allah senden razý, sen allah’tanınları.com/arsiv/0904dergi.pdf1 sevgili dostlar ruhsallýðý...

51
NÝSAN 2009 Sayý: 484 Fiyat: 3.5 YTL Allah Senden Razý, Sen Allah’tan Aydýnlanma Yolunda Ýnsan “2 K” Kitap ve Kadýn

Upload: others

Post on 31-Dec-2019

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

NÝSAN 2009 Sayý: 484 Fiyat: 3.5 YTL

Allah Senden Razý, Sen Allah’tanAydýnlanma Yolunda Ýnsan “2 K” Kitap ve Kadýn

Page 2: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

ÝÇÝNDEKÝLER

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sevgi Yayýnlarý Tic.Ltd.Þti. adýnaSahibi ve Genel Yayýn Müdürü:

Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Özenç Kayserilioðlu

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme Sorumlusu veOkur/Abone Ýliþkileri:

Kazým Erdemoðlu0212 252 85 850542 676 83 47

Faks: 0212 249 18 28P.K: 471 Beyoðlu/Ýstanbul

Yönetim Yeri:Oba Sok. Silla Ap. No: 7/1

Cihangir/ÝstanbulBaský:

Inkýlap Kitabevi San. Tic. A.Þ.Çobançeþme Mah. Sanayi Cad.

Altay Sok. No:8 Yenibosna/Ýstanbul

Fiyatý: 3.5 YTLYýllýk Abone: 40 YTL

Yurt Dýþý: 50 YTL

Allah’ýn Varlýðý HakkýndaBir Tartýþma - II .................................... 2Dr. Refet Kayserilioðlu

Allah Senden Razý, Sen Allah’tan ...................................... 6Ahmet Kayserilioðlu

“2 K” Kitap ve Kadýn .......................... 15Güngör Özyiðit

Hayvanlarla Konuþmak - 4 ............... 21Zuhal Voigt

Öðretimin Birleþtirilmesi ................... 28Yalçýn Kaya

Felsefe Penceresinden Bakýþ (devam)Prof. Dr. Kenan Gürsoy ile Sohbet .......... 32Nihal Gürsoy

Diðer Ýþaretler (Çocuklarýn Geçmiþ Yaþamlarý) ................ 39Carol Bowman/Nelda Bayraktar

Aydýnlanma Yolunda Ýnsan ............... 42Doç. Dr. Halûk Berkmen

Ponzi Düzeni (Eski Günýþýðýnýn Son Saatleri) ................ 46Thom Hartman/Arýn Ýnan

Cilt: 41 Sayý:484 Nisan 2009

Page 3: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

1

Sevgili DostlarRuhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan,

çekinmeden gelecek zor günleri beklemekteler. Sonucun hayýrlý olacaðýnaemin olduklarýndan, yani o günlerin ardýndan esenlik dolu, aydýnlýk birdünyaya varýlacaðýndan þüphe etmediklerinden, zor günleri “hoþ günler”olarak karþýlamaya hazýrlanmaktalar. Öte yandan bu ayný zamanda kendiyakýn ve dar çýkarlarýndan baþka bir þeyle ilgilenmeyenler için, daha çokpara, daha çok güç, daha iyi yaþam diye ömrünü tüketmeye ve baþkalarýnýnönünü her an kesmeye hazýr olanlar için, korkutucu bir döneminbaþlangýcýdýr da. Çünkü içinden geçilecek karanlýk süreç, kendinden öncebaþkalarýnýn hayrýný ve gönlünü düþünen insanlarý diðerlerinden ayrýþtýranbir yol koyacaktýr önümüze ve hiç þüphe yok ki, geleceði onlar planlayýponlar þekillendireceklerdir.

Ruhsallýðýn kýþýnda kar demeden, çamur demeden taze yaz meyveleriyetiþtirmek için kollarý sývayanlar, kendinden baþka bir þeyle ilgilenmeyen-lerin anlayamayacaklarý bir heyecan içindeler. Yakýnmayý, anlaþýlamamak-tan þikâyeti bir yana çoktan býrakmýþ, birbirlerini aramaya, tanýmayaçalýþýyorlar. Onlar sisin ve belirsizliðin üstüne çýkabilen bilinçleriyle birbir-lerini görüp anlama aþamasýndalar. Þimdi her biri tek tek kendi gibiolmayanlarý kýnamamayý, hor görmemeyi, asýl onlar için ýþýklarýný dolaþtýr-malarý gerektiðini benimsetiyorlar kendilerine. Çünkü gün gemisini kurtarankaptan günü deðil, topyekûn tüm insanlarla daha üst bir bilince erme, dahaüst bir titreþimle titreþmeye davet etme günü, onlarý buna özendirme günü.Dünyada söylenebilecek her þey söylenmiþ, insanlarýn çok doðru ve güzelolsa da kelimelere ve sözlere itibarlarý artýk yok. Onlar temiz gönüllerdençýkacak sevgi ýþýðýný, her þeye raðmen deðiþmeyen anlayýþ ve toleransýn,þefkatin sýcaklýðýný duyumsamak istiyorlar. Þimdi en çok ihtiyaç duyulan þey,sevginin, þefkatin, baðýþlamanýn pýnarýnda gerçeðe kanmak. Kim bilir belkio zaman “kaybolan o nur”u da bulabiliriz hep birlikte.

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin Sevgilerimizle

SEVGÝ DÜNYASI

Page 4: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

2

Dr. Refet Kayserilioðlu

Allah’ýn VarlýðýHakkýnda BirTartýþma-II

ÖZDEN ÝLE ERDEM KONUÞUYOR

Tahayyülümüzü daha ilerigötürerek, asýrlara ve sonsuzluða doðru deðiþmedenuzanan bu mükemmel kanunlarýn, her ihtimalidüþünüp hesap edebilen veona göre ayarlama sistemlerikuran insanüstü bir zekânýnvarlýðýný tahayyül edip, mantýðýmýzla kabul etmekzorunda kalýrýz. Çünkü insanzekâsý, bugün hâlâ kendibeyninin ve bünyesinin iþleyiþini bile doðru dürüstanlayabilmiþ durumdadeðildir.

SEVGÝ DÜNYASI

Page 5: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

Erdem - Geçen konuþ-mamýzda size, "Ýzahedemediðimiz olaylarkarþýsýnda, Tanrý yaptý,Tanrý yarattý deyip iþiniçinden sýyrýlmak kolay-dýr. Fakat bu, bir þeyihalletmez. Her þeyi Allahyapmýþ ve yaratmýþsa,Allah'ý kim yaratmýþ?"diye sormuþtum. Siz de"Bunu siz idrak ede-mezsiniz!" tarzýnda bircevap vermiþtiniz. Tabii,bu bir cevap olmadý.

Özden - Cevabýmý yaiyice dinlemediniz veyakasten baþka manâlaraçekmek istiyorsunuz.Ben, bu büyük bilgi'niniyice alýnýp kavrana-bilmesi için, idrakleringeniþlemesi ve geliþmesilâzýmdýr, dedim. Ýdrak-leri geliþtiren de, yinebilgilerdir. Yani, þahýs-larýn genel bilgileri,kültürleri, madde, insanve canlý münasebetlerihakkýndaki bilgileri art-týkça, idrakleri geniþlerve daha yüksek bilgilerialmak imkânýnakavuþurlar. Allah hakkýn-da bilgileri alýp anlaya-bilmek de, herkesinkolayca baþaracaðý bir iþdeðildir. Bu "Allah'ý kimyarattý?" tarzýndakigörünüþte, altýndan

kalkýlamaz sanýlan soru-larla halledilip bitirilecekbir problem de deðildir.

Erdem - Peki öyleyse,lütfen cevap verinizAllah'ý kim yarattý?

Özden - Allah'ý kimseyaratmamýþtýr dostum.

Allah kendikendine var olandýr.Bütün varlýklarý da,bizim idrak edemeyeceðimizyokluktanyaratandýr. Bizim gerçekten ne yokluðu, ne de yoktan var edilmeyiidrak etmemizmümkündür. Ayrýca,Allah'ýn varlýðý da,bizim anladýðýmýzmânâda bir varlýkdeðildir.

Yani biz, ne onun var-lýðýnýn ne olduðunu, nede onun varlýðýnýn diðervarlýklarla münasebetininnasýl olduðunu bilebili-riz.

Erdem - Siz þu ceva-býnýzla, hiçbir þey

söylemiþ olmadýnýz. Bizonun ne varlýðýný, ne deyaratýcýlýðýný idrak ede-mezsek, onun varolduðunu nasýl iddia ede-biliriz?!.. O halde, herþey kendi kendine varolmuþtur.

Özden - Allah'ýn var-lýðýný idrak etmek baþka,var olduðunu kabuletmek baþkadýr. Birkarýnca, benim varolduðumu bilir ve kabuleder; üzerine doðrugidersem, ezilmemekiçin kaçar. Ama karýnca,benim varlýðýmýn neolduðunu, ne gibi kudret-lerimin, tesir sahamýn vebilgilerimin bulunduðunubilebilir mi? Bunlarýbilememesi, benim varolduðumu inkâr etmesinitemin eder mi?

Erdem - Ama karýnca,bizim ne olduðumuzubilmemesine raðmen,bizi görerek, var olduðu-muzun delilini eldeetmektedir. Bizim Allahhakkýnda ne gibi birdelilimiz var?

Özden - Karýncaseviyesindeki bir varlýk,etraftan delilleri ancakgörerek, temasla, belkikoklayarak, tadarak,iþiterek toplayabilir.

SEVGÝ DÜNYASI3

Page 6: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

Halbuki insan seviye-sine gelmiþ, insanseviyesinde de üstkademelere týrmanmayabaþlamýþ bir varlýðýn beþduyu organýndan baþka,etraftan bilgi ve deliltoplama vasýtalarý davardýr; þayet yoksa, mut-laka olmalýdýr. Bu vasýta-lar, insanlarýn keþfettiðiâletlerdir, en baþta. Biz,çeþitli âletlerimizle, beþduyu organýmýzla var-lýðýný hissedemediðimizþeylerin varlýklarýný bili-riz, hattâ onlardan fay-dalanýrýz. Radyo bununen basit misalidir.Etrafýmýzda dolu olanradyo dalgalarýnýn bizfarkýnda deðiliz. Fakatradyo cihazýmýz, bütünbu sesleri ve dalgalarýkolaylýkla alýp, bize, varolduklarýný bildirebilir.

Erdem - Allah'ýn var-lýðý hakkýnda en ileriâletlerimiz de, bize birbilgi ve delil vermiyorlar.

Özden - Ýnsanseviyesinin üst basamak-larýna merdiven dayamýþbir varlýðýn, keþfedilmiþmaddi âletlerden baþkavasýtalar da vardýr. Buvasýtalarla, Allah'ýn varolduðu hakkýnda delillertoplayabilir ve birkanaate sahip olabiliriz.

Bu vasýtalarýmýzýn baþýn-da tahayyül melekemiz(yeteneðimiz) gelir.Sonra mantýðýmýzdan,idrakimizden ve dahaönceden edindiðimiz bil-gilerden faydalanacaðýz.

Erdem - Bunlardanfaydalanarak, Allah'ýnvar olduðunun delilleriniverebilir misiniz bana?

Özden - Yanýmýzdakiodadan bir daktilo sesigelse, biz, tahayyülümüzve idrakimizle, orada,daktilo yazan bir kim-senin mevcut olduðunu,seslerin süratinden, oþahsýn daktilo yazmakta-ki maharetini anlayabili-riz. Hattâ daha ilerigiderek, tuþlara vuruluþtarzýndan, þahsýn asabibir halde mi, sakin miolduðunu da söyleyebili-riz. Bunlar gibi,etrafýmýzdaki eþyanýn,yýldýzlarýn ve dünyanýn,nihayet insanýn yapýtarzýndan, iþleyiþinden,canlýlardaki geliþmekabiliyetinden, bunlarýnbir nizam dahilindeolduklarýný, deðiþmeyenkanunlara göre iþledik-lerini düþünüp, tahayyüledebiliriz.Tahayyülümüzü (hayalgücümüzü) daha ilerigötürerek, asýrlara ve

sonsuzluða doðrudeðiþmeden uzanan bumükemmel kanunlarýn,her ihtimali düþünüphesap edebilen ve onagöre ayarlama sistemlerikuran insanüstü birzekânýn varlýðýnýtahayyül edip, man-týðýmýzla kabul etmekzorunda kalýrýz. Çünküinsan zekâsý, bugün hâlâkendi beyninin vebünyesinin iþleyiþini biledoðru dürüst anlaya-bilmiþ durumda deðildir.O halde, henüz iþleyiþinibile anlayýp idrakedemediðimiz þuuru-muzu ve bedenimizi biz,kendimiz mi meydanagetirdik ve var ettik?Böyle bir iddia mantýðauymaz deðil mi?

Erdem - Ýnsanlarýnmeydana geliþleri, bir-birinden üremeksuretiyledir. Çeþitliüremeler boyunca,Darwin'in de söylediðigibi, seleksiyon natural(doðal seçilme) ile insannesli bugünkü mükem-mel þekle gelmiþtir.Yoksa, ilk insan,bugünkü kadar mükem-mel ve geliþmiþ deðil,iptidai idi.

Özden - Darwin'in onazariyesi bugün iflâs

SEVGÝ DÜNYASI4

Page 7: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

5SEVGÝ DÜNYASI

etti ama, ben yine sizecevap vereyim. Ýlkelinsanla bugünkü insanarasýndaki yegâne fark,zekâ bakýmýndandýr.Yoksa, ilkel insanýnbarsaðý neyse ve ne iþlergörüyorsa, bugünküinsanýnki de aynýdýr.Karaciðerler, akciðerler,mideler, böbrekler hepsiayný idi. Biraz iri, birazküçük oluþu, esasta birfark göstermez. Ve hiçbirzaman insan, maymun-dan çýkmýþ deðildir;maymun da, köpekten,kediden olmuþ deðildir.Eðer bu mümkün olsay-dý, asýrlar boyunca birmaymunun insanolduðunu görürdük.Hattâ eþekle atta olduðugibi kromozomlarý(*)uymuyorsa, onlarý bir-biriyle çiftleþtirmektenara mahlûklar da çýkmaz.Yani, insanla maymununbirleþmesinden kâh may-mun, kâh insan doðmaz.Maymundan maymun,insandan insan doðar. Ohalde, ilk andan beridünyada maymunlar davardý, insanlar da. Genemantýk ve tahayyülleri-mizi iþletirsek diyeceðizki, bütün canlýlardünyaya baþlangýçta ayrýayrý, müstakil olarak

gelmiþlerdir. Bunlarýbaþlangýçta dünyayagetiren veya gönderen veonlarýn dünya hayatlarýnýmuayyen bir düzenebaðlayan üstün bir zekâvardýr.

Erdem - Yani, onlarýAllah yaratmýþ ve gön-dermiþtir diyorsunuz. Ýlksualimi mecburen yinesoracaðým. Peki, Allah'ýkim yaratmýþtýr?

Özden - Allah, kendikendine var olandýr.

Baþkasý tarafýndanyaratýldýðý anda ovarlýðýn, yoktanvaredicilik vasfý kay-bolur. O, Allaholmaz; esas Hâlikin(Yaratýcýnýn) birmahlûku olur. Allahbizatihi (kendiliðin-den) var olandýr;varlýðýný kimseyeborçlu olmayandýrve bütün var olanla-rý yaratan, vareden-dir. Ve nihayet var-lýðý, varettiklerincehiçbir zaman idrakedilemeyecekolandýr. Çünkü,

varettiklerinin, onunvarlýðýný idrak ede-bilmeleri, onunseviyesine ulaþ-malarý, varetmeninsýrrýna onlarýn davakýf olmalarýdemektir ki, birrobotun kendi kendi-ni imâl etmesidemektir bu.

Erdem - Madem kiAllah kendi kendine varolmuþtur, bunu kabulediyorsunuz; niye insan-larýn ve bütün canlýlarýnda kendi kendine varolduklarýný kabul etmi-yorsunuz? Vaktimiz dedoldu. Fakat düþününüz,bu sorumun cevabýný birdaha seferki konuþ-mamýzda istiyorum.

(Gelecek ay: Konuyadevam edilecektir)

(*) Kromozom: Her canlýnýnhücrelerinin çekirdeklerininiçinde bulunan ve sayýsý hercanlýya göre deðiþen özelliktaþýyýcýlardýr.

Page 8: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

6

Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog

Allah Senden Razý,Sen Allah’tan...

Page 9: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

7SEVGÝ DÜNYASI

"ROBOTUZ VE SORUMLU DA DEÐÝLÝZ"

Ýlerlemiþ yaþýmda, eðitim ve geliþimkonularýnda bilgimi artýrmak için ikincibir meslek olarak psikoloji öðreniminebaþladýðým ilk aydaki bir derste, gençasistanýmýz büyük bir özgüvenle kanaati-ni açýkça ortaya koymuþtu:"Düþüncelerimizde, yaptýklarýmýzda veettiklerimizde hiçbirimiz özgür deðiliz. 'Ýrade serbestisi' diye anýlan þey yalnýzcagörünüþtedir." diye sözlerine baþlamýþ vefilozoflardan, bilginlerden aktarmalaryaparak atalarýmýzdan aldýðýmýz gen-lerin, gördüðümüz terbiyenin ve dýþetkenlerin yoðurduðu kiþilikler olduðu-muzu, davranýþlarýmýzýn da bunlarýndoðal bir uzantýsýndan baþka bir þekildeyorumlanamayacaðýný söyleyerek sonnoktayý koymuþtu...

Tam tamýna karþý görüþteydim. Ancakkendi mantýk sistemimi ortaya dökmeyene zaman ne de zemin müsait deðildi.Yaþam pratiði içinden akýlda kalýcý bircevapla sýnýftaki genç arkadaþlarý düþün-ceye davet etmek en doðrusu olacaktý.Asistanýmýzdan izin alarak konuþtum:

"Hocam, eðer gerçek buysa þu andasadece yurdumuzda deðil, dünyanýn hertarafýndaki mahkemelerde ne kadar hak-sýz kararlar veriliyor; nice insanlar pisipisine hapislere hattâ ölümlere gönderi-liyor diye düþünmemiz doðal olmaz mý?Madem ki koþullar neyi gerektiriyorsaöyle davranmak zorundayýz, öyleysehakimlerimiz niçin onlarý suçlu ilan edipcezalandýrýyor ve belki de idamagötürülüyorlar. Haksýzlýk deðil mi bu?!.."

Kuþkusuz sýnýftaki bu tartýþmamýz ilkdefa olan bir þey deðildi. Ýnsanlýðýn

baþlangýcýndan beri üzerinde konuþulanve sonuna kadar da ateþini sürdürecek birkonu idi bu. Tarih boyunca deðiþik isim-lerle Cebriyeciler, Fatalistler, þimdi deDeterministler diye anýlan düþünce sis-temlerinin savunageldikleri görüþlerinaktarýlmasýndan baþka bir þey deðildi,genç asistanýmýzýn sözleri...

NAZÝ CEHENNEMLERÝNDE BÝLE SEÇENEK SAHÝBÝYÝZ

Nazi ölüm kamplarýnda sýrf yahudiolduðu için 37- 40 yaþlarý arasýnda binbir eziyet ve yoksunluk içinde inþaatiþlerinde üç yýl kahýr sürmüþ nöroloji vepsikiyatri profesörü Dr.Viktor Franklkorkunç anýlarýný ve yaþam görüþünü dilegetirdiði "Ýnsanýn Anlam Arayýþý"kitabýnda bu determinist ve nihilist dok-trinleri yeri geldikçe kýyasýya eleþtirir.Nazi kamplarý gibi özgürlüklerin ala-bildiðine kýsýtlandýðý o cehennemlerdebile insan iradesinin seçeneklere sahipolduðunu bir aziz de bir domuz da olu-nabileceðini þöyle savunur:

"Ve kampta yapýlacak bir tercih herzaman vardý. Her gün, her saat, insanýkendi özünden içsel özgürlüðünden yok-sun býrakmakla tehdit eden güçlereboyun eðip eðmeyeceðimizi, özgürlük veonurdan vazgeçerek tipik bir kamp sakinikalýbýna dökülmenizi saðlayacak þekildekoþullarýn bir oyuncaðý olup olmaya-caðýnýzý belirleyen kararlarý verme fýrsatýsaðlýyordu. Bu açýdan bakýldýðýnda,toplama kampý sakinlerinin ruhsal tepki-lerinin, belli fiziksel ve toplumsalkoþullarýn yalýn bir dýþavurumununötesinde bir þey olduðu anlaþýlmalýdýr.Uykusuzluk, yetersiz beslenme ve çeþitli

Page 10: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI8

ruhsal stresler gibi koþullar, kamp sakin-lerinin belli tepkiler vereceðini düþün-dürse de; son çözümlemede bir tutuklu-nun nasýl bir insan olacaðýnýn, tek baþýnakampýn etkilerinin bir sonucu olmadýðý,içsel bir kararýn sonucu olduðu açýklýkkazanýr. Dolayýsýyla bu tür koþullar altýn-da bile temelde ne olacaðýna kendi kararverebilmektedir. Ýnsan, onurunu birtoplama kampýnda bile koruyabilir."(S.69 ) Sadece tutuklular deðil Almankamp görevlileri arasýnda bile çok farklýdavranýþlar sergileyenler olduðunusöyleyen Viktor Frankl bir kamp komu-taný ile ilgili anýlarýný þöyle aktarýr:

"Gardiyanlar arasýnda bile bize acýyan-larýn bulunduðunu belirtmek gerek.Burada sadece özgürlüðüme kavuþtuðumkampýn komutanýna deðineceðim. Özgür-lükten sonra bu komutanýn, tutuklulariçin en yakýn pazar kasabasýndan ilâçalmak amacýyla kendi cebinden önemlimiktarlarda para verdiði ortaya çýktý."(S.86) Frankl, en zor koþullarda bileumutsuz olmamayý öðütler ve Freudpsikanalizindeki determinist görüþleriþöyle eleþtirir:

"Umutsuz bir durumla karþýlaþtýðýmýz,deðiþtirilemeyecek bir kaderle yüz yüzegeldiðimiz zaman bile, yaþamda bir an-lam bulabileceðimizi asla unutmayalým.Çünkü o zaman önemli olan þey, kiþiselbir trajediyi bir zafere dönüþtürmek ken-di zor durumunuzu bir insan baþarýsýnadönüþtürmek için sadece insana özgüeþsiz insan potansiyelini hareketegeçirmektir."

"Psikanaliz sýk sýk seksüalist (topyekûncinselci) olmakla suçlanýyordu. Bu suçla-manýn yerinde olduðundan kuþkuluyum.Ne var ki, bana daha hatalý ve tehlikeli

gibi gelen 'Pan-Determinizm' (topyekûnbelirlemecilik) dediðim bir varsayýmýnvarlýðýdýr. Bu terimle insanýn þu ya da bukoþullara karþý bir tavýr alabilmeyeteneðini gözardý eden bir görüþü kaste-diyorum.

Ýnsan tamamen koþullandýrýlmýþ vebelirlenmiþ deðildir. Daha çok isterkoþullara boyun eðsin ister karþý gelsin,kendi kendini belirlemektedir. Ýnsanvarolmakla yetinmez, bunu yerine herzaman için varoluþunun ne olacaðýna, birsonraki anda kendisinin ne olacaðýnakarar verir." (S.123-124)

"Sigmund Freud bir keresinde: 'Bir-birinden son derece farklý bir grup insanýayný þekilde açlýða terk edin. Kaçýnýlmazaçlýk dürtüsünün artýþýyla birlikte, bütünbireysel farklýlýklar bulanýklaþacak vebunun yerine doyurulmamýþ bir güdününtek biçimli bir davranýþý görülecektir.'demiþti. Þükürler olsun ki Freud toplamakamplarýnda bulunmadý. Onun hastalarýAuschwitz'deki kuru tahtalarýn üzerinedeðil, Viktorya kültürünün pelüþ divan-larýna uzanýyordu. Toplama kamplarýndabireysel farklýlýklar bulanýklaþmýyordu.Tam tersine daha bir farklýlaþýyordu.Orada insanlarýn, hem domuzlarýn, hemde azizlerin maskeleri iniyordu." (S.141)

"SUÇLULARI ORTAM YARATIR YANÝ YAÞANTINIZ"

Özgür iradenin varlýðý, aklýmýzýserbestçe kullanmada seçeneklere sahipolduðumuz bu þekilde kabul edilirse;yaptýklarýmýzdan, ettiklerimizden sorum-lu olduðumuz da kendiliðinden ortayaçýkar. Öyle trafik canavarý gibi isimlertakarak, yaptýðýmýz kazalardan,

Page 11: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

9SEVGÝ DÜNYASI

aldýðýmýz canlardan vicdanýmýzý kolayýn-dan temizleyiveremeyiz. Bir defasýndaRehber Varlýk bizlere toplumlardasuçlarýn nasýl oluþtuðunu sorduðundamoda bir tabirle suçu ortam'a baðlayýver-miþtik. Rehberin cevabý da ilk bakýþtabizleri onaylar gibi görünmüþtü. Ama"yani" diyerek eklediði bir kelime, top-yekûn hepimizin yaþantýsýndan oluþan birortamý vurguladýðýndan, suçlarýn artýþýn-daki kiþisel sorumluluklarýmýzý gün gibiortaya koyuvermiþti. Çünkü cevap aynenþöyle idi: " Suçlularý ortam yaratýr; yaniYAÞANTINIZ!.."

Kiþisel davranýþlarýmýzýn bizleri üzün-tüye boðan acýklý ama doðal sonuçlarýylakarþýlaþýnca, sorumluluðu üstlenip meta-netle ve onurla sýkýntýlara katlanmak vezorluklarý göðüslemek kolay olmasa daimkansýz da deðil. Ancak yaþam sýrf bun-lardan ibaret deðil ki. Dr.Viktor Frankl'ýnhangi hatasý Nazi cehennemlerinde pes-periþan sürünmesine; babasý, annesi, kar-deþi ve karýsýnýn gaz odalarýnda, toplamakamplarýnda ölmesine sebep olmuþtu ki?Hepimiz yaþamda bu türlü kendi davra-nýþlarýmýzýn doðrudan sonucu olmayanbelâlarla karþýlaþmýyor muyuz? Bunlarakatlanmak iþte o kadar kolay deðil.

Hele bugünlerde ve önümüzdeki aylar-da, yýllarda para canavarlarýnýn dünyanýnbaþýna sardýðý ekonomik felaketlerleboðuþurken, yine de metanetle ve gele-cekten ümidimizi kaybetmeden dayana-bilmenin sýrlarýný þimdiden öðrenmektesayýlamayacak kadar yarar var.

Nasýl ki Dr. Frankl, hiçbir suçiþlemediði halde týkýldýðý Nazi cehenne-minde, kaderine lânet okuyarak dövün-mek yerine iç dünyasýný dengede tutarak,ayakta dik durmayý baþarabildi; kitabýnda

bunu hayranlýkla adým adým yaþadýk.Bunun gibi az seçilen yol da olsa yine deders ve kuvvet alabileceðimiz nice yaþamöyküleri çok þükür ki epeyce var. Buradaen güzel örnekleri yine gülyüzlüpeygamberlerin yaþamýnda görüyoruz.Çevrelerine sadece iyilik ve hayýrgetirdikleri halde, etraflarýndakilerdenneler çektikleri Bizim Celselerimizdeþöyle dile getirilir:

"Neler gelmedi ki vaktindegülyüzlülerin baþýna, sevgigötürdüklerinin elinden, dilin-den... Neler görmediler ki, ogülyüzlüler vaktinde, hayrýgörmek için, götürdükleriningözlerinin önünde yaptýklarýyanlýþtan.. Neler çekmediler ki,o gülyüzlüler arkalarýnda iyidiye býraktýklarý insanlardan...

Siz þimdi, hangisi için diye-bilirsiniz ki, o gitmeden önce,artýk düþünecek ve üzülecekbirþeyi kalmadý diye? Hepsihüzünlü, hepsi yorgun, hepsibitkin oldular. Ama yýlmadýlar,getirdiler, doðruyu gösterdilerve verdiler. Ne aldýlar?.. SadeceSizi Sevgisinden VaretmiþOlan'ýn onlara vereceði en güzelyeri þüphesiz. Yine de onlar,býraktýklarý için kaygudaolmadan, düþünmeden ve rahatgidemediler."

Page 12: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI10

"Her zaman halka halka olmuþtur,gülyüzlülerin gözlerinin altý, deðiþmeyenkaderlerinden. Çünkü hizmet için geldik-leri hizmetin deðerini bilemezler ondan."

Ve bu þartlar içinde bile onlarýSevgisinden Vareden'in öðütleri þöyleoluyordu:

"Geçmiþte birgün bir gülyüzlüye birsöz geldi O'ndan: Kimsenin bilmediðihalde ey sen nurdan varedilen, kimseningöstermediðini gösteren. Onlara de ki:Bir gün sizin içinizden bile bana siziniçinizden olduðum halde, taþ atacaklarolacak þüphesiz. Ama benim görevim, taþatanlara daha çok koþmaktýr, onlaraüzülmek deðil."

O gülyüzlüler insanlardan çektik-lerinden daha da büyük sýnavlarý, o engüvendikleri Yüce Makam'ýn, onlarýpeygamberlikle görevlendiren ilâhiâlemin emirlerini uygularken yaþa-mamýþlar mýydý? Allah en ufak bir iyiliðedönüþümüzde bizleri baðýþlayýp kolaycarazý olabilir. Ama bizlerin dýþýmýzdakiolaylardan, hele de O'ndan gelen musi-betlerden çektiklerimizle, yine O'ndanrazý olmamýz ne kadar da zor.

Geçmiþin süzgeci geleceðin tanelerinivereceðinden, yaþayacaðýmýz zorluklardaO'ndan razý kalabilmemiz için en iyisibiz o gülyüzlülerin teslimiyet sýnavlarýnýtekrar hatýrlayalým.

Ancak önce Kuran'da Maide suresinin119. âyetinde insanýn o büyük kurtu-luþunu anlatan Tanrý sözünü:

"Allah onlardan razý oldu, onlar daO'ndan razý oldular. Ýþte o büyük kurtuluþbudur." Ýlâhi hükmünü çok güzelbetimleyen Hýzýr'la ilgili kurgulanmýþ

meseli okuyalým. Sonra da Hz.Muhammed'in Yaradan'ýn emriyle yap-týðý, neredeyse hayatýna mâl olacak obaþarýsýz Taif ziyaretini tekrar hatýrla-yalým. En sonunda da kurbanlýk oðluylabirlikte patika yollardan hedef mahallinedoðru adým adým týrmanan Hz.Ýbrahim'in üç gün boyunca Yaradan'ýnakanlý gözyaþlarýyla yalvarýþ ve inleyiþ-lerini Kryon Rehber Varlýðýn aðzýndanözetleyelim.

HIZIR VE UYKUCU ADAM

Hani din kitaplarýnda aramýzda zamanzaman insan kýlýðýna girerek dolaþan veAllah'ýn bizim hayrýmýza emrettikleriniyerine getiren bir melekten "Hýzýr" adýylabahsedilir ya. Ýþte Hýzýr'ýn gerçekmiþce-sine güzel bir öyküsü:

Hýzýr'ýn yolu camiye düþmüþ bir gün.Bakmýþ içerisi hýnca hýnç dolu. Herkesbüyük bir dikkatle hocanýn çok güzelvaazýný dinlemekte. Güç belâ kendine biryer bulup dinleyiciler kervanýna katýlmýþ.Çok geçmeden farketmiþ ki, hemenyanýbaþýnda oturan adamýn vaazý falandinlediði yok, derin bir uykuya dalýp git-miþ. Caný sýkýlmýþ Hýzýr'ýn, adamý dürtüpuyandýrarak kendine getirmiþ. Adam yarýuykulu bir süre vaazý dinlemiþse de,çabucak eski derin uykusuna dönmektegecikmemiþ. Hýzýr adamý yine uyandýr-mýþ ve yine ayný hýzla býraktýðý yerdenuykusuna devam ettiðini görmüþ. Buböylece sürüp gitmiþ. Nihayet sondürtülüp uyandýrýldýðýnda adamýn sabrýtaþmýþ ve Hýzýr'ýn kulaðýna eðilerek "benirahat býraksana arkadaþ" demiþ. "Eðer birdaha uyandýrýrsan günâh benden gitti,senin Hýzýr olduðunu bütün camiye ilânederim."

Page 13: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

11SEVGÝ DÜNYASI

Gaflette zannettiði, uyandýrmak içinçabaladýðý adamýn gerçek kiþiliðinibilmesine son derece þaþýrmýþ Hýzýr veiþin aslýný öðrenmek için doðruca koþ-muþ Yaradan'ýn huzuruna: "Yarabbi"demiþ "Bu adam benim Hýzýr olduðumunereden bildi? Halbuki bana verdiðinlistede bu adamýn ismine hiç rastla-madým." Rabbi, ona: "Elindeki listeninbaþlýðýný bir daha okusana ya Hýzýr!.."diye emretmiþ ve okumuþ Hýzýr:"Allah'ýn razý olduðu kullarýn listesidir.""Evet" demiþ Yaradan "Bu listede o kulu-mun ismi gerçekten yok. Ama benimyanýmda, senin bilmediðin bir baþka listedaha var. Ýþte o adam orada kayýtlý.Çünkü o liste Allah'tan razý olan kullarýnlistesidir."

"YARABBÝ GÜCÜMÜN SONUNAGELDÝM, ÇARESÝZÝM"

Ýnanmayanlarýn þerrinden yandaþlarý ileyýllarca belâdan belâya uðrayan Hz.Muhammed peygamberliðinin 9. yýlýndayaþadýðý iki kayýptan dolayý son dereceçaresiz kalmýþtý. Her zor anýnda ona kolve kanat geren amcasý Ebu Talib'in vekadýnlýðýn timsali sevgili karýsýHatice'nin, peþpeþe ölmeleri...

Bu iki gerçek dostun kaybýndan sonraMekkeli'lerin eziyetleri daha da artmýþtý.Sonralarý Ýslâm tarihçileri bu yýlý haklýolarak "hüzün yýlý" diye isim-lendirmiþlerdi. Hiçbir peygamber emiralmadan þehrini terkedemezdi. Kendinekalsa bir günlük bile takati kalmamýþtý.

Nihayet Yüce Kat'tan emir geldi tekbaþýna Taif'e gidecekti. Taif'e mi? Ýþte buinsan mantýðýna çok aykýrý idi. Baþka heryer olurdu ama Taif olamazdý. Havasýnýn

güzelliði ve meyvelerinin lezzeti ileMekkelilerin bir sayfiye þehri ve Lâtputunun merkezi olan Taif'de onu kimdinlerdi?!.. Mekkeli'lerden vekazançlarýnýn elden gitmesinden kork-mazlar mýydý? Ama emir emirdi. Ýnanýp,teslim olup yola çýkan; önündeki hayrýgöremese bile, sonundaki hayra güven-meliydi. Ve bir an tereddüt etmeden yolakoyuldu. Daha Taif'in dýþ mahal-lelerinden taþlanarak kovuldu, þehregiremedi bile, gerisin geri kan revaniçinde Mekke'ye kaçarken Rebiaoðullarýna ait bir bostana sýðýndý dacanýný zor kurtardý. Mekke'nin kudretlikiþilerinden olan bu kimseler peygam-berin korunmasýna dair söz verdiler de,gelecek günlerde bir süre daha rahatnefes alabildi yüce haberci.

Bir asra varmadan Ýspanya'dan Çin'ekadar yayýlacak Ýslâm dininin kader say-falarýndan biri belliydi ki o bostandayazýlýyordu.

Taif'ten bu cefalý dönüþte sýðýndýðýbostanda, bir asmanýn altýna yorgunuzanmýþ o yüce peygamber gökyüzünebakýp þöyle dua ediyordu:

"Yarabbi, kuvvetimin sonuna geldiði-mi, çaresiz kaldýðýmý, halk nazarýnda horgörüldüðümü ancak Sana arzederim,ancak Sana þikâyet ederim. Ey mer-hametlilerin en merhametlisi, herkesinhor görüp de dalýna bindiði çaresizlerinRabbi sensin. Yarabbi eðer sana karþý birsuç iþlemediysem, çektiðim belâlara,sýkýntýlara aldýrmam. Senin rahmetindenuzaklaþmaktan, Senin emirlerinin dýþýnaçýkmaktan yine sana sýðýnýrým Rabbim.Sen razý oluncaya kadar iþte affýmý dili-yorum. Her kuvvet ve her kudret ancaksendendir Allahým!.."

Page 14: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI12

"YARABBÝ OÐLUMUN YERÝNE BENÝM CANIMI AL!"

Tek Tanrýya inanmayý öðütleyen üçbüyük semavi dinin atasý Hz. ÝbrahimO'nun kudretlerine defalarca þahit olmuþ-tu. Putlara dil uzattýðý için onu yangýnateþinde öldürmeye çalýþanlarýn elinden;hiç zarar görmeden kurtaran sevgiliAllah'ýna teslimiyette en önde yer almak

onun için artýk ne kadar kolaylaþmýþtý.O'nun ölüleri dirilttiðine de doðrudanyaþadýðý bir olayla tamtamýna kani ol-muþtu. Tanrý buyruðu ile öldürdüðü dörtkuþun canlanarak yaþama döndüðünügözleriyle görmüþtü. Ne var ki, Tevrat'taveya Kuran'da Hz. Ýbrahim'in oðlunuTanrýya kurban etmesi buyruðunu herokuduðumuzda; onun neler çektiðinihissederek içimiz paramparça olmaktadýr.

Olayýn 4000 yýl önce insanýn kurbanedilmesine epeyce rastlandýðý bir dönem-de geçtiðini; Hz. Ýbrahim'in Tanrý kudret-leri ve ölüleri dirilttiðine bizzat yaþa-

yarak tanýk olduðunu ve zaten sonundaoðlunun deðil, gönderilen bir koçun kur-ban edildiðini bilmemize raðmen, üç günboyunca Ýbrahim'in duygularýný paylaþ-mak bizlere ne kadar zor geliyor.

Belki Akaþa kayýtlarýndan da yararla-narak Kryon Rehber Varlýk bizlere ilkdefa o üç günü Hz. Ýbrahim'le birlikteadým adým yaþatýyor. Ancak Kryon'ýnesas amacý sadece o yüce peygambere

duygudaþlýketmemizi saðla-mak deðil, onunüçüncü gündeeriþtiðiolaðanüstürealite deðiþi-mini, bugününgönülerlerininde anlayýpyaþamlarýndauygulamalarýnýsaðlamak;Kryon'ýn esasamacý bu...Yaradan'a tes-limiyette, körükörüne pasif bir

itaat içinde donup kalmamýz deðil;içimizdeki içte, O'ndan bir parçaya özruhumuza, yüksek benliðimize ulaþarakYaradan'ýn dileklerine, buyruklarýna biz-lerin de katkýda bulunup olaylarýn seyrinietkileyerek deðiþtirmemiz istenmektedirbugün bizlerden. Ýþte bu olaðanüstürealite deðiþikliðinin ýþýðýnda hayalgücümüzle, düþüncelerimizle ve hepsin-den önemlisi EYLEMLERÝMÝZLEYaradan'la iþbirliði yapýp, O'nunla birlik-te O'nun insanlar için vaat ettiði o iyi-lerin dünyasýnýn oluþmasý için eylem-lerde bulunmak!.. Gönülerlerinden bugün

Page 15: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

bu bekleniyor.Þimdi o trajik üç günü Kryon'ýn dilin-

den Hz. Ýbrahim'le birlikte yaþayalým:

"Tanrý Ýbrahim'e haber verdiðindesýcak bir gündü. Ona biricik oðlu Ýshak'ýdaðýn tepesindeki sunakta kurban etmesigerektiðini bildirdiðinde, Ýbrahim duy-gusal olarak yýkýlmýþtý. Buna inana-mamýþtý. Aslýnda ise bu Ýbrahim içingüzel bir dersin, Tanrý'ya itaatin çokötesindeki bir dersin baþlangýcý idi...Ýbrahim bu meydan okumanýn öneminihissetmiþ ve hemen bu dersin ondan alýn-masý için dua etmeye baþlamýþtý. Daðýntepesine yapacaðý yolculuk için yükhamallarýný hazýrlarken ve oðlunu buyolculuktan haberdar ederken bile, budersin ondan alýnmasý için dua ediyordu.Kafiledeki kimseye bu yolculuðun gerçekamacýný söylememiþti. Sadece o buamacý biliyordu. Kurbanýn yapýlacaðýyere yolculuk üç gün sürecekti. Varacak-larý yer o günün dini adeti gereðinceTanrý'yý onurlandýrmak için koyun kur-ban edildiði kutsal bir yerdi. Bu kez fark-lý olacaktý. Ýbrahim ona dehþet veren birrealiteye, Tanrý'nýn mucizesi dediðideðerli oðlunu öldürmesine yol açacakbir realiteye doðru gidiyordu. Bu mucizeçocuk ona, kendisi ileri bir yaþta ikençocuk doðuramayacak kadar yaþlý karýsýtarafýndan verilmiþti.

"Ýbrahim önceki gece uyumamýþtý veþimdi kafilenin arkasýndan yürüyordu.Baþka zaman olsa arkadan yürümezdiama aðladýðýný kimsenin görmesiniistemiyordu. Oðlu bir sürü soru sormuþ-tu. Ýbrahim ona sadece daðýn tepesinde

bir kurban vereceklerini söylemiþti...Ýbrahim yaþamý boyunca bundan dahakötü bir durum yaþamamýþtý. Yine de yol-culuðun birinci gününde o engebelipatikayý týrmanýrken kendine hakimolmaya çalýþmýþtý. Ýlk gece kamp kurduk-larýnda kendini kampýn uzaðýndaki birtoprak yýðýnýnýn üzerine attý ve sevgiliadil Tanrýsýna dua etti: 'Sevgili Tanrýmlütfen bu dersi benden al, artýk bu iþibenim gerçekten yapacaðýmý bildiðinegöre bu yükü benden al ve tüm bunlarýanlamam için yardým et lütfen' diye yal-vardý. Gecenin sessizliðinde bitkindüþmüþ ve yarý uykulu bir halde ikenÝbrahim Tanrý'nýn sesini berrak birbiçimde duydu: 'Ýbrahim sakin ol,BEN'ÝM Tanrý olduðumu bil.' Ýbrahim buyanýtý nasýl yorumlayacaðýný bilemedi.'Sevgili Ruh nasýl sakin olabilirim?Kalbim paramparça ve ruhum haraphalde. Bu bir kabus, böyle bir þeykarþýsýnda nasýl sakin olabilirim? Nasýlhuzur duyabilirim? Benden sakin olmamýistiyorsun, nasýl olacaðým?' Ýbrahimçaresiz bir yorgunluk ve yenilgi ile orayayýðýldý, sonra yine ayný yanýtý duydu:'Ýbrahim sakin ol, BEN'ÝM Tanrý olduðu-mu bil.' Ýbrahim o gece uyku ile uyanýk-lýk arasýnda sürüklenip durdu. Uyandýðýher seferinde dudaklarýnda ayný duavardý. Topraðýn üzerinde Tanrý'nýnönünde yüz üstü uzanmýþ kendisine dahaiyi bir yanýt verilmesi için yalvarýpyakarýyordu... Ertesi gün kafile tepeyedoðru yine týrmanmaya baþladý ve yineÝbrahim en arkadan yürüyordu. Canlý bircenaze gibiydi. Tüm gün boyunca güneþüzerlerinde parýldadý. Ýbrahim gözlerini

13SEVGÝ DÜNYASI

Page 16: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

oðlundan, biricik oðlundan ayýramýyor-du. Mola verdikleri her seferinde Ýshak'ýyanýna çaðýrýp onu hayranlýk ve sevgi ileseyrediyordu.

"Yine gece oldu, bu son gece idi. Ertesigün daðýn tepesine kurbanýn gerçekleþti-rileceði yere varacaklardý. Ýbrahim yinekamp yerinden uzaklaþýp yalnýz kalabile-ceði bir yer buldu. Orada bir sunak yaptýve Tanrý'ya o anda orada bizzat ken-disinin kurban olmasýna izin vermesi içinyalvardý. Tanrý ile konuþmaya çalýþtý,hiçbir yanýt alamadý. Bir süre sonrayanýt geldi. Bu kez biraz farklý idi:'Ýbrahim dinle!' dedi ses. 'Dinle sakin olÝbrahim, BEN'ÝM Tanrý olduðumu bil.'Sanki bu sözlerde bir mesaj, bir tür umutvardý. Tanrý bunu neden yapsýndý ki?Ona Tanrý'nýn herhangi bir insanýnýstýrap çekmesinden zevk almadýðýsöylenmiþti. Ona Tanrý'nýn tüm derslerinsadece itaat deðil, çözümlerle ilgiliolduðunu söylemiþ olduðunu hatýrladý.Havada farklý bir þeyin bulunduðunu his-setti ve tüm tabloyu kavramaya baþladý.

"Ýbrahim huzur ve sükûnet yarata-bilmek için daðýn tepesinde vuku bulacakþeyle ilgili vizyonunu ya da realitesinideðiþtirmesi gerektiðini anladý. Oðluylabirlikte daðýn tepesinde bir piknik yaptýk-larýný gözünde canlandýrmaya baþladý.Hep birlikte bir ziyafet yapacak,Tanrý'nýn sevgisini kutlayacaklardý. Veoðlu onur konuðu olacaktý. Ýbrahim buvizyonu tuttu ona tüm

kalbiyle inandý. Öðütlenen sükûnetiyaratmasýnýn tek yolu buydu. Kalbensakinleþmeye ve esenlik duygusu hisset-meye baþladýðýnda, mesajýn geriye kalan

kýsmý da ona verildi. Ýbrahim bir vahiyaldý. BEN'ÝM oydu, kendisi idi. O onunTanrýsallýk dairesiydi. Mesaj aslýndaþuydu:

'Ýbrahim bizim Tanrý olduðumuzu bile-rek sükûnet içinde ol.' Þimdi mesajýidrak etmiþti. O Tanrý'nýn bir parçasý idi.Ýbrahim sahip olduðu içindeki mutlakgüçle realitesini deðiþtirmek üzere idi.Oðlunu sýrtýna alýp kafilenin baþýndadaðýn tepesine doðru yol alýrken kutlamayapmaya baþlamýþtý bile. Tanrý'nýn yap-masýný istediði þeyi yapacaktý. Mesajaçýktý ve Ýbrahim deðiþimi bizzat gerçek-leþtirmek üzere güçlendirilmiþti.

"Bu öykünün nasýl bittiðini biliyor-sunuz. Ýbrahim oðluyla birlikte daðýntepesinde bir piknik yaptý... Bu, realiteyideðiþtirmekle ilgili bir öyküdür. Bu,insanýn en korkutucu dersler için bilesonucu gözünde canlandýrarak çözümleryaratma gücü ile ilgili bir öyküdür. Bu,korku karþýsýnda zafer kazanmakla huzu-ra kavuþmakla ilgili bir öyküdür.

"Senin realiten nedir sevgili varlýk?Sen felâket ve umutsuzluk içeren birrealite ile korkuya mý kapýlýyorsun?Neden yenisini yaratmýyorsun? Senkesinlikle bunu yapabilecek þekildegüçlendirildin. Bugün verilen mesajýntüm anlamý þudur. Siz realitenizideðiþtirebilirsiniz, öyleyse bunu yapýn.Ýþe umudu hayal ederek gözünüzde can-landýrarak baþlayýn. Her türlü sorunkarþýsýnda huzur yaratmaya çalýþýn. Onugenel görüþle büyük plân içinde görüpanlayýn. Sonra Ýbrahim gibi, saf niyetleçevrenizdeki realitenin dokusunudeðiþtirmeye baþlayýn!.. (6.kitap S.82-86)

SEVGÝ DÜNYASI14

Page 17: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

Güngör Özyiðit, Psikolog

“2 K” Kitap ve Kadýn

Resim: Jean-Honore Fragonard

Page 18: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI16

anrý'nýn kullarýna ilk buyruðu:OKU! Bu buyruðu can kulaðý iledinlemiþ ve uygulamýþ insanlar-

dan biri de hiç kuþkusuz Mustafa KemalAtatürk

Mustafa Balbay, tutuklanmadan önce"Cumhuriyet" teki köþesinde, Atatürk'ünokumasý ile ilgili olarak þunlarý yazýyor:

"Atatürk en çok okudu! AnýtkabirDerneði, onun okuduðu kitaplarýn sap-tanabilenleri üzerinde güzel bir çalýþmayaptý. Atatürk'ün okurken altýný çizdiði,yanýna notlar düþtüðü bölümleri birarayagetirdi. Bu bölümler 12 bin 500 sayfatuttu ve 24 ciltte toplandý. Atatürk'ünokuduðu saptanmýþ kitap sayýsý 3997. Bukitaplarýn 1741'i Çankaya Köþkü'nde,2151'i Anýtkabir'de, 102'si ÝstanbulÜniversitesi Kütüphanesinde, 3'ü SamsunGazi Halk Kütüphanesi'nde. Atatürk'ünSofya'da ve Þam'da görev yaptýðý sýradada pek çok kitap okuduðu biliniyor ama,ne yazýk ki onlar kayýtlarda yok.

"Atatürk'ün okuduðu kitap yelpazesitarihten dilbilimine, coðrafyadan sanatakadar çok geniþ bir alan içeriyor. Bu 24cildi inceleyince insan, Atatürk'ünentelektüel yanýyla karþý karþýya geli-yor..."

Demek ki, Mustafa Kemal Atatürk,sadece düþmanýn canýna okumakla, odönemin egemen güçlerine meydan oku-makla kalmýyor. En çok da kitap okuyor.

Ýþte onun okumaya ve öðretime verdiðiönemi gösteren bir baþka örnek: KurtuluþSavaþý'nda asker bulmakta zorluk çekil-diði günlerde, kendisine, erkek öðretmenve öðrencilerin askere alýnmasý öneril-diðinde, verdiði tüyler ürpertici yanýt:"Onlar benim kurtuluþtan sonraki ordu-larým."

Ve gerçekten kurtuluþtan sonra, yenikuþaðý yetiþtirmek üzere öðretmenlereemanet ediyor.

...VE ALLAH KADINI YARATTI

Atatürk'ün kitap gibi kutsal bildiði,deðer verdiði bir varlýk da KADIN! Evlâtedindiklerinin hemen hepsinin kýz olmasýbunun bir göstergesi. Tevfik Fikret'in"Elbet sefil olur beþer, alçalýrsa kadýn"sözünden yola çýkarak, kadýnýn erkektenbile daha iyi eðitim almasý gerektiðinivurgulayan yine o. Çünkü insanlýðýn ilköðretmeni, maddi-manevi yetiþtiricisikadýn, yani anne!.. Onun uygar Avrupaülkelerinden önce kadýna seçme-seçilmehakký vermesi, bunun somut bir örneði.O, ta 1934'de bir toplumun yarýsýný oluþ-turan kadýnlar eðitilmeden, o toplumunnasýl uygarlaþabileceðini sorgulayarakþunu söylüyor: "... Kadýnlarýný geribýrakan milletler, medeniyetten nasibinialamazlar."

Çarþaf açýlýmýndan medet umanlara,CHP'nin kurucusu Mustafa Kemalsesleniyor:

"Bazý yerlerde kadýnlar görüyorum ki,baþýnda bir bez, peþtemal veya buna ben-zer bir þeyler sararak yüzünü, gözünügizler ve yanýndan geçen erkeklere karþýarkasýný çevirir veya yere oturarakçömelir. Bu davranýþlar neyi gösterir?Medeni bir millet anasý, medeni bir mil-let kýzý için bu garip þekiller, bu vahþivaziyet nedir? Bu hal milleti gülünç gös-terir ve derhal düzeltilmesi lâzýmdýr."

8 Mart 2009 Kadýnlar Günü. Bunailiþkin olarak "Hürriyet"in KONDAÞirketine yaptýrdýðý araþtýrmanýnsonuçlarýna göre, kadýnýn durumu þöyle:

Kadýnlarýn yüzde 10'u hiç okumayazma bilmiyor, yüzde 50'si ilkokulmezunu. Yüzde 55'i "Neden okuldanayrýldýn?" sorusuna "Büyüklerim istedi"diyor. Yüzde 7,5'i evlendirilmek üzereokuldan alýndýðýný söylüyor.

Kadýnlarýn yüzde 60'ý sokaða çýkmak

T

Page 19: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

17SEVGÝ DÜNYASI

için izin almak zorunda. Üç kadýndanikisi istemediði biriyle evlendiriliyor.Zorla evlendirilenler yüzde yedi dolayýn-da.

Yine Türkiye'de her üç kadýndan biriþiddete uðruyor. Þiddet "Kadýnlara fizik-sel, cinsel veya psikolojik acý veyaýstýrap veren bir eylem veya bu türeylemlerle tehdit etme, zorlama vedayak" olarak tanýmlanýyor.

Eðitimsiz ve mesleksiz kadýnýnekonomik özgürlüðü de olmuyor. O yüz-den yoksulluk ve geleneklerin aðýrbaskýsý altýnda þiddet gördükleri haldekatlanmak zorunda kalýyorlar.

Son yýllarda kadýnlara þiddetin azalmakþöyle dursun, arttýðý gözleniyor. Namusve töre adýna iþkence, öldürme, intiharazorlama oraný yüzde 25 artmýþ durumda.

Bu kötü gidiþe dur demenin yolu okulve eðitim. Ne var ki, Türkiye'de bugünhâlâ kýz çocuklarýný okula göndermeyenon binlerce aile var.

Kadýnlarýn temsil edilmediði bir meclisne denli demokratik olabilir? 2009 YerelSeçimleri için Ýstanbul'da 39 Ýlçede,Ankara'da 35 Ýlçede, Ýzmir'de 49 Ýlçedesadece birer kadýn aday gösterildi.

Birçok ünlü düþünür 21. yüzyýlý KadýnYüzyýlý olarak görüp gösteriyor.Dünyanýn diþi enerjiye, kadýn sevgisineve þefkatine ihtiyacý olduðu belirtiliyor.Ayrýca yapýlan araþtýrmalarda, eðitimdeolsun, iþ yaþamýnda olsun kadýnýn dahaileride olduðu görülüyor. Ne yazýk ki,erkek egemen toplumda bu bir türlü ha-yata yansýmýyor.

KADIN VE CÝNSELLÝK

Bugün bile erkeklerin çoðu kadýný cin-sel obje olarak görme eðiliminde. Vekadýnlar da medya marifetiyle bunaözendirilmekte. "Aptal sarýþýn" erkekler

için her zaman revaçta. Medya'da arkasayfa güzeli olarak çýplak kadýn bedenimeta gibi kullanýlmakta. Kadýn olaraksevginin, anne olarak kutsalýn simgesiolan o güzelim ÝNSAN, erkeðin keyifnesnesine dönüþtürülmektedir. O nedenleneredeyse genlerine iþlemiþ bir biçimdekadýnlar da aþký dünyalarýnýn merkezikýlmak üzere yetiþtiriliyor. Mutluluðusadece karþý cinsle iliþkileri olarakalgýlýyorlar. Önce kendilerini sevmeyiöðrenecek yerde, bütün sevgisini birerkeðe boca edip, sonra ondan sevgidileniyorlar.

AÞK VE SEVGÝ

Âþýk olma, cinselliði yaþama, baþka bir

Page 20: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI18

insanla bütün bütüne bir kaynaþma ve birolma açlýðýdýr. Bir süre için insan yal-nýzlýktan kurtulduðunu, kendini vekarþýsýndakini tanýdýðýný sanýr. Yalnýzcacinselliði paylaþma ve onun verdiðihazda buluþma, yapýsý gereði geçici vealdatýcýdýr.

Çoðu âþýklar kendilerinde baþkasýnýgörmezler. Yürekleri baþkalarýna karþýkapalýdýr sanki. Böylelerinin sevgisi ikikiþilik bencilliktir ancak. Ýki kiþilik birkucaklaþmayla yalnýzlýk sorunlarýnýaþtýklarýný sanýrlar. Oysa diðer insanlar-dan koptuklarý için, birbirlerinden deayrýdýrlar aslýnda. Cinsellik anlamýndaaþk elbet ki iki kiþilik çok özel biriliþkidir. Ama genel sevgi anlamýnda aþkinsaný diðer varlýklara daha da çok açar.

Sevmeden edemeyen, birbirini sevmeyide tam anlamýyla beceremeyen, hani

þairlere "seninle de, sensiz de olmuyor"dedirten sorun, kiþilerin kendilerinisevmeyi es geçmeleri, bunu bencilliksanmalarýdýr.

Oysa Erich Fromm'ýn da belirttiði gibikendini sevmenin bencillikle hiç mi hiçilgisi yoktur. Bencil insan yalnýz kendisiile ilgilidir; vermeyi deðil, almayý sever.Her þeye çýkar gözü ile bakar. Bencilinsan gerçekte kendini sevmez. Bu sevgi-sizliði kendisiyle çok ilgiliymiþ gibigöstererek örtmeye çalýþýr.

KENDÝNÝ SEVMEK

Kendini gerçekten seven kendi deðer-lerini görür. Kendini geliþtirmek için birçaba içinde olur. Ve ayný olumlu çabayýbaþkalarý için de gösterir; yanibaþkalarýný da sever.

Resim: Jean-Honore Fragonard

Page 21: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

19SEVGÝ DÜNYASI

Birini sevmek, sevme gücünü sevdiðikimse üzerine odaklamak, onun geliþme-sine katkýda bulunmaktýr.

Sevgisini bir insan olarak kendindenesirgeyen biri, bir baþka insaný nasýlsevebilir? Kendi iç dünyasýnda huzurbulamayan biri, bunu baþkasýna nasýlverebilir? Ýnsanýn bir baþkasýný sevmesi,ancak kendini sevmesi ile gerçekleþebilir.

Meister Eckhart, gerçek sevgiye iliþkinbu düþünceleri þöylece özetler:

"Kendinizi seviyorsanýz, baþkalarýný dakendinizi sevdiðiniz ölçüde seversiniz.Karþýnýzdaki kimseyi kendinizden dahaaz sevdiðiniz sürece kendinizi sevmeyibaþaramazsýnýz; ama kendinizi de,baþkalarýný da ayný ölçüde severseniz; bubir tek kiþi de hem Tanrý'dýr hem deinsan. Bu yüzden kendisini ve baþkaherkesi ayný ölçüde seven insan, büyük,sevgisinde samimi, dürüst bir insandýr."

"Bizim Celselerimiz"in diliylesöylersek: "Sevgi, hiçbir þeyi ayýrdet-meksizin sevenlerin; sabrederek sevmek,sevmek için çalýþmak, çalýþtýkça sevmek,severken saygý duymak, saygý duyaraksevmek için yaptýklarý iþtir."

KADIN AYNASINDAKENDÝNÝ SEYRETMEK

Ünlü bilim adamý Einstein, kadýnlarýanlamanýn zorluðunu kendince þöyle dilegetirir:

"Bazý erkekler kadýnlarý anlamayaçalýþýr; diðerleri kendilerini daha basitkonulara adarlar, örneðin görecelikkavramýna."

Einstein haklý. Sadece akýl ve mantýklakadýný anlamaya çalýþmak, iþi yokuþasürmek olur.

Ama sevgiyle, gönül diliyle kadýnayönelirseniz, o size bir çiçek gibi kendiniaçar.

Ýþte size, sevginin inceliðini, kadýnlaraulaþmanýn yolunu yordamýný gösteren,haným eliyle yazýlmýþ mis kokan birbildiri:

“Sevgili Erkekler,“Biz, bir erkeðe soru dolu gözlerle

baktýðýmýzda ömür boyu kalýpkalmayacaðýný merak ederiz.

“Ýyi olup, olmadýðýmýz sorulduðun-da biraz durgun bir ses tonuyla 'iyi-yim' diyorsak, aslýnda pek iyiolmadýðýmýzý söylemek isteriz.

“Günün ortasýnda sizi arýyorsakeðer, biraz ilgiye ihtiyaç duymuþuzdemektir.

“Ailemiz hakkýnda biz kendimizolumsuz konuþabiliriz belki ama sizineleþtirmenizi istemeyiz.

“Kilo aldýðýmýzý biz kendimizsöyleyebiliriz ama sizin bunu onayla-manýzdan hiç hoþlanmayýz, kýrýlýrýz.

“'Bu aralar kilo aldým galiba' di-yorsak, iltifat edilmesini bekleriz.

“Ýsteklerimizi dolaylý yoldan ifadeederiz. Meselâ 'üþüdüm' diyorsak,bize sarýlmanýzý istediðimizisöylemiþizdir.

“Bir þeye 'tamam' demiþsek ve fakatisteksiz söylemiþsek, kesinlikle tamamdeðildir.

“'Seni seviyorum' cümlesini bir kezduymak bize asla yetmez.

“Çok küçük þeylerden mutlu oluruz.Bir de, beklenmedik anlarda gelen birdemet çiçek, gün içinde kýsa bir tele-fon mesajý ya da küçük bir sürpriz...

Bugün Dünya Kadýnlar Günü.Sadece bugün deðil, her gün sevgi veilgi bekleriz. Ýnanýn ki bunu hak ede-riz.

“Dünya Kadýnlar Gününüz Kutluolsun.”

Page 22: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

KADINA ÇAÐRI

Otuz yýl kadar önce "Þefkat ve Zarafet,senin Adýn Kadýn" baþlýklý yazýmýn finalibugün için ve her zaman için geçerli:

"Yüzyýllar boyu ezilip sömürülen,yuvayý diþi kuþ yapar diye övülen, saçýuzun aklý kýsa diye yerilen, seninle desensiz de olmuyor denilen, yani kadýn,yani sen. Erkeðe lâyýk deðil ama lâzýmbelletilen, her iþe koþulan, para ilesatýlan, haklarý kýsýlan, ikinci sýnýf insansayýlan, yani anamýz, bacýmýz, yanieþimiz, yârimiz. Biz erkekler, yani senindikbaþlý, dediðim dedik çaldýðým düdükdiyen çocuklarýn, meydaný epeyce boþbulduk ve bildiðimizi okuduk bugünedek. Sen hep sustun geride annecesevginle ve kadýnca sezginle. Evinde,iþinde gücünde oyalandýn biteviye.Yýkadýn-pakladýn, sildin-süpürdün,yedirip-içirdin, çocuklarý büyüttün. Sonrakoþullar deðiþti. Dýþarýda da çalýþmakzorunda kaldýn. O yönde de erkeðeyardýmcý olmaya çalýþtýn.

Biz erkekler ne mi yaptýk bu arada?Biz bir tarih yaptýk anam. Biz bir uygar-lýk yarattýk bacým, ki sorma gitsin. Ýyilik-te yarýþacak yerde, savaþtýk habirekýzkardeþim. Öldük, öldürdük. Ýþkenceettik, iþkence gördük. Yerine göre cellat,yerine göre kurban olduk. Sefalet saçtýkdört bir yana. Kanla suladýk tarihi. Vebiliyor musun, ne yazýk ki biz þiddetin,hoyratlýðýn kültürünü yaptýk sevgili eþim.Ve galiba en önemlisi, durmadan çukuradüþmemizin nedeni, biz sevgiyi unuttuk,biz senden uzak düþtük sevgilim!..

Ve anneciðim, biz bir kabahat dahaiþledik. Ýnsanlar yetmemiþ gibi, doðayada bulaþtýk, onu da bir iyice kirlettik.Hava, su, toprak, ne varsa zehirledik.Kana kana bir su içmeyi ve tertemiz bir

nefes almayý bile haram ettik birbirimize.Ve þimdi, çaresizliðin eþiðindeki birçocuk gibi "Anne!" diye baðýrýp seniçaðýrýyoruz. Senin yardýmýný diliyoruz.

Gel anneciðim, dualarýnla bizi baðýþlat,þefkatinle kuþat, özverinle, karþýlýksýzvericiliðinle bizi bize kazandýr...

Gel eþim, yarým, seninle bir bütünüoluþturalým, ÝNSAN'ý yaratalým...

Gel sevgilim, sevgiyi öðret bize...Gel bacým, kardeþliðin kültürünü

yapalým seninle...Gel kadýným, inceliðinle yol ol

erkeðe...Bu çýkmazdan bizi ancak senin annece

sevgin ve kadýnca sezgin kurtarabilir.Yani doðacak insanýn yüzünde iki baharçizgisi olacak senden armaðan: Þefkat veZarafet. Sana özgü iki nimet. Öyleysebaþladýðýmýz gibi bitirelim ve þöyle diye-lim: Þefkat ve Zarafet; senin adýnKADIN!.."

SEVGÝ DÜNYASI20

Resim: Fernand Toussaint

Page 23: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

Hayvanlarla Konuþmak - 4Çeviren ve Derleyen: Zuhal Voigt

Psiþik konularda son senelerde varýlan noktalar, düþünce dünya-mýzýn sýnýrlarýný zorlayan, insan zihni olarak kurduðumuz tasavvurbinalarýnýn temellerini sallayan niteliklere eriþti. Elbette ki hangiaçýklamanýn ne kadarýný alýp kabul edeceði, neyi benimseyeceði,her varlýðýn kendisine býrakýlmýþ bir þeydir. Hiçbir þey katý kural-lar halinde deðildir. Ýnsan varlýðý ve insan düþüncesi bu açýdantamamen özgürdür ve sýnýrlarýný her zaman kendisi tayin eder.Bilginin sýnýrlarý da katý olmadýðýndan, her varlýk kendi bilgi sýnýr-larýný kendi istediði ölçüde geniþletir ve bu aslýnda, her varlýðýntamamen kendisine özgü olan ve ancak kendisinin gidebileceðiruhsal yolunda, ona tanýnmýþ olan sonsuz özgürlük kavramýnýn takendisidir. Bu açýdan, Smith'in ve daha baþka bazýlarýnýn da önesürdüðü bu yeni reenkarnasyon görüþü de, hiç þüphesiz ki, aynýsonsuz özgürlük sistemi içinde deðerlendirilmelidir.

21SEVGÝ DÜNYASI

Page 24: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI22

HAYVANLARIN GEÇMÝÞYAÞAMLARI

Psiþik konularda son senelerde varýlannoktalar, düþünce dünyamýzýn sýnýrlarýnýzorlayan, insan zihni olarak kurduðumuztasavvur binalarýnýn temellerini sallayanniteliklere eriþti. Elbette ki hangi açýkla-manýn ne kadarýný alýp kabul edeceði,neyi benimseyeceði, her varlýðýn kendi-sine býrakýlmýþ birþeydir. Hiçbir þey katýkurallar halinde deðildir. Ýnsan varlýðý veinsan düþüncesi bu açýdan tamamenözgürdür ve sýnýrlarýný her zaman kendisitayin eder. Bilginin sýnýrlarý da katýolmadýðýndan, her varlýk kendi bilgisýnýrlarýný kendi istediði ölçüde geniþletirve bu aslýnda, her varlýðýn tamamen ken-disine özgü olan ve ancak kendisiningidebileceði ruhsal yolunda, ona tanýn-mýþ olan sonsuz özgürlük kavramýnýn takendisidir. Bu açýdan, Smith'in ve dahabaþka bazýlarýnýn da öne sürdüðü bu yenireenkarnasyon görüþü de, hiç þüphesizki, ayný sonsuz özgürlük sistemi içindedeðerlendirilmelidir.

Geçen sayýlarýmýzda, dünyayý bizimlepaylaþan çeþitli hayvanlarýn yaþamlarý vekiþilikleri konusuna bambaþka bir görüþaçýsý getiren hayvan iletiþimcilerinin,yani hayvanlarla telepatik ve ruhsalyoldan iliþki kurarak onlarla konuþa-bilenlerin görüþlerinden ve deneyim-lerinden bahsetmiþtik.

Amerikalý hayvan terapisti ve iletiþim-cisi Penelope Smith, hayvanlarýn da týpkýinsanlar gibi, yaþamlarý boyunca olgun-laþtýklarýný, görüþlerini deðiþtirdiklerini,yaþadýklarý deneyimlerden tecrübe

kazandýklarýný, kiþiliklerinin geliþtiðinive sürdürdükleri ömürleri içinde, yaþam-larýnýn hakkýný vermeyi öðrendiklerinisöylüyor.

Belli bir hayvan bedeni içinde tek birömür tüketmek, öðrenilecek her þeyiöðrenmeye yetiþemeyeceðinden, onlar datýpký biz insanlar gibi tekrar tekrar budünyaya geliyorlar.

“Eðer hayvanlar, bu hayatlarýndanhemen önceki hayatlarýnda, baþka bircins olarak yaþamýþlarsa, yeni bedenleri-ni anlamakta ve bu bedene uyum saðla-makta önce zorlanabilirler. Yeni beden-leri içinde, önceki bedenlerinde alýþmýþolduklarý biçimde davranmaya devamederler ve yeni bedenleri içinde kendi-lerini huzursuz ve beceriksiz hissederler.Örneðin önceki hayatýný vahþi bir hayvanolarak geçirmiþ ve bu defa ehli bir hay-van olarak dünyaya gelmiþ bir varlýk,insanlara alýþmakta ve ev hayvaný olarakyaþama koþullarýna uymakta güçlükçeker. Daha önceki yaþamlarýnda kötü birbiçimde ölmüþ olan hayvanlar da, yenihayatlarýna uymakta zorluk yaþayabilir-ler. Böyle durumlarda, onlarla terapigörüþmeleri yapýlarak, eski hayatlarýnda-ki travmalarý aþmalarýna ve yeni hayatauyum saðlamalarýna yardým edilebilir.

“Bir keresinde beni, önüne gelenesaldýrmakta olan Rottweiler cinsi birköpek için çaðýrmýþlardý. Oraya git-tiðimde, yavru iken ve daha sonra kendi-sine gayet iyi muamele edilmiþ olduðuhalde, kötü huylu, huzursuz ve mutsuzbir köpek buldum karþýmda. Önceki ha-yatlarýný araþtýrdýðýmda, o zamana kadar

Page 25: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI23

baþkalarýyla birlikte yaþam konusuna çokyabancý kalmýþ bir varlýk olduðunugördüm. Bir önceki yaþamýnda,sürüsünün kurallarýna uymak istemediðiiçin devamlý yalnýz yaþayan bir kurttu.Yapayalnýz da ölmüþtü. Ölmeden önce,bir kulübede köpekleriyle mutlu yaþayanbir adamý görmüþ ve tekrar yalnýz olma-mayý çok istediðinden, bu defa bir köpekyavrusu olarak gelmiþti. Ama eskialýþkanlýklarýndan kurtulamýyor, asiliðin-den ve saldýrganlýðýndan vazgeçemiyor-du. Bu yüzden birlikte yaþadýðý aile ne-ticede onu vermek zorunda kaldý. Ona,yaþamlarýnýn kendisi için bir iþkencehaline gelmemesi için, düþmanca tavýr-larýndan vazgeçmesi gerektiðini tavsiyeettim.

“Bu köpek gibi, birçok hayvanlar,yaþamlarýnda geçmiþ hayatlarýnýn izlerinitaþýrlar. Tavþanlarýmdan biri, öldüktensonra yine bizim ailemize gelmek isti-yordu ve bu defa bir kobay olarakgelmeyi seçmiþti. Ýlk zamanlarda onunevin içinde týpký bir tavþan gibi hopla-yarak yürümesini seyrettik, çünkü yenibedenini nasýl kullanacaðýný henüzanlayamamýþtý. Bir keresinde de, insan-larla birlikte olmaya alýþamayan, çokkorkak bir köpekle karþýlaþmýþtým. Buköpek bir önceki hayatýnda ormandavahþi bir geyik olarak yaþamýþtý ve hâlâbir geyik gibi düþünüp hareket ediyordu,bu yüzden insanlardan hala korkuyordu."

Hayvanlarýn türlerine göre kendilerinibirbirlerinden çok baþka biçimlerde ifadeedebileceklerini öðrenmiþtik Smith'den.Yine ayný tür içindeki hayvanlarýn da,davranýþ ve algýlamalarýnda kiþisel fark-lýlýklar gösterebileceklerini de. Yani bir

papaðanýn, bir kargadan tamamen farklý,bir kedinin bir köpekten baþka olacaðýgibi; bir köpeðin de kendi türü içindekibütün diðerlerinden farklý bir kiþiliðe veifade biçimine sahip olacaðýný. Bütünbunlara, hayvanlarýn, týpký biz insanlargibi, geçmiþ hayatlarýndan izler detaþýyabileceðini eklersek, "hayvan deyipgeçmemek" için bir sürü sebep olduðunufarkedebiliriz.

Her hayvan, hangi türden olursa olsun,cisim olarak ne kadar yer kaplarsakaplasýn, özerk bir mahlûk, özel bir kiþi-lik ve çok karmaþýk bir yaratýktýr. Budüþünce ne kadar yeni olursa olsun, herhayvanýn, týpký bizlerin her biri kadarsaygýn olmasý, öyle karþýlaþýlmasýgereken bir varlýk olduðu fikrine alýþ-mamýz zorunludur artýk.

Penelope Smith, hayvanlarýn geçmiþhayatlarý hatýrlama konusunda, bazeninsanlardan daha yetenekli olduðunusöylüyor:

“Birçok hayvan, geçmiþteki yaþam-larýnýn, bugünkü hayatlarýný etkilediðininbilincinde deðildir. Ama yapýlan terapigörüþmelerinde, geçmiþteki olaylarý vedeneyimlerini, insanlardan çok dahaçabuk hatýrlarlar. Çünkü onlar, toplumunkoyduðu tabulara tabi deðildirler."

Smith, geçmiþteki yaþamýnýn etki-lerinin farkýnda olmayan "Nick" isimlibir köpekle olan deneyimini þöyleanlatýyor:

“Bir haným, Nick isimli köpeðinin,itaat etmeyi öðrenmesi için oynanançomak oyununu, kendisiyle oynamayý

Page 26: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI24

reddettiði gerekçesiyle beni aramýþtý. Evegirdiðimde "Of! yine þu insanlardan biridaha." düþüncesiyle karþýladý beni Nick.Sahibesiyle konuþtuktan sonra gözlerimiona diktiðimde, düþüncelerini okuduðu-mu farketti birden ve geri geri giderekodanýn bir köþesine sýðýndý. Gözlerinibenden ayýramýyordu ve çok þaþkýndý.Nick düþündüklerinin anlaþýlmasýnýistemiyordu ve þimdiye kadar böylebiriyle karþýlaþacaðýný hiç aklýnagetirmemiþti. Ýlk þaþkýnlýðýný atlattýktansonra bana, insanlarla köpeklerinoynadýðý þu çomak atýp getirme oyununu,nasýl da aþaðýladýðýný söyledi. Bu oyunukendi haysiyetine yediremiyordu.Konuþmamýz sýrasýnda Nick, ödüllerkazanmýþ bir yarýþ atý olarak geçirdiðison hayatýný hatýrladý. O hayatýnda ken-disini hep üstün ve deðerli hissetmiþti.Sahibesine bunu anlattýðýmda, o daNick'in baþýný, kendi cinsi olan Sheltiecinsinden baþka türlü tuttuðunu ve önayaðýyla bir at gibi topraðý eþelediðinisöyledi. Konuþmamýzýn devamýnda benNick'e ruhsal bir varlýk olarak kendisineolan saygýmý ve onun kendi hakkýndaki

deðer ölçüsünü tanýdýðýmý dile getirerek,þu andaki hayatýna dikkatini çektim.Nick o ana kadar, bir önceki yaþamýnýn,bu hayatýný nasýl etkilediðini farket-memiþti. Davranýþýnýn sebebinin geçmiþhayatý olduðunu farkedince gitgide daharahatladý ve küstah tutumu da yok oldu.Aslýnda sahibesiyle oynamaktan hoþ-landýðýný ama sýrf emir almaktanhazzetmediðini keþfetti. Davranýþýnýn asýlsebebini anladýktan sonra, köpek olarakgeçirdiði bu hayatýna karþý olan tutumuda deðiþti ve oyunlara severek katýlmayabaþladý."

Reenkarnasyon Sýrlarý

Penelope Smith'in hayvan iletiþimcisiolarak uzun seneleri kapsayan deneyim-leri içinde, þaþýrtýcý ve ilginç daha birçokhikâyeler var. Bunlarý incelerken, klasikreenkarnasyon düþüncelerine de yenikapýlar açýldýðýný görmekteyiz. Aristaisimli kedinin öyküsü bunlardan biri:

"Arista, çok gururlu ve hükmetmeyiseven bir kediydi. Çevresindeki diðer

Page 27: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI25

kedilerle sürekli bir savaþ içerisindeydi.Onunla yaptýðým konuþmalarda ken-disinin, önceki hayatlarýndaki davranýþbiçimlerinin etkisinde olduðunu gördüm.Bir yaþamýný bir kraliçe olarak geçir-miþti. Bu yaþamýnda, idaresi altýndaolanlardan mutlak itaat görmüþtü. Birdiðer yaþamýnda da sahiplerine isyaneden bir köle olmuþtu. Kedi olarakgeçirdiði bu yaþamýnda, onun isteðineuymayan bütün diðer hemcinsleriylekavgaya giriþiyordu. Yaptýðýmýz konuþ-malarda, kendi davranýþlarýnýn neredenkaynaklandýðýný gördü ve alýþkanlýðýnýtam býrakamasa da, diðer kedileri dahaiyi anlamaya baþladý."

Psiþik konularda son senelerde varýlannoktalar, düþünce dünyamýzýn sýnýrlarýnýzorlayan, insan zihni olarak kurduðumuztasavvur binalarýnýn temellerini sallayanniteliklere eriþti. Elbette ki hangi açýkla-manýn ne kadarýný alýp kabul edeceði,neyi benimseyeceði, her varlýðýn kendi-sine býrakýlmýþ birþeydir. Hiçbir þey katýkurallar halinde deðildir. Ýnsan varlýðý veinsan düþüncesi bu açýdan tamamenözgürdür ve sýnýrlarýný her zaman kendisitayin eder. Bilginin sýnýrlarý da katýolmadýðýndan, her varlýk kendi bilgisýnýrlarýný kendi istediði ölçüde geniþletirve bu aslýnda, her varlýðýn tamamen ken-disine özgü olan ve ancak kendisiningidebileceði ruhsal yolunda, ona tanýn-mýþ olan sonsuz özgürlük kavramýnýn takendisidir. Bu açýdan, Smith'in ve dahabaþka bazýlarýnýn da öne sürdüðü bu yenireenkarnasyon görüþü de, hiç þüphesizki, ayný sonsuz özgürlük sistemi içindedeðerlendirilmelidir.

Smith, her hayvanýn o andaki hayatýn-

da, birbirinden çok farklý þeyleri hedef-leyebileceðini ve birbirinden farklýniyetlerle gelmiþ olacaðýný söylüyor.Örneðin Bir kedi olan Chico San insan-larýn karmaþýkdüþünce tarzý ile ilgilen-miyor, sadece insanlara sevgi verebilmekve onlar tarafýndan sevilmek istiyor. Birbaþka kedi olan Yoda ise, insanlarýsadece gözlemliyor, onlarla daha yakýnbir iliþki istemiyor, kaldýðý evi sýk sýkdeðiþtiriyor ve baþka insanlarý gözlemle-mek istiyor.

Bütün bunlarý okumak ve üzerindedüþünmek, "hayvan deyip geçmemek"sözünün derinliklerini bir parça bile olsabiz insanlara hissettirebiliyor.

Av ve Avcý

Dünya üzerinde doðanýn dengesi o þe-kilde ki, hemen her hayvan, bir baþkahayvanýn yemi olmak durumunda. Özel-likle vahþi doðada gördüklerimiz, hay-vansever yaradýlýþta olan ve tüm hayvan-lara zarar gelmemesini isteyen insanlarýnzor kabullenebileceði bir doða kanununuortaya koyuyor. Bir aslanýn bir karacayýparçalamasýný, bir ayýnýn bir fok balýðýnasaldýrmasýný ve bunun gibi av sahneleriniiçimiz burkularak seyrediyoruz.Canlýlarýn birbirini öldürüp yemesini,yaratýlýþýn kuralý olarak kabul ediyor amabir yandan da keþke öyle olmasaydý diyedüþünmekten kendimizi alamýyoruz.

Penelope Smith kendi deneylerinedayanarak, doðanýn bu düzenini þöyleaçýklýyor:

"Bizim doðamýzda, kendi yaþamýnýdevam ettirebilmek için öldürmek gerek-

Page 28: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI26

tiðine dair, tüm yaratýklar arasýndakarþýlýklý sessiz bir anlaþma vardýr ki, buanlaþma gereði, yaþayabilmek için avlan-mak zorunluluðu, insanlarýn dýþýndakihayvanlar arasýnda, çabuk ve mümkünolduðunca acýsýz gerçekleþir. Herkesçekabul edilen, avcý ve avlanan esasýnadayalý bir doða anlaþmasý dahilinde birarada yaþayan vahþi hayvanlar ortamýn-da, düþmanýnýn pençeleri arasýna düþenhayvanýn ruhu, bedenini derhal terkeder.Bu durumda düþmaný tarafýndan avlananhayvanlar genel olarak, ne þiddetli bir acýne de ruhsal bir travma yaþarlar.Avlandýktan sonra, ruhlarý çoðunluklaayný cinsten baþka bir bedende yenidendoðar ve yeni bir yaþama baþlarlar.Elbette ki hiç kimse bir baþka hayvanýnavý olarak yaþamayý kolay bir þey olaraktasavvur etmez. Ama böyle bir yaþam,bir hayvan kitlesel üretim kurbanýolduðu veya hayvan kesim evlerinedüþtüðü veya laboratuarlarda kobayolduðu zaman yaþayacaðý iþkenceler,ölüm korkularý ve azaplar ile sonuçlan-mamaktadýr.

Bir keresinde köpeðim Pasha ile birgezintide iken, Pasha bir sincabýn yolunukesmiþti. Ardýndan yere oturdu ve onaseslendi: "Koþ, haydi koþsana!" Ama sin-cabýn bedeni korkudan taþ kesilmiþti veruhu, ölümü çok yakýnda hissettiðindenbedenini terketmiþti bile. Ancak sincapbedeninin parçalanmamýþ ve hâlâsapasaðlam olduðunu ve yaþadýðýnýanladýðýnda, þoktan kurtuldu ve ruhugövdesine geri döndü. Sonra da enyakýndaki aðaca fýrlayarak Pasha'yýsevindirdi."

Demek ki, bizim doðada þahidi olduðu-muz av ve avcý düzeni, yaþamýn den-gesini korumak için düþünülmüþ birgereklilik ve aslýnda bir vahþetin ya daadaletsizliðin ifadesi deðil. Bu sözlerdenanladýðýmýza göre, hayvanlar bu düzeninfarkýndalar ve doðanýn bu kanununa,yine kendilerine doða tarafýndan verilmiþbir yetenek yoluyla uyabiliyorlar. Kendibedenlerini yiyerek beslenen hayvanlarýneline düþtüklerini anladýklarýnda, bubedeni anýnda terk edebiliyorlar ve bizekanlý bir parçalanma þeklinde akseden birolayý aslýnda yaþamýyorlar. Onlarýndüzeninde suç veya suçlu yok. Tanrý'nýnçizdiði doðalarýnýn gereðini ifa ediyorlar.Ama biz insanlar, kendi menfaatlerimizgereði, etlerinden, sütlerinden, deri-lerinden mümkün olduðu kadar çok fay-dalanmak için,hayvanlarý kendi doðalkoþullarý dýþýnda, kitle halinde besliyor,toplu halde kesiyor, üzerlerinde acý vericideneyler yapýyor, dolayýsýyla suçu dabizler iþliyoruz.

Düþmanla Yaþamak

Smith, ehlileþtirilmiþ hayvanlarýn bir-birleriyle iliþkisinin de, evlerde yaþayanhayvanlarýn artýk avlanmak zorundaolmamasýndan dolayý deðiþiklikgeçirdiðini söylüyor. Bu deðiþiklik hay-vanlarýn genetik özelliklerine bile tesirediyor. Yeni hayatýný evcil bir hayvanolarak geçirmeyi planlayan bir varlýðýnbelli bazý hedefleri oluyor. Bu þekilde,evcil hayvanlar, vahþi hayvanlardan fark-lý olarak, aslýnda avlarý olmasý gerekenhayvanlarla dostluklar kurabiliyorlar.Bazý hayvanlar av içgüdülerini, eðer çokþiddetli deðilse ve insanlar tarafýndan

Page 29: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI27

avcý olmaya özellikle teþvik edilmez-lerse, kontrol altýnda tutabiliyorlar.Hayvanlarý, insanlar tarafýndan buiçgüdülerini kontrol altýnda tutmayateþvik etmek de mümkün.

Bu þekilde, evdeki kediyle kucakkucaða yatan köpekler, ya da sýrtýna kon-muþ kanarya ile veya patileri arasýndakifareyle objektiflere poz veren kedilerhepimizi hayretlere düþürebiliyorlar.

"Ben birlikte yaþadýðým hayvan dost-larýmý, birbirleriyle müþterek yaþamlarýn-da av dürtülerini kontrol edebilmelerikonusunda teþvik ederim. Bazý hayvanlarbuna isteklidir, baþka hayvanlarý avolarak deðil arkadaþ olarak görmekkonusunda terbiye edilebilirler. Bazýlarýise, içgüdülerine uyarakzevkine vardýklarý heyecanve tatmin duygularýndanvazgeçmek istemezler.Köpeðim Pasha av dürtü-lerini, av peþinde koþmanýnkendisine, avýný öldürmek-ten daha fazla zevk vere-ceði biçimde kontrol ede-biliyordu. KedilerimPasha'nýn kendilerine diþ-leriyle masaj yapmasýnabile izin veriyorlardý. DiðerAfgan köpeðim Miel ise,þayet ben yanýnda deðilsemav dürtüsüne söz geçiremi-yordu. Kedilerim de onunyoluna çýkmamayý tercihediyorlardý."

Burada da her hayvanýnayný olmadýðý açýkça

görülmekte. Her hayvan ayrý bir kiþilik,ayrý bir yetenek, ayrý bir dünya. Her hay-van özgün bir varlýk. Bir genellemeyapýlamaz. Týpký biz insanlarda olduðugibi.

Yine yukarýdaki açýklamalardananladýðýmýza göre, örneðin bir köpeði,zaten doðasýnda olan avcýlýk dürtüsünübileyerek, her þeye saldýran bir mahlûkhaline getirmek mümkün olduðu gibi,tersine teþvik ve terbiye ederek, sosyalbir varlýk olmasýný saðlamak da imkândahilinde. Ve buna muktedir olan var-lýðýn kim olduðu da belli: Ýnsan!

Gelecek sayýda "Hayvanlarýn ölümü veölümden sonraki hayatlarý"

Page 30: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI28

29 Ekim 1923, Türkiye Cumhuriyeti'nintarihinde nasýl önemli bir kavþak olmuþsabenzer bir kavþak da 2 Mart 1924 tarihindeoluþur. Günümüzde üzerinde pek fazla durul-mayan bu tarih, ilerde çýkacak devrimyasalarýnýn ilkinin gündeme geldiði bir günolarak tarih sayfalarýna geçer.

Bu tarihte gündeme gelen ve 24 Temmuzgünü çýkarýlan 3 önemli yasanýn eðitimleilgili olaný bu yazýmýzýn konusu olacak.

Osmanlý Ýmparatorluðu'nun reform yýllarýboyunca süren laik eðitim istekleri, din okul-larýnda -medrese ve evkaf ilkokullarý- deði-þiklik yapýlmasý yolunu açamaz. 1839-1876

Öðretimin Birleþtirilmesi(Tevhid-i Tedrisat) Yalçýn Kaya

CUMHURÝYETÝN ÝLK YILLARINDA EÐÝTÝM - III

Page 31: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI29

Tanzimat döneminde ise ahiret kadar dünyayaþamýný da amaç edinen bir eðitim ilkesininbenimsenmesiyle yetinilir. Yeni kurulanokullar ve ordu okullarý din makamlarýnýnyetkileri dýþýna çýkarýlýr ama hiçbir reformcudin okullarýna dokunmaya cesaret edemez.

Yeni okullarýn yanýnda, eskileri de yaþa-mayý sürdürür, böylece birbirine karþýtdüþünceler taþýyan iki farklý kuþak yetiþtirilir.1916 yýlýnda toplanan Ýttihat ve TerakkiGenel Kongresi, Evkaf Nezareti'nin (VakýflarBakanlýðý) elindeki ilkokullarý MaarifNezaretine devreder fakat medreseleredokunmaya cesaret edemez. Medreseler,Evkaf Nezaretinin (bakanlýðýn) elinden alýnýrama bunlar bir baþka dini makama "Bab-ýMeþihat"a býrakýlýr.

Bu harekette dini okullarýn laðvý, din ders-lerinin okullardan çýkarýlmasý gibi köklü biratýlým söz konusu deðildir.

Bu arada Anadolu'nun çeþitli yörelerinde(kasabalar da dahil) açýlmýþ yabancý uyruklumisyoner okullarý da öðrenci yetiþtirmektedir.Bir anlamda, ülkede ikili bir eðitim dizgesideðil üçlü bir eðitim dizgesi söz konusuolmaktadýr.

Gayrimüslim uyruklu vatandaþlarýn çocuk-larýnýn eðitimi için açýlmýþ olan LatinOkullarýnýn (Katolik Mektepleri) sayýsýbaþlangýçta 40 kadardýr. Bu okullara devameden öðrenci sayýsýnýn 6.000 kadar olduðutahmin ediliyor. 1830 yýlýndan bu yana açýl-maya baþlanan Amerikan ProtestanOkullarýnýn (Board Okullarý da deniliyor)sayýsý giderek artmaktadýr. 1910 yýlýnda Anave Ýlkokul sayýsý 395, öðrenci sayýsý 19.243;kolej sayýsý 6, kolej öðrencisi sayýsý 1219'dur.1914 öncesi toplam okul sayýsý 430'a ulaþýr.

Ýþin ilginç yaný, Maarif Okullarýnýn eðitimyöntemini beðenmeyen varlýklý Müslümanailelerin çocuklarý da bu okullara devametmektedirler. Latin ve Protestan yabancýokullara devam eden Türk ve Müslümanöðrenci sayýsýnýn tüm öðrenci sayýsýna oraný1900 yýlýna deðin yaklaþýk % 15 iken,1910'da % 60, Cumhuriyetin ilk yýllarýnda ise

% 75'e çýkar. Tüm bu yabancý okullarýnöðrenci sayýsý bir ara 23.000'e ulaþýr.

Kurtuluþ Savaþý yýllarýnda gerek MustafaKemal'in eðitimle ilgili konuþmalarýnda,gerek bazý yetkililerin söylevleri arasýndaöðretim kurumlarýnýn birleþmesi gerektiðinedeðinen bazý söylemlere rastlamak olanak-lýdýr. Ne var ki bu dönemde medreselerin veokullardaki din derslerinin aleyhine hiçbir þeysöylenmemiþtir. Savaþ biter bitmez yaptýðýçeþitli konuþmalarda Mustafa Kemal, öðre-timin birleþtirilmesi gereðinin üzerinde dururve medreseler konusunda:

"Medreseler ne olacak, Evkaf ne olacakdediðimiz zaman hemen bir karþý koymaylakarþýlaþýrsýnýz. Bu karþý koyuþu yapanlardanhemen ne hak ve yetkiyle yaptýklarýný sormakgerek. Ulusumuzun ve ülkemizinDârülirfanlar'ý bir olmalýdýr. Ülkenin bütünçocuklarý kadýn-erkek ayni þekilde oralardançýkmalýdýr." der.

Küçük bir ilerici-aydýn grubu MustafaKemal'in yukarýdaki düþüncelerini destekle-mektedir ama hiç kimse medreselerin veonlarý denetleyen Evkaf Nezaretinin kaldýrýl-masý konusunu açýkça önerme yoluna gitmez.

1924 yýlýnda Hilafetin kaldýrýlmasýna kadargiden siyasi geliþmeler, Evkaf ve Þer'iye(adalet) Nezaretinin, medreselerin kaldýrýl-masýyla sonuçlanacaktýr.

29 Ekim 1923'te ilan edilen Cumhuriyet'inüzerinden daha altý ay geçmeden eskilerindüþünüp de adýný söyleyemedikleri medrese-okul ikiliðinin kaldýrýlmasý, ulusal, halkçý,çaðdaþ ve laik eðitime geçilmesi gibi konularkorkusuzca tartýþmaya açýlýr. Eðitimde kýerkek eþitliði, köy ve köylü eðitiminin önemi-uzun süre lafta kalacak olmasýna karþýn-,demokratik eðitim kavramlarý da yasal düzen-leme öncesinde, Meclis dýþýnda ve içindeçokça irdelenmektedir.

Mustafa Kemal ve onunla birlikte yeniTürk eðitimini ilkelerini saptayanlar olasý kieðitimdeki yetersiz tabloyu, köklü birdevrimin temelleþtirilmesi açýsýndan çokönemli bir eksik olarak gördüler. 1 Mart 1924

Page 32: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI

günü Türkiye Büyük Millet Meclisi açýlýþsöylevinde Cumhurreisi Gazi Mustafa KemalPaþa, 1934'e deðin çýkartýlacak ve yaþamageçirilecek "Devrim Yasalarýnýn" baþlamaiþaretini verirken, öncelikle öðretim birliðininönemini vurgular:

"Türkiye'nin eðitim politikasý her þeydenönce ulusal bir kapsamda olmalýdýr. Bu ne-denle de Evkaf-Þer'iye ve Maarif Vekâletinindüþünce birliðine varmasý beklenir" der.

Nitekim 2 Mart 1924 günü CumhuriyetHalk Fýrkasý Meclis Grubu toplantýsýnda dahasonraki Devrim Yasalarýna temel olacak üçönemli yasa gündeme gelir, Halifeliðinkaldýrýlmasý, Osmanlý Hanedaný'nýn yurt dýþý-na çýkarýlmasý ve en önemlisi olan Þer'iye veEvkaf Vekâletinin kaldýrýlmasý -Tevhid-iTedrisat Kanunlarý.

Saruhan mebusu Vasýf Bey (Çýnar) ve 57arkadaþýnýn önerdiði Tevhid-i TedrisatKanununun gerekçesi þöyle açýklanýr:

"Bir devletin genel eðitim siyasetinde,ulusun duygu ve düþünce bakýmýndan birliði-ni saðlamak gereklidir ve bu da öðretim bir-liði ile olur. Ýki baþlý bir eðitim dizgesiyle ikitip insan yetiþtirilir. Önerimiz kabuledildiðinde Türkiye Cumhuriyeti dahilindekitüm eðitim kurumlarýnýn biricik mercii MaarifVekâleti olacaktýr."

(Vasýf Bey mezarýndan kalk da bir bak,senin önerdiðin Öðretim Birliði 2000Türkiye'sinde ne hallere gelmiþ!)

Ýzmir manevralarýnda, komutanlarca(Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak, ÝsmetÝnönü) bu konuda alýnan destekleme kararýsonucu, Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 24Temmuz 1924 günü Meclis tarafýndan dakabul edilerek yasalaþýr, yürürlüðe girer.Görüldüðü gibi arkalarýna ilerici-aydýn kanadýalan komutanlar, Öðretim Birliði Yasasý (odönemdeki adýyla Tevhid-i TedrisatKanunu)'nu Meclis onayýndan geçirerek eðiti-mi tek bakanlýða baðlý bir biçime getir-miþlerdir.

Öðretim Birliðinin önemini MustafaKemal, söylevlerinde þu sözlerle vurgular:

"Eðitim ve öðretimi birleþtirmedikçe aynifikirde, ayni zihniyette bireylerden oluþmuþbirleþik bir ulus yapmaya imkân aramakabesle uðraþmak olmaz mýydý?"

Bu düþünce yasanýn gerekçesinde de belir-gindir. Nitekim yasada yer alan aþaðýdakiaçýklama, Öðretim Birliðinin amacýný açýkçagöstermektedir:

"Bir ulusun bireyleri ancak bir eðitim göre-bilir. Ýki türlü eðitim bir ülkede iki türlü insanyetiþtirir. Bu ise duygu birliði, düþünce vedayanýþma amaçlarýndan tümüyle uzaktýr."

430 Sayýlý Tevhid-i Tedrisat Kanunu Hükümleri:

Madde 1 - Türkiye içerisindeki bütün öðre-tim ve bilim kurumlarý Maarif Vekâletinebaðlýdýr.

Madde 2 - Þer'iye-Evkaf Vekâleti ya da tümözel vakýflar tarafýndan yönetilen medreselerMaarif Vekâletine baðlanmýþtýr.

Madde 3 - Þer'iye-Evkaf Vekâletininbütçesindeki okul ve medreselerle ilgiliödenekler Maarif Vekâletine devredilmiþtir.

Madde 4 - Maarif Vekâleti yüksek din uz-manlarý yetiþtirmek üzere Dârülfûnun içeri-sinde bir Ýlâhiyat Fakültesi kuracak, imam vehatiplik yapmak üzere din adamlarýnýnyetiþtirilmesi için de ayrý okullar açacaktýr.

Madde 5 - Bu kanunun yayýn tarihindengeçerli olmak üzere genel eðitim ve öðretimile uðraþmakta olup da þimdiye deðin MilliMüdafaa Vekâletine baðlý askeri orta ve lise-ler ile Saðlýk Bakanlýðýna baðlý öksüz yetiþ-tirme yurtlarýna ait kadro ve ödenekler MaarifVekâletine geçirilmiþtir. Askeri okullardagörev yapan öðretmenlerin kadrolarý þimdilikMilli Müdafaa Vekâletinde kalacaktýr.

Yasa o denli kökten maddeler kapsamak-tadýr ki ilk anda tüm askeri okullar ve HarpOkulu bile Maarif Vekâletine (Bakanlýðýna)verilmiþ, bir yýl sonra yapýlan düzenleme iletekrar Milli Müdafaa Vekâletinedevredilmiþtir. Ýlk anda askeri okullarýn bile

30

Page 33: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI31

bu kapsam içerisine alýnmasýndaki amaç, aynýyolu izlemesi olanaksýz medreselerin kendi-liðinden kapanmasýný saðlamaktýr.

Gerçekten, Öðretimin BirleþtirilmesiYasasýnda medreselerin kapatýldýðýna dair birhüküm yoktur. Ancak medreselerin göreviniyapmak, yüksek ilâhiyat uzmanlarý yetiþtir-mek üzere Ýlâhiyat Fakültesi, Ýmam-Hatipokullarý açýlmasý yasal olarak öngörülmüþtür.Böylece medreselerin kapatýlmasý karar altýnaalýnmýþ ama resmen açýklanmamýþ oluyordu.Mustafa Kemal'in özel meclislerinde bu konusýk sýk gündeme gelmiþtir. O, medreselerinreformuna ve devamýna olanak görmemekte-dir. Yusuf Akçora gibi düþünürler medreselerikapatmamayý, adýný "Hakimiyet-i MilliyeMedreseleri" olarak deðiþtirerek reforma tabitutmayý, buralara yoksul kesimlerden öðrencialarak devrimi yayacak din adamlarýyetiþtirmeyi önermiþtir.

Mustafa Kemal, Devrim Medreseleridüþüncesini benimsememiþ, kapatýlmalarýkonusundaki üstelemesini sürdürmüþtür.

Nitekim 1925'e kadar tüm medreseler kapa-nacaktýr. Açýlan ilk Ýlâhiyat Fakültesi ile 26Ýmam-Hatip Lisesi zorlamalar olmamasýnakarþýn 1934'e kadar birer ikiþer kapanacaktýr.Büyük çoðunluðu Müslüman olan halkýn buyasalarý desteklediðini öne sürmek yanlýþolur. Olasýlýkla savaþ yorgunu, geçim der-dinde, geliþmelerden uzak ve habersiz halkýniþbaþýndaki yönetime güveni, böylesineönemli bir yeniliðin tepkisiz kalmasýna nedenolmuþtur. Anayasa güvencesi altýna alýnanÖðretim Birliði Yasasýnýn, öteki devrimyasalarýnda olduðu gibi, politik çýkarlar ve oyhesaplarý ile gizli ya da açýk saldýrýlara,eleþtirilere uðramasý 1946'lý yýllarda baþlaya-cak ve 1950'li yýllardan sonra da tümüyle gözardý edilecektir.

Öðretim Birliði Yasasýnýn en büyükdestekçisinin yurdun dört bir yanýna daðýlmýþolan aydýn öðretmenler olduðu ve ilericibasýnýn da bu oluþuma katký yaptýðý bilin-mektedir. Yasanýn yürürlüðe girmesindensonraki üç yýlda, resmi okullara medreseler-

den sýzan dinsel eðitim, buna koþut olarakArapça ve Farsça öðretim kaldýrýldý.

1927 yýlýnda ulusal sýnýrlar içerisinde baþkadinden insanlarýn da olduðu öne sürülerek ilk,orta ve liselerden din dersleri kaldýrýldý.Azýnlýk okullarý da Maarif Vekâletine bað-landý. Bu geliþmeler 1928 harf devrimininhazýrlýðý olarak da düþünülebilir.

Öðretim Birliði Yasasýnýn kabulünden kýsabir zaman sonra Eðitim Bakaný Vasýf ÇýnarBey, bu yasaya uygun olmadýðýný öne sürerekmedreselerin kapatýldýðýný ilan edecektir. Ka-pandýklarý 1924 yýlýnda, ülkede 479 medreseve 18 bin medrese öðrencisi vardýr ancakbunlardan sadece 6 bini gerçek öðrencidir.Diðerleri kayýtlarýný yaptýrýp, askerlik göre-vinden geri býraktýrýlmalarý haklarýný elde et-tikten sonra bir daha okulun semtine uðra-mayan, dükkan ve tezgâhlarýnda çalýþan kiþi-lerdir.

Dönemin Baþbakaný Ýsmet Ýnönü 1925yýlýnda Muallimler Birliðinde yaptýðý birkonuþmada öðretmenlere þöyle sesleniyordu:

"Tevhid-i tedrisatýn bazýlarýncakötüleneceðini, öncülük edenlerin dinsizliklesuçlanacaðýný biliyorduk. Bu sistemdebaþarýlý olalým, on yýl kararlýlýkla yürüyelim,þimdi bize karþý olanlar göreceklerdir kiMüslümanlýðýn en saf ve katýksýz þekli bizdeyaþanacaktýr. Siz öðretmenler dini deðil,ulusal eðitimi vereceksiniz. Milli eðitimde ikikýsým düþünebiliriz: Siyasal ve vatansal.Bütün bu topraklara Türk anlamýný veren bir'Türk Ulusu' var. Fakat bu ulus henüz, bek-lediðimiz yekpare ulus görünüþünü vermiyor.Ama bu nesil bilinçle, bilim ve hayatýnrehberliðiyle bütün ömrünü vakfederekçalýþýrsa, siyasi Türk ulusu kültürel, düþünselve toplumsal tam ve olgun bir ulus olacaktýr.Yaþayacaksak yekpare bir ulus kitlesi olarakyaþayacaðýz. Ýþte milli terbiye dediðimiz sis-temin genel hedefi budur."

Dergimizin önümüzdeki sayýsýnda Türkmilli eðitimine damga vuran bir bakanýn,Mustafa Necati'nin kýsa yaþam öyküsünü vebaþarýlarýný sizlerle paylaþacaðýz.

Page 34: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI32

Prof. Dr.Kenan Gürsoy ileFelsefe Penceresinden Bakýþ(önceki aydan devam) Nihal Gürsoy

“Ýnsanýn, insanolarak kendisininunutulduðu biryerde dünyanýn nasýlbir anlamý olur?Ýsterse küreselleþme,isterse Türkileþmeolsun, ulusal olarakda hiçbir manâ ifadeetmeyecektir.”

Page 35: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI33

Nihal Gürsoy - Geçen ay sohbe-timizde "Felsefe Toplantýlarý" çatýsý altýn-da deðerlendirilen pek çok konuya yervermeye çalýþtýk. Müsaade ederseniz busohbetimize sizin "Etik ve Tasavvuf" adlýkitabýnýzdaki "Evrenselleþme" kavramýn-dan yola çýkarak baþlamak istiyorum."Evrenselleþme" nedir tam olarak?"Küreselleþme" ya da "Globalleþme" gibigünümüzde oldukça gündemde olankavramlardan ne gibi farklýlýklarý vardýr?"Evrenselleþme" fikri bugünün insanlýðý-na neler kazandýrabilir?

Tasavvuf düþüncesinden de yararla-narak, felsefenin ýþýðý altýnda nelersöyleyebilirsiniz bu konuda?

Kenan Gürsoy - Sorunuz için teþekkürediyorum, ayrýca kitabýmý deðer-lendirdiðiniz için de teþekkür ediyorum.Söylediðiniz gibi Tasavvufun kullandýðýmodeli, burada hatýrlatmakta fayda ola-bilir. Var olan bir terim olan"evrenselleþme"yi ben özel bir manâdakullandým.

Þimdi gerçekten de þu anda dünyaüzerinde küreselleþme, dediðimiz birdurum yaþanýyor. Hattâ öyle garip birdurum ki; zaman zaman ekonomikanlamda üst seviyede olan ülkelerinaktör olduðu, özne olduðu bir faaliyetþeklinde ifade ediliyor. Bence, bu dahionun üzerinde olumlu bir yorum yap-maktýr. Çünkü küreselleþmenin þu andabir öznesinin olmadýðýný görüyoruz.Yani, kendi baþýna giden, kendi baþýnaoluþmakta olan bir durum þeklinde git-tikçe yaygýnlaþarak devam ediyor. Amanereden kaynaklandýðýný ve bize neyiempoze etmekte olduðunu hatýrlayacakolursak, bunun vahþi kapitalizmin ürünüolduðunu söyleyebiliriz. Her halükârda,küreselleþme kavram olarak bütün-leþmek, dünyayla bir ve beraber olmakanlamýnda kullanýldýðýnda bunun isabetli

KENAN GÜRSOYKÝMDÝR?

1950 yýlýnda Ankara'da doðanProf. Dr. Kenan Gürsoy orta öðreni-mini Saint Benoit Fransýz ErkekLisesi'nde tamamladýktan sonraFransýz Hükümeti'nin vermiþ olduðubir bursla yüksek öðrenimini felsefealanýnda Fransa'da Rennes ve ParisSorbonne Üniversitelerinde gerçek-leþtirdi. Yurda dönüþünden hemensonra Atatürk Üniversitesi FelsefeBölümü'nde asistan oldu. 1979 yýlýn-da felsefe doktoru, 1983 yýlýndadoçent, 1989 yýlýnda profesör unvan-larýný aldý. 1984 yýlýndan itibaren DilTarih Coðrafya Fakültesi'nde görevyapan Gürsoy, 1997 yýlýndan beriGalatasaray Üniversitesi ÖðretimÜyesi kadrosunda yer almaktadýr vehalen bu Üniversitenin Fen EdebiyatFakültesi Dekanýdýr. Çalýþmalarýdaha ziyade Etik (Ahlâk Felsefesi),Dinler Arasý Etik, Tasavvuf veEgzistans Felsefesi gibi alanlardadýr.

Eserleri: Traduction etCommentaire de Maquamat al Awliyade Akþemseddin; Jean-Paul SartreAteizminin Doðurduðu Problemler,Egzistans ve Felsefe ÜzerineGörüþler; Maurice Merleau-Ponty'deÝdrak Problemine Giriþ; Bir FelsefeGeleneðimiz Var mý?; Gönül Gözü(Tuðrul Ýnançer ile beraber); BirEvrensel Projemiz Var mý?; Etik veTasavvuf

Page 36: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI34

bir kavram olmadýðýný düþünüyorum.Oysa, ne güzel bir þey olurdu, birlikiçinde olmak. Fakat bu birliktelik, banabir genellik empoze ediyorsa; yani bentek biçimlendirilmiþ bir dünyanýn ürettiðive empoze ettiði þekilleri kabul etmekmecburiyetinde kalýyorsam, meselâ ham-burger yemek ya da mutlaka ayný içeceðitüketmek, tek biçime uyarlanmak, tekbiçimde düþünmek durumunda kalýyor-sam, burada büyük zarar görüyorumdemektir.

Burada asýl kendisini ifade etmesigereken, çeþitliliði içindeki o insandýr.Kendi itibarýyla birey olarak, fert olarak,þahýs olarak yaþamakta olan o insan,özgürlüðü dolayýsýyla, kendi sorumlu-luðunu farkeden bir insandýr. Deðerolarak kendisini gündemde tutmasýgereken bir insandýr. Elbette egoizmanlamýnda kullanmýyorum. Fakatyeteneklerinin, çeþitliliðinin,yaratýcýlýðýnýn ortaya çýkmasý bakýmýn-dan söylüyorum. Bunu en küçük birimolan birey açýsýndan söylüyorum amaküçük küçük topluluklar, kültürler açýsýn-dan da söyleyebilirim. Ne þahýs, ne okültür, ne medeniyetler, ne o farklý farklýoluþlar yitirilmeksizin, her zamanyeniden yeni þekillerde doðabilecek oimkânlar ortadan kaldýrýlmaksýzýn, fakathepsinin kendi üzerindeki özgür bilincin-den ve sorumluluðundan hareketleoluþan bir "biz"e "birlik"e doðruyürümeliyiz. Eðer küreselleþme kendiniöznesiz, aktörsüz bir alan, bir durum þek-linde genelleþtirilecek, kalýba dökülecekgibi empoze ederse; burada size hiçbirþekilde yer kalmaz.

Ýnsanýn, insan olarak kendisinin unutul-duðu o yerde ise dünyanýn nasýl biranlamý olur? Ýsterse küreselleþme, isterseTürkileþme olsun, ulusal olarak da hiçbir

manâ ifade etmeyecektir.Öyleyse evrenselleþme ne anlama gele-

cektir? Evrenselleþme, þahýs olarak,kültür olarak kendi üzerindeki bir bi-linçten, medeniyet açýsýndan kendiüzerindeki bir farkýndalýktan, bunlarýnhiçbirine yani þahýs, kültür ve medeniyetolarak yabancýlaþmaksýzýn, ötekilerle bir-liðe doðru yönelmek demektir.

Yani kendine, kendi olmaklýðýna ihanetetmeksizin kendi þahsiyetliliðineyabancýlaþmaksýzýn evrenselliðe doðruyol almaktýr.

Kendindeki evrensel olaný ötekileradýna da yakalayabilmektir. Bu tavýrvahþi kapitalizmde daha çok bu kapitaliz-me dayalý bir ekonomiyi ifade ederken,þimdi evrenselleþme de kendimdendolayý olan sorumluluðu üzerime almamfakat "öteki"nin de sorumluluðunuüstlendiðim bir etiði içerecektir.

O zaman ekonomik küresel deðerlerleetik arasýnda bir etkileþim oluþturuyoruzki, bu ayný zamanda ekonomiyi de etik-leþtirmek, etik kýlmak, ahlâklý kýlmakfakat etik alanýn da ekonomiyle bütün-leþmeksizin yapamayacaðýný ona farket-tirmektir.

Yani, bireysel kendi içine kapalý biralanda deðil, bütün dünyayla buluþmayadoðru yönelen, kendinde bütün cihanýhisseden, fakat birey olarak da kendineyabancýlaþmayan; makro kozmosuniçinde kendi mikro kozmosunu bulan veen küçük haliyle de bütün bir cihanýiçinde taþýdýðýný düþünen bir þahsiyeti,bir kültürü, bir medeniyeti yakalamak.Bunu ancak etik olarak yapabiliriz.Tasavvuf kültürüyle bunun bir alâkasýolabilir mi?

Bizim kendi kültürümüzün bu en temelinsan hareketinden baþlayarak söyleye-bilirim ki, Tasavvuf'ta da söz konusu

Page 37: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI35

olan, kendi içinde derunileþen, içdünyasýnda yol alan o insaný bulmaktýr.Ama iç dünyasýnda yol alan bu insankendi içinde kapalý kalmaz. Kendi kendi-sine ne mahkûmdur ne de kendi kendisiaçýsýndan büyümekte bir yarar görür.Önemli olan onun kendi içinde, cihanýcihan kýlan, yaratýlmýþý yaratýlmýþ kýlantemel prensibi yakalayabilmesidir.

Yani kendi oluþturduðu o parçada,bütünün anlamýný yakalayacaktýr. Böyleolduðu zaman hem derunileþecek, kendiiçinde bir tekâmül sergileyecek, hem deyekdiðerine yani diðer insanlara,topluma, bütün bir kâinata doðru açýla-caktýr. Bireyi kendine yabancýlaþtýrmak-sýzýn, onu, bütün bir dünya insanýylabuluþturmaya doðru yöneltmiþ olacaktýr.O zaman, vahdetteki kesret ve kesrettekivahdet prensibini hatýrlayarak, bukesretin bir parçasý olarak en küçükparçanýn bile vahdeti, yani bütünlüðütemsil ettiðini görmek durumunda ola-caktýr.

Evrenselleþme, böyle bir bütünlüðedoðru kendine yabancýlaþmaksýzýn çýka-bilmek, kendini kendi olarak tekâmülettirirken bütün bir insanlýkla da onlarýnsorumluluðunu üzerine alarak buluþmak-týr.

Nihal Gürsoy - Anlattýklarýnýzdan yolaçýkarak þöyle bir baðlantý yapmak istiyo-rum, sanki "evrenselleþme" sürecinegiren insana, iyi insan olmak anlamýndada yol almaya baþladýðý görülüyor. Bukonuda düþünceleriniz nelerdir? Ayrýca,felsefe iyi insan olmak adýna ne gibiçalýþmalar yapmýþtýr?

Kenan Gürsoy - Daha öncekisorunuzun devamý olan bu konuyufelsefe için sorduðunuz sorudan baðýmsýzolarak cevaplandýrayým izninizle. Sözkonusu olan insan, kendine yabancýlaþ-

maksýzýn, kendi olmak adýna bütün birinsanlýkla buluþan o insandýr. Kendisininolduðu kadar, cihanýn da sorumluluðunukendince üzerine alan o insandýr. Onunçilesini kendi adýna çeken, onun ulaþmakdurumunda olduðu hayýrlý terkiplereönce kendinde ulaþan o insandýr.Diðerinden beklemeksizin önce kendisiteklif eden, kendi teklif ettiðinde ötekininhayrýna olacaðýný bilen ama onu kendi-sine indirgemeksizin onun kendisiolmaklýðýna hürmet eden insandýr.

Yani, cihan için elimde bir reçete vardiye, onun kafasýna vura vura, ona bunuempoze ede ede bir baþka çeþit küre-selleþme tahakkümü oluþturan o insandeðil. Ama, kendi alçakgönüllülüðündebütün bir cihan için güzel bir þeyler üret-mekte olduðunun bilincinde ya da enazýndan gayretinde olan kiþidir. Bunuötekine empoze etmek deðil, kendindeona iyi örnek oluþturmak durumundaolan insandýr. Demek ki evrensellikböyle bir þey, bu iyi insan olmak mýdýr?Evet, ama bu iyi insan olmaklýðýn birnüansý vardýr. Siz, kendi iyi insan olmak-lýðýnýzý ötekine bir seçim empoze ederekdeðil, sadece kendiniz olarak gerçek-leþtirebilirsiniz. Az önce Tasavvuf'tanbahsettiniz siz, bana kalýrsa; Tasavvufunöznelleþtirdiði, oluþturmak istediði örnekinsan. Ýnsan-ý Kâmil, önce kendisi olankendisinde derinleþen ama yavaþ yavaþkendisinde derinleþtikçe, bütün bir insan-lýk âlemiyle hattâ bütün varlýkla buluþan,onlarý kendi açýsýndan ifade edeninsandýr. Tanrý katýnda övülmüþ sýfatlara,deðerlere yönelen o insandýr. Buldumiddiasýnda olan deðil fakat onlara doðruyönelmenin bir erdem olduðunu bileninsandýr. O, diðerlerine kendisini mutlakabeni takdir ederek, bana benzeyin diyeno insan deðildir. Fakat, kendi þah-

Page 38: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI36

siyetinin içinde öteki insanlara da kendidoðru þahsiyetlerini bulmalarýný bir þe-kilde telkin eden o insandýr.

Yani, onlarý tek tek kalýba sokan deðil,fakat onlarla olan iletiþiminde onlarýn dakendilerini kendileri itibarýyla bulmalarý-na yönlendiren ama asla tek biçim-lendirmeyen o insandýr.

O zaman örnek insan kendisi itibarýylakendisine düþen rolü iyi oynayan veherkese de kendine düþen o rolleri doðruoynamayý telkin eden bir müþahhas þahýsörneði sunan insandýr. Batýlýlar, Ýnsan-ýKâmil'i tercüme ederken buna evrenselinsan diyorlar. Yani bizim kâmil, olguninsanýmýzý onlar evrensel insan diye ter-cüme etmiþler, bu tercüme benim pekhoþuma gidiyor doðrusu.

Nihal Gürsoy - Felsefe evrensel, örnekinsana etik-ahlâk alaný içerisinde mi yervermiþtir? Etik alan bu arayýþ içerisindemidir?

Kenan Gürsoy - Þöyle cevap vereyim.Felsefe kendi disiplinlerinden biri olarakinsan felsefesi de yapar. Bu bir felsefedisiplinidir. Felsefi antropoloji diyoruz.Bir diðer taraftan da deminden berisöylemeye çalýþtýðým etik konusu, yaniahlâk sorumluluðunu gündeme getirenbir ahlâk felsefesi ortaya çýkar. Ahlâkfelsefesi her zaman bunu böylesöylemese de, temelde galiba insanýkendi bireyselliðine mahkûm etmeksizin,söz konusu birey dahi olsa geniþ manâdaevrenselliði arayan o insandan söz eder.

Nihal Gürsoy - Bizim toplumumuzdaTasavvuf Düþüncesi evrensel birlik vebütünlük anlayýþý yönünde gösterdiðihedefler bakýmýndan insanýmýza önemlibir yol aldýrmýþ gözüküyor. Bu konudakigörüþlerinizden yararlanabilir miyiz?

Kenan Gürsoy - Gerçi Tasavvuf,bugün felsefe lisanýyla iþlenmiþ olsaydý

pek çok bakýmdan, pek çok sorunumuzudeðerlendirmek itibarýyla gerekli birgelenek olabilirdi. Doðru anlaþýlan birTasavvuf anlayýþýnýn, doðru yaþanan birTasavvuf uygulanýþýnýn, bugünün felse-feleri açýsýndan doðru iþlenmiþ birTasavvuf sistemizasyonunun çok önemliolduðunu ben de düþünüyorum. AmaTasavvufu dünyadan bir el etek çekme,þahsiyeti bakýmýndan kendineyabancýlaþma olarak deðil, tam tersi ha-yata katýlarak ortaya çýkartmak gerekir.Bakýn þöyle anlatayým. Biraz evvelevrenselleþmeden söz ederken þunu dasöyleyebilirdim. Her gelenek kendiiçinde kendinden hareketle evrenseliyakalayabilmelidir. Her biri kendi içindesaklý olan bir evrenselliði öteki insanlarada açabilmeli ve de insanlarý doðrualgýlayabilmek için gündeme getire-bilmelidir.

Page 39: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI37

Ýslâm dini açýsýndan Tasavvuf, özdekitemel birlik akidesini iþlediði için tam birevrenselliði de dile getirir. Fakat buevrensellik kendisini bir genellik içindekaybeden evrensellik deðildir. Buevrensellik, özellikle iþte o gelenekdoðru takib edildiði zaman anlaþýlabilenve onun ruhuna intibak edildiði zamanyaþanýlarak oluþturulan bir tavýrdýr.

Bunu önemsiyorum. Yani, her bir þahýsnasýl kendinde diðer bütün insanlarlabuluþabilecek bir temel prensipyakalayabiliyorsa; hem de ötekilerle birve beraber olacak kadar, onlarýn kendin-den yansýdýðýný farkedebilecek bir sevi-yeye gelebiliyorsa; ya da tersindensöyleyeyim, nasýl her insan baþkalarýndakendisinin bir diðer yüzünü görebiliyor-sa, ayný þeyi doðru ve iyi temel-lendirilmiþ dini geleneklerde de bulmakmümkündür.

Ýþte Ýslâmiyet, kendisini Tasavvufüzerinden anladýðýnda bu temel evrenselbirlik ruhunu anlayabilir. Bu genelleþmedeðildir. Çünkü kendine has bir biçimivardýr. Ama bu, o biçimin içindebulunulduðu için kendisini farkeden birevrensel yapýdýr.

Nihal Gürsoy - Teþekkürler. Felsefe,baþýndan bu yana sorguladýðý gerçeklerleinsanlýða en çok hangi alanda yol aldýr-mýþtýr?

Kenan Gürsoy - Tabii ki ben, etik yaniahlâk felsefesi çalýþan bir insan olarak;ahlâki bilinç kazandýrmada felsefeninrolü çok yüksektir diyebilirim. Evrenselbir ahlâki tavýr kazandýrmasý bakýmýndanfelsefeye çok þey borçlu olduðumuzmuhakkak.

Ama felsefe, bilginin geliþim süreciiçinde her seferinde ona çok aziz bir dostolarak refakat eden bir vezir konu-mundadýr. Her seferinde bilgiyi uyarýr,

her seferinde o bilginin kendisini doðrumetodolojilerle izleyebilmesi için onayol açar. Bir tür eleþtiri faaliyetinisürdürür. Onu, diðer bilgilerle bütünlüðüaçýsýndan, o birlik bakýmýndan ele alýr veo bilginin etik anlamda kullanýlabilir-liðinin saðlanabilmesi için de bir uyarýcýrolündedir.

Nihal Gürsoy - Size göre, bugüninsanlýk en çok neyi sorgulamalýdýr?

Kenan Gürsoy - Bugün, insanlýðýnetik farkýndalýða ulaþabilmesi adýnaonun, tarih içindeki rolünü sorgulamamýzgerekiyor. Bunu sorgulama, ayný zaman-da içinde yer aldýðý bütünü sorgulamak-týr; bütünün mahiyetini sorgulamaktýr. Ozaman insan içinde yer aldýðý bütünümahiyeti itibarýyla, sorunlarý itibarýyla,sorumluluðu itibarýyla deðerlendirecektir.

Nihal Gürsoy - Siz, GalatasarayÜniversitesi Fen-Edebiyat FakültesiDekanýsýnýz dolayýsýyla eðitimin ve öðre-timin tam anlamýyla içindesiniz. BilgiToplumuna doðru yol aldýðýmýz busüreçte eðitmensiz, öðretmensiz eðitim-den sýkça söz ediliyor. Bu konuda ve birde eðitimin temel almasý gereken deðer-ler hakkýnda görüþlerinizi alabilir miyiz?

Kenan Gürsoy - Bir kere kazanýlanhiçbir þeyi gereksiz görmemek lâzým.Kazanýlan her þey üzerinden insanýninsan olmak bakýmýndan kendi oluþu-munu eleþtiri konusu yapmamýz lâzým.Elbette bilgisayarlý eðitim, kýtalararasýekran aracýlýðýyla yaygýn eðitimdenbahsedilebilir. Fakat bunlara eðitimdençok öðrenim demek daha uygundur.

Bilgi kelimesi eðer malûmat anlamýndakullanýlýyorsa, bu öðretim de iþte onungerçekleþtirildiði onun aktarýldýðý öðre-timdir.

Fakat eðitim deyince ben bütün soru-larýnýza verdiðim cevaplarda olduðu gibi

Page 40: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI38

insaný gündemde tutmak istiyorum.Eðitim, eðer insan içinse, onun insanolmaklýðýna bir þeyler katmak içindir.Eðitim, insaný insan kýlmak içindir. Bunedenle, insanýn yeryüzünde daha saðlamdurabilmesi için, geniþ çaplý bir eðitim-den ve öðretimden bahsetmek gerekir.Yani, bilgiler, bilimler edindiðimiz hertürlü kazanýmlarýn hepsi insaný insan kýl-mak açýsýndan önemlidir. Bir makineoluþturmuyoruz. Böyle bakýldýðýndahiçbir þekilde bilgi çaðýnýn gereklerini veonun imkânlarýný da gözardý etmeksizinonlarýn kazandýracaðý her türlü imkâný dabenimseyerek ve kullanarak eðitimyapýlabilmelidir. Ama þunu da belirtelimki, eðer eðitim insan olmak eðitimiysebunun kazanýlacaðý tek yer vardýr, o dainsandýr. Yani öðrenen, eðitilen kadar,öðrenilen ve üzerinden eðitilen de,yaþayan o insanýn kendisidir.

Öteki türlü yavaþ yavaþ vasýtalar vebahaneler olmaya baþlýyor. Fakat asýlinsanlýðýmýzý kazanacak olduðumuz oyer bir insanýn þahsiyeti üzerinden onunkendisini ortaya koymak adýna kullandýðýmesleði, sanatý, felsefeyi, bilgiyi ve bili-mi bulabilmektir.

O zaman, eðer gerçek mahiyetiyleinsan olmak için bir eðitim düþünüyor-

sak, onu insandan almanýn dýþýnda dahayüksek bir anlayýþ olamayacaktýr diyedüþünüyorum. Eðitimin de bunu gün-demde tutmaya ihtiyacý var. Bütünkonuþtuklarýmýzý yeniden bir gözdengeçirdiðimizde öyle algýlýyoruz ki, temelrolde insan var, insanýn kendisini kavra-masý var ve insana insan olmasý bakýmýn-dan hizmet edip, onun kendisini kendisiolarak iþleyebileceði bir durum oluþtur-mak var.

Eðitim de buna alet olursa, o zamangerçek mânâda eðitim olur. Kendi özgür-lüðünü, kendi þahsiyetini, kendibecerikliliðini, kendi sorumluluðunuinsana kazandýrmak lâzým. Ama bu nere-den ve nasýl olacaktýr diye soracak olur-sanýz, ne olursa olsun bir insandangeçerek yine insana akacaktýr.

Tasavvufun temele aldýðý o harikulâdeiletiþim, etkileþim, eðitim ifadesini birdefa daha burada söyleyelim "insandaninsana sirayet".

Nihal Gürsoy - Teþekkür ediyorumdergimiz, okuyucularýmýz ve kendiadýma çok yararlý bir sohbet oldu.

Kenan Gürsoy - Ben de teþekkür edi-yor, çalýþmalarýnýzda baþarýlar diliyorum.Okuyucularýnýza da selâm ve sevgilerimiiletiyorum buradan.

Page 41: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI39

Carol Bowman'ýn, "Children's Past Lives" Kitabýndan Çeviren: Nelda Bayraktar

Diðer Ýþaretler

ÇOCUKLARIN GEÇMÝÞ YAÞAMLARI

Geçen ay Carol Bowman çocuklarýn geçmiþ yaþamlarýný çözebilmek için pratik birrehber sunmuþtu. Bildiðiniz gibi anne ve babalarýn en fazla zorlandýklarý konu çocuk-larýnýn geçmiþ yaþam anýlarýný fantezilerden ayýrmaktý. Anne ve babalar çocuklarýnýherkesten fazla anlasalar da bunu ayýrt edebilmek için dört tane iþarete dikkat etmelerigerekiyordu. Carol Bowman, geçmiþ yaþam anýlarýnýn farklý bir kaynaktan çýktýklarý içinfantezilerden birçok yönüyle ayýrt edilebildiðini söylemiþ, fantezilerin aklýn oyunu olduk-larýný ama geçmiþ yaþam anýlarýnýn ise gerçek yaþanmýþ olaylar olduklarýný vurgulamýþtý.Bu nedenle dikkatli ve hassas bir gözlemcinin aradaki farký hemen kavrayabileceðinedikkat çekmiþti.

Bowman, geçmiþ yaþam anýlarýnýn belki de bir düzineden fazla iþaretinin olabileceðinikeþfetmiþ ancak kolaylýk olsun diye bunlarý þu dört ana iþarette toplamýþtý :

1. Hakikat Tonu2. Zaman içindeki tutarlýlýk 3. Anlattýklarýnýn yaþýnýn ve tecrübesinin üstünde olmasý4. Paralel davranýþ kalýplarý ve özellikleri Geçen ay bu iþaretlerden birincisine baþlamýþtýk. Bu ay konumuza kaldýðýmýz yerden

devam ediyoruz.

Çocuklardan birininannesi olan Charlotte dörtyaþýndaki oðlu Jerry'ningeçmiþ yaþamýnýanlatýrken sesinin bambaþ-ka bir tonu büründüðünüsöylemiþti. Jerryarkadaþlarýyla birlikte1945 yýlýnda öldüðünüsöylüyordu. Sesinde sonderece ciddi ve kederli bir

ton vardý. Charlotte oðlu-nun ses tonundaki bu anideðiþikliði kavramýþtý.Jerry dört yaþýndaki birçocuk deðil de, daha dayaþlý birisiymiþ gibikonuþuyordu.

Ed Durbin'in üç yaþýn-daki oðlu ise televizyondaAbe Lincoln'ün resminigörünce aniden Ýç Savaþ

hakkýnda konuþmayabaþlamýþtý. Adeta büyükbir insan gibi konuþuyor-du. Esas ilginç olan sestonundaki derinlik deðilkonuþma tarzýydý. Çocuk,bir asker olarak yaþadýðýdeneyimleri tüm gerçek-liðiyle anlatýyordu.

Geçmiþ yaþamlarýnýaktaran çocuklarýn ruh

Page 42: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI

halleri ciddi, mutlu, ilgili,heyecanlý veya kederliolabilir ama onlarýn sestonlarýnda daima kesin vekararlý olduklarýný bellieden ifadeler yer alýr.Böylece onlarýn þaka yap-madýklarýný anlarsýnýz.Tiiu, kýzý Liia'nýn sestonunda heyecanlý birifade sezmiþti. Liia anne-sine "Anne ben iþte bura-da öldüm" demiþti. Bunusöylerken kederli veyamutsuz deðildi ve bunudoðal bir sonuç olarakortaya koymuþtu.

Hem bir çocuk psiko-logu hem de bir anne olanLisa, kýzý Courtney'ningeçmiþ yaþam anýlarýný suüzerine çýkarmasýyla bir-likte bu tarz tespitlerdeustalaþmýþtý. Lisa, geçmiþyaþam anýlarýnýn birer fan-tezi olmadýklarýný kýzýnýnses tonundaki kararlýlýktananlayabildiðini söylemiþti.Lisa bana þunlarý anlat-mýþtý: "Hem bir danýþmanhem de bir öðretmenolarak þunu söyleyebilirimki, çocuklar hikâyeleruydurduklarýnda bendenkendilerine gülmemi bek-lerler. Çünkü bu tarzhikayeler anlatan çocuk-larýn seyirciye ihtiyaçlarývardýr. Bu nedenle de fan-teziler onlar için interaktifbir iletiþim þeklidir.

"Ancak Courtneygeçmiþ yaþam anýlarýnýanlatmaya baþladýðýndainteraktif bir iletiþim kur-muyor. Cümleler söylüyorve buna tepki vermesem

bile konuþmasýna devamediyordu."

Çocuklar geçmiþ yaþamanýlarýný doðal bir þeymiþgibi anlatýrlar. Bunun se-bebi hatýrladýklarý þeylerisize aktarmalarýdýr. Buaynen geçen hafta ya dageçen ay yaþadýklarý birþeyi size anlatmalarýnabenzer. Size anlattýklarýolaylar geçen yýl kutladýk-larý doðum günü partisikadar gerçek ve canlýdýronlar için.

Çocuklar geçmiþ yaþamanýlarýný anlatmayabaþladýklarýnda sadecesesleri deðil görünüþleride farklýlýk gösterir.Örneðin yüz ifadelerifarklýlaþýr, bazen çocuðunyüzüne olaðanüstü birhuzur ve dinginlik ifadesiyerleþir, yüzleri parlar.

Çocuklarýndaki bu yüzifadelerini tespit etmekanneler için kolaydýr. Ço-cuklar anlatacaklarý þeyibitirdiklerinde ise hemennormale dönerler. Geçiþ-leri son derece hýzlý olur.Hemen oynamaya, dansetmeye veya baþka birþeyle uðraþmaya baþlarlar.Sanki hiç bir þey olmamýþgibi iki ve üç yaþýndakihallerine geri dönerler.

Çocuklarýnýz geçmiþyaþam anýlarýný anlatmayabaþladýklarýnda onlarýnfarklý bir enerji alanýnagirdikleri fark eder siz debu alanýn bir parçasýhaline gelirsiniz. Öyle kibedeniniz karýncalanmayave iðnelenmeye baþlar.

Bedeninize enerji dolar. Hatýrlayacaðýnýz gibi

çocuklarýma regresyondenemesi yaptýðýmda bende ayný þeyleri hissetmiþ-tim. Peki bunun anlamýnedir? Sanýrým, çocukgeçmiþ yaþamýný hatýr-ladýðýnda farklý bir bilinçhaline girmekte bu da ço-cuðun çevresinde bulunanenerji alanýnda bir deði-þiklik meydana getirmek-tedir. Çocuðun anlattýðýhikayeyi can kulaðýmýzladinlediðimizde ve onunbir parçasý olduðumuzda,biz de enerji alanýndameydana gelen bu deði-þime tepki vermiþ oluruz.

ÝKÝNCÝ ÝÞARET

Zaman Ýçindeki Tutarlýlýk

Çocuklarýn anlattýklarýhikâyelerin gerçektengeçmiþ yaþam anýlarýolup-olmadýðýnýn ikinciiþareti zaman içindekitutarlýlýklarýdýr. Çocuklargeçmiþ yaþamlarýna ait biranýyý belli bir süre boyun-ca (haftalarca, aylarca veyýllarca) en ufak birdeðiþiklik yapmadandefalarca anlatýrlar.

Zaman içindeki bututarlýlýk da geçmiþ yaþamanýsýyla fantezi arasýndakifarký belirler. Fantezilerbir süre sonra ayný þekildetekrar edilmezler.Fanteziler çocuðun hayalgücünün ürünü olduk-larýndan dolayý, deðiþe-

40

Page 43: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI41

bilirler veya tümüyleunutulabilirler.

Victoria Bragg, dörtyaþýndaki Mark'la karþý-laþtýðýnda bir ana okulun-da çalýþýyordu. Mark ön-ceki hayatýnda Victoria ileevli olduðunu söylüyordu.Bu hikâyeyi bir kaç haftaboyunca dört kez anlat-mýþtý.

Victoria bu olayý þöylenakletti:

"Babam bir rahipolduðundan dolayýKilisede büyüdüm sayýlýr.Farklý yaþ gruplarýnda pekçok çocuða öðretmenlikyaptým. Çocuklarýnhikâyeler uydurduklarýnýama bunlarý hemen unut-tuklarýný iyi bilirim. Buhikâyeler onlarýn hayalgücünün ürünü olduklarýn-dan dolayý zaman içindetutarlý olmalarý imkan-sýzdýr.

"Ancak Mark'ýn anlat-týklarý tümüyle tutarlýydýçünkü hep ayný hikayeyien ince ayrýntýsýna kadaranlatýyordu. Bana anlattýk-larýnýn aynýsýný annesinede anlatýyordu.

"Mark geçmiþ hayatýndaönce benim öldüðümüsöylüyor ancak bu olaylailgili herhangi bir heyecanya da keder ifadesitaþýmýyordu. Ona herseferinde: "Bu olay nezaman oldu?" þeklindesorular yönelttiðimdemorali bozuluyor ve bana"Sana söylemiþtim ya!"diyordu."

ÜÇÜNCÜ ÝÞARET

Çocuðun Anlattýklarýnýn Yaþýnýn ve Tecrübesinin Üzerinde Olmasý

Küçük çocuðunuzunhenüz öðrenmediði konu-lar hakkýnda konuþtuðunuiþittiðinizde onun geçmiþyaþam anýlarýný anlattýðýnýanlayabilirsiniz.Çocuðunuzun yaþamýþolduðu deneyimleri en iyisiz bildiðinize göre bukonuda rahatlýkla kararverebilirsiniz.

Çocuðunuz çok küçükise bunu bilmek daha dakolaylaþýr çünkü yaþadýðýtecrübeler zaten azdýr. An-cak okula giden çocuklarý-nýz için bu o kadar kolayolmayabilir. Böyle bir du-rumda sezgilerinize gü-venmeniz gerekir. Çocu-ðunuzun geçmiþ yaþamýn-dan anýlar aktardýðýndanþüphe ettiðinizde ona:"Bunu nereden biliyor-sun?" tarzýnda sorular so-rarak bir yere varmayaçalýþýn, bu þekilde kendi-lerini size açabilirler.

Gümüþ Diþ

Illinois'nin kýrsal kesi-minde yaþayan KarenGreene, kýzý Lauren'i diþhekiminden almýþ evlerinedoðru dönüyorlardý.

Karen Greene yaþadýðýdeneyimi þöyle anlattý:

"Arka diþlerine gümüþkaplamalar konulanLauren diþçinin koltuðun-da gayet uslu bir þekildeoturmuþ, hiç aðlamamýþve hatta diþçiye yardým

bile etmiþti. Eve dönerkensesindeki ciddi ses tonuy-la: "Diþimde gümüþ olsunistemiyorum çünkü birlik-te öldüðümüzde kötüadamlar gümüþ diþlerimizisökmüþlerdi" dedi.

"Bunu söyler söylemezde kalbim yerinden çýka-cakmýþ gibi vahþice çarp-maya, bedenim ise titre-meye baþladý. Öyle ki,herhangi bir kazaya mey-dan vermemek için,arabayý yolun kenarýnaçekmek zorunda kaldým.Biz Yahudi olduðumuzdandolayý kýzýmýn Soykýrýmlailgili konuþtuðunu hemenanlamýþtým. ÇünküNaziler ölen Yahudiler'ingümüþ ve altýn diþleriniçýkarmýþlardý. Bu nedenlekýzýmýn asla þaka yap-madýðýný anlamýþtým.

"Lauren bunlarý sesindeen ufak bir korku duygusuolmaksýzýn anlatmýþtý.Gümüþ diþleri istemediði-ni söylerken herhangi birprotesto eylemi de ortayakoymamýþtý. Lauren'in bukonuda bilgi sahibi olmasýimkansýzdý. Soykýrýmýbilen oðlum bile diþlerinsökülmesiyle ilgili ayrýn-týyý bilmiyordu. Onlarýkorkutmak istemediðim-den dolayý onlara dahaönce bu konuda herhangibir þey okumamýþtým. Ýþtetam o an Lauren'e karþýiçimde büyük bir sevgihissettim çünkü anlattýðýher þeye kesinlikle inan-mýþtým." Gelecek ay:Konumuza kaldýðýmýzyerden devam edeceðiz.

Page 44: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI42

1352-1429 yýllarý arasýnda yaþamýþolan Ankaralý Hacý Bayram Veli, birAnadolu bilgesi ve þairidir. Ýnsanýnolmuþ bitmiþ bir varlýk olmadýðýný vekendisini inþa ederek geliþtirmesi gerek-tiðini savunmuþ olan bir tasavvuf ehlidir.Kendisi döneminin önemli bir kiþisi vehocasý olduðundan, Sultan II. Muratonun öðrencilerini askerlik görevinden

muaf tutarmýþ. Bu þiirinde, bu bilge kiþiinsaný bakýn nasýl tanýmlýyor:

Çalabým bir þâr yaratmýþ, iki cihan aresindeBakýcak didar görünür, ol þârýn kenaresinde.

Çalap=Tanrý ve þâr=þehir olduðunagöre Tanrý insaný iki cihan arasýnda, fizikile metafiziðin ufkunda bir þehir olarak

Aydýnlanma Yolunda ÝnsanDoç. Dr. Haluk Berkmen

Page 45: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI43

yaratmýþtýr. Bu þehrin kenarýnabakýldýðýnda Tanrý'nýn güzel yüzügörünür. Bu ifadede ilginç olan insanadoðrudan deðil, odaklanmadan, sezgiylebakýldýðýnda Tanrý'nýn güzel yüzününbelirginleþtiðidir. Aslýnda "güzel yüz"sözü ile iþaret ettiði Allah'ýn güzel isim-leri, yani Esma-ül Hüsna'dýr.

Nâgehan, ol þâre vardým, ol þarý yapýlýr gördümBen dahi Bir'e yapýldým, taþ-ü toprak aresinde.

Nagehan=ansýzýn, o þehre gittim veþehrin inþa halinde olduðunu gördüm.Yani, insan olmuþ bitmiþ bir yapýdeðildir. Sürekli dönüþür ve hem inþaedilir hem de kendini inþa eder. Dönüþenve oluþan sadece bedeni deðil aynýzamanda tinidir (ruhudur). Ýnsanýnbedeni her ne kadar taþ ve topraktakiminerallerden oluþmuþ olsa da, asýl özüTanrýnýn birliðidir. Bu ifadede MuhiddinÝbn-ül Arabi'nin Vahdet-i Vücûd (varlýðýntekliði) felsefesi de bulunmaktadýr.

Ol þârdan oklar atýlýr, gelir ciðere batýlýrArifler sözü satýlýr, ol þârýn pazaresinde.

Ýnsan denen kale gibi korunaklý þehir-den oklar atýlýr. Atýlan oklar burada birbenzetme (mecaz) olup, yaralayýcý vekýrýcý sözler kastedilmektedir. Bu bakým-dan, bu sözler insanýn ciðerine batar.Kendini koruma gayreti içinde olaninsaný çepeçevre duvarlarla korunan birkaleye benzetiyor. Fakat, bu kaleniniçinde kurulan Pazar yerinde arif kiþilerinsözleri satýþa hazýr sunulmuþ durumdadýr.Ýsteyen onlara talip olup onlarý satýn ala-bilir. Burada sözü edilen satýþ parakarþýlýðý olmayýp, bilginin elde edilmesi

için gerekli olan emek ve çabaya iþaretetmektedir.

Þakirtleri taþ yontarlar, yontup üstâda sunarlarÇalabýn ismin anarlar, ol taþýn her paresinde.

Þakirtler=çýraklar taþ yontarlar diyor.Burada kastedilen taþ insanýn alt benlikboyutudur. Katý bir taþa benzeyen nefs-iemmare'nin yontulup güzel bir heykeledönüþmesi esas amacý oluþturur. Ancak,bu gayeye doðru yaklaþýlýp yaklaþýl-madýðýný saptayacak olan çýrak olan,mürid deðil, usta olan mürþittir. Benliðinyontulup güzelleþmesi için insanýn sürek-li Tanrý'yý anmasý ve hatýrlayýp zikretmesigerekir.

Bu sözü arifler anlar, cahiller bilmeyip tanlarHacý Bayram kendi banglar, ol þârýn minaresinde.

Hatýrlayýp anma olayýnýn öneminicahiller bilmeyip kötülerler. Tanlamak =kötülemek ve Banglamak = baðýrmak,seslenmek olduðu ve minareden insanlaribadete çaðrýldýklarýna göre, HacýBayram Veli'nin yaptýðý, insanlarý ibadete(güzel eylemlere) davet etmektir. Þârýnminaresi ayný zamanda þehrin en yükseknoktasý olduðundan, insanýn ulaþacaðý enyüksek benlik katý olan Ýnsan-ý Kâmilmertebesini simgeliyor. Hacý BayramVeli, bu yüksek benlik katýndan insanlaraseslendiði için onun sözlerinin gizlianlamý sadece ârif olanlara açýktýr.Günümüzde Hacý Bayram Veli gibi bil-geleri bulmak oldukça zordur. Çünkü bubilge kiþiler gerçek doðalarýný gizlemeyitercih ederler. Onlar sýrlý kiþilerdir.Ortalýkta dolanmazlar ama þiirleri ve

Page 46: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI44

bilge sözleri ile hepimize aydýnlýk yolugöstermekten de geri kalmazlar.

Aydýnlanma arayan kiþilere GautamaBuda þu ifade ile yol gösteriyor:"Yalnýzca ve yalnýzca kendini adamayoluyla hakikatin farkýndalýðýnaeriþilebilir".

Kendini aydýnlanma yoluna adamýþolan insan bir gönül yolu seçer. Gönülmutluluðuna ve sezgi açýlýmýna nedenolmayan yol bilgelik yolu olamaz. Gönülyoluna girenlerde görülen iki önemliözellikten biri cesaret, diðeri alçakgönüllülüktür. Aydýnlanmak isteyen birgenç bilge mürþide sormuþ:"Aydýnlanmaya ulaþabilmem için kaç yýlgerekir?" Usta: "Yirmi yýl" demiþ. "Yaçok çalýþýr çok gayret edersem kaç yýlgerekir?" diye yeniden sorunca usta:"Otuz yýl" demiþ. Demek ki, bu aydýn-lanma durumu ne çok çalýþma ile ne debüyük emek sarf ederek elde edilebilir.Aydýnlanma denebilecek olan bu bilinçdüzeyi, sabýr ve cesaretle, nefsin emir veisteklerini kontrol ederek, bir meyveninolgunlaþmasý gibi olgunlaþmayý bekleye-rek ve hiç beklenmedik bir anda ani birsýçrama þeklinde aydýnlanmanýn gerçek-leþeceðine inanarak bu gönül yolundailerlemenin sonucunda gerçekleþir. Buani deðiþimin bir kritik birikim sonucuoluþmuþ olduðunu da söylemek müm-kündür. Sonuçta izlenecek olan gönülyolu dýþta deðil içtedir. Ýçsel denge veolgunluða ulaþmýþ nefs "Kemale Ermiþ",yetiþkin kiþi olarak kendini tanýmýþ, hemkendine hem de çevresine hayýrlý olmayýbaþarmýþ insandýr. Bu yaklaþýmda teklikfelsefesi bulunmakta ve iç ile dýþýn

bütünsel bir teklik oluþturduðunu,içimizde ne varsa dýþýmýzda da onu göre-ceðimizi ifade etmektedir. Bu düzeyeulaþmýþ kiþi hakikate "yakîn" olduðundanyabancýlaþma duygusundan tümüyle kur-tulmuþ olarak yaþamýný sürdürür.

Yakîn sözü süphe içermeyen bilgi içinkullanýlýr. Bilge kiþiler üç tür yakîn'densöz ederler. 1. Ýlmel yakîn, 2. Aynelyakîn ve 3. Hakkel yakîn. Ýlmel yakinhem akýl ve mantýðýmýzla hem de hayattecrübemizle ulaþtýðýmýz bilgiler içinsöylenir. Ýlimin bilimden daha ileribütünsel bir bakýþ içerdiðini belirtmekisterim. Ancak yine de bakýþta varsayým-lar ve nakli kabuller bulunmaktadýr. Aynsözü Arapça göz demek olduðundanAynel Yakin, gözle görülecek kadaryakýn olan bir hakikati ifade eder. Artýkvarsayýmlar ve inançlarýn yerini bizzatþahit olmak ve deneyimlemiþ olmakgerekmektedir. Üçüncü ve en ileri boyut-taki bilgi olan Hakkel Yakin durumundakiþi tanrýsal gerçeklikle bütünleþmiþ vehakkýn zatýnda yok olmuþ olan insandýr.Bu duruma "fenafillah" veya Budistgörüþünde "nirvana" adý verilmektedir.Fenâ sözü yok olmak anlamýna gelir.Bizim gündelik dilimizde ise "kötü"anlamýnda kullanýlmaktadýr. OysakiAllah boyutunda yok olmak öyle heristeyenin ulaþabileceði bir mertebedeðildir. Bunun için bir ömür boyu buyolda birçok sýnavlardan geçmek vebirçok fedakârlýklarda bulunmak gerekir.Aslýnda karþýlaþtýðýmýz her olay birsýnavdýr. Gündelik hayatýmýzda süreklikararlar alýyoruz ve dýþ etkilere tepkilerveriyoruz. Aldýðýmýz kararlarýn veverdiðimiz tepkilerin ne tür sonuçlara yol

Page 47: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI45

açacaðýný da çoðu zaman hiç sorgulamý-yoruz. Bilge kiþi için karþýlaþtýðý her olayveya durum geçilmesi gereken bir sýnavözelliði taþýr. Yani, bizlerin kendimizesürekli sormamýz gereken soru þudur:"Acaba ben bu sýnavý baþarý ile geçtimmi?". Çünkü sýnavý geçmezsek aynýsýnav farklý gibi görünen fakat aslýndaayný olan bir diðer sýnav þeklindekarþýmýza çýkacaktýr.

Amaç, hayatýmýzý istediðimiz gibiþekillendirmekten çok, kendi hayrýmýzaolduðu kadar bütünün hayrýna olandavranýþlarý ve tercihleri yapabilmektir.Çünkü, sadece kendi isteklerimizi önplanda tutarsak çýkarcý bir toplum oluþurve sen ben kavgasý sürer gider. Oysa kiher durumda "Bu seçeneðimle sadecekendimi mi düþünüyorum? Yoksa hemkendimi hem de toplumun genel çýkarýnýmý düþünüyorum?" sorusunu sorabilmekgerekir. Kendi çýkarýmýzý hiçe saymamýzmümkün olmasa da toplumun genelçýkarýna ters düþen davranýþlardan kaçýn-mak bir ahlâk ve bilgelik düzeyi gerek-tirir. Bu bilgeliði ve genel toplumahlâkýný aileler ve okullar çocuklarayeterince aþýlayabiliyorlar mý? Kanýmca,asýl sorulmasý gereken ve üzerindedurulup çareler aranmasý gereken sorubudur.

Eðer toplumda bu tür "Sosyal Ahlâk"eðitimi ihmal edilirse zaman içindeyozlaþma artar ve dengesiz, hasta birtoplum oluþur. Sosyal Ahlâk'tan kasýt,toplum içinde yaþayan her ferdin tek birbirey olmadýðý bilinci içinde, diðer herferde karþý saygýlý, sorumlu, disiplinli vehoþgörülü davranmasýdýr. Sosyal Ahlâk

deðerleri güçlü olan bir toplum, saðlýklýbir þekilde yaþamaya devam eder vedünyada saygýn bir yer sahibi olur.Sosyal ahlâký bir dýþ davranýþ þekliolarak yorumlamamak gerekir. Sosyalahlâk sorumluluk ve katýlýmcýlýk dagerektirir. Olaylara seyirci kalmakladeðil, katýlmakla ve bütünsel bir enerjialaný yaratmakla dönüþüm saðlanabilir.Bunun için de fertlerin topluca belli birbilgelik düzeyine ulaþmalarýnda yararvardýr.

Bilgelik dendiðinde, bilgiden öte birfarkýndalýk boyutu ve uygulamada güzel-lik kast edilmektedir. Zaten hayr sözüiyilik ve güzellik anlamlarýný da içerir.Eskiler eylem yaptýklarýnda "Hayr-hase-nat"sözünü kullanýrlar, iyilik ve güzellikiçeren davranýþlarý tercih ederlerdi.Hasenat sözü güzellik demek olan "hüsn"sözünün çoðuludur ve her seçimimizdeiyiliðin ve güzelliðin de gözetilmesigerekir. Bu sözle ayný zamanda kaste-dilen anlam insanýn yaptýklarý ile övün-memesi ve egosuna gereðinden fazlaönem vermemesidir. Her insanda birmiktar ego vardýr çünkü ego bizimyaþamýmýzý sürdürmemiz için gerekliolan korunma mekanizmalarýný içerir.Ancak, egoya fazla düþkün olup aþýrýönem verenler bencil bir girdabýn içinedüþerler ve yaþamlarýnda sürekli geçicitatminler peþinde koþarlar. O zaman dakarþýlaþtýklarý sýnavlardan kalýrlar. Yani,ayný tür benzer sýnavlar yaþamlarý boyun-ca karþýlarýna çýkar. Ýnsan bir kere birsýnavdan geçerse o sýnav bir daha karþýsý-na çýkmaz. Artýk, ayný tür zorluklarla veengellerle de karþýlaþmazlar. Çünkü iç iledýþ arasýnda kesin bir ayýrým yoktur.

Page 48: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI46

Eski Gün Iþýðýnýn Son Saatleri Yazar: Thom Hartman Çeviren: Arýn Ýnan

Ponzi DüzeniPonzi düzeni ortada yaþamý devam etti-

recek hiç bir þey kalmadýðý güne kadarher þeyin herkes için çok iyi gittiði birdüzendir. Bu sürecin sonunda sistemyýkýlýr. Ponzi düzeninin adý, yaptýklarýylaherkesi büyülediði kadar herkese ibretolan bir Amerikalý giriþimciden gelir.

1917 yýlýnda Charles A. Ponzi, Flo-rida'da boyacýlýkla uðraþan gezici biradamdý. Birinci Dünya Savaþý henüzsona erdiðinden dolayý Avrupa'nýn

finansal sistemleri ayak sürüyordu. Savaþsonrasýnda meydana gelen finansal kar-maþadan kendisine bir pay çýkarma fýr-satý sezinleyen Ponzi, binlerce kiþininhayatýný mahveden ancak kendisini birmilyonere dönüþtüren bir fikri uygula-maya soktu.

Ponzi, 1919'larýn sonunda Boston'ataþýnarak Pie Alley'de kendisine bir ofisaçtý ve kurduðu þirkete "The SecuritiesExchange Company" adýný verdi.

Page 49: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI47

Ponzi'nin kurduðu þirket, Fransa veAlmanya'da çýkan cevaplý posta kupon-larýný (o zamanlar bunlar deðerlerininçok altýndaydý) satýn almak ve bunlarýAmerikan dolarý üzerinden AmerikaBirleþik Devletleri sýnýrlarý içinde satmakve böylece çökmüþ Fransýz ve Almanekonomilerinin paralarýnýn deðeriyleDolar arasýndaki deðeri yansýtan bir kârelde etmek üzere kurulmuþtu. (O sýradaAvrupa'da yaklaþýk 1 sent bedelle alýna-bilen cevaplý posta kuponu ABD'de 6tane 1 sentlik pulla deðiþtirilebilmektey-di. Bu, cevaplý posta kuponunu ucuzolduðu ülkede alýp pahalý olduðu ülkedebozdurmaktan ibaret bir tür döviz ticaretiolarak görülebilir. O sýrada Avrupa dö-vizlerinin çökmüþ olmasý, posta fiyatlarý-nýn ise yeni duruma göre düzenlenmemiþolmasý dolayýsýyla bu gerçektir.)

Aslýnda böylesine bir düzen imkânsýzdýancak Ponzi ve ona ilk para yatýranlarbundan büyük bir servet elde ettiler.

Ponzi yatýrýlan paranýn karþýlýðýndasadece 45 gün içinde %50 faiz geliri vaat

ettiðinden dolayý Boston'da yaþayan40.000 kiþi tasarruflarýný ona yönlendir-miþti. Ona ilk para yatýran bir kaç binkiþi çok zengin olduðundan dolayý Ponzide onlara vermiþ olduðu sözü tutmuþoldu. Ancak daha sonra Ponzi faizleriödeyebilmek için yeni yatýrýmcýlarýn pa-ralarýný kullanmaya baþladý. Ponzi'ye ilkpara yatýranlar çevrelerindeki kiþilere nekadar hýzlý bir þekilde zengin olduklarýnýanlatmaya baþladýklarýnda haber her yanakýsa bir sürede yayýldý. Pie Alley'dekiofiste çalýþan düzinelerce eleman dev pa-ra stoklarýný sayabilmek için geceleri demesai yapmaya baþladýlar. Böylece altýay içersinde 15 milyon dolar topladýlar.

Ponzi, baþarýlý giriþiminin baþ döndü-rücü günlerinde kendisiyle yapýlan birröportaj sayesinde yaþayan en büyükÝtalyan diye anýlmaya baþlandý. Ken-disiyle röportaj yapan gazeteciye kendi-sine bu ismi taktýðýndan dolayý tevazuy-la: "Hayýr yanýlýyorsunuz. Benden dahabüyükleri var. Örneðin Amerika'yý keþfe-den Kristof Kolomb ve radyoyu icat edenMarconi" diye cevap verdi.

Daha sonra hakkýnda çýkan olumsuzhaberlerle Ponzi'ye para yatýranlar azal-maya baþladý. Sisteme yeni paragirmediði için ilk yatýrýmcýlarýnýn faiz-lerini ödeyemedi ve böylece de elindekiparalarla birlikte kayýplara karýþtý.

Benzer bir olay da 1996 yýlýndaAlbania'da meydana geldi. Bu da en azPonzi olayý kadar vahimdi ve eyaletinhükümeti neredeyse düþme noktasýnageldi. Bu olayda da Albania eyaletindeyaþayan insanlarýn çeyreðinden fazlasýtüm tasarruflarýný yerel bir organizeörgüte kaptýrmýþlardý. Hükümet üyeleriserbest piyasada bu tarz hareketlerin ola-

Page 50: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

SEVGÝ DÜNYASI

bileceðini savunduklarýndan dolayý hiçbir önlem almamýþlardý. Hükümetin tekhedefi kapitalizmi yaþatmaktý. Bu olayýnsonucunda Albania eyaletinin vatan-daþlarý yatýrdýklarý paranýn bir kuruþunubile geri alamadýlar.

FOSÝL YAKITLARIMIZ DABÝR PONZÝ DÜZENÝ MÝ YARATACAK?

Dünyamýz da fosil yakýtlar olarak de-polanmýþ enerjiyi sürekli olarak kullaný-yor ve tüketiyor. Öyleyse dünyamýz datýpký bir Ponzi düzeni gibi mi ve-ya daha önce sözünü ettiðimi ya-zýlým þirketi gibi mi iþliyor aca-ba? Sanýrým daha çok yazýlým þir-keti gibi iþliyor ama Ponzi düze-nine benzer taraflarý yok deðil.

Yeryüzü kýsýtlý miktarda fosilyakýtlara sahiptir. Tam kapa-sitenin ne olduðu konusundafarklý görüþler olsa bile hiçkimse bu yakýtlarýn sonsuzakadar yeteceðine inanmamak-tadýr. Biz insanlar bu yakýtlarýartan nüfusu destekleyebilmekiçin kullandýk.

Peki ya bu yakýtlar biterse neyapacaðýz?

Yeryüzünün bereketli olduðu zamanlar-da çeklerini eksiksiz alanlar yaþamaþanslarýnýn gayet yüksek olduðunuzannedebilirler. Her hangi bir nükleersavaþ veya yeryüzünün tamamýný etki-leyecek düzeyde bir salgýn hastalýk baþgöstermediði sürece bu kiþiler haklý ola-bilirler. Ancak esas þanssýz olanlar geriyekalan gýdaya ve enerjiye muhtaç olan-lardýr.

Hatýrlayacaðýnýz gibi yazýlým þir-ketindekiler de hayatlarýný devam ettire-bilmek için baþka bir iþin arayýþýna gir-miþlerdi. Ancak dünyamýzda petrol bit-meye yüz tuttuðunda, kapýlarý kapayýp dabaþka bir enerji kaynaðýna gidemeyiz.

Tarihin binlerce yýlý boyunca yakýtazalmaya baþladýðýnda savaþlarýn patlakverdiðini çok iyi tecrübe etmiþizdir.

Yeni enerji kaynaklarý ise daha henüzgeliþtirilmemiþtir.

Ancak, fosil olmayan enerji kaynaklarýda vardýr ve bunlarýn kullanýmý ise git-tikçe yaygýnlaþmaktadýr. Ne yazýk ki

Pulitzer ödülü sahibi Ross Gelbspan(1997 yýlýnda yazdýðý bir kitapta)Amerikan petrolü ve kömür endüstrisininbu yeni teknolojilerin geliþmelerini balta-ladýklarýný söylemiþtir.

Gelbspan'ýn açýkça gösterdiði gibi,alternatif enerji kaynaklarýmýzý geniþlet-memiz gerekmektedir ki gelecekteçocuklarýmýz yaþayabilsinler.

(Gelecek ay: Konumuza "EskiHastalýklar Yeniden Ortaya Çýkýyorlar"baþlýðýyla devam edeceðiz)

48

Page 51: Allah Senden Razý, Sen Allah’tanınları.com/arsiv/0904Dergi.pdf1 Sevgili Dostlar Ruhsallýðý takip edenler, iyi, dürüst ve sevgi dolu insanlar, hiç korkmadan, ... kaptan günü

DeðerliOkuyucularýmýzSevgi Dünyasý DergimizHaziran 2007 tarihindenbaþlamak üzere yalnýzcaabonelerimize ulaþmaktadýr. Bizlerle olmaya devam etmek istiyorsanýz,Oba Sok. Sýlla Ap. No: 7/1 Cihangir/Ýstanbul adresine mektuplaveya Haberleþme Sorumlusu ve Okur/Abone Ýliþkileri: Kazým Erdemoðlu’na (0212) 252 85 85 no’lu telefonla, (0212)249 18 28 no’lu faxla abone adresinizi bildirmenizi rica ederiz.En içten sevgilerimizleSevgi Dünyasý

Adý, Soyadý: .....................................................Adres: .....................................................Posta Kodu: .....................................................Ýlçe: .....................................................Ýl: .....................................................Tel: .....................................................Abone ücreti: Yurt içi (40 YTL) ................

Yurt dýþý (50 YTL) ................Posta Çeki No: 385999 (Sevgi Yayýnlarý)

“Lütfen Yeni Yýlda AboneliðiniziYenilemeyiUnutmayýnýz!..”