veisamveri.org/pdfdrg/d099921/2003/2003_ocalm.pdf · ahiret inancinin Ögretİmİnde yenİ bİr...
TRANSCRIPT
T ARTlŞMALI İLMİ TOPLANTlLAR DiZİSİ - 40
GENÇLİK DÖNEMİ
Ve EGİTİMİ-11 Tartışmalı ilmi Toplantı
18-20 Nisan 2003
BURSA
Prof. Dr. Mehmet Emin AY * Dr. Turgay GÜNDÜZ
Prof. Dr. Ahmet GÜÇ * Yrd. Doç. Dr. Naci KULA
Doç. Dr. Faruk KARACA * Doç. Dr. Talip KÜÇÜKCAN
Prof. Dr. Veysel BOZKURT * Doç. Dr. Mehmet BA YYiGİT
Yrd. Doç. Dr. Mustafa AYDIN • Qr. İbrahim GÜRSES
Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÖCAL • Dr. Nermin ÇİFTÇİ
Dr. Halil EKŞİ
İstanbul 2003
GENÇLİK DÖNEMi v~ E(; iTiM i
EN SAR NEŞRİY AT: 74 İSLAMf İLİMLER ARAŞTIRMA V AKFI
Tartışmalı İlıni Toplantılar Dizisi: 40
Tebliğierin
Muhteva ve dil bakımından sorumluluğu Tebliğ sahiplerine aittir
Editör: Prof. Dr. Hayati HÖKELEKLİ
Yayma Hazırlayanlar: Dr. İsmail KURT
Seyit Ali TÜZ
Baskı:
Step Ajans Davut Paşa Cd.
Kale İş Merkezi, 224 0212 482 13 41
ISBN 975-6794-18-6
EN SAR NEŞRİY AT TİCARET A.Ş. Süleymaniye Caddesi, 1 1 Süleymaniye/İstanbul
e-mail: cıısarv(öi.ttııct.nct.tr- Web site: www.ensar.org Tel-Faks: +90 (0212) 513 43 41-513 03 09-513 09 90
AHiRET iNANCININ ÖGRETİMİNDE YENİ BİR YÖNTEM ÖNERİSİ
A. GİRİŞ:
1- Problem
Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÖCAL1
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri öğretmenliği yapanlar bilirler ki; okullarda İslam dininin temel inanç esaslarından birisi olan i\hirete iman konusunun öğretimi, diğer bazı iman esaslarının öğretimine göre daha zordur. Zorluk, konunun gayba ait olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü, çocuk ve gençlerden bir kısmı; ölüp, toprağa karışan canlıların ve özellikle insanların tekrar nasıl dirileceğini bir türlü kavrayamamakta ve kendi zihinlerinde izahını yapamamaktadırlar. Onlar bu konuda herkese sorular yöneltmekte, bilhassa Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri öğretmenlerini, aşağıda örneklerini vereceğimiz sorular ve benzerleri ile adeta terletmektedirler. Çünkü, zaman, zemin ve şartlar ne olursa olsun, her devirde olduğu gibi günümüzde de ecel, ölüm, kabir, ahiret, cennet, cehennem ... vb. çocukların ve gençlerin zihinlerini en çok meşgul eden kavramlarınikonuların başında gelmektedir.
Bunun bir sebebi; ölüm ötesi ahiret aleminin, cennet ve cehennemin gayb1 olması bir başka ifade ile somut olarak ortada bulunınaması, yani görünmezliği ve bilinmezliğidir. Bir diğer sebebi ise; aile içerisinde anne-babaların, okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile İmaınHatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmenlerinin, camilerde ise viiiz ve hatiplerin böylesine gayba ait ve herhangi bir somut kanıt aramaksızın kesin ve tereddütsüz inanınayı gerektiren konuları çocuklara, gençlere ve halka anlatımlarında kullandıkları yöntemlerdir. Çünkü; söz konusu eğitim ve öğretim kurumlarında hala klasik ilmihal bilgilerinin aynı yöntemlerle çocuk, genç ve yetişkinlere naklinden başka bir şey yapılmamaktadır. Bu ise, zamanımız çocuklarını ve gençlerini tatmin ede-
1 Uludağ Üniversitesi İIJ.hiyat Fakültesi Din Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.
318 GENÇLİK DÖNEMİ ve EÖİTİMİ-11
memektedir. İşte bu durum; mutlaka çözümlenmesi gereken bir problem olarak karşımızda durmaktadır.
Probleınin çözümü; yeni anlatım/öğretim yöntemleri geliştirmekten geçmektedir. Yeni öğretim yöntemleri geliştirerek bunları ebeveynlerirniz, öğretmenlerimiz ve vaizlerirnizin ilgi alanlarına sunmak durumunda olanlar ise, öncelikle ilahiyat Fakültelerirnizde görev yapan Din Eğitimi Anabilim Dalı öğretim elemanlarıdır. İşte bu düşünceden hareketle bir Din Eğitimeisi/Din Eğitimi Anabilim Dalı öğretim elemanı olarak biz, ahirete iman konusunun öğretimi için yeni ve çizirnli bir anlatım/öğretim yöntemi geliştirmeye çalıştık. Uzun süreli düşünce ve tasarımlar sonucu geliştirmeye çalıştığımız bu yeni yöntemi anlatmaya geçmeden önce, çocuk ve gençlerin ahiret konusundaki düşünce ve inançlarının neler olduğuna bir bakmamız gerekmektedir.
2- Çocuk ve Gençlerin Ölüm, Kabir, Ahiret Alemi, Cennet ve Cehennem İle İlgili Soruları
Teorik olarak "problern"i ortaya koyduktan sonra, şimdi bir de konumuzia ilgili olarak çocuk ve gençlerin kafalarındaki problerne, yani onların soru ve sorunlarına bakalım. Çocuk ve gençlerin kafalarında oluşan ahiretle ilgili soru ve sorunların tespitinde doğrudan uygulamanın içindeki öğretmenlerimizden yararlandık Şöyle ki;
Milli Eğitim Bakanlığı 'nca muhtelif illerde ve yıllarda ilk ve orta öğretim kururnlarında görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri için düzenlenen Hizmet İçi Eğitim Kurslarının bazılarında "öğretim elemanı" olarak görev yaptık. Bu kurslara katılanlar arasında İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmenleri de vardı.2 Ayrıca, iki ayrı yılda da, ilkokuliilköğretim okulları "sınıf öğretınenleri" için düzenlenen "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Formasyon Kazandırma Kursu"nda da aynı görevi i fa ettik. 3
Görev yaptığımız söz konusu kurslara katılan toplam 2000 (ikibin) civarındaki öğretmene bazı yıllar anketler uyguladık, bazı yıllarda ise doğrudan özel birtakım sorular yönelttik. Sorularımızdan birisi
2 Öğretim elemanı olarak görev yaptığımız ve söz konusu soruları tespit ettiğimiz Din Kültürü ve Ahlıik Bilgisi Öğretmenleri Hizmet İçi Eğitim Kurslarının yapıldığı yerler ve yıllar şöyledir: Edirne (I 982), Bursa (I 982 ve I 983 ), Samsun (I 988), Kütahya (I 989), Van (I 990), Bartın (I 99 I ve 2000), İstanbul (Karta! Anadolu İmam-Hatip Lisesi) (1999).
3 Öğretim elemanı
GENÇLİK VE SATANİZM 3!9
ile; "Öğrencileri tarafından kendilerine en çok hangi konularda sorular yöneltildiğini, bunlardan ilginç buldukları bazılarını yazarak vermelerini..." istedik. Bu şekilde tespit ettiğimiz yüzlerce sorudan, ahiret alemi, cennet ve cehennemle aliikalı olanlarından bazıları şunlardır;
- Münker, Nekir Melekleri soru sormak amacıyla kabire nasıl
gelmektedirler? (İ. 5. ve 7. sınıf). - Kab ir, nasıl cennet bahçelerinden bir bahçe oluyor? (İ. 5. ve
7.sınıt).
- İnsan ölünce, ruh bedeni terk edip nereye gidiyor? Kabirde tekrar cesede mi dönüyor? (İ. 7 .sınıf).
- Kabir aleminde ruh-beden ilişkisi nasıldır? Azabı veya mükafatı birlikte mi çekiyorlar? (İ. 7.sınıt).
- Ahirette yeniden dirilmede herkes aynı yaşta mı olacak? (İ. 7.sınıfK.).
- Cennete gidersek, anne babamızı orada görebilecek miyiz? (Er.Kız muhtelif sınıflardan).
- Dünyada evli olan çiftler, cennette de evli mi olacaklar? (Er.Kız muhtelif sınıflardan).
- Cennette aile hayatı var mı? Orada da çocuklarımız olacak mı? (L. 2.sınıt)
-- Dünyada evli olan erkekler, nasıl oluyor da cennette de hurilerle evleniyorlar? (Er.-Kız muhtelif sınıflardan).
- Erkeklere cennette güzel hilriler verileceğini söylüyorsunuz, peki kadınlara da yakışıklı erkeler verilecek mi? (L.l. ve L.3.sınıfKız).
- Hz. İsa gökte mi? Kıyameteyakın gelecek mi? (L. !. Er). - İnsan ölünce ruhlar nereye gider? Bazı geceler geri gelir mi?
(Er.-Kız muhtelif sınıflardan). - Bir kimse ölünce ruhu başka insana geçer mi? (L. 3. Kız). - Allah şeytanı yaratmasa daha iyi olmaz mıydı? Biz de günaha
girmekten kurtul urduk. (İ. 8.sınıf Kız). - Şeytan, ateşten yaratıldığına göre, cehennemde nasıl yanacak?
(İ. 7.sınıfEr). - Allah küçük çocukları da cehenneme atar mı? (İ. 5. sınıf Kız). - Çocuk yaşta ölenlerin dirilişlerinde durumu ne olacak? (L. I.
sınıf Kız).
- Başı açık gezen bayanların saçının her teli için cehennemde 100 sene yanacağı doğru mu? (İ. 8. sınıf Kız).
320 GENÇLİK DÖNEMİ ve E(;iTiMi~IJ
- Bir kişi inançsız ama iyi davranışlarla bu dünyadaki ömrünü tamamlasa, cennetlik mi, cehennemlik mi olur? (L. 2.sınıf).
- 100 tane insan öldürüp, tövbe eden insan cennetlik oluyor da, insanlığa en büyük hizmetlerden birini yapan Edison ... vb. cehennemlik oluyor, neden? (L. 3.sınıfKız).
- Şu anda cennet, cehennem var mıdır? Varsa nerede? Mahiyetini açıklar mısınız? (İ. 8 sınıf).
- Öldükten (kıyametten) sonraki dirilişiınizde, dünyada sahip olduğumuz bedenimizle mi vücut bulacağız, yoksa benzeri mi olacak? .. (İ. ?.sınıf).
- Modern fizik, uzaydaki seslerin hep zapt edildiğini belirtiyor. Bunun haşr ile veya Kiramen Katibin Melekleri ve aınel defteri ile ilgisi var mı? (L. 3.sınıfEr).
- Bir tek Azrail, birden fazla canı aynı anda nasıl alabiliyor? ( İ. 7.sınıfEr., L. 2.sınıfKız).
- Niçin her şey ölüme bağlıdır? (L. 2. sınıf Er). - İnsan cehennemde nasıl yanar? Kül olmaz ını? Olursa ondan
sonra işi biter mi? - Kıyamette hayvanlar da dirilecekler mi? - Ölen insana niçin "telkin" verilir. Ölürrün bundan haberi olur
mu? (L. 2.sınıf Er). - Cinsiyeti belli olmayanın (hünsa), cenaze namazının niyeti ve
yapılması gereken muamelat nasıldır? (L. 3. sınıf Er). - Ruh nedir? Nasıldır? Nereden gelip, nereye gidiyor? (L. 2.sınıf
Kız).
- Hristiyanlık ve Yalındilik İlahi din değil midir? Onlara uyanların suçu nedir? Onlar öldüklerinde cennete gitmeyecekler midir? (Er. Kız muhtelif sınıflardan).
- Cehennem bu kadar insanı nasıl alacaktır? (İ. 7.sınıfEr).
İşte öğretmenierimize ölüm ve ölüm ötesi yani kabir, ahiret, cennet ve cehennemle ilgili olarak yöneltilen sorulardan bazıları ... Öğretmenlerimiz bu ve benzeri soruların cevaplarını, karşılarında bilgisayarla, internetle, televizyon ve radyo yayınları ile her şeyden haberdar olan çocuklara ve gençlere onların anlayabilecekleri şekilde açıklamak durumundadırlar.
Biz burada, ahirete iman konusunun çocuklara ve gençlere öğretimi konusunda -tarafımızdan geliştirilen- yeni bir çizimli anlatım yöntem önerisi sunmaya çalışacağız. Sunacağımız bu öğretim yöntemi öne-
GENÇLİK VE SATANİZM 321
risi, 1990'Iı yılların başındaiı beri Uludağ Üniversitesi ilahiyat Fakültesi öğrencilerine "Özel Öğretim Metotları" derslerinde tekrar tekrar anlatılarak denenmiş ve tartışılmıştır. Ayrıca bu yöntem, aynı yıllarda "Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi" derslerini okuttuğumnz U.Ü. Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünde de denenmiş ve oradaki öğrencilerle de tartışılmıştır. Keza; aynı öğretim yöntemi, yukarıda söz konusu ettiğimiz ve I 990-2000 yılları arasında düzenlenen Din Kültürü ve Ahliik Bilgisi Öğretmenleri Hizmet İçi Eğitim Kurslarında da 4-5 defa denenmiş ve kursiyer öğretmenlerimizin de katkılarıyla sunacağımız çizim ve anlatıma son şekli verilmiştir.
Kendi geliştirdiğimiz bu çizimli anlatım yöntemini, fakülte öğrenimleri esnasında kendilerine sınıf ortamında ve yazı tahtası üzerinde çizerek anlattığımız ve şimdi öğretmen olan eski mezunlarımizdan yüzlercesi okullarında denediklerini, çok faydalı olduğunu ve öğrencilerin konuyu çok daha kolay bir şekilde aniayabildiklerini ifade etmişlerdir.
Umarız, ahirete iman konusunun öğretimi ile ilgili olarak geliştirmeye çalıştığımız ve powerpoint'le ilk defa sunumunu gerçekleştirdiğimiz• bu çizimli yeni anlatım yöntemi önerimiz, bu alanda bir başlangıç oluşturur ve meslektaşlarımız tarafından, hem bu konuda ve hem de diğer iman ve ibadet konnlarının öğretiminde yeni anlatım yöntemleri geliştirilir.
4 Bu bildirinin powerpoint'le ilk sunurnu 18-20 Nisan 2003 günlerinde Bursa'da düzenlenen "Gençlik Dönemi ve Eğitimi IL" konulu Tartışmalı İlıni Toplantı (Sempozyum)'da yapılmıştır. Ancak, bildiri metinleri yayınianmadan önce iki ayrı sunum daha gerçekleştirilmiştir. Bunlardan:
Birincisi; Ensar Vakfı tarafından 24-25 Mayıs 2003 tarihleri arasında "Din Eğitimi ve Öğretiminde Din Kültürü ve Ahlfı.k Bilgisi Dersleri Çalışına Toplantısı-I." adıyla İstanbul'da düzenlenen Sempozyumun sonunda katılımcı meslektaşlarımızın görüş ve eleştirilerinin alınması amacıyla yapılmıştır.
İkincisi ise; 5-6 Haziran 2003 günlerinde Bursa'da düzenlenen ve bütün İHihiyat Fakülteleriınİzin Din Eğitimi Anabilim Dalı ve İlköğretim Din Kültürü ve Ahlfik Bilgisi Öğretmenliği Bölümü öğretim elemanlarının katıldığı ve kendi alanlarının sorunlarını tartıştıklan toplantıda yapılmış ve katılımcı meslektaşlarımızın görüş ve eleştirileri alınmıştır.
Bütün bu sunumların sonrasında ortaya çıkan görüşler ve yapılan eleştiriler dikkate alınarak bildiriye/tebliğe ve çizimiere son şekli verilmiştir.(M. Öcal).
322 GENÇLİK DÖNEMİ ve EGİTİMİ"Ii
B. AHiRETE iMAN ÖGRETİMİNDE YENİ BİR YÖNTEM ÖNERİSİ
1 - Önce bir durum tespiti yapılmalı
Müslüman bir ailede doğup büyüyen çocukların genellikle ahirete iman konusunda tereddütleri yoktur. Ancak gençlerden -çok az da olsabazılarının tereddütleri olabilir. Onların tereddütlerinin bir sebebi; yaşları gereği içinde bulundukları ruhsal halleri olabileceği gibi, bir diğer sebebi de; bu konuda kendilerine büyükleri tarafından yanlış bilgiler verilmesi veya konunun anlatımında kullanılan yöntem hataları olabilir. Bunun için ahirete iman konusunu anlatacak olan öğretmen önce, çocuk ve gençlere/anlatacağı kişilere sorular yöneltmek suretiyle bir durum tespiti yapmalıdır. Mesela;
Ahiret hakkında onlar neler düşünüyor veya nelere inanıyorlar? Ahiretle ilgili olarak ailelerinden ve çevrelerinden duydukları ve öğrendikleri doğru bilgiler mi, yoksa yanlış veya bir takım hurafelere mi inandırılmışlar? .. Radyo, tv. bilgisayar, internet onların ahiret inancı ve anlayışiarına ne gibi etkiler yapmaktadır? İçinde bulundukları yaş dönemi, onları konu ile ilgili olarak neleri sormaya yöneltmektedir? .. vb. İşte böylesine bazı tespitler yapıldıktan sonra, öncelikle onların sahip oldukları bilgilerin doğru olanları onaylanarak netleştirilebilir. Ardından yanlış bilgi, düşünce ve inançlar ise, yeri geldikçe düzeltilir ve böylece ahirete iman öğretiminin birinci kadeınesi gerçekleştirilmiş olur.
2- Ecel, Ölüm, Kabir ve Ahiret Konusunda Ön Bilgiler Verilmelidir
Çocuklara ve gençlere ahirete iman konusu anlatılırken fazla detaylara girilıneınelidir. Onlara; dünya hayatının geçici yani sonlu olduğu ve belli süre zarfında adeta bir sınava hazırlanır gibi bu dünyada bulunmak zorunda olduğumuz, eceliıniz geldiğinde (vadeıniz yettiğinde) öleceğiıniz, kıyametten sonra ise, mutlaka tekrar dirileceğimiz kısaca anlatılınalıdır.
Öğrenciler, "ecel" kelimesini kavramakta güçlük çekebilirler. "Tayin edilen/belirlenen bir zaman veya belli bir sürenin sonu, bir canlının hayatının kesin olarak son bulması için Allah Teaiii'nın ezelde
GENÇLİK VE SA TANİZM 323
takdir etmiş olduğu sürenin sona ermesi"' şeklinde tanımlanan ecelle ilgili şu açıklamalar yapılabilir:
Yüce Yaratıcı tarafından, her canlı için belirlenmiş bir ecel vardır. Buna "ölüm vakti" de diyebiliriz. Her kim nerede ve nasıl yaşıyorsa yaşasın, ecel vakti gelince mutlaka ölecektir. Yani Kur'an-ı Kerim'de "Ölüm Meleği"6 olarak adlandırılan Azrail tarafından insanın ruhu bedeninden ayınlmak suretiyle dünyadaki hayatına son verilecektir. Ölüm olayı, Allah Teaiii tarafından önceden belirlenen vakte göre; ne bir saat ileri alınacak ve ne de geri bırakılacak, tam ecel vakti gerçekleşecektir. 7
Kur'an-ı Kerim'den edindiğimiz bu bilgiler çocuklara ve gençlere uygun ifadelerle anlatılabilir.
Ecel kavramı açıklandıktan hemen sonra, inancımıza göre ölümün, bir son ve yok oluş değil, gerçek ve yeni bir hayatın başlangıcı olduğuna vurgu yapılabilir. Bir benzetme ile ifade edersek; ölüm ve yeniden diriliş, trenin tünele veya metronun yer altına girip, bir müddet sonra tekrar aydınlığa çıkıp yoluna devam etmesi gibidir. Bir başka benzetme ile; tıpkı güz mevsiminde ağaçların, ilkbaharda yeniden ve daha gür bir şekilde canlanmak üzere yapraklarını dökerek, kış uykusuna daldıkları gibi, insanların da dünyadaki hayatlarını tamamladıktan sonra kabirde geçici bir süre kalacakları, kıyamet koptuktan sonra ise, Yüce Allah'ın huzurunda yargılanmak üzere yeniden diriltilecekleri anlatılabilir.
Yeniden diriltilişlerinde ise insanların; "mahşer"de Yüce Allah'ın huzurunda yargılan dıktan sonra, dünyada Allah 'a ve ahiret gününe inanmalarının ve yaptıkları iyiliklerinin karşılığı olarak cennete gidecekleri ve orada en çok sevdikleri insanlarla birlikte olacakları anlatılabilir. Ayrıca çocukları özendirınek için, cennetle ilgili geniş tasvirler yapılabilir, yapılmalıdır da ...
Buna karşılık; dünyada iken Allah' a ve ahiret gününe inanmayan, kötü ve yanlış işler yapanların ise; cehenneme gidecekleri ve orada kötülüklerinin cezasını çekecekleri söylenmekle yetinilınelidir. Özellikle küçük yaştaki çocuklara kıyamet alametleri ile kabir (berzah) hayatı ge-
5 Bk. Kılavuz, A Saiın~Köten, Akif-Çetin,Osman-Aigül,Hüseyin, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi -Kaynak Kitap Marifet Yay. İstanbul, ts. sh. 200-201.
6 Bk. Secde, 32/1 !. . 7 Bk. Mün3fıkün, 63/1 1; Yunus, 10/49; A'raf, 7/34, Hicr, [5/5 ..
324 GENÇLİK DÖNEMİ ve EGiTiMi-II
nışçe anlatılmamalıdır. Ayrıca ahiret aleminde günahkar insanlarla, ı
nançsızlara uygulanacak muamelelerden uzun uzun bahsedilerek onlar korkutulmamalıdır. Ancak, konu eğer gençlere ve yetişkinlere anlatılıyorsa, elbette ki biraz daha geniş bilgiler verilebilir.
3- Ahirete İman Öğretiminde Yeni Bir Yöntem Önerisi
Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız gibi çocuklara ve gençlere bazı ön bilgiler verildikten sonra, ahirete iman öğretimi, A, B ve C kişiler olarak nitelendirdiğimiz muhayyel üç ayrı insanın hayat çizgisi üzerinden aşağıdaki şekilde geliştinneye çalıştığımız çizimler yardımıyla anlatılabilir. Anlatıma, insanların doğumlarında sahip oldukları bazı özelliklere ve yeteneklerine (fıtratlarına) dikkat çekilerek başlanabilir. Şöyle ki:
Örnek olarak kullanacağımız muhayyel kişilerin her üçünün de, l929'da ana rahmine düştüklerini (Bk. Çizinı: lll, 2/1, 3/1.) ve 1930 yılında dünyaya geldiklerini varsayalım. (Bk. Çizinı: 1/2., 2/2., 312.) Onlar dünyaya, -zengin-fakir, köylü-şehirli, kız veya erkek, beyaz veya siyah ırktan, Müslim veya gayr-i Müsliın bir anne-babadan ... kısaca her kimden, nasıl veya ne zaman dünyaya gelmiş olurlarsa olsunlar- "fıtrat"
üzeredirler8 Yani her üçü de doğuştan, "hakkı, gerçeği kabul ve idrak etme yeteneğine" sahiptir9 Saf, tertemiz ve kendilerine verilecek, doğru veya yanlış, iyi veya kötü her şeyi alıp benimsemeye yetenekli oldukları gibi, yöneltilecekleri her şeyi yapmaya da hazırdırlar. 10 Ayrıca kendilerine, büyüdükçe geliştirerek kullanabilecekleri akıl ile cüz'i ama hür/özgür irade verilmiştir. (Bk. Çizinı: 1/3, 213, 313.)
Öte yandan, Yüce Allah tarafından önceden gönderilmiş olan Kur'an-ı Kerim'de yer alan emir ve yasaklar Peygamber vasıtasıyla insanlara bildirilmiş, (Bk. Çizinı: 114, 214, 3/4) o bilgileri de anne ve babası ile din eğitimcileri, viiizler ve diğer bazı büyükler kendisine anlatmıştır. (Bk. Çizinı: 115, 215, 315.)
8 Sk. Buhıiri', Tefsir, St'ire, 30; Kader, 3; Müsliın, Kader, 23, 25; Sünnet, 18; Tirmizi, Kader, 5; Ahmed b.
Hanbel, Müsned, fV. 24. 9 Bk. Yazır, Elınalılı M. Haındi, Hak Dini Kur'an Dili, ts. c. VI. sh. 3824. 10 Bk. Gaz5.11, ihyau Uh1mi'd-din, c. III. sh. 56.
GENÇLİK VE SATANİZM 325
Yaklaşık olarak 1945 yılında yani 15 yaşında büluğa erdiklerini kabul ettiğimiz bu gençler/kişiler, bu süre zarfında her konuda olduğu gibi, dini bilgiler, tutum ve davranışlar geliştirme açİsından da -yeterli veya yetersiz- bir öğrenme, alışıırma ve hazırlık devresi geçirmişlerdir. Yani, genel eğitimlerinin yanında ailesi ve yakın çevreleri tarafından kendilerine birtakım dini bilgiler ve ahlaki tutum ve davranışlar kazandınlmıştır. Ayrıca, önceki sınıflarda gördükleri Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri ile belli ölçüde dini bilgilerini geliştirmişlerdir.'
Neticede bu gençler/kişiler 15 yaşında bir yol ayrımının başına getirilip, orada akıl ve hür/özgür iradeleri ile baş başa bırakılmışlardır. (Bk. Çizim: 116., 216., 316.) Buraya kadar büyüklerinin sorumlulukları altında iken, artık kendi kendilerine sorumlulukları ile baş başa kalmışlardır. Bu yaştan itibaren her ne söyler ve yaparlarsa sorumluluklan kendilerine aittir.
Gençlerin karşılarına çıkarılan yol ayınmı, iki farklı istikamete giden yol değil, tıpkı karayollarında ( - - - - ) şeklindeki kesik çizgilerle ayrılmış bir ayırım (şeritler) gibi düşünülmüştür. Yani inanan veya inanmayan toplumdaki bütün insanların içli-dışlı birlikte yaşadıkları bir ortamdır. Gençlere, kendi aKıl ve hür/özgür iradelerini kullanarak bu yollardan/şeritlerden birini tercih etme hakkı tanınmış ve onlar da tercihlerini yapmışlardır.
Birinci genç (A); daha baştan tam bir inançliman sahibi olmuş, ömür boyu ibadetlerini eksiksiz yapmış, ahlaklı bir insan olarak yaşamış ve hiçbir büyük günah işlememiştir.
İkinci genç (B); baştan itibaren inanç/iman sahibi olmakla birlikte, ibadetlerin bazılarını veya bazen yapmış, bazılarını veya bazen yapmamıştır. Bazı büyük günahları işlernekten kaçınmamış, zaman zaman ahlak dışı davranışları olmuştur.
Üçüncü genç (C) ise; Allah'a ve diğer inanç esaslarına inanmamış ve doğal olarak ibadet yapmamıştır. Hayatını İslam dininin öngördüğü inanç, düşünce ve hayat tarzının dışında sürdürmüş ve öyle tamamlamıştır. İslam'a göre bu kişi, inançsız/kafir olarak nitelendirilir. Şayet inanmadığı halde, Müslümanlar yanında inanan bir insan gibi davranıyor ve iki yüzlülük yapıyorsa ona da münafik denir ki, İsliim'a göre o da inançsız!kafir hükmündedir.
326 GENÇLİK DÖNEMİ ve EGİTİMİ-11
Şimdi konumuzun bundan sonraki kısmını bu üç insanın 15. yaşlarından ölümlerine kadar olan hayat çizgileri üzerinden, öldükten sonra da kabir hayatından başlayarak ahiret aleminde karşılaşacakları durumlar üzerinden anlatmaya çalışalım:
a) Birinci Gencin (A kişinin) Dünyada Tercih Ettiği Yol ve Ahirette Kavuşacağı Nimetler
Çizimimize göre; birinci genç (A kişi), inançlı olduğu için, yolun sağ tarafını yani iyi ve doğru yolu tercih etmiştir. (Bk. Çizim 1/7.) Çünkü o, çocukluğundan itibaren Allah ve Peygamber veya bir başka ifade ile din adına anlatılan her şeyi kendi akıl ve hür iradesi ile olduğu gibi kabul etmiştir. Ömür boyu ibadetlerini eksiksiz yapmış ve büyük günahlardan kaçınmıştır. Doğumundan ölümüne kadar, bütün hayatı Kiramen Katibin adlı melekler tarafından "amel defteri"ne kaydedilmiş, yani adeta gizli kamera ile filme alınmıştır. (Bk. Çizim: 1/8.) Neticede iyi bir mümin ve Müslüman olarak 2003 yılında 73 yaşında ölmüş ve kabire konulmuştur. (B k. Çizim: 119).
Bu insanın cesedi kabire konulduktan sonra, kendisini sorgulamaya gelen Münker ve Nekir adlı meleklerin sorularına doğru cevaplar verir. Bunun üzerine kendisine kıyametten sonra gideceği yer olan cennet gösterilmeye başlanır. Bu durumu Peygamberimiz; "Sizden biriniz öldüğü zaman gideceği yer sabah akşam kendisine gösterilir. Cennetliklerden ise cennet, cehennemliklerden ise cehennem gösterilir ve kişiye: "İşte bu, Allah 'ın seni kıyametten sonra göndereceği yerdir" denir," 11
şeklindeki ifadesiyle açıklamaktadır. (Bk. Çizim: 1/10.) Ayrıca Peygamberiıniz; "kabir; ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur" 12 hadisiyle de ölen insanların kabirdeki hallerine/durumlarına dikkat çekınektedir.
Naklettiğimiz hadisleri şerh eden bir başka ve uzunca hadisinde ise Peygamberimiz, anlatıldığı şekilde imanlı ve iyi bir Müslüman olarak ölen kişinin kabirdeki durumuna şöyle bir benzetme yaparak açıklık getirmektedir:
11 Buhari, Ceniiiz, 90. 12 Tirmizi, Kıyamet, 26; Aclüni, Keşfu'l-Hata, c. IL sh. 136.
GENÇLİK VESATANİZM 327
"Ölü mezara konulunca, birine Miinker, diğerine Nekir adı verilen siyah renkli ve mavi göziii iki melek gelir. Ona derler ki: "Şu (Muhammed denilen) zat hakkında ne dersin?" O da şöyle cevap verir:
"0, Allah 'ın kulu ve Resiiliidiir. Ben şahitlik ederim ki, Allah 'tan başka tanrı yoktur. Muhammed de O 'nun kulu ve elçisidir." Bunun üzerine melekler:
"Biz, senin böyle diyeceğini zaten bilnıekte idi k" derler. Sonra onun mezarını yetmiş arşın geniş/etir/er. Daha sonra mezarı ışık/andırarak aydınfatır/ar ve ölüye:
"Yat ve uyu! ... " derler. O da:
"Ai!eme gidin de, durumu haber verin" der. Melekler ona:
"Zifdfa!gerdeğe giren ve sadece en çok sevdiği kişi tarafindan uyandırılan şahıs gibi, mahşer gününe kadar sen uyumana devam et!" derler. "13
1) Konu çocuklara anlatdıyorsa:
Ahirete imanı ve dolayısıyla kabir hayatını çocuklara anlatmak durumunda olan din eğitimcileri, öncelikle ölüm olayının doğal olduğunu ve sırası gelen herkesin mutlaka öleceğini onlara açıklamalıdırlar.
Çocukların en çok merak ettikleri ve çoğu zaman da korktukları şey; mezar/kabirdir. Onlar, henüz somut düşünme döneminde oldukları için, ölüm olayı ile birlikte ruhun cesetten ayrıldığını kolaylıkla kavrayamazlar. Toprağın altına gömülen ve orada tek başına terk edilen ölüyü canlı olarak tahayyül edebilirler. Ölen kişilerin, gecenin karanlığında veya kışın sağuğunda toprak altında nasıl kalabilecekleri çocukların zihinlerinde çözeınedikleri problem olarak uzun süre devam eder. Hatta bazen kendilerinin ölmüş ve mezara konularak orada tek başlarına terk edilmiş olduklarını düşünürler. Daha çok gece vakti, yatağa girdiklerinde ve uyumadan önce bu düşünceler bir kilbus olarak onların üzerlerine çöker ve müthiş bir korkuya kapılırlar. O korku ile yatağın içerisinde gizlenmeye çalışarak, yorganı başlarına çekerler. Hele, aile çevresinde veya halk arasında, kabirde Münker ve Nekir adlı meleklerin
13 Tinnizl, Cenfı.iz, 70.
. 328 GENÇLİK DÖNEMİ ve EÖİTİMİ-11
ölüyü sorgulamaları ile ilgili olarak abartılı bir şekilde anlatılan: "Sorgu meleklerinin sorularına doğru cevap veremeyenlere, melekler ellerindeki demir topuzia vurunca beynini parçalar, yedi kat yerin dibine sokar, sonra çeker çıkarır, yeniden vurur. .. " gibi ifadeleri hatırladıkça korkudan çıldıracak hale gelirler. Onun için ilköğretim okullarının 7. sınıfında yani somut düşünceden soyula geçiş dönemindeki çocuklara bu konuyu anlatacak öğretmeniere büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi öğretmenler, çocukların bu konuda neleri doğru bilip, neleri yanlış öğrendiklerini ve nelere, nasıl inandıklarını veya inandırıldıklarını tespit ederek öğretime başlamalıdırlar. Şayet bahsetmeye çalıştığımız gibi bazı yanlış ve korkutucu bilgiler edinmişlerse, önce onları izale ederek öğretime geçilmelidir. Sonra da, nakledilen hadislerin birinci kısımları yani "kabrin bir cennet bahçesi" olması üzerinde ağırlıklı durmalıdırlar.
- Çocuklara, kabrin inanan ve iyi insanlar için bir cennet bahçesi olarak genişletilmesi, orada huzur ve mutluluk içerisinde kıyametin beklenmesi şöyle bir benzetme ile açıklanabilir:
· "- Çocuklar, gece yatağınıza yatmış ve güzel rüya görerek mışıl mışıl uyuduğunuzu düşünün. Rüyanızda, güzel yerlerde geziniyorsunuz, gülüp eğleniyorsunuz. Allah'ın lütfettiği her tür nimetten yiyor ve içiyorsunuz. Sabah olduğunda ise, dinlenmiş olarak, gülümseyerek ve huzur duyarak uyanıyorsunuz. İçinizden; "keşke uyanmasaydım da o rüya aleminde yaşamaya devam etseydim!. .. " diyorsunuz.
Şimdi düşünelim; rüyanızda gördüğünüz o olayları gerçekte yatağınızdan kalkıp, oralara giderek yaşadınız mı? Hayır ... O olayları sadece rüya aleminde yaşadınız. İşte, ölüp kabire konulmuş ve kıyametten sonra cennete gitmeyi hak etmiş insanın hali de böyledir ... inanarak ölen insanların ruhları, tıpkı güzel rüya gören kimseler gibi huzur içerisinde kıyameti bekleyeceklerdiL Çünkü kabir, gerçekte ne genişletilmektedir ve ne de dünyadaki gibi aydınlatılmaktadır. Ölü vücut üzerinde herhangi bir işlem yapılmamaktadır. Kabir (berzah) hayatında yaşananlar, ruhla ilgilidir. Kıyametten sonra cennete gidecek olan kişinin rubunun huzur ve sükıru bulması ve rabata ermesi ve o şekilde kıyameti beklemesinden ibarettir. .. vb. şeklinde anlatılabilir.
GENÇLİK VE SATANİZM 329
2) Konu gençlere ve yetişkin/ere anlatılıyorsa:
Konu çocuklara değil de, gençlere veya yetişkin insanlara anlatılıyorsa, hadiste geçen; "evlenip zifafa/gerdeğe giren ve ertesi sabah sadece en çok sevdiği kişi tarafından uyandırılan kişi gibi malışer gününe kadar kabirde uyumaya devam etmesi.," hususuna dikkat çekilebilir.
Peygamberimiz burada gerçekten çok ilginç bir benzetme ile konuya açıklık getirmiştir. Din eğitimcileri de aynı benzetme ile, inanarak ölen insanların kabirde kıyameti beklemedeki hallerini anlatabilirler. Nasıl ki evlenen çiftler, hayatlarının en mutlu geceleri olan ilk/zifaf gecelerini mutluluk içerisinde geçirerek, sabah olunca en çok sevdiği kişi olan eşi ( erkekse karısı, kadın ise kocası) tarafından u yandırılırken büyük bir huzur ve mutluluk duyarlarsa, iyi bir mürnin ve Müslüman olarak ölen kimselerin de kabirde ayuı huzur ve mutluluk duyguları içerisinde kıyameti bekleyeceklerine ve kıyametten sonra da o şekilde dirileceklerine vurgn yapılabilir.
3) Kıyamet kopması ve Mahşerde Allah'ın huzurunda yargılanma;
Dünyanın sonunun gelip, kıyamet kopması yaklaştığı zaman bazı aliimetlerin belireceği çocuklar için çok kısa ve özet olarak, gençlere ve yetişkinlere ise biraz geniş şekilde açıklanabilir. Arkasından, dört büyük melekten İsrafil'in "Sur'\ı üflemesinden sonra kıyametin kopacağı 14
(Bk. Çizim: Illi.) ve -Allah hariç- bütün canlıların ölecekleri anlatılabilir. Aradan, belli bir süre geçtikten sonra İsrafil'in ikinci defa "Sfır"u üfleyeceği, bunun üzerine, ilk insandan son insana kadar bütün insanların dirilip, kabirierinden kalkıp, Rablerine doğru koşarak gidecekleri 15 ve "Mahşer" denilen yerde toplanacakları, 16 (B k. Çizim: 1112.) burada bütün insanların bizzat Yüce Rabbimiz tarafından yargılanacakları açıklanabilir.
14 Bk. Kıyamet, 75/1-15; Nebe', 78/1-18. 15 Bk.Yiis!n, 36/5 I; Züıner, 39/68. 16 Bk. Kamer, 54/7-8; Meryem, 19/85; Yunus, 10/45.
330 GENÇLİK DÖNEMİ ve EGiTiMi-II
İnsanların Mahşerde yargılanması da, çocuklara özet halinde, gençlerle yetişkinlere ise; biraz daha geniş bilgiler verilmek suretiyle anlatılabilir. Bu kısım anlatılırken şu tür açıklamalar yapılabilir:
Mahşerde, müıninlerin yüzleri parlayacak, inanmayanların/kafirlerin ise kararacaktır. 17 Dünyada iken, Kiramen Katibin adlı melekler tarafından insanların yaptıkları bütün işlerin ve konuştukları bütün sözlerin yazılarak kaydedildiği ve "amel defteri" olarak adlandırılan defterler inananlara sağ taraflarından, inanmayanlara ise sol veya arka taraflarından verilecektir. Kiramen Katibin melekleri insanların hayatını adeta gizli kaıneralarla baştan sona filme almışlardır. İnsanların dünyada iken yaptıkları her şeyin ve söyledikleri her sözün kaydedildiği amel defterleri mahşerde önlerine konulacak" ve doğumlarından ölümlerine kadarki hayatlarının tamamını bir film halinde (CD lerden) seyredeceklerdiL (Bk. Çizim: 1/13.).
Ondan sonra bütün insanlar bizzat Allah Teaiii tarafından:
l) Ömürlerini nerede tükettikleri nden,
2) Gençfiğini nasıl geçirdiklerinden,
3) Mallarını/paralarım nerede kazandıklarından,
4) Mallarmı/paralarını nerelerde harcadıklarından,
5) Bildiklerini uygulayıp uygulamadık/arından sorguya çekileceklerdir. 19
Nihayet kişi, Yüce Allah tarafından yargılamp, İlahi adalet terazisinde arnelleri yani dünyada iken yaptığı güzel veya çirkin, doğru veya· yanlış bütün işleri/amelleri tartılacaktır. Ancak bu (A) kişi zaten dünyada hiç bir büyük günah işlemediği için kurtuluşa erecek ve cehennemin (Bk. Çizim: 1/14,) üzerinde kurulmuş olan "Sırat" denilen köprüden geçerek20 (Bk. Çizim: 1/15.) doğrudan cennete" gidecek (Bk. Çiziın: 1116.) ve ebedi/sonsuz olarak orada kalacaktır.
17 Bk. Abese, 80/34-42. '"Bk. İsrii, 17/13-14: Kehf, 18/49. 19 Bk. Tirmizi, Kıyamet, l. 20 Bk. Buhar!, Ezan,\29; Tevhid, 24; Müslim, iman, 81; Ahmed b.Hanbel, Müsned,
11.293.
GENÇLİK VE SATANİZM 33
Doğrudan cennete gitmeyi hak edenlerin, cehennem üzerine ku rulınuş sırat'tan geçirilınelerinin amacı şudur: Onlar sıraltan geçerker cehennemİ ve oradaki insanların acıktı hallerini görecekler ve Allah 'ı inanmanın ve iyi insan olarak yaşamanın karşılığında kendilerine cen· nette verilecek nimetierin kıyınetini anlayacaklar ve Allah'a daha ço1 şükredeceklerdir. Onun için ahirete iman konusu anlatılırken, çocukları özendirmek amacıyla mümkün olduğu kadar geniş cennet tasvirleri yapılıp, orada kavuşacakları nimetler hakkında bilgiler verilmelidir.
Cennete girmeyi hak edenler için Allah Tei\li\ şöyle buyurmaktadır: "Rab 'lerinin (azabından) korunanlar da bölük bölük cennete sevk edildiler. Oraya varıp da (cennetin) kapıları açıldığında bekçileri onlara: "Selam size, (ne) hoşsunuz, ebedf kalmak üzere buraya girin!" dediler. (Cennet/ik/er) de: "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bizi dilediğimiz yerde oturacağımız bu cennet yurduna varis kılan Allah 'a hamd olsun. (Allah için) çalışanların ücreti ne güzelmiş!" dediler."22
b) İkinci Gencin (B Kişinin) Dünyada Tercih Ettiği Yol
ve Ahirette Kavuşacağı Nimetler
İkinci genç (B kişi) de; yol ayırımının başından itibaren kendisine din adına anlatılanları kabul etmiştir. (Bk. Çizim: 2/6.) Allah'a, Peygambere, ahiret gününe ve diğer iman esaslarına inanmıştır. Ancak ibadetleri bazen veya bazılarını yapmış, bazen veya bazılarını yapmamıştır. Zaman zaman yalancılık, hırsızlık, zina ... vb. birtakım büyük günahlar işlemiştir. Yani yolda hatalı sollamalada şeritleri ihlal ederek, kötü ve yanlış yola "git-gel"ler yapmıştır.
Şayet bu kişi, hayatının herhangi bir anında hatalı sollamalar ve şerit ihlalleri yaparken bir daha doğru yola dönmemiş ve baştan beri inandıklarını inkar etmiş olsa idi, geçmişteki inancı ve yaptığı ibadetler boşa gidecek ve İslam dinine göre "ki\fir" durumuna düşecekti. Fakat o, yanlış birtakım işler yapmış olmakla birlikte inancını koruduğu için,
21 Cennet'in kelime anlamı: "Bahçe, bitki ve ağaçlada örtülü yer"dir. Bk. Kılavuz, A Saim ve arkadaşları, age. sh. 191.
22 Züıner, 39/73-74.
332 GENÇLİK DÖNEMİ ve EÖİTİMİ-ll
günahkar bir mü.min ve Müslüman olarak hayatını tamamlamıştır. Neticede o da 2003 yılında ölmüş ve kabire girmiştir. (Bk. Çizim: 219).
İslam'a göre; bu kişi Allah'a ve diğer iman esaslarına inandığından inançlı fakat günahkar bir Müslüman olarak ölmüştür. Bundan dolayı, yani inançlı olarak öldüğü için bu insan da ölüp, kabire konulduktan sonra, kabri cennet bahçelerinden bir bahçe gibi olacak ve orada kı
yameti bekleyecektir. (B k. Çizim: 211 0.)
Kıyametten sonra herkes gibi o da, malışer'de bizzat Yüce Rabbimiz tarafından yargılanacaktır. Şayet bu (B) kişi, daha ölmeden ve sağlığı yerinde iken işlediği günahlardan dolayı pişmanlık duymuş ve içtenlikle tevbe etmiş ve bir daha benzer günahlar işlememişse, yargılanma sonucunda Yüce Allah'ın affına mazhar olabilecektir.23 Ayrıca Peygamberimizini Peygamberlerin şefaat etmeleri ( affedilmeleri için Yüce Rabbimize yakarmaları)24 üzerine de Allah Teaiii geniş af ve merhameti ile bu insan veya bunun gibi olanlardan dilediğinin günahlarının tamamını, dilediğinin de bir kısmını affedecektir. Buna rağmen affedilmemiş günahları kalan kişiler ise -tıpkı dünyada iken yasakları çiğneyen ve suç işleyen insanların belli süre hapis cezası çektikten sonra özgürlüklerine kavuştukları gibi- Sırat'tan geçerken cehenneme düşecekler (Bk. Çizim: 2115.) ve orada günahlarının cezasını çekeceklerdir. Ancak ondan sonra kendilerine açılan kapıdan cennete geçebileceklerdir. (Bk. Çizim: 2117.). Bu konuda Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Kim zerre kadar hayır (iyilik) yapmışsa onun mükafatı
nı/karşılığını görecektir. Kim de zerre miktarı şer (kötülük) işlemişse
onun cezasınıikarşılığını görecektir. " 25
c) Üçüncü Gencin (C kişinin) Dünyada Tercih Ettiği Yol ve Ahirette Göreceği Karşılık
Örnek olarak varsaydığımız üçüncü insan (C kişi) ise; dünyada iken yol ayırımının başından yani büluğa erdiği çağdan itibaren ölünce-
23 Tevbe edenlerin affedilebileceklerine dair bazı ayetler için bk: Bakara, 21160; Al-i İrnran, 3/135-136; N isa, 4117-18, ll O; Miiide, 5/39-40; Tevbe, 9/104, 112; Hiid, 1113; İsnl, 17/25; Meryem, 19/60; Furkan, 25/70-71; Tahriın, 66/8.
24 Bk. Bakara, 2/255; Enbiya, 21/28; Müddessir, 74/48. Ayrıca konu ile ilgili bazı hadisler için bk. Buhiirl, Daavat, l; MUslim, iman,86; Ebu Davud, Sünnet, 21; Tirmiz'i, Kıyamet, 11, İbni M&ce, Zühd, 37.
25 Zizal, 99/7-8.
GENÇLİK VE SA TANİZM 333
ye kadar inanç bakımından kötü ve yanlış yolda hayatını sürdürmüştür. Allah'a inanınadan, Kutsal Kitabı (Kur'an-ı Kerim'i) ve Peygamberi reddederek, ahireti inkar ederek yaşamıştır.(Bk. Çizim:317). inanmadığı için ibadet yapması da söz konusu olmamıştır. İslarn'a göre yanlış birtakım davranışlar içerisinde bnlnnrnnştnr. Yani o, ömür boyu yolun yasak ve tehlikelerle dolu olan şeridinde yaşarnayı tercih etmiştir. Ancak buna rağmen o, zaman zaman yolun sağ şeridine girip-çıkmayı da ihmal etmemiş yani iyi ve insani tutum ve davranışları da olmuştur.
Buna rağmen bu kişi, hayatının belli bir döneminde türnden şerit değiştirmiş yani inançsızlığından/inkarından vazgeçerek Allah'a, Peygambere, ahirete ve diğer inanç esaslarına inanmış olsa idi, geçmiş yıllardaki inançsızlığı ve bütün günahları yok sayılacak ve affedilecekti. Yalnızca inanmaya başladığı günden sonraki hayatından sorumlu olacaktı. Ancak bu kişi ömür boyu inançsızlığını devarn ettirmiş ve neticede o da 2003 yılında ölmüş ve kabire konulmuştur. (Bk. Çizinı: 3/9.).
Dünyadaki yaşantısına bakıldığında bu insan da bir çok diğer insanlardan farklı değildir. Varlığına inanmamakla birlikte o da, Allah'ın insanlara verdiği her tür nimetten istifade ederek yaşamıştır. 26 Ancak o, dünya hayatını sadece yiyip-içmek, oyun ve eğlenceden ibaret olarak algılarnıştır. Onun için yalnızca maddi zevkleri ve çıkarları peşinde koşrnuştur. Bir maddi zevkten ötekine yönelrniştir. Bu arada yaptığı iyilikler ve insim1 tutum ve davranışları sebebiyle dünyada iken zaman zaman mutluluğu !atmıştır. Ancak dünyada !attığı mutluluklar -inanç yokluğundan dolayı- kendisinin iihiret aleminde ebedi mutluluğa ermesine yetmeyecektir.
Bu insan da, ölüp kabire konulduğunda Münker ve Nekir adlı melekler tarafından sorgulanacaktır. Ancak, dersine hiç çalışmayan bir öğrencinin sınav esnasında hiçbir soruya doğru cevap veremernesi gibi, meleklerin sorularına doğru cevap vererneyecektir. Bunun üzerine bu kişiye de her gün kabirde, sabah-akşam kıyametten sonra gideceği yer gösterilecek, kabir kendisi için cehennem çukurlarından bir çukur olacak ve huzursuz bir şekilde kıyarneti bekleyecektir. (B k. Çizinı: 311 0).
Bu şekilde yani inançsız olarak ölen insanların kabirdeki halini Peygamber Efendimiz -yukarıda naklettiğimiz ve inanan insanların ka-
26 Hud, 11/6.
334 GEN,"LiK DÖNEMi ve EGiTiMi-U
birdeki hallerini anlatan/şerheden- hadisinin ikinci kısmında şöyle anlatmaktadır.
Münker ve Nekir adlı meleklerin; "Şu (Muhammed denilen) Zat hakkznda ne dersin?" sorusuna karşılık, eğer ölü münafık -ve tabii inançsız- ise, meleklere şöyle der: "Halkın Muhammed hakkında bir şeyler söylediklerini işitmiş, ben de onlar gibi !wnuşmuştum. Başka bir şey bilmiyorum." Melekler ona: "Böyle diyeceğini zaten biliyorduk" derler. Daha sonra yere: "Bu adamı olabildiğince sıkıştır!" diye seslenir/er. Yer de, başlar adamı cendere gibi sıkıştırmaya ... O kadar ki, kemikleri !ıurdalıaş olur. Malışer oluncaya kadar mezarda böyle işken-
.. .. ,]7 ce gorur ...
- Hadisin bu ikinci kısmıııı naklettikteli sonra şunları ifade etmek isteriz:
Ahirete iman konusu küçük çocuklara veya ilköğretim okulu öğrencilerine anlatılırken, hadisin bu kısmı üzerinde fazla durulmamalıdır. Çünkü bu kısımda söz konusu edilen hususlardan, özellikle küçük yaştaki çocuklar müthiş bir korku ve paniğe kapılabilirler.
İnançsız ve münafık insanların kabirdeki durumları da çocuklara rüya benzetmesi ile anlatılabilir. Yani, hadiste nakledildiği gibi, ka birin gerçekte insanların cesedini bir cendere gibi sıkmadığı, sadece yatağında uyurken kötü ve korkulu rüya gören insanlar gibi ORtarın ruhlarının sıkıntı çekecekleri ifade edilmekle yetinilmelidir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, ağırlıklı olarak cennet ve nimetleri hakkında bilgiler verilmelidir.
Böylelikle onların umutları artar, hayatı severler ve iyi insanlar olarak yaşamaya gayret ederler. Aksi takdirde, yani ölümün, kabir hayatının ve ahiret aleminin ürkütücü ve korkutucu yönleri abartılarak tasvir edilir ve anlatılırsa; o zaman çocuklar bu korku ile hayata küserek içlerine kapanabilirler. Ümitsiz, ürkek ve çekingen birer insan haline gelebilirler.
İnançsız olarak ölen insanların durumları gençlere ve yetişkinlere anlatılıyorsa; hadisin ikinci kısmı olduğu gibi aktarılabilir ve anlatılabilir. Ancak, anlatılan insanlar arasında inkarcı veya ateist kişilerin olabileceği de dikkate alınarak daha dikkatli konuşma ve açıklamalar yapı!-
27 Tirmizi, Cenfıiz, 70.
GENÇLİK VE SATANİZM 335
malıdır. Çünkü -yine yukarıda ifade edildiği gibi- bu tür insanlardan isteyen veya bir başka ifade ile Allah'ın hidiiyet nasip edeceği kişiler hayatlarının herhangi bir döneminde pişmanlık duyup, o güne kadar sürdüregeldikleri inkarlarından vazgeçerek tevbe edip, Allah' a yönelebilir, Allah da onların tevbelerini kabul edebilir." Onun için bu husus, yani İslam'da tevbe kapısının her zaman ve herkese açık olduğu özellikle vurgulanmalıdır. Burada Mevlana'nın meşhur daveti de hatırlatılabilir:
Gel, gel, her ne isen yine gel,
İster kafır, ister putperest, ol yine gel!
Bizim kapımız umutsuzluk kapısı değildir,
Yüz kere tevbeni bozmuş o/san, yine gel! ..
- İnançsız olarak ölen insanlarm kıyametten sonraki durumlarına gelince;
Dünyada Allah'a ve O'nun inanmamızı istediği şeylere inanma- · dan kafir veya münafık olarak yaşayıp ölenler de kıyametten sonra Mahşerde (Ek. Çizinı: 3112.) Yüce Allah'ın huzurunda yargılanacaklardır. Bu yargılanma neticesinde, Allah'a inanmadıkları için -dünyada iken hiçbir zaman affedilmeyecek büyük suçlar işlediği için müebbet/ömür boyu hapis cezasına çarptırılanlar gibi- onlar Sırat'ı geçeıneyerek cehenneme düşecekler ve orada sonsuz olarak ceza çekeceklerdir. (Ek. Çizinı: 3/14.).
Bu konuda Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "İnkiir edenler bölük bölük cehenneme sürüldüler. Oraya geldikleri zaman, cehennemin kapıları açıldı. Cehennemin bekçileri onlara şöyle dedi: "Kendi aranızdan, Rabbinizin iiyetlerini size okuyan ve sizi bu gününüz/e karşılaşacağınız hakkında uyaran elçiler gelmedi mi?" "Evet, geldi" dediler. Ama kiifirlere azab sözü hak oldu. " "O halde, içinde ebedf kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Kibirfenen/erin yeri ne kötüynıüş ! ... " denildi." 29
2 ı; Al~ i İmran, 3/86~89. 19 Züıner, 39/71-72. Ayrıca b k. Al-i İınran, 3/90-9 1; Ne be', 78/2 1-30, 40.
336 GENÇLİK DÖNEMİ ve EGiTiMi-II
B. SONUÇ
Baştan beri anlatılanlardan sonra ifade etmek isteriz ki, ahirete iman konusu da diğer iman esaslarının anlatımında olduğu gibi, çocuk ve gençlerin yaş, gelişim ve zeka düzeyleri dikkate alınarak anlatılmalıdır. Anlatımda, korku değil sevgi, ümit ve müjde, bir başka ifade ile cehennem değil, cennet öne çıkarılmalıdır. Öyle ki, bu konuyu dikkatle dinleyip anlayan çocuk ve gençte ümit ve yaşama sevinci ve heyecanı artabilmelidir. O, bütün sevdiklerine, güzelliklere, ruh ve beden bakımından haz duyduğu bütün arzularına ebed! alemde kavuşacağını düşünerek, daima ümitli ve mutlu olabilınelidir.30
Neticede çocuk ve genç Allah'a tam bir inançla bağlanabilmeli ve O'ndan korkınak yerine O'na sığınmanın gereğine inanmalıdır. Bu dünyada elde etmek istediklerine çalışarak ve helili yoldan kavuştuğu takdirde, ahiret aleminde daha güzellerine ve iyilerine kavuşabileceğine inanabilmelidir. Gerçek mutluluğun geçici olan bu dünyada değil, sonsuz olan ahiret aleminde tadılacağı bilincine ulaşabilmelidir. Bu dünyada iyi veya kötü yapılan bütün işlerin Mutlak Hakim'in (Allah'ın) huzurunda değerlendirileceğini, orada iyilerin mükiifatlandırılacağını, kötülerin ise cezalandırılacağını içtenlikle kabul edebilmelidir.
Kanaatimizce, ahirete iman konusunda çocuklara ve gençlere kazandırılması gereken duygu ve inançlar bunlar olabilmelidir. Çocuk ve gençlere böylesine duygu ve inancın kazandırılmasının aynı zamanda onlara önemli ölçüde sorumluluk duygusunun kazandırılmış olması demek olduğu.da unutulınamalıdır.3 ı
30 Bkz. Ayhan, Halis, Din Eğitimi ve Öğretimi (İman-ibadet), DİB.Yay. Ankara, 1985, sh. 140.
31 Bk. Öcal, Mustafa, Din Eğitimi ve Öğretiminde Metodlar, T.Diyanct Vakfı Yay. Ankara, I 999, sh.88.
(Aj Kişi : GÜNAHsiZ (BÜYÜK GÜNAH iŞLEMEMiŞ) MUMiN
:ennelllkler Için Yüce Rabl;>lmlz şöyıe buyuruyor:
- +-'
+- +- +- +- .....,_ Yonıış Vol
Rab'lerinin azabindan korunanlar bölük bölük cennete sevkedlldller.· Otaya \tanp da cennetin kaption açtldi(Jinda bekçifert onlara: Selôm size, ne hoşsunuz, ebedl kolmak üzere buraya r;;lrlnl" dediler. Cennetilkler de: "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bizi dilediğimiz erde oturocoğtmız bu cennet yurduna vôris kılan Allah'o homd olsun. Allah için çalişaniann ücreti ne güzelm/şl" dediler.
(Zümer; 39/73·74).
~·---, Sırol Kôpıüsü -----,
ÇiZiM 2 : ILKOGRETIM OKULLARIIÇIN IBI KiŞi : BÜYÜK GÜNAHLARI OLAN MÜMiN .
+- ... _
- t:; -~- t]-+- +- +-
Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
Kim ze"e miktan hayır (iyilik) yapmışsa onun mükafatım görecektir. Kim de zerre miktan şer (kötüfOk) işlerse onun cezasını gOrecektir.
Zilzal9917-8
C KIŞi : INANÇSIZ VEYA MÜNAFIK INSAN
····~· 111'1~
Cehennemilkler için Yüce Robbirniz pöyle buyuruyor:
Inkar eden'er bölük bölük cehenneme sUrJk:JU!e~ Oraya geldikleri zomon, cehennemin koption oçJidJ. Cehennemtn bekçileri on/oro şöyle dedi. Xendi cronJıdon Rabbif)IZin ayetlerint size okuyon ve sizi bu gUnOnVıte korşJtoşocoğrnız hakkmdo uyaran elçller gelmedi miT "Evet. geldi" dediler. Ama kofir/ere azap sozv hak oldu ~o halde. içinde ebedl ka/mal< üzere cehennemin kopJ!ormdon gir! n. Kibir/enenierin yer/ ne kötüymüşl ... "denlfdl.
Zümer; 39171-72
ÇiZiM l : GENÇLER VE YETiŞKiNLER iÇiN
(A) KiŞi : GÜNAHSIZ (BÜYÜK GÜNAH iŞLEMEMiŞ) MÜMiN
Cennefllkler Için Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
Rob'lerinin azabindon korunanlar bölük bölük cennete sevkedildiler. Oraya vanp da cennetin kapilan OÇ!Idiğlnda bekçileri onlara: MSe!ôm size, ne hoşsunuz. ebeci! kalmak üzere buraya gtr/nl" dediler. Cennetlikler de: ''Bize verdlğf. sözü yerine getiren ve ·bizi dilediğimiz yerde oturocağımiz bu cennet yurduna v6ris kılan Allah'o hamd b/sun. Afloh için çoflşanlonn ücreti ne güzelmişr dedf/er. ·
(Zümer: 39/73-74).
Ç!3) Kişi.: BÜYÜK GÜNAHLARI OLAN MÜMi.N
+-
Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
+- ,_
b ... +. - 1..7 - -v---.,_
Kim zerre miktan hayır (iyilik) yapmışsa onun mükafatım görecektir. Kim de zerre miktan şer {kötülük) işlerse onun cezasmt görecektir.
Zilzal 99!7~8
e Smti4Mi
Cehennemfikfef ıçin Yüce Rabbimiz~ buyutUyOr:
ÇIZIM 3, : GENÇLER VE YETIŞKINLER IÇIN
C Kişi : iNANÇSIZ VEYA MÜNAFIK iNSAN
ink.Ot edenter bölük bölük cetıenneme sürüldii1ef. Oraya geldilderi zomorı, cetıememln kOplion OÇitdı. Cehennemirı bekçi/efi orıloro şöyle (j$(j/. "Kerıdf_Gf_(Jr)JZda!J Rr::Jt::;blrılzln ayetlerini SiZe okuyarı ve sizi bu gürıünüzle k.arş!faşcxx:ığrnız tx::ıkkJnda vyorarı elÇiler gelmedi mrr "Evet, geldiM dediler. JJ.ma katiriere ozop sözü hoJ< oldu. "O h<Jk:Je, iÇinde et:>edl kOlmak üzere ce/ıeflf"lemln k.Of)llonndorı girin Klbiftenenlerln yeri ne köt(jyrrıı]Ş! ... M denildi.
Zümer; 3'1/71·72