arel - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d04276/2017_9/2017_9_uyepazarcie.pdfpa~a'nın kızı...

6
Bôki'nin "Dönsün" Redifli Gazelinin Serhi ' CEMALAKSU Cazip, Müphem, Zor ve Bir Alan: Taksimler GONOLPAÇACITUNÇAY ibnülemin Mahmut Kemal "Hos EROL ü' YEPAZARCI Türk Ziya Gökalp ve Mahmut Gazimihal ZAFER TDPRAK Mehterhane Ait Mezar 1 SERHAT istanbul'da MedfOn Dair- 1 M. BURAK ÇETINTAS Musiki Belgeleri HiKMET TOKER AREL Kemal Batonay'dan Saadettin Arel'e Mektup Erol Deran'la Geçki Üzerine NOTA KOLEKSiYONLARlNDAN SEÇMELER Geçki üzerine kurulu eser örnekleri

Upload: others

Post on 31-Dec-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: AREL - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D04276/2017_9/2017_9_UYEPAZARCIE.pdfPa~a'nın kızı Zeynep Kamil Hanım'ın nedime~ si Hamide Nergis Hanım' dır. İnal, Mekteb~i Mülkiye'deki

kapak9con.indd 1 13.04.2018 17:47:59

Bôki'nin "Dönsün" Redifli Gazelinin Serhi ' CEMALAKSU

Cazip, Müphem, Şüpheli, Zor ve Müthiş Bir Alan: Taksimler GONOLPAÇACITUNÇAY

ibnülemin Mahmut Kemal inal'ın "Hos Sadô"sı EROL ü'YEPAZARCI

Türk Müziği, Ziya Gökalp ve Mahmut Ragıp Gazimihal ZAFER TDPRAK

Mehterhane Mensuplarına Ait Mezar Taşları- 1 SERHAT BAŞAR

istanbul'da MedfOn Musikişinaslara Dair- 1 M. BURAK ÇETINTAS

Ar~ivden Musiki Belgeleri HiKMET TOKER

AREL ARŞiViNDEN ı Kemal Batonay'dan Saadettin Arel'e Mektup

SÖYLEŞi ı Erol Deran'la Geçki Üzerine

NOTA KOLEKSiYONLARlNDAN SEÇMELER Geçki teması üzerine kurulu eser örnekleri

Page 2: AREL - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D04276/2017_9/2017_9_UYEPAZARCIE.pdfPa~a'nın kızı Zeynep Kamil Hanım'ın nedime~ si Hamide Nergis Hanım' dır. İnal, Mekteb~i Mülkiye'deki

darulelhan9son.indd 22 13.04.2018 18:37:50

• • Ibnülemin Mahmut Kemal lnal'ın 11Hoş Sada"sı

Kendisi de klasik Türk müziğinin bir sev~ dalısı olan İbnülemin Mahmut Kemal İnal'ın, hicri ı200 (ı785)'den ı950'lerin

ortalarına kadar yaşayan bestekarların yaşamını konu alan biyografı kitabı Hoş Sada, bu alandaki en değerli eserlerden biridir.

Bestekarlarımızın yaşamını konu alan eserleri incelersek pek çok yapıta rastlamayız. Bu konu~ da bilinen ilk eser ı955'te yayımlanmaya baş~ la yan İstanbul Enstitüsü Dergisi' nde Rıfkı Melül Meriç'in himmetiyle basılan, Kilari Ahmet Re~ fi'nin 113ı/ı7ı8 tarihli eseridir. Eserde ende~ rundan yetişmiş şairler, hattatlar yanında on ka~ dar musikişinasın yaşam öyküsü de vardır. Asıl önemli eser ise Şeyhülislam Es'ad Efendi'nin (öl. ı 753) Atrabü'l~asar fi tezkireti urifai'l~edvar isimli yapıtıdır. ı7. yüzyıl ile ı8. yüzyılın ilk çeyreğinde yetişen bazı bestekarların hal ter~ cümelerini ihtiva eder. Eseri Veled Çelebi (İz~ budak) bazı ilaveler de yaparak sadeleştirmiş, ı89ı~ ı896 yılları arasında kitapçı Karabet'in çıkardığı haftalık dergi Mekteb' de yayımlamış~ tır. Aynı eseri Hüseyin Sadettin Arel, gününün Türkçesiyle aylık Musiki Mecmuası'nın Kasım ı 948'de çıkan 9. sayısından Şubat ı 950' de çıkan 24. sayısına kadar tefrika olarak neşretmiştir.

Darülelhan'ın kurucularından Rauf Yekta Bey de Esatiz~i Elhan başlığı ile Abdülkadir Meragi, Hamamizade İsmail Dede ve Zekai Dede' nin yaşam öykülerini kaleme almıştır.1 Daha sonra~ ki yıllarda Sadettin Nüzhet Ergun, yayımladığı Türk Musikisi Antolojisi ile (ı942) ve Sadettin Arel'in katkılarıyla Doktor Subhi Ezgi de Nazari

Erol ÜYEPAZARCI

İbnülemin Mahmut Kemal İnal

Ameli Türk Musikisi kitabıyla (ı953) bu konuda katkıda bulunmuşlardır.

Bu arada Aris Dakes Hisadiyan Efendi'nin "Ermeni Notacılığının Tarihçesi ve Musiki Er~ babının Terceme~i Halleri" isimli, ı768'den

ı909'a kadar yaşayan Ermeni bestekarları konu alan Ermenice yazılmış bir yapıtı olduğunu Mah~ mut Kemal İnal söylüyor.2

ı950'li yılların başında Radyo Haftası adlı çok sevilen ve tutulan bir dergi çıkaran Ragıp Şevki

1. Bu eser Nuri Aklıayar'ın dü~lemesiyle 2000 yılında Pan Yayınlan'nca Latin harfleriyle basılınıştır. 2. İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Hoş Sada (İstanbul: Tıirkiye İş Bankası Yayınlan, 1958), 12-13.

Page 3: AREL - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D04276/2017_9/2017_9_UYEPAZARCIE.pdfPa~a'nın kızı Zeynep Kamil Hanım'ın nedime~ si Hamide Nergis Hanım' dır. İnal, Mekteb~i Mülkiye'deki

darulelhan9son.indd 23 13.04.2018 18:37:50

Ye~im de 195l'de ünlü bestekar Selahattin Pı~ nar ile hazırladığı Türk Bestekarları Antolojisi' ni yayımladı. Bu yapıtın fazla derinliğe inmeden bestekarlan anlatan popüler bir yapıt olduğunu belirteli m.

Mustafa Rona'nın Elli Yıllık Türk Musiki~ si: Bestekarlar, Güfteleriyle Besteleri kitabı da (1955) 20. yüzyılın ilk yarısındaki bestekarları konu alan bir yapıttır.

Daha sonraki yıllarda Vural Sözer Müzik ve Müzisyenler Ansiklopedisi'nde (1964) klasik Batı müziği bestekarları yanında Türk müziği~ nin bestekarlarından da söz etti. Bu konuda en kapsamlı ve değerli çalı~malardan birini ise üç ciltlik eseri Türk Musikisi Ansiklopedisi'yle Yıl~ maz Öztuna verdi (1969~76).

Bütün bu yapıtların içinde kendine özgü an~ latımıyla Mahmut Kemal İnal'ın Hoş Sada'sı apayrı bir yere sahiptir.

Hoş S ada 'yı anlatmadan önce yazarı İbnüle~ min Mahmut Kemal İnal hakkında bilgi vere~ li m.

Mahmut Kemal İnal (1870~1957), dilimizde~ ki ilk çeviri romanın mütercimi olan Sadrazam Yusuf Kamil Paşa'nın mühürdarlığını yapan ve bazı mutasarrıflıklarda da bulunmu~ Emin Pa~a'nın oğludur. Annesi de Yusuf Kamil Pa~ şa'nın karısı Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Ali Pa~a'nın kızı Zeynep Kamil Hanım'ın nedime~ si Hamide Nergis Hanım' dır. İnal, Mekteb~i Mülkiye'deki tahsilini bitirmeden, 1889' da sadrazamlık makamında memurluğa başla~ mıştır. Bu arada özel hocalardan dini bilgiler, Farsça, Arapça, Fransızca, hat ve musiki ders~ leri almıştır. Aslında merak ve gayretle kendi~ ni yeti~tirenlerdendir. Sadaretin yazı i~lerini yöneten Mektubl Kaleminde çalışıp onun mü~ dürlüğüne kadar yükseldikten daha sonra Mı~ sır, Bulgaristan gibi Osmanlı İmparatorluğu ile özel ilişkileri olan ülkelerle alakah daire olan Eyalet-i Mümtazenin müdürlüğünü üstlen~ miştir. Bu görevleri sırasında dönemin ricali~ ni yakından tanımış, önemli olaylarına tanık olmuştur.

II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Evkaf-.ı İsJ.a-. miye Müzesinin kurulmasına önayak olmuş ve çok önem verdiği geleneksel Türk sanatlarından

hat, tezhip ve ciltte sanatkarlar yetiştirmek için öngörülen Medrese~i Hattatinin kuruculan ara~ sında yer almıştır. Nadir ve değerli yazma eser· lerin basımlarını yapmak için Asar~ı Müfide Kütüphanesini kurmuştur. Bu kurum adına

başta Şeyhülislam Yahya Efendi ve Şeyh Galip'in divanı olmak üzere eski divanlan yayımlamış, bunlar için bugün de önemini koruyan mukad· dirneler kaleme almıştır. Cumhuriyet'in ilanın~ dan sonra Tıirk Tarih Cemiyeti üyeliği, Vesiik·i Tarihiyre TasnifHeyeti ba~kanlığı (1924~27) ve Tıirk·Islam Eserleri Müzesi müdürlüğü (1927· 35) yapmıştır.

Yazanmızın Bayezit'teki, babasından kalma konağında yaptığı, gelenek haline gelen sohbet ve musiki toplantılan dönemin birçok aydını için bir okul görevini üstlenmiştir. Hiç evlen~ meyen yazanmız zengin bir şiir hafızası, nükteli konuşma tarzıyla bu toplantıların eski deyimle hakim· i mutlakı idi. Yine eskilerin deyişiyle" asa· biyyü'l·mizaç" ve "şedidü'l·infial" yani asabi ve tepkisini şiddetle hemen ortaya koyan kişiliğiy~ le Mahmut Kemal İnal'ın toplantıları dönemin en renkli bilimsel buluşmalarını oluşturuyordu. Yazarımızın en önemli hususiyeti ise belge top~ lama merakıydı. Emekli olduktan sonra kaleme aldığı Son Sadrazamlar, Son Asır Türk Şairleri ile Son Hattatlar ve Tıirk musikisi bestecilerini an· !attığı Hoş Sada kuvvetli hafizasının ve topladı· ğı belgelerin eseridir. Yazdığı biyografi kitapları, Osmanlı tezkireciliği ile çağdaş biyografi yazar· lığının bir bileşimidir. Bu yapıtlannda Mahmut Kemal İnal kendi düşüncelerini, hatta sempati ve antiparisini belli eden duygularını ortaya koysa da elindeki belgeleri tamamen yansız bir şekilde bizlere iletmiştir. Okuyucu bu durumu rahatlıkla ayırt edebileceğinden, eskilerin deyimiyle bu mu~ halled; yani değeri hiç eksilmeyecek biyografileri edebiyat tarihçileri, siyasi tarih yazarları, musiki a~ıklan ve pek çok diğer dallardaki araştırmacılar için hep başvuru kaynağı olarak kalacaktır. Na· musu, fazileti, zeka.sı, hafizası, iyi kalpliliği, tok sözlü olması, meraklı hali, gözlem yeteneği, mi· zah kudreti ama inanılmaz alınganlığı ile ilginç bir kişilik sergileyen yazarımız ahlaki değer yar~ gıları, düşünce tarzı, dili, davranışları, düşüncesi hatta giyimi kuşamıyla geçmişi yaşardı.

Süleyman Nazif'in "Ne kendi kimseye benzer, ne kimse kendisine" diye tanımladığı Mahmut

Page 4: AREL - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D04276/2017_9/2017_9_UYEPAZARCIE.pdfPa~a'nın kızı Zeynep Kamil Hanım'ın nedime~ si Hamide Nergis Hanım' dır. İnal, Mekteb~i Mülkiye'deki

darulelhan9son.indd 24 13.04.2018 18:37:51

Kemal İnal, değerli kütüphanesini ve kıymetli belgelerini İstanbul Üniversitesine bağışlarmştır. 3

Yazann en bilinmeyen veya ihmal edilen eser· leri, yazdığı romanlardır. Yazdığı üç romandan Sabih önce Fazlı Necip'in Sdanik'te yayımladığı gazetesi Asır'da te&ika edilmiş (1895·96), daha sonra yine Fazlı Necip tarafından basılmıştır (1899). Mahmut Kemal İnal, romanının basıl· masından sonra roman değil, "ihtilal beyanname· si" diye jurnallenmesi üzerine kitabın toplattırılıp imha edildiğini, elde kalan birkaç nüshanın sa· haflarda çok yüksek fiyatlarla satıldığını kendine özgü söyleyişiyle anlatır. 4

Diğer iki romanından Bir Yetimin Sergüzeşti 1896'da yine Sdanik'teki Mütalaa dergisinde; Rahşan ise iki yıl sonra yine Fa.zlı Necip'in Asır gazetesinde tefrika edilmiş fakat kitap olarak ha· sılmamışlardır.

Hoş Sada'nın yazılması ve basılması epeyi ma· ceralı olmuştur. Son Asır Türk Şairleri ve özellikle Son Sadrazamlar adlı kitaplannın yayımlanma· sında Milli Eğitim Bakanı olarak büyük katkısı olan, üstadın da çok sevdiği Hasan Ali Yücel, kitabın hazırlandığı 1 950'lerin ikinci yansında İş Bankası'nın kültür müşaviri olarak banka· nın yayınlarını yönetmektedir. Banka yöneti· mini ikna ederek Hoş Sada' nın yayımianmasını sağlar ama iki sorun vardır: Birincisi, titiz bir araştırmacı olan İbnülemin'i masaya oturtmak· tır. İkincisi ise döviz kıtlığı nedeniyle kağıt ithal edilemediğinden o günlerde tek üretici olan Se· ka'dan kağıt tahsis etmektir.

Hoş Sadtı' nın yazılmasında kendisine çok eski dostu ve içki içmesine bir türlü mani olamadığı için çok kızdığı ve 'J\vni·i mest" diye hitap ettiği, bu konulara aşina Avni Aktuç yardım etmekte· dir. Her gün saat ikide İstanbul Üniversitesinde, kitaplannı hediye ettiği kütüphanedeki odasına Avni Aktuç ile gitmekte ve çalışmaktadır ama iyice huysuzlaşmıştır. Avni Aktuç o günleri şöyle anlatıyor:

Üstat Üniversite'deki kütüphanesine sıcağa so· ğuğa bakmadan muntazaman saat ikide gelirdi.

Eleseriyede yolda karşılaşırdık. Meşhur siyah tor· bası elinde yavaş, yavaş yürür, arada sırada etrafına hiddecle bakar herkesden tazim beklerdi. Yanına yaklaşır kandilli bir temaonadan sonra, sol geri· sinde takip eder ne söyleyecek, nasıl hiddetlenecek diye helecanlar geçirirdim. Bir, iki dakika yürür bir şey söylemezdi; sonra birdenbire:

- Bana bak ben bu işten bıktım usandım. •• Hangi işten bıktığını sormaya lüzum yoktu. O herşeyden usanmış, bıkmıştı. Ama bunların hepsi birer mu· kaddeme idi. Hakikatte o hiçbir şeyden usanmaz, muntazam çalışırdı.

- Aman beyefendi neden usandınız, neden üZülü· yorsuntu;r diyecek olsam hiddeclenmiş gibi bir, iki adımyürür

- Neden olacak herşeyden bıktım, senden de bıktım •. Sen zaten başıma bela oldun... Bu· gün katiyen okuyup yazamam... Başka işlerim var ... Hele o Hasan Ali yok mu.. Bu kitapları o başıma musallat etti. Bütün bu kitapları başıma o sardı •••• Hoş Sada'nın kağıtları geldi mir Gelmez daha gelmez bilirim ... Ben bu işten vazgeçtim ...

Böyle der ama odaya girince muntazam bir şekilde çalışır. Eser epeyi ilerlemiştir ama kağıt yokluğundan basılamamaktadır. Bu onu çok üzer; Ankara' da oturan Hasan Ali Yücel' e mektup üstüne mektup yazar.

Aralıkta rahatsız ediyorum. Rahatsız edilenin ra· hatsız etmesi tabiidir. Alfediniz. Matbaa sermü· rettibi yedi forma hastık ama kağıt gelmiyor diye ~ikayet ediyor. Banka kağıt bulamıyor mu~ Bula· mıyacak mıi' Başım biraz rahat dursun derken bed sada olmaya başlayan (Hoş Sada)nın basılmasına teşebbüs edilmesi başımı yeniden derde soktu .....

Ne diyeyim bin zahmetle elde edilen kağıdı -teli· fat namındaki- telefata sarf edip de (Hoş Sada)ya sekte vermesinler. 5

Bütün engellere karşı kitabın yazılması sürer ama üstat doksan yaşındadır. Hastalanır ve 24 Mayıs 1957'de vefat eder.

Hasan Ali Yücel, Avni Aktuç ile birlikte yazılan kısımları düzenledikten sonra merhumun Baye· zit, Soğanağa mahallesindeki konağına giderler ve epeyi karışık olan notlannı araştırmaya baş~ larlar. Bir kısmı tamamlanmış, bir kısmı yarım

3. Meraklısuıa not: Bu çok ilginç ya:ııar halc:kında yalc:ın dostu Hüseyin VusafBey'iııkalem.e aldığı. İsmail Kara ve Fatih Şeker'in huırbyıp sunduğu Bir Eski Zıımıın Efendisi İbnillemin Mıılımud Kem4l Kcm.ılü'l-Kem4l (Dergth Yayınları, 2009) adlı kitap özellikle tavsiye edilir. 4. Hüseyin VassaL ııge. 385-386. 5. Bütün bu gelitmeleri Hasan Ali Yıicel, 1958'de baaılan H01 Sad4'nın b:!fma yazdığı "Üstat İbniiiemin Mahmut Kanal İnal" batJık:lı önsözde ayrıntılı obralc anlmr.

Page 5: AREL - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D04276/2017_9/2017_9_UYEPAZARCIE.pdfPa~a'nın kızı Zeynep Kamil Hanım'ın nedime~ si Hamide Nergis Hanım' dır. İnal, Mekteb~i Mülkiye'deki

darulelhan9son.indd 25 13.04.2018 18:37:54

Peyharnan Duran'ın yaptığı İbnülemin Mahmut Kemal İnal tablosu, İÜ Kütp. Dem. No. 1613.

Bu resmin dergimizde yayımlanması imicinını sağlayan İÜ N adir Eserler Kütüphanesine teşekkür ederiz.

Page 6: AREL - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D04276/2017_9/2017_9_UYEPAZARCIE.pdfPa~a'nın kızı Zeynep Kamil Hanım'ın nedime~ si Hamide Nergis Hanım' dır. İnal, Mekteb~i Mülkiye'deki

darulelhan9son.indd 26 13.04.2018 18:37:54

kalmış metinleri bulurlar. Eskilerin tabiriyle yaN vefakanAvni Aktuç, bunları düzene koyar ve ki~ tap ancak 1958'de kağıt bulunup basılabilir.

Hoş Sada' nın başında Hasan Ali Y'ücd' in ve çok yakın dostlan olan İstanbul Üniversitesi rektörü Ordinaryüs Profesör Kazım İsmail Gürkan ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın üstatile ilgili yazılan vardır. Özellikle Gürkan'ın yazısı İbnülemin'i ta~ nımak bakımından çok ilginç bilgileri kapsamak~ tadır. Bu yazıdan aşağıda aldığımız bir paragraf bunu kanıdayacaktır:

Rektörlükte bulunduğum zaman, bir gün gayet gazup bir çehre ile odaya girerek bazı genç hanım­ların kendisini ttamvay ve otobüste rahatsız etmiş olduklanndan yan şikayet, yarı iftihar edasıyla bah~ setti. Sözlerini tamamlayınca:

- Üstat biz ne talihsizmişiz~ Hiç öyle yerlerde bizi rahatsız eden olmuyor diyerek şakayı tamamlamak istedim. Bu defa ünlü hidderi ile:

-Ne münasebetr Sen bir aynaya bak, bir de bana efendi

diye bütün bu rahatsızlıklara mahza çehre güzel­liğinin sebep olduğunu -inanan bir tavırla- ifade edivermiştil

Eserin ilk kısmı Seyyid Abdi Efendi'den başla~ yan, Tanburi Cemil Bey ile biten, üstadın bizzat kaleme aldığı 39 bestekarın yaşam hikayesini kapsar. Bunlar içinde özellikle Sultan Abdüla~ ziz, Tanhud Ali Efendi, Hacı Arif Bey; Artaki Candan, Giriftzen Asım Bey; Yesari Asım Ar~ soy; Medeni Aziz Efendi, Bimen Şen ve Tanburi Cemil Bey için yazdığı ayrıntılı hayat öyküleri bugün için de değerini hiç yitirmeyecek çalış~ malardır. Engin müzik bilgisi yanında kişisel anılan, ayrıntılı ve belgelere dayalı verdiği bil~ giler, söz konusu bestekarlan tanımamız açısın~ dan çok yararlıdır.

Bu yararlı bilgiler yanında üstadın yazdığı anekdotlar veya kendi değer yargılanyla vardığı sonuçlar da ilginçtir. Örneğin, Yesari Asım Ar~ soy' u anlatırken şöyle der:

Şarkıları hakilcaten dilrüba ve her türlü takdire sezadır. Bahusus Hüseyni makamında bestelediği

Fariğ olmam meşreb-i cindaneden

Yüz çevirmem nafile peymaneden

Bezmedikçe halet-i mestaneden

Çıkınarn Allah etmesin meyhaneden

şarkısı ne güzel eserdir.

Bu iltifadı girişten sonra güftenin sözlerini be~ ğenmediğini hemen belirtip şunları yazar:

Ekseriya hanemizdeki musiki meclislerinde okunan bu güfteyi mestaneyi bazı kelimelerini değiştirerek şu şekli huşyaraneye (akıllı şekle) çevirmiştim:

Mail olmam meşreb-i cindaneye

Sürmem el asla yed-i peymaneye

Rağbet etmem halet-i mestaneye

GirmemAllah etmesin meyhaneye

Ü stadın, bestekarların musikideki değerlerinin yanında özd hayadarıyla ilgili verdiği bilgiler ve kendi yaşadığı olayları tatlı tadı anlatması da bu~ gün için çok değerlidir. Örneğin, Bimen Şen'in cenazesine iştirak etmiştir ve renkli anlatımıyla müzisyenlerin acı kaderini belirtir:

Beyoğlu'nda Balıkpazarı Ermeni kilisesinde icra olunan ayin-i ruhanide bulundum. Musiki er­babının meşhurlarından bestelcir Lemi (Atlı), Eyüplü Rıza, tanburi Dürri (Turan), Hafız Sa­dettin Kaynak, Kanuni Artaki (Candan) gibi müslim, gayri müslim sair musiki möntesipleri hazır idi. Cenazesi büyük bir kalabalık ile kal~ dırıldı. Zevcesi varmış, eviadı yokmuş, cebinden elli lirası çıkmış.

Şayanı dikkattir ki müslim ve gayri müslim musiki erbabının çoklan ömürlerini musiki ile geçirdikleri halde zaruret içinde geçiyorlar. Bimen bunlann bahtiyarlarından imiş ki altmış senelik sanat haya­tının mahsulü olarak" elli" lira gibi mühim bir servet bırakmış!!!!

Kitabın ikinci bölümünde İbniiiemin M ah~ mut Kemal Bey'in hazırladığı ama hasıma ha~ zır hale getirmediği notlanndan Avni Aktuç'un düzenlediği yaşam öyküleri yer almaktadır. Udl Cemil Bey ile başlayıp Bestenigir Ziya Bey ile biten bu bölüm, 119 hestekarın hayat hikaye~ lerini kapsamaktadır. Özellikle Hamamidde İsmail Dede Efendi çok ayrıntılı incelenmiştir. Bu biyografilerin bir bölümü ilk kısımdakiler gibi çok ayrıntılıdır; bazılan ise üstadın kalan notlarından az bilgi elde edildiğinden muhtasar bir şekilde yazılmıştır.

Her ha.Iükarda Hoş Sada, İbnülemin Mahmut Kemal İnal'ın kitabında yer verdiği 158 bestekar hakkında başka yerde bulunması olanak dışı olan bilgiler, ilginç anekdotlar ve eserleri hakkında ya~ pılan yorumlarla paha biçilmez bir eser olarak yerini her zaman koruyacaktır.