napolyon'un avrupa sisteminde yarattığı değişiklik ve napolyon sonrası avrupa

11
1 NAPOLYON’UN AVRUPA SĠSTEMĠNDE YARATTIĞI DEĞĠġĠKLĠK VE NAPOLYON SONRASI AVRUPA ( 1799 1848 ) NAPOLEON’S CREATING CHANGE IN THE EUROPEAN SYSTEM AND EUROPE AFTER NAPOLEON ( 1799 -1848 ) Gökhan ALPTEKİN * Öz Avrupa’nın üzerinde zaman zaman ideolojik hayaletler dolaşmıştır. Tüm Avrupa’yı etkisi altına alan ve uzun süren bu dönemler Avrupa sisteminin yeni bir evrim geçirmesine neden olmuştur. Her ideolojik hayalet tedirgin edici olmuştur ve ortak düşman ruhuyla ahenk oluşturulmuştur. Bunlardan biri milliyetçilik ve özgürlük hayaletidir ve Napolyon görünüşüyle, diğeri ise komünizm hayaletidir ve SSCB görünüşüyle ortaya çıkmıştır. Napolyon, milliyetçilik ve özgürlük akımlarını bilinçli olarak yaymamıştır ancak zamanlaması çok önemlidir. Napolyon’dan sonra ne monarşiye geri dönülebilecek ne de cumhuriyet tam olarak yayılabilecekti. Avrupa ahengi bir süreliğine sağlanmıştı fakat sonra tekrar kaos başlamıştır. Bu çalışmada Napolyon sonrası Avrupa’da geri dönüşü olmayan bir değişiklik yaratılmış olduğu irdelenmektedir. Anahtar Kelimeler: Napolyon, Viyana Kongresi, Avrupa Ahengi, Metternich, Koalisyon Savaşları Abstract Sometimes there have been ideological ghosts over Europe. This periods, long lasting and influencing all European states, caused a new evolution in European System. Every ideological ghost was uneasy and a harmony was formed by creating a common enemy in the spirit. One of these was the ghost of nationalism and liberty in the view of Napolyon and the other is the ghost of marxism or communism in the view of USSR. Napolyon didn’t spread the streams of nationalism and liberty conscioulsy but his timing was very important, After Napolyon neither returning to monarchy nor spreading of republics was possible. There was a European harmony for a while but later chaos began again. Key Words: Napoleon, Congress of Vienna, European Harmony, Metternich, Coalition Wars GiriĢ Napolyon savaşlarının Avrupa sistemine yönelttiği tehditler sonrasında koalisyonlar oluşturan büyük güçler uzun sayılabilecek bir süre fikir birliği ile hareket * Ulusal ve Uluslar arası Güvenlik Stratejileri Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi. E-posta: [email protected]

Upload: harpak

Post on 28-Feb-2023

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

1

NAPOLYON’UN AVRUPA SĠSTEMĠNDE YARATTIĞI DEĞĠġĠKLĠK VE

NAPOLYON SONRASI AVRUPA ( 1799 – 1848 )

NAPOLEON’S CREATING CHANGE IN THE EUROPEAN SYSTEM AND EUROPE

AFTER NAPOLEON ( 1799 -1848 )

Gökhan ALPTEKİN *

Öz

Avrupa’nın üzerinde zaman zaman ideolojik hayaletler dolaşmıştır. Tüm

Avrupa’yı etkisi altına alan ve uzun süren bu dönemler Avrupa sisteminin yeni bir

evrim geçirmesine neden olmuştur. Her ideolojik hayalet tedirgin edici olmuştur ve

ortak düşman ruhuyla ahenk oluşturulmuştur. Bunlardan biri milliyetçilik ve özgürlük

hayaletidir ve Napolyon görünüşüyle, diğeri ise komünizm hayaletidir ve SSCB

görünüşüyle ortaya çıkmıştır. Napolyon, milliyetçilik ve özgürlük akımlarını bilinçli

olarak yaymamıştır ancak zamanlaması çok önemlidir. Napolyon’dan sonra ne

monarşiye geri dönülebilecek ne de cumhuriyet tam olarak yayılabilecekti. Avrupa

ahengi bir süreliğine sağlanmıştı fakat sonra tekrar kaos başlamıştır. Bu çalışmada

Napolyon sonrası Avrupa’da geri dönüşü olmayan bir değişiklik yaratılmış olduğu

irdelenmektedir.

Anahtar Kelimeler: Napolyon, Viyana Kongresi, Avrupa Ahengi, Metternich,

Koalisyon Savaşları

Abstract

Sometimes there have been ideological ghosts over Europe. This periods, long

lasting and influencing all European states, caused a new evolution in European

System. Every ideological ghost was uneasy and a harmony was formed by creating

a common enemy in the spirit. One of these was the ghost of nationalism and liberty

in the view of Napolyon and the other is the ghost of marxism or communism in the

view of USSR. Napolyon didn’t spread the streams of nationalism and liberty

conscioulsy but his timing was very important, After Napolyon neither returning to

monarchy nor spreading of republics was possible. There was a European harmony

for a while but later chaos began again.

Key Words: Napoleon, Congress of Vienna, European Harmony, Metternich,

Coalition Wars

GiriĢ

Napolyon savaşlarının Avrupa sistemine yönelttiği tehditler sonrasında

koalisyonlar oluşturan büyük güçler uzun sayılabilecek bir süre fikir birliği ile hareket

* Ulusal ve Uluslar arası Güvenlik Stratejileri Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi. E-posta:

[email protected]

2

ZAMAN 1813

DEĞĠġĠKLĠK

YARATMA GÜCÜ

ZAMAN

ĠKTĠDARIN YOZLAġTIRMA

ORANI

1813

Grafik-2: İktidarın Yozlaştırma Oranı Grafiği

Grafik-1: Değişiklik Yaratma Gücü Grafiği

edememişti. Tehdidin büyümesiyle paralel olarak ittifak oluşturma ihtimalleri artmış

ve sonunda bir araya gelebilmişlerdir. Bu makalenin yazılma amacı Napolyon’un

değişiklik yaratma gücü ve iktidarının yozlaştırma oranı arasındaki dengenin

mükemmel oluşu sebebiyle belki de kendisinin bile farkında olmadığı bir sistem

yarattığının değerlendirilmesidir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden

kaynak tarama tekniği kullanılmıştır. Napolyon’un değişiklik yaratma gücü ve

iktidarın yozlaştırma oranı ile ilgili açıklamalar üç grafik üzerinden yapılacaktır.

DeğiĢiklik Yaratma Gücü

İlk grafik zaman ile değişiklik

yaratma gücünü gösteren

grafiktir. Herhangi bir şekilde

yönetme gücü ele geçtiğinde

değişiklik yaratma gücü düzenli

olarak artar ve bir eşik

noktasından sonra bu güç daha

sert bir şekilde azalmaya başlar.

Bunun sebebi muhalefetin,

karşıt güçlerin, tedbirlerini

artırması veya daha iyisini vaat etmesi gibi sebepler olabilir. Burada önemli olan

gücün zirveye ulaşmadan ana hedeflere ulaşılmasıdır.

Ġktidarın YozlaĢtırma Oranı

İktidarın devam etmesi iktidar

sahiplerinin gittikçe daha otoriter ve

daha istediği gibi hareket etmesini

sağlayacaktır. Bu yüzden bir noktaya

kadar bu yozlaşma 1devam edecek ve

bir noktadan sonra iktidar sahibi

iktidarını elde tutmak için daha sert bir

son tedbir alabilecek ve hemen

sonrasında düşüşe geçecek ve iktidarı

teslim edecektir.

1 “İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır.” Lord Acton, Piskopos Mandell Creighton’a

yazdığı 1887 tarihli mektuptan. Bakınız http://www.acton.org/research/lord-acton-quote-archive (Erişim Tarihi: 10.12.2014)

3

Birinci Durum: Napolyon’un Uygulamalarını Benimsetemeyeceği Durum

2.grafiğin 1.grafiğin solunda kaldığı durumda

Napolyon’un değişiklik yaratma gücü yüksektir.

Ancak İktidardan kaynaklanan yozlaşmadan

dolayı desteğini tamamen kaybetmiş olması

durumudur. Bu durumda Napolyon

uygulamalarını gücü olsa dahi benimsetemezdi

çünkü yozlaşma oranı çok arttığı için halk

seviyesinde tepki çekmeye başlamış olurdu.

Hipoteze göre Napolyon bu duruma düşmemişti

çünkü uygulamaları bilinçsizce dahi olsa hayata geçmişti. Napolyon’un gücü hiçbir

zaman ciddi şekilde içeriden halk tarafından tehdit edilmedi. 2 Hatta Napolyon 1789

fikirlerini çarpıtarak dahi yaymış olma ihtimali vardır.3

Ġkinci Durum: Napolyon’un Güç ve Desteğinin Azalacağı Durum

2.grafik ile 1.grafiğin üstü üste çakıştığı

durumda Napolyon değişiklik yaratma gücünün

zirvesindedir. Aynı zamanda iktidarın verdiği

yozlaşma da zirvededir ve kısa zamanda

iktidarı kaybetme tehlikesi belirmiştir. Kısa

zaman sonra gücü ve desteği azalacağı için

Napolyon başarısız olacaktır. Hipoteze göre

Napolyon bu duruma da düşmemiştir.

Üçüncü Durum: Napolyon’un Gücü Yüksek YozlaĢmanın Az Olduğu Durum

2.grafik, 1.grafiğin sağında olduğu durum,

Napolyon’un değişiklik yaratma gücü zirvede

olduğu ve iktidardan kaynaklanan yozlaşmanın

az olduğu durumdur. Yozlaşmanın zirvesine

kadar çok zamanı olup güçten düşene kadar

uygulamalarını benimsetmekte zirvededir.

Napolyon’un zamanlamasının harika olduğu

durum bu durumdur. Daha önce ya da daha

sonra gelebilecek herhangi bir güç veya iktidar Napolyon’un bilinçli ya da bilinçsiz

olarak bu kadar başarılı olmasını sağlayamazdı. Devrimci eşitlik retoriği,

2 Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against

Napoleon ”, The Journal of Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008, 605-632, p.619 3 E.H.CARR, Yirmi Yılın Krizi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2010, s.179

ZAMAN

ĠKTĠDARIN YOZLAġTIRMA ORANI - DEĞĠġĠKLĠK YARATMA GÜCÜ

1813

ZAMAN

1813

ĠKTĠDARIN YOZLAġTIRMA ORANI - DEĞĠġĠKLĠK

YARATMA GÜCÜ

Grafik-3: Napolyon’un Uygulamalarının

Benimsetilemeyeceği Durum Grafiği

Grafik-4: Napolyon’un Güç ve Desteğinin Azalacağı Durum Grafiği

ZAMAN

1813

ĠKTĠDARIN YOZLAġTIRMA ORANI - DEĞĠġĠKLĠK YARATMA GÜCÜ

Grafik-5: Napolyon’un Gücü Yüksek Yozlaşmanın Az olduğu Durum Grafiği

4

Napolyon’un hegemonik amaçları ile tamamen zıttır ve Napolyon’un etkisi

belirsizdir.4 Hegemonyasını kurabilecek kadar güçlenmediği bir durum olduğu için

belki de kısmen Napolyon orduları milliyetçilik ve özgürlük yaydı diyebiliyoruz.

Napolyon’un Yarattığı KarıĢık Durum

Napolyon savaşın teorize edilmesine daima karşı çıkmış olup, “savaş, tüm diğer

sanatları içeren devasa bir sanattır.” ve “politika gibi, bir dirayet meselesidir.”5

demiştir. Savaşa dair bazen sanatsal bazen de bilimsel tasvirler yapmıştır. Örneğin

bir ordunun gücünü F=M.v ile tarif etmiştir.6 Bir ordunun büyüklüğü ve hızı oranında

gücü artacağını düşünen Napolyon üstün taktikler ve disiplin ordunun sayıca

kendinden fazla orduları yenmesine sebep olacağını7 bilerek hareket etmiştir.

M.Tanju AKAD eserinde bu konuyla ilgili şöyle bir açıklama yapmıştır.

Napolyon’un esas yenilgisi operatif değil stratejik düşüncelerindeki

zaaftan kaynaklanmaktaydı. İhtilalin ona sunduğu olanaklarla büyük zaferler

elde etti, ancak bunlarla nasıl bir barış istediği konusunda bir fikri yoktu.

Nasıl bir barış istediğinizi referans almayan hiçbir strateji başarılı olamaz.

Avrupa’nın bir kısmı onun özgürlük getireceğini sandı ve onu iyi

karşılamaya hazırdı; ama Napolyon bunu değerlendirecek bir adam değildi.

Önemli reformlar yapmasına rağmen bir müstebit, üstelik yabancı bir

müstebitti. Bu nedenle özgürlük beklentisiyle ona kucak açanlar, yaptıklarını

görünce göz açıp kapayıncaya kadar direnişe geçtiler.8

Gerçekten de kendisi dahi bilinçsiz bir şekilde bazı akımları yaydığı Avrupa’nın

yeni durumunun ne olacağı belirsizdi. Eğer Napolyon imparatorluğuna devam etmiş

olsaydı belki de tüm Avrupa yeni hanedanlıklar üzerinden monarşiye devam

edecekti. Ancak Napolyon öyle bir yerde durmuştu / durdurulmuştu ki ne monarşiye

geri dönüş ne de cumhuriyetlerin hemen kuruluşu mümkündü. Gerçekten de

Napolyon yeni hanedanlıklar kurma, akrabalarını tahta atama, uydu devletler

yaratma konusunda çok başarılıydı. Önce ast devlet sonra uydu devletler ile Fransız

4 Peter M.R.STIRK, “The Westphalian Model and Sovereign Equality”, Review of International

Studies, 2011, 641-660, p.651 5 The Military Maxims of Napolyon, çev.George D’AGUİLAR (Londra: De Capo Pres Edition, 1995).

İncelenen bu kitabın ilk baskısı 1831’de yapılmış olup, 1901’de William E.CAİRNES, 1987’de David G.CHANDLER’ın giriş ve yorumlarıyla yayımlanmıştır. Peter M.R.STIRK, “The Westphalian Model and Sovereign Equality”, Review of International Studies, 2011, 641-660, p.654 6 Carolyn SHAPIRO, “Napolyon and the Nineteenth-Century Concept of Force”, The Journal of

Strategic Studies, Vol:11:4, 1988, 509-519, p.509 7 Carolyn SHAPIRO, a.g.e., s.515

8 M.Tanju AKAD, Askeri Tarihe Stratejik Düşünce, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014,

ss.88-89

5

Cumhuriyeti genişledi ve zamanla imparatorluğa dönüştü. 9 Bu uydu [satellite states]

veya müşteri devletler [client states] İtalya, Varşova Büyük Dükalığı, Dalmaçya,

Balkanlar, İlluriya İlleri, Rheinbund, Bavaria, Baden, Württemberg, Saksonya,

Westfalya, Napoli Krallığı, Hollanda, 10 gibi devletlerdi. Gerek askeri yardım gerekse

savunma açısından Napolyon için çok önemliydiler. Bu genişlemesini tamamladıkça

özellikle 1805-1812 arasında Napolyon ordusundaki yabancı asker sayısı artmıştır.11

Napolyon’un yükselişi gibi düşüşünün de nedeni atalet değil aşırı aktif

olmasıydı…harekatın karmaşıklığı Napolyon’un bile her zaman altından

kalkamayacağı zorluklara yol açmıştı.12 Tıpkı Hitler’in de son zamanlarda yaşadığı

gibi her kararı kendisinin almaya çalışması ordularında pasif karargahlara yol açtı.

Zafer olmazsa sonunun geldiğini bilen Napolyon’un iki büyük hatası oldu birincisi

İspanya ve ikincisi ise Rusya. 13

Napolyon’a KarĢı Koalisyonlar Dönemi

Avrupa’nın büyük güçleri, herhangi bir güç sistemdeki toplam askeri gücün üçte

birinden fazlasını elde ettiğinde veya hızlı bir şekilde %10’dan fazla gücünü

arttırdıysa, dengelemek için oldukça şiddetli ittifak kurma eğilime girerler. Bu oran

üçte birden düşük ise böyle bir meyilde olmazlar ya da düşük ihtimalle olur. Bu oran

%34 e %66 dır.14 Uzunca bir süre Avrupa güçleri Napolyon’a karşı stratejik bir

işbirliği yaparak emir komuta birliği içerisinde ordular oluşturamamışlardır. Hatta

oluşturduklarında bile bazen farklı devletlerin generalleri ile kralları ya da yöneticileri

arasında sorunlar çıkmıştır.

Araştırmada ayrıca büyük güçler, karada güç toplanmasına karşı birleşme

eğilimi denizde güç toplanmasına karşı olandan çok daha fazladır.15 Bu Napolyon’un

Avrupa karasındaki yayılması tüm devletleri rahatsız ederken Viyana Kongresi’nde

İngiltere’nin neredeyse tüm dünyanın deniz yollarını kontrol etmeye çalışması

sonrasında hemen hiçbir devlet rahatsız olmamıştır.

Koalisyonlar Neden BaĢarısız Oldu?

Viyana, Berlin, St.Petersburg ve Londra arasında 1792-1797, 1799-1801, 1805,

1806-1807, 1809’da olmak üzere gerçekleşen beş koalisyon aralarında işbirliği

9 Frederick C. SCHNEID, “Kings, Client and Satellites in the Napolyonic Imperium”, The Journal of

Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008, 571-604, p.573 10

Frederick C. SCHNEID, a.g.e., ss.571-604 11

Frederick C. SCHNEID, a.g.e., ss.598 12

J.F.C.FULLER, The Conducy of War 1789-1961, Greenwood Pres Publishers, Londra, 1961, ss.54-55, aktaran M.Tanju AKAD, Askeri Tarihe Stratejik Düşünce, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul,

2014, ss.89-90 13

Frederick C. SCHNEID, “Kings, Client and Satellites in the Napolyonic Imperium”, The Journal of Strategic Studies, 2008, Vol:31, No:4, 571-604, pp.598 14

Jack S.LEVY, “Hegemonic Threats and Great-Power Balancing in Europe, 1495-1999”, Security Studies, Vol:14:1, 2006, 1-33, p.27 15

Jack S.LEVY, a.g.e., s.10

6

olmadığı için ortak siyasi hedeflerine ulaşamadı. Bu koalisyonları tanımlamak için

karşılıklı güvensizlik, menfaatçilik, fırsatçılık ve şahsi çıkarcılık gibi ifadeler

kullanılabilirdi.16 Metternich önce Rusya’ya karşı güçlü bir Fransa’nın iyi olacağını

düşündü ancak karşılık bulamayınca Napolyon’un yenilmesi gerektiğini düşündü.17

Çar Alexander ise 1805’te Avrupa’da siyasi sistem kurabilmek için Napolyon’u

sınırlara saygı duyması için ikna etmeli veya zorunda bırakmalı diye düşünüyordu.

Bunu bir yolu merkezde, doğuda ve güneyde tampon devletler yaratmak idi. 18

Görüldüğü üzere aslında güç toplamları Napolyon’dan fazla olabilecek olan

devletler bir araya gelemediği için her biri tek tek Napolyon karşısında belirleyici

olmaktan uzaktı.

Napolyon’un kurduğu Grand Armee tek emir komuta altında toplanabilirken

ittifaklar aslında sayıca daha büyük bir ordu kurabilme gücüne sahipken 1813’ten

önce birleşemediler.19 Kısa süreli koalisyon kurabilen bu güçler askeri anlamda bir

arada hareket etmekte ise oldukça başarısızdı.20 Örneğin Çar Alexander Prusya

ordusu askerlerinin işine karışıyordu. Emir komuta birliği yoktu. Leipzig ile Chaumont

arasındaki sürede dahi koalisyon hedefleri ve hedefe gidecek yollar konusunda fikir

ayrılığına düşmüşlerdi.21

Koalisyonların yenilme sebepleri olarak şu hususlar değerlendirilebilir. Doğu

güçleri tam anlamıyla kendi ordularını ortaya koymadılar, sabırsız davrandılar,

planlama hataları yaptılar, karşılıklı güvensizlik vardı, sığ görüşlülük, siyasi ve

diplomatik isteksizlik.22

Viyana Kongresi

Genelde ittifakların başlangıç tarihi nettir ancak bitiş tarihleri hep belirsizdir.23

Napolyon’a karşı oluşturulan ittifakın da net tarihi vardır ancak bu koalisyon veya

daha sonra adlandıracağımız Avrupa Ahenginin tam olarak hangi tarihte bittiği net

değildir.

12 Temmuz 1813 tarihinde koalisyon güçleri mümkün olduğunca Napolyon ile

savaşmamak, onun yerine alt ülkeleri ile savaşmak konusunda bir ortak strateji

geliştirmişlerdir. Bu stratejik plana Trachenberg Planı denir. Bu doğu güçlerinin ortak

bir stratejik doktrin oluşturmaları yolundaki ilk girişimleriydi. Bu plan Leipzig başarısı

16

Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies, 2008, Vol:31, No:4, 605-632, p.605 17

Philip G.DWYER, a.g.e., s.617 18

Philip G.DWYER, a.g.e., s.611 19

Philip G.DWYER, a.g.e., s.609 20

Philip G.DWYER, a.g.e., s.607 21

Philip G.DWYER, a.g.e., s.625 22

Philip G.DWYER, a.g.e., s.613 23

Jack S.LEVY, “Hegemonic Threats and Great-Power Balancing in Europe, 1495-1999”, Security Studies, Vol:14:1,2006, 1-33, p.22

7

ile sonuç verdi. 24 1813’teki Büyük İttifak bir tereddütten doğdu ve güvensizlik imzaci

devletler arasındaki baskın duyguydu.25 Ancak daha sonra bir arada karar

verebilecekleri bir ortam oluşmaya başladı ve bu süreç Viyana Kongresi’ne kadar

devam etti.

Castlereagh’ın deyişiyle “İngiltere hiçbir bağımsız devletin içişlerine karışmak,

karışmaya yardım etmek yükümlülüğü altına girmez. ”26 Metternich’e göre ise Çar

Aleksandr erkekçe meziyetler ile kadınca zaafların garip bir karışımı. Gerçek

ihtiraslar için çok zayıf, fakat boş şeyler için de çok güçlü biri idi.27 Ayrıca Metternich

ve Alexander her ikisi de kendilerini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyorlardı. 28Bu

kadar zıt ve ilginç şahsiyette kişilerin bir araya gelip bir uyum başlatması önemli bir

başarı olsa gerek.

Kalisch(1813), Breslau(1813), Reichenbach(1813), Teplitz(1813), Troyes(1814),

Chatillon(1814), Chaumont(1814), Fontainebleau(1814) toplantı, kongre ve

anlaşmaları Viyana Kongresine giden yolda prova gibiydiler. 29 Önceki dönemin

aksine harekete geçiren tereddütlerden sıyrılarak bir kongre toplanmıştır. Kongreyi

harekete geçiren düşünceler ise şunlardı haklarında eşit, haklarına eşit saygı, aynı

haklara sahip olmak ve aynı nitelik ve değerde haklara sahip olmak30 Avrupa

Konferansı denilen düzen, bir düzeyde birbiri ile rekabet halinde olan ulusların,

genel istikrarı ilgilendiren konuları konsensüs yoluyla çözebileceği varsayımına

dayanıyordu. 31 Çünkü hukuka dayanmayan güç, kuvvet gösterilerine neden olur;

güçten yoksun haklılık da boş kabadayılıktan ileri gidemez. Genel bir savaşla

kesilmeyen yüzyıllık bir uluslar arası düzen kuran Viyana Kongresi’nin karşı karşıya

olduğu en önemli sorun ve bu kongrenin başarısı da işte bu iki unsurun

birleştirebilmesiydi.32

24

Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008, 605-632, p.622 25

a.g.e., s.606 26

Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.26 27

Metternich, Nachgelassenen Papieren, Cilt:8, s.316 ve devamı, aktaran Henry KISSINGER, Diplomasi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014, s.79 28

Kraehe, Metternich’s German Policy, I, 257–8. On the Messianic tones in some of Metternich’s correspondence see, Zamoyski, Rites of Peace, 98, 117, 122. aktaran Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008, 605-632, p.627 29

Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies, 2008, Vol:31, No:4, 605-632, p.626 30

Peter M.R.STIRK, “The Westphalian model and sovereign euality”, Review of Interntional Studies, 2011, 641-660, p.647 31

Henry KISSINGER, Diplomasi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014, s.75 32

Henry KISSINGER, a.g.e., s.69

8

Viyana düzenlemesinin elli yıl yaşamasının nedeni. Üç Doğu gücünün –Prusya,

Rusya ve Avusturya’nın-, aralarında sağladıkları birliği, devrim kaosunun ve

Fransa’nın Avrupa’daki sultasının önündeki önemli bir engel olarak görmeleriydi.33

Meternich Sistemi

Napolyon sonrası Avrupa’nın nasıl olması gerektiği ile ilgili bir görüşü olan

sadece Metternich idi.34 1815 Viyana düzeni, milliyetçiliğin ve meşrutiyetçiliğin

yaygın özlemini giderme konusunda başarısız oldu. Metternich, devrimi korkunç bir

sosyal felaket olarak görüyordu ve sadece düzen, denge sağlayabilir diyordu.35

Metternich’in zamanında Avrupa Konferansı’na başvurulur ve ayaklanmalar kontrol

altına alınırdı. Bundan böyle diplomasi paylaşılan değerlere değil, çıplak güce daha

çok dayanacaktı. Barış bir elli yıl daha korundu. Fakat her on yılla birlikte gerginlikler

arttı ve silahlanma yarışı hızlandı.36 Metternich’in etkisini, 1840’lı yıllarda bir Anti-

Avusturyalı olan Macar Kossuth şöyle anlatmıştır. “Viyana sisteminin ölü

kemiklerinin toplandığı yerden öldürücü bir nefes bizi esir alıyor ve sinirlerimizi felç

ederek, milliyetçi ruhumuzu öldürüyor.”37 Rusya ve İngiltere’nin desteği ile Avusturya

avrupada uzun süre sistem bekçiliği yapabilmişti.

Bizim toplumumuz yokuş aşağı doğru gidiyor. Metternich ise enerjisini çürüyerek

yıkılacak olan binaları desteklemeye harcıyordu 38 şeklinde düşünenler olduğu gibi

Metternich’in kendisi de savunduğu sistemin sona yaklaştığını görmüştü.

Napolyon’un miras bıraktığı düzensiz yapı üzerine bir düzen kurmak ve bunu

sürdürmenin çok sağlam olmayacağı açıktı. Örneğin 1830 devrimlerinden sonra

Metternich şöyle demiştir “Eski Avrupa sonun başlangıcında. Yeni Avrupa ise

varlığına henüz başlamadı ve bu bitiş ile başlangıç arasında bir kaos olacak.”39

Avusturya’nın bu dönemdeki durumu mıknatıs etkisine benzemektedir. Bazen

hem Rusya’nın hem de İngiltere’nin kendi tarafına çekmek istediği için ortada kalan

bazen de her iki taraf da ötelediği için ortada kalan bir devlet durumuna düşmüştür.

Belki de ortada kalan bir bağ olduğu için Metternich gibi güçlü bir devlet adamı

sayesinde belirleyici olmuştur. İlk durum Şekil-1’de ikinci durum Şekil-2’de

gösterilmiştir. Hem İngiltere hem de Rusya, Avrupa ahengi sınırlarını Manş’tan

33

Henry KISSINGER, Diplomasi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014, s.86 34

Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies Studies, Vol:31, No:4, 2008, 605-632, p.625 35

Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.25 36

Henry KISSINGER, Diplomasi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014, s.87 37

Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.31 38

4 E.L.WOODWARD: Studies in European Conservatism, Part I: Metternich. aktaran Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.35 39

A.PALMER: Metternich, Ch. 15, aktaran Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.35

9

Boğazlara kadar çizen belirleyicilerdir. Bu sebeple şekilde onların kutbu aynıdır.

Yani ya eksi kutuptur ya da artı. Avusturya ise değişebilmektedir. Ancak her iki

durumda da herhangi birisinin yanında yer alamamaktadır. Buradaki çıkmaz şu

olabilir; devletlerin kendi çıkarları zaman geçtikçe Avrupa ortak çıkarının önüne

geçtiği için bireysel hareket etme istekleri artmıştır. Bu da aynı anda aynı şeyi

istemek ya da istememek şeklinde vücut bulabilir. Benzeri bir durum İngiltere-Rusya

ve Osmanlı Devleti arasında da olmuştur.

Sonuç

Napolyon ne yaptığının yeterince farkında değildi, (Milliyetçilik uyandırma ve

yayma konusunda) Metternich ise psikolojik etkisi konusunda yeterince haberdar

değildi. 40 İhtilal ile Avrupa gayri mütecanis bir nitelik kazandı. Eski dönemin küçük

ordularla ve sınırlı manevraya dayanan savaşları, yerini büyük ordularla yürütülen

halk savaşlarına bırakmıştır. Napolyon’un stratejik anlamda getirdiği değişiklikler,

makul siyasi amaçları fazlasıyla aşan hedefler benimsenmesi ve devletlerin siyasi

rejimleri, sadece dış politika amaçlarının yanında önemli bir savaş hedefi haline

gelmiştir.41

Önceleri sadece toprak için yapılan savaşların artık düşünceleri yaymak veya

ideolojik nedenlerle yapılması devletlerin düzenini etkilemiştir. İdeolojilerin içinde

eşitlik ve saygınlık gibi kavramlar da yer almıştır. Avrupa 1648’den sonra eşit

olduklarını anlamaya başlamıştır. 1815’te aynı masaya oturup müttefik, ittifak

kurabilecek olgunluğa erişmişlerdir. 1992’de ise bir arada yaşamak için toplumsal

anlamda ciddi adımlar atmışlardır. Yaklaşık her 170 senede bir evrim yenileniyor

gibi. (1648 Westfalya – 1815 Avrupa Ahengi – 1992 Avrupa Birliği)

Liddell HART’ın sözleriyle “Eğer, sonraki sonucunu düşünmeden sadece zafer

üzerinde yoğunlaşırsanız, varılan barışın yeni bir savaşın tohumlarını içinde

barındıran kötü bir barış olacağı nerdeyse kesinken, barıştan yararlanamayacak

40

Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.31 41

Mustafa AYDIN vd., Uluslar arası İlişkilerde Çatışmadan Güvenliğe, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2012, s.9

ġekil-1: İngiltere ve Rusya’nın Avusturya’yı yanına çekmek istediği durum

ġekil-2: İngiltere ve Rusya’nın Avusturya’yı

yanında istemediği durum

10

kadar yorgun düşebilirsiniz.”42 Viyana Kongresi’nde Fransa’yı daha da ağır şartlar

altında kabul etselerdi belki de Avrupa ahenginin içinde kötülük tohumları baştan

ekilmiş olacaktı. Ancak hemen hemen eşit devletler gibi bir araya gelinmesi ve

kararların buna uygun alınması ahengin ömrünü uzatmıştır. Daha Alman şansölyesi

Bethmann Hollmeg’in 1914 tarihli “Eylül Programı”nda saptadığı savaş amaçlarının

ilanından haberdar olmadan bile pek çok İngiliz için, bu militarist duyguların ılımlı

güçler üzerindeki zaferi gayet açıktı. Bu nedenler yüz yıl önce Fransa

Bonapartizm’den temizlendiği gibi, Almanya’da “Prusyanizm”den de temizlenmeli ve

Avrupa Birliği’nin uyumlu bir üyesi olarak ıslah edilmeliydi. 43

Napolyon bilinçsiz bir şekilde milliyetçilik ve özgürlük akımları yaymış ve

zamanlaması tam da Avrupa’yı değiştirebilecek bir döneme denk gelmiştir. Temel

aktörün devlet haline gelmesi ve eşit olması – eşit olan devletlerin birbirlerini eşit

olarak görmesi ve hareket etmesi – devletler içindeki insanların da bir arada

yaşayabilecek hale gelmesi 1648’den itibaren yaklaşık 350 yıllık bir Avrupa

çalışmasının sonucudur.

Napolyon’un sisteme yönelttiği tehdit Avrupa ahengini, Hitler’in sisteme yönelttiği

tehdit ise Avrupa Birliği’ni doğurmuş olabilir. İdeoloji, her ne kadar Fransız

Devrimi’nden sonra daha geniş güvenlikleştirmeler (ilk olarak cumhuriyetçilerle

monarşistlerin karşı karşıya gelmesi) kurmak için başvurulan bir yol haline gelmiş

olsa da44 her ideoloji karşıtını da yaratmış ve bir sentezle Avrupa bir arada yaşamayı

denemektedir. Güç ve çıkarlar devam etmekle paranın, eğitimin, dilin ortak hale

getirilmesi çalışmalarıyla birlikte tek tek devletlerin de amaçlarının ortak hale

getirilmesi için başarılı çalışmalar yürütmektedirler. Belki de J.J.Rousseau ve Saint

Pierre’nin bahsettiği Avrupa Federasyonu bir gün gerçek olacaktır.

Daha sonra yapılacak akademik çalışmalarda bir sorun olarak düşünülebilecek

sorular ise şu şekildedir. Napolyon karşısında koalisyon oluşturulmasaydı ve

savaşlarına devam etseydi gerçekten milliyetçilik daha da mı yaygınlaşacaktı yoksa

doğu güçlerinin istedikleri gibi bu kez Napolyon’un kendisinin kurduğu monarşik

düzen mi başlayacaktı? Avrupa ahenginin sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesi için

Rusya’nın ve İngiltere’nin her ikisinin de ahenk içerisinde yer alması gerekli bir şart

mıdır?

42

Basil Henry Liddell HART, Strategy, New York, 1974, aktaran Paul KENNEDY, Barışta ve Savaşta Büyük Stratejiler, Totem Yayıncılık, İstanbul, 2014, s.12 43

Paul KENNEDY, Barışta ve Savaşta Büyük Stratejiler, Totem Yayıncılık, İstanbul, 2014, s.46 44

Mustafa AYDIN vd., Uluslar arası İlişkilerde Çatışmadan Güvenliğe, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2012, s.326

11

KAYNAKÇA

Kitaplar

AKAD M.Tanju, Askeri Tarihe Stratejik DüĢünce, Türkiye İş Bankası Yayınları,

İstanbul, 2014.

AYDIN Mustafa, BRAUCH Hans Günter, ÇELİKPALA Mitat, SPRING Ursula

Oswald, POLAT Necati, Uluslar arası ĠliĢkilerde ÇatıĢmadan Güvenliğe, İstanbul

Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2012.

CARR Edward H., Yirmi Yılın Krizi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul,

2010.

KENNEDY Paul, BarıĢta ve SavaĢta Büyük Stratejiler, Totem Yayıncılık, İstanbul,

2014.

KISSINGER Henry, Diplomasi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014.

LEE Stephen J., Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press,

London & New York, 1982.

Makaleler

DWYER Philip G., “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and

Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008,

605-632.

LEVY Jack S., “Hegemonic Threats and Great-Power Balancing in Europe, 1495-

1999”, Security Studies, Vol:14:1, 2006, 1-34.

SCHNEID Frederick C., “Kings, Client and Satellites in the Napolyonic Imperium”,

The Journal of Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008, 571-604.

SHAPIRO Carolyn, “Napolyon and the Nineteenth-Century Concept of Force”, The

Journal of Strategic Studies, Vol:11:4, 1988, 509-519.

STIRK Peter M.R., “The Westphalian model and sovereign euality”, Review of

Interntional Studies, 2011, 641-660.

Ġnternet Kaynakları http://www.acton.org/research/lord-acton-quote-archive, (Erişim Tarihi: 10.12.2014).