lord palmerston'un osmanlı toprak bütünlüğünü koruma siyaseti [lord palmerston's...

30

Upload: independent

Post on 11-Mar-2023

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Hıceüepe Üniversitesi Türkiyat AraşhrmalınKurucusu: Prof.DI. M. Cihat ÖZÖNDER

Hıceıtepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmalan Enstiti,ısü adma§ıhibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürii: Yunus KOÇ

Dın§mı KuruluATABEY, Öğ.Göİ.Dr. lbünim @6şkent Ü.)BARAN, Doç.Dr. Aylin cörgün (t{acğttep€ Ü.)

BAş'IÜRK, Prof.Dr. Mehmet (Atatürk Ü.)BozBEYoĞLU, ProfDr. sibel (Hacettep€ Ü.)

ÇAÖLAR, ProfDr. Aıi (Hacettep€ Ü.)

ÇAKIN, Prof.Dr. Irfan (Hacettepe Ü.)

ÇOBANoĞLU, ProtDr. Ö. (Hacettep€ ü.)DoĞAN, ProtDr. Abide (Hacettepe ü.)EFEGIL, Yrd.Doç.Dr. Ertan (Beykent Ü.)Eı(E& Doç.Dr. süer (Başkent Ü.)ERciLAstJN, Prof.Dr. Bilge (Hacettepe Ü.)ERGAN, Prof.Dr. Nevin Giingör (Hacettepe Ü.)ERoL, ProtDr. Burçin (Hacett€pe Ü.)HoRATA, ProiDr. osİrıan (Hac€ttepe Ü.)isBi& Prof.Dr. Eyüp c. (Gazi Ü.)KARASoY, Doç.Dr. Yakup (s€lçuk Ü.)KUTLAR ocUZ. Doç.Dr. F. s. (Hacettepe Ü,ı

MEDE& Doç.Dr. Mehmet Fatih (Pamukkale Ü.)MüDERRjsoĞLU. Yrd.Doç.Dr. F, (Hacetı€pe ü..)

Öz, Prof.Dr. Mehmet (Hacettepe Ü.)ÖzDEMiR, Pİof.Dr. M. Çağatay (Gazi Ü.)ÖZDEN, Doç.Dr. Mehmet (Hacettepe Ü.)ÖZKAN, Prof.Df. Nevzat (Erciyes Ü.)SAĞLAM, Yrd.Doç.Dr. serdü (Hacettepe Ü.)sEzE& Yrd.Doç.Dr- Ayten (Hacettepe Ü,)

ŞAMAN, Yrd.Doç.Dr. Nermin (Hacettepe Ü.)TAŞKIRAN, Prot Dr. Cemaletıin (Künkkale Ü..)

TIJNA, Prof.Dr. Korkut (istanbuı Ü.)üREKLI, Prof.Dr. Bayram (selçuk ü.)YALÇIN, ProfDI. Semih (c6zi Ü.)YILDIRİM, Prof.Dr. Du§un (Hacettepe Ü.)YILDV, Doç.Dr. Musa (cazi Ü.)YÜ'I6EL, Doç.Dr. Mehmet (Ankaİa Ü.)

Editorler: Üıkü ÇELiK ŞAVK, Yunus KoÇ

Yıyn Kurulu: Elren ALPASLAN, Mikail cENGlz, Özkut ÇoBANOĞLU, Erkio EKREM,Hakan KAYNAR, Yunus KoÇ, Ülkü ÇELİK ŞAvK Fatma TÜRKYILMAZ

Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Arışhrma_tın ISSN: 130$.5992Türkiyal Araştırmaları Dergisi, Hacettepe Universitesi Tiirkiyat Araşhrmalan

Enstitiisü himayesinde ylda iki kez yayımlanan Hıkemli, Yerel ve Süre|i bir dergidt.Türkiyat Araştırnaları Dergisi'nde yaymlanan yazılarda ifade edilen göriişlerin

sorumluluğu yazar|arna aittir. Yazı|ar, iki alan uzmaıınm "yayımlanabilir" onayındansonra Yayın Kurulu'nun son karan ile yayımlanır. Gönderilen yazılaı yayımlansrn veyayayımlanmasın iade edilmez.

İngitizce Editörü: Evren ALPASLANKapık Ta§arımr: serdar SAĞLAM, Şeref ULUoCAK

ıdıre yeriHacettepe Üniversitesi Tiirkiyat Araşhrmaları Enstitiisü, 06800 Beytepe ANKARA

Tel:03|2.297 67 7|-297 67 72Be|geç: 0312. 297 67 7 |

e-posta: [email protected]

Bısımcr: Hacettepe Ünivelsitesi Hastaneleri Basımevi 06l00, Sıh.}ıiye-AnkaraTel:0 312 3l0 97 90 E-posta: [email protected]

Bısrm Tırihi : (l5.05.2008)

Türkiyat AraştırmalarrYıl: 4, Sayı: 7, Gtlz 200'l

içixorrir,nnErHn EkremKao-Ch'ang Devleti: Kuruluşu ve Y ılışt/ The State of Kao-Ch'ang:Estıblishment and Collapse......................... .............................................5

Suıt üntüİlk Ttlıkçe Kul'an Tercümelerinde Geçen "Gtln" Kavrar Üzerine/ TheConcepl of 'day' in the First Translations of Quran................

Mustafı ArslınGüfti'nin Hilye-i Hasenelm ve Aşere_i Mübeşşere'si/ The "Hilye" and'Aşere-i Mübeşşere" of Gufti

Hü§eyİn DoğrımıcroğluAka Gündüz'iln Yaymlanmamış Milll Mücadele Hik6yeleri/ AkaGiindllz's Unpublished Stories on War oflndependence

Merıl Demıryürek1897 Tiirk-Yunan SavaŞ'nm Seryet-i Fijnun ve Kokonoz-AkbabaGazetelerine Yansımalaı/ The Reflections of the l 897 Turkish-Greekwar on the servet-iFtİnurL Kokonoz and Aİbaba Newspapers ........................... l23

Bayrım soy[,ord Palmerston'un osmaıılı Toprak Bütünlüğ{lnü Koruma Siyasefi/Lord Palmerston's Policy ofthe ottoman Territorial Integrity

Fahri TemizyürekÇocukta Dil Gelişim Siireci/ The Duration of Child's Language

Sılih ÖzçamcıTiııklerin Göçebeliği Hakkında Birkaç Not/ Some Notes on üe NomadicTurkish Tribes....... .................................177

33

79

lo,1

l4l

l69

yaam kurallan l85

LORD PALMERSTON,IJN OSMANLI TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜKORUMA SİYASETİ

Bayram SOY

Öze"Palmerston'un İngiliz siyasetinde söz sahibi olduğu

dönemde (l830-1865), Osmanlı topraklarındaki İngiliz çıkarlaniçin Fransa potansiyel tehıikeydi, ama fiili tehdit Rusya'dangeldi. Mısır İsyanr ve Kınm Savaşı Palnerston'un Rusya'yı,Karadeniz ve Boğazlardan uzak futarak, Hindistan yolu veİngiliz ticaretini güvence altına alma mücadelesiydi. Busavaşlarda göriın{ıIde osmanlı Devleti'nin bütiinlüğü korundu,ancak gerçetie İngiliz çıkarlan savunulmuştu. Palmerston,seleflerinin belirlediği osmaıh toprak bütiınlüğiınü korumapolitikasını, takip ettiği siy6setle vazgeçilmez kılarak,haleflerine devretti. Neredeyse bir yüryıl süren bu siyaset,ancak Osmanh Devleti'nin "93 Harbi"nde Rusya'ya ka4ıuğradığı heziınetle sarsıldı.

Anıbtır kellmeler: Lord Palmerston, Osmanlı Devleti,İngiltere, osmaıh Toprak Bütiinlüğü, Diplomasi.

Lord Palmerston'§ Policy of the oftomın TerrıtorİalIntegrtty

Ab§tractDuring the period when Palmerston was in charge

(1830-1865) of the British politics, France wa§ potentiallydangerous for the British interests in the Ottoman territories,but the actual tİreat came from Russia. The Eg5ptian Revoltand the Crimean War were Palmerston's struggles, by keepingRussia away from the Black Sea ond üe Bosphorus, for the

security of the Indian route and the British trade. During thesewan apparently the integrity of üe Ottoman Empire wassecued, but in fact, the British interests were defended.Palmerston proved the Ottoman integrity policy, which wasdecided by his predecessors, to be indispensable by his politicalpractices and pa§sed it on to his successor§. The policy, whichlasted almost a century, was only shatt€red by the rout of the

Ottoman armies against the Russians in the war of l877- l878.

Key words: Loıd Palmerston, ottoman Empiıe, Britain,Ottoman Territorial Integİity, Diplomacy.

l42 Türkiyat Araş tırma lar ı

"Bizim ezeli ve ebedi dost iledüşmanlarımız yoktur.

İngiltere' nin menfaatleri ebedtdirve vazifemiz bunlorı gözetmeklir."

PALMERSTONGiriş

Osmanlı-İngiliz ilişkilerinin çok eski bir geçmişi vardır. 16. yüzylınodalannda ticaret sayesinde başlayaı münasebetler, Britanyaİmparatorluğu'nun doğudaki gelişmesiyle doğru orantılı olarak, siyasi bolut dakazanarak artmıştır. Öyle ki, Osmanh Devleti'nin "en uzun yüzyılı"l veakıbetindeki en etkili iki ülkeden biri İngiltere olmuştur. Buna rağmen, Tüktarihçileri arasında, son yıllarda bu konu hakkında yapılan çalışmalarda artışolduğu hdtde, İngiltere tarihi ve Osmanlı_İngiliz ilişkileri hakkında belirgin birilgisizlik göze çarpmaktadır.2

1774'te Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanan Küçük KaynarcaAntlaşması'na kadar Osmanlrİngiliz ilişkileri ticari çerçevede yürümekteydi.Bu antlaşmayla birlikte Rusya gibi gelişmekte olan bir gücün Karadeniz'de üskurma hakkını elde etmesi ve buradan Boğazlan geçerek Akdeniz'e inmeihtimali İngilizleri endişelendirmişti. Çünkü Doğu Akdeniz'de yoğun ticarifaaliyetleri olan İngiltere, burada kendisine ciddi bir rakip istemiyordu.J

l798'de Napolyon'un Mrsır'a çıkması da İngiltere'yi rahatsz etti. Butarihten itibaren İngilizler, bölgede muhtemel Rus tehdidinin yanında, bir deFransız tehdidiyle yiizleşmek zorunda kaldı. Böylece, dönemin İngilizBaşbakanı Genç Pitt'ten Salisbury'ye uzanan bir süreçte, İhgiltere'nin OsmanlıDevleti ile ilgili siyaseti, Osmanlı Devleti'nin geleceğini düşiinmekten ziyade,tamamen İngiliz çıkarlarına endeksli olarak, Osmanlı topraklannınbütiinlüğünün korunmasr şeklinde belirlenmiştir. Bu çerçevede, 1878 yılınakadar devam edecek İngiliz dış politikasının, Osmanlı Devleti ve mücaviralanıyla ilgili sınnları belirlendi. Ruslann Osmanlı Devleti'nin aleyhinegenişlemesi, İngiltere'nin ticari ve siyasi menfaatlerine aykınydı veengellenmesi gerekiyordu. Fransızlarla ise, hem doğuda hem de batıdamücadele edilmeliydi. Bu zaman zarfında, Yunan isyanında Yunanlarrn

l Bu kavramı oluşturan eser için bk. (ortaylı 1983).

' osrrıanlı-ingiliz ilişkileri liz€İinde, bu uzun ve önemli geçmiş hakkmda, Türk tarihçileri taİafündan yapılmlş,yayımlanan baa çalışma|ar şun|ardr: (D€rcli l95l; Kurat 1958; Kütükoğlu I 1974; Kiiİkçüoğlu 1978; Bağüş1984).r Nitekim bu arıtlaşmadan soffa, l79o yılına ait bir ingitiz raporund4 osmanll topraklannın Rus kontrolünegirmesi durumunda, Rusların ingilizlere osmarılıIar kadal cömei davranmayacağı ve bu topraklaİdakiticaretle gelişen Rusya'nın donanmasinın muazzam büyuklüğe ulaşabileceğine dikkat çekilmeldedir (Bağışl999: 48).

Lord Palmersıon'un osmanlı Toprak Bütİinlüğünü Koruma Siyaseıi l43

desteklenmesi gibi istisnai durumlar yaşansa bile, aşağda da görüleceği gibi, bubile İngiliz menfaatlerinin korunması temel noktasından hareketle olmuştu.

Şüphesiz osmanlı Devleti'nin bütiinlüğü siyaseti, ingiliz devletadamlannın tamammın katıldığı bir politika değildi. Ancak gelişmeler busiyasetin lehinde olanlann elini giiçtendiriyordu. Mesela. l833'te Osmanlılar ileRuslar arasında imzalanan Hünkir İskelesi Antlaşması, Ingiltere'de, özelliklePalmerston'da, bir traı.rna etkisi yapmış ve Rus düşmanllğını kemikleştirmiştir.Yani, söz konusu siyaset, tam anlamıyla Palmerston'un dışişleri bakanı vebaşbakan olduğu dönemlerde (l830-1865)a ifadesini bulmuştu. Söz konusudönemdeki siyasi gelişmelerin tam seyrinin bahsinin, bir makalenin hacminiaşacağı açıktır. Bu sebepten, bu çalrşmada söz konusu dönemdeki siyasigelişmelerin a5mnt§rna girilmeksizin, Palmerston'un Osmanlı toprakbütiinlüğünü koruma siyasetini etkileyen ve belirleyen olaylar, ana hatlanylaonun olaylara yaklaşımr çerçevesinde ele alınacaktır.

Mısır isyanı: ilk Safhı

Emperyalizm ile milliyetçilik, 19. ynryıl, siyasi olaylannı açıklamadakullanılan sihirli kavramlardır. Dönemin hadiselerini izü ederken bu ikikavramı kullanmamak neredeyse imkinsızdır. 19. yiizyıl Avrupasını alt üst eden

milliyetçiliğin etkisiyle, 19. yilzyılın başında Osmanlı hdkimiyetindekiBalkanlar da kaynamaya başlamıştı.s Her büyük devlet, gücü nispetindemüdahale ederek buradaki durumdan faydalanmaya.çalışıyordu. l822'de patlak

veren Yunan isyanı da aynl amaca hizmet etti. Ingiltere, Rusya ve Fransabölgede nüfuz kazanmak için isyana müdahil oldular.

Yunan isyanı çıktığında Ruslar, Tuna deltasında yaşayan Osmanlıtebaası Rumlar vasıtasıyla nüfuzunu Mora yanmadasına genişletmek istedi.

Önce Castlereagh, sonra da Canning, Ruslara engel olmak için, başlangıçtaOsmanh Devlİti'nin yanında yer almayı arzıılamışlar, fakat İngilizkamuoyunun, antik Yunan hayranhğ nedeniyle, Rum yanlısı bir tavır içindeolması buna engel olmuş ve beş yıl sonra da Rumlar lehinde müdahale etmekzorunda kahnmıştır. İngiltere, Rusya ve Fransa'nın Rumlara yardım aınacıyl,a

aralannda Temmuz l827'de imzıladıkları antlaşma, Navarin Baskını'ndaOsmanlı-Mısır donanmasının imhası ile neticelenmiş, bu da bir Osmanlı-RusSavaşı (l828-1829)'na sebep olmuşfu. Savaşın sonucunda Yunanistan'ın

n Palmerston'un D§işleri Bakanlığı, İçişleri Bakanllğı ve Başbakanhğt şu dönemlerdedir: Dışişleri Bakanıl83o-1834, l835-1E4l, l84Gl85l; içişleri Bakanı 1852-1855; Başbakan l855-1858, l859-1865.

' Baıkanıardaki bu harekğliliğin en önemli d,Ş aköru Rusya idi. Rusya'n,n büyük biİ giiç olarak ortaya

çıkması osmanlü-Alİupa ilişkilerini derinden etkitedi ve osmanh-Rus ilişkilerinde ingiltere, Fransa ve bellibir ölçüd€ Avusfuİya'y! ambulucu konumuna yerleştirdi (KaDat 2002| 49|). (Bu makale

http://sit€.ebrary.conı/lib/gaz7 Doc?id= ! 009060 &ppg:504 adresinden temin edilrniştir.)

144 Türkiyat Araş nrmaları

bağımsızlığını kazanması, duygusal ve tarihi nedenlerden dolayı, Batı'damemnuniyetle karşılandı (Webster I l951: 83-84).

İngiltere'nin söz konusu isyan sırasındaki amacı, önemli ölçüdekamuolunun baskısı nedeniyle, büyiik ve kendi kontroltlnde bir Yunanistan'ınkurulmasıydı. Çiinkil Yunan bağımsızhğı görüşmelerinin yapıldığı dönemdeİngilizler, Rusya'ya set olabilmesi için, böyle bir fikri savunmuşlardı(Temperley 1936: 59; Webster I |95l: 260; Southgate: 1966: 5-7,22). HattaPalmerston, büyük ve güçlü bir Yunanistan'ın bu görevi düa iyi yapacağınıdüşündüğünden, Yunan srnrnnın Arto-Volo hattına kadar uzatılmasını, Girit'indahi Yunanistan'a bağlanmasını ve Samos'un da muhtariyet kazanmasrnristiyordu (Anderson 1966: 76). Fakat yeni kurulacak devlet tizerindeİngiltere'nin yanında, Rusya ve Fransa da söz hakkına sahipti ve bir Yunan kralıseçme konusunda çıkmaza düşmüşlerdi. Palmerston ilk defa Dışişleri Bakanı(1830-1834) olduğunda durum buydu. Onun yürilttüğü ve altı ay siirenmiizakerelerden sonra üç büyük güciin gaüntörlüğü altında Bavyera Krah'nınoğlu otto, Yunanistan kralı olarak belirlendi (Webster l 1951: 270 Southgate|966: 23). Böylece Yunanistan, Balkanlarda osmanlı Devleti'nden bağımsızlıkkazanmak suretiyle kopan ilk toprak parçası oluyordu.

Yunan bağımsızlığıyla, II. Mahmud ile Mısır Valisi Mehmed Ali Paşaarasındaki siirtiişme de giin yüzüne çıku. Çünkiİ padişah, 1828_1829 osmanlı-Rus Savaşı'nda Mehmed Ali Paşa'nın, yeterince Osmanlı Devleti'nidesteklemediğini düşünüyordu. Osmanlı Devleti, Navarin'de donanmasınrkaybettikten sonra, Rusya ile ykıcı bir savaşa girmişken, Mehmed Ali Paşasınırlı bir destek göndermenin haricinde, kendi donanma ve ordusunugüçlendirmeye girişmişti. Nitekim Yunan meselesi kapandığında, Mehmed AliPaşa her bakımdan Osmanlı Devleti'nden düa güçlüydü (Webster I |95|:274).Bu sırada, Mehmed Ali Paşa'nın tanm reformlanndan bunalarak Filistin'ekaçan fellahlann iadesi, problemin kıvılcımı oldu. Mehmed Ali Paşa'nın oğluİbrahim Paşa'nın söz konusu köylüleri geri almak için l831'de Filistin'esaldırmasıyla, Mısır isyanı başladı. Aslında mesele hiline gelen köylülerdenziyade, Mehmed Ali Paşa'nın Suriye'deki kereste ve ipek ticaıetini kontrolaltrna alma arzusu bu saldmdaki itici güçtti (Anderson 1966: 78).

Mısır isyanınrn ayrıntılan, yukanda da beliftildiği gibi, bu çalışmanınkonusu değildir. İsyan burada, Osmanlı Devleti'ne büyük güçlerin yardımı veMısır'a müdahalesini getirmesi bağlamında önemlidir. Mehmed Ali Paşa'nınordularının oglu İbrüim Paşa kumandasında Kütahya'ya kadar ilerleyipİstanbul'u tehdit etmesiyle, büyiik güçler devreye girdi. Yunan isyanına yapılandış müdüalede olduğu gibi, yine büyük güçlerden İngiltere, Rusya ve Fransasaiıneye çıktı. Ancak bu defa, Fransa gönülsüz de olsa, söz konusu giiçlerOsmanh Devleti'nin yanındaydı. Fakat her birinin kendisine göre bir planıvardı.

Lord Palmerston'ım osmanh Toprak Büıünlüğünü Korıma Siyaseıi 145

Bu dönemde Rusya, Akdeniz'e inme konusunda ihtiraslı olmasrnarağmen, Osmanlı Devleti'nin henüz yıkılması taraftan değildi. Bu sebepten,Mehmed Ali Paşa'nın Osmanlı'ya salünp başarılı olması Rusya'yıendişelendirmişti. Rusya'yı korkutan, hem İstanbul'un Paşa'nın eline geçmeihtimali, hem de Akdeniz'e inme hayallerini engelleyebilecek yeni ve güçlü birDoğulu devletin oluşınasıydı. Bütiin bu tehlikelerin hayata geçmemesi lçinRusya statiiko yanlısı bir tavır aldı (Temperley 1936: 58). Fakat lehine cereyanedecek firsatlan kaçırmayacağı da açıktı.

Palmerston'un Dışişleri Bakanı olarak ilk göreve geldiği bu dönemdeonun için Şark meselesi, ancak deniz giicüyle halledilebilecek, tamamenAkdeniz temelli bir sorundu.6 İngiltere'nin ordusu kiiçüktii, ama güçlü ordularasahip Awsturya, Fransa ve Rusya ancak İngiliz donanmasının izin verdiğiölçüde Kuzey Afrika ve Suriye kıyılanna çıkabilirdi. Palmerston dış siyasetindedonanmaya o kadar önem atfediyordu ki nerede bir İngiliz vatandaşı tehlikeyedüşse İngiliz savaş gemileri oraya hareket etmeli ve İngiliz çıkarlan korunanakadar orada kalmalıdır diyordu. Bu Palmerston'un "gambot diplomasisi" idi(Lowe 1998: 49). Bu bağlamda Palmerston'a göre, Akdeniz'in doğusunda dabatısında da öncelikle kontrol edilmesi gereken güç, aynı zaırıanda bir denizgücü olan, Fransa idi. Fransa ile Mısr vilayetinin ilişkileri malumdu. MehmedAli Paşa'nın reformlannda hep Fransız danışmanlar baş aktördü. Eğer bu ikili,güçlerini birleştirirlerse Kuzey Afrika, Agadir'den İskenderiye'ye; DoğuAkdeniz'de ise Yafa'dan İskenderun'a kadar bunlann kontrolüne girecekti.7Mehmed Ali Paşa'nın İstanbul'u ele geçirmesiyle Ege de kontrolden çıkacaktı.Bunun sonucunda Osmanlı Devleti bağımsızlık ve bütiinlüğiinü kaybedecek,böylece Hindistan yolu hem denizden hem de karadan tehlikeye düşecekti(Temperley 1936l. 61-621.E Bu ise, İngiliz ticareti açısından kesinlikle kabuledilemezdi.

Rusya ile Fransa'nın İngiliz çıkarlan için arz edeceği tehlikeninyanında, Mehmed Ali Paşa'nm Osmanlı Devleti'ni tehdit eder hAle gelmesi,hatta Doğu'da t^ze bir giç olarak onun yerini alma ihtimali, İngiltere açrsındanciddiye ahnmasl gereken bir durumdu. Gelişen demiryolu taşımacıhğı Hindistanyolu için önemli bir altematif teşkil ediyor, bu da yine Mısır'ı kaçınılmaz olarakönemli kılıyordu (Bell 1966: 179). Mısır'ın önemine ve Mehmed Ali Paşa'nıngüciine rağmen, Kasım 1832'de Palmerston, lI. Mahmud'un Mehmed Ali

u Doğu Akdeniz'deki ingiliz ticareti gittikçe artmaktaydı. Buhaİh g€milerin yaygınlaşmasüyla, Hindistan'aeski ye|kenli gemilerin rota§ı olan Ümit Bumu'na alternatif yollar bulıİıak gereknişti. Bu, ya süveyş_Kzıldeniz rotast, ya da suriye-Fımt-Basra K6fezi yolları olabilirdi. ilkine Fransa'dan, ikincisine deRusya'dan engel çıkabilirdi, Fakat Mehmed Ali Paşs her iki altematife de set oluşturma potansiyeline sahipti(seton-watson 1945: ı92).7 zaten İngihere için Mı§r meselesi, yine bir ba§ka Fransız tehlikesi sonucunda, 1798'deki Napolyon'unMısr'a ç*masıyla başlam§tt. bk. (webster l l 95 l : 276).

' Mehmed Aıi Paşa'n- Suriye'yi ele geçirmesinin ingiliere açüsndan sakmcalan hakkmda a}tca bk. (Lowe1998: 44).

146 Türkiyat Araştırmalan

Paşa'dan düa iyi bir reformcu olduğunu düşündüğünden,g Osmanhlanndesteklenmesinden yanaydı. Çiinkü reform meselesinden de öte, Mehmed AliPaşa'nın planlannın kaçınılmaz olarak Osmanh Devleti'nin dağılmasına neden

olacağına inanıyordu (Southgate 1966: 62). Palmerston'un tercihini belirleyenetken, İstanbul kapısını İngiliz ç*arlanna uygun olarak, kimin daha iyikoruyacağıyla alakahydı. Bununla kastettiği de, gerçekte Hindistan yolunun

korunmasıydı. Çilnkü 19. ynzyılda İngiltere İmparatorluğu demek Hindistan

demekti. İmparatorluğu savunmak demek, Hindistan yolunu sawnmak demekti.

Hindistan'a giden her yol hayati öneme sahipti. Bunun da ötesinde,

Uzakdoğu'daki ticari çıkarların kontrol edilmesi dahi, Hindistan sayesinde

mümkün oluyordu (Southgate 1966: 153). Bu sebepten, Palmerston'un II.

Mahmud'u daha iyi bir reformcu kabul etmesi, onun idaresindeki OsmanhDevleti'nin, Hindistan yolunu İngiliz menfaatlerine uyacak bir şekilde, daha iyikoruyacağına dair inancından kaynaklanıyordu.

Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa, Osmanh ordusunu mağlup

edip Kütahya'ya, dolayısıyla. İstanbul'a dayanınca, 3 Kasım l832'de II.

Mahmud, asi paşasına karşı İngiltere'den yardım istedi. Ancak Palmerston,

İstanbul'daki Büyükelçisi Stratford Canning'in de ısrarlı talebine rağmen, birfilo göndermeyi reddetti ve Fransa ile ortak şekilde silaiıh arabuluculukyapmanm yollannı aradı. Bundan sonuç çıkmaynca İngiliz Dışişleri Bakanı

§uUt lllj'te sadece diplomatik destek verilmesini kararlaştırdılo ve OsmanlıDevleti'ne bu karar ancak 7 Mart l833'te bildirildi. Palmerston'un Padişü'ıntalebi üzerine donanma gönderememesinin iki sebebi vardı: İngiliz kamuoluhenüz Rusya ile çatışmaya hazır değildi, ki donanma İstanbul'a gönderildiğinde

bu kaçınılmazdı. Diğer ve daha önemli sebep, İngiliz donanması Belçika ve

Portekiz açıklannda meşguldü (Temperley |936:. 63-64; Seton-Watson 1945:

l75; Webster I 1951: 278; Anderson |966: 79). Aslında Palmerston, söz konusuisyaııın bütiin Avrupa için arz ettiği tehlikenin farkındaydı, fakat hükümetialışılmışın dışında tepkisiz kalmıştı (Lowe 1998:. 44). Buna rağmen Mayısl833'te, gerekiğinde İstanbul'a yardım edebilmesi için, Fransızlarla beraber,

Çanakkale açıklarında beklemek üzere bir filo gönderilmişti. Ancak çok geçti.

Çünkü Şubattan itibaren bir Rus filosu zaten Boğaziçi'nde idi.

İngiltere'den cevap beklenirken Ocak l833'te Rusya, OsmanhDevleti'ne yarüm teklif etmişti. Çar I. Nikola (l825-1855), Osmanlı

'ingiltere'de osmanlı Devleti'nin reform yapnra kapa§itesine dair olümlu kanaatin oluşmasındaki baş etken

ista;buı Büyükelçisi stratford Canning'dir. onun ingiltere'deki muadili de Palmerston'dur (cecil 1927: 148).

canning'in bu dönemde osmanlı Devleti'ndeki nüfuzıı ve itibarı hakkında bk. (cevdet Paşa I l99l: 39; Lane-

Poole l999:81).l0 tsu sırada, in]kantar el v€rmese de, Palmerston'un zihninde ne yapacağı netleşmişti. Mıs['ın osmanlıbağlannı gevşetmesine ve suriye'yi ele geçirmesine izin verilmemeliydi, ingiliz Dışişleri'nin birinci önceliği,

Pala'nın Hindistan yolunun kontrolünü ele geçirmesini engellemekli. Bu plan icra edilirken, osmanlı Devleti

de Avrupalı uzmanla. .ezaretinde modemleŞtirilecek ve ingiliz subaylann yardımıyla da ofdu ve donanma

cğitiıecekti (B€ll l966: l8l).

Lord Palmerston'un osmanh Toprak Bütiinlüğünü Koruma Siyaseıi |4,1

Devleti'nin yıkılışınn yakın olduğuna inanıyor, fakat Mehmed Ali Paşa isyanıs€bebiyl€ de, Osmanhnn yıkrlmasını istemiyordu. Çünkü bunun Avrupa'daciddi karışıklıklara neden olacağını tahmin edebildiği gibi, güneyinde Mısırpaşasl gibi, emellerine set çekebilecek, giiçlü bir komşu da istemiyordu. İşte buşartlar altında Rus Dışişleri Bakanı Nesselrode'un talimatıyla İstanbulBüyfüelçisi Butenev, padişahın talep etmesi durumunda Rus filosununİstanbul'a gelebileceğini bildirdi (Anderson 1966: 80-8l). Çaresiz kalan II.Mahmud, can düşmanının bu teklifini 2 Şubat l833'te kabul etti. Şubat sonundabir Rus filosu İstanbul önlerine demirlediğinde, mesele İngiltere ve Fransa içindaha endişe verici bir h6[ almıştı (Temperley 1936: 65). Şüphesiz bu teklifinkabut edilmesinde İngiltere'nin Yunan isyanı slrasında takındığı tavnn da etkisivardı. Bu tavır ister istemez Osmanlılan Rusya'ya yönlendirmişti (Lane-Poolel999: 80). Denize düşen, yılana sanlmrştr.

Palmerston'un buna tepkisi gecikmedi. Mehmed Ali Paşa'yı, Fransa ileberaber Iskenderiye'yi bloke etmekle tehdit etti. Fransa, Rusya'ya karşıydı,fakat daha rahat nüfuz edebilmek için Mısır'ın bağımsızlığını tercih ederdi. Buise Palmerston'un kesinlikle karşı olduğu bir durumdu. Büyük devletlerarasındaki açmızl II. Mahmud'un verdiği tavizler aştı. 5 Mayıs l833'teimza|anan Kütahya Antlaşmasıyla Mrsrr, Tarsus ve Suriye vilayetleri MehmedAli Paşa'ya, Adana da oğlu İbrahim Paşa'ya bırakıldı. Böylece, İngiltereaçısından, Fransa'nın Mısrr'r bağımsız yapma amaclna engel olunmuş veRusya'nın da İstanbul'da bulunma sebebi geçersiz kılınmıştı. Bunun maliyetiAdana, Suriye ve Tarsus'un kaybedilmesiydi. İleride Osmanlı Devletitarafından geri alınıp alınamayacağı da meçhuldü (Temperley l936: 65).

Rusya, İstanbul'a gelmesinin karşılığını 8 Temmuz l833'te imzalananHiink6r İskelesi Antlaşması ile aldı. Buna göre, Rusya ile Osmantı Devletiarasında ittifak ve banş sağlaruyor ve Rusya Mehmed Ali Paşa'nın tekrarsaldırması durumunda yardım vaat ediyordu. Antlaşmaya eklenen bir gizlimadde, savaş durumunda Osmanlı Devleti'ni Boğazlan kapatmakla yükümlükılıyordu. Bu durum Rusya'ya hayati bir fayda sağlayacak (Temperley 1936:70-71) ve Karadeniz'i tehlikeli durumlarda düşman güçlerden uzak tutacaktı.

Palmerston'a göre, bu antlaşmayla sağlanan Boğazlann savaş sırasındakapatılması şartr, zaten eski bir durumdu ve Padişah Ruslan davet etrnedenonlar Boğaz'dan geçemezlerdi. Yani Rusya yeni bir şey elde etmemişti. Fakatendişe ettiği nokta başka gizli maddelerdi. Buradan yola çıkılarak daha tehlikeliuzlaşmalann sağlanabileceği Palmerston'un en büyük korkusuydu. Rusya'nınnüfuzunu artrrarak Osmanlı Devleti'ni parçalayacağına inanıyordu. Busebepten, antlaşmanın tasdik edilmesini engellemeye çalıştı. Fakat beyhude birçabaydı bu (Temperley 1936:71-72; webster I 1951: 306; Anderson 1966: 86).Ruslann Boğaz'a girmesi ve antlaşmanrn engellenmesi için hiçbir şeyyapllamamlştl ve bunun İngiltere'deki etkisi büyilktü. Hünkir İskelesi

l48 Tü r k iyat Araş ı ırma l arı

Antlaşmasl, İngilizlerin Ruslara yaklaşımında gerçek bir döniim noktası olmuşve Ruslara karşı keskin bir düşmanlık oluşturmuştu (Temperley 1936: 74;

Bailey 2006: 199). Aslında Yakın Doğu'da İngiliz-Rus gerginliği olağan birdurumdu. Fakat son olaylar ve Hünkör İskelesi Antlaşması'nın da etkisiyle, Rusotokasisi ve muhafazakArhğı da, İngiliz radikal ve liberalleri arasrnda,

Rusya'ya karşı düşmanlığı körüklemek için kullanılmaya başlanmıştı. Sözkonusu antlaşmanın Ruslar tarafından Osmanlı Devleti'ni yıkmak içinkullanılacağ İngiliz basınnda siirekli işleniyordu. Aynca Rusya'ya karşıduyulan düşmanlık Mehmed Ali Paşa'ya da yönlendirilmişti. Çünkii Ruslannİstanbul'a gelmesine o sebep olmuştu (Anderson 1966: 86-87).

Palmerston'a göre Htlnkar İskelesi Antlaşması, muhakkak benzerinitelikte, daha genel bir antlaşma ile birleştirilerek geçersiz kılınmalıydı (Bailey2006: 231). Öyleyse söz konusu antlaşma, Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığınıbeş büyilk güç tarafindan garanti eden ve Mehmed Ali Paşa'yı da, Mısır'daailesine daimi hüktimranlık veren bir tavizle, Suriye'den çıkaracak yeni birdüzenlemeyle tadil edilmeliydi. Mehmed Ali Paşa, elbette gönüllü olarakSuriye'den çıkmayacaktı. Fakat beş büyilk guç, olmazsa İngiltere, Fransa veAıusturya, o da olmazsa İngiltere ile Fransa'nrn çık demesi durumunda

çıkacaktı, çıkmak zorunda kalacaktı (Bell 1966: 296). Böylece Palmerston, butarihten itibaren Boğazlan uluslararası statüye kavuşfurana kadar, tavizsiz, hafianeredeyse takntılı bir şekilde Osmanlı Devleti'nin yanında yer alacaktır.

Palmerston Hünkör İskelesi Antlaşması'nı engelleyememiş, fakat

benzer bir krizde ne yapacağına dair karannı netleştirmişti. 1 1 Temmuz l833'teAvam Kamarası'nda yaptığl konuşmayla, gelecek bir nesil boyunca devam

edecek İngiliz siyasetini de belirlemiş oluyordu. Kararlılıkla şöyle demiştipalmerston:

"Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığı, Avnıpa banşı ve İngilizmenfaatleri için son derece önemlidir. Rusların Osmanlı Devleti'ni elegeçirmesi, bu ülkenin Hristiyanlaşmasına vesile olacak olsa bile bu fayda,

Osmanlı'nın dağılmasının Avrupa'da sebep olacağı olumsuz sonuçlarladengelenecektir. Bu sebepten bana göre, [İngiliz] hükümeti Rusya'nınOsmanlı Devleti'ni paylaşmak için yaphğı bütiin teşebbüslere karşlkoymalıdır. Eğer gerekirse, Mrsrr paşasrnın, padişahın herhangi birtoprağını elinden almasını engellemeyi de vazife olarak görmemizgerekir. Osmanh Devleti'nin bütilnlüğü ve bağımsızlığı Avnıpa'dakisükünetin, özgilrlüğün ve güç dengesinin korunması için gereklidir."(Southgate 1966: 65)

Büyük devletler için, ister memnun, ister gayrimemnun, Mısır meselesi

stikünete kaıuşmuştu. Fakat II. Mahmud, Mehmed Ali Paşa'ya mağlup olmayıaşağılayıcı bulmuştu. İntikam almak için firsat kollamaya başladı. Bu amaçla

Lord Palmersıon'un osmanlı Toprak Büıünlüğünü Koruma Siyaseıi |49

Padişah, Namık Paşa'yı Ağustos 1834'te Londra'ya göndererek, Mehmed AliPaşa'ya karşı İngilizlerin fiili desteğini almak istedi. Görüşmede PalmerstonNamık Paşa'ya ilgi göstermiş, reformlara devam edilmesi tavsiyesindebulunmuş, fakat Mehmed Ali Paşa meselesinde bir şey yapabilmek için çok geç

olduğunu söylemiştir. Ona göre yapılabilecek en iyi şey onun ölmesinibeklemekti (Webster I l95l: 341). Çünkti Palmerston, reformlara çok önem

veriyordu ve bunlann yapılabilmesi için de Osmanlı Devleti'nin kargaşadan

uzak tutulması gerekiyordu. Ruslar da, farklı bakış açısndan, Osmanlrnnsavaşmasml istemiyordu. Mehmed Ali Paşa'ya karşı yapılacak bir savaş, yaOsmanh Devleti'ni daha güçlendirip Rus tahakkümünden kurtaracak ya daBoğazlara Mehmed Ali Paşa'nın yerleşmesini sağlayacaktı. Bu ise Osmanhiizeinde de facto bir himaye oluşturduğunu düşiinen Rusya'nın hiç işinegelmiyordu. Bu sebepten, Ruslar da mevcut dunımun korunmasındanyanaydılar (Anderson 1966: 89-90).

İngiltere ile Rusya'nrn, II. Mahmud'un Mehmed Ali Paşa'yasaldrrmasını engellemedeki ortak tavırlan bu iki ülkenin anlaştıklan anlamrndayorumlanmamalıdır. Bilakis, Palmerston'un Rusya'ya kaışı olan güvensizliği,Kasım l835'te Osmanlı Devleti'ni korumak amacıyla Rusya'ya karşıFransızlara yaptığı ittifak teklifinde de bir kez daha kendini belli etmişti. Ancakbu teklif, Fransa'nrn reddi ve İngiliz kabinesindeki kayısızlık nedeniylesonuçsuz kaldı. Hilbuki, l833-1838 yıllan arasında Rus donanmasındakaydedilen gelişme, İngiltere açısından gerçekten tedirginliği aşacak bolııttaydı.Bunu da göz önünde bulundurarak Palmerston'un doğrudan Rusya ile çatışmaniyeti yoktu. Fakat hem Rusya'ya hem de Mehmed Ali Paşa'ya karşı OsmanlıDevleti'ni reformlarla güçlendirme fikri, gün geçtikçe güçleniyordu. Palmerstonkatiyen idari anlamda bir değişiklik düşünmüyordu. Amacı silahlı kuwetlericanlandrmak, iktisadi ve idari mekanizmayı güçlendirrnekti (Anderson 1966:

91-92). Ancak bu şekilde Osmanlı Devleti'nin direncinin artınlabileceğine veayakta kalacağına inanıyordu.

Palmerston'un Mehmed Ali Paşa'ya karşı düşmanlığı, Ruslara kaşıhissettiğinden geri değildi. 1838'deki düşüncesine göre, biraz da mübalağalı birifadeyle, Mehmed Ali Paşa Mısır halkrnı fakir ve zengin olarak ikiye bölmüştii.Zenginleri tek başına Mehmed Ali Paşa'nın kendisi temsil ediyordu, gerikalanını da fakir bırakmıştı (Webster I 195|:275). İşte bu Mehmed Ali Paşa'yakarşı siyasi ve askeri olarak bir şey yapılamamıştı ama ticaıi olarak bir darbevurulabilir, zenginliği elinden alınabilirdi. Osmanh Devleti'ndeki tekellerden enfazla faydalanan Mısır'dı. Paşa, bu yolla gittikçe palazlanıyordu. Kaynailarıkesilirse, buradan ıurulabilirdi. Nitekim 1838 Balta Limanı Antlaşması böylebir etki yaptı.ll Bu antlaşma iki amaca hizmet edecekti: Birincisi, hedeflendiği

ll Bu darbe aynl zamanda Rusya'ya da vurulmuştu. Çilnkü bir rapoİa göre lngilizlerin Ruslardan aldığı mallar,bu antlaşınanın 8etirdiği avantajlafla, osmanlı Devleti'ndcn de temin edilebilirdi. Bunun iki tar.flı faydası

l50 Türkiyal Araş tırmal ar ı

gibi, Mehmed Ali Paşa'nın mal gücünİın önemli bir kısmını teşkil eden tekelleriortadan kaldırarak Pışa'yı zayıflatacak ve Doğu Akdeniz'deki İngiliz ticaretininönündeki en büyiik engel ortadan kalkacaktı.l2 İkincisi, İngiliz hükümeti vekamuoyu nezdinde Osmanh Devleti lehine bir hava oluşfuracak ve bu amacrgüden Reşid Paşa'nın da işini kolaylaştıracaktı (Webster II 1951: 553).13

Nitekim tekellerin kaldınlması Mehmed Ali Paşa'yı gerçekten zor durumadüşürdü. Asi Paşa, Osmanlı Devleti'ne karşr durabilmek için beslediği çoksayıdaki askerin masrafını karşılayamadı ve mali zorluğa düştii (Cevdet Paşa I

1991: 7). Bu ticaret antlaşması ıynı zamanda eski devletçi Osmanhekonomisinin liberal ekonomiye geçişinin de taahhüdüydü (Karpat 2002: 491).Bunun en bariz göstergesi, geleneksel olarak ihracı yasak olan hububat gibiiiriinlerin ihracına izin verilmesiydi (Kütiikoğlu I 1974:109). Bu çok önemli birtavizdi. Kim ne derse desin, Balta Limanı Antlaşmasl Ponsonby'ın birdiplomatik zafariydi. Fakat Padişah da durumdan memnundu, çünkü Rusdesteğinin yanında, artık İngilizleri de arkasına almışh (Southgate 1966: 121).

Mehmed Ali Paşa'ya karşı gönülsiiz de olsa İngiltere'nin yanında olanve her tilrlü zorluğu çıkaran Fransa, Balta Limanı Antlaşması'na başlangıçtaMehmed Ali Paşa'yı zlyl-flatacağı gerekçesiyle olumlu bakmadı. Ancak 25Kasım l838'de kendisine de aynı şartlarda bir ticari antlaşma bahşedilincetereddütleri ortadan kalktı. Rusya ise, bu antlaşmayı İngiltere'nin OsmanlıDevleti'nde kendisininkine benzer bir nüfuz elde etme çabası olarak algıladı.Fakat Mısır'ın bağımsızlığnı kazanması düa kötii olacalı:tı. Bu sebepten,Mrsrr'r zayrflatacak bu diizenlemeye ses çıkarmamayı yeğledi (Kütiikoğlu Il974: ll5-117).

Palmerston'un, Mısır isyanının ilk saflıasında, Belçika ve Portekiz'demeşgul oldukları için, İngiltere'nin lehine müdüalelerde bulunamadığıyukanda belirtilmişti. Fakat bunun haricinde, 1835-1839 yılları arasındaOsmanlı Devleti ile ilgili planlannda tam başanlı olamadığı birçok konu oldu.Mesela, İngiliz nüfuzunu artıracak ve Rusya'nınkini azaltacak Osmanlıreformlannrn yüriitiilebilmesine çok az katkı sağlayabildi; Mehmed Ali Paşa'yıdurduramadı; yeri geldiğinde karşı koymak, yeri geldiğinde de uzlaşabilmekiçin Rusya'ya karşı yeterince sert olamadı; Londra'yı Avnıpa diplomasisininmerkezi yapma ve Hiinkdr İskelesi Antlaşmasını tadil etme çabalarında da birsonuca ulaşamadı (Webster II l95l: 525-526). Bu başansızlığa rağmenPalmerston, reformlann yürütiilmesinin yanmda, Osmanlı Devleti'nin

olacaktı: Ticari olarak Ruslaf zayıflatılacak, osmaıılılar giiçlendirileciki. Böyle bir ticari antlaşmayü eldeetmek istanbul'daki İngiliz Büyiikelçisi Ponsonbyln d&t yllınl aldt (webster II t95l: 548).

" Tekeııerin kaıkmasının Mehmed Ali Paşa'ya zaİar vereceği düşitncesi hakkında ayrıca bk. (seton-watson1945| l95; Anderson l966: 93; Kütilkoğlu I 1974: l00).t] Reşid Paşa, Rusya il€ yapılacak biı savaşta yalnüz kalmamaya özen gösteriyoıdu. Bunu sağlayabi|eceği enmuhtemel ülke de lngi|tere idi. Çünkii Reşid Paşa'nın ingilizler nezdinde itiban },iiksekti (cevdet Paşa I t99li24).

Lord Palmerston'un osmanlı Toprak Büıünlüğünü Koruma Siyaseti l5l

kurtuluşunun ancak, öncelikli olarak güçlü bir donanma oluştulmasıylamümkiin olacağını düşilnüyordu. Ona göre, bunu başaıabilmek için de İngiltere,birkaç denizci subayı Osmanlı donanmasına göndermeli ve Padişah daönyargılanndan annarak donanmasında bu işten anlayan Rum denizcileri deistihdam etmeliydi (Webster II l95l: 547).

Palmerston, ne II. Mahmud'un ne de Mehmed A[i Paşa'nın mevcutdurumdan mernnun olmadıklannm farkındaydı. Fakat İngiltere'nin menfaatleridaha öncelikliydi. Ona göre, Hindistan yoluna bağımsız bir Arap krallığı yerine,Osmanlı Devleti sahip olmalıydı. Bunu sağlamak için de İngiltere Padişah'ınordusunu, donanmasrnı ve mali işlerini yeniden diizenlemesine yardrmetmeliydi. Osmanh Devleti reformlannı tamamlayana kadar da Mehmed AliPaşa ile savaşmamalıydı. Osmanlıdan gelen ittifak teklifleri sonucundaPalmerston, bu doğultuda Padişah'ı uyaımış ve bütiln gayretini reformlaraharcamasınr tavsiye etmişti (Bailey 2006: 215). Mısır paşasının da aynı konudadikkati çekilmeliydi. Bunun için, Mehmed Ali Paşa'nın yanhş bir fikekapılmasını engellemek amacıyla, Mısır'daki İngiliz temsilcisi AlbayCampbell'a, hiikümetinin sadece Osmanh Devleti'nin dağılmasmı engellemeye

çalışmadığını, herhangi bir paıçasının kopmasına da kaışı olduğunu ve bunuMehmed Ali Paşa'ya açıkça söylemesi bildirilmişti (Seton-Watson 1945: l78;Bailey 2006: 231). Görevi bu olan Campbell, Mehmed Ali Paşa ile yakın ilişkikurmuş ve maksadı aşarak onun üdesindeki bir hilafetin, hem Osmanlı Devletihem de İran'ı Rus boyunduruğundan kurtaracağına dair şahsi fikrini Londra'yabildirmişti. Bundan hiç meınnun olmayan Ponsonby, Palmerston'u ikna ederekCampbell'ı geri çağırtmş ve Aralık l839'da onun yerine Rus karşıtlığıylabilinen Albay Hodges'ın atanmasını sağlamıştı (Seton-Watson 1945: 196-197).

İngiltere'nin Osmanlı Devleti'nin yardım ve ittifak taleplerini geri

çevirmesi ve isyana müdahale etmemesi eleştiri konusu da olmuştu. Meselenin

çözümünden çok sonra Palmerston, Alusturya Şansölyesi Mettemich'inİngiltere'nin müdahale etmesi durumunda böyle bir sonınun yaşaırmayacağına

dair sözleri iizerine yaptığı bir yorumda, Avusfurya Şansölyesine hak vermeklebirlikte, bunun kesinlikle kendi hatası olmadığmı, kabineyi ikna etmek için her

şeyi yapüğlnı, ama başansız olduğunu söyledi. 1840 yılında ise, daha da ilerigiderek, İngiltere tarihi bolunca dışişlerinde hiçbir zaman Grey kabinesininyaptığı kadar büyük bir hata yapılmadığını iddia etti (Webster I l95l:283-284).Belli ki, Doğu Akdeniz'deki İngiliz çıkaılarının ne ölçüde tehdit altında olduğuyeterince anlaşılamamlştı.

Palmerston'un Mısır meselesiyle ilgilenmek için çok imkAnı olmadı. Enazından 1837 yılına kadar asked olarak yapabileceği çok şey yoktu. l839'daHfüümdar ve Paşa'sı tekıar kapışınca, önceki yıllann tecrübesiyle, daha başanhbir şekilde müdüale edebildi (Webster I 1951: 548). Geçen zaman, Doğusorunu ile ilgili Palmerston'a çok şey öğretİnişti.

l52 Türkiyat Araş l ırma I ar ı

14 Mehmed Aıi Paşa'nln bağımsızlığa karar vermesindeki önemli s€beplerden biri de Balta LimanıAntlaşmasüyla Müsıİ tekelleİinin kaldırılmasü ve bu yolla zaafa uğrayacağını anlamaslydl (southgate 1966:12l).

Mısır İsyanı: İkinci SaIha

Palmerston, II. Mahmud ile Mehmed Ali Paşa arasında uzun soluklu birbarışın olmayacağının bilincindeydi. Çünkü her iki taraf da Suriye'de askerbulunduruyordu ve mevcut durumdan tatmin olmamışlardı, Mehmed Ali Paşa,bütiin planlarını İngiltere'nin bozduğunu düşünüyordu. Eğer İngiltere kenditarafında olsaydı, her şeyi başarabilirdi. Ama onun müalefetine rağmen birhareköta girişmesi de söz konusu olamazdı. Eğer İngiltere kendisini desteklesebaşka kimseye ihtiyacı yoktu, bütiin dünyayı bile karşısına alabilirdi (Temperley1936: 90-91). İngiltere'den yüz bulamamasma rağmen, Mayrs 1838'de MehmedAli Paşa bütiin cesaretini toplayarak bağımsızlığını ilan etmek istediğiniaçıkladı.Ia Daha önce çeşitli vesilelerle zaten uyarılmıştı, fakat Paşİ'yıvazgeçirme teşebbüsleri sonuçsuz kalınca Palmerston açıkça onu tehdit etti.Eğer Mehmed Ali Paşa bağımsızlığını ilan eder ve bu durum Osmanlı Devletiile silahlı bir çauşmaya dönüşürse. İngiltere hiç tereddüt etmeden büttin gücüyl€II. Mahmud'un yanında yer alacak ve devletin dağılmasına izin vermeyecekti(Temperley 1936:921' Seton-Watson 1945: 197-1981, Southgate 1966: l22).Mehmed Ali Paşa zaten en çok İngiltere'den çekiniyordu. Palmerston'un butavrı üzerine geri adım atrnak zorunda kaldı.

Palmerston, Mısır paşasına hiç iyi gözle bakmıyordu, fakat İstanbul'daRusları görmektense şüphesiz Mehmed Ali Paşa'yı görmeyi tercih ederdi. Mısırisyanında, gerekmesi durumunda, pekili Mehmed Ali Paşa'ya da yardımedebilirdi. Fakat bu, İngiliz çıkarlarıyla uyuşmuyordu. Osmanlı Devleti budönemde oldukça zayıftı, heniiz ilga edilen Yeniçerilerin yerini alacak güçlü birordu dahi oluşturulamamıştı. Yani İngiltere açısından yönlendirilmesi dahakolaydı. Fakat Mehmed Ali Paşa yaptığı reformlarla güçlenmişti. AyncaSuriye'ye yerleşmiş olması nedeniyle, Rusya ile ittifak yapması durumundaHindistan yolu da tehlikeye düşecekti. Doğu Akdeniz'de siirekli büyüyen İngilizticareti açısından Fırat yolunun değeri de oldukça fazlaydı ve Mehmed Ali PaşaPaşa'nın askerleri Halep'te olduğu sürece İngiliz ticareti bundan olumsuzetkilenecekti (Temperley 1936: 93-94). Kısacası Osmanlı Devleti'nin yaşaması,her açıdan İngiltere'nin lehineydi ve yaşatılmalıydı. Onun için Palmerston,Osmanh Devleti'ni beş büyük gücün ortak himayesinde on yıl barış içindetutabilir ve bu siire zarfında da onun iç işlerini yoluna koymasına yardımcıolabilirlerse, hatırı sayılır bir güç olmaması için hiçbir sebep olmadığınıdüşiinüyordu. Osmanlı Devleti hakkında çöktiiğü, takatsiz bir vücut veya ölü birbeden olduğuna dair söylenen sözleri ise, tamamıyla boş laf olarakdeğerlendiriyordu (Seton-Watson l945: l95-196; Bell 1966: 29l).

Lord Palmerston'un osmqnlı ToPrak Büıünlüğünü Korama Siyaseti 153

Palmerston, Osmanlı Devleti'nin sükunet içinde reformlan yürütmesiniisteyedursun, II. Mümud maddi ve manevi kayplarının telafisinin peşindeydi.Padişah savaş istiyordu, ancak bunda İngiliz Büyükelçisi Ponsonby'ın daküçümsenemeyecek katklsı vardı. Büyükelçi Padişü'ı, hiç sevmediği MehmedAli Paşa ve Ruslara karşı siirekli kışkırtıyordu. Bunun farkında olan I. Nikola,Mettemich'den, ilişkileri iyi olan İngiliz hükümeti nezdinde teşebbüse geçerekPonsonby'ın görevden alınmasına aracılık etmesini istemiş, fakat Mettemichbunu ciddiye almamıştı (Seton-Watson 1945: 195, l97). İşte bu şartlar altında,1838 yılının sonunda Reşid Paşa, daha sonra da Nuri Paşa Londra'ya giderekİngilizlerle bir taslak savunma anlaşması üzerinde çahşmışlardı. Padişah'ınamacı Mehmed Ali Paşa'ya karşı girişeceği bir saldında İngiltere'nin askeridesteğini almaktı. Fakat bu antlaşma taslağı asi valiye karşı saldınyısnırladığından, ittifak görüşmeleri kesildi. Çünkii Nuri Paşa'ya göre, herhangibir ittifak antlaşması, eğer Mehmed Ali Paşa'nın imhasını içermiyorsa,yapılmasrnm da hiçbir anlamı yoktu (Temperley |936: 98-99; Seton-Watson1945: 196). Görüşmelerden bir netice çıkmaması üzerine, Avnıpalıların, amaözellikle İngilizlerin çok hoşuna gidecek, bazı reformlan kapsayan GülhineHattı Şerifi 3 Kasım l839'da ilan edildi. Amaç, Asi Paşa'ya karşı Avrupa'nındesteğini almak ve kayıpları telafi etmekti (Davison 2003: l22, l73).

Palmerston'un Mısır isyanının ilk saftıası sonucunda İngiliz çıkarlannıntam korunamadığını ve bu durumun değiştirilmesi gerektiğini düşündüğüyukanda belirtilmişti. Osmanlı Devleti'ne sakin olma telkinlerinde bulunanPalmerston sürekli, mümkiin olduğunca az patrt|ya sebep olacak birmüdahalenin firsatını kolluyordu. Durumda değişiklik arayışları için yapılangörüşmelerde, Rusya'nın Mehmed Ali Paşa'ya dost olmadığını ve ona karşı güçkullanılmasına onay verebileceğini anladı. Fransa, mecbur bırakılmadıkçakesinlikle böyle bir onaya yanaşmayacaktl. Pragmatik Palmerston tarafdeğiştirdi ve Rusya'ya yanaşh (Temperley 1936: 97). Artık müdahaleye uygunanın gelmesi kollanacaktı. Fakat Rusya'nın İstanbul'da sahip olduğu avantajdannasıl vazgeçirileceği meçhuldü, Çünkii o da Mehmed Ali Paşa'ya, İstanbul'dakinüfuzu zarar görmesin diye müdahale edilmesi düşüncesindeydi.

Bu arada Mısır'ın Osmanlr Devleti'ne ödemesi gereken yıllık vergidebir aksama olunca, zaten firsat kollayan taraflar bu bahaneyle tekrar savaşatutuştu. Başlangıçta taraflar baş başaydı. İsyanın itk aşamasındaki senaryotekrarlandı ve Osmanlı ordusu Nizip'tel5 yine yenildi ve Osmanh donanmasr dakaçarak İskenderiye'ye demirledi. Bunun iizerine, sonraki gelişmelere seyircikalamayacak beş büyiik devlet (ingiltere, Fransa, Rusya, AWsfurya ve Prusya),bir araya Belerek 27 -28 Temmuz 1839'da taraflara bir nota gönderdi ve

|5 Bu savaş Fransız basınında coşku ile karşülanmış vo ingiltere ile onun koruduğu osmanlı Devleti'ne karşıbir Fransız zaferi olarak kutlaİmrştır ve bu zaferin kazanımlarının geniş|etilmesi beklenmiştiİ (Bell 1966:298\,

l54 Türkiyat Araş t ırma ları

kendilerine danışmadan başka bir hareköt yapılmaması istendi (Temperley1936: 108; Anderson 1966:96).16 Bu aşamada Palmerston'un Rusya'ya olangüvensizliği, yakınlaşmaya rağmen devam ediyordu. Bu sebepten Ponsonby'a18 Temmuz l839'da, Rusya'nın bir bahaneyle Boğaz'a girmesi durumunda,İngiliz filosunu Çanakkale'den geçirme talimatını verdi (Anderson 1966: 96).

Ruslar zor durumda yakalanmıştı ve Hünkir İskelesi Antlaşması'na dayanarakyardım edecek hAlleri de yoktu. Böylece, yapılan görüşmeler sonucunda,Boğazlann statiisünün değişmemesi şartıyla, büyük güçlerle birlikte hareketedeceği taahhüdünde bulundu. Fransızlar ise, Mehmed Ali Paşa'nın silahzoruyla Suriye'den çıkanlmasna kesinlikle muhalif olduğunu bildirdi.Fransa'nın bu tavnna karşı, 5 Ocak 1840'da İngiltere Fransa'ya, Rusya ileMehmed Ali Paşa'nrn sadece Mısır ile sınırlandınlması konusunda anlaştıklannıve Avusturya ile Prusya'nın da kendilerini desteklediğini söyledi. Bu aradaFransa'da hiikümet değişmiş ve Soult yerine Thiers kabineyi oluşturmuştu.Fakat uzlaşmaz tavırda bir değişiklik olmadığı gibi, Fransızlar alternatif bir planda sunmuyorlardı (Anderson 1966: 98-100). Fransızlar, zorunlu müttefikti.Olaylan kendi istedikleri doğrultuda değiştiremediklerinden, onlar içinçözümsüzliik, en iyi çözümdü.

15 Temmuz l840'da dört büyük güç Londra'da, Palmerston'un etkisialında, Boğazların kapatılması ve Mehmed Ali Paşa'ya, daha ileriye gitmemesikarşılığında Mısır ile birlikte Suriye'nin irsi hükiimranlığını teklif etınekonusunda anlaştılar (Lowe 1998: 45). Eğer Paşa bu teklife uymazsa, Suriye de

elinden gidecekti. Nitekim Mehmed Ali Paşa bu teklifi kabul etmeyince

çatışmalar tekrar başladı. İngiliz destekli Osmanh birlikleri ve filosu MehmedAli Paşa'yı dize getirdi. Bu askeri sonuçtan ziyade, Palmerston'un l840'ta diğerbüyiik güçlere karşı kazandığı diplomatik zafer çok önemliydi.l7 Şartlan, İngilizçıkar|anna hizmet edecek aşamaya getirmek için zorlamıştı. İngiliz dışişleribakanları arasında, George Canning hariç tutulursa, buna benzer bir zıferkazanan yoktu. Palmerston bunu başanrken sadece Avrupa'da değil, kendiülkesinde de yılnız kalmıştı (Webster II 1951: 595). Palmerston Londra'ydiplomasinin merkezi yapttğı için başanh oldu. Aynca, Avusturya ve Rusya'yıkendi tarafına çekmişti. Fransa da onlan takip etmek zorunda kaldı. Kuıduğu buyakın ilişki ağı, büyük güçlerin Osmanlı Devleti'nin bütiinlük vebağımsızlığının korunmasr konusunda, birlik olmalanyla sonuçlandı (Webster II195l:622).

Çar I. Nikola, Mehmed Ali Paşa'ya karşı İngiltere ile birlikte hareketetmek isterken, saminiydi. Çünkii Paşa'nm yenilmesi aynı zamanda Fransa'nrn

'u Bütiin bü}ük güçleİ ortak nota veİmişlerdi, ancak gerçek an|amda uyıışma sadece ingiltoe ile Fmnsaa.asındaydı (cecil 1927: l5l).17 Palne.ston'un 183,|-1839 yıllan arası izlediği siya§etin taçlandınlmastydı bu mutabakat. söz konusuyıllarda banşı korumuş, salaşı ertelemiş ve Bablali'de in8iltere'yi birinci devlet konumuna yiik§eltmişti(Bailey 2006: 238-239).

Lord Palmerston'un oŞmanlı Toprak Büıünlüğünü Koruma Siyaseıi l55

mağlubiyeti demekti. Fransızlar ise, Çar'ın nefret ettiği her tiirlü devrimciliğintemsilcisiydiler. Bu sebepten I. Nikola, hazır İngiltere ile yakınlaşmasağlanmışken, bir taşla iki kuş vurmak amacıyla, Fransa'nın gelecek yıllardaki"dewim savaşlan"na karşı, onlarla ittifak yapmak istiyordu. Aralık 1840'ta buniyetini İngiliztere bildirdi. Palmerston da Çar'ın bu samimiyetine alııenkaşılık verdi. Fakat bu iki ülkenin muhtemel bir tehlikeye karşı ittifakyapmalarına bir engel vardı: İngiliz parlamentosu. Denge tehdit altında olmadığısürece Parlamento, ihtimallere dayanan ittifaklara geleneksel olarak, GeorgeCanning'in "müd6hale etmeme" prensibi çerçevesinde, onay vermiyordu. Yanibağlayıcı ittifaklan ancak Parlamento yapabilirdi. Bu gerçek, ittifak teklifininsonuçsuz kalmasına neden oldu (Temperley 1936: 251-253').

13 Haziran lS4l'de İngiltere, Fransa, Rusya, A!.ıısturya ve Prusyaarasrnda, Mısır ile Boğazlar konusunda, nihayet resmi mutabakata ulaşıldı. 15Temmuz 1840 antlaşmasının Boğazlar krsmr aynen korundu. Buna görePadişah, zaten geleneksel bir kural olan, harp esnasında savaş gemilerininBoğazlardan geçmesine izin vermeyeceğini taahhüt ediyordu. Böylece İngiltere,Boğazlardan geçişi büyük güçlerin kontrolüne alarak 1833'te Rusya'nın eldeetmiş olduğu nispi üstünlüğü kırmıştı (Anderson 1966: 106). Bu kriz,Fransa'nın l830'da Cezayir'i işgal etmesinden sonıa, Mrsr'ın himayesini deüstlenmesi ve Rusya'nrn da İstanbul'a yerleşerek, İngiltere'ye bunlara karşısavaşmaktan başka çözüm bırakmayan bir netice ile de sonlanabilirdi. FakatPalmerston'un dış politikadaki meziyetleri sebebiyle, sınırh bir askeri harekötlave Rusya'nrn da katılımı sağlanarak Avrupa banşı korunmuş oldu (Lowe 1998:45). Tabii ki, İngiltere'nin öncelikleri ve çıkarları doğrulfusunda.

Bu arada I. Nikola, daha önce aldığı ret cevaplannr umursamadan veher seferinde yeni bir ümitle, Osmanlı Devleti ile ilgili neredeyse herproblemde, İngiltere'ye başıurarak bir ittifak koparma araısundanvazgeçmiyordu. Nitekim 1844'te aniden Londra'yı ziyaret etmeye karar verdive bu ziyaretinde neredeyse her yetkiliyle göriişerek, onlar üzerinde etkileyicibir intiba bırakü. Sonunda Çar, umduğu ittifakı elde edemese de İngilizlerle,Osmanlı Devleti'nin mümkün olduğunca yaşatılması ve bunun mümkünolmamasr durumunda da, bir araya gelerek ne yapılabileceği konusunda, fikiralışverişi yapılması konusunda anlaştı. Başbakan Aberdeen, prensip olarakbunlan kabul etmesine rağmen, Çar'ın Osmanlı Devleti'nin parçalanmak iizereolduğuna dair ana fikrine katılmamıştı (Temperley 1936: 254-256). BaştaPalmerston olmak iizere, İngilizler kaçınılmaz sonun henüz gelmediğinidüşünüyorlar, hatta reformlarda başarılı olunursa, çöküşün gündemden dahikalkacağına inanıyorlardı.

Palmerston l846'da tekrar dışişleri bakanı olunca OsmanlıDevleti'ndeki reformlan desteklemeye devam etti. Bu arada alışılmışın aksine,Rusya ile ilişkileri dostane idi, Fakat 1848'de Rusya'nın desteğinden yine

156 Türkiyat Araş tırma l arı

şüphelenmeye başladı. Onlann her zamanki gibi, Boğazlan ele geçirme hedefigüffiklerinden ve bunu sağlamak amacıyla Osmanlı Devleti ile gizli biranlaşmanın peşinde olduklanndan endişeleniyordu. Fakat Reşid Paşa

Palmerston'a böyle bir anlaşmanrn olmadığına dair teminat verdi (Temperley1936: 257 -258). Bu, Osmanlı Devleti'nde en güvendikleri adamın teminattdemekti.

Yakın Doğu'da olaylar nispeten yatışmlşken, Avrupa kaynamayabaşladı. Anayasal talepler, paılamento reformlan bir anda Avrupa'yıkanştlrmiştt. l848'de çıkan ayaklanmalar Avrupa'yı kasıp kaıururkenPalmerston, kallara bir anayasa kabul ederek taçlannı kurtarma tavsiyelerindebulunuyordu. Bunun tek istisnası Osmanlı Devleti idi. Stratford Canning'e de

söylediği gibi, Osmanh hükümdarının tebaasıyla hükümranlığını paylaşması sözkonusu dahi olamazdı (Temperley 1936: 258). Ona göre Osmanlı Devleti'ninanayasal değil, askeri ve mali reformlara ihtiyacı vardı (Bailey 2006:207).

Çünkü tecrübeyle sabitti ki, parlamento ile muhatap olmak, her zaman kişilerlemuhatap olmaktan daha zordu. İngiltere, Osmanlı Devleti'ndeki menfaatlerinikoruyabilmek için daha kolay yol olan kişilerle muhatap olmaya devametmeliydi. Nitekim bu görüş haleflerini de etkiledi ve sonraki gelişmeler,İngilizlerin hiçbir zımal Osmanh Devleti'nde anayasal hareketlerideİteklemedigini, en azından başanlr olmasını istemediğini,l8 ortaya koydu.

Avnıpa'daki l848 ayaklanmaları sonrasrnda 1849'da çok sayıdaPolonyalı ve Macar siyasi mülteci Osmanlı Devleti'ne sığmmıştı. RuslarPolonyalılann, Avushırya da Macarlann iadesini istiyordu. Bu reddedilince 17

Eylül 1849'da bu iki ülke resmi ilişkileri durdurduklannı açıkladılar. Bununüzerine, özgürlükçü hareketleri zaten destekleyen ve mültecilerin iadesine sıcakbakmayan İngiltere ile Fransa, donanmalannı Çanakkale açıklanna göndererek

Padişah'a, gerektiğinde kendilerini çağırabileceğini bildirdiler. Böylece,özellikle Palmerston'un desteğiyle bu kiz, çıktığı hrzla sona erdi (Anderson1966: 1l3).'9 Şunu belirtmekte fayda vardır ki, mülteciler meselesinde İngilizkamuoyu da, hiç olmadığı kadar tek bir ağızdan, Osmanlı Devletini destekledi(Temperley |936: 267). Ayrıca Büyük Devletler bu mülteciler meselesindensonra Osmanlr Devleti'ni Rusya'ya karşı daha fazla destekler oldular (CevdetPaşa I 199l: l2).

13 Mesela l9o8'de tI. Meşrutiyet'in ilanından sonra ingilteİe, yeni rejimi destektediğini resmen açıklamış olsabile, gizliden gizliye bu tecrübenin başanll olmasınl ist€mediği hakkDda bk. (soy 2004: 102-103).|9 Burada, Palmerston'un, Avusturya ile Rusya'ntn mültecilerin iadesinde ısrarınün bir savaş isteği anlammageleceğine dair açık tehdidinin, söz konıısıı ulkelerin geri adrm atmasına neden olduğu göz aIdl edilmemelidi..bk. (schmidt 1924: 3l5 [Bu makale http://linksjstor.or9sici?sici=0032-3195%28l92406%2939 %3A2%3c3o8%3ABFP"/o3E2.o.co%3B2-N adresinden temin edilmiştir]; cecil 1927: l80). ingilrere Büyükelçisicanning'in multeciler meselesindeki olumlu yaklaşımı hakkında aynca bk. (Lane-Poole 1999: l l3-120).

Lord Palmerslon'un Osmanlı Toprak Büünlüğijnü Korama Siyqseli l57

Krrım Savaşı

Kınm Savaşı öncesi İngiliz iç siyaseti ve Avrupa kaynamaktaydı.İngiltere'de iç çekişmeler, Fransa'nrn hil6 bir cumhuriyet mi, yoksa krallık mıolunacağına karar verilememesi, Avusturya'da 1848 olaylannın yaralarının

sanlamamasr ve Rusya'da da, Dostoyevski'yi Sibirya'ya siirgüne gönderecek

kadar sansür ve kiiltiirel baskılann zirvede olduğu bir siyasi atmosfer hikimdi.Bu durumlar, devletlerin aralanndaki ilişkiyi de etkileyecek bol,ııtta birgerginlik oluşturmuştu.

Bu karmaşada, Avrupa'da kartlann yeniden dağıtılabilmesi için birsebep gerekliydi ve Osmanh topraklannda yaşanan bir mesele bunun bahanesi

oldu. Kudüs ve Beltiillahim'deki kutsal yerlerin korunması hakkında Ortodoksve Katolikler arasında çıkan anlaşmazlık, Rusya ile Fransa arasrnda sıkıntrya

sebep oldu.2o Osmanlı Devleti, iç işleri olmasına rağmen, bir Fransa'ya, birRusya'ya tavizler vererek gerilimi atlatmaya çalışıyordu. Bu anlaşmazlığın

çıkmasından, savaşın patlak vermesine kadar geçen süre zarfi için, birçok şeysöylenebilir. Fakat şu açıktır ki, kutsal topraklardaki himaye meselesi, KınmSavaşı'nın barutu değil, sadece kıvılcımıydı (Seton-Watson 1945: 301-304).

Esas amaç şartlan kendi lehlerine çevirecek gelişmeleri zorlamaktı.

Kırım Savaşı arifesinde ve savaş başladığında Palmerston İçişleriBakanıydı. Bu sebepten savaş öncesi gelişmelere tam nüfuz ettiği söylenemez.

Fakat savaş, özellikle İngiltere açısından, tamamen onun endişeleridoğultusunda yapılmıştır. Bu endişeler ise, Rusların Karadeniz'deki varlığınınmümkiinse sonlandınlmasr ve böylece Boğazlardaki tehdidinin ortadan

kaldırılması idi.

Palmerston'un osmanlı toprak bütünlüğü siyasetinin temel hedefiRusya olduğu ve Krrım Savaşı da Osmanlı çıkarlanndan ziyade Rusya'yıdurdurmak amacıyla yapıldığı için, burada Rusya'nın Osmanlı siyaseti hatkındabir not düşmek gerekir. l829'dan sonra Çaı I. Nikola, Osmanlı Devleti'niparçalayıp, büyük güçler arasında tehlikeli bir mücadeleye neden olmaktansa,

onu yavaş yavaş ölüme terk edip bu arada nüfuzunu artırma yolunu tercihetmişti. Edime (1829) ve Hünkir İskelesi (1833) Antlaşmalan bu hedefigüdüyordu. Bu sırada Rusya ile Avusturya arasındaki Miinchengratz (1833)

Antlaşması ile bu ülkeler miimkün olduğu kadar Osmanlı toprak bütiinlüğünükorumaya, ancak bunun sağlanamaması durumunda da birlikte hareket etmeye

karar vermişlerdi. Çar bu hedefi doğrultusunda İngiltere'yi de kazanmakistiyordu. Yukanda da bahsedildiği gibi, l844'te doğru zamanın geldiğinidüşündü. Haziran 1844'te Londra'yı ziyaretinde Başbakan Peel (l841-1846) ve

'o Rusya'nrn, osmanlı ortodokslan l\zİIinde 1'l't4 Küçiık Kaynarca Antlaşmasl'na istinaden bir hak elde

etmediği, bunun Ruslann antlaşırıa metnini Fransrcaya çevirip Avrupa kamü]o},ıına sunarken bir hile yaparak

oldu-bitti ile böyle bir intiba oluşturdüları hakkmda bk. (Davison 2003: 61-98).

l58 Türkiyal Araşnrmaları

Dışişleri Bakanı Aberdeen (l841-1846) ile görüşmesinde Awsturya ileanlaşılan şartlann aynısmda mutabık kahndı (Seton-Watson 1945: 304).Osmanlı Devleti'ni yıkmak için bir şey yapmayacaklardı. Ama düştiiğiinde de,cesedin başına birlikte oturacaklardı.

Avusturya ve İngiltere ile anlaşmış olan I. Nikola, şahsi dostu olarakgördüğü Lord Aberdeen başbakan (1852-1855) olunca, artık Osmanlı Devleti'nipaylaşma zamanrnm geldiğini düşündü. Rusya'daki İngiliz Büyükelçisi SirHamilton Seymour ile 9 Ocak 1853'teki görüşmesinde, kollarında bir "ölen ayı"olduğunu ve gerekli tedbirler alınmazsa, büyük bir fırsatın kaçırılmışolacağından bahsetti (Temperley 1936: 272; Seton-Watson 1945: 305; CevdetPaşa II 1991:99-100).2' Çar'ın bu teklifini Dışişleri Bakanı Lord John Russel(l852-1855) cevapladı ve böyle bir teşebbüsün Padişah'a sadakatsizlikolacağını düşündüğünü söyledi, ayrıca Avrupa'da ciddi karışıklığa meydanvereceğini ileri sürerek bu yaklaşımı reddetti. Bununla beraber, İstanbulüzerindeki bütün iddialanndan vazgeçmeye ve Rusya'ya haber vermedenherhangi bir düzenlemeye gitmeyeceklerini taahhüt etmeye hazır olduklarınıifade etti. Çar bunun üzerine derhil, amacınln paylaşma teklif etmek değil, ikiülkenin Yakın Doğu'daki çıkarlan ile ilgili fikir alışverişinde bulunmakolduğunu söyledi. Bu gelişme de gösteriyordu ki iki ülke arasında hareketnoktasında farklılık vaıdı. Rusya, Osmanlı Devleti'nin yıkılmak iizere olduğunudüşünüyordu. İngiltere ise, h6li reformlann başarılı olacağına dair kanaatinikoruyordu (Seton-Watson l 945 : 306-307).22

Kutsal yerler meselesi Avrupa'da gerginliği tırmandınrken, çözüm içingörüşme hafiği, sonuç üretmese de, yoğunlaşmıştı. Osmanh Devleti'negörüşmeye gelenlerden biri de Rus Menşikov'du. Meseleye bir çözüm üretmekiçin İstanbul'a gelmesine rağmen kibirli, aşağılayıcı ve uzlaşmaz tutumuneredeyse Osmanlı Devleti'ni savaşa girmeye zorluyor ve peş peşe kabuledilmesi imkinsız notalar veriyordu. 4 Mayıs 1853'te, İngiltere'ninarabuluculuğuyla orta yolu bulan bir protokol imzalanmasına ragmen,23Ruslann niyetlerinin kutsal topraklar meselesini çözmek olmadığı açıktı.Stratford Canning, protokolün imzalanmasının bir faydası olmadığını gördüktensonra üç giin bekledi ve Rus tarafında olumlu bir gelişme görmeyincePadişah'a, acil durumda Akdeniz'deki filoya hazır olma talimat vermeyetkisine sahip olduğunu bildirdi. Bundan alınan cesaretle Ruslann verdiği notareddedildi. Bunun üzerine Ruslar 7 Temmuzda Prut'u geçti. Bu arada zaten

'' Adı geçen eserlerde, Temperley, I. Nikola'nın osmanlı Devleti'ni "ölen ayi' olarak tavsif ettiğiniyazmasına rağmen, seton-watson ile Cevdet Paşa'da bu ibare "hasta adam" şeklinde geçmektedir.

'' Seymour ile Çar'ın görüşmesi ve buna Russe|'ln olumsuz yaklaşı hakktnda ayrıca bk. (Anderson 1966:l l8-1t9).2r Kutsal yerleıle ilgili meselenin çözülmesinde Stratford Canning'in izlediği siyasetin rolü önemlidir. bk.(Lane-Poole 1999: l34)-

Lord Pqlmerston'un osmanlı Toprak Büıünlüğünü Korumq Saaseti l59

Fransrz ve İngiliz filolanna Çanakkale'ye hareket emri verilmişti (Seton-Watson 1945: 308-31 1).

Burada savaşın gelişimine değinilmeyecektir. Ancak savaşln

çıkmasında iki ihmalden bahsedilmektedir. Başbakan Lord Aberdeen, savaş

çıkması durumunda İngiltere'nin savaşan taraf olmayacağı hakkında, kabinearkadaşlarını Osmanlı Devleti'ni uyarmalan konusunda ikna etmede yeterinceetkili olamamıştır. İçişleri Bakanı Lord Palmerston (l852-t855) ile Lord JohnRussel da Çar'ı, savaş çıkması durumunda Osmanh Devleti'nin yanında yeralacakları uyansrnda, yeterince güç[ü olamamışlardır (Seton-Watson 1945:313). Fakat ne denilirse denilsin, Ruslann Osmanh tebaası Ortodokslarınhimayesini talep etmesi İngilizler tarafından kesinlikle kabul edilebilirbulunmamlştı. Çünkü bu açıkça Osmanh Devleti'nin iç işlerine müdahaleyikolaylaştıracaktı. Böyle bir müdahale ise, İngilizlere göre, Osmanh bağımsızlrğriçin Htink6r İskelesi Antlaşması'nın, zamanrnda arz ett|Ei tehlikeden dahavahim bir durumdu (Anderson l966: 122).24 Nitekim Rusya'nın amacı hakkındaiyi niyete sahip olan Aberdeen'in hayalden uyanmasına da, Rus Dışişleri BakanıNesselrode'un 1 Ağustos l853'te Osmanlı Ortodokslanyla ilgili yaphğıaçıklama neden oldu. Buna göre Nesselrode, Osmanlı Devleti'nin, Rusya'nındindaşları, yani Ortodokslar hakkındaki kaygısını dikkate almak zorundaolduğunu ileri sürüyordu (Lowe 1998: 55). Ne olursa olsun, bu bir ülkeninbaşka bir ülke tebaası hakkında müdahale hakkının tanınma arzusuydu ki, hiçbirhukuka uymadığı gibi, düpedüz iç işlerine müdahaleydi.

Bu gelişmeler olduğu sırada İngiltere'deki hava şöyleydi: Palmerston veRussel, Rusya'nın Osmanh Devleti'nin Avrupa topraklannda gizli emelleriolduğundan da endişeliydiler. Ruslar ilk bahanede Memleketeyn'e girmişlerdizaten. Aberdeen ve Clarendon ise, Çar'ın iyi niyetli olduğuna inanıyorlar vebunun ötesinde Osmanhlann Balkanlardaki Hristiyanlara muamelesinden

şikiyetçiydiler (Lowe 1998: 53). Nitekim Aberdeen, tam savaşln arifesindeOsmanh Devleti hakkında şu yorumu yapıyordu:

"Tehlikenin yaklaştığı bu dönemde, Babıdli'ye verdiğimiz bu

çabuk ve etkili teminatlar büyük bir ihtimalle savaşa sebep olacaktır. Bubarbarlar bizden nefret ederler ve Hristiyan dünyasının diğer güçleriylebizi karşı karşıya getirmek için bu fırsat kullanmaktan meınnunolacaklardır. Belki onlara moral destek vermemiz ve mevcudiyetlerinisağlamak için çaba göstermemiz gerekebilir, fakat Türkler için silahasanlmanrn bizim için en büytik zarar o|acağını da görmemiz gerekir."(Seton-Watson l945: 3l3)

Russel ise, Rusya'nın Osmanlı Devleti'ni açıkça yıkmak amacındaolduğunu ileri sürerek, Palmerston ile birlikte buna kaışı konulması amacıyla,

'a osmanlı ortodokslannln Rus himayesine girme ihtimali hak*,nda bk, (Lowe 1998: 54).

160 Türkiyat Araştınnaları

Fransa ve Awsturya ile Rusya'ya karşı ittifak yapılması gerektiğinisavunuyordu (Seton-Watson 1945: 3l4). Bu meselede bir adım daha ileride olanise Stratford Caıning idi. Sultan I. Abdülmecid banş yanlısı olmasına rağmen,müfrit Rus düşmanı büyükelçi, Rus tehdidinin sona erdirilmesinin ya şimdi yada hiçbir zaman olmayacağını düşündüğünden, Padişü'ı savaşa kışkrtmıştı((Seton-Watson 1945: 317).

İngiltere'de savaş karşıtlan ve taraftarlan arasında amansız birmücadele verilirken, içeride oy verme hakkıyla ilgili parlamento reformlanyüzünden Palmerston l5 Arahk l853'te istifa ederek, hükimete büyük bir darbevurdu. İstifa öncesinde, savaş çığlıklan atıp, oy hakkının genişletilmesine engelolduğuna dair ithamlara da marıız kalmıştl. Helbuki Palmerston, Aberdeen'ekarşı sürekli Osmanlı Devleti'nin Rusya'ya karşı savunulmasr gerektiğinde ısraretmiştir. Ona göre mümkünse bu miizakerelerle olmahydı, eğer bir neticealınamıyorsa silaha başıurulmahydı. Türk fanatizmiyle ilgili anlahlanlar birmasaldan ibaretti ve ne Yunanlar ne de Sırplar bağımsız bir devlet oluşturmakiçin yeterli kapasiteye sahiptiler. Bu bağlamda Osmanlı Devleti'nin az veya çokyeniden inşası, yani sınırlannın yeniden belirlenmesi, esasen Rusya'ya t6biolması anlamına gelecekti. (Seton-Watson l945: 320).

Rusya'nrn sının ihlal etmesi sonucunda, Osrnanlı Devleti ile savaş fiilenbaşlamış olsa bile, büyük güçler Rusya'yı durdurmak amacıyla, aralanndagörüşüyorlar ve notalar yayımlıyorlardı. Ancak bunlann hiçbir etkisiolmuyordu. Aslında hiç kimse savaş taraftan değildi, ama bunu zorluyorlardı.Herkes diplomatik üstiinltik kazanmak amacıyla, ordu ve donanmalarını ilerisürüyordu. Bu ise, geri dönülmez noktaya doğru bir adım daha atılmasıanlamına geliyordu gerçekte (Anderson 1966: l25). Dönüm noktası 30 KasımdaRusların Sinop'u basması oldu. Bu saldırı İngilizler tarafından kendilerine karşıbir meydan okuma olarak değerlendirildi. Çünkü İngiliz ve Fransrz filosuİstanbul'da iken ciiret edilmişti buna (Lane-Poole |999: 161-162). Zaten Rusaleyhtan olan İngiliz kamuolunda bu saldın çok haince bulunmuş ve nitekim 4Ocak l854'te İngiliz ve Fransız filoları Karadeniz'e girmişterdir. 12 Martl854'te ise, İngiltere ile Fransa Osmanlr topraklarını korumak üzere birsavunma antlaşması yaptılar. 28 Martta da resmen Rusya'ya savaş ilan ettiler(Anderson l966: 130-13 l).25

Temmuz 1854'te savaşın sona erdirilmesi için büyük güçlerin iizerindemiizakere ettikleri dört nokta vardı. Bunlar, Rusya'nın, Sırbistan veMemleketeyn üzerindeki haklanndan vazgeçmesi; Tuna'da serbest denizcilikhaktrnrn tanlnması; Avrupa'daki güç dengesi yaranna 1841 Boğaz|arSözleşmesi'nin gözden geçirilmesi ve Ruslann Osmaılı Ortodoks tebaaslüzerinde hak iddia etmekten vazgeçmesi konulan idi. İngilizlerin ise, tek bir

'5 sinop baskünlnın dönüm nokta9 olduğu hakkkında aynca bk. (Taylof l97t: 58; Lowe 1998: 56).

Lord Palmerston'un Osmanlı Toprak Bültjnlüğünü Koruma Siyaseli l6l

ıımacl vardl; Karadeniz'deki Rus üstiinlüğünü tamamen sona erdirmek(Anderson 1966: 134-|35). Fakat bu amaçlann hiçbirine ulaşılamadı. Öylegöriinüyordu ki sorunu kalem değil, kılıç çözecekti. Savaşa devam edildi.

Savaş devam ederken, 2 Mart l855'te Çar I. Nikola öldü ve onun yerinetahta daha ılımh olan II. Aleksandr (1855-1881) geçti. Bu durum savaşr sonaerdirmek için müzakerelerin de hzlanmasına yol açtı. Nisan 1855 boyuncayapılan görüşmelerde Boğazlann statilsü ve Karadeniz'de bulundurulacak filokonusunda bir anlaşma sağlanamayınca, müzakereler neticesiz kaldı. Bu aradaŞubat l855'te Palmerston başbakan olmuştu. Parlamentoda Rusya ile anlaşmayapılmasına dair göriişler belirtilince Başbakan, 4 Haziron l855'te şukonuşmayı yapü:

"Rusya'nın Osmanh Devleti'ni paylaşma niyeti öğlen giineşi gibiaçıktır. Biz bunu engellemek için çarpışıyoruz. Savaşrn amacı budur. ...Eğer Ruslar. Balt*'tan Akdeniz'e kadar bütiin cesametleriyleyerleşirlerse, İngiliz çıkarlan ve ticarğti bundan zarar görür." (Seton-Watson 1945: 340)

Görüntirde Osmanlı Devleti için savaşılıyordu, ancak esas hedefİngiltere'nin menfaatlerinin sawnulmasıydı.

Artık savaşı sona erdirecek görüşmelerin yapılmaya başlandığındaPalmerston, Karadeniz'de verilecek herhangi bir tavize karşı tamamenhoşgörüsüzdü. Hedefe ulaşılmahydı. Bu savaşa, Padişah ve Müslüman tebaasınıkorumak için değil, Ruslan Osmanlı Devleti'nden uzak tutrnak için girdiklerinivurguluyordu (Seton_Watson |945: 346). Bu kadar kesin konuşabilmesininnedeni İngiliz kamuoyunun arkasında olmasıydı. Yoksa Karadeniz'intarafsızlaştınlmasından _ne Fransa ne Awsturya ne de Rusya memnun olurdu(Temperley l936: l0).26 Banş için belirleyici adım 14 Kasım l855'te Fransa ileAwsturya'nın banş şartlannda anlaşarak bunu Rusya'ya bir ültimatom şeklindebildirilmesinin kararlaştınlmasıyla atıldl. Şartlar üzerinde 5 Aralıkta İngiliz-Fransız mutabakatı da sağlandı. Karadeniz'de hiç kimsenin donanmabulundurmayacağı belirtilirken ve Osmanlı tebaası Hristiyanlar hakkmda yenidiizenlemeler yapılırken, Osmanlı Devleti'ne hiç danışılmamıştı (Anderson1966: 139-14O). Mesela Karadeniz'de donanma bulundurmama OsmanlıDevleti'nin lehine değildi. Çünkii bu dönemde Karadeniz'deki Osmanlıdonanmasr, Rus donanmasrna kıyasla, daha güçlüydü (Temperley 1932: 525).27

Banş antlaşmasının hazırlıklan yapılırken 18 Şubat 1856'da OsmanlıDevleti'nde Islahat Fermanı ilan edildi. Bundaki amaç, zaten savaş

X(Bu makale hftp://ıinksjstor.orgsici?sici=ı 47469130/02819380/02960/.3Al%3c l %3ABsDFcTo/o3E2.o.coo/o382-0 adİesinden temin edilmişıiİ.)" üBu makale http,/ııinksjsıor,orglsci?sci=oo22_28016/028|932|2%294%3A4o/o3c523o/o3{TToPol%3B2.o,co%3B2_z adresinden temin edilmiştir.)

162 Türkiyaı Araşnrmaları

sebeplerinden biri olan ve Avnıpa devletleri nezdinde sürekli bir sorun olarakmasaya konulan gayrimüslimlerin haklan meselesine, vatandaşlann eşitolduğunu bildirerek çözüm getirmek v€ böylece Avrupa kamuoyunun desteğinialmaktı. Fakat ne Müslümanlar ne de gayrimüslimler bundan memnun ka[dı.Stratford Canning'in öteden beri Hristiyan tebaayı kazanıp İngiltere lehinekullanma niyeti bilinmekteydi. Bu fermanın ilanına da ön ayak olmuştu.28 Bütünbunların etkisiyle, Müslüman tebaa arasında İngilizlere gösterilen yakınlıktabelirgin azalma görüldü (Cevdet Paşa I l99l: 68-70).

Nihayet taraflar savaşa son vermek ve uzlaşmak için Paris'te bir arayageldiler. Palmerston, savaşl sonuçlandırmak için planlanan Paris Konferansı'nıtamamen osmanh Devleti'nin toprak bütünlüğü ve bağlmszhğını korumasiyaseti çerçevesinde şekillendirdi (Temperley |938: 2I2\. Amacı Osmanlıbütünlüğünün garantisini Rusya'nın üdesinden çıkararak bütün büyük güçlerinteminah altina almaktı (Temperley 1932: 523). Konferans 25 Şubat l856'daaçıldı ve bir aydan fazla sürerek 30 Mart l856'da Paris Antlaşması'nınimzalanmasıyla sonuçlandı. Temel meseleler Osmanlı Devleti'nin bütünlüğü,Osmanlı'da yapılacak reformlar, Boğazlar, Karadeniz'deki askeri durum ileMemleketeyn'in statüsü idi. Görüşmelerde İngiltere'nin esas hedefi, Rusya'yıstratejik olarak her açıdan zayıflatmaktı. Hatta Kafkaslarda Rusya'ya karşı birtampon devlet kurma düşüncesi dahi vardı ki, destek bulamadlğı için hayatageçirilemedi (Anderson |966: l4l).29 Burada antlaşma şartlarının ayrıntısınagirilmeyecektir. Ancak Avrupa açısından net sonucu şudur: Rusya'nınİstanbul'a ilerleyişi durdurularak kontrol altına alınmış ve Osmanh Devleti'ne,bugünden bakılarak, reformlarını sühnet altında yürütebilmesi için yirmi yılhkbir süre kazandınlmıştür (Seton-Watson l945: 352).30 Palmerston'un, yukandabahsedilen, Osmanlı Devleti'ne banş içinde bir on yıl yaşatılmasına dair sözlerihatırlanacaktır. Osmanlı Devleti'nin 1876 darbesine kadar başardıkları, dahaayrınhlı bir incelemeye muhtaç olmakla birlikte, ortadadır. En azından güçlü veiyi teçhiz edilmiş bir donanma ve ordu kurulduğu bilinir. Mesela l877-1878Osmanlı-Rus Savaşı'na girildiğinde Osmanlı ordusunun daha iyi donahldığıortak kanaattir. Fakat l876'da Abdülaziz'in tahttan indirilerek, hili tartışmakonusu olan ölümü ve onu tahttan indiren kliğin uzantılarının devleti Rusya ilesavaşa sokması ile bu dönemde yaşanan travmanın II. Abdülhamid'e etkisi, buyirmi yılda kazanılanlara önemli bir darbe vurmuştur.

ı' Bu fermanda, stratford Canning'in kaleminin izlerini her satürda görmek mümkündiir (Lane-Poole 1999:l94),'9 Kafkaslann Ru§ya'dan koparülarak hjo olmazsa bağlmsız olmasınü ingiltere kadar osmanll Devleti dearzuluyordu (Cevdet Paşa l l99|i 90). Ali PaP'nın Paris Konferansı'nda buna uymayan yaklaşımı için bk.(Cevdet Paşa I l99I: loGl0l).'o Antıaşma, osmanlı-Rus ilişkilerindeki sorunu üç yönlü olarak'çözdü': osmanlılar gönüllü olarakHristiyanlarla ilgili reform yapacaklanna §öz ve.diler; Karad€niz tarafslzlaştftldl ve Memleketeyn Rusya'danbağımsızIaştıflldı (Taylor l97l: 84-85).

Lord Palmersıon'un osmanh Toprak Bütünıüğünü Koruma Siyaseti l63

Bu antlaşma sonucunda İngiltere'nin fiili bir toprak kazanrmrolmamrştı. Zaten Palmerston'a göre savaşın amacr da bu değildi. Ona göreİngiltere'nin hedefi, Osmanlı Devleti'ni "dış baskılardan" kurtarmak ve"gelecekteki saldınlara karşı tampon" oluşturmaktt. Yoksa İngiltere içinIazminıt ve toprak elde etmek değildi (Seton-Watson 1945: 355), Budüzenlemeler zaten İnglliz çıkarlanna hizmet edecekti. Nitekim ParisAntlaşması'nın haricinde, 14 Nisanda İngiltere, Fransa ve Awsturya arasındabir gizli antlaşma daha imzalanmış ve o dönmede kamuoluna açıklanmamıştır.Buna göre taraflar, osmanlı Devleti'nin bütiinlüğiinü temin ve teyit edecek veRusya, Osmanlı Devleti'ne karşı savaş sebebi sayılacak saldınlardan uzaktutulacaktl (Seton-watson 1945: 356], Anderson 1966 144).3| Palmerston, birkaıaviçe gibi sabırla işlediği siyasetini nihayet Avrupa'ya kabul eftirmişti.

Kınm Savaşı Avrupa için daha kesin neticeler doğurmuştur. 1856'dan1945'e kadar Rusya, Avrupa meselelerinde daha az etkili oldu. Avrupalıliderler, Vistül Nehri'nin batısına kadar olan bölümde diledikleri gibi atkoşturdular. Bu döneme kadar Rusya, Av_rupa'nrn tiranı olarak kabul ediliyorduve bu savaş tirandan kurtuluş savaşıydı.32 Bu kurtuluş savaşı, Avrupa'yı önceIII. Napolyon'un, daha sonra da Bismarck'ın kucağına bırakacak gelişmeleridoğurdu (Taylor l97l: 82). Palmerston'un Alman meselesini de tamdeğerlendiremediği açıktır. Alman birliğini mümkün görmeyen Palmerston,onlarla dinamik bir ilişki kurma konusunda isteksiz davranmıştı (Lowe 1998:60). Bunun.sonucunda Bismarck'ın Rusya'ya dayanarak kurduğu yeni Avrupasisteminde İngiltere'ye çok az manevra alanı kaldı. Ayrıca Krnm Savaşı'ndademiryollannın asker sevkiyatındaki öneminin tecrübe edilmesiyle, güçlüdonanmasrnrn yardımıyla siyasetini icra eden İngiltere'nin, Avrupameselelerinde, eli daha da zayıfladı (Lowe l998: 85).

Krrım Savaşı Sonrasındaki Gelişmeler

osmanlı Devleti'nin toprak büttinlüğü Paris Aıtlaşmasıyla büyükgüçlerin garantisi altına alınmış ve Rus tehdidinden kurtarılmış olsa bile,Palmerston bu defa da Fransa İmparatoru III. Napolyon'a karşı Osmanlılarısalunma durumunda kalmıştır. Her ne kadar söz konusu antlaşmada Osmanlıbütiinlüğiinün güvence altma alınmasrna katılmayı taahhüt etmiş olsa daİmparator, Osmanlı Devleti'nin kurtanlmaktan uzak olduğunu söylemekten

3l Palmer§ton'un böyle bil gizli antlaşma irrızalamak istemesindeki sebep, Fmnsa'nın aslında Rusya'ya kaİşübjr yaptırım taraflan olmadığınl ve Rusya iIe gizli ilişkileri olduğünu bilm€siydi (Temper|ey 1938: l0).]' Bu konuda stratford Canning savaş sırasrnda şöyle diyordu: "Biz, miyonlaııi çıkarına, duygularına,i ançlarıüa karşı yürülen bir ıifanhğı dize getirmek ödevini üzerinize aldık- Bu ıiranın anusunu, ircdesinidaginlemeliyiz, Geçici bıt yatıştürna siyasetille yeıineneyız. Hareketıerine sıçruım tahıası hİzmeıi görenkoJıaklafa darbe indirip, saldırı niyetİerini ıopıanfelce uğratmalıyız. (...) Klsacaİı, aüıaçtarıırız, Tüfkıye'ninbağMsalığünL egenenliğini karumak, sağlam diplonatİk v maddi garantiler ahnmasını sağlayacok bıl hıjlşeHi bıülunnası diye irzeıleneürriı " (Lane-Poole l999: l68- 169).

|64 Türkiyai Araştırmalan

çekinmiyor, Balkan milliyetçilerini destekliyor, Müslüman ve Diirzilerin tehdidi

altında gördüğü Suriye Hristiyanlanna yardım etmekten geri durmuyor, hatta

Kuzey Afrika]daki Osmanlı vilayetlerinin Fransa ve İngiltere tarafindan ele

geçirİlmesinin ilk adımı olaıak bunlann İstanbul ile temasının kesilmesi

-ru.rnu açıkça dile getiriyordu.]r Fakat bu dönemde Palmerston için Osmanlı

Devleti'nin ayakta kalması, İngiltere'nin Rusya ve Fransa'ya karşı durabilmesi

için elzem olduğundan, bu planlann hiçbirine geçit verilmedi (Steele 1991:

276). Palmerston 1860'larda Fransa'yı Suriye'den uzak tutmak için de elinden

gelen gayreti gösterdi. Mdrüniler ile Diirziler arasında çıkan çaüşmadaFransızlan suçlayarak, Fransa'nrn desteklediği Mirünilere karşı Dürzilerinarkasında durdu (Steele 1991: 285). Yine bu dönemde Süveyş Kanalı'nınaçılması projesi Fransızlar tarafindan giindeme getirilince Napolyon'un Mısır'a

çİkışının hatıraları ve Mehmed Ali Paşa isyanında Fransa'nın roliinün hil6,ihıinde canl, olması sebebiyle, Palmerston'un kabuslan başladı.3a Çünkü böyle

bir kanalın ikinci "Boğaz" olacağından endişe ediyordu (KüttikoğhıI 197 4:76).Fakat gerek Fransızların gerekse Hidiv Said Paşa'nın İngittere'yi rahatlatacak

teminatlan, onun endişelerini gidermese de, yatıştırdı (Steele 199l: 287)."İngilizler, ancak Palmerston'un ölümünden soma, önce Süveyş Kanalı'ndanciddi oranda hisse edinerek sonra da l882'de Mısr'ı işgal ederek bu Fransız

tehlikesini bertaraf edebildiler.

Rusya da, yenilgisinin izin verdiği ölçüde, Osmanh Devleti'ndekiidealleri doğrultusunda faaliyetlerine devam etti. Rus ajanlan her isyana destek

vererek Osmanlr otoritesini zayıflatmaya çalıştılar. Mesela Sırplarda bulunan

Rus silahları, Rusya'nrn iradesinin dışında oraya ulaşması rnümkün değildi.

Fakat Palmerston, Rusya ciddi iç problemlerle uğraştığından bunları ciddiyealmadı (Steele 199l: 281). Bismarck'ın Alman birliğini sağladığı bir dizisavaşın Avrupa'da meydana getirdiği boşluktan faydalanan Rusya, ancak

l87l'de Paris Antlaşmast'nın boynuna geçirdiği zincirlerden kurtulabildi. Artıkakiörlerin rolleri değişmişti. Kartların yeniden dağıtılması gerekiyordu. 1856-

1914 yılları arasında Avrupa'daki nispi banş dönemi aslında, tarihin gördüğü en

büyük iki savaşa yığınak yapıyordu.

Sonuç

A,ırnıpa'nın her alanda yaphğı baş döndürücü hızlı hamlelere yeterince

karşıhk veremeyen Osmanlı Devleti, 19. ynzyılda artık sömürgeleştirilecek

3] uI. Napolyon'un osmanh Devleti'nin aleyhindeki bu tlir faaliyetlere giiştiği hakkında aynca bk,

(Temperley 1938:2l3).i sai pui",n,n Fransız Lesseps,e süveyş kanah,nm açt|ması imtiyazını verdiği dönemde ingiliz gemileri

ıehdil amac|y|a iskenderiye önlerine kadaf gelmişlerdi üCe!det Paşa l99l: 80),]5 Bu amda Osman|ı Devteti hem İngilizleri hem de Fransızlar! hrmayacak bir siyaset gümeye çalışüyordu(cevdet Paşa l l99l:40).

Lord Palmersıon'un osmanlı Toprak Bütünlüğünü Korumq Siyqseıi l65

yerlerin de kalmamasıyla, münbit ve zengin topraklanyla emperyalizmin hedefiolmuştu. Fakat güçler bir t[irlü pastanın paylaşımında anlaşamıyorlar, bu daonlan birbirine karşı oynayan Osmanlının işini kolaylaştınyordu. OsmanlıDevleti, dönemin'tizerinde gtineş batmayan imparatorluğu" İngiltere'ninsömürgelerinin adeta ortasındaydı, köprü vazifesi görüyordu. Bu durumOsmanlı topraklarının önemini bir kat düa artırmıştı.

İngiltere'nin Hindistan bağlantısı güçlendikçe ve Doğu Akdeniz'dekiticareti geliştikçe Osmanh topraklannın güvenliği İngilizleri daha da ilgilendirirhAle geldi. Bütün gelişmeler ve büyük giiçler arasındaki rekabet gösteriyordu ki,bu topraklar Osmanlı Devleti'nin elinde kalmalıydı. Bu toprakları ele geçirenhiç kimse İngilizlere Osmanlı Devleti kadar cömert davranmayacaktı. ÖyleyseOsmanhlar yaşamaya devam etmeliydiler ve İngiltere de bunun için elindengeleni yapmahydı. Bu prensip çerçevesinde İngiltere'nin rakibinin kim olduğuönemli değildi. Miihim olan bu siyasetin savunulmasıydı. 19. yüzyılın başındailk tehdit Fransızlardan geldi. l798'de Napolyon'un Mısır'a çıkması, Hindistanyolunu tehdit ettiğinden, İngiltere'yi teyakkuza geçirdi ve donanmasmrnyardımıyla tehdit bertaraf edildi.

Palmerston'un İngiliz siyasetinde, aralıklarla ve çeşitli görevlerde, sözsüibi olduğu dönemde (1830-1865) Fransa potansiyel tehlikeydi, ama fiilitehdit Rusya'dan geldi. Mısır valisi Mehmed Ali Paşa'nın isyan edip İstanbul'utehdit edecek bolutta Anadolu'da ilerlemesi, Osmanlı Devleti'ni çaresiz bıraktı.Bu isyanın ilk döneminde (1831-1833) Belçika ve Portekiz meseleleriylemeşgul olan Palmerston gerekli desteği gönderemedi. otorite boşluk kabuletmez düsturunca, Osmanlı Devleti'nin yardrmrna Rusya geldi ve Hünk6rİskelesi Antlaşmasıyla Boğazlarda nüfuzunu artırdı. Bu gelişme İngiltere'de birtravma etkisi yaptı ve Rus düşmanhğını, özellikle kamuoyunda kemikleştitdi.

Artık Palmerston'un bir hedefi düa vardı: Ruslan Boğazdanuzaklaştırmak. Bu arada Osmanh reformlannı destekleyerek devletin direnciniartırabilmesi için de gayret sarf ediyordu. Niyeti statiikoyu değiştirmek olmaklabirlilie, Osmanlı Devleti'nin savaştan uzak kalmasına da özen gösteriyordu.Fakat II. Mahmud'un, valisine karşı yenilgiyi hazmetmesi çok zordu. AslındaPadişah da, vali de durumdan memnun olmadığından, nihai çöziim için firsatkollanıyordu. 1839'da savaş tekar patlak verince, bu defa Palmerston seyircikalmadı. Büyük güçleri ikna ederek veya mecbur bırakarak, 1840 ve l841'deLondra'daki görüşmeler sonucunda, Ruslan Boğaz'dan ç*ardı ve burayıuluslararası garanti altına aldırdı.

Bütiin engellere rağmen Rusya kabına sığmıyordu. Siirekli, kendisinidurdurabilecek güç olarak gördüğü İngiltere ile anlaşıp cazip Osmanlı mirasınakonmanın peşindeydi. Fakat kendisine İngiltere'de yüz veren olmadı. l853'te,Kudüs'teki kutsal yerlerin himayesi hakkında Fransa ile Rusya arasrnda

l66 Türkiyat Araşhrmaları

problem çıkınca, Avı,upa'da tansiyon yine yiikseldi. Bir süe sonra Rusya'nmamacnm kutsal yerlerdeki sorunu hdlletmek olmadığı anlaşıldı, Bu defaPalmerston dışişlerinde yetkili değildi. Ancak tamamen onun da hemfikirolduğu bir savaş verildi Rusya'ya karşı: Krnm Savaşı. Bu savaş sonucundaRuslar Boğaz'dan atılmakla kalmamış, Karadeniz'de de tamamen etkisizbırakılmıştı. Görünüşte osmanh Devleti kurtarılmıştı, fakat gerçekte kurtulanHindistan yolu ve İngiliz ticari menfaatleriydi.

Palmerston başbakan iken öldü. Öıdtıgıı ana kadar osmanlı toprakbütiinlüğü ve bağımsızlığı prensibinden asla taviz vermedi. Bu siyasetin heranlamda İngiliz çıkarlanna hizrrıet ettiğine ideta iman ediyordu. Ülkesinde çokeleştireni vardı, zaman zaman tek başına da kalmışh. Ancak seleflerininbelirlediği politikayı, vazgeçilmez kılarak haleflerine devretti. Onun üş politikaprensipleri ancak 1878'de sarsılabildi. Osmanlı Devleti'nin 93 Harbi'ndeRuslara karşı uğradığı hezimet, İngiltere'de yıllardır '!anlış ata oynandığı"eleştirilerini ayyuka çıkardı. Fakat 19. yüzyılın son döneminin İngilizpolitikacılan, Osmanlı toprak bütünlüğü siyasetinden vazgeçmenin, daha öncedefalarca dikkat çekilmesine rağmen, Avrupa'yı bir paylaşım savaşınagötiireceğini ve bunun sonuçlannı idrak etmekten aciz kaldılar.

Kaynakça

ANDERSoN, M. s., (l966). The Easıem Question 1774J923IDoğu Sorunu 1774-1923,Çey.idilEser,yap|

Kredi Yayntarı, istanbul200l], New Yo.k, st. Maıtin's P.ess.

BAĞIŞ, Aıi ihsan, (1984). Bfııairı and the Sıruggle for the Inıegriıy of the oıtoırıan Eüpire. Sir Roberı

Ainslie's Enbass! ıo Istohbül, l776-1794,|SlAnbul, tsis Yaymcılık Ltd.

BAĞüŞ, Aıi ihsan, (1999), "ingiltere'nin o§manll imparatorluğu'nun Toprak Büttinlücü Politikasü ve Tiiİk

Diplomasisinin Çaresizliıf', Çağdaş Tülk Diplonasisi: 200 yıllık Süreç, Yay. Haz. ismail soysal,

Ankara, TTK Yayünlarü, 45-54.

BAILEY, Frank Edgar, (2006). "Palmerston ve osınanh Reformu l834- l839", Çev. y^semin Avğ, Tanziınal

Değişnfi Siırccn de os,narıh iüparaıorluğu, Ed. Mehmet seyitdanlloğlu - Halil inalcık, Ankara,

Pho€nix Yayınevi, l99-239.

BELL, Herbert c. F., ( l966[ilk baskı l936]), Zord Palmersıon, c.I,Hamden, Archon Book§.

CECIL, Algemon, (1921). Briıish Foreign Secreıaries 1807-19]6. Sludies in Personaliıy and Policy,London,

G. Belland sons, Ltd.

ceydet Paşa, (1991r. Te^akir ( ] - l 2 IIy, yay . cavid Baysun, Ankar4 TTK YayınIan.

cevdet Paşa, (199l). reaikir (l3-20 L|ly,yay. cavid Baysıın, Ankara, TTK Yayınlan.

DAVtsoN, Roderick H., (2003). osnanl4ülk Taihi (1774-1923), Çev. Mehmet Moral,, isıanbul, Alk,m

Yaytnevi.

Lord Palmerston'un osmanlı Toprak Büıünlüğünü Koruma Siyaseıi |6'7

DERELi, Hamt (l95l). Kraliçe Etizabeth Deyinde TürHer ve İngilizter, Ankara, Ankao Üniversitesi Dil ve

Tarih-coğa&a Fakiiltesi Yayınları.

KARPAT, Kemal H., (2002). "The ottoman Rule in Europe from the Perspective of 1994", Snüdies on

otıonarı Social and Poliıical Hiİıory| Selecıed Afıicles and Essay§, L.iden, Bri||,473-52|.

KIIRAT, A. Nimet, ( 1958\. Tüfklngiliz Münasebetıerinin Başlangıcı ye Gel§neJi, Ankaİa, TTK Yayınlan.

KÜRKÇüoĞLU, Ömer, (1978). Türk-jngiliz itişhleri (19]9-1926), Ankara, Aİkara üniversiıesi Siyasal

Bilgiler Fakültesi Yaymlan.

KÜTÜKoĞLU, Mübahat, (1974). osııarrlı-İngiliz ikıisadi Müııasebeılei, c. l, Aİkara, Türk Kültiiriinü

Amştlrrna Enstitiisü Yaymlan.

LANE-PooLE, Stanley, (|ggg\, Lord Sıratford Cahhing'ın Türkiye AnLrd.l, Çev. Can Yücel, istanbul, Tarih

Vakfı Yun Yaymlan.

LowE, John, (1998). a/ iıai,ı and Foreign Afrairs, 18l5-1885. Europe and ove6ear, Florence, Routledge.

oRTAYLI, ilber, (1983). impaıaıorluğıın En IJzü, ytii7rlr, istanbul, Hil Yaym.

SCHMIDT, Bemadotte E., ( 1924). "Brilish Foreign Policy" , Polilical Science Quaflerly, c. 39, S. 2,3oa-322.

SEToN-wATsoN, R. w., (194». Bnıain in Europe 1784 1914,car1bİidge, cambridge University Press.

SoUTHGATE, Donald, (1966). The Most English Mınisıer, The Policies and Politics of Palnelston, New

YoIk, st. Martin's Pİess.

soY, H. Bayram, (2004'). Almanya'nıh osmanlı Devleıi Üzerinde ingikere ile Nüfız Mücadelesi (1890,]914),

Ankara, Phoenix Yayınevi.

STEELE, E. D., (199l ). Palnefston and Liberulisn, l855-1865,cambIidge, Cambridge Universit, Press.

TAYLOR, A. J. P., (197l [ilk bask 1954]). The Shrggle for Maİtery ih Elrrope 1E4E-I9]8, oxford, oxfo.d

University Press.

TEMPERLEY, Harold, (t932). "The Treaty of Paİis of 1856 and lts Exeçution", The Journal of Moden

Hisıory, c. 4, s. 4, 523-543.

TEMPERLEY, Harold, (|936). England and ıhe Near East. The Crimea,Lofldon, Longıııans, G.een & Co.

TEMPERLEY, Harold, (1938). "British secr€t Diplonıacy ftom canning to Grey", cambridge Hıslorical

Joırnal, c. 6, S. 1 , 1-32.

TEMPERLEY, Haİold, (1938). "England and the dogma of Turkey's integrity and independence fİom

'Palmerston'to Disraeli (l856-t875\", VIIIe congrös International des Sciences Hbıorique,

Zrli.r, Presses Universiıaires de France, I, Paris, 2l2-214.

WEBSTER, Charles, (195l). The Forcign Policy of Palner§lon ]830-184./, c. I-It, London, G, Bell & son§,

Ltd.