7 turklerde sanat.ppt

Post on 01-Jul-2015

3.376 Views

Category:

Education

8 Downloads

Preview:

Click to see full reader

TRANSCRIPT

ÜNİTE 7

TÜRKLERDE SANAT

SANAT ANLAYIŞI

Türkleri konar-göçer hayat tarzı sanat anlayışlarında belirgin bir etkiye sahiptir.

Taşınabilir eşya yapımının yaygın olduğu bu dönemde saray ve tapınak yapımı söz konusu değildir.

Uygurlar yerleşik hayata geçmenin etkisiyle önceki Türk devletlerinden farklı tip eserler vermişlerdir.

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE SANAT

ÇADIR GELENEĞİ VE DİĞER SANATLARA ETKİSİ

Yurt adı verilen çadırlarda yaşayan Türkler yerleşik kültürlerle komşuluk yaptığı için bu konuda da bilgi sahibidirler.

Çadır süslemelerde genellikle hayvan motifleri yer almıştır.

Türkler ölen kişiyi çadırda bir süre tutarlar ve daha sonra mezar üzerine kerpiç,taş ve ağaçtan kulübe yaparlardı.

Türklerde kurgan denilen mezarlar bir tümülüs halini almış ve anıt mezar mimarisi terk edilmiştir.

Köktürkler ,anıt mezar geleneğini bazı değişikliklerle devam ettirmişlerdir.

Tonyukuk,Kültigin ve Bilge Kağan bu döneme ait anıt mezarlardır.

Uygurlar çadırdan esinlenerek kubbeli anıt mezarlar yapmışlardır.

Karahoço yakınlarındaki kubbeli anıt mezarlar bu döneme aittir.

Stupa denilen kubbeli tapınaklarda duvarla kubbe arasındaki bağlantıyı sağlamak için üçgenler kullanmışlar ve Türk Üçgeni denilen bu özellikle kendilerinden sonra gelen Selçuklu ve Osmanlı’yı etkilemişlerdir.

Hunlar ve Köktürkler göçebe olmalarına karşın kerpiç ve tuğla kullanarak toprak damlı evler yapmışlar ,Uygurlar yerleşik yaşamın etkisiyle mimaride daha da ileri gitmişlerdir.

Uygur evleri plan açısından Anadolu Türk evlerine benzemektedir.

Uygur manastır ve tapınakları bazı mimari özellikler bakımından medrese mimarisini etkilemiştir.

RESİM VE HEYKEL

Uygurlar dönemi Türk resim sanatının temelinin atıldığı dönemdir.

Uygurlar tapınakları süslemek amacıyla fresko denilen duvar resimleri kullanmışlardır.

Kitapları süslemek amacıyla minyatürler kullanan Uygurların bu özellikleri Moğollar aracılığıyla Anadolu’ya taşınmıştır.

Heykel sanatı Köktürkler döneminde önemli bir gelişme göstermiştir.

Balballar bu dönemden kalan önemli heykel örneklerindendir.

Balballara bengü taş,baba taş ya da kadın taş da denilmiştir.

Uygurlar dönemi gerçek anlamda heykel sanatının başladığı dönemdir.

“Diz Çökmüş Adam” ve “Atbaşı” heykelleri Uygurlardan kalan önemli eserlerdir.

DİĞER SANATLAR

Demircilik,dokumacılık,dericilik,maden ve ahşap işlemeciliğiyle uğraşan Türkler genelde hayvan üslubunu kullanmışlardır.

Aynı zamanda halıcılık ilk dönemlerden beri önemli bir sanat dalı olmuştur.

Pazırık Kurganı’nda ve Doğu Türkistan’da bulunan halılar bunun en önemli kanıtıdır.

Pazırık halısının metre karesinde 3600 düğüm vardır.

Eyvan:Üç tarafı ve üstü kapalı ,bir tarafı avluya ya da diğer mekana açılan bölüm,

TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE SANAT

Revak:Yağının ön yüzünde bir kemer dizisiyle dışa açılan üstü örtülü uzunlamasına mekan.

Portal:Ana kapı,taç kapı

Kemer:İki sütun veya ayağı birbirine bağlayan mimari öge

MİMARİ:

İslamiyet’i kabul eden ilk Türk devleti olan Karahanlılar döneminde Türk İslam mimarisinin temelleri atılmıştır.

Gazneliler döneminde yapılan özellikle Hindistan’da yapılan eserlerde Hint-İslam sanatı kaynaşmıştır.

Büyük Selçuklular Abbasi,Sasani ve Karahanlı sanatını birleştirerek üstün mimari eserler vermişlerdir.

Türkiye Selçukluları da Türk sanatını Anadolu’ya taşımışlardır.

İlk Türk beylikleri tarafından yapılan Saltuklular’dan kalan Kale Mescidi ve Tepsi Minare ile Mengücekliler’den kalan Divriği Ulu Camii süsleme ve mimari özellikleriyle önemli eserlerdir.

Dini Mimari:

Karahanlılar cami mimarisinde kubbeyi ön plana çıkarmışlar ve stupaları kullanmaya devam etmişlerdir.

Büyük Selçuklu camileri Karahanlı ve Gaznelilere göre daha büyüktür. Çok sütunun kullanıldığı eyvanlı tip camiler gelişmiştir.

Büyük Selçukluların İran’da yaptıkları Mescid-i Cuma kubbenin önem kazandığı camilerdir.

Gazneliler döneminde yapılan ahşap direkli camiler ve küçük mescitler önemli eserlerdir

Anadolu’da 13.yy’ın ikinci yarısından itibaren portalların yanlarına iki minare yapılmaya başlanmıştır.

Bu minarelerin devleti sembolize ettiği düşünülmüştür.

Osmanlılar önceki dönemlere göre daha ince ve süslü minareler yapmışlardır.

İlk Türk devletlerindeki anıt mezar mimarisi Karahanlılar’da türbe olarak devam etmiştir.

Büyük Selçuklular döneminde anıt mezar mimarisi türbe ve kümbet olarak ikiye ayrılmıştır.

Büyük Selçuklular İran kültüründen yararlanarak yatılı öğrenci odaları ve dershanelerin birleşmesinden oluşan farklı bir medrese tipi ortaya çıkarmışlardır.

Türkiye Selçukluları ve beyliler döneminde yapılan medreseler Büyük Selçuklu örnek alınarak yapılmış daha küçük çapta ve dikdörtgen şekillidir.

Sivil Mimari:

İlk kervansaray ribat adıyla Karahanlılar döneminde yapılmıştır.

Kervansaraylar savunma duvarlarıyla çevrili,mescit ,ahır ve oda gibi bölümlerden oluşmuştur.

Türkiye Selçukluları kervansaray mimarisini geliştirmiş ve han veya sultan han ismiyle geliştirmişlerdir.

Saray mimarisi Gazneliler döneminde gelişmiş ve sonraki dönemlere temel olmuştur.

Türkiye Selçuklu Mimarisinin özellikleri

Beylikler Dönemi Mimarisinin Özellikleri

Çok ayaklı bir düzen vardır Kubbeler büyük ve sütunlar yükseltilerek sayıları azaltılmıştır

Avlu yoktur ya da revaklı değildir Camilerde revaklı avlu vardır

Yapılar dışa kapalıdır,duvarlarda pencere azdır.

Bol pencere vardır

Portal en önemli ögedir Portaller sadedir

Yapıların ön cepheleri süslüdür Yapılar bir bütündür

SÜSLEME SANATLARI

Türk İslam Devletleri Orta Asya’ya göre süslemede daha ileri gitmişlerdir.

Çinicilik,taş oymacılığı,ahşap işlemeciliği,minyatür ve hat gelişmiş süsleme sanatlarındandır.

Anadolu’ya gelene kadar tuğla süslemesini kullanan Türkler taş süslemesini kullanmaya başlamışlardır.

Minyatür sanatı resim sanatının gelişmemesinden dolayı gelişmiştir.

13.yy minyatürlerinin bazıları El Cezeri’nin Otomata adlı eserinde yer almıştır.

Ahşap işlemeciliği etkilidir.

Hat sanatı daha çok taşınabilir eserler üzerinde kullanılmıştır.Mimari eserlerde de hat yayınca kullanılmıştır.

İlk büyük Türk hattatı Amasyalı Yakut’tur.

EL SANATLARI

Halıcılık Türklerin sen önemli el sanatlarındandır.

İslamiyet’in kabulüyle hayvan üslubu yerine bitki motifleri yer almaya başlamışlardır.

Maden işlemeciliği yaygın ve gelişmiştir.

KARAHANLILAR

TÜRK İSLAM DEVLETLERİNE AİT ESERLER

Kalan Minaresi(Buhara)

Talhatan Baba Camii(Merv)

Harekkan Kümbeti

Arap Ata Türbesi

Ayşe Bibi ve Balacı Hatun Türbeleri

GAZNELİLER

III. Mesut Minaresi

Zafer Anıtları

BÜYÜK SELÇUKLULAR

Diyarbakır Ulu Camii

Damgan Minaresi(İran)

Sultan Sencer Türbesi(Merv)

Mescid-i Cuma(İran)

TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE BEYLİKLER

Kubadabad Sarayı(Beyşehir)

Sivas Gök Medrese

Döner Kümbet(Kayseri)

İnce Minareli Medrese(Konya)

Aksaray Sultan Hanı

Arslanhane Camii(Ankara)

Alaaddin Camii(Niğde ve Konya)

Karatay Medresesi(Konya)

Hunat Hatun Medresesi(Kayseri)

Caca Bey Medresesi(Kırşehir)

Çifte Minareli Medrese(Erzurum)

İsa Bey Camii(İzmir)

Firuz Bey Camii(Milas)

İlyas Bey Camii(Balat)

Ak Medrese(Niğde)

Hatuniye Medresesi(Karaman)

MİMARİ

Osmanlı mimarisi Türkistan,İran ve İslam geleneğinden etkilenmiştir.

Osmanlı mimarisi erken dönem,klasik dönem ve geç dönem olarak sınıflandırılmıştır.

OSMANLI SANATI

Dini Mimari:

Erken dönem Osmanlı mimarisi 15. yy’ın ikinci yarısına kadarki dönemi ifade eder.

Osmanlı erken dönemde Selçuklu mimarisini örnek almıştır.

Bu döneme ait eserler arasında;

İznik Hacı Özbek Camii ve Yeşil Camii

Bursa’da Ulu Camii ve Hüdavendigar Camii

Edirne’de Üç Şerefeli Camii örnek olarak göterilebilir.

Klasik dönem dini mimari İstanbul’un fethiyle başlar.

Bu dönemin en temel özelliği merkezi kubbelere yarım kubbeler eklemek ya da tek bir kubbeyle mekanı genişletmektir.

Bu dönemin ilk örneği İstanbul Bayezid Camii’dir.

II.Bayezid dönemiyle klasik dönem başlamıştır.

Bu döneme Büyük Külliyeler dönemi denilmektedir.

Şehirler bu külliyelerin etrafında büyümüştür.

Klasik döneme damga vuran isim Mimar Sinan’dır.

Mimar Sinan’ın 3 önemli eseri şunlardır:

Şehzadebaşı Camii(çıraklık)

Süleymaniye Camii(Kalfalık)

Selimiye Camii(Ustalık)

Mimar Sinan’ın mimari anlayışının özellikleri:

1. Araziye en uygun plan seçilir.

2. Abartılı ve detaycı süslemelerden kaçınılır.Teknik işlerde detaycı olunur.

3. Kubbe tasarımı sürekli geliştirilir.

4. Yapı elemanları çok işlevli kullanılır.

5. Ağırlık duvarlara değil,kemerlere ve ayaklara verilir

6. Sağlamlık ön plandadır.

7. Estetiğe önem verilir.

Klasik dönem “Mimar Sinan Dönemi” olarak adlandırılabilir.

Mimar Sinan’ın öğrencisi Sedefkar Mehmet Ağa Türkiye’nin 6 minareli ilk camii olan Sultan Ahmet Camii’ni yapmıştır.

Avrupalılar bu camiye süslemelerinden dolayı Mavi Cami derler.

Geç dönem Osmanlı mimarisinde barok ve rokoko tarzı üsluplar görülür.

Gotik üslubu:özellikle dini alanda etkilidir.Fransa’da başlayıp Rönesansa kadar etkili olmuştur.

Barok üslubu:rönesans üslubundan ayrı klasik üsluptur.

Rokoko:18.yy’ın başında Fransa’da kullanılan gösterişli sanat üslubudur.

20.yy başlarından itibaren Avrupa’ya artan tepkiyle milli akım başlamış ve Osmanlı mimarisi kendine dönmüştür.

Erken dönem medreselerinde Türkiye Selçuklu ve Beylikler döneminin izleri görülürken klasik dönemde medreseler genellikle külliye içinde olmuştur.

İlk dönemlerde gösterişsiz ve kare planlı yapılan türbeler sonraları çokgen yapıya kavuşmuş süslemelere yer verilmiştir.

Mimar Sinan önü revakla örtülü türbeler yapmıştır.

II. Mahmut türbesi Türk Ampir Üslubuna göre yapılmıştır.

Sivil Mimari:

Fatih tarafından yaptırılan Topkapı Sarayı sivil mimarinin en önemli önemli örneklerindendir.

Bu saray tek bir yapı olmayıp bir takı daire ve köşkler topluluğudur.

Saray içindeki en önemli köşkler Çinili Köşk,Revan ve Bağdat Köşkleridir.

Geç dönem sivil Osmanlı mimarisinin en önemli eseri Dolmabahçe Sarayı’dır.

Bu sarayda birden fazla üslup kullanılmıştır.

Bu özelliğinden dolayı seçmeci(eklektik) üsluba örnektir.

Bu üslubun diğer örnekleri;

Beylerbeyi Sarayı

Çırağan Sarayı

Yıldız Sarayı

Hamidiye Camisi

Aksaray Valide Camisi

Doğubeyazıt’taki İshak Paşa Sarayı Anadolu’daki geç dönem saray mimarisinin en önemli örneklerindendir.

Osmanlı kervansaraylarında Türkiye Selçuklu modeli uygulanmış ve genellikle iki katlı yapılmıştır.

İstanbul’daki Kürkçü Han ve Sivas’taki Yeni Han en özgün örnekleridir.

SÜSLEME SANATLARI

Minyatür:

Osmanlı’da el yazması eserleri süsleyen resimlere minyatür denilmiştir.

Minyatür yapımına tasvir veya nakış yapanlara nakkaş denmiştir.

.

Avrupa’dan 15.yy’da ressam getiren Fatih resimlerini yaptırmıştır.

Nakkaş Sinan Bey “Gül Koklayan Fatih” portresini yapmıştır.

19.yy’da II. Mahmut ve Abdülaziz Avrupalı ressamlara resimlerini yaptırmışlardır

16.yy’ın en önemli nakkaşı Matrakçı Nasuh’tur.

Bu dönemde Nakkaş Osman,Şair Mustafa Sai ve Nigari de önemli eserler vermişlerdir.

18.yy’da Levni minyatür sanatının önemli temsilcilerindendir.

19.yy’da ilk defa Batı örnek alınarak okullara resim dersi konmuştur.

Bu dönemde Şeker Ahmet Paşa ve Osman Hamdi Bey önemli ressamlardır.

20. yy’da İbrahim Çallı ve Feyhaman Duran önemli ressamlardır.

Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi ve Gezintide Kadınlar,Şeker Ahmet Paşa’nın Ağaçlar Arasında Karaca ,İbrahim Çallı’nın Gül Koklayan Kadın tabloları vardır.

Osmanlı’da ilk resim eğitimi verilen okul Osman Hamdi Bey tarafından açılan Sanayi Nefise Mektebidir.

Diğer süsleme sanatları:

Osmanlılarda geniş bir alanda kullanılan kalem işi tavan ve kubbelerin renklendirilmesinde kullanılan bir süsleme sanatıdır.

Çini sanatı Osmanlı Devleti’nde gelişme göstermiştir.

Hat sanatı Osmanlı’da kullanılan önemli süsleme sanatlarındandır.

Bu sanatla uğraşanlara hattat denmiştir.

Amasyalı Şeyh Hamdullah,Ahmet Karahisari,Mustafa Rakım Efendi,Hafız Osman,Kazasker Mustafa İzzet önemli hattatlardır.

Kitapların altınla süslenmesi sanatına tezhip denir.

Bu sanatla uğraşanlara müzehhip denir.

16.yy’a damgasını vuran tezhip sanatçısı Kara Mehmet’tir.

Selçuklulardaki ahşap işçiliği Osmanlılarda da kullanılmıştır.

Ebru sanatı Osmanlı’da sıklıkla yapılan sanatlardan birisidir.

Bu sanatın önemli temsilcileri; Şebek Mehmet Efendi,Hatip Mehmet Efendi,Şeyh Sadık Efendi,Hezarfen İbrahim Ethem Efendi’dir.

Diğer bir önemli sanat dalı da kakmacılıktır.

EL SANATLARI:

Osmanlı Devleti’nde dokumacılık önemli el sanatlarındandır.

Osmanlı halıları teknik ve desen bakımından ikiye ayrılır.

Maden işlemeciliği önemli bir sanattır.Tombak adı verilen altın kaplamalı eşyalar yapılmıştır.

Kitapların dağılmasını engellemek için yapılan sanat cilt sanatıdır.

Bu sanatla uğraşanlara mücellit denir.

MÜZİK ,EĞLENCE VE SPOR

Padişah çocuklarının doğumları (veladetihümayun),hanedan mensuplarının evlilikleri,cülus törenleri,askeri zaferler (Fetih Şadumanlığı) halkın eğlenmesi için bir fırsattı.

Spor daha çok savaşçı yetiştirmek için yapılırdı.

Osmanlı Devleti’nde 19.yy’a kadar tasavvuf,askeri ve klasik Türk Müziği alanında eserler verilmiştir.

Safiyüddin Urmeyi,Abdülkadir Meragi ve Itri önemli isimlerdir.

Mehter marşları Avrupa’yı büyük oranda etkilemiştir.

Beethoven’in Atina Harabeleri adlı eserinde Türk Marşı yer almaktadır.

II. Mahmut Mehteri kaldırmış yerine Mızıka-i Hümayunu kurmuştur.

I. Abdülmecit döneminde Osmanlı saraylarında Avrupa operaları seslendirildi.

19.yy’da klasik Türk müziği alanında Dede Efendi,Hacı Arif Bey,Zekai Dede önemli eserlerdir.

Tanzimat dönemiyle beraber tiyatro etkisini arttırmıştır.

I. Abdülmecit döneminde Güllü Agop Osmanlı tiyatrosunun kurucusu olmuştur.

Adana ve Bursa’da şehir tiyatroları kurulmuştur.

Şinasi’nin Şair Evlenmesi halkın büyük ilgisini çekmiştir.

1903’te Beşiktaş,1905’te Galatasaray ve 1907’de Fenerbahçe kurulmuştur.

1908’de Selim Sırrı Tarcan tarafından Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyeti kuruldu.

Osmanlı ilk defa 1912 Stockholm Olimpiyatları’na katılmıştır.

BASIN-YAYIN HAYATINDAKİ DEĞİŞMELER

II. Bayezid döneminde Yahudiler ilk matbaayı kurdular.

Osmanlı’da ilk Türk matbaası Lale Devri’nde kurulmuştur.

II. Mahmut döneminde Takvim-i Vekayi adlı ilk resmi gazete çıkarıldı.

I. Abdülmecit döneminde Ceride-i Havadis isimli resmi gazete çıkarıldı.

Türkler tarafından çıkarılan ilk gazete Şinasi’nin başyazar olduğu Tercüman-ı Ahval’dir.

Daha sonra Tasvir-i Efkar gazetesi de çıkarılmıştır.

İlk Türk dergisi 1850’de çıkarılan Vekay-ı Tıbbiye’dir.

1862’de Mecmua-i Fünun çıkarılmıştır.

1872’de ilk mizah dergisi olan Diyojen çıkarıldı.

Basının güçlenmesi üzerine 1864’te Matbuat Nizamnamesi çıkarıldı.

Osmanlı Devleti’nde önemli kadın yazarlar;

Fatma Aliye Hanım

Emine Semiye Hanım

Şair Nigar

Fatma Fahrünisa

Fatma Kevser

Gülistan İsmet

Osmanlı’da ilk kadın dergisi Terakki-i Muhadderat(Kadınların Yükselişi) dergisidir.

1886’da Şükufezar(Çiçek Bahçesi) yayınlanmıştır.

1895’te Hanımlara Mahsus Gazete çıkarılmıştır.

1908’de Demet isimli dergi yayına başlamış Halide Edip,İsmet Hakkı ve Fatma Müzehher gibi önemli yazarlar bu dergide yazmışlardır.

I. Meşrutiyet’ten sonra Avrupa’ya giden Ali Suavi,Namık Kemal,Ziya Paşa ve Agah Efendi gittikleri yerlerde Muhbir,Ulum,Hürriyet,İttihat gibi gazeteler çıkarmışlardır.

II.Meşrutiyet döneminde Tanin ve Volkan gibi gazeteler çıkarılmıştır.

MİMARİ

Osmanlı Devleti’ni yıkılmaktan kurtarmak için ortaya atılan Milliyetçilik fikri mimari alanda da etkisini sürdürmüştür.

Osmanlı Mimarları “I. Ulusal Mimarlık Akımı” etrafında toplanmışlardır.

Ali Talat Bey,Mimar Kemaleddin Bey ve Vedat Tek gibi ünlü mimarlar bu akımın temsilcisi olmuşlar ve bu akım 1903’e kadar devam etmiştir.

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK SANATI

I.TBMM binası Vedat Tek’in,Gazi Muallim Mektebi , Ankara İkinci Vakıf Hanı,İstanbul Bebek ve Bostancı Camileri Mimar Kemaleddin’in eserleridir.

Mimar Kemaleddin Osmanlı Mühendis ve Mimarlar Cemiyeti’ni kurmuştur.

II. Ulusal Mimarlık Akımı 1940-1950 yılları arasında gelişmiştir.

Dönemin önemli eserlerinden biri olan Anıtkabir Emin Onat ve Orhan Arda’nın eseridir.

GÜZEL SANATLAR:

Resim:

Sultan Abdülaziz döneminde Avrupa’ya gönderilen resim sanatçıları Türkiye’de resmin gelişmesinde etkili olmuştur.

Şeker Ahmet Paşa,Osman Hamdi Bey,Süleyman Seyyid Bey,Hüseyin Zekai Paşa ünlü ressamlardır.

1928’de Güzel Sanatlar Akademisi’nden(1982’de ismi Mimar Sinan Üniv. Oldu) mezun olan ve 1914 kuşağı olarak anılan İbrahim Çallı ,Hüseyin Avni Lifij ve Namık İsmail gibi ressamlar resim sanatına önemli katkılarda bulunmuşlardır.

1929 yılında Türk öğretmenlerin yetiştirdiği ilk kuşak ressamlar tarafından Bağımsız Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği kurulmuştur.

1933’te bazı ressamlar D Grubu’nu kurmuşlardır.Kübist anlayışın etkisinde kalan bu grup 1947’de dağılmıştır.

Heykel:

Bu alanda çalışmalar Osman Hamdi Bey’in Sanayi-i Nefise Mektebi’ni kurmasıyla başlar.

Bu dönemin heykeltıraşları genellikle Atatürk büstü ve Kurtuluş Savaşı’nı anlatan heykel ve kabartmalar yapmışlardır.

Dönemin ünlü heykeltıraşları arasında Henri Krippel, Pietro Kanonika, Ratip Aşir Acuduoğlu, Ali Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu gösterilebilir.

top related