kÜresel isinma sÜrecİ · küreselısınmanınsebeplerinin tespiti, alınmasıgereken önlemve...
Post on 22-May-2020
7 Views
Preview:
TRANSCRIPT
KÜRESEL ISINMA SÜRECİ
Karbon depolama ve oksijen üretimi
miktarının hesaplanması
Küresel ısınma, karşılaştırılabilir bir zaman diliminde gözlenen doğaliklim değişkenlikleri ile küresel atmosferin doğal yapısını doğrudan yada dolaylı biçimde bozan insan etkinlikleri sonucunda iklimde oluşandeğişikliklerin bütünüdür.
Güneş
İnsan kaynaklı sera etkisi Doğal sera etkisi
Güneş
Küresel ısınmanın sebeplerinin tespiti, alınması gereken önlem ve adımlarınbelirlenmesi için uluslararası anlamda birçok toplantı düzenlenmiş vedüzenlenmektedir. Bunlar arasında en önemlileri sırasıyla;
• Stockholm Konferansı
• Brundtland Raporu
• Rio konferansı ve İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
• Kyoto Protokolü
• Paris Antlaşması’dır.
Gündeme gelen çevresel sorunlar sonucunda Haziran 1972yılında Stockholm’de konu Birleşmiş Milletler tarafından Dünyagündeme taşınmıştır. Dünya liderlerinin çevre ile uyumlu ekonomikkalkınma konusunu tartıştıkları ilk forum olan Stockholm Konferansısonucunda, Konferans sonunda "İnsan ve Çevresi" adlı bildiri yayınlamışbununla birlikte yol haritası olarak "İnsan ve Çevresi için Harekât Planı"adında 109 adet öneri içeren bir bildirge açıklanmıştır. Toplantı sonundaBirleşmiş Milletler Çevre Programı (United Nations EnviromentalProgram- UNEP) kurulmuş örgütün merkezi olarak da Kenya'nınbaşkenti Nairobi uygun görülmüştür.
Stockholm Konferansı
1972 yılında Stokholm’de sosyo-ekonomik yapıları ve gelişme düzeyleri farklı olan
birçok ülkenin çevre konusundaki ilk küresel değerlendirmesi olan "Birleşmiş
Milletler İnsan ve Çevresi Bildirgesi" kabul edildikten sonra 1983 yılında BM Gro
Harlem Brundtland başkanlığında bir komisyon kurarak bu komisyondan bir rapor
hazırlamasını ister. Sürdürülebilir kalkınma kavramının ilk kez el alındığı , «Ortak
Geleceğimiz» adlı bu rapor 1987 yılında BM’e sunuldu. Raporu’da:
✓ Çevre sorunlarının endişe verici seviyeye ulaştığı
✓ Ekonomik kalkınma planlarının çevre konularını ikinci plana attığı
✓ Tarımsal ve endüstriyel yayılmanın devam ettiği
✓ Ormanlara olan baskının artarak devam ettiği belirtilmektedir.
Brundtland Raporu
1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha
geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda
Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı (UNCED) Brezilyanın Rio de
Janerio kentinde toplanmıştır. Bu konferans Dünya ormancılığını derinden
etkileyecek ve köklü yapısal değişikliklere götürecek ve kısaca “Rio Süreci”
denilen bir sürecin başlangıcı olmuştur.
Konferansta önemli tespit “Çevreye rağmen kalkınmanın
sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal edilmesi ile çevrenin
korunamayacağı” dır. Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte,
dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır. Ormancılık açısından
yapılan en önemli tespit ise “Ormanların tarımsal ve endüstriyel
yayılmacılığın sonunda yok olduğu ve bu yayılmacılığın temelinde
kalkınma sorununun bulunduğu” hususudur.
RIO
Rio Zirvesi
➢Konferansın en önemli gündem maddesi Ormancılık olmuştur.
➢ RİO Zirvesine gelinirken hedeflenen “Uluslararası Ormancılık Sözleşmesi”nin
hazırlanıp imzalanması idi. Ancak gelişmekte olan ülkeler (77’ler) ile, gelişmiş
ülkelerin anlaşamaması nedeniyle yalnızca “Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi”
ile “Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi” konusunda mutabakat sağlandı.
➢ Rio kararlarının uygulamalarını BM-Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu
(CSD) izleyecek ve bulgularını Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna raporlayacaktı.
Rio Deklerasyonu
Ormancılık Prensipleri
Gündem 21
Çölleşme İle Mücadele özleşmesi
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
Konferans Çıktıları
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
Sözleşmenin amacı, iklim değişikliğine neden olan karbondioksit ve sera gazı emisyonlarının azaltılması ve bu amaçla
alınacak tedbirler için gelişme yolundaki ülkelere finansman kaynağı ve teknoloji transferi sağlanmasıdır. Ormanlarla
dolaylı olarak ilgili olan bu sözleşmeyi Türkiye Şubat 2009’da Sözleşmeyi onaylamıştır.
21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe giren Sözleşme’ye
halen, aralarında ülkemizin de bulunduğu 195 ülkenin
yanısıra, Avrupa Birliği (AB) de taraftır. Ülkemiz
Sözleşme’ye 24Mayıs 2004 tarihinde katılmıştır.
BMİDÇS, taraf ülkeleri, sera gazı salımlarını azaltmaya,
araştırma ve teknoloji üzerinde işbirliği yapmaya ve sera
gazı yutaklarını (örneğin ormanlar, okyanuslar, göller)
korumaya teşvik etmektedir. Sözleşme, sera gazı
salımlarının azaltılması için, ülkelerin kalkınma
önceliklerini ve özel koşullarını göz önüne alarak “ortak
fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” yüklemiştir.
EK-I Ülkeleri Ek-II Ülkeleri
AB, Belçika, İngiltere, İtalya, Norveç, Almanya,
Danimarka, İrlanda, İzlanda, Portekiz, ABD,
Finlandiya, İspanya, Japonya, Yeni Zelanda,
Avustralya, Fransa, İsveç, Lüksemburg, Yunanistan,
Avusturya, Hollanda, İsviçre, Kanada, Türkiye
Pazar Ekonomisine Geçiş Sürecinde Olan Ülkeler
(PEGSÜ):
Rusya Federasyonu, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan,
Beyaz Rusya, Litvanya, Slovenya, Ukrayna, Polonya,
Romanya, Letonya, Slovakya, Bulgaristan, Estonya,
Macaristan
AB, Belçika, İngiltere, İtalya, Norveç, İsveç,
Almanya, Danimarka, İrlanda, İzlanda,
Portekiz, ABD, Finlandiya, İspanya,
Japonya, Yeni Zelanda, Avustralya, Fransa,
Lüksemburg, Yunanistan, Avusturya,
Hollanda, İsviçre, Kanada
Rio konferansından sonra ilki 1995 yılında olmak üzere her sene Conference of the Parties (COP) TaraflarKonferansları düzenlenmektedir.
1992 yılında Rio’da yapılan Çevre ve Kalkınma Konferansında “Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi” kabul edilmiş ve 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin amacı; Atmosferde tehlikeli bir boyuta varan
insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemek ve belli
bir seviyede durdurmaktır.
Türkiye Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkeler ve ekonomisi geçiş
sürecindeki ülkelerle birlikte hem EK-I listesine, hem de OECD ülkeleriyle birlikte EK-II listesine
dâhil edilmiştir. Türkiye, BMİDÇS’nin eklerinde gelişmiş ülkeler arasında değerlendirilmesi
nedeniyle sera gazı emisyonlarını 2000 yılına kadar 1990 düzeyine indirmek ve gelişme yolundaki
ülkelere mali ve teknolojik yardımda bulunmak gibi yükümlülükleri yerine getiremeyeceği
gerekçesiyle, BMİDÇS’yi Rio görüşmeleri sırasında imzalamamıştır. Türkiye, yapılan girişimler
sonucunda 2001 yılında Marakeş’te gerçekleştirilen 7.taraflar konferansında, “sözleşmenin Ek-I
listesinde yer alan diğer taraflardan farklı bir konumda olan Türkiye’nin özel koşullarının
tanınarak, isminin EK-I’de kalarak EK-II’den silinmesi” yönünde karar alınmış, sözleşmeye
24 Mayıs 2004 tarihi itibariyle 189. ülke olarak taraf olmuştur.
“Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine (BMİDÇS) yönelik Kyoto Protokolüne
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” 05 Şubat 2009 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilmiştir. 5836 sayılı Kanun 17.02.2009 tarih ve 27144
sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir
Başbakanlık Genelgesi ile İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulmuş ve 10 adet çalışma
grubu oluşturulmuştur. Bu çalışma gruplarından olan 6 No’lu “Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım
Değişikliği ve Ormancılık-AKAKDO” Çalışma Grubunun Koordinatörlük görevi Bakanlığımızın
20.05.2008 tarih ve B.18.0.ARG.0.02-581/207-831 sayılı yazısı ile Genel Müdürlüğümüze
verilmiştir.
Sera gazı salımlarının dünyanın her yerinde artmaya devam etmesi ve iklim
değişikliğinin olumsuz etkilerinin giderek daha fazla hissedilir olması üzerine,
özellikle gelişmiş ülkelerin kararlı ve bağlayıcı yükümlülükler almaları için
BMİDÇS’ye taraf ülkeler mevcut Sözleşme’nin niteliğini güçlendirmek amacıyla, 2,5
yıl süren müzakerelerin ardından Aralık 1997’de Kyoto’da gerçekleştirilen BMİDÇS
3. Taraflar Konferansı’nda bir protokol imzalamışlardır.
Protokol, Mart 1998-
Mart 1999 tarihleri
arasında New York’ta
imzaya açık kalmıştır.
KP, 2005 yılında Rusya Federasyonu’nun
onaylamasıyla yürürlüğe girmiştir.
Protokol’e halen 192 ülke ve AB taraftır.
Bu ülkelerden salınım azaltımı ya da kontrollü artış
yükümlülüğü olan Sözleşme’nin Ek-I ülkeleri,
Protokol’ün Ek-B listesini oluşturmaktadır.
Sözleşme’de Ek-I’de yer alan ülkelerin sera gazı
salımlarını, 2008–2012 yılları arasındaki birinci
taahhüt döneminde, 1990 yılındaki seviyenin % 5
altına düşürmektir.
Paris Antlaşması
190’dan fazla ülke, 30 Kasım – 11 Aralık 2015 tarihleri arasında
küresel sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliği
tehdidini önleme amacıyla, olası bir yeni küresel anlaşmayı görüşmek
üzere, Paris’te gerçekleşen iklim zirvesinde (COP21) bir araya
gelmiştir.
Paris Antlaşması 22 Nisan 2016 tarihinde imzaya açılmış, yeterli
sayıda imzaya ulaşılarak 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğü girmiştir.
Karbon salınımın yaklaşık %38’ini oluşturan Çin ve Amerika’nın da
imza atmış olması antlaşmanın önemini arttırmaktadır.
Paris Anlaşması, Kyoto protokolünden farklı
olarak, belirli bir küresel sıcaklık hedefi
öngörmektedir. Müzakereler sonucunda ortaya
çıkan karar bu artışı yüzyılın sonunda (2100) 2 oC
derecenin oldukça altında tutma ve 1.5 oC
dereceyi sağlayabilmek için çabaları sürdürme
yönünde olmuştur.
PARİS ANLAŞMASI’NIN ÖNEMLİ NOKTALARINI VE ÇIKTILARI
Paris Anlaşması Kyoto Protokolü’nden farklı
olarak bütün ülkelere sorumluluk
yüklemektedir. Anlaşma, ülkelerin ortak fakat
farklılaştırılmış sorumluluklarla kendi
kapasitelerine göre belirledikleri planlara göre
hareket edebilmesini sağlayacak Niyet Edilen
Ulusal Katkı Beyanları (INDC) üzerine
kurulmuştur.
Anlaşma kapsamında gelişmiş ülkelerin iklim
değişikliği ile mücadelede tarihsel
sorumlulukları dikkate alınarak, sera gazı
salınımlarının azaltılması çabalarında liderlik
etmesi beklenmektedir. Gelişmekte olan
ülkelerin ise azaltım çabalarını zaman içinde
kuvvetlendirmeleri teşvik edilecektir.
Kyoto Protokolü’nde yer almayan,
Paris Anlaşması’nda ise dikkate alınan
Karbon Bütçesi kavramı salınımlar
için zirve (peak) yıl belirleme
çabalarını güçlendirmektedir.
Böylece, 2050’den itibaren insan
kaynaklı salımlar ve yutak alanların
kapasitesi arasında bir dengenin
kurulması amaçlanmaktadır.
Anlaşmayla birlikte, gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere,
iklim değişikliği ile mücadelede sarf edecekleri çabanın maddi
yükleri için finansal kaynak sağlaması bir zorunluluk haline
gelmektedir.
Diğer ülkeler ise, gönüllülük esasına dayalı olarak dilerlerse
finansal yardım sağlayabilecektir. İklim değişikliğinden en çok
etkilenen ve bununla mücadele edebilme yetenekleri en düşük
ülkelerin mücadele kapasitelerini artırmak, uyum tedbirlerini
sağlamlaştırmak ve ihtiyaç duyabilecekleri diğer tedbirleri
geliştirmek amacı ile tesis edilecek bir iklim finansmanı kaynağı
olacaktır.
Yeşil İklim Fonu ismiyle tanımlanan bu kaynakta gelişmiş
ülkelerin 2020 yılından itibaren yıllık 100 milyar dolar toplanması
öngörülmektedir. Bu, taban rakam olacak ve 2025 yılından
itibaren somut ihtiyaç analizlerine göre güncellenerek devam
ettirilecektir.
1994- BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
2004- Kyoto Protokolü
2020- Paris İklim Anlaşması
Yukarıdaki antlaşmalara taraf olan Türkiye, salınım miktarlarını
ve sahip olduğu karbon depolama kapasitesini belirli
periyotlarla raporlamak zorundadır.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on ClimateChange, kısaca IPCC) karbon depolama miktarlarının tespiti için 3 farklı yöntembelirlemiştir. Yöntemler basitten kompleks bir yapıya doğru gitmekte ve değişikdüzeyde envanter gerektirmektedir.
❖Yöntem 1: En basit yöntemdir ve çok az veriyle sonuç ortaya
koyulabilmektedir. Ulusal düzeyde verinin bulunmadığı zamanlarda ya da
kısıtlı veriye sahip olunduğunda IPCC ve ya FAO veritabanının ve yöntemlerinin
kullanılmasıdır.
❖ Yöntem 2: Yöntem 1 de kullanılan yöntemlerle benzerlik göstermekleberaber, ulusal düzeyde elde edilen verileri ve özel geliştirilmiş yöntemlerikullanır. Ülkemizde amenajman planlarında karbon depolama miktarları buaşamadaki yöntemler doğrultusunda hesaplanmaktadır.
1. Plan ünitesinde bulunan yapraklı ve ibreli türlere ait toplam ağaç serveti
ve bu servetin yıllık cari artımı, dikili ve kabuklu gövde hacmi olarak ağaç
türleri itibariyle hesaplanır. Tür gruplarına ait dikili ve gövde hacimleri ilgili
türler için daha önce Asan (1995) tarafından Türkiye ormanları için
hesaplanan özel katsayılar ile çarpılmak suretiyle önce fırın kurusu ağırlığa,
sonra da toprak üstü toplam biyokütle ağırlığına dönüştürülür. Bu amaçla
aşağıdaki formül kullanılır.
TÜBK = DGH x FKA x CF
Formülde;
TÜBK: Toprak üstü biyokütleyi (ton);
DGH : Her ağaç türü grubu için toplam dikili gövde hacmini (m³);
FKA : Her tür grubu için daha önce saptanan (Yapraklılar için
0,640, iğne yapraklılar için 0,473) fırın kurusu ağırlıkları;
CF : Dikili gövde hacmine karşı gelen biyokütleyi toprak üstü
toplam biyokütleye çevirmek için (İğne yapraklılarda 1,20;
yapraklılarda 1,25) kullanılan dönüşüm faktörleridir.
TÜBK = DGH x FKA x CF
Örnek : Çsc3
TÜBK = DGH x FKA x CF215,635 x 0,473 x 1,20 (Çs) = 122,394 ton/ha
6,553 x 0,640 x 1,25 (Kn) = + 5,242 ton/ha
127,636 ton/ha
2. Toprak altındaki biyokütle (kök) miktarları yine ağaç türü grupları için genel
oranlardan yararlanılarak belirlenir. Tür gruplarına ait toprak üstü biyokütle
miktarları yapraklılar için 0,15; ibreliler için 0,20 kök oranları ile çarpılmak
suretiyle toprak altı biyokütle miktarları elde edilir. Plan ünitesindeki toplam
biyokütle miktarları ise, önce toprak altı ve üstündeki biyokütlelerini toplamak,
sonra da bu toplamların genel toplamlarını almak suretiyle hesaplanır.
TABK = TÜBK x CF
TABK = TÜBK x CF
TABK : Toprak altı biyokütle (ton)
TÜBK: Toprak üstü biyokütle (ton);
CF : Toprak üstü biyokütleyi toprak üstü toprak altı biyokütleye
çevirmek için (İğne yapraklılarda 0,20; yapraklılarda 0,15)
kullanılan dönüşüm faktörleridir.
Örnek : Çsc3 TÜBK (Çs) = 122,394 tonTÜBK (Kn) = 5,242 ton
TABK = 122,394 x 0,20 = 24,479 ton (Çs)5,242 x 0,15 = 0,786 ton (Kn)
25,265 ton/ha+
3. Yukarıda hesaplanan canlı biyokütle koru alanında mevcut, göğüs çapı 8 cm
ve daha büyük olan ağaçların ve çapı 4 cm ve daha yukarıda olan ağaççık ve
çalıların toplam biyokütlesini göstermektedir. Bu ölçü basamağının altında
bulunan ağaç, ağaççık, çalı ile bunlara ait gövde, dal, kozalak, ibre ve yaprak
artıklarından oluşan ölü örtünün toplam biyokütlesi dünyanın değişik
ülkelerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre bulunan belirli oranlarla
çarpmak suretiyle hesaplamaktadır. Türkiye’nin üzerinde yer aldığı yarı kurak
enlem dereceleri için bu oran %40 olarak verilmektedir.
TÜBK(DİRİ VE ÖLÜÖRTÜ)= (TÜBK+ TABK) x 0,4
TÜBK(DİRİ VE ÖLÜÖRTÜ)= (TÜBK+ TABK) x 0,4
Örnek : Çsc3
TÜBK = 127,636 tonTABK = 25,265 ton+
152,901 ton
TÜBK(DİRİ VE ÖLÜÖRTÜ)= 152,901 x 0,4
= 61,160 ton/ha
4. Toplam biyokütle miktarından hareketle toplam biyokütle içindeki karbon
miktarı karbon miktarı yine coğrafi bölgeler itibarıyla verilen ortalama oranlar
ile çarpılmaktadır. Bu oran Türkiye ormanlarının içinde yer aldığı orta enlem
derecesi ve yarı kurak zon için %45 olarak verilmektedir (BROWN 1997; ASAN
1999)
TBKC = TBK x 0,45
Formülde;
TBKC: Toplam biyokütle içindeki karbon miktarı (ton)
TBK : Toplam biyokütle
TBKC = TBK x 0,45
Örnek : Çsc3
TBK = TÜBK + TABK + TÜBK(ölüörtü+diriörtü)
TBK = 127,636 + 25,265 + 61,160
= 214,061 ton
TBKC = 214,061 x 0,45
= 96,327 ton/ha
5. Son olarak toprakta tutulan karbon miktarı hesaplanır. Toprakta tutulan karbon
miktarı, toplam biyokütle içindeki karbon miktarının yine coğrafi bölgeler
itibarıyla verilen ortalama oranlar ile çarpılmaktadır. Bu oran Türkiye
ormanlarının içinde yer aldığı orta enlem derecesi ve yarı kurak zon için %58
olarak verilmektedir (BROWN 1997; ASAN 1999)
TC = TBKC x 0,58
Formülde;
TC : Topraktaki karbon miktarı (ton)
TBKC : Toplam biyokütle içindeki karbon miktarı
TC = TBKC x 0,58
TC = 96,327 x 058
= 55,87 ton/ha
Sonuç: Yapılan hesaplamalar doğrultusunda Çsc3 meşceresiiçin toplam karbon miktarı :
TOPC = TBKC + TC= 96,327+55,87= 152,197 ton/ha
Sonuç: Yapılan hesaplamalar doğrultusunda Çsc3 meşceresi için toplam karbon miktarı :
Karbon Havuzu Biyokütle (ton/ha) Karbon miktarı (ton/ha)
Biyokütle
Toprak üstü 127,636 57,436
Toprak altı 25,265 11,369
Ölü ve diri örtü 61,160 27,522
Toplam Biyokütle 214,061 96,327
Orman Toprağı 55,870
Genel Toplam 152,197
❖Yöntem 3 : Kompleks yöntemler içerdiğinden daha detaylı veri
gerektirmektedir. Kullanılan yöntemler belli bir yöreye, türe, amaca
veya ülkeye göre değişebilmektedir. Bu aşama, düzenli olarak
tekrarlanan kapsamlı alan örneklemesi ve / veya yaş sınıfı, üretim
verileri, topraklar verileri, arazi kullanımı ve yönetim faaliyet verileri
vb. ile CBS tabanlı sistemleri içerebilmektedir.
Ülkemizde tür bazında biyokütle ve karbon denklemlerinin
geliştirilmesinde kullanılan yöntemler bu aşamaya aittir. slaytın
devamında biyokütle ve karbon denklemlerinin geliştirilmesi için
yapılan arazi ölçümleri ve laboratuvar işlemleri anlatılmıştır.
Havuzlar Temel bileşenler
Toprak Üstü
Ağaç Gövde, Kabuk, Dal, Yaprak/İbre, Sürgün
Diri Örtü Toprak üzerindeki otsu ya da odunsu çalı formundaki canlı
tabaka
Ölü Örtü Organik toprak üzerindeki tüm ölü tabaka
Ölü Odun (Dikili
Kuru)
Döküntü ya da canlı gövdeler dışında dikili kuru haldeki veya
tabanda ya da toprakta bulunan tüm odunsu biyokütle
Toprak
Toprak Altı Kökler Kılcal (0-2cm), ince(2-5cm), kalın(5-10cm) kökleri içermektedir.
Ormanlardaki Biyokütle ve Karbon Havuzları
➢Tüm örnek ağaçlar dip kütük yüksekliğinden
(0.3 m) kesilmiş, kesilen ağaçların göğüs çapı ile
boyu ve 3.30 m, 5.30 m, 7.30 m …şeklinde 2’şerm’lik seksiyonlar halinde çapları ölçülür.
➢Kesilen örnek ağacın gövdesinden ağaçboyunun ortasına denk gelecek şekilde 5-7 cmkalınlığında 2-5 arası değişen sayıda gövde eninekesiti alınır. Alınan gövde enine kesiti üzerindeçevre, kalınlık ile yaş ağırlık ölçümleri yapılır.
➢Örnek ağacın toplam dal hacmini hesaplamak amacıyla gövde üzerindekitüm dalların dip çapı ve boyları ölçülür. Ayrıca örnek ağacı temsil edecekçap ve boyda bir dal, örnek dal olarak seçilir ve kesilir. Alınan örnek dalınyaprakları daldan ayrılır ve hem dal hem de yaprak yaş ağırlıkları ölçülür.
➢ Her örnek alan içerisinde meşcereyi temsil edecek şekilde 4 adet 25 x 25cm boyutundaki quadrat ile ölü örtü örnekleri alınır. Quadratlar içerisinedüşen ölü örtü tabakası toplanır ve arazide yaş halde ağırlıkları ölçülür.
➢Diri örtü biyokütlesini bulmak için, yine örnek alanlar içerisinde meşcereyitemsil edecek şekilde belirlenen bir yerde, 1 x 1 m boyutunda quadratiçindeki tüm diri örtü toplanır. Bu örnekler arazide poşetlenerek ağırlıklarıtartılır. Ayrıca alınan örnek alanın diri örtü yoğunluğu belirlenir.
1x1 m Diri örtü örnekleri
25x25 cm
Ölü örtü örnekleri
➢Her örnek alanda 1 x 1 m boyutunda toprak profili açılır 0-10 cm, 10-30 cm,
30-50 cm, 50-80 cm, >80 cm yüksekliklerinde 10 cm çapında, 10 cm
yüksekliğinde 1000 cm3’lük toprak alma silindirleri çakılır. Silindir içerisindeki
toprak örnekleri çıkarılarak poşetlenir ve arazideki yaş ağırlıkları ölçülür.
➢Kök Örneklemesi Yöntemi ile alınan örnek
alanlarda meşcereyi yansıtacak ve gövde yapısı
uygun olan kök örneği alınacak ağaç
belirlendikten sonra metre yardımıyla kazılacak
kök çukurunun ebatları (1x2 m) belirlenir.
➢Açılan kök çukurumuzda kök örneklemesi için
kazma işlemi sırasıyla 0-30 cm, 30-60 cm, 60-90
cm olacak şekilde yapılır. Her bir deneme
alanının her bir derinlik kademesinden çıkarılan
kılcal (0-2 mm), ince (2-5 mm) ve kalın (>5 mm)
kök örnekleri ayrı ayrı alınır.
➢Örnek alanlarda belirlenen en az 4 noktada 30
cm boyunda 6,4 cm çapında kök silindirleri
çakılır ve silindir içindeki kökler toprağıyla
beraber alınır.
➢Laboratuvara getirilen gövde, dal, yaprak örneklerinden, gövde ve dal
örnekleri 96 saat, yapraklar 24 saat süre ile 105±3 0C’de kurutma fırınında
bekletilir. Fırından çıkartıldıktan sonra gövde kesitlerinin fırın kurusu ağırlığı,
kabuklu halde çevresi ve kalınlıkları ölçülür, daha sonra kabukları soyularak
kabuksuz halde çevresi, kalınlığı ve ağırlığı ölçülür.
➢Her bir örnek ağacın gövde biyokütlesini belirlemek için, gövdenin
ortasından alınan gövde enine kesitinin yaş hacmi ile kuru ağırlığı, örnek
ağacın yaş haldeki hacmi ile oranlanarak elde edilir.
➢ Dal biyokütlesini belirlemek için, her bir örnek ağacın toplam dal hacmi,
örnek dalın hacmi ile kuru ağırlığından yararlanılarak bulunur.
➢ Yaprak biyokütlesini belirlemek için, her bir örnek ağacın toplam dal
hacminden yararlanılmıştır. Ağacın dallanmasını temsil edecek şekilde seçilen
örnek daldaki yaprak kuru ağırlığı belirlenerek örnek ağacın dal hacmiyle
ilişkilendirilerek bulunur.
➢ Kabuk biyokütlesini belirlemek için ise, örnek ağacın kabuklu yaş hacmi,
gövdenin yaklaşık orta yerinden alınan örnek gövde kesitinin kabuklu yaş
hacmi ile ilişkilendirilir. Bulunan bu oran ile örnek ağacın gövde enine
kesitinin kabuk kuru ağırlığı çarpılarak örnek ağacın kabuk kuru ağırlığı
hesaplanır.
Örnek alanlardan alınan ölü örtü, diri örtü örnekleri 105±3 0C’de 24
saat süre ile kurutma fırınında bekletilerek kurutulmuş ve değişmez ağırlığa
gelen bu örneklere ait kuru ağırlık değerleri 0.01 gr hassasiyetli tartıda ölçülüp
kaydedilir.
Ölü örtü biyokütlesini belirlemek için, 25 x 25 cm’lik alanlardan
alınan ölü örtülerin kuru ağırlıkları örneklenen alan ile ilişkiye getirilir ve
hektardaki ölü örtü biyokütlesi bulunur. 1 x 1 m’lik alanlardan alınmış olan
diri örtüler ise örnek alanların diri örtü yoğunluğu ile ilişkiye getirilir ve
hektardaki diri örtü biyokütlesi hesaplanır.
Toprak Örneklerinin Fırın Kurusu Hale
Getirilmesi
Toprak örneklerini laboratuvara
getirildikten sonra poşetlerinden çıkartılmış
ve 48 saat süre bekletilerek hava kurusu
haline gelmesi beklenmiştir. Hava kurusu
ağırlıkları belirlendikten sonra çeşitli
dönüşümler yapılarak hektardaki toprak
kütlesi bulunmuştur.
Karbon analizi için, hava kurusu
haline getirilmiş olan örnekler, toprak
öğütme havanlarında öğütülmüştür. Öğütülen
örnekler analizi yapılmadan önce 105±30C’de 12 saat kurutma fırınında bekletilmiş,
çıkartıldıktan hemen sonra analizi
yapılmıştır.
Kök Örneklerinin Fırın Kurusu Hale Getirilmesi
➢Her bir deneme alanının her bir derinlikkademesinden alınan kökler kök makasıyardımıyla ince, kılcal ve kalın kökler olacakşekilde ayrılır, fırın kurusu hale getirilmeküzere 65 ºC’de 48 saat süre ile kurutulur.
➢Karbon analizi için, fırın kurusu halinegetirilmiş olan örnekler, toprak öğütmehavanlarında öğütülür.
➢Gerekli ölçümler tamamlandıktan sonra gövde
odunu, dal odunu, yaprak, kabuk, ölü örtü, diri
örtü ve toprak örnekleri parçalanır, öğütülür ve
karbon analizi için hazır hale getirilir.
Öğütme işleminin tamamlanmasından sonra ekosistem
biyokütlesini oluşturan topraküstü, toprak ve toprakaltı bileşenlerinde
depolanan karbon miktarlarının belirlenmek için CHNS-O Elementel Analiz
Cihazı’nda örnekler analiz edilir.
Analiz sonucunda elde edilen değerler istatistiki yöntemlerden yararlanarak ağacın göğüsyüksekliğindeki çapı (d1,3), boyu (h) gibi arazide kolay ölçülebilen ögelerle ilişkiye getirilerek biyokütle vekarbon denklemleri geliştirilir.
Tek ağaç bileşenlerine ait karbon depolama denklemleri, denklemlere ilişkin parametrelerin tahmin
değerleri ile önemlilik düzeyleri (Yavuz ve diğ.,2010)
Oksijen üretimi miktarının hesaplanması
Plan ünitesindeki yıllık oksijen üretimini
hesaplayabilmek için öncelikle plan ünitesinde
toprak altı ve toprak üstündeki biyokütle artımının
her ağaç türü veya yapraklı-iğne yapraklı biçiminde
iki ayrı tür grubu için fırın kurusu ağırlık cinsinden
ayrı ayrı ortaya konması gerekmektedir.
Örnek : Çsc3
TÜBKA = DGHA x FKA x CF7,37 x 0,473 x 1,20 (Çs) = 4,180 ton/ha0,33 x 0,640 x 1,25 (Kn) = + 0,264 ton/ha
4,444 ton/ha
TABKA = TÜBKA x CF
TABKA : Toprak altı biyokütle artımı (ton)
TÜBKA: Toprak üstü biyokütle artımı (ton);
CF : Toprak üstü biyokütleyi toprak üstü toprak altı biyokütleye
çevirmek için (İğne yapraklılarda 0,20; yapraklılarda 0,15)
kullanılan dönüşüm faktörleridir.
Örnek : Çsc3 TÜBKA (Çs) = 4,180 ton/haTÜBKA (Kn) = 0,264 ton/ha
TABKA = 4,180 x 0,20 = 0,836 ton/ha (Çs)0,264 x 0,15 = 0,040 ton/ha (Kn)
0,876 ton/ha+
Buradan hareketle toplam biyokütle artımının üreteceği oksijen miktarı
Türkiye ormanlarının içinde yer aldığı orta enlem derecesi ve yarı kurak
1.20 değeri ile çarpılarak elde edilmektedir.
TBKA = TÜBKA + TABKA
Formülde;TBKA : Toplam biyokütle artımıTÜBKA : Toprak üstü biyokütle artımıTABKA : Toprak altı biyokütle artımı
= 4.444 + 0,876 = 5,320 ton/ha
Toplam Oksijen üretimi = TBKA x 1,20
= 5,320 x 1,20 = 6,384 ton/ha
top related