devre : 1 cİlt : İÇtİma senesİ : 3 ayan · muhabirleri burada bulunmadığından, gazetelere...

8
DEVRE : 1 CİLT : 1 İÇTİMA SENESİ : 3 M e c l i s i Ayan Otuzuncu İnikad 24 Kânunusani 1326 (1910) Pazartesi MUNDERECAT Sayfa I. ZAPTI SABIK HULASASI 452 II. EVRAKI VARİDE 453 Tezkireler 453 1. Dersaadet Belediye Kanununun altmış dördüncü maddesi makamına kaim maddei kanuniyyenin irsal kılındığına dair Meclisi Mebusân Riyaseti tezkiresi 453 Sayfa 2. İnas mektebi ittihaz olunan sa- rayın harç ve rüsumu ferağından affına dair maddei kanuniyyenin irsal kılındığı hakkında Meclisi Mebusân Riyaseti tezkiresi 453 III. MÜZAKERE EDİLEN MEVAD 453 1. Meclisi Âyân müzakere zabıtlarının gazetelere yanlış inikas ettiği ve bunun ıslahı için ne gibi tedabir ittihaz olunabileceğine dair müzakerat 453:457 TBMM KÜTÜPHANESİ

Upload: others

Post on 15-Aug-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: DEVRE : 1 CİLT : İÇTİMA SENESİ : 3 Ayan · muhabirleri burada bulunmadığından, gazetelere bu nun nerelerden verildiği meselesini bendenizce hal letmek lâzım geldi. Gazetelerin

DEVRE : 1 CİLT : 1 İÇTİMA SENESİ : 3

M e c l i s i Ayan

Otuzuncu İnikad

24 Kânunusani 1326 (1910) Pazartesi

M U N D E R E C A T

Sayfa I. — ZAPTI SABIK HULASASI 452

II. — EVRAKI VARİDE 453

Tezkireler 453

1. — Dersaadet Belediye Kanununun altmış dördüncü maddesi makamına kaim maddei kanuniyyenin irsal kılındığına dair Meclisi Mebusân Riyaseti tezkiresi 453

Sayfa 2. — İnas mektebi ittihaz olunan sa­

rayın harç ve rüsumu ferağından affına dair maddei kanuniyyenin irsal kılındığı hakkında Meclisi Mebusân Riyaseti tezkiresi 453

III. — MÜZAKERE EDİLEN MEVAD 453 1. — Meclisi Âyân müzakere zabıtlarının

gazetelere yanlış inikas ettiği ve bunun ıslahı için ne gibi tedabir ittihaz olunabileceğine dair müzakerat 453:457

TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 2: DEVRE : 1 CİLT : İÇTİMA SENESİ : 3 Ayan · muhabirleri burada bulunmadığından, gazetelere bu nun nerelerden verildiği meselesini bendenizce hal letmek lâzım geldi. Gazetelerin

t : 30 Meclisi Ayan 24 Kânunusani 1326 (1910) C : 1

BİRİNCİ CELSE

Kuşat Saati : —

REİS : Sait Paşa Hazretleri

KÂTİPLER : Mehmet Galip Bey, Nuri Bey

REİS — Ekseriyet hâsıl oldu, müzakereye başlıyoruz, Zaptı Sabık Hülâsasını okutuyorum.

I. — ZAPTI SABIK HULÂSASI

YİRMİDOKUZUNCU İNİKAD

20 Kânunusâni 1326 Perşembe

Sait Paşa Hazretlerinin Riyasetinde inikat ederek zaptı sabık hülâsası kıraat ve kabul olundu.

Hizmeti Redifede bedeli şahsî usulünün lağvı ile bedeli nakdî usulünün kabulüne dair Redif Nizam­namesine zeyl kanun lâyihasının Askerî;

Maliye Bütçesinin, masarifi muhakeme tertibine lazım gelen mebaliğ hakkındaki kanun lâyihasının irsal kılındığına dair Meclisi Mebusan Riyaseti tezki­resi ile

Orman ve Maadin Nezaretinin senei haliyye büt­çesinin fasılları arasında yapılacak münakaleye mü­tedair kanun lâyihasının irsal kılındığı hakkındaki Meclisi Mebusan Riyaseti tezkiresi Maliye Encüme­nine havale olundu.

Matbaai âmire tahsisatına zamimeten ve naklen iki yüz otuz bin kuruşun ilavesi hakkındaki kanun lâyihasının irsal kılındığına dair Meclisi Mebusan Ri­yaseti tezkiresi kıraat ve Heyeti Vekilenin huzuruyla müzakeresi kabul olundu.

Tekaütlüğünü talep eden Kolağası Niyazi Beye hidematı vataniyye tertibinden maaş tahsisine;

Hakanı Sabıkın üç kerimesinin maaşına zam ile Selahattin Efendinin iki kerimesine müceddeden maaş tahsisi hakkındaki layihai kanuniyyenin irsal kılın­dığına dair Meclisi Mebusan Riyaseti tezkireleri Ma­liye Encümenine;

Âyân Bütçesi mukarreratının gönderilmesine dair Meclisi Mebusan Riyaseti tezkiresi Divanı Riyasete havale edildi.

Pasaport kanunu lâyihasının irsal kılındığına dair Meclisi Mebusan Riyaseti tezkiresinin Mülkiye En­cümenine havalesi takarrür etti.

Âyân âzasından Gazi Ahmet Muhtar Paşanın, tarihi malînin ıslâh ve tebdili hakkındaki teklifi ka-

nunisine dair lâyiha encümeni mazbatasının Heyeti Vükelânın huzüriyle müzakeresi karargir oldu.

Dersaadet ve bazı Vilâyâtta hüküm ferma olan Ko­lera illetine karşı tedabiri sıhhiyye ve tahaffuziyye masarifi hakkındaki layihai kanuniyyeye dair Maliye Encümeni mazbatası müzakere ve kabul edildi.

Anadolu Osmanlı Demiryolu hisse senedâtından Hazinei Celileye ait olanların bedelâtının tesviyesi hakkındaki maddei kanuniyyeye dair Maliye Encü­meni mazbatası bilmüzakere tadilen kabulü ve Mec­lisi Mebusana iadesi kararlaştırıldı.

Divânı muhasebat rüesa ve azalarına Tensikat Ka­nununun şümulü olup olmadığına dair Kavanîni As­liyye Encümeni mazbatası ile

Ziraat Bankası 1326 senesi bütçesinin bazı fasıl­larında icra olunacak münakaleye dair Maliye Encü­meni mazbatası ve

Adliye Nezareti senei haliyye bütçesinin bazı fa­sılları arasında münakale icrasına dair layihai kanu­niyye bâdelmüzakere kabul olundu.

Kavanini Adliye Encümenine Aristidi Paşa, Halim Bey, Dilber Efendi, Mehmet Galib Bey, İsmail Hakkı Efendi intihap olundular.

İnikada nihayet verildi.

Reis Sait

Kâtip Kâtip Mehmet Galib Nuri

REİS — Ne buyurulur?... («Muvafık» sözleri) HÜSEYİN HİLMİ PAŞA — Muvafık. REİS — Yalnız Senei Şemsiye-i Hicriye ihdası ve

Heyet-i Hükümetin daveti, muhalif olan bir reye karşı kabul olundu. O rey de «Reisindir» dersiniz. Heyet-i Vükelâ hazır olduğu halde, müzakeresine karar veril­mişti. Daha gelmediler. Gelirlerse müzakere ederiz de­ğil mi?... («Evet» sesleri)

TBMM KÜTÜPHANESİ

— 452

Page 3: DEVRE : 1 CİLT : İÇTİMA SENESİ : 3 Ayan · muhabirleri burada bulunmadığından, gazetelere bu nun nerelerden verildiği meselesini bendenizce hal letmek lâzım geldi. Gazetelerin

1 : 3 0 Meclisi Ayan 24 Kânunusani 1326 (1910) C : l

II. EVRAKI VARİDE

Tezkireler 1. — Dersaadet Belediye Kanununun altmış dör­

düncü maddesi makamına kaim maddei kanuniyyenin irsal kılındığına dair Meclisi Mebusan Riyaseti tez­kiresi

REİS — Tezkireyi okutuyorum. (Tezkire okundu) (1) REİS — Dersaadet Belediye Kanununun 64 üncü

maddesi makamına kaim olmak üzere tanzim olunan madde-i kanuniyenin gönderildiğine dair, Meclisi Me­busan Riyaseti tezkiresi Encümene gitsin mi?... («Ma­liye Encümenine» sesleri) Maliye Encümenine havale edildi.

2. — înas mektebi ittihaz olunan sarayın harç ve rüsumu ferağından affına dair maddei kanuniyyenin irsal kılındığı hakkında Meclisi Mebusan Riyaseti Tezkiresi

REİS — Tezkireyi okutuyorum. (Tezkire okundu) (2) REİS — Fındıklı'da inâs mektebi ittihaz olunan

sarayın harç ve rüsumu ferağdan affı hakkındaki mad­dei kanuniyyenin gönderildiğine dair, Meclisi Mebu­san riyaseti tezkiresi Maliye Encümenine mi?

HÜSEYİN HİLMİ PAŞA — Bu, Maliye Encüme­nine; fakat bundan evvelkisi Dahiliye Encümenine git­melidir. Zira, Maliye Encümenine taalluku yoktur.

ABDURRAHMAN EFENDİ — Diğeri de Maliye Encümenine gitmelidir. .

(1) Tezkire bulunamadı. (2) Tezkire bulunamadı.

HÜSEYİN HİLMİ PAŞA — Maliye Encümenine hiç taalluku yoktur, Maliye Encümeni Devletin Mu­vazenesine müteferri mesaili tetkike memurdur." Bu, münhasıran belediyelere ait bir madde-i kanuniyedir.

ABDURRAHMAN EFENDİ — Tahsili Emval Kanunu hangi encümenden çıktı ise, c da oraya git­melidir.

HÜSEYİN HİLMİ PAŞA — Bunun Tahsili Em­val Kanununa taalluku yoktur.

ABDURRAHMAN EFENDİ — Tahsili emval edecek değil mi? Tahsile ait bir kanundur.

REİS — Maliye Encümeni yalnız Muvazenei Ma­liyeyi tetkike memurdur buyuruyorlar. Burada Mali­yeye taalluk eden her iş bulunur. Bu ise devâiri be­lediyeye ait bir şeydir. İhtimal ki, teşkiline de do­kunur. O cihetle, oraya gitmeyi buyuruyorlar.

ABDURRAHMAN EFENDİ — Çünkü, Maliye Encümeninin serlevhasında «Maliye Nezâreti Rüsu­mat, Posta ve Telgraf, Defteri Hakani Müdiriyeti Umumiyelerine vesair nezâretlere ait kavanîni mali­ye lâyihaları» yazılı.

HÜSEYİN HİLMİ PAŞA — Pekâlâ, fakat şehr­emaneti o devairden madut değildir.

ABDURRAHMAN EFENDİ — Takdire ait bir meseledir.

REİS — Kavanîni belediyedendir denilirse, öteki encümene, «Kavanini Maliyedendir» denilirse Mali­ye Encümenine gider.

NURİ BEY — Bu, Belediye Kanununun bir mad­desinin yerine diğer bir madde ikamesi hakkındadır de­mek mülkiyeye aittir.

REİS — Öyle mi? («Evet» sesleri,) oraya gidecek.

I I I — MÜZAKERE EDİLEN MEVAD

1. — Meclisi Âyân müzakere zabıtlarının gazete­lere yanlış inikas ettiği ve bunun ıslahı için ne gibi tedabir ittihaz olunabileceğine dair müzakerat.

REİS — Geçen gün zabıtlar hakkında bir hayli mebâhis geçmişti. Ona dair bendeniz de kısa ve hem de pek kısa bir şey söylemek isterim : Evvelemirde, Alfons Bertran'ın kitabında bir şey var; okuyorum :

«Meclisi Âyân ve Mebusanın Riyaset Kalemi tahtı teftişinde, iki türlü resmî zabıt neşrolur. Birincisi zap­tı mufasaldır ki, Stenograf Heyeti tarafından tanzim edilir ve ertesi gün Resmî Gazeteye derç edilir. Di­ğerleri, zaptı tahlilîdir ki, Meclis devam ettiği müd­detçe, peyderpey müsevvitler - müsevvit kâtipler - ta­

rafından tanzim olunur. Derhal matbuata tebliğ olu­nur. Zabıt hülâsasının tevidi de bu müsevvitlere mev­dudur. Meclisi Umuminin diğer şubesine, Vükelâya ve Paris Matbuat Sendikasına ilahir. Telgrafla işar olu­nan Komt randü telegrafik tesmiye edilip, zaptı tahlilî­den daha muhtasar olan bir zaptın tahlili de işbu mü­sevvitlere aittir.»

Bundan malum-u âlîniz oluyor ki, üç nevi zabıt tutuyorlar. Biri, aynen ertesi günü Ceridei Resmiyede ilân olunuyor. Diğeri, (Komt randü analitik) dedikleri ki, bütün gazetelerde hülâsatan ilan olunur. Diğeri de (Seans) devam ettiği müddette (Süksessif) olarak (Şambr) lardan Vükelâya, sendikaya, diğer Şambra

— 453 —

TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 4: DEVRE : 1 CİLT : İÇTİMA SENESİ : 3 Ayan · muhabirleri burada bulunmadığından, gazetelere bu nun nerelerden verildiği meselesini bendenizce hal letmek lâzım geldi. Gazetelerin

İ : 30 Meclisi Ayan 24 Kânunusani 1326 (1910) C : l

çekilen telgraflar bu değil mi? Bunun üçüncüsü bizde yok. O da tabiî; çünkü bir daire dahilinde bulunuyor. Zahir, Vükelâya verilmeye de hacet görülmüyor ki, verilmiyor. Resmî Gazetemiz olan Takvim'de ilan olu­nuyor. Öteki gazetelerde müzakerât, siyakı vahitte ya­zılıyor diyenler oldu. Bu ise tabiîdir. Zira, onu ve­ren Başkâtipdir. Onun, kontrolü altındadır. Onun için ibarât müttehit olur.

ikincisi (Press). İsterse Mecliste bulunur, isterse bulunmaz. Bulunduğu vakitte isterse yazar, isterse yazmaz. Yazdığı vakitte de tamamiyle zaptedemez. Hatâ da edebilir. O cihetle Hükümet düşünmüş, Şambriann kâtiplerine havale, yani kendisi deruhte etmiş. Daha başka, hangi hükümetin usulüne bakıl­sa öyle olduğu sabit olur.

iŞimdi, ilân olunsun, olunmasın bahsi kalır. İlân Olunmak elzemdir. Hem de vâcibâtı umuru meşruta­dandır. Zira, Parlamentonun aleniyeti nasıl elzem ise, müzakerâtrnın ilânı da öyle elzemdir. Zira, hal­kın nezâreti umumiyes'i tahtında cereyan ediyor. O halde, o zabıtlar da Başkitâbet tarafından veriliyor. Şimdi, yanlış zaptolunuyor bahsi kalıyor. Yanlış zap-tolunuyorsa, iradı nutk eden zevat görürler ve 48 saat zarfında tashih ederler. Bendeniz de birtakım hatâ görüyor fakat müsamaha ediyordum. Geçenki müzakere mühim olduğundan, zabıt kâtibini çağır­dım, okudu; dikte ettim. Tashih etti. Binaenaleyh, azayi kiram hazerâtından her kim isterse, 48 saat zarfında zabıtlara bakarlar. Nitekim;, rüfekâmızdan Besarya Efendi Hazretleriyle Mavroyani Beyefendi Hazretlerinin irad ettikleri nutukları verdiklerini gör­düm.

Bu kadar tafsilâttan da maksadım şu ki, fikri ga­razdan, tarafgirlikten, tahriften baıhsolundu. Bende­niz âciz bir adamım, fakat taraftarlığa, fikri tarafgi-riye pek uzağım. Tahriften ise, bütün bütün müte-bâidim. Refakatimde olan Heyeti Kalemiye tara­fından da öyle Ibir şey vuku bulmaz, -şayet vukubul-muşsa da- ona kafiyen müsamaha etmem.

GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA — Maattees­süf vaktinde gelemedim. Zabıt hülasası okunduğu zaman bulunamadım. Şayet zabit hakkında bir söz söylemek icap ederse, o bâbtaki hakkımı muhafaza ederim. İkincisi; gazetelerin hepsinde aynı ibareyle yazılıyor diye söylediğim sözün, başka bir yolda alınmış olduğunu görüyorum. Çünkü, gazetelerin muhabirleri burada bulunmadığından, gazetelere bu­nun nerelerden verildiği meselesini bendenizce hal­

letmek lâzım geldi. Gazetelerin ibareleri, yek diğe­rine muvafık olduğundan, kitabetten verilmiş oldu­ğunu istidlal ettim. Binaenaleyh, bunda mucibi iti­raz bir nokta yoktur. Çünkü bunu delil olarak ge­tirdim.

Üçüncüsü, azayi kiram hazerâtı tarafından za­bıtlar okunabilir. İstenilirse okunur. Nitekim, arka­daşlarımızdan bazıları okuyup, tashih ediyorlarmış. Gazeteye verileni tabiî ben görüp okuyamazdım. Bu meselede itiraz ettiğimi nokta; gazetelerde görü­len ifadâtımın meâlsiz olmasıdır. İlk celsedeki sözler güzel zaptedilmiş. İkincisindekini yine aynı adam, söyledi. Niçin bunlar aynen yazılmamış? Bunlar ga­zetelerde mevcuttur, okunursa görülür.

Dördüncüsü, bazı fıkralar var ki, orada yoktur. Unutulmuştur dedim; fakat verilenler söylediğim gi­bi verilmek lâzım gelirdi. Yahut, meali muhafaza olunmak şartı ile verilmeli idi. İtiraz ettiğim nokta burasıdır. Bu tarafgirliği ima eder, demek istedim.

ıREİS — Tarafgirliği ima eder siyakı Vahitte ya­zıldığına itimadım yok buyuruyorsunuz. O gün öyle buyurdunuz. Dikkat buyuruluyorsa gazeteler siyakı Vahitte yazıyorlar. Demek ki, Ayandan çıkıyor. Onu demek istiyorum ki, bunlar Âyân Başkâtibinin kont­rolü altında çıkar. Onun için, müttehidülibare olma­sı zarurîdir. Şimdi gelelim ikinci meseleye; evvelâ 24 saat idi, sonra 48'e çıkarıldı, bendeniz göreme­dim buyuruyorsunuz.

GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA — Adi gaze­telere itiraza hakkım yoktur. İtirazım onlara ait değildir.

(REİS — İhtimal ki, hatırı âlînizde kalmamış. Ya­hut ki tahkik olunmamış. Pazartesi gününün müza­keresi, Çarşamba günü ilân olundu. Demek ki 48 sa­atten ziyade imtidât etti.

GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA — Birinci cel­se Salı günü, ikinci celse de lisebebin yetişememiş de Çarşamba günü neşrolunmuş.

REİS — Çünkü, gazetelerde 8 - 1 0 kolon istiâb etmiş. Bundan anlaşılıyor ki, yetiştirmek kabil değil­dir. Hiç açık bir yer yok. Birincisi bütün nutku âlî­nizle dolu, madde bundan ibarettir. Şimdi, buyuru­yorsunuz ki, kasıt olmuş. Bendeniz de diyorum ki, kasıt yoktur. Zabıt kâtibine tenbih ettim, matbaadan getirtecekler, istek eden zevat (görsün. Ben bakma­dım, bakmak da vazifem değil. Yalnız, kendiminkini dikte ettim. Sebkiraptında olan bazı yanlışlıkları tas­hih ettim. Başka bir şey değil. Binaenaleyh, böyle yanlışlık olmamak için, arzu eden zevat, tayin lolü-

TBMM KÜTÜPHANESİ

454 —

Page 5: DEVRE : 1 CİLT : İÇTİMA SENESİ : 3 Ayan · muhabirleri burada bulunmadığından, gazetelere bu nun nerelerden verildiği meselesini bendenizce hal letmek lâzım geldi. Gazetelerin

î: 30 Meclisi Ayan 24 Kânunusani 1326 (1910) C : 1

nan vakitte görseler de tashih etseler diyorum. De­diğimin biri bu.

İkincisi, tarafgirlik ve tahrif var buyuruyorsunuz. Eğer, bunda da sebat buyuruyorsanız, ona da ceva­ben diyorum ki, bendeniz âciz bir adamım; fakat öyle şeylerden pek rnıütebâidim ve tarafgirliğe de tenezzül etmem. İfadem bundan ibaret.

GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA — Bendenizin de bahsim; madem ki bu iki nutuk yan yana dur­duğu halde, benimkiler birbirine muhalif olarak deli saçması şekline konmuş da öteki düzgündür. Bu ne­den böyle olmuş diyorum ve bunu Heyetin vicda­nına havale ediyorum.

REİS — Tetkik etsinler, bilmem ben suizan ve deli saçması gibi bir şey görmüyorum.

GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA — Gazeteler meydanda.

REİS — Onları da görsünler, zapteden, yazan kâtibi de dinlesinler.

BESARYA EFENDİ — Efendim, bu meseleye içtimai sabıkta. Divânı Riyaset buna bir karar ver­sin ve Heyete de arz etsin demiştik. Artık bunlar için bahse de mahal var mı?

REİS — Fakat bir mesele var (Besarya Efendi Hazretleri : Geçen gün matbuat memurları münte-sibîni hazır bulunmalı, onlar yazmalı denildi. O kai­deye mugayirdir. Meclisi Âyân kâtibinin kontrolü tahtında yapılır ve günü gününe verilir. Bunun için onu Divânı Riyaset tetkik ededursun. Ama biz bu­rada yaptırmayacağız. 'İstek eden gelsin, kendi hesa­bına tutsun denilebilirse de, böyle bir kaide yalnız (buraya, yani Osmanlı Parlamentosuna mahsus ola­cak.

GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA — O bâbta da bendenizin söylediğim, Heyeti Kitabetin, gazete­lere bir şey vermesi lâzım gelmez yolunda değildi. Ancak, şuradan verildiği sabittir. Olabilir ki bunlar, vazifelerini ifa için lâzım gelen müddeti vazifelerine hasrederek, teneffüs için kendilerine ait olan zaman­larını ve geceki rahatlarını feda ederler de, biraz in­tifa için gazetelere de yazarlar dedim. Benim itira­zım onlara değil. Çünkü Heyeti Kitabetin Iböyle şey­lerle meşgul olduğu bizce malum değildi. Zararı yok meşgul olsunlar. Her yerde olduğu gibi burada da olur, buna itiraz etmiyorum. Yalnız dediğim şey, bunların buradan çıktığı için bir edilledir ve madem ki buradan çıkıyor, onların da muhabirleri yoktur. Öyle deli saçması renginde gittiği nedendir dedim. Yoksa, birinci celsedeki' nutkum tamamiyie harfiy­

yen çıkmıştı. Yalnız 5 4 0 kelime vardı ki, ibarece yan­lış tutulup yazılmış onları tashih ettim, Müştak Beye gönderdim, itirazım İkinci Celse müzakerâtının zap­tı hakkındadır.

BOHOR EFENDİ — Bu bahiste çoğumuz ala­kadarız. Gazetelere geçen zabıtlar Başkâtip Beye­fendi tarafından himmet buyuruluyor bakıyorlar, tashih buyuruyorlar. O yolda veriyorlarmış. Onu bil­miyorduk ve onun için gazetelerin ağrâzına hamle­derek sükût ediyorduk. Mademki şimdi burada Baş­kâtip Beyefendi tarafından zabıtların tashih buyurul-duğunu ve bu yolda yapıldığını duyduk, o halde mü­saade buyurun da efendim, 48 saat zarfına bütün aza zabıtlarda görebildikleri Ve yanlış zaptolunmuş ifadeleri varsa tashih edebilsinler. Çünkü böyle ce­reyan ettiğini biliyorduk. Tahrif demem; fakat dik­katsizlik ve belki garaz olduğunu ve tamamiyie tağ­yir olduğunu iddia ederim.

İBurada bir çok mühmelât ile söz söyleyenler var; bu mühmelâtıın hiçbir tanesini gazetelerde görmüyo­rum. iBendenizin ifadelerimin hemen kâffesimin hat­tâ her kelimesinin akibinde bir efendim, bir efen­dimiz ve asla istimal etmediğim daha bazı tabirler görülüyor. Eğer garaz değilse de pek büyük dikkat­sizlik eseridir. Bunun için ne yapılacaksa müsaade buyurunuz da bunlardan bahsedelim. Çünkü Heyeti Âyânın haysiyeti yalnız bir reis ile yahut birkaç zât ile kaim değildir. Bu yoldaki zabıtlar bütün Heye­tin haysiyetine dokunur bir meseledir. Böyle mua­meleler intizam ev istikamet, dairesinde cereyan et­mek lâzımdır.

REİS — 24 saatin 48 saat olmasına siz karar verdinizdi, 48 saata iblağ olunsun diye Encümenin mazbatası da var.

AZARYAN EFENDİ — Müsaade buyurur mu­sunuz efendim?

REİS — Bitireyim efendim. Nereden çıktı di­yorsunuz? Encümen 48 saat için mazbata yaptı.

BOHOR EFENDİ — Bütün gazetelere verilen zabıtlar için söylüyorum; biz bu zabıtların oradan verildiğini bilmiyorduk. Yoksa, Beyefendi Hazret­lerinin şu himmetlerine çoktan itiraz ederdik.

AZARYAN EFENDİ — Efendim, meselede bir (Malantandü) var. Bizim l(K!omt Pandü Analitik) hak­

kında hiçbir kararımız yoktur. Efendimizin buyur­duğunuz gibi üç tür zabit vardır; biri (Stenografik) diğeri (Analitik) diğeri de adi kararları hâvi burada okunan zabıtlardır. Kiom Randü Stenografik harfiyen

455 —

TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 6: DEVRE : 1 CİLT : İÇTİMA SENESİ : 3 Ayan · muhabirleri burada bulunmadığından, gazetelere bu nun nerelerden verildiği meselesini bendenizce hal letmek lâzım geldi. Gazetelerin

t : 30 Meclisi Ayan 24 Kanunusani 1326 (1910) C : 1

Resmî Gazetede (görülüyor, herkesin ağzından nasıl çıkıyorsa öyle yazıyorlar. Kont randü, analitik de Iburada okunan hülasa suretidir. Biz şimdiye kadar Kont randü analitik hakkında hiçbir karar verme­dik 24 "saat 48 saat Kont randü stenqgrafik içindir ki, Âyâm Kiramdan bir zât 15 satırdan ziyade söz Söylemiş ise -ki, ufak bir nutuk demektir- onun seb-ki raptını tashih içindir.

Onları kendileri tashih eder dedik. Bu Kotn ran­dü analitik bizim kaidemizde yoktur, bunun gazete muharrirleri gelip kendileri yapacak ve kendileri bun­ları gazetelerde ilân edecekler. Şimdi, bizim Heyeti Kalemiyemiz bunu 'gazetelere veriyorlarmış diye yeni öğrendik diyorlar, doğrudur. Fakat bendeniz geçen gün de arz ettim, bugün yine tekrar ediyorum, en mühimi halk için Kont randü analitikdir, çünkü (Seans) dan çıkar çıkmaz gazetelere verilir ve er­tesi sabah herkes -okur ki, Âyân ve Mebusânda bu lakırdılar olmuş. Bunu bizim tashih etmeye vaktimiz yoktur ve harfiyen zaptolunan bir şey değildir ki, tashih olunsun. Binaenaleyh, bu mühimdir, çünkü (Enterese) olmayanlardan başka hiç kimse Resmî Gazeteyi alıp da uzun uzadıya okumaz. Halk Kont randü analitiki okuyarak Parlamentomuzda neler söylendiğini, neler cereyan ettiğini anlar. Binaena­leyh, bundan böyle bir karar it'ihaz edelim ve bu gibi dikkatsizliklere meydan vermeyelim. Mademki mesele Divânı Âlîlerine havale buyuruldu, bu husus hakkında yani (Kont randü analitik) için Divânı Âlî­lerinden bir karar tanzim edilsin ve herkes böyle şikâyet etmeye mecbur olmasın. Bendenizin ısrar et-ttiğim budur ki, en mühim zabıt Kont randü anali­tiktir. Bunun mümkün mertebe (Fideiman) sadıkane ve hakikate yakın bir surette gazetelerle ilân olun­ması için ne tedbir lazımsa onunla meşgul olunsun.

REİS — (Kont randü analitik) için matbuat münfesihini gelsin kendi mesuliyetleri tahtında -me­suliyet yok ya- kendi hesaplarına zapdetsinier, tari­kin biri bu. Biri de Başkitâbet tarafından verilsin.

AZARYAN EFENDİ. — İkincisi daha makul­dür.

REİS — Şimdi, Divânı Riyasetin kararı çıkın­caya kadar tatil olunsun mu? Yani şayet matbuat memurlarından bir kimse yazmamış ise zabıtlar res­men tashih edilinceye kadar ilân edilmek üzere kimseye verilmesin mi? *

ABDURRAHMAN EFENDİ — Matbuat, zabıt­ları bizim kalemden gelip almaya alıştı, yine devam

ederler. Sehiv olmamasına mümkün mertebe itina ve bunun bir intizam tahtında creeyamı için tedabiri muktaziye ittihaz olunur, başka bir temennimiz yok­tur.

LEGOFET BEY — Bu madde bütün Heyet Âza­larının haysiyetine tesir eder, muhbirler Heyeti Âyân azasını iki kısma taksim ederler. Birincisi, sevdikleri zevattır ki, onların kelâmlarını mufassalan neşreder­ler. İkincisi sevmedikleri kimselerdir ki, onların söz­lerini ya hiç neşretmezler veyahut gülünç bir surete korlar. Bunun çaresi, zabıtların tashihi için tayin olunan 48 saat müddeti temdit etmektir. Mesela, Perşembe günü içtima oluyor, ikinci içtima pazartesi günüdür. Cumartesi günü içtima olmadığından her­kes daireye gelmiyor; ve 48 saat dahi geçmiş ola­cağından, zabıtlar görülmeye vakit kalmaksızın neş­rediliyor. Binaenaleyh, zabıtların tashihi için, evvela müddeti gelecek içtimalara kadar temdid edersek maksat hâsıl olur. Ve her kim isterse o güne kadar görüp tasrih eder ve o gün matbaaya verilir. Gayri resmi cerâide gelince; gazeteler Âyân müzakerâtını zapt için dört kişi memur etmişlerdir; bütün gaze­telere bu dört kişinin yazısı derç olunuyor. Dahiliye Nazırına bu dört kişi davet edilerek bundan böyle bîtarafâne zaptı ifadât etmeleri hakkında tenbihât ifa kılınmasını rica edelim. Bu suretle belki bir de­receye kadar matlup hâsıl olabilir. Bunun ilacı da budur.

ABDURRAHMAN EFENDİ — Deminden beri •cereyan eden müzakerât (Analitik) zabıtların gaze­telere verilmesine dairdir. Bu hususla suizan ettik zannediyorum. Heyeti Kalem i yenin dikkatsizliğini suiimaksada (atfetmek lâzım gelmez.; Zabıtların erte­si güne yetişmesi için acele ediliyor. Efendiler, gece matbaalara gidip çalışıyorlar. Gece vakti sebki rapta dikkat edilemiyor. Tabiî matlup derecede iyi olamı­yor; fakat iyi olmaması suiiniyyete müptenîdir de­mek için, suiitelakki ve suizan ciheti ağlep olmak lâzım gelir. Binaenaleyh, Divânı Riyasete havale edelim. Başkâtip Bey Heyeti Kalemiyemiz sepki rap­ta biraz daha dikkat etsin, bundan iyi yoktur.

BOHOR EFENDİ — İhtimal ki, kendi nefsiniz için suiizanna mahal görmüyorsunuz; fakat bazıları­mız suiizanna mahal görüyoruz. Bu Heyet azasının kâffesi küttâbı meşhureden değildir. Vakıa onlar ka­dar telifi kelâma iktidarımız yok; ama verdiğimiz

— 456 — TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 7: DEVRE : 1 CİLT : İÇTİMA SENESİ : 3 Ayan · muhabirleri burada bulunmadığından, gazetelere bu nun nerelerden verildiği meselesini bendenizce hal letmek lâzım geldi. Gazetelerin

İ : 30 Meclisi Ayan 24 Kânunusani 1326 (1910) C : 1

reylerlede pek o kadar saçma sapan değildir. Onun için Heyeti Âyânın haysiyetine de dokunur.

REİS — Dediğiniz gibi rey tahrif olunur diyen yok, bunu siz söylüyorsunuz, sadet haricine çıkma­malı.,

BOHOR EFENDİ — Sadet haricinde değildir.

REİS — Sadet haricindedir, dinlemem. Ne buyu­ruluyor; Divânı Riyaset müzakere etsin mi? (Müna­sip sesleri)

Başka işimiz yok. İçtima nihayet buldu.

Hitamı İçtima Saat : —

— 457 —

TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 8: DEVRE : 1 CİLT : İÇTİMA SENESİ : 3 Ayan · muhabirleri burada bulunmadığından, gazetelere bu nun nerelerden verildiği meselesini bendenizce hal letmek lâzım geldi. Gazetelerin

TBMM KÜTÜPHANESİ