avman kit web

236

Upload: arifcan

Post on 21-Jun-2015

1.374 views

Category:

Documents


10 download

TRANSCRIPT

Page 1: Avman kit web

NURHAN AVMAN KAP 2/22/13 3:13 PM Page 1

Composite

Page 2: Avman kit web
Page 3: Avman kit web
Page 4: Avman kit web

Nurhan Avman“Nöroşirürjiye adanmış bir yaşam”

Editörler: Prof. Dr. Sait Naderi, Prof. Dr. Nihat Egemen

Kitap Tasarım: Yeşim DemirTasarım Uygulama: Didem Uralerwww.demirtasarim.com

Redaksiyon: Evren, Mehmet Egrik

Renk Ayrımı ve Baskı: Ofset YapımeviSertifika No: 12326

Birinci Baskı, 2013

ISBN 978-605-125-643-6

Bu yayının tüm hakları saklıdır; tamamı ya da bir bölümü yayımcının yazılı izni olmaksızın aynen veya işlenerek yeniden basılamaz, fotokopi dahil elektronik veya mekanik herhangi bir yolla çoğaltılamaz, kaydedilemez, yayılamaz, herhangi bir ortamda yayınlanamaz, iletilemez veya diğer kullanımlara konu edilemez. Görsel malzeme ve metinlerden alıntı yapılabilmesi, ancak tanıtım amacıyla ve kuralına uygun olarak normal ölçüler kapsamında ve kaynak gösterilmesi sureti ile olanaklıdır.

Page 5: Avman kit web

“ Doğanın en gelişmiş yaratığı insanın anlamlı, mutlu ve uzun yaşamı için bilimin bütün imkânlarını kullanmak bence tıp mesleğinin özüdür. Bunu yaparken, hekim her çözdüğü sorunun yeni ufukları getirdiğini görür ve ona koşmalıdır. Netice daha güzel, daha iyi insan olacaktır. ”

Nurhan Avman 1928-1988

Page 6: Avman kit web
Page 7: Avman kit web

6 Sunuş Dr. Nihat Egemen

8 Sunuş Dr. Sait Naderi

9 Teşekkürler

11 Başlarken

Bölüm 113 İlk Yıllar: Bizim Çocuk

Bölüm 217 Tıp Fakültesi Yılları

Bölüm 321 Askerlik: Hazır Kıta

Bölüm 425 ABD Yılları: Av26 The American Hospital of Chicago28 The Lahey Clinic Department of Neurosurgery31 Mary Hitchcock Memorial Hospital ve Veterans Administration Hospital36 The Harvard Neurosurgical Service At the Children’s Hospital Boston and Brigham & Women’s Hospital

Bölüm 545 Hacettepe Yılları: İlk Durak 1960 Yılında Ankara46 1960’ların Başında Hacettepe47 Hacettepe Nöroşirürji Kurulurken48 Hacettepe Nöroşirürjide Hekim Kadrosu49 Çalışma Düzeni50 Yapılan Ameliyatlar51 Cloward’ın Hacettepe’yi Ziyareti51 Ortadoğu Nöroşirürji Kongresi’nin Düzenlenmesi54 Doçentlik Sınavı55 Doçentlik Tezi58 Hacettepe Futbol Takımı58 Hacettepe’den Ayrılış

Bölüm 663 Ankara Üniversitesi’ne Geçiş Dönemi, Eski Klinik66 Resmi Yazışmalar69 İlk Kalp Krizi74 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kürsüsü’nün Kuruluşu76 1966’ya Girerken80 Yeniden Kalp Krizi

Bölüm 783 Yeni Klinik: 1967-198585 1967 Nöropsikiyatri Kongresi ve Türk Nöroşirürji Cemiyetinin Kurulması87 1970’lere Girerken89 1969 Nöroşirürjide Uzmanlık Tüzüğü Krizi90 Profesörlük Ataması93 Mikrocerrahi: Yeni Çağa Adaptasyon99 Paşa Çocuğu Paşaya Karşı99 Yeni Muayenehane: 1973-1988100 Editör Paul C. Bucy’ye Ders106 Cerrahide Öncülük ve Seksiyonlaşma107 Araştırma Laboratuvarı109 Nurhan Avman’ın Bilim Felsefesi111 Ve 12 Eylül:111 Malpraktis Davası114 Dr. İsmet Karacan ve Nurhan Bey

Bölüm 8119 İbni Sina Dönemi120 Nöroşirürji Derneği Kuruluşu122 Kliniğin Kuruluşunun 20. Yılı126 Nurhan Bey’in Özel Yaşamı128 60. Yaş Yıldönümü130 1988 Yılbaşı Partisi: Mavi Gözlerin Vedası

Bölüm 9135 19 Şubat 1988: Nerede trak orada bırak...

Bölüm 10139 Veda: “Benim imparatorluğum benimle başlar benimle biter”

Bölüm 11141 “Her ölüm erken ölümdür..”

147 Hatıralardan...

215 Prof. Dr. Nurhan Avman'ın Bibliyografyası

230 Kaynakça

İçindekiler

Page 8: Avman kit web

6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

SUNUŞ

Bu kitabın hazırlanma fikri, kısa süre önce İstanbul’da Hayal Kahvesi’nde bir araya gelen birkaç beyin cerrahının toplanmasından son-ra ortaya çıkmıştır. Ilık bir ilkbahar akşamında, İstanbul’da çalışan Ankara Tıp’lı dokuz nöroşirürjiyen aslında biraz sohbet etmek ve özlem gidermek için bir araya gelmiştik. Doğal olarak hepimizin ortak paydası olan nöroşirür-ji ve bizi bu yolda eğiten hocamız Nurhan Bey’i anmamak olmazdı. Gece boyu geçmişin engebeli yollarında gezintiye çıkıp, patronun aforizmalarını hatır-layıp durduk. Acı ama, Nurhan Bey’i tamı tamına 24 sene önce kaybetmiştik. Nurhan Bey’siz geçen 24 yıl!

Gerçekten de herkesin hayatında önemli kişiler vardır. Anne, baba, kardeşler, eş ve çocuklar gibi. Ama bizim hayatımızda bir de Nurhan Bey vardı. Yani Ankara Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı’nda yetişmiş hepimizin ailesinin kıymetli ve saygıdeğer bir ferdiydi Nurhan Bey.

Yıllarını vermişti kliniğe, nöroşirürjiye ve bizlere... Bu nedenledir ki 24 yıldır Nurhan Avman Konferansları kesintisiz olarak sürdürülüyor. Bu konferans-lar Nurhan Bey’den sonra anabilim dalımıza başkanlık yapan öğretim üyele-rimizin kurucusuna olan saygısının bir ifadesidir.

Nurhan Bey’in 1988’deki ölümünden sonra her sene Şubat ayında gelenek-sel olarak İbni Sina Hastanesi’nde düzenlenen “Nurhan Avman Konferan-sı”, son yıllarda Türk Nöroşirürji Derneği Ulusal Kongresi’nde başlatılan“Nurhan Avman İsimlendirilmiş Konferansı” ve son olarak 2012’de başla-tılan “Nurhan Avman Nörovasküler Cerrahi Araştırma Ödülü” ile Nurhan Bey’in adı yaşatılmaktadır.

Hayal Kahvesi’nden dönüşte, yol boyu Sait Naderi ile Nurhan Bey’i konuştuk. 2013 yılı Nurhan Bey’in ölümünün 25. yılı olacaktı. Biz de çok değer verdiği-miz hocamızın hatırasını ebedileştirmek adına bir kitap hazırlamaya karar verdik. Böylece gelecek nesillere Nurhan Bey’in mirasını ve üstlendiği mis-yonu aktarabilirdik.

Dr. Nihat Egemen

Page 9: Avman kit web

Ölümünün 25. yılında onu ebedileştirmek adına bir kitap oluşturmak fikri de duyduğumuz minnetin bir parçasıydı.

Kitap çalışmaları sırasında birçok kaynaktan yararlandık. Nurhan Bey’in kendi yazdığı tercüme-i hâl, yayınları ve Nurhan Bey’le çalışanların anıları başlıca kaynaklarımız oldu. Dr. Sait Naderi ile beraber çok çaba sarf ederek oluşturduğumuz bu kitap, Prof. Dr. Nurhan Avman ile ilgili hatırlayabildikle-rimiz ve bulabildiklerimizi kapsıyor.

Bu kitap metni Dr. Sait Naderi tarafından oluşturuldu. Son derece akıcı bir üslupla yazılan bu metni oluşturabilmek için çok sayıda kişi ile bizzat görüştü Sait. Kliniğimizin kıdemli öğretim üyeleri, başka yerlerde çalışmış veya çalışmakta olan öğretim üyeleri ve uzman ağabeyler, aile yakınları, arkadaşları ve sevenleri ile konuştu. Asistanlığının kıdemlilik sürecinde Nurhan Bey’i tanımış ve etkilenmişti; bu etkiyle çok önemli bir görevi üstlenmişti. Bu gö-revi yerine getirirken hazırlama ve basımın tüm aşamalarında heyecanını yi-tirmeksizin, bitmez tükenmez bir çabayla yardımlarını esirgemeyen Sayın Handan Bozbağ’a teşekkürü borç bilirim. Onun katkıları ile eser daha da zen-ginleşti ve son halini aldı. Umarım eksik bıraktıklarımız kayda değer değildir.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı’nda Nurhan Bey’in ölümünden sonra da beyin ve sinir cerrahları yetişmektedir. Bu arka-daşlarım ismini duydukları ama tanımak şans ve mutluluğuna ulaşamadıkla-rı Nurhan Bey’i artık bizim kadar iyi tanıyacaklar bu kitapla.

Bu kitap aynı zamanda, Türk nöroşirürjisi ve Türk Nöroşirürji Derneği’nin tarihinde de önemli bir belge olacaktır. Genç nesiller ülkede modern nöroşi-rürjinin kurucusu olan Nurhan Avman’ı tanıyacaklar ve Türk nöroşirürjisi-nin bugünkü noktaya ulaşmasındaki önemli rolünü kavrayacaklardır.

7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 10: Avman kit web

8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Ne kadar şöhretli olursa olsun, cerrahların mesleki ünü genellikle ameliyat ettikleri hastalar ve onların çocuklarının ömrü ile sınırlıdır.Bu kural, bilim insanı kişiliği ön planda olan çoğu cerrah için de geçerlidir. Toplumsal hafızanın 2-3 gün ile sınırlı olduğu dünyamızda bu durum çok da şaşırtıcı değildir.

Bu acımasız gerçeklere karşın, bazı insanları diğerlerinden farklılaştıran öğeler vardır. Diğer bir deyişle özgün yetenekleri, liderlik vasıfları, entel-lektüel ve yaratıcı özellikleri ile diğerlerinden farklılaşan kişilikler vardır.Nurhan Avman bu özellikleri ile sadece onunla çalışan kuşağı değil, bir sonraki kuşağı da derinden etkilemiş, ülkemizde modern nörolojik cerrahi ve mikroşirürjinin kurumsallaşmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Bu et-kilenme onunla çalışma fırsatı bulan herkesin vizyon ve perspektifini değiş-tirmiştir. Öyle ki, Nurhan Bey ile yollarını ayıranlar bile, farkında olmadan yıllarca kendilerini ona beğendirebilme çabasını göstermişlerdir.

Bu eserde ismi geçen birçok hekimin Nurhan Bey ile birçok hatıraları vardır. Herkesin ortak paydası, Nurhan Bey’in önlerine açtığı yoldur. Yaşanılanlar sadece usta çırak ilişkisi çerçevesinde öğrenilen nörolojik cerrahi teknikleri ile sınırlı değildir; bilimsel ve etik sınırları aşmaksızın, iyi bir klinisiyen olarak, hastaya en az zarar ile en etkin şekilde iyileştirme öğretisidir. Bu, aynı zamanda Nurhan Bey’den, onunla çalışma ayrıcalığını yaşayan bizlere kalan en temel mirastır.

Bu eser Nurhan Bey’i tanımayanlara, onu ve çalıştığı dönemi anlatmak üzere kaleme alınmıştır. Aslında bu eser ülkemizde modern nöroşirürjinin kurum-sallaşma tarihidir.

Ve bu eser, Nurhan Bey’le çalışan, feyiz alanların, ölümünün 25. yılında kendisine olan vefa borcudur.

ÖNSÖZ

Dr. Sait Naderi

Page 11: Avman kit web

9NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Bu eserin oluşmasında Nurhan Bey’i yakından tanıyan birçok kişi ile görüşülmüş ve eserde anılarına yer verilmiştir. Başta, kariyeri boyunca Nurhan Bey ile çalışan Prof. Dr. Ertekin Arasıl ve Sayın Handan Bozbağ olmak üzere, anılarını ve ellerindeki fotoğraf ve belgeleri ulaştırarak kitabı zenginleştiren herkese katkılarından dolayı teşekkürü borç biliriz. Ayrıca, kitabın tasarım aşamasındaki özenli çalışmaları ile kitaba son halini veren Sayın Yeşim Demir ve Didem Uraler’e de teşekkür ederiz.

Dr. Ahmet AcıdumanDr. Nur AltınörsDr. Nejat AkarDr. Cumhur AkpınarDr. Özdemir AralDr. Ertekin ArasılDr. Nuri ArdaDr. Sevim BalcıDr. Konuralp BaşolDr. Adil BaykanFunda BenliDr. Kadir BirlerHandan BozbağDr. Melih BozkurtDr. Zeki BuharalıDr. Şükrü ÇağlarDr. Nusret ÇınarDr. Emel ÇobanoğluDr. Haluk DedaDr. Turgut DerinkökDr. Gülten DinçDr. Cumhur DinçerDr. Gülay DinçerDr. Osman DurmuşDr. Aykut ErbengiDr. Kazım ErginDr. Şahap ErkoçOr. Canan ErzenDr. Şeref Etker

Dr. Charles FagerDr. Hamit Ziya GökalpDr. Bekir GökbenDr. Halit İsmailoğluDr. Yusuf İzciEmel KantemirDr. Gökmen KahiloğullarıDr. Yücel KanpolatDr. Aşkın KaradayıHakim Akar KarasuDr. Nezih OktarDr. M. Reşit ÖnenDr. Nurcan ÖzdamarDr. Aslı ÖzerDr. Hadi ÖzerDr. Selçuk PalaoğluDr. Mete SaverenÜlkü SaverenDr. Vacit TanyeriDr. Ali Oğuz TaşçıoğluDr. Nimet Ünay GündoğanDr Hikmet UluğAli Can Ustaİlhan UşarMine VargıDr. Mahmut Gazi YaşargilAdalet YüzübenliDr. Nurullah YüceerMukaddes Yücel

TEŞEKKÜRLER

Page 12: Avman kit web
Page 13: Avman kit web

11NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Avman, sadece Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki birçok asistan ve hocanın hocası olmayıp, farklı kurumlardaki nöroşirürjiyenlere de yol göstericilik yapmış olduğundan, bu alandaki hocaların hocası merte-besinde olan bir hocadır. Buna rağmen, kendisine hoca olarak hitap edilme-sini asla kabul etmez; kendisine “Nurhan Bey” diye hitap edilmesini isterdi. Bu nedenle bu eserde, çocuk ve genç Nurhan döneminden sonraki dönemden söz ederken, saygımızdan dolayı “Nurhan Bey” hitap şeklini benimsedik.

Bu eser her ne kadar Nurhan Bey ile ilgili ise de, bir yerde Hacettepe Nöroşirürji’nin 1960-1965 dönemi ile Ankara Tıp Nöroşirürji’nin tarihini de gün ışığına çıkarmayı amaçlamıştır.

Öte yandan, birçok olayı tarihlendirirken, olabildiğince resmi evraklar veya Nurhan Bey’in kişisel arşivinden yararlandık. Buna rağmen, bazı olayların değerlendirilmesinde sözlü tarih çalışması doğrultusunda, söyleşiler yapa-rak, insanların hafıza süzgecinden bilgileri çıkarmak durumunda kaldık. Bu durum birçok olayı aydınlığa kavuşturduysa da, sözlü tarih çalışmalarının doğasında olduğu gibi, bazen öznel ve farklı görüşlerle de karşılaştık. Çalış-mada, böylesi durumlarda olabildiğince geniş pencereden bakarak, görüşle-ri aktarmaya çalıştık. Kitaptaki bilgiler ve anıları okurken, bu durum göz ardı edilmemelidir.

BAŞLARKEN

Page 14: Avman kit web
Page 15: Avman kit web

13NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 1

İlk Yıllar: Bizim Çocuk

Nurhan Avman 24.9.1928’de Tekirdağ’da dünyaya geldi (Belge I-1). Babası, Abdülaziz Avman (Resim I-1), annesi ise asistanların “paşa teyze” diye hitap ettikleri Nadire Hanım’dır (Resim I-2).

Babası Aziz Bey 1901 doğumlu olup, 1916 yılından Harp Okulu’ndan mezun olmuş, Büyük Taarruz ve Sakarya Meydan Muharebesi’ne katılmıştır. Aziz Bey, avcılığa meraklıydı. Bu nedenle olsa gerek, 1933’te soyadı kanunu gereğince Avman soyadını alır. Aziz Avman Atatürk’ün naaşının 1953 yılında Etnografya Müzesi’nden Anıtkabir’e taşınmasında, naaşa eşlik eden 12 generalden biridir. Aziz Avman 1959 yılında Askeri Yargıtay üyesi iken, general rütbesi ile emekli olur. Emeklilik sonrası, 27 Mayıs askeri idaresince 1960-1961 yıllarında Mersin Valisi olarak görevlendirilir. Aziz Avman 1966 yılında, Nadire Avman ise 1982 yılında vefat eder.

Çocuk Nurhan, dünyaya geldiğinde babası binbaşı ve Tekirdağ’da görevliydi. 24 Eylül 1928’de dünyaya gelmesine rağmen, nüfusa kaydı 10 Aralık 1928’de Edirne Nüfus Müdürlüğü’ne yapılmıştır.1

1 Nuran Bey doğum gününü her zaman 24 Eylül günü kutlardı.

BÖLÜM 1

Belge I-1Genç Nurhan Avman’ın nufüs cüzdanı örneği

Resim 1-2Nadire Hanım (Paşa Teyze)

Resim I-1Aziz Paşa

Page 16: Avman kit web

14NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 1

Paşa babası oldukça disiplinliydi. Bu disiplin ileride genç Nurhan’ın tüm davranışları ve yaşamına da yansıyacaktı.

Annesiyse sonraki yıllarda Nurhan Bey’in annesi olmakla beraber, tüm kliniğin Paşa Teyze’si olacaktı.

Nurhan, evin tek çocuğu idi (Resim I-3). Bu durum aslında hayatının şekillenme sürecinde rol oynayacak; Nurhan Bey kardeşi olmadığı için daima hayıflanacaktı. Çocuk Nurhan, zaman zaman, annesine ve babasına sitem eder “ekmeğiniz mi eksikti, suyunuz mu eksikti; neden benim kardeşim yok? Neden koca dünyada tek başınayım?” diyecekti (21). Bu nedenle olsa gerek, annesi, paşa teyze, bayramlarda ziyaretine gelen asistanlara mutlaka “ikinci çocuk” yapmaları nasihatinde bulunurdu.

Paşa teyze, belki kendiliğinden, belki de Atatürk’ün “çocuk” diye hitabetme-sinden esinlendiğinden, Nurhan Bey’den söz ederken “bizim çocuk” diye hi-tap ederdi. Bu, ilkokulda da böyleydi, Nurhan Bey profesörken de!

Nurhan Avman’ın çocukluk dönemi, Tekirdağ, Elazığ, Seferihisar, İzmir ve Samsun’da geçer (Resim I-4). Nurhan Avman babasının değişik görevleri nedeniyle ilkokula Elazığ’da başlar; daha sonra sırasıyla Seferihisar Zafer İlkokulu2, İzmir Karataş Ortaokulu ve Samsun Ortaokulu’nda okur, Samsun Lisesi’ni bitirir. Genç Nurhan, 01.07.1946 tarihinde Samsun Lisesi Fen Bölümü 4E şubesinden mezun olup, İstanbul Tıp Fakültesi’ne girer (Belge I-2).

2 07.10.1926’da Zafer-i Milli adıyla kurulan Zafer İlkokulu, 1937 yılında Zafer İlkokulu adını almıştır. 1967 yılında şu anda ana bina olarak kullanılan dokuz derslikli binaya taşınmış 1990-1991 eğitim-öğretim yılında, Zafer İlköğretim Okulu olarak faaliyet göstermiştir. Van  ili Gevaş ilçesi Koçak Köyü’ndeki görevi sırasında, 23 Ekim 1993 tarihinde PKK terör örgütü tarafından şehit edilen Mehmet İzdal  anısına, 24 Kasım 1993’te okulun adı, Şehit Öğretmen Mehmet İzdal İlköğretim Okulu şeklinde değiştirilmiştir.

Resim 1-3Nurhan Avman okul öncesinde

Resim 1-4Nurhan Bey 1940 yılındaortaokuldayken

Page 17: Avman kit web

15NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 1

Belge I-2Genç Nurhan’ın lise diploması

Page 18: Avman kit web
Page 19: Avman kit web

17NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 2

Tıp Fakültesi Yılları

Genç Nurhan Avman 1946-47 eğitim döneminde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girer (Resim II-1, Belge II-1). Bu durum her ne kadar genç Nurhan’ın evden ayrılmasına yol açsa da, ailesini daima yanında hissetmiştir (Resim II-2). Bu yıllar Türkiye’nin çokpartili seçime girdiği, Varlık Vergisi yıllarıdır. Genç Nurhan’ın neden tıp fakültesini seçtiği belli değildir. Genç Nurhan 15.7.1952 tarihinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu (Belge II-2).

Nurhan Avman’ın Tıp Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarına ait pekçok bilgi sahibi değiliz. Öğrencilik yıllarında, başlangıçta Dr. Kazım Türker ile birlikte Kadırga Talebe Yurdu’nda, son yılında ise Kadıköy’de kaldığı tespit edilmiştir. Genç Nurhan’ın ders notlarının genelde iyi olduğu görülmektedir.

Bu dönemdeki ilginç olaylardan biri, genç Nurhan’ın en son (Temmuz 1952) nöroloji stajı görmesidir. Bu dönemde Nöroloji hocası Dr. Necmettin Polvan’ın bıyıklı öğrencileri sevmemesi nedeniyle sınava giren herkesin bıyı-ğını kesmesi âdettendir. Genç Nurhan bu nedenle stajın sınavına en son girer. Bıyığını kesmez, ancak nöroloji dersini de güç bela “orta” notu ile geçer (2).

BÖLÜM 2

Resim II-1Nurhan Bey tıp fakültesi3. sınıftayken

Belge II-1Nurhan Bey’in İstanbul Üniversitesi öğrenci kimlik kartı

Page 20: Avman kit web

18NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 2

Resim II-2Nurhan Bey tıp fakültesine girdiği yıllarda anne Nadire Hanım (paşa teyze) ve babası Aziz Bey ile birlikte

Genç Nurhan tıp fakültesini Kazım Türker, Hadi Özer, Selçuk Bilgin ve İsmet Çağlar gibi birçok tanınmış hekim adayı ile birlikte okur. Onlar, genç Cumhuriyet’in 5. yılında dünyaya adım atmış, “10 yılda her yaştan yaratılan 15 milyon gençler”dendi. Hayalleri ve ülküleri vardı; bu uğurda dünyanın öbür ucuna gitseler de dönüp bu ülkeyi ayağa kaldıracaklardı.

Dr. Kazım Türker’e göre, “Nurhan, daha öğrencilik yıllarında merkezi sinir sisteminin anatomi ve fonksiyonlarına son derece önem verir ve bu sistemle ilgili bilgilerini, yerli ve yabancı yayınları izleyerek derinleştirirdi. Daha bu yıllarda, ilerde bu sistemin uzmanı ve özellikle cerrahı olmayı aklına koymuştu. Rahmetli hocalarımız Prof. Frank ve Winterstein’in ders ve konferanslarını hiç kaçırmazdı” (40).

Nurhan Avman’ın diğer bir sınıf arkadaşı ve yakın dostu Dr. Hadi Özer’e göre, “Nurhan sınıfta son derece çalışkan biriydi. Askerlikten sonra, ABD’ye gideceği konuşuluyordu” (30).

Page 21: Avman kit web

19NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 2

Belge II-2Nurhan Bey'in tıp fakültesi diploması

Page 22: Avman kit web
Page 23: Avman kit web

21NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 3

Askerlik: Hazır Kıta

Genç Nurhan yedek subaylığının dört ay süren ilk eğitimini Ankara Yedek Subay Okulu Sıhhiye Bölüğü’nde yaptıktan sonra (Belge III-1), Halıcıoğlu’nda bulunan 66. Tümen İstanbul İstihkâm Okulu Tabipliği’nde tabip asteğmen olarak görev yaptı. Asker Nurhan’ın görev süresi 1953 senesinin Aralık ayında sona erdi. Sınıf arkadaşı Dr. Kazım Türker’e göre, genç Nurhan askerlik döneminde de son derece bilimsel ve görev azmiyle çalışmıştır. Dr. Türker, durumu “Hastalarına olan düşkünlüğü, özellikle daha ayrıntılı incelemeye alınması gerekli erlere olan ilgisini çok canlı örnekleriyle görürdüm. Günün koşullarını dikkate alarak pek çok hastasını, olanakları daha ileri düzeyde olan üniversite kliniklerinde tetkik ve tedavi ettiğini izlemişimdir.” şeklinde bildirir (40).

Asker Nurhan, bir taraftan yedek subay tabipliğini sürdürürken, bir yandan da ABD için yazışmalara başlar.

Nurhan Avman daha öğrenciyken nöroşirürjiyen olmayı kafaya koymuştur. Fakat bu dönemde Türkiye’de bir uzmanlık talimatnamesi olmadığının da farkında olduğundan Amerika’da ihtisas yapmaya karar verir. Öncelikle bu ihtisasın ilk ayağı olan genel cerrahi için yazışmalarını sürdürür.

BÖLÜM 3

Belge III-1Genç Nurhan Avman’ın yedek subaylık diploması

Page 24: Avman kit web

22NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 3

1953’ün ortalarında genç Nurhan, arkadaşı İsmet Karacan ile birlikte Beyoğlu’ndaki Amerikan Kültür Merkezi’ne gider ve Amerika’daki hastane-lerde boşta bulunan cerrahi intörnlük ve cerrahi asistanlık listelerine bakar.

Listeden birkaç merkezin iletişim bilgilerini alıp mektuplar yazarak, cevap-ları beklemeye koyulur.

Nurhan Avman, 1953 yılında Thorek’in kliniğinden kabul alır. Kısa süre sonra, 1954 senesinin başında, ABD’nin yolunu tutacak ve kariyerinin temellerini atmaya başlayacaktır.

Ekim 1954 tarihinde Chicago’daki merkez, daha diplomasını almamış olan Nurhan Avman’ın eğitim durumu ile ilgili belgeler ister (Belge III-2). Nurhan Avman hem transkript, hem de başarı ile mezun olduğuna dair belgeyi alarak merkeze teslim eder (Belge III-3).

Belge III-2Genç Nurhan Avman’ınAmerika içinverdiği dilekçesi

Belge III-2Genç Nurhan Avman’ınAmerika içinverdiği dilekçesi

Page 25: Avman kit web

23NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 3

Belge III-3Genç Nurhan Avman’ın tıp fakültesi transkript örneği

Page 26: Avman kit web
Page 27: Avman kit web

25NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

ABD Yılları: Av

İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda ABD büyük bir tıbbi atılım başlatmış, bunun sonucunda da, personel noksanlığı nedeniyle kapılarını yabancı doktorlara açmıştır. Bu nedenle, savaş sonrası ABD’ye doktor akını olmuştur. Nurhan Avman, bu akının ilk yıllarında başvurusunu yaparak, ABD’ye gitmiştir. Bu arada nöroşirürji yapmak için mutlaka bir yıl cerrahi in-törnlüğü yapması gerektiğinden, öncelikle iyi bir merkezde bu görevi yerine getirmiştir. Bu merkez, dünya çapında bir genel cerrah olan Dr. Thorek’in ça-lıştığı The American Hospital of Chicago’daki merkezdir. Avman Chicago’daki bu merkezi özenli bir araştırma sonucu tespit etmiştir.

Dr. Nurhan Avman, 1954-1960 yılları arasında ABD’de eğitim görmüştür. Bu eğitime tıp fakültesinden Dr. İsmet Karacan’la (1928-2009) başlamıştır. Dr. Karacan kısa sürede cerrahiden ayrılarak psikiyatriye yönelmiş, ABD’de psikiyatri ihtisası yapmış, uyku laboratuvarlarının kurulmasına öncülük etmiştir. İkilinin ilişkisi Nurhan Bey vefat edene dek devam etmiştir.

Bu şartlar altında Dr. Avman Amerika’ya gitmiş, öncelikle The American Hospital of Chicago, Illinois’te bir sene cerrahi intörnlüğü, bir sene de genel cerrahi asistanlığı yapmıştır. Daha sonra sırasıyla, The Lahey Clinic Nöroşi-rürji Kliniği, Mary Hitchcock Memorial Hospital ve Veterans Administrati-on Hospital’da çalışmış, Harvard Tıp Merkezi’ne bağlı the Children’s Hospi-tal Boston and Brigham & Women’s Hospital’da ise “assistant professor” ve “research fellow” olarak görev yapmıştır (18, 19, 37, 38).

BÖLÜM 4

Page 28: Avman kit web

26NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

The American Hospital of Chicago

The American Hospital of Chicago, 1911 yılında Max Thorek ve eşi Fannie tarafından kurulur. Öncelikle 25 yataklı bir hastane olarak kurulmuşsa da, yıllar içinde büyür. Özellikle oğul Thorek (Dr. Philip Thorek) zamanında oldukça gelişir (Resim IV-1). İyi bir cerrah olan Dr. Thorek, yayınladığı birçok kitap ve film sayesinde bu dönemde oldukça tanınan bir cerrahtır. Bu hasta-ne bugün Thorek Memorial Hospital adı altında hizmet vermektedir (Resim IV-2).

Nurhan Avman, 1 Şubat 1954-1 Ocak 1955 tarihleri arasında, Dr. Thorek’in kliniğinde, The American Hospital of Chicago, Illinois’te cerrahi intörnlüğü-nü başarıyla yapmıştır (Belge IV-1).

Genç Nurhan intörnlüğü sırasında, yaz ayında ameliyat izlemek üzere Boston’da Lahey Clinic’e gider ve Poppen’i izler. Kendi deyimiyle Poppen ve nöroşirürjinin büyüsü onu sarar. Zaten baştan beri nöroşirürjiyi isteyen genç Nurhan, bu durumu klinik şefi Dr. Thorek’e bildirir. Dr. Thorek onu anlayışla karşılar. Bizzat Dr. Poppen ile konuşarak Lahey Clinic’e alınması konusunda yardımcı olur. Dr. Thorek’in referansı ile Poppen kabul eder, ama o yıl eğitim kadrosu dolu olduğundan, ancak 1956 yılında genç Nurhan’ın başlayabileceğini söyler. Dr. Thorek, Nurhan Bey bir yıl boşta kalmasın diye, cerrahi asistanı olarak orada çalışmasına olanak sağlar (36). Böylece1 Ocak 1955 - 1 Ocak 1956 tarihlerinde aynı merkezde genel cerrahi asistanlığı yapmıştır (Belge IV-2).

O zamanın en önemli cerrahi hocalarından Dr. Thorek ile ameliyata giren Dr. Avman’ın, damar yerine hocasının parmağını klemp ile kıstırması ve bunun günlerce konuşulması ise oldukça ilginç bir hadisedir. Ancak bu olay şevkini kırmamış ve gerekli referansları alarak, yazışmalar sonucunda nöroşirürji kariyerine başlamıştır.

Bu dönemin diğer ilginç bir ayrıntısı da, başlangıçta, esas yabancı dili Almanca olan genç Nurhan’ın İngilizce sıkıntısı çekmesidir. Nöbet listelerinde, adaptasyon sürecinde İsmet Karacan ve genç Nurhan Avman birliktedirler. Hatta bir sorun olduğunda tek tek aranmak yerine “İsmet Nurhan” diye seslenilerek çağrılmışlardır. Bu dönemin başlangıcında, nöbette konsültasyon olduğunda telefonda sadece “Which floor?” diyebildikleri aktarılır (36).

Bu döneme ilişkin ilginç anekdotlardan bir diğeri ise klinik hemşiresi ile kav-galarıdır. Genç Nurhan, Dr. Thorek ile ilk vizite çıktığında, hemşirelerin pan-suman ve diğer işler için Thorek’e yardımcı olduklarını görür. Bunun rutin olduğunu düşünerek, ertesi sabah vizite çıktığında hemşireyi çağırır. Hem-şirenin gelmemesi nedeniyle sorun yaşayıp, hemşire ile beraber soluğu Dr. Thorek’in ofisinde almışlardır. Meşhur Thorek yeni gelen asistanın neden geldiğini merak eder ve sorar. Önce hemşire söz alıp olayı anlatır.

Resim IV-1Dr. Thorek

Resim IV-2Günümüzde ismi “Thorek Memorial Hospital” olarak değişen “American Hospital of Chicago” isimli hastane

Page 29: Avman kit web

27NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Belge IV-1Nurhan Bey’in American Hospital of Chicago’daki cerrahi intörnlüğü belgesi

Belge IV-2Nurhan Bey’in American Hospital of Chicago’daki cerrahi asistanlığı belgesi

Page 30: Avman kit web

28NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Sonra, genç Nurhan’a durumu sorar. Genç Nurhan “She doesn’t know how to speak English” şeklinde cevap verince, Thorek kendini tutamayarak kah-kahayı basar. Bu olaydan sonra bir süreliğine genç Nurhan’a özel bir hemşi-re verilmiştir (36).

Tüm bu yaşananlar dolayısıyla Nurhan Bey, Dr. Thorek’e daima minnettarlık duymuştur.

Bu dönemin en önemli olaylarından bir başkası da, Nurhan Bey cerrahi intör-nü olarak çalışırken, İstanbul Üniversitesi 1951 mezunu ve fakülteden onun ağabeyi sayılan Dr. Mehmet Tekdoğan’in Thorek’in yanında genel cerrahi asistanlığı yapmasıdır (28, 29). Bu dönemde ilerleyen arkadaşlıkları yıllarca sürecek, Nurhan Bey’in yıllar sonra Hacettepe’ye gitmesine vesile olacaktır.

The Lahey Clinic Department of Neurosurgery

The Lahey Clinic 1922 yılında bir cerrah olan Dr. Lahey tarafından Boston-Massachusetts’te kurulmuştur (Resim IV-3). Bu klinik öncelikle poliklinik olarak kurulmuş, zamanla ciddi bir tıp merkezi haline gelmiştir. The Lahey Clinic 1980 yılında bugünkü yerine, yani eski hastaneden 18 km uzaktaki Burlington’a taşınmıştır. The Lahey Clinic hekimlerinin çoğunun Harvard’da eğitmenlik görevi bulunmaktadır.

Nöroşirürji Kliniği, 1932 yılında, Cushing’in en önemli yardımcısı Dr. Horrax’ın buraya transferi ile kurulmuştur. 1957 yılında Horrax’ın vefat etmesi üzerine Poppen bölüm başkanı olmuştur (Resim IV-4). Poppen hem kısa bir süre Dandy ile, hem de Cushing’in ekolünden gelen Horrax ile çalışmış, dönemin en önemli nöroşirürjiyenlerindendir. Bu dönemde Lahey Clinic Nöroşirürji Kliniği alanın Kâbe’si olmuş, dünyadan herkesin eğitim için geldiği bir adrese dönüşmüştür. Poppen’in kitabı, An Atlas of Neurosurgical Techniques ise; bu alanın en önemli eseri haline gelmiştir.

Avman’ın bu şartlarda kliniğe kabul edilmesi, o ana kadarki parlak perfor-mansının sonucudur. Bu klinik tecrübesi, ileriki yıllarda kariyerinin şekillen-mesinde de büyük bir rol oynamıştır.

Nurhan Bey, 4 Ocak 1956-31 Aralık 1956 tarihleri arasında The Lahey Clinic’te nöroşirürji fellow’u olarak çalışarak, bu süreyi başarı ile tamamlar (Belge IV-3). Genç Avman’ın çalıştığı dönemde, Horrax’ın beyin tümörü nedeniyle sağ-lığının bozulduğu, klinikte aktif olmadığı, Poppen’in aktif olduğu dönemdir. Avman’ın başasistanı olan Charles Fager, Poppen’den sonra bölüm başkanlı-ğına atanmıştır. Gerek Poppen, gerekse Fager, sonraki yıllarda Avman’ın en yakın dostları olmuşlardır. Genç Nurhan’ın bu merkezde daha uzun süre kal-mamasının nedeni, ABNS uzmanlık tüzüğünün, özel bir merkezde sadece bir yıl çalışmaya olanak tanımasıdır (36).

Resim IV-3The Lahey Clinic

Resim IV-4Dr. Poppen

Page 31: Avman kit web

29NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Belge IV-3Nurhan Bey’in The Lahey Clinic’teki nöroşirürji fellowship belgesi

Belge IV-4Nurhan Bey’in Dartmund Medical School’a bağlı Mary Hitchcock Memorial Hospital ve Veterans Administration Hospital’daki ve nöroşirürji asistanlığı belgesi

Page 32: Avman kit web

30NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Resim IV-5Nurhan Bey’in Dr. Poppen ile birlikte yayınladığı “Aneurysm of the great vein of Galen” başlıklı makalesinin ilk sayfası

Page 33: Avman kit web

31NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Avman bu dönemde Dr. Poppen ile birlikte “Aneurysm of the great vein of Ga-len” başlıklı bir olguyu 1960 yılında Journal of Neurosurgery’de yayınlamış-tır (Resim IV-5).

Mary Hitchcock Memorial Hospital ve Veterans Administration Hospital

Mary Hitchcock Memorial Hospital’ın öyküsü, Bishop & Cutting of Worcester şirketinin çalışanlarının 1889’da New Hamshire eyaletinin Hano-ver şehrinin kuzeyinde hastane inşa etmek üzere bir vakıf kurmasıyla başlar. Kısa sürede başlayan yapım sürecinin ardından, hastane inşaatı 1893’te ta-mamlanır. Bu sırada hastaneyi, Hiram Hitchcock, iki sene önce vefat eden eşi, Mary Hitchcock adına satın alır. 1913’ten sonra hastaneye ek binalar yapılır ve kurum gitgide büyür (Resim IV-6). Çok geçmeden hastane, ABD’nin en eski 4. tıp fakültesi olan Darthmouth Medical School’a bağlanır. Bu merkezde nöroşirürji asistan eğitim programı, 1947 yılında, 1965-1975 yıları arasında Journal of Neurosurgery’nin editörü olacak Dr. Henry Heyl tarafından başla-tılmıştır. Program daha sonra Robert G. Fisher tarafından yürütülmüştür. Dr. Fisher, 1946-1949 yıllarında Mayo Foundation’de nöroşirürji fellow’u olarak çalıştıktan sonra, 1949-1951 arası Johns Hopkins Hospital’de nöroşirürji asistanı ve uzmanı olarak çalışmış, 1951-1967 arasında Hitchcock Nörolojik Cerrahi’nin bölüm başkanlığını sürdürmüştür.

Dr. Avman, 1 Ocak 1957 - 31 Mayıs 1959 tarihleri arasında Hannover New Hampshire’de Darthmouth Medical School’a bağlı Mary Hitchcock Memorial Hospital ve Veterans Administration Hospital’da nörolojik cerrahi asistanlığını başarıyla tamamlar (Belge IV-4). Burada, 1957, 1958 ve 1959 yıllarında Clinical Neurosurgery’nin editörlüğünü yapan Dr. Fisher ile çalışır. Dr. Fisher ve Ernie (Dr. Ernest Sachs Jr.) (Resim IV-7) ile yıllarca süren dostluklarının temeli işte burada atılır. Dr. Fisher, Ernie ve Av (Avman) arasındaki dostluk yıllar geçtikçe derinleşecektir.

Dr. Avman bu merkezde çalışırken Dr. Fisher ve Sachs Jr. ile birlikte gerçekleştirdiği “Menengiomas of pineal region and posterior part of the 3rd ventricle” başlıklı çalışması 1962 yılında Journal of Neurosurgery dergisinde (Resim IV-8), Dr. Fisher ile birlikte “Exposure of middle cerebral aneurysm af-ter the use of urea” adlı çalışması ise 1960 yılında Surgery dergisinde yayınla-nır (Resim IV-9).

Avman, 1959 yılının Mayıs’ında Amerikan nöroşirürji yeterlik (board) sınavı-na girmiştir. İhtisas süresini tamamlayan Dr. Avman’ın bu sınava özel olarak hazırlanması gerekmiştir.

Resim IV-6Mary Hitchcock Hospital’ın görünümü

Resim IV-7Dr. Ernest Sachs Jr.

Page 34: Avman kit web

32NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Resim IV-8Nurhan Bey’inDr. Sachs ile birlikte yayınladığı “Meningiomas of pineal region and posterior part of 3rd ventricle” başlıklı makalesinin ilk sayfası

Page 35: Avman kit web

33NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Resim IV-9Nurhan Bey’in Dr. Fisher ile birlikte yayınladığı “Exposure of middle cerebral aneurysm afterthe use of urea” başlıklı makalesinin ilk sayfası

Resim IV-9Nurhan Bey’in Dr. Fisher ile birlikte yayınladığı “Exposure of middle cerebral aneurysm afterthe use of urea” başlıklı makalesinin ilk sayfası

Page 36: Avman kit web

34NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Genç Nurhan sınava yakın dönemde, işin önemi nedeniyle klinikten iki ay ders çalışma izni almıştır. Aslında zorunlu olarak bu izin verilmiştir. Zira Nurhan Avman’dan önce aynı kurumdan iki kişi board sınavına girmiş ve başarısız olmuştur. Üçüncü kişinin de başarısız olması durumunda kliniğin ABNS nezdindeki uzmanlık verme yetkisi iptal olacaktır.

Genç Nurhan evde ders çalışmakla kalmamış, hocasının girişimi ile her sabah nöropatolog Dr. Eisenhardt’ın ofisine giderek, onun hazırladığı preparatlara bakıp, çalışıp, akşam kontrol etmek üzere oraya gitmiştir.1

Bu ortamda sınava giren genç Nurhan başarılı olur ve 1959'un Mayıs'ında ABNS diplomasını alır (Belge IV-5). Sınavda başarılı olan ve hocasının özel olarak tebrik ettiği Dr. Avman’ı büyük heyecan ve kutlamalar beklemektedir. Avman, board sınavıyla birlikte ABD’de çalışma hakkı da kazanır.

Uzmanlığını hakedince, geleneklere uygun olarak, fotoğrafı, departmanın koridorundaki panoya, buradan uzmanlığını almış diğer asistanların yanı-na asılır.2 Avman bu klinikten ihtisas alan 9. asistandır. Sonraki dönemde Dr. Zinnur Rollas ve Dr. Aykut Erbengi de aynı merkezde asistanlık yapmışlardır.

Ernie 1985’te emekli olduktan sonra baştan 1985’e kadarki asistanlarının listesini hazırlar ve asistanları için Limeric3 yazarak onlara gönderir.

The residentsIt is hard to respond to this tributeBut I just couldn’t sit and be muteSo I’ll try not to cry(Tears come quick to my eye)And here come some facts absolute

1957-1959P’ump Avman came here from Turkee.He had already trained some at LaheeHis lugh and his humorSoon led to the rumorThat this bachelor chased a divorce.

1 Önceden Cushing’in sekreteri olan, daha sonra da onun teşvikiyle tıp ve patoloji okuyan Dr. Louise Eisenhardt, kısa sürede dönemin en tanınan nöropatologu, Cushing’in sağ kolu olmuştur. Eisenhardt 1938-1939 döneminde AANS başkanlığı yapmış, 1944-1965 döneminde Journal of Neurosurgery’deki editörlük görevini başarıyla sürdürmüştür. 2 Avman bu durumdan esinlenerek, yıllar sonra İbni Sina Hastanesi Nöroşirürji D blok duvarına Ankara Tıp Nöroşirürji’den uzmanlığını almış tüm asistanların resimlerini astıracak ve bununla gurur duyacaktı. Ne var ki vefatından sonra, bu resimler yer darlığı nedeniyle kaldırıldı.3 Amerikan edebiyatında beş mısralık mizahi manzume.

Page 37: Avman kit web

35NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

1963-1965The Erbengis both were physiciansHe could operate like a magicianShe was a pathologistAnd he was a neurologistBut the type who was best as a surgeon.

Belge IV-5Nurhan Bey’in “The American Board of Neurological Surgery”den aldığı yeterlik belgesi

Page 38: Avman kit web

36NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

The Harvard Neurosurgical Service At the Children’s Hospital Boston and Brigham & Women’s Hospital

Harvard Medical School dekanının davetiyle, 1912’de Cushing’in cerrahinin başına geçmesi ile burada nöroşirürji kurulur. 1932’de Cushing emekliye ayrılır. 1929-1949 yılları arasında Early Ingraham bu kurumda pediyatrik nöroşirürjiyi kurar. 1949-1971 yılları arasında ise, Neurosurgery of Infancy and Childhood adlı eserin de sahibi olan meşhur Dr. Donald Matson bu kurumda çalışır.

Diğer kurumlarda çalışan ve uzmanlığını alan Avman, yurda dönmeden önce araştırmacı yönünü güçlendirmek üzere Harvard’a gelir; Cushing’in ve Matson’ın Harvard’ı... En önemlisi Harvard Tıp Okulu’nun teklifi üzerine, “assistant professor” olarak göreve başlamasıdır. Burada sadece araştırmalara katılmayacak, aynı zamanda öğrenci derslerine de girecektir.

Avman, 1 Temmuz 1959-30 Haziran 1960 tarihleri arasında Boston’daki Harvard Medical School’un afiliye hastanelerinden olan The Children’s Hospital Medical Center’da research fellow olarak (Belge IV-6), 10 Ağustos 1959 ile 31 Temmuz 1960 tarihleri arasında da The Peter Bent Brigham Hospital’da çalışmıştır (Belge IV-7). Burada çalışmalarını Dr. Edgar A. Bering, Jr. yönetimdeki “Neurosurgical Research Laboratory”de gerçekleştirmiştir.

Belge IV-6Nurhan Bey’in “The Children’s Hospital Medical Center”daki research fellowship’i başarı ile bitirdiğini gösteren belge

Belge IV-7Nurhan Bey’in “The Peter Bent Brigham Hospital”daki belgesi

Page 39: Avman kit web

37NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

İlk çalışması, plastik ile yapılan bir anevrizma modellemesi ve ligasyonun anevrizma boyutuna etkisi üzerinedir (Resim IV-10). Bu çalışmanın sonucu Dr. Bering Jr. ile birlikte “A plastic model for the study of pressure changes in the circle of Willis and major cerebral arteries following arterial occlusion” başlığıyla 1960 yılında Journal of Neurosurgery’de yayınlanmıştır. Avman’ın diğer çalışması hipertonik solüsyonlar üzerinde olup, bu çalışmanın so-nuçları da yine Bering ile birlikte “The use of hypertonic urea solutions in hypothermia. An experimental study” başlığı ile 1961 yılında aynı dergide yer almıştır (Resim IV-11). Avman ilk çalışmasının devamının sonuçlarını “Special article: The importance of arterial ligations for the treatment of intracranial aneyrysms” başlığıyla 1961 yılında The Turkish Journal of Pediatrics’de yayınlar.

Avman burada çalışırken Dr. Matson ile yakın temasını sürdürdü; 1964’te Dr. Matson, Nurhan Bey’in daveti ile Ankara’ya geldi.

Uzunca bir süredir gurbette olan Nurhan Bey, paşa babası ve annesini özler; artık bavulları toplamanın vakti gelmiştir. Sınıf arkadaşı ve yıllarca beraberce çalıştığı, Ankara Tıp’ta farmakoloji profesörü olan Dr. Kazım Türker bu durumu sonraki yıllarda şöyle dile getirir: “Nurhan, ülkesini ve insanlarımızı seven, onlara hizmet etmenin bir görev olduğunu hiçbir zaman unutmayan gerçek bir ulusçuydu. ABD’deki eğitimi sonucu bu ülkede uzman hekim olarak çalışmak yetkisi kendisine resmen tanınmıştı. Çok daha elverişli yaşam koşulları ile bu ülkeye davet edildiği, bu davetin çeşitli tıp merkezlerinden geldiğini, çok iyi biliyorum. Ancak bunların hepsini reddetmiş ve kendi ülkemize hizmetin, hizmetlerin en yücesi olduğunu ve bu ülkeyi bize emanet eden Atatürk’ün bir buyruğu olduğunu söyleyerek, gerçek Atatürkçülüğün en anlamlı örneğini ver-miş ve davranışları ile bunu öğrencilerine anlatmaya çalışmıştır” (40).

Harvard’da çalışırken, Türkiye’den telefonla aranır. Chicago’da beraber çalış-tığı Dr. Mehmet Tekdoğan, Dr. Doğramacı’nın çocuk hastanesinde nöroşirür-ji kliniği kurmaya çalıştığını, Dr. Doğramacı’ya Nurhan Bey'in adını verdiğini bildirir.

Gerçekten de bir süre sonra, 1959’un sonlarında Dr. Doğramacı, Nurhan Bey’i telefonla arar ve Boston’da olduğunu söyleyerek görüşmek istediğini belirtir. Bu aslında şaşırtıcı bir durum değildir. Çünkü Dr. Doğramacı yıllar önce Boston’da çocuk hastanesinde çalışmıştır; her sene bir iki kez Boston’a gelir, işlerini halleder, hatta eski ev sahibini ziyaret ederek hediyeler verir.

Page 40: Avman kit web

38NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Resim IV-10Nurhan Bey’inDr. Bering ile birlikte yayınladığı “A plastic model for the study of pressure changesin the circle of Willis and major cerebral arteries following arterial occlusion” başlıklı makalenin ilk sayfası

Resim IV-10Nurhan Bey’inDr. Bering ile birlikte yayınladığı “A plastic model for the study of pressure changesin the circle of Willis and major cerebral arteries following arterial occlusion” başlıklı makalenin ilk sayfası

Page 41: Avman kit web

39NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Resim IV-11Nurhan Bey’inDr. Bering ile birlikte yayınladığı “The use of hypertonicurea solutions in hypothermia” başlıklı makalesinin ilk sayfası

Resim IV-11Nurhan Bey’inDr. Bering ile birlikte yayınladığı “The use of hypertonicurea solutions in hypothermia” başlıklı makalesinin ilk sayfası

Page 42: Avman kit web

40NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Buradaki görüşmede Dr. Doğramacı hedeflerinden söz eder; büyük bir çocuk hastanesi kurduğunu, bunu daha da büyüteceğini, nöroşirürjinin de bu projenin önemli bir parçası olduğunu anlatır. Hatta alınması gereken cerrahi aletlerin durumunu bile tartışırlar.

Özetle, İstanbul’da tıp eğitimini yapmış olan Avman’a, Cumhuriyet’in başkentinden, yeni kurulan bir merkezden teklif gelmiştir. Bu teklifi yapan, sonradan birçok ilke imza atacak olan Prof. Dr. Doğramacı’dan başkası değildir.

Bu teklifin en önemli yanı, Nurhan Bey’in, doğrudan nöroşirürjiyi kurmak üzere davet edilmiş olmasıdır. Cerrahpaşa’da yıllarca genel cerrahi, Çapa’da ise nöroloji çatısı altında çalışan nöroşirürji birimi gibi değil, farklı bir modeldir bu... nöroşirürjinin müstakil bir dal olarak yeşerme ve büyüme fırsatı. Avman teklifi düşünmeden kabul eder.

Nurhan Bey’in, Dr. Doğramacı’nın teklifini kabul ettiği Dr. Mehmet Tekdoğan’ın 22.12.1959 tarihli mektubundan da takip edilebilir (Belge IV-8).

Bu süreçten sonra Nurhan Bey, 7.1.1960 tarihinde Dr. Doğramacı ve 6.1.1960 tarihinde Dr. Erbengi’den alınacak aletler ile ilgili mektuplar da alır (Belge IV-9, IV 10).

Avman yurda döner ve kaderine, kariyerinin başlayacağı ilk durağa doğru yola çıkar.

Page 43: Avman kit web

41NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Belge IV-8Dr. Mehmet Tekdoğan’ınNurhan Bey’e yazdığı mektup

Belge IV-9Dr. İhsan Doğramacı’nın Nurhan Bey’e yazdığı 7.1.1960 tarihli mektubu

Page 44: Avman kit web

42NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Belge IV-10Dr. Aykut Erbengi’ninNurhan Bey’e yazdığı 6.1.1960 tarihli mektubu

Belge IV-10Dr. Aykut Erbengi’ninNurhan Bey’e yazdığı 6.1.1960 tarihli mektubu

Page 45: Avman kit web

43NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 4

Belge IV-10Dr. Aykut Erbengi’ninNurhan Bey’e yazdığı 6.1.1960 tarihli mektubun devamı

Belge IV-10Dr. Aykut Erbengi’ninNurhan Bey’e yazdığı 6.1.1960 tarihli mektubun devamı

Page 46: Avman kit web
Page 47: Avman kit web

45BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Hacettepe Yılları: İlk Durak1960 Yılında Ankara

1960’ların başı Türkiye tam bir karmaşa içindedir. Bir taraftan Men-deres, bir taraftan ordu.

27 Mayıs ülkeyi tam olarak sarsmış, askerler her yere el atmış, yeni bir atama furyası yaşanmakta; İstanbul Üniversitesi’nde birçok hoca görevlerinden alınmıştır. Ankara’da da durum bundan farksızdır.

Ülkede durum bu minvaldeyken, genç Nurhan’ın anne ve babası emekli olmuş ve Ankara’ya yerleşmişlerdir. 1959’da babası 27 Mayıs yönetimi tarafından Mersin Valisi olarak atanır.1

Genç Nurhan bu atmosferde, Ağustos ayında Ankara’ya gelir. Sıkıyönetim nedeniyle her yer askerle dolu; tüm geçişler askeri kontrol altındadır.

Daha önce Ankara’da yedek subaylık yapmış olan genç Nurhan, Ankara’yı az çok bilmesine rağmen, o dönemde bir gecekondu semti olan Hacettepe’yi, ancak sora sora bulur (Resim V-1).

Nurhan Bey, iki katlı bir bina olan Hacettepe’de Dr. Doğramacı’nın yanına gider; kendini tanıtır. Çocuk hastanesinin ve yeni binanın nerede olduğunu sorar. Birlikte odadan çıkarlar. Az ötede, tek bir amele kazma ile bir yerleri kazmaktadır. Dr. Doğramacı ameleye yönelerek sorar, “burada ne yapıyorsun?” adam, “hocam hastane yapıyoruz” diye cevap verir. Nurhan Bey manzara karşısında şoke olmuştur. Eve dönünce babasına durumu anlatır. Aziz Paşa duruma şaşırmadığını söyler. Nurhan Bey her şeye rağmen işe başlamak için işlemlere girişir (30).

1 Hacettepe’ye başladıktan sonra, klinik işleri ile yoğun olarak uğraşan Dr. Avman, vakit buldukça, 1960-1961 yıllarında Mersin Valisi olarak atanan babası Aziz Avman’ı ziyaret için Mersin’e gider. Bu ziyaretlerden birinde ciddi bir kaza olur; Nurhan Avman’ın arabası takla atar. Nurhan Bey bir şey olmamış gibi kısa sürede işinin başına döner.

BÖLÜM 5

Resim V-1Hacettepe’nin ilk yılları

Page 48: Avman kit web

46BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

1960’ların Başında Hacettepe

2 Şubat 1954 tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi kapsamın-da ikinci bir çocuk sağlığı birimi olarak kurulan kürsü, iki katlı bir binada Çocuk Sağlığı Enstitüsü ve Hastanesi olarak 1957 yılında Hacettepe sem-tinde, 8 Temmuz 1958’de ise eğitim, öğretim ve araştırma çalışmalarının yanı sıra kamu hizmetine başlamıştır. Bu kurum aynı zamanda, Hacettepe Üniversitesi’nin kuruluşunun başlangıcı olmuştur. İlk etapta Ankara Üniversitesi’ne bağlı olan kurum, giderek büyümüş ve diğer kurumların eklenmesiyle birlikte 8 Temmuz 1967’de kurulan Hacettepe Üniversitesi çatısı altına alınmıştır. Geride kalan 10 yıllık süreç, iki katlı bir binanın koca bir üniversiteye dönüşme sürecidir. Bu sürecin de başmimarı, herkesin “hoca bey” diye hitap ettiği Prof. Dr. İhsan Doğramacı’dır (Resim V-2).

Hacettepe başlangıçta iki katlı bir bina iken, 1961’de bir yangın geçirir; sonrasında ise ciddi bir miktarda maddi destek toplayarak kendini büyütür.

Bu dönemde başlangıçta, iki katlı binadaki Kadri Raşit Anday Bölümü’nde; çocuk cerrahisi, pediyatrik kalp cerrahisi, pediyatrik ortopedi ve pediyatrik nöroşirürji hastalarının yattığı özel cerrahi servisi ile genel cerrahi servisi, ayrıca steril depo ve ameliyathane yer alırdı. Ameliyatlar, burada bulunan üç ameliyathanede yapılırdı.

Hacettepe’de öncelikle çocuk hastaların nöroşirürji ameliyatları yapılırken, 1961 yılı Ağustos ayından itibaren pediyatrik vakaların yanı sıra, kısıtlı sayıda olsa da erişkin vaka opere edilmeye başlandı. 1963 yılından itibaren ise, Şaban Şifai binasının yapılması ile, pediyatrik ve erişkin, her türlü vakanın operasyonları yapılacaktı.

Hacettepe, 1964’te Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin kurulma-sını izleyerek, Ankara Üniversitesi’ne bağlı ikinci tıp fakültesi haline geldi. 1967’de ise Hacettepe Üniversitesi’nin resmen kurulması ile bu üniversite-nin çatısı altına girecek ve Ankara Üniversitesi ile bir bağı kalmayacaktı.

Resim V-2Dr. İhsan Doğramacı

Page 49: Avman kit web

47BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Hacettepe Nöroşirürji Kurulurken

Çocuk hastanesi kuruluş döneminde Dr. Doğramacı, bir yandan yurtdışı eğitimi olan kalburüstü doktorları toplamaya gayret ederken, diğer yandan, gelecek vaadettiğini düşündüğü gençleri tespit edip, yurtdışına göndererek kaliteli bir kurum oluşturmayı hedeflemiştir. Bunu yaparken, ekonomik olarak iyi şartlar sağlamıştır. Mehmet Doğan’ın ifadesine göre; “İlk yıllarda Hacettepe’de çalışan hiçbir hekimin muayenehanesi yoktu. Bugünkü gibi döner sermaye ücretleri de yüksek değildi. Gerçi Doğramacı özel örtülü ödeneğinden uzman hekim, öğretim görevlisi ve öğretim üyelerine maaşları kadar ekstra bir ödeme yapıyordu. Bu ödemenin miktarı tam da maaşına eşit olmadığı gibi, yazılı olmasa da herkesin bildiği, kuruma katılmalarında kişilerin pozisyonlarına göre belirlenen bir meblağ eline geçecek şekilde maaşı ile aradaki fark her ay kendisine ödeniyordu. Örnek olarak, yurtiçinde doktora yapan veya uzmanlığını alan sıradan bir öğretim görevlisinin eline geçen meblağ 1500 TL olacak şekilde devlet maaşına eklenirdi. Maaşı 900 TL olan kıdemli biri için ek kısım 600 TL’de kalırken kıdemsiz ve yeni memuriyete başlayanın maaşı 600 TL ve kendisine özel ödenek olarak 900 TL ödenirdi. Yurtdışında doktorasını yapan, biraz üstün özelliği olan öğretim görevlisi için eline geçen toplam meblağ 2000 TL, çok özel biri veya doçent, profesör için 2500 TL kadardı. Meslekler arası fark, dış piyasadaki iş ve gelir durumu dikkate alınarak belirlenirdi” (9).

Hacettepe çocuk hastanesi olarak kurulduğundan, Dr. Doğramacı burada çocuk cerrahisi, pediyatrik üroloji, pediyatrik kalp cerrahisi ve pediyatrik nöroşirürji bölümlerinin olmasını hedefledi. Hacettepe’de nöroşirürjinin kurulmasını da bu doğrultuda değerlendirmek gerekir.

Dr. Doğramacı, Hacettepe’de nöroşirürjiyi kurmak için Ankara tıp kökenli, nöroşirürjiye ilgi duyan ve genç bir genel cerrah olarak Dr. Aykut Erbengi’yle görüşerek, onu bir süre Hacettepe’de çalışması, daha sonra yurtdışı eğitimi için ABD’ye gitmesi konusunda ikna eder (13). Başlangıçtaki hedef, bir çocuk hastanesindeki meningosel, ansefalosel gibi pediyatrik nöroşirürji vakaları-nın yapılmasıdır. Dr. Erbengi çalışmaya başlar; ancak, Dr. Doğramacı ekibi güçlendirmek istemektedir.

Dr. Doğramacı, ABD’deki Türk hekimlerini araştırırken, nöroşirürji ihtisa-sı yapmış olan Irak Kerkük Türklerinden, Dr. Vahdettin Türkmen ile temas kurar. Aslında ihtisasını bitirmiş, Irak’ta tescil sınavına girip başarısız ol-muş Dr. Vahdettin Türkmen, şans eseri Amerikan vizesi için Ankara’dadır. Dr. Doğramacı, o dönemde aylarca süren vizeyi bekleyen Dr. Türkmen’i, bu süreç zarfında Hacettepe’de çalışması için ikna eder. Dr. Türkmen “Nöro-şirürjide serebral arteriografi” başlıklı bir tez hazırlar ve hızlıca bir sınav-dan geçerek, Nisan 1959’dan aynı yılın sonbaharına kadar klinikte çalışır ve sonra ABD’ye döner. 1959 sonbaharında, Dr. Türkmen’in ayrılması sonrası

Page 50: Avman kit web

48BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Dr. Doğramacı yeni bir nöroşirürjiyen arayışına girer. Dr. Mehmet Tekdoğan’ın önerisi ile Dr. Avman’la temas kurarak, onu Hacettepe’ye davet eder. Nurhan Avman Türkiye’ye gelir gelmez uzmanlığını tescil ettirir. Böylece Sağlık Bakanlığı uzmanlık tescil defterinde, 8. nöroşirürjiyen olur (Belge V-1).2

1960 yılı Temmuz ayında Nurhan Bey’in Hacettepe’ye gelmesi ile nöroşirürji kürsüsü kurulur. Böylece Nurhan Bey’in, 1960’tan 1965’e dek sürecek olan Hacettepe macerası başlar.

Bu durumu, sonradan Hacettepe Üniversitesi rektörlüğü de yapan Dr. Yüksel Bozer şu şekilde özetlemiştir: “Vahdi 1959 yılında Amerika’ya döndükten son-ra kıymetli ve –yine üzüntü ile belirteyim– rahmetli arkadaşım, sakin, kendin-den emin hoca kişiliği ile Nurhan Avman Temmuz 1960’da görevi üstlendi. O da Amerika’da çok iyi yetişerek yurda yeni dönmüştü. Aykut Erbengi uzmanlığının bir kısmını onunla tamamladı; sonra o da 1961 yılında Amerika’ya gitti” (5).

Gerçekten de Nurhan Bey’in Hacettepe döneminde, bir taraftan çığ gibi büyüyen hasta sayısı, öte yandan asistan azlığı, işleri içinden çıkılmaz hale getirmiştir.

Hacettepe Nöroşirürjide Hekim Kadrosu

1960-1961 döneminde, 1959’da göreve başlayan Dr. Aykut Erbengi, Nurhan Bey’in tek asistanı olarak çalışır. 1961 yılının Eylül ayında Dr. Erbengi sınava girerek nöroşirürji uzmanı unvanını kazanır. Ancak daha önce yapılan mutabakat çerçevesinde kendini geliştirmek üzere ABD’ye gider (13). Dr. Erbengi, ABD’de, Nurhan Bey’in gittiği merkezlere, birebir aynı sürelerde gider. Bu düzenlemeleri Nurhan Bey’in yapmış olması büyük ihtimaldir. Dr. Erbengi’nin 1961’de ABD’ye gitmesi Nurhan Bey’in elini konulu bağlar. Yeni bir asistan bulması gerekir.

Asistan alımlarında Dr. Doğramacı’nın ihtisasa başvuranları yönlendirmesi etkili olmuştur. Bu dönemde doğrudan Hacettepe’ye ihtisasa başvuranların yanı sıra, Ankara Üniversitesi ve GATA’ya başvurup, orada nöroşirürji öğre-tim üyesi olmadığı için ihtisasını Hacettepe’de yapan asistanlar olmak üzere iki grup asistandan söz etmek uygun olur.

Hacettepe’deki sonraki nöroşirürji asistanları, sırası ile Dr. Yıldız Yalçınlar (1962-1965), Dr. Vural Bertan (1962-1964), Dr. Turgut Derinkök (1963-1965), Dr. Nusret Çınar (1963-1965), Dr. Aşkın Karadayı (1964-1965), Dr. Şefik Ünlü

2 Bu listedeki ilk 10 sıra aşağıdaki gibidir: 1. Jean Taptas, 2. Vedat Öge, 3. Hüsamettin Kerim Gökay, 4. Bülent Tarcan, 5. Zinnur Hüseyin Rollas, 6. Zeki Birsen, 7. Aysima Altınok, 8. Nurhan Avman, 9. Özdemir Aral, 10. Aykut Erbengi

Belge V-1T.C. Sağlık Bakanlığı Nöroşirürji uzmanlık tescil defterinin ilk sayfası

Page 51: Avman kit web

49BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

(1964-1966), Dr. Ertekin Arasıl (1963-1969), Dr. Mete Saveren (1964-1970) ve Dr. Halit İsmailoğlu (1965-1970) olacaklardır3.

Bu asistanlardan, Dr. Yalçınlar, Dr. Bertan, Dr. Karadayı, Dr. Arasıl ve Dr. Saveren Hacettepe’ye başvurmuşken, Dr. Derinkök Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi kadrosundan, Dr. Nusret Çınar ve Dr. Şefik Ünlü GATA konjentanından burada ihtisasa başlamışlardır.

Nurhan Bey ve adı geçen asistanların yanı sıra, 1964’ün sonbaharında Hacettepe’ye gelen Op. Dr. İsmet Hallaç bu dönemde burada çalışan tek uzmandı.

Ancak bu kısıtlı asistan sayısı, Ankara’nın tek nöroşirürji merkezi olan kli-nik için yeterli değildi. Hasta çokluğu ve asistanların yetmediği durumlar için çare aranırken, Hacettepe’de bir dönem için pediyatri, KBB, ortopedi ve da-hiliye asistanlarına birer aylık nöroşirürji rotasyonu konur. Bu dönemde Dr. Nimet Ünay ve Dr. Sevim Balcı başta olmak üzere, dönemin birçok pediyat-ri asistanı ve Dr. Nasır Özdemir gibi ortopedi asistanları nöroşirürjide çalışır; zaman zaman ameliyatlara girerler.

Çalışma Düzeni

1959 ve 1960 yıllarında, Nurhan Bey Hacettepe’ye başlamadan önce, Dr. Türkmen ve Dr. Erbengi bazı konjenital pediyatrik olgulara müdahale etmişlerdir. Hatta birkaç lomber disk hastasının da Numune Hastanesi’nde ameliyatını gerçekleştirmişlerdir. Fakat Nurhan Bey’in Hacettepe’ye başla-masından sonra, dışarıya hasta götürülmesini istemediğinden, çocuk odala-rından birine üç adet yatak konarak erişkin hastalar da yatırılmaya başlanır (13). Diğer bir deyişle, Ağustos 1960’tan itibaren Hacettepe’de erişkin nöroşi-rürjisi başlamış olur.

Başlangıç döneminin çalışma düzeni hakkında ayrıntılı bir bilgi yoktur. Bili-nen, bu dönemde pediyatrik ortopedi, çocuk cerrahisi ve pediyatrik nöroşi-rürji hastalarının özel cerrahi servisinde yattığı, ameliyatların ise Kadri Raşit Anday bölümündeki üç ameliyathaneden birinde yapıldığıdır.

3 Dr. Ertekin Arasıl 1968 yılında, Dr. Mete Saveren 1970 yılında Ankara Üniversitesi’nde sınava girmişlerdir. Avman, Hacettepe’de Hamit Ziya Gökalp’ın da tescil sınavına girer. Dr. Nusret Çınar, GATA kontenjanından Hacettepe’de ihtisas yapmış, Dr. Turgut Derinkök, Dr. Nusret Çınar ve Dr. Hamit Ziya Gökalp (tescil sınavı) aynı zamanda sınava girerek 1965 yılında uzman olmuşlardır. Dr. Şefik Ünlü ise GATA kontenjanından, ihtisasına Hacettepe’de başlamış, Dr. Hamit Gökalp’ın GATA’ya dönmesinin ardından ihtisasına GATA’da devam etmiştir.

Page 52: Avman kit web

50BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Şaban Şifai binasının yapılması ile servis tam bir nöroşirürji kliniği olarak hizmet vermeye başlar.

Bu dönemde haftada iki gün poliklinik, üç gün ameliyat yapılır. Cumartesi günleri ise mesai yarım gün olduğu için, ameliyat yapılmaz (2).

Yapılan Ameliyatlar

Hacettepe’de başlangıçta hidrosefali ve meningosel ile pediyatrik tü-mörlerin ameliyatının yapıldığı bir dönemden sonra, 1963’te Şaban Şifai’nin açılması ile menenjiom, hipofiz adenoma, glial tümör, kraniofarenjiom gibi tümörlerin opere edildiği, kemotalamotomi gibi fonksiyonel nöroşirürji giri-şimlerinin, hatta elektrokortikografi eşliğinde epilepsi cerrahisinin, lomber diskektomi, diskografi ve miyelografilerin yapıldığı bir döneme girilmiştir.

Sonraki yıllarda çıkan yangından sonra ameliyat defterlerinin yok olması nedeniyle ameliyat sayılarını net olarak bilmek mümkün olmazsa da, 1964 ve 1965 yıllarında yapılan yayınlar ve bu dönemde yapılan tezlerden çıkan ameliyat sayıları hakkında fikir yürütülebilir.

Buna göre yapılan operasyonlardan bazıları ve sayıları aşağıdaki gibidir:Beyin tümörü 232Glioma 108 Menenjiom 37Vestibular Schwannom 14Hipofiz adenomu 13Vasküler tümör 19Kraniofarenjiom 9Metastatik tümör 7Granülom 13Muhtelif 12 Kemotalamotomi 44Anevrizma (PCoA) 1Fokal epilepsisi cerrahisi (ECoG ile) 2Hemisferektomi 1Karotid kavernöz fistül 1Sirengomiyeli 4

Bu listede o dönemde çokça yapılan, ancak yayın yapılmadığı için sayıları be-lirlenemeyen lomber disk hernileri, servikal disk hernileri ve kafa travmala-rına bağlı epidural hematom ile kronik ve akut subdural hematomlar bulun-mamaktadır.

Bu döneme ilişkin kayda değer notlardan biri, beyin ödemiyle mücadele biçimidir. Ödemle mücadelede üre rutin olarak uygulanır. Bununla beraber, 1964’ün Eylül ayında Ortadoğu Nöroşirürji Kongresi için gelen Dr. Matson

Page 53: Avman kit web

51BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

ve diğer Amerikalı hekimler, ürenin rebound fenomenisi yaptığı için ülkele-rinde artık kullanılmadığını, bunun yerine steroid kullanıldığını belirtmeleri üzerine, Hacettepe’de antiödem olarak steroide geçilir.

Cloward’ın Hacettepe’yi Ziyareti

1964’teki ilginç olaylardan biri, Dr. Cloward’ın Ankara’ya gelmesi ve ilk ameliyatını burada yapmasıdır (Resim V-3). Nurhan Bey ve ekibi bu ameliyat için önceden miyelografi çekerek uygun bir vaka hazırlarlar. Ameliyat sabahı, ameliyathanenin içi ana-baba günü olur. Operasyona Dr. Avman, Dr. Şükrü Bayındır ve Dr. Cloward birlikte girerler. Cloward ameliyatı yapar ve aynı günün akşamı, setini alıp Türkiye’den ayrılır.

Ertesi sabah hasta “boynumda bir sertlik var” diye şikâyet edince, greftin yerinden çıkmış olmasından kuşkulanılır. Çekilen kontrol grafide, gerçekten de greftin çıktığı görülür. Ancak Cloward setini götürdüğünden, çakma seti yoktur. Herkesin eli kolu bağlıdır. Nihayet Nurhan Bey hastayı yeniden ame-liyata alır ve traksiyon altında güç bela grefti yerine yerleştirir (2). Bir gün önceki ameliyat, Türkiye’de yapılan ilk anterior servikal diskektomi ve füzyon ameliyatıdır. Bununla beraber ertesi gün yapılan grefti yeniden yerine koyma ameliyatı da servikal füzyonda ilk revizyon ameliyatı olarak tarihe geçer.

Ortadoğu Nöroşirürji Kongresi’nin Düzenlenmesi

Nurhan Bey Hacettepe’ye atandıktan sonra, bilimsel kongrelere aktif olarak katılmaya gayret eder. 1962 yılındaki 4. Ortadoğu Nöroşirürji Kongresi için Kahire’ye giden Nurhan Bey, 23-25 Eylül 1964’te 6. Ortadoğu Nöroşirürji Kongresi’ni Ankara’da düzenler (Belge V2-a, b). Türk, Ortadoğulu ve Amerikalı 40 nöroşirürjiyen bu toplantıya iştirak eder. Bunlar Dr. Edgar Bering, Dr. John Scarff, Dr. Herbert Eckstein, Dr. Gedeon Mohasseb, Dr. Gilles Bertrand, Dr. Robert Heimburger, Dr. William Scoville, Dr. Ralph Cloward, Dr. Norman Dott ve Dr. Kennet Till’in yanı sıra Lübnanlı Dr. Fuad Haddad, Mısırlı Dr. Sorour ve İranlı Dr. Ameli gibi dönemin en meşhurlarıdır.

Dr. Doğramacı tüm katılımcılara özel çanta hediye eder (7). Toplantı oldukça başarılı geçer. Bu kongrenin başarılı olmasında Dr. Doğramacı’nın desteği oldukça büyüktür.

Toplantı öncesi Dr. Bering’i havaalanında Dr. Nusret Çınar, Dr. Yıldız Yalçınlar ve Dr. Nurhan Avman karşılarken, Bering Dr. Yıldız Yalçınlar ile Nurhan Bey’in evli olduklarını düşünür. Bununla ilgili sohbetler geçer (6).

Dönüşte ise Dr. Turgut Derinkök Amerikalıları İstanbul’da gezdirir; bir gece Park Otel’de konaklatır ve iyi anılarla Türkiye’den uğurlar (7). İstanbul’daki gezinin tüm masraflarını kongrenin onursal başkanı olan Dr. Doğramacı karşılar.

Resim V-3Dr. Cloward

Belge V-223-25 Eylül 1964’te Ankara’da düzenlenen Middle East Neurosurgical Society’nin6. Kongresi kitabının kapağı

Page 54: Avman kit web

52BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge V-2a23-25 Eylül 1964’te Ankara’da düzenlenen Middle East Neurosurgical Society’nin6. Kongresi kitabının 1. sayfası

Page 55: Avman kit web

53BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge V-2bKongre kitabının 2. sayfası

Page 56: Avman kit web

54BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey bu kongre sonrası, 1965 yılında Ortadoğu Nöroşirürji Derneği başkanlığı yapar.

Doçentlik Sınavı

Nurhan Bey, Hacettepe’de yoğun mesaisinin yanı sıra akademik faaliyetlerini de sürdürmüştür. Beşi uluslararası, yedisi ulusal dergilerde olmak üzere top-lam on iki eserle doçentlik sınavına girmeye karar verir. Bu sayılar, bugün için az görülebilir. Fakat, dünyada iki nöroşirürji dergisinin yayınlandığı bir dö-nemde, bu sayıda çalışma oldukça iyidir.

Nurhan Bey’in Doçentlik Dosyasında Bulunan Uluslararası Dergilerdeki Makaleleri 1. Poppen, J.L. & Avman, N.: Aneurysms of the great vein of Galen. Journal of Neosurgery 17: 238-244, 1960. 2. Avman, N & Fisher, R.G.: Exposure of middle cerebral aneurysm after the use of urea. Surgery 48: 491-494, 1960. 3. Bering, E.A. & Avman, N.: The use of hypertonic urea solutions in hypothermia. An experimental study. Journal of Neosurgery 17: 1073-1081, 1960. 4. Avman, N. & Bering, E.A.: A plastic model for the study of pressure changes in the circle of Willis and major cerebral arteries following arterial occlusion. Journal of Neosurgery 18: 361-365, 1961. 5. Sachs, E. & Avman, N. & Fisher, G.: Meningiomas of pineal region and posterior part of 3rd ventricle. Journal of Neosurgery 19: 325-331, 1962.

Nurhan Bey’in Doçentlik Dosyasında Bulunan Ulusal Dergilerdeki Makaleleri 1. Avman, N.: The importance of arterial ligations for the treatment of intracranial aneurysms. The Turkish J Pediyatrics 3: 105-116, 1961. 2. Doğulu, S. & Avman, N.: Bir vak’a dolayısiyle A. Communicans Posterior Anevrizması. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Bülteni 6: 399-408, 1961. 3. Avman, N. & Derinkök, T.: Bazal ganglia hastalıklarında nöroşirürjikal tedavi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 7: 30-44, 1964. 4. Avman, N. & Derinkök, T.: Neurosugical treatment of basal ganglia disease. The Turkish J Peditrics 6: 77-91, 1964. 5. Avman, N. & Derinkök, T.: Ekstrapiramidal bozuklukların kemotalamektomi ile tedavisi. III. Pediyatri Kurumu Semineri. Çelikcilt Matbaası. İstanbul. S: 253-258, 1964. 6. Avman, N.: Trafik kazalarında nöroşirürji problemleri. 18. Milli Türk Tıp Kongresi: 21-25 Eylül 1964. Ankara, Kongre kitabı. Çelikcilt matbaası, 1964, İstanbul, S:2-8. 7. Avman, N.: Trafik kazalarında nöroşirürji problemleri. Tıp Dünyası 37: 293-297, 1964.

Page 57: Avman kit web

55BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey’in Uluslararası Kongre tebliğleriNurhan Avman, Aykut Erbengi: Kraniofarengiomalar.II. Ortadoğu Akdeniz Ülkeleri Pediyatri Kongresi, 6-9 Eylül 1961, Ankara.

Nurhan Avman, Aykut Erbengi: Tüberkülozda nöroşirürjikal meseleler.II. Ortadoğu Akdeniz Ülkeleri Pediyatri Kongresi, 6-9 Eylül 1961, Ankara.

Nurhan Avman, Aykut Erbengi: Ürenin nöroşirürjide kullanılması.II. Ortadoğu Akdeniz Ülkeleri Pediyatri Kongresi, 6-9 Eylül 1961, Ankara.

Nurhan Avman: Complications of ventriculo-atrial shunts.4th Middle East Neurosurgical Society, Kahire, 1962.

Nurhan Avman, İsmet Hallaç, Turgut D erinkök: Vertebral angioraphy in pediyatric neurosurgery. 6th Middle East Neurosurgical Society, Ankara, 1964.

Nurhan Avman, Aşkın Karadayı: Total removal of craniopharengioma.6th Middle East Neurosurgical Society, Ankara, 1964.

Doçentlik Tezi

Nurhan Bey, yayınların yanı sıra, bir de doçentlik tezi için çalışma yapması gerekir. Bu amaçla, hidrosefalinin tedavisinde yeni bir teknik üzerinde çalışır. Komunikan hidrosafalili 10 bebekte L4 laminektomiyi izleyerek durayı açarak, dura ile araknoidli ağızlaştırır. Bu teknikle birçok olguda iyi sonuç elde eder. Nurhan Avman bu çalışmasını, “Subaraknoidoepidurostomi komünike hidro sefalüslerde yeni bir ameliyat” başlığı ile doçentlik tezi olarak hazırlar (Belge V-3, 4, 5).

Nurhan Bey artık sınava hazırdır. 10.11.1964’te Dr. Bülent Tarcan, Dr. Feyyaz Berkay, genel cerrahiden Dr. Muhittin Ülker ve nörolojiden iki hocanın yer aldığı bir jüri ile sınava girerek nöroşirürji doçenti olur (Belge V-6).

Sınavda hatıralara bu olay kazınır: “Sınavdan bir gün önce kliniğe gelen Dr. Tarcan, vakaları gezerken, büyük frontoparietal orta hat konveksite menenjiomu olan bir olguyu göstererek ‘Nurhan!, sana bu yakışır’ der, bu olgu böylece sınav vakası olur. Hasta yarı oturur pozisyona alınır ve Poppen tekniği ile ameliyata başlanır. Operasyon başlar ama daha ilk bur hole deliğinden itibaren kanar. İlginç olan oldukça kanamalı geçen ameliyat sırasında tabureye çıkan Bülent Tarcan Hoca, ‘Nurhancım bunlar nöroşirürjinin lokum vakalarıdır’ der. Ve der demez dengesini kaybederek düşer, ameliyata bir süreliğine ara verilerek Bülent Tarcan Hocayla ilgilenilir” (2).

11.11.1964 tarihinde Nurhan Bey, dekan Dr. Doğan Karan tarafından tebrik edi-lir (Belge V-7) ve 27.2.1965 tarihinde eylemli doçent olarak atanır (Belge V-8).

Page 58: Avman kit web

56BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge V-3Nurhan Bey’in tezinin içindekiler sayfası

Belge V-4Nurhan Bey’in tezindekiresimlerden bir görüntü

Belge V-5Nurhan Bey’in tezindeki basınç trasesini gösteren resimlerden bir görüntü

Belge V-4 Belge V-5

Page 59: Avman kit web

57BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge V-6Nurhan Bey’in doçentlik belgesi

Belge V-7Dr. Doğan Karan’ın Nurhan Bey’e yazdığı 11.11.64 tarihli kutlama mektubu

Page 60: Avman kit web

58BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Hacettepe Futbol Takımı

Nurhan Bey Hacettepe Futbol Kulübü yönetiminde de yer almıştır. “Nurhan Bey sadece nöroşirürjiyle uğraşmaz, Hacettepe Kulübü’nün futbol ünitesinin kaptanlığını da üstlenir. Hacettepe o zamanlar mahalli ligde oynayan ünlü bir futbol kulübüdür. Bu kulübün idari sorumlusu olarak Nurhan Bey hoşgörüsü ve kültürü ile Hacettepeli futbolculara örnek bir yöneticilik ve ağabeylik anlayışı sunar” (24).

Nurhan Avman bu dönemde asistanları da yanına alarak bazı haftasonları maçlara gider. Bu geziler, klinikteki arkadaşlığı güçlendirir ve beyin cerrahisi ailesini oluştururdu. 23 Ekim 1965’te Ankara’da yapılan Türkiye-Romanya milli maçı için klinikteki tüm doktorları arabaya bindirip maça götürmüştür. Her ne kadar Metin Oktay’ı görme arzusu ile gitmişse de, Türkiye’nin 2-1 galip geldiği bu maçta Oktay gol atamaz. Ancak bu olay, o zaman uzman olan Turgut Derinkök, Dr. Arasıl ile Suat Taşatan’ın zihninde tazeliğini korur (35).

Hacettepe’den Ayrılış

Nurhan Bey özellikle 1963’ten sonra çok yoğun çalışır. Her gün ameli-yat vardır. Bir asistan ameliyatta, biri poliklinikte, bir diğeri de girişimsel rad-yolojide, anjiografi ve miyelografi yapmaktadır. Bu tempoda, geceler de acil vakalar ile boğuşmakla geçer. Belki de Nurhan Bey’in bu dönemdeki en bü-yük şansı asistanlarının hepsinin genel cerrahi uzmanı olması veya en az iki sene genel cerrahide çalışmış olması, dolayısı ile teknikleri bir yılda çabucak kapmalarıdır. Asistanlar acil vakalarda basit epidural ve subdural hematom-ları sadece Nurhan Bey’e haber vererek ameliyata alır. Komplike vakalar ile tanınmış hastalarda ise Nurhan Bey gece de olsa gelir, bizzat vakaya girer (6). Bu tempo oldukça yorucudur ancak, klinikte genelde hava iyidir.4

Öte yandan, Nurhan Bey’le Dr. Doğramacı arasında sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunların temelinde kimine göre örtülü ödenekle ilgili yapılan orantısız ödemeler ya da muayenehane açılamaması yatmaktadır (13). Zira çok yoru-lan, neredeyse Hacettepe’yi ihya eden Nöroşirürji’nin, aldığı pay yetersizdir; ancak kuşkusuz ki bu sadece işin ekonomik boyutudur.

4 Bu dönemde her cerrahi klinikte olduğu gibi ufak tartışmalar yaşanmıştır. Örneğin, kıdemli asistan olan Dr. Aşkın Karadayı ile 1965’te iki aylık asistan olan Dr. Halit İsmailoğlu arasında ufak tartışma yaşanmış, Aşkın Bey Halit Bey’e “sen nöroşirürjiyen olamazsın” demiş. Daha sonra devreye giren Nurhan Bey, Aşkın Bey’e “iki aylık asistandan ne bekliyorsun” diye kızmıştır. Keza Turgut Derinkök ve Dr. Yalçınlar arasında geçimsizlik olunca, Dr. Yalçınlar 1964’te asistan olarak Ankara Tıp Fakültesi’ne, Dr. Naci Ayral’a gönderilmiş, böylece hem orada bazı nöroşirürjikal operasyonların yapılması sağlanmış hem de geçimsizliğin önüne geçilmiştir. Dr. Yalçınlar 30 Ocak 1965’te Hacettepe’de sınava girmiş ve yeniden Ankara Tıp Fakültesi’ne dönmüştür.

Page 61: Avman kit web

59BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge V-8Nurhan Bey’in 10.11.64 tarihinde eylemli doçent olarak atandığını gösterir belge

Aslında o dönemde, herkes Nurhan Bey’in zarfında “en yüksek” meblağın ol-duğunu düşünmektedir. Zira Nurhan Bey, en çok vakaya giren hocaların ba-şında olmakla kalmayıp, Hoca Bey’in (Dr. Doğramacı’nın) özel asansörünü en çok kullanan kişilerdendir. Buna rağmen, yurtdışı kongre katılımları ve diğer problemler nedeni ile maddi sorunlar çıkmaktadır.

Dr. Hadi Özer’e göre, Hacettepe Çocuk Hastanesi’nin kapasitesinin artırılması sürecinde kendisine yatak sayısı yeterli ve donanımlı bir servisin yönetim sorumluluğunun verileceği vaat edilmiştir (30). Bu beklenti içinde sıkıntılı bir ortamda çalışmaya devam ederken Nurhan Bey’in istifası ile sonuçlanan bir olay olur.

Bir gün, Dr. Doğramacı’dan gelen haber üzerine, onun ofisine gider. Dr. Doğ-ramacı, yanında bulunan Dr. Hüsnü Göksel’i Nurhan Bey ve diğer hekimle-re takdim eder. Bir süre Amerika’da çalışan, Atlantik Plakları sahibi Ahmet Ertegün’ün kız kardeşi ile evlenen, dönüşte Ankara Tıp’ta çalışan fakat so-runlar yaşayan, genel cerrahi uzmanı Dr. Hüsnü Göksel, Dr. Doğramacı’nın davetini kabul ederek Hacettepe’ye transfer olmuştur.

Page 62: Avman kit web

60BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Dr. Doğramacı Dr. Göksel’i tanıştırırken, bundan böyle tüm cerrahi branşla-rının Dr. Hüsnü Göksel’e bağlandığını belirtir. Nurhan Bey şok yaşamakta-dır. Verilen sözler yerine getirilmemiş, beyin cerrahisi birimi yönetiminin di-ğer birimlerle birlikte bir cerrah profesörün emrine verilmesini kabul ede-memiştir; oyalandığını düşünerek ayrılmaya karar verir (22, 30).

Tüm bu faktörler birleşince, 37 yaşındaki genç doçent yol ayırımına gelir; beş yılda evlat gibi büyüttüğü kliniğinde her şeye rağmen kalmak veya başka sulara yelken açmak...

Tam bu sırada tesadüf eseri Doç. Dr. Rıdvan Ege ile yaptığı bir konuşma, rota-sının Cebeci’ye dönmesine neden olacaktır. Avman, 10.8.1965’te rektörlüğü-nü Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın yaptığı Ankara Üniversitesi Hacettepe Tıp Fakültesi’nden ayrılır.

Yeni adres, sadece Avman’ın rotasının değişmesine neden olmaz. Hoca’yla beraber, çiçeği burnunda uzmanı Dr. Derinkök ve iki asistanı Dr. Arasıl ve Dr. Saveren’in de rotalarının değişmesiyle sonuçlanır. Bu ekibi İnal hemşire ve biyokimya uzmanı Şükran Bayraktar da izleyecektir. Yeni adres Cebeci’deki Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi olacaktır.

Bu ayrılış, Hacettepe’yi etkiler. Dr. Doğramacı olaya el koyar. O dönemde Buffalo’dan Hacettepe’ye gelmiş olan Dr. İsmet Hallaç ve son sene asistanı olan Dr. Aşkın Karadayı Hacettepe’de kalır. Fakat çok geçmeden 20.12.1965’te uzman olan Dr. Karadayı da sınav sonrası Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ekibine dahil olacaktır.

Page 63: Avman kit web

61BÖLÜM 5NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 64: Avman kit web
Page 65: Avman kit web

63BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Ankara Üniversitesi’ne Geçiş Dönemi, Eski Klinik

Nurhan Bey, Hacettepe’de son dönemde yaşadığı mutsuzluklar ve sorunlar nedeniyle arayışlara girerek, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geçer. Bu aslında cesur bir karardır. Zira, Ankara Üniversitesi’nin rektörü hâlâ Prof. Dr. İhsan Doğramacı’dır. Ankara Üniversitesi’ne bağlı, Prof. Dr. Doğan Karan’ın dekanlığını yaptığı Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden, yine Ankara Üniversitesi’ne bağlı, dekanlığını Prof. Dr. Lütfü Tat’ın yaptığı Ankara Tıp Fakültesi’ne geçer. Bu geçişe Dr. Doğramacı mâni olmamıştır.

Bu süreç, 32 yaşındayken başladığı ve beş yılda küçük bir çocuk nöroşirürjisi seksiyonu olarak devralıp, her yaştan hastanın gidebildiği bir tıp fakültesi nöroşirürji kliniği haline getirdiği Hacettepe Nöroşirürji’ye veda sürecidir.

Bu süreç, 37 yaşında ağarmış saçlarla, aynı mücadeleye yeniden girme sürecidir.

Bu süreç, hummalı çalışma ve bitmez tükenmez yeniden yapılanma sürecidir.

Bu süreç, yeni bir meydan okumadır.

Ve bu süreçte, iki kalp krizi vardır...

1959 yılında Hacettepe’de nöroşirürji kurma çabaları ve Nurhan Bey’in gelme-si ile bu sürecin ivme kazanması, hem GATA hem de Ankara Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’ni harekete geçirmiş, bu kurumlar da nöroşirürji kliniği kurma-nın hal çaresini aramaya koyulmuşlardır.

Ankara Üniversitesi’nde bu süreç, genel cerrahi altında bir nöroşirürji sek-siyonunun kurulması şeklinde planlanmıştır. Bu amaçla, asker kökenli ve 2. Genel Cerrahi’nin hocası Prof. Dr. Naci Ayral seksiyonu kurmak için görev-lendirilmiştir. Dr. Ayral’ın seçilmesinin nedeni, daha önce bazı nöroşirürjikal işlemleri yapmış olmasıdır (12, 17). Bu şartlar altında 1961 yılında Ankara Üniversitesi üç nöroşirürji asistan kadrosu açar. Bu kadroya Dr. Turgut Derinkök, Dr. Hilmi Üner ve Dr. İhsan Nermi Taşatan müracaat eder. As-lında o zamanki tüzüğe göre iki sene genel cerrahi ve iki sene nöroşirürji ol-mak üzere, dört yılda nöroşirürji uzmanı olunmaktadır. Ne var ki asistan-lar ihtisasa başladıktan bir süre sonra, Dr. Naci Ayral’ın nöroşirürjiyen ol-madığının ve bu konuda ondan eğitim alamayacaklarının farkına varırlar.

BÖLÜM 6

Page 66: Avman kit web

64BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Bu durumun ortaya çıkması ile öncelikle Dr. İhsan Nermi Taşatan ve Dr. Hil-mi Üner, kadroları Ankara Üniversitesi’nde kalmak kaydı ile İstanbul’da bu-lunan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi’ne geçer ve 1965’in son aylarında uz-man olana dek o klinikte kalırlar.

Dr. Turgut Derinkök ise, Dr. Doğramacı’nın Prof. Dr. Muhittin Ülker’e Hacettepe’nin sıkışık olduğunu söylemesi ve nöroşirürjiye asistan istemesi üzerine, yine kadrosu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kalmak üzere, Hacettepe’ye geçer1 (7).

Böylece, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki ilk nöroşirürji atağı başarı-sızlıkla sonuçlanır.

1964 yılına gelindiğinde ikinci defa bir nöroşirürji atağı yapılır. Ankara Üniversitesi’nde genel cerrahinin çatısı altında nöroşirürji seksiyonu ve ileride bu nüvenin üzerinde nöroşirürji kliniği kurulması planları vardır. Bu nedenle, farklı nöroşirürjiyenlerle temasa geçmek için yollar aranmaktadır. Bu durumu; 1964-1966 yıllarında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde dekanlık yapan Prof. Dr. A. Lütfü Tat (Resim VI-1) şöyle anlatmaktadır: “Fakültemizde eksiği uzun zamandır hissedilen beyin cerrahisi kürsüsünün lüzumu, Hacettepe Tıp Fakültesi’ndeki Nöroşirürji Dalı’nın başarılarını gördükçe, kendisini biraz daha hissettirir hale gelmişti. Nihayet 1964 yılında profesörler kurulumuz; 1. İlk fırsatta kurulacak beyin cerrahisi kürsüsüne nüve olmak üzere, genel cerrahi kürsüsü bünyesinde bir beyin cerrahisi dalı oluşturma, 2. O sıralarda göz kürsüsünün yeni binasına geçmesiyle boşalan

1 Dr. Derinkök de 1965’te uzman olduktan sonra Nurhan Bey’le beraber Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği’ne geçer.

Resim VI-1Prof. Dr. Lütfü Tat, Ankara Tıp Fakültesi’nin diğer dekanları ile birlikte (ön sıra, soldan birinci)

Page 67: Avman kit web

65BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

yerin, yine genel cerrahi kürsümüz bünyesinde bulunan, göğüs cerrahisi dalı ile birlikte, bu dala tahsis edilmesi, 3. Kurulmuş olan beyin cerrahisi dalında çalıştırılmak üzere genel cerrahi kürsüsü emrine bir öğretim üyesi, üç asistan kadrosu verilmesi, 4. Kurulmuş olan beyin cerrahisi dalının yürütülmesi için geçici olarak Prof. Dr. Naci Ayral’ın görevlendirilmesi kararını aldı. Bundan sonra, idare olarak ilk işimiz, yeni kurulan bu dalımızın nöroşirürji nosyonlarla çalışmasını temin amacıyla, Hacettepe Tıp Fakültesi’nden yardım istemek oldu ve adı geçen fakültemiz de bize bu hususlarda yardımcı olmak üzere, Dr. Yıldız Yalçınlar’ı görevlendirdi” (39).

Gerçekten de yapılan yazışmalardan sonra, 27.2.1965 tarihinde, Hacet-tepe’den Nurhan Bey’in asistanlarından, son senesinde bulunan Yıldız Yal-çınlar, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki yeni görevine atanır. Göre-vi genel cerrahi içinde nöroşirürji seksiyonu kurmaktır. Seksiyonun başında yine genel cerrahiden Prof. Dr. Naci Ayral vardır. Ayral, aynı zamanda Dr. Yalçınlar’ın ihtisas aldığı bölümündeki hocasıdır. Bu dönemde Dr. Yalçınlar hem poliklinik hem de 33 ameliyat yapar (1).

Fakat Ankara Üniversitesi’nde hocalar arasında kendisi ile ilgili sorunlar vardır. Dr. Naci Ayral, Dr. Yalçınlar’ı överken, nöroloji hocası Dr. Sami Gü-rün Dr. Yalçınlar’ın görevden alınmasını ister. Öyle ki, Dr. Sami Gürün 29.6.1965 tarihli yazıda ne polikliniğe ne de acil servise nöroşirürji hastası-nın alınmamasını talep eder. Böylece, Ankara Tıp’taki ikinci defa nöroşirürji kurma girişimi de sonuçsuz kalır (1).

Bu sırada hâlâ daha üst düzey bir nöroşirürji hocasının göreve getirilmesi za-rureti üzerine hoca aranırken, Nurhan Bey’in Ankara Tıp’ta çalışmak istediği öğrenilir. Bu durumu Dr. Rıdvan Ege (Resim VI-2) şöyle dile getirir:“1965’te, bir cumartesi günü milli bayram geçit resmi nedeniyle Atatürk Bulvarı trafiğe kapandığı için, Necatibey Caddesi’nden gelip arabasıyla Hacettepe’ye geçmek isteyen (Abdi İpekçi Parkı o zaman Hacettepe ve Kurtuluş’a uzanan cadde idi) Hacettepe nöroşirürji hocası Doç. Dr. Nurhan Avman, karşıya geçemeyince be-nim Sıhhiye’deki muayenehaneme geldi. Sohbet sırasında Hacettepe’de sıkın-tıda olduğunu söyledi. Ben de ‘bizim fakülteye geçmeyi düşünür müsün?’ de-diğimde ‘neden olmasın’ cevabını verdi. Pazartesi sabahı, o zamanki dekanı-mız Lütfü Tat Hoca’ya durumu anlattım. O da öneriyi çok beğendi ve ‘Nurhan Bey’i bana gönder’ dedi. Doç. Dr. N. Avman ve Dekan konuştular fakat ilginç olan Doç. Dr. Avman’ın bize gelme işini tüm profesörler kurulu beğeniyle uygun bulurken, iki genel cerrahi hocamız söz alarak kendilerinin de bu işi çok iyi yaptıklarını belirterek önerinin reddini istemeleriydi; yine de tama yakın oy çokluğu ile Doç. Dr. Nurhan Avman bize geçti” (11).

Dr. Avman’ın atamasını Dr. Tat şöyle aktarır: “İşler bu safhaya gelince, yönetim kurulu olarak, memleketimizde beyin cerrahisi alanında yetişmiş eleman azlığını da dikkate alarak ve bu işe başlamışken en iyisini yapmak amacıyla Zürih’ten Dr. Gazi Yaşargil veya Stockholm’den Dr. Tovi ile temas yolları

Resim VI-2Prof. Dr. Rıdvan Ege

Page 68: Avman kit web

66BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

aramaya başlamıştık ki, bir gün Doç. Dr. Rıdvan Ege, Hacettepe Nöroşirürji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Nurhan Avman’ın benimle konuşmak istediği haberini verdi. Hemen gelmelerini rica edip konuşmaya başladığımızda, mutat selam sabahtan sonra, merhum Nurhan Avman ‘eğer biz de münasip bulursak’ fakültemize nakledilmek istediğini ifade edince ben, gökte aradığını yerde bulmuş bir insan telaşı ve heyecanıyla (mutadın hilafına, yani yönetim kurulundaki arkadaşlarımla konuşmadan ve ilgili kurullardan karar almadan, tabii onların da beni destekleyeceğinden emin olarak) şayet bize gelirse; kısa süre sonra boşalacak olan Kadın Hastalıkları ve Doğum Kürsüsü’nün o zamanki yerini kendilerine tahsis etme ve o sene fakültemiz bütçesinde mevcut olup da henüz hiç harcanmamış bulunan büyük onarım parasının (800.000 TL idi) tümünü ( hiçbir kürsüye bir şey vermeden) bu binanın onarılmasına tahsis edilmesi, hususunda profesörler kurulundan karar almaya çalışacağıma söz verdim.

Doç. Dr. Nurhan Avman’la anlaşmamızdan kısa bir süre sonra Hacettepe’de fa-kültemizdeki formaliteleri tamamladık ve 10.8.1965’te Nurhan Avman güven-diği üç arkadaşı (Dr. Ertekin Arasıl, Dr. Mete Saveren ve Dr. Turgut Derinkök) fakültemiz kadrosuna alındılar.

Nurhan Avman ve arkadaşlarının fakültemize iltihaklarından kısa bir süre sonra da (1.9.1965) profesörler kurulumuz, beyin cerrahisi dalımızın müstakil bir kürsü olması hususundaki kararını aldı” (39).

Resmi Yazışmalar

Yukarıdaki satırlardan da anlaşıldığına göre Ankara Üniversitesi’nde başlangıçta kısa vadeli hedef, bir nöroşirürji kürsüsünden ziyade genel cerrahinin altında bir seksiyon kurmaktır. Bu amaç için, genel cerrahiden Dr. Ayral’ın gözetiminde iki defa girişim başlatılmış, ancak istenen sonuç alınamamıştır. Bununla beraber, Nurhan Bey’in gelmesi ile planlar değişir ve nihayet bağımsız bir kürsü kurularak başına Dr. Nurhan Avman geçer.2

2 Bu başlangıçtaki süreç, daha sonra da devam eder. Şöyle ki, Nöroşirürji kürsüsü kurulduktan sonra bile, genel cerrahide Dr. Naci Ayral zaman zaman laminektomi ve diskektomi yapmaya devam eder. Dahası bu amaçla nöroşirürji kliniğinin laminektomi setini de isteterek laminektomi uygular. Ta ki, iki kötü olay yaşanana dek!! Birinci olayda, miyelografi sonucu L5-S1 disk hernisi saptanan bir olgunun ağrısının geçmemesi üzerine, direk grafi ile yanlış mesafe açılmış olduğu belirlenip, doğru operasyon için hastanın nöroşirürjiye yatıp iyileştikten sonra genel cerrahiye girmesi sorun yaratmıştır. Diğer bir olay ise, diskektomi sırasında epidural bir kanamanın durdurulamamasıdır. Bir gün genel cerrahide yapılan diskektomi sırasında aşırı epidural kanama dolayısı ile nöroşirürjiden yardım istenir ve kanama durdurulduktan sonra, bir daha genel cerrahide laminektomi ve diskektomi yapılmaz. Yıllar sonra Nurhan Bey bu olayı anlatırken, “eee, asacağınız adamın ipini gevşek bırakacaksınız” ifadesini kullanmıştır.

Page 69: Avman kit web

67BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey’in Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği’ne ata-masının gayriresmi öyküsü yukarıdaki gibi olsa da, resmi atama için bir takım yazışmalar gerekmiştir. Şöyle ki, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Dr. Tat, münhal bulunan doçent kadrosunu ilan eder. Bunun için 11.6.1965’te Ankara, İstanbul ve İzmir’deki kliniklere mektup gönderir. 15.6.1965 tari-hinde Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Doğan Karan’dan Doç. Dr. Nurhan Avman’ın bu kadro için istekli olduğuna dair bir cevap gelir. 17.6.1965’te durum Ankara Üniversitesi rektörlüğüne bildirilir. Aynı gün Nurhan Bey müracaatını yapar. Bu müracaatta Nurhan Bey biyog-rafisini de yazarak teslim eder (Belge VI-1). 18.6.1965 tarihinde Dr. Sami Gü-rün adayın dosyasını başarılı bulan ve atamasının uygun olduğunu bildiren jüri raporunu dekanlığa gönderir. 21.6.1965 tarihinde Dr. Lütfü Tat, Hacette-pe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi dekanlığına, Dr. Nurhan Avman’ın Anka-ra Üniversitesi doçentliğine seçildiğini bildirerek, muvafakat ister. Nihayet 26.6.1965’te Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Do-ğan Karan, 221.2/8895 sayılı yazı ile Dr. Nurhan Avman’ın Ankara Üniversi-tesi Tıp Fakültesi’ne naklinde bir sakınca olmadığını belirtir.

Ancak burada eklenmesi gereken detaylardan biri de, 1960’ların ortasında Hacettepe’deki pek çok hocanın kadrosunun Erzurum Atatürk Üniversi-tesi’nde olduğudur. Bu dönemde yeni kurulan bu üniversitede, hastane olma-dığından, Prof. Dr. Doğramacı ve Milli Eğitim Bakanı arasında yapılan pro-tokol çerçevesinde, Atatürk Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi kadroları geçici olarak Hacettepe’ye verilmiş, böylece hem bu kadrolar kullandırılmış hem de Erzurum’da Tıp Fakültesi Hastanesi kurulduktan sonra yetişmiş elemanların Erzurum’a gönderileceği planı yapılmıştır. Nurhan Bey bu dönemde Atatürk Üniversitesi kadrosunda bulunduğundan, bu üniversitenin rektörlüğünden de onay alınmıştır.

Tüm onayların gelmesiyle birlikte, Nurhan Bey’in ataması yapılarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nca 7.7.1965’te Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne tebliğ edilir. Nurhan Bey’in 31.7.1965 tarihinde yeni görevine başlayabileceği bildi-rilir. Böylece Ankara Tıp Nöroşirürji, 1965 yılında resmen kurulmuş olur (15, 27).

Ancak Nurhan Bey’in, zamanında görevine başlaması sırasında bir sağlık sorunu ortaya çıkar.

Page 70: Avman kit web

68BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VI-1Nurhan Bey’in 14.6.65 tarihli otobiyografisi(hâl tercümesi)

Belge VI-1Nurhan Bey’in 14.6.65 tarihli otobiyografisi(hâl tercümesi)

Page 71: Avman kit web

69BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

İlk Kalp Krizi

Stresli yaşam, sigara ve sağlıksız beslenmenin sonucu olarak Dr. Av-man kalp krizleri geçirir. İlk krizi 1965’te geçirmiştir. Bu kriz Nurhan Bey’in Hacettepe’den Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geçme sürecinde mey-dana gelir. Nurhan Bey işe başlayacağı sırada göğsünde ağrı hisseder. Bu, ilk kalp krizidir. Bu, kriz Dr. Ernest Sachs, Jr.’ın 15.11.1965’te yazdığı bir mektup-tan (Belge VI-2), keza Dr. Aykut Erbengi’nin 9.11.1965 tarihli mektubundan (Belge VI-3), ayrıca Dr. Faruk Özer’in 5.8.1965 tarihinde verdiği rapordan an-laşılmaktadır (Belge VI-4).

Gerçekten de Dr. Faruk Özer’in 5.8.1965 tarihinde verdiği raporda Nurhan Avman’ın 9.7.1965 tarihinde 65/31035 protokol numarası ile miyokard enfarktüsü şüphesi ile Ankara Üniversitesi Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne yatırıldığı, bilahare taburcu edildiği, 2.9.1965’te Dr. Neşet Aytan’ın verdiği raporla da durumunun iyi olduğu ve işe başlayabileceği belirtilmişse de Nurhan Bey aslında bundan önce, doktorların tavsiyelerine aldırmayarak, 31.7.1965’te yeni görevine başlamıştır.

Avman’ın “şerefli kalp krizi” diye tanımladığı bu kriz hafif geçmiş, aynı tem-poyla çalışmaya devam etmiş, 1966 yılına umutlu girmiştir.

1965 yılında bir taraftan işler rayına oturtulurken, bir taraftan Nurhan Bey muayenehane açmaya karar verir. Birçok seçenek üzerinde durulduktan son-ra nihayet, Radyolog Dr. Vacit Tanyeri ile İzmir Caddesi Uçar Apartman’da ortak bir muayenehane açarlar. Böylece, bir taraftan akademik işlerini sür-dürürken, bir taraftan da ekonomik sıkıntı çekmeyecektir.

Ortak muayenehane konusunda, Nurhan Bey’in Hacettepe’deki mesai arka-daşlarından Dr. Aydın Aytaç ve Dr. Nejat Tokgözoğlu gibi hekimlerin önerisi olmuştur. İleride anjiografi ve miyelografinin de aynı yerde yapılması fikri ona cazip gelmiştir. Gerçekten de Nurhan Bey her gün 3-4 gibi muayenehaneye gelir, akşam 6-7’lere kadar burada yoğun bir tempoda çalışır; sadece muayene yapmaz, girişimsel radyolojik işlemleri de gerçekleştirirdi. Bu amaçla Dr. Tan-yeri, Siemens’in müdürü olan Kemal Derviş’in babası, Rıza Derviş’in önerile-riyle son model Siemens skopi almıştı, bu cihaz sayesinde Nurhan Bey hemen her gün anjiyo ve miyelografiyi bizzat yapardı. Bu yorucu tempo nedeniyle özeldeki ameliyatlarını bu dönemde genelde muayenehaneye gelmeden önce gerçekleştirirdi (34).

Page 72: Avman kit web

70BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VI-2Dr. Sachs’ınNurhan Bey’e yazdığı 15 Kasım 1965tarihli mektubu

Belge VI-2Dr. Sachs’ınNurhan Bey’e yazdığı 15 Kasım 1965tarihli mektubu

Page 73: Avman kit web

71BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VI-3Dr. Aykut Erbengi’ninNurhan Bey’e yazdığı9 Kasım 1965tarihli mektubu

Belge VI-3Dr. Aykut Erbengi’ninNurhan Bey’e yazdığı9 Kasım 1965tarihli mektubu

Page 74: Avman kit web

72BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VI-3Dr. Aykut Erbengi’ninNurhan Bey’e yazdığı9 Kasım 1965tarihli mektubun devamı

Belge VI-3Dr. Aykut Erbengi’ninNurhan Bey’e yazdığı9 Kasım 1965tarihli mektubun devamı

Page 75: Avman kit web

73BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VI-4Nurhan Bey’e 5.8.65 tarihinde verilen tıbbi rapor

Belge VI-4Nurhan Bey’e 5.8.65 tarihinde verilen tıbbi rapor

Page 76: Avman kit web

74BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kürsüsü’nün Kuruluşu

Nurhan Bey’in 31.7.1965’te göreve başlamasından kısa süre sonra, 01.9.1965 günü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kürsüsü resmen kuruldu. Kuruluşta Doç. Dr. Nurhan Avman’ın yanında Op. Dr. Turgut Derinkök, Dr. Ertekin Arasıl ve Dr. Mete Saveren vardı. Bir de daha önceden burada olan Dr. Yıldız Yalçınlar da bulunmaktaydı; dolayısıyla başlangıçta ekip, bir doçent, iki uzman ve iki asistandan oluşmaktaydı. Fakat Dr. Yalçınlar 1.11.1965’te görevinden alındı (1).3 Dolayısıyla 1965’in Kasım ayının başında uzman sayısı yeniden bire düşer. Fakat çok geçmeden Bakırköy Hastanesi’nden ihtisasını almış olan Op. Dr. Nermi Taşatan uzman olarak ekibe katılır.4 Dahası 1965’in Aralık ayının sonunda Op. Dr. Aşkın Karadayı’nın da ekibe katılmasıyla kısa süreliğine bir doçent, üç uzman, iki asistandan oluşan bir ekip ortaya çıkar. Tam ekip oluştu derken, Ağustos 1966’da önce Op. Dr. Nermi Taşatan ayrılarak İstanbul’a, bir ay sonra, Eylül 1966’da Op. Dr. Turgut Derinkök ayrılarak Dışkapı SSK’ya gidince, 1966’nın sonunda ekip son halini bulur: Bir doçent, bir uzman (Op. Dr. Aşkın Karadayı) ve iki asistan...

Bu dönemde, Hacettepe’den başhemşire İnal Yaşin ve biyokimyacı Şükran Bayraktar da Nurhan Bey ile beraber Ankara Üniversitesi’ne geçmişlerdir. Şükran Bayraktar burada modern bir nörokimya laboratuvarı kuracaktır.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği, öncelikle Cebeci’deki U şeklindeki binanın kuzeyinde, göz kliniğinden boşalan yerde kuruldu. On erkek, altı kadın ve bir çocuk yatağı olmak üzere on yedi yatağı olan bir klinikti. Mevcut iki ameliyathaneden birini göğüs cerrahisi, diğerini nöroşirürji kullanmaktaydı. Vakaların durumuna göre, günde bir, bazen iki vaka opere edilirdi.

Başlangıçtaki sorunlar sadece donanım sorunu değildi. O dönemde Ankara Üniversitesi’ndeki hemşireler sabah sekiz, akşam sekiz arası, on iki saat çalışır, akşam sekizden sonra yalnızca hastabakıcılar kalırdı. Hacettepe’den gelen İnal hemşire, nöroşirürji sorumlu hemşiresi olarak görev yapmaktaydı, ancak bu du-rumun sorunlu olduğunun da farkındaydı. Nurhan Avman’ın baskısı ile, ilk defa Ankara Tıp Fakültesi’nde hemşire çalışma düzeni sekiz saatlik üç şift şeklinde değiştirildi.5

3 Dr. Yalçınlar 27.2.1965 ile 01.11.1965 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışmıştır.4 Dr. Nermi Taşatan, Dr. Hilmi Üner ile beraber 1961-1965 arası Ankara Üniversitesi kadrosundan Bakırköy’de ihtisas yapmışlardır. Dr. Hilmi Üner İstanbul’da kalmışken, Dr. Taşatan yaklışık dokuz ay Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği'nde uzman olarak çalışmıştır.5 Bu işlemden sonra tüm diğer klinikler nöroşirürji kliniğini örnek aldılar.

Page 77: Avman kit web

75BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

O dönemde radyoloji, tanının olmazsa olmazıydı. Klinikte 25 miliamperlik portatif röntgen cihazı ile direk grafiler çekilirdi.

Tanı cihazı olarak, Nurhan Bey’in gelir gelmez aldırdığı ve o dönemde Türkiye’de ilk kez kullanılan Siemens model ekoansefalografi cihazı da uygu-lamaya girmişti. Bu cihazı fakülte aldığı halde, gümrük masraflarını kliniğin yardım derneği karşılamıştı.

Bu dönemde anjiografi ve ventrikülografi radyoloji bölümünde yapılırdı. İl-ginç olan, ventrikülografiye hasta sedyeyle gelip gider, hatta posterior fossa tümörlü hastalar ventrikülografi sonrası fenalaşır diye, herkes ameliyatha-nede steril şartlarda bekler, pozitif ventrikülografisi olan hastalar doğrudan ameliyathaneye gelir ve opere edilirdi.

Kliniğin yeniden yapılandırılmasında sadece dekanlık ödenekleri yeterli değildi. Maddi sorunu çözmek için, 1965 sonunda Bakanlar Kurulu kararı, Nurhan Bey ve Dr. Arasıl’ın çabasıyla Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Yardım Derneği kurulmuştu. Kamu yararı olan dernekler statüsünde kurulan bu yapılanmanın 30 kişilik kurucular listesinde, o zamanlar nöroşirürjide çalışanların yanı sıra, Bilecik Milletvekili Şadi Binay, intaniye profesörü Dr. Behiç Onul, siyasal bilgiler hocası Bülent Daver, avukat Şen Özbükücü ve Yozgat Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Dr. Celal Sungur gibi pek çok kişi yer almıştır. Bu derneğin birinci başkanlığını Dr. Avman, ikinci başkanlığını Dr. Behiç Onul, sekreterliğini ise Dr. Arasıl yapmıştır. Dernek, kliniğin yapılanma sürecinde oldukça önemli işlev görmüştür. Şöyle ki, Dr. Celal Sungur’un girişimleri ile TBMM’nin 55 kişilik Bütçe Komisyonu’ndaki her üyeye mektup yazılarak destek aranmış ve kısa sürede bütçeden 1965 yılında 100.000 TL, 1966 yılında da 150.000 TL yardım alınmış, bu yardımlar, kliniğin yapılanması ve onarımıyla yurtdışından ithal edilen röntgen cihazının gümrük masrafları için harcanmıştır. Dernekten elde edilen gelir, öncelikle göz kliniğinde kurulan kliniğin eksiklerini gidermek için kullanılmışsa da, daha sonra kadın doğumdan boşalan ve dekanın vaadettiği kliniğin masrafları için sarf edilmiştir (2).6

6 Dernekteki gelir, sadece bu amaç için kullanılmamıştır. Nurhan Bey, Ankara Üniversitesi’ne gelince anestezi uzmanı sıkıntısı çekmiş, her gün anestezi verecek hekim bulamadığından bu iş için çareler aramıştır. Bu sırada, Hacettepe’de bunalıp anesteziyi bırakarak dermatolojiye geçmeye çalışan Dr. Emel Çobanoğlu’nu ikna etmek için Dr. Arasıl ile birlikte evine gider ve başarılı olur. Kliniğin “Emel abla”sı olan Dr. Emel Çobanoğlu, uzunca yıllar klinikte anestezi verir ve maaşını dernekten alır. Hatta buradan aldığı maaşla sigortalı olarak emekli olur. Öte yandan, asistan maaşları düşük olduğundan ve kimse nöroşirürji gibi ağır bir bölümü seçmediğinden, tıp fakültesi kantinine ilanlar asılarak, birinci sene asistanlarına 100, ikinci sene asistanlarına 200, üçüncü sene asistanlarına 300, dördüncü sene asistanlarına 400 ve beşinci sene asistanlarına 500 TL ödeme yapıldığı şeklinde duyurular asılır. Bu ödemeler yapılırken de dernekten karşılanırdı. Ödemelerden o dönemdeki birçok asistan yararlanmıştır.

Page 78: Avman kit web

76BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Dernekte toplanan para aynı zamanda ilaç ve cerrahi alet kullanımı için de harcanmıştır. Avman, aynı dönemde ABD’deki dostlarından yardım ister. Bu konuda iki mektup aydınlatıcıdır. 9.11.1965 tarihli mektuptan, Dr. Erbengi’den Pantopaque istediği, Dr. Erbengi’nin de ABD’den Pantopaque’ları temin ede-rek, gümrük ile uğraşmaması için 1966’nın Ocak ayında, dört aylık süre için Hacettepe’ye çalışmak üzere gelen Dr. Ernest Sachs Jr. aracılığı ile gönderdi-ği anlaşılmaktadır (Belge VI-3). Dr. Sachs Jr.’ın Türkiye’ye geleceğini duyan Avman, bu sefer ondan bazı cerrahi aletleri ister (Belge VI-5).

31.7.1965’te Ankara Tıp Nöroşirürji Kliniği’ne başlayan Nurhan Bey, kısa sürede kürsüyü kurar, ekibi ile birlikte ameliyatlara başlar. Bir taraftan yazılarını yazarken, bir taraftan da kliniğin donanım ve ekip ihtiyaçlarını yerine getirmeye çalışır. Bu süreç ciddi bir strese yol açar. Nurhan Bey 1965’i kuruluş sancısı ve hafif bir krizle geride bırakır.

1966’ya Girerken

1966 yılı başlarken, her şey iyi görünmektedir. Operasyonlar aynı tem-poda devam eder. Giderek daha kompleks ameliyatlar yapılır. Bu dönemdeki ilginç olaylarından biri, Dr. Sachs Jr.’ın Hacettepe’ye gelmesi olmuştur. Eski dostu Nurhan Avman’a birçok cerrahi alet ve Pantopaque getirmiştir. Nurhan Bey bir gün, dev bir anevrizma nedeniyle Dr. Sachs Jr.’i kliniğe davet eder. Bu ameliyat sırasında Dr. Sachs Jr., Avman’a Amerika’dan getirdiği malzemele-ri vererek, anevrizmaya wrapping işleminin yapılmasına yardım eder. Bu dö-nemde beyin ödemiyle mücadelede hipotermi uygulanmaya başlanmıştır. Hipotermi Hacettepe’de uygulanan bir yöntem değildir. Belki literatürdeki bilgiye dayanarak, belki de bu dönemde Ankara’ya gelen Dr. Tovi’nin etkisiy-le hastalara entübasyon sonrası hipotermi uygulanır. Bu amaçla, hastanın vü-cuduna gliserin sürülür ve ardından buz ile vücut ısısı 32 dereceye gelene ka-dar hipotermi uygulanır (2).

Nurhan Bey, Nisan 1966’da St. Louis’te yapılacak olan Harvey Cushing Soci-ety toplantısına (AANS) katılmaya karar verir. Bu toplantıya gitmeye karar verdiği, Dr. Vural Bertan’ın 15.3.1966 tarihli mektubundan anlaşılmaktadır. Dr. Bertan toplantı sonrası Dr. Avman’ı evine davet eder (Belge VI-6). Top-lantının önemli tarafı, 19.4.1966’da Dr. Avman’ın AANS’ye seçilmesidir (Bel-ge VI-7). Nurhan Bey, AANS toplantısına bundan sonra hemen her yıl gide-cek, asistanlar dönüşte onun izlenimlerini dinleyecek ve yenilikleri öğrene-ceklerdir.

Toplantıya gitmek, eski dostlarla zaman geçirmek Nurhan Bey’e iyi gelmiştir. Fakat dönüşte onu yoğun mesai ve yerel toplantılar beklemektedir.

Page 79: Avman kit web

77BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VI-5Dr. Sachs’ın 10 Aralık 1965 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektup

Belge VI-7Nurhan Bey’in “The Harvey Cushing Society (American Association of Neurological Surgeons”a kabul edildiğini gösteren belge

Page 80: Avman kit web

78BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VI-6Dr. Vural Bertan’ın 15 Mart 1966 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektup

Belge VI-6Dr. Vural Bertan’ın 15 Mart 1966 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektup

Page 81: Avman kit web

79BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VI-6Dr. Vural Bertan’ın 15 Mart 1966 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektubundevamı

Belge VI-6Dr. Vural Bertan’ın 15 Mart 1966 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektubundevamı

Page 82: Avman kit web

80BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Yeniden Kalp Krizi

1966 yılının Temmuz ayının sıcağında, Nurhan Bey hastane bahçesinde yürürken aniden fenalaşır, hasta yakınlarından, kliniğe haber verilmesini ister ve kliniğe taşınır. Bu kriz oldukça ciddi bir krizdir ve ciddi artçıları da olacaktır. Bu kriz, Nurhan Bey’in deyimiyle “şerefsiz bir kriz”dir.

Nurhan Bey bu dönemde 130 kilodur ve sıkı bir sigara içicisidir. Öncelikle 1. dahiliyenin hocası Doç. Dr. Akif Berki tarafından görülür ve miyokart enfarktüsü teşhisi konur. Nurhan Bey bu dönemde klinikte, kendi odasında yatar. Dolantin ve Heparin gibi ilaçlarla medikal tedavi uygulanır. Yatağının başucunda bir şezlong, kimi zaman paşa annesi, kimi zaman asistanları başucunda beklerler. Buna rağmen tedavinin, 21. gününde Nurhan Bey ikinci bir kriz geçirir; bu sefer 1. dahiliye’den Dr. Akif Berki’nin yanı sıra Prof. Dr. Turhan Akyol, Nurhan Bey’in başında toplanırlar. Bu sefer tedaviyi Dr. Akyol üstlenir. Nurhan Bey 45 gün sonra taburcu olur (2).

Hoca eve gittiği gün yeniden fenalaşır. Bu sefer Hacettepe’deki eski dostla-rından, hematolojiden Dr. Faruk Özer ve kardiyolojiden Dr. Neşet Aytan’ın takibine alınmak üzere 10 gün süre ile Hacettepe’ye yatar. Burada EKG değerlendirmeleri sonrasında, geçirdiği krizin oldukça masif bir kalp krizi olduğu söylenir.7

Bu dönemi Dr. Karadayı şöyle özetler: “Sayın Avman bir süre göğüs cerrahisi ile ortak kullandığımız klinikte yattıktan sonra, istirahat için evine nakledildi. Klinikteki yatma süresinde kısmen kolay olan klinik idaresi ( kendisine yasak edilmesine rağmen çok kritik durumlarda danışabilmem nedeniyle) evine git-tikten sonra son derece zorlaştı. Sorumluluğu aldığım süre içinde kliniğin yeni binası tamamlanmış, ameliyathanesi düzenlenmiş, anjiyo ve hava çalışmaları için yeni bir röntgen cihazı alınarak ve gerekli aletler sağlanmıştır. Sayın Av-man, iyileştikten sonra görevine bu yeni klinikte başlamıştır” (25).

Nurhan Bey hastayken, Op. Dr. Aşkın Karadayı ve asistan Dr. Ertekin Arasıl kliniği idare etmişlerdir. Dr. Karadayı o günleri anılarında şöyle ifade etmiş-tir: “Hocamın yaşamından ümit kesilmesi ve kardiyologlar tarafından sadece 15 gününün kaldığının bildirilmesi, kliniğin bana kalacağı gibi yanlış bir düşün-cenin oluşmasına neden oldu. Ancak tüm çabamıza karşın yeterli bir kişi bula-madık. Kişisel olarak konuştuğum İstanbul Kasımpaşa Deniz Hastanesi’nden kıdemli bir meslektaşım (Dr. Zeki Birsen) ABD’ye gitmeyi planlaması nedeniy-le önerimizi reddetti. Ben, klinikteki asistanlarla tüm sorumluluğu ( bilimsel ve yönetsel) tek başıma yüklenerek iki yıl, arka çukur ve anevrizma olguları da

7 Bir sene sonra raporları inceleyen Dartmund Kadiyovasküler Cerrahi Başkanı Dr. Boyd durumun “apikal uzanımlı bir anteroseptal miyokard enfarktüsü” olduğu söyleyecektir.

Page 83: Avman kit web

81BÖLÜM 6NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

dahil, ameliyatlara girdim. Hocam ölmedi. Bu olayların geçtiği 1966 yılından 1988 yılına kadar, 22 yıl yaşadı. Onun en fazla 15 gün ömrü kaldığını ve yerine birini bulmamız gerektiğini söyleyen bir dahiliyeci hocam ondan dört yıl önce öldü.” (25).

Aksilikler bununla da bitmez. 10.9.1966’da Nurhan Bey babası Aziz Avman’ı kaybeder. Nurhan Bey’in acısı daha da derinleşir. Bir taraftan baba acısı, bir taraftan tekleyen kalp, Nurhan Bey hepten yatağa düşer. 1966 bu şartlar altında geçer. Bu sürenin sonunda hoca, uzunca bir istirahatin ardından, Nisan 1967’de işe başlayacaktır.

Avman, eski kliniği, hastalığı ile beraber geride bırakacak, dönüşte yeni kli-nikte işe başlayacaktır.

Aslında yeni kliniğin hazır hale gelmesi kolay olmamıştır. Bir türlü boşaltıl-mayan Kadın Doğum Kliniği’nin eşyaları, nöroşirürji asistanları tarafından camdan atılarak tahliye edilmiş, dernekten ve dekanlıktan gelen para ile bu eski bina modernize edilerek, iki katlı, asansörlü, iki ameliyathaneli, anji-yografisi, elektroansefalografisi ve yoğun bakım ünitesi olan yepyeni çağdaş bir binaya dönüştürülmüştür. Yeni yapılanmada her ayrıntı düşünülmüştür. Öyle ki, hipotermi için, o dönemde yeni olan özel blanketler bile alınmış, hat-ta ileriki yıllarda birçok tez çalışmasının yapılmasına olanak sağlayan bir de-ney laboratuvarı bile planlanmıştır.

Avman 1967’den 1985’in Martı’na kadar bu klinikte hizmet verecektir.

Yeni klinik, ölümle pençeleşen Avman’ın, belki de son iki yılda yaşadığı tek olumlu gelişmedir; yeni bir başlangıç ve kat edilecek uzun ve engebeli bir yol...

Page 84: Avman kit web
Page 85: Avman kit web

83BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Yeni Klinik: 1967-1985

Nisan 1967’de Nurhan Bey yeni klinikte işe başlar. Bu sefer işin ciddiyetinin farkına varmıştır; 1967 yılı kısmen rölantide geçer. Bu döneme dair Dr. Fisher’in mektubunda önemli ipuçları vardır. Hocası, Nurhan Bey'e mektubunda dünyanın onun gibi nöroşirürjiyenlere ihtiyacı olduğunu yazar; bu nedenle kilo vermesi ve sigarayı bırakması konusunda tavsiyelerde bulunur. Fisher aynı mektupta daha önce de benzer tavsiyelerde bulunduğunu hatırlatır. Diyet uygulayıp, sigarayı bırakınca genel durumu gittikçe toparlamaya başlar.1 Avman bu dönemde, kliniğin yapılanması ile ilgilenir. Op. Dr. Aşkın Karadayı ise 6.6.1967’de ayrılarak doçentlik çalışması için İsveç’e gider.2

Op. Dr. Karadayı’nın ayrılmasından sonra, kliniğin yükünü bir süre, dördüncü sene asistanı Dr. Ertekin Arasıl ve ikinci sene asistanı Dr. Mete Saveren çeker. Bir taraftan yoğun tempo nedeniyle başlarını kaldıramamaktadırlar, bir taraftan da yeni bir asistan gelmesi için dua etmektedirler. Bu arada Haziran ayında açılan iki kişilik asistan kadrosuna sadece bir kişi (Ankara Tıp öğrencilerinden Dr. Konuralp Başol) müracaat etmiştir ancak kazandığı halde burs sorunu nedeniyle ancak Ağustos sonu başlayabilecektir. Moraller bozuktur. Tam bu sırada, sıcak bir Temmuz günü Ege Üniversitesi’nden mezun, takım elbiseli, kravatlı bir genç hekim kliniğe gelir. İhtisasa başvuracaktır. Fakat Nurhan Bey, İstanbul Kartal Havacıları Mahallesi’ndeki babadan kalma yazlığındadır ve orada telefon yoktur. Durumun gerisini Dr. Nurcan Özdamar şöyle anlatır: “Kalkıp Ankara’ya geldim. Sıcak mıcak ciddi olmak lazım, koyu renk elbise ve kravatımla kliniğe geldim. Kapıda rastladığım hamile bir hemşire hanıma sordum... ‘Acaba hocayla görüşebilir miyim?’ dedim. O da ‘yıllık izinde ve İstanbul’da’ demez mi! Sonradan kliniğin başhemşiresi ve iki asistandan kıdemlisinin eşi olduğunu öğreneceğim genç hemşire hanım durumu kavradı ve ‘gelin ben sizi doktor beylere götüreyim eminim onlar size yardım eder’ dedi. Bizim meslekte insan en çok kıdemlisinden öğrenmez mi? Bu iki asistan ağabey de benim ilk ustalarım olacaktı. Beni gerçekten iyi

1 Dr. Avman bu dönemde tetkiklerini hem Dr. Karacan’a hem de Boston-Lahey Clinic Kardiovasküler Cerrahi’den Dr. David Boyd’a gönderir. Fakat her iki taraftan da gelmesi ve anjiyo olması belirtilince, bu çabalarından vazgeçer.2 Dr. Aşkın Karadayı 6 Haziran 1967 ile 1 Haziran 1968 tarihleri arasında çalışır ve bu tarihte kliniğe döner. Dr. Karadayı 30 Kasım 1970’te doçent olur, 9 Ocak 1971’de doçent kadrosuna atanır, fakat anlaşmazlık nedeniyle 21 Nisan 1971’de istifa ederek Ankara Üniversitesi’nden ayrılır.

BÖLÜM 7

Page 86: Avman kit web

84BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

karşıladılar. Eh, biraz da mecburdular galiba. Çünkü ikisi çok iyi arkadaştı ama bir gün biri, ertesi gün öbürü nöbet tutmaktan aylardan beri bir araya gelip iki tek atamamışlardı. Beni hayrete düşüren bir sevecenlikle ağırladılar ‘madem ki Ankara’da yabancısın, bak burada bizim asistan odasında kal’ dediler. O yıllar şimdiki gibi cep telefonu yok; hatta herkesin evinde telefon bile olmazdı. Nitekim, hocanın İstanbul’daki evinde de yoktu. En hızlı ulaşım aracı olarak, hocaya telgraf çekip herhalde kliniğe bir ördek düştüğünü bildirdiler. Ertesi gün hocanın cevabı geldi. ‘Gözünüz tutuyorsa başlatın’ ”(28).

Dr. Özdamar işe başlar. Resmi işler için klinik başkanlığına vekalet eden Dr. Şadan Eraslan ile görüşülür. Ortada küçücük bir sorun vardır; Çünkü müracaat süresi geçmiştir. Bu da Nöroşirürji Kliniği’ne pahalı patlayacaktır. Durumun çözülmesi için görüşülen, aynı zamanda ressam olan, fakülte öğrenci işleri ve personel sorumlusu İbrahim Vidinli, “işi çözeriz” der. Ama bunu söylerken de bir dolabın kapağını açarak birçok resim gösterir. Nöroşirürji Yardım Derneği’nin 150 lirası ile, yıllarca asistan odasını süsleyen bir gemi resmi -cebren- satın alınır. Böylelikle Dr. Özdamar’ın işi için onay verilir; Fransızca dil sınavından geçer ve atanır (2).3 Hem klinik rahatlar hem bunalan asistanlar...

Dr. Nurcan Özdamar 10 gün kadar çalıştıktan sonra, Nurhan Bey tatilden döner ve tanışırlar. Bu tanışma ve sonraki izlenimler oldukça ilginçtir: “On gün kadar böyle geçti, ben artık acemiliğin verdiği krallık duygusu ile her şeye hâkim durumdayım. Bir pazar sabahı sırayla hasta sahiplerini kabul ederek, bilgi ve direktifler veriyorum. İçeriye yuvarlanırcasına şişman, mavi gözlü, başı açık bir zat gelerek karşıma oturdu. Öncekiler hep el pençe ayakta duruyorlardı bu torpilli bir hasta yakını galiba diye düşünürken sesi geldi. ‘Ben Nurhan.’4 Bir taraftan muzipçe gülümsüyor, herhalde beni uzaktan izlemiş cakamı fark etmiş olmalıydı! Sonradan vardığım kanaate göre, Nurhan Avman kendine güveni ve egosu yüksek bir insandı. Ama davranışlarına hep bu ilk gün tanık olduğum tevazu hâkimdi. Nasıl olmuşsa başka kliniklerdeki gibi ona ‘hocam’ denmezdi. Hepimiz ‘Nurhan Bey’ diye seslenirdik. Benim gözümde koskocaman hocaydı, ama ilk karşılaştığımda daha 39 yaşında idi ve ilk enfarktüs krizinden kalkalı bir yıl olmuştu. Bu nedenle o yıllar yaşamına sigara ve yemek yasağı hakimdi. Halbuki yemeyi içmeyi ne çok severdi. Pazar günlerinin standart programı klinikte bir vizite ile başlardı. Tabii hoca gelince, zaten bir avuçluk kadronun diğer üyeleri gelmezlik edemezdi. Öğle yemeğine çok sevdiği golf kulübüne yetişirdi. Bazen yanında birkaçımızı sürüklemek ister, evli barklı olup, bekleyeni olanlar müşkül durumda kalırdı” (28).

3 O dönemde genellikle Ankara Tıp Nöroşirürji’de adaylara önce İngilizce sınav yapılır. İngilizce sınavında adayın Journal of Neurosurgery’nin bir sayfasını Türkçeye çevirmesi istenir. Bu sınavda 70 üzeri alanlara bilim sınavı yapılır. Bu sınavda da 80’in üzerine alanlar mülakata alınır.4 Sonraki yıllarda Nurhan Bey’in kendini tanıtırkenki bu tevazuu herkesin dikkatini çeker.

Page 87: Avman kit web

85BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurcan Özdamar’ın katılımıyla artık üç asistan vardır. Ağustos’ta Konuralp Başol’un sorunlarını çözüp gelmesiyle ve Eylül sınavında başarılı olan Dr. Zeki Buharalı’nın katılımıyla, 1967 yılı sonunda kadroda artık bir doçent ve beş asistan vardır; kadro genişlemiştir.

Yeni kliniğe taşındıktan hemen sonra bir EEG cihazı alınır. Bu dönemde EEG raporlarını o sıralarda Ankara’da askerlik yapan Dr. Yavuz Renda yazar; Güler Hanım da daktilo ederdi. Fakat bir süre sonra Dr. Renda ayrılınca, EEG raporlarını yıllarca Dr. Ertekin Arasıl yazmıştır.

Klinikte kurulan radyoloji ünitesinde çekilen filmlerin raporlarını da her gün öğleden sonra kliniğe gelen Dr. Hüseyin Sümer yazardı.

Klinik için elzem donanımlardan olan radyofrekans cihazı aynı yıl alınarak, yıllarca talamotomi, Gasser ganglion termokoagulasyonu ve kapalı kordoto-mi işlemlerinde kullanılmıştır (2).

1967 Nöropsikiyatri Kongresi ve Türk Nöroşirürji Cemiyetinin Kurulması

Nurhan Bey 1967 yılı sonlarında bir toplantıya katılmak için davet alır. Bu toplantı 27-30 Eylül 1967 tarihinde Tarabya - İstanbul’da yapılacak olan 3. Türk Nöropsikiyatri Cemiyeti ve Türkiye Akıl Hıfzısıhhası Cemiyeti Ortak Kongresi’dir. Nurhan Bey sağlığını düşünerek Dr. Ertekin Arasıl ile otelde aynı odada kalır. Bu toplantıda Nurhan Bey “Türkiye’de nöroşirürjinin bugünkü durumu” panelinde bir konuşma yapar (Resim VII-1).

Resim VII-1Nurhan Bey, Dr. Nermi Taşatan (solda) ve Dr. Ertekin Arasıl (sağda) ile birlikte (1967)

Page 88: Avman kit web

86BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Bu toplantının çıkardığı en önemli sonuç, Türkiye’de artık nöroşirürji ile ilgili bir cemiyetin kurulması gerektiğidir. 1968 yılında yönetiminde aşağıdaki 21 kurucu üyenin bulunduğu Nöroşirürji Cemiyeti kurulacaktır.

Nöroşirürji Cemiyeti kurucuları1. Abdulkadir Cahit Tuner2. Hami Dilek3. Feyyaz Berkay4. Bülent Tarcan5. Nurhan Avman6. Melih Erhan7. Hüsamettin Gökay8. Ertuğrul Saltuk9. Özdemir Aral10. Yıldız Yalçınlar11. Zeki Birsen

Bu dernek ayrıca uluslararası derneklerle de temas kurarak sadece Türk nöroşirürjiyenleri çatısı altında toplamakla kalmaz, aynı zamanda yurtdışındaki meslektaşlarla da iletişim için köprü görevi görür. Durumu Dr. Hamit Ziya Gökalp şöyle özetler: “1971 yılında Prag’da toplanan 4. European Association of Neurological Societies (EANS) Toplantısında Türk Nöroşi-rürji Cemiyeti’nin EANS’a üye seçilmesi ve dolayısıyla World Federation of Neurological Surgery’ye (WFNS) katılması Cemiyet için büyük bir başarı olmuştur. Prag’daki toplantıya Dr. Hüsamettin Gökay, Dr. Nurhan Avman, Dr. Erdem Tunçbay, Dr. Vural Bertan, Dr. Turan Daltaban ve bendeniz katıldık. Dr. Erdem Tunçbay ve Dr. Vural Bertan, Cemiyet tarafından delege olarak görevlendirilmişlerdi. Toplantıda İsrail ile Türkiye’nin durumu görüşülecek ve oylama yapılacaktı. Çok heyecanlıydık. Toplantıda yabancı katılımcılardan çok tanıdığımız vardı, ancak ilk defa Türk Nöroşirürji Cemiyeti olarak ortaya çıkıyorduk. Oylamada Türkiye kazandı ve EANS’e girdi. Almanya’dan Dr. Loew’in büyük desteği oldu.” (20).

Bu Cemiyet’in birinci başkanlığını Dr. Feyyaz Berkay, ikinci başkanlığını Dr. Bülent Tarcan yapmıştır. Sonraki yıllarda Dr. Nurhan Avman, Cemiyet’in ikinci başkanı olmuştur. Türk Nöroşirürji Cemiyeti 1973, 1975 ve 1980 yılın-da toplam üç kongre düzenlemiştir. Bununla beraber, nöroşirürjiyenler, nö-rolojik bilimler ve psikiyatri kongrelerine aktif olarak katılmayı sürdürmüş-lerdir. Maalesef, Cemiyet bazı işlemlerini yerine getirmediği için 12 Eylül’de kapanır, ardından ise 1985’te çok daha güçlü olan Nöroşirürji Derneği kurulur.

12. Zeki Uygur13. Erdem Tunçbay14. Zinnur Rollas15. Hamit Gökalp16. Ertekin Arasıl17. Nermi Taşatan18. Beyhan Özden19. Aysima Altınok20. Nazmi Ölçer21. Hadiye Büke

Page 89: Avman kit web

87BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

1970’lere Girerken

Nurhan Bey nekahet döneminin etkisinden de olsa gerek, 1967’de sadece daha önceleri verilmiş olan iki makale yayınlar. 1968 senesinde ise herhangi bir makale yayınlanmaz. 1968 yılı, Nurhan Bey’in bundan sonraki kariyerinde bilimsel makalesinin yayınlanmadığı tek yıldır.

Nurhan Bey, buna rağmen eğitime yönelir ve klinik içi akademik toplantıları düzenli hale getirir. Bu dönemde çift ameliyat masası olsa da, çarşamba ve cumartesi günleri konsey yapılır ve sonraki iki günün vakaları tartışılır. Çarşamba konseyi bu tarihten itibaren uzun süren dosyalı vizit şeklindedir. Asistanlar akşamdan bu vizite hazırlanırlar.

Cumartesi vizitleri de kısmen uzundur fakat dosyasızdır: “Güzel bir sistemi vardı hocanın, her cumartesi büyük vizit yapardı. Bu viziteler iki-üç saat sürerdi. Bütün hastalar dolaşılırdı ve hastaların önünde soru sorardı. Cevabını bilirseniz söylerdiniz, bilemezseniz ilk karşılaştığınızda söylerdiniz. Ancak o zaman, cevabın doğru veya yanlış olduğunu kendisi söylerdi. Bunu prensip haline getirmişti” (32).

Ayrıca cumartesi günleri, 15 günde bir patoloji ve radyolojinin katılımıyla gerçekleşen Klinik Patoloji Konferansı (CPC), yine 15 günde bir nükleer tıp ile nöroşirürjinin ortak toplantısı düzenlenirdi. Özellikle nükleer tıp ile yapılan toplantıda sintigrafi ile teşhis konulan vakaların patoloji sonuçları tartışılırdı.5

Bu dönemde teşhis zorlukları nedeniyle tanı süreci uzundur. Kranial vakalar-da mutlaka göz dibi muayenesi yapılırdı. Staz papilleri olan hastalarda, önce üç yönlü kafa grafisi ve EEG çekilir, şüpheli bir durum varsa, ekoansefalografi ve sintigrafi yapılır. Lateralizasyon ve staz kesin varsa, anjiografi ve hava vent-rikülografisi gerçekleştirilirdi. Sonraki yıllarda Dr. Cahit Özşeker’in tez çalış-masını izleyerek, Conray ile kontrast ventrikülografi yapılmaya başlandı.

1968 Temmuz’unda Dr. Yücel Kanpolat ve 1969’da Dr. Cahit Özşeker, Kasım 1970’te Dr. Ertuğ Özkal ve Dr. Yılmaz Tanyaş’ın katılımı ile klinik asistan kadrosu giderek kalabalıklaşmaya başladı. Bu dönemde ayrıca Almanya’da nöroşirürji çalışmış Dr. Teoman Cordan da kliniğe başlamıştır.

5 Bu dönemde yapılan Nurhan Bey’in ilk 100 tümörlü hastasının sintigrafi sonuçları 1969’da yayınlanır ve ilgiyle karşılanır. Dr. Saveren ve Dr. Avman’ın bu çalışmasında, sintigrafinin farklı tümör tiplerinde etkinliği ortaya konur. İleriki yıllarda bilgisayarlı tomografinin kullanıma girmesi ile sintigrafi devreden çıkar.

Page 90: Avman kit web

88BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Dr. Cordan 15.1.1969 ile 30.7.1969 arasında klinikte volanter olarak çalışır, 1.7.1969’da uzman olur, 1.8.1969’dan, 30.4.1970’e kadar uzman olarak çalışır.6

Böylece 1969 sonunda klinikte bir doçent, üç uzman (Dr. Ertekin Arasıl, Dr. Aşkın Karadayı, Dr. Teoman Cordan) ve altı asistan (Dr. Mete Saveren, Dr. Nurcan Özdamar, Dr. Konuralp Başol, Dr. Zeki Buharalı, Dr. Yücel Kanpolat ve Dr. Cahit Özşeker) vardır (Resim VI-2).

1968 ve sonrasında Nurhan Bey giderek eski temposunu yakalar. Hastanede de muayenehanede de işler artmıştır. Fakat Nurhan Bey sağlığını düşünerek, muayenehaneye beşten fazla hasta kabul etmez.

1968 ve 1969 yıllarında muayenehaneye tıbbiye birinci sınıfta öğrenci olan Osman isminde bir genç alınır. Öğrenci, alaylı bir röntgen teknisyenidir. Hem ortalığın düzenlenmesi hem de röntgen sularının değişmesinden so-rumludur. Gündüz tıbbiyede okurken, öğleden sonra muayenehanede çalı-şır. 1969’da babasında T1 intramedüller kitle saptanır. Nurhan Bey bu hastayı

6 Dr. Cordan 15.8.70 - 20.1.71 tarihleri arasında Ankara Mevki Hastanesi'nde görev alır; bu dönemde, öğleden sonraları bir yandan poliklinikte çalışırken, bir yandan da laboratuvarı idare etmiştir, ayrıca gün aşırı uzman nöbeti tutmuştur.

Resim VII-21969’da nöroşirürji kadrosu.Dr. Yücel Kanpolat, Dr. Nurcan Özdamar, Dr. Mete Saveren,Dr. Aşkın Karadayı, Dr. Nurhan Avman, Dr. Ertekin Arasıl,Dr. Teoman Cordan, Dr. Konuralp Başol ve Dr. Zeki Buharalı, Cushing’in gölgesinde!

Page 91: Avman kit web

89BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

klinikte ameliyat eder. Genç Osman 1969’da işi bırakır ve ileride genel cerrahi uzmanı olur. Osman isimli bu genç yıllar sonra Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı olur. Osman Durmuş’un belleğinde Nurhan Avman “insanlığı üst dü-zeyde, yüksek entellektüel seviye sahibi, tam bir beyefendi ve mesleki olarak idol sayılabilecek, kendini hastalarına adamış bir hekim” olarak kalır (10).

1969 Nöroşirürjide Uzmanlık Tüzüğü Krizi

İstanbul, Ankara ve İzmir’de birbiri ardı sıra klinikler açılırken, hâlâ eski yönetmelikler geçerli idi. Bu yönetmeliğe göre, önce genel cerrahi veya nöropsikiyatri yapılacak, daha sonra uygun bir süre nöroşirürji ve diğer ro-tasyonlar uygulanacaktır. Ancak, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 1964’teki yönetmeliği, beş yıl doğrudan nöroşirürji ihtisasını ön görmekte-dir. Diğer bir deyişle, bakanlığın çıkardığı ve genel cerrahi veya nöropsiki-yatri üzerine nöroşirürji eğitimini öngören nöroşirürji uzmanlık tüzüğü ile Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yönetmelikleri arasında çelişki vardır. 1969 yılına gelindiğinde, 1963’te doğrudan nöroşirürjiye başlayıp rotasyonla-rı yapan altı kişi sınava girmiş ve Ankara Üniversitesi’nin yönetmeliğine göre uzman olmuşken, uzmanlıklarını Sağlık Bakanlığı’na bir türlü tescil ettire-mezler.

Bu durum klinikte bomba etkisi yaratır. Asistanlar bu şartlar altında ihtisası bırakma noktasına gelmişlerdir.

Tesadüf eseri, bu sırada milletvekili seçimleri vardır. Merzifon’da, önemli bir bürokrat trafik kazası geçirir. Bürokratın ağır durumda olması nedeniy-le Sağlık Bakanı Vedat Ali Özkan, Nurhan Bey’den yardım istemek için, ya-kın dostu Rize Milletvekili Erol Akçal’ı devreye sokar. Erol Bey de sağlık ba-kanına “efendim siz onların uzmanlarını tanımıyorsunuz” der. Bu olay sonu-cu ihtisas süresi yeniden düzenlenir ve hızla bir tüzük hazırlanır, Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılır ve yeni uzmanlık tüzüğü 18 Ağustos 1969’da Resmi Gazete’de yayınlanır (Belge VII-1). İki maddelik bu tüzüğün birinci maddesi, nöroşirürji ile ikinci mad-desi anesteziyoloji ile ilgilidir. Böylece genel cerrah veya nöropsikiyatr olmadan hekimlerin rotasyonlar dahil beş yıl içerisinde nöroşirürjiyen olmasının yolu açılmıştır. Dr. Arasıl bu düzenleme ile uzmanlığı tes-cil edilen ilk nöroşirürjiyen olur (2).

Belge VII-118 Ağustos 1969’da Resmi Gazete’nin nöroşirürji uzmanlık süresinin yeniden düzenlendiğini gösteren sayfası

Page 92: Avman kit web

90BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Profesörlük Ataması

Nurhan Bey 1969 sonunda gerekli süreyi doldurarak profesörlük aşamasına gelir. O öncelikle dil sınavına girer. Doçentlikte İngilizceden dil sınavına girdiğinden, profesörlüğe yükseltmede Almancadan sınava girer. Bu amaçla 1967 yılında Zentralblatt für Neurochirurgie’de yayınlanan bir makaleyi tercüme eder. Daha sonra, Dr. Kaplan Arıncı, Dr. Sami Gürün, Dr. Rasım Adasal, Dr. Sermet Akgün ve Dr. Rıdvan Ege’den oluşan bir komisyon Nurhan Bey’in yayın ve tezini inceler.

Nurhan Bey 1968 yılında Ankara’da yapılan 4. Milli Türk Nöropsikiyatri Kongresi’nde tebliğ ettiği ve sonra da 1969’da Ankara Üniversitesi Tıp Fakül-tesi Mecmuası 22. Cilt, 542-552 no’lu sayfalarda “İntrakranial arteriorvenöz malformasyonlar” başlığı ile yayınladığı çalışmasını profesörlük tezi olarak sunar (Belge VII-2).

Bu çalışmada üçü çok ilginç, dokuz arteriorvenöz malformasyon olgusu sunulmuştur. Birinci olgu, AVM ve dev anevrizma birlikteliği; ikinci olgu, akuadukt tıkanmasına yol açan AVM, üçüncü olgu ise tromboze AVM’dir.

Olguların altısına cerrahi yapılmış, üçüne konservatif kalınmış, mortalite oranı %0 olarak bildirilmiştir. AVM ve anevrizmanın birlikte olduğu olguda, her iki lezyon çıkarılmış, akuadukt tıkanması olan vakada ise 3 ve 4. ventri-küller arasında şant yerleştirilerek hidrosefali düzeltilmiştir.

Nurhan Bey’in Profesörlük Dosyasındaki Yayınlar:

Nurhan Bey, doçentlikten sonra yayınladığı aşağıdaki makalelerini profesör-lük atamasında takdim eder:1. Avman, N. & Karadayı, A.: Özellik gösteren bir vaka münasebeti ile karoti-kokavernöz fistüllerin cerrahi tedavileri. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Mec-muası 4 (3): 326-331, 1965.

2. Avman, N. & Karadayı, A.: Nöroşirürji ve nörolojide ürenin yeri. Nöropsiki-yatri Arşivi 2 (4): 5-13, 1965.

3. Avman, N. & Bertan, V. & Kalabay, O.: Fokal epilepsilerin cerrahi tedavisinde elektrokortikogram’ın rolü. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 8 (1): 26-34, 1965.

4. Avman, N. & Karadayı, A.: Disk hernilerinin Cerrahi tedavisinin yetersiz kalmasının nedenleri üzerine. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 4 (4): 425-426, 1965.

5. Karadayı, A. & Avman, N.: Disk hernilerinin cerrahi tedavisinde negatif miyelografinin değerlendirilmesi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 5 (1): 65-68, 1966.

Page 93: Avman kit web

91BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VII-2Nurhan Bey’in profesörlük çalışması olarak sunduğu “İntrakranial arteriovenöz malformasyonlar” başlıklı çalışması

Belge VII-2Nurhan Bey’in profesörlük çalışması olarak sunduğu “İntrakranial arteriovenöz malformasyonlar” başlıklı çalışması

Page 94: Avman kit web

92BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

6. Avman, N. & Karadayı, A.: Hidrosefali tedavisinde subaraknoido, epiduros-tominin yeri ve endikasyonları. 5. Türk Psikiyatri Kurumu Ana Çocuk Sağlığı Semineri, 6-10, 1965, 305-318, 1966.

7. Avman, N. & Karadayı, A.: Hemisferektomiler. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 8 (4): 229-236, 1966.

8. Zileli, T. & Avman, A.: Syringomyeli. Nöropsikiyatri Arşivi, özel kongre arşivi ss 75-80, Eylül-Ekim 1966.

9. Avman, N. & Derinkök, T.: İntrakranial tümörler. Onkoloji Enstitüsü Kanser Konferansları. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi yayınları. S: 89-99, 1966.

10. Avman, N. & Karadayı, A.: Dandy-Walker sendromu: Türk Pediyatri Kuru-mu VI. semineri. Ayrı baskı. 1967, İstanbul, S: 57-62.

11. Avman, N. & Saveren, M.: Hipofiz tümörleri ve tedavileri. Ankara Üniversi-tesi Tıp Fakültesi Mecmuası 20: 307-327, 1967.

12. Saveren M. & Avman, N.: Beynin yer kaplayan lezyonlarından beyin scan-ning. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 22 (3): 488-497, 1969.

Nurhan Bey’in çalışmaları komisyon tarafından başarılı bulunur ve Milli Eği-tim Bakanlığı’nın 20.1.1970 tarihli yazısına dayanarak profesörlüğe yükselti-lir (Belge VII-3). Nurhan Bey’in profesörlüğe atanması Dr. Adnan Güvener’in 13.2.1970 tarihli yazısında tebliğ edilir (Belge VII-4).

Belge VII-3Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Genel Müdürlüğü’nün Nurhan Bey’i profesörlüğe atadığına ilişkin yayınladığı belge

Page 95: Avman kit web

93BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Mikrocerrahi: Yeni Çağa Adaptasyon

Nurhan Bey 1968 ve 1969’daki AANS toplantılarında mikrocerrahi ile ilgili bildirileri gördükçe, artık yeni bir çağın gelmekte olduğunu fark eder. Artık ya bu treni yakalayacak, ya da eski usulle işleri yürütecektir.

Nurhan Bey 1970 yılının ekonomik zorlukları içinde, mikroskop alımı için birçok kapıyı çalar. Nihayet fakülte yönetimini ikna edip Opmi-1 marka mikroskop satın alma işlemini başlatır (Resim VII-3).

Bununla da kalmaz, en iyi mikrocerrahi eğitimi için ABD’deki dostlarına danışır.

10.7.1969 tarihli mektupta Ernest Sachs, mikrocerrahi eğitimi için Donaghy’nin kliniğinde üç aylık bir eğitim önerir (Belge VII-5). Benzer bir şekilde Dr. Robert Fisher de 7.1.1970 tarihli mektubunda kendisine Dr. Donaghy’yi önerir (Belge VII-6). Bütün yollar Donaghy’ye çıkmaktadır. Gerekli yazışmalar yapılır. Bu işin merkezi, Dr. Donaghy ile temas kurulur. Onaylar tamamlandıktan sonra, fakülte kurulunda gerekli kararlar alınır ve nihayetinde Dr. Ertekin Arasıl’ı mikrocerrahi eğitimi için ABD’ye gönderme yolu açılır.

Böylece mikrocerrahiye başlamak üzere, 1970 sonbaharında Op-mi-1 mik-roskobu sipariş verilir.

Belge VII-4Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Güvener’in Nurhan Bey’e profesörlük atamasına ilişkin yazdığı yazı

Resim VII-3Ankara Tıp Nöroşirürjiye alınan ilk mikroskop(Op-mi 1)

Page 96: Avman kit web

94BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VII-5Dr. Sachs’ın10 Temmuz 1969’da Nurhan Bey’e yazdığı mektup

Belge VII-5Dr. Sachs’ın10 Temmuz 1969’da Nurhan Bey’e yazdığı mektup

Page 97: Avman kit web

95BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VII-6Dr. Fisher’in7 Ocak 1970 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektup

Belge VII-6Dr. Fisher’in7 Ocak 1970 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektup

Page 98: Avman kit web

96BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey, fakülte kurul kararını izleyerek Dr. Ertekin Arasıl’ı 1.3.1972- 31.8.1972 tarihleri arasında Vermont Berlington’a, Dr. Donaghy’nin yanına eğitime gönderir. Dr. Arasıl Türkiye’ye dönünce, Nurhan Bey ile birlikte, bir ay boyunca araştırma laboratuvarında köpek femoral arterinde mikroskop altında anastomoz yapar. Bu dönemde Nurhan Bey mikroskobu sporadik olarak bazı vakalarda kullanmaya başlar. Bununla da yetinmez, 45 yaşında, üşenmeden 1973 yılı yaz tatilini tamamen bu işe ayırır ve Zürih’e giderek Ey-lül 1973’te bir ay boyunca Dr. Yaşargil’i izleyerek deneyimi-ni artırır. Yıllar sonra, Dr. Yaşargil, Nurhan Bey’in 1970’ler-de mikrocerrahi eğitimi için kendisine gelen ilklerden ol-duğunu ifade edecektir (42).

Dönüşte, ilk vakasında mikroskobu kullanır (Resim VII-4). Sonuçlar müthiştir. O tarihten sonra artık mikroskop, tüm anevrizma, AVM, hipofiz adenomları ile köşe tümörlerinde cerrahinin vazgeçilmezi olur. Bu dönemde yapılan intrak-ranial ekstrakranial bypass vakası, “Superfisyel temporal- temporal kortikal arter şantı” başlığı ile 6-8 Aralık 1973’te İstanbul Carlton Oteli’ndeki 1. Türk Nöroşirürji Cemiyeti Bilimsel Kongresi’nde tebliğ edilir. Bu tebliğ Türkiye’de nö-roşirürji alanında yapılan ilk mikrocerrahi tebliğidir.

Nurhan Bey mikroskop ve mikrocerrahiyi bir lüks olarak görmemiş, cerrahi-nin olmazsa olmazı, bir gereklilik olarak değerlendirmiştir. Bu nedenle, ken-dini hızla buna adapte etme gereği duymuştur. Bununla da yetinmez, yeni yolun bu olduğunu her toplantıda, her yazıda ve her sohbette anlatır. Yıllar sonra bu durumu Dr. Nurcan Özdamar’a söylediklerinden anlayabiliriz: “Bu vesile ile her defasında yeni bir teknik başlatmayı, yeni bir tavır pompalamayı çok iyi becerirdi. Yetmişli yıllar mikronöroşirürjinin yeni yeni filizlendiği yıllar oldu. Klasik ekolden yetişenler, Amerika kökenli bile olsalar, alışkanlıklarında köklü değişiklikler yapmak, yeni bir disipline ayak uydurmak zorunda idiler. Avman Hocamın bu değişime büyük bir hızla uyduğunu izliyordum. Ben uzman olmuş nöroşirürjinin Kâbe’si gibi düşündüğümüz Cebeci’den kopmuş idim ama, hocanın etkisinden kurtulmak zordu. Mikroşirürjinin öncüsü sayılacak yayınlarını bayram tebriği gibi göndererek insanı dürtmesini çok iyi biliyordu. Nihayet karşılaştığımızda Yaşargil Hoca’dan nasıl etkilendiğini hissettirmek için ‘bak şimdiye kadar öğrendiklerinle bu iş yürümez, süngüyü indir, hızla bu yola gir’ diye kulağımı çekmişti” (28).

Nurhan Bey’in daveti üzerine, 25-30 Eylül 1972 tarihleri arasında Marmaris’te düzenlenen 8. Milli Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi’ne Donaghy da-vetli konuşmacı olarak katılır (VII-5A). Dr. Donaghy ile birlikte Dr. İsmet Ka-racan, Dr. Peter Spiegel ve Dr. Jack Smith de toplantıya iştirak ederler. Top-lantı oldukça verimli geçer. Toplantı sonrası davetliler Bergama ve Efes’i ziyaret edip, Marmaris’e gelen Ankara gemisi ile İstanbul’a, oradan da ABD’ye dönerler.

Resim VII-4Nurhan Bey mikroskop ile cerrahi sırasında

Page 99: Avman kit web

97BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

1972 yılında GATA’dan Doç. Dr. Hamit Ziya Gökalp kliniğe katılır. 1973 yılı-nın Aralık ayında Op. Dr. Ertekin Arasıl, 1975 yılında ise Op. Dr. Mete Saveren doçent olunca, bir anda öğretim üyesi sayısı dörde çıkar. Bu da klinikte yatak ve ameliyathane düzeninin gözden geçirilmesini gerektirir. Bu düzende haf-tanın dört günü ameliyat günü olup, cumartesi ve çarşamba günleri konsey, çarşamba günü ise eğitim günüdür.

Özellikle 1974’ten itibaren mikroskop rutin olarak kullanılmaya başlar. Bir taraftan günün koşullarına göre modern bir klinik kurulmuş, güncel teknik-lerle operasyonlar yapılırken, bir taraftan da yeni tekniklerle hastalıkların çözümüne katkıda bulunmaya çalışılır. Özellikle 1977 yılındaki Nörolojik Bi-limler Kongresi’nden itibaren, mikroşirürji ile yapılan ameliyatların sonuç-ları bildirilmeye başlanır; bunları da makaleler izler. Bu dönemde medikal çi-zimlere de önem vermektedir (Resim VII-5).

Mikroşirürjinin diğer bir katkısı, daha önce el sürülemeyen birçok olguda cerrahi endikasyonun konmasıdır. Birçok derin yerleşimli AVM ve eskiden opere edilemez kabul edilen olgularda mikrocerrahi, ufku artırmakla kalma-mış, pek çok olguda yeni tekniklerin gelişmesine olanak sağlamıştır. Bu tek-niklerden biri, üçüncü ventrikülostomi tekniğidir. Bu teknikte, mikroskop sayesinde liliquist ve lamina terminals açılmakta, 3. ventrikülün drenajı sağ-lanmaktadır. Bu konuya daha sonra dönülecektir.

Özellikle 1975’ten sonraki ulusal toplantılarda Nurhan Bey artık çoğu toplan-tının başaktörüdür. Tüm bildiriler ve konuşmalardan sonra, herkesin dönüp

Resim VII-5A1972 kongresinde seçkin katılımcılar.Soldan sağa:Dr. Hamit Gökalp, Dr. Donaghy,Dr. İsmet Karacan, Dr. Aykut Erbengi, Dr. Nurhan Avman

VII-5Nurhan Bey’in parasellar nörovasküler anatomi ile ilgili çizdiği bir resim

Page 100: Avman kit web

98BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

baktığı, son sözü söyleyen hoca durumundadır. Bununla beraber, gereksiz yere konuşmaktan da kaçınır. Poppen’in bir zamanlar söylediği “Doctor, never be a jumping-jack. Only get up when you have something to say!” sözü hep kulağında küpe olmuştur.

Nurhan Bey toplantıda olsun, klinikte olsun, deney laboratuvarında olsun da-ima teşvik edici olmaya çalışırdı. Bu dönemde Ankara Tıp Nöroşirürji deney laboratuvarında yapılan hiçbir çalışma veya tez reddedilmemiştir. Bununla beraber, laf olsun diye yapılan çalışmaları şiddetle eleştirir. “Tavşanın popo-suna havuç sokup, EEG çektirmekle bilimsel çalışma olmaz” sözü bu dönemde herkes tarafından tekrarlanan bir Nurhan Avman aforizması olacaktır.

Nurhan Bey, Türkiye’de mikroşirürjiye katkılarından dolayı 1977 yılında Sedat Simavi Sağlık Bilimleri Ödülü’nü alır7 (Resim VII-6, Belge VII-7).

7 Nurhan Bey ölümünden sonra da TÜBİTAK Ödülü’ne layık görülecektir.

Resim VII-6Nurhan Bey,

Sedat Simavi Ödülü’nü alırken

Belge VII-7Nurhan Bey’in, Sedat Simavi Vakfı’ndan aldığı ödül belgesi

Page 101: Avman kit web

99BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Paşa Çocuğu Paşaya Karşı

Biraz geriye gidecek olursak, 1974 yılında kliniğin kadrosu iyice oturmuştur. 1972’de Hamit Gökalp’ın katılması ve 1973’te Ertekin Arasıl’ın doçent olması ile kliniğin öğretim üyesi kadrosu güçlenmiştir.

Tam bu sıralarda beklenmedik bir olay yaşanır. 1974 yılında Nurhan Bey’den habersiz şekilde bir doçentlik kadrosu açılır. Doçentlik kadrosu, Genelkurmay’a yakın bir genç nöroşirürjiyen için açılmış, başvuru yapılma-ması istendiyse de, başvuru yapılmıştır. Nurhan Bey teamüllere aykırı bu sü-rece karşı dik durur. Adayı kabul etmez. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar, Nurhan Bey’i arar ve adaya engel olmamasını ister. Nurhan Bey’in yanıtı nettir: “Eğer ben bölüm başkanıysam almıyorum, yok eğer siz bö-lüm başkanıysanız, buyurun makama geçin ve siz alın!”

Semih Paşa geri adım atar.Yıllar sonra asistanlar ve uzmanları, odasına paldır küldür giren bir generalin, kendini tanıtsa da, nasıl kapı dışarı edildiğini göreceklerdir. Zira biri kışlanın generali ise o da bu kliniğin generali idi!

Nurhan Bey bu olaylarda olduğu gibi, kliniğe veya kendisi aleyhine olabilecek olumsuzluklara karşı daima net ve dik bir duruş sergilemiş, bu tutum her za-man onun davranış biçiminin ana öğesi olmuştur. İleride anlatılacak benzer olaylarda olduğu gibi, kliniği korumuş ve büyümesini sağlamıştır. Benzer bir olay, Surgical Neurology tarafından reddedilen makale ile ilgilidir.

Yeni Muayenehane: 1973-1988

Nurhan Bey, Uçar Apartman’daki muayenehaneyi 1972 yılına kadar kullanır. Anacak yer darlığı nedeni ile, bir gün Dr. Vacit Tanyeri ile görüşerek, “Vacit bu böyle olmayacak ben kendime yeni bir yer bulmam lazım” der (34). Daha sonra Mithatpaşa-Ziya Gökalp caddelerinin köşesinde, levhasında sa-dece “Dr. Nurhan Avman, Nöroşirürji” yazan muayeneheneye taşınır. Bu muayenehanede, 1976-1979 yılları arasında tek başına çalışır.

Tam Gün Yasası nedeni ile Haziran 1979-31 Aralık 1980 tarihleri arasında muayenehanesi kapalı kalır. Bu dönemin ardından, 1981’den itibaren mu-ayenehaneyi Genel Cerrahi Profesörü Dr. Kazım Ergin ile paylaşır. Burada iki muayene odası ile içinde karyolanın bulunduğu Nurhan Bey’in dinlenme odası bulunuyordu. Nurhan Bey muayenehanesinde kısıtlı sayıda hasta bakar, arada dinlenir, daha sonra adeta bir ritüel gibi, Dr. Kazım Ergin’in eşinin getirdiği tostları afiyetle yerdi (16).

Nurhan Bey bu dönemde uygun olan ve mikroskop gerektirmediğini düşün-düğü disk, menenjiom, periferik sinir ve hatta karotis endarterektomi gibi

Page 102: Avman kit web

100BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

olguları özel hastanelerde ameliyat etmiştir. Çankaya Hastanesi açıldıktan sonra, bu hastanenin iki hissesini aldı ve özel ameliyatlarını, 1979 yılında has-tane kapanıncaya kadar burada yaptı. Nurhan Bey Tam Gün Yasası’ndan son-ra ise özelde pek ameliyat yapmadı.

Editör Paul C. Bucy’ye Ders

Nurhan Bey kariyeri boyunca hemen hemen her yıl makaleler yazmış ve yazdırmış, bu konuda oldukça aktif olmuştur. 1960’ların başında öncelikle Amerika’daki çalışmalarını saygın uluslararası dergilerde yayınlamış, 1962, 1963 ve 1968 hariç, her yıl yayın yapmıştır. Özellikle 1970’lerden itibaren birçok uluslararası yayın gerçekleştirmiştir. Doğal olarak bunlardan bir kısmı reddedilmiş, başka dergilere gönderilmiştir. Bu makalelerden biri, Nurhan Bey’in mikrotekniğe geçtikten sonra, modifikasyonlar yaparak uyguladığı üçüncü ventrikülostomiye ilişkin yazdığı makaledir.

1977 yılında Surgical Neurology’ye “Third ventriculostomy by microtechni-que” adlı bir çalışma sunar. Çalışma yeni bir teknik tanımlamakta, mikrosko-bun kullanımının sonuçlarını başarılı bir biçimde ortaya koymaktadır.

Çalışma o dönem, Surgical Neurology’nin editörü olan Dr. Bucy tarafından reddedilir. Editör Paul C. Bucy, 5.1.1978’de yazdığı mektupta, üçüncü vent-rikülostominin aquadukt stenozu için defalarca denendiğini, ancak hiçbir zaman kabul görmediğini belirtirken, mikroskobun avantajının yazarlar tarafından kanıtlanamadığını iddia eder (Belge VII-8).

Normalde birçok yazar makaleyi çekerken, Avman 18.1.1978 tarihinde Surgical Neurology’nin editörüne oldukça sert bir mektup yazar. Avman mektubunda, sonuçlarının iyi olduğunu, bunun nedeninin ise üçüncü ventrikül tabanının mikroskop altında açılması olduğunu belirtir. Ayrı-ca sadece lamina terminalisin açılmasının bu olgularda yeterli olmadığı-nı, Liliquist membranının da açılması gerektiğini ifade eder. Avman, liliqist membranının açılması ile birlikte yapılan üçüncü ventrikülostomi tekniğinin gelecekte obstrüktif hidrosefalinin tedavisinde birçok insan tarafından kabul göreceğinden şüphesi olmadığını belirtir (Belge VII-9a ve b). Bu makale, Surgical Neurology’de kabul görmez ve 1979’da Acta Neurochirurgica’da ya-yınlanır (Belge VII-10). Makalenin yayınlanmasından sonra, 17.1.1980 ta-rihinde Journal of Microsurgery dergisinin editöru, Dr. Donaghy makaleyi beğendiğini belirterek, özetini Journal of Microsurgery’de yayınladığını ifade eder (Belge VII-11).

O günden sonra, Bucy ve hakemlerinin görüşünün aksine üçüncü ventrikü-lostomi, endoskopik teknik gelişene kadar yaygın bir şekilde kullanılmış, Nurhan Bey’in vizyonu bu konuda doğrulanmıştır.

Page 103: Avman kit web

101BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VII-8Dr. Paul Bucy’nin 5 Ocak 1978’de Nurhan Bey’e yazdığı mektup

Belge VII-8Dr. Paul Bucy’nin 5 Ocak 1978’de Nurhan Bey’e yazdığı mektup

Page 104: Avman kit web

102BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VII-9Nurhan Bey’in Dr. Paul Bucy’ye verdiği yanıtı gösteren mektup

Belge VII-9Nurhan Bey’in Dr. Paul Bucy’ye verdiği yanıtı gösteren mektup

Page 105: Avman kit web

103BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VII-9Nurhan Bey’in Dr. Paul Bucy’ye verdiği yanıtı gösteren mektubun devamı

Belge VII-9Nurhan Bey’in Dr. Paul Bucy’ye verdiği yanıtı gösteren mektubun devamı

Page 106: Avman kit web

104BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VII-10Nurhan Bey’in “Third ventriculostomyby third microtechnique” başlığı ile Acta Neurochirurgica dergisinde yayınladığı makalesi

Belge VII-10Nurhan Bey’in “Third ventriculostomyby third microtechnique” başlığı ile Neurochirurgicadergisinde yayınladığı makalesi

Page 107: Avman kit web

105BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VII-11Dr. Donaghy’nin 17 Ocak 1980 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektup

Belge VII-11Dr. Donaghy’nin 17 Ocak 1980 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektup

Page 108: Avman kit web

106BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Cerrahide Öncülük ve Seksiyonlaşma

Nurhan Bey daima bilimsel dergileri takip eder ve nöroşirürjinin tüm disiplinleri ile ilgilenilmesini isterdi. Bir taraftan aklının süzgecinden geçirdi-ği yeniliklerin uygun olanlarını tatbik eder, diğer taraftan da asistan ve uzman-lara bu yayınları vererek, onların ilgi ve meraklarını uyandırmaya çalışırdı.

Bu bakımdan birçok yeni tekniğin öncülüğünü üstlenir, zaman zaman da ken-di modifikasyonlarını geliştirirdi. Bu anlamda, vasküler cerrahi, hipofiz cer-rahisi ve fonksiyonel nöroşirürjinin öncülüğünü yapmıştır. Henüz genç bir uzmanken yaptığı kemotalamotomilerin ardından, Ankara Tıp Nöroşirürji’ye radyofrekans cihazı alınmasından sonra, talamotomi, kordotomi, Gasser ganglion, RF termokoagulasyonu gibi işlemleri başlatmıştır. Bu dönemde ayrıca, epilepsi için elektrokortikogram altında fokus rezeksyonu ve hemis-ferektomi yapılmaya başlanmıştır. Keza her türlü anevrizma ve AVM ame-liyatı, karotid endarterektomi, ekstrakranial-intrakranial bypass ve MCA embolektomisi gibi vasküler cerrahi vakalarını yapar; ayrıca transsfenoidal hipofiz cerrahisinde öncülük etmiştir. Tüm bunları yaparken, geliştirdiği yeni teknikleri her platformda anlatmıştır.

1970’lerin sonunda, bir taraftan bilgi dağarcığının giderek artması, bir yandan da yeterli sayıda öğretim üyesinin olması dolayısıyla, o güne dek başta Nurhan Bey olmak üzere herkesin yaptığı ağrı ve fonksiyonel nöroşirürji vakalarının, artık tek elden yapılmasına karar alınır. 1978 yılında Dr. Yücel Kanpolat fonksiyonel nöroşirürjiye yönelir. Aslında 1969’da asistanken Dr. Kanpolat’a, John Fox’un omurilikteki elektrodların kalibrasyonu ile ilgili araştırma makalesini vererek, merak ve ilgisini ölçmüş, sonraki yıllarda da bu konuda deneysel çalışmalar yapması konusunda destek olmuştur (24).

1981’e gelince Dr. Ertuğ Özkal pediyatrik nöroşirürjiye yönlendirilir. Bu amaçla pediyatrik nöroşirürji odası tahsis edilir. Ne var ki, bir süre sonra kadro olmaması nedeniyle Dr. Özkal klinikten ayrılınca, pediyatrik nöroşirürji bir süre sahipsiz kalır. Fakat 1987’de, Dr. Cumhur Dinçer pediyatrik nöroşirürji-ye8, Dr. Atilla Erdem epilepsi cerrahisine yönlendirilir. Dr. Erdem bu sürecin başında bir dönem Dr. Karacan’ın uyku laboratuvarında çalışır, bir dönem de Dr. Gazi Yaşargil’in kliniğinde hem temporal lob anatomisi hem de amigdalo-hipokampektomi çalışır. Bu üst eğitim çalışmalarının düzenlenmesinde Nur-han Bey’in payı büyüktür. Nöroşirürjide seksiyonlaşma onun vizyonunu en iyi yansıtan süreçlerden biridir. Zira, gelişmenin anahtarının, genele hâkim olduktan sonra, seksiyonlaşma olduğunun farkındaydı.

8 Nurhan Bey’in vefatından sonra Dr. Dinçer’in yerine Dr. Mehmet Selçuki pediyatrik nöroşirürji yapar. Fakat Dr. Selçuki’nin Ankara Üniversitesi’nden ayrılmasından sonra bu görevi Dr. Ağahan Ünlü üstlenir.

Page 109: Avman kit web

107BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Araştırma Laboratuvarı

Nurhan Bey’in araştırma laboratuvarının önemini kavraması Amerika’daki yıllarına dayanır. Öyle ki, nöroşirürji uzmanı olduğu halde, Harvard’a gidip bir yıl research fellow olarak çalışır. Deneysel çalışma tasarı-mı ve yapılmasının inceliklerini öğrenir.

Ne var ki Hacettepe’de yer darlığı, ödeneksizlik, donanım eksikliği ve eleman azlığı nedeniyle araştırma laboratuvarı fikrini hayata geçiremez.

Nurhan Bey Ankara Tıp Fakültesi’ne geçince aklındaki projelerden ilki, iyi bir araştırma laboratuvarı kurmaktı. Bununla beraber, göz kliniğindeki so-runlar ve yaşananlar sırasında bu yapılanmaya zaman ayıramaz. Oysa, yeni binada araştırma laboratuvarına yer ayırtılmıştır. Bir süre sonra ise farmako-lojiden Bayram Topuk isimde yetenekli bir teknisyen alınarak burada göreve başlatılır. Hayvanların temini ve uyutulması ile birebir ilgilenen Bayram Bey kısa sürede laboratuvarın vazgeçilmezi olur (2, 21).9

Bu arada, yapılan çalışmalar için makalelerin bulunma sorununa da değinmek gerekir. Gerçi Nurhan Bey, Journal of Neurosurgery ve Surgical Neurology’ye abonedir. Ama diğer yayınların bulunması, bugün tahayyül edilemeyecek kadar zordur. Makaleler araştırılır; TÜRDOK’a gidilir. Makaleler 2-3 ayda gelir, sonra bunların referanslarında varsa başka makaleler için yeniden istek yapılır. Tabii makaleler daktilo edilir, düzeltmelerde ise sil baştan her şey yeniden yazılırdı (21).

Bu dönemde eski bina ve İbni Sina’daki araştırma laboratuvarında birçok ça-lışma yapılmıştır (Resim VII-7). Nurhan Bey bu laboratuvarda sadece nö-roşirürji çalışmalarını yürütmemiş, bir bilim insanı olarak başka branşlar-da çalışmalara da olanak sağlamıştır. Bu laboratuvarda yapılan çalışmaların bazıları aşağıdaki gibidir:

Köpek Femoral Arterinde Deneysel Olan Anevrizmalarda RadiofrekansTermokoagulasyonun Kalitatif ve Kantitatif Sonuçları (Dr. Ertekin Arasıl)

RF Jeneratörü İle Yapılan Hipofizektomide Lezyonun Değerlendirilmesi(Dr. Mete Saveren 1970)

9 Bayram Topuk, deneyden bir gün önce Abidinpaşa, Akdere, Sincan ve Etimesgut gibi semtleri gezerek köpek avlardı. Teknik olarak ufak et parçaları hazırlar, gazete kağıdına sarar. İpe bağlar ve ipin diğer ucunu köpeğin boynuna gelecek şekilde hazırlardı. Böylece yem atarak sonunda köpeğin boynuna ip geçirip, bagaja koyup laboratuvara götürürdü. Zaman zaman köpek havlamaları hastaları rahatsız ederdi. Ertesi sabah, köpeğin kolunu bacağını bağlar, damar yolunu açar, entübe eder, ameliyat sahasını hazırlar, servise gelir “hocam vaka hazır” derdi.

Page 110: Avman kit web

108BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Hipofiz Tümörlerinde Cryosurgery (Dr. Teoman Cordan)

Köpek Gasser Ganglionunda RF Termokoagulasyon (Dr. Yücel kanpolat)

Uyku Esnasında İntrakranial Basıncın Monitörizasyonu (Dr. Ertuğ Özkal)

Deneysel Beyin İskemisinde Ansefalomiyosinanjiozis(Dr. Erol Taşdemiroğlu)

Deneysel Serebral Vazospazmda İloprost Çalışması (Dr. Nihat Egemen)

Akut Serebral İskemide İloprost İnfuzyonunun Etkisi (Dr. Aclan Doğan)

İloprost’un Santral Sinir Sistemi Transplantasyonunda Adrenal Medulla Greftleri Üzerine Etkisi (Dr. Şükrü Çağlar)

Tavşanlarda Deneysel Akut Spinal Kord Yaralanmasında İloprost İnfüzyonunun Koruyucu Etkinliği (Dr. Ayhan Attar)

Flow Cytometry İle Glial Tümörlerin Biyolojik Davranışlarının Değerlendirilmesi (Dr. Celal Bağdatoğlu)

Karotis Stenozu İle Hs-Crp Ve Bakır Düzeyinin İlişkisi (Dr. Vedat Açık)

Erken Tavuk Embriyolarında Pregabalinin Orta Hat Kapanmasına Etkisi (Dr. Ercan Armağan)

Aganglionik Segmentte Rezeksiyon Sınırının Elektrofizyolojik Olarak Tespiti (Dr. Adil Baykan)

Resim VII-7Nurhan Bey araştırma laboratuvarında

Page 111: Avman kit web

109BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Avman’ın Bilim Felsefesi

Bilimsel çalışma Nurhan Bey’in akademik hayatının olmazsa olma-zı idi (Resim VII-8). Sürekli daha iyinin peşinden koşan, 44 yaşında mesle-ğinin zirvesindeyken Dr. Yaşargil’in yanına gidip kendini geliştiren Nurhan Bey’den başka bir şey de beklenemezdi. Yayınlamaya gönderilecek makaleleri defalarca gözden geçirir, en doğruyu yapmaya çalışırdı. Bir defasında, başka bir dergide çıkmış bir resmi kullanmak için tam dört ay resmin izninin gelmesini beklemiştir. Nurhan Bey bu tür etik değerlere daima önem verirdi.

Bu dönemde tüm zorluklara rağmen klinikte işler sürüyordu. Eğitim ve hizmet süregiderken, bir gün Tıp Tarihi Bölümü’nden Dr. Cemil Uğurlu talamik sendromu nedeniyle Nurhan Bey’i ziyaret eder. Nurhan Bey’in ilk tepkisi “Sen benden habersiz nasıl hastalanırsın?” olmuştur. Daima hocaya hayranlık duyan Cemil Uğurlu, 1979 yılında çıkaracağı kitap için, hocanın bilim ve yaşam felsefesini yansıtan bir şeyler yazmasını ister. Nurhan Bey, 12.4.1979 tarihli yazısında aşağıdaki satırları kaleme alır (41) (Belge VII-12):

“Doğanın en gelişmiş yaratığı insan’ın anlamlı, mutlu ve uzun yaşamı için bilimin bütün imkânlarını kullanmak bence tıp mesleğinin özüdür. Bunu yaparken, hekim her çözdüğü sorunun yeni ufukları getirdiğini görür ve ona koşmalıdır. Netice daha güzel, daha iyi insan olacaktır.” Resim VII-8

Nurhan Bey

Page 112: Avman kit web

110BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VII-12Nurhan Bey’in 12 Nisan 1979 tarihinde Dr. Cemil Uğurlu’nun isteği üzerine “bilim hakkında” kendi el yazısı ile yazdığı yazı (AÜTF Tıp Etiği Anabilim Dalı’nın izni ile)

Belge VII-12Nurhan Bey’in 12 Nisan 1979 tarihinde Dr. Cemil Uğurlu’nun isteği üzerine “bilim hakkında” kendi el yazısı ile yazdığı yazı (AÜTF Tıp Etiği Anabilim Dalı’nın izni ile)

Page 113: Avman kit web

111BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Ve 12 Eylül:

12 Eylül dönemi, ülkenin ekonomik ve siyasal istikrarsızlık yaşadığı en karanlık dönemdir. Bu dönemde polis, öğretmen, öğretim üyesi gibi toplu-mun tüm katmanlarında bölünme yaşanmıştır.

Bu bölünme kurumların kimliklerine de yansımıştır. Öyle ki, bu dönemde Hacettepe solcuların, Cebeci’deki Ankara Tıp sağcıların hastanesi damgasını yemiştir. Bu yaftalanma oldukça tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmiş-tir. Zira her gün 20-25 kişi öldürülmekte, kurşunlanmaktadır. Yaralılar da is-ter istemez sağlık kurumlarına getirilmekte, hastanelerin önünde arbedeler yaşanmaktadır.

Nurhan Bey kaygılıdır. Bu durum, dostlarına yazdığı mektuplara verilen yanıtlara yansımaktadır. Dostları bu zor dönemde arzu ederse, ABD’de onlarla kalabileceğini belirtir; onu Amerika’ya davet ederler (Belge VII-13). O, her şeye rağmen ömrünü bu ülkeye vakfedeceğini söyleyerek, bu daveti nazikçe reddeder. Üstelik bir paşanın çocuğuna, ülkeyi bırakıp gitmek zaten yakışmaz.

12 Eylül sonrası olaylar diner. Bu dönemde, daha önce de belirtildiği gibi Tam Gün Yasası iptal edilir. 1980 yılına gelindiğinde oldukça genişleyen bir eğitim kadrosu ile işe devam edilir (Resim VII-9). 1980 döneminin iki önemli ola-yından biri, Nurhan Bey ve klinikteki doktorlar hakkında açılan dava, diğer konu Haziran 1981’de hastaneye bilgisayarlı tomografi alınmasıdır.

Malpraktis Davası

12 Eylül’den bir ay kadar sonra Nurhan Bey A.P. isminde bir hastayı görür ve miyelografi yapılmasını ister. Bir kısım öğretim üyesi ile birlikte 6-10 Ekim 1980 tarihleri arasında, 16. Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi’ne katılmak üzere Side’ye gider. Fakat bu sırada miyelografi yapılır ve birkaç gün sonra hasta menenjit olur. Hasta bir-iki günlük incelemenin ardından menenjit tanısı ile Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’ne gitse de, bir süre sonra vefat eder. Turgut Özal’ın İTÜ’den sınıf arkadaşı olan hastanın babası ve eşi, antibiyotik tedavisine geç başlandığı gerekçesi ile Nurhan Bey ve diğer hekimler hakkında dava açar. Önce fakültede soruşturma yapılır. Bu soruşturmada durum komplikasyon olarak değerlendirilir ve soruşturmaya gerek olmadığı kanaatine varılır. Derken, yasa değişir ve dava ciddi boyut kazanır. Savcı kliniğe gelerek herkesin ifadesini alır ve nihayetinde takipsizlik kararı verir.

Hasta yakınları bu durumdan memnun olmaz ve takipsizlik kararını An-kara Altındağ Ağır Ceza Mahkemesi’nde bozdurup, Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açarlar. Neyse ki, aylar süren değerlendirmelerin so-nunda, Yüksek Sağlık Şurası lehte karar vererek süreci sonlandırır (2).

Page 114: Avman kit web

112BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VII-13Dr. Fisher’in31 Mart 1980 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektup

Belge VII-13Dr. Fisher’in31 Mart 1980 tarihindeNurhan Bey’e yazdığı mektup

Page 115: Avman kit web

113BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Resim VII-9Nurhan Bey, 1980 hekim kadrosu ile beraber:Arka sıra soldan sağa: Dr. Atilla Erdem, Dr. Mehmet Selçuki,Dr. Tansu Mertol, Dr. Uğur Erongun, Orta sıra soldan sağa: Dr. Nihat Egemen, Dr. Ahmet Erdoğan,Dr. Erol Taşdemiroğlu, Dr. Ertuğ Özkal, Dr. Metin Ant Atasoy,Ön sıra soldan sağa: Dr. Hamit Ziya Gökalp, Nurhan Bey,Dr. Ertekin Arasıl, Dr. Yücel Kanpolat

Page 116: Avman kit web

114BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Dr. İsmet Karacan ve Nurhan Bey

Nurhan Bey’in hem sınıf arkadaşı, hem de Amerika’ya giderkenki yol arkadaşı olan Dr. İsmet Karacan, yoğun tempoya dayanamayarak Nurhan Bey’le beraber başladığı cerrahi intörnlüğünü sürdüremeyeceği kararını verir. Bunun üzerine psikiyatriye yönelir (36). Dr. Karacan, Nurhan Bey gibi Hacettepe’ye gelmek istemişse de kadro yüzünden gelememiş, kariyerini ABD’de sürdürmüştür. Dr. İsmet Karacan yıllar içinde mesleğinde yükselir. Bu arada uyku konusuna eğilir ve bu alanda uluslararası bir şöhretin sahibi olur. Amerika’daki kariyerinin sonuna kadar Houston Texas’taki Baylor Col-legue of Medicine’da Psikiyatri Bölümü’nde, Uyku Laboratuvarı’nın başında çalışır.

Nurhan Bey’in İsmet Karacan ile yolları pek çok kez kesişir (Resim VII-10). Nurhan Bey Hacettepe’de işe başlarken, İsmet Karacan Ankara’da askerlik yapar, bir yandan da Ulus’ta muayenehane işletir. Bu dönemde eski dostlar sık sık görüşürler.

Nurhan Bey’in 1966 yılındaki kalp krizinde Amerika'da bulunan Dr. Karacan, arkadaşının tüm tetkiklerini Baylor’daki kardiyolog ve kardiyovasküler cer-rahlara gösterir. Hatta anjiyo için tüm ayarlamaları yapar; fakat Nurhan Bey bunu kabul etmez.

Dr. Karacan, 1970’lerin sonlarında, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği’ne Nokturnal Penil Tumesens (NPT) yapılabilen bir monograf hibe etmek ister. Gerekli hazırlıklar yapılır. Bu ara Dr. Yücel Kanpolat 1979’da Baylor’da bir dönem eğitim görerek, cihazı Türkiye’ye getirir. Dr. Yücel Kanpolat’tan sonra, bu merkezi Dr. Ertuğ Özkal, Dr. Atilla Erdem ve Dr. Haluk Deda ziyaret eder ve eğitim alır. Sonraki yıllarda NPT yapan bu cihaz sayesinde hipofiz adenomları, frontal ve temporal lob tümörlerinin seksüel işlev üzerine etkisi araştırılabilecektir. Bu dönemin asistanları yeni cihaz ile birçok çalışmayı başlatırlar (Resim VII-11).

1982’ye gelindiğinde, Nurhan Bey hem fiziksel hem de mental açıdan yor-gundur. Bu tabloda annesini yitirmesinin rolü olduğu da muhakkaktır. Dr. Karacan, Nurhan Bey’i 1-30 Eylül 1982 tarihinde visiting professor ola-rak ABD’deki merkezine davet eder. Nurhan Bey daveti kabul eder. Önce, Dr. Kanpolat ile Stockholm’a Olivercrona Lecture’a, Dr. Charlie Wilson’ın konuşmasını dinlemeye gider. Oradan da, İsmet Karacan’ın kliniğine ge-çer. Gelirken Dr. İsmet Karacan, Nurhan Bey’e “maddi boyutunu düşün-memesini” tembih ettiğinden, keza o dönemde ülkedeki döviz sıkıntısı bu-lunduğundan, Amerika’ya tedbirsiz gider ve kısmen sıkıntı yaşar. Bir ay bo-yunca biraz dinlenir; bir yandan da sistemi yakından inceler. Bu dönem-de aynı kurumda beyin cerrahisi bölümünde çalışmalar yürüten Dr. Cen-giz Aslan da zaman zaman Nurhan Bey ve Dr. Karacan ile vakit geçirir.

Page 117: Avman kit web

115BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Hatta Nurhan Bey bir-iki kez Grossman’ın yönetimindeki beyin cerrahisi kliniği ve ameliyathaneyi ziyaret eder. Nurhan Bey bu dönemde hayli kiloludur. Kardiyak sorunlarının yanı sıra, zaman zaman “uyku apneleri” olmaktadır. Dr. Karacan’ın tüm ısrarına rağmen, uyku laboratuvarında test edilmeyi kabul etmez. Dahası, Dr. Karacan, Nurhan Bey’i Methodist Hastanesi’nde çalışan Dr. De Bakey ile tanıştırır. Fakat, tüm ısrarlara rağmen koroner anjiyografi olmayı reddeder. Tüm tetkik önerilerini geri çeviren Avman, sigara ve diyet konusundaki kısıtlamaları da duymazdan gelir. Nurhan Bey’in tüm bu ısrarlara yanıtı çok kısa ve nettir: “Nerede trak, orada bırak” (4).10

Dr. Karacan ile Nurhan Bey’in arası, bu son geziden sonra biraz açılsa da bir sonraki buluşmaları, Dr. Karacan’ın yaşını küçültmek için Türkiye’ye geldiği 1987 yılında olacaktır.11

10 Nurhan Bey, Houston’dan ayrıldıktan sonra, 12 Eylül sonrası, Bülent Ulusu hükümetinden istifa eden Turgut Özal buraya gelerek, üç ay kalır. Kilo verir. Tetkiklerini yaptırır ve yurda döner. 20 Mayıs 1983’te Anavatan Partisi’ni kurar. 6 Kasım 1983’teki seçimlerde 400 kişiden oluşan parlamentoda, 211 milletvekili çıkararak tek başına iktidar ve 45. Hükümet’in başbakanı olur. Bu dönemde Turgut Özal ile tanışan Dr. Cengiz Aslan, dönüşte başbakanın özel doktorudur. Öte yandan, Dr. İsmet Karacan da, Todor Jivkov döneminde Bulgaristan’daki soydaşlarımızla ilgili davanın simgesi haline gelen Aysel’in, Özal’ın isteği ile Bulgaristan’dan Türkiye’ye getirilmesi sırasında ekibe eşlik eder.11 Yıllar sonra emekli olup Türkiye’ye yerleşen Dr. Karacan İstanbul’da intihar eder.

Resim VII-10Nurhan Bey, Dr. İsmet Karacan ile birlikte

Page 118: Avman kit web

116BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 119: Avman kit web

117BÖLÜM 7NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Resim VII-11Nurhan Bey, 1983 hekim kadrosu ile beraber:Üst sıra soldan sağa: Dr. Metin Ant Atasoy, Dr. Atilla Erdem,Dr. Cumhur Dinçer, Dr. Mehmet Selçuki, Dr. Uğur Erongun,Dr. Zeki Şekerci, Dr. Bülent Boyar, Dr. Tansu Mertol;Oturanlara solda sağa: Dr. Yücel Kanpolat, Dr. Ertekin Arasıl,Nurhan Bey, Dr. Zeki Candar, Dr. Hamit Ziya Gökalp;Ön sıra soldan sağa: Dr. Ali Rıza Ertürk, Dr. Fatih Kökeş,Dr. Kadir Birler, Dr. Hikmet Uluğ, Dr. Haluk Deda, Dr. Fatih Gürsoy

Page 120: Avman kit web
Page 121: Avman kit web

119BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

İbni Sina Dönemi

Yapımı 16 yıl süren İbni Sina Hastanesi nihayet bitmiştir. Bu ara hangi kliniklerin yeni hastane binasına taşınacağı konusunda karar verilir. Aslında Cebeci’deki hastanede 75 yataklı modern bir klinikte olan nöroşirürji, bu kli-niğe bile tam sığamazken, şok bir teklifle karşılaşır. İbni Sina’da nöroşirür-jiye birinci ve üçüncü katlarda, genel cerrahinin altında 25’er yatak uygun görülmüştür. Bu durum karşısında klinik kurulu toplanır ve durumu kabul edilemez bulur. Daha sonra Dekan Prof. Dr. Ahmet Sonel’den randevu alınır. Ya 75 yataklı tek kat verilecek ya da klinikteki bütün hocalar istifa edecektir! Dekanlık şaşkındır ancak durumu kabullenmek durumunda kalır. Böylece İbni Sina Hastanesi ikinci katında 75 yatak ve idari bölümlerden oluşan yeni kliniğe kavuşulur.

13.3.1985 tarihinde klinik İbni Sina Hastanesi’ndeki 75 yataklı servise taşınır. Başlangıçta üç sonradan dört ameliyat salonunun olduğu ve üç mikroskobun bulunduğu bu modern departmanda, uyku laboratuvarı ve fonksiyonel nöro-şirürji bölümleri de yer almıştır. Nurhan Bey, İbni Sina’da özellikle operas-yon salonlarından birinin fonksiyonel nöroşirürjiye uygun olarak yapılması için çaba gösterir. Bu dönemde, ameliyathane sayısının artması dolayısıyla ameliyat gün sayısında artış olur ve artık her gün 3 ameliyat salonu tam olarak çalışmaktadır. Çarşamba öğleden sonraları ise konsey ve eğitim toplantıları yapılır.

Bu dönemde kliniğin öğretim kadrosu yeterliyken, 1980 sonrası asistanların başlamaması veya başlayıp istifa etmesi nedeniyle, asistanların tamamı belirli bir kıdemin üstündedir. Dr. Tansu Mertol, Dr. Bülent Boyar, Dr. Zeki Şekerci, Dr. Fatih Gürsoy kıdemli, Dr. Haluk Deda, Dr. Hikmet Uluğ, Dr. Kadir Birler, Dr. Fatih Kökeş ve Dr. Ali Rıza Ertürk 4 yıllık asistandırlar. Ancak kıdemli asistanların ayrılmasıyla alt kademede boşluk oluşur.

27 Aralık 1984’te Dr. Sait Naderi, ardından 1985’in son aylarında, Dr. Kutay Çakıroğlu, Dr. Faruk İldan ve Dr. Abdullah Mesut’un katılımıyla asistan kad-rosu daha da güçlenir.

1984’ün sonunda 6 öğretim üyesi (Prof. Dr. Nurhan Avman, Prof. Dr. Hamit Ziya Gökalp, Prof. Dr. Ertekin Arasıl, Doç. Dr. Yücel Kanpolat, Doç. Dr. Cumhur Dinçer, Doç. Dr. Ali Taşçıoğlu) ve 10 asistandan (Dr. Tansu Mertol, Dr. Fatih Gürsoy, Dr. Zeki Şekerci, Dr. Bülent Boyar, Dr. Haluk Deda, Dr. Kadir Birler, Dr. Fatih Kökeş, Dr. Hikmet Uluğ, Dr. Ali Rıza Ertürk ve Dr. Sait Naderi) oluşuyordu.

BÖLÜM 8

Page 122: Avman kit web

120BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Bu dönemde kliniğe hibe edilen monograf ve NPT’nin yanı sıra, 1987’de sa-tın alınan uyarılmış potansiyel cihazı ile de preoperatif ve intraoperatif mo-nitörleme başlar. Ayrıca mikroskoba alınan video-monitör ile asistanlar da mikroskop altındaki teknikleri daha net görebilmektedirler. Asistanlar bu şekilde daha iyi eğitim görürler. Zaman zaman farklı düşünseler ve her şeyi kendilerinin de yapabileceklerini zannetseler de tecrübeler ve komplikasyonlar onlara “Okumakla keman çalınamayacağını” öğretir.1

Nöroşirürji Derneği Kuruluşu

Türk Nöroşirürji Cemiyeti’nin 12 Eylül döneminde kapanması yanı sıra gitgide artan nöroşirürjiyen sayısı nedeniyle de nörolojik bilimler kong-relerinde sıkıntılar yaşanmaktadır. Bunun başlıca nedeni, psikiyatrlar ve nö-rologlardan sayıca daha az olmalarına rağmen, nöroşirürjiyenlerin oldukça dinamik bir grup olup, artık bu kongrelerde sağlanan küçük salonlarda top-lantı yapamamaları ve uluslararası derneklerde temsil sorunu yaşamalarıydı.

1983 yılında Hacettepe’de yapılan Nörolojik Bilimler Kongresi’nde 15 Kasım 1983 tarihinde artık yeni bir nöroşirürji derneğinin kurulmasının gereği tartışılmaktaydı (3, 14). O süreci Dr. Ertekin Arasıl aşağıdaki gibi anlatmıştır: “Hacettepe Üniversitesi M Salonunda yapılan Nörolojik Bilimler Kong-resi’nde, katılımcı nöroşirürjiyenlerden para toplamaya başladım, bu para derneğimizin kuruluş amacı için kullanılacaktı. Toplanan para öğretim üye-lerinden 1000’er, uzmanlardan 500’er, asistanlardan 250’şer lira idi; 87.500 lira toplandı. Paraların miktarlarını hatırlıyorum ama, kimlerin verdiğini şu an inanın hatırlamıyorum, sanırım hemen herkes katkıda bulunmuştu... Der-nek tüzüğü sevgili avukat arkadaşım Hüsamettin Yücer tarafından hazırlandı.9 kurucu üyemiz vardı. Prof. Dr. Nurhan Avman, Prof. Dr. Ertekin Arasıl, Prof. Dr. Hamit Ziya Gökalp, Prof. Dr. Aykut Erbengi, Prof. Dr. Vural Bertan, Prof. Dr. Süleyman Sağlam, Prof. Dr. Özdemir Gürçay, Prof. Dr. Yücel Kanpolat ve Prof. Dr. Tunçalp Özgen. Dernek Başkanı Prof. Dr. Nurhan Avman, Genel Sekreter ben idim. Hazırladığımız tüzük gerekli yerlerden geçirildi ve Nöroşirürji Derneği 1985 yılında tüzel kişiliğini kazandı. Rahmetli hocam Prof. Dr. Nurhan Avman bir yıl dernek başkanlığını yürüttü, ikinci yıl Prof. Dr. Aykut Erbengi Hocamız dernek başkanı oldu. Genel sekreterlik görevini ise uzun yıllar ben yürüttüm. Derneğimizin yeni yapılanması tamamlanmış, üye sayımız yeterli düzeye ulaşmıştı. Avrupa Nöroşirürji Cemiyeti’ne ve Dünya Nöroşirürji Federasyonu’na belli bir sayı bildirerek aidatlarımızı tekrar göndermeye başladık. Bağımsız nöroşirürji kongrelerini düzenlememizin zamanı artık gelmişti, Nörolojik bilimler kongrelerinden ayrılmalıydık. Bu kararımızı 1983 yılında Marmaris Lidya Otel’de yapılan Nörolojik Bilimler Kongresi’nde açıkladık. Başlangıçta “bunu biraz zor gerçekleştirirsiniz” dediler, ancak

1 Nurhan Bey’in yerinde ve güzel sözlerinden biridir.

Page 123: Avman kit web

121BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

daha sonra nörolog meslektaşlarımız da ayrılma kararı vererek ayrı kongreler düzenlemeye başladılar. Nöroşirürji derneğimizin ilk bilimsel etkinliği 1986 yılı Şubat ayında düzenlenen ‘Hipofiz Tümörleri’ sempozyumu idi. Toplantı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu’nda yapıldı ve 200’ün üzerinde katılım oldu. 1986 yılı Nisan ayında Mersin PTT tesislerinde ilk ulusal kongremizi yaptık. Kongre sonrasında aldığımız kararlar gereğince her yıl bir kongre ve bir sempozyum yapılması uygun görüldü; bir gelenek halini alan bu kararlar bugün de uygulanmaya devam etmektedir” (3).

Nurhan Bey Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan Türk Nöroşirürji Derneği’nin ilk genel kuruluna da başkanlık yaparak, dernek tüzüğünün oluşma sürecine de katkıda bulunur: “Rahmetli Nurhan Hoca’nın divan başkanı olup salondaki herhalde on beş kişi ile yaptığı bir toplantı ile yola çıkıldı. Dernekte para yok ve koşturma görevi de Yücel ile bana kaldı. Nurhan Bey ve Aykut Bey’in ısrarları ve biraz da eskiden gelen ağız yanmışlığının etkisi ile dernekte hiçbir başkan, her biri birer yıllık olmak üzere iki defadan fazla başkan seçilemez diye karar alın-dı. Bu görüş bir anlamda o günkü büyüklerimizin fedakarlığı sayesinde derne-ğin gelişmesine ve kimsenin tekelinde kalmamasına yol açtı. Nurhan Hoca’dan sonra Aykut Bey dernek başkanı oldu ve ilk bilimsel kongreyi yaptı” (31).

Resim VIII-1Mersin’de yapılan 1. Nöroşirürji kongresinde Nurhan Bey, Ankara Tıp kökenli nöroşirürjiyenler ile beraber: Ayakta solda sağa:Dr. Celal Kılıç, Dr. Ahmet Erdoğan, Dr. Kadir Birler, Dr. Zeki Buharalı, Dr. Bekir Gökben, Dr. Atilla Erdem, Dr. Abdullah Mesoud;Oturanlar solda sağa:Dr. Yılmaz Tanyaş, Dr. Ertuğ Özkal, Dr. Ertekin Arasıl, Nurhan Bey,Dr. Yücel Kanpolat, Dr. Ali Taşçıoğlu

Page 124: Avman kit web

122BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey böylece yaşamının son dönemlerinde diğer meslektaşlarıyla birlikte Türk Nöroşirürji Derneği organizasyonunda yer almıştır. Nurhan Bey gerek Mersin gerekse Side’deki 1. ve 2. Nöroşirürji Kongrelerine aktif olarak katılmıştır (Resim VIII-1).

Nurhan Bey’in ölümünden sonra fotoğrafı, Türk Nöroşirürji Dergisi’nin ilk sayısında iç kapağa konulmuştur (Resim VIII-2).

Kliniğin Kuruluşunun 20. Yılı

1985 yılı kliniğin kuruluşunun 20. yılıdır ve işler yolundadır. Klinik artık her yönüyle modern bir klinik haline gelmiştir. 1965 yılında bir doçent, bir uzman ve iki asistan ile başlayan Ankara Tıp Nöroşirürji yolculuğu, kuruluşunun bu döneminde 3 profesör, 3 doçent ve tam donanımla çalışmaktadır.

1986 yılında Nurhan Bey “Nöroşirürji Kliniğinin Son Yıllardaki Gelişmesi” başlığı ile önce kendi el yazısıyla bir metin hazırlar (Belge VIII-1), daha sonra bu yazıyı daktilo ettirir (Belge VIII-2). 1987 yılına gelindiğinde ise kliniğin eğitim kadrosu oldukça iyidir (Resim VIII-3).

Resim VIII-2Nurhan Bey’in Türk Nöroşirürji Dergisi’nin ilk sayısında iç kapak olarak yayınlanan fotoğrafı.

Resim VIII-3Nurhan Bey 1987 hekim kadrosu ile beraber: Arka sıra soldan sağa: Dr. Ali Taşçıoğlu, Dr. Ali Rıza Ertürk, Dr. Fatih Kökeş, Dr. Hikmet Uluğ, Dr. Kadir Birler, Dr. Haluk Deda, Dr. Kutay Çakıroğlu, Dr. Nihat Egemen; Oturanlar solda sağa: Dr. Yücel Kanpolat, Dr. Ertekin Arasıl, Nurhan Bey, Dr. Hamit Ziya Gökalp,Dr. Ahmet Erdoğan, Dr. Cumhur Dinçer; ön sıra soldan sağa: Dr. Aclan Doğan, Dr. Sait Naderi,Dr. Ahmet Zorlutuna, Dr. Faruk İldan, Dr. Tayfun Balım, Dr. Abdullah Mesoud

Page 125: Avman kit web

123BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VIII-1Nurhan Bey’in kendi el yazısı ile yazdığı “Nöroşirürji kliniğinin son yıllardaki gelişmesi” başlıklı yazısının taslağı

Belge VIII-1Nurhan Bey’in kendi el yazısı ile yazdığı “Nöroşirürji kliniğinin son yıllardaki gelişmesi” başlıklı yazısının taslağı

Page 126: Avman kit web

124BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VIII-1Nurhan Bey’in kendi el yazısı ile yazdığı “Nöroşirürji kliniğinin son yıllardaki gelişmesi” başlıklı yazı taslağının devamı

Belge VIII-1Nurhan Bey’in kendi el yazısı ile yazdığı “Nöroşirürji kliniğinin son yıllardaki gelişmesi” başlıklı yazı taslağının devamı

Page 127: Avman kit web

125BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Belge VIII-2Nurhan Bey’in kendi el yazısı ile yazdığı “Nöroşirürji kliniğinin son yıllardaki gelişmesi” yazısı

Belge VIII-2Nurhan Bey’in kendi el yazısı ile yazdığı “Nöroşirürji kliniğinin son yıllardaki gelişmesi” yazısı

Page 128: Avman kit web

126BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey’in Özel Yaşamı

Nurhan Bey’in mesleki yaşamı, vizyonu ve eğitmenlik rolü birçok profesyonel tarafından bilinmesine karşın, özel hayatı az bilinir.

Nurhan Bey bir paşa çocuğu idi. Belki de bu nedenle de disiplinliydi. Ama aynı zamanda yüksek entellektüel seviyesi olan nazik biriydi. Klasik müzik ve Türk müziğini severdi. La Bohem operası ile Dvořak’ın “Yeni Dünya” senfonisini sık sık dinlerdi (29).

Klinikteki herkesle içiçe olup aile bireyleriyle de yakından ilgilenirdi. Zaman zaman mesai arkadaşlarını Atlıspor Kulübü, Ankara Golf Kulübü ve hatta maçlara götürürdü (2, 7, 17, 30).

Araba kullanmayı severdi ve o Amerikan arabasıyla bazen tek başına bazen mesai arkadaşları ile gezmeye giderdi.

Resim VIII-4Nurhan Bey Bursa Çelik Palas’taki bir toplantı sırasında

Page 129: Avman kit web

127BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Geçirdiği kalp krizleri ve nazik tutumu nedeniyle olacak, herkes tarafından el üstünde tutulurdu. Zaman zaman Dr. Mete Saveren’in evinde Ülkü Saveren’in yemeklerine katılırdı (33). Bu tutumda Nurhan Bey’in hep bekâr kalmasının da rolü vardı. Yıllar sonra, neden bekâr kaldığı sorusuna, kariyerinden dolayı evlenmeye fırsat bulamadığını ve sonra da bu yoğun tempoya bir kadını dahil edip, mutsuzluğuna yol açmak istemediğini söyleyecekti. Ama Nurhan Bey yakışıklıydı. Çevresinde daima genç bayanlar vardı.

1978 yılına gelindiğinde Nurhan Bey 50 yaşına gelmiştir. Artık kendine biraz daha fazla zaman ayırması gerektiğinin farkına varır. 1978 yılında Nurhan Bey, yakın arkadaşı Dr. Hadi Özer ile birlikte ortak bir tekne alır. Mandalina isimli bu teknede birçok kez yaz tatilini geçirecektir (Resim VIII-5). Artık tatillerini Dalyan’da veya tekne gezileri ile yapmaktadır. Nurhan Bey sırf bu tekne nedeniyle tekne kaptanlığı kurslarına katılarak sertifika alır. Teknenin ön kamarasında Dr. Hadi Özer ve eşi, arka kamarada ise Nurhan Bey kalırdı. Nurhan Bey’in kamarasında geniş iki kişilik yatak ve kapısında da “Harem” yazısı dikkati çekerdi. Nurhan Bey bu yıllardan itibaren her sene bir ayını bu teknede dostlarıyla beraber geçirir, Hadi Özer, Aslı Özer ve Aslı hanımın kuzeni Mehmet ile geç saatlere kadar zaman geçirir, kitap okur, müzik dinler ve yüzerdi (29,30).

Bu arada çocukluk arkadaşı, TED ilkokul müdiresi Türkan Baydar, Kaş - Büyük Çağıl’da bir arazi alarak parseller. Nurhan Bey burada ev yaptırır ve 1-2 kez de burada kalır. Tabii ki, tatildeki en yakınları Dr. Hadi Özer ve eşi Aslı Özer’dir.

Nurhan Bey’in ciddi kimliğinin altında nazik ve son derece espritüel bir kişilik vardı.

Bir gün Paris’te bir kongreye Dr. Yücel Kanpolat ile birlikte katılır. Önceden yer ayırtılmamıştır ve otellerde boş veya uygun oda yoktur. Dr. Kanpolat panik halindedir. Nurhan Bey’in yaklaşımı ise muzipçe ve espritüeldir: “Otel bulamazsak da dert etme. Şanzelize’ye gider iki sokak kızı buluruz. Onlar nasılsa bir otel bulur” der geçer (23).

Nurhan Bey gerek Hacettepe döneminde, gerekse Ankara Tıp döneminde za-man buldukça Ankara’da maçlara giderdi. İyi bir Beşiktaş taraftarıydı. Ancak Metin Oktay’ın da hayranıydı. Fakat bu konuda laubaliliği sevmezdi. Gene de, 1986-1987 sezonunda Beşiktaş’ın son maçta şampiyonluğu Galatasaray’a kap-tırmasından bir gün sonra, 8 Haziran 1987 pazartesi sabahı, Galatasaray’ın şampiyonluğunu bildiren gazete sayfasının katlanıp, kahvaltı tepsisi ile bir-likte masasına bırakılmasını hoş karşılayacaktı.

Page 130: Avman kit web

128BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

60. Yaş Yıldönümü

1987 yılı çok yoğun geçmişti. Hele Haziran ayı kabus gibiydi. Hep zor vakalar... Bu dönemde Nurhan Bey’in Dr. Nihat Egemen, Dr. Kadir Birler ve Dr. Sait Naderi’den oluşan ekibi hergün en az bir tane kompleks kranial vakayı opere ettiler. Nurhan Bey bu yorucu tempoda durmaksızın çalışıyor ve tüm kariyeri boyunca yaptığı üzere yine tüm cumartesi ve pazarlar kliniğe geliyordu. Ağustos’a gelindiğinde Nurhan Bey tatile güneye gitti. O çok sevdiği Kaş’taki yazlığına uğradı. Bir süre dinlendikten sonra işe başladı. Ama her nedense keyifsizdi. Eylül ayının başında Dr. İsmet Karacan yaşını büyütmek için İstanbul’a gelir. Nurhan Bey bu durumu anlatırken, İsmet Bey’in 1-2 yıl daha Amerika’da kalacağını söyleyerek memleket hasreti çekmeye başladığını söyler ve “yolun sonuna yaklaşınca, toprak çeker” diye bir ifade kullanır. Bu belki de Nurhan Bey’in ölümü hissettiği ilk durumdur.

Bu efkârlı durum çok kısa sürse de Nurhan Bey’in ifadesine yansır. Tam bu sıralarda 24 Eylül 1987’de kliniğin sekreteri Emel, Dr. Nihat Egemen’e o günün Nurhan Bey’in doğum günü olduğunu söyler. Nurhan Bey’i biraz olsun neşelendirmek için sürpriz bir doğum günü kutlaması düzenlenir. Pasta ve köpüklü şarap alınır. Çıkış saatine yakın Nurhan Bey konferans salonuna davet edilerek doğum günü kutlanır (Resim VIII-6). Nurhan Bey bu sürprize çok duygulanır ve uzun bir zamanın ardından tekrar yüzünde bir tebessüm belirir.

Resim VIII-5Nurhan Bey’in Mandalina isimli teknesi

Page 131: Avman kit web

NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

129BÖLÜM 8

Resim VIII-6Nurhan Bey’in 1987 yılındaki son doğum günü partisi: Soldan sağa:Dr. Atilla Erdem, Dr. Nihat Egemen, Dr. Ertekin Arasıl, Nurhan Bey,Dr. Yücel Kanpolat, Dr. Ahmet Erdoğan, Dr. Haluk Feda;Oturan: Sekreter Emel Kantemir

Page 132: Avman kit web

NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

130BÖLÜM 8

1988 Yılbaşı Partisi: Mavi Gözlerin Vedası

1987 yılında sigara ve aşırı beslenme sonucu Nurhan Bey’in sağlığı gi-derek kötüleşmiştir. Hoca durumun farkındadır. Nurhan Bey 1987 Aralık ayı-nın soğuk bir kış gecesi eve dönerken soğuğun da etkisiyle olacak apartmanın kapısından kendini zar zor içeri atar. Nurhan Bey girişteki kalorifer peteğin-de bir süre dinlendikten sonra ancak evine çıkabilir.

Ertesi sabah kardiyoloji profesörü Dr. Abidin Kumbasar, Nurhan Bey’i mua-yene edip ilaçlar yazar. Eczaneden gelen ilaçlar 1 hafta süreyle Nurhan Bey’in masasında durur. Yeni bir kalp kriziyle baş edemeyeceğinin farkındadır. Kardiyolojinin verdiği ilaçlar günlerce masasında durduktan sonra, kliniğin sekreteri Emel Hanım’a “kaldır şunları buradan” der. Bu sıkıntılı olayın ar-dından yılbaşı kutlamaları için talimat verecektir.

Nurhan Bey belki de son kez öğrencileriyle beraber olmak ister. Yılbaşı partisi düzenlenmesini ve bu toplantıya herkesin gelmesini ister. Bu aslında bir veda olacaktır. Bunu muhtemelen sadece Nurhan Bey biliyordu.

Resim VIII-71987 yılında yapılan yılbaşı partisi

Page 133: Avman kit web

131BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

31 Aralık 1987Bir perşembe günü.

O gün ameliyatlar kısa kesilir. A blok süslenir. Yiyecek ve içecek her şey tamamdır. Nurhan Bey’in yetiştirdiği uzmanların çoğu bu davete icabet eder. Herkes neşe ile yılbaşını kutlama telaşındadır (Resim VIII-7). Kimse bu partiden sonra sadece bir kez daha, o da uzmanlık sınavı için bir araya gelineceğinin farkında değildir (Resim VIII-8, 9).

Mavi gözler çevreyi süzer. Doktoru, hemşiresi ve personeli... Herkesle tokalaşır. Her şey dün gibi, bir film şeridi gibi gözünün önünden geçer. Belki de bir kişi hariç herkesi o yetiştirmiştir. Birçoğunun ilk ponksiyonunu, ilk ameliyatındaki bıçağı ele alışını ve ilk ameliyatlardaki ellerin titreyişini hatırlar.

23 sene önce, bir uzman ve iki asistanla başladığı Ankara Tıp yolculuğunu; sekiz öğretim üyesiyle, 75 yataklı modern bir kliniğin oluşumunun o sancılı sürecini hatırlar.

Cebindeki tek sigarayı çıkarır. Yakar ve derin derin içine çeker. İçinde ne bir sızı, ne de bir pişmanlık vardır. Ömrünü vakfettiği kurumla çok geçmeden vedalaşabileceğinin bilincindedir artık.

Ne Kaş’ta yaptırdığı evde emeklilik hayali, ne de katılacağı yeni bir toplantı!

Herkes eğlenirken, kendinden beklenmeyen bir çeviklikle aniden yerinden kalkar. O’nun kalkması ile birlikte herkes ayağa kalkar. Nurhan Bey “bana müsaade” der kısık bir sesle. Ve asansöre doğru yönelir. Bir kaç uzman ve asistanın asansör kapısında uğurladığı Nurhan Bey evinin yolunu tutar.

Sessiz ve yalnız...

Page 134: Avman kit web

132BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 135: Avman kit web

133BÖLÜM 8NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Resim VIII-8 / VIII-91988 yılı Ocak ayında yapılan uzmanlık sınavı sonrası partisi

Page 136: Avman kit web
Page 137: Avman kit web

135BÖLÜM 9NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

19 Şubat 1988: Nerede trak orada bırak...

Nurhan Bey sağlık durumu böyle kötüye giderken bile, Türkiye’nin her yerinden refere edilen kritik vakaları da opere etmeye devam eder. Eder ama Nurhan Bey’in o hünerli elleri ameliyata devam ederken, nefes alışı eskisi gibi değildir artık.

Nurhan Bey Ocak ve Şubat 1988’de birçok büyük ameliyat yapar. Ancak o artık yorgundur. Son olarak Ankara’ya ziyaretine gelen yeğeni İlhan Uşar ve eşi Yücel Uşar ile 15.2.1988’de bir araya gelir (Resim IX-1).

BÖLÜM 9

Resim IX-1Nurhan Bey ölümünden sadece üç gün önce yeğeni ve eşiyle beraber.Soldan sağa; İlhan Uşar, Yücel Uşar, Nurhan Bey

Page 138: Avman kit web

136BÖLÜM 9NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

19 Şubat 1988Cuma günü.

Nurhan Bey bir glial tümör vakasına girer. Ameliyattan sonra, yorgun bir halde ameliyathane kafeteryasında oturur ve etrafındakilerle biraz sohbet eder. Daha sonra öğretim üyesi yemekhanesine gider. İki tabak kuru fasulye yedikten ve çayını içtikten sonra, odasındaki özel koltuğunda biraz dinlenir. Saat 13.30’da klinik içi seminere katılır. Toplantı sona erer.

Saat 14.45’te Dr. Ertekin Arasıl kendi muayenehanesine giderken, Nurhan Bey ona, “Dr. Ahmet Yaycıoğlu’nun Urfa’da trafik kazası nedeniyle servikal travma geçiren yeğeni için Dışkapı SSK Hastanesi’ne gitmesi gerektiğini” söy-ler. Aslında gönülsüzdür. Durumu zaten orada çalışan Dr. Nuri Arda’ya sor-muş, total omurilik kesisi olduğu, cerrahi endikasyonu olmadığı ve dokuz ay-dır fizik tedavide yattığı kendisine iletilmiştir. Bu hastaya bir faydası olmaya-cağını bildiği halde sırf hatır için oraya gider. Nurhan Bey, âdet olduğu üze-re asansöre kadar uğurlanır. “Canım hiç gitmek istemiyor ama Ahmet’in hatı-rı için gidiyorum” der ve asansöre binerek 23 yıldır çalıştığı kliniğinden son defa ayrılır.

Arabasına binerek Dışkapı SSK’ya gider. Önceden Dr. Gülay Dinçer’e haber gitmiştir. Aslında koca Nurhan Bey’in oraya geleceğine şaşırılmış, ancak yine de hazırlıklar yapılmıştır. Çay demlenmiş, klinik şefi ve ekibi Nurhan Bey’i beklemektedirler. Derken Nurhan Bey, Dr. Yaycıoğlu ve SSK başhekimi Dr. Erdoğan Yüce kliniğe gelirler. Klinik birinci katta... En dipteki hasta odasına yönelirler. Nurhan Bey, Dr. Yaycıoğlu, başhekim, fizik tedavinin hocaları, uzmanları ve asistanları ile hasta yakınlarından oluşan kalabalık bir grup hasta odasına doğru yönelirler. Nurhan Bey, Dr. Ahmet Yaycıoğlu ve fizik tedavinin şefi hasta odasına girerler. Hasta C6 tetraplejik bir genç. Nurhan Bey’in hastayı değerlendirmesinin ardından kalabalık ekip geldiği hızla kliniği terk eder (8).

Dr. Ahmet Yaycıoğlu ayrılırken, Nurhan Bey Dr. Yaycıoğlu’na seslenir ve ade-ti olmadığı halde onu öper. Tam ayrılmak üzereyken, Dr. Ahmet Yaycıoğlu, “Nurhan Bey beni hiç öpmezdin” der. Nurhan Bey “İçimden geldi” diye yanıt verir.

Nurhan Bey, artık eskimeye yüz tutmuş 73 model Buick Sky Lark marka ara-basına biner. Dışkapı SSK’ya daha önce de gelip gitmiştir. Ama bu sefer du-rum farklıdır. Göğsünde sıkışma hisseder.

Bu sırada uzaktan Nurhan Bey’i gören eski öğrencileri, Dr. Erol Süldür ve Dr. Ahmet Kiper selam vermek üzere yaklaşır ve Nurhan Bey’in fenalaştığını görürler. “Ben kötüyüm, beni yukarı çıkarın” der zorlukla. Ardından, “bir sedye bulun, ben ağırım beni taşıyamazsınız, bir de Nuri’ye haber verin” diye ekler. Sedye getirilir. Nurhan Bey acile taşınır.

Page 139: Avman kit web

137BÖLÜM 9NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey akut miyokard enfarktüsü geçirmektedir. Gerekli müdahale yapılır. Bu sırada beyin cerrahisi doktorlarına haber verilir. Dr. Nuri Arda ve Dr. Nur Altınörs gelir. Dr. Arda hocasını gördüğünde bilinci kapanmak üzeredir. Nurhan Bey ile göz göze gelirler. Ancak Nurhan Bey konuşamaz ve kısa sürede bilinci kaybolur. Bu sırada solunumu da gider. Hemen resusitasyon başlar. Bir taraftan damar yolları ve cut downlar açılırken, bir taraftan da kardiyoloji şefi Dr. Metin Özenci’ye haber verilir. Nurhan Bey’e pacemaker takılır, ancak cevap alınamaz. Nurhan Bey ameliyathaneye alınır ve burada üç kere kardiak stimülasyon yapılır, ama hiçbir yanıt alınamaz. Nurhan Bey’in giderek çevresi kalabalıklaşır. Ankara Tıp kardiyoloji, kalp cerrahisi ve nöroşirürji hocaları ile dekan Hayati Erkmen de oradadır. Herkes bir şeyler yapma telaşındadır. Olayı duyan Ankara Tıp hocaları, Dr. Sabahattin Kaymakçalan ve Dr. Hakkı Akalın da gelirler. Aradan bir buçuk saat geçmiştir. Dr. Akalın suni kalp takalım der. Ama orada olan Nurhan Hoca’nın öğrencileri Dr. Arasıl ve Dr. Arda, hocanın bu konuda kesin vasiyeti olduğunu ve böyle bir şey olursa bir şey yapmamalarını söylediğini aktarırlar. İşleme son verilir.

Bir el Nurhan Bey’in beyaz saçlarını hafifçe okşar ve her iki gözünü kapatır.

Kendi arabasıyla Dışkapı SSK’ya gelen Nurhan Bey, bir cenaze arabasına bin-dirilerek İbni Sina’nın morguna götürülür. Bu arada, kapısı açık kalan araba-sının anahtarlarını Dr. Nuri Arda’nın cebine koyan Dr. Ahmet Kiper, kolye ve saatini de getirir. Hepsi Dr. Kanpolat’a teslim edilir.

Nurhan Bey’in iki kalp kriziyle başlayan Ankara Tıp macerası, son kalp krizi ile noktalanmıştır. Aslında bir devir kapanmıştır. 23 yıl süren bu devirde, bir kliniğin çocukluk, gençlik ve olgunluk döneminin tarihi gizlidir. Bu devrin kapandığını, bütün dünyaya bildirmek gerekecektir.

Dr. Ertekin Arasıl, Ankara Radyosu’na gider ve haberin anons edilmesini ister.

Akşam saatlerine gelindiğinde haber iyice yayılmıştır. Hacettepe’nin hocaları da kliniğe gelir. Herkes şaşkındır. Durumu bir süre gözden geçirmenin ardından herkes evinin yolunu tutar.

Akşam saat 19.00 ajansı. Spiker, spor haberlerinden önce ve alışılageldiği üze-re, soğuk ve donuk bir sesle vefatları anons eder: Bugün Ankara Üniversite-si Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nurhan Avman geçirdiği kalp krizi sonrası vefat etti.

Dolu dolu geçen ve zirvede bırakılan bir yaşamın sonu. Kısa ve net.Toplam 10 saniyelik anonsla ifade edilen bir durum.Hepsi bu...

Page 140: Avman kit web
Page 141: Avman kit web

139NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

BÖLÜM 10

Veda: “Benim imparatorluğum benimle başlarbenimle biter”

Nurhan Bey, Napolyon’un o çok sevdiği sözündeki gibi imparatorluğunun başındayken aramızdan ayrıldı.

Nurhan Bey’in cenazesi vefatından beş gün sonra, 24.2.1988’de Ankara Üni-versitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası’na ait bahçedeki törenin ardından Maltepe Camii’ne götürüldü. Burada cenaze namazı kılındı. Sağlık Bakanı, bürokratlar, öğretim üyeleri, öğrenciler ve bazı hastaları, Nurhan Bey ’i bura-dan Cebeci Asri Mezarlığı’na ve oradan da ebediyete uğurladılar.

Maltepe Camii’nde camii hocasının “Merhumu nasıl bilirdiniz?” sorusuna, herkes hep bir ağızdan “iyi bilirdik” diye yanıt verdi.

Yolcu ettikleri Nurhan Avman, o kalabalığın çoğunun hocası olsa da, o hep “Nurhan Bey” olarak kalacaktı belleklerinde...

Nurhan Bey ise, sanki şairin bu dizelerini mırıldanır gibiydi:

“Bu bahçe, bu nemli toprak, bu yasemen kokusu, bu mehtaplı gece

parıldamakta devam edecek ben basıp gidince de,

Çünkü o ben gelmeden, ben geldikten sonra da, bana bağlı olmadan vardı

Ve bende bu aslın sureti çıktı sadece...

...

Güzelim dünya elveda

Ve merhaba kainat...”

BÖLÜM 10

Page 142: Avman kit web
Page 143: Avman kit web

141BÖLÜM 11NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

“Her ölüm erken ölümdür..”

“ölüyorum tanrım bu da oldu işte. her ölüm erken ölümdür biliyorum tanrım. ama, ayrıca, aldığın şu hayat fena değildir… üstü kalsın…”

Cemal Süreyya’nın bu dizeleri sanki Nurhan Bey için yazılmış. Nurhan Bey’in ölümü gerçekten de erken ölümdü. Belki bazıları için beklenen bir olay olsa da bu durum birçokları için beklenmedik bir olaydı. Ayrılışı ile onunla çalışan herkesin içinde derin, tarifsiz ve acı bir boşluk oluştu. Gerçek olan şey ise, eski öğrencileri bir araya gelince, sözün dolanıp Nurhan Bey’e gelmesi ve ondan öğrenilen veya onunla yaşanılan her ne varsa yad edilmesiydi.

Ölümün ardından, acı küllenip çoğu kez etkisini yitirse de, baki kalan öğreti-ler ve bilgece sözler olur. Nurhan Bey öğretileri ve vizyonu ile yetiştirdiği bir-çok cerrahın önünü açmakla kalmamış, aynı zamanda açtığı yolda ilerleyen cerrahları da desteklemiştir. Birçok bölüm başkanı ve öğretim üyesi yetiştir-miştir. Buna karşılık saygı ve sevgi kazanmıştır. Hâlâ birçok öğrencisi meza-rına gidip çiçek bırakır (Resim XI-1).

BÖLÜM 11

Resim XI-1Nurhan Bey’in Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki mezarından bir görüntü

Page 144: Avman kit web

142BÖLÜM 11NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Öğrencileri Nurhan Bey’in adını yaşatmak adına, etkinlik ve toplantılarla kendisini anmaktadırlar.

Nurhan Bey’in ölümünün ardından, her sene 19 Şubat’tan sonraki ilk hafta-sonu Prof. Dr. Nurhan Avman Konferansı düzenlenerek, daima uluslararası çapta bir bilim adamının katıldığı bir toplantı düzenlenir. Ankara Tıp Nöro-şirürji’nin bu geleneksel toplantısında birçok nöroşirürjiyen katılmaktadır.

Bu toplantıda bugüne dek konuşmacı olarak katılanların listesi aşağıdaki gibidir:1989: H. Z. Gökalp, V. Bertan, N. Özdamar, K. Türker1990: W. Koos1991: J. Fox1992: E. Laws1993: R. Fahlbusch 1994: Y. Suzuki1995: D. Wright1996: V. Suarez, G Pandi1997: O. El-Mefty 1998: K. Burchiel1999: P. Black2000: R. Dempsey2001: G. Pait2002: J. Tonn2003: J. Schramm2004: J. Haase2005: C. Tator2006: A. L. Rhoton2007: J. Brotchi2008: M. K. Başkaya, A. Doğan2009: V. Dolenc2010: R. Spetzler2011: Z. Gökaslan2012: C. Di Rocco

Türkiye Bilimsel Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) ölümünün ardından 1995 yılında Nurhan Avman’ı “bilim hizmet ödülü”ne layık görmüştür.

Bunun dışında Türk Nöroşirürji Derneği 2005’ten bu yana ulusal kongre-lerinde “Prof. Dr. Nurhan Avman” isimlendirilmiş konferansları düzenlen-mekte, 2012 yılından itibaren de Türk Nöroşirürji Derneği “Nurhan Avman Nörovasküler Cerrahi Araştırma Ödülü” vermektedir.

1999 yılında ise Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi Nöro-şirürji Kliniği’nde Prof. Avman’ın büstü törenle açılmıştır (Resim XI- 2, 3, 4, 5, 6).

Page 145: Avman kit web

143BÖLÜM 11NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Resim XI-2, 3, 4Nurhan Bey’in İbni Sina Hastanesi'ndeki Şubat 1999’da büstünün açılış töreninden görüntüler (heykeltıraş Gürdal Duyar)

Page 146: Avman kit web

144BÖLÜM 11NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 147: Avman kit web

145BÖLÜM 11NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Resim XI-5, 6Nurhan Bey’in İbni Sina Hastanesi'ndeki Şubat 1999’da büstünün açılış töreninden görüntüler.Soldan sağa; Dr. Haluk Deda,Dr. Peter Black, Handan Bozbağ,Dr. Yücel Kanpolat, Dr. Ali Çetin Sarıoğlu, Dr. Ertekin Arasıl,Dr. Şükrü Sağlar, Dr. Fatih Gürsoy, Dr. Mehmet Selçuki

Page 148: Avman kit web
Page 149: Avman kit web

147HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Ertekin Arasıl1

Rahmetli hocamla, 1963 Eylül’ünden 19 Şubat 1988 gününe kadar devamlı birlikteydim. Benden anılarımı istediniz. Hepsini anlatacak olsam bir kitap olur. Çünkü ben o ailenin bir ferdiydim. Buna rağmen birkaç anımı anlatmaya çalışayım.

Hacettepe’den Cebeci’ye geçtikten hemen sonra, kliniğin fakülte tarafından karşılanamayan ihtiyaçlarını karşılayabilmek için “Ankara Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniğine Yardım Derneği”ni kurdum. Bu dernek için Maliye Bakanlığı derneklere yardım kaleminden ilk yıl 100 bin TL, ikinci yıl 150 bin TL aldık. Bu paranın bir kısmıyla, bize tahsis edilmiş olan eski Kadın Doğum Hastalıkları Kliniği’nin onarımı için dekanlığa 87.500 TL verildi.

Bu arada Nurhan Bey enfarktüs geçirerek eski göz kliniğinde, bize verilen ufak bir odada yirmi beş gün yattı. Gündüzleri hocanın makam odası, öğle-den sonra poliklinik odamız ve gece de nöbetçi odası olarak kullandığımız bu küçücük odada akşamları bir şezlong üzerinde yatarak kendisine gerekli ilaç-larını vermek suretiyle refakat ettim. Benim bu tutumum üzerine rahmetli paşa teyze benim için “Nurhan’ın ikinci annesi” adını takmıştı.

1 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı eski başkanı

HATIRALARDAN...

Nurhan Bey, Dr. Ertekin Arasıl veDr. Tansu Arasıl ile birlikte bir kongre gezisinde

Page 150: Avman kit web

148HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Hoca sağlığına kavuşup klinikte çalışmaya başladıktan bir süre sonra dekan-lık inşaat dairesinden derneğe bir yazı geldi. Yazıda klinik inşaatını yapan mütehahidin banka teminat mektubu olan 10 bin liranın çözümü için, ilgili bankaya dernek genel sekreteri olarak yazı yazmam nedeniyle, dekanlık in-şaat dairesi kat’i kabul için müteahhidi getirememekten şikayet ederek, beni sorumlu tutuyordu. Bu yazıyı okuyan hocam, vizitte asistan arkadaşların ya-nında bana dönerek, “birader sen bir asistan olarak böyle işlere neden karışı-yorsun” demiş ve bana bozulmuştu. Ben de sonradan kendisine durumu izah ederek işi tatlıya bağladım.

1967 veya 1968 yılında İstanbul Tarabya Oteli’nde yapılan Nörolojik Bilimler Kongresi’ne birlikte gittik. Aynı odayı paylaşıyorduk. Bir akşam yemeği için Fidan Lokantası’na gittik. Hava çok güzel olduğu için lokantanın bahçesinde oturduk. Rum garson siparişlerimizi aldıktan sonra, biz birer tek rakı isteme-mize rağmen, bir şişe 35’lik rakı getirdi. Hocam hastalığından sonra ilk kez o akşam alkol aldı. Garsonun getirdiği mezeler, yemeği çok seven hocanın o kadar hoşuna gitmişti ki, 35’lik şişeyi bitirdik.

Nurhan Bey bir toplantının gala yemeğinde Dr. Ertekin Arasıl,Dr. Tansu Arasıl, Dr. Ali Taşçıoğlu ve Dr. Yücel Kanpolat ile beraber

Page 151: Avman kit web

149HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Hoca SSK’da iç hastalıkları uzmanı olan bir doktora, diskinden dolayı yatıp ameliyat olmasını önermiş. Bana da “hasta yarın gelecek, yatır” diye talimat verdi. O günlerde klinikte tek bir yer vardı. Aksiliğe bakın ki öğleden sonra yatması gereken bir hastayı o tek yatağa yatırdım. Ertesi sabah da ameliyata girdim. Doktor bey gelmiş, ancak yatak yok. Durum üzerine hoca sinirlenerek hemşire hanımı çağırmış ve benim başasistan odamı boşalttırarak hastayı yatırmış. O dönem kliniğimiz anestezi uzmanı olan Emel Abla ameliyathaneye gelerek bana odamın boşaltıldığını ve dolaplarımın koridora çıkarıldığını söyledi. Ameliyattan sonra aşağıya indim ve hiçbir şey olmamış gibi bir hafta boyunca koridorda soyunup giyindim.

Doçent olduktan sonra muayenehanemi açtım. 1974 veya 1975 yılında mua-yenehaneme, eşi ziraat mühendisi olan Mersinli bir hanım geldi. Şikâyetini dinleyip anamnezini aldıktan sonra yaptığım muayene üzerine hastaya ba-şında tümör olduğunu söyledim. Hasta “nasıl olur doktor bey, bir hafta önce beni Nurhan Bey muayene etti ve sırtımı sıvazlıyarak benden sağlamsın” dedi diye itiraz edince ben de kendisine yarın hastahaneye gelin sizi yatırdıktan sonra hocayla ben konuşurum dedim. Ertesi gün hastayı yatırdıktan sonra hocama durumu anlatınca, hocam da bana “yapma yahu ben o hastaya disk muayenesi yapmıştım” dedi. Hastayı ameliyata hazırladıktan sonra hocama hastayı ameliyat etmesini benim de kendisine asiste edeceğimi söyledim. Be-raberce ameliyatı gerçekleştirdik ve hastadan büyükçe bir olfaktor oluk me-nenjiomu çıkardık. Hastayı taburcu ettikten sonra da ailesi, kliniğe eşli ola-rak Kent Meyhanesi’nde bir yemek verdi.

1973’te doçent ve 1979’da da profesör olduktan sonra da, her defasında Yeni Süreyya Restoranı’nda yemek vermeme rağmen, hocam ölünceye kadar bana “bir ihtisas yemeği vermedin” diye takılırdı.

Yemeği çok sevdiğini bildiğimden çarşamba günleri öğlene doğru personele para verip, Samanpazarı’ndaki köfteci Süha’dan ekmek arasında köfte aldırırdım. “Bana bak, sakın başka bir şey aldırma” derdi. Ben de “peki” dememe rağmen personelin arkasından çıkar ve Necati Bey’deki Hacı Baba’dan da fıstıklı baklava veya havuç aldırırdım. Onları yerkende, “bak ne kadar da güzel, sanki resim gibi” derdi.

Ruhu Şad Olsun. 1.11.2012 Ertekin Arasıl

Page 152: Avman kit web

150HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Hamit Ziya Gökalp2

Nurhan yeniliği ve araştırmayı seven bir kişiydi. Gördüğü ve okuduğu yeni teknikleri klinikte denemek isterdi. Deneysel araştırmalar için projeler hazırlar, gençleri araştırmaya teşvik ederdi. Küçücük araştırma laboratuvarımızda pek çok araştırma yapılmış ve birçok ihtisas ve doçentlik tezi hazırlanmıştır. Nurhan bununla çok iftihar eder anlatmaktan zevk duyardı. Nurhan’ın bütün dünyası nöroşirürji olduğu için devamlı kliniği büyütmek, laboratuvarı genişletmek, yeni aletler almak için hayaller kurar ve planlar yapardı. Hakikaten Cebeci Hastanesi’nde çok sıkışıktık. Sonunda Nurhan’ın hayalleri de gerçekleşti. İbni Sina Hastanesi de üç ameliyathane, yeni mikroskoplar, televizyon ve video imkânlarına kavuştu ve o da mutlu oldu. Nurhan ameliyat yapmayı çok sever, hipofiz ve anevrizma cerrahisine özel ilgi duyardı.

Nurhan iyi bir cerrah, iyi bir hoca idi. Yaptığı ameliyatları etrafındakilere gösterir, bildiklerini kendine saklamaz, öğretmek isterdi. Klinik içindeki toplantıları aksatmadan takip eder ve daima katkıda bulunurdu. Kendine güvenli ve mesleki prensiplerinden fedakârlık etmeyen bir kişi idi. Olayın içerisine hemen girmez serin kanlı düşünür fakat doğru konuşurdu.

Ulusal ve uluslararası birçok mesleki kuruluşun aktif üyesi olan Nurhan, tıp literatürünü de yakından takip eder, yurtiçi ve yurtdışı kongrelere tebliğ ile katılır ve kliniğine yenilikler getirmeye çalışırdı. Araştırma ve yazıları ile uluslararası düzeyde kendini tanıtmış bir kişi idi.

2 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı eski başkanı

Nurhan Bey bir kongre gezisinde meslektaşları ile beraber(Soldan sağa; Dr. Ertuğ Özkal,Dr. Yamaç Taşkın, Dr. Osman Ekin Özcan, Nurhan Bey, Dr. Tunçalp Özgen, Dr. Behiç Tümer, Dr. Hamit Ziya Gökalp, Dr. Nuri Arda,Dr. Celal Kılıç)

Page 153: Avman kit web

151HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey bir kongre gezisinde meslektaşları ile beraber(Soldan sağa: Dr. Aykut Erbengi,Dr. Şefik Ünlü, Dr. Erdem Tunçbay,Dr. Türe Tunçbay, Dr. Kanpolat, Nurhan Bey, Dr. Yücel Kanpolat,Dr. Hamit Gökalp)

Nurhan Bey, Dr. Hamit Ziya Gökalp ve Tanya Gökalp ile beraber yemekte

Page 154: Avman kit web

152HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan özel hayatında yumuşak huylu, insana güven veren, temiz bir yüze sahip, sempatik bir insandı. Hoşsohbet, esprili, yemesini ve içmesini seven hoş bir insandı. Mesleğine gösterdiği özeni sağlığına göstermezdi, daha önce kalp rahatsızlığı geçirmesine rağmen fazla kilosu ve sigara alışkanlığı ile pek mücadele etmedi. Bizlerin ikazlarını bir espri ile geçiştirirdi. Çok duygusal bir insan olduğu için pek üstüne varamazdık. Daima mutlu görünür, hiç halinden şikâyet etmezdi. Birkaç yakın dostu dışında yalnızdı. Annesinin vefatından sonra bu daha çok arttı, bunu bize belli etmemeye çalışırdı. Nurhan’ın bütün dünyası hastane, hastaları ve biz mesai arkadaşlarıydı. Mesleğine olan sevgisi, hayatını dolduruyordu.

Nurhan idealine kavuşmuş, mesleğinde en üst düzeye ulaşmıştır. Memleketi-mizdeki nöroşirürjinin temel taşlarından biriydi. Birçok hayat kurtardı. Kur-duğu ekloü yaşatacak birçok doktor yetiştirdi. Onlara örnek oldu. Gönüllerde taht kurmuş, yeri doldurulmayacak insan, bir dost aramızdan çok erken ay-rıldı. Onu çok özleyeceğiz.

Dr. Emel Çobanoğlu3

Nurhan Bey’le aynı sınıftan olsak da, öğrencilik yıllarında çok tanışmı-yorduk. Ben ABD’den döndükten sonra Hacettepe ve Ankara Üniversitesi’nde Nurhan ile toplam 7-8 sene çalıştık. Nurhan son derece nazik, efendi ve hasta-larına düşkündü. Asistanlarına bir gün bile kötü davrandığına şahit olmadım. Hastaların bakımı konusunda oldukça hassastı. Hatırladığım, hastane bahçesinde üzerine ağaç düşen bir öğrenciye 3 ay kadar baktı ve çocuk iyileşti.

3 Anestezi uzmanı ve sınıf arkadaşı

Asistan odasında hocaya yasaklı öğle yemeği, fasulye pilav. Aşkın Karadayı, Mete Saveren eşliğinde

Page 155: Avman kit web

153HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Aşkın Karadayı (1936-2012)4

Bir bilim dalının herhangi bir ülkede kurulması ve belirli bir yere gelmesi bir kişiye dayandırılamaz. Ancak, nöroşirürji için mutlaka bir kişi bulunması gerekiyorsa bu kişi Türkiye için, Hacettepe ve İbni Sina Tıp Fakülteleri nöroşirürji kliniklerini kuran Prof. Dr. Nurhan Avman olmalıdır. Bazı kişilerin bunu önlemek ve hiç hakları olmayan bir duruma gelmek için yaptıkları etkinlikler gerçekler karşısında başarısız kalmaya mahkûmdur.

Prof. Dr. Nimet Ünay Gündoğan5

Avman hoca için geçmişin dile getirilmesinin ne kadar değerli olacağını, aktif çalışma günlerinin bir bölümünü, yakından izleyen bir kişi olarak, bu anı kitabının vefa anıtı değerinde olacağını derinden hissettim. Şimdi bugün, daha dünmüş gibi gözümün önüne gelen Hacettepe günlerini anlatmaya başlıyorum. Çalışma hayatının 50. yılını geride bırakmış bir öğretim üyesi olarak, bir film şeridi gibi anılar şeridini geriye sarmaya başlayarak yazıyorum. Olayları kendi geçtiğim yollar içinde dile getirirsem bunun anıların doğasından kaynaklandığını düşünmenizi rica ediyorum.

Ben Nimet Ünay Zallak Gündoğan 30 Haziran 1962 yılında Ankara Üni-versitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduğum günlere yakın bir tarih-te Prof. Dr. İhsan Doğramacı hocamızdan bir davet mektubu almıştım. Bu mektup ev adresimize gönderilmişti. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlığı ile ilgili asistanlık sınavının tarihini, saatini ve sınav yerini bildiriyordu. Hacettepe’de sınava girdim. Bütün soruları ayrıntıları ile cevapladım. Ka-zandığımı bilerek sınavdan çıktım. Sonuçlar az sonra ilan edilecek dedik-lerinde beklemeye başladım. Asistanlığı asıl kadrodan kazananlar ve ye-dek kadroda olanların listesi panoya asıldığında, 95 puan ile o devre sınava girenlere göre birincilikle asıl kadroda asistanlığa kabul edildiğimi öğrendim. Hocalarımın bu değerlendirmesi beni çok mutlu etti. Çok onurlanmıştım. Bu hocaların bulunduğu yerde çalışma isteği birden bire içimde ön plana geçti ve Hacettepe Tıp Fakültesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda asistan olmağa karar verdim. Böylece 27 kişiden oluşan genç asistan kadrosunda yerimi aldım.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları’nda asis-tan (bugünkü terimle araştırma görevlisi) olarak çalışmamın 6. ayı henüz dolmuştu. 1 Şubat 1963 günü hastanenin giriş katındaki müşahede servisin-de görev yapıyordum. Öğle saatlerinde gökyüzünden gelen şiddetli bir pat-lama sesi duyuldu. Hemşireler iki uçak çarpıştı diye bağrışmaya başladılar.

4 Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı eski başkanı5 Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı, Ankara

Page 156: Avman kit web

154HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Servisin penceresine koşup gökyüzüne baktığımda havada bir uçak kanadının yaprak gibi yavaş yavaş, döne döne yere düşmekte olduğunu gördüm. Uçağın diğer parçaları Samanpazarı ile Hacı Bayram Camii arasında kalan yere tek tek düşmekteydi. Her şey göz açıp kapayıncaya kadar geçen kısa sürede olup bitmişti. İlk şoku atlatınca şehrin içine düşen uçağın yaratacağı faciayı idrak ederek “ambulanslar hemen Ulus’a hareket etsin” diye çırpınmaya başladığımı anımsıyorum. Çok kısa bir süre sonra kaza kurbanları akın akın hastanemize gelmeye başladı. Bunlar hekimlik hayatımda unutamadığım yanık vakalarıydı.

Biz çocuk asistanları olarak yanık tedavi ekibinde yer almıştık. Gece gündüz inanılması güç bir gayretle çalışıyorduk. Ancak insan vücudunda oluşan geniş yanık yaraları ile baş etmek hiç de kolay değildi. Bu sırada cerrahlar yanık te-davisinin tüm inceliklerini bize öğretiyor bizler de uyguluyorduk. Bu güç dö-nemde yanık tedavisi cerrahi ekibinde Prof. Dr. Nurhan Avman ve Dr. Yıldız Yalçınlar’ın bulunduğunu anımsıyorum. Her iki hocanın çalışkanlığı, sabrı ve yanık tedavisi konusundaki bilgisi ve bizleri eğitmek için gösterdikleri çaba hepimizin üzerinde unutulmayan izler bırakmıştı. İleri yanık vakalarının kurtarılmasının ne kadar güç, hatta imkânsız olduğunu, her geçen gün artan kayıplarla acı içinde anlıyorduk. Bu buhranlı ve kayıplı günler uzun bir süre devam etti. Nurhan Avman Hoca ile ilk karşılaşmam bu yanık tedavi ekibinde yer aldığım sırada gerçekleşti.

Daha sonra çocuk asistanları, cerrahi bölümlere üç ile altı aylık sürelerle rotasyona gönderilmeğe başlandı. İlk sırada beyin cerrahisine rotasyona gönderildim. Böylece dördüncü operatör olarak ameliyata girme ve ameliyat ekibini yakından izleme fırsatı buldum. Ameliyat öncesi hastayı Yıldız Yalçınlar abla ile hazırlıyor, o beyin anjiyografilerini yaparken ben de kendisine yardım ediyordum. Onun girişimsel tetkiklerdeki becerisi, sürati, vakaya hâkimiyeti ve hastaya yaklaşımı beni etkiliyordu. Prof. Dr. Nurhan Avman hocamız ise beyin cerrahi ekibinin başkanıydı. Onun yanında ameliyat ekibinde yer alıyordum. Okuldan yeni mezun bir çocuk asistanı olarak bana karşı Avman Hoca ürkütücü değil bunun aksine, çok anlayışlı, sabırlı, nazik ve hatta cesaret vericiydi. Ameliyat sırasında, Avman Hoca’nın sol tarafında ona yakın olarak duruyordum. Bisturiyi tutan elindeki kararlılık dikkat çekiciydi. Onu büyük bir güvenle kullanıyordu. Duruşu, kararlı el hareketleri, ekiple kurduğu anlaşma ve vakaya hâkimiyeti çevresine güven veriyordu.Ameliyat sırasında, yaptığı işten adeta keyif aldığı görülüyordu. Saçlı deride kesilen damardaki kanamanın nasıl hızla durdurulacağını öğretiyordu. Bunları sabırla anlattıktan sonra korkmadan bunu uygulamamı sağlaması unutulmaz bir olaydı. Böylece kanamaya fırsat vermeyen damara uygulanan kompresyon tekniklerini ve koterizasyon sırasında şutlamayı Avman Hoca’dan öğrenmiştim. Ayrıca ameliyat sırasında hastanın hayatiyetinin takip edilmesi gibi çok önemli yeni şeyler de öğreniyordum. Uzun süren aktif hekimlik mesleğimde kanama karşısında eğer paniğe kapılmadan tedavide

Page 157: Avman kit web

155HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

başarılı olmuşsam bunu Avman Hoca’mın öğretisine borçlu olduğumu şükran duygularımla öncelikle ifade etmek istiyorum.

Beyin cerrahisinde ameliyatlar çok uzun sürer, saatler ilerlerken yemek vakti çoktan gelip geçmiş olurdu. Avman Hoca’nın başındaki kep ıslanmış, ter damlalar halinde yüzünden süzülürdü. Steril gazlı bez ile teri silinirken bu sırada hipoglisemiye girdiği düşünüldüğünden, sapsız ve uzun boyunlu cam sürahide hazırlanan toz şeker ve su karışımından oluşan şekerli su, maskesi indirilen hocaya içirildi. Bir cerrahın sağlığını hiçe sayarak, ekibi ile birlikte canından can eklemeğe çalıştığı bu özverili davranışı karşısında onu hayranlıkla izler, dayanıklılığına şaşırırdık. Kendini mesleğine adayan Avman Hoca’ya karşı daha yolun başında olan genç bir hekim olarak derin bir saygı duyardım.

Cerrahi rotasyonunda hocalarım böyle çalışırken ben de gayrette aşağı kalmak istemiyordum. Ameliyat sonrası hasta takibi, asistan olarak bana aitti. En çok ateş yükselmesi ve beyin ödemi belirtileri ortaya çıktığında Avman Hoca’ya haber veriyordum. Kanama korkusu nedeniyle ateş düşürücülerle değil dışarıdan soğuk uygulama yapıyordum. Beyin ödemi düşünülen vakalara order’e göre IV üre infüzyonu yaptığımı anımsıyorum. Başlangıçta düzelen hastaların bu iyilik döneminin kısa sürmesine o sırada anlam veremiyor, üzülüyordum. Bu klinik takip döneminde Avman Hoca ile unutamadığım bir anım oldu. Hastaları büyük bir dikkat ve özen göstererek takip ederken acilden gelen düşkün durumdaki bir hastaya lomber ponksiyon yapmam gerekmişti. Ben bunu yapamayacağımı söylediğimde ısrar ettiler. Kesin bir dil ile “yapamam” demiştim. Her işe seve seve koşan bir asistan için bu beklenmedik bir durumdu. Nurhan Hoca seninle konuşmak istiyor dediklerinde hocanın yanına gittim. “Niçin?” diyerek sordu: gözyaşlarımı tutamayarak “çünkü hocam 12 yaşındaki kız kardeşimi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin Cerrahisi’nde beyin herniasyonundan kaybettim. O günden sonra tüm ailemizin ışığı, neşesi soldu” dedim. Yüzünde sevecen, hüzünlü, nurlu bir ifade belirdi. Önemseyerek ilgi ile sordu: “Nasıl oldu? Anlatabilir misin?” dedi. Birkaç kez yutkunduktan sonra yavaş yavaş anlatmaya başladım. “O sırada ben lise ikinci sınıftaydım. 1952 yılının son haftası ve yılbaşı öncesiydi, İstanbul Tıp Fakültesi birinci sınıf öğrencisi olan ablamı görmek için annem yanına kardeşimi de alıp İzmir’den İstanbul’a gitmişti. Kardeşimin sol şakağında diğer şakak kemiğinde olduğu gibi doğuştan girinti yoktu. Şakak çukurun olması gereken yerde (asla dışarı doğru olamayan) hafif bir dolgunluk vardı.Yüzündeki bu küçük asimetrinin kendisini estetik olarak rahatsız ettiğini anneme söyleyip duruyordu. Yapılan bütün radyolojik tetkiklerde bir şey görülmemişti. Sağlıklı bir şekilde Fransız Koleji orta ikinci sınıfta okuyor, soneler söylüyor ve hayat dolu bir geç kız adayı olarak normal bir gelişme gösteriyordu. İstanbul’a gitmişken tıp öğrencisi ablamızın yardımı ile profesör bir hocaya ulaştıklarını sonradan öğrendik. Hoca sol şakağından lokal anestezi ile biyopsi alınmasına karar vermiş. Kendisine biyopsiden bir iki saat sonra taburcu olabileceği söylendiğinden; cebinde yılbaşı için

Page 158: Avman kit web

156HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

alışveriş listesi ve yüreğinde çarşıya çıkma hayali ile 29.12.1952 Pazartesi günü sabahı saat 09.00’da ameliyathaneye alınmış. Oturur durumda sol şakağına biyopsi iğne ile girildiğinde berrak bir sıvının geldiğini görmüşler ve leptomenengial kist tanısı ile kist sıvısını almaya başlamışlar. İşlem devam ederken kardeşimin solunumu durmuş ve bir daha geri gelmemiş”. Sözlerimi bitirdiğimde hocanın gözlerinin buğulandığını, acımı paylaştığını gördüm. Alçak bir ses ile yavaşça “Çok yazık olmuş” dedi ve devam etti: “Bugünkü görüntüleme teknikleri tabii o zaman yoktu”. Mavi gözlerini kendine özgü bir şekilde çaresizlik ifade eder şekilde kocaman açarak “Ama olmuş bir kere elden ne gelir” diyerek beni teselli etmeğe çalıştı. Biraz düşündükten sonra şöyle devam etti: “Lomber ponksiyon tehlikeleri bilinerek ve önlem alınarak yapılırsa önemli bir tanı aracıdır. Korkunu anlıyorum ama onu en iyi yapacak hekimin sen olduğuna inanıyorum” dedi. Ve bir süre sonra Yıldız Yalçınlar Hoca ile birlikte lomber ponksiyon yapmamı sağladı. Usta bir hekim olarak arkadaşça yaklaşımı ve sabırla dinlemesi bende adeta tedavi etkisi yarattı. Hastayı kaybetme diğer bir ifade ile ölüm korkusunu unutur oldum. (Bu örnek hekim davranışı nedeni ile her zaman şükran duygularımla Avman Hoca’yı anmak istiyorum). Ben bir rotasyon asistanıydım ancak bu çok değerli cerrahi ekip içinde tam anlamıyla havaya girmiştim. Bir cerrahi fedaisi gibi çalışıyor, sorumluluk alıyor, damar açıp kateter yerleştiriyor, cerrahi düğüm atmayı hevesle gerçekleştiriyordum. Bu gayretlerimin faydasını ikinci uzmanlığım olan fizyolojinin deneysel çalışmalarında çok fazla gördüm. Beyin cerrahisinde görevlendirilmenin benim için gerçek bir şans olduğunu ilerleyen günlerde daha iyi anladım. Değerli öğretileri için Avman Hoca’mı her zaman sevgi ve şükranla anıyorum.

Çünkü Nurhan Avman Hoca biz öğrencileri için çok değerli bir rol modeliydi. Hekimliğindeki başarı kadar sosyal yaşamdaki saygın çizgisiyle de bizleri etkilemişti. O iz bırakan bir büyük hekim olarak bu dünyaya veda etti. Işıklar üstünde dursun. Işıklar içinde rahat uyusun.

Günler, aylar ve yıllar geçip giderken içimde cevapsız kalan sorular belirirdi. Nurhan Avman Hoca ve diğer değerli hocalarımı düşündüğümde bir anı ve onurlandırma geleneğinin hekimler arasında eksikliğini hissederdim. Hiçbi-rinin yok olup giden bir değer olarak kalmalarına gönlüm razı olmaz, içimde tuhaf bir sızı duyardım. Gökyüzünde kayan yıldızlar gibi sessizce yok olma, onca emekten sonra unutulup gitme, “bir gün beni de mi? böyle unutacak-lar?” düşüncesinin beni sardığını görürdüm.

Bu duygular içinde Nurhan Avman Hoca için ölümünün 25. yılında bir anı kitabının yazılacağını öğrenmenin bende yarattığı sevinci tahmin edebili-yor musunuz? Sait Hoca, geçmişi yazma cesareti gösterdiğiniz ve onurla ya-şanmış ancak geçmişin karanlığında kalmış o dönemi aydınlattığınız için sizi kutluyor “bin defa ellerinize sağlık” demek istiyorum.

En derin saygılarımla.

Page 159: Avman kit web

157HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Nurcan Özdamar6

Prof. Dr. Nurhan Avman, nöroşirürji eğitimimde ilk hocam. Ben emeklilik yaşını geçerken onun ölümünün yirmi beşinci yılı doluvermiş. Belleğimi zorlayarak bazı anıları kağıda dökmek istiyorum. 1962-63 yılları Ege Üniversitesi’nde 3. sınıf öğrencisiyim. Üniversitemizde Ziraat Fakültesi’nden bir öğretim üyesi trafik kazası ile ağır bir kranioserebral travmaya uğruyor. Cerrahi kliniğinde takipte ona bir beyin cerrahı aranıyor. Ama İzmir’de hiç beyin cerrahı yok, bütün Türkiye’de de iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Bulunan çözümde Ankara’dan bir beyin cerrahı hoca konsültasyona davet ediliyor. Gelen hoca Nurhan Avman. Hakkında çok övücü, yüceltici söylemler dolaşıyor. Yüzünü görmem kısmet olmuyor ama bu söylemler bir tıp öğrencisini imrendirecek, kendine idol yaratacak söylemler.

Tıp okurken hep cerrah olmayı hedef edinmişken ilk stajım olan nörolojiden çok hoşlanıyorum ve bu ikisini nöroşirürjiyen olma kararı ile bütünleştiriyo-rum. 1967 yılında mezun olduğumda yolum bu, ama nasıl? Türkiye’de nöro-şirürji uzmanlık eğitimi daha rayına oturmamış, yönetmeliği bile yok. Anka-ra Üniversitesi ve Hacettepe’de (o zaman daha Ankara Üniversitesi’nin ikin-ci fakültesi) böyle bir eğitime başlandığını öğreniyorum. Benim de bir idolum yok muydu ? Nurhan Avman! o zaman ver elini Ankara!

1967 Temmuz sıcağında bir gün Cebeci-Dikimevi kampüsündeyim. Nöroşi-rürji kliniğini buluyorum. Eski bir yapı tarihi Gülhane’den kalma. Daha önce kadın-doğum kliniği imiş, henüz tamamlanmış bir revizyonla nöroşirürji kliniği yapılmış. Ama heyhat. Nurhan Hoca’nın yıllık izninde, İstanbul’da olduğunu söylüyorlar. Şans bu ya iki asistan abi bana ilgi gösteriyor. Bunlar Ertekin Arasıl ve Mete Saveren. Bana bilmediğim birçok detayı anlatıyorlar. “Doğru, yönetmelik yok, nasıl nöroşirürjiyen olacağız belli değil ama hocalar bunun bilincinde, bakanlığın peşini bırakmayacaklar, er geç bir yol bulunacak, bak biz ikinci senemizi dolduruyoruz, sabırla bekliyoruz ve çalışıyoruz, bu işe hevesin varsa sen de bize katıl” diye beni cesaretlendiriyorlar. Anlıyorum ki onların da canı burnunda. İki asistan, bir gün biri ertesi gün diğeri nöbette. İyi arkadaşlar ama dışarıda bir araya gelmeleri mümkün değil. En cazip tekliflerini yapıyorlar. “Bak İzmir’den gelmişsin kalacak yerin de yok burada kal” diyorlar. Eskiler bilir, Cebeci’de asistan odası, ortada bir uzun çelik masa, iki yanında iki divan. Gündüzleri tüm asistanlık hizmetlerinin ofisi, geceleri bir divanda nöbetçi yatıyor, ikincisini de bana veriyorlar. Birkaç saatlik klinik tanıtımı ve hastalara vizit sonrası onlara göre ben her şeyi kavramış durumdayım! Akşam saatlerinde “bizi birkaç saat idare edersin artık diye” yeni bir istim üzerine yemeğe gidiyorlar. Nöbetçi olanı gece döndüğünde akşam sofralarından bana da börek ve tatlı getiriyor.

6 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı eski başkanı

Page 160: Avman kit web

158HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Hoca yok ama kendi çaplarında asistan ameliyatları yapıyorlar. Sonraki günler beni de ameliyatlara alıyorlar. Onlara göre ben tam bu işin adamı imişim! O yıllar telefon haberleşmesi bir problem. İstanbul’da Nurhan Hoca’ya telgrafla klinikteki durumdan haber verebiliyorlar bu arada benim varlığımdan da söz etmişler. İki gün sonra yine telgrafla cevap geliyor, “gözünüz tutuyorsa başlatın” diyor.

On beş gün kadar sonra ben artık asistanlıkta bayağı yol almışım! Bir pazar sabahı, klinikte yalnızım. Ziyarete gelen vatandaşlar asistan odasına uğraya-rak hastalarının son durumunu soruyorlar. Ben yetkinin verdiği gururla ce-vaplıyorum. Doğal olarak odaya saygılı bir tarzda giriyor ve ayakta bekleye-rek konuşuyorlar. Derken beyaz saçlı, beyaz tenli, mavi irice gözleri hemen dikkati çeken, topluca bir bey giriyor. Oldukça pervasız ilerliyor. “Herhalde siz yeni asistanımızsınız, ben Nurhan” diyor. Böylece hocamla doğrudan ta-nışmış oluyoruz.

Nurhan Hoca akıllarda hep aşırı kilosu ve yoğun sigara içmesi ile yer etmiştir. Bu fizik bulgular kalıtsal özellikleri ile bir araya geldiğinde daha kırkını doldurmadan ilk enfarktüs krizini geçirmişti ve benim anlattığım tanışma döneminde bu hastalığın nekahat günlerinde sayılırdı. Bana şişmanca görünmesine rağmen seksenli kilolarda hayatının belki en ince döneminde idi ve sigara da içmiyordu. Benim yanında bulunduğum altı yıl boyunca bu koşulları korumayı başardı. Ömür boyu disiplin zor bir şey olmalı, sonraki yıllar aldırmazlık kendini göstermeye başladı. Mesleğimizin memleketimiz-deki birkaç öncüsünden biri, karizması yüksek bir hoca idi. 1967’de benim

Nurhan Bey, Dr. Nurcan Özdamar, Dr. Yücel Kanpolat, Dr. Aşkın Karadayı ve Dr. Ertekin Arasıl ile birlikte

Page 161: Avman kit web

159HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

katıldığım ekip 1965’te Hacettepe’den transferle Ankara Üniversitesi’nde kuruluşun yasal, ekonomik, psikolojik birçok problemi ile uğraşmakta idi. Böyle bir ortamda kurucunun misyonu elbette en büyük itici güçtü. Hocanın temeli güçlü modern eğitimi ve araştırmacı kişiliği herkesin önünde bir ufuk açıyordu. O zor koşullarda bile bir cerrahi deney laboratuvarı kurması ve onu çalıştırmayı ameliyathane kadar benimsemesi ve bizlere dayatması etraf kli-niklerde pek görülmeyen bir olgu idi. Daha önemlisi bu dinamizmi, ne ya-zık ki pek uzun süremeyen yaşamı boyunca, hiç yozlaştırmadan sürdürmesi oldu. 1970’li yıllar mikronöroşirürjinin kuruluş ve atılım yılları idi. Temelde baskın bir kişilikte olmasına rağmen bu yeni teknolojiye bir öğrenci azmi ve sebatı ile sarılmasını bildi. 1975’te bir görüşmemizde “Benden gördüklerin bir başlangıç ama bundan sonra onlarla bir yere varamazsın Gazi’ye (Gazi Yaşar-gil) git ve sıfırdan al” dediğini unutamam. 1967’den sonra ikinci defa, yeniden ufkumu açmıştı. Ben, akranlarım, sonraki birçok arkadaşım bugün eğer var-sak, hocanın bileğimize taktığı altın bilezik sayesindedir.

Minnet ve saygı ile anıyorum.

Zürih 1987. BarselonaAvrupa kongresi dönüşündeDr. Yaşargil’e konuk olunduğunda.Nurhan Bey, Dr. Gazi Yaşargil,Dr. Hamit Ziya Gökalp,Dr. Nurcan Özdamar,Dr. Erdener Timurkaynak veDr. Hızır Alp ile birlikte

Page 162: Avman kit web

160HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Dr. Konuralp Başol7

Sevgili Prof. Dr. Nihat Egemen bana telefonla ulaşıp Hocamız Prof. Dr. Nurhan Avman’ın 25. ölüm yıldönümünü anısına, onun yetiştirdiği kişile-rin anılarından oluşan bir kitap oluşturmayı düşündüğünü söyledikten son-ra, benim de anılarımı yazıp yollamamı rica etti. Öncelikle bu güzel düşünce-sinden dolayı kendisini kutladım, bana kadar ulaştığı için de teşekkürlerimi sundum.

Nurhan Bey deyince aklıma, onunla ilk karşılaştığım an geliyor. Hayalimde canlandırdığım Nurhan Bey, daha sonraları Özal’ın Amerika’dan getirdiği prensleri gibi, Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın Hacettepe Üniversitesi için Amerika’dan getirdiği, biraz ukala, biraz kendini beğenmiş, orta yaşlarda, vasat kiloda bir kişi ile karşılaşmayı beklerken hayalimde canlandırdığım kişiye uymayan, oldukça kilolu, pırıl pırıl bakan mavi gözleri ile son derece sevecen, espritüel, spor giyinmiş, oldukça mütevazi görünümlü bir kişi ile karşılaşınca doğrusu şaşırdım. Hani derler ya, “İlk intiba son derece önemlidir, insanın bunu bir daha değiştirme şansı da yoktur” Nurhan Bey’in bendeki ilk intibası da aynen böyle oldu.

Nurhan Bey, Avman Paşa’nın oğlu olduğu için annesine “paşa teyze” derdik. Paşa teyze bizi çocukları gibi severdi. Bir gün paşa teyze Nurhan Bey’den bahsederken “Biliyor musun Konur, geceleri kaloriferleri söndürüyorlar, Nurhan da bu nedenle geceleri üşüdüğünü söylüyordu. Nurhan üşümesin diye, çarşıdan elektrikli bir ısıtıcı alayım dedim. Dükkân sahibine ‘elektrikli ısıtıcı istiyorum’ dedim. Dükkân sahibi ‘ısıtıcıyı ne için istiyorsun?’ diye sordu.Ben de ‘akşam kaloriferler sönünce bizim çocuk üşüyor, çocuğun odası için bir elektrikli ısıtıcı istiyorum’ dedim. Neyse, adamın getirdiği ısıtıcıyı aldım. Isıtıcıyı Nurhan’ın yattığı odaya koyduk, oda ısınmaya başladı. Sabahleyin kahvaltısını yaparken Nurhan’a ‘akşam iyi ısındın mı, kapatmak için uykulu uykulu üşenmedin değil mi ?’ diye sordum. Nurhan ‘Teşekkür ederim, iyi oldu; iyi oldu da, yalnız ısıtıcıyı kapamak için yataktan kalkmak olmasa çok daha iyi olurdu’ dedi. Ben de o gün çarşıya çıkıp, ısıtıcıyı aldığım dükkâna geri götürdüm.‘Bunun yattığı yerden kalkmadan düğmesini kapatacak bir tipini istiyorum’ deyince dükkân sahibi ‘Hanım, hanım; çocuğa bu kadar yüz verilmez, yüz verilen çocuklar, büyüyünce hiçbir şeyi beğenmeyen bir insan olur. Ben sana istediğin gibisini vereyim, ama sen sözümü dinle bu çocuğa bu kadar yüz verme’ deyince ben de ‘Benim oğlum büyük, koskocaman bir doktor’ dedim; adam söylediklerinden utandı ve özür diledi” diye anlatmıştı rahmetli Paşa teyze.

Nurhan Bey, rahat bir insandı, kravat takmayı da pek sevmezdi, çoğu kez kli-niğe kravatsız gelirdi. Eğer o gün profesörler kurulu toplantısı varsa, “Kravat

7 Emekli beyin cerrahı

Page 163: Avman kit web

161HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

takmış hocalar arasında tuhaf oluyor toplantıya kravatsız gitmek, çocuklar bana bir kravat verin” diye bizden kravat isterdi.

İhtisasa başladığımda her asistan gibi erkenden kliniğe gidiyordum. Bu arada bilmeyenleriniz için söyleyeyim, ben öğrenciliğimde ailevi nedenlerle hem eve bakıyor hem de okumaya çalışmak zorunda olduğum için de ilaç firmalarında propagandist olarak çalışıyordum. Hem işe hem de derslere yetişebilmek için arabaya ihtiyacım vardı. Sonunda tayin olup giden bir Amerikalı çavuştan arabasını satın aldım. Tabii arabayı alacak kadar param olmadığı için çalıştığım firmaya durumu anlattım ve firma ile kilometre başına belli bir ücret karşılığı anlaşarak arabayı aldım. Araba tek kapılı 1957 model spor, Plymouth marka, mavi beyaz bir araba idi. Mezun olmadan arabanın borcunu ödemiştim. Firmadan ayrılıp ihtisasa başlarken arabamla erkenden kliniğe geliyordum. Nurhan Bey’in arabası da 1957 model mavi bir Plymouth idi. Bir süre sonra Nurhan Bey arabasını park ederken gördüğü aynı renk ve aynı model arabanın kimin arabası olduğunu sormuş. Klinikteki arkadaşlar da “Konur’un arabası” demişler. Nurhan Bey’in biraz canı sıkılmış ama kimseye bir şey dememiş, bana da bir şey söylemedi. Kısa bir süre sonra Nurhan Bey arabasını değiştirip Mercedes bir araba aldı. Ben de öğrenci iken ilaç firmasından aldığım ücretten daha düşük olan asistan maaşına kaldığım için arabamı satmak zorunda kaldım.

Ben askerlik sonunda hanım köylü olmak için Bursa’ya geldim. Türkiye’nin beşinci büyük şehri olmasına rağmen Bursa’da nöroşirürji uzmanı yoktu. Bursa’daki hastanelerin hiçbirinde de nöroşirürji kadrosu yoktu. Oysa bildi-ğiniz gibi nöroşirürji çok ciddi bir disiplini gerektirdiği için özel bir klinik aç-mak gereği doğdu ve ben de bunu yaptım ve Konur Hastanesi’ni açtım. Her hastanenin asgari olarak iki ameliyathanesi olmak mecburiyeti vardır. Bu ne-denle benim de iki ameliyathanem oldu. Ameliyathane iki olunca salonların karışmaması için ameliyathane adlarının olması gerekir. Bu nedenle ben de iki hocam olduğu için birine Prof. Dr. Nurhan Avman Ameliyat Salonu, diğe-rine de Prof. Dr. Hamit Ziya Gökalp Ameliyat Salonu adlarını verdim. Ama kendilerine söylemedim. Nurhan Bey Bursa’da akrabası olduğu için önce on-lara uğrar sonra da bana uğrardı. Hastaneyi açtığımın ikinci yılında yine uğ-radı ve “Konur göster bakalım şu hastaneni” dedi. Ben de büyük bir memnu-niyetle hastaneyi dolaştırdım. Ameliyathane katına gelince baktı ki ameliyat-hanenin üzerinde kendi adı yazılı, hiç beklemiyordu böyle bir şeyi, daha önce de kimse kendisine söylememiş. O kadar mutlu oldu ki anlatamam, gözleri yaşardı. Ben de ilk defa, onun o mavi gözlerinden, yaş aktığını görmüş oldum.

Sonraki yıllarda da sık sık görüştük. Ölümünden altı ay kadar önce yine bana uğradı; “Nurhan Bey nasılsınız” diye sorduğumda “Konur, artık son turları ko-şuyoruz” dediğini hiç unutmuyorum. Her ne kadar “Olur mu Nurhan Bey, siz daha gençsiniz, sizde daha çok iş var” dediysem de, bu sözleri onunla konuş-mamızdan hatırladığım son sözler oldu.

Page 164: Avman kit web

162HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Yücel Kanpolat8

Prof. Avman ile ilgili eminim pek çok öğrencisinin fazla miktarda anısı ve yazacağı şeyler vardır. Ben Nurhan Bey’in kişiliğiyle ilgili birkaç olayı anlatarak bunu bilim kamuoyu ve özellikle Nurhan Avman dostlarıyla paylaşmak istiyorum.

Birincisi benim kliniğe asistan olarak girişimle ilgilidir. 1968’de sosyalizas-yondaki görevimi bitirerek Ankara’ya döndüm. Ortopedist olmak istiyordum. Hacettepe Üniversitesi Ortopedi’nin sınavlarına girdim ve orayı kazandım. Özellikle psikiyatrideki Çetin Ağabey başta olmak üzere pek çok dostum nöroşirurjinin geleceğini daha parlak gördüklerini ve benim bu kliniğe girmemin doğru olacağını söylediler. Ben nöroşirürji’nin sınavına da girdim, orayı da kazandım ama kafam karışıktı. Nöroşirürji ile ortopedi arasında gidip geliyordum. O sıralarda nöroşirürjide asistan ihtiyacı da vardı. Beni Nurhan Bey’in telkiniyle sıkıştırıyorlardı. Bu arada Nurhan Bey benim nöroşirürjiye girip giremeyeceğimi bir biçimde sordu, ben de:

8 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı eski başkanı

Nurhan Bey meslektaşlarıyla bir toplantıda (Soldan sağa: Dr. Yücel Kanpolat, Dr. Tunçalp Özgen,Dr. Hamit Ziya Gökalp, Dr. Vural Bertan, Nurhan Bey)

Page 165: Avman kit web

163HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

— “Biraz düşünmeliyim” dedim. O zaman Nurhan Bey:— “Birader, senin için niye bekleyelim ki! O zaman yeni bir sınav açalım, kazanırsan başlarsın.” dedi. Ben ikinci sınava da girdim, onu da kazandım ve nöroşirürji’ye başladım.

İkinci anlatacağım olay Ertekin ağabeyle ilgilidir. Ertekin Bey İzmir’de yeni açılacak bir nöroşirürji kliniğine gitmek üzere dilekçe vermişti, ama Nurhan Bey:— “Birader, ben yetiştirdiğim bir adamın buradan başka bir şehre gitmesine izin vermek istemem.” dedi.

Bu yorum üzerine Nurhan Bey, Ertekin Bey’e bir şey söylemeksizin onun klinikte kalmasını istedi ve o da bunu kabullendi. 1980’li yılların sonunda profesörlüğüm geldiği halde YÖK yasası nedeniyle kadro bulamıyordum, Hacettepe Üniversitesi’ndebana kadro verebileceklerini söylediler. Klinikten ayrılmam gerekiyordu ama muayenehane de açmamam lazımdı. Nurhan Bey muayenehane açmamı teşvik etmişti. Hatta ilk muayenehanemi hocanın teşvikiyle açtım. Hacettepe Üniversitesi’ne gitmedim ve klinikte kaldım.

Nurhan Bey bir yemekte(Soldan sağa: Dr. Yücel Kanpolat, Nurhan Bey, misafir bayan,Dr. Ali Taşçıoğlu, Dr. Hamit Ziya Gökalp; karşıda Dr. Mete Saveren)

Page 166: Avman kit web

164HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Son anlatacağım olay benim doçentlik tezi hazırlığımla ilgilidir. Bunun pek bilindiğini zannetmiyorum. 1978’li yıllarda doçentlik tezini hazırlamam gerekiyordu. Nurhan Bey’e gittim ve durumu anlattım.

“Bak ben sana bir şey söyleyeyim” dedi. “Ben Ertekin’in ve Mete’nin tezlerine yardım ettim, hatta önerdim ama bu insanlar ben Hacettepe’den ayrılırken bü-tün geleceklerini riske edip benimle birlikte Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği’ne geldiler. Yani ben onların doçentliklerine yardım etmek zorundaydım. Sana böyle bir borcum yok. Bana göre doçent olacak bir adam kendi tezini kendi bulmalıdır. Tabii ki hoca olarak ben ona yardımla görevli-yim. Onun için tez konunu hazırla ve bana gel, anlat. Birini beğenirsem onu sana tez seçeriz.” dedi.

Ben de bir hafta sonra Nurhan Bey’in karşısına hazırladığım birkaç projeyle çıktım. Bu projelerden birisini beğendi ve tez yapmamı önerdi. Ve ben de kö-peklerde trigeminal ganglionda RF lezyonunun histopatolojik değerlendir-mesini tez yaptım. Doğrusu bu tez hem benim içime sindi, hem Nurhan Bey bana bir bilim insanı ve hoca olarak doğru yolu göstermiş oldu. Tabii ki do-çentlik evrelerim sıkıntısız ve başarılı geçti. Sınavda hocanın beklediğini ger-çekleştirebildim sanıyorum.

Son anlatacağım olay Nurhan Bey’in ölüm günüdür. O gün günlerden galiba cuma idi. Sabah yeşilleri giydiğimiz dolapların arkasında giyiniyorduk. Nurhan Bey orada yerde duran birkaç yeşili keyifsizce tekmeledi. Yorgun görünüyordu. Ben de o gün bir hipofiz ve Türkiye’de ilk kez Nucleus Caudalis DREZ ameliyatı yapıp aklımca patrona fiyaka yapacaktım. İkinci ameliyatı bitirdiğimde yukarıdan Sait Naderi’nin telefonuyla benim acilen yukarı gelmem istendiği söylendi. Israrla Sait’e ne olduğunu sordum, bana Nurhan Bey’in vefat ettiğini söyledi. Olay Ankara SSK’da olmuş. Doğrusu çok üzüldüm; ben ne bekliyordum ve ne oldu... Nurhan Bey ölmüştü, çok sevdiği ve beğendiği Napolyon gibi “Benim imparatorluğum benimle başlar, benimle biter” demişti, öyle de bitti.

Page 167: Avman kit web

165HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey dostlarıyla bir yemekte (Solda önden arkaya: Dr. Yücel Kanpolat, Dr. Ertekin Arasıl,Dr. Aykut Erbengi, Dr. Özdemir Gürçay; sağda önden arkaya:Dr. Zeki Oral, Nurhan Bey, Dr. Ertuğ Özkal, Dr. Hamit Ziya Gökalp)

Nurhan Bey ve dostları(Soldan sağa: Dr. Ahmet Erdoğan, Dr. Yücel Kanpolat, Dr. Ertuğ Özkal, Dr. Nuri Arda, Nurhan Bey,Dr. Bekir Gökben)

Page 168: Avman kit web

166HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey, Dr. Yücel Kanpolat ile birlikte

Nurhan Bey, 1977’de Barselona kongresinde Costa Brava’da bir tekne turunda Dr. Hızır Alp ile birlikte

Page 169: Avman kit web

167HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey, Dr. Yücel Kanpolat ve diğer yabancı meslektaşlarla beraber

Nurhan Bey 1982 yılında Scandinavian Neurosurgery Society

toplantısında Dr. Kanpolat,Dr. Sugita ve Dr. Pamir ile birlikte

Page 170: Avman kit web

168HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Hadi Özer9

Nurhan Avman ve ben İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 1952 yılı mezunlarıyız. Ayrı semtlerden eğitimimize devam ettiğimiz için öğrencilik yıllarımıza ait müşterek anı sahibi de değilim. Nurhan ile tekrar karşılaşmam ben Amerika’dan dönüp Hacettepe de radyoloji uzmanı olarak göreve başla-dığımda gerçekleşti. Özdemir Bingül gibi birçok sınıfdaşım da Hacettepe de çalışıyordu. Nurhan da 1960 yılında Amerika’dan yurda dönmüş ve beyin cer-rahisinin sorumluluğunu üstlenmişti.

O dönemde serebrospinal hastalıkların teşhisinde radyologun rolü nörolog veya nöroşirurjiyenlerce radyoloji laboratuarlarında gerçekleştirilen miye-lografi, pnömoensefalografi-ventrikülografi, direkt karotis arter ponksiyonu ile elde olunan serebral anjiyografilerin interpretasyonuna, talep edildiği tak-dirde, katkı da bulunmaktan öteye geçmiyordu. Nurhan’ın ameliyat kararını, olguları nörolog, radyolog vb uzmanlar ile konsülte ederek verme alışkanlı-ğı nedeniyle çalışmakta olduğumuz kurumda daha sık bir araya geliyor, iki bekâr olarak boş zamanlarımızı birlikte değerlendiriyorduk. 1965 yılını ben doçentlik tezime ve sınavına hazırlanmakla geçirirken Nurhan da kendi dalında yoğun bir çalışma içindeydi asistan yetiştirmeye ve bir departmanı oluşturmaya çalışıyordu.

Nurhan’ın amacı ve gayreti bir departman oluşturmaya yönelikti ve bulun-duğu görevi kabul ederken de Doğramacı Hoca ile yaptığı görüşmede bu konu üzerinde anlaşmaya vardıklarını bize de (ben ve eşim Aslı’ya) anlatmıştı.

1965 yılının sonlarına doğru Nurhan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nce yapılan teklifi kabul ederek orada beyin cerrahisi departmanı oluşturmak üzere Hacettepe’den ayrıldı. Aslı ile 1966 yılında gerçekleşen evliliğim son-rasında Nurhan’la dostluğumuz da pekişerek devam etti. Hacettepe’den ayrılma gerekçesini kendisinden defalarca dinleme fırsatı bulduk. Hacettepe hastanesinin yatak sayısının arttırılması ve reorganizasyonu sürecinde söz verildiği üzere, yeterli yatağa ve gerekli donanıma sahip bir departman oluş-turulamadığı gibi Nurhan’ın çok çaba sarf ederek kurduğu beyin cerrahisi biriminin yönetimi ve sorumluluğu, diğer birçok birimle birlikte bir genel cerrahi profesörüne, Prof. Dr. Hüsnü Göksel’e verilmişti. Nurhan bu durumu kendisine verilen sözlere aykırı bularak kabul edememiş, oyalandığı düşün-cesinin de etkisi ile Cebeci’ye geçmişti.

Nurhan yaşantısını bekâr olarak devam ettirmesine rağmen Ankara’da çok geniş bir dost çevresi edinmişti. Sevilen ve saygı gören, hoşsohbet ve alçakgönüllü yapısı ile bu ortamın oluşmasını sağladığı yadsınamaz.

9 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı emekli öğretim üyesi

Page 171: Avman kit web

169HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

O zamanlar Ankara da Çubuk Barajı yolu üzerinde bulunan Golf Kulubü en sık olarak buluşulan yer idi.

Ankaralı dostlarının Kaş’ın Büyük Çağıl mevkiinde yaptırmakta olduğu taş evlerden oluşmuş bir sitede kendisine de deniz üzerinde bir parsel ayırdık-larını bize söylediğinde memnuniyeti her halinden belliydi. Evi bitene ka-dar ve sonrasında da birlikte yaptığımız yolculuklar sonunda, konakladığı-mız pansiyonda sivri sinekten korunmak için cibinlikli yataklarda yatıyor veya aşırı sıcak gecelerde terasa kurulu karyolada uyumaya çalışıyorduk.Hiç unutamadığımız bir konu da pansiyonu tanıtmak amacıyla hazırlanmış kartvizitler üzerindeki “Hot Water forewer” cümlesi nedeniyle pansiyon sa-hibi rahmetli Orhan ile şakalaşmalardı. Kaş gezilerinde o zamanlar kimsele-rin uğramadığı, bakkallarında şişe veya kutu içinde süt bulunmayan (Meis’e gittiğimizde bulmuştuk) güzelim Kaş’ta birçok dostumuz oldu. Birlikte yap-tığımız meşakkatli Kaş gezileri 1969 yılında bizim Amerika’ya gidişimiz ile son bulsa da; 1969-1972 yılları arasında Amerika’ya her gelişinde bizim ça-lıştığımız, onun da uzun yıllar alma mater’i olan Boston’a uğrayarak birkaç günü bizimle birlikte geçirir, bu günler müzik ve yemek ziyafetlerine vesile teşkil ederdi. Bir gelişinden önce telefonda bizden opera performansının ne olduğunu öğrenmek istemiş, en sevdiğim opera dediği La Bohème için biletlerimizi erkenden temin etmiştik.

Resim koleksiyonu yapmak ve müzik (klasik Batı ve Türk müziği) dinlemek sevdiği şeylerdi. Evinin duvarlarında bazıları meşhur ressamlarımızın he-diyesi olan tabloları seyretmekten çok hoşlanır ve günün yorgunluğunu gi-dermeye çalışırdı. Bir akşamüzeri Torba Koyu’nda demir attıktan bir süre

Nurhan Bey tekne gezisindeAslı Özer, Nurhan Bey’in yeğeni Gönül Çetin ve Ankara Tıp farmakolojiden Prof. Dr. Hakkı Ayhan ile birlikte

Page 172: Avman kit web

170HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Nurhan Bey, Aslı Özer ve Dr. Hadi Özer ile bir yemekte

Nurhan Bey, dostları ile bir yemekte

Page 173: Avman kit web

171HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

sonra koydaki tarlaların biri içinde mevcut küçük bir kulübe önünde bir kişinin bize el sallayıp seslendiğini duyduk. Tekneye gelmek için botla aldırmamızı istiyordu. Gemicimiz giderek bu kişiyi tekneye getirdiğinde, ismini duyduğumuz ama benim şimdi hatırlamadığım bir ressam olduğunu öğrendik. Kulübesinden baktığında Mandalina’nın silüetini çok beğendiğini ve hemen resmettiğini söyledikten sonra ilerleyen sohbet süresinde birkaç skeç daha yaptı. Nurhan’ın resim tutkusunu ve ilgilendiğini öğrenince de Mandalina’nın tablosunu satabileceğini söyledi. İstediği fiyat Nurhan’ın verdiğinin çok üstünde kaldığı için tabloyu alamadık. Acaba sahibi kim oldu?

1972 yılının sonlarına doğru Boston’dan Ankara’ya döndüğümde Hacet-tepe’deki görevimden istifa etmiş muayenehane açarak serbest çalışmayı planlamıştım. Nurhan, İzmir Caddesi’nde Radyolog Dr. Vacit Tanyeri’nin bulunduğu apartmandaki muayenehanesini Mithat Paşa ve Ziya Gökalp caddelerinin köşesine yakın bir yere nakletmişti. 1973 yılında Mithat Paşa Caddesi üzerinde açtığım muayenehanede serbest çalışıyor olmamı olumlu bir girişim olarak kabul etti.

Muayene hekimliğinde ilk yılımı tamamladığım ve bu çalışma tarzından tat-min olduğum bir süreçte benim akademik hayata dönmem gerektiğini dü-şünerek fakülte yetkilileri ile görüştüğünü, Ankara Tıp Fakültesi’nde Prof. Dr. Uluhan Berk’in başkanı olduğu Radyoloji Kürsüsü’nde mevcut profesör kadrosuna atandığımda yine beraber çalışma fırsatı doğacağına beni ve eşi-mi ikna etti. Başta Prof. Kazım Türker olmak üzere birçok sınıf arkadaşım da orada görev yapıyordu. Benim Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Kür-sü Başkanlığı teklifini kabul edip, 1974 Ağustos ayında İzmir’de göreve başla-mam nedeniyle Ankara arkadaşlığımız ancak iki yıl sürebildi.

İzmir’e nakledişimizden vefatına kadar geçen sürede dostluğumuz çok daha gelişerek bizim Ankara ve İstanbul’da oturmakta olan ailelerimizin adeta bir ferdi oldu. İzmir’e alıştıktan sonra her fırsattan yararlanıp bazen yalnız bazen de bir meslektaş ve dost gurubu ile sıklıkla Bodrum’a gider olduk. Bu gezilere Nurhan da katılmaya başladı, bu nedenle çok sevdiği Kaş gidişleri erteleniyor ve orada edindiği dostlarının sitemleri ile karşı karşıya kalıyordu.

Bir güzel anımızda 1976 yılında Türk Radyoloji Derneği adına Çeşme Al-tın Yunus Oteli’nde Ege Radyoloji Kürsüsü olarak düzenlediğimiz ulusal kongremize davetli konuşmacı olarak katılmayı yeterli bulmaması, güzellik kraliçesi unvanı taşıyan ve çok yetenekli bir kişi olan muayenehane sekreteri Mine Urgancıoğlu’nun arkadaşları ile birlikte bir defile sunmasını sağlamış olmasıdır.

Nurhan, tavizsiz, ciddi ve disiplinli çalışma alışkanlığına sahip kişiliği ile cumartesi sabahlarının erken bir saatinde yapmayı adet edindiği vizitleri hiç aksatmaz; zorunlu olmadıkça eğlenceye, yeme-içmeye ve sosyal yaşam için ayırdığı zamandan feragat etmezdi.

Page 174: Avman kit web

172HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Bizimle olan arkadaş ve dostluğu gereği artan İzmir geliş-gidişleri ve içimizde varlığını hissettiğimiz deniz sevgisinin de etkisiyle (Nurhan çok iyi yüzerdi) 1977 yılında, donanımı Bodrum’un meşhur Ziya Usta’sı tarafından gerçekleştirilmiş olan 11 metre uzunluğunda, iki direkli Bozburun yapısı Mandalina adlı ikinci el bir guletin ortak sahibi olduk.

Mandalina kış aylarında Erol Ağan’ın tersanesinde bakıma alındığı için Bodrum izin aylarımızın başlangıç şehri, kış veya yaz gitmek için fırsat yarattığımız bir şehir olmuş, ulaşımın çok meşakkatli olduğu bu süreçte Bodrum’un tek eğlence yeri olan Han ile Körfez lokantasının müdavimleri arasında biz de görünür olmuştuk.

Tekne sahibi olarak ilk yaz tatilini gemicimiz rahmetli Ali Nalbantoğlu ile dört kişilik bir ekip olarak, Bodrum’dan başlayıp çok sevdiğimiz Kalkan’da birkaç gün kaldıktan sonra Kaş’a kadar giderek Kaş’ta geçirdik. Nurhan kıyı kaptanlığı ehliyetini uzun yıllar yaşadığı Samsun’dan, ben ise İzmir’den almıştım. Dirayetli bir kaptandı. Ehliyetini imtihana girmeden torpil ile alınmış bir ehliyet olarak tanımlamamıza kızmaz, bunu gülerek karşılardı.

Kaş 1973: Nurhan Bey, Aslı Özer ve Orhan Bey’le birlikte

Page 175: Avman kit web

173HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Biz İzmir’de yaşadığımız için yaz tatillerini Çeşme Dalyanköy’de Mandalina’da geçirmeyi tercih ederdik. O günlerin sakin ve Mandalina dışında ancak birkaç balıkçı teknesinin bulunduğu barınak civarındaki az sayıdaki yazlık evlerden birinde oturan meslektaş dostlarımızla (Sermet Akgün, İlhan Vidinel), balıkçılar ve köy sakinleriyle, teknenin geniş kıç sahanlığında sohbet ederek kış aylarının stresini atmaya çalışırdık.

On yıl birlikte sahibi olduğumuz Mandalina ile Dalyanköy-Kaş arasında Gü-ney Ege ve Batı Akdeniz’in şirin koyları; Kuşadası, Didim, Yalıkavak, Gümüş-lük, Güvercinlik, Torba, güzelim Gökova koyları ile Bozburun, Knidos, Datça, Fethiye ve Marmaris’e birçok kez giderek denize olan sevgimizi pekiştirirdik. Bu yolculukların en güzel anları, yol alırken güneşin doğuşunu seyretmek, Knidos ve Yalıkavak’ta günbatımında aperatifimizi yudumlamak, seyir anın-da teknemiz ile yarışan yunusları yol keserek seyretmek ve hatta onlarla bir-likte yüzmek olarak özetlenebilir.

1964 yılının sonlarına doğru Hacettepe buluşması ile başlayan, sonraki yıl-larda ailelerimizi de kapsayarak derinleşen dostluk ve arkadaşlığımızın otur-duğu zeminin sağlamlığını aramızda geçen bir olayı aktararak daha iyi anla-tabilirim. 1986 yılının bir yaz gününde, Nurhan’ı Ankara uçağına yetiştirmek üzere benim arabamla Bodrum’dan ayrıldıktan bir süre sonra Aslı ile sohbet-lerinin bir tartışma havasına dönüştüğünü hissederek, şimdi hatırlamadı-ğım bir nedenle ben de konuşmalara katıldım. Konuşmalar Nurhan ile benim atışmamıza dönüşme boyutuna geliyordu ki iyi kalpli Nurhan benim ondan bir yaş büyük olduğumu hatırlatıp Aslı’ya ‘Hadi ağabeyi kızdırmayalım’ diye-rek tartışmayı kırgınlığa neden olmadan sonlandırdı.

1987 Aralık ayı sonlarına rastlayan bir gün Nurhan telefonda departmanın-daki sekreter ve çalışma arkadaşları ile kürsüsünde yetişen meslektaşlarına yapa geldiği yılbaşı kutlamalarını daha erken bir tarihte yapacağını, gerekçe-sinin de “Bu ve bundan sonraki yeni yıllara İzmir’deki ailesiyle birlikte gir-mek” istemesi olduğunu bize söylediğinde, dostluğumuzun ulaştığı boyutun “kardeşlik” olduğunu algılayarak çok mutlu olduk.

Birlikte İzmir’de karşıladığımız 1988 yılbaşı sonrasındaki ilk karşılaşmamız, rahmetli kayınpederim Memduh Tezel’ in vefatını duyar duymaz, nerede ise bizden önce geldiği İstanbul’da, hepimiz için hüzünlü ve üzüntülü bir gün olan 19 Şubat 1988’de oldu.

Ne bilebilirdik, bir ay sonra aynı gün, çalışma arkadaşlarından Dr. Hamit Gökalp’in telefonuyla Nurhan’ın ani ve zamansız ölümünü öğrenip, bir şey yapamayacağımızı bile bile bir an önce Ankara’ya ulaşmak için çırpınacağız.

Mandalina teknesi

Page 176: Avman kit web

174HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Canan Erzen10

1975 yılında Ankara Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı’na uzmanlık öğrencisi olarak başladığımda, hastanenin bulunduğu Cebeci kasvetli bir bölgeydi. Görevli olduğum radyoloji ünitesi, namlusunu bize yönlendirmiş tanklarla çevrilmişti. Baş asistanımız ilk günden başlayarak beni film banyo odasında görevlendirerek, dışarının bu ürkütücü havasından kurtarmak istemiş ise de, “karanlıkların adamı” diye ün salmış banyocu Ali beni o daracık banyodan dışarı atmayı yeğliyordu. Banyo odasından da dışarı çıkarıldığım bir gün sevgili hocamız Prof. Dr. Uluhan Berk tüm asistanları topladı ve hepimizi farklı kliniklere rotasyona göndereceğini bildirdi. Kimse rotasyona gitmek istemediği gibi, benim beyin cerrahisi rotasyonunu seçmem de diğer asistanların pek hoşuna gitmedi. O günlerde radyasyonun mutlaka kısırlığa yol açtığına inanıldığı için, radyolojide benden başka hanım yoktu: Bu nedenle erkek asistan arkadaşlarım bana çok saygılı ve koruyucu davranıyorlardı. Beyin cerrahisinde mesainin sabah yedide başladığı, işlerin hiç bitmediği, hastaların acılarına dayanamayacağım, hocaların gazabından da kurtulamayacağım bana anlatıldı. Ancak ben öğrenme ve iyi doktor olma hevesiyle tüm anlatılan olumsuzluklara razı olarak, ertesi sabah saat yedide beyin-cerrahisi ikinci kat röntgen odasına gittim ki, klinikte bir hemşire dışında kimse yoktu ve hastalar da henüz uyanmamışlardı. Arkadaşlarımın anlattıklarının etkisiyle korku içinde, en iyi tanıdığım röntgen makinasının yanına oturup beklemeğe başladım. Bir süre sonra merdivenlerden yavaş yavaş çıkan ayak seslerini duydum. Heyecanla yerimden kalktım, merdivenlere koştum ve mavi gözlü bir devin geldiğini gördüm. Prof. Dr. Nurhan Avman beni o saatte orada görünce “Sen burada ne arıyorsun?” diye sordu. Kendimi tanıttım. Bir süre beni süzdükten sonra “anladım, koca bulmaya gelmişsin” diye yanıt verdi ve odasına yürüdü. Bu yargı çok canımı sıkmıştı. Fakat sonraları bu ilk gözlemin anısını silecek kadar duyarlı ve zeki kimliğini anladım.

Serebral anjiyografi o yıllarda, beyin cerrahisinde direk karotid arter ponksi-yonuyla uygulanır, hasta acılar ve kontrast maddenin neden olduğu yan etkilerle kıvranır ve doktorların ellerinden kurtulmağa çabalardı. Böyle bir ortamda dahi beyinle ilgili bir şey öğrenmek beni heyecanlandırıyordu ve röntgen odasından akşamlara kadar hiç ayrılmadığım için klinikte olan bitenleri sürekli izleyebiliyordum. Bir süre sonra Prof. Dr. Nurhan Avman’ın çok sayılan ve korkulan bir hoca olduğunu, nitekim tüm asistanlarıyla ve hastalarıyla yakından ilgilendiğini gördüm. Hoca, birkaç hafta sonra, benim de hasta ziyaretlerine ve bilimsel toplantılara katılmama izin verdi. Toplantılarda çoğu kez nöroradyolojinin önemini vurgular ve gelecekte çok gelişeceğini anlatırdı. Bilimsel toplantılarda asistan ve öğretim üyelerine

10 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı eski başkanı

Page 177: Avman kit web

175HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

sorduğu soruların yanıtlarını da çoğu kez kendi açıklar, bir gece önce en son yayınlarda okuduğu bilgileri anlatır, zaman zaman hastalarla ilgili bazı konularda sinirlendiği anlaşılırdı. O yıllarda henüz ülkemizde bilimsel yayın konusu güncelleşmemiş olmasına karşın, hoca beyin cerrahisinde yapılacak yayınları gündeme taşır, açıklar, ben de hayranlıkla dinlerdim.

Prof. Dr. Nurhan Avman’ın kliniğinde altı ay süreyle bilgi, bilimsel ciddiyet, disiplin ve nöroradyoloji konularını olabildiği kadar özümsedikten sonra radyoloji anabilim dalına döndüm: Fakat birkaç gün sonra Prof. Dr. Nurhan Avman’dan bir telefon geldi, beni çağırıyordu. “Bilgisayarlı tomografi nedir biliyor musun?” diye sordu. “Ben radyolojiyi, bu yöntemin keşfedildiğini duyunca seçtim” diye yanıtladım: O da bana, “Çok güzel, bilgisayarlı tomografi cihazının üniversitemize alınması için git hocanı ikna et” dedi. Bu benim için çok ağır bir görevdi. Biz asistanlar hocamız Prof. Dr. Uluhan Berk’in odasının önünden geçmeye dahi çekinirdik. Günlerce konuşacaklarımı planlayıp hocamın yanına çıktım. Bana “becerebilecek misin?” diye sorduktan sonra onayladı ve hemen cihazı almak için gerekli formaliteleri hazırlamağa başladık. Bürokrasi ağır işliyordu. Prof. Dr. Nurhan Avman’ın teşviki ile Türkiye’de kurulan ilk tüm gövde bilgisayarlı tomografi cihazı 1978 sonlarında çalışmaya başladı. Cihazı deneme çalışmaları süresinde dahi Avman Hoca’nın günde 5-10 hastasını incelerken, çok az zorlandığımı söyleyebilirim: Çünkü sevgili Nurhan Avman Hoca, hastalarla birlikte ön tanılarını da bana gönderiyor, beni kendi asistanı gibi eğitiyor ve deneyim kazanmamı sağlıyordu.

Olağanüstü bir eğitici, bilim adamı ve nöroradyoloji bilgini olan Prof. Dr. Nurhan Avman’ı her zaman saygı ve sevgiyle anıyorum.

Yıllar sonra, güneşli bir cumartesi günü, Prof. Dr. Nurhan Avman’ın ani ölüm haberi geldi. Bilgi ve zeka taşan bu değerli beyin aniden nasıl kaybolabilirdi? İlk kez ölümün acımasızlığını tüm benliğimde hissettim.

Prof. Dr. Mete Saveren11

1961 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. 1961-1963 yılında askerlik görevimi yaptıktan sonra, burslu olduğum için kura çekip, 1965’in Nisan ayına kadar Tunceli’de pratisyen hekim olarak görev yaptım. Bu sırada Hacettepe Tıp Fakültesi’nde nöroşirürji asistanlığında boşluk olduğunu öğrendim. O zamanlar nöroşirürji asistanlığı pek tutulan bir asistanlık değildi. Hacettepe’nin açılması yeni hekimlere asistanlık konusunda büyük faydalar sağlamıştır. Hemen karar verdim. Aşkın Karadayı o zaman benimle yaşıttı ve 4. sene asistanıydı. 1965’in Nisan ayında Ankara’da Nurhan Bey’i ziyaret ettim. Bir buçuk yıldır devlet hizmetinde olmamın

11 Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı eski başkanı

Page 178: Avman kit web

176HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

verdiği alışkanlıklardan dolayı kendisine beyefendi diye hitap ettim. Nurhan Bey’i tanıdıktan sonra bu şekilde hitap etmenin yanlış olduğunu anlamıştım. Kendisine hoca diye hitap edilmesini istemezdi. Nurhan Bey derdik. Kendisi doçentti ve klinik başkanıydı. Lisan bilmediğimi ve yaşımın ileri olduğunu söyledi ve beni kerhen kabul etti asistanlığa. Yaşamın ileri olmasının benim için bir problem olmayacağını, kendi kıdemimdeki arkadaşlarla rahatlıkla geçinebileceğimi söyledim. Lisan da öğreneceğimi söyleyince “çok duydum bu sözleri” diyerek beni sitemli bir şekilde cevapladı. Bu şekilde nöroşirürji asistanlığım başladı.

O zamanlar Hacettepe’de cumartesi günleri daha çok eğitim yapılırdı, ame-liyat yapılmazdı. Toplantılar yapılırdı. Bu toplantıların birinde bana patoloji vakalarının takdimi görevi verilmişti. Bir medulloblastom vakası takdim et-miştim ve diğer branşlardaki arkadaşlardan birisi Nurhan Bey’e hitaben soru sordu: “Medulloblastomların yaşam şansları nedir?” Nurhan Bey net cevap vermedi. Ben söz istedim ve Matson’ın kitabında bu kişilerin şu kadar sene hayatlarını devam ettirebileceklerini bildirdiğini söyledim. O zaman hoca ya-nındaki Turgut Derinkök’e dönüp, sonradan öğrendiğime göre, “bu çocuk bu kitabı mı okuyor” demiş. Daha sonra Nurhan Bey enfarktüs geçirdi ve henüz 37 yaşındaydı.

O zamanlar Nurhan Bey ile Cebeci Tıp Fakültesi’ndeki ilişkiler iyice yakın-laşmıştı. Nurhan Bey hasta iken bu ilişkiler devam etti ve Nurhan Bey’e nö-roşirürji bölümü açmak üzere karar aldılar. Nurhan Bey’in o kadroya tayinini yaptılar. Nurhan Bey’le birlikte ben, benim kıdemlim Ertekin Arasıl ve daha kıdemlim Turgut Derinkök sınava girerek Tıp Fakültesi kadrosuna girdik. Turgut Bey gelmeden önce Hacettepe’de uzmanlık sınavına girdi.

Nurhan Bey, Dr. Mete Saveren’in doçentlik töreninde

Page 179: Avman kit web

177HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Ankara Tıp’ta çalıştığımız yerin bir tarafı göğüs cerrahisine diğer tarafı bize aitti. İki tane büyük koğuş vardı ki, bir tarafı erkek, bir tarafı kadın koğuşuydu. Altı yataklıydı. İki ameliyathanenin birini biz diğerini göğüs cerrahisi kullanıyordu. Nöbet odamız ve yoğun bakım olarak kullandığımız yerler de yine müşterekti. Yatak sayısı Hacettepe’dekinden çok azdı. Orada kendi yatağımız olmasa bile başka bölümlerden yatak alırdık.

Nurhan Bey 1966 yılında bir enfarktüs geçirdi ve 6 ay yatması icap etti. 135 ki-lodan 90 kiloya inmişti ve bu uzun süreyi kendi kliniğimizde yatarak geçirdi. Odasını yatakhane olarak kullandı.

Biz o zamanlar ameliyatlarımızı onun talimatları ile yapardık. Samimi olarak konuşmak gerekirse herkes uzmandı; Turgut Bey, Aşkın, Nermi, uzmandı ama uzmanlıkları şimdiki kadar yeterli değildi.

Nurhan Bey’le asıl çalışmamız 2. enfarktüsten sonra olmuştur. Güzel bir sis-temi vardı hocanın, her cumartesi büyük vizit yapardı. Bu vizitler 2-3 saat sü-rerdi. Bütün hastalar dolaşılırdı. Hastaların önünde soru sorardı, cevabını bi-lirseniz söylerdiniz, bilemezseniz ilk karşılaştığınızda söylerdiniz. Ancak o zaman cevabın doğru veya yanlış olduğunu kendisi söylerdi. Bunu prensip haline getirmişti ve biz her vizitte ondan soru beklerdik. Tıp Fakültesi’ndeki o kötü yerden sonra, bize yeni bir yer tahsis ettiler. Kadın doğum kliniğinin ayrıldığı iki katlı yere biz geçtik.

Nurhan Bey, Dr. Mete Saveren’in doçentlik töreninde, (soldan sağa)Dr. Mete Saveren, Nurhan Bey,Ülkü Saveren, Tanya Gökalp,Esin Alp, Dr. Hızır Alp

Page 180: Avman kit web

178HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

İhtisasa gelmeden önce şunu söylemek istiyorum; klinikteki işler iki kısımdı. Bir kısmı idari işler ve bunları Dr. Ertekin Arasıl üstlenmişti. Asistan alımları ve seminer gibi bilimsel işler de bana kalmıştı. 1970’te ihtisasa girdim. 1971’de yurtdışı için sınava girerek kazandım. Nurhan Bey’e gittim ve Amerika’ya gitmek istediğimi, ancak bir laboratuvara değil de bir kliniğe gitmek istediğimi söyledim. O da Lahey Kliniği’ne mektup yazdı. 1974’ün Temmuz ayında Lahey Kliniği’nde göreve başladım. 1975’te yurda döndüm. 1976’da doçent oldum. 1979’da Antalya’ya geldik.

Ankara Tıp döneminde her zaman bir aile ortamındaydık. Mesai sonrası bile ev ziyaretleri ile ilişkiler çok iyi ortamdaydı. Bu nedenle Nurhan Bey’in hepi-mizin beyninde hocadan öte bir yeri vardı.

Nurhan Bey, Dr. Mete Saveren’in doçentlik töreninde

Page 181: Avman kit web

179HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Sevim Balcı12

Sayın hocamızın anısına, ölümünün 25. yılı nedeni ile bir kitap yazıla-cağını ve o zamana kadar Prof. Dr. Nurhan Avman ile çalışmış hekimlerimizi de kapsayan güzel bir eser olmasıyla ilgili arkadaşlar büyük bir özen gösteri-yorlar. Bizleri de İstanbul’dan Sayın Prof. Dr. Sait Naderi arayıp bilgilendirdi. Bu bizim için de büyük bir onur kaynağıdır.

Ben şimdi sizleri eski günlere götüreceğim. Ben Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 30 Haziran 1962 yılında mezun oldum. Çok değerli unutulmaz hocam Prof. Dr. İhsan Doğramacı bizim mezuniyet balomuza (Ankara Atatürk Orman Çiftliği Merkez Lokantası’nda idi) gelip bizleri tek tek masamızda ziyaret edip 7 Temmuz 1962’de yapılacak olan pediyatri asistan sınavına davet etti. O zamanlarda mezun olan bir doktorun hemen bir işe başlaması mucize gibi bir şeydi. Bizden önceki yıllarda ücret almadan ve kadroya girmeden o bölümde fahri olarak çalışırlardı. Ya bir öğretim üyesi ölür veya emekli olursa o zaman atanılırdı.

İhsan Doğramacı hocam bu arada diğer bölümlere de Amerika’dan en iyi ele-manları getiriyordu. O bölümlerden biri de nöroşirürjiydi. Serbest kadroları olmadığından bizler de hem bilgi görgümüzü artırmak hem de o bölümlerin asistanlığını yapmak üzere bölümlere gidiyorduk. Bizler de büyük bir şevkle çalışıyorduk. Ben bu arada 6 ay nöroşürirji rotasyonumu Nurhan Avman ve Yıldız Yalçınlar’la yürütüyordum. O hocalar da ne kadar sabırlı insanlarmış ameliyatlara girip ekskavatör tutup zaman zaman da koterize ediyorduk. Ak-şamları da Yıldız Hanım’la birlikte pansumanları yapıyorduk.

Nurhan Hoca’dan mavi gözleri, otoriter hali ve heybetli yapısı nedeniyle bi-raz ürkerdik. Ancak her zaman zarifti, bazen de Büyük Tiyatro’da ona özel bi-let geldiğinde o ay çalışan asistanı Yıldız Hanım’ı da davet ederdi. Sonradan öğrendiğimize göre Nurhan Hoca’nın özellikle tiyatro, klasik müzik ve res-me aşırı alakası varmış. O zamanlarda cumartesi günleri de yarım gün çalı-şırdık. Ben tam çıkmak üzere iken hemşire hanım bana doktor hanım gide-mezsiniz çünkü iki köylü kavga etmişler ve birbirlerinin kafasına kürek ile vurmuşlar, iki kafa travma vakası gelmiş dedi. Beş şişe kan kroslayıp öyle gi-debilirsiniz dediler. O zaman kan kroslamayı da biz yapardık. O gün Nurhan Hoca ve Yıldız Hanım o iki vakayı ameliyat edip sağlıklarına kavuşturdular. Dr. Yıldız Yalçınlar da çok çalışkan yardımsever ve özellikle Türkiye’nin ilk bayan nöroşirürjiyenlerindendi. Maalesef öğrendigimize göre bu yıl Dr. Yıl-dız Yalçınlar’ı da kaybettik.

12 Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Genetik ve Pediyatri Emekli Öğretim Üyesi

Page 182: Avman kit web

180HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Nurhan Avman’ın o vakur haliyle, pek çok şey de gözünden kaçmazdı. Çok iyi bir kliniği vardı. Radyolojik tetkikler o zamanlar ileri olmamasına rağmen Nurhan Hoca muayene ettiği bir beyin tümörlü hastanın evrakına tek kelimelik bir ön tanı yazardı -Örneğin: Meningiom. Astrositom- radyolog arkadaşlar da bu tanıyı hoca koyduysa göstermeğe çalışırlarmış ve büyük olasılıkla söylediği tanının histopatolojisi o şekilde çıkarmış. Dr. Kalbiye Yalaz’ın muayene ettiği yedi yaşında bir kız hastanın eli ayağı tutmuyormuş ve tanısını koyamamış, “Nurhan Bey şu hastama bir bakar mısız?” diye sormuş. Nurhan Bey göz ucu ile bakar bakmaz; bu çocukta konversiyon reaksiyonu tanısı koymuş. Kalbiye Yalaz Hoca anamnezi derinleştirince çocuğun evde felçli bir babaannesi olduğunu farketmiş. Sonra da çocuk psikiyatrisi konsültasyonu istenmiş. Daha sonra çocuk tedavi olmuş ve düzelmiş.

Böyle değerli bir beyin cerrahi hocamızın anısına bu kitabın öncülüğünü yapan arkadaşlarımıza teşekkür eder, bu değerli eserde de, benim de bu yüce hekimle olan anılarımı paylaştığınız için teşekkür ederim.

Dr. Charles Fager13

“Sayın Dr. Naderi,Size uzunca bir süre yazamadığım için beni bağışlayacağınızı biliyo-

rum. Şimdi 90’lardayım. Her şeyi hatırlayamıyorum. Ancak Dr. Avman hak-kında kitap hazırladığınızı duymak beni mutlu etti. Her şeyden önce, yıllar içinde onu çoğu asistanımın üzerinde ve en iyilerden biri olarak gördüğümü ifade etmek isterim. Ama ilk bakışta durum böyle değildi.

İngilizcesi kötü, kilolu, tane tane konuşan ve başlangıçta da kliniğimize fazla katkısı olmayan biriydi. Ancak eğitiminin bitimine doğru, o ana kadarki en iyi asistanımız olmuştu.

Nurhan en çalışkan ve muhteşem bir hekimdi. Cerrahide muhteşem olduğunu kanıtladı. Becerikli, yeterli, sakin ve ılımlıydı. Ben ona hastalarına bakarken artan bir sorumluluk verdim ve daima sonuçlarından memnun kaldım. Başta diğer asistanlar olmak üzere, klinikteki herkes tarafından sevilirdi. İngilizceyi kısa sürede öğrendi ve komünikasyon sorununu giderdi. Hep ılımlı, sakin ve alçakgönüllüydü.

O yurduna dönerken, onun özellikle bu yeni dalda başarılı olacağını hisset-tim. Aramızdan ayrıldığına üzüldüm. Bu arada hastalarımızın da onun hasta bakımındaki özeninden çok memnun kaldıklarını da eklemem gerekir.”

13 Lahey Clinic nöroşirürj kliniği eski başasistanı ve başkanı

Page 183: Avman kit web

181HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Dear, Dr. Naderi,I know you will forgive me for the long delay in writing to you. Now,

almost 90. I have not kept up too well on a number of things. I am much pleased that you are doing a book about Dr. Avman.

First of all I can tell you that over the years I have remembered him above most of our residents as being one of the best. This was not the case at our first meet-ing!! His English was poor, he was overweight, soft spoken and contributed little to our department. But as I got to know him by the end of his tenure with us I thought he was by far one of our best residents.

He was a most diligent worker and a superb physician. He proved to be superb in surgery - skilled, efficient, yet quiet and modest. I gave him increasing responsibility in the care of our patients and was always pleased with the result. He was well liked by all in our department, especially the other residents, who also gained respect for him. He learned to speak English and to communicate quite well with staff and others, yet always modest, quiet and unassuming.

When he left to return home I felt he would be a success, especially in this new field and I was sorry to see him leave. I should also add that our patients were quite pleased with him as a caring physician.

Sincerely, Charles A. Fager, MDDr. Charles Fager’in mektubu

Page 184: Avman kit web

182HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Dr. Celal Kılıç14

Ben Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Ankara Tıp nöroşirürjide ihtisasa başladım. Öğrencilik yıllarındaki olaylar bu dönemde karşıma çıktı. Daha üç aylık asistanken meşhur anatomi hocamız benim nöroşirürjiye başladığımı öğrenmiş, durumu fakülte kuruluna getirir. Fakülte yönetim kurulunda hakkımda soruşturma açılıp beni bordrodan çıkardılar. Ben üç ay maaşsız çalıştım. Nurhan Bey bu dönem boyunca hakkımdaki soruşturmayı durdurmak için birçok görüşme yaptı. Sonradan fakülte yönetim kuruluna “sizin onayınızla ben bu çocuğu aldım, bunu iptal ederseniz bir daha asistan almam” tehdidinde bulunduğunu öğrendim. Daha sonra Dekan Prof. Dr. Hayati Ekmen’e giderek ben de durumu görüşüp, kararı bozdurduk. Dekan üç aylık maaşımı faizi ile verdirtti. Bu sıkıntılı dönemde Nurhan Bey hep arkamda durdu. Gerçekten de Nurhan Bey astlarına karşı sert olsa da, daima koruyucuydu.

Esasen Nurhan Bey yanında çalıştırdığı asistanların özel ve siyasi hayatı ile ilgilenmezdi. Sadece onların dürüstçe çalışmasıyla ilgilenirdi. Yalandan haz-zetmezdi.

Bir gün anestezist ablalar Nurhan Bey’le görüşürken, “Celal bey çok terbiyeli” demişler. Nurhan Bey de “Siz onu bilmezsiniz, o Anadolu kaplama; dışı Ana-dolu içi cin gibi” demiş. Bu olaydan birkaç gün sonra ameliyat arasında sigara içeceğim sırada, Bafra sigaramı koyduğum yabancı markalı bir sigaranın ku-tusundan sigaramı çıkarırken, Nurhan Bey sigaramın Fransız marka olduğu-nu düşünerek, “ver bakalım senin şu Fransız sigaranın tadına bakalım” dedi. Ben de sadece kutu Fransız, içi Bafra deyince, “ben demedim mi adam kapla-ma” deyip kahkahayı basmıştı.

Hocamın ruhu şad olsun..

Prof. Dr. Sait Naderi15

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1984 yılından mezun olunca, en iyi nerede nöroşirürji ihtisası yaparım düşüncesi ile birçok merkezi kendim-ce incelemeye aldım. Bununla da kalmayıp birçok kişi ile görüş alışverişi ya-pıyordum.

Ege Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Gazi Üniversitesi derken Ankara Tıp nöroşirürjinin en uygun seçenek olduğuna kanaat getirerek görüşmeye gittim. Öncelikle asistanlarla konuştum. En kıdemsiz asistanın bile 3-4 yıllık

14 Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği eski şefi15 Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Eğitim ve İdari Sorumlusu

Page 185: Avman kit web

183HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

olduğu Ankara Tıp Nöroşirürji’de, kliniğin gelişimi ve konsepti ballandıra ballandıra anlatıldı. Ben de daha netleştim. Bu arada sekreter Emel’le görüşüp Nurhan Bey’den randevu aldım. Ertesi gün öğleden sonraya randevu alabildim. Doğrusu bu randevu konusunda çok bozulmuştum. Öyle ya, ben artık koca bir doktordum. Nasıl bekletilirdim!

Randevu zamanı gelince, asistan ağabeylerin “patron” diye hitap ettikle-ri Nurhan Bey’le görüşmeye gittim. Nurhan Bey odasında bir işle meşgul-dü. Tam o sırada telefon çaldı. Nurhan Bey telefonu açtı “ben Nurhan” dedi. Sonraki yıllarda bu telefon açarken kullandığı alçakgönüllü hitap şekli devam etti. Daha sonra bana bakarak “otur evladım” dedi. Oturdum. Kendimi anlat-tım. Neden Ankara Tıp Nöroşirürji’yi seçtiğimi söyledim. Patron “evet bizim merkezimiz iyidir. Ama buradan çıkan herkes iyi olmayabilir. Burada belirleyi-ci olan senin çabandır” dedi. O gün odasından çıktığımda, kendi kendime “o mavi gözlü bir devdi” dediğimi hatırlıyorum.

Bu sözün doğru olduğunu yıllar içinde daha iyi anladım. Gerçekten de klinik ve eğiticiler bize bir vizyon ve perspektif sağlayabilirler. Ama iş gene de sizde bitiyor.

Birkaç gün içinde İngilizce ve bilim sınavından geçtim. 27 Aralık 1984’te Cebeci’deki o eski binaya başlamak için gittim ve hemen nöbete başladım.

Rotasyonlardan sonra uzunca bir süre Nurhan Bey’le çalıştık. Klinikte dakik ve disiplinli bir şeklilde çalışır, her cumartesi pazar vizite gelir, vizitten sonrada asistan odasına oturur sohbet ederdi. Bazen eski anılarını anlatırdı.

Patronun yatan hastası pek 25-30’un altına düşmezdi. Yani Nurhan Bey’le çalışmak aslında yorucuydu. Ancak ameliyatlar zevkli idi. Ameliyat boyunca sürekli ameliyatı anlatır, nelerin doğru nelerin yanlış olduğunu vurgulardı. Hatırladığım iki ifadesini hiç unutmam. Genelde “acemi cerrahlar şöyle şöyle yaparlar ve şu sorunlar çıkar” şeklinde ifadelerle hep bizi eğitirdi. Diğer bir ifadesi de “beyinde çalışıyorsunuz, hürmetli disseksiyon yapın” derdi. Nurhan Bey hastalarla ilgili istediği her şeyin seri bir şekilde yapılmasını isterdi. Sadece bir kez bir orderini yerine getirmediğimizde, “çocuklar beni yanlış anladınız galiba, ben order verirken kibarca rica ediyorum, ama unutmayın benim ricam emirdir” dedi.

19 Şubat 1988’de klinikte seminer vardı. Seminerin konusu “pontoserebellar köşe cerrahisinde son teknolojik gelişmeler.” Seminerlerden sorumlu Dr. Ahmet Erdoğan aslında konuyu o seneki “Advances and Technical Standards in Neurosurgery”den almıştı. Seminerin süpervizörü Dr. Atilla Erdem, ko-nuşmacı ise bendim. Nurhan Bey seminerden sonra benim köşe sisternal anatomisini anlatmadığımı belirterek, semineri beğenmediğini söyledi. Bu patron’dan yediğim son fırçaydı. Patron seminerden sonra Dışkapı SSK’ya gitmek üzere ayrıldı. Ve o gün ne yazıktır ki aramızdan da ayrıldı. Patronun

Page 186: Avman kit web

184HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

ölüm haberi klinikte şok etkisi yaratsa da, ben hepten şoktaydım. Zira patro-nun ölebileceğini hiç düşünmemiştim. Hayatımın ilk cenaze törenine gittim. Bu ömrümün sonuna kadar unutamayacağım acı bir deneyimdi. Gerçekten de mavi gözlü dev aramızdan ayrılmıştı.

Fakat sonraki yıllar birçok mesleki olayda mavi gözlü dev’in aslında hep bizimle kaldığını fark edecektim.

Ruhu şad olsun...

Dr. Kadir Birler16

Ağustos-Kasım 1981’de Hacettepe Üniversitesi’nde nöroşirürji ihtisa-sına başladım. Ancak klinik işleyişine bir türlü alışamadım. Ayrılıp Ankara Tıp Nöroşirürji’ye geçtim. Nurhan Bey ile görüşmeye gittiğimde “oğlum sen Hacettepe’de çalışıp kavga edip ayrılmışsın” dedi. Ben de heyecanla “efendim ben kavga etmedim” dedim. Nurhan Bey “heyecanlanma ben de Doğramacı ile kavga ederek ayrıldım. Ama orayı unut ve artık önüne bak” dedi.

Zamanla Nurhan Bey’i daha iyi tanır oldum. Nurhan Bey de vizitlerde olsun, hafta sonu ziyaretlerinde olsun, belirli konuları öne atar, bizim refleksimizi ölçerdi. Sonraları, Nurhan Bey’in herkesi bu şekilde değerlendirip, artı ve eksi yönlerini böylece bizzat anlamaya çalıştığını kavradım.

Nurhan Bey vizitlerde zaman zaman soru sorardı. “Sınavı siz yapsanız belki de beni çaktırırsınız, ama sınavı ben yapıyorum” sözü sıkça kullandığı bir sözdü. Hem her şeyi bilemeyeceğini söyleme tevazuu gösterir, hem de insanların sürekli okumalarını teşvik ederdi.

Nurhan Bey iyi giyinir, iyi yerlerde yer ve iyi yerlerde kalırdı. Belki de en önemli özelliklerinden biriydi. Muayenehanede doktor ve doktor yakınları ile fakirlerden para almazdı. Hastanede de asla para almazdı.

9 Mart 1983’te Türkiye’nin Belgrad Büyükelçisi Galip Balkar’a ASALA üyesi iki militan tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ağır yaralanan Balkar’ın durumunu değerlendirmek üzere Dışişleri Bakanlığı Nurhan Bey’in Belgrad’a gitmesini ve hasta diplomatı değerlendirmesini ister. Nurhan Bey Belgrad’a gider. Hastanın durumu oldukça ağırdır. Hasta 11 Mart’ta hayatını kaybeder. İşler bu minvalde giderken, klinikte birçok kranial vaka Nurhan Bey’i bekler. Fakat bu arada vakalardan biri fenalaşır. Sfenoid kanat menenjiomu gibi olan bu hastanın acilen alınması gerekir. Hasta Nurhan Bey’in yokluğunda alınır. Tümör tam çıkarılırken karotis açılır, kanar ve hasta kompliasyon sonucu

16 Ataşehir Şifa Hastanesi Nöroşirürji Uzmanı

Page 187: Avman kit web

185HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

kaybedilir. Bir hafta sonra mortalite toplantısında hasta görüşülürken, Nurhan Bey bu bölge cerrahisinde neden mikroskop kullanılmadığını sorar, durumu eleştirir. 23 yıllık cerrahi hayatında böyle bir şeyle karşılaşmadığını söyler. Ne varki, iki gün sonra bir hastayı ameliyata alır ve ameliyatta bu hastanın karotisi de patlar ve bu hasta da kaybedilir. Nurhan Bey, sonradan “eleştirirken büyük konuşmaması gerektiği” dersini aldığını söyler.

Haziran 1987’de tamamı büyük vakaların alındığı bir aydır. Fakat her vakada bir sorun çıkar. Mortalite ve morbidite oldukça yüksektir. Zaman zaman frene basma ihtiyacı duysa da, büyük bir cerrahın kaldığı yerden yola nasıl devam edebileceğini gösterir.

Dr. Hikmet Uluğ17

Nurhan Hoca’yı anlatacak bir yazı yazmak hayli güç. Hocadan ihtisas sınavına girmiş son beş öğrencisinden biri olarak geçmişi düşündükçe yüzlerce anı birbirini kovalıyor. İhtisas sınavından bu yana 25 yıl geçti. Hâlâ ameliyatlarda, hasta muayenesinde, vizitlerde çoklukla da zor durumlarda yol göstericiliğine devam ediyor. Bize ışık tutuyor.

Hocayı anlatabilecek bir anektodu nakletmek isterim.

Hocanın en önemli özelliklerinden birisi akademik olmak ve bilgiye dayan-mak koşuluyla her istediğini söyleyebilme serbestliğini herkese tanımasıy-dı. Sanırım 1986 ya da 1987 yılıydı. Bir aybaşında rutin çalışma listeleri ya-yımlandığında Dr. Haluk Deda ile birlikte hocayla çalışacağımızı öğrendik. Başasistanımız da sevgili Ali ağabeydi (Dr. Ali Taşçıoğlu). Ali ağabey o za-man sanırım bir ya da iki yıllık doçentti. Klinik rutinine göre hergün acil olgular dışında 2-3 kraniotomi yapıyorduk. Genelde Ali ağabey Haluk ya da beni yanına alıp kraniotomiyi yapıyor, olguyu hocaya hazırlıyor, hoca da ameliyatı yapıyordu. Hocanın yapmadığı ameliyatlarda da ameliyatı ya Ali ağabey yapıyor ya da bize yaptırıyordu. Hocayla çalışmaya başlarken Haluk ile bir karar aldık. Ertesi gün yapılacak ameliyatları elimizdeki kitapları paylaşıp bir gece önceden okuyor, sabah erken gelip öğrendiklerimizi birbirimize anlatıp birleştiriyorduk. Amacımız tekti; hocaya ameliyat sırasında bilemeyeceği teorik sorular sormak. Böylece 2-3 gün geçtikten sonra Haluk’la birlikte kraniotomileri de bizim yapmamız gerektiğine karar verdik! Ali ağabeye gidip bundan sonra kraniotomileri yapıp hocayla başabaş ameliyata girmek istediğimizi ilettik. Ali ağabey cevaben “hadi gidip Nurhan Bey’e birlikte söyleyelim” dedi. Hocanın cevabı tek cümle oldu. “Ali, madem yapabileceklermiş, bırak yapsınlar” Haluk’la birlikte artık “mareşalliğe” terfi etmiştik. Kraniotomileri sırayla yapıyor, birbirimizi asiste ediyor, ama en

17 NOBİOM, Nöroşirürji Uzmanı

Page 188: Avman kit web

186HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

önemlisi hoca ameliyata girdiğinde makineli tüfek gibi, genellikle cevabını bildiğimiz soruları soruyorduk. Şimdi dönüp geriye baktığımda hocayı epeyce bunalttığımızı farkediyorum.

Böylece yaklaşık iki hafta geçti. Her ameliyatta hocayı diken üstünde tutmanın zevkini! tadıyorduk. Bir sabah ilk olgu olarak ACoA anevrizması olgusunu aldık. Pterional kraniotomi yapmak üzere ameliyata başladık. Kemiği kaldırdığımızda dura lime lime olmuştu. Kemik flab yanlıştı. Sfenoid kanadı alabilmek için kraniotomiyi anteriora genişletmemiz gerekiyordu. Tam bir felaket. Haluk’la kraniotomiyi öne genişletelim derken hoca içeri girdi. Hastaya bakar bakmaz durumu anladı ve bize en ağır gelecek lafı etti. “Bırakın hastayı, dokunmayın kasap herifler”. Bir anda tenzil-i rütbeyle mareşallikten erliğe geçmiştik. Kraniotomi alanını pamukla kapatıp hocayı beklemeye başladık. Hoca yıkanıp geldi. Pamukları kaldırdı ve hemen Leyla retraktörü istedi; “Leyla’yı verin.” Retraktör takıldı ve rutinin aksine, hiçbir sistern açmadan doğrudan frontal lobu retrakte etti. Yaklaşık 2-3 dakika içerisinde anevrizma önümüzdeydi. Anevrizmayı da diseke etmedi. “Klip” dedi. Yıkandıktan sonra bizimle ikinci konuşmasıydı. Klibi koydu. Anevrizma büzüştü. “Kapatın” dedi ve çıktı. Bu da ameliyatta bizimle üçüncü ve son konuşmasıydı. Toplam süre 5 dakikayı geçmemişti. Haluk’la birbirimizin yüzüne bakamaz hale gelmiştik. İnce ince durayı tamir edip kraniotomiyi kapattık. Hasta uyanır uyanmaz nörolojik defisit olmaksızın konuşur durumdaydı. Biz Haluk’la bir gece önce ACoA arter anevrizmalarının ve arterlerin varyasyonlarını okurken hoca anjiyografiyi incelemişti.

İkinci ve üçüncü ameliyatlara hoca girmedi. Ameliyatları bitirip vizitimizi tamamladık ve hocanın odasına son vizit için girdik. Bizim ağzımızı bıçak açmazken hoca son derece neşeliydi. Arkamızda bir intern ve stajyer ordusuyla birlikte hocanın yaklaşık otuz hastasının vizitini yaptık. Odalar arasında yürürken hoca sürekli espriler yapıyor, kahkahalar atıyordu. Biz ise hocanın sorularına “evet, hayır, yapılmadı, sonuç şu” gibi kısa yanıtlar veriyor, her zamankinin aksine hocanın yanında değil bir adım gerisinde yürüyorduk. Hem suçlu hem de güçlü olarak hocaya küsmüştük adeta. Son olarak yoğun bakımdaki hastalar görüldü. Yoğun bakım koridorunda yürürken hoca birden durdu ve bize döndü. “Beyler beyler, biraz ameliyat yapın, okuyarak keman çalınmaz.” Ardından o gevrek kahkahalarından birini attı. Hocayla barışmıştık yeniden.

Sevgili hocam. Bazen hasta muayene ederken, bazen ameliyatta zora düştü-ğümüzde gözümüzün önünde belirip bize yol gösteriyorsun. Tababette tek-nikler değişse de, filozofi ve ilkeler değişmiyor. Sen bize hep bunu öğretmeye çalıştın. Nur içinde yat.

Page 189: Avman kit web

187HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Hem. Adalet Yüzübenli18

Sevgili Hocam Babam;Kaç sene geçerse geçsin, yokluğuna alışamadığım, özlemini bitiremediğim Nurhan Hocam. Bir gün buluşacağımıza inanıyorum.Hürmetlerimle.

Prof. Dr. Mahmut Gazi Yaşargil19

Benim anı defterimde Dr. Nurhan Avman tarafından yazılmış olan kısa ve özlü ithaf, onun mikroşirürji algısı ve gelecekle ilgili vizyonunu bel-gelemektedir. Nurhan Avman Zürih’te kalışı sırasında birçok mikrocerrahi operasyonunu gözleme fırsatı elde etti. Ayrıca, bizim hayvan laboratuvarı-mızda da, kraniotomi, küçük damarların disseksiyonu, mikrosütürlerle anas-tomoz yaparak mikroteknik becerisini edinmek üzere hararetle çalıştı.

İsviçre’de nöroşirürjinin öncüsü ve Zürih’te (1936-1973) nöroşirürji depart-manının kurucusu olan saygı değer hocam, Profesör Hugo Krayenbühl’e tu-tarlı desteğini şükranla yadederim. Ben Ocak 1967’de kraniospinal lezyonla-rın tedavisinde mikroşirürjikal teknikleri uygulamaya başladım.

İzleyen yıllarda mikroteknikle yapılan operasyonların sayısı giderek art-tı. Nisan 1973’te kliniğin başkanı olmamdan sonra bu sayı yıllık 350-400’e ulaştı. Prof. Avman Eylül 1973’teki dört haftalık ziyareti sırasında santral si-nir sisteminin çeşitli lezyonlarında mikronöroşirürji uygulamalarına tanık-

18 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı Hemşiresi19 Professor of Neurosurgery, Department of Neurosurgery University of Arkansas for Medical Sciences, Little Rock, Arkansas, USA

Nurhan Bey’in Eylül 1973’teProf. Dr. Gazi Yaşargil’in anı defterine yazdığı not

27 Eylül 1973

“Muhterem Gazi Bey,Lütfettiğiniz bir aylık sizinle beraber olma imkânı benim hayatımda geçirdiğim en faydalı zaman oldu. Mikroteknikle iyi bir usta elinde neler yapılabileceğini takdir ettim. Nöroşirürji size çok borçlu olacaktır.Fırsat buldukça kliniğinize gelmek benim içim büyük bir zevk olacaktır.”

Şükranlarımla

Prof. Dr. Nurhan AvmanAnkara Üniversitesi”

Page 190: Avman kit web

188HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

lık etme fırsatı elde etti. Departman kayıtlarına göre, bu dönemde 8’i intrak-ranial sakküler anevrizma, 3’ü intrakranial AVM, 4’ü vestibüler Schwanno-ma, 1’i C2 Schwannoma, 1’i dev hipofiz adenoma, 1’i pinealom, 3’ü mediobazal temporal gliom, 2’si serebellar hemanjioblastom, 1’i orbita sarkomu, 1’i Chia-ri malformasyonu, 1’i tortikollis, 3’ü intramedüller gliomu ve 4’ü lomber disk hernisi olmak üzere toplam 36 operasyon gerçekleştirdim.

O dönemde kullandığımız karşı dengeli operasyon mikroskobuna bağlı videoskop, ziyarete gelen meslektaşlarımıza büyük bir eğitim ve informasyon olanağı sağlayarak, cerrahinin her aşamasını, eksplore edilen alanların büyütülmüş detaylarını an be an izleme olanağı sağlamıştır. Bu özgün fırsat birçok meslektaşımızı heyecandırmış, onların santral sinir sisteminin çeşitli lezyonlarını günlük olarak gözlemek üzere ziyaret etmelerini sağlamıştır. Bu beklenmedik sayıdaki ziyaretler, bazen beni ve departman çalışanları için yorucu olsa da, bizler için bir yandan kamçılayıcı olmuş, bir yandan da yararlı değişik deneyimler ve görüşlerle yüzleşmemize de yol açmıştır.

İlk tanıştığımız anda, Profesör Avman’a karşı yakınlık ve sempati hissettim. Bunun sebebi sadece onun kendine özgü huzurlu ve güleç yüzü ile ışıl ışıl par-

Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in evinde soldan sağa; Dr. Hızır Alp,Nurhan Bey, Dr. Gazi Yaşargil,Dr. İsmail Hakkı

Page 191: Avman kit web

189HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

layan mavi gözlerinin dikkatli bakışları değil, aynı zamanda sakin ve her za-man disiplinli, mantıklı, yansıtıcı ve dogmasız konuşmalarıydı. Onun güçlü bir istekle kendini nöroşirürjiye adanmışlığına ve Türkiye’deki genç nöroşi-rürjiyenleri eğitme azmi ile yoğrulmuş muzaffer karakterine hayrandım.

Biz kısa sürede ortak tarihi ilişkilerimiz ve profesyonel niyetimiz olduğunu keşfettik:

1952’de genel cerrahinin temel prensiplerini saygı değer hocam Profesör Walter Bandi’den öğreniyordum. Profesör Bandi, İsviçre’de Interlaken böl-gesel hastanesinde çalışıyor ve nöroşirürjiyen olmayı arzu ediyordu. 1952’nin yazında bana Profesör Walter Dandy’nin (1886-1947) meşhur monografi olan Surgery of Brain’in Heinz Koebcke tarafından çevrilen ve 1938’de Leipzig’teki J.A. Barth basımevi tarafından basılan Almanca baskısını hediye etti. Profe-sör Avman Ocak-Aralık 1955 tarihleri arasında Chicago-Illinois’de Dr. Phillip Thorek’in yanında cerrahi intörnlüğü yaptığını belirtti.

Ben hemen Dr. Phillip Thorek’in babası Dr. Max Thorek’i hatırladım. Profesör Max Thorek (1880-1960) Chicago’daki American Hospital’in kurucusu idi. Dr. Max Thorek öncü Alman nöroşirürjiyen Profesör Fedor Krause (1858-1937) tarafından kaleme alınan The Surgery of Brain and Spinal Cord adlı eserin 2. ve 3. ciltlerini İngilizceye çevirmişti. Dandy ve Krause’nin kitapları kuşaklar boyunca nöroşirürjiyenlerin standart eğitim kitaplarıydı.

Profesör Nurhan Avman ile ikinci ortak noktamız, nörovasküler cerrahiye olan ortak ilgimizdi. Nöroşirürji asistanlığımın ilk yılında Profesör Krayen-bühl tarafından 1940-1952’de opere edilen 100 intrakranial sakküler anevriz-ma ve serebral AVM’nin cerrahi sonuçlarını inceledim. Bu çalışma ile ilgili makale İsviçre Basel’de yayınlanan Documentia Geigy’nin 4. cildinde 1958’de yayınlandı. Profesör Avman ise Boston’da Lahey Clinic’teki eğitimi sırasın-da Profesör James Poppen tarafından opere edilen serebral AVM’leri ince-ledi. Bu çalışmanın makalesi olan “Aneurysms of the Great Vein of Galen”, Journal of Neurosurgery’de volüm 17, 236-245 sayfalarında 1960’da yayınlan-mıştır. Bu tarihsel olaylar bize tartışmak için zengin bir materyal sunuyordu.

Ameliyat aralarında veya günün sonunda cerrahi programın bitiminde, ame-liyathanedeki o küçük çay odasında her zaman resmi olmayan toplantılar ya-pardık. Profesör Avman burada bize katılır, 10-15 meslektaşla beraber otu-rurdu. Konuşmalar nöroşirürjikal problemler, günün vakalarının açıklama-sı, anevrizmalar, AVM’ler, ekstrensek ve intrensek tümörlere yaklaşım ve tedavisi ile ilgiliydi.

Profesör Avman Eylül 1973’teki dört haftalık ziyaretinden sonra da depart-manımızı defalarca kısa süreli olarak ziyaret etti. Onun ziyaretçilerimden biri olması benim için büyük zevkti. Zira daima teşvik edici yorumları ile beni hep destekledi. O, mikroşirürjikal tekniklerin nöroşirürjinin gelişimine pozitif ve

Page 192: Avman kit web

190HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

geniş bir etkisi olduğuna, becerinin sadece mikroskop ve aletlerle donatılmış donanımlı laboratuvardaki disiplinli eğitim ile geliştirilebileceğine inanırdı.

Enerji ve kararlılıkla başlangıçtaki bölgesel sıkıntıların üstesinden gelebildi ve Ankara İbni Sina Hastanesi’nde iyi bir nöroşirürji depatmanı yaratabildi. Nurhan Avman nöroradyoloji ve nörofizyoloji birimlerinin yanı sıra, nöroa-natomi ve mikrocerrahi tekniklerin eğitimi, keza araştırma için laboratuvar-lar kurdu. O, Türkiye’de başarılı AVM cerrahisinin öncüsü oldu. Dünya çapın-da, gerek çalışmaları gerekse sözleri nedeniyle dürüst ve saygın bir nöroşi-rürjiyen olarak tanındı.

Profesör Avman, daha bitirilmesi gereken birçok çalışması varken, en iyi çalışma yıllarında beklenmedik bir şekilde erkenden aramızdan ayrıldı. Ancak o, onu seven ve sayan öğrencileri ve dostları arasında, Türk ve dünya nöroşirürjisinin tamamlayıcı bir parçası olarak hep yaşayacaktır.

A short and concise dedication in my guest-book by Professor Nurhan Avman, documents his perception of microneurosurgery and his vision for its future. During his focused stay in Zurich, he could observe daily several microsurgical procedures on patients. In addition, he worked in our animal laboratory to fer-vently acquire microtechnique-competency in drilling of the skull, in dissection of small vessels, and in performing anastomosese with microsutures.

Thanks to the consistent support of my esteemed teacher, Professor Hugo Kray-enbühl, pioneer neurosurgeon in Switzerland and chairman of the Department of Neurosurgery, Zurich (1936-1973), I could begin, in January 1967, to apply microsurgical techniques in the treatment of cranio-spinal lesions.

The number of microtechnical operations gradually increased in the follow-ing years, culminating in 350 to 400 operations per year after my nomina-tion as chairman in the same department in April 1973. During his four week stay in Zurich, September 1973, Professor Avman had the opportunity to wit-ness microsurgery on various lesions of the CNS. According to the department records, these were actually 36 operations, which I had personally performed; intracranial saccular aneurysms (8 cases), cerebral AVMs (3 cases), vestibular schwannomas (4 cases), C-2 schwannoma (1 case), giant pituitary adenoma (1 case), pinealoma (1 case), mediobasal temporal gliomas (3 cases), cerebellar hemangioblastomas (2 cases), orbita sarcoma (1 case) Arnold-Chiari malfor-mation (1 case), Torticollis (1 case), intramedullary gliomas (3 cases), and her-niated lumbar discs (4 cases).

The availability of a videoscope attached to the counter-balanced operating mi-croscope offered great education and informative facilities to the visiting col-leagues to follow each step of the surgery in real-time, with magnified details of the explored areas. This unique opportunity excited a large number of col-leagues to visit and observe daily operations on different types of CNS-lesions.

Page 193: Avman kit web

191HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

This unexpected, someway overwhelming situation for me and for the depart-ment staff was challenging, but also full of profit to be confronted with different experiences and opinions.

From the very first moment of our meeting, I formed an immediate rapport and sympathy for Professor Nurhan Avman, not only due to his unique peaceful, smiling and constantly attentious gaze with his sparkling blue eyes, but also for his quiet and always disciplined conversations, which were rational, reflective and free of dogma. I admired his winning character, combined with his strong will, and decisive dedication for neurosurgery in general, and in addition, his resolution to train young neurosurgical colleagues in Turkey.

We soon found common historic relations and professional intentions: In 1952 I was learning my first elementary steps in general surgery by my esteemed teacher, Professor Walter Bandi, Regional Hospital Interlaken, Switzerland, whose original desire was to be a neurosurgeon. In the summer of 1952, he pre-sented to me the German edition of the famous monography “Surgery of the Brain,” Professor Walter Dandy (1886-1946), translated by Heinz Koebcke, published J.A. Barth, Leipzig 1938. Professor Avman mentioned that he had spent from January to December 1955 as an intern in general surgery with Dr. Phillip Thorek, Chicago, Illinois, USA. I remembered immediately that his fa-ther, Professor Max Thorek (1880-1960), founder of American Hospital, Chi-

Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in evinde Dr. Yaşargil ve Nurhan Bey diğer nöroşirürjiyenler ve eşleri ile birlikte

Page 194: Avman kit web

192HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

cago, had translated into English the Volumes II and III “The Surgery of Brain and Spinal Cord” and published, written by pioneer German neurosurgeon Pro-fessor Fedor Krause (1858-1937). Dandy’s and Krause’s books were standard teaching resources for generations of neurosurgeons.

My second common root with Professor N. Avman was related to our particular interest in neurovascular surgery. During the first year of my residency in neu-rosurgery, I investigated the surgical outcome of 100 patients with intracranial saccular aneurysms and cerebral AVMs, which had been operated in the years 1940-1952 by Professor H. Krayenbühl. The comprehensive paper containing numerous color pictures was published in Documentia Geigy, Vol 4, 1958, Ba-sel, Switzerland. During his first year of training in neurosurgery at the Lahey Clinic, Boston, Professor N. Avman had studied the cerebral AVMs operated by Professor James Poppen. This paper, “Aneurysms of the Great Vein of Galen” was published in the Journal of Neurosurgery, Vol 17, 236-246, 1960. These historical events gave us rich material to discuss.

Between operations, or at the end of our daily surgical programs, there were al-ways some inofficial conferences in the small tea-room of the surgical operating room tract. Professor Avman joined us, sitting together with 10-15 colleagues trying to relax. The conversations focused on neurosurgical problems, and in-formative discussion of the observed surgical procedures of that day, related to approaches, and to the treatment of aneurysms, AVMs, extrinsic and intrinsic tumors.

Following his four week stay in September 1973, Professor Avman made several shorter trips to our department. It was a great pleasure to have him among my visitors because he always supported me with his encouraging comments. He was convinced that microsurgical techniques would infuse a positive and wide ranging impact on neurosurgery, and that these skills could only be achieved by focused, disciplined training in a laboratory that was well equipped with in-strumentation and operating microscopes.

With vigor and determination Professor Avman succeeded to overcome the ini-tial regional difficulties and finally was able to create a compact neurosurgical department at Ibn-Sina University Hospital, Ankara, Turkey. He established neuroradiology, neurophysiology units and laboratories for training in neu-roanatomy and microsurgical techniques, as well as a laboratory for research activities. He pioneered successful brain AVM surgery in Turkey. He was re-spected worldwide as a dedicated honest neurosurgeon in his work and word.

Professor Avman left us unexpectedly during his best years with work unfin-ished. He will live on, fully respected by his pupils, colleagues, friends, and as an integral part of the history of Turkish and World Neurosurgery.

Page 195: Avman kit web

193HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Handan Bozbağ20

Nurhan Avman: Zamana Mekâna Sığmayan Sevgi...

Ankara, Mebusevleri, Ayten Sokak, karşılıklı birbirine bakan evler... Çok uzun yıllar evlerimiz hep birbirine baktı, sonraları İstanbul Kartal’daki yazlıkta da olduğu gibi. Bir tek evlerimiz değil, gözlerimiz de ailece hep sevgi ile bakıştı.

Hepimizin yaşamında gönül bağı kurduğumuz dostluklar vardır, güçlü, can bağlarıyla örülü. Kendimizi güvende hissettiğimiz, varlıkları için şükret-tiğimiz.

Nurhan ağabeyimizle, annesi, babası “paşa teyze ve paşa dedemiz”in her tür-lü duygudan daha güçlü, o dost gözleriyle geçti senelerimiz. Sevinciyle, üzün-tüsüyle birlikte paylaştığımız. Bizimki aile boyu bir sevgiydi. Halen içimizde tüm canlılığıyla sürmekte.

1960 yılında ihtisasını tamamlayıp Amerika’dan Türkiye’ye döndüğü zaman-lardan başlayarak büyük bir özveriyle ve üstün başarıyla sürdürdüğü meslek hayatı, neşeli özgün kişiliği hepimize en güzel örnek olmuştu. Mahallemizin iftihar kaynağıydı. Öyle bir hizmet aşkıyla çalışıyordu ki, henüz güneş doğar-ken hastaneye yola koyulur, genelde eve döndüğünde ise güneş çoktan ufka kavuşmuş olurdu. Ne kadar yorgun da olsa çoğunlukla bize uğrardı. İşte o zaman şenlik başlardı. Okul yıllarım boyunca odamda ertesi günün derslerine çalışırken kendisinin o gür neşeli sesi ve kahkahaları bütün evde çınlardı. Bir an önce yanlarına gitmek için can atardım. Annemlerle günün özetini ya-pıp sohbet ederlerdi. Annem, babam, Nevin ve Hamdi Bozbağ, kendisini kar-deşleri gibi sever ve takdir ederlerdi. Sevgili ablalarıma ve bana mükemmel bir abiydi. İsmi gibi nurlu yüzüyle pırıl pırıl, tertemizdi. Çok güzel masmavi gözleri vardı. Bakışları yerine göre yumuşacık olup insanı ısıtır bazen de derin düşünürken bir noktaya odaklanırdı. Önemli ameliyatlarından önce sessizleşir, erkenden dinlenmeye çekilirdi. Bir pazar akşamüstü evine giderken kendisine bahçeden bir demet mor leylak hazırlamıştım, uzattım, tam teşekkür edip alacakken ellerini geri çekti, “bunların dikenleri var mı?” diye sordu. Olmadığını söylediğimde ciddiyetle bakıp “şakası yok” dedi “eğer elime bir diken batsa yarınki ameliyatlara giremem.” Sonra o leylakları na-zikçe alıp gidişi, mesleğine olan saygısı ve gösterdiği itina hep hayranlıkla ak-lımda kaldı.

Bir bakışta karşısındakinin içini okur, hassas terazisinde bir güzel tartar, o ana dair ya espri yapar ya da gözünüzün içine baka baka ciddi ama tatlı bir dille tavsiyelerini sıralardı. Kimin neye kabiliyetli olduğunu hemen tespit eder

20 Nurhan Bey’in aile dostu

Page 196: Avman kit web

194HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

ona göre yönlendirirdi. Dürüst ve disiplinliydi. Gerçekleri tüm içtenliğiyle söylerdi. Kısa ve öz konuşurdu. Bir şeylere kızmışsa bile haklı olduğunu bilirdiniz. Son derece hassastı. Yapıcı eleştirileri, etrafına cömertçe verdiği bilgi ve güven, pek çok güzel insanın yetişmesine vesile oldu.

Hayatının merkezi, kurduğu ve sürekli geliştirmekte olduğu kliniği, “Bizim çocuklar” dediği çok sevdiği öğrencileri, başarılarıyla övündüğü ekibi, doktor arkadaşları ve tabii ki hastalarıydı. Kliniğin gelişmesi için oluşturulan teknolojik yenilikler, alınan cihazlar, kurulan bölümleri anlatırken çocuklar gibi sevinirdi. Yeni bilgiler, buluşlar onu hep heyecanlandırırdı, hem mesleki hem özel hayatında yenilikleri takip eder uygulardı. Aydınlanmaya adamıştı kendini, çok sevilen bir lider olmasının yanı sıra öncüydü. Mesleğinde ilkleri en güzel şekilde başarmış bir insandı. Aynı zamanda son derece mütevazıydı. Ruhundan gelen özgürlük ve gençlik duygusu, işine olan ilgisinin, mesleğe yeni başlayan bir asistan heyecanıyla kalmasına vesile oldu. Değerli bir eğitmen olmakla beraber gelişen ve değişen teknolojinin sürekli takipçisi ve öğrencisiydi.

Sanat’la çok ilgiliydi. Tam bir sanatseverdi. Sağlık adına üstlendiği insanüs-tü iş temposunun, ameliyathanesinde yaşam için verdiği uğraşların dengele-yicisiydi sanat. Dinlendiriyordu onu, hızlı seyreden hayatını ve kalp ritmini düzenliyordu. Yaratıcılığın en üst boyutu insan bedeninin en ince, en hassas hücrelerine, damarlarına tanıklık edip dokunduğundan, kendisi yaratıcılığa, bizde kendisine hayrandık. Klasik müzik konserlerine, diğer etkinliklere gider, resim sergilerini takip eder, güncel filmleri kaçırmaz, yeni çıkan kitapları, edebi eserleri büyük bir zevkle okurdu. Ruhunu besleyen, ona huzur veren güzellikleri ve güzel olanı severdi. Güzel müzik, güzel yemek, güzel insan... Arabasında da, o zamanın son model bir müzik sistemi vardı. Sevdiği eserleri dinler, hepimize büyük bir keyifle dinletirdi. Bütün neşesine rağmen her şeyi ölçülüydü. O olgun bilgisi ve tecrübesi, yerli yerince ciddiyetinin yanı sıra hep gülen güldüren, aktif, neşeli bir çocuktu. Her zaman gençti. Bir kaya gibi sağlam, haşmetli görüntüsünün altında latif ve narin hem de muzip bir mizaç vardı. Yine bir kongre için İstanbul’a geldiğinde otelin lobisinde buluşmak için sözleşmiştik. Sevinçle içeri girerken baktım ki gülümseyen apaydınlık yüzüyle ve büyük bir zarafetle etrafına ışık saçarak bize doğru yürüyor. O sahne yıllardır gözümün önünde. Güçlü bedeniyle tezat, zarif, hafif, uçar gibi yürüyordu.

Hediye vermekten zevk alırdı, kendisine alınan küçücük bir hediye bile onu mutlu ederdi. Ailesine, öğrencilerine ve dostlarına çok bağlıydı. Yalnızdı ama babasının ani vefatından sonra birlikte oturduğu annesinin yanı sıra, hastanedeki ailesi, onların eş ve çocukları olmak üzere, akrabaları, komşuları, arkadaşları, kocaman bir ailesi vardı. Çok seveni olduğunu biliyordu. Yine de zaman zaman kardeş sahibi olmanın önemini vurgular ve tek çocuğu olan herkesi bu konuda yüreklendirirdi. Bir gün muayenehanesinde karşılıklı sohbet ederken pencereden aşağıya kalabalık caddeye bakıp, “Kardeş çok önemli hayatta. Keşke bir kardeşim olsaydı, görüşmüyor olsaydık yine de sana

Page 197: Avman kit web

195HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

işaret etseydim, bak, şu geçen de benim kardeşim işte, diyebilmek isterdim” demişti.

Denizin ve teknesinin yaşamında apayrı bir yeri vardı. Favori rengi, denizin ve gökyüzünün rengiyle eş, maviydi. Hem kaptan hem de pilottu. İyi bir yüzü-cüydü. Son zamanlarda denize de inebilen küçük uçaklarla uçup doğruca tek-neye ulaşma projelerinden söz ediyordu. Çok sevdiği dostlarıyla her yaz fır-sat bulabildiğince denize çıkıyordu. Sağlıklı ve dinlenmiş olarak dönüyordu. Bir seferinde tamamen sürpriz, karşılaşmıştık mavi yolculukta. Hiç tereddüt etmeden bulunduğum tekneden hemen atlayıp yüzmüştüm yanına, kulaçla-rımla yaptığım en hızlı seferimdi kesinlikle. Karşılıklı çok gülmüştük bu bek-lenmedik buluşmaya. Ali Kaptan’la birlikteydiler. Sonra hepimize bir güzel balıklar ikram etmişti doyumsuz sohbetinin yanı sıra.

Daha önceki yıllarda da henüz kimseler Kaş taraflarına gitmezken, araba yolu olmayan, tek ulaşımın denizden yapıldığı bir burunda, yakınlarıyla sakin ve huzurlu zamanlar geçirdiği denize bakan bir evi vardı.

Nazan Bozbağ lise diploma töreninde...Soldan sağa; Handan, Hamdi, Nazan,Nevin, Canan, Mustafa Bozbağ ve Nurhan Bey.

Page 198: Avman kit web

196HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Sabırlı ve şefkatliydi. Uzun konuşmalara vakti olmadığı halde herkesi hafif bir tebessümle dinler, sağlık başta olmak üzere her türlü probleme hızlı çözümler üretirdi. Acil durumlarda hiç vakit geçirmeden hastaneye geri döndüğüne çok şahit olduk. Başka şehirlerden, ülkelerden acil çağrılar olduğunda mümkünse hemen gidip gereğini yapardı.

Hiç karşılık beklemeden baktığı, ameliyat edip sağlığına kavuşturduğu sayısız vaka vardır.

Maddi imkânı olmayan pek çok hastaya şifa verdi hayatı boyunca, herkes en ufak sağlık sorununda kendisine başvururdu. Konuyla ya bizzat kendisi ilgilenir ya da en doğru kişiye yönlendirip yardımcı olurdu. İnsanlığa ve ülkesine hizmet aşkıyla çalıştı. Gerçek bir Atatürk genciydi. O yüksek ilkeleri, amacı anlayıp idrak etmiş ve fiile geçirmiş aydın bir insandı. Hakkaniyete önem verirdi. İltimastan hiç hoşlanmazdı.

Gönlümdeki Nurhan Avman’ı yazılara sığdırmak kolay değil.

Küçükken bizim ev, yatıya da gelen misafirlerle iyice kalabalık olmaya başladığı anda, beni doğruca onlara yollarlardı. Kendisi her akşam kırmızı büyük deri koltuğunda oturup tıp dergilerini okurdu. Yeni çıkan neşriyatların sürekli takip edilmesi gerektiğini, bir hafta, bir ay okunmazsa bilim dünyasından şimdi hatırlayamadığım kaç yıl geri kalınacağını söylerdi. Ailece espri güçleri yüksekti. Hep birlikte öyle güzel eğlenirdik ki unutmak mümkün değil.

Canan Bozbağ ortaokul diploma töreninde...Soldan sağa; Hamdi, Nevin,Handan, Canan, Nazan Bozbağ ve Nurhan Bey.

Page 199: Avman kit web

197HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

paşa teyzemizin hazırladığı yemeklerin lezzeti ve kokusu hâlâ hafızamda. paşa dedemizle yaptığımız, hepsine isimler taktığımız kardan adamlar da hâlâ erimedi. Kutlamalarımızda, hastalıklarımızda her an yanımızdalardı. Karlı bir Ankara günü kızım Serra’nın doğumu için hastaneye gittiğimizde başımdan bir an bile ayrılmadan beklemesi, aile fertlerini rahatlatıcı konuşmaları, sükuneti.. Birkaç sene daha eşim ve kızımla, doğup büyüdüğüm evde oturduğumuz için, bir sokak öteye taşıdıkları evlerine yine her fırsatta gidiyorduk. Sevgiyle kucaklandık her seferinde.

1988 Şubat’ında, son İstanbul ziyaretinde ilk defa uzun kalıp bütün yakınlarını görmüştü.

Vedalaşmaymış..

Annemlere de gitmiştik, vefatından bir hafta önceydi. Yine birlikte gülüştüler, anılar paylaşıldı. Sonra baş başa çıktığımız öğlen yemeğinde, cüzdanından anne ve babasının resimlerini çıkartıp uzattı “bak” dedi “onları çok özledim”, ikimizin de gözleri dolmuştu.

19 Şubat Cuma günü gelen ani haberle, hemen Ankara’ya hareket ettik.

O zamandan beri her yıl Şubat ayında, kurucusu olduğu nöroşirurji kliniği ai-lesi, anısına düzenledikleri konferansları kesintisiz olarak devam ettiriyor-lar. Sevgili annem, babam bu vefa karsısında her seferinde duygulanır, hep-siyle ne kadar iftihar ettiklerini dile getirirlerdi.

Zamana mekâna sığmayan sevgiler sonsuza dek yaşar. Arkalarından bırakı-lan eserler de. Profesör Doktor Nurhan Avman da, öğrencilerini, özgün çalış-malarını bıraktı ardında. Unutulmaz anıları, sevgisini bıraktı.

Şimdi konferansların 25. yılında meslek arkadaşları ve yetiştirdiği değerli beyin cerrahları da, gelecek nesillere özenle hazırlanmış bir eser bırakıyorlar.

Bu anlamlı kitabı hayata geçiren sevgili dostlara, katkısı olan kıymetli bü-yüklerime, meslektaşlarına, aziz hatırasını yaşatanlara ve onu yetiştirenle-re, tüm sevenlerine, kitabın yapımında emeği geçen herkese çok teşekkürler.

Nurhan Abim, zihnimle ve kalbimle gezindiğim bütün bu sözlerin sonunda, aslında sessizlik var, şükran var.

İnsanlığın yararına adadığın örnek yaşamın ve şefkatle sunduğun güzellikler için gönül dolusu teşekkürler.

Nurhan Bey, Nevin Bozbağ ve torunu Serra Sarp.

Page 200: Avman kit web

198HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

İlhan Uşar21

Müthiş başarılı bir hekim olması dışında annesine ve aileye olan düşkünlüğü, dostlarıyla güzel vakit geçirmeye verdiği önem. Teknesiyle gezdiği zaman aldığı keyif.

Vatansever, milliyetçi, Atatürkçü oluşu, dürüstlüğü, mutevaziliği, haksızlığa asla gelemeyişi, sosyal yaşama merakı, klasik müziğe ilgisi ile dopdolu bir şahsiyetti.

Evet bir şahsiyetti.Nur içinde yat, her zaman kalbimizdesin.

Prof. Dr. Nur Altınörs22

SSK Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği’nde çalıştığım dönemde 19 Şubat 1988 günü öğleden sonra hocamız hastayı görüp ayrıldıktan kısa bir süre sonra; Ankara Tıp’dan ağabeyimiz, o dönem SSK hastanesinde çalışan ürolog Dr. Ahmet Kiper bize hocanın acil serviste ve kritik bir durumda olduğu haberini verdi. Değerli arkadaşım Dr. Nuri Arda ile birlikte heyecan ve endişe içinde hızla acil servise koştuk. Nurhan Hoca gerçekten kötü durumdaydı, bilinci kapalıydı. Hastayı gördükten sonra ayrılmak üzere arabasına bindiğini ancak araç içinde akciğer ödemi geliştiği şeklinde onu ilk görenlerden bilgi aldık. Çekilen EKG’sinde miyokard enfarktüsü bulguları saptanmış, daha önce iki kez miyokard enfarktüsü geçirdiğini biliniyordu. Hemen gerekli müdahalelere başlanmıştı. Ben hemen bacaktan bir cut-down açtım. Dr. Nuri Arda’da diğer doktor arkadaşlarla birlikte resüstasyona devam etti. Resüstasyon çabalarına olumlu yanıt alamadık ve başka ne tür girişimler olabileceği düşünüldü. Acil servisten ameliyathaneye alınarak üç kez intrakardiyak stimülasyon yapıldı. Bu çabalara herhangi bir yanıt alınamaması, fizik ve nörolojik bulgular maalesef hocamızı kaybettiğimiz gerçeğini kabullenmemize neden oldu. Bütün bu çabalar sürerken hocamızın başkanlığını yaptığı Ankara Üniversitesi Nöroşirürji Anabilim Dalı’ndaki diğer hocalarımıza ve ağabeylerimize haber verdik, durumun ciddiyeti bildirdik. Onlarda hastaneye gelerek girişimlerin son aşamalarına tanık oldular.

21 Nurhan Bey’in yeğeni22 Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı başkanı

Yeğeni İlhan Uşar ve oğlu Orkun, Nurhan Bey.

Page 201: Avman kit web

199HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 202: Avman kit web
Page 203: Avman kit web

201HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 204: Avman kit web

202HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 205: Avman kit web

203HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 206: Avman kit web

204HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 207: Avman kit web

205HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 208: Avman kit web

206HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 209: Avman kit web

207HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 210: Avman kit web

208HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 211: Avman kit web

209HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 212: Avman kit web

210HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 213: Avman kit web

211HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 214: Avman kit web

212HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 215: Avman kit web

213HATIRALARDAN...NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Page 216: Avman kit web
Page 217: Avman kit web

215YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Nurhan Avman’ın Bilimsel Yayınları1

Prof. Dr. Avman’ın yaşamına dair az sayıda makale yayınlanmışken, Nurhan Bey’in bilimsel çalışmalarını irdeleyen sadece bir çalışma yayınla-nabilmiştir (26). Nurhan Bey’in farklı dönemlerdeki çalışmaları geniş bir ta-rama ile gözden geçirilerek aşağıda sunulmuştur. Burada sunulan makaleler farklı açılardan analiz edilmiştir.

I. Yayınlandığı döneme ilişkin değerlendirme:

Prof. Dr. Nurhan Avman’ın yayınları yayınlandığı döneme göre üç grupta ele alınabilir:

1- Dr. Avman’ın 1960 öncesi Amerika’daki çalışmaları sonucu ortaya çıkan eserler: Bu çalışmalar sunulan listede tek yıldız ile (*) işaretlenmiştir. Bu eserler Journal of Neurosurgery, Surgery ve Turkish Journal of Pediatrics de yayınlanmıştır. Bu grupta altı makale saptanmıştır.

2- Dr. Avman’ın 1960-1965 yıllarında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği’nde görev aldığı dönemdeki çalışmalar sonucu ortaya çıkan eserler: Bu döneme ait çalışmalar aşağıdaki listede iki yıldız ile (**) işaretlenmiştir. Bu eserler 1961, 1964, 1965, 1970 ve 1971’de yayınlanmıştır. Bu çalışmalar “Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi”, “Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi”, “Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi”, “Nöropsikiyatri Arşivi”, “Pediyatri Kurumu Seminerleri”, “Tıp Dünyası”, “Gülhane As. Tıp Akademisi Bülteni”,“Turkish Journal of Pediatrics” ve “Milli Türk Tıp Kongresi Bilimsel Kitabı”nda yayınlanmıştır. Bu grupta 13 adet makale saptanmıştır.

3- Dr. Avman’ın 1965 sonrası Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği’nde görev yaptığı dönemdeki çalışmaları sonucu ortaya çıkan eserler. Bu çalışmalara her hangi bir işaret konmamıştır. Bu çalışmalar birçok yurtiçi ve yurtdışı dergide yayınlanmışlardır.

1 Dr. Sait Naderi’nin Dr. Nurhan Avman’ın ölümünün 15. Yıl dönümü dolayısı ile Nörolojik Bilimler Dergisi’nde 2003 yılında “Prof. Dr. Nurhan Avman’ın Bibliyografyası” başlığıyla yayınlanan makalesinden alınmıştır (izni ile. Mevcut yayınlara sonradan saptanan bir makale eklenmiştir.

Prof. Dr. Nurhan Avman’ın Bibliyografyası

Page 218: Avman kit web

216YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

II: Yayınlandığı dergilere ilişkin değerlendirme:

Dr. Avman’ın 22 yurtdışı ve 104 yurtiçi yayını saptanabilmiştir. Bu yayınlar birçok dergi veya kongre bilimsel çalışma kitabında yer almıştır.

Yurtiçi çalışmalar:Yurtiçi çalışmaları aşağıdaki dergi ve kitaplarda yayınlanmıştır:

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi DergisiAÜTF Nöroloji dergisiÇocuk Hastalıkları DergisiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları DergisiEge Nörolojik Bilimler DergisiEge Üniversitesi Tıp Fakültesi DergisiGülhane Askeri Tıp Akademisi BülteniJournal of Ankara Medical SchoolKongre bilimsel çalışma kitaplarıNöroloji Nöroşirürji Psikiyatri DergisiNöropsikiyatri ArşiviOnkoloji Enstitüsü Kanser KonferanslarıTurkish Journal of NeurosurgeryTurkish Journal of PediatricsTürk Endokrinoloji YıllığıTürk Nöroşirürji DergisiTürk Oftalmoloji GazetesiTürk Pediyatri Kurumu SemineriTürkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Araştırma DergisiTürkiye Ortopedi ve Travmatoloji Dergisi

Yurtdışı çalışmalar:Dr. Avman’ın yurtdışı çalışmaları yayınları listesinde mavi renk ile gösteril-miştir. Bu yayınlar aşağıdaki dergilerde yayınlanmıştır:

Acta Neurochirurgica (Wien)Applied NeurophysiologyJournal of NeurosurgeryNeuroendocrin LetterNeurological ResearchSurgerySurgical Neurology

Page 219: Avman kit web

217YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

III. Yayınların topikal dağılımına ilişkin değerlendirme:

Dr. Avman’ın çalışmalarının bir çoğunu serebrovasküler cerrahi ve nöroon-koloji (özellikle hipofiz cerrahisi) oluşturmaktadır. Fakat bu yayınların yanı sıra nörotravmatoloji, spinal cerrahi, stereotaktik ve fonksiyonel nöroşirürji ve pediyatrik nöroşirürji gibi nöroşirürjinin pek çok sahası ile ilgili de yayın-ları bulunmaktadır.

Yayınların Listesi

1960Poppen, J.L. & Avman, N.: Aneurysms of the great vein of Galen. J Neurosurgery 17: 238-244.

Avman, N. & Fisher, R.G.: Exposure of middle cerebral aneurysm after the use of urea. Surgery 48 (3): 491-494.

Bering, E.A. & Avman, N.: The use of Hypertonic Urea Solutions in Hypothermia. An Experimental Study. J Neurosurg 17: 1073-1081.

1961Avman, N. & Bering, E.A.: A Plastic Model for The Study of Pressure Changes in The Circle of Willis and Major Cerebral Arteries Following Arterial Occlusion. Journal of Neurosurgery 18: 361-365.

Avman, N.: The Importance of Arterial Ligations for The Treatment of Intracranial Aneurysms. The Turkish J Pediatrics 3 (2): 105-116.

Doğulu, S. & Avman, N.: Bir vak’a dolayısiyle A. Communicans Posterior Anevrizması. Gülhane As. Tıp Akademisi Bülteni 6: 399-408.

1962Sachs, E. & Avman, N. & Fisher, G.: Meningiomas of Pineal Region and Posterior Part of 3rd Ventricle. J Neurosurg 19: 325-331.

1964Avman, N. & Derinkök, T.: Bazal Ganglia Hastalıklarında Nöroşirürjikal Tedavi. Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları 7 (1): 30-44.

Avman, N. & Derinkök, T.: Neurosugical Treatment of Basal Ganglia Disease. The Turkish J Peditrics 6 (2): 77-91.

Avman, N. & Derinkök, T.: Ekstrapiramidal Bozuklukların Kemotalamektomi İle Tedavisi. III. Pediyatri Kurumu Semineri. Çelik Cilt Matbaası. İstanbul, S: 253-258.

Page 220: Avman kit web

218YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Avman, N.: Trafik Kazalarında Nöroşirürji Problemleri. 18. Milli Türk Tıp Kongresi: 21-25 Eylül 1964-Ankara, Kongre Kitabı. Çelik Cilt Matbaası, İstanbul, S: 2-8.

Avman, N: Trafik Kazalarında Nöroşirürji Problemleri. Tıp Dünyası 37 (12): 293-297.

1965Avman, N. & Karadayı, A.: Disk Hernilerinin Cerrahi Tedavisinin Yetersiz Kalmasının Nedenleri Üzerine. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 4 (4): 425-426.

Avman, N. & Bertan, V. & Kalabay, O.: Fokal Epilepsilerin Cerrahi Tedavisinde Elektrokortikogram’ın Rolü. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 8 (1): 26-34.

Avman, N. & Karadayı, A.: Hemisferektomiler. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 8 (4): 229-236.

Avman, N. & Karadayı, A.: Özellik Gösteren Bir Vaka Münasebeti İle Karotikokavernöz Fistüllerin Cerrahi Tedavileri. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 4 (3): 326-331.

Avman, N. & Karadayı, A.: Nöroşirürji Ve Nörolojide Ürenin Yeri. NöroPsikiyatri Arşivi 2 (4): 5-13.

1966Karadayı, A. & Avman, A.: Disk Hernilerinin Cerrahi Tedavisinde Negatif Miyelografinin Değerlendirilmesi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 5 (1): 65-68.

Avman, N. & Derinkök, T.: İntrakranial Tümörler. Onkoloji Enstitüsü Kanser Konferansları. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Yayınları. S: 89-99.

Zileli, T. & Avman, N.: Syringomyeli. Nöropsikiyatri Arşivi, Özel Kongre Arşivi, ss. 75-80, Eylül-Ekim.

1967Avman, N & Saveren, M.: Hipofiz Tümörleri ve Tedavileri. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 20: 307-327.

Avman, N. & Karadayı, A.: Dandy-Walker Sendromu. Türk Pediyatri Kurumu VI. Semineri. Ayrı Baskı. İstanbul, S: 57-62.

Page 221: Avman kit web

219YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

1969Saveren, M. & Avman, N.: Beynin Yer Kaplayan Lezyonlarından Beyin Scanning. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 22 (3): 488-497.

Avman, N.: İntrakranial Arterio-Venöz Malformasyonlar. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 22 (3): 541-552.

Avman, N. & Arasıl, E.: Spasmodic Torticollis Due to Colloid Cyst of The Third Ventricle. Acta Neurochir (Wien) 21 (4): 265-8.

1970Arasıl, E. & Avman, N.: Echo-Encephalography’nin Nöroşirürjideki Teşhis Değeri ve Diğer Muayene Metodlarıyla Mukayesesi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 23 (1): 125-140.

Avman, N. & Arasıl, E. & Saveren, M. & Kanpolat, Y.: Serebrospinal Sıvı Rinore. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 23 (1): 169-178, 1970

Avman, N. & Karadayı, A.: Çocuklarda Kraniofaringiomaların Tedavisinde Radikal Rezeksiyon. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 23 (2): 477-487.

Arasıl, E. & Özdamar, N. & Avman, N.: Parkinson’un Cerrahi Tedavisinde Şimik Ve Termik Metodlarla Elde Edilen Sonuçların Karşılaştırılması. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 23 (3): 674-686.

Avman, N. & Karadayı, A. & Saveren, M.: Servikal Kord Travmalarında Anterior Dekompresyon Ve Füzyon (Cloward) Ameliyatının Yeri. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 23 (6): 1746-1753.

Karadayı, A. & Avman, N. & Özdamar, N.: Baziller İmpresyon (Platybasia) Teşhis ve Tedavisi. NöroPsikiyatri Arşivi 7 (1): 1-10.

Saveren, M. & Avman, N.: Chronic Epidural Haematoma Complicating Ventricular Decompression (Report of a Case With Survival). NöroPsikiyatri Arşivi 7 (2): 57-62.

Avman, N. & Özdamar, N. & Kanpolat, Y.: Ağrı Cerrahisi. Onkoloji Yayınları. Ankara Üniversitesi Basımevi. S: 93-101.

1971Kanpolat, Y. & Buharalı, Z. & Cordan, T. & Avman, N.: Subdural Hem Atomlar Ve Ülkemizdeki Özellikleri. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 24 (3): 589-597.

Page 222: Avman kit web

220YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Buharalı, Z. & Karadayı, A. & Cordan, T.& Avman, N.: Disk Hernilerinin CerTedavisi (Cerrahi Olarak Tedavi Edilen 295 Vakanın Değerlendirilmesi). Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 24 (5): 910-919.

Zileli, T. & Avman, N.: Beş Sene Önce Ameliyat Edilen İki Sirengomiyelia Vakasının Takibi. NöroPsikiyatri Arşivi 8 (Özel Sayı): 219-223.

Avman, N. & Saveren, M. & Arasıl, E.: Spinal Kordun Stereotaksik Cerrahisi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 24 (5): 963-971.

Saveren M. & Avman, N.: Brakial Pleksus Avulsiyonları. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 24 (5): 980-984.

1972Başol, K. & Kanpolat, Y. & Cordan, T. & Avman, N.: Diskografi ve Diskografinin Nöroşrürjideki Yeri. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 25 (3): 419-427.

Tanyaş, Y. & Cordan, T. & Arasıl, E. & Avman, N.: Beyin Abseleri: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 25 (5): 1196-1203.

1973Avman, N. & Özdamar, N.: Postero-Antero-Lateral Medulla Spinalis Dekompresyonu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 26 (1): 53-62.

Kanpolat, Y. & Özdamar, N. & Güner, Z. & Avman, N.: Perkütan Kordotomide Empedans Tekniği İle Eksperimental İncelemeler. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 26 (2): 386-396.

Avman, N. & Buharalı, Z. & Saveren, M.: Disk Hernilerinin Cerrahi Tedavi Endikasyonları. Türkiye Ortopedi ve Travmatoloji Dergisi 1 (1): 61-71.

1974Avman, N. & Saveren, M. & Gökalp, H.Z. & Özkal, E.: Hipofiz Apopleksisi. Nöroloji 5: 37-44.

Avman, N. & Tanyaş, Y. & Tümer, B.: Mikronöroşirürji tekniği ve kliniğimizdeki uygulama. 10. Milli Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çalışmaları Kitabı, 2. Bölüm, Ankara, 1974, S: 247-255.

Taşçıoğlu, A.O. & Avman, N.: Trigeminal nevraljinin perkütan selektif Gasser ganglionu radiofrekans koagülasyon lezyonu ile tedavisi. 10. Milli Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çalışmaları Kitabı, 2. Bölüm, Ankara, S: 365-374.

Page 223: Avman kit web

1975Avman, N. & Tanyaş, Y.: İntrakranial Anevrizmalar ve Mikroteknik. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 28 (3-4): 661-676.

Avman, N. & Özkal, E. & Erdoğan, A.: Vertebral Arteriography and Microsurgery in the Management of Dumbbell Cervical Neurinomas. Surg Neurol 4 (3):327-329.

1976Avman, N. & Tanyaş, Y. & Dinçer, C.: Spinal Kord Tümörleri ve Mikroteknik. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 29 (1-2): 79-96.

Avman, N. & Özkal, E.: Akustik Nörinomlar ve Mikroteknik. Otorinolaringoloji Bülteni. 2 (1):17-24.

1977Avman, N. & Kanpolat, Y. & Arda, N.: Serebrovasküler Moyamoya Hastalığı. Nöroloji 8 (1): 47-55.

Arasıl, E. & Erdoğan, A. & Avman, N.: İntrakranial Yerleşim Gösteren Kist Hidatikler. Nöroloji 8: 9-17.

Avman, N. & Özkal, A: Serebri Media Embolektomisi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 30 (4): 857-862.

Avman, N. & Erdoğan, A.: Selektif Hipofizektomi ve Mikroteknik.Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 30 (1): 279-290.

Avman, N. & Arasıl, E.: Serebral Revaskülarizasyonda Ekstra-İntrakranial Şant Ameliyatı. Nöroloji 8 (1): 1-18.

Avman, N. & Özkal, E. & Gökben, B.: Spinal Arteriovenöz Malformasyon ve Anevrizma. 13. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı, Ankara, S: 290-295.

Avman, N. & Özkal, E. & Gökben, B.: Serebral Derin Arteriovenöz Malformasyonlar. 13. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı, Ankara, S: 295-300.

Avman, N. & Tümer, B.: Mikroteknikle Yapılan Anevrizma Cerrahisinde Neticeler. 13. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı, Ankara. S: 322-324.

1978Avman, N. & Özkal, E.: Kraniofaringiomalar ve Mikroteknik. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 31(1): 893-901.

YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

221

Page 224: Avman kit web

222YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Avman, N. & Erdoğan, G. & Kanpolat, Y.: Pituitary Pseudotumor. Surg Neurol 9 (2):107-111.

Avman, N. & Dinçer, C.: Meningiomas of the Third Ventricle. Acta Neurochir (Wien) 42 (3-4): 217-224.

Avman, N. & Özkal, E. & Şenveli, E.: Spinal Anjiomlar ve Mikroteknik. Nöroloji 9 (1): 53-60.

Avman, N. & Özkal, E. & Arda, N.A.: Optik Gliomlar. Türk Oftalmoloji Gazetesi 9 (2): 121-128.

1979Avman, N. & Özkal, E. & Gökben, B.: Aneurysm and Arteriovenous Malformation of The Spinal Cord. Surg Neurol 11 (1): 5-6.

Avman, N. & Kanpolat, Y.: Third Ventriculostomy by Microtechnique. Acta Neurochir Suppl (Wien) 28 (2): 588-595.

1980Özkal, E. & Avman, N. & Şenveli, E.: Bebeklik Çağı Subdural Hematomları. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 33: 401-404.

Avman, N. & Dinçer, C.: Venous Malformation of the Aqueduct of Sylvius Treated by Interventriculostomy: 15 years follow-up. Acta Neurochir (Wien). 52 (3-4): 219-24.

Gökalp, H.Z. & Avman, N. & Özkal, E. & Gökbeni B.: Brain Tumour Associated with Intracranial Arterial Aneurysm. Acta Neurochir (Wien) 53 (3-4): 267-273.

Gökalp, H. & Tümer, B. & Avman, N. & Arasıl, E. & Saveren, M.: Hipofiz Cerrahisinin Bugünkü Durumu Ve Klinik Vakaların Analizi. Türk Endokrinoloji Yıllığı. 1979-1980. S: 1-5.

Avman, N. & Kanpolat, Y. & Erdoğan, A. & Tümer, B.: Prolaktin Adenomlarında Pterional Mikroteknik. Türk Endokrinoloji Yıllığı. 1979-1980, S: 6-10.

1981Avman, N. & Taşdemiroğlu, E.: Beyin İskemik Ataklarının Cerrahi Tedavisi. Şişli Tıp Günleri 2. Kongresi Kitabı. S: 32-38.

Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Erdoğan, E. & Selçuki, M.: Aquadukt Stenozlarının Çeşitli Cerrahi Yöntemlerle

Page 225: Avman kit web

223YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Tedavilerinin Karşılaştırılması. 17. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. ss. 8-10.

Avman, N. & Gökalp, H.Z. &, Erdoğan, A. & Özkal, E.: Unilateral Transnazal Transsfenoidal Hipofiz Girişimi. 17. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. ss. 35-36.

Gökalp, H.Z. & Avman, N. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Erdoğan, A. & Tümer, B. & Selçuki, M.: Opere 250 Hipofiz Adenomunun Cerrahi Yönden Değerlendirilmesi. 17. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. ss. 37-38.

Arasıl, E. & Şenveli, E. & Dinçer, C. & Taşdemiroğlu, E. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Kanpolat, Y.: İntrakranial Menengiomlar. 17. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. 43-44, 1981

Kanpolat Y. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Egemen, N.: Ekstrapiramidal Sistem Hastalıklarında Stereotaktik Cerrahinin Sonuçları. 17. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. ss. 16-17.

Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Özkal, E. & Erdoğan, E. & Taşdemiroğlu, E.: İntrakranial Anevrizmalar. 17. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. ss. 176-178.

Karacan, İ. & Kanpolat, Y. & Özkal, E. & Erdem, A. & Tümer, B. & Avman, N.: Uyku Laboratuvarının İmpotans Tanısındaki Önemi. 17. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. ss. 198-199.

Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Arda, N. & Avman, N. & Erdoğan, A.: Pontoserebellar Köşe Patolojilerinin Mikrocerrahisi. 17. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. ss. 201-205.

1982Avman, N. & Özkal, E. & Erdoğan, A.: Microsurgical Removal of Anterolateral Spinal Lesions. J Microsurg. 3 (3): 176-179.

1983Arasıl, E. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Kanpolat,Y. & Özkal, E. & Selçuki, M.: Primer Subaraknoid Kanamada Serebral Vazospazmın Postoperatif Sonuçlara Etkisi. 18. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. ss. 311-313.

Gökalp, H.Z. & Avman, N. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Özkal, E. & Taşçıoğlu, A.O.: Hipofiz Cerrahisinde Komplikasyonlar: 18. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. S: 315-319.

Page 226: Avman kit web

224YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Kanpolat, Y. & Gökalp, H.Z. & Avman, N. & Arasıl, E. & Özkal, E.: Kordotomi: Perkütan ve Açık Yöntemin Endikasyon ve Sonuçları. 18. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. ss. 339-342.

Özkal, E. & Karacan, İ. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Erden, A.: Uyku Apnesi Sendromu ve İntrakranial Basınç. 18. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çalışmaları Kitabı. ss. 343-344.

Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Özkal, E. & Dinçer, C.: III. Ventrikül Tümörleri Ve Cerrahi Yaklaşım. 18. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitabı. ss. 345-349.

Avman, N. & Taşçıoğlu, A.O.: Beyin Urlarının Tedavisi. Temel Tedavi Kitabı. Fidan Yayınevi, Ankara, ss. 596-600.

1984Kanpolat, Y. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Selçuki, M.: Controlled Thermocoagulation Of Trigeminal Ganglion İn Treatment Of Trigeminal Neuralgia, Hemifacial Spasm And Facial Neuralgia. Acta Neurochirurgica, Suppl 33: 511-514.

Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Kanpolat, Y. & Özkal, E. & Karacan, I. & Selçuki, M.: Symptomatology, Evaluation and Treatment of Aquaductal Stenosis. Neurological Research 6 (4): 194-198.

Avman, N. & Dinçer, C. & Selçuki, M.: Pineal Region Meningioma of The Velum Interpositum. Report of an Unusual Case. J Ankara Medical School 6: 147-152.

Avman, N.: Nöroşirürjideki Son Gelişmeler. Acil Yardım ve Kazalar Sempozyumu (Ankara 14-18. 11.1983) Bilimsel Çalışmalar Kitabı, Ankara, S: 231-232.

1985Avman, N. & Kanpolat, Y. & Deda, H.: Bazal Ganglion Arteriovenöz Malformasyonları. Nöroloji Nöroşirürji Psikiyatri Dergisi 1 (1): 60-63.

Kanpolat, Y. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Selçuki, M. & Mertol, T.: Effectiveness of Radiofrequency Thermocoagulation in Recurrent Trigeminal Neuralgia After Previous Retrogasserian Rhizotomy. Appl. Neurophysiol. 48 (1-6): 258-261.

Avman, N. & Taşçıoğlu, A.O. & Birler, K.: Transcranial Surgical Treatment of Large Sth Adenomas. Neuroendocrin lett 7 (2): 77-77.

Page 227: Avman kit web

225YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Kanpolat, Y. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Selçuki, M.: Cotrolled Radiofrequency Thermocoagulation of Gasser Ganglion in The Treatment of Trigeminal Neuralgia. Acta Neurochir (Wien) 78 (3-4): 164-176.

1986Arasıl, E. & Avman, N. & Gökalp, H. & Dinçer, C. & Erongun, U. & Birler, K.: Klinik ve Cerrahi Yönleri İle Serebellar Astrositomlar. Ege Nörolojik Bilimler Dergisi 3 (2): 65-68.

Arasıl, E. & Avman, N. & Gökalp, H. & Kanpolat, Y. & Dinçer, C. & Birler, K. & Erdem, A.: İntrakranial Abseler ve Tedavileri. Nöroloji Nöroşirürji Psikiyatri Dergisi 1 (2): 124-129.

Arasıl, E. & Avman, N. & Gökalp, H. & Dinçer, C. & Kanpolat, Y. & Erongun, U. & Birler, K.: Nüks Medulloblastomalar. Ege Nörolojik Bilimler Dergisi 3 (1): 14-16.

Gökalp, H.Z. & Avman, N. & Arasıl, E. & Erongun, U. & Birler, K.: İntrakranial Tüberkülomlar. Nöroloji Nöroşirürji Psikiyatri Dergisi 1 (2): 137-141.

Arasıl, E. & Avman, N. & Gökalp, H. & Dinçer, C. & Erongun, U. & Birler, K.: Medulloblastomlarda Optimal Tedavi. Ege Nörolojik Bilimler Dergisi 3 (1): 10-13.

Avman, N. & Taşçıoğlu, A.O.: Kliniko Patolojik Konferans. 20 Yaşındaki Erkek Hastada Baş Ağrısı, Çift Görme ve Staz Papiller. Nöroloji Nöroşirürji Psikiyatri Dergisi 1 (2): 142-144.

Avman, N. & Taşçıoğlu, A.O. & Boyar, B.: Karotid Endarterektomisi-I. Nöroloji Nöroşirürji Psikiyatri Dergisi 1 (4): 243-250.

Avman, N. & Taşçıoğlu, A.O. & Boyar, B.: Karotid Endarterektomisi-II. Nöroloji Nöroşirürji Psikiyatri Dergisi 2 (1): 41-45.

Avman, N. & Taşçıoğlu, A. & Egemen, N. & Birler, K.: Serebral Arteriovenöz Malformasyonlarda Laser Kullanımı. Nöroloji Nöroşirürji Psikiyatri Dergisi 2: 178-184.

Gökalp, H.Z. & Avman, N. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Kökeş, F.: Surgical Criteria in Prolactinomas. Balkan Contribution to Endocrinology and Metabolism. Vol 1, ss. 59-65.

Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Birler, K.: ACTH Adenomas. Balkan Contribution to Endocrinology and Metabolism. Vol 1, ss. 211-221.

Page 228: Avman kit web

226YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

1987Egemen, N. & Uluğ, H. & Avman, N.: Posterior Fossa Epidural Hematomaları. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 40: 217-224.

Gökalp, H.Z. & Avman, N. & Arasıl, E. & Dinçer, C. & Kanpolat, Y. & Erongun, U. & Birler, K.: Beyin Sapı Gliomlarının Klinik ve Patolojik Özellikleri. Nöroloji Nöroşirürji Psikiyatri Dergisi 2 (3): 136-139.

Egemen, N. & Çulcuoğlu, A. & Güçlü, A. & Naderi, S. & Avman, N.: Hipofiz Tümörlerinin Tanı ve Takibinde Görsel Uyarılmış Potansiyelin Yeri (Klinik Araştırma), Ankara Tıp Bülteni 9 (4): 245-260.

1988Egemen, N. & Avman, N. & Gökalp, H. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Erdoğan, A. & Naderi, S.: Spinal Araknoiditler. Nöroloji 16 (1): 89-97.

Avman, N. & Egemen, N. & Naderi, S.: Transsfenoidal Hipofiz Cerrahisinde Nd:YAG Laser Kullanımı. Nörolojik Bilimler Dergisi 5 (1): 18-20.

Erdem, A. & Avman, N. & Arasıl, E. & Karan, O. & Naderi, S.: Temporal Epilepsisi Olan Bir Vakada Elektrokortikografi (ECoG) Uygulaması. Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Araştırma Dergisi 6 (5): 369-372.

Erdem, A. & Avman ,N. & Karan, O. & Arasıl, E. & Naderi, S.: Medikal Tedaviye Dirençli Epilepsilerde Cerrahi Tedavi. Nöroloji 16 (1): 79-84.

Egemen, N. & Avman, N. & Deda, H.: Sfenoid Kanat Osteomu. Nörolojik Bilimler Dergisi 5 (2): 138-141.

Dinçer, C. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Naderi, S.: Çocukluk Çağı Spinal Tümörleri. Çocuk Hastalıklar Dergisi 3: 104-108.

Egemen, N. & Birler, K. & Avman, N. & Türker, R.K.: Experimental Cerebral Vasospasm: Resolution by İloprost. Acta Neurochir (Wien) 95 (3-4): 131-135.

1989Dinçer, C. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Erdoğan, A. & Taşçıoğlu, A. & Naderi S.: Pediatric Spinal Tumors. Turkish Neurosurgery, Suppl. 1: 17-19.

Egemen, N. & Gökalp, H.Z. & Avman, N. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Deda, H. & Naderi, S. & Ercengiz, K.: Congenital Spinal Cord Tumors. Turkish Neurosurgery, Suppl. 1: 20-22.

Page 229: Avman kit web

227YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Egemen, N. & Ertürk, A.R. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Erdoğan, A. & Naderi, S.: Spinal Neurofibromas. Turkish Neurosurgery, Suppl. 1: 23-24.

Egemen, N. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Kanpolat & Erdoğan, A. & Naderi, S.: Management of Cervical Radiculopathy. Turkish Neurosurgery, Suppl. 1: 42-43.

Egemen, N. & Naderi, S. & Avman, N.: Nd:YAG Laser in Transphenoidal Operations for Pituitary Tumors. Turkish Neurosurgery Suppl. 1: 108-109.

Egemen, N. & Birler, K. & Avman, N. & Turker, R.K.: The Effect of Iloprost on Experimental Cerebral Arterial Spasm in Rabbit,Turkish Neurosurgery Suppl 1: 113-115.

Egemen, N. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Erdoğan, A. & Taşçıoğlu, A. & Dinçer, C. & Naderi, S.: Spinal Araknoidit ve Tedavisi, Türk Nöroşirürji Dergisi Ek 1: 54-57.

Gökalp, H.Z. & Avman, N. & Arasıl, E. & Erdoğan, A. & Naderi, S. & Balım, T.: Servikal Travmalarda Tutum, Türk Nöroşirürji Dergisi Ek 1: 77-78.

Avman, N. & Taşçıoğlu, A. & Egemen, N. & Naderi, S.: Vertebral Postero-Antero-Lateral Dekompresyon, Türk Nöroşirürji Dergisi Ek 1: 95-96.

Egemen, N. & Avman, N. & Gökalp, H.Z. & Arasıl, E. & Kanpolat, Y. & Erdoğan, A. & Taşçıoğlu, A. & Dinçer, C. & Naderi, S. & Doğan, A.: Osteojenik Kord Basıları, Türk Nöroşirürji Dergisi Ek 1: 112-113.

Avman, N. & Egemen, N. & Naderi, S. & Birler, K.: Pineal Loj Tümörlerinde İnfratentoriyel Supraserebellar Girişim Metodu, Türk Nöroşirürji Dergisi Ek 1: 147-148.

Erdem, A. & Avman, N. & Karan, O. & Arasıl, E.: Epilepside Cerrahi Tedavi, Türk Nöroşirürji Dergisi (1): 14-19.

Page 230: Avman kit web

228YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Nurhan Avman’ın yanında asistan olarak çalışan hekimler listesi

Prof. Dr. Aykut Erbengi 1960-19611 Op. Dr. Yıldız Yalçınlar 1962-1965Prof. Dr. Vural Bertan 1962-1964Op. Dr. Nusret Çınar 1962-1965Op. Dr. Turgut Derinkök 1963-1965Prof. Dr. Aşkın Karadayı 1964-19652

Prof. Dr. Şefik Ünlü 1964-1966Prof. Dr. Ertekin Arasıl 1963-19683

Prof. Dr. Mete Saveren 1965-19704

Op. Dr. Halit İsmailoğlu 1965-1970Prof. Dr. Nurcan Özdamar 1967-1972Op. Dr. Konuralp Başol 1967-1972Prof. Dr. Zeki Buharalı 1967-1972Prof. Dr. Yücel Kanpolat 1968-1973Op. Dr. Cahit Özşeker 1969-1975Prof. Dr. Ertuğ Özkal 1970-1976Prof. Dr. Yılmaz Tanyaş 1970-1975Prof. Dr. Ahmet Erdoğan 1973-1978Prof. Dr. Ali Taşçıoğlu 1973-1979Prof. Dr. Cumhur Dinçer 1973-1979Op. Dr. Bekir Gökben 1974-1979Op. Dr. Behiç Tümer 1974-1981Prof. Dr. Nuri Arda 1975-1980Op. Dr. Engin Şenveli 1975-1981Op. Dr. Dr. Celal Kılıç 1976-1981Prof. Dr. Nihat Egemen 1976-1981Prof. Dr. Erol Taşdemiroğlu 1976-1982Prof. Dr. Osman Acar 1976-19825

Prof. Dr. Atilla Erdem 1978-1983Prof. Dr. Mehmet Selçuki 1978-1983Prof. Dr. Uğur Erongun 1978-1984 Prof. Dr. Tansu Mertol 1980-1985 Op. Dr. Fatih Gürsoy 1981-1986

1 Dr. Erbengi, uzmanlığa 1959’da başlamış, 1961’de uzmanlık sınavına girmiştir.2 Dr. Aşkın Karadayı 1965’te Nurhan Avman’ın Hacettepe’den ayrılmasından üç ay sonra Aralık 1965’te sınava girmiştir.3 Dr. Ertekin Arasıl ihtisasına Hacettepe’de başlayıp, 1968’de Ankara Üniversitesi’nde uzman olmuştur.4 Dr. Mete Saveren ihtisasına Hacettepe’de başlayıp, 1970’te Ankara Üniversitesi’nde uzman olmuştur.5 Dr. Osman Acar Akdeniz Üniversitesi kadrosunda olup, son sene asistanı iken Ankara Tıp’tan ayrılarak Akdeniz Üniversitesi’ne geçmiştir.

Page 231: Avman kit web

229YAYINLARNURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Prof. Dr. Zeki Şekerci 1981-1986 Prof. Dr. Bülent Boyar 1981-1986 Prof. Dr. Haluk Deda 1982-1988Op. Dr. Kadir Birler 1981-1988Op. Dr. Fatih Kökeş 1982-1988Op. Dr. Hikmet Uluğ 1982-1988Op. Dr. Ali Rıza Ertürk 1982-1988Prof. Dr. Sait Naderi 1984-1990 Op. Dr. Kutay Çakıroğlu 1985-1991Prof. Dr. Faruk İldan 1985-1990 Op. Dr. Abdullah Mesut 1985-1991Op. Dr. Ahmet Zorlutuna 1986-1992Op. Dr. Tayfun Balım 1986-1992Prof. Dr. Mehmet Erkan Üstün 1986-1993Op. Dr. Özbil Temeltaş 1987-19936Prof. Dr. Şükrü Çağlar 1987-1994Doç. Dr. Aclan Doğan 1987-1994Doç. Dr. Mustafa Başkaya 1987-1994

Prof. Dr. Avman’ın nöroşirürji uzmanlığı tescil sınavına girdiği nöroşirürjiyenler

Dr. Hamit Ziya GökalpDr. David ToviDr. Teoman CordanDr. Yücel SezginDr. Eralp Övünç

6 Dr. Özbil Temeltaş İÜ Tıp Fakültesi’nde uzmanlık süresini tamamlamıştır.

Page 232: Avman kit web

230NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

Kaynakça

1. Akar, N.: Iğdır’da Bir Kadın Cerrah: Op. Dr. Yıldız Yalçınlar. İçinde: Akar, N.: Çantamdaki Portreler. Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 2011, S: 71-1242. Arasıl, E.: Özel görüşme, 2012.3. Arasıl, E.: Türk Nöroşirürji Derneği Kuruluş ve Gelişimi. Türk Nöroşirürji Derneği Bülten 6: 13-14, 2005.4. Aslan, C.: Özel görüşme, 2012.5. Bozer, Y.: Nöroşirürjinin 30 Yılı: İçinde: Anonim: 1959-1989; Hacettepe’de Nöroşirürjinin İlk 30 Yılı. Evren Ofset, Ankara, 1989.6. Çınar, N.: Özel görüşme, 2012.7. Derinkök, T.: Özel görüşme, 2012.8. Dinçer, G.: Özel görüşme, 2012.9. Doğan M: Hacettepe’nin Tarihine Farklı Bakış. Selvi Yayınevi, 2006, Ankara.10. Durmuş, O.: Özel görüşme, 2012.11. Ege, R.: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 50. Yılı, AÜTF yayınları, Ankara, 1996.12. Ergüder, R. & Ayral, N.: Os occipital de osteosarcoma vakası. Askeri Sıhhiye Dergisi 80: 114-119, 1951.13. Erbengi, A.: Özel görüşme, 2001.14. Erbengi, A.: Yirminci Yılında Türk Nöroşirürji Derneği. Türk Nöroşirürji Derneği Bülten 6: 8-10, 200515. Erbengi, A. & Naderi, S.: Dünyada ve Ülkemizde Nöroşirürjinin Gelişimi. İçinde: Zileli, M. ve ark (Ed): Temel Nöroşirürji. Türk Nöroşirürji Derneği Yayınları. Buluş tasarım. 2010, Ankara, S: 1-40.16. Ergin, K.: Özel görüşme, 2012.17. Etker, Ş.: Özel görüşme, 2012.18. Gökalp. H.Z.: Büyük Bir Hoca. Prof. Dr. Nurhan Avman (1928-1988): Journal of Neurological Sciences [Turkish] 5: 63-68, 1988.19. Gökalp, H.Z.: Prof. Dr. Nurhan Avman Biyografisi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 41: III- VI, 1988.20. Gökalp, H.Z.: Türk Nöroşirürji Derneği’nin Gelişimi. Türk Nöroşirürji Derneği Bülten 6: 11-12, 2005.21. Gökben, B.: Özel görüşme, 2012.22. İsmailoğlu, H.: Özel görüşme, 2012.23. Kanpolat, Y.: Özel görüşme, 2012.24. Kanpolat, Y.: Bir Bilge Adam: Nurhan Avman, Journal of Neurological Sciences [Turkish] 20: 56-59, 2003.25. Karadayı, A.: Dr. Ali Taşçıoğlu’na yazılan özel mektup.26. Naderi, S.: Prof. Dr. Nurhan Avman’ın Bibliyografyası. Journal of Neurological Sciences [Turkish] 20: 62-67, 2003.27. Naderi, S. & Erbengi, A.: History of neurosurgery and neurosurgical applications in Turkey. Surg. Neurol 64: S115-S122, 2005.28. Özdamar, N.: Nurhan Avman ile tanışma. Journal of Neurological Sciences [Turkish] 20: 60-61, 2003.29. Özer, A.: Özel görüşme, 2012.30. Özer, H.: Özel görüşme, 2012.

Page 233: Avman kit web

231NURHAN AVMAN Nöroşirürjiyeadanmış bir yaşam

31. Özgen, T.: Nöroşirürji Derneği Kuruluş Anılarım. Türk Nöroşirürji Derneği Bülten 6: 17-19, 2005.32. Saveren, M.: Özel görüşme, 2001.33. Saveren, Ü.: Özel görüşme, 2012.34. Tanyeri, V.: Özel görüşme, 2012.35. Taşatan, N.: Özel görüşme, 2012.36. Taşçıoğlu, A.O.: Özel görüşme, 2012.37. Taşçıoğlu, A.O.: Türkiye’de nöroşirürjinin tarihsel gelişimi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 45: 319-366,1992.38. Taşçıoğlu, A.O.: Obituary. Nurhan Avman, 1928-1988. Surg Neurol 31: 78-79, 1989.39. Tat AL: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalının Kuruluşu. İçinde: Anonim: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroşirürji Kliniği XXV yıl, Ankara, 1990, S. 5, 6.40. Türker, K.: Prof. Dr. Nurhan Avman. 26 Mart 1988 Cumhuriyet gazetesi.41. Uğurlu, M.C.: Yitirdiğimiz bir tıp adamı. Prof. Dr. Nurhan Avman (1928-1988). Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 41: XV-XVIII, 1988.42. Yaşargil, M.G.: Editorial. Personal considerations on the history of microneurosurgery. J Neurosurg 112: 1363-1175, 2010.

Page 234: Avman kit web
Page 235: Avman kit web
Page 236: Avman kit web

NURHAN AVMAN KAP 2/22/13 3:13 PM Page 2

Composite