bozkurt - kktc meclis evrak yönetim...

4
d BOZKURT BASIMEVİ Telefon: 2 9 5 1 Bozkurt GÜNLÜK TARAFSIZ TÜRK GAZETESIDIR YIL: 1 if SAYI: 131 * CUMA, 28 MART, 1952 * FIATIl±Kr. MÜDÜR VE İMTİYAZ SAHİBİ: CEMAL TOGAN İDARE EVİ: Asmaaltı No. 75 Posta Kutusu 324 Lefkoşa-Kıbna 4 » * 1 Fransız Hükümeti Cumhur Başkanının Tunusa Verdiği Cevabı Tasvip Etti Paristen Firar Eden Tunus Bakanları BOZKURT ALBÜMÜ: 31 KORE HARBİ NE OLDU ? Yazımızın başlığım görenler, "Kore" gibi dünya siyasî hadiseleri arasında artık üçüncü dördüncü derecede ge- len bir olaya temas et- tiğimizi düşünecekler- dir. Kabul etmeliyiz ki, okuyucu bu düşüncesin de haklıdır. Çünkü bir şene evveline kadar, gü rHin en önemli siyasî ola yı telâkki edilen "Kore harbi" artık gazete sü- tunlarında üçüncü, 4ör düncü derecede bir ha- ber vaziyetine düşmüş- tür. Hattâ Kore harbin den sonra patlak veren, İran petrol ihtilâfı, Mı- sır meselesi eski ehem- miyetini kaybetmişti!'! Kore harbinin netice si ne oldu? Bu sualin cevabını vermek olduk- ça güçtür. Sulh için ya- pılan bütün gayretler boşa çıkmasına rağmen Korede harbin devam ettiğini de söyliyeme- yiz. Bu gün Korede, müttefik ve komünist ordusu karşı karşıya- dır. Dokuz aydan beri devam eden mütareke konuşmalarından hiç bir netice çıkmamıştır. Fakat her iki orduda yeniden savaşa başla- mak arzusunun canlan- dığını göremiyoruz. Akla şöyle bir sual gelebilir. Acaba Mütte- fik ve Komünist ordu- ları bu boşuna bekleyi- « şin kendileri için zarar ' [I lı olduğunu anlamıyor- 1ar mı? Kabul etmeliyiz ki, Kore harbi şimdiki gibi bir çıkmaz halinde kaldığı müddetçe, gere rek demokrasi dünyası, gerekse Sovyetler ve [ " peykleri için bu durum iftihar edilecek bir olay değildir.. Kore harbi, Amerika nm Avrupa devletleri üzerindeki prestijine bini bir neticeye bağla- mak için davranmıya kalkışsa; bu sefer Ingil tere ve Fransa böyle bir harbe taraftar gö- rünmiyorlar. Pek tabii olarak, işler arap saçı kadar karışık bir duru- ma giriyor. Bu arada Rusya boş durmuyor. Amerikayı lekelemek için bazı kuy ruklu yalanlar uyduru- yor ve radyoları vasıta sile etrafa yayıyor. Söz de Amerikalılar uçakla rj vasıtasile bazı böcek yığınlarını komünist mıntakalarına atıyor- laymış.. Amerika bu şe- kilde salgın hastalıklar yşratarak zafere eriş- me*k istiyormuş. Şüp- he yok ki, doğru olması imkânsız, insanlık ve harp usulleriyle bağla- şamıyacak bu yalanın gayesi Amerikayı leke- lemektir. Kore harbine bir hal çaresi bulunmasını bü- tün insanlık özliyor. Fa kat yalnız Kore harbi- ne mi? Dünyanın bu ka rışık durumunun düzel mesi, insanlığın en bü- yük özlemidir! BOZKURT Paris, 27 (R): Fransız kabi- nesi bu gün Cumhur Başkanı Auriol'un Tunustaki Çenik hü- kümetinin dağıtılması hususun da Tunus Beyinin protestosuna verdiği cevabı tasvip etmiştir. Fransız istihbarat bakanı, Tu- nustaki karışıklıktan dolayı alınan tedbirleri tasvib etmişti' Bakana göre, karışıklıkların başladığı Ocak ayından beri 12 sivil ve 9 asker veya polis öl- dürülmüştür. Cenevre, 27 (R): Paristeki otellerinden kaybolan iki Tu- nus bakanı hava yolları vasıta sile Brükselden buraya geldi- ler. Bunlar, Adalet Bakanı Sa- lah Ben Yusuf ve İçtimaî kal- kınma bakanı Muhammed Ba- daadırlar. Tunuz şikâyetini Birleşmiş Milletlere arzetmek için Parise giden bakanlar, Ka hireye ve ondan sonra da Tu- nusa gideceklerdir. Ben Yusuf, Finlândiyada Kuduz Hastalığı mı? Helsinki, 27 (R): Buradaki makamlar, kuduz hastalığı kor kusuyle bütün köpeklerin itla- fını emretmişlerdir. Salgın has ta lığın Rus hudutlarından gelen serseri köpekler tarafından ta şındığı bildirilmektedir. General Ridgway Japon İmparatoru İle Beraber Yemek Yedi Tokyo, 27 (R): General Rid- way ile karısı bugün imparatoı luk sarayında imparator Hiro Hito ile İmparatoriçenin davet- lisi olarak beraber yemek ye- çok tesir yapmıştır. A- «»işlerdir. Saray sözcüleri, im raerika sulh istemekte- P uratorun ' Umum komutanU : Fakat Amerikanın Ja nyn bar,ti andl ^ ma ' s '" şkil bir duruma gir-,» 1 tamamlaması hususundaki Jni gören Rusya sulh , nezaketindei1 dolayı hüsnü te " iftemiyor! Amerika ne' v « cUhlerini ***** * tu * lnl 3öy olsun Kore har-l'* ml ^ ir - Koredeki Konuşmalar Neticesiz Pan Mun Jon, 27 (R): Bir- leşmiş Milletler ile komünist delegeleri bugün üçüncü gizli toplanmalarını yapmışlar fakat esir mübadelesi konusunda an- laşmaya varamamışlardır. Bir leşmiş Milletlerin bir sözcüsü esir mübadelesinin halledilemi- yen yegâne bir mevzu olduğu- nu söylemiştir. Kurmay suba- yın biri, komünistlerin geçen Cuma günü, Aralık ayındaki esir listesine göre esir müba- delesi yapılması hususundaki tekliflerinin bu günkü toplan- tıyı çıkmaza saptırdığını söyle miştir. Batı cephede Birleşmiş Mil- letler kuvvetlerin komünistle- rin bir hücumunu püskürtmüş ve kara ve deniz çarpışmaları devam etmiştir. "Pariste tevkif edileceğimiz hakkında şayialar duyduk ve böylece Brüksele gitmenin da- ha iyi olacağını düşündük" de- miştir. Bakan "Paristeki işimiz bitti ve orada kalmakla birşey kazanmayız. Vazifemiz, dehşe- tin hüküm sürdüğü Tunusta- dır" demiştir. Bakanlar Kphi- rede Arap liderleri ile konuş- malarda bulunacaklarını söyle mişlerdir. Bakanlar bugün Ka- hireye hareket edeceklerdir. İspanyadaki Yeni Amerikan Büyükelçisi Madrid, 27, (R): Amerika- nın yeni Madrid Büyükelçisi Lincolun Macveagh bugün Ge- neral Frankoya itimatnamesi- ni sunduktan sonra kendisiyle beraber 20 dakikalık bir konuş ma yapmıştır. Büyük elçi General Franko- yu görmiye giderken sokaklar- da halk tarafından samimî bir şekilde karşılanmıştır. Mr. Thomas Adadan Ayrılıyor Maliye Müsteşarı Mr. C.J. Thomas, C.M.G., Müstemleke hizmetinde kendisine teklif edi len Sarawak Maliye Müsteşar- lığına terfian becayişliği ka- bul etmiştir. Mr. Thomas, ilk defa, 1935 Eylülünde Defterdarlık 1 inci sınıf Muhasibi olarak Kıbrısa tayin edildi. 1941 Martında, ye ııi Gelir Vergisi müfettişliği va zifesine ve 1944 Ocak ayında ise Dahili Varidat Kontrolörlü- ğüne terfi ettirildi. 23 Eylül 1946 da Defterdar oldu ve 21 Eylül 1948 de ise yeni ihdas edilen Maliye Müs- teşarlığı vazifesine tayin olun- muştu, SAKALLI-ALLAH: ALLA A AH!.. ERKEKLİK ÖLDÜ MÜ YAHUT!.. RİTA HAYWATH TEKRAR HOLLYWOODDA Bir kaç sene evvel sinema aleminden ayrılarak Hint Mahıacası Ağa Han'ın oğlu Ali Hanla evlenen Rita, kısa bir müddet sonra bu hayat* tan usanmış ve Ali Handan ayrılarak tekrar eski hayatına dönmüştür. Resimde Rita, yeni bir film provasında görülmektedir. Birleşmiş Milletler Temsilcileri General Ridgvvay ile Görüştü Sudandaki Grev Sona Erdi Hartum, 27 (R): Dört gün- den beri devam eden fabrika ve nakliyat grevi bugün sona ermiş ve işçiler hadise çıkar- maksızın işlerine devam etmiş lerdir. Yüzde 75 zam talep eden iş- çiler hükümet veya patronlar- la temasa gelmeği reddetmiş- lerdir. Hükümet işçileri dün akşam yıllık kongrelerini yap- mışlar ve verilen zamların tat minkâr olmadığını kararlaştır- mışlardır. Grev, son iki sene zarfında işçiler federasyonu tarafından teşvik edilenlerin ikincisidir. Komünist Çinliler Bir Portekiz Subayını Hapishanede Tutuyorlar Hong Kong, 27 (R): Çin ba- sın haberlerine göre Macadda- k! Portekiz makamlarının Çin- liler tarafından tutulan bir Por tekiz subayının sarbes bırakıl- ması İçin, yaptığı çalışmalar akim kalmıştır. Adı Albay Sal- goda olaıı Portekizli subay es- ki polis subaylarından olup şimdi Macaddakl Portekiz gar nizonu ile irtibat subayı olarak hizmet etmekte İdi. Kendisinin seyahat etmekte olduğu Yat Mocat yakınlarındı» olun Çin sularında batmıştı, Tokyo, 27 (R): Birleşmiş MU letler gonol sekreteri Trygve Lie'nin icraat yardımcısı And» rew Cordler, bu gün General Mathevv Ridgvvay ile yarım sa- at süren bir görüşmede bulun- muştur. Görüşmenin ne hususta oldu ğu açıklanmamıştır. Koreden henüz dönen Car- dier, yarın Japon Başbakanı Yoşida ile görüşecektir. Kendi- si Korede güney Kore Cumhur Başkanı Smghman Rhee ve sekizinci ordu komutanı Gene- ral Van Fleet ile görüşmüştür. Beyaz Saraya Kurşun- lara Karşı Mukavemet Eden Pencereler kondu Vaşington, 27 (R): Washing ton Post gazetesi, mobilyesi yeniden yaptırılan Beyaz Sa- raya kurşunun tesir edemlye- ceği pencereler konduğunu bil- dirmektedir. Başkan Truman bugün, 1950 de Blair House'da hayatına suikast edileUden be- ri 3 seneden fazla kaldığı Flo- ridadan Beyaz Saraya avdet ! ediyor. Bir Fin Profesörü Ölü Bulundu Helsinki 27 (R): Geçen Salı- dan beri kayıpta olna kimya jırofeaörü John Oskat Palmen bugün şehir dışında ölü olarak bulunmuştur. Profesör «7 ya- şında idi. İNDAN SA

Upload: others

Post on 10-Feb-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • d BOZKURT

    BASIMEVİ

    Telefon: 2 9 5 1

    Bozkurt GÜNLÜK TARAFSIZ TÜRK GAZETESIDIR

    YIL: 1 if SAYI: 131 * CUMA, 28 MART, 1952 * FIATIl±Kr.

    MÜDÜR VE İMTİYAZ SAHİBİ:

    CEMAL TOGAN

    İDARE EVİ: Asmaaltı No. 75

    Posta Kutusu 324 Lefkoşa-Kıbna

    4 »

    * 1

    Fransız Hükümeti Cumhur Başkanının Tunusa Verdiği

    Cevabı Tasvip Etti Paristen Firar Eden Tunus Bakanları

    BOZKURT ALBÜMÜ: 31

    KORE HARBİ NE OLDU ? Yazımızın başlığım

    görenler, "Kore" gibi dünya siyasî hadiseleri arasında artık üçüncü dördüncü derecede ge-len bir olaya temas et-tiğimizi düşünecekler-dir. Kabul etmeliyiz ki, okuyucu bu düşüncesin de haklıdır. Çünkü bir şene evveline kadar, gü rHin en önemli siyasî ola yı telâkki edilen "Kore harbi" artık gazete sü-tunlarında üçüncü, 4ör düncü derecede bir ha-ber vaziyetine düşmüş-tür. Hattâ Kore harbin den sonra patlak veren, İran petrol ihtilâfı, Mı-sır meselesi eski ehem-miyetini kaybetmişti!'!

    Kore harbinin netice si ne oldu? Bu sualin cevabını vermek olduk-ça güçtür. Sulh için ya-pılan bütün gayretler boşa çıkmasına rağmen Korede harbin devam ettiğini de söyliyeme-yiz. Bu gün Korede, müttefik ve komünist ordusu karşı karşıya-dır. Dokuz aydan beri devam eden mütareke konuşmalarından hiç bir netice çıkmamıştır. Fakat her iki orduda yeniden savaşa başla-mak arzusunun canlan-dığını göremiyoruz.

    Akla şöyle bir sual gelebilir. Acaba Mütte-fik ve Komünist ordu-ları bu boşuna bekleyi-

    « şin kendileri için zarar ' [I lı olduğunu anlamıyor-

    1ar mı? Kabul etmeliyiz ki, Kore harbi şimdiki gibi bir çıkmaz halinde kaldığı müddetçe, gere rek demokrasi dünyası, gerekse Sovyetler ve

    [ " peykleri için bu durum iftihar edilecek bir olay değildir..

    Kore harbi, Amerika nm Avrupa devletleri üzerindeki prestijine

    bini bir neticeye bağla-mak için davranmıya kalkışsa; bu sefer Ingil tere ve Fransa böyle bir harbe taraftar gö-rünmiyorlar. Pek tabii olarak, işler arap saçı kadar karışık bir duru-ma giriyor.

    Bu arada Rusya boş durmuyor. Amerikayı lekelemek için bazı kuy ruklu yalanlar uyduru-yor ve radyoları vasıta sile etrafa yayıyor. Söz de Amerikalılar uçakla rj vasıtasile bazı böcek yığınlarını komünist mıntakalarına atıyor-laymış.. Amerika bu şe-kilde salgın hastalıklar yşratarak zafere eriş-me*k istiyormuş. Şüp-he yok ki, doğru olması imkânsız, insanlık ve harp usulleriyle bağla-şamıyacak bu yalanın gayesi Amerikayı leke-lemektir.

    Kore harbine bir hal çaresi bulunmasını bü-tün insanlık özliyor. Fa kat yalnız Kore harbi-ne mi? Dünyanın bu ka rışık durumunun düzel mesi, insanlığın en bü-yük özlemidir!

    BOZKURT

    Paris, 27 (R) : Fransız kabi-nesi bu gün Cumhur Başkanı Auriol'un Tunustaki Çenik hü-kümetinin dağıtılması hususun da Tunus Beyinin protestosuna verdiği cevabı tasvip etmiştir. Fransız istihbarat bakanı, Tu-nustaki karışıklıktan dolayı alınan tedbirleri tasvib etmişti' Bakana göre, karışıklıkların başladığı Ocak ayından beri 12 sivil ve 9 asker veya polis öl-dürülmüştür.

    Cenevre, 27 (R) : Paristeki otellerinden kaybolan iki Tu-nus bakanı hava yolları vasıta sile Brükselden buraya geldi-ler. Bunlar, Adalet Bakanı Sa-lah Ben Yusuf ve İçtimaî kal-kınma bakanı Muhammed Ba-daadırlar. Tunuz şikâyetini Birleşmiş Milletlere arzetmek için Parise giden bakanlar, Ka hireye ve ondan sonra da Tu-nusa gideceklerdir. Ben Yusuf,

    Finlândiyada Kuduz Hastalığı mı?

    Helsinki, 27 (R) : Buradaki makamlar, kuduz hastalığı kor kusuyle bütün köpeklerin itla-fını emretmişlerdir. Salgın has ta lığın Rus hudutlarından gelen serseri köpekler tarafından ta şındığı bildirilmektedir.

    General Ridgway Japon İmparatoru İle Beraber Yemek

    Yedi Tokyo, 27 (R) : General Rid-

    way ile karısı bugün imparatoı luk sarayında imparator Hiro Hito ile İmparatoriçenin davet-lisi olarak beraber yemek ye-

    çok tesir yapmıştır. A- «»işlerdir. Saray sözcüleri, im raerika sulh istemekte- Puratorun' U m u m komutanU

    : Fakat Amerikanın JaP°nyn bar,ti andl^ma's'" şkil bir duruma gir-,»1 tamamlaması hususundaki

    Jni gören Rusya sulh ,nezaketindei1 dolayı hüsnü te" iftemiyor! Amerika ne'v«cUhlerini ***** *tu*lnl 3öy

    olsun Kore har-l '*m l^ i r -

    Koredeki Konuşmalar Neticesiz

    Pan Mun Jon, 27 (R) : Bir-leşmiş Milletler ile komünist delegeleri bugün üçüncü gizli toplanmalarını yapmışlar fakat esir mübadelesi konusunda an-laşmaya varamamışlardır. Bir leşmiş Milletlerin bir sözcüsü esir mübadelesinin halledilemi-yen yegâne bir mevzu olduğu-nu söylemiştir. Kurmay suba-yın biri, komünistlerin geçen Cuma günü, Aralık ayındaki esir listesine göre esir müba-delesi yapılması hususundaki tekliflerinin bu günkü toplan-tıyı çıkmaza saptırdığını söyle miştir.

    Batı cephede Birleşmiş Mil-letler kuvvetlerin komünistle-rin bir hücumunu püskürtmüş ve kara ve deniz çarpışmaları devam etmiştir.

    "Pariste tevkif edileceğimiz hakkında şayialar duyduk ve böylece Brüksele gitmenin da-ha iyi olacağını düşündük" de-miştir. Bakan "Paristeki işimiz bitti ve orada kalmakla birşey kazanmayız. Vazifemiz, dehşe-tin hüküm sürdüğü Tunusta-dır" demiştir. Bakanlar Kphi-rede Arap liderleri ile konuş-malarda bulunacaklarını söyle mişlerdir. Bakanlar bugün Ka-hireye hareket edeceklerdir.

    İspanyadaki Yeni Amerikan Büyükelçisi

    Madrid, 27, (R) : Amerika-nın yeni Madrid Büyükelçisi Lincolun Macveagh bugün Ge-neral Frankoya itimatnamesi-ni sunduktan sonra kendisiyle beraber 20 dakikalık bir konuş ma yapmıştır.

    Büyük elçi General Franko-yu görmiye giderken sokaklar-da halk tarafından samimî bir şekilde karşılanmıştır.

    Mr. Thomas Adadan Ayrılıyor

    Maliye Müsteşarı Mr. C.J. Thomas, C.M.G., Müstemleke hizmetinde kendisine teklif edi len Sarawak Maliye Müsteşar-lığına terfian becayişliği ka-bul etmiştir.

    Mr. Thomas, ilk defa, 1935 Eylülünde Defterdarlık 1 inci sınıf Muhasibi olarak Kıbrısa tayin edildi. 1941 Martında, ye ııi Gelir Vergisi müfettişliği va zifesine ve 1944 Ocak ayında ise Dahili Varidat Kontrolörlü-ğüne terfi ettirildi.

    23 Eylül 1946 da Defterdar oldu ve 21 Eylül 1948 de ise yeni ihdas edilen Maliye Müs-teşarlığı vazifesine tayin olun-muştu,

    SAKALLI -ALLAH: ALLA A AH!.. ERKEKLİK ÖLDÜ MÜ YAHUT!..

    RİTA HAYWATH TEKRAR HOLLYWOODDA

    Bir kaç sene evvel sinema aleminden ayrılarak Hint Mahıacası Ağa Han'ın oğlu Ali Hanla evlenen Rita, kısa bir müddet sonra bu hayat* tan usanmış ve Ali Handan ayrılarak tekrar eski hayatına dönmüştür.

    Resimde Rita, yeni bir film provasında görülmektedir.

    Birleşmiş Milletler Temsilcileri General Ridgvvay ile Görüştü

    Sudandaki Grev Sona Erdi

    Hartum, 27 (R) : Dört gün-den beri devam eden fabrika ve nakliyat grevi bugün sona ermiş ve işçiler hadise çıkar-maksızın işlerine devam etmiş lerdir.

    Yüzde 75 zam talep eden iş-çiler hükümet veya patronlar-la temasa gelmeği reddetmiş-lerdir. Hükümet işçileri dün akşam yıllık kongrelerini yap-mışlar ve verilen zamların tat minkâr olmadığını kararlaştır-mışlardır.

    Grev, son iki sene zarfında işçiler federasyonu tarafından teşvik edilenlerin ikincisidir.

    Komünist Çinliler Bir Portekiz Subayını

    Hapishanede Tutuyorlar

    Hong Kong, 27 (R) : Çin ba-sın haberlerine göre Macadda-k! Portekiz makamlarının Çin-liler tarafından tutulan bir Por tekiz subayının sarbes bırakıl-ması İçin, yaptığı çalışmalar akim kalmıştır. Adı Albay Sal-goda olaıı Portekizli subay es-ki polis subaylarından olup şimdi Macaddakl Portekiz gar nizonu ile irtibat subayı olarak hizmet etmekte İdi. Kendisinin seyahat etmekte olduğu Yat Mocat yakınlarındı» olun Çin sularında batmıştı,

    Tokyo, 27 (R) : Birleşmiş MU letler gonol sekreteri Trygve Lie'nin icraat yardımcısı And» rew Cordler, bu gün General Mathevv Ridgvvay ile yarım sa-at süren bir görüşmede bulun-muştur.

    Görüşmenin ne hususta oldu ğu açıklanmamıştır.

    Koreden henüz dönen Car-dier, yarın Japon Başbakanı Yoşida ile görüşecektir. Kendi-si Korede güney Kore Cumhur Başkanı Smghman Rhee ve sekizinci ordu komutanı Gene-ral Van Fleet ile görüşmüştür.

    Beyaz Saraya Kurşun-lara Karşı Mukavemet Eden Pencereler kondu

    Vaşington, 27 (R ) : Washing ton Post gazetesi, mobilyesi yeniden yaptırılan Beyaz Sa-raya kurşunun tesir edemlye-ceği pencereler konduğunu bil-dirmektedir. Başkan Truman bugün, 1950 de Blair House'da hayatına suikast edileUden be-ri 3 seneden fazla kaldığı Flo-ridadan Beyaz Saraya avdet

    ! ediyor.

    Bir Fin Profesörü Ölü Bulundu

    Helsinki 27 (R) : Geçen Salı-dan beri kayıpta olna kimya jırofeaörü John Oskat Palmen bugün şehir dışında ölü olarak bulunmuştur. Profesör «7 ya-şında idi.

    İNDAN SA

  • SAYFA 2 BOZKURT CUMA, 28 MART, 1952

    G Ü N L E R G E Ç E R K E N

    MADALYON'UN TERS TARAFI... özker YAŞIN

    II Dünkü yazımızda, bütün bağırıp çağırmalarına rağ

    men ne Kıbrıs Rumları reisi Makarios efendinin, ne Mil 11 Parti başkanı Dr. Derviş Gigi'nin ve ne de komünist partisi genel sekreteri Papayuannu ile; her fırsatta 'Enosis" naraları atan ada Rumlarından büyük bir çoğunluğun, aslında ilhak istemediğini belirtmiştik. Bu gün de, bu şahısların neden ilhak istemedikleri üzerinde durmak istiyoruz.

    Eğer Yunanistan bir gün Kıbrısa sahip olursa, (tek rar edelim, Allah o günü göstermesin...) adaya giren Yunan askerleri ile birlikte açlık ve felâkette gelecek-tir. Çünkü zavallı küçük Yunanistan'ın, kendi kendini beslemekten bile acizken Kıbrısa refah ve saadet geti- | receğini beklemek biraz fazla çocukluk olur. Yunanls- • tnnın adaya sahip olması şimdiki iktisadî duruma bü- | ytik bir darbe olacak, işsizlik çoğalacak ve bu adada ' yaşamak yalnız ecnebiler İçin değil, sözde ilhak istlyen j Rumlar için de, imkansızlaşacaktır.

    Bu gerçeği bizim gibi, Kıb rıs Rumlarının ve onla-rın parti reisleriyle din reislerinin anlamamasına im- 2 kân yoktur. Yunanistan adaya sahip olursa, ne Maka- J rios efendinin bu günkü saltanatı, ne Dr. Derviş Giginin Belediye reisliği kalacaktır. Şüphe yok ki, bu şahıslar büyük bir çoğunluk tarafından takdir edilmek, alkış-lanmak haklarının kendilerinden alınmasını arzu etmi-yorlardır...

    O halde diyeceksiniz, bütün bu faaliyetler, bu gürül •tüler neden? Niçin Başpiskobos Makarios efendi "il-hak" diye bağırıyor, niçin Dr. Derviş Gigi ve genel sekreter Papayuannu her fırsatta "Yunanistanın Kıb-rısa gelmesinden" bahsediyorlar.

    Bu suallerin cevabı çok basittir. Çünkü bu şahıs-lar, ancak bu şekilde saltanatlarını devam ettirecekle-rini biliyorlar. Yoksa "ilhak" onlar için de korkunç bir felâkettir.

    524 Lira Tazminat

    Mağusa liman işçile-rinden Topçuköylü Os-mân Ahmed limanda kimyevî gübre boşaltır ken aldığı yara netice-sinde sağ ayağını kay-bettiğinden dolayı malı kemenin kararile 524 li-ra 3 şilin 2 kuruş tazmi nat alacaktır.

    İhtilas Davası

    Trikomo Kooperatif şirketinde 4,700 liralık sui istimalden dolayı şirket kâtibi Dimu Ste-fanidi aleyhine açıları ihtilâs davasının Mağu sa mahkemesinde ince-lenmesine başlanmıştır. Sanığın müdafaa vekili avukat Fuat Beydir.

    L

    Yeni Buluşlar Karşısında

    Ahmet C. GAZİOĞLU tasan kafasının yaratmakta. rendiğime göre, Istanbulu zi-

    olduğu harika buluşlar, gün geçtikçe, yine milyonlarca in-şam hayretler içerisinde bıra-kacak kadar muazzamdır, in-san kafasmın üstün zekâsı, sen yüzyıl içerisinde Dünyanın bütün işlerinde büyük değişik-likler yaratmış, büyük başka-lıklara sebeb olmuştur. Biribi-rini takip eden eseslı ve muaz-zam icatlar zamammızı pek çok pratikleştirmiş; insan yaşa yışı, hayat mücadelesi ve ka-zanç şekilleri üzerinde büyük değişiklikler meydana getirmiş tir.

    Geçen gün gelen Türkiye ga zetelerinin bir tanesi, Istanbula uğrayan "CORONIA" isimli muazzam bir yolcu vapurundan bahsediyordu. Bu yazıyı oku-duğum zaman, yolcu gemisinin büyüklüğü, mükemmelliği ve heybeti karşısında insan zekâ-sının yaratıcı kutretini uzun uzun düşündüm. Gazetenin, Ge mi hakkındaki yazısından öğ-

    MEVLİT 28.3.52 Cuma günü ge-

    cesi Kanlı Mescit Cami-inde babam Hüseyin Mııl ia Mehmedin ruhuna mevlit okunacağından bütUn din kardeşlerimiz davet olunur.

    Mehmed Hüseyin

    Telefon Ücretleri Basın haberlerine göre Yu-

    nanistanda telefon üsretlerine yüzde 60 nisbetinde zam yapıl mıştır.

    yaret eden bu muazzam yolcu vapuru 10 (on) katlı imiş Evet 10 katlı bir gemi Mu-azzam bir apartıman düşünü-nüz. Ondan daha büyük, daha heybetli. Uç yüz yolcu alan bu geminin mürettebatı 600 kişi-dir. 200 metre uzunluğunda ko ridorları, İki tane, 300 kişi ala-bilen muazzam lokantası; iki tane sinema ve tiyatro salonu vardır. Ayrıca 5 tane muhtelif bar v.s... Bütün bunlar bir yol cu gemisinde bulunuyor. Siz, isterseniz, yüzen saray deyi-niz. En enteresan tarafı şu ki, gemide her gün bir gazete çı-karılmaktadır. Böylece yolcula nn günlük gazete İhtiyacı da giderilmiş oluyor.

    öte yandan, bir asır önce ya ştmış olanların bir yılda ta-mamladıkları bir yolculuğu bir günde yapmak imkânının mev vut olduğunu düşünün. Bu gü-nün yıldırım süratiyle, uçan u-çakları, dünyamızı hayli küçült müş bulunuyorlar. Daha, bun-lar gibi, ne muazzam, ne hari-ka icatlar var...

    Söylendiğine göre aya seya-hat imkânları da temin edil-mek üzereymiş. Hatta Ameri-kada bu maksat için bir anket yapılmış ve binlerce insanın A-ya seyahat etmek arzusunda olduğu öğrenilmiş...

    tasan zekâsının üstün buluş-ları, kimbilir bizlere daha ne akla hayale gelmiyen şeyler gösterecek!... O kadar muaz-zam icatlarla karşılaşıyoruz ki, bir gün, ihtiyarları gençleştir-mek yolunda bir usûl bulundu-ğunu söylerlerse hayret etme-meliyiz....

    Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP)

    Tebliği Geçen Cumartesi günü Kıb-

    'rı.s Futbol Federasyonu heyeti idaresi Olimpiyakos lculubü top lanmış ve Asım Bey, Stelyos Demitriou, T. Konstantinides, E. Antullis, N. Temistokleos, Munuel kuyumcuyan ve G. Fin tikkides İn hazır bulunduğu bu toplantıda aşağıdaki kararlar alınmıştır.

    1. D. Finiotisin Apoelden SEAS'a, Andreas Hristunun Olimpiyakostan SEAS'a, Hris-takis loannidesin Apoelden O-Dmpiyakosa transferleri.

    2. Federasyona bağlı olma-yanlarda takımlarda yer aidat-ları için aşağıdaki futbolcular federasyon kadrosundan silin-mişlerdir.

    Sarkis Bedikian (Kilis), Nl-kos Nikolaldes, Yeamus Yeor-yiu (Yannos), Mihail Sefokleııs (Blakkis), Mihail Aristidu (Kokkinos).

    3. Çetin Kaya İle Pezoporl-kos arasında oynanacak final maçının tarihi 6Nisan 1952 ola rak tesbit edilmiştir.

    4. -inortosis B takımı Mağu-sa kinci küme şampiyonu ilân edilmiştir.

    5. Ael B takımı Leymosun mıntakası ikinci küme şampiyo nu ilân edilmiştir.

    6. Mr. Llllis Ieronomides ile Mr. Kuvis Ioannides birinci kü me, Mr. F.A. Ward ile Bay Zi-ya M. Rızkı ikinci küme ha kemleri olarak kabul edilmiş-lerdir.

    7. Bundan sonra Federasyo-nun resmi maçlar için kona-cak kupalar, Federasyon heye ti idaresi tarafından tasvip e-dilmeksizin kabul edilmiyecek-tir.

    ikinci devre maçları fikstü-rünün tasnif edilmesi için önü-müzdeki Cumartesi günü Pezo porikos kulübünde umumi top lantı yapılacaktır. Bu esnada Federasyon başkanlığı, daha evvel almış olduğu salâhiyete istinaden aşağıdaki ikinci dev-

    LEYMOSl'NDAS M.S BİLDİRİYOR

    Hırsızlık 21, 26.3.52 tarihi ar

    meçhul şahıslar Malyalı Hacı Emnln evine girip değerinde D.B.B. L No. 11 numaralı tüfeğini çalmış! Folis tahkikat yapmakta

    Bisikletini Çaldılar Meçhul şahıslar geçen ak-

    şam Pallas Sinemasında Michail Loizidis'in 9 lira rinde Rudge markalı bisikleti, ni çalmışlardır.

    Cezaiyeye Kaldı Plâdaniskalı Kemal AH

    mali öldürmeğe teşebbüs yine Plâdanisyalı Mehmet Ha- J sanın ilk tahkikatı dün erip davası 5.5.52 de otoracak j olan Ağır Cezaya kalmıştır,

    Düzeltme Dünkü sayımızda takdir

    olunur İsimli yazıda Bayan diye yerine Rablye dizilnr ur. Tashih ederiz.

    Dr. THEM. K. LEMONAF1DES

    Dahiliye ve Hariç Mütehassısı

    ZURIH (İSVİÇRE) Da funundan mezun olarak ya ve Isviçredeki hast lerde çalışmış Dr. Lemo des Kıbrıs Bankası ittls Apollon sineması karşısın Kliniğinde hasta ka başlamıştır.

    P.K. 329 Tel:

    re maçlarının 30.3.52 de masını kararlaştırmıştır.

    Lefkoşada Apoel - Olimpiyakos

    Lârnakada Epa - Anortosls

    Leymosunda Ael - Ayma

    —Yine bu mesele ha. Öyle ya. Para istediği mizde yok diye kestirip atıyorsunuz. Sonra or-taya birtakım şart şurt atıyorsunuz. Hiç olmaz sa sesinizi çıkarmayın da ben de hakikaten pa-ranız olmadığına inanayım. Hiçbir dayanağı, hiçbir geliri olmîyan zavallı bir gence hep ayni ağzı kullanıyorsunuz. Bir garanti istiyorsunuz. Senet yapardık. Niçin bu garanti ille de nişan-lanma şeklinde olsun. Yoksa kızlarınız kocasız mı kaldılar?

    —Kızlarımız niye kocasız kalacaklarmış ya? Tanrı her kızı kısmeti ile yaratır.

    —Siz anneler de bu kısmeti bozmıya çalışır-sınız. Buna inanıyorsunuz da o halde niye beni kendine damat edinmek istiyorsun teyze. Yok-sa kızının kısmetinde ben yazılı olduğuma dair tanrı tarafından sana vahiy mi geldi? Yazık sana teyze. Kızlarından bahis açılınca bülbül gibi konuşursun da, kızkardeşinin oğlu senden yardım isteyince siner kalırsın. Bugünden iti-baren bu evden ayrılıyorum. Gözümün gördü-ğü yere çıkıp gideceğim. Beni herzaman kont-rol ettiniz. Her zaman beni kendinize maletmek istediniz. Hiç aklınıza getirmediniz mi ki benim de kendime mahsus bir yaşayışım, bir düşünü-şüm, bir sevdiğim kız olabilir?

    —Kim» Fikriye'nin kedi gözlü Suzan'ı değil pıi? . .. , -

    SÖNEN YILDIZ Yazan: Argun F. KORKUT

    12 —Yazık size ki beni anlıyamadımz. İşte ben

    gidiyorum. Yabancılar gibi beni uzaktan tetkik ettikten sonra belki beni anlarsınız.

    —Seni biz çoktan anladık iki paralık, çoktan. Ne hayırsız olduğunu biliyoruz. Başını kurta-rana kadar sinip kaldın. Şimdi ne zaman da lise yi bitirdin başladın bize kafa tutmıya. Git. Ce-henneme kadar yolun var. Git kal Zişan'da.

    Halûk hiç ses çıkarmadan gidip odasını ki-litledi. Sonra seri adımlarla aşağıya indi. Ne-zaket eseri göstererek "Allahaısmarladık" de-di. Sokak kapısını açınca tanımadığı bir adam-la burun buruna geldi. Ona çarpmamak için bir adım geriledi. Selma'nın uşağından başka biri-si olmıyan adam:

    —Afederseniz, dedi, Halûk Bey'j istiyordum. —Halûk benim. Ne var? —Bu sizindir.

    Elinde tuttuğu zarft delikanlıya verince

    hızla köşede bekliyen Selma'nın yanma gitti. Hazırdaki arabaya binerek bir anda gözden kayboldular.

    Halûk zarfı yırtarken yürümeğe başlamış-tı. Zarfı yırtıp ta içindekileri görünce şaşırdı. Birden zarfı cebine yerleştirerek adamın gitti-gı istikamette koşmağa başladı. Onun köşede bekliyen bir otomobile girerek uzaklaştığını du. Tam bu sırada boşucundan gelen bir — kendisini düşüncelerinden ayırdı-

    - N e o Halûk Bey? Dışarıya çıkıp dolaşr sozunuzu pek çabuk yerine getirdiniz. Biraz € vel sokakta olduğunuz halde şimdi yine çıkt nız. Bu sızın için görülmemiş birşey

    Delikanlı dönüp baktı. Kendisine konuş Ayten ıdı. Düşünceli düşünceli cevap verdi-

    -Korkarım, Ayten Hanım, bundan sor beni hep sokakta göreceksiniz.

    —Ne demek istiyorsunuz? —Teyzem beni evden kovdu. - Y o k canım. Demek sizi evden kovdu,

    şimdi sız ne yapacaksınız? -Gözümün gördüğü yere gideceğim,

    giz? 8121 a r t Ü C m a h a i l e d e göremiye

    -Maalesef hayır Bayan Ayten. -Yazık, Ihı, ıhı, hıh.

    Devamı var M A AD TARAFINDAN SA

  • [52_ M.S.G. i

    C arasında

    yalı Salih cip 30 Ura No. 11 414 İmlalardır, aktadır.

    Idılar geçen ak-nda Louis lira değe-. blsikleti-

    aldı .1 Ali Ce-bbüs eden ıhmet Ha-llin sona

    otoracak ılmıştır.

    ıe a takdir Eayan Ra lizilmiştir.

    K.

    S M.D.

    [ariciye

    I Darül-ak Alman astahane-L/emonofl-ittisalinüe •şıaındaki kabulûna

    il: 3746

    CUMA, 28 MART, 1952 BOZKURT SAYFA 3

    v B i !J! i

    Bugünkü Şiirimizde Hece Vezni

    ibrahim Zeki BURDURLU

    $ H e r vezin muhakkak bir dilin özelliğinden doğmuş-tur. Türk dilinin ses ve hece yapısı, hece veznini doğur-

    $ m u$tur. Türklerin daha yabancı kültürlerin etkileri ai-

    de oynan ştır.

    ıkos

    a, gitti, gözden

    * şlamış-jaşırdı. ı gitti-köşede ıştığını bir ses

    olaşma iraz ev ! çıktı-

    muşan îrdi: {of sonra

    du. E,

    niyece-

    ^ tına girmedikleri çağlardan, günümüze kadar gelen za- $ t | manda, her devirde, Türk dUiyle yaratılan şiirleri içine

    N a l a n hece vezni, Türklerin İslâm dinini kabul ettikleri $ yıldan sonra önemini kaybetmlye başlamıştır. Acem E-& deblyatının etkisiyle şiirimize giren Aruz vezinleri, he-5 ce veznini halk şairlerine terkettirmlştir. Zaman za-p man, yüksek zümre şairlerinden bir iki şair, hece vez-| ninl kullanmış veya kullanmağa heves etmişse de, bu, y deneme mahiyetini geçememiştir. M

    Borcun Kötii Sonuçları

    i 1887 den sonra Halk şiiri yolunda şür yazmıya baş lıyan şairlerimiz, dilde Türkçeleşme cereyan.nın akımı-$ na da uyarak, hece veznine bir değer vermişler, bu ölçü § ile dili İşlemişlerdir.

    8 Mehmet Emin Yurdakul'dan bugünün şairine ka-^ dar, hece vezni, şiirimizin öz malı halini tekrar almıştır.

    Halk şiirimizde eskldenberi kullanılan bu vezin, çeşitli Ş kalıpların teşekkülünü sağlamış bulunuyordu. Bu kalıp-§ y e d «» (4 + 8) ; sekizli (4 + 4 ) ; onblrll (4 + 4 + 3; a 6 + » ) . ondörtlü (7 + 7) dlr. Zaman, bu kalıplara, Halk Ş Edebiyatının dışında şu kalıpları eklemiştir. Dokuzlu, | onlu, onlklU, onüçlü, onbeşll. Bu vezinler duraklı veya ^ duraksız olarak kullanılmaktadır. Cumhuriyetten sonra £ bilhassa hececilerin gayreti İle bu kalıplar, Türk şlirln-Ş de unutulbıyacak örnekler bırakmışlardır.

    Bugünkü şiirimizde hece ölçüsünün ötedenberl bili-§ n e n kalıplarlyle; yeni şekiller almış bazı kalıplar kul-& lanılmaktadır. (6 + 5) kalıbı (4 + 4 + S)le karışarak ge-•• «e kullanılıyor. Sekizli ve yedili bazan duraklı, bazan

    98 I S I w 1 85 M S ş

    i ' y s 0 «

    5Ü 1 s '4

    * V ® jra O % ç «s B

    û duraksız olarak kullanılıyor. Dokuzlu bazan (8 + 3 + S) V bazan (4 + 5) veya (5 + 4) şeklinde; onlu (5 + 5) veya $

    ¥ I ı s

    duraksız; oniki (6 + 6) veya duraksız; onüçlü (7 + 6) $ duraklı, duraksız; onbeşll (8 + 7) duraklı ve duraksız; § ( ? + ' ) ise hem duraklı, hem de duraksız olarak kulla-

    nılmaktadır. Bunların dışında belli bir vezüı ele alma-V yıp bentlerin ayrı ayrı mısralarında ayrı ayrı kalıpları $ esas tutan şiirler de vardır, v •

    Yedili, sekizli kalıbı Halk şiirimizde pek çok kül-li»' lamlmış bir kalıptır. Bugün birçok şairler bu kalıpları D aynen kullanıyorlar. A

    "Her kirlenen çamaşır $ Bana bir günah taşır ğg Kâinat il&hlaşır ^ Gece yarılarında.,, (ümit Y. Oğuzcan) y Mustafa S. Sutuven'in "Sutuven,, başlıklı şiirinin O ölçüsü sekizdir. Aynı zamanda bu şiire Aruz vezninin

    (MUfteilün, mefâllün) kalıbı da hâkimdir. "Eski uzun zamanların Tığ gibi kahramanların Türküsüdür yanık sesin,,

    Hecenin dokuz heceli mısralarına eski şiirimiz de de rastlanıyor. Bugün (8 + 8 + 8) duraklı:

    "ömrümüz hasretle bitse de Geçmiyor, geçmiyor geceler.. Gurbette ayrılık yetse de Geçmiyor, geçmiyor geceler.,,

    (Şlnasi Ozdenoğlu)

    duraksız olarak: "Sokaktan gelir.vehimlerim Sokakta geçer bayramlarım.

    Sokakta kibarlar, sakatlar Ayaklar, düğümler, tabutlar,, sy.

    (A. Muhip Dranas) İ y Şairlerimizin pek çoğu on heceli kalıbı çok kulla-* nıyorlar. Aşağıdaki şiirde Aruz ölçüsünün (Mef'ûlü, me-^ ffitltt, feOlttn) Ualıbiyle beraber, hece vezninin onlu ka-

    lıbı vardır. "Sevda ki o ay rengi kanatl» Ufkumda uçan martıdan ürl»k Son yıldızı tutmuş gibi bir his Sevmek, seni bir sır gibi sevmek.,,

    (Yusuf Mardin)

    v İ * i

    i 1 S I İ V i S i 1 İJ 'i

    1 İ «fcjjf I I I i İ

    I i i

    Borcun,maddi ve manevi birçok kötü sonuçları vardır. Borçlu rençber, diğer borçlulara, ala-caklıya ve dosta, düşmana kar şı mahcup mevkide kalmamak İçin mahsulünü, piyasaya er-ken sevketmeye mecbur kalır. Bir mahsulü istenmeden, aran madan satıya çıkarmakla iste-nildiği zaman satmak arasşn-da dağlar kadar fark vardır. Bu önemli noktayı daha iyi a-çıklayabilmek için iki ata sö-zünü misal, olarak veriyorum.

    "Zenginin malı kokmadıkça satılmaz.,, "Evinde sat, evinde al„ Birinci ata sözünden çıkan mana: îhtiyaçsız yani; borçsuz rençber, mahsulünü satmak i-çin en yüksek piyasayı kollıya-bilir. Bazan fazla beklemekle mahsûl kötüleşmeye yüz tutsa bile başkasında kalmadığı için yine iyi fiyata satılır ve nâdi-ren ziyan gösterir. Halbuki borçlu, mahsulünü erken sat-mıya mecbur olduğu için piya-sanın yükselmesini bekliyeme-mekle fırsat kaçırmış olur.

    Lüzumlu gedik eşya ve yiye-ceğin alımında da bu fark yine rol aynar. Borçsuz, her malı bolluğu ve ucuza satıldığı za-man alıp stok edebilir. Borçlu İfe, zenginin gönlü olup ta ken dişine para vereceği zamanı

    lütfen açıklansın. "Bize bilme-diğimizi öğretenin kulu olu-

    Ikinci ata sözünden çıkara-bildiğim mana: Borçlu, mahsu-lünü mahdud bir zaman içinde paraya değişmek mecburiyetin de olduğu için; onu çeşitli mas-raflara katlanarak çarşıya sev ketmek, bu işi yaparken i-şini, gücünü terketmek, malı-nın gözcülüğünü yapamamak, piyasayı düşük bulduğu zaman geri getirme veya başka dürlü masraflara datâbi olmamak i-çin bezginlikle ucuza satmak külfet ve zararları ile karşılaş mak durumundadır. Halbuki ih tiyaçsız (borçsuz) rençber, bu masraf, külfet ve zararlarla is terse karşılaşır. Onun çarşısı \ evidir. Müşteri, masraf ederek onun ayağına gelmektedir. Müş terinin yaptığı masrafı da borç lu rençber ödemek mecburiye-tindedir. Çünkü daha sonra o mahsule ihtiyaç gösterecek o-lanlar; geç para borçianabile-cvek olan borç tiryakisi renç-berlerdir.

    'Eskiyi vçr, yeniden borçlan, dört sözdür. Fakat bu dört sö-zün altında çeşitli satma ve al ma masraf ve zararları saklı dır. Eğer bu masraf ve zarar lar hesaplanır ve ödenen fayız

    Memleket Haberleri

    iaşe Merkezi Mısır gazetelerinde

    iddia edildiğine göre Kıbrıs adası ortadoğu ingiliz kuvvetleri için iaşe merkezi ittihaz edi lecektir.

    Rum Okullarında İane !

    ilhak mücadelesi uğ-runda harcanmak mak sadile Lefkoşa Rum Cimnas okulu öğrencile ri arasında 15 lira iane toplandığı bildirilmekte dir.

    beklemeye mecbur olur. Borç- j ,, , | mikdarına eklenirse; fayız nis İlinim lron rlnfn fnVııımıın,, U:i ̂ lunun kaç defa tohumunu bile vaktinde alamayıp tohum mev simini geçirdiğini gördük. Hele panayırlardan hayvan almak istlyenler, vaktinde para borç-lanamayınca; panayır geçtik-ten sonra köy, köy dolaşmağa ve gün kaybetmeğe de mecbur kalırlar. Bütün bu zorluklar ve zararları, kooperatif çilerin "Es ki borcu kapat, yenisini borç-lan,, prensibi, katmerlendirili-yor. Evet köylü borcunu ka-patmalı. Güzel ve doğru. Fakat köylüye bir senede kapa-tılabilecek mikdarda mı para İkraz ediliyor? Köyün şirket komisyonu bu hususta sıkıca kontrol ediliyor mu?

    Bir aralık Merkez Bankasın-da yekûn miktarda para birik-tiği zaman, bazı kooperatifçi-ler tarafından köylünün istik-raz yapmaya teşvik edildiğim kulağımızla duyduğumuz da vaki olmuştur.

    Bu şerait tahtinde köylünün borçtan kurtulma imkânı varsa

    betinin %6,7 değil %15l de aş-tığı aşikâr olarak anlaşılır.

    Borçlu, kendi borcunun der-dini çektiği gibi kendinden baş ka birkaç borçlunun derdi ile de ilgilenmeye mecburdur. Çün kü o, şirketin kefillik formali-tesi icabı kefiller göstererek para borçlanabildiğinden, ke-fillerinin minnet yükü altında kalır. Bu minnet borcunu da; kendisine kefil olanlara kefil olmakla ödeyebilir. Bu suretle borçlu rençberler zincir halka-sı gibi birbirine ulanmış du-dumdadırlar. Eğer borçlu renç berleri dua İle kurtarmak müm kün olsaydı, önce Tanrı ya yal varan, yakaranlar arasında ben de bulunurdum. Fakat Dünya savaşlarını kazanmak için ya-pılan ve yaptırılan dualar, şir-ketlerce müteber değildir. Pa-ra lâzım, para...! Meğerki zin-cirleme felâketini önlemek için sın. Amin!

    KÖYLÜ

    Rum Gazeteleri 25 Mart millî yortu

    gününde Rum gazetele rinde yortu münasebe-tiyle yapılan nümayiş-lere ait fotoğraflar ya-yınlanmıştır.

    Taksi Ücretleri Lârnaka dahilinde

    taksi ile her hangi bir sefer için 3 şilin alınma-sına belediyece müsaa-de edilmiştir.

    Kıraliçe Fotoğraf Gönderdi

    Yunanistan Kıraliçe-si Majeste Friderika, Lârnakada Fakirler ce miyeti başkanına bir kıt'a fotoğrafını gön-dermiştir.

    Kanada Arpası Bundan önce hükü-

    met hesabına Kanada-dan getirtilen 5,000 ton arpanın ihracı maksadı ile teklif olunan fiatler düşkün olduğundan ih-racatın yapılmıyacağı bildirlmektedir.

    ihracat Lârnaka limanına ıığ

    rayan Filomel vapuru ile 150 ton karataş bo-yası ile patates ihraç edilmiştir.

    Sulama işleri Baf kazasında Yalya

    köyünün sulama işleri için hükümet sandığın-dan £2,500 ikraz edil-miştir.

    75 Lira Tazminat Maraşta marangoz

    Zaharia Dimitri çalıştı-ğı bir işte kolunu sakat ladığından dolayı mah-kemenin kararile iş ve-renden 75 lira tazminat alacaktır.

    R i K B i L D The ARDATH TOBACCO C0„

    (CYPRUS) LTD.. (State Express 3 3 3 sigara imalât-

    çıları) tüccar ve diğer ehibbasına aşağıda gösterilen tafsilâtı bildirmek istiyor :-

    Fabrika ve Mukayyed Daire Adresi: 8,10,12 ve 14 Abdi Çavuş Sokağı,

    L E F K O Ş A

    Muhabere — P.K. Nö. 463 Telefon: 3234

    Telgraf - "ARDATH", Nicosia

    Siyasî Görüşmeler Yabancı gazetelere

    göre Kıbrıs Valisi Sir Wıight Londrada Sö-mürgeler bakanı ile si-yasî görüşmelerine baş lamış bulunmaktadır.

    ölü Çocuk Leymosunda bir yol

    kenarında polis tarafın dan bulunan yeni doğ-muş ölü bir çocuk hak-kında polisçe tahkikata devam olunmaktadır.

    Yüzde 20 Artış Mağusa limanında

    gumrüklenen mallar-dan alınan hammal üc-retlerine yüzde 20 zam yapılmıştır.

    NOT: Alman malû-mata göre vapur acen-teleri de vapurun tah-liye ücretlerine yakın-da zam yapacaklardır.

    84 Yolcu Abbazia vapuru ile

    l ârnaka limanından 84 yolcu hareket etmiştir.

    BU GÜNKÜ ANKA-RA RADYOSUNUN

    PROGRAMI 7.30 Açılış ve Program. 7.35 Kuran-ı Kerim. 7.45 HABERLER. 8.00 MüZttC: Şarkılar. 8.28 Hava Raporu. 8.30 MÜZİK 9.00 Günün Programı.

    12.15 - 13.15 Asker Saati: 12.15 Memleketten Selâm. 12.20 Memlekete Selâm. 12.30 MÜZİK: Şarkılar. 13.00 HABERLER. 13.15 MüZIK: Hafif Şarkılar. 13.30 öğle Gazetesi. 13.45 MüZIK. 14.00 Hava Raporu, Akşam

    Pprogramı ve Kapanış. 16.58 Açılış ve Program. 17.00 MÜZİK: Şarkılar. 17.30 MÜZİK. 1E.00 MÜZİK: Oyun Havaları. 18.15 Köyün Saati. 19.00 HABERLER. 19.15 Tarihten Bîr Yaprak. 19.20 MÜZİK: İncesaz. 20.00 MÜZİK. 20.15 Radyo Gazetesi. 20.30 MÜZİK. 21.00 KONUŞMA. 21.15 MÜZİK. £1.30 Haftanın Turizm Konuş. 21.40 MÜZİK: Film Şarkıları. 22.00 KONUŞMA: B.M.M.S. 22.15 MüZIK: Dans Mtfclği. 22.45 HABERLER. 23.00 Program ve Kapanış.

    KUMAŞ TÜCCARLARINA

    Bildirik ZARTARYAN TİCARET

    KUMPANYASI DİANELLOS SOKAĞI No. 5 LEFKOŞA

    Parça kumaşları rekabet kabul etmez derecede ucuz olmakla beraber yekûn miktarda satışa çıkarılmıştır.

  • SAYFA 4 BOZKURT CUMA, 28 MART, 1<

    v / i B / i N c ı B T i s m o n n Ö Z E T L E R

    Mim Varoğlu

    Balkan Devletleri / ve

    İtalya Halihazırda îtalyada bulunan

    Yugoslftvya Amerikan elçisi Mlster George Ailen yakında vazifesi başına gelerek Türki-ye ile Yugoslavya ve Yunanis-tan arasında yakında kurula-cak ittifak meselesi İle meşgul olacaktır. Bu üçlü bloka Ital-yanın da dahil olacağı bildiril-mektedir.

    85 Çocuk İade Edildi

    Yeni bir anlaşma neticesin-de, vaktile Yunan çeteleri tara fından Yugoslâvyaya kaçırılan Yunan çocuklarından 85 nin Yunanistana iade edildikleri bildirilmektedir.

    Truman Namzet Olmıyacak

    General Eisenhovverin hür milletler hesabına yaptığı bü-yük hizmetlerini dikkat naza-rına almış bulunan Mr. Tru-manın general Eisenhowere karşı Cumhur reisliğine nam-zet olmıyacağı basın haberlerin de bildirilmektedir.

    Amerikada Doğum

    Hükümet istatistiklerine gö-re 1951 de Amerikada 3,803, 000 doğum kaydedilmiştir.

    Veremliler Cemiyeti

    Yunanistanda kayıtlı verem lilerin sayısı 120 binden fazla olduğu için Atinadaki ilgiU Ce mlyet aogrudan Amerikan ma-kamlarına müracaat ederek ye ni icat verem ll&cının en ya-kın bir zamanda Yunanistana gönderilmesi istenmiştir.

    Fabrikalar Kapandı

    Amerika yardımının kesilme si üzerine Yunanistanda kapa-nan iplik ve mensucat fabrika-larında 1700 işçinin açıkta kal dıkları bildirilmektedir.

    YILDIZ FALI BU GÜN DOĞANLARIN 28 Mart: Bu gün doğanlar

    mahir kimselerdir. Karşılarına çıkan güçlüklerin kolay taraf-larım bulurlar. İşlek ve pratik zekâlarının değerini bilmelidir-ler.

    Yunan Heyeti Mösyö Eakkalbaşının başkan

    lığı altındaki Yunan ticaret he yeti "Tarsus,, vapuru ile Istan bula gitmek üzere Pireden ay-rılmıştır. Yunan heyeti Anka-raya giderek iki hükümet ara-sındaki ticari meseleler müza-kere edilerek son bir neticeye bağlanacaktır.

    2724 RIFAT CEMAL

    TAKSİ YAZIHANESİ Lüks Otomobilleriyle

    Servise Hazırdır.

    RANSOM!

    KIBRIS SANAT ALEMİNDE

    Yeni Ufuklar:

    ( A R D A K Bütün Kıbrıs Türk Sanatçılarını, bir

    Çardak altında toplamıya muvaffak olan

    AYLIK FİKİR ve SANAT DERGİSİ -Pek yakında çıkıyor-

    Ahmet Aziz Bulli s OTOMOBİL İCAR SERVİSİ

    Atatürk Meydanı No. 4

    Tel: 2937 LEFKOŞA

    En müsait şeraitle otomobil icar edilir. Eski ve yeni otomobil alım ve satımı

    yapılır.

    İNGİLİZ

    » Çiftçi Makine Ve Aletleri S E R G İ S İ

    Bahçeler ve Çiftçiler İçin MG 5 TRAKTÖRLERİ

    28, 32 ve 40 saçlı tezek eriten ve toprağı ekine elverişli bir vaziyete so-kan SÜRGÜLER.

    Her sürgünün bir yerden diğer bir yere taşınmasını ve yolda götürülmesini kolaylaştırmak için tekerlekleri vardır.

    —26 inçlik 3 ve 4 saçlı sapanlar. - Ü ç biçaklı RANSONS PROCONSOL - İ k i biçakh RANSONS PROCONSOL - T e k biçaklı RANSONS PROCONSOL

    - T Ü K E N M E D E N ERKEN DAVRANINIZ

    —YENİ PARTİ GELDİ Katalog ve f iatlarla her hangi bir hu-

    susta malûmat edinebilmeniz için Leymosun N.P. LANITIS LTD. Şirketi

    MAKİNE KISMINA Yahut

    LEPKOŞA, MAĞUSA ile LÂRNAKADAKİ şubelerine müracaat ediniz.

    I • > Pr

    Müzisyenin Kulağını Okşıyan Ses

    Radyolarında Bulunur

    £RRE9«4PlO RAtMOr

    ERRES RADIO Bu kadar yüksek kalite—Bu kadar Ehven fiat ERRES Radyolarının başlıca hususiyeti,

    bilhassa teknik mükemmeliyeti ve son derece itinalı işçiliğindedir. Esasen ERRES Radyola-rı en fena ve gayri müsait iklim şartları altında dahi fevkalâde randıman verebilecek bir şekil-de ve en üstün bir malzeme ile imal edilmiştir.

    ERRES Radyolarının bu hususiyeti, rad-yonun en ince teferruatında bile, teknisiyen olmıyan bir kimsenin dahi gözüne çarpar.

    ERRES Radyolarının dış görünüşü ise, en müşkilpesentleri tatmin edecek ince bir zevkin ifadesidir.

    Bu derece müstesna radyoların, bu kadar ehven fiatlarla satışa arzedilmesi de şimdiye kadar eşine tesadüf eddmiyen bir hadisedir.

    1952 yapısı 16 modıl içinden seçebileceği-niz ERRES radyoları dünyanın en son harika-sıdır.

    ERRES Radyoları A.C., D.C., ve BATAR-YA ile çalışır.

    ERRES markalı ELEKTRİK SÜPÜRGE-GELERİ ile VANTİLATÖR'lerini mutlaka görünüz. E R R f S RADIO

    Yalnız ERRES Radyolarında bulunur.

    TEDİYEDE BÜYÜK KOLAYLIKLAR YAPILIR.

    PAMBOS PAPADOPULOS Kıbrıs Mümessili:

    P. K. 186, Mağusa.

    ^TA'RJ^INDA^:

    Kral ve köylü Fransız Krallarından DördUa

    cü Henrl, avlanmak üzere do-laşırken, bir köylüye rantladı. Kral, bir ağacın dibinde otu-rup bekliyen köylüye sordu:

    —Burada ne bekliyorsun? —Kral geçecekmiş de onu gü

    receğim... —Eğer benimle beraber gelir

    sen, seni kralın yanına götürü-rüm.

    Kral, ve köylü, beraberce yola çıktılar. Bir ara, köylü da yanamıyarak sordu:

    -Ama ben kralı tanımıyo-rum, rastlıyacağım vakit ken-disini nasıl tanıyacağım?

    - G a y e t kolay... Şimdi kra-lın karargâhına giriyoruz. Her kes kimin önünde eğllirse kral odur.

    Biraz sonra kral ve köy' karargâha vardılar. Tablatiyle herkes kralı görünce önünde eğildi. Henri, köylüye sordu:

    —Nasıl, kralı tamdın mi ?

    - N e bileyim ben, herkes önlf müzde edildi. Kral, ya sizsiniz veyahut da benim...

    JH

    hine r.uşla

    üy {Tün « ve kc karşı] J'aptı, anlat: mesel gal eı şımar

    tlhE olan paşde '«i pr< vuraç Kıbrıs M teş etmiş gu M rinin mamı daha

    Kili hakin sı ma §an s larbe

    kurtu takdiı terde sinin feinde tedir.

    Sol. karşı

    Basıldığı yer Kozlaırt Basımevi <

    MOLOHİYA TOHUMU

    Teminatlı molohiya tohumu almak istiyen -ler Belediye Çarşısı gi-riş kapısı yanında Bak-kal Hoca Mustafa Efen diye müracaat edebilir-ler.

    Asma Altı No. 15 Lefkoşa - Kıbrıs

    s r/i r/İRILMlŞTI

    Bu

    tian b linde ] âkları