anayasa mahkemesİ...27. hükümlü ve tutuklular, anayasa'nın ve avrupa İnsan hakları...

10
ANAYASA BÖLÜM KARAR KAMURAN (4) 2013/7644) Karar Tarihi: 20/4/2016

Upload: others

Post on 12-Dec-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ANAYASA MAHKEMESİ...27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

KAMURAN REŞİT BEKİR BAŞVURUSU (4)

(Başvuru Numarası: 2013/7644)

Karar Tarihi: 20/4/2016

Page 2: ANAYASA MAHKEMESİ...27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına

Başvuru Numarası

Karar Tarihi

Başkan

Üyeler

: 2013/7644 : 20/4/2016

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

: Burhan ÜSTÜN

: Erdal TERCAN

Hasan Tahsin GÖKCAN

Kadir ÖZKA YA

Rıdvan GÜLEÇ

: Abuzer Y AZICIOGLU Raportör

Başvurucu : Kamuran REŞİT BEKİR(Suriye Arap Cumhuriyeti Vatandaşı)

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza infaz kurumu tarafından Azadiya Welat gazetesının (gazete) 8/8/2013 tarihli nüshasının teslim edilmemesi ve hükümlü olan başvurucunun haber ve fikirlere erişiminin engellenmesi nedeniyle ifade özgürlüğü ile haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

il. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 7/10/2013 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı vasıtasıyla

yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 30/9/2015 tarihinde, başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

4. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 30/9/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından 22/11/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

111. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu, başvuru tarihinde Ankara 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunmaktadır.

8. Başvurucuya gelen Azadiya Welat gazetesinin 8 Ağustos 2013 tarihli nüshasının birinci ve beşinci sayfasında ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemlerle ilgili yazılar bulunduğu tespit edilmiştir. Yazı içeriklerinin bir bölümü şöyledir:

"... Deniz Kaya yaptığı açıklamada: Demek ki, önderliğimizin sağlık sorunları

görmezlikten geliniyor. Türkiye'nin tüm cezaevlerindeki tutsaklar, ölüm orucuna hazırdır ve başlayabilir.

2

Page 3: ANAYASA MAHKEMESİ...27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2013/7644 : 20/4/2016

Deniz Kaya, tüm özgürlük tutsakları adına yaptığı açıklamada, Abdullah Öcalan 'ır. sağlık sorunları için eğer bir çare aranmazsa Türkiye ve Kürdistandaki cezaevlerinde biz ölüm oruçlarına başlayacağız."

9. Ankara 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Eğitim Kurulu) anılan gazetenin başvurucuya verilmesini uygun görmemiştir.

Kararın ilgili kısmı şöyledir:

" ... 08 Tebax-in 2013 tarihli Azadiya Welat isimli gazete ile ilgili olarak yapılan tercüman çevirisi çerçevesinde, gazetenin birinci ve beşinci sayfasında; ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemler ile ilgili yazılara yer verildiği ve örgütü destekleyen kitleye yönelik olarak yürütülecek kışkırtma faaliyetlerinde kullanılabileceği

kurulumuzca değerlendirilmiş ve 5275 sayılı Kanun'un 62/3 ile Tüzük'ün 87/3 maddeleri gereğince söz konusu gazetenin hükümlü/tutuklulara verilmemesine . . . "

1 O. Eğitim Kurulunun yukarıda belirtilen kararı başvurucuya tebliğ edilmiş ve başvurucu, karara karşı Sincan İnfaz Hakimliğine şikayetçi olmuştur. Şikayeti inceleyen Hakimlik 2/9/2013 tarihli ve E.2013/4626, K.2013/4528 sayılı kararı ile başvurucunun şikayetinin reddine karar vermiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:

"Hükümlü dilekçesi ile "adına gelen Azadiya Welat isimli gazetenin 08/ Tebax-in 2013 sayısının verilmemesine " dair karara karşı şikayet yoluna başvurmuştur.

Yapılan incelemede Ankara 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu'nun 27/08/2013 tarihli ve 2013/128 sayılı kararı ile "08 Tebax-in 2013 tarihli Azadiya Welat isimli gazete ile ilgili olarak yapılan tercüman çevirisi çerçevesinde, gazetenin birinci ve beşinci sayfasında; ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemler ile ilgili yazılara yer verildiği ve örgütü destekleyen kitleye yönelik olarak yürütülecek kışkırtma faaliyetlerinde kullanılabileceği" gerekçesi ile hükümlü/tutuklulara verilmemesine karar verilmiştir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 62/1. maddesinde "Hükümlü, mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz yayınlardar. bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir" düzenlemesi yer almaktadır. Kanundaki bu düzenlemeye göre hükümlünün adına gelen yayından yararlanabilmesi için yayının

mahkemelerce yasaklanmamış olması şarttır. Kanundaki düzenleme gözetildiğinde Eğitim Kurulu 'nun kararında hukuka aykırılık söz konusu değildir. Bu nedenle şikayetin reddinı

karar vermek gerekmiştir. "

11. Başvurucu, Hakimliğin ret kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur. İtirazı inceleyen Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi, İnfaz Hakimliğinin kararının " ... usul ve yasaya uygun olduğu ... "gerekçesiyle başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir.

12. Nihai karar başvurucuya 2/10/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

13. Başvurucu 7/10/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

14. 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu'nun "El koyma, dağıtım ve satış yasağı" kenar başlıklı 25. maddesi şöyledir:

"Soruşturma için sübut vasıtası olarak her türlü basılmış eserin en fazla üç adedine Cumhuriyet savcısı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kolluk el koyabilir.

Soruşturma veya kovuşturmanın başlatılmış olması şartıyla 25.7.1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda, Anayasanın 174 üncü maddesinde yer alan inkılap kanunlarında, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 146 nez maddesinin ikinci fıkrasında, 153 üncü maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarında, 155

3

Page 4: ANAYASA MAHKEMESİ...27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2013/7644 : 20/4/2016

inci maddesinde, 311 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralannda, 312 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarında, 312/a maddesinde ve 12.4.1991 tarihli ve 3 713 sayılı

Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin ikinci ve beşinci fıkralarında öngörülen suçlarla ilgili olarak basılmış eserlerin tamamına hakim karanyla el konulabilir.

Hangi dilde olursa olsun Türkiye dışında basılan süreli veya süresiz yayın ve gazetelerin ikinci fıkrada belirtilen suçlan içerdiklerine dair kuvvetli delil bulunması halinde, bunların Türkiye'de dağıtılması veya satışa sunulması, Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine sulh ceza hakiminin karan ile yasaklanabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Başsavcılığının karan yeterlidir. Bu karar en geç yirmidört saat içinde hakimin onayına sunulur. Kırksekiz saat içinde hakim tarafından onaylanmaması halinde Cumhuriyet Başsavcılığının karan hükümsüz kalır.

Yukandaki fıkra uyarınca yasaklanmış yayın veya gazeteleri bilerek dağıtanlar veya satışa sunanlar bu yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi gibi sorumludurlar. 11

15. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'unun "Süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı" başlıklı 62. maddesi şöyledir:

11(1) Hükümlü, mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir.

(2) Resmi kurumlar, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluş/an ile mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler tarafından çıkartılan gazete, kitap VE

basılı yayınlar, hükümlülere ücretsiz olarak ve serbestçe verilir. Eğitim ve öğretimine devam eden hükümlülerin ders kitap/an denetime tabi tutulamaz.

(3) Kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumlan kapsayan hiçbir yayın hükümlüye verilmez. 11

16. 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün (Tüzük) "Eğitim kurulunun görev ve yetkileri" başlıklı 43. maddesinin (1) numaralı fırkasının (ı) bendi şöyledir:

11(1) Eğitim kurulu aşağıda sayılan işleri yapmakla görevli ve yetkilidir;

ı) Kuruma gelen her türlü yayının, kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehce. haber, yazı, fotoğraf ve yorumlan kapsayan nitelikte olup olmadığına karar vermek,

il

17. 12/7/2005 tarihli Adalet Bakanı oluru ile yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumları Kütüphane ve Kitaplık Yönergesi'nin (Yönerge) "Kuruma kabul edilmeyecek yayınlar" başlıklı 11. maddesi şöyledir:

11a) Mahkemelerce yasaklanmış olan, b) Mahkemelerce yasaklanmamış olsa bile, kurum güvenliğini tehlikeye düşürdüğü veya

müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsadığı eğitim kurulu karanyla tespit edilen,

hiçbir yayın kuruma kabul edilmez. 11

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

18. Mahkemenin 20/4/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

19. Başvurucu, gazetede ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemlerle ilgili yazılar bulunmasına rağmen anılan yayınlar hakkında herhangi bir yasaklama kararı

4

Page 5: ANAYASA MAHKEMESİ...27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2013/7644 : 20/4/2016

olmadığını, ortada herhangi bir eylemin veya eylem hazırlığının bulunmadığını belirtmiş; Eğitim Kurulunun kararı nedeniyle iletişim araçlarına ulaşma hakkının engellenerek Anayasa'nın 22. ve 26. maddelerinde düzenlenen haberleşme ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüş; ihlallerin giderilmesi talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifıni kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Somut olayda gazetenin ilgili sayfalarında ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemlerle ilgili yazıların yayımlanması

gerekçesiyle gazetenin başvurucuya verilmesi engellenmiş ve buna ilişkin olarak yaptığı şikayetler de sonuçsuz kalmıştır. Başvurucu her ne kadar anılan müdahale nedeniyle haberleşme özgürlüğünün de ihlal edildiğini ileri sürmüşse de anılan iddianın özü, ifade özgürlüğüne ilişkin olduğundan bu başlık altında inceleme yapılmıştır.

21. Anayasa'nın 26. maddesinde düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün

kullanımında başvurulabilecek araçlar "söz, yazı, resim veya başka yollar" olarak ifade edilmiş ve "başka yollar" ifadesiyle her türlü ifade aracının anayasal koruma altında olduğu gösterilmiştir (Emin Aydın, B. No: 2013/2602, 23/1/2014, § 43).

22. İfade özgürlüğü; insanın haber, bilgi ve başkalarının fikirlerine serbestçe ulaşabilmesi, edindiği düşünce ve kanaatlerden dolayı kınanmaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına gelir (Emin Aydın, § 40).

23. Haber ve fikirlere ulaşma özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün norm alanı içinde olduğu konusunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır. Bu bağlamda Anayasa'da ifade özgürlüğüne ilişkin olarak daha ayrıntılı düzenlemeler de yer almakla birlikte mevcut koşullar altında başvurunun, iletişim araçlarına ulaşım hakkının engellenmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiası yönünden ifade özgürlüğüne ilişkin temel düzenleme olan ve madde metninde düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün haber veya fikir almak özgürlüğünü de kapsadığının açıkça düzenlendiği Anayasa'nın 26. maddesi kapsamında incelenmesinin gerektiği değerlendirilmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

24. Somut olayda başvurucunun abonesi olduğu gazeteye ulaşamadığı, bu şekilde haber ve fikir alma özgürlüğüne müdahalede bulunulduğuna ilişkin iddiaların açıkça

dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

25. Başvurucu; abonesi olduğu gazetenin hükümlü olarak bulunduğu Ceza İnfaz Kurumundan tarafına teslim edilmediğini, gazete içeriğinde eylem yapılması hususunda yazıların bulunduğuna ilişkin değerlendirmenin yorumdan ibaret olduğunu, gerçekte herhangi bir eylem bulunmadığını, cezaevinde olsa da dış dünyadan haberdar olmak ve gazeteye ulaşmak istediğini belirtmiştir.

26. Anayasa'nın "Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti" kenar başlıklı 26. maddesi şöyledir:

"Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesı olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü,

5

Page 6: ANAYASA MAHKEMESİ...27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2013/7644 : 20/4/2016

radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

Bu hürriyetlerin kullanılması, millf güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği,

Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün

korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandınlması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama

görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.

Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir. "

27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir (Hirst/Birleşik Krallık (Na. 2), B. No: 74025/01, 6/10/2005, § 69). Bu bağlamda hükümlü ve tutukluların ifade özgürlüğü de (Yankov/Bulgaristan, B. No: 39084/97, 11/12/2003; T./Birleşik Krallık, B. No: 8231/78, 12/10/1983) Anayasa ve Sözleşme

kapsamında koruma altındadır. Hükümlü ve tutukluların süreli veya süresiz yayınlara

ulaşabilmesi hususu da bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğünün somut yansıması olarak ifade özgürlüğünün norm alanı kapsamında kalmaktadır (Kamuran Reşit Bekir [GK], B. No: 2013/3614, 8/4/2015, § 43).

28. Öte yandan cezaevinde bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi cezaevinde güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahkumların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir. Ancak bu durumda dahi hükümlü ve tutukluların haklarına yönelik herhangi bir sınırlandırma makul ve ölçülü olmalıdır (Silver ve diğerleri/Birleşik Krallık, B. No: 5947/72 ... , 23/3/1983, §§ 99-105). Ancak hükümlü ve tutukluların ifade özgürlüğüne yapılacak bir sınırlamada cezaevinde suçun önlenmesi, düzenin ve disiplinin sağlanması

açısından idarenin takdir marjı daha geniştir (Kamuran Reşit Bekir, § 44).

29. 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesinde mahkemelerce yasaklanmamış olan süreli veya süresiz yayınların bedel karşılığı hükümlü ve tutuklulara verilebileceği ve kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yayının hükümlü ve tutuklulara verilmeyeceği belirtilmiştir. Dolayısıyla hükümlü ve tutuklulara verilecek yayınların incelenmesinde cezaevi idaresi, herhangi bir mahkeme kararı ile yasaklı olmayan yayının kurum güvenliğini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğini veya müstehcen olup olmadığını değerlendirilecek ve bu yöndeki meşru amaçlar çerçevesinde engel olabilecektir.

30. Başvuru konusu olayda, gazetede yayımlanan bazı yazıların ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemlerle ilgili olması nedeniyle Eğitim Kurulu tarafından gazetenin başvurucuya verilmemesinin haber ve bilgiye ulaşma hakkı bağlamında ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale oluşturup oluşturmadığını belirlemektir. Sonraki aşamalarda varlığı kabul edilen müdahalenin meşru amaçlara dayanıp dayanmadığının, söz konusu hakkın özü zedeleyecek ölçüde kısıtlanıp kısıtlanmadığının, kısıtlamanın demokratik toplumda gerekli olup olmadığının ve kullanılan araçların orantısız olup olmadığının tespit edilmesi gerekir.

6

Page 7: ANAYASA MAHKEMESİ...27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2013/7644 : 20/4/2016

a. Müdahalenin Varlığı

31. Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olan başvurucunun abonesi olduğu gazetenin bazı sayfalarında ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemlerle ilgili yazıların yer aldığı gerekçesiyle gazete nüshasının başvurucuya teslim edilmemesinin, başvurucunun bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğüne yönelik bir müdahale oluşturduğu açıktır.

b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

32. Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ifade özgürlüğüne "kanunla öngörülmedikçe " ve madde metninde belirtilen meşru amaçlar dışında müdahale edilemez. Aynı zamanda ifade özgürlüğüne getirilecek bir sınırlamanın; Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen öze dokunmama, Anayasa'nın ilgili maddesinde belirtilmiş olma, kanunlar tarafından öngörülme, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyet'in gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.

i. Kanunilik

33. Yapılan müdahalede Anayasa'nın 26. maddesinde yer alan müdahalenin "kanun 'fa yapılması şartına aykırılık bulunduğuna ilişkin bir iddiada bulunulmamıştır.

Yapılan değerlendirmeler neticesinde 5275 sayılı Kanun'un "Süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı" kenar başlıklı 62. maddesi ile Tüzük ve Yönerge hükümlerinin "kanunilik" ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.

ii. Meşru Amaç

34. Ceza İnfaz Kurumu "ceza infaz kurumlarında yapılması düşünülen eylemler ile ilgili yazılara yer verildiği ve örgütü destekleyen kitleye yönelik olarak yürütülecek kışkırtma faaliyetlerinde kullanılabileceği ... " gerekçesi ile müdahalenin kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi amacı güttüğünü belirtmiştir. Başvurucu; hakkındaki uygulamanın yasanın öngördüğü amaçla uyumlu olmadığını, ortada herhangi bir eylem belirtisi olmadığını ileri sürmüştür.

35. İfade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin meşru olabilmesi için bu müdahalenin Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen milli güvenliğin ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık, genel ahlak ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla yapılmış olması gerekir.

36. Başvuru konusu olayda, başvurucunun hükümlü olması nedeniyle belirlenen meşru amaçların cezaevinin kendi koşulları açısından değerlendirilmesi gerekir. Bu çerçevede, Kürtçe yayın yapan ve içerisinde örgüt faaliyetlerinin ceza infaz kurumunu ilgilendiren bölümlerinin yer aldığı değerlendirilen yayınların hükümlülere verilmesi açısından ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutukluların hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılmasında temel meşru amaç, kamu düzeni ve suçların önlenmesi genel amacı temelinde cezaevinde güvenliğin ve disiplinin sağlanmasıdır. Başvurucunun abonesi olduğu ve teslim almak istediği gazete nüshasının Yönetmelik'te belirtilen şartları taşımadığı

gerekçesiyle başvurucunun talebinin reddedilmesi; cezaevi düzeninin, güvenliğinin

sağlanması ve suçun önlemesi amacıyla yapıldığı, bunun da Anayasa'nın ifade özgürlüğüne ilişkin 26. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç taşıdığı sonucuna varılmıştır.

ili. Demokratik Toplum Düzeninde Gerekli Olma ve Ölçülülük

37. İfade özgürlüğü norm alanında bulunan bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü

7

Page 8: ANAYASA MAHKEMESİ...27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2013/7644 : 20/4/2016

mutlak olmadığından bazı sınırlandırmalara tabi tutulabilir. İfade özgürlüğüne ilişkin olarak Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında sayılan sınırlandırmaların Anayasa'nın 13. maddesinin güvencesinde olan demokratik toplum düzeninin gerekleri ve ölçülülük ilkeleriyle bağdaşıp bağdaşmadığı konusunda bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

38. Anayasa'da belirtilen "demokratik toplum" kavramı, çağdaş ve özgürlükçü bir anlayışla yorumlanmalıdır. "Demokratik toplum" ölçütü, Anayasa'nın 13. maddesi ile Sözleşme'nin "demokratik toplum düzeninin gerekleri" ölçütünün bulunduğu 8., 9., 10. ve 11. maddelerindeki paralelliği açıkça yansıtmaktadır. Bu itibarla demokratik toplum ölçütü, çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik temelinde yorumlanmalıdır (Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 5/6/2015, § 65).

39. Demokrasiler, temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alındığı rejimlerdir. Demokratik bir hukuk devletinde, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunup tümüyle kullanılamaz hale getiren sınırlamalara yer verilemez. Anayasa'nın,

temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasını düzenleyen 13. maddesinde de temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa' da öngörülen sebeplerle ve ancak kanunla sınırlanabileceği kabul edilmiştir. Anayasal açıdan dokunulamayacak öz, her temel hak ve özgürlük açısından farklılık gösterir. Bununla birlikte kanunla getirilen sınırlamanın hakkın özüne dokunmadığının kabulü için temel hakların kullanılmasını ciddi surette güçleştirip, amacına ulaşmasına engel olmaması ve etkisini ortadan kaldırıcı bir nitelik taşımaması gerekir (Kamuran Reşit Bekir,§ 62).

40. Temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmaksızın yapılan sınırlamalar

yönünden ise bu sınırlamaların, demokratik toplum düzeninin gerekleri ile ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Bir başka deyişle öze dokunan sınırlamalar "demokratik toplum düzeni gerekleri " ve "ölçülülük ilkesi "ne evleviyetle aykırı olacağından Anayasa koyucu, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunan sınırlamalar yönünden "demokratik toplum düzeni gerekleri" ve "ölçülülük ilkesi" bakımından ayrıca inceleme yapılmasına gerek görmemiştir (Mehmet Ali Aydın, § 67).

41. Öze dokunma yasağını ihlal etmeyen müdahaleler yönünden gözetilmesi öngörülen "demokratik toplum düzeninin gerekleri" kavramı, öncelikle ifade özgürlüğü

üzerindeki sınırlamaların zorunlu ya da istisnai tedbir niteliğinde olmalarını, başvurulabilecek

en son çare ya da alınabilecek en son önlem olarak kendilerini göstermelerini gerektirmektedir. "Demokratik toplum düzeninin gerekleri "nden olma, bir sınırlamanın demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olmasını ifade etmektedir. Buna göre sınırlayıcı tedbir, bir toplumsal ihtiyacı karşılamıyorsa ya da başvurulabilecek en son çare niteliğinde değilse demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir tedbir olarak değerlendirilemez (Mehmet Ali Aydın, § 68).

42. Hak ve özgürlüklere yapılacak her türlü sınırlamada devreye girecek bir başka güvence de Anayasa'nın 13. maddesinde ifade edilen "ölçülülük ilkesi"dir. Bu ilke, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin başvurularda öncelikli olarak dikkate alınması gereken bir güvencedir. Anayasa'nın 13. maddesinde demokratik toplum düzeninin gerekleri ve ölçülülük kriterleri iki ayrı ölçüt olarak düzenlenmiş olmakla birlikte bu iki ölçüt arasında ayrılmaz bir ilişki vardır. Nitekim Anayasa Mahkemesi amaç ile araç arasında makul bir ilişki ve dengenin bulunup bulunmadığını inceler (Tayfun Cengiz, B. No: 2013/8463, 18/9/2014, § 53).

43. Anayasa Mahkemesi müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını, müdahalede bulunulurken hakkın özüne dokunulup dokunulmadığını, ölçülü davranılıp davranılmadığını davanın bütününe ve her olayın kendine has özelliklerine göre

8

Page 9: ANAYASA MAHKEMESİ...27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2013/7644 : 20/4/2016

takdir edecektir. (Yaman Akdeniz ve diğerleri, B. No: 2014/3986, 2/4/2014, § 43). Bu bağlamda başvurucunun Ceza İnfaz Kurumundaki konumu, talebin içeriği, Ceza İnfaz Kurumunun niteliği gibi hususlar değerlendirilecektir. Ayrıca yapılacak değerlendirmede cezaevinin kaçınılmaz şartları çerçevesinde suçun önlenmesi, kurum güvenliğinin ve cezaevi disiplininin sağlanması açısından devletin takdir marjının daha geniş yorumlanması gerektiği göz önünde tutulacaktır (Kamuran Reşit Bekir, § 65).

44. Ceza infaz kurumlarında, hükümlü ve tutuklulara verilecek süreli veya süresiz yayınlarda idarenin temel alacağı referansın 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesinde belirtilen kurum güvenliğini tehlikeye düşürme ve müstehcen nitelikteki haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan yayınlar çerçevesinde cezaevinde suçun önlenmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması olduğu açıktır. Ancak bu durumda dahi yapılacak değerlendirmede ifade özgürlüğüne müdahalenin Eğitim Kurulu ve İnfaz Hakimliği kararlarının bileşkesinden ortaya çıktığı gözetilerek müdahalenin bir bütün olarak değerlendirilmesi gereklidir (Kamuran Reşit Bekir, § 66).

45. Cezaevlerinde düzenin, güvenliğin ve disiplinin sağlanması açısından hükümlü ve tutuklulara verilecek süreli ve süresiz yayınların denetlenmesi önemlidir. Özellikle başvurucunun da tutulduğu, hükümlü ve tutukluların işlediği suçun niteliğine göre yerleştirildikleri F tipi yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında bu husus daha da ehemmiyet arz etmektedir. Başvuru konusu olayda Eğitim Kurulu, başvurucunun PKK terör örgütünün bir üyesi olarak işlediği suçlardan dolayı mahkum edildiğini gözetmek suretiyle terör örgütünün ceza infaz kurumlarında gerçekleştirmeyi planladığı eylemlerle ilgili olarak kışkırtma ve organize etme içeriği taşıyan yazıların yer aldığı bir gazete nüshasının içeri alınmasının güvenlik ve disiplin açısından bir risk oluşturup oluşturmayacağını

değerlendirebilir. Nitekim bu risk kapsamında 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesi gereğince alınacak tedbirleri ve sınırlamaları da belirleyebilecektir. Ancak bu durumda dahi hakka yapılacak müdahalenin gerekçelerinin ilgili ve yeterli bir şekilde ortaya konulması gerekir.

46. Bu bağlamda Ankara 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Eğitim Kurulu ve Sincan İnfaz Hakimliğinin kararlarında, gazetenin birinci ve beşinci sayfalarındaki yazıların; cezaevinde suçun önlenmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması açısından bir değerlendirmeye tabi tutulmuş ve başvurucuya gazete verilmemiştir.

Dolayısıyla yetkili kurul ve mahkemece şikayete konu yazı içeriklerinin yasa dışı örgütsel haberleşme ve örgütü destekleyecek kitlelere yönelik kışkırtıcı faaliyet niteliğinde olduğu değerlendirilerek gazete nüshasının alıkonulması şeklinde İnfaz Kurumunun tedbir alması, tek başına ifade özgürlüğünün ihlali sonucunu doğurmayacaktır.

47. Buna göre başvurucunun ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamanın, Anayasa'nın 26. maddesi anlamında demokratik toplumda kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi için gerekli olan demokratik toplum düzenin gereklerine aykırı olduğu

düşünülemez.

48. Açıklanan nedenlerle söz konusu gazete nüshası yönünden getirilen kısıtlamanın bir ihlal içermediği anlaşıldığından Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade hürriyetinin ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUGUNA,

9

Page 10: ANAYASA MAHKEMESİ...27. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2013/7644 : 20/4/2016

C. Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLMEDİ GİNE,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE,

E. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA

20/4/2016 tarihinde OYBİRLİGİYLE karar verildi.

Başkan

Burhan ÜSTÜN

Üye

Üye Erdal TERCAN

Kadir ÖZKA YA

Üye Hasan Tahsin GÖKCAN

Üye Rıdvan GÜLEÇ

10