türkiye'de engelli kadına yönelik Şiddet raporu

78

Upload: metu

Post on 15-Nov-2023

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

1

Türkiye'de Engelli Kad na Yönelik Şiddet Raporu

2013-2014

ENGELLİ KADIN DERNE İ

3

İ İ İ

K saltmalar 5 Birinci Bölüm 6 Giriş 6 I.Araşt rman n Amac 6 II.Araşt rman n Yöntemi 7 III.Araşt rmada Kullan lan Araçlar 8 A.Bilgi Edinme 8 B.Soru Önergeleri 9 C.Medya Taramas 9 D.Bireysel Bildirimler 9 İkinci Bölüm 11 I.Araşt rmada Kullan lan Kad na Yönelik Şiddet Tan mlar 11 A.Kad na Yönelik Şiddet 11 B.Kad na Yönelik Şiddet Biçimleri 12 1-Fiziksel şiddet 12 2-Ekonomik şiddet 13 3-Cinsel şiddet 13 4-Sözel şiddet 13 5-Psikolojik şiddet 14 II-Kad na Yönelik Şiddetle Mücadele Mekanizmalar 14 A-Genel olarak 14 B-Mücadele Mekanizmalar 15 1-İhbar Hatlar 15 2-Sağl k Kuruluşlar 15 3-Cumhuriyet Savc l klar ve Aile Mahkemeleri 16 4- ŞÖNİMLER - Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri 16 5- Kad n S ğ naklar ve Dan şma Merkezleri 17 Üçüncü Bölüm 18 Kad na Yönelik Şiddetle Mücadelede Ulusal Ve Uluslararas Mevzuat 18 I-Uluslararas Hukukta Engelli Kad n ve Kad na Yönelik Şiddet 18 A-Genel Durum 18 B-Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme 18 C-Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme 20 D-Kad nlara Karş Her Türlü Ayr mc l ğ n Ortadan Kald r lmas na İlişkin Uluslararas Sözleşme 21 E-Engellilerin Haklar na İlişkin Uluslararas Sözleşme 22 F-Kad na Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi- İstanbul Sözleşmesi 24 G-Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi 27 II-Ulusal Hukukta Engelli Kad n ve Kad na Yönelik Şiddet 30 A-T.C Anayasas 30 B-Türk Medeni Kanunu 31 C-5378 say l Engelliler Hakk nda Kanun 31 D-5237 say l Türk Ceza Kanunu 32 E-6284 say l Ailenin Korunmas ve Kad na Karş Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 34 Dördüncü bölüm 40 ARAŞTIRMA VERİLERİNİN ANALİZİ 40 I- Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine (ŞÖNİM) ilişkin edinilen bilgiler 40 II- Belediyelere İlişkin Veriler 50 III- Acil ihbar/destek hatlar na ilişkin edinilen bilgiler 52 IV- Türkiye İnsan Haklar Kurumu’na ilişkin edinilen bilgiler 54

2

Türkiye'de Engelli Kad na Yönelik Şiddet Raporu

2013-2014

Engelli Kad n Derne i

Engelli Kad nlar n Hak Temelli Mücadele Ad mlar Projesi

Yazan: İdil Seda AK Gizem TANAY AKSAÇ Arzu ŞENYURT AKDA Destek Verenler: Esra GÜLEÇ Fatma KÖSEO LU GÜLDAL Nilgün KARACAO LU İLGÜN Nursel ÖZDEMİR Nurcihan TEMUR ŞİMŞEKCAN Özlem KARA S.Sinem MISIRLIO LU Grafikler ve Tasar m: Tufan ŞİMŞEKCAN, Atom Film

Her hakk sakl d r. Kaynak gösterilerek al nt yap labilir. Kitab n bir k sm n n veya tamam n n ço alt lmas için Engelli Kad n Derne i’nden izin al nmal d r. Sabanc Vakf Hibe Programlar Kapsam nda Desteklenmektedir. Bu doküman Sabanc Vakf Toplumsal Geli me Hibe Program kapsam nda haz rlanm t r. Bu belgenin içeri inden sadece Engelli Kad n Derne i sorumludur ve bu içerik herhangi bir ekilde Sabanc Vakf ’n n görü ve tutumunu yans tmaz.

3

İ İ İ

K saltmalar 5 Birinci Bölüm 6 Giriş 6 I.Araşt rman n Amac 6 II.Araşt rman n Yöntemi 7 III.Araşt rmada Kullan lan Araçlar 8 A.Bilgi Edinme 8 B.Soru Önergeleri 9 C.Medya Taramas 9 D.Bireysel Bildirimler 9 İkinci Bölüm 11 I.Araşt rmada Kullan lan Kad na Yönelik Şiddet Tan mlar 11 A.Kad na Yönelik Şiddet 11 B.Kad na Yönelik Şiddet Biçimleri 12 1-Fiziksel şiddet 12 2-Ekonomik şiddet 13 3-Cinsel şiddet 13 4-Sözel şiddet 13 5-Psikolojik şiddet 14 II-Kad na Yönelik Şiddetle Mücadele Mekanizmalar 14 A-Genel olarak 14 B-Mücadele Mekanizmalar 15 1-İhbar Hatlar 15 2-Sağl k Kuruluşlar 15 3-Cumhuriyet Savc l klar ve Aile Mahkemeleri 16 4- ŞÖNİMLER - Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri 16 5- Kad n S ğ naklar ve Dan şma Merkezleri 17 Üçüncü Bölüm 18 Kad na Yönelik Şiddetle Mücadelede Ulusal Ve Uluslararas Mevzuat 18 I-Uluslararas Hukukta Engelli Kad n ve Kad na Yönelik Şiddet 18 A-Genel Durum 18 B-Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme 18 C-Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme 20 D-Kad nlara Karş Her Türlü Ayr mc l ğ n Ortadan Kald r lmas na İlişkin Uluslararas Sözleşme 21 E-Engellilerin Haklar na İlişkin Uluslararas Sözleşme 22 F-Kad na Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi- İstanbul Sözleşmesi 24 G-Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi 27 II-Ulusal Hukukta Engelli Kad n ve Kad na Yönelik Şiddet 30 A-T.C Anayasas 30 B-Türk Medeni Kanunu 31 C-5378 say l Engelliler Hakk nda Kanun 31 D-5237 say l Türk Ceza Kanunu 32 E-6284 say l Ailenin Korunmas ve Kad na Karş Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 34 Dördüncü bölüm 40 ARAŞTIRMA VERİLERİNİN ANALİZİ 40 I- Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine (ŞÖNİM) ilişkin edinilen bilgiler 40 II- Belediyelere İlişkin Veriler 50 III- Acil ihbar/destek hatlar na ilişkin edinilen bilgiler 52 IV- Türkiye İnsan Haklar Kurumu’na ilişkin edinilen bilgiler 54

2

Türkiye'de Engelli Kad na Yönelik Şiddet Raporu

2013-2014

Engelli Kad n Derne i

Engelli Kad nlar n Hak Temelli Mücadele Ad mlar Projesi

Yazan: İdil Seda AK Gizem TANAY AKSAÇ Arzu ŞENYURT AKDA Destek Verenler: Esra GÜLEÇ Fatma KÖSEO LU GÜLDAL Nilgün KARACAO LU İLGÜN Nursel ÖZDEMİR Nurcihan TEMUR ŞİMŞEKCAN Özlem KARA S.Sinem MISIRLIO LU Grafikler ve Tasar m: Tufan ŞİMŞEKCAN, Atom Film

Her hakk sakl d r. Kaynak gösterilerek al nt yap labilir. Kitab n bir k sm n n veya tamam n n ço alt lmas için Engelli Kad n Derne i’nden izin al nmal d r. Sabanc Vakf Hibe Programlar Kapsam nda Desteklenmektedir. Bu doküman Sabanc Vakf Toplumsal Geli me Hibe Program kapsam nda haz rlanm t r. Bu belgenin içeri inden sadece Engelli Kad n Derne i sorumludur ve bu içerik herhangi bir ekilde Sabanc Vakf ’n n görü ve tutumunu yans tmaz.

5

A.g.e. Adı Geçen Eser AİHS Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi AİHM Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ASPB Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı BİMER Başbakanlık İletişim Merkezi BM Birleşmiş Milletler CEİD Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği EHK Engelliler Hakkında Kanun EHS Engelli Kişilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ENGKAD Engelli Kadın Derneği ISO International Organization for Standardization KSGM Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü MEB Milli Eğitim Bakanlığı STK Sivil Toplum Kuruluşu ŞÖNİM Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi TİHK Türkiye İnsan Hakları Kurumu TCK Türk Ceza Kanunu TOHAD Toplum Haklar ve Araştırmalar Derneği TSE Türk Standardları Enstitüsü UYAP Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi WHO Dünya Sağlık Örgütü

4

V-Milli Eğitim Bakanl ğ ’na ilişkin edinilen bilgiler 55 VI- İçişleri Bakanl ğ Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün Uygulamalar na İlişkin Veriler 60 VII- Soru Önergeleri 62 VIII- Medya Verilerinin Analizi 64 a. 2013 Görsel Medya Verileri 64 b. 2013 Yaz l Medya verileri 65 c. 2014 Görsel Medya Verileri 66 d. 2014 Yaz l Medya Verileri 67 Be inci Bölüm 69 İzleme Çal şmas nda Karş laş lan Sorunlar 69 Alt nc Bölüm 71 Sonuç Ve Öneriler 71 Kaynakça 75

5

A.g.e. Adı Geçen Eser AİHS Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi AİHM Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ASPB Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı BİMER Başbakanlık İletişim Merkezi BM Birleşmiş Milletler CEİD Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği EHK Engelliler Hakkında Kanun EHS Engelli Kişilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ENGKAD Engelli Kadın Derneği ISO International Organization for Standardization KSGM Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü MEB Milli Eğitim Bakanlığı STK Sivil Toplum Kuruluşu ŞÖNİM Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi TİHK Türkiye İnsan Hakları Kurumu TCK Türk Ceza Kanunu TOHAD Toplum Haklar ve Araştırmalar Derneği TSE Türk Standardları Enstitüsü UYAP Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi WHO Dünya Sağlık Örgütü

4

V-Milli Eğitim Bakanl ğ ’na ilişkin edinilen bilgiler 55 VI- İçişleri Bakanl ğ Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün Uygulamalar na İlişkin Veriler 60 VII- Soru Önergeleri 62 VIII- Medya Verilerinin Analizi 64 a. 2013 Görsel Medya Verileri 64 b. 2013 Yaz l Medya verileri 65 c. 2014 Görsel Medya Verileri 66 d. 2014 Yaz l Medya Verileri 67 Be inci Bölüm 69 İzleme Çal şmas nda Karş laş lan Sorunlar 69 Alt nc Bölüm 71 Sonuç Ve Öneriler 71 Kaynakça 75

7

bulunmad ğ n tespit ettik. Sağl kl istatistiki verilerin bulunmamas ; kamu politikalar n n etkinliğini planlamak, kamuoyunda tart şmak ya da politikalara yön vermek amac yla yap lacak savunuculuk çal şmalar n n ve sürecin izlenmesinde önemli bir sorundur.

Engelli kad nlar n, toplumsal ön ve kal p yarg lar başta olmak üzere, faili tan mlayamama, fiziksel ve sözel olarak şiddete karş koymada yetersizlik durumuyla şiddetin her türüne uğrama riski diğer kad nlara oranla daha fazlad r. Bu nedenle araşt rmam zla, engelli kad nlara yönelik şiddet gerçeğini görünür hale getirerek etkili mücadele yöntemlerinin geliştirilmesine katk sağlamay hedefliyoruz. Engelli kad nlar n evlerinde, sokakta, bak m evlerinde, okullarda uğrad klar şiddet mağduriyetleri herkesin bildiği ama hiç kimsenin yüksek sesle dile getirmediği bir gerçektir ve ne yaz k ki bugüne kadar bu konuda etkili bir araşt rma ve inceleme yap lmam şt r. Bu nedenle raporumuzu, engelli kad nlara yönelik şiddetin görünür olabilmesi amac ile at lm ş bir ilk ad m olarak nitelendiriyor, konuya taraf kişi ve kurumlar n bundan sonra yapacaklar çal şmalar için temel teşkil etmesini amaçl yoruz.

Bütün bu gözlem ve tespitler sonucunda, Engelli Kad n Derneği olarak başlad ğ m z bu izleme çal şmas nda 2013-2014 y llar na ait verileri ve o y llardaki şiddet vakalar n derlemeyi hedefledik. Şiddetin dile getirilmesi genel olarak kad nlar aç s ndan zorlu bir konu olmas n n yan s ra engelli kad n n şiddeti ifade etmesi ya da adli mercilere bildirmesi daha da zorlu ve sorunlu bir konudur. Bu zorluğun en temel sebebi, engelli kad n n şiddet ortam n kolayl kla terk edememesidir. Şiddet ortam n terk edemeyen engelli kad n n uğrad ğ şiddeti, kolluk birimlerine ya da sivil toplum örgütlerine ihbar etmesi hayli güç bir durumdur. Örneğin, evinde şiddete uğrayan işitme engelli bir kad n telefon ile uğrad ğ şiddeti kolluk birimlerine bildiremeyecek, t bbi yard m talep edemeyecektir. Zira acil telefon ihbar hatlar çoğunlukla konuşma ve duyma yeterliliği olan kişilere hizmet vermek için kurgulanm şt r. Oysa acil ihbar hatlar n n farkl engellilik durumlar na sahip bireylere hizmet edebilecek nitelikte tesis edilmesi gereklidir. Örneğin, konuşma yerine SMS (mesaj) yolu ile ihbar yap labilme seçeneğinin varl ğ şiddetin ortaya ç kar lmas nda etkili bir araç olacakt r. Bununla beraber raporumuzda ayr nt l değerlendirmelere yer verdiğimiz bir başka konu ise kad n s ğ naklar na başvuran engelli kad nlar n durumudur. S ğ naklar n engelli kad nlar aç s ndan erişilebilir olmamas ne yaz k ki engelli kad nlar n şiddet ortam na yeniden dönmesine neden olmaktad r.

Raporumuzun dördüncü bölümünde ayr nt l analizleri yap lan medya haberlerinde de engelli kad nlara yönelik şiddet gerek say sal bak mdan gerekse de içerik yönünden oldukça sorunludur. Sözgelimi 2014 y l nda görsel medya verileri tarand ğ nda sadece 3 haberde engelli kad na yönelik şiddet haberine rastlanm şt r. Oysa yaz l medya verilerinin analizinde bu tablonun ne denli farkl olduğu görülmektedir.

II- Ara t rman n Yöntemi

‘Türkiye'de Engelli Kad nlara Yönelik Şiddet Raporu’ 01.01.2013-31.12.2014 tarihleri aras ndaki süreci kapsamaktad r. Ancak raporumuzun çeşitli bölümlerinde tekrarlamaktan vazgeçmediğimiz üzere engelli kad nlara yönelik şiddet vakalar na ve verilerine ulaşmak temel bir sorundur. Çal şmam z n baş nda, engelli kad nlara uygulanan şiddet vakalar ile ilgili aç lm ş kamu davalar n analiz etmeyi ve analiz sonucuna raporda yer vermeyi planlam şt k. Ancak izleme çal şmas esnas nda ‘UYAP Bilişim Sistemi’ ad verilen ve tüm adli ve idari yarg

6

BİRİNCİ BÖLÜM

GİRİŞ

I.Ara t rman n amac

Amac m z:

Engelli Kad n Derneği (ENGKAD) olarak toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi ile engelli kad n ve k z çocuklar n n temel insan haklar ndan eşit yararlanmalar , her türlü şiddetten, sömürüden ve ayr mc l ktan uzak bir ya am sürdürmeleri ve topluma tam ve etkin kat l mlar n n önündeki engellerin kald r lmas amac yla 2011 y l ndan itibaren hak temelli çal şmalar m z sürdürmekteyiz. Engelli kad nlar n uğrad ğ her türlü hak ihlaline karş mücadele yöntemlerini engelli kad nlarla birlikte düşünüp, etkili mücadele araçlar n n geliştirilmesi için destek ve dayan şma içerisinde çabalamaktay z. Geçtiğimiz 3 y l boyunca ülkemizin 8 kentinde engelli kad nlarla birlikte yap lan güçlenme atölyeleri s ras nda şiddetin her engelli kad n n karş laşt ğ bir olgu olduğu gözlenmiş, ancak bu şiddetin görünür olmad ğ tespit edilmiştir.

Kad nlara yönelik her türlü şiddet, en yayg n insan hakk ihlallerinin baş nda gelir. Şiddet, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de engelli kad nlar ve k z çocuklar n n yaşamlar n olumsuz yönde etkileyen, başta ekonomik ve sosyal haklar olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden ve bu haklara erişimlerini engelleyen en önemli nedenler aras ndad r. Engelli kad nlara uygulanan şiddet; ekonomik, fiziksel, psikolojik, cinsel şiddet olarak karş m za ç kmaktad r. Ancak engelli kad n ve k z çocuklar na uygulanan şiddetin görünür olmad ğ gibi önlenmesi noktas nda da hiçbir politika geliştirilmediğini de belirtmeliyiz. Bugüne kadar -say s yetersiz de olsa- ‘engellilik’ konusunda yap lan araşt rmalarda, genellikle engelli kad nlar n toplumsal yaşama kat l mlar ve eğitim, istihdam, sağl k gibi en temel insan haklar na erişmek konusunda çoklu ayr mc l ğa uğrad klar na dair verilere ve tespitlere yer verildiği ancak engelli kad nlara yönelik şiddetin izlenip raporlanmad ğ gözlenmiştir.

Dünya Sağl k Örgütü'nün (WHO) verilerine göre, dünya genelinde her 3 kad ndan birinin hayat nda en az bir kere şiddete maruz kald ğ tahmin edilmektedir 1 . Yine yap lan araşt rmalar; Türkiye'de her beş kad ndan ikisinin fiziksel şiddet mağduru olduğunu göstermektedir. 2008 y l nda Başbakanl k Kad n n Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM)'nün Türkiye'de Kad na Yönelik Aile İçi Şiddet başl kl araşt rma sonuçlar na göre, kad nlar n fiziksel veya cinsel şiddete birlikte maruz kalma yüzdesi % 41.9’u bulmaktad r2. Görüldüğü gibi gerek Dünya Sağl k Örgütü’nün gerekse de ülkemizdeki ilgili kurumlar n engelli kad nlara uygulanan şiddet ile ilgili herhangi bir çal şmas bulunmamaktad r. Engelli kad nlara yönelik şiddetin önlenmesi ve etkin mücadele araçlar n n geliştirilmesi amac yla etkili bir kamu politikas olmad ğ gibi bu alanda elimizde herhangi bir veri de bulunmamaktad r. Engelli Kad n Derneği olarak yapt ğ m z bu izleme çal şmas sonucunda, Türkiye’de engelli kad nlar n say s , engel türü, k rsal ve kentsel nüfustaki oranlar , sosyal güvencesi bulunup bulunmad ğ , acil hatlara başvuru oran , aç lan dava türleri ve say lar gibi en temel bilgileri içeren bir kay t sisteminin 1 Bkz. Dünya Sağl k Örgütü (2010) http://apps.who.int/iris/bitstream/10665/85239/1/9789241564625_eng.pdf?ua=1 2 Bkz. Başbakanl k, Kad n Statüsü Genel Müdürlüğü 2008 Türkiye’de Kad na Yönelik Aile İçi Şiddet, (Ankara 2009)

7

bulunmad ğ n tespit ettik. Sağl kl istatistiki verilerin bulunmamas ; kamu politikalar n n etkinliğini planlamak, kamuoyunda tart şmak ya da politikalara yön vermek amac yla yap lacak savunuculuk çal şmalar n n ve sürecin izlenmesinde önemli bir sorundur.

Engelli kad nlar n, toplumsal ön ve kal p yarg lar başta olmak üzere, faili tan mlayamama, fiziksel ve sözel olarak şiddete karş koymada yetersizlik durumuyla şiddetin her türüne uğrama riski diğer kad nlara oranla daha fazlad r. Bu nedenle araşt rmam zla, engelli kad nlara yönelik şiddet gerçeğini görünür hale getirerek etkili mücadele yöntemlerinin geliştirilmesine katk sağlamay hedefliyoruz. Engelli kad nlar n evlerinde, sokakta, bak m evlerinde, okullarda uğrad klar şiddet mağduriyetleri herkesin bildiği ama hiç kimsenin yüksek sesle dile getirmediği bir gerçektir ve ne yaz k ki bugüne kadar bu konuda etkili bir araşt rma ve inceleme yap lmam şt r. Bu nedenle raporumuzu, engelli kad nlara yönelik şiddetin görünür olabilmesi amac ile at lm ş bir ilk ad m olarak nitelendiriyor, konuya taraf kişi ve kurumlar n bundan sonra yapacaklar çal şmalar için temel teşkil etmesini amaçl yoruz.

Bütün bu gözlem ve tespitler sonucunda, Engelli Kad n Derneği olarak başlad ğ m z bu izleme çal şmas nda 2013-2014 y llar na ait verileri ve o y llardaki şiddet vakalar n derlemeyi hedefledik. Şiddetin dile getirilmesi genel olarak kad nlar aç s ndan zorlu bir konu olmas n n yan s ra engelli kad n n şiddeti ifade etmesi ya da adli mercilere bildirmesi daha da zorlu ve sorunlu bir konudur. Bu zorluğun en temel sebebi, engelli kad n n şiddet ortam n kolayl kla terk edememesidir. Şiddet ortam n terk edemeyen engelli kad n n uğrad ğ şiddeti, kolluk birimlerine ya da sivil toplum örgütlerine ihbar etmesi hayli güç bir durumdur. Örneğin, evinde şiddete uğrayan işitme engelli bir kad n telefon ile uğrad ğ şiddeti kolluk birimlerine bildiremeyecek, t bbi yard m talep edemeyecektir. Zira acil telefon ihbar hatlar çoğunlukla konuşma ve duyma yeterliliği olan kişilere hizmet vermek için kurgulanm şt r. Oysa acil ihbar hatlar n n farkl engellilik durumlar na sahip bireylere hizmet edebilecek nitelikte tesis edilmesi gereklidir. Örneğin, konuşma yerine SMS (mesaj) yolu ile ihbar yap labilme seçeneğinin varl ğ şiddetin ortaya ç kar lmas nda etkili bir araç olacakt r. Bununla beraber raporumuzda ayr nt l değerlendirmelere yer verdiğimiz bir başka konu ise kad n s ğ naklar na başvuran engelli kad nlar n durumudur. S ğ naklar n engelli kad nlar aç s ndan erişilebilir olmamas ne yaz k ki engelli kad nlar n şiddet ortam na yeniden dönmesine neden olmaktad r.

Raporumuzun dördüncü bölümünde ayr nt l analizleri yap lan medya haberlerinde de engelli kad nlara yönelik şiddet gerek say sal bak mdan gerekse de içerik yönünden oldukça sorunludur. Sözgelimi 2014 y l nda görsel medya verileri tarand ğ nda sadece 3 haberde engelli kad na yönelik şiddet haberine rastlanm şt r. Oysa yaz l medya verilerinin analizinde bu tablonun ne denli farkl olduğu görülmektedir.

II- Ara t rman n Yöntemi

‘Türkiye'de Engelli Kad nlara Yönelik Şiddet Raporu’ 01.01.2013-31.12.2014 tarihleri aras ndaki süreci kapsamaktad r. Ancak raporumuzun çeşitli bölümlerinde tekrarlamaktan vazgeçmediğimiz üzere engelli kad nlara yönelik şiddet vakalar na ve verilerine ulaşmak temel bir sorundur. Çal şmam z n baş nda, engelli kad nlara uygulanan şiddet vakalar ile ilgili aç lm ş kamu davalar n analiz etmeyi ve analiz sonucuna raporda yer vermeyi planlam şt k. Ancak izleme çal şmas esnas nda ‘UYAP Bilişim Sistemi’ ad verilen ve tüm adli ve idari yarg

6

BİRİNCİ BÖLÜM

GİRİŞ

I.Ara t rman n amac

Amac m z:

Engelli Kad n Derneği (ENGKAD) olarak toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi ile engelli kad n ve k z çocuklar n n temel insan haklar ndan eşit yararlanmalar , her türlü şiddetten, sömürüden ve ayr mc l ktan uzak bir ya am sürdürmeleri ve topluma tam ve etkin kat l mlar n n önündeki engellerin kald r lmas amac yla 2011 y l ndan itibaren hak temelli çal şmalar m z sürdürmekteyiz. Engelli kad nlar n uğrad ğ her türlü hak ihlaline karş mücadele yöntemlerini engelli kad nlarla birlikte düşünüp, etkili mücadele araçlar n n geliştirilmesi için destek ve dayan şma içerisinde çabalamaktay z. Geçtiğimiz 3 y l boyunca ülkemizin 8 kentinde engelli kad nlarla birlikte yap lan güçlenme atölyeleri s ras nda şiddetin her engelli kad n n karş laşt ğ bir olgu olduğu gözlenmiş, ancak bu şiddetin görünür olmad ğ tespit edilmiştir.

Kad nlara yönelik her türlü şiddet, en yayg n insan hakk ihlallerinin baş nda gelir. Şiddet, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de engelli kad nlar ve k z çocuklar n n yaşamlar n olumsuz yönde etkileyen, başta ekonomik ve sosyal haklar olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden ve bu haklara erişimlerini engelleyen en önemli nedenler aras ndad r. Engelli kad nlara uygulanan şiddet; ekonomik, fiziksel, psikolojik, cinsel şiddet olarak karş m za ç kmaktad r. Ancak engelli kad n ve k z çocuklar na uygulanan şiddetin görünür olmad ğ gibi önlenmesi noktas nda da hiçbir politika geliştirilmediğini de belirtmeliyiz. Bugüne kadar -say s yetersiz de olsa- ‘engellilik’ konusunda yap lan araşt rmalarda, genellikle engelli kad nlar n toplumsal yaşama kat l mlar ve eğitim, istihdam, sağl k gibi en temel insan haklar na erişmek konusunda çoklu ayr mc l ğa uğrad klar na dair verilere ve tespitlere yer verildiği ancak engelli kad nlara yönelik şiddetin izlenip raporlanmad ğ gözlenmiştir.

Dünya Sağl k Örgütü'nün (WHO) verilerine göre, dünya genelinde her 3 kad ndan birinin hayat nda en az bir kere şiddete maruz kald ğ tahmin edilmektedir 1 . Yine yap lan araşt rmalar; Türkiye'de her beş kad ndan ikisinin fiziksel şiddet mağduru olduğunu göstermektedir. 2008 y l nda Başbakanl k Kad n n Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM)'nün Türkiye'de Kad na Yönelik Aile İçi Şiddet başl kl araşt rma sonuçlar na göre, kad nlar n fiziksel veya cinsel şiddete birlikte maruz kalma yüzdesi % 41.9’u bulmaktad r2. Görüldüğü gibi gerek Dünya Sağl k Örgütü’nün gerekse de ülkemizdeki ilgili kurumlar n engelli kad nlara uygulanan şiddet ile ilgili herhangi bir çal şmas bulunmamaktad r. Engelli kad nlara yönelik şiddetin önlenmesi ve etkin mücadele araçlar n n geliştirilmesi amac yla etkili bir kamu politikas olmad ğ gibi bu alanda elimizde herhangi bir veri de bulunmamaktad r. Engelli Kad n Derneği olarak yapt ğ m z bu izleme çal şmas sonucunda, Türkiye’de engelli kad nlar n say s , engel türü, k rsal ve kentsel nüfustaki oranlar , sosyal güvencesi bulunup bulunmad ğ , acil hatlara başvuru oran , aç lan dava türleri ve say lar gibi en temel bilgileri içeren bir kay t sisteminin 1 Bkz. Dünya Sağl k Örgütü (2010) http://apps.who.int/iris/bitstream/10665/85239/1/9789241564625_eng.pdf?ua=1 2 Bkz. Başbakanl k, Kad n Statüsü Genel Müdürlüğü 2008 Türkiye’de Kad na Yönelik Aile İçi Şiddet, (Ankara 2009)

9

x Göç İdaresi taraf ndan mülteci engelli kad nlara ilişkin bir çal şma yürütülüp yürütülmediği,

x Adalet Bakanl ğ ndan engelli kad n tutuklu ve hükümlü say s , ceza ve tutukevlerinde engelli kad nlara yönelik özel önlemler al n p al nmad ğ ,

x M.E.B’na bağl okullarda kaynaşt rma ve özel eğitim alan engelli öğrenci say s ve cinsiyet dağ l m , engelli öğrencilerin okul ve eğitim kurumlar nda maruz kald klar kötü muamele, şiddet, taciz ve istismar olaylar na ilişkin soruşturma bulunup bulunmad ğ ,

x Büyükşehir Belediyelerine, bünyelerinde s ğ nak olup olmad ğ , s ğ nakta 2013 ve 2014 y llar nda kalan engelli kad n say s , kal ş süreleri, Engelli ve Kad n Dan şma Merkezlerinden 2013-2014 y llar nda hizmet alan engelli kad n say s , Engelli Dan şma Merkezi ve Kad n Dan şma Merkezine 2013-2014 y llar nda engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu olup olmad ğ ,

x Türkiye İnsan Haklar Kurumuna, engelli kad na yönelik şiddet başvurusu olup olmad ğ ,

x TBMM Kad n Erkek F rsat Eşitliği Komisyonuna yap lan engelli kad nlarla ilgili başvuru say s sorgulanm şt r.

B-Soru önergeleri

T.B.M.M’de daha önce sorulmuş soru önergeleri taranm ş, CHP İzmir Millet Vekili R za TÜRMEN taraf ndan engelli kad nlara yönelik şiddetle mücadele konusunda genel politikay sorgulayan ve araşt rma ekibi taraf ndan haz rlanan soru önergelerinin baz lar ilgili bakanlara sorulmuş, ancak 7 haziran genel seçimleri öncesi meclisin erken tatil olmas nedeniyle sorular m za yan t al namam şt r.

C-Medya taramas

01.01.2013-31.12.2014 tarihleri aras nda engelli kad nlar n uğrad klar şiddet vakalar ile ilgili yaz l ve görsel medyada ç kan haberlere TOHAD (Toplumsal Haklar ve Araşt rmalar Derneği) desteği ile erişilmiştir. Haberler araşt rma ekibimiz taraf ndan analiz edilerek rapora eklenmiştir.

D-Bireysel Bildirimler

Engelli kad na yönelik şiddetin takipçisi olmak ve ayn zamanda engelli kad na yönelik şiddet raporuna veri oluşturmak amac yla haz rlam ş olduğumuz şiddet bildirim formlar halen derneğimiz web sayfas arac l ğ yla aktif bildirim almakla birlikte üyesi olduğumuz kad n ve engelli sivil toplum örgütlerinin elektronik iletişim ağlar arac l ğ yla yayg nlaşt r lmaya çal ş lm ş, bu y l içinde alan çal şmas yürüttüğümüz Çanakkale ve Mersin kentlerinde gerçekleştirilen atölye çal şmalar s ras nda da engelli kad nlarla ve engelli çocuğu olan kat l mc larla paylaş lm şt r.

8

dokümanlar n n kay t alt na al nd ğ sistemde engelli kad nlarla ilgili bir bölümün yer almad ğ fark edilmiş, bu nedenle özellikle engelli kad nlara uygulanan şiddetle ilgili aç lan soruşturma ve dava araşt rmas na gidilememiştir. Diğer taraftan araşt rmam zda kad na yönelik şiddet ile ilgili Türkiye yasal mevzuat , uluslar aras belgeler, ülke genelinde yer alan yaz l ve görsel medyaya yans yan haberlerin taramas yap lm şt r. Ayr ca derneğimizin internet sitesine online yap lan hak ihlal bildirimleri değerlendirilmiş, resmi istatistikler taranm ş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) verilen yaz l soru önergeleri ile kanun teklif ve tasar lar incelenmiş, ilgili resmi kurum ve kuruluşlara bilgi edinme başvurular nda bulunulmuştur. Bilgi edinme başvurular proje kapsam nda oluşturulan araşt rma ekibince yap lm şt r. Bilgi edinme başvurular s ras nda da çeşitli sorunlarla karş laş lm şt r. Bu konuyla ilgili değerlendirmemize ‘izleme çal şmas nda karş laş lan sorunlar’ bölümünde yer verilmiştir.

III- Ara t rmada kullan lan araçlar

A-Bilgi edinme:

Engelli kad nlara uygulanan şiddetle mücadele mekanizmalar n n var olup olmad ğ ve devletin bu konuda herhangi bir çal şmas n n ya da önleminin bulunup bulunmad ğ gerçeği bilgi edinme çal şmas n n temel çerçevesini oluşturmuştur. Bu kapsamda öncelikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’na bağl 14 ilde bulunan ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri)lere, kad n s ğ naklar n n durumu bak m ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ na, İçişleri Bakanl ğ na, Sağl k Bakanl ğ na, Adalet Bakanl ğ na, Türkiye İnsan Haklar Kurumuna, Jandarma Genel Komutanl ğ na, 29 Büyükşehir Belediyesine (Ankara, Bursa, Mardin, Şanl urfa, Van, Trabzon, Ordu, Malatya, Kahramanmaraş, Ayd n, Bal kesir, Manisa, Denizli, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, İzmir, Antalya, Konya, Mersin, Adana, kayseri, Samsun, Gaziantep, Erzurum, Diyarbak r, Muğla) araşt rma ekibince bilgi edinme başvurusu yap lm şt r.

Yap lan bilgi edinme başvurular nda temel olarak engelli kad na yönelik mücadele mekanizmalar n n genel tablosunu ortaya ç karmak amaçlanm şt r. Bu kapsamda;

x Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’na (ASPB) ŞÖNİM’lerin engelli kad nlar aç s ndan erişilebilir olup olmad klar sorulmuştur. Yine ASPB bünyesinde bulunan kad n s ğ naklar na bugüne kadar kalan engelli kad n ve engelli çocuğu olan kad n say s ve y llara göre dağ l m , kalma süreleri ve engel türü sorgulanm şt r.

x ASPB bünyesinde bulunan devlet korumas nda yetişen çocuklarla ilgili birimlerde (sevgi evleri, yetiştirme yurtlar ,v.b.) kalan engelli k z çocuğu say s , bak mevi ve rehabilitasyon merkezlerinde kalan engelli kad n ve k z çocuğu say s ,

x Başbakanl ğa , BİMER’e gelen engelli kad nlara ilişkin başvuru say s , engelli kad nlara ilişkin yap lan başvurular n konu dağ l mlar ,

x İçişleri Bakanl ğ na Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Komutanl ğ bilgi sistemlerinde kay tl şiddete maruz kalan engelli kad n vaka say s , acil yard m hatlar n n (155, 156, v.b.) işitme engelli bireylerin erişimine uygun olup olmad ğ ,

9

x Göç İdaresi taraf ndan mülteci engelli kad nlara ilişkin bir çal şma yürütülüp yürütülmediği,

x Adalet Bakanl ğ ndan engelli kad n tutuklu ve hükümlü say s , ceza ve tutukevlerinde engelli kad nlara yönelik özel önlemler al n p al nmad ğ ,

x M.E.B’na bağl okullarda kaynaşt rma ve özel eğitim alan engelli öğrenci say s ve cinsiyet dağ l m , engelli öğrencilerin okul ve eğitim kurumlar nda maruz kald klar kötü muamele, şiddet, taciz ve istismar olaylar na ilişkin soruşturma bulunup bulunmad ğ ,

x Büyükşehir Belediyelerine, bünyelerinde s ğ nak olup olmad ğ , s ğ nakta 2013 ve 2014 y llar nda kalan engelli kad n say s , kal ş süreleri, Engelli ve Kad n Dan şma Merkezlerinden 2013-2014 y llar nda hizmet alan engelli kad n say s , Engelli Dan şma Merkezi ve Kad n Dan şma Merkezine 2013-2014 y llar nda engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu olup olmad ğ ,

x Türkiye İnsan Haklar Kurumuna, engelli kad na yönelik şiddet başvurusu olup olmad ğ ,

x TBMM Kad n Erkek F rsat Eşitliği Komisyonuna yap lan engelli kad nlarla ilgili başvuru say s sorgulanm şt r.

B-Soru önergeleri

T.B.M.M’de daha önce sorulmuş soru önergeleri taranm ş, CHP İzmir Millet Vekili R za TÜRMEN taraf ndan engelli kad nlara yönelik şiddetle mücadele konusunda genel politikay sorgulayan ve araşt rma ekibi taraf ndan haz rlanan soru önergelerinin baz lar ilgili bakanlara sorulmuş, ancak 7 haziran genel seçimleri öncesi meclisin erken tatil olmas nedeniyle sorular m za yan t al namam şt r.

C-Medya taramas

01.01.2013-31.12.2014 tarihleri aras nda engelli kad nlar n uğrad klar şiddet vakalar ile ilgili yaz l ve görsel medyada ç kan haberlere TOHAD (Toplumsal Haklar ve Araşt rmalar Derneği) desteği ile erişilmiştir. Haberler araşt rma ekibimiz taraf ndan analiz edilerek rapora eklenmiştir.

D-Bireysel Bildirimler

Engelli kad na yönelik şiddetin takipçisi olmak ve ayn zamanda engelli kad na yönelik şiddet raporuna veri oluşturmak amac yla haz rlam ş olduğumuz şiddet bildirim formlar halen derneğimiz web sayfas arac l ğ yla aktif bildirim almakla birlikte üyesi olduğumuz kad n ve engelli sivil toplum örgütlerinin elektronik iletişim ağlar arac l ğ yla yayg nlaşt r lmaya çal ş lm ş, bu y l içinde alan çal şmas yürüttüğümüz Çanakkale ve Mersin kentlerinde gerçekleştirilen atölye çal şmalar s ras nda da engelli kad nlarla ve engelli çocuğu olan kat l mc larla paylaş lm şt r.

8

dokümanlar n n kay t alt na al nd ğ sistemde engelli kad nlarla ilgili bir bölümün yer almad ğ fark edilmiş, bu nedenle özellikle engelli kad nlara uygulanan şiddetle ilgili aç lan soruşturma ve dava araşt rmas na gidilememiştir. Diğer taraftan araşt rmam zda kad na yönelik şiddet ile ilgili Türkiye yasal mevzuat , uluslar aras belgeler, ülke genelinde yer alan yaz l ve görsel medyaya yans yan haberlerin taramas yap lm şt r. Ayr ca derneğimizin internet sitesine online yap lan hak ihlal bildirimleri değerlendirilmiş, resmi istatistikler taranm ş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) verilen yaz l soru önergeleri ile kanun teklif ve tasar lar incelenmiş, ilgili resmi kurum ve kuruluşlara bilgi edinme başvurular nda bulunulmuştur. Bilgi edinme başvurular proje kapsam nda oluşturulan araşt rma ekibince yap lm şt r. Bilgi edinme başvurular s ras nda da çeşitli sorunlarla karş laş lm şt r. Bu konuyla ilgili değerlendirmemize ‘izleme çal şmas nda karş laş lan sorunlar’ bölümünde yer verilmiştir.

III- Ara t rmada kullan lan araçlar

A-Bilgi edinme:

Engelli kad nlara uygulanan şiddetle mücadele mekanizmalar n n var olup olmad ğ ve devletin bu konuda herhangi bir çal şmas n n ya da önleminin bulunup bulunmad ğ gerçeği bilgi edinme çal şmas n n temel çerçevesini oluşturmuştur. Bu kapsamda öncelikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’na bağl 14 ilde bulunan ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri)lere, kad n s ğ naklar n n durumu bak m ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ na, İçişleri Bakanl ğ na, Sağl k Bakanl ğ na, Adalet Bakanl ğ na, Türkiye İnsan Haklar Kurumuna, Jandarma Genel Komutanl ğ na, 29 Büyükşehir Belediyesine (Ankara, Bursa, Mardin, Şanl urfa, Van, Trabzon, Ordu, Malatya, Kahramanmaraş, Ayd n, Bal kesir, Manisa, Denizli, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, İzmir, Antalya, Konya, Mersin, Adana, kayseri, Samsun, Gaziantep, Erzurum, Diyarbak r, Muğla) araşt rma ekibince bilgi edinme başvurusu yap lm şt r.

Yap lan bilgi edinme başvurular nda temel olarak engelli kad na yönelik mücadele mekanizmalar n n genel tablosunu ortaya ç karmak amaçlanm şt r. Bu kapsamda;

x Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’na (ASPB) ŞÖNİM’lerin engelli kad nlar aç s ndan erişilebilir olup olmad klar sorulmuştur. Yine ASPB bünyesinde bulunan kad n s ğ naklar na bugüne kadar kalan engelli kad n ve engelli çocuğu olan kad n say s ve y llara göre dağ l m , kalma süreleri ve engel türü sorgulanm şt r.

x ASPB bünyesinde bulunan devlet korumas nda yetişen çocuklarla ilgili birimlerde (sevgi evleri, yetiştirme yurtlar ,v.b.) kalan engelli k z çocuğu say s , bak mevi ve rehabilitasyon merkezlerinde kalan engelli kad n ve k z çocuğu say s ,

x Başbakanl ğa , BİMER’e gelen engelli kad nlara ilişkin başvuru say s , engelli kad nlara ilişkin yap lan başvurular n konu dağ l mlar ,

x İçişleri Bakanl ğ na Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Komutanl ğ bilgi sistemlerinde kay tl şiddete maruz kalan engelli kad n vaka say s , acil yard m hatlar n n (155, 156, v.b.) işitme engelli bireylerin erişimine uygun olup olmad ğ ,

11

İKİNCİ BÖLÜM

I-ARAŞTIRMADA KULLANILAN KADINA YÖNELİK ŞİDDET TANIMLARI

A-Kad na Yönelik Şiddet

Kad na yönelik şiddet kad nlar n insan haklar na karş bir ihlal oluşturmaktad r. Bu haklar n ve özgürlüklerin kullan lmas n zay flatmakta veya hükümsüz k lmaktad r.

Kad nlara karş şiddet, erkekler ve kad nlar aras ndaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir göstergesidir. Bu güç ilişkisi erkekler taraf ndan kad nlar üzerinde egemenlik kurulmas na ve kad nlara ayr mc l k yap lmas na yol açmaktad r.

Kad nlara karş uygulanan şiddet, erkeklerle karş laşt r ld ğ nda kad nlar zorla bağ ml bir konuma sokan çok önemli toplumsal bir mekanizmad r.

Kad nlar n toplum içinde hukuki, sosyal, siyasal ve ekonomik eşitliği için sağlanan imkanlar, başka nedenlerle birlikte, sürekli ve yerel nitelikte şiddet taraf ndan k s tlanmaktad r.

Yukar daki tespitleri yapan 20 Aral k 1993 tarihli 44/104 say l Kararla ilan edilen Kad nlara Karş Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri ile ayn zamanda; az nl k gruplara dahil olan kad nlar, yerli kad nlar, mülteci kad nlar, göçmen kad nlar, k rsal bölgelerde veya uygarl ğa uzak topluluklarda yaşayan kad nlar, bak ma muhtaç kad nlar, ceza veya tutukevlerindeki kad nlar, k z çocuklar , engelli kad nlar, yaşl kad nlar ve silahl çat şma bölgelerinde bulunan kad nlar gibi baz kad n gruplar n n şiddete karş savunmas z bulunduklar da Bildiri ile özel olarak vurgulanm şt r3.

BM Genel Kurulu taraf ndan, eşitlik, güvenlik, özgürlük, bütün insanlar n bedensel bütünlüğü ve insanl k onuru konusundaki haklar n ve prensiplerin kad nlara her yerde uygulanmas n n acil bir gereklilik olduğu vurgulanmas na rağmen, Bildiri’nin yay nland ğ 1993 y l ndan beri kad na karş şiddetin artan bir h zla devam ettiği, gerek STK’lar taraf ndan haz rlanan raporlar gerekse de devlet kurumlar n n verilerinden anlaş lmaktad r. Kad na yönelik şiddetin azalmayan verileri karş s nda, engelli kad na yönelik şiddetin ülkemizde verisi dahi bulunmamaktad r. Bu da kad na yönelik şiddetle mücadelede karanl k bir alan yaratmakta ve ne yaz k ki, şiddet gören birçok engelli kad n, yükümlülük alt ndaki devlet kurumlar taraf ndan fark edilmemektedir. Bunun sonucu olarak ise; kad na yönelik şiddetle mücadele mekanizmalar geliştirilirken görünmeyen engelli kad na yönelik özel önlemler al nmamakta ve engelli kad n şiddet ortam ndan dahi uzaklaşamamaktad r.

Son olarak yukar da bahsi geçen Bildiri ile, vurgulanan önemli bir husus da kad nlara karş şiddetin aç k ve anlaş labilir bir tan m n n yap lmas na, kad nlara karş her türlü şiddetin tasfiye edilmesini sağlamak için kullan lacak olan haklar n aç kça düzenlenmesine, Devletlerin 3 Bkz. www.uhdigm.adalet.gov.tr/sozlesmeler/coktaraflisoz/bm/bm_19.pdf (Erişim tarihi: 07.06.2015)

10

Ne var ki, engelli kad nlar n eğitim olanaklar ndan yararlanabilmesinin hayli s n rl olmas , bilgisayar kullan m ve yetersiz internet erişimi gibi sorunlar nedeniyle taraf m za ancak sekiz bildirim formu ulaşm ş, sözü edilen formlar üzerinden sağl kl veri analizi yapabilme olanağ mevcut olamam şt r.

Bilindiği üzere, kad nlar n yaşad klar ya da yaşamakta olduklar şiddeti dillendirebilmeleri hayli güçtür. Tüm bu güçlüklere ayn zamanda kad n n engelli olmas da eklendiğinde, engelli kad n n karş laşt ğ şiddeti ifade etmesi ve ilgili mekanizmalar harekete geçirebilmesi mevcut koşullar alt nda neredeyse olanaks z olmaktad r.

Engelli kad na yönelik şiddet raporunun, süresi bir y l ile s n rl bir projenin parças olmas yan nda, gerek bu alanda bildirim formlar n n yeterince yayg nlaşt r lmas çal şmalar n n yürütülebilmesi ve gerekse de alan çal şmalar na ihtiyaç göstermiş ise de, mevcut s n rlar içerisinde bu ihtiyac n karş lanabilmesi gerçekleşememiştir. Kad na yönelik şiddetle mücadelenin en temel unsurlar ndan birisi şüphesiz ki toplumsal cinsiyet rollerine yönelik zihniyet dönüşümünün gerçekleşebilmesidir. Unutulmamal d r ki, engelli kad nlar yaln zca kad n olmalar nedeniyle değil ayn zamanda engelli olmalar nedeniyle de şiddete maruz kalmaktad rlar. Bu nedenle, engelli kad nlar için başvuru mekanizmalar n aktif olarak kullanabilecekleri alanlar açabilmek, engelli kad na yönelik şiddetin görünür olabilmesi için önemli olacakt r. Bu raporda, yukar da aktarmaya çal şt ğ m z çeşitli olanaks zl klar nedeniyle şiddet formlar verileri kullan lamam şt r.

11

İKİNCİ BÖLÜM

I-ARAŞTIRMADA KULLANILAN KADINA YÖNELİK ŞİDDET TANIMLARI

A-Kad na Yönelik Şiddet

Kad na yönelik şiddet kad nlar n insan haklar na karş bir ihlal oluşturmaktad r. Bu haklar n ve özgürlüklerin kullan lmas n zay flatmakta veya hükümsüz k lmaktad r.

Kad nlara karş şiddet, erkekler ve kad nlar aras ndaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir göstergesidir. Bu güç ilişkisi erkekler taraf ndan kad nlar üzerinde egemenlik kurulmas na ve kad nlara ayr mc l k yap lmas na yol açmaktad r.

Kad nlara karş uygulanan şiddet, erkeklerle karş laşt r ld ğ nda kad nlar zorla bağ ml bir konuma sokan çok önemli toplumsal bir mekanizmad r.

Kad nlar n toplum içinde hukuki, sosyal, siyasal ve ekonomik eşitliği için sağlanan imkanlar, başka nedenlerle birlikte, sürekli ve yerel nitelikte şiddet taraf ndan k s tlanmaktad r.

Yukar daki tespitleri yapan 20 Aral k 1993 tarihli 44/104 say l Kararla ilan edilen Kad nlara Karş Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri ile ayn zamanda; az nl k gruplara dahil olan kad nlar, yerli kad nlar, mülteci kad nlar, göçmen kad nlar, k rsal bölgelerde veya uygarl ğa uzak topluluklarda yaşayan kad nlar, bak ma muhtaç kad nlar, ceza veya tutukevlerindeki kad nlar, k z çocuklar , engelli kad nlar, yaşl kad nlar ve silahl çat şma bölgelerinde bulunan kad nlar gibi baz kad n gruplar n n şiddete karş savunmas z bulunduklar da Bildiri ile özel olarak vurgulanm şt r3.

BM Genel Kurulu taraf ndan, eşitlik, güvenlik, özgürlük, bütün insanlar n bedensel bütünlüğü ve insanl k onuru konusundaki haklar n ve prensiplerin kad nlara her yerde uygulanmas n n acil bir gereklilik olduğu vurgulanmas na rağmen, Bildiri’nin yay nland ğ 1993 y l ndan beri kad na karş şiddetin artan bir h zla devam ettiği, gerek STK’lar taraf ndan haz rlanan raporlar gerekse de devlet kurumlar n n verilerinden anlaş lmaktad r. Kad na yönelik şiddetin azalmayan verileri karş s nda, engelli kad na yönelik şiddetin ülkemizde verisi dahi bulunmamaktad r. Bu da kad na yönelik şiddetle mücadelede karanl k bir alan yaratmakta ve ne yaz k ki, şiddet gören birçok engelli kad n, yükümlülük alt ndaki devlet kurumlar taraf ndan fark edilmemektedir. Bunun sonucu olarak ise; kad na yönelik şiddetle mücadele mekanizmalar geliştirilirken görünmeyen engelli kad na yönelik özel önlemler al nmamakta ve engelli kad n şiddet ortam ndan dahi uzaklaşamamaktad r.

Son olarak yukar da bahsi geçen Bildiri ile, vurgulanan önemli bir husus da kad nlara karş şiddetin aç k ve anlaş labilir bir tan m n n yap lmas na, kad nlara karş her türlü şiddetin tasfiye edilmesini sağlamak için kullan lacak olan haklar n aç kça düzenlenmesine, Devletlerin 3 Bkz. www.uhdigm.adalet.gov.tr/sozlesmeler/coktaraflisoz/bm/bm_19.pdf (Erişim tarihi: 07.06.2015)

10

Ne var ki, engelli kad nlar n eğitim olanaklar ndan yararlanabilmesinin hayli s n rl olmas , bilgisayar kullan m ve yetersiz internet erişimi gibi sorunlar nedeniyle taraf m za ancak sekiz bildirim formu ulaşm ş, sözü edilen formlar üzerinden sağl kl veri analizi yapabilme olanağ mevcut olamam şt r.

Bilindiği üzere, kad nlar n yaşad klar ya da yaşamakta olduklar şiddeti dillendirebilmeleri hayli güçtür. Tüm bu güçlüklere ayn zamanda kad n n engelli olmas da eklendiğinde, engelli kad n n karş laşt ğ şiddeti ifade etmesi ve ilgili mekanizmalar harekete geçirebilmesi mevcut koşullar alt nda neredeyse olanaks z olmaktad r.

Engelli kad na yönelik şiddet raporunun, süresi bir y l ile s n rl bir projenin parças olmas yan nda, gerek bu alanda bildirim formlar n n yeterince yayg nlaşt r lmas çal şmalar n n yürütülebilmesi ve gerekse de alan çal şmalar na ihtiyaç göstermiş ise de, mevcut s n rlar içerisinde bu ihtiyac n karş lanabilmesi gerçekleşememiştir. Kad na yönelik şiddetle mücadelenin en temel unsurlar ndan birisi şüphesiz ki toplumsal cinsiyet rollerine yönelik zihniyet dönüşümünün gerçekleşebilmesidir. Unutulmamal d r ki, engelli kad nlar yaln zca kad n olmalar nedeniyle değil ayn zamanda engelli olmalar nedeniyle de şiddete maruz kalmaktad rlar. Bu nedenle, engelli kad nlar için başvuru mekanizmalar n aktif olarak kullanabilecekleri alanlar açabilmek, engelli kad na yönelik şiddetin görünür olabilmesi için önemli olacakt r. Bu raporda, yukar da aktarmaya çal şt ğ m z çeşitli olanaks zl klar nedeniyle şiddet formlar verileri kullan lamam şt r.

13

Kad nlara Karş Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri ile ise, aile içinde meydana gelen dövme, cinsel organlar dağlama ve kad nlara zarar veren geleneksel uygulamalar, eş olmayanlar aras ndaki şiddet kad na yönelik şiddet örnekleri aras nda say lm ş, ancak örneklerin bu hallerle s n rl olmad ğ vurgulanm şt r.

Kad na yönelik fiziksel şiddet, şiddeti uygulayan n kendi fiziksel gücüyle, delici, kesici alet veya silahla yap labileceği gibi, aç b rakma, süreğen hastal ğa sahip bir kad n n ilaçlar n vermeme şeklinde de olabilir.

Fiziksel şiddet genelde iz b rakt ğ ve gözle görülebilir olduğu için toplum taraf ndan en çok bilinen şiddet türüdür.

2-Ekonomik iddet

Ekonomik şiddet, kad n n malvarl ğ n kullanmas n engelleme şeklinde olabileceği gibi zorla borçland rma şeklinde de gelişebilir. Ekonomik özgürlüğü k s tlama, eve para b rakmama veya çok az b rakma, çal şmas na izin vermeme, zorla çal şt rma, sürekli hesap sorma, paray kullanarak aşağ lamaya çal şma, zorunlu giderleri için gerekli paray kullanmas na izin vermeme, kazand ğ paraya el koyman n yan s ra engelli kad n zorla dilendirme gibi fiiller ekonomik şiddet örnekleri aras nda say labilir.

3-Cinsel iddet

Kad n n bedenine yönelik istenmeyen her tür cinsel içerikli davran ş veya söz cinsel şiddet olarak değerlendirilebilir. İstenmeyen cinsel davran şlar yapmaya zorlama, zorla cinsel ilişki, taciz etme, cinsel ilişki s ras nda güç kullanma, zorla genital muayene, bekaret kontrolü, zorla evlendirme, başkalar yla cinsel ilişkiye zorlama şeklinde meydana gelebilir.

Aile içinde meydana gelen; k z çocuklar n cinsel istismar , evlilik içi tecavüz gibi fiiller ile ; toplum içinde meydana gelen tecavüz, cinsel istismar, çal şma hayat nda, öğretim kurumlar nda ve diğer yerlerde cinsel taciz, kad n sat ş ve zorla seks işçiliği gibi fiiller de Kad nlara Karş Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri ile kad na yönelik şiddet örnekleri aras nda say lm şt r.

Cinsel içerikli laf atma da cinsel şiddet say ld ğ gibi özellikle görme engelli kad nlara yönelik yard m etme bahanesiyle elle sark nt l k da bu şiddet kapsam na girmektedir.

4-Sözel iddet

Sözel şiddette, ortada kad n n bedenine yönelen fiziksel bir fiil olmamakla birlikte, genelde Y k c eleştiri, bağ rma, alay etme, suçlama, isim takma, özellikle engelli kad n n engeline yönelik hakaret içeren sözler söyleme gibi şekillerde duygusal travma yaratabilecek sonuçlar doğuran bir şiddet türüdür.

12

taş d klar sorumluluklar konusunda taahhütte bulunmalar na, ve kad nlara karş şiddetin tasfiye edilmesi için bütün bir uluslararas toplumun taahhütte bulunmas na ihtiyaç olduğudur.

Buradan hareketle, engelli kad na karş şiddete dair yap lan bu çal şmada, kad na yönelik şiddetin tan m ve kapsam n n ne olduğu, şiddet türlerinin aç klanmas n n önemli bir gereklilik olduğu kan s nday z.

Kad na yönelik şiddet, bahse konu bildiri ile; ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kad nlara fiziksel, cinsel veya psikolojik ac veya st rap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun b rakma olarak tan mlanm şt r.

İstanbul Sözleşmesi paralelinde yasalaşan ve 4320 say l Ailenin Korunmas na Dair Kanun’u mülga eden 6284 say l Ailenin Korunmas ve Kad na Karş Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile “Kad na yönelik şiddet” , kad nlara, yaln zca kad n olduklar için uygulanan veya kad nlar etkileyen cinsiyete dayal bir ayr mc l k ile kad n n insan haklar ihlaline yol açan ve bu kanunda şiddet olarak tan mlanan her türlü tutum ve davran ş olarak; şiddet ise kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik aç dan zarar görmesiyle veya ac çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanmas muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve bask y ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davran ş, olarak tan mlanm şt r.

Görüldüğü üzere, gerek uluslararas gerekse de ulusal mevzuatta kad na yönelik şiddetin yaln zca fiziksel olmad ğ , cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik şekilde de meydana gelebileceği üzerinde durulmuştur.

Kad na yönelik şiddetin fiili durumunun belirlenmesinde, şiddetin neleri içerdiğinin kad nlar taraf ndan bilinmesi bir zorunluluktur. Ne yaz k ki, toplumun şiddetle ilgili genel alg s fiziksel olduğu için, en çok görülen bu tür şiddettir. Oysa ki; diğer şiddet türleri de en az fiziksel şiddet kadar kad nlara yöneltilmekte ve kay t alt na al nmayan ihlallere neden olmaktad r.

B-Kad na Yönelik Şiddet Biçimleri

1-Fiziksel iddet

Kad n n bedenine yönelik sertlik ve kaba kuvvet içeren, her tür ac ve zarar verici harekettir.

Yumruklama, tekmeleme, tokat atma, vurma, s rma, çimdikleme, saç çekme, yakma, boğaz n s kma, işkence yapma, bir eşya ile vurma fiziksel şiddet örnekleri aras nda say lmaktad r. Tüm bunlar n yan s ra, engelli kad nlar n engel durumlar kullan larak örneğin fiziksel engelli kad na yönelik tekerlekli sandalyeden düşürme gibi, yap lan fiiller de fiziksel şiddet örnekleri aras ndad r.

13

Kad nlara Karş Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri ile ise, aile içinde meydana gelen dövme, cinsel organlar dağlama ve kad nlara zarar veren geleneksel uygulamalar, eş olmayanlar aras ndaki şiddet kad na yönelik şiddet örnekleri aras nda say lm ş, ancak örneklerin bu hallerle s n rl olmad ğ vurgulanm şt r.

Kad na yönelik fiziksel şiddet, şiddeti uygulayan n kendi fiziksel gücüyle, delici, kesici alet veya silahla yap labileceği gibi, aç b rakma, süreğen hastal ğa sahip bir kad n n ilaçlar n vermeme şeklinde de olabilir.

Fiziksel şiddet genelde iz b rakt ğ ve gözle görülebilir olduğu için toplum taraf ndan en çok bilinen şiddet türüdür.

2-Ekonomik iddet

Ekonomik şiddet, kad n n malvarl ğ n kullanmas n engelleme şeklinde olabileceği gibi zorla borçland rma şeklinde de gelişebilir. Ekonomik özgürlüğü k s tlama, eve para b rakmama veya çok az b rakma, çal şmas na izin vermeme, zorla çal şt rma, sürekli hesap sorma, paray kullanarak aşağ lamaya çal şma, zorunlu giderleri için gerekli paray kullanmas na izin vermeme, kazand ğ paraya el koyman n yan s ra engelli kad n zorla dilendirme gibi fiiller ekonomik şiddet örnekleri aras nda say labilir.

3-Cinsel iddet

Kad n n bedenine yönelik istenmeyen her tür cinsel içerikli davran ş veya söz cinsel şiddet olarak değerlendirilebilir. İstenmeyen cinsel davran şlar yapmaya zorlama, zorla cinsel ilişki, taciz etme, cinsel ilişki s ras nda güç kullanma, zorla genital muayene, bekaret kontrolü, zorla evlendirme, başkalar yla cinsel ilişkiye zorlama şeklinde meydana gelebilir.

Aile içinde meydana gelen; k z çocuklar n cinsel istismar , evlilik içi tecavüz gibi fiiller ile ; toplum içinde meydana gelen tecavüz, cinsel istismar, çal şma hayat nda, öğretim kurumlar nda ve diğer yerlerde cinsel taciz, kad n sat ş ve zorla seks işçiliği gibi fiiller de Kad nlara Karş Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri ile kad na yönelik şiddet örnekleri aras nda say lm şt r.

Cinsel içerikli laf atma da cinsel şiddet say ld ğ gibi özellikle görme engelli kad nlara yönelik yard m etme bahanesiyle elle sark nt l k da bu şiddet kapsam na girmektedir.

4-Sözel iddet

Sözel şiddette, ortada kad n n bedenine yönelen fiziksel bir fiil olmamakla birlikte, genelde Y k c eleştiri, bağ rma, alay etme, suçlama, isim takma, özellikle engelli kad n n engeline yönelik hakaret içeren sözler söyleme gibi şekillerde duygusal travma yaratabilecek sonuçlar doğuran bir şiddet türüdür.

12

taş d klar sorumluluklar konusunda taahhütte bulunmalar na, ve kad nlara karş şiddetin tasfiye edilmesi için bütün bir uluslararas toplumun taahhütte bulunmas na ihtiyaç olduğudur.

Buradan hareketle, engelli kad na karş şiddete dair yap lan bu çal şmada, kad na yönelik şiddetin tan m ve kapsam n n ne olduğu, şiddet türlerinin aç klanmas n n önemli bir gereklilik olduğu kan s nday z.

Kad na yönelik şiddet, bahse konu bildiri ile; ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kad nlara fiziksel, cinsel veya psikolojik ac veya st rap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun b rakma olarak tan mlanm şt r.

İstanbul Sözleşmesi paralelinde yasalaşan ve 4320 say l Ailenin Korunmas na Dair Kanun’u mülga eden 6284 say l Ailenin Korunmas ve Kad na Karş Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile “Kad na yönelik şiddet” , kad nlara, yaln zca kad n olduklar için uygulanan veya kad nlar etkileyen cinsiyete dayal bir ayr mc l k ile kad n n insan haklar ihlaline yol açan ve bu kanunda şiddet olarak tan mlanan her türlü tutum ve davran ş olarak; şiddet ise kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik aç dan zarar görmesiyle veya ac çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanmas muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve bask y ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davran ş, olarak tan mlanm şt r.

Görüldüğü üzere, gerek uluslararas gerekse de ulusal mevzuatta kad na yönelik şiddetin yaln zca fiziksel olmad ğ , cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik şekilde de meydana gelebileceği üzerinde durulmuştur.

Kad na yönelik şiddetin fiili durumunun belirlenmesinde, şiddetin neleri içerdiğinin kad nlar taraf ndan bilinmesi bir zorunluluktur. Ne yaz k ki, toplumun şiddetle ilgili genel alg s fiziksel olduğu için, en çok görülen bu tür şiddettir. Oysa ki; diğer şiddet türleri de en az fiziksel şiddet kadar kad nlara yöneltilmekte ve kay t alt na al nmayan ihlallere neden olmaktad r.

B-Kad na Yönelik Şiddet Biçimleri

1-Fiziksel iddet

Kad n n bedenine yönelik sertlik ve kaba kuvvet içeren, her tür ac ve zarar verici harekettir.

Yumruklama, tekmeleme, tokat atma, vurma, s rma, çimdikleme, saç çekme, yakma, boğaz n s kma, işkence yapma, bir eşya ile vurma fiziksel şiddet örnekleri aras nda say lmaktad r. Tüm bunlar n yan s ra, engelli kad nlar n engel durumlar kullan larak örneğin fiziksel engelli kad na yönelik tekerlekli sandalyeden düşürme gibi, yap lan fiiller de fiziksel şiddet örnekleri aras ndad r.

15

4-15 Eylül 1995 tarihinde toplanan Dördüncü Dünya Kad n Konferans nda kad na yönelik şiddetin önlenmesinin gerekliliği vurgulanm ş, bu husus Pekin Deklarasyonu ve Eylem Plan içinde de yer alm şt r. Pekin Deklarasyonu 29. Maddesi ile “Kad nlara ve k z çocuklar na yönelik her türlü şiddeti önlemeye ve ortadan kald rmaya” yönelik hükmü koymuştur. Pekin Deklarasyonu Eylem Plan n n 124. k sm nda devletlere yüklediği yükümlülüklerden bir tanesi de; “şiddetin önlenmesine ve suçlular n kanuni takibine önem vererek, kad nlara yönelik şiddetin yok edilmesinde etkin olmalar n sağlamak amac yla yasalar kabul etmek ve/veya uygulamak, düzenli olarak gözden geçirmek ve incelemek,....” şeklindedir9.

Uluslararas alanda bu gelişmeler yaşan rken, Türkiye’de ise kad na yönelik şiddetle mücadelede, hukuki argümandan çok feminist kad n örgütlerinin çabas yatmaktad r. Türkiye’de 1980’li y llarda ivme kazanan feminist mücadele, özellikle şiddete ve cinsel tacize karş politikalar geliştirmiş, Bu süreçte tart şma gruplar , dergiler ve kampanyalar yoluyla ataerkillik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kad na yönelik aile içi şiddet sorgulanm şt r. 1987 y l nda bir hakimin, eşinden şiddet gördüğü için açm ş olduğu boşanma davas n “Kad n n s rt ndan sopay , karn ndan s pay eksik etmeyeceksin” sözü ile reddetmesi üzerine, kad n örgütleri taraf ndan başlat lan “Dayağa Hay r” kampanyas ile büyük ses getirilmiştir.

Kad na yönelik şiddet ve cinsel tacize karş 1989 y l nda yürütülen “Mor İğne” kampanyas ve 1990’dan itibaren kad n s ğ nağ aç lmas için yürütülen mücadele sonucunda, kad n örgütleri taraf ndan az say da da olsa s ğ nak aç lmas sağlanm ş ve konuya ilişkin fark ndal k yarat lm şt r.

Kad na yönelik şiddetin bir insan hakk ihlali olduğunun ve bununla mücadelenin zorunluluğunun gerek uluslararas gerekse de ulusal alanda tespitinin ard ndan kad na yönelik şiddet ile mücadele mekanizmalar n n tespiti gerekmektedir.

B-Mücadele Mekanizmalar

1-İhbar Hatlar

Ülkemizde kad na yönelik şiddetle ilgili mücadele mekanizmalar aras nda 155 polis, 112 ambulans, ALO 183 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ hatt , 156 Jandarma acil ihbar hatlar bulunmaktad r. Bütün bu hatlar maalesef çoğu zaman işitme engelli kad nlar n erişimine uygun değildir. Çünkü bu hatlar n tümünde, çoğunlukla konuşarak bilgi alma ve verme yöntemi ile hizmet sunulmaktad r. Zihinsel engelli kad nlar n yine bu hatlar aramalar çoğu zaman olanakl değildir. Bunun yan s ra, acil hatlar arayabilecek durumda olan fakat bulunduğu adresi tarif edemeyecek zihinsel yeterlilikteki kad nlara yönelik de yer tespit sistemleri yeterince uygulanmamaktad r, bu nedenle bu durumdaki zihinsel engelli kad nlar da yine bu hatlardan yararlanamayacak, uğrad ğ şiddeti bildiremeyecektir.

2-Sa l k Kurulu lar

Şiddete uğrayan kad n n ilk olarak en yak n sağl k kuruluşuna başvurarak tedavi hizmetinden sorunsuz yararlanabilmesini sağlamak ve şiddeti raporlamak şiddet vakalar n n tespiti için gerekli olan en önemli ad mlardand r. Sağl k kuruluşlar n n şiddet vakalar n 9 Bkz. www.istanbulbarosu.org.tr (erişim tarihi: 03.06.2015)

14

5-Psikolojik iddet

Kad n n duygu ve düşünceleri üzerinde uygulanan şiddet türüdür. Küsme, bask uygulama, intihar etmekle tehdit, alay etme, görmezden gelme, hakaret etme, çocuklar uzaklaşt rma, kad n n sosyal çevresine kad nla ilgili yalan söyleme, sosyal çevreden zorla uzaklaşt rma, kad n n güvenini k rma, bilgi saklama, k skançl k, gözdağ verme, görme engelli kad na sessizce yaklaşarak korkutma şeklinde meydana gelebilir.

Psikolojik şiddet sonucu, kad n genelde, korku, depresyon, kendine sayg y yitirme, özgüven eksikliği ve bağ ml olduğu duygular na kap lmaktad r.

II-KADINA YÖNELİK iddetle mücadele mekanizmalar

A-Genel olarak

Uluslararas alanda, 1946’da BM Kad n n Statüsü Komisyonu kurularak, kad na yönelik ayr mc l k konusunda önemli bir ad m at lm şt r. Ard ndan, 1975 y l nda Birleşmiş Milletler 1975-1985 y llar aras n Kad n On Y l olarak ilan etmiştir. 1980 y l nda 2. Dünya Kad n Konferans sonuç bildirgesinde kad nlar n ve çocuklar n şiddetten korunmas konusunda çağr yap lm şt r4. 1981 y l nda yürürlüğe giren, ülkemizde ise 1985 y l nda imzalanan Kad nlara Karş Her Türlü Ayr mc l ğ n Ortadan Kald r lmas na İlişkin Uluslararas Sözleşme5, kad na yönelik şiddete ilişkin bir düzenleme içermemekle birlikte, münhas ran kad nlara yönelik ayr mc l ğ yasaklayan ve bu konuda taraf devletlere yükümlülük getiren önemli bir sözleşmedir6. 1985 y l nda Nairobi’de gerçekleştirilen ‘3. Kad n Konferans İleriye Yönelik Stratejiler Belgesi’nde ise kad na yönelik şiddet konusunda devletlere bu konuda yasal ve politik önlemler almalar çağr s yap lm şt r7. 1993 y l nda BM Genel Kurulu taraf ndan Kad nlara Karş Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri kabul edilmiş, 1994 y l nda Uluslararas Nüfus ve Kalk nma Konferans ile hükümetler kad nlar n ve k z çocuklar n n şiddetten korunmas için önlem almaya çağr lm şt r8.

4 Bkz. Onuncu Kalk nma Plan , Toplumsal Cinsiyet Çal şma Grubu Raporu, 2013, Genel Raportör: Prof. Dr. Ayşe AKIN 5 İngilizce ad ‘The Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women (CEDAW)’ olan sözleşme resmi çeviride Türkçe’ye “Kad nlara Karş Her Türlü Ayr mc l ğ n Önlenmesi Sözleşmesi” olarak çevrilmiştir. Kad n örgütleri sözleşmenin ad nda bir çeviri hatas olduğunu belirtmekte ve sözleşmenin Türkçe ad n n “Kad nlara Karş Her Türlü Ayr mc l ğ n Ortadan Kald r lmas na İlişkin Uluslararas Sözleşme” biçiminde olmas gerektiğini savunmaktad r. ENGKAD da bu görüşü benimsemektedir, bu nedenle metin içinde sözleşmenin ismi bu şekilde kullan lm şt r. 6 Bkz. CEDAW Komitesi taraf ndan konuya ilişkin 12 ve 19 nolu tavsiye karar verilmiştir. 7 Bkz. Onuncu Kalk nma Plan , Toplumsal Cinsiyet Çal şma Grubu Raporu, 2013, Genel Raportör: Prof. Dr. Ayşe AKIN 8 A.g.e

15

4-15 Eylül 1995 tarihinde toplanan Dördüncü Dünya Kad n Konferans nda kad na yönelik şiddetin önlenmesinin gerekliliği vurgulanm ş, bu husus Pekin Deklarasyonu ve Eylem Plan içinde de yer alm şt r. Pekin Deklarasyonu 29. Maddesi ile “Kad nlara ve k z çocuklar na yönelik her türlü şiddeti önlemeye ve ortadan kald rmaya” yönelik hükmü koymuştur. Pekin Deklarasyonu Eylem Plan n n 124. k sm nda devletlere yüklediği yükümlülüklerden bir tanesi de; “şiddetin önlenmesine ve suçlular n kanuni takibine önem vererek, kad nlara yönelik şiddetin yok edilmesinde etkin olmalar n sağlamak amac yla yasalar kabul etmek ve/veya uygulamak, düzenli olarak gözden geçirmek ve incelemek,....” şeklindedir9.

Uluslararas alanda bu gelişmeler yaşan rken, Türkiye’de ise kad na yönelik şiddetle mücadelede, hukuki argümandan çok feminist kad n örgütlerinin çabas yatmaktad r. Türkiye’de 1980’li y llarda ivme kazanan feminist mücadele, özellikle şiddete ve cinsel tacize karş politikalar geliştirmiş, Bu süreçte tart şma gruplar , dergiler ve kampanyalar yoluyla ataerkillik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kad na yönelik aile içi şiddet sorgulanm şt r. 1987 y l nda bir hakimin, eşinden şiddet gördüğü için açm ş olduğu boşanma davas n “Kad n n s rt ndan sopay , karn ndan s pay eksik etmeyeceksin” sözü ile reddetmesi üzerine, kad n örgütleri taraf ndan başlat lan “Dayağa Hay r” kampanyas ile büyük ses getirilmiştir.

Kad na yönelik şiddet ve cinsel tacize karş 1989 y l nda yürütülen “Mor İğne” kampanyas ve 1990’dan itibaren kad n s ğ nağ aç lmas için yürütülen mücadele sonucunda, kad n örgütleri taraf ndan az say da da olsa s ğ nak aç lmas sağlanm ş ve konuya ilişkin fark ndal k yarat lm şt r.

Kad na yönelik şiddetin bir insan hakk ihlali olduğunun ve bununla mücadelenin zorunluluğunun gerek uluslararas gerekse de ulusal alanda tespitinin ard ndan kad na yönelik şiddet ile mücadele mekanizmalar n n tespiti gerekmektedir.

B-Mücadele Mekanizmalar

1-İhbar Hatlar

Ülkemizde kad na yönelik şiddetle ilgili mücadele mekanizmalar aras nda 155 polis, 112 ambulans, ALO 183 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ hatt , 156 Jandarma acil ihbar hatlar bulunmaktad r. Bütün bu hatlar maalesef çoğu zaman işitme engelli kad nlar n erişimine uygun değildir. Çünkü bu hatlar n tümünde, çoğunlukla konuşarak bilgi alma ve verme yöntemi ile hizmet sunulmaktad r. Zihinsel engelli kad nlar n yine bu hatlar aramalar çoğu zaman olanakl değildir. Bunun yan s ra, acil hatlar arayabilecek durumda olan fakat bulunduğu adresi tarif edemeyecek zihinsel yeterlilikteki kad nlara yönelik de yer tespit sistemleri yeterince uygulanmamaktad r, bu nedenle bu durumdaki zihinsel engelli kad nlar da yine bu hatlardan yararlanamayacak, uğrad ğ şiddeti bildiremeyecektir.

2-Sa l k Kurulu lar

Şiddete uğrayan kad n n ilk olarak en yak n sağl k kuruluşuna başvurarak tedavi hizmetinden sorunsuz yararlanabilmesini sağlamak ve şiddeti raporlamak şiddet vakalar n n tespiti için gerekli olan en önemli ad mlardand r. Sağl k kuruluşlar n n şiddet vakalar n 9 Bkz. www.istanbulbarosu.org.tr (erişim tarihi: 03.06.2015)

14

5-Psikolojik iddet

Kad n n duygu ve düşünceleri üzerinde uygulanan şiddet türüdür. Küsme, bask uygulama, intihar etmekle tehdit, alay etme, görmezden gelme, hakaret etme, çocuklar uzaklaşt rma, kad n n sosyal çevresine kad nla ilgili yalan söyleme, sosyal çevreden zorla uzaklaşt rma, kad n n güvenini k rma, bilgi saklama, k skançl k, gözdağ verme, görme engelli kad na sessizce yaklaşarak korkutma şeklinde meydana gelebilir.

Psikolojik şiddet sonucu, kad n genelde, korku, depresyon, kendine sayg y yitirme, özgüven eksikliği ve bağ ml olduğu duygular na kap lmaktad r.

II-KADINA YÖNELİK iddetle mücadele mekanizmalar

A-Genel olarak

Uluslararas alanda, 1946’da BM Kad n n Statüsü Komisyonu kurularak, kad na yönelik ayr mc l k konusunda önemli bir ad m at lm şt r. Ard ndan, 1975 y l nda Birleşmiş Milletler 1975-1985 y llar aras n Kad n On Y l olarak ilan etmiştir. 1980 y l nda 2. Dünya Kad n Konferans sonuç bildirgesinde kad nlar n ve çocuklar n şiddetten korunmas konusunda çağr yap lm şt r4. 1981 y l nda yürürlüğe giren, ülkemizde ise 1985 y l nda imzalanan Kad nlara Karş Her Türlü Ayr mc l ğ n Ortadan Kald r lmas na İlişkin Uluslararas Sözleşme5, kad na yönelik şiddete ilişkin bir düzenleme içermemekle birlikte, münhas ran kad nlara yönelik ayr mc l ğ yasaklayan ve bu konuda taraf devletlere yükümlülük getiren önemli bir sözleşmedir6. 1985 y l nda Nairobi’de gerçekleştirilen ‘3. Kad n Konferans İleriye Yönelik Stratejiler Belgesi’nde ise kad na yönelik şiddet konusunda devletlere bu konuda yasal ve politik önlemler almalar çağr s yap lm şt r7. 1993 y l nda BM Genel Kurulu taraf ndan Kad nlara Karş Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri kabul edilmiş, 1994 y l nda Uluslararas Nüfus ve Kalk nma Konferans ile hükümetler kad nlar n ve k z çocuklar n n şiddetten korunmas için önlem almaya çağr lm şt r8.

4 Bkz. Onuncu Kalk nma Plan , Toplumsal Cinsiyet Çal şma Grubu Raporu, 2013, Genel Raportör: Prof. Dr. Ayşe AKIN 5 İngilizce ad ‘The Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women (CEDAW)’ olan sözleşme resmi çeviride Türkçe’ye “Kad nlara Karş Her Türlü Ayr mc l ğ n Önlenmesi Sözleşmesi” olarak çevrilmiştir. Kad n örgütleri sözleşmenin ad nda bir çeviri hatas olduğunu belirtmekte ve sözleşmenin Türkçe ad n n “Kad nlara Karş Her Türlü Ayr mc l ğ n Ortadan Kald r lmas na İlişkin Uluslararas Sözleşme” biçiminde olmas gerektiğini savunmaktad r. ENGKAD da bu görüşü benimsemektedir, bu nedenle metin içinde sözleşmenin ismi bu şekilde kullan lm şt r. 6 Bkz. CEDAW Komitesi taraf ndan konuya ilişkin 12 ve 19 nolu tavsiye karar verilmiştir. 7 Bkz. Onuncu Kalk nma Plan , Toplumsal Cinsiyet Çal şma Grubu Raporu, 2013, Genel Raportör: Prof. Dr. Ayşe AKIN 8 A.g.e

17

eğitim programlar n n personele nadiren uyguland ğ ya da uygulanmad ğ belirtilmiş; mevcut programlar n eğitim konular n n ve süresinin yetersizliği gibi nedenlerle, kuruma travma halinde başvuran kad nlarla çal şacak kadronun gerekli bilgi ve deneyimden yoksun olduğu ifade edilmiştir. Personelin kişisel çabas d ş nda konu ile ilgili bilgi edinme olanağ n n bulunmad ğ tespit edilmiştir.

Yasada öngörülen birimlerin (psikolojik destek, çocuk, eğitim birimleri gibi) kurulmam ş olmas nedeniyle, mevcut birimler bütün işleri üstlenmek zorunda kalmaktad r. Hizmetlerin, geçici görevli ya da özel hizmet al m yoluyla istihdam edilmiş personel taraf ndan yürütülmeye çal ş lmas hem işlerin aksamas na, hem de personelde yetersizlik hissine ve ikincil travmalara yol açt ğ belirtilmiştir. Ayr ca raporda çal şma yap lan 4 ŞÖNİM’de başta fiziksel engelli kad nlar olmak üzere görme ve işitme engelli kad nlar aç s ndan erişilebilirlik koşullar n n sağlanmad ğ n n alt çizilmiştir. Bu merkezlerde işaret dili bilen personelin istihdam edilmemesi, binalar n fiziksel engelli kad nlar n gereksinimlerine göre tasarlanmamas , bilgilendirici materyallerin Braille veya sesli formatta haz rlanmamas nedeniyle görme engelli kad nlar n bu materyalleri okuyamamalar gibi çeşitli erişim sorunlar na raporda yer verilmiştir. Tek kap prensibi ile kurulan ŞÖNİM’ler arac l ğ ile şiddet mağduru kad n n sağl k kuruluşu, adliye ve adli t p gibi çeşitli kurumlar dolaşarak yaşamakta olduğu travman n önüne geçilmesi planlanm şt r, ancak uygulamada bu durumun hayata geçirilememiş olmas engelli kad nlar aç s ndan durumu daha da zorlaşt rmaktad r.

Bu merkezlerin sivil toplum kuruluşlar taraf ndan sürekli izlenmesi ve kurumlar aras işbirliği halinde hizmetlerin tasarlanmas modern devlet anlay ş n n bir gereğidir.

5- Kad n S naklar ve Dan ma Merkezleri

Şiddete uğrayan kad nlar ilk olarak ŞÖNİM ya da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’n n, belediyelerin veya kad n örgütlerinin kad n dan şma merkezlerine başvurmaktad r. Bu merkezlerde kad nlar n ihtiyaçlar ve içinde bulunduklar durumun ayr nt l analizi yap larak bir plan yap lmakta, gerekli olmas halinde kad nlar bir s ğ nağa yerleştirilmektedir. Ancak engelli kad nlar n bu merkezlere erişimleri oldukça zordur, bu sebeple engelli kad nlar şiddete maruz kald klar ortamlar terk edememe durumu ile karş karş yad r.

Merkezi idare d ş nda gerek yerel yönetimler ve gerekse de alanda çal şan kad n STK’lar taraf ndan kurulan kad n dan şma merkezleri şiddete uğrayan ya da dan şmanl k desteği almak isteyen kad nlar için önemli mekanizmalard r. Ancak sözü edilen merkezlerin engelli kad nlar n erişimi için yeterince uygun olmamas , diğer bir deyişle farkl engellilik durumlar na sahip kad nlara dan şmanl k yapabilecek yeterlilikten uzak olmalar bu merkezlere erişimi zor olan engelli kad nlar n merkezlere eriştikleri anda da nitelikli destek alamamalar na neden olmaktad r.

16

derhal kolluk birimlerine bildirme zorunluluğu bulunmaktad r. Ancak sağl k kuruluşlar n n erişimi engelliler bak m ndan sorunludur. Sağl k profesyonellerinin engelli kad nlarla ilgili fark ndal klar n n yeterince olmamas genel bir yaklaş m sorununu gündeme getirmektedir. Ayr ca sağl k kurumlar nda işaret dili bilen çal şanlar n , fiziksel engelli kad nlar n jinekolojik muayeneleri için uygun jinekolojik muayene masalar n n olmamas da en kritik sorunlardand r.

3-Cumhuriyet Savc l klar ve Aile Mahkemeleri

Şiddete uğrayan ya da uğrama riski bulunan kad nlar en yak n karakola başvurabilecekleri gibi doğrudan Cumhuriyet Başsavc l klar na da suç ihbar nda bulunabilirler. Yine 6284 say l kanun uyar nca koruyucu ve önleyici tedbir kararlar n n al nabilmesi amac ile aile mahkemelerine başvurabilirler. Ancak adliye binalar n n olumsuz fiziki koşullar , adliyelerde uygun rehberlik ve dan şmanl k hizmetlerinin bulunmamas , işaret dili bilen adli personelin yokluğu engelli kad nlar n adalete erişimini de güçleştirmektedir.

4- ŞÖNİMLER - Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri

Şiddet önleme ve izleme merkezleri 6284 say l yasa ile kurulmuştur. Yasaya göre ŞÖNİM’lerin çal şma esaslar şu şekilde belirlenmiştir:

MADDE 14 – (1) Bakanl k, gerekli uzman personelin görev yapt ğ ve tercihen kad n personelin istihdam edildiği, şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmas na yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, çal şmalar n 7 gün 24 saat esas na göre yürüten, çal şma usul ve esaslar yönetmelikle belirlenen, şiddet önleme ve izleme merkezlerini kurar.

(2) Kurulan merkezlerde şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmas na yönelik izleme çal şmalar yap l r ve destek hizmetleri verilir.

Ancak bu merkezlerin kurulduklar günden itibaren kad na yönelik şiddetle mücadele konusunda etkili bir mekanizma olmad ğ görülmüştür. Sadece 14 şehirde aç lan merkezler, kent merkezlerinin d ş nda , ulaş m ve güvenlik sorunlar n n yaşanabileceği semtlerde kurulmaktad r. Bu merkezlerin çoğunun fiziki alt yap s engelli kad nlar n erişimine de uygun değildir. Cinsiyet Eşitliği Derneği -CEİD- taraf ndan haz rlanan ‘Kad na Yönelik Şiddetle Mücadele Mekanizmas İzleme Modeli Mart 2014 Raporu’nda10 4 şehirde yap lan pilot çal şmada ŞÖNİM’lerin kurumsal yap s n n tamamlanmam ş olmas , bu merkezlerin kanunda belirtilen hizmetleri belirli standartlar dâhilinde gerçekleştirememesi, geçici görevlendirme ve özel hizmet al m temelinde yürütülen kadro tahsisi politikas gibi nedenlerle zorlaşan uygulamalar n yaratt ğ sorunlar n personelin kişisel çabalar ile çözümlenmeye çal ş ld ğ tespit edilmiştir. Toplumsal cinsiyet duyarl l ğ na ve kad na yönelik şiddete ilişkin hizmet-içi

10 Bkz. Cinsiyet Eşitliği Derneği (CEİD). Kad na Yönelik Şiddetle Mücadele Mekanizmas İzleme Modeli, Mart 2014. http://www.ceid.info.tr/dosyalar/CEID-Kadina-yonelik-siddetle-mucadele-mekanizmasi-izleme-modeli.pdf (erişim tarihi: 15.05.2015)

17

eğitim programlar n n personele nadiren uyguland ğ ya da uygulanmad ğ belirtilmiş; mevcut programlar n eğitim konular n n ve süresinin yetersizliği gibi nedenlerle, kuruma travma halinde başvuran kad nlarla çal şacak kadronun gerekli bilgi ve deneyimden yoksun olduğu ifade edilmiştir. Personelin kişisel çabas d ş nda konu ile ilgili bilgi edinme olanağ n n bulunmad ğ tespit edilmiştir.

Yasada öngörülen birimlerin (psikolojik destek, çocuk, eğitim birimleri gibi) kurulmam ş olmas nedeniyle, mevcut birimler bütün işleri üstlenmek zorunda kalmaktad r. Hizmetlerin, geçici görevli ya da özel hizmet al m yoluyla istihdam edilmiş personel taraf ndan yürütülmeye çal ş lmas hem işlerin aksamas na, hem de personelde yetersizlik hissine ve ikincil travmalara yol açt ğ belirtilmiştir. Ayr ca raporda çal şma yap lan 4 ŞÖNİM’de başta fiziksel engelli kad nlar olmak üzere görme ve işitme engelli kad nlar aç s ndan erişilebilirlik koşullar n n sağlanmad ğ n n alt çizilmiştir. Bu merkezlerde işaret dili bilen personelin istihdam edilmemesi, binalar n fiziksel engelli kad nlar n gereksinimlerine göre tasarlanmamas , bilgilendirici materyallerin Braille veya sesli formatta haz rlanmamas nedeniyle görme engelli kad nlar n bu materyalleri okuyamamalar gibi çeşitli erişim sorunlar na raporda yer verilmiştir. Tek kap prensibi ile kurulan ŞÖNİM’ler arac l ğ ile şiddet mağduru kad n n sağl k kuruluşu, adliye ve adli t p gibi çeşitli kurumlar dolaşarak yaşamakta olduğu travman n önüne geçilmesi planlanm şt r, ancak uygulamada bu durumun hayata geçirilememiş olmas engelli kad nlar aç s ndan durumu daha da zorlaşt rmaktad r.

Bu merkezlerin sivil toplum kuruluşlar taraf ndan sürekli izlenmesi ve kurumlar aras işbirliği halinde hizmetlerin tasarlanmas modern devlet anlay ş n n bir gereğidir.

5- Kad n S naklar ve Dan ma Merkezleri

Şiddete uğrayan kad nlar ilk olarak ŞÖNİM ya da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’n n, belediyelerin veya kad n örgütlerinin kad n dan şma merkezlerine başvurmaktad r. Bu merkezlerde kad nlar n ihtiyaçlar ve içinde bulunduklar durumun ayr nt l analizi yap larak bir plan yap lmakta, gerekli olmas halinde kad nlar bir s ğ nağa yerleştirilmektedir. Ancak engelli kad nlar n bu merkezlere erişimleri oldukça zordur, bu sebeple engelli kad nlar şiddete maruz kald klar ortamlar terk edememe durumu ile karş karş yad r.

Merkezi idare d ş nda gerek yerel yönetimler ve gerekse de alanda çal şan kad n STK’lar taraf ndan kurulan kad n dan şma merkezleri şiddete uğrayan ya da dan şmanl k desteği almak isteyen kad nlar için önemli mekanizmalard r. Ancak sözü edilen merkezlerin engelli kad nlar n erişimi için yeterince uygun olmamas , diğer bir deyişle farkl engellilik durumlar na sahip kad nlara dan şmanl k yapabilecek yeterlilikten uzak olmalar bu merkezlere erişimi zor olan engelli kad nlar n merkezlere eriştikleri anda da nitelikli destek alamamalar na neden olmaktad r.

16

derhal kolluk birimlerine bildirme zorunluluğu bulunmaktad r. Ancak sağl k kuruluşlar n n erişimi engelliler bak m ndan sorunludur. Sağl k profesyonellerinin engelli kad nlarla ilgili fark ndal klar n n yeterince olmamas genel bir yaklaş m sorununu gündeme getirmektedir. Ayr ca sağl k kurumlar nda işaret dili bilen çal şanlar n , fiziksel engelli kad nlar n jinekolojik muayeneleri için uygun jinekolojik muayene masalar n n olmamas da en kritik sorunlardand r.

3-Cumhuriyet Savc l klar ve Aile Mahkemeleri

Şiddete uğrayan ya da uğrama riski bulunan kad nlar en yak n karakola başvurabilecekleri gibi doğrudan Cumhuriyet Başsavc l klar na da suç ihbar nda bulunabilirler. Yine 6284 say l kanun uyar nca koruyucu ve önleyici tedbir kararlar n n al nabilmesi amac ile aile mahkemelerine başvurabilirler. Ancak adliye binalar n n olumsuz fiziki koşullar , adliyelerde uygun rehberlik ve dan şmanl k hizmetlerinin bulunmamas , işaret dili bilen adli personelin yokluğu engelli kad nlar n adalete erişimini de güçleştirmektedir.

4- ŞÖNİMLER - Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri

Şiddet önleme ve izleme merkezleri 6284 say l yasa ile kurulmuştur. Yasaya göre ŞÖNİM’lerin çal şma esaslar şu şekilde belirlenmiştir:

MADDE 14 – (1) Bakanl k, gerekli uzman personelin görev yapt ğ ve tercihen kad n personelin istihdam edildiği, şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmas na yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, çal şmalar n 7 gün 24 saat esas na göre yürüten, çal şma usul ve esaslar yönetmelikle belirlenen, şiddet önleme ve izleme merkezlerini kurar.

(2) Kurulan merkezlerde şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmas na yönelik izleme çal şmalar yap l r ve destek hizmetleri verilir.

Ancak bu merkezlerin kurulduklar günden itibaren kad na yönelik şiddetle mücadele konusunda etkili bir mekanizma olmad ğ görülmüştür. Sadece 14 şehirde aç lan merkezler, kent merkezlerinin d ş nda , ulaş m ve güvenlik sorunlar n n yaşanabileceği semtlerde kurulmaktad r. Bu merkezlerin çoğunun fiziki alt yap s engelli kad nlar n erişimine de uygun değildir. Cinsiyet Eşitliği Derneği -CEİD- taraf ndan haz rlanan ‘Kad na Yönelik Şiddetle Mücadele Mekanizmas İzleme Modeli Mart 2014 Raporu’nda10 4 şehirde yap lan pilot çal şmada ŞÖNİM’lerin kurumsal yap s n n tamamlanmam ş olmas , bu merkezlerin kanunda belirtilen hizmetleri belirli standartlar dâhilinde gerçekleştirememesi, geçici görevlendirme ve özel hizmet al m temelinde yürütülen kadro tahsisi politikas gibi nedenlerle zorlaşan uygulamalar n yaratt ğ sorunlar n personelin kişisel çabalar ile çözümlenmeye çal ş ld ğ tespit edilmiştir. Toplumsal cinsiyet duyarl l ğ na ve kad na yönelik şiddete ilişkin hizmet-içi

10 Bkz. Cinsiyet Eşitliği Derneği (CEİD). Kad na Yönelik Şiddetle Mücadele Mekanizmas İzleme Modeli, Mart 2014. http://www.ceid.info.tr/dosyalar/CEID-Kadina-yonelik-siddetle-mucadele-mekanizmasi-izleme-modeli.pdf (erişim tarihi: 15.05.2015)

19

Sözleşmeye ek olarak iki tane ihtiyari protokol kabul edilmiştir. İlgili komiteye bireysel başvuru hakk n tan yan Ek İhtiyari Protokol Türkiye taraf ndan 3 Şubat 2004 tarihinde imzalanarak, 17 Mart 2006 tarihli Resmi Gazete’de yay nlanan kanunla onaylanm şt r. 11 Türkiye Ek İhtiyari Protokol’e taraf olurken, yasalar önünde eşitlik ve ayr mc l k yasağ na yer veren 26. madde ile ilgili başvurularda sadece sözleşmede yer verilen haklar için başvurular tan yacağ n belirtmiştir.

Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme ile BM İnsan Haklar Komitesi kurulmuştur.

Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme Birleşmiş Milletlerin ayr mc l k yasağ ve eşitlik ilkesini düzenleyen önemli sözleşmelerinden biridir. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme ile birlikte ikiz sözleşmeler olarak an l rlar.

Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslar aras Sözleşme, taraf devletlerin bireylerin medeni ve siyasi haklar n n asgari düzeyini belirler.

‘Sözleşmenin iç hukukta uygulanmas ve ayr mc l k yasağ ’ başl kl 2. maddede; “Bu Sözleşmeye taraf her devlet, bu Sözleşmede tan nan haklar rk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya diğer bir fikir, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğum veya diğer bir statü gibi herhangi bir nedenle ayr mc l k yap lmaks z n, kendi topraklar üzerinde bulunan ve egemenlik yetkisine tabi olan bütün bireyler için güvence alt na almay ve haklara sayg göstermeyi taahhüt eder.” şeklinde düzenlenmiştir.

Ayn zamanda, Sözleşme 2. maddenin 3. F kras ile, taraf devletleri, sözleşmede tan nan haklar ve özgürlükleri ihlal edilmiş olan kişinin etkin şekilde telafi edilmesini, telafi talebinde bulunan herkesin haklar n n yetkili yarg , yürütme ya da yasama organlar nca ya da devletin sisteminde öngörülen başka bir yetkili organ taraf ndan karara bağlanmas n ve yarg sal telafi olanaklar n n sağlanmas n , bu hukuki yollardan sağlanan kararlar n yetkili organlarca uygulanmas n güvence alt na almakla yükümlü k lmaktad r.

Sözleşmenin 3. maddesi ile, genel ayr mc l k yasağ yan nda cinsiyet eşitliği başl ğ alt nda; taraf devletlerin sözleşmede yer alan tüm kişisel ve siyasi haklar n eşit şekilde kullan m n sağlamay taahhüt edeceği düzenlenmiştir.

Sözleşme kapsam nda, yaşama hakk , işkence yasağ , özgürlük ve güvenlik hakk , ailenin korunmas , çocuklar n haklar gibi medeni ve siyasi haklar say lm şt r.

Herkesin yasalar önünde eşit olduğu ve hiçbir ayr m gözetilmeksizin yasalarca eşit şekilde korunacağ na dair 26. Madde ile sözleşme ayr mc l k yasağ n n yaln zca sözleşmede düzenlenen haklar bak m ndan değil, hukuken tan nm ş tüm haklar bak m ndan geçerli olacağ n düzenlemektedir. İnsan Haklar Komitesi’nin Zwaan-de Vries - Hollanda karar da bu yöndedir.

Komite, sözleşmedeki 26. maddenin, ayr mc l k yasağ n n, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar n korunmas noktas nda da geçerli olduğunu belirtmiştir. Komite, 26. maddenin işlevinin 2. maddede öngörülmüş olan güvenceleri bir kez daha yinelemekten ibaret olmad ğ n belirtmiş; “26. madde yasal düzenleme ile ayr mc l ğ n yasaklanmas n şart 11 Bkz. KORKUT, age, s. 13

18

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSAL VE ULUSLARARASI MEVZUAT

I-Uluslararas Hukukta Engelli Kad n ve Kad na Yönelik Şiddet

A-Genel Durum

Uluslararas hukuk belgeleri her zaman devletlere yol gösterici olmalar nedeniyle önem arz etmektedir. Çal şmam z n konusu olan “engelli kad na yönelik şiddet” bir bütün olarak değerlendirildiğinde birçok uluslararas hukuk belgesinde yasaklanm ş; taraf devletlere ise bu konuda yükümlülükler getirilmiştir. Devletlere yapt r m n çok s n rl olduğu uluslararas hukuk alan nda, önemli bir ilke olan “ahde vefa” ilkesi nedeniyle devletler taraf olduklar sözleşmelere uyma ve mevzuatlar nda bu konuda değişiklik yapma taahhüdünde bulunmaktad rlar. Bu taahhüdün kapsam , sözleşmeye ayk r mevzuat n değiştirilerek onaylanm ş metne uygun hale getirilmesinin yan s ra oluşturulacak mevzuat n da sözleşmeye ayk r olmamas d r.

Anayasa’n n 90. maddesinin son f kras na göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararas sözleşmeler iç hukukun birer parças d r, şeklinde düzenlendiğinden; uluslararas sözleşmeler iç hukukumuzda önemli bir yere sahiptirler.

Uluslararas hukuk belgeleri için vurgulanmas gereken önemli bir nokta, bu belgelerin hak ve özgürlükler anlam nda asl nda asgari s n r belirlemeleridir. Her zaman için devletler bu asgari s n r n üstüne ç kma imkan na sahiptirler.

Uluslararas sözleşmelerin uygulanmas n denetlemek için ise her sözleşme ile ilgili komite kurularak denetim mekanizmas oluşturulmuştur. Komitelerin, taraf devlet raporlar n inceleyerek tavsiyelerde bulunman n yan s ra sözleşme ile ilgili genel yorumlarda da bulunma hak ve görevleri mevcuttur. Komiteler taraf ndan yay nlanan ve niteliği itibariyle içtihad olan genel yorumlar ile sözleşmedeki hak ve özgürlüklerden ne anlaş lmas gerektiğinin tespitinin yan s ra baz durumlarda zaman içinde hak ve özgürlüklerin kapsam da genişletilmektedir.

Bu bölümde Birleşmiş Milletler Uluslararas sözleşmelerinden; Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme, Kad nlara Karş Her Türlü Ayr mc l ğ n Ortadan Kald r lmas Sözleşmesi, Engellilerin Haklar na İlişkin Sözleşme, Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi, Kad na Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, “engelli” ve “kad n” özneleriyle ayr mc l k ve şiddet kapsam nda incelenecektir.

Bu bölümde böyle bir kapsam tercih edilmesinin nedeni, kad na yönelik şiddetin bir insan hakk ihlali ve ayr mc l ğ n bir biçimi olarak görülmesidir.

B-Medeni ve Siyasi Haklara İli kin Uluslararas Sözle me

Türkiye taraf ndan 15 Ağustos 2000 tarihinde imzalanan sözleşmenin onay kanunu 18 Haziran 2003 tarihli Resmi Gazete’de yay mlanm şt r. Ancak sözleşmeye, az nl klar n korumas ile ilgili 27. Maddesine TC. Anayasas ve Lozan Bar ş Antlaşmas çerçevesinde uygulanacağ konusunda çekince konmuştur.

19

Sözleşmeye ek olarak iki tane ihtiyari protokol kabul edilmiştir. İlgili komiteye bireysel başvuru hakk n tan yan Ek İhtiyari Protokol Türkiye taraf ndan 3 Şubat 2004 tarihinde imzalanarak, 17 Mart 2006 tarihli Resmi Gazete’de yay nlanan kanunla onaylanm şt r. 11 Türkiye Ek İhtiyari Protokol’e taraf olurken, yasalar önünde eşitlik ve ayr mc l k yasağ na yer veren 26. madde ile ilgili başvurularda sadece sözleşmede yer verilen haklar için başvurular tan yacağ n belirtmiştir.

Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme ile BM İnsan Haklar Komitesi kurulmuştur.

Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme Birleşmiş Milletlerin ayr mc l k yasağ ve eşitlik ilkesini düzenleyen önemli sözleşmelerinden biridir. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme ile birlikte ikiz sözleşmeler olarak an l rlar.

Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslar aras Sözleşme, taraf devletlerin bireylerin medeni ve siyasi haklar n n asgari düzeyini belirler.

‘Sözleşmenin iç hukukta uygulanmas ve ayr mc l k yasağ ’ başl kl 2. maddede; “Bu Sözleşmeye taraf her devlet, bu Sözleşmede tan nan haklar rk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya diğer bir fikir, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğum veya diğer bir statü gibi herhangi bir nedenle ayr mc l k yap lmaks z n, kendi topraklar üzerinde bulunan ve egemenlik yetkisine tabi olan bütün bireyler için güvence alt na almay ve haklara sayg göstermeyi taahhüt eder.” şeklinde düzenlenmiştir.

Ayn zamanda, Sözleşme 2. maddenin 3. F kras ile, taraf devletleri, sözleşmede tan nan haklar ve özgürlükleri ihlal edilmiş olan kişinin etkin şekilde telafi edilmesini, telafi talebinde bulunan herkesin haklar n n yetkili yarg , yürütme ya da yasama organlar nca ya da devletin sisteminde öngörülen başka bir yetkili organ taraf ndan karara bağlanmas n ve yarg sal telafi olanaklar n n sağlanmas n , bu hukuki yollardan sağlanan kararlar n yetkili organlarca uygulanmas n güvence alt na almakla yükümlü k lmaktad r.

Sözleşmenin 3. maddesi ile, genel ayr mc l k yasağ yan nda cinsiyet eşitliği başl ğ alt nda; taraf devletlerin sözleşmede yer alan tüm kişisel ve siyasi haklar n eşit şekilde kullan m n sağlamay taahhüt edeceği düzenlenmiştir.

Sözleşme kapsam nda, yaşama hakk , işkence yasağ , özgürlük ve güvenlik hakk , ailenin korunmas , çocuklar n haklar gibi medeni ve siyasi haklar say lm şt r.

Herkesin yasalar önünde eşit olduğu ve hiçbir ayr m gözetilmeksizin yasalarca eşit şekilde korunacağ na dair 26. Madde ile sözleşme ayr mc l k yasağ n n yaln zca sözleşmede düzenlenen haklar bak m ndan değil, hukuken tan nm ş tüm haklar bak m ndan geçerli olacağ n düzenlemektedir. İnsan Haklar Komitesi’nin Zwaan-de Vries - Hollanda karar da bu yöndedir.

Komite, sözleşmedeki 26. maddenin, ayr mc l k yasağ n n, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar n korunmas noktas nda da geçerli olduğunu belirtmiştir. Komite, 26. maddenin işlevinin 2. maddede öngörülmüş olan güvenceleri bir kez daha yinelemekten ibaret olmad ğ n belirtmiş; “26. madde yasal düzenleme ile ayr mc l ğ n yasaklanmas n şart 11 Bkz. KORKUT, age, s. 13

18

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSAL VE ULUSLARARASI MEVZUAT

I-Uluslararas Hukukta Engelli Kad n ve Kad na Yönelik Şiddet

A-Genel Durum

Uluslararas hukuk belgeleri her zaman devletlere yol gösterici olmalar nedeniyle önem arz etmektedir. Çal şmam z n konusu olan “engelli kad na yönelik şiddet” bir bütün olarak değerlendirildiğinde birçok uluslararas hukuk belgesinde yasaklanm ş; taraf devletlere ise bu konuda yükümlülükler getirilmiştir. Devletlere yapt r m n çok s n rl olduğu uluslararas hukuk alan nda, önemli bir ilke olan “ahde vefa” ilkesi nedeniyle devletler taraf olduklar sözleşmelere uyma ve mevzuatlar nda bu konuda değişiklik yapma taahhüdünde bulunmaktad rlar. Bu taahhüdün kapsam , sözleşmeye ayk r mevzuat n değiştirilerek onaylanm ş metne uygun hale getirilmesinin yan s ra oluşturulacak mevzuat n da sözleşmeye ayk r olmamas d r.

Anayasa’n n 90. maddesinin son f kras na göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararas sözleşmeler iç hukukun birer parças d r, şeklinde düzenlendiğinden; uluslararas sözleşmeler iç hukukumuzda önemli bir yere sahiptirler.

Uluslararas hukuk belgeleri için vurgulanmas gereken önemli bir nokta, bu belgelerin hak ve özgürlükler anlam nda asl nda asgari s n r belirlemeleridir. Her zaman için devletler bu asgari s n r n üstüne ç kma imkan na sahiptirler.

Uluslararas sözleşmelerin uygulanmas n denetlemek için ise her sözleşme ile ilgili komite kurularak denetim mekanizmas oluşturulmuştur. Komitelerin, taraf devlet raporlar n inceleyerek tavsiyelerde bulunman n yan s ra sözleşme ile ilgili genel yorumlarda da bulunma hak ve görevleri mevcuttur. Komiteler taraf ndan yay nlanan ve niteliği itibariyle içtihad olan genel yorumlar ile sözleşmedeki hak ve özgürlüklerden ne anlaş lmas gerektiğinin tespitinin yan s ra baz durumlarda zaman içinde hak ve özgürlüklerin kapsam da genişletilmektedir.

Bu bölümde Birleşmiş Milletler Uluslararas sözleşmelerinden; Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme, Kad nlara Karş Her Türlü Ayr mc l ğ n Ortadan Kald r lmas Sözleşmesi, Engellilerin Haklar na İlişkin Sözleşme, Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi, Kad na Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, “engelli” ve “kad n” özneleriyle ayr mc l k ve şiddet kapsam nda incelenecektir.

Bu bölümde böyle bir kapsam tercih edilmesinin nedeni, kad na yönelik şiddetin bir insan hakk ihlali ve ayr mc l ğ n bir biçimi olarak görülmesidir.

B-Medeni ve Siyasi Haklara İli kin Uluslararas Sözle me

Türkiye taraf ndan 15 Ağustos 2000 tarihinde imzalanan sözleşmenin onay kanunu 18 Haziran 2003 tarihli Resmi Gazete’de yay mlanm şt r. Ancak sözleşmeye, az nl klar n korumas ile ilgili 27. Maddesine TC. Anayasas ve Lozan Bar ş Antlaşmas çerçevesinde uygulanacağ konusunda çekince konmuştur.

21

Sözleşmenin 2/2 maddesi ile sözleşmeye taraf devletlerin her birini "mevcut sözleşmede ad geçen haklar n rk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi ya da diğer herhangi bir görüş, ulusal ya da sosyal köken, mülk, doğum ya da diğer herhangi bir statü ayr m gözetmeksizin kullan lmas n temin etmekle" yükümlü k lm şt r.

3. madde, taraf devletlerden, sözleşmede ad geçen haklardan kad n ve erkeklerin eşit biçimde yararlanmalar n sağlamay taahhüt alt na almalar n talep etmektedir.

Ekonomik ve Sosyal Konsey taraf ndan 10.06.2009 tarihinde ayr mc l k ile ilgili 20 nolu genel yorum yay nlanm şt r. Bu yorumda yer ald ğ üzere Sözleşme, "herkes" için, çal şma, adil ve uygun çal şma koşullar , sendika özgürlükleri, sosyal güvenlik, tatmin edici bir yaşam, sağl k ve eğitim standard ve kültürel yaşama kat lma gibi çeşitli haklar aç kça tan maktad r.

Sözleşme ile düzenlenen ekonomik, sosyal ve kültürel haklar n bireyler taraf ndan ayr mc l k yasağ ve eşitlik ilkesi kapsam nda etkin bir şekilde kullan lmas ve bu haklar n koruma alt na al nmas taraf devletin yükümlülüğünde bulunmaktad r.

Ekonomik ve Sosyal Konsey taraf ndan 24 May s 1990 tarihli ve 1990/15 say l karar na ek 23. paragrafta, kad nlara karş şiddetin yayg n olduğu ve bütün gelir gruplar nda, her s n fta ve kültürde meydana geldiği, bunun yol açt ğ sonuçlar n tasfiye edilmesi için ivedi ve etkili ad mlar at lmas gerektiği belirtilmiştir.

Yine, 30 May s 1991 tarihli ve 1991/18 say l karar nda Konseyin, özel olarak kad nlara karş şiddet sorununu aç kl kla ele alacak bir uluslararas belgenin oluşturulmas için harekete geçilmesini tavsiye ettiği görülmektedir.,

D-Kad nlara Kar Her Türlü Ayr mc l n Ortadan Kald r lmas na İli kin Uluslararas Sözle me

CEDAW 20 Aral k 1985 tarihinde Türkiye taraf ndan onaylanm şt r. Sözleşmenin onay aşamas nda konulan çekincelerin önemli bir k sm Türkiye taraf ndan tek tarafl bir aç klama ile 1999 y l nda kald r lm şt r. Günümüzde Türkiye sadece Sözleşme’nin yorumunda iki devlet aras nda anlaşmazl k olduğu durumlarda hakeme gidilmesini öngören Sözleşme’nin 29. maddesinin ilk paragraf na bağl olmad ğ çekincesini korumaktad r. Sözleşmenin Ek İhtiyari Protokolü ile Sözleşme ile kurulan Kad nlara Karş Ayr mc l ğ n Tasfiye Edilmesi Komitesi’ne bireysel şikayetlere dayal bir koruma ve soruşturma görevi verilmektedir. Türkiye Ek Protokol’ü 8 Eylül 2000 tarihinde imzalam ş, 29 Ocak 2002 tarihinde onaylam şt r.16 Sözleşme’nin giriş bölümünde, taraf devletlerin, kad nlar n ve erkeklerin, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel ve siyasal haklardan yararlanmalar konusunda eşit haklar sağlama yükümlülüğü vurgulanm şt r. Sözleşme, 1. maddesinde, "kad nlara karş ayr mc l k" terimini şöyle tan mlam şt r:

"Erkek ve kad n n eşitliği temeline dayanarak, evlilik durumlar ne olursa olsun, kad nlar n siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel alanlarda yada başka her alanda insan haklar ndan ve temel özgürlüklerden yararlanmas n yada bu

16 Bkz. KORKUT, age, s. 18-19

20

koşmakla beraber, mevzuatla yap lacak düzenlemeye ilişkin bir yükümlülük bar nd rmamaktad r. Bu nedenle, örneğin herhangi bir devletin sosyal güvenliğe ilişkin bir yasal düzenleme getirmesini şart koşamaz. Ancak, bir devletin kendi egemen iktidar n kullanarak böyle bir düzenleme getirmesi halinde, bu düzenleme Sözleşme’nin 26. maddesiyle uyumlu olmak zorundad r” diyerek 26. maddenin hukuken tan nm ş tüm haklarda ayr mc l ğ yasaklad ğ n ortaya koymuştur.12

Komite’nin bahse konu karar ndan hareketle, ulusal mevzuatta ayr mc l k yasağ na dair herhangi bir düzenleme bulunmasa dahi, hukuken tan nan haklar bak m ndan ayr mc l k yasağ güvence alt na al nm şt r.

İnsan Haklar Komitesinin, ayr mc l k ile ilgili 1989 tarihli ve 18 No’lu Genel Yorumunda, Sözleşme’nin 26. maddesinin içeriği belirlenmiştir. Genel Yorum “Ayr mc l k Yasağ ” başl ğ n taş maktad r. Genel Yorum’da yasalar önünde eşitliğin ve hiçbir ayr m gözetilmeksizin herkesin yasalarca eşit derecede korunmas n n insan haklar n n korunmas yla ilgili temel ve genel prensip olduğu belirtilmektedir. 13 Komite, Sözleşme’nin ayr mc l k terimini tan mlamad ğ n belirterek ayr mc l ğ tan mlam şt r. Komite ayr mc l k ile “…ay rma, d şlama, k s tlama veya rk, renk, cinsiyet, dil, din, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum, siyasi veya diğer görüşlere dayal olarak gerçekleştirilen ve bütün hak ve özgürlüklerin herkes taraf ndan tan nmas n ve kullan lmas n engelleyecek veya tan nmas n ve kullan lmas n s n rland racak ayr mc l ğ …” kastetmektedir.14

Sözleşmenin özellikle yaşama hakk , kişi güvenliği, işkence yasağ gibi maddeleri ile ayr mc l k yasağ na ilişkin hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; sözleşmede taraf devletlerin kad nlar n say lan haklar n koruma yükümlülüğü bulunduğunun ayr ca vurguland ğ görülmektedir.

Buradan hareketle, taraf devletin yükümlüğünü yerine getirmemesi halinde komiteye bireysel başvuru yap labilmektedir.

C-Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İli kin Uluslararas Sözle me

Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme, Türkiye taraf ndan 15 Ağustos 2000 tarihinde imzalanarak, 18 Haziran 2003 tarihli Resmi Gazete’de yay nlanan kanunla onaylanm şt r.15

Sözleşmeye ek olarak bireysel başvuru hakk n tan yan bir Ek İhtiyari Protokol kabul edilmiş ancak Türkiye taraf ndan henüz imzalanmam şt r.

Türkiye Cumhuriyeti, Sözleşmeyi eğitim hakk na ilişkin 13. maddenin (3). ve (4.) Paragraflar hükümlerinin, Anayasa'n n 3., 14. ve 42. maddelerindeki hükümler çerçevesinde uygulama hakk n sakl tutarak onaylam şt r.

12 Bkz. HANSKI, Raija- SCHEININ, Martin: İnsan Haklar Komitesi Emsal Kararlar , İstanbul Bilgi Üniversitesi Yay nlar , İstanbul, 2005, s. 461 13 Bkz. UYAR, Lema: Birleşmiş Milletler’de İnsan Haklar Yorumlar : İnsan Haklar Komitesi ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi 1981-2006, Bilgi Üniversitesi Yay nlar , İstanbul, 2006, s. 40. 14 Bkz. UYAR, age, s. 42-43. 15Bkz. KORKUT, age, s. 14

21

Sözleşmenin 2/2 maddesi ile sözleşmeye taraf devletlerin her birini "mevcut sözleşmede ad geçen haklar n rk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi ya da diğer herhangi bir görüş, ulusal ya da sosyal köken, mülk, doğum ya da diğer herhangi bir statü ayr m gözetmeksizin kullan lmas n temin etmekle" yükümlü k lm şt r.

3. madde, taraf devletlerden, sözleşmede ad geçen haklardan kad n ve erkeklerin eşit biçimde yararlanmalar n sağlamay taahhüt alt na almalar n talep etmektedir.

Ekonomik ve Sosyal Konsey taraf ndan 10.06.2009 tarihinde ayr mc l k ile ilgili 20 nolu genel yorum yay nlanm şt r. Bu yorumda yer ald ğ üzere Sözleşme, "herkes" için, çal şma, adil ve uygun çal şma koşullar , sendika özgürlükleri, sosyal güvenlik, tatmin edici bir yaşam, sağl k ve eğitim standard ve kültürel yaşama kat lma gibi çeşitli haklar aç kça tan maktad r.

Sözleşme ile düzenlenen ekonomik, sosyal ve kültürel haklar n bireyler taraf ndan ayr mc l k yasağ ve eşitlik ilkesi kapsam nda etkin bir şekilde kullan lmas ve bu haklar n koruma alt na al nmas taraf devletin yükümlülüğünde bulunmaktad r.

Ekonomik ve Sosyal Konsey taraf ndan 24 May s 1990 tarihli ve 1990/15 say l karar na ek 23. paragrafta, kad nlara karş şiddetin yayg n olduğu ve bütün gelir gruplar nda, her s n fta ve kültürde meydana geldiği, bunun yol açt ğ sonuçlar n tasfiye edilmesi için ivedi ve etkili ad mlar at lmas gerektiği belirtilmiştir.

Yine, 30 May s 1991 tarihli ve 1991/18 say l karar nda Konseyin, özel olarak kad nlara karş şiddet sorununu aç kl kla ele alacak bir uluslararas belgenin oluşturulmas için harekete geçilmesini tavsiye ettiği görülmektedir.,

D-Kad nlara Kar Her Türlü Ayr mc l n Ortadan Kald r lmas na İli kin Uluslararas Sözle me

CEDAW 20 Aral k 1985 tarihinde Türkiye taraf ndan onaylanm şt r. Sözleşmenin onay aşamas nda konulan çekincelerin önemli bir k sm Türkiye taraf ndan tek tarafl bir aç klama ile 1999 y l nda kald r lm şt r. Günümüzde Türkiye sadece Sözleşme’nin yorumunda iki devlet aras nda anlaşmazl k olduğu durumlarda hakeme gidilmesini öngören Sözleşme’nin 29. maddesinin ilk paragraf na bağl olmad ğ çekincesini korumaktad r. Sözleşmenin Ek İhtiyari Protokolü ile Sözleşme ile kurulan Kad nlara Karş Ayr mc l ğ n Tasfiye Edilmesi Komitesi’ne bireysel şikayetlere dayal bir koruma ve soruşturma görevi verilmektedir. Türkiye Ek Protokol’ü 8 Eylül 2000 tarihinde imzalam ş, 29 Ocak 2002 tarihinde onaylam şt r.16 Sözleşme’nin giriş bölümünde, taraf devletlerin, kad nlar n ve erkeklerin, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel ve siyasal haklardan yararlanmalar konusunda eşit haklar sağlama yükümlülüğü vurgulanm şt r. Sözleşme, 1. maddesinde, "kad nlara karş ayr mc l k" terimini şöyle tan mlam şt r:

"Erkek ve kad n n eşitliği temeline dayanarak, evlilik durumlar ne olursa olsun, kad nlar n siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel alanlarda yada başka her alanda insan haklar ndan ve temel özgürlüklerden yararlanmas n yada bu

16 Bkz. KORKUT, age, s. 18-19

20

koşmakla beraber, mevzuatla yap lacak düzenlemeye ilişkin bir yükümlülük bar nd rmamaktad r. Bu nedenle, örneğin herhangi bir devletin sosyal güvenliğe ilişkin bir yasal düzenleme getirmesini şart koşamaz. Ancak, bir devletin kendi egemen iktidar n kullanarak böyle bir düzenleme getirmesi halinde, bu düzenleme Sözleşme’nin 26. maddesiyle uyumlu olmak zorundad r” diyerek 26. maddenin hukuken tan nm ş tüm haklarda ayr mc l ğ yasaklad ğ n ortaya koymuştur.12

Komite’nin bahse konu karar ndan hareketle, ulusal mevzuatta ayr mc l k yasağ na dair herhangi bir düzenleme bulunmasa dahi, hukuken tan nan haklar bak m ndan ayr mc l k yasağ güvence alt na al nm şt r.

İnsan Haklar Komitesinin, ayr mc l k ile ilgili 1989 tarihli ve 18 No’lu Genel Yorumunda, Sözleşme’nin 26. maddesinin içeriği belirlenmiştir. Genel Yorum “Ayr mc l k Yasağ ” başl ğ n taş maktad r. Genel Yorum’da yasalar önünde eşitliğin ve hiçbir ayr m gözetilmeksizin herkesin yasalarca eşit derecede korunmas n n insan haklar n n korunmas yla ilgili temel ve genel prensip olduğu belirtilmektedir. 13 Komite, Sözleşme’nin ayr mc l k terimini tan mlamad ğ n belirterek ayr mc l ğ tan mlam şt r. Komite ayr mc l k ile “…ay rma, d şlama, k s tlama veya rk, renk, cinsiyet, dil, din, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum, siyasi veya diğer görüşlere dayal olarak gerçekleştirilen ve bütün hak ve özgürlüklerin herkes taraf ndan tan nmas n ve kullan lmas n engelleyecek veya tan nmas n ve kullan lmas n s n rland racak ayr mc l ğ …” kastetmektedir.14

Sözleşmenin özellikle yaşama hakk , kişi güvenliği, işkence yasağ gibi maddeleri ile ayr mc l k yasağ na ilişkin hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; sözleşmede taraf devletlerin kad nlar n say lan haklar n koruma yükümlülüğü bulunduğunun ayr ca vurguland ğ görülmektedir.

Buradan hareketle, taraf devletin yükümlüğünü yerine getirmemesi halinde komiteye bireysel başvuru yap labilmektedir.

C-Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İli kin Uluslararas Sözle me

Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararas Sözleşme, Türkiye taraf ndan 15 Ağustos 2000 tarihinde imzalanarak, 18 Haziran 2003 tarihli Resmi Gazete’de yay nlanan kanunla onaylanm şt r.15

Sözleşmeye ek olarak bireysel başvuru hakk n tan yan bir Ek İhtiyari Protokol kabul edilmiş ancak Türkiye taraf ndan henüz imzalanmam şt r.

Türkiye Cumhuriyeti, Sözleşmeyi eğitim hakk na ilişkin 13. maddenin (3). ve (4.) Paragraflar hükümlerinin, Anayasa'n n 3., 14. ve 42. maddelerindeki hükümler çerçevesinde uygulama hakk n sakl tutarak onaylam şt r.

12 Bkz. HANSKI, Raija- SCHEININ, Martin: İnsan Haklar Komitesi Emsal Kararlar , İstanbul Bilgi Üniversitesi Yay nlar , İstanbul, 2005, s. 461 13 Bkz. UYAR, Lema: Birleşmiş Milletler’de İnsan Haklar Yorumlar : İnsan Haklar Komitesi ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi 1981-2006, Bilgi Üniversitesi Yay nlar , İstanbul, 2006, s. 40. 14 Bkz. UYAR, age, s. 42-43. 15Bkz. KORKUT, age, s. 14

23

Engelliğe dayal ayr mc l k, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alandaki tüm insan hak ve temel özgürlüklerinin diğerleri ile eşit bir şekilde yararlanmas n veya bunlar kullanmas imkan n ortadan kald ran veya bunu engelleyen her türlü ayr m n, d şlaman n veya k s tlaman n engelliğe dayal olarak yap lmas olarak tan mlanm ş; makul uyumlaşt rman n yap lmamas dâhil her türlü ayr mc l ğ kapsad ğ belirtilmiştir.

Makul uyumlaşt rma ise; engellilerin tüm insan haklar n ve temel özgürlüklerinden diğerleriyle eşit şekilde kullanmas n veya bunlardan yararlanmas n sağlamak üzere somut durumda ihtiyaç duyulan, ölçülü ve aş r bir yük getirmeyen, gerekli ve uygun değişiklik ve uyarlamalar olarak tan mlanm şt r.

Sözleşmede uyulacak ilkeler k sm nda; ayr mc l k yapmama tekrar belirtilmiş; kad n ve erkek aras nda eşitlik, engelli çocuklar çifte ayr mc l ğa maruz kalma risklerinden dolay özel olarak vurgulanm şt r.

4. maddede; sözleşmede tan nan haklar n uygulanmas için gerekli tüm yasal, idari ve diğer tedbirleri almak, yürürlükte mevcut, engelliler aleyhinde ayr mc l k teşkil eden yasalar, düzenlemeler, gelenekler ve uygulamalar değiştirmek veya ortadan kald rmak için gerekli olan, yasama faaliyetleri dâhil uygun tüm tedbirleri almak, tüm politika ve programlarda engellilerin insan haklar n n korunmas n ve güçlendirilmesini dikkate almak, sözleşme ile bağdaşmayan eylemler veya uygulamalardan kaç nmay ve kamu kurum ve kuruluşlar n n bu sözleşmeye uygun davranmalar n sağlamak, kişiler, örgütler veya özel teşebbüslerin engelliliğe dayal ayr mc uygulamalar n engellemek için gerekli tüm uygun tedbirleri almak, standartlar ve rehber ilkelerin geliştirilmesinde sözleşmenin ikinci maddesinde tan mland ğ gibi evrensel tasar mdan yararlan lmas ve engellilerin özel ihtiyaçlar n karş lamak üzere evrensel olarak tasarlanm ş ve mümkün olduğunca az değişikliği ve düşük maliyeti gerektiren ürünler, hizmetler, ekipman ve tesislerin araşt r lmas , geliştirilmesi, temini ve kullan labilirliğini sağlamak veya desteklemek, için sözleşmede yer alan ve uluslararas hukuka göre derhal uygulanmas gereken yükümlülükleri yerine getirmek, Sözleşme'nin uygulanmas n sağlayacak yasalar ve politikalar n geliştirilmesi ve yaşama geçirilmesi ile engellilere ilişkin diğer karar alma süreçlerinde engelli çocuklar da dâhil olmak üzere engellilere onlar temsil eden örgütler arac l ğ yla sürekli dan şmak ve etkin bir şekilde bu sürece dâhil etmek, taraf devletlerin yükümlülükleri aras nda say lm şt r.

“Eşitlik ve ayr mc l k yasağ ” 5. maddede yer alm ş; özel önlem ise son f kra ile ‘Engellilerin fiili eşitliğini h zland rmak veya sağlamak için gerekli özel tedbirler al nmas n n’ sözleşme bak m ndan ayr mc l k say lmayacağ , ancak bu önlemlerin geçici olmas gerektiği şeklinde ifade edilmiştir.

Engelli kad n ve k z çocuklar n n gerek evde gerekse ev d ş nda genellikle şiddet, yaralanma veya taciz, ihmal veya ihmalci davran ş, kötü muamele veya istismar edilme riski ile daha fazla karş karş ya bulunduğunun taraf devletlerce dikkate al nmas gerektiği sözleşmenin giriş bölümünde belirtilmiştir.

Sözleşmenin 6. maddesi ile, engelli kad nlar; 7. madde ile ise engelli çocuklar ve bu konuda taraf devletlerin yükümlülükleri özel olarak vurgulanm şt r.

6. maddenin; 1. F kras nda, engelli kad n ve k z çocuklar n n çeşitli şekillerde ayr mc l ğa maruz kald klar taraf devletlerce kabul edilerek, bütün insan haklar ve temel özgürlüklerden tam ve eşit biçimde yararlanmalar n sağlamak için bu konuda önlem alacaklar , 2. F krada ise

22

hak ve özgürlüklerin tan nmas n ve kullan lmas n tehlikeye koyma yada kald rma sonucu doğuran yada amac taş yan, cinsiyete dayal her tür ayr m, d şlama yada k s tlamak”.

Sözleşme ile yaln zca belli grup hak değil; tüm haklar koruma alt na al nm ş; temel hak ve özgürlüklerin korunmas , ayr mc önyarg lar, gelenekler ve uygulamalar n ortadan kald r lmas , kad n ticaretinin engellenmesi ve fuhuş yolu ile istismara son verilmesi, siyasi ve sosyal yaşama kat l m, temsilde eşitlik, uyrukluk kazanmada eşitlik, eğitimde, istihdamda, sağl k hakk nda ve ekonomik ve sosyal yaşamda ayr mc l k yasağ , k rsal kesimde yaşayan kad nlar n haklar , hukuki koruma ve eşit yasal haklar, evlilik ve aile hayat düzenlenmiştir.

Sözleşme ile taraf devletlere hukuki, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda tedbirler alma yükümlülüğü de verilmiştir. Sözleşmenin 24. maddesinde taraf devletlerin yükümlülükleri olarak, sözleşmenin tan d ğ haklar n tam olarak (eksiksiz biçimde) kullan lmas n sağlamak amac yla, ulusal düzeyde gerekli olan tüm önlemlerin al nmas olarak belirtilmiştir.

Komiteye göre; taraf devletlerin hukuksal olarak, ayr mc l ğa uğramama hakk na sayg gösterme, güvenceye bağlama, hakk koruma ve geliştirme; kad n n durumunu erkeklerle hukuksal ve olgusal eşitliğe yak nlaşt rmak amac yla, kad n n durumunu geliştirmeye ve iyileştirmeye dikkat etme yükümlülükleri vard r.17

Erkekler ile kad nlar aras nda eşitliğin fiilen sağlanmas için özel önlem al nmas n n ayr mc l k say lmayacağ , ancak bu önlemlerin geçici olmas gerektiği sözleşmede belirtilmiştir.

Son olarak, sözleşme ile kad na yönelik şiddete ilişkin özel bir düzenleme yap lmam ş, ancak Komite konuya ilişkin iki tavsiye karar vermiştir. CEDAW Komitesi’nin 12 No’lu tavsiye karar nda, kad nlar n şiddetten korunmas n n üye devletlerin yükümlülüğünde olduğu belirtilmiş; 19 nolu tavsiye karar nda ise kad na yönelik şiddetin cinsiyete dayal ayr mc l ğ n bir sonucu olduğu vurgulanm ş ve komiteye sunulacak ülke raporlar nda kad na yönelik şiddetle ilgili gelişmelere de yer verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

E-Engellilerin Haklar na İli kin Uluslararas Sözle me

Sözleşme, Türkiye taraf ndan 18 Aral k 2008 tarihinde onaylanm şt r. Sözleşmeye bireysel başvuru hakk n tan yan Ek İhtiyari Protokol ise; Türkiye taraf ndan 28 Eylül 2009 tarihinde imzalanm ş, 12 Aral k 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yay mlanm şt r.

Sözleşme’nin amac 1. Maddesinde, engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmas n teşvik etmek, korumak ve sağlamak ve doğuştan sahip olduklar onura sayg y güçlendirmek olarak ifade edilmiştir.

Engelli kişiler, diğerleri yan nda, çeşitli engellerle etkileşerek kişinin diğerleriyle eşit bir şekilde topluma tam ve etkili şekilde kat lmas n engelleyen uzun süreli fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal sakatl ğ olan kişileri de kapsar, şeklinde tan mlanm ş; ancak bu tan m sözleşmenin tan mlar k sm nda değil amaç başl ğ alt nda 1. maddede yer alm şt r.

17 GÜLMEZ, age, s. 86

23

Engelliğe dayal ayr mc l k, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alandaki tüm insan hak ve temel özgürlüklerinin diğerleri ile eşit bir şekilde yararlanmas n veya bunlar kullanmas imkan n ortadan kald ran veya bunu engelleyen her türlü ayr m n, d şlaman n veya k s tlaman n engelliğe dayal olarak yap lmas olarak tan mlanm ş; makul uyumlaşt rman n yap lmamas dâhil her türlü ayr mc l ğ kapsad ğ belirtilmiştir.

Makul uyumlaşt rma ise; engellilerin tüm insan haklar n ve temel özgürlüklerinden diğerleriyle eşit şekilde kullanmas n veya bunlardan yararlanmas n sağlamak üzere somut durumda ihtiyaç duyulan, ölçülü ve aş r bir yük getirmeyen, gerekli ve uygun değişiklik ve uyarlamalar olarak tan mlanm şt r.

Sözleşmede uyulacak ilkeler k sm nda; ayr mc l k yapmama tekrar belirtilmiş; kad n ve erkek aras nda eşitlik, engelli çocuklar çifte ayr mc l ğa maruz kalma risklerinden dolay özel olarak vurgulanm şt r.

4. maddede; sözleşmede tan nan haklar n uygulanmas için gerekli tüm yasal, idari ve diğer tedbirleri almak, yürürlükte mevcut, engelliler aleyhinde ayr mc l k teşkil eden yasalar, düzenlemeler, gelenekler ve uygulamalar değiştirmek veya ortadan kald rmak için gerekli olan, yasama faaliyetleri dâhil uygun tüm tedbirleri almak, tüm politika ve programlarda engellilerin insan haklar n n korunmas n ve güçlendirilmesini dikkate almak, sözleşme ile bağdaşmayan eylemler veya uygulamalardan kaç nmay ve kamu kurum ve kuruluşlar n n bu sözleşmeye uygun davranmalar n sağlamak, kişiler, örgütler veya özel teşebbüslerin engelliliğe dayal ayr mc uygulamalar n engellemek için gerekli tüm uygun tedbirleri almak, standartlar ve rehber ilkelerin geliştirilmesinde sözleşmenin ikinci maddesinde tan mland ğ gibi evrensel tasar mdan yararlan lmas ve engellilerin özel ihtiyaçlar n karş lamak üzere evrensel olarak tasarlanm ş ve mümkün olduğunca az değişikliği ve düşük maliyeti gerektiren ürünler, hizmetler, ekipman ve tesislerin araşt r lmas , geliştirilmesi, temini ve kullan labilirliğini sağlamak veya desteklemek, için sözleşmede yer alan ve uluslararas hukuka göre derhal uygulanmas gereken yükümlülükleri yerine getirmek, Sözleşme'nin uygulanmas n sağlayacak yasalar ve politikalar n geliştirilmesi ve yaşama geçirilmesi ile engellilere ilişkin diğer karar alma süreçlerinde engelli çocuklar da dâhil olmak üzere engellilere onlar temsil eden örgütler arac l ğ yla sürekli dan şmak ve etkin bir şekilde bu sürece dâhil etmek, taraf devletlerin yükümlülükleri aras nda say lm şt r.

“Eşitlik ve ayr mc l k yasağ ” 5. maddede yer alm ş; özel önlem ise son f kra ile ‘Engellilerin fiili eşitliğini h zland rmak veya sağlamak için gerekli özel tedbirler al nmas n n’ sözleşme bak m ndan ayr mc l k say lmayacağ , ancak bu önlemlerin geçici olmas gerektiği şeklinde ifade edilmiştir.

Engelli kad n ve k z çocuklar n n gerek evde gerekse ev d ş nda genellikle şiddet, yaralanma veya taciz, ihmal veya ihmalci davran ş, kötü muamele veya istismar edilme riski ile daha fazla karş karş ya bulunduğunun taraf devletlerce dikkate al nmas gerektiği sözleşmenin giriş bölümünde belirtilmiştir.

Sözleşmenin 6. maddesi ile, engelli kad nlar; 7. madde ile ise engelli çocuklar ve bu konuda taraf devletlerin yükümlülükleri özel olarak vurgulanm şt r.

6. maddenin; 1. F kras nda, engelli kad n ve k z çocuklar n n çeşitli şekillerde ayr mc l ğa maruz kald klar taraf devletlerce kabul edilerek, bütün insan haklar ve temel özgürlüklerden tam ve eşit biçimde yararlanmalar n sağlamak için bu konuda önlem alacaklar , 2. F krada ise

22

hak ve özgürlüklerin tan nmas n ve kullan lmas n tehlikeye koyma yada kald rma sonucu doğuran yada amac taş yan, cinsiyete dayal her tür ayr m, d şlama yada k s tlamak”.

Sözleşme ile yaln zca belli grup hak değil; tüm haklar koruma alt na al nm ş; temel hak ve özgürlüklerin korunmas , ayr mc önyarg lar, gelenekler ve uygulamalar n ortadan kald r lmas , kad n ticaretinin engellenmesi ve fuhuş yolu ile istismara son verilmesi, siyasi ve sosyal yaşama kat l m, temsilde eşitlik, uyrukluk kazanmada eşitlik, eğitimde, istihdamda, sağl k hakk nda ve ekonomik ve sosyal yaşamda ayr mc l k yasağ , k rsal kesimde yaşayan kad nlar n haklar , hukuki koruma ve eşit yasal haklar, evlilik ve aile hayat düzenlenmiştir.

Sözleşme ile taraf devletlere hukuki, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda tedbirler alma yükümlülüğü de verilmiştir. Sözleşmenin 24. maddesinde taraf devletlerin yükümlülükleri olarak, sözleşmenin tan d ğ haklar n tam olarak (eksiksiz biçimde) kullan lmas n sağlamak amac yla, ulusal düzeyde gerekli olan tüm önlemlerin al nmas olarak belirtilmiştir.

Komiteye göre; taraf devletlerin hukuksal olarak, ayr mc l ğa uğramama hakk na sayg gösterme, güvenceye bağlama, hakk koruma ve geliştirme; kad n n durumunu erkeklerle hukuksal ve olgusal eşitliğe yak nlaşt rmak amac yla, kad n n durumunu geliştirmeye ve iyileştirmeye dikkat etme yükümlülükleri vard r.17

Erkekler ile kad nlar aras nda eşitliğin fiilen sağlanmas için özel önlem al nmas n n ayr mc l k say lmayacağ , ancak bu önlemlerin geçici olmas gerektiği sözleşmede belirtilmiştir.

Son olarak, sözleşme ile kad na yönelik şiddete ilişkin özel bir düzenleme yap lmam ş, ancak Komite konuya ilişkin iki tavsiye karar vermiştir. CEDAW Komitesi’nin 12 No’lu tavsiye karar nda, kad nlar n şiddetten korunmas n n üye devletlerin yükümlülüğünde olduğu belirtilmiş; 19 nolu tavsiye karar nda ise kad na yönelik şiddetin cinsiyete dayal ayr mc l ğ n bir sonucu olduğu vurgulanm ş ve komiteye sunulacak ülke raporlar nda kad na yönelik şiddetle ilgili gelişmelere de yer verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

E-Engellilerin Haklar na İli kin Uluslararas Sözle me

Sözleşme, Türkiye taraf ndan 18 Aral k 2008 tarihinde onaylanm şt r. Sözleşmeye bireysel başvuru hakk n tan yan Ek İhtiyari Protokol ise; Türkiye taraf ndan 28 Eylül 2009 tarihinde imzalanm ş, 12 Aral k 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yay mlanm şt r.

Sözleşme’nin amac 1. Maddesinde, engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmas n teşvik etmek, korumak ve sağlamak ve doğuştan sahip olduklar onura sayg y güçlendirmek olarak ifade edilmiştir.

Engelli kişiler, diğerleri yan nda, çeşitli engellerle etkileşerek kişinin diğerleriyle eşit bir şekilde topluma tam ve etkili şekilde kat lmas n engelleyen uzun süreli fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal sakatl ğ olan kişileri de kapsar, şeklinde tan mlanm ş; ancak bu tan m sözleşmenin tan mlar k sm nda değil amaç başl ğ alt nda 1. maddede yer alm şt r.

17 GÜLMEZ, age, s. 86

25

a. kad nlar her türlü şiddetten korumak ve kad nlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak, ortadan kald rmak;

b. kad nlara karş her türlü ayr mc l ğ n ortadan kald r lmas na katk da bulunmak ve, kad nlar n güçlendirilmesi yoluyla da dahil olmak üzere, kad n ve erkek aras ndaki somut eşitliği teşvik etmek;

c. kad nlara yönelik şiddet ve ev içi şiddet mağdurlar n korumak ve bu kişilere destek vermek için kapsaml bir çerçeveyi, politikalar ve tedbirleri tasarlamak;

d. kad nlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ortadan kald rmak amac yla uluslararas işbirliğini güçlendirmek;

e. kad nlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ortadan kald rmak üzere bütünsel bir yaklaş m benimsemeye yönelik etkili bir işbirliği yapmalar için örgütlere ve kolluk kuvvetlerine destek ve yard m sağlamak, şeklinde düzenlenmiştir.

Sözleşme, taraf devletlerce sözleşme hükümlerinin etkili bir şekilde uygulanmas n sağlamak amac yla “grevio” ad alt nda özel bir izleme mekanizmas kurmaktad r. Bu sayede, taraf devlet uygulamalar uluslar aras düzeyde bir denetime tabi tutulacakt r.

Kad na yönelik her tür şiddet biçimi ev içi şiddet dahil sözleşme kapsam na dahil edilerek; “Kad nlara yönelik şiddet” ister kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kad nlara fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik ac veya st rap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayal her türlü eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun b rakma, şeklinde tan mlanm şt r.

Ev içi şiddet ise, mağdur faille ayn haneyi paylaşsa da paylaşmasa da, aile veya hanede, eski veya şimdiki eşler ya da partnerler aras nda meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet anlam na gelir.

Doğrudan kad nlara yaln zca kad n olduklar için uygulanan veya orant s z bir şekilde kad nlar etkileyen şiddet, Kad nlara yönelik toplumsal cinsiyete dayal şiddet olarak tan mlanm şt r.

Son olarak tan mlar k sm nda, kad n ibaresinin 18 yaş alt k z çocuklar n da kapsad ğ belirtilmektedir.

İstanbul Sözleşmesi, kad nlara karş her türlü ayr mc l ğ önlemek; özel ve kamusal alanda herkesin ama özellikle kad nlar n şiddetten uzak yaşama hakk n korumak ve bu hakk sağlamak amac yla taraf devletlerce gereken yasal veya diğer tedbirlerin al nmas n taraf devletin yükümlülüğü olarak düzenlemiş, bu kapsamda taraf devlet sözleşmenin hükümlerinin özellikle de mağdurun haklar n korumaya yönelik tedbirlerin engellilik dahil herhangi bir temelde ayr m gözetmeksizin uygulanmas n güvence alt na almal d r.

Bu Sözleşme ile de kad nlara yönelik toplumsal cinsiyete dayal şiddeti önleyen ve koruyan özel önlemlerin ayr mc l k say lmayacağ belirtilmiştir.

Kad na yönelik şiddet konusunda ülkemizde yaşanan önemli sorunlardan biri olarak kabul edilen, cezas zl k sorunu da sözleşme kapsam nda 5. maddede devlet yükümlülükleri ve gereken özeni gösterme sorumluluğu başl ğ alt nda;

24

taraf devletlerin sözleşmede belirtilen insan haklar ve temel özgürlükleri kullanmalar ve bunlardan yararlanmalar n n teminat alt na al nmas amac yla kad nlar n tam gelişimleri, ilerlemeleri ve yetkin olmalar n n sağlanmas için bütün gerekli önlemleri alacaklar düzenlenmiştir.

Bilinç yükseltmenin taraf devletin bir yükümlülüğü olduğu madde 8 ile düzenlenmiştir.

Sözleşmenin 9. maddesi “erişilebilirlik” başl ğ n taş maktad r. Erişilebilirlik, binalar , yollar , ulaş m araçlar ve okullar , evleri, sağl k tesislerini ve işyerlerini, diğer kapal ve aç k tesisleri, elektronik hizmetleri ve acil hizmetleri, bilgi ve iletişim araçlar n ve diğer hizmetleri kapsamaktad r.

Sözleşmeye taraf devletlerden, hizmetleri üretenlerin teşvik edilmesini ve hizmetlere asgari maliyetle ulaş lmas n , tüm yap ve hizmetlerde evrensel tasar m ilkesinin gözetilmesini istemektedir.

Sözleşmenin maddi hükümleri 10- 30 maddeleri aras ndad r. Yaşama hakk , risk durumlar ve insani aç dan acil durumlar, yasa önünde eşit tan nma, adalete erişim, kişi özgürlüğü ve güvenliği, işkenceye veya zalimane, insanl k d ş veya aşağ lay c muameleye veya cezaya maruz kalmama, sömürüye, şiddet ve istismara maruz kalmama, kişi bütünlüğünün korunmas , seyahat özgürlüğü ve uyrukluk, bağ ms z yaşama ve topluma dahil olma, kişisel hareketlilik, düşünce ve ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim, özel hayata sayg , konuta ve aile hayat na sayg , eğitim, sağl k, habilitasyon ve rehabilitasyon, çal şma ve istihdam, yeterli hayat standard ve sosyal korunma, siyasi ve kamusal yaşama kat l m, kültürel yaşama, dinlenme, eğlence ve spor etkinliklerine kat l m maddi hükümlerde say lan haklardand r.

Son olarak, Engelli Haklar Komitesinin kurulmas da kararlaşt r lm şt r.

F-Kad na Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözle mesi- İstanbul Sözle mesi

210 numaral İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kad na Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Türkiye taraf ndan 11 May s 2011 tarihinde çekince koymaks z n imzalanarak 1 Ağustos 2014 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

İstanbul Sözleşmesi’nin giriş bölümünde;, diğer uluslar aras sözleşmeler, AİHM içtihatlar , tavsiye kararlar n n yan s ra Engellilerin Haklar na İlişkin BM Sözleşmesi’ni göz önüne alarak; kad n ve erkek aras nda yasal ve fiili eşitliğin gerçekleşmesinin kad nlara yönelik şiddeti önlemede önemli bir unsur olduğunu kabul ederek; kad nlara yönelik şiddetin, erkekler ve kad nlar aras ndaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir tezahürü olduğunu ve bu güç ilişkisinin erkekler taraf ndan kad nlar üzerin de tahakküm kurulmas na ve kad nlara yönelik ayr mc l k yap lmas na yol açt ğ n ve kad nlar n ilerlemelerinin önünde engel olduğunu kabul ederek; kad n ve k z çocuklar n n toplumsal cinsiyete dayal şiddete maruz kalma riskinin erkeklerden daha fazla olduğunu kabul ederek, ev içi şiddetin orant s z bir şekilde kad nlar etkilediğini, çocuklar n da ev içi şiddet mağduru olduklar , erkeklerin de ev içi şiddet mağduru olabileceklerini kabul ederek, taraf devletlerin anlaşt klar belirtilmiştir.

Sözleşme’nin amac 1.maddede;

25

a. kad nlar her türlü şiddetten korumak ve kad nlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak, ortadan kald rmak;

b. kad nlara karş her türlü ayr mc l ğ n ortadan kald r lmas na katk da bulunmak ve, kad nlar n güçlendirilmesi yoluyla da dahil olmak üzere, kad n ve erkek aras ndaki somut eşitliği teşvik etmek;

c. kad nlara yönelik şiddet ve ev içi şiddet mağdurlar n korumak ve bu kişilere destek vermek için kapsaml bir çerçeveyi, politikalar ve tedbirleri tasarlamak;

d. kad nlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ortadan kald rmak amac yla uluslararas işbirliğini güçlendirmek;

e. kad nlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ortadan kald rmak üzere bütünsel bir yaklaş m benimsemeye yönelik etkili bir işbirliği yapmalar için örgütlere ve kolluk kuvvetlerine destek ve yard m sağlamak, şeklinde düzenlenmiştir.

Sözleşme, taraf devletlerce sözleşme hükümlerinin etkili bir şekilde uygulanmas n sağlamak amac yla “grevio” ad alt nda özel bir izleme mekanizmas kurmaktad r. Bu sayede, taraf devlet uygulamalar uluslar aras düzeyde bir denetime tabi tutulacakt r.

Kad na yönelik her tür şiddet biçimi ev içi şiddet dahil sözleşme kapsam na dahil edilerek; “Kad nlara yönelik şiddet” ister kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kad nlara fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik ac veya st rap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayal her türlü eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun b rakma, şeklinde tan mlanm şt r.

Ev içi şiddet ise, mağdur faille ayn haneyi paylaşsa da paylaşmasa da, aile veya hanede, eski veya şimdiki eşler ya da partnerler aras nda meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet anlam na gelir.

Doğrudan kad nlara yaln zca kad n olduklar için uygulanan veya orant s z bir şekilde kad nlar etkileyen şiddet, Kad nlara yönelik toplumsal cinsiyete dayal şiddet olarak tan mlanm şt r.

Son olarak tan mlar k sm nda, kad n ibaresinin 18 yaş alt k z çocuklar n da kapsad ğ belirtilmektedir.

İstanbul Sözleşmesi, kad nlara karş her türlü ayr mc l ğ önlemek; özel ve kamusal alanda herkesin ama özellikle kad nlar n şiddetten uzak yaşama hakk n korumak ve bu hakk sağlamak amac yla taraf devletlerce gereken yasal veya diğer tedbirlerin al nmas n taraf devletin yükümlülüğü olarak düzenlemiş, bu kapsamda taraf devlet sözleşmenin hükümlerinin özellikle de mağdurun haklar n korumaya yönelik tedbirlerin engellilik dahil herhangi bir temelde ayr m gözetmeksizin uygulanmas n güvence alt na almal d r.

Bu Sözleşme ile de kad nlara yönelik toplumsal cinsiyete dayal şiddeti önleyen ve koruyan özel önlemlerin ayr mc l k say lmayacağ belirtilmiştir.

Kad na yönelik şiddet konusunda ülkemizde yaşanan önemli sorunlardan biri olarak kabul edilen, cezas zl k sorunu da sözleşme kapsam nda 5. maddede devlet yükümlülükleri ve gereken özeni gösterme sorumluluğu başl ğ alt nda;

24

taraf devletlerin sözleşmede belirtilen insan haklar ve temel özgürlükleri kullanmalar ve bunlardan yararlanmalar n n teminat alt na al nmas amac yla kad nlar n tam gelişimleri, ilerlemeleri ve yetkin olmalar n n sağlanmas için bütün gerekli önlemleri alacaklar düzenlenmiştir.

Bilinç yükseltmenin taraf devletin bir yükümlülüğü olduğu madde 8 ile düzenlenmiştir.

Sözleşmenin 9. maddesi “erişilebilirlik” başl ğ n taş maktad r. Erişilebilirlik, binalar , yollar , ulaş m araçlar ve okullar , evleri, sağl k tesislerini ve işyerlerini, diğer kapal ve aç k tesisleri, elektronik hizmetleri ve acil hizmetleri, bilgi ve iletişim araçlar n ve diğer hizmetleri kapsamaktad r.

Sözleşmeye taraf devletlerden, hizmetleri üretenlerin teşvik edilmesini ve hizmetlere asgari maliyetle ulaş lmas n , tüm yap ve hizmetlerde evrensel tasar m ilkesinin gözetilmesini istemektedir.

Sözleşmenin maddi hükümleri 10- 30 maddeleri aras ndad r. Yaşama hakk , risk durumlar ve insani aç dan acil durumlar, yasa önünde eşit tan nma, adalete erişim, kişi özgürlüğü ve güvenliği, işkenceye veya zalimane, insanl k d ş veya aşağ lay c muameleye veya cezaya maruz kalmama, sömürüye, şiddet ve istismara maruz kalmama, kişi bütünlüğünün korunmas , seyahat özgürlüğü ve uyrukluk, bağ ms z yaşama ve topluma dahil olma, kişisel hareketlilik, düşünce ve ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim, özel hayata sayg , konuta ve aile hayat na sayg , eğitim, sağl k, habilitasyon ve rehabilitasyon, çal şma ve istihdam, yeterli hayat standard ve sosyal korunma, siyasi ve kamusal yaşama kat l m, kültürel yaşama, dinlenme, eğlence ve spor etkinliklerine kat l m maddi hükümlerde say lan haklardand r.

Son olarak, Engelli Haklar Komitesinin kurulmas da kararlaşt r lm şt r.

F-Kad na Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözle mesi- İstanbul Sözle mesi

210 numaral İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kad na Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Türkiye taraf ndan 11 May s 2011 tarihinde çekince koymaks z n imzalanarak 1 Ağustos 2014 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

İstanbul Sözleşmesi’nin giriş bölümünde;, diğer uluslar aras sözleşmeler, AİHM içtihatlar , tavsiye kararlar n n yan s ra Engellilerin Haklar na İlişkin BM Sözleşmesi’ni göz önüne alarak; kad n ve erkek aras nda yasal ve fiili eşitliğin gerçekleşmesinin kad nlara yönelik şiddeti önlemede önemli bir unsur olduğunu kabul ederek; kad nlara yönelik şiddetin, erkekler ve kad nlar aras ndaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir tezahürü olduğunu ve bu güç ilişkisinin erkekler taraf ndan kad nlar üzerin de tahakküm kurulmas na ve kad nlara yönelik ayr mc l k yap lmas na yol açt ğ n ve kad nlar n ilerlemelerinin önünde engel olduğunu kabul ederek; kad n ve k z çocuklar n n toplumsal cinsiyete dayal şiddete maruz kalma riskinin erkeklerden daha fazla olduğunu kabul ederek, ev içi şiddetin orant s z bir şekilde kad nlar etkilediğini, çocuklar n da ev içi şiddet mağduru olduklar , erkeklerin de ev içi şiddet mağduru olabileceklerini kabul ederek, taraf devletlerin anlaşt klar belirtilmiştir.

Sözleşme’nin amac 1.maddede;

27

sonucu doğuran, cinsel nitelikteki her türlü istenmeyen sözlü, sözsüz veya fiziksel davran ş olarak tan mlanmakta ve cinsel tacizin de cezai veya diğer yasal yapt r mlara tabi olmas n n sağlanmas için gereken yasal veya diğer tedbirlerin taraf devletçe al nacağ düzenlenmiştir.

Tecavüz dahil cinsel şiddetin cezaland r lmas için gereken yasal tedbirlerin de taraf devletçe al nacağ 36. Maddede düzenlenmiş olup, r zas olmadan bir kişiye karş üçüncü bir kişinin cinsel nitelikte eylemlerde bulunmas na sebep olmak da cinsel şiddet kapsam nda değerlendirilmiştir. Ayr ca, taraf devlet bu tür eylemlerin eski veya şimdiki eş ile partnerlere karş gerçekleştirilmesi halinde de bu hükmün geçerli olmas n da sağlamakla yükümlüdür.

Zorla evlilik, kad n sünneti, zorla çocuk ald rma (kürtaj) ve zorla k s rlaşt rman n suç say lmas n sağlamak üzere gereken tedbirlerin yine taraf devletçe al nacağ belirtilmiştir.,

Kad na yönelik şiddet suçunun işlenmesi halinde, kültür, örf ve adet, gelenek veya sözde “namus”un bu eylemlerin gerekçesi olarak kabul edilemeyeceği; özellikle, mağdurun, kültürel, dinî, toplumsal ya da geleneksel olarak kabul gören uygun davran ş normlar n ve âdetlerini ihlal ettiği iddialar n n da bu hükme dahil olduğu sözleşme ile hüküm alt na al nm şt r.

İstanbul Sözleşmesi, 60. Madde ile şiddet gören kad nlar n, toplumsal cinsiyete dayal s ğ nma talebinde de bulunabileceklerini düzenlemiştir.

Sözleşme, genel olarak şiddet türlerini suç olarak tan mlayarak cezaland r lmalar n öngörmekle birlikte, ayn zamanda toplumsal cinsiyete dayal şiddetin önlenmesi için devlet radyo ve televizyonlar nda toplumsal cinsiyet eşitliğine dair yay n yap lmas n n yan s ra eğitim müfredat n n da bu yönde değişikliğe tabi tutulmas n öngörüyor.

Son olarak sözleşme, taraf devletlerle yard mlaşma, dayan şma ve sürekli denetim mekanizmas alt nda olmay öngörmektedir.

G-Avrupa İnsan Haklar Sözle mesi

Sözleşme, Avrupa Konseyi'ne üye Devletlerin D ş İşleri Bakanlar nca imzalan p, 3 Eylül 1953'te yürürlüğe girmiştir.18Türkiye sözleşmeyi 1950 y l nda imzalam ş ve 1954 y l nda onaylam şt r. Sözleşmeye ek olarak 14 tane ihtiyari protokol kabul edilmiş; 14 No’lu Ek Protokol d ş nda tüm protokoller yürürlüğe girmiştir. 4 No’lu, 7 No’lu ve 12 No’lu Ek İhtiyari Protokoller d ş nda yer alan protokoller Türkiye taraf ndan onaylanm şt r. Türkiye, ayr ca eğitim özgürlüğüne yer veren 1 No’lu Ek Protokol’ün 2. maddesine de Lozan Anlaşmas ’na at f yapan bir çekince koymuştur. AİHS, bireyi uluslararas hukukta hak sahibi yapm ş, bireysel başvuru hakk tan m ş, yarg sal güvence sağlam ş ve ulusal hukuklar da etkilemiştir.

AİHS'i onaylayan devlet, ülkesinde yaşayan bireylere, sözleşme hükümlerinin ihlali halinde hükümet aleyhine başvuru hakk n tan m şt r. AİHS ile kurulan Mahkeme’nin kararlar yarg sal nitelikte kararlard r. Ancak Mahkeme’nin yetkisi tamamlay c bir yetkidir.

AİHS’ in 14. maddesinde; "Bu Sözleşmede tan nan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, rk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir az nl ğa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bak m ndan hiçbir ay r mc l k yap lmadan sağlan r " şeklinde bir düzenleme ile ayr mc l ğ n yasak olduğu

18 ŞENTUNA, age, s. 8

26

a. Taraf devletlerin kad na yönelik herhangi bir şiddet eylemiyle ilişkilenmekten kaç nacağ ve devlet ad na hareket eden devletin bütün aktörlerinin bu yükümlülüğe uygun davranmalar n sağlayacağ ,

b. Devlet d ş aktörler taraf ndan işlenen şiddet eylemlerini ise, gereken özeni göstererek önlemek, soruşturmak, cezaland rmak ve bu eylemlerden kaynakl mağduriyet için tazminat sağlamak amac yla gereken yasal veya diğer tedbirlerin taraf devletçe al nacağ , şeklinde düzenlenmiştir.

Çocuk mağdurlar da dâhil olmak üzere, savunmas z kişilerin özel ihtiyaçlar na dikkat edilmesi ve bu ihtiyaçlar n erişilebilir olmas n n devlet taraf ndan güvence alt na al nmas gerektiği yönündeki Sözleşme’nin 18/3 hükmü karş s nda, ülkemizde özellikle engelli kad nlar n kad na yönelik şiddetle mücadele mekanizmalar n etkin bir şekilde kullanamamalar n n bir nedeni olan erişilebilirlik sorununun İstanbul Sözleşmesi gereği de acilen çözümlenmesi gerekmektedir.

Şiddet gören kad nlar n koruma ve önleme mekanizmalar ndan faydalanmalar , şikayetçi olmalar na ya da fail aleyhine tan kl k etmelerine bağl değildir, yani kad n şikayetçi olmasa dahi bu tür hizmetlerden faydalanabilmektedir.

Şiddet gören kad nlara yönelik tedbirler , gerek duyulduğunda, hukuki ve psikolojik dan şmanl k, maddi yard m, konut, eğitim, öğretim ve iş bulmalar na yard m gibi hizmetleri içermelidir. Bu kapsamda taraf devletin Şiddet gören kad na ikametini değiştirmesi için destek vermesi, kad n n korunarak psikolojik destek almas , failin kad na temas n n engellenmesi, şiddet gören kad na devlet taraf ndan geçici maddi destek verilmesi say labilir.

S ğ nak konusunda, taraf devletlere şiddet gören kad n ve çocuklar na güvenli konaklama sağlayan ve yeterli say da, uygun ve kolayca erişilebilir s ğ nağ n sağlanmas devletin yükümlülükleri aras nda say lm şt r.

Yine, taraf devlet tüm şiddet türleri ile ilgili olarak gizlilik kurallar na uyarak arayanlara dan şmanl k vermek üzere 7/24 ulaş labilir ve ücretsiz telefonla yard m hatt kurmal d r.

Tecavüz kriz veya cinsel şiddet yönlendirme merkezlerinin kurulmas da sözleşme kapsam nda düzenlenmiştir.

Zorla evlendirmeler de yine sözleşme kapsam nda önüne geçilmesi ve mağdura aş r yük getirmeyecek şekilde sonland r lmas gereken bir sorun olarak tespit edilerek, taraf devletlerin bu yönde tedbir almas gerektiği vurgulanm şt r.

Sözleşme ile;

a. Psikolojik şiddet; zorlama veya tehditle bir kişinin psikolojik bütünlüğünün ciddi bir şekilde bozulmas olarak ifade edilirken, bu yöndeki kas tl davran şlar n cezaland r lmas n sağlamak üzere gereken tedbirlerin,

b. Başka bir kişiye karş mükerreren tehditkâr davran şlara girişerek kişinin güvenliğinden endişe etmesine sebep olan kas tl davran şlar n suç say lmas n n sağlanmas ,

c. Başka bir kişiye karş kas tl olarak fiziksel şiddet eylemi uygulanmas n n suç say lmas n n sağlanmas ,

d. Cinsel taciz, özellikle de endişe verici, düşmanca, haysiyet k r c , aşağ lay c veya sald rganca bir ortam yaratarak bir insan n onurunu zedelemek amac n taş yan veya bu

27

sonucu doğuran, cinsel nitelikteki her türlü istenmeyen sözlü, sözsüz veya fiziksel davran ş olarak tan mlanmakta ve cinsel tacizin de cezai veya diğer yasal yapt r mlara tabi olmas n n sağlanmas için gereken yasal veya diğer tedbirlerin taraf devletçe al nacağ düzenlenmiştir.

Tecavüz dahil cinsel şiddetin cezaland r lmas için gereken yasal tedbirlerin de taraf devletçe al nacağ 36. Maddede düzenlenmiş olup, r zas olmadan bir kişiye karş üçüncü bir kişinin cinsel nitelikte eylemlerde bulunmas na sebep olmak da cinsel şiddet kapsam nda değerlendirilmiştir. Ayr ca, taraf devlet bu tür eylemlerin eski veya şimdiki eş ile partnerlere karş gerçekleştirilmesi halinde de bu hükmün geçerli olmas n da sağlamakla yükümlüdür.

Zorla evlilik, kad n sünneti, zorla çocuk ald rma (kürtaj) ve zorla k s rlaşt rman n suç say lmas n sağlamak üzere gereken tedbirlerin yine taraf devletçe al nacağ belirtilmiştir.,

Kad na yönelik şiddet suçunun işlenmesi halinde, kültür, örf ve adet, gelenek veya sözde “namus”un bu eylemlerin gerekçesi olarak kabul edilemeyeceği; özellikle, mağdurun, kültürel, dinî, toplumsal ya da geleneksel olarak kabul gören uygun davran ş normlar n ve âdetlerini ihlal ettiği iddialar n n da bu hükme dahil olduğu sözleşme ile hüküm alt na al nm şt r.

İstanbul Sözleşmesi, 60. Madde ile şiddet gören kad nlar n, toplumsal cinsiyete dayal s ğ nma talebinde de bulunabileceklerini düzenlemiştir.

Sözleşme, genel olarak şiddet türlerini suç olarak tan mlayarak cezaland r lmalar n öngörmekle birlikte, ayn zamanda toplumsal cinsiyete dayal şiddetin önlenmesi için devlet radyo ve televizyonlar nda toplumsal cinsiyet eşitliğine dair yay n yap lmas n n yan s ra eğitim müfredat n n da bu yönde değişikliğe tabi tutulmas n öngörüyor.

Son olarak sözleşme, taraf devletlerle yard mlaşma, dayan şma ve sürekli denetim mekanizmas alt nda olmay öngörmektedir.

G-Avrupa İnsan Haklar Sözle mesi

Sözleşme, Avrupa Konseyi'ne üye Devletlerin D ş İşleri Bakanlar nca imzalan p, 3 Eylül 1953'te yürürlüğe girmiştir.18Türkiye sözleşmeyi 1950 y l nda imzalam ş ve 1954 y l nda onaylam şt r. Sözleşmeye ek olarak 14 tane ihtiyari protokol kabul edilmiş; 14 No’lu Ek Protokol d ş nda tüm protokoller yürürlüğe girmiştir. 4 No’lu, 7 No’lu ve 12 No’lu Ek İhtiyari Protokoller d ş nda yer alan protokoller Türkiye taraf ndan onaylanm şt r. Türkiye, ayr ca eğitim özgürlüğüne yer veren 1 No’lu Ek Protokol’ün 2. maddesine de Lozan Anlaşmas ’na at f yapan bir çekince koymuştur. AİHS, bireyi uluslararas hukukta hak sahibi yapm ş, bireysel başvuru hakk tan m ş, yarg sal güvence sağlam ş ve ulusal hukuklar da etkilemiştir.

AİHS'i onaylayan devlet, ülkesinde yaşayan bireylere, sözleşme hükümlerinin ihlali halinde hükümet aleyhine başvuru hakk n tan m şt r. AİHS ile kurulan Mahkeme’nin kararlar yarg sal nitelikte kararlard r. Ancak Mahkeme’nin yetkisi tamamlay c bir yetkidir.

AİHS’ in 14. maddesinde; "Bu Sözleşmede tan nan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, rk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir az nl ğa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bak m ndan hiçbir ay r mc l k yap lmadan sağlan r " şeklinde bir düzenleme ile ayr mc l ğ n yasak olduğu

18 ŞENTUNA, age, s. 8

26

a. Taraf devletlerin kad na yönelik herhangi bir şiddet eylemiyle ilişkilenmekten kaç nacağ ve devlet ad na hareket eden devletin bütün aktörlerinin bu yükümlülüğe uygun davranmalar n sağlayacağ ,

b. Devlet d ş aktörler taraf ndan işlenen şiddet eylemlerini ise, gereken özeni göstererek önlemek, soruşturmak, cezaland rmak ve bu eylemlerden kaynakl mağduriyet için tazminat sağlamak amac yla gereken yasal veya diğer tedbirlerin taraf devletçe al nacağ , şeklinde düzenlenmiştir.

Çocuk mağdurlar da dâhil olmak üzere, savunmas z kişilerin özel ihtiyaçlar na dikkat edilmesi ve bu ihtiyaçlar n erişilebilir olmas n n devlet taraf ndan güvence alt na al nmas gerektiği yönündeki Sözleşme’nin 18/3 hükmü karş s nda, ülkemizde özellikle engelli kad nlar n kad na yönelik şiddetle mücadele mekanizmalar n etkin bir şekilde kullanamamalar n n bir nedeni olan erişilebilirlik sorununun İstanbul Sözleşmesi gereği de acilen çözümlenmesi gerekmektedir.

Şiddet gören kad nlar n koruma ve önleme mekanizmalar ndan faydalanmalar , şikayetçi olmalar na ya da fail aleyhine tan kl k etmelerine bağl değildir, yani kad n şikayetçi olmasa dahi bu tür hizmetlerden faydalanabilmektedir.

Şiddet gören kad nlara yönelik tedbirler , gerek duyulduğunda, hukuki ve psikolojik dan şmanl k, maddi yard m, konut, eğitim, öğretim ve iş bulmalar na yard m gibi hizmetleri içermelidir. Bu kapsamda taraf devletin Şiddet gören kad na ikametini değiştirmesi için destek vermesi, kad n n korunarak psikolojik destek almas , failin kad na temas n n engellenmesi, şiddet gören kad na devlet taraf ndan geçici maddi destek verilmesi say labilir.

S ğ nak konusunda, taraf devletlere şiddet gören kad n ve çocuklar na güvenli konaklama sağlayan ve yeterli say da, uygun ve kolayca erişilebilir s ğ nağ n sağlanmas devletin yükümlülükleri aras nda say lm şt r.

Yine, taraf devlet tüm şiddet türleri ile ilgili olarak gizlilik kurallar na uyarak arayanlara dan şmanl k vermek üzere 7/24 ulaş labilir ve ücretsiz telefonla yard m hatt kurmal d r.

Tecavüz kriz veya cinsel şiddet yönlendirme merkezlerinin kurulmas da sözleşme kapsam nda düzenlenmiştir.

Zorla evlendirmeler de yine sözleşme kapsam nda önüne geçilmesi ve mağdura aş r yük getirmeyecek şekilde sonland r lmas gereken bir sorun olarak tespit edilerek, taraf devletlerin bu yönde tedbir almas gerektiği vurgulanm şt r.

Sözleşme ile;

a. Psikolojik şiddet; zorlama veya tehditle bir kişinin psikolojik bütünlüğünün ciddi bir şekilde bozulmas olarak ifade edilirken, bu yöndeki kas tl davran şlar n cezaland r lmas n sağlamak üzere gereken tedbirlerin,

b. Başka bir kişiye karş mükerreren tehditkâr davran şlara girişerek kişinin güvenliğinden endişe etmesine sebep olan kas tl davran şlar n suç say lmas n n sağlanmas ,

c. Başka bir kişiye karş kas tl olarak fiziksel şiddet eylemi uygulanmas n n suç say lmas n n sağlanmas ,

d. Cinsel taciz, özellikle de endişe verici, düşmanca, haysiyet k r c , aşağ lay c veya sald rganca bir ortam yaratarak bir insan n onurunu zedelemek amac n taş yan veya bu

29

s kl kla evliliğine kar şan annesi hakk nda tart şt klar eşiyle kontrolden ç kan bir tart şmalar olduğunu belirtmiştir. Olay n ard ndan başvuran n annesi H.O.’nun tutuklanmas n istemiştir, devam eden bask s m/2001, Ş şvuran ve annesi, H.O.’nun tehditleri ve sald r lar hakk nda soruşturma makamlar na şikayette bulunmuş, yaşamlar n n hâlen tehlikede olduğunu belirtip H.O.’nun tutuklanmas n ve hakk nda hemen dava aç lmas n istemiştir. Bunun üzerine H.O. sorgulanm ş, ifadesi al nm ş ve serbest b rak lm şt r.

Sonunda 11.3.2002’de k z yla İzmir’e taş nmaya karar veren anne nakliye kamyonunda seyahat ederken H.O. kamyonu kenara çekmeye zorlam ş, yolcu kap s n açarak ateş etmiştir. Başvuran n annesi hemen ölmüştür.

Mart/2008’de H.O. cinayet ve ruhsats z silah taş maktan dolay suçlanm ş ve yaşam boyu hapse mahkum edilmiştir. Temyiz yarg lamas süresince serbest kalan H.O. öldürdüğünü çünkü eşini ve çocuklar n annenin ondan uzaklaşt rd ğ ve eşini ahlâks z yaşama sürüklediği için onurunun zedelendiğini belirtmiştir.

Nisan/2008’de başvuran, H.O. hakk nda başka bir şikayette bulunmuştur, makamlardan H.O.’nun serbest kald ğ ndan beri yeni erkek arkadaş arac l ğ yla yeniden tehdit etmeye başlayan eski eşinden korunmas için önlemler al nmas n istemiştir. May s ve

şvuran n temsilcisi AİHM’yi hiçbir önlem al nmad ğ yönünde bilgilendirmiş ve mahkeme bir aç klama istemiştir. Makamlar eski eşin fotoğraf n ve parmak izini tutuklama emriyle birlikte polis karakollar na dağ tt klar n belirtmiştir. Mahkeme oybirliği ile,

x Yerel makamlar H.O.’yu hukuka ayk r davran şlar konusunda tekrar tekrar uyard ğ halde başvuran n eski eşinin başvuran n annesini öldürdüğü dikkate al nd ğ nda AİHS’nin 2. maddesi (yaşam hakk ) ihlal edildiği,

x Makamlar n başvuran n eski eşinin hukuka ayk r ve sömürücü davran ş na karş başvuran korumamas hesaba kat ld ğ nda 3. maddenin (eziyet ve insanca olmayan davran şlar n yasaklanmas ) ihlal edildiği,

x Başvuran ve annesinin toplumsal cinsiyet temelinde ihlale maruz kald ğ hesaba kat ld ğ takdirde 14. madde (ayr mc l ğ n yasaklanmas ) 2. ve 3. maddelerle birlikte okunduğunda ihlal edildiği ve bu durum özellikle Türkiye’de aile içi şiddet olaylar nda yarg sal sistemin genel edilgenliği ve çoğunlukla kad nlar etkileyen sald r larda bulunanlarca yararlan lan cezadan bağ ş kl k göz önünde bulundurulduğunda kad nlara karş ayr mc l k olduğu şeklinde karar vermiştir.”20

Mahkeme, Opuz-Türkiye karar ile ilk kez bir devletin kad na yönelik şiddet konusunda gerekli tedbirleri almamak ve kad n mağduru koruyamamaktan dolay tazminat ödemesine karar vermiştir. Başka bir davada, Mahkeme, taraf devletlerin “tecavüzü cezaland rmak ve tecavüz vakalar n soruşturmak yönünde pozitif yükümlülüğü” olduğunu Cinsel şiddetin sadece ceza kanunlar nda suç olarak tan mlanmas n n yeterli olmad ğ n , şiddet izleri veya görgü şahitleri gibi tecavüzün “doğrudan” kan tlar n n mevcut olmad ğ hallerde yetkili makamlar n tüm

20 Bkz. www.gokhanarikan.av.tr (erişim tarihi: 20.06.2015)

28

belirtilmiştir. AİHS’ in 14. maddesi bağ ms z nitelikte olmay p, sözleşme ile tan nan hak ve özgürlüklerden herhangi birisi ile ilişkili olmal d r yani ayr mc l k iddias yaln zca sözleşmede tan nan hak ve özgürlüklerle ilgili olarak iddia edilebilir.

AİHS 12 no’lu Protokol’ ün “Ayr mc l ğ n Genel Olarak Yasaklanmas ” başl kl 1. maddesi ile de ayr mc l k yasağ düzenlenmiştir. Maddeye göre, taraf devletler, yasayla öngörülmüş tüm haklardan yararlanmay , cinsiyet, rk, renk, din, dil, siyasi ve diğer kanaatler, ulusal ve sosyal köken, ulusal bir az nl ğa mensup olma, servet, doğum ve herhangi bir diğer statü bak m ndan hiçbir ayr mc l k yapmadan sağlamak zorundad rlar. Maddenin ikinci f kras nda hiç kimsenin kamu makamlar taraf ndan maddede say lan temellere dayanan bir ayr mc l ğa maruz b rak lmayacaklar hüküm alt na al nm şt r.19

Ancak 12 no’lu Protokol ile düzenlenen genel ayr mc l k yasağ na bağ ms z nitelik kazand r lm şt r. AİHS’ in 14. maddesi ise bağ ms z nitelikte olmay p, sözleşme ile düzenlenen hak ve özgürlükler için geçerli iken; ek protokolün ayr mc l k yasağ içeren 1. maddesi sözleşmede tan nan hak ve özgürlüklerle s n rl tutulmam şt r. Belirtmek gerekir ki; AİHS’de kad na yönelik şiddeti yasaklayan özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte, Sözleşme’nin, Yaşama hakk ,

Mahkeme, OPUZ/TÜRKİYE davas nda bu yönde bir yorum ile kad na yönelik şiddet ile ilgili önemli bir ihlal karar vermiştir.

“Bu davada; başvuran 1972 doğumlu Diyarbak r’da H.O. ile birlikte yaşayan Nahide Opuz’dur. Opuz ve H.O. daha sonra evlenmiş ve üç çocuklar olmuştur. İlişkilerinin başlang c ndan beri ciddi tart şmalar yaşam ş ve sonras nda BOŞANMIŞLARDIR. Nisan/1995 ve Mart/1998 aras nda H.O.’nun ihlal edici ve tehdit edici davran şlar na ilişkin olarak makamlara ihbar edilen dört ayr olay gerçekleşmiştir. O olaylarda çeşitli yaralamalar, kavga süresince H.O b çak çekmiş ve arabas n iki kad na doğru sürmüştür. Bunlar n ard ndan kad nlar hekimlerce muayene edilmiş, hekimler kanama, çürük, ezik, s yr k, çizik dahil çeşitli yaralamalar n bulunduğunu belirlediği raporlar tutmuştur. Her iki kad n da t bben yaşamlar n tehlikeye düşüren yaralamalara maruz kald ğ yönünde rapor alm şt r: başvuran sözü edilen yaralaman n sonucu annesi arabayla gerçekleşen sald r n n sonucu olarak H.O. aleyhine ölüm tehditleri, güncel, ciddi ve ac veren bedensel zarar ve öldürme girişimi nedeniyle ceza takibi başlat lm şt r. B çak olay nda delil yetersizliğinden kovuşturma yap lmamas na karar verilmiştir. H.O. iki kez tutuklan p devam eden duruşmalarda serbest b rak lm şt r. Fakat başvuran ve annesi bu yarg lamalar n her birinde şikayetlerini geri ald ğ için Ceza Kanununun 456/4 hükmüne göre şikayete bağl l k nedeniyle kovuşturmaya devam edilmemiştir. Araba olay na ilişkin yarg lama başvuran n annesinin yaralar n n ciddiyeti nedeniyle devam etmiştir ve H.O. üç ay hapse mahkum edilip cezas sonra para cezas na çevrilmiştir.

şvuran yedi kez H.O. taraf ndan b çaklanm ş ve hastaneye götürülmüştür. H.O. b çak yaras nedeniyle yarg lanm ş, sekiz taksit halinde ödeyebileceği 840.000 TL (yaklaş k 385 Avro değerinde) para cezas verilmiştir. Polise verdiği ifadesinde

19 KORKUT, age, s. 21

29

s kl kla evliliğine kar şan annesi hakk nda tart şt klar eşiyle kontrolden ç kan bir tart şmalar olduğunu belirtmiştir. Olay n ard ndan başvuran n annesi H.O.’nun tutuklanmas n istemiştir, devam eden bask s m/2001, Ş şvuran ve annesi, H.O.’nun tehditleri ve sald r lar hakk nda soruşturma makamlar na şikayette bulunmuş, yaşamlar n n hâlen tehlikede olduğunu belirtip H.O.’nun tutuklanmas n ve hakk nda hemen dava aç lmas n istemiştir. Bunun üzerine H.O. sorgulanm ş, ifadesi al nm ş ve serbest b rak lm şt r.

Sonunda 11.3.2002’de k z yla İzmir’e taş nmaya karar veren anne nakliye kamyonunda seyahat ederken H.O. kamyonu kenara çekmeye zorlam ş, yolcu kap s n açarak ateş etmiştir. Başvuran n annesi hemen ölmüştür.

Mart/2008’de H.O. cinayet ve ruhsats z silah taş maktan dolay suçlanm ş ve yaşam boyu hapse mahkum edilmiştir. Temyiz yarg lamas süresince serbest kalan H.O. öldürdüğünü çünkü eşini ve çocuklar n annenin ondan uzaklaşt rd ğ ve eşini ahlâks z yaşama sürüklediği için onurunun zedelendiğini belirtmiştir.

Nisan/2008’de başvuran, H.O. hakk nda başka bir şikayette bulunmuştur, makamlardan H.O.’nun serbest kald ğ ndan beri yeni erkek arkadaş arac l ğ yla yeniden tehdit etmeye başlayan eski eşinden korunmas için önlemler al nmas n istemiştir. May s ve

şvuran n temsilcisi AİHM’yi hiçbir önlem al nmad ğ yönünde bilgilendirmiş ve mahkeme bir aç klama istemiştir. Makamlar eski eşin fotoğraf n ve parmak izini tutuklama emriyle birlikte polis karakollar na dağ tt klar n belirtmiştir. Mahkeme oybirliği ile,

x Yerel makamlar H.O.’yu hukuka ayk r davran şlar konusunda tekrar tekrar uyard ğ halde başvuran n eski eşinin başvuran n annesini öldürdüğü dikkate al nd ğ nda AİHS’nin 2. maddesi (yaşam hakk ) ihlal edildiği,

x Makamlar n başvuran n eski eşinin hukuka ayk r ve sömürücü davran ş na karş başvuran korumamas hesaba kat ld ğ nda 3. maddenin (eziyet ve insanca olmayan davran şlar n yasaklanmas ) ihlal edildiği,

x Başvuran ve annesinin toplumsal cinsiyet temelinde ihlale maruz kald ğ hesaba kat ld ğ takdirde 14. madde (ayr mc l ğ n yasaklanmas ) 2. ve 3. maddelerle birlikte okunduğunda ihlal edildiği ve bu durum özellikle Türkiye’de aile içi şiddet olaylar nda yarg sal sistemin genel edilgenliği ve çoğunlukla kad nlar etkileyen sald r larda bulunanlarca yararlan lan cezadan bağ ş kl k göz önünde bulundurulduğunda kad nlara karş ayr mc l k olduğu şeklinde karar vermiştir.”20

Mahkeme, Opuz-Türkiye karar ile ilk kez bir devletin kad na yönelik şiddet konusunda gerekli tedbirleri almamak ve kad n mağduru koruyamamaktan dolay tazminat ödemesine karar vermiştir. Başka bir davada, Mahkeme, taraf devletlerin “tecavüzü cezaland rmak ve tecavüz vakalar n soruşturmak yönünde pozitif yükümlülüğü” olduğunu Cinsel şiddetin sadece ceza kanunlar nda suç olarak tan mlanmas n n yeterli olmad ğ n , şiddet izleri veya görgü şahitleri gibi tecavüzün “doğrudan” kan tlar n n mevcut olmad ğ hallerde yetkili makamlar n tüm

20 Bkz. www.gokhanarikan.av.tr (erişim tarihi: 20.06.2015)

28

belirtilmiştir. AİHS’ in 14. maddesi bağ ms z nitelikte olmay p, sözleşme ile tan nan hak ve özgürlüklerden herhangi birisi ile ilişkili olmal d r yani ayr mc l k iddias yaln zca sözleşmede tan nan hak ve özgürlüklerle ilgili olarak iddia edilebilir.

AİHS 12 no’lu Protokol’ ün “Ayr mc l ğ n Genel Olarak Yasaklanmas ” başl kl 1. maddesi ile de ayr mc l k yasağ düzenlenmiştir. Maddeye göre, taraf devletler, yasayla öngörülmüş tüm haklardan yararlanmay , cinsiyet, rk, renk, din, dil, siyasi ve diğer kanaatler, ulusal ve sosyal köken, ulusal bir az nl ğa mensup olma, servet, doğum ve herhangi bir diğer statü bak m ndan hiçbir ayr mc l k yapmadan sağlamak zorundad rlar. Maddenin ikinci f kras nda hiç kimsenin kamu makamlar taraf ndan maddede say lan temellere dayanan bir ayr mc l ğa maruz b rak lmayacaklar hüküm alt na al nm şt r.19

Ancak 12 no’lu Protokol ile düzenlenen genel ayr mc l k yasağ na bağ ms z nitelik kazand r lm şt r. AİHS’ in 14. maddesi ise bağ ms z nitelikte olmay p, sözleşme ile düzenlenen hak ve özgürlükler için geçerli iken; ek protokolün ayr mc l k yasağ içeren 1. maddesi sözleşmede tan nan hak ve özgürlüklerle s n rl tutulmam şt r. Belirtmek gerekir ki; AİHS’de kad na yönelik şiddeti yasaklayan özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte, Sözleşme’nin, Yaşama hakk ,

Mahkeme, OPUZ/TÜRKİYE davas nda bu yönde bir yorum ile kad na yönelik şiddet ile ilgili önemli bir ihlal karar vermiştir.

“Bu davada; başvuran 1972 doğumlu Diyarbak r’da H.O. ile birlikte yaşayan Nahide Opuz’dur. Opuz ve H.O. daha sonra evlenmiş ve üç çocuklar olmuştur. İlişkilerinin başlang c ndan beri ciddi tart şmalar yaşam ş ve sonras nda BOŞANMIŞLARDIR. Nisan/1995 ve Mart/1998 aras nda H.O.’nun ihlal edici ve tehdit edici davran şlar na ilişkin olarak makamlara ihbar edilen dört ayr olay gerçekleşmiştir. O olaylarda çeşitli yaralamalar, kavga süresince H.O b çak çekmiş ve arabas n iki kad na doğru sürmüştür. Bunlar n ard ndan kad nlar hekimlerce muayene edilmiş, hekimler kanama, çürük, ezik, s yr k, çizik dahil çeşitli yaralamalar n bulunduğunu belirlediği raporlar tutmuştur. Her iki kad n da t bben yaşamlar n tehlikeye düşüren yaralamalara maruz kald ğ yönünde rapor alm şt r: başvuran sözü edilen yaralaman n sonucu annesi arabayla gerçekleşen sald r n n sonucu olarak H.O. aleyhine ölüm tehditleri, güncel, ciddi ve ac veren bedensel zarar ve öldürme girişimi nedeniyle ceza takibi başlat lm şt r. B çak olay nda delil yetersizliğinden kovuşturma yap lmamas na karar verilmiştir. H.O. iki kez tutuklan p devam eden duruşmalarda serbest b rak lm şt r. Fakat başvuran ve annesi bu yarg lamalar n her birinde şikayetlerini geri ald ğ için Ceza Kanununun 456/4 hükmüne göre şikayete bağl l k nedeniyle kovuşturmaya devam edilmemiştir. Araba olay na ilişkin yarg lama başvuran n annesinin yaralar n n ciddiyeti nedeniyle devam etmiştir ve H.O. üç ay hapse mahkum edilip cezas sonra para cezas na çevrilmiştir.

şvuran yedi kez H.O. taraf ndan b çaklanm ş ve hastaneye götürülmüştür. H.O. b çak yaras nedeniyle yarg lanm ş, sekiz taksit halinde ödeyebileceği 840.000 TL (yaklaş k 385 Avro değerinde) para cezas verilmiştir. Polise verdiği ifadesinde

19 KORKUT, age, s. 21

31

Anayasan n 56. maddesi yurttaşlar n ruh ve beden sağl klar n korumay devlete görev olarak verirken. 61. maddesi ise: Devletin sakatlar n korunmalar n ve toplum hayat na intibaklar n sağlay c tedbirleri alacağ n düzenler.

50. maddede ise, çal şma hakk ile ilgili özel önlem içeren, küçükler ve kad nlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar n çal şma şartlar bak m ndan özel olarak korunacaklar na ilişkin bir hüküm bulunmaktad r.

Görüldüğü üzere; Anayasan n ilgili maddelerine bak ld ğ nda devletin sosyal bir devlet olduğu, kanunlar n herkese eşit uygulanmas n n yan nda desteklenmesi gereken gruplara yönelik özel önlemlerin al nacağ taahhüdü verilmiştir.

B-Türk Medeni Kanunu

Türk Medeni Kanunu’nda 2002 y l nda yeniden yap lan düzenleme ile cinsiyet eşitliğine dayal önemli değişiklikler meydana gelmiştir.

Evlilik konusunda, öncelikle eski halinde var olan “aile reisliği” kavram kanundan ç kart lm ş, evlilik eşlerin birlikte yöneteceği bir kurum olarak düzenlenmiştir. En temel haklardan olan çal şma hakk , kocan n iznine tabi olmaktan ç kart lm ş, kad na kendi soyad n kullanma hakk getirilmiştir.

Evlilik yaş , mal rejimi, mallarda tasarruf yetkisi, nafaka, maddi- manevi tazminat konular nda önemli düzenlemeler içeren TMK boşanma konusunda ise, şiddeti boşanma nedeni olarak kabul etmiştir.

C-5378 say l Engelliler Hakk nda Kanun

1 Temmuz 2005 tarihli kabul, 7 Temmuz 2005 yürürlük tarihli ve 5378 say l "Engelliler Hakk nda Kanun” ile Türkiye’ de ilk kez münhas ran engellilere ilişkin bir kanun ç kar lm ş ve TCK’dan sonra ayr mc l k bu kanun ile de yasaklanm şt r. Engelliler Hakk nda Kanunun 1. maddesi ile kanunun amac , engellilerin sağl k, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bak m ve sosyal güvenliğine ilişkin sorunlar n n çözümü ile her bak mdan gelişmelerini ve önlerindeki engelleri kald rmay sağlayacak tedbirleri alarak topluma kat l mlar n sağlamak ve bu hizmetlerin koordinasyonu için gerekli düzenlemeleri yapmakt r, şeklinde ifade edilmiştir.

3. maddenin 1. f kras ile Engelli; "Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karş lama güçlükleri olan ve korunma, bak m, rehabilitasyon , dan şmanl k ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi." olarak tan mlanm şt r.

Kanunun 4. maddesi, kanun kapsam nda bulunan hizmetlerin yerine getirilmesinde uyulacak esaslar ; Devletin, insan onur ve haysiyetinin dokunulmazl ğ temelinde, engellilerin ve engelliliğin her tür istismar na karş sosyal politikalar geliştirme yükümlülüğü öngörmüş ve bu politikalar n da ayr mc l k yasağ ve ayr mc l kla mücadele temeline dayanmas gerektiğini belirtmiştir.

30

olgular incelemesi ve olaylar çevreleyen koşullar değerlendirerek bir karara varmalar gerektiği yönünde tespitlerde bulunmuştur21.

Son olarak, İstanbul Sözleşmesi’nin giriş bölümünde de kad na yönelik şiddet alan nda önemli standartlar oluşturan, AİHS ile kurulan AİHM’in içtihat hukuku külliyat n n taraf devletlerce dikkate al nmas gerektiği belirtilmiştir.

II-Ulusal Hukukta Engelli Kad n ve Kad na Yönelik Şiddet

A-T.C Anayasas

Bir devletin anayasas o devletin yap s n n ve işleyişinin yan nda ayn zamanda vatandaşlar n n hak ve ödevleri ile özgürlüklerini de belirler.

Anayasada, eşitlik ilkesi 10. madde ile düzenlenmiştir. 10. madde şöyle demektedir:

x Herkes, dil, rk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ay r m gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

x Kad nlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla al nacak tedbirler eşitlik ilkesine ayk r olarak yorumlanamaz.

x Çocuklar, yaşl lar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için al nacak tedbirler eşitlik ilkesine ayk r say lmaz.

x Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya s n fa imtiyaz tan namaz. x Devlet organlar ve idare makamlar bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine

uygun olarak hareket etmek zorundad r.

Genel Esaslarda yer alan eşitlik ilkesinin, iki yönü olduğu, hem bir temel ilke hem de bir temel hak olduğu görüşünü çürütmez, ayn zamanda bir hak olarak savunulmas n güçlendirir.22

Anayasan n 10. maddesi ile kanun önünde eşitlik güvence alt na al nm şken; eğitim, sağl k, istihdam, sosyal güvenlik gibi konularda eşitlik ilkesi tekrar vurgulanm şt r.

Anayasan n 42. maddesi ile; kimsenin eğitim ve öğrenim hakk ndan yoksun b rak lamayacağ düzenlenmiştir. Ayn maddede Devletin durumlar sebebiyle özel eğitime ihtiyac olanlar topluma yararl k lacak tedbirleri alacağ n vurgular. Dan ştay 8. Dairesi 22.4.2004 günlü, 2004/ 1921 say l karar ile bu konuya vurgu yapm şt r. Zihinsel Özürlüler Özel Eğitim Merkezleri Yönetmeliğinin, eğitime 21 yaş s n rlamas getiren 2. maddesinin iptaline ilişkin karar nda "zihinsel özre sahip bireylerin hangi yaşta olursa olsun bilinçli, sistematik bir eğitim ve bak ma ihtiyaçlar n n bulunduğu gerçeğini " vurgulam ş ve " aksine bir kabul, bu bireylerin toplum d ş na itilerek aileleri ve toplum için bir külfet haline dönüşmelerine neden olacağ gibi hem yasan n amac na hem de Anayasada yer alan sosyal güvenlik eğitim ve öğrenim hakk na ilişkin düzenlemelere de ayk r olacakt r. Başka bir anlat mla, böyle bir düzenleme ve uygulama Anayasada güvence alt na al nan haklar n ihlali sonucunu doğuracakt r.

21 DUMRUL, av. Candan; DANACI, Av. Huriye KARABACAK, Kad n ve K z Çocuklar na Karş İşlenen Cinsel Şiddet Suçlar nda Cezas zl k Sorunu Raporu, İHOP (M.C/Bulgaristan) 22 İNCEO LU, agm, s.48

31

Anayasan n 56. maddesi yurttaşlar n ruh ve beden sağl klar n korumay devlete görev olarak verirken. 61. maddesi ise: Devletin sakatlar n korunmalar n ve toplum hayat na intibaklar n sağlay c tedbirleri alacağ n düzenler.

50. maddede ise, çal şma hakk ile ilgili özel önlem içeren, küçükler ve kad nlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar n çal şma şartlar bak m ndan özel olarak korunacaklar na ilişkin bir hüküm bulunmaktad r.

Görüldüğü üzere; Anayasan n ilgili maddelerine bak ld ğ nda devletin sosyal bir devlet olduğu, kanunlar n herkese eşit uygulanmas n n yan nda desteklenmesi gereken gruplara yönelik özel önlemlerin al nacağ taahhüdü verilmiştir.

B-Türk Medeni Kanunu

Türk Medeni Kanunu’nda 2002 y l nda yeniden yap lan düzenleme ile cinsiyet eşitliğine dayal önemli değişiklikler meydana gelmiştir.

Evlilik konusunda, öncelikle eski halinde var olan “aile reisliği” kavram kanundan ç kart lm ş, evlilik eşlerin birlikte yöneteceği bir kurum olarak düzenlenmiştir. En temel haklardan olan çal şma hakk , kocan n iznine tabi olmaktan ç kart lm ş, kad na kendi soyad n kullanma hakk getirilmiştir.

Evlilik yaş , mal rejimi, mallarda tasarruf yetkisi, nafaka, maddi- manevi tazminat konular nda önemli düzenlemeler içeren TMK boşanma konusunda ise, şiddeti boşanma nedeni olarak kabul etmiştir.

C-5378 say l Engelliler Hakk nda Kanun

1 Temmuz 2005 tarihli kabul, 7 Temmuz 2005 yürürlük tarihli ve 5378 say l "Engelliler Hakk nda Kanun” ile Türkiye’ de ilk kez münhas ran engellilere ilişkin bir kanun ç kar lm ş ve TCK’dan sonra ayr mc l k bu kanun ile de yasaklanm şt r. Engelliler Hakk nda Kanunun 1. maddesi ile kanunun amac , engellilerin sağl k, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bak m ve sosyal güvenliğine ilişkin sorunlar n n çözümü ile her bak mdan gelişmelerini ve önlerindeki engelleri kald rmay sağlayacak tedbirleri alarak topluma kat l mlar n sağlamak ve bu hizmetlerin koordinasyonu için gerekli düzenlemeleri yapmakt r, şeklinde ifade edilmiştir.

3. maddenin 1. f kras ile Engelli; "Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karş lama güçlükleri olan ve korunma, bak m, rehabilitasyon , dan şmanl k ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi." olarak tan mlanm şt r.

Kanunun 4. maddesi, kanun kapsam nda bulunan hizmetlerin yerine getirilmesinde uyulacak esaslar ; Devletin, insan onur ve haysiyetinin dokunulmazl ğ temelinde, engellilerin ve engelliliğin her tür istismar na karş sosyal politikalar geliştirme yükümlülüğü öngörmüş ve bu politikalar n da ayr mc l k yasağ ve ayr mc l kla mücadele temeline dayanmas gerektiğini belirtmiştir.

30

olgular incelemesi ve olaylar çevreleyen koşullar değerlendirerek bir karara varmalar gerektiği yönünde tespitlerde bulunmuştur21.

Son olarak, İstanbul Sözleşmesi’nin giriş bölümünde de kad na yönelik şiddet alan nda önemli standartlar oluşturan, AİHS ile kurulan AİHM’in içtihat hukuku külliyat n n taraf devletlerce dikkate al nmas gerektiği belirtilmiştir.

II-Ulusal Hukukta Engelli Kad n ve Kad na Yönelik Şiddet

A-T.C Anayasas

Bir devletin anayasas o devletin yap s n n ve işleyişinin yan nda ayn zamanda vatandaşlar n n hak ve ödevleri ile özgürlüklerini de belirler.

Anayasada, eşitlik ilkesi 10. madde ile düzenlenmiştir. 10. madde şöyle demektedir:

x Herkes, dil, rk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ay r m gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

x Kad nlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla al nacak tedbirler eşitlik ilkesine ayk r olarak yorumlanamaz.

x Çocuklar, yaşl lar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için al nacak tedbirler eşitlik ilkesine ayk r say lmaz.

x Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya s n fa imtiyaz tan namaz. x Devlet organlar ve idare makamlar bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine

uygun olarak hareket etmek zorundad r.

Genel Esaslarda yer alan eşitlik ilkesinin, iki yönü olduğu, hem bir temel ilke hem de bir temel hak olduğu görüşünü çürütmez, ayn zamanda bir hak olarak savunulmas n güçlendirir.22

Anayasan n 10. maddesi ile kanun önünde eşitlik güvence alt na al nm şken; eğitim, sağl k, istihdam, sosyal güvenlik gibi konularda eşitlik ilkesi tekrar vurgulanm şt r.

Anayasan n 42. maddesi ile; kimsenin eğitim ve öğrenim hakk ndan yoksun b rak lamayacağ düzenlenmiştir. Ayn maddede Devletin durumlar sebebiyle özel eğitime ihtiyac olanlar topluma yararl k lacak tedbirleri alacağ n vurgular. Dan ştay 8. Dairesi 22.4.2004 günlü, 2004/ 1921 say l karar ile bu konuya vurgu yapm şt r. Zihinsel Özürlüler Özel Eğitim Merkezleri Yönetmeliğinin, eğitime 21 yaş s n rlamas getiren 2. maddesinin iptaline ilişkin karar nda "zihinsel özre sahip bireylerin hangi yaşta olursa olsun bilinçli, sistematik bir eğitim ve bak ma ihtiyaçlar n n bulunduğu gerçeğini " vurgulam ş ve " aksine bir kabul, bu bireylerin toplum d ş na itilerek aileleri ve toplum için bir külfet haline dönüşmelerine neden olacağ gibi hem yasan n amac na hem de Anayasada yer alan sosyal güvenlik eğitim ve öğrenim hakk na ilişkin düzenlemelere de ayk r olacakt r. Başka bir anlat mla, böyle bir düzenleme ve uygulama Anayasada güvence alt na al nan haklar n ihlali sonucunu doğuracakt r.

21 DUMRUL, av. Candan; DANACI, Av. Huriye KARABACAK, Kad n ve K z Çocuklar na Karş İşlenen Cinsel Şiddet Suçlar nda Cezas zl k Sorunu Raporu, İHOP (M.C/Bulgaristan) 22 İNCEO LU, agm, s.48

33

Kişilere Karş Suçlar başl kl ikinci k sm n Cinsel Dokunulmazl ğa Karş Suçlar başl kl alt nc bölümünde, daha çok kad nlara karş işlenen cinsel sald r , çocuklar n cinsel istismar , reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz suçlar düzenlenmiştir.

Cinsel sald r suçunda, cinsel davran şlarla bir kimsenin vücut dokunulmazl ğ n n ihlal edilmesi cezaland r l r, fiilin vücuda organ ya da cisim sokulmas ile gerçekleştirilmesi durumunda ceza ağ rlaşt r l r. Ancak, suçun eşe karş işlenmesi halinde suçun takibi şikayete tabidir.

Suçun, beden veya ruh bak m ndan kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karş , kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağlad ğ nüfuz kötüye kullan lmak suretiyle, üçüncü derece dâhil kan veya kay n h s ml ğ ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karş ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatl k taraf ndan, silahla veya birden fazla kişi taraf ndan birlikte, insanlar n toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamlar n sağlad ğ kolayl ktan faydalanmak suretiyle, işlenmesi hâlinde ceza ağ rlaşt r l r.

Uygulanan cebir ve şiddet sonucu yaralama suçunun ağ r sonuçlar n n meydana gelmesi halinde ayr ca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin uygulanacağ düzenlenmiştir.

Yine, mağdurun bitkisel hayata girmesi ya da ölümün meydana gelmesi halinde müebbet ağ r hapis cezas na hükmolunur.

Çocuklar n cinsel istismar n n cezaland r ld ğ maddede, cinsel istismar n sark nt l k düzeyinde kalmas ve failin de çocuk olmas halinde suçun takibinin şikayete tabi olduğu, birden fazla kişi taraf ndan birlikte, insanlar n toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamlar n sağlad ğ kolayl ktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dâhil kan veya kay n h s ml ğ ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karş ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen taraf ndan, vasi, eğitici, öğretici, bak c , koruyucu aile veya sağl k hizmeti veren ya da koruma, bak m veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler taraf ndan, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağlad ğ nüfuz kötüye kullan lmak suretiyle, işlenmesi halinde cezan n ağ rlaşt r lacağ düzenlenmiştir.

On beş yaş n bitirmiş olan çocukla cebir, tehdit ve hile olmaks z n cinsel ilişkide bulunan kişi “reşit olmayanla cinsel ilişki” kapsam nda cezaland r l r. Bu suçun takibi, mağdurla aralar nda evlenme yasağ bulunan, koruyucu aile çerçevesinde koruma, bak m ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi taraf ndan işlenmesi halleri d ş nda şikayete bağl d r.

Yine takibi şikayete tabi olan “Cinsel taciz” suçunun; kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağlad ğ kolayl ktan faydalanmak suretiyle, vasi, eğitici, öğretici, bak c , koruyucu aile veya sağl k hizmeti veren ya da koruma, bak m veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler taraf ndan, ayn işyerinde çal şman n sağlad ğ kolayl ktan faydalanmak suretiyle, posta veya elektronik haberleşme araçlar n n sağlad ğ kolayl ktan faydalanmak suretiyle, teşhir suretiyle, işlenmesi halinde cezan n ağ rlaşt r lacağ düzenlenmiştir.

Ayn zamanda, bu fiil nedeniyle mağdur; işi b rakmak, okuldan veya ailesinden ayr lmak zorunda kalm ş ise cezan n bir y ldan az olamayacağ hüküm alt na al nm şt r.

Yetkili hakim ve savc karar olmaks z n, kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi yapan fail de TCK kapsam nda cezaland r lm şt r. Ancak, bulaş c hastal klar dolay s yla kamu sağl ğ n korumak amac yla kanun ve tüzüklerde öngörülen hükümlere uygun olarak yap lan zorla muayenenin suç oluşturmayacağ da madde kapsam nda

32

Kanunun geçici 2. ve 3. maddeleri erişilebilirlikle ilgili olup; tüm yap , tesis ve hizmetlerin 7y l içinde erişilebilir hale getirilmesini zorunlu k lm ş, ancak 2012 y l nda yap lan değişiklikle bu süre 8 y la ç kar larak, ilgililere eksiklerin tamamlanmas için sürenin bitiminden itibaren 2 y l geçmemek üzere ek süre verilebileceği ibaresi eklenmiştir.

3194 Say l İmar Kanun’un 1. ek maddesi: “Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaş labilir ve yaşan labilir k l nmas için, imar planlar ile kentsel, sosyal, teknik altyap alanlar nda ve yap larda, Türk Standartlar Enstitüsünün ilgili standard na uyulmas zorunludur” demektedir. Başbakanl k’ n 2006-18 say l genelgesi kamu binalar , kamuya aç k alanlar ve toplu taş ma araçlar n n engellilerin kullan m na uygun duruma getirilmesi ilgilidir ve kurumlardan kanunda belirtilen 8 y ll k sürenin k sa, orta ve uzun vadede planlama yap larak gerçekleşmesi talep edilmektedir.

Yine Engelliler Hakk nda Kanun ile, Radyo ve Televizyonlar n Kuruluş ve Yay nlar Hakk nda Kanun’un 4/2-u bendi, kad nlara, güçsüzlere, engellilere ve çocuklara karş şiddetin ve ayr mc l ğ n teşvik edilmemesi şeklinde değiştirilmiştir.

D-5237 say l Türk Ceza Kanunu

5237 say l Türk Ceza Kanunu, çal şmam z n bu bölümünde kasten öldürme, kasten yaralama, cinsel suçlar, eziyet, kötü muamele ve zorla genital muayene, hakaret, nefret ve ay r mc l k gibi suçlar bak m ndan toplumsal cinsiyet temelli olarak incelenecek olup, belirtmek gerekir ki, kad na yönelik şiddeti doğrudan cezaland ran bir hüküm kanun metninde bulunmamaktad r.

“Kişilere Karş Suçlar” başl kl ikinci k s mda düzenlenen, Kastan öldürme, kasten yaralama suçlar n n üstsoy, altsoydan birine, eşe, kardeşe, çocuğa ya da beden veya ruh bak m ndan kendisini savunamayacak durumda bulunan, gebe olduğu bilinen kad na karş işlenmesi durumunda cezan n ağ rlaşt r lacağ düzenlenmiştir.

Kasten öldürme suçunun bir diğer ağ rlaşt r c sebebi ise, fiilin kan gütme, töre saikiyle işlenmesi halidir ki; bu durumda failin ağ rlaşt r lm ş müebbet hapis cezas ile cezaland r lacağ düzenlenmiştir.

Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davran şlar gerçekleştirmenin cezaland r ld ğ “eziyet” suçunun, yine çocuğa, beden veya ruh bak m ndan kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kad na karş , Üstsoy veya altsoya, babal k veya anal ğa ya da eşe karş işlenmesi halinde cezan n artt r lacağ düzenlenmiştir.

Kad na karş işlenen başka bir suç olan “çocuk düşürtme” suçunda, r zas olmaks z n bir kad n n çocuğunu düşürten kişinin cezaland r lacağ , r zaya dayal olsa bile t bbi zorunluluk bulunmayan hallerde gebelik süresinin on haftadan fazla olan kad n n çocuğunu düşürten kişinin de kad n ile birlikte cezaland r lacağ düzenlenmiştir.

Kanunlaşma sürecinde çokça tart ş lan tecavüz sonucu kad n n gebe kalmas durumunda gebeliğin 20 haftaya kadar sonland r lmas halinin suç say lmayacağ f kras yine bu madde kapsam nda kanunlaşm şt r.

33

Kişilere Karş Suçlar başl kl ikinci k sm n Cinsel Dokunulmazl ğa Karş Suçlar başl kl alt nc bölümünde, daha çok kad nlara karş işlenen cinsel sald r , çocuklar n cinsel istismar , reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz suçlar düzenlenmiştir.

Cinsel sald r suçunda, cinsel davran şlarla bir kimsenin vücut dokunulmazl ğ n n ihlal edilmesi cezaland r l r, fiilin vücuda organ ya da cisim sokulmas ile gerçekleştirilmesi durumunda ceza ağ rlaşt r l r. Ancak, suçun eşe karş işlenmesi halinde suçun takibi şikayete tabidir.

Suçun, beden veya ruh bak m ndan kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karş , kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağlad ğ nüfuz kötüye kullan lmak suretiyle, üçüncü derece dâhil kan veya kay n h s ml ğ ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karş ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatl k taraf ndan, silahla veya birden fazla kişi taraf ndan birlikte, insanlar n toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamlar n sağlad ğ kolayl ktan faydalanmak suretiyle, işlenmesi hâlinde ceza ağ rlaşt r l r.

Uygulanan cebir ve şiddet sonucu yaralama suçunun ağ r sonuçlar n n meydana gelmesi halinde ayr ca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin uygulanacağ düzenlenmiştir.

Yine, mağdurun bitkisel hayata girmesi ya da ölümün meydana gelmesi halinde müebbet ağ r hapis cezas na hükmolunur.

Çocuklar n cinsel istismar n n cezaland r ld ğ maddede, cinsel istismar n sark nt l k düzeyinde kalmas ve failin de çocuk olmas halinde suçun takibinin şikayete tabi olduğu, birden fazla kişi taraf ndan birlikte, insanlar n toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamlar n sağlad ğ kolayl ktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dâhil kan veya kay n h s ml ğ ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karş ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen taraf ndan, vasi, eğitici, öğretici, bak c , koruyucu aile veya sağl k hizmeti veren ya da koruma, bak m veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler taraf ndan, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağlad ğ nüfuz kötüye kullan lmak suretiyle, işlenmesi halinde cezan n ağ rlaşt r lacağ düzenlenmiştir.

On beş yaş n bitirmiş olan çocukla cebir, tehdit ve hile olmaks z n cinsel ilişkide bulunan kişi “reşit olmayanla cinsel ilişki” kapsam nda cezaland r l r. Bu suçun takibi, mağdurla aralar nda evlenme yasağ bulunan, koruyucu aile çerçevesinde koruma, bak m ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi taraf ndan işlenmesi halleri d ş nda şikayete bağl d r.

Yine takibi şikayete tabi olan “Cinsel taciz” suçunun; kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağlad ğ kolayl ktan faydalanmak suretiyle, vasi, eğitici, öğretici, bak c , koruyucu aile veya sağl k hizmeti veren ya da koruma, bak m veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler taraf ndan, ayn işyerinde çal şman n sağlad ğ kolayl ktan faydalanmak suretiyle, posta veya elektronik haberleşme araçlar n n sağlad ğ kolayl ktan faydalanmak suretiyle, teşhir suretiyle, işlenmesi halinde cezan n ağ rlaşt r lacağ düzenlenmiştir.

Ayn zamanda, bu fiil nedeniyle mağdur; işi b rakmak, okuldan veya ailesinden ayr lmak zorunda kalm ş ise cezan n bir y ldan az olamayacağ hüküm alt na al nm şt r.

Yetkili hakim ve savc karar olmaks z n, kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi yapan fail de TCK kapsam nda cezaland r lm şt r. Ancak, bulaş c hastal klar dolay s yla kamu sağl ğ n korumak amac yla kanun ve tüzüklerde öngörülen hükümlere uygun olarak yap lan zorla muayenenin suç oluşturmayacağ da madde kapsam nda

32

Kanunun geçici 2. ve 3. maddeleri erişilebilirlikle ilgili olup; tüm yap , tesis ve hizmetlerin 7y l içinde erişilebilir hale getirilmesini zorunlu k lm ş, ancak 2012 y l nda yap lan değişiklikle bu süre 8 y la ç kar larak, ilgililere eksiklerin tamamlanmas için sürenin bitiminden itibaren 2 y l geçmemek üzere ek süre verilebileceği ibaresi eklenmiştir.

3194 Say l İmar Kanun’un 1. ek maddesi: “Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaş labilir ve yaşan labilir k l nmas için, imar planlar ile kentsel, sosyal, teknik altyap alanlar nda ve yap larda, Türk Standartlar Enstitüsünün ilgili standard na uyulmas zorunludur” demektedir. Başbakanl k’ n 2006-18 say l genelgesi kamu binalar , kamuya aç k alanlar ve toplu taş ma araçlar n n engellilerin kullan m na uygun duruma getirilmesi ilgilidir ve kurumlardan kanunda belirtilen 8 y ll k sürenin k sa, orta ve uzun vadede planlama yap larak gerçekleşmesi talep edilmektedir.

Yine Engelliler Hakk nda Kanun ile, Radyo ve Televizyonlar n Kuruluş ve Yay nlar Hakk nda Kanun’un 4/2-u bendi, kad nlara, güçsüzlere, engellilere ve çocuklara karş şiddetin ve ayr mc l ğ n teşvik edilmemesi şeklinde değiştirilmiştir.

D-5237 say l Türk Ceza Kanunu

5237 say l Türk Ceza Kanunu, çal şmam z n bu bölümünde kasten öldürme, kasten yaralama, cinsel suçlar, eziyet, kötü muamele ve zorla genital muayene, hakaret, nefret ve ay r mc l k gibi suçlar bak m ndan toplumsal cinsiyet temelli olarak incelenecek olup, belirtmek gerekir ki, kad na yönelik şiddeti doğrudan cezaland ran bir hüküm kanun metninde bulunmamaktad r.

“Kişilere Karş Suçlar” başl kl ikinci k s mda düzenlenen, Kastan öldürme, kasten yaralama suçlar n n üstsoy, altsoydan birine, eşe, kardeşe, çocuğa ya da beden veya ruh bak m ndan kendisini savunamayacak durumda bulunan, gebe olduğu bilinen kad na karş işlenmesi durumunda cezan n ağ rlaşt r lacağ düzenlenmiştir.

Kasten öldürme suçunun bir diğer ağ rlaşt r c sebebi ise, fiilin kan gütme, töre saikiyle işlenmesi halidir ki; bu durumda failin ağ rlaşt r lm ş müebbet hapis cezas ile cezaland r lacağ düzenlenmiştir.

Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davran şlar gerçekleştirmenin cezaland r ld ğ “eziyet” suçunun, yine çocuğa, beden veya ruh bak m ndan kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kad na karş , Üstsoy veya altsoya, babal k veya anal ğa ya da eşe karş işlenmesi halinde cezan n artt r lacağ düzenlenmiştir.

Kad na karş işlenen başka bir suç olan “çocuk düşürtme” suçunda, r zas olmaks z n bir kad n n çocuğunu düşürten kişinin cezaland r lacağ , r zaya dayal olsa bile t bbi zorunluluk bulunmayan hallerde gebelik süresinin on haftadan fazla olan kad n n çocuğunu düşürten kişinin de kad n ile birlikte cezaland r lacağ düzenlenmiştir.

Kanunlaşma sürecinde çokça tart ş lan tecavüz sonucu kad n n gebe kalmas durumunda gebeliğin 20 haftaya kadar sonland r lmas halinin suç say lmayacağ f kras yine bu madde kapsam nda kanunlaşm şt r.

35

vurgulanmad ğ gibi engelli çocuğu bulunan kad nlar için de ayn şekilde özel önlemler al nmas yönünde düzenleme bulunmamaktad r. Bu durum ise, uygulamada her iki grubun kanunun sağlad ğ korumadan tam olarak faydalanamamas na neden olmaktad r. May s 2015’te İstanbul’da, polise başvuran ve bar nma talebi olan şiddet mağduru M.C. engelli olmas nedeniyle İstanbul ŞÖNİM taraf ndan kabul edilmemesi üzerine karakoldan ayr lmak zorunda kalm şt r. M.C’den olay sonras haber al namam şt r. Oysa ki; bu kanun ile Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmas na yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, çal şmalar n yedi gün yirmi dört saat esas ile yürüten merkezler olarak tan mlanm şt r. Ancak, kanunun bu tan m na rağmen belki de onlarca engelli kad n şiddet ortam ndan uzaklaşmak istemelerine rağmen erişilebilir s ğ naklar n olmamas veya kendilerine yönelik özel önlemler al nmamas nedeniyle şiddet ortam nda yaşamlar n sürdürmek zorunda kalmaktad rlar. Kan m zca, engelli kad nlar için şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanabilmesi bu yönde özel önlemler al nmad ğ sürece çok da mümkün olamamaktad r. Zira, on dört ilde yap lan bilgi edinme başvurular neticesinde, ŞÖNİM’lerin birçoğunun fiziksel erişilebilirliğinin ve işaret dili bilen sürekli çal şan n n olmad ğ , ihtiyaç halinde işaret dili tercüman çağr ld ğ , ayn şekilde s ğ naklar n da birçoğunun erişilebilirliğinin sağlanmad ğ gibi kad na yönelik şiddetten korunma mekanizmalar na ilişkin broşürlerin görme engelli kad nlar n erişimine uygun olarak kabartma yaz ile bast r lmad ğ gibi hususlar taraf m zca tespit edilmiştir. Kanunun tan mlar başl ğ alt nda engelli kad nlar n görünür olmasa da daha çok kad n olmaktan değil de engelli olmaktan dolay yaşad ğ “ev içi şiddet”, şiddet mağduru ve şiddet uygulayanla ayn haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu say lan diğer kişiler aras nda meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet olarak tan mlanm şt r. “Kad na yönelik şiddet”, kad nlara, yaln zca kad n olduklar için uygulanan veya kad nlar etkileyen cinsiyete dayal bir ayr mc l k ile kad n n insan haklar ihlaline yol açan ve bu Kanunda şiddet olarak tan mlanan her türlü tutum ve davran ş olarak; şiddet ise, kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik aç dan zarar görmesiyle veya ac çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanmas muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve bask y ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davran ş olarak tan mlanm şt r. Kanun, koruyucu ve önleyici tedbir kararlar n ; mülki amir taraf ndan veya hakim taraf ndan verilecek tedbirler olarak ayr ayr düzenlemiştir.

Madde 3 ile; x Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir

yerde uygun bar nma yeri sağlanmas .

34

düzenlenmiştir.

“Tehdit” suçu da TCK ile düzenlenmiş, ancak, bu suçun eşe karş işlenmesi halinde ceza ağ rlaşt r lmam şt r. Bu halde, sözel şiddet olarak niteleyebileceğimiz tehdit suçu kad na karş işlendiğinde diğer baz suçlarda olduğu gibi faile verilecek ceza ağ rlaşt r lmam şt r.

“Kişiyi hürriyetinden yoksun k lma” suçunda ise, fiilin üstsoy, altsoy veya eşe karş , çocuğa, beden ve ruh bak m ndan kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karş işlenmesi halleri ağ rlaşt r c sebep olarak düzenlenmiştir.

Tehdit suçunda olduğu gibi “hakaret” suçunda da, fiilin eşe karş işlenmesi hali ağ rlaşt r c sebep olarak düzenlenmemiştir.

“Nefret ve ay r mc l k” suçunun düzenlemesinde, cinsiyet de bir ayr mc l k temeli olarak say lm ş, ancak nefret saikinin getirilmesi ve yaln zca doğrudan ayr mc l ğ n cezaland r lmas maddeyi neredeyse kullan lamaz hale getirmiştir.

Görüldüğü üzere kad na yönelik şiddet türlerinden yaln zca fiziksel, sözel ve cinsel şiddet doğrudan bir düzenleme ile olmasa dahi cezaland r lm ş, baz suçlarda ağ rlaşt r c neden olarak düzenleme yap lm şt r. Ancak, sorun suçun cezas n n olmamas değil, cezas zl ğ n yayg n olmas d r.

Tüm bunlar n yan s ra, İstanbul Sözleşmesi ile suç olarak düzenlenen şiddet türlerinin taraf devletlerce de suç olarak say larak cezaland r lmas n n sağlanmas yükümlülük alt na al nm ş, bu tür suçlarda arabuluculuk ve uzlaşma ise yasaklanm şt r. Bu sebeple, TCK ve CMK gerek İstanbul Sözleşmesi ile gerekse de 6284 say l kanun ile çeliştiğinden kanun değişikliği yoluna gidilmelidir.

E-6284 say l Ailenin Korunmas ve Kad na Kar Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun

08.03.2012 kabul tarihli 6284 say l kanun ile, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kad nlar n, çocuklar n, aile bireylerinin ve tek tarafl srarl takip mağduru olan kişilerin korunmas ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amac yla al nacak tedbirlere ilişkin usul ve esaslar n düzenlenmesi amaçlanmaktad r.

Kanunun amac na bak ld ğ nda; hem şiddete uğrayan veya risk alt ndaki kad n ve çocuklar n şiddetten korunmas n n hem de şiddetin önlenmesinin amaçland ğ görülmektedir.

Kanunun uygulanmas nda ve gereken hizmetlerin sunulmas nda; Anayasa, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararas sözleşmeler ve yürürlükteki diğer kanunlar n esas al nacağ , şiddet mağdurlar na verilecek destek ve hizmetlerin sunulmas nda temel insan haklar na dayal , kad n erkek eşitliğine duyarl , sosyal devlet ilkesine uygun, adil, etkili ve süratli bir usul izleneceği, şiddet mağduru ve şiddet uygulayan için al nan tedbir kararlar n n insan onuruna yaraş r bir şekilde yerine getirileceği ve Kanun kapsam nda kad nlara yönelik cinsiyete dayal şiddeti önleyen ve kad nlar cinsiyete dayal şiddetten koruyan özel tedbirlerin ayr mc l k olarak yorumlanamayacağ benimsenmiştir. Kanunun temel ilkelerinin belirtildiği ikinci maddesinde, çoklu ayr mc l ğa maruz kalan dezavantajl kad n gruplar ndan hiç bahsedilmemiş, örneğin engelli kad nlara yönelik şiddetin önlenmesi ve engelli kad nlar n şiddetten korunmas na yönelik özel önlemlerin gerekliliği

35

vurgulanmad ğ gibi engelli çocuğu bulunan kad nlar için de ayn şekilde özel önlemler al nmas yönünde düzenleme bulunmamaktad r. Bu durum ise, uygulamada her iki grubun kanunun sağlad ğ korumadan tam olarak faydalanamamas na neden olmaktad r. May s 2015’te İstanbul’da, polise başvuran ve bar nma talebi olan şiddet mağduru M.C. engelli olmas nedeniyle İstanbul ŞÖNİM taraf ndan kabul edilmemesi üzerine karakoldan ayr lmak zorunda kalm şt r. M.C’den olay sonras haber al namam şt r. Oysa ki; bu kanun ile Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmas na yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, çal şmalar n yedi gün yirmi dört saat esas ile yürüten merkezler olarak tan mlanm şt r. Ancak, kanunun bu tan m na rağmen belki de onlarca engelli kad n şiddet ortam ndan uzaklaşmak istemelerine rağmen erişilebilir s ğ naklar n olmamas veya kendilerine yönelik özel önlemler al nmamas nedeniyle şiddet ortam nda yaşamlar n sürdürmek zorunda kalmaktad rlar. Kan m zca, engelli kad nlar için şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanabilmesi bu yönde özel önlemler al nmad ğ sürece çok da mümkün olamamaktad r. Zira, on dört ilde yap lan bilgi edinme başvurular neticesinde, ŞÖNİM’lerin birçoğunun fiziksel erişilebilirliğinin ve işaret dili bilen sürekli çal şan n n olmad ğ , ihtiyaç halinde işaret dili tercüman çağr ld ğ , ayn şekilde s ğ naklar n da birçoğunun erişilebilirliğinin sağlanmad ğ gibi kad na yönelik şiddetten korunma mekanizmalar na ilişkin broşürlerin görme engelli kad nlar n erişimine uygun olarak kabartma yaz ile bast r lmad ğ gibi hususlar taraf m zca tespit edilmiştir. Kanunun tan mlar başl ğ alt nda engelli kad nlar n görünür olmasa da daha çok kad n olmaktan değil de engelli olmaktan dolay yaşad ğ “ev içi şiddet”, şiddet mağduru ve şiddet uygulayanla ayn haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu say lan diğer kişiler aras nda meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet olarak tan mlanm şt r. “Kad na yönelik şiddet”, kad nlara, yaln zca kad n olduklar için uygulanan veya kad nlar etkileyen cinsiyete dayal bir ayr mc l k ile kad n n insan haklar ihlaline yol açan ve bu Kanunda şiddet olarak tan mlanan her türlü tutum ve davran ş olarak; şiddet ise, kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik aç dan zarar görmesiyle veya ac çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanmas muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve bask y ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davran ş olarak tan mlanm şt r. Kanun, koruyucu ve önleyici tedbir kararlar n ; mülki amir taraf ndan veya hakim taraf ndan verilecek tedbirler olarak ayr ayr düzenlemiştir.

Madde 3 ile; x Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir

yerde uygun bar nma yeri sağlanmas .

34

düzenlenmiştir.

“Tehdit” suçu da TCK ile düzenlenmiş, ancak, bu suçun eşe karş işlenmesi halinde ceza ağ rlaşt r lmam şt r. Bu halde, sözel şiddet olarak niteleyebileceğimiz tehdit suçu kad na karş işlendiğinde diğer baz suçlarda olduğu gibi faile verilecek ceza ağ rlaşt r lmam şt r.

“Kişiyi hürriyetinden yoksun k lma” suçunda ise, fiilin üstsoy, altsoy veya eşe karş , çocuğa, beden ve ruh bak m ndan kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karş işlenmesi halleri ağ rlaşt r c sebep olarak düzenlenmiştir.

Tehdit suçunda olduğu gibi “hakaret” suçunda da, fiilin eşe karş işlenmesi hali ağ rlaşt r c sebep olarak düzenlenmemiştir.

“Nefret ve ay r mc l k” suçunun düzenlemesinde, cinsiyet de bir ayr mc l k temeli olarak say lm ş, ancak nefret saikinin getirilmesi ve yaln zca doğrudan ayr mc l ğ n cezaland r lmas maddeyi neredeyse kullan lamaz hale getirmiştir.

Görüldüğü üzere kad na yönelik şiddet türlerinden yaln zca fiziksel, sözel ve cinsel şiddet doğrudan bir düzenleme ile olmasa dahi cezaland r lm ş, baz suçlarda ağ rlaşt r c neden olarak düzenleme yap lm şt r. Ancak, sorun suçun cezas n n olmamas değil, cezas zl ğ n yayg n olmas d r.

Tüm bunlar n yan s ra, İstanbul Sözleşmesi ile suç olarak düzenlenen şiddet türlerinin taraf devletlerce de suç olarak say larak cezaland r lmas n n sağlanmas yükümlülük alt na al nm ş, bu tür suçlarda arabuluculuk ve uzlaşma ise yasaklanm şt r. Bu sebeple, TCK ve CMK gerek İstanbul Sözleşmesi ile gerekse de 6284 say l kanun ile çeliştiğinden kanun değişikliği yoluna gidilmelidir.

E-6284 say l Ailenin Korunmas ve Kad na Kar Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun

08.03.2012 kabul tarihli 6284 say l kanun ile, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kad nlar n, çocuklar n, aile bireylerinin ve tek tarafl srarl takip mağduru olan kişilerin korunmas ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amac yla al nacak tedbirlere ilişkin usul ve esaslar n düzenlenmesi amaçlanmaktad r.

Kanunun amac na bak ld ğ nda; hem şiddete uğrayan veya risk alt ndaki kad n ve çocuklar n şiddetten korunmas n n hem de şiddetin önlenmesinin amaçland ğ görülmektedir.

Kanunun uygulanmas nda ve gereken hizmetlerin sunulmas nda; Anayasa, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararas sözleşmeler ve yürürlükteki diğer kanunlar n esas al nacağ , şiddet mağdurlar na verilecek destek ve hizmetlerin sunulmas nda temel insan haklar na dayal , kad n erkek eşitliğine duyarl , sosyal devlet ilkesine uygun, adil, etkili ve süratli bir usul izleneceği, şiddet mağduru ve şiddet uygulayan için al nan tedbir kararlar n n insan onuruna yaraş r bir şekilde yerine getirileceği ve Kanun kapsam nda kad nlara yönelik cinsiyete dayal şiddeti önleyen ve kad nlar cinsiyete dayal şiddetten koruyan özel tedbirlerin ayr mc l k olarak yorumlanamayacağ benimsenmiştir. Kanunun temel ilkelerinin belirtildiği ikinci maddesinde, çoklu ayr mc l ğa maruz kalan dezavantajl kad n gruplar ndan hiç bahsedilmemiş, örneğin engelli kad nlara yönelik şiddetin önlenmesi ve engelli kad nlar n şiddetten korunmas na yönelik özel önlemlerin gerekliliği

37

engelli kad na göre bir nevi daha kolay olmakla birlikte, engelli çocuğunun bak m için daha özel şartlara ihtiyaç duyabilmekte, bu da kanun ile belirtilen desteklerin yetersiz kalabilmesine neden olmaktad r. Son olarak özellikle vurgulamak gerekir ki; uygulamada sorun yaratabilecek bir hususun, vesayet alt ndaki zihinsel engelli kad nlar için mülki amir ya da gecikmesinde sak nca bulunan hallerde kolluk amiri taraf ndan al nmas gereken koruyucu tedbirlerin, mahkemece verilen vesayet karar nedeniyle tereddüte düşülerek verilmemesi ve vesayet alt ndaki engelli kad n n vasisine teslim edilmesi durumudur. Hakim taraf ndan verilecek koruyucu tedbir kararlar ise, kanunun 4. Maddesinde,

x İşyerinin değiştirilmesi. x Kişinin evli olmas hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayr yerleşim yeri belirlenmesi. x 22/11/2001 tarihli ve 4721 say l Türk Medenî Kanunundaki şartlar n varl ğ hâlinde ve

korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmas . x Korunan kişi bak m ndan hayatî tehlikenin bulunmas ve bu tehlikenin önlenmesi için

diğer tedbirlerin yeterli olmayacağ n n anlaş lmas hâlinde ve ilgilinin ayd nlat lm ş r zas na dayal olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 say l Tan k Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi şeklinde düzenlenmiştir.

Hakim taraf ndan verilecek koruyucu tedbir kararlar na bak ld ğ nda;

a. İşyerinin değiştirilmesi tedbirinin, engelli kad n için uygulanmas halinde ; hem

çal şma yaşam nda halen var olan engelliliğe dayal ayr mc l k hem de işyerinde makul uyumlaşt rman n yap lmas zorunluluğu nedeniyle sorunlar yaşanabileceği kan s nday z.

b. Ayr yerleşim yeri belirlenmesi durumunda, bu yerleşim yerinin kad n n engeline

uygun ve erişilebilir bir yer olmas şart olmakla birlikte, süreğen hastal ğa sahip engelli kad n için bu tedbir süreğen hastal ğ sürekli takip gerektiriyorsa kad n n şartlar n n daha da zorlaşt r lmas sonucunu doğurabilmektedir.

c. Hayati tehlikenin bulunmas ve diğer tedbirlerin bu tehlikeyi önlemede yeterli

olmayacağ n n anlaş lmas halinde, r zas na dayal olarak kimlik ve diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi tedbirine ilişkin, engelli bireylerin toplumsal hayata tam ve etkin kat l m n n henüz sağlanamad ğ günümüzde engelli kad n n her ne kadar hayati tehlikesi bulunsa dahi bu tedbire başvurma olas l ğ oldukça düşüktür. Çünkü; öncelikle gerek Bakanl k gerekse de belediyeler taraf ndan engellilerin kay t alt na al nmas nedeniyle bu kay tlar n değiştirilmesi durumunda güvenliğin sağlan p, sağlanamayacağ kayg s bulunmaktad r. Yukar da da aç kland ğ üzere, kanun ile düzenlenen koruyucu tedbirlerin engelli kad n veya engelli çocuğu bulunan kad nlar için uygulamada etkin olabilmesi baz özel tedbirlerin al nmas na bağl d r. Kan m zca, bu sorunlar, engelli kad n veya engelli çocuğu bulunan kad nlar için uygulanan özel tedbirlerin ayr mc l k say lmayacağ n n ilke olarak benimsenmesi ile uluslararas engelli haklar metinlerine yap lan at f ile çözülebilir.

36

x Diğer kanunlar kapsam nda yap lacak yard mlar sakl kalmak üzere, geçici maddi yard m yap lmas .

x Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bak mdan rehberlik ve dan şmanl k hizmeti verilmesi.

x Hayatî tehlikesinin bulunmas hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma alt na al nmas .

x Gerekli olmas hâlinde, korunan kişinin çocuklar varsa çal şma yaşam na kat l m n desteklemek üzere dört ay, kişinin çal şmas hâlinde ise iki ayl k süre ile s n rl olmak kayd yla, on alt yaş ndan büyükler için her y l belirlenen ayl k net asgari ücret tutar n n yar s n geçmemek ve belgelendirilmek kayd yla Bakanl k bütçesinin ilgili tertibinden karş lanmak suretiyle kreş imkân n n sağlanmas , mülki amir taraf ndan al nabilecek koruyucu tedbir kararlar olarak say lm şt r.

6284 say l kanun taraf ndan düzenlenen mülki amirin verebileceği koruyucu tedbir kararlar n n incelenmesi neticesinde;

a. Bar nma yeri sağlanmas hususunda, özellikle fiziksel engelli kad nlar n bu

korumadan faydalanmalar s ğ naklar n önemli bir k sm n n fiziki erişilebilirliğinin olmamas nedeniyle oldukça k s tl olmakla birlikte engelli çocuğu bulunan kad nlar da ayn mağduriyeti yaşamaktad rlar. Her ne kadar öneriler k sm nda ayr nt l olarak ifade edilmişse dahi, yine de belirtmek gerekir ki, engelli kad nlar için ihtisaslaşm ş s ğ naklar değil tüm s ğ naklar n erişilebilirliğinin sağlanmas n n gerekliliği uluslararas insan haklar metinleri ile de ifade edilmiştir.

b. Geçici maddi yard m yap lmas hususunda, kanun taraf ndan diğer kanunlar

kapsam nda yap lacak yard mlar n sakl kalacağ belirtilmiş ise de, yard m niteliğinde olmayan engelli ayl ğ ya da 2022 say l kanun kapsam nda verilen evde bak m ücreti hususunda herhangi bir hüküm bulunmad ğ ndan bu nevi ayl k alan kad nlara geçici maddi yard m yap l p yap lmayacağ belirli değildir.

c. Rehberlik ve dan şmanl k hizmeti verilmesi konusunda, işitme ve konuşma engelli

kad nlar için her aşamada işaret dili bilen tercüman n varl ğ şart olmakla birlikte, zihinsel engelli kad nlar aç s ndan vesayet nedeniyle özellikle hukuki dan şmanl k konusunda sorunlar ç kmas mümkün olduğundan zihinsel engelli kad nlara ilişkin özel önlemlerin al nmas gerekmektedir.

d. Hayati tehlikenin bulunmas halinde geçici koruma alt na al nmas konusunda, engelli

kad nlar n önündeki en büyük engellerden biri olan erişilebilirlik burada da karş m za ç kmakla birlikte, vesayet alt ndaki zihinsel engelli kad nlar için uygulamada böyle bir karar n al nmas hususunda tereddüte düşülme riski bulunmaktad r.

e. Korunan kişinin çal şma yaşam na kat l m n desteklemek amac yla geçici olarak

çocuklar için kreş imkan n n sağlanmas tedbirinde ise ikili bir ç kmaz mevcuttur. Şöyle ki; öncelikle engelli kad n n istihdama kat l m ayr bir ihlal konusu olmakla birlikte, engelli erkeklerin yan nda engelli kad n n çal şma yaşam na kat l m çok daha uzun süre alabilmekte buna bir de şiddet gören kad n n travmas eklendiğinde daha uzun süre destek gerekmektedir. Bunun yan s ra, engelli çocuğu bulunan kad n n ise çal şma yaşam na kat l m

37

engelli kad na göre bir nevi daha kolay olmakla birlikte, engelli çocuğunun bak m için daha özel şartlara ihtiyaç duyabilmekte, bu da kanun ile belirtilen desteklerin yetersiz kalabilmesine neden olmaktad r. Son olarak özellikle vurgulamak gerekir ki; uygulamada sorun yaratabilecek bir hususun, vesayet alt ndaki zihinsel engelli kad nlar için mülki amir ya da gecikmesinde sak nca bulunan hallerde kolluk amiri taraf ndan al nmas gereken koruyucu tedbirlerin, mahkemece verilen vesayet karar nedeniyle tereddüte düşülerek verilmemesi ve vesayet alt ndaki engelli kad n n vasisine teslim edilmesi durumudur. Hakim taraf ndan verilecek koruyucu tedbir kararlar ise, kanunun 4. Maddesinde,

x İşyerinin değiştirilmesi. x Kişinin evli olmas hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayr yerleşim yeri belirlenmesi. x 22/11/2001 tarihli ve 4721 say l Türk Medenî Kanunundaki şartlar n varl ğ hâlinde ve

korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmas . x Korunan kişi bak m ndan hayatî tehlikenin bulunmas ve bu tehlikenin önlenmesi için

diğer tedbirlerin yeterli olmayacağ n n anlaş lmas hâlinde ve ilgilinin ayd nlat lm ş r zas na dayal olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 say l Tan k Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi şeklinde düzenlenmiştir.

Hakim taraf ndan verilecek koruyucu tedbir kararlar na bak ld ğ nda;

a. İşyerinin değiştirilmesi tedbirinin, engelli kad n için uygulanmas halinde ; hem

çal şma yaşam nda halen var olan engelliliğe dayal ayr mc l k hem de işyerinde makul uyumlaşt rman n yap lmas zorunluluğu nedeniyle sorunlar yaşanabileceği kan s nday z.

b. Ayr yerleşim yeri belirlenmesi durumunda, bu yerleşim yerinin kad n n engeline

uygun ve erişilebilir bir yer olmas şart olmakla birlikte, süreğen hastal ğa sahip engelli kad n için bu tedbir süreğen hastal ğ sürekli takip gerektiriyorsa kad n n şartlar n n daha da zorlaşt r lmas sonucunu doğurabilmektedir.

c. Hayati tehlikenin bulunmas ve diğer tedbirlerin bu tehlikeyi önlemede yeterli

olmayacağ n n anlaş lmas halinde, r zas na dayal olarak kimlik ve diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi tedbirine ilişkin, engelli bireylerin toplumsal hayata tam ve etkin kat l m n n henüz sağlanamad ğ günümüzde engelli kad n n her ne kadar hayati tehlikesi bulunsa dahi bu tedbire başvurma olas l ğ oldukça düşüktür. Çünkü; öncelikle gerek Bakanl k gerekse de belediyeler taraf ndan engellilerin kay t alt na al nmas nedeniyle bu kay tlar n değiştirilmesi durumunda güvenliğin sağlan p, sağlanamayacağ kayg s bulunmaktad r. Yukar da da aç kland ğ üzere, kanun ile düzenlenen koruyucu tedbirlerin engelli kad n veya engelli çocuğu bulunan kad nlar için uygulamada etkin olabilmesi baz özel tedbirlerin al nmas na bağl d r. Kan m zca, bu sorunlar, engelli kad n veya engelli çocuğu bulunan kad nlar için uygulanan özel tedbirlerin ayr mc l k say lmayacağ n n ilke olarak benimsenmesi ile uluslararas engelli haklar metinlerine yap lan at f ile çözülebilir.

36

x Diğer kanunlar kapsam nda yap lacak yard mlar sakl kalmak üzere, geçici maddi yard m yap lmas .

x Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bak mdan rehberlik ve dan şmanl k hizmeti verilmesi.

x Hayatî tehlikesinin bulunmas hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma alt na al nmas .

x Gerekli olmas hâlinde, korunan kişinin çocuklar varsa çal şma yaşam na kat l m n desteklemek üzere dört ay, kişinin çal şmas hâlinde ise iki ayl k süre ile s n rl olmak kayd yla, on alt yaş ndan büyükler için her y l belirlenen ayl k net asgari ücret tutar n n yar s n geçmemek ve belgelendirilmek kayd yla Bakanl k bütçesinin ilgili tertibinden karş lanmak suretiyle kreş imkân n n sağlanmas , mülki amir taraf ndan al nabilecek koruyucu tedbir kararlar olarak say lm şt r.

6284 say l kanun taraf ndan düzenlenen mülki amirin verebileceği koruyucu tedbir kararlar n n incelenmesi neticesinde;

a. Bar nma yeri sağlanmas hususunda, özellikle fiziksel engelli kad nlar n bu

korumadan faydalanmalar s ğ naklar n önemli bir k sm n n fiziki erişilebilirliğinin olmamas nedeniyle oldukça k s tl olmakla birlikte engelli çocuğu bulunan kad nlar da ayn mağduriyeti yaşamaktad rlar. Her ne kadar öneriler k sm nda ayr nt l olarak ifade edilmişse dahi, yine de belirtmek gerekir ki, engelli kad nlar için ihtisaslaşm ş s ğ naklar değil tüm s ğ naklar n erişilebilirliğinin sağlanmas n n gerekliliği uluslararas insan haklar metinleri ile de ifade edilmiştir.

b. Geçici maddi yard m yap lmas hususunda, kanun taraf ndan diğer kanunlar

kapsam nda yap lacak yard mlar n sakl kalacağ belirtilmiş ise de, yard m niteliğinde olmayan engelli ayl ğ ya da 2022 say l kanun kapsam nda verilen evde bak m ücreti hususunda herhangi bir hüküm bulunmad ğ ndan bu nevi ayl k alan kad nlara geçici maddi yard m yap l p yap lmayacağ belirli değildir.

c. Rehberlik ve dan şmanl k hizmeti verilmesi konusunda, işitme ve konuşma engelli

kad nlar için her aşamada işaret dili bilen tercüman n varl ğ şart olmakla birlikte, zihinsel engelli kad nlar aç s ndan vesayet nedeniyle özellikle hukuki dan şmanl k konusunda sorunlar ç kmas mümkün olduğundan zihinsel engelli kad nlara ilişkin özel önlemlerin al nmas gerekmektedir.

d. Hayati tehlikenin bulunmas halinde geçici koruma alt na al nmas konusunda, engelli

kad nlar n önündeki en büyük engellerden biri olan erişilebilirlik burada da karş m za ç kmakla birlikte, vesayet alt ndaki zihinsel engelli kad nlar için uygulamada böyle bir karar n al nmas hususunda tereddüte düşülme riski bulunmaktad r.

e. Korunan kişinin çal şma yaşam na kat l m n desteklemek amac yla geçici olarak

çocuklar için kreş imkan n n sağlanmas tedbirinde ise ikili bir ç kmaz mevcuttur. Şöyle ki; öncelikle engelli kad n n istihdama kat l m ayr bir ihlal konusu olmakla birlikte, engelli erkeklerin yan nda engelli kad n n çal şma yaşam na kat l m çok daha uzun süre alabilmekte buna bir de şiddet gören kad n n travmas eklendiğinde daha uzun süre destek gerekmektedir. Bunun yan s ra, engelli çocuğu bulunan kad n n ise çal şma yaşam na kat l m

39

müdürlüklerine ulaşt r lacağ , bunun mümkün olmamas halinde ise giderleri bakanl kça karş lanarak geçici bar nma imkan sağlanacağ düzenlenmiştir. Ancak, M.C. engelli olmas nedeniyle s ğ nağa kabul edilmemesine rağmen kollukta bulunan kad n hakk nda bu hüküm uygulanmam şt r. Şiddet uygulayan n tedbir karar na ayk r davranmas halinde kanun zorlama hapsini öngörmüştür. Kurumlar aras Koordinasyon ve Eğitim başl ğ alt nda 6284 say l kanun gereği, gerek TRT gerekse de diğer özel radyo ve kanallar n, kad nlar n çal şma yaşam na kat l m , özellikle kad n ve çocukla ilgili olmak üzere şiddetle mücadele mekanizmalar ve benzeri politikalar konusunda Bakanl k taraf ndan üniversiteler, ilgili meslek kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlar n n da görüşleri al narak haz rlanan ya da haz rlatt r lan bilgilendirme materyallerini yay nlamak zorundad r. Her ne kadar bu hüküm ile yay n kuruluşlar na konu hakk nda belli saatlerde yay n yapma zorunluluğu getirilmişse de, ilgili materyallerin engelli kad nlar için erişilebilir olmas yönünde, işaret dili çevirisi, sesli betimleme gibi, özel bir düzenleme içermemektedir. Belirtmek gerekir ki; 6284 say l kanun ile düzenlenmese dahi, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararas sözleşmeler gereği kad na yönelik şiddetle mücadele mekanizmalar konusunda da bilgiye erişilebilirliğin sağlanmas taraf devlet yükümlülüğündedir. Son olarak, 2012 y l nda yürürlüğe giren ve İstanbul Sözleşmesi ş ğ nda haz rlanan 6284 say l kanun birçok düzenlemesi ile İstanbul Sözleşmesi’ne paralel bir içerik ile kanunlaşmas na rağmen, kad na yönelik şiddet vakalar nda arabuluculuk ve uzlaşma yasağ gibi baz konularda düzenleme içermemektedir. Ancak, Anayasa 90/son gereği İstanbul Sözleşmesi kanun hükmünde olup, 6284 say l kanun ile düzenlenmeyen hükümlerinde uygulanmas gerekmektedir.

38

6284 say l kanun ile, şiddet uygulayanlar ile ilgili olarak önleyici tedbir kararlar , 2. F krada belirtilen haller hariç, bu durumda ise yine hakimin onay na sunma zorunluluğu bulunmaktad r, yaln zca hakim taraf ndan verilebilir. Bunlar;

x Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağ lama veya küçük

düşürmeyi içeren söz ve davran şlarda bulunmamas . x Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaşt r lmas ve müşterek

konutun korunan kişiye tahsis edilmesi. x Korunan kişilere, bu kişilerin bulunduklar konuta, okula ve işyerine yaklaşmamas . x Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma karar varsa, kişisel ilişkinin

refakatçi eşliğinde yap lmas , kişisel ilişkinin s n rlanmas ya da tümüyle kald r lmas . x Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramam ş olsa bile yak nlar na,

tan klar na ve kişisel ilişki kurulmas na ilişkin hâller sakl kalmak üzere çocuklar na yaklaşmamas .

x Korunan kişinin şahsi eşyalar na ve ev eşyalar na zarar vermemesi. x Korunan kişiyi iletişim araçlar yla veya sair surette rahats z etmemesi. x Bulundurulmas veya taş nmas na kanunen izin verilen silahlar kolluğa teslim etmesi. x Silah taş mas zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle

zimmetinde bulunan silah kurumuna teslim etmesi. x Korunan kişilerin bulunduklar yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyar c madde

kullanmamas ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunlar n bulunduklar yerlere yaklaşmamas , bağ ml l ğ n n olmas hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanmas .

x Bir sağl k kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurmas ve tedavisinin sağlanmas . Daha önce de belirtildiği üzere önleyici tedbir kararlar hakim taraf ndan verilebilir, yaln zca gecikmesinde sak nca bulunan hâllerde birinci f kran n (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirlerin, ilgili kolluk amirlerince de al nabileceği, ancak en geç karar n al nd ğ tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onay na sunulmas n n zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Şiddet uygulayana yönelik al nan önleyici tedbir kararlar na uyulmamas halinde, şiddet gören engelli kad n n bu durumu fark edememesi ya da ihbar edememesi sorunu yaşanabilmektedir. Örneğin, görme engelli bir kad na şiddet uygulayan hakk nda verilen korunan kişiye, konuta, işyerine veya okula yaklaşmama tedbirinde şiddet uygulayan n bu tedbiri ihlal ettiği kad n taraf ndan fark edilemeyeceğinden şiddet gören kad n aç s ndan sürekli korku ortam nda yaşamas anlam na gelmektedir. Bu tedbirin ihlal edilip, edilmediği şiddete uğrayan taraf ndan değil de kolluk taraf ndan takip edilirse elektronik kelepçe örneğinde olduğu gibi kad n aç s ndan yaşad ğ psikolojik şiddet sona ermiş olacakt r. Ayr ca, 6284 say l kanun ile, hakim taraf ndan, velayet, tedbir nafakas , nafaka ve kişisel ilişki kurulmas gibi hususlarda da karar verilebileceği düzenlenmiştir. Bu kanun kapsam ndaki tedbirler ilk defas nda en çok alt ay süre ile verilebilmekte, tedbir kararlar uzat labildiği gibi ayn zamanda kald r labilmektedir. Yine kanunun önemli bir uygulamas ise; tedbir karar n n kolluk amirince verilip, uyguland ğ veya korunan kişinin kollukta bulunduğu hallerde, kişinin Bakanl ğ n il veya ilçe

39

müdürlüklerine ulaşt r lacağ , bunun mümkün olmamas halinde ise giderleri bakanl kça karş lanarak geçici bar nma imkan sağlanacağ düzenlenmiştir. Ancak, M.C. engelli olmas nedeniyle s ğ nağa kabul edilmemesine rağmen kollukta bulunan kad n hakk nda bu hüküm uygulanmam şt r. Şiddet uygulayan n tedbir karar na ayk r davranmas halinde kanun zorlama hapsini öngörmüştür. Kurumlar aras Koordinasyon ve Eğitim başl ğ alt nda 6284 say l kanun gereği, gerek TRT gerekse de diğer özel radyo ve kanallar n, kad nlar n çal şma yaşam na kat l m , özellikle kad n ve çocukla ilgili olmak üzere şiddetle mücadele mekanizmalar ve benzeri politikalar konusunda Bakanl k taraf ndan üniversiteler, ilgili meslek kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlar n n da görüşleri al narak haz rlanan ya da haz rlatt r lan bilgilendirme materyallerini yay nlamak zorundad r. Her ne kadar bu hüküm ile yay n kuruluşlar na konu hakk nda belli saatlerde yay n yapma zorunluluğu getirilmişse de, ilgili materyallerin engelli kad nlar için erişilebilir olmas yönünde, işaret dili çevirisi, sesli betimleme gibi, özel bir düzenleme içermemektedir. Belirtmek gerekir ki; 6284 say l kanun ile düzenlenmese dahi, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararas sözleşmeler gereği kad na yönelik şiddetle mücadele mekanizmalar konusunda da bilgiye erişilebilirliğin sağlanmas taraf devlet yükümlülüğündedir. Son olarak, 2012 y l nda yürürlüğe giren ve İstanbul Sözleşmesi ş ğ nda haz rlanan 6284 say l kanun birçok düzenlemesi ile İstanbul Sözleşmesi’ne paralel bir içerik ile kanunlaşmas na rağmen, kad na yönelik şiddet vakalar nda arabuluculuk ve uzlaşma yasağ gibi baz konularda düzenleme içermemektedir. Ancak, Anayasa 90/son gereği İstanbul Sözleşmesi kanun hükmünde olup, 6284 say l kanun ile düzenlenmeyen hükümlerinde uygulanmas gerekmektedir.

38

6284 say l kanun ile, şiddet uygulayanlar ile ilgili olarak önleyici tedbir kararlar , 2. F krada belirtilen haller hariç, bu durumda ise yine hakimin onay na sunma zorunluluğu bulunmaktad r, yaln zca hakim taraf ndan verilebilir. Bunlar;

x Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağ lama veya küçük

düşürmeyi içeren söz ve davran şlarda bulunmamas . x Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaşt r lmas ve müşterek

konutun korunan kişiye tahsis edilmesi. x Korunan kişilere, bu kişilerin bulunduklar konuta, okula ve işyerine yaklaşmamas . x Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma karar varsa, kişisel ilişkinin

refakatçi eşliğinde yap lmas , kişisel ilişkinin s n rlanmas ya da tümüyle kald r lmas . x Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramam ş olsa bile yak nlar na,

tan klar na ve kişisel ilişki kurulmas na ilişkin hâller sakl kalmak üzere çocuklar na yaklaşmamas .

x Korunan kişinin şahsi eşyalar na ve ev eşyalar na zarar vermemesi. x Korunan kişiyi iletişim araçlar yla veya sair surette rahats z etmemesi. x Bulundurulmas veya taş nmas na kanunen izin verilen silahlar kolluğa teslim etmesi. x Silah taş mas zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle

zimmetinde bulunan silah kurumuna teslim etmesi. x Korunan kişilerin bulunduklar yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyar c madde

kullanmamas ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunlar n bulunduklar yerlere yaklaşmamas , bağ ml l ğ n n olmas hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanmas .

x Bir sağl k kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurmas ve tedavisinin sağlanmas . Daha önce de belirtildiği üzere önleyici tedbir kararlar hakim taraf ndan verilebilir, yaln zca gecikmesinde sak nca bulunan hâllerde birinci f kran n (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirlerin, ilgili kolluk amirlerince de al nabileceği, ancak en geç karar n al nd ğ tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onay na sunulmas n n zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Şiddet uygulayana yönelik al nan önleyici tedbir kararlar na uyulmamas halinde, şiddet gören engelli kad n n bu durumu fark edememesi ya da ihbar edememesi sorunu yaşanabilmektedir. Örneğin, görme engelli bir kad na şiddet uygulayan hakk nda verilen korunan kişiye, konuta, işyerine veya okula yaklaşmama tedbirinde şiddet uygulayan n bu tedbiri ihlal ettiği kad n taraf ndan fark edilemeyeceğinden şiddet gören kad n aç s ndan sürekli korku ortam nda yaşamas anlam na gelmektedir. Bu tedbirin ihlal edilip, edilmediği şiddete uğrayan taraf ndan değil de kolluk taraf ndan takip edilirse elektronik kelepçe örneğinde olduğu gibi kad n aç s ndan yaşad ğ psikolojik şiddet sona ermiş olacakt r. Ayr ca, 6284 say l kanun ile, hakim taraf ndan, velayet, tedbir nafakas , nafaka ve kişisel ilişki kurulmas gibi hususlarda da karar verilebileceği düzenlenmiştir. Bu kanun kapsam ndaki tedbirler ilk defas nda en çok alt ay süre ile verilebilmekte, tedbir kararlar uzat labildiği gibi ayn zamanda kald r labilmektedir. Yine kanunun önemli bir uygulamas ise; tedbir karar n n kolluk amirince verilip, uyguland ğ veya korunan kişinin kollukta bulunduğu hallerde, kişinin Bakanl ğ n il veya ilçe

41

Şanl urfa Paşa Bağ Mahallesi 765.Sok. No:42/B Merkez ŞANLIURFA

0 414 313 56 31

Trabzon Soğuksu Mah. Soğuksu Cad. Huzur Sok. No:10 Çaml k/TRABZON

0 462 231 40 12

Tablo 1: ŞÖNİM’lerin bulunduğu iller ve iletişim adresleri

Merkezlerde ihtiyaç oran nda farkl nitelik ve niceliklerde personel görev almakta olup, bu ihtiyaç Bakanl k personeli, özel hizmet al m veya geçici görevlendirme yoluyla gerçekleştirilmektedir.24

İzleme çal şmas kapsam nda ENGKAD taraf ndan 14 ŞÖNİM’e bilgi edinme başvurusunda bulunulmuş, başvurularda engelli kad nlara ilişkin şu üç soruya cevap aranm şt r:

1. ŞÖNİM’in hizmet vermeye başlad ğ tarihten günümüze kadar geçen sürede, merkeze başvuran ya da kolluk güçleri taraf ndan getirilen engelli kad n say s kaçt r, engel türüne göre dağ l m nedir?

2. Engelli kad nlar n başvurusu üzerine al nan önleyici ve koruyucu tedbir say s ve türü nedir?

3. ŞÖNİM’e başvuran engelli kad nlardan kaç kad n s ğ nağ na (s ğ nma evine) yerleştirilmiştir?

Çal şma sonunda 10 farkl ŞÖNİM’den resmi yaz yla cevap al nm şt r. Cevap al nan ŞÖNİM’lerin bulunduğu iller şu şekildedir: Adana, Ankara, Bursa, Diyarbak r, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Mersin, Samsun ve Trabzon. Cevap alamad ğ m z iller ise Antalya, Denizli, Malatya ve Şanl urfa’d r.

Ancak al nan cevaplar n birbirinden oldukça farkl nitelikler taş yor olmas , ASPB bünyesinde merkeziyetçi bir yap yla yönetilen ŞÖNİM’lerin bile ne yaz k ki bütünlük anlay şla çal şamad ğ göstermiş, sisteme ilişkin çarp c bir gerçeği yeniden ortaya koymuştur.

Ald ğ m z cevaplara detayl ca bakacak olursak;

x İstanbul Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgili cevap yaz s nda sorular m za yan t vermemiş, ASPB Kad n n Statüsü Genel Müdürlüğü ile iletişime geçmemiz hususunda tavsiye de bulunmuştur25.

x İzmir Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü iki cevap yaz s göndermiş, ilkinde başvurumuzun ASPB Kad n n Statüsü Genel Müdürlüğü’ne iletilmiş olduğunu belirtmiş26, ikincisinde ise Kad n n Statüsü Genel Müdürlüğü taraf ndan incelenen

24 A.g.e 25 Bkz. İstanbul Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 17.02.2015 tarih ve 81052506/774.09-2161 say l yaz s . 26 Bkz. İzmir Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 03.03.2015 tarih ve 96785995-400-9486 say l yaz s .

40

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

ARAŞTIRMA VERİLERİNİN ANALİZİ

I- Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine (ŞÖNİM) ili kin edinilen bilgiler:

20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6284 say l Ailenin Korunmas ve Kad na Karş Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsam nda kad nlar n ekonomik, psikolojik, hukuki ve sosyal olarak güçlendirilmesi için Türkiye genelinde 14 ilde 7 gün 24 saat hizmet veren KOZA Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) aç lm şt r.

Tek kap sistemi olarak tasarlanan ŞÖNİM’lerde şiddet mağdurlar na yönelik bütün işlemlerin tek bir çat alt nda gerçekleştirilmesi ve bu merkezlerde kad nlara etkili ve süratli hizmet sunumu sağlanmas planlanm şt r.23

Aşağ daki listede bu merkezlerin bulunduğu iller ve iletişim adresleri görülebilir:

ŞÖNİM İli ŞÖNİM Adresi ŞÖNİM Telefonu Adana Huzurevleri Mah. 77136. Sok. No:6

Çukurova/ADANA 0 322 247 08 35

Ankara Ulubey Mah. 863. Sok. No:2 Alt ndağ (Siteler)/ANKARA

0 312 348 36 86 0 312 351 65 63

Antalya Kültür Mah. 3844. Sok. No:8 Kepez/ANTALYA

0 242 227 20 62

Bursa Yahşibey Mah. Kayabaş Sok. No:7 Osmangazi/BURSA

0 224 223 03 68

Denizli Kervansaray Mah. Barbaros Cad. No:145 Bağbaş /DENİZLİ

0 258 266 41 66

Diyarbak r Peyas Mah. Diclekent Villalar 252. Sk. No:37-39 Kayap nar/DİYARBAKIR

0 412 257 21 50

Gaziantep Düğmeci Mah. Türkocağ Sok. No:5/B GAZİANTEP

0 342 220 71 10

İstanbul Yeşilköy Mah. Halkal Cad. No:30 Bak rköy İSTANBUL

0 212 465 21 96-7

İzmir 1847/15 Sok. No:12 A Blok Bayrakl /İZMİR

0 232 363 33 41

Malatya Özalper Mah. Turgut Özal Bulvar 1.Cadde No:15 MALATYA

0 422 212 32 25

Mersin Gazi Mah. 1323. Sok. No:5 Yenişehir/MERSİN

0 324 328 66 35

Samsun Ulugazi Mah. Kaplanoğlu Sok. No:4 İlkyard m/SAMSUN

0 362 431 11 87

23 Bkz. Tekirdağ milletvekili Candan Yüceer taraf ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Fatma Şahin’e yöneltilen “Kad na yönelik şiddetle mücadeleye ve kad n s ğ nma evlerine ilişkin 12.03.2013 tarihli ve 7/19707 say l yaz l

gov.tr/d24/7/7-19707sgc.pdf (erişim tarihi: 12.05.2015)

41

Şanl urfa Paşa Bağ Mahallesi 765.Sok. No:42/B Merkez ŞANLIURFA

0 414 313 56 31

Trabzon Soğuksu Mah. Soğuksu Cad. Huzur Sok. No:10 Çaml k/TRABZON

0 462 231 40 12

Tablo 1: ŞÖNİM’lerin bulunduğu iller ve iletişim adresleri

Merkezlerde ihtiyaç oran nda farkl nitelik ve niceliklerde personel görev almakta olup, bu ihtiyaç Bakanl k personeli, özel hizmet al m veya geçici görevlendirme yoluyla gerçekleştirilmektedir.24

İzleme çal şmas kapsam nda ENGKAD taraf ndan 14 ŞÖNİM’e bilgi edinme başvurusunda bulunulmuş, başvurularda engelli kad nlara ilişkin şu üç soruya cevap aranm şt r:

1. ŞÖNİM’in hizmet vermeye başlad ğ tarihten günümüze kadar geçen sürede, merkeze başvuran ya da kolluk güçleri taraf ndan getirilen engelli kad n say s kaçt r, engel türüne göre dağ l m nedir?

2. Engelli kad nlar n başvurusu üzerine al nan önleyici ve koruyucu tedbir say s ve türü nedir?

3. ŞÖNİM’e başvuran engelli kad nlardan kaç kad n s ğ nağ na (s ğ nma evine) yerleştirilmiştir?

Çal şma sonunda 10 farkl ŞÖNİM’den resmi yaz yla cevap al nm şt r. Cevap al nan ŞÖNİM’lerin bulunduğu iller şu şekildedir: Adana, Ankara, Bursa, Diyarbak r, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Mersin, Samsun ve Trabzon. Cevap alamad ğ m z iller ise Antalya, Denizli, Malatya ve Şanl urfa’d r.

Ancak al nan cevaplar n birbirinden oldukça farkl nitelikler taş yor olmas , ASPB bünyesinde merkeziyetçi bir yap yla yönetilen ŞÖNİM’lerin bile ne yaz k ki bütünlük anlay şla çal şamad ğ göstermiş, sisteme ilişkin çarp c bir gerçeği yeniden ortaya koymuştur.

Ald ğ m z cevaplara detayl ca bakacak olursak;

x İstanbul Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgili cevap yaz s nda sorular m za yan t vermemiş, ASPB Kad n n Statüsü Genel Müdürlüğü ile iletişime geçmemiz hususunda tavsiye de bulunmuştur25.

x İzmir Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü iki cevap yaz s göndermiş, ilkinde başvurumuzun ASPB Kad n n Statüsü Genel Müdürlüğü’ne iletilmiş olduğunu belirtmiş26, ikincisinde ise Kad n n Statüsü Genel Müdürlüğü taraf ndan incelenen

24 A.g.e 25 Bkz. İstanbul Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 17.02.2015 tarih ve 81052506/774.09-2161 say l yaz s . 26 Bkz. İzmir Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 03.03.2015 tarih ve 96785995-400-9486 say l yaz s .

40

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

ARAŞTIRMA VERİLERİNİN ANALİZİ

I- Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine (ŞÖNİM) ili kin edinilen bilgiler:

20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6284 say l Ailenin Korunmas ve Kad na Karş Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsam nda kad nlar n ekonomik, psikolojik, hukuki ve sosyal olarak güçlendirilmesi için Türkiye genelinde 14 ilde 7 gün 24 saat hizmet veren KOZA Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) aç lm şt r.

Tek kap sistemi olarak tasarlanan ŞÖNİM’lerde şiddet mağdurlar na yönelik bütün işlemlerin tek bir çat alt nda gerçekleştirilmesi ve bu merkezlerde kad nlara etkili ve süratli hizmet sunumu sağlanmas planlanm şt r.23

Aşağ daki listede bu merkezlerin bulunduğu iller ve iletişim adresleri görülebilir:

ŞÖNİM İli ŞÖNİM Adresi ŞÖNİM Telefonu Adana Huzurevleri Mah. 77136. Sok. No:6

Çukurova/ADANA 0 322 247 08 35

Ankara Ulubey Mah. 863. Sok. No:2 Alt ndağ (Siteler)/ANKARA

0 312 348 36 86 0 312 351 65 63

Antalya Kültür Mah. 3844. Sok. No:8 Kepez/ANTALYA

0 242 227 20 62

Bursa Yahşibey Mah. Kayabaş Sok. No:7 Osmangazi/BURSA

0 224 223 03 68

Denizli Kervansaray Mah. Barbaros Cad. No:145 Bağbaş /DENİZLİ

0 258 266 41 66

Diyarbak r Peyas Mah. Diclekent Villalar 252. Sk. No:37-39 Kayap nar/DİYARBAKIR

0 412 257 21 50

Gaziantep Düğmeci Mah. Türkocağ Sok. No:5/B GAZİANTEP

0 342 220 71 10

İstanbul Yeşilköy Mah. Halkal Cad. No:30 Bak rköy İSTANBUL

0 212 465 21 96-7

İzmir 1847/15 Sok. No:12 A Blok Bayrakl /İZMİR

0 232 363 33 41

Malatya Özalper Mah. Turgut Özal Bulvar 1.Cadde No:15 MALATYA

0 422 212 32 25

Mersin Gazi Mah. 1323. Sok. No:5 Yenişehir/MERSİN

0 324 328 66 35

Samsun Ulugazi Mah. Kaplanoğlu Sok. No:4 İlkyard m/SAMSUN

0 362 431 11 87

23 Bkz. Tekirdağ milletvekili Candan Yüceer taraf ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Fatma Şahin’e yöneltilen “Kad na yönelik şiddetle mücadeleye ve kad n s ğ nma evlerine ilişkin 12.03.2013 tarihli ve 7/19707 say l yaz l

gov.tr/d24/7/7-19707sgc.pdf (erişim tarihi: 12.05.2015)

43

x Bursa Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgili yaz s nda merkezden şu ana kadar 3 engelli kad n n yararland ğ n bildirmiş, bu kad nlar n 2 tanesinin engel durumu şiddete uğramalar nedeniyle oluştuğunu (yaralanma sonucu yürüyememe gibi) ifade etmiş, kad nlar n tedavilerinin yap ld ğ n belirtmiştir. Merkeze başvuran diğer engelli kad n n ise işitme engelli olduğu söylenmiş, bak m hizmeti verildikten sonra kad n n annesinin yan na döndüğü bilgisi verilmiştir. Engelli kad nlar n başvurusu üzerine 2 adet tedbir karar bulunduğu belirtilmiş, 3 engelli kad n n konukevi hizmetinden yararland ğ bilgisi ilgili yaz da sunulmuştur32.

x Diyarbak r Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgili yaz s nda 10 engelli kad ndan başvuru al nd ğ belirtilmiş33, başvuran kad nlar n 2 tanesinin zihinsel engelli, 8 tanesinin ise ruhsal bozukluğu olan kad nlar olduğu ifade edilmiştir34. Cevapta, engelli kad nlar n başvurusu üzerine al nan önleyici ve koruyucu tedbir say s ve türüne ilişkin bilgi verilmemiştir. Ancak merkeze başvuran kad nlar n s ğ naklara yerleşme taleplerine ilişkin aşağ daki ifadelere yer verilmiştir:

Başvuruda bulunan 10 kad ndan 9’unun kuruluşa kabulü yap lm ş, 1’i ise engelli raporu olduğu anlaş ld ğ ndan Bak m ve Rehabilitasyon merkezine yerleştirilerek hizmet değişikliği yap lm ş, kabulü yap lan 9 kad n n ise zihinsel ve ruhsal anlamda engelleri olduğu anlaş ld ğ ndan Engelli Sağl k Kurulu Raporu olup olmad ğ araşt r lm ş, raporu olan 4 kad na hizmet değişikliği yap lm ş, raporu olmayan 4 kad na ise gerekli sağl k işlemleri yap lm ş ve Engelli Sağl k Kurulu Raporu al narak ailesine gitmek istemeyenlere hizmet değişikliği yap lm şt r.

x Gaziantep Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgili yaz s nda ildeki ŞÖNİM’in 8 Mart 2013 tarihinde hizmet vermeye başlad ğ belirtilmiş, bu tarihten itibaren 15 engelli kad na hizmet verildiği bilgisi paylaş lm şt r35. Hizmet verilen kad nlar n engel türleri ise, “genetik rahats zl ğ olan 3 birey, zihinsel engelli 2 birey, ruh sağl ğ bozuk olan 8 birey, sağ r ve dilsiz olan 2 birey” olarak belirtilmiştir.36 İlgili yaz da, başvuru yapan tüm engelli kad nlara koruyucu tedbir karar olarak bar nma tedbirinin al nd ğ ifade edilmiş, 8 kad na da ayr ca önleyici tedbir karar al nd ğ

32 Bkz. Bursa Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 24.02.2015 tarih ve 42660854-622.01-2922 say l cevap yaz s . 33 Bkz. Diyarbak r Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 27.02.2015 tarih ve 77128972/441-2296 say l cevap yaz s . 34 İlgili cevap yaz s nda, “ruhsal bozukluğu olan kad n” ifadesi kullan larak yan t verilmiştir. ENGKAD ise “ruhsal bozukluğu olan kad n” ifadesi yerine “psiko-sosyal engelli” ifadesini BM EHS’nin ruhuna daha uygun bulmakta, hak temelli ilgili çal şmalarda da s kl kla geçen bu ifadeyi kullanmay tercih etmektedir. 35 Bkz. Gaziantep Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 26.02.2015 tarih ve 83766443-101.99/2028 say l cevap yaz s . 36 İlgili cevap yaz s nda, “sağ r ve dilsiz” ifadesi kullan larak yan t verilmiştir. ENGKAD ise “sağ r ve dilsiz” ifadesi yerine “işitme engelli” ifadesini BM EHS’nin ruhuna daha uygun bulmakta, hak temelli ilgili çal şmalarda da s kl kla geçen bu ifadeyi kullanmay tercih etmektedir.

42

başvurumuzda istenen bilgilerin, Bilgi Edinme Kanunu’nun 25. maddesine göre taraf m za verilmesinin uygun görülmediği ifade edilmiştir27.

x Adana Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü de benzer ifadelerde bulunmuş, ASPB Kad n n Statüsü Genel Müdürlüğü’nden konu hakk nda görüş ald ğ n belirtilmiş ve Bilgi Edinme Kanunu’nun 25. maddesine göre taraf m za bilgi veremeyeceklerini bildirmiştir28.

x Mersin Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgili yaz s nda konuya ilişkin cevap vermiş, ancak merkeze başvuran ya da kolluk güçleri taraf ndan getirilen engelli kad n say s n n istatistiklere al nmad ğ n ifade etmiştir. Engelli kad nlar n başvurusu üzerine al nan önleyici ve koruyucu tedbir say s ve türünün bilinmediğini belirtmiş, yine ŞÖNİM’e başvuran engelli kad nlardan kaç tanesinin s ğ nağa yerleştirildiğinin de bilinmediğini bildirmiştir29.

x Trabzon Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ise ilgili yaz s nda merkeze

başvuran ya da kolluk güçleri taraf ndan getirilen engelli kad n müracaatç n n hiç olmad ğ n ifade etmiş, yine engelli bir kad na verilmiş bir koruma karar n n olmad ğ n belirtmiştir. S ğ nağa yerleşme talebinde bulunan engelli kad n başvurusunun olmad ğ n bildirmiştir.30

x Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ise sorduğumuz sorulara soru

baz nda cevap vermemiş, onun yerine uygulamaya dair genel bilgi vermiştir. İlgili yaz da şu ifadeler kullan lm şt r:

“ŞÖNİM bünyesinde şiddet mağduru olmas nedeniyle bireysel ya da kolluk birimleri arac l ğ ile bar nma ya da dan şmanl k hizmeti almak için başvuruda buluna engelli kad nlara yönelik olarak, 6284 say l “Ailenin Korunmas ve Kad na Yönelik Şiddetin Önlenmesine Yönelik Kanun" kapsam nda gerekli rehberlik ve dan şmanl k yap lmakta olup ihtiyaçlar na yönelik destek hizmetleri verilmekte, talep etmeleri durumunda kad n konukevine yerleştirilmektedir. “

Ancak ayn yaz da, “Engellilere Hizmet ve Rehabilitasyon Merkezine” 2013-2014 y llar nda engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu bulunmad ğ da belirtilmiştir31.

Engelli kad nlardan başvuru ald ğ n bildiren ŞÖNİM’lerden gelen cevaplar ise şu şekildedir: 27 Bkz. İzmir Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 03.04.2015tarih ve 96785995-400- 14545 say l yaz s . 28 Bkz. Adana Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 02.02.2015 tarih ve 14438097/441.99/2 say l yaz s . 29 Bkz. Mersin Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 03.03.2015 tarih ve 140-72497-400-1934 say l cevap yaz s . 30 Bkz. Trabzon Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 20.02.2015 tarih ve 23955241-302.99-975 say l cevap yaz s . 31 Bkz. Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 26.02.2015 tarih ve 65097260-622-31839 say l cevap yaz s .

43

x Bursa Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgili yaz s nda merkezden şu ana kadar 3 engelli kad n n yararland ğ n bildirmiş, bu kad nlar n 2 tanesinin engel durumu şiddete uğramalar nedeniyle oluştuğunu (yaralanma sonucu yürüyememe gibi) ifade etmiş, kad nlar n tedavilerinin yap ld ğ n belirtmiştir. Merkeze başvuran diğer engelli kad n n ise işitme engelli olduğu söylenmiş, bak m hizmeti verildikten sonra kad n n annesinin yan na döndüğü bilgisi verilmiştir. Engelli kad nlar n başvurusu üzerine 2 adet tedbir karar bulunduğu belirtilmiş, 3 engelli kad n n konukevi hizmetinden yararland ğ bilgisi ilgili yaz da sunulmuştur32.

x Diyarbak r Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgili yaz s nda 10 engelli kad ndan başvuru al nd ğ belirtilmiş33, başvuran kad nlar n 2 tanesinin zihinsel engelli, 8 tanesinin ise ruhsal bozukluğu olan kad nlar olduğu ifade edilmiştir34. Cevapta, engelli kad nlar n başvurusu üzerine al nan önleyici ve koruyucu tedbir say s ve türüne ilişkin bilgi verilmemiştir. Ancak merkeze başvuran kad nlar n s ğ naklara yerleşme taleplerine ilişkin aşağ daki ifadelere yer verilmiştir:

Başvuruda bulunan 10 kad ndan 9’unun kuruluşa kabulü yap lm ş, 1’i ise engelli raporu olduğu anlaş ld ğ ndan Bak m ve Rehabilitasyon merkezine yerleştirilerek hizmet değişikliği yap lm ş, kabulü yap lan 9 kad n n ise zihinsel ve ruhsal anlamda engelleri olduğu anlaş ld ğ ndan Engelli Sağl k Kurulu Raporu olup olmad ğ araşt r lm ş, raporu olan 4 kad na hizmet değişikliği yap lm ş, raporu olmayan 4 kad na ise gerekli sağl k işlemleri yap lm ş ve Engelli Sağl k Kurulu Raporu al narak ailesine gitmek istemeyenlere hizmet değişikliği yap lm şt r.

x Gaziantep Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgili yaz s nda ildeki ŞÖNİM’in 8 Mart 2013 tarihinde hizmet vermeye başlad ğ belirtilmiş, bu tarihten itibaren 15 engelli kad na hizmet verildiği bilgisi paylaş lm şt r35. Hizmet verilen kad nlar n engel türleri ise, “genetik rahats zl ğ olan 3 birey, zihinsel engelli 2 birey, ruh sağl ğ bozuk olan 8 birey, sağ r ve dilsiz olan 2 birey” olarak belirtilmiştir.36 İlgili yaz da, başvuru yapan tüm engelli kad nlara koruyucu tedbir karar olarak bar nma tedbirinin al nd ğ ifade edilmiş, 8 kad na da ayr ca önleyici tedbir karar al nd ğ

32 Bkz. Bursa Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 24.02.2015 tarih ve 42660854-622.01-2922 say l cevap yaz s . 33 Bkz. Diyarbak r Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 27.02.2015 tarih ve 77128972/441-2296 say l cevap yaz s . 34 İlgili cevap yaz s nda, “ruhsal bozukluğu olan kad n” ifadesi kullan larak yan t verilmiştir. ENGKAD ise “ruhsal bozukluğu olan kad n” ifadesi yerine “psiko-sosyal engelli” ifadesini BM EHS’nin ruhuna daha uygun bulmakta, hak temelli ilgili çal şmalarda da s kl kla geçen bu ifadeyi kullanmay tercih etmektedir. 35 Bkz. Gaziantep Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 26.02.2015 tarih ve 83766443-101.99/2028 say l cevap yaz s . 36 İlgili cevap yaz s nda, “sağ r ve dilsiz” ifadesi kullan larak yan t verilmiştir. ENGKAD ise “sağ r ve dilsiz” ifadesi yerine “işitme engelli” ifadesini BM EHS’nin ruhuna daha uygun bulmakta, hak temelli ilgili çal şmalarda da s kl kla geçen bu ifadeyi kullanmay tercih etmektedir.

42

başvurumuzda istenen bilgilerin, Bilgi Edinme Kanunu’nun 25. maddesine göre taraf m za verilmesinin uygun görülmediği ifade edilmiştir27.

x Adana Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü de benzer ifadelerde bulunmuş, ASPB Kad n n Statüsü Genel Müdürlüğü’nden konu hakk nda görüş ald ğ n belirtilmiş ve Bilgi Edinme Kanunu’nun 25. maddesine göre taraf m za bilgi veremeyeceklerini bildirmiştir28.

x Mersin Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgili yaz s nda konuya ilişkin cevap vermiş, ancak merkeze başvuran ya da kolluk güçleri taraf ndan getirilen engelli kad n say s n n istatistiklere al nmad ğ n ifade etmiştir. Engelli kad nlar n başvurusu üzerine al nan önleyici ve koruyucu tedbir say s ve türünün bilinmediğini belirtmiş, yine ŞÖNİM’e başvuran engelli kad nlardan kaç tanesinin s ğ nağa yerleştirildiğinin de bilinmediğini bildirmiştir29.

x Trabzon Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ise ilgili yaz s nda merkeze

başvuran ya da kolluk güçleri taraf ndan getirilen engelli kad n müracaatç n n hiç olmad ğ n ifade etmiş, yine engelli bir kad na verilmiş bir koruma karar n n olmad ğ n belirtmiştir. S ğ nağa yerleşme talebinde bulunan engelli kad n başvurusunun olmad ğ n bildirmiştir.30

x Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ise sorduğumuz sorulara soru

baz nda cevap vermemiş, onun yerine uygulamaya dair genel bilgi vermiştir. İlgili yaz da şu ifadeler kullan lm şt r:

“ŞÖNİM bünyesinde şiddet mağduru olmas nedeniyle bireysel ya da kolluk birimleri arac l ğ ile bar nma ya da dan şmanl k hizmeti almak için başvuruda buluna engelli kad nlara yönelik olarak, 6284 say l “Ailenin Korunmas ve Kad na Yönelik Şiddetin Önlenmesine Yönelik Kanun" kapsam nda gerekli rehberlik ve dan şmanl k yap lmakta olup ihtiyaçlar na yönelik destek hizmetleri verilmekte, talep etmeleri durumunda kad n konukevine yerleştirilmektedir. “

Ancak ayn yaz da, “Engellilere Hizmet ve Rehabilitasyon Merkezine” 2013-2014 y llar nda engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu bulunmad ğ da belirtilmiştir31.

Engelli kad nlardan başvuru ald ğ n bildiren ŞÖNİM’lerden gelen cevaplar ise şu şekildedir: 27 Bkz. İzmir Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 03.04.2015tarih ve 96785995-400- 14545 say l yaz s . 28 Bkz. Adana Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 02.02.2015 tarih ve 14438097/441.99/2 say l yaz s . 29 Bkz. Mersin Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 03.03.2015 tarih ve 140-72497-400-1934 say l cevap yaz s . 30 Bkz. Trabzon Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 20.02.2015 tarih ve 23955241-302.99-975 say l cevap yaz s . 31 Bkz. Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 26.02.2015 tarih ve 65097260-622-31839 say l cevap yaz s .

45

engel türlerinin hangi kriterler ş ğ nda s n fland ğ n bilmek gerekir. Takip eden çal şmalarda bu konu dikkate al narak bilgi edinme başvurular yap labilir.

Grafik 1: ŞÖNİM’lere başvuran engelli kad nlar n engel türleri

Önemli bir diğer nokta da ŞÖNİM’lerde ve s ğ nak çal şan personelin psiko-sosyal engellilik konusunda ne kadar bilgili olduğudur. Zaten yaşanan şiddet olay n n (ya da olaylar n n) ard ndan çok travmatik bir sürece giren kad nlar n bir de bu merkezlerde yeterince donan ml olmayan personeller taraf ndan yeni bir olumsuz yaşant ya sürüklenmesi elbette ki kabul edilebilir bir durum değildir. Bu nedenle personelin ilgi konuda eğitimli olmas çok önemli bir şartt r. İzleme çal şmas kapsam nda bu merkezlerde çal şan personellerin yeterliliklerine ilişkin sorgulama yap lmam ş, hizmet içi eğitimler konusunda bilgi al nmam şt r. Bu sebeple, gelecek çal şmalarda personelin hizmet öncesi ve hizmet-içi eğitimleri ile ilgili sorgulamalar n da yap lmas tavsiye edilmektedir.

Tekrar verilere dönecek olursak; fiziksel engelli kad nlardan oldukça az başvuru al nd ğ görülmektedir. Toplam 69 kad n içinde sadece 7 fiziksel engelli kad n n merkezlerden yard m istediği görülmektedir, başka bir ifadeyle merkezlere başvuran kad nlar n n %10’unu fiziksel engelli kad nlar oluşturmaktad r. Bu veriler ş ğ nda, kad nlar n fiziksel engelleri nedeniyle bu merkezlere ulaşamad ğ düşünülebilir.

İzleme çal şmas kapsam nda merkezlerin fiziksel erişimlerine ilişkin sorgulama yap lm ş, bilgi edinme başvurusunda merkezlere şu sorular sorulmuştur:

x ŞÖNİM birden fazla kat olan bir binada m bulunmaktad r? x ŞÖNİM birden fazla kat olan bir binada bulunuyorsa, bina içinde asansör bulunmakta

m d r? x ŞÖNİM’in bulunduğu binan n girişine tekerlekli sandalye kullananlar için (TSE’nin TS

9111 numaral standard na göre) rampa vb. fiziksel düzenlemeler yap lm ş m d r? x ŞÖNİM’in bulunduğu binada engellilerin (TSE’nin TS 9111 numaral standard na göre)

kullanabilecekleri engelli tuvaleti bulunmakta m d r?

fiziksel engelli10%

işitme engelli4%

zihinsel engelli12%

psiko-sosyal engelli70%

genetik rahats zl k4%

ŞÖNİM'lere ba vuran kad nlar n engel türleri

44

bildirilmiştir. Başvuran kad nlar n hepsi merkeze bar nma talebiyle başvuru yapt ğ için, kad nlar n engel durumuna göre ilgili kuruluşlara sevk edildiği belirtilmiştir.

x Samsun Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ise ilgili yaz s nda, 41 engelli kad n için hizmet verdiğini belirtmiş, bu kad nlar n engel türlerini ise şu şekilde bildirmiştir: Zihinsel engelli (4 kişi), bedensel engelli (5 kişi) ve psiko-sosyal engelli (32 kişi). Zihinsel engelli 1 kad n için önleyici, bedensel engelli 1 kad n için koruyucu, psiko-sosyal engelli 14 kişi için önleyici ve koruyucu tedbir kararlar n n al nd ğ bildirilmiştir. S ğ naklara yerleştirilen kad nlar n say s ve engel türleri ise şu biçimde ifade edilmiştir: Bedensel engelli (4 kişi), zihinsel engelli (3 kişi) ve psiko-sosyal engelli (24 kişi).37

Dört ilden elde edilen veriler değerlendirildiğinde, bu illerde toplam 69 engelli kad n n ŞÖNİM’lere başvuru yapt ğ ve buradaki hizmetlerden yararland ğ bilgisine erişilmiştir.

ŞÖNİM’in bulundu u il Ba vuru yapan kad n say s ve engel türü TOPLAM Bursa Fiziksel engelli: 2 kad n

İşitme engelli: 1 kad n 3 kad n

Diyarbak r Zihinsel engelli: 2 kad n Psiko-sosyal engelli: 8 kad n

10 kad n

Gaziantep Zihinsel engelli: 2 kad n İşitme engelli: 2 kad n Psiko-sosyal engelli: 8 kad n Genetik rahats zl ğ olan: 3 kad n

15 kad n

Samsun Fiziksel engelli: 5 kad n Zihinsel engelli: 4 kad n Psiko-sosyal engelli: 32 kad n

41 kad n

Tablo 2: Dört ilde ŞÖNİM’lere başvuran engelli kad n say s ve engel türleri

ŞÖNİM’lere başvuran engelli kad nlar n engel türüne bakt ğ m zda grafikte de görüldüğü üzere en yüksek oran psiko-sosyal engelli kad nlar n oluşturduğu anlaş lmaktad r. Say larla ifade ettiğimizde ise toplam 69 kad n içinde 48 kad n psiko-sosyal engellidir, diğer bir deyişle başvuru yapan kad nlar n %70’i psiko-sosyal engelli (ruhsal bozukluğu olan) kad nlardan oluşmaktad r.

Bu noktada başka bir araşt rmaya konu olacak önemli bir soru akla gelmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere elimize ulaşan cevap yaz lar nda psiko-sosyal engellilik “ruhsal bozukluk” olarak tan mlanmaktad r. Kad nlar acaba şiddet gördükleri için mi ruhsal bozukluk yaşamakta ve sonucunda psiko-sosyal engelli olarak s n fland r lmaktalar, yoksa başka sebeplerden dolay psiko-sosyal engelli olup, psiko-sosyal engelli olduklar için mi bu denli yoğun biçimde şiddete maruz kalmaktalar? Elbette bu sorunun cevaplanabilmesi için il müdürlüklerinde

37 Bkz. Samsun Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 12.02.2015 tarih ve 45564324/622.03/497 say l cevap yaz s .

45

engel türlerinin hangi kriterler ş ğ nda s n fland ğ n bilmek gerekir. Takip eden çal şmalarda bu konu dikkate al narak bilgi edinme başvurular yap labilir.

Grafik 1: ŞÖNİM’lere başvuran engelli kad nlar n engel türleri

Önemli bir diğer nokta da ŞÖNİM’lerde ve s ğ nak çal şan personelin psiko-sosyal engellilik konusunda ne kadar bilgili olduğudur. Zaten yaşanan şiddet olay n n (ya da olaylar n n) ard ndan çok travmatik bir sürece giren kad nlar n bir de bu merkezlerde yeterince donan ml olmayan personeller taraf ndan yeni bir olumsuz yaşant ya sürüklenmesi elbette ki kabul edilebilir bir durum değildir. Bu nedenle personelin ilgi konuda eğitimli olmas çok önemli bir şartt r. İzleme çal şmas kapsam nda bu merkezlerde çal şan personellerin yeterliliklerine ilişkin sorgulama yap lmam ş, hizmet içi eğitimler konusunda bilgi al nmam şt r. Bu sebeple, gelecek çal şmalarda personelin hizmet öncesi ve hizmet-içi eğitimleri ile ilgili sorgulamalar n da yap lmas tavsiye edilmektedir.

Tekrar verilere dönecek olursak; fiziksel engelli kad nlardan oldukça az başvuru al nd ğ görülmektedir. Toplam 69 kad n içinde sadece 7 fiziksel engelli kad n n merkezlerden yard m istediği görülmektedir, başka bir ifadeyle merkezlere başvuran kad nlar n n %10’unu fiziksel engelli kad nlar oluşturmaktad r. Bu veriler ş ğ nda, kad nlar n fiziksel engelleri nedeniyle bu merkezlere ulaşamad ğ düşünülebilir.

İzleme çal şmas kapsam nda merkezlerin fiziksel erişimlerine ilişkin sorgulama yap lm ş, bilgi edinme başvurusunda merkezlere şu sorular sorulmuştur:

x ŞÖNİM birden fazla kat olan bir binada m bulunmaktad r? x ŞÖNİM birden fazla kat olan bir binada bulunuyorsa, bina içinde asansör bulunmakta

m d r? x ŞÖNİM’in bulunduğu binan n girişine tekerlekli sandalye kullananlar için (TSE’nin TS

9111 numaral standard na göre) rampa vb. fiziksel düzenlemeler yap lm ş m d r? x ŞÖNİM’in bulunduğu binada engellilerin (TSE’nin TS 9111 numaral standard na göre)

kullanabilecekleri engelli tuvaleti bulunmakta m d r?

fiziksel engelli10%

işitme engelli4%

zihinsel engelli12%

psiko-sosyal engelli70%

genetik rahats zl k4%

ŞÖNİM'lere ba vuran kad nlar n engel türleri

44

bildirilmiştir. Başvuran kad nlar n hepsi merkeze bar nma talebiyle başvuru yapt ğ için, kad nlar n engel durumuna göre ilgili kuruluşlara sevk edildiği belirtilmiştir.

x Samsun Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ise ilgili yaz s nda, 41 engelli kad n için hizmet verdiğini belirtmiş, bu kad nlar n engel türlerini ise şu şekilde bildirmiştir: Zihinsel engelli (4 kişi), bedensel engelli (5 kişi) ve psiko-sosyal engelli (32 kişi). Zihinsel engelli 1 kad n için önleyici, bedensel engelli 1 kad n için koruyucu, psiko-sosyal engelli 14 kişi için önleyici ve koruyucu tedbir kararlar n n al nd ğ bildirilmiştir. S ğ naklara yerleştirilen kad nlar n say s ve engel türleri ise şu biçimde ifade edilmiştir: Bedensel engelli (4 kişi), zihinsel engelli (3 kişi) ve psiko-sosyal engelli (24 kişi).37

Dört ilden elde edilen veriler değerlendirildiğinde, bu illerde toplam 69 engelli kad n n ŞÖNİM’lere başvuru yapt ğ ve buradaki hizmetlerden yararland ğ bilgisine erişilmiştir.

ŞÖNİM’in bulundu u il Ba vuru yapan kad n say s ve engel türü TOPLAM Bursa Fiziksel engelli: 2 kad n

İşitme engelli: 1 kad n 3 kad n

Diyarbak r Zihinsel engelli: 2 kad n Psiko-sosyal engelli: 8 kad n

10 kad n

Gaziantep Zihinsel engelli: 2 kad n İşitme engelli: 2 kad n Psiko-sosyal engelli: 8 kad n Genetik rahats zl ğ olan: 3 kad n

15 kad n

Samsun Fiziksel engelli: 5 kad n Zihinsel engelli: 4 kad n Psiko-sosyal engelli: 32 kad n

41 kad n

Tablo 2: Dört ilde ŞÖNİM’lere başvuran engelli kad n say s ve engel türleri

ŞÖNİM’lere başvuran engelli kad nlar n engel türüne bakt ğ m zda grafikte de görüldüğü üzere en yüksek oran psiko-sosyal engelli kad nlar n oluşturduğu anlaş lmaktad r. Say larla ifade ettiğimizde ise toplam 69 kad n içinde 48 kad n psiko-sosyal engellidir, diğer bir deyişle başvuru yapan kad nlar n %70’i psiko-sosyal engelli (ruhsal bozukluğu olan) kad nlardan oluşmaktad r.

Bu noktada başka bir araşt rmaya konu olacak önemli bir soru akla gelmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere elimize ulaşan cevap yaz lar nda psiko-sosyal engellilik “ruhsal bozukluk” olarak tan mlanmaktad r. Kad nlar acaba şiddet gördükleri için mi ruhsal bozukluk yaşamakta ve sonucunda psiko-sosyal engelli olarak s n fland r lmaktalar, yoksa başka sebeplerden dolay psiko-sosyal engelli olup, psiko-sosyal engelli olduklar için mi bu denli yoğun biçimde şiddete maruz kalmaktalar? Elbette bu sorunun cevaplanabilmesi için il müdürlüklerinde

37 Bkz. Samsun Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün 12.02.2015 tarih ve 45564324/622.03/497 say l cevap yaz s .

47

erişseler bile hizmet alamad klar için bu merkezlere başvurmuyor ya da başvuram yor olabilirler.

İşitme engelli kad nlar n ŞÖNİM’lere yapt ğ başvurular değerlendirildiğinde ise en düşük başvuru oran n n bu gruba ait olduğu görülmektedir. Merkezlere başvuru yapan toplam 69 kad n içinde sadece 3 kad n işitme engellidir. İzleme çal şmas kapsam nda işitme engelli kişilerin merkezlere erişim olanaklar n sorgulamak için bilgi edinme başvurusunda bulunuşmuş ve ŞÖNİM’lere şu sorular sorulmuştur:

x ŞÖNİM bünyesinde işitme engelli bireylerin hizmetlere ve bilgiye erişimini kolaylaşt rmak amac yla işaret dili bilen personel istihdam ediyor mu?

x ŞÖNİM’in bulunduğu binada işitme engelli bireyler için indüksiyon – iyi duyma sistemleri kurulu mudur?

İşitme engelli kişilere ilişkin ŞÖNİM’lerde yap lan düzenlemeler tabloda şu şekilde verilmiştir:

İller İ aret dili bilen personel

bulunuyor mu? İndüksiyon sistemi binada

kurulu mu? Evet Hay r Evet Hay r

Ankara ✔ ?????? Bursa ✔ ✔ Diyarbak r ?????? ?????? Gaziantep ✔ ✔ Mersin ✔ ✔ Samsun ✔ ✔ Trabzon ✔ ✔

Tablo 4: ŞÖNİM binalar ndaki indüksiyon sistemi uygulamalar na ve merkezlerde çal şan işaret dili bilen personel say lar na ilişkin veriler

ŞÖNİM’lerin hiçbirinde kadrolu işaret dili uzman ya da işaret dili bilen personel bulunmamaktad r, istihdam edilmemektedir. Tablodaki verilerde, “işaret dili bilen personel ŞÖNİM bünyesinde bulunuyor mu?” sorusuna “evet” cevab n veren tüm merkezler işaret dili bilen personeli ASPB il müdürlüklerinden ihtiyaç an nda temin ettiklerini bildirmiştir.

Bilindiği üzere birçok işitme engelli birey, işitme cihaz kullanmas na rağmen gündelik faaliyetlerini sürdürdüğü kapal ve ayn zamanda kalabal k ortamlarda maruz kald klar arka plan sesleri ve çevresel gürültüler nedeniyle konuşmalar alg lamakta zorluk yaşarlar. Bu kişilerin ortamda gürültü yaratan diğer sesleri duymas n engelleyip, sadece konuşan kişilerin seslerini işitmesine yard mc olan indüksiyon sistemi, özellikle işitme cihaz kullanan işitme engelli bireyler ile kaliteli iletişim kurulmas n sağlayan çok önemli bir altyap d r. İzleme çal şmas nda elde edilen veriler hiçbir ŞÖNİM’de bu altyap n n bulunmad ğ n göstermiştir. Bu nedenle cihaz kullanan işitme engelli bireylerin maruz kald klar ses ve gürültü kirliliği

46

x ŞÖNİM bünyesinde engellilere hizmet eden özel tertibatl (asansörlü ya da rampal vb.) araç bulunmakta m d r?

Fiziksel erişilebilirlik verisine ilişkin cevap veren 7 ŞÖNİM’den gelen bilgiler aşağ da tablo biçiminde sunulmuştur:

İller Binadaki

kat durumu Asansör durumu

Fiziksel düzenleme

Engelli tuvaleti

Uygun araç

Tek Çok Var Yok Var Yok Var Yok Var Yok Ankara ✔ ✔ ✔ ??????38 ?????? Bursa ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ Diyarbak r ✔ ✔ ✔ ✔ ?????? Gaziantep ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ Mersin ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ Samsun ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ Trabzon ✔ ✔ ✔ ✔ ✔

Tablo 3: ŞÖNİM binalar ndaki fiziki erişilebilirlik olanaklar na ilişkin veriler

Tabloda da görüldüğü üzere, merkezlerin çoğu, çok katl binalarda kurulmuş olmalar na rağmen bu binalar n çoğunda asansör bulunmamaktad r. Bu nedenle tekerlekli sandalye kullan c s olan kişilerin ŞÖNİM binas içinde farkl katlara erişemediği anlaş lmakta, koltuk değneği, yürüteç ve benzeri yard mc araçlar kullanan ya da geçici sakatl k yaşayan kişilerin de yine bu binalar n içinde rahatl kla dolaşamad ğ düşünülmektedir. Samsun’daki merkezden al nan bilgide ise merkezin tarihi binaya kurulmuş olmas nedeniyle asansör tesisat n n bina içine kurulamad ğ ifade edilmiş, bu sebeple fiziksel engelli kad nlarla ilgili işlemlerin giriş katta yap ld ğ bildirilmiştir. Ayn şekilde Ankara ŞÖNİM de engelli bireylere giriş kat ndaki bir görüşme odas nda hizmet verildiğini belirtmiştir.

Merkezlerin çoğunda binan n girişine tekerlekli sandalye kullananlar için rampa vb. fiziksel düzenlemelerin yap lm ş olduğu bildirilmiştir. Girişte rampa kullan m n gerektiren bir yükseklik bulunmad ğ n (zemin yere s f rd r) belirten merkezler (Trabzon ŞÖNİM) de tabloda fiziksel düzenleme yapm ş olarak gösterilmiştir. Merkezlerin yar s bina içinde engelli kişilerin kullan m na uygun tuvalet bulunmad ğ n bildirmiş, hemen hemen hepsi merkezlerde özel tertibatl araçlar n bulunmad ğ n belirtmiştir. Bursa ŞÖNİM, merkez içinde tekerlekli sandalyelerin olduğu bilgisini paylaşm şt r.

Tüm fiziki erişim verileri değerlendirildiğinde, ŞÖNİM binalar n n fiziksel engelli bireyler için yeterince erişilebilir olmad ğ anlaş lmakta, bina içinde ise bu kişilerin dolaş mlar n n neredeyse mümkün olmad ğ görülmektedir. Fiziksel engelli kişilerin merkezlere yapt ğ başvuru say s n n bu denli az olmas n n sebebi binalarda karş laşt klar erişilebilirlik problemleri olabilir. Diğer bir deyişle, engelli kad nlar merkezlere erişemedikleri ya da

38 Soru işaretleri (??????) ile belirtilen bölümdeki sorulara ilgili kurum taraf ndan cevap verilmemiştir.

47

erişseler bile hizmet alamad klar için bu merkezlere başvurmuyor ya da başvuram yor olabilirler.

İşitme engelli kad nlar n ŞÖNİM’lere yapt ğ başvurular değerlendirildiğinde ise en düşük başvuru oran n n bu gruba ait olduğu görülmektedir. Merkezlere başvuru yapan toplam 69 kad n içinde sadece 3 kad n işitme engellidir. İzleme çal şmas kapsam nda işitme engelli kişilerin merkezlere erişim olanaklar n sorgulamak için bilgi edinme başvurusunda bulunuşmuş ve ŞÖNİM’lere şu sorular sorulmuştur:

x ŞÖNİM bünyesinde işitme engelli bireylerin hizmetlere ve bilgiye erişimini kolaylaşt rmak amac yla işaret dili bilen personel istihdam ediyor mu?

x ŞÖNİM’in bulunduğu binada işitme engelli bireyler için indüksiyon – iyi duyma sistemleri kurulu mudur?

İşitme engelli kişilere ilişkin ŞÖNİM’lerde yap lan düzenlemeler tabloda şu şekilde verilmiştir:

İller İ aret dili bilen personel

bulunuyor mu? İndüksiyon sistemi binada

kurulu mu? Evet Hay r Evet Hay r

Ankara ✔ ?????? Bursa ✔ ✔ Diyarbak r ?????? ?????? Gaziantep ✔ ✔ Mersin ✔ ✔ Samsun ✔ ✔ Trabzon ✔ ✔

Tablo 4: ŞÖNİM binalar ndaki indüksiyon sistemi uygulamalar na ve merkezlerde çal şan işaret dili bilen personel say lar na ilişkin veriler

ŞÖNİM’lerin hiçbirinde kadrolu işaret dili uzman ya da işaret dili bilen personel bulunmamaktad r, istihdam edilmemektedir. Tablodaki verilerde, “işaret dili bilen personel ŞÖNİM bünyesinde bulunuyor mu?” sorusuna “evet” cevab n veren tüm merkezler işaret dili bilen personeli ASPB il müdürlüklerinden ihtiyaç an nda temin ettiklerini bildirmiştir.

Bilindiği üzere birçok işitme engelli birey, işitme cihaz kullanmas na rağmen gündelik faaliyetlerini sürdürdüğü kapal ve ayn zamanda kalabal k ortamlarda maruz kald klar arka plan sesleri ve çevresel gürültüler nedeniyle konuşmalar alg lamakta zorluk yaşarlar. Bu kişilerin ortamda gürültü yaratan diğer sesleri duymas n engelleyip, sadece konuşan kişilerin seslerini işitmesine yard mc olan indüksiyon sistemi, özellikle işitme cihaz kullanan işitme engelli bireyler ile kaliteli iletişim kurulmas n sağlayan çok önemli bir altyap d r. İzleme çal şmas nda elde edilen veriler hiçbir ŞÖNİM’de bu altyap n n bulunmad ğ n göstermiştir. Bu nedenle cihaz kullanan işitme engelli bireylerin maruz kald klar ses ve gürültü kirliliği

46

x ŞÖNİM bünyesinde engellilere hizmet eden özel tertibatl (asansörlü ya da rampal vb.) araç bulunmakta m d r?

Fiziksel erişilebilirlik verisine ilişkin cevap veren 7 ŞÖNİM’den gelen bilgiler aşağ da tablo biçiminde sunulmuştur:

İller Binadaki

kat durumu Asansör durumu

Fiziksel düzenleme

Engelli tuvaleti

Uygun araç

Tek Çok Var Yok Var Yok Var Yok Var Yok Ankara ✔ ✔ ✔ ??????38 ?????? Bursa ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ Diyarbak r ✔ ✔ ✔ ✔ ?????? Gaziantep ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ Mersin ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ Samsun ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ Trabzon ✔ ✔ ✔ ✔ ✔

Tablo 3: ŞÖNİM binalar ndaki fiziki erişilebilirlik olanaklar na ilişkin veriler

Tabloda da görüldüğü üzere, merkezlerin çoğu, çok katl binalarda kurulmuş olmalar na rağmen bu binalar n çoğunda asansör bulunmamaktad r. Bu nedenle tekerlekli sandalye kullan c s olan kişilerin ŞÖNİM binas içinde farkl katlara erişemediği anlaş lmakta, koltuk değneği, yürüteç ve benzeri yard mc araçlar kullanan ya da geçici sakatl k yaşayan kişilerin de yine bu binalar n içinde rahatl kla dolaşamad ğ düşünülmektedir. Samsun’daki merkezden al nan bilgide ise merkezin tarihi binaya kurulmuş olmas nedeniyle asansör tesisat n n bina içine kurulamad ğ ifade edilmiş, bu sebeple fiziksel engelli kad nlarla ilgili işlemlerin giriş katta yap ld ğ bildirilmiştir. Ayn şekilde Ankara ŞÖNİM de engelli bireylere giriş kat ndaki bir görüşme odas nda hizmet verildiğini belirtmiştir.

Merkezlerin çoğunda binan n girişine tekerlekli sandalye kullananlar için rampa vb. fiziksel düzenlemelerin yap lm ş olduğu bildirilmiştir. Girişte rampa kullan m n gerektiren bir yükseklik bulunmad ğ n (zemin yere s f rd r) belirten merkezler (Trabzon ŞÖNİM) de tabloda fiziksel düzenleme yapm ş olarak gösterilmiştir. Merkezlerin yar s bina içinde engelli kişilerin kullan m na uygun tuvalet bulunmad ğ n bildirmiş, hemen hemen hepsi merkezlerde özel tertibatl araçlar n bulunmad ğ n belirtmiştir. Bursa ŞÖNİM, merkez içinde tekerlekli sandalyelerin olduğu bilgisini paylaşm şt r.

Tüm fiziki erişim verileri değerlendirildiğinde, ŞÖNİM binalar n n fiziksel engelli bireyler için yeterince erişilebilir olmad ğ anlaş lmakta, bina içinde ise bu kişilerin dolaş mlar n n neredeyse mümkün olmad ğ görülmektedir. Fiziksel engelli kişilerin merkezlere yapt ğ başvuru say s n n bu denli az olmas n n sebebi binalarda karş laşt klar erişilebilirlik problemleri olabilir. Diğer bir deyişle, engelli kad nlar merkezlere erişemedikleri ya da

38 Soru işaretleri (??????) ile belirtilen bölümdeki sorulara ilgili kurum taraf ndan cevap verilmemiştir.

49

asansör olduğu görülmekte, ancak bu asansörde de sesli uyar sisteminin bulunmad ğ anlaş lmaktad r. Beyaz baston kullanan görme engelli kişilerin mekan içinde bağ ms z hareket edebilmelerine yard mc olan hissedilebilir zemin uygulamas n n da ŞÖNİM’lerin sadece yar s nda mevcut olduğu görülmektedir. Bu veriler düşünüldüğünde merkez binalar n n görme engelli kad nlar için yeterince erişilebilir olmad ğ ortaya ç kmaktad r. Binalar n kent içindeki ulaş labilirliği de yine görme engelli kişiler için sorgulanmas gereken önemli bir detayd r.

Bilgiye erişim bağlam nda da merkezlerin internet sitelerinin ve ihbar hatlar n n görme engelli kişilerin kullan m na uygun altyap ya sahip olup olmad ğ sorgulanm şt r. Bilgi veren tüm ŞÖNİM’ler il baz nda kurulan ŞÖNİM’e ait internet sitesi olmad ğ n bildirmiştir. Ancak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ taraf ndan kurulmuş ve içeriğinde ŞÖNİM’lere ait bilgilerin bulunduğu resmi bir site mevcuttur (http://www.koza.gov.tr). Dikkatlice incelendiğinde bir tak m içerik sorunlar na rağmen (ŞÖNİM adreslerinin tamam sitede yer almamaktad r ve yay nlar k sm nda hiçbir yay na erişilememektedir) sitenin görme engelli kullan c lar için oldukça erişilebilir olduğu görülmektedir.

Merkezlere başvuran zihinsel engelli kad nlar n durumuna bakt ğ m zda ise toplam 69 başvuru içinde sadece 8 başvurunun zihinsel engelli kad nlara ait olduğu görülmektedir. Zihinsel engelli kad nlar ne yaz k ki şiddet vakalar nda en korunmas z gruptur. Çoğu zihinsel engelli kad n şiddete uğrad ğ n üçüncü kişilere aktaramamakta baz durumlarda ise bu kad nlar şiddete uğrad klar n bile anlayamamaktad r. Medya verileri incelendiğinde de zihinsel engelli kad nlar n engelli kad nlar aras nda en s k şiddete uğrayan grup olduğu ortaya ç kmaktad r. Bu noktada ŞÖNİM’lerin hizmet yap s n yeniden düşünmek gerekmektedir. Var olan yap n n şiddet gören zihinsel engelli kad nlara ulaşmakta yetersiz kald ğ ortadad r. Bu nedenle özellikle zihinsel engelli kad nlar düşünüldüğünde ŞÖNİM’lerin hizmet anlay ş merkez binalar nda başvuru bekleyen yaklaş mdan uzaklaşmal , mağdurlar hatta risk alt ndaki kişileri tespit ederek, onlara etkili hizmetler sunan bir yap ya dönüştürülmelidir.

Özetle tüm bu veriler değerlendirildiğinde, şiddet gören engelli kad nlar n ŞÖNİM’lere ulaşamad ğ ve bu merkezlerden yeterince faydalanamad klar görülmektedir. Dolay s yla, merkezlerin en k sa zamanda farkl engel gruplar ndan gelen engelli kad nlara hizmet verebilecek nitelikte dönüştürülmesi gerekmektedir. Merkezlerin fiziki erişim olanaklar n n artt r lmas ve merkezlerde çal şan personelin engelli kad nlar hakk nda eğitilmesi en öncelikli ihtiyaçlard r. ŞÖNİM’lere başvuru oran en yüksek olan psiko-sosyal engelli kad nlarla nas l çal ş lmas gerektiği hakk nda personelin nitelikli biçimde eğitilmesi şartt r. Yan s ra, ŞÖNİM’lerden hizmet alamayan ya da çok düşük düzeyde hizmet alabilen engelli kad nlar n bu hizmetlerden nas l daha iyi yararlanabileceği yönünde çal şmalar yap lmas na ihtiyaç vard r.

48

düşünüldüğünde, bu kişiler ile ŞÖNİM binalar nda ortak kullan m alanlar nda kurulan iletişimin arka plan sesleri ve gürültüler nedeniyle çok da kaliteli olamad ğ ortadad r.

Görme engelli kad nlar n ŞÖNİM’lere başvuru durumuna bak ld ğ n da ise çok çarp c bir durumla karş kal nmaktad r. Dört ilden (Bursa, Diyarbak r, Gaziantep ve Samsun) gelen veriler incelendiğinde merkezlere başvuru yapan toplam 69 kad n içinde hiç görme engelli kad n bulunmamaktad r. Bu durumda görme engelli kad nlar n şiddete uğramad ğ n düşünmek oldukça iyimser bir düşünce olacakt r. 2010 y l nda yap lan bir araşt rmada halk sağl ğ uzmanlar , Alt Nokta Körler Derneği merkezine kay tl olan 94 görme engelli kad nla görüşmüş ve bu kad nlar n %11.7’sinin aile üyeleri, eşleri veya diğer kişiler taraf ndan şiddete maruz kald ğ n tespit etmiştir. Ayn araşt rmada şiddete uğrayan kad nlar n en s k fiziksel şiddete maruz kald ğ belirtilmiştir39. Bu demek oluyor ki görme engelli kad nlar da şiddete uğramakta ancak ŞÖNİM’leri kullanmamakta ya da kullanamamaktad r.

İzleme çal şmas kapsam nda görme engelli kad nlar n merkezlere fiziksel erişimin olanaklar n anlamak için ŞÖNİM’lere şu sorular sorulmuştur:

x ŞÖNİM asansörlü bir binada bulunuyorsa, asansör içinde sesli uyar sistemi mevcut mudur?

x ŞÖNİM hizmetlerinin sunulduğu binada görme engelli bireyler için (TSE’nin TS3599/T1 ISO 23599 vb. standartlar kapsam nda) hissedilebilir zemin uygulamas yap lm ş m d r?

Bu sorulara 7 ildeki ŞÖNİM’den verilen cevaplar tabloda görülebilir:

İller Asansörde sesli uyar sistemi mevcut

mu? Hissedilebilir zemin

uygulamas yap lm m ? Evet Hay r Evet Hay r

Ankara Binada asansör bulunmamaktad r ✔ Bursa Binada asansör bulunmamaktad r ✔ Diyarbak r Binada asansör bulunmamaktad r ✔ Gaziantep ✔ ✔ Mersin Binada asansör bulunmamaktad r ✔ Samsun Binada asansör bulunmamaktad r ✔ Trabzon Binada asansör bulunmamaktad r ✔

Tablo 5: ŞÖNİM binalardaki asansör ve hissedilebilir zemin uygulamalar na ilişkin veriler

Daha önce de belirtildiği üzere bilgi elde edilen ŞÖNİM’lerin çoğu çok katl olmas na rağmen binalarda asansör bulunmamaktad r. Verilere göre sadece Gaziantep’teki ŞÖNİM binas nda

39 Bkz. Çay r, E., Sevencan, F., Uzun N, Bahar Özvar ş, Ş. (2010). Ankara’da bir derneğe kay tl görme engelli kad nlara yönelik şiddetin değerlendirilmesi. Sağl k ve Toplum 20(4), 22-27. http://www.huksam.hacettepe.edu.tr/Turkce/SayfaDosya/gorme_engelli_kadina_siddet.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015)

49

asansör olduğu görülmekte, ancak bu asansörde de sesli uyar sisteminin bulunmad ğ anlaş lmaktad r. Beyaz baston kullanan görme engelli kişilerin mekan içinde bağ ms z hareket edebilmelerine yard mc olan hissedilebilir zemin uygulamas n n da ŞÖNİM’lerin sadece yar s nda mevcut olduğu görülmektedir. Bu veriler düşünüldüğünde merkez binalar n n görme engelli kad nlar için yeterince erişilebilir olmad ğ ortaya ç kmaktad r. Binalar n kent içindeki ulaş labilirliği de yine görme engelli kişiler için sorgulanmas gereken önemli bir detayd r.

Bilgiye erişim bağlam nda da merkezlerin internet sitelerinin ve ihbar hatlar n n görme engelli kişilerin kullan m na uygun altyap ya sahip olup olmad ğ sorgulanm şt r. Bilgi veren tüm ŞÖNİM’ler il baz nda kurulan ŞÖNİM’e ait internet sitesi olmad ğ n bildirmiştir. Ancak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ taraf ndan kurulmuş ve içeriğinde ŞÖNİM’lere ait bilgilerin bulunduğu resmi bir site mevcuttur (http://www.koza.gov.tr). Dikkatlice incelendiğinde bir tak m içerik sorunlar na rağmen (ŞÖNİM adreslerinin tamam sitede yer almamaktad r ve yay nlar k sm nda hiçbir yay na erişilememektedir) sitenin görme engelli kullan c lar için oldukça erişilebilir olduğu görülmektedir.

Merkezlere başvuran zihinsel engelli kad nlar n durumuna bakt ğ m zda ise toplam 69 başvuru içinde sadece 8 başvurunun zihinsel engelli kad nlara ait olduğu görülmektedir. Zihinsel engelli kad nlar ne yaz k ki şiddet vakalar nda en korunmas z gruptur. Çoğu zihinsel engelli kad n şiddete uğrad ğ n üçüncü kişilere aktaramamakta baz durumlarda ise bu kad nlar şiddete uğrad klar n bile anlayamamaktad r. Medya verileri incelendiğinde de zihinsel engelli kad nlar n engelli kad nlar aras nda en s k şiddete uğrayan grup olduğu ortaya ç kmaktad r. Bu noktada ŞÖNİM’lerin hizmet yap s n yeniden düşünmek gerekmektedir. Var olan yap n n şiddet gören zihinsel engelli kad nlara ulaşmakta yetersiz kald ğ ortadad r. Bu nedenle özellikle zihinsel engelli kad nlar düşünüldüğünde ŞÖNİM’lerin hizmet anlay ş merkez binalar nda başvuru bekleyen yaklaş mdan uzaklaşmal , mağdurlar hatta risk alt ndaki kişileri tespit ederek, onlara etkili hizmetler sunan bir yap ya dönüştürülmelidir.

Özetle tüm bu veriler değerlendirildiğinde, şiddet gören engelli kad nlar n ŞÖNİM’lere ulaşamad ğ ve bu merkezlerden yeterince faydalanamad klar görülmektedir. Dolay s yla, merkezlerin en k sa zamanda farkl engel gruplar ndan gelen engelli kad nlara hizmet verebilecek nitelikte dönüştürülmesi gerekmektedir. Merkezlerin fiziki erişim olanaklar n n artt r lmas ve merkezlerde çal şan personelin engelli kad nlar hakk nda eğitilmesi en öncelikli ihtiyaçlard r. ŞÖNİM’lere başvuru oran en yüksek olan psiko-sosyal engelli kad nlarla nas l çal ş lmas gerektiği hakk nda personelin nitelikli biçimde eğitilmesi şartt r. Yan s ra, ŞÖNİM’lerden hizmet alamayan ya da çok düşük düzeyde hizmet alabilen engelli kad nlar n bu hizmetlerden nas l daha iyi yararlanabileceği yönünde çal şmalar yap lmas na ihtiyaç vard r.

48

düşünüldüğünde, bu kişiler ile ŞÖNİM binalar nda ortak kullan m alanlar nda kurulan iletişimin arka plan sesleri ve gürültüler nedeniyle çok da kaliteli olamad ğ ortadad r.

Görme engelli kad nlar n ŞÖNİM’lere başvuru durumuna bak ld ğ n da ise çok çarp c bir durumla karş kal nmaktad r. Dört ilden (Bursa, Diyarbak r, Gaziantep ve Samsun) gelen veriler incelendiğinde merkezlere başvuru yapan toplam 69 kad n içinde hiç görme engelli kad n bulunmamaktad r. Bu durumda görme engelli kad nlar n şiddete uğramad ğ n düşünmek oldukça iyimser bir düşünce olacakt r. 2010 y l nda yap lan bir araşt rmada halk sağl ğ uzmanlar , Alt Nokta Körler Derneği merkezine kay tl olan 94 görme engelli kad nla görüşmüş ve bu kad nlar n %11.7’sinin aile üyeleri, eşleri veya diğer kişiler taraf ndan şiddete maruz kald ğ n tespit etmiştir. Ayn araşt rmada şiddete uğrayan kad nlar n en s k fiziksel şiddete maruz kald ğ belirtilmiştir39. Bu demek oluyor ki görme engelli kad nlar da şiddete uğramakta ancak ŞÖNİM’leri kullanmamakta ya da kullanamamaktad r.

İzleme çal şmas kapsam nda görme engelli kad nlar n merkezlere fiziksel erişimin olanaklar n anlamak için ŞÖNİM’lere şu sorular sorulmuştur:

x ŞÖNİM asansörlü bir binada bulunuyorsa, asansör içinde sesli uyar sistemi mevcut mudur?

x ŞÖNİM hizmetlerinin sunulduğu binada görme engelli bireyler için (TSE’nin TS3599/T1 ISO 23599 vb. standartlar kapsam nda) hissedilebilir zemin uygulamas yap lm ş m d r?

Bu sorulara 7 ildeki ŞÖNİM’den verilen cevaplar tabloda görülebilir:

İller Asansörde sesli uyar sistemi mevcut

mu? Hissedilebilir zemin

uygulamas yap lm m ? Evet Hay r Evet Hay r

Ankara Binada asansör bulunmamaktad r ✔ Bursa Binada asansör bulunmamaktad r ✔ Diyarbak r Binada asansör bulunmamaktad r ✔ Gaziantep ✔ ✔ Mersin Binada asansör bulunmamaktad r ✔ Samsun Binada asansör bulunmamaktad r ✔ Trabzon Binada asansör bulunmamaktad r ✔

Tablo 5: ŞÖNİM binalardaki asansör ve hissedilebilir zemin uygulamalar na ilişkin veriler

Daha önce de belirtildiği üzere bilgi elde edilen ŞÖNİM’lerin çoğu çok katl olmas na rağmen binalarda asansör bulunmamaktad r. Verilere göre sadece Gaziantep’teki ŞÖNİM binas nda

39 Bkz. Çay r, E., Sevencan, F., Uzun N, Bahar Özvar ş, Ş. (2010). Ankara’da bir derneğe kay tl görme engelli kad nlara yönelik şiddetin değerlendirilmesi. Sağl k ve Toplum 20(4), 22-27. http://www.huksam.hacettepe.edu.tr/Turkce/SayfaDosya/gorme_engelli_kadina_siddet.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015)

51

olmad ğ n söylemiştir.

x Ordu Büyükşehir Belediyesi, belediye bünyesinde konukevi ve/veya s ğ nağ n bulunmad ğ n belirtmiş, yine belediye bünyesinde sadece kad nlara ya da sadece engelli kişilere hizmet veren bir dan şma merkezinin olmad ğ n ifade etmiştir. Son olarak, engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu olmad ğ bildirilmiştir.

x Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi de kurumlar bünyesinde kad n konukevi ve

s ğ nağ n n bulunmad ğ n belirtmiş, kad n dan şma merkezinin olmad ğ n eklemiştir. Engelli dan şma merkezine ise henüz herhangi bir şiddet başvurusu olmad ğ n ifade etmiştir.

x Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ise kurumlar bünyesinde kad n konukevi ve

s ğ nağ n n bulunmad ğ n belirtmiştir. Kad n Dan şma Merkezinin ise mevcut olduğu söylenmiştir, ancak engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu olmad ğ ifade edilmiştir. Ayr ca cevap yaz s nda, Belediye içinde Engelliler Şube Müdürlüğü’nün yeni kurulduğu, bu nedenle müdürlük bünyesinde yeterli verilerin olmad ğ belirtilmiş, ilerleyen zamanlarda sorular n yeniden sorulmas tavsiye edilmiştir.

x Antalya Büyükşehir Belediyesi diğer belediyelere k yasla ayr nt l bir cevap vermiştir.

Kurumlar bünyesinde kad n konukevi ve s ğ nağ n n bulunmad ğ n belirtmiştir. Ancak kurum bünyesinde Engelli Dan şma Merkezinin bulunduğunu ifade etmiş, 2013-2014 y llar nda hizmet alan engelli kad n say s n n da 356 olduğunu bildirmiştir. Yine belediye bünyesinde Kad n Dan şma Merkezinin olduğunu bildirmiş, ancak 2013-2014 y llar nda hizmet alan engelli kad n olmad ğ n aktarm şt r. Son olarak da Engelli Dan şma Merkezi ve Kad n Dan şma Merkezine 2013-2014 y llar nda engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu olmad ğ n belirtmiştir.

x Gaziantep Büyükşehir Belediyesi kurumlar bünyesinde 1 adet konukevinin var

olduğunu, ancak konukevinde herhangi bir engelli kad n n n kalmad ğ n belirtmiştir. Kad n Dan şma Merkezinin ise kapand ğ n bildirmiştir.

Görüldüğü üzere, izleme çal şmas kapsam nda araşt rma ekibince belediyelere standart sorular sorulmuş olmas na rağmen, cevaplar birbirinden oldukça farkl niteliktedir.

Gelen cevaplarda illerin hemen hemen hepsinde belediye bünyesinde kad n konukevinin ve/veya s ğ nağ n n bulunmad ğ bildirilmiştir. Cevap veren belediyeler aras nda sadece Bursa ve Gaziantep’te kad n konukevinin ve/veya s ğ nağ n n olduğu ortaya ç km ş, ancak bu evlerde de engelli kad nlar n kalmad ğ belirlenmiştir.

Kahramanmaraş ve Antalya’da, Kad n Dan şma Merkezlerinin olduğu belirlenmiş, ancak bu merkezlere engelli kad nlardan şimdiye kadar herhangi bir şiddet başvurusunun al nmad ğ tespit edilmiştir.

50

II- Belediyelere İli kin Veriler:

İzleme çal şmas kapsam nda 29 Büyükşehir Belediyesine (Ankara, Bursa, Mardin, Şanl urfa, Van, Trabzon, Ordu, Malatya, Kahramanmaraş, Ayd n, Bal kesir, Manisa, Denizli, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, İzmir, Antalya, Konya, Mersin, Adana, kayseri, Samsun, Gaziantep, Erzurum, Diyarbak r, Muğla) araşt rma ekibince bilgi edinme başvurusu yap lm şt r.

Bilgi edinme başvurular nda belediyelere şu sorular sorulmuştur:

1. Belediyeniz bünyesinde bulunan konukevi ve/veya s ğ nakta 2013 ve 2014 y llar nda kalan engelli kad n say s nedir, kal ş süreleri nedir?

2. Belediyeniz bünyesinde hizmet veren Engelli Dan şma Merkezi var m d r ? Varsa 2013 ve2014 y llar nda hizmet alan engelli kad n say s nedir?

3. Belediyeniz bünyesinde hizmet veren Kad n Dan şma Merkezi var m d r? 2013 ve 2014 y llar nda hizmet alan engelli kad n say s ?

4. Engelli Dan şma Merkezi ve Kad n Dan şma Merkezine 2013 ve 2014 y llar nda engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu var m d r?

İzleme çal şmas kapsam nda yap lan başvurulara 10 Büyükşehir Belediyesinden yan t al nm şt r40. ŞÖNİM’lerde olduğu gibi belediyelerden de birbirinden farkl cevaplar al nm ş, veri paylaşma sürecinin keyfi uygulamalarla ilerlediğine dair bir kanaatin izleme ekibinde oluşmas na neden olmuştur.

x Örneğin Konya Büyükşehir Belediyesi, istemiş olduğumuz bilgilerin 4982 say l Bilgi Edinme Hakk Kanunu kapsam nda olmad ğ n düşünerek isteğimizi yerine getiremeyeceğini belirtmiştir.

x Eskişehir Büyükşehir Belediyesi sorular m z ilgili birimlere yönlendirdiğini aç klayan birkaç e-posta taraf m za göndermiş, ancak en nihayetinde sorulara cevap vermemiştir.

x Manisa Büyükşehir Belediyesi bilgi edinme başvurusundaki erişilebilirlik sorular n

sadece cevaplam ş, yukar da belirtilen dört soruya yan t vermemiştir.

Yukar da belirtilen sorulara 7 Büyükşehir Belediyesinden cevap al nm ş, cevaplar n çoğunda ilgili birimin veya başvurunun olmad ğ belirtilmiştir.

x Mardin Büyükşehir Belediyesi tüm sorulara “yoktur” diyerek yan t vermiştir.

x Bursa Büyükşehir Belediyesi de tüm sorulara tek sat rda cevap vererek, Belediye bünyesindeki konukevi ve s ğ nakta 2013 ve 2014 y llar nda kalan engelli kad n

40 Belediyelerden alınan tüm cevaplar e posta yoluyla ENGKAD a iletilmiştir. Bu nedenle okuyucular için bu bölümde ilgili cevap yazılarının tarih ve sayıları belirtilememiştir.

51

olmad ğ n söylemiştir.

x Ordu Büyükşehir Belediyesi, belediye bünyesinde konukevi ve/veya s ğ nağ n bulunmad ğ n belirtmiş, yine belediye bünyesinde sadece kad nlara ya da sadece engelli kişilere hizmet veren bir dan şma merkezinin olmad ğ n ifade etmiştir. Son olarak, engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu olmad ğ bildirilmiştir.

x Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi de kurumlar bünyesinde kad n konukevi ve

s ğ nağ n n bulunmad ğ n belirtmiş, kad n dan şma merkezinin olmad ğ n eklemiştir. Engelli dan şma merkezine ise henüz herhangi bir şiddet başvurusu olmad ğ n ifade etmiştir.

x Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ise kurumlar bünyesinde kad n konukevi ve

s ğ nağ n n bulunmad ğ n belirtmiştir. Kad n Dan şma Merkezinin ise mevcut olduğu söylenmiştir, ancak engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu olmad ğ ifade edilmiştir. Ayr ca cevap yaz s nda, Belediye içinde Engelliler Şube Müdürlüğü’nün yeni kurulduğu, bu nedenle müdürlük bünyesinde yeterli verilerin olmad ğ belirtilmiş, ilerleyen zamanlarda sorular n yeniden sorulmas tavsiye edilmiştir.

x Antalya Büyükşehir Belediyesi diğer belediyelere k yasla ayr nt l bir cevap vermiştir.

Kurumlar bünyesinde kad n konukevi ve s ğ nağ n n bulunmad ğ n belirtmiştir. Ancak kurum bünyesinde Engelli Dan şma Merkezinin bulunduğunu ifade etmiş, 2013-2014 y llar nda hizmet alan engelli kad n say s n n da 356 olduğunu bildirmiştir. Yine belediye bünyesinde Kad n Dan şma Merkezinin olduğunu bildirmiş, ancak 2013-2014 y llar nda hizmet alan engelli kad n olmad ğ n aktarm şt r. Son olarak da Engelli Dan şma Merkezi ve Kad n Dan şma Merkezine 2013-2014 y llar nda engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu olmad ğ n belirtmiştir.

x Gaziantep Büyükşehir Belediyesi kurumlar bünyesinde 1 adet konukevinin var

olduğunu, ancak konukevinde herhangi bir engelli kad n n n kalmad ğ n belirtmiştir. Kad n Dan şma Merkezinin ise kapand ğ n bildirmiştir.

Görüldüğü üzere, izleme çal şmas kapsam nda araşt rma ekibince belediyelere standart sorular sorulmuş olmas na rağmen, cevaplar birbirinden oldukça farkl niteliktedir.

Gelen cevaplarda illerin hemen hemen hepsinde belediye bünyesinde kad n konukevinin ve/veya s ğ nağ n n bulunmad ğ bildirilmiştir. Cevap veren belediyeler aras nda sadece Bursa ve Gaziantep’te kad n konukevinin ve/veya s ğ nağ n n olduğu ortaya ç km ş, ancak bu evlerde de engelli kad nlar n kalmad ğ belirlenmiştir.

Kahramanmaraş ve Antalya’da, Kad n Dan şma Merkezlerinin olduğu belirlenmiş, ancak bu merkezlere engelli kad nlardan şimdiye kadar herhangi bir şiddet başvurusunun al nmad ğ tespit edilmiştir.

50

II- Belediyelere İli kin Veriler:

İzleme çal şmas kapsam nda 29 Büyükşehir Belediyesine (Ankara, Bursa, Mardin, Şanl urfa, Van, Trabzon, Ordu, Malatya, Kahramanmaraş, Ayd n, Bal kesir, Manisa, Denizli, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, İzmir, Antalya, Konya, Mersin, Adana, kayseri, Samsun, Gaziantep, Erzurum, Diyarbak r, Muğla) araşt rma ekibince bilgi edinme başvurusu yap lm şt r.

Bilgi edinme başvurular nda belediyelere şu sorular sorulmuştur:

1. Belediyeniz bünyesinde bulunan konukevi ve/veya s ğ nakta 2013 ve 2014 y llar nda kalan engelli kad n say s nedir, kal ş süreleri nedir?

2. Belediyeniz bünyesinde hizmet veren Engelli Dan şma Merkezi var m d r ? Varsa 2013 ve2014 y llar nda hizmet alan engelli kad n say s nedir?

3. Belediyeniz bünyesinde hizmet veren Kad n Dan şma Merkezi var m d r? 2013 ve 2014 y llar nda hizmet alan engelli kad n say s ?

4. Engelli Dan şma Merkezi ve Kad n Dan şma Merkezine 2013 ve 2014 y llar nda engelli kad nlardan gelen şiddet başvurusu var m d r?

İzleme çal şmas kapsam nda yap lan başvurulara 10 Büyükşehir Belediyesinden yan t al nm şt r40. ŞÖNİM’lerde olduğu gibi belediyelerden de birbirinden farkl cevaplar al nm ş, veri paylaşma sürecinin keyfi uygulamalarla ilerlediğine dair bir kanaatin izleme ekibinde oluşmas na neden olmuştur.

x Örneğin Konya Büyükşehir Belediyesi, istemiş olduğumuz bilgilerin 4982 say l Bilgi Edinme Hakk Kanunu kapsam nda olmad ğ n düşünerek isteğimizi yerine getiremeyeceğini belirtmiştir.

x Eskişehir Büyükşehir Belediyesi sorular m z ilgili birimlere yönlendirdiğini aç klayan birkaç e-posta taraf m za göndermiş, ancak en nihayetinde sorulara cevap vermemiştir.

x Manisa Büyükşehir Belediyesi bilgi edinme başvurusundaki erişilebilirlik sorular n

sadece cevaplam ş, yukar da belirtilen dört soruya yan t vermemiştir.

Yukar da belirtilen sorulara 7 Büyükşehir Belediyesinden cevap al nm ş, cevaplar n çoğunda ilgili birimin veya başvurunun olmad ğ belirtilmiştir.

x Mardin Büyükşehir Belediyesi tüm sorulara “yoktur” diyerek yan t vermiştir.

x Bursa Büyükşehir Belediyesi de tüm sorulara tek sat rda cevap vererek, Belediye bünyesindeki konukevi ve s ğ nakta 2013 ve 2014 y llar nda kalan engelli kad n

40 Belediyelerden alınan tüm cevaplar e posta yoluyla ENGKAD a iletilmiştir. Bu nedenle okuyucular için bu bölümde ilgili cevap yazılarının tarih ve sayıları belirtilememiştir.

53

x Alo 183 Sosyal Destek Hatt n arayan; şiddet, ihmal ve istismar mağduru kad nlar, arad klar ilde bulunan Acil Müdahale Ekibine yönlendirilerek Bakanl k hizmetlerinden yararland r ld klar belirtilmiştir. Ancak arayan kad nlar n engelli olup olmad ğ ile ilgili istatistik bilginin tutulmad ğ ifade edilmiştir.

Bilgi edinme başvurusuna Emniyet Genel Müdürlüğü’nden cevap al namam şt r. Ancak Sözcü Gazetesi’nin internet sitesinden erişilen Şubat 2014 tarihli haberinde42; İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yap lan aç klamada “155 SMS” servisinin hayata geçirilmesiyle ilgili talebin engelli vatandaşlardan s kl kla geldiği bildirilmiş, bu nedenle 1 Şubat 2014 tarihinden itibaren servisin uygulanmaya başlad ğ ifade edilmiştir. Bu servis sayesinde engelli vatandaşlar n SMS (k sa mesaj) göndermek suretiyle polise ihbar veya şikayette bulunabilecekleri belirtilmiştir.

Bilgi edinme başvurusuna Sağl k Bakanl ğ ’ndan da cevap al namam şt r. Ancak 15 May s 2015 tarihinde Show TV’de yay nlanan bir haberde Sağl k Bakanl ğ Acil Sağl k Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Osman Ar kan Nacar taraf ndan yap lan aç klamada işitme engeli olan ya da konuşma sorunu olan kişiler için 7/24 hizmet veren bir servisin hayata geçtiği belirtilmiştir43. Sağl k Bakanl ğ ve 112 Acil servisin ortak çal şmas olan bu hizmette, engelli kişilerin yaz l mesaj ya da fotoğraf göndererek, görüntülü görüşme yaparak veya sadece konum bilgisi paylaşarak ambulans hizmetinden yararlanabileceği bildirilmiştir.

İhbar hatlar n n sunduklar hizmetlere ilişkin kurumlardan al nan cevaplar ve haber kaynaklar ndan erişilen bilgiler değerlendirildiği ihbar hatlar n n hemen hemen hepsine mesaj (SMS) yoluyla erişilebildiği görülmektedir. Bu durum engelli erişimi ad na oldukça önemli bir gelişmedir. Sağlanan hizmetlerin sürdürülebilir olmas için işleyişteki eksiklerinin tespit edilerek düzenli olarak giderilmesi ve farkl engel türlerinin ihtiyaçlar na göre aral klarla sistemin revize edilmesi şartt r. Bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmesini ENGKAD olarak ilgili kurumlardan talep etmekteyiz.

Ayr ca Jandarma Genel Komutanl ğ ’ndan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’ndan al nan bilgilerde görüldüğü üzere kurumlar ihbar başvurular nda engelli kad n odakl veri toplamamaktad r. Oysa ki Türkiye’nin de taraf olduğu BM Engelli Haklar Sözleşmesi’ne göre taraf devletler engellilik konusuna duyarl veri toplama sistemleri geliştirmelidir. Bu nedenle ilgili kurumlar n başvuru sistemlerin engellilik konusuna duyarl olmas engelli vatandaşlar n maruz kald klar vakalar n tespitini kolaylaşt racak, ilgili hizmetlerin kapsaml biçimde sunulmas n sağlayacakt r.

42 Bkz. “155 SMS” ihbar hatt . Sözcü Gazetesi (Haber tarihi: 11.02.2014). http://www.sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/155-sms-ihbar-hatti-455438/ (erişim tarihi: 02.06.2015) 43 Bkz. Engelsiz 112 hizmete giriyor. Show TV (Haber tarihi: 15.05.2014). https://www.youtube.com/watch?v=3h1Y_NsbmPQ (erişim tarihi: 02.06.2015)

52

Tekirdağ ve Antalya’da, Engelli Dan şma Merkezlerinin olduğu bildirilmiş, ancak engelli kad nlardan şiddet başvuru al nmad ğ ifade edilmiştir. Öte yandan, Antalya Büyükşehir Belediyesinin bu merkezde önemli say da engelli kad na hizmet verdiği ortaya ç km şt r.

Tüm bu veriler değerlendirildiğinde, farkl illerde şiddet gören kad nlara belediyeler bünyesinde hizmet verecek mekanizmalar n oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Belediyelerin en k sa zamanda ilgili önlemleri almas ve kad nlara daha iyi koşullarda hizmet sunmas taleplerimizden biridir.

III-Acil ihbar/destek hatlar na ili kin edinilen bilgiler:

Acil ihbar ve destek hatlar n n engelli bireyler için erişilebilir olmas çok kritik derecede önemlidir. Bu nedenle izleme çal şmas kapsam nda ihbar hatlar na ilişkin bilgi almak amac yla Emniyet Genel Müdürlüğü’ne, Jandarma Genel Komutanl ğ ’na, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’na ve Sağl k Bakanl ğ ’na bilgi edinme başvurular yap lm şt r. Bilgi edinme başvurusunda, ihbar hatlar n n farkl engel türlerine sahip engelli kişiler için erişilebilirlik durumu sorgulanm ş, ihbar hatt na engelli kad nlardan gelen başvuru say s öğrenilmek istenmiştir. Başvurulara; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’ndan ve Jandarma Genel Komutanl ğ ’ndan cevap al nm şt r.

Jandarma Genel Komutanl ğ ’ndan gelen cevapta;

x Vatandaşlar n ihbar, şikâyet ve yard m taleplerinin 156 Jandarma İmdat hatt üzerinden al nd ğ n , işitme ve dil-konuşma engeli bulunan vatandaşlar n da ihbar, şikâyet ve acil yard m çağr lar n 156 Jandarma İmdat Sistemine k sa mesaj (SMS) ile iletebilmelerini sağlamak maksad yla, “Engelsiz Jandarma İmdat Projesi” çal şmalar n n devam etmekte olduğu bildirilmiştir.41

x Jandarma sorumluluk bölgesinde meydana gelen aile içi şiddet ve kad na yönelik şiddet olaylar ndaki mağdur kad nlar n sağl k durumlar na ve engellerine ilişkin bilgilerin bilgi sistemlerine kay t edilmediğini belirtilmiştir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’ndan gelen cevapta ise;

x Alo 183 Sosyal Destek Hatt n 0553 560 41 44 nolu telefonu 3G üzerinden görüntülü görüşme ile arayan işitme engelli vatandaşlar n talepleri, çağr merkezinde görevli işaret dili bilen personel taraf ndan cevapland r larak çözüme kavuşturulduğu belirtilmiştir. Ayr ca vatandaşlar n ad-soyad, T.C. no ve hangi ilden arad klar yla ilgili bilgilerini yazarak ve taleplerini ifade ederek 183 veya 144 nolu ihbar hatlar na ücretsiz mesaj gönderdiklerinde, çağr merkezinde görev yapan personellerin mesaj veya sesli-görüntülü yan t sistemi ile kişiye geri dönüş yapmakta olduğu bildirilmiştir.

41 İzleme çal şmas n n yürütüldüğü proje süresince zaman s n rl l ğ nedeniyle “Engelsiz Jandarma İmdat Projesi”nin kapsam na ilişkin Jandarma Genel Komutanl ğ ’na yeni bir bilgi edinme başvurusu yap lamam ş, projeye ilişkin herhangi bir bilgiye internette rastlanamam şt r.

53

x Alo 183 Sosyal Destek Hatt n arayan; şiddet, ihmal ve istismar mağduru kad nlar, arad klar ilde bulunan Acil Müdahale Ekibine yönlendirilerek Bakanl k hizmetlerinden yararland r ld klar belirtilmiştir. Ancak arayan kad nlar n engelli olup olmad ğ ile ilgili istatistik bilginin tutulmad ğ ifade edilmiştir.

Bilgi edinme başvurusuna Emniyet Genel Müdürlüğü’nden cevap al namam şt r. Ancak Sözcü Gazetesi’nin internet sitesinden erişilen Şubat 2014 tarihli haberinde42; İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yap lan aç klamada “155 SMS” servisinin hayata geçirilmesiyle ilgili talebin engelli vatandaşlardan s kl kla geldiği bildirilmiş, bu nedenle 1 Şubat 2014 tarihinden itibaren servisin uygulanmaya başlad ğ ifade edilmiştir. Bu servis sayesinde engelli vatandaşlar n SMS (k sa mesaj) göndermek suretiyle polise ihbar veya şikayette bulunabilecekleri belirtilmiştir.

Bilgi edinme başvurusuna Sağl k Bakanl ğ ’ndan da cevap al namam şt r. Ancak 15 May s 2015 tarihinde Show TV’de yay nlanan bir haberde Sağl k Bakanl ğ Acil Sağl k Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Osman Ar kan Nacar taraf ndan yap lan aç klamada işitme engeli olan ya da konuşma sorunu olan kişiler için 7/24 hizmet veren bir servisin hayata geçtiği belirtilmiştir43. Sağl k Bakanl ğ ve 112 Acil servisin ortak çal şmas olan bu hizmette, engelli kişilerin yaz l mesaj ya da fotoğraf göndererek, görüntülü görüşme yaparak veya sadece konum bilgisi paylaşarak ambulans hizmetinden yararlanabileceği bildirilmiştir.

İhbar hatlar n n sunduklar hizmetlere ilişkin kurumlardan al nan cevaplar ve haber kaynaklar ndan erişilen bilgiler değerlendirildiği ihbar hatlar n n hemen hemen hepsine mesaj (SMS) yoluyla erişilebildiği görülmektedir. Bu durum engelli erişimi ad na oldukça önemli bir gelişmedir. Sağlanan hizmetlerin sürdürülebilir olmas için işleyişteki eksiklerinin tespit edilerek düzenli olarak giderilmesi ve farkl engel türlerinin ihtiyaçlar na göre aral klarla sistemin revize edilmesi şartt r. Bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmesini ENGKAD olarak ilgili kurumlardan talep etmekteyiz.

Ayr ca Jandarma Genel Komutanl ğ ’ndan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’ndan al nan bilgilerde görüldüğü üzere kurumlar ihbar başvurular nda engelli kad n odakl veri toplamamaktad r. Oysa ki Türkiye’nin de taraf olduğu BM Engelli Haklar Sözleşmesi’ne göre taraf devletler engellilik konusuna duyarl veri toplama sistemleri geliştirmelidir. Bu nedenle ilgili kurumlar n başvuru sistemlerin engellilik konusuna duyarl olmas engelli vatandaşlar n maruz kald klar vakalar n tespitini kolaylaşt racak, ilgili hizmetlerin kapsaml biçimde sunulmas n sağlayacakt r.

42 Bkz. “155 SMS” ihbar hatt . Sözcü Gazetesi (Haber tarihi: 11.02.2014). http://www.sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/155-sms-ihbar-hatti-455438/ (erişim tarihi: 02.06.2015) 43 Bkz. Engelsiz 112 hizmete giriyor. Show TV (Haber tarihi: 15.05.2014). https://www.youtube.com/watch?v=3h1Y_NsbmPQ (erişim tarihi: 02.06.2015)

52

Tekirdağ ve Antalya’da, Engelli Dan şma Merkezlerinin olduğu bildirilmiş, ancak engelli kad nlardan şiddet başvuru al nmad ğ ifade edilmiştir. Öte yandan, Antalya Büyükşehir Belediyesinin bu merkezde önemli say da engelli kad na hizmet verdiği ortaya ç km şt r.

Tüm bu veriler değerlendirildiğinde, farkl illerde şiddet gören kad nlara belediyeler bünyesinde hizmet verecek mekanizmalar n oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Belediyelerin en k sa zamanda ilgili önlemleri almas ve kad nlara daha iyi koşullarda hizmet sunmas taleplerimizden biridir.

III-Acil ihbar/destek hatlar na ili kin edinilen bilgiler:

Acil ihbar ve destek hatlar n n engelli bireyler için erişilebilir olmas çok kritik derecede önemlidir. Bu nedenle izleme çal şmas kapsam nda ihbar hatlar na ilişkin bilgi almak amac yla Emniyet Genel Müdürlüğü’ne, Jandarma Genel Komutanl ğ ’na, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’na ve Sağl k Bakanl ğ ’na bilgi edinme başvurular yap lm şt r. Bilgi edinme başvurusunda, ihbar hatlar n n farkl engel türlerine sahip engelli kişiler için erişilebilirlik durumu sorgulanm ş, ihbar hatt na engelli kad nlardan gelen başvuru say s öğrenilmek istenmiştir. Başvurulara; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’ndan ve Jandarma Genel Komutanl ğ ’ndan cevap al nm şt r.

Jandarma Genel Komutanl ğ ’ndan gelen cevapta;

x Vatandaşlar n ihbar, şikâyet ve yard m taleplerinin 156 Jandarma İmdat hatt üzerinden al nd ğ n , işitme ve dil-konuşma engeli bulunan vatandaşlar n da ihbar, şikâyet ve acil yard m çağr lar n 156 Jandarma İmdat Sistemine k sa mesaj (SMS) ile iletebilmelerini sağlamak maksad yla, “Engelsiz Jandarma İmdat Projesi” çal şmalar n n devam etmekte olduğu bildirilmiştir.41

x Jandarma sorumluluk bölgesinde meydana gelen aile içi şiddet ve kad na yönelik şiddet olaylar ndaki mağdur kad nlar n sağl k durumlar na ve engellerine ilişkin bilgilerin bilgi sistemlerine kay t edilmediğini belirtilmiştir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl ğ ’ndan gelen cevapta ise;

x Alo 183 Sosyal Destek Hatt n 0553 560 41 44 nolu telefonu 3G üzerinden görüntülü görüşme ile arayan işitme engelli vatandaşlar n talepleri, çağr merkezinde görevli işaret dili bilen personel taraf ndan cevapland r larak çözüme kavuşturulduğu belirtilmiştir. Ayr ca vatandaşlar n ad-soyad, T.C. no ve hangi ilden arad klar yla ilgili bilgilerini yazarak ve taleplerini ifade ederek 183 veya 144 nolu ihbar hatlar na ücretsiz mesaj gönderdiklerinde, çağr merkezinde görev yapan personellerin mesaj veya sesli-görüntülü yan t sistemi ile kişiye geri dönüş yapmakta olduğu bildirilmiştir.

41 İzleme çal şmas n n yürütüldüğü proje süresince zaman s n rl l ğ nedeniyle “Engelsiz Jandarma İmdat Projesi”nin kapsam na ilişkin Jandarma Genel Komutanl ğ ’na yeni bir bilgi edinme başvurusu yap lamam ş, projeye ilişkin herhangi bir bilgiye internette rastlanamam şt r.

55

Tüm bu veriler değerlendirildiğinde TİHK’in engelli kişiler için yeterince erişilebilir bir kurum olmad ğ ortaya ç kmaktad r. Kuruma başvuru sürecinin kolaylaşt r lmas , başvuru yapacak engelli kişilere destek hizmetlerin sağlanmas , kurum binas n n gerekli fiziksel düzenlemelerle erişilebilir k l nmas ve kurum personelinin engelli haklar konusunda eğitilmesi kurumun engelli kişilerle etkileşimini artt racak, engelli kişilerin kurumdan daha çok yararlanmalar na olanak sağlayacakt r.

V-Milli E itim Bakanl ’na ili kin edinilen bilgiler:

Türkiye’deki engelli bireylere ilişkin devlet taraf ndan yap lan en son istatistiki veri toplama çal şmas Başbakanl k Türkiye İstatistik Kurumu Başkanl ğ ve Başbakanl k Özürlüler İdaresi Başkanl ğ 'n n işbirliği ile 2002’de yay nlanan “Türkiye Özürlüler Araşt rmas ”d r44.

Tabloda da görülebileceği üzere çal şman n sonuçlar na göre, engelli nüfusun üçte biri ne yaz k ki okuma yazma bilmemektedir (%36.37). Engelli kad nlar eğitime erişim olanaklar söz konusu olduğunda eğitimin her kademesinde engelli erkeklerin dahi gerisinde kalmaktad r. K rsalda yaşayan engelli bireyler kentlerde yaşayan engelli bireylere göre eğitim olanağ na çok daha az oranda erişebilmektedir. Bunun yan s ra, k rsal ve kent, erkek ve kad n ayr m olmaks z n her grup için eğitimin seviyesi artt kça bireylerin eğitim olanaklar na erişim oran maalesef düşmektedir. Dolay s yla bu veriler ş ğ nda, k rsalda yaşayan engelli kad nlar n eğitim olanaklar na erişimde önemli sorunlar yaşad ğ düşünülebilir. Yine engelli kad nlar n çoğunun yükseköğretim olanaklar na da erişiminin olmad ğ görülebilir.

Oku

ma-

yazm

a

bilm

eyen

Oku

ma-

yazm

a bi

len

Oku

ma-

yazm

a bi

len

faka

t bir

oku

l

biti

rmey

en

İlkok

ul

Ort

aoku

l vey

a de

ngi

mes

lek

okul

lar

Lise

vey

a de

ngi

mes

lek

okul

lar

Yüks

ek ö

reti

m

Türkiye 36.37 63.62 7.69 40.97 5.64 6.90 2.42

Kent 27.40 72.58 6.85 42.75 8.00 10.62 4.36

K r 46.36 54.64 8.54 39.17 3.31 3.16 0.47

Erkek 25.75 74.22 7.95 47.21 6.98 8.98 3.10

Kad n 51.26 48.74 7.32 32.22 3.78 3.97 1.45

Tablo 6: Tamamlanm ş eğitim durumuna göre engelli nüfus oran

44 Bkz. Özürlüler İdaresi Başkanl ğ . (2002). Türkiye Özürlüler Araşt rmas . http://www.tuik.gov.tr/Kitap.do?metod=KitapDetay&KT_ID=11&KITAP_ID=14 (erişim tarihi: 22.05.2015)

54

IV- Türkiye İnsan Haklar Kurumu’na ili kin edinilen bilgiler:

Türkiye İnsan Haklar Kurumu, k sa ad yla TİHK 30.06.2012 tarihinde 6332 say l kanunun resmi gazetede yay nlanmas ile kurulmuştur.

Kurumun misyonu içinde ihlal iddialar n incelemek, araşt rmak, soruşturmak ve sonuçlar n izlemek; düzenli olarak, ilgili yerlere haberli veya habersiz önleyici ve koruyucu ziyaretler gerçekleştirmek; genel ve özel raporlar yay nlamak; eğitim faaliyetlerinde bulunmak; uluslararas kuruluşlarla diyalog kurmak, bilgi paylaş m nda bulunmak ve paydaşl k geliştirmek; kamu kurumlar na öneri ve tavsiyelerde bulunmak, ortak çal şmalar yürütmek; sivil toplum kuruluşlar , kişi topluluklar ve insan haklar savunucular yla ortakl k ve diyalog kurmak bulunmaktad r.

İzleme çal şmas kapsam nda Türkiye İnsan Haklar Kurumu’na çeşitli sorular sorulmuş, engelli kad nlar n bu kurumunun başvuru mekanizmalar n kullan p kullanmad ğ tespit edilmeye çal ş lm şt r. Bu kapsamda kuruma şu iki soru yöneltilmiştir:

1. 2013-2014 y llar nda engelli kad na yönelik ayr mc l k temelli ihlal başvurusu var m ? Varsa başvuru say s nedir?

2. 2013-2014 y llar nda engelli kad na yönelik şiddet temelli ihlal başvurusu var m ? Varsa başvuru say s nedir?

TİHK taraf ndan 20.02.2015 tarihinde e-posta yoluyla ENGKAD’a gönderilen cevapta, 2013-2014 y llar nda engelli kad nlara yönelik ayr mc l k ya da şiddet temelli herhangi bir ihlal başvurusunun al nmad ğ belirtilmiştir. Kurumun oldukça yeni bir oluşum olmas henüz başvuru almamas n n nedenlerinden biri olabilir. Ancak kurumun engelli kad nlar aç s ndan erişilebilir olmas da başvurular doğru oranda etkileyecektir. Bu anlay şla TİHK’e erişilebilirlikle ilgi baz sorular sorulmuş, kurumun erişilebilirlik düzenlemeleri hakk nda bilgi edinilmeye çal ş lm şt r.

TİHK taraf ndan 20.02.2015 tarihinde verilen cevapta, kurumun fiziki olanaklar şu şekilde belirtilmiştir:

Kurum çok katl bir binada hizmet vermekte ve bina içinde bir asansör bulunmaktad r. Ancak asansörde sesli uyar sistemi bulunmamaktad r. Bina içinde hissedilebilir zemin uygulamas kullan lmamaktad r ve işitme engelliler için indüksiyon döngü-iyi duyma sistemleri kurulu değildir. Binaya erişimde rampa vb. fiziksel düzenlemeler bulunmamaktad r. Bina içinde engelli tuvaleti bulunmamaktad r. Kurum bünyesinde engellilere hizmet veren özel tertibatl (asansörlü ya da rampal ) herhangi bir araç bulunmamaktad r. Kurumun resmi internet sitesi görme ve işitme engelli kişilere hizmet verebilecek altyap da değildir.

Kurumda çal şan personelin durumuna bakt ğ m zda ise kurumda sadece bir psikoloğun çal şt ğ bildirilmekte, işaret dili bilen personel ile sosyal hizmet uzman n çal şmad ğ görülmektedir. Ayr ca kurum bünyesinde çal şan personelin “engelli haklar ” konusunda hizmet içi eğitim almad ğ bilinmektedir.

55

Tüm bu veriler değerlendirildiğinde TİHK’in engelli kişiler için yeterince erişilebilir bir kurum olmad ğ ortaya ç kmaktad r. Kuruma başvuru sürecinin kolaylaşt r lmas , başvuru yapacak engelli kişilere destek hizmetlerin sağlanmas , kurum binas n n gerekli fiziksel düzenlemelerle erişilebilir k l nmas ve kurum personelinin engelli haklar konusunda eğitilmesi kurumun engelli kişilerle etkileşimini artt racak, engelli kişilerin kurumdan daha çok yararlanmalar na olanak sağlayacakt r.

V-Milli E itim Bakanl ’na ili kin edinilen bilgiler:

Türkiye’deki engelli bireylere ilişkin devlet taraf ndan yap lan en son istatistiki veri toplama çal şmas Başbakanl k Türkiye İstatistik Kurumu Başkanl ğ ve Başbakanl k Özürlüler İdaresi Başkanl ğ 'n n işbirliği ile 2002’de yay nlanan “Türkiye Özürlüler Araşt rmas ”d r44.

Tabloda da görülebileceği üzere çal şman n sonuçlar na göre, engelli nüfusun üçte biri ne yaz k ki okuma yazma bilmemektedir (%36.37). Engelli kad nlar eğitime erişim olanaklar söz konusu olduğunda eğitimin her kademesinde engelli erkeklerin dahi gerisinde kalmaktad r. K rsalda yaşayan engelli bireyler kentlerde yaşayan engelli bireylere göre eğitim olanağ na çok daha az oranda erişebilmektedir. Bunun yan s ra, k rsal ve kent, erkek ve kad n ayr m olmaks z n her grup için eğitimin seviyesi artt kça bireylerin eğitim olanaklar na erişim oran maalesef düşmektedir. Dolay s yla bu veriler ş ğ nda, k rsalda yaşayan engelli kad nlar n eğitim olanaklar na erişimde önemli sorunlar yaşad ğ düşünülebilir. Yine engelli kad nlar n çoğunun yükseköğretim olanaklar na da erişiminin olmad ğ görülebilir.

Oku

ma-

yazm

a

bilm

eyen

Oku

ma-

yazm

a bi

len

Oku

ma-

yazm

a bi

len

faka

t bir

oku

l

biti

rmey

en

İlkok

ul

Ort

aoku

l vey

a de

ngi

mes

lek

okul

lar

Lise

vey

a de

ngi

mes

lek

okul

lar

Yüks

ek ö

reti

m

Türkiye 36.37 63.62 7.69 40.97 5.64 6.90 2.42

Kent 27.40 72.58 6.85 42.75 8.00 10.62 4.36

K r 46.36 54.64 8.54 39.17 3.31 3.16 0.47

Erkek 25.75 74.22 7.95 47.21 6.98 8.98 3.10

Kad n 51.26 48.74 7.32 32.22 3.78 3.97 1.45

Tablo 6: Tamamlanm ş eğitim durumuna göre engelli nüfus oran

44 Bkz. Özürlüler İdaresi Başkanl ğ . (2002). Türkiye Özürlüler Araşt rmas . http://www.tuik.gov.tr/Kitap.do?metod=KitapDetay&KT_ID=11&KITAP_ID=14 (erişim tarihi: 22.05.2015)

54

IV- Türkiye İnsan Haklar Kurumu’na ili kin edinilen bilgiler:

Türkiye İnsan Haklar Kurumu, k sa ad yla TİHK 30.06.2012 tarihinde 6332 say l kanunun resmi gazetede yay nlanmas ile kurulmuştur.

Kurumun misyonu içinde ihlal iddialar n incelemek, araşt rmak, soruşturmak ve sonuçlar n izlemek; düzenli olarak, ilgili yerlere haberli veya habersiz önleyici ve koruyucu ziyaretler gerçekleştirmek; genel ve özel raporlar yay nlamak; eğitim faaliyetlerinde bulunmak; uluslararas kuruluşlarla diyalog kurmak, bilgi paylaş m nda bulunmak ve paydaşl k geliştirmek; kamu kurumlar na öneri ve tavsiyelerde bulunmak, ortak çal şmalar yürütmek; sivil toplum kuruluşlar , kişi topluluklar ve insan haklar savunucular yla ortakl k ve diyalog kurmak bulunmaktad r.

İzleme çal şmas kapsam nda Türkiye İnsan Haklar Kurumu’na çeşitli sorular sorulmuş, engelli kad nlar n bu kurumunun başvuru mekanizmalar n kullan p kullanmad ğ tespit edilmeye çal ş lm şt r. Bu kapsamda kuruma şu iki soru yöneltilmiştir:

1. 2013-2014 y llar nda engelli kad na yönelik ayr mc l k temelli ihlal başvurusu var m ? Varsa başvuru say s nedir?

2. 2013-2014 y llar nda engelli kad na yönelik şiddet temelli ihlal başvurusu var m ? Varsa başvuru say s nedir?

TİHK taraf ndan 20.02.2015 tarihinde e-posta yoluyla ENGKAD’a gönderilen cevapta, 2013-2014 y llar nda engelli kad nlara yönelik ayr mc l k ya da şiddet temelli herhangi bir ihlal başvurusunun al nmad ğ belirtilmiştir. Kurumun oldukça yeni bir oluşum olmas henüz başvuru almamas n n nedenlerinden biri olabilir. Ancak kurumun engelli kad nlar aç s ndan erişilebilir olmas da başvurular doğru oranda etkileyecektir. Bu anlay şla TİHK’e erişilebilirlikle ilgi baz sorular sorulmuş, kurumun erişilebilirlik düzenlemeleri hakk nda bilgi edinilmeye çal ş lm şt r.

TİHK taraf ndan 20.02.2015 tarihinde verilen cevapta, kurumun fiziki olanaklar şu şekilde belirtilmiştir:

Kurum çok katl bir binada hizmet vermekte ve bina içinde bir asansör bulunmaktad r. Ancak asansörde sesli uyar sistemi bulunmamaktad r. Bina içinde hissedilebilir zemin uygulamas kullan lmamaktad r ve işitme engelliler için indüksiyon döngü-iyi duyma sistemleri kurulu değildir. Binaya erişimde rampa vb. fiziksel düzenlemeler bulunmamaktad r. Bina içinde engelli tuvaleti bulunmamaktad r. Kurum bünyesinde engellilere hizmet veren özel tertibatl (asansörlü ya da rampal ) herhangi bir araç bulunmamaktad r. Kurumun resmi internet sitesi görme ve işitme engelli kişilere hizmet verebilecek altyap da değildir.

Kurumda çal şan personelin durumuna bakt ğ m zda ise kurumda sadece bir psikoloğun çal şt ğ bildirilmekte, işaret dili bilen personel ile sosyal hizmet uzman n çal şmad ğ görülmektedir. Ayr ca kurum bünyesinde çal şan personelin “engelli haklar ” konusunda hizmet içi eğitim almad ğ bilinmektedir.

57

öğrencileri de dahil edilmiştir. Kaynaşt rma öğrencilerinin say s n toplam rakamdan ç kard ğ m zda 76.356 öğrencinin özel eğitim s n flar nda ya da özel eğitim okullar nda eğitim ald ğ anlaş lmaktad r. İstatistik verilerinde, 76.356 öğrencinin devam ettiği özel okul türleri ise şu şekilde s ralanm şt r: Özel eğitim anaokulu, ilkokul (görme engelliler), ilkokul (hafif düzeyde zihinsel engelliler), ilkokul (işitme engelliler), ilkokul (ortopedik engelliler), ilkokul (uyum güçlüğü olanlar), ortaokul (görme engelliler), ortaokul (hafif düzeyde zihinsel engelliler), ortaokul (işitme engelliler), ortaokul (ortopedik engelliler), ortaokul (uyum güçlüğü olanlar), meslek lisesi (işitme engelliler), meslek lisesi (ortopedik engelliler), özel eğitim uygulama merkezi (I. kademe), özel eğitim uygulama merkezi (II. kademe), özel eğitim iş uygulama merkezi (okulu), özel eğitim mesleki eğitim merkezi (görme engelliler III. kademe), özel eğitim mesleki eğitim merkezi (zihinsel engelliler III. kademe).

Ayn istatistiklere göre, örgün eğitimden 2014-2015 eğitim öğretim y l nda toplam 17 milyon 559 bin 989 öğrenci yararlan yor. 2002’de yay nlanan Türkiye Özürlüler Araşt rmas ’na göre engelli nüfusun toplam nüfus içindeki oran %12.29 olarak belirlenmiştir. Ancak eğitim istatistiklerine bak ld ğ nda engelli öğrencilerin toplam öğrenci nüfusunun sadece %1.48’ini oluşturduğu görülmektedir. Engelli öğrencilerin engelsiz akranlar yla eşit f rsatlarda eğitime erişemediği ortadad r. K z öğrenciler aç s ndan değerlendirildiğinde ise tablo daha da karamsard r. Yine istatistiklere göre, resmi okullarda eğitim gören 14 milyon 950 bin 897 öğrencinin 7 milyon 279 bin 547'sini yani yüzde 48,7'sini k z, 7 milyon 671 bin 350'sini yani yüzde 51,3'ünü erkek öğrenciler oluşturmaktad r. Engelsiz öğrencilerin say lar cinsiyet baz nda karş laşt r ld ğ nda k z ve erkek öğrenciler aras nda fark n %2.6 civar nda olduğu görülmektedir. Oysa ki kaynaşt rma öğrencilerinde k z ve erkek öğrenci oranlar k yasland ğ nda aradaki fark n %23’e ç kt ğ göze çarpmaktad r. Bu veriler göz önüne al nd ğ nda, engelli kad nlar n eğitim hakk na erişimde bir hayli dezavantajl konumda olduğu söylenebilir. 2002 y l nda yay nlanan istatistiklerde de okuma yazma bilmeyen engelli kad nlar ile engelli erkekler aras ndaki oransal fark %25 olarak hesaplanmaktad r. Aradan geçen 13 y lda, durumun engelli kad n ve k z çocuklar n n lehine değişmediği ortadad r.

Eğitim; öğrencilere birey olmalar yolunda gerekli nitelikleri kazand ran ve onlar topluma hayat na haz rlayan çok önemli olan bir süreçtir. Bu nedenle öğrencilerin azami düzeyde eğitim f rsatlar ndan yararlanmas şartt r. Engelli öğrencilerin gelişimleri düşünüldüğünde ise eğitim f rsatlar na erişmek hayati bir önem taş maktad r. Ancak öğrencilerin eğitim f rsatlar na yeterince ulaşamad ğ resmi verilerle de ortadad r. Fakat önemli bir başka gerçek de eğitim ortam na erişen engelli öğrencilerin yaşad ğ mağduriyetlerdir. Yürütülen izleme çal şmas nda okuldaki eğitim f rsat na erişen, ancak akranlar ndan ya da öğretmenlerinden gördüğü şiddet nedeniyle eğitim f rsatlar ndan yararlanamayan öğrencilere ilişkin bilgi toplanmak istenmiş ancak MEB kaynaklar ndan ilgili veriye ulaş lamam şt r.

TOHAD’ n 2014 y l nda yay nlad ğ “Mevzuattan Uygulamaya Engelli Haklar İzleme Raporu”nda 2012 ve 2013 y llar nda medyaya yans yan ve engelli öğrencilere yönelik olan 87

56

İzleme çal şmas kapsam nda Milli Eğitim Bakanl ğ ’na (MEB) engelli öğrenci verilerindeki son durma ilişkin sorgulamalar yap lm ş, engelli k z öğrencilerin maruz kald klar kötü muamele, şiddet, taciz ve istismar olaylar hakk nda bilgi talep edilmiştir. Ancak sorulara bakanl ktan cevap al namam şt r.

Bu noktada engelli öğrenci istatistiklerine, MEB taraf ndan her y l düzenli olarak yay nlanan ve erişime aç k olan resmi istatistikleri arac l ğ yla erişilmiştir. Engelli k z öğrencilerin maruz kald ğ olaylarla ilgili bilgilere ise TOHAD’ n 2014 y l nda yay nlad ğ “Mevzuattan Uygulamaya Engelli Haklar İzleme Raporu 2013” başl kl raporundaki veriler arac l ğ yla ulaş lm şt r45.

10 Nisan 2015 tarihinde yay nlanan MEB Örgün Eğitim İstatistikleri Kitab ’nda 2014-2015 eğitim öğretim y l istatistiklerine bak ld ğ nda ilgili eğitim-öğretim y l nda toplam 182.917 öğrencinin kaynaşt rma eğitimine dahil olduğu görülmektedir 46 . İlkokul , ortaokul ve ortaöğretim kademelerine ilişkin elde edilen bu verilerde engelli k z öğrencilerin kaynaşt rma uygulamalar ndan yararlanma oran engelli erkek öğrencilerin yararlanma oranlar n n çok gerisindedir. 112.557 engelli erkek öğrenci kaynaşt rma uygulamalar ndan yararlan rken buna karş l k 70.370 engelli k z öğrenci kaynaşt rma eğitiminden faydalanmaktad r. Diğer bir deyişle, engelli erkek öğrenciler neredeyse engelli k z öğrencilerin iki kat oran nda kaynaşt rma uygulamalar ndan yararlanmaktad r.

2014-2015 E itim Y l Kayna t rma E itimi Alan K z ve Erkek Ö renci Say lar

Okul Seviyesi Erkek K z Toplam

Say s Say s Oran Say s Oran

İlkokul 44.646 61,93 27.449 38,07 72.095

Ortaokul 55.063 61,26 34.834 38,75 89.887

Ortaöğretim 12.848 61,37 8.087 38,63 20.935

Genel Toplam (Say s ) 112.557 70.370 182.917

Genel Toplam (Yüzdesi) 61,53 38,47

Tablo 7: 2014-2015 eğitim öğretim y l nda kaynaşt rma eğitimi alan k z ve erkek öğrenci karş laşt rmal say lar

MEB istatistiklerine göre 2014-2015 eğitim öğretim y l nda örgün eğitimde özel eğitim hizmetlerinden faydalanan öğrenci say s toplam 259.282 kişidir. Bu rakama kaynaşt rma

45 Bkz. TOHAD Mevzuattan Uygulamaya Engelli Haklar İzleme Raporu 2013. (2014) 46 Bkz. MEB 2014-2015 Eğitim Öğretim Y l Örgün Eğitim İstatistikleri, http://sgb.meb.gov.tr/istatistik/meb_istatistikleri_orgun_egitim_2014_2015.pdf (erişim tarihi: 25.04.2015)

57

öğrencileri de dahil edilmiştir. Kaynaşt rma öğrencilerinin say s n toplam rakamdan ç kard ğ m zda 76.356 öğrencinin özel eğitim s n flar nda ya da özel eğitim okullar nda eğitim ald ğ anlaş lmaktad r. İstatistik verilerinde, 76.356 öğrencinin devam ettiği özel okul türleri ise şu şekilde s ralanm şt r: Özel eğitim anaokulu, ilkokul (görme engelliler), ilkokul (hafif düzeyde zihinsel engelliler), ilkokul (işitme engelliler), ilkokul (ortopedik engelliler), ilkokul (uyum güçlüğü olanlar), ortaokul (görme engelliler), ortaokul (hafif düzeyde zihinsel engelliler), ortaokul (işitme engelliler), ortaokul (ortopedik engelliler), ortaokul (uyum güçlüğü olanlar), meslek lisesi (işitme engelliler), meslek lisesi (ortopedik engelliler), özel eğitim uygulama merkezi (I. kademe), özel eğitim uygulama merkezi (II. kademe), özel eğitim iş uygulama merkezi (okulu), özel eğitim mesleki eğitim merkezi (görme engelliler III. kademe), özel eğitim mesleki eğitim merkezi (zihinsel engelliler III. kademe).

Ayn istatistiklere göre, örgün eğitimden 2014-2015 eğitim öğretim y l nda toplam 17 milyon 559 bin 989 öğrenci yararlan yor. 2002’de yay nlanan Türkiye Özürlüler Araşt rmas ’na göre engelli nüfusun toplam nüfus içindeki oran %12.29 olarak belirlenmiştir. Ancak eğitim istatistiklerine bak ld ğ nda engelli öğrencilerin toplam öğrenci nüfusunun sadece %1.48’ini oluşturduğu görülmektedir. Engelli öğrencilerin engelsiz akranlar yla eşit f rsatlarda eğitime erişemediği ortadad r. K z öğrenciler aç s ndan değerlendirildiğinde ise tablo daha da karamsard r. Yine istatistiklere göre, resmi okullarda eğitim gören 14 milyon 950 bin 897 öğrencinin 7 milyon 279 bin 547'sini yani yüzde 48,7'sini k z, 7 milyon 671 bin 350'sini yani yüzde 51,3'ünü erkek öğrenciler oluşturmaktad r. Engelsiz öğrencilerin say lar cinsiyet baz nda karş laşt r ld ğ nda k z ve erkek öğrenciler aras nda fark n %2.6 civar nda olduğu görülmektedir. Oysa ki kaynaşt rma öğrencilerinde k z ve erkek öğrenci oranlar k yasland ğ nda aradaki fark n %23’e ç kt ğ göze çarpmaktad r. Bu veriler göz önüne al nd ğ nda, engelli kad nlar n eğitim hakk na erişimde bir hayli dezavantajl konumda olduğu söylenebilir. 2002 y l nda yay nlanan istatistiklerde de okuma yazma bilmeyen engelli kad nlar ile engelli erkekler aras ndaki oransal fark %25 olarak hesaplanmaktad r. Aradan geçen 13 y lda, durumun engelli kad n ve k z çocuklar n n lehine değişmediği ortadad r.

Eğitim; öğrencilere birey olmalar yolunda gerekli nitelikleri kazand ran ve onlar topluma hayat na haz rlayan çok önemli olan bir süreçtir. Bu nedenle öğrencilerin azami düzeyde eğitim f rsatlar ndan yararlanmas şartt r. Engelli öğrencilerin gelişimleri düşünüldüğünde ise eğitim f rsatlar na erişmek hayati bir önem taş maktad r. Ancak öğrencilerin eğitim f rsatlar na yeterince ulaşamad ğ resmi verilerle de ortadad r. Fakat önemli bir başka gerçek de eğitim ortam na erişen engelli öğrencilerin yaşad ğ mağduriyetlerdir. Yürütülen izleme çal şmas nda okuldaki eğitim f rsat na erişen, ancak akranlar ndan ya da öğretmenlerinden gördüğü şiddet nedeniyle eğitim f rsatlar ndan yararlanamayan öğrencilere ilişkin bilgi toplanmak istenmiş ancak MEB kaynaklar ndan ilgili veriye ulaş lamam şt r.

TOHAD’ n 2014 y l nda yay nlad ğ “Mevzuattan Uygulamaya Engelli Haklar İzleme Raporu”nda 2012 ve 2013 y llar nda medyaya yans yan ve engelli öğrencilere yönelik olan 87

56

İzleme çal şmas kapsam nda Milli Eğitim Bakanl ğ ’na (MEB) engelli öğrenci verilerindeki son durma ilişkin sorgulamalar yap lm ş, engelli k z öğrencilerin maruz kald klar kötü muamele, şiddet, taciz ve istismar olaylar hakk nda bilgi talep edilmiştir. Ancak sorulara bakanl ktan cevap al namam şt r.

Bu noktada engelli öğrenci istatistiklerine, MEB taraf ndan her y l düzenli olarak yay nlanan ve erişime aç k olan resmi istatistikleri arac l ğ yla erişilmiştir. Engelli k z öğrencilerin maruz kald ğ olaylarla ilgili bilgilere ise TOHAD’ n 2014 y l nda yay nlad ğ “Mevzuattan Uygulamaya Engelli Haklar İzleme Raporu 2013” başl kl raporundaki veriler arac l ğ yla ulaş lm şt r45.

10 Nisan 2015 tarihinde yay nlanan MEB Örgün Eğitim İstatistikleri Kitab ’nda 2014-2015 eğitim öğretim y l istatistiklerine bak ld ğ nda ilgili eğitim-öğretim y l nda toplam 182.917 öğrencinin kaynaşt rma eğitimine dahil olduğu görülmektedir 46 . İlkokul , ortaokul ve ortaöğretim kademelerine ilişkin elde edilen bu verilerde engelli k z öğrencilerin kaynaşt rma uygulamalar ndan yararlanma oran engelli erkek öğrencilerin yararlanma oranlar n n çok gerisindedir. 112.557 engelli erkek öğrenci kaynaşt rma uygulamalar ndan yararlan rken buna karş l k 70.370 engelli k z öğrenci kaynaşt rma eğitiminden faydalanmaktad r. Diğer bir deyişle, engelli erkek öğrenciler neredeyse engelli k z öğrencilerin iki kat oran nda kaynaşt rma uygulamalar ndan yararlanmaktad r.

2014-2015 E itim Y l Kayna t rma E itimi Alan K z ve Erkek Ö renci Say lar

Okul Seviyesi Erkek K z Toplam

Say s Say s Oran Say s Oran

İlkokul 44.646 61,93 27.449 38,07 72.095

Ortaokul 55.063 61,26 34.834 38,75 89.887

Ortaöğretim 12.848 61,37 8.087 38,63 20.935

Genel Toplam (Say s ) 112.557 70.370 182.917

Genel Toplam (Yüzdesi) 61,53 38,47

Tablo 7: 2014-2015 eğitim öğretim y l nda kaynaşt rma eğitimi alan k z ve erkek öğrenci karş laşt rmal say lar

MEB istatistiklerine göre 2014-2015 eğitim öğretim y l nda örgün eğitimde özel eğitim hizmetlerinden faydalanan öğrenci say s toplam 259.282 kişidir. Bu rakama kaynaşt rma

45 Bkz. TOHAD Mevzuattan Uygulamaya Engelli Haklar İzleme Raporu 2013. (2014) 46 Bkz. MEB 2014-2015 Eğitim Öğretim Y l Örgün Eğitim İstatistikleri, http://sgb.meb.gov.tr/istatistik/meb_istatistikleri_orgun_egitim_2014_2015.pdf (erişim tarihi: 25.04.2015)

59

Yine medya verilerine dönecek olursak, özellikle zihinsel engelli k z öğrencilerin s kl kla mağdur edildiği ortaya ç kmaktad r. Raporda yer alan her iki haberde de engelli k z öğrencilerin öğretmenleri taraf ndan şiddete uğrad ğ görülmektedir.

Haber 1: 24.03.2013 tarihli Ayr nt l Haber Gazetesi49

Haber 2 : 23.03.2012 tarihli Taraf Gazetesi50

Bu veriler engelli k z öğrencilerin okullarda ve diğer eğitim kurumlar nda (özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi vb.) da şiddet riski alt nda olduğunu göstermektedir. Özellikle zihinsel engelli öğrenciler ya da konuşma becerileri olmayan öğrenciler düşünüldüğünde, mağdurlar n kendini ifade edemediği durumlar ortaya ç kmakta, şiddet riski katlanarak 49 A.g.e., s. 212. 50 A.g.e., s. 213.

58

ihlal haberinin var olduğu rapor edilmiştir47. İhlal türlerine bak ld ğ nda kötü muamele, taciz, tecavüz ve ölüm vakalar n n olduğu görülmektedir. Aşağ daki tabloda ihlallere ilişkin say sal veriler daha detayl incelenebilir:

E itim Alan ndaki İhlâl Çe itlerine Göre Medyada Yer Alan Haberler Say lar

Konular na Göre Haber Toplamlar İhlal Edilen Haklar

Görsel Medya Haber Say lar

Yaz l Medya Haber Say lar

2012 2013 2012 2013

Kötü Muamele 0 0 0 46 46

Taciz 0 6 4 3 13

Tecavüz 0 0 9 0 9

Ölüm (kaza, cinayet vb. sebeplerle) 0 0 18 1 19

Toplam 0 6 31 50 87

Tablo 8: Eğitim alan ndaki ihlâl çeşitlerine göre medyada yer alan haber say lar

Tablodaki veriler değerlendirildiğinde, 2013 y l nda engelli öğrencilerin en çok, kötü muameleye maruz kald klar anlaş lmakta, 2012 y l nda ise daha trajik bir sonuçla en çok ölüm vakalar n n öznesi olduklar görülmektedir. İhlal vakalar nda mağdur olan öğrencilerin cinsiyet dağ l m raporda belirtilmediği için engelli k z öğrencilerin durumuna ilişkin bu noktada özel bir değerlendirme yap lamamaktad r.

Yine ayn raporda, MEB’e yap lan bilgi edinme başvurusunda şiddet, tecavüz, cinsel istismar vb. konularda eğitim hakk n n engellenmesine yönelik yürütülen bir soruşturma olup olmad ğ n n bakanl ğa sorulduğu belirtilmiş, ancak MEB’ten bu konularda yürütülen herhangi bir soruşturma bulunmad ğ yönünde cevap al nd ğ ifade edilmiştir48.

Ayn raporda ilgili bölümdeki medya verilerine bakt ğ m zda ise mağdur olan bir öğrencinin ailesinin savc l ğa suç duyurunda bulunduğu haberde görülmektedir. Bakanl ğ n bu suç duyurusundan habersiz olduğunu düşünmek anlams z bir varsay m olacakt r. Bu durumdan anlaş lmaktad r ki, bakanl k bu vakalarla ilgili bilgi paylaşmaya s cak bakmamaktad r.

47 Bkz. TOHAD Mevzuattan Uygulamaya Engelli Haklar İzleme Raporu 2013. (2014). s.214. 48 A.g.e., s. 214.

59

Yine medya verilerine dönecek olursak, özellikle zihinsel engelli k z öğrencilerin s kl kla mağdur edildiği ortaya ç kmaktad r. Raporda yer alan her iki haberde de engelli k z öğrencilerin öğretmenleri taraf ndan şiddete uğrad ğ görülmektedir.

Haber 1: 24.03.2013 tarihli Ayr nt l Haber Gazetesi49

Haber 2 : 23.03.2012 tarihli Taraf Gazetesi50

Bu veriler engelli k z öğrencilerin okullarda ve diğer eğitim kurumlar nda (özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi vb.) da şiddet riski alt nda olduğunu göstermektedir. Özellikle zihinsel engelli öğrenciler ya da konuşma becerileri olmayan öğrenciler düşünüldüğünde, mağdurlar n kendini ifade edemediği durumlar ortaya ç kmakta, şiddet riski katlanarak 49 A.g.e., s. 212. 50 A.g.e., s. 213.

58

ihlal haberinin var olduğu rapor edilmiştir47. İhlal türlerine bak ld ğ nda kötü muamele, taciz, tecavüz ve ölüm vakalar n n olduğu görülmektedir. Aşağ daki tabloda ihlallere ilişkin say sal veriler daha detayl incelenebilir:

E itim Alan ndaki İhlâl Çe itlerine Göre Medyada Yer Alan Haberler Say lar

Konular na Göre Haber Toplamlar İhlal Edilen Haklar

Görsel Medya Haber Say lar

Yaz l Medya Haber Say lar

2012 2013 2012 2013

Kötü Muamele 0 0 0 46 46

Taciz 0 6 4 3 13

Tecavüz 0 0 9 0 9

Ölüm (kaza, cinayet vb. sebeplerle) 0 0 18 1 19

Toplam 0 6 31 50 87

Tablo 8: Eğitim alan ndaki ihlâl çeşitlerine göre medyada yer alan haber say lar

Tablodaki veriler değerlendirildiğinde, 2013 y l nda engelli öğrencilerin en çok, kötü muameleye maruz kald klar anlaş lmakta, 2012 y l nda ise daha trajik bir sonuçla en çok ölüm vakalar n n öznesi olduklar görülmektedir. İhlal vakalar nda mağdur olan öğrencilerin cinsiyet dağ l m raporda belirtilmediği için engelli k z öğrencilerin durumuna ilişkin bu noktada özel bir değerlendirme yap lamamaktad r.

Yine ayn raporda, MEB’e yap lan bilgi edinme başvurusunda şiddet, tecavüz, cinsel istismar vb. konularda eğitim hakk n n engellenmesine yönelik yürütülen bir soruşturma olup olmad ğ n n bakanl ğa sorulduğu belirtilmiş, ancak MEB’ten bu konularda yürütülen herhangi bir soruşturma bulunmad ğ yönünde cevap al nd ğ ifade edilmiştir48.

Ayn raporda ilgili bölümdeki medya verilerine bakt ğ m zda ise mağdur olan bir öğrencinin ailesinin savc l ğa suç duyurunda bulunduğu haberde görülmektedir. Bakanl ğ n bu suç duyurusundan habersiz olduğunu düşünmek anlams z bir varsay m olacakt r. Bu durumdan anlaş lmaktad r ki, bakanl k bu vakalarla ilgili bilgi paylaşmaya s cak bakmamaktad r.

47 Bkz. TOHAD Mevzuattan Uygulamaya Engelli Haklar İzleme Raporu 2013. (2014). s.214. 48 A.g.e., s. 214.

61

alanlar na ve tuvaletlere erişimde olduğu gibi baz durumlarda mahremiyetin olmay ş , engelli insanlar n istismar edilmesine ilişkin riski artt rmakta. Engelliler genellikle topluluk hayat n n bir parças olamazlar; etraf ndaki insanlar kaçmaya başlad klar nda geride b rak lma tehlikesi ile karş karş yad rlar ve ailelerinin nerede olduklar n n saptanmas na ilişkin programlara erişimleri konusunda zorluklar yaşayabilirler55.

Bu bilgilerden hareketle, izleme çal şmas kapsam nda ENGKAD Türkiye’de yaşayan engelli mülteciler hakk nda veri toplamak istemiş ve İçişleri Bakanl ğ Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bilgi edinme başvurusunda bulunmuştur.

Bilgi edinme başvurusunda şu sorular sorulmuştur:

1. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü taraf ndan engelli mülteci kad nlara ilişkin bir çal şma yürütülmekte midir?

2. Türkiye’deki mülteci kamplar ndaki engelli birey say s ve cinsiyet dağ l m nedir? 3. Kurumunuz bünyesinde çal şan personele yönelik engell haklar konulu hizmetiçi

eğitim yap lmakta m d r? Yap lmaktaysa eğer; a. eğitim içeriğinde engelli kad nlara ilişkin alt başl k bulunuyor mu? b. bu eğitim şu ana kadar kaç personele verildi? c. verilen eğitimin süresi nedir?

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü taraf ndan 12 Şubat 2015 tarihinde e-posta yoluyla taraf m za gönderilen cevapta sorular şu şekilde yan t verilmiştir:

1. Ülkemizden uluslararas koruma başvurusunda bulunan yabanc lar n iş ve işlemleri 6458 say l Yabanc lar ve Uluslararas Koruma Kanunu çerçevesinde yürütülmekte olup, söz konusu kanun kapsam nda özel ihtiyaç sahibi olarak belirtilen “Başvuru sahibi ile uluslararas koruma statü sahibi kişilerden; refakatsiz çocuk, özürlü, yaşl , hamile, beraberinde çocuğu olan yaln z anne ya da baba veya işkence, cinsel sald r ya da diğer ciddi psikolojik, bedensel ya da cinsel şiddete maruz kalm ş kişilere” hak ve hizmetlerde erişimde öncelik tan nmaktad r.

2. Bilgi Edinme Kanununun 7 inci maddesinin birinci f kras kapsam nda, söz konusu istatistiklerin ülkemizde geçici koruma kapsam nda bulunan yabanc lar n bar nd r ld ğ kamplardan sorumlu olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanl ğ ’ndan talep edilmesi uygun olacakt r56.

3. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 11/04/2014 tarihi itibariyle operasyonel hale gelmiştir. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü personeline yönelik temel eğitimler ve haz rlay c eğitimler başlat lm ş olup "engelli haklar " konulu hizmet içi eğitim faaliyeti henüz yap lmam şt r.

Verilen cevaplardan görüldüğü üzere, (şiddet gören) engelli kad n mülteciler yasa gereği hak ve hizmetlere erişimde öncelikli durumdad rlar. Ancak üçüncü sorunun cevab nda da

55 A.g.e 56 Projenin zaman s n r nedeniyle ilgili soru için Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı na tekraren başvuru yapılamamıştır.

60

artmaktad r. 2014 y l nda rastlanan bir başka haberde ise davran ş problemi olan engelli öğrenci s n fta yaln z b rak larak eğitim sistemi d ş na itilmeye çal ş lmakta, psikolojik şiddetin mağduru olmaktad r. Bu öğrencilerin mağduriyetlerini engellemek için MEB’in acilen gerekli tedbirleri almas ve ilgi denetim mekanizmalar n devreye sokmas gerekmektedir.

Haber 3 : 24.10.2014 tarihli Sabah Gazetesi Akdeniz Eki51

VI- İçi leri Bakanl Göç İdaresi Genel Müdürlü ü’nün Uygulamalar na İli kin Veriler

Türkiye, mülteciler için en önemli göç yollar ndan biridir. Yaşad klar ülkelerden özellikle Avrupa ülkelerine göç etmek isteyen mülteciler geçiş güzergah olarak Türkiye’yi kullanmakt r, hatta Uluslaras Göç Örgütü’nün yay mlad ğ raporda, Türkiye’nin Avrupa’ya geçiş için en büyük ikinci güzergâh olduğu belirtilmektedir52. Bu nedenle Türkiye önemli bir göçmen nüfusa ev sahipliği yapmaktad r.

Dünya Sağl k Örgütü’nün tahminlerine göre, dünya genelinde zorla yerlerinden edilmiş kişilerin/mültecilerin 2.3 milyon ile 3.3 milyonu engelli kişiler oluşturmaktad r. 53 54 BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre engelli mülteciler; fiziksel, cinsel ve duygusal istismara karş daha savunmas z durumda olurlar ve fazladan korunmaya ihtiyaç duyabilirler. Y kanma 51 Bkz. 24.10.2014 tarihli Sabah Gazetesi Akdeniz Eki. 52 Bkz. Marmara mültecilerin yeni göç yolu oldu. Agos Gazetesi Haber tarihi . . http .agos.com.tr tr yazi marmara multecilerin yeni goc yolu oldu erişim tarihi . .

53 BM verilerine göre 2013 y l sonunda dünya çap nda toplam 51.2 milyon kişi zorla yerlerinden edilmiş, bu say 2014 y l nda rekor seviyelere ilerleyerek sadece y l n ilk yar s nda (ilk 6 ayl k dönemde) 46.3 milyon kişiye ulaşm şt r. http://www.unhcr.org.tr/?content=611 (erişim tarihi:12.07.2015) 54 Bkz. UNHCR, http://www.unhcr.org.tr/?page=65 (erişim tarihi:02.06.2015)

61

alanlar na ve tuvaletlere erişimde olduğu gibi baz durumlarda mahremiyetin olmay ş , engelli insanlar n istismar edilmesine ilişkin riski artt rmakta. Engelliler genellikle topluluk hayat n n bir parças olamazlar; etraf ndaki insanlar kaçmaya başlad klar nda geride b rak lma tehlikesi ile karş karş yad rlar ve ailelerinin nerede olduklar n n saptanmas na ilişkin programlara erişimleri konusunda zorluklar yaşayabilirler55.

Bu bilgilerden hareketle, izleme çal şmas kapsam nda ENGKAD Türkiye’de yaşayan engelli mülteciler hakk nda veri toplamak istemiş ve İçişleri Bakanl ğ Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bilgi edinme başvurusunda bulunmuştur.

Bilgi edinme başvurusunda şu sorular sorulmuştur:

1. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü taraf ndan engelli mülteci kad nlara ilişkin bir çal şma yürütülmekte midir?

2. Türkiye’deki mülteci kamplar ndaki engelli birey say s ve cinsiyet dağ l m nedir? 3. Kurumunuz bünyesinde çal şan personele yönelik engell haklar konulu hizmetiçi

eğitim yap lmakta m d r? Yap lmaktaysa eğer; a. eğitim içeriğinde engelli kad nlara ilişkin alt başl k bulunuyor mu? b. bu eğitim şu ana kadar kaç personele verildi? c. verilen eğitimin süresi nedir?

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü taraf ndan 12 Şubat 2015 tarihinde e-posta yoluyla taraf m za gönderilen cevapta sorular şu şekilde yan t verilmiştir:

1. Ülkemizden uluslararas koruma başvurusunda bulunan yabanc lar n iş ve işlemleri 6458 say l Yabanc lar ve Uluslararas Koruma Kanunu çerçevesinde yürütülmekte olup, söz konusu kanun kapsam nda özel ihtiyaç sahibi olarak belirtilen “Başvuru sahibi ile uluslararas koruma statü sahibi kişilerden; refakatsiz çocuk, özürlü, yaşl , hamile, beraberinde çocuğu olan yaln z anne ya da baba veya işkence, cinsel sald r ya da diğer ciddi psikolojik, bedensel ya da cinsel şiddete maruz kalm ş kişilere” hak ve hizmetlerde erişimde öncelik tan nmaktad r.

2. Bilgi Edinme Kanununun 7 inci maddesinin birinci f kras kapsam nda, söz konusu istatistiklerin ülkemizde geçici koruma kapsam nda bulunan yabanc lar n bar nd r ld ğ kamplardan sorumlu olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanl ğ ’ndan talep edilmesi uygun olacakt r56.

3. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 11/04/2014 tarihi itibariyle operasyonel hale gelmiştir. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü personeline yönelik temel eğitimler ve haz rlay c eğitimler başlat lm ş olup "engelli haklar " konulu hizmet içi eğitim faaliyeti henüz yap lmam şt r.

Verilen cevaplardan görüldüğü üzere, (şiddet gören) engelli kad n mülteciler yasa gereği hak ve hizmetlere erişimde öncelikli durumdad rlar. Ancak üçüncü sorunun cevab nda da

55 A.g.e 56 Projenin zaman s n r nedeniyle ilgili soru için Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı na tekraren başvuru yapılamamıştır.

60

artmaktad r. 2014 y l nda rastlanan bir başka haberde ise davran ş problemi olan engelli öğrenci s n fta yaln z b rak larak eğitim sistemi d ş na itilmeye çal ş lmakta, psikolojik şiddetin mağduru olmaktad r. Bu öğrencilerin mağduriyetlerini engellemek için MEB’in acilen gerekli tedbirleri almas ve ilgi denetim mekanizmalar n devreye sokmas gerekmektedir.

Haber 3 : 24.10.2014 tarihli Sabah Gazetesi Akdeniz Eki51

VI- İçi leri Bakanl Göç İdaresi Genel Müdürlü ü’nün Uygulamalar na İli kin Veriler

Türkiye, mülteciler için en önemli göç yollar ndan biridir. Yaşad klar ülkelerden özellikle Avrupa ülkelerine göç etmek isteyen mülteciler geçiş güzergah olarak Türkiye’yi kullanmakt r, hatta Uluslaras Göç Örgütü’nün yay mlad ğ raporda, Türkiye’nin Avrupa’ya geçiş için en büyük ikinci güzergâh olduğu belirtilmektedir52. Bu nedenle Türkiye önemli bir göçmen nüfusa ev sahipliği yapmaktad r.

Dünya Sağl k Örgütü’nün tahminlerine göre, dünya genelinde zorla yerlerinden edilmiş kişilerin/mültecilerin 2.3 milyon ile 3.3 milyonu engelli kişiler oluşturmaktad r. 53 54 BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre engelli mülteciler; fiziksel, cinsel ve duygusal istismara karş daha savunmas z durumda olurlar ve fazladan korunmaya ihtiyaç duyabilirler. Y kanma 51 Bkz. 24.10.2014 tarihli Sabah Gazetesi Akdeniz Eki. 52 Bkz. Marmara mültecilerin yeni göç yolu oldu. Agos Gazetesi Haber tarihi . . http .agos.com.tr tr yazi marmara multecilerin yeni goc yolu oldu erişim tarihi . .

53 BM verilerine göre 2013 y l sonunda dünya çap nda toplam 51.2 milyon kişi zorla yerlerinden edilmiş, bu say 2014 y l nda rekor seviyelere ilerleyerek sadece y l n ilk yar s nda (ilk 6 ayl k dönemde) 46.3 milyon kişiye ulaşm şt r. http://www.unhcr.org.tr/?content=611 (erişim tarihi:12.07.2015) 54 Bkz. UNHCR, http://www.unhcr.org.tr/?page=65 (erişim tarihi:02.06.2015)

63

3. Türkiye’de 2013-2014 y llar nda şiddet gördüğü için 155 hatt na yap lan başvurulardan kaç tanesi engelli kad nd r?

4. Türkiye’de 2013-2014 y llar nda şiddet gördüğü için yap lan başvurulardan kaç tanesi engelli kad nd r?

Adli makamlara yans m ş olan şiddet vakalar düşünülerek, adliyelerin fiziki erişimi hakk nda bilgi talep edilmiş, ceza infaz kurumlar nda kalan engelli kad nlara ilişkin sorgulamalar yap lm şt r. Bu amaçla R za Türmen taraf ndan Adalet Bakan Kenan İpek’e yöneltilen 09.03.2015 tarihli ve 36137 say l soru önergesinde şu sorular sorulmuştur59:

1. Engelli kad n tutuklu say s Ocak 2015 itibar yla nedir? 2. Engelli kad n hükümlü say s Ocak 2015 itibar yla nedir? 3. Kapal veya aç k ceza infaz kurumlar nda engelli kad n mahkumlara yönelik al nan özel

önlemler nelerdir? Kaç infaz kurumunda bu uygulama vard r? Kaç engelli kad n bu özel önlemlerden yararlanm şt r?

4. Adliyeler engelli kad nlar n erişimine fiziksel olarak uygun mudur? 5. Adliyelerin kaç tanesinde işaret dili bilen çal şan bulunmaktad r? 6. Adliyelerin kaç tanesinde levhalar Braille alfabesi ile yaz l d r? 7. Adliyelerin kaç tanesinde asansör gibi araçlarda sesli uyar sistemi vard r? 8. Türkiye’de 2013-2014 y llar nda şiddet mağduru olan engelli kad n say s nedir?

Soru önergesinde sorulan sorular izleme çal şmas n yapan araşt rma ekibi taraf ndan ilgili bakanl klara bilgi edinme başvurular yoluyla da sorulmuş ancak cevap al namam şt r.

Ortaya ç kan tabloda, ne yaz k ki 2013-2014 y llar nda şiddet gören kad nlar n say s na ilişkin bilgiye erişilememiş, adliyelerin ve karakollar n erişilebilirlik durumu tespit edilememiştir.

Ayr ca, ceza infaz kurumlar nda kalan engelli kad n tutuklu ve hükümlü say s na erişilememiş, engelli kad nlara yönelik bu kurumlarda düzenlenen özel önlemlere ilişkin bilgi elde edilememiştir. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNDOC) Ceza Adaleti El Kitaplar dizisinde yay nlanan “Özel İhtiyaçlar Olan Mahpuslara Yönelik El Kitab ”nda da belirtildiği üzere “

” Bu sebeple, ENGKAD hassas durumlar nedeniyle diğer mahpuslar n ve cezaevi personelinin kolayca hedefi haline gelebilecek bu grup hakk nda bilgi edinmek istemiş fakat gerekli bilgiye ilgili kaynaklardan erişememiştir.

59 Bkz. İzmir Milletvekili R za Türmen taraf ndan İçişleri Bakan Sebahattin Öztürk’e yöneltilen 09.03.2015 tarihli ve 36137 say l soru önergesi, http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-62534s.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015) 60 Bkz. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNDOC) Ceza Adaleti El Kitaplar dizisi, Özel ihtiyaçlar Olan Mahpuslara Yönelik El Kitab . (2009). http://www.cezaevindestk.org/belgeler/ozel_ihtiyaclara_sahip_mahpuslar_uzerine_el_kitabi.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015)

62

belirtildiği üzere ilgili birimlerde çal şan personel engelli haklar konusunda ne yaz k ki eğitimli değildir. Bu nedenle personel, ilgili kişilere haklar konusunda yeterli bilgiyi veremeyebilir, engelli kad nlar n öncelikli olmalar gereken konularda yeniden mağduriyetlere uğramalar na neden olabilirler.

VII- Soru Önergeleri:

İzleme çal şmas kapsam nda TBMM’nin 24. Yasama döneminde Ocak 2013- Ocak 2015 tarihleri aras nda milletvekilleri taraf ndan kad na yönelik şiddet ile ilgili sorulmuş soru önergeleri taranm ş ve engelli kad nlar n da konu olduğu sorular tespit edilmeye çal ş lm şt r.

2013 y l (03.01.2013 - 31.12.2013 tarihleri aras nda) içinde TBMM’de milletvekilleri taraf ndan kad na yönelik şiddet ile ilgili 102 soru önergesi sorulmuş; şiddet vakalar n n say s , koruma tedbirleri, koruma sistemlerinde çal şan personelin eğitimi, s ğ naklar n durumu gibi konularda bakanl klardan bilgi talep edilmiştir. Ne yaz k ki bu önergelerin hiçbirinde engelli kad nlara ilişkin herhangi bir bilgi sorgulanmam şt r.

Ayn şekilde, 2014 y l içinde (03.01.2014 - 22.01.2015 tarihleri aras nda) kad na yönelik şiddet ile ilgili 78 soru önergesi sorulmuş; bu önergelerin hiçbirinde engelli kad nlar n gördüğü şiddete ilişkin bilgi yine sorgulanmam şt r. Sadece, MHP Ankara Milletvekili Zühal Topçu taraf ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Ayşenur İslam’a yöneltilen 04.02.2014 tarihli ve 7/39229 say l soru önergesinde, gördüğü şiddet sonucu engelli durumuna gelen kad nlar n say lar n n ve bölgesel dağ l mlar n n sorguland ğ tespit edilmiştir57. Fakat bu soru önergesinde sorulan sorulara bakanl ğ n cevap vermediği görülmüştür.

ENGKAD’ n ilgili girişimleri sonucunda araşt rma ekibimiz taraf ndan haz rlanan soru önergelerinin baz lar CHP İzmir Milletvekili R za TÜRMEN taraf ndan mecliste ilgili bakanlara sorulmuş, ancak 7 Haziran genel seçimleri öncesi meclisin erken tatile girmesi nedeniyle sorular m za yan t al namam şt r.

Sorulan sorularda, şiddet vakalar nda ilk başvuru merkezi olan karakollar n fiziki durumu ve personel yeterliliği sorgulanm ş, 2013-2014 y llar nda şiddet gördüğü için kolluk kuvvetlerine ya da acil yard m hatt na başvuran engelli kad n say s hakk nda bilgi talep edilmiştir. Bu kapsamda, R za Türmen taraf ndan İçişleri Bakan Sebahattin Öztürk’e yöneltilen 09.03.2015 tarihli ve 36138 say l soru önergesinde şu dört soru sorulmuştur58:

1. Karakollar engelli kad nlar n erişimine fiziksel olarak uygun mudur? 2. Karakollar n kaç tanesinde işaret dili bilen memur bulunmaktad r?

57 Bkz. Ankara Milletvekili Zühal Topçu taraf ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Ayşenur İslam’a yöneltilen 04.02.2014 tarihli ve 7/39229 say l yaz l soru önergesi, http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-39229s.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015) 58 Bkz. İzmir Milletvekili R za Türmen taraf ndan İçişleri Bakan Sebahattin Öztürk’e yöneltilen 09.03.2015 tarihli ve 36138 say l soru önergesi, http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-62654s.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015)

63

3. Türkiye’de 2013-2014 y llar nda şiddet gördüğü için 155 hatt na yap lan başvurulardan kaç tanesi engelli kad nd r?

4. Türkiye’de 2013-2014 y llar nda şiddet gördüğü için yap lan başvurulardan kaç tanesi engelli kad nd r?

Adli makamlara yans m ş olan şiddet vakalar düşünülerek, adliyelerin fiziki erişimi hakk nda bilgi talep edilmiş, ceza infaz kurumlar nda kalan engelli kad nlara ilişkin sorgulamalar yap lm şt r. Bu amaçla R za Türmen taraf ndan Adalet Bakan Kenan İpek’e yöneltilen 09.03.2015 tarihli ve 36137 say l soru önergesinde şu sorular sorulmuştur59:

1. Engelli kad n tutuklu say s Ocak 2015 itibar yla nedir? 2. Engelli kad n hükümlü say s Ocak 2015 itibar yla nedir? 3. Kapal veya aç k ceza infaz kurumlar nda engelli kad n mahkumlara yönelik al nan özel

önlemler nelerdir? Kaç infaz kurumunda bu uygulama vard r? Kaç engelli kad n bu özel önlemlerden yararlanm şt r?

4. Adliyeler engelli kad nlar n erişimine fiziksel olarak uygun mudur? 5. Adliyelerin kaç tanesinde işaret dili bilen çal şan bulunmaktad r? 6. Adliyelerin kaç tanesinde levhalar Braille alfabesi ile yaz l d r? 7. Adliyelerin kaç tanesinde asansör gibi araçlarda sesli uyar sistemi vard r? 8. Türkiye’de 2013-2014 y llar nda şiddet mağduru olan engelli kad n say s nedir?

Soru önergesinde sorulan sorular izleme çal şmas n yapan araşt rma ekibi taraf ndan ilgili bakanl klara bilgi edinme başvurular yoluyla da sorulmuş ancak cevap al namam şt r.

Ortaya ç kan tabloda, ne yaz k ki 2013-2014 y llar nda şiddet gören kad nlar n say s na ilişkin bilgiye erişilememiş, adliyelerin ve karakollar n erişilebilirlik durumu tespit edilememiştir.

Ayr ca, ceza infaz kurumlar nda kalan engelli kad n tutuklu ve hükümlü say s na erişilememiş, engelli kad nlara yönelik bu kurumlarda düzenlenen özel önlemlere ilişkin bilgi elde edilememiştir. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNDOC) Ceza Adaleti El Kitaplar dizisinde yay nlanan “Özel İhtiyaçlar Olan Mahpuslara Yönelik El Kitab ”nda da belirtildiği üzere “

” Bu sebeple, ENGKAD hassas durumlar nedeniyle diğer mahpuslar n ve cezaevi personelinin kolayca hedefi haline gelebilecek bu grup hakk nda bilgi edinmek istemiş fakat gerekli bilgiye ilgili kaynaklardan erişememiştir.

59 Bkz. İzmir Milletvekili R za Türmen taraf ndan İçişleri Bakan Sebahattin Öztürk’e yöneltilen 09.03.2015 tarihli ve 36137 say l soru önergesi, http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-62534s.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015) 60 Bkz. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNDOC) Ceza Adaleti El Kitaplar dizisi, Özel ihtiyaçlar Olan Mahpuslara Yönelik El Kitab . (2009). http://www.cezaevindestk.org/belgeler/ozel_ihtiyaclara_sahip_mahpuslar_uzerine_el_kitabi.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015)

62

belirtildiği üzere ilgili birimlerde çal şan personel engelli haklar konusunda ne yaz k ki eğitimli değildir. Bu nedenle personel, ilgili kişilere haklar konusunda yeterli bilgiyi veremeyebilir, engelli kad nlar n öncelikli olmalar gereken konularda yeniden mağduriyetlere uğramalar na neden olabilirler.

VII- Soru Önergeleri:

İzleme çal şmas kapsam nda TBMM’nin 24. Yasama döneminde Ocak 2013- Ocak 2015 tarihleri aras nda milletvekilleri taraf ndan kad na yönelik şiddet ile ilgili sorulmuş soru önergeleri taranm ş ve engelli kad nlar n da konu olduğu sorular tespit edilmeye çal ş lm şt r.

2013 y l (03.01.2013 - 31.12.2013 tarihleri aras nda) içinde TBMM’de milletvekilleri taraf ndan kad na yönelik şiddet ile ilgili 102 soru önergesi sorulmuş; şiddet vakalar n n say s , koruma tedbirleri, koruma sistemlerinde çal şan personelin eğitimi, s ğ naklar n durumu gibi konularda bakanl klardan bilgi talep edilmiştir. Ne yaz k ki bu önergelerin hiçbirinde engelli kad nlara ilişkin herhangi bir bilgi sorgulanmam şt r.

Ayn şekilde, 2014 y l içinde (03.01.2014 - 22.01.2015 tarihleri aras nda) kad na yönelik şiddet ile ilgili 78 soru önergesi sorulmuş; bu önergelerin hiçbirinde engelli kad nlar n gördüğü şiddete ilişkin bilgi yine sorgulanmam şt r. Sadece, MHP Ankara Milletvekili Zühal Topçu taraf ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Ayşenur İslam’a yöneltilen 04.02.2014 tarihli ve 7/39229 say l soru önergesinde, gördüğü şiddet sonucu engelli durumuna gelen kad nlar n say lar n n ve bölgesel dağ l mlar n n sorguland ğ tespit edilmiştir57. Fakat bu soru önergesinde sorulan sorulara bakanl ğ n cevap vermediği görülmüştür.

ENGKAD’ n ilgili girişimleri sonucunda araşt rma ekibimiz taraf ndan haz rlanan soru önergelerinin baz lar CHP İzmir Milletvekili R za TÜRMEN taraf ndan mecliste ilgili bakanlara sorulmuş, ancak 7 Haziran genel seçimleri öncesi meclisin erken tatile girmesi nedeniyle sorular m za yan t al namam şt r.

Sorulan sorularda, şiddet vakalar nda ilk başvuru merkezi olan karakollar n fiziki durumu ve personel yeterliliği sorgulanm ş, 2013-2014 y llar nda şiddet gördüğü için kolluk kuvvetlerine ya da acil yard m hatt na başvuran engelli kad n say s hakk nda bilgi talep edilmiştir. Bu kapsamda, R za Türmen taraf ndan İçişleri Bakan Sebahattin Öztürk’e yöneltilen 09.03.2015 tarihli ve 36138 say l soru önergesinde şu dört soru sorulmuştur58:

1. Karakollar engelli kad nlar n erişimine fiziksel olarak uygun mudur? 2. Karakollar n kaç tanesinde işaret dili bilen memur bulunmaktad r?

57 Bkz. Ankara Milletvekili Zühal Topçu taraf ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Ayşenur İslam’a yöneltilen 04.02.2014 tarihli ve 7/39229 say l yaz l soru önergesi, http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-39229s.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015) 58 Bkz. İzmir Milletvekili R za Türmen taraf ndan İçişleri Bakan Sebahattin Öztürk’e yöneltilen 09.03.2015 tarihli ve 36138 say l soru önergesi, http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-62654s.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015)

65

b. 2013 Yaz l Medya verileri:

2013 y l verilerinde engelli kişilere yönelik 301 haber taranm ş, 242 haberde engelli kad na yönelik şiddet vakalar na rastlanm şt r. Bu 242 haber içinde, tekrar eden haberler ay kland ğ nda 43 farkl şiddet vakas n n var olduğu tespit edilmiştir.

Medya verileri detayl biçimde incelendiğinde aşağ daki tabloda yer alan sonuçlar ortaya ç kmaktad r:

Şiddet türü Haber Say s Cinsel istismar 12 Tecavüz 19 Fiziksel Şiddet 4 Fuhuşa zorlanma 8

Tablo 9: 2013 y l engelli kad na yönelik şiddet vakalar n n şiddet türü ve say s

Haberlerin içeriklerine bakt ğ m zda ise, zihinsel engelli kad nlara yap lan toplu tecavüzler ülke genelinde s kl kla karş laş lan haberlerdir. Kendini ifade edemeyecek durumda olan işitme engelli kad nlar, zihinsel engelli kad nlar ve konuşmakta zorluk çeken kad nlar, tecavüz haberlerinde mağdur olduklar ortaya ç kan temel gruplard r.

Kad nlar n özellikle tecavüz vakalar ndan sonra hamile kalmas ve mahkeme karar ile çocuklar n n al nmas yine haberlerde s kl kla rastlanan durumlardan biridir. Aşağ daki haberde de görüleceği üzere, işitme engelli kad n 10 kişinin toplu tecavüzüne uğram ş, tecavüz sonras hamile kald ğ bebeği mahkeme karar ile al nm şt r. Bu noktada, BM EHS’nin 17. maddesinde öngörülen kişisel bütünlüğün korunmas ilkesinin hiçe say ld ğ , engelli kad nlar n beden bütünlüğünün korunmad ğ hatta farkl kişi ve kurumlar taraf ndan yine yeni yeniden ihlal edildiği ortaya ç kmaktad r.

64

VIII- Medya Verilerinin Analizi:

İzleme çal şmas kapsam nda 2013 ve 2014 y llar nda yaz l ve görsel bas na yans yan haberler taranm ş, engelli kad nlar n şiddet mağduru olduğu haberler ortaya ç kar larak engelli kad nlar n uğrad k şiddet ile ilgili bir genel tablo oluşturulmaya çal ş lm şt r. Medya verileri profesyonel medya tarama sistemi kullan larak TOHAD desteği ile elde edilmiştir.

a. 2013 Görsel Medya Verileri:

2013 y l verileri incelendiğinde, y l boyunca görsel bas nda engelli kad nlara yönelik şiddet vakalar n konu edinen 12 haberin yer ald ğ tespit edilmiştir. Bu haberlerin dokuz tanesinde farkl yaşlardaki zihinsel engelli kad nlar n maruz kald klar cinsel şiddete ilişkin bilgi verilmiştir. Diğer haberlerde ise bedensel engelli kad nlar ile yaşl engelli kad nlar n uğrad klar fiziksel şiddete değinilmiştir.

Haberlerin detay incelendiğinde çarp c bir durumla karş karş ya kal nmaktad r. Çünkü tespit edilen haberlerde yer alan şiddet vakalar n n yar s ; bak m evi, huzur evi ve yat l rehabilitasyon merkezi gibi kapal kurumlarda gerçekleşmiştir. Kapal kurumlar n engelli kişiler için şiddet ürettiği zaten farkl raporlardan da bilinen bir gerçektir61, ancak ortaya ç kan haberlere ve yaz lan raporlara rağmen şiddetin kurumlarda hala engellenemiyor olmas kurumlar n yeterince denetlenemediğini göstermektedir. Ayr ca baz vakalarda, mağdurlar d şar da uğrad klar şiddet nedeniyle devlet korumas alt na al n p, kurumlara yerleştirilebiliyorlar. Bu durumda şiddet üretilen bir kuruma yerleştirilen mağdur, sadece şiddet ortam n değiştirmiş olacak, ne yaz k ki şiddete uğramaktan kaç namayacakt r. Üstelik şiddete uğrad ğ biline mağdur şiddet ortam nda daha fazla şiddete maruz kalma riski ile de karş karş yad r.

Oysa ki BM EHS’nin 16. maddesi, taraf devletleri sömürünün, şiddetin ve istismar n her biçimini önlemek için engellilere hizmet etmeye yönelik tüm tesislerin ve programlar n bağ ms z merciler taraf ndan etkin bir şekilde denetlenmesini sağlamas için yükümlü k lar. Ayr ca BM EHS’nin 33.maddesi, ulusal uygulama ve denetim başl ğ alt nda taraf devletleri başta engelliler ve onlar temsil eden kuruluşlar olmak üzere sivil toplumun denetim sürecine tam kat l m n sağlamaya davet eder. Bu noktada kapal kurumlar n denetiminde sivil örgütlerin kamu kurumlar ile işbirliği yapmas , kurumlar aras işbirliğini güçlendirecek, kapal kurumlar n daha şeffaf bir yap yla çal şmalar n sağlayarak şiddet vakalar n n önüne geçilecektir. Bu noktada ENGKAD üstüne düşen sorumluluğu almaya her zaman haz rd r.

61 Bkz. Behind Closed Doors Human rights abuses in the psychiatric facilities orphanages and rehabilitation centers of Turkey . Mental Disability Rights International. http .driadvocacy.org p content uploads turkey final .pdf erişim tarihi . .

65

b. 2013 Yaz l Medya verileri:

2013 y l verilerinde engelli kişilere yönelik 301 haber taranm ş, 242 haberde engelli kad na yönelik şiddet vakalar na rastlanm şt r. Bu 242 haber içinde, tekrar eden haberler ay kland ğ nda 43 farkl şiddet vakas n n var olduğu tespit edilmiştir.

Medya verileri detayl biçimde incelendiğinde aşağ daki tabloda yer alan sonuçlar ortaya ç kmaktad r:

Şiddet türü Haber Say s Cinsel istismar 12 Tecavüz 19 Fiziksel Şiddet 4 Fuhuşa zorlanma 8

Tablo 9: 2013 y l engelli kad na yönelik şiddet vakalar n n şiddet türü ve say s

Haberlerin içeriklerine bakt ğ m zda ise, zihinsel engelli kad nlara yap lan toplu tecavüzler ülke genelinde s kl kla karş laş lan haberlerdir. Kendini ifade edemeyecek durumda olan işitme engelli kad nlar, zihinsel engelli kad nlar ve konuşmakta zorluk çeken kad nlar, tecavüz haberlerinde mağdur olduklar ortaya ç kan temel gruplard r.

Kad nlar n özellikle tecavüz vakalar ndan sonra hamile kalmas ve mahkeme karar ile çocuklar n n al nmas yine haberlerde s kl kla rastlanan durumlardan biridir. Aşağ daki haberde de görüleceği üzere, işitme engelli kad n 10 kişinin toplu tecavüzüne uğram ş, tecavüz sonras hamile kald ğ bebeği mahkeme karar ile al nm şt r. Bu noktada, BM EHS’nin 17. maddesinde öngörülen kişisel bütünlüğün korunmas ilkesinin hiçe say ld ğ , engelli kad nlar n beden bütünlüğünün korunmad ğ hatta farkl kişi ve kurumlar taraf ndan yine yeni yeniden ihlal edildiği ortaya ç kmaktad r.

64

VIII- Medya Verilerinin Analizi:

İzleme çal şmas kapsam nda 2013 ve 2014 y llar nda yaz l ve görsel bas na yans yan haberler taranm ş, engelli kad nlar n şiddet mağduru olduğu haberler ortaya ç kar larak engelli kad nlar n uğrad k şiddet ile ilgili bir genel tablo oluşturulmaya çal ş lm şt r. Medya verileri profesyonel medya tarama sistemi kullan larak TOHAD desteği ile elde edilmiştir.

a. 2013 Görsel Medya Verileri:

2013 y l verileri incelendiğinde, y l boyunca görsel bas nda engelli kad nlara yönelik şiddet vakalar n konu edinen 12 haberin yer ald ğ tespit edilmiştir. Bu haberlerin dokuz tanesinde farkl yaşlardaki zihinsel engelli kad nlar n maruz kald klar cinsel şiddete ilişkin bilgi verilmiştir. Diğer haberlerde ise bedensel engelli kad nlar ile yaşl engelli kad nlar n uğrad klar fiziksel şiddete değinilmiştir.

Haberlerin detay incelendiğinde çarp c bir durumla karş karş ya kal nmaktad r. Çünkü tespit edilen haberlerde yer alan şiddet vakalar n n yar s ; bak m evi, huzur evi ve yat l rehabilitasyon merkezi gibi kapal kurumlarda gerçekleşmiştir. Kapal kurumlar n engelli kişiler için şiddet ürettiği zaten farkl raporlardan da bilinen bir gerçektir61, ancak ortaya ç kan haberlere ve yaz lan raporlara rağmen şiddetin kurumlarda hala engellenemiyor olmas kurumlar n yeterince denetlenemediğini göstermektedir. Ayr ca baz vakalarda, mağdurlar d şar da uğrad klar şiddet nedeniyle devlet korumas alt na al n p, kurumlara yerleştirilebiliyorlar. Bu durumda şiddet üretilen bir kuruma yerleştirilen mağdur, sadece şiddet ortam n değiştirmiş olacak, ne yaz k ki şiddete uğramaktan kaç namayacakt r. Üstelik şiddete uğrad ğ biline mağdur şiddet ortam nda daha fazla şiddete maruz kalma riski ile de karş karş yad r.

Oysa ki BM EHS’nin 16. maddesi, taraf devletleri sömürünün, şiddetin ve istismar n her biçimini önlemek için engellilere hizmet etmeye yönelik tüm tesislerin ve programlar n bağ ms z merciler taraf ndan etkin bir şekilde denetlenmesini sağlamas için yükümlü k lar. Ayr ca BM EHS’nin 33.maddesi, ulusal uygulama ve denetim başl ğ alt nda taraf devletleri başta engelliler ve onlar temsil eden kuruluşlar olmak üzere sivil toplumun denetim sürecine tam kat l m n sağlamaya davet eder. Bu noktada kapal kurumlar n denetiminde sivil örgütlerin kamu kurumlar ile işbirliği yapmas , kurumlar aras işbirliğini güçlendirecek, kapal kurumlar n daha şeffaf bir yap yla çal şmalar n sağlayarak şiddet vakalar n n önüne geçilecektir. Bu noktada ENGKAD üstüne düşen sorumluluğu almaya her zaman haz rd r.

61 Bkz. Behind Closed Doors Human rights abuses in the psychiatric facilities orphanages and rehabilitation centers of Turkey . Mental Disability Rights International. http .driadvocacy.org p content uploads turkey final .pdf erişim tarihi . .

67

Haberlerin içeriklerine bakt ğ m zda ise, Antalya’da 3 y l boyunca öz babas n n tecavüzüne uğrad ğ bildirilen zihinsel engelli genç kad n ile ilgili haber 2014 y l nda haber kaynaklar nda en çok konu edilen vakad r. Yaklaş k 40 farkl kaynakta yer alan haberde ayr ca zihinsel engelli kad n n babas n n tecavüzü sonucu doğan bebeklerinin de öldürülüp evin bahçesine gömüldüğü iddia edilmiştir. Olay, ismi gizli tutulan komşusunun polise ihbar yla ortaya ç kt .

Bu haberde de görüldüğü üzere zihinsel engelli kad nlar korunmas z yap lar nedeniyle hem ev içinde hem de ev d ş nda şiddet ve istismar n doğrudan hedefi olmakta ve bu şiddet y llar boyu sürebilmektedir. Ailenin diğer fertlerinin şiddeti uygulayan kişi taraf ndan ölümle korkutularak sindirildiği yine haberde yer alan bir başka detayd r. Dolay s yla şiddet sadece engelli kad n değil, ona yard mc olmak isteyen ancak şiddet uygulayan kişi taraf ndan bask alt na al nan ve tehdit edilen diğer kişileri de mağdur etmektedir. Bu haberde en dikkat çekici detay, olay n ailenin komşusu taraf ndan ihbar edilmesidir. Komşunun, şiddet vakas n umursamas ve polise ihbar etmesi şiddet döngüsünü k rm ş ve şiddet uygulayan kişinin cezaland r lmas n sağlam şt r. Bu noktada etraf m zdaki engelli kişilerin mağdur olabileceği durumlara hassasiyet göstermek ve gerektiği durumlarda kolluk kuvvetlerine ve adli makamlara ihbar etmek veya başvurularda bulunmak kişilerin hayat nda önemli bir mağduriyeti sonland rmam za yard m edebilir.

2014 verileri incelendiğinde, engelli kad nlar n yine bak m ve rehabilitasyon merkezinde şiddete maruz kald ğ görülmektedir. Ne yaz k ki kapal kurumlar ortaya ç kan şiddet vakalar na rağmen hala şiddet üretmeye devam etmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere kapal kurumlar n denetime aç k olmas , şiddet vakalar n önleyecek, olas bir şiddet vakas n n da çok daha kolay ortaya ç kmas na yard mc olacakt r.

Son söz olarak;

x Medya verileri incelendiğinde her yaştan ve her engel grubundan engelli kad n n şiddet uygulayanlar n hedefi olduklar görülmektedir. Ancak özellikle zihinsel engelli kad nlar n s kl kla şiddetin bilhassa da cinsel şiddetin mağduru olduklar ortaya ç kmaktad r.

x Şiddet uygulayan kişi mağdurun çoğunlukla tan d ğ bir kişi (ya da kişiler) olmakta, hatta çoğu zaman aile fertlerinden birinin bu şiddeti uygulayan kişi olduğu ortaya ç kmaktad r.

x Kapal kurumlarda kalan engelli kad nlar n şiddet riskinin çok yüksek olduğu ortadad r.

Kurumlarda karş laş lan şiddet vakalar n n detay na bakt ğ m zda, şiddet uygulayanlar n genellikle kurum personeli olduğu görülmektedir. Bu noktada kamu kurumlar n n denetim ve personel eğitimi konusunda yetersiz olduğu düşünülmektedir. Şiddet vakalar n n durumu; bu kurumlar n sivil toplumun denetime aç lmas n ve kurumlarda çal şan personelin sivil toplum işbirliği ile eğitilmesi gerekliliğini ortaya ç karmaktad r.

66

Haber: 01.02.2013 tarihli Radikal Gazetesi

Tüm bu haberler; ne yaz k ki ülke genelinde zihinsel engelli kad nlar için gerekli şiddet önleme ve koruma mekanizmalar n n olmad ğ n göstermekte, kad nlar n her an şiddete aç k biçimde yaşad klar n ortaya koymaktad r.

c. 2014 Görsel Medya Verileri:

Yap lan taramada, 2014 y l nda engelli kad nlara yönelik şiddet vakalar nda sadece 2 tane olaya rastlanm ş, bu haberler zihinsel engelli kad nlar n maruz kald ğ cinsel şiddet vakalar (tecavüz ve cinsel istismar) hakk nda bilgi vermiştir. Yirmili yaşlar nda olan genç engelli kad nlar n tan d klar kişilerin şiddetine/istismar na (baba ve komşu) uğrad klar n ortaya koymuştur.

d. 2014 Yaz l Medya Verileri:

2014 y l medya verilerine ait 893 haber taranm ş, engelli kad na karş şiddet olaylar na yönelik 25 farkl vaka bulunmuştur. Bu vakalar n hemen hemen hepsinde zihinsel engelli kad nlara yönelik cinsel şiddet olaylar söz konusudur. Vakalar n şiddet türüne göre dağ l m ise şu şekildedir:

Şiddet türü Haber Say s Cinsel istismar 8 Tecavüz 12 Fiziksel Şiddet 3 Fuhuşa zorlanma 2

Tablo 10: 2014 y l engelli kad na yönelik şiddet vakalar n n şiddet türü ve say s

67

Haberlerin içeriklerine bakt ğ m zda ise, Antalya’da 3 y l boyunca öz babas n n tecavüzüne uğrad ğ bildirilen zihinsel engelli genç kad n ile ilgili haber 2014 y l nda haber kaynaklar nda en çok konu edilen vakad r. Yaklaş k 40 farkl kaynakta yer alan haberde ayr ca zihinsel engelli kad n n babas n n tecavüzü sonucu doğan bebeklerinin de öldürülüp evin bahçesine gömüldüğü iddia edilmiştir. Olay, ismi gizli tutulan komşusunun polise ihbar yla ortaya ç kt .

Bu haberde de görüldüğü üzere zihinsel engelli kad nlar korunmas z yap lar nedeniyle hem ev içinde hem de ev d ş nda şiddet ve istismar n doğrudan hedefi olmakta ve bu şiddet y llar boyu sürebilmektedir. Ailenin diğer fertlerinin şiddeti uygulayan kişi taraf ndan ölümle korkutularak sindirildiği yine haberde yer alan bir başka detayd r. Dolay s yla şiddet sadece engelli kad n değil, ona yard mc olmak isteyen ancak şiddet uygulayan kişi taraf ndan bask alt na al nan ve tehdit edilen diğer kişileri de mağdur etmektedir. Bu haberde en dikkat çekici detay, olay n ailenin komşusu taraf ndan ihbar edilmesidir. Komşunun, şiddet vakas n umursamas ve polise ihbar etmesi şiddet döngüsünü k rm ş ve şiddet uygulayan kişinin cezaland r lmas n sağlam şt r. Bu noktada etraf m zdaki engelli kişilerin mağdur olabileceği durumlara hassasiyet göstermek ve gerektiği durumlarda kolluk kuvvetlerine ve adli makamlara ihbar etmek veya başvurularda bulunmak kişilerin hayat nda önemli bir mağduriyeti sonland rmam za yard m edebilir.

2014 verileri incelendiğinde, engelli kad nlar n yine bak m ve rehabilitasyon merkezinde şiddete maruz kald ğ görülmektedir. Ne yaz k ki kapal kurumlar ortaya ç kan şiddet vakalar na rağmen hala şiddet üretmeye devam etmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere kapal kurumlar n denetime aç k olmas , şiddet vakalar n önleyecek, olas bir şiddet vakas n n da çok daha kolay ortaya ç kmas na yard mc olacakt r.

Son söz olarak;

x Medya verileri incelendiğinde her yaştan ve her engel grubundan engelli kad n n şiddet uygulayanlar n hedefi olduklar görülmektedir. Ancak özellikle zihinsel engelli kad nlar n s kl kla şiddetin bilhassa da cinsel şiddetin mağduru olduklar ortaya ç kmaktad r.

x Şiddet uygulayan kişi mağdurun çoğunlukla tan d ğ bir kişi (ya da kişiler) olmakta, hatta çoğu zaman aile fertlerinden birinin bu şiddeti uygulayan kişi olduğu ortaya ç kmaktad r.

x Kapal kurumlarda kalan engelli kad nlar n şiddet riskinin çok yüksek olduğu ortadad r.

Kurumlarda karş laş lan şiddet vakalar n n detay na bakt ğ m zda, şiddet uygulayanlar n genellikle kurum personeli olduğu görülmektedir. Bu noktada kamu kurumlar n n denetim ve personel eğitimi konusunda yetersiz olduğu düşünülmektedir. Şiddet vakalar n n durumu; bu kurumlar n sivil toplumun denetime aç lmas n ve kurumlarda çal şan personelin sivil toplum işbirliği ile eğitilmesi gerekliliğini ortaya ç karmaktad r.

66

Haber: 01.02.2013 tarihli Radikal Gazetesi

Tüm bu haberler; ne yaz k ki ülke genelinde zihinsel engelli kad nlar için gerekli şiddet önleme ve koruma mekanizmalar n n olmad ğ n göstermekte, kad nlar n her an şiddete aç k biçimde yaşad klar n ortaya koymaktad r.

c. 2014 Görsel Medya Verileri:

Yap lan taramada, 2014 y l nda engelli kad nlara yönelik şiddet vakalar nda sadece 2 tane olaya rastlanm ş, bu haberler zihinsel engelli kad nlar n maruz kald ğ cinsel şiddet vakalar (tecavüz ve cinsel istismar) hakk nda bilgi vermiştir. Yirmili yaşlar nda olan genç engelli kad nlar n tan d klar kişilerin şiddetine/istismar na (baba ve komşu) uğrad klar n ortaya koymuştur.

d. 2014 Yaz l Medya Verileri:

2014 y l medya verilerine ait 893 haber taranm ş, engelli kad na karş şiddet olaylar na yönelik 25 farkl vaka bulunmuştur. Bu vakalar n hemen hemen hepsinde zihinsel engelli kad nlara yönelik cinsel şiddet olaylar söz konusudur. Vakalar n şiddet türüne göre dağ l m ise şu şekildedir:

Şiddet türü Haber Say s Cinsel istismar 8 Tecavüz 12 Fiziksel Şiddet 3 Fuhuşa zorlanma 2

Tablo 10: 2014 y l engelli kad na yönelik şiddet vakalar n n şiddet türü ve say s

69

BEŞİNCİ BÖLÜM

İZLEME ÇALIŞMASINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR

x İzleme çal şmas kapsam nda şiddet vakalar ile ilgili bildirimler yap labilmesi için “Google Formlar” program kullan larak ihlal bildirim formlar haz rlanm şt r. Formlar, ENGKAD internet sitesi (http://www.engellikadin.com) üzerinde erişilebilir hale getirilmiş ve ayr ca engelli kad nlar n dahil olduğu sivil örgütlere e-posta yoluyla iletilmiştir. Ancak bu formlara çok s n rl say da kişiden cevap al nm ş, al nan cevaplarda izleme çal şmas kapsam nda değerlendirme yapmak için anlaml bir veri bütününe ulaş lamam şt r. Böylece engelli kad nlar n bilgisayar ve internet kullan m oran n n oldukça az olduğu yeniden görülmüş, engelli kad nlara erişmek için farkl veri toplama araçlar n n gerekliliği ortaya ç km şt r.

x İhlal bildirim formlar yayg nlaşt r lmas amac yla farkl engelli örgütlerine iletilmiş, ancak bu örgütlerin yeterince desteği al namam şt r.

x İhlal bildirim formlar yayg nlaşt r lmas amac yla farkl kad n örgütlerine iletilmiş, ancak kad n örgütlerinin engelli kad nlarla temas oldukça s n rl olduğu için bu kaynaktan da yeterince veri toplanamam şt r.

x Kad nlar n çoğu ne yaz k ki şiddetin tan m n ve türlerini bilmemektedir. Atölye çal şmalar esnas nda, kad nlar n baz fiileri (tokat atmak ya da laf atmak vb.) şiddet olarak alg lamad klar , hatta bu eylemleri normalleştirdikleri görülmüştür. Öte yandan, şiddet görüp utand ğ için yaşad klar n paylaşmaktan çekinen kişiler de olmuştur. Tüm bu durum veri toplama sürecini olumsuz yönde etkilemiş, gerçek düzeyde yaşanan şiddet vakalar na ulaş lamamas na neden olmuştur.

x İzleme çal şmas nda maddi kaynaklar m z s n rl olduğu için farkl illerde yaşayan

engelli kad nlarla yüz yüze görüşmeler yap lamam şt r. Yüz yüze görüşmeler, özellikle okuma yazma bilmeyen ve/veya bilgisayar kullanamayan kad nlara erişmek için oldukça gereklidir. Medya verilerinde de görüldüğü üzere, zihinsel engelli kad nlar şiddet vakalar nda s kl kla mağdur olmaktad rlar. Yüz yüze görüşmeler, zihinsel engelli kad nlara ulaşmak için de büyük önem taş maktad r.

x Çoğunlukla kurumlar n internet siteleri görme engelli kullan c lar için erişilebilir

değildir. İnternet sitelerinde bulunan bilgi edinme başvuru linkleri de yine görme engelli kullan c lar n kullan m na uygun tasarlanmam şt r. Ayr ca başvuru linkleri, uygulamalar gereği de yeterince kullan c dostu değildir (örneğin çoğu başvuru kutusu, sorular n başka bir dokümandan kopyalan p kutu içine yap şt r lmas na izin vermemekte, kullan c lar n sorular tek tek yazmas n talep etmektedir). Araşt rma ekibimizin çoğunlukla görme engelli kişilerden oluşmas ve başvuru sistemlerinin yukar da bahsedilen sorunlu yap s , bilgi edinme başvurular n n ekip içinde eşit dağ l mla yap lamamas na neden olmuş, baz başvurular n gören ekip üyeleri taraf ndan yap lmas n zorunlu k lm şt r.

68

x Medya haberlerinde s kl kla yer alan bir diğer konu da cinsel şiddet vakalar nda verilen yarg kararlar d r. Ne yaz k ki yarg kararlar n n çoğu şiddet uygulayan kişilere takipsizlikle sonuçlanmakta ya da suçlular n tutuksuz yarg lanmak üzere serbest b rak ld ğ n ortaya koymaktad r. Aşağ daki haberde de görülebileceği üzere zihinsel engelli k z n n para karş l ğ erkeklerle zorla cinsel ilişki kurmas n sağlayan baba, yalan beyanda bulunduğu bilinmesine rağmen adli merciler taraf ndan tutuksuz yarg lanmak üzere serbest b rak lmaktad r. Bu tip uygulamalar, ne yaz k ki şiddet döngüsünün k r lmadan devam etmesine neden olmakta, engelli kad n yine yeni yeniden şiddete uğrama riski ile baş başa b rakmaktad r.

Haber: 19.07.2013 tarihli Milliyet Gazetesi

x Medya dilinin oldukça eril olmas , özellikle cinsel şiddet haberlerinin adete pornografik detaylarla süslenerek mağduru yeniden mağdur edecek biçimde sunulmas medya verilerinde s kl kla karş laş lan bir durumdur. Bu nedenle, şiddete uğrayan kad n ve k z çocuklar için yeniden bir mağduriyet yaratmamak amac yla rapor kapsam nda medya haberlerinin görüntülerine s n rl say da yer verilmiştir.

x Yine haber dilinde insan haklar odakl tan mlamalar n değil, medikal anlay ş takip eden tan mlamalar n kullan lmas (“psiko-sosyal engelli” terimi yerine “ruhsal bozukluğu olan kişi” vb. terimlerin kullan lmas ) ne yaz k ki toplum alg s n n da değişmesini engellemektedir.

69

BEŞİNCİ BÖLÜM

İZLEME ÇALIŞMASINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR

x İzleme çal şmas kapsam nda şiddet vakalar ile ilgili bildirimler yap labilmesi için “Google Formlar” program kullan larak ihlal bildirim formlar haz rlanm şt r. Formlar, ENGKAD internet sitesi (http://www.engellikadin.com) üzerinde erişilebilir hale getirilmiş ve ayr ca engelli kad nlar n dahil olduğu sivil örgütlere e-posta yoluyla iletilmiştir. Ancak bu formlara çok s n rl say da kişiden cevap al nm ş, al nan cevaplarda izleme çal şmas kapsam nda değerlendirme yapmak için anlaml bir veri bütününe ulaş lamam şt r. Böylece engelli kad nlar n bilgisayar ve internet kullan m oran n n oldukça az olduğu yeniden görülmüş, engelli kad nlara erişmek için farkl veri toplama araçlar n n gerekliliği ortaya ç km şt r.

x İhlal bildirim formlar yayg nlaşt r lmas amac yla farkl engelli örgütlerine iletilmiş, ancak bu örgütlerin yeterince desteği al namam şt r.

x İhlal bildirim formlar yayg nlaşt r lmas amac yla farkl kad n örgütlerine iletilmiş, ancak kad n örgütlerinin engelli kad nlarla temas oldukça s n rl olduğu için bu kaynaktan da yeterince veri toplanamam şt r.

x Kad nlar n çoğu ne yaz k ki şiddetin tan m n ve türlerini bilmemektedir. Atölye çal şmalar esnas nda, kad nlar n baz fiileri (tokat atmak ya da laf atmak vb.) şiddet olarak alg lamad klar , hatta bu eylemleri normalleştirdikleri görülmüştür. Öte yandan, şiddet görüp utand ğ için yaşad klar n paylaşmaktan çekinen kişiler de olmuştur. Tüm bu durum veri toplama sürecini olumsuz yönde etkilemiş, gerçek düzeyde yaşanan şiddet vakalar na ulaş lamamas na neden olmuştur.

x İzleme çal şmas nda maddi kaynaklar m z s n rl olduğu için farkl illerde yaşayan

engelli kad nlarla yüz yüze görüşmeler yap lamam şt r. Yüz yüze görüşmeler, özellikle okuma yazma bilmeyen ve/veya bilgisayar kullanamayan kad nlara erişmek için oldukça gereklidir. Medya verilerinde de görüldüğü üzere, zihinsel engelli kad nlar şiddet vakalar nda s kl kla mağdur olmaktad rlar. Yüz yüze görüşmeler, zihinsel engelli kad nlara ulaşmak için de büyük önem taş maktad r.

x Çoğunlukla kurumlar n internet siteleri görme engelli kullan c lar için erişilebilir

değildir. İnternet sitelerinde bulunan bilgi edinme başvuru linkleri de yine görme engelli kullan c lar n kullan m na uygun tasarlanmam şt r. Ayr ca başvuru linkleri, uygulamalar gereği de yeterince kullan c dostu değildir (örneğin çoğu başvuru kutusu, sorular n başka bir dokümandan kopyalan p kutu içine yap şt r lmas na izin vermemekte, kullan c lar n sorular tek tek yazmas n talep etmektedir). Araşt rma ekibimizin çoğunlukla görme engelli kişilerden oluşmas ve başvuru sistemlerinin yukar da bahsedilen sorunlu yap s , bilgi edinme başvurular n n ekip içinde eşit dağ l mla yap lamamas na neden olmuş, baz başvurular n gören ekip üyeleri taraf ndan yap lmas n zorunlu k lm şt r.

68

x Medya haberlerinde s kl kla yer alan bir diğer konu da cinsel şiddet vakalar nda verilen yarg kararlar d r. Ne yaz k ki yarg kararlar n n çoğu şiddet uygulayan kişilere takipsizlikle sonuçlanmakta ya da suçlular n tutuksuz yarg lanmak üzere serbest b rak ld ğ n ortaya koymaktad r. Aşağ daki haberde de görülebileceği üzere zihinsel engelli k z n n para karş l ğ erkeklerle zorla cinsel ilişki kurmas n sağlayan baba, yalan beyanda bulunduğu bilinmesine rağmen adli merciler taraf ndan tutuksuz yarg lanmak üzere serbest b rak lmaktad r. Bu tip uygulamalar, ne yaz k ki şiddet döngüsünün k r lmadan devam etmesine neden olmakta, engelli kad n yine yeni yeniden şiddete uğrama riski ile baş başa b rakmaktad r.

Haber: 19.07.2013 tarihli Milliyet Gazetesi

x Medya dilinin oldukça eril olmas , özellikle cinsel şiddet haberlerinin adete pornografik detaylarla süslenerek mağduru yeniden mağdur edecek biçimde sunulmas medya verilerinde s kl kla karş laş lan bir durumdur. Bu nedenle, şiddete uğrayan kad n ve k z çocuklar için yeniden bir mağduriyet yaratmamak amac yla rapor kapsam nda medya haberlerinin görüntülerine s n rl say da yer verilmiştir.

x Yine haber dilinde insan haklar odakl tan mlamalar n değil, medikal anlay ş takip eden tan mlamalar n kullan lmas (“psiko-sosyal engelli” terimi yerine “ruhsal bozukluğu olan kişi” vb. terimlerin kullan lmas ) ne yaz k ki toplum alg s n n da değişmesini engellemektedir.

71

ALTINCI BÖLÜM

SONUÇ ve ÖNERİLER

Türkiye’de engelli kad na yönelik şiddetin ortadan kald r lmas için öncelikle bu sorunun görünür k l nmas gerekmektedir.

Türkiye’de engelli kad na yönelik şiddetin toplumun her kesiminde var olduğunu göstermek, bu konuda kamuoyu bilinci ve kamu politikas oluşturulmas na katk sağlamak amac yla yapt ğ m z bu çal şma sonucunda, yap lan bilgi edinme başvurular , medya taramas , soru önergeleri ve ihlal bildirim formlar ile s n rl da olsa belgeleyebildiğimiz veriler ş ğ nda; engelli kad na yönelik şiddetin ortadan kald r lmas n n;

x Engelli kad n n şiddet ortam ndan uzaklaşt r lmas ,

x Engelli kad n n güçlendirilmesi,

x Engelli kad n n şiddetten uzak bağ ms z hayat kurmas amaçlar doğrultusunda yap lacak k sa-orta-uzun vadeli önlem ve planlamalar ile mümkün olacağ kan s nday z.

1-Engelli kad n n iddet ortam ndan uzakla t r lmas na yönelik mekanizmalar n yayg n ve eri ilebilir olmas :

Gerek mevzuat incelenirken gerekse de veriler değerlendirilirken raporun ilgili bölümlerinde defaten tekrar ettiğimiz üzere, engelli kad n n şiddet ortam ndan uzaklaşt r lmas n n ilk basamağ mutlaka erişilebilirlik sorununun çözülmesidir.

Bu sorun, ancak fiziki erişilebilirliğin yan s ra bilgiye erişilebilirliğin de sağlanmas ile çözülebilir. Çünkü; engelli kad n şiddetle mücadele mekanizmalar konusunda öncelikle bilgi sahibi olmal d r. Şiddet gördüğünde başvurabileceği yerler, haklar gibi konularda erişilebilir bilgiye sahip olmayan birçok engelli kad n için şiddet kader olmaktad r.

Kad na yönelik şiddetle mücadele mekanizmalar ile ilgili, bilgiye erişilebilirliğin sağlanmas konusunda;

x Konuya ilişkin her tür doküman n kabartma yaz ile bas larak ve zihinsel engelli kad nlara uygun kolay okunabilir formatta (easy-to-read format) haz rlanarak, dağ t m n n sağlanmas ,

x Radyo ve televizyonlarda yay nlanan kamu spotlar n n sesli betimleme, işaret dili ve alt yaz ile haz rlanmas ,

x İnternet sitelerinin salt metin sürümü desteği gibi önlemlerle görme engelli kad nlara, kolay okunabilir formatta yaz lar ile zihinsel engelli kad nlara, videolar n işaret dili, alt yaz ve sesli betimleme ile desteklenerek işitme engelli ve görme engelli kad nlara uygun hale getirilmesi,

x Tüm ihbar hatlar n n işitme engellilere göre uyarlanarak, SMS ile ihbar yap lmas n n sağlanmas ,

70

x Bilgi edinme başvurular esnas nda yan t alamad ğ m z başvurular incelendiğinde, kurumdaki görevli personelin yöneltilen sorular anlamad ğ , yanl ş anlad ğ ya da cevap vermekten kaç nd ğ gözlemlenmiştir. Cevap verilmeyen sorulara s kl kla, 4982 say l Bilgi Edinme Kanunu’nun 7. Maddesi dayanak gösterilerek ilgili soruya cevap verebilmek için kurumun ayr bir çal şma yürütmesi gerektiği ileri sürülmüş, bu nedenle soruya olumsuz yan t verildiği belirtilmiştir.

x Ayr ca Bakanl klar n karmaş k kurumsal yap s , başvuru sorular n n izleme ekibi

taraf ndan bazen yanl ş birimlere gönderilmesine neden olmuştur. Verilen cevaplar n bir k sm nda yanl ş gönderilen sorular n muhatab ile ilgili yönlendirmeler yap l rken, çoğunda “bu konu Genel Müdürlüğümüz görev alan kapsam nda bulunmamaktad r” ya da “kurumumuzla ilgili değildir” gibi ifadelerle cevaplar verilmiştir. Cevap alamad ğ m z ya da cevap almak için başka bir birime yönlendirildiğimiz başvurular n tümü için ilgili birimlere tekraren başvuru yapmam z projenin zaman s n r nedeniyle ne yaz k ki mümkün olamam şt r.

71

ALTINCI BÖLÜM

SONUÇ ve ÖNERİLER

Türkiye’de engelli kad na yönelik şiddetin ortadan kald r lmas için öncelikle bu sorunun görünür k l nmas gerekmektedir.

Türkiye’de engelli kad na yönelik şiddetin toplumun her kesiminde var olduğunu göstermek, bu konuda kamuoyu bilinci ve kamu politikas oluşturulmas na katk sağlamak amac yla yapt ğ m z bu çal şma sonucunda, yap lan bilgi edinme başvurular , medya taramas , soru önergeleri ve ihlal bildirim formlar ile s n rl da olsa belgeleyebildiğimiz veriler ş ğ nda; engelli kad na yönelik şiddetin ortadan kald r lmas n n;

x Engelli kad n n şiddet ortam ndan uzaklaşt r lmas ,

x Engelli kad n n güçlendirilmesi,

x Engelli kad n n şiddetten uzak bağ ms z hayat kurmas amaçlar doğrultusunda yap lacak k sa-orta-uzun vadeli önlem ve planlamalar ile mümkün olacağ kan s nday z.

1-Engelli kad n n iddet ortam ndan uzakla t r lmas na yönelik mekanizmalar n yayg n ve eri ilebilir olmas :

Gerek mevzuat incelenirken gerekse de veriler değerlendirilirken raporun ilgili bölümlerinde defaten tekrar ettiğimiz üzere, engelli kad n n şiddet ortam ndan uzaklaşt r lmas n n ilk basamağ mutlaka erişilebilirlik sorununun çözülmesidir.

Bu sorun, ancak fiziki erişilebilirliğin yan s ra bilgiye erişilebilirliğin de sağlanmas ile çözülebilir. Çünkü; engelli kad n şiddetle mücadele mekanizmalar konusunda öncelikle bilgi sahibi olmal d r. Şiddet gördüğünde başvurabileceği yerler, haklar gibi konularda erişilebilir bilgiye sahip olmayan birçok engelli kad n için şiddet kader olmaktad r.

Kad na yönelik şiddetle mücadele mekanizmalar ile ilgili, bilgiye erişilebilirliğin sağlanmas konusunda;

x Konuya ilişkin her tür doküman n kabartma yaz ile bas larak ve zihinsel engelli kad nlara uygun kolay okunabilir formatta (easy-to-read format) haz rlanarak, dağ t m n n sağlanmas ,

x Radyo ve televizyonlarda yay nlanan kamu spotlar n n sesli betimleme, işaret dili ve alt yaz ile haz rlanmas ,

x İnternet sitelerinin salt metin sürümü desteği gibi önlemlerle görme engelli kad nlara, kolay okunabilir formatta yaz lar ile zihinsel engelli kad nlara, videolar n işaret dili, alt yaz ve sesli betimleme ile desteklenerek işitme engelli ve görme engelli kad nlara uygun hale getirilmesi,

x Tüm ihbar hatlar n n işitme engellilere göre uyarlanarak, SMS ile ihbar yap lmas n n sağlanmas ,

70

x Bilgi edinme başvurular esnas nda yan t alamad ğ m z başvurular incelendiğinde, kurumdaki görevli personelin yöneltilen sorular anlamad ğ , yanl ş anlad ğ ya da cevap vermekten kaç nd ğ gözlemlenmiştir. Cevap verilmeyen sorulara s kl kla, 4982 say l Bilgi Edinme Kanunu’nun 7. Maddesi dayanak gösterilerek ilgili soruya cevap verebilmek için kurumun ayr bir çal şma yürütmesi gerektiği ileri sürülmüş, bu nedenle soruya olumsuz yan t verildiği belirtilmiştir.

x Ayr ca Bakanl klar n karmaş k kurumsal yap s , başvuru sorular n n izleme ekibi

taraf ndan bazen yanl ş birimlere gönderilmesine neden olmuştur. Verilen cevaplar n bir k sm nda yanl ş gönderilen sorular n muhatab ile ilgili yönlendirmeler yap l rken, çoğunda “bu konu Genel Müdürlüğümüz görev alan kapsam nda bulunmamaktad r” ya da “kurumumuzla ilgili değildir” gibi ifadelerle cevaplar verilmiştir. Cevap alamad ğ m z ya da cevap almak için başka bir birime yönlendirildiğimiz başvurular n tümü için ilgili birimlere tekraren başvuru yapmam z projenin zaman s n r nedeniyle ne yaz k ki mümkün olamam şt r.

73

4-Engelli kad n n güçlendirilmesi ve iddet ortam ndan uzak ba ms z bir ya am kurmas n n sa lanmas :

Engelli kad n n güçlendirilmesi için, öncelikle toplumsal yaşam içerisinde engelli kad n n görünür k l nmas ve tüm hak ve özgürlükleri tam ve eşit olarak kullanmas n n sağlanmas gerekmektedir. Bu durum ise, gerek uluslararas gerekse de ulusal mevzuatla düzenlenen engelli haklar n n uygulamada gerçekleştirilmesi ile mümkün olabilir.

Engelli kad na yönelik her türlü ayr mc l ğ n ortadan kald r lmas ile, sağl k, toplumsal yaşama kat l m, eğitim ve istihdam gibi haklardan tam ve eşit faydalanan engelli kad n kendi yaşam n bağ ms z olarak kurma konusunda daha güçlü olacakt r.

Yine, şiddet ortam ndan uzaklaşan engelli kad n n bağ ms z yaşam n kurmas konusunda al nmas gereken özel önlemler bulunmaktad r. Özellikle, eğitim, bar nma ve istihdam konular nda zaten çoklu ayr mc l ğa maruz kalan engelli kad n şiddet ortam ndan uzaklaşt ktan sonra özel olarak desteklenmelidir.

Kad na yönelik şiddet ile mücadele ile ilgili mevzuatta bar nma ya da ekonomik konularda düzenlenen baz önlemlerin engelli kad nlar için farkl sürelerde veya tutarlarda düzenlenmesi gerekmektedir.

Özellikle, hem kamu sektörü hem de özel işyerlerinde, çal şanlarda engelli kad n kotas konulmal d r. Böylece engelli kad n n bağ ms z yaşam n kurmas için gerekli ekonomik kaynağ n kendisi taraf ndan karş lanmas na katk sunulmuş olacakt r.

Yine, 2022 say l kanun ile ağ r engelliler için verilen evde bak m ayl ğ n n engelliye bakan kişiye değil de engellinin kendisine bağlanmas halinde, engelli şiddet görse bile şiddet sonras bu ayl k ile kendisine bakacak kişiyi istihdam edebileceğinden şiddet ortam ndan uzaklaşmas kolaylaşacakt r.

5- Kurumlar aras i birli inin geli tirilmesi:

Kad n ve engelli alan nda çal şan kamu ve sivil toplum tüm kurumlar ile mutlak bir işbirliği içinde olmak şiddetin ortadan kald r lmas için önemli bir ilkedir. Çünkü; engelli kad n şiddet görmesinden başlayarak, şiddet ortam ndan uzaklaşmas ve bağ ms z bir hayat kurmas aşamalar nda kurumlar aras işbirliğinin sağlanamamas durumunda ikincil bir ihlale maruz kalabilir.

Öte yandan, BM Engelli Haklar Sözleşmesi’nin 33. Maddesine göre, taraf devletler başta engelliler ve onlar temsil eden kuruluşlar olmak üzere sivil toplumu denetim sürecine tam kat l m n taahhüt eder. Bu noktadan bakt ğ m zda, kurumlar aras işbirliği asl nda bir tercih değil zorunluluktur. Kamu ve sivil toplum kuruluşlar aras nda yap lacak işbirlikleri, BM EHS’nin de dediği gibi bağ ms z denetim mekanizmalar n oluşmas na imkan sağlayacak ve kurumlar n işleyişini daha şeffaf hale getirecektir. Ayr ca kurumlar aras bilgi paylaş m n ve karş l kl öğrenme sürecini destekleyecektir.

72

x Kurumlarda kalan veya özel eğitim alan kad nlara, engel durumlar gözetilerek haz rlanacak kitlerle kad na yönelik şiddet ve şiddetle mücadele mekanizmalar ile ilgili bilinçlendirme çal şmalar yap lmas ,

x Son olarak, engelli kad nlara yönelik yap lan erişilebilirlik çal şmalar hakk nda bilgilendirme yap lmas gerekmektedir.

Kad na yönelik şiddetle mücadele mekanizmalar konusunda gerekli bilgiyle donat lan engelli kad n n bu mekanizmalar kullanmas için fiziki erişilebilirliğin de sağlanmas gerekmektedir.

ŞÖNİM, Emniyet, Jandarma, Adliyeler, Aile Sağl ğ Merkezleri, Kad n Dan şma Merkezleri gibi şiddet gören kad nlar n başvurabileceği yerler ile bar nma talebi olan engelli kad nlar n kalacağ s ğ naklar n fiziki erişilebilirliğinin sağlanmas için;

x Fiziksel engelli kad nlara yönelik; (TSE’nin TS 9111 numaral standard na göre) rampa, asansör, engelli tuvaleti,

x Görme engelli kad nlara yönelik; TSE’nin TS ISO 23599/T1, TS ISO 23599 vb. standartlar kapsam nda) hissedilebilir zemin, asansörlerde sesli uyar sistemi, mekan n kabartma krokisi,

x İşitme engelli kad nlara yönelik; indüksiyon döngü-iyi duyma sisteminin kurulmas , Gibi özel önlemlerin al nmas gerekmektedir.

2-Şiddet gören engelli kad nla ilk görü meyi yapan ki inin, engellilik, kad na yönelik iddet ve travma e itimi gibi konularda gerekli bilgiye sahip olmas :

Emniyet, Jandarma, ŞÖNİM vb... Engelli kad n hangi kap dan girerse girsin, kad nla görüşen kişinin mutlaka kad na yönelik şiddet yan nda engellilik ve engelli haklar konular nda gerekli eğitimleri almalar zorunludur. Zira, özellikle engelli haklar konusunda bilgi sahibi olmayan kişinin şiddet gören kad n şiddet uygulayana teslim etmesi ya da her engelli kad na vesayet alt ndaym ş gibi davranmas sonucunda engelli kad n katmerli şiddete maruz kalabilmektedir.

Özellikle, verilere bak ld ğ nda da fark edileceği üzere, en çok şiddete maruz kalan zihinsel engelli kad nlar ile yap lacak görüşmelerde uzman desteği gerekebilmektedir. Yine ayn şekilde, işitme engelli kad nlar ile yap lacak görüşmelerde işaret dili tercüman n n bulunmas zorunludur. Görme engelli kad nlara, görüşmenin yap ld ğ mekan n özellikleri ve görüşme yap lan ortamda kimlerin bulunduğu konular nda sözlü bilgi verilmelidir.

3-Etkin bir iddetle mücadele mekanizmas kurulmas için, engelli kad na yönelik iddet ve toplumsal ya am n her alan ile ilgili engelli kad n öznesinde veri toplanmas :

Kad na yönelik şiddet ile ilgili başvuru alan kurumlar n mutlaka engelli kad na yönelik şiddete ilişkin veri kayd yapmas gerekmektedir. Bu yönde toplanan verilerin doğru okunmas ise, toplum içinde engelli kad n portresinin doğru çizilmesi ile mümkün olabilir. Bu sayede, engelli kad na yönelik şiddetin ortadan kald r lmas na ilişkin doğru eylem plan yap labilir.

73

4-Engelli kad n n güçlendirilmesi ve iddet ortam ndan uzak ba ms z bir ya am kurmas n n sa lanmas :

Engelli kad n n güçlendirilmesi için, öncelikle toplumsal yaşam içerisinde engelli kad n n görünür k l nmas ve tüm hak ve özgürlükleri tam ve eşit olarak kullanmas n n sağlanmas gerekmektedir. Bu durum ise, gerek uluslararas gerekse de ulusal mevzuatla düzenlenen engelli haklar n n uygulamada gerçekleştirilmesi ile mümkün olabilir.

Engelli kad na yönelik her türlü ayr mc l ğ n ortadan kald r lmas ile, sağl k, toplumsal yaşama kat l m, eğitim ve istihdam gibi haklardan tam ve eşit faydalanan engelli kad n kendi yaşam n bağ ms z olarak kurma konusunda daha güçlü olacakt r.

Yine, şiddet ortam ndan uzaklaşan engelli kad n n bağ ms z yaşam n kurmas konusunda al nmas gereken özel önlemler bulunmaktad r. Özellikle, eğitim, bar nma ve istihdam konular nda zaten çoklu ayr mc l ğa maruz kalan engelli kad n şiddet ortam ndan uzaklaşt ktan sonra özel olarak desteklenmelidir.

Kad na yönelik şiddet ile mücadele ile ilgili mevzuatta bar nma ya da ekonomik konularda düzenlenen baz önlemlerin engelli kad nlar için farkl sürelerde veya tutarlarda düzenlenmesi gerekmektedir.

Özellikle, hem kamu sektörü hem de özel işyerlerinde, çal şanlarda engelli kad n kotas konulmal d r. Böylece engelli kad n n bağ ms z yaşam n kurmas için gerekli ekonomik kaynağ n kendisi taraf ndan karş lanmas na katk sunulmuş olacakt r.

Yine, 2022 say l kanun ile ağ r engelliler için verilen evde bak m ayl ğ n n engelliye bakan kişiye değil de engellinin kendisine bağlanmas halinde, engelli şiddet görse bile şiddet sonras bu ayl k ile kendisine bakacak kişiyi istihdam edebileceğinden şiddet ortam ndan uzaklaşmas kolaylaşacakt r.

5- Kurumlar aras i birli inin geli tirilmesi:

Kad n ve engelli alan nda çal şan kamu ve sivil toplum tüm kurumlar ile mutlak bir işbirliği içinde olmak şiddetin ortadan kald r lmas için önemli bir ilkedir. Çünkü; engelli kad n şiddet görmesinden başlayarak, şiddet ortam ndan uzaklaşmas ve bağ ms z bir hayat kurmas aşamalar nda kurumlar aras işbirliğinin sağlanamamas durumunda ikincil bir ihlale maruz kalabilir.

Öte yandan, BM Engelli Haklar Sözleşmesi’nin 33. Maddesine göre, taraf devletler başta engelliler ve onlar temsil eden kuruluşlar olmak üzere sivil toplumu denetim sürecine tam kat l m n taahhüt eder. Bu noktadan bakt ğ m zda, kurumlar aras işbirliği asl nda bir tercih değil zorunluluktur. Kamu ve sivil toplum kuruluşlar aras nda yap lacak işbirlikleri, BM EHS’nin de dediği gibi bağ ms z denetim mekanizmalar n oluşmas na imkan sağlayacak ve kurumlar n işleyişini daha şeffaf hale getirecektir. Ayr ca kurumlar aras bilgi paylaş m n ve karş l kl öğrenme sürecini destekleyecektir.

72

x Kurumlarda kalan veya özel eğitim alan kad nlara, engel durumlar gözetilerek haz rlanacak kitlerle kad na yönelik şiddet ve şiddetle mücadele mekanizmalar ile ilgili bilinçlendirme çal şmalar yap lmas ,

x Son olarak, engelli kad nlara yönelik yap lan erişilebilirlik çal şmalar hakk nda bilgilendirme yap lmas gerekmektedir.

Kad na yönelik şiddetle mücadele mekanizmalar konusunda gerekli bilgiyle donat lan engelli kad n n bu mekanizmalar kullanmas için fiziki erişilebilirliğin de sağlanmas gerekmektedir.

ŞÖNİM, Emniyet, Jandarma, Adliyeler, Aile Sağl ğ Merkezleri, Kad n Dan şma Merkezleri gibi şiddet gören kad nlar n başvurabileceği yerler ile bar nma talebi olan engelli kad nlar n kalacağ s ğ naklar n fiziki erişilebilirliğinin sağlanmas için;

x Fiziksel engelli kad nlara yönelik; (TSE’nin TS 9111 numaral standard na göre) rampa, asansör, engelli tuvaleti,

x Görme engelli kad nlara yönelik; TSE’nin TS ISO 23599/T1, TS ISO 23599 vb. standartlar kapsam nda) hissedilebilir zemin, asansörlerde sesli uyar sistemi, mekan n kabartma krokisi,

x İşitme engelli kad nlara yönelik; indüksiyon döngü-iyi duyma sisteminin kurulmas , Gibi özel önlemlerin al nmas gerekmektedir.

2-Şiddet gören engelli kad nla ilk görü meyi yapan ki inin, engellilik, kad na yönelik iddet ve travma e itimi gibi konularda gerekli bilgiye sahip olmas :

Emniyet, Jandarma, ŞÖNİM vb... Engelli kad n hangi kap dan girerse girsin, kad nla görüşen kişinin mutlaka kad na yönelik şiddet yan nda engellilik ve engelli haklar konular nda gerekli eğitimleri almalar zorunludur. Zira, özellikle engelli haklar konusunda bilgi sahibi olmayan kişinin şiddet gören kad n şiddet uygulayana teslim etmesi ya da her engelli kad na vesayet alt ndaym ş gibi davranmas sonucunda engelli kad n katmerli şiddete maruz kalabilmektedir.

Özellikle, verilere bak ld ğ nda da fark edileceği üzere, en çok şiddete maruz kalan zihinsel engelli kad nlar ile yap lacak görüşmelerde uzman desteği gerekebilmektedir. Yine ayn şekilde, işitme engelli kad nlar ile yap lacak görüşmelerde işaret dili tercüman n n bulunmas zorunludur. Görme engelli kad nlara, görüşmenin yap ld ğ mekan n özellikleri ve görüşme yap lan ortamda kimlerin bulunduğu konular nda sözlü bilgi verilmelidir.

3-Etkin bir iddetle mücadele mekanizmas kurulmas için, engelli kad na yönelik iddet ve toplumsal ya am n her alan ile ilgili engelli kad n öznesinde veri toplanmas :

Kad na yönelik şiddet ile ilgili başvuru alan kurumlar n mutlaka engelli kad na yönelik şiddete ilişkin veri kayd yapmas gerekmektedir. Bu yönde toplanan verilerin doğru okunmas ise, toplum içinde engelli kad n portresinin doğru çizilmesi ile mümkün olabilir. Bu sayede, engelli kad na yönelik şiddetin ortadan kald r lmas na ilişkin doğru eylem plan yap labilir.

75

KAYNAKÇA:

1. Başbakanl k, Kad n Statüsü Genel Müdürlüğü. 2008 y l Türkiye’de Kad na Yönelik Aile İçi Şiddet, (Ankara 2009)

2. DUMRUL, av. Candan; DANACI, Av. Huriye KARABACAK, Kad n ve K z Çocuklar na Karş İşlenen Cinsel Şiddet Suçlar nda Cezas zl k Sorunu Raporu, İHOP

3. GÜLMEZ, Mesut: İnsan Haklar ve Avrupa Birliği Hukukunda Ayr mc l ğ n Kald r lmas ve Türkiye, Belediye İş Sendikas , Nisan 2009

4. HANSKI, Raija- SCHEININ, Martin: İnsan Haklar Komitesi Emsal Kararlar , İstanbul Bilgi Üniversitesi Yay nlar , İstanbul, 2005

5. İNCEO LU, Sibel: Türk Anayasa Mahkemesi ve İnsan Haklar Avrupa Mahkemesi Kararlar nda Eşitlik ve Ayr mc l k Yasağ , Çal şma ve Toplum, Ekonomi ve Hukuk Dergisi, Say :11

6. KORKUT, Levent: Ayr mc l k Karş t Hukuk, Cantekin Matbaas ,Adres Yay nlar , Ankara Şubat 2009

7. Onuncu Kalk nma Plan , Toplumsal Cinsiyet Çal şma Grubu Raporu, 2013, Genel Raportör: Prof. Dr. Ayşe AKIN

8. ŞENTUNA, Mustafa Tar k: Teori ve Uygulama Iş ğ nda Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi ile Karş laşt rmal Olarak 5271 say l Ceza Muhakemesi Kanununda Tutuklama ve Adli Kontrol, Adalet Yay nevi, Ankara 2007

9. TOHAD Mevzuattan Uygulamaya Engelli Haklar İzleme Raporu 2013. (2014). 10. UYAR, Lema: Birleşmiş Milletler’de İnsan Haklar Yorumlar : İnsan Haklar Komitesi ve

Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi 1981-2006, Bilgi Üniversitesi Yay nlar , İstanbul, 2006

İnternet Kaynaklar :

1. www.gokhanarikan.av.tr 2. www.istanbulbarosu.org.tr 3. www.uhdigm.adalet.gov.tr 4. Behind Closed Doors: Human rights abuses in the psychiatric facilities, orphanages

and rehabilitation centers of Turkey, 2005. Mental Disability Rights International. http://www.driadvocacy.org/wp-content/uploads/turkey-final-9-26-05.pdf

5. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNDOC) Ceza Adaleti El Kitaplar dizisi, Özel ihtiyaçlar Olan Mahpuslara Yönelik El Kitab . (2009). http://www.cezaevindestk.org/belgeler/ozel_ihtiyaclara_sahip_mahpuslar_uzerine_el_kitabi.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015)

6. Cinsiyet Eşitliği Derneği (CEİD). Kad na Yönelik Şiddetle Mücadele Mekanizmas İzleme Modeli, Mart 2014. http://www.ceid.info.tr/dosyalar/CEID-Kadina-yonelik-siddetle-mucadele-mekanizmasi-izleme-modeli.pdf

7. Çay r, E., Sevencan, F., Uzun N, Bahar Özvar ş, Ş. (2010). Ankara’da bir derneğe kay tl görme engelli kad nlara yönelik şiddetin değerlendirilmesi. Sağl k ve Toplum 20(4),

74

6- Savunuculuk ve kampanyalar yap lmas :

Türkiye’de engelli kad nlar “biz de var z” dedikleri günden bu yana toplum içinde görünür olma mücadeleleri başlam şt r. Hem kad n hem de engelli temelli çoklu alanda yürütülen bu mücadelede, kimi zaman engelli erkekler ile kimi zamansa engelsiz kad nlar ile mücadele alanlar kesişmiştir. Bu kesişmeler sonunda, savunuculuk yapman n ve kampanyalar örgütlemenin engelli kad n öznelinde yaşan lan sorunlar n çözümü için mutlak bir gerçek olduğu görülmektedir.

7- Kad n örgütlerinin gündemlerine konunun ta nmas :

Kad n örgütleri içinde engelli kad n fark ndal ğ yarat larak baz alanlarda ve özellikle şiddetle mücadelede engelli kad n öznelinde özel önlemlerin al nmas gerektiği vurgulanmal d r.

8- Engelli kad n örgütlenmesinin güçlendirilmesi:

Örgütlülük, mücadele başar s n n anahtar d r. Bu nedenle, engelli kad nlar, farkl l klar n gözeterek ama ayr şmadan örgütlenmelidir. Ancak bu sayede engelli kad na yönelik ayr mc l ğ n ve şiddetin ortadan kald r lmas na yönelik sonuç elde edilebilir.

Sonuç olarak, engelli kad na yönelik şiddetin ortadan kald r lmas n n temelinde ayr mc l ğ n ortadan kald r lmas ve engelli kad n n görünür k l nmas yatmaktad r. Bu durum ise, ancak ve anacak ayr mc l k ve kad na yönelik şiddetin ortadan kald r lmas na dair uluslararas ve ulusal mevzuat n engelli kad n perspektifi ile okunmas sonucunda gerçekleşebilir.

75

KAYNAKÇA:

1. Başbakanl k, Kad n Statüsü Genel Müdürlüğü. 2008 y l Türkiye’de Kad na Yönelik Aile İçi Şiddet, (Ankara 2009)

2. DUMRUL, av. Candan; DANACI, Av. Huriye KARABACAK, Kad n ve K z Çocuklar na Karş İşlenen Cinsel Şiddet Suçlar nda Cezas zl k Sorunu Raporu, İHOP

3. GÜLMEZ, Mesut: İnsan Haklar ve Avrupa Birliği Hukukunda Ayr mc l ğ n Kald r lmas ve Türkiye, Belediye İş Sendikas , Nisan 2009

4. HANSKI, Raija- SCHEININ, Martin: İnsan Haklar Komitesi Emsal Kararlar , İstanbul Bilgi Üniversitesi Yay nlar , İstanbul, 2005

5. İNCEO LU, Sibel: Türk Anayasa Mahkemesi ve İnsan Haklar Avrupa Mahkemesi Kararlar nda Eşitlik ve Ayr mc l k Yasağ , Çal şma ve Toplum, Ekonomi ve Hukuk Dergisi, Say :11

6. KORKUT, Levent: Ayr mc l k Karş t Hukuk, Cantekin Matbaas ,Adres Yay nlar , Ankara Şubat 2009

7. Onuncu Kalk nma Plan , Toplumsal Cinsiyet Çal şma Grubu Raporu, 2013, Genel Raportör: Prof. Dr. Ayşe AKIN

8. ŞENTUNA, Mustafa Tar k: Teori ve Uygulama Iş ğ nda Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi ile Karş laşt rmal Olarak 5271 say l Ceza Muhakemesi Kanununda Tutuklama ve Adli Kontrol, Adalet Yay nevi, Ankara 2007

9. TOHAD Mevzuattan Uygulamaya Engelli Haklar İzleme Raporu 2013. (2014). 10. UYAR, Lema: Birleşmiş Milletler’de İnsan Haklar Yorumlar : İnsan Haklar Komitesi ve

Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi 1981-2006, Bilgi Üniversitesi Yay nlar , İstanbul, 2006

İnternet Kaynaklar :

1. www.gokhanarikan.av.tr 2. www.istanbulbarosu.org.tr 3. www.uhdigm.adalet.gov.tr 4. Behind Closed Doors: Human rights abuses in the psychiatric facilities, orphanages

and rehabilitation centers of Turkey, 2005. Mental Disability Rights International. http://www.driadvocacy.org/wp-content/uploads/turkey-final-9-26-05.pdf

5. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNDOC) Ceza Adaleti El Kitaplar dizisi, Özel ihtiyaçlar Olan Mahpuslara Yönelik El Kitab . (2009). http://www.cezaevindestk.org/belgeler/ozel_ihtiyaclara_sahip_mahpuslar_uzerine_el_kitabi.pdf (erişim tarihi: 01.06.2015)

6. Cinsiyet Eşitliği Derneği (CEİD). Kad na Yönelik Şiddetle Mücadele Mekanizmas İzleme Modeli, Mart 2014. http://www.ceid.info.tr/dosyalar/CEID-Kadina-yonelik-siddetle-mucadele-mekanizmasi-izleme-modeli.pdf

7. Çay r, E., Sevencan, F., Uzun N, Bahar Özvar ş, Ş. (2010). Ankara’da bir derneğe kay tl görme engelli kad nlara yönelik şiddetin değerlendirilmesi. Sağl k ve Toplum 20(4),

74

6- Savunuculuk ve kampanyalar yap lmas :

Türkiye’de engelli kad nlar “biz de var z” dedikleri günden bu yana toplum içinde görünür olma mücadeleleri başlam şt r. Hem kad n hem de engelli temelli çoklu alanda yürütülen bu mücadelede, kimi zaman engelli erkekler ile kimi zamansa engelsiz kad nlar ile mücadele alanlar kesişmiştir. Bu kesişmeler sonunda, savunuculuk yapman n ve kampanyalar örgütlemenin engelli kad n öznelinde yaşan lan sorunlar n çözümü için mutlak bir gerçek olduğu görülmektedir.

7- Kad n örgütlerinin gündemlerine konunun ta nmas :

Kad n örgütleri içinde engelli kad n fark ndal ğ yarat larak baz alanlarda ve özellikle şiddetle mücadelede engelli kad n öznelinde özel önlemlerin al nmas gerektiği vurgulanmal d r.

8- Engelli kad n örgütlenmesinin güçlendirilmesi:

Örgütlülük, mücadele başar s n n anahtar d r. Bu nedenle, engelli kad nlar, farkl l klar n gözeterek ama ayr şmadan örgütlenmelidir. Ancak bu sayede engelli kad na yönelik ayr mc l ğ n ve şiddetin ortadan kald r lmas na yönelik sonuç elde edilebilir.

Sonuç olarak, engelli kad na yönelik şiddetin ortadan kald r lmas n n temelinde ayr mc l ğ n ortadan kald r lmas ve engelli kad n n görünür k l nmas yatmaktad r. Bu durum ise, ancak ve anacak ayr mc l k ve kad na yönelik şiddetin ortadan kald r lmas na dair uluslararas ve ulusal mevzuat n engelli kad n perspektifi ile okunmas sonucunda gerçekleşebilir.

76

22-27. http://www.huksam.hacettepe.edu.tr/Turkce/SayfaDosya/gorme_engelli_kadina_siddet.pdf

8. Dünya Sağl k Örgütü (2010) http://apps.who.int/iris/bitstream/10665/85239/1/9789241564625_eng.pdf?ua=1

9. MEB 2014-2015 Eğitim Öğretim Y l Örgün Eğitim İstatistikleri, http://sgb.meb.gov.tr/istatistik/meb_istatistikleri_orgun_egitim_2014_2015.pdf

10. Özürlüler İdaresi Başkanl ğ . (2002). Türkiye Özürlüler Araşt rmas . http://www.tuik.gov.tr/Kitap.do?metod=KitapDetay&KT_ID=11&KITAP_ID=14

11. UNHCR, http://www.unhcr.org.tr/?page=65 12. UNHCR, Mid-year trends, 2014. http://www.unhcr.org.tr/?content=611

Soru Önergeleri:

1. Ankara Milletvekili Zühal Topçu taraf ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Ayşenur İslam’a yöneltilen 04.02.2014 tarihli ve 7/39229 say l yaz l soru önergesi, http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-39229s.pdf

2. İzmir Milletvekili R za Türmen taraf ndan İçişleri Bakan Sebahattin Öztürk’e yöneltilen 09.03.2015 tarihli ve 36137 say l soru önergesi, http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-62534s.pdf

3. İzmir Milletvekili R za Türmen taraf ndan İçişleri Bakan Sebahattin Öztürk’e yöneltilen 09.03.2015 tarihli ve 36138 say l soru önergesi, http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-62654s.pdf

4. Tekirdağ milletvekili Candan Yüceer taraf ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Fatma Şahin’e yöneltilen “Kad na yönelik şiddetle mücadeleye ve kad n s ğ nma evlerine ilişkin 12.03.2013 tarihli ve 7/19707 say l yaz l soru önergesi”,

/d24/7/7-19707sgc.pdf

Haberler:

1. 155 SMS” ihbar hatt . Sözcü Gazetesi (Haber tarihi: 11.02.2014). http://www.sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/155-sms-ihbar-hatti-455438/

2. Engelsiz 112 hizmete giriyor. Show TV (Haber tarihi: 15.05.2014). https://www.youtube.com/watch?v=3h1Y_NsbmPQ

3. 24.03.2013 tarihli Ayr nt l Haber Gazetesi 4. 23.03.2012 tarihli Taraf Gazetesi 5. 24.10.2014 tarihli Sabah Gazetesi Akdeniz Eki 6. Marmara, mültecilerin yeni göç yolu oldu. Agos Gazetesi (Haber tarihi: 03.11.2014)

http://www.agos.com.tr/tr/yazi/8374/marmara-multecilerin-yeni-goc-yolu-oldu 7. 01.02.2013 tarihli Radikal Gazetesi 8. 19.07.2013 tarihli Milliyet Gazetesi