bİlİm felsefesİ - erzurum teknik Üniversitesi · bilim felsefesi, newton fiziğineolan...
TRANSCRIPT
BİLİM FELSEFESİDoç. Dr. Kemal BAKIR
Bilim felsefesi, Newton fiziğine olan güvenin sarsıldığı bir
çağda ortaya çıkmıştır. Fizikteki bu değişikliğin iki nedeni
vardır: Birincisi Newton fiziğinin dayandığı Euklides
geometrisinin dışında kalan geometrinin kurulmasıdır. Diğeri
de Einstein’ın geliştirdiği görelilik kuramıdır.
Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılabilir?
a)Bilim felsefesinin yöntemi deney ve gözlemdir.
b)Bilimin toplum içindeki saygınlığını yitirmesiyle
bilim felsefesi doğmuştur.
c)Bilimsel bilgiler kesinleştiğinde bilim felsefesi
ortadan kalkacaktır.
d)Bilim felsefesi bilime nesnellik ve evrensellik
niteliği kazandırmak amacındadır.
e)Bilimdeki köklü değişiklikler bilim felsefesini
doğurmuştur.
BİLİM FELSEFESİ
A. BİLİM FELSEFESİNE GİRİŞ
• Bilim felsefesi; bilimi felsefenin yöntemiyle sorgulama işidir. Bilimin mantıksal yapısını,niteliğini ve işleyişini inceler.
• Bilimin yöntemi deney ve gözlemdir.Bu sebepten konularını inceleyebilmek için parçalamak zorundadır.Bundan dolayı bilim bilimi inceleyemez.
Bilim felsefesiyle bilimsel felsefe
birbirinden farklıdır.
• Bilimsel Felsefe
-Amacı felsefeyi metafizikten arındırmaktır
-Felsefeyi bilimin alt dalı yapmaya çalışır.
-Bilimsel felsefe yapan akımlar POZİTİVİZM
VE MANTIKÇI POZİTİVİZMDİR.
• Bilim Felsefesi
-Amacı bilimin işleyiş ve mantığını
anlamaktır
-Felsefenin yöntemleriyle bilimi
eleştirme,sorgulama işidir
BİLİMİN TARİH İÇİNDEKİ GELİŞİMİ
1-İlk çağda bilim felsefe ile iç içe iken, matematiğin
felsefeden ayrılmasıyla bilimlerin felsefeden ayrılışı
başlamıştır.
2-Avrupa ortaçağda bir durgunluk dönemi
geçirdiğinden 5. ve 10. Y:Y arasında felsefe ve bilim
alanında önemli bir gelişme olmamıştır.
3-Bu dönemde İslam ülkelerinde felsefe yanında bilim
ve teknikte gelişmiştir.
4-Ortaçağda duraklayan, bilimlerin felsefeden ayrılma
hareketi Rönesans ve sonrasında hızlanmıştır.
5-Bilim adamları ve filozoflar yeni görüşler geliştirerek;
bilim felsefesinin ortaya çıkmasını hızlandırdı.
BİLİMİN FELSEFENİN KONUSU
OLUŞU• 1-19. ve 20. Y.Y.da bilimin olağanüstü başarı
sağlaması, ona olan ilgiyi büyük ölçüde arttırmıştır.
• 2-Bu ilgi düşünen kişileri; neyin bilim olduğu neyin olmadığını; ayırmaya, birtakım ölçütler aramaya ve bilimi sorgulamaya yöneltmiştir.
• 3-Bu da bilimin felsefenin konusu içine alınmasına yol açmıştır.
• 4-Sorun, felsefeyi bilimleştirmekten çok bilime aykırı düşmeyen ve bilimlerle verimli etkileşim içinde bulunan bir felsefe türünü oluşturmaktır.
BİLİMSEL YÖNTEMİN ÖZELLİKLERİ1-BETİMLEME (TASVİR):-Nasıl sorusuna cevap aranır
-Olgunun oluş şekli saptanır
-Gözlem esastır
Örnek:Yağmurun yağışı konumuz olsun(yağmur nasıl
yağıyor?)
Sağanak şeklinde yağıyor cevabı olayı betimler
2-AÇIKLAMA -Neden sorusuna cevap aranır
-Deney,hipotez,teori,yasa olgunun oluş nedeni ortaya
konur
Örnek:Yağmur neden yağıyor?
Isınan suyun buharlaşarak yukarı çıkarken tekrar
yoğunlaşması ve soğuması vb.
Kavramlar
dünyası
Olgular
dünyasıgözlem
hipotez
hipotezlerin
son şekle getirilmesi
deney
Yasa
BİLİMSEL AÇIKLAMA- ÖNDEYİ
Bilimsel açıklama olgunun oluş nedenini
açıklamaktır. Öndeyide ise bu açıklamalara
dayanarak geleceği tahmin etme
vardır.(Meteoroloji) Öndeyinin amacı önceden
görmek,doğayı kontrol etmek,yaşamı güvenli
kılmaktır.Bilimsel açıklamalar ne kadar kesin
olursa o kadar geçerli öndeyiler kurulabilir.
BİLİME FARKLI YAKLAŞIMLAR
Bilim üzerinde düşünen bilim adamları ve
filozoflar bilimin yapısı ve konusu
konusunda bir birinden farklı iki yaklaşım
geliştirmişlerdir. Bu yaklaşımlara göre
bilimi
• ÜRÜN OLARAK yada
• ETKİNLİK OLARAK değerlendirmek
gerekir.
ÜRÜN OLARAK BİLİM:• 1-Temsilcileri Hans Reichenbach, Rudolph Carnap ve
Carl Gustav Hempel'dir.(viyana çevresi okulu da denir)
• 2-Bu yaklaşıma göre; bilimi anlamanın yolu bilim eserlerini mantık açısından çözümlemekte görür.
• 3-Bilimle ilgili eserler, günlük dille yazılmış metinlerden oluştuklarından, çözümleme işlemini kolaylaştıracak bir tekniğe ihtiyaç vardır.
• 4-Bu da söz konusu metinleri sembolik mantık diline çevirmekle sağlanır. Yani "Doğru" ve "Yanlış" değerleri ile çözümlenir.
• 5-Böylece incelenen metnin genel-geçerli olup olmadığı ortaya çıkarılabilir. Bu yapılırken metindeki önermelerin doğrulanabilirliği veya yanlışlaşabilir olmasına bakmak yeterlidir.
6-Çünkü doğrulanabilir önerme,”anlamlı” önermedir.
Anlamlı önermeler ise bilgi veren, bilimsel
önermelerdir.
7-Carnap’a göre doğrulanamayan önermeler
metafizik önermelerdir. Bu önermeler anlamsızdır.
8-Onlar, felsefenin sadece mantık, bilim kuramı ve
dil araştırmalarıyla uğraşmasını isterler.
9-Bu yaklaşıma göre; tüm bilimlerde dil birliği
sağlanmalıdır.
10- Bu yaklaşıma göre; dil çözümlemelerine
gidilmelidir; çünkü bilim bir ürün, bir sonuçtur. Onun
ortaya koyduğu bilgileri taşıyan önermeler açıklanmalı
eleştirmeli ve çözümlenmelidir. Böylece felsefe sadece
bilim felsefesi halini alır. Bilim Felsefesi de bilimlerin dil
yapısını çözümleme ve aydınlatma çabasıdır.
2-ETKİNLİK OLARAK BİLİM:
• 1-Temsilcileri Thomas Kuhn ve Stephan Toulmin’dir
• 2-Bu yaklaşıma göre bir kültür ortamında oluştuğundanbilimi, anlamak için bilim adamları topluluğunun yaşayışbiçimlerine, inançlarına, kültürlerine bakmak gerekir.
• 3-T.Kuhn bilimi anlamaya yönelik çalışmasında çıkışnoktası olarak “Paradigma” kavramını kullanır.
• 4-Paradigma: Bilimde bilim adamının dünyaya bakışınıbelirleyen, ona evreni açıklama olanağı veren model,kavramsal çerçeve ya da ideal kuram. ÖrneğinBatlamyus’un Dünya merkezli evren anlayışı
• 5-Toplum, paradigmaların doğruluğu üzerinde durmadanbütün olayları bu bakış açısıyla açıklarlar.
6-Bilimsel Devrim: Kuhn’a göre, yeni paradigmanın eski
paradigmanın yerini almasına denir. Ör: Batlamyus’un
teorisinin yerini Kopernik’in teorisinin alması
7-Kuramların seçimi, bilim adamlarının psikolojik ve
sosyolojik tercihlerine bağlıdır.
8-Toulmin, paradigmalara bağlı kalmadan da bilimsel
çalışmalar yapılabileceğini ve temele alınması gerekenin
paradigmalar değil, evrensel olan bilimin kuralları
olduğunu savunur.
9-Toulmin, Darwin’in biyolojiye getirdiği güçlülerin
hayatta kalması fikrini sistemine temel alır ve başarılı
kuramların yaşayıp diğerlerinin elendiğini
savunur.Örnek:Şuan Evrim kuramıyla Yaratılış kuramı
birbirine zıt kuramlardır.Hangisi sorulara cevap vermekte
zayıf kalırsa terkedilecektir.
KLASİK GÖRÜŞ AÇISINDAN BİLİM
Klasik görüşe göre;
• 1-Bilim, yeryüzündeki nesneleri araştırmaetkinliğidir.
• 2-Bütün bilimlerin konusu dış dünyadır veaynı konuyu incelediklerine göre bütünbilimler tek bir bilime indirgenebilir.
• 3-Klasik görüş; bugünkü bilim çokluğuyerine, fizik temeli üzerinde oluşacak tekbir bilimin gereğini savunurlar.
• 4-Bilimin ayrı bir mantığı bulunmalıdır. Bumantık doğrulama ve keşif mantığıdır.
5-Bilimin ilerlemesi adım adımdır. Bu ilerleme
sürekli ve kesintisizdir. Günün birinde bu ilerleme
açıklanması gereken hiçbir şeyin kalmayacağını
gösterir. Böylece kusursuz ve eksiksiz bir bilim
ortaya çıkacaktır.
6-Bilim (yanlış bilgilerin ayıklandığı) birikimsel bir
süreç izler.
7-Bilimin yardımıyla daha önce bilinenler
kesinleştirilir, bilinmeyenler bilinir duruma getirilir.
Klasik görüşün en iyi temsil edildiği felsefe akımı
Pozitivizm ve daha sonra Mantıkçı
Pozitivizm’dir
KLASİK GÖRÜŞE GÖRE BİLİMİ
NİTELEYEN ÖZELLİKLER
• 1-Bilim olgusaldır
• 2-Bilim mantıksaldır.
• 3-Bilim objektif genellemeler
yapar.
• 4-Bilim eleştiricidir.
KLASİK GÖRÜŞE YAPILAN ELEŞTİRİLER
• 1-Bilime gereğinden çok değer verilmiştir.Oysa bilimin çözemediği pek çok sorun vardır.
• 2-Klasik görüşün; bilinmeyen şeylerin nedenini bilimin gelişmemiş olmasına bağlamaları doğru değildir. Çünkü evren sonsuz ve sınırsızdır ve bilmeye konu olacak olanların tümünü bilim açıklayamaz.
• 3-Tüm bilimlerin bir tek bilime indirgenmesi mümkün değildir.
• 4-Klasik görüşün sandığı gibi bilim; birikimsel bir süreç izlemez.Çünkü bilim eğer birikimsel bir süreç izlemiş olsaydı bilimdeki ani değişiklikler olmaz gelişmeler birbirini tamamlardı..
• 5-Bilimi oluşturan bilim adamları topluluğunun varlığı görmezlikten gelinmemelidir.
BİLİMİN DEĞERİ
• a. Pratik Değeri
• Hayatımızdaki faydalarını ifade eder. Rahatlık, konforsağlama, acıları dindirme gibi. Bilimin pratik değeri dahaçok teknolojiye bağlı ortaya çıkar. İnsan bu sayededoğal güçleri denetim altına almaya çalışır. Örnek olarakyıldırımlara karşı paratoner yapar. Bunun gibi, telefonun,uçağın icadı bilimin pratik değeriyle açıklanabilir.
• b. Entelektüel Değeri
• İnsanın bilme isteğini ve merakını tatmin eder. İnsanıkopyalama çalışmalarının temelinde bu merakyatmaktadır. Bilim, bu merakın tatmininde aracıolmaktadır.
• c. Ahlaksal Değeri
• İnsanlara kazandırdığı birtakım karakter özellikleri vealışkanlıklar bilimin ahlaki değerini ortaya koymaktadır.
Nesnel olabilmeyi, sorgulayıcı tavrı
kazanmayı sağlar. Bu sayede insan
geleneksel kanıların ve bilgilerin gerçeklerle
test edilmesi gerektiğini öğrenir. Bu kadar
faydasının yanında, bilim, zararlı amaçlar
için de kullanılabilir. Bu durumda insanın
yaşamını kolaylaştırabilen bilim, yaşamı
tehlikeye de sokabilmektedir. Örneğin
atom bombası böyle bir tehlikeyi beraberinde
getirmektedir. Ancak bu durumda zararlı
sonuçlardan sorumlu olan bilim değil, onu
üretenler ya da zararlı amaçlar için
kullananlardır.
BİLİMSEL BİLGİ VE POZİTİVİZM
Pozitivizm bilimi tek geçerli bilgi türü olarakgörür ki, bu da bilimsel bilgidir.
Bilimsel Bilgi, insan aklının, belli bir konuyayönelerek elde ettiği yöntemli, sistemli,düzenli, tutarlı ve geçerli, kanıtlanabilir vedenenebilir nesnel (objektif) bilgisidir. Budoğrultuda, bilimsel bilginin başat özelliğideney kaynaklı olması, denenebilir olgularadayanmasıdır. Pozitivizmin temel savı daolguya dayalı olmaktır.
BİLİMSEL BİLGİNİN GELİŞİM SÜRECİ
THOMAS S. KUHN
VE PARADİGMATİK YAKLAŞIM
Paradigma, bilimsel
araştırmada bilim
adamının olaylara bakış
açısını belirleyen ve
onları açıklama imkânı
tanıyan, bilimselliğin ilke
ve yöntemlerini belirleyen
kuramsal bir çerçevedir.
Paradigma
bakış açısını
ifade eder. Bu
da Kültürel ve
sosyal etkenlere
bağlı olarak
öznellik taşır
BİLGİ DOLU GÜNLER DİLEĞİYLE..