di e gitimi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d01239/2005_15/2005_15_camdibih.pdf · 34 dİn...

16
T.C. MARMARA AT FAKÜLTESi ANABiLiM DALI . . . DI EGITIMI DE i YIL: 2005 SAYI: 15 Prof. Dr. Arniran KURTKAN Prof. Dr. H.Mahmut Yrd.Doç. Dr. Ali Yrd. Doç. Dr. Ramazan KARAMAN, Yrd. Doç. Dr. Nusrettin BOLELLi Dr. Kerim BULADI, Nebile ÖZMEN 2005

Upload: others

Post on 19-Oct-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ

    İLAHİY AT FAKÜLTESi

    DİN EGİTİMİ ANABiLiM DALI

    • ~ . . . DI E GITIMI ARAŞTIRMALARI

    DE Gİ i YIL: 2005 SAYI: 15

    Prof. Dr. Arniran KURTKAN BİLGİSEVEN,

    Prof. Dr. H.Mahmut ÇAMDİBİ, Yrd.Doç. Dr. Ali COŞKUN,

    Yrd. Doç. Dr. Ramazan KARAMAN, Yrd. Doç. Dr. Nusrettin BOLELLi

    Dr. Kerim BULADI, Nebile ÖZMEN

    İSTANBUL HAZİRAN 2005

  • YETiŞKİNLER EGİTİMİNDE İLETİŞİM

    Prof. Dr. H. Mahmut ÇAMDİBİ

    ABSTRACT

    Adult education a ki nd of education that provides people to be aware of them-selves and changes them by their efforts. Adult education should tend to solution of problems that necessities of universe ca u sed to them.

    Yetişkin eğitimi, yetişkin fertlerin kendilerinin, davranışlannın farkında oluşu sağlayacak ve kendilerini kendi gayretleriyle değiştirecek bir eğitimdir. Yetişkin eğitiminde ferdin içinde bulunduğu evrenin ihtiyaçlarına ve bu ihtiyaçların doğurduğu sorunların çözümüne yönelik bir eğitim olmaktadır. Ancak yetişkinin çocukluk döneminden kalan sorunlann da etkisinde olduğu unutulmamalıdır. Bu bakımdan yetişkin eğitimi bu sorunların çözümüne yönelik olmadıkça ve bu çözümü belli bir ölçüde sağlarnaclıkça yetişkinlerin dikkatini çekmeyecektir.

    Şahsiyet terbiyesi ve yetişkinler eğitiminde, ferdin kendi özelliklerini, kendisine anz olan etkileri ve alışkanlıklan bilmesi zordur. Karakterlerin teşkilinde ve değiştirilmesinde insanın kendisini tanımasının önemi ortaya çıkmaktadır. Oysa insanın kendisi hakkındaki bilgileri genellikle şuurla sınırlı olmasından ve unutkanlığından dolayı kendisi hakkında fazla bir şey bilmez. Şuuraltı düzenekieri veya avuntular, (yansıtma: kötülüğü veya yanlışlığı daima karşımızdakinde görme gibi) bu durumu daha da karmaşık hale getirir. İnsanın kötülükleri ve zaaflan şuuraltına itildiğinden kendini gözlemleyen ferdin bu bilgilere ulaşması, şahsiyetin denge ve düzenlenmesi-ne, ferdin kendine has özelliklerinin gerçekleştirilmesine ve kendini aşmağa bağlıdır.

  • 34 DİN EÖİTİMİ ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    "Manevi bir karakter kazanmak, kendini bilmek ve kendine hakim olmak"; şahsiyet terbiyesinde·mevzuu bahis olan yegane noktadır. 1

    Kendini tanıma, bireyin kendisiyle, düşünce ve duygulanyla ilişki kurması, kendinde olup biten duygu ve düşünce ile ilgili süreçlerde bir anlayışa kavuşmasıdır. Kendini tanıma devam eden bir süreçtir. Kendini tanımayan bir kimseyse, gerçek duygulannın farkında olmaz; bu kimselerin kafaları karmakanşıktır ve genel bir huzursuzluk içindedirler. Herkese ve her şeye kızmaya, kavga çıkarmaya hazırdırlar. Kavga çıkardıklan kimselerse genellikle yakın aile çevresindekilerden oluşur. Kendini tanıyan kimse, dış dünyadaki olaylann ve iç dünyasında oluşan yaşantılann çoğu kez farkındadır. Bu tür biri, çevresindeki kişilerin kendisini nasıl etkilediğinin farkında olduğu kadar, kendisinin çevresindekileri nasıl etkilediğini de bilir. Böylece kendi hayatını yönetebilme imkanına kavuşmuş olur.2

    Yetişkinler eğitiminde kendini tanıma, iletişim süreci içinde, karşılıklı anlayış ve sezgi geliştirilerek oluşmaktadır. İnsanlar, kendilerini ve birbirle-rini yaptıklan işlerde, özellikle iletişim içersinde tanırlar. İnsan kendini tanıdıkça kendi kusurlannı, hatalannı aniayıp kendine hakim olabilir; böyle-ce dahauyumlu bir şahsiyet geliştirebilir.

    YETiŞKİN EGiTiMiNDE İNSAN İLİŞKİLERİ

    1. Başarılı İnsan İlişkileri

    Her insan sevilrnek ve sayılmak ister; her insan takdir edilmekten lıoşlanır. İnsanlar kendilerinin "adam" yerine konulmasını isterler. Herkes kendinin önemli ve değerli olduğuna inanır. insanlarla başarılı ilişkiler kurmak için ilkeler:

    İnsanlara önce insan olduklan için önem ve değer verin. Bu açıdan bakarsanız onlan etkilemiş olursunuz. Onların yanlışlıklan veya sosyal mevkileri onlara değer verme konusunda sizi etkilememelidir. İnsanlara gerektiği kadar ama mutlaka değer verin.

    İnsanlar sosyal varlıklardır; yalnız kalınaktan ve yalnızlığa terk edilmekten lıoşlanmazlar. Sizin ve teşkilatın aleyhine dönmelerini isterniyorsaruz, onları yalnız bırakmayın ve uzun süre gözardı etmeyin. Yalnız bırakılan insanlar kendilerini cezalandırılmış olarak hissedebilir; sizin ve teşkilatın aleyhine çalışınağa başlayabilirler.

    "Gô'zdetı uzak o/atı gönüldetı ırak olur. "

    İnsanlar tenkit ve şikayet edilmekten hoşlanmazlar. Olumlu ve faydalı tenkit, insanın kendi kendisini tenkit etmesidir. Ancak insaniann kendi kendilerini tenkit etmeleri için yardımcı olmak lazımdır.

    1 Halil Fikret Kanad, Pedagoji Tarilıi II, istanbul 1948, s. 348 C,üceloğlu Doğan, Yeniden İnsan İnsana, İstanbul, 1999, 94

  • YETiŞKİNLER EGİTİMİNDE İLETİŞİM 35

    İnsanlar genellikle kendilerini haklı görürler. İnsanlar kendi haklarında kendi niyetlerine göre, başkaları hakkında ise, davranışıarına göre hüküm verirler.

    Genellikle insan kendini olduğundan fazla görür. Herkes yükselmek, mevki sahibi olmak, varlıklı olmak, sözü geçerli olmak ister. Bu durum şahsiyetin temel özelliğinden kaynaklanmaktadır. Şahsiyette tek oluş esastır.

    İnsanlar hem kusurlu hem de harikadırlar. Çünkü insanda diğer varlıklarda bulunmayan vasıflar vardır. Bu vasıfları gerçekleştirdiği nisbette insan "mükerrem insan" olur. İyi insan eksik ve kusurlu taraflarını batıran değil, eksiklerinin farkına varan ve sahip olduğu güçlerini yüceltebilen insandır.

    Herkesin farklı duyguları, inancı, gayesi ve çıkarları vardır. Şahsiyette tek, oluş esastır. Herkesin fıkri ve görüşü aynı olmaz; bundan dolayı "fikrini-ze katılmıyorum" gibi ifadelerden uzak durmak gerekmektedir. Zaten genel-likle fikirlerin derinliklerine ulaşıldıkça fikirlerin birbirlerine tamamen zıt olmadığı da görülebilir. Genellikle iletişim sürdürüldüğünde önceleri sizin fikirlerinize katılmayanlar, bir süre sonra sizin fikirlerinize katılabilirler.

    Başarılı insan ilişkilerinde, insan ilişkilerinin mahiyetini, insanın ihti-yaçlannı bilmek gerekir.

    İnsan İlişkilerinin Mahiyeti

    İnsan ilişkilerinin temeli, insanları anlayıp, ihtiyaçlarına göre güzel ve ıyı ilişkiler kurmaktır. İnsan ilişkilerinde karşımızdaki insanın ne demek istediğini ve ihtiyaçlannı doğru anladığınız zaman ilişkileriniz yola girer.

    İnsan ilişkileri, bir teşkilattaki insanlan birleştirip ahenkleştirerek, ça-lışma durumuna sakınayı amaç edinen bir yönetim eylemidir. Böylece, o insanların hem işbirliği ve verimi artar, hem sosyolojik, ekonomik ve psiko-loji..~ ihtiyaçları karşıianmış olur. İnsan ilişkileri kavram ve eylemi, teşkilat amaçlarının en verimli biçimde gerçekleşmesine katkıda bulunur. İnsan davranışlarının anlaşılmasında, temel ihtiyaçların bilinmesi gerekir. Bu ihtiyaçlardan başka, insan davranışlarını etkileyen sosyolojik nedenler de vardır. Gelenekler, töreler, yasalar. İnsan ilişkileri kavramının doğru anla-şılmaması, iyi olduğu kadar kötüye de kullanılmasına yol açmıştır. Bu esnelF kavram ve eylem, nezaket, hayırseverlik, babacanlık, güler yüzlülük, hoş görme, cömertlik ve bağış gibi yorumlanmaktadır. Halbuki insan ilişkilerinin bütün bunların ötesinde bilimsel bir yeri vardır. Araştırmalar göstermiştir ki ekonomik ihtiyaçların karşılanması, kendine saygı ihtiyacı karşılanmadan

  • 36 DİN EÖİTİMİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

    fazla etken olmamakta ve üretimi arttınnamaktadır. Aksine ekonomik yitir-meleri artıran grev, boykot, sabotaj gibi davranışlara yol açmaktadır.3

    İnsanlar ilişkilerde daha çok sözsüz iletişim ve hal dilini kullandıklarından ve açıkça duygu ve isteklerini belirtmedillerinden insanların ne demek istediklerini ve ihtiyaçlarını anlamakta güçlük çekeriz. Bundan dolayı davra-nışlarını ve sözlerini yorumlama ve yargılama yoluna gideriz.

    İnsan İlişkilerinin Engellenmesi

    İnsan ilişkilerindeki en büyük engel:

    Yargılama ve yorumlamad.ır.

    İnsanlar genellikle farkına varmadan başkaları hakkında olur olmaz yo-rum ve yargılarda bulunmaktadırlar. Mesela:

    "Sen hep böyle yaparsın"

    "Neden öyle yaptın?"

    "İnsanlar hep böyle yaparlar" v.s.

    İnsan ilişkilerinde insanları yargılama ve yorumlama yerine iletişimi sürdürerek ve diğer yollarla karşımızdaki insanın ne durumda olduğunu ve sözleriyle neyi kastettiğini anlarız. Daha sonra bu sözle veya davranışla muhatabımızın neyi kastettiğini iyice anlamadan yargılama ve yorumlamaya gitmek ilişkileri zedeler.

    İhtiyaçların karşılanmaması, korkular ve insana gereken değerin veril-memesi, insan ilişkilerini ve iletişimi bozar.

    Çalışanların en fazla memnun oldukları, yöneticilerin cesaretlendicici ve müsbet tavırlarıdır. Kendilerinin fıkir ve şikayetlerinin ciddiye alması ile kendilerine değer verildiğinin hissedilmesi morali etkiler.

    2. İletişim

    a. İletişim Nedir?

    İletişim, insanların sizi tanımasına ve karşılıklı anlayış oluşturmasına izin vermektir. İletişim karşılıklı gelişen bir süreç olduğundan insanlarla samimi olarak fikirlecinizi ve duygularınızı paylaşınanız gerekir. Ancak iki birim birbirleriyle müşterek algılama ve anlaşma zemini içinde değillerse iletişim kuramazlar.

    İletişim, iki birim arasında birbiriyle ilişkili mesaj alışverişidir.4

    3 Dursalıoğlu Z., Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış, Ankara, 1982, s. 203 4 Cüceloğlu Doğan, Yeniden İnsan Insana, İstanbul, 1999, s.68

  • YETiŞKİNLER EGiTiMiNDE İLETiŞiM 37

    Mesaj, bir kişi veya grubun bilgi, beceri ve tutumlarda değişiklikler yapmak gayesiyle düzenlenen uyaranlar organizasyonudur. Mesajda mesajı gönderenle alanlar arasında iki tarafın da mesaja yüklediği anlarnlar vardır; bu anlarnlar iletişimde önemlidir. Mesajların iletişime katılanlarca doğru alınabilmesi, ye o andaki aktüel ihtiyaçların bilinmesi önemlidir. Bütün bu hususlar, şahsiyet bütünlüğü içinde alınmaleta ve verilmektedir.

    b. İletişim Çeşitleri

    İletişim, sözlü olduğu gibi sözsüz de olabilir.

    İletişim, kişiler arası olduğu gibi kişinin içinde iç iletişim şeklinde de olur.

    Sözlü iletişim, düşünceleri, sözsüz iletişim de duyguları ifade eder.

    Sözsüz iletişim, daha etkilidir; ancak belirsizdir, açıklanmadıkça yanlış anlarnalara da sebep olabilir.

    Gazall, sözsüz iletişim hakkında şöyle diyor: "Lisan-ı hal ile söylemek, sözle söylemekten daha fasihtir; insanın tabiatı, sözlere uymaktan ziyade arnellerde müşahedeye daha meyillidir."5

    Savunucu iletişim, sosyal benliği gösterir.

    Açık iletişim, iç benliği ortaya koyar.

    c. İletişim ilkeleri:

    iletişime yapıcı görüşlerle başlarnalıdır.

    işbirliğini sağlamak gerekir.

    Katılanları takdir etmek ve güdüleme gerekir.

    Kurumun içinde ve 9evresindeki liderlerin katılmasını sağlamak,

    Başkalannın fikirlerine saygı duymak, destekleyen ve karşı duranları bilmek gerekir.

    İnsanların ihtiyaçları iledoyumarasındaki denge kurulmalıdır.

    iletişimi kesiksiz sürdürmelidir.

    İyi bir yönetici, kabahat ve suç aramaz; neden arar. Araştırmalarda en tesirli liderin kendisi ile grup üyeleri arasında "psikolojik mesafe" yi muha-faza eden lider olduğu görülmüştür. Uzaktan nezaret, demokratik tutum ve ancak gerektiğinde uygun ceza vermek daha verimli olmaktadır.

    5 Gazali, Bidfıyetu'l-Hidfıye, Mısır, 1306, s.5

  • 38 DİN EGİTİMİ ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    İletişimde insanları olduğu gibi kabul etmeli, içten samimi ve tabii ol-malıdır. İnsanlara karşı dikkatli· ve nazik olan, onların ihtiyaçlarıyla ve fikirleriyle ilgilenen insatılar, iyi bir iletişim kurabilir. İnsanları dikkatlice dinlemelidir. İnsanları dinlerken başka tarafa yönelmek ve başka şeylerle uğraşmak iletişimi kesebilir. İletişirnde karşırnızdakilerin bakış açılarından konulara bakaroadıkça iyi bir iletişim kurmak mümkün değildir.

    Güçlü iletişim insamn şahsiyetinin gücünden gelir. Güçlü insanlar, karşısındakilerin güzelliklerinin farkına varan ve onları takdir eden insanlar-dır. Özellikle çocukların ve insaniann kendilerini önemli olduklarını hissetti-rirseniz iletişim artar.

    Etkili Kişiliğin ortak noktalarını Bloeber (1966) şöyle belirtir:6

    Tutarlılık.

    Kararlılık.

    Kendikendini kontrol etme. Duygular, bireyin içinde bulunduğu durumu değerlendirmesi ve gerekli tepkileri göstermesini engellernez.

    Yeterlilik. Sorunu hafifletmek için çevre faktörü ve insan faktörünü in-celemek, sorunun önemini anlamak ve çözümü için yılınadan çalışmak veya sorundan uzaklaşmak. Etkili birey, sorun ortaya çıkmadan çıkabilecek sorun-ları önceden hesaplama yoluna gider. Kendisinin çevrenin bir kölesi olduğunu hiçbir zaman düşünmez. Ortaya çıkabilecek problemler konusunda her zaman sağduyulu ve tedbirli davranışlarda bulunur.

    Yaratıcılık. Geniş düşünme yeteneği, görüşlerini farklı yaklaşımlarla

    sunma, güç sorunlann çözümünde alışılrnarnış ve etkili yollar geliştirme yeteneklerine sahiptir. Bu bireyler; gayeye ulaşamayan bir çabayı başarısızIık değil, hata olarak değerlendirir; bu hatalardan yararlanır.

    Benlik biçimlenmesi. Etkili birey zeka düzeyinin, yeteneklerinin ve ye-teneklerinin sınırlarının bilincinde olmanın yanında, kendi iç dünyası ile de uyum gösteren kişidir. Bir başarısızlık söz konusu olduğunda, duyguları, sağlıklı problem çözümüne engel olmaz, onu destekler.

    Yetişkin eğitiminde Danışmanın Önemi

    Yetişkin eğitimi, özgürlüğün ve ferdi tercihierin daha ağır bastığı bir eğitim olduğundan Yetişkin eğitiminde danışma önemli bir yer tutmaktadır.

    Danışnıada Beceri ve Yetenekierin Kazandırılması

    6 Eisenberg S., Delaney Daniel J., Psikolojik Danışma Süreci, çev. Nihat Ören, Mehmet Takkaç İstanbul, 1998, s.24

  • YETiŞKİNLER EGiTiMiNDE İLETiŞiM 39

    ilgiyi kısa dönemde olduğu kadar, uzun dönem için de gelecek üzerinde deiinleştirme ve nelerin istenir, nelerin ulaşılabilir olduğu konusunda düşünebilme yeteneği.

    Hem kısa dönemli hem de uzun dönemli şahsi gayeler edinme ve bu ga-yelerin gerçekleşip gerçekleşmediğini; gerçekleştiği zamanı açık bir şekilde değerlendirebilme ve bunu yeterli bir netlikle açıklayabilme yeteneği,

    Hayatla ilgili önemli kararlar alabilme becerisini ve usa vurma yöntem-lerini geliştirebilme; gayeye ulaşınada farklı yaklaşırnlar getirebilme; karar verınede yararlı bilgileri araştırma ve değişik seçenekler sunabilme, seçenek-leri netleştirme, ulaşılmak istenen gayeye ulaşmak için bir hareket tarzı geliştirebilme ve başarılı olup olmadığını değerlendirebilme yeteneği,

    , Kendine güven, kendi içinde uyum: "Ben iyiyim, kendimden memnu-num" şeklinde bir bakış açısı kazanma,

    Yeni ve alışılmamış olaylara hoşgörü ve yeni görüşlere karşı açık olma,

    Diğer kişilerin duygularını, inançlarını, istek ve motivasyonlarının ve onların duygusal yaşantılarını empati ile anlama yeteneklerini içeren kişiler arası etkin iletişim becerisi,

    Kişiler arası çatışmalarla etkin bir şekilde uğraşmak için etkili ve man-tıklı bir düşünme süreci geliştirebilme,

    Moral sorunlarda akılcı bir yaklaşım biçimi oluşturma,

    Kişinin kendisi ve kendisi için önemli olan başkaları, yaygın sosyal so-runlar, gelecek hakkındaki duyguları, zanları, inançları ve değer yargıları hakkında kendisini test etmesi için yeterli cesaretle işe girişebilmesi. 7

    Yetişkin eğitimini danışmanı başarılı kılan vasıflar:

    Kendi Değerini ve Yeteneklerini Güçlü Biçimde Hissetmek

    Bu yeterliliğe sahip olanlar:

    Kendinden emin bir izienim bırakırlar: "Varlıklarını" hissettirirler.

    Beğenilmeyen fikirleri dile getirebilirler ve doğru bildikleri yolda her şeyi göze alabilirler.

    Kararlıdırlar, belirsizliklere ve haskılara rağmen sağlıklı kararlara vara-bilirler.

    Duygusal Zeka

    7 Eisenberg S., Delaney Daniel J., Psikolojik Damşma Süreci, çev. Nihat Ören, Mehmet Takkaç İstanbul, 1998, s.27

  • 40 DİN EÖİTİMİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

    Duygusal zeka, kendimizin ve başkalarının hislerini tanıma, kendimizi motive etme, içimizdeki ve ilişkilerimizdeki duyguları iyi yönetme yetisidir.

    Kendine çekidüzen verme: Duygularımızı işimizi engellemek yerine kolaylaştıracak şekilde idare etme.

    Motivasyon: Duygusal zekası yüksek olanların motivasyonu da yüksek-tir. Hedeflere yönelmemizde, inisiyatif kullanınada ve gelişmek için çaba harcamada, yenilgiler ve engellenmişlik hissi karşısında sebat etmemize yardımcı olan en derindeki tercihlerimizi kullanmak.

    Empati: insaniann ne hissettiklerini sezmek, onların açısından bakabil-mek. Çok farklı insanlarla dostluk geliştirebilmek Uyum sağlamak.

    Etkin Dinleme Becerisi

    Duygular açıkça dile getirildiğinde azalır. Yöneticiler ve ana-babalar etkin dinleyerek insaniann ve çocukların duygularını tam olarak açıklamalarına yardımcı olduklarında duyguların azaldığını veya yok olduğunu göre-ceklerdir. ·

    İnsanlar, etkin dinlemeyle insanların duygularını anladıklarını ve kabul ettiklerini göstermiş olacaklardır.

    Derin şefkat duygusu: Bir başkası tarafından anlaşılmak, insana kendi-sini dinleyip anlayana karşı sıcak duygular kazandırır. Dinleyen de konuşana daha çok yakınlaşır ve ona sıcak duygular besler. Dinieyende sempatik duygular oluşur.

    İnsanların ve özellikle çocukların sizi dinlemesini istiyorsamz, siz onları dinleyin.

    İnsanlar siz onları iyi dinlediğİnizde size ve kendilerine karşı daha so-rumlu olacaklardır.

    İnsana güvenmeyi öğreneceksiniz; çünkü o, kendi sorunlanın daha iyi çözmeyi öğrenecek. Sorunlanın cözmeyi öğrenen insanlar size daha fazla gÜven duymaya başlarlar.

    Herkes ayn bir kişiliktir, sorunu olduğunda onlarla "birlikte" ola-caksınız; ancak onların sorunlarımn sizin sorunlarınız haline gelmesine izin vermeyin.

    "Tutsak edici sevgi''ye karşı dikkatli olmalıdır. "Sorunları yüklenmek" yerine, "sorunlan dinlemek", "anlamak", sorumluluğu, çözümü kendisine bırakmak, insanları daha çok kendine güvenen ve sorunlarını çözebilen hale getirecektir.

    İnsanlara yardım edeceksiniz ama çözümü onlara bırakacaksınız.

  • YETiŞKİNLER EGİTİMİNDE İLETiŞiM 41

    İnsanların konuşma isteği, onlara duyduğunuz saygı ve güvene bağlıdır. Bu güven, eleştiri, yargılama ve kızgınlıkla karşılaşınca azalır.

    Bir kişiyi doğru dinlemek, çok yoğun dikkat ister. Ana-babalar ve yö-neticiler, kendi sorunları ve duyguları sebebiyle yoğun dikkat edemezler. Mesela kızgınken değil, sevgi dolu duygular içindeyken daha dikkatle din-lemek mümkün olur. Bunun için kendinizi dinlemeye hazır hissetmeden kimseyi dinlemeyin. Dinleme ortamı, yoğun çalışma durumu, gibi şartlarda ve. açken değil keyifli zamanlarda dinlemek daha kolay olur.

    Bir sorunu çözmek için başka bir düzeye geçmek genellikle işe yarar. Bir sorun, onu yaratan düzeyde düşünülerek çözülemez.

    Yaşadığınız sorunlarda hangi düzeylerde tıkandığınızı bulmanız gerekir. B\lnun için nerelerde hata yaptığımızın farkına varmalıyız.

    UYUM: Uyum, değişik düzeylerde oluşabilir veya yıkılabilir.

    Beden dili: Yüzürri.üz ve duruşumuz ne ifade etmektedir?

    Ses: Sesimin şiddeti, ahengi ve ahenksizliği uyumu etkiler.

    Kelimeler: Kullandığımız kelimeler, gerçekten doğru seçilmiş midir?

    İç uyum veya bütünlük; Şahsiyetimizin gücü ve etkisi iç uyuma bağlıdır.

    Empati: Başkalarını doğru anlıyor muyuz?

    İnsanları Etkilerne Yolları

    Selam verin. Selam, insanlara yönelmek, değer vermek, ilgilenmek ve güven vermek manalarına gelir.

    SeHtmı içten, canlı ve etkili olarak güzel verin ve verilen selama daha güzel bir şekilde karşılık verin.

    ResuluHalı (s.a.), sevgi ve selam alakasıyla ilgili olarak şöyle demiştir: "Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Ben size bir şeyi göstereyim mi? Onu yaparsanız sevişirsiniz. "Aranızda selamı yayın." (Müslim8)

    Gülümseyin: Gülümseme sevgi ve memnuniyetİn işaretidir. İnsan ilişkilerini düzeltir. Gülümseme içten gelmedikçe münasebetlerde düzenleyici görevini yerine getiremez. Gülümseme aynı zamanda gülen insanı da ferah-latır. Fakat bu gülüş maskeli olmamalıdır. Yüzünüz şahsiyetinizdir. İslam'da güleryüz göstermek ma'ruf (iyilik, ihsan) olarak kabul edilmektedir.9

    Salıi/ı-iMiis/im Tercümesi ve Şerlzi, çev. A. Davudoğlu, İstanbul, 1977, I/297 9

    Müslim, a.g.e., X1592

  • 42 DiN EöiTiMi ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    Gülümseme saıidir; gülümseme birbirini etkileyerek yayılır. Birbirine yansıyarak aydınlatan aynalar gibidir gülümseme. Ancak bir gurubun içinde bulunanların ihtiyaçları farklıdır; kiıni bu gülümsernelere kalıkahalarla katılırken kiıni hiç katılmaz. Kiıni de sadece ağzıyla güler. Kiıninin gözleri-nin içi de güler. Sadece ağzıyla gülenierin gözleri gülümserneye katılmadığından adeta yüzüne bir maske takmış gibiclir. Ortada çok hoş bir hava eser ve herkes gülümserken gülümserneye katılmayanlarla ilgilenin. Bunların genellikle derin düşünceleri veya problemleri vardır. Gülümseme bir denge işidir:

    Düşünce-gönül-aksiyon arasında hayatın önemli problemlerini çözeme-yen, çatışmaya düşen kimseler, kendi kabiliyet ve kişiliklerini gerçekleştirmekte engelleri aşamayanlar, gülümserneye muktedir olamazlar; ya kahkaha atarlar ki bu gülümseme değildir.

    Her şey normal olarak yolunda giderken yine gülümserneye muktedir olamayanlar, etrafındakilere güven duymayan veya bu güveni kaybetıniş insanlardır. Bunlara dikkat edin. İnsanların korkuları ve morallerinin bozuk-luğu da gülümserneye engeldir. işler tamamen ters giderken de gülebilen insanlar vardır. Bunların içlerindeki sevgi ve moral güçleri fazla olan muh-temelen çocuklukları iyi geçıniş kimselerdir.

    Gülümsernede tevekkül ve nza halinin önemli bir rolü vardır. "Her güç-lükle beraber bir kolaylık vardır." Prensibine gönülden inanan insanlar güçlüklerde dayanıklılık kazanırlar. İman ve tevhid inancı gereği; "Umulur ki sizin kötü gördüğünüz şeyler sizin için iyi olabilir." Prensibini derinden kavrayan insanlar, işlerin görünen cephesinin arkasındaki ledünn! gerçeği düşünerek zorluklarla mücadele ve sabır göstererek gülümsemeyi muhafaza ederler veya yeniden kazanırlar.

    Gülümseme hem güleni hem de karşısındakileri rahatlatır. Yüzü gülüm-semeyi unutmuş insanlar, devamlı bir gerginlik içindedirler. İbrahim Hakkı Erzuruınl'nin, ilişkileri ferahlatan şu beyideri bu konuya örnek teşkil etmek-tedir:

    "Hak şerleri lıayr eyler, zannetme ki gayr eyler."

    İnsanlara adlarıyla hitab edin. isimler, insanların en değerli varlıklandır. isimler, tesadüfen ve rastgele şeyler değildir. İsim ile müsemma arasında bir alaka vardır.

    Karşınızdaki insanları can kulağıyla dinleyin. Aktif dinleme, insaniann sorunlarıyla gerçekten ilgilendiğinizi gösteren ifadeler taşır. Karşınızdaki insanla konuşurken devamlı başka şeylerle uğraşmayın.

    Karşınızdaki insanları ilgilendiren konulardan bahsedin.

  • YETiŞKİNLER EGiTiMiNDE İLETiŞiM

    Tartışmalardan uzak durun.

    İnsanların hatalarını yüzlerine vurmayın.

    Olayları başkalarının gözüyle görrneğe çalışın.

    Olaylara değişik açılardan bakma yeteneğinizi geliştirin.

    İnsanları anlamaya çalışın. Kendinizden fazla söz etmeyin.

    İnsanlara dostça yaklaşın. Ancak fazla mübalağa etmeyin.

    İkram edin, hediyeleşin.

    43

    Davet edildiğiniz ziyafetlere gidin ve size davet verenlere siz de davet verin. Sizi ziyarete gelenlere siz de ziyarete gidin.

    Dostlarımza ve arkadaşlarınıza zaman ayırmanız, sizi ve arkadaşlarınızı geliştireceğinden dolayı bu ziyaretler gerekli sıklıkta ve gereken uzunlukta olmalıdır. Çok uzun süren ve çok sık ziyaretler gereken sonuçları vermez. Hatta ters neticeler verir.

    Konuşmalarınızda ses tonunuza dikkat edin. YüJcsek ve kulağı tırmalayan sesler, iletişimi ve insan ilişkilerini bozar. Sesi etkili kullanmak için, yüksek tonlan devamlı ve inişli çıkışlı olarak kullanmayın. Bağırmak ileti-şimi bozar.

    Etkili konuşmada dikkat çekici yerlerde, yeri geldiğince vurgulamalarda sesi biraz yükseltip sonra· indirmek, önemli cümlelerden sonra kısa bir dü-şünce aralığı vermek düşünmeyi ve anlamayı sağladığından etkiyi arttınr.

    Teşekkür edin. İkramlara teşekkür, bu ikrarnın çok güzel olduğu, ilişkileri kuvvetlendirdiği yönlerinden düşünülerek çok yönlü teşekkür edilmeli-dir. Ufak şeyleri önernsemeyen insanlar, iletişimde fazla başarılı değildirler.

    Temiz, düzenli ve uyumlu giyinin.

    Bedeninizin ve elbiselerinizin terniz olması ve güzel kokması, iletişimi arttınr.

    Yanlışlıklarda ve yanlış anlaşılınalarda hemen özür dileyin.

    İletişim ilkelerine uyun ve iletişimi devarnlı sürdürün.

    Yüzünüzün ve bedeninizin, duruşunuzun ifade ettiği mana iletişimi kuvvetlendirir veya zayıflatır. Unutmayın ki yüzünüz şahsiyetinizdir. Bakışların ifade ettiği mana sözlerle tam bir uyum içinde olmadıkça iletişim olumlu manada kurulamaz.

    İnsan İlişkilerini Etkilernesi Açısından Yetişkin Eğitiminde Sohbet

  • 44 DİN EGİTİMİ ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    Yetişkin eğitimi, sohbet tarzında olduğunda daha etkilidir. Yetişkinlerde sohbetler ders ve seminerlere göre daha verimli olmaktadır.

    Sohbet, gereklerine uyulduğu zaman, sohbete katılan herkesi ferahla-tan bir özelliği vardır. Gazaii, böyle sohbetler için "sohbet sfui, tabiat ta sfuiktir." Demiştir.

    Sohbet yapmak sıradan bir konuşma veya basit bir şey değil, insan ilişkilerinin en yüksek tabakalarında bulunan kardeşlik ilişkilerinin ayniması mümkün olmayan gereklerindendlr. Sohbette, sohbeti yapanla dinleyenlerin karşılıklıahenk ve uyumu vardır.

    Toplumuzda tarih boyunca aile içinde ve çeşitli müesseselerde usulüne uygun olarak yapılan sohbetlerle insanların çok önemli problemlerine ışık tutmuş nice ilim ve gönül adamı vardır.

    Sohbet, gelişmiş ve yükselmiş şahsiyetlerin işidir. İnsan-ı karnilin vasıflarından biri de sohbetinin hoş ve çok etkileyici olmasıdır.

    Sohbet yapabilecek şahsiyetler, "önce iman, önce insan" diyerek de-ğerler sistemini ve hayat felsefesini kurabilmiş ve hayatlarıyla da bunu is bat edebiimiş insanlardır.

    Gazall, kardeşlikteki samimiyeti şöyle açıklıyor: İhlas, ancak birbirine uymakla tamam olur. Kardeşliğinde halis olmayanlar münafıktır. İhlas demek, yanındayken ve arkasından, lisan ile kalbin, gizli ve aşikar olan, cemaat içinde ve yalnızken davranışının aynı olması demektir. Bunların birinden ihtilaf ve yerine getirmemek, dostluğun bozulması demektir. Bu şekilde kardeşlik haklarına riayet etmeyenlerin, herkesten aynlıp uzlete çekilmeleri ve yalnız bir hayat yaşamalan, kardeşlik ve arkadaşlık (musaha-be) yapmalarından daha iyidir. Çünkü sohbetin uyulması gereken hakkı gerçekten ağırdır; ona ancak sohbetin hakkını verebilecek durumda olanlar güç yetirebilirler. Sohbetin ecri büyüktür, bereketlidir; o ecri ancak sohbeti başaranlar alır. Bunun için Resulullah (s.a.) Şöyle buyurmuştur:10

    "Ey _EbU Hirre! Komşun ile güzel komşuluk et ki müslüman olasın; ar-kadaşınla arkadaşlığını ve sohbetini güzel yap ki mü'min olasın." (Tinnizi, İbn-i Mace)

    Bu hadiste imanın ve islamın insan ilişkileriyle alakası açıkça görüldüğü gibi sohbetin de iman ve arkadaşlık alakası içinde olduğu görülmektedir. Dostluğun birçok hakları vardır:

    Dostuna öğretmek ve nasihat vermek de dostluğun haklarındandır. Zira kardeşinin ilme olan ihtiyacı, mala olan ihtiyacından daha az değildir; eğer

    10 Gazii!i, İlıyiiıı Ulıinıi'd-Din, Mısır, ts., IY179 tre., A.Serdaroğlu, İstanbul, 1973, s. 451

  • YETiŞKİNLER EGİTİMİNDE İLETiŞiM 45

    sen ilirnce zenginsen ona din ve dünya ile ilgili nasihatta bulunman gerekir. Resulüllah (s.a) şöyle buyurmuştur:

    "Mü'min mü'minin aynasıdır." (EbU Davut)11

    .Yani kendisindeki bir kusuru veya bir fazileti kardeşiyle sohbet ederken göri,ir. Nasıl ·ki insan aynada yüzünü görüyorsa. Ancak nasihat ederken dikkatli olmalıdır. İmam ŞMif, bu konuda şöyle demiştir: "Kim kardeşine gizlice vaaz ederse ona nasihat etmiş olur. Kim ki kardeşine alen! (herkesin içj.nde) öğüt verirse onu rezil etmiş olur." Bu tip aleni olarak insanlara öğüt verınede insanların kalbini kırma ihtimali olduğu gibi kardeşlik haklarına da aykındır. Zaten bu öğütlere karşı, hele alen! yapılırsa ego-savunma meka-nizmaları harekete geçebilir.

    İnsan İlişkilerinin Sonuçları: Mutluluk

    İnsan ilişkilerinde insanın mutluluğu, ilişkilerin uyumuna yardımcı olur. Şahsiyeti güçlü ve mutlu insanların insan ilişkilerinde başarısı yüksektir.

    İnsan, yaratılış gayesine uygun kemali aramaktadır. İnsanın mutluluğu bu kemale yaklaşmasıyladır.12

    İnsan ilişkilerinde sağlıklı gelişmiş, mutlu insanların başkalarıyla ilişki-leri daha anlayışlı olmaktadır.

    Mutluluğun işaretleri:

    inişte yanlışları görmek ve pişmanlık,

    Çıkışta İlahi yardımı görmek ve şükür,

    Durgunlukta silkiniş ve çaba,

    Bir iş bittiğinde yeni bir işe başlamak,

    Y orgunlukta, dinleurnede ve çalışmada Allah' ı hatırlama,

    insanlarla sohbette huzur ve sükun,

    Kendi kendine muhasebe ve murakabe,

    Kilinata bakışta yaratıcıya yöneiten derin tefekkür,

    İnsanların yanlışlıklarından ibret ve ikaz,

    Malılukata şefkat ve sevgiyle hizmet.

    Mevlana, insanın yaptığı hareketlerin sonuçlarım nasıl değerlendirmemiz gerektiğini şöyle belirtir:

    ı ı Gazlill, a.g.e., III 1 80 ı 2 H.Mahmud Çamdibi, Din Eğitiminin Temel Meseleleri, İstanbul, 1994, s.J39-145

  • 46 DiN EGİTİMİ ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    "İnsanın her yaptığı hareket sorudur ve sevinci, üzüntüsü ve karşılaştığı her şey de cevaptır."

    "Güzel bir cevap alınca Allah' a şükretmesi lazımdır; ve bu şükür de o sorunun cinsinden olmalıdır. Hoş olmayan bir cevap işitince de hemen tövbe etmeli ve artık onun cinsinden soru sormamalıdır."13

    Mutluluk, bir varlığın kendine has ve kendine özgü işlevini en yük-sek düzeyde gerçekleştirmesidir.

    İnsanın kendi varlığına has en temel gücü, düşünce, aklı ve yüksek duy-gularıdır. Yaptığı her davranışı, -hatta düşüncelerini bile- düşünce ve duygu-larıyla tahlil edebilen insan, bu düşünce ve davranışların, ne kadar doğru ve uygun olduğunu isabetle tesbit edebilirse, o ölçüde mutlu ve çevresiyle iletişimi de müsbet olur.

    Maddiyata ve dünyaya bağımlılık arttıkça mutsuzluk da artar.

    İnsanın özüne has değer, aklı ve düşüncesidir; dış dünya ile ilgili varlıklar ise §letlerdir; insanın özü, onları kullanır. Öz ile ilgili olmayan şeylerle övünen ve oyalanan insan bir nevi rüya halindedir. Gerçekte değerli olmayan şeylerle uğraşmaktadır; bunun için mutlu olamaz.

    Dış dünyadaki varlıklarla ihtiyaçlarını makul ve mutedil olarak karşılamak da aklın iyi gelişmesiyle ilgilidir. Dış dünya ile aşın uğraşanlar, düşüncelerini geliştirmede yetersiz olduklarından dolayı kendi özlerini geliştirememiş olurlar ve mutlu olamazlar. Mutlulukta ve intibakta dış dünya ile insanın iç dünyasının uyumu önemlidir.

    Nefsin kötü özelliklerinden ternizlenenler, ilahi yakınlığa kavuşur ki bu, mutluluğun ta kendisidir. Ancak insanlar nefislerindeki kötü vasıfları bilmi-yorlar.

    Kendinin ne durumda olduğunun farkında olmayan insan, kendisi hasta olduğu halde hastalığının farkında olmayan insan gibidir.

    Ancak burada insanın kötü ahlak-iyi ahlak dengesi önemlidir. Bunlardan hangisi ağır basıyorsa onun etkisinde kalır. Yoksa tamamen terterniz insanlar çok azdır.

    İstikamet, aşırılıklardan ve azgınlıklardan insanı koruduğu için, insanın mutluluğunun temel şartıdır. İletişim ile ve mutlu insanları tanıdıkça mutlu-luğu öğreniriz.

    Glasser'in mutlulukla ilgili şu görüşüne katılmamak mümkün değil: "inanıyorum ki, huzurlu olmak için mutlu kişilere yakın olmamız gerekiyor.

    13 Mevlana, Filıimiifilı, İstanbul, 1990, s. 232

  • YETiŞKİNLER EGiTiMiNDE İLETiŞiM 47

    Bu da demektir ki, mutsuz insanların sayısı ne kadar çok olursa, mutlu olma şansmuz da o kadar az olur. Dünya hayal kırıklığına uğranuş, öfkeli ve mutsuz insanlarla dolu. Bunlar hiçbir mutlu insana yakın olmayı başaramayan insanlar. Başlıca iletişim tarzları şikayet etme, başkalarını suçlama ve eleştirme. Bu şekilde kimseyle anlaşamazlar."14

    iletişimi bozuk, saldırgan ve savunucu iletişim içinde olan insanlar ge-nellikle bunu önce ailelerinden ve sonra da çevrelerinden kazannuşlardır. Sıradan bir konuyu anlatırken adeta kavga eder gibi açıklamaya çalışan insanlar vardır. Diğer taraftan çok zor durumlarda bile paniğe kapılmadan, ortalığı yatıştıran sakin ve otoriter tavırlarıyla etrafa güven veren insanlar vardır. Bu insanlar, mutedil ve sevgiyle yetişmiş insanlardır. Bunlar şahsiyetlerini gerçekleştirmiş güçlü insanlardır. Olaylara ve insanlara olumlu bir şeki,lde bakabilen müsbet enerji gönderebilen insanlar içinde bulunduğu halden şikayet etmeden, daha iyiyi arayan "rıza" halindeki insanlardır ki bunlar en zor durumlarda bile mutlu olmayı başarabilen ve çevrelerini de mutlu eden insanlardır. İşte bu insanlar, vefakar, sadık ve mutlu insanlardır.

    14 W. Glasser, a.g.e., s.32