digital age aralık - dijital medya ve sağlık

1
Konu toplum sağlığı ise, dijital medya bunun neresinde? 2012 senesinin son düzlüklerini koştuğumuz bu günlerde Google, toplum sağlığını yönlendiren başlıca platformlardan biri konumunda. Gerek doktorlar, gerekse hastalar artık aradıklarını orada bulacaklarını bildiklerinden, bazen de umduklarından, sağlık konularıyla ilgili başvuru aracı olarak Google’ı ilk sırada düşünüyorlar. Sağlıktan konu açılınca olmazsa olmaz bir şekilde düşünmemiz gereken ilaç sektöründe ise kanundaki değişikliklerle birlikte gerek tüketici gerekse üretici tarafında kafa karışıklıkları mevcut. İlaçların düzgün, dozunda, zamanında ve gerektiği süre kadar kullanılması çoğu zaman sadece kişisel sağlıkla değil, aynı zamanda toplum sağlığıyla da ilgili. İlaç endüstrisi, başka hiçbir sanayinin elinde olmayan bir servis (IMS Health) sayesinde, gün gün, ay ay, hangi ilacın ilaç deposundan eczaneye satıldığı bilgisine erişebiliyor. İlaç endüstrisi, ilaçların eczaneden kaç kutu satıldığını da otomatik yöntemlerle olmasa da manuel olarak hesaplayabiliyor. Hesaplanamayan tek şey, hasta tarafından satın alınan ilaçların ne kadarının düzgün kullanıldığı, ne kadarınınsa çöpe gittiği. Türk internet kullanıcılarının sağlık bilgisi arama alışkanlıkları Eylül 2012 içerisinde Social Touch, bin 289 kişiyi kapsayan bir araştırma gerçekleştirdi. Bu araştırmada yer alan çoktan seçmeli (bazı sorulara birden fazla cevap verilmesine izin verildi) sekiz soru, doktorsitesi.com kullanıcılarına yöneltildi. Her konuda olduğu gibi, sağlık bilgisi ve hizmetine ulaşmak için de Google kullanıyor olmamız bir sürpriz değil; ama araştırma sonuçlarından bir kısmı oturup tekrar düşünmeyi gerektiren türdendi. Bahsi geçen araştırma, doktor tarafından reçete edilen (muhtemelen önemli bir kısmı eczaneden satın alınan) ilaçların hasta tarafından kullanımı aşamasında internetten edinilen bilgilerin ne kadar etkili olduğunu da ortaya koyuyor. Birinci grafikte de görüldüğü gibi, ankete katılanların yüzde 84’ü interneti, ilaçlarla ilgili bilgi almak için kullandığını belirtmiş. Bu aşamada sorumu soruyorum: İlaçları geliştiren, üreten, pazarlayan ilaç firmalarının, internette ürünleriyle ilgili (prospektüs bilgisi hariç) içerik paylaşamadığı bir ortamda, kullanıcıları yönlendiren içeriği kim oluşturuyor? İnternetten erişilen sağlık bilgisinin kişilerin kararlarına olan etkisi İkinci grafiğin anlattıklarına geçmeden önce, internet ortamındaki bilginin satın alma kararları üzerine etkisini hatırlayalım. Ortalama bir kullanıcının herhangi bir Google araması sonunda yaklaşık yüzde 80 oranında ilk 3-4 linkte tıklayıp sonrasına bakmadığı, bilinen bir istatistik. Karşımıza çıkan içeriğin anonim olması ya da oluşturanın belli olması kararlarımıza ne kadar etkili, onu bilmiyoruz. Alınacak ürün bir eşya ise, kullanıcı yorumlarına göre kişinin karar alması çoğu zaman hayatı ilgilendiren bir davranış olmayabilir. Yalnız, eğer bu ürün ilaç ise durum değişir. İkinci grafik, bu açıdan çok çarpıcı bir gerçeği ortaya koyuyor. 10 kullanıcıdan 4’ü, ilaçlarla ilgili yaptığı bir aramada karşısına çıkan içerik dolayısıyla en az bir kez ilacı kullanmaktan vazgeçtiğini belirtmiş. Bu tam anlamıyla “çok sert” bir gerçek! Düşünün ki, senelerini tıbbi eğitime vermiş, hastayı muayene edip, bazı ileri test ve tetkikler yaptırmış (ciddi bir harcama kaleminden bahsediyorum) doktorun vardığı karar doğrultusunda reçete ettiği bir ilaç, internet ortamında rastlanan, doğruluğu doğrulanmamış bir içerik dolayısıyla kullanılmayabiliyor. Sosyal medya, bulaşıcı hastalıkların sebep olacağı salgınları önleyebilir mi? Veri madenciliği, semantik teknoloji, sosyal medya ve tıp biliminin bir araya gelerek yürüttüğü bir proje olan MappyHealth bu pazar açısından iyi bir örnek. Twitter API desteğini arkasına alan bu projenin tüm hedefi, yeryüzünde herhangi bir lokasyonda artışa geçme, dolayısıyla salgın yapma ihtimali olan ve hatta pandemi (kıtalar arası salgın) ihtimali bulunan bulaşıcı hastalıkları saptamak. Saptama anından itibaren de bunu tüm diğer verilerle birleştirip, olası bir salgını öngörmek. MappyHealth, Twitter API sayesinde, anlık olarak, 26 bulaşıcı hastalığı, bu hastalıklarla ilgili 229 terimi takip ederek saptıyor. Anlık güncellenen grafikler sayesinde, hastalığın yayılımı hakkında son 24 saat, 4 saat ve son 2 saatte nasıl bir trend oluştuğunun bilgisini sunuyor. Buna lokalizasyon detayı da dâhil. MappyHealth, hayat(lar) kurtarabilecek bir uygulama. İfade edildiği kadarıyla, takip sistemi sayesinde, kıtalar arası salgınları (pandemi) geleneksel yöntemlerden yaklaşık 7 gün önce saptayabiliyorlar. Bulaşıcı hastalıkların kimilerinin ölümcül olabildiğini de dikkate alırsak, 7 gün, binlerce -belki de milyonlarca- insanın hayatının korunması için çok önemli bir süre. Kişilerin özel bilgi ve durumlarını sosyal medyada paylaşması yıllardır tartışılagelen bir konu. Buradaysa ne kadar çok kişi, bahsi geçen hastalıklarla ilgili sosyal medyada konuşursa, sistem o kadar hızlı ve net saptama yapabiliyor. 1 tweet, 90 bin sivrisinek kapı teli, kurtulan binlerce hayat Bir başka başarılı ve hayat kurtarıcı sosyal medya kampanyası da Malaria No More. Afrika’nın en ciddi sağlık problemlerinden olan sıtma (malarya), bilindiği gibi sivrisinekler tarafından taşınıp bulaştırılıyor. Malaria No More (Daha fazla sıtma olmasın) kendisine hedef olarak 2015 itibariyle sıtmanın Afrika’dan silinmesini koymuş bir oluşum. 2009 yılında, 25 Nisan Dünya Sıtma Günü’nde, Twitter’ın çok ünlü ismi Ashton Kutcher’ın CNN’i de işin içine katarak destek verdiği kampanyada attığı tweet, o günün tüm dünyada en çok retweet edilen tweet’i olmuş. Bu kampanyanın sonunda Senegal’e 90 bine yakın sivrisinekten koruyucu kapı teli bağışlanması sağlanmış. Hali hazırda Twitter hesabının (@malarianomore) 170 bin takipçisi, Facebook sayfasının ise 200 bin hayranı var. Konuk yazar 86 87 ARALIK 2012 • DIGITALAGE.COM.TR ARALIK 2012 • DIGITALAGE.COM.TR RAKAMLARLA Ankete katılanların yüzde 84’ü interneti, ilaçlarla ilgili bilgi almak için kullandığını belirtmiş Social Touch Eylül 2012 içerisinde bin 289 kişiyi kapsayan bir araştırma gerçekleştirdi İlaçlarla ilgili bilgi almak için internete başvuruyor musunuz? İnternette ilaçlarla bilgi arıyorsanız, karşınız çıkan bilgiler sebebiyle bir ilacı kullanmaktan vazgeçtiğiniz oldu mu? 84 289 %83.9 EVET 0 30 60 90 HAYIR % 16.1 EVET 0 30 60 90 HAYIR %60.5 %39.5 Sertaç DOĞANAY Toplum sağlığı; sosyal medya iletişimi ve dijital teknolojinin akıllı kullanımı ile çağ atlayabilir

Upload: sertac-doganay-md

Post on 27-Jun-2015

792 views

Category:

Health & Medicine


3 download

DESCRIPTION

Digital Age Dergisi Aralık Sayısı'nda çıkan, Toplum sağlığı ve dijital medya konulu yazım.

TRANSCRIPT

Page 1: Digital Age Aralık - Dijital Medya ve Sağlık

Konu toplum sağlığı ise, dijital medya bunun

neresinde?

2012 senesinin son düzlüklerini koştuğumuz bu günlerde Google, toplum sağlığını yönlendiren başlıca platformlardan biri konumunda. Gerek

doktorlar, gerekse hastalar artık aradıklarını orada bulacaklarını bildiklerinden, bazen de umduklarından, sağlık konularıyla ilgili başvuru aracı olarak Google’ı ilk sırada düşünüyorlar. Sağlıktan konu açılınca olmazsa olmaz bir şekilde düşünmemiz gereken ilaç sektöründe ise kanundaki değişikliklerle birlikte gerek tüketici gerekse üretici tarafında kafa karışıklıkları mevcut.

İlaçların düzgün, dozunda, zamanında ve gerektiği süre kadar kullanılması çoğu zaman sadece kişisel

sağlıkla değil, aynı zamanda toplum sağlığıyla da ilgili. İlaç endüstrisi, başka hiçbir sanayinin elinde

olmayan bir servis (IMS Health) sayesinde, gün gün, ay ay, hangi ilacın ilaç deposundan

eczaneye satıldığı bilgisine erişebiliyor. İlaç endüstrisi, ilaçların eczaneden kaç

kutu satıldığını da otomatik yöntemlerle olmasa da manuel olarak hesaplayabiliyor.

Hesaplanamayan tek şey, hasta tarafından satın alınan ilaçların ne kadarının düzgün

kullanıldığı, ne kadarınınsa çöpe gittiği.

Türk internet kullanıcılarının sağlık bilgisi arama alışkanlıklarıEylül 2012 içerisinde Social Touch, bin 289 kişiyi kapsayan bir araştırma gerçekleştirdi. Bu araştırmada yer alan çoktan seçmeli (bazı sorulara birden fazla cevap verilmesine izin verildi) sekiz soru, doktorsitesi.com kullanıcılarına yöneltildi. Her konuda olduğu gibi, sağlık bilgisi ve hizmetine ulaşmak için de Google kullanıyor olmamız bir sürpriz değil; ama araştırma sonuçlarından bir kısmı oturup tekrar düşünmeyi gerektiren türdendi. Bahsi geçen araştırma, doktor tarafından reçete edilen (muhtemelen önemli bir kısmı eczaneden satın alınan) ilaçların hasta tarafından kullanımı aşamasında internetten edinilen bilgilerin ne kadar etkili olduğunu da ortaya koyuyor. Birinci grafikte de görüldüğü gibi, ankete katılanların yüzde 84’ü interneti, ilaçlarla ilgili bilgi almak için kullandığını belirtmiş. Bu aşamada sorumu soruyorum: İlaçları geliştiren, üreten, pazarlayan ilaç firmalarının,

internette ürünleriyle ilgili (prospektüs bilgisi hariç) içerik paylaşamadığı bir ortamda,  kullanıcıları yönlendiren içeriği kim oluşturuyor?

İnternetten erişilen sağlık bilgisinin kişilerin kararlarına olan etkisiİkinci grafiğin anlattıklarına geçmeden önce, internet ortamındaki bilginin satın alma kararları üzerine etkisini hatırlayalım. Ortalama bir kullanıcının herhangi bir Google araması sonunda yaklaşık yüzde 80 oranında ilk 3-4 linkte tıklayıp sonrasına bakmadığı, bilinen bir istatistik. Karşımıza çıkan içeriğin anonim olması ya da oluşturanın belli olması kararlarımıza ne kadar etkili, onu bilmiyoruz. Alınacak ürün bir eşya ise, kullanıcı yorumlarına göre kişinin karar alması çoğu zaman hayatı ilgilendiren bir davranış olmayabilir. Yalnız, eğer bu ürün ilaç ise durum değişir. İkinci grafik, bu açıdan çok çarpıcı bir gerçeği ortaya koyuyor. 10 kullanıcıdan 4’ü, ilaçlarla ilgili yaptığı bir aramada karşısına çıkan içerik dolayısıyla en az bir kez ilacı kullanmaktan vazgeçtiğini belirtmiş. Bu tam anlamıyla “çok sert” bir gerçek! Düşünün ki, senelerini tıbbi eğitime vermiş, hastayı muayene edip, bazı ileri test ve tetkikler yaptırmış (ciddi bir harcama kaleminden bahsediyorum) doktorun vardığı karar doğrultusunda reçete ettiği bir ilaç, internet ortamında rastlanan, doğruluğu doğrulanmamış bir içerik dolayısıyla kullanılmayabiliyor.

Sosyal medya, bulaşıcı hastalıkların sebep olacağı salgınları önleyebilir mi? Veri madenciliği, semantik teknoloji, sosyal medya ve tıp biliminin bir araya gelerek yürüttüğü bir proje olan  MappyHealth bu pazar açısından iyi bir örnek. Twitter API desteğini arkasına alan bu projenin tüm hedefi, yeryüzünde herhangi bir lokasyonda artışa geçme, dolayısıyla salgın yapma ihtimali olan ve hatta pandemi (kıtalar arası salgın)

ihtimali bulunan bulaşıcı hastalıkları  saptamak. Saptama anından itibaren de bunu tüm diğer verilerle birleştirip, olası bir salgını öngörmek. MappyHealth, Twitter API sayesinde, anlık olarak, 26 bulaşıcı hastalığı, bu hastalıklarla ilgili 229 terimi takip ederek saptıyor. Anlık güncellenen grafikler sayesinde, hastalığın yayılımı hakkında son 24 saat, 4 saat ve son 2 saatte nasıl bir trend oluştuğunun bilgisini sunuyor. Buna lokalizasyon detayı da dâhil. MappyHealth, hayat(lar) kurtarabilecek bir uygulama. İfade edildiği kadarıyla, takip sistemi sayesinde, kıtalar arası salgınları (pandemi) geleneksel yöntemlerden yaklaşık 7 gün önce saptayabiliyorlar. Bulaşıcı hastalıkların kimilerinin ölümcül olabildiğini de dikkate alırsak, 7 gün, binlerce  -belki de milyonlarca- insanın hayatının korunması için çok önemli bir süre. Kişilerin özel bilgi ve durumlarını sosyal medyada paylaşması yıllardır tartışılagelen bir konu. Buradaysa ne kadar çok kişi, bahsi geçen hastalıklarla ilgili sosyal medyada konuşursa, sistem o kadar hızlı ve net saptama yapabiliyor.

1 tweet, 90 bin sivrisinek kapı teli, kurtulan binlerce hayatBir başka başarılı ve hayat kurtarıcı sosyal medya kampanyası da Malaria No More. Afrika’nın en ciddi sağlık problemlerinden olan sıtma (malarya), bilindiği gibi sivrisinekler tarafından taşınıp bulaştırılıyor. Malaria No More (Daha fazla sıtma olmasın) kendisine hedef olarak 2015 itibariyle sıtmanın Afrika’dan silinmesini koymuş bir oluşum. 2009 yılında, 25 Nisan Dünya Sıtma Günü’nde, Twitter’ın çok ünlü ismi Ashton Kutcher’ın CNN’i de işin içine katarak destek verdiği kampanyada attığı tweet, o günün tüm dünyada en çok retweet edilen tweet’i olmuş. Bu kampanyanın sonunda Senegal’e 90 bine yakın sivrisinekten koruyucu kapı teli bağışlanması sağlanmış. Hali hazırda Twitter hesabının (@malarianomore) 170 bin takipçisi, Facebook sayfasının ise 200 bin hayranı var.

Konuk yazar

86 87ARALIK 2012 • DIGITALAGE.COM.TR ARALIK 2012 • DIGITALAGE.COM.TR

RAKAMLARLA

Ankete katılanların yüzde 84’ü interneti, ilaçlarla ilgili bilgi almak için kullandığını belirtmiş

Social Touch Eylül 2012 içerisinde bin 289 kişiyi kapsayan bir araştırma gerçekleştirdi İlaçlarla ilgili bilgi

almak için internete başvuruyor musunuz?

İnternette ilaçlarla bilgi arıyorsanız, karşınız çıkan bilgiler sebebiyle bir ilacı kullanmaktan vazgeçtiğiniz oldu mu?

84 289 %83.9

EVET0

30

60

90

HAYIR

%16.1

EVET0

30

60

90

HAYIR

%60.5

%39.5

Sertaç DOĞANAY

Toplum sağlığı; sosyal medya iletişimi ve dijital teknolojinin akıllı kullanımı ile çağ atlayabilir