ankara meydan muharebesi 1402

26
Altar Maket R R R e e e p p p r r r a a a e e e s s s e e e n n n t t t a a a V V V i i i t t t a a a m m m T T T u u u u u u m m m p p p r r r o o o p p p r r r i i i u u u m m m M M M u u u n n n d d d u u u m m m a a a e e e d d d i i i f f f i i i c c c a a a Osmanlı Savaşları No 3, Şubat 2007 İki Türk Ordusunun birbirine girdiği ANKARA MEYDAN MUHAREBESİ 1402 Ankara Muharebesi’nde, Timur’un savaş fillerinden birine saldıran Ordû-yi Hümâyûn neferleri. 1/72 ölçekteki bu diorama Orion Turkish Janissary, Zvezda Tatars Mongols ve Zvezda War elephants kitlerindeki figürler kullanılarak, Altar Maket Stüdyosunda oluşturulmuştur. Hicri, .27 Zilhicce 804, Cuma / Miladi, 28 Temmuz 1402 Cuma 1 Dönemin iki büyük Türk devletinin uzun süredir beklenen büyük karşılaşmasının meydana geldiği, Ankara’nın kuzey doğusundaki Çubuk Ovasında meydana gelen meydan muharebesi. 1 İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s 128, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 310

Upload: independent

Post on 24-Jan-2023

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Osmanlı Savaşları No 3, Şubat 2007

İki Türk Ordusunun birbirine girdiği

ANKARA MEYDAN MUHAREBESİ

1402

Ankara Muharebesi’nde, Timur’un savaş fillerinden birine saldıran Ordû-yi Hümâyûn neferleri.

1/72 ölçekteki bu diorama Orion Turkish Janissary, Zvezda Tatars Mongols ve Zvezda War elephants

kitlerindeki figürler kullanılarak, Altar Maket Stüdyosunda oluşturulmuştur. Hicri, .27 Zilhicce 804, Cuma / Miladi, 28 Temmuz 1402 Cuma1 Dönemin iki büyük Türk devletinin uzun süredir beklenen büyük karşılaşmasının meydana geldiği, Ankara’nın kuzey doğusundaki Çubuk Ovasında meydana gelen meydan muharebesi.

1 İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s 128, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 310

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Çubuk Ovası, Çubuk, Ankara.

Sağ üst köşede Esenboğa Havalimanı görülmektedir. Kuzeyde Yıldırım, güneyde Timur muharebe düzeni almış, Timur’un ordusunun sağ yanı Esenboğa havalimanına uzanmıştı.

Kaynak: Google Earth Uydu Görüntüleme Sistemi Osman Gazi tarafından kurulan beylik, 14.yy boyunca temellerini sağlamlaştırdı ve Osman Gazi’nin soyundan gelen, birbirinden yetenekli ve kararlı liderlerle 14.yy boyunca hem Batıya hem de Doğuya doğru genişledi ve askeri ve siyasi gücünü ispatladı. Aynı dönemde, Osmanoğulları Anadolu ve Balkanlarda gücünü artırırken, daha doğuda, Maveraünnehir’de başka bir Türk devleti gücüne güç katmaktaydı. Timur isimli büyük komutan ve devlet adamının önderliğindeki devlet güçlenerek büyüyor, aynı Osmanlılar gibi gün geçtikçe kontrolü altındaki alanı genişletiyordu. Timur, 1368 yılında Emir oldu. Timur etrafındaki dağınık vaziyetteki Türk ve Moğol boylarını birleştirmede başarılı oldu ve askeri yeteneklerini bu güçle birleştirerek yedi sene zarfında İran’ı, 1378’de, nüfuzu altına aldı ve buradan Azerbaycan ve Irak’a yönelerek buraları da ele geçirdi..2 Bu başarılardan sonra yüzünü doğuya dönerek Hindistan seferi sonunda 1399’da tüm Kuzey Hindistan’ı ele geçirdi.3 Böylelikle Timur, kendi devleti çevresinde bulunan dört Türk devletinden ikisini yenmeyi başarmıştı (Hindistan Türk Hakanlığı ve Rusya’ya hakim olan Altınordu devleti). Üçüncü devlet Mısır’daki Memluk sultanlığı ise Timur’un baskısı altındaydı ve bu baskı sonucu ismen Timur’a tabiiyetlerini bildirdiler. Sona kalan dördüncü devlet ise Osmanlı Devletiydi ve artık Timur’un hedefinde Osmanoğulları vardı.4 Hint seferinden sonra tekrar Batıya dönen Timur Osmanlı sınırlarına dayanmıştı. 1400 senesinden itibaren Timur, Osmanlı sınırları içindeki yerleri şiddet kullanarak işgal etti ve 2 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 301 3 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 302 4 Tahsin Tunalı, Ankara Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 34

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Osmanlı ile sürtüşme başladı. Timur’un önünden kaçan, Osmanlı Sultanı Yıldırım’a, Yıldırım’dan kurtulmak isteyen, Timur’a yöneldi. Anadolu’da halen bir birlik sağlanamamış olduğundan farklı beylikler ve liderleri tehlikeli bir oyunla iki büyük devletin birbirine girmesine zemin hazırlayıcı bir çabaya girdiler. Sivas’ı büyük şiddet kullanarak yıkan Timur’a karşı Yıldırım’ın öfkesi büyüktü.5 Bu sebeplerden dolayı iki lider arasında mektuplaşmalar başladı. Önce birbirine hürmetle başlayıp somut isteklerin karşı tarafa iletildiği bu mektuplaşmalarda giderek kontrolden çıkıldı ve sert ifadeler ve hakaretler kullanılmaya başlandı. Timur’un aşağılayıcı ve kendini beğenmiş bir mektubuna Yıldırım şöyle bir cevap verdi:

Ey Timur denen kuduz, kafir, soysuz köpek! Mektubunda yazdıgın sözlerle benim gibi bir hükümdarı korkutacagını sanarak, ne ahmak bir ugursuz oldugunu gösterdin. Beni, önünden kaçan Acem ve Tatar hükümdarcıkları ile mi kıyas edersin? Benim ordumu Hind, Irak ve Herat askeri mi sanırsın? Anadolu’yu, Sam, Haleb ve Bagdad’ı aldıgın gibi almayı mı tasarlıyorsun? Sen ordumuzun bir tek defa maglup oldugunu isittin mi? Dünya ve mal hırsıyla köpekler gibi dövüsmekle ömür geçirdin, bununla ögünüyorsun. Bizim hayatımız, din ve devlet ugruna gaza meydanlarında geçmistir. İIste sen, iste cenk meydanı! Bekliyorum, ne zaman istersen gel! Allah seni kahretsin ve Müslümanlar’a daha fazla zulm edememen için sana uyanlara lanet olsun!6

Timur’un, aslında almayı beklediği bir cevaptı bu. Yıldırım veya Timur mektuplaşmalarında ne derlerse desinler artık iki ordunun karşılaşması kaçınılmazdı. Yıldırım Bayezıd, askeri yeteneklerini savaş alanında fazlasıyla göstermiş, son derece zeki, ordusunu iyi tanıyan, ordusunu etkili sevk ve idare edebilen bir komutandı. I. Kosova Savaşında babasının emrinde ve 1396’da Niğbolu’da kendi komuta ettiği Ordû-yi Hümâyûn’la, Avrupa’nın seçme askerlerinden oluşan büyük orduyu yenmeyi başarmıştı. Doğal olarak tüm Avrupa ordusunu yenen biri olarak ordusuna ve kendisine güveni

5 Timur’un Siva’ta yaptıkları için bakınız, Vilayetlerimizin Tarihi: Sivas, Hayat Tarih Mecmuası, Aralık 1967 eki, s 164-167 6 Tahsin Tunalı, Ankara Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 37

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

tamdı. Yıldırım, ordusuna tam hakim, her emri anında en uçtaki savaşan birimlere dahi ulaşan, düşmanın her hareketi hakkında günler öncesinden bilgi toplama ağına sahip, araziyi kendi ordusu yararına etkili olarak kullanabilen ve en önemlisi kendisi de inançla savaşan ve zafere inancı tam olan mert bir savaşçı liderdi. Yukarda Yıldırım için saydığımız, bir orduya hükmetmek ve zafer kazanmak için gereken tüm özellikler, Timur’da da vardı. Timur da hayatı boyunca savaşmış hem kişisel hem de kumanda ettiği ordusuyla başarılar kazanmış, gururlu, düşmanını çok ince analiz etme ve güçlü-zayıf yanlarını ortaya çıkarma becerisine sahip, muharebe alanında emirlerini eksiksiz uygulatabilen ve muharebe hazırlıklarını muharebe alanına çıkmadan başlatıp düşmanın tüm hareketlerini önceden haber alabilen yetenekli bir savaşçı liderdi. Yukarda bahsettiğimiz kritik özelliklerin pek çoğu Yıldırım’ın Batı’daki düşmanlarında yoktu. Timur da Doğu’da, Yıldırım vasıflarında bir düşmanla karşılaşmamıştı. İki lider, birbirlerinin hareketlerini temkinli bir şekilde anlamaya çalışıyor ve yanlış bir harekette tüm kazanımlarını kaybedeceklerinin farkında olarak birbirlerini gözlüyorlardı. Timur etkili ve geniş bir haber alma sistemi kurmuştu. Sınırlarında, yerleşim birimlerinde haber katiplikleri vardı ve bunların görevi bölge halkının ve sınır ötesindeki düşmanların durumlarını, önemli gelişmelerini kendisine bildirmekti.7 Bu bilgiyi toplamakla ve bildirmekle yükümlü haberci yanlış yaparsa ölümle cezalandırılırdı.8 Haber alamadığı zamanlarda Timur acele hareket etmez beklerdi. Nitekim, Sivas’ı yıktıktan sonra daha Batı’ya Osmanlı üzerine yürümedi çünkü bu casus teşkilatı vasıtasıyla tatmin edici haberler alamamış ve çok çekindiği Yıldırım’ın ordusu hakkında bilgi edinememişti. Timur’un bildiği bir şey daha vardı. Elindeki kuvvetler, düzenli ve disiplinli Osmanlı ordusuna yetmeyebilirdi. Bu sebeple, Yıldırım’la karşılaşmadan önce Orta Asya’dan en etkili ve güçlü birliklerini Anadolu’ya getirmeye çalışıyordu.9 Nihayet, ordusunu bu seçme birliklerle takviye eden ve diğer tüm şartların artık Yıldırım’la karşılaşmak için uygun olduğunu düşünen Timur, Yıldırım’a onun kabul etmesinin mümkün olmadığını bildiği, kendi ağır isteklerini ileten bir mesaj yolladı. Kaçınılmaz noktaya gelinmişti ve iki tarafın orduları harekete geçti.

7 Mahmut Esat Bozkurt, Aksak Demir’in Devlet Politikası, Kaynak Yayınları, İstanbul 2005, s 43 8 Mahmut Esat Bozkurt, Aksak Demir’in Devlet Politikası, Kaynak Yayınları, İstanbul 2005, s 44 9 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 306

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Yıldırım Bayezıd’ın Timur’la yapılacak karşılaşma için Ordû-yi Hümâyûn’u toplayışını gösterir harita.

Rumeli askerleri ve Sırbistan Krallığından Sırp birlikleri Edirne’de toplanıp, Anadolu askerleri ile Bursa’da biraraya geldi.

Kaynak: Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri, 103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s

Bursa’da toplanan, Ordû-yi Hümâyûn’un Timur üzerine yürüyüşü.

Kaynak: Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri, 103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s

Bursa’dan yola çıkan Ordû-yi Hümâyûn iki koldan yürüyerek Ankara önlerine geldi. Timur da harekete geçti ve birliklerini Sivas üzerine yürüttü. Habercileri kanalıyla artık bilgi almaya başlamıştı, Osmanlı ordusunun hareketlerini takip edebiliyordu.10 Yıldırım, Timur’un Sivas’ta olduğunu öğrenince buraya yürüdü. İki ordunun öncüleri Sivas ile Tokat arasında sıcak temas sağladılar fakat, Timur, Yıldırım’ın bu dağlık bölgede geçitleri önceden tuttuğunu bildiği için bu yöne yüklenmedi ve Kayseri istikametine yürüdü. Timur oldukça ihtiyatlı ve ağır bir ilerleyişe geçti. Yıldırım, Timur’u istediği nispeten dağlık alana çekemeyince o da ordusunu yavaşça geldiği istikametten geri çekmeye başladı ve iki ordu doğu batı hattında birbirlerine parelel olarak Ankara istikametine yürüdü. Yıldırım’ı kendi peşinden gelmesine uğraşan Timur, duruma hakim Osmanlı sultanını bu tuzağına düşüremedi.

10 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 308

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Kırşehir’e doğru yürüyen Timur, Yıldırım’ın üzerine doğru geldiğini öğrenince telaşa kapıldı ve süratle Ankara’ya yürüdü. Ankara kalesini kuşattı ve Ordû-yi Hümâyûn’un kendi geldiği istikametten, yani güney doğudan, geleceğini hesaplayarak bu yönde düzen aldı. Fakat, Yıldırım önderliğindeki Ordû-yi Hümâyûn Timur’un hiç beklemediği bir süratte karşısına çıktı. İşin Timur açısından en dehşet verici yanı, Ordû-yi Hümâyûn’un kendi beklediği güney doğu yönünden değil, hiç beklemediği kuzey doğu yönünden karşısına çıkması oldu. Ordû-yi Hümâyûn kuzeyden gelmiş ve Çubuk Ovasındaki Melikşah köyünde ordugah kurmuşlardı.11 Emir Timur ve büyük ordusu baskına uğramıştı. Bu durum Timur’u telaşa düşürmüştü. Yıldırım askeri dehasını ve süratini bir kez daha göstermişti. Tüm komutanları hemen Timur ordusuna saldırıp dağıtmayı teklif ettiyse de Yıldırım, bu önerileri reddetti ve Timur’u mertçe yenmek istediğini söyleyerek orduların düzenlerini alarak nizami bir şekilde savaşmalarını arzu ettiğini söyledi. Timur hemen ordusunu düzene soktu ve muharebe alanında iki büyük Türk ordusu, iki büyük Türk hükümdarı önderliğinde savaşa hazırdı. Yıldırım ordugahını Melikşah köyünde kurmuş, Timur ise Saray köyünün yakınlarında ordugahını kurmuştu.12 Timur’un su kaynaklarına hakim olduğu ve Ordû-yi Hümâyûn’un su sorunu çektiği bildirilir.13 Taraflar Çubuk Ova’sında düzenlerini aldılar. İki ordunun mevcudu hakkında pek çok görüş verilmesine rağmen, Timur’un topladığı ordunun 160 bin, Ordû-yi Hümâyûn’un ise 70 bin kişiden oluştuğu yaklaşımı akla yakındır.14 Timur ordusunda süvariler fazlaydı ve oldukça süratli ve hareketli kuvvetlere sahipti. Ayrıca, Timur 32 adet savaş filine sahipti.15 Fillerin nazik kısımları zırhlarla örtülü idi.16 Bu kuleli ve son derece süslü koşumları olan fillerin üzerinden ok ve ateşler atıldığı aktarılmıştır.17 Filler üzerinden nasıl ateş açıldığı konusu net değildir, kimi kaynaklar ateş toplarından kimileri ise patlayan kumbaralardan bahseder.18 Okçular ve ateş topları veyahut Rum Ateşi adı verilen silahlarla donatılmış bu fillerle Osmanlı ordusundaki piyadeleri ezmek ve süvarilerin atlarını ateşle korkutmak hedeflenmişti.19 Fil görmemiş Osmanlı atları müthiş ürkmüştü.20 Timur ordusunda fillere önem vermiş bir komutandı. Savaş alanında fil kullanmanın tüm zorluklarına rağmen Anadolu’ya kadar bunları getirmişti. 1403 senesinde Timur’u ve ülkesini ziyaret eden İspanyol elçiye göre muharebede bir fil 11 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 310 12 Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957, s 197 13 Mehmed Neşri, Neşri tarihi, Cilt 1, Kültür ve Turizm bakanlığı Yayınları, Ankara 1983,s 167 14 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 311 15 Kaynak: Johannes Schiltberger, Türkler ve Tatarlar arasında (1394-1427), İletişim Yayınları, İstanbul 1995, s 66 16 Tahsin Berkman, Harp Tarihi, Harp Okulu Basımevi, 1949, s 109 17 İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s 130, Justin Marozzi, Timurlenk, Yapı Kredi yayınları, Istanbul 2005, s 353 18 Tahsin Tunalı, Ankara Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 37 ve Caroline Finkel, Rüyadan İmparatorluğa Osmanlı, Timaş Yayınları, İstanbul 2007, s 26 19 İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s 130, Mahmut Esat Bozkurt, Aksak Demir’in Devlet Politikası, Kaynak Yayınları, İstanbul 2005, s 64-65 ve Caroline Finkel, Rüyadan İmparatorluğa Osmanlı, Timaş Yayınları, İstanbul 2007, s 26 20 Tahsin Tunalı, Ankara Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 37

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

[Timurluların gözünde] bin piyadeye bedel sayılıyordu çünkü filler hücum ettiler mi her rastladıklarını çiğneyip geçiyor, yaralandıkları zaman da çılgınca harb ediyorlardı, fillerin dişleri kesilerek uçlarına kılıç gibi silahlar dikiliyordu ve filler bunlarla saldırınca ortalığı kasıp kavuruyorlardı ayrıca filler üç gün bir şey yemeden harb edebiliyorlardı.21 Muharebe alanında iki tarafın aldığı düzen şu şekildeydi. Kuzeyde bulunan Ordû-yi Hümâyûn’un merkezinde Yıldırım Bayezıd, Şehzadeler Mustafa, Musa, İsa Çelebiler bulunuyor bunların önünde Kapıkulu süvarileri, yeniçeriler ve önde azaplar yer alıyordu. Sağ kanatta Anadolu kuvvetleri yer almıştı. Önlere okçular yerleştirilmişti. Sol kanatta Rumeli askerleri bulunuyordu. Bunlarla beraber Yıldırım’ın kayınbiraderi olan Sırp despotu komutasındaki süvari birlikleri vardı. Önde yine okçular vardı. Sağ ve sol kanatların arkasında Anadolu beyliklerinden askerler ve Kara Tatarlar bulunuyordu. En geride ihtiyat kuvvetleri yer almıştı. Timur kuvvetleri, muharebe alanının güneyinde düzen aldı. Kuvvetler iki hat üzerinde kademeli düzen aldı. 2. hat Merkezde Timur yer almıştı.Sağ ve sol kanatlara Timur’un oğulları kumanda ediyordu. Ordunun önünde ürkütücü görüntüleriyle savaş filleri yerlerini almışlardı. İki orduyu oluşturan askerlerin namaz kılması ve dua etmesinin ardından Timur ordusu tarafında çalınan borular ve kösler duyuldu. Birlik sancakları açılmış ve Timur ordusu yavaş yavaş ilerlemeye başlamıştı. Uzaktan çelik bir duvar geliyordu.22 Böylelikle, muharebe Timur ordusunun Ordû-yi Hümâyûn’un sol kanadına hücumu ile başladı.23 Ordû-yi Hümâyûn’un sol kanadı bu hücumu durdurmayı başardı ve Timur kuvvetlerine karşı saldırıya geçti. İlerleyen Rumeli askerleri Timur ordusunun önündeki birbirine zincirlerle bağlı filler ve Timur’un zırhlı süvarileri karşısında zorlanmasına rağmen ileri atılmayı başardı.24 Sol kanatta bunlar cereyan ederken, Timur’un olağanüstü casusluk becerileri sayesinde kendi tarafına geçmeye ikna ettiği, Osmanlı sol kanadının ihtiyatında bulunan Kara Tatarlar, oldukça iyi savaşan Rumeli askerlerine ve Sırp kuvvetlerine arkadan saldırdı. Osmanlı sol kanadı iki ateş arasında kalarak bozuldu. Aynı ihanet Osmanlı’nın sağ kanadında da yaşandı. Timur emrindeki Anadolu beylerine öne çıkıp bayrak sallayarak Yıldırım’ın ordusundaki kendi adamlarına işaret vermelerini emretti ve sağ kanat da iki ateş arasında kalarak bozuldu. Kanatları çökmesine rağmen merkez 21 Ruy Gonzales De Clavijo, Timur Devrinde Kadis’ten Semerkand’a Seyahat, Kesit Yayınları, Ocak 2007, 158 ( ve sayfa 131 ve 152) ve İspanyol elçisi Clavijo’nun Semerkand Sefaretnamesi, Kaynak: Hayat Tarih Mecmuası, Ağustos 1967, s 22 Aslında tüm savaş tarihine bakıldığında fillerin muharebede kullanımının oldukça sınırlı kaldığı görülür. Temel olarak fili savaşta kullanmak zordur. Bakımı, beslenmesi ve üreme zorlukları gibi büyük sorunların yanında fil gibi barışçıl doğaya sahip bir canlı, muharebe alanının kaosu, gürültüsü, kokusu ve hareketinden kolayca paniğe kapılabilir ve kendi ordusu dahil, önüne gelen tüm insan, mevzi, ordugah gibi şeyleri ezerek kaçabilirdi. Yaralandığı zaman da aynı durum geçerliydi, gördüğü en kısa yoldan alanı panik halinde terk etmeye çalışan yaralı bir fil, kendi ordusunu ezerek düşmanın önünü açabilirdi. Bu sebeplerden dolayı, antik çağlardan beri savaşlarda fil kullanımı oldukça sınırlı kalmıştır. 22 Tahsin Ünal, Türk Askerlik Kültürü, Berikan Yayınları, Ankara 2001 , s 128 23 Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri, 103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s 34 ve Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957, s 198 24 Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957, s 199

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

sadakatle ve korkunç bir dirençle dayanıyordu. Nitekim Timur kuvvetleri kanatlardan Osmanlı merkezinin yanlarına sarkmaya ve orduyu kuşatmaya başlamıştı. Padişahla beraber Yeniçeriler ve Kapıkulu süvarileri, Sırplarla beraber canlarını dişlerine takmış savaşıyorlardı. Sırpların bu kadar gayretli ve kahramanca savaşmaları Tirmur’un bile takdirini kazanmış ve Yıldırım’ın “kafir çerisiyle iyi cenk ettiğini” ve bunların kusur etmediğini söylemiştir. 25Öğleden sonra, muharebenin kaybedildiğini anlayan komutanlar çekilmeyi teklif ettiler. Yıldırım bunu şiddetle reddetti ama tüm komutanlarının çekilmelerine izin verdi. Akşama doğru, Yıldırım bir avuç askeriyle gerisindeki Çataltepe’ye çekildi. Etrafında sadece kapıkulu askerleri yani yeniçeriler ve solakları kalmıştı.26 Tüm tepe Timur kuvvetleri tarafından sarıldı. Yıldırım Bayezıd elinde ağır bir savaş baltasıyla kendisini almaya gelenleri birer birer düşürüyor ve “müthiş baltasının her bir darbesini öyle vuruyordu ki ikinci bir darbeye hacet kalmıyordu”.27 Yıldırım, karanlık çöktükten sonra bu kuşatmayı yarmaya çalıştıysa da bu hattı yaramadı ve yakalandı. Sabah saatlerinde başlayan muharebe, tüm gün devam etmiş ve gece yarısına doğru sona ermiştir. Muharebe toplam 14-15 saat sürmüştür.28 Büyük muharebe sona ermişti. Bundan sonrası rivayet ve hikayelerle doludur. Yıldırım’ın nasıl öldüğü, Timur’un ona nasıl davrandığı konuları yıllarca merak edilmiştir. Hikaye ne olursa olsun, büyük zaferler kazanmış, yüksek askeri zekaya sahip cesur bir komutan ve devlet adamı, 3 Mart 1403 tarihinde 43 yaşında esarette hayatını kaybetmiştir.29 Timur, zaferi sonrası Fransa Kralı VI. Şarl ve İngiltere Kralı IV. Henry’ye mesaj yollamış ve kendilerinin, Niğbolu’da yenemedikleri Osmanlı hükümdarını, yendiğini müjdelemiştir.30 Türk tarihinin en acı savaşlarından birini oluşturan Ankara Meydan Muharebesi sonucunda, büyük emeklerle kurulmaya çalışılan Anadolu Türk birliği dağıldı, rakip beylikler tekrar ortaya çıktı. Osmanlı’da taht kavgası başladı ve Osmanlı otoritesi zayıfladı. Fakat Osmanlı, Yıldırım’ın babası, Padişah I. Murad’dan beri meydana getirdiği sağlam kurumlar dolayısıyla, atılan sağlam temeller, Şehzade Süleyman ve Vezir Çandarlızade’nin savaştan kurtarmayı başardığı seçkin askeri birlikler sayesinde yıkılmamış, kısa bir toparlanma sürecinin ardından eskisinden daha güçlü olarak, o zamana dek görülmemiş parlak bir döneme girmişti. Ankara’da muharebe alanından galip ayrılan Timur ise tekrar doğuya dönmüş Çin üzerine yürümüştür. 1405’te o da hayatını kaybetmiş ve kendisinden sonra kurduğu devleti kısa sürede parçalanmış ve yıkılmıştır.

25 Mehmed Neşri, Neşri tarihi, Cilt 1, Kültür ve Turizm bakanlığı Yayınları, Ankara 1983,s 167 ve İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 313 26 Mehmed Neşri, Neşri tarihi, Cilt 1, Kültür ve Turizm bakanlığı Yayınları, Ankara 1983,s 168 27 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 313 28 İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s 130 29 Tahsin Tunalı, Ankara Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 39 30 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 314

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Avrupa’lıların gözünden Timur ordusu

Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, Şehir Matbaası, İstanbul, 1957,s 216

Timur’un filleri’ni gösteren 15. yy’a ait bir minyatür

Kaynak: Medieval Warriors, The Age of Tamerlane, Osprey Publishing, Spain, 2004, s 15

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Timur ordusunda bulunan süvariler

Kaynak: Medieval Warriors, The Age of Tamerlane, Osprey Publishing, Spain, 2004, s 5

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Timur’u tahtında otururken gösteren bir minyatür

Kaynak: Hayat Tarih Mecmuası, Ağustos 1967, s 23

Timur’un Ağustos 1403’de Gortin Kalesini kuşatması esnasında gösteren minyatür

Kaynak: Orjinali Zafername’de olan Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 219 isimli kitapta tekrar basılan minyatür.

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Ağustos 1401’de Timur Bağdatı alırken gösteren minyatür

Kaynak: Orjinali Zafername’de olan Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 219 isimli kitapta tekrar basılan minyatür.

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Timur tahtında bir eğlenceyi izlerken

Kaynak: Orjinali Zafername’de olan Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 220 isimli kitapta tekrar basılan minyatür.

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Timur ve Altınordu devleti hakanı Toktamış Han arasındaki muharebeyi gösteren minyatür. Minyatürün üst kısmında alt üzerinde mavi kıyafetli mızraklı Timur, Cengiz Han soyundan geldiği için kendisine üstünlük

taslayan Altınordu Hakanı Toktamışı bir seri muharebe sonucu 1396’da tamamen yenmeyi başarmıştır. Kaynak: Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 204

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Timur ordusunun çoğunluğunu oluşturan zırhlı süvarilere örnek.

Kaynak: Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 212

Savaşan süvariler

Kaynak: Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 212

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

1398’de Delhi’yi ele geçiren Timur’un , bu başarısından sonra düzenlediği ziyafet ve kutlamalar. Kaynak: Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 218

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Önce Niğbolu’da Yıldırım’a sonra Timur’a esir düşmüş, dönemin tanıklarından Alman savaş esiri

Sciltberger’in gözüyle Timur Ordusunda kullanılan fillerden biri. Kaynak: Johannes Schiltberger, Türkler ve Tatarlar arasında (1394-1427), İletişim Yayınları, İstanbul 1995,

s 73

Avrupa’da Graz Eggenberg şatosundaki bir dizi tavan resminde bulunan panolardan biri. Burada,

Avrupalıların gözüyle, Ankara Muharebesi sonrası Yıldırım Bayezıd’ın yakalandıktan sonra kafese konulduğu resmedilmiştir.

Kaynak: Caroline Finkel, Rüyadan İmparatorluğa Osmanlı, Timaş Yayınları, İstanbul 2007, s 172-173 arasındaki resimlerden

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Timur

Kaynak: Hayat Tarih Mecmuası, Ağustos 1967, s 24

Sultan Birinci Bayezıd (Yıldırım Bayezıd). 1389 ile 1402 tarihleri arasında Osmanlıyı yöneten dördüncü padişah. Yetenekli, hızlı karar alan, hızlı uygulayan bir komutan ve idareciydi. Yıldırım lakabının içi boş

bir sıfat oladığını defalarca savaş meydanlarında ispatlamış, ordusuna tamamen hakim bir komutandı. Kaynak: Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 35. Aslı Topkapı Sarayı Müzesindedir.

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Haritalar

Orduların muharebe alanında aldıkları düzen

Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, Şehir Matbaası, İstanbul, 1957,s 199

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Kaynak: İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara,

arkadaki krokiler No 3

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Kaynak:Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi IIIncü cilt 1nci kısım (1299-1451), Genelkurmay Basımevi, Ankara

1964, s 64 sonrası kroki 22

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Muharebe alanında Ordû-yi Hümâyûn’un aldığı düzen A: Azablar B: Yeniçeriler

C: Rumeli Askeri D: Anadolu Askeri E: Başkomutan (Sultan II. Murad) F: Kapıkulu Süvarisi, Sipahiler

S: Sırp süvarileri xxx: Kazıklar

Kaynak: Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri,

103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s 26

Bu haritada Ordû-yi Hümâyûn kırmızı Timur ordusu mavi ile gösterilmiştir. Kara Tatarların ve Anadolu beylerine bağlı askerlerin Ordû-yi Hümâyûn’un sağ ve sol kanatlarını vurmaları mavi oklarla, Ordû-yi

Hümâyûn’un kanatlarının muharebe alanından kaçışları kesik kırmızı oklarla gösterilmiştir. Kaynak: Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri,

103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s 34

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Çataltepe’ye çekilen ve direnen Yıldırım ve Kapıkulu askerlerinin Timur ordusu tarafından sarılması.

Bu haritada Ordû-yi Hümâyûn kırmızı Timur ordusu mavi ile gösterilmiştir Kaynak: Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri,

103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s 34

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Muharebenin gelişimi ve sonuçlanması

Kaynak:Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi IIIncü cilt 1nci kısım (1299-1451), Genelkurmay Basımevi, Ankara 1964, s 64 sonrası kroki 23

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

KÜNYE

Ankara Meydan Muharebesi Muharebe tarihi 28 Temmuz 1402, Cuma Muharebe alanı Çubuk Ovası, Ankara Muharebe alanının topografik özellikleri Düz bir alan. Çubuk Ovasının ortasından Çubuk Çayı geçmekteydi. Savaşan Taraflar

Ordû-yi Hümâyûn Timur Tarafı (Piyade ağırlıklı) Azablar Rumeli askeri Anadolu askeri Kapıkulu süvarileri (sipahiler) Yeniçeriler Sırp süvarileri Anadolu beylikleri askerleri: Germiyan, Karaman, Aydın, Saruhan ve Kara Tatarlar

(Süvari ağırlıklı) Timur ve oğulları torunları tarafında kumanda edilen Timur Devleti Ordusu. Anadolu beyleri, Aydın Beyi, Germiyan Beyi, Menteşe Beyi, İsfendiyar Beyi de bu ordu saflarında yer aldı.

Tarafların sayısal gücü

Osmanlı Tarafı Timur Tarafı 70 bin kişi

160 bin kişi 32 adet savaş fili

Tarafların muharebe alanında aldıkları düzen

Osmanlı Tarafı Timur Tarafı Alanın kuzeyinde Melikşah köyü vardı ve Yıldırım ordugahını burada kurmuştu. Ordusunun sağ yanını Mire dağının eteklerine, sol yanını da Çubuk çayının vadisine dayamıştı.

Timur ise Saray köyü yakınına ordugah kurmuştu. Ordusunu sağ yanını şimdiki Esenboğa Havalimanı önlerine sol yanını da Mire dağının hafif dalgalı kenar eteklerine uzatmıştı.

Savaşan tarafların başkomutan ve önemli komutanları

Osmanlı Tarafı Başkomutan I. Bayezıd, “Yıldırım”

Başkomutan Timur (Timurlenk veya Aksak Timur)

Altar Maket

RRReeeppprrraaaeeessseeennntttaaa VVViiitttaaammm

TTTuuuuuummm ppprrroooppprrriiiuuummm MMMuuunnnddduuummm aaaeeedddiiifffiiicccaaa

Komutanlar Şehzade Süleyman Çelebi (sol kanat) Şehzade İsa Çelebi (merkez ikinci sıra sol) Şehzade Musa Çelebi (merkez ikinci sıra sol) Şehzade Mehmet Çelebi (ihtiyat) Şehzade Mustafa Çelebi (merkez ikinci sıra sağ) Vezir Çandarlızade Ali Paşa (merkezde) Anadolu Beylerbeyi Kara Timurtaş Paşa (sağ kanat) Rumeli Beylerbeyi Hoca Firuz Bey (sol kanat) Stefan Lazareviç (Sırp despotu, Yıldırım’ın kayınbiraderi, sağ kanat, ikinci sıra)

Komutanlar Şahruh (birinci sıra, sol kanat) Miranşah (birinci sıra, sağ kanat) Emirzade Ömerşah (birinci sıra, merkez) Emirzade Sultan Hüseyin (ikinci sıra, sol kanat) Emirzade Sultan Ebubekir (ikinci sıra, sağ kanat) Emirzade Mehmet Sultan (ihtiyat)

Taaruza başlayan taraf Timur ordusu. Muharebe, Timur kuvvetlerinin sağ kanadının Osmanlının sol kanadına hücumu ile başlamıştır. Muharebenin süresi Sabah altı veya onda başlamış, tüm gün devam etmiş ve gece yarısına doğru sona ermiştir. Toplam 14-15 saat sürmüştür. Kazanan taraf Timur Devleti ordusu Sonuç * Yıldırım esir düştü ve esarette hayatını kaybetti. * Büyük emeklerle kurulan Anadolu Türk birliği dağıldı, rakip beylikler tekrar ortaya çıktı. Osmanlı’da taht kavgası başladı ve Osmanlı otoritesi zayıfladı. * Fakat Osmanlı, I. Murad’dan beri meydana getirdiği sağlam kurumlar dolayısıyla ve Şehzade Süleyman ve Vezir Çandarlızade’nin savaştan kurtarmayı başardığı en seçkin askeri birlikler sayesinde yıkılmamış, toparlanma sürecine girmiştir. * Timur, tekrar doğuya dönmüş Çin üzerine yürümüş ve 1405’te o da hayatını kaybetmiştir.

©Altar Maket Her hakkı Altar Maket’e aittir, izinsiz kopyalanamaz. Kaynak göstermek kaydıyla, burada yer alan görüş, bilgi ve resimlerden

araştırmalar ve kişisel kullanım için faydalanılabilir.