forza europe

Bu metin, SFR Film tarafından yürütülen ve Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen “Avrupa Yayında II” programı kapsamında hazırlanmıştır. Metnin içeriğininAvrupa Komisyonu’nun resmi görüşlerini yansıttığı

düşünülmemelidir.

forza europe

--------------------------------------------------------------------------------------------------- 1Üsküp cad. 8-B/2 06690 Kavaklıdere Ankara Türkiye tel/fax: +90 312 467 12 69 www.sfrfilm.com

www.forzaeurope.com

Futbol Hayatın Her Yerinde…

Alman Futbol Federasyonu Başkanı Dr. Theo Zwanziger’in Heinrich Böll Vakfı’nda yaptığı konuşmasından bir bölüm:

FFutbol, yaşattırdığı o duygularıyla, dostluklarıyla, insanların algılama ve anlatmasıyla ve o gollerle hayatın tam ortasındadır. Öte yandan futbol ayrımcılığın, zenofobinin, ırkçılığın da plat-formuna dönüşebiliyor. Çünkü aslında o topu oynayanlar insanlar... Arkasında başka bir şey yok. Top sadece kendisi ile oynanmak ister. Bu nedenle futbolla toplumda iyi şeyler yapabiliriz diyen arkadaşlarımız hep olacak. Buna ulaşabiliriz, Almanya’daki 2006 Dünya Kupası bunu gösterdi. İnsanlar futbol oynamak ve futbol konuşmak istiyordu. Bu istek de hep mutluluk ve eğlence ile il-giliydi. Kazanma ve başarılı olma arzusu da hep mevcuttu. Futbol bu nedenle insanlar arasında sınır koymaz, onları birleştirir.

Bu ülkede Alman pasaportuna sahip ancak başka ülkelerden kendileri ya da aileleri gelmiş insanlarımız var. Dolayısıyla bu insanlar da Alman. Onlar kendileri bu ülkede ya da geldikleri ül-kenin milli takımında oynamaya karar verecek kişiler. Bir kısmı Almanya Milli Takımı’nı tercih edi-yorlar. Almanya doğumlu, gururlu birçok Türk oyuncu var. Bu oyuncuların bir kısmı Türk Milli Takımı’nda oynamayı tercih ediyorlardı. Çünkü Almanya’da kendilerine daima Türk olarak bakılıyor. Artık bu durum değişti. Şimdi artık onlarla daha çok konuşuyoruz. Sadece konuşmakla da kalmıyoruz. Artık onlar da eğer diğer Alman oyuncular kadar efor sarfederlerse Alman Milli Takımı’nda oynayabileceklerini biliyorlar. Alman Milli Takımı’nda oynamayı hiçbir baskı altında kalmadan kabul eden Mesut Özil ile geçenlerde bir toplantı yaptık. Ben hiçkimseye “Seni biz büyüttük, biz eğittik, ve şimdi de bizimle oynayacaksın.” gibi sözler söylemem. Bunu yapamam. Onun kendi kararlarını, ailesine de danışarak karar verme özgürlüğü var. Eğer kendisini burada huzurlu hissediyorsa ve takım arkadaşlarıyla oynamaya devam etmek istiyorsa burada oynama-ya karar verecektir. Ancak onun bu kararı ile herşey bitmiyor. Bizim de ona bu ülkenin vatandaşı olduğunu hissettirmemiz ge-rekiyor. Bazı insanlar hala diyorlar ki, “Aynı yetenekte Alman asıllı bir oyuncu bulmak mümkün olabilir”. Mesut gibilerini, halen ülkemizde varolan bu aptalca düşüncelerden korumamız gerekiyor.

“Bazı insanlar hala diyorlar ki, “Aynı yetenekte Alman asıllı bir oyuncu bulmak mümkün olabilir”. Mesut gibile- rini, halen ülkemizde varolan bu aptalca düşüncelerden korumamız gerekiyor. “

1990’ların başlarında bile Alman liglerinde oynayan 91 farklı ulustan oyuncu vardı. Berlin’e Bonn’a yönelik göçmenlik yasalarını biz burada tartışırken futbol bunu çoktan pratiğe geçirmişti. Her zaman birlikte bu oyunu oynamayı tercih etmişimdir. Ancak şu an için koşulları çok da zorlayamazsınız. Mesut Özil’in durumunda olduğu gibi bu bir süreç. Bu süreç de bizim onlara kendilerini ne kadar bu ülkenin vatandaşı olarak hissettirmemizle ilgili. Bu da kurumların üzerinde çalışması gereken bir durum. Klasik Alman kurumlarının açık olması gerekir. İlgimizi onlara gös-termemiz gerekir.

Berlin-Almanya / 19 Şubat 2009

forza europe

--------------------------------------------------------------------------------------------------- 2Üsküp cad. 8-B/2 06690 Kavaklıdere Ankara Türkiye tel/fax: +90 312 467 12 69 www.sfrfilm.com

www.forzaeurope.com

“Entegrasyonu futbol sahasının da ötesine taşımak için, federal hükü-metin diğer kurumlarıyla ortak çalışıyoruz.”

Rolf HockeAlman Futbol Federasyonu Başkan Yardımcısı

Alman Futbol Federasyonu neden göçmenlerin entegrasyonu için çalışmalar yürütüyor?

Almanya’nın 80 milyonluk nüfusu içerisinde yaklaşık 15 milyonluk bir göçmen nüfusu var. Bu rakam, bizim futbol sektöründe birşeyler yapmamızı gerekli kılacak kadar önemli. Bu nedenle, Alman Futbol Federasyonu olarak, Alman Devleti’ne entegrasyon aşamasında katkıda bulunmaya karar verdik. Toplum kendi kendine bir entegrasyon gerçekleştiremez. Bu, sporla, futbolla olabilecek bir şey oysa ki. Şu an yaptığımız, bu amaç doğrultusunda ihtiyaç duyduğumuz ve gelecekte de doğrultusunda ihtiyaç duyduğumuz ve gelecekte de geliştirerek yapmaya devam edeceğimiz çalışmalar .

Özelde bu entegrasyon için nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz?

Örneğin burada Örneğin burada Frankfurt’ta yaşayanların yüzde 40’ı göçmen kökenli. Bu nedenle Hessen Eyaleti ve tüm Almanya’da göçmen oyuncularla birlikte çalışmalar yürütüyoruz ve bazıları da Alman Milli Takımı’na kadar yükseliyor. Bu aşamada entegrasyonun en gerçek yüzü ile karşılaşıyoruz. Bu entegrasyon çalışmalarımız da farklı kademelerden oluşuyor. İlk aşamada bilgilendirme çalışması yürütüyoruz. Enteg-rasyon kelimesinin olumlu bir şekilde anlaşılması ve yorumlanması için ekibimizle çalışmalar yürütüyoruz. Alman Futbol Birliği’nin en üst kademesinden en alt ka-demesine kadar yapmış olduğu protokolleri değiştiriyoruz. Bu şekilde de kurumun tüm kademel-erinde entegrasyon aktiviteleri için zorunlu bir bölüm yaratıyoruz. Göçmen nüfusunun yüksekliğinin de bir sonucu olarak paylaşılacak ortak bir davranış, kültürel hayat ve sportif faa-liyet alanı yaratıyoruz. Entegrasyonu futbol sahasının da ötesine taşımak için, federal hükümetin diğer kurumlarıyla ortak çalışmalarımız sürüyor. Böylece entegrasyonun 3 aşaması da oluşmuş oluyor. Sportif alan, sosyal alan, ve çalışma alanı. Bu alanda iyi örneklerimiz var ve bu örnekleri daha da arttırmak istiyoruz.

Alman Milli Takımı’nın taraftarlarının ise “Fanclub” adında bir organizasyon tarafından yönlendirildiğini görüyoruz. Federasyon ile “Fanclub” arasındaki ilişki nasıl yürütülüyor?

FFutbol üzerine düşündüğünüzde taraftar organizasyonlarını da düşünmek zorundasınız. Fanclub’ların futbola katılımları konusunda kendilerinin oluşturduğu stratejileri var. Alman Futbol Birliği ile yapılmış olan anlaşmalar gereği, “taraftar uzmanlarının” çalışacağı bir alan yarattık burada. Ayrıce her klübün kendi taraftar kitlesi için uzmanlaşmış çalışanları var. Bu konuda çalışmalarımız çok olumlu sonuçlar verdi. Geçen sene ırkçılık konusunda stadyumlarda herhangi sorunla karşılaşmadık örneğin. Alman Futbol Federasyonu, Lig ve Fanclub’lardaki uzmanların ortak çalışması olumlu sonuçlar doğurdu.

forza europe

--------------------------------------------------------------------------------------------------- 3Üsküp cad. 8-B/2 06690 Kavaklıdere Ankara Türkiye tel/fax: +90 312 467 12 69 www.sfrfilm.com

www.forzaeurope.com

-Bundesliga, 2002 yılında Alman Futbol Federasyonu’nun almış olduğu bir kararla daha otonom bir yapıya dönüştü ve kendi organizsayonlarını kendisi düzenliyor. Federasyon bu kararı neden aldı?

-Bundesliga, daha iyi pazarlama, daha kamusal çalışmalar yürütme adına otonom bir yapı talep -Bundesliga, daha iyi pazarlama, daha kamusal çalışmalar yürütme adına otonom bir yapı talep etmekteydi. Çünkü Bundesliga diğer tüm amatör liglerle birlikte aynı platformdaydı. Bundesliga kendi bağımsız yapısına kavuştuğundan beri çok başarılı işlere imza attı. Bu durum aynı zaman-da Alman Milli Takımı’nı da Gençlik Programı’nı da olumlu yönde etkiledi. Liglerin bağımsızlığını kazamasıyla UEFA’da ve FIFA’da daha başarılı sonuçlar almaya ve tabii ki daha fazla maddi fi-nansman sağlamaya başladık. Buna da klüplerin TV kanallarıyla yapmış oldukları mükemmel kontratlarla ulaştılar.

-Almanya ile birlikte Avrupa’da futbol, dünyanın her bölgesinden oyuncuların, teknik eki-plerin çalıştığı bir oyuna dünüştü. Bu konuda düşünceleriniz nedir?

-Sorunuzda dediğiniz gibi artık daha renkli bir haldeyiz. Sadece ligde değil, Alman Milli Takımları’nda da birçok yetenekli oyun cumuz var. U21 takımında birkaç farklı ülke kökenli oyuncu- larımız var. Örnek vermek gerekirse, Sibirya doğumlu bir gen- cimiz var, bununla birlikte Afrika ve Türkiye asıllı birkaç oyuncu- muz var. Onlardan biri, harika yetenekleri olan oyuncumuz Mesut Özil Türkiye değil Gelsenkirchen doğumlu, yani 3. kuşak göçmenlerden. Alman Futbol Federasyonu olarak destekledi- ğimiz bu çoğulculuğun daha da ilerleyeceğini düşünüyorum. Ancak bu pek de kolay olmayacak. Ötekiye karşı önyargılar halen mevcut ve ama bu düşünceler bizi engelleyemez. Alman Futbol Federasyonu olarak çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürme sorumluluğumuz var.

-Futbol bu aşamada siyasete yön göstermiş oluyor diyebilir miyiz?

-Tam olarak yön gösteriyor demek doğru olmasa da özellikle futbolun entegrasyon için kullanıl-dığını söyleyebilirim. Berlin’deki “Ulusal Entegrasyon Planı” Konferansı’na katılmamız bu nedenle raslantı değil. Bizim çalışma metodumuzu, özellikle 2006 Dünya Kupası sonrası takip ediyor siyasetçiler.

-Gelecekte Bir Avrupa Milli Takımı görmek mümkün olur mu, bu gelişmelerin ardından?

-Bu Brüksel’deki politikacılara ve -Bu Brüksel’deki politikacılara ve Avrupa politikalarının uygulandığı diğer ülkelere bağlı. Halen bazı ülke-lerin Avro’yu kabul etmediklerini gördüğümüzde bu konuda biraz şüpheliyim. Ülkelerin futbolda da ayrı ayrı stratejileri olabiliyor. İmkansız diyemem ama zaman alacağını söyleyebi-lirim.

forza europe

--------------------------------------------------------------------------------------------------- 4Üsküp cad. 8-B/2 06690 Kavaklıdere Ankara Türkiye tel/fax: +90 312 467 12 69 www.sfrfilm.com

www.forzaeurope.com

Gül KeskinlerAlman Futbol Federasyonu Entegrasyon Sorumlusu

-Alman Futbol Federasyonu entegrasyon konusunda ne tür çalışmalar yürütüyor?

-Öncelikle farklı futbol birliklerinin aynı kavramdan bahset - mesi için bir dil birliği oluşturdu Alman Futbol Federasyonu. Entegrasyondan bahsederken tam olarak neyi kastettiğimiz çok önemliydi. Paylaşımdan mı bahsediyorduk, yoksa asimi- lasyondan mı? İnsanların burada Türkiye kökenleri ile bu ülkeye bağlı ve bu ülkenin değerlerine sadık, aynı zamanda da kendi futbol takımını tutabilmesinden mi bahsediyorduk yoksa. Uzun bir süre bu konuları tartışmamız gerekti. Biz birçok farklı bölge ve oluşumun temsil edildiği bir platformuz ve farklı görüşleri dikkate almak zorundayız. Bu nedenle bu kavramı geliştirmemiz vakit aldı di-yebilirim. Ama elbette ki bu kavram zaten 40 yıldır gündemde. Yeni bir şey keşfettik diyemeyiz, ancak yeniden tanımladık diyebiliriz.

-Alman Futbol Federasyonu’nun desteklediği “Renkler İyi Futbol Oynar” projesi de bu en-tegrasyon çalışmasında verilebilecek bir örnek sanırım.

-Bu proje, bizim ulaşmakta zorlandığımız çocuklar, mahalleler ve bölgeler için yürütülen bir proje. Bu projedeki çocukların aileleri, maddi sıkıntılar yaşıyorlar ve bu nedenle çocuklarını bir profe-syonel klübe düzenli olarak götüremiyorlar. Bununla birlikte bu projede çalışanlar profesyonel kişiler olduğu için çocuklarla daha yoğun ve düzenli çalışma fırsatları oluyor. “Renkler İyi Futbol Oynar” projesinin profesyonel futbol ile sokak futbolunun bir işbirliği çalışması olduğunu söyleye-biliriz.

-Entegrasyon uzmanlarının Alman Futbol Federasyonu’nda yürüttüğü çalışmalar nedir?

-Almanya’da 22.000 klüple çalışıyoruz. Bu klüplere de birçok çocuk davet ediyoruz. Çocukların haftada bir kere katıldığı bu çalışmalara “geniş futbol” adını verdik. Bu çalışmalara itfaiye, kızılhaç gibi diğer sosyal kurumlar ve siyasi partiler de davet ediliyor ve çocukların paylaşımı, saygıyı ve farkedilmeyi futbol aracılığı ile nasıl öğrendiklerini gösteriyoruz. Ancak bu çalışmaların henüz başındayız. Berlin, Frankfurt gibi büyük şehirlerde yaşayan göçmelerin katılımını daha da önemsediğimiz bu çalışmalarda en üst ve en alt ekonomik seviyeden insanlarla paylaşımı birbir-imizden öğreniyoruz.

“Birbirimiz hakkında konuşmaktansa birbirimizle konuşmamız çok önemli.”

-Bu çalışmalar aynı zamanda Avrupa’daki değişimin bir parçası olarak görülebilir mi?

-Son dönemde Hollanda, -Son dönemde Hollanda, Fransa ve İsrail, entegrasyon uzmanlarımızın çalışmaları hakkında bilgi aldılar. Sanırım onlar da bu tür çalışmalar yürütmeyi planlıyorlar. Ayrıca futbol klüplerinin de birbirlerinden birşeyler öğrenebildiğini görmek iyi bir işaret. Her yaş düzeyindeki milli takımlarda bu sosyal değişimi görebiliriz. Bu yolu Fransa, U21 takımlarıyla açtı ve bu durum artık geri döndüremeyeceğimiz bir fenomene dönüşmüş durumda. Birbirimiz hakkında konuşmaktansa birbirimizle konuşmamız çok önemli.

forza europe

--------------------------------------------------------------------------------------------------- 5Üsküp cad. 8-B/2 06690 Kavaklıdere Ankara Türkiye tel/fax: +90 312 467 12 69 www.sfrfilm.com

www.forzaeurope.com

-Türkiye kökenli bir kişi olarak Alman vatandaşı olmanın pratikte nasıl sonuçları oluyor?

-Bir kişinin farklı bir kökenden olmasıyla birlikte, aynı zamanda bu ülkenin vatandaşı olmasını iki ülke de anlamakta zorlanıyor. Birden fazla kimlikle, birden fazla değerlere bağlılığınız var. Çoğunlukla tek bir değere yönlendirilir insanlar. Ancak kökenimiz, yeni ülkemiz Almanya’ya getirmiş olduğumuz hazinemiz aynı zamanda.

--Alman Futbol Federasyonu entegrasyon dışında başka ne tür sosyal çalışmalar yürüt-üyor?

-Öncelikle federasyonun eğitim çalışmaları çok etkili. Gençlerin aktiviteleri ve sadece göçmen-lerin değil, farklı sınıflardan insanların da bu entegrasyon sürecine dahil olmaları çalışmalarımızda ön plana çıkıyor. Bununla birlikte kadın futbolu Almanya’da yürüttüğümüz en önemli organizasyonlardan biri. Ayrıca 50 yaş sonrası için futbol gibi futbolun kendi sosyal çevre-si ile buluştuğu çalışmalarımız da mevcut. 80 milyonluk bir nüfusa sahip Türkiye ile de çalışmalar yürütmek amacındayız. Türkiye Futbol Federasyonu ile ortak proje yürütme ve ilerde bir diyalog kanalı yaratmak istiyoruz.

“Sonuçta hepimiz Avrupalı’yız ve iyi bir karma olduğumuzu düşünüyorum.”

-Gelecekte Avrupa kimliği ile birlikte ulusal takım fikrinin zayıflayacağını düşünüyor mu-sunuz?

-Farklı siyasal partilerden insanların birleşebileceğini düşünebilirim ama Almanların, İtalyanların, İspanyolların, İngilizlerin, Türklerin milli takımlarından vazgeçebileceklerini sanmıyorum. Futbol konusunda ulusal kimlik çok güçlü durumda. Çok küçük bir ülkeye karşı oynadığımız maçta maçın biletleri günler öncesinde bitiyor. Çünkü kimse bu milli takımı izleme fırsatını kaçırmak istemiyor. Sonuçta hepimiz Avrupalı’yız ve iyi bir karma olduğumuzu düşünüyorum. Öte yandan futbol, barındırdığı tutku ile ulusal takımlar için de önemli bir kimlik yaratıyor. Bununla birlikte fut-bolcular çocuklar, gençler ve yaşlılar için de bir idole ve rol modele dönüşüyorlar. Bu nedenle ulusal takımlar gelecekte her ne kadar “dostluk takımları” seviyesine inseler de her zaman kaulusal takımlar gelecekte her ne kadar “dostluk takımları” seviyesine inseler de her zaman ka-lacaklar.