1938-1960 sİyasİ dÖnem

15
T.C. GAZİANTEP ÜNİVERİSTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GÜVENLİK STRATEJİLERİ VE YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 1938 – 1960 ARASI SİYASİ DÖNEM YÜKSEK LİSANS ÖDEVİ Metin ALPARSLAN 201584695 Dersin Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Ayhan DOĞAN Gaziantep, 2016

Upload: gantep

Post on 03-Dec-2023

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

T.C. GAZİANTEP ÜNİVERİSTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GÜVENLİK STRATEJİLERİ VE YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

1938 – 1960 ARASI SİYASİ DÖNEM YÜKSEK LİSANS ÖDEVİ

Metin ALPARSLAN 201584695

Dersin Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Ayhan DOĞAN

Gaziantep, 2016

GİRİŞ

Türkiye’nin 1950-1960 dönemine girmeden önce, bu dönemi hazırlayan ve bu dönemin siyasi karakterini olgunlaştıran temel sebeplere değinmek, 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü dönemini ve 2’nci Dünya Savaşının tüm dünyaya olduğu gibi Türkiye’ye olan ekonomik ve siyasi etkilerini de anlatmakta fayda var. Hatta Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK ile İsmet İNÖNÜ arsındaki anlaşmazlıklardan başlamak gerekir. ATATÜRK ile İNÖNÜ arasında öyle derin gibi gözükse de baş gösteren belirgin farklılıkların temelinde karakteristik özellikleri yatmaktadır. Ulu Önder de bulunan sezgi yeteneğinin İnönü’de olmaması ve İnönü’nün daha devletçi karakteri aralarındaki ilişkilerin şekillenmesine sebep olmuştur. Bu bariz farklılık Hatay Meselesinde kendisini göstermiştir. Atatürk, İnönü'nün anladığı katı bir devletçiliğe hiçbir şekilde yatkın değil. Bunu kabullenmekte güçlük çekiyor. Atatürk'ün anladığı ekonomik düzen daha çok serbest piyasa, liberal bir ekonomik düzen üzerine kurulu iken İnönü daha tutucu temkinli ve denk ekonomik politikalar izleme taraftarıdır. Atatürk, Hatay meselesinde, Avrupa’nın içinde bulunduğu karışıklığı sezmiş ve Hatay meselesini çözelim demiştir. Gerekirse askeri hareket yapılabileceğini Çünkü Avrupa’nın kendi içinde problemler yaşadığını savunup ‘yüklenelim' derken; İnönü, geleneksel tavrıyla, temkinli olunmalı öncelikle Rusya ile ilişkileri sağlam zemine oturtulması gerekir deyip ‘’bu kadar üzerine gidilmeli bir mesele değildir, olursa olur olmazsa olmaz’’ şeklinde bakmıştır. Cumhurbaşkanının İnönü'nün kurmuş olduğu hükümet üzerinde dışarıdan müdahaleleri oluyor; bakanları değiştirmek, hükümeti eleştirmek gibi. Zaman içinde bütün bu problemler yol ayrımına neden olmuştur.1 Atatürk ile İnönü arasındaki temel ayrımlar, düşünce farklılıkları ve daha birçok konuda meydana gelen farklılıkların temel sebepleri yukarıda değinildiği gibidir. Uçurum sayılabilecek ayrımlar vardır demek doğru olamayacaktır. Bu ayrımların neticelerinde İnönü dönemi şekillenmektedir. Bu dönemde İnönü devlet adamı özelliğini kullanarak ülkeyi 2’nci Dünya savaşına sokmamıştır. Fakat savaşa giren ülkeler kadar da ekonomik sıkıntılar ülkenin dâhilinde fazlasıyla hâsıl olmuştur. Tabi doğal olarak İnönü’nün dış siyasetteki bu başarısı içi siyaset de yeteri kadar yankı bulmamıştır. Ekonomik sıkıntıların gölgesinde kalmıştır.

I. 1938-1950 DÖNEMİ 1938-1945 Arası Dönem

10 Kasım 1938 tarihinde Atatürk'ün vefatı üzerine İsmet İNÖNÜ 11 Kasım 1938 de Cumhurbaşkanı seçildi. 14 Mayıs 1950 yılında yapılan seçimlerde Demokrat Partinin çoğunlukla iktidara geçmesi üzerine Cumhurbaşkanlığından çekildi ve o günden sonra muhalefet liderliği görevine başladı. Kuşkusuz, cumhurbaşkanının hızla belirlenmesinde temel gaye, hangi koşullar altında olursa olsun, ülkede bir iktidar boşluğu yaratmanın uygun olmayacağı yönündeki kanaatin hakîm olmasıdır. Bu bağlamda Türkiye, iktidar boşluğu yaşamadan son derece zor bir döneme ilk adımı atmıştır. Daha önce yaşanan iktidar mücadelesi ve fikir ayrılıklarına rağmen

1 KOÇAK Cemil, (2013) Tarihin Buğulu Aynası, Timaş Yayınları.

İnönü, Bayar’ı hükûmeti kurmakla tekrar görevlendirmiştir. Ancak Bayar’ın hükûmet dönemi çok kısa süreli olmuş ve 1939’un Ocak ayının sonlarına doğru kurulan Refik Saydam’ın kabinesiyle son bulmuştur.

Resim-12 İsmet İnönü ve Atatürk.

2’nci Dünya Savaş sırasında savaşan grupların Türkiye’yi kendi taraflarında savaşa çekme istekleri ve girişimlerine karşın Türkiye, “savaş dışı kalma politikasını” başarı ile uygulamıştır. Savaşı’nın tehdidini her an hisseden Türkiye, 1945’e gelindiğinde derin bir nefes almıştır. 1945 yılı, ülkenin sonraki yıllarda siyasal hayat açısından gideceği istikametin ilk işaretlerini vermesi bağlamında son derece önemli olmuştur. Özellikle 19 Mayıs 1945 yılında “Gençliğe Hitap” konuşması yapan İnönü’nün ifadeleri söz konusu ilk işaretlerle doludur. ‘’Memleketimizin siyasi idaresi, Cumhuriyet’le kurulan halk idaresinin her istikamette ilerlemeleri ve şartları ile gelişmeye devam edecektir. Harp zamanlarının ihtiyatlı tedbirlere lüzum gösteren darlıkları kalktıkça, memleketin siyaset ve fikir hayatında demokrasi prensipleri daha geniş ölçüde hüküm sürecektir. En büyük demokrasi müessesemiz olan Büyük Millet Meclisi ilk günden itibaren idareyi ele almış ve memleketi demokrasi yolunda mütemadiyen ilerletmiştir. Büyük Millet Meclisi’nin kudretli elinde olan millet idaresi, demokrasi yolundaki gelişmesinde 2 http://www.atam.gov.tr/fotograflar/i%CC%87nkilaplar-do%CC%88nemi (01.05.2016).

devam edecektir.”3 Türkiye, bütün savaş boyunca savaşın ekonomik, siyasal ve askeri ağırlığını ülkenin jeopolitik ve coğrafi konumu dolayısıyla çekmek zorunda kalmıştır. Savaş öncesi İngiltere ve Fransa ile imzaladığı antlaşma gereğince birçok kez müttefikler tarafından savaşa katılması için girişimlerde bulunulmuş, özellikle 1942 yılından itibaren Sovyetlerin, İngiltere aracılığıyla yaptığı savaşa katılma baskısına rağmen Türk yöneticileri bu önerileri geçiştirerek savaşa katılmamışlardır. ‘’İngiltere Başbakanı Churchill ile İsmet İnönü’nün Adana’da 1943 tarihli görüşmeleri, müttefiklerin 4–6 Aralık 1944’de Kahire toplantısında Churchill ve Roosevelt’in yaptığı katılım önerileri, Türkiye’nin diplomasi alanındaki ustalıklı manevralarıyla atlatılmıştır. Ancak 1945 tarihinde savaşın sonunun görülmesi ve yenidünyanın şekillenmesine katılmak amacıyla Türkiye sembolik olarak Almanya ve Japonya’ya savaş ilan etmiştir (23 Şubat 1945). Nitekim 1945yılında San Francisco’da yapılan Birleşmiş Milletler toplantısına Türkiye Kurucu Üye olarak katılmıştır.’’4 Amerika Birleşik Devletlerinin geleneksel dış politikasını tamamen değiştiren Truman Doktrinini uygulamaya başlamıştır. Türkiye ve Yunanistan bu çerçevede Marshall yardım planı dâhilinde ABD’den yardım almıştır. Türkiye, 1952’de NATO’ya katılarak yeni bir dış politikanın Cumhuriyetin hedefleri doğrultusunda temelini oluşturmuştur.

Özellikle İsmet İnönü’nün parti içinde ve mecliste yaptığı konuşmalarla cesaretlenen siyasetçiler, siyasi parti kurmaya başladılar. 5 İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 1945 Türkiye'sinde siyasi güç ile ekonomik güç arasındaki çatışma yeni bir boyut kazandı. Zira hükümet muhalif söylemlere rağmen Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu6 çıkarma ve ardında uygulamaya konmasıyla büyük toprak sahiplerinin başta Adnan Menderes, Emin Sazak, Cavit Oral ve Fevzi Karaosmanoğlu gibi kişilerin büyük tepkisiyle karşılaştı.7 Başlangıçta CHP'nin Toprak Reformu ve dolayısıyla ekonomi politikasına karşı oluşan bu muhalefet hareketi, siyasi bir harekete dönüştü. 1945 yılı Haziranında Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan'ın, iktidar partisi olan CHP'nin Meclis Grubuna bir takrir vererek Türk siyasi tarihinde "Dörtlü Takrir"8 olarak anılan hareketi başlatmışlardır. 18 Temmuz 1945’te ilk önce Milli Kalkınma Partisi kuruldu ve bunu diğer partiler izledi.’’ Milli Kalkınma Partisinin kurucusu birçok sanayi ve demiryollarını yapan becerikli ve girişimci bir işadamı ve müteahhit olan Nuri Demirağ idi. Milli Kalkınma Partisi, milliyetçi, muhafazakâr, devletçiliğe karşı ve dış politikada Doğu-İslâm yanlısı bir politik programa sahipti. Fakat varlık gösterememiştir.

3 Cumhuriyet Ansiklopedisi C. 2, 2002: 72.4 KARPAT H. Kemal, 5’nci Baskı 2015 Kısa Türkiye Tarihi Timaş Yayınları, s:1645 KARPAT H. Kemal, Age, s:166.6 "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu." T. C Resmi Gazete, 15 Haziran 1945, s.8893-97.7KARAÖMERLİOĞLU, Asım M. Bir Tepeden Reform Denemesi: Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'nun Hikâyesi, Birikim, Sayı 107 (1998), s. 34-35.8 CHP'ye karşı muhalif bir grubun oluşturulması, CHP'nin 1939'daki 5. Kurultayında 30 kişilik müstakil grup kurma düşüncesiyle oluşmuş, ardından 1943 seçimlerinde aday sayısının seçilecek milletvekili sayısının iki katı olarak saptanması Celal Bayar ve arkadaşlarını cesaretlendirmiş 7 Haziran 1945'te "Dörtlü Takriri" vermelerinde etkili olmuştur. Sina Akşin, "Demokrat Parti'nin Kurulması", Tarih ve Toplum, c.IX, Sayı: 53, Mayıs 1988, s. 13.

‘’Bu dönemde Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (24 Mayıs 1946), Liberal Demokrat Parti (11 Mart 1946 ), Çiftçi ve Köylü Partisi ( 24 Nisan 1946 ), Türkiye Sosyal Demokrat Partisi (26 Nisan 1946), İslâm Koruma Partisi (19 Temmuz 1946), Türk Muhafazakâr Partisi (8 Temmuz 1946) kuruldu. Bunlar beraber Türkiye Yükselme Partisi (3 Temmuz 1946), Toprak, Emlak ve Serbest Teşebbüs Partisi (30 Eylül 1946) gibi adlarında da anlaşılacağı gibi değişik amaçlarla kurulmuş pek çok parti bulunmakta ise de genelde bunlar siyasal yaşamda etkin olamamıştır.’’9 Celal Bayar’ın önderliğinde gelişen muhalefet geçmiş döneminin tecrübelerine dayanarak çekinceli davrandıysa da 7 Ocak 1946’da Demokrat Partinin kuruluşu için İçişleri Bakanlığına başvurdu. Demokrat Parti (DP) siyasal tarih açısından 1950–1960 döneminde ezici bir çoğunlukla iktidar olması açısından diğer kurulan partilerden daha etkili olmuş ve ülkenin kaderinde önemli rol oynamış bir siyasal harekettir. Partinin kurucuları Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan olmuştur.

Ayrıca 1946’da kurulan Demokrat Partinin içinde özellikle CHP’ye karşı daha sert muhalefet yapılması gerektiğini savunan sertlik yanlıları parti içi gelişmelerinde etkisi ile 6 Temmuz 1948’de Millet Partisi adı ile yeni bir parti kurdular. Bu partinin kurucuları Mareşal Fevzi Çakmak, Hikmet Bayur, Kenan Öner, Enis Akaygen, Mustafa Kentli, Osman Nuri Köni, Osman Bölükbaşı ve Sadık Aldoğan gibi dönemin son derece gözde şahıslarıdır. Genel görüşe göre Millet Partisi, liberalizmi benimseyen, milliyetçi, muhafazakâr olması ve hem CHP’yi hem de DP’yi eleştiren bir tutum içinde olmuştur. 1946 seçimlerinde pek etki olamayan DP 1950 seçimlerine gelindiğinde çok fazla ilgi görmüş ve seçimden de büyük bir zaferle çıkmıştır. Tatbikî bunun altında birçok sosyolojik ve ekonomik ve siyasi sebepler vardır. Özellikle halkın 27 yıllık CHP iktidarından ve ekonomi politikalarından bıkmış usanmıştır. Halk artık yeni liderler, yeni simalar görmek istemektedir. DP’ in vaatleri de zaten milletin ihtiyaçlarına değindiği için büyük bir kabul görmüştür.

II. 1950-1960 DÖNEMİ

1950-1953 Arası Dönem

‘’14 Mayıs 1950’de yapılan demokratik ve yargı denetimindeki serbest seçimleri, 1950 Şubat ayında çıkarılan yeni seçim kanununa uygun olarak uygulanan “Çoğunluk Sistemi” gereğince oyların % 55’ni alarak ve 408 milletvekili çıkararak Demokrat Parti kazandı. CHP, % 41 oy almasına rağmen çoğunluk sistemi gereğince 69 milletvekili çıkarttı ve 27 yıllık siyasi iktidarı son buldu.’’10

9TURAN, Şerafettin, 1999, Türk Devrim Tarihi, Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye (10 Kasım 1938 – 14 Mayıs1950) ,4. Kitap, I.Bölüm, Bilgi Yayınevi, Ankara, S:22510 KARPAT, Kemal H., Age, s:167-168.

Tablo-111: 14 Mayıs 1950 Seçim Sonuçları

DP’nin seçimi kazanmasıyla İsmet İnönü cumhurbaşkanlığından ayrılmış ve yerine Celal Bayar, Türkiye Cumhuriyetinin 3. cumhurbaşkanı olarak göreve gelmiştir. Adnan Menderes başbakan olarak atanırken, DP’nin kurucularından Fuat Köprülü Dışişleri Bakanı, Refik Koraltan ise Meclis başkanı olmuşlardır.

Büyük umutlar ve beklentilerle iktidara gelen DP’nin ilk yıllarında dıştan, özellikle de ABD’den gelen yardımlar sayesinde görülmemiş bir bolluk yaşanmıştır.12 1952 yılında NATO’ya girilmesiyle, II. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan yalnızlık tümüyle sona ermiş ve Türkiye, ABD’nin yardımlarını daha yoğun bir biçimde almaya başlamıştır. Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle 1923’ten beri devam eden denk bütçe ilkesinden vazgeçilmiş, para ve maliye politikası tümüyle değişmiştir. Ekonomik canlanmayı gerçekleştirmeye çalışan yeni hükümet harcamalarını artırmıştır. Bu da ilk yıllarda ekonomik büyümenin önceki yıllara göre hızla artmasına yol açmıştır.

Demokrat Parti’nin ekonomideki temel amacı tüm yurt çapında ekonomik kurumsallaşmayı gerçekleştirmek ve özel sektörün gelişmesine öncelik tanımak olmuştur. İkinci Dünya Savaşı yıllarında ihmal edilen kırsal kesim ve tarım alanları, DP’nin iktidar olmasıyla canlanmaya başlamıştır. Özellikle Marshall yardımı sayesinde ilk yıllarda başta traktör olmak üzere, tarım aletlerinin yaygınlaştırılması gerçekleşmiştir. ABD’nin artık kullanmadığı birinci nesil traktörler, ABD kredileriyle alındı; kredilerden en çok 600 + dönüm toprağı olanlar yararlandı. 1948’de 2000 olan traktör sayısı, 10 yıl içinde 40.000 arttı13.

11http://www.ysk.gov.tr/ysk/content/conn/YSKUCM/path/Contribution%20Folders/ SecmenIslemleri/Secimler/1950-1977-MVSecimleri/Turkiye.pdf (01.05.2016).12 KARPAT, Kemal H., Age,s:170.13 KÖYMEN, Oya,2009, Kapitalizm Ve Köylülük, mülkiye Dergisi,Cilt: XXXIII Sayı:262,s:29

Resim-214 DP Genel Başkanı MENDERES bir mitingde.

DP önceliği özel sektöre vermekle birlikte devlete ait ekonomik kuruluşları genişletmek ve yeni fabrikalar açmaktan da geri durmamıştır. Bu çerçevede 1950-1960 yılları içinde açılan bazı devlet işletmeleri şunlardır: Makine Kimya Endüstri Kurumu(1950), Denizcilik Bankası(1951), Et ve Balık Kurumu(1952), Devlet malzeme Ofisi(1954), Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı(1954),Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları(1955) ve Ereğli Demir Çelik Fabrikaları (1960).15 Ekonomide bu denli atılımlar yapan demokrat partinin muhalefete karşı sert tutumları daha ilk günde başlamış ve daha da artan şiddetle devam etmiştir. Ekonomide bu denli atılımlar yapan DP halkın gözünde izlemiş olduğu baskı politikalarının da kabul gördüğünü düşünmüştür.

Yapılan en büyük yanlış uygulamalardan biri olan, Ezanın Arapça Okunma Yasağının 16 Haziran 1950’de kaldırılması DP Hükümetinin ilk icraatları arasındadır.16 Anayasanın yazımındaki Türk Dil Kurumunun oluşturduğu yeni Türkçe ile yazılmış maddeler kaldırılarak 8 Aralık 1952’de çıkarılan kanunla yeniden Osmanlıca şeklinde olması kabul edilmiştir. Özellikle İnönü ve CHP’ye karşı uygulamaların hızlandığı dönem ilginçtir ki iktidarın ilk yıllarındadır.

8 Ağustos 1951’de Halk Evleri ve Halk Odaları birer kamu kurumu olmaları için kapatılmış ve bütün malvarlıkları devletleştirilmiştir. Ayrıca bu kurumların gelirleri ve taşınmazları hazineye alınmıştır. Bu da Cumhuriyetin kültürüne ve Cumhuriyet nesli oluşumundaki işlevine büyük darbe vurmuştur. DP özellikle kuruluşundan beri eleştirdiği ve bir Sovyet Modeli olarak gördüğü, “Köy Enstitülerini” kapatarak öğretmen liselerine çevirdi. Müfredat programlarını tamamen değiştirdi. 1953 yılında ilk önce 8 Temmuz 1953’de Atatürk ve

14 http://www.sadikcan.com/12-konu-demokrat-parti-donemi-1950-1960.html (01.05.2016).15 http://www.sadikcan.com/12-konu-demokrat-parti-donemi-1950-1960.html (01.05.2016).16 http://ahmetdursun374.blogcu.com/demokrat-parti-1950-1960-donemi/2132582 (12.05.2016).

Devrimlerinin Aleyhinde olduğu gerekçesi ile Millet Partisi kapatıldı. CHP’nin malvarlığına “Haksız İktisap(Haksız Mal Edinme)” gerekçesi ile 14 Aralık 1953 TBMM’de kabul edilen kanunla el konuldu.17 İlgili kanunla bu malları saklayan veya maliyeye bildirmeyenler hakkında da cezayı işlem öngörüldü. DP bütün bu kısıtlayıcı ve demokrasi karşıtı uygulamalar içinde 2 Mayıs 1954 seçimlerini de yine kazanan parti oldu ve Cumhuriyet Tarihinde çok partili olarak girilen serbest seçimlerin en yüksek oy oranını alarak 503 milletvekili çıkardı.

1953-1957 Arası Dönem

DP hükümeti, özellikle basın, üniversiteler ve adalet kurumları üzerinde değişik metotlar kullanarak baskılarını arttırdı.18 DP, muhalefet üzerindeki baskılarını 1954 yılından sonra daha da artırmıştır. Gazetecilere hapis ve para cezalarının verilmesiyle CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’in bir gün gözaltında tutulması ve daha sonraki günlerde 6 ay hapse mahkûm olması iktidar-muhalefet ilişkilerini büyük bir çıkmaza doğru sürüklemiştir. Ekonomideki iyi gidişatın sona ermeye başlaması ve 1955’de 300 milyon dolarlık kredini alınamaması üzerine planlı ekonomiye geçilmesi önerisi geldi, ancak başta başbakan Adnan Menderes olmak üzere DP yöneticiler bu önerilere sıcak bakmadılar.19

Tablo-220: 2 Mayıs 1954 Seçim Sonuçları

DP ekonomi yöneticileri, bütün uyarıları muhalefete ait boş öneriler olarak algıladı. Özel teşebbüsün gelişmesini desteklemesi lazım gelen politikalar vaat

17 18 MAKAL, Ahmet,Prof. Dr., Türkiyede Çok Partili Dönemde Çalışma İlişkileri:1946-1963, 18 Ekim 2008 Tarihli Konuşma Metni, Osmanlı Bankası Arşiv Araştırma Merkezi.19 DİNÇ, Sait, "Atatürk Sonrası Türkiye’de İç ve Dış Politikada Gelişmelere Genel Bir Bakış (1938-1965)"S:16.20http://www.ysk.gov.tr/ysk/content/conn/YSKUCM/path/Contribution%20Folders/ SecmenIslemleri/Secimler/1950-1977-MVSecimleri/Turkiye.pdf (01.05.2016.).

etmesine rağmen bu alanda önemli gelişmeleri de yapamadı, siyasi amaçlı devlet yatırımları arttığı için devletin ekonomideki ağırlığı daha da artmaya başladı.21

Demokrat Parti iktidarının ekonomik olarak ABD bağımlı bir politika izlemesi ve Türkiye’nin ekonomik olarak nefes almasını tek taraflı olarak ABD nüfuzuna açması olumsuz bir ekonomik sonuç doğurmuştur. Petrol araştırması, akaryakıt tedariki, deniz vasıtaları, motorlu araçlar, montaj malzemeleri, sanayi altyapı malzemeleri, silah tedariki, elektrifikasyon işleri, araştırma, projelendirme ve yatırım hizmetleri tamamen ABD veya onun kontrol bölgesine verilmişti.2223

Bu ekonomi anlayışı ve uygulamaları Türkiye’yi kuruluş yıllarındaki ekonomi ilkelerinden sapması ve eleştirdiği ekonomide dışa bağımlı bir ülke konumuna getiren süreci yeniden başlatmasına sebep olmuştur. Bununla beraber yapılan uygulamalar içinde, karşıt partilere oy veren illerin idari yapılarının değiştirilmesi, Malatya ilinin ikiye bölünmesi, Kırşehir ilinin ilçe yapılması, kamu çalışanlarının hizmet sürelerine bakılmaksızın emekli edilmesi, Üniversite öğretim üyelerinin bakanlık emrine alınması ve üniversite özerkliğinin zayıflatılması, basın suçlarının ağırlaştırılması, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin kısıtlanması, TBMM iç tüzüğünün değiştirilerek görüşmelerde kısıtlama ve ceza uygulaması gibi birçok dikkat çeken uygulamaya gidilmiştir. Sendikal çalışmaların kısıtlanması, muhalefetin güç birliğini önlemek için seçim kanununda değişiklik yapılması gibi faaliyetler vardır. 1954-1957 yılları arasındaki DP iktidarının belki de en önemli olayı 6/7 Eylül olaylarıdır. 6 Eylül 1955’te Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atıldığı yönünde çıkan haberler üzerine galeyana gelen bir grup, İstanbul’daki Rumların ev ve işyerlerini tahrip etmiş, mezarlık ve kiliseleri yağmalamıştır. Ordu birliklerinin müdahalesiyle bastırılan olaylar sonucunda sıkıyönetim ilan edilmişse de, Türkiye’nin dış politikada ağır yara almıştır.24

1957-1960 Arası Dönem

Yüksek Öğretimde birçok atılımlar yapan DP iktidarı, 1957 yılında Ankara’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 1958 yılında ise Erzurum’ da Atatürk Üniversitesinin açılmasını sağlamıştır. Fakat ekonomik geriye gidişin önüne bir türlü geçilememiştir. 4 Mayıs 1958’de Türk parasının değeri Amerikan doları karşısında üç kata yakın düşürülerek (1 ABD doları 2.80 TL’den 9 TL’ye yükseltildi) dış borç almanın önü daha da açılmak istenmiştir. Alınan dış borçların ödemesindeki güçlükler aşılamamıştır. 1959’da ülke içindeki temel tüketim mallarının ve hayvansal ürünler gibi halkın temel ürünlerinin fiyatları son derece yükselmiş ve Demokrat Partinin iktidara gelmesinden sonra % 300 artmıştır. Cumhuriyet Altını 34.90

21 BAYTAL, Yaşar, 2007, Demokrat Parti Dönemi Ekonomi Politikaları, Ankara Üniversitesi Türk inkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi,S:556. 22BAYTAL, Yaşar, Age, s:552.23 DİNÇ,Age,s:16.24 http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=163380 (12.05.2016).

liradan 130 liraya yükselmiştir.25 Nüfus başına milli gelirde çok üst seviyede artmadığı ve mali politikaların bireyin ekonomisindeki sağladığı nispî iyileşmenin geçici olmuştur. Kişi başına milli gelir 1950’de 166 Dolar’a; 1960’ta 359 Dolar’a yükselmiştir.26 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra Demokrat Parti Dönemine ait ekonomik göstergeler açıklanırken çok ciddi bir borç stokunun olduğu ortaya çıkmıştır. 1950-1960 yılları arasında Türkiye'nin dış borcu 227 milyon dolardan 1138 milyon dolara ulaşmış ve toplam dış borç miktarında dört kattan fazla bir yükseliş ortaya çıkmıştır.27 Yani Demokrat Partiden kalan ekonomik miras hiçte parlak değildi. Muhalefet eleştiri ve mukavemeti arttırınca DP hükümeti buna özgürlükleri kısıtlayıcı sert idari ve hukuki önlemlerle cevap vermiştir.

Tablo-328: 27 Ekim 1957 Seçim Sonuçları.

Ayrıca ülke içinde ciddi krize yol açacak “Vatan Cephesi” adlı kitlesel örgütlenme hareketi başlatılmıştır. Bu harekete katılanları vatanperver ilan edildi, katıma listeleri radyoda ilan edilmeye başlandı. Katılmayanlara ise değişik metotlar kullanılarak siyasal baskılar yapılmıştır. DP Hükümeti, muhalefete karşı son atağını da yaparak 18 Nisan 1960 tarihinde “CHP ve Bir Kısım Basının Faaliyetlerini Tahkike Memur Meclis Tahkikat Encümeninin kurulması Hakkında Kanunu kabul ederek tüm yetkilerin iktidar partisinde toplanacağı bir “Meclis Soruşturma Komisyonu” kurarak yapmıştır.

1958 yıllarında hızlanan sokaktaki muhalefet hızla üniversitelere, askeri okullara ve orduya yansımış, askeri makamların uyarıları dikkate alınmamıştır. Başta

25 http://www.mevzuatdergisi.com/2004/04a/02.htm (12.05.2016).26 http://www.tuik.gov.tr/yillik/Ist_gostergeler.pdf (12.05.2016).27 GÜCERİ, Sinasi, 1995, Türkiye Ekonomisinin Yapısal Meseleleri ve Bir Çözüm Modeli, İş Dünyası Vakfı, İstanbul, s. 209.28http://www.ysk.gov.tr/ysk/content/conn/YSKUCM/path/Contribution%20Folders/ SecmenIslemleri/Secimler/1950-1977-MVSecimleri/Turkiye.pdf (01.05.2016).

İsmet İnönü mecliste ve birçok yerde uyarılarda bulunarak başta Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Adnan Menderese bir an evvel rejime sahip çıkması ve demokratik olmayan uygulamalardan vazgeçmesini istemiştir.2930 Fakat bu uyarıların hiç birini dikkate almayan DP yönetimi kendi ipini de çekmiş oluyordu.

ASKERİ MÜDAHALE DÖNEMİ

27 Mayıs 1960 tarihinde Kurmay Albay Alparslan TÜRKEŞ’ in okuduğu muhtıra ile Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koyarak 10 yıllık DP iktidarına son verdi. Milli Birlik Komitesi adını alan askeri konsey devlet mekanizmasını ele aldılar. DP milletvekilleri, Başbakan Adnan Menderes ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar tutuklanarak yargılanmak üzere Ankara’da Harp Okuluna götürüldüler. 27 Mayıs 1960 tarihinden 25 Ekim 1961’e yani yeni anayasaya göre seçilmiş TBMM’nin ilk toplantısına kadar Türkiye “27 Mayıs Dönemi Rejimi” adlı olağanüstü bir dönem ile yönetildi.31

14 Ekim 1960’da İstanbul Yassıada Deniz Üssünde başlayan ve Demokrat Partinin ileri gelenleri, Adnan Menderes ve Celal Bayar’ın yargılandığı duruşmalar 15 Eylül 1961’de sona ermiş, 11 ay süren yargılama sonrasında 15(Celâl Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Emin Kalafat, Agah Erozan, Ahmet Hamdi Sancar, Bahadır Dülger, Baha Akşit, İbrahim Kirazoğlu, Nusret Kirişçioğlu, Zeki Erataman, Osman Kavrakoğlu ve Rüştü Erdelhun) kişi idama, 31 ömür boyu hapis, 418 kişi içinde 6 aydan 20 yıla kadar hapis cezası verilmiştir. Yargılama sonrasında 123 kişi beraat etmiştir. Bu idam kararlarından Celal Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile ilgili olanlar Milli Birlik Komitesi tarafından 9 ret oya karşı 13 kabul oyla onaylamıştır. Celal BAYAR yaşından dolayı cezası ömür boyu hapse çevrilmiş. Fatih Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkanın cezaları 16 Eylül, Adnan Menderesin ise 17 Eylül 1961 tarihinde İmralı adasında öğleden sonra 14.3032 sularında infaz edilmiştir.33

29 http://www.dunyabulteni.net/haber/258005/tahkikat-komisyonu-nicin-kurulmustu (12.05.2016).30 İsmet İnönü'nün TBMM'deki konuşmaları, Cilt 2, TBMM Basımevi, Ankara, 1993, s: 300.31 LANDAU Jacob M.,1974, Radical Politics in Modern Turkey,"The 1960 Military Intervention and the 1961 Constitution".32Adnan MENDERESİN Kendi Sesinden Savunması. https://www.youtube.com/watch?v=ERfP2WORX94 (13.05.16).33 Avni Özgürel (5 Eylül 2010). "Yassıada'da infazlar öncesi son celse". Radikal. Arşiv 6 Mayıs 2016.

Tablo-434: Millî Birlik Komitesi'nin İdamlar Hakkındaki Oylaması.

SONUÇ

Demokrat Parti iktidarı ile 1950 ve 1960 arası, Türkiye’de ilk kez Batı demokrasilerinin uygulama biçimi gelişmiş, demokrasinin temel yapılanması olan iktidar ve muhalefetle bir meclis fiilen ve geniş anlamıyla çalışmıştır. Ancak bu olumlu demokratik yapılanma devam ettirilememiştir. İktidar ve muhalefet gerginlikleri, ekonomik ve siyasal yanlış uygulamalar, 1960 Askeri müdahalesini getirmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin ikinci anayasası olan 1961 Anayasası önceki anayasalardan daha demokratik ve çoğulcu özellikleri taşıması açısından farklıdır. Bir bütün olarak bakıldığında, 1961 Anayasasının önemli oranda siyasal, bireysel, ekonomik ve toplumsal açıdan yeni açılımlar getirdiği ortadadır. Ayrıca geçmiş dönemdeki demokrasi ve özgürlük sorunlarının anayasada ayrıntılı düzenlemelerle aşıldığı ve ekonomik ve toplumsal gelişmenin sağlanmasına yol açtığı görülmüştür. Bu anayasa ile seçim sistemi, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, siyasal örgütlenme ve iki meclisli parlamento sistemi gibi yenilikler getirilmiştir. 1961 Anayasasının diğer bir önemli yeniliği ise sosyal devlet ve sosyal adalet kavramının önem kazanmasıdır. Askeri Dönem 25 Ekim 1961’de toplanan TBMM ile sona ermişti. Gerçi askerin siyaset üzerindeki etkinliği azalmamış, ancak sivil dönem artık başlamıştı. Bu dönemle birlikte toplumun değişik kesimleri 1961 Anayasasının

34 KÜÇÜK Sami (Kurmay Albay), 2008, Mikado Yayınları, RUMELİ'DEN 27 MAYIS'A.

getirdiği hakları kullanarak örgütlenmişlerdir. Özellikle siyasal alanda sağ ve sol örgütlenme hükümetlerden ve devlet yönetiminden farklı taleplerin gelmesini ve bu taleplerin yerine getirilmemesi sonucunda dış dünyanın değişen siyasal, sosyal, ekonomik ve ideolojik şartları gereğince ülkede geniş çaplı olayların başlaması sürecini de başlatacaktır.35 Türk Demokrasisi, bu aksamalara rağmen anayasal, siyasal, ekonomik ve idari yapılanmasını devam ettirerek, çağdaşlaşma ilkelerinden vazgeçmemiş, Atatürk’ün ve Cumhuriyetin temel amacı doğrultusunda yoluna devam etmiştir.

KAYNAKÇA35 DİNÇ,Age,s:27.

İsmet İnönü'nün TBMM'deki konuşmaları, Cilt 2, TBMM Basımevi, Ankara, 1993, s. 300.

KOÇAK Cemil, (2013) Tarihin Buğulu Aynası, Timaş Yayınları.

Cumhuriyet Ansiklopedisi C. 2, 2002: 72.

MAKAL, Ahmet,Prof. Dr., Türkiyede Çok Partili Dönemde Çalışma İlişkileri:1946-1963, 18 Ekim 2008 Tarihli Konuşma Metni, s:7, Osmanlı Bankası Arşiv Araştırma Merkezi.

KARPAT H. Kemal, 5’nci Baskı 2015 Kısa Türkiye Tarihi Timaş Yayınları, s:164.

"Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu." T. C Resmi Gazete, 15 Haziran 1945, s.8893-97.

KARAÖMERLİOĞLU, Asım M. Bir Tepeden Reform Denemesi: Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'nun Hikâyesi, Birikim, Sayı 107 (1998), s. 34-35.

CHP'ye karşı muhalif bir grubun oluşturulması, CHP'nin 1939'daki 5. Kurultayında 30 kişilik müstakil grup kurma düşüncesiyle oluşmuş, ardından 1943 seçimlerinde aday sayısının seçilecek milletvekili sayısının iki katı olarak saptanması Celal Bayar ve arkadaşlarını cesaretlendirmiş 7 Haziran 1945'te "Dörtlü Takriri" vermelerinde etkili olmuştur. Sina Akşin, "Demokrat Parti'nin Kurulması", Tarih ve Toplum, c.IX, Sayı: 53, Mayıs 1988, s. 13.

GÜCERİ, Sinasi, 1995, Türkiye Ekonomisinin Yapısal Meseleleri ve Bir Çözüm Modeli, İş Dünyası Vakfı, İstanbul, s. 209.

LANDAU Jacob M.,1974, Radical Politics in Modern Turkey,"The 1960 Military Intervention and the 1961 Constitution".

TURAN, Şerafettin, 1999, Türk Devrim Tarihi, Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye(10 Kasım 1938 – 14 Mayıs1950) ,4. Kitap, I.Bölüm, Bilgi Yayınevi, Ankara, S:225.

Sait, D. İ. N. Ç. "Atatürk Sonrası Türkiye’de İç ve Dış Politikada Gelişmelere Genel Bir Bakış (1938-1965)." S:16.

Resim1: İsmet İnönü ve Atatürk http://www.atam.gov.tr/fotograflar/i%CC%87nkilaplar-do%CC%88nemi(01.05.2016).

Resim2: http://www.sadikcan.com/12-konu-demokrat-parti-donemi-1950-1960.html(01.05.2016).

Tablo1,2,3:http://www.ysk.gov.tr/ysk/content/conn/YSKUCM/path/Contribution%20Folders/SecmenIslemleri/Secimler/1950-1977-MVSecimleri/Turkiye.pdf.

Tablo 4: KÜÇÜK Sami (Kurmay Albay), 2008, Mikado Yayınları, RUMELİ'DEN 27 MAYIS'A.

Ezanın Tekrar Arapça Okunması http://ahmetdursun374.blogcu.com/demokrat-parti-1950-1960-donemi/2132582 (12.05.2016).

Ekonomik Bilançolar. http://www.mevzuatdergisi.com/2004/04a/02.htm (12.05.2016).

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=163380 (12.05.2016).

http://www.tuik.gov.tr/yillik/Ist_gostergeler.pdf (12.05.2016).

http://www.dunyabulteni.net/haber/258005/tahkikat-komisyonu-nicin-kurulmustu (12.05.216).

Adnan MENDERESİN Kendi Sesinden Savunması https://www.youtube.com/watch?v=ERfP2WORX94 (13.05.16).