napolyon'un avrupa sisteminde yarattığı değişiklik ve napolyon sonrası avrupa
TRANSCRIPT
1
NAPOLYON’UN AVRUPA SĠSTEMĠNDE YARATTIĞI DEĞĠġĠKLĠK VE
NAPOLYON SONRASI AVRUPA ( 1799 – 1848 )
NAPOLEON’S CREATING CHANGE IN THE EUROPEAN SYSTEM AND EUROPE
AFTER NAPOLEON ( 1799 -1848 )
Gökhan ALPTEKİN *
Öz
Avrupa’nın üzerinde zaman zaman ideolojik hayaletler dolaşmıştır. Tüm
Avrupa’yı etkisi altına alan ve uzun süren bu dönemler Avrupa sisteminin yeni bir
evrim geçirmesine neden olmuştur. Her ideolojik hayalet tedirgin edici olmuştur ve
ortak düşman ruhuyla ahenk oluşturulmuştur. Bunlardan biri milliyetçilik ve özgürlük
hayaletidir ve Napolyon görünüşüyle, diğeri ise komünizm hayaletidir ve SSCB
görünüşüyle ortaya çıkmıştır. Napolyon, milliyetçilik ve özgürlük akımlarını bilinçli
olarak yaymamıştır ancak zamanlaması çok önemlidir. Napolyon’dan sonra ne
monarşiye geri dönülebilecek ne de cumhuriyet tam olarak yayılabilecekti. Avrupa
ahengi bir süreliğine sağlanmıştı fakat sonra tekrar kaos başlamıştır. Bu çalışmada
Napolyon sonrası Avrupa’da geri dönüşü olmayan bir değişiklik yaratılmış olduğu
irdelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Napolyon, Viyana Kongresi, Avrupa Ahengi, Metternich,
Koalisyon Savaşları
Abstract
Sometimes there have been ideological ghosts over Europe. This periods, long
lasting and influencing all European states, caused a new evolution in European
System. Every ideological ghost was uneasy and a harmony was formed by creating
a common enemy in the spirit. One of these was the ghost of nationalism and liberty
in the view of Napolyon and the other is the ghost of marxism or communism in the
view of USSR. Napolyon didn’t spread the streams of nationalism and liberty
conscioulsy but his timing was very important, After Napolyon neither returning to
monarchy nor spreading of republics was possible. There was a European harmony
for a while but later chaos began again.
Key Words: Napoleon, Congress of Vienna, European Harmony, Metternich,
Coalition Wars
GiriĢ
Napolyon savaşlarının Avrupa sistemine yönelttiği tehditler sonrasında
koalisyonlar oluşturan büyük güçler uzun sayılabilecek bir süre fikir birliği ile hareket
* Ulusal ve Uluslar arası Güvenlik Stratejileri Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi. E-posta:
2
ZAMAN 1813
DEĞĠġĠKLĠK
YARATMA GÜCÜ
ZAMAN
ĠKTĠDARIN YOZLAġTIRMA
ORANI
1813
Grafik-2: İktidarın Yozlaştırma Oranı Grafiği
Grafik-1: Değişiklik Yaratma Gücü Grafiği
edememişti. Tehdidin büyümesiyle paralel olarak ittifak oluşturma ihtimalleri artmış
ve sonunda bir araya gelebilmişlerdir. Bu makalenin yazılma amacı Napolyon’un
değişiklik yaratma gücü ve iktidarının yozlaştırma oranı arasındaki dengenin
mükemmel oluşu sebebiyle belki de kendisinin bile farkında olmadığı bir sistem
yarattığının değerlendirilmesidir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden
kaynak tarama tekniği kullanılmıştır. Napolyon’un değişiklik yaratma gücü ve
iktidarın yozlaştırma oranı ile ilgili açıklamalar üç grafik üzerinden yapılacaktır.
DeğiĢiklik Yaratma Gücü
İlk grafik zaman ile değişiklik
yaratma gücünü gösteren
grafiktir. Herhangi bir şekilde
yönetme gücü ele geçtiğinde
değişiklik yaratma gücü düzenli
olarak artar ve bir eşik
noktasından sonra bu güç daha
sert bir şekilde azalmaya başlar.
Bunun sebebi muhalefetin,
karşıt güçlerin, tedbirlerini
artırması veya daha iyisini vaat etmesi gibi sebepler olabilir. Burada önemli olan
gücün zirveye ulaşmadan ana hedeflere ulaşılmasıdır.
Ġktidarın YozlaĢtırma Oranı
İktidarın devam etmesi iktidar
sahiplerinin gittikçe daha otoriter ve
daha istediği gibi hareket etmesini
sağlayacaktır. Bu yüzden bir noktaya
kadar bu yozlaşma 1devam edecek ve
bir noktadan sonra iktidar sahibi
iktidarını elde tutmak için daha sert bir
son tedbir alabilecek ve hemen
sonrasında düşüşe geçecek ve iktidarı
teslim edecektir.
1 “İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır.” Lord Acton, Piskopos Mandell Creighton’a
yazdığı 1887 tarihli mektuptan. Bakınız http://www.acton.org/research/lord-acton-quote-archive (Erişim Tarihi: 10.12.2014)
3
Birinci Durum: Napolyon’un Uygulamalarını Benimsetemeyeceği Durum
2.grafiğin 1.grafiğin solunda kaldığı durumda
Napolyon’un değişiklik yaratma gücü yüksektir.
Ancak İktidardan kaynaklanan yozlaşmadan
dolayı desteğini tamamen kaybetmiş olması
durumudur. Bu durumda Napolyon
uygulamalarını gücü olsa dahi benimsetemezdi
çünkü yozlaşma oranı çok arttığı için halk
seviyesinde tepki çekmeye başlamış olurdu.
Hipoteze göre Napolyon bu duruma düşmemişti
çünkü uygulamaları bilinçsizce dahi olsa hayata geçmişti. Napolyon’un gücü hiçbir
zaman ciddi şekilde içeriden halk tarafından tehdit edilmedi. 2 Hatta Napolyon 1789
fikirlerini çarpıtarak dahi yaymış olma ihtimali vardır.3
Ġkinci Durum: Napolyon’un Güç ve Desteğinin Azalacağı Durum
2.grafik ile 1.grafiğin üstü üste çakıştığı
durumda Napolyon değişiklik yaratma gücünün
zirvesindedir. Aynı zamanda iktidarın verdiği
yozlaşma da zirvededir ve kısa zamanda
iktidarı kaybetme tehlikesi belirmiştir. Kısa
zaman sonra gücü ve desteği azalacağı için
Napolyon başarısız olacaktır. Hipoteze göre
Napolyon bu duruma da düşmemiştir.
Üçüncü Durum: Napolyon’un Gücü Yüksek YozlaĢmanın Az Olduğu Durum
2.grafik, 1.grafiğin sağında olduğu durum,
Napolyon’un değişiklik yaratma gücü zirvede
olduğu ve iktidardan kaynaklanan yozlaşmanın
az olduğu durumdur. Yozlaşmanın zirvesine
kadar çok zamanı olup güçten düşene kadar
uygulamalarını benimsetmekte zirvededir.
Napolyon’un zamanlamasının harika olduğu
durum bu durumdur. Daha önce ya da daha
sonra gelebilecek herhangi bir güç veya iktidar Napolyon’un bilinçli ya da bilinçsiz
olarak bu kadar başarılı olmasını sağlayamazdı. Devrimci eşitlik retoriği,
2 Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against
Napoleon ”, The Journal of Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008, 605-632, p.619 3 E.H.CARR, Yirmi Yılın Krizi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2010, s.179
ZAMAN
ĠKTĠDARIN YOZLAġTIRMA ORANI - DEĞĠġĠKLĠK YARATMA GÜCÜ
1813
ZAMAN
1813
ĠKTĠDARIN YOZLAġTIRMA ORANI - DEĞĠġĠKLĠK
YARATMA GÜCÜ
Grafik-3: Napolyon’un Uygulamalarının
Benimsetilemeyeceği Durum Grafiği
Grafik-4: Napolyon’un Güç ve Desteğinin Azalacağı Durum Grafiği
ZAMAN
1813
ĠKTĠDARIN YOZLAġTIRMA ORANI - DEĞĠġĠKLĠK YARATMA GÜCÜ
Grafik-5: Napolyon’un Gücü Yüksek Yozlaşmanın Az olduğu Durum Grafiği
4
Napolyon’un hegemonik amaçları ile tamamen zıttır ve Napolyon’un etkisi
belirsizdir.4 Hegemonyasını kurabilecek kadar güçlenmediği bir durum olduğu için
belki de kısmen Napolyon orduları milliyetçilik ve özgürlük yaydı diyebiliyoruz.
Napolyon’un Yarattığı KarıĢık Durum
Napolyon savaşın teorize edilmesine daima karşı çıkmış olup, “savaş, tüm diğer
sanatları içeren devasa bir sanattır.” ve “politika gibi, bir dirayet meselesidir.”5
demiştir. Savaşa dair bazen sanatsal bazen de bilimsel tasvirler yapmıştır. Örneğin
bir ordunun gücünü F=M.v ile tarif etmiştir.6 Bir ordunun büyüklüğü ve hızı oranında
gücü artacağını düşünen Napolyon üstün taktikler ve disiplin ordunun sayıca
kendinden fazla orduları yenmesine sebep olacağını7 bilerek hareket etmiştir.
M.Tanju AKAD eserinde bu konuyla ilgili şöyle bir açıklama yapmıştır.
Napolyon’un esas yenilgisi operatif değil stratejik düşüncelerindeki
zaaftan kaynaklanmaktaydı. İhtilalin ona sunduğu olanaklarla büyük zaferler
elde etti, ancak bunlarla nasıl bir barış istediği konusunda bir fikri yoktu.
Nasıl bir barış istediğinizi referans almayan hiçbir strateji başarılı olamaz.
Avrupa’nın bir kısmı onun özgürlük getireceğini sandı ve onu iyi
karşılamaya hazırdı; ama Napolyon bunu değerlendirecek bir adam değildi.
Önemli reformlar yapmasına rağmen bir müstebit, üstelik yabancı bir
müstebitti. Bu nedenle özgürlük beklentisiyle ona kucak açanlar, yaptıklarını
görünce göz açıp kapayıncaya kadar direnişe geçtiler.8
Gerçekten de kendisi dahi bilinçsiz bir şekilde bazı akımları yaydığı Avrupa’nın
yeni durumunun ne olacağı belirsizdi. Eğer Napolyon imparatorluğuna devam etmiş
olsaydı belki de tüm Avrupa yeni hanedanlıklar üzerinden monarşiye devam
edecekti. Ancak Napolyon öyle bir yerde durmuştu / durdurulmuştu ki ne monarşiye
geri dönüş ne de cumhuriyetlerin hemen kuruluşu mümkündü. Gerçekten de
Napolyon yeni hanedanlıklar kurma, akrabalarını tahta atama, uydu devletler
yaratma konusunda çok başarılıydı. Önce ast devlet sonra uydu devletler ile Fransız
4 Peter M.R.STIRK, “The Westphalian Model and Sovereign Equality”, Review of International
Studies, 2011, 641-660, p.651 5 The Military Maxims of Napolyon, çev.George D’AGUİLAR (Londra: De Capo Pres Edition, 1995).
İncelenen bu kitabın ilk baskısı 1831’de yapılmış olup, 1901’de William E.CAİRNES, 1987’de David G.CHANDLER’ın giriş ve yorumlarıyla yayımlanmıştır. Peter M.R.STIRK, “The Westphalian Model and Sovereign Equality”, Review of International Studies, 2011, 641-660, p.654 6 Carolyn SHAPIRO, “Napolyon and the Nineteenth-Century Concept of Force”, The Journal of
Strategic Studies, Vol:11:4, 1988, 509-519, p.509 7 Carolyn SHAPIRO, a.g.e., s.515
8 M.Tanju AKAD, Askeri Tarihe Stratejik Düşünce, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014,
ss.88-89
5
Cumhuriyeti genişledi ve zamanla imparatorluğa dönüştü. 9 Bu uydu [satellite states]
veya müşteri devletler [client states] İtalya, Varşova Büyük Dükalığı, Dalmaçya,
Balkanlar, İlluriya İlleri, Rheinbund, Bavaria, Baden, Württemberg, Saksonya,
Westfalya, Napoli Krallığı, Hollanda, 10 gibi devletlerdi. Gerek askeri yardım gerekse
savunma açısından Napolyon için çok önemliydiler. Bu genişlemesini tamamladıkça
özellikle 1805-1812 arasında Napolyon ordusundaki yabancı asker sayısı artmıştır.11
Napolyon’un yükselişi gibi düşüşünün de nedeni atalet değil aşırı aktif
olmasıydı…harekatın karmaşıklığı Napolyon’un bile her zaman altından
kalkamayacağı zorluklara yol açmıştı.12 Tıpkı Hitler’in de son zamanlarda yaşadığı
gibi her kararı kendisinin almaya çalışması ordularında pasif karargahlara yol açtı.
Zafer olmazsa sonunun geldiğini bilen Napolyon’un iki büyük hatası oldu birincisi
İspanya ve ikincisi ise Rusya. 13
Napolyon’a KarĢı Koalisyonlar Dönemi
Avrupa’nın büyük güçleri, herhangi bir güç sistemdeki toplam askeri gücün üçte
birinden fazlasını elde ettiğinde veya hızlı bir şekilde %10’dan fazla gücünü
arttırdıysa, dengelemek için oldukça şiddetli ittifak kurma eğilime girerler. Bu oran
üçte birden düşük ise böyle bir meyilde olmazlar ya da düşük ihtimalle olur. Bu oran
%34 e %66 dır.14 Uzunca bir süre Avrupa güçleri Napolyon’a karşı stratejik bir
işbirliği yaparak emir komuta birliği içerisinde ordular oluşturamamışlardır. Hatta
oluşturduklarında bile bazen farklı devletlerin generalleri ile kralları ya da yöneticileri
arasında sorunlar çıkmıştır.
Araştırmada ayrıca büyük güçler, karada güç toplanmasına karşı birleşme
eğilimi denizde güç toplanmasına karşı olandan çok daha fazladır.15 Bu Napolyon’un
Avrupa karasındaki yayılması tüm devletleri rahatsız ederken Viyana Kongresi’nde
İngiltere’nin neredeyse tüm dünyanın deniz yollarını kontrol etmeye çalışması
sonrasında hemen hiçbir devlet rahatsız olmamıştır.
Koalisyonlar Neden BaĢarısız Oldu?
Viyana, Berlin, St.Petersburg ve Londra arasında 1792-1797, 1799-1801, 1805,
1806-1807, 1809’da olmak üzere gerçekleşen beş koalisyon aralarında işbirliği
9 Frederick C. SCHNEID, “Kings, Client and Satellites in the Napolyonic Imperium”, The Journal of
Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008, 571-604, p.573 10
Frederick C. SCHNEID, a.g.e., ss.571-604 11
Frederick C. SCHNEID, a.g.e., ss.598 12
J.F.C.FULLER, The Conducy of War 1789-1961, Greenwood Pres Publishers, Londra, 1961, ss.54-55, aktaran M.Tanju AKAD, Askeri Tarihe Stratejik Düşünce, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul,
2014, ss.89-90 13
Frederick C. SCHNEID, “Kings, Client and Satellites in the Napolyonic Imperium”, The Journal of Strategic Studies, 2008, Vol:31, No:4, 571-604, pp.598 14
Jack S.LEVY, “Hegemonic Threats and Great-Power Balancing in Europe, 1495-1999”, Security Studies, Vol:14:1, 2006, 1-33, p.27 15
Jack S.LEVY, a.g.e., s.10
6
olmadığı için ortak siyasi hedeflerine ulaşamadı. Bu koalisyonları tanımlamak için
karşılıklı güvensizlik, menfaatçilik, fırsatçılık ve şahsi çıkarcılık gibi ifadeler
kullanılabilirdi.16 Metternich önce Rusya’ya karşı güçlü bir Fransa’nın iyi olacağını
düşündü ancak karşılık bulamayınca Napolyon’un yenilmesi gerektiğini düşündü.17
Çar Alexander ise 1805’te Avrupa’da siyasi sistem kurabilmek için Napolyon’u
sınırlara saygı duyması için ikna etmeli veya zorunda bırakmalı diye düşünüyordu.
Bunu bir yolu merkezde, doğuda ve güneyde tampon devletler yaratmak idi. 18
Görüldüğü üzere aslında güç toplamları Napolyon’dan fazla olabilecek olan
devletler bir araya gelemediği için her biri tek tek Napolyon karşısında belirleyici
olmaktan uzaktı.
Napolyon’un kurduğu Grand Armee tek emir komuta altında toplanabilirken
ittifaklar aslında sayıca daha büyük bir ordu kurabilme gücüne sahipken 1813’ten
önce birleşemediler.19 Kısa süreli koalisyon kurabilen bu güçler askeri anlamda bir
arada hareket etmekte ise oldukça başarısızdı.20 Örneğin Çar Alexander Prusya
ordusu askerlerinin işine karışıyordu. Emir komuta birliği yoktu. Leipzig ile Chaumont
arasındaki sürede dahi koalisyon hedefleri ve hedefe gidecek yollar konusunda fikir
ayrılığına düşmüşlerdi.21
Koalisyonların yenilme sebepleri olarak şu hususlar değerlendirilebilir. Doğu
güçleri tam anlamıyla kendi ordularını ortaya koymadılar, sabırsız davrandılar,
planlama hataları yaptılar, karşılıklı güvensizlik vardı, sığ görüşlülük, siyasi ve
diplomatik isteksizlik.22
Viyana Kongresi
Genelde ittifakların başlangıç tarihi nettir ancak bitiş tarihleri hep belirsizdir.23
Napolyon’a karşı oluşturulan ittifakın da net tarihi vardır ancak bu koalisyon veya
daha sonra adlandıracağımız Avrupa Ahenginin tam olarak hangi tarihte bittiği net
değildir.
12 Temmuz 1813 tarihinde koalisyon güçleri mümkün olduğunca Napolyon ile
savaşmamak, onun yerine alt ülkeleri ile savaşmak konusunda bir ortak strateji
geliştirmişlerdir. Bu stratejik plana Trachenberg Planı denir. Bu doğu güçlerinin ortak
bir stratejik doktrin oluşturmaları yolundaki ilk girişimleriydi. Bu plan Leipzig başarısı
16
Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies, 2008, Vol:31, No:4, 605-632, p.605 17
Philip G.DWYER, a.g.e., s.617 18
Philip G.DWYER, a.g.e., s.611 19
Philip G.DWYER, a.g.e., s.609 20
Philip G.DWYER, a.g.e., s.607 21
Philip G.DWYER, a.g.e., s.625 22
Philip G.DWYER, a.g.e., s.613 23
Jack S.LEVY, “Hegemonic Threats and Great-Power Balancing in Europe, 1495-1999”, Security Studies, Vol:14:1,2006, 1-33, p.22
7
ile sonuç verdi. 24 1813’teki Büyük İttifak bir tereddütten doğdu ve güvensizlik imzaci
devletler arasındaki baskın duyguydu.25 Ancak daha sonra bir arada karar
verebilecekleri bir ortam oluşmaya başladı ve bu süreç Viyana Kongresi’ne kadar
devam etti.
Castlereagh’ın deyişiyle “İngiltere hiçbir bağımsız devletin içişlerine karışmak,
karışmaya yardım etmek yükümlülüğü altına girmez. ”26 Metternich’e göre ise Çar
Aleksandr erkekçe meziyetler ile kadınca zaafların garip bir karışımı. Gerçek
ihtiraslar için çok zayıf, fakat boş şeyler için de çok güçlü biri idi.27 Ayrıca Metternich
ve Alexander her ikisi de kendilerini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyorlardı. 28Bu
kadar zıt ve ilginç şahsiyette kişilerin bir araya gelip bir uyum başlatması önemli bir
başarı olsa gerek.
Kalisch(1813), Breslau(1813), Reichenbach(1813), Teplitz(1813), Troyes(1814),
Chatillon(1814), Chaumont(1814), Fontainebleau(1814) toplantı, kongre ve
anlaşmaları Viyana Kongresine giden yolda prova gibiydiler. 29 Önceki dönemin
aksine harekete geçiren tereddütlerden sıyrılarak bir kongre toplanmıştır. Kongreyi
harekete geçiren düşünceler ise şunlardı haklarında eşit, haklarına eşit saygı, aynı
haklara sahip olmak ve aynı nitelik ve değerde haklara sahip olmak30 Avrupa
Konferansı denilen düzen, bir düzeyde birbiri ile rekabet halinde olan ulusların,
genel istikrarı ilgilendiren konuları konsensüs yoluyla çözebileceği varsayımına
dayanıyordu. 31 Çünkü hukuka dayanmayan güç, kuvvet gösterilerine neden olur;
güçten yoksun haklılık da boş kabadayılıktan ileri gidemez. Genel bir savaşla
kesilmeyen yüzyıllık bir uluslar arası düzen kuran Viyana Kongresi’nin karşı karşıya
olduğu en önemli sorun ve bu kongrenin başarısı da işte bu iki unsurun
birleştirebilmesiydi.32
24
Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008, 605-632, p.622 25
a.g.e., s.606 26
Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.26 27
Metternich, Nachgelassenen Papieren, Cilt:8, s.316 ve devamı, aktaran Henry KISSINGER, Diplomasi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014, s.79 28
Kraehe, Metternich’s German Policy, I, 257–8. On the Messianic tones in some of Metternich’s correspondence see, Zamoyski, Rites of Peace, 98, 117, 122. aktaran Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008, 605-632, p.627 29
Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies, 2008, Vol:31, No:4, 605-632, p.626 30
Peter M.R.STIRK, “The Westphalian model and sovereign euality”, Review of Interntional Studies, 2011, 641-660, p.647 31
Henry KISSINGER, Diplomasi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014, s.75 32
Henry KISSINGER, a.g.e., s.69
8
Viyana düzenlemesinin elli yıl yaşamasının nedeni. Üç Doğu gücünün –Prusya,
Rusya ve Avusturya’nın-, aralarında sağladıkları birliği, devrim kaosunun ve
Fransa’nın Avrupa’daki sultasının önündeki önemli bir engel olarak görmeleriydi.33
Meternich Sistemi
Napolyon sonrası Avrupa’nın nasıl olması gerektiği ile ilgili bir görüşü olan
sadece Metternich idi.34 1815 Viyana düzeni, milliyetçiliğin ve meşrutiyetçiliğin
yaygın özlemini giderme konusunda başarısız oldu. Metternich, devrimi korkunç bir
sosyal felaket olarak görüyordu ve sadece düzen, denge sağlayabilir diyordu.35
Metternich’in zamanında Avrupa Konferansı’na başvurulur ve ayaklanmalar kontrol
altına alınırdı. Bundan böyle diplomasi paylaşılan değerlere değil, çıplak güce daha
çok dayanacaktı. Barış bir elli yıl daha korundu. Fakat her on yılla birlikte gerginlikler
arttı ve silahlanma yarışı hızlandı.36 Metternich’in etkisini, 1840’lı yıllarda bir Anti-
Avusturyalı olan Macar Kossuth şöyle anlatmıştır. “Viyana sisteminin ölü
kemiklerinin toplandığı yerden öldürücü bir nefes bizi esir alıyor ve sinirlerimizi felç
ederek, milliyetçi ruhumuzu öldürüyor.”37 Rusya ve İngiltere’nin desteği ile Avusturya
avrupada uzun süre sistem bekçiliği yapabilmişti.
Bizim toplumumuz yokuş aşağı doğru gidiyor. Metternich ise enerjisini çürüyerek
yıkılacak olan binaları desteklemeye harcıyordu 38 şeklinde düşünenler olduğu gibi
Metternich’in kendisi de savunduğu sistemin sona yaklaştığını görmüştü.
Napolyon’un miras bıraktığı düzensiz yapı üzerine bir düzen kurmak ve bunu
sürdürmenin çok sağlam olmayacağı açıktı. Örneğin 1830 devrimlerinden sonra
Metternich şöyle demiştir “Eski Avrupa sonun başlangıcında. Yeni Avrupa ise
varlığına henüz başlamadı ve bu bitiş ile başlangıç arasında bir kaos olacak.”39
Avusturya’nın bu dönemdeki durumu mıknatıs etkisine benzemektedir. Bazen
hem Rusya’nın hem de İngiltere’nin kendi tarafına çekmek istediği için ortada kalan
bazen de her iki taraf da ötelediği için ortada kalan bir devlet durumuna düşmüştür.
Belki de ortada kalan bir bağ olduğu için Metternich gibi güçlü bir devlet adamı
sayesinde belirleyici olmuştur. İlk durum Şekil-1’de ikinci durum Şekil-2’de
gösterilmiştir. Hem İngiltere hem de Rusya, Avrupa ahengi sınırlarını Manş’tan
33
Henry KISSINGER, Diplomasi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014, s.86 34
Philip G.DWYER, “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies Studies, Vol:31, No:4, 2008, 605-632, p.625 35
Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.25 36
Henry KISSINGER, Diplomasi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014, s.87 37
Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.31 38
4 E.L.WOODWARD: Studies in European Conservatism, Part I: Metternich. aktaran Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.35 39
A.PALMER: Metternich, Ch. 15, aktaran Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.35
9
Boğazlara kadar çizen belirleyicilerdir. Bu sebeple şekilde onların kutbu aynıdır.
Yani ya eksi kutuptur ya da artı. Avusturya ise değişebilmektedir. Ancak her iki
durumda da herhangi birisinin yanında yer alamamaktadır. Buradaki çıkmaz şu
olabilir; devletlerin kendi çıkarları zaman geçtikçe Avrupa ortak çıkarının önüne
geçtiği için bireysel hareket etme istekleri artmıştır. Bu da aynı anda aynı şeyi
istemek ya da istememek şeklinde vücut bulabilir. Benzeri bir durum İngiltere-Rusya
ve Osmanlı Devleti arasında da olmuştur.
Sonuç
Napolyon ne yaptığının yeterince farkında değildi, (Milliyetçilik uyandırma ve
yayma konusunda) Metternich ise psikolojik etkisi konusunda yeterince haberdar
değildi. 40 İhtilal ile Avrupa gayri mütecanis bir nitelik kazandı. Eski dönemin küçük
ordularla ve sınırlı manevraya dayanan savaşları, yerini büyük ordularla yürütülen
halk savaşlarına bırakmıştır. Napolyon’un stratejik anlamda getirdiği değişiklikler,
makul siyasi amaçları fazlasıyla aşan hedefler benimsenmesi ve devletlerin siyasi
rejimleri, sadece dış politika amaçlarının yanında önemli bir savaş hedefi haline
gelmiştir.41
Önceleri sadece toprak için yapılan savaşların artık düşünceleri yaymak veya
ideolojik nedenlerle yapılması devletlerin düzenini etkilemiştir. İdeolojilerin içinde
eşitlik ve saygınlık gibi kavramlar da yer almıştır. Avrupa 1648’den sonra eşit
olduklarını anlamaya başlamıştır. 1815’te aynı masaya oturup müttefik, ittifak
kurabilecek olgunluğa erişmişlerdir. 1992’de ise bir arada yaşamak için toplumsal
anlamda ciddi adımlar atmışlardır. Yaklaşık her 170 senede bir evrim yenileniyor
gibi. (1648 Westfalya – 1815 Avrupa Ahengi – 1992 Avrupa Birliği)
Liddell HART’ın sözleriyle “Eğer, sonraki sonucunu düşünmeden sadece zafer
üzerinde yoğunlaşırsanız, varılan barışın yeni bir savaşın tohumlarını içinde
barındıran kötü bir barış olacağı nerdeyse kesinken, barıştan yararlanamayacak
40
Stephen J.LEE, Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press, London & New York, 1982, p.31 41
Mustafa AYDIN vd., Uluslar arası İlişkilerde Çatışmadan Güvenliğe, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2012, s.9
ġekil-1: İngiltere ve Rusya’nın Avusturya’yı yanına çekmek istediği durum
ġekil-2: İngiltere ve Rusya’nın Avusturya’yı
yanında istemediği durum
10
kadar yorgun düşebilirsiniz.”42 Viyana Kongresi’nde Fransa’yı daha da ağır şartlar
altında kabul etselerdi belki de Avrupa ahenginin içinde kötülük tohumları baştan
ekilmiş olacaktı. Ancak hemen hemen eşit devletler gibi bir araya gelinmesi ve
kararların buna uygun alınması ahengin ömrünü uzatmıştır. Daha Alman şansölyesi
Bethmann Hollmeg’in 1914 tarihli “Eylül Programı”nda saptadığı savaş amaçlarının
ilanından haberdar olmadan bile pek çok İngiliz için, bu militarist duyguların ılımlı
güçler üzerindeki zaferi gayet açıktı. Bu nedenler yüz yıl önce Fransa
Bonapartizm’den temizlendiği gibi, Almanya’da “Prusyanizm”den de temizlenmeli ve
Avrupa Birliği’nin uyumlu bir üyesi olarak ıslah edilmeliydi. 43
Napolyon bilinçsiz bir şekilde milliyetçilik ve özgürlük akımları yaymış ve
zamanlaması tam da Avrupa’yı değiştirebilecek bir döneme denk gelmiştir. Temel
aktörün devlet haline gelmesi ve eşit olması – eşit olan devletlerin birbirlerini eşit
olarak görmesi ve hareket etmesi – devletler içindeki insanların da bir arada
yaşayabilecek hale gelmesi 1648’den itibaren yaklaşık 350 yıllık bir Avrupa
çalışmasının sonucudur.
Napolyon’un sisteme yönelttiği tehdit Avrupa ahengini, Hitler’in sisteme yönelttiği
tehdit ise Avrupa Birliği’ni doğurmuş olabilir. İdeoloji, her ne kadar Fransız
Devrimi’nden sonra daha geniş güvenlikleştirmeler (ilk olarak cumhuriyetçilerle
monarşistlerin karşı karşıya gelmesi) kurmak için başvurulan bir yol haline gelmiş
olsa da44 her ideoloji karşıtını da yaratmış ve bir sentezle Avrupa bir arada yaşamayı
denemektedir. Güç ve çıkarlar devam etmekle paranın, eğitimin, dilin ortak hale
getirilmesi çalışmalarıyla birlikte tek tek devletlerin de amaçlarının ortak hale
getirilmesi için başarılı çalışmalar yürütmektedirler. Belki de J.J.Rousseau ve Saint
Pierre’nin bahsettiği Avrupa Federasyonu bir gün gerçek olacaktır.
Daha sonra yapılacak akademik çalışmalarda bir sorun olarak düşünülebilecek
sorular ise şu şekildedir. Napolyon karşısında koalisyon oluşturulmasaydı ve
savaşlarına devam etseydi gerçekten milliyetçilik daha da mı yaygınlaşacaktı yoksa
doğu güçlerinin istedikleri gibi bu kez Napolyon’un kendisinin kurduğu monarşik
düzen mi başlayacaktı? Avrupa ahenginin sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesi için
Rusya’nın ve İngiltere’nin her ikisinin de ahenk içerisinde yer alması gerekli bir şart
mıdır?
42
Basil Henry Liddell HART, Strategy, New York, 1974, aktaran Paul KENNEDY, Barışta ve Savaşta Büyük Stratejiler, Totem Yayıncılık, İstanbul, 2014, s.12 43
Paul KENNEDY, Barışta ve Savaşta Büyük Stratejiler, Totem Yayıncılık, İstanbul, 2014, s.46 44
Mustafa AYDIN vd., Uluslar arası İlişkilerde Çatışmadan Güvenliğe, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2012, s.326
11
KAYNAKÇA
Kitaplar
AKAD M.Tanju, Askeri Tarihe Stratejik DüĢünce, Türkiye İş Bankası Yayınları,
İstanbul, 2014.
AYDIN Mustafa, BRAUCH Hans Günter, ÇELİKPALA Mitat, SPRING Ursula
Oswald, POLAT Necati, Uluslar arası ĠliĢkilerde ÇatıĢmadan Güvenliğe, İstanbul
Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2012.
CARR Edward H., Yirmi Yılın Krizi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul,
2010.
KENNEDY Paul, BarıĢta ve SavaĢta Büyük Stratejiler, Totem Yayıncılık, İstanbul,
2014.
KISSINGER Henry, Diplomasi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2014.
LEE Stephen J., Aspects of European History 1789-1980, Routledge Press,
London & New York, 1982.
Makaleler
DWYER Philip G., “Self –Interest versus the Common Cause: Austria,Prussia and
Russia against Napolyon ”, The Journal of Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008,
605-632.
LEVY Jack S., “Hegemonic Threats and Great-Power Balancing in Europe, 1495-
1999”, Security Studies, Vol:14:1, 2006, 1-34.
SCHNEID Frederick C., “Kings, Client and Satellites in the Napolyonic Imperium”,
The Journal of Strategic Studies, Vol:31, No:4, 2008, 571-604.
SHAPIRO Carolyn, “Napolyon and the Nineteenth-Century Concept of Force”, The
Journal of Strategic Studies, Vol:11:4, 1988, 509-519.
STIRK Peter M.R., “The Westphalian model and sovereign euality”, Review of
Interntional Studies, 2011, 641-660.
Ġnternet Kaynakları http://www.acton.org/research/lord-acton-quote-archive, (Erişim Tarihi: 10.12.2014).