değişen ekonomi, değişen teori teorisi ilk olarak 1933 yılında walter christaller’ın...

12
Değişen Ekonomi, Değişen Teori Adem Sakarya 1 Öz: Mekân sürekli değişen bir yapıya sahiptir. Bu değişim mekânı etkileyen öğelerin değişiminden kaynaklanmaktadır. Bu öğelerden birisi de ekonomidir. Ekonomideki değişim mekânı etkilemekte ve sonuçta mekân/ yerleşme düzeni aracılığı ile üretilen teorileri de değiştirmektedir. Bu çalışmada, ekonomik değişimin teorileri ne şekilde değiştirdiği kademelenme teorisi kapsamında incelenmiştir. İnceleme farklı ekonomik özelliklere sahip olan neo klasik ve çağdaş dönemlerde üretilen kademelenme teorileri üzerinden yapılmıştır. Teorilerin oluşumunda baskın olan faktörlerdeki değişim, teorilerdeki genel değişimi ortaya koymaktadır. Sonuç olarak neo klasik dönemde üretilen teorilerin oluşumunda tüketici davranışlarının daha baskın olduğu, çağdaş dönemde üretilen teorilerde ise üretici kararlarının etkin olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Kademelenme teorisi, ekonomi, mekân, neo klasik dönem, çağdaş dönem Abstract: Space has a continues changing structure. This change originates from the changing of units affecting space. One of these units is economy. Changing in economy affects space and also theories established via space/ settlement patterns. In this study, the question of how changes in economy change the theories is examined within the scope of urban hierarchy theories. This examination is done through neo classical and contemporary terms that have different economic base; the first one is statist, the second one is liberal economy. Changes in dominant factors at establishment of theories produce main changes in theories. As a conclusion, it is seen that in theories established at neo classical term consumer behaviors, while in contemporary term producer decisions are dominant. Keywords: Hierarchy theory, economy, space, neo classical term, contemporary term 1 Yıldız Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İstanbul: [email protected]

Upload: lenhu

Post on 25-Mar-2019

223 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

Değişen Ekonomi, Değişen Teori

Adem Sakarya1

Öz: Mekân sürekli değişen bir yapıya sahiptir. Bu değişim mekânı etkileyen öğelerin değişiminden kaynaklanmaktadır. Bu öğelerden birisi de ekonomidir. Ekonomideki değişim

mekânı etkilemekte ve sonuçta mekân/ yerleşme düzeni aracılığı ile üretilen teorileri de değiştirmektedir. Bu çalışmada, ekonomik değişimin teorileri ne şekilde değiştirdiği kademelenme teorisi kapsamında incelenmiştir. İnceleme farklı ekonomik özelliklere sahip olan neo klasik ve çağdaş dönemlerde üretilen kademelenme teorileri üzerinden yapılmıştır. Teorilerin oluşumunda baskın olan faktörlerdeki değişim, teorilerdeki genel değişimi ortaya koymaktadır. Sonuç olarak neo klasik dönemde üretilen teorilerin oluşumunda tüketici davranışlarının daha baskın olduğu, çağdaş dönemde üretilen teorilerde ise üretici kararlarının etkin olduğu görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Kademelenme teorisi, ekonomi, mekân, neo klasik dönem, çağdaş dönem

Abstract: Space has a continues changing structure. This change originates from the changing of units affecting space. One of these units is economy. Changing in economy affects space and also theories established via space/ settlement patterns. In this study, the question of how changes in economy change the theories is examined within the scope of urban hierarchy theories. This

examination is done through neo classical and contemporary terms that have different economic base; the first one is statist, the second one is liberal economy. Changes in dominant factors at establishment of theories produce main changes in theories. As a conclusion, it is seen that in theories established at neo classical term consumer behaviors, while in contemporary term producer decisions are dominant.

Keywords: Hierarchy theory, economy, space, neo classical term, contemporary term

1 Yıldız Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İstanbul: [email protected]

Page 2: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

1. Giriş

Yerleşme organizasyonu salt coğrafyaya bağlı olarak değişip gelişmemekte, bunun yanında birçok faktör bu organizasyonu etkilemektedir. Bu faktörlerden birisi de

ekonomidir. Ekonominin yerleşme organizasyonunu etkilemesi ise farklı araçlar ile

olmaktadır. Yerleşmede yer alan üreticilerin kâr maksimizayonu amacı

kapsamındaki davranışları, yerleşmede yaşayan bireylerin “homo economicus”

davranışı ile maksimum ekonomik fayda elde etme eğilimi ve içinde bulunulan

dönemin/ devletin ekonomik yapısı, ekonominin yerleşmeyi etkileme araçlarından

bir kaçıdır. Bu araçlardan devletin ekonomik yapısı diğer iki aracı etkilemekte,

dolayısıyla yerleşmeyi ekonomik açıdan etkileyen önemli bir araç olmaktadır.

Ekonominin yerleşmeyi etkilemesi sonucu ortaya çıkan yapı yerleşmelerin

kademelenmesi teorisinde açık bir şekilde görülmektedir. Bu teori, ekonominin

mekân/ coğrafya ile kesiştiği noktada ortaya çıkmaktadır. Farklı yerleşmelerin bu kesişim sonucu farklı ekonomik kimlikler elde etmesi yerleşmeler arasında bir

kademelenmenin oluşmasına yol açmaktadır.

Yerleşme organizasyonunu etkileyen bir araç olan devletin ekonomik yapısı süreç

içerisinde geliştirilen yeni akımlar kapsamında değişmektedir. Dolayısıyla bu

değişim yerleşme organizasyonunu ve bu organizasyon sonucu oluşturulan

yerleşmelerin kademelenmesini yönelik teorileri de değiştirmekte, ekonominin

yerleşmeye etkisini farklılaştırmaktadır.

Ekonomik yapının değişmesi ile oluşan kademelenme teorisinin değişimi, teorinin

ilk ortaya çıktığı neo klasik dönemden, teoriye yönelik yeni bakışın geliştirildiği

çağdaş2 döneme (1960 sonrası) geçişte açık bir şekilde görülmektedir. Bu nedenle

bu çalışmada kademelenme teorisi incelenerek, neo klasik ve çağdaş dönemler

arasındaki geçirdiği değişim ortaya konulmuştur.

2. Kademelenme Teorisi

Kademelenme ile ilgili teoriler farklı yaklaşımlar sonucu elde edilmiştir. Bazıları

yerleşmeler arası ilişkiler gibi dinamik bir yapıya dayanırken bazıları da daha statik

bir bakış açısı olarak nüfus vb veriler ile yerleşmeler arası bir hiyerarşi ortaya

koymuştur (örn. Zipf modeli).

Yerleşmeler arası ilişkiler, devlet ekonomisinin mekâna etkisindeki araçlar olan

firma ve birey davranışlarına (yük ve insan akımı) dayanmaktadır, dolayısıyla devlet

ekonomisindeki değişim, yerleşmeler arası ilişkilere dayanılarak oluşturulan

teorilerde karşılığını bulmaktadır. Bu nedenle bu çalışmada dinamik kademelenme

teorileri ele alınarak süreç içersinde geçirdiği değişim incelenmiştir.

Kademelenme teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalışmasında yer almaktadır. Bu teori ekonomi ile

coğrafyanın ilk kesişme noktasını oluşturmaktadır. Bununla birlikte Krugman’a

(1996) göre kent kademelenmesinde iki temel teorik yaklaşım vardır;

İlk olarak kademelenme teorisinin ortaya konulması ve geliştirilmesi

kapsamında Christaller ve Lösch’ün teorileri (neo klasik yaklaşım)

2 Burada bahsedilen çağdaş yaklaşımlar dönem olarak liberal ekonominin hâkim olduğu döneme denk gelmektedir

Page 3: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

İkinci olarak da çağdaş bir yaklaşım olarak kabul edilen Henderson teorisi

Bu çalışmalara ek olarak Krugman’ın kademelenme çalışması da çağdaş

yaklaşımlar içerisinde ele alınmaktadır.

2.1. Neo Klasik Teoriler

Klasik iktisat temel olarak serbest ekonomiye dayanan bir yapıya sahiptir. Bu tür

ekonomilerde, ekonomik anlamda, özel sektör ön planda olurken devlet geri planda

kalmıştır. Sistemde ortaya çıkan üretim, arz, herhangi bir müdahale olmadan yine

sistemde yeterli talebi bulacaktır ve sistem dengelenecektir öngörüsü hâkimdir

(Güngör, 2002). Bu öngörü özellikle klasik iktisat kuramı kurucularından olan Adam Smith’in “ Milletlerin Refahı” kitabında ortaya konulmaktadır.

19. yy ikinci yarısında Alfred Marshall klasik ekonomiye ilk temel eleştiriyi

gerçekleştirmiştir. Marshall’a göre herhangi bir müdahale olmadan, hızlı büyüme

gösteren sanayileşme uzun çalışma saatlerine, toplumsal sağlık sorunlarının

görülmesine, sağlığa zararlı çalışma koşullarına vb. neden olmaktadır. Eleştiriler

sonucunda ortaya konulan öneri ise ekonomide devletin sınırlı müdahalesinin

gerekliliğidir. Bu öneri kapsamında neo klasik kuram oluşturulmuştur. Klasik

kuramdan tamamen farklı olmayan neo klasik yaklaşım, klasik kuramın ortaya

çıkardığı sorunlara çözüm getirmeye çalışmaktadır. Kuram 1870’lerde başlamış ve

liberal ekonominin hissedilmeye başlandığı 1960’lı yıllara kadar iktisat biliminde

kalmıştır (Güngör, 2002).

Klasik iktisatta yer alan ekonomik modellerde temel amaç “büyüme” iken neo klasik iktisat yaklaşımında ise “dengeli büyüme” kavramı esas alınmış ve bu kapsamda

klasik iktisadın sorunlarına çözüm aranmıştır. Bu amaç çerçevesinde neo klasik

yaklaşımda sektör ve bölge kavramlarına yer verilerek dengeli büyümenin yolları

aranmıştır. Neo klasik büyüme modellerine bağlı olarak yerleşmelerdeki mevcut

yapıya yönelik ilk teoriler Walter Christaller ve Lösch tarafından ortaya

konulmuştur. Bu çalışmaların devamında Walter Isard çalışmaları geliştirerek

ekonomik faaliyetlerin, üretimin bölgesel dağılımını çözmeye yönelmiştir (Dinçer,

1994).

Dicken ve Llyod (1990) neo klasik dönemde yapılan 3 kademelenme çalışmasından

bahsetmektedir; ilki Christaller ve ikincisi Lösch tarafından ortaya konulan dinamik

teoriler iken sonuncusu Zipf’in nüfus ve sıra ilişkisinden yola çıkarak statik bir yapı ile tanımladığı “Sıra Büyüklük Kuralı” çalışmasıdır.

Teoriler ortaya konulurken çeşitli kabuller yapılmıştır. Bu kabulleri iki başlıkta ele

alınabilir (Dicken ve Llyod, 1990):

Arazinin tüm noktalarda aynı özellik göstermektedir

Nüfusu oluşturan bireyler aynı özelliklere sahiptir. Üreticiler kâr

maksimizayonu ve tüketiciler minimum maliyet kapsamında hareket

ederler

2.1.1. Christaller, Merkezi Yerler Teorisi

Kademelenme ile ilgili ilk teoriyi oluşturan bu çalışma, Walter Chrsitaller tarafından

Page 4: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

1933 yılında Güney Almanya’da yer alan yerleşmelere yönelik gözlemler sonucu

oluşturulmuştur. Çalışma “Güney Almanya’da Merkezi Yerler” adı ile yayınlanmıştır (Dinler, 2008).

Yerleşmelerin büyüklüklerinin nasıl değiştiğini, aralarındaki ilişkilerin nasıl

olduğunu, şehirlerin büyüklüğünü ve dağılışını nasıl bir istatistik içerisinde

olduğunu merak etmesi Chrsitaller’ı bu çalışmayı yapmaya yönlendirmiştir (Dinler,

2008).

2825 yerleşmeyi inceleyen Christaller, yerleşmelerin merkezinde yer alan

fonksiyonları, merkez etkisinde kalan alanları ve yerleşmeler arası ilişkileri

inceleyerek Güney Almanya’da 7 kademeli bir yapı olduğunu gözlemlemiştir

(Tümertekin ve Özgüç, 2006).

Resim 1: Güney Almanya yerleşme merkezlerinin kademelenmesi (Kaynak: Christaller, 1933)

Christaller, kasabadan ülke merkezine kadar 7 kademede oluşan bu yapıda aynı

kademe merkezlerin etkisindeki nüfusların birbirine yakın, sahip oldukları

fonksiyonların ise birbirlerine paralel oldukları gözlemlemiştir. Yapılan bu gözlemler sonucu Christaller merkezi yerler teorisini oluşturmuştur. Bu

teorinin temeli, diğer alanlarda bulunmayan ürün ve hizmetlerin merkezlerde

bulunması ve bu merkezlerden temin edilmesidir. Bu nedenle tüketiciler ihtiyaçları

doğrultusunda merkeze giderler, bu durum merkezin yerleşmede bir etki alanı

oluşturmasına sebep olmuştur. Merkezler ise sahip oldukları farklı fonksiyonlar

kapsamında kademelenmektedir. Üst kademe merkezler, alt kademe merkezlerin

sunduğu hizmetlerin tamamı ve bunun dışında da farklı hizmetler sunmaktadır, bu

kapsamda alt kademe merkezler, üst kademe merkezlerin etki alanında kalmaktadır

(Hottes, 1983).

Merkezlerin etki alanlarını inceleyerek Christaller 3 temel sunumundan (K kuralı)

bahsetmektedir. Alışveriş, ulaşım ve yönetim olarak belirlenen bu hizmet

sunumlarına bağlı olarak merkezin etki alanı belirlenmektedir. Bir merkez alışveriş kuralına göre kendi yer aldığı yerleşmenin hem alan hem de nüfus olarak 3 katına,

ulaşıma göre 4 katına ve yönetim olarak 7 katına hizmet etmektedir (Dicken ve

Page 5: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

Llyod, 1990). Teoriye yönelik bu genel bakışın ardından merkezin ve etki alanının

hangi kriterler sonucu belirlendiğinin tespiti önemlidir. Merkezin seçimine yönelik Christaller herhangi bir tespitte bulunmamaktadır. Ancak diğer neo klasik

kuramlardan çıkarımlar ile merkezin belirlenmesinde firmanın kendisi için en uygun

yer seçiminin temel etken olduğu anlaşılmaktadır.

Merkezin etki alanın belirlenmesinde ise Christaller tüketici davranışlarının

belirleyici olduğunu söylemiştir. Tüketici ekonomik birey davranışı ile maliyeti

gözetir, aynı kademe iki merkezden kendisine yakın olanı tercih eder ve bu şekilde

merkezin etki alanı/ kent sınırı belirlenir. Etki alanının belirlenmesinde merkezde

yer alan firmanın/ firmaların etkin olmaması bu teoriden önemli bir çıkarımdır.

2.1.2. Lösch

Lösch, Chirstaller teorisine eleştirel bir bakış açısı ile oluşturduğu kademelenme

çalışmasını 1940 yılında yayınlamıştır (Mulligan ve diğ. 2012).

Christaller modelinin çok keskin sınırlara sahip olması, mikro ekonomik (firma)

etkilerin modelde yer almaması, merkez etkisinde bulunan alanın tespitine yönelik

ortaya konulan 3 K ( alışveriş, ulaşım, yönetim) değerinin yetersiz olduğu gibi

eleştiriler bu çalışmanın temelini oluşturmaktadır (Dicken ve Llyod, 1990).

Lösh’e göre her hizmetin/ ürünün farklı etki alanları vardır, bu nedenle 150 farklı K

değeri belirlemiştir. Tüm yerleşmeleri etkisi altında bulunduran merkez (metropol)

bu 150 farklı K değerinin tamamına sahipken en alt yerleşme tek bir K değerine

sahiptir (Dicken ve Llyod, 1990). Yerleşme merkezleri sahip oldukları K değerine

göre kademelenmektedir.

Kademelenme kapsamında yerleşme organizasyonunu ortaya konulduğunda bir

dairenin (merkezinde tüm hizmetleri içeren metropolün bulunduğu) 12 eşit parçaya

bölünmesi gibi 30 derecelik alanlar ortaya çıkmaktadır. Bu alanlardan 6 tanesi üst kademe merkez sayısı fazla olan zengin bölge iken diğer 6 tanesi alt kademe merkez

sayısının fazla olduğu yoksul bölgedir (Dicken ve Llyod, 1990).

Resim 2: Lösch yerleşme kademelenmesi (Kaynak: Dicken ve Llyod, 1990)

Zengin

Bölge

Fakir

Bölge

Page 6: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

Lösch teoriyi oluştururken Christaller teorisine yönelik yaptığı “mikro ekonomik

etkiyi içermeyen bir yaklaşım” olma eleştirisi üzerine yoğunlaşır. Christaller’ın yerleşme organizasyonun belirlenmesinde kullanıcının temel alınması fikri yerine

Lösch firma arzı ile tüketici taleplerinin birlikte mekânsal organizasyonu

oluşturduklarını belirtmektedir (Mullingan ve diğ. 2012). Bu fikir Lösch’ü bu etkiler

kapsamında mekânsal organizasyonun nasıl oluşacağı sorusuna yöneltmiştir.

Lösch’e göre yerleşmede merkezin seçimi firmaya bağlıdır. Firma kârını en yüksek

değere çıkarmak için maliyetlerini minimuma düşürme çabasındadır, bu nedenle

kendisi için avantajlı bir noktayı seçer ve hizmet sunar.

Yerleşme sınırının belirlenmesinde ise tüketici davranışları belirleyicidir. Birey,

Christaller teorisinde olduğu gibi, aynı hizmeti sunan merkezlerden kendisine en

yakını tercih eder ve bu şekilde kendisi için merkeze uygun uzaklıkta yer alır. Bunun

dışında Lösch, Christaller’dan farklı olarak firma üzerinden de yerleşme/ kent sınırını incelemiştir. Lösch, bu noktada tüketici taleplerinden yola çıkarak firmanın

karşılayabileceği toplam talebi hesaplamış ve bunu yerleşmeye yansıtarak da

firmanın kârının maksimum olduğu sınırın incelediği yerleşmelerde geçerli

olduğunu belirtmiştir. (Mulligan ve diğ, 2012), (Dicken ve Llyod, 1990).

Yerleşme organizasyonunda birey ve firma etkilerini açıklayan Lösh teorisi yeni bir

merkezin oluşması konusuna değinmemiştir. Bu nedenle bu teori Christaller teorisi

gibi statik bir yapıya sahiptir.

2.2. Çağdaş Teoriler

Klasik kuramın aksayan yönlerini düzeltmeye çalışan neo klasik kuram 1960’lı

yıllarda zayıflamaya başlamıştır. Dengeli kalkınmayı sağlamaya çalışan devletin

ekonomideki rolü giderek zayıflamış ve özel sektör ekonomide etkin bir konuma,

klasik ekonomideki gibi, gelmiştir.

Neo klasik dönemden çağdaş döneme geçildiğinde ekonomideki değişimin yanında

mekânın değişimi dolayısıyla mekândan kaynaklanan teorilerin değişimi de söz

konusu olmuştur.

Kademelenme teorilerinin de değiştiği bu dönemde birçok çalışma yapılmış ve

teoriler ortaya konulmuştur. Bu teorilerden ilki 1974 yılında Henderson tarafından

ortaya konulmuştur. Daha sonra Stiglitz (1977), Wilson (1987), Hobson (1987),

Abdel- Rahman (1988), Rivera Batiz (1988), Fujita (1990) ve Krugman, (1994-96)

tarafından çalışmalar yapılmıştır (Rahman, 2003).

Bu çalışmalardan Henderson’un çalışması, neo klasik dönemde ortaya konulan

teorilerin ilk defa geliştirilerek çağdaş yaklaşım kapsamında ele alındığı bir

çalışmadır (Krugman, 1994). Bu nedenle neo klasik teoriler ile çağdaş teoriler arasındaki köprü mahiyetinde olması nedeni ile önemlidir.

Diğer önemli bir teori de Krugman tarafından ortaya konulmuştur. Yeni ekonomik

coğrafya akımının kurucularından olan Krugman’ın oluşturduğu bu teori çağdaş

kademelenme teorilerinin sonuncusudur.

Page 7: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

2.2.1. Henderson Teorisi

Kent türlerine ve büyüklüklerin yönelik analiz ve değerlendirmelerde bulunan Henderson, kademelenme ile ilgili teorisini 1974 yılında “The Sizes and Types of

Cities” ismi ile yayınladığı çalışması ile ortaya koymuştur.

Henderson, teorisinde kentte yaşayan halkın refahı ile kent büyüklüğü arasındaki bir

ilişkiden bahseder. Bu ilişki çerçevesinde kent kendisi için ideal bir büyüklüğe ve

yaşayanlar herkes için aynı olan, ideal refah seviyesine ulaşır. Kentlerin kendileri

için ideal büyüklükleri ise kentte yer alan firmaların üretim türlerine göre değişir

(Krugman, 1996).

Neo klasik teorilere eleştirel bakışla oluşturulan bu çalışmada Henderson, neo klasik

teorilerin eksik yönü olan mikro ekonomik bakış açısını geliştirmiş ve ekonominin/

pazar güçlerinin kenti nasıl şekillendirdiklerini, kent büyüklüğünü nasıl

etkilediklerini sorgulamıştır (Henderson, 1974).

Sorgulama temelde 4 başlık altında yapılmıştır (Henderson, 1974);

1. Ekonominin neden kenti vardır?

2. Kent büyüklüğünü ne sınırlar?

3. Kent büyüklüğü neden değişir?

4. Üretim ve tüketim yapısının oluşturduğu kent büyüklüğü en uygun mudur?

Sorgulanan başlıklar incelendiğinde Henderson’un teorisini geliştirmede üretim,

tüketim, kent büyüklüğü ve ekonomi gibi kavramlar ile ilgilendiği görülmektedir.

Henderson bu sorgulamalar kapsamında yaptığı incelemeler ile kentlerdeki merkezlerin oluşumunu, bu merkezin etki alanı ile oluşan kentin sınırını (ideal

büyüklüğü) ve yeni kent oluşumu aşamalarından oluşan ile teorisini oluşturmuştur.

Henderson’a göre yerleşmelerde iki farklı ekonomik güç vardır ve bu iki güç

arasındaki gerilimin dengeye geldiği nokta ideal kent büyüklüğünü oluşturur

(Krugman, 1994);

Merkezcil Kuvvet: Ekonomik açıdan olumlu bir etkiye sahip olan merkezcil

kuvvet ölçek ekonomileri kapsamında firmaların yığılmasını sağlar. Bu

yığılma yapısı Henderson yaklaşımında merkezi iş alanı olarak ortaya

çıkmakta ve kente hizmet eden merkezi oluşturmaktadır.

Merkezkaç Kuvvet: Ekonomik açıdan olumsuz olan bu yapı kentte

yaşamanın maliyetlerini kapsamaktadır. Henderson yaklaşımında merkezi iş alanında çalışanların işe gidiş- geliş harcamaları ve arsa maliyetleri ile

firmaların hammadde ve ürün taşıma maliyetleri bu kapsamda alınmıştır.

Bahsedilen güçlerden ilki firmaların yer seçimi ile ilgilidir. Firmalar, neo klasik

teorilerde olduğu gibi, kendileri için avantajlı bir noktada yer seçer, ayrıca neo

klasik teorilerden farklı olarak Henderson’a göre firmanın yer seçiminde ölçek

ekonomileri kapsamında diğer firmaların bulunduğu noktalarda önemli olmaktadır.

Bu kapsamda firmalar bir noktada yığılarak merkezi oluştururlar.

Bu teorideki varsayımlardan birisi yerleşmede yaşayanların hem bu merkezde çalışması hem de bu merkezden tüketim ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Yaşayanlar,

çalışan olarak işe gidiş/ geliş maliyetlerini, yaşayan olarak konut/arsa maliyetlerini

ve tüketici olarak da ürüne erişim maliyetlerini azaltma amacındadır. Merkezkaç

Page 8: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

kuvvet içerisinde yer alan bu amaç kapsamında bireyler kendileri için ideal noktayı

seçerler.

Henderson teorisinde merkez dinamik bir yapıda olan merkezde yer alan firma

sayıları, firma kararlarına bağlı olarak, artmakta, mevcut firmalar büyümektedir. Bu

kapsamda merkezde çalışan sayısı artmakta dolayısıyla kent büyümektedir. Kent bu

büyüme ile yaşayanların refah seviyesine ulaştığı ideal büyüklüğe erişir. Bu

noktadan sonra kentin büyümesi özellikle ulaşım maliyetlerini arttırması nedeni ile

refah seviyesinin düşmesine neden olur.

Bu noktada, daha önce belirtildiği gibi, kentin ideal büyüklüğe erişmesi kentin

merkezinde yer alan firmaların türlerine göre değişmesi önemli olmaktadır.

(Krugman, 1996).

Resim 3: Kent büyüklüğü ve refah arasındaki ilişki (Kaynak: Krugman, 1996)

Şekilde de görüldüğü gibi ortak bir refah seviyesi vardır ancak finans kentinde

yaşayanlar bu seviyeye daha büyük bir kentte sahip olurken tekstil kentinde

yaşayanlar daha küçük bir kentte yaşayarak sahip olmaktadırlar. Bunun en temel

nedeni finans kentinde işçi ücretlerinin yüksek olması dolayısıyla daha fazla

maliyete katlanılabilmesidir.

İdeal kent büyüklüğüne erişilmesinin ardından yeni kentlerin/ merkezlerin oluşumu

bir soru olarak kalmaktadır. Henderson bu konuda neo klasik teorisyenler gibi

durağan bir yerleşme düzeni yerine dinamik bir düzeni ele almış ve yeni kent

oluşumuna teorisinde yer vermiştir. Henderson’a göre yeni kent oluşumu tamamen

firmaya bağlıdır. Kentin ideal büyüklüğü aşması firmanın maliyetlerini (özellikle

çalışan bulamama) de arttıracaktır ve firmanın kâr oranı düşecektir, bu durumda firma daha yüksek kâr elde etmek için kentin dışında yeni bir üretim noktası seçer.

Firmanın bu noktada yer seçmesi ile ölçek ekonomileri kapsamında diğer firmalar

da bu noktaya yoğunlaşır ve merkez oluşur. Merkez ise etki alanını oluşturarak kenti

meydana getirir (Henderson, 1974).

Henderson çalışmasında kentler arasında kademelenmeyi oluşturan merkez

fonksiyonu ve kent büyüklüğü ile ilgilenirken merkez fonksiyonlarını homojen/ tek

bir yapıda kabul ederek merkezler arası bir hiyerarşiden bahsetmemektedir.

Page 9: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

2.2.2. Krugman

Yeni ekonomik coğrafya kuramının kurucularından olan Krugman ekonominin coğrafya ile kesişmesi ile oluşan kademelenme teorileri kapsamında inceleme

yaparak yaşadığı dönemin ekonomik özelliklerini yansıtan kademelenme teorisini

1996 yılında oluşturmuştur. Bu teori aynı zamanda Krugman’ın birlikte çalıştığı

Fujita tarafından da desteklenmiştir.

Krugman (1996) ortaya koyduğu teorinin amacını “Confronting the Mystery of

Urban Hierarchy” başlıklı çalışmasında şu şekilde belirtmiştir; “Bu modelin amacı

dinamik bir süreç içerisinde kent kademelenmesinin nasıl gerçekleştiğini

göstermektir. Christaller ve Lösch’ün ortaya koydukları yaklaşımlar kenti durağan

bir yapıda ele almakta ve bu yaklaşımlar gerçekte dinamik olan kentler için eksik

kalmaktadır”. Ayrıca neo klasik yaklaşımın eksik yönü olan mikro ekonomik

dinamikler, Henderson teorisinde olduğu gibi bu teoride da ele alınmıştır.

Modelde ilk olarak kentin nasıl oluştuğuna daha sonra ise bu kentlerin

kademelenmesine yönelik açıklamalar yapılmıştır. Kentlerin oluşumu ve ideal

sınırlarına erişme süreci Henderson teorisiyle, kademelenmenin oluşması ise

Christaller ve Lösch teorileri ile paralellik göstermektedir.

Krugman teorisini oluşturduğu kent modelini ortaya koyarken kentin düz bir aks

üzerinde büyüdüğünü ve üretilen ürünlerin yine aynı kentte tüketildiği izole bir

yapıdan bahsetmektedir. Kentin tamamı tarım alanı üzerinde kuruludur ve bu

alanlardan elde edilen ürünler kentte üretim yapan firmalar tarafından işlenerek yine

kente dağıtılır (Fujita ve diğ. 1998).

Resim 3: Krugman kent modeli (Kaynak: Krugman, 1996)

Kentte üretim yapan firmalar, kentin tümünün aynı tarımsal özelliğe sahip

olmasından dolayı bu alanlardan en fazla yararlanmak amacı ile merkezde yer

seçerler. Nitekim ürün ve üretim kapsamında homojen bir alanda firmaların temel

maliyet faktörü ulaşımdır. Firmalar bu noktada Henderson teorisinde olduğu gibi

ölçek ekonomileri kapsamında bir arada bulunurlar ve tek merkezli bir yapı oluşur.

Modelde firmaların harcamaları ürünü üretme ve üretilen ürünü tüketiciye

ulaştırmadır (Krugman, 1996).

Krugman kentin ilk oluşumda ortaya çıkan firmaların oluşturduğu kent merkezini

“seviye 1” olarak nitelendirir. Seviye 1’i oluşturan firmaların üretiminin artması

kentin büyümesine neden olmaktadır. Bu büyüme devam ederek ideal kent sınırına ulaşır. Kentin ideal büyüklüğü Henderson’da refahın en yüksek olduğu noktada

iken, Krugman’da firmanın kârının maksimum olduğu noktadadır. Resim 3’de

görüldüğü gibi A ve B noktaları firma için kentin ideal büyüklüğünün sınırlarıdır

(Krugman, 1996).

Page 10: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

Kentin ideal büyüklüğüne ulaşmasının ardından yeni merkezlerin/ kentlerin

oluşumun nasıl devam ettiği sorusuna, Krugman tekrar firma üzerinden cevap verir. Krugman’a göre seviye 1’de yer alan firma daha kârlı gördüğü durumda kentin

dışındaki bir noktada (A ve B’nin dışında) yeni üretim tesisi oluşturur ve kentin ilk

oluşumunda olduğu gibi merkez ve kent oluşur (Krugman, 1996).

Kent merkezlerinin kademelenmesi konusunda ise Krugman, Christaller ve Lösch

teorileri ile benzer bir yöntem izler. Ancak burada yine firma baskın öğedir ki eğer

firma daha kârlı gördüğünde mevcut üretim sistemine başka ürünlerin de üretimini

ekleyerek daha fazla hizmet sağlar ve bu yapı içerisinde bulunduğu merkezin

kademesini arttırır. Bu sistem bu şekilde devam ederek kademelenmeyi oluşturur

(Krugman, 1996). Ancak bu kademelenmenin en son seviyesinin ne olduğu

konusunda ise Krugman’ın Christaller ve Lösch gibi K değerlerine benzer herhangi

bir tespiti yoktur.

3. Kademelenme Teorisinin Değişimi

Bir önceki bölümde kademelenme teorisinin ortaya çıkışı ve bu kapsamda farklı

dönemlerde ortaya konulan çalışmalar incelendi. Bu çalışmaların farklı dönemlerde,

özellikle farklı ekonomik yapıların geçerli olduğu dönemlerde, yapılması bu

çalışmalar neticesinde oluşturulan kademelenme teorilerinin de farklılaştırmıştır.

Bu farklılaşma temel anlamda ekonominin coğrafyaya farklı yansımaları sonucunda

oluşmuş dolayısıyla kademelenme teorileri neo klasik ve çağdaş (liberal) ekonomik

dönem özellikleri gösteren teoriler olarak iki bölümde incelenmiştir.

Teoriler arasındaki farklılıklar üretici/firma ve tüketici/birey faktörlerinin teorinin

oluşumundaki etkisi kapsamında olmaktadır. Farklı dönemlerde, farklı bakış açıları

ile oluşturulan teorilerde bahsedilen faktörlerin etkileri farklıdır. Bu farklılıklar

kentlerin oluşumu (merkezin ve merkezin etki alanının oluşumu), kentlerin ideal sınırlara erişimi ve yeni kent (merkez ve etki alanı) oluşumu gibi teorinin bütünün

oluşturan aşamalarda görülmektedir.

Bu kapsamda teorilerde hangi aşamada hangi faktörün daha etkin olduğunu ilişkin

aşağıdaki tablo elde edilmiştir:

Tablo 1. Teoriyi oluşturan aşamalarda etkin olan faktörler

Kentin İlk

Oluşumu

Kentin İdeal Sınırına Ulaşması Yeni Kent

Oluşumu

Christaller (1933) Üretici3 Tüketici -

Lösch (1940) Üretici Tüketici- tüketici talepleri kapsamında üretici

-

Henderson (1974) Üretici Üretici- Tüketici Üretici

Krugman (1996) Üretici Üretici Üretici

Kaynak: Çalışma kapsamında oluşturulmuştur

3 Christaller, kuramında kentlerin ilk oluşumuna değinmemiş ancak kentin merkezinde firmaların etkin olduğunu belirtmiştir

Page 11: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

Tabloda yer alan tüm kademelenme teorileri ilk merkezin oluşumunda firmaların/

üreticilerin etkin olduğu bir yapıdan bahsetmektedir. Nitekim merkezde yer alan firmaların pazar alanını oluşturması ile kent oluşur. Ancak bu aşamada firmaların

yer seçimine yönelik Henderson ve Krugman’ın belirttiği ölçek ekonomisi

kavramına Christaller ve Lösch’de rastlanmamaktadır. Bu nedenle çağdaş dönem

kapsamında incelenen teorilerde mikro ekonomik etkilerin neo klasik teorilere göre

daha etkili olduğunu görmek mümkün.

Kentin ideal sınırlara ulaşması, sınırlarının belirlenmesi konusunda ise teoriler

arasındaki farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Neo klasik teorilerde ürün almak için

özellikle ulaşım maliyetini en aza düşürmek isteyen tüketici, aynı ürünü sağlayan

merkezlerden kendisine en yakın olanı tercih eder ve bu şekilde merkezin etki alanı/

kentin ideal sınırı belirlenir. Bu kapsamında biraz dışında olarak Lösch kuramında

tüketici talepleri doğrultusunda firmanın da sınırı belirlemede etkin olduğu görülmektedir. Çağdaş teorilerde ise firmanın etkisi belirleyici rol oynamaktadır.

Henderson’da firma ile birlikte kentte hem tüketici olan hem de kent merkezinde

çalışan olan bireyin etkisi ile ideal sınır belirlenirken Krugman’ın ortaya koyduğu

teoride firmanın kâr maksimizasyonuna göre sınır belirlenmektedir.

Yeni kentin oluşumu hakkında, statik bir yapıda olan Christaller ve Lösch teorileri

herhangi bir modelden bahsetmemektedir. Henderson ve Krugman teorilerinde ise

yeni kentin oluşumu tamamen firmaya bağlıdır. Bu teorilerde kentin ideal sınırlarına

ulaşmasının firmanın kâr amacına bağlı olması gibi, firma kârlı gördüğünde kentin

dışında yeni bir üretim alanı oluşturarak merkez ve sonucunda kentin oluşmasını

sağlar.

Açıklamalar dâhilinde neo klasik teoriler ile çağdaş teoriler arasında, teorilerde öne

çıkan faktörlerin değiştiği görülmektedir. Dengeli bir ekonomik modelin olduğu neo klasik sistem kapsamında olan kademelenme teorileri daha çok tüketici dolayısıyla

talep odaklı bir sisteme sahiptir. Ürün ve hizmetlerin dengeli dağıldığı coğrafyada,

bu ürün ve hizmetlerin etki/ pazar alanı tüketicinin maliyetleri gözeterek ortaya

koyduğu seçime bağlıdır. Liberal bir ekonomik yapının hâkim olduğu çağdaş

teorilerde ise firma dolayısıyla arz talepli bir modelin geçerli olduğu görülmektedir.

Özellikle Krugman teorisinde tüm aşamalarda firmanın etkin olması liberal

ekonominin bu teorideki etkisini göstermektedir. Bu yapı klasik teorinin ortaya

koyduğu arzın yeterli talebi bulacağı öngörüsü ile paralellik göstermektedir.

4. Değerlendirme

Ekonomi mekânı, yerleşme düzenini etkileyen önemli faktörlerden birisidir. Bu

nedenle ekonomide yaşanan değişim mekânı ve dolayısıyla mekân yolu ile üretilen teorileri de etkilemektedir.

Ekonominin mekânı etkilemesinin bir örneği olan kademelenme teorileri de

ekonominin değişiminden etkilenmektedir. Farklı ekonomik temeller üzerine kurulu

olan neo klasik ve çağdaş (liberal) dönemlerde üretilen kademelenme teorileri

incelendiğinde bu değişim görülmektedir.

Neo klasik dönemde ortaya konulan ve kademelenme teorilerinin ilkleri olan

Christaller ve Löcsh teorileri ile çağdaş dönemde ortaya konulan Henderson ve

Krugman teorileri varsayımları, etkenleri ve sonuçları bakımından farklılaşmaktadır.

Page 12: Değişen Ekonomi, Değişen Teori teorisi ilk olarak 1933 yılında Walter Christaller’ın “Merkezi Yerler Kuramı” adı ile ortaya koyduğu çalıúmasında yer almaktadır

Bu farklılaşmalardan en önemlisi yerleşmeler arası kademelenmenin oluşmasında

etkin olan tüketici ve üretici etkenleri kapsamındadır. Merkezlerin oluşmasında, yerleşme sınırının belirlenmesinde ve yeni yerleşmelerin oluşmasında etkin olan

faktörler değişen kademelenme kuramlarında farklılaşmaktadır.

Neo klasik kuramlar, tüm hizmetlerin dengeli dağıldığının varsayıldığı

yerleşmelerde tüketici kararlarının yerleşme düzenini/ kademelenmeyi üretici

kararlarından daha fazla etkilediklerini belirtmektedir. Ancak çağdaş kuramlara

gelindiğinde ise firma kararlarının daha etkin olduğu görülmektedir. Özellikle

Krugman’ın çalışmasında liberal ekonomin teorideki etkisi, firma kararlarının

yerleşme düzenini oluşturan tüm kademelerde belirleyici olmasıyla açık bir şekilde

görülmektedir.

Referanslar:

Abdel Rahman H. M. &Anas, A. (2003). Theories of System of Cities, Department of

Economics and Finance Working Papers, 1991- 2006, s. 2, New Orleans Üniversitesi, ABD

Christaller, W. (1993). Diezentralen Orte in Süddeutschland, İngilizce Çeviri: Central Places in Southern Germany, Baskin, C. W. (1966), Pentice Hall, Englewood Cliffs, New Jersey, ABD

Dicken, P., Lloyd, P. E. (1990). Location in Space, Harper Collins Publishers, New York- ABD

Dinçer, İ. (1994). Türkiye’de Ekonomik Mekân Farklılaşmaları ve Planlama, YTÜ Mimarlık

Fakültesi Baskı İşliği, İstanbul

Dinler, Z. (2008). Bölgesel İktisat, Ekin Bası Yayın Dağıtım, Bursa

Fujita, M.& Krugman, P.& Mori T. (1998). On the Evaluation of Hierarchical Urban System, European Economic Review 43, s: 209- 251

Güngör, K. (2002). İktisadın Tarihine Kısa Bir Bakış ve Merkantilizmden Günümüze İktisadi Düşünceler

Henderson, J. V. (1972). The Sizes and Types of Cities, Queen’s Economics Department Working Paper No. 75, Ontario, Kanada

Hottes, R. (1983). Walter Christaller, Association of American Geographers

Krugman, P. (1994). Urban Concentration: The Role of Increasing Returns and Transport Costs, World Bank Annual Conference on Development Economics 1994

Krugman, P. (1996). Confronting the Mystery of Urban Hierarchy, Journal of the Japanese and International Economies 10, 399–418

Mulligan, G. F.&Partridge, M. D.&Carruthers, J. (2012). Central Place Theory and Its reemergence in Regional Science, The Annuals of Regional Science 50. Year

Tümertekin, E., Özgöç, N. (2006). Beşeri Coğrafya İnsan- Kültür- Mekân, Çantay Kitabevi,

İstanbul