‘kaya gazi’umut mu, polİtİk-ekonomİk bİr stratejİ mİ? · fracking) ile olabileceği gibi...

5
ANALİZ / KAYA GAZI - DOĞAN AYDAL EKOV‹TR‹N MAYIS 2013 109 EKOV‹TR‹N MAYIS 2013 108 Prof. Dr. Doğan AYDAL aya gazı olarak adlandırılan gaz, ‘şeyl’ ve- ya ‘petrollü şeyl’ adı verilen ve ‘kerojen’ olarak adlandırılan katı organik bileşenler de içerebilen kayalar olarak biliniyor. Bu kayalar, kil, silt boyunda silika kum ve kalsit içeren çok ince taneli tortul ka- yaçlardan oluşur. Kayanın gözenekli ol- duğu ancak kil mineralleri sebebiyle çok az geçirgen olduğu da biliniyor. Kayanın kil mineralleri sebebiyle sert, tabakalı ya- pısı ve kolay kırılabilen özelliklere sahip olması da bilinmesi gereken diğer önem- li özellikleri arasında yer alıyor. Bu ka- yalar oluşurken bünyelerine yüzde 0,5-25 arasında organik malzeme alabiliyor. İşte bu kayalar içinde, jeolojik bir pe- riyod sonrasında petrol veya gaz ola- rak karşımıza çıkan fosil yakıtların kaynağı da bu organik malzemeler- dir. Eğer petrol de içeren bu kayaç- lar bir metamorfizma (başkalaşım) geçirmişse ‘petrollü şistler’ oluşur. ‘Bu kayalar içinde petrol ve/veya gaz olduğu bilinmiyor muydu?’ diye soru sorulabilir; Tabii ki biliniyordu. Ancak bu kayalar içinden petrol ve- ya gaz çıkartma maliyeti çok yüksek olduğu için uzunca bir dönem önem- senmediler. Bu kayalarda yapılan ilk araştır- manın tarihi 1821 yılında ABD’deki Fredonia-NY, sığ bir bölgede yapılan gaz üretimine kadar giriyor. Sonraki yıllarda, 1930 ve 1947’de yatay son- daj ve kaya parçalama denemelerinin olduğu da biliniyor. Fosil kaynakça zengin şeyl’leri endüstriyel ölçekte- ki ilk kırma-çatlatma-parçalama ve petrol/gaz üretim denemeleri 1970- 1980’li yıllarda yapıldı. Ancak bu kayalardan o zamanki teknoloji ile petrol veya gaz elde edilmesi eko- nomik bulunmuyordu. Sonuçta bu kayalar, Devon Energy gurubuna bağlı Mitchell Energy şirketinin 1998’de bulduğu ve ‘slick-water’ ola- rak adlandırdığı teknolojiye kadar önemsenmeyen kaynak kayalar ola- rak kaldı. ‘Slick-water’ teknolojisi kayaların sondaj ile delinmesi sıra- sında kullanılan basınçlı suyun yanı sıra çeşitli kimyasal malzemelerin kullanılması esasına dayanıyor. Kullanılan kimyasallar kaya içindeki bağlantılı gözenekleri arttırıp gaz akışını hızlandırarak üretimi artırıyor K Özellikle son yıllarda yazılı ve görsel medyanın tartıştığı ve konuştuğu konulardan biri de hiç şüphesiz ‘kaya gazı’nın dünyamız ve ülkemiz enerji problemine olabilecek olumlu katkısıydı. ‘KAYA GAZI’ UMUT MU, POLİTİK-EKONOMİK BİR STRATEJİ Mİ? ‘Kaya gazı’ dünya için gerçekten bir çözüm mü, umut mu, yoksa ticari- siyasi bir stratejinin bir parçası mı sorusu ise konuyla ilgili ortamlarda hala çok sık konuşulan konular arasında. Şimdi dilerseniz öncelikle ‘Kaya gazı nedir?’ sorusunun cev- abını verelim ki konuyu tartışa- bilmemiz daha kolay olsun.

Upload: others

Post on 13-Jun-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ‘KAYA GAZI’UMUT MU, POLİTİK-EKONOMİK BİR STRATEJİ Mİ? · fracking) ile olabileceği gibi yatay sondaj yoluyla da bu işlem yapılabi- ... depremlerin olma ihtimalinin de

ANALİZ / KAYA GAZI - DOĞAN AYDAL

EKO V‹T R‹N MAYIS 2013 109EKO V‹T R‹N MAYIS 2013108

Prof. Dr. Doğan AYDAL

aya gazı olarak adlandırılan gaz, ‘şeyl’ ve-ya ‘petrollü şeyl’ adı verilen ve ‘kerojen’olarak adlandırılan katı organik bileşenlerde içerebilen kayalar olarak biliniyor. Bukayalar, kil, silt boyunda silika kum vekalsit içeren çok ince taneli tortul ka-yaçlardan oluşur. Kayanın gözenekli ol-duğu ancak kil mineralleri sebebiyle çokaz geçirgen olduğu da biliniyor. Kayanınkil mineralleri sebebiyle sert, tabakalı ya-pısı ve kolay kırılabilen özelliklere sahipolması da bilinmesi gereken diğer önem-li özellikleri arasında yer alıyor. Bu ka-yalar oluşurken bünyelerine yüzde 0,5-25

arasında organik malzeme alabiliyor.İşte bu kayalar içinde, jeolojik bir pe-riyod sonrasında petrol veya gaz ola-rak karşımıza çıkan fosil yakıtlarınkaynağı da bu organik malzemeler-dir. Eğer petrol de içeren bu kayaç-lar bir metamorfizma (başkalaşım)geçirmişse ‘petrollü şistler’ oluşur.

‘Bu kayalar içinde petrol ve/veyagaz olduğu bilinmiyor muydu?’ diyesoru sorulabilir; Tabii ki biliniyordu.Ancak bu kayalar içinden petrol ve-ya gaz çıkartma maliyeti çok yüksekolduğu için uzunca bir dönem önem-

senmediler.Bu kayalarda yapılan ilk araştır-

manın tarihi 1821 yılında ABD’dekiFredonia-NY, sığ bir bölgede yapılangaz üretimine kadar giriyor. Sonrakiyıllarda, 1930 ve 1947’de yatay son-daj ve kaya parçalama denemelerininolduğu da biliniyor. Fosil kaynakçazengin şeyl’leri endüstriyel ölçekte-ki ilk kırma-çatlatma-parçalama vepetrol/gaz üretim denemeleri 1970-1980’li yıllarda yapıldı. Ancak bukayalardan o zamanki teknoloji ilepetrol veya gaz elde edilmesi eko-

nomik bulunmuyordu. Sonuçta bukayalar, Devon Energy gurubunabağlı Mitchell Energy şirketinin1998’de bulduğu ve ‘slick-water’ ola-rak adlandırdığı teknolojiye kadarönemsenmeyen kaynak kayalar ola-rak kaldı. ‘Slick-water’ teknolojisikayaların sondaj ile delinmesi sıra-sında kullanılan basınçlı suyun yanısıra çeşitli kimyasal malzemelerinkullanılması esasına dayanıyor.Kullanılan kimyasallar kaya içindekibağlantılı gözenekleri arttırıp gazakışını hızlandırarak üretimi artırıyor

K

Özellikle son yıllarda yazılı ve görsel

medyanın tartıştığı ve konuştuğu

konulardan biri de hiç şüphesiz ‘kaya

gazı’nın dünyamız ve ülkemiz enerji

problemine olabilecek olumlu katkısıydı.

‘KAYA GAZI’ UMUT MU, POLİTİK-EKONOMİK BİR STRATEJİ Mİ?‘Kaya gazı’ dünya için gerçekten birçözüm mü, umut mu, yoksa ticari-siyasi bir stratejinin bir parçası mısorusu ise konuyla ilgili ortamlardahala çok sık konuşulan konulararasında. Şimdi dilerseniz öncelikle‘Kaya gazı nedir?’ sorusunun cev-abını verelim ki konuyu tartışa-bilmemiz daha kolay olsun.

��

Page 2: ‘KAYA GAZI’UMUT MU, POLİTİK-EKONOMİK BİR STRATEJİ Mİ? · fracking) ile olabileceği gibi yatay sondaj yoluyla da bu işlem yapılabi- ... depremlerin olma ihtimalinin de

EKO V‹T R‹N MAYIS 2013 111

grafya (yeryüzü şekli) bir kubbe gibiise kubbenin en alt seviyesinde depetrol/gaz içeren şeyl bulunuyor isedikey yerine yatay sondaj tercih edi-liyor. Bu yatay sondajlar zaman za-man üç kilometre uzunluğunda bileolabiliyor. Bu delme esnasında kırı-lan ve bağlantılı gözenek sayısı artanşeyl içindeki gaz veya petrol aynı dü-zenek kullanılarak üretilebiliyor.Eğer petrol akıcı değil ise çeşitli ısıt-ma işlemlerinin yapılması ve kimya-sal kullanarak akışın hızlandırılmasıteknikleri de sık olarak uygulanı-yor. Ancak her zaman yatay sonda-ja uygun olan topografyayı bulmakmümkün olmuyor. Genellikle dikeysondaj yapılıyor.

Bu kayaçlara ABD içinde şu anakadar bin 500 ile 6 bin 100 metre ara-sında değişen derinliklerde rastlan-dı. Derinlik arttıkça üretimin zorla-şacağı da kolaylıkla tahmin edilebi-lir. Esasında yapılan sondaj işlemi,kaynak kayada bulunan gaz ve/veyapetrol gibi bir maddenin hazne ka-yaca göçünü sağlayan bir dayk şek-lindeki kaya vazifesini görüyor.

Magmatik olarak aşağıdan gelen veŞeyl gibi bir kaynak kayayı büyük birbasınçla keserek çıkan bir kayanınoluşturduğu çatlaklar şeyl içindekipetrol ve/veya gazın rezervuar ( haz-ne) kayaya doğru göçünü nasıl sağ-lıyorsa, sondaj da aynı işlemi yapıyor.Ancak, bu defasında basınç yukarı-dan geliyor. Oluşan basınç sadecesondajın yapılması sebebiyle oluşanbasınç olmayıp, sondaj ile beraberyeraltına basınçla gönderilen mil-yonlarca ton su ve kimyasalların ka-ya içinde oluşturduğu basınçtan mey-dana geliyor. Bu basınçlı su ve kim-yasalların kaynak kaya olan şeyl için-de oluşturduğu basınç ile bağlantılıgözenek sayısını arttırılıp, akışkanınhızlanması sağlanıyor. İçeride suniolarak oluşturulan bu basınç, şeyl’inüzerindeki kayaların oluşturduğukütlesel basıncı (litostatik basınç)aşarak kırılmalarını da sağlıyor. Şeyl’iparçalamak-kırmak için açılan sondajdeliğinden, şeyl içinde serbest kalanve akışa geçen gazın aynı boruyu kul-lanarak kazanımı da sağlanıyor.

Böylece bir yandan gaz üretimi

yapılırken, diğer yandan basınç ile de-rinlere gönderilen kimyasallarca zen-ginleşmiş suyun geri kazanımı sağla-nıyor. Ancak eldeki raporlar gerigelen bu su ve kimyasalların geri ka-zanımının gönderilen miktarın ancakyüzde 50-70 arasında olduğunu be-lirtiyor. Geri gelen, kimyasallarcazengin olan ve kayaları süzerek dahaçok kirlenen, şeyl’den kazanılan hid-rokarbonlar hatta çeşitli radyoaktifminerallerce zenginleşen bu sularyüzeye ulaştıklarında tabanı geçi-rimsiz havuzlarda toplanırlar. Busuların bir başka bölgeye naklindenönce büyük ölçüde arıtılması gere-kiyor. Arıtma sonrasında tankerler ileönceden belirlenmiş deşarj bölgesi-ne (En azından böyle olması ümitediliyor) taşınıyor. İşte esas prob-lemlerden biri bu noktada başla-maktadır. Bu çatlakları oluşturmak vebağlantılı gözenek sayısını arttırmakiçin kullanılan akışkanın yüzde 90 ka-darı sudan oluşur. Geriye kalan kıs-mın yüzde 9,5 kısmı kum ve yüzde 0,5kısmı ise, çeşitli kimyasallar, nitrojenve karbondioksit gazıdır.

ANALİZ / KAYA GAZI - DOĞAN AYDAL

EKO V‹T R‹N MAYIS 2013110

ve gaz üretimi ekonomik hale geliyor.Bu kayaların jeolojik olarak ABD veKanada da çok yaygın olarak bulun-ması, bu ülkelerde çalışmaları buyöne doğru kaydırmış ve içinde bu-lunduğumuz günlere kadar çalışma-lar son hızla devam etti (ŞEKİL 1).Hatta ABD, 2035 yılında toplamgaz ihtiyacının yüzde 46’lık bir kısmınıbu kaynaklardan karşılayacağını id-dia eder hale geldi.

Bu kayaçların ülkemizde de bu-lunması sebebiyle sonuçlar halkımı-zı da heyecanlandırıyor. EnerjiBakanlığı hemen hareket ederekDoğu-Güneydoğu bölgesi ve Trakyabölgelerimizde bulunan bu kayalar-da araştırma yapmak için çalışmala-ra başladı ve gelen haberler doğru iseShell şirketi ile detayları bilinmeyenbir ön antlaşma yapıldı.

Buraya kadar her şey bizim içinde olumlu gözüküyor. Peki, bu olay-ların arkasında bilinmeyenler varmı? Bu konu nasıl oldu da son bir yıliçinde popüler hale geldi? Olaylarınarka planında farklı hesaplar varmı? Bu gazın, bulunduğu ülkeleriçin çözüm olacağı ne derece doğru?Bu gazı üretirken karşılaşılacak prob-lemler eskiden de bilindiği haldeşimdi neden bu problemler yokmuşgibi bir hava estiriliyor?

Önce dilerseniz bu gazın bulun-duğu muhtemel konumu ve nasılüretildiğini detaylı olarak görelim.Görelim ki, karşılaşacağımız prob-lemleri daha rahat anlayalım. ABD-EIA tarafından hazırlanan şematikşekil, konvansiyonel-geleneksel ola-rak bilinen petrol ve gaz yataklanmaşekilleri ile unconventional-gele-neksel olmayan petrol ve gaz kay-naklarını (ŞEKİL 3) gösteriyor. Şeylgazın yanı sıra sık dokulu kumtaşıiçinde sıkışmış gaz, metan hidratlarve kömür içinde bulunan metan ga-zı da geleneksel olarak kabul edil-meyen gaz kaynakları olarak da bili-niyor.

Normal şartlar altında faylanmagibi herhangi bir jeolojik olay sebe-biyle de gaz/petrol içeren şeyl par-çalanabilir ve bir kısım gaz ve/veya

petrol bulunduğu konumu terk ede-bilirdi. Ancak faylanma sonrası bile,çok az geçirimli şeyl içinden ayrılangaz veya petrol miktarı sınırlı mik-tarda olurdu. Bu yeni yöntem bu ka-yaları suni olarak parçalayıp bağlan-tılı gözenekler sayısını, dolayısıyla gazakışını arttırmaya dayanıyor. Şeyl

içindeki gaz veya petrolün üretimi ya-tay/ dikey sondaj ve çatlatma/kırmayöntemi(Induced hydraulic fracturingveya hydrofracturing, genellikle bi-linen şekliyle fracing, fraccing, veyafracking) ile olabileceği gibi yataysondaj yoluyla da bu işlem yapılabi-liyor. Eğer çalışılan bölgedeki topo-

ABD-EIA Kurumuna Göre Ülkemizdeki Kaya Gazı (Şeyl Gazı) Alanları.

ABD-EIA Tarafından Hazırlanan ve Kaya Gazının Konumunu Gösteren Şekil.

Parçalama-Kırma Yapılan Bir Kuyu Kesiti. EPA, 2011, p. 13’ten Türkçeleştirildi.

��

Page 3: ‘KAYA GAZI’UMUT MU, POLİTİK-EKONOMİK BİR STRATEJİ Mİ? · fracking) ile olabileceği gibi yatay sondaj yoluyla da bu işlem yapılabi- ... depremlerin olma ihtimalinin de

EKO V‹T R‹N MAYIS 2013 113

yıl daha fazla oluşu ve 2000’li yıllar-dakine oranla altı kat daha fazlaoluşuna da dikkat çekiyor. Bu olay-ların devamında daha büyük ölçeklidepremlerin olma ihtimalinin de bu-lunduğunu ayrıca vurguluyor.Nitekim, Columbia Üniversitesi sis-mologları 2011 yılı boyuncaYoungtown, Ohio’da Richter ölçe-ğine göre 4 civarında oluşan dep-remlerin sebebini de bu bölgedekihidrolik parçalama-kırma işlemleri-ne bağlamaktadırlar. MemphisÜniversitesi Deprem AraştırmaMerkezi bu depremlere, kuyular-dan basınçla pompalanan sularınbölgedeki fayları kaygan hale getir-mesinin yol açtığını ifade ediyor.Benzer deprem artışlarının Texas’dakihidrolik parçalama-kırma bölgele-rinde de oluşması, bu tekniğiÜlkemizde de yaymak isteyenlerindikkatlice izlenmesi gereken bir di-ğer husus.

ABD Çevre Koruma Ajansı’nın2010 yılının sonlarına doğru yayım-ladığı rapora göre şeyl gaz üretimi es-nasında atmosfere çok fazla mik-tarda metan gazı yayıldığı ve bu mik-tarın normal gaz üretimi esnasındayayılan metan gazından çok fazlaolduğu bildiriliyor. Hatta hidrolikparçalama-kırma yapılan bölgeler-

deki yeraltı sularının da çok etkilen-diği yanıcı metanların özelliklePennsylvania’da sığ yeraltı sularınıkirlettiği belirlendi. Bağımsız bilim-sel çalışmalar arttıkça hidrolik par-çalama-kırma yapılan bölgelerdekisuların hemen hepsinin etkilenmiş ol-duğunun görülmesi sürpriz olmaya-cak.

Bu olumsuz durumların ortayaçıkmasından sonra hidrolik parçala-ma-kırma işlemleri Fransa’da ya-saklandı. Avrupa’nın diğer ülkeleri-nin birçoğunda bu kayaçlar olması-na rağmen şeyl gaz üretimi için acildavranılmadı. Zira Avrupa’daki şeylseviyelerinin ortalama derinliği

ABD’deki ortalama derinlikten birbuçuk kat daha fazla. Bir başka de-yişle daha fazla suya ve daha fazlakimyasala ihtiyaç duyulacak ve gerikazanılan suların miktarı daha az ola-cak. Bunun bir diğer anlamı da çev-renin daha çok kirlenmesi olacaktır.Avrupa, olumlu, olumsuz sonuçluaraştırılmaların çoğalması bekleniyor.

Ülkemizde ise tipik Türk davra-nışı gösterilmiş ve şeyl gazı üretilmeihtimali olan bölgelerimizde yaban-cı şirketle ortak olarak araştırma ya-pılacağı ve buralardan milyonlarcametreküp gaz üretilerek, milyonlar-ca dolar para kazanacağımızın ya-yınları yapıldı.

ANALİZ / KAYA GAZI - DOĞAN AYDAL

EKO V‹T R‹N MAYIS 2013112

ondaj öncesi bölge temizliğive sondaj bölgesindeki ge-çirgenliği arttırmak için hid-roklorik ve asetik asit kulla-nılır. Isı yükselmesi duru-

munda akışkanın akıcılığını denge-lemek için çeşitli bor tuzları kulla-nılır. Çeşitli organometallik tuzlar(Organometallic-crosslinked fluidszirconium, chromium, antimony, ti-tanium salts) çapraz bağlayıcıların et-kisini arttırmak için sodyum ve po-tasyum karbonatlar, sudaki bakteri-leri öldürmek için ise glutaraldehitkullanılır. Parçalayıcı akışkanın etki

gücünü arttırmak için guar sakızı, tü-revleri ve çeşitli jeller (carboxy-methyl cellulose, hydroxyethyl cel-lulose, carboxymethyl, hydroxyethylcellulose, hydroxypropyl cellulose,methyl hydroxyl, ethyl cellulose),hydroxypropyl guar, carboxymethylhydroxypropyl guar) kullanılır.Sondaj borularının paslanmasını en-gellemek için sitrik asit ve yine akış-kanlığı arttırmak için isopropanolkullanılır. Sondaj profilini ve en-jeksiyon ile ulaşılan bölgeleri belir-lemek için radyoaktif (radioactivet-racers) malzemeler kullanılır.

ABD Demokrat Parti üyeleriHenry Waxman, Edward Markey veDiana DeGette’nin hazırladığı ra-pordan bazı rakamları aktarmakta ya-rar var. Üyelerin hazırladığı raporagöre, bu sondajlar esnasında kulla-nılan kimyasalların ve maddelerin sa-yısının 2 bin 500’den fazla olduğu vebu maddelerden 650 tanesinin Temizİçme Suyu kanunundaki listede ol-maması gereken kanserojen malze-melerden olduğu ve aynı maddelerinhavayı kirleten kanserojen maddelerlistesinde de bulunduğunu belirt-mişler.

Hidrolik parçalama-kırma iş-lemleri sırasında her kuyunun 4,5 ile13,5 milyon litre suya ihtiyaç duydu-ğu ifade ediliyor. Raporda, ABD’dekiher kuyunun ömrü boyunca ortalamasu tüketiminin 30 bin metreküp su ol-duğu ifade ediliyor. Bu arada kulla-nılan kimyasallar ve diğer melezle-melerin de milyonlarca litre olduğugörülüyor. Bu rakamın kuyu sayısıarttıkça artacağı düşünülürse ortayaçıkacak su ve kimyasal tüketiminin vedolayısıyla çevrede oluşacak kirlen-menin boyutları daha rahat anlaşı-labilir.

Sadece şeyl gaz üretiminde değil,geleneksel doğal gaz ve petrol üreti-mi yapılan aynı bölgelerde bu üre-timler için de 632 farklı kimyasalınkullanıldığı ve bunlardan 279 tane-sinin ne olduklarının hala açıklan-madığını da göz önüne alırsak bu böl-gelerdeki çevre kirlenmesinin bo-yutlarının ne olduğu kolayca tah-min edilebilir.

Hidrolik parçalama-kırma iş-lemleri sırasında meydana gelenolayların bölgedeki deprem olaylarınıtetiklediği iddiaları da hemen herplatformda konuşulmaktadır.Amerika Jeolojik Araştırma Kurumu(USGS) küçük ölçekli depremlerinhalk için bir korku oluşturmadığınıbildirmekle beraber, üretim yapılanbu bölgelerde, 2009 yılında Richterölçeğine göre büyüklüğü 3’den fazla50 depremin, 2010’da 87 depremin venihayet 2011’de 134 depremin oldu-ğunu kabul ediyor. Bu rakamların her

Sondajda kullanılacak jel zincirlerinin parçalanmasını geciktirmek için tuz kullanılır.Sondaj borusu ve akışkan arasındaki sürtünmeyiazaltmak için polyacrylami’de ve diğer sürtünmeazaltıcılar kullanılır.

S

Peki, bu kimyasallarnedir ve niçin kullanılır?

��

Page 4: ‘KAYA GAZI’UMUT MU, POLİTİK-EKONOMİK BİR STRATEJİ Mİ? · fracking) ile olabileceği gibi yatay sondaj yoluyla da bu işlem yapılabi- ... depremlerin olma ihtimalinin de

EKO V‹T R‹N MAYIS 2013 115

timini destekler bir pozisyon aldı.Daha önce ekonomik olmaması veçevreye oluşturacağı problemler se-bebiyle ön plana çıkarılmayan şeylpetrol ve şeyl gaz üretimleri için ye-ni teknolojiler desteklendi. Mayıs2010‘da 1,4 milyon bilim adamınıtemsil eden ‘ The Council ofScientific Society’ bilim heyeti kurumbaşkanı Başkan Obama’ya mektupyazarak şeyl kaynaklı gaz ve petrolüretimlerinin küresel ısınmayı dahafazla arttırdığını belirtti.

Bu tekniklerin ve şeyl gaz üreti-minin büyük rezervlere sahip Çin’dekullanılması ise yakın zamanda ger-çekleşecek. Zira Çin’in kömürdenbaşka önemli fosil yakıt kaynağı bu-lunmuyor. Şu sıralarda siber bilgisa-yar casusluk teolojileri kullanarak butekniğe ait bilgileri ABD veKanada’dan almak için çalıştıklarınada hiç şüphe yok. Mevcut rejimleri se-bebiyle, Çinlilerin çevre kirliğiyle il-gili bir konuyu gündeme taşıyacaklarıda düşünülmüyor.

Çevreye oluşturduğu zararlaraait raporların artışı Obama yöneti-mini yeni kararlar almaya itti. ABDEnerji Bilgi Yönetim Kurumu (US-EIA-Energy InformationAdministration) bu konuda önemlibir görev üstlendi ve 2012 yılınınson yarısından itibaren medyayı yo-ğun bir şekilde kullanmaya başladı-lar. ABD’nin enerji problemini şeylgaz üretimleri ile çözdüğünü ve hat-ta yakın bir zamanda dünyaya gaz sa-tar hale geleceklerini her platform-da duyurdular. Ancak bu tip yön-lendirmelerle ilk planda hedeflenenşeyin, Rusya, Katar ve İran gibi do-ğal gaz üreticilerinin satış fiyatlarınıdüşürmesini sağlamak ve ucuza do-ğal gaz alıp depolamak olacağını ak-lı olan her ülke ve kurum düşünme-ye başladı. Nitekim, bu şekilde dü-şünen Rusya Gazprom BaşkanıAlexey Miller de bu haberlerin bir ba-lon olduğunu ve fiyat düşürmeye-ceklerini açık açık ifade etti. ABD iseşeyl gaz ile ilgili haberleri yaymayahala devam ediyor ve bu konuda daaynı kurumu (EIA) tekrar harekete

geçirdi. Bu kez kurumda çalışan,ancak orijinleri farklı ülke olan bazıbilim adamlarının, orijinal ülkele-rinde şeyl gaz potansiyeli varsa, ül-kelerini ziyaret ederek konferansvermeleri sağlandı. Bu konferansla-ra ek olarak bu ülkelerdeki dostİşadamları kuruluşları tarafından ay-nı kişilere bilimsel raporlar hazırla-tılarak ülke idarecilerine ulaşmaları

sağlandı. Böylece hem bu ülkelerdekişeyl gaz üretimleri için çeşitli derinsondaj alet, edevatı satılacak, üre-timlerine ortak olunacak, hem dekendi ülkelerindeki baskılar sebebiylekullanamadıkları yeni kimyasalları buülkelerde kullanarak üretim artışdenemeleri yapacaklar. Bu taktikmaalesef bizim Ülkemizde de başa-rılı oldu. Ümit ederim etkili ve yet-kili idarecilerimiz kısa zamanda bu-nun farkına varırlar. Nitekim benzerbir hava 2011 seçimlerinin hemen ön-cesinde de oluşturuldu.

2011 yılının Ekim ayı sonlarındaMTA Genel Müdürlüğünün Konya-Ereğli ve Niğde-Bor ilçelerimiz ara-sındaki alanda yaptığı sondajlardapetrollü şeyl’ler bulduğu medyada yeraldı. Enerji sıkıntısı çeken ülkemiziçin yeni bir enerji kaynağı bulun-muştu ve yüz milyarlarca dolar ara-sında getirilerden söz ediliyordu.Aynı ifadeler MTA’nın resmi yayın or-ganı Doğal Kaynaklar ve EkonomiBülteni’nde de çıkınca bütün basın il-gi duymuş ve boy boy haberler çıktı.Olaya Türkiye Petrolleri AnonimOrtaklığı (TPAO) yetkilileri de dahiloldu ve bu bölgedeki çalışmalarasondajlarla destek vereceklerini ifa-de ettiler.

ANALİZ / KAYA GAZI - DOĞAN AYDAL

EKO V‹T R‹N MAYIS 2013114

abancı şirketler kendi ülkele-rinde yaptığı çalışmalarda bi-le kullandıkları kimyasalla-rın ne olduğunu ‘ticari sır’gerekçesi ile söylemezken bi-

ze söyleyecekler mi? Üretimi arttırmak için yeni yeni

kimyasalları bizim topraklarımızdadeneme mahiyetinde kullanmaya-caklarının bir garantisi var mı?Özellikle Trakya bölgemiz gibi nüfusyoğun bir bölgemizde yeraltı suları-nın kirlenmesi İstanbul’a içme suyusağlayan kaynakları ne derece kirle-tecek? Trakya ve Güneydoğu bölge-mizde yeraltı sularına karışıp bir şe-kilde yüzeye ulaşan sular, tahıl, bit-ki üretimini nasıl etkileyecek? Bu su-lardan etkilenen otlaklar küçük vebüyükbaş hayvanları, dolayısıyla in-sanları kısa ve uzun zaman sonra-sında nasıl etkileyecek? Trakya gibiüç tarafı denizle çevrili bir bölgede ya-

pılacak hidrolik parçalama-çatlat-ma işlemleri ve kimyasallar özellik-le Marmara denizimizi nasıl etkile-yecek? Kuyudan geri alınan ve kim-yasallarca kirlenmiş suların birikti-rildiği havuzların, Kütahya-Gümüştesisleri atık havuzlarının patladığı gi-bi patlamayacağının bir garantisi varmı? Bir ölçüde temizlenerek bu ha-vuzlardan taşınacak sular nereye dö-külecek? Bu sular usulüne uygunolarak gerçekten temizlenecek mi?Bu sular kısmi temizlik sonrasındadöküldükleri yerlerde zaman içindekümülatif bir kirlenme oluşturma-yacak mı? Eğer ‘Kanal İstanbul’ pro-jesi hayata geçirilecekse bu kanalayeraltından karışacak kimyasallararacılığı ile Marmara’nın kirlenme-si çok daha süratle olmayacak mı?Aynı kanaldan akan tuzlu sularTrakya’daki yeraltı suyuna karışa-rak içme suyu kalitesini bozmayacak

mı? Tam bir deprem bölgesi olanTrakya bölgemiz ve İstanbul, bu hid-rolik parçalama ve kırmalardan hiçetkilenmeyecek mi? ÖzellikleGüneydoğu bölgemizde her kuyuiçin gerekli olan yaklaşık 30 bin met-reküp su hangi kaynaktan karşılana-cak? Barajlardaki suyun büyük birbölümünü bu işe tahsis edersek, böl-gede tarım ile uğraşan ve bu suya ih-tiyaç duyan köylülerimize haksızlık ol-mayacak mı? Bu muhteşem kaynaközel bir şirkete tahsis edilmiş gibi ol-mayacak mı? Bölgedeki genel su-suzluk sebebiyle bu bölgelerdeki top-raklarda dikine kuruma çatlaklarınınoluştuğu, bölgeyi bilen her kişi tara-fından biliniyor. Hidrolik parçalamaişlemleri sırasında kullanılan kimya-sallar bu çatlakları kullanarak Dicleve Fırat nehirlerinin beslenme hav-zasına rahatlıkla ulaşacak ve çevreyiyaşanmaz hale getirmeyecek mi? Busular içilmez hale bile gelebilir. Budurum sınır aşan sularda dikkat et-memiz gereken sınırları aşarsa ne ola-cak? Bu bölgedeki ruhsatlarınTürkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı(TPAO) elinden alınması ve özelşirketlere verilmesi yukarıda saydı-ğımız hassasiyetler üzerindeki devletkontrolünü yok etmeyecek mi?Sorulacak sorular o kadar çok ki!Bütün bu ince araştırmalar yapılma-dan şeyl gaz üretimi için bu bölge-lerde acilen çalışmalara başlanmasıülkede tamir edilemez problemlerinortaya çıkmasına sebep olacaktır.

Şimdi şu soru sorulabilir; ABD gi-bi çevreye önem veren bir ülke bu iş-lemlere neden müsaade ediyor? Gizlitutulması gereken bir teknolojinin dışülkelerde eşzamanlı olarak uygu-lanmasına neden müsaade ediliyor?

DOĞAL GAZ FİYATLARIARTIYOR

Dünyada doğal gaz fiyatları hız-lı bir şekilde artıyor. Bu artış Rusyave başta İran ile Katar olmak üzereOrtadoğu ülkelerince kontrol edili-yor. ABD’deki enerji tüketimini em-niyetli sürdürebilmek için BaşkanObama ilk döneminde şeyl gaz üre-

Enerji Bakanlığı’nın bu konuda nihai kararı verme-den önce yukarıdaki örnekler ışığı altında konuyuyeniden değerlendirmesinde büyük fayda var.

Çalışmalara acilen başlanmalı

Y

ABD’nin şeyl gazı ve şeylpetrollerini, savaş hali hariç, tahmin ettiği ölçüdekullanamayacağını hep birlikte göreceğiz.Bugünlerde Kanada-Alberta’da GasFrac firmasınca bulunup uygulanan ve bir başkapetrol yan ürünü(sıvılaştırılmış propan gazı)kullanılarak yapılan hidrolik kırma işlemleri iseekonomik bir çözüm değil.

��

Page 5: ‘KAYA GAZI’UMUT MU, POLİTİK-EKONOMİK BİR STRATEJİ Mİ? · fracking) ile olabileceği gibi yatay sondaj yoluyla da bu işlem yapılabi- ... depremlerin olma ihtimalinin de

O tarihlerde TPAO bölgede yap-tıracağı sondajları bir ABD’li şirketaracılığı ile yaptıracağını açıklamış-tı. Sondaj işlerinin verileceği şirketinisminin anlaşılmaz bir şekilde açık-lanmaması birçok dedikoduyu daberaberinde getirmişti. Olay başkaboyutlara taşınmış, birçok haber si-tesi olaya tam araştırmadan yaklaş-mış, milyar dolarlık bu petrollerinAmerikalı bir şirkete peşkeş çekildi-ği haberleri internet aracılığı ile mil-

yonlara yayılmıştı. Buraya kadar herşey tamamdır tamam olmasına da iş-lerin aslı nedir diye araştıran pek ol-mamıştır. Peki, gerçek nedir?

MTA Endüstriyel HammaddeServisi’nce hazırlanan ve 2006 yılın-da başlatılan Orta AnadoluEndüstriyel Hammadde AramaProjesi çerçevesinde Ereğli-Bor hav-zasında yapılan çalışmalarda çeşitliçalışmalara ek olarak 15 adet sondajda yapılmış ve 10 tanesinde belli de-rinlikte sıvı petrol izleri ve petrollüşeyl’ler bulundu.

Bu sıvı petrol bulgularının ilkine2007 yılında Niğde-Bor-Badak Köyükuzeyinde açılan 1.168 metre derin-liğindeki araştırma kuyusunda, 1.035–1.168 metreleri arasında rastlandığıifade edilmişti. Daha sonra 2008 yı-lında Konya-Ereğli-Yeniköy veAcıkuyu köyü çevresinde açılan 8 ku-yuda da sıvı petrol ve petrollü şeylbulgularına rastlandı. Söz konusuhavzada açılan sondajlar bölgedeortalama 40 metre kalınlığında pet-rol üretilebilecek kayaçların varlığı-nı gösterdiği ifade ediliyor.

Bütün hikâye bu bulgulardan or-taya konulmuş ve daha sonra neMTA, ne de TPAO, bu çalışmalarınrezerv hesapları yapmak için aslayeterli veri olmadığını belirtmediveya belirtmek istemedi. Daha daötesi bölgeye ait hiçbir fizibilite ça-lışması da yapılmadı. Sadece birile-ri eline bir kâğıt kalem alıp sızıntı bu-lunan 10 sondaj ile binlerce kilometrekarelik alan hakkında uydurma bir re-zerv hesabı yaptı. Bölgedeki kalınlıkve alanı matematiksel olarak çarpmışhepsinin petrollü şeyl olacağını var-

sayarak sekiz milyar ton petrollüşeyli’n var olduğunu kabullenip, bukayaçlardan da her nasılsa 2,6 milyarvaril ile 8,3 milyar varil petrol eldeedilebileceğini hesaplandı.

Bu kadar petrol elde varsayılarakmevcut piyasa fiyatı ile çarpılıp ül-kemizin en az 218 milyar dolar en faz-la 687 milyar dolar olmak üzere bü-yük bir servetin üstünde oturduğu hi-kâyesi yazıldı. Şimdilerde yapılantrilyonluk şeyl gaz hikayelerine ne ka-dar da benziyor değil mi? İşte böy-lesine bir araştırma! NasrettinHocanın çalı-koyun-yün-kazak hi-kâyesi daha gerçekçi duruyor.

Olaya biraz daha umutla ve iyi ni-yetle yaklaşalım ve bu bölgede yapı-lacak binlerce sondaj sonrasında el-de ettiğimiz veriler hep olumlu olsun.Ereğli’den Bor’a kadar aynı derin-liklerde petrol sızıntılarının bulun-duğu kayaçlara rastlamış olalım. Buşartlarda dahi bu bölgedeki petrollerdağdaki kuştur!

Bu kayaçlarda tabakalı özel ya-pıları ve az geçirgen olmaları sebe-biyle dikey sondaj ile üretim yapmakmümkün olamadı. Zira bu kayaçlar-da diğer petrol yataklarında olduğugibi iç basınç söz konusu değil. Bu se-beple ABD’de uygun bölgelerde butip kayaçlarda yatak parçalanarak, ısı-tılıyor ve eriyen petrol veya mevcutgaz, son zamanlarda geliştirilen yataysondaj tekniği ile dışarı alınabiliyor.Dışarı alınan bu malzemenin rafi-nerilerde ısıl ve kimyasal işleme ta-bi tutulup hidrojen zenginleştiril-mesi de yapılabiliyor. Dolayısıylamaliyet bu şartlarda bile oldukçapahalı.

Nükleer bomba patlatmadan bukadar geniş bir arazide ve minimum1.035 metre derinde petrollü şeyl’le-ri parçalamak ve sıvılaştırmak nasılmümkün olacak. Bölge topografikbir yükseklik vermediğine göre yerinen az 1.035 metre altında yatay sondajnasıl yapılacak? Kimyasalların kulla-nıldığı hidrolik parçalama kırma ile ya-pacaklarını düşünürsek Anadolu’nungöbeğinde kısa ve uzun vadede karşı-mıza çıkacak olan çevre felaketininasıl ortadan kaldıracağız? Bu soru-ların cevabını kimse vermemiştir. Buhaberlerin üzerinden sadece iki yıl geç-miş olmasına rağmen, şimdi bu çalış-malardan ve sonuçlarından söz edentek bir kişi bile yok.

Şeyl gaz ile ilgili kararların yenidengözden geçirilmesi ülkemiz çıkarları-nın korunması ve kolay telafi edilemezproblemlerin çıkışından önce çokönemli.

ÜLKEMİZDE NASILYAPILACAK?

EKO V‹T R‹N MAYIS 2013116

ANALİZ / KAYA GAZI - DOĞAN AYDAL