Çokrak - 23

20
Yıl:5 Sayı 23 Nisan-Mayıs 2011 COKRAK Kırım Türkleri Kültür ve Yrd. Der. Tekirdağ Şubesi Bölgesel Tanıtım Gazetesi ÜCRETSİZ “Milletine hizmet etmek istiyorsan elinden gelen işle başla” İ. Gaspıralı NKÜ Piramit Salonunda Tatar Milli Gecesi... İlk kez seyredenler oldu ve gecede çok duygulu anlar yaşandı >>16 Kırım Hanlarının sürgün yeri: TRAKYA Ballıhoca ve Karamusul Köylerine ziyaretimiz... Bora Gazi Giray Han’ın Türk Kültürüne katkısı Emiryakup Köyü “İlim Akıl Çoqragıdır” Keliniz bir aynenni aytayıq Balabankoru Köyü’nün çekik gözlü Tatarları Silivri heyetinin Kırım ziyareti

Upload: vatan-kirim

Post on 18-Mar-2016

223 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

Çokrak 23.sayı. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği - Tekirdağ Şubesinin yayın organı.

TRANSCRIPT

Page 1: Çokrak - 23

Yıl:5 Sayı 23 Nisan-Mayıs 2011COKRAK

Kırım Türkleri Kültür ve Yrd. Der. Tekirdağ Şubesi Bölgesel Tanıtım Gazetesi ÜCRETSİZ

“Milletine hizmet etmek istiyorsan elinden gelen işle başla” İ. Gaspıralı

NKÜ Piramit Salonunda Tatar Milli Gecesi...İlk kez seyredenler oldu ve gecede çok duygulu anlar yaşandı >>16

Kırım Hanlarının sürgün yeri: TRAKYA

Ballıhoca ve Karamusul Köylerine ziyaretimiz...

Bora Gazi Giray Han’ın Türk Kültürüne katkısı

Emiryakup Köyü

“İlim Akıl Çoqragıdır”

Keliniz bir aynenni aytayıq Balabankoru Köyü’nün çekik gözlü Tatarları

Silivri heyetinin Kırım ziyareti

Page 2: Çokrak - 23

Yıl: 5 - Sayı:23 Nisan- Mayıs 2011

Derneğimiz 21.12.1992 tarih ve 92/3924 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Kamu Yararına” dernektir.

Yazı İşleri MüdürüCenk GİRAY

Kırım TemsilcisiSerane KENCALİYEVA

Rusça MütercimReşide HACIÖMEROVA

Beyan ERGE

Grafik TasarımErge Bilgisayarlı Tasarım ve Reklam Baskı: Cem Davetiyeleri Matbaacılık ve Matbaa Malzemeleri San. Tic.Ltd. Şti. E-5 Karayolu Üzeri İstanbul Kısmı ÇORLU0282 685 40 76

Çokrak Gazetesi’nin tüm hakları Kırım Türkleri Derneği Tekirdağ Şubesine aittir. Gönderilen yazılar yayınlansın ya da yayınlanmasın iade edilmez. Gazetemiz yazılar üzerinde

gerekli müdaheleyi yapma yetkisine sahiptir.Gazetede çıkan yazılar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir. Gazetede yayınlanan yazı ve reklamların her türlü mesuliye-

ti yazarlarına ve sahiplerine aittir.

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Tekirdağ Şubesi

Adına İmtiyaz SahibiHasan ERGE

İdare MerkeziOrtacami Mh. İbrahim Efendi Sk. Üstün Ermiş

İş Hanı Kat:2 TEKİRDAĞTel/Faks:0090282 264 02 25

[email protected]

Page 3: Çokrak - 23

Emiryakuplu’lar Derneği… Tarsal’ da (26 Mart) günü güzel bir gece yaşadılar. Tekirdağ, İstanbul, Emiryakup

Köyü sakinleri toplanarak birlik ruhu sergilediler. Bu derneğimiz yılda 3 faaliyeti gelenek haline getirdi. 1) Hemşerilerini yılda bir defa yemekte buluşturuyor, 2) Tepreç yapıyor, 3) Takvim bastırıyor. Bunun haricinde de İzmit, Ankara, İstanbul, İzmir gibi Kırım Türkleri Derneklerini giderek ziyaret ediyorlar. Ayrıca çok da güzel bir siteleri var, (www.emiryakup.org) orada Köyle ilgili her türlü haberleri günü gününe yazarak camia arasında iletişimi sağlıyorlar. Şimdiki başkanları Şeref Çınar teşkilatı toparladı, götürüyor. 29 Mayıs’ da yapılacak Tepreçler için şimdiden hazırlıklara başladılar bile… Kutluyoruz.

Çorlu / Paşaköy

Çorlu’ ya bağlı küçük bir köy. Vefat eden köyün imamı evvelden tarihi eser düşmanlarınca köy mezarlığına kırık-dökük sıpıtıp atılmış Kırım mezar taşlarını bulmuş, getirip caminin bahçesine güzelce dizmiş. Şehrimizin Müftüsü bize haber verdi, biz de TONGUÇ babayı alarak Paşaköy’ e gittik. Yine köy imamı onlara güzel bakmış. 250 sene evvelki taşlar bu köyün Kırım’ dan geldiğini gözteriyor. Hakan Kırımlı olaya vakıf. Köy kahvesinde toplanarak on-lara Kırım hakkında bilgiler verdik. Köylü Kırımlı oldukla-rını kabullenmiş.

Kırım Giray Hanlarının sürgün yeri: Trakya >>2

Değerlendirme >>3

Zafer Karatay’ın Ukrayna Başbakanı Mykola AZAROF’la mülakatı >>4-5-6

Çokrakla yeniden >>6

“İlim aqıl çoqragıdır” >>7

Balabankoru Köyü’nün çekik gözlü Tatarları >>8-9

Bora Gazi Giray Han’ın Türk Kültürüne Katkısı >>10-11

Keliniz bir aynenni aytayıq >>11

Strateji 2017 toplantısı yapıldı >>12

Zafer KARATAY ve Celal İÇTEN derneğimizi ziyaret etti >>13

Ballıhoca ve Karamusul Köylerine ziyaretlerimiz >>14

Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Cemiloğlu, Tekirdağ’da >>15

NKÜ Piramit salonunda Kırım Tatar Milli Gecesi >>16

Silivri heyeti, Kırım Parlamentosundatemaslarda bulundu >>17

Page 4: Çokrak - 23

İlk Kırım Hanı (1441) Hacı Giray Handır. Mengli Giray Han döneminde, (1475) Osmanlı Padişahı 2. Mehmet (Fatih) Osmanlı kentlerine saldıran Cenevizlilerin Kırımın güneyindeki kaleleri zapt ettiği sırada Kırım Hanlığını Osmanlıya kattı. Kırım Hanlığı Osmanlı’ya 300 yıl (1774) bağlı kalmıştır.

Kırım ordusu Osmanlı çağırdığı zaman birlikte seferlere katılmıştır. Hanlık ordusunun başında Kırım hanı bulunurdu. Ordunun sağ kanadına Kalgay, sol kanadına Nurettin Sultan komuta ederdi. Kırım hanlarının çocuklarına Hanzade; birinci Velihata kalgay, ikinci velihata Nurettin Sultan denirdi

Hanları Osmanlı Padişahı tayin ederdi. Padişahlar Hanlara beraat, sancak, hilat, murassa, sorguç ve kılıç verirdi. Ancak Kırım hanlarının tayinlerine, önemli işlerine ve azillerine Osmanlının boy beyleri de etkili olmuştur. (Beraat: aklanma; sancak, o dönemde bulunduğu bölgenin askeri birliğinden ve askerin dışındaki yönetimden sorumluya verilen bayrak. Hilat: padişahların gönül almak, ödüllendirmek için birine giydirdiği değerli kumaş veya kürkten yapılmış kaftan. Murassa: değerli taşlarla bezenmiş cevahirle süslenmiş nişan. Sorguç: serpuşların ön tarafına takılan tüy veya püskül biçimindeki süs.)

Osmanlı padişahı 1.Selim (Yavuz) 1512-1520 yıllarında Osmanlı’yı yönettiği dönemde imparatorluğun doğu ve güney bölümleriyle Afrika’nın kuzeyinde kazandığı zaferlerle yeni topraklar elde etmesini sağlamıştı. Ülkenin doğusunda planladığı yeni fetihlere hazırlanırken sırtındaki bir çıban sebebiyle hastalanarak 53 yaşında ölmüştü. 1.Selim(Yavuz) Kırım’ın kuzeyindeki Rusların yakın gelecekte güçleneceğini tahmin ederek Kırım hanlığının Osmanlı ile Ruslar arasında bir tampon bölge oluşması amacıyla ordusunun yapacağı savaşlara çağrılmamasını ve güçlendirilmesi için katkı yapılmasını vasiyet etmiş ise de kendisinden sonraki Osmanlı padişahları bu vasiyete uymayarak Kırım hanlığının ordusunu seferlere çağırmışlardır.

Bundan dolayı; Kırım’ın kuzeyinde güçlenen Ruslar 17.yüzyıldan itibaren Kırımla ilgilenmeye başlamıştır. 1689’da Kırım’a hücum etmişlerse de 1711 de Osmanlılar, Prut’ta Deli Petro yönetimindeki Rusları yenmiş, fakat Deli Petro’nun karısı Katerina, zekâ ve soğukkanlılık göstererek Baltacı Mehmet Paşa’nın, Rus ordusunu yok edecek bir saldırıda bulunmasını önlemiştir.

1737’de Ruslar tekrar Kırım’a akın düzenlemişlerdir. 1768’deki ve 1770 yılındaki savaşları Osmanlılar Ruslara karşı kaybetti. 1771 de Ruslar Kırım’ı işgal etti. 1774’te Osmanlıların Ruslara yenilmesiyle Kaynarca Antlaşması imzalandı. 1783 te ise Ruslar Kırım’ı aldılar. (Osmanlı padişahı 1. Abdülhamit döneminde 1774-1789)

18.yüzyılda Ruslar her zaman Osmanlı’dan yana olmayan ve kendi işlerine gelen bir han aramışlardır. Osmanlı Ordusuna katkı sağlayan Kırım hanlarını engelleyebilmek, onları zayıflatabilmek ve Kırım’dan kaçırmak amacıyla çeşitli entrikalar denemişler, kışkırtmalar ve ayaklanmalar düzenlemişlerdir.

Türk tarihinin bazen şanlı, bazen hazin, fakat çoğu ibretli sayfalarını dolduran Girayların Kırım’dan ayrılmalarından itibaren sürgün hayatları da başlamış olmaktadır.

Osmanlı padişahları Kırım hanlığı yönetiminden çeşitli sebeplere dayalı olarak Kırım hanlarını, Kalgaylığa yükselmiş Girayları, Nureddin Sultanları aile ve yakın çevresiyle birlikte sürgüne yollamaktaydı. Kırım hanları ve yakınları için Osmanlı’ nın seçtiği alan Trakya’ dır. Sadece sürgün değil, İstanbul’a yakın yere ikametini alarak gözetiminde tutmuş veya onları hanlığa hazırlamışlardır.

Trakya’da; Çatalca, Tekirdağ, Çorlu, Saray, Hayrabolu, Malkara, Babaeski, Gelibolu ve Vize’nin, bunlara bağlı köyleri ikamet yeri olarak seçilmesinin sebepleri arasında rakiplerinin kötülüğünden korumak da vardır. Osmanlı yönetimi han ailesine arpalık vermiş, onlara yıllık gelir sağlamış, rahat yaşamaları için çiftlikler vermiştir.

Saray’ da han ailesine mensup vatandaşlarımıza rastlıyoruz. Mesela, Aslan Giray Han’ ın torunları hala Saray ilçemizde mevcuttur. Soyadları da Giray olan Kaplan Giray, son Kırım gecesine davet edilmiş ve de gelmiştir. Yine Saray’ da ikamet eden KIRKOYUN’ lar ile TUNCEL sülalesi de bundan 200 yıl kadar evvel Kırım’ dan geldiklerini biliyorlar. Tekirdağ merkezde ise Nezih SUYURAN’ lar, ile Derneğimizin yönetim kurulunda görev yapan Nusratfakı Köyünden YILMAZ’ lar da 250 yıl kadar evvel Kırım’ dan gelen bir ailenin devamı olduklarının farkındalar. Yni Trakya sahası Kırımlı ailelerle doludur.

KIRIM GİRAY HANLARININ SÜRGÜN YERİ: TRAKYA

Mustafa ERBAŞ

2

Page 5: Çokrak - 23

Trakya’ da tahminlerin çok üzerinde Tatar nüfusu bulunuyor. Bu varlığımızı cevher madenine benzetebiliriz. Derneklerimiz çalıştıkça, Yunus deyimiyle: “ Hamdık, piştik elhamdülillah” durumuna geleceğimize inanıyorun.

Geçenlerde Tekirdağ Ziraat Odamızın Eski Başkanı Şerif Baykut, “ Yav, benim babaannemin de babası Tatarmış, Kırım’dan gelmişler, öyle diyorlardı hep...” Dedi bize, ikrar sebebinin etkili faaliyetlerimiz olduğunu düşünüyorum. Yani Tekirdağ’ da bizi gören kişi eğer kenarından kıyısından Kırımlılıkla bir ilintisi varsa mutlaka Tatarlığını hatırlıyor ki bu sevinilecek bir aşamadır.

2010 yılının yazında Çorlu Şube Başkanımız İsmail Tonguç amca ile birlikte Çorlu/Misinli’ nin yanında Paşaköy’ e gittik. O köyün geçmişinde Tatarlık olduğunu Tekirdağ Müftüsü ile O günün İl Genel Sekreteri Mustafa Yel söylemişti. Tavsiye üzerine gittik, Orada cami havlusunda birtakım mezar taşlarını gördük. Taşları okuyan kişi bizim Doç. Dr. Hakan Kırımlı imiş, neyse... Okunmasıyla birlikte bir bilgi daha ortaya çıktı. Meğer köy halkı 250 sene kadar evvel Kırım’ dan gelmişler. Köylüler bu gerçeği öğrendikten sonra “Tatarmışız” demeye başladılar.

Kırım gecemiz için Turne programı çerçevesinde, 21 Ocak günü, NKÜ piramit salonunda bir milli gece düzenledik.

Sanatçılar Kırım’lıydı; Server Kakura, Asiye Sale, Emine, Rıza Yusuf, Dilaver Osman gibi. 20 değerli sanatçının gösterisi fevkalade ilgi gördü. Seyredenlerin çoğu duygulu bir gecenin ikliminde mest oldu. İşte bu faaliyette ortaya sunulan Kırım müziği, folkloru kısaca Kırım Tatar kültürü insanımızı büyüledi. Trakya’ nın; Karamusul, Emirali, Türkgücü, Büyükyoncalı vb. yerleşim birimlerinden gelen Tatarlar üzerinde şoklama meydana getirdiğini açık olarak hissettim. Ağlayanlar vardı.

Bu gecenin yankıları o gün bugündür eksilmedi. rastlaştığımız insanlar “ Ama ne geceydi!” Demekten kendini hala alamıyor.

Elinizdeki Çokrak ile olup bitenleri yazılı hale getiriyoruz. Çok önemlidir. 1000 adet basıp ücretsiz dağıtıyoruz.İnanıyorum ki, Tekirdağ Şubemiz Kırım Tatarları için Trakya’ nın kültür merkezi olacaktır.

Derneğimize sahip çıkalım. Trakya’ da kendi binasına sahip, folklorunu, tiyatro ekibini oluşturmuş, binlerce Kırımlı’ nın büyük bir gururla girip çıktığı bir YUVA haline gelmek istiyoruz. Bakın bizim diğer parçamız olan kardeş kuruluşumuz Emiryakuplukar Derneği de Tarsal’da 300 kişilik yemekli bir gece yaptı. Başkan Şeref Çınar’ ı kutluyorum. Kırım Bayrağını dalgalandırmak kolay mı?Sağlıcakla kalınız.

Değerlendirme...

BAŞYAZI

Fatih ERGEŞube Başkanı

KIRIM GEZİSİ 6 senedir, Kırım Türkleri Derneği Tekirdağ Şubesi öncülüğünde gerçekleşen

Kırım Seyahatimiz bu sene 27 Haziran 4 Temmuz tarihleri arasında programa alınmıştır.

Katılmak isteyenler ayrıntılı bilgiye derneğimizi arıyarak yada www.tekirdagkirimdernegi.org adresinden ulaşabilirler

Dernek Yönetim Kurulu

3

Page 6: Çokrak - 23

Karatay: Sayın Mykola Azarov, TRT Habere konuk olduğunuz için teşekkür ederiz. Türkiye ve Ukrayna arasında ilişkiler hızla gelişiyor. Ocak ayında başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Ukraynayı iş adamlarıyla çok sayıda bakan ile ziyaret etti.Ukrayna tarafı Türkiye ilişkilerini nasıl görüyor? Örneğin Ekonomik ilişkilerde beklentileriniz ve hedefleriniz nedir? Yabancı yatırımları kolaylaştıracak yeni ekonomik tedbirleriniz var mıdır?

Azarov: Ukrayna Hükümeti hakkında söylediğiniz güzel sözleriniz için Size çok teşekkür ediyorum. Ocak ayında biz, Sizin Başbakanınız, Ukrayna’nın dostu ve ünlü siyasetçi olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı büyük memnuniyetle Ukrayna’da ağırladık. Görüşmelerde kendisi ile Ukrayna ile Türkiye arasında serbest ticaret alanının kurulması, vizesiz rejimin uygulaması, hem Ukrayna’daki türk yatırımlar için hem de Türkiye’deki Ukrayna yatırımlar için yatırım sürecinn geşilmesi için her türlü engellerin kaldırılması. Ticaret hacmimizin dunya finansal krizin etkisinde azaldığını belirtmek isterim fakat son zamanlarda o eskisine dönmektedir ve biz önümüzdeki 2 sene içerisinde ticaret hacmimizi yaklaşık 2,5 kat arttırmayı hedefliyoruz. Böylece şuanda yaklaşık 5 milyar dolar olan ticaret hacmimizi 10 milyar dolar kadar ulaştırmış oluruz. Ülkelerimiz arasındaki ilişkileri sadece iyi olmadığını gerçek dost ilişkimizin olduğunu düşünüyorum, komşuyuz aynı Karadenizin kıyılarında bulunuyoruz, Ukrayna’nın 20 yıllık bağımsızlığı dönemi içerisinde hiç bir kavgamız olmamıştır, biz hep ülkelerimiz arasında çok iyi dost ilişkilerin geliştirilmesine odaklıydık. Yüzbinlerce vatandaşımızın Türkiye’ye tatil için gelmesinden çok memnunuz, onlar Türkiye etrafındaki denizlerde vakit geçiriyorlar. Biz de Türk vatandaşlarının turizm amaçlı bizim tatil yerlerimize gelmelerini isterdik. Bence hem benim ziyaretim sırasında hem de işadamı, siyasetçi, bilim adamı değimi çerçevesinde, kültür içbirliği aracılığı ile biz ilkelerimizi daha iyi tanıyabiliriz ve böylece vatandaşlarımızın seyahatleri için fırsatlar yaratmış oluruz.

Karatay:Türkiye komşularıyla vizesiz seyahate büyük önem veriyor.Bu konuda iki ülke anlaştı. Ne zaman Ukraynayı vize almadan ziyaret edeceğiz?

Azarov: Şimdi Ukrayna Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti söz konusu anlaşmanın detayları

üzerinde çalışmaktadır. Ben bu sürecin yakın zamanda tamamlayacağını düiünüyorum. Ve bu süreç tamamlayınca sınırlarımızı vatandaşlarımız için açabiliriz.

Karatay: Türkiye ve Ukrayna arasında ilişkilerde Kırım Tatarlarının önemli bir köprü görüyor. Hem Kırım Tatarları ve diğer sürgün edilen halkların hakları ve hukuklarının iadesi hakkında hükümetiniz ne düşünüyor?

Azarov: Sürgünde zarar giren Kırım Tatarların Kırım topraklarına geri dönmelerine ilişkin konunun çözülmesi için Hükümetimiz çok önemli adımlar atmaktadır. Bu bizim için çok ciddi bir sorun çünkü Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra Kırım topraklarıma Kazakistan, Rusya ve diğer eski Sovyet Birliği ülkelerinde 150 binden fazla kişi taşınmıştır. Hepsine konut ve iç vermek, mali açıdan yardım etmek lazım. Kırım Tatarlar için kasabaların inşa adilmesine yönelik çok büyük bütçe programımız mevcuttur. Bu zamanlarda, Kırım Tatarlarının uzun zaman boyunca gerçekleşmesini istedikleri Simferopol’de Camii’nin yapılmasına ilişkin sorun çözülmüştür. Camii için yer verilmiş olup yaklaşık bir ay önce inşaası başlamıştır. Tüm bunlar Hükümetimizin, Kırım Tatarlarının siyasi ve ekonomik haklarının iadesine çok ciddi baktığını göstermektedir.

Karatay: Kırım Tatarları ile başta temsiliyet olmak üzere toprak konularında bazı sıkıntılar yaşanıyor. Toprak meselesinin çözümü dahil Kırımda gerginliği azaltacak ne gibi adımlar atmayı planlıyorsunuz.?

Azarov: Bildiğiniz gibi Kırım, Ukrayna’nın Özerk Cumhuriyetidir. Ukrayna Hükümeti ve yerel iktidar organları, Kırım Tatarların yerleşmesi, evleri inşaa etmeleri için toprağın verilmesine yönelik bir çok ciddi adım atmaktadır. Bunun için rezerve topraklar ve bu tür ihtiyaçları karşılamak amacı ile verilen topraklar kullanılmaktadır. Geçen yıllarda bazı topraklar yasal dışı şekilde ayrı Kırım Tatar vatandaşlarına verildiğini üzüntü ile belirtmek isterim. Bu da yarımadada sorunlu ortamı yaratmıştır. Biz bu sorunun görüşmeler yaparak çözülmesine odaklıyız. Ve biz Kırım Tatar liderlerinden bunu istiyoruz. Bu sorunu yasal, Ukrayna yasalarına uygun şkilde çözmek için Kırımda toprakların mevcut olduğunu tekrar belirtmek isterim.

KTMM Türkiye Temsilcisi, ZAFER KARATAY’ IN UKRAYNA BAŞBAKANI MYKOLA AZAROF’LA MÜLAKATI

AZAROV, “Hükümetimiz Kırım Tatarlarının siyasi ve ekonomik haklarına çok ciddi bakmaktadır.”

Ukrayna Başbakanı Mykola Azarov, 13-14 Mart 2011 tarihlerinde İstanbul’da Değişim liderleri zirvesine katıldı. Azarov, TRT Haber kanalına Zafer Karatay’ın koordine ettiği bir özel bir demeç verdi. Hilton otelinde TRT Habere konuşan Ukrayna

Başbakanı Mykola Azarov TRT Haber muhabiri Yasemin Sakacı’nın sorularını cevaplandırdı.

Bu röportajdan önce de KTMM Türkiye Temsilcisi Zafer Karatay Azarov’un Uluslararası ilişkiler Baş Danışmanı M.Kamışev ile bir görüşme yaptı.

TRT Haber kanalında 17 Mart günü yayınlanan özel röportajda Ukrayna Başbakanı hem Türkiye, hem Avrupa Birliği ile olan ilişkileri ve Kırım Tatarlarının problemleri ve Ukrayna hükümetinin Kırım Tatar meselesine bakışını anlattı.

Page 7: Çokrak - 23

Karatay: Türkiye son zamanlarda çok aktif politika izliyor. Bu kapsamda da dünyanın bir çok yerine yardım eli uzatıyor. Bu yarıdm elini Kırım Tatarlarına da uzatmak istiyor. Bu anlamda da TİKA bazı projeler hazırladı ama bu projeler bakanlıklarda bekletiliyor. Bu projeler ne zaman hayata geçirilebilir.Bu projelere ne zaman izin çıkabilir?

Azarov: Biz projelerin gerçekleşmesine ve yatırım projelerin uygulamasına karşı değiliz, bu Kırımdaki projeler için de geçerlidir. Biz bu zamanlarda Ukrayna’da iş faaliyetlerini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz: vergileri azaltıyoruz, izin belgelerin verilme sürecini kolaylaştırıyoruz ve tabii ki TİKA tarafından yürütülen projeleri destekleriz.

Karatay: Yanukoviç’in iktadara gelmesiyle Ukrayna’nın yüzünü daha çok Rusya’ya döneceği yorumları yapılıyordu. Siz Ukrayna olarak Rusya ve Batıyla AB ile ABD ile olan ilişkilerinizi nasıl tanzim edeceksiniz? Bu konudaki politikanız nedir? Kısaca sizin rotanız nedir?

Azarov: Ukrayna Cumhurbaşkanı Sayın Viktor Yanukoviç ile Hükümetimizin iktidara gelmesi, pragmatik Ukraynaya yönelik ülkemiz ve vatandaşlarımız çıkarları için yürütülen

politikaya geçmesini sağlamıştır. Vatandaşlarımız için tüm komşu ülkeler ile dost ilişki kurmak çok iyi bir şey. O yüzden son bir sene içerisinde mesela Rusya ile ilikilerimizin gelişmesini engelleyen sorunları kaldırmaya çalıştık. Eski iktidar tarafında yapay olarak yapan söz konusu engeller bildiğiniz gibi Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerin de zarar gördüğü 2009 yılında meydana gelen doğal gaz krizine yol açmıştır. Tabii ki biz bu yapay ve ideolojik engelleri kaldırıp pragmatik politikayı kurmak için her şeyi yaptık Aynı politikayı biz Polonya, Türkiye ve diğer komşularımızla yürüttüğümüz ilişkilerde de uyguluyoruz. Biz hem AB hem de ABD ile yapıcı diyalog sürecini oluşturduk. Hükümetimiz tüm ülkeler ile işbirliği sürdürmektedir biz hiç bir ülkeyi düşman olarak görmek istemiyoruz, tam tersi biz arkadaşları arıyoruz, ve Ukrayna’nın ekonomisinin modernizasyonu ve dültmesine katılmak isteyen arkadaşları da arıyoruz. Biz dünya finansal krizden çok zarar gördük, 2009 yılında Ukrayna’nın GSYİH yüzde 15 düşmüştür, toplumun geliri düşmüştür o yüzden Hükümetimizin görevi ekonomimizin modernizasyonu ve gelişmesini sağlayacak verimli zemin oluşturmaktır. Tüm dünyada arkadaş aradığımızı yeniden belirtmek isterim bunu kanıdı ise ülkemizin aktif dış politikasıdır. Cumhurbaşkanımızın

Page 8: Çokrak - 23

Çin halk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve diğer ülkeleri ziyaretleri gerçekleştirilmiştir. Tüm ülkelerde yaptığı görüşmeler yapıcı ve pragramik nitelik taşıyorlardı. Biz ülkemizin statüsünü blok dışı olarak belirten Kanunu kabul etmiştik. Biz hiç bir askeri birliğe girmeyi düşünmüyoruz. NATO gibi askeri örgüt ile çok güzel yapıcı ilişkilerimiz var. Yani bizim dış politikamızın, ekonomi politikamızın gerçekleştirilmesine odaklı olduğunu tekrar vurgulamak isterim.

Karatay: AB Birliğinden muhaliflere karşı izlenen politikalar konusunda, siyasi ve demokratik reformlar konusunda istek ve eleştiriler geliyor? Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

AzarovUkrayna egemen bir ülkedir. Onun iyi demokratik gelenekleri ve demokratik Anayasası var. Ve bu zamanlarda Ukraynada yapılan değişikliklerin demokratik niteliğinden şüphelenmek için bir sebep bulunmamaktadır. Mesela şimdi biz adli makamlarının bağımsızlığını sağlayacak adli reformlar için adımlar atıyoruz. Muhalefetimizin, kendi görüşlerini televizyona, radyoya, basına, internete duyurmak için her türlü fırsatları var. O yüzden endişe, şüphe için bir sebep görmüyorum. Demokratik şekilde geçen ve dünyanın tüm ülkeleri tarafından tanınan seçimlerde Ukrayna halkı değişillik istediğini belirtmiştir. Bu da yarın Türkiye’de

İstanbul’da gerçekleşecek olan Değişim Liderleri Zirvesi katılmamızın sebebi. Son zamanlarda bu tür değişiklikleri yapan Ukrayna demokratik değişikliklere ilgi duymaktadır.

8.Soru: Bu yayını Türkiye’deki çok sayıda bulunan Kırım Türkleri, ve başka seyircilerimiz seyrediyor?z Onlara, Ukrayna’yı merak edenlere mesajlarınızı alabilir miyiz?

Azarov:İlk önce Hükümetimizin, Kırım Tararlar için yeni bir şey olmadığını söylemek isterim. Biz 2002, 2004, 2006, 2007, 2010 ve 2011 yıllarda çalıştık ve Kırım Tatarlar bunu biliyorlar. Bahsettiğim dönemlerde Hükümetimiz Kırım Tatar yerleşim sorunlarının çözülmesi için çok şey yaptı. Ve zor mali ve bütçe durumuna rağmen Kırımın gelişmesi için büyük miktarda para vermeye odaklıyız. Mesela geçen sene bütçemiz için büyük rakam olan 500 milyon Hrıvna verdik bu sene bu rakam ikiye katlanıp yaklaşık 1 milyar dolar olacaktır. Biz Kırımın yenileşmesini orada yeni alt yapının kurulmasını, oraya yeteceği ölçüde elektrik bağlanmasını, düzel yolların yapılmasını, su ve kanalizasyon sorunlarının çözülmesini, otellerin inşa edilmesini istiyoruz. Ve Kırımın gelişmesinde Türk yatırımlarına da ilgi duyuyoruz. Benim yurttaşlarım ve sizin dostlarınız olan Kırım Tatarlara en içten dileklerimi iletip Hükümetimizin onların hayatını iyileştirmek için her şeyi yaptığını söylemek isterim.

Benim Derneğimizle tanışmam ÇOKRAK’ la başladı. Esnafım, işyerimle Dernek arasında 30 metre mesafe var. O günün Başkanı Hasan ERGE bana çıkardıkları ÇOKRAK’ ı getirdi. Dernek ve dergi hakkında ilk bilgim odur. Benim anne tarafımın Kırım Tatarlarına dayandığını duymuştum ama o kadar… Sonra Dernekle aramda bir ünsiyet doğmaya başladı. Üyesi oldum, yönetimine girdim ve şimdi de Derneğin tüm işleriyle ilgilenmek üzere bana yönetim kurulu kararıyla “Müdürlük” görevi verildi, tabi bu fahri bir görevdir.

Kırım hakkında yeni yeni okumaya, araştırmaya başladığımdan beri düşüncelerim oldukça değişti ve gelişti. Benim içinde olduğumdan andan beri Derneğimiz iki önemli program gerçekleştirdi; biri öğretmen evinde ( 26 Mart 2010) biri de NKÜ’ de Piramit de ( 21 Ocak 2011) Her iki gösteride Kırımlı sanatçıları dinledim, Kırım müziği ve dansları hakkında göreceli bilgilendim ve ben bundan çok mutlu oldum. Şimdi önümde gaye edindiğim bir meselem var: Kırım

Milli davası, diyorum adına… Çokrak’ ı yeniden çıkarıyoruz ve bundan çok heyecan duyuyorum.

Benim görevim Tekirdağ’ da bu dergiyi Kırım kökenli ailelerle ulaştırmak olacaktır. Evlerine, işyerlerine gitmeye çalışacağım. Kutsal bir görev, atalarımız ne çekmişler, şimdi hizmet sırası bizdedir. Çalışacağıma dair nefsime söz verdim.

Hakkı Denkleştirici Yönetim Kurulu Üyesi / Dernek Müdürü

ÇOKRAK’LA YENİDEN…

Page 9: Çokrak - 23

“İlim aqıl çoqragıdır” – derler ecdatlarımız. İlım-insanı insan etken, ona maneviy degerlikler qazandırgan en buyük zenginliktir. İlim -irfan merkezi, bilgi ocagı, iç şubesiz – mekteptir. Mektep kormek – insan içün devlettir, derler. Şu sebepten, er bir bala belli yaşına kelgen son mıtlaq mektepke barmalı. Ana-babalar oz evlatlarını medeniyetli, bilgili olmaları için mektepke yollarlar. Er bir devlette, memelekette tuvgan tiline berilgen emmiyet gayet buyuktır. Kendi tillerini ogrenmeleri, inkişaf etmeleri, atta ki, halqara seviyege yukseltmek için butun imkanlarını qullanır, maqsatlarına erişmek için çabalarını sarf eterler. Bugun de bugun biz oz devletçiligimizge saip degilmiz amma Ana yurtımızda tilimizni muafaza etmek için elimizden kelgeni qadar milliy mektep ve milliy sınıflarnı açmaga gayret etken ocalarımız, ana-babalarımız, vatanperver vatandaşlarımız, çoq şukur mevcuttır. Qırımga kutleviy şekilde qaytqanımız aman-aman yigirmi uç sene ola. Bu zaman içerisinde.er bir koyde milliy mektep, iç olmaganda milliy sınıflar açılmalı ediler. Aceba bu ne sebeplerden kerçekleşmedi deseniz vaziyetini açıqlayıq. İnsan ne yapsa özü yapar derler da, kerçekten de dogrudır. Bugünde Ana vatanımızda milliy mektep ve sınıflarnın açılmaması bizim halqımıznın da payı bar ebet, acınıqlı bir kerçek, halqımıznın cailligi ve acele surette çözilmesı kerek olgan bir meseledir. Maqalemiznin maqsadı iç bir surette birini ayıplamaq, ya da kulmek degil. Tam aksine, maqsadımız bu cail, yanlış fikirlerini taşıgan vatandaşlırımızga bazı meseleler boyunca bilgi bermek,olarnı bu meselede aydınlatmaq.

Birinciden: bir çoq ana-babalarımızga bu sene milliy mektep ve sınıflarga talebe toplaymız, desen o sana qarşılıq, men balamnı milliy sınıf ya da mektepke berip olamam. Çünki eger de balamnı anda yollasam ukrain, rus, ingliz tillerini bilmez, sonra aliy oquv ne olacaq,diplomı olmaz. Em de kunümizde qırımtatar tilini bilmek «не престижно». Başta bir bu son derece yanlıştır, o mektep ve sınıflarda tasil butunley qırımtatar tilinde degil. Çünkü resmiy til ukrain, ondan sonar rus, tasil nazirliginin bergen programını eda etmek mecbursın. Yoqsa o mektepler zaten devam etip olamaz ediler. Ingliz tili de, dünya ilim tili sayılganı için mıtlaqabardır. Onın içun qasevet çekmege iç te sebep yoqtır. Balalarınız iç bir

şeyden artta qalmaz, tam aksine daa şeyni bahtlılar. Olar Ana vatanında milliy mektepte oqumaqta. Bundan daa guzel ne olsun!?. Em de qayda korulgen oyle şey tuvgan tilini bilmek, ogrenmek mot ola eken? Oz tilini bilmegen bir adam, başqa tillerini nasıl ogrensin. Ogrense bile emin olun ki, bu samimiy degil.

Keleyik ekinci meselege. Milliy sınıfta oturgan talebelernin sayısı olsa en çoq 15, en az 5-8’dir. Rus ve ukrain sınıflarında ise 35 başlap 29 ile 24 talebedir. İşte bu vaziyetini koz ogune alsaq, sizcesine bir oca nasıl sınıflarta talebelerine daa coq diqqatını ayırı bilir. Er alda manzara gayet açıq ve aydın. Mence tuşunmek kerek? Balamız içun nasıl ortam daa hayırlı olur. Qara sizin elbet, amma pek muim bir şeydir bu.

Ve daa bir gayet muim, diqqatqa layıq bir hususni qayd etmek isteyim. Nasıl da olsa milliy mektep ya da sınıfta oqugan telebe mıtlaq farq etilir. Neçun deseniz? Sebebi şu ki, bu mekteplerde talebelerimizge bilgi ve ilimden başqa milliy terbiye, milliy ruh, din esasları, Ana topragımızga,Vatanımızga, milletimizge, öz bayragına,gimnine saygı, buyuk adamlarımıznı tanımaq ve olarnın adımlagan yoldan ketmek, qısqası kelam layıq qırımtatar yaş nesil yetiştirmektedir.

Saygılı ve muhterem qartana-qartbaba, ana-baba, tiyze-dayı, emce-alalarımız sizlerge buyuk rica ile seslenemiz: Halqımıznın kelecegi, tilimiznin qoruması, qırımtatarlanın halq olaraq varlıgını devam etmesi içun er birimizge baglı. Er birimiz mesuliyetli, er birimiz bundan cevapkarmız. Şu sebepten milliy mektep, milliy sınıflarnın er şeer, rayon ve koylerimizde açılması er birimiznin areket etmesi talep ete. İsmail Gaspralılar, Noman Çelebicihanlar, Cafer Seydemetler ve daa başqa belli şahıslarımız, sürgünlikke ogragan vatandaşlırımız nice sıqıntı ve zulumlarga sabır etip, bin bir zametlerden keçip, Ana yurtlarımızga qaytmamız içun yollar açtılar. Bugun sıra bizge keldi. Bu buyuk insanlarnın devamcıları bizmiz-qırımtatar halqıdır. Borcumıznı layıq şekilde eda etip, muqaddes vazifemizni artımızdan etişip kelgen nesillerge teslim etmemiz kerek Bir elin nesi bar,eki elin sesi var, boşuna aytmaganlar.Biz ancaq bir halq,bir butun olsaq,birlik ve beraberlik ile areket etsek muvaffaq olurmız inşallah. Birlikte rahmet ve bereket bardır. Kelin yaş nesillerimizge guzel bir kelecek qurayıq ki, olar da yarın bizim yollarımızdan keterler. Halqımızga sonsuz umutları ile..

Serane KENCALİYEVA

“İlim aqıl çoqragıdır”

Page 10: Çokrak - 23

Balabankoru köyü ile İlk temasımız

Dernek olarak köyle ilk temasımız Tekirdağ Öğretmenevi’nde 26 Mart 2010 gecesi tertiplediğimiz Kırımlı’ lar Gecesimizde oldu. Köy muhtarı Hüsamettin Öztürk ve yol arkadaşı Üzeyir Erdoğan 110 Km yol kat ederek Kırımlı olmanın gururla gecemize katıldılar.

Gece programının yoğunluğundan, kalabalıktan, o güzel misafirlerimizle gerçek anlamda ilgilenemediğimizi itiraf edelim. Nezaketlerinden dolayı bu iki muhterem dostu temsilci olarak gönderen köy halkına teşekkür etmek için 4 gün sonra ( Hasan ve Fatih Erge, Çolpan Okan ve damadı) birlikte Tekirdağ-Hayrabolu-Uzunköprü güzergâhını takip ederek Balabankoru’ ya vasıl olduk.

Köylüler kuruluşlarını şöyle anlattı

Balabankoru, Balaban köyünün az ilerisindeydi. Birbirlerine mahalle gibi yakın iki köy, biri tatar, diğeri değil ama ikisinin de adında Balabanan var. Tatar dilinde balaban büyük, iri demekti; Tatarlar ilk önce Balaban köyüne gelmişler, hatta geldiklerinde köy isminin Balaban oluşundan Tatar olduklarını sanmışlar. Fakat onların Balkanlardan 1300’ lü yıllarda gelen Rumeli Türklerinden olduklarını öğrenmişler (Köy, Anadolu’dan Balkanlara ilk

olarak geçen Osmanlı kumandanlarından Balaban Bey (Deli Balaban Bey) tarafından, 1300’ lü yıllarda kurulmuş.) Sonra gelen Kırımlı Tatarlar da köyün içine değil de az ilerideki ormanın kenarını tercih edip ağaçlardan evlerini kurmuşlar. Sonra da buraya Balabankoru adı verilmiş.

Balabankoru KöyününTatarları / Uzunköprü

Edirne’ nin Uzunköprü ilçesine bağlı yaklaşık 100 hanelik köy hakkında sizlere ilk bilgiyi kurdukları sitelerinden aktaracağız:

“1800’ lerde Kırım’da büyük kuraklık yaşanır ve Kırım’dan göçler başlar. İlk kafile olan tahmini 90 veya 130 kişi Anadolu’yu geçerek Trakya topraklarında Ergene nehri kenarına yani Ergene Boyuna yerleşir. Tahmini yıl 1845. Ergene nehrinin taşması ve alanların su basmasından dolayı, Kırımlı Tatarlar yeni bir yer ararlar ve bugünkü Balabankoru’ ya yerleşirler. Adını köyün büyük korusundan alan köy 1856 yılında kurulmuş ve 1874 yılında muhacir halkından da köye yerleşenler olmuştur.”

Köyün sitesinde yazılı bilgilerden köy halkının Kırım Tatarı olduğunu öğreniyoruz.

Page 11: Çokrak - 23

Balabankoru 100 hane civarında; düz ovada geniş bahçeleri ile yaygın ferah bir köy görüntüsü mevcut. Biz köyün işlek merkezi, kahvesine gittik, giderken yolda yaşlıca bir adama rastladık. Yanında durup köyün kahvesini sorduk. Tatar olduğu yüzünden belli ihtiyarın.. Biz Tatarca konuştuk o da cevabı Tatarca verdi. Kanımızdan, canımızdan, rengimizden Türkoğlu Türk, Tatar oğlu Tatar görüyorduk. Memnunduk ve “eyvallah akay!”deyip tarifini yaptığı köy kahvesine vardık. Kahvede öğle saatleri olduğundan 7–8 kişi vardı.. Önce çok yakındaki köy camiine gidip öğlenleri kıldık, sonra tekrar kahveye dönüp dostlarla konuştuk.

Kırım bayrağını kahveye astık

Kahve önünde oturup çay içerken ben köylü dostlara “kahve içine geçelim, bir masanın etrafına oturalım; sizinle 5–10 dakika sohbet yapacağım” diyerek onları bir sohbet düzenine soktum. Arka plana bayrağı astık ve onlara Derneğimizden, yaptıklarımızdan, Kırım’ dan, Türkiye’ deki derneklerin durumundan tepreşlerden bahsettim. Onlar sordu, biz cevapladık. Kaynaşmıştık. Çaylar peş peşe geliyordu. Götürdüğümüz Bahçesaray, Kalgay ve Çokrak dergilerini hediye ettik.

Sazan yedik

Üzeyir Erduğan bizi kendi arabasına alarak köye ilk gelen tatar ailelerin konuşlandığı yerleri gösterdi. Hatta o zamandan kalma fırın ve ocakların taşlarını da gösterdi. Sulak bir mıntıka, zaten görüp gezdiğimiz yerler pirinç tarlalarıydı. O esnada müthiş bir de yağmur döktü. Üzeyir

dostumuz genç bir tatar, heyecanlı, misafirperverdi. Karnınız acıkmıştır size şu ileriki kasabada yayın balığı yemeğe götürmek istiyorum, dedi ve zaten acıkmıştık. 5-10 km sonra güzel manzaralı, bol yağmur altında lokantaya vardık. Yayın yokmuş, sazan yedik ama fevkalede lezzetli bir balık. Karnımızı doyurduk ve yakında bir kahvede köylülerle çay içtik. Muhtar bizimle beraberdi. Havada açtı, vakiy ikindiye yaklaştı. Yolumuz uzun olduğu için sohbeti kısa tutup tekrar köye geldik ve özel arabamızla bu defa Keşan tarafından Tekirdağ’ a döndük. Güzel bir gün oldu bizim için.

Doç. Dr. Hakan Kırımlı’ yı biliyorlar

Meşhur tarihçimiz Doç. Dr. Hakan Kırımlı Hoca bu köye birkaç yıl evvel gelmiş. Köy kahvesinde konuşurken köylüler bize onun adından, geldiğinden bahsettiler. Biz de Kırım konusunda uzman Hakan Kırımlı’ yı aradık ve köyde iken onunla sohbet ettik ve selamlarını dostlarımıza orada aktardık.

Ne zamandır Balabankoru’ yu merak ediyorduk. Nasip oldu; gittik, gördük ve Kırımlı kardeşlerimizle sohbet etme fırsatını bulduk.

İmkânlarımız geniş olsa da çok daha aktif hizmetler verebilsek... Hakan Kırımlı Hoca bize “ Trakya kum gibi Tatar kaynıyor” diyordu. Haklıymış... Nereye gitsek orada bir parçamızı görüyoruz; bir de odak noktası, güç merkezi olabilsek o zaman görün siz Kırım milli davası ne kadar çok mesafe alır, ne kadar çok güç kazanır! İnşallah o da olacak.

Page 12: Çokrak - 23

Türkiye ve Kırım’ın ortak tarihi zengin ve fevkalade olmakla birlikte hala çok fazla tanınmamış önemli ve parlak isimlerle doludur. Yüzyıllar devamında büyük Türk topluluğu ve kültürünü kuran ecdadımız yeteri kadar bilinmemektedir. Halbuki şanlı geçmişimizi yapan isimleri öğrenmemiz ve tanımamız gerekmektedir.

İşte mazimizin en parlak dönemi XV-XVIII. yüzyıllar arasıdır. Yani Osmanlı Devleti içerisinde Kırım Hanlığı kurulduğu ve ilerlediği zamanlarda milli kültütümüzün temeli atılmıştır. Ayrıca edebiyatta çok önemli isimler yetişmiştir.

XV. asırdan itibaren Kırım’da Mengli Giray, ‘Gazayî’ mahlası ile bilinen Bora Gazi Giray, Aşık Ömer, Gevheri, Can Muhammed, Edib Efendi, ... gibi ünlü şairler yetişmiştir. Bu zikrettiğimiz isimler Türk kültürüne önemli katkılarda bulunmuşlardır. Kırım Hanlığı devrinde burada yetişen şairlerin eserleri, Rus ordusunun Bahçesaray’ı yakıp Potemkin’in Karasu’da katliam yaptığı senelerde yağmalanmış ve maalesef Han Sarayının Rus ordusu tarafından gasp edilmesinden sonra, oradaki mükemmel kütüphane de imha edilmiştir. Bu süreçte XX. Yüzyılda da Kırım edebiyatını öğrenmek, onun üzerinde araştırmalar yapmak yasaklanmıştır. O yüzden, bu dönem şairlerinin eserlerinin tamamı bugün elimizde mevcut değildir. Ama muhafaza edilebilen bazı eserlerin üzerinde Türkiye’de ve başka memleketlerde alimler çalışmışlardır.

Kırım’da şiir yazan Girayların içinde en meşhuru Bora Gazi Giray Han’dır. Gazi Giray, Devlet Giray Han’ın oğlu olup doğum tarihi bazı kaynaklara göre 1551, bazılarına göre de 1554’tür. Uzun zaman İran’da esir kalmış, 1588’de büyük kardeşi II. İslam Giray’ın ölümünden sonra tahta çıkmıştır.

Kırım devletini yirmi sene idare eden II. Gazı Giray’ın çocukluğu ile ilgili elimizde çok fazla bilgi yoktur. Fakat onun mükemmel bir medrese eğitimi gördüğü bellidir. Babası, Kırım Hanlığı’nın 10. Hanı I. Devlet Giray Han siyasi anlaşmalar ve şavaşlar dışında kendi etrafında pek çok alim ve kültür adamları toplamıştı. Sarayda geçen böyle toplantı ve törenlerde Devlet Giray kendi eliyle yazılmış eserleri okuyor, diğer şair ve alimler ile bu şiir ve yazları müzakere ediyordu. Tabii ki, konukların arasında oğlu da mutlaka bulunmuştur. Dolayısıyla çocukluk çağından beri derin fikirler, yüksek poetikalı şiirler duymuş, genç Gazi Giray eline kalemi ve sazı alıp mucizevi sanat alemine girmiştir.

Biraz büyüdükten sonra da hükümdarlar ailesinin şanlı oğlu askeri ustalığı ve devleti idare etmek sanatına da öğrenmiştir. Hükümdarlık için gerekli olan cesurluk, güç-kudret ile birlikte bilinç ve hikmet gibi çizgilerin sahibi olmuştur. Onun tahtta bulunduğu zaman Kırım’da siyasi krizi yok etme işleri başarılarla gerçekleşmiştir. Kırım Hanlığı kurulduğundan beri mevcut olan kardeşler arası taht kavgaları durdurmak amacıyla, Bora Gazi Giray Han Osmanlı Sultanıyla anlaşma yapmıştır. Buna göre Kırımda iktidar ancak büyük kardeşten küçük kardeşe geçecek şeklinde düzünlenmiştir.

Bir çok tarihçinin kaydettiği gibi II. Gazi Giray İstanbul’da büyük bir hürmet ve itibar kazanmıştı. Aynı zamanda

Osmanlı devletine yararlar sağlamıştır. Mesela, Türkiye, Macaristan ve Acem topraklarında savaşırken kazandığı başarıların hemen-hemen tümünde Gazi Giray’ın yardımının olduğu bilinen bir gerçektir.

Böyle bir güç sahibi, muhteşem asker ve hükümdar aynı zamanda hem şair, hem bestekar, hem dini, tıbbî ve riyazî ilimlerde mütehassıs, alim olarak yetişmiştir.

Han’ın edebi yönüne gelince; Gazi Giray’ın Farsça rubaileri olduğu gibi, gazelleri de Osmanlı şairlerinin gazelleri kadar mükemmeldir. Kıpçak Türkçesi ile yazdığı şiirleri de mevcuttur.

Divan edebiyatının başlıca konularından biri aşktır. ‘Gazayi’nin aşk lirikası tarzında yazılmış bir kaç gezeli günümüze kadar gelmiştir. Onların her bir satırı ince ve saf duyguyla yazılmıştır. ‘Habibim münisim yarim tabibim derde dermanım’ gezeli işte aynı böyle eserlerdendir:

Habibim münisim yarim tabibim derde dermanımEnisim yar-ı dilhahım latifim mahremim canımGilendamım dilaramım vafadarım hefadarımÖzi şahim yüzi mahim boyu serv-i gilistanımPeri-peyker lebi şekker sözi gevher özi hoşterQaşı yay kirpigi hancer sühanver la’l-i mecranımYüzi gül saçı reyhanım lebi mül çeşmi hünharımKi sensin hasılım varım muhassal dinim imanım Könül inler ağlar yaşım çağlar firaqındaTerahhum eyle ey şahim tekellüm eyle ey hanımÇıqub seyre süvar olmuş yolunda ten ğubar olmuşNiçeler haksar olmış kezer naz ile cananımKözüm yaşın döker her dem çeker zahmine yoq

merhemGazayi qani mehrem diyem hal-i perişanım

Aşk lirikasında olduğu gibi bu şiirin baş kişisi de bir sevgilidir. Sevgili tipi burada güzelliği mükemmel olan, fakat kalbi taş gibi sert, zalim bir tip olarak karşımıza çıkıyor. O, ona aşık olanlara hiç bir zaman yar olmaz. Yazarın kendisi ise aşık rolündedir. Yüzü perilerin yüzleri gibi mucizevi, sözleri inci gibi değerli, kendisi çok zarif ve nazik, gözleri hançer gibi bakışıyla aşığın yüreğini yaralıyor, perişan halde bırakıyor. Aşık sevgilisinden karşılıklı bir sevgi beklemiyor bile. Onun için sevgili, erişilmez bir idealdır.

Fakat yukarıdaki gazelde Gazayi bir garip aşık rölünde çıksa da kendisinin ilk önce cesur asker olduğunu unutmayalım. Ve onun yaratıcılığında hamasi yani askerlik konularındaki eserleri de ayrı bir yer tutmaktadır. Çünkü Giray için askerlik mukaddes bir borc, bir cihaddır.

Rayete meylideriz qamet-i dil-cü yerineTuğa dil bağlamışız kakül-i hoş-bu yerineHeves-i tir ü keman çıqmadı dilden aslaNavek-i ğamze-yi dil-düz ile ebru yerine

`

İşte, bu iki beyt Gazayi’in dunyaca meşhur ‘Rayete meylideriz qamet-i dil-cü yerine’ gazelinden alınmıştır. Türk askerlerin yiğitliği ve yılmaz ruhu hissediliyor bu eserde.

Hediye SARANAYEVAKİPU Kırım Tatar ve Türk Filoloji FakültesiIII. sınıf öğrencisi

XVI. Yüzyıl Şair Hükümdarlarından Bora Gazi Giray Han’ın Türk Kültürüne Katkısı

Page 13: Çokrak - 23

‘Bir güzel gönül çekken endemine değil, bayrağımıza sarılıyoruz

Kalbimizi de kokulu saçlara değil, tuğa bağlıyoruz Kalbimizden hiç bir zaman çıkmayan bir güzelin

bakış oku ve kaşının yayına hayalimiz değil, arbi ok ve yay karşı havesliğimizdir’, diyor Gazayi. Burada şair büyük ustalık ile bir sıra savaş, sefer ve kahramanlık unsurlarını bir kadının güzellik unsurlarıyla karşılaştırıyor. Zanımca hiç birisi, ne Gazayi’den önce ne de Gazayi’den sonda buna benzeyen askerlik anlatan eseri yazamadı. Bu da bize ecdadımız için gurur duymak hakkı veriyor.

Birçok ortaçağ Türk yazarlarını ilgilendiren dini konulara Gazi Geray’ın eserlerinde de rastlanıyor. Moral, ahlak, inanç meselelerini açıklayan manzum hikayalerin arasında ‘Dolab’, ‘Gül ve Bülbül’ (meşhur azeri şairi Fuzuli’nin ‘Nik u bed’ manzumesine nazire), ‘Kahve ve bade’ adlı mesnevileri vardır.

Bugüne kadar elimize geçebilen ‘Dolab’ manzumesi eskiden dolab diye ad verilen su değirmenin önce güzel bir ağaç olup yaşadığı, sonra ise biçilip dolaba çevirildiği, bundan dolayı ne kadar ıstırap çektiğini anlatıyor. Eserde dolab sanki bir canlı yaratık gibidir. Hem konuşuyor, hem ağlıyor, yazara kendi derdlerinden bahs ediyor. Dolab tipi yardımıyla Gazayi insanın ömründe çeşitli imtihanların, mutlu ve kederli dönemlerin olabildiğini göstermeye çalışıyor.

Kadere dayanabilmek insana bu ve öbür dünyada da rahat yaşamak için yardım eder, sonucunu çıkartarak şair mesnevisini böyle bitiriyor:

İki âlemde istersen ferağat

Aqıl gözün yaşın eyle taat

Sözün hatm it yiter didin Gazaiy

Ki taat qıl dile Haqdan rızayı

Rıza vir her ne kim gelse qazadam

Hudadan bil Hudadan bil Hudadan.

Eser XVI. Yüzyılda yazılmış olsa da günümüzde gayet aktüel olarak görünüyor. İşte bu da eserin değerliliğini gösteriyor.

Ayrıca Osmanlılarla beraber Avrupa seferine katılan Bora Gazi Giray’ın oradan padişaha yazdığı manzum mektuplar da çok meşhurdur. Buna ek olarak Türk âlimi, müderris ve tarihçi Hoca Saadedin Efendiye yolladığı mektubu da tarihe giçmiştir.

Kudretli hükümdar ve yürekli asker olub, sevgili kadınını yanında tüm yüreğilyle sevebilen bir adam, karşılıksız sevgisinden dolayı çaresiz kalan âşık, halkın önünde hikmetli hoca, yetenekli alim ve açıkyürekli yardımsever bir insan. Gazayi eserlerinde ve hayatı boyunca bütün bunları kendinde birleştirebilen bir şahış olmuştur. Milletimizin şuurunda da onun ismi her zaman bu şekilde anılacaktır.

Bir elinde kılıcı, diğer elinde kalemi tutan mezkür Kırım Hanı, “Türk Klasik Yazarı” adını kazanıp Kırım edebiyatında bir büyük dönem oluşmuştur. Hem Kırım Hanlığında, hem Osmanlı İmparatorluğunda, hem de Azerbeycan ve Kuzey Kafkasya taraflarında bu büyük yazarın eserleriyle büyümüşlerdir. Onun ismini bilmek, eserlerini tanımak bizim, yani ondan sonra gelen nesillerinin borcudur.

Balanıñ ömüründeki ilk türküsi- onıñ anası ya da qartanasınıñ oña aytqan aynennisidir. Bu türkü balanı sakinleştirecek ve yuqlatacaq şekilde sozularaq nazik bir sesnen aytılır. Ana tilinde eşitken ilk türküsidir o.

Bir çoq insan aynenniniñ manası aqqında tüşünmektedir.

Balanıñ tili çıqması içün onıñ misilsiz tesiri bardır. Daa adam aqıllı laf etip olamağan sabiy, aytılğan sözlerniñ manasını añlamağan taqdirde bile, açközlüknen ana tiliniñ ses ve ritmini siñdirip ala. Bala nutuğınıñ sesli medeniyetini terbiyelevde aynenni pek büyük yardımcı olmaqtadır.

Balağa ana tiliniñ baylığını his etmesi içün yardımğa aşıqıñız.

Yukla-yukla, koklaçıgım, aynenniYum kozlerni topmaçıgım, aynenniSaba erte turmak kerek, aynenniSon bagçaga barmak kerek, aynenniBagçada çok oyuncaklar, aynennisallanmaga salıncaklar bar, aynenniTerbiyeci apten yırlap aynenni,Yırlap sabiy gonlün sıplar, aynenniSız bagçada şen yaşarız, aynenniSütlü botka da aşarız, aynenniSonra da alışmak kerek, aynenniMana ise çalışmak kerek, aynenniYum kozlerni topmaçıgım, aynenniYukla endi koklaçıgım, aynenni

Şimdi aneñ kelecek, ayneni,Beşigiñe qoyacaq, ayneni.Yuqla, balaçığım, yuqla, ayneni,Yum közleriñ, gülçigim, ayneni.Ay-ya desem yaraşır, ayneni,Gül bağçalar dolaşır, ayneni.Gül bağçanıñ içinde, ayneni,Altın beşik yaraşır, ayneni.Qazan qaynar, qaşıq yoq, ayneni,Bala ağlar, beşik yoq, ayneni.Kelgen ketken sallaycaq, ayneni,Aya desem yaraşır, ayneni.Ay-ya, balam, yuqlasın, ayneni,Qırmızı güller qoqlasın, ayneni.Ösip, büyüp yürgen soñ, ayneni,Er kes oña suqlansın, ayneni.Menim balam yuqlasın, ay-ya, ay-ya, ayneni.

KELİÑİZ BİR AYNENNİ AYTAYIQ

Page 14: Çokrak - 23

Kırım Derneği Genel Mer-kez ve şubeleri ile Kırım Vakfı ve Emel Kırım Vakfı istişare toplantısı 4-6 Mart tarihleri arasında Ankara'da yapıldı.

Kırım Derneği Genel Merkez ve şubeleri istişare toplantısı yapıldı

ANKARA, 07.03.2011 (QHA) - Kırım Türkleri Kül-tür ve Yardımlaşma Derne-ğinin 2010 yılı faaliyetlerini değerlendirmek, 2011 yılı faaliyetlerini görüşmek ve bu faaliyetlerin ileriye yönelik projeksiyonunu yapmak üzere 4 ile 6 Mart 2011 tarihleri ara-sında Ankara’da Genel Mer-kez, şubeler ile Kırım Vakfı ve Emel Kırım Vakfı’nın yöneti-cilerinin katıldığı bir istişare toplantısı yapıldı.

Açılış konuşmasını Genel Baş-kan Yardımcılarından Murteza Esenkal’ın yaptığı toplantının 1. bölümünde Şube Başkan-lıkları faaliyetleri değerlendi-

rildi. İstanbul Şube Sekreteri Hasan Şener, Kocaeli Şube Başkanı Suavi Oktay, Gebze Şube Başkanı Şerife Orak, Ceyhan Şube 2. Başkanı Mu-rat Kandemir, Yalova Şube Başkanı Zeki Ertürk, Çorlu Şube Başkanı İsmail Tonguç, Tekirdağ Şube Başkanı Fatih Erge, Bandırma Şube Başka-nı Edin Özbek, Mersin Şube Başkanı Orhan Oğuz Çatalka-ya, Gölbaşı-Ballıkpınar Şube Başkanı Rıfat Baybörü, Sey-dişehir Şube Başkanı Mustafa Sarıkamış, Aksaray Şube Baş-kanı Ahmet Tura tarafından 2010 yılı şube faaliyetleri ve 2011 yılı planlanan çalışma-ları hakkında bilgilendirme yapıldı. Bulgaristan’daki Kı-rım Tatarlarının faaliyetleri ile bilgilendirme Cevdet Tahiroğ-lu, İnternet çalışmaları ile bil-gilendirme ise Özgür Karahan tarafından yapılırken, Genel Merkezin 2010 yılı Faaliyetle-rine yönelik sunum Genel Sek-reter Tuncer Kalkay tarafından gerçekleştirildi. Toplantıya

katılan Kırım Tatar Milli Mec-lisi Türkiye Temsilcisi Zafer Karatay ise Kırım Tatar Milli Meclisinin faaliyetleri hakkın-da bilgi verdi.

STRATEJİ - 2017

Toplantının 2. bölümü, Kırım Ahali Cumhuriyetinin 2017 yılındaki 100. kuruluş yıldö-nümü vesilesiyle, 2017 yılına kadar yapılacak çalışmaların hedefi, faaliyet türleri, teşki-latlanma kapsamı ve ilke ça-lışma programının belirlene-ceği “Strateji-2017 Belgesi ve Eylem Planı”na ayrıldı. Vatan Kırım ve Vatan Kırım’daki Kırım Tatarlarının yapısına yönelik sayısal değerlendirme Genel Sekreter Tuncer Kalkay tarafından yapıldıktan sonra, “Strateji Belgesi-2017” ile il-gili taslak Genel Başkan Yar-dımcısı Namık Kemal Bayar tarafından sunuldu. Bilkent Üniversitesi Uluslarası İliş-kiler Bölümünden Doç Dr. Hakan Kırımlı tarafından da

konu ile ilgili kapsamlı bir de-ğerlendirme yapıldı.

“Strateji 2017” ile ilgili fikir teatisinin tamamlanmasının ardından, taslak strateji belge-sinin oluşturulması için çalış-ma grubu belirlenerek, taslak strateji belgesinin hazırlanma-sı için çalışma grubuna 6 aylık süre tanındı.

Toplanın son gününde “Kırım Türkleri Kültür ve Yardım-laşma Derneği Genel Merkez ve Şubelerinin faaliyetlerini yeknesak ve koordine bir şe-kilde yürütebilmesi için ya-pılabilecekler, Genel Merkez ve Şubelerinin etkinlik ve et-kisinin arttırılması, tanıtımı, Genel Merkez ve şubeler ara-sında işbölümü, diğer Kırım Tatar STK’ları ile ilişkiler, Türkiye’de yürütülecek diğer faaliyetlerin türleri ve yöntem-lerinin belirlenmesi” konusun-da tartışmalar yapıldıktan son-ra, hazırlanan, toplantı sonuç bildirgesi aşağıda yer aldığı

Strateji 2017 toplantısı yapıldı

Page 15: Çokrak - 23

Zafer KARATAY hem milli davasına sadakatin bir ifadesi olarak, hem de üstlendiği milli görev gereği Kırım Türkleri Derneklerinin bulunduğu şubeleri her fırsatta ziyaret etmeye devam ediyorlar. Daha ziyade, çok yakın dostu ve büyük dava adamı İstanbul Şubemizin Başkanı Celal İÇTEN ile birlikte (3 Şubat 2011) Tekirdağ Şubemizi de ziyaret etmiş bizlerle sohbetlerde bulunmuşlardır. Gelişinde Emine Hacıoğlu’ nu evinde ziyaret etmek de vardı. Evine gidildi, karşılıklı sohbetler ( Zafer KARATAY - Celal İÇTEN - Fatih ERGE ile birlikte) kamera kaydına alındı. Emine Hanım 84 yaşında Kırım Milli davası içinde yeri olan çok önemli bir annemizdir. Emine Hanım Teyze, 1944 sürgünü hemen öncesi yani 2. Dünya Harbi Kırım’ da devam etmekte iken

Almanya’ ya gitmiş, Alman kamplarında hayat sürmüş yıllara baliğ çileli hayatı sonunda Tekirdağ’ a yerleşmiş bir Kırım Tatar annesidir. Emine Hanım bu röportajı sadece Zafer KARATAY ve Celal İÇTEN’ le yapacağını çok önceden kararlaştırmıştı. Ve o istek yerine getirilmiş oldu.

Zafer Karatay ve Celal İçtenTekirdağ Şubemizi ziyaret ettiler

şekli ile kabul edildi.

Qırım Türkleri Medeniyet ve Yardımlaşuv Cemiyeti

Umumiy Merkezi ve Şube-leri ile Kırım Vakfı ve Emel Kırım Vakfı’nın İstişare Toplaşuvu

Netice Beyannamesi

Qırım Türkleri Medeniyet ve Yardımlaşuv Cemiyeti Umu-miy Merkezi ve Şubeleri ile Qırım Vaqfı ve Emel Qırım Vaqfı 4 -6 Mart 2011 tarihinde Anqarada toplanaraq şu qarar-larnı aldılar:

1-Qırım Cemiyeti Umumiy Merkezi ve Şubeleri Qırım Ta-tar Milliy Qurultayı ve Qırım Tatar Milliy Meclisinin pren-sipleri ve qararları boyunca

milliy meselemizğe hizmet etmeğe devam etecektir.

2-Qırım Tatar medeniyetiniñ gayrıdan tiklenüvü, ana tilimi-zin, milliy örf ve adetlerimiz-nin yaşamasına bağlıdır. Bu sebepnen Qırım Cemiyeti, ana tilimiz ve milliy örf ve adetle-rimiznen medeniyetimizğe ait butün baylığımızın korçalan-ması ve yaşatılması yolunda bütun imkânlarını seferber etecektir.

3-Qırım Ahali Cumhuriyetinin 100. Quruluş Yılına bağlı ola-raq milliy meselemizğe yol çi-zecek Strateji-2017 Belgisi bu toplaşuvda saylanğan gruppa tarafından altı ay içinde azır-lanacaq ve Qırım Cemiyeti bütün şubelerinen bu Belgide yer alacaq ususlar boyunca fa-aliyetlerini ötkerecektir.

4-Strateji-2017 Belgisi, Qı-rım Cemiyeti ve Şubelerinin, vatan Qırımğa ve diasporağa ve buralarda yaşağan Qırım Tatarlarğa, Milliy Qurultayı-mız ve Meclisimiznin pren-sip ve qararları çerçevesinde yapacaqları hizmetlernin yol haritasını çizecek, milliy dava-mıznın bütün Qırım Tatarlar-ğa, qardaşlarımız olğan bütün Türk Dünyasına din qardaşla-rımız olğan İslam Dünyasına, dünya halqlarına ve halqara quruluşlarğa tanıtılmasını te-minleycektir.

5-Qırım Cemiyeti Umumiy Merkezi, şubelerinin quvvet-lendirilmesi, faaliyetleriniñ milliy davamızğa hizmeti arttı-rılması maqsadınen butün yar-dımları yapacaq, faaliyetlerniñ daa çoq etkili olması içün ko-

ordinasyonu sağlayacaqtır.

6-Qırım Tatarlarının aq uquq-larını qorçalamaq ve gayrıdan tiklev maqsadınen milliy ta-leplerimiznin Birleşken Mil-letler, Avrupa Birliği ve Avru-pa İnsan Aqları Mahkemesi ve insan aqlarınen alaqalı halqara quruluşlar nezdinde tilğe keti-rilmesi ve tanınması için çalış-malar yapılacaqtır.

7-Strateji-20171 Belgisinin tanıtıluvu içün Qırım Tatar Milliy Meclisi azaları, Milliy Qurultay ve Meclis prensiple-rini qabul etğen başqa cemiyet ve teşkilatlar Belginin kabu-lünden soñ toplaşuvğa davet etilecektir.

Milletimizğe hayırlı bolsun.08 Mart 2011, 03:04 Özgür Karahan-QHA

Page 16: Çokrak - 23

Güneşli bir hafta sonu Kırım Türkleri Derneği Tekirdağ Şube Başkanı Fatih ERGE, Dernek Sekreteri Mustafa ERBAŞ ve üyeler Okan ÇOLPAN ve Gültekin bey ile Muratlı / Ballıhoca Köyüne oradan da Lüleburgaz / Karamusul köyüne gitmek üzere yola koyulduk. Her iki köyümüzde de Tatar-Türklerinin yaşadığı bilinmektedir. İlk durak Ballıhoca oldu. Aracımızla sabah erken saatlerde köye giriş yapıyor ve köy kahvesinin önüne park ediyoruz. Köyün temiz havasını bol bol teneffüs ettikten sonra köy kahvesine geldik. Kahve sakinlerinin meraklı bakışları üzerimizdeydi. Selam sabahtan sonra bir masa etrafına birkaç köylü ile toplanıp başladık derdimizi anlatmaya: “Biz Tekirdağ Kırım Türkleri Derneğinden geliyoruz, bu köyde Tatar- Türkleri varmış onlarla tanışmak sohbet etmek isteriz.” Hemen masamızın etrafı birden dolmaya başladı. Çekingenlik gitmiş yerini sıcak bir samimiyet almıştı. Tabi gelsin çaylar, başladı muhabbet. Kahvecinin çırağı da bir koşu Erol Birelma’ yı çağırmaya gitti. Fazla zaman geçmeden Erol Bey de geldi, muhabbet derinleşti. Kırım’dan Romanya’ya oradan da bu köye gelmişler… Hem anlatımı hoş, hem de hikâyesi bize ilginç gelmişti: “ Dedem 9 kardeşmiş buraya geldiklerinde nüfus müdürü bütün kardeşlere birelma, iki elma… Diyerek her bir kardeşe bir numara vermiş, olmuş birden dokuza kadar elma soyadı… Köyümüzde elmadan bol bir şey yok diyerek gülüşmeler aldı başını gitti. İkinci adres Karamusul’du…

Karamusul Köyü

Karamusul Köyü Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesine bağlı

düz alanda kurulmuş Ergene nehrinin kenarında bereketli topraklara sahip bir köyümüz. Köye habersiz gidiyoruz. Zaten haber verecek bir tanıdığımız da yok, bizi misafir eden biri çıkar umuduyla köye giriş yaptık. Köy dediğin iki adım sonra biter diye aracımızla ilerliyoruz ama bitecek gibi de durmuyor. Nihayet köyün merkezine ulaştık. Bir kahveye oturup bu köyde tatarlar varmış dedik. Hemen telefonlar cepten çıktı başladılar tatarları aramaya. Gülcan KIRIM Hanım 5 dakika sonra yanımıza geldi, kahve sakinleriyle sohbet halkası yine oluşturuldu. Ziyaretimizden çok memnun kalan Gülcan Hanım: “Bizde Kırım kültürüne dair hiçbir şey kalmadı dilimizi dahi unuttuk” dese de Kırım Tatar- Türkü olduklarını hiç bir zaman unutmamışlar. Bunu gururla söylüyorlar.

Gülcan Hanımın Ergene Nehri mücadelesiSonra her iki köyümüzden 21 Ocak günü yaptığımız geceye misafirlerimiz geldi, seyrettiler ve çok gururlandılar. Salondan ayrılırken, “Yalnız değilmişiz meğer” demeyi ihmal etmediler. Tabi, insanın içinde azıcık gönül oldu mu –Biz ona maya deriz- dinlediği müzik, gördüğü soydaş, işittiği birkaç kelam tatarca laf o mayayı hareke geçirir. Zaten bu aşamada bizim yaptığımız şey azıcık o mayayı saklı olduğu dolaplardan çıkarıp harekete geçirmektir. Artık Karamusul da, Ballıhaoca da adreslerimiz listesine girmiştir. Gülcan Hanım çok şuurlu bir hanım, ERGENE Nehri için çok uğraşıyor şu anlarda, biz de kendisine destek vermek için davetine icabet edip Karamusul’a tekrar gideceğimize dair söz verdik. Bu işler, ahbaplıklar gide-gele olur değil mi dostlar?

Ballıhoca ve Karamusul Köylerine ziyaretlerimiz

Page 17: Çokrak - 23

Gelibolu Şehitliğini ziyaret maksadıyla İstanbul’ a ge-len ve oradan da İstanbul Kırım Türkleri Derneği Başkanı Celal İçten ve aileleriyle birlikte 2 günlüğüne Gelibolu Şehitliğini ziyarete giden Türk dünyasının efsane lideri Mustafa Cemiloğlu, şehitlik ziyareti sonu İstanbul’ a dönerken birkaç saatliğine de Tekirdağ Kırım Türkleri Derneğini ziyaret etti. 08.08.2010

Dernekte, dernek yöneticileri tarafından karşılanan Cemiloğlu AA Tekirdağ Muhabiriyle de kısa bir söyleşi yaptı.

AA Muhabirinin bir sorusuna Cemiloğlu; Süleyman Demirel zamanında 1000 konut projesi başlatılmıştı. O gerçekleştirildi. Ukrayna’ dan sonra en çok Türkiye’ den yardım aldıklarını belirten Kırımoğlu, yeni seçilen Cumhurbaşkanından sonra hükümetin bize olan siyase-ti değişti. Kırım Tatarları için her sene 15 milyon dolar ödenek ayrılmaktaydı. Bu sene kriz bahane edilerek hiçbir ödenek ayrılmadı. Sıkıntılarımız artıyor” Dedi.

Dernek yöneticileri tarafından Dernekte 1 saat ka-dar misafir edilen Cemiloğlu, AA. Muhabiri tarafından fotoğrafları çekildi ve kendisine Kırım Tatarlarının sürgünü, sürgün hayatı, geri dönüş mücadelesi ve kendisi-yle ilgili mücadeleli hayatı hakkında bazı sorular soruldu ve her bir sorusu için ayrı olarak cevabını aldı.İlk kez Tekirdağ’ a gelen Mustafa Cemiloğlu öteden beri İlimizi merak ettiğini söylüyordu. Şube Başkanı Fatih Erge’ nin, Gelibolu ilçesi Güneyli Köyünde yerleşik 20 kadar Ta-tar ailesiyle tanışmak üzere Gelibolu’ ya gittiği gün teva-fuken aynı gün ve saatlerde de Cemiloğlu da Gelibolu’ dan

Tekirdağ’ a gelmişti. Misafirler Dernek eski başkanı Hasan Erge, Türk

Dünyasının gönüllü hizmetkarı Zeki Özver abimiz ile yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılandı. Cemiloğlu’ na, Tekirdağ ve Trakya’ da tahminlerin çok üzerinde Ta-tar nüfusunun bulunduğu anlatıldı ve Saray, Çorlu ve Hayrabolu ilçesinde kabirleri bulunan Kırım hanları ile hanzadeler hakkında bilgiler verildi, Tekirdağ’ ın Kırım Tatarları için önemine atıfta bulunuldu.

Verilen bilgilerden çok memnun kalan Cemiloğlu Tekirdağ Kırım Türkleri Derneği Trakya bölgesinde önemli çalışmalar yapıyor bunu takip ve takdir ediyo-ruz. Bölgede yaşayan Kırım Tatar Türklerinin derneğimiz etrafında kenetlenmeleri gerekiyor burada oluşan güç Kırıma yansımalı, yansıyacaktır da, dedi Tekirdağ’a yine özel olarak gelebileceğini belirten Efsane Lider Cemiloğluna Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Özver’ de “1977 yılında İstanbul’ da ‘ Esir Türklere Hür-riyet’ yürüyüşünü yapıyorduk. Sizin dikenli tel arkasında resminiz olan bir afiş vardı. Sonra sizin için öldü dediler, cenaze namazınızı kıldık, mevlitler okuttuk.” Şeklinde bir hatırasını anlattı. Cemiloğlu da gülümsedi “ Evet, öyle şeyler olmuş burada hatta benim cenaze namazımı kılanların bir kısmı ölmüş, çocukları o afişleri bana getirip verirken dediler ki; cenaze namazınızı kılan babalarımız öldü, siz yaşıyorsunuz” latifesinde bulundular, dedi.

Cemiloğlu’ na Dernekten ayrılırken Erdoğan Aslıyüce’ nin “ Turan’ dan Kırım’a “ adlı kitabı ile Şube tarafından çıkarılan ÇOKRAK Dergisi takdim edildi.

Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Cemiloğlu, Tekirdağ’da

Page 18: Çokrak - 23

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi tarafından organize edilen Kırım Ansambli Tür-kiye turnesinin Tekirdağ ayağında duygulu anlar yaşandı.

8 Ocak’ta başlayan Türkiye Turnesi Ankara, Ceyhan, Nevşehir, Kırıkkale’nin ardından 21 Ocak’ta Tekirdağ’da yapıldı ve büyük ses getiren turne. Gebze, Kocaeli, Bandırma, İzmir ve 30 Ocak’ta İstanbul’da son buldu. Kırım Ansambli’nin başkanı Server Kakura; “Türkiye’de milyonlarla ifade edilen Kırım Tatar-Türk’ü yaşamakta, bizde ekip olarak senede birkaç defa Türkiye’ye geliyor, soydaşlarımızın özlemlerini bir nebze olsun gidermeye çalışıyoruz. Bizlere Türkiye’de çok sıcak davranıyorlar bunun için müteşekkirim” dedi

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Tekir-dağ Şubesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen geceye Tekir-dağ Ak Parti Milletvekilleri İç İşleri Komisyonu Başkanı Ziyaeddin Akbulut, Prof. Dr. Necip Taylan, Tekirdağ Belediye Başkan Vekili Ali Kılıç, Başkan Yardımcıları Sinan Çetiz ve Rüya Yılmaz, Ak Parti İl Başkanı Soner Çizen, Merkez İlçe Başkanı Ziya Meral, CHP Tekirdağ İl Başkanı Kadir Albayrak, Mrk. İlçe Başkanı savaş Erdem ve yönetim kurulu üyeleri, MHP İL Başkanı Yunus Meral ve Yönetim kurulu üyeleri, HAS Parti İl Başkanı ve Kurucu üyesi Eyüp Kanar, Kurucu MKYK Üyesi Ahmet Akçay ve yönetim kurulu üyeleri, TREDAŞ Genel Müdü-rü Ahmet Erdoğan... ’ın yanı sıra iş ve siyaset dünyasının Tekirdağ’da önde gelen (Osman ve Ahmet Biler kardeş-

ler, Şerafettin Kurt, Hasan Keşkekler, Tufan Yıldırım, Bilal Kırımlı gibi isimleri bir araya getirdi.

Namık Kemal Üniversitresi Piramit Salonunda gerçekleşen, sunuculuğunu Pınar Kurt’un yaptığı gece-de açılış konuşmasını Dernek Başkanı Fatih Erge yaptı. Konuşmasında: “Bu yıl 2. Sini düzenlediğimiz Kırım gecesinin coşku içinde geçmesi temenni ediyorum; geceye ilk defa aramızda olan köy temsilcileri de katıl-mıştır; Karamusul, Emirali (Lüleburgaz), Emiryakup (Hayrabolu), Ballıhoca (Muratlı), Şahbaz, Yakuplu, Türkgücü (Çorlu) Saray’dan katılan Kaplan Giray Han’ın torunu Kaplan Giray’a da hoş geldiniz!” diye-rek sözlerine son verdi.

Kırım’ın en popüler sanatçılarından; Server Kakura, Rıza Yusuf, Dilaver Osman, Asiye Sale, Emine Osman, Arsen Bekirov gibi 20 kişilik dev kadro dinleyicilere unutulmaz duygulu anlar yaşattılar, Halkoyunları ekibi birbirinden farklı oyunları (Kına Oyunu, Gelin Oyunu, Tım Tım…) oynadı. Kırım Tatar kültürünün en güzide örnekleri sergilendi.

Gecenin gerçekleşmesinde katkıları geçenlere birer şükran beraatı takdim edildi. Çorlu Kırım Türkleri Der-neği Başkanı İsmail Tonguç’un (81) Rıza Yusuf’un (72) Dobruca’da geçen bir hatırasıyla bağlantılı şiirinde duy-gularına hâkim olamayarak sahneye çıkıp sanatçıyı tebrik etmesi ilginç görüntülere ve gülüşmelere sebep oldu.

NKÜ Piramit salonunda Kırım Tatar Milli Gecesi

Page 19: Çokrak - 23

AKMESİT/SİMFEROPİL, 31.03.2011 (QHA) – Silivri Kaymakamı Ahmet Mesut Demirkol ve Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’dan oluşan Silivri heyeti, 30 Martta Kırım Parlamentosunda temaslarda bulundu. Kırım Parlamentosundan verilen bilgiye göre Eğitimde Yeni Teknolojiler şirketi Genel Müdürü Said Enver Yıldız, Malatya Güzelyurt Belediye Başkanı Ali Seydi Millioğulları’nın da aralarında bulunduğu Türk heyeti, Kırım Parlamentosu Başkan Yardımcısı Grigoriy Yoffe ile görüştü. Kırım Parlamentosu Başkanı danışmanı, Kırım Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Rektörü Aleksandr Rudyakov’un da katıldığı görüşmede Akmescit ile Silivri arasında ekonomik ve sosyal bağlarının kurulması konusu ele alındı.

Grigoriy Yoffe, Türk heyetine Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin tarihi, Kırım Parlamentosunun faaliyeti hakkında bilgi verdi. Yoffe, Kırım Özerk Cumhuriyeti ile Kiev yönetimi arasında uzun yıllar aradan sonra işbirliği

ilişkilerinin kurulduğunu ve bunun Kırım’ın ekonomisi, kültürü ve eğitiminin gelişimini sağladığını vurguladı.

Yoffe, Kırım yönetiminin Türkiye Cumhuriyeti ile dostluk ilişkilerinin gelişmesine büyük önem verdiğini, Kırım’da Silivri’deki şirketlerin ürettiği ürünlerin tanındığını kaydetti.

Ahmet Mesut Demirkol, Türk heyetinin Yalta’yı, Sivastopol’ü (Akyar) ziyaret ettiğini, Akmescit Beledi-yesi Başkanı Viktor Ageyev ile görüştüğünü söyledi. Demirkol, Akmescit’in Kırım’ın kapısı olduğu gibi Silivri’nin de İstanbul’un kapısı olduğunu belirtirken bu-lun için Akmescit ile Silivri arasında sıkı ekonomik ve so-syal bağların kurulmasının mantıklı olduğunu vurguladı.Demirkol, iki şehir arasında verimli ilişkilerin sağlamlaşacağı ve gelişeceğinden emin olduğunu söyledi. Görüşmenin sonunda taraflar birbirlerine çeşitli hediyeler verdiler.Osman Bayramaliyev-QHA

Silivri heyeti, Kırım Parlamentosundatemaslarda bulundu

Page 20: Çokrak - 23