cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat fakültesi der.9isi 1...

17
Cumhuriyet Üniversitesi Fakültesi Der.9isi Cilt: VIII 1 1, s. DiNi iÇERiKLi EKONOMiK BiR KAVRAM: HUMS (Islam Öncesi Mekke'nin Ticari Yönüyle) Ünal KILIÇ' Anahtar kelimeler: Humus, Hac, Islam Tarihi, Ahmas, Cahiliyye, dini inanç, ekonomi Özet: Fil sonra Arap artan Mekkeliler, bu durumdan yararlanmak için Humus'u Daha ziyade dini içerikle görünen Humus ile Mekkeliler, özellikle hac maddi ve manevi menfaaller elde etmeye humuslu veya diye iki Humuslu ikinci muamelesine tabi tuttular. Bu durum bölgede söz sahibi kadar devam etti. Humusu dini gerekçelerle bunu söyledilerse de siyasi ve ekonomik idi. An Economic oncept with Religious Content "Khums" _Key words: Khums, Hadj, History of islam, Ahmas, jahiliyya, ecomomy. Abstract The Maccan . people, whose esteem increased after the incident of Elephant, formed Khumus to benefit from this situation. They tried to gain niaterial and ideal interest with the concept of khumus especially through pilgrimage. They seperated people into _two groups with or without khumus, and then treated those without khumus as the secondary class of the society. This state continued until Islam dominated the area. The main aim of those who formed khumus was politic and economic although they said that they did it for the sake .of the religion. Mekkelilerin, öncesi bir ortaya Islam önem arz· etmektedir. Islam Tarih ve bu pek çok Mekkeli Islam öncesi dini ticari ve sosyal çok ilmi konu Bu Mekkelilerin Islam Dini daha iyi analiz edilmesine kabilesinin Mekke ve Islam Dini önemli bir yeri Zira günlerde Mekke en önemli kabilesi ve 'Yrd. Doç. Dr. Cumhuriyet O ni. Ilahiyat Fak. Islam Tarihi Üyesi.

Upload: others

Post on 26-Sep-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi Cilt: VIII 1 1, s. 75~91 HAZİRAN-2004, SİVAS

DiNi iÇERiKLi EKONOMiK BiR KAVRAM: HUMS (Islam Öncesi Mekke'nin Ticari Ilişkileri Yönüyle)

Ünal KILIÇ'

Anahtar kelimeler: Humus, Hac, Islam Tarihi, Ahmas, Cahiliyye, dini inanç, ekonomi

Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında itibarları artan Mekkeliler, bu

durumdan yararlanmak için Humus'u oluşturdular. Daha ziyade dini içerikle olduğu görünen Humus kavramı ile Mekkeliler, özellikle hac vasıtasıyla maddi ve manevi menfaaller elde etmeye çalıştılar. Insanları humuslu veya humuslu~E>Imayan diye iki sınıfa ayırdılar. Humuslu olmayanları ikinci sınıf muamelesine tabi tuttular. Bu durum Islam'ın bölgede söz sahibi olmasına kadar devam etti. Humusu oluşturanlar, dini gerekçelerle bunu yaptıklarını söyledilerse de aslında onların maksadı, siyasi ve ekonomik idi.

An Economic oncept with Religious Content "Khums"

_Key words: Khums, Hadj, History of islam, Ahmas, jahiliyya, ecomomy. Abstract The Maccan . people, whose esteem increased after the incident of

Elephant, formed Khumus to benefit from this situation. They tried to gain niaterial and ideal interest with the concept of khumus especially through pilgrimage. They seperated people into _two groups with or without khumus, and then treated those without khumus as the secondary class of the society. This state continued until Islam dominated the area. The main aim of those who formed khumus was politic and economic although they said that they did it for the sake .of the religion.

Mekkelilerin, lslaırı öncesi yaşantılarının ayrıntılı bir şekilde ortaya konulması, onların Islam karşısındaki tavırlarının anlaşılması bakımından önem arz· etmektedir. Islam Tarih yazarları ve araştırmacıları bu doğrultuda pek çok çalışma yapmışlardır. Mekkeli müşrik Arapların Islam öncesi dini yaşantıları, ticari ilişkileri ve sosyal yapıları.pek çok ilmi araştırmaya konu olmuştur. Bu araştırmalar, Mekkelilerin Islam Dini karşısında takındıkları tavırların daha iyi analiz edilmesine katkı

sağlamıştır.

Kureyş kabilesinin Mekke şehri ve Islam Dini açısından önemli bir yeri vardır. Zira Kureyş, Islam'ın geldiği günlerde Mekke şehrinin en önemli kabilesi ve

'Yrd. Doç. Dr. Cumhuriyet O ni. Ilahiyat Fak. Islam Tarihi Öğrt. Üyesi.

Page 2: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

76 dini içerikli ekonomik bir kavram: hum us

yeni dinin ilk muhataplarıydı. Islam Dinini yaymakla görevlendirilen Hz. Muhammed'in de bu kabileye mensup olması, söz konusu grubun önemini artırmaktadır.

Genel anlamda Mekkelilerin, özel mana da ise Kureyşlilerin dini ve ticari ilişkilerinin anlaşılması bakımından önemli olduğunu düşündüğümüz "Hums" kavramının ayrıntılı bir şekilde ortaya konulması, bu grupların Islam. öncesi_ ve sonrası tarihlerinin daha iyi aniaşılmasına katkı sağlayacaktır.

Hac ve ticaret Kureyş kabilesinin tarihinde önemli bir yere sahiptir. Hem hacla hem de ticaretle ilişkili olduğunu düşündüğümüz Hums kavramının daha iyi anlaşılması bakımından Kureyş'in Islam öncesi hac ibadeti ve ticari ilişkileri

hakkında bilgi verilmesi önem arz etmektedir.

A-KUREYŞLiLER AÇlSlNDAN HAC VE TiCARET

Mekkeliler, şehirlerinin coğrafi özellikleri sebebiyle yaşamlarını devam ettirebilmek için ticarete yönelmişlerdir. Mekke'nin Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında kavşak noktada yer alan Arap yarımadasının merkezinde olması, ona bir takım avantajlar kazandırmıştır. 1 Bu üç kıta arasında gerçekleşen ticari münasebetl r, mal alım ve satımı Hicaz'm diğer şehirlerine nisbetle daha ziyade Mekke'de gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla Mekkeliler şehirlerinin bu konumundan ticaret yaparak veya başkaları tarafından gerçekleştirilen ticari ilişkileri düzenleyerek istifade etmeye çalışmışlardır.2

Mekkelilerin ticarete yönelmesinde Mekke'nin coğrafi konumu yanında toprak yapısı ve bitki örtüsü ·yönünden ziraae ve hayvancılık yapmaya uygun

olmaması da etkili olmuştur.4 Ortaçağ boyunca en yaygın geçim vasıtalarından olan ziraat ve hayvancılık bu bölgeqe aşırı derecedeki sıcaklık ve su yetersizliği

nedeniyle yapılamıyordu. Bu durumda bölge insanları için başka geçim vasıtalarına yönelmekten başka çare kalmıyordu. Dolayısıyla Mekkelilerin ticarete yönelmeleri doğal şartların bir sonucu olarak yaşamlarını devam ettirmeleri için hayati öneme sahipti.

ı:_

Yukarıdaki sebepl_erle Mekkeliler, çok eski dönemlerden itibaren· ticaret yapmaya başladılar. Onların ticaret yapmalarını kolaylaştıracak bir takım avantajiara sahip oldukları qa söylenebilir. Hicaz ve yarımadanın diğer bölgelerinde yaşayanlarca kutsal sayılan ve çok eski dönemlerden beri hürmet gösterilen kutsal mekanların burada bulunması da Mekke'nin sevilmesine ve uğrak yeri olmasına yol açtı.

Kureyş'in· atası olan Hz. lbrahim ve oğlu Hz. !smail tarafından inşa edilen · Kabe (Beytullah), yapıldığı andan itibaren bölgede yaşayan insanların ziyaretine

' Muhammed Hamidullah, Islam Peygamberi, tre., Salih Tuğ, lslanbul 1990, 1, 18-19; H. lbrahim Hasan, Şiyasi-Dirii -Kültürel-Sosyal Islam Tarihi, tre., Isınail Yiğit- Sadrettin Gümüş, lstanbul1991, 1, 83; Ahmet Onkal, Rasülullah'ın lslam'a Davet Metodu, Konya 1989, s.87 vd.; M.Aii Kapar, Hz. Muhammed'in Müşriklerle Münasebetleri, Istanbul 1993, s.94-97; lbrahim Sarıçam, 'Hz. Muhammed'in Peygamber Olarak Gönderildiği Ortam", Diyanet Ilmi Dergi-Peygamberimiz Hz. Muhammed (Özel Sayı}, Ankara 2000, s.1.

2 Hamidullah, Isıarn Peygamberi, ı, 24-25; H. lbrahim, ı, 83. 3 bkz., lbrahim 14/37. 4

Leon Caetani, Isıarn Tarihi, tre., H. Cahil (Yalçın), lstanbul1924, 1, 257; Hamidullah, Islam Peygamberi, 1, 56; Neşet Çağatay, Islam'dan önceArap Tarihi ve Cahiliye Çağı, Ankara 1957, s.141; Kapar, s.94.

Page 3: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vl///1, 2004 ünal ktltç 77

mazhar oldu.5 Bu iki peygamberden sonra gelen diğer peyga.mber!Jr ve ümmetieri de Kabe'yi ziyaret ettiler.6

· • ··

Belli bir dönem şanına layık bir şekilde ziyaret edilen Kabe, Huzaa'ya mensup Yemenli putperest kabHelerin yaklaşık olarak beş asır süren Mekke hakimiyetleri döneminde de saygınlığını korudu. Bu dönem içerisinde de Kabe ve Mekke, bölge insanları tarafından itibar görüp, ziyaret (hac) edildi.

Mekke, Kabe, Hac ve Kureyş açısından Kusay b. Kilab isminin önemli bir yeri vardır. Hz. Peygamber'in beşinerbatından dedesi olan Kusay, Mekke'nin ikinci sınıf vatal)daşları olarak görülen ve daha ziyade şehrin kenar semtlerinde oturan dağınık ve güçsüz haldeki Kureyşlileri bir araya getirdi.7

Kusay, Mekke'ye topladığı kavmini bir iskana da tabi tuttu.8 O, Kureyş kabilesini Mekke'de iskana tabi tutarken bir plan dahilinde hareket etti. Kureyş'in

zenginlerini, soylularını ve yakın akrabalarını Mekke'nin en merkezi yerine yerleştirirken, zenginlik ve statü bakımından daha geride olan kabileleri ise Mekke vadisinin dışına yerleştirdi.9 Mağlup Huzaalıli:ırı ise şehirden uzaklaştırdı ve onların civar bölgelerde oturmalarına izin verdi.10

Kusay ile yeni bir dönemin kapısmi aralayan Kureyş kabilesinin refah seviyesi hızla iyileşmeye başladı. Mekkelilerin refah seviyesinin artması bakımından onların bir araya gelerek güç birliğine varmalarıyla oluşan siyasi birliktelik tek başına yeterli değildi. Dolayısıyla Mekkelilerin kalıcı ve daha bol ekonomik imkanlara kavuşturulması gerekliydi. Bu maksatla ·bazı tedbirlerin alındığı görülmektedir. Haccetmek üzere kutsal · rnekanlara gelen insanların ticaret yapmasını

kolaylaştıracak, Mekke ahalisinin ticari ilişkiler içerisine girmesini daha da önemlisi ticaretin önündeki engelleri kaldıracak bir takım dü~enlemelere gidildiği

görülmektedir. Söz konusu düzenlemelerden birisi de Hums'tur. Ancak Hums'un oluşturulmasından önce de bazı kurumların oluşturulduğu· ve ticari faaliyetlerin yoğun ve düzenli olarak, özellikle de Kureyşlilerin lehine olmak üzere . sürdürülebilmesi için gayret gösterildiği söylenebilir.

Mekke'de ticaretin düzenlenmesi, Kureyş'in gerçekleştireceği ticaretin karlı hale getirilebilmesi için oluşturulan kurumlardan bazıları hakkında verilecek 'olan bilgi, söz konusu kurumlardan birisi olan Hums\in da anlaşılabilmesi için faydalı olacaktır.

1-Daru'n-Nedve'nin Kurulmast Kureyş'in ekonomik çıkarlarına hizmet eden ve özellikle bunun . için

kurulduğu anlaşılan müesseselerden birisi Daru'n-Nedve'dir. Aslen Mekke Şehir

5 Bakara 2/127; Hacc 22127-29. 6 Cevad Ali, ei-Mufassal fi Tarihi'l-Arab kable'l-lslam, Beyrut 1413/1993, VI, 350-351; Abdulkeıim özaydın,

"Had', DlA, lstanbul1996, XIV, 386. 7 Dağınık haldeki Kureyşlileıi bir araya getirmesinden dolayı ona "ei-Mücemmi' (birleştirici)" lakabı verildi.

Bkz., Abdulmelik lbn Hişam, es-Siretü'n-Nebi, thk., M. Muhyiddin Abdulhamid; Beyrut 1401/1980, 1, 137; ~uhammed lbn Sa'd, et-Tabakatu'l-Kübra, Beyrut trz, ı, 70-71; Muhammed b. Cerir et-Taberi, Tarihu'l· Umem ve'I·Mülük, thk., Komisyon, Beyrut trz., ll, 16.

8 Kusay'ın yapmış olduğu diğer leraatlar için bkz. Jbn Hişam, ı. 135-139; lbn Sa'd, ı, 69-70; Taberi, ll, 16..19; lbn Kesir, Ebu'I-Fida ei-Hafız, ei-Bidaye ve'n,Nihilye, thk .• ,.A. Ebü Müslim- A.Necib Adva, 'Beyrut trz., ll, 192-196. . . .·

9 lbn Sa'd, 1, 69-70; Ebü Yakub ei-Ya'kübi, Tarihu'I·Y'akubi, thk., Abdulemir Mühenna, Beyrut 1413/1993, ı, 240

10 Hamidullah, Islam Peygamberi, 1, 32.

Page 4: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

78 dini iferikli ekonomik bir kavram: humus

Devleti senatosu veya:< meclisi konumunda ·olmakla beraber ekonomik icraatı

itibarıyla günümüzdeki devlet planlama teşkilatı veya ticaret odalarının icra ettiği

. bazı fonksiyonları yerine getiren bu müessese, Mekke Şehir Devleti'nin ticari aristokrasisinin meşveret merkezi konumunda idi. Kureyş'in ticari dehaları burada toplanıp kervan ticaretiyle ilgili meseleleri görüşür ve durum değerlendirmesinde bulunarak, alternatifleri gözden ge2irirdi.11 Ihtimaller tartışı lmaksızın hiçbir kervan y;:ı da kafile setere gönderilmezdi.12

Kusay'ın hakimiyeti altında Mekke'nin refah seviyesi yükseldi, idare yeni baştan kuruldu; Kusay, umuma açık müzakerelerin yapılması için 'Daru'n-Nedve'yi kurdu. 40 yaşını aşan her vatandaş buraya gelip şehirle ilgili işlerin müzakeresi hususunda fikrini söyleyebilirdi.13 Kusay, Daru'n-Nedve'yi inşa_ etmekle kalmadı, burasının çok çeşitli fonks!yonlar icra edebilmesi için de bir takım düzenlemeler yaptı. 14 özellikle zengin veftecrübeli taeirierin iştirak ettiği Daru'n-Nedve'de, ticarelin düzenli ve verimli yapılabilmesi için gerekli düzeniemelerin yapıldığı, dolayısıyla da ticarete bağımlı olı;ın Mekke ekonomisine bir hayli katkı sağlanıldığı söylenebilir. Ticaretle sürekli iç iç1: olan Mekkelilerin, özellikle de zenginler topluluğunun Daru'n­Nedve'de ticaretle ilgili hususları müzakere ettiklerini söylemek zor olmayacaktır.

2-Kabe ile ilgili Görevlerin Oluşturulmasi Kusay, Kabe ile ilgili görevlerde de bir takım düzenlemelere gitti. Söz

konusu görevlerin düzenli bir şekilde yapılması için tedbirler aldı. . · Kusay'ın bu dönemde gerek Mekke'nin yönetimi gerekse Kabe ile ilgili

. hizmetlerin yerine getirilmesi hususunda aldığı tedbirlerin ~ısa zamanda sonuç verdiği görü_lmektedir. Öyle anlaşılıyor ki, bütün bu faaliyetler sebebiyle Kusay'ın Mekke'deki otoritesi güçlendi ve mensubu bulunduğu Kureyş kabilesi de şehrin en güçlü kabilelerinden biri haline geldi. Onun Mekke'deki riyasetini simgeleyen Daru'n­Nedve Reisliği, Liva, Hicabe, Sikaye ve Rifade görevi gibi önemli görevleri vardı. Kusay'ın ölümünden sonra bu göravler, oğullarından Abduddar'a devredildi.15

Kusay tarafından ihıias edilen bu görevlerden özellikle hacıların

doyurulması (Rifade) ve su ihtiyaçlarının giderilmesi (Sikaye), dini olmanın yanında Kureyş ve Kusay'ın siyasi ~e ticari menfaatlerine de hizmet etmiştir. Zira uzak diyariardan haccetmek üzere Mekke'ye gelenler, bahsi geçen görevleri üstlenenler tarafından kendilerine verilecek hizmetler neticesinde açlık ve susuzluk endişesi çekmeden kolayca Mekke'ye gelmeyi göze alacaklardı. Bunların hac boyunca yapacakları alım satımiar, harcamı:ılar, bölge insaniarına verecekleri hediyeler vs. ise Mekke ekonomisinin canlanmasına katkı sağlamaktaydı.

1 • ' 11 Cengiz KallekO "Mekke lktisadtyla ligili Maesseselet", Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadette Islam, ed.

Vecdi Akyüz, lstanbul1994, lll, 413. 12 lbn Sa'd, ı, 70. 13 Hamidullah, Isiilm Peygamberi, 1, 32 ,. 14 Burada yapılan işler hakkında geniş bilgi için bkz. lbn Hişam, 1, 136-137; lbn Sa'd, ı, 70-72;

Hamidullah, Islam Peygamberi, 1, 32; T.H. Weir, "Darunnedve•, lA, ·Istanbul 1945, lll, 492; lbrahim Sarıçam, Ernevi-Haşimi Ilişkileri, Islam Öncesinden Abbilsiler'e Kadar, Ankara 1997, s.4B; Yaşar Çelikkol, Islam Öncesi Mekke, Ankara 2003, s.227-231.

15 lbn Hişam, 1, 141-142; lbn Sa'd, 1, 73.

Page 5: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

... C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, V/11/1, 2004 ünal klitç 79

Hacılara ve Mekke'nin yerli halkından fakir olanlara sunulacak bu hizmetlerle, hem şehrin ekonomi piyasası canlanmış hem de Kureyşlilerin söz konusu hizmetler sebebiyle saygınlığı ve otoritesi de artmış olacaktı. Bu kadar çok faydaları olan hizmetlerin yerine getirilmesi zor bir işti ve Kusay'ın tek baŞına.

bunların üstesinden gelmesi imkansızdı. Kusay, bu hizmetlerin yerine getirilmesiyle oluşacak şer.efin sadece kendisine değil, tüm Kureyş'e ait olması için onların da bu hizmetlerin yerine getirilmesi için gereken harcamaların toplanacağı fona iştirakini sağladı.16 Böylece bütün Mekke halkı şehirlerine gelecek hacılar vasıtasıyla elde edilecek olan ticari canlanma için seferber oldu.17

3-lJaf İle Elde Edilen Ticari imtiyazlar · Kur'an'da 'Kureyş' veya 'el-ilaf' isimli surede18 gayet veciz ve önemiyle

mütenasip bir surette yerini alan 'iıaf: ahid, antlaşma ve talebe binaen verilen beraat , demek olup 19 h assaten Mekke asilleri ile komşu devletlerin başkanları arasında

akdedilen antlaşmaları ifade etmektedir.20

Haşim b. Abdimenaf ve kardeşlerinin teşebbüslerinden önce Mekkeliler ticarelle geçimlerini teminde içe kapalı bir pozisyon izliyorlardı. Ticaretierindeki en önemli unsur, özellikle haram aylarda Mekke'ye hac veya ticaret için gelen yabancılardı. Mekke dışından gelen yabancıların sattıkları mallar alınıyor ve daha sonraki dönemlerde bunlar peyde·r pey satılıyordu. Mekke'de üretilen az sayıdaki mamul istisna edildiğinde ticaretlerinin tamamen dışarıdan Mekke'ye gelen yabancılara bağımlı olduğu söylenebilir. Böylesi bir ticaret onların Mekke'nin dar çevresine sıkışmalarına; Mekke'nin coğrafi ve dini konumuyla ~ütenasip bir ticari hayattan uzak kalmaları21 anlamına geliyordu.

Hem Mekke'nin coğrafi konumundan hem de Kureyş'in bölge ülkeleri ve kabileleri üzerindeki saygınlığından istifade etmek için ticari ilişkilerin dar çerçeveden, sadece Mekke ile sınırlı kalmaktan kurtarılması için gerekli ilk adım Peygamberimizin dedelerinden Haşim b. Abdumenaf ve kardeşleri tarafından atıldı. Haşim ve kardeşleri, bölgelerinde bulunan kabileler ve ülkelere seyahatler düzenleyerek serbest ticaret yapabilmek için antlaşmalar yaptılar.22

16 lbn Hişam, 1, 141-142; lbn Sa'd, 1, 73; Taberi, ll, 19. Rifade ve Sikaye görevinin sürdürülebilmesi için halktan toplanan vergilere daha sonraki dönemlerde bazı zenginlerin bu görevleri üstlenmesi üzerine son verildiği hususunda geniş bilgi için bkz., Abdulkerim özaydın, "Had', DlA, XIV, 387.

17 Hamidullah, Islam Peygamberi, ı, 861. 18 Kureyş 106/1-4. 19 Mekke'de üretilen ve tüm Arabistan'da meşhur olan deri mamulleri burada zikrolunmalıdır. lbn Sa'd,

1, 78. ilafın ifade ettiği anl~mla ilgili geniş bilgi için bkz., Muhammed Hamidullah, "el·il;3f veya Islam'dan önce Mekke'nirflktisadi-Diplomatik Münasebetlerf, Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara, _ _!Y61, sayı: IX, 213-221; a.mif., "/laf, DlA, Istanbul 2000, XXII, 63; Kallek, s.404.

2° Kallek, s.406. 21 Muhammed b. Habib, Kitabu'l-Munammak fı Ahbari Kureyş, thk., Hurşid Ahmed Faruk, Beyrut

1405/1985, s.42-43; a.mif., Kitabu'I-Muhabber, Beyrut trz., 5.162; Hamidullah, "itar, DlA, XXII, 63; Caetani, 1, 257; W. Montgomery Wat!, Hz. Muhammed Mekke'de, tre., R. Ayas-A. Yüksel,

~-Ankara 1986, s. 36-37 • lbn Sa'd, 1, ~. 7fi; lbn Habib, Munammak, s.42-43; Caetani, 1, 257; Watt, s.36-37; Hamidullah, "ilar, DlA, x'iı, 63; a.mlf., Islam Peygamberi, ı, 32; H. lbrahim, 1, 84; M. J. Kister, "Mekke lle Ilgili Bazt Rivayet/el", Cumhuriyet Üniversitesi il<Wiyat Fakültesi Dergisi, tre., Ali Aksu, sayı: VU2, Sivas 2002, s.42; Kallek, s.406 · '

Page 6: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

80 dini içerikli ekonomik bir kavram: hum us

ilaf sonucu yapılan antlaşmalarla Kureyşliler, senenin dört mevsiminde mal alım ve satımi için diledikleri ülkelere tekrar izin almaksızın gidip gelebilme imtiyazını elde ettiler. Buna karşılık da onlara serbest ticaret izni veren kabile ve ülkelerin mallarını komisyon almadan satarak elde edilen karların tamamını mal sahiplerine vereceklerdi.23 Antlaşmaya razı olan kabile ve ülkeler, Mekkelilerin kendi ürettikleri veya satışını yaptıkları malları aracısız, doğrudan onlardan aldıkları için daha ucuza temin etmiş olacaklardı.24 Böylece bir yandan bu kabileler ticaret yolculuklarının zorluklarından kurtulup oturdukları yerde kazanç sağlarken diğer yandan Kureyş'in dış ticaretini güvence altına almış olacaklardı. Arap kabileleriyle yapılan bu antlaşmalar, karşılıklı yardım ve koruma mükellefiyetieri getirmeyip, aksine o güne kadar bilinmeyen bir usul olan müşterek ticari çıkarlar esasına dayanıyordu. Zira bu işbirliği neticesinde daha istikrarlı karlara nail olacakları gibi Mekke'ye korkusuzca girecekler ve itibar göreceklerdi.25

Haşim ve kardeşleri tarafından iıat vasıtasıyla elde edilen ticari imtiyazlar Kureyşlilerin ticari ilişkilerinin sadece Mekke ile sınırlı kalmamasına, dışa

açılmalarıyla da zenginleşmelerine ve bölgede itibarlarının daha da artmasına vesile oldu. Nitekim bu konu bir Kur'an sl!resinde açıkça anlatılmıştır.26

ilaf ile elde edilen imtiyazlarla Kureyşliler yaz ve kış (rihlete'ş~şitai ve's­sayfi) mevsimlerinde uzak bölgelere ticaret için kervanlar düzenlemeye ve bu sayede sosyo-ekonomik alanlarda gelişmeye başladılar.27 Yabancı kabile ve ülkelere yönelik yapılan bu ticari seyahatler, Kureyşlilerin maddi yönden olduğu kadar kültürel yönden de ilerlemelerine yol açtı. 28

4-Hilfu'I-Fudü/'un Kurulmasi iıat ile dış ticarette de geniş bir açılım yapan Kureyşliler, hem iç hem de dış

ticaretin daha sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi, Mekkeli olan ya da Mekke dışından gelen tacirlerin, ticaretlerinde haksızlığa uğramamaları, kendilerini tehdit altında hissetmeksizin alış-verişlerini yapabilmeleri için de bir arayış içerisine girdiler.

Güçsüzlerin haklarına:: tecavüz olaylarının artış göstermesi, hatta civar bölge tacirleri ile ve bedevilerin, Mekke panayırlarına itimatlarının sarsılmaya

başlaması üzerine Kureyş'in Beni Haşim, Beni Zühre, ve Beni Esed kabilesi mensupları, yaşlılığı ve saygınlığı dolayısıyla Abdullah b. Cud'an'ın evinde toplanarak, ister yerli isterse yabancı olsun haksızlığa uğrayanların hakkını iade edinceye kadar mazlumla birlikte olup zalime karşı çıkmaya ant içtiler.29 Bu ahitleşme, bir erdemliler hareketi Olarak sadece sosyal ve manevi haksızlıkları ve

23 lbn Sa' d, ı. 75; ibn Habib, Mu nam mak, s.43; Hamidullah, "fiat', .DlA, XII, 63; Kallek, s.407. 24 lbn Sa'd, 1, 78. • 25 M. J. Kister, "Makka and Tamim {Aspects of their Relations)", Jornal of the Economic and Social

History of the Orient VIII, leiden 1965, s.120. 26 Kureyş, 1 06/1·4. 27

Cevad Ali, VI, 352; Kister, Mekke lle Ilgili ... , s.42; Kallek, s.408. ilaf hakkında ayrıca bkz., Ali Akpınar. Kur'an Aydınlığında Seyahat, Konya • s.113.

28 Abdulaziz ed-Düri,llk Dönem Islam Tarihi, tre., Hayretlin Yücesoy, lstanbul1991, s.72-73; Önkal, s.87; Hamidullah,lslam Peygamberi, ı. 26; ll, 955-956; H. lbrahim, ı. 85.

29 lbn Habib, Munammak, s. 52-54. Ayrıca bkz .• Cevad Ali, VI, 368; Watt. 5.22-23; Hamidullah, Islam Peygamberi, ı. 52; Kallek, 5.412.

Page 7: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

C. ü. ilahiyatfakültesi dergisi, V/1111, 2004 ünalkiliÇ 81

adaletsizlikleri engellemekle kalmayıp aynı zamanda ticari ilişkilerin de adila_ne bir ·şekilde sürdürülmesi için güç birliği anlamına geliyordu.30 Gerek yerli gerekse yapancı tacirler haksızlığa uğradıkları taktirde kendilerinin haklarını savunacaklarını düşündükleri ·bu oluşumun mensupianna güvenerek Mekke'deki ticari ilişkilerine

devam ettiler. Bu durum, geçinmek için ticarete bağımlı olan Kureyşlilerin ekonomik yönden gelişmelerine katkı sağladı.31

5-Hacla ilgili Bazt Düzenlemeler Ticari ilişkilerini artırmak ve istikrarlı bir şekilde devam ettirmek isteyen

Mekkelilerin şehir dışında yaşayan. kabile ve toplulu~ları Mekke'ye gelmeye teşvik etmek amacıyla bir takım dini düzenlemelere gittikleri de görülmektedir.

Mekkelilerin şehirlerine daha fazla ziyaretçi ve tacir çekebilmek için yaptıkları düzenlemelerden en önemlisi, bugünkü anlamıyla uluslararası fuarlar (panayırlar) tertip etmeleridir.

Islam öncesi Arap yarımadasında panayırlar ve fuarlar önemli bir yere sahipti. Eğilim ve gelenekler arasında önemli bir yakınlaşma aracı, ortak bilinç oluşturma ve genel eğilimler yaratmada faal bir faktördü. Ticari· hareketin canlılığına, kültür ve düşüncelerin yaygınlaşmasına da yardımcı oluyorlardı.32 Mekke civarında Haram aylarda kurulan Ukaz, Mecenne ve Zu'l-mecaz panayırları33 pek çok sayıda insanın Mekke'ye uğramasına vssile oluyordu. Taif ve Nahle bölgeleri arasında Zilkade ayının ortalarında kurulan Ukaz panayırı, bunların em fazla itibar göreniydi.34

129/746 tarihine kadar kurulmaya devam eden Ukaz panayırı, özellikle Fil Vakası'ndan sonra Mekke'nin büyük bir prestij kazanması dolayısıyla Arabistan'da en önemli pan?ytr olma özelliğini kazandı.35 Mekke'nin hemen yanı başında bir mevkide ve hac ayınd~ kurulmasının Ukaz panayırının öneminin artmasına katkı sağladığı söylenebilir.

Haram Aylar (Eşhuru'I-Hurum)'ın gereklerine karşı duyulan saygı ve titizlik, söz konusu fuarların faaliyetlerini sürdürmesinde, yarımadanın dört bir tarafından taeirierin hayatları ve malları hususunda endişelenmeden Mekke'ye gelmesinde büyük rol oynadı. Mekkelilere göre senenin 7, 11, 12 ve 1. ayı (Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem) mukaddes aylar olarak kabul ediliyordu. Bu mukaddes barış aylarında her nevi kan akıtılması ve her çeşit silah kullanımı yasaktı. Bu husus titizlik ve hassasiyetle koruni.ıyordu.36 Barış ayları olan bu sür.enin daha da artırılması için

30 Mekke'de bu dönemde meydana gelen ve Hılfu'I-Fudül vasıtasıyla son verilen haksızlıklarla ilgili örnekler için bkz., Hamidullah, Islam Peygamberi, 1, 52-54.

31 Ticari olmakla birlikte temelde haksızlıkların önüne geçmek üzere Islam öncesinde oluşturulan bu oluşuma el-Emin olarak bilinen Hz. Muhammed'in de iştirak etmesi ve hatta daha sonraki dönemlerde böylesine bir organizasyonda yer aldığı için övünmesi, tekrar çağıniniası halinde seve seve katılacağını ifade etmesi (Bkz., lbn Habib, Muhabber, s.167; a.mlf., Munammak, s.341-343; Hamidullah, Islam Peygamberi, 1, 53) oldukça dikkat çekicidir.

32 Düri, s.72-73. · 33 lbn Habib, Muhabber, s.263-268; Ya'kubi, 1, 270-271; Hamidullah, Islam Peygamberi, 1, 24, ll,

999; Çağatay, s.143-144; Kallek, s.404•405; Ahmet Turan Yüksel, "Yakm Doğu'da Ticaret Merkezleri ve Panayırlar", Selçuk Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 5, Konya 1994, s.309-311.

34 lbn Habib, Muhabber, s.266-267 35 Yüksel, s.310. 36 Hamidullah, Islam Peygamberi, ll, 858.

Page 8: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

82 dini içer-ikli ekonomik bir kavram:. hum us

Araplardan bazı gruplar, Nesf7 ve Basl38 denilen oluşurnlara yönelerek kendileri için hayati önem taşıyan ticaretin daha fazla sürdürülebilmesine zemin hazırladılar.

Ticaretin daha düzenli yapılabilmesi için barış orJamına duyulan ihtiyaç Eşhuru'I­Hurum, Nesi ve Basl müesseseleri ile oluşturulmaya, çalışılıyordu. Ticaret için dört aydan ibaret olan Haram aylar yetersiz görüldüğü için zikri geçen oluşumlar itibar görüyordu. Haram ayların hac ayiarı olması, onların bu tür faaliyetlerine dini bir görünüm vermelerine39 ve toplum tarafından daha dikkatli bir şekilde takibine de vesile oldu.

Mekkelilerin değişik inançtaki gruplara müsamaha ile bakmaları, onların inançları gereği saygı duydukları putlarını kutsal Kabe'ye getirip koymalarına,

senenin belli dönemlerinde gelip ziyaret etmelerine, hediyeler sunmalarına bile saygıyla yaklaşmaları40 da Arabistan'ın değişik . bölgelerinden Mekke'ye gerçekleştirilen ziyaretierin artmasında etkili olmaktaydı.41

Daha önce de ifade olunduğu üzere hayatlarını devam eHirrnek için ~icarete bağımlı olan Mekkeliler Daru'n-Nedve'de yaptıkları organizasyonlarla ticari faaliyetlerinin en karlı bir biçimde sürdürülmesi için aldıkları kararlar ve Kabe ve hacla ilgili yaptıkları bir takım düzenlemeler ile bölge dışındaki insanların Mekke'ye daha yoğun bir şekilde gelmelerini_temin ettiler. Tlaf ile ticaretlerini Mekke ~ınırlarının dışına taşıyarak, Hılfu'I-FudCıl ile bölgelerinde güvenli bir şekilde ticaret yapılmasını temin ettiler. Böylece refah seviyelerini yükseltıneye çalıştılar.

S.- DiNi iÇERiKLi TiCARi .BiR KAVRAM: HUMS Mekkelilerin refah seviyelerini en üst düzeyde tutmak için ihdas ettikleri

oluşumlardan birisi de Hums'tur. Daha ziyade dini içerikle görünen bu kavramın yukarıda üzerinde durulan kavramlar gibi ekonomik yönlerinin olduğu

anlaşılmaktadır. Mekke'nin, özellikle de Kureyş'in Islam öncesi ticari ilişkilerinde önemli kavramlardan birisi olan Hums hakkında bilgi verilirken bu oluşumun özellikle ekonomik boyutları üzerinde durulması önem arz etmektedir.

Lügatte, "mutaassıp, c~sur ve kahraman olmak" anlamındaki "hames" maslarından gelen ·"ahmes"in çağulu olan bu kavram 'dini inanç ve yaşayışları

konusunda katı ve tavizsiz, savaşta güçlü ve cesur olmaları sebebiyle Kureyş ve en yakın müttefiklerinin oluşturdukları birlikteliğin adıdır.42

37 Hac ve fuar mevsiminin her yıl aynı mevsime denk gelmesi için rutin olarak süre gelen ayların başlangıcında bir takım değişiklikler yapmaktan ibaret olan bu gelenek ( Ib n lshak, 1 0/-1 02; lbn Hişam, IV, 201-205, Hamidullah, Isıarn Peygamberi, 1, 857-858) Kur'an tarafından yasaklandı. (Tevbe 9/36-37). Haram aylarla ilgili geniş bilgi için bkz., Hüseyin Algül, "Haram Ay/at', DlA, lstanbul1997, XVI, 105-106. :

38 Mekkelilerden bazıları fasılasız sekiz ay süren musalaha ayiarına sahip olma imtiyazı içerisinde hemen hemen senenin tamamında ticaret yapabiliyorlardı. Eşhuru'I·Hurum'la dört ay serbestçe yapılan ticaret Basl adı verilen imtiyazla- sekiz ay daha uzatılabiliyordu. Böylece kabilelerden bazıları on iki .ay boyunca serbest ticaret yapabilme imkanına kavuşmuş oluyorlardı. Bu konuda geniş bilgi için bkz., Hamidullah, Isıarn Peygamberi, ll, 859; a.mlf., "i/af, DlA, XII, 63.

39 Hamidullah, Islam Peygamberi, ll, 857. 40 Buhari, 64/48; Müslim 32/87. 41 Hamidullah, Islam Peygamberi, ll, 856; Muhammed Abid Cabiri, Islam'da Siyasal Akıl, tre., Vecdi

Akyü_z. lstanbul1 997, s.197; C eva d Ali, s.351; Kister, Mekke lle Ilgili ... , s.45; Kallek, s.411. 42

Bu kavramın lügat ve ıstılah anlamları hakkında geniş bilgi için bkz., lbn Manzür, Lisanu'I-Arab, Beyrut 1414/1994, VI, 58 (ha·me-se md.); ez-ZebTdi, Tacu'I-Arüz min Cevahiri'I-KamCıs, Beyruı

.-

1 ,'

Page 9: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

C. ü. ilahiyat fakültesi dergisi, V/1111, 2004 ünaiiH!tç 83

Hums kapsamına . han§i kabHelerin girdiğine geçmeden önce bu müessesenin ne zaman oluşturulduğu hakkında bilgi vermek uygun olacaktır.

1-Hums'un Kurulduğu Dönem ve Hums Kapsarnma Giren Kabile/er. Ebrehe'nin ordusunun Allah tarafından hezimete uğratılrnasından43 sonra

Mekkelilerin bölge halkları arasındaki prestiji ve saygınlığı arttı. Kabe ve Mekke ile birlikte Mekkelilerin de Allah tarafından sahiplenildiği ve düşman karşısında

korunulduğu düşüncesi tüm bölge insanları tarafından Mekkelilere olan saygı ve bağlılığın artmasına yol açtı.44 Fil Vakası'ndan sonra lehlerinde gelişen bu itibardan istifade etmek isteyen Kureyşliler, Hums müessesesini oluşturarak söz konusu itibar ve bununla elde edeceklerini um<:lukları menfaatlerin süreklilik kazanmasını

amaçladılar. Dolayısıyla bu oluşumun .Fil Yılından sonra gerçekleştiği söylenebilir.45

Fil · Vakası'ndan sonra bir araya geleiı Mekkeliler "Bizler lbrahim Peygamber'in soyundan gelen, kutlu yerin halkı olan, Kabe'ye hizmet eden ve onu koruyan ve Mekke'de barınan kimseleriz. Bunun için hiçbir Arap kabilesi bizim hak ettiğimiz bu şeref ve mertebeye ulaşamaz. Araplar bizlere tanıdıkları bu itibarı başka hiçbir kabileye tanımazlar. Bundan dolayı Harem bölgesine gösterdiğimiz bu saygıyı, başka bir yere göstermeyelim. Eğer böyle yaparsak Araplar bizim saygınlığımızı küçümserler''46 diyerek Hums müessesesini oluşturdular.

Hums'un kurucuları ve tabii mensupları olan Kureyşlilerin dışında başka kabileler de Kureyş'le olan dostluk, ticari ilişkiler ve akrabalık derecelerine göre bu oluşuma Kureyşlilerin izniyle dahil edildiler. Kureyş dışında Hums kapsamına giren kabileler şunlardır: Mekke'de datfa önceki dönemlerde ikamet eden ve bir süre sonra oradan çıkartılan Huzaalılar, Kureyş'in Civar'ı olan kabilelerden Kilab, Ka'b, Amir b. Sa'saa, Kelb, Kinane.47

Hums'a dahil olan kabilelerden bazılarının Kureyş dışındaki kabilelerden oluşması, Hums'a dahil olmada kan ve nesep bağının tek belirleyici unsur olmadığı sonucuna varmamıza yol açmaktadır.48 Kureyşliler, yakın akrabaları veya çıkar ilişkilerinin o1duğu civar kabilelerden bazılarını da bu oluşuma dahil ederek onların da kenaileri gibi söz konusu müessese ile elde edilecek imtiyazlardan

1414/1994, VIII, .251 (ha·me-se md.); C. Van Arendonk, "HumS', lA, V/1, 588; Recep Uslu, "HumS', DIA,Istanbul1998, XVIII, 364; Çelikkol, s.174

43 Fil1 05/1-5. 44 lbn Hişam, IV, 217; lbn Sa'd, ı. 75; lbn Habib, Munammak, s.127; Tabersi; Mu'cemu'I-Beyan,

Beyrut1380/1961, XXX, 234-237; Mutahhar b. Tahir ei-Makdisi, Kitabu'I-Bed' ve't-Tarih, thk., Cl. Huart, Paris 1899, lll, 186; Abdulvehhab en-Nüveyri, Nihayetü'I-Ereb fi Fününi'I-Edeb, thk., M. Rıfat- 1. Mustafa, Kahire 1395/1975,' XVI,. 239 vd.; Kister, Mekke lle l!gilt .. , s.51; Ihrahim Rifat Paşa, Mir'atu'I-Haremey.n, yy., trz., ı, 310. .

45 lbn Hişam, 1, 138-140; lbn Sa'd, 1, 75, 77; lbn Habib, Munammak, s.127; Taberiini, XXX, 234-235; RifatPaşa, ı, 310. lbn lshak, lbn Hişam'ın Sira'sinde yer alan bir ifadesinde, "Fil Yılından önce mi sonra mı kuruldu kesin olarak bilmiyorum· diyerek Hı.ıms'un ne zaman kurulduğuyla ilgili tereddütlerini ifade etmektedir. lbn Hişam, IV, 216. · ·

46 lbn lshak, s.101-102; lbn Hişam, IV, 216; lbn Habib, Munammak, 127-128; a.mlf., Muhabber, s.259-260; Zeynuddin Ahmed ez-Zebidi, Tecrid-1 Sarih Tecümesi, tre., A.Naim-K. Miras, Ankara 1982, Xl, 55-56; Rifat Paşa, 1, 309; Çelikkol, s.175.

47 lbn lshak, s.101-102; lbn Hişam, IV, 217; lbn Habib, Muhabber, s.88; a.mlf., Munammak, s.128; lbn Manzur, VI, 58; Zebidi, VIII, 249-251; Cevad Ali, VI, 363. Bunlardan Beni Amir b. Sa'saa'lılar, anneleri Kureyşli olduğu için, Huzaalılar ise daha önceden Mekke'de ikame! ettikleri ve sonradan oradan çıkartıldıklan için bu oluşumda yer aldılar. Bkz., lbn Hişam, IV, 217; lbn Habib, Munammak, s.128; lbn Maniur, VI, 58-59;-Zebidi, VIII, 249.

48 Cevad Ali, VI, 364. .

Page 10: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

84 ·. diriifÇerikti eia:fiıo_m/Üiit'i<tMani: Hi:ı'tnu'S'

yararlanmasını, böylece Kureyşlilere minnettar kalmalarını· temin etmek istemiş

olabilirler. Hums'un dışında kalan kabileler, adeta ikinci sınıf muameleye tabi

tutuldular. Temim, Mazin, Humeys ve bazı küçük kabilelerden oluşan ve "Hille" diye isimlendirilen gruplar, Mekke'ye geldiklerinde Humsluların sahip oldukları

ayrıcalıklardan mahrum bir şekilde· bazı kurallara uymaya zorlandılar.49 Humsluların lehine olan söz konusu kurallar, Hille mensuplarının aleyhlerine olmak üzere titiz bir

şekilde uygulanmaya çalışıldı.~

2-Hums Müessesesinin Kuruluş Gerekçeleri Lugat ve ıstılah manalarını dikkate alarak Hums'un kurulmasında sadece

dini gayretierin etkili olduğu50 sö)denebilirse de, bu müessese ile ortaya konulan kurallardan bazıları, söz konusu oluşumun ihdas edilmesinde, siyasi ve ekonomik' nedenlerin de etl<ili olduğunu göstermektedir.

Hac ve Kabe ile ilgili icraatları sebebiyle sach?t:i-ı Mekke'de değil, bütün bölgede itibar gören Kureyşlilerin, Kusay'dan itibaren .Kc.,: -.,t:. Mekke halkına ve Mekke'ye ziyarete gelen misafirlerine ikram ve . yardıı: . "'d:·· samimi dini duygularının etkili olduğu söylenebilir. Dolayısıyla Hums'la ortay c. . ·!an i\Lira!larda yer alan şartlardan bir kısmının dini içerikli olması doğal kabul e.:::;lmelidir. Bu kuralların hac ve kutsal bölgelerle doğrudan alakah olduğu da görülmektedir. B~ sebeple Hums'un oluşturulmasında dini saiklerin de yer aldığı ifade edilebilir.

Diğer taraftan Kusay ile !:?irlikte Mekke'de hakim güç haline gelerek siyasi birlikteliklerini tamamladıktan sonra bölgede saygın bir yer edinen Kureyşlilerin, Fil Vakasının akabinde lehlerinde oluşan müspet havayı, siyasi geleceklerini daha sağlam temeller üzerine oturtmak için Hums'u kurmuş olabilecekleri de söylenebilir.

Ticaret ve hac, Mekke toplumu için birbirinden ayrı düşünülemeyecek iki kavramdı. Hac'da ticaret işleri ve ibadet işleri bir arada yapılıyordu.51 Bu sebeple de ilk anda hacla ilgili gibi görünen Hums kavramının i9eriğinde ticari unsurların da yer alması normaldir. Mekke sakinle,riyle Kureyş'in en yakın müttefiklerinin oluşturduğu bu müessesenin, temelindeki iktisadi ami!i gösteren önemli bir özejliği vardır. Buna göre Kureyş, (Kutsiyetini muhafaza kastıyla) şehre dışarıdan yiyecek ve giyecek sokmayacaklarını ileri sürerek, Hums kapsamına girmeyen (Hille) hacıları/tacirleri

yiyecek ve giyeceklerini Mekke'den almaya zorluyorlardı.52 .Dolayısıyla Hums müessesesinin ekonomik önemi ·bariz olup, din kisvesine büründürülmesi pek şaşırtıcı değildir.53 Belki de din olgus·u, kurumun daha etkili olması için bir kılıf olarak kullanılmaktaydı. Hums müessessinin teşkil edilmesinden hemen sonra meşhur Ukaz panayırının tesisi, onun ihdasında ekonomik gayelerin ne denli etkili olduğuna işaret etmektedir.

49 lbn Habib, Munammak, 5.128-130; a.mlf., Muhabber, 5.260; lbn Manzür, VI, 58; Zebidi, VI, 249; Cevad Ali, VI, 357-363.

• Bunların maruz bırakıldıkları kurallar hakkında ileride bilgi verilecektir. so Rifat Paşa, 1, 308; Cevad Ali, VI, 366. sı Cevad Ali, VI, 370;_Qıllıiri, 5.200. s2 lbn Habib, Muna;nmak, 5.128; Tahir Olgun, Müslllmanlıkta Ibadet Tarihi, Istanbul 1963, s.180-

181 '" ;':'. •· , Makka and Tamim, s.141; Kallek, s.411; Uslu, "HumS', DlA, XVIII, 364.

Page 11: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vill/1, 2004 ünal k1l1ç 85

3-Humsla İlgili Kurallar Hums'la belli bir kesim b~ı imtiyazlar elde ederken kendi dışındaki gruplar

Hille'den kabul edilerek bir takım hak mahrumiyetlerine maruz bırakıldılar.

Dolayısıyla Hums'la ilgili kuralların daha iyi anlaşılabilmesi için karşıt kavram mahiyetindeki Hille ile ilgili şartların birlikte verilmesi daha uygun olacaktır.

Daha ziyade ihramlı iken söz konusu edilen kurallardan bazıları şunlardır: 1-AIIah tarafından sevilen ve seçkin olarak yaratılan Humslular, ihramlı iken

kutsal bölge olan Harem mevkiinden dışarı çıkmamalıdır. Aksi halde bu durum Harem'in kutsiyetini ve kendilerinin itibarlarını zedeleyebilirdi. Bu sebeple de Hz. lbrahim'den beri haccın menasikinden kabul edilen Arafat vakfesi54 için bile olsa Harem dışına çıkmak yerine Harem sınırları içerisindeki Müzdelife'de vakfe yapılmalı, vakfeden iniş (ifaza) de yine Arafat'tan gerçekleştirilmemeliydi. Hille'ye mensup olanlar ise Harem bölgesi dışında yer alan Arafat'la vakfe yapmalı ve oradan vakfeye son vererek Mekke'ye dönmeliydiler.55 Humslular böylece Mekkeli olmanın ve kutsal evin sahipliğini yapıyor bulunmanın avantajlarını kullanırken,

kendilerinin dışındakilere böylece üstünlük kurmaya çalışıyorlardı. 2-Humslular ihramlı iken hayvani gıdalardan istifade edemez, et, süt ve

sütten mamül gıdalardan yiyemezlerdi. Hille'ye mensup kimseler ise ihramlı iken Mekke'ye beraberlerinde Harem dışından getirdikleri yiyecekten yiyemezlerdi. Hille'den olanlar, şayet verirlerse Humsluların kendilerine vereceği yiyeceklerden yerler, aksi halde yiyecek satın almak zorunda kalırlardı.56 Humsludan yemek alamayan, satın almak için de para bulamayan Hilleliterin hac süresince çok zor anlar yaşadıkları söylenebilir.

Humslular, Hilleliterin beraberlerinde yemek getirmelerini tevekkOie aykırı

görerek "yola çıkarken Allah'ın rızkınızı vereceğine ve sizi doyuracağına imanınız yok mu ki beraberinizde Mekke'ye yemek getiriyorsunuz?" derlerdi.57

·

Hac veya umre'nin öyle birkaç günde biten bir ibadet olmadığı da göz önüne alınırsa şehir dışından gelenlerin Mekke'de kaldıkları süre içerisinde yiyecek temin etmek için yüklü miktarda para harcamak zorunda kaldıkları söylenebilir. Bu durumun Mekl<~ ekonomisine büyük bir rahatlama getireceği, karşılıksız verilen yiyeceklerle de onların Hilleliler üzerindeki saygınlıklarının daha da artacağına yol açtığı ifade edilebilir.

3-Hillelilerin Arafat vakfesinden dönüşte Mekkelilerden birinin evinde geçici süre kalmaları, ev sahiplerine takdir edecekleri miktar veya cinste hediyeler vermeleri de zorunlu idi.58 Böylece Mekkelilerin evleri de bu dönemde adeta bir pansiyon veya otel gibi ticari mekan hüviyetine kavuşmuş ve sahiplerinin ekonomisine katkı sağlamış oluyordu.

54 Buhari, 65/35; lbn Habib, Munammak, s.127. 55 lbn lshak, s.101-102; lbn Hişam, IV,. 216; Buhari, 65/34; Müslim, 211151-152; lbn Habib,

Munammak, s.127-128; a.mlf., Muhabber, s.89; lbn Manzür, VI, 58; Makdisi, lll, 260. 56 lbn Hişam, IV, 216, 219; lbn Habib, Munammak, 128-129; a.mlf., Muhabber, s.89; Cevad Ali, VI,

359 57 Araf 7/27, 29; Buhari, 25/6; Muhammed b. Ahmed ei-Kurtubi, ei-Ciimiu'l-Ahkiimi'I-Kur'iin, Beyrul

1405/1985, ll, 411; Cevad Ali, VI, 374. 56 lbn Habib, Muhabber. s.181·rHamidullah, islam Peygamberi, ll, 861.

Page 12: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

86 dini iferikli ekonomik bir kavram: hum us

4-Tavaf yapılırken Huruslu gündelik elbiseleri59 ile tavaf edebilme imtiyazına sahipti. Hilleliler ise ya Humsluların vereceği ödünç elbiselerle60 ya da Mekke'den parayla satın alacakları elbiselerle tavaf etmek zorunda idiler. Ödünç elbise bulamayan ve satın almak için parası olmayanlar ise ya çıplak bir şekilde tavaf etmek zorunda idi ya da beraberinde getirdiği elbise ile tavafını yapıp, tavaf sonrası, tavaf anında giydiği elbisı;ıyi tavaf mahallinden a)irılırken çıkarıp orada terk etmek61 zorunda idi. Hillelilerin beraberlerinde getirdikleri elbiselerle daha önceden haram işlemiş olabilecekleri gerekçesiyle kutsal mekana kendisiyle haram işlenilen elbiselerle girmenin uygun olmayacağı söylenirdi. Diğer taraftan daha önceden haram işienirken giyilmemiş olsa bile kendisiyle tavafyapılarak kut~ala şahid olan elbiselerle ileride haram işlenebileceği için Hilleliren elbiselerini tavaf sonrası

Kabe'de bırakmaları istenirdi.62

Istenilen türde elbise bulamayan Hilleliler çıplak tavafa zorlanırdı.63·Çıplak tavaftan çekinen kadınların64 daha ziyade gece, erkeklerin ise gündüz tavatını tercih ettikleri, çıplak tavaf esnasında Mekkeli gençlerin kötü bakışiarına maruz kalan kadınlardan bazılarının bu durumdan rahatsızlık duydukları ve bu rahatsızilkiarını

ifade etmek üzere şiirler inşad ettikleri de rivayet edilmektedir. 65

Mekkelilerin bu tür bir uygulamaya maruz bıraktıkları Hilleliler, hem yeni elbiseler alacakları için paralarını, hem de böylesi bir muameleye tabi tutulup ikinci sınıf bir konuma düştükleri için onurlarını kaybettikleri; Mekkelilerin ise daha önceki dönemlerde olmayall. söz konusu uygulamayı ihdas ederek bol para kazandıkları söylenebilir.

5-Humslular, ihramil iken-Harem dışından gelenlerin beraberlerinde ticaret için mal getirip satmalarını da yasaklayarak, ticaretin bu dönemde sadece Mekkelilerce yapılabileceğini söylüyorlardı.66 Böylece hac döneminde yapılan ticaretten sadece kendilerinin istifade edebilmelerine zemin hazırladılar.

Cahiliye döneminde Humslular ve Hillelilerin uymaları gereken hac kuralları bu saydıklarımızdan ibaret değildir. Ancak biz bu makalede ticari yönü daha ağır basan Hums hakkında bilgi verdiğimiz için Mekke!ilerin ortaya koydukları kurallardan özellikle ticari yönü ön plana çıkarıları zikrettik.67

59 Bunların tavaf için ayırdıkiarı özel elbiseleri vardı. Müslim, 21/152; lbn Habib, Muhabber, s.89. 60 Humslulardan ödünç elbise alarak hac yapan Hillelilere "Haram i' deniliyordu. Nitekim Islam öncesi

Mekke'ye dışarıdan gelen lyaz b. Hımar ei·Mücaşi Peygamberimizden ödünç aldığı elbise ile hac yaptığı-için ona Peygamberimizin Haramisi deniliyordu. Bkz., lbn Habib, Muhabber, s.89; Zebidi, VIII, 249-250; Cevad Ali, VI, 366; Hamidullah, Islam Peygamberi, ll, 861.

6 ı Tavaftan sonra çıkartılıp Kabe'de bırakılan ve çürümeye terk edilen elbise bir daha kullanılamazdı. Bu türden elbiselere çıkarılıp terk edilen anlamında "Leka" denilirdi. Sahip oldukları elbiseleri çıkartıp atmak HilleHrin onuruna dokunuyordu. Bu konuda geniş bilgi için bkz., lbn Hişam, IV, 219;

. lbn Habib, Munammak, s.128; a.mlf., Muhabber, s.89; Cevad Ali, VI, 359. . 62 Cevad Ali, VI, 361. 63 lbn Hişam, IV, 220. 64 Çıplak tavaf zorunda kalan kadınların iki tarafı yırtmaçlı gömlek giymelerine, erkeklerin ise ön ve

arka avret bölgelerini elleri ile kapatmalarına da göz yumulduğu anlaşılıyor. Bkz., lbn lshak, s.102; lbn Hişam, 1iT, 220; lbn Habib, Munammak, s.128-129; a.mlf., Muhabber, s.89, 260; Cevad Ali,

. VI, 358; Rifat Paşa, 1, 311. •

65 lbn Hişam, IV, 220; lbn Habib, Muhabber, s.260; a.mlf., Munammak, s.129; Rifat Paşa, 1, 311. 66 Bakara 2/198; Buhfıri, 25/150-151. Ayrıca bkz., özaydın, "Had', DlA, XIV, 387; Tahir Olgun, s.180.

Humusluların hac mevs.imi boyunca terk ettikleri alışkanlıkları hakkında bkz., Bkz., s.176. 67 Islam öncesi hac ve hac adetleri hakkında geniş bilgi için bkz., Cevad Ali, VI, 347 vd.; Tahir Olgun,

s.178-200; Ali Osman Ateş, lslam'a Göre Cahiliye ve Ehl·i Kitab ört ve Adetleri, lstanbul1996,

Page 13: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

1

Jk'~~

C. Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vl/111, 20{)4 ünal ktllç 87

Yukarıdaki bilgilerden de anlaşıldığı kadarıyla Mekkeliler, Fil Vakası'ndan sonra lehlerinde oluşan havayı, ticari, sosyal ve siyasi konumlarını güçlendirmek için kullanmak istediler. Bu doğrultuda olmak üzere hac münasebetiyle ayaklarına kadar gelen yabancılardan ekonomik çıkar elde edebilmek için o döneme kadar mevcut olmayan bir takım kurallar ortaya koydular. Bu kurallardan bazılarını dirii kisveye büründürmeyi ve böylesine kuralları dini gerekçelerle ortaya koyduklarını da söylemeyi ihmal etmediler. Belki de böylece kabulü zor ve bazen da onur kırıcı

kurallar karşısında dışarıdan gelen insanların tepkilerinin isyana ve Mekke'ye bir daha gelmeme boyutlarına ulaşmasını engelleyebildiler.

4-islam'm Hums'/a ilgili Tavn Hz. Ihrahim'den itibaren Mekke'nin kutsiyetine inanan insanlar Mekke'ye

gelerek kutsal mekanları ziyaret ediyorlardı. Diğer pek çok dini ibadet gibi hac ibadeti de zamanla asli hüviyetinden uzaklaştırıldı. Insanların yoğun olarak bulunduğu bir mekanda ticaretin yapılması hem gerekli hem de kaçınılmaz bir gerçektir. Dolayısıyla hac için kalabalık grupların bir araya geldiği dönemde Mekke'de ticaret yapılıyordu. Ticaretten iyi anlayan Mekkeliler, harem bölgesinin ev sahipliğini yapıyor olmanın avantajlarını ticari ranta dönüştürmek için insanları

Humslular ve Hilleliler olmak üzere iki sınıfa ayırdılar. Söz konusu sınıflar arasır:ıdaki mesafeyi 1-)umslular lehine koruyabilmek için koydukları kurallara uyulmasını titizlikle takip ettiler. •

Gerek Hums gerekse hacla ilgili diğer cahili adetler karşısında Hz. Muhammed'in peygamberliğinden önce nasıl bir tavır takındığını söylemek için elimizde yeterli bilgi yoktur.68 Diğer taraftan Hz. Muhammed'in peygamberlik görevini alması ve haccın farz kılınışı69 arasındaki dönemde de Hums ve cahiliye hac adetleri karşısında ne tür bir hareket tarzı sergilediğine dair bilgiler çok azdır. Hz. Peygamberin, Islam öncesi dönemde mensubu bulunduğu şehrin ve kavmin ortaya koyduğu kurallara karşı çıktığını gösteren bilgilere sahip değiliz. Onun peygamberlikle görevfendirilişi (bi'set) ile haccın farz kılınması arasındaki dönemde ise, hacla ilgili Islami düzenlemeler henüz yürürlüğe girmediği için mevcut uygulamaya tepkisiz kalmaya devam etmiştir diyebiliriz.

Hz. Peygamber'in lslam'ı tebliğ etme hususunda hacdan azami derecede istifade ettiğini söyleyebiliriz.70 Hac münasebetiyle Mekke'ye ayağına kadar gelen· hacılara ve taeiriere fırsat buldukça tebliğde bulunuyordu. Kendisine karşı önyargılı olan kavmi Mekkelilerin aksine söz konusu gruplar büyük bir ilgi ve alaka ile Hz. Peygamberi dinliyorlardı. Nitekim kendisine ve sahabilerine kucak açan Medinelilerle de böyle bir münasebetle görüşerek onlarla olan ilişkilerini ilerletti.

s.135-190; özaydın, "Had', DiA, XIV, 386-389; Ali Akpınar," Kur'an Ayetterine Göre Hac Ibadetinin Zamant', Marife, yıl: 3, sayı: 1, Konya 2003, s.89.

68 Hz. Peygamber'in Islam öncesi Hille'den olan bir kişiye elbisesini ödOnç vererek yardımcı olduğunu daha önce belirtmiştik. ·

69 Genel kabul gören görOşe göre Haccın faız kılındığı tarih, hicretin dokuzuncu yılıdır. Bu konuda · geniş bilgi için bkz., özaydın, "Had', olA, XIV, 388-389. . .

70 lbn Sa'd, 1, 199-210; lbn Hişam, 1, 274-277; Ayrıca bkz., Watt, s.148-149; Önkal, s.88; 243; Kapar, s.110-113.

Page 14: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

~" . \ -,

88 dini içerikli ekonomik bir kavram: hum us

Humsluların harem dışına çıkmamalarını da davet açısından lehte kullanan Peygamberimiz, onlardan özelliRie lslam'a düşmanlığıyla tanınanların Humslu oldukları için gitmedikleri, Mina, Müzdelife vb. yerlerde bulunan hacı ların, taeirierin yanlarına giderek davette bülunuyordu. Humslu, bir başka ifadeyle imtiyazlı sınıftan olan Hz. Muhammed'in ikinci sınıf muamelesine manız bırakılan Hilleli kabileleri ziyarete gitmesi, Hillelileri ziyadesiyle memnun etmiş olmalıdır ki onun tebliği

sonucu, Akabe'deki küçük bir grup hariç, müslüman olmadılarsa bile ona sert tepki de göstermediler.

Cahiliye döneminde hacla ilgili ibadet ve adetlerde bir birliktelik yoktu. Haccın başlangıç günieri, tavaf, vakfe, kurban, ihram, Şeytan taşlama vb. hususlarda kabileler farklı uygulamalarda bulunuyorlardı.71 Dolayısıyla hac dönemi boyunca nizami olmayan hareketler söz konusu idi. Hz. Peygamberin, nizami olmayan uygulamalar arasında oluşan boşlukları da davet için fırsat olarak değerlendirdiği görülür. Ciddi ve nizami bir tarzda aynı zaman ve zeminde aynı metotlarla hac menasiki yerine getirilmiş olsaydı, bu durum, Peygamberimizin daveti için hareket alanının daraltılması anlamına gelirdi. Mesela hac dönemi boyunca Mekke'de haccın sevk ve idaresinden sorumlu olan bir hac emirinin olmamasının, müşriklerin hoşlarına gitmemesine rağmen Peygamberimizin serbest bir şekilde kabUelere davette bulunmasına yardımcı olduğu söylenebilir.

Haccın farz kılınmasıyla birlikte Islam'ın hacJa ilgili bir takım

düzenlemelerde bulunduğu görülmektedir. Nitekim hac dokuzuncu yılda farz kılınmasına rağmen Islam'ın hacla ilgili düzenlemeler henüz tam anlamıyla

uygulanamadığı için, Peygamberimiz ancakonuncu yılda hacca gidebildi.72

Haccın özellikle Humsla alakalı" olan kısımlarıyla ilgili Islam'ın getirdiği düzenlemelerden bazıları73 şunlardır:

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki insanların bir birirıe bir tarağın dişleri gibi eşit (musavi) olduğUnu, üstünlüğün ancak takvada olduğunu söyleyen; soy, sop,

. kabile, ırk, dil ve zenginliğin insanlar arasında üstünlük vesilesi olamayacağı

prensibinden74 hareket eden _Islam dini, Cahiliye döneminde, aynı coğrafyanın insanları · arasında ortaya konulan bu sınıf ayrımını sona erdirdi. Mensubu bulundukları kabilelere göre hacc~tmek üzere Mekke'ye gelen insanların Humslu veya Hilleli diye ayrı muamelelere tabi tutulmasına Islam son verdi.75 Dolayısıyla

71 Bu türden farklılıklar için bkz., Cevad Ali, VI, 351-355. · 72 1bn lshak, s.102-103; lbn Hişam, IV, 273-275; lbn Sa'd,ll, 172: 73 Hacla ilgili düzenlemelerden bazıları Hz. Ebu Bekir'in, hicretin dokuzuncu yılında hac emiri olarak

gönderilmesinin hemen akabinde nazil olan Berae suresinde ifade edilmişti. Hz. Peygamber bu surede ifade edilen kurallardan dört tanesini hac münasebetiyle Mekke'de toplanan hacılara ilan etmesi için Hz. Ali'yi görevlendirmiş, o da Hz. Ebu Bekirin de bulunduğu mecliste bunları hacılara duyurmuştur. Bu kurallardan özellikle Humsla alakah olan iki tanesine göre: 1-Bu seneden sonra hiçbir müşrik haccedei1Jeyecekti.2-Bu seneden sonra hiçbir çıplak tavala katılamayacaktı. lbn lshak, s.101; lbn Hişam, IV, 203; Buhiiri, 4/107, 25/67; Müslim, 78/435; Halife b. Hayyat, Tarih,_ thk., Ekrem Ziya ei-Umeri, Riyad, 1405/1985, s.93-94; Nüveyri, XVIII, 371-375.

74 Hucurat 49/13. - . • 75 Hacla ilgili yeni düzenlemeler, Hz. Ebu Bekir'in Hac· em iri olarak görevlendirildiği ve Hz Ali

tarafından insanlara ilk defa duyurulduğu sene, bu şartlara uyulması için insanlar zorlanmayacaktı. Daha sonraki sene yapılacak hacda ise SÖZ konusu kurallara kesinlikle uyulması sağlanacaktı. (bn lshak, s.101; lbn Hişam, IV, 203; Müslim, 78/435; Nüveyri, XVI, 439.

Page 15: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

C.Ü. i/qhiyat fakültesi dergisi, Vl///1, 2004 ünal kılıç 39

'Kabe tavaf edilirken çıplak olunrr.ayacak' emrinin muhatabı sadece Hilleliler değil, tom hacılar olacaktır.76

Hilleli sayılarak dışarıdan gelenlerin Mekkelilerden giyecek ve yiyecek satın almaya zorlanmasına da son verildi. Bundan böyle isteyen hacı memleketinden ayrılırken getirdiği elbiseleriyle haccını ·yapabilecek, hac sonunda geldiği elbiseleriyle geri dönebilecekti.n Bu esnada getirmiş olduğu yemeği de yiyebilecekti.78

Hac esnasında dileyenler ticari kurallara uymak koşuluyla ibadetlerini aksatmayacak şekilde ticaret de yapabileceklerdi.79 Mekke dışından gelenler, beraberlerinde getirdikleri ticari malları Mekke'de satabilecekleri gibi Mekkelilerden aldıkları ticari malları da diledikleri yere götürüp satabileceklerdi.

Söz konusu ticaret serbestliğinin Mekke ekonomisine olumsuz etki edeceğini düşünen bazı kimselerin bu endişelerinin80 yersiz olduğu, Allah'ın lutf edeceği daha başka imkanlarla81 bu yasakla açığa çıkabilecek ekonqmik kayıpların telafi edilebi!e.ceği de ayetle bildiriliyordu.82

Vakfe için Arafat'a çıkmak ve oradan topluca iniş (ifaza) emrediliyor83,

böylece Humsluların büyüklenerek Arafat Vakfesi için bile olsa Harem bölgesini terk ·- etmemesi geleneğine de son veriliyordu. Siyahla beyazı.ı, hürle esirin, köle ile . efendinin, amirle memurun kısacası toplumun bütün kesimlerinin eşit şartlar altında tam bir kaynaşmayla yapması gereken hacla ilgili olarak cahiliye dönemi Mekkelilerinin oluşturduğu bidatıere son verilerek tam bir musavaat sağlanıyordu.

SONUÇ Kusay'l~ etkin bir şekilde tarihteki yerlerini alan Kureyşliler, zaman

içerisinde Mekke'nin en itibarlı kabilesi haline geldiler. Kusay'ın önderliğinde siyasi birlikteliklerini elde eden Kureyşliler, geçimlerini temin açısından bağımlı oldukları ticari faaliyetlerini ilerietmek için bir takım tedbirler almışlardır. Bu tedbirlerden bazılarının biline gelen Hac menasiklerine aykırı olmasına da ticari düşüncelerden dolayı aldırış etmediler. ·

Fil Vakası'ndan sonra itibarları daha da artan Mekkeliler, bölgenin en saygın kabilesi könumuna yükseldiler. Söz konusu durumdan siyasi ve ticari bir takım menfaaller elde etmek istemeleri, onları, Hums ve benzeri kurumları

76 Yerliler bu bölgede yabancılardan daha fazla hak ve imtiyaziara sahip olamayacaklardı. Kister, Mekke lle ligili Baz1 ... , s.60

n "Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiseleıinizi giyin; yiyin için fakat israf etmeyin .. ." A'raf 7/32 ayeti ile bu serbestlik tanındı.

76 A'raf 7/31; Bakara 2/197; Buhiiri, 25/6; Kurtubi, ll, 411; Zebidi, VI, 34. 79 Bakara 2/198; Buhari, 65/34-35,25/150-151. 6° Kister, Mekke lle Ilgili Baz1 ... , s.54. · 61 lbn lshak'ın lbn Hişam tarafından nakledilen ifadesine göre müşıik hacıların haccetmeleıinin

yasaklanmasıyla ortaya çıkabilecek ekonomik kayıplar cizye ile telafi edilmiştir. lbn Hişam, IV, 205-206.

62 Tevbe 9/28. Kister'e göre (Mekke lle ligili Baz1 ... , s.54) "Mekke'nln fethinden ve ticaret yollarının başkanları ile Peygambere sadakat yemini etmiş olan liderler tarafından emniyet altına alınması ve . kontrol ·edilmesinden sonra, bir başka ifadeyle müslümanların artık müşıikleıin ticaretieline ihtiyaçları kalmadığı bir dönemde bu ayet nazif olmuştur.

63 Bakara 2/198; Buhari, 65/35-36; Müslim, 19/147. Peygambeıimiz devesi üzerinde Arafat vakfesinde bulunarak Humsluların Arafat'a çıkmaması geleneğine son vermiştir. Bkz., lbn Hişam, IV, 221. .

Page 16: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

90 dini içerikli ekonomik bir kavram: hum us

oluşturmaya yönlendirdi. Mekke dışından gelen ve Hums'la ikinci sınıf muameleye tabi tutulan kimselerin itirazlarına mani olmak için Hums'la ilgili kuralları dinin gereği olarak ihdas etliklerini söylediler. ,Ama bu konuda ellerinde dinsel bir kaynak ve dayanak bulunmuyordu.

Islam Dini, Hacla ilgili lslam'a aykırı olmayan kuralları, ibadet ve gelenekleri korurken, Islam'ın ilkelerine aykırı olanlara son verdi. Insan hak ve hürriyetine önem veren Isiarn dini, Hums'la bazı grupların maruz kaldıkları hak mahrumiyetlerini de böylece sona erdirdi.

Kaynakça

AKPlNAR, Ali, "Kur'an Ayetlerine Göre Hac Ibadetinin Zamanı", Marife, yıl: 3, sayı: 1, Konya 2003.

1996.

1997.

ALGÜL, Hüseyin, "Haram Ay/af', DiA, lstanbul1997. ARENDONK, C. Van, "Hums', iA, V/1. ATEŞ, Ali Osman, islam'a Göre Cahiliye ve Ehl·i Kitab Örf ve Adetleri, Istanbul

CABIRi, Muhammed Abid, islam'da Siyasal Akıl, tre., Vecdi Akyüz, Istanbul

CAETANI, Leon, islam Tarihi, tre., H. Cahil (Yalçın), lstanbul1924. C EV AD ALl, ei-Mufassal fi Tarihi'l-Arab kable'l-islami, Beyrut 1413/1993. ~AGATAY, Neşe!, islam'dan Önce Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı, Ankara 1957. ÇELIKKOL, Yaşar, islam Öncesi Mekke, Ankara 2003. DÜRi, Abdulaziz, ilk Qönem islam Tarihi, tre., Hayrittin Yücesoy, lstanbul1991. HALIFE B. HA YY AT, Tarih, thk., Ekrem Ziya ei-Umeri, Riyad, 1405/1985. HAMIDULLAH, Muhammed, islam Peygamberi, tre., Salih Tuğ, lstanbul1990. ------"-----, "el-ilaf veyS Islam'dan önce Mekke'nin · lktisadi-Djp/omatik

Münasebetleri', Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara 1961, sayı: IX, _ 213-221.

HASAN IBRAHIM HASAN, Siyasi -Dini -Kültürel-Sosyal islam Tarihi, tre., !smail Yiğit- Sadrettin Gümüş, Istanbul 1991.

IBN KESIR, Ebu'I-Fida ei-Hafız, ei·Bidaye ve'n-Nihiiye, thk., A. Ebü Müslim-A.Necib Adva, Beyrut trz. :· ·

IBN MANZÜR, Lisanu'I-Arab, Beyrut 1414/1994, VI, 58 (ha-me-se md.). IBN SA'D, Muhammed, et-Tabakatu'I-Kübra, Beyrut trz. lB N HABiB, Kitabu'I-Muhabber, Beyrut trz. ------------, . Kitabu'I·Munammak fi Ahbari Kureyş, thk., Hurşid Ahmed Faruk,

Beyrut 1405/1985. IBN HIŞAM, Abdulmelik, ·es-Siretü'n-Nebi, thk., M. Muhyiddin Abdulharnid, Beyrut

1401/1980.

KALLEK, Cengiz, "Mekke lktisadwla Ilgili Müesseseler', Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadette islam, ed. Vecdi Akyüz, lstanbul1994.

KAPAR, M.Aii, Hz. Muhammed'in Müşriklerle Münasebetleri, lstanbul1993. KISTER, M. J., "Makka and Tamim (Aspects of their Relations)", Jornal of the

Economic and Social History of the Orient VIII, Leiden 1965. ------------., "Mekke lle Ilgili Bazi Rivayet/el'', Cumhuriyet Üniversitesi ilahiyat

Fakültesi Dergisi, tre., Ali Aksu, sayı: Vl/2, Sivas 2002. · KURTUBi, Muhammed b. Ahmed, ei-Camiu'I·Ahkami'I-Kur'an, Beyrut

1405/1985. .

Page 17: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der.9isi 1 75~91isamveri.org/pdfdrg/D01956/2004_1/2004_1_KILICU.pdfinanç, ekonomi Özet: Fil Vakası'nc!.an sonra Arap yarımadasında

C.Ü. ilahiyat fakültesi dergisi, Vl///1, 2004 anal kılıç 91

MAKDISi. Mutahhar b. Tahir, Kitabu'I·Bed ve't-Tarih, thk., Ci. Huart, Paris 1899. NÜVEYRi, Abdulvehhab,.Nihayetü'I·Ereb fi FünQni'I·Edeb, thk., M. Rıfat· 1.

Mustafa, Kahire 1395/1975, XVI, Rifat Paşa, lbrahim, Mir'atu'I-Haremeyn, yy., trz. OLGUN, Tahir, Müslümanlıkta ibadet Tarihi, lstanbul1963. ÖNKAL, Ahmet, RasCılullah'ın lslam'a Davet Metodu, Konya 1989. ÖZAYDIN, Abdulkerim, "Had', DiA, lstanbul1996, XIV, 386. SARIÇAM, lbrahim, "Hz. Muhammed'in Peygamber Olarak Gönderildiği Ortam",

Diyanet Ilmi Dergi-Peygamberimiz Hz. Muhammed (Özel Sayı), Ankara 2000, ss.1-32 -----, Ernevi-Haşimi Ilişkileri, islam Öncesinden Abbasiler'e Kadar,

Ankara 1997.

trz., TABERi, Muhammed b. Cerir, Tarihu'I-Ümem ve'I·MüiQk, thk., Komisyon, Beyrut

TABERSi, Mu'cemu'I-Beyan, Beyrut 1380/1961. USLU, Recep, "Hums", DiA, lstanbul1998, XVIII, 364. WATT, W. Montgomery, Hz. Muhammed Mekke'de, tre., R. Ayas-A Yüksel,

Ankara 1986. WEIR, T.H., "Darunnedve", iA, Istanbul 1945. YA'KÜBi. Ebü Yakub, Tarihu'I·Y'akubi, thk., Abdulemir Mühenna, Beyrut

1413/1993. YÜKSEL, Ahmet Turan, "Yakın Doğu'da Ticaret Merkezleri ve Panayırlaı", Selçuk

Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 5, Konya 1994. ZEBIDi, Zeynuddin Ahmed, Tecrid-1 Sarih Tecümesi, tre., A.Naim-K. Miras,

Ankara 1982, Xl, 55-56. ----------, Tacu'I·ArCız min Cevahiri'I·KamCıs, Beyrut 1414/1994, VIII, .251 (ha­

me-se md.).