.

Türklerin yabancı dil öğrenimini uzun süre ihmal etmeleri ve Avrupa üniversitelerinde yetişen Rum

gençlerin yabancı dil bilmeleri sonucunda Rumlar, Osmanlı Devleti’nin dış işlerinde etkili hâle

gelmişlerdir. Bu durum onların Osmanlı diplomasisinde güçlerini iyice arttırmıştır. Bu ise ilerde

Osmanlı Devleti’nin aleyhine olacaktır (Tosun, 1998: 4).

Osmanlı Alfabesiyle Rumcanın Yazımı

Tüm bu sebeplerden dolayı Osmanlı devleti içerisinde yabancı dil olarak Arapça ve

Farsçadan sonra en çok yazılı malzeme ortaya konulan dil hiç şüphesiz Rumca olmuştur. Gazeteler,

dergiler ders kitapları, sözlükler vb her türlü yazılı üründen bolca örnek vardır. Biz de buradan

hareketle bir yazı dilini temsilen bir Rumca öğretim ders kitabını ve konuşma dilini de temsilen

dört manzum sözlüğü çalışmamıza esas aldık.

Ders kitapları bilindiği üzere yazı dilini temsil eder. Çünkü ortak bir ağız etrafında halkı

bütünleştirmeyi hedefleyen yazı dili, bu hedefine ulaşabilmek için dilde belirli bir standardı

belirlemek zorundadır. Bu belirlediği standardı hedef kitleye ulaştırmanın ve bu standardı hedef

kitleye öğretmenin en etkili yolu örgün eğitimden geçer. Bu yüzden de ders kitaplarının esas aldığı

dil tam anlamıyla bir yazı dilidir.

Yazı dilini temsilen çalışmamıza esas aldığımız Usul-i Lisan-ı Rumi (ULR) Aleksandır

Konstantinidi Paşa tarafından 1892 yılında maarif nezaretinin izniyle, mekâtib-i şahaneye devam

eden çocuklara Rumca öğretmek üzere ders kitabı olarak bastırılmıştır. Osmanlı sahasındaki

Rumcanın yazı dili olarak kullanımı hakkındaki bilgileri buradan alacağız.

Geçmiş zaman içerisinde yaşayan insanların konuşma dilini tespit etmek çok zordur.

Günümüz teknolojisini olmadığı zamanlarda sözün tek kalıcılık kazandığı yer yazılı ürün ve

anonim hafızadır. Anonim hafıza bireyden bireye her aktarılışında bir takım değişikliklere uğrama

olasılığı ile karşı karşıyadır. Oysa yazılı ürün, yazıldığı andaki gibi kendini muhafaza eder. Yazılı

ürünler arasında ağız özelliklerinin bolca yansıdığı yerlerden biri de manzum sözlüklerdir.

Yabancı bir dili şiirle öğretmek, şiirin akılda kalıcılığı nedeniyle eskiden popüler bir öğretim

yöntemi olarak görülür ve eğitim kurumlarında uygulanırdı. Ancak manzum sözlükler herhangi bir

kaynaktan faydalanmadan doğrudan yazarın hafızasına dayalı olarak oluşturulduğu için kelimeler

asli halleri ile değil de yazarın kullandığı halleriyle karşımıza çıkar. Bu da esere ağız özelliklerin

yansıdığın gösterir. Yani manzum sözlüklerde galat-ı meşhur lûgat-i sahihden çoktur.

804 Gökhan ÖLKER

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

Osmanlı sahasında yazılmış ve konuşma dilini temsilen çalışmamıza esas aldığımız dört

manzum sözlük şunlardır:

a. Bunlardan ilki 1783 yılında müellifi belli olmayan Tuhfe-i Rumi (TR), İstanbul’da

Yusufyan Han matbaasında basılmıştır. Otuz sayfadan oluşmaktadır. İlk sayfada sonradan

eklendiği belli olan bir konu fihristi ve daha sonrada bir mensur mukaddime vardır.

b. İkincisi ise 1797 yılında Hanyalı Nuri tarafından Girit’te kaleme alınan ve iki

parçadan oluşan Lügat-ı Manzume-i Nuriye (LN)’nin birinci parçası asıl sözlük ikinci

parçası ise bu sözlüğe zeyl şeklindedir. Her iki kısımda da manzum mukaddime vardır.

Toplam 881 beyitten oluşan uzunca bir sözlüktür. Yer yer Girit Rumcasının özelliklerini

göstermektedir2.

c. 1817 yılında Fevzi Kisedarzade tarafından taş baskı yapılan Tuhfetü’l-Uşşāk (TU)

ise toplam 24 sayfadan oluşmaktadır. Nerede basıldığı belli değildir. Ege tarafından (büyük

ihtimalle İzmir) olduğu tahmin edilmektedir. 19 beyitlik bir giriş, 13 kıta, 3 muhammes ve

bir de tarih beytinden oluşan eserde sayfalar herhangi bir kurala bağlı kalmaksızın değişik

sayıda satırlardan oluşmaktadır3.

d. Son olarak da 1875 yılında Abdülvehhâb Zârî tarafından yazılan ve İstanbul’da

basılan Manzume-i Vehbi (MV)’ yi esas alacağız. Manzum bir girişle başlayan eser toplam

48 sayfadır. Son sayfada kısaca Rum alfabesi tanıtılmaktadır. Rumca kelimeler harekeli

Türkçe kelimeler harekesiz olarak yazılmıştır.

Rumcada müstakil harfler yirmi dört tanedir. Bunlardan yedisi ünlü on yedisi ünsüz

harflerdir. Bunların yanında birleşik harfler de vardır. Bazı ünlüler bir araya gelerek tek sesi

karşılar. Aynı şekilde bazı ünsüz harfler de yanyana geldiklerinde okunuşlarında değişiklik

meydana gelir. Birleşik harflerle ilgili olarak çalışmanın sonunda genel bir değerlendirme

yapacağız. Asıl konumuz olan asli harflerin Osmanlı alfabesiyle nasıl karşılandığını bütün harfleri

tek tek ele alarak göstermeye çalışacağız.

A/α: Alfa harfi Usul-i Lisan-ı Rumi’de (ULR) medli elif ile gösterilmekte ve fetha-i sakile

olarak değerlendirilmektedir. Türkçedeki “طار” kelimesindeki elif “ا” gibi telaffuz olunur

denilmektedir. Manzum sözlüklerde ise alfa harfi birden çok harf ve hareke denilen işaretlerle

karşılanmaktadır. Asli olarak elif “ا” veya medli elifle “آ” ile karşılanan bu harf metin harekeli ise

yatık veya dik fetha ile karşılanma yoluna gidilmektedir. آيوس άγιος “aziz” (MV), پانايا Παναγία

“Meryem” (LN), خرتي xαρτί “kağıt” (LN), ٽالسه θάλασσα “deniz” (TR), اٽروپوس άνθρωπος (insan)

(TU).

Bunların yanında alfa harfinin metinlerde bazen ayın “ع” bazen de he “ه” ile karşılandığı

olmaktadır. Ayın harfine kelime başında rastlanırken he harfine kelime ortasında ve kelime

sonunda rastlanmaktadır. رام كتس ,Αβραάμ “ibrahim” (LN) عو قره وي ,Ασκητής “evliya” (TU) عٽ καράβι “gemi” (TR), ده .σαράντα “kırk” (LN) صاران

Β/ β: Vita harfi bütün eserlerde vav “و” harfiyle karşılanmaktadır. Bu harfin okunuşunda

herhangi bir sıkıntı yoktur. Ancak alfa “α”, epsilon “ε” ve yota “ι” harflerinden sonra gelen ipsilon

“υ” harfi bazen “v” bazen de “f” şeklinde okunur. Bu kuraldan dolayı kelimenin aslı vita harfiyle

mi yazıldı yoksa ipsilon harfinin telaffuzundan kaynaklanan bir “v” midir, tespit etmek oldukça

2 Geniş bilgi için bk. Gökhan Ölker, Lugât-ı Manzûme-i Nûriye Berây-ı Terceme-i Lisân-ı Rumiye Üzerine, Turkish

Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 8/9 Summer

2013, p. 2007-2019, ANKARA-TURKEY 3 Geniş bilgi için bk. Gökhan Öker, Rumca-Türkçe Manzum Sözlük Tuhfetü’l-Uşşāk, Turkish Studies, International

Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009.

Osmanlı Alfabesiyle Bir Başka Dilin Yazımı: Rumca Örneği 805

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

güçtür. Çünkü manzum sözlüklerde söyleyiş ön plana çıkar ve yazıya da o şekilde aktarılır. Yani

her iki durumda da “v” sesi vav harfiyle karşılanır. ويزي βυζί “meme” (MV), ليا ”βιβλία “kitap وو

(TR), پرواطو πρόβατο “koyun” (TU), يا .αυγά “yumurta” (TU) آوغه ,βοριά “poyraz” (LN) وور

Γ/ γ: Gama harfi üç türlü yazılmaktadır: Kalın sıradan ünlü bir harfin önünde veya birkaç

harf istisna olmak üzere ünsüz harflerin önünde olursa gayın “غ” harfiyle yazılmaktadır. اغورى

αγόρι “oğlan” (MV), آوغه αυγά “yumurta” (TU), پالغو πέλαγο “engin” (LN), غونا γούνα “kürk”

(ULR).

Gama ince sıradan ünlü bir harfin önünde olursa ye “ى” harfiyle yazılmaktadır. يرون γέρον

“ihtiyar” (TR), توس .γίγας “dev” (ULR) ييغاس γέλιο “gülüş” (LN) يليو ,γύφτος “çingân” (MV) يف

Son olarak da gama harfinin yan yana veya kapa “κ”, harfinin önünde yazılması

durumunda nun “ن” ve kef “ك” harfleri veya sağır kef “ك” harfi ile; ksi “ξ” ve hi “χ” harflerinin

önünde yazılması durumunda ise sadece kef “ك” harfi ile karşılandığı görülmektedir. اككيرا ἄγκυρα

“gemi demiri” (ULR), عن كلوس άγγελος “melek” (TU), آكهيتيا αγχιστεία “dünürlük” (ULR), كلوس آن άγγελος “melek” (MV), سالپينكس σάλπιγξ “tronpete” (ULR).

Δ /δ: Delta harfi ULR’de peltek z “ذ” ile gösterilmektedir. Ancak manzum sözlüklerde

peltek z’nin yanı sıra je “ژ”, dâl “د”, ze “ز” ve zı “ظ” ile de yazımına rastlanmıştır. ذيذو δίδω

“verdim” (ULR), ذي كا δίκα “Hak” (LN), ژيكو δίκo “Hak” (MV), دآسقلوس δάσκαλος “hoca” (TR), پوزا πόδια “ayak” (TU), ظود δόντι “diş” (TU).

Ε /ε: Epsilon harfi ULR’de elifle gösterilmekte ve fetha-i hafîfe olarak

değerlendirilmektedir. Manzum sözlüklerde elif “ا”, fetha “ ” ve he “ه” ile gösterilmekte bazen de

hiç bir işaret kullanılmamaktadır. ئه نا ένα “bir” (LN), هرى χέρι “el” (TU), اله دو έλα εδώ “gel berü”

(TR), قافه καφές “kahve” (LN).

Osmanlı alfabesinde çoğu zaman a/e ayrımı yoktur. Her ikisi için de kullanılan işaretler

birçok metinde aynıdır. Yer yer kalın ünsüz harflerden yola çıkılarak bu ayrım yapılmaya çılışılsa

da bu her zaman mümkün olmamaktadır. Ayrıca alfa “α” ve yota “ι” harfleri birleşerek söyleyişte

epsilondan farklı olmayarak “e” sesine karşılık gelirler. Osmanlı alfabesiyle yazılmış Rumca bir

metindeki kelimede geçen “e” sesinin karşılığının epsilon mu yoksa alfa/yota birleşik harfi mi

olduğunun tespiti neredeyse imkansızdır. Bu sebeplerden dolayı metin okunurken kelimelerin

Rumca sözlüklerden bulunarak sağlamasının yapılması oldukça zor bir iştir.

Ζ/ ζ: Zita harfi Osmanlı alfabesindeki ze “ز” harfi gibi okunur ve bu harfle gösterilir.

Metinlerde de daima ze harfiyle gösterilen zita harfinin tek karışıklığa yol açtığı yer yukarıda da

bahsedildiği gibi delta harfinin bazen ze harfiyle yazılması bazen de sigma “σ” harfinin bazı

durumlarda okunuşta z sesi vermesi ve bunların yazıda gösterilmesidir. Kelimenin asli yazımında

zita harfi varsa metinlerde daima ze harfiyle gösterilmiştir. تو زتيانوس ,ζεστό “sıcak” (MV) زس

ζητιάνος “dilenci” (TR), زاخر ζάχαρη “şeker” (TU), زارا Ζάρα “baykuş” (LN).

Η/η, Ι/ι, Υ/υ: Sırasıyla ita, yota ve ipsilon harfleri kesre-i hafîfe olarak değerlendirilmekte

ve Osmanlı alfabesinde ye “ى” harfiyle beraber bazen dik kesre bazen de yatay kesre ile

gösterilmektedir. Rumcada “ı” sesi yoktur böylece esre ile veya ye harfiyle yazılmış bütün ünlüleri

i okunmalıdır. Ancak Osmanlı alfabesiyle yazılmış Rumca bir metni okurken en çok zorluk

çıkartan ses yine “i” sesidir. Çünkü Rumcada “i” sesini karşılayan üç asli üç de birleşik olmak

üzere toplam altı harf/harf bileşeni vardır. Bu harflerin kullanımına göre söyleyişte aynı olan bir

kelimenin anlamı değişebilmektedir. Bu yüzden de metnin sağlıklı bir kontrolünü yapmak çok zor

bir iştir. Hele de bu metin söyleyişi ön plana çıkaran ve kelimenin imlasında birçok hata yapan

manzum sözlükler olursa iş daha da zorlaşmaktadır. آسته ى ασθένειες “hasta” (TR), پستى πίστη

806 Gökhan ÖLKER

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

“iman” (LN), اپ سوي س αψευδής “doğru söz” (TU), ليا دلى ,βιβλία “kitap” (TR) وو ”δαχτυλίδι “yüzük دخ

(TU), آغورى αγόρι “oğlan” (MV), لژى يا ,κλειδί “anahtar” (TR) ق .κοιλία “karın” (MV) كل

Ayrıca Türkçede sıkça gördüğümüz bir ses hadisesi olan ünlü türemesi de manzum

sözlüklerin söyleyişi esas almasından dolayı Rumca kelimelerde de karşımıza çıkmaktadır.

Bilhassa Türkçenin yapısına uymayan ikiz sessiz harfle başlayan kelimelerde kelimenin başına

ve/veya ikiz sesin arasına bir ünlü getirilmektedir. Bu da kelimenin özgün halini bulmakta oldukça

zorluk çıkarmaktadır. پسهى ψυχὴ “can” (MV), تى .ψεύτη “yalancı” (TR) اپ سف

Son olarak da “i” sesiyle ilgili söyleyeceğimiz şudur: Bilindiği üzere Rumcadaki

kelimelerde cinsiyet ayrımı vardır. Yani Rumcadaki bütün kelimeler ye erkek ya dişi veya üçüncü

cins de denilen nötrdür. Kelimeler çekime girerken bu özelliklerine göre kullanılırlar. Ayrıca her

kelimenin cinsiyetini belli eden gramatikal takılar vardır. Bunlar mensur sözlüklerde kelimenin

sonunda ve kelimeden ayrı olarak gösterilir. Manzum sözlüklerde ise kelimeler verilirken bu takılar

çoğu zaman dikkate alınmaz. Fakat bazen cinsiyet takısı da kelimenin önüne getirilerek birleşik bir

şekilde yazılır. Bu da kelimenin anlamlandırılmasını oldukça güçleştirmektedir. رى مق η μικρή اي

“sıgar” (LN).

Θ/θ: Thita harfi Osmanlı alfabesinde peltek s “ث” ile karşılanmakta ve bu harfin karşıladığı

sese denk gelmektedir. Metinlerde ağırlıklı olarak peltek s ile yazılsa da te “ت” ve tı “ط” ile de

yazıldığı tespit edilmiştir. ثئوس θεός “Tanrı” (MV), ثه اوس θεός “Allah” (ULR), انطر ه پوس άνθρωπος “insan” (TR), آسته نى ασθένειες “hasta” (TR).

Κ/κ: Kapa harfi kalın sıradan ünlülerle yazıldığında kaf “ق” harfiyle, ince sıradan bir ünlü

ile yazıldığında kef “ك” harfiyle gösterilmektedir. Metinlerde de buna riayet edilmiştir. Ancak kef

harfiyle yazıldığı zamanlarda gama harfindeki kef kullanımı ile karışmaktadır. قوپوس κόπος

“zahmet” (ULR), كه روس καιρός “vakit” (ULR), دي س κούρκος قورقوس ,κραστης sâkî” (TU) كراس

“mısır, hindi” (TR).

Λ /λ: Lamda harfi Türkçedeki “l” sesi gibi telaffuz edilip Osmanlı alfabesindeki lam “ل”

harfiyle gösterilir. ماغولو μάγουλο “yanak” (MV), الدى λάδι “zeytin yağı” (TR), ملسا μέλισσα “bal

arısı” (TU).

Μ/μ: Mi harfi Türkçedeki “m” gibi telaffuz edilir ve Osmanlı alfabesinde mim “م” harfiyle

gösterilir. Mi harfi pi “π” harfiyle yan yana yazıldığı zamanlarda bazen ikisi birlikte “b” sesi

verirler. Bu durumda manzum sözlüklerde mi ve pi harfleri gösterilmez kelime sadece “b” harfiyle

yazılır. Bu tarz kelimelerin tespiti çok zordur. مى ”μαύρο “siyah ماورو ,κορμί “Vücut” (MV) قور

(TR), ملى μέλι “bal” (TU), ب الوو μπλαβης “ma’i” (LN).

Ν/ν: Ni harfi Türkçe “n” harfi gibi okunur ve nun “ن” harfiyle gösterilir. Manzum

sözlüklerde de bu şekilde geçer. Ancak manzum sözlüklerin özelliklerinden biri de eser içerisine

yer yer öğretilmek istenen dilde cümleler veya çekimli yapılar serpiştirmektir. Ni harfi vita, pi, fi ve

psi harfleriyle başlayan bir kelimenin önüne gelirse “m” olarak telaffuz edilir. Bu söyleyişte

manzum sözlüklerde aynen yazıya yansır. نرو “su” (MV), فونه روس φουρναρος “hasis” (TR), په نا πένα “kalem” (LN), توم فيلون τον φίλον “dostu” (ULR).

Ξ/ξ: ksi harfi ikiz bir sestir. Osmanlı alfabesinde kaf “ق” ve sin “س” harfleriyle gösterilir.

Metinlerde çoğunlukla buna uyulur.Ancak sin harfi yerine bazı metinlerde sad “ص” harfinin de

kullanımına rastlanır. Ayrıca bazı metinler okunuşta ortaya çıkan kaf ve sin harfi arasındaki ünlüyü

de gösterme yoluna gitmektedirler. Bu da kelimenin tespitini zorlaştırmaktadır. مقصلر ه μαξιλάρια

“yastık” (TR), ذوقسه δόξα (şükür” (TU), سيلو .ξύλο “odun” (TU) قسيلو ,ξύλο “odun” (LN) ق

Ο/ο, Ω/ω: Omikron ve omega harfleri ULR’de top “طوپ” harfindeki vav “و “ olarak

gösterilmekte ve zamme-i sakile-i mebsute olarak değerlendirilmektedir. Osmanlı imlasında kelime

Osmanlı Alfabesiyle Bir Başka Dilin Yazımı: Rumca Örneği 807

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

başında elif ve vav “او” harfleri ile veya sadece elif “ا” harfi ile gösterilmektedir. Eğer metin

harekeli ise zamme kullanılmaktadır. Kelime ortasında ve sonunda ise bazen vav harfiyle

gösterilmekte eğer metin harekeli ise bazen de sadece zamme ile yetinilmektedir. Osmanlı

alfabesinde bir kelimenin aslının omikron ile mi yoksa omega ile mi olduğunu tespit etmek

imkânsızdır. Ayrıca omikron ile ipsilon harflerinin birlikte yazılmasıyla “u” sesi karşılanır. Bu da

metinlerde karşımıza çıkacak sorunlardan biridir. Osmanlı alfabesinde Türkçe metinlerden de

bildiğimiz gibi “o” ve “u” ayrımı yoktur. قسيلو ξύλο “odun” (TU), شيقو σήκω “kalk” (TR), يا فوت φωτιά “ateş” (LN), بانو ,όξινα “ekşi” (LN), άγιος “aziz” (MV) اوق سنا ,τούμπανο “davul” (TU) دون

موال .ουρανί “eflâk” (LN) اورانى ,μούσμουλα “döngel yemişi” (LN) موز

Π/π: Pi harfi Türkçedeki “p” gibi telaffuz olunur ve pe “پ” ile gösterilir. Ancak kelime

ortasında mi harfinin arkasından gelirse “b” şeklinde okunur ve yazıya da be “ب” olarak yansır. Bu

iki sesin kelime başındaki okunuşunu ise yukarıda mi harfinde anlatmıştık. پاتراس πατέρας “peder,

baba” (MV), پونوس πόνος (ağrı” (TR), پستى πίστη “iman” (LN), امبوروس έμπορος “tüccar” (ULR).

Ρ/ρ: Ro harfi Türkçedeki “r” gibi telaffuz edilir ve Osmanlı alfabesinde re “ر” harfiyle ile

karşılanır. Manzum sözlüklerde de bu şekilde kullanılır. راپتيس ράπτης “terzi” (ULR), آغورى αγόρι

“oğlan” (MV), طو πρόβατο “koyun” (TU), خرتي xαρτί “kağıt” (LN).

Σ/σ,ς: Sigma harfi Türkçedeki “s” gibi telefuz olunur ve Osmanlı alfabesinde sin “س”

harfiyle gösterilir. Sigma eğer vita “β”, gama “γ”, delta “δ”, mi “μ” ve ro “ρ” harflerinden birinin

önünde olursa veya bu harflerle başlayan bir kelimeden önce gelirse “z” şeklinde telaffuz edilir ve

bu telaffuz manzum sözlüklerde yazıya yansıtılır. Fakat manzum sözlüklerde sigmayı karşılamak

için bu harflerin dışında sin “س”, ze “ز”, sad “ص” ve şın “ش” harflerinin kullanıldığı da tespit

edilmiştir. “Sad” harfi sadce kalın ünlülerle kullanılırken “sin” harfi hem ince hem de kalın ünlüler

için kullanılabilmektedir. “ze” harfinin kullanımı yukarıda açıklandığı gibidir. “şın” harfi ise

bilhassa ağız özelliği olarak göze çarpmaktadır. Bilhassa Girit Rumcasının klasik özelliklerinden

biri olan ش < س değişimi Girit’te yazılmış eserlerin yanında diğer eserlerde de kendini

göstermektedir. سالوس σάλος “salıntı” (ULR), تاز ريزاس τὰς ρίζας “kökleri” (ULR), صاغونى σαγόνι

“çene” (MV), آصپورو άσπρο “beyaz” (TR), دا ”σκύλος “köpek سكلوس ,σαράντα “kırk” (LN) صاران

(TU), اشيمى / اسي مي ασήμι “gümüş” (LN), كمو ماز ,σήκω “kalk” (TR) شيقو ,άσχημος “çirkin” (MV) آش μας “bize” (MV), موس .κόσμος “dünya” (LN) قوز

Τ/τ: Taf harfi Türkçedeki “t” gibi telaffuz edilir ve Osmanlı alfabesinde te “ت” ile

karşılanır. Ancak ni harfinden veya ni harfiyle biten bir kelimeden sonra gelirse “d” olarak telaffuz

edilir ve manzum sözlüklerde dâl “د” harfiyle gösterilir. Manzum sözlüklerde taf harfi te “ت”, dâl

harfleriyle gösterilmektedir. “dâl” harfinin kullanımı yukarıdaki kuralın dışında taf ”ط“ ve tı “ د“

harfinin açık hece olduğu durumlarda da ortaya çıkmaktadır. Yani taf harfi, kendisinden sonra bir

ünlü geldiği zaman çoğu yerde te “ت” yerine dâl “د” ile karşılanmaktadır. “tı” harfi ise genellikle

kalın ünlü hecelerde kullanılmaktadır. تاهيس ταχύς “serî‘” (ULR), تين ديمين τὴν τιμὴν “namusu”

(ULR), ميتى μύτη “burun” (MV), لوس يا ,τρελός “deli” (TU) تر يه ,φωτιά “ateş” (LN) فوت φωτιά فود

“ateş” (TU), بانو لى ,τούμπανο “davul” (TU) دون د ,χαρτί “kağıt” (TR) خرطي ,κοντύλι “kalem” (TU) قون

طى .αυτί “kulak” (MV) آف

Φ/φ: Fi harfi Türkçedeki “f” sesine karşılık gelir ve Osmanlı alfabesinde fe “ف” ile

gösterilir. Metinlerde de daima fe “ف” harfiyle karşılanmıştır. Bu harfle ilgili olarak metinlerde

karşılaşılan tek zorluk ipsilon harfinin bazı ünlülerle birleşerek söyleyişte “f” sesini vermesi ve

bunun da metinlere “f” olarak yansımasıdır. فيلوس φίλος “dost” (ULR), پرفتى προφήτη “peygamber”

(MV), فورنو φούρνος “fırın” (TU), تى طى ,ψεύτη “yalancı” (TR) اپ سف .αυτί “kulak” (MV) آف

Χ/χ: Hi harfi Türkçedeki “h “ sesine karşılıktır. ULR’ye göre Osmanlı alfabesinde kalın

sıradan ünlülerle geldiğinde ha “ح” harfiyle, ince sıradan ünlülerle geldiğinde he “ه” harfiyle

808 Gökhan ÖLKER

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

karşılanır. Ancak metinlerde “ha” harfine hiç rastlanmamıştır. Hi harfi ULR dışında incelediğimiz

metinlerde he “ه”, hı “خ”, şın “ش” ve sadece bir kelimede de kef “ك” harfiyle karşılanmıştır. حارا

χαρά “sevinç” (ULR), هينو χύνω “dökerim” (ULR), آهيلى χείλη “dudak” (MV), آخيلى χείλη “dudak”

(TR), دلى كمو ,χήνα “kaz” (LN) شينا ,χέρι “el” (LN) هرى ,δαχτυλίδι “yüzük” (TU) دخ άσχημος آش

“çirkin” (MV), آسكموس άσχημος “çirkin” (TR).

Ψ/ψ: Psi harfi ikiz harflerden biridir. Osmanlı alfabesinde pe “پ” ve sin “س” harfleriyle

karşılanır. Taradığımız metinler de genel olarak buna uymaktadır. Ancak ağız özelliklerinden

dolayı bazen sin harfi yerine şın harfinin de kullanıldığı olmaktadır. Ayrıca manzum sözlüklerde

söyleyişin yazıya yansımasından dolayı pe ve sin harfleri arasında bazen ünlü türemesi meydana

gelmekte ve bu ses bir hareke işaretiyle gösterilmektedir. Ayrıca Türkçede kelime başında çift

sessiz olmadığından psi harfiyle başlayan bir kelimenin başında yine ünlü türemesi olabilmektedir.

تى ,ψυχή “can” (MV) پشهى ,αψευδής “doğru söz” (TU) اپ سويس ,ψαθί “hasır” (LN) پساثى ψεύτη اپ سف

“yalancı” (TR).

Yukarıda her harf için verilen bilgileri Osmanlı alfabesiyle yazılmış Rumca bir metin için

okuma anahtarı haline getirirsek şu şekilde bir tablo çıkmaktadır.

Birinci Tablo: Okuma Anahtarı Rumca alfabe Osmanlı alfabesindeki karşılığı

Yazı dili Konuşma dili

Büyük

Harf

Küçük

Harf

Harfin

Adı

Usūl-i Lisān-ı Rūmî Manzum sözlükler

Α α alfa ا / آ (fetha-i sakîle) ه / ع / ا / آ / dikey fetha /

yatay fetha

Β β vita و و

Γ γ ġama نك/ ڭ / ك /غ / ى ڭ / غ / ى Δ δ ẕelta ظ/ ژ / ز / ذ / د ذ

Ε ε epsilon ا (fethā-i hafîfe) ه / ا / yatay fetha

Ζ ζ zita ز ز

Η η ita ا (kesre-i hafîfe) ي / ا /dikey kesre / yatay

kesre

Θ θ ẟita ط / ت / ث ث

Ι ι yota ا (kesre-i hafîfe) ي / ا /dikey kesre / yatay

kesre

Κ κ ḳapa ڭ / ق ق / ك

Λ λ lamda ل ل

Μ μ mi م م Ν ν ni ن ن

Ξ ξ ḳsi قص/ قس قسى Ο ο omikron و / او (żamme-i sakîle-

i mebsūṭe)

zamme/ او / و

Π π pi ب / پ پ

Ρ ρ ro ر ر

Σ σ/ς sigma ص / ش/ س / ز س

Τ τ taf ط / د / ت ت

Υ υ ipsilon ا (kesre-i hafîfe) ي / ا /dikey kesre / yatay

kesre

Osmanlı Alfabesiyle Bir Başka Dilin Yazımı: Rumca Örneği 809

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

Φ φ fi ف ف

Χ χ hi ه / خ / ش ه / ح Ψ ψ psi اپس/ پش / پس پس Ω ω omeġa و / او (żamme-i sakîle-

i mebsūṭe)

zamme/ او / و

Birleşik Harfler Üzerine

Rumcada bazı harfler belli harflerle yan yana geldiklerinde asli seslerinden farklı olarak

telaffuz edilirler. Biz bunlara birleşik harfler diyoruz. Rumcada yan yana yazılan aynı iki harf tek

ses gibi okunur. Harflerden biri yok hükmündedir. Bu kural sadece gama harfi için geçerli değildir.

Gama harfi yukarıda da anlatıldığı gibi iki kere yazıldığında bazen farklı ses verir. Gama harfi

yukarıda ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bunun dışında Rumcada on iki adet birleşik harf vardır.

Bunların metinlere yansıması, telaffuzda ortaya çıkan sesi karşılayan asli harflerden farklı değildir.

Bu harfler ve okunuşları şu şekildedir:

İkinci Tablo: Birleşik Harfler

μπ ب ب

ντ ن د

αι ا fetha-i hafife ه / ا / yatay fetha

ει ا kesre-i hafife ي / ا /dikey kesre / yatay kesre

οι ا kesre-i hafife ي / ا /dikey kesre / yatay kesre

υι ا kesre-i hafife ي / ا /dikey kesre / yatay kesre

ου و zamme-i sakile-i

makbuze zamme/ او / و

αυ اف / او اف / او ευ اف / او اف / او ηυ ايف / اف / ايو / او ايف / ايو τζ ج ج τσ چ چ

Değerlendirme

Bilhassa Tanzimat döneminde başlayan ve harf devrimiyle son şeklini alan alfabe

tartışmaları, günümüzde de Kur’an-ı Kerim’in Arapça olması sebebiyle Osmanlı alfabesine

atfedilen kutsiyet ve önemden dolayı yer yer karşımıza çıkmaktadır. Biz de bu çalışmada Osmanlı

alfabesindeki ünlü sorununun sadece Türkçeyi yansıtmakta değil, Türkçeden tamamıyla farklı olan

bir dilin ünlülerini de yansıtmadaki yetersizliğini örnekleriyle göstermeye çalıştık.

Gerçekten de birleşik harflerle beraber on iki ünlü harfin Osmanlı alfabesiyle yazılımı tam

bir kargaşa meydana getirmektedir. Altı “i” harfinin hepsi de Osmanlı alfabesinde aynı şekilde

gösterilmektedir. Oysa bırakın harfin farklı olmasını Rumcada harfler üzerine konulan vurgu

işaretleri dahi anlamda değişikliğe yol açabilmektedir. Tıpkı Türkçe de olduğu gibi aynı sesin

Osmanlı alfabesinde birkaç harfle gösterilmesi Rumca için de büyük bir sorun teşkil etmektedir.

Yukarıdaki açıklamalardan ve anahtar tablodan da anlaşılacağı gibi bir delta “δ” harfi beş farklı

harfle (ظ/ ژ / ز / ذ / د ) karşılanmaktadır. Eserler kendi içerisinde dahi tutarsızlıklarla doludur.

Rumca bir harf, bir eser içinde birden çok Osmanlı harfiyle karşılanmaktadır.

810 Gökhan ÖLKER

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

Tüm bunların yanında Rumcanın Osmanlı devleti içerisinde çok rahat bir gelişme alanı

bulduğunu, hiç bir sıkıntı ve baskıya maruz kalmadan kendi dil ve dinlerini

öğrettiklerini/öğrendiklerini günümüze ulaşan yazılı ürünlerden anlıyoruz. Bu alanda o kadar çok

yazılı ürün vardır ki Türk araştırmacıların ilgisini beklemektedir. Biz de bu çalışmamızla bu alana

eğilmek isteyen araştırmacılara açıklamalarıyla ve örnekleriyle bir okuma anahtarı sunmuş olduk.

KAYNAKÇA

AKALIN, Şükrü Haluk (2002): Atatürk Döneminde Türkçe ve Türk Dil Kurumu, Türk Dili ve

Edebiyatı Dergisi, TDK Yayını, S. 607, s. 1-58

AKSOY, Azmi (2003): Yunanca – Türkçe Türkçe – Yunanca Sözlük, İstanbul: Alfa Yayınları

_____________ (2003): Türkçe Açıklamalı, Dilbilgisi Uygulamalı Modern Yunanca İstanbul:

Fono Yayınları

Augustinos, Gerasimos (1997): Küçük Asya Rumları- On dokuzuncu Yüzyılda İnanç, Cemaat ve

Etnisite, Ayraç Yayınevi, İstanbul (Çev.: Devrim Evci).

BİLGEHAN, Hakkı (2011): Girit, İzmir: Barış Yayınları.

BÜYÜKKARCI, Süleyman (2003): Türkiye’de Rum Okulları, Konya: Yelken Yayınları.

ÇELGİN, Güler (2011): Eski Yunanca-Türkçe Sözlük, İstanbul: Kabalcı Yayınları.

DEMİR, Nurettin; YILMAZ, Emine (2014): Bitmeyen Öykü: Alfabe Tartışmaları, Ankara, Hoca

Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Yayınları.

FARDİ, K. T., (1860): Hazine-i Lügat-ı Rumiye vü Osmaniye, İstanbul, Anatoli Matbaası.

ΓΙΑΝΝΑΚΟΠΟΥΛΟΥ, Γ., ΣΙΑΡΕΝΟΥ, Ε Ανγγλο-Ελληνικο, Αθηναι: Π. Κουτσουμπος.

HLORİDİS, Yanko (1899): Kamus-ı Osmani, Türkçe Rumca Lügat İstanbul: Ektog Matbaası,

GÜLMEZ, Nurettin (2006): Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Harfler Üzerine Tartışmalar, İstanbul,

Alfa Aktüel Yayınları

HOLTON, David; MACKRİDGE, Peter; WARBURTON-Philippaki Irene (2007): Greek A

Comprehensive Grammar of the Modern Language, London: Routledge.

_____________, (2008): Greek An Essential Grammar of the Modern Language, London:

Routledge.

İMER, Kâmile (1976): Dilde Değişme ve Gelişme Açısından Türk Dil Devrimi, Ankara, TDK

Yayınları

KÂMİ, Hüseyin (1887): Kelimât, Türkçeden-Rumcaya, Hanya: Mekâtib-i İslâmiye Matbaası.

ΚΑΡΑΤΖΑΣ, Λεωνίδας; TUNCAY, Faruk, (1994): Ελληνο Τογρκικο Λεξικο – Yunanca Türkçe

Sözlük, Αθήνα: Ροδαμός Εκδοσεις

KILIÇ, Pelin İskender (2011) Samsun Ve Çevresinde Pontus Çetelerinin Faaliyetleri Ve

Hükümetin Uygulamaları / Pontus Gangs Activities And Government Applications In And

Around Samsun, International Periodical for the Languages, Literature and History of

Turkish or Turkic-, ISSN: 1308-2140 (Halil Erdoğan CENGİZ Adına) Volume 6/2 Spring

2011, www.turkishstudies.net,ttp://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.2169, p. 485-502.

KİSEDARZADE, Fevzi (1817): Tuhfetü’l-Uşşāk

Osmanlı Alfabesiyle Bir Başka Dilin Yazımı: Rumca Örneği 811

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

KORKMAZ, Zeynep (1963): Türk Dilinin Tarihi Akışı Işığında Atatürk ve Dil Devrimi, AÜ

DTCF yayınları: 147, Ankara 1963, IX+85 s.

KONSTANTİNİDİ, Aleksandır (1892): Usul-i Lisan-ı Rumi, İstanbul, Neologos Matbaası.

LEWİS, Geoffrey (2007):Trajik Başarı,Türk Dil Reformu, İstanbul, Paradigma Yayınları, 257 s.

(çev. Mehmet Fatih Uslu, ).

MCCARTHY, Justin (1998). Müslümanlar ve Azınlıklar, İstanbul: İnkîlap Yayınları.

MİLYOPOLOS, Yanko P. (1894): Lügat-ı Türkiyye Rumiyye, İstanbul.A. K. Yerardu.

NURİ, Hanyalı (1797): Lugât-ı Manzûme-i Nûriye Berây-ı Terceme-i Lisân-ı Rumiye, Girit.

OHANİ, Yorgaki (1897) Ta’lim-i Lisan-ı Rumi, İstanbul: Kasbar Matbaası.

ÖLKER, Perihan (2013): “Cerîde-i Havâdis Ve Hakâyıku’l-Vekâyî Gazetelerinde Türk Dili İle

İlgili İki Yazı / Two Writing About The Turkish Language In The Cerîde-i Havâdis and

Hakâyıku’l-Vekâyî Newspapers”, International Periodical for the Languages, Literature

and History of Turkish or Turkic-, ISSN: 1308-2140 (Prof. Dr. Mustafa ARGUNŞAH

Armağanı) Volume 8/9 Summer 2013, www.turkishstudies.net,

http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.5131, p. 2021-2033.

ÖLKER, Gökhan (2009): Rumca Türkçe Manzum Sözlük Tuhfetü’l-‘Uşşâk / Greek–Turkish Verse

Dictionary Tuhfetü’l-Uşşāk, International Periodical for the Languages, Literature and

History of Turkish or Turkic- ISSN: 1308-2140 (Dr Yücel DAĞLI Anısına), Volume 4/4

Summer 2009, www.turkishstudies.net, http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.834, p.

856-872.

____________(2013) Lugât-ı Manzûme-i Nûriye Berây-ı Terceme-i Lisân-ı Rumiye Üzerine /

About To Lugât-ı Manzûme-i Nûriye Berây-ı Terceme-i Lisân-ı Rumiye, International

Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic-, ISSN: 1308-

2140 (Prof. Dr. Mustafa ARGUNŞAH Armağanı) Volume 8/9 Summer 2013,

www.turkishstudies.net, http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.4909, p. 2007-2019.

ÖZTÜRK, Rıdvan (2003): Rumca-Türkçe Mülemma Mani Tarzı Söylenmiş Şiirler Üzerine, Selçuk

Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Prof. D. A.

Bican Ercilasun Armağanı, Konya.

POLAT, İlknur (1986): Türk-Yunan Çerçevesinde Rum Eğitim-Öğretim Kurumlarının Yeri ve

Önemi, Tarih Boyunca Türk-Yunan İlişkileri, Ankara: Üçüncü Askeri Tarih Semineri.

PANAYİOTİDİS, Yuvanaki (1897): Kamus-ı Rumi, Rumcadan Türkçeye Lügat, İstanbul:

Panayotidis Matbaası.

REDHOUSE, Sir James (2001). A Turkish And English Lexıcon, İstanbul: Çağrı Yayınları.

TEMASTOKLİ Ahtena (1896): Kamus-ı Osmani, Rumcadan Türkçeye Lügat, İzmir: Amaltiya

Gazetesi Matbaası Yayınları.

TOSUN, Ramazan (1998): Türk-Rum Nüfus Mübadelesi ve Kayseri’deki Rumlar, Niğde, Tolunay

Yayınları.

Tuhfe-i Rumi (1783) İstanbul, Yusufyan Han Matbaası.

ÜNAL, Mehmet Ali (2011): Osmanlı Tarihi Sözlüğü, İstanbul, Paradigma Yayınları,

ZÂRÎ, Abdülvehhâb (1875): Manzume-i Vehbi, İstanbul.

812 Gökhan ÖLKER

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 9/9 Summer 2014

İnternet Adresleri

http://tr.wikipedia.org/wiki/Rum Alıntılama tarihi:03.07.2014.