eğitim finansmanında Özel okulların rolü ve alternatif bir model olarak sözleşmeli okullar

20
I. EĞİTİM KONGRESİ “21. Yüzyılda Bir Eğim Felsefesi Oluşturmak ve Özel Okullar” 28-30 KASIM 2014 ANTALYA

Upload: ksu-tr

Post on 25-Nov-2023

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

I. EĞİTİM KONGRESİ

“21. Yüzyılda Bir Eğitim Felsefesi Oluşturmak ve Özel Okullar”

28-30 KASIM 2014

ANTALYA

Tüm hakları saklıdır ve Milli Eği�m Bakanlığı Özel Öğre�m Kurumları Genel

Müdürlüğü’ne ai�r. İçerikle ilgili alın�lar, kaynak gösterilerek kullanılabilir.

Kitap, çoğaltma araçları, op�k araçlar vb. yöntemlerle çoğal�lamaz.

ISBN:

978-975-11-3927-6

Genel Yayın No:

6078

Tanıcı Yayınlar Dizisi No:

78

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI

Özel Öğre�m Kurumları Genel Müdürlüğü

Beşevler Kampüsü E Blok Beşevler - ANKARA

Tel: 0312 413 34 25 - 0312 413 34 14

h�p:// ookgm.meb.gov.tr

Hazırlık ve Baskı:

Azim MATBAACILIK

Büyük San. 1.cad Alibey İşh. 99/33İskitler - ANKARA

Tel: 0312 342 03 72

Ser��ka No: 13840

I. EĞİTİM KONGRESİ

“21. Yüzyılda Bir Eğitim Felsefesi Oluşturmak ve Özel Okullar”

28-30 KASIM 2014

ANTALYA

ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜI. EĞİTİM KONGRESİ

“21. Yüzyılda Bir Eğitim Felsefesi Oluşturmak ve Özel Okullar”28-30 KASIM 2014

ANTALYA

ONUR KURULU

Prof. Dr. Nabi AVCI Milli Eğitim Bakanı

Doç. Dr. Yusuf TEKİN Müsteşar

Prof. Dr. Süleyman Hayri BOLAY İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi

Prof. Dr. İhsan SEZAL TOBB Üniversitesi

Rasim ÖZDENÖREN Gazeteci - Yazar

KONGRE BAŞKANI

Prof. Dr. Ahmet İNAM Ortadoğu Teknik Üniversitesi

BİLİM KURULU

Prof. Dr. Ahmet İNAM Ortadoğu Teknik Üniversitesi

Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ İnönü Üniversitesi

Prof. Dr. Halil EKŞİ Marmara Üniversitesi

Prof. Dr. Hasan ONAT Ankara Üniversitesi

Prof. Dr. Hasan ÜNDER Ankara Üniversitesi

Prof. Dr. İsmail GÜLEÇ Sakarya Üniversitesi

Prof. Dr. Necmettin TOZLU Bayburt Üniversitesi

Prof. Dr. Niyazi CAN Sütçü İmam Üniversitesi

Prof. Dr. Selahattin TURAN Osmangazi Üniversitesi

Prof. Dr. Turan KOÇ Sabahattin Zaim Üniversitesi

Doç. Dr. Cemalettin İPEK Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi

Doç. Dr. İbrahim KOCABAŞ Yıldız Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. İsmail AYDOĞAN Erciyes Üniversitesi

Doç. Dr. Refik BALAY Harran Üniversitesi

Doç. Dr. Suat UNGAN Karadeniz Teknik Üniversitesi

DÜZENLEME KURULU

Prof. Dr. Ziya SELÇUK TED Üniversitesi

Doç. Dr. Ali Fuat ARICI Yıldız Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Halil İbrahim SAĞLAM Sakarya Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali DOMBAYCI Gazi Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Ahmet BOZOK Milli Eğitim Bakanlığı

Yrd. Doç. Dr. Ekrem Ziya DUMAN Gazi Üniversitesi

Dr. Talip ÖZDEMİR Milli Eğitim Bakanlığı

Azmi AKSOY Özel Öğretim Kurumları Birliği

Hasan EREN Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği

Kevser YILDIRIM Birikim Okulları

Metin ÖZER Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği

Ömer GÜNAYDIN Özel Öğretim Derneği

Ramazan AKSOY Konya Fayda Okulları

Yusuf OKUMUŞ Milli Eğitim Bakanlığı (Kongre Kordinatörü)

KONGRE SEKRETARYASI

Huriye KURTOĞLU Milli Eğitim Bakanlığı

Aysun AYAZ Milli Eğitim Bakanlığı

Tolga YÜKSEL Milli Eğitim Bakanlığı

Emre Can ÇOBAN Milli Eğitim Bakanlığı

DÜZENLEYEN KURULUŞ

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü

DESTEKLEYEN KURULUŞLAR

Özel Öğretim Kurumları Birliği (ÖZKUR-BİR)

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER)

Özel Öğretim Derneği (ÖZDER)

Türk Eğitim Derneği (TED)

VESTEL

BİLFEN Yayıncılık

EDU Kariyer

İÇİNDEKİLER

Eğitim Felsefesinden Medeniyete

Prof. Dr. Nabi AVCI (Milli Eği�m Bakanı) ................................................................................. 10

Doç. Dr. Yusuf TEKİN (MEB Müsteşarı) .................................................................................... 12

21. Yüzyılda Eği�m �asıl Olmalı

Ömer Faruk YELKENCİ (Özel Öğre�m Kurumları Genel Müdürü) ............................................ 17

Prof. Dr. Ziya SELÇUK (Düzenleme Kurulu Başkanı) .................................................................. 20

Rasim ÖZDENÖREN (Gazeteci – Yazar) ................................................................................... 22

PROF. DR AHMET İNAM (Kongre Başkanı) .............................................................................. 26

Yeni Türkiye Yolunda Eği�m

Yusuf KAPLAN ..........................................................................................................................35

Yeni Bir Medeniyet ��u i�in Eği�mi Yeniden Düşünmek

Ahmet AKÇA ..........................................................................................................................48

Cem GÜLAN ...........................................................................................................................51

Hami KOÇ .................................................................................................................................53

İBRAHİM TAŞEL ......................................................................................................................57

Hami Koç .................................................................................................................................59

Özel Okullar ve Eği�m Felsefeleri

Yrd. Doç. Dr. Faruk MANAV ...................................................................................................... 62

Arş. Gör. Çiğdem APAYDIN ....................................................................................................... 76

Arş. Gör.Buket Dedeoğlu ORHUN ............................................................................................ 86

Eğitim Felsefesinin Derslere Yansıması

Azmi AKSOY ............................................................................................................................. 98

Doç. Dr. Mustafa BAŞARAN .................................................................................................... 107

Yrd. Doç. Dr. Ali Faruk YAYLACI ............................................................................................... 131

Eğitime Felsefi Antropolojik Bakış: Nasıl Bir İnsan?

Prof. Dr. Necmettin TOZLU ..................................................................................................... 143

Eğitim Felsefemizin Kapsam ve Boyutları Prof. Dr. Celal TÜRER.............................................................................................................. 163

Prof. Dr. Hasan ÜNDER .......................................................................................................... 167

İnsan Modeli Oluşturmanın Felsefi Temelleri

Prof. Dr. Yurdagül MEHMETOĞLU .......................................................................................... 173

Prof. Dr. Nurullah ALTAŞ ......................................................................................................... 176

Prof. Dr. Muhammet Şevki AYDIN .......................................................................................... 179

Din Eğitimi ve Felsefe

Yrd. Doç. Dr. Adem BELDAĞ, Yrd. Doç. Dr. Ali Faruk YAYLACI, Doç. Dr. İsmail AYDOĞAN ....... 184

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kasım ÖZGEN ...................................................................................... 197

Goşgar MUHARREMOV ......................................................................................................... 216

Eğitim Felsefesine Tarihsel Perspektiften Bir Bakış

Prof. Dr. Necati CEMALOĞLU ................................................................................................. 223

21. Yüzyılda Türkiye’de Okulu Yeniden Tanımlamak

Prof. Dr. Süleyman Hayri BOLAY ............................................................................................. 227

Millî Aklın Gölgesinde Medeniyet Tasavvurumuz ve Eğitim Felsefemizin Temelleri

Prof. Dr. Saadettin ÖKTEN ...................................................................................................... 258

Prof. Dr. Ramazan KORKMAZ ................................................................................................. 261

Eğitimde Estetik

Öğr. Gör. Ersin İLHAN ............................................................................................................. 267

Nuri GÜÇTEKİN ...................................................................................................................... 274

Dr. Turgay ÖNTAŞ ................................................................................................................... 282

Eğitim Felsefeleri Bağlamında Özel Öğretim Kurumları

Prof. Dr. Emel KOÇ ................................................................................................................. 290

Prof. Dr. Muharrem KILIÇ ....................................................................................................... 302

Eğitim Felsefesinin Ontolojik Boyutları

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali DOMBAYCI ..................................................................................... 308

Eğitimde Etik

Prof. Dr. İnayet AYDIN ............................................................................................................ 317

Sendikalar Açısından 21. yy’da Eğitim Felsefemiz Ne Olmalıdır?

Prof. Dr. Mustafa SAFRAN ...................................................................................................... 325

Kamuran KARACA .................................................................................................................. 326

Ahmet ÖZER .......................................................................................................................... 329

İsmail KONCUK ...................................................................................................................... 333

Eğitim Felsefesi Temelinde Türk Eğitim Sistemi

Doç. Dr. Abdüllatif TÜZER ..................................................................................................... 337

Yrd. Doç. Dr. Mehmet OKUTAN .............................................................................................. 351

Geçmişten Günümüze Eğitim Felsefesi Yansımaları

Dr. Yar Ali METE ..................................................................................................................... 359

Fulya KOYUNCU-Sabiha Sunar ............................................................................................... 369

Adem YAMAN ........................................................................................................................ 374

Eğitim Politikalarının Özel Öğretim Kurumlarına Yansıması

Doç. Dr. Hasan ARSLAN .......................................................................................................... 380

Yrd. Doç. Dr. Zeynep AKDAĞ .................................................................................................. 385

Dr. Ramazan YİRCİ-İbrahim KOCABAŞ .................................................................................. 395

Yeni Uygarlık Arayışında Kök Değerler

Prof. Dr. Hasan ONAT ............................................................................................................. 406

Uluslararası Eğitim Programlarında İnsan Yetiştirme Modeli

Dr. Ali AKDOĞAN ................................................................................................................... 431

Dr. Jale ONUR ........................................................................................................................ 434

Sevinç ATABAY ....................................................................................................................... 436

Eğitimin Taşıyıcısı Olarak Kültür

Prof. Dr. Zekeriyya Uludağ...................................................................................................... 441

Doç. Dr. Asuman AKAY AHMED ............................................................................................. 449

Arif ORUÇ .............................................................................................................................. 459

Bilgi Çağında Eğitim Felsefesi

Prof. Dr. Mehmet Kesim ......................................................................................................... 471

Ali ÜNSAL ............................................................................................................................... 478

Okulda Eğitim - Öğretime Liderlik

Doç. Dr. Tuncay AKÇADAĞ ..................................................................................................... 482

Estetik Algı ve Masalların Değerler Eğitimi Açısından Önemi

Prof. Dr. Ramazan KORKMAZ ................................................................................................. 495

Toplumsal Bütünleşme ve Din Eğitimi

Prof. Dr. Celalettin ÇELİK ....................................................................................................... 504

Prof. Dr. Yasin CEYLAN ........................................................................................................... 507

Yrd. Doç. Dr. Necdet SUBAŞI .................................................................................................. 509

Eğitim Felsefesinin Bir Problem Alanı Olarak Din

Prof. Dr. Recai Doğan ............................................................................................................. 514

Yrd. Doç. Dr. Zübeyir BULUT .................................................................................................. 529

İshak TEKİN - Ayşe YORULMAZ .............................................................................................. 548

Eğitimde Değer ve Yeni Yaklaşımlar

Doç. Dr. Adnan KÜÇÜKOĞLU ................................................................................................. 559

Araş. Gör.Olcay BAYRAKTAR ................................................................................................... 566

Selim UÇAK ............................................................................................................................ 576

Tarihsel Empati Öğretimi

Yrd. Doç. Dr. Gülin KARABAĞ ................................................................................................. 599

Dil Bilinci ve Türkçe

Prof. Dr. Yusuf TEPELİ ............................................................................................................. 610

Doç. Dr. Suat UNGAN ............................................................................................................. 616

Öğretmen Yetiştirmenin Felsefi Boyutları

Doç. Dr. Mizrap POLAT ........................................................................................................... 621

Prof. Dr. Cemil ÖZTÜRK .......................................................................................................... 625

Doç. Dr. Vefa TAŞDELEN ......................................................................................................... 629

Eğitim Felsefesinin İdeolojik Temelleri

Doç. Dr. Ayten İflazoğlu SABAN.............................................................................................. 634

Kuramdan Uygulamaya Eğitim Felsefesi

Prof. Dr. Ayhan Aydın ............................................................................................................. 649

Dr. Ferah Güçlü YILMAZ ......................................................................................................... 664

Eğitim Felsefesinden Medeniyete

Doç. Dr. Fahri Temizyürek ...................................................................................................... 673

Erol ERDOĞAN ....................................................................................................................... 681

395

Eğitim Finansmanında Özel Okulların Rolü ve Alternatif Bir Model Olarak Sözleşmeli Okullar

Dr. Ramazan YİRCİ*

Doç.Dr. İbrahim KOCABAŞ*

ÖZET:

Toplumsal kalkınma ve ilerlemede temel faktörlerden biri olan eğitim, onun verilmesine rehberlik ede-cek eğitim politikaları ve eğitimin nasıl finanse edileceği konuları her dönemde çok tartışılan konular-dan biri olmuştur. Eğitim, girdisi ve çıktısının insan olması, her dönemde ona olan talebin ve beklentile-rin yüksek olması, nitelikli insan gücünü yetiştirmesi, ekonomi ile arasındaki karmaşık ilişkilerden dolayı sadece eğitimcilerin değil diğer bilim dallarından araştırmacıların da ilgi odağı olmuştur. Bu kapsamda ekonomik alanda meydana gelen değişim ve yenilikler eğitim ekonomisi ve eğitim finansmanına doğ-rudan etkiye sahip olmuştur.1980’den sonra iktisadi alanda daha fazla yer bulmaya başlayan neoliberal ekonomi politikaları devletin iktisadi alandaki tekelinin kısıtlanması gerektiğini öne sürmüştür. Bu bağ-lamda eğitim alanında da özel teşebbüsün daha fazla varlık göstermesi gerektiğini savunanlar olmakla birlikte buna karşı çıkanlar da olmuştur. Bu kapsamda bu çalışmanın temel amacı eğitim finansmanında özel okulların rolünü Türkiye özelinde incelemek ve eğitim finansmanında alternatif bir model olarak sözleşmeli okulları detaylı olarak ele almaktır. Araştırmada literatür taraması yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular özel okullarının eğitim finansmanında önemli etkilerini ortaya koymakla birlikte sistemdeki yapısal kronik eksikliklerin eğitimde finansman ve nitelik sorununu çözmede özel sektörün ya da kamunun tek başına başarılı olamayacağı göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Eğitim finansmanı, özel okul, sözleşmeli okullar, ekonomi

Giriş:

Kalkınmanın ve ekonomik gelişmenin sadece fiziki üretim faktörlerine yapılacak yatırımlarla sağlanması imkânsızdır. Sosyal ve yapısal değişmenin gerçekleştirilmesi için insan kaynaklarının geliştirilmesi ön-celikli olarak ele alınmalıdır. Çünkü insana yönelik kaynakların geliştirilmesi için yapılacak yatırımların sosyal ve yapısal değişmeyi hızlandırıcı ve üretim düzeyini arttırıcı önemli etkileri vardır. Eğitim de ik-tisadi kalkınmada temel bir güç olup, iyi eğitilmiş ve sağlıklı insan gücüne (beşeri sermayeye) sahip olan ülkeler daha hızlı kalkınmaktadır. Bugün gelişmiş ülkeler arasında saydığımız Güney Kore, Japonya ve Almanya bunun en iyi örneklerini oluşturmaktadır. İnsanın niteliklerini arttırmaya yönelik yapılacak yatırımlar içerisinde en önemlisi olarak kabul edilen eğitim, iktisadi kalkınmayı belirleyen sosyo-eko-nomik, politik ve kültürel gelişmeler, teknolojik gelişme ve uluslararası rekabet edebilirlik açısından da son derece önemlidir. Bu alanda yapılan bilimsel çalışmalar, uzun dönemde eğitime yapılan yatırımların

* Eğitimci, Akademisyen

** Eğitimci, Akademisyen

396

geri dönüş hızının fiziksek sermayenin geri dönüş hızından daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır (Karataş ve Çankaya, 2010).

Eğitim ve ekonomi arasındaki karmaşık yapılı ilişkiler eğitim faaliyetlerinin ekonomik faaliyetten bağım-sız olamamasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle ekonominin temel sorunları eğitim faaliyetlerine de aynı şekilde yansımaktadır. Eğitimde finansman sorunu eğitimde yaşanan pek çok sorunun sebebini teşkil etmektedir. Eğitimde finansman sorunun çözümü diğer sorunların da çözülmesinin önünü aça-caktır (Dura,1996). Bu bağlamda eğitimin ekonomik boyutunun incelenmesi eğitimde kalite ve verimli-lik kavramlarının daha derinlemesine araştırılmasını sağlamıştır. Günümüzde çok sık duyduğumuz, eği-timde toplam kalite yönetimi, etkililik gibi kavramlar aslında eğitimin ekonomik yönünün araştırılması ve geliştirilmesi yönündeki çabaların bir sonucudur denebilir (Yirci, 2014:60).

Eğitim Finansmanı

Eğitimin finansmanı, eğitim hizmetlerinin sunumu için gerekli parasal kaynakların elde edilmesi ve bunların gerekli yerlerde harcanması sürecini kapsamaktadır (Dura, 1996; Güngör ve Göksu, 2010; Le-vin,1995:426 akt. Tuzcu, 2006). Dünyadaki ülkede uygulandığı şekliyle eğitim sisteminin finansmanı işinin çoğunlukla kamu kesimince karşılandığı ancak daha düşük oranlarda gerçekleşmesine rağmen kaynaklarda bir çeşitlenme olduğu gözlenmektedir. Eğitime kaynak ayırma işinde yaygın olarak bilinen üç yaklaşımdan söz edilebilir. Birinci yaklaşım finansmanın kamu tarafından sağlanması yani kamu fi-nansmanıdır. İkinci yaklaşım ise eğitimde parasal kaynakların öğrenciler ve ailelerinden alınması yani özel finansmandır. Üçüncüsü ise eğitimden dolaylı ya da doğrudan yararlanan herkesin eğitime para harcaması gerektiği görüşüdür ve buna da karma finansman denmektedir (Devrim ve Tosuner, 1987; Kurul Tural, 2002:191-192).

Eğitim finansmanında devlet bütçesinden yapılan yatırımların oranı diğer kesimlere göre daha fazladır. Ancak 1980 yıllarından sonra devletin küçülmesini ve ekonomik alandaki varlığını özel sektöre devret-mesi gerektiğini savunan neoliberal politikalar eğitim finansmanında özel sektörün yerini gözden geçir-mesine sağlamıştır. Buna bağlı olarak özel kesimin de eğitim alanındaki yatırımlarının artmaya başladığı görülmüştür. Neoliberal fikirlerin yol açtığı paradigma değişimi ve bunun eğitim sitemindeki politikalara etkisi yeni kavramların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Okul tabanlı yönetim, rekabet ve kalite bu kavramlar arasında en çok öne çıkanlar arasındadır. Okul merkezli yönetim aracılığıyla okulun eğitim piyasasında rekabetçi bir yapıya bürünmesinin temel odağı gerçekte eğitimsel amaçların gerçekleştiril-mesi kaygısından çok ekonomik amaçlara dayanmaktadır (O’Neill, 2011). Bütün bu yaşanan gelişmelere rağmen dünyada eğitim faaliyetlerinin yalnızca özel sektör tarafından sunulduğu bir ülke bulunmamak-tadır (Adem, 1993:83).

Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de özel sektörün eğitim finansmanı içerisinde daha sesli bir şeklide bahsedilmeye başlanması 1980’li yılların ortalarına rastlamaktadır. Özel öğretim kurumları 1965 tarihli 625 sayılı kanun hükümlerine göre açılmaktayken özel öğretim kurumlarının açılış, işleyiş, yönetim ve eğitim öğretim bakımından tâbi olacakları esasları belirleyen yönetmelik ilk defa 23.6.1985 yılında çıkarılmıştır. Yine özel öğretim kurumlarının bina ve donatımı ile ilgili standartların tespiti 1985 yılından sonra gerçekleştirilmiştir. Standardın bir gelişmişlik göstergesi olduğu ve belirli ölçütleri getir-mesi göz önüne alındığında özel okul açacak kişiler için gerek mimarî gerekse donatım açısından önemli bir temel çerçeve getirilmiştir (Hesapçıoğlu ve Özcan, 1995).

Ekonomik ve sosyal alanda Türkiye’deki eğitim politikalarına yön veren önemli belgelerden olan kal-kınma planlarında da eğitim finansmanı konusu ele alınmıştır. Örneğin 8. Beş Yıllık Kalkınma Planında bütün eğitim kademelerinde özel öğretim kurumlarının artırılmasına yönelik ihtiyaçların devam ettiği belirtilmektedir. 9. ve 10. Beş Yıllık Kalkınma Planında ise şöyle denmektedir:

397

“Eğitime ayrılan özel kaynaklar eğitimde fırsat eşitliğine imkan sağlayacak şekilde yönlendirilecektir. Bütün eğitim kademelerinde özel sektörün payı artırılacak, kamu kaynaklarının en fazla ihtiyaç duyan kesimlere yönlendirilmesi sağlanacaktır. Etkin bir kalite değerlendirme ve denetim sistemi kurulması koşuluyla özel yükseköğretim kurumlarının açılabilmesine imkan sağlanacaktır. Ortaöğretim ve yükse-köğretime hazırlık dershanelerinin özel okullara dönüştürülmesine yönelik teşvikler sağlanacaktır.”

”Eğitimde alternatif finansman modellerinin geliştirilecek, özel sektörün eğitim kurumu açması, özel kesim ve meslek örgütlerinin mesleki eğitim sürecine idari ve mali yönden aktif katılımı özendirilecektir (Kalkınma Bakanlığı,2014a).”

Onuncu Kalkınma Planı çerçevesinde Eğitim Özel ihtisas komisyonu tarafından hazırlanan raporda da eğitim finansmanını ilgilendiren önemli öneriler vardır. Eğitime ayrılan kamu ve özel kaynakları çeşitlen-dirmek ve artırmak için dile getirilen önerilerden bazıları şöyledir:

a) Olanakları olan ailelerden katkı payları alınmalıdır.

b) Özel sektörün eğitim kurumu açmasını özendirecek ve kolaylaştıracak yasal ve idari tedbirlerin geliştirilmesi, bu konuyla ilgili bürokrasi azaltılmalıdır.

c) Okul bina ihtiyaçlarının giderilmesi için kiralama yöntemi de bir alternatif olarak değer-lendirilmelidir.

d) Her okulun asgari ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için okullara okul türü, öğrenci sayısı göz önüne alınarak bütçe tahsis edilmelidir (Kalkınma Bakanlığı,2014b: 34-35).

Görüldüğü üzere kalkınma planlarında ve özel ihtisas komisyonu raporlarında eğitim finansmanında yeni finansman seçeneklerinin gözden geçirilmesi gerektiği ve özel sektörün daha fazla bu alanda faa-liyet göstermesi gerektiği düşüncesi paylaşılmıştır. Arabacı (2010)’nın belirttiğine göre Türkiye’de kamu harcamaları içerisinde en büyük pay eğitim harcamalarına verilmesine rağmen Türkiye eğitim finans-manı açısından OECD ülkeleri içerisinde tüm eğitim kademelerinde ve toplamda en az kaynak ayıran ülkedir. Bunda eğitimden yararlanmakta olan nüfusun büyüklüğü, eğitim sektörü içerisinde çalışan per-sonel sayısının fazlalığı, bölgelerarası eşitsizlikler, Gayri Safi Milli Hasıla oranı gibi birçok faktör etkili olabilmektedir. Ayrıca kamu kaynaklarının hızla artan eğitim talebini karşılamakta yetersiz kalması daha iyi koşullarda eğitim almak isteyen, okul seçiminde söz sahibi olmak isteyen aileleri özel okullara yön-lendirmektedir. Bu da özel sektörü eğitim finansmanında daha aktif hale getirmektedir.

2010 yılı verilerine göre, OECD ülkelerinin eğitime ayırdıkları bütçe GSMH’nın ortalama %6,3’ü kadardır. 21 Avrupa Birliği ülkesinde ise bu oran, %5,9’dur. Türkiye ise 2010 yılında GSMH’nin %3,42’sini, 2013 yılında ise %3,99’unu ayırmıştır. Ekonomik İş Birliği Ve Kalkınma Örgütünün (OECD) 2013 yılı verilerine göre eğitime ayrılan bütçe ABD’de GSMH’nın %7,3’ünü, Yeni Zelanda’da %7,4’ünü, Danimarka’da %8’ini ve Güney Kore’de ise %7,6’sını oluşturmaktadır. Bu rakamlar Türkiye’de eğitime yapılan kamu harcama-larının yetersizliğini ortaya koymaktadır.

Eğitim Finansmanında Özel Okulların Rolü

Özel öğretim kurumları, maliyeti, gelir ve gideri gerçek veya tüzel kişilerce karşılanan, denetim ve göze-timi ise Millî Eğitim Bakanlığınca yapılan kurumlardır. Bu kurumlar 5580 sayılı “Özel Öğretim Kurumları Kanunu”na göre açılmakta ve faaliyet göstermektedir (MEB,2009:111). Esas olarak devlet okullarında olduğu gibi milli eğitim sisteminin amaçlarını gerçekleştirmek üzere açılan özel okullar personel istihda-mı, okul yönetimi, bütçe gibi konularda devlet okullarından işleyiş olarak farklılaşmaktadır.

Türkiye’de eğitim planlamalarında esas alınan temel husus zorunlu eğitimin devlet tarafından finanse edilmesi, zorunlu eğitim dışındaki eğitim düzeylerinden yararlananların hizmetin maliyetine katılması,

398

eğitim harcamalarında olabildiğince tasarruf sağlanması, eğitime ayrılacak kaynakların bütçe dışı des-teklerle artırılması ve eğitim alanında özel girişimin payının artırılması olmuştur (Küçüker, 2012). Bu durum Milli Eğitim Bakanlığının hazırlamış olduğu stratejik plan hedeflerine de yansımıştır. Bu hedefler arasında:

1) Özel sektörün finansal gücünden faydalanmak üzere bakanlığa bağlı örgün özel öğretim kurum oranını % 5.21’den plan dönemi sonuna kadar % 9’a çıkarmak.

2) Örgün eğitimdeki öğrenci sayısına göre özel öğretimin genel eğitimimiz içindeki payını 2014 yılı sonuna kadar % 2.76’dan % 5’e çıkarmak bulunmaktadır (MEB,2009:112).

Tablo.1 Özel Okul Öğrencilerinin Oranı (%)

2004-2005

2005-2006

2006-2007

2007-2008

2008-2009

2009-2010

2010-2011

2011-2012

2012-2013

2013-2014

Tüm Kademeler 1,9 2,1 2,4 2,6 2,7 2,8 2,9 3,2 3,3 4,0

Okulöncesi Eğitim 4,1 5,2 5,7 6,0 5,1 5,2 5,4 9,5 11,6 12,8İlkokul - - - - - - - - 3,0 3,3Ortaokul - - - - - - - - 3,2 3,3İlköğretim (Toplam) 1,7 1,8 2,0 2,1 2,3 2,4 2,5 2,8 3,1 3,3Genel Ortaöğretim 4,2 4,2 4,8 5,6 5,8 5,8 6,0 6,7 7,1 7,4Mesleki Ve Teknik Ortaöğretim

0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 0,2 0,9 3,2

Kaynak: ERG (2013:118)

Tablo 1’de yıllara göre özel okul öğrencilerinin devlet okullarındaki toplam öğrenci sayısına oranı görül-mektedir. Okul öncesi ve genel orta öğretimde okuyan öğrenci sayısı diğer gruplara göre daha fazladır. Okul öncesi eğitim alanındaki talep artışı diğer gruplara göre en yüksek seviyede gerçekleşmiştir. Bura-dan kamunun okul öncesi eğitim alanında yeteri kadar yatırım yapmadığı sonucu da çıkarılabilir.

Tablo 2. Özel Okulların Tüm Okullara Oranı (%)

2004-2005

2005-2006

2006-2007

2007-2008

2008-2009

2009-2010

2010-2011

2011-2012

2012-2013

2013-2014

Tüm Kademeler 3,2 3,8 4,3 4,7 4,5 4,5 4,8 6,6 6,5 10,8

Okulöncesi Eğitim 3,5 5,1 6,0 6,4 5,3 5,6 5,9 12,1 13,4 14,7

İlkokul - - - - - - - - 3,4 3,8

Ortaokul - - - - - - - - 5,3 5,7

İlköğretim (Toplam) 1,9 2,1 2,2 2,5 2,7 2,6 2,7 2,9 4,1 4,5

Genel Ortaöğretim 21,1 18,4 18,9 18,6 19,3 17,4 18,9 20,1 21,5 26,9

Mesleki Ve Teknik Orta-öğretim

0,5 0,5 0,5 0,5 0,6 0,5 0,5 0,8 2,0 6,7

Kaynak: ERG (2013:118)

Tablo 2’de ise özel okulların tüm okullara oranı görülmektedir. Tüm kademelerde en büyük artışın 2013-2014 yılları arasında gerçekleştiği görülmektedir. Genel ortaöğretimdeki okul oranının artışında hükü-metin 6528 sayılı kanunla dershanelerin özel okula dönüşümünü amaçlaması da etkili bir rol oynamıştır.

399

2011 yılı itibariyle özel okullarda halen 57.000’e yakın yönetici ve öğretmen, 55.000 civarında diğer personel olmak üzere yaklaşık 112.000 personel istihdam edilmiş ve okul öncesi dâhil 498.000 öğrenci öğrenim görmüştür (TOBB,2012:7). Özel okulların eğitim sistemindeki yararları sadece istihdam ile sı-nırlı değildir. Özel okullar:

a) Devlet bütçesine doğrudan ve dolaylı olarak katkıları sağlamaktadır. Devletin vermek mecburiyetinde olduğu eğitim hizmetini gerçekleştirerek kamunun yükünü azaltmaktadır.

b) Eğitim alanında kurumlar arası rekabeti güçlendirmektedir.

c) Devlet kurumlarının daha yüksek maliyetle gerçekleştirdikleri faaliyetleri daha az mali-yetle gerçekleştirerek kaynakların etkin ve verimli kullanımını sağlamaktadır.

d) Yönetim ve işleyişindeki esnek yapısından dolayı değişime ve yeniliğe daha açıktırlar.

e) Hizmet alımı yapan velilere karşı hesap verebilirlik anlamında daha şeffaf bir yönetim sergilerler.

f) Öğrenci ve veliler için daha fazla seçme imkanı sunarlar.

g) Derslik, laboratuar, spor salonu gibi fiziki imkanlar bakımından devlet okullarına göre daha iyi durumda olduklarından öğrencilerin sosyal ve kültürel gelişimleri için daha sağlıklı bir ortam sunarlar (Hesapçıoğlu ve Özcan, 1996; Korkut ve Doğan, 2002; Madsen, 1996: XV, Uygun,2003).

Özel okulların sahip olduğu önemli bir avantaj olarak derslik başına düşen daha az öğrenci sayısı dikkat çekicidir. Resmi ortaokullarda 42 olan derslik başına düşen öğrenci sayısı, özel ortaokullarda yalnızca 17 iken ortaöğretimde resmi okullarda derslik başına sırasıyla 33 öğrenci düşerken, bu oran özel liselerde sırasıyla 13’e inmektedir (ERG, 2012).Bu durum özel okullara daha rahat bir ortamda hizmet sunumu yapılmalarına imkan verirken, velilerin kalabalık devlet okullarını tercih etmeyip özel okulu tercih etme-lerinde önemli bir etken olmaktadır.

Sahip oldukları imkânlara ve eğitim finansmanındaki olumlu etkilerine rağmen özel okullar sosyal ada-leti zedeledikleri, eğitimi bir meta haline dönüştürdükleri ve ticari kaygıların eğitimin temel amaçlarını gerçekleştirme görevini ihmal ettikleri gerekçesiyle eleştirilmektedir. Bu eleştirileri yapanlar özel okul-ların yaygınlaşmasının toplum içindeki eşitsizlikleri artıracağını eğitimin belirli bir zümrenin ayrıcalıklı olarak faydalandığı bir ekonomik faaliyet alanlına dönüşeceğini savunmaktadırlar (Yirci, 2014).

Alternatif Bir Model Olarak Sözleşmeli Okullar

Amerika Birleşik Devletleri’nde sözleşmeli okullar ile ilgili alanyazın Ray Budd tarafından yazılan “Söz-leşme ile Eğitim: Okulu yeniden Şekillendirmek” isimli kitabından sonra gelişmeye başlamıştır. Kitabında devlet okullarını geliştirmeyi öneren Budd yeni bir okul modeli sunmuştur. Buna göre oluşturulacak mo-del öğretmenlere ve yöneticilere okul programlarını değişik altyapılardan gelen öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda oluşturmada geniş bir yetki ve sorumluluk veriyordu. Buna göre kamu bütçesini kullana-cak olan okullar kamudan en az müdahaleyle kendi yenilikçi programlarını uygulama özgürlüğüne sahip olacaktı (Wells,2002; Murphy, & Shiffman, 2002). 1988 yılında ise Amerikan öğretmen federasyonu başkanı Albert Shanker geleneksel okul sisteminin öğretmenlerin yaratıcılığını engelleyen yasakçı bir yapıda olduğu eleştirisini getirerek öğretmenlerin yeni öğretim metotları uygulayabileceği okul yapıları oluşturma fikrini ortaya attı (Finn, Manno ve Vanourek, 2000:18; Murphy & Shiffman, 2002). Buna göre sözleşmeli okullar modeli hesap verebilirlik, rekabet ve merkeziyetçilikten uzaklaşma temellerine da-yandırılarak oluşturuldu. Böylece öğretmenler ve okul yöneticileri bilgi ve becerilerini daha serbest bir hareket alanı bularak öğrencilere aktarma imkânına kavuştu (Fuller, 2002: 30).

400

Sözleşmeli okullar adını okulun açılmasını talep eden işletmeciler ve yasal kamu otoritesi arasında belir-lenen sözleşmeden almaktadır. Bu sözleşmeler 3 ile 5 yıl arasında olacak şekilde düzenlenebilmektedir. Okulun işletmecileri öğretmenler, yerel kesimdeki halk temsilcileri veya işadamları olabilir. Bu konuda bir sınırlama yoktur. Bu okullara gelen öğrenciler ailelerinin bilinçli tercihi ile gelirken orada görev ya-pan öğretmenler de kendi istekleriyle görev yaparlar (Finn, Manno ve Vanourek, 2000:15; Brouillette, 2002).

Minnesota eyaleti ABD’de sözleşmeli okul modelini hayata geçiren ilk eyalet olmuştur. 1991 yılında geleneksel devlet okullarına ve kupon yöntemine alternatif olarak sözleşmeli okullar ile ilgili yasal dü-zenleme hayata geçirilmiştir. Böylece sözleşmeli okullar bağımsız devlet okulları olarak faaliyete başla-mıştır. 1992-1993 eğitim yılına gelindiğinde ise Minnesota eyaletinde iki sözleşmeli okul açılmış oldu (Nathan, 1999). Sözleşmeli okulların açılmasında mevcut devlet okullarından duyulan memnuniyetsiz-lik de önemli bir rol oynamıştır.

Günümüzde ABD’de 39 eyalette eğitim hizmeti sunan 5.714 sözleşmeli okul ve yaklaşık iki milyon öğ-renci bulunmaktadır (Consoletti, 2011). Şekil 1’de yıllara göre sözleşmeli okulların sayısındaki artış gö-rülmektedir.

Şekil 1. Yıllara Göre Sözleşmeli Okul Sayısındaki Değişim

Kaynak: Center for Education Reform akt.Guvercin, M. (2013).

Sözleşmeli okulların sayısındaki her geçen yıl gerçekleşen bu artışın sebebi olarak Wells, Slayton, ve Scott (2002) üç temel gerekçe ortaya atmışlardır. Bunlardan birincisi velilere daha fazla seçme ve kont-rol imkanı verilerek onlara müşteri gibi davranılması gerektiği algısının oluşmasıdır. İkincisi devlet okul-ların uymak zorunda olduğu ve çoğunlukla zaman kaybına sebep olan pahalı yasa uygulamalarından serbest olma isteğidir. Üçüncüsü ise gerek öğrenci sayısını artırarak gerekse de maliyetlerde kısıtlamaya giderek (daha ucuz iş gücü istihdam ederek) daha fazla para kazanmaktır. Brouillette (2002) ise sözleş-meli okul hareketinin üç temel prensibe dayandığını belirtmektedir. Bunlar bürokrasi karşıtlığı, piyasa temelli yaklaşım ve öğretmenlerin profesyonelleşmesi olarak belirtilmektedir.

Sözleşmeli okullar öğrencilerden ya da velilerden para talep etmeyen ve devlet tarafından finanse edi-len yani kamu fonlarını kullanan bir yapıya sahiptir. Bu okullar özel sektördeki yatırımcılar tarafından belirli bir süre için faaliyet göstermek üzere açılır. Okul açmak için başvuru yapan yatırımcı, okulun adı, örgütsel büyüklüğü, yönetim yapısı, müfredat ve öğrenci başarısının sağlanmasında alınacak tedbirler de dahil olmak üzere baştan sona detaylı bir okul açma projesini eyalette komisyona sunar. Proje onay-

401

lanınca okul açılır, kayıtlar o bölgedeki tüm öğrencilere açık bir şekilde yapılır ve yatırımcı okuldaki öğ-renci başına devletten para alır. Bu okullar devlet okullarının uymak zorunda olduğu bazı yönetmelikler uymak zorunda kalmazlar. Örneğin personel seçiminde, müfredat seçiminde, kendi bütçelerini oluştur-mada serbesttirler. Bu serbestlik beraberinde bazı yükümlülükleri de getirmektedir. Bu okullar devletin her sene yaptığı genel başarı ölçme sınavına girmek ve belli bir başarıyı yakalamak zorundadır. Ayrıca belirli zaman aralıklarında denetlenerek bu okullar için konulmuş standartların korunup korunmadığı tespit edilir. Bu açıdan bakıldığında sözleşmeli okullar öğrenci başarısı açısından hesap verebilir olmak zorundadır (Güvercin, 2013:45; Salomone, 2000:245; Brouillette, 2002).

Sözleşmeli okullar devlet tarafından belirtilen başarı şartını sağlayamadıklarında kapatılmaktadırlar. İstatistiklere göre 1992 yılından günümüze kadar kapatılan okul sayısı 1.036’dır. Bu rakam toplam söz-leşmeli okullar içinde %15’lik bir orana karşılık gelmektedir. Bu okulların kapatılma gerekçesi akademik başarısızlık, mali sebepler ve işleyiş süreçleriyle ilgili problemlerdir. Ancak akademik başarısızlık sadece sözleşmeli okullarda gerçekleşen bir durum değildir. Devlet okulları akademik yönden çok kötü perfor-mans sergilemelerine rağmen uzun yıllar açık kalırken sözleşmeli okullar hemen kapatılmaktadır. Bu da sözleşmeli okullar ve devlet okulları arasındaki önemli bir farklılıktır (Consoletti, 2011; Güvercin, 2013).

Sözleşmeli okullar kuruldukları sosyal çevrede nitelikli eğitim alamayan dezavantajlı halk kitlelerini oku-la çekip kaliteli eğitim sunmak, geleneksel devlet okullarının sunduğu eğitim hizmetine bir alternatif olmak amacıyla açılırlar. Zaten sözleşmeli okulları açanlar bu okulları şehirlerin düşük gelir grubundaki bölgelerinde hizmete sokmaktadırlar. Bu yönüyle bu okulların övgüyü hak ettiği belirtilmektedir (Hill and Lake, 2010). Ancak sözleşmeli okulların amaçlarına ne kadar hizmet ettiği ile ilgili tartışmalar hala devam etmektedir. Bazı yazarlar sözleşmeli okulların geleneksel okul sistemi içinde ayrımcılığa yol aç-tığını, dezavantajlı grubun eğitimi için olağanüstü bir çaba harcamadığını belirtmektedir. Bu görüşü sa-vunanlar devlet okullarına kıyasla sözleşmeli okullara kayıt olan öğrencilerin daha çok azınlıklara ya da siyahi kökene mensup olduklarını belirtmektedirler (Rapp ve Eckes, 2007; Cowgill,2014).

Sözleşmeli okullar neoliberal ekonomi anlayışı ve serbestleşme taraftarları tarafından oldukça destek-lenmektedir. Bu okullar ile ilgili dile getirilen önemli bir eleştiri konusu ise personel politikası ile ilgilidir. Sözleşmeli okullara verilen personel seçimindeki geniş özgürlük çoğu zaman sertifikasız ve sendika-sız öğretmenlerin bu okullarda çalıştırılmasına imkân vermektedir (Wells, Slayton ve Scott, 2002). Kar amacının öne çıkması daha düşük ücretle daha niteliksiz elemanların istihdamına sebep olabilir. Bu da eğitim hizmetlerinde kaliteye olumsuz yansıyabilir.

Hesapçıoğlu ve Çelebi (2011) sözleşmeli okulların alternatif okullar olarak değerlendirilmeyeceğini be-lirtmektedir. Alternatif kavramı, hedefe ulaşmada izlenen yol anlamında kabul edildiğinde incelenen eğitim modelleri için “alternatif” kavramı kullanılabilir. Ancak sözleşmeli okullar Amerikan eğitim siste-minde tamamlayıcı bir modeldir ve bu eğitim sisteminin bir parçası olarak düşünülmesi gerektiğinden alternatif olmadıkları söylenebilir. Yine de bu okullar çeşitli eğitim sorunlarına cevap verebilecek farklı eğitim modelleri olarak incelenmelidir.

İncelenen literatür ışığında sözleşmeli okulların olumlu yönleri şöyle sıralanabilir:

a) Velilere daha fazla seçme özgürlüğü verilir,

b) Ailelerin okula daha fazla katılımını ve okulda daha fazla söz sahibi olmalarını sağlar,

c) Müfredat, çalışma takvimi, personel seçimi, yönetim kademelerinin belirlenmesi gibi konu-larda serbest hareket alanı vardır. Bu durum yerel şartların göz önüne alınmasını kolaylaştırır,

d) Kendi bütçesine sahip olan okullar bunu yönetmede de söz sahibidir,

e) Okulların ihtiyaca yönelik olarak hafta sonları ya da ders saatleri dışında daha farklı etkinlikler yapma imkânları vardır,

402

f) Her sözleşmeli okul belirli başarı kriterlerini sağlamak zorunda olduğundan daha etkili çalışır.

g) Sözleşmeli okulların olumsuz yanları için şunlar söylenebilir:

h) Eğitim hizmetlerinin sunumunda ticari kaygılar ön plana çıkabilir,

i) Personelini kendisi seçtiği için düşük nitelikli ucuz personel istihdam edebilir ya da personelin hak ettiği ücretin altında çalıştırılması gibi durumlar yaşanabilir,

j) Okulların kapatılma ihtimali öğrenci ve öğretmenlerde psikolojik baskı unsuru olabilir,

k) Devlet okullarına göre daha kolay kapatılabilen sözleşmeli okullar istikrarlı bir eğitim hizmeti sunumunu aksatabilir.

Türkiye için Çıkarımlar ve Sonuç

Eğitimde finansman sorunu Türk eğitim sisteminin uzun süredir çözemediği kronik bir sorun halini almış görünmektedir. Her ne kadar son yıllarda eğitime ayrılan bütçe ve yapılan yatırımlar önemli mesafeler kaydedilmesini sağlasa da bölgeler arası eşitsizlikler devam etmekte ve eğitiminde nitelik tartışmaları sürmektedir. Bu tartışmalar arasında eğitim finansmanında kamu yatırımlarının en büyük paya sahip olduğu görülmektedir. Eldeki sayısal verilere bakıldığında bütçeden eğitim alanına yapılan yatırımların GSYH oranı diğer ülkelerle kıyaslandığında olması gerekenden daha az olduğu görülmektedir.

Eğitim finansmanı ile ilgili olarak devlet ölçeğinde yapılan planlamalarda özel sektörün teşvik edilmesi, eğitim yatırımlarında özel sektörün payının artırılması için tedbirler alınması gerektiği vurgulanmak-tadır. Bu durum dünyada 1980’lerden sonra daha fazla kabul görmeye başlayan ekonomik alandaki neoliberal politikaların bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda eğitimde özel sektörün ve özel okulların sayısının arttığı görülmektedir. Bu artışta özel okullara olan ilgi ve talebin artmış olması da önemli bir paya sahiptir. Ancak Uygun (2003)’ün belirttiğine göre bu okullarla ilgili ciddi tartışma-lar da yapılmaktadır. Bu tartışmalar genellikle de ideolojik kapsamda değerlendirilebilecek olan, özel okulların işleyişinden çok, varlıklarına ilişkin yapılan değerlendirmelerden oluşmaktadır. Bu çerçevede “eğitim hakkı”, “eğitim özgürlüğü”, “eğitimde fırsat eşitliği”, “paralı eğitim”, “eğitimde nitelik arayışları ve rekabet” gibi kavramlar tartışmalardaki konu başlıkları olarak belirtilebilir. Özel okullara en çok yö-neltilen eleştirilerden birisi, bu okulların eğitimde fırsat eşitliğine zarar verdiği görüşüdür. Ancak yapılan tüm tartışmalara rağmen özel okulların devlet okullarına oranındaki artış devam etmektedir. Bu artış çok yüksek seviyelerde olmasa da gelecekte artış eğilimin devam edeceğinin işaretlerini vermektedir. İstihdam ettikleri personel ve eğitim hizmeti sundukları kişi sayısı göz önüne alındığında özel okulları-nın devletin yükünü finansman anlamında hafiflettiği görülmektedir. Ayrıca sahip oldukları imkânlar ve devlet okullarına oranla düşük sınıf mevcutları özel okulları aileler için tercih sebebi yapmaktadır. Ancak devlet okullarındaki kalabalık sınıflar eğitimde kaliteli hizmet sunumunun önünde önemli bir sorun olarak durmaktadır. Bu bağlamda ABD’de genel eğitim sistemi içinde faaliyet gösteren sözleşmeli okulların incelenmesi Türk eğitim sistemindeki sorunların çözümü üzerinde daha kapsamlı düşünme imkânı verebilir.

Sözleşmeli okulların daha yerel ve daha fazla serbestliğe dayanan yapıları pek çok olumlu etkiyi berabe-rinde getirmesine rağmen bu durumun olumsuz sonuçları da olabilmektedir. Örneğin personel seçimini okulların yapması okullara daha fazla özerklik verirken bu personelin seçiminde maddi kaygıların ön pla-na çıkarak daha az maliyetli ama daha az niteliğe sahip personelin işe alınması gibi olumsuz sonuçların yaşanması mümkün olabilmektedir.

Türkiye bağlamında baktığımızda Türkiye’de özel okul imkânlarından yararlanmayan dezavantajlı grup-

403

ların sözleşmeli okullar aracılığıyla nitelikli eğitim almalarının önü açılabilir. Hesapçıoğlu ve Önder’in de (2011) belirttiği üzere kamusal finans kaynaklarından beslenen bu nedenle bir ölçüde özel eğitim kurumlarına benzemekle birlikte parasız eğitim vermeleri yönünden farklı bir özellik taşıyan sözleşmeli okullar üzerinde düşünmeye değer bir proje olarak görülmektedir. Ancak burada sözleşmeli okulların kurulacağı bölgelerin iyi belirlenmesi gereklidir. Özel okullar örneğinde olduğu gibi büyük metropoller-de toplanan sözleşmeli okullar kuruluş amaçlarına hizmet etmekten uzak kalabilirler. Yine sözleşmeli okullarda çalıştırılacak personel için gerek maaş gerekse de özlük hakları açısından devlet okullarında-kine benzer ölçütler getirilerek onların da hak kaybına uğramaları önlenmelidir. Sözleşmeli okulların kendi müfredatını oluşturma özgürlükleri okulların yerelleşmesini ve bölgesel ihtiyaçlara daha kolay cevap verebilmesini sağlayacaktır. Ancak Türkiye gibi çok kültürlü bir yapıya sahip ülkede ortak değer ve kültür oluşturmada bazı sorunlara yol açabilir. Bu kapsamda başka ülkelerde başarılı bir şekilde işleyen güzel örnekleri olduğu gibi kopyalamak yerine bunlardan ilham alarak kendi eğitim sistemimize uygun, yeni bir özel okullar modeli geliştirmek daha uygun olur. Bu çerçevede sözleşmeli okul sistemi politika yapıcılar için bir fikir sunabilir.