bİrİncİ bÖlÜm -...

44
1

Upload: others

Post on 15-Jan-2020

20 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

1

2

3

Değerler eğitimi ülkemizde 2010 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’mız

tarafından başlatılan bir projedir. Dört yıldır yürütülen bu projenin

yegâne gayesi vatanını, milletini seven, çevresine ve içinde yaşadığı

topluma saygılı, dürüst, güvenilir fertler yetiştirmektir. Bunun da

yöntemi geleceğimizin teminatı olan çocuk ve gençlerimize şimdiden

milli - manevi değerlerimizi katarak, bu değerlerin Eğitim yuvalarında

ve sosyal hayatta konuşulabilir ve uygulanabilir bir düzeye

getirilmesidir. Bu konuda en büyük vazife saygıdeğer eğitimcilerimize

düşmektedir.

Kıymetli veliler;

Ebetteki değerler eğitimini genç nesillere aşılayabilmek, bunu bir

davranış ve düşünce tarzına dönüştürebilmek için öğretmenlerimizden önce

velilerimiz tarafından bu gayret gösterilmelidir. Ailede sağlam bir

karakterde yetiştirilen bireyin okulda bu değerleri benimsemesi ve

hayata geçirmesi daha kolay olacaktır. Bu minvalde değerler eğitiminin

veli - öğrenci - öğretmen sacayağına oturtulması göz ardı edilmemelidir.

Amacımız ruhi bakımdan sağlam, dürüst ve güvenilir bireyler

yetiştirmektir. Bu konudaki düşüncelerimize asırlar öncesinden Yunus

Emre’nin şu veciz dörtlüğüyle nihayet verelim:

Gelin tanış olalım,

İşi kolay kılalım,

Sevelim sevilelim

Dünya kimseye kalmaz.

Murat Mustafa ÇEKİÇ

Okul Müdürü

BİRİNCİ BÖLÜM

GENEL HÜKÜMLER

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

4

Madde 1:

Bu yönergenin amacı,

1- Öğrencilere; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na, demokratik ilkelere, insan

haklarına, çocuk haklarına ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak haklarını

kullanma, başkalarının haklarına saygı duyma, görevini yapma ve sorumluluk

yüklenebilen birey olma bilincini kazandırmak,

2- Evrensel kültür değerlerini tanıyan, bu değerleri benimseyen ve saygı duyan, bilgi

ve gerçek hayatta rehberlik edecek ahlaki değerlerle donatılmış; kendine güvenen,

sistemli düşünebilen, girişimci, planlı çalışma alışkanlığına ve eleştirel bakış açısına

sahip, estetik duyguları ve yaratıcılıkları gelişmiş bireyler yetiştirilmesini sağlamak,

3- Öğrencilerin; millî, manevi ve kültürel değerlerini tanıyan, bu değerleri benimseyen

ve saygı duyan; kendilerine, ailelerine, topluma ve çevreye olumlu katkılar yapan, iş

birliği içinde çalışan, hoşgörülü ve paylaşmayı bilen, bireysel ve toplumsal sorunları

tanıyan ve bu sorunlara çözüm yolları arama alışkanlığına sahip, üretken bireyler

olarak yetiştirilmesini sağlamak,

4- Öğrencilerin; kişisel, toplumsal tüm kaynakları ve zamanlarını etkin ve yerinde

kullanan, okul ve çevresindeki sosyal yaşamın ahlaki ve etik değerlere uygun olarak

şekillenmesine katkıda bulunan, bilimsel süreçlere ve ahlakî değerlere uygun olarak

karar veren, temel insanî değer ve er8demlerle donatılmış ve bu değerlere karşı duyarlı

olan ve bunları davranışa dönüştüren, edindiği değerleri gelecek nesillere aktaran

bireyler olmalarını sağlamak,

5- Okullarda akademik başarı kadar önemli olan kitap okuma ve değerler eğitimi

uygulama bilincinin tüm eğitim çalışanlarında ve ailelerde oluşturulmasını sağlamak

ve değer farklılıklarının zenginlik olduğu bilincini kazandırmaktır.

Kapsam

Madde 2:

Bu yönerge okul öncesi, ilkokul, öğrencilere yönelik Değerler Eğitimi kapsamında

yapılacak olumlu tutum ve davranışları kazandırmaya yönelik çalışmaları, Okul

Müdürlükleri ve öğretmenlerin yapacağı faaliyetlerle ilgili usul esas ve çalışmaları

kapsar.

Dayanak

Madde 3:

Bu yönerge, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, millî Eğitim Bakanlığı Rehberlik

ve Psikolojik

Danışma Hizmetleri Yönetmeliği, 18. Milli Eğitim Şurası Çalıştay Raporu ve 2010/53

Sayılı (İlk Ders Konulu) Genelgeye dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

Madde 4:

-Bu yönergede geçen;

Değerler Eğitimi Okul Komisyonu: Okul Müdürü başkanlığında bir Müdür

Yardımcısı, okul rehberlik öğretmenleri ve dört öğretmen, okul aile birliği temsilcileri

ve okul öğrenci temsilcisinden oluşan Kurulu,

5

Değerler Eğitimi yıllık çalışma planı: Değerler Eğitimi çalışmaları kapsamında her

değer ile ilgili kazanımlara yönelik okullarımızdaki uygulanacak etkinlikleri içeren

planı,

İKİNCİ BÖLÜM

Görevler, Uygulama Esas ve İlkeleri Görevler

Madde 5:

10 Değerler Eğitimi Okul Komisyonlarının Görevleri:

1- Okulda yürütülecek “Değerler Eğitimi” çalışmaları ile ilgili olarak öğretmen,

öğrenci ve velileri bilgilendirmek.

2- Okul yıllık planını hazırlayıp okul müdürünün onayından sonra uygulanmasını

sağlamak.

3- Okul temsilcini belirlemek.

4- Okul içerisinde ve dışında yapılacak çalışmaları;

a) Okulun tamamına yönelik etkinlikler,

b) Sınıf içi etkinlikler,

c) Ailelere yönelik etkinlikler şeklinde planlamasını yapmak.

5- Değerler eğitiminin amaç ve hedefleri kapsamında okulda yürütülecek olan

faaliyetleri planlamak. Değerler okul genelinde tüm sınıflara uygulanacak şekilde bir

ayda birden fazla değer işlenecek şekilde planlanır. Planda ayın değerini sunmakla

görevlendirilen sınıflar belirtilir.

6- Öğretmenlerden gelen faaliyetlere ilişkin değerlendirme raporlarını incelemek, bir

sonraki “değer uygulamaları” için gerekli tedbirleri almak.

7- Okul, öğretmen ve ailelerin değerler eğitimi kapsamında, etkin ve verimli rol

almaları için gerekli çalışmaları yapmak.

8- Değerler Eğitimi ile ilgili İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile iletişimi sağlamak.

9- Her değer dönemi sonunda, öğrencilere o değerin kazandırılmasına yönelik en

başarılı çalışma yapan öğretmen, öğrenci ve velileri ilan etmek ve ödüllendirmek.

10-Değerler Eğitimi Kapsamında okulda aksayan yönleri tespit ederek, alınabilecek

tedbir almak.

11-Konu ile ilgili materyallerin ilgili yerlere dağıtımını sağlamak, gerekli

organizasyonları yapmak.

12

Okul Müdürünün Görev ve Sorumlulukları:

1- Değerler Eğitimi Okul Komisyonuna başkanlık etmek.

2- Değerler Eğitiminin bu yönerge çerçevesinde okulda etkin bir şekilde planlanması,

yürütülmesi ve denetlenmesini sağlamak, her “değer” başında o “değer” ile ilgili

6

düzenlenecek aile eğitiminde kullanılacak olan dokümanlarını sınıf rehber

öğretmenlerine vermek üzere hazırlamak.

3- Okul Komisyonunun çalışmaları hakkında üst makamlara gerektiğinde bilgi

vermek.

4- Okulun iç(öğretmen,öğrenci,diğer personel) ve dış(veliler, sivil toplum kuruluşları)

öğeleriyle işbirliği içinde çalışmak.

5- Değerler Eğitimi çalışmalarının sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler ile

desteklenmesini sağlamak.

Öğretmenlerin Görev ve Sorumlulukları:

1- Okul komisyonlarınca hazırlanan “OKUL YILLIK ÇALIŞMA PLANI”

doğrultusunda okul içi ve okul dışı etkinlikler yapılması için çalışmak.

2- Değerler Eğitimi ile ilgili olarak velilerin bilgilendirilmesi ve yapılacak etkinliklere

velilerin katılımını sağlamak.

3- Okul ve sınıf için gerekli malzeme ve materyal teminini sağlamak ve malzemelerin

etkinliklerde kullanılmasını sağlamak.

4- Ayın değeri ile ilgili olarak öğrencilerle birlikte sınıf panosunun hazırlanmasını

sağlamak.

5- Yapılacak zümre toplantılarında “Okul Değerler Eğitimi” çalışmalarını göz önüne

alarak kararlar almak.

Ailelerin Görev ve Sorumlulukları:

1- Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın ve gençlerimizin sağlıklı ve topluma

yararlı bireyler olarak yetiştirilmeleri; okullarımızda verilen eğitimin ailede

devamlılığı ancak okul ve ailenin işbirliği yapmasıyla yürütülecek çalışmalar sayesinde

mümkündür. İşte bu nedenlerle ailelerin değerler eğitimi çalışmalarına katılmaları ve

yapılacak çalışmalara destek vermeleri büyük önem arz etmektedir.

2- Okul ve sınıf etkinliklerinde görev almak, etkinliklerde kullanılacak materyal

teminine yardımcı olmak.

3- Değerler Eğitimi Yıllık Çalışma Planı doğrultusunda okulda düzenlenen

kermes,piknik,konferans gibi etkinliklere katılmak ve yardımcı olmak.

13 Uygulama,İlke ve Esasları

Madde 6:

1-Okullarda eylül ayının ilk haftası içerisinde “DEĞERLER EĞİTİMİ” konulu toplantı

yapılır. Okulda değerler eğitimi ile ilgili yapılacak çalışmalar konuşulur ve tartışılır.

Okul yıllık planı alt yapısı oluşturulur.

Değerler Eğitimi okul çalışma komisyonu oluşturulur. Okul Komisyonu aşağıdaki

kişilerden oluşur:

a) Okul Müdürü

b) Koordinatör Müdür Yardımcısı

c) Dört Öğretmen(Öğretmenlerden bir tanesi okul temsilcisi olacak)

d) Okul Rehber Öğretmenleri

e) Okul Aile Birliği Temsilcileri

f) Okul Öğrenci Temsilcisi

7

2- Okul Komisyonu tarafından Değerler Eğitimi Okul Çalışma Planını hazırlanır. Okul

Müdürünün onayından sonra uygulamaya konur.

3- Okullarda uygun görülen yerlerde DEĞERLER KÖŞESİ oluşturulur.(Her

yaprağında farklı bir değerin yazılı olduğu “Değerler Ağacı Panosu” olabilir.)

4- Sınıf rehber öğretmenleri, “OKUL YILLIK ÇALIŞMA PLANI ”doğrultusunda

sınıflarda yapılacak etkinlik planı çıkarır.

5- Sınıf rehber öğretmeni, sınıfında yapılan etkinlikleri her değer sonunda(her ayın

sonunda) bir rapor halinde Okul Komisyonuna sunar.

6-Değerler Eğitimi Komisyonu yapacağı toplantıda, bir sonraki uygulamaya yönelik

gerekli tedbirleri alır ve başarılı çalışmaları ödüllendirir. 7-Sene başında belirlenen değerler, farklı etkinliklerle öğrencilere ve velilere verilerek

bunların davranış haline getirilmesi ilerleyen süreçte de önceki değerlerin pekişmesi

için tekrarlar yapılması sağlanır.

İzleme ve Değerlendirme

Madde 7:

Okul genelinde DEĞERLER EĞİTİMİ çalışmalarının amacına uygun sağlıklı bir

şekilde yürütülmesi için öğrenci,öğretmen,yönetici ve velilerin görüş ve önerileri

alınarak OKUL YILLIK ÇALIŞMA PLANI hazırlanır ve karşılaşılan sorunların daha

sonraki etkinliklerde yaşanmaması amacıyla OKUL YILLIK

ÇALIŞMA PLANI güncellenir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Hazırlama ve Değişiklik Madde 8:

Bu yönerge Meram İhsan Öz kaşıkçı İlkokulu Müdürlüğü tarafından oluşturulan

Değerler Eğitimi Komisyonu tarafından hazırlanmış olup, gerektiğinde yönergede

yapılacak değişiklikler Okul Komisyonunu tarafından yapılacaktır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Yürürlük Madde 9:

Bu yönerge Okul müdürünün onay tarihinden itibaren yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 10:

Bu yönerge hükümlerini Okul Müdürü yürütür.__

2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ YILIK ÇALIŞMA PLANI

Aylar Değerler Alt Değerler

8

İhsan Özkaşıkçı İlkokulu Müdürlüğü

EKİM

SORUMLUK

DUYARLIK

-Kendine karşı sorumluluk -Doğaya ve çevreye karşı

sorumluluk

-Aileye karşı sorumluluk -Çevreye karşı duyarlılık

-Topluma karşı sorumluluk -Ülkesine milletine karşı sorumluluk

-Özgürlük -Toplumsal olaylara karşı duyarlılık

ÖZGÜVEN -Kendini ifade edebilme -Toplumun önünde konuşabilme

-Hedef belirleme

KASIM

TEMİZ OLMAK -Kişisel temizlik -Çevre temizliği

SAYGI

-Aileye saygı -Çevreye saygı

-Yaşlılara saygı -Öğretmenlere saygı

-Arkadaşlara saygı -Farklılıklara saygı

ARALIK

CÖMERTLİK -İsraf (savurganlık) -Tutumluluk

-Cimrilik

HOŞGÖRÜ

ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

-İnsanlara karşı hoşgörü -Tevazu

-Farklılıklara karşı hoşgörü -Kibir

-Trafikte hoşgörü

OCAK

GÜVENİLİR OLMAK -Doğru sözlü olma -Verdiği sözde durma

-Emanete sahip çıkma

ÇALIŞKANLIK -Azimli olma -Kararlılık

-Hırs

ŞUBAT

MİSEFİRPERVERLİK

-Komşuluk ilişkileri -İkramda bulunma

-Selamlaşma -Sözlü ve bedensel iletişim

-Güler yüzlü olma -Sözü yerinde kullanma

SABIRLI OLMA -Tahammül -Fakirliğe karşı sabır

-Hastalıklara karşı sabır -Zamana riayet

MART

VATANSEVERLİK

-Onurluluk -Verilen görevi yapma

-Fedakârlık -Sorumluluklarını bilme

-Milli ve manevi değerlerini benimseme

ADİL OLMA

-Haklarını bilme haklarını savunma -Çıkarcı olmama

-Doğruluk -Haksızlıklara karşı durabilme

-Tarafsızlık

NİSAN

VEFALI OLMA -Hatır bilmek ve saymak -İyiliğe iyilikle karşılık vermek

-Gönül almak

YARDIMLAŞMA

PAYLAŞIMCI OLMA

-Komşuya yardım -Dayanışma

-Muhtaca yardım -İyilik yapma

-İşbirliği

MAYIS

SEVGİ

-Anne-baba sevgisi -İnsan sevgisi

-Kardeş sevgisi -Doğa ve hayvan sevgisi

-Arkadaş sevgisi -Ülke ve bayrak sevgisi

ŞEFKAT

MERHAMET

-İnsanlara karşı merhamet -Nazik olma

-Diğer canlılara karşı merhamet

9

DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

DEĞER ADLARI SORUMLULUK - ÖZGÜVEN

UYGULAMA AYI EKİM

ETKİNLİK UYGULAM A SINIFI TÜM SINIFLAR

OKULUN GENELİNDEKİ ETKİNLİKLERDEN

SORUMLU SINIF ZÜMRESİ

Alt Değerler Yapılacak Etkinlikler (*) Yararlanılacak Kaynak

ve Kişiler

SORUMLULUK - DUYARLILIK

-Kendine karşı sorumluluk

-Aileye karşı sorumluluk

-Topluma karşı sorumluluk

-Doğaya ve çevreye karşı sorumluluk

-Ülkesine milletine karşı sorumluluk

-Özgürlük

-Toplumsal olaylara karşı duyarlılık

-Çevreye karşı duyarlılık

ÖZGÜVEN

-Kendini ifade edebilme

-Toplum önünde konuşabilme

-Hedef Belirleme

*Kompozisyon, şiir, resim, slogan

yarışmalarının düzenlenmesi

*Duvar gazetesi, dergi, broşür

hazırlanması

*Konu ile ilgili kısa filmlerin

seyrettirilmesi

*Örnek etkinliklerin yapılması

*Aile etkinliklerinin yapılması

*Ailelere ev ödevi verilmesi

*Sözlü tartışma türlerinin yapılması

(münazara, panel vb)

*Ailelere yönelik broşür, bülten

hazırlanması

*İl ve İlçe Milli Eğitim

Müdürlükleri

*Okul Yönetimleri

*Öğretmenler

*Okul Personeli

*Gönüllü Veliler

*Okul Aile Birlikleri

*Sivil Toplum Kuruluşları

*Belediyeler

*Yerel Basın

*Emniyet Müdürlüğü

(*) Yapılacak etkinliklere okul değerler eğitimi komisyonu tarafından ilave yapılabilir.

10

DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

DEĞER ADLARI TEMİZ OLMAK - SAYGI

UYGULAMA AYI KASIM

ETKİNLİK UYGULAM A SINIFI TÜM SINIFLAR

OKULUN GENELİNDEKİ ETKİNLİKLERDEN

SORUMLU SINIF ZÜMRESİ

Alt Değerler Yapılacak Etkinlikler (*) Yararlanılacak Kaynak ve

Kişiler

SAYGI

-Aileye saygı

-Yaşlılara saygı

-Arkadaşlarına saygı

-Çevreye saygı

-Öğretmenlere saygı

-Farklılıklara saygı

TEMİZ OLMA

-Kişisel temizlik

-Çevre temizliği

*Kompozisyon, şiir, resim,

slogan

Yarışmalarının düzenlenmesi

*Duvar gazetesi, dergi, broşür

hazırlanması

*Konu ile ilgili kısa filmlerin

seyrettirilmesi

*Örnek etkinliklerin yapılması

*Aile etkinliklerinin yapılması

*Ailelere ev ödevi verilmesi

*Sözlü tartışma türlerinin

yapılması

(münazara, panel vb)

*Ailelere yönelik broşür, bülten

hazırlanması

*İl ve İlçe Milli Eğitim

Müdürlükleri

*Okul Yönetimleri

*Öğretmenler

*Okul Personeli

*Gönüllü Veliler

*Okul Aile Birlikleri

*Sivil Toplum Kuruluşları

*Belediyeler

*Yerel Basın

*Emniyet Müdürlüğü

(*) Yapılacak etkinliklere okul değerler eğitimi komisyonu tarafından ilave yapılabilir.

11

DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

DEĞER ADLARI CÖMERTLİK - HOŞGÖRÜ

UYGULAMA AYI ARALIK

ETKİNLİK UYGULAM A SINIFI TÜM SINIFLAR

OKULUN GENELİNDEKİ ETKİNLİKLERDEN

SORUMLU SINIF ZÜMRESİ

Alt Değerler Yapılacak Etkinlikler (*) Yararlanılacak Kaynak

ve Kişiler

SORUMLULUK - DUYARLILIK

-Kendine karşı sorumluluk

-Aileye karşı sorumluluk

-Topluma karşı sorumluluk

HOŞGÖRÜ-ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

-İnsanlara karşı hoşgörü

-Farklılıklara karşı hoşgörü

-Trafi kte hoşgörü

Tevazu

-Kibir

*Kompozisyon, şiir, resim, slogan

yarışmalarının düzenlenmesi

*Duvar gazetesi, dergi, broşür

hazırlanması

*Konu ile ilgili kısa filmlerin

seyrettirilmesi

*Örnek etkinliklerin yapılması

*Aile etkinliklerinin yapılması

*Ailelere ev ödevi verilmesi

*Sözlü tartışma türlerinin yapılması

(münazara, panel vb)

*Ailelere yönelik broşür, bülten

hazırlanması

*İl ve İlçe Milli Eğitim

Müdürlükleri

*Okul Yönetimleri

*Öğretmenler

*Okul Personeli

*Gönüllü Veliler

*Okul Aile Birlikleri

*Sivil Toplum

Kuruluşları

*Belediyeler

*Yerel Basın

*Emniyet Müdürlüğü

(*) Yapılacak etkinliklere okul değerler eğitimi komisyonu tarafından ilave yapılabilir.

DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

12

DEĞER ADLARI GÜVENİLİR OLMAK -

ÇALIŞKANLIK

UYGULAMA AYI OCAK

ETKİNLİK UYGULAM A SINIFI TÜM SINIFLAR

OKULUN GENELİNDEKİ ETKİNLİKLERDEN

SORUMLU SINIF ZÜMRESİ

Alt Değerler Yapılacak Etkinlikler (*) Yararlanılacak Kaynak ve

Kişiler

GÜVENİLİR OLMAK

-Doğru sözlü olma

-Emanete sahip çıkma

-Verdiği sözde durma

ÇALIŞKANLIK

-Azimli olma

-Hırs

-Kararlılık

*Kompozisyon, şiir, resim,

slogan

Yarışmalarının düzenlenmesi

*Duvar gazetesi, dergi, broşür

hazırlanması

*Konu ile ilgili kısa filmlerin

seyrettirilmesi

*Örnek etkinliklerin yapılması

*Aile etkinliklerinin yapılması

*Ailelere ev ödevi verilmesi

*Sözlü tartışma türlerinin

yapılması

(münazara, panel vb)

*Ailelere yönelik broşür, bülten

hazırlanması

*İl ve İlçe Milli Eğitim

Müdürlükleri

*Okul Yönetimleri

*Öğretmenler

*Okul Personeli

*Gönüllü Veliler

*Okul Aile Birlikleri

*Sivil Toplum Kuruluşları

*Belediyeler

*Yerel Basın

*Emniyet Müdürlüğü

(*) Yapılacak etkinliklere okul değerler eğitimi komisyonu tarafından ilave yapılabilir.

DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

13

DEĞER ADLARI MİSAFİRPERVERLİK - SABIRLI

OLMAK

UYGULAMA AYI ŞUBAT

ETKİNLİK UYGULAM A SINIFI TÜM SINIFLAR

OKULUN GENELİNDEKİ ETKİNLİKLERDEN

SORUMLU SINIF ZÜMRESİ

Alt Değerler Yapılacak Etkinlikler (*) Yararlanılacak Kaynak ve

Kişiler

MİSAFİRPERVERLİK

-Komşuluk ilişkileri

-Selamlaşma

-Güleryüz’ü olma

-İkramda bulunma

-Sözlü ve bedensel iletişim

-Sözü yerinde kullanma

SABIRLI OLMA

-Tahammül

-Hastalıklara karşı

-Fakirliğe karşı sabır

-Zamana riayet

*Kompozisyon, şiir, resim,

slogan

Yarışmalarının düzenlenmesi

*Duvar gazetesi, dergi, broşür

hazırlanması

*Konu ile ilgili kısa filmlerin

seyrettirilmesi

*Örnek etkinliklerin yapılması

*Aile etkinliklerinin yapılması

*Ailelere ev ödevi verilmesi

*Sözlü tartışma türlerinin

yapılması

(münazara, panel vb)

*Ailelere yönelik broşür, bülten

hazırlanması

*İl ve İlçe Milli Eğitim

Müdürlükleri

*Okul Yönetimleri

*Öğretmenler

*Okul Personeli

*Gönüllü Veliler

*Okul Aile Birlikleri

*Sivil Toplum Kuruluşları

*Belediyeler

*Yerel Basın

*Emniyet Müdürlüğü

(*) Yapılacak etkinliklere okul değerler eğitimi komisyonu tarafından ilave yapılabilir.

DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

14

DEĞER ADLARI VATANSEVERLİK - ADİL OLMA

UYGULAMA AYI MART

ETKİNLİK UYGULAM A SINIFI TÜM SINIFLAR

OKULUN GENELİNDEKİ ETKİNLİKLERDEN

SORUMLU SINIF ZÜMRESİ

Alt Değerler Yapılacak Etkinlikler (*) Yararlanılacak Kaynak ve

Kişiler

VATANSEVERLİK

-Onurluluk

-Fedakârlık

-Milli ve manevi değerleri

benimseme

-Verilen görevi yapma

-Sorumluluklarını bilme

ADİL OLMA

-Haklarını bilme ve hakkını

savunma

-Doğruluk

-Tarafsızlık

-Çıkarcı olmama

-Haksızlıklara karşı durabilme

*Kompozisyon, şiir, resim,

slogan

yarışmalarının düzenlenmesi

*Duvar gazetesi, dergi, broşür

hazırlanması

*Konu ile ilgili kısa filmlerin

seyrettirilmesi

*Örnek etkinliklerin yapılması

*Aile etkinliklerinin yapılması

*Ailelere ev ödevi verilmesi

*Sözlü tartışma türlerinin

yapılması

(münazara, panel vb)

*Ailelere yönelik broşür, bülten

hazırlanması

*İl ve İlçe Milli Eğitim

Müdürlükleri

*Okul Yönetimleri

*Öğretmenler

*Okul Personeli

*Gönüllü Veliler

*Okul Aile Birlikleri

*Sivil Toplum Kuruluşları

*Belediyeler

*Yerel Basın

*Emniyet Müdürlüğü

(*) Yapılacak etkinliklere okul değerler eğitimi komisyonu tarafından ilave yapılabilir.

DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

15

DEĞER ADLARI VEFALI OLMA - YARDIMLAŞMA

UYGULAMA AYI NİSAN

ETKİNLİK UYGULAM A SINIFI TÜM SINIFLAR

OKULUN GENELİNDEKİ ETKİNLİKLERDEN

SORUMLU SINIF ZÜMRESİ

Alt Değerler Yapılacak Etkinlikler (*) Yararlanılacak Kaynak

ve Kişiler

VEFALI OLMA

-Hatır bilmek ve saymak

-Gönül almak

-İyiliğe iyilikle karşılık vermek

YARDIMLAŞMA-PAYLAŞIMCI

OLMA

-Komşuya yardım

-Muhtaca yardım

-İşbirliği

-Dayanışma

-İyilik yapma

*Kompozisyon, şiir, resim, slogan

yarışmalarının düzenlenmesi

*Duvar gazetesi, dergi, broşür

hazırlanması

*Konu ile ilgili kısa filmlerin

seyrettirilmesi

*Örnek etkinliklerin yapılması

*Aile etkinliklerinin yapılması

*Ailelere ev ödevi verilmesi

*Sözlü tartışma türlerinin yapılması(

Münazara, panel vb)

*Ailelere yönelik broşür, bülten

hazırlanması

*İl ve İlçe Milli Eğitim

Müdürlükleri

*Okul Yönetimleri

*Öğretmenler

*Okul Personeli

*Gönüllü Veliler

*Okul Aile Birlikleri

*Sivil Toplum

Kuruluşları

*Belediyeler

*Yerel Basın

*Emniyet Müdürlüğü

(*) Yapılacak etkinliklere okul değerler eğitimi komisyonu tarafından ilave yapılabilir.

DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

16

DEĞER ADLARI SEVGİ - ŞEFKAT - MERHAMET

UYGULAMA AYI MAYIS

ETKİNLİK UYGULAM A SINIFI TÜM SINIFLAR

OKULUN GENELİNDEKİ ETKİNLİKLERDEN

SORUMLU SINIF ZÜMRESİ

Alt Değerler Yapılacak Etkinlikler (*) Yararlanılacak Kaynak ve

Kişiler

SAYGI

-Anne baba sevgisi

-Kardeş sevgisi

-Arkadaş sevgisi

-İnsan sevgisi

-Doğa ve hayvan sevgisi

-Ülke ve bayrak sevgisi

ŞEFKAT-MERHAMET

-İnsanlara karşı merhamet

-Diğer canlılara karşı merhamet

-Nazik olma

*Kompozisyon, şiir, resim,

slogan

yarışmalarının düzenlenmesi

*Duvar gazetesi, dergi, broşür

hazırlanması

*Konu ile ilgili kısa filmlerin

seyrettirilmesi

*Örnek etkinliklerin yapılması

*Aile etkinliklerinin yapılması

*Ailelere ev ödevi verilmesi

*Sözlü tartışma türlerinin

yapılması

(münazara, panel vb)

*Ailelere yönelik broşür, bülten

hazırlanması

*İl ve İlçe Milli Eğitim

Müdürlükleri

*Okul Yönetimleri

*Öğretmenler

*Okul Personeli

*Gönüllü Veliler

*Okul Aile Birlikleri

*Sivil Toplum Kuruluşları

*Belediyeler

*Yerel Basın

*Emniyet Müdürlüğü

(*) Yapılacak etkinliklere okul değerler eğitimi komisyonu tarafından ilave yapılabilir.

17

VELİ AYLIK BİLGİLENDİRME MEKTUBU

Sayın Veli,

Okulumuzdaki Değerler Eğitimi Yıllık Çalışmaları kapsamında bu ay işlenecek

olan AYIN

DEĞERİ …………………’dır. Bu değerle ilgili verilecek alt değerler

……………….’dır.

Öğrencilerimize bu değeri kazandırmak için yaptığımız çalışmaların daha verimli

olabilmesi ve devamlılığın sağlanması için sizin de aile ortamında desteğinizi

bekliyoruz.

Bu konu ile evde oluşturacağınız sohbet ortamları öğrencilerimizin olumlu davranış

değişikliğine katkı sağlayacaktır. Yaptığınız ve yapacağınız katkılardan dolayı

teşekkür ederiz.

Sınıf Rehber Öğretmeni

18

VELİ GURUR MEKTUBU

Sayın …………………………………

Velisi bulunduğunuz okulumuz ……….. sınıfı …… nolu öğrencilerinden

………………………… Okulumuzda yürütülmekte olan Değerler Eğitimi

Çalışmaları kapsamında sergilediği örnek

Davranışlar başta okul yönetimimiz olmak üzere tüm öğretmen, öğrenci ve

velilerimizce de takdirle

İşlenmektedir.

Ailesi olarak verdiğiniz eğitim öğrencimizin geleceğinin de belirleyicisi olacaktır.

Evladınızı

“Hiçbir anne baba evladına güzel terbiyeden daha değerli bir hediye vermiş olmaz.”

Prensipleri

Doğrultusunda yetiştirdiğinizden ve buna devam edeceğinizden hiç kuşkumuz

yoktur.

Böyle bir değeri toplumumuza kazandırdığınız için sizi tebrik eder,

teşekkürlerimizi sunarız.

İhsan Özkaşıkcı İlkokulu

Değerler Eğitimi Komisyonu

19

İHSAN ÖZKAŞIKÇI İLKOKULU …………. AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI

DEĞERLENDİRME RAPORUDUR

Değerler Eğitimi okul çalışma planı doğrultusunda bu ay …………….ve …………. Değerleri

okulumuzda işlenmiştir.

Okula yönelik etkinliklerin ………..değeri ile ilgili sunumu …. Zümresi,……….değeri ile ilgili sunumu

….. zümresi tarafından gerçekleştirilmiştir.

Bu ay yapılan etkinlikler şunlardır:

SINIFLARA YÖNELİK ETKİNLİKLER:

..........................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

OKULA YÖNELİK ETKİNLİKLER:

..........................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

VELİLERE YÖNELİK ETKİNLİKLER:

..........................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

...............................................................................................................................................................

Bu ayki değerle ilgili daha başka yapılabilecek etkinlik önerileriniz varsa:

TARİH

20

OKUL DEĞERLER EĞİTİMİ KOMİSYONU

Murat Mustafa ÇEKİÇ Filiz TEKİN Serap UZUNSOY

Komisyon Başkanı Müdür Yar. Rehber Öğretmen

Okul Müdürü Üye Üye

Nuran HOROZLAR Aslıhan VURKES Feride ÖKSÜZ BAĞCI

Rehber Öğretmen Rehber Öğretmen Okul Öncesi öğrt.

Üye Üye Üye

Özlem KAYHAN Nalan SÖZERİ ATA Gülnar BİRİ

Sınıf Öğretmeni Sınıf Öğretmeni Sınıf Öğretmeni

Üye Üye Üye

Mehmet YEŞİL

Sınıf Öğretmeni

Üye

21

Değerli Velimiz,

Okulumuzda 2016-2017 eğitim- öğretim yılı boyunca uygulanacak olan değerler eğitimi çalışmaları

kapsamında aşağıdaki tabloda belirtilen iş takvimine göre değerler işlenecektir.

VELİ BİLGİLENDİRME FORMU Aylar Ev ve Okul Ortamında

İşlenecek Değerler

Alt Değerler

EKİM

SORUMLUK

DUYARLIK

-Kendine karşı sorumluluk -Doğaya ve çevreye karşı sorumluluk

-Aileye karşı sorumluluk -Çevreye karşı duyarlılık

-Topluma karşı sorumluluk -Ülkesine milletine karşı sorumluluk

-Özgürlük -Toplumsal olaylara karşı duyarlılık

ÖZGÜVEN -Kendini ifade edebilme -Toplumun önünde konuşabilme

-Hedef belirleme

KASIM

TEMİZ OLMAK -Kişisel temizlik -Çevre temizliği

SAYGI

-Aileye saygı -Çevreye saygı

-Yaşlılara saygı -Öğretmenlere saygı

-Arkadaşlara saygı -Farklılıklara saygı

ARALIK

CÖMERTLİK -İsraf (savurganlık) -Tutumluluk

-Cimrilik

HOŞGÖRÜ

ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

-İnsanlara karşı hoşgörü -Tevazu

-Farklılıklara karşı hoşgörü -Kibir

-Trafikte hoşgörü

OCAK

GÜVENİLİR OLMAK -Doğru sözlü olma -Verdiği sözde durma

-Emanete sahip çıkma

ÇALIŞKANLIK -Azimli olma -Kararlılık

-Hırs

ŞUBAT

MİSEFİRPERVERLİK

-Komşuluk ilişkileri -İkramda bulunma

-Selamlaşma -Sözlü ve bedensel iletişim

-Güleryüzlü olma -Sözü yerinde kullanma

SABIRLI OLMA -Tahammül -Fakirliğe karşı sabır

-Hastalıklara karşı sabır -Zamana riayet

MART

VATANSEVERLİK

-Onurluluk -Verilen görevi yapma

-Fedakârlık -Sorumluluklarını bilme

-Milli ve manevi değerlerini benimseme

ADİL OLMA

-Haklarını bilme haklarını savunma -Çıkarcı olmama

-Doğruluk -Haksızlıklara karşı durabilme

-Tarafsızlık

NİSAN

VEFALI OLMA -Hatır bilmek ve saymak -İyiliğe iyilikle karşılık vermek

-Gönül almak

YARDIMLAŞMA

PAYLAŞIMCI OLMA

-Komşuya yardım -Dayanışma

-Muhtaca yardım -İyilik yapma

-İşbirliği

MAYIS

SEVGİ

-Anne-baba sevgisi -İnsan sevgisi

-Kardeş sevgisi -Doğa ve hayvan sevgisi

-Arkadaş sevgisi -Ülke ve bayrak sevgisi

ŞEFKAT

MERHAMET

-İnsanlara karşı merhamet -Nazik olma

-Diğer canlılara karşı merhamet

İHSAN ÖZKAŞIKÇI İLKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ

22

CÖMERTLİK

İSRAFA KAPILMA Moliere’in Cimrisi’nde başkahramanlardan Harpa gön hastalık

derecesindeki cimriliğiyle insanlara maskara olmaktan kurtulamaz.

Oyunun bazı sahnelerinde Harpa gön o kadar komik hallere düşer ki onun

içine düştüğü bu hal insanları güldürürken düşündürür de. Cimrilik

tasvip edilecek bir hareket değildir. Cimri insanlar kendilerini

tutumlu oldukları noktasında kandırsalar da tutumluluk bambaşka bir

kelimedir. Bu iki kelimenin birbirine karışmasını engellemek hiç de zor

değil. Kişi eğer temel ihtiyaçlarını temin etmek için gerekli olan maddi

ve manevi olanaklarını kullanmaktan kaçınıyorsa cimridir. Maddi ve

manevi olanaklarını yeterli, ölçülü miktarda sarf ediyorsa tutumludur.

Bir de dozu kaçırıp aşırı miktarda harcama yapılıyorsa savurganlık yapmış

olur.

İnsan cimrilik- tutumluluk- savurganlık olarak adlandıracağımız şeytan

üçgeni içinde tehlikeli bir konumda durmaktadır. Bu kelimelerin anlam

çizgilerini iyi belirleyip mahiyetlerine de tam manasıyla vakıf olmak

gerekir. İnsan hep ölçülülükten yana olmalıdır. Tutumluluğu tercih

etmeli, israftan kaçınmalı, aşırı tutumlu olmaktan imtina etmelidir.

İslam dini de israftan kaçının diye insanları uyarmış ek olarak da “

Allah’ın size sunduğu imkânları yine Allah yolunda harcamaktan

kaçınmayın.” demiştir. Evimize konuk olan misafirlere ikramda

bulunmalıyız. Cami, vakıf, dernek, yurt gibi kurumlara bağışlar

yapmalıyız. Elimizden geldiğince, gücümüz oranında cömert davranmalı

yerinde ve zamanında doğru işler yapmayı kendimize şiar edinmeliyiz.

Mal mülk zenginliği içinde aklın hidayetinden asla ödün vermemeli

zenginliğin sarhoş ediciliğine kapılıp yanlış davranışlar

sergilememeliyiz. Unutulmamalı ki malı veren de alan da Allah’tır.

Bunu bilen insan malını mülkünü insanların yararına harcamaktan kaçınmaz.

Cömert insan etrafında sevilen sayılan insandır. Cimri insanlarınsa

yalnız bir dünyaları vardır ve cimrilerin dost arkadaş diyebilecekleri

insan sayısı yok denecek kadar azdır.

Gösteriş ve şatafat uğruna ihtiyacımızın ötesinde şeyler almaktan

sakınmalıyız. Yiyebileceğimiz ölçüsünde alış veriş yapmalı

tüketemediklerimizi de bir şekilde değerlendirmeyi bilmeliyiz. Her şeyi

çöpe atmak huyumuz olmamalı. İsraf ederek dolaylı yoldan ülke

ekonomisine zarar verdiğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız.

ÇALIŞKANLIK

23

YARININ İÇİN ÇALIŞ Ünlü bir filozof çalışmanın öneminden bahsederken şunu söylemiştir: “

Başarının efendisi olmak çalışmanın kölesi olmakla mümkündür.” Bu deyiş

çalışkanlığın, kararlılığın, hırs ve azmin insanı taşıyacağı noktayı

göstermesi açısından önemlidir. Çalışmak insan için zor bir uğraştır.

Çalışmanın devamlılığını sağlamak ondan da zordur. Düşünün hem

çalışacaksınız hem de çalışmanızı sürekli hale getireceksiniz. İnsan

sıkıntıyı en çok burada yaşar. Kararlılık ve hırs olarak da

tanımlayabileceğimiz çalışmada devamlılık başarının kalıcılığını ve

sağlamlığını da beraberinde getirir. İnsanlara düşen bir takım ödev ve

sorumluluklar vardır ve insan ödev ve sorumlulukları yerine

Getirmek için devamlı kendini geliştirmek zorundadır. Bu da ancak iyi

bir çalışmayla olur. Olduğumuz yerde saymak tembellik girdabında dönüp

durmak insana bir şey kazandırmayacağı gibi ondan bir şeyler de

eksiltir.

Madem hayatımızda başarı istiyoruz madem güzel yerlerde olup saygın

insanlar kategorisinde bulunmak istiyoruz güçlü bireyler olarak

yaşamak arzusundayız öyleyse üzerimize düşenin ne olduğunun farkındayız:

Çalışmak. Hiç durmamacasına tıpkı bir kayayı her damlasında aşındıran su

misali.

En büyük yanılgımız çalışmayı bir süreç olarak idrak edememek. Çalışma

tempomuzda boşluklar bırakmak. Her daim başarı adına içimizdeki hırsı

kararlılığı sıcak tutamamak. Sonra da çalışıyorum ama yapamıyorum deyip

kolayca yapmak istediklerimizden vazgeçmek. Bilmeliyiz ki büyük

insanlar tarihte tanınmış şahsiyetler hayal kırıklıklarına teslim olup

yaptıklarından

Vazgeçmemişlerdir. Yapamamak onları her defasında hırslandırmış başarıya

ulaşmak için daha çok çaba sarf etmişlerdir. Derslerine her gün çalışan

günü gününe tekrarını yapıp ödevlerini bitiren bir öğrenciyle yalnızca

yarın veya bir sonraki gün yapılacak sınav için çalışmayı tercih eden

bir öğrenci bir olur mu? İdmanlarına eksiksiz çıkıp hocasının

söylediklerini iyi dinleyen bir futbolcuyla kaytarmayı karakter haline

getirmiş bir sporcu bir olabilir mi?

Hayat aslında kendisi bir sınavdır. Bu sınavın başarılı öğrencileri

olmaksa çalışmayı sindirmekle mümkün olur. Yarınımızın bugünümüzden bir

farkı olsun istiyorsak çalışmayı elden bırakmamalı kararlı bir şekilde

umut dolu bakışlarla geleceğe hükmetmek istiyorsak çalışkanlıktan asla

vazgeçmemeliyiz.

24

VATANSEVERLİK

KAHRAMANLIĞA GEREK YOK Vatanını ve milletini en çok seven görevini en iyi yapandır.

Sorumluluklarını bilen görevini düzgün şekilde yerine getiren insanın

çevresine faydalı olacağı için otomatikman vatanına da faydası olacaktır.

Dilimizle hep zikrettiğimiz ‘ben vatanımı seviyorum, ben

milliyetçiyim, vatan için canım feda’ gibi söylemler vatanperver olmak

için yeterli değildir. Davranışlarımızla, yaptıklarımızla bunu ispatlamak

gerekir. Gereksiz yere yanan bir lambayı söndürmek, insanların

hizmetine sunulmuş eşyaları kullanırken ölçülü olmak, hor kullanmamak,

kamu mallarına zarar vermemek, kendi çıkarlarını toplumun menfaatlerinin

üstünde tutmamak vatan sevgisinin basit birer tezahürüdür. İllaki

kahramanlık yapmaya gerek yok.

Vatan ve millet denilen gerçek ancak ve ancak onurlu fedakâr insanların

hâkim olduğu yerlerde nasıl kimliğini kazanacaktır. Yalan söylemeyen

hırsızlık yapmayan dürüst düşüncelerinden ödün vermeyen kendine saygısı

olan insan onurlu insandır. Yine kendisini topluma yararlı olma

noktasında fazla düşünmeyen, benin ötesinde biz duygusuyla hareket eden

insan da fedakâr insandır. Bu özelliklerini karakter haline getirmiş

insanlar vatanını seven ve vatanına bağlı olanlardır. Her birey

sorumluluklarının farkında olmalı, kendisine mevki makam verilmişe o

mevki ve makamın omuzlarına yüklediği yükü layıkıyla taşıyabilmeli her

zaman öne çıkmak değil de arka planda kalmanın onu güçlü kılacağını

unutmamalı toplumun değerlerine sahip çıkmalıdır.

SEVGİ

SEVGİNİN SİHRİ Sevgi yalın anlamıyla bir duygu ve heyecan türüdür. Sevgi, insanın bir

şeye ya da bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermesine denir.

Aynı zamanda sevgi evrensel bir duygudur. Annenin çocuğunu sevmesi,

öğretmenin öğrencisi sevmesi, eşlerin birbirini sevmesi gibi… Gerçek

sevgi;merhamet,şefkat,fedakarlık gibi diğer davranışlarla,

uygulamalarla kendini gösterir. Aksi takdirde kuru bir laftan ibaret

kalır. Okul sıralarına her türlü yazıyı yazan öğrencilerin, yol

kenarlarına çöp, şişe vb atan insanların sevgisi sizce laftan ibaret

değil mi? Gündelik yaşantımızın her anında duyduğumuz kelimelerden bir

tanesidir sevgi. Dilin sevgi kelimesiyle irtibatı bu kadar çokken

maalesef ki kalbin pek işi olmaz bu kelimeyle. Her şeyin üstünkörü

yaşandığı zamanımızda sevgi de bundan nasibini almıştır.

25

Bir gerekliliktir sevgi. Kalbin ilacı, mutluluğun kaynağı, iletişimin

omurgası ve en önemlisi birlikte yaşamanın sihri saklıdır onda. Her

nedense sevgi deyince akla hep sevginin doz aşımına uğramış hali aşk

gelir. Hoş o bile şiirlerin sadetinde boş bir haykırış olarak söylenip

durmuştur. Lazımdır tabiî ki aşk her insana ama kökeninde sevgi olmadan

hiçbir kıymet-i harbiyesi de yoktur onun. Öyleyse önceliğimiz sevgi

olmalıdır. Kısıtlanmayan bir sevgi. Sınırını bizlerin çizdiği ve her şeye

karşı duyulan ve hissedilen bir sevgi. Herşeye derken öylesine bir

söylem değil kullandığımız. Evet, her şeye. Anneye babaya örneğin. Abiye

ve kardeşe üstelik. Arkadaşlarımıza. Doğaya ve kendi dışımızdaki

canlılara, bitki ve hayvanlara. Sınırları içerisinde yaşadığımız aynı

ülkü, hedef üzere yekpare vücut olduğumuz kara parçasına vatana.

Bağımsızlığın timsali bayrağa. Nasıl sevmeli insan? Neye göre sevmeli?

Bir şey beklemeli mi sevgisinden yoksa bekleyip görmeli mi? Bu ve buna

benzer sorular insanoğlunun sevgi karşısındaki tavrını içinden çıkılmaz

derecede kötülüyor ama sormadan da olmuyor işte. Hadi gelin cevap

verelim bu sorulara:

Her ne olursa olsun sevmeli sorgusuz sualsiz. Biraz aşırı oldu ama söz

konusu sevmekse eğer yunusça sevmeli yani Mevlana’ca sevmeli

Karacaoğlan’ın güzellemelerindeki gibi sevmeli. Sevgide bir kriter

aranmamalı illaki aranacaksa insanın ta kendisi olmalı. Çünkü daha

kendisini sevemeyen

Başkalarını nasıl sevebilir. Bir çıkar beklenmemeli ondan, sevgiden. Ama

sevmek için sonuna kadar beklenmeli hep bir umut olmalı insanın içinde. Belki bizler bunları kaybettik: Umudu, Sabrı, bir çıkar gütmemeyi,

sonuna kadar gitmeyi. Kaybettik ve sevgisizlik kök saldı kalplerimizde.

Birlik ve beraberlik duygumuzu yitirdik. Toplumun her kademesine sızan

illet yavaş yavaş alışıldık bir hal aldı. Her şey anormalken normal

görünmeye başladı gözümüze. Kavgalar girdi dost meclislerine,

düşmanlıklar hâkim oldu çevremizde, cinayet haberleriyle çalkalanır oldu

her yan. Gözyaşı sıradanlaştı gözlerimizde. Vurdumduymaz insanlar sürüsü

Olarak dolaşır olduk sokaklarda caddelerde. Kimse de çıkıp şunu soramadı:

Nerede kaldı sizin sevginiz?

Bakın hiç de zor değil sevgiyi bulup çıkarmak ortaya. O hep durup

durduğu yerde. Yani içimizde. Eğer insan olarak bizler biraz olsun

bencilliklerimizi kenara koyarsak biraz olsun durup etrafımıza bakıp

Yaratanın bizi ne için yarattığını düşünürsek o zaman gerisi çorap söküğü

gibi gelecektir.

26

Gelin hep kendimizi koymayalım dünyanın merkezine. Dışımızda yaşayan

canlı cansız her şeye karşı açalım duygularımızı. Soyut somut her şeye

karşı. O zaman kendiliğinden bitecektir kötülükler, o zaman yok

olacaktır karşılaşılması hoş olmayan olaylar. Elbette bir şeyler yok

olurken yeni şeyler doğacaktır kendiliğinden. Umut gibi, sabır gibi,

özgürlük gibi, bir ve bütün olma gibi.

MERHAMET

İNSAN VE MERHAMET Merhamet yardım etme düşüncesinin henüz somutlaşmamış hali olarak

düşünülebilir. Merhamet yardımın alt katmanında yardımı tetikleyen insani

bir duygudur. Merhamet duygusu olmayan bireyin insanlara diğer

canlılara yardım etmesi beklenemez. Merhamet kelimesinin kökeni rahmete

dayanır. En büyük rahmetimi de Allah’tır. Allahlın yeryüzündeki yansıması

olan insan O’nun rahmet sıfatından da nasibini almıştır. Her insan

yaratılış hamurunun mayası içinde merhamet iksirinin olduğunu bilir.

Necip Fazıl Kısakürek’in sinemaya da uyarlanan Reis Bey adlı tiyatro

eseri her ne kadar adalet duygusunun işlendiği bir yapıt olsa da

merhamet kavramına yaklaşımı açısından önemlidir. Eserde şöyle bir replik

vardı: Ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz. Ağlamak merhametin

meyvesidir. Gözyaşı dökmeyi bilmeyen gönüllerin merhamete kapılması

beklenemez. Oysa insanoğlu hem kendi cinslerine hem de diğer canlılara

karşı merhamet dolu olmalıdır. Çaresiz kalmış yardıma muhtaç insanların

varlığından bi haber olmak çevremizde yaşanan ve yürek burkan göründeler

karşı kayıtsız kalmak içinde merhamet duygusu olmayan taşlaşmış kalplere

yakışır. İnsansak ve bunun bilincindeysek merhametimizi insanlardan,

diğer canlılardan esirgememeli davranışlarımızda azami ölçüde nazik

olmalıyız. İkili ilişkilerimizde kibarlığı elden bırakmamalı kendimizi

dara düşmüş muhtaç insanların yerine koyarak yaşamayı tercih etmeliyiz.

SABIRLI OLMA

BİRAZ SABIR Sabır deyince akla Eyüp Peygamber gelir. Hz. Eyüp sabrin yeryüzündeki

en önemli timsalidir. Dua

için elimizi açtığımızda Allah’tan bir de sabır isteriz ve genelde Hz.

Eyüp sabrı deriz. Çok sıkıntılara belalara maruz kalmış dost komşu

akrabaya’ Allah sana Eyüp sabrı versin’ der, geçeriz. Atalarımız ne

güzel söylemiş ‘Sabrın sonu selamettir, diye. Selamet kelimesi güven

huzur manalarına gelerek her türlü eziyete karşı gösterilen tahammülün

sonucunun iyi olduğunu vurgulamak istemişlerdir. Yine bizim

27

kültürümüzde sabır gösteren insan derviş mesabesinde görülmüş ve derviş

her zaman muradına da ermiştir.

Yaşamın her dönemi insanın istediği gibi yolunda gitmeyebilir. Bugün

iyiyizdir yarın kötü olabiliriz. Maddi yönden güçlüyken bir anda rüzgar

ters yönden esiverir fakr u zaruret içine düşebiliriz. Bunlara göğüs

germek sıkıntılara karşı tahammül göstermek gerekir. Bazı insanlar ufak

bir sıkıntıya maruz kaldıklarında sanki dünyanın bütün yükü omuzlarına

binmiş gibi hareket ederler ve hiç olmadık şekilde yakınlarına dert

yanarak herkesi kendi için seferber etmekten geri durmaz. Güçlü insan

yalnızca fi ziksel görüntüsüyle güçlü değildir. İnsanı ayakta tutan

insanın gücüne güç katan bir takım etmenler vardır. İnancı kararlılığı

gibi. Buna sabrı da eklemek gerekir. Sabrın insanı yanlış davranışlardan

kötü hareketlerden ozak tuttuğu gerçeği yadsınamaz. Eğer öyle olmasaydı

fakir her insan hırsızlık yapmak için sıraya girerdi. Toplumda saygın

bir statü kazanmak isteyen her kişi azim ve sabır gerçeğine sıkı sıkıya

sarılmak yerine torpil mekanizmasını işletmeye çalışırdı.

Amansız bir hastalığın pençesine düşen her kişi nasıl olsa bundan sonra

yapacak bir şey olmadığını düşünüp intihara yeltenirdi. Zaman her şeyin

ilacıdır ifadesi aslında sabrın nasıl ve ne şekilde gösterileceğini bize

haber verir. Kötü giden sürecin iyiye devrilmesi zamanla olur. Çalışıp

iyi bir yerlere gelmek zamanla gerçekleşir. Her şeyin bir anda olup

bitmesini isteyen insan düşüncesi bu gerçeği çoğu zaman unutur.

Unuttuğu içinde çok küçük engeller onu hemen yıpratır yolundan alıkoyar

insanı umutsuzluğa sevk eder.

Sabır merkezli bir yaşam felsefesini hayatımızın göbeğine yerleştirmeli

zaman denen gerçeğin önderliğinde sıkıntı ve çilelerin üstesinden

gelinebileceğini unutmamalıyız.

SAYGI

DÜZENİN ANAHTARI:SAYGI Cihan-şümul Osmanlı Devleti’nin kurucularından Osman Gazi’nin bizlere

şiar olacak o sözüne vurgu yapmak isterim. ‘Oğul! Ananı, Atanı say!

Bereket büyüklerle beraberdir.’ Altı yüz yıllık saltanatın bitmek

tükenmek bilmeyen enerjisinin temellerinin bu ve buna benzer sözler

ışığında atıldığını unutmamak gerekir. Cümlenin odak noktası olarak

gördüğüm saygı kelimesinin ne kadar ehemmiyet arz ettiğini söylemeden

geçemeyeceğim. Büyüklere gösterilen saygının onları mutlu ettiğini

unutmamalı bu mutluluğunun büyük küçük arasında bir köprü vazifesi

gördüğünü bilmeli aradaki mesafelerin yok edildiği bir toplumda da

28

bereketin hüküm sürdüğünü iyi kavramalıyız. Evet, saygının olduğu

toplumlar bereketli toplumlardır. Buradaki bereketle kasıt huzur güven

barış ve anlayıştır. Huzurlu toplumlarda üretim artar, güvenin hâkim

olduğu topraklarda birlik ve beraberlik had safhadadır, barış ve

anlayışın varlığı çağdaş medeniyet denilen gerçeği gün yüzüne çıkarır.

Her nedense saygı deyince akla hep bizden büyük insanlar gelir.

Yaptığımız alıntı da bu fikri destekler nitelikte. Ama sadece büyüklere

güdülmesi gerekilmez saygı. Kişi kendi yaşıtlarına akranlarına da saygı

gösterebilmelidir. Bir boyun eğme değildir bu. Ne bileyim gururun

ayakaltına alınması şeklinde de yorumlanmamalıdır. Akranımız da olsa bir

insandan bahsediyoruz. Düşünceleri olan bakış açısı bulunan dünyayı

yorumlayan yorumladığını da dile getirmeye çalışan insandan. Sırf bu

yüzden bile saygı duymak gerekir ona. Saygı saygı dedik gelin isterseniz

bu kelimeyi olumsuzlayalım, yani saygısızlıktan dem vuralım biraz da.

Böylece günümüz toplumunun gerçeklerinden de bahsetmiş oluruz. Okulda

öğrenciler

hepsi demeyeyim ama büyük çoğunluğu kapılarını öğretmenlerine kapatmış.

Öğretmenin daha ağzından tek kelime dökülmeden atılıyor öğrenci ortaya.

Sanırsınız karşısında en azılı düşmanı var. Dili kendinden büyük

vatandaşlar saygısızlığı güç olarak almışlar yanlarına. Hadi evlerimize

gidelim. Çocuklar, çocuklarımız. Onlar yanlış anlamanın baş aktörleri.

Anne babalarına besledikleri sevgi tıknaz kalıyor saygısızlıklarının

yanında. Mahalle, okul, sınıf arkadaşlarımıza da saygısızlık etmekten

kendimizi alamıyoruz. Mesela onları dinlemiyoruz, fi kirlerine

hoşgörüyle yaklaşmak yerine hemen kınıyoruz. Hep kendi

söylediklerimizin doğru olduğunu düşünüyor bizimle aynı sesi

çıkarmayanları dışlıyoruz. İnsan saygıyı elden bırakmamalı. Farklılıkları

kabullenmeli ve farklılıkların zenginlik olduğunun farkına varmalı.

Unutmamalı ki saygı düzenin anahtarıdır ve bu anahtar kaybolduğu

takdirde içeriye girmek zor olacaktır.

GÜVENİLİR OLMAK

GÜVENİLİR OLMAK Bir kimseye karşı duyulan emniyet(eminlik) duygusudur. Güvenilir kimse

kendisinden kötülük gelmeyeceğine veya o kişinin yaptığı işlerde

yanlışlık olmayacağına dair kesin kanıdır. Sosyal hayatımızda insan

ilişkilerine ve alışverişte en çok ihtiyaç duyduğumuz değer “güvenilir

” olmaktır. Bu sebeple her bireyin verdiği sözü tutması, kendisine

emanet edilene sahip çıkması ve ne pahasına olursa olsun doğru söylemesi

29

gerekir. Aksi takdirde o bireylerin yaşadığı toplumda huzur olmaz. Bu

konuda Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed(SAV) “Mümin elinden ve

dilinden başkasının emin olduğu kimsedir.” buyurmuştur. Eğer

çevremizdeki insanlar bize tam olarak güvenmiyorlarsa ve biz bunu

hissediyorsak, hayatımızda yanlış giden bir şeyler var demektir. Demek

ki insanlara güven verememişizdir. İnsanların güvenini kazanmak, sahip

olabileceğimiz en erdemli davranışlardan biridir.

Peygamberler sağlam kişilikli, güvenilir insanlardır. Onlar sadece

peygamberlik döneminde değil kendilerine bu görev verilmeden önce de

bu özellikleri ile tanınırlar. Bunun en güzel örneği kuşkusuz

Peygamberimiz Hz. Muhammed(SAV)’dir. O, içinde yaşadığı toplumun en

güvenilir kişisi idi.O,

her bakımdan kendisine güvenilen bir kimseydi. Dürüstlükten ayrıldığı,

şaka bile olsa yalan söylediği hiç görülmemiştir. Bu yüzden ona henüz

peygamber olmadan “Muhammed’ül Emin” (Güvenilir Muhammed)

denilmiştir.

Nitekim peygamberliğini açıkladığı zaman iman etmeyenler bile ona

yalancı, yalan söylüyor diyememişlerdir. En yakın akrabalarını Safa

tepesine toplayıp onları İslam’a davet ettiği zaman “Size dağın

arkasında düşman atlarının bulunduğunu söylesem, buna inanır mısınız?”

dediği zaman ,”Hepimiz inanırız, çünkü sen yalan söylemezsin.” Diye

cevap vermişlerdir. Uzak yerlere giden kimseler kıymetli eşyalarını Hz.

Muhammed’e teslim ederlerdi.Hz. Muhammed bu emanetlere asla ihanet

etmez ve sahiplerine sağlam bir şekilde iade ederdi, emanetlere en zor

anda bile hainlik yapmamıştır. Bilindiği gibi, Medine’ye hicret

edeceği gece müşrikler, öldürmek amacıyla onun evini kuşatmışlardı.

Evini terk etmeden önce, yanında bulunan emanetleri Hz.Ali’ye teslim

etmiş, ertesi gün de sahiplerine vermesini istemiştir.

MİSAFİRFERVERLİK

YAŞANILIR BİR DÜNYA Karşındakini kırmadan ona bir şeyler anlatmak her yiğidin harcı

değildir. Asık suratlı ne dediğini bilmeyen insanların başka insanlara

katacağı onları bazı noktalarda aydınlatacağı düşünülemez.

Hem güler yüzlü olacaksın hem deneyimlerinden birikimlerinden

faydalanarak bunu sosyal hayatın içinde yaşanan bir takım olaylara

tatbik edip diğer insanlara da yararlı olacaksın.

İletişim zor bir süreç ve herkesle de hemen gerçekleşmesi mümkün

olmuyor. Zor bir kapı ama anahtarı insanın kendisinde. Bu anahtarın adına

30

da selamlaşma diyoruz. Hiç tanımadığımız bir insana merhaba demek

girdiğimiz ortamlardaki insanlarla selamlaşıp tokalaşmak sesimizin

bedenimizin

Sıcaklığını karşı tarafa aksettirmek iletişimin başlangıcındaki o buzdan

kaleleri eritecektir. Sonrasında tanışma, derken koyu bir sohbet alır

başını gider.

Çoğu çekiniyoruz diğer insanlarla iletişime geçmekten. Yüzyüze

baktığımız kapı komşumuzu bile tanımıyoruz. İnsanlara karşı o kadar

yabancıyız ki. Bazen bir yerde bir amaç doğrultusunda tanıştığımız

insanları tekrar görmekten hazzetmiyoruz. Ya da herhangi bir yerde

karşılaştıysak tanımamazlıktan gelip yolumuza devam ediyoruz. Uzun

zamandır görmediğimiz arkadaşımız bize telefon açıyor duyuyoruz bir şey

ister deyip telefona cevap vermiyoruz. Bazen telefonu açıp konuşma

zahmetine katlanıyoruz bu seferde ailece veya tek başına görüşme

isteğine karşı türlü mazeretler uyduruyoruz. Eskiden misafiri çok olan

evlere gıptayla bakılırmış. Misafir demek bereket demekmiş. Kalabalığın

olduğu hanelerde, sesin olduğu evlerde paylaşım varmış, hoş sohbet

varmış. Şimdi evlerimiz sessizliğe büründü, apartmanlar koca birer

mezar olarak duruyor önümüzde, şehirler büyük birer mezarlık sanki.

Yaşayan ölüler diyarında herkes soluk alıverdiğini zannediyor ama

hareket eden yalnızca bedenlerimiz olmuş. Kapımızı kimsenin çalmasını

istemiyoruz, biraz kafamı dinleyeyim şemsiyesi altında yalnızlığımıza

sığınıyoruz. Bizden bir şey isteyecekler diye ödümüz kopuyor. İkram

kelimesinin kökündeki kerem(cömertlik) sıfatına gönüllerimiz değmez

olmuş. Veren el alan elden üstündür ifadesi sadece dillerde makes

buluyor.

Ey yalnızlığının çorak topraklarında kısır bir geleceği biriktiren sen.

Bugün evden çıkmadan evvel bir aynaya bak. Yüzündeki şu asık ifadeyi

güler yüzün Rengârenk boyalarına daldır ve öyle sokağa çık. Ey kendi

karanlık dünyasının girdabında kulaç atmaya çalışan sen evinin kapısını

aç da karşı komşunun kapısını çal. Elinde kek kurabiye dolu bir tabakla

ben geldim misafir r kabul ediyor musun de. Ey tanınmamak için köşe

bucak insanlardan kaçan sen bugün herkese selam ver tanıdığın tanımadığın

herkese.

Bak! Şimdi daha yaşanılır bir dünya kurdun kendine. Kültürümüze

baktığımız zaman misafirlikle ilgili birçok atasözü, deyim, gelenek vb.

özellikleri görebiliriz.

31

1)”Misafir r Odası”: Mutlaka her evin bir odası gelecek misafirler

için ayrılır. Oda en güzel şekilde düzenlenir. Misafir r dışında kimse

giremez o odaya.

2)”Tanrı Misafiri”: Gelen kişinin kim olduğu önemli değildir. Çünkü

o Allah tarafından gönderilmiş bir misafirdir. Misafir re hizmet Allah

’a hizmettir. Misafir asla geri çevrilmez.

3)”Misafir Bereketi İle Gelir”: Misafir sıkıntı getirmez. Misafir ev

halkını zor duruma sokmaz.

Çünkü o kendi bereketi ile gelir.

Ve bir sürü geleneğimiz………….

Peki Şimdi?

Bu güzel özelliğimizi hala koruyabiliyor muyuz? Yoksa İş stresi içinde

bunları unuttuk mu?

Misafir geldiği zaman seviniyor muyuz? Yoksa bir an önce gitmesi için

dua mı ediyoruz?

YARDIMLAŞMA

DERTLERE ORTAK OLMA Aydınlanma çağı insanlar için aklın ve bilimin yolunu açtı. Kendi

kendinin farkına varan insan aklın gücünün sınırlarını zorladı. Yeni

buluşlar yeni imkân sahaları insanoğlunun ufkunu açtı. Bunlar yaşanan

güzel gelişmelerdi ama manevi yönde kayıplar baş gösterdi. Bencil

sadece kendini düşünen insanlar peyda oldu. XX. ve içinde yaşadığımız

XXI. Yüzyıl bencilliğin ferdiyetçiliğin zirve yaptığı zaman dilimleri

olarak tarihteki yerini aldı hala da almaya devam ediyor. Bu

gelişmelerden dünyada yaşayan tüm devlet ve milletler az veya çok

etkilendi. Kökü çok derinlerde olan ve tarih sahnesinde adını hep

pozitif gelişmelerin baş aktörü olarak duyup bildiğimiz atalarımız yani

Türkler onların geçmişten günümüze taşıdığı Türk kültürü de bundan

nasibini almıştır. Bireycilik dedik ya bencillik yalnızca kendini

düşünme dedik ya bunların bizim kültürümüzdeki varlığı tarih denilen

zamansal göstergede çok yenidir. Biz de geçmişten bugüne bir arada

olma, paylaşma, yardımlaşma kültürü hiçbir toplumda olmadığı kadar

fazladır. Bu çerçevede söylenmiş atasözlerinden tutun da yaşanmış ve

kurgulanmış vakalara rastlamak mümkündür.”Düşene yardım eli uzatmak”

“ Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” “ Bir elin nesi var iki elin

sesi var.” hatırlayabildiklerimden yalnızca birkaçı.

Ne güzel bir duygudur yardımlaşmak, paylaşmak. Çevremizde muhtaç bir

insan gördük mü yanına gidip bir eksiğin var mı diye sormak. Elele

32

verir o işin de üstesinden geliriz diyebilmek. Bugün sana yarın bana

kabilinden veciz bir ifadenin peşine takılıp bir şey beklemeden yaraları

sarmak.

Hatırlarım mahallemizde yaşlı, kimi kimsesi olmayan yaşlı bir kadın vardı.

Kendi işini kendi göremediği için tüm mahalleli arasında anlaşıp her

gün sırayla kadının evine yardıma giderlerdi. Kimi yemek yapıp götürür

kimi giymediği elbiselerini poşete doldurup ona verirdi. Anlayacağınız

kadının yalnızlığını ve muhtaçlığını bir nebze olsun hafi fl etmekti

maksat.

Çok değil daha geçen sene dersine girdiğim sınıfın öğrencileri ben bir

şey demeden yanıma gelip ihtiyacı olan arkadaşlarına yardımda bulunmak

için ön ayak olmamı istediler. Çok duygulanmıştım. Ne güzel bir şeydi

gepegenç insanların etraflı arına karşı takındıkları bu duyarlı tutum.

Bunlar bizzat yaşadıklarım bir de duyduklarım var. Biliyorum ki

hepinizin yaşadığı ve duyduğu bu türden vakalar mevcuttur. Böyle bir

toplumda yaşamak yardımsever insanların sayısının fazlaca olduğunu bilmek

komşusu açken tok yatanı Allah sevmez düsturunu benimseyenlerin arasında

nefes alıp vermek kişiyi güvende hissettiriyor. Yarın başımıza bir

felaket gelse yardım elini açıp bekleyen insanların olduğunu görmek

yarına umut dolu gözlerle bakmamızı sağlıyor. Kocaeli, Düzce, Van

depremleri gibi felaketlerde başarılı bir sınav veren bu toplum dünyanın

imrenerek izlediği bir yardımlaşma ve paylaşma

iç güdüsüne sahip. Bizi biz yapan değerlerin direnişine ortak olmak-

hele ki bu zamanda ve bu şartlarda – hazinelerin en değerlisi olsa

gerek.

TEMİZ OLMA

İKİMİZ DE ÖNEMLİYİZ Bahar ve yaz aylarına bayılırdık. Dışarıdan eve ancak yemek yemek için

gelirdik. Vaktimizin çoğu arkadaşlarla kurduğumuz oyunların peşi sıra

akıp giderdi. Akşam oldu mu babamız işten gelir biraz sonra annemizin

sesi kulaklarımızda yankılanırdı. Oyun bitecekti ve hepimiz evlerimize

girecektik.

Öyle de olurdu. Sofra kurulur yemek için herkesin sofraya oturması

beklenirdi. Önce annem sorardı sonra babam: Dışarıdan gelince ellerini

yıkadın mı diye. Evet derdim geçiştirirdim. Babam yalanı mı yakalar elimi

koklayıp beni gerin geri banyoya yollardı. Ellerimi sabunlarken ne

gereği var diye düşünmeden de edemezdim. Yemekler yenilirdi, karınlar

33

doyurulurdu. Yine telkinler başlardı. Hadi oğlum derdi annem ellerini

yıka gel dişlerini fırçalamayı da unutma. İşte ellerden sonra bir de

dişler çıkmıştı piyasaya. Onu da bin dereden su getirerek yapardım

yapmasına ama düşünmeden de edemezdim. Tırnaklarım uzardı annem beni

karşısına oturtur çıt çıt sesi kulaklarımda tırnaklarımı keserdi. Ayak

tırnaklarım kesilirken çok acırdı. O yüzden çok korkardım. Okula başladım.

Yeni arkadaşlarım oldu. Öğretmenimi çok seviyordum. Bir gün derste

öğretmenimiz beden temizliğinden bahsetti. El diş tırnak temizliğini

tek tek ayrıntılı bir şekilde nedenlerini de sıralayarak bizlere anlattı.

Anlatırken beni örnek gösteriyordu. Çok hoşuma gitmişti. Gururlanmıştım.

O gün eve gelince anneme sarıldım. Ona teşekkür ettim. İnsanlar bazı

şeylerin anlamına geç varabiliyor. Farkına varınca da iş işten

geçebiliyor. Temizlik de onlardan biri. Bazen gereksiz görülebiliyor.

Çoğumuz üşendiğimizden beden temizliğimiz ile ilgili gerekli olan

vazifeleri yerine getirmiyoruz. Aslında böyle yapmakla hem kendi

sağlığımızı hem de başkalarının sağlığını tehlikeye atıyoruz. Haftada bir

iki kere banyo yapmak evden çıkmadan evvel güzel kokular sürünmek,

günde en az iki kez dişleri fırçalamak çok aşırıya kaçmadan ellerimiz

sabunlu suyla yıkamak kendimize olan bakışımızı değiştirecektir. Aynı

şekilde insanların bize bakışı da değişecektir.

Şimdiye kadar hep beden temizliğine vurgu yaptık. Çevre temizliğini

de unutmamak lazım geliyor. Ama çevreyi temiz tutmanın yolu da kişinin

kendi temizliğine vediği önemden geçiyor. Hepimiz biliyoruz ki bizler

dünyadan göçüp ahrete intikal edince dünyanın sonu gelmeyecek. Bizden

sonra

çocuklarımız bu dünyada yaşayacak.. Onlara temiz bereketli bir alan

yaşanılası bir coğrafya bırakmak da çevremize göstermiş olduğumuz yakın

ilgi ve alakayla mümkün. O zaman ne yapmalı? Yerlere çöp atmamalıyız.

Tutumlu olmalı israf etmemeliyiz. Tasarrufumuzda olan eşyaların

kullanımına dikkat etmeli onları hor ve kaba kullanmamalıyız. Doğanın

bize tahsis edilmediğini bilerek ormanlarımıza sularımıza yeşil

alanlarımıza sahip çıkmalıyız.

İster kişinin kendi temizliği isterse çevre temizliği hiç fark etmez

kişinin kendisine ve etrafına saygısı varsa bunlardan ödün vermeyeceği

su götürmez bir gerçektir. Gelin yaşanılası bir dünyanın varlığına olan

saygımızı gösterelim ve hep birlikte beraberce temiz bir dünyanın

mühendisleri olalım.

HOŞGÖRÜ

34

HEPİMİZ İNSANIZ Ve Allah insanı yarattı. Onu yaratırken mayasına diğer canlılarda olmayan

unsurlar ekledi. Mayanın temel öğesi topraktı çamurdu. Bilenleriniz

bilir toprak tevazünün alçakgönüllülüğün simgesidir. Çünkü toprak

yeryüzüdür ve altta aşağıdadır. İnsan da yeryüzünde tevazu ve

alçakgönüllülüğün somutlaşmış resmi olarak varoluştur.

Tevazu sahibi insan kendi dışındakilere karşı gurur ve kibir sahibi

olmayan insandır. Başkalarına yüksekten bakmaz. Kimseyi malı mülkü maddi

kazancı noktasında değerlendirip de ona göre davranmaz. O şöyle düşünür:

Hepimizi yaratan aynı amaç doğrultusunda ve aynı halüzre yarattı. Gelgelim etrafımızda öyle insanlar görüyoruz ki diğer insanları

bakışlarıyla aşağılamakta. Kibir ve gurur onların gözlerini o kadar kör

etmiş ki kıymet verdikleri değerler madde boyutlarını aşamıyor. Somut olan ve pahası bulunan her şey onlar için değerliyken soyut olup

maneviyatla ilgili olanlar değersiz. Sabır ve hoşgörünün eteklerinde

bile dolaşamayan bu insanlardan farklılıklara karşı anlayış beklemek,

çevrelerine gülen gözlerle bakıp ağızlarından birkaç güzel söz

dökülmesini ummak hayal olsa gerek. Oysa insanların birbirini anladığı

kimsenin kimseyi incir çekirdeğini doldurmayacak meselelerden dolayı

kırmadığı bir dünya düşünmek zor mu. Ağızlarımızı güzel kelimelere

alıştırmak dilimizi tatlı sözcüklerle tatlandırmak düş mü? Tabi ki hayır.

Eğer insansak bu potansiyel hepimizde herkeste zaten var. Önemli olan

alçakgönüllülük noktasındaki gücümüzü açığa çıkarmak ve gururu bir

kenara bırakıp insanlarla öyle iletişime geçmek. Dedik ya Allah

insanları eşit yarattı. Onlara akıl irade sağduyu verdi. Her insan

melekelerini aynı kıvamda kullanmadı. Toplumdaki sosyal statü

farklılıkları böylece oluştu. Kimi zengin oldu kimi fakir kimi aydın

oldu kimi cahil. Ama değişmeyen insan olma durumuydu. İnsan olmayı

unuttuğumuz anda bakılar değişti. Sen cahilsin deyip onunla

konuşmadılar, sen fakirsin deyip onu aralarına almadılar.

Sanki farklılıklar onlara ta en başından verilmiş gibi düşünerek hareket

ettiler.

Herkesi hoş görmek lazım. Okuldaysak ve öğretmensek öğrencilerimizi hoş

görmek lazım. Trafikteysek ve araba sürüyorsak diğer taşıtların

sürücülerini yayaları hoş görmek lazım. Siyaset yapıyorsak parti

başkanıysak diğer partileri onların savunduğu fi kirleri hoş görmek

lazım. Futbol aşığıysak

35

Herhangi birtakımı taraftarıysak kendi dışımızdaki takım taraftarlarını

hoş görmek lazım. Anneysek babaysak çocuklarımızı hoş görmek lazım. Doğayı

hoş görmek lazım hayvanları hoş görmek lazım. İnsansak eğer tüm insanları

hoş görmek lazım.

ADİL OLMA

BİLMEK LAZIM Bugünkü insanın en büyük eksikliklerinin bir tanesi de haklarını tam

olarak bilmeme ve bilmezliğin doğurduğu haklarını savunamamadır.

Kurallar ve kaideler toplumsal hayatın nizamını sağlar. Tek tek her

ferdin hem kişisel hem de toplumsal hakları mevcuttur. Yazılı hükümler

çerçevesinde haklarının sınırları çizilen insan bazen sınırlarının

boyutları noktasında tökezlemeler yaşar. Haddini aştığı zamanlar olduğu

gibi hakkı olanı almak elde etmek açısından da maalesef ki bilgisizdir.

Freni olmayan bir araba misali ne bileyin acemi sürücünün pedallara

olan yabancılığı gibi durumlarla somutlaştırabileceğimiz bu durum

kazaları da beraberinde getirir. Haklarını bilmeme haklarını savunamama

kişinin tarafsızlığını yitirmesine doğruluktan ayrılmasına çıkarcı bir

kimliğe bürünmesine yol açtığı gibi haksızlıklara karşı dik durabilmesine

de engel teşkil eder. Sınırları belli kara parçasında yaşadığınızı düşünün.

Belli olan sınırlarınıza müdahale olduğunda hemen müdafaa durumuna

geçersiniz. Çizgileriniz belli olduğundan ne zaman ne türlü hareket

edeceğinizi bilirsiniz. Bir de tam tersini düşünün. O zaman zaaf

içerisindesinizdir ve kolay bir şekilde sindirilirsiniz. Doğru olanı

söylemek tarafsız olarak sorunlara yaklaşmak çıkarcılığı bir kenara

bırakıp olanı dillendirmek zor olmasa gerek. Bilgili vatandaşlar

haklarından haberdar olan bireyler zaten haksızlıklar karşısında ses

çıkarabilme gücünü de kendilerinde bulurlar. Onlara bu gücü veren

farkında olmaktan başka bir şey değildir. Kaçımız haksızlıklar karşısında

avazımız çıktığınca bağırabiliyoruz ve kaçımız çıkarlarımıza ters gelse de

sezarın hakkı sezara deyip olan bitene nokta koyabiliyoruz? Kaçımız

kuyruğun en arkasındayken araya adam sokup önlere geçme alışkanlığını

yok sayabiliyoruz? Kaçımız sıramızın gasp edilip uyanık kişiler tarafınca

hakkımızın yendiğini bilip müdahale gereğini kendimizde buluyoruz?

Sorular uzayıp gider ama uzamaması gereken bu türden yaklaşımların

düşüncelerin varlığıdır Amacım karamsar bir tablonun ressamlığını yapmak

değil. Bir arada yaşama kültürünün insana yüklemiş olduğu vazifelerin

önemine vurgu yapmak. Kaba kuvvetin hükmünü yitirdiği benim dayım

36

var senin var mı saçmalığının son bulduğu araya adam sokup hak yeme

aptallığının bittiği gerçek ve yaşanılası bir toplumun varlığına dikkat

çekmektir. Siz siz olun haksızlıklar karşısında susmayın. Doğru

bildiklerinizden ödün vermeyin ama körü körüne de sabit fi kirlere

bağlanıp esaret zincirlerini takmayın. Ben ben deyip başka insanları

yok sayarak hareket etmeyin, anlaşmazlığa düşen insanların arasını bulmak

size düştüğünde tarafsızlığınızı koruyun.

ATASÖZÜ ve ÖZDEYİŞLER

41SORUMLULUK - DUYARLILIK • Başağın iyi yetişmesine engel, zararlı otlar değil çiftçinin

ihmalidir.

(KONFÜÇYÜS)

• Yalnız yaptıklarımızdan değil, yapamadıklarımızdan da sorumluyuz.

(MOLİERE)

• Çözümde görev almayanlar, sorunun parçası olurlar.

(GOETHE)

• Önemli biri olmanın bedeli sorumluluktur.

(CHURCHİLL)

• Özgürlük, sorumluluk getirir. İnsanların çoğunun özgürlükten korkması

bundandır.

(Bernard SHAW)

• Özgürlük bir kere kazanılıp ilelebet muhafaza edilemez. Onu her

nesil, her gün yeniden kazanmak zorundadır.

(EİSENHOWER)

ÖZGÜVEN • Kendi yıldızını izle, şanlı bir limana varmakta gecikmeyeceksin.

(DANTE)

• Kendine güvenen herkes dünyayı yönetebilir.

(VOLTAİRE)

• Olgun insan güzel söz söylemesini bilen insan değil, söylediğini

yapan ve yapabildiğini söyleyen insandır.

(KONFÜÇYUS)

37

TEMİZ OLMA • Evini temiz tut konuk gelir; kendini temiz tut ölüm gelir.

(ATASÖZÜ)

• Temizlik imandan gelir.

(HZ. MUHAMMED)

• Temizlik ve yoksulluk, kötülük yaptıran zenginlikten daha hayırlıdır.

(HZ. ALİ)

• Kirletmemek, temizlemekten daha kolaydır.

(G. HAUPTMANN)

SAYGI • Dostluktan saygıyı kaldıran onun en büyük süsünü kaldırmış olur.

(ÇİÇERO)

• Ana babanı sayarsan, oğlundan da saygı görürsün. Saygı ve sevginin

bir arada bulunduğu toplumlar uzun ömürlü olur ve hiçbir zaman kargaşa

içine düşmez. O toplumda saygı ve sevgi ne zaman kaybolur ise o zaman

o toplum çöker.

(MEVLANA)

• Yaşlılara saygı gösteren kimseye, ihtiyarladığı zaman, Allah Teala,

saygı gösterecek kimseler yaratır.

(HZ MUHAMMED)

• İnsanların saygı ve şerefi nin, itaat ve uyumunun kendinden maddeten

değil, manen yüksek olanlar için gösterilmesi insan ruhunun

gereklerindendir.

(ATATÜRK)

• Oğul! Ananı, Atanı say! Bereket büyüklerle beraberdir.

(OSMAN GAZİ)

CÖMERTLİK • Cömertlik göz kamaştırıcı hediyeler vermek değil, zamanında vermektir.

(J. BRUYEZİ)

• Eli sıkı varlıklının konuğu olmaktansa eli açık yoksulun konuğu olmak

yeğdir.

(ATASÖZÜ)

• Akmayan çeşmenin yanına kimse gelmez.

(ATASÖZÜ)

• Aç doyuran aç kalmaz.

(ATASÖZÜ)

• Az sadaka çok bela defeder.

(ATASÖZÜ)

38

• Bir elin verdiğini öbür elin duymasın.

(ATASÖZÜ)

• Gönülsüz verilen sadakadan hayır gelmez.

(ATASÖZÜ)

• Kapıdan alacaklı bakarken, pencereden sadaka verilmez.

(ATASÖZÜ)

• Veren el alan elden üstündür.

(ATASÖZÜ)

• Ekmeğini katığına denk eden muhtaç olmaz.

(ATASÖZÜ)

43HOŞGÖRÜ - ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK • İyi geçinme, iki kişinin kusursuz olmalarıyla değil, karşılıklı

birbirinin kusurlarını hoş görmeleriyle olur.

(A.TOQUEVİLLE)

• Aşırı tevazünün da, gurur gibi kendisine mahsus tehlikeleri vardır.

(J.J.ROUSSEAU)

• Alçak uçan yüce konar, yüksek uçan alçak konar.

(ATASÖZÜ)

• Başak büyüdükçe boynunu eğer.

(ATASÖZÜ)

• Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.

(ATASÖZÜ)

• Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var.

(ATASÖZÜ)

• Yoğurdum kara (ekşi) diyen olmaz.

(ATASÖZÜ)

• Zenginliğinle övünme bir kıvılcım yeter, güzelliğinle övünme bir

sivilce yeter.

(ATASÖZÜ)

• Bazı kimseler, güllerin dikeni olduğundan yakınırlar. Ben, dikenlerin

gülü olduğuna şükrederim.

(Alphonso KARR)

GÜVENİLİR OLMAK • Güvenilmek, sevilmekten daha büyük bir iltifattır.

(George MACDONALD)

• Bir insanı doğru yapmak isterseniz, ona güveniniz; düzenbaz yapmak

isterseniz, ona güvenmeyiniz.

(Bernard SHAW)

39

• Her zaman güvensizlik göstermek, her zaman güvenmek kadar büyük bir

yanlışlıktır.

(GOETHE)

• Her adamın ipiyle kuyuya inilmez.

(ATASÖZÜ)

• Kurttan çoban olmaz.

(ATASÖZÜ)

• Emanete hıyanet olmaz.

(ATASÖZÜ)

ÇALIŞKANLIK • Yarın, yorgun kimselerin değil, rahatlarına kıyabilenlerindir.

(Nurullah ATAÇ)

• Tohumu ek, vermezse toprak utansın.

(Necip Fazıl KISAKÜREK)

• Çalışanlar kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise,

kendilerini kötülükten kurtaramazlar.

(HZ. ALİ)

• Deha, bir işe başlamak için gereklidir, ancak o işi bitirmek için

çalışmak şarttır.

(J.JOUBERT)

• Dünya herkese yetecek kadar büyüklükte. Onun için başkasının yerini

kapmaktansa, çalışarak gerçek yerinizi bulun.

(C. CHAPLİN)

• Yalnız bir tek şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak. Servet ve onun

doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışanların

hakkıdır.

(ATATÜRK)

• Hırs, bir teknenin yelkenini şişiren rüzgara benzer. Fazlası tekneyi

batırır, azı da tekneyi olduğu yerde saydırır.

(VOLTAİRE)

• Arzu ettiğimiz bazı şeylere sahip olmamak saadetin bir parçasıdır.

(B.RUSEL)

• Güneşi sağ elime, ayı sol elime verseniz de davamdan vazgeçmem.

(HZ. MUHAMMED)

• Başarıya ulaşamamış insanların yüzde doksanı yenilgiye uğramamıştır;

sadece pes etmiştir.

(Paul MEYER)

• Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.

40

(Necip Fazıl KISAKÜREK)

• Adama devlet kendi ayağı ile gelmez.

(ATASÖZÜ)

• Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar.

(ATASÖZÜ)

• Çalışan dağ aşmış, çalışmayan yol şaşmış.

(ATASÖZÜ)

• Doyuncaya kadar değil, ölünceye kadar çalış.

(ATASÖZÜ)

• İşleyen demir pas tutmaz. (ATASÖZÜ)

• Kazananın malı artar, kazanmayanın derdi.

(ATASÖZÜ)

• Sen işi bırakmayınca iş seni bırakmaz.

(ATASÖZÜ)

•Zahmetin noktası kalkınca rahmet olur.

(ATASÖZÜ)

MİSAFİRPERVERLİK • Gülümseme, iki insan arasındaki en kısa mesafedir.

(Victor BORGE)

• Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme

sanatı vardır.

(EPİKTETOS)

• Dinlemek, gösterebileceğiniz nezaketin en yükseğidir.

(D. Carnegie)

• En büyük vazifemiz; kulaklarımızı söylediklerimizi duymaya

alıştırmamızdır.

(S.J.HARVİS)

ŞEFKAT-MERHAMET • İki çeşit acıma vardır: Biri merhem, öteki zehirdir, birincisi

dostlarımızın, ikincisi düşmanlarımızın acımasıdır.

(Charles SUMMER)

• Yalnız sadaka vermekle kalmayın, acıyınız da... Istırapları dindiren,

paradan çok şefkattir.

(J.J. ROUSSEAU)

• Şefkat öyle bir dildir ki sağır da işitebilir, kör de okuyabilir.

(Mark TWAİN)

41

• Ey oğul, üç kişiye acı; cahil arasındaki alime, zenginken fakir düşene

ve hatırlı iken itibarını kaybedene.

(Şeyh EDEBALİ)

• Merhamet, her zaman intikamdan daha asildir. Merhamet ısmarlama

olmaz, tatlı bir yağmur gibi gökten düşer, verene de alana da faydalıdır.

(W. SHAKESPEARE)

VATANSEVERLİK • Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.

(ATATÜRK)

• Vatan, çalışkan insanların omuzları üstünde yükselir.

(Tevfi k FİKRET)

• Vatanında ölmeyen iki kere ölür.

(İ. Habib SEVÜK)

• Vatan sevgisi ahlakta iyiliği, ahlakta iyilik de vatan sevgisini

meydana getirir.

(MONTESQUİEU)

• Vatan bir milletin evidir.

(Ahmet MİTHAT)

• Millete hizmet etmek istiyorsan, elinden gelen işle başla…

(İsmail GASPIRALI)

• Benden eyerimi isteyiniz vereyim, atımı isteyiniz vereyim. Fakat

vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin veremem.

(METE HAN)

• Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri

üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir.

(Mustafa Kemal ATATÜRK)

ADİL OLMA • Kuvvete dayanan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.

(PASCAL)

• Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine, adaletle hareket

edip tek başına kal, daha iyi.

(GANDİ)

• İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.

42

(Victor HUGO)

• İyi ve kötüye eşit davranmak iyinin şevkini kırar, kötüye cesaret

verir.

(HZ. ALİ)

• Doğruluğa yapışın zira doğruluk iyiliğe götürür, iyilik de sizi

cennete iletir. Yalandan kaçının zira yalan kötülüğe götürür, kötülük

de cehenneme iletir.

(HZ. MUHAMMED)

• Bir insanın dostluk derecesini tayin etmek ister misiniz? Menfaatine

hafifçe dokununuz.

(R.N. EVRİMER)

47• Başkası düştü mü “çürük tahtaya basmasaydı” deriz; kendimiz

bastığımız zaman düşünce tahtanın çürük çıkmış olmasından şikâyet ederiz. (Cenap ŞAHABETTİN)

• Yalnız kendisini düşünen insan, yumurtasını pişirmek için komşusunun

evini yakar.

(BACON)

VEFALI OLMA • Vefa arkadaşına yaptığın iyiliği az görmek, onun yaptığını çok

bilmektir.

(ANONİM)

• Vefa hastalıkta dostun yanında olmak acıyı, ağrıyı, ezayı paylaşmaktır.

(ANONİM)

• Vefa arkadaşın dostuyla düşman, düşmanıyla dost olmamaktır.

(ANONİM)

• Nankör insan, her şeyin fi yatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini

bilmeyen kimsedir.

(Oscar WILDE)

YARDIMLAŞMA-PAYLAŞIMCI OLMA • Ben övünülecek bir şey yapmadım. Zafer milletindir. Ben sadece

sizlerin görüntüsüyüm. Övülmesi gereken, milletin Sakarya’dan İzmir

’e doğru çarıksız koşan Mehmet’idir.

(ATATÜRK)

• Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.

(MEVLANA)

• Düşenin elinden tut ki sen de düştüğün zaman elinden tutacak bir el

bulasın.

(Ali Fuat BAŞGİL)

43

• İnsanların en hayırlısı insanlara yararlı olandır.

(HZ. MUHAMMED)

• İnsanlar, birbirlerine yardımdan el çektikleri gün insanlık yok olur.

Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz.

(Walter SCOOT)

SEVGİ • Allah’ın rızası ana babanın rızasındadır. Allah’ın gazabı da ana

babanın gazabındadır.

(HZ. MUHAMMED)

• Yalnız seni sevenleri sevmek sevgi değil değiş tokuştur.

(Cenap ŞAHABETTİN)

• Yaşlandığında çocuklarından beklediğin şey, senin babana yaptığın

olmalıdır.

(PİTACUS)

• Dostluğun kusurlarını ona yalnızken söyle, başkalarının yanında ise onu

öv.

(ARİSTO)

• Gerçek dostlar iyi günlerinizde davet edince sizi ziyaret ederler,

kara günlerinizde davetsiz gelirler.

(THEOPMRASTUS)

SABIRLI OLMA • Sabır önceleri insana zehir gibi görünür, fakat bunu huy edinirse

bal olur.

(Sadi-i ŞİRAZİ)

• En fazla ileriye giden ok, en fazla geriye çekilmiş yaydan çıkar.

(ANONİM)

• Her şeyin anahtarı,sabırdır.Civcivi,yumurtaları kuluçkaya yatırarak

elde edersiniz; yumurtaları kırarak değil.

(Arnold GLASSOW)

• Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.

(Latin Atasözü)

• Güne sarılın ve yarına mümkün olduğu kadar az güvenin.

(HORACE)

• Zaman paraya benzer, lüzumsuz yere sarf edilmedikçe daima yeter.

(KONFÜÇYÜS)

• Alelade bir insan, zamanını nasıl sarf edeceğini düşünür, akıllı insan

ise nasıl tasarruf edeceğini.

(SCHOPENHAUER)

44

49