bilgi Çağı ağustos 2008 sayı 48

75
DSİ Genel Müdürü Haydar Koçaker Gerilime gerek yok su herkese yetecek Su yönetimi kadın işi Konya Çölü’ne hazır olun Yedi düvelin su verisi hazır Dünyadaki farklılıklar suda yakınlaşacak Körler sağırlar birbirini ağırlar Yaşam için inovasyon Melen kuraklığa teslim CEMİL ARIKAN, LEYLA ARSAN, TULU GÜMÜŞTEKİN, MİNE KILIÇ, ŞİRİN ELÇİ, SELÇUK KARAATA Osmangazi Üniversitesi Doç. Dr. Galip Yüce Su içtiğimiz kuyuya taş atmayalım İstanbul Teknik Üniversitesi Doç. Dr. H.Gonca Coşkun İstanbul’un suyuna uydudan yakın takip Ressam Balkan Naci İslimyeli Yalnızlığımızın en hakiki arkadaşı: Sanat bilgicag› a€ustos 08 y›l 4 Suyumuz yok içmeye

Upload: bilgi-cagi

Post on 21-Mar-2016

238 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Su yönetimi kadın işi • Konya Çölü’ne hazır olun • Yedi düvelin su verisi hazır • Dünyadaki farklılıklar suda yakınlaşacak Körler sağırlar birbirini ağırlar • Yaşam için inovasyon • Melen kuraklığa teslim

TRANSCRIPT

Page 1: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

DSİ Genel MüdürüHaydar Koçaker

Gerilime gerek yok su herkese yetecek

Su yönetimi kadın işi • Konya Çölü’ne hazır olun • Yedi düvelin su verisi hazır • Dünyadaki farklılıklar suda yakınlaşacak Körler sağırlar birbirini ağırlar • Yaşam için inovasyon • Melen kuraklığa teslim

CEMİL ARIKAN, LEYLA ARSAN, TULU GÜMÜŞTEKİN, MİNE KILIÇ, ŞİRİN ELÇİ, SELÇUK KARAATA

Osmangazi ÜniversitesiDoç. Dr. Galip Yüce

Su içtiğimiz kuyuya taş atmayalım

İstanbul Teknik ÜniversitesiDoç. Dr. H.Gonca Coşkun

İstanbul’un suyuna uydudan yakın takip

Ressam Balkan Naci İslimyeli

Yalnızlığımızın en hakiki arkadaşı: Sanat

bilgicag›a€ustos

08

y›l 4

Suyumuz yok içmeye

Page 2: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Dünyada 1,5 milyar insan sa¤l›kl› içme suyu bulam›yor. Önümüzdeki 25 y›l içinde dünya

nüfusunun üçte biri mutlak susuzluk tehlikesiyle karfl› karfl›ya kalacak. Her gün yakla-

fl›k 25 bin insan, yani y›lda yaklafl›k 7 milyon kifli sa¤l›ks›z su kullan›m› nedeniyle ölü-

yor. 50 y›l sonra su s›k›nt›s› çeken 26 ülkeye 40 ülke daha eklenecek. Bu durumda dün-

ya nüfusunun üçte ikisi su problemiyle karfl›laflacak.

Dünyadaki portreye bak›p, ne kadar da flansl›y›z diye düflünen çok. Hayat›m boyunca

pek çok bakan›n Türkiye’nin su cenneti oldu¤una dair söylemlerini iflittim. Bu söylem-

ler Türkiye’nin yeralt› ve yerüstü sular›n›n fazla oldu¤una dair son derece yanl›fl bir ka-

n› oluflturdu. Do¤rusu bu ya, ben de Türkiye’nin su zengini oldu¤unu düflünüyordum.

Oysa Türkiye nüfusu, 2025 y›l›nda 80 milyona ç›kt›¤› zaman kifli bafl›na 1300 metreküp

su düflecek. Bir de buna bilinçsizce kullan›lan yeralt› ve yer üstü sular›, küresel ›s›n-

maya ba¤l› olarak artan kurakl›k ve kirlenen sular eklendi¤inde bu oran daha da düfle-

bilir. 2008 y›l›nda kifli bafl›na 1652 metreküplük suyumuzla zaten su fakiri ülkelerin sa-

dece biraz önündeyiz. Zira y›ll›k kifli bafl› bin metreküpü suyu olan ülkeler su fakiri sa-

y›l›yor. Y›ll›k 8 – 10 bin metreküpten fazla olan ülkeler su zengini s›n›f›na girebiliyor.

Sudaki en büyük israf tar›mda yaflan›yor: Yüzde 90! Kullan›labilir suyun yüzde 75’i ta-

r›mda harcan›yor. Bu durumda mutlaka tar›msal sulama altyap›lar›na a¤›rl›k verilmeli

ve bas›nçl› sulama yöntemlerinin (damla ve ya¤murlama sulama) kullan›lmas› finansal

desteklerle teflvik edilmeli. Bunun d›fl›nda ar›tma tesislerinin say›s› artmal›, çünkü kirli-

li¤in önüne geçilmesi de flart. Türkiye’de 26 su havzas› var. Suyun ak›ll›ca ve sürdürüle-

bilir kullan›m› için Entegre Havza Yönetimi yaklafl›m› uygulanabilir. Hidrolojik s›n›rlara

göre sürdürülebilir ve kat›l›mc› kaynak yönetimi anlay›fl› getiren Entegre Havza Yöneti-

mi, yüzey ve yeralt› sular›n›n miktar, kalite ve ekolojik anlamda toplumun ihtiyaç ve kul-

lan›mlar› göz önüne al›narak çok disiplinli bir perspektiften yönetimi anlam›na geliyor.

Türkiye daha bir sürü baflka konuda oldu¤u gibi su yönetimini de art›k yüce güçlere b›-

rakmak yerine kendi eline almal›. Hayati bir konu olan su yönetimindeki bofl vermifllik,

aymazl›k ve sorumsuzluk kabul edilemez. Su kaynaklar›m›z› yönetirken ar›tma tekno-

lojileri, sulama teknolojileri, suyun tespiti için uzaktan alg›lama teknolojileri, co¤rafi

verileri de¤erlendirecek bilgisayar ve yaz›l›m teknolojileri en büyük yard›mc›m›z ola-

cak. fiimdi bize bir strateji, eylem plan›, toplum geneline yönelik bilinçlendirme kam-

panyalar›, tar›m sektörüne yönelik özendirici teflvikler ve ziraat mühendislerinin ikna

gezileri gerekiyor. Harekete geçmez yerimizde oturursak su gelece¤imizle birlikte bu-

har olup uçacak. Su olmazsa ne endüstri, ne tar›m ne de yaflam olabilir.

Teknoloji ve strateji su için, hayat için

editörden

Ersu Ablak

Page 3: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Türkiye Bilişim Vakfı Adına İmtiyaz Sahibi

Faruk Eczacıbaşı[email protected]

Genel Yayın YönetmeniCem Tecimen

[email protected] Yazı İşleri Müdürü

Ersu Ablak [email protected]ın Editörü Temel Karataş

Yayın ve Danışma KuruluLeyla Arsan, Edip Emil Öymen, Behçet Envarlı

Cemil Arıkan, Kemal CılızHaber Merkezi

Gülizar Büyükkara, Merve Tunçer, Hande Akkaş, Demet Şeker

YönetimTürkiye Bilişim Vakfı

Halk Sokak No: 35 Golden PlazaF Blok, Kat: 2 Daire: 6 Sahrayıcedit

Kadıköy / İstanbulTel: 0216 467 04 99 – 216 467 08 45

Faks: 216 360 33 56Eposta

[email protected]İletişim Adresi

Konak Bilişim Teknolojileri veKültürel Ürünler Tic. A.Ş.

Abbasağa Mah. Yıldız Cd. No: 21Beşiktaş / İstanbul Tel:

0212 236 23 10www.bilgicagi.com

Grafik TasarımEmre Alptekin

Fotoğraf Muhsin Ergün, Sevgi Ortaç, Barış Hasan Bedir Reklam Rezervasyon

Gökşen Kılıç [email protected] Tel: 0212 236 23 10Baskı

SCALA, Basım, Yayım, Tanıtım San. ve Tic. Ltd. Şti.Tel: 0212 281 62 00 Faks: 0212 269 07 34

Aylık süreli yayın olup ücretsiz dağıtılmaktadır.

www.konakmedya.com

Bilgi Çağı dergisinin içeriği ve tasarımı Konak Bilişim Teknolojileri Kültürel Ürünler ve Medya Tanıtım Hizmetleri A.Ş.

tarafından hazırlanmakta olup Basın Kanunu ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklanan tüm hakları

Konak Bilişim Teknolojileri Kültürel Ürünler ve Medya TanıtımHizmetleri A.Ş.’ye aittir. Dergi içeriğinde yer alan yazılar,fotoğraflar ve görsel tasarım Konak Bilişim Teknolojileri

Kültürel Ürünler ve Medya Tanıtım Hizmetleri A.Ş.’nin yazılı izni olmadan kısmen veya tamamen kullanılmaz.

1 Editörden

4 Makro Bak›fl

6 Ay›n Sorusu

8 Dünyadan Haberler

10 Türkiye’den Haberler

12 Vizyon / Devlet Su ‹flleri Genel Müdürü Haydar Koçaker

16 Dosya / Su acil Ar-Ge istiyor

22 Özel Haber / Suya yön verecek teknoloji: Co¤rafi Bilgi Sistemi

24 Perspektif / Mavi küreyi korurken

28 Portre / Ressam Balkan Naci ‹slimyeli

32 Ne yap›yoruz, ne yapmal›y›z / Su sanayisi kurulmal›

36 Görüfl / Sudan fleyler deyip geçmemek laz›m

38 Özel Haber / ‹stanbul’un suyuna uydudan yak›n takip

40 U‹G’den Notlar / Hollanda’n›n su teknolojisi

42 Baflar› Hikayesi / Yedi düvelin su verisi haz›r

46 Makale / Dünyadaki farkl›l›klar suda yak›nlaflacak

50 Baflar› Hikayesi / Su yönetimi kad›n ifli

52 Makale / Çimleriniz sulanmal› m›

54 Röportaj / Osmangazi Üniversitesi Uygulamal› Jeoloji

Anabilim Dal› Baflkan› Doç. Dr. Galip Yüce

57 Haber / Melen kurakl›¤a teslim

58 Makale / Yaflam için inovasyon

60 Özel Haber / Konya Çölü’ne haz›r olun

64 Bilgi Ça¤› Hukuku / Su sorunu ve s›n›r aflan sular

66 Fazla Mesai / Türkiye’de ilk yolsuzlu¤u ilk

denizcilik bakan› yapt›

68 Mercek / ‹talya’da sokak ayd›nlatmas›

72 Mercek / Körler sa¤›rlar birbirini a¤›rlar

74 Mercek / “Telekomünikasyon: Bilgi toplumunun kald›rac›”

konferans› sonuç raporu

78 F›rsatlar

Ana sponsorlar

içindekiler

Page 4: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Tallberg Forum’a kulak vermek‹çinde bulundu¤umuz bu do¤al kriz ortam›nda siyasi kararl›l›k esas. Amasivil topluma düflen görev, alternatif enerji kaynaklar› aray›p bunlar›ekonomik bak›mdan “sürdürülebilir” bir sistemle devreye sokmak içinçal›flmak olmal›. Tarih, suyu ve topra¤› tükenen kültürlerin nas›löldü¤ünün örnekleriyle dolu. Bu örneklere “tarihi kal›nt›” diyoruz. Böylebir fleyin bafl›m›za gelece¤ini düflünmeden... Oysa baflkalar›na olan, neyaz›k ki bize de olabilir. E¤er do¤ru bir siyasi strateji gelifltirmezsek…Neticede, sivil toplumun gücü bir yere kadard›r.

T allberg, ‹sveç’in ortalar›nda, pek de göze batmayanufak bir kasaba. Hemen Silian Gölü’nün yan›nda ku-rulmufl. Kasaban›n kendini saymazsak, göz alabildi-

¤ine yeflil ve mavi bir manzaradan olufluyor. Neredeyseyeflil olmayan bir toprak parças› yok. Zaten yöre, zengin-li¤ini orman ürünlerine borçlu. Bir bak›ma herhaldeflimdi bozk›r ve susuz olan Anadolu topraklar› da bak›m-s›zl›¤a kurban gitmeden önce ayn› durumdayd›.

Ancak, Tallberg’in bir baflka uluslararas› kimli¤i var. Hery›l haziran ay›n›n sonlar›nda dünyan›n dört bir yan›ndandavet edilen fikir önderleri “sürdürülebilir ortak gelece-¤i” tart›flmak için bir araya geliyor. Kalk›nma ve de¤iflimgere¤ini hedef olarak gören önemli sivil toplum kurum-lar› ciddi, sistematik çözüm aray›fllar› için Tallberg’debulufluyor. Son y›llarda özellikle a¤›rl›¤› küresel ›s›nma-ya vermifller. Aya ulaflmak isteyen gece kelebekleri gibibir grup. Hiçbir çözüm önerisini olanaks›z görmeyen,hatta olanaks›z olarak görülen çözümleri asl›nda dünya-n›n kurtuluflu için tek çare olarak gören, belki de kimile-rine göre afl›r› bir kesim.

‹lk defa 1981 y›l›nda bir Tallberg sakini, Bo Ekman tara-f›ndan küçük bir çal›flma grubu olarak oluflturulmufl. 27y›l sonra, Tallberg Forum 2008’in kapan›fl töreninde ‹s-veç Kral›, Kofi Annan’a katk›lar›ndan dolay› ödül verdi.

04

makro bak›fl / Faruk Eczac›bafl›

Page 5: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

(Ancak havas›ndan m›d›r suyundan m›d›r, bahsetti¤i-miz ‹sveç Kral›, pek de bizlerin al›flmad›¤› bir tarzda,gayet rahat bir ortam içinde, di¤er kat›l›mc›larla soh-bet ediyordu. Üstelik de bütün Tallberg’de görülebilentek güvenlik unsuru bir polis arabas›yd›.)

Forum’un bu y›lki ana temas› “ortak sa¤duyu aray›fl›.”Yerkürenin kaynaklar›n› tüketirken afl›lmamas› gere-ken s›n›rlar nedir? Kat›l›mc›lar›n temelde ortak kan›s›;konuflulan, tart›fl›lan konunun küresel ›s›nmay› daaflan, “insano¤lunun kurtuluflu” konusu oldu¤u. Art›k hiç kimsenin görmezlikten gelmeye hakk› yok...Bir kriz var ve kriz yönetimi gerekli. Ve flimdi, flu an gerekli.

Küresel ›s›nma sorununun as›l kayna¤› geliflmifl ülke-ler. Ancak ac›y› çekenler, geliflmekte olan ülkeler.Yerkürenin kaynaklar›, sadece bir milyar insan›n ABDstandartlar›nda sürdürülebilir bir yaflam standard›sa¤lamas› için yeterli.

Tallberg Forum’un yan› bafl›ndaki, kendi çap›nda ol-dukça büyük Silian Gölü, bilinen tarihte, ilk defa busene donmam›fl. Silian gibi donmayan çok göl var.Alaska’da Sibirya’da tundra eridi¤i için batmakta olankasabalar var. Ve kuruyan göller, nehirler, suyu çeki-len barajlar...

Yaflad›¤›m›z, gerçek bir do¤al kriz. Bu krizi en az za-rarla atlatmaya çal›flmak için teknoloji, bilim, Ar-Ge,inovasyon gibi teknik yöntemlere sahip insano¤lu. Ta-rihte ilk kez dünya kamuoyu bu do¤al krize karfl› ortakbir tepki vermeye yönelmifl durumda. Evet, belki eli-mizde teknik yöntemler var, ama acaba dünya çap›ndabir siyasi kararl›l›k da var m›? 1997 Kyoto Sözleflme-si’ni imzalamayan ülkeleri düflünün. Aralar›nda Türki-ye’nin de bulundu¤u ülkeleri... Ne garip, Türkiye’ninKyoto Sözleflmesi’ni imzalamaya karar verdi¤i flu an-larda, sözleflme zaten geçerlili¤ini yitirdi.

‹çinde bulundu¤umuz bu do¤al kriz ortam›nda siyasikararl›l›k esas. Ama sivil topluma düflen görev, alter-natif enerji kaynaklar› aray›p bunlar› ekonomik bak›m-

dan “sürdürülebilir” bir sistemle devreye sokmak içinçal›flmak olmal›. Tarih, suyu ve topra¤› tükenen kül-türlerin nas›l öldü¤ünün örnekleriyle dolu. Bu örnek-lere “tarihi kal›nt›” diyoruz. Böyle bir fleyin bafl›m›zagelece¤ini düflünmeden... Oysa baflkalar›na olan, neyaz›k ki bize de olabilir. E¤er do¤ru bir siyasi stratejigelifltirmezsek… Neticede, sivil toplumun gücü bir ye-re kadard›r.

Forum’da çeflitli sunumlar›n yan› s›ra, grup çal›flmala-r› da yap›ld›. Çal›flma gruplar› yeni ekonomik ilkeler-den de¤iflim modellerine kadar giden genifl bir yelpa-

zeye yay›l›yordu. Kat›l›mc›lar›n özellikle “uçmas›” bek-leniyordu. Bugün hayal gibi görünen birçok çözümünbelli bir süre içinde gerçek bir çözüm önerisine dönü-flebilece¤i, Forum vizyonunun zaten bir parças›.

Her ne kadar kat›l›mc›lar›n içinde kendimi, hiç yabanc›hissetmedimse de, Türkiye’den baflka kat›l›m yoktu.

Yine Forum’dan iki hafta sonra bir arada bulundu¤um,yabanc›lardan oluflan bir grup ifladam›na Tallberg Fo-rum’dan bahsederken, konuklardan bir tanesi, yar›alayc› bir ifadeyle, asl›nda bu konulara pek de inan-mad›¤›n›, karfl›t teorilerin de bulundu¤unu belirtti.Ben, sofra adab›na önem veren bir konuk olarak, do¤-ru tepki verebilmek için k›vran›rken, sempatik masakomflum yard›m›ma yetiflti. “Do¤ru hakl›s›n›z, aksi id-dialar da var... Ama... YA DO⁄RUYSA?”

05

Yaflad›¤›m›z, gerçek bir do¤al kriz. Bu krizien az zararla atlatmaya çal›flmak için teknoloji, bilim, Ar-Ge, inovasyon gibi teknikyöntemlere sahip insano¤lu. Tarihte ilk kezdünya kamuoyu bu do¤al krize karfl› ortak birtepki vermeye yönelmifl durumda.

Page 6: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Biz birçok içme suyu havzam›z›n yerle-flim alanlar›na uzak olmas› aç›s›ndan as-l›nda flansl› bir ülkeyiz. Baz› havzalar›-m›z ise kentsel ve endüstriyel yerleflim-lerin tehdidi alt›nda. Ayr›ca tar›msalat›klar ve hayvanc›l›k at›klar› da sular›-m›z için önemli birer tehdit. Bu neden-le özellikle içme suyu temin edilen hav-zalarda havza koruma planlar›n›n uygu-lanmas› gerekiyor. D›fl kaynakl› kirlen-meleri önlemek amac›yla at›k sular›nmutlaka ar›t›larak sulara verilmesi la-z›m. Kat› at›k depolama tesislerinin dü-zenli hale getirilmesi, buralardan ç›kansular›n kontrol alt›na al›nmas› ve ziraatüretiminde su temin edilen havzalardahayvanc›l›¤›n çok s›k› kontrol alt›naal›nmas› gerekiyor. Bu tedbirleri almakiçin AB’nin yöntem ve mevzuatlar›ndan,

su çerçeve direktifinden yararlanabiliriz.Asl›nda Melen Havzas› projesi bu konu-daki çal›flmalara iyi bir örnek: ‹stan-bul’un Melen’in suyundan faydalanmas›için bir koruma plan› haz›rland›. Benzerkoruma planlar›n›n h›zl› bir flekilde di-¤er içme suyu havzalar›na da uygulan-mas› flart. Bu tür planlar› yapmak veuygulamak için bilimsel birikim ve mü-hendislik yetene¤ine sahibiz. Ancak za-man ve para gerekiyor. Bu suyu kulla-nanlar›n faturalar›na maliyet makul mik-tarlarda yans›t›l›rsa gereken finansmanda sa¤lanm›fl olur. Türkiye, su havzala-r›n› korur ve kaçaklar›n önüne geçersedenizden su temin etme gibi yöntemle-re de hiç gerek kalmaz. Kurakl›k bizebir ders olmal›. Sorunu yeni çözümlerüreterek bir f›rsata çevirmeliyiz. �

Kurakl›k bize ders olsun

Hayvansal ve bitkisel art›klar, kimyasalgübrelerin afl›r› kullan›m›, kanalizas-yon sular›n›n, ilaç üreten sanayi at›kla-r›n›n su kaynaklar›na ar›t›lmadan veril-mesi, sanayi at›k gazlar› ve ya¤mur ileoluflan asit ya¤muru su kirlili¤ine ne-den oluyor. Ayr›ca çöp ve di¤er kat›at›klar›n kontrolsüz depolanmas›, ken-te göç ve düzensiz yap›laflmayla top-rak erozyonu ve sedimantasyon (çök-me) gibi nedenler de sular› tehdit edi-yor. Daha iyi bir havza yönetimi ilebunlar›n önüne geçilebilir. Ancak biz-de ar›tma sistemleri yeterli de¤il. Tür-kiye’de toplam nüfusun yüzde 68’inekanalizasyon hizmeti veriliyor. Beledi-yelerin sadece yüzde 8’inde ar›tma te-sisi var. Toplam nüfusun yüzde 36’s›-n›n at›k sular› ar›t›l›yor. Organize sa-

nayi bölgelerinde ileri at›k sular›n›nyüzde 75’i ar›tmadan geçiriliyor. Ya¤-mur suyu yeryüzüne indi¤i andan iti-baren kirlilik oran›nda ani bir art›flolur. Yüzey, yüzey alt› ve yeralt› sular›insanlar taraf›ndan kirletilmeye bafllar.Bu nedenle ar›tma tesisleri üzerindedaha fazla durulmal›. Bunlar›n yan›ndaiçme sular›nda yaflanan en büyük so-runlardan birisi de flebeke kay›plar›.Bu kay›plar›n en aza indirilmesi gere-kiyor. fiebeke kay›plar› en geliflmifl ül-kelerde yüzde 10-15’tir. ‹stanbul Bele-diyesi’nde yap›ld›¤› gibi, bu kay›plar›nönüne geçmek için bütün belediyeler-de, imkanlar dahilinde altyap›n›n yeni-lenmesi laz›m. Aksi takdirde içme su-yunda çok büyük miktarlarda sarfiyatdevam edecek. �

fiebeke kay›plar› da büyük bir sorun

06

ay›n sorusu

‹çme sular›nda yaflanan kirlili¤i önlemek için al›nmas› gereken önlemler nelerdir?

‹TÜ ‹nflaat Fakültesi Çevre Mühendisli¤i

Bölümü Ö¤retim Üyesi

Prof. Dr. ‹zzet Öztürk

Gazi Üniversitesi Mühendislik

Mimarl›k Fakültesi Dekan›

Prof. Dr. ‹brahim Güler

Page 7: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

08

dünyadan haberler

Kuzey Kutbu sular›nda her y›l bir önce-ki y›la göre daha çok buz yok oluyor.Bu y›l, buz miktar›n›n en düflük seviye-ye indi¤i y›l oldu. Avrupa Birli¤i 6.Çerçeve Program› kapsam›nda fonla-nan DAMOCLES projesi kapsam›ndayap›lan çal›flmalar da bunu teyit edi-yor. Bu sonuçlara ulaflmak için bilgisa-yar simülasyonlar›ndan da faydalananDAMOCLES projesi, bu simülasyonlariçin Alfred Wegener Enstitüsü’nün gelifl-tirdi¤i modelleri kullan›yor. Bu model-

lerde atmosferin 20 y›ll›k verileri, anah-tar dinamikleri, termodinamik, buz veokyanus aras›ndaki etkileflim, s›cakl›k,tuzluluk, buzun kal›nl›¤› gibi unsurlargöz önünde bulunduruluyor. Bu simü-lasyonlar sayesinde bir önceki y›la gö-re buz varl›¤›ndaki azalma hemen farkedilebiliyor. Buna göre 1980’den buyana 7 milyon kilometrekare buzul eri-mifl. Uzmanlar, bu durumun sürmesi ha-linde buzullar›n tamamen yok olaca¤›n›söylüyor. �

Avrupa Komisyonu Araflt›rma Direktörlü-¤ü, Uluslararas› Zaragoza Fuar› 2008kapsam›nda “Su ve Sürdürülebilir Kalk›n-ma” isimli bir araflt›rma günü düzenleme-ye haz›rlan›yor. 8 Eylül’de gerçeklefltiri-lecek olan toplant›da suyla ilgili yap›lanbütün araflt›rmalar›n sonuç özetleri pay-lafl›lacak. ‹spanya’n›n Zaragoza kentin-

de düzenlenecek fuarda suyla ilgili yap›-lan araflt›rma aktivitelerinin içeriklerine,bilgi eksikliklerine ve su sorunu için sür-dürülebilir çözümlere dikkat çekilecek.Ayr›ca 7. Çerçeve Program›’n›n suyla il-gili 2009’da yapaca¤› ça¤r›n›n duyuru-su ve potansiyel proje tan›t›mlar› da yinebu etkinlikte gerçeklefltirilecek. �

Simülasyonlarda da buzullar eriyor

Avrupal›lar nükleer enerjiye ›s›n›yor Sa€l›k için su

Avrupa’n›n su çal›flmalar› masaya yat›r›lacak

Uluslararas› Çevre Teknolojileri ve Ekip-manlar› fuar› Pollutec, 2-5 Aral›k 2008tarihleri aras›nda Fransa’n›n Lyon ken-tinde gerçeklefltirilecek. Bu y›l 23’üncü-sü düzenlenecek olan fuar kapsam›nda"Sa¤l›k için Su" bafll›kl› özel bir semi-ner de organize edilecek. Etkinlik, böl-gesel otoriteleri, endüstrileri ve araflt›r-mac›lar› da bir araya getirecek. Böyle-ce ilgili aktörler yenilikçi teknolojilerikeflfetme ve onlardan yararlanma f›rsa-t›n› yakalayacaklar. �

Avrupa Komisyonu taraf›ndan yap›lanbir araflt›rmaya göre, nükleer enerjison dönemlerde elektrik üretimindedesteklenen bir enerji kayna¤› olmayabafllad›. Bugün 15 AB ülkesinde faali-yet gösteren nükleer enerji santralleri,AB genelindeki, elektrik üretiminin yak-lafl›k üçte birini karfl›l›yor. Nükleerenerjinin desteklenmesinde radyoaktifat›k yönetiminde “kal›c› ve güvenli birçözüm” bulunmas› belirleyici bir rolesahip. Araflt›rmaya göre, at›k yöneti-minde kal›c› ve güvenli bir çözüm bu-

lundu¤u takdirde, AB vatandafllar›n›nyüzde 39’u nükleer enerjiye olumlubakmaya bafllayacaklar›n› söylüyor.Yeni enerji kaynaklar›na en fazla aç›kolan ülkelerin bafl›nda Hollanda, Belçi-ka, Litvanya, ‹ngiltere, Fransa, Sloven-ya ve Finlandiya geliyor. Buna karfl›n,Avusturya, Yunanistan, Bulgaristan,Portekiz ve Almanya baflta olmak üze-re Avrupal›lar›n yüzde 48’i, at›k yöne-timine bir çözüm gelifltirilse de, nükle-er enerji konusunda olumsuzluklar›n›sürdürmeye devam ediyorlar. �

Page 8: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

0409

Fransa’n›n baflkenti Paris’te bir araya ge-len Amerikan Uzay ve Havac›l›k Dairesi(NASA), Avrupa Uzay Ajans› (ESA), RusUzay Ajans› (Roskosmos), Japon UzayKurumu (JAXA) ve Kanada Uzay Ajans›(ASC) yetkilileri, Uluslararas› Uzay ‹stas-yonu’nun (UU‹) faaliyet süresinin 2015’ekadar uzat›lmas›na karar verdi. UU‹’yeeklenecek Rus modülünün gelecek y›ldanönce tamamlanamayaca¤› için, Rusya,UU‹’nin iflletme süresinin 2020’ye dek

uzat›lmas›n› talep etmiflti. Geçti¤imiz ayyap›lan görüflmenin ard›ndan aç›klama

yapan Roskosmos yetkilisi Anatoly Permi-nov, UU‹’deki faaliyetlere 2015’e kadardevam edilmesine hiç kimsenin karfl› ç›k-mad›¤›n› söyledi. NASA Baflkan› Micha-el Griffin de yapt›¤› aç›klamada, UU‹’ninkullan›m› yap›c› oldu¤u sürece, bu istas-yondan faydalanacaklar›n› belirtti. 5 ku-rumun yetkilileri, görüflmelerinde istasyo-nun lojistik kapasitesinin gelifltirilmesi vegelece¤e haz›rlanmas› konusunu da ele ald›lar. �

ABD’nin en geliflmifl otomo-bil flirketlerindenbirisi olanChrysler, 2009

için piyasaya sürece¤i tüm otomobilleri-ne kablosuz internet sistemi entegre ede-ce¤ini aç›klad›. “UConnect Web” isimlimobil internet eriflimi, Chrysler’in önü-müzdeki y›l ç›kacak tüm modellerindeçal›flacak. Böylece otomobil sürücüleri yada yolcular›, seyahatleri s›ras›nda dizüs-tü bilgisayarlar›ndan internet eriflimininimkanlar›ndan faydalanabilecek. Sistem3G üzerinden çal›fl›yor ve saniyede 800kilobit indirme, 200 kilobit yükleme im-kan› tan›yor. Öte yandan, kullan›c›lar›nbir bölümü, internetteki çeflitli forum site-lerindeki de¤erlendirmelerde, “çocuklar›-n›n yolculuklar›n›n daha keyifli geçmesi”gibi sebeplerden dolay› bu hizmeti des-teklerken, baz›lar› da “sürücünün yolade¤il internete odaklanaca¤› ve kaza ris-kinin artaca¤›” görüflünü savunuyor. �

Uluslararas› Uzay ‹stasyonu 2015’e kadar aç›k

‹ngiliz Daily Mirror gazetesi, GPS yolbulma sistemlerinin ‹ngiltere'de trafik ka-zalar›n› art›rd›¤›n› savundu. Yol bulmaamac›yla al›nan GPS'ler, bazen kullan›l-d›klar› ülkenin koflullar›na uymad›klar›,bazen de yeterince esnek çözümler su-namad›klar› için kullan›c›n›n iflini zorlafl-t›rabiliyor. Gazetenin "Direct Line" isim-li bir sigorta flirketiyle yapt›¤› araflt›rma-ya göre, son zamanlarda GPS kullanansürücüler aras›nda 300 bin kaza ya dakazaya yak›n kritik durum görülmüfl. Ve-

rilen GPS yönergelerini takip etmeye ça-l›flan 1,5 milyon ‹ngiliz sürücü, dikkatle-ri da¤›ld›¤› için yanl›fl yollara sapm›flya da yasak dönüfller yapm›fllar. ÜstelikGPS cihazlar› 5 milyon sürücüyü tersyöne sokmufl. GPS üzerine araflt›rmalar›ya firmalar ya da GPS sistemlerine ta-mamen karfl› çevreler yapt›¤› için, cihazhakk›ndaki görüfller genellikle tek yönlüoluyor. Baz› çevreler GPS’e tamamenkarfl› ç›karken kimileri de bu cihazlar›nkullan›m›n› destekliyor. �

Yol gösteren GPS cihazlar› çuvall›yor mu

Birgün herkes cepten konuflacak Trafikte internet

2010 y›l›nda dünya nüfusunun yar›-dan fazlas›n›n cep telefonu kullan›c›s›olaca¤› tahmin ediliyor. StrategyAnalytics analiz kuruluflunun tahmini-ne göre, flu an dünya nüfusunun yüz-de 40’› cep telefonu kullan›yor. Bu pa-zar›n Asya, Ortado¤u ve Afrika’dakigeliflimine paralel olarak 2010 y›l›n›nbafl›nda, nüfusun yar›dan fazlas› mo-bil telefon kullanacak. Araflt›rmayagöre, dünyada flu an 3,9 milyar olancep telefonu abonesi say›s› 2013’te5,6 milyara ulaflacak. Asya-Pasifik,

Orta Do¤u ve Afrika’n›n, 2013’e ka-dar abone say›s›n› yüzde 80 düzeyin-de art›rarak, mobil telefon pazar›n›nlokomotifi olaca¤›n› tahmin ediliyor.Analiz kuruluflu, bu üç bölgenin dün-yadaki abone say›s›n›n yüzde 60’›n›ve ifl hacminin yüzde 40’›n› temsil etti-¤ini belirtti. Ayr›ca bu y›lsonuna ka-dar 500 milyona yak›n abonenin, çokdaha iyi veri, internet, video iletmeolana¤› sa¤layan üçüncü kuflak (3G)cep telefonu hizmetinden yararlanaca-¤› da tahmin ediliyor. �

Page 9: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

10

türkiye’den haberler

Habitat için Gençlik Derne¤i, “Genç Li-derler Akademisi” projesiyle uluslarara-s› gençlik politikalar›n›n gelifltirilmesineve uygulanmas›na katk› sa¤lamay› he-defliyor. ‹stanbul’da kurulacak olanGenç Liderler Akademisi kapsam›ndagençlere giriflimcilik, iletiflim, proje yö-netimi, insan haklar› ve kültürleraras›ö¤renim gibi konularda e¤itim verile-cek. ‹stanbul Valili¤i, BM Kalk›nma

Program›, AB Öncüleri Derne¤i ve Mic-rosoft Türkiye ile ortaklafla gerçekleflti-rilen proje kapsam›nda pek çok ilde debenzer çal›flmalar yap›lmaya baflland›.Genç Liderler Akademisi’nin bir öncekietkinli¤i olan ve yine Habitat için Genç-lik Derne¤i öncülü¤ünde hayata geçiri-len Habitat Biliflim Akademileri ise farkl›illerdeki gençlere bilgisayar e¤itimlerivermeye devam ediyor. �

Türkiye’de ilk kez birTV kanal› ekranlar›n›çevreye adad›.

NTV’nin Yeflil Ekran’› “Do¤al olarak NTV”slogan›yla geçti¤imiz ay yay›na bafllad›.Yeflil Ekran, küresel ›s›nmadan inorganikg›dalara, çöp ar›tmadan göç sorununa,karbon sal›m›ndan elektromanyetik kirlili-¤e tüm sorunlar karfl›s›nda yaflam rehberiolma iddias›nda. Bunlar›n yan›nda haberbültenlerinde özel dosyalar, organik ye-mek tariflerinden çevreci tatillere miniprogramlar, yeflil belgesel kufla¤›, yeflileadanm›fl yap›mlar, do¤al olarak NTV’nin“Yeflil Ekran›”nda yer alacak. �

Gaziantep Avrupa Birli¤i ‹fl Gelifltir-me Merkezi (AB‹GEM) taraf›ndan ha-z›rlanan, Türkiye-Suriye Bölgeleraras›‹flbirli¤i Program› çerçevesinde des-teklenen proje kapsam›nda Gazian-tepli ve Halepli toplam 40 kad›naa¤ustos ay›ndan itibaren ücretsiz giri-flimcilik e¤itimi verilecek.Proje Koordi-natörü Tu¤ba Özgüven, "Gaziantepve Halep Kad›n Giriflimcilerinin E¤itil-mesi ve Efllefltirme ile DeneyimlerinPaylaflt›r›lmas›" projesinin amac›n›nkad›n giriflimcilere ifllerini büyütmelerive kendilerini gelifltirmeleri konusun-da destek vermek oldu¤unu söylüyor.

Kat›l›mc›lar›n 5 ay sürecek e¤itimi vedi¤er masraflar› proje kapsam›ndakarfl›lanacak. �

‹nsan kaynaklar› sitesi yenibiris.com’unyapt›¤› bir araflt›rmaya göre gençlerinsektör tercihlerinin bafl›nda biliflim,telekomünikasyon, finans geliyor. H›zlageliflen teknoloji ve küreselleflme, Ar-Gealan›nda çal›flacak kiflilere olan ihtiyac›da art›r›yor. Biliflimde uluslararas›geçerlili¤e sahip yaz›l›m uzman vemühendisli¤i, bilgisayar programc›l›¤›,bunun d›fl›nda genetik uzmanl›¤›,moleküler biyoloji uzmanl›¤›, çevremühendisli¤i, enerji uzmanl›¤›, endüstrimühendisli¤i, flehir planlamac›l›¤›,finans uzmanl›¤›, kalite ve de¤iflimuzmanl›¤› gibi ifl kollar› gitgide önemkazan›yor. Bütün bu mesleklerdeçal›flacak kiflilerin ise yarat›c› vearaflt›rmac› olmalar›, kendilerini sürekligelifltirmeleri, teknolojiyi yak›ndantakip etmeleri ve en az bir yabanc› dilbilmeleri neredeyse flart kofluluyor. �

Genç Liderler Akademisi aç›l›yor

Kad›nlara giriflimcilik e¤itimi verilecek NTV yeflillendi

Biliflim gençleri cezbediyor

Page 10: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

0411

Türk Silahl› Kuvvetleri’nin yüksek fre-kanslarda ve güvenli uydu haberleflme-si ihtiyac› Aselsan ve Bilkent Üniversite-si’nin “‹fllemsel EHF Uydu Aktar›c›s› veTest Ortam› Gelifltirilmesi Projesi” saye-sinde karfl›lanacak. Aselsan’dan yap›-lan aç›klamaya göre, ‹fllemsel EHF (çokyüksek frekansl›) Uydu Aktar›c›s›n›n,TSK’n›n haberleflme uydular›nda kulla-n›lmas› hedefleniyor.

Aselsan, ifllemsel uydu aktar›c›s› ile an-teninin tasar›m›n›n ve üretiminin yan›s›ra fonksiyonel testlerinin gerçeklefltiril-mesi için gerekli bir test ortam› geliflti-recek. TÜB‹TAK’›n da destekledi¤i pro-jeyle teknoloji transferi ile kazan›lmas›mümkün olmayan bir alanda özgün çö-zümler elde edilmifl olacak. Dünyadasadece ABD’nin uydular›nda ifllemselEHF kullan›l›yor. �

Kat›l›m-öncesi Mali Yard›m Arac› (IPA)kapsam›nda Türkiye ve AB aras›nda ifl-birli¤i sa¤lanabilmesi amac›yla AvrupaKomisyonu Türkiye Delegasyonu Baflka-n› Büyükelçi Marc Pierini ve AvrupaBirli¤i Genel Sekreteri Büyükelçi O¤uzDemiralp taraf›ndan geçti¤imiz ay birçerçeve anlaflmas› imzaland›. Bir son-raki aflamada, çerçeve anlaflma onay

için TBMM’ye sunulacak. Anlaflmayagöre AB'nin 2009 y›l›nda Türkiye'yeyapaca¤› mali yard›m 566 milyon Euroolacak. Bu yard›m›n büyük bir k›sm›Geçifl Dönemi Yard›m› ve Kurumsal Ka-pasite Gelifltirme için kullan›lacak.STK'lar› yak›ndan ilgilendiren Bölgeselve S›n›r Ötesi ‹flbirli¤i'ne ise 9,4 mil-yon Euro ayr›ld›. �

K›br›s'ta son 60 y›l›n en kurak yaz›Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti ekono-misine büyük darbe vurdu. Tar›m vehayvanc›l›k devlet deste¤iyle ayaktakalmaya çal›fl›yor. Ada sadece sula-mada de¤il, içme suyu sa¤lamada das›k›nt› yafl›yor. K›br›sl› çiftçiler geçeny›l kendilerine yetecek kadar ürün ala-bilmiflti. Ancak bu y›l hayvanlar otla-yacak yer bile bulam›yor. 197 do¤alp›nar›n kurudu¤u Kuzey K›br›s’ta hü-kümet bir yandan ekonomik krizle u¤-

rafl›rken bir yandan da kurakl›¤akarfl› önlemler almaya çal›fl›yor. ‹çmesuyu konusunda KKTC’ye Türkiye des-tek sa¤layacak. Anamur'dan KuzeyK›br›s'a boru hatt› döflenmesini kapsa-yan bir proje için haz›rl›klar yap›l›-yor. 4 y›l sonra tamamlanacak hatlabirlikte adan›n içme suyu sorunu bü-yük ölçüde çözülecek. Ancak tafl›masuyu yetersiz oldu¤u için KKTC denizsuyundan ar›tma projeleri üzerinde de duruyor. �

TÜB‹TAK, Formula G Günefl Arabalar›ve Hidromobil-Hidrojen Arabalar› ya-r›fllar›n› bu y›l ‹zmir’de yap›yor. Türki-ye’de günefl enerjisi ve hidrojen yak›tpilleri konusunda halk› bilinçlendirmekve ilgili teknolojilerin Türkiye’de üretil-mesinde gençlerin aktif rol oynamas›n›teflvik etmek amac›yla düzenlenen yar›-fla toplam 84 araç kat›lacak. 25-31A¤ustos aras›nda ‹zmir P›narbafl› Yar›flPisti’nde düzenlenecek olan yar›fllar bo-yunca, konserler verilecek, günefl ener-jisi ve hidrojen yak›t pilleri konusundabilgilendirmeler yap›lacak. �

TSK’n›n haberleflmesi Türk mühendislere emanet

Türkiye’ye 566 milyon Euro yard›m

KKTC kurakl›¤›n pençesinde

Hidrojen ve günefl arabalar› bu y›l ‹zmir’de

Page 11: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

vizyon

Çevre ve Orman Bakanl›¤›’naba¤l› olarak faaliyet gösterenDevlet Su ‹flleri Genel Müdür-

lü¤ü (DS‹) Türkiye’nin bütün su var-l›¤›ndan sorumlu olan son dereceönemli bir kurum. Çünkü bütün sukaynaklar›n›n yönetiminden, geliflti-rilmesinden, suyla ilgili yat›r›mlardanve iflletmelerden DS‹ sorumlu. Vak-tiyle Süleyman Demirel’in de genelmüdürlü¤ünü yapt›¤› bu kurumunbafl›nda flu anda Haydar Koçakervar. Koçaker’e, Türkiye’nin “su duru-mu”nu ve planlar›n› sorduk. Küreseliklim de¤iflikliklerine ba¤l› kurakl›k

ne yaz›k ki DS‹ taraf›ndan da teyitediliyor. Ancak içme sular› konusun-da uzun vadede telafllanmaya gerekyok. Koçaker’e göre su kaynaklar›n›ilkel metotlar yerine modern tekno-lojilerle kulland›¤›m›zda ve içme su-yunda gerekli tasarrufu sa¤lad›¤›m›z-da su kaynaklar› bütün insanl›¤› bes-lemeye yetecek.

Su varl›¤›m›zda gelecek y›llardaneler de¤iflecek, ne tür geliflmelerolacak?Su kaynaklar›m›z›n s›n›rl› olmas›, ya-¤›fl al›nmayan dönemlerde kullan›l-mak üzere suyun depolanmas›n› ge-rekli k›l›yor. Bu sebeple infla halin-

GÜL‹ZAR BÜYÜKKARA

gerilime gerek yok su herkese yetecek

DS‹ Genel Müdürü Haydar Koçaker:

Devlet Su ‹flleri (DS‹)Genel Müdürü Haydar

Koçaker, ileride içme suyukonusunda s›k›nt›

yaflanmayaca¤›n› savunuyor.Ancak Koçaker, küresel

›s›nmadan kaynakl›kurakl›¤›n artaca¤›n› da

söylüyor. Türkiye’nin bütünsu ifllerinden sorumlu DS‹,bu tehdide karfl› yeralt› ve

yerüstü sular› ile ilgiliçal›flmalar›n› sürdürüyor.

12

Page 12: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

13

deki depolama tesislerinin bir an öncetamamlanmas› ve ihtiyac› karfl›layacaknispette yeni projelerin hayata geçiril-mesi yönünde çaba sarf ediliyor. Böy-lelikle su arz› meselesinin çözümündeçok büyük bir ad›m at›lm›fl olacak.Genel müdürlü¤ümüz bu do¤rultudason 5 y›l içerisinde 124 baraj› hizmeteaçt›.

Suyla ilgili en büyük sorunlar›m›znelerdir? Ülkemizdeki yar› kurak iklim flartlar›,tüm dünyada yaflanan küresel ›s›nmave kurakl›kla da birlikte düflünüldü-¤ünde mevcut su kaynaklar›m›z›n nekadar de¤erli oldu¤u anlafl›l›r. Ayr›caülkemiz genelinde sürekli artan nüfusve flehirleflme oranlar› içme suyu te-minini zorlaflt›r›yor. fiehirleflme, yük-selen hayat kalitesi, yeni ihtiyaçlar vedolay›s›yla yeni içme ve kullanma su-yu için yeni yat›r›mlarla bak›m veonar›ma daha fazla kaynak ay›rmay›gerektiriyor. Kentsel alanlardaki me-selelerin ço¤u kaçak yap›laflmalar›noldu¤u imars›z alanlarda yo¤unlafl›-yor. Gelifligüzel oluflan bu bölgelereiçme ve kullanma suyu götürmek,flehrin imarl› alanlar›na göre daha zorve daha pahal› olarak sa¤lan›yor. fie-hirleflmenin yan› s›ra küresel ›s›nmada tatl› su kaynaklar› üzerinde olum-suz etkide bulunuyor. Çevre kirlen-mesinin en önemli boyutunu sanayi-leflme çabalar›n›n oluflturdu¤u bilini-yor. Yaflanan finansman problemleride suyla ilgili s›k›nt›lara sebep olacak

tehlikelere kaynak teflkil ediyor. Sukaynaklar›m›z› tehdit eden bir di¤erönemli konu ise zirai sulamada uygu-lanan yöntemler. Ülkemizde 2002’yekadar zirai sulamada ço¤unlukla aç›ksulama sistemi uyguland›. Bu da sula-

r›m›z›n ço¤unlukla heba olmas›na vearazilerimizin fazla sulamadan dolay›tuzlanma gibi meselelerle karfl›laflma-s›na sebep oldu.

“İmarsız alanlara su götürmek daha pahalı”

Ankara, ‹zmir gibi flehirlerin içmesular›nda ortaya ç›kan sorunlar›nnedenleri nelerdir? Yaflanan kurakl›k ve ya¤›fllar›n azl›¤›su kaynaklar›n› tehdit ederek içme su-yu temininde güçlükler yaflanmas›naneden oluyor. Nüfusla orant›l› olarakartan su ihtiyac›n›n karfl›lanmas› dahada zorlaflt›. Yaflanan kurakl›¤›n sukaynaklar›n› azaltmas› durumu daha

da güçlefltiriyor. Ayr›ca çarp›k kentlefl-menin yo¤un olarak yafland›¤› büyük-flehirlerde imars›z alanlara suyun götü-rülmesi hem daha zor hem de dahamaliyetli oluyor.

Bunlar› çözmek için yap›lmas› ge-rekenlerden bahseder misiniz?Kurumumuz ülkemizin su kaynaklar›-n› optimum seviyede de¤erlendirecektesisleri hizmete almaya devam edi-yor. ‹çme suyu sektöründe hizmeteal›nacak tesisler ile ülkemizin küresel›s›nma ve sonucunda meydana gelenkurakl›k ve dolay›s›yla içme suyu so-runlar›ndan da en az düzeyde etkilen-mesine çal›fl›l›yor. Ankara’da Büyük-flehir Belediyesi, K›z›l›rmak Sistemi’yleilgili çal›flmalar›n› sürdürüyor. K›z›l›r-mak suyu bilindi¤i üzere flu an kulla-n›l›yor. ‹stanbul’da Melen Suyu vatan-dafllar›m›z›n hizmetine sunuldu, çal›fl-malar hala sürüyor. ‹zmir’de ise Gör-des Baraj› ile ilgili çal›flmalar devamediyor. Gördes Baraj› 20 Kas›m 2008tarihi itibari ile su tutma aflamas›nagetirilecek. Suyun tasarruflu kullan›m›için bilinçlendirme e¤itiminin yayg›n-laflt›r›lmas›, gerek elektrikli alet kulla-n›m›nda gerekse su kullan›m›nda ta-sarruflu alet ve teçhizatlar›n tercihedilmesi, endüstriyel ve evsel at›k su-lar›n geri kazan›larak tar›mda, sanayi-de yeniden kullan›lmas›n›n teflvikedilmesi sa¤lanmal›. Tasarruflu kulla-n›m konusunda bilgiler verilmeli, su-yun kullan›m› konusunda örnek olu-nacak davran›fllar sergilenmeli.

“Su kullan›m alanlar› sürekliart›yor ama ayn› zamandateknoloji de gelifliyor. 10 y›lönce 1 dekar›n sulanabildi¤i

su ile flimdi yeni teknolojilerle maksimum

tasarruf sa¤lanarak 10 dekarsulayabilmek mümkün.”

Page 13: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

En çok su israf› tar›mda oluyor,bunu çözmek için nas›l bir stratejitakip edilecek?Bir y›lda kullan›lan toplam su miktar›-n›n büyük bir k›sm› sulamada kullan›-l›yor ve sulamada kullan›lan yöntem-ler suyun israf›na sebep oluyor. DS‹,önceki y›llarda yap›lan projelerindenfarkl› olarak, 2003 y›l› sonu itibar›ylasulama sistemleri stratejisini de¤ifltire-rek, ya¤murlama ve damla sulama gi-bi su tasarrufu sa¤layan sulama yön-temlerine uygun kapal› sisteme geçti.Daha önceki y›llarda hizmete al›nansistemlerde ise rehabilitasyon yolunagidiliyor. Yap›lan hesaplamalara görekapal› sistemlere geçiflle birlikte dam-la ve ya¤murlama sulama yöntemleri-nin uygulanmas›yla 1 milyon 800 binhektar ilave alan›n sulanabilece¤i be-lirlenmifltir.

‹çme sular›nda yaflanan kirlili¤içözmek ve önlemek için ne tür ön-lemler al›nacak?‹çme suyu üretimi için ülkemizde ge-nel olarak yüzeysel sular kullan›l›yor.Suyun kokusuz, renksiz ve berrak ol-mas› gibi sahip olmas› gereken özellik-

lere ulaflabilmesi için yüzeysel sular›nistenen içme suyu standartlar›na (TS266, Avrupa Birli¤i veya Dünya Sa¤l›kÖrgütü standartlar›) uygun hale getiril-mesi gerekiyor. Bunu gerçeklefltirmek

için ise kentlerde uygun ar›tma tekni-¤ine sahip içme suyu ar›tma tesisleri-nin infla edilip iflletmeye al›nmas› kaç›-n›lmaz. Sa¤l›kl›, güvenilir ve standart-

lara uygun içme suyu temini için, içmesuyu ar›tma tesisleri yat›r›mlar› ülke-mizde h›zla artarak devam ediyor.2007 Aral›k ay› itibar›yla DS‹ GenelMüdürlü¤ünce 23 adet içme suyu ar›t-ma tesisi iflletmeye al›nd›. 11 adet iç-me suyu ar›tma tesisinin ise inflaat› ileproje çal›flmalar› devam ediyor.

Türkiye’nin barajlar›nda teknolo-jik altyap› yeterli mi?Günümüzde baraj yap›m› ve tasar›-m›nda dünyada uygulanan tüm mü-hendislik çal›flmalar› ülkemizde debaflar›yla uygulan›yor. DS‹ dünya ça-p›nda tüm teknolojileri say›sal olarakde¤erlendirip kullan›yor. Ülkemizde2007 sonu itibar›yla Uluslararas› Bü-yük Barajlar Komisyonu (ICOLD)standartlar›na uygun 618 adet barajmevcut.

Pek çok su kayna¤›n›n kurudu¤uy-la ilgili her gün yeni bir haberokuyoruz. Bu kuruman›n sebeplerinelerdir, bunlar›n önüne geçilebi-lecek mi? Küresel ›s›nma ve beraberinde gözle-nen kurakl›k, pek çok su kayna¤›nda

14

“Kentsel alanlardaki meselelerin ço¤u kaçakyap›laflmalar›n oldu¤u

imars›z alanlardayo¤unlafl›yor. Gelifligüzel

oluflan bu bölgelere içme vekullanma suyu götürmek,

flehrin imarl› alanlar›na göredaha zor ve daha pahal›.fiehirleflmenin yan› s›ra

küresel ›s›nma da tatl› sukaynaklar› üzerinde olumsuz

etkide bulunuyor.”

vizyon

Page 14: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

görülen bu kuruman›n sebebidir. Kü-resel iklim de¤iflimi ile birlikte buhar-laflman›n artabilece¤i, ya¤›fllar›n mev-simlik da¤›l›m› ve fliddetinin de¤iflebi-lece¤i, kar örtüsünün azalabilece¤i za-ten öngörülüyor. Sera etkisi sebebiyleyeryüzü s›cakl›¤›n›n artmas› ile deniz-ler, göller ve nehirlerden daha çokbuharlaflma olmas› ve rüzgarlar›n yönde¤ifltirmesi neticesinde normalde ya-¤›fl alan yerlerde afl›r› kurakl›k görül-mesi olas›. Küresel ›s›nma ve kurakl›-¤›n neden oldu¤u su kaynaklar›ndakikurumalar maalesef ülkemizde de buflekilde etkisini gösteriyor. Ancak ge-nel müdürlü¤ümüz bu etkileri en azaindirmek gayesi ile çal›flmalar›n› sür-dürüyor.

“Türkiye suyunu hakça paylaşıyor”

Su ihtiyac› yüksek komflular›m›zvar. Kaynaklar›m›z›n tehlike alt›n-da oldu¤unu söyleyebilir miyiz? Ortado¤u bulundu¤u co¤rafya itibar›y-la dünyan›n genelinde yaflanan suproblemini daha yo¤un olarak yafl›-yor. Türkiye, F›rat Havzas›’ndaki suyap›lar›n› tamamlay›p, komflular›n›nda ihtiyaçlar›n› göz önünde bulundu-rarak hakça bölüflüm ilkesini uygu-luyor. Türkiye, ayr›ca bütün komflular›ile su kaynaklar›n›n optimum de¤er-lendirilmesi ilkesi çerçevesinde görüflbirli¤inde. Suriye ile Asi Nehri üzerin-de Asi Baraj›, Bulgaristan ile MeriçNehri üzerinde Suakaca¤› Baraj› gibiortak projeler yürütülüyor. En önemlihusus su kaynaklar›m›z›n, israf edil-memesi halinde, gelecekte insanl›¤› vebölgeyi bekleyen bir tehlike olmaya-ca¤›n›n görülmesi ve anlafl›lmas›. Sukaynaklar›n›n etkin de¤erlendirilmesive hakça paylafl›m›n gerçeklefltirilerekuluslararas› diyaloglar›n sa¤lanmas›aç›s›ndan flart. Yani su kaynaklar› hav-za baz›nda planlanarak ihtiyaçlar netolarak ortaya konulmal›. Su kullan›malanlar› sürekli art›yor ama ayn› za-manda teknoloji de gelifliyor. 10 y›lönce 1 dekar›n sulanabildi¤i su ile

flimdi yeni teknolojilerle maksimumtasarruf sa¤lanarak 10 dekar sulanabi-liyor. Yani su kaynaklar›n› ilkel metot-lar yerine modern teknolojilerle kul-lan›r ve içme suyunda gerekli tasarru-fu sa¤larsak su kaynaklar› bütüninsanl›¤a yeter. Dolay›s›yla su kaynak-lar› konusunda gerilime mahal yoktur.

Ar›tmayla ilgili teknolojilere Türki-ye ne kadar yat›r›m yap›yor?Deniz suyundan içme suyu üretmekreverse osmos (ters ozmoz) tekni¤ikullan›larak mümkün. Bu, tatl› su kay-naklar› olmayan ya da çok k›t olan ül-kelerde kullan›l›yor. Türkiye’de tatl›suyu ar›t›p içme suyu üretmek içinkullan›lan konvansiyonel tip ar›tmatesislerine göre, deniz suyundan içmesuyu ar›t›m› için kullan›lan reverse os-mos tekni¤inin hem yat›r›m hem deiflletme maliyeti, tatl› su ar›tmas›ndanyaklafl›k 20 kat daha yüksek. Ülke-mizde tatl› su kaynaklar›n›n etkin veverimli kullan›lmas› durumunda, yat›-r›m ve iflletme maliyetleri tatl› su kay-naklar›ndan içme suyu üretimi ile k›-yaslanamayacak kadar yüksek olandeniz suyundan içme suyu üretiminegerek olmayaca¤› düflünülüyor. �

Toprak ve su kaynaklar›n›n sürdürü-lebilir geliflimine yönelik olarak ha-z›rlanan projelerle ilgili araflt›rma fa-aliyetleri, DS‹ Genel Müdürlü¤ü mer-kezinde bulunan 7 laboratuvar tara-f›ndan yap›l›yor. Uygulama ile ilgilikalite kontrol hizmetleri ise merkez-deki laboratuvarlarla birlikte, bölgemüdürlükleri s›n›rlar› dâhilindeki 200dolay›nda çeflitli tipte laboratuvar ta-raf›ndan gerçeklefltiriliyor. Laboratu-arlarda su kaynaklar›n›n korunmas›,gelifltirilmesi ve kullan›ma sunulmas›-na yönelik 4 çeflit çal›flma yap›l›yor: • Göl, akarsu ve yeralt› sular›n›n kir-lenmeleri ve kimyasal olarak kalitele-rinin belirlenmesi çal›flmalar› • Yeralt› ve yerüstü sular›m›z›n rad-yoaktivite yönünden incelenmesi• Hidrolik yap›larda karfl›lafl›lan so-runlar›n fiziksel ve matematiksel mo-delleme yöntemleri ile çözümlenmesi• DS‹ birimlerinin zemin mekani¤i vetemel mühendisli¤i konular›nda karfl›-laflt›¤› sorunlar›n deneysel çal›flmalarile çözümlenmesi ve araflt›r›lmas›

200’den fazla su laboratuvarı

15

Page 15: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48
Page 16: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Nesillerce bol suyumuz, temiz havam›zla övündük. fiimdilerdegörüyoruz ki, kifli bafl›na düflen 1652 metreküplük kullan›labilirsuyumuzla, su zengini say›lan ülkelerin epey gerisindeyiz. Yak›ndasu fakiri olmam›z iflten bile de¤il. Buna ra¤men su yönetimindeyap›lan büyük hatalar bizi hem kurakl›¤a hem de içme suyu k›tl›¤›nado¤ru h›zla sürüklüyor. Bir an önce do¤ru su yönetimi ve tasarruf yöntemleriyle suyumuza sahip ç›kmak zorunday›z!

Page 17: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

T ürkiye’yi dünyaya tan›tmak amac›y-la kullan›lan görüntüler aras›ndamutlaka, denizler, göller ve fl›r›l fl›-

r›l akan ça¤layanlar› gösteren kareleryer al›r. ‹lkokuldan itibaren ders kitap-lar›nda onlarca nehir ad› ö¤reniriz. Öy-le ki bunlar›n birkaç› debileri ve uzun-luklar›yla dünya s›ralamas›nda “en”leraras›ndad›r: F›rat, Dicle, Asi, Seyhan,Ceyhan… Bu isimlere yaln›zca ders ki-taplar›nda de¤il, türkülerde, fliirlerde,hikayelerde de s›kça rastlar›z. Tümbunlar da bizlerde kendi ülkemizle ilgiliönemli bir yan›lg›y› besler: Türkiye suzenginidir! Genelde oldu¤u gibi bu ya-n›lsama da, somut verileri de¤il, görün-tüyü önemsemekten kaynaklan›yor. Oy-sa veriler daha farkl› bir gerçe¤e iflaretediyor: Türkiye su fakiri olma yolundah›zla ilerliyor.

Devlet Su ‹flleri Genel Müdürlü¤ü (DS‹)verilerine göre, ülkemizde y›ll›k ya¤›fllar501 milyar metreküp su getiriyor. Busuyun 274 milyar metreküpü toprak vesu yüzeyleriyle bitkilerden olan buhar-laflmalar yoluyla atmosfere geri dönü-yor. 69 milyar metreküplük k›sm› yeral-t› suyunu besliyor. 158 milyar metre-küplük k›sm› ise ak›fla geçerek akarsu-

lar vas›tas›yla denizlere ve kapal› hav-zalardaki göllere boflal›yor. Yeralt› su-yunu besleyen 69 milyar metreküplüksuyun 28 milyar metreküpü p›narlar va-s›tas›yla yerüstü suyuna tekrar kat›l›yor.Ayr›ca komflu ülkelerden ülkemize orta-lama 7 milyar metreküp su geliyor.Böylece ülkemizin brüt yer üstü suyupotansiyeli 193 milyar metreküpe ulafl›-yor. Ülkemizin toplam yenilenebilir supotansiyeli brüt 234 milyar metreküp.Kullan›labilir yer üstü suyu potansiyeliise y›lda ortalama 98 milyar metreküp.Bu suyun 95 milyar metreküpü yurtiçin-deki akarsulardan, 3 milyar metreküpüise komflu ülkelerden geliyor. Yeralt›suyu ise 14 milyar metreküp civar›nda.Yani Türkiye’nin y›ll›k ortalama su mik-tar› 112 milyar metreküp.

Bütün bu rakamlara bakarak ne kadarçok suyumuz oldu¤u düflünülebilir. Amaasl›nda di¤er ülkelerle bir karfl›laflt›rmayap›l›rsa bu oranlar›n su fakiri ülkelerinsu varl›¤›n›n çok üstünde olmad›¤› ko-layca anlafl›l›r. Uluslararas› standartlaragöre, y›lda kifli bafl›na düflen kullan›labi-lir su miktar› 8 – 10 bin metreküptendaha fazla olan ülkeler su zenginiyken,kifli bafl›na bin metreküpten daha az sudüflen ülkeler su fakiri s›n›f›nda. Türki-

ye’de kifli bafl›na 1652 metreküp su dü-flüyor. Bu verilere göre flimdilik su fakiride¤iliz ama su zengini hiç de¤iliz.

Suyun yüzde 30’unu kullanıyoruz

Türkiye flu anda sahip oldu¤u su potan-siyelinin sadece yüzde 30’unu kullan›-yor. Yani, su potansiyelimiz 112 miyarmetreküp iken bunun ancak 40 milyarmetreküpünü kullanabiliyoruz. Türkiye,bütün potansiyeli kullanmaya yetecekbütçeyi henüz ay›ram›yor. Ayr›ca düzen-siz ak›mlara sahip nehirler nedeniyle

18

“Arazi toplulaflt›r›lmas› ve toprak reformunda istenilen düzeye geli-nememifl olmas› nedeniyle, toprak ve su kaynaklar›na yönelik uygu-lanan projeler zaman›nda bitirilemiyor ve ülkemiz sosyo-ekonomikaç›dan zarar görüyor. Bölge farkl›klar› göz önüne al›narak, uygunsulama yöntemlerinin kullan›lmas›, toprak erozyonunun korunmas›,taflk›nlar›n önlenmesi ve toprakta besin elementlerinin bulundu¤u

yerden uzaklaflmas› önlenmifl olacak. Suyun, toprak-bitki-çevre iliflkisi dikkate al›na-rak gerekli programlar çerçevesinde da¤›t›lmas› sa¤lanmal›. Sulamaya aç›lanalanlar›n tesviyesi yap›lmal›. Buharlaflma kay›plar›n› en aza indirmek için gece su-lanmas›na gereken önem verilmeli. Koordinasyondaki zorluklar göz önünde bulun-durularak ve alanla ilgili sorunlar› yerinde ve köklü çözümlere kavuflturmak içinToprak-Su Teflkilat›’n›n mutlaka tekrar kurulmas› gerekiyor. Bunlar›n yan›nda sukonseyi kurulmal› ve suyun etkili bir flekilde kullan›m› için su yasas› ç›kar›lmal›.”

Suda koordinasyona çözüm su yasas›

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar

TEMEL KARATAfi

dosya

Page 18: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

de, kullan›labilir su ile potansiyel sumiktar› aras›ndaki uçurum art›yor. Su,bölgelere eflit olarak da¤›lmad›¤› gibiya¤›fllar da son derece düzensiz. Bu ne-denle s›k s›k taflk›nlar yaflan›yor. Bunungibi co¤rafi koflullar suyun ekonomikolarak de¤erlendirilmesine engel oluyor.

Bunlar›n yan›nda, su konusunda ulusalbir devlet politikas›n›n olmay›fl›, su kul-lan›m› ve yönetimi hakk›nda bir kanu-nun henüz ç›kar›lamamas› bir an önceal›nmas› gereken önlemleri geciktiriyor.Su yönetiminde karfl› karfl›ya kal›nan enönemli s›k›nt›lardan biri de konuyla il-gili kurumlar aras› eflgüdüm eksikli¤i.Arazi kullan›m ve tar›msal üretim plan-lamas›n›n bulunmamas› nedeniyle top-rak ve su kaynaklar›, bilinçsiz bir flekil-de kullan›l›yor.

Kirliliğe dur denmeli

Suyu tehdit eden en önemli unsurlar-dan biri kirlilik. Su, kirlilikten en çoketkilenen do¤al kaynaklar›n bafl›nda ge-liyor. Sudaki kirlili¤in temel nedeni, en-düstriyel at›klar ve do¤al dengenin bo-zulmas›. Do¤al denge bozulmad›¤› sü-rece, do¤al çevrim kendi dengesini ko-ruma yetene¤ine sahip. Yani do¤al ola-rak kirlenen su, zamanla kendi kendini

temizliyor. Oysa kentleflme, sanayi, at›ksular›n ar›t›lmamas›, akarsu havzalar›n›nyanl›fl yönetimi gibi d›fl etkenler, kirlili-¤in geri dönüflü olmayan bir flekilde t›r-manmas›na neden oluyor. Kirlilikle sa-vaflmak için, her türlü teknolojik ve en-düstriyel uygulaman›n ve kullan›m yön-temlerinin çevre dostu ve do¤al denge-yi koruyucu olmas› gerekiyor.

Ayr›ca endüstriyel ve kentsel at›klar›nar›t›ld›ktan sonra do¤aya gönderilmesiflart. Ancak Türkiye’de art›ma tesisleriyeterince yayg›n de¤il. Türkiye ‹statistik

19

“Suyu iki büyük tehlike bekliyor. Birincisi su kaynaklar›n›n azalma-s› ve kaynaklar›n yeterince de¤erlendirilememesi. ‹kincisi ise su ko-nusunda yap›lmas› planlanan özellefltirmeler. Son 20 y›ll›k süreçtegeliflen ve suyu metalaflt›ran küresel politikalar yüzünden dünya nü-fusunun yaklafl›k yüzde 5’inin kulland›¤› suyun yönetimi ulus ötesiflirketlere geçti. Ülkemizin hidroelektrik potansiyelinin de¤erlendiril-

mesi her fleyden önce enerji a盤›n›n azalmas›n› ve mevcut durumda sulanama-yan tar›msal alanlar›n sulanmas›n› sa¤layacak. Ancak, hidroelektrik potansiyelimi-zin, nehirleri özellefltirmeye ve bunlar üzerinde hidroelektrik santralleri yapmayavaran yaklafl›m› meflrulaflt›rmas›na yol açmamas› gerekiyor. Ülkemizde akarsularözellefltiriliyor ve kâr amaçl› yat›r›mlar›n önü aç›l›yor. Suyu ticari bir meta olarakgören anlay›fl›n nehirlerimizi talan etmesinin önüne geçilmeli. Suyu daha ifllevselkullanma durumuna özellefltirme yoluyla geçmeye izin verilmemeli.”

Özellefltirme su kaynaklar›m›z› talan edecek

İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp

Page 19: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Kurumu verilerine göre, toplam nüfu-sun yüzde 68’ine kanalizasyon hizmetiveriliyor. Belediyelerin sadece yüzde8’inde ar›tma tesisi var. Toplam nüfu-sun sadece yüzde 36’s›n›n at›k sular›ar›t›l›yor. Organize sanayi bölgelerindeileri at›k sular›n›n yüzde 75’i ar›tmadangeçiriliyor. Ar›t›lmadan do¤aya verilenher at›k, gelecek nesillere kalacak sa¤-l›kl› suyun biraz daha azalmas›na ne-den oluyor.

Bunlar›n yan›nda tar›m da büyük birkirlilik kayna¤› olarak suyu tehdit edi-

yor. Ülkemizde tar›m sektöründe baz›bölgelerde afl›r› girdi kullan›m› su kay-naklar›n›n kirlenmesine neden oluyor.Ayr›ca sanayide kullan›lan ve ar›t›lma-yan suyun önemli k›sm› tar›msal sula-mada kullan›l›yor. Tar›mda kullan›lanbu at›k sular topra¤›n, dolay›s›yla dasuyun önemli ölçüde kirlenmesine yolaç›yor. Bu nedenle sanayi tesisleri at›k-lar›n›n su kaynaklar›na kar›flmas›n›n ön-lenmesi ve gerekli ar›tma tesislerininh›zla kurulmas› flart. Bunun yan›ndakonuyla ilgili yasal mevzuatlardaki uy-gulama eksiklikleri giderilerek denetle-

me faaliyetleri s›k›laflt›r›lmazsa kirlili¤inartarak devam etmesi kaç›n›lmaz.

DS‹, Türkiye’de suyla ilgili en büyükyetkiye sahip. Yüzey ve yeralt› sular›n›nnicel yönetiminden sorumlu olan DS‹,su kaynaklar›n›n izlenmesiyle de ilgileni-yor. Çevre ve Orman Bakanl›¤› ise sukaynaklar›n›n kirlilikten korunmas›yla il-gili izin ve denetlemelerden, Su Kirlili¤iKontrol Yönetmeli¤i, Çevresel Etki De-¤erlendirmesi (ÇED) Yönetmeli¤i ve Su-lak Alanlar›n Korunmas› Yönetmeli¤i’ninuygulanmas›ndan sorumlu.

Türkiye’de su kaynaklar›n›n yönetimi,planlanmas› ve izlenmesi ile ilgili çal›flankurumlar›n say›s›n›n fazla olmas›, uygu-lamada baz› sorunlar ortaya ç›kt›¤› ge-rekçesiyle elefltiriliyor. Çünkü bu durumsuyun nitelik ve nicelik yönetimindefarkl› uygulamalar›n ortaya ç›kmas›naneden oluyor. Ayr›ca sulama birlikleri,sulama kooperatifleri, yerel yönetimlerinfarkl› uygulamalar› nedeniyle, tar›msalsulamada da etkin bir koordinasyon ya-p›lam›yor. Bu nedenle, “Toprak-Su Tefl-kilat›”n›n ve bir su bakanl›¤›n›n kurul-mas› konusu s›k s›k gündeme geliyor.Böylece mevzuat›n düzelece¤i ve teknikçal›flmalar›n da bir düzene girebilece¤iumuluyor.

dosya

20

“Su s›k›nt›s› ve kurakl›k nedeniyle gündeme sürekli ar›tma teknolojile-ri getiriliyor. Baz›lar› deniz suyunun ar›t›larak kullan›lmas›n› bir alter-natif gibi sunuyor. Bunlar kesinlikle verimli yöntemler de¤il. Birincisiiflletme ve maliyet aç›s›ndan büyük güçlükler tafl›yorlar. ‹kincisi iseters ozmoz gibi yöntemlerde su ar›t›l›rken içindeki faydal› minerallerkayboluyor. Bu, özellikle çocuklar›n kemik geliflimini olumsuz yönde

etkiliyor. Bu ar›tma teknolojileri zaten oldukça verimsiz. Ortado¤u’da petrolü bololan ülkeler bile bu teknolojilerden k›s›tl› olarak faydalan›yor ve ar›t›lan suyu do¤ru-dan tüketmek yerine di¤er su kaynaklar› ile kar›flt›r›yorlar. Bu pahal› ar›tma yöntem-leri bir tarafa b›rak›larak, öncelikle sudaki kirlenmenin önüne geçilmeli ve kullan›r-ken tasarruf sa¤lanmal›. Türkiye’nin yeterli teknik eleman›, büyük proje yapm›fl de-neyimli ö¤retim üyeleri var. Bunlar›n gelifltirece¤i su yönetim sistemleri ile var olansular›m›z› israftan ve kirlilikten korursak suyumuz bize yetecektir.”

Deniz suyuna ihtiyac›m›z yok

İTÜ İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cumali Kınacı

Page 20: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Su Ar-Ge’si yetersiz

DS‹’ye göre, Türkiye’de kullan›lan 40milyar metreküp suyun yüzde 10’u sa-nayide, yüzde 15’i içme ve kullanmada,yüzde 75’i ise tar›msal sulamada kulla-n›l›yor. Yani suyla ilgili politikalarda ta-r›msal sulaman›n en baflta yer almas›gerekiyor. fiu anda tar›msal sulamadaal›nacak önlemlerle yüzde 30-40 ora-n›nda su tasarrufu yapmak mümkün.Bunun sa¤lanabilmesi için yap›lmas›gereken en önemli çal›flma sulama yat›-r›mlar›na h›z vermek. Tar›m alanlar›n›nsulanmas›nda aç›k kanallar›n yerini ka-pal› sistemlerin almas› zorunlu. Tar›mdasuyun ekonomik kullan›m› ve su kulla-n›m›nda rand›man›n art›r›lmas› için, tar-la içi hizmetleri gelifltirilerek arazi vebitkinin çeflidine göre damlama sulamaveya ya¤murlama sulama sistemlerinidevreye sokmak gerekiyor.

Günümüz yöntemleri ve teknolojilerisayesinde, ekonomik kazançtan ya dayaflam standartlar›ndan taviz vermeksi-zin de tasarruflar yap›labilir. Fakat buyeterli de¤il. Daha az maliyetli, dahaverimli ve çevre dostu teknolojilerin ge-lifltirilmesi gerekiyor. Yani su kaynakla-r›n›n sürdürülebilir kullan›m ve yöneti-

minde Ar-Ge faaliyetleri çok büyük roloynayacak. Ancak sanayi ve tar›m sek-töründe suyla ilgili Ar-Ge çal›flmalar›nayeterince ilgi gösterilmiyor. Sadece ilgilibirimler taraf›ndan yap›lan Ar-Ge çal›fl-malar› ise yetersiz kal›yor. Oysa su kul-lan›m› ve yönetiminde Ar-Ge, teknolojive inovasyon, hayati bir önem tafl›yor.

Dünyada 1,5 milyar insan sa¤l›kl› içmesuyu bulam›yor. Önümüzdeki 25 y›liçerisinde dünya nüfusunun üçte birimutlak susuzluk tehlikesiyle karfl› karfl›-ya kalacak. fiu anda her gün yaklafl›k

25 bin insan sa¤l›ks›z su kullan›m› ne-deniyle ölüyor. 50 y›l sonra su s›k›nt›s›çeken 26 ülkeye 40 ülke daha eklene-cek. Bu durumda dünya nüfusunun üç-te ikisi su problemiyle karfl›laflacak.Türkiye’nin bu 40 ülke aras›nda yer al-mamas› için kaynaklar›n› en hassas fle-kilde yönetmesi ve her türlü su sarfiya-t›n›n önüne geçmesi gerekiyor. Su kay-naklar›n›n korunmas›, kirlenmenin dur-durulmas›, ar›tma tesislerinin iflletmeyeal›nmas› gibi önlemler hayata geçmezsekorkunç bir kurakl›¤›n ve su k›tl›¤›n›npençesine düflmemiz kaç›n›lmaz. �

21

“Türkiye’nin bütçesi bütün su potansiyelini kurmaya yetmiyor.1980’den beri sanayiden sonra en çok para suya yat›r›ld›. Yine deyetmiyor. Ancak flu anda havza yönetimi üzerinde durulmas› son de-rece olumlu bir geliflme. Eskiden bir havzada sadece ne kadar su ol-du¤una bak›l›rd›. fiimdi oradaki tüm faktörler göz önüne al›n›yor. Butür bir havza yönetimi uyguland›¤› zaman birini yaparken di¤erini

y›kmak söz konusu olmaktan ç›kacak. Bu yönetim biçimine göre kurulmak flart›ylaTürkiye’nin flu anda su varl›¤›n› kontrol alt›na almak için 500 baraja daha ihtiyac›var. Baz›lar› barajlar›n do¤aya zarar verece¤ini, baz› ülkelerin art›k baraj yapma-d›¤›n› söylüyor. Art›k baraj kurmayan Kuzey Avrupa ülkeleri var ama onlar çok faz-la olan su kaynaklar›n›, zaten kontrol alt›na alm›fllar. Oysa Türkiye’ye baraj laz›m.Örne¤in ‹stanbul’da barajlar olmasayd› aylarca susuz kal›rd›k.”

500 baraja daha ihtiyac›m›z var

İTÜ İnşaat Fakültesi Hidrolik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu

� Kurakl›k korkusuyla geliflen su tasarrufu bilincinin sü-reklilik kazanmas› gerekiyor.

� Stratejik bir kaynak olan yeralt› sular›m›z›n kaçak kulla-n›m›na engel olunmal›.

� Endüstriyel ve evsel at›k sular›n›n geri kazan›larak ta-r›mda, sanayide yeniden kullan›lmas›n›n teflvik edilmesisa¤lanmal›.

� GAP gibi sulama projelerinin baflar›s›n› art›rmak ve kay-na¤› verimli olarak kullanmak için gerekli önlemleral›nmal›.

� Su kaynaklar›n›n korunmas› ve kullan›m›nda disiplinleraras› s›k› bir iflbirli¤i sa¤lanmal›.

� Türkiye, su konusunda bölgesinin özelliklerini ve kendiihtiyaçlar›n› da dikkate alacak çözüm önerileri haz›rla-yarak bunlar› uluslararas› kamuoyuna aç›klamal›.

� Aktif bir su politikas› izlenmeli, uluslararas› platformdave Birleflmifl Milletler çerçevesinde Türkiye lehine ulus-lararas› kamuoyu yarat›lmal›.

� Su kaynaklar›n› kirleten iflletmelere kanunlarda yaz›l›gerekli cezai müeyyideler uygulanmal›.

� Sanayi kaynakl› ar›t›lmayan suyun tar›msal sulama yo-luyla su kirlili¤ine yol açmas›n› engellemek için toprakiflleme ve girdi uygulama konular›nda e¤itim ve yay›mçal›flmalar›na a¤›rl›k verilmeli.

� Gerek sanayi gerek içme suyu kullan›m›nda su tasarru-fu sa¤lanmal› ve a盤a ç›kan suyun ar›t›lmadan do¤ayab›rak›lmamas› için, gerekli altyap› çal›flmalar›na a¤›rl›kverilmeli.

� fiehir ve sulama flebekelerindeki kay›plar›n azalt›lmas›-na yönelik tedbirlerin yan›nda taflk›ndan koruma, sulakalanlar› koruma ve a¤açland›rma gibi idari tedbirler deal›nmal›.

� Bireyler bu konuda bilinçli olmal› ve su tasarrufundaüzerlerine düflen vazifeleri yerine getirmeli. Gerek elek-trikli alet kullan›m›nda gerekse su kullan›m›nda tasar-ruflu alet ve teçhizatlar tercih edilmeli.

Öneriler

Page 21: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

özel haber

S u kaynaklar›n›n gelifltirilip korun-mas› ve sürdürülebilir su teminiiçin ak›lc› bir su yönetimi büyük

önem tafl›yor. Su yönetiminin önemi an-lafl›ld›kça, Co¤rafi Bilgi Sistemi (CBS)denen teknolojinin de y›ld›z› parlamayabafllad›. CBS, konumsal tabanl› grafik vegrafik-olmayan veri ve bilgilerin toplan-mas›, yönetimi, ifllenmesi, analiz edilme-si ve sunulmas› ifllevlerini bütünleflikolarak olanakl› k›lan bilgi sistemlerinedeniyor. Yer ve do¤a bilimleri baflta ol-mak üzere, pek çok disiplinde kullan›l-d›¤› için, CBS’ye farkl› tan›mlar da getiri-liyor. Baz› disiplinler CBS’yi konumsal

bilgi sistemlerinin tümünü içeren veco¤rafi bilgiyi irdeleyen bir bilimsel kav-ram, baz›lar› da konumsal bilgileri say›-sal yap›ya dönüfltüren bilgisayar tabanl›bir araç olarak tan›ml›yor. Organizasyo-na yard›mc› olan bir veri taban› yönetimsistemi tan›m› da yanl›fl de¤il.

20. yüzy›l›n son çeyre¤inde bafllayan bi-limsel ve teknolojik geliflmeler, özellikletelekomünikasyon, uzay, havac›l›k, bilgi-sayar ve bilgi teknolojileri konular›ndayap›lan bulufllar büyük de¤ifliklikler ya-

ratt›. Özellikle, bilgisayar ve bilgi tekno-lojilerinin geliflmesi ve kullan›m›n›n art-mas›na paralel olarak analog ortamdahaz›rlanan ve arflivlenen co¤rafi verilersay›sal ortama aktar›lmaya bafllad›. Böy-lece CBS gibi bilgi sistemleri ortaya ç›kt›.Bir CBS sistemi, yaz›l›m, donan›m ve ve-riden olufluyor. CBS'lerin kurulmas› veiflletilmesi için en temel unsur veriler.

Jeo-enformasyon sistemleri ve iliflkiliteknolojiler konusunda hizmet verenJeodijital firmas›n›n genel müdürü Ha-yati Koyuncu, do¤al kaynaklar›n ve ma-den yataklar›n›n araflt›r›lmas›, iflletilmesiiçin, CBS’den büyük oranda faydalan›l-d›¤›n› söylüyor. Koyuncu’nun anlatt›kla-r›na göre CBS, bir çal›flmadaki zamanal›c› ve maliyetli veri toplama aflamas›-na son vermiyor ancak konumsal veri-lerin ve mekansal de¤iflikliklerin dahaetkin ve h›zl› bir biçimde de¤erlendiril-mesine yard›mc› oluyor. Çünkü CBS,büyük veri setleriyle çal›flabilme yete-ne¤ine sahip ve çeflitli de¤iflkenleri ka-rar destek amaçl› olarak birlefltiriyor vesorguluyor.

HANDE AKKAfi

suya yön verecek teknoloji:co¤rafi bilgi sistemiCo¤rafi Bilgi Sistemi (CBS) su yönetiminde büyük rol oynayan son derece ileri bir teknoloji.Pek çok kamu kurumunun faydaland›¤› CBS, uydu görüntülerinden yararlanarak, yüzeysular› hakk›ndaki pek çok bilgiyi yüzde 100’e varan do¤ruluk oranlar›yla yorumluyor.Yeralt› sular› hakk›nda da çok genifl ve faydal› bilgiler veriyor.

22

Jeodijital Genel Müdürü Hayati Koyuncu

Page 22: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

23

Verilere standart getiriyor

CBS, disiplinler ve kurumlar aras› eflgü-dümde, bilgi paylafl›m›nda etkin rol oy-nayan önemli bir biliflim sistemi. Sistem,co¤rafi veri üreten kurumlar›n veri üretimve sunum süreçlerini belirli standartlaraadapte ederek yürütmeye zorluyor. Ko-yuncu “Sistemin en zor taraf›n› verilerindönüflümü, üretimi, standardizasyonu vedepolanmas› oluflturuyor” diyor. Bu ne-denle CBS’nin kurulumu sürecinde, önce-likli olarak sistem analizi ve planlama ça-l›flmalar›n›n yap›lmas› önemli. Koyun-cu’ya göre sistem analizi çal›flmalar›ylaeflzamanl› olarak kullan›c›lar›n istihdam›ve e¤itimi gerçeklefltirilmeli, daha sonrada donan›m ve yaz›l›m temini çal›flmalar›kademeli bir flekilde yürütülmeli.

Türkiye’de, daha etkin ve dinamik bir suyönetiminin oluflturulmas› için bu türteknolojilerin daha yo¤un olarak kullan›l-mas› gerekiyor. Kamu yönetiminin yeni-den yap›land›r›lmas› amac› tafl›yan birçokproje için de¤iflik kamu kurum ve kuru-lufllar› bu teknolojiden faydalan›yor.Özellikle Harita Genel Komutanl›¤›, Ta-pu Kadastro Genel Müdürlü¤ü, MadenTetkik Arama Genel Müdürlü¤ü, OrmanGenel Müdürlü¤ü, Devlet Su ‹flleri GenelMüdürlü¤ü, Devlet Meteoroloji ‹flleri Ge-nel Müdürlü¤ü, büyükflehir belediyelerive di¤er belediyeler bu teknoloji sayesin-de önemli bilgileri kolayl›kla yönetiyor.

Bütün sular takip ediliyor

1990’l› y›llar›n bafl›nda “Türkiye UlusalCo¤rafi Bilgi Sistemi” oluflturulmas›yla

ilgili fikirler gündeme gelmiflti. HaritaGenel Komutanl›¤› ve Baflbakanl›k Dev-let Planlama Teflkilat› koordinasyonu al-t›nda, di¤er ilgili kurumlar›n da kat›l›m›sa¤lanarak de¤iflik çal›flmalar yürütüldü.Fakat günün teknolojik koflullar›na uy-gun bir yasal düzenleme henüz yok.Koyuncu’ya göre, e¤er bu çal›flma biran önce tamamlan›rsa co¤rafi veri üre-tim ve paylafl›m ulusal standartlar›n›nbelirlenmesi yasal bir zemine ba¤lanm›flolacak. Ayr›ca kurum içi ve kurumlararas› veri üretimi ve paylafl›m›nda eflgü-düm ve standardizasyonu da mümkünk›lacak.

CBS, su kaynaklar›n›n gelifltirilip korun-mas› ve sürdürülebilir su temini içinak›lc› bir su yönetimi çal›flmalar›n›nplanl› bir flekilde yap›lmas› ve izlenme-sinde büyük rol oynuyor.

Su kaynaklar›n›n yönetimi için gereklihidrolojik bilgiler atmosferik, yüzey veyeralt› sular›ndan elde ediliyor. Bu bilgi-ler çeflitli amaçlara yönelik su kaynaklar›

projelerinin planlama, tasar›m ve uygula-malar›nda kullan›l›yor. Atmosferik su bil-gileri daha çok meteorolojik amaçl› uy-dulardan elde ediliyor. Bu uydular at-mosferdeki bulut örtüsünü tan›mlama,bulut türü ve devaml›l›¤›, rüzgar h›z›,hava ›s›s›, günefl radyasyonu, buharlafl-ma ve nem de¤iflimine iliflkin bilgilerintüretilmesinde etkin flekilde kullan›l›yor.Yüzey suyu bilgileri ise uydu görüntülerikullan›larak yüzde 100’e varan do¤ruluk-ta tan›mlanabiliyor.

Uydulardaki alg›lay›c›lar, yeralt› suyunudo¤rudan tespit edemiyor. Ancak yeralt›suyu araflt›rmalar›nda kullan›labilecekyeryüzünün güncel bilgilerini içeren gö-rüntülerini de veriyor. Jeologlar, hidroje-ologlar (yeralt› suyu uzmanlar›) ve di¤erdo¤a bilimciler çok genifl bölgeleri veküçük yerel alanlar› ayn› anda uydu gö-rüntüleriyle inceleyebiliyorlar. Yeralt›n›nhidrolojik durumu, bitki örtüsü, akarsu-lar, toprak ve toprak nemi anomalilerigibi özelliklerden yararlanarak yorumla-nabiliyor.

Bunlar›n yan›nda suyla iliflkili veri taban-lar›n›n oluflturulmas› ile su havzas› ve althavza drenaj alanlar›n›n belirlenmesi,arazi kullan›m› ve kamulaflt›rma etütleri,sulama sahalar›n›n ve su ihtiyac›n›n be-lirlenmesi gibi konularda da CBS’denfaydalan›l›yor. CBS, kanal güzergahlar›-n›n tespiti, taflk›n alanlar›n›n belirlenme-si, yeralt› suyu kullan›m›n›n planlanmas›ve projelendirilmesi, harital› istatistikbültenlerinin haz›rlanmas› gibi uygula-malarla suyun kontrolünde çok önemlibir rol oynuyor. �

“Etkin su yönetimi, meteorolojik ve hidrolojik verilerin güvenilirli¤i ile sa¤lanabilir.Söz konusu veriler; ya¤›fl miktar›, akarsular›n tafl›d›¤› su hacmi ve de¤iflkenli¤i,akarsu havzas›ndaki topo¤rafik yap›, jeolojik ve hidrojeolojik özellikleri, toprak vebitki örtüsü özellikleri, sulanacak alanlar›n boyutu, suyun tar›msal kullan›m oran›fleklinde s›ralanabilir. Di¤er taraftan selden etkilenebilecek alan geniflli¤i ve bu ko-nuda erken uyar› olana¤›na sahip olabilme, eldeki mevcut verilerin do¤rulu¤u ilemümkün. Ayr›ca toprak neminin zaman›nda ve hassas bir flekilde belirlenmesi, ürünrekolte tahmini ve tar›msal planlama için oldukça önemli. Bu ve benzer su ile ilgilidinamik bilgilerin elde edilmesi ve yorumlanmas› Co¤rafi Bilgi Sistemi (CBS) ilemümkün oluyor. Dolay›s›yla, su ile ilgili kurum ve kurulufllar›n CBS tabanl› su kay-naklar› yönetiflim uygulamalar›na h›z vermeleri çok önemli.”

CBS ile etkin su yönetimi

Page 23: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Y eryüzünde en genifl alan› kapsamas›ndan ötürüdünyam›z›n “Mavi Küre” olarak nitelendirilme-sini sa¤layan su kaynaklar›n›n potansiyeli, bir

dizi etkenden dolay› gün geçtikçe azal›yor, suyunmaliyeti art›yor, kifli bafl›na düflen su miktar›nda isegözle görülür bir azalma e¤ilimi kaydediliyor. Bi-linçsiz tar›m, çarp›k sanayileflme, düzensiz yerlefl-me, iklim de¤iflikli¤i, altyap› yetersizli¤i ve bunungibi birçok parametrenin rol ald›¤› bu süreç, yerkü-renin hemen hemen tüm noktalar›n› etkiliyor.

Su sorununa Avrupa penceresinden bak›ld›¤›nda,Kuzey Avrupa’da ya¤›fl oran› artarken, Güney Avru-pa’n›n kurakl›k tehlikesiyle karfl› karfl›ya kald›¤› gö-rülüyor. 1998’den beri Avrupa’da 100’den fazla bü-yük çapl› su bask›n› oldu ve çok büyük tahribatlaraneden oldu. Su bask›nlar›n›n fliddeti ve s›kl›¤›n›nönümüzdeki dönemlerde artmas› da bekleniyor. Bunoktada hat›rlatmak isterim ki, Avrupa Birli¤i Daya-n›flma Fonu (EU Solidarity Fund) 2002 y›l›nda Avus-turya, Almanya ve Çek Cumhuriyeti’nde yaflanan subask›nlar› karfl›s›nda zarar gören bu halklara yar-d›mc› olmak amac›yla kurulmufltu ve ne yaz›k ki bu

fona giderek daha fazla baflvurma ihtiyac› do¤uyor.Bir süredir Avrupa çap›nda yap›lan kamuoyu arafl-t›rmalar›nda (Eurobarometer) çevre sorunlar› denil-di¤inde ilk s›ray› sürekli su kirlili¤ine iliflkin endifle-ler al›yor. Avrupa nüfusunun yaklafl›k üçte biri, k›y›-ya 50 km uzakl›kta yafl›yor ve bu sebepten ötürü, suseviyelerinin yükselmesi bu insanlar için ciddi birtehlike arz ediyor. Bunun yan›nda, Akdeniz k›y›lar›n-daki nehir havzalar›nda su k›tl›¤› giderek art›yor.1990’dan beri, su k›tl›¤›ndan zarar gören toplulukla-r›n ve arazilerin say›s› neredeyse her sene iki kat›naç›k›yor. Bu süreçte iklim de¤ifliminin y›k›c› etkileriise tart›fl›lmaz bir düzeye gelmifl durumda.

Su ne s›n›r tan›yor, ne de tek boyutlu yaklafl›mlarahapsoluyor. Nehir havzalar›n›n birden çok ülkeyikapsamas› ve buna koflut olarak birçok ülkeyi etki-ler mahiyette sorunlara neden olmas›, su politikas›-n› küresel ba¤lamda alg›lamay› zorunlu k›l›yor; çokboyutlu bir bak›fl aç›s›yla bütünlükçü bir strateji ge-lifltirmeyi gerektiriyor. AB, Su Politikas›’ndaki çal›fl-malar›na 2000 y›l›ndan itibaren yeni bir ivme kazan-d›rd›. 2008’e geldi¤imizde ise, bu alandaki kararl›l›¤›

mavi küreyi korurkenAB su politikas›na entegre bir çerçeveden bak›fl

Avrupa nüfusunun yaklafl›k üçte biri, k›y›ya 50 km uzakl›kta yafl›yor ve su seviyelerinin yükselmesi bu insanlar için ciddi bir tehlike arz ediyor. Bunun yan›nda, Akdeniz k›y›lar›ndaki nehir havzalar›nda suk›tl›¤› giderek art›yor. 1990’dan beri, su k›tl›¤›ndan zarar gören topluluklar›n ve arazilerin say›s› neredeyse her sene iki kat›na ç›k›yor.Bu süreçte iklim de¤ifliminin y›k›c› etkileri ise tart›fl›lmaz bir düzeyegelmifl durumda.

Tulû GÜMÜfiTEK‹N

24

perspektif

Page 24: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

o denli güçlendirdi ki, Zaragoza’da düzenlenecek“Su ve Sürdürülebilir Kalk›nma” konulu Uluslarara-s› Expo Fuar›’na “Yeni su kültürünün AB taraf›ndandünya çap›nda nas›l tan›t›ld›¤›” temas› ile kat›l›yor.AB’nin bu çerçevede savundu¤u yaklafl›m ise flu fle-kilde özetlenebilir: “Su kaynaklar›n›n gerek bölge-sel, gerekse dünya düzeyinde paylafl›m›, olas› birseçenek de¤il, gerçekler taraf›ndan gerekli k›l›nanbir yükümlülüktür. ‹nsano¤luna düflen görev ise,teknolojiyi ve bilgi birikimini gelifltirmek suretiyle,bütüncül ve sürdürülebilir bir su yönetimine erifl-mek için bir yol bulmaktad›r. Avrupa Birli¤i, elindekitüm olanak ve kaynaklar› kullanarak bu hedefi tut-turmaya çal›flacakt›r.”

Su çerçeve yönergesi

Zaragoza’da bir husus hemen dikkatimi çekti: Halihaz›rda Avrupa Birli¤i düzeyinde su k›tl›¤›ndanetkilenen en az 14 Üye Devlet ve yaklafl›k 100 milyonkifli bulunuyor ve bunun bafll›ca sebepleri aras›ndaiklim de¤iflimi oldu¤u kadar, ilgili tüm sektörlerinsuyu etkin kullanamamas› var. AB, iklim de¤iflimi-nin su kaynaklar› üzerindeki etkisini azaltmak için2007 y›l›ndan itibaren giriflimlerini art›rd›; Temmuz2007’de su k›tl›¤› konusunda bir Tebli¤, Kas›m2007’de su bask›nlar› riskinin yönetimi konulu birYönerge benimsedi; Haziran ay›nda yay›mlad›¤› ‹klim De¤iflimine Uyum konulu Yeflil Kitap’ta da bu hususa özel bir önem atfetti. Örne¤in, su k›tl›¤›konulu Tebli¤’de, bir “su hiyerarflisi” kurulmas›ndanbahsediliyor. Bir di¤er deyiflle, su tasarrufunu, suyun daha etkin kullan›m›n› ve talep yönetimindemaliyet-etkin tedbirlerin al›nmas›n› mümkün k›lan bir durum oldu¤unda, herhangi bir alternatifplan oluflturmadan önce bu tedbirler hayata geçirilebiliyor.

Yasal düzenlemelerdeki bu olumlu art›fl›n sonucun-da, önleme tedbirlerinin al›narak su bask›nlar› ola-s›l›klar›n›n ve bunlar›n etkilerinin asgariye indiril-mesi amaçlan›yor. Öte yandan, su bask›nlar›n›n yö-netimi, bir boyutuyla nehir havzas› yönetimini de il-gilendirdi¤i için, bu noktada yap›sal olmayan tedbir-lerin de (örne¤in, sel esnas›nda suyun tutulmas›için do¤al taflk›n ovalar› kurulmas› gibi) al›nmas›gerekiyor. Ancak, iklim de¤iflikli¤i ile insan faaliyet-lerinin birleflmesi sonucu, su kaynaklar› üzerinde

çok farkl› boyutlarda etkiler oluflmas› da öncelikliolarak göz önünde bulundurulmas› gereken konula-r›n bafl›nda geliyor.

Avrupa Birli¤i’nin Su Politikas›’n› inceleyecek olur-sak, söz konusu politikan›n, birbirini izleyen 3 dalgafleklinde geliflti¤ini görüyoruz: Birinci dalgada, be-lirli sular için (örne¤in, içme suyu) kalite standart-lar› öngörülmüfl; ikinci dalgada, kirlili¤e kayna¤›ndamüdahale hususuna odaklan›larak, kentsel at›k,nitrat gibi alanlarda düzenlemelere gidilmifl; üçün-cü dalgada ise, bu iki dalgay› konsolide etmek sure-tiyle Su Politikas›’nda kapsaml› bir yeniden yap›lan-d›rma sürecine gidilerek 2000 y›l›n›n Ekim ay›ndaSu Çerçeve Yönergesi benimsenmifltir.

Su Çerçeve Yönergesi’nin öncelikli 6 hedefi var: • Nehir havzalar›n›n entegre yönetimi• Yüzey sular› ve yeralt› sular›n›n bütüncül olarakkorunmas›• 2015 y›l›na kadar sular›n “iyi kalite”ye eriflmesininsa¤lanmas›• Su kalite standartlar›n›n ve emisyon kontrolününbirlikte de¤erlendirilip, öncelikli zararl› maddelerinortadan kald›r›lmas›• Suyun rasyonel kullan›m›n› sa¤layacak flekildedo¤ru fiyatland›r›lmas› • Su yönetiminin bütün paydafllar› içerecek flekildeyap›land›r›lmas›

Görülüyor ki, Su Çerçeve Yönergesi’nin temel ald›¤›kilit ö¤eler, AB çap›nda bütün su kaynaklar›n›n en-tegre bir bak›fl aç›s›yla korunmas›, hedef tarih olan2015 y›l›na kadar “iyi bir kalite”ye ulafl›lmas›, su yö-netiminin nehir havzas› temelinde yap›land›r›lmas›,suyun etkin kullan›m› için do¤ru fiyatland›r›lmas› vehavza yönetim planlar›nda yerel yönetiflimi sa¤laya-cak flekilde bütün paydafllar›n (belediyeler, sivil top-lum kurulufllar›, çiftçiler, vs.) katk›s›n›n sa¤lan›lma-s›d›r. K›saca, amaçlanan “su kaynaklar›n›n sürdürü-lebilir, kat›l›mc› ve etkin yönetimi”dir. Su ÇerçeveYönergesi’nin uygulama sürecine de, belirli bir me-todolojinin takip edilmesi ve fleffafl›¤› aç›s›ndan dik-kat çekilmesinde fayda görüyorum:

• 2013 y›l›n›n Aral›k ay›na kadar Yönerge hükümleriulusal mevzuata yans›t›lacak ve havza s›n›rlar› be-lirlenecek

25

Page 25: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

• 2004 y›l›n›n Aral›k ay›na kadar çevresel ve ekono-mik analizler gerçekleflecek• 2006 y›l›n›n Aral›k ay›na kadar uygulamaya yönelik‹zleme Programlar› oluflturulacak ve halk›n sürecekat›l›m› bafllat›lacak • 2008 y›l›n›n Aral›k ay›na kadar Taslak Havza Yöne-tim Planlar› oluflturulacak, bu planlar 2009 y›l›n›nAral›k ay›nda nihai olarak sonuçland›r›lacak • 2015 y›l› ve sonras›nda ise, uygulama, de¤erlen-dirme ve düzeltme süreci iflleyecek

Bu denli sistematik ve rasyonel bir metodoloji eflli-¤inde düzenlenen Su Politikas›’n›n uygulamaya ak-tar›lmas›nda da ayn› derecede titizlik ve kararl›l›kgerekiyor kuflkusuz. Her ne kadar bir “Yönerge”(Directive) olmas› itibariyle uygulamas› münferit

Üye Devletlerin yetki alan›na girse de (özellikle dekentsel at›k suyun ifllenmesi ve entegre kirlili¤inkontrolü gibi düzenlemelerde), Yönerge kapsam›n-daki baz› hususlarda ortak bir yaklafl›m›n benim-senmesi sonucunda deneyimlerin paylafl›lmas›, bilgive kaynak aktar›m›n›n sa¤lanmas› ve mümkün mer-tebe Yönerge’nin yeknesak ve tutarl› uygulanmas›amaçlan›yor. Keza, 2001 y›l›n›n May›s ay›nda olufltu-rulan “Ortak Uygulama Stratejisi” (Common Imple-mentation Strategy) eflli¤inde, Üye Devletler, Nor-veç ve Avrupa Komisyonu aras›nda bir dizi çal›flmagrubu oluflturuldu ve Su Çerçeve Yönergesi’nin tek-nik boyutlar›n›n uygulanmas› için pilot olarak seçi-len nehir havzalar›nda gerekli yönlendirmede bulu-nulmas› hedeflendi.

Yönergeler ve havza projeleri

Yönerge’yi 22 Aral›k 2000 tarihinde yürürlü¤e koyup,2003 y›l›nda iç mevzuat›na aktarm›fl olan ‹ngiltereörne¤ine bakarsak, fiubat 2008’de Nehir Havza Yö-netim Plan› oluflturulmufl, bu süreçte ilgili taraflar-la istiflareler yürütülmüfl, 2008 y›l›n›n May›s ay›ndada yeni Yeralt› Sular› Yönergesi’nin ulusal mevzuataaktar›m› için istiflare bafllat›lm›flt›r. Bu noktada be-lirtmekte yarar var ki; Su Çerçeve Yönergesi’nin birdi¤er önemli boyutu, Seveso Yönergesi, Nitrat Yö-nergesi, Yeralt› Sular› Yönergesi, IPPC Yönergesi gi-bi su ile ilgili birçok ilgili düzenlemenin tamam› içintek bir yönetim çerçevesi öngörmesidir.

Yönerge hükümlerinin uyguland›¤› ve “baflar› öykü-sü” olarak an›lan pilot projelerin bafl›nda, Volga’dansonra Avrupa’n›n ikinci uzun nehri olan Tuna NehirHavzas› geliyor. Almanya’da bafllay›p, Avustur-ya’dan, Slovakya’dan, Macaristan’dan geçen, en so-nunda da Romanya’ya geçip, Ukrayna ile s›n›r›n birbölümünü oluflturan, en sonunda da Karadeniz’edökülen bu nehir, Avrupa k›tas›nda sulak alan aç›-s›ndan en de¤erli ekosistemleri ve biyolojik çeflitlili-¤i bünyesinde bar›nd›ran bölge olarak de¤erlendiri-liyor. Ancak, su kirlili¤i ve yukar› ak›mdaki de¤iflik-liklerden dolay› ekosistemlerde yo¤un bir tahribatyaflanm›fl; deltada ekolojik de¤ifliklikler bafl göster-miflti. Bu çerçevede, bu bölgede gerçeklefltirilenNehir Havzas› Yönetim Süreci arac›l›¤›yla, havzayataraf olan 13 ülke aras›nda iflbirli¤i sa¤lanm›fl vehavzan›n bütününde gözle görülür bir iyileflme sa¤-lanm›flt›r. ‹lginç olan, bu ülkelerin baz›lar› (örne¤in;Ukrayna) AB Üyesi bile de¤ildi.

Öte yandan, Avrupa Birli¤i halihaz›rda Su Politika-s›’nda yeni bir ilave düzenleme sinyallerini de veri-yor. Su alan›nda çevresel kalite normlar› oluflturul-mas›n› hedefleyen bir Yönerge konusunda AvrupaKonseyi ile mutabakata varan Avrupa Parlamento-su, nehirlerin, göllerin ve k›y› sular›n›n kimyasalmadde kirlili¤ine karfl› korunmas›n› sa¤lamay› ön-görüyor. Söz konusu Yönerge, Su Çerçeve Yönerge-si’nin yasal aç›dan çok önemli olmas›na ra¤men ek-sik kalan halkas›n›n tamamlanmas› anlam›na geli-yor bir anlamda… Keza, Su Çerçeve Yönergesi’ninbafll›ca ilkelerini an›msarsak, 2015 y›l›na dek Toplu-

perspektif

26

Su ne s›n›r tan›yor, ne de tek boyutluyaklafl›mlara hapsoluyor. Nehir havzalar›n›nbirden çok ülkeyi kapsamas› ve buna koflutolarak birçok ülkeyi etkiler mahiyette sorunlara neden olmas›, su politikas›n› küresel ba¤lamda alg›lamay› zorunlu k›l›yor;çok boyutlu bir bak›fl aç›s›yla bütünlükçü birstrateji gelifltirmeyi gerektiriyor.

Page 26: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

luk düzeyindeki tüm su kaynaklar›n›n “iyi bir kalite-ye eriflmesi” ve su kaynaklar›ndaki kimyasal kirlili-¤in önlenip azalt›lmas› için yeni bir rejim oluflturul-mas› öngörülmekteydi. Söz konusu Yönerge Teklifi-nin yasalaflmas› ile birlikte, su kirlili¤ine neden olanöncelikli 33 kimyevi maddenin bir listesi oluflturula-rak, yüzey sular›na yönelik uyumlaflt›r›lm›fl kalitenormlar› ortaya konacakt›r. Böylelikle, “iyi kalite”kavram›n›n say›sal de¤erler ve bilimsel temel üze-rinde de¤erlendirilmesi sa¤lanm›fl olacakt›r.

Su Çerçeve Yönergesi’nde eksik olarak nitelendiri-lebilecek tek bir unsur var ki bu da tematik bir kon-ferans esnas›nda Avrupa Komisyonu’nun BölgeselPolitika’dan sorumlu Komiseri Danuta Hübner tara-f›ndan dile getirilmiflti: Ekonomik araçlar, su yöne-tim sürecine çok h›zl› bir flekilde entegre edilemi-yor. Birçok Üye Devlette rastlanan bir gerçek var:Tar›m faaliyetleri için kullan›lan suyun maliyeti tamolarak geri kazan›lam›yor ve bu maliyetlerin aflama-l› bir flekilde geri kazan›m›n› temin edecek bir sis-tem henüz Avrupa düzeyinde oluflturulamad›.

Su Çerçeve Yönergesi’nin aday ülkeler aç›s›ndan daönemli yans›malar› mevcut. En geç tam üyelik tari-hine veya 2015 y›l›na kadar (hangisi daha önce ger-çekleflirse) bu Yönergenin ulusal mevzuata tam ola-rak aktar›m› gerekiyor. Bir di¤er deyiflle, söz konu-su tarihe kadar havza s›n›rlar› belirlenecek, yetkilikurumlar tayin edilecek, çevresel ve ekonomik ana-lizler yap›lacak, izleme programlar› haz›rlanacak,havza yönetim planlar› oluflturulacak, halk bilgilen-dirilecek ve kat›l›m› sa¤lanacak… Tüm bunlara ila-veten, en geç tam üyelik tarihine kadar, etkili biryürütme sistemi de kurulacak. Görüldü¤ü gibi, ol-dukça zahmetli, ama bir o kadar da gerekli ve önce-likli bir çal›flma alan› söz konusu.

Avrupa Birli¤i’nin Su Mevzuat› çerçevesinde Türki-ye’nin uyumu konusundaki zorluklara bakacak olur-sak; öncelikli olarak “kurumsal yap›lanma”, “yasaluyumlaflt›rma” ve “idari kapasitenin güçlendirilme-si” olmak üzere 3 hususta azami titizlik gerekiyor.Uygulama esnas›nda ise, ilgili taraflar›n yat›r›m ge-reksinimleri dikkate al›nmal› ve bu konuda önü-müzdeki dönemde gerçeklefltirilecek müzakerelerebu husus yans›t›lmal› ve tam uyum sürecinin bafla-

r›l› bir flekilde gerçekleflmesi için baz› konulardamüzakere edilmifl imtiyazlardan yararlan›lmal›, bu-nun için de etkili bir uygulama mekanizmas› vestratejisi teflvik edilmeli. Ayr›ca, sektörel stratejilerde ivedilikle haz›rlanmal›.

En son olarak sizlere, oldukça yarat›c› ve vizyon sa-hibi biri olarak gördü¤üm Japon araflt›rmac› Masa-ru Emoto taraf›ndan kaleme al›nan “Suyun Verdi¤iMesajlar” isimli önemli bir kitab› tavsiye etmek is-terim. “Suyu anlamak, kozmosu anlamak, do¤an›nözünü ve yaflam›n kendisini görmek demektir” gibiderin bir ifade kullanan Emoto, bahsetti¤im kitab›n-da su kristalleri ile ilgili foto¤raflar eflli¤inde, asl›n-da suyu ne kadar az tan›d›¤›m›z› fark etmemizi sa¤-l›yor. Adeta bir “su keflfi”ne ç›kar›yor okuyucusunu…

Suyun cans›z bir madde de¤il, tam tersine duygular›alg›layan kristallerden olufltu¤unu savunan yazar,suyun d›fl çevresinden pozitif ve negatif verileri ala-rak (müzik, söz, kirlilik gibi), ona göre tepki verdi¤i-ni belirtiyor. Örne¤in, temiz da¤ suyu berrak ve düz-gün kristal yap›lar› içermesine karfl›n, çevre kirlili-¤inin yo¤un oldu¤u bölgelerden al›nan su örnekleriise koyu renkli ve asimetrik motifler oluflturuyor.Yani, verilen mesaja göre su molekülleri de bir an-lamda “do¤an›n bilinçalt›n›” paylafl›yor. Bu bilinçal-t›n› tutarl› ve etkin bir flekilde yöneterek, k›tan›n ön-celikli bir sorununa çözüm aray›fl›na giren AvrupaBirli¤i’nin tutumu ise, Toplulu¤un bilinçlilik düzeyi-ne iflaret ediyor. �

Avrupa Birli¤i halihaz›rda Su Politikas›’ndayeni bir ilave düzenleme sinyallerini de veriyor. Su alan›nda çevresel kalite normlar›oluflturulmas›n› hedefleyen bir Yönergekonusunda Avrupa Konseyi ile mutabakatavaran Avrupa Parlamentosu, nehirlerin, göllerin ve k›y› sular›n›n kimyasal maddekirlili¤ine karfl› korunmas›n› sa¤lamay›öngörüyor.

27

Page 27: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

portre

G aleri Ifl›k Teflvikiye Sanat Galerisiilk sergisinde ilginç bir sanatç›n›neserlerini a¤›rl›yor. 31 A¤ustos

2008’e kadar görülebilecek sergi, Prof. Dr.Balkan Naci ‹slimyeli’nin “ölüm ve insanbedeni” konular›n› iflleyen, izleyicisinihem rahats›z eden hem de etkileyen re-sim ve kolaj çal›flmalar›ndan olufluyor.Ressam›n, yaflad›¤›m›z dünya ve Türki-ye’ye iliflkin düflünceleri de en az eserlerikadar keskin. ‹slimyeli’ne göre, dünya ru-hunu kaybederken, Türkiye de flizofrenikbir kiflilik bölünmesi yafl›yor. Bu hal, sa-nat alg›s›n› neredeyse altüst ediyor.

Geçmifliniz sanat›n›z› flekillendiri-yor mu? Her sanatç›n›n geçmifli bir insan hika-

yesidir ve bu anlam›yla do¤rudan sa-nat›n malzemesidir. Yaln›z bu öykülereiyi bir anlat›c›, iyi bir dinleyici ve iyibir yorumcu gerekir. O zaman bu in-san öyküleri insanl›¤›n hikayesi olur.Ben flansl› bir çocuktum. Yetenekleri-mi bast›rmayan, tersine onlar› a盤a ç›-karan, özendiren bir ailenin içine do¤-mufltum. D›fl dünyan›n bu aç›c› aile gi-bi olmad›¤›n›, çok daha yasakç›, tutu-cu oldu¤unu fark etti¤imde ilk derinhayal k›r›kl›¤›m› yaflad›m. Ama anlata-bilme cesareti ve yetene¤inin insanlar›etkileyen gücünü gördü¤üm zaman bus›n›rlar› aflabilece¤imi fark ettim. Sanatriskli, tehlikeli ama ayn› zamanda e¤-lendirici, yenileyici ve coflkulu biroyundu. Toplumla ve hatta kendinizlebile savaflmay› gerektiren bir oyun.Halen bu oyunun içindeyim, kendimi

ve toplumu zorluyorum. Bunca y›liçinde sevgilerim, nefretlerim, korkula-r›m, tutkular›m ama en çok düfllerimbiçimlendirdi sanat›m›.

Kendi sanat›n›z› ve tarz›n›z› nas›ltan›ml›yorsunuz?Benim üslubum, bilimle sanat›n bir ka-r›fl›m› oldu. Ayn› bir bilim adam› gibigözleyen, inceleyen, araflt›ran bir gö-züm vard›. Düflünsel, yaz›nsal ve nes-nel arflivim en önemli birikimim. Ya-zan, çizen, toplayan, iliflkilendiren veyap›land›ran ben oldu¤uma göre üslupda benim. Her imge, hem amaç hemaraçt›r. Bu nedenle tarz ve üsluba yak-lafl›m›m da flematik ve nesnel de¤il, ka-zan›lm›fl bir de¤er oldu. Bu tutumumsanat piyasas›n› da, elefltirmenleri de,koleksiyonerleri de zaman zaman fla-

GÜL‹ZAR BÜYÜKKARA

Balkan Naci ‹slimyeli, sürekli yenilik peflindekoflmas›na ra¤men, s›ra d›fl›olmay› kendine sad›kkalarak baflard›¤›n›düflünüyor. Sanat›n en büyüleyici yan›n›n “sürekliyenilenmek” oldu¤unusöyleyen ressam, sanat›nmalzemesinin ne oldu¤u daönemsemiyor. “Sanat,hayat›n d›fl›nda, elleriniziy›kay›p bafllayaca¤›n›z bir iflde¤il” diyor ‹slimyeli.

28

ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt

ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaatt ssaannaattyaln›zl›¤›m›z›n en hakiki arkadafl›ssaannaatt

Page 28: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

29

fl›rtt› ve k›zd›rd›. Onlar, hakk›mda bil-dikleri ve tan›mlad›klar› bir fley üzerin-den ilerlemek istiyorlard›. Sanatta kim-lik benim için de¤iflim ve yarat›c›l›kiçinde canl› kalabilen ortak ruhtur. Üs-lubu hastal›kl› bir imza çabas› ya da birpazar garantisi olarak kullanmay› sev-mem. Üslup, benim için her zaman ye-nilikler içinde ay›rt edilen ortak par›lt›-lar oldu.

Sanatta yarat›c›l›k süreci sizde nas›liflliyor? Belli zamanlara ve mekanla-ra ba¤l› m› çal›fl›yorsunuz?Sanat, hayat›n d›fl›nda, ellerinizi y›ka-y›p bafllayaca¤›n›z bir ifl de¤il. Benimbütün hayat›m sanat›m›n içinde oldu.Tüm görsel, zihinsel ve nesnel kay›tlaryaflanan bütün anlar dönem dönemözel olarak yo¤unlaflt›¤›m konular›n

potas› içinde birikir ve demlenir. Belir-li bir olgunluk kazan›p zaman›n imbi-¤inden geçtikten sonra malzeme notla-r› ve taslaklar eflli¤inde gün ›fl›¤›na ç›-kar. Kimileri sonuna dek bireysel çö-züm gerektirir. Baz›lar›ysa bir ekip yö-netimiyle gerçeklefltirilir. Yaln›zl›k ihti-yac›ma yan›t veren projelerle sosyallikarad›¤›m ekip projeleri özel yaflam›mada bir denge kazand›r›r. Yapt›¤›m d›flgeziler, okudu¤um kitaplar, gitti¤imfilmler uzaktan ya da yak›ndan mutla-ka projelerimle ilgilidir. Projelerin zi-hinsel, yaz›nsal, taslak aflamalar› haya-t›n her an›nda, bulundu¤um her me-kanda ifllemeye, geliflmeye devameder. Yaln›zca son aflamada atölye or-tam›na ba¤l›y›m. Ben ilham bekleyentembel sanatç› tipi de¤ilim. ‹lham› ko-valar ve yakalar›m.

Ifl›k Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül-tesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. BalkanNaci ‹slimyeli, 1947’de Adapaza-r›’nda do¤du. 1968’de girdi¤i DevletTatbiki Güzel Sanatlar Yüksek OkuluResim Bölümü’nden 1972’de birincilik-le mezun oldu. Salzburg Floransa veNew York’ta sanat çal›flmalar›n› sür-dürdü. 1993’te Marmara Üniversite-si’nde profesör olan sanatç› 30’danfazla resim ve enstalasyon sergisi açt›.‹slimyeli’nin Suç, Söz, Suret, Déjà vuve Matah adl› befl sanat kitab›n›n ya-n›nda fliir ve öykü kitaplar› da var.Ayr›ca sinema filmlerinde sanat yönet-meni, çeflitli televizyon dizilerinde isedan›flman olarak çal›fl›yor.

Prof. Dr. Balkan Naci İslimyeli

Page 29: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

portre

“Sürüden ayrılanı sanat kapar”

Sanatç› olmak ne gibi kiflilik özellik-leri gerektiriyor?E¤itim almakla o alan›n uzman› olabilir-siniz ama sanatç› olamazs›n›z. Bunundiplomas› ne yaz›k ki yok. Sanatç› ol-mak için genetik bir altyap›, bununlayetinmeyen gözlemci, araflt›r›c›, didikle-yici bir kiflilik, dünya nimetlerine açl›¤›-n› bast›rabilen bir keflifl ruhu, bir adan-m›fll›k ve risk alma cesareti gerekir.E¤itim bu zor alandaki mücadelenizikolaylaflt›rabilir, o kadar. Sanatç›l›k enaz yetenek kadar mücadeleyle kazan›-lan bir fleydir. Gücünü ve direncini ka-n›tlayamam›fl olan elenir. Ancak bizimgibi de¤er ölçütlerinin karmakar›fl›k ol-du¤u ülkelerde genelin ucuza ve ortala-maya yatk›nl›¤›n› kullanarak veya ayr›-cal›kl› kümelere yamanarak sanatç› ro-lünü bir süre daha uzatabilirsiniz, amao kadar.

Oldukça kendine has bir sanatç›olarak tan›mlan›yorsunuz. Farkl› ol-may› nas›l baflar›yorsunuz?Kendime sad›k kalarak. Çünkü özündeherkes farkl›d›r. Yaln›z kalmak ve d›fl-lanmak korkusuyla insanlar birbirlerinebenzemeye çal›fl›rlar. Varolmak bir sa-vaflt›r. “Sürüden ayr›lan› sanat kapar”isimli bir video enstelasyonumu hat›rla-d›m flimdi. Sizi koruyacak iç gücünüzvarsa yaln›zl›ktan korkmazs›n›z. Hattaonun sizi daha da güçlendirdi¤ini anlar-

s›n›z. Ayr›ca yaln›zl›k da yoktur. Sadecesize ait olan›n uza¤›ndas›n›zd›r. Sanat,yaln›zl›¤›m›z›n en hakiki arkadafl›d›r.Özetle farkl›l›¤›mdan korkmayarak fark-l› oldum. Ama binlerce y›ll›k bir görselbirikimin ard›ndan sanat yap›yorsan›z ofarkl›l›¤›n bilgi, emek ve cesaretle inflaedilmesi gerekiyor. Yani size ait olan›nyapmac›ks›z, hakiki bir dille d›fllaflt›r›l-mas›.

Resmin yan›nda farkl› sanat dallar›ile de u¤rafl›yorsunuz. Sizin içinbunlar›n anlam› ve yerini biraz ta-n›mlar m›s›n›z?Sanatç› için uyar›lar nerelerden geliyor-sa o kaynaklarla bir ba¤›, onlara bir te-flekkür borcu vard›r. O alanlarla yarat›c›bir iliflki içinde oldu¤unuz anlam›n› ta-

fl›r. Önemli olan malzeme de¤il, sanat›nözü, ruhudur. Bunu bir resimde, bir öy-küde, bir fliirde, mimaride veya oyundabulabilirsiniz. Yarat›c› ruh insani bir da-¤›l›m içinde çeflitli malzemelerle d›fllafl-t›r›l›r. Özetle sanat bir bütündür. Ve sa-natç› di¤er sanatlar›n ürünlerini do¤alolarak izler ve onlardan etkilenir. Be-nim genifl bir gözlem alan›m var. Ya-flam kadar di¤er sanat ürünleriyle debeslenirim. Ayr›ca bugün “di¤er sanat”kavram› art›k yok. Ben çocuklu¤umdanberi fliir, öykü yazan, müzik ve dramay-la ilgilenen biri olarak bütün sanatlarlaçok s›k› iliflkiler içinde oldum. Kendisanat›m bu dayan›flman›n bir ürünü ol-du. Bafl›ndan beri yarat›c›l›¤›n, her türlümalzemenin buyurganl›¤›n› aflan bir de-¤er oldu¤una inand›m.

30

Page 30: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

31

“Sanat bireyseli toplumsallaştırır”

Eserlerinizde sanat m› yoksa top-lumsal konular m› önce geliyor?Türkiye’de zaman zaman böyle komikmünazara konular› gündeme geldi. Sanatsanat için midir, sanat toplum için midirgibi… Elbette ayn› anda ve ayn› orandaikisi için de. Birey, kendi genleri kadartoplum de¤erlerinin de oluflturdu¤u birfley. Yani ikisine de ait. Ama sanatç› bi-rey kendi genetik haritas› kadar toplumde¤erleriyle mücadelesi sonucu biçimle-nen kiflidir. Ve toplumu etkileme, biçim-lendirme flans› her zaman vard›r. ‹nsan›nyarat›c› mücadelesi toplum ve dünya de-¤erleriyle mücadelesinin yans›mas›d›r.Bu nedenle en bireysel görünümlü ko-nular sanat arac›l›¤›yla yans›t›ld›¤›ndatoplumsal bir boyut kazan›r.

Sizce e¤itim sanata neler kat›yor?Sanatç›y› daha verimli, daha yarat›c›olmaya yönlendiriyor mu?E¤itim bence kendi kaynaklar›n›za ulafl-ma, bu zenginli¤i baflka kaynaklarla vedünyayla birlefltirme yollar›n› keflfetmezenginli¤idir. Bilgi yeterli de¤il. Bilgiyihayat›n›za yediremedi¤iniz, bilgelefle-medi¤iniz sürece bilgi, kartvizitinizinsüsü olarak kal›r. Ben e¤itimin güngeçtikçe insan› kendine ve ötekilereyaklaflt›ran soylu amac›ndan uzaklaflt›¤›-n› düflünüyorum. E¤itim bugün giderekpazar ekonomisinin gerekleri içinde bi-

çimleniyor. Çok ac›kl› bir manzara bu.Yine de en kötü e¤itimin bile kifliye birdurufl ve özgüven kazand›rd›¤› gerçek.Ama sanat e¤itiminin boyutlar› çok da-ha genifl olmal›. Çünkü sanat yaln›zcauzman olmay› de¤il, ayd›n olmay› dagerektirir.

Sanat›n ve sanatç›n›n hep yeni olan›aramas› neden önemli?Çünkü yeni, eskinin yads›nmas› de¤ilyüceltilmesidir. Gelenek eskiyi süreçiçinde yeniler, yarat›c›l›ksa karfl›t birenerji olarak eskiden destek al›r. So-nuçta her fley ileriye gider. Ama bu gi-diflin insani ve ahlaki yönlendirileme-mesi halinde trajik bir bafllang›ca dön-me olas›l›¤› da var. Bu yüzden dirençve özgürlük alanlar›n› beslemeli, sahte-cilikten ar›nd›rmal›y›z. Sanat bunun yol-lar›ndan en ayr›cal›kl› olan›.

Bundan sonras› için planlar›n›z neler?‹ki yeni sergi haz›rl›¤›m tamamlanmaküzere. Biri “iç giyim” di¤eri “tarihi ger-çek(üstü)ler”. Uzun metrajl› bir sinemafilmi için haz›rl›klar›m var. fiiir ve öykü-lerim bas›ma haz›rlan›yor. fiimdilik birsanat üretim merkezi olarak tasarlad›¤›-m›z galeri, kitapl›k, oditoryum ve atölyefonksiyonlar›yla hizmet verecek, ileridede tümüyle bir Balkan Naci ‹slimyelimüzesine dönüflecek olan çok katl› birbinan›n yap› çal›flmalar›yla u¤rafl›yoruz.Bu benim en büyük projem olacak. �

“Yaln›zca Türkiye’de de¤il dünyadada sanat›n anlam› çok de¤iflti. Sanatac›nacak ölçüde e¤lence endüstrisi,moda ve flov dünyas›yla bitiflti. Marji-nal, süslü yarat›c›l›k k›r›nt›lar›n›n deva-sa ölçekte büyütüldü¤ü sahte bir pa-zar olufltu. ‹nsan ruh ve beden olaraksanallaflt›. Böylesine sentetik ve par›lt›-l› bir fon önünde hakiki ifller göster-mek giderek anlams›zlafl›yor. Pazarde¤erlerinin koyu gölgesini y›rtabilenifller dünyada oldu¤u gibi bizde deçok az. Dünya sanki ruhunu yitirdi.Ayr›ca süratle el de¤ifltiren para, kül-tür ortam›m›za çarp›k bir flekilde yan-s›d›. Bizim zenginlerimiz boyunlar›ndateflhir edemedikleri fleylere yat›r›myapmaz oldular. Türkiye flizofrenik birkiflilik bölünmesi, bir iç parçalanmahalinde. Tarihsel bir kimlik sorununudaha da derinlefltiren bir çürüme süre-ci bu. Bizde de dünyada da halen an-laml› ifller üretenler son vicdan kufla¤›dedi¤im 68’li sanatç›lar. Art›k dünyakolay kolay bir Lucien Freud, bir Balt-hus, bir Becan izleyemeyece¤i gibi birCihat Burak, Yüksel Aslan da göreme-yecek. Bizim kufla¤›m›z son isyan ku-fla¤› gibi görünüyor. Ama yaflad›¤›-m›z süreçte yeni direnifl biçimleri bul-mak da yarat›c›l›¤›m›z›n bir gere¤i.”

“Dünya ruhunu yitirdi”

Page 31: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

D ünya nüfusunun 20. yüzy›lda 19. yüzy›la oranla üçkat artmas›na ra¤men, su kaynaklar›n›n kullan›m›-n›n alt› kat artt›¤›, dünyadaki su miktar›n›n azalma-

s›n›n da neredeyse nüfus art›fl›n›n iki kat› h›zla artt›¤› be-lirlenmifl (World Resources Institute Raporu, 2002). Dün-yadaki suyun yüzde 67'si tar›mda, yüzde 23'ü sanayide,yüzde 10'u da konutlarda kullan›l›yor. Türkiye'deki temizve tatl› suyun yüzde 74'ü tar›mda, yüzde 16's› konutlarda,yüzde 10'u da sanayide kullan›l›yor. Dünya genelindesa¤l›kl› suya eriflen nüfusun toplam nüfusa oran› yüzde82, Türkiye'de bu oran yüzde 93 (www.yerelnet.org.tr).Dünyadaki toplam su miktar› ise, 1,4 milyar km3. Yüzde97,5'i okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su, yüzde 2,5'inehir, göllerde ve yer alt›nda tatl› su, bu oran›n yüzde90'› da kutuplarda, yeralt›nda gizli durumda. Dünya sukaynaklar›n›n yar›s›ndan fazlas› Brezilya ve Çin'de yeral›yor. Türkiye'nin y›ll›k kullan›labilir yeralt› ve yerüstü supotansiyeli toplam› 107 km3. Tüketilebilecek y›ll›k yerüstüsu miktar› 95 km3, y›ll›k çekilebilir yeralt› suyu miktar›12,3 km3 düzeyinde. Yerüstü sular›n›n y›ll›k tüketimi 29,5km3 olarak hesaplan›rken, yeralt› sular›n›n y›ll›k tüketimi6,0 km3 olarak hesaplanm›fl. Türkiye, kullan›labilir ye-rüstü sular›n›n yüzde 30'unu kullan›rken, yeralt› sular›-n›n yar›s›n› kullan›yor (www.yerelnet.org.tr). Y›lda kifli ba-fl›na düflen kullan›labilir su miktar› 1000 m3’ten daha azolan ülkeler su fakiri. Türkiye'de kifli bafl›na düflen kulla-nabilir suyumuz 1735 m3. Su fakiri de¤iliz ama su zenginide de¤iliz (2006 Faaliyet Raporu, DS‹ Genel Müdürlü¤ü,2007). Su fakiri olma tehlikesiyle karfl› karfl›yay›z.

Sorun evrensel, çözümü de

Küresel iklim de¤iflikli¤i ile, suyun gittikçe azalmas›,mevcut suyun yanl›fl kullan›m› ile kirlenmesi ve do¤ru

yönetilememesi gibi sorunlar bizi yeni su kaynaklar›naeriflim, kirli suyun temizlenmesi ve suyun do¤ru yönetil-mesi konusunda çözümler gelifltirmeye yöneltiyor. Ev-rensel bir sorun olan ve çok yak›n bir zamanda s›n›rötesive ulusötesi bar›flç›l ya da savaflç›l olaylara maruz kala-cak olan bu konuda, tüm dünya ortak sorunlara sahip.Dolay›s›yla, sorunun çözümünde de, bu durumu gözet-mek ve bu do¤rultuda politika, strateji ve çözümler ge-lifltirmek gerekiyor. Dünya Bankas› su projelerine 17 mil-yar Euro ay›rd›, 300'den fazla su ve sa¤l›kl› su projeleriiçin son 5 y›lda 8,3 milyar Euro Avrupa Yat›r›m Bankas›kredisi sa¤land› (Avrupa Komisyonu Çevre Araflt›rmalar›Birimi). Avrupa Su Politikas›, Avrupa çevre yasalar›n›nçok önemli bir bölümünü oluflturuyor. Özellikle, içmesuyu ve kent at›k suyu direktifleri ile ilgili gereksinimler,su sektöründe çok büyük yat›r›mlara sebep oluyor. Budo¤rultuda, bölgesel, yerel ve ulusüstü fonlar ciddi an-lamda devreye giriyor. BM, Dünya Bankas› ve OECD tara-f›ndan üretilen politikalarda 3 konu üzerinde yo¤unlafl›l›-yor: Havza yönetimi sisteminin kurulmas›, Suyun arzagöre kamu eliyle de¤il, talebe göre piyasa taraf›nda yö-netimi, su ve su kaynaklar›n›n küresel serbest ticaretkapsam›na al›nmas›.

Avrupa su a¤lar›

Avrupa'da su yönetimi için üye ülkeler a¤lar oluflturuyor.EUWMA (European Union of Water Management Associ-ations) da bunlarda bir tanesi (www.euwma.org). Avru-pa'daki üye ülkelerin su yönetimi konusunda aktif olan si-vil toplum kurulufllar›n›n bir araya gelmesi ile oluflan buçat› kuruluflta, ulusal, yerel ve bölgesel su yönetimi uygu-lamalar› olan su ak›fl›n›n korunmas›, kanalizasyon, su se-viyesi yönetimi ve sulama gibi konularda ortak çal›flmalar

Küresel iklim de¤iflikli¤i ile, suyun gittikçe azalmas›, mevcut suyunyanl›fl kullan›m› ile kirlenmesi ve do¤ru yönetilememesi gibi sorunlarbizi yeni su kaynaklar›na eriflim, kirli suyun temizlenmesi ve suyundo¤ru yönetilmesi konusunda çözümler gelifltirmeye yöneltiyor.Evrensel bir sorun olan ve çok yak›n bir zamanda s›n›rötesi ve ulusötesibar›flç›l ya da savaflç›l olaylara maruz kalacak olan bu konuda, tümdünya ortak sorunlara sahip.

Leyla ARSAN

32

ne yap›yoruz ne yapmal›y›z

su sanayisi kurulmal›

Page 32: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

yürütülüyor. Çevre ile ilgili politika, yasa, veri ve bilgilerinortak bir platformda topland›¤›, SEIS (Shared Environ-mental Information System) Avrupa Komisyonu ve AvrupaÇevre Ajans› iflbirli¤i ile kurulan bir inisiyatif (http://ec.eu-ropa.eu/environment/seis). Amaç uzmanlar›n bilgilerinive araçlar›n› paylaflarak, politika yap›c›lara ortak ve do¤ruanalitik sonuçlar verebilmek. Avrupa Birli¤i Su ‹nisiyatifi(SPLASH) 11 ülkeden 15 fon ajans› ile ulusal bilim ve tek-noloji kurumlar›n›n bir araya geldi¤i bilimsel ve teknolojikaraflt›rmalar› konusunda iflbirli¤ini sa¤layan bir platform(www.splash-era.net). Ayr›ca, The Water supply and sani-tation Technology Platform (WssTP) adl› suyun tedariki vesa¤l›kl› olmas›na yönelik yap›lacak yenilikçi bilimsel veteknolojik iflbirlikçi çal›flmalara yönelik kurulmufl bir tek-noloji platformu bulunuyor.

Avrupa'daki su endüstrisinin büyük ve bilinen kuruluflla-r›n›n bir araya gelerek kurduklar› bu platformun su kay-naklar›n›n ve kalitesinin art›r›lmas›na, at›k su ile ilgili alt-yap›lar›n iyilefltirilmesine, iklim de¤iflikli¤i gibi ola¤and›fl›olaylara karfl› önlem al›nmas›na, k›rsal ve az geliflmiflyörelerde su altyap›lar›n›n oluflturulmas›na yönelik he-defleri var. Bu hedefler do¤rultusunda, iklim de¤iflikli¤ive su riskleri, suyla ilgili çal›flan farkl› gruplar›n iflbirli¤i,endüstriyel su yönetimi, kullan›m›, at›k yönetimi ve yeni-den dönüflümü, tar›mdaki etkileri ve tar›mda kullan›m›ve do¤al kaynaklar›n kullan›m›, kentsel su yönetimi vek›y› yönetimi konular›nda oluflturulan çal›flma gruplar›n-da, yeni teknolojilerin gelifltirilmesi için stratejik gün-demler oluflturuluyor.

AB projelerinde durum

AB 6. Çerçeve Program›'nda yani geçti¤imiz son 4 y›lda,700 civar›nda su ile ilgili Ar-Ge projesi fonlanm›fl. Türkiyebu projelerin 40'›nda yer alm›fl. 102 proje INCO ad› verilenuluslararas› iflbirli¤i dedi¤imiz AB d›fl›ndan ülkelerin biraraya gelerek gerçeklefltirdi¤i Ar-Ge çal›flmalar›ndan olu-fluyor. Türkiye'nin içinde bulundu¤u 11 INCO projesi var.Bu projelerde Akdeniz Bölgesi ülkeleri ile su yönetimi ko-nusundaki Ar-Ge iflbirlikleri a¤r›l›kl› olarak yer al›yor. Suile ilgili KOB‹ yarar›na araflt›rma projelerinin adedi iseyaklafl›k 70. Türkiye, bu projelerin 6's›nda yer al›yor. Suyönetimine iliflkin Biliflim Ar-Ge projelerinin say›s› ise 8.Bu projeler daha çok su olan bölgelerin risk yönetimineyönelik gelifltirilen uydu bilgi izleme ve biliflim sistemleri-ne iliflkin konulardan olufluyor. Bu tip projelerde Türk ku-rumlar› yer alm›yor. Ancak çevre projelerinin 121'i su ile il-gili projeler ve Türkiye bu projelerin 12'sinde yer al›yor. Buprojelerin baz›lar›nda uydu sistemleri kullan›yor ancak

üniversite kat›l›mlar› var. 10 proje de uzay ve güvenlik ala-n›nda, GMES dedi¤imiz (Global Monitoring For Environ-ment and Security) Çevre ve Güvenlik ‹çin Küresel ‹zlemekonusunu içeriyor. Türkiye bu projelerin 2'sinde yer alm›fl.

7. Çerçeve Program›'nda projeler bugünlerde bafllad›, ilkça¤r›larda sunulan su ile ilgili projeler flu anda bilebildi-¤imiz kadar›yla 20 civar›nda. Henüz bu projelerin içindeTürk kurumlar görünmüyor. Telekom kurumlar›n›n yerald›¤› "mobil su kalitesi sensör sistemi" göze çarpanprojelerden. Elektrik enerjisi elde etmek üzere yenilene-bilir hidrojen oluflturmaya yönelik su kaynaklar›n›n kulla-n›m›na yönelik projeler de mevcut. Ayn› zamanda suyunbir enerji kayna¤› olarak kullan›lmas›, k›sacas› "hyrdopo-wer" ad› verilen teknolojiler, sera gaz› sal›m›n› yüzde 13azaltmas›na karfl›n, barajlar›n infla edilmesinde yerel

halk›n yer de¤ifltirmesi ve ekosistemin bozulmas› gibisorunlar› da beraberinde getiriyor. Bu nedenle, gelifltiri-len yeni teknolojilerin kullan›lmas›nda su, çevre ve enerjipolitikalar› bir bütünlük sa¤lamal› ve bu bütünleflik yap›dahilinde yönetilmelidir.

Vizyon 2023 hedefleri

Vizyon 2023 Çevre ve Sürüdürülebilir Kalk›nma Paneli SuYönetimi ve Sürdürülebilir Kalk›nma Raporu'nda, flu ko-nulara özellikle vurgu yap›lm›fl: Havza bazl› yönetim yak-lafl›m›n› benimsemek, at›k su yönetiminde su kirlenmekontrolü teknolojileri ve temiz üretim teknolojilerini ge-lifltirmek ve uygulamak. Bununla birlikte, önerilen su yö-netimi flu flekilde belirtilmifl:

Türkiye'de mevcut bulunan ve içme, kullanma ve rekras-yon amaçl› kullan›lan tüm do¤al su ortamlar›n›n ifllevle-rini yitirmeden ve ekosistemdeki canl› yaflam› ile berabergelece¤e tafl›nabilmeleri için:

33

Dünya Bankas› su projelerine 17 milyar Euroay›rd›, 300’den fazla su ve sa¤l›kl› su projeleriiçin son 5 y›lda 8,3 milyar Euro AvrupaYat›r›m Bankas› kredisi sa¤land›. Avrupa SuPolitikas›, Avrupa çevre yasalar›n›n çokönemli bir bölümünü oluflturuyor.

Page 33: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

• Tar›m alanlar›nda ekolojik tar›ma geçilmeli, kontrollügübre ve pestisit, ve do¤ada parçalanabilir pestisit kulla-n›lmas›na ve zehirlilik etkisi nedeniyle yasaklanm›fl pes-tisitlerin kullan›lmamas›na önem gösterilmelidir.• Rekrasyon alanlar›n›n ve tüm k›y›lar›n korunumundaHassas Bölge kavram› benimsenmeli ve bu do¤rultudabir su kalitesi yönetimi uygulanmal›d›r. Bu çerçevedekontrollü ekoturizme de önem verilmelidir.• Endüstriyel at›ksular›n yönetiminde deflarj noktas›ndayönetiminden çok proses kontrolüne önem verilmeli; "te-miz üretim teknolojileri" olarak bilinen az at›k üreten tek-nolojiler proseslerde uygulanmal›, hammadde seçimlerin-de do¤al ortamda direnç gösteren hammaddelerden kaç›-n›lmal›, proses içinde yeniden kullan›m ve geri dönüflümteknikleri uygulanmal›d›r. Böylece do¤al hammadde kulla-n›m›nda tasarruf ve üretilen at›kta azalma sa¤lanacakt›r.• Geri dönüflüm ve yeniden kullan›m (suyun çok amaçl›birkaç kez proseste kullan›m› gibi) teknikler daha kon-santre at›k oluflturabilece¤i için bu tip at›klar›n kayna-¤›nda ve oluflan at›¤›n yap›s›na uygun özel ileri ar›tmateknikleri ile ar›t›lmas› uygun olacakt›r.• Mikrokirleticiler ve zararl› at›klar gibi do¤aya dirençliat›k karakterine sahip olmayan endüstriyel at›ksular ev-sel at›ksu ile birlikte ortak ar›tmalarda ar›t›lmal›d›r.Ülke s›n›rlar› içinde mevcut kurum ve kurulufllar›n günü-müzdeki uygulamalar›, uygulamalar›nda esas ald›klar›ulusal yasa ve yönetmelikler ile Türkiye’nin uymakla yü-kümlü oldu¤u uluslararas› protokoller dikkate al›nd›¤›nda;• Mevcut yasal yönetmelikler birbiri ile çeliflmeyecek fle-kilde düzenlenmelidir.• Yasa ve yönetmeliklerde yetkiler, yetkililer, kavram vesorumlu kurum kargaflas›na neden olmayacak flekildeve net olarak tan›mlanmal›d›r.

Gerek ulusal kaynakl› fonlarla gerekse AB kaynakl› fon-larla gerçeklefltirilen su ve su yönetimi konulu, çevre veekosisteme yönelik birçok proje ve Ar-Ge iflbirliklerimevcut. Bu proje ve iflbirlikler, ço¤unlukla kamu kuru-lufllar›, üniversiteler ve TÜB‹TAK gibi araflt›rma kurum-lar› taraf›ndan gerçeklefltiriliyor. Sanayiyi, özel sektörü

bu tip projelerde görmek gerçekten zor. Sanayinin enfazla kat›l›m sa¤lad›¤› projeler at›k su ar›tma ve yenidenkullan›m projeleri. Ancak, suyun yönetilmesinden, su ka-litesinin art›r›lmas›na kadar birçok alanda özel sektörügörmek çok zor. Bu nedenle, su ile ilgili özel sektöründaha fazla çal›flma, Ar-Ge projesi yapma ve yenilikçiürün ve hizmetler gelifltirmeleri yönünde destekler sa¤-lanmal›. Özel sektör de kat›lamay›nca, Vizyon 2023 he-deflerine ulaflmak gerçekten çok zor olur.

BTYK sonuçlar›

16 May›s 2008 tarihinde yap›lan 17. BTYK toplant›s›nda ise,su ile ilgili yap›lan çal›flmalar ve al›nan kararlar flöyle:• Sulama suyu kullan›m›nda tasarruf sa¤layan, sulamayat›r›mlar›nda ise maliyeti azalt›c› önlemler al›nm›flt›r.Bu çerçevede öz kayna¤› ile yat›r›m yapan üreticilereyüzde 50 hibe deste¤i verilmeye devam edilmektedir.• Öz kayna¤› olmayan ancak modern sulama sistemleriyat›r›m› yapmak isteyen üreticilerin finansman ihtiyaçla-r›n› karfl›lamak üzere 5 y›l süreli faizsiz kredi kulland›r›l-maya devam edilmektedir.• S›f›r toprak ifllemeli tar›m deste¤i yürürlü¤e konul-mufltur. Bu uygulama ile toprakta daha çok suyun mu-hafazas›, girdi ve maliyetlerde tasarruf sa¤lanmaktad›r.• Sular›n kalitesine yönelik olarak mikrobiyolojik, kimya-sal ve radyoaktif parametreler yönünden izleme çal›fl-malar› aksat›lmadan yürütülmekte; Topluma sa¤l›kl› vegüvenli su temin etmek amac›yla ambalajl› su iflletmele-rinin denetimi düzenli olarak yap›larak sularla ilgili veri-ler kay›t alt›na al›nmakta; Ambalajl› sularla ilgili isten-meyen durumlarda ivedilikle gerekli tedbirlerin al›nmas›sa¤lanarak piyasaya sunulan ürünlerin sa¤l›kl› ve güven-li olmas› temin edilmektedir.• "‹klim de¤ifliklikleri ile iliflkili olan enfeksiyon hastal›k-lar›n›n co¤rafi bilgi sistemi yard›m› ile risk haritalar›n›noluflturulmas›na iliflkin proje teklif aflamas›ndad›r.Sonuç olarak, Türkiye'nin bir su sanayisi oluflturarak,çal›flmalar›n› toplumun tüm kesimlerini kapsayacak fle-kilde art›rmas› gereklili¤i ortaya ç›k›yor. �

ne yap›yoruz ne yapmal›y›z

34

� Su politikas› oluflturularak, çevre, enerj, bilim ve tekno-loji gibi di¤er politikalarla bütünlefltirilmeli

� Özel sektörün su projelerine kat›l›mlar›n› art›rmaya yö-nelik teflvik oluflturulmal›

� Su konusunun Ar-Ge projelerinden yat›r›m projelerine,giriflimcilikten yeni teknolojilerin uygulanmas› ve kam-panyalar yap›lmas›na kadar birçok konuda ortak bir

platformda irdelenmeli ve su sanayisi oluflturulmayabafllanmal›

� Çevre ve su ile ilgili sivil toplum kurulufllar› kampanyaprojeleri üretmeli, Ar-Ge projelerine di¤er kurumlarlabirlikte kat›larak teknoloji transferi çal›flmalar›nda yay-g›nlaflt›r›c› rol oynamal›

� Su ile ilgili teknoloji platformu kurulmal›

Öneriler

Page 34: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

S on y›llarda sa¤lanan teknolojik geliflmeler, petrolfiyatlar›ndaki art›fl ve Kyoto Protokolü, yenilenebi-lir enerji kaynaklar›n›n sürdürülebilir enerji politi-

kas›n›n ana araçlar› fleklinde konumlanmas›n› sa¤lad›.Bu trende geliflmekte olan ülkeler ve belli bafll› dünyaiflletmeleri de uyum sa¤lam›fl görünüyor. Hindistan,Çin ve Brezilya gibi ülkeler son y›llarda karbondioksitsal›n›mlar›n› azaltmak ve flehirlerdeki hava kirlili¤ininönüne geçmek için elektrik, günefl enerjisi ve hidrojenyak›t hücresi gibi yenilenebilir enerji teknolijilerinidestekliyor.

Shell ve Toyota gibi belli bafll› iflletmeler bile temizenerji teknolojilerine yat›r›m yap›yor. Vestel’in sonaflamadaki hidrojen yak›t pili çal›flmalar›, TOBB-ETÜNanoteknoloji ve Membran Bilimi Laboratuar›’n›n hid-rojen yak›t pili üzerindeki araflt›rmalar› ve bunun daötesinde ‹stanbul’da 2010 y›l› içerisinde faaliyete geç-mesi beklenen ve UNIDO taraf›ndan desteklenenUluslararas› Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi(ICHET) Türkiye’nin de hidrojen enerjisi teknolojilerin-deki geliflmeleri yak›ndan takip etti¤ini gösteriyor.

Pek çok kifli flafl›rt›c› bulabilir ama, suyla çal›flan hid-rojen teknolojisinin 200 y›ll›k mazisi var. ‹sviçreli mucitIsaac de Rivaz’›n tasarlad›¤› ilk motor, o tarihlerde he-nüz petrol bulunmad›¤›ndan suyla çal›fl›yordu. Ancak

petrolün bulunmas›, ilk örnekleri yavafl yavafl ortayaç›kan ve günümüzdekilere benzer bir prensiple çal›-flan hidrojenli motorlar›n ve araçlar›n rafa kalkmas›naneden oldu. Petrolün bollu¤u, verimlili¤i, sa¤lad›¤›yüksek enerji ve daha az maliyetli oluflu enerji üretenteknolojilerin petrole kilitlenmesine yol açt›.

Günümüzdeki su bazl› hidrojen teknolojileri uygula-malar› daha çok Proton De¤iflim Zarl› Yak›t Pili (Pro-ton Exchange Membrane - PEM) etraf›nda flekilleni-yor. Bu teknoloji suyu bileflenlerine ay›r›p, hidrojen veoksijeni birlefltirerek elektrik enerjisi üretme prensibi-ne dayan›yor. PEM yak›t pilleri, ›s›nma, elektrik ve ula-fl›m gibi pek çok günlük faaliyette enerji talebini karfl›-layabildi¤i gibi, uzay uygulamalar› ve askeri uygulama-lar gibi bu pillerin di¤er alanlarda da etkin kullan›m›öngörülüyor.

PEM yak›t pilleri ürün olarak temiz enerji üretiyor, an-cak sera gaz› sal›n›m›n› düflürüp düflürmedi¤i hidrojenenerjisinin nas›l üretildi¤ine ba¤l›. Hidrojen enerjisi,kömür, do¤algaz, günefl, nükleer yollardan ve sudanelde edilebiliyor. Hidrojen enerjisi, günefl, rüzgar ve sugibi yenilenebilir kaynaklardan elde edildi¤inde hemtemiz enerji üretiliyor hem de üretiminde yenilenebilirkaynaklar kullan›ld›¤› için sera gaz› sal›n›mlar›n› dü-flürerek çevre kirlili¤ini azalt›yor. Ancak burada bir k›-

36

sudan fleyler deyipgeçmemek laz›m

Pek çok kifli flafl›rt›c› bulabilir ama, suyla çal›flan hidrojen teknolojisinin200 y›ll›k mazisi var. ‹sviçreli mucit Isaac de Rivaz’›n tasarlad›¤› ilkmotor, o tarihlerde henüz petrol bulunmad›¤›ndan suyla çal›fl›yordu.Ancak petrolün bulunmas›, ilk örnekleri yavafl yavafl ortaya ç›kan vegünümüzdekilere benzer bir prensiple çal›flan hidrojenli motorlar›n vearaçlar›n rafa kalkmas›na neden oldu.

Semih AKÇOMAK

görüfl

Page 35: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

s›r döngü söz konusu. Çünkü yenilenebilir kaynaklarüzerindeki araflt›rmalar da henüz geliflim evresinde vebu kaynaklar›n kullan›m› hidrojen yak›t pillerinin mali-yetlerini hat›r› say›l›r bir biçimde art›r›yor.

Hidrojen enerjisi ve do¤algaz

Halihaz›rda en maliyet-etkin üretim biçimi hidrojenenerjisini do¤algazdan üretmek. Örne¤in, Vestel tara-f›ndan gelifltirilen “kat› oksit yak›t pili” ilk aflamada do-¤algazla çal›flacak ve enerji harcamalar›n› yüzde 15 dü-flürecek. Daha sonra küçük bir parça de¤iflimiyle su ileçal›fl›r duruma gelen yak›t pillerinden toplam elektrikve do¤algaz masraf›nda yüzde 90’lara varan yak›t ta-sarrufu sa¤lanmas› planlan›yor. Ancak bu hidrojen ya-k›t pilinin hane bafl›na maliyeti yaklafl›k 16 bin YTL civa-r›nda. Maliyet bu kadar yüksek olunca devlet politikas›bir kez daha önem kazan›yor. Bu teknolojiyi sat›n al-mak isteyenlere vergi avantaj› ya da maliyetin belli biroran›n›n devlet taraf›ndan karfl›nlanmas› fleklinde tefl-vikler sa¤lanabilir. Bu k›sa vadede hane bafl›na mali-yetleri düflürdü¤ü gibi teknolojinin yay›lmas›n› sa¤laya-rak uzun dönemde hidrojen bazl› teknolojilerin üretimmaliyetlerinde de önemli azalmalara yol açacakt›r.

Daha önceki yaz›lar›mda da belirtti¤im üzere enerji pi-yasas› çok aktörlü, çok seçenekli (petrol, do¤algaz,günefl, rüzgar vb.) ve belirsizli¤i yüksek bir sektör.Hidrojen ve yak›t pilleri gelecek için çok önemli yak›tkaynaklar› gibi görünse de politika yap›c›lar› için enerjipolitikas›n›n tayini çok kolay gözükmüyor. Maliyet-fay-da analizleri (hem parasal, hem de üretilen enerjininetkinli¤i), do¤al kaynaklar ve strateji ülkelerin enerjipolitikalar›n› belirleyen ana etmenler aras›nda say›la-bilir. Bu belirsizlik ortam›nda Türkiye’nin hidrojen tek-nolojisi konusunda iki seçene¤i görünüyor: 1) Bekle-gör politikas›, 2) Aktif ve stratejik politika planlamas›.

Elimsan fiirketler Grubu’nun TÜB‹TAK-TEYDEB tara-f›ndan desteklenen projeleri, Vestel’in gelifltirdi¤i hid-rojen yak›t pili ve TOBB-ETÜ’nün etkinlikleri Türki-ye’nin bu konuda belli bir ölçüde etkin oldu¤unu gös-teriyor. Kuflkusuz bu konudaki en önemli geliflmeMiami Üniversitesi Temiz Enerji Araflt›rma Enstitüsüdirektörü Dr. Nejat Veziro¤lu’nun giriflimleri ve Birlefl-mifl Milletler UNIDO deste¤iyle ‹stanbul’da kurulmas›planlanan Uluslararas› Hidrojen Enerjisi Teknolojileri

Merkezi (ICHET). Enerji Bakanl›¤› ile UNIDO taraf›ndan2003 y›l›nda imzalanan protokol uyar›nca 2010 y›l›ndanönce faaliyete geçmesi planlanan merkezin ana amac›günlük kullan›mda faydalan›labilecek hidrojen tekno-lojilerinin gelifltirilmesi ve yayg›nlaflt›r›lmas›. Merkezkapsam›nda flu anda Türkiye’de toplam proje bedeli 2milyon YTL civar›nda olan üç proje destekleniyor. Üçprojede de hidrojen enerjisinin (deniz taksisi, yük kal-d›r›c› gibi) farkl› alanlarda kullan›m› öngörülüyor. An-cak sadece bir projede hidrojen enerjisi elektrolosissayesinde sudan elde edilecek.

Bu geliflmeler stratejik bir enerji politikas› sinyali ola-rak kabul edilebilir mi? Hem kullan›c›lara hem de hid-rojen teknolojisi üreticilerine sa¤lanacak vergi deste¤ive teflvikler olmad›kça bunu söylemek için biraz er-ken. Avrupa Birli¤i’nin hidrojen teknolojilerine verdi¤i

destek stratejik olarak nitelendirilebilir. Piyasadaki di-¤er aktörlerin daha çok bekle-gör stratejisi ile hareketetti¤i bir ortamda AB’nin çerçeve programlar› yoluylahidrojen teknolojilerine sa¤lad›¤› 5 milyar Euro’lukdestek di¤er oyuncular için önemli bir referanst›r. ABilk hareket eden oyuncu olarak uzun dönemli ekono-mik katk›lar sa¤layabilir. Türkiye’deki politik ve top-lumsal destek henüz bu boyutlara ulaflm›fl de¤il. An-cak geliflmeler memnuniyet verici. En az›ndan EnerjiBakanl›¤›’n›n ICHET aktivitelerini desteklemesi, hidro-jen bazl› teknolojilere politik destek aç›s›ndan oldukçaönemli. Unutmamak gerekir ki, maddi ve manevi poli-tik teflvikler ancak toplumsal ilgi ve destek ile birleflti-¤inde önemli enerji politikas› de¤iflikliklerine yol açabilir. �

37

Halihaz›rda en maliyet-etkin üretim biçimihidrojen enerjisini do¤algazdan üretmek. Örne¤in, Vestel taraf›ndan gelifltirilen “kat›oksit yak›t pili” ilk aflamada do¤algazla çal›flacak ve enerji harcamalar›n› yüzde 15 düflürecek.

Page 36: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

özel haber

‹stanbul, 15 milyonluk nüfusuylagünde 2,1 milyon metreküpten fazlasu tüketiyor. ‹stanbul’da do¤al göller

ve barajlardan oluflan 8 içme suyukayna¤› bulunuyor. Bu kadar büyükçaptaki suyun yönetimi hiç kolay de¤il.Bunun için insanlar›n yard›m›na yineteknoloji kofluyor. Teknoloji deyinceakla sadece ar›tma tesisleri gelmesin. Butesislerin yan›nda uzay ve havac›l›kteknolojilerinden de faydalan›l›yor. Suylailgili yap›lan çal›flmalarda, en geliflmiflyaz›l›mlardan faydalan›larak uydudanal›nan veriler uzaktan alg›lama sistemlerisayesinde iflleniyor. Böylece içmesular›n› tehdit eden tüm unsurlar hementespit edilebiliyor.

1992 y›l›nda, ‹stanbul Su veKanalizasyon ‹daresi (‹SK‹) taraf›ndanuygulamaya konulan bir projeyle sularuydudan izlenmeye baflland›. Bu pro-jenin bafl›na, 1994’te ‹SK‹ Genel Müdürüolan ancak o zamanlar HidrolikBölümünde görev yapan Veysel Ero¤lu’nun teflvikiyle ‹stanbul TeknikÜniversitesi Jeodezi ve FotogrametriMühendisli¤i Anabilim Dal› Ö¤retimGörevlisi Doç. Dr. H. Gonca Coflkungetirildi. Coflkun, 12 y›ld›r sular› uzaktan

alg›lama teknolojileri sayesinde izliyor,içme sular› ve ar›tma tesislerindeyaflanan herhangi bir aksakl›¤› an›nda‹SK‹’ye iletiyor.

İSKİ’nin uçan kuştan haberi var

fiu anda ‹stanbul’da bulunan 8 içmesuyu kayna¤› çevresinde bir tak›m koru-malar var. Bu korumalar, 300 metre sus›n›r›ndan itibaren mutlak koruma,devam›nda uzun koruma ve d›fl korumaolmak üzere üçe ayr›l›yor. ‹flte bu koru-ma alanlar›nda neler olup bitti¤i sahaaraflt›rmalar›n›n yan›nda uydudan daizlenebiliyor. “Biz bu alanlar› tespit ediyor ve koruma alanlar›nda neleroldu¤unu uydu verileriyle sapt›yor veekranlarda görüntülüyoruz” diyenCoflkun, flu anda kulland›klar› teknolo-jinin dünya standartlar› üzerindeoldu¤unu söylüyor. Bu çal›flmasayesinde, ‹SK‹, koruma bantlar› içindeuçan kufltan haberdar oluyor.

‹SK‹’nin bu projesi için Coflkun’unyan›nda genifl bir ekip de çal›fl›yor.Coflkun ve ekibi koruma bantlar›n›n kul-lan›m› yan›nda su kalitesinde de tespitçal›flmalar› yap›yor. Yani suyuniçerisinde kimyasallar, oksijen miktar›,at›klar, karbonlar gibi kirleticilerin, hari-

DEMET fiEKER

istanbul’un suyunauydudan yak›n takipMilyarlarca metreküp içme suyunu muhafaza etmek için ne tür teknolojilerdenfaydalan›ld›¤›n› pek az insan bilir. ‹stanbul Su ve Kanalizasyon ‹daresi (‹SK‹) içme sular›n›nkorunmas› için 16 y›ld›r uydudan ve uzaktan alg›lama teknolojilerinden faydalan›yor. Buüstün teknolojinin kullan›ld›¤› projeleri ‹TÜ Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisli¤i AnabilimDal› Ö¤retim Görevlisi Doç. Dr. H. Gonca Coflkun yönetiyor.

38

Doç. Dr. H. Gonca Coflkun

Page 37: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

39

talar› ç›kar›l›yor. Böylece suyun hangimiktarda kirli oldu¤u ve içinde ne türat›klar bar›nd›rd›¤› da tespit ediliyor.

fiu anda ‹SK‹ bu verileri y›llara göre iste-di¤i gibi karfl›laflt›rma imkan›na dasahip. Sistem otomasyona geçti¤i içinhemen her veri an›nda ekranda görün-tülenebiliyor. Coflkun, görüntü veri, vek-tör veri ve sözel veri olmak üzere 3veriyi yaz›l›mla bir araya getirdikleriniifade ediyor. TÜB‹TAK’›n da destekverdi¤i bu çal›flmalarda çevreciler, kim-yac›lar bir araya gelerek interdisiplinerbir çal›flma ortaya koyuyorlar. Coflkunbu sistem sayesinde ‹stanbul’un içmesular›nda büyük de¤iflim yafland›¤›n›anlat›yor: “‹çme suyu barajlar›ndayapt›¤›m›z çal›flmalarda en önemli konukoruma alanlar›n›n iyi muhafaza edilme-si. Y›llar içinde bu sistemle birlikte özel-likle eskiden çok kötü durumda olanÖmerli Baraj›’nda y›llar boyunca çok fleyde¤iflti. Baraj temizlendi, tehlikelerleilgili al›nan raporlar sayesinde her anönlemler al›n›yor.”

Uzaktan algılama ile yakın takip

‹stanbul’da içme sular›n›n muhafazas›n›sa¤layan bu projenin baflar›s›n›n ard›nda“uzaktan alg›lama” teknolojileri var.Uzaktan alg›lama teknolojileri sayesinde,yeryüzünün ve yer kaynaklar›n›n ince-lenmesinde fiziksel ba¤lant› kurulmadanveri al›n›p kaydediliyor ve incelenebili-yor. Yani yer ile herhangi bir temasolmaks›z›n yerin çeflitli özellikleri tespitedilebiliyor. Bu tespit yap›l›rken mad-

delerin yayd›klar› enerjidenfaydalan›l›yor. Coflkun bu yöntemin t›ptakullan›lan MR veya tomografi tekniklerigibi oldu¤unu söylüyor. Uzaktanalg›lama ifllemi yap›l›rken modernhavac›l›k ve uzay teknolojilerinden fay-dalan›l›yor.

Coflkun bu teknolojiyle sadece suylailgili çal›flmalar yapm›yor. Ürün rekoltesiölçümü, hidroelektrik santral potansiyel-leri, toprak durumu, arazi incelemesigibi pek çok konuda uzaktan alg›lamateknolojileri sayesinde önemliaraflt›rmalara imza at›yor. Örne¤in fluanda Türkiye’nin hidroelektrik potan-siyelini ortaya ç›karacak bir projeninpilot uygulamas› üzerine bir çal›flmas›var. ‹lk etapta Karadeniz’de küçük birbölgenin su kaynaklar›n› inceleyenCoflkun ve ekibi, bu pilot uygulamadansonra bütün Türkiye’nin hidroelektrikharitas›n› ç›karabilecek. Uydudan al›nangörüntüler ve uzaktan alg›lama teknolo-jileri sayesinde do¤ruluk pay› yüzde97’ye varan tahminlerle, yat›r›mlardan eniyi sonuçlar al›nmas› bekleniyor.

Coflkun, biyodizel ile ilgili bir çal›flmadada uzaktan alg›lama sistemlerinden fay-dalan›yor. Burada arazi ve toprak tespit-leri yap›larak ürün arazi efllefltirilmesisayesinde verimsiz topraklarda çiftçininbiyodizele uygun m›s›r, kanola gibiürünleri yetifltirmesi sa¤lanacak. Böylecehem verimsiz topraklar de¤erlendirilecekhem de ülke ekonomisine büyük birkatk› sa¤lanacak. Coflkun bu teknolojilersayesinde y›ll›k ürün rekoltesi hakk›ndada çok büyük do¤ruluk pay›yla tahmin-ler yap›labildi¤ini söylüyor. Uydudanal›nan verilerle ürünlerin daha ilkyetiflme aflamas›nda durumlar› tespitediliyor ve y›ll›k verim hakk›nda tahmin-lerde bulunuluyor. Ayr›ca hangi arazidene tür a¤aç türlerinin oldu¤u, hangi tar-lada tar›m›n yap›l›p yap›lmad›¤› da buteknoloji sayesinde tespit edilebiliyor.Coflkun, bu verilerin devletin, tar›m vemaliye gibi bakanl›klar›n uzun vadeliplanlar›na ›fl›k tutabilece¤ini söylüyor.Çünkü verimlilik ve y›ll›k durumhakk›nda yaklafl›k bir y›l öncesindenönemli verileri bu yöntemle sa¤lamakmümkün. �

“Uzaktan alg›lama sistemleri son derece önemli bir teknoloji. Türkiye’de kullan›lsada henüz yeterince faydalan›ld›¤›n› söylemek zor. Bir araflt›rma piramidinin enüstünde yer alan geliflmifl bir teknoloji oldu¤u için verileri her yerde kullan›l›yor.Atatürk’ün dedi¤i gibi, istikbal göklerde. Bu teknolojilerle, suyun kalitesinin, korumabantlar›n›n ve ar›tma tesislerinin takip edilmesi art›k büyük önem tafl›yor. Su gittikçeönem kazanacak, suyun fiyat› petrolü geçecek. Ayr›ca küresel ›s›nma nedeniylesuyla ilgili sorunlar kat kat artacak. Tüm bunlar›n önlemenin yolu, bu tür teknolojiler-le önceden tespitler yapmak ve gereken tedbirleri almak.”

Suyun istikbali de göklerde

Page 38: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Dünya Bankas›, 2006 inovasyon ödülünü Su Pira-midi (WaterPyramide) adl› ürüne verdi. Piramitbiçimindeki bu çad›r, günde 2 bin litre su ürete-

bilme kapasitesine sahip. 600 metrekare yüzey alan›-na yay›lan çad›r, tuzlu suyu ar›nd›rma özelli¤i tafl›yor.Yöntem basit bir biçimde anlat›lm›fl: günefl, tuzlu su-yu buharlaflt›r›yor, buhar ise çad›r›n tepesinde yo-¤unlafl›yor ve yo¤unlaflma sonucunda elde edilen subiriktiriliyor. Çad›r, ayn› zamanda ya¤mur suyunutoplamak amac›yla da kullan›labiliyor. WaterPyrami-de’in mucidi Martjin Nitzche, çad›r› bir Afrika ülkesiolan Gambiya’da kurmufl. Ayr›ca, Dünya Banka-s›’ndan ald›¤› 190 bin dolar tutar›ndaki ödülü de, ge-lifltirilmifl bir sürümünü yapabilmek amac›yla ayn›projede kullanmay› hedeflemifl. Bu ürün, Herkes içinSu Vakf› isimli bir yap›n›n vizyonu paralelinde ortayaç›km›fl. Vak›f bir a¤yap›-flebeke halinde Hollandal› iflinsanlar›ndan, devlet görevlilerinden, akademisyen-lerden ve sivil toplum temsilcilerinden oluflurken,amaçlar›n›, geliflmekte olan ülkelere sürdürülebilir,ucuz, kolayl›kla uygulanabilir su saflaflt›rma teknolo-jilerini gelifltirmek olarak belirlemifl.

Bülten içinde yer alan dikkat çekici ikinci makale,2010 y›l›nda fiangay’da yap›lacak World Expo etkinli-

¤inin suyla ilgili bölümü. 2010 World Expo’nun mot-tosu daha iyi bir flehir ve daha iyi bir yaflam olaraktan›mlanm›fl. Çinli yetkililer Hollanda’n›n yaklafl›m›-n› tercih etmifller, tercih kapsam›nda da daha iyi birflehir yaflam› için örnek olabilmek ad›na, Expo fuaralan›nda Avrupa’n›n içme suyu kalitesini tutturmay›hedeflemifller. Çinli Shibei Water Works adl› kurum,Hollanda’n›n su konusunda araflt›rmalar yapan Ki-wa Water Research’›n kap›s›n› çalm›fl. Bu iliflki so-nucunda da iki kurum fiangay’daki su tesislerininiyilefltirilebilmesi için olas› çal›flma alanlar›n› arafl-t›rmaya bafllam›fl. Üzerinde durduklar› ana konu iç-me suyu haz›rlayabilmek için Hollanda felsefesido¤rultusunda bir model gelifltirebilmek. Ana nok-talar›n neler oldu¤una bak›ld›¤›nda; yüzey suyunuorganik maddelerden daha iyi bir biçimde ar›nd›r-mak, içme suyunun biyolojik istikrar›n› koruyabil-mek, tüm bunlar› da klor kullanmadan yapabilmekoldu¤u görülüyor.

Kiwa ve Shibei’nin yapt›¤› denemeler, k›z›lötesi ›fl›n-lar› kullanarak oksidasyonu sa¤lamak üzere yap›lan-m›fl. Kiwa’ya göre bu süreç ozon kullanmaktan dahaumut verici. Ozon, bakterileri öldürmek için son de-rece etkin bir yöntem olmakla birlikte, Çin’deki

hollanda’n›n su teknolojisi

Bu ay, Hollanda Ekonomik ‹liflkiler Bakanl›¤› taraf›ndanhaz›rlanan “Hollanda Su Teknolojisi” bafll›kl› bültenin birbölümünü sizlerle paylaflmay› hedefledik. Bülten, Hollanda vedünya için suyun önemini ortaya koyarken, su fakiri olmayanbir ülke oldu¤u halde, Hollanda’da suyun etkin kullan›m›nadair yürütülen çal›flmalar ve gelifltirilen teknolojiler hakk›ndafikir vermesi aç›s›ndan dikkatimizi çekti.

Selçuk KARAATACemil ARIKAN

40

U‹G’den notlar

Page 39: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Yangtze nehrinin suyu ile birlikte kullan›ld›¤›ndaistenmeyen ikincil maddelerin oluflumuna nedenoluyor. Bu nedenle, Kiwa ve Hollandal› elektrik-elektronik firmas› Philips, birlikte çal›flarak yenibir k›z›lötesi lamba gelifltirme çal›flmalar› yap›yor.Lamba, sadece etkin olmakla kalm›yor, ayn› za-manda ucuz olma özelli¤ini de bar›nd›r›yor. Tümbu çal›flmalar sonucunda, fiangay’daki yerel yöne-ticilerin ifade ettikleri kadar›yla hedefleri, WorldExpo 2010 fuar›nda fliflelenmifl su kullanmay›p, mi-safirlerinin musluk suyu içebilmelerini sa¤lamak.Bizim özellikle dikkat çekmenin yararl› oldu¤unudüflündü¤ümüz alan su araflt›rmalar›yla ilgilenenbir kurum ile teknoloji gelifltiren ticari bir kuru-mun, baflka bir ülkenin ihtiyac›n› karfl›layabilmekad›na birlikte çal›flmalar›.

Birlikte çal›flman›n, ortakl›klar kurman›n inovas-yon için gere¤ini ve önemini biliyoruz. Hollanda,suyla ilgili uluslararas› sorunlara çare bulabilmekiçin Hollanda Su Ortakl›¤› (the Netherlands WaterPartnership) isimli oluflumu yap›land›rm›fl. Yap›,kâr amac› gütmeyen bir sivil örgütlenme. Ulusla-raras› arenada suyla ilgili yaflanan sorunlara çö-züm bulmakla birlikte, Hollanda’n›n uluslararas›su pazar›ndaki konumunu güçlendirmeyi de hedef-liyor. Toplam 140 üyesi olan örgüt, üyeleri aras›ndaçal›flmalar› koordine ediyor, yak›n iflbirli¤i olanak-lar› yarat›yor, böylece yurtd›fl›ndaki organizasyon-larla rekabet edebilme flans›n› art›rabiliyor.

‹klim de¤iflikli¤i, do¤al kaynaklar›n yönetimi ve su-yun Türkiye için ne denli önemli oldu¤unu, özelliklekurak geçen son birkaç yaz mevsimi boyunca his-settik. Türkiye’nin de sivil yap›lanmalar› hayata ge-çirerek karfl› karfl›ya kald›¤›m›z sorunlara yeni veyenilikçi çözümler getirme çabas› içine girmesi ka-ç›n›lmaz. Suyla ilgili sorunumuz sadece son birkaçy›l ve bugünün de¤il, daha da büyüyerek yar›n›n enöncelikli gündem maddelerinden biri. Çok h›zl› birbiçimde suyu do¤ru kullanmam›z, ya¤mur suyunuson derece dikkatle de¤erlendirmemiz ve tasarruftedbirlerini, bilim insanlar›n›n sahip olduklar› biri-kimi mutlaka kullanarak hayata geçirmemiz kaç›-n›lmaz. Tafl›ma suyla da de¤irmenin dönmeyece¤iatalar›m›z taraf›ndan bize ö¤retilmifl. �

41

Page 40: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

42

yedi düvelin su verisi haz›r

Art›k hemen herkesin akl›nda“acaba susuz kal›r m›y›z?” sorusuvar. Genifl çapl› kurakl›k ve su

kirlili¤i sorununun yaflanaca¤›ndan hat-ta su savafllar›n›n bafllayaca¤›ndan sözediliyor. Ancak Türkiye’de çok umutverici çal›flmalar da var. Bu araflt›rmaprojeleri Türkiye’nin su politikas›na ›fl›ktutarsa belki de s›k›nt›lar›n önüne geçe-bilecek. Dokuz Eylül Üniversitesi SuKaynaklar› Yönetimi ve Su Kaynakl›Do¤al Afetlerin Kontrolü Araflt›rma veUygulama Merkezi de (SUMER) AB 6.Çerçeve Program› kapsam›nda Türki-

ye’nin su politikas›na ›fl›k tutacak birprojenin orta¤›. OPTIMA (SürdürülebilirSu Kaynaklar› Yönetimi Optimizasyonu)isimli bu projenin amac› su kaynaklar›yönetimine yeni bir yaklafl›m getirerekçat›flan taleplere uzlaflt›r›c› çözümlerbulmak ve verimlili¤i art›rmak. Bu yak-lafl›mla güçlü ve pratik bir uygulaman›nortaya konulaca¤› umuluyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi ‹nflaat Mühen-disli¤i Bölümü Ö¤retim Üyesi Prof. Dr.Nilgün Harmanc›o¤lu’nun Türkiye’dekiliderli¤ini yapt›¤› projenin, Avusturya,‹talya, Yunanistan, K›br›s Rum Kesimi,Malta, Lübnan, Ürdün, Filistin, Tunus ve

Fas’tan da ortaklar› bulunuyor. 2 milyonEuro’luk bütçeye sahip olan ve geçen y›ltamamlanan OPTIMA için örnek bölgeolarak Gediz Havzas› seçildi. Gediz’in se-çilmesinde, buran›n Türkiye’de su kay-naklar› aç›s›ndan en çok sorun yaflayanhavzalardan birisi olmas› etkili oldu. Har-manc›o¤lu, OPTIMA’dan al›nan sonuçla-r›n tüm ülkelerde yaflanan su sorunlar›-n›n en aza indirilmesine yard›mc› olaca-¤›n› düflünüyor. Ona göre su konusundaTürkiye’nin atmas› gereken en önemliad›m, daha sonraki eylemlere yön vere-bilecek bir çevre bilgi sistemini kurmak.Çünkü araflt›rmac›lar bölgeler hakk›ndaveri bulmakta büyük güçlük çekiyor.

Avrupa Birli¤i 6. Çerçeve Program› kapsam›nda fonlanan OPTIMA projesi, tüm dünyaülkelerinin su yönetimine bir çözüm bulmay› amaçl›yor. Prof. Dr. Nilgün Harmanc›o¤lu,proje sonuçlar›yla, geçici yerel çözümlerin yerine, ekonomik, çevresel ve sosyal koflullar›da ele alan uluslararas› çözümler getirilebilece¤ini savunuyor.

HANDE AKKAfi

Page 41: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

43

Prof. Dr. Nil-gün Harman-c›o¤lu, OPTI-MA projesiaraflt›rma so-nuçlar›n› yay-g›nlaflt›rmayaçal›flmalar›na

ra¤men flu anda projenin uygulanmad›-¤›n› belirtiyor. Ona göre asl›nda Ge-diz'in su sorunlar›na çare olabilecek çö-zümler belli ancak kulak asan yok. Ge-çen y›l›n mart ay›nda Çevre ve OrmanBakanl›¤› OPTIMA projesi hakk›nda birsunum istemifl ve proje hakk›nda bilgialm›fl. Üstelik projenin uygulamaya ge-çirilebilece¤i de söylenmifl. Daha sonraTBMM Çevre ve ‹klim De¤iflikli¤i Araflt›r-ma Komisyonu da bir sunufl isteyinceHarmanc›o¤lu ve ekibi bir buçuk y›l ça-l›fl›p uygulama projesi teklifi haz›rlam›fl.Ancak flu anda uygulama yönünde birniyet olmad›¤›n› söyleyen Harmanc›o¤lu“Türkiye'de maalesef kamu kurumlar›kapasite ve teknoloji eksikliklerine ra¤-men mevcut çal›flmalara ra¤bet etmiyorve geçici tedbirlerle durumu idare etme-ye çal›fl›yor” diyor. Harmanc›o¤lu Türki-ye’de henüz havza yönetimi diye birolay olmad›¤›n› ve ak›ll› çözümler ürete-medi¤imiz için havzalar›m›z› kaybetti¤i-mizi ifade ediyor.

Çözüm belli, kulak asan yok

Bu projenin amac› neydi?OPTIMA’n›n genel amac›, çat›flan talep-lere uzlaflt›r›c› çözümler bulmak ve ve-rimlili¤i art›rmak için su kaynaklar› yö-netimine yeni bir yaklafl›m getirmek, s›-namak ve bilimsel yönden güçlü pratikbir yöntem ortaya koymak. Yaklafl›m,Avrupa Birli¤i Su Çerçeve Yönetmeli-¤i’ne uygun olarak, sürdürülebilir gelifli-min temel tafllar› olan ekonomik verim-lilik, çevresel uyum ve sosyal eflitlik ko-nular›na ayn› derecede önem veriyor.Burada nihai hedef, su havzalar› içinekonomik, çevresel ve sosyal yöndenen uygun (optimum) yönetim plan›n›belirlemek. Projenin di¤er bir amac› da,

uzmanlar aras›nda yayg›n bir iletiflima¤› oluflturmak ve bulgular›n, verilerinve en iyi uygulama çözümü örnekleriile ilgili bilgilerin aktar›m›n› sa¤lamak.

Proje, Türkiye’ye en çok hangi ko-nuda yol gösterecek?Su sorunlar›n›n temel nedeni, su yöne-timindeki eksiklikler ve hatalard›r. Ül-kemizde de yaklafl›k 10 y›ldan bu yana“entegre havza yönetimi” kavram›ndanbahsediliyor. Ancak entegre yönetiminne ifade etti¤i ve nas›l uygulanmas› ge-rekti¤i bilinmiyor ve yerel problemlereyerel çözümler getirmekle yetiniliyor.OPTIMA su ile ilgili uluslararas› ve AB

su yönetimi yaklafl›mlar›n› bir bütünolarak uygulayan bir proje. Sonuçlar ör-nek al›narak, havzalar›m›zda sorunlarauygulanabilir, bilimsel, gerçekçi ve sa¤-l›kl› teflhis koyma ve en iyi çözümlereulaflma olana¤› elde edilebilir.

Bu proje için ortaklar aras›nda nas›lbir yap›lanma olufltu?Projede yöntem gelifltirilmesinde AB’yeüye ortaklar görev ald›lar. Di¤er Akde-niz ülkelerinin her biri kendi havzalar›n-da bu yöntemleri denediler. Böylelikleyöntemler farkl› havzalardaki uygulama-larla s›nanm›fl oldu. Ortaklar aras›nda s›-k› bir iflbirli¤iyle bilgi al›flverifli ortam›

Page 42: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

kuruldu. Bunun yan› s›ra kal›c› dostluk-lar da tesis edilmifl oldu. SUMER’in deyurtd›fl›nda tan›nmas› sa¤land›. Özellikleen kapsaml› ve en iyi örnek çal›flmay›ekibimizin yapm›fl olmas›, yeni projeolanaklar›n›n do¤mas›na neden oldu.

Proje size ve ekibinize neler katt›?Proje sonucunda SUMER ekibi, havzayönetimi konusunda tam deneyimli ha-le geldi ve elemanlar›m›z en son tekno-lojiler konusunda uzmanlaflt›. OPTIMAve daha önceden yapm›fl oldu¤umuzyine benzeri bir proje olan SMART pro-jeleri sayesinde, çeflitli toplant›larda suyönetimi ile ilgili bugün dile getirilenkonulara, 5-6 y›l önceden vak›f olduk.

Türkiye’de su konusunda çal›flma-n›n ne tür zorluklar› var?Projede yaflad›¤›m›z tek ve en büyükzorluk Gediz Havzas› ile ilgili veri temi-niydi. Türkiye’de havzalar›m›zla veyaçevreyle ilgili sa¤l›kl› veri tabanlar› vebilgi sistemleri bulunmad›¤›ndan bu so-runla asl›nda her çal›flmada karfl›lafl›yo-ruz. Özellikle de sosyal ve ekonomikverilerle arazi türü ve da¤›l›m›yla ilgilibilgilere ulaflmakta zorland›k. Veri top-layan kurumlarda da¤›n›k halde bulu-nan bu bilgilere ulaflmak epeyce zama-n›m›z› ald›. Sorunu çözmek için pekçok kurulufla ve kiflilere baflvurduk.

7. ÇP kapsam›nda da projelerinizvar m›? Halihaz›rda 6. ÇP kapsam›nda destekle-nen PLEIADES adl› sulama yönetimineiliflkin bir projeyi yürütüyoruz. Geçti¤imizmart ay›nda ‹ngiltere’den Hidroloji Ensti-tüsü koordinatörlü¤ünde 7. ÇP’ye birproje teklifi verdik. AB fonlar›ndan yarar-lanabilmek için öncelikle Çerçeve Prog-ramlar›nda belirtilen önceliklerin bilinme-si önemli. Bu öncelikler d›fl›ndaki konu-lara de¤inen projeler destek görmüyor.

Proje çal›flmalar›n› göz önündebulundurarak, Türkiye’deki suvarl›¤› hakk›nda neler söyleye-bilirsiniz?Tüm akarsu havzalar›m›zda benzersorunlar mevcut. En önemli iki sorunsu azl›¤› ve su kirlili¤i. Su azl›¤›, reka-bet, kullan›c›lar›n ço¤almas›, su tahsisisorunlar› ve kötü yönetim nedeniyle deortaya ç›k›yor. Bir de son y›llarda küre-sel ›s›nma sorunlar› bafl gösterdi. Ancakbizler havzalar›m›z› bilinçli bir flekilde

yönetebilseydik, küresel ›s›nma soru-nunu da bu fliddette yaflamazd›k.Küresel ›s›nman›n da risk tabanl›yaklafl›mlarla ele al›nmas› ve buna göreönlemlerin al›nmas› gerekli.

fiu anda su varl›¤›m›z› korumak veen iyi flekilde kullanmak için al›na-cak önlemler nelerdir? En baflta yap›lmas› gereken bir çevrebilgi sisteminin kurulmas›d›r. Elde sa¤-l›kl› ve güvenilir veri olmadan do¤ruteflhis koymak veya do¤ru çözümlerekarar vermek mümkün de¤ildir. Bununötesinde geliflmifl teknolojileri kullan-mak önemli, ancak bunun için de ka-pasite gelifltirilmesi yani insan kayna¤›gerekli. Ayr›ca su kullan›c›lar›n›n dae¤itilmesi ve bilinçlendirilmesi büyükönem tafl›yor. Bütün bu konularda daAr-Ge, inovasyon ve teknoloji son dere-ce gerekli. Art›k sorunlar öyle boyutlaraulaflm›fl durumda ki, al›fl›lagelen yakla-fl›m ve tekniklerle bunlar›n çözümümümkün de¤il. �

Prof. Dr. Nilgün Harmanc›o¤lu,OPTIMA projesi kapsam›nda, makul veuygulanabilir nitelikte havza yönetimiseçenek planlar›n›n türetilmesi içingenetik programlama ve genifl kapsaml›simülasyon modelini kulland›klar›n›söylüyor. Bunun için uzaktan alg›lamaile güncellenmifl arazi kullan›mçal›flmalar›n›n temel girdilerinden defaydalan›lm›fl. Bu konuda kullan›lanuzman sistemler yard›m›yla nicelikseltan›mlamas› oldukça güç olan çevreselve sosyal boyutlar›n da analize dahilolmas› sa¤lanarak, amaçlar, kriterler vek›s›tlar ortaya konulmufl. Projedeseçenek yönetim planlar› da GedizHavzas›’ndaki tüm paydafllar›n görüflleriçerçevesinde belirlenmifl. Buçal›flmalar›n sonunda Do¤u ve Bat›Akdeniz’de yer alan 7 ülkedegerçeklefltirilen bir dizi yerel ve bölgeseluygulama sonucunda karfl›laflt›rmal› birde¤erlendirme oluflturulmufl.

7 ülkenin verileri karşılaştırılıyor

44

Page 43: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Dünyan›n suyla ilgili en büyük etkinli¤i olan DünyaSu Forumu, Dünya Su Konseyi ve ev sahibi ülkehükümetinin ortak giriflimi olarak üç y›lda bir dü-

zenleniyor. Fas (1997), Hollanda (2000), Japonya (2003)ve Meksika’da (2006) düzenlenen forumlar›n ard›ndan,5. Dünya Su Forumu ‹stanbul’da, Mart 2009’da ger-çeklefltirilecek. Forum, üç y›l› aflk›n bir süreye yay›l-m›fl haz›rl›k faaliyetlerinin ürünü olarak, aç›k, herkesikapsayan, çok paydafll› bir sürecin sonucu. BöyleceDünya Su Forumu yaln›zca bir haftal›k bir etkinlik de-¤il, su sorunlar›na verilen önemi, konuyla ilgili fark›n-dal›¤› ve anlay›fl› art›rma ve küresel sorunlara yöneliksomut çözümler getirme amac› güden bir süreç.

Herkesin kat›l›m›na aç›k olan ve suyla ilgili tüm pay-dafllar›n görüfllerinin de¤erlendirilece¤i Forum’a,dünyan›n dört bir yan›ndan gelecek olan karar verici-ler, yerel yönetimler, sivil toplum kurulufllar›, akade-misyenler, sanayiciler ve ifl adamlar›, kad›nlar ve ço-cuklar, çiftçiler ve su kullan›c›lar› kat›lacak. 15- 22Mart 2009 tarihleri aras›nda ‹stanbul Sütlüce Kongreve Kültür Merkezi’nde yap›lacak olan 5. Dünya Su Fo-rumu’nda Türkiye ve dünyadaki su yönetimi hakk›ndaönemli kararlar›n al›nmas› bekleniyor. Forum sonu-cunda, ‹stanbul Kentsel Su Mutabakat› yerel yönetim-ler taraf›ndan imzalanacak. 5. Dünya Su Forumu’nunhaz›rl›k sürecine kat›lanlar›n karfl› karfl›ya olduklar›güçlük, bu forumu dünyada su yönetimi aç›s›ndan birdönüm noktas› haline getirme sorunu. Bu forum ger-çekten farkl› olmal›. Bu nedenle 5. Dünya Su Foru-mu’nu düzenleyenler, haz›rl›k sürecini aç›k ve kat›l›m-c› bir flekilde gerçeklefltirerek, eyleme dönük baflar›y›

ümit ediyorlar. Böylece, dünyaya fikirlerin ve uzmanlararas› tart›flmalar›n ötesinde bir fleyler getirmeyiamaçl›yor. Forum, farkl› bak›fl aç›lar›n› anlama yete-ne¤imizi gelifltirmek ve farkl› çözümleri paylaflma f›r-sat›n› sunmak üzere dünyay› ‹stanbul’a tafl›yacak.

5. Dünya Su Forumu’nun ana temas› “Farkl›l›klar›nSuda Yak›nlaflmas›.” Bu tema, amaca ulaflmak içinco¤rafi engelleri aflmay› ifade ediyor. ‹stanbul’da dü-zenlenecek 5. Dünya Su Forumu bu temayla, sadeceAsya ile Avrupa, Ortado¤u ile Afrika, Kuzey ile Güneyaras›ndaki kavflaklar›n de¤il, modern ça¤ ile gelenek-sel su kültürleri ve kullan›mlar›, dünyan›n zengin veyoksul, geliflmifl ve geri kalm›fl bölgeleri aras›ndakiengellerin de alt›n› çiziyor. Daha fazla etkileflim, ileti-flim ve su yönetiminde yer alan ya da bundan etkile-nen çeflitli kifli ve kurulufllar›n ifllevsel uyumu için du-yulan ihtiyac› vurguluyor. Ayr›ca dünya su kamuoyuna,suyun kendi bafl›na bir amaç olmad›¤›, aksine kalk›n-mam›z ve refah›m›z için bir araç oldu¤u mesaj›n› daveriyor. Suyun etkiledi¤i sektörlerin karfl›laflt›¤› ortaksorunlara getirilecek çözüme nas›l katk› sunaca¤›n›anlamak için di¤er sektörlerle etkileflime ihtiyaç var.

Forumun 6 ana temas›

Tema 1: Küresel De¤iflimler ve Risk Yönetimi

Konu 1.1 ‹klim De€iflimine Uyum Sa€lamak: Kü-resel ›s›nman›n sebep ve sonuçlar›na yönelik giderekartan bir ilgi var. Su toplulu¤unun yüz yüze oldu¤u enönemli sorular iklim de¤ifliminin su döngüsünü nas›l

dünyadaki farkl›l›klar suda yak›nlaflacak

5. Dünya Su Forumu dünyaya neler getirecek?

15-22 Mart 2009 tarihleri aras›nda ‹stanbul Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi’ndeyap›lacak olan 5. Dünya Su Forumu’nda Türkiye ve dünyadaki su yönetimi hakk›ndaönemli kararlar›n al›nmas› bekleniyor. Forum sonucunda, ‹stanbul Kentsel SuMutabakat› yerel yönetimler taraf›ndan imzalanacak.

46

makale / Yunus Özleyen*

*5. Dünya Su Forumu ‹letiflim Komitesi Odak

Page 44: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

etkileyece¤i ve insan ile çevre risklerinin azalt›lmas›için en önemli uyum stratejilerinin neler olaca¤›d›r.

Konu 1.2 Su Kaynakl› Göç, De€iflen Arazi Kulla-n›m› ve ‹nsan Yerleflimleri: Su, toprak ve yaflamçevreleri üzerinde artan bask›, göçlere neden olmaktave bunun sonucunda yeni yerleflimlerin olufltu¤u yer-lerdeki do¤a etkilenmektedir. Daha etkin su yöneti-miyle arazi ve çevre kullan›m›, dolay›s›yla göç ihtiyaç-lar› ve bunun yerleflimler üzerindeki etkileri azalt›labi-lir mi? fiimdiki ve gelecekteki demografik geliflmeleriçin su hizmetlerinin gelifltirilmesi ve yönetilmesi ko-nular›ndaki en uygun stratejiler hangileridir?

Konu 1.3 Afet Yönetimi: Milyonlarca insan›n emni-yet ve ekonomik güvenli¤ine yönelik yeni tehditler, ar-tan kentleflme ve iklim de¤iflkenli¤i ile ba¤lant›l› dahas›k ve büyük boyutlarda gerçekleflen felaketler sonu-cunda ortaya ç›kmaktad›r.

Tema 2: ‹nsan Kalk›nma ve Biny›l Kalk›nma Hedefleri

Konu 2.1 Herkes için Su, Sanitasyon ve HijyenSa€lanmas›: Herkes için su, sanitasyon (sa¤l›k koflul-lar›n›n oluflturulmas› ve sürdürülmesi) ve hijyen hedefiüzerinde evrensel bir mutabakat bulunmaktad›r. Dün-ya Sanitasyon Y›l›’n›n ard›ndan gerçekleflecek olan 5.Dünya Su Forumu, üç gereklilik olan su, sanitasyon vehijyen konular›ndaki geliflimin gerçek boyutunu vedünyan›n en zorlu bölgelerinde sorunu çözecek siyasikararl›l›klar› tart›flmak için yeni bir f›rsat yaratacakt›r.

Konu 2.2 Enerji için Su, Su için Enerji: Giderekazalan enerji kaynaklar› ve yükselen maliyetlerin suüretimi, kullan›m› ve tuzlu suyun ar›t›lmas› ile yenidenkullan›m› içeren su iflleme üzerinde önemli bir etkisibulunmaktad›r. Ayn› zamanda, giderek azalan su kay-naklar› ve gittikçe artan bir enerji talebi söz konusu-dur. Hidroelektrik enerji, barajlar›n rezervuar›nda de-polanan suyun türbinden geçerek, harcanmadan elek-trik üretilmesine dayan›r.

Konu 2.3 Açl›k ve Fakirli€in Giderilmesi için Suve G›da: Daha az su ve toprakla daha fazla g›dan›nüretilmesi gerekiyor. Tar›m-enerjisi, g›da güvenli¤i veenerji güvenli¤i konular›nda nas›l bir öneme sahiptirve sürdürülebilir geliflmeyi sa¤lamak için do¤ru denge

nas›l kurulabilir? G›da güvenli¤i ve enerji güvenli¤i ko-nular›yla nas›l ilgileniyoruz? Pazara eriflim ile gümrükvergisi sisteminden en fazla yoksullar›n zarar görmesinas›l engellenebilir?

Konu 2.4 Su Hizmetlerinin Birden Çok Kullan›-m› ve ‹fllevi: Birden çok kullan›m flekli birbiriyle ça-t›fl›r m› yoksa sinerji mi oluflturur? Kurumsallaflma vebirden çok kullan›m›n art›r›lmas› Biny›l Kalk›nma He-defleri’ne ulafl›lmas›na katk›da bulunulmas› için ge-rekli midir? Yönetiflim ne flekilde olmal› ve bu hizmet-lerin sürdürülebilirli¤ini güçlendirmek için hangi siya-sal, kurumsal ve mali önlemler al›nmal›d›r?

Tema 3: ‹nsani ve Çevresel ‹htiyaçlar Dikkate Al›na-rak Su Kaynaklar›n›n Korunmas› ve Yönetimi

Konu 3.1 Havza Yönetimi ve S›n›r Aflan Sularda‹flbirli€i: Su konusundaki dayan›flmalar ve bütünselsu kaynaklar› yönetimi konular›ndaki baflar› öykülerive baflar›s›zl›klar nelerdir? Havza yönetimi, s›n›r aflansularda iflbirli¤i ve ç›kar paylafl›m›yla ilgili kilit eylem-ler nelerdir? Yerel, bölgesel ve küresel ölçeklerde ya-sal araçlar gelifltirilmifltir, fakat bunlar özellikle s›n›raflan yüzeysel ve yeralt› su kaynaklar›, paydafl kat›l›m›,planlama, finansman ve izleme için ne kadar etkili veesnek durumdad›r?

Konu 3.2 Tar›msal Enerji ve Kentsel Su ‹htiya-c›n›n Karfl›lanmas› için Yeterli Su Kayna€› veDepolama: Altyap›s› temini yeterli su kayna¤› sa¤lan-mas› kalk›nma için önemlidir ve bu önem giderek ar-

47

5. Dünya Su Forumu’nun ana temas› “Farkl›l›klar›n Suda Yak›nlaflmas›.” Bu tema,amaca ulaflmak için co¤rafi engelleri aflmay›ifade ediyor. ‹stanbul’da düzenlenecek 5.Dünya Su Forumu bu temayla, sadece Asyaile Avrupa, Ortado¤u ile Afrika, Kuzey ile Güney aras›ndaki kavflaklar›n de¤il, modernça¤ ile geleneksel su kültürleri ve kullan›mlar›, dünyan›n zengin ve yoksul, geliflmifl ve geri kalm›fl bölgeleri aras›ndakiengellerin de alt›n› çiziyor.

Page 45: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

tan iklim de¤iflikliklerinin etkileri düflünüldü¤ünde da-ha da büyümektedir. Bu, hem do¤al hem de insan ya-p›m› yeterli miktarda depolama alan› ve altyap› olma-s›n› gerektirmektedir. ‹nsan ihtiyaçlar›n› sürdürülebilirbir flekilde karfl›larken bu kaynaklar ile ekosistemleri-nin korunmas› için de¤iflik bak›fl aç›lar› aras›nda birortak nokta nas›l bulunabilir?

Konu 3.3 Do€al Ekosistemlerin Korunmas›: Mev-cut uluslararas› yasalar ile anlaflmalar›n rolü ne ola-bilir? ‹nsan ihtiyaçlar› ile birlikte yerel de¤erler ve ko-flullar›n hesaba kat›lmas› için ulusal ve yerel düzeyde-ki planlama süreçlerinde neler yap›labilir?

Konu 3.4 Yüzeysel, Yeralt›, Toprak ve Ya€murSuyunun Yönetimi ve Korunmas›: Ya¤mur, mevcuten büyük su kayna¤›d›r, fakat ayn› zamanda yönetimien az geliflmifl olan›d›r. Yeralt› suyu en güvenilir kay-nakt›r, ama o da kirlenme ve kötü kullan›ma en müsaitolan›d›r. Bu gerçeklere ra¤men, kurumsal atalet, suyönetiminin yüzeysel sulara odaklan›p kalmas›n› teflviketmektedir. Yasal ve kurumsal çerçevelerde neler de-¤ifltirilmelidir? Bilim, politikac›lar› en iyi hangi flekildeuyarabilir?

Tema 4: ‹dare ve Yönetim

Konu 4.1 Su ve Sanitasyon Hakk›na Daha ‹yiEriflimin Uygulanmas›: Su ve Sanitasyon Hakk›(SSH) yoksul ve d›fllanm›fllar için gerçekten bir farkyarat›yor mu? SSH’yi eriflim kazanmak ve devletler iledi¤er aktörleri sorumlu k›lmak için nas›l kullanabilir-ler? Biny›l Kalk›nma Hedefleri’ne do¤ru ilerlemeyi h›z-land›rmak için bir araç olarak kullan›lacaksa, hakk›nuygulanmas›n› mümkün k›lacak eylemler nelerdir?

Konu 4.2 Düzenleyici Yaklafl›mlar Yoluyla Veri-min Art›r›lmas›: ‹flletmeler ve hizmet sa¤lay›c›lariçin ba¤›ms›z bir düzenleyici çerçeve, roller ile sorum-luluklara netlik sa¤lamakta ve daha iyi hizmet ile eko-nomik verim sa¤lanmas›nda kullan›lan bir araç olaraktüm dünyada desteklenmektedir. Fakat acaba düzen-leme tüm durumlarda ifle yarayacak m›d›r? Mevcutdurum nedir ve düzenleyici çerçeve gelecekte at›k su-lar›n (yeniden) kullan›m› ile yeralt› su kaynaklar›n›n

sürdürülebilir kullan›m› konular›nda ne gibi bir rol oy-nayacakt›r?Konu 4.3 Etik, fieffafl›k ve Paydafllar›n Güçlen-dirilmesi: “Su eti¤i” kavram› sorgulanamaz gibi gö-rünse de, daha iyi su yönetiflim ve yönetimini mümkünk›lmak taraflar›n yapaca¤› ortak bir tan›mlamay› ge-rektirmektedir. Acaba bunu yapmak mümkün müdür?Böyle bir standard›n oluflturulmas› ayr›ca paydafllar›nfleffaf olan, hesap verebilirli¤e yol açan ve adalete eri-flim sa¤layan karar alma süreçlerine kat›lmalar›n› tefl-vik edecektir. Ne tür ek önlemler al›nmas›yla bu bafla-r›labilir?

Konu 4.4 Su Hizmetlerinde Kamunun ve ÖzelSektörün Rollerinin Optimizasyonu: Ekonomik veifl gücü koflullar› iyileflmeye devam ettikçe hem kamu-nun hem de özel kurulufllar›n su hizmetleri sa¤lamakkonusundaki rol ve sorumluluklar› da geliflmeyi sür-dürecektir. Bu ba¤lamda, özel sektörün belirli görev-lerinin giderek artan bir flekilde tafleronlara yapt›r›l-mas›na ek olarak, toplumlar kamunun sahip oldu¤uhizmetlerin “özellefltirilmesi”, temsili hizmet tedarikimodelleri ve küçük ölçekli hizmet tedarikçilerinin da-hil oldu¤u melez modeller gibi alternatif modelleredönmektedir.

Konu 4.5 Verimli ve Etkili Su Kayna€› Yönetimiiçin Kurumsal Düzenlemeler: Merkeziyetçi olma-yan su yönetimini tarafs›z, verimli ve etkili hale getir-mek için devletin tüm düzeylerinin gayretleri aras›ndaeflgüdüm gerekir. Bu konu alt›nda, suyun giderekazalmakta oldu¤u koflullarda su kaynaklar›n›n koordi-nasyonu ve bölüfltürülmesiyle ilgilenilmektedir.

Tema 5: Finans

Konu 5.1 Su Sektörü için Sürdürülebilir Fi-nansman: Biny›l Kalk›nma Hedefleri’ne ulafl›lmas› veküresel de¤iflikliklerle yüzleflilebilmesi için, su sektö-rüne büyük yat›r›mlar yap›lmas› gerekmektedir. De¤i-flik paydafllar borç alma kapasitelerini art›rmak içinneler yapabilir ve finans kurumlar›n›n ürünlerini borçalanlar›n gereksinimlerine uydurmak için neler yap-mas› gerekmektedir? ‹flletmeciler neler yapmal›d›r?Geleneksel olmayan hangi finansman mekanizmalar›-

makale

48

Page 46: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

n›n su yönetimini daha iyi hale getirmesi mümkündür?

Konu 5.2 Sürdürülebilir Su Sektörü Arac› Ola-rak Fiyatland›rma Stratejileri: Fiyatland›rmastratejilerinin mali, sosyal, ekonomik ve çevresel sür-dürülebilirlik politikas› hedeflerine yan›t vermesi ge-reklidir. Ama tek bafl›na gümrük vergileri sosyal poli-tika hedeflerini sa¤lamak için uygun bir araç olmaya-bilir.

Konu 5.3 Dar Gelirliler Lehine Finansman Poli-tikalar› ve Stratejileri: Dar gelirli toplumlar›n ihti-yaçlar›n› karfl›lamak amac›yla hizmet kapsama alan›n›geniflletmek için yeterli finansman flart iken, ço¤u fi-nansman mekanizmas› en dar gelirli toplumlara ger-çekten pek hizmet etmemektedir.

Tema 6: E¤itim, Bilgi ve Kapasite Gelifltirme

Konu 6.1 E€itim, Bilgi ve Kapasite GelifltirmeStratejileri: Kapasite gelifltirmeye büyük miktardapara ve dikkat harcanmaktad›r. Fakat özellikle mesle-ki ve operasyonel düzeylerde olmak üzere, de¤iflik dü-zeylerde kapasiteleri gelifltirmekte ne kadar baflar›l›-y›z?

Konu 6.2 Su Bilimi ve Teknolojisi: Toplumun ‹hti-yaçlar›na Yönelik Uygun ve 21’inci Yüzy›l›n Yenilikçi Çö-zümleri: Daha iyi bir gelecek infla etmek için su yöne-tim stratejileri su deposu d›fl›nda fleyler de düflünmekzorundad›r. Yeni ortaya ç›kan teknolojilerin birlefltiril-mifl özel bilgi platformlar›n›n bir araya getirilmesi de-¤iflime h›zl› bir flekilde yan›t verebilecek esnek sis-temler yaratabilir mi?

Konu 6.3 Biny›l Kalk›nma Hedefleri’ne Ulafl›l-mas› için Mesleki Dernek ve A€lar›n Varl›klar›-n›n Kullan›lmas›: Mesleki dernek ve a¤lar Biny›lKalk›nma Hedefleri’ne ulafl›lmas›nda önemli bir roloynayabilecek olsalar da, flu anda bu rolleri küçüktür.Bu konu alt›nda kalk›nma toplulu¤unun mesleki der-nekleri az yararlan›lan varl›klar olarak görüp görme-di¤i, mesleki dernek ve a¤lar›n Biny›l Kalk›nma Hedef-leri’ne ulafl›lmas›na katk› sa¤lamalar› için nas›l kulla-n›labilecekleri, teflvik edilebilecekleri ve desteklenebi-

lecekleri tart›fl›lacakt›r.

Konu 6.4 Herkes için Veri: Veri hazinesi sand›¤›n›nkilidini açmak yaln›zca bir bilgiye eriflim sorunu de¤il,hangi ö¤elerin en önemli oldu¤unun anlafl›lmas› vebilginin en iyi biçimde paylafl›labilmesi için hangiaraçlar›n kullan›labilece¤i sorunudur. Konu 6.5 Su ve Kültür: Kültürel çeflitlilik ve bununsu yönetim yaklafl›mlar›, bilim, karar alma ve kapasiteoluflturmaya entegrasyonu “Sürdürülebilir su kaynak-lar› yönetimi” için hem f›rsatlar hem de zorluklar do-¤urmaktad›r. Ayr›ca tarih de mevcut ve gelecektekisorunlar›n çözümüyle ilgili baz› önemli dersleri bizesunmaktad›r.

Siyasi Süreç ve Bakanlar Konferans›

5. Dünya Su Forumu, devlet veya hükümet baflkanlar›,yerel yöneticiler, parlamenterler ve bakanlar olmaküzere dört siyasi grubun içinde ve aras›nda bir diyalogyaratma aray›fl› içinde olacak. 5. Dünya Su Foru-mu’nun kat›l›mc›lar›n›n yan› s›ra, bu dört grup da, “‹k-lim De¤iflkenli¤i / De¤iflikli¤i” de dahil olmak üzere“Küresel De¤iflikliklere Yönelik Su Yönetimi Adaptas-yon Stratejileri”ni tart›flmak amac›yla bir araya gele-cekler. Bu süreçler toplumlar›n, iklim de¤iflikli¤ininyan› s›ra, nüfus art›fl›, arazi kullan›m de¤ifliklikleri,kentleflme ve göç gibi önemli küresel de¤iflikliklerlemücadele etmelerine yard›mc› olacak, uygulanabilir

49

Herkesin kat›l›m›na aç›k olan ve suyla ilgilitüm paydafllar›n görüfllerinin de¤erlendirilece¤i 5. Dünya Su Forumu’na,dünyan›n dört bir yan›ndan gelecek olan karar vericiler, yerel yönetimler, sivil toplumkurulufllar›, akademisyenler, sanayiciler ve ifl adamlar›, kad›nlar ve çocuklar, çiftçiler ve su kullan›c›lar› kat›lacak.

Page 47: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

50

Kad›nlar›n organizasyon yetenek-lerinin erkeklerden daha iyioldu¤u söylenir. Bunu teyit

eden ilginç bir sonuç da su tasarrufuy-la ilgili yap›lan araflt›rmalarda ortayaç›kt›: Kad›nlar, suyu erkeklerden dahatasarruflu kullan›yorlar. Bu sonuç sukaynaklar›n›n azald›¤› ülkeler içinönemli bir f›rsat olarak görülüyor. Bunedenle ‹talya’da bulunan Bari Tar›m-sal Araflt›rmalar Enstitüsü, su yöneti-minde etkin kad›n say›s›n› art›rmakiçin kollar› s›vad›. Böylece GEWAMED(Akdeniz Havzas›nda Su Kaynaklar›n›nGelifltirilmesi ve Yönetimine ToplumsalCinsiyet Boyutunun Eklenmesi) projesiortaya ç›km›fl oldu. 2 y›ld›r süren proje6. Çerçeve Program› taraf›ndan, yakla-fl›k 1 milyon 250 bin Euro’luk bir büt-çeyle fonlan›yor.

Projede, Akdeniz Havzas›’nda bulunan‹talya, Fransa, M›s›r, Lübnan, Suriye,Tunus, Malta ve K›br›s Rum Kesimi gibi14 ülkeden 18 kurum ortak olarak yer

al›yor. GEWAMED çal›flanlar›, kurdukla-r› bilgi a¤› içinde Akdeniz havzas›ndasu kaynaklar›n›n gelifltirilmesi ve su yö-netimine toplumsal cinsiyet boyutununeklenmesini amaçl›yor, yani su yöneti-minde, özellikle de tar›msal sulamadakad›nlar›n etkinli¤ini art›rmak istiyor.Çünkü su yönetiminde kad›nlar söz sa-hibi oldu¤unda daha tasarruflu yöntem-lerle daha verimli bir su yönetimininmümkün olabilece¤i düflünülüyor.

GEWAMED projesinin Türkiye aya¤›n›Çukurova Üniversitesi Ziraat FakültesiTar›msal Yap›lar ve Sulama Bölümü’ndegörev yapan Prof. Dr. Bülent Özekiciyönetiyor. Eflgüdümlü etkileflim hedef-leyen bu proje, ortak bilgi ak›fl›n› veeflgüdümlü araflt›rma etkinliklerininönemini vurgulamay› amaçl›yor. Proje-nin iki temel arac›n›n internet ve yereltoplant›lar oldu¤unu söyleyen Özekici,internet arac›l›¤›yla bir bilgi a¤› kurmay›amaçlad›klar›n› anlat›yor. Bu bilgi a¤›-n›n amac›, proje paydafllar› ve konuylailgili di¤er kurum ve kifliler aras›ndabilgi ak›fl›n› sa¤lamak.

Yetkililer kadın katılımı konusunda isteksiz

Projenin amac› ve etkinliklerinin belir-lendi¤i bir çal›fltayla, kad›n›n su yöneti-mi çal›flmalar›na bütünleflmesini s›n›rla-yan sorunlar ortaya kondu. Buna görekonuyla ilgili kurumlar ve programlararas›nda eflgüdümün azl›¤›, bilgilendir-me ve yay›mda kurumsal destek eksik-likleri sorunlar›n bafl›n› çekiyor. Ayr›cakad›n ve erkeklerin öz haklar› konu-

MERVE TUNÇER

su yönetimi kad›n ifli

GEWAMED, su yönetimine kad›n eli de¤mesini sa¤lamak için oluflturulmufl bir proje.Çünkü yap›lan araflt›rmalar su yönetiminde bunun gereklili¤ini ortaya koyuyor. 14 Akdenizülkesinin iflbirli¤i yapt›¤› projeyle oluflturulan bilgi a¤lar›yla, suyun yönetiminde kad›n›nönemine dikkat çekilecek.

Page 48: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

51

sunda bilgi eksiklikleri, bilgi ve tekno-lojiye eriflimde oluflan eksiklikler, top-lumsal cinsiyet boyutunun suyla ilgilipolitikalar, kurallar ve programlarla bü-tünleflmesinde yetkililerin isteksiz tav›r-lar› da kad›nlar›n etkinli¤inin artmas›naengel oluyor. Dahas› su yönetimiyle il-gili kararlar›n al›nmas›nda kad›nlar›nkat›l›m› sa¤lanam›yor, bu nedenle bü-tünleflik su kaynaklar› yönetiminde cin-siyet boyutunun eklenmesi zorlafl›yor.

Bu sorunlara projenin getirdi¤i çözüm-lerden biri konuyla ilgili ulusal kurum-larla ba¤lant› kurabilecek Akdeniz BilgiA¤›’n›n oluflturulmas›. Özekici, bilgi veiletiflim stratejileri oluflturulduktan son-ra, konunun gündeme gelmesinin ge-rekli oldu¤unu söylüyor. Bu nedenledevlet kurulufllar› ve kad›n örgütleriylebirlikte ulusal toplant›lar düzenlenmesigerekti¤ini söyleyen Özekici, su ve sa¤-l›k konular›nda, risk analizlerinde herseviyeye yönelik bilgi sa¤lanmas›n›nflart oldu¤unu vurguluyor. Ayr›ca amacaulaflabilmek için bu konuyu de¤ifltire-cek yetkide ve etkide politikac›lara bukonunun önemli oldu¤u fikrinin benim-setilmesi için çal›fl›l›yor.

Su yönetiminde kad›nlar›n rol almas›gerekti¤i fikri kad›nlar›n suyu daha ta-sarruflu kullanmalar›ndan kaynaklan›-yor. Özekici, bunu su flebekelerinin ol-mad›¤› y›llarda, evde su yönetimininkad›nlar taraf›ndan yap›lmas›na ve su-yun azl›¤›ndan dolay› tasarruf al›flkanl›-¤›n›n yerleflmesine ba¤l›yor. Üstelik budurum sadece Türkiye’de de¤il hem Af-rika hem de Avrupa ülkelerinde geçerli.Buna ra¤men sulama birliklerinde vedi¤er ilgili kurumlarda çok az kad›n ça-l›fl›yor. Bu tür kurumlarda çal›flanlar›nezici ço¤unlukta erkek olmas›n›n nede-ni ise tar›msal sulamada kad›n iflçilerinde¤il yo¤unlukla erkek iflçilerin çal›fl-mas›. Bu, sulaman›n bafltan sona “erkekifli” olarak alg›lanmas›na neden oluyor.

Sulama erkek işi değil

Oysa Özekici’ye göre su yönetimindekad›n ziraat mühendislerin ço¤almas›ylasu yönetimi daha etkin yap›labilecek.

Özekici, kad›n›n her alanda yükselmesi-nin toplumu yükseltece¤ini, bu nedenlesu yönetiminde de kad›nlar›n etkili ol-mas› gerekti¤ini ifade ediyor. Proje as-l›nda kendi alan›nda hem Avrupa’dahem de Türkiye’de bir ilk. Bu konudadaha önce çok fazla çal›flma yap›lmad›-¤› için GEWAMED ekibi faydalanmaküzere bilgi ve kaynak bulmakta çokgüçlük çekiyor. Çünkü daha önce suyönetiminde kad›n›n önemi üzerinekayda de¤er bir çal›flma yap›lmam›fl.Özekici projenin ilk iki y›l›n›n çok fazlaicraat yapmadan geçti¤ini çünkü ekibinde bu konuda çok tecrübeli olmad›¤›n›ve kaynak bulamad›klar›n› söylüyor. Buy›l ise proje sisteminin ve bilgi a¤›n›nkurulmas›yla çal›flmalar h›z kazanm›fl.

Özekici su yönetiminde kad›n konusunuprojenin sürece¤i 2 y›l içinde gündememümkün oldu¤unda çok getirmeye çal›-flacaklar›n› söylüyor. Ancak flu anda Ta-r›m Bakanl›¤›, Devlet Su ‹flleri veya GAP

projesi kapsam›nda kad›nlar›n su yöneti-minde yeri ile ilgili herhangi bir çal›flmayok. Yetkililerin bu konuda fark›ndal›¤abile sahip olmad›¤›n›n alt›n› çizen Öze-kici’ye göre konunun üzerine daha çoke¤ilmek gerekiyor. Çünkü flu anda ta-r›msal kesimde kad›n deyince akla sade-ce dikifl nak›fl kurslar›, kad›nlar›n e¤iti-mi, do¤um kontrol gibi konular geliyor.

Avrupa ülkelerinde de durumun dahafarkl› olmad›¤›n› anlatan Özekici, AB ileproje yapma konusunda uzun bürokra-tik ifllemler d›fl›nda herhangi bir zorlukyaflamad›klar›n› ifade ediyor. Küçük birhata yüzünden proje baflvuru veya büt-çe belgelerinin AB’den geri döndü¤ünüve bu süreçlerin aylarca sürdü¤ünü an-latan Özekici’ye göre bu zorluklar› çek-meye de¤er: “Kesinlikle tüm bilim in-sanlar› bu programlara kat›lmal›, çünkübu ülkemize çok fley sa¤layacak. Özel-likle genç bilim insanlar›na büyük geti-rileri olacakt›r.” �

GEWAMED projesi ile bütünleflik su kaynaklar›n›n yönetiminde toplumsal cinsiyetboyutunun eklenmesi amac›na ulaflmak için bir adet bölgesel bilgi a¤›n›n yan› s›raGüneydo¤u Akdeniz havzas›nda bulunan 6 ülke için ulusal bilgi a¤lar› kurulacak.Bölgesel bilgi a¤›n›n amac› ulusal paydafllar aras›nda deneyimlerin paylafl›lmas›,sonuçlar›n yay›m›, ulusal proje etkinlikleri ve kat›l›mc›lar›n eflgüdümünü art›rmak.Ulusal bilgi a¤lar›, toplumsal cinsiyet yaklafl›m› ile ilgili bilgilerin depolanmas› veyay›m› için ulusal seviyede çok önemli bir araç oldu¤u için yerel dillerde olacak.Su ile iliflkili kurumlarla iflbirli¤i yap›lmas› amac›yla ise Güneydo¤u Akdeniz ülkele-rinde Ulusal Merkezi Odak Noktalar› oluflturulacak. Böylece toplumsal cinsiyet bil-gilerinin toplanmas› ve yay›m›n› daha genifl bir tabana yaymak mümkün olacak.

Bilgi ağları yerel dillerde olacak

Page 49: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Bir ton çelik 275 bin litre su kullan›larak üretilebili-yor. Yeni bir otomobili ve dört lasti¤ini üretmek için172 bin litre su gerekiyor. Bir konserve kutusunu

dolduracak meyve veya sebzeyi ifllemek için 41 litre su-ya ihtiyaç var. Bir hamburger yapmak için 2 bin 400 litresu gerekiyor. Bir kilogram patates yetifltirmek için 1000litre suya ihtiyaç var. Dünya üzerindeki suyun 97,5’i tuz-lu su. Toplam suyun sadece ve sadece yüzde 0.007’siinsan›n kullan›m için do¤rudan eriflebilece¤i flekilde.Bir insan›n hayatta kalabilmesi için günde 17-22 litresuya ihtiyac› var. Tüm bunlar› bilirken su tüketiminiz si-zi rahats›z eder mi? Di¤er illerimizi, ilçelerimizi bilmi-yorum ama Ankaral›’y› rahats›z etmiyor. fiehrin her kö-flesinde tafl›ma suyla günde en az iki defa tüm yeflilalanlar ve üzerinde bir miktar yeflilli¤in oldu¤u miniktoprak parçalar›, sadece bu alanlar› ve yeflilli¤i de¤il,çevresindeki tüm beton parçalar›n› da ›slatacak flekildesulan›yor. Su bu kadar de¤erli ve h›zla azalan bir kay-nakken bu kadar rahat tüketebilmemizin nedeni yukar›-daki “gerçekler”i bilmememiz mi?

Birleflmifl Milletler, Dünya Sa¤l›k Örgütü, Amerika Çev-re Koruma Ajans› ve daha baflka kaynaklar›n “su hak-k›ndaki gerçekler”i bunlarla da s›n›rl› de¤il. Suya ne ka-dar ba¤›ml› oldu¤umuzu ama bu kayna¤›n ne kadar de-¤erli ve k›s›tl› oldu¤unu; suyun tüm dünyay› tehdit ede-cek flekilde nas›l h›zla azald›¤›n›; buna ra¤men “bilinçlibilinçsiz” tüketim bak›m›ndan dengesizliklerin nas›linan›lmaz boyutlarda oldu¤unu; mikro, mezo ve makrodüzeyde su yönetiminin ne kadar kritik oldu¤unu göste-ren “gerçekler listesi” böyle uzay›p gidiyor. Su yöneti-mini gere¤ince yapan en baflar›l› ülke olan ‹srail’de,çim yerine, refüjler de dahil, her alana ektikleri yeflil

bitkiler ve çiçekler damla sulamayla sulan›yor. ‹srafolan tek bir damla yok. En çarp›c› inovasyonlar›ndan bi-ri damla sulama yöntemi ve teknolojisi. 1950’lerde buyöntemi gelifltiren kolektif çiftçilerin kurdu¤u flirket,bugün 1,5 milyar dolar y›ll›k gelirle damla sulamadadünya pazar›n›n yar›s›n› elinde tutuyor. Ülkede su s›k›n-t›s›, kendi deyimleriyle “cesur ve inovatif su stratejileri”gelifltirmelerine neden oldu ve sorun, bu stratejilerinbaflar›yla uygulanmas›yla çözüldü. Suyun nas›l tasar-ruflu kullan›laca¤›, nas›l korunaca¤›, tuzlu sudan temizsu nas›l elde edilece¤i gibi konularda önemli inovas-yonlara imza att›lar. 1959’da ç›kar›lan Su Kanunu’yla k›-s›tl› su kaynaklar›n›n hem kaynaklar› koruyacak hem degerekti¤i flekilde kullan›m›n› sa¤layacak önlemler al›n-d›. Damla sulaman›n yan›nda, tuzlu suyu ekonomik ar›t-maya ve at›k suyu geri kazanmaya yönelik yöntemler debu inovasyonlar›n bafl›nda geliyor. Bugün ülke, 7 mil-yonluk nüfusunun su ihtiyac›n› karfl›lad›¤› gibi Avrupa’yay›lda yaklafl›k 1,5 milyar dolarl›k meyve, sebze ve çiçekihracat› gerçeklefltiriyor.

Suyunuzu ne amaçla nereye harcad›¤›n›z önemli. Nas›lkorudu¤unuz, nas›l tekrar kazand›¤›n›z, eriflilemeyeni na-s›l eriflilebilir k›ld›¤›n›z, gelece¤inizi nas›l planlad›¤›n›z vebugünden önleminizi nas›l ald›¤›n›z da. Tüm bunlardannas›l ekonomik ve toplumsal de¤er yaratabilece¤inize ka-fa yormak ve bu de¤eri yaratmak da önemli. Bunlar› ya-parken konunun sadece kendi ülkemiz s›n›rlar› içindeolup bitti¤ini düflünmemek hepsinden önemli. Bilinçsizveya “bilinçli bilinçsiz” tüketti¤imiz suyun, dünya üzerindesusuzluktan kaynaklanan hastal›klarla mücadeleden ina-n›lmaz say›daki çocu¤un, temiz suya eriflemeyen di¤erbefl kiflinin de suyu oldu¤unu unutmamak da. �

Su yönetimini gere¤ince yapan en baflar›l› ülke olan ‹srail’de, çim yerine, refüjler de dahil, her alana ekilen yeflil bitkiler ve çiçeklerdamla sulamayla sulan›yor. ‹sraf olan tek bir damla yok. En çarp›c› inovasyonlar›ndan biri damla sulama yöntemi ve teknolojisi.

fiirin ELÇ‹

52

bak›fl aç›s›

çimleriniz sulanmal› m›

Page 50: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Eskiflehir Osmangazi Üniversitesi Je-oloji Mühendisli¤i Bölümü, Uygu-lamal› Jeoloji Anabilim Dal› Baflka-

n› olan Doç. Dr. Galip Yüce uzun y›llar-d›r su üzerine çal›fl›yor. “Yap›lacak tar›m-sal ve endüstriyel faaliyetler, do¤rudanyeralt› suyuna ulaflaca¤› için yüzey suyu,toprak ve yeralt› suyu etkileflimlerinin bi-linmesi gerekiyor” diyen Yüce’ye göredevlet, yer bilimcilerin istihdam›na ayr›caözen göstermeli. Çünkü susuz kalmam›z›önleyecek bir su politikas› oluflturman›nyolu, kirlenmeyi engelleyecek önlemlerialmaktan geçiyor. Bunu da sanayi faali-yetleri ve tar›msal faaliyetlerden önce yerbilimcilerin ön çal›flmalar› sa¤layacak.Yüce “su içti¤imiz kuyuya tafl atmamal›-y›z” diyerek sular›n kirlenmemesi gerek-ti¤i konusuna dikkat çekiyor.

fiu anda dünyadaki suyun yönetimi-ni nas›l görüyorsunuz?Suyun yanl›fl yönetimi sonucu M›s›r, Hin-distan ve Çin’de hatta Mezopotamya’daeski uygarl›klar›n çöktü¤ünü biliyoruz(1). Mezopotamya’n›n yüzde 80’i zaman-la tuzlu hale gelmifl. Afl›r› tuzlanmaya ne-den olan en büyük yanl›fllar sulama ko-nusunda yap›l›yor. Yanl›fl arazi kullan›m›ve yanl›fl sulama politikalar› yüzündenistatistiklere göre dünya arazilerinin yüz-

de 26’s› tahrip oluyor ve yaklafl›k her y›l60 bin km’lik alan çöllefliyor. Bu da yak-lafl›k 1 milyon kiflinin yaflayabilece¤i biralan demektir(1). Çevresel etki de¤erlen-dirmesi ve yeralt› suyunun kalitesinin in-celenmesi gibi konularda Endonezya,Yeni Zelanda, Kanada, Brezilya, Ukraynave ABD gibi ülkeler, son derece titiz bir-tak›m önlemler alm›fl durumda.

Bu ülkeler ne tür önlemler al›yor? Asl›nda olmazsa olmaz 3 konu var. Birfaaliyete bafllamadan önce oradaki yeralt›suyu ve toprak faaliyetlerinin belirlenme-si. Yani oradaki topra¤›n ne tür bir top-rak oldu¤unun, kum, kil gibi maddelerinoran›n›n saptanmas›. Burada yap›lacaktar›msal ve endüstriyel faaliyetler sonucuoluflacak kirlilik do¤rudan yeralt› suyunaulaflaca¤› için, yüzey suyu, toprak ve ye-ralt› suyu etkileflimlerinin bilinmesi gere-kiyor. Son zamanlarda “çevreye uyumluteknoloji” slogan› bu nedenle önem ka-zand›. Bir endüstriyel hareketin at›¤›n›n,yeralt› ve yüzey sular›na zarar vermeye-cek flekilde ya da en az›ndan bir ar›t›m-dan geçirildikten sonra çevreye verilmesiflart. Örne¤in bir madenin iflletilmesi,Türkiye için son derece önemli olabilir,ama iflletilirken sürdürülebilir kalk›nmave çevre-eko sisteme olacak etkisi gözönüne al›nmal›. Türkiye’de baz› yasalarvar ama ciddi yapt›r›mlar yok.

GÜL‹ZAR BÜYÜKKARA

54

Ar›tma tesislerinden medet ummadan önce su kirlenmesinin önüne geçilmesi gerekti¤inisöyleyen Hidrojeolog Dr. Galip Yüce, kirlili¤in en büyük nedenlerini, h›zl› nüfus art›fl›, göç,tar›msal-endüstriyel at›klar ve turizm olarak s›ral›yor. Yüce’ye göre Türkiye’de su yöne-timiyle ilgili yasalar yeterli, ancak uygulama ve denetimde büyük eksiklikler var.

röportaj

su içti¤imiz kuyuyatafl atmayal›m

Page 51: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

55

Denetim yok, yanlışlıklar devam ediyor

Baflta çiftçiler olmak üzere, insanla-r›n bilinçlenmesi nas›l sa¤lanabilir? Su konusunda ilgili kurulufllar›n ve üni-versitelerin ortaklafla düzenledikleriprojeler arac›l›¤›yla, do¤ru ve yeterligübre seçimi, tar›m ilaçlar›n›n do¤ruyönde kullan›lmas› gibi konularda birtak›m e¤itim faaliyetlerinin oldu¤unubiliyoruz. Ancak bu yeterli de¤il. Asl›n-da yasalar eksik de¤il, eksiklik uygula-ma ve denetimlerde. Kurallar›n uygula-n›p uygulanmad›¤›, takip edilmedi¤i sü-rece yanl›fllar sürecek. Ama ceza yeterlibir denetim de¤il. Cezan›n yan› s›raödüllendirmek ve teflvik etmek de gere-kiyor. Türkiye su zengini olmad›¤› içinmevcut kaynaklar›n› daha iyi ve ak›ll›kullanmal›. Ayr›ca su ve topra¤›n do¤ruflekilde kullan›m› konusunda çiftçininve halk›n e¤itiminde AB hibe program-lar›ndan çok daha etkin flekilde yararla-n›labilir. Bunun için de üniversiteler vekamu kurumlar›n›n daha yo¤un ve aç›kiflbirli¤i flart.

Su yönetiminde daha ak›ll›ca yön-temler nas›l olmal›?Su kaynaklar›n›n yüzde 28’i F›rat veDicle havzalar›nda bulunuyor(1). Türki-ye, 1967 y›l›nda ç›kar›lan 167 Say›l› ka-nunla yeralt›ndan ç›kar›lan sular›n yet-kisini DS‹’ye b›rakm›flt›r. Verilere göre,Türkiye’nin y›ll›k tüketilebilir yeralt› su-yu verimi yüzde 12,3 kilometreküp,tahsis edilen miktar 9,65 kilometreküp,fiili tüketim ise 6,6 kilometreküp(1).Tahsis, içme ve sulama için ayr›lanmiktar; fiili tüketim ise bu tahsisten kul-lan›lan gerçek çekim miktar› demektir.Burada DS‹ 10 metrenin alt›nda aç›lankuyulardan önce arama belgesi sonrakullanma belgesi isteyerek aç›lan alan-lara su tahsis ediyor. Ne yaz›k ki baz›yerlerde tahsis edilen su miktar›n›n çoküzerinde çekimler de yap›l›yor. Bu nok-tada DS‹ tahsisten çok yeralt› suyu çe-kimi yap›lan alanlara kimi kez müdaha-le etse dahi yeterince denetleyemiyor,çünkü bu yanl›fl çekimlerin ço¤u ihbarbile edilmiyor. Bunun için herkesin su

kullan›m› konusunda hakk›na uymas›gerekiyor, halk›n bu konuda e¤itimiçok önemli.

Yeraltı suyunun yenilenmesi 500 yıl sürüyor

Yeralt› sular› kendi kendini yenile-yemez mi?Yeralt› suyunun di¤er sulara oranla içmeaç›s›ndan tercih edilmesinin nedeni zorkirlenmesi ve her an için elimizin alt›ndakullan›labilir olmas›d›r. Yeralt› suyu re-zervi uzun periyotlu ya¤›fllarla beslendi¤iiçin, süzülerek do¤al bir filtrasyondangeçer ve depolan›r. Ancak yeralt› suyu-nun yenilenebilirlik süresi 500 y›l veüzerindedir. Bu da yeralt› suyu rezervle-rinin yenilenemez oldu¤u anlam›na ge-lir. Çünkü bir kez kulland›¤›n›zda yerineyine ayn›s›n› koyabilmeniz için 500 y›l-dan daha fazla beklemeniz gerekiyor.Bu anlamda havza baz›nda hatta ova ba-z›nda yeralt› sular›n›n yenilenme süresimutlaka ortaya ç›kar›lmal›d›r. Buna görede yeralt› su havzalar›n›n iflletilmesi kon-trol alt›na al›nmal›d›r.

Peki yenilenme süresini k›saltmakiçin önlem almak mümkün mü?Bildi¤im kadar›yla bu tür bir teknolojibulunmuyor. E¤er suyun girdisindenfazla su çekerseniz mevcut potansiyelik›sa sürede bitirirsiniz. Bu nedenle kifli-sel tasarruflar›n yan›nda ülkenin de birsu politikas› olmas› gerekiyor. Bununlabirlikte kullan›lan suyun yüzde 93’ününyüzey suyu yüzde 7’sinin de yeralt› su-

yu oldu¤unu belirtmekte fayda var(1).Su politikas›n› oluflturmak üzere ülke-mizin su bakanl›¤›na acilen ihtiyac› ol-du¤unu düflünüyorum.

Türkiye su fakiri mi? fiu an için de¤il. Ama nüfus 80 milyo-nu geçti¤i zaman su fakiri olacak. fiuan için su potansiyelimiz çok kötü du-rumda de¤il, fakat yeralt› sular›nda ol-du¤u kadar akarsulardaki kirlilik deciddi boyutlarda. Örne¤in Ergene Hav-zas›’ndaki Meriç, Simav, Nilüfer çaylar›,Gediz, Küçük Menderes ve BüyükMenderes, Sakarya ve Ankara suyu kir-lilik aç›s›ndan son derece s›k›nt›l› olansular›m›z(1). Gediz’e boflalan suda, or-ganik kirlili¤e sebep olan fenol, yük-sek oranda bulunuyor. Yine tatl› sukaynaklar›m›z› oluflturan ‹znik, Sapan-ca, Manyas y›ldan y›la kirleniyor. TuzGölü de ayn› flekilde.

Bu kirlili¤in en büyük nedeni nedir?Yeralt› sular›ndaki kirlili¤in en büyükiki nedeni artan nüfus ve iç göç. Ta-r›msal ilaçlar›n, gübrelerin kullan›m›n-daki yanl›fll›klar ve tabii ki turizm faali-yeti de önemli nedenlerden. 2006 y›-l›nda Uluslararas› Hidroloji Program›için haz›rlanm›fl olan raporun bafll›¤›n-da(2) çok güzel bir Arap atasözü var:“Su içti¤in kuyuya tafl atma.” Bizdensonraki kufla¤›n kullan›m›na uygun ka-litede ve miktarda suyu miras b›rakma-m›z gerekiyor. Biz bundan sonraki ku-flaklara bunun hesab›n› verece¤imiziunutmamal›y›z. ‹çti¤imiz ve kulland›¤›-m›z her suda bunu akl›m›zdan ç›kar-mamam›z gerekiyor.

Su savafllar›n›n ç›kaca¤› söyleniyor,sizce do¤ru mu?Ortado¤u’da 300 milyon kifli var ve kiflibafl›na ortalama 1000 metreküp su kul-lan›l›yor. 20 y›l sonra bu nüfusun 600milyona ç›kaca¤› düflünüldü¤ü zaman,su savafllar›n›n kaç›n›lmaz oldu¤u önesürülüyor(3). F›rat ve Dicle ise neredey-se ülkenin üçte biri oran›ndaki su po-tansiyelini havzas›nda bulunduruyor.Ortado¤u ülkelerinde suyun k›tl›¤›ndan

1984 y›l›nda Hacettepe ÜniversitesiHidrojeoloji Mühendisli¤i’ni bitirdikten sonra2 y›l boyunca Maden Tetkik ve AramaGenel Müdürlü¤ü’nde ve 11 y›l boyuncaDevlet Su ‹flleri’nde görev yapt›. 2000y›l›ndan bu yana Eskiflehir OsmangaziÜniversitesi’nde çal›flan Yüce, suyla ilgili pekçok proje ve tez çal›flmas›nda yer ald›.TÜB‹TAK’›n ve AB’nin fonlar›ndan da yarar-lanan Yüce’nin su üzerine yapt›¤›araflt›rmalar uluslararas› dergilerdeyay›nland›.

Doç. Dr. Galip Yüce

Page 52: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

dolay› ciddi biçimde s›k›nt› var. Onlaragöre daha kaliteli ve daha fazla (Irakhariç) su potansiyeline sahip olan ülkeTürkiye. Bu anlamda da Türkiye’nin ge-rek Ortado¤u ülkeleri aras›nda gerekseAB ülkeleri aras›nda stratejik bir konu-mu oldu¤u son derece aç›k.

Kirletmemek arıtmaktan daha iyi bir çözüm

Yurtiçinde de sular pek dengeli fle-kilde paylafl›lam›yor… Çevre ve Orman Bakanl›¤› taraf›ndanhaz›rlanan Çevre Atlas› verilerine göre(4) en fazla nüfus art›fl› yüzde 36,5 ileGüney Do¤u Anadolu’da, en az nüfusart›fl› ise yüzde 3,65 ile Karadeniz’de.Yani su rezervleriyle nüfus aras›nda birters orant› var. Bir rezervi kontrol ede-rek göz önüne al›nmas› gereken enönemli faktörlerden biri de nüfus. Amanüfus art›fl h›z›na göre rezervleri de¤ifl-tirme flans›m›z yok.

O zaman ne yap›labilir? Ekstra rezerv sa¤lama alternatifi yoksao zaman daha az su sarfiyat›na yönelik

su kullan›m yöntemlerini gelifltirmekgerekiyor. ‹ç göçün yüksek oranlardaoldu¤u yerlerde ciddi bir su s›k›nt›s›oluyor. Bu nedenle su kullan›m politi-kalar› ve yönetim politikalar›n›n olufltu-rulmas› gerekiyor. Do¤ru su yönetimpolitikas› deyince de akla ilk gelen su-lar›n kirletilmemesi olmal›. Bu en basitve en kolay yöntemdir. Kirletildiktensonra ar›t›lmas› için mutlaka büyük biryat›r›m gerekiyor. Türkiye’nin genç nü-fusu dikkate al›nd›¤›nda ar›tmaya ay›ra-

ca¤›m›z paran›n gerek sosyal gerek kül-türel geliflim sa¤layacak konulara yat›-r›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Bu nedenlemevcudu korumaya odaklanmak endo¤rusu.

Büyük çapl› kurakl›k yaflamam›z ar-t›k kaç›n›lmaz bir durum mu? Önümüzdeki 15 y›l içerisinde KonyaOvas›’ndan bafllamak üzere ciddi ku-rakl›k bekleniyor. Ayr›ca daha flimdidenbirçok kez susuzlukla tan›flt›k. �

röportaj

56

� Suyun denetlenmesi için gereken gözlemleri yapmaküzere, yeralt› suyunun dolafl›m fleklinin ortayaç›kar›lmas› gerekiyor. Bu konuda da ülkedeki yer bilim-cilere önemli görevler düflüyor.

� Ülkenin yeralt› kaynaklar›n› sa¤l›kl› flekilde kullanacakyer bilimcilerin istihdam›n›n önemi anlafl›lmal›. Bu konutar›m ve su politikas› çerçevesinde ele al›nmal›.

� Çevresel sorunlar›n ve nüfusun artt›¤› bir yüzy›ldakurakl›k tehdidi alt›nda olan ülkemizde su bakanl›¤›n›nkurulmas› ve konunun bu düzeyde ele al›nmas› önemlibir ad›m olabilir.

� Vahfli sulama yöntemlerine son verilmesi ve bunun içinoradaki iklim koflullar›na ve topra¤›n yap›s›na ba¤l›olarak bitki paterninin seçilmesi gerekiyor. Sulamada isebu bitkilere uygun olan yöntemlerin uygulanmas› flart.

� Tar›m politikas› kapsam›nda damla sulama devlet eliyledesteklenmeli.

� Çevre bilincini gelifltirecek e¤itim programlar› ilkokul-dan itibaren bafllat›lmal› ve bu yönde bilinçlendirmeprogramlar›na a¤›rl›k verilmeli.

� Çevre bilinci ve suyla ilgili sorunlar konusuna gerekgörsel bas›nda gerekse yaz›l› bas›nda halk› bilgilendire-cek yay›nlar yap›lmal›. Su tasarrufu bu tür yay›nlarlateflvik edilmeli.

� Sulamada tasarruf sa¤layacak teknolojilerin gelifltiril-mesi için AB’nin sa¤lad›¤› kaynaklar› etkili bir flekildekullanmak gerekiyor. Bu konuda üniversitelere önemliifller düflüyor.

� Kamu kurulufllar›yla ortak çal›flmalar sonucu mevcutteknolojinin gerek sulama yöntemleri gerekse su kul-lan›m› aç›s›ndan gözden geçirilmesi, yeni bir tak›m pro-jelerin sunulmas› ve sudan sorumlu yetkili organlar›nda bu projelere iyi niyetle bakmas› ve desteklemesi çokönemli.

Öneriler

Kaynak: (1) Baykan, A. R., 2004, Türkiye Çevre Atlas›, Çevre ve Orman Bakanl›¤›, s. 472

(2) Can, T., ‹çme Suyu Potansiyelimiz, Bilim ve Teknik, Yeni Ufuklar, Kas›m 2005, s 14-

15

(3) Foster, S., Loucks, D.P., 2006, Non-Renewable Groundwater Resources, Unesco,

Page 53: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

haber

Küresel iklim de¤ifliklikleri en so-mut etkilerinden birini Türkiye’degösterdi. Düzce, daha birkaç y›l

öncesine kadar ya¤›flta Rize ile yar›fl›yor-du. Ancak son iki y›ld›r kurakl›kta Kon-ya'yla yar›fl›r oldu. Meteoroloji'nin geçti-¤imiz hafta aç›klad›¤› son kurakl›k hari-talar›na göre, ‹stanbul’un suyunun üçtebirini karfl›layaca¤› düflünülen ve üzerineplanlar yap›lan Melen Havzas› kurakl›¤ateslim oldu.

Geçti¤imiz y›l kurakl›¤› tam anlam›ylahisseden Türkiye, bu y›l da susuzluktanyan›yor. Meteoroloji'nin ayl›k kurakl›k

raporuna göre bu y›l›n haziran ay› geçeny›l› bile gölgede b›rakt›. Çevre ve Or-man Bakanl›¤›’na ba¤l› Devlet Meteoro-loji ‹flleri Genel Müdürlü¤ü’nün internetsitesi www.meteoroloji.gov.tr’de yer alanbilgi ve haritalara göre, Karadeniz k›y›la-r› ile Erzincan aras›nda kalan bölge d›-fl›nda her yer çok kurak ya da çöl iklimietkisi alt›nda.

2008 Haziran ay› ile 2007 Haziran ay›kurakl›k haritas› karfl›laflt›r›ld›¤›nda iseortaya çok çarp›c› bir gerçek ç›k›yor:Son bir y›lda kurakl›kta en fazla art›fl›noldu¤u yer Düzce; yani ‹stanbul'un y›ll›k

su ihtiyac›n›n yar›s›n› karfl›layaca¤› he-sap edilen Melen Havzas›.

30 yılda yeşilden kahverengiye

Düzce'deki büyük de¤iflim kurakl›k hari-tas›nda renklerle anlat›l›yor. 1971-2000y›llar›n› kapsayan haritada Düzce veçevresi Türkiye'nin en çok ya¤›fl alanflehri Rize ile ayn› renkte.

2007'den itibaren ise yeflilin tonu aç›lma-ya bafll›yor ve 2008'de art›k Düzce deKonya'dan farks›z. Meteoroloji, uzun y›l-lar ortalamas› olarak baz ald›¤› 1971-2000 aras›n› gösteren harita ile 2008 Ha-ziran ay› haritas›n› üst üste koymufl. Or-taya ç›kan manzara da Melen'e ba¤lananumutlar›n suya düflece¤ini gösteriyor.

Bu y›l haziran ay›nda Düzce d›fl›nda Si-nop hariç Bat› Karadeniz, ‹ç AnadoluBölgesi'nin kuzeyi ve iç kesimleri ileKayseri, P›narbafl›, Kütahya, Afyon,Trabzon, A¤r›, Solhan ve Uzunköprüçevreleri de daha kurak geçti. 2008 yaz›-n› daha nemli geçiren yerler ise parmak-la say›l›yor. Trakya'n›n bat›s›, Elbistan,Sivas, Tokat, Ordu, Giresun, Artvin, Ar-dahan ve Kars daha nemli bir ay› gerideb›rakt›. �

melen kurakl›¤a teslimmelen kurakl›¤a teslimDört bir yan› kurakl›¤a teslim olan Türkiye'ningeçti¤imiz hafta aç›klanangüncel “kurakl›k haritas›”nagöre kurakl›ktan en fazlaetkilenen bölge Düzce veAkçakoca. ‹flin daha vahimi,‹stanbul'un günlük su ihtiyac›n›n üçte birinikarfl›lamas› umut edilenMelen Havzas› da bubölgede.

57

Page 54: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Dünyadaki içilebilir su rezervinin yaklafl›k yüzde 1olmas›, bozulan iklim ve çevre koflullar›, artannüfus ve bilinçsiz tüketim gibi nedenlerle, yeterli

suya ve halk sa¤l›¤› koflullar›na sahip olma hakk› olanmilyonlarca insan bu haktan mahrum. Nüfusun hiçbirzaman azalmayaca¤›, küresel ›s›nman›n al›nan önlem-lerle yavafllayaca¤› ama asla durmayaca¤› dikkateal›nd›¤›nda, suyun petrolden çok daha önemli olmayabafllamas›na flaflmamak gerekiyor.

Su elde etmede yeni yaklafl›mlar

Suyun kamu yarar› ilkesi do¤rultusunda toplumsal birkaynak olman›n ötesinde, ekonomik bir de¤er tafl›d›¤›tart›fl›lmazd›r. Bir kayna¤›n pahal› olmas›, onun s›n›rl›oldu¤unu gösterir. ‹çilebilir su kaynaklar›ndaki azalmae¤ilimi suyun maliyetindeki yükselifli tetiklemeye de-vam edecektir. Bu e¤ilimi yavafllatarak sosyal çat›flma-lardan kaç›nmak ve sosyal sürdürülebilirli¤in destek-lenmesi için su kaynaklar›n›n korunmas›nda ve su hiz-metlerinin halka ulaflt›r›lmas›nda profesyonel ve do¤ay-la uyumlu inovatif yaklafl›mlara ihtiyaç duyulmaktad›r.

Su hizmetlerinin iyilefltirilmesi için sürekli geliflim ha-linde bulunan teknolojiden yararlan›l›yor. Daha daya-n›kl› ve ucuz altyap› borular›n›n imalat›, flebekedeki sukaçaklar›n›n tespitinde yararlan›lan cihazlardaki gelifl-meler, kirlenmifl sular›n ar›t›lmas› ve geri dönüflümü-nü sa¤layan teknolojiler, konvansiyonel ar›tma sis-temlerinde yap›lan optimizasyon çal›flmalar›… Mevcutsu kayna¤›n›n daha verimli kullan›lmas›n› sa¤layan buteknolojilerin yan› s›ra yeni su kayna¤› yaratmak içinkullan›lan baz› yöntem ve yaklafl›mlar da zaman za-man gündem oluflturuyor. Bunlar›n en bilineni denizsuyundan içme suyu elde etme, bir baflka deyiflle “de-salinasyon”. Do¤aya yap›lan her müdahelede oldu¤ugibi bu teknolojinin de baz› avantaj ve dezavantajlar›

bulunuyor. Çözünmüfl halde bulunan tuzu deniz su-yundan ay›rarak suyun saflaflt›r›lmas› mant›¤›na daya-nan desalinasyon, tatl› su ve yer alt› suyu s›k›nt›s›n›nyafland›¤› bölgelerde tercih ediliyor. Ancak ar›tma sü-recindeki enerji ihtiyac›n›n yüksek oluflu, su ortam›n-daki ekolojik yaflama zarar vermemek için al›nmas›gereken önlemler ve kaynak sular›n›n ar›t›m›ndan da-ha fazla miktarda kimyasal kullan›m› gerektirmesi ne-deniyle oldukça maliyetli bir teknoloji. Öte yandan baz›uygulamalar, desalinasyon tesislerinin yüksek mali-yetlerinin azalt›labilece¤ini gösteriyor. Örne¤in güneflenerjisiyle çal›flt›r›labilen bu tesisler, çevresel, ekono-mik ve sosyal geliflim sa¤lad›¤› için sürdürülebilir birkalk›nmay› da beraberinde getirebiliyor.

Deniz suyundan su elde etmenin bir di¤er yolu da k›y›-lara infla edilebilecek rüzgar tünelleri. Deniz k›y›s›n-dan bafllayarak sahile dikey uzanan bu tünellerdeniçeri giren rüzgar, tafl›d›¤› buhar› yo¤unlaflt›rarak tü-nel sonundaki hazneye b›rak›yor. Ne var ki yenilikçi birçözüm olmas›na ra¤men uygulanabilirli¤i s›n›rl› olma-s› nedeniyle bu tüneller, artan su sorununa çare ola-maz gibi görünüyor.

Rüzgar yelkenleri ise bu yenilenebilir kaynaktan su el-de etmek için kullan›labilecek bir baflka yöntem. Rüz-gar›n etkili oldu¤u bölgelere kurulan yelkenlerde biri-ken çiy tanelerinin içme suyuna dönüfltürülmesine da-yanan bu yöntem de geliflime aç›k ancak henüz ihtiya-c› karfl›layabilecek düzeyde de¤il.

Do¤an›n di¤er kaynaklar›ndan yararlanarak su eldeetmenin bir di¤er inovatif yolu da atmosferden su eldeetme. Ancak atmosferdeki nemi alarak ters ozmoz veparçac›k düzeyinde ar›tma sa¤layan nano filtre ile içi-lebilir su elde edilen bu sistemler de susuzlu¤un ke-sin çözümü olmaktan oldukça uzak. Nitekim havadaki

yaflam için inovasyonDünya 20’nci yüzy›l› petrolün peflinden koflarak geçirdi. Ve koflunun sonunda bir yolayr›m›na ulaflt›k: Ya insano¤lunun bu dünyada varl›¤›n› sürdürebilmesi için ne yapmam›zgerekti¤ini ö¤renece¤iz ya da yok olaca¤›z! ‹lk önceli¤imiz sürdürülebilir kalk›nman›nçevresel altyap›s›n› oluflturan içme suyu ve at›ksu ar›tma hizmetlerinde do¤ayla uyumluyenilikçi teknolojilerin desteklenmesi olmal›.

58

makale / Evren Köprülü*

*Thames Water Türkiye Ülke Direktörü (Thames Water

Türkiye, ‹fl Dünyas› ve Sürdürülebilir Kalk›nma Derne€i - SKD

Page 55: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

nem düzeyine ba¤l› olarak çal›flmas› nedeniyle her za-man verimli sonuç veremeyen bu sistem, ev tipi kulla-n›ma daha uygun. Üstelik bu sistemlerin sa¤l›¤a olanetkileri de tam olarak araflt›r›lm›fl de¤il. Mineral aç›-s›ndan çok zengin bir su ar›t›m› sa¤lamad›¤› için tüke-ticinin mineral deste¤i almas› gerekiyor.

At›ksular›n geri dönüfltürülmesi, havzalar aras› su ak-tar›lmas›, buz da¤lar›n›n tafl›nmas› gibi yöntemler demaliyetleri ve çevresel etkileri nedeniyle fizibiliteleri-nin iyi yap›lmas› gereken yöntemler olarak karfl›m›zaç›k›yor. Gelifltirilen tüm teknoloji ve yenilikler, su kay-naklar›n›n ve su hizmetlerinin planl› ve etkin yönetimi-nin yerini alacak alternatifler de¤ildir. K›s›tl› imkanlarve yüksek Ar-Ge yat›r›mlar› ile elde edilen bir damlasuyun yanl›fl yönetim nedeni ile heba edilmesi, hiçbirsu kayna¤› ile desteklenemez. Zira sonsuz ve s›n›rs›zde¤il, giderek azalan bir kayna¤a sahibiz. Uluslararas›bir su flirketi olarak Thames Water’›n iflletme anlay›fl›da bu temele dayan›yor. ODTÜ ve Anadolu Üniversitesiile birlikte gerçeklefltirilen Atmosferik ve HidrolojikModelleme Projesi buna bir örnek. ‹ki y›l süren detayl›bir çal›flman›n ard›ndan 2007 y›l›nda tam anlam›ylakullan›lmaya bafllanan projenin amac› Yuvac›k Baraj›havzas›n›n etkin yönetimini sa¤lamak. Suyun havzada-ki tüm yolculu¤unun gözlemlenebildi¤i bu altyap› sa-yesinde, kar ya da ya¤mur ya¤›fl› daha bafllamadangelecek ak›mlar›n ön tahmini yap›labiliyor; ya¤›fl düfl-tükten sonra ne kadar ak›fla geçece¤i havzan›n günceldurumu dikkate al›narak hesaplanabiliyor. Verilerinkaydedildi¤i sistem, her damla suyun ne zaman barajgölünde tutulmas› ya da fazla suyun ne zaman do¤ayab›rak›lmas› gerekti¤i konular›nda daha kesin ve bilim-sel kararlar al›nabilmesini mümkün k›l›yor. Böyleliklekurakl›k dönemlerinde suyun etkin planlamas› sa¤la-n›rken, olas› bir sel riskine karfl› da gerekli önlemlerzaman›nda al›nabiliyor. British Dam Society taraf›ndantakdirle karfl›lanan, birçok ulusal ve uluslararas› kon-gre ve seminerde hakk›nda bildiriler yay›nlanan bu vebenzeri projelerin yayg›nlaflmas›, kaliteli yüzey sular›-n›n tasarruflu kullan›m› aç›s›ndan önem tafl›yor.

Suyun verimli kullan›m› ve risk yönetimine yönelikThames Water’›n yürüttü¤ü bir di¤er proaktif projeolan Kocaeli Kurakl›k Yönetim Plan›, ülkemizde bir ilkolma özelli¤i tafl›yor. Thames Water taraf›ndan yap›lantalep üzerine Kocaeli Valili¤ince bafllat›lan çal›flmalarsonucunda tamamlanan plan, çeflitli seviyelerdeki ku-rakl›k tehlikesine karfl› gerek su kayna¤› gerekse tüke-tim aç›s›ndan önlem ve aksiyonlar› içeriyor. Valili¤in il-

gili birimleri, Kocaeli Büyükflehir Belediyesi, Devlet Su‹flleri 15. fiube Müdürlü¤ü, Devlet Meteoroloji ‹flleriMüdürlü¤ü, ‹SU Genel Müdürlü¤ü, Kocaeli Sanayi Oda-s›’n›n kat›l›m› ve Kocaeli Üniversitesi’nin katk›lar›ylahaz›rlanan planda, su temin ve kaynak dengesi gözeti-lerek Kocaeli halk›n›n olas› bir kurakl›k riski karfl›s›n-da su s›k›nt›s›na düflürülmemesi ve kurakl›¤›n müm-kün olabilen en hafif biçimde atlat›lmas› amaçlan›yor.

Tüm bu projeler sosyal, çevresel ve ekonomik faktörle-rin bir arada gözetildi¤i Bütünsel Su Yönetimi yaklafl›-m›n›n ürünü. Bu yaklafl›m›n en önemli bileflenlerindenbiri de su kaynaklar›nda biyolojik çeflitlili¤in korunma-s›. Do¤al kaynaklarda bulunan suyun, içilebilir niteli¤eulaflt›r›lmas›nda kullan›lan ar›tma teknolojilerinin eko-nomik olarak sürdürülebilir olmas› ancak bu do¤alkaynaklardaki sular›n kalitesinin korunmas› ile müm-kün. Su toplama havzas› denilen ekolojik sistemdedengenin bozulmas› halinde bu dengenin yeniden ku-rulabilmesi ço¤unlukla olanaks›zd›r. Dengenin kurul-mas›na yönelik üretilen proje ve giriflimler, do¤al besinzincirinin ve biyolojik döngünün baflard›¤› ifllerle karfl›-laflt›r›ld›¤›nda son derece yetersiz ve etkisi s›n›rl›d›r.

Enerjinin alternatifi vard›r ama suyun yok

Teknoloji ancak insan hayat›n› daha yaflanabilir halegetirdi¤i sürece sürdürülebilir kalk›nmaya katk›da bu-lunabilir. Dolay›s›yla daha fazla enerji gerektiren vekonvansiyonel ar›tma teknolojilerinden daha pahal›yamalolacak hiçbir inovasyon, do¤al su kaynaklar›n›nazalmas› halinde kurtar›c› olarak düflünülemez. Bura-daki yaklafl›m, maliyeti ya da güvenirli¤i tart›flmal›yöntemlerle bir kayna¤› kullan›labilir hale getirmektenziyade, tasarruf edilebilecek alanlar›n tespit edilip, bu-na yönelik olarak verimlili¤i hedef alan sektörlerinoluflmas›na f›rsat vermek olmal›d›r. Çünkü hiçbir kay-nak, do¤an›n insana sundu¤u halinden daha sürdürü-lebilir de¤ildir.

Do¤an›n baflka kaynaklar›n› kullanan baz› teknolojile-rin de do¤al dengeleri bozmamas› için dikkatli olun-mas› hayati önem tafl›r. “En maliyetli suyun olmayansu oldu¤u” gerçe¤inden hareketle, farkl› do¤al kay-naklar›n bilinçsizce yok edilmedi¤i yöntemlerle sukaynaklar›n›n henüz tamamen tükenmeden korunmas›ve gelifltirilmesinin sürdürülebilir kalk›nmaya dahafazla hizmet edece¤i aflikârd›r. Çünkü bir su kayna¤›yok olduktan sonra hiçbir teknoloji ya da yat›r›m onugeri getiremeyecektir. �

59

Page 56: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

özel haber

Konya Kapal› Havzas›, sahip ol-du¤u sulak alanlar›, genifl tuz-cul stepleri, bitki ve hayvan çe-

flitlili¤i bak›m›ndan Türkiye için sonderece önemli bir bölge. Bu bölge,Anadolu’da su kaynaklar›n›n en az vesuya olan talebin en yo¤un oldu¤uhavza. Yanl›fl politika ve uygulamalar,bölgede önemli bir su s›k›nt›s›n› gün-deme getirdi.

Yaklafl›k 3 milyon kiflinin yaflad›¤›havzada geçim kaynaklar› a¤›rl›kl› ola-rak tar›ma dayal›.

‹ç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Kon-ya Havzas›, Türkiye’nin toplam yüzöl-çümünün yüzde 7’sini oluflturuyor ve50 bin kilometrekarelik bir alan› kapl›-yor. Havzan›n tek su kayna¤› olanBeyflehir Gölü’nün denize ç›k›fl› yokve havza suyu dolan›m›n› tamamlad›k-tan sonra Tuz Gölü’ne boflal›yor.

Gündeme gelen kurakl›kla birlikteDo¤al Hayat› Koruma Derne¤i’nin(WWF) bölgede yapt›¤› çal›flmalarönem kazand›. WWF Türkiye, Kon-ya’da 1997’den beri çal›flmalar›n› sür-dürüyor. Dernek, 2003 y›l›nda sorun-lara havzada yaflayanlarla birlikte çö-züm bulmak üzere “Konya Kapal›Havzas›’n›n Ak›lc› Kullan›m›na Do¤ruProjesi”ni bafllatm›flt›. Bu projeyle sukaynaklar›n›n daha etkin, ak›lc› ve ve-rimli kullan›m›n›n sa¤lanmas› ve En-tegre Havza Yönetimi anlay›fl› ile kat›-l›mc› ve farkl› sektörel kullan›mlar›nbir arada ele al›nd›¤› bir su yönetimmodelinin hayata geçirilmesi amaçla-n›yordu. 2008 y›l›nda ise Selçuk Üni-versitesi Jeoloji Mühendisli¤i BölümüÖ¤retim Üyesi Doç. Dr. Güler Göç-mez liderli¤inde “Konya Kapal› Hav-zas›’nda Yeralt› Suyu Seviyesinin De-¤iflimi Araflt›rmas›” gerçeklefltirildi.

Kirli sularla temiz sular birbirine karışıyor

Bu projenin tespitlerine göre KonyaKapal› Havzas› son y›llarda yeralt› su-yu aç›s›ndan ciddi sorunlarla karfl›karfl›ya. Havzadaki yeralt› suyu sevi-yesi, ya¤›fl, s›cakl›k gibi meteorolojikde¤erlere, topra¤›n yap›s›na ve hidro-jeolojik özelliklere ba¤l› olarak de¤i-flim gösteriyor. Ayr›ca, akiferlerden(yeralt› suyunu tutan ve ileten kayaç-lar) su ç›karmak amac›yla havza gene-linde aç›lan kaçak sondaj kuyular›n›nsay›s› her geçen gün art›yor. Bilinçsiz

GÜL‹ZAR BÜYÜKKARA

konya çölü’ne haz›r olun En aç›k ifadeyle Konya Ovas› kuruyor. Su hem yerden hem de gökten günden güne çekiliyor.Buna ra¤men bilinçsiz tar›msal sulama devam ediyor. Gereken önlemler al›nmazsa KonyaOvas› tah›l ambar› olmaktan ç›k›p Anadolu’nun ortas›nda bir çöle dönüflecek.

60

Page 57: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

61

aç›lan sondaj kuyular›ndan afl›r› su çe-kimi; akiferlerin özelliklerinin bozul-mas›na, kirli akiferlerle temiz akiferle-rin birbirlerine kar›flmas›na, böyleliklesuni kirlenmenin söz konusu olmad›¤›alanlarda da su kirlili¤inin ortaya ç›k-mas›na neden oluyor.

Konya Kapal› Havzas›’nda yer alanakiferlerde meydana gelen bu düflüfl-ler, havzada mevcut rezervin üstündesu kullan›ld›¤›na aç›k bir kan›t. Her y›lsu seviyelerinin bir önceki y›la göredüfltü¤ü, bilinçsiz sulamayla afl›r› sutüketildi¤i, buna paralel olarak enerjitüketiminin artt›¤›, yaflamsal önemesahip olan su kaynaklar› rezervinin tü-kenme noktas›na geldi¤i de araflt›r-mayla birlikte gözler önüne seriliyor.

Özellikle tar›msal sulama amac›yla ya-p›lan ve sürdürülebilir olmayan su yö-netimi uygulamalar›, Konya Havza-

s›’ndaki sulak alanlar› belirgin biçimdeetkiledi. Suyun do¤al ak›fl yönününde¤ifltirilmesi, yanl›fl tar›msal sulamayöntemlerinin kullan›lmas›, yeralt› su-lar›n›n kontrolsüz bir flekilde çekilme-si sulak alanlar›n kurumas›na yol açt›.Eflmekaya ve Hotam›fl sazl›klar›, Su¤laGölü bu anlamda havzada kaybedilensulak alanlardan baz›lar›. Evsel, en-düstriyel ve tar›msal at›klar›n ar›t›lma-dan sulak alanlara b›rak›lmas› ve afl›r›otlatma nedeniyle çay›r ve mera alan-

lar›n›n bozulmas› havzadaki di¤erönemli sorunlar aras›nda.

Buharlaşma yağıştan daha fazla

WWF Türkiye’nin yapt›¤› araflt›rmakapsam›nda, Konya Kapal› Havza-s›’nda havzay› temsil eden gözlem ku-yular› belirlenerek her ay periyodikolarak seviye ölçümü yap›ld›. Yeralt›suyu seviyesindeki ve suyun kimyasalkompozisyonundaki de¤iflimleri sap-

Ülkemizdeki su havzalar›n›n sorunlar› bölgeden bölgeye farkl›l›kgöstermekle birlikte genel olarak su kaynaklar›n›n bütün sektörler-de plans›z ve verimsiz kullan›m›, kirlilik, do¤al alanlar›n tahripedilmesi, kaçak yeralt› suyu kullan›m› bafll›ca sorunlard›r. Bununyan› s›ra, Türkiye son 40 y›lda yaklafl›k 1 milyon 300 bin hektarsulak alan›n› (3 Van Gölü büyüklü¤ünde alan) kaybetti. Halen bir-

çok önemli sulak alan (Beyflehir Gölü, Tuz Gölü, Akflehir-Eber Gölleri, Bafa Gö-lü, E¤irdir Gölü, Kulu Gölü, Sultansazl›¤›, Sapanca Gölü) kuruma ve kirlenmetehdidiyle karfl› karfl›ya. Küresel ›s›nmadan bugüne kadar en fazla su ihtiyac›n›do¤al ortamdan temin eden hububat, en fazla da bu¤day etkileniyor. Ortalama›s›da 1 derecelik bir art›fl hububatta yüzde 10 civar›nda üretim kayb›na nedenoluyor. Kurakl›¤›n kronik bir sorun haline gelmesini önlemek için, 3 temel politi-kaya baflvurulmal›d›r: Sürekli artan su talebini yönetmek (Su arz›n› art›rmak birçözüm yolu de¤ildir), bütün sektörlerde verimlili¤i art›rmak, entegre havza yöne-timi (EHY) yaklafl›m›n› hayata geçirmek. EHY, insanlar›n, bilgiye dayal› kararlaralabilece¤i ve bir havzan›n do¤al kaynaklar›n› yönetmek için birlikte hareketedebilece¤i uzun dönemli süreçler üzerine odaklanan yeni bir yaklafl›m. Bu yö-netim yaklafl›m›, ekosistem içerisinde birbiriyle çelifliyormufl gibi görünen sosyo-ekonomik ve çevresel amaçlar›n dengelenmesini amaçl›yor.

“Entegre havza yönetimi benimsenmeli” Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye) Su Kaynakları Programı Müdürü Buket Bahar Dıvrak

Page 58: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

tand›. Su seviyesindeki de¤iflimininnedenleri ve ya¤›fllarla olan iliflkisi dearaflt›r›ld›. Bu çal›flmalar kapsam›ndaise sulak alanlarda ve göllerde su se-viyesi de¤iflimine yönelik öneriler or-taya ç›kt›. Araflt›rma; Çumra, Karap›-nar, Alt›nekin ve Kad›nhan› bölgele-rinde yeralt› suyu kullan›m›n›n sonderece yo¤un oldu¤unu ortaya koyu-yor.

Türkiye’deki y›ll›k çekilebilir yeralt›suyu rezervi bir y›lda 13,66 kilometre-küp. Konya Kapal› Havzas›’ndaki oranise ülke genelinin yüzde 10’una karfl›-l›k geliyor. Havzadaki rezervin tar›m-sal sulamada kullan›lan k›sm›n›n yüz-de 80’i DS‹ imkanlar›yla veriliyor. Ka-lan rezervin yüzde 20’si ise kiflisel te-flebbüsler taraf›ndan kullan›l›yor. Ta-r›msal sulamada kullan›lan su mikta-r›ysa genelin yüzde 70’ine ulafl›yor.

Araflt›rman›n sonuçlar›na göre, afl›r›çekime ba¤l› olarak y›ll›k 267 hekto-metreküpten fazla çekim yap›l›yor. Buda havzadaki yeralt› suyu seviyesinin

düflmesine, rezervin gittikçe azalmas›-na ve baz› akiferlerin özelli¤ini kay-betmesine neden oluyor. Karap›narOvas›’n›n 33 y›ll›k dönemde yeralt›suyu seviyesinde 14,3 metrelik bir dü-flüfl söz konusu. Bu düflüflün yüzde80'i son 10 y›lda gerçekleflti. Havzadaoluflan buharlaflma ve terleme ise ya-

¤›fl miktar›ndan daha fazla oldu. Barajve göletlerdeki depolanan su hacmiproje döneminde daha da azald›. Göl-ler kuruma noktas›na geldi. Çumra-Karap›nar çevresindeki obruklarda ya-p›lan seviye ölçümlerine göre obruk-lardaki su seviyesi 0,2- 2 metrearal›¤›na düfltü. �

62

Konya’da kaçak kuyu say›s›n›n 50 bine ç›kmas› ve suyun kontrolsüz flekilde çe-kilmesi sadece yeralt› suyunu de¤il, Tuz Gölü’nü de olumsuz yönde etkiledi. Bi-linçsiz tar›msal sulama ve kurakl›k birleflince Türkiye’nin en büyük ikinci gölü-nün sulak alan› 130 bin hektara kadar düfltü. Aksaray Üniversitesi MühendislikFakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisli¤i Bölümü Ö¤retim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Semih Ekercin'in yapt›¤› bir araflt›rmayla kötü gidiflat bir kez dahakan›tland›. Araflt›rmaya göre Tuz Gölü'nün 90 y›lda yüzde 85 oran›nda küçül-dü¤ü ortaya ç›kt›. Bu küçülmenin önemli bölümü ise son y›llarda oldu. Ekercin,bugünkü koflullar›n devam etmesi durumunda 2015 y›l›nda Tuz Gölü’nün tama-men kuruyaca¤›n› düflünüyor. Göldeki küçülme, Gediz Deltas› ile Tuz Gölü'nüüreme alan› olarak seçen flamingolar› da olumsuz etkiledi. Birçok kufl türü gibiflamingolar da art›k Tuz Gölü'ne eskiye oranla daha az gelmeye bafllad›. TuzGölü ve çevresindeki Tersakan, Bolluk, Kulu Gölleri ile Eflmekaya Sazl›¤›'n›n tü-müyle kuruma noktas›na gelmesi nedeniyle göllerde üreyen ve beslenen en az30 kufl türü de bölgeden silindi.

Tuz Gölü komada

özel haber

Page 59: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

İ nsanl›k özellikle petrolün son yüz y›l içerisinde ya-ratt›¤› gerilimleri, güç mücadelelerini ve çat›flmalar›görmeye ve yaflamaya al›flt›. Fakat ço¤umuz için su

kaynaklar›n›n da dünyan›n baz› bölgelerinde ciddi geri-lim ve çat›flmalar yaratan bir unsur oldu¤u pek dikkatçekmiyor. Sular›n miktar olarak yeterli oldu¤u baz› yer-lerde, su kaynaklar› hem kirlenme hem de artan talepnedeni ile risk alt›nda. Tatl› su kaynaklar›n›n dünyan›nde¤iflik bölgeleri aras›nda oldukça dengesiz da¤›lm›floldu¤u da bir gerçek. Tahmini olarak halihaz›rda sa¤-l›kl› suya eriflimi olmayan insan say›s› 1,1 milyar.

Dünyadaki mevcut ›rmaklardan 2/3 kadar› birden fazlaülke taraf›ndan paylafl›l›yor. 300’den fazla akarsu, birülkenin s›n›rlar›n› aflar nitelikte. Bir baflka ifadeyle,dünya nüfusunun yüzde 40’›, birden çok ülkenin s›n›rla-r›n› aflan 263 su havzas›n› paylaflmak durumunda. Top-lam 145 ülkenin s›n›r aflan su havzalar›na s›n›r› bulun-du¤u ifade ediliyor. Orta ve Bat› Afrika’da 20 milyon in-san su için Çad Gölü’ne ba¤›ml›. Ancak göl, son 38 y›ldayüzde 95 oran›nda kurudu. Çin’in üçte ikisi su k›tl›¤› çe-kiyor. ‹ran’da k›rsal kesimde yaflayan nüfusun yüzde60’›n›n su k›tl›¤› nedeniyle flehirlere göç etmek zorundakalabilece¤i söyleniyor. Dünyan›n dördüncü iç gölü olanOrta Asya’daki Aral Gölü, yar› yar›ya küçüldü, su seviye-si 16 metre azald›. Ortado¤u'da su sorunu ileride insanyaflam›n› tehdit eder boyuta gelebilecek nitelikte. Böl-gedeki Dicle (50 milyar m3/y›l), F›rat (35 milyar m3/y›l),Nil (84 milyar m3/y›l), Ürdün (1,5 milyar m3/y›l) ›rmakla-r›n›n üçü bölge d›fl›ndan kaynaklan›yor ve bunlar da Ür-dün Irma¤›’n›n tafl›d›¤› suyun neredeyse 115 kat› su tafl›-yor. Bölge içi tek ›rmak olan ve Araplarla ‹srail’i birbiri-ne düflüren Ürdün Irma¤›, gereksinimleri karfl›lamaad›na yeterli de¤il. Bu nehir, Ürdün ve ‹srail s›n›r›n›oluflturarak Ölü Deniz’e dökülüyor. Bütün bu yetersiz-liklerin üzerine, suyun bir iflbirli¤i konusu yap›larak so-runlar›n hafifletilmesi mümkünken, baz› ülkelerce su-

yun siyasi bir araç olarak kullan›lmas› dünyadaki su so-runlar›n›n daha da a¤›rlaflmas›na yol aç›yor. Örne¤in,Ortado¤u’da su taraf devletlerle s›n›rl› olmayan bir öl-çekte siyasi olarak kullan›l›yor. 1967 Savafl› gibi bölgedeyaflanan çat›flmalar›n veya sald›r›lar›n gerisindeki ne-denlerden birisi de su faktörü olmufltur. Nil Nehri, Bu-rundi, Ruanda, Uganda, Kenya, Tanzanya, Orta AfrikaCumhuriyeti, Etiyopya, Sudan ve M›s›r olmak üzere 9ülkeden geçmesine ra¤men etkin bir iflbirli¤i düzenikurulamad›¤›ndan bu ülkelerin sürtüflmelerine zeminolmaya devam ediyor. Hatta bu ülkeler, su kontrolümaksad›yla birbirlerinin iç politikalar›na s›kça müdaha-le edip çat›flmalar›n› derinlefltiriyor. Örne¤in, iç savafl›nyafland›¤› Sudan’da suyu kontrol etme fikrine sahip po-litik güçler M›s›r taraf›ndan engelleniyor. Ayr›ca ‹ngilte-re’nin kendi ç›karlar› için yaratt›¤› düzen M›s›r taraf›n-dan devam ettirildi ve tüm Nil’in gelece¤ine ipotek ko-yan bir durum yarat›ld›.

Hem su kaynaklar›n›n yetersizli¤i hem suyun çat›flmaunsuru olmas› gerçekleri karfl›s›nda, ilgili hukuksalprensiplerin aç›k ve adil bir içerikle oluflturulmas› vebu prensiplerin uygulanmas›, su sorununun hafifletil-mesinde en önemli unsurlardan birisi olacakt›r.Hukuksal prensiplere bak›lmadan önce vurgulanmal›-d›r ki, s›n›r aflan sular, iflbirli¤i unsuru da olabilir. Sukaynaklar›n› yönetmede, sulama alanlar›nda ve etkilisulama konusunda tecrübeli ülkeler bu tecrübelerinive teknolojilerini di¤erleri ile paylaflabilir.

Hukuksal prensipler

Sanayi devrimi s›n›r aflan sulardan ulafl›m maksatl›kullan›m› ön plana ç›karm›flt›. Ancak son y›llarda ula-fl›m d›fl› kullan›m daha fazla önem kazanmaya bafllad›.Bu durumda, suyun miktar›n›n azalmas›na ya da niteli-¤inin bozulmas›na (kirlenme gibi) yol açan kullan›mla-

su sorunu ve s›n›r aflan sularHem su kaynaklar›n›n yetersizli¤i hem suyun çat›flma unsuru olmas› gerçeklerikarfl›s›nda, ilgili hukuksal prensiplerin aç›k ve adil bir içerikle oluflturulmas› ve bu prensiplerin uygulanmas›, su sorununun hafifletilmesinde en önemli unsurlardan birisi olacakt›r.

64

bilgi ça¤› hukuku / Doç. Dr. Yücel Acer*

* Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ö¤retim Üyesi

Page 60: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

r›n artmas›, sulardan birden fazla ülkenin yararlanma-s›n›n düzenlenmesini daha da elzem bir hale getirdi.Ortaya ç›kan prensipler birbirleri ile iliflkili ama her bi-ri temel niteli¤e sahip prensiplerdir. Temel prensiple-rin bafl›nda her bir k›y›dafl ülkenin s›n›r aflan sulardanyararlanma hakk› oldu¤u prensibi gelir. Yukar› k›y›daflülkeye s›n›rs›z yararlanma hakk›n› veren önceki yakla-fl›mlar›n tersine mevcut kurallar, afla¤› ve yukar› k›y›-dafl ülkeler aras›nda bir ayr›m yapmaks›z›n afla¤› k›y›-dafl ülke ya da ülkelere de yararlanma hakk› tan›yor.

Peki bu kullan›mlar›n s›n›r› ya da ölçütü nedir? Buönemli meseleye iliflkin ilk temel prensip k›y›dafl ülke-lerin birbirlerine “kayda de¤er zarar vermeme” (signi-ficant harm) yükümlülü¤ü alt›nda oldu¤u prensibidir.Bu prensip gere¤i, k›y›dafl ülkelerden her biri sulardanyararlan›rken, hem miktar olarak hem de suyun niteli-¤ini bozma aç›s›ndan birbirlerine önemli (kayada de-¤er) zarar vermeme yükümlülü¤ü alt›ndad›rlar. Suyunniteli¤ini zararl› bir biçimde de¤ifltiren eylemler de bukapsamda zararl› eylemdir. Kayda de¤er zarar verme-me yükümlülü¤ünün ihlal edilmesi, flüphesiz ki tazmi-nata yol açabilecek bir hukuksal süreç yaratmaktad›r.

Kayda de¤er zarar vermeme prensibi, her bir k›y›daflülkenin sulardan yararlanma hakk›n›n bir s›n›r› oldu-¤unu gösteriyor ancak, bunun ölçüsünü belirgin bir fle-kilde ortaya koyam›yor. Bunun daha belirgin bir flekildeortaya ç›kt›¤› prensip ise, k›y›dafl ülkelerin sulardanyararlanmas›n›n “hakça ve makul” (equitable and re-asonable) olmas› gerekti¤i prensibidir. Hakça ve makulkullan›m› belirlemede, co¤rafi, hidrolojik, iklimsel un-surlar, söz konusu akarsuya yap›lan katk›lar, sosyal veekonomik gereksinim, ülkelerin nüfusu, mevcut vemuhtemel kullan›mlar ve alternatif su kaynaklar› gibiunsurlar dikkate al›nmak durumundad›r. Ancak vurgu-lamak gerekir ki, co¤rafi ve hidrolojik unsurlar bunlararas›nda ön plana ç›kan unsurlar durumundad›r.

Hakça ve makul kullan›m prensibi d›fl›nda baflkacaönemli prensipler de geliflmifltir. Söz konusu s›n›r

aflan akarsulardan yararlanmaya iliflkin iflbirli¤i yap-ma ve bilgi de¤iflimi yükümlülü¤ünü öngören prensip-ler bu ba¤lamda vurgulanmal›d›r. Hukuksal bir yü-kümlülük olmasa da pratik bir yaklafl›m olarak vurgu-lamak gerekir ki, sulardan yararlanmaya iliflkin her-hangi bir antlaflma yap›ld›¤›nda hakça ve makul kulla-n›m sa¤lanm›fl olsa bile, kurulacak bir komisyon vas›-tas› ile iflbirli¤inin sürekli k›l›narak hakça ve makulkullan›m›n sürekli k›l›nmas› mümkün olacakt›r. Birbaflka temel prensip, yukar› k›y›dafl ülkelerin, akarsuyailiflkin faaliyetleri konusunda afla¤› k›y›dafl ülkeye yete-rince öncesinden haber verme ilkesidir. Yukar› k›y›daflülkelerin suyun miktar›n› veya niteli¤ini de¤ifltiren baz›faaliyetleri, afla¤› k›y›dafl ülkeleri önemli oranda etkile-yebilir. Afla¤› k›y›dafl ülkelerin zararlardan korunabil-mek için baz› tedbirler almas›na imkân yaratabilmekiçin yeterince öncesinden bilgilendirilmesi hukuksal birzorunluluk haline getirilmifltir. �

65

‹nsan kullan›m›na elveriflli suyun hem miktar hem de ni-telik olarak dünya genelinde bir sorun haline gelmesi iledevletlerin paylaflmak durumunda oldu¤u su kaynaklar›-n›n ülkeler aras›nda kullan›m›n›n bir düzene konmas› içinbaz› uluslararas› hukuk kurallar› geliflmifltir. Bu kuralla,

yukar› k›y›dafl ülkeye kullan›mda üstünlük sa¤lamak yeri-ne, k›y›dafl ülkelerin adil ve makul kullan›m›n› sa¤lamayayönelik prensipler içermekte, baz› prensipler ise, ilgili ül-keler aras›nda iflbirli¤i ve bilgi de¤iflimini sa¤lamay› he-deflemektedir.

Sonuç

• 1997 BM S›n›raflan Sular›n Ulafl›m D›fl› Kullan›m›na HukukunaDair Konvansiyon• Denk, E. “Relative Sovereignty Over International Watercourses:Rights and Obligations of Watercourse States” yay›nlanmam›fl dok-tora tezi, Cardiff Üniversitesi Hukuk Fakültesi, (2005)• Fuentes, X. “Sustainable Development and the Equitable Utilisati-on of International Watercourses”, British Yearbook of InternationalLaw 65: 119-99, (1998)• Goldenman, G. “Adopting to Climate Change: A Study of Inter-national Rivers and Their Legal Arrangements”, Ecology Law Quar-terly 17: 741-802, (1990).• Kotlyakov, V. M. “The Aral Sea Basin”, Environment 33: 4-9,(1991).• McCaffrey, S. “Fifth Report on the Non-Navigational Uses of In-ternational Watercourses” in Yearbook of International Law Com-mission II (I): 91-130, (1989).• Postel, S. “Changing the Course of Transboundary Water Mana-gement”, Natural Resources Forum 21: 85-90, (1997).• Schwebel, S. “Third Report on the Non-Navigational Uses of In-ternational Watercourses” in Yearbook of International Law Com-mission II (I): 65-197, (1982).• Utton A. E. ve J. Utton “The International Law of Minimum StreamFlows”, Colorado Journal of International Environmental Law andPolicy 10: 7-38, (1999).

Kaynakça

Page 61: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

İlkokulda Hayat Bilgisi derslerin-de ilk ö¤rendi¤imiz bilgilerdenbiri Türkiye’nin yar›mada oldu-

¤udur. Tepeden bak›nca sol üst ta-raf› delik (Marmara Denizi) olan k›-s›m d›fl›nda üç taraf›m›z tuzlu su-larla kapl›. Bu üç taraf sahiller, li-manlar, plajlar, oteller, yazl›klar vehatta neden oralardan geçti¤i belliolmayan otoyollar; fabrika, foseptikve halk at›klar› (ayakkab›, karpuzkabu¤u, çocuk bezi ve hatta kloze-te varan muhtelif maddeler) ile ifl-gal edilmifl durumda olsa da haritaüzerinde su olarak görünüyor.

Y›llar y›l› “Denizler bir fley mi,akarsular›m›z ve göllerimizle de suzengini bir ülkeyiz, yaflas›n” diye-rek ömrümüzü ve suyumuzu tüket-tik. Ben zaten akl›m›n ermesinden itibaren bu su yala-n›na hiç inanmam›fl›md›r. Ömrü hayat›mda duydu¤umiki Türk denizcisi Barbaros Hayrettin Pafla ve Piri Reisoldu¤undan de¤il elbette. Akl›m›n erdi¤i yafla 6-7 der-sek, 18 yafl›ma kadar evde geçirdi¤im zaman›n önemlibölümü bidonlara ve küvete su doldurmakla geçti.Dört kardefl oldu¤umuz için, biz zavall› sigortas›z vemaafls›z çocuk iflçiler bu ifli y›llar y›l› sürdürdük. Kar-

fl›l›¤›nda banyo yap›yorduk ve an-nem çamafl›rlar›m›z› y›k›yordu. Ba-bam›n eve daha çok su depolama-m›z için banyoda yaratt›¤› “su de-polama mimarisi”ni de asla unuta-mam. Küvetin üzerine kaçak birkat ç›km›flt›. Bu kata bir sürü bidondiziliydi. Yani küvetin içinde y›kan-ma ifllemi yapmak mümkün olmu-yordu. Banyonun ortas›nda kalanbofllukta y›kan›yorduk.

Ne zaman gidece¤i ve ne zamangelece¤i belli olmayan “flehir suyu”nedeniyle bizim apartmandaki tümdaireleri zaman zaman su bast›¤›n›da belirtmeliyim. 80 darbesiylesa¤lanan sinmifllik, susmuflluk,t›rsm›fll›k ve apolitiklik ortam› bi-zim apartman için geçerli de¤ildi.

Kimsenin Kenan Evren’den ve “cunta yönetim kuru-lu”ndan korkusu yoktu. Su bask›nlar› apartman “sa-kinlerinin” de birbirlerinin evini basmas›na neden olu-yordu. Bir tek bizim komflular›n sesi ç›km›yordu. Çün-kü babam polisti ve silah› vard›! Evlere depolad›¤›m›zsuyun renginden söz etmeden de geçmeyeyim. Bu susar›dan kahverengiye dönen tuhaf bir renge sahipti. ‹ki“su gelmesi” aras›nda saatler geçti¤i için su borular›

66

türkiye’de ilk yolsuzlu¤uilk denizcilik bakan› yapt›

“Su zengini” ülkemizde 18 yafl›ma kadar hayat›m bidonlara su doldurarak geçti. Piri Reis ve Barbaros Hayrettin Pafla d›fl›nda denizcitan›mad›m. “Üç yan›m›z deniz, neden bizde denizcilik bakanl›¤› yok”diye düflündüm. Me¤er 1925’te varm›fl, yolsuzluktan la¤vedilmifl. Suyüzünden kaybeden en ünlü isim ise Kevin Costner’mifl.

Mine KILIÇ

fazla mesai

Page 62: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

küfleniyor, evlere ne zaman su bas›lsa borulardakiküf, pas, kir evlere pompalan›yordu. Bu nedenle aileceflehir suyunu içmiyorduk. Babam memur maafl›n›n ha-t›r› say›l›r bir bölümünü ‘damacana adamlar›’na ödü-yordu. Arabam›z olduktan sonra eve içme suyu tafl›maifli sosyal faaliyet haline geldi. Bidonlar›m›z› al›p ara-baya dolufluyor, ‹stanbul’a yak›n yerlerdeki su kaynak-lar›ndan dolum yap›yorduk.

Deniz yok, bakanl›¤› var

Liradan alt› s›f›r at›lmas› kadar a¤›zlara sak›z olmuflünlü Türk geyiklerinden birini de bu yafllarda duydum:“Herhangi bir su birikintisine s›n›r› dahi olmayan ‹sviç-re’de bile var olan Denizcilik Bakanl›¤› neden bizdeyok?” Yavuz Donat bir dönem köflesinde yazm›flt›. Bi-zim siyasetçiler heyet halinde ‹sviçre’ye gitmifller.Resmi görüflmede karfl› heyette Denizcilik Bakan› var-m›fl. Bizimkilerden biri karfl› heyetin baflkan›na sor-mufl: “Ekselans, ‹sviçre'de deniz var m›?” ‹sviçre heyetbaflkan› bozulmufl ve flu yan›t› vermifl:“Biz size Türkiye'de Adalet Bakan-l›¤› neden var” diye soruyor muyuz?(Donat bu olay hakk›nda kaynak ola-rak Bal›kesir Barosu eski Baflkan›Turgut ‹nal'›n ‘Adaletin Bu mu Ada-let’ adl› kitab›n› gösteriyor).

Bu yaz›y› yazd›¤›m güne kadar hiçmerak etmedi¤im bir soru tam 38 y›l 10 ay 16 saatlikiken akl›ma düfltü: Bu ülkede Denizcilik Bakanl›¤› hiçmi olmam›flt›? Mini bir araflt›rma yapt›m ve Cumhuri-yet tarihinin ilk yolsuzlu¤u ile karfl›laflt›m. Bu yolsuz-lu¤u yapan Türkiye’nin ilk Denizcilik Bakan› (‹hsan Er-yavuz) imifl me¤er. Daha do¤rusu yolsuzluk tam ola-rak ispatlanamam›fl ama Bakan iki y›l hapis ve bir y›lmemuriyetten men cezas› alm›fl. Bu ilk ve son Deniz-cilik Bakanl›¤›m›z 14 Ocak 1925’te kurulmufl. Bafl›na‹hsan Eryavuz getirilmifl. Eryavuz, bakanl›¤› dönemin-de Yavuz z›rhl›s›n›n onar›m› için havuz al›m› s›ras›ndabir Frans›z flirketinden rüflvet ald›¤› iddias›yla Yüce Di-van’da yarg›lanm›fl. 27 Aral›k 1927’de ‹smet ‹nönü’nünönergesiyle Bakanl›k la¤vedilmifl. Eryavuz 1928’de dehüküm giymifl. Olay tarihe “Yavuz – Havuz Yolsuzlu¤u”olarak geçmifl. Bakan, Soyad› Kanunu ile ald›¤› “Erya-vuz” soyad›n› davadan sonra “Topçu” olarak de¤ifltir-mifl. Farkl› kaynaklardan okudu¤um kadar›yla drama-tik ve araflt›r›las› bir olay olarak görülen “Yavuz – Ha-

vuz Yolsuzlu¤u” 80 y›lda bir daha neden Denizcilik Ba-kanl›¤› kurulmad›¤›n› aç›klam›yor elbette.

Su meselesi Costner’i de yakt›

Su mevzu nedeniyle bafl› belaya giren ünlü bir isimdendaha söz etmeden geçemeyece¤im (Akl›n›za ‹SK‹ Skan-dal› ve Ergun Göknel gelebilir ama de¤il). Bu isim dün-yada milyonlarca hayran› olan, Oscar’la taçland›r›lan,ancak su ifline girince milyonlarca dolar› bat›ran oyun-cu Kevin Costner. Costner’in 1995’te vizyona giren filmiSu Dünyas› (Waterworld) 229 milyon dolarl›k bütçesiylesinema tarihinin en pahal› beflinci filmi. Sinema tarihi-nin en çok zarar ettiren filmleri listesinde ise 86,8 mil-yon dolarla ilk s›rada yer al›yor. Film, Hollywood’un ya-k›n tarihinde en çok kötülenmifl ve en çok alaya al›nm›flproje olarak tan›mlan›yor. Bugün bakt›¤›m›zda küresel›s›nman›n gündemde olmad›¤› bir y›lda vizyona girmesi-nin ac›s›n› çekti¤ini söyleyebiliriz.

Filmde kutuplardaki buzullar›n eridi¤ibir dönemdeyiz (yani çok uzak bir ge-lecekte de¤il!) Her yer sularla kapl›,ayak basacak bir kara parças› yok.Hayatta kalmay› baflaranlar sular›nüzerine infla edilmifl çelik y›¤›n› fle-hirciklerde ilkel bir hayat sürüyor-lar. Kevin Costner suda yaflamak-

tan dolay› evrim geçirerek suyun alt›nda da nefesalabilen bir insan (ayaklar› da perdeli). Costner’in yolus›rt›nda ‘karaya giden yolun haritas›’ bulunan küçükk›z çocu¤u ve ona bakan kad›n Helen’le kesifliyor veolaylar gelifliyor. Bir parça toprak ve su için insanlar›nneleri göze alabilece¤ini gösteren filmin neden bu ka-dar alaya al›nd›¤›n› ve gifle yapmad›¤›n› halen anlam›flde¤ilim. Costner’in zamans›z gösterime giren filmi ba-flar›s›zl›¤a u¤rasa da mimarlara ilham verdi¤i kesin.

Geçti¤imiz günlerde gazetelerde yay›nlanan “Gelece-¤in yüzen evleri” haberinde Belçikal› ünlü mimar Vin-cent Callebaut, dev dalgalardan etkilenmeyecek yüzenkentler tasar›m› yer al›yordu. Callebaut, Zambak fiehirad›n› verdi¤i ekokentler tasarlam›fl. Bu kentlerde 50bin kifli yaflayabiliyor, yenilenebilir enerji ve ya¤mursuyu kullan›l›yor, motorlu tafl›t bulunmuyor. Calleba-ut’nun alaya al›nmad›¤›n› ve projenin önünde tümdünyan›n sayg›yla e¤ildi¤ini tahmin etmiflsinizdir. Yaniolan Kevin’a oldu. �

67

Gelecekte flehirler denizde yüzecek.

Page 63: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

‹novasyon, yenilikçilik-yarat›c›l›k, yenileflim veya yeni-flim… Nas›l adland›r›rsak adland›ral›m, ço¤umuz, bu ol-guyu tan›mlarken bir temel teknolojinin bir ürüne yan-s›mas› olarak anlat›r›z. Çal›flman›n ne kadar inovatifolundu¤unu da bu eylem sonucunun kullan›c›n›n gizliveya aç›k isteklerini ne kadar karfl›lad›¤›na ba¤lar›z.Di¤er yanda, sanayide, bir alt ürün parças›n›n kullan›l-d›¤› ürün say›s›n› art›rmak, bu yolla o alt parçan›n üre-tim say›s›n› art›rmak ve çok adet üretildi¤i için ona, azsay›da yap›ld›¤›nda kurtarmayacak bir k›s›m yat›r›mlaryaparak, ucuza üretmek çok yayg›n bir yaklafl›md›r. Buyaklafl›m›n sonucu olarak bir otomobil motorunu bir-den fazla markan›n de¤iflik modellerinde görebilirsiniz.Buna “re-usability” deniyor. Tabii, bu da kendi içindebir uzmanl›k. Baflka bir üründe de kullan›labilecek biralt parçay› hedeflerken, ister istemez, ürün tasar›mla-r›nda “modüler yap›”ya gitmeniz gerekiyor.

Bu yaklafl›m› Ar-Ge alan›na uzand›rd›¤›n›zda, bir Ar-Gesonucu elde edilen bir ürünü, birden fazla ifl için kul-lanmak, “re-usability”ye çok yak›n bir eylem. Bu yaz›-da sizlere, kendine özgü amaçlarla yap›lm›fl baz› ürün-lerden, küçük de¤iflikliklerle yeni bir ürün ortaya ç›kar-ma konusunda bir baflar› öyküsü anlataca¤›m. Bu eyle-min inovasyonla nas›l ba¤daflt›r›laca¤›n› düflünmeyi desiz okurlar›ma b›rak›yorum.

‹lk önce sizlere ülkemizde pek rastlanmayan bir ifl yap-ma yöntemi anlataca¤›m: Kurucu orta¤› oldu¤um Plat-form-a, Ar-Ge yapabilen birçok flirket ve flirketçikle ilifl-ki kurdu. San›r›m iflbirli¤i anlaflmas› imzalanan flirket

say›s› 70’e yaklaflt›. Bu, say›ca çok, ço¤u küreselleflmesonucu da¤›lm›fl büyük Ar-Ge’lerin de¤erli elemanlar›-n›n oluflturdu¤u 3-5 kiflilik küçük flirketçiklerin her birifarkl› alanlarda uzman. Model, denge kurulup iyi çal›fl-t›r›labildi¤inde bu yeteneklerin hepsine sahip bir bü-yük Ar-Ge elde etmeye eflde¤er sonuç veriyor. Hemenbelirteyim, Platform-a’da kulland›¤›m›z sihirli yöntemflu: Ar-Ge’yi yöneten flirket olarak biz, kesinlikle, hiçbirprojenin hiçbir k›sm›nda bu flirketlerin yapabilece¤i birifli kendimiz yap›p, “müflterimize rakip olmuyoruz.”Öyle ki, bir küçük flirketimiz, bir iflte baflar›l› olamad›y-sa, o ifli, kendimiz düzeltmektense, baflka bir küçükflirketimize, zarar› sineye çekip yeniden yapt›r›yoruz.

Bizim Ar-Ge yönetimi olarak ortaya koydu¤umuz katmade¤er ise, önümüze gelen bir ürün gereksinmesini iyiinceleyip, birlikte çal›flt›¤›m›z flirketlerin daha önceyapm›fl olduklar› ifller ile yeni ürün gereksinmesininefllefltirmesini yapmak ve ilgili flirketlerimize, Ar-Ge’nin bir parças›n› ›smarlamak. Sonradan da bunlar›ntümlefltirilmesinde (integration) sorumluluk tafl›mak.Tabii, önemli özelliklerimizden biri de ihtiyaç sahibi ileolan iliflkilerimiz. K›saca ürünü sat›n alacak kurulufllararas›nda da büyüklü¤ümüze uygun flekilde bir aç›l›m›-m›z var.

“120 belediye çözüm bekliyor”

Gelelim öykümüze: ‹talya’da belediyeler, sokak ayd›n-latmas› iflini ihale ederlermifl. ‹flletmeci flirketler buhizmet için teklif verirlermifl. ‹hale, en düflük bedeli

italya “ayd›nland›”

ya türkiye...Ar-Ge sonucu elde edilen bir ürünü, birden fazla ifl için kullanmak, “re-usability”ye çok yak›n bir

eylem. Bu yaz›da sizlere, kendine özgü amaçlarla yap›lm›fl bir k›s›m ürünlerden, küçük

de¤iflikliklerle yeni bir ürün ortaya ç›karma konusunda bir baflar› öyküsü anlataca¤›m. Bu eylemin

inovasyon ile nas›l ba¤daflt›r›laca¤›n› düflünmeyi de siz okurlar›ma b›rak›yorum.

68

Ali Akurgal*

* Akurgal Dan›flmanl›k CEO’su

Page 64: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

talep edende kal›rm›fl. Bir iflletmeci flirket, 120 kadarbelediyenin sokak ayd›nlatmas› iflini alm›fl. Tabii, ra-kiplerine göre daha düflük bedel önerebilmek için, kâ-r›ndan vazgeçip fiyat indirerek. fiimdi, kâr›n› tekrar ar-t›rabilmesi için maliyetlerini azaltmas› gerekiyor. Mali-yetlerinin yüzde 70’ten fazlas› ise elektrik gideri. Hiz-met sözleflmeleri uyar›nca, yaya varl›¤›nda, belli birdüzeyde ayd›nlatma sa¤lamalar› gerek, ortal›kta yayayoksa, bu ayd›nl›k düzeyi gerekmiyor. Buradan hare-ketle, yaya olmad›¤› vakit, ayd›nlatma düzeyini azalt›pelektrik tasarrufu yapmay› istiyorlar. Belirtmifltim, bi-zim özelliklerimizden biri de ihtiyaç sahibi ile iliflkileri-mizin olmas›. ‹talya’da ifl yapt›¤›m›z Hitek Partners,bizi arad›. Dedi ki, “fiu elektrik faturas›n› düflürmeninbir yolunu bulun, 350 bin ampulü ile 120 belediye çö-züm bekliyor.”

‹talya’da kurulu flebeke, flebeke gerilimini verdi¤iniz-de, flartnamenin öngördü¤ü ayd›nlatma düzeyini sa¤l›-yor. Demek ki biz, ayd›nlatmay› azaltaca¤›z. ‹nsan›nakl›na hemen evlerde kulland›¤›m›z ayd›nl›k ayarl›anahtarlar, “dimmer” geliyor. Ne var ki, sokak ayd›n-latmas›nda kullan›lan c›va ve sodyum buharl› ampul-ler, bu “dimmer”lerle gerilim azalt›ld›¤›nda belli birgerilime kadar afla¤› yukar› ayn› ayd›nl›¤› veriyor, dahadüflük gerilimlerde ise “çöküyor”lar. Çöküp ›fl›k verme-yi kesen bir ampulü tekrar ayd›nl›k verecek noktayaulaflt›rmak, türüne ba¤l› olarak dakikalar› bulan bir ifl-lem gerektiriyor. K›saca, “gerekmedi¤i zaman ampulüsöndürelim, yaya varl›¤› olunca da yakal›m” mant›¤›sonuç vermiyor.

At›lgan Elektrik, ayd›nlatma uzman›. Hemen ona sor-duk bu c›va ve sodyum buharl› ampullerin davran›flfleklini. Bir c›va veya sodyum buharl› ampulü yar›-tüke-tim konumunda tutup istendi¤inde anl›k olarak tamayd›nlatma konumuna tafl›y›p, sonra tekrar ekonomikkonuma getirmenin prensibini bize Emin At›lgananlatt›. Bunu gerçeklefltirebilecek devreyi, araflt›rd›¤›-m›zda, ‹talyan Reverberi firmas› karfl›m›za ç›kt›. Biz,benzer devreler yapan Mavisis’te Fatih Kavaslar’a sor-duk. Bir baflka amaçla yap›lm›fl olan bir ürünün, nere-deyse s›f›r de¤ifliklikle kullan›labilece¤ini gördük. Buarada fark ettik ki, bu c›va ve sodyum buharl› ampul-ler, ömürlerinin sonuna yaklaflt›klar›nda flebekedençektikleri ak›m de¤ifliyor. Bunu ölçersek, ampul bozul-madan belli bir süre önce yenisini ›smarlamak için uya-r› da verebilece¤iz. Asl›nda ‹talyan müflterilerimiz, ençok bu özelli¤i sevdiler. Bu, onlar› s›f›r stokla çal›flmaolana¤›na kavuflturacakt›.

Ampullere hükmetmeyi böylece “sepete koydu¤u-muz”da, s›ra yaya varl›¤›n› belirlemeye geldi. ‹lk önceyayg›n biçimde kullan›lan PIR (Passive Infra Red) alg›-lay›c›lar kullanal›m diye düflündük. Ancak PIR’larda,yaya ve araç alanlar›n› kesin çizgi ile ay›rmak, sahadaher PIR’›n montaj› s›ras›nda çok pahal› bir uygulamau¤rafl› gerektirece¤i için bir baflka yöntem aramayabafllad›k. Üstelik, PIR kulland›¤›m›zda, kedi köpe¤e de tam ayd›nl›k verecektik. Erdem Elektronik, daha önce bir baflka uygulama için, bana, otomobillerde“park sensörü” ad›yla kullan›lan uzakl›k ölçerleri, 160 cm’den yak›n bir yank› ald›¤›nda röle çektirecekflekle getirmiflti. Bu sefer, uzakl›¤› de¤ifltirip 3 metreyegetirdi. Bunlar›, direklere 4 metre yüksekli¤e koydu¤u-muzda kald›r›mda 1 metreden yüksek bir cisim varsa,bize uyar› verebilir flekilde uygulad›k. Ancak, ‹talya’dada bizdeki gibi, kald›r›ma park etmek yayg›n bir al›fl-kanl›k. Gece sabaha kadar arabalar› p›r›l p›r›l ayd›nlat-mak da olmaz, bu nedenle PIR ve uzakl›k alg›lay›c›s›n›birlikte kulland›k. Gene de ‹talya ile aram›zda geçicibir uyuflmazl›k yafland›. Hizmet flirketi “ya 100 cm’denk›sa bir çocuk gelirse, bu sistem ona tam ayd›nlatmavermeyecek” diye itiraz etti. Biz de, “gece yar›s›ndansonra 100 cm’den k›sa çocuklar yan›nda ana-babas› ol-madan sokaklarda oyun mu oynuyor?” diye sorduk.Sonunda 100 cm’nin duyargay› direkte birkaç santimdaha afla¤› monte ederek azalt›labilece¤i de dikkateal›narak, sorun afl›ld›.

Otomasyon süreci

S›ra en önemli unsur olan, her direkteki ampulle ileti-flim kurup bunlar› tek merkezden yönetebilecek olanotomasyon k›sm›na geldi. Endüstriyel kontrol konu-sunda uzman olan iDeal Teknoloji, ürünlerini bize aç-mad›. Bizi, onlar›n ürünlerini gerekirse dönüflüme u¤-rat›p yeni ifllevler kazand›rarak bir baflka amaçla kul-lanmakla yetkilendirmedi. Biz de Arla’ya yöneldik. Arlaendüstriyel kontrol alan›nda de¤il, konut otomasyonualan›nda çal›fl›yordu. Özellikle tesisat› geleneksel yön-temle kurulmufl olan konutlarda bu tesisat üzerinden“linye”den, “buvat”tan, “kasa”dan geçerek bir ayd›n-latma veya ›s›tma/serinletme ayg›t›na ya da bir panjur,perde veya pencere açma/kapama motoruna ulaflabili-yor. Bunlar› da konutun bir köflesine koydu¤u merkezidenetim biriminden yönetebiliyordu. Konut içerisindekulland›¤› “power line modem”ler kendi tasar›m›yd› vebunlar›n komflu dairedeki benzer bir sistemin kuman-das› ile çak›flmamas› için gerekli önlemleri de gelifltir-miflti. Ancak tüm sistem konut içi için tasarlanm›flt›.

69

Page 65: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Arla Genel Müdürü Gökfen Y›ld›z, bize ürünlerini açt›.Biz üst düzeyde sistem mimarisi aç›s›ndan onun ürün-leri ile “evden soka¤a ç›kt›¤›m›zda” nas›l bir yap›oluflturulaca¤› üzerinde çal›flt›k. ‹talya’daki sokak ay-d›nlatmas› tesisat› yer yer ac›nacak durumdayd›. Mar-co Porzi, bunlar›n belli bir düzeye iyilefltirmesini üst-lendi. Gökfen bey’in konut içinde k›sa mesafede çal›-flan “power line modem”lerinin gücünü, IEC normlar›içinde kalarak art›r›p, ‹talya’daki tesisatta ne kadaruzakl›¤a eriflebildi¤imize bakt›k. Yeterli uzakl›¤› gö-rünce rahatlad›k. Ortaya sokak boyunca kumandasa¤layabilen bir modül ç›kt›.

Gökfen Bey, gene konut için tasarlad›¤› kontrol birimi-ni (Rejisör), sokak düzeyine tafl›d›. Buradaki ekran gö-rüntüsü, harita üzerine tafl›nd›. Yüklü bir yaz›l›m ifliç›kt›. Ama sonunda sahada rahatl›kla uyarlanabilenbir çözüm elde edildi. Power line modemle kontrolmodülüne bildirilen ar›zalar›n, an›nda SMS ile teknis-yenin cep telefonuna aktar›lmas› sa¤land›. Gene, kon-trol modülüne, ola¤an koflullarda ethernet ve ADSLile, gerekti¤inde de GPRS ile, internet üzerinden dün-yan›n herhangi bir noktas›ndan ba¤lanabilme ve de-netleme olana¤› kuruldu. Gökfen Bey bunlarda çokzorlanmad›, çünkü zaten çok benzer uygulamalar› ko-nut için “uzaktan kumanda” ad› alt›nda yapmaktayd›.Yaln›zca, “soka¤a ç›kt›¤›nda” karfl›laflaca¤› ortam so-runlar›n› giderdi ve mimari yap›y› bizim tasarlad›¤›m›zflekle getirdi.

Sokak bafl›na yerlefltirdi¤imiz saha dolab›nda, Entes’intasarlay›p üretti¤i güç, reaktif güç, gerilim ve ak›m ölç-me cihazlar›n› da kulland›k. Hatta, Hitek Partners bun-lar› çok sevdi, Entes’in ‹talya distribütörü oldu.

Arla, daha önce yurtd›fl›na ifl yapmam›flt›. Bu nedenlebir k›s›m standartlara uyumunu belgelemek konusun-da çok deneyimli de¤ildi. ES‹M Test Hizmetleri Afi’denCevdet ve Sedat Beylerin yol göstermeleriyle ‹talyaiçin gerekli tüm CE iflareti ve arkas›nda yatan standart-lara uyum belgeleri haz›rland›. Bu arada yurtd›fl›ndanal›nan bir alt sistem parças›n›n EMC deneylerinde Gök-fen Bey’e çok ter döktürdü¤ünü, sonunda tedarikçi de-¤ifltirmek zorunda kald›¤›n› da belirtmeliyim.

7 aktörlü baflar› öyküsü

Hitek Partners, At›lgan Elektrik, Mavisis, Erdem Elek-tronik, Entes, ES‹M ve Arla. 7 aktör ile sahneye koydu-¤umuz bir oyun oldu “‹talya sokak ayd›nlatmas›” pro-jesi. Bir baflar› öyküsü, çünkü Arla “pilot firma” oldu,Hitek Partners’e düzenli olarak ürün sevk ediyor. Görü-nüfle göre 120 belediyede 350 bin ampulün tek mer-kezden yönetimi birkaç y›lda tamamlanacak. Bir baflar›öyküsü çünkü, kendi halinde iç pazara yönelik çal›flanbir flirket, bu yolla elde etti¤i fikri mülkiyet ile, ‹tal-ya’ya ürün satar konuma geldi.

Nas›l adland›r›rsan›z adland›r›n; inovasyon, yenilikçi-lik-yarat›c›l›k, yenileflim, yeniflim, içerisinde biraz“mevcut ürünlerin bir baflka amaçla kullan›lmas›”n› dabar›nd›r›yor. Her fleyi s›f›rdan tasarlayarak sonucaulaflmaya çal›flsak, ne zaman, ne de bütçe yetecekti.Öyküsünü anlatt›¤›m böyle bir projeyi, orta halli yat›-r›m olanaklar› bile olmayan küçük iflletmelerin yaln›zcabiri, tek bafl›na, yapmaya cesaret bile edemeyecekti.Ülkemizde mevcut, duran ve zamanla eskiyen, hederolan bu potansiyel de kullan›lm›fl olmayacakt›.

Uygulad›¤›m›z modelin bir baflka ilginç yan› da mikroiflletmelerimizin bir di¤eriyle rekabet etmelerini de¤il,birlikte çal›flmalar›n› esas almas›. Platform-a, bunlar›özenle seçerek ve arada durarak rekabet ettirmedenbirlikte çal›flt›r›yor. Rekabet, kontrollü olursa, evet,özellikle üretim alan›nda, iflletmeleri kaliteye ve kendi-lerini gelifltirmeye yönlendirir, ama mikro düzeye inmifliflletmeler, hele Ar-Ge’ye dayal› ifl yapma çizgisindekalmakta direniyorlarsa ve hele nitelikli ifllerden vaz-geçmiyorlarsa, kendi aralar›nda rekabet bunlar için öl-dürücü oluyor.

Böyle bir modeli uygulamaya koyan bizler, bu modelinbir benzerine rastlamad›k. Bu model, baflkalar› taraf›n-dan kullan›lmad›¤› gibi, destek mekanizmalar›m›z dabuna yabanc›. Bir ek katma de¤er yaratt›¤›m›zdan, ta-sar›mc›s›n›n kendi ürününe düflünmedi¤i uygulamalar›ona yapt›rd›¤›m›zdan söz ediyoruz. Bunu bir baflar› öy-küsüyle, ‹talyan flirketlerine kendi ülkelerinde rakip ç›-kabilmekle taçland›r›yoruz. Ama, süreçte, belki en yük-

70

Page 66: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

sek katma de¤eri oluflturan Platform-a, bir Ar-Ge des-te¤i alam›yor. Çünkü yapt›¤› ifl, günümüz Ar-Ge tan›m›-na girmiyor. Geçenlerde TÜB‹TAK Baflkan Vekili Prof.Dr. Nüket Yetifl ile konuyu konuflma olana¤› buldum.Belki zamanla bunun da yolu aç›l›r. Günümüz kuralla-r›yla bir Ar-Ge deste¤i almak için, Platform-a’n›n rolü-nü de¤ifltirip bir k›s›m ifllevleri daha üzerine almas›,müflterileri ile rakip olmamak düflüncesiyle de belkiher proje için yeni bir flirket kurmas› gerekiyor. Bu, do-lambaçl› bir yol ve bu yol çal›flm›yor.

Platform-a, baflka u¤rafllar›n›n yan› s›ra, bu model üzerin-de de çal›flmalar›n› sürdürecek. Yeter ki, projenin finans-man›n› sa¤layacak bir kurulufl bulunsun. Çünkü her za-man, bu örnekte oldu¤u gibi yap›lacak ek gelifltirme, fir-malar›n kendi kaynaklar› ile karfl›lanabilecek kadar küçükolmuyor. Bu örnekte bile, Hitek Partners taraf›ndan yap›-lan ön ödeme olmasayd›, ES‹M’in alaca¤›n› vadeye ba¤la-mas› ile bir ferahlama sa¤lanmasayd›, yar› yolda parasalaç›dan t›kan›r, gene sonuca ulaflamayabilirdik.

Bir genelleme yaparsak, böyle bir yenilik için pazarda-ki imkân 6-7 ayl›k bir zaman dilimi boyunca aç›k kal›-yor. Sizin o s›rada bu a盤› müflteriyi tatmin edecek birürünle karfl›laman›z gerek. Tasar›m ve ön üretim için 6ay›n›z var. Bir Ar-Ge deste¤i ise, çal›flmaya para giriflinien k›salt›lm›fl hali ile ancak 12 ayda sa¤l›yor. K›saca“Ar-Ge teflviki” de¤il “Ar-Ge Ödülü” gibi oluyor. Kuflku-suz, her kap›y› çalana da ortada bir fley yokken Ar-Gedeste¤i verilemez. Ama bir ara yol bulunabilirse, KO-B‹’lerdeki y›llar›n birikimi, harekete geçirilebilir.

Her Ar-Ge çal›flmas›n›n ticari baflar›ya ulaflmayaca¤›n›biliyoruz. Ama mikro ve küçük iflletmelerin, her Ar-Geçal›flmas›n›n, baflar›ya ulafls›n ulaflmas›n, finansalolarak karfl›lanmas› gerekiyor. Karfl›lanmad›¤› durum-da, o mikro iflletme bat›yor. Bu karfl›lama kredi fleklin-de de olam›yor. Bunlar›n tabancas›nda ancak bir tekkurflun oluyor, atefl ettikten sonra gidip yeni kurflunsat›n almalar› gerekiyor. Bunun için de bir yerden kredide¤il, para bulmalar› gerekli.

Gelelim ürünün ülkemizdeki uygulamalar›na: ayd›nlat-mada ekonomi, enerji darl›¤›na düflünce bir bölgeyi tü-

müyle karartarak elde ediliyor. ‹lk baflta otoyollar ka-ranl›¤a gömülür, sonra mahalleler. Nadiren, 3 ›fl›ktanbirini söndürebilme olana¤› kurulmufltur. Bu da ayd›n-latman›n verdi¤i yarar›n yer yer geri al›nmas› anlam›nageliyor. Ar›zada ise sokak ayd›nlatmas›nda bozulan birlambay›, o lamban›n ayd›nl›¤›ndan yararlanan sokaksakinleri telefonla, sokak ve kap› numaras› verip ar›zayerini tarif ederek onartabiliyorlar. Ama karayollar›ndadurum böyle de¤il. Otoyolda ilerlerken bir bozuk lam-ba görseniz ve uyar›da bulunmak isteseniz ne diyecek-siniz? “Bahçeflehir kavfla¤› bölgesinde bir direktekilamba bozulmufl”. Bu yeterli bir tan›m de¤il. Bu uyar›y›de¤erlendirecek karayollar› teknisyenleri, o bölgeyegidiyorlar, bir kavflak bölgesi genelde 6 dilimden olu-fluyor. Her dilimin saha dolab› da otoyolun ortas›ndakigelifl gidifl yolu aras›ndaki bölgede. Saha dolab› hiza-s›nda araçlar›n› park ediyorlar, bir teknisyen can›n›tehlikeye atarak ortaya geçiyor, saha dolab›ndan ku-manda vererek o dilimin lambalar›n› yak›yor. Bir baflkateknisyen de o dilim boyunca ilerleyerek yanmayanlambalar› belirleyip onar›m listesini haz›rl›yor. Sonra,orta bölgedeki teknisyen, o dilimin lambalar›n› söndü-rüp, gene can›n› tehlikeye atarak yol kenar›na geçiyorve bir baflka dilime ilerliyorlar. Oluflturdu¤umuz sistemise, direk numaras› ile ar›zay› SMS üzerinden teknisye-nin cep telefonuna bildirdi¤ine göre, burada bir güven-lik sa¤lay›c› kolayl›k yarat›yor.

‹talya’ya yap›lan bu ihracat, hâlâ Türkiye’de uygulamaolana¤› yaratm›fl de¤il. Art›k düzenli sevkiyat konumu-na ulaflm›fl olan bu sistem için bir ilgi gördük ama, netemas etti¤imiz belediyelerden, ne de Karayolla-r›’ndan, henüz bir hareket, bir eylem göremedik. Biziminsan›m›z, belki de, sokaklar ayd›nlat›lacaksa bununbedeline katlanmak gerekti¤ine koflullanm›flt›r. Eylemegeçememenin baflkaca bir aç›klamas› görünmüyor. Bu-rada bir tasarruf yarat›labilece¤ini, buradan art›r›lacakpara ile sistemin kendi yat›r›m giderini (‹talya için 270günde) ödeyece¤ini, ard›ndan gelecek tasarrufla belkibaflka belediye hizmetlerine de parasal kaynak yarat›-labilece¤ini ya da emlak vergilerinin azalt›labilece¤inidüflünmüyor, belki de inanc› yok.

E¤er durum böyleyse, hazin de¤il mi? �

71

Page 67: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

Adana Çukurova Üniversitesi’nde, 26-27 Haziran’daÜniversite-Sanayi ‹flbirli¤i Kongresi yap›ld›. Düzenle-yenlere bakt›¤›m›zda da, üniversite - sanayi iflbirli¤i-

nin baflrol oyuncular›n› görüyoruz: Adana ÜSAM (Üniversi-te Sanayi Ortak Araflt›rma Merkezi Derne¤i), Biyomedtek(Biyomedikal Teknolojiler Merkezi), EBSO (Ege Bölge Sa-nayi Odas›), MDK (Mühendislik Dekanlar› Konseyi), OA‹B(Orta Anadolu ‹hracatç› Birlikleri), OST‹M Organize SanayiBölgesi, PICMET (Portland Uluslararas› Mühendislik veTeknoloji Yönetimi Merkezi), TEK‹M (Teknolojik ve Kurum-sal ‹flbirli¤i), SAM (Seramik Araflt›rma Merkezi), TürkTekstil Vakf›, TTGV (Türkiye Teknoloji Gelifltirme Vakf›),REF - TÜS‹AD (Sabanc› Üniversitesi Rekabet Forumu),ODAGEM Afi (OST‹M Ortak Araflt›rma ve Gelifltirme Merke-zi), OTAM (Otomotiv Teknolojileri Araflt›rma GelifltirmeSan.Tic. Afi).

‹ki gün boyunca paralel oturumlarda sunulan ve tart›fl›lankonu bafll›klar› neydi? Bilim teknoloji politikalar›nda iflbir-li¤inin rolü, iflbirli¤inde paradokslar, sanayileflme strateji-lerinde iflbirli¤inin yeri, nas›l bir Ar-Ge, nas›l bir inovas-yon? Ar-Ge ve marka iliflkisi, mühendislik e¤itimi ve stajuygulamalar›, ekonomik büyümede iflbirli¤inin rolü ve et-kisi, ulusal kümeleme politikalar›, iflbirli¤inde baflar›s›zl›knedenleri, iflbirli¤inin geliflmesini engelleyen faktörler, ifl-birli¤i örnekleri vb. Dileyenler bildirilerehttp://www.usimp.org/sunumlar.html adresinden eriflebi-lirler.

Türkiye’nin 1960’l› y›llardan 2000’li y›llara uzanan süreç-te, üniversite-sanayi iflbirli¤ini gelifltirme konusunda ya-pabildiklerinin ve al›nan mesafelerin de¤erlendirilmesin-

de, bildiri ve sunularda öne ç›kan sonuçlar flöyle:• Bilim ve teknoloji stratejik hedefleri içerisindeki, bilgininticarileflmesi hedefi olarak belirlenen “Ar-Ge harcamalar›-n›n GSMH oran› 2010 için yüzde 2 olacakt›r” hedefi,2007’de Ar-Ge harcamalar›n›n GSMH oran› yüzde 0,58iken 3 y›l içerisinde yaklafl›k 4 kat art›fl olmas›n› beklemekhayalciliktir. Bu hedef, 3 y›l içerisinde radikal düzenleme-ler ve çal›flmalarla gerçeklefltirilebilse bile, dünya teknolo-ji yar›fl› için yetersizdir. Bu hedefin parasal karfl›l›¤› yakla-fl›k 10 milyar USD gibi bir hacim oluflturmas›na ra¤men,sadece IBM’in 2003 Ar-Ge harcamas› 5,73 milyar USD,ABD’nin ortalama y›ll›k Ar-Ge bütçesi 200 milyar USD’dir.Bilginin ticarileflerek ülke ekonomisine katk› sa¤layabilirhale gelebilmesi için, daha çok yap›lmas› gereken çal›flmavard›r.• Üniversite-sanayi iflbirli¤inin geçmiflinden bugüne uygu-lanan devlet politikalar› ve stratejileriyle, Türkiye’nin dün-yadaki yay›n say›s› s›ralamas›nda yükseltilmesi hedefiüniversiteleri yay›n üretme üzerine bilimsel çal›flmalarayönlendirmifltir. Bu hedef, üniversiteleri kullan›lmayan bil-gi üretmeye teflvik etmifltir. Üniversitelerin Ar-Ge hizmetsunumuna yönelik, döner sermaye mekanizmalar›, bilimadamlar›n› ürün üretimi projeleri yerine makale üretimiprojelerine ve desteklerine yönlendirmektedir. Bu konudadevletin akademi destekleri de bu yönlenmeyi h›zland›r-maktad›r.

Ocak 2007’de yay›nlanan “European Innovation Scorebo-ard 2006 Strengths and Weakness Report”a (Avrupa ‹no-vasyon Puan Tablosu 2006 Güçlü ve Zay›f Yönler Raporu)göre; Türkiye’nin yine önceki y›llarda oldu¤u gibi en dü-flük performans de¤erine sahip ülke olmas› bu de¤erlen-

körler sa¤›rlar

birbirini a¤›rlarÜniversite-Sanayi ‹flbirli¤i Kongresi’ni sadece bildiri sunanlar izledi! Deyim

yerindeyse, körler sa¤›rlar birbirini a¤›rlar tad›nda bir kongre oldu. Ne yaz›k ki

kongre, bilgi ve ideoloji üreten, aktaran üniversitelerin ve Ar-Ge alan›nda

özelleflme çabas› gösteren teknolojik oluflumlar›n kendi aralar›nda görüfl

al›flverifliyle geçti.

72

Müjgan Çetin *

*Yönetim Dan›flman›

Page 68: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

dirmeyi do¤rulamaktad›r. Üniversite-sanayi iflbirli¤indeyap›lacak düzenlemelerle sanayiden gelecek talepler do¤-rultusunda araflt›rma ve gelifltirme çal›flmalar›n›n yap›lma-s›nda üniversitelerin özendirilmesi tavsiye edilmektedir.

Peki, bildiri ve sunumlara, sorular›, kat›l›mlar› ve belki deitirazlar› ile can verecek olan izleyenler kimlerdi? Ne yaz›kki bu sorunun cevab›n› yukar›daki gibi uzun uzun listeleye-rek veremiyorum. Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤i Kongresi’nisadece bildiri sunanlar izledi! Deyim yerindeyse, körler, sa-¤›rlar birbirini a¤›rlar tad›nda bir kongre oldu. Ne yaz›k kikongre, bilgi ve ideoloji üreten, aktaran üniversitelerin veAr-Ge alan›nda özelleflme çabas› gösteren teknolojik olu-flumlar›n kendi aralar›nda görüfl al›flverifliyle geçti. Üretile-cek bilimsel ve teknolojik bilgiyi katma de¤er yarat›c› ürünve hizmetlere dönüfltürerek, ticarilefltirerek, ülke ekonomi-sine katacak, bilgiden ticari de¤er üretecek sanayici bukongrede yoktu. ‹ki gün süren kongre boyunca sunulan bil-dirilerin bulufltu¤u ortak noktay› tespit etmek için sadecebu sonuca bakmak yeterliydi. Kongre boyunca yapt›¤›msohbetlerle bu üzücü sonucu düflündüm. Yeteri kadar du-yurulamad›, sanayinin ilgisi çekilemedi, sanayicinin Ar-Geve inovasyon projelerindeki iflbirli¤inden beklentileri içinkonuflmac› veya bildiri talebi yap›lamad› veya cevap al›na-mad›, kongre zamanlamas› ve yeri sanayici için uygun de-¤ildi, sanayici Ar-Ge ile ilgilenmiyor, rahat para kazanmaile ilgileniyor vb. bir sürü mazeret üretildi. Ancak, kendi de-¤erlendirmelerim biraz daha kök sebeplerle ilgili:

• Üniversite-sanayi iflbirli¤inde 1960’lardan bafllayan sü-reçte, devlet ortam haz›rlay›c› olarak kesintili olsa da sü-reci yönlendirme görevini üstlenmifltir. Bu süreçte iflbirli¤ikurallar›n›n oluflturulmas›nda taraflar›n bütünsel kat›l›m›zaman zaman ihmal edilmifl olmakla birlikte, sivil toplumkurulufllar›n›n gayretiyle bu kat›l›mda belirli aflamaya ge-linmifltir. Ancak bu süreçte uygulama düzenlemeleri ola-rak adland›raca¤›m›z, yönetmeliklerin haz›rlanmas› afla-malar›nda da sanayicinin aktif kat›l›m›n› sa¤lay›c› yakla-fl›mlar art›r›larak sürdürülmelidir. • Devletin Ar-Ge desteklerini uygulamaya bafllad›¤› 1996y›l›ndan itibaren, düzenledi¤i mevzuat, deste¤in yat›r›mdeste¤i olarak kullan›lmas› korkusu üzerine infla edilmifl-tir. Sanayici sermaye yetersizli¤iyle yenili¤e yat›r›m yapa-mamaktad›r. Para kazand›ran yenilikçi insanlar›n istihda-m›na kaynak ay›ramamaktad›r. Sanayinin bütün aktörleri-nin kat›l›m›yla gerçekleflecek çal›fltaylarda yürürlükte bu-lunan bütün bilim ve teknoloji odakl› kalk›nma mevzuat›gözden geçirilerek, sanayicinin bu süreçte bütünsel ihti-yaçlar›n› karfl›layabilecek bir yap›ya kavuflturulmal›d›r. • TUB‹TAK-ÜSAM programlar›n›n ‹fiBAP program› halinedönüflmesiyle oluflan ÜSAM’lar; art›k temel ç›kt›lar› bilim-

sel ve teknolojik bilgiyi pazarlayarak, ticari kârl›l›klar›n›gözetmek zorunda olan birer ticari flirket olmufllard›r.2007 itibar›yla bu statü de¤iflimi, TÜB‹TAK flemsiyesi vekorumas›n›n kalkmas› ve serbest pazar flartlar›n›n bu mer-kezler içinde geçerli olmas›n› getirmifltir. Bundan sonra,bütün di¤er flirketler gibi temel ürünlerini do¤ru pazarado¤ru fiyatlarla konumland›ramazlarsa, uzun vadede var-l›klar›n› sürdürmeleri mümkün görünmemektedir. Bu mer-kezlerin, bir an önce üniversite kimliklerinden s›yr›l›p ken-di stratejik planlar›n› yaparak, temel ve tek müflterileriolan sanayici ile iletiflim mekanizmalar›n› kurmalar› gerek-mektedir.• Teknolojik iflbirli¤indeki oyuncular içerisinde üniversite,sanayi, devlet üçgeni içerisinde Teknoloji Yönetimi Dan›fl-man› Müfit Akyos’un bildirisinde sundu¤u gibi, Bilgi Yo-¤un Ticari Servisler (BYTS) olarak adland›rd›¤›, kolaylaflt›-r›c› ve nitelikli entelektüel yüksek katma de¤er sa¤layandan›flmanl›k firmalar›n›n sistem içerisindeki rolleri ve ifl-birli¤i modelleri içerisindeki faaliyetleri bütünsel mekaniz-malar içerisinde unutulmaktad›r. Ayr›ca, ne yaz›k ki, de-¤erlendiriciler, bilim adamlar› ve sanayici taraf›ndan bu rolve katma de¤er do¤ru anlafl›lmamakta ve do¤ru kullan›l-mamaktad›r. 2007 y›l›nda TÜB‹TAK mevzuat›nda yap›landüzenlemeyle, sadece KOB‹’lerin Ar-Ge projelerinde da-n›flmanl›k ihtiyac› olabilece¤i alg›s› yaratacak flekilde, sa-dece KOB‹’ler için dan›flmanl›k firmalar›n›n hizmetleri des-tek kapsam›na al›nm›flt›r. ‹flletmelerde inovasyon bilinci-nin yarat›lmas›, proje fikirlerinin üretilmesi, projenin plan-lanmas›, sorumluluklar›n ve kaynaklar›n do¤ru da¤›t›m› veprojenin izleme ve de¤erlendirmesi gibi konularda önemlikatk›lar sa¤layan dan›flmanl›k sektörü; bilimsel ve tekno-lojik kalk›nma ulusal politikalar›n›n oluflturulmas›ndan,çal›flmalar›n hayata geçirilmesine kadarki bütün aflamalar-da rol ve sorumluluk almal›d›r.• Sanayicinin ve üniversitenin maliyet, zaman ve sonuçanlay›fl› ve kültürü çok farkl›d›r. Ar-Ge ve inovasyon odakl›kalk›nma, proje yönetimi anlay›fl› ile gerçeklefltirilemezsebaflar›ya ulaflamaz. Proje yönetiminde de en önemli per-formans kriterleri, maliyet-zaman-sonuçtur. Maliyet, za-man, çözüm ve ürün üzerine yo¤unlaflan sanayici, üniver-sitenin makale odakl› yaklafl›m›n› anlamamakta ve bek-lentilerini karfl›lay›c› bulmamaktad›r. Bu iki farkl› kültüraras›nda katalizör etkisi yaratarak, ticari de¤er yaratacakürün veya hizmetin gelifltirilmesi için kolaylaflt›r›c› de¤eryaratan dan›flmanl›k kurulufllar› bu kültür fark›n› sönümle-yecektir.

Pazar›n, yaflam›n, ekonominin ihtiyaçlar›n› karfl›layacaktalepler üzerine kurulu bir Ar-Ge, ekonomik bir de¤eroluflturarak ulusal kalk›nmam›zda bizleri hayal etti¤imizyerlere tafl›yacakt›r. �

73

Page 69: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

1. Avrupa’da Bilgi Toplumu ve Telekom Alan›ndaki Mev-cut Durum ve SorunlarAB’nin küresel rekabet gücünün art›r›lmas› aç›s›ndanodaklan›lan konulardan birisi, “Bilgi ve ‹letiflimTeknolojileri (B‹T)” sektörüdür. 2010 y›l› için “Bilgi te-melli ekonomi”, 2000 y›l›nda imzalanan Lizbon hedefle-ri aras›nda, en rekabetçi alanlar aras›nda gösterilmifltir.O günden bu yana, bilgi toplumu konusundaki ilerleme-ler, çevre politikalar›, sosyal politikalar ve giriflimcili¤iilgilendiren konulara nazaran daha h›zl› durumdad›r.

AB’de telekom sektöründe, flu anda servis bazl› rekabetvard›r. Ancak, uzun vadede altyap› bazl› rekabetin, sü-reklili¤i sa¤layacak anahtar oldu¤u öngörülmektedir.Avrupa, altyap›n›n ayr›flt›r›lmas› konusunu yo¤un bir fle-kilde tart›flmaktad›r. AB’de bilgi ve iletiflim teknolojileri-nin ekonomik büyümeye katk›lar› yüzde 25'i geçmekte-dir. Ekonomik özelliklerinin yan› s›ra sektörün siyasi güçaç›s›ndan önemi de göz ard› edilmemelidir. Telekomsektörünün 290 milyar Euro’luk hacmi dahil, biliflimekonomisinin y›ll›k cirosu 650 milyar olarak verilmekte-dir. Her iki ciro y›llar içinde yükselme göstermeye de-vam etmektedir. Emek yo¤un bir sektör olmay›fl›na kar-fl›n, AB ça¤›nda istihdam›n yüzde 4’ü de bu sektör tara-f›ndan sa¤lanmaktad›r. Avrupa’da geniflbant ve mobilalanda penetrasyonun çok yüksek oldu¤u görülmekte-dir. Bir örnek vermek gerekirse, Almanya'da flu anda pe-netrasyon oranlar› cep telefonunda yüzde 110’a, inter-nette yüzde 94'e ve genifl bantta da yüzde 97'ye ulafl-m›fl durumdad›r.

Buna ra¤men, Avrupal› operatörlerin, ABD ve Asya’dakibenzerlerine nazaran, yat›r›m yapmakta geri kald›klar›görülmektedir. Ekonomist Hendrick Reuner, 25 AB ülke-sinde yapm›fl oldu¤u bir araflt›rmada, girifl ya da eriflim-

le ilgili düzenlemelerin, yat›r›m üzerinde olumsuz bir et-kisi oldu¤unu iddia etmekte ve ABD’nin 2003 sonras›deregülasyon deneyiminin, ülkedeki Telekom sektörü-nün toparlanmas›na imkan sa¤lad›¤› iddias›na yer ver-mektedir. Araflt›rma ABD’nin 2004-2009 aras›nda, busayede 60 milyar $ yat›r›m yapt›¤›, buna karfl›l›k AB’deayn› dönemde yap›lan yat›r›mlar›n 18,1 milyar $ eksikkald›¤› görüflünü sunmaktad›r. Ancak bu görüfl AB’dehalen tart›fl›lan bir konudur ve eski tekel (incumbent)firmalar taraf›ndan savunulurken, sektörün alternatif fir-malar›n›n görüflü ise, ABD’nin deregülasyon uygulama-s›n›n, ülkeyi yeniden eski tekelci duruma döndürdü¤üfleklindedir.

Avrupa’da (AB15) 15 ülkedeki Temmuz 2006 itibar›ylatoplam 66.3 milyon geniflbant abonesi bulunmaktad›r.Bu abonelerin 56,4 milyonu DSL, 10,1 milyonu Kablo ve1,3 milyonu “di¤er” abonesidir. DSL aboneliklerinin31,4 milyonunu incumbent’lar, 25 milyonunu incum-bent olmayan firmalar satm›fl durumdad›r. Incumbentolmayan firmalar›n satt›¤› aboneli¤in yüzde 36’s› yani9,1 milyonu bayilik, yüzde 16’s› yani 3,9 milyonu veriak›fl ve yüzde 48’i yani 12 milyonu YAPA ile sat›lm›fl du-rumdad›r.

Toptan sat›fllara bak›ld›¤›nda yüzde 41’i tamamen ayr›fl-t›r›lm›fl hatlar, yüzde 16’s› paylafl›lan hatlar, yüzde 15’iveri ak›fl modeli (Bit Stream Access) ve yüzde 28’i bayi-lik modeli ile gerçeklefltirilmifltir.

Avrupa’da spektrum yönetimi tart›flmalar› sürüyor. Mev-cut durumda bantlar›n ayr›ld›¤› alanlar flu flekildedir;• UHF bant (470-862 MHz): fiu anda yay›nc›l›k için kulla-n›l›yor. Ama mobil multimedia servisleri ve k›rsal alanakablosuz bant olarak kullan›labilir.

“telekomünikasyon: bilgi toplumunun kald›rac›” konferans›

sonuç raporu

17 Haziran 2008 tarihinde ‹stanbul Ceylan Intercontinental Otel’de düzenlenen “Telekomünikasyon:

Bilgi Toplumunun Kald›rac›” konferans›nda birçok Türk ve Avrupal› uzman görüfllerini aktard›.

Avrupa Birli¤i ile entegrasyon sürecinde Türkiye’nin bulundu¤u yeri tarif eden, sorunlar› özetleyen

ve ev ödevlerimizi hat›rlatan sonuç raporunun sürece yol gösterici bir katk› sa¤layaca¤›na inan›yor

ve Incobiz taraf›ndan haz›rlanan raporun tümünü yay›nl›yoruz.

74

Türkiye Biliflim Vakf›

Page 70: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

• 900 MH ve 1800 MHz bantlar›: fiu anda GSM mobileservisler için kullan›l›yor ama UMTS ve di¤er teknoloji-lere yükseltilebilir. • 1.9 ve 2.1 GHz bant: fiu anda IMT-2000/UMTS için kul-lan›l›yor ama yay›nc›l›k için potansiyeli var.• 2.6 GHz bant: Halen lisansa tabi ve 2008’den sonarveriliyor. IMT-2000/UMTS ya da WiMAX için kullan›m›düflünülüyor.• 3.4 – 3.8 GHz bant: fiu anda geniflbant ba¤lant›lar veRusya ve Baz› Afrika ülkelerinde uydu haberleflmeleriiçin kullan›l›yor.

Avrupa’da flu anda telekom sektöründe deregülasyon veflebekelerin nötralli¤i konular› yo¤un bir flekilde tart›fl›l-maktad›r. Ama ülkeler aras›ndaki uygulama uyumu dason derece önemli bir konu olarak de¤erlendirilmekte-dir. Ayr›ca telekom alan›nda tan›mlanm›fl olan 18 paza-r›n, 7’ye indirilmesi konusunda çal›flmalar devam et-mektedir.

Bilgi ve ‹letiflim Teknolojileri, Türkiye’nin AB'ye uyumsürecinde, küresel rekabetteki önemi nedeniyle takipedilen bir bafll›kt›r. Türkiye’nin AB’ye uyumu için, dina-mik bir yaklafl›m uygulanmal› ve Türkiye’nin AB stan-dartlar›n› yakalayabilmesi için bugünkü durum de¤il,yar›n gelinecek nokta hedeflenmeli ve önceden ç›kacakengeller, AB örnekleri incelenerek öngörülmedir.

2.1. Türkiye’nin Bilgi-‹letiflim Teknolojileri Alan›ndaAB’ye Uyum Çal›flmalar› ve Son DurumTürkiye’nin AB ile uyum çal›flmalar›, 1963 Ankara Anlafl-mas› ile bafllam›flt›r. 1996’da Gümrük Birli¤i, 1999’daTürkiye’nin AB'ye aday ülke haline geldi¤i Helsinki Zir-vesi, 2005’de Türkiye'nin AB ile müzakerelerine baflla-mas› karar›, yol üstündeki di¤er önemli kilometre taflla-r›d›r. 1987’deki Yeflil Kitap'a göre üç ana konu mevcut-tur: Serbestleflme, Rekabet ve Uyumlaflt›rma.

Türkiye’de telekom sektöründeki serbestleflme süreci1990’da bafllam›flt›r. 1994 y›l›nda uydu hizmetleri ser-bestlefltirilmifl, 1996’da Kablo TV (lisans tarihi 2007),1998’de Tam Rekabet Direktifi ve Mobil Haberleflme hiz-metleri (lisans tarihi 1998) hayata geçirilmifltir.

AB’nin 1990’daki aç›k flebeke çerçeve direktifi, altyap›tekelinin kald›r›lmas›, araba¤lant›, evrensel hizmet di-rektifi, spektrum lisans›n›n koordinasyonu, GSM'inAB'de mobil standart olmas› ve frekans tahsislerinin ko-ordinasyonu (uyumlaflt›rma), 1998’deki AB DüzenleyiciÇerçeve, sabit telefon flebeke ve hizmetlerde rekabetinteflviki, yal›n mevzuat ve tüketicilerin korunmas› ve2002’deki Yeni Mevzuat ise Yerel A¤›n Paylafl›ma Aç›l-mas› Tüzü¤ü ve alt›ndaki direktifleri getirmifltir.

Telekomünikasyon Kurumu’nun bugünkü uygulamalar›büyük oranda, 2002 AB düzenleyici çerçevesine uygunflekilde gerçeklefltirmektedir. Bu çerçeve, Yerel A¤›nPaylafl›ma Aç›lmas› (Local Loop Unbundling – LLU ya daYAPA) tüzü¤ü, yetkilendirme direktifi, rekabet direktifi,radyo spektrum, eriflim ara ba¤lant› direktifleri, veri gü-venli¤i & Kiflisel Bilgilerin Gizlili¤i Direktifi ile ÇerçeveDirektifi ve Evrensel Hizmet & Kullan›c› haklar› direktif-lerinden oluflmaktad›r. Teknoloji yans›zl›¤›, Genel yetki-lendirme ve karmafl›kl›¤›n ortadan kald›r›lmas›, ara ba¤-lant›, etkin piyasa gücüne sahip iflletmelerin belirlenme-si ve numara tafl›nabilirli¤i, AB’nin telekom düzenleyiciçerçevesinin önemli konular› aras›ndad›r.

Bilgi teknolojileri ve iletiflim alan›ndaki mevzuat uyum-laflt›r›lmas›n›n yol haritas›, Türkiye’nin AB’ye Kat›l›m Or-takl›¤› Belgeleri’nde (KOB) ifade edilmifltir. Mart 2001-May›s 2003 - Ocak 2006 - fiubat 2008 tarihlerinde yay›n-lan Ulusal Programlar ile bu hedefler düzenli olarak gün-cellenmifltir. 2008 y›l› Ulusal Program belgesi son fleklinialmak üzeredir. Sektörün gelifliminin AB nezdinde takipedildi¤i di¤er önemli bir doküman da, her sene AB Komis-yonu taraf›ndan kaleme al›nan ‹lerleme Raporlar›’d›r.

Türkiye’nin AB ile müzakere süreci devam etmektedir.Her bir fas›l için fiili müzakerelere geçilmeden önce, ta-n›t›c› tarama sürecinde, bilgi toplumu ve medya fasl›ndatoplant›lar 12-13 Haziran 2006'da bafllam›fl; ayr›nt›l› ta-rama 13-14 Temmuz 2006 tarihinde Brüksel'de tamam-lanm›flt›r.

DPT Müsteflarl›¤›, taramaya koordinatör kurum olarakhizmet vermektedir. Telekomünikasyon Kurumu (TK) ise10 konuda haz›rlanacak olan sunufllardan sorumludur.Sunufl yap›lan konular Yetkilendirme, Numaraland›rma,Evrensel Hizmet, Rekabet, Eriflim, Çerçeve direktif sunu-mu, ‹lgili Pazarlar ve Pazar Analizi, Elektronik Haberlefl-me Sektöründe Kiflisel Bilgilerin ‹fllenmesi ve Gizlili¤ininKorunmas›, Radyo Spektrum ve E-‹mza olmufltur.

Son ilerleme raporunda dikkat çekilen sorunlar(2007)1. Sabit flebeke rekabeti – yerel telefon hizmetinin su-nulmamas›2. Etkin piyasa gücü ve fiyat tavan› düzenlemelerinin re-vizyonu3. Numara tafl›nabilirli¤inin hayata geçirilmesi4. Mobil sanal operatör hizmetleri5. Genifl bant kablosuz eriflim hizmetleri (Wimax) ve 3Nhizmetlerine iliflkin yeni yasal düzenlemeler 6. Yeni EHK’n›n kabul edilmesi7. Evrensel hizmet yükümlülüklerinin AB Direktifine uy-gun olarak yürütülmesi

75

Page 71: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

8. Yüksek iletiflim vergileriBilgi Toplumu ve Medya Fasl›nda Ülkemizden Beklentiler (2008)

K›sa Vadeli Öncelikler• Mevcut AB düzenleyici çerçevesiyle uyumlu yeni birElektronik Haberleflme Kanunu’nun kabul edilmesi• 2002 AB düzenleyici çerçevesinde yer alan ana “bafllan-g›ç koflullar›”n›n uyumunun tamamlanmas› ve uygulanmas›

Orta Vadeli Öncelikler• Elektronik haberleflme alan›ndaki mevzuat›n ulusalmevzuata aktar›lmas›na ve uygulanmas›na devam edil-mesi, pazar›n tam olarak serbestlefltirilmesi için haz›rl›kyap›lmas›

2.2. Türkiye’de Bilgi Toplumu ve Telekom Alan›ndakiMevcut Durum Türkiye yukar›daki bölümden görebilece¤iniz gibi, di¤erkonularda oldu¤u kadar Biliflim ve Telekom konusundada iç mevzuat›n› AB ölçeklerine uyumlu hale getirmeyeçal›flmaktad›r. AB’ye uyum süreci, oldukça karmafl›k vezorlu bir süreç olmas›na karfl›n, Türkiye aday ülke ola-rak bu ölçütleri her daim benimsemek ve kendi sistemi-ne uyarlamak konusunda hevesini ve kararl›¤›n› koru-mak durumundad›r.

2004 y›l›nda Uzun Mesafe Telefon Hizmetleri lisanslar›tesis edilmesine ve bugüne kadar 45 kadar firman›n li-sansland›r›lmas›na karfl›n, bu pazar halen flehiriçi tele-fon hizmeti verebilir durumda de¤ildir. Haziran sonu iti-bar›yla lisansl› firma say›s› 30’a düflmüfltür.

Türkiye bilgi iletiflim teknolojileri pazar›, 2007'de 19milyar dolar, 2008'de 23 milyar dolar hacmine ulaflt›.2009 beklentisi, 29 milyar dolar seviyelerine do¤ru yük-selmektedir. 2010'da 32, 2011'de ise 37.5 milyar dolarolaca¤› tahmin edilmektedir.

Türkiye, geniflbant penetrasyonunda 30 OECD ülkesiaras›nda, 29'uncu s›rada yer alm›flt›r. Haziran 2008 ra-kamlar› ülkemizde 5,2 milyon geniflbant abonesine ula-fl›ld›¤›n› göstermektedir. Birey bafl›na penetrasyon oran›yüzde 8 seviyelerinde seyretmektedir.

Ülkemizdeki 70 milyon nüfusa karfl›l›k, sabit telefon abo-ne say›s›, yüzde26 penetrasyon oran›yla 18 milyon civa-r›ndad›r. Mobil telefonda ise, May›s sonu itibar›yla yüzde89 penetrasyon oran› ile 63 milyon abone mevcuttur.

Haziran 2008 itibar›yle, ülkemizde çeflitli telekom pazar-

lar›nda verilen lisans say›s› 256 adettir. Telekom piyasa-s› geliri olarak 16.7 milyar Amerikan dolar› hacim sözko-nusu iken, 2007 sonu itibar›yla sat›fl gelirleri olarak ba-k›ld›¤›nda, mobil gelir 9.5 milyar Amerikan dolar›, sabitgelir 6.1 Amerikan dolar› seviyelerinde oluflmufltur.

Numara tafl›nabilirli¤i altyap› (veri taban›) çal›flmalar›,Nisan 2008 itibar›yla tamamlanm›fl durumdad›r. Bu hiz-metin 2008 y›l sonuna kadar ifllerlik kazanmas› beklen-mektedir.

Evrensel hizmet kapsam›nda 38 bin okula bilgisayar s›-n›f› yap›lm›fl durumdad›r. Önümüzdeki günlerde 18 bin200 okul daha bilgisayar s›n›f›na sahip hale gelecek du-rumdad›r. Bu okullardaki internet kullan›m› devlet tara-f›ndan ücretsiz sa¤lanmaktad›r.

Türkiye’deki bilgisayar say›s› 8.5-9 milyon olarak tah-min edilmektedir. Bilgisayar okur-yazarl›k oran› iseyüzde 45 seviyelerindedir. 2013 hedefi, nüfusun 55 mil-yonunun bilgisayar okur-yazar› olmas› yönündedir.

3. Türkiye’de Telekom Sektöründeki Mevcut SorunlarBu rakamlar›n arkas›ndan Türkiye’de Telekom sektörü-nün içeri¤ine bak›ld›¤›nda, sorunlar› 3 grupta toplamakmümkündür;

1) Türkiye’de telekom alan›ndaki serbestleflme 2008 Ha-ziran itibar›yla olmas› gereken noktada de¤ildir;a) Serbestleflmenin hiç gerçekleflmedi¤i alanlar vard›r;örne¤in flehiriçi sabit telefon hizmetleri alan›nda reka-betin sa¤lanmas› gereklidir. b) Sektörün geliflimine olanak sa¤layacak lisanslar ko-nusunda gecikmeler yaflanm›flt›r. Örne¤in 3N, ve Wimaxlisanslar›. Özellikle 3N’nin yani mobil geniflbant›n gecik-mesi, veri hizmetleri kullanan bankalar (POS), mobil sa-t›fl ekipleri vs yani ekonomi aç›s›ndan önemli bir eksikteflkil etmektedir.c) Ka¤›t üzerindeki serbestleflme ile fiili serbestleflme-nin örtüflmedi¤i alanlar mevcuttur; örne¤in Yerel A¤›nPaylafl›ma Aç›lmas› (YAPA) ve kablo hizmetleri alanla-r›nda etkin rekabetin tesisi flartt›r.d) Gelifltirilmesi gereken pazarlar vard›r; toptan genifl-bant ve kiral›k hat pazarlar›nda iyilefltirmeler yap›lmas›gereklidir.e) Mobil ça¤r› sonland›rma ücretleri hususunda asimet-rik tutum konusu çözülmelidir. f ) Mobil perakende tarifeler konusu incelenmelidir; bualandaki düzenlemelerin ve uygulamalar›n AB mevzu-at›yla uyumu önem arz etmektedir.g) Spektrum politikas› özellikle 3N telekomünikasyon

76

Türkiye Biliflim Vakf›

Page 72: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

uygulamalar› için gözden geçirilmelidir.2) Düzenleyici Kurum daha fleffaf ve özerk olmal›d›r.Rekabet Kurumu ile Telekomünikasyon Kurumu’nuniflbirli¤i, sektörün sa¤l›kl› büyüyebilmesi ve etkin re-kabetin tesis edilebilmesi aç›s›ndan art›r›lmal›d›r.

3) Devletin, sektöre yönelik gecikmifl görevlerini yeri-ne getirmesi önem arz etmektedir; a) Özellikle mobil pazarda yüzde 60’lara varan vergiyükü problemi çözülmelidir.b) Elektronik Haberleflme Yasas›, AB mevzuat›ylauyum sa¤layacak flekilde bir an önce ç›kar›lmal›d›r.c) Evrensel Hizmet konusunda fleffal›k ve finansmanmodellemesi belirlenmelidir.d) Geçifl haklar› konusunda, adreslemeler yetersizdir.Altyap› firmalar› bu konuda s›k›nt› çekmektedir.e) Ayr› pazarlar›n yak›nsama sonras› durumunun ince-lenmesi gerekmektedir.

4. Sonuç ve Öneriler – Ev ÖdevlerimizThe Economist Intelligence Unit 2008 araflt›rmas›nagöre ülkemiz e-Dönüflüm haz›rl›¤› s›ralamas›nda 43. s›-radad›r. Bu s›ralama, ülkemizin e-Dönüflüm konusundah›zl› davranmas› gereklili¤ini ortaya koymaktad›r.

Telekomünikasyon alan›nda düzenlemeler yapan Tele-komünikasyon Kurumu (TK) ba¤›ms›z bir tüzel kiflilik-tir ve kendi kendini finanse etmektedir. Etkili bir per-sonel yap›s› olan bu kuruma, hükümet müdahalesininbiraz daha azalt›lmas› önem arz etmektedir. AB ileuyum sa¤lanmas› aç›s›ndan, Telekomünikasyon Kuru-mu’nun, lisansland›rma gibi konularda daha fleffaf ol-mas›, kararlar›n› h›zl› vermesi ve gerekçelerini de pay-laflmas› gereklidir.

Sektörün sa¤l›kl› geliflimi aç›s›ndan Telekomünikas-yon Kurumu ile Rekabet Kurumu’nun iflbirli¤i kritikönem arz etmektedir. Sektörel mevzuat zaten rekabetkurallar›ndan feyz ald›¤› için, iki kurum aras›ndaki ifl-birli¤ini gelifltirmek için ç›kan f›rsatlar de¤erlendiril-melidir.

5-6 yerde da¤›n›k olan Telekom mevzuat›n›n toparla-naca¤›, yeni Elektronik Haberleflme Yasa Tasar›s› biran önce TBMM’den geçirilmeli ve yürürlülü¤e sokul-mal›d›r. Yasan›n AB mevzuat›na uyumsuz olan yerlerivarsa, bu konuda sektör temsilcilerinin yer alaca¤› or-tak çal›flmalar yap›lmal›d›r.

Evrensel hizmet uygulamalar›na aç›kl›k getirilmesi ge-rekmektedir. Evrensel hizmet sunucular›n›n seçiminin

fleffaf olmas› ve ayn› zamanda finansman mekanizma-lar› konusuna aç›kl›k getirilmesi gerekmektedir. Geçifl hakk›, hem ülkenin altyap› çeflitlili¤i, hem degelecek nesil eriflim flebekeleri aç›s›ndan önem arzet-mektedir. Fiber hatlar ülkenin önceli¤i olmal›d›r.

Toptan geniflbant pazar›nda koflullar›n düzeltilmesi vefleffafl›k sa¤lanmas›, yerel a¤›n paylafl›ma aç›lmas› ko-nular›n›n ivme kazanarak ilerlemesi, sektörün ve as-l›nda bütünde, ekonominin geliflimi aç›s›ndan önemteflkil etmektedir. Etkin Piyasa Gücü ile ilgili olarakhem sabit araba¤lant› fiyatlar›n›n, hem kiral›k hat fi-yatlar›n›n, hem de tarifelerinin çok dikkatle de¤erlen-dirilmesi gerekmektedir. Bu konularda Rekabet Kuru-mu ile iflbirli¤i yap›lmas›, kritik bir öneme sahiptir veolumlu bir yaklafl›m olarak de¤erlendirilecektir.

Tam serbestleflmenin tamamlanmas› için yerel telefonhizmetlerinin rekabete aç›lmas› konusu, bir an öncetamamlanmal›d›r.

Sabit telefon hizmetleri, MVNO, sabit kablosuz eriflim,Wimax ve 3N gibi yeni teknoloji e¤ilimlerine ait lisans-lar gecikmeden verilmelidir.

Mobil iletiflimdeki yüksek vergi oranlar› bu sektörüngeliflimi için önemli bir engel teflkil etmektedir. Vergioranlar›n›n düflürülmesi ile, müflteriler baflka ülkeler-deki ayn› hizmet için, daha yüksek ödeme yapmaktankurtulacak ve bu özellikle ticari kullan›c›lar›n masraf-lar›n› düflürecek, dolay›s›yla da ülke ekonomisindeciddi iyileflmeler yaflanabilecektir.

Mobil ça¤r› sonland›rma ücretlerinde simetrik bir üc-retlendirme sistemati¤i gelifltirilmesi AB’nin de üze-rinde durdu¤u ve acilen çözülmesi gereken önemli birhusustur.

Kablo flebekelerinin at›l durumdan kurtar›lmas› ve bukonuda bir strateji belirlenmesi önem arz etmektedir.Alternatif operatörler ülkede, farkl› teknolojilerin kul-lan›labildi¤i geniflbant hizmetleri sunabilmelidirler. Bukonuda altyap›n›n haz›rlanmas› için gerekli aksiyonla-r›n al›nmas› beklenmektedir.

Maliyet muhasebesi ve muhasebe ayr›m›na art›k geçil-melidir.

Sonuç olarak, AB ile uyumlu, rekabete aç›k, serbest-leflmesi tamamlanm›fl bir telekom sektörünün oluflma-s›, yukar›da bahsi geçen ev ödevlerinin uygulanmas›y-

77

Page 73: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

AB fonlar› suya çal›fl›yor

78

‹klim de¤iflikli¤i, ülkeleri yenilikçi veverimli su sistemlerinin gelifltirilmesikonusunda ak›ll› çözümler üretme-

ye yöneltiyor. Avrupa Birli¤i de bu ko-nularda yap›lan araflt›rmalar› destekle-yerek, araflt›rmac›lar› Avrupa’da iklimde¤iflikli¤i sorunlar›yla bafl edebilmekve sürdürülebilir çevresel geliflmeyi

sa¤lamak için araflt›rmalar yapmayateflvik ediyor. Bu teflvikler, yeni sula-ma sistemleri, at›ksu kullan›m›n› art›r-maya yönelik metotlar, su güvenli¤i,su tasarrufu ve su yönetimi konusundayap›lacak Avrupa çap›nda yenilikçiprojeleri kaps›yor. Temmuz ay›ndaaç›lmas› beklenen “çevre” alan› ça¤r›s›

su konusunda yenilikçi fikirleri olanlariçin fon f›rsatlar› sa¤l›yor. Bu alanda,Avrupa ve komflu ülkelerde iklimdenkaynaklanan ve su güvenli¤ini tehlike-ye sokacak de¤iflikliklere karfl› gelifltiri-lecek projeler fonlanacak.

Bu projelerde iklimin su kaynaklar›, sukullan›m› üzerindeki etkilerinin belir-lenmesi, iklim etkisindeki belirsizlikle-rin, olas› güvenlik risklerinin azalt›lma-s›, ülkelerde ve insan hayat›nda su gü-venli¤inin sa¤lanmas› ve bu amaçlaAvrupa’da ve komflu ülkelerinde varolan ve gelecekte olabilecek iklim kay-nakl› de¤iflikliklerin analiz edilmesibekleniyor. Avrupa Birli¤i iklim, çevreveya su kaynakl› hastal›klar›n önlen-mesi için yap›lacak çal›flmalarda arafl-t›rmac›lara destek oluyor.

‹klim de¤iflikli¤i ve suyla ilgili sa¤l›ksorunlar› ve dar gelirli ülkelerde iklimve suyun sa¤l›k üzerindeki etkisini ölç-meye yarayan metotlar üzerine yap›lanprojelere “çevre” alan› alt›nda AB tara-f›ndan fon sa¤lanacak. AB taraf›ndandestek sa¤lanacak di¤er bir konu ise sukaynaklar›n›n sürdürülebilir yönetimi.Bu konu alt›ndaki destekler, kaynakla-r›n sürdürülebilir yönetimi ve uzun birsüreçte (20-25 y›l) su yönetimi ve iklimde¤iflikli¤i üzerine yap›lacak araflt›rma-lar› kapsayacak.

AB yeni sulama sistemleri, at›ksu kullan›m›n› art›rmaya yönelik metotlar, su güvenli¤i, sutasarrufu ve su yönetimi konusunda yap›lacak Avrupa çap›nda yenilikçi projelere Ar-Geprogramlar› ile mali destek sa¤l›yor.

* TAGES Yard›mc› Dan›flman

Page 74: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

79

AB çevre teknolojileri alan›nda iklimde¤iflikli¤i ile mücadele için su tedarikive sulama sistemlerin adapte edilmesinide destekliyor. Bu konudaki projeleringeleneksel su tedariki ve sa¤l›k korumasistemlerinin (kanalizasyon sistemi, at›ksu ar›tma tesisleri, havuz, baraj, sulamasistemleri) teknolojik kapasitesini veperformans›n› art›rmas› bekleniyor. Ay-r›ca, yap›lacak araflt›rmayla var olanölçme ve tahmin teknolojilerinin, kon-trol stratejilerinin gelifltirilmesi; tasar›m,izleme, modelleme ve kontrol sistemle-rinin bütünlefltirilmesi ve çevrimiçi opti-mizasyonu hedefleniyor. Bu alandakiprojelere özellikle sanayi ortaklar›n›n,KOB‹’ler ve di¤er son kullan›c›lar›n (sualtyap› hizmetleri) kat›lmas› da teflvikediliyor.

AB 7.ÇP kapsam›nda çevre alan›nda ik-lim de¤iflikli¤i ve su üzerindeki etkileriüzerine belirtilen konularda haz›rlana-cak mevcut teknolojilerin iyilefltirilmesi,gelifltirilmesi, yeni teknolojilerin, metot-lar›n ve sistemlerin oluflturulmas›na yö-nelik projeleri sunmak için son baflvurutarihi 12 Ocak 2009.

Tarımsal sulamada yeni metotlar

AB’nin su konusunda destek sa¤lad›¤›di¤er bir program yine 7. ÇP alt›ndakiG›da, Tar›m, Bal›kç›l›k ve Biyoteknolojialan›. Tar›m alan›nda Akdeniz tar›m›ndasulamada tasarruf, tüketim ve bofla har-camada azalma sa¤layan ve suyun ve-rimlili¤ini art›ran az masrafl›, yenilikçive daha etkili teknikler gelifltirilmesinihedefleyen araflt›rma projeleri destekle-necek. Bu alanda desteklenecek di¤erbir konu ise iklim de¤iflikli¤i nedeniyleya¤mur zaman› ve yerindeki de¤iflken-lik ve suyun azalmas›na karfl› oluflan et-kilerle bafl edebilecek, su kullan›m›ndaverimlilik sa¤layacak araç ve süreçlerigelifltirmek.

Eko-İnovasyon ile verimli su sistemleri

Avrupa Birli¤i “Rekabet Edebilirlik veYenilikçilik Çerçeve Program› (CIP)” al-t›nda Giriflimcilik ve Yenilik Özel Prog-

ram› (EIP-Entrepreneurship and Inno-vation Programme) ile çevreye duyarl›inovasyon ve teknoloji uygulamalar›için flirketlere ve özellikle KOB‹’leredestek sa¤l›yor. EIP alt›ndaki Eko-‹no-vasyon Program› daha çok çevreyle il-gisi kan›tlanm›fl ve kaydedilmifl ancakbaz› risklerden ötürü tamamen pazarasunulmam›fl ürün, servis, yönetim veyasüreç uygulamas›na sahip kurumlarayönelik bir program. Bu program ilepazara sunum için var olan risklerin veengellerin yok edilmesi hedefleniyor. Program›n 2008 öncelikleri aras›nda yeralan “binalar” konusunda binalarda do-¤al kaynaklar›n ak›ll› kullan›lmas› veçevreye yönelik yenilikçi süreçlerin ge-lifltirilmesi için su sistemleri, suyun ve-rimli kullan›lmas› ve tasarrufu, kirli sukullan›m›, ya¤mur suyu toplama ve ge-ri kullanma gibi konulardaki projelerdesteklenecek.

Bir di¤er 2008 önceli¤i olan “Yiyecekve ‹çecek Sektörü” için çiftlikten çatalatüm üretim ve da¤›t›m sürecinde çevre-sel etkinin iyilefltirilmesine yönelik, yi-yecek ve içecek sektöründe su tüketi-

minde ve su yönetimde verimlili¤in ar-t›r›lmas› konusunda projeler destekle-necek. Bu alanda proje sunmak içinson baflvuru tarihi 11 Eylül 2008.

Uzaydan Çevre Yönetimi

3 Eylül 2008’de aç›klanacak olan AB 7.Çerçeve Program› “Uzay” alan› ise çev-re alan›nda küresel izleme üzerine ya-p›lacak çal›flmalar› destekliyor. “Uzay”alan› alt›nda Çevre ve Güvenlik içinKüresel ‹zleme Program› (GMES) ileuzay temelli uygulamalar yeryüzündetopluma hizmet için kullan›l›yor. Çev-re, izleme sistemi sayesinde uzaydangözlemlenebiliyor. AB de gözlemlen-mifl iklim de¤iflikli¤i problemlerininsaptanmas› ve iklim de¤iflkenleri, uyduiletiflimi ve uydu seyrüsefer çözümleri-nin uzay temelli gözlem sistemleri ileve her türlü ola¤anüstü durumun yö-netimi ve önlenmesi gibi uzay temelliolmayan sistemlerle bütünlefltirilmesiiçin araflt›rmac›lara destek sa¤l›yor.Uzay alan› alt›nda Avrupa Komisyo-nu’na proje sunmak için son baflvurutarihi 3 Aral›k 2008. �

Page 75: Bilgi Çağı Ağustos 2008 Sayı 48

80

f›rsatlar

D›fl mekan mobil-yalar›nda uzman-laflm›fl bir firmaolan Gumix, gü-venlik bariyer di-rekleri, araçlar

için park engelleri, trafi¤i yavafllatmakiçin tasarlanan unsurlar, h›z kesen engel-ler, güvenlik yüzeyleri ve kauçuk döfle-meler gelifltiriyor ve üretiyor. Firma tümAvrupa'dan ifl ortaklar› ar›yor.

Alman bir mucit mu-hafaza panelinin ar-ka k›sm›ndan s›v› sü-zülen etkili bir günefl›fl›nlar› kolektörü ta-sarlad›. Ürünün gel-

di¤i aflamadan sonraki Ar-Ge faaliyetleri-ni yürütmeyi düflünen firmalar aran›yor.

Hasta bak›m›nda kul-lan›lan özel koltukla-r›n tasar›m›nda veüretiminde uzmanlafl-m›fl bir Alman firmas›yenilikçi “rahatlat›c›sandalye” gelifltirdi. Firma, distribütör fir-malarla ticari anlaflmalar yapmak istiyor.

Yunan bir KOB‹ su, elektrik, kimyasal-lar ve kanalizasyon olmadan iflleyenyenilikçi bir biyolojik tuvalet gelifltirdi.Pis sular›n ar›t›lmas›, rüzgar enerjisi vegünefl enerjisi yard›m›yla yap›l›yor. Tu-

valetler hemçevre dostu,hem de pis ko-ku yaym›yor.Firma, bu ürü-nü pazarlayabi-lecek ya dakullanmak iste-yecek firmalarlailetiflime geç-mek istiyor.

Yunanl› bir KOB‹ ses yal›t›m›nda yenilik-çi bir yöntem gelifltirdi. Bu yöntem yal›-t›m malzemesi içeren yeni bir panellebirlefltirildi. Bu yöntemin eski yöntemlereoranla gürültü kaynaklar›n› daha fazlaörtmesinin yan›nda yap›n›n herhangi birparças›n› yenileme ya da denetleme gibiönemli avantajlar› var. Firma endüstriyelortaklar, lisans anlaflmas› için nihai kulla-n›c›lar ya da teknik deste¤i içeren ticarianlaflmalar ar›yor.

Ses yal›t›m›

Bir AlmanKOB‹’si küçükölçekli bir üre-tim tesisindesirkeli lüks yiye-cek ve diyet

takviye ürünleri üretiyor. Firma, lisansl›ürünleriyle ilgilenen firmalarla ticari veteknolojik iflbirli¤i yapmak istiyor.

‹thalat ve ihracatalan›nda arac›kurum olarakçal›flan Portekizlibir firma, faali-yetlerini gelifltir-

mek ve uluslararas› alanda bu faaliyet-lerine ve geliflimlerine destek bulmakiçin yeni ortaklar ar›yor.

Lüks yiyecek ve diyettakviye ürünleri

D›fl mekan mobilyalar›

Etkin günefl paneli

Yenilikçi biyolojik tuvalet

Hasta bak›m koltu¤u At›k su ar›tma sistemi

Sert PVC granülleri

Bir YunanKOB‹’si fa-aliyetlerinigeniflletmekiçin yeniotomotiv

ürünleri ar›yor. Bu ürünlerin aras›ndabataryalar, ya¤lama malzemeleri, kimya-sallar ve lambalar bulunuyor. Talep edi-len teknolojinin pazarda haz›r olarak bu-lunmas› gerekiyor.

Yeni otomotiv ürünleri

‹rlandal› bir firma, yay›nevlerinin bas›l›yay›nlar›n› bir dakikadan az bir zaman-da dijital magazinlere/gazetelere/bro-flürlere ya da kitaplara çevirme olana¤›tan›yan bir masaüstü yaz›l›m› üretiyor.Firma, ürünleri pazarlayacak ve satacakgüvenilir yaz›l›m distribütörleri ar›yor.

Atla ilgili ürünlerindistribütörlü¤ündeuzmanlaflm›fl ‹rlan-dal› bir firma, atç›-l›k alan›nda kullan›lan pek çok ürüniçin yeni tedarikçiler ar›yor.

Yaz›l›m distribütörleri

‹thalat ve ihracatarac›l›k hizmetleri

F›rsatlar hakk›nda daha genifl bilgi içinafla¤›daki adreslere baflvurabilirsiniz.

Ege ÜniversitesiEge Bilgi ve Yenilik MerkeziEBIC-EGE Elif KAYRAN

Adres: Ege Üniversitesi Kam.EBILTEM Binas› Bornova ‹zmir TR-35100 ‹zmir

Telefon: 0 232 343 4400 -150

Yap›, otomobil ve bahçe düzenlemesiendüstrisindeki ürünlerin ithalat›nda uz-manlaflm›fl Alman bir firma ticari anlafl-malar öneriyor. Bafll›ca ürünleri ise ödül-lü Arbortech AS 160 briket, havan teste-resi ve sandal a¤ac›ndan sivrisinek kovu-cu çubuklar. Firma, ürünlerinin distribü-törlü¤ünü yapacak ortaklar veya farkl›anlaflmalar yapabilece¤i firmalar ar›yor.

Slovenyal› flarap imalatç›lar› kanalizas-yon sistemi olmayan yerlerde kullanmaküzere iyi at›k su ar›tma sistemi (kimya-sal ve/veya biyolojik) örnekleri ar›yor.Üreticiler hangi teknolojilerin kullan›ld›-¤›n›, tipini, at›k su ar›tmas›n›n özellikle-rini ve ne kadar etkili oldu¤unu ö¤ren-mek istiyor.

Sert PVC’lerin yeniden ö¤ütülüp de¤er-lendirilmesi alan›nda faaliyet gösteren birBulgar firma her ay 10 bin kg’dan fazlaürün siparifl edebilecek ifl ortaklar› ar›yor.

Yap›, otomobil ve bahçedüzenlemesi

Atç›l›k ürünleritedarikçileri