buzaĞi yetİŞtİrİcİlİĞİ -...
TRANSCRIPT
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
MUHTARLIKLAR VE GIDA
DAİRE BAŞKANLIĞI
VETERİNER HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ
BUZAĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ
BUZAĞI KAYIPLARININ EKONOMİK ÖNEMİ
◼ Her geçen gün artan nüfusu, gelişmişlik seviyesi ve turist sayısı ile Türkiye’de kırmızı et talebinde
patlama yaşanmaktadır. Ancak bu talebe rağmen kırmızı et üretiminde aynı hız yakalanamamıştır.
Türkiye’nin kırmızı et açığını kapatabilmesi için üretimin artırılması yanında üretim kayıplarının da
azaltılması gerekmektedir. Üretim kayıplarının en önemli sebeplerinden birisi olan buzağı kayıpları
Dünyada da sığır yetiştiriciliğinin önemli problemlerindendir.
◼ Yapılan prevalans çalışmalarında buzağı kayıp oranlarının İtalya’da %25 (De Amicis, 2017), İngiltere’de
%2.47-7.42 arası (Gates, 2013), ABD’de ise %6.4 (APHIS, 2007) olduğu belirtilmiştir. Ülkemizde, bölge
ve işletmelere göre farklılık göstermekle beraber ortalama %10-15 arasında buzağı kayıpları
yaşanmaktadır.
BUZAĞI KAYIPLARININ EKONOMİK ÖNEMİ
◼ Milli Tarım Projesi kapsamında açıklanan 2016 yılı verilerine göre ülkemizde 6 milyon buzağı doğmuş ve
bunların 900.000’i (%15’i) buzağı döneminde ölmüştür. Aynı yıl 550 bin adet kasaplık hayvanın
yurtdışından ithal edildiği göz önünde bulundurulduğunda, ölen her iki buzağıdan birisi hayatta
kalabilseydi yurtdışına bağımlılığımız ortadan kalkmış olacaktı.
◼ Yapılan bölgesel çalışmalarda buzağı dönemindeki ölüm oranlarının bazı bölgelerde %23’ lere kadar
çıktığı görülmüştür. (Örneğin Aksaray ili 2016 yılı verileri)
YETİŞTİRİCİ KAYNAKLI ÖLÜM NEDENLERİ
◼ Yetiştiricilikte uyulması gereken kurallara uyulmaması
◼ Barınmanın uygun olmayan koşullarda yaptırılması
◼ Ahırlarda yeterli havalandırmanın olmaması
◼ Atlıkların temizlenememesi sonucu zeminin dışkı, idrar ve suyla karışık olması, ahırların dezenfekte
edilmemesi
◼ Buzağıların kalabalık olarak bir arada barındırılması, hastalanmış hayvanların ayırılmaması
◼ Beslenmeye yeterince özen gösterilmemesi
◼ Ağız sütünün (kolostrum) bilinçli olarak verilmemesi, kolostrum yönetiminin iyi yapılamaması
BUZAĞI KAYIPLARININ NEDENLERİ
HASTALIK KAYNAKLI ÖLÜM NEDENLERİ
◼ Bakteriyel hastalıklar
◼ Viral hastalıklar
◼ Paraziter etkenler
◼ Mineral madde eksikliği sonucu metabolik hastalıklar
BUZAĞI KAYIPLARININ NEDENLERİ
BUZAĞI KAYIPLARINI ÖNLEMEK İÇİN!!!
◼ Uygun anaç hayvan ve uygun boğa/sperma seçimi
◼ Doğru bir gebelik süreci ve kuru dönem
◼ Doğumun uygun şekilde gerçekleşmesinin sağlanması
◼ Kolostrum yönetimi
◼ Sağlıklı yetiştirme koşulları
◼ Süt / mama ile besleme
◼ Retikulorumen gelişimi ve katı yemleme
◼ Hastalıkların önlenmesi
◼ Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi
UYGUN ANAÇ HAYVAN VE UYGUN BOĞA-SPERMA SEÇİMİ
DAMIZLIK DİŞİ SEÇİMİ
◼ Bulunulan bölgeye, amaca ve işletmede hayvanlara sağlanan barınak, bakım ve besleme, çevreden alınabilen hizmetler, coğrafik yapı, pazar vb. şartlara göre ırk tercihi yapılmalıdır.
◼ Gebe düve alımında tohumlama yaş aralığı 13-18 aylık olanlara öncelik verilmelidir
◼ Satın alınacak damızlık dişi sığırların vücut kondisyon skorları 2,25-3,50 aralığında olmalıdır
◼ Gebelik süresi düşük olan hayvanlar işletmeye daha iyi adapte olacağından maksimum 7 aylık gebe hayvanlar işletmeye alınmalı
◼ Yetiştiriciler genellikle cüsseli ineklerin diğerlerine kıyasla daha çok süt verdiğine inanmaktadır. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda bu kanıyı doğrulayan bulgular elde edilememiştir. Bu nedenle, cüssesi büyük ineklerin yaşama payı yem giderlerini göz ardı ederek, damızlık seçmek doğru değildir.
◼ Damızlık dişi sığırların dış görünüşünde (tip özellikleri); sağrı yüksekliği, güç, vücut kondisyonu, göğüs genişliği, beden derinliği, sütçülük veya etçilik kondisyonu, sağrı eğimi, sağrı genişliği, lokomosyon (yürüyüşü), ayak-bacak ve meme yapısının arzulanan seviyede olup olmadığı aranmalıdır.
UYGUN ANAÇ HAYVAN VE UYGUN BOĞA-SPERMA SEÇİMİ
DAMIZLIK DİŞİ SEÇİMİ – Vücut Kondüsyon Skoru (VKS)
Vücut Kondisyon Skoru Belirlenmesinde:
Sırt boyunca omurga üzeri ile omur yan(diken) çıkıntıları arasındaki dolgunluğa göre puanlama yapılır. 5’li
puanda 1 kondisyon puanının (VKS) holstein ırkı için kilogram karşılığı yaklaşık 40 kg civarındadır, jersey
ırkında 25 kg canlı ağırlığa karşılık gelmektedir.
UYGUN ANAÇ HAYVAN VE UYGUN BOĞA-SPERMA SEÇİMİ
DAMIZLIK DİŞİ SEÇİMİ – Vücut Kondüsyon Skoru (VKS)
VKS-1 VKS- 2 VKS- 3
VKS- 4 VKS- 5
UYGUN ANAÇ HAYVAN VE UYGUN BOĞA-SPERMA SEÇİMİ
DAMIZLIK DİŞİ SEÇİMİ – Vücut Kondüsyon Skoru (VKS)
UYGUN ANAÇ HAYVAN VE UYGUN BOĞA-SPERMA SEÇİMİ
BOĞA – SPERMA SEÇİMİ
◼ Boğaların sağlıklı bir şekilde aşım yapabilmeleri, öncelikle sağlıklı, haraketli ve fit olmalarıyla yakından
ilgilidir. Aşım yapacak boğaların VKS skorları 2,5-3 (orta karar) olmalıdır.
◼ Yağlanma ve kötü rasyon, boğalarda başta ayak hastalıkları olmak üzere birçok sağlık sorununa yol
aştığından aşım ve fertiliteyi olumsuz yönde etkilemektedir.
◼ Boğalarda scrotumun (testis) çevre uzunluğu ile döl verimi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Bir
yaşındaki ideal bir boğanın scrotumunun çevre uzunluğu minimum 32 cm olmalıdır. Scrotumun çevre
uzunluğu arttıkça boğanın fertilite kapasitesi de artmaktadır.
◼ Uygun spermanın seçiminde genetik ilerleme yanında doğum kolaylığı olan spermaların seçilmesi
gerekir.
◼ Özellikle düvelerde güç doğum olgusu yaygın olarak yaşanmaktadır. Burada belirleyici oran buzağı
ağırlığı / anne canlı ağırlığı dır. Bu oran 7% ve üzerinde ise güç doğum riski artmaktadır.
UYGUN ANAÇ HAYVAN VE UYGUN BOĞA-SPERMA SEÇİMİ
BOĞA – SPERMA SEÇİMİ
Boğa Başına Önerilen
Boğanın Yaşı Boğa Altı İnek Sayısı (baş)
2 yaşından küçük 15-20
2-3 yaş arası 20-30
3 yaşından büyük 30-40
Scrotal çevre ölçümü
UYGUN GEBELİK VE KURU DÖNEM
DÜVE BAKIM VE BESLEME
◼ Dişi sığırlarda en hızlı meme gelişimi 4-9 aylık yaşlar arasında olmaktadır. Bu dönemde aşırı besleme
durumunda memede; süt bezlerinin yerini yağ dokusu dolduracağından, et memelilik denilen tablo
şekillenebilir.
◼ Düvelerde önerilen vücut kondisyon skoru 2,75-3,25
◼ Ülkemizde yanlış uygulamalardan biri düvelerin kalitesiz kaba yem veya sağmal hayvanlardan arta kalan
yemlerle beslenmesidir. Bu durum, gelişme geriliğinden, düzensiz canlı ağırlık ve büyüme artışına buna
bağlı olarak da geç, düzensiz veya gizli kızgınlıktan, kızgınlık göstermeme ve döl tutmaya varan
sorunlara yol açmaktadır
◼ Ülkemizde sıklıkla yapılan önemli yanlışlarda biri de yetiştiricilerin genç dişi sığırlarını yoğun bir şekilde
besi yemleri veya tahıl kırmalarıyla besleyerek, besilik form kazandırmalarıdır. Bu durum sadece süt
verimi açısından değil, döl verimi açısında da sorunlara sebebiyet vermektedir.
UYGUN GEBELİK VE KURU DÖNEM
DÜVE BAKIM VE BESLEME
◼ Düveler, 8-10 aylıkken cinsel olgunluğa ulaşarak boğasaklık \ kızgınlık hali gösterirler. Holstein ırkı dişi danaların 9 aylık yaştan önce kızgınlık göstermesi aşırı beslendiğinin göstergesidir
◼ Düveler; ergin canlı ağırlığının yaklaşık % 60’na (ortalama 300-350 kg), yaklaşık 15 aylık yaşa ve en az 140 cm cidago yüksekliğine (küçük cüsseli jersey, yerli ırklar ve büyük etçi ırklar hariç) ulaşmadan gebe bırakılmamalıdırlar.
◼ İlkine Buzağılama Yaşı; yapılan araştırmalar; entansif bakım ve besleme koşullarında en uygun ilkine buzağılamanın, 23-26 aylık yaşlar olduğu, 28 aylık yaştan sonra buzağılayan düvelerde, 1.laktasyondaki süt veriminde bir miktar artış görünse de sonraki laktasyonlarda süt veriminin 23-26 aylık yaşlarda buzağılayanlara oranla daha düşük olduğunu ortaya koymuştur.
◼ Geç yaşta tohumlanan düvelerde; mali kayıpların artmasının yanı sıra verimli ömür süresi kısalmaktadır
◼ Erken yaşta (14 aydan önce) tohumlanan düvelerde ise güç doğum ve buna bağlı buzağı kayıpları, vücut\iskelet gelişimini tamamlayamama, hastalıklara karşı dirençsizlik, süt veriminin tüm laktasyon boyunca daha az olması gibi olumsuzluklar yaşanabilmektedir
UYGUN GEBELİK VE KURU DÖNEM
KURU DÖNEMDEKİ İNEKLERDE BAKIM VE BESLEME
◼ Kuru dönem, ineğin laktasyon periyodundan çıkıp, doğum ve bir sonraki laktasyon dönemi için
hazırlanmasına imkan tanıyan, doğumdan önceki 55-60 günlük süredir.
◼ Kurudaki inekler yağlanmaması için sağmal ineklerden ayrılarak, ayrı bir bakım ve beslenme programına
alınmalıdır. Doğum sonrası normalde hızla küçülmesi gereken rahim, yağlanan hayvanlarda geç
küçülmektedir.
◼ Yapılan çalışmalar, 60 günden uzun bir kuru dönemin ineğe herhangi bir yararının olmadığını
göstermiştir
◼ Kuruya çıkarma; yem ve suyun kısıtlaması ile birlikte yüksek verimlilerde günde bir kez veya gün aşırı
(mastardaki dolgunluğa göre) sağım, düşük verimlilerde ise sağımın aniden durdurulması şeklinde
yapılmalıdır.
◼ Hiçbir şekilde VKS’si yüksek bir ineğe kuru dönemde rejim yaptırılmamalıdır. Kuru döneme zayıf giren
inekler hafifçe kilo almasına izin verilebilir.
UYGUN GEBELİK VE KURU DÖNEM
KURU DÖNEMDEKİ İNEKLERDE BAKIM VE BESLEME
Sağlıklı bir anne, doğuma 3,5 puanlık vücut kondüsyon skoru (3,25 – 3,75 VKS) ile girmelidir. Daha yüksek VKS ile doğuma giren annede, obezitenin şiddetine göre;
1- Abdominal ve uterus kaslarının kasılma (kontraksiyon) gücü azalır
2- Doğum kanalı daralır
3- Güç doğum görülür
4- Annenin doğum kanalında yırtıklar meydana gelir
5- Yavru doğum kanalında uzun süre kalır
6- Yavru ölebilir
7- Doğum sonrası annede metabolik sorunlar (Ketozis, hipokalsemi)
meydana gelir
8- Annenin doğum – yeniden gebe kalma süresi uzar
UYGUN GEBELİK VE KURU DÖNEM
KURU DÖNEMDEKİ İNEKLERDE BAKIM VE BESLEME
Süt inekçiliği işletmelerinde üreme dinamik ve döngüsel bir süreçtir. Bu döngüsel süreç içerisinde bir
gebelik yaşanadururken, bir sonraki gebeliğin hazırlıkları da başlatılmış olur. Bu başlangıç, programlı
aşılamalar ve dengeli besleme ile sağlanır. Bulaşıcı hastalıklara karsı aşılanmış bir anne, bir sonraki gebelik
için de korunmuş olurken, dengeli besleme ile doğum sonrasında uterusun yeni gebeliğe hazırlanması
süreci başlatılmış olur. Doğum öncesi dönemde metabolik hastalıklara karsı korunmuş bir anne, doğumun
hemen ardından başlayarak sorunsuz şekilde yeni gebeliğe hazırlanabilir.
Gebelik süreci içinde başlayıp, doğum sırası ve sonrasını kapsayacak ve örüntülü biçimde takip
edilecek önlemler algoritması süt inekçiliğinde dölverimi ve sağlığının yol haritasıdır.
DOĞUMUN SAĞLIKLI ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMESİ!!!
DOĞUM BÖLMESİ
◼ Kayıtlardan yararlanarak doğurmasına 5-7 gün kaldığı tahmin edilen hayvanlar temiz, sesiz, sakin ve dezenfekte edilmiş ve bol yataklık serilmiş 12-16 m²’lik doğum bölmesine alınmalı
◼ Bağlı sistemlerde doğumuna bir ay kalmış hayvanların altı mutlaka kuru, temiz ve yumuşaklık sağlayan altlık malzemeleri (sap, saman, talaş gibi) ile desteklenmelidir.
◼ Doğum bölmesinin asıl amacı, buzağılama sürecindeki olası hastalıkları ve stresi minimize etmek ve işler ters gittiğinde hızla müdahale imkanı/ortamı sağlamasıdır.
◼ Yapılan bir araştırmada ahırda doğan buzağıların ölüm oranı, doğum bölmesinde doğan buzağıların yaklaşık 5 katı olduğu ortaya çıkmıştır.
◼ Buzağılamadan bir hafta önce ineğin vücut ısısı 39 °C’nin üzerindedir. Doğumdan 24 saat önce aniden vücut ısısı 0,5-1 °C düşer. Tahmini buzağılama tarihinden bir hafta önceden başlayarak, günlük (hep aynı zamanda) düzenli ateş ölçmek, buzağılama zamanının tespit edilmesinde size yardımcı olacaktır.
DOĞUMUN SAĞLIKLI ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMESİ!!!
DOĞUM BÖLMESİ
DOĞUMUN SAĞLIKLI ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMESİ!!!
DOĞUM
İneklerin % 97 si yardıma ihtiyaç duymadan doğururlar. Doğuma erken ve gereksiz yapılan müdahaleler, anne ve yavruda yaralanmalara ve ölümlere sebebiyet verir.
Sağlıklı bir doğum sürecinin gerçekleşmesini engelleyen ve güç doğumu hazırlayan başlıca faktörler;
Doğuma müdahalede zamanlama hatası
Uygun olmayan yöntemlerle doğuma yapılan müdahaleler (aşırı veya yetersiz müdahaleler)
Doğum kanalının yetersiz açılması
Feto-pelvik (anne – yavru) uyumsuzluğu
Malprezentasyon (Yavrunun normal dışı pozisyonlarda gelmesi)
Cinsiyet
Mevsim
Doğum sayısı
Irk
Biyoteknolojik yöntemlerle elde edilen gebelikler (Embriyo transferi)
DOĞUMUN SAĞLIKLI ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMESİ!!!
GÜÇ DOĞUM
İster basit ister aşırı bir müdahale gerektirsin, tüm yardımlı güç doğumlar sonrasında anne ve yavruda erken ve uzun dönemde kendini gösteren olumsuzluklar ortaya çıkar.
Annede meydana gelen olumsuzluklar;
1- Laktasyonda (305 gün) süt veriminin düşmesi (Sütçü bir inekte toplam 700 kg süt kaybı)
2- Tüm laktasyon süresince süt kompozisyonunda kayıplar (24 kg yağ ve 20 kg protein)
3- Açık gün süresinde 30 günden fazla uzama
4- Güç doğum yapan ineklerde %30 daha fazla ayıklama oranı
5- Mastitis ve ayak hastalıkları insidensinde artış
6- Hipokalsemi vakalarında 2 kat artış
7- Kistik ovaryum vakalarında 3 kat artış
8- Sola abomazum deplasmanı vakalarında 2 kat artış
9- Retensiyo sekundinarum ve metritis vakalarında 2-3 kat artış
10- Diğer metabolik hastalıklarda artıştır.
DOĞUMUN SAĞLIKLI ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMESİ!!!
GÜÇ DOĞUM
Yavruda meydana gelen olumsuzluklar;
◼ 5 puanlık güç doğumlarda, %50 oranında ölü doğum
◼ Perinatal asfeksi
◼ Kaburga kırıkları (%40)
◼ Kolumna vertebralis kırıkları (%10)
◼ Trakeal kollaps
◼ Karaciger rupturu
◼ Göbek kordonu basısına bağlı olarak hipoksi
◼ Hipoksi sonucu merkezi sinir sistemi hasarı
◼ Fötal distres ve bradikardi
◼ Mekonyum aspirasyonu
◼ Şiddetli asidozis
◼ Vital organlarda (kalp, timüs, dalak hemoraji)
◼ Homeostasis de bozulma ve hipoglisemi
◼ Kan O2 basıncında düşme
◼ Kolostrum alımında gecikme ve immonoglobulin
emiliminde bozulma
◼ Fagositik aktivitede bozulma
◼ Doğum sonrası ölüm
DOĞUMUN SAĞLIKLI ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMESİ!!!
NORMAL DOĞUM
Güç doğumla dünyaya gelen buzağılar daha az yaşama şansına sahiptir, daha fazla hastalanır ve yaşamın ilk haftaları boyunca aksiliklere daha fazla muhatap olur. Kolay doğum sağlıklı bir buzağı yetiştirmeyi kolaylaştırır. Başarılı bir doğum için inek yönetimine önem verilmelidir.
Doğumun gerçekleşmesinin ardından buzağının bakımı ve idaresi onu hayatta tutmayı sağlayan en önemli adımları içermektedir. Sağlıklı şekilde dünyaya gelen buzağıyı yine sağlıklı bir şekilde büyütebilmek bu uygulamaları düzenli şekilde uygulamakla mümkündür.
Buzağı kayıplarını önlemek için bu noktada özellikle dikkat edilmesi gereken noktalar:
◼ Doğumu takiben yapılması gerekenler
◼ Göbek kordonu bakımı
◼ Kolostrum (ağız sütü) yönetimi
◼ İshallerin yönetimi
◼ Barınak seçimi
◼ Sütten kesme
BUZAĞI BÜYÜTME SİSTEMLERİ
Buzağılar büyütülürken izlenen yol ya da yolların;
◼ Buzağı kayıplarını en aza indirmesi
◼ Buzağıların ileri dönem verimlerini olumsuz etkilememesi
◼ Tedavi masraflarını en düşük düzeye çekmesi
◼ Başta süt veya süt ikame yemi olmak üzere yem giderlerini azaltması
◼ İşçilik maliyetini en aza indirmesi
◼ Buzağı büyütme alanı veya yapısının inşaat maliyetini düşürmesi istenir.
Bunun için de buzağı büyütme sisteminin ilk amacı;
◼ Buzağının bağışıklık sistemini güçlendirmek
◼ Mikrobiyal problemler ve stresi azaltmak
◼ Buzağının yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak olmalıdır
DOĞUMDA YAPILMASI GEREKENLER
Doğum öncesinde işletme şartlarının uygunluğu ölçüsünde anne sessiz, sakin, mikropsuz ve rahat bir
ortama alınmalı ve doğumun burada gerçekleşmesi sağlanmalıdır.
Doğumdan sonra inek yavrusunu yalayarak kurutmaya çalışır. Bu aynı zamanda yavrunun kan
dolaşımının hızlanmasını ve nefes alışverişinin düzene girmesini sağlar. Anne bu işlemi yapmıyorsa,
buzağının ağzı burnu civarındaki sümük benzeri maddeler uzaklaştırılarak rahatça nefes alması sağlanmalı,
buzağı kuru bir bezle kurutulmalı ve göbek kordonu kesilerek uygun bir dezenfektan (Ör. İyotlu) ile
temizlenmelidir.
‼ Göbek kordonunun mandalla tutturulması
‼ İneğin yalaması için yavrunun üzerine tuz serpilmesi
‼ Fön makinası ile kurutma
GÖBEK KORDONU BAKIMI
Göbek kordonu; anne karnında yavru ile anne arasındaki ilişkiyi sağlayan en önemli anatomik yapıdır.
Bu kordon, 2.0-2.5 cm çapında ve 40-45 cm uzunlukta olup yavruyu plasentaya bağlar.
Göbek kordonu; inek, koyun ve keçi yavrularında doğum esnasında pelvik kanal içerisinde kopar.
Doğumdan sonra göbek kordonu kopmamış ise, annenin yardımıyla koparılır ya da göbek kordonu
buzağının vücudunda 5-7 cm kalacak şekilde hekim tarafından kesilir.
Göbek yarası 3-4 gün içinde iyileşirken; kalıntı kordon kısa sürede incelir, kurur ve 3-4 hafta içinde
mumufiye olarak tamamen atılır. Epitelizasyonun oluşmadığı dönemde göbek enfeksiyona karsı
savunmasızdır ve temizliğine özen gösterilmesi gerekmektedir.
◼ Doğumu yaklaşan anneler kuru ve temiz bir yere alınmalıdır
◼ Hafif bir antiseptik solüsyonuna daldırılması gerekir. Bu işlem ilk ½ saat içinde başlamalı, 12 saat arayla
iki kere yapılmalı ve 24 saat sonra olmak üzere en az bir kere daha tekrar edilmelidir.
◼ İodin gibi renkli antiseptikler kullanılırsa diğer hayvanların dikkatini çeker ve yalamaya başlarlar. Bunu
önlemek için yeni doğan buzağılar ayrı bokslara konmalıdır.
GÖBEK KORDONU BAKIMI
Göbek hastalıklarını tetikleyen başlıca predispozisyon faktörleri;
◼ Doğum sırasında ve sonrasında kötü hijyen ve çevre koşulları
◼ Göbek kordonunun hijyenik kurallara uygun ve yeterli uzunlukta kesilip temizlenmemesi
◼ Kalıtsal faktörler
◼ Buzağının zayıf ve genel durumunun bozuk olması
◼ Güç doguma baglı gelisen göbek hematomu ve kalan kordon kanı
◼ Göbek venalarının göreceli olarak daha geniş ve zayıf kaslı olması
◼ Yeterli miktarda kolostrum verilmemesi ve pasif immünite transferi yetersizlikleri
◼ Göbek kordonunun bağlanması sonucu akıntıların dışarı atılmasına engel olunması. (göbek apsesi)
GÖBEK KORDONU BAKIMI
Göbek apsesi;
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
Doğuma yaklaşık beş hafta kala meme bezinde başlayan kolostrum salgılama, gebeliğin son iki
haftasında maksimum seviye ulaşır. Buzağı doğduğunda ise aniden durur. Kolostrum, doğumla beraber
memeden sağılan son derece komplike bir salgıdır. Kolostrum (ağız sütü), normal süte göre 2 katı kuru
madde, 3 katı mineral ve 5 katı protein içerdiği gibi yüksek oranda; buzağının acil ihtiyacı olan vitaminler,
enerji, büyüme faktörleri, hormonlar ve hastalıklardan korunmasına yardım eden bağışıklık maddelerine
(IgG) sahiptir. Kaliteli kolostrum ilk günlerde buzağı için tek sağlıklı yaşam iksiridir.
İnekler, kolostrumunda sadece aşılanma sonucu kazandıkları bağışıklık etmenlerini ve karşılaştığı
hastalıklara karşı geliştirdikleri koruyucu maddeleri barındırırlar. Bu nedenle doğru aşılama programının
uygulanmadığı inekler, başka çiftliklerden gelenler ve işletmede ki genç inekler; işletmeye özgü muhtemel
hastalık etmenlerine karşı yeterli miktarda antikor (IgG) oluşturamayabileceğinden, bu ineklerden doğan
buzağılar ilk 24 saat boyunca olgun ineklerden (2 ve üzeri doğum yapmış ve doğru aşı programı
uygulanmış) alınacak kaliteli kolostrumla beslenmelidir.
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
Kolostrumun kalitesi ve/veya miktarı üzerine etki eden anaya bağlı faktörler;
Hayvan refahı; strese maruz kalması
Kuruda kalma süresi; Sağmal ineklerin kuruda yaklaşık 40 günden az veya 70 günden fazla kalması
Mevsim; gebeliğin son döneminde özelikle de düvelerde IgG seviyesini % 20 oranında düşürmesine neden
olan sıcaklık stresi
Bakım ve besleme koşulları; havasız, karanlık, hareketsiz ve kirli ortamlar, açlık, yetersiz ve/veya
dengesiz rasyonlar, başta selenyum ve E vitamini olmak üzere mineral ve vitamin yetersizlikleri
Mastitis ve diğer hastalıklar; Klinik mastitis ve diğer birçok patojenik hastalık etkini, kolostrumun miktarını
ve kalitesini olumsuz etkilediği gibi kolostrumla da yavruya geçmektedir. Ancak subklinik mastitis de
kolostrumun IgG konsantrasyonu düşerken, üretim miktarı azalmaktadır.
Diğer faktörler; erken veya güç buzağılama, doğumdan önce sağılması veya memede sızıntı, ilk doğum
veya aşırı yaşlılık, VKS 2,5 dan düşük veya 3,5 dan yüksek olması
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
Kolostrum ne kadar koyu renkli ve yoğun-krema
kıvamında ise o kadar kalitelidir. Ağız sütünün kalitesi
gözle anlaşılabilir. Ancak işletmelerin kolostrumun kalitesini
belirleyen kolostrometreye sahip olmasında fayda vardır.
Bu amaçla ağız sütünün bağışıklık düzeyini
belirlemede dansimetre veya Brix refraktometresi (%0-32)
kullanılabilir. Brix değeri (yoğunluğu) % 22(50 mg/ml) veya
oda ısısında dansimetre yoğunluğu 1050 ve üzeri
kolostrumlar kaliteli olarak kabul edilmektedir.
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
Kolostrumun İmmünoglobulin (IgG) Konsantrasyonuna Göre Derecelendirilmesi;
Kaliteli kolostrum?
▪ Krema kıvamında, koyu renkli, besleyici
▪ Hijyenik ( total bakteri sayısı ˂100.000 ml)
▪ En az 50 g/L IgG içeren,
▪ Doğum öncesi meme sızıntısı olmayan,
▪ Kuru döneminde aşılaması yapılmış,
▪ Mastitis, tüberküloz, paratüberküloz ve bruselloz gibi hastalıklardan ari
ineklerin doğumdan hemen sonra ki kolostrumdur
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
Buzağıya kolostrum ne zaman ve ne kadar verilmelidir?
◼ Buzağıya ilk öğün kolostrum bioyararlanımı en yüksek olduğu dönem olması sebebiyle soluk alır almaz veya en geç 1 saat içinde verilmelidir.
◼ Doğumdan sonraki ilk 12 saat içerisinde içirilecek ağız sütü miktarı buzağının doğum ağırlığının yaklaşık %10’una ulaşmalıdır. Bu, normal bir Siyah Alaca buzağıya ilk 12 saatte içirilecek ağız sütünün yaklaşık 4.0-4.5 kg olması demektir. Ve bu miktar buzağıya 2-3 öğünde içmelidir.
◼ Ağız sütü içen buzağılarla ilgili önemli kararlardan biri buzağı ile anasının ne kadar süre bir arada kalacağı, diğeri de ağız sütünün hangi yolla (doğrudan anasından, biberonla) içirileceğidir. Uygun olan buzağı ile anasının aynı bölmede en fazla 24 saat bir arada tutulmasıdır. Bu sürenin uzatılması, yani buzağı ile anasının bundan daha uzun süre bir arada tutulması, bazı sorunlara yol açabilir. Ama buzağının daha kısa sürede, örneğin doğumdan 12 saat sonra anasından ayrılması bir sakınca yaratmaz.
◼ Ana ve buzağının bir arada kalması söz konusu olduğunda ineğin memesi mutlaka temizlenmeli ve temiz kalması sağlanmalıdır. Ama öngörülen ağız sütü yine biberonla içirilmelidir. Çünkü, ağız sütünü doğrudan anasını emerek alan bir buzağının ne kadar ağız sütü içtiği pek bilinemez.
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
Ağız sütünü (kolostrumu) buzağıya vermede niçin acele etmeliyiz?
◼ Buzağılar hastalıklara karşı yok denecek kadar zayıf bağışıklıkla ve çok aç bir şekilde dünyaya
gelmektedir. Öte yandan bağışıklık maddelerinin (IgG) bağırsaktan etkin bir şekilde emilerek kana
karışması yalnızca doğum sonrasındaki ilk birkaç saat içinde gerçekleşebilmektedir.
◼ Kaliteli kolostrum; buzağıların sindirim sisteminin uyarılması ve de ana karnındaki dönemde
bağırsaklarda biriken atık maddelerin (mekonyum) dışarı atılmasında birinci derecede etkili olmaktadır
◼ Buzağılamadan sonra ilk sağımın/emzirmenin geciktirilmesi, doğumla beraber süt üretiminin başlaması
nedeniyle kolostrumun seyrelerek IgG ve besin madde konsantrasyonun düşmesine neden olacaktır.
◼ Buzağılar bünyelerinde, hastalıklara karşı koyacak bağışık maddeleri (IgG) yaklaşık 2 haftalık olduğunda
üretmeye başlar ve 3-4 aylık yaşa kadar yeterli seviyede üretebilme kabiliyetine ulaşır. Bu nedenle
buzağılar doğar doğmaz alacakları kolostrumdan sağladıkları pasif bağışıklık sayesinde 3-4 aylık yaşa
kadar hastalıklardan korunur.
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
Ağız sütünün (kolostrumun) muhafazası;
◼ Kullanılmayan kaliteli kolostrum buzdolabında saklanmalıdır. Kolostrum 24 saatte kadar 4 ºC buzdolabında bekletilebilir.
◼ Kolay çözülebilmesi için yassı bir kapta 1-2 kg’lık porsiyonlar halinde derin dondurucuda (-18 ºC) antikor seviyesini kaybetmeden 1 yıla kadar saklanabilir. Porsiyonların üzerinde ineğin kulak no’su, sağım tarihi ve yoğunluk değeri (kalite derecesi) yazılmalıdır.
◼ Ortalama olarak ilk buzağılamasını yapan düvelerdeki kolostrum miktarı ve IgG konsantrasyonu birden fazla doğum yapan ineklerden daha düşüktür. Düvelerden buzağılamadan sonraki 2 saat içerisinde toplanan kolostrumu otomatik olarak atmak yerine ineklerde ki gibi test edilmeli yüksek kalitede ise muhafaza edilmelidir.
◼ Hasta, klinik mastitli ineklerin kolostrumları ve kanlı kolostrumlar atılmalıdır.
◼ Kuruda kalma süresi 21 günden kısa sürmüş ineklerden elde edilen kolostrumla ilk gün besleme yapmamalıdır.
◼ Süt kaçağı olduğu fark edilen ineklerden elde edilen kolostrumla ilk gün beslenmemelidir.
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
Buzağıya verilecek ağız sütü (kolostrum);
◼ Kaliteli kolostrum
◼ Uygun sıcaklıkta
◼ Emme, Biberon veya sondayla
◼ Uygun pozisyonda
◼ Su !!!
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
KOLOSTRUM (AĞIZ SÜTÜ) YÖNETİMİ
Emzirme yolu ile buzağı büyütmenin sakıncalarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
a. Buzağıların emdiği süt miktarını genellikle kontrol etmek mümkün değildir.
b. Buzağıların bazı öğünlerde fazla, bazı öğünlerde ise daha az süt tükebilecekleri için devamlı olarak belirli
miktar süt almaları zordur.
c. Böyle gelişi güzel süt tüketimi ise buzağılarda düzenli bir gelişmeyi engeller.
d. Buzağıların meme başlarını farklı şekilde tercihi sonucu memebaşlarında gelişme eşit olmaz.
e. Doğumdan itibaren üç günden fazla anasını emen buzağının biberondan süt içmeye alıştırılması çok
güçleşir.
g. İneğin sütünü bırakması buzağının emmesi ile bağımlılık oluşturur. Böylece buzağı gereğinde çok fazla
bir süre süt emme durumunda olacaktır. Bu ise rumenin fonksiyonel hale gelmesini geciktirir.
BUZAĞI BARINAKLARI
Buzağılara doğumdan hemen sonra yaşamlarını sağlıklı olarak sürdürebilecekleri barınak koşulları
sağlanmalıdır. Bu amaçla;
◼ Buzağılar günde en az 18 saat yatarlar, bu nedenle dinlenmek için temiz bir hava ile iyi bir yatak (temiz,
kuru ve yumuşak) olmazsa olmazdır.
◼ Buzağılar doğar doğmaz, yetişkin hayvanlardan kesinlikle ayrı kontrollü bir ortamda 8 hafta süreyle
barındırılmalıdır.
◼ Kesinlikle hava cereyanında kalmamalıdırlar.
◼ Nem düzeyinin % 75 ‘in üzerine çıkmasına izin verilmemelidir.
◼ Buzağılar için ideal çevre sıcaklığı 18 °C, bağıl nem oranı ise % 65 dir. konfor zonu 10-26 °C dir.
◼ Çevre sıcaklığı 10 °C altına düştüğünde buzağıların ek enerji ihtiyacını minimize etmek için battaniye
kullanmak iyi bir fikirdir.
◼ 21 gününü doldurmuş buzağılar birlikte yaşamaya alışabilmeleri için 3-5 buzağının bulundurulabileceği
grup bölmesine (padok/iglo kulübe) alınmalıdırlar.
BUZAĞI BARINAKLARI
BUZAĞI BARINAKLARI
◼ 8 haftalık yaştan daha büyük buzağılar bireysel kulübelerde barındırılamamalıdır.
◼ Bölmeler; buzağıların birbirlerini görebilecekleri fakat temas edemeyecekleri, birbirlerini ememeyecekleri
şekilde düzenlenmelidir.
◼ Buzağı kulübeleri; aralarında en az 60 cm’lik mesafe bırakılarak yerleştirilmelidir. Her büyütme
dönemden sonra buzağı kulübesi temizliği ve dezenfeksiyonu yapılarak, temiz yeni bir zemine
alınmalıdır.
◼ Buzağı kulübeleri; drenajı kötü olan, ıslaklığı artıran beton, tahta, kauçuk zeminlere yerleştirilmemelidir.
◼ Eğer toprak geçirgen değil ise buzağı bölmelerin altına yaklaşık 10 cm kalınlığında kum serilmelidir
◼ “Altlık satın alınabilecek en ucuz ilaçtır." Soğuk olduğunda daha sıcak tutması için altlık olarak
kullanılacak kuru ve temiz buğday-arpa sapları, buzağıların yuva kurmalarını sağlayacak uzunlukta
olmalıdır.
◼ Buzağıda ıslak ya da kirli diz ve kalça görüntüsü altlık sorununa işaret etmektedir.
BUZAĞI BARINAKLARI
BUZAĞI BARINAKLARI
BUZAĞI BARINAKLARI
BUZAĞI BARINAKLARI
◼ Gün ışığı büyüme performansı üzerinde 1. Derecede etkilidir. Günler uzadıkça büyüme artar, kısaldıkça
büyüme azalır.
◼ Buzağı kulübesinin yönü kış aylarında güneşten en iyi yararlanmayı sağlaması bakımından güneye,
yazın ise aşırı öğlen güneşine maruz kalmaması için doğuya bakacak şekilde yerleştirilmelidir
◼ Kulübelerde yetişen buzağılar; temiz hava ve bol güneşin yanı sıra bölgenin tabi şartlarına daha iyi
adapte olduklarından, yetişkin döneminde de hastalıklara karşı daha dirençli olurlar.
◼ Çalışanlar yaşça küçük (genç) hayvanlardan çalışmaya başlayıp, yaşlı hayvanlara doğru yönelmelidir.
Mümkünse bir kişi sadece buzağılara bakmalıdır.
BUZAĞI BARINAKLARI
Temel özellikleri;
◼ Buzağılarda stresi en aza indirecek,
◼ Buzağıların yem ve suya ulaşmalarını kolaylaştıracak,
◼ Hastalıkların yayılmasını teşvik etmeyecek,
◼ Temiz hava sağlayacak ancak hava cereyanını önleyecek
◼ Temizlik ve dezenfeksiyonu kolay yapılabilecek,
◼ Çalışanların işlerini rahat bir şekilde yürütmesine imkan sağlayacak,
◼ İnşaat ve işletim maliyeti düşük olacak şekilde tasarlanmalıdır.
BİREYSEL BARINDIRMA
GURUPLAR HALİNDE BARINDIRMA
BUZAĞIYI SÜTTEN KESME / RUMEN GELİŞİMİ
Doğumda buzağının midesi ergin ruminantlar gibi dört bölmeden meydana gelmektedir. Bu dört
bölmeden birisi abomasum olup diğer bölmelerin iki katı kadar kapasitede ve fonksiyonel durumdadır.
Retikulo-Rumen fonksiyonel olmayıp doğumda tabi kapasitesi 2 litre kadardır.
Genç buzağılarda sıvı yemler retikulo-rumeni transit geçebilmektedir ve doğrudan abomasuna
gelmektedir.
Yetişkin ruminant Süt emen ruminant
BUZAĞIYI SÜTTEN KESME / RUMEN GELİŞİMİ
Buzağıların Sütten Erken Kesimi;
Sütten erken kesmede öncelikle buzağılara verilen sıvı yemlerin sınırlı tutulması ve böylece kaliteli kaba
ve kesif yemlerin tüketimi teşvik edilmelidir. Böyle sınırlı besleme ile ön mide (rumen, retikulum ve omasum)
kısa zamanda gelişir. Böylece buzağılar genellikle 5 ila 8. haftalarda tamamen kuru yemlere geçebilirler.
Buzağıların sütten erken kesilmesi ile yapılan yetiştiricilikte kullanılan kuru yemlerin besin madde
içeriklerine ayrı bir önem verilir. Bilhassa buzağı başlatma yemlerinde protein, enerji seviyeleri hayvanın
ihtiyacını kolayca karşılayabilecek ve rahatça sindirilebilecek özellikte olmalıdır.
İngilterede 3 haftalık buzağıların günde en az 200 g kadar buzağı başlatma yemi tüketebilecek bir
kondüsyona geldiklerinde sütten kesilmeleri önerilmektedir.
BUZAĞIYI SÜTTEN KESME / RUMEN GELİŞİMİ
Buzağılarda Rumen Gelişmesi;
◼ Buzağının sindirim sisteminin gelişmesi büyük ölçüde hayvanın tükettiği gıdalara ve yaşa bağlıdır.
◼ Buzağılara sınırlı miktarda kesif yem verilir, kaba yem ise daha büyük miktarlarda verilerek retikulo-
rumenin kapasitesinin artmasına çalışılır
◼ İki haftalık yaştaki buzağıda sinirsel kontrol mekanizması ve ruminasyonda rol alan çeşitli kaslar çok
aktiftir. Ancak bu buzağılarda uyarılar hafiftir. Normal rumen kontraksiyonları 4 günlük yaştaki
buzağılarda belirlenmiştir. Sıvı yemlerin miktarı sınırlandığı zaman bazı buzağılar 5 günlük yaşta
ruminasyon yapabilir.
BUZAĞIYI SÜTTEN KESME / RUMEN GELİŞİMİ
Altı haftalık kuru ot + süt ile beslenen buzağı miğdesi
İNEKLERDE LOHUSA DÖNEMİ
Lohusalık dönemi; bir ineğin doğumdan sonraki 15 günlük periyoduna verilen isimdir. Bu dönem,
ineklerin gebelikte metabolizma ve genital sisteminde oluşan değişimlerin geriye döndüğü süreçtir. Bu
dönemde inekler, azami özen ister.
◼ Lohusalık döneminde ki sorunlar, genel sağlık, verim ve döl tutma üzerinde birinci derecede rol
oynamaktadır.
◼ Serbest yataklı, günde iki kez muayeneye imkan verecek şekilde temiz bir padokta tutulmalıdırlar.
◼ Yavru zarları normal şartlar altında doğumu takiben 2-12 saat içerisinde atılması gerekir. Doğumdan 24
saat sonra sonunu (yavru zarı) atmayan ineklerinizi zaman kaybetmeden veteriner hekiminize bildiriniz.
◼ Veteriner hekiminizle birlikte çiftliğinizde lohusa takip programını, oluşturmalısınız.
İNEKLERDE LOHUSA DÖNEMİ
Bu program;
• Rektal vücut ısısı,
• İştah ve yem seçimi,
• İneğin hareketleri ve duruş pozisyonu,
• Somatik hücre skoru,
• Vulvadan akıntı veya koku gelmesi,
• Genel görünümü,
• Kayıt tutma,
• Gerekirse erken tedavi/müdahaleyi kapsamalıdır.