80 yıllık Özlem - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/mdto-kasim-2018.pdf · 08 08 8...

27
KASIM 2018 | YIL 27 | SAYI 318 80 Yıllık Özlem

Upload: ngokien

Post on 10-Feb-2019

214 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

KASIM 2018 | YIL 27 | SAYI 318

80 Yıllık Özlem

Saygıyla Ali ADALIOĞLU

5-6Büyük Önder Atatürk’ü 80 Yıldır Özlemle Anıyoruz

8-15MDTO’dan Haberler

17-25Kısa Kent Haberleri

27-35Denizcilik Haberleri

36-39Anılardaki Mersin

41Deniz Feneri

42-43Denizcilik Gündeminden Kısa Kısa

44-45Yeni Bir G20 Zirvesinin Ardından Adil ve Sürdürülebilir Kalkınma İçin Konsensüs (Mü?)

46-47Kültür Ve Sanat Bağlamında Mersin Kent Tarihi Dokusunun Değerlendirilmesi İçin Öneriler

49TÜİK Dış Ticaret Verilerini Açıkladı

50İstatistik

80 Yıllık Özlem

MDTO’nın Aylık Yayın Organı Kasım 2018 Yıl: 27 Sayı: 318MDTO Basın Meslek İlkelerine Uyar.

İÇİNDEKİLER

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: M. Cihat LOKMANOĞLUGenel Koordinatör: Ali ADALIOĞLUYayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, Atahan ÇUKUROVA, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Filip TAHİNCİ, Korer ÖZBENLİ Yayın Danışmanı: Esra KAYADELEN, Yayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya Ajansı, Grafik Tasarım: H. Mehmet ACARBasım Yeri: LOTUS LIFE AJANS Rek.Tan.Bas.Yay.Org.Amb.İth.İhr.San.veTic.Ltd.Şti. Adres: Şehit Cevdet Özdemir Mh. Sokullu Cd. Perçem Sk. No: 9/A ÇankayaTel: 0 312 433 23 10 (pbx) Faks: 0 312 434 03 56 [email protected]

Basım Tarihi: Kasım 2018Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: 45 Mersin/Türkiye Tel: 0 324 327 70 00 Faks: 0 324 329 52 30e-posta: [email protected] / [email protected] / www.mdto.org.tr

KKTC’nin Önemi...!Biri Ana vatan,Diğeri Yavru vatan…Aslında yavruyu anasından ayırmak mümkün müdür?Tabi ki bu sorunun yanıtı hayırdır!Bu nedenle, Kıbrıs’ı da Türkiye’den ayrı düşünmek akıllara zarardır!Ve de her geçen gün KKTC’nin Türkiye için önemi artmaktadır.Üstelik de yalnızca bir konuda değil, birçok konuda bağların daha da güçlenmesi gerekmektedir.KKTC’ye yalnız ticari gözle bakmak eksiklik olur…KKTC’nin güçlü bir ekonomiye sahip olmasını kim istemez. İşin aslı o değildir.KKTC’nin Türkiye ile önemli bir stratejik bir bağlantısı vardır.Ki, bu bağ iki ülke için de olmazsa olmazlarla doludur.Son yıllarda Kıbrıs’la ilgili önemli çalışmalar yapılmaktadır.TOBB bünyesinde oluşturulan Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu atacağı adımlarla, ikili ilişkilerde önemli rol oynayacaktır.Türkiye- KKTC Ticaret Odası Forumu’nun Ankara’da yapılan tanıtım toplantısı oldukça verimli geçmiştir.Forum Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katıldığı Forum tanıtım toplantısında, Türkiye ile KKTC arasında gönül bağı yanında ticari ve iktisadi alandaki ortaklıklarla ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.Lokmanoğlu’nun “Türkiye’den Ada’ya su projesi sonrası KKTC tarım ve tarımsal sanayi açısından son derece başarılı olabilir, bu yatırım açısından da ciddi fırsatlar oluşturabilecektir” sözleri, Türk iş insanlarına KKTC’ye yatırım konusunda cesaret verecektir.Şüphesiz tüm bunların yanında KKTC’nin stratejik konumu ve Türkiye için önemi her geçen gün artırmaktadır.Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu (KÜDENFOR) ve “21’inci Yüzyıl İçin Planlama Grubu “iş birliğinde Ankara’da düzenlenen “Doğu Akdeniz ve Türkiye Çalıştayı-1”de ele alınan konular yol haritası konusunda faydalı olacaktır.KÜDENFOR Direktörü E. Amiral Cem Gürdeniz’in açılış konuşmasında “20. yüzyılın son 30 yılının Ege merkezli deniz jeopolitiği sorunları ile geçtiğine ancak 21. yüzyılda Doğu Akdeniz’in merkeze oturduğuna, bu jeopolitik alanın denize çıkışı olan sözde bağımsız Kürdistan’ın kurulma gayretleri , KKTC’nin bağımsız varlığının devamı ve Doğu Akdeniz enerji havzaları gibi üç ayrı alanda Türkiye’nin 21. yüzyıl rotasını etkilediğine” vurgu yapması sanırım dikkate alınması gereken ön önemli hususlardan biridir.Sözün Özü;Türkiye-KKTC ayrılmaz değil ayrılamaz bir ikilidir.Tıpkı, “İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız” şarkısındaki gibi.

KASIM 2018 KASIM 2018

4 5Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

Mersin’deki 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni sabah saat 08.45’te Mersin Valisi Ali İhsan Su’nun Cumhuriyet Meydanı’na gelerek tören mangasını selamlamasıyla başladı. Törene, Vali Su’nun yanı sıra Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğa-miral Önder Gürbüz, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ile milletvekilleri, protokol üyeleri, askerler, gaziler, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Hayat 2 dakikalığına durdu

Tören Vali Su, Tuğamiral Gürbüz ve Başkan Kocamaz’ın ardın-dan kamu ve özel kuruluşların temsilcilerinin Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla devam etti. Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu saat 09.05’te sirenlerin çalmasıyla 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. İl Afet Acil Durum Müdürlüğü, limandaki gemiler, balıkçı barınağındaki tekneler sirenlerini, motorlu araç-lar klaksonlarını, lokomotifler de düdüklerini 2 dakika boyun-ca çalarak anmaya katıldılar. Sirenler çaldığı sürece Mersin’de adeta hayat dururken, caddelerde bulunan Mersinliler de bu-

lundukları noktada Atatürk için saygı duruşuna geçtiler. Akde-niz Bölge ve Garnizon Komutanlığı Bandosu eşliğinde okunan İstiklal Marşı ile de Türk bayrağı önce göndere çekildi, daha sonra yarıya indirildi.

Büyük Önder Atatürk’ü80 Yıldır Özlemle Anıyoruz

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 80. yılında Mersin’de düzenlenen törenlerle anıldı. Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu saat 09.05’te sirenlerin çalmasıyla birlikte 7'den 70'e herkes 2 dakika boyunca Atatürk için saygı duruşunda bekledi.

KASIM 2018 KASIM 2018

6 7Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

Buradaki törenin ardından meydanda bulunanlar Kültür Merkezi’ne geçti. Programda, saygı duruşu ve Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB) sanatçıları eşliğinde İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, bir öğrenci tarafından Ata’ya Mektup adlı metin okundu. Program öğrencilerin okuduğu şiirlerin ar-dından, Devlet Klasik Türk Müziği Korusu tarafından “Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar” temalı gösteri ile son buldu.

Atatürk, sevdiği şarkılarla anıldı

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 80. yıldönümünde, ‘Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar' etkinliği düzenledi.

Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen ve halkın yoğun ilgi

gösterdiği programa Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları, KKTC Baş-konsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Oğuz Bavbek, meclis üyeleri, oda ve dernek başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Program, ‘Son Balo’ adlı sinevizyon gösterimi ile başladı. Ka-tılanların gözyaşlarını tutamadığı gösterimin ardından Mersin Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı ve koro sanatçıları ta-rafından Atatürk’ün sevdiği şarkılar seslendirildi. Büyükşehir Belediyesi Halk Dansları Topluluğu Atatürk’ün en sevdiği halk oyunlarından olan 'zeybek' gösterisi gerçekleştirildi. Gecenin finali ise 10. Yıl Marşı ile yapıldı. (İHA)

KASIM 2018 KASIM 2018

8 9Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

MDTO’DAN HABERLER MDTO’DAN HABERLER

Toplantıya Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, TOBB Başkanı M. Rifat Hisar-cıklıoğlu, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu KKTC tarafı Başkanı Mustafa Genç ve Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu Türk Tarafı Başkanı M. Cihat Lokmanoğlu, Başkan Yardımcıları Ayla Harp, Feridun Torunoğlu ve İbrahim Taşel ve Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.

Toplantıda konuşan Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu Türk Tarafı Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Mersin Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokma-noğlu, KKTC'nin en önemli ticaret ortağının Türkiye olduğunu belirterek, iki ülke arasındaki gönül bağıyla, ticari ve iktisadi alandaki ortaklıkların ilişkileri daha da güçlendirdiğini bildir-di.

Lokmanoğlu: “Daha fazla ticaret, daha fazla yatırım yapmak istiyoruz”

Lokmanoğlu, 3 Temmuz 2018 tarihinde TOBB ile KKTC Ti-caret Odası arasında mutabakat zaptı imzalandığını, Mus-tafa Genç ile kendisine verilen görev doğrultusunda süratle çalışmaya başlandığını, TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Hi-sarcıklıoğlu ve KKTC Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Turgay Deniz’in destekleriyle KKTC Türkiye Ekonomi Forumu kuruluş çalışmalarının tamamlandığını kaydetti.

Forumun henüz resmi lansmanı yapılmadan üye sayısının 40’a ulaştığını belirten Lokmanoğlu, “Lansman toplantısında bizi onurlandırarak desteklerini gösteren Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’a, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sa-yın Özdil Nami’ye teşekkür ediyorum” diye konuştu.

KKTC’nin en önemli ticaret ortağının Türkiye olduğunu vur-gulayan Lokmanoğlu, aynı zamanda en önemli yabancı yatı-rımcıların da Türkiye’den giden şirketler olduğunu belirterek “Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki gönül bağı yanında ticari ve iktisadi alandaki ortaklıklar ilişkimizi daha da güçlendirmektedir. Biz karşılıklı olarak daha fazla ticaret yapmak istiyoruz, aynı zamanda daha fazla yatırım yapmak istiyoruz” ifadelerini kullandı

“Bize destek olun, taleplerimize açık olun”

Kuzey Kıbrıs’ın haksız izolasyonlar nedeniyle dış yatırım ala-nında önemli sorunlar yaşadığını, bu nedenle 2011 ve 2012 yıllarında gerçekleştirilen KKTC Yatırım Danışma Konseyi’nin devam etmesi gerektiğini söyleyen Lokmanoğlu şu çağrıda bulundu:

Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumunun Tanıtım Toplantısı Yapıldı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası tarafından kurulan Türkiye–KKTC Ticaret Odası Forumu tanıtım toplantısı, TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleştirildi.

“Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Sayın Bakanlar-la belli aralıklarla bir araya gelelim. Kuzey Kıbrıs’ı yatırım-lar açısından daha cazip bir hale getirelim. Kuzey Kıbrıs’ın turizm ve eğitim potansiyelini gayet iyi biliyoruz. Özellikle Türkiye’den adaya su projesi sonrası Kuzey Kıbrıs tarım ve tarımsal sanayi açısından son derece başarılı olabilir. Biz orada da yatırım açısından ciddi fırsatlar olduğunu dü-şünüyoruz. Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu olarak biz sorunlarımızı bütün samimiyetimizle sizlere aktaracağız. Yıl içinde biri Türkiye’de diğeri KKTC’de olmak üzere iki ekono-mi kongresi gerçekleştireceğiz. Kıbrıs ve Türkiye’deki firma-larımızın bir araya getirip birlikte çalışmalarını sağlayacağız. Bize destek olmaya devam edin. Taleplerimize açık olun.”

Genç: “İki ülke arasındaki ticarette Türk lirası kullanımını yaygınlaştırmalıyız”

Daha sonra sözü alan Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu KKTC Tarafı Başkanı Mustafa Genç, forumun çok kısa bir sü-rede, hızlı bir şekilde oluşturulduğunu belirterek kendi sek-törlerinde başarılı, iyi eğitimli dünya görüşüne sahip iş insan-larından oluşan çok iyi bir ekip kurduklarını, birlikte çalışmak ve engelleri tek tek aşmak istediklerini söyledi. Genç, temel gayelerinin KKTC'deki Türk varlığını devam ettirmek oldu-ğunu vurguladığı konuşmasında, bunun yolunun da sürekli güçlenen ve refah seviyesi en az Güney Kıbrıs’taki komşuları kadar yüksek bir ekonomik yapı kurmaktan geçtiğini, bunu başarmak içinse Türkiye’nin deneyimini, becerisini, teknolo-jisini ve her türlü desteğini almak zorunda olduklarını, kuru-lan bu forumun bu iş birliğini ve desteği koordine etmek için büyük bir şans olduğunu ifade etti.

KKTC ile Türkiye arasında yaklaşık 1,1 milyar dolar ticaret hacmi olduğuna değinen Genç "İki ülke arasındaki ticarette Türk lirası kullanımını yaygınlaştırmak döviz riski gibi risklerin

minimize edilmesini sağlayacaktır" diye konuştu.

KKTC'nin Türkiye ile olan ihracatının artırılması gerektiğine işaret eden Genç, Türkiye üzerinden üçüncü ülkelere yapılan ihracatta süreç ve mekanizmaların gözden geçirilmesini, bü-rokrasinin ve maliyetlerin düşürülmesini talep etti.

Deniz: “Ticarete ve üretime yönelik ortak iş birlikleri gerekiyor”

Başkanı Turgay Deniz, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın KKTC’nin rekabet edebilirliğini ve yatırım ortamını iyileştirmek amacıyla çalıştığını, Kıbrıs Türk halkının ekonomik ve toplumsal ge-lişimine bunun yanı sıra dünya ile ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlayan faaliyetlerine önem ve öncelik verdiğini kay-detti. Daha fazla istihdam ve daha yüksek bir refah sevi-yesine ulaşma ilkesinin faaliyetlerinin odağında yer aldığını söyleyen Deniz, KKTC’nin ekonomik varoluşunun, ülkenin kendi özel özel sektörünün güçlenmesine bağlı olduğunu, bu hedefe ulaşabilmenin ekonomiyi dışarıya açmakla müm-kün olabileceğini vurguladı.

Türkiye ile KKTC arasında ekonomik ilişkilerin ve ticaretin sı-nırsız, kotasız ve tarifesiz olması gerektiğine dikkati çeken Başkan Deniz, ticari ve ekonomik ilişkilerin iki tarafın avanta-jına dönüştürülerek geliştirilmesi ile ticarete ve üretime yöne-lik ortak iş birlikleri, girişim ve yatırımların teşvik edilmesinin gerektiğini belirtti.

Hisarcıklıoğlu: “Yatırım Danışma Konseyi mutlaka canlandırılmalı”

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise yatırım için anah-tar kelimenin uygun yatırım ortamı olduğuna dikkat çekerek, yatırım ortamını daha rekabetçi hale getirecek yasal ve ida-ri düzenlemelerin muhakkak yapılması gerektiğini söyledi.

KASIM 2018 KASIM 2018

10 11Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

MDTO’DAN HABERLER MDTO’DAN HABERLER

Kıbrıs Ticaret Odası ile birlikte bu konu-da dünyadaki örnekleri incelediklerini, TOBB ve Kıbrıs iş dünyası olarak 2011 yılında dönemin KKTC hükümetine bir model önerdiklerini ve Yatırım Danışma Konseyinin kurulduğunu hatırlatan Hi-

sarcıklıoğlu, Yatırım Danışma Konseyi-

nin mutlaka canlandırılması gerektiğini

vurgulayarak bu konuda Kıbrıs Türk Ti-

caret Odasına sorumluluk verilmesinin

yararlı olacağını söyledi.

KKTC ekonomisi için reformların önem taşıdığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Bun-dan sonra da Kıbrıs Türklerinin yanında olacağız. KKTC'de adil ve kalıcı çözüm sürecini her zaman desteklemeye de-vam edeceğiz" ifadesini kullandı.

Nami: “Ekonomik aktiviteyi arzu edilen seviyeye

çekebilmek için yüksek katma değer üreten bir

ekonomiye geçmesi şart”

KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami ise Forumun KKTC ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin iyileştirilerek ileriye taşınması açısından önem taşı-dığını belirtti.

Ülkesi ile ilgili ekonomik verileri pay-laşan Nami, 2017 verilerine göre KKTC’nin yaklaşık 4 milyar dolar gayri safi milli hasılası olan, kişi başına 14 bin dolar milli geliri bulunan bir eko-nomiye sahip olduğunu, yıllık ortalama yüzde 5 büyüme kaydedildiğini aktar-dı. Geçen yıl 1,8 milyar dolarlık ithalat

gerçekleştirirken ihracatlarının 105 milyon dolar seviyesinde kaldığını söyleyen Nami, hedeflerinin önümüzdeki 10 yılda kişi başına düşen milli geliri 20 bin doların üzerine çıkarmak olduğunu anlattı.

“Ülkemizin mevcut koşullar içerisinde ekonomik aktiviteyi arzu edilen seviyeye çekebilmek için yüksek katma değer üreten bir ekonomiye geçmesi şart” diye konuşan Nami, “Bu sayede izolasyonlardan kaynaklanan yüksek nakliye, güm-rük vb. engelin toplam maliyet içindeki payını düşürmeyi he-defliyoruz ve böylece rekabetçi ürün ve hizmetleri sunmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Nami, "Ülkemizin resmi para birimi Türk lirası, dolayısıyla Türk lirasındaki kur dalgaları bizi de etkiliyor. Bu konuda kendi ülkemizde alacağımız tedbirlerin yanı sıra Türkiye ile müzakere ederek hayata geçirebileceğimiz düzenlemeler de var. KKTC ekonomisinin rekabet gücünün ve yatırım ortamı-nın iyileştirilmesi, yerli üretimin desteklenmesi ve enerji mali-yetlerinin düşürülmesi yönünde KKTC ile Türkiye arasındaki iş birliğinin artırılmasına yönelik çalışmaları devam ettirmek-teyiz” dedi.

Pekcan: “Eximbank'ın kapıları KKTC'li ihracatçılarımıza açıktır”

Daha söz alan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türk Eximbank'ın KKTC’de yerleşik firmalara da ihracat kredi des-teği sağladığını belirterek, "Türk Eximbank'ın kapıları KKTC'li ihracatçılarımıza açıktır" diye konuştu.

KKTC e-devlet altyapısının tamamlanarak Türkiye ile uyumlu hale getirilmesi çalışmalarının devam ettiğini bildiren Bakan Pekcan, ayrıca mevzuat uyumu ve elektronik gümrük alt ya-pısının kurulması için gereken eğitim ve teknik desteklerinin Bakanlıkları tarafından sağlanacağını söyledi. Pekcan, 2019 yılı sonu itibarıyla gümrüklerin hem dijitalleşmede hem de uyumda entegrasyonunun sağlanmasını hedeflediklerini be-lirtti.

KKTC'de üretilen bütün ürünlerin, en ufak bir aksamayla kar-şılaşmadan Türkiye'ye ihracı için her türlü desteği verdiklerini kaydeden Pekcan, KKTC menşeli ürünlerin, Türkiye içinde üretilen ürünlerle aynı muameleyi görmeye devam edeceği-nin altını çizdi.

Pekcan, KKTC'den Türkiye'ye yönelik kargo taşımacılığında karşılaşılan beyanname açma yetkisine ilişkin sorunun da talepler doğrultusunda çözüldüğü bilgisini vererek, “Üçün-cü ülkelerden gelip, Türkiye üzerinden KKTC'ye ithal edilen ürünlerde yaşanan sorunların çözümü için ortak çalışmamız devam ediyor” dedi.

2019 Yılı Eylem Planı Değerlendirildi

Açılış konuşmalarının ardından çalışma yemeğine geçildi. 2019 Eylem Planı’nın değerlendirildiği çalışma yemeğinde TEPAV Direktörü Prof. Dr. Güven Sak "Türkiye-KKTC İktisadi İlişkileri" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

KASIM 2018 KASIM 2018

12 13Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

MDTO’DAN HABERLER MDTO’DAN HABERLER

Kıbrıs Türk Ticaret Odası 60. kuruluş yıl dönümünü düzenlenen gala yemeği ile kutladı. KKTC Başbakanı Tufan Erhür-man, Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Sağlık Bakanı Filiz Besim ve Milli Eği-tim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit’in katılımı ile Lefkoşa’da gerçekleştirilen etkinliğe Cihat Lokmanoğlu’nun yanı sıra Anamur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Türkiye-KKTC Ticaret Oda-sı Forumu Başkan Yardımcısı Ferudun Torunoğlu ile İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi ve Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu Başkan Yardımcısı İbra-him Taşel katıldı.

Açılış konuşmalarında söz alan Lok-manoğlu, KTTO’nun 60. yılını kutla-yarak, KTTO’nun, Kıbrıs Türk halkının mücadelesinin iktisadi sütunu, varlık mücadelesinin sembolü olduğunu ve iş dünyasının yurt içi ve yurt dışındaki temsilcisi olduğunu söyledi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ola-rak, KTTO ile ilişkilerini geliştirmeye daima önem verdiklerini vurgulayan

Lokmanoğlu, Kıbrıs Türk halkına uy-

gulanan haksız izolasyonların aşılma-

sında, daima KTTO ile birlikte hareket

etmeye devam edeceklerini bildirdi

Karşısına çıkarılan her türlü engele rağmen Kıbrıs Türk ekonomisinin gös-terdiği başarıyla iftihar ettiklerini belir-ten Lokmanoğlu, iktisadi alanda sağ-lanacak başarının, Kıbrıs Türk halkını çözüm sürecinde daha güçlü kılacağı-na inandıklarını vurguladı.

“Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da TOBB olarak, Kıbrıs Türk iş dünyasının yanında olmaya, birlikte çalışmaya, ortaklılar kurmaya devam edeceğiz” diye Lokmanoğlu “KTTO ile birlikte kurduğumuz ve eş-başkanı olmaktan gurur duyduğum, Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu’nun ortak iktisadi girişimlerimiz için çok önem-li bir araç olacağına inanıyorum. Bu yapı için çalışmalarımıza başladık, hız-la devam ediyor olacağız” ifadelerini kullandı.

MDTO Meclis Üyelerine kısa süre önce yayınlanan “Türkiye’nin 5 Asırlık Lojistik Tıkanma Noktaları” kitabı hak-kında bilgi veren Nuh Üstün, söz konusu kitabın aslında Eko-nomi Bakanlığı için hazırlanmış bir tez çalışması olduğunu belirterek eserin basımına destek veren MDTO’ya teşekkür-lerini iletti.

Çalışmasında Türkiye için tarih boyunca değişmeyen deniz ve karayolu tıkanma noktalarını “Hazar, Süveyş ve Akdeniz” olarak tespit ettiklerini belirten üstün bu tıkanmaları 16. yüzyıl ve 21. yüzyıl olmak üzere iki farklı tarihsel dönem içerisinde karşılaştırmalı olarak incelediğini anlattı. Üstün, çalışmasın-da Osmanlı dönemine ait yazma eserleri ve günümüzde bu alanda kabul görüş kitapları kaynak olarak kullandığını ifade etti.

Sunumunda Türklerin coğrafya ile ilişkisini değerlendiren Nuh Üstün, ilk dönemde insan-mekan bağının zayıf oldu-ğunu, bir sorun çıktığında mekanın terkedildiğini belirterek “Örneğin yaşanılan yerde bir nehir taştığında nehrin yanına set yapmak yerine başka yere gitmeyi tercih ediyorlar. An-cak İstanbul’un fethiyle birlikte coğrafyaya daha fazla önem vermeye başlıyorlar ve 16. yüzyılda artık sınırlar belli oluyor” dedi.

16. yüzyıldan itibaren yaşanan tıkanmaların Osmanlı dö-neminde çeşitli projelerle aşılmaya çalışıldığını detayları ile anlatan Üstün, aradan geçen 500 yılda bazı dönüşümler yaşanmış olsa da Hazar, Süveyş ve Akdeniz’in Türk dış tica-retinin taşınmasında en çok sorun yaratan bölgeler olmaya devam ettiğini kaydetti.

Tıkanmaların Türk dış ticaretine etkilerini değerlendiren ya-

zar; Hazar Bölgesinde Rusya ve İran’ın yarattığı tıkanma-nın önüne geçmek üzere üretilen Hazar Koridoru Projesinin TIR’lar açısından yüksek navlunlar ve uzun bekleme süreleri nedeniyle yeterince verimli olmadığını, söz konusu güzer-gahtaki süre ve maliyetleri azaltacak girişimlere ağırlık veril-mesi gerektiğini ifade etti.

Süveyş Kanalı’nın açılmasının Süveyş Bölgesindeki tıkan-mayı çözemediğini belirten Üstün, “Çünkü kanalı geçmenin maliyeti hala çok yüksek” diye konuştu.

“Türk dış ticaretinin yüzde 87’sini yabancı gemiler taşıyor”

Akdeniz Çanağındaki tıkanmayı en fazla hacim kaplayan tıkanma olarak tarif eden Üstün, bu tıkanmanın en fazla konteyner taşımacılığını etkilediğini, Türkiye’deki konteyner şirketlerinin büyük oranda Akdeniz içerisinde taşıma yaptı-ğını, bugün Süveyş’in diğer tarafına geçip taşımacılık yapan herhangi bir Türk şirketi bulunmadığını ve Türk dış ticaretinin yüzde 87’ler civarını yabancı gemilerin taşıdığını kaydetti.

Konteyner taşımacılığında büyük bir rekabet olduğunu ve yaklaşık on firmanın pazarın yüzde 82’sini yönettiğini vur-gulayan Üstün; Süveyş’in ötesine geçebilmenin çok yüksek maliyetleri olduğunu, büyük konteyner şirketleri ile kamu desteği olmadan rekabet etmenin mümkün olmadığını an-cak ilk etapta tüm bu maliyeti göze alarak ve destekleyerek Akdeniz çanağının dışına çıkılması gerektiğini savundu.

Üstün sunumunun ardından Meclis Üyelerinin sorularını ya-nıtladı.

“Türk Dış Ticaretinin Taşınmasında En Çok Sorun Yaratan Bölgeler:

Hazar, Süveyş ve Akdeniz”Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Yayınlarından çıkan “Türkiye’nin 5 Asırlık Lojistik Tıkan-ma Noktaları” adlı kitabın yazarı ve Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Uzmanı Nuh Üstün Mersin Deniz Ticaret Odası’nın kasım ayı meclis toplantına konuk oldu.

Lokmanoğlu KTTO’nun60. Yıl Gala Yemeğine Katıldı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi, Mersin Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın (KTTO) 60. kuruluş yıl dönümü nedeniyle düzenlenen gala yemeğine katıldı.

KASIM 2018 KASIM 2018

14 15Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

MDTO’DAN HABERLER MDTO’DAN HABERLER

Mersin ve Adana’da faaliyet göste-ren oda ve borsaların temsilcileri ile TOBB Akreditasyon Kurulu Sekreteri

Özge Aksu Karatepe ve Akreditasyon Personeli Batuhan Demir’in katılımıyla gerçekleştirilen toplantının açış konuş-

masını MDTO Genel Sekreteri Korer Özbenli yaptı. Özbenli akreditasyon sisteminin; kurumların performansının iyileştirilmesi adına faydalı bir uygula-ma olduğunu ancak her uygulamada olabileceği gibi sistemin eksik ve de-ğiştirilmeye açık yönleri olduğunu söy-ledi.

Akreditasyon standardının bürokrasi-den uzak, kalitenin ve hizmetin değe-rinin tam olarak ortaya konduğu bir yapıda olması gerektiğini vurgulayan Özbenli, her yapılan işin en ince ay-rıntısına kadar belgelenmesi esasına dayanan sistemin, kırtasiyeciliği artıra-bileceğine dikkat çekti.

Özbenli ayrıca Oda ve borsaların üye ve çalışan sayılarının birbirinden farklı olduğunu; iş yükü, personel sayısı ve iyi uygulamaları daha az olan bir oda-nın, tüm raporlama ve dosyalama sü-recine daha fazla zaman ayırabildiği

için puanlamada daha kaliteli bir oda statüsü alabileceğini belirtti.

“Denizcilik 24 saat yaşayan bir sektördür, üyelerimize

bekleyin deme şansımız yok”

Sistemin aksayan yönlerini denizcilik sektörü özelinde anlatan Özbenli “De-nizcilik sektörü 24 saat yaşayan bir sektördür. Günün herhangi bir saatinde üyelerimizin yaşadığı sorunları çözme-miz gerekebilir. Bizim; örneğin gece yarısı liman operasyonları sırasında sorun yaşayan ve o saatte bizlere tele-fon açan üyemize “Siz sabahı bekleyin, önce talep oluşturun, form doldurun, sonra probleminizi çözeriz” deme şan-sımız yok. Bu nedenle hizmet değerini gerçek anlamda ortaya koyacak bir ya-pıya ihtiyaç var” diye konuştu. Özbenli konuşmasının sonunda, detaylarda kaybolmak yerine tüm oda borsaların faydalanabileceği çözümler üzerine odaklanılması gerektiğini vurguladı.

“Yeni puanlama sistemi sıkıntıları ortadan

kaldırıyor”

Sıkıntılı alanları dikkatle takip ettikleri-ni belirten TOBB Akreditasyon Kurulu Sekreteri Özge Aksu Karatepe ise yeni bir puanlama sistemi üzerinde çalıştık-larını, yeni düzenlemeyle sistemin eleş-tirilen yönlerinin büyük oranda ortadan kaldırılacağını söyledi. Sisteme ilişkin

detaylı bilgiler veren Karatepe, yeni düzenlemede denetimlerde subjektif-lik riskinin neredeyse sıfıra indirildiğine dikkat çekerek, “Aynı denetimi farklı kişilere yaptırsanız bile aradaki puan farkı ancak 0,2 düzeyinde olacak” şek-linde konuştu.

Denetim ve geliştirme ziyaretleri hak-kında bilgi veren Karatepe, denetim-lerin akreditasyon süreci devam eden oda borsalar için “Belgelendirme De-netimi”, akredite oda borsalar içinse “Belge Yenileme Denetimi” şeklinde gerçekleştirileceğini söyledi. Geliştir-me ziyaretlerinin sayısının artacağını

bildiren Karatepe, denetimlerden 6 ay ve 1 yıl önce kurumun gelişime açık alanlarının tespiti için, yerinde danış-manlık hizmeti niteliğinde geliştirme ziyaretleri düzenleneceğini belirtti.

Karatepe’nin sunumunun ardından Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Kalite Akreditasyon Sorumlusu Elif Bilici tara-fından “Birim Hedefleri ve Performansa Katkıları” konulu bir sunum gerçekleş-tirildi.

Mersin Deniz Ticaret Odası’nın son dö-nem faaliyetleri ile ilgili sunumun da yer aldığı toplantı soru cevap bölümünün ardından sona erdi.

Çukurova Bölgesi Oda ve Borsaları Mersin’de Buluştu

Çukurova Bölgesi Akreditasyon İyi Uygulamalar Platformu’nun üçüncü toplantısı Mersin Deniz Ticaret Odası ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

KASIM 2018

17Mersin Deniz Ticareti

KISA KENT HABERLERİKASIM 2018

16 Mersin Deniz Ticareti

KKTC’nin 35. kuruluş yıl dönümü Mersin’de düzenlenen törenle kutlandı. KKTC Mersin Başkonsolosluğu tarafından Cumhu-riyet Meydanı’nda gerçekleştirilen tören, anıta çelenklerin su-nulmasıyla başladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan tören öğrencilerin okuduğu şiirlerle devam etti.

Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan KKTC Mer-sin Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, KKTC’nin 35. ku-ruluş yıl dönümünü Kıbrıs Barış Harekatı’nın başlangıç noktası olan Mersin’de kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti. İnanıroğlu, Kıbrıs Rum tarafının 1968 yılından bu yana sürdürü-len müzakerelerde uzlaşmaz tavır sergilediğini söyledi.

“Rum tarafı her türlü adımdan kaçınıyor”

Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Kıbrıs’ın Türk tarafıyla güç pay-laşımı ve siyasi eşitlik içeren her türlü adımdan kaçındığını belir-ten İnanıroğlu, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi liderinin geçtiğimiz hafta sunmuş olduğu desantralizasyon adlı yeni önerisi Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafıyla güç paylaşımı ve siyasi eşitlik içe-ren bir anlaşmaya varmaya yönelik her türlü adımdan imtina ettiğini bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Türkiye’nin ilk sondaj gemisi olan Fatih gemisinin arama çalışmalarına baş-lamasının ardından yine geçtiğimiz haftalarda harekete geçen Kıbrıs Rum Yönetimi, sözde ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ içeri-sindeki 10. Parselde 10 Kasım’dan itibaren 4 ay süreyle son-daj çalışmaları yapılacağını açıklayarak Türk tarafını dışlamıştır. Doğu Akdeniz’deki doğal kaynaklara ilişkin ülkemiz ve Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının ihlal edilmesine yönelik girişimleri kesinlikle kabul edilemez” dedi.

“Su Temin Projesi ile gönül bağları daha da güçlendi”

Kıbrıs’ın ana vatan Türkiye Cumhuriyeti desteği ile günden güne daha geliştiğini ve güçlendiğini kaydeden İnanıroğlu, “As-

rın Projesi olarak da bilinen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Su Temin Projesi’nin tamamlanmasıyla ana vatanımız Türkiye’nin güzel kenti Mersin’den gelen su ile su sorunumuz çözülmüş ana vatan Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında var olan gönül bağları daha da güçlenmiştir. Bunun ardından, deniz altından kabloyla elektrik temin edilmesini içeren ener-ji anlaşması imzalanmıştır. Bu ve bunun gibi projelerin hayata geçirilmesiyle birlikte bugün yüz binin üzerinde öğrencinin yük-seköğrenim gördüğü on dokuz üniversitesi bulunan ve yılda iki milyon yolcunun ziyaret ettiği eğitim ve turizm cenneti ülkemiz ekonomisi kalkınmakta, Kıbrıs Türk halkı ileriye daha umutla bakmaktadır” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından çeşitli yarışmalarda derecelere giren öğrencilere ödülleri verildi. Halk oyunları gösterilerinin ardından tören sona erdi. (İHA)

KKTC’nin 35. Kuruluş Yıl Dönümü Mersin’de Kutlandı

KASIM 2018 KASIM 2018

18 19Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ

daha da derinleşerek hız kazanacak. Bunlara ek olarak, ikin-ci sondaj gemimizi de portföyümüze almak üzereyiz.

Mersin Açıklarında Sondaj Çalışması Yapacak Platform Harekete Başladı

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından Akdeniz'de sondaj kuyusu açılması için ABD'li Rowan Com-panies şirketinden kiralanan Rowan Norway platformu, yakıt ikmali ve sondaj hazırlığı için önce Mersin'e geldi. Tanklarına su alarak deniz yüzeyinde yüzer hale getirilen dev platform, 36 saatlik işlemin ardından sondaj çalışması için Mersin'den ayrıldı.

Mersin Liman Başkanlığı'na ait 3 römorkör tarafından çekilen ve Sahil Güvenlik ekiplerinin eşlik ettiği ve yaklaşık 19 mil açıkta TPAO'nun belirlediği koordinatlarda sondaj çalışmala-rına başlayacağı öğrenildi.

Hedef Enerjide Bağımsız Güçlü Bir Türkiye

Akdeniz’de Fatih gemisi ile arama faaliyetlerini yürüten Ener-ji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın Mersin’in Erdemli ilçesine yaklaşık 40 kilometre açıklarında sığ deniz sondaj faaliyetle-rine başlaması dolayısıyla tören düzenlendi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Kuzey Er-demli-1 Sığ Deniz Sondaj Töreni'nde yaptığı konuşmada, hidrokarbon arama ve sondajcılığında son dönemlerde çok önemli projeleri hayata geçirdiklerini belirterek, "Gerek bu alandaki bilgi ve birikimin millileştirilmesi, gerek yerli insan kaynağımızla bu işlerin yapılması, gerekse de yerli ekipman oranının artırılması noktasında hatırı sayılır bir merhale kat ettik” dedi

Daha önce arz güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilir piyasa felsefesiyle oluşturdukları Milli Enerji ve Maden Politikası'nı kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Bakan Dönmez, "Hede-fimiz belli: Enerjide bağımsız güçlü bir Türkiye. Bütün plan ve stratejilerimizin temelini Türkiye’nin enerjide kendi öz ye-terliliğini sağlaması üzerine kurduk. Büyük ve güçlü Türkiye idealini gerçeğe dönüştürmek için yerli ve milli kaynaklara dayalı dengeli bir enerji portföyünü oluşturmak için her alan-da çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Bu stratejimiz doğrultusunda projelerimizi bir bir hayata ge-

çirdik, geçiriyoruz. Attığımız adımlar sadece ülkemizi değil bölgemizdeki enerji piyasasını da temelden değiştirebilecek etkiye sahip” diye konuştu.

"Petrol ya da doğalgaz bulana kadar durmayacağız"

Oruç Reis ve Barbaros Hayreddin Paşa gemileriyle sismik arama faaliyetlerini; Fatih ve envanterlerine kattıklarını, aralık ayında ülkeye gelip Karadeniz’de sondaj faaliyetlerine baş-layacak olan ikinci gemiyle derin ve ultra derin deniz sondaj çalışmalarını ve son olarak da sığ deniz sondaj hamlesini yaptıklarını anlatan Bakan Dönmez, şöyle devam etti:

“Sığ denizdeki sondaj çalışmalarımız, projenin ihtiyaçlarına uygun olarak 101 metre ve 90 metre su derinliklerinde çalı-şabilecek sondaj platformumuzla gerçekleştireceğiz.

Doğu Akdeniz’de sahip olduğumuz ruhsat alanları içerisinde ilk olarak iki adet sığ deniz arama kuyusu kazacağız. Tama-mı Türk mühendisler tarafından tasarlanmış ve planlanmış bu kuyularımızdan sonra da sonuç ne olursa olsun, sondaja devam edeceğiz. Kazdığımız kuyularda petrol ya da doğal gaz bulana değin asla durmayacağız.”

"Erdemli ve Karataş açıklarındaiki kuyu açacağız"

Sığ deniz arama projesi kapsamında ilk kuyunun Mersin’in yaklaşık 19 deniz mili güneyinde olan Kuzey Erdemli-1 lo-kasyonunda kurulacağını belirten Bakan Dönmez, "101 metre su derinliğine sahip bu lokasyonda 2100 metre de-rinliğindeki ilk kuyumuzu açacağız. Sondajımız yaklaşık 2 ay sürecek. Sonrasında, sondaj faaliyetini yapan platform Adana/Karataş’a taşıyacağız. Orada da yaklaşık 4100 met-re derinliğindeki Kuzupınarı-1 kuyusu açacağız. İkinci kuyu-muzdaki çalışma süremizi de yaklaşık 4 ay olarak belirledik” ifadelerini kullandı

Bu iki kuyuyu tamamladıktan sonra da yerli mühendislerin gayretleriyle çalışmaların devam edeceğini söyleyen Bakan Dönmez, keşfedilmemiş, aranmamış deniz bırakmayacakla-rını, hidrokarbon aramacılığının sabır gerektiren bir iş oldu-ğunu, bu nedenle sabırlı ve kararlı bir şekilde çalışmalara devam edeceklerini bildirdi. (İHA)

Türkiye’nin envanterine kattığı yeni nesil sondaj gemisi Fatih, ilk sondaj seferine çıktı. Barbaros Hayreddin Paşa gemisiyle sismik araştırmaların yapıldığını ve konunun uzmanlar tara-fından analiz edildiğini belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-kanı Fatih Dönmez, bu analizler sonucu karar verilmiş olan Alanya-1 kuyusu ile sondaja başlanılacağını aktardı. Ener-jide arz güvenliğini arttıracak bu hamlenin hayırlı olmasını temenni etti.

Fatih'in 6. nesil üst düzey teknolojiye sahip bir gemi oldu-ğunu ve aktif konumlandırma sistemi sayesinde 6 metre yükseklikteki dalga boyunda bile sabit kalarak operasyonla-rını sürdürebildiğini söyleyen Dönmez, "Gemimizin 'upgrade' edilme sürecinde, sondaj ekipmanları, kuyu kontrol sistem-leri, dinamik pozisyonlama sistemleri, gemi iticileri ve gemi jeneratörlerine varıncaya kadar gerekli tüm teknik aksamı ye-nilendi. Bu çalışmaların ardından Fatih, kendi sınıfındaki 16 gemi arasından sıyrılarak böylesine yüksek teknolojiye sahip dünyanın ilk 5 gemisi arasına girdi. Bütün operasyonlarımızı uluslararası kural ve düzenlemelere göre gerçekleştireceğiz.

İş güvenliği standartlarımız en üst düzeyde olacak. Sondaj esnasında çevreye, deniz yaşamına ve canlılara hiçbir zarar vermeyen çevre dostu bir teknoloji kullanacağız" şeklinde konuştu.

"İkinci sondaj gemimizi almak üzereyiz"

Dönmez, Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında temel hedeflerinin, Türkiye'nin hidrokarbon rezervlerini ekonomiye kazandırmak ve yerli kaynak kullanımını artırmak olduğunu söyledi. Türkiye'nin Barbaros Hayreddin Paşa, Oruç Reis ve Fatih ile arama ve sondaj çalışmalarındaki dışa bağımlılığına büyük ölçüde son verildiğinin altını çizen Dönmez, "Yerli ve yabancı mühendislerimizin ortak çalışmasıyla, gemilerimizi teknolojinin en gelişmiş cihazlarıyla donatarak tüm bu hazır-lık sürecini tamamladık. Maden ve hidrokarbon aramacılığıy-la ilgili her zaman söylediğimiz bir şey var: 'Varsa bulacağız.' Bu amaçla, Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis gemile-rimiz sadece Akdeniz’de değil, Karadeniz’de de durmaksızın çalışıyor. Bugün Fatih gemimizin de katılımıyla bu çalışmalar

Akdeniz SularındaSondaj Çalışmaları Başlıyor

Türkiye’nin ilk yerli sondaj gemisi Fatih ilk sondajına başladı. ABD’den kiralanan Rowan Nor-way platformu ise, TPAO tarafından belirlenen koordinatlarda sondaj çalışması yapmak üzere Mersin’den hareket etti.

KASIM 2018 KASIM 2018

20 21Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ

Gemi Kaçırılmasına Müdahale Tatbikatı Nefes Kesti

Mersin’de Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı’nın koordinatörlüğünde 200 personelin katılımıyla gerçekleştirilen ‘gemi kaçırılmasına müdahale tatbikatı’ gerçeği aratmadı

Mersin’de Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı’nın ko-ordinatörlüğünde 200 personelin katılımıyla gerçekleştirilen, ‘gemi kaçırılmasına müdahale tatbikatı’ nefes kesti. Senaryo gereği 3 terörist tarafından kaçırılan gemiye yapılan operasyon, gerçeği aratmadı.

Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı’nın koordinatörlü-ğünde yapılan tatbikata, Deniz Polisi, 112 ve Mersin Ulusla-rarası Liman İşletmesi destek verdi. Tatbikatı, Mersin Vali Yar-dımcısı Süleyman Deniz, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Önder Gürbüz, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Şerafettin Yılmaz, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Kıdemli Alpay Oğuz Bavbek ve MIP Genel Müdürü Johan Van Daele izledi.

Senaryo gereği, Mersin Uluslararası Limanı’ndan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) giden bir gemiye yolcu olarak bi-nen 3 terörist, gemi kaptanı ve mürettebatını etkisiz hale geti-rerek, yolcu gemisinin kontrolünü ele geçirdi. Yolculardan biri durumu 112’ye bildirerek, yardım talep etti. Bunun üzerine Mer-sin Valisi başkanlığında kriz masası oluşturularak, gemiyi dur-

durmak, rehineleri kurtarmak ve teröristleri etkisiz hale getirmek maksadıyla operasyon düzenlenmesine karar verildi. Kaçırılan geminin seyir halinde olması nedeniyle Mersin Valisi tarafından operasyon görevi Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı’na verildi. Bu sırada Mersin Liman Başkanlığınca liman deniz trafi-ğine kapatılırken, bölgedeki gemiler de uyarıldı.

Sahil Güvenlik Komutanının emriyle harekete geçen sahil gü-venlik gemileri ve helikopter, kaçırılan gemiyi çembere aldı. Burada bir süre teröristlerle müzakere yürütülürken, sonuç alı-namadı. Bunun üzerine helikopter kaçırılan geminin üzerinde manevralar yaparak, Sahil Güvenlik Özel Hareket timlerinin ge-miye çıkmasını sağladı. Gemiye çıkan tim, elinde silah bulunan 3 teröristi de etkisiz hale getirerek, rehineleri kurtardı. Bu sırada çıkan arbede neticesinde bir terörist denize atlayarak kaçma-ya çalışırken, Deniz Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisler teröristi yakalayarak, bota bindirdi. Teröristler İl Emniyet Müdürlüğü per-soneline teslim edilirken, rehineler de güvenli bir şekilde sahil güvenlik botlarıyla kıyıya getirildi.

Yaklaşık 1,5 saat süren nefes kesen tatbikat, botların ve heli-kopterin protokolü selamlaması ile sona erdi. (İHA)

Açılışa, Mersin Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Önder Gürüz, Mersin Büyük-şehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Cumhuriyet Baş-savcısı Mustafa Ercan, Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Fikret Erol, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Oğuz Bavbek, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Şerafettin Yılmaz ve MIP Genel Müdürü Johan Daele ka-tıldı. Açılışta CCTV yönetim merkeziyle ilgili protokol üyelerine bilgiler verildi. 89 adet hareketli dome ile 317 adet sabit kamera olmak üzere 406 hd kameranın liman içerisine montajı tamam-lanarak hizmete alındı. CCTV yönetim merkezinde izleme için ise 12 adet 55 inç, 8 adet 40 inç ve 8 adet 22 inç olmak üzere 28 monitör tahsis edildi.

Bilgilendirmenin ardından merkezin açılışı yapıldı. (İHA)

MIP’nin Yeni CCTV Yönetim Merkezi’nin Açılışı Yapıldı

Mersin Uluslararası Limanı’nın (MIP) güvenlik gücünü artırmak amacıyla son teknoloji ile donatılan Kapalı Devre Kameri Sistemi (CCTV) Yönetim Merkezi, düzenlenen törenle açıldı.

KASIM 2018 KASIM 2018

22 23Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ

Mersin Çalışma ve İş Kurumu (İŞKUR) İl Müdürlüğünce, 2018 yılı Nisan ve Mayıs döneminde gerçekleştirilen işgücü piya-sası araştırma sonuçları açıklandı. Kurumdan yapılan açık-lamaya göre, İŞKUR, Mersin’de 20 ve daha çok personel çalıştıran 2 bin 140 işyerini ziyaret ederek işgücü piyasasının ihtiyaçlarını tespit etti.

En Çok Açık İş, İmalat Sektöründe

Buna göre, Mersin genelinde 20 ve üstünde istihdam sağ-lanan işyerlerinin yüzde 14,2’sinde bin 485 kişilik açık iş ol-duğu tespit edildi. En çok açık işin, imalat sektörü, idari ve destek hizmet faaliyetleri sektörü ile toptan ve perakende ticaret sektöründe olduğu belirlendi.

Araştırmada, işverenlerin en çok talepte bulundukları mes-leklerin ise güvenlik görevlisi, el ve makine dikişçisi, beden işçisi, garson, konfeksiyon işçisi, makineci, temizlik görevli-si, satış danışmanı, şoför ve reyon görevlisi olduğu saptan-dı. Açık işlerde en çok aranılan özelliklerin fiziki ve bedensel yeterlilik, yeterli mesleki bilgi, tecrübe ve takım çalışması öne çıkarken, işverenlerin talep ettikleri açık işleri en çok İŞKUR ve akraba-eş dost aracılığı ile temin ettikleri kaydedildi.

Eleman Temininde Güçlük Çekilen Meslekler

Araştırma kapsamında, 20 ve üzeri istihdamlı işyerlerinin

yüzde 23.9’unda, bin 662 kişinin temininde güçlük çekildiği belirlendi. Eleman temininde en çok güçlük çekilen meslek-lerin el ve makine dikişçisi, güvenlik görevlisi, hasta ve yaşlı bakım elemanı, satış danışmanı, beden işçisi, paketleme iş-çisi, konfeksiyon işçisi, garson ve aşçı olduğu ifade edildi.

İstihdam Artışı Beklenen Sektör ve Meslekler

Araştırmaya göre, Mersin genelinde 20 ve üstünde istihdam sağlanan işyerlerinde 5 bin 389 kişilik bir istihdam artışı bek-leniyor. İşverenler, 2019 yılı Nisan ayı sonuna kadar istih-damlarının yüzde 5.5 oranında artmasını öngörüyor. En fazla istihdam artışı beklenen sektörler ise imalat, inşaat, toptan ve perakende ticareti, idari ve destek hizmet faaliyetleri ile ulaştırma ve depolama sektörleri olarak açıklanıyor.

Beden işçisi, el ve makine dikişçisi, güvenlik görevlisi, kon-feksiyon işçisi ve beden işçisi mesleklerinde de istihdam artışı beklenirken, betonarme demircisi, asma tavan ustası, elektronik haberleşme ve inşaat elemanları kalıpçısı meslek-lerinde ise istihdam azalışı bekleniyor.

İŞKUR Mersin İl Müdürü Mustafa Kutlu, gerçekleştirilen ça-lışmanın kurumun gelecek faaliyetlerini ve programlarını planlanması açısından son derece önemli ve yol gösterici olduğunu söyledi. (İHA)

İşgücü Piyasasının İhtiyaçları Tespit EdildiMersin’de, İŞKUR tarafından yapılan piyasa araştırmasında, en çok açık işin imalat sektörün-de olduğu belirlendi.

İlki 2010 yılında yapılan ve 2015 yılına kadar aralıksız sürdürü-len Uluslararası Mersin Narenciye Festivali, 4 yıldır çeşitli ne-denlerden yapılmıyordu. Türkiye'nin narenciye ihtiyacının yüzde 55'inin karşılandığı Mersin'de, Mersin Valiliği koordinasyonunda Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret Borsası, ilçe bele-diyeleri ve çok sayıda kuruluşun desteğiyle düzenlenen festival, bu yıl 17-18 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirildi.

Kentin sahil şeridinde 70 ton narenciye kullanılarak birbirinden ilginç figürler ortaya çıkartılırken, 30 ülkeden 700 gösteri sa-natçısı da festivali renklendirdi. Oldukça renkli ve keyifli anların yaşandığı festivalde vatandaşlar, Galatasaray Meydanı, Kızka-lesi ve Side Sütunları'ndaki etkinliklerde çalan müzik eşliğinde eğlendiler.

Kortej yürüyüşü öncesi gerçekleştirilen törende konuşan Mer-sin Ticaret Borsası ve Festival İcra Kurulu Başkanı Abdullah Öz-demir, Akdeniz’in incisi narenciyenin başkenti Mersin’in gülen

yüzünü tüm dünyaya göstermek için kentin tüm dinamiklerinin bir araya geldiğini söyledi. Mersin’de herkesin narenciye için el ele verdiğine dikkat çeken Özdemir, "Burada tam bir narenci-ye dünyası oluşturduk. Meyve ile süsleme yapma konusunda ülkemizin ilk festivaliyiz. 10 bin saati aşan iş gücünün harcan-dığı, 70 ton, 500 bin adet narenciyenin süsleme aracı olarak kullanıldığı Türkiye’nin tek festivaliyiz. Amatör bir organizasyon ekibiyle, şöhret isimlerinin arkasına ve konserlerin gölgesine sı-ğınmadan bir festival yapılabileceğini gösteriyoruz. Yüz binler-ce Mersinliye 2 gün süren eğlenceli, şenlikli bir ortam sunuyo-ruz. Yerli gruplarımızın yanında yaklaşık 30 ülkeden 700’e yakın gösteri sanatçısı festivalimizi renklendiriyorlar " dedi.

"En önemli amaçlarımızdan biri kamuoyunun dikkatini narenciyeye

çekmektir"

Mersin’in kardeşlik, hoşgörü ve dayanışma kenti olduğunu

4 Yıl Aradan Sonra Mersin’deYeniden Narenciye Festivali

Türkiye’de meyve ile süsleme yapılan ilk festival olan Uluslararası Mersin Narenciye Festivali’nde bu yıl 6. kez gerçekleştirildi. Festival kapsamında kente gelen yabancı ülke gruplarının gösterisi, renkli görüntülere sahne oldu. Karnaval havasında geçen festivale kent halkı yoğun ilgi gösterdi.

KASIM 2018 KASIM 2018

24 25Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ

herkese gösterdiklerini vurgulayan Özdemir, "Festivalimizin en önemli amaçlarından biri kamuoyunun dikkatini narenciyeye çekmektir. Çünkü Mersin tarımının can damarı narenciyedir. Kentimizin toplam ihracat gelirinin yüzde 20’sini narenciyeden gelmektedir. Üreticilerimiz ve ihracatçılarımız adına buradan saygı değer Cumhurbaşkanımıza seslenmek istiyorum. Rize için çay, Ordu ve Giresun için fındık, Malatya için kayısı neyse Mersin için de narenciye odur. En büyük temennimiz üreticile-rimizin ve ihracatçılarımızın alın terlerinin karşılığını almalarıdır. Narenciye ürünlerinde arz fazlamız var. Narenciye tüketiminin ve ihracatının artması ana hedefimiz olmalıdır. Narenciyede marka oluşturmanın ve marka değerinin artırmanın yollarını bul-malıyız. Tüm bu sorunlarımızın aşılmasında Cumhurbaşkanımı-zın desteklerini esirgemeyeceğine gönülden inanıyoruz. Bugün 6.’sını düzenlediğimiz Narenciye Festivali’ni sizlerin de sahip-lenmesiyle Mersin’in ve Türkiye’nin festivali yapmak istiyoruz. Çıktığımız bu yolculukta festivalimizin yeniden canlanmasına katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. 2 gün boyunca çok daha yakından göreceksiniz ki, bu festivalde emek, ekip ça-lışması, birliktelik, sanat ve hayal gücü var. Narenciye hayattır, narenciye festivaldir, narenciye Mersin’dir" ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından 2 bin 500 kişinin katıldığı kortej geçişi gerçekleştirildi. Renkli görüntülere sahne olan kortej geçişinde,

farklı ülkelerden gelen dans grupları da kısa gösteriler sundu.

Festival kapsamında "narenciye" temalı bir de defile düzenlen-di. Mersin Olgunlaşma Enstitüsü tarafından aylar öncesinde hazırlıklarına başlanan defilede Narenciye ürünlerin kullanıldığı kıyafetlerle boy gösteren mankenler, izleyenlerden tam not aldı.

Festivalde ayrıca yabancı grupların dans gösterileri, Narenciyeli Lezzetler Sergisi ve gastro şovlar, flyboard gösterisi, yelken ya-rışları, Akdeniz Bölge Komutanlığı Bandosu ve MDOB konser-leri, salsapark gösterileri, halkoyunları gösterisi, polifonik koro-lar konseri yer aldı. Sahildeki festival alanını dolduran binlerce kişi, bir yandan festivalin coşkusunu yaşarken bir yandan da güneşli havanın tadını çıkardı.

Yöresel kıyafetleriyle narenciye hasadı yaptılar

Festival için Mersin'e gelen yabancı konuklar, Erdemli ilçesine bağlı Çeşmeli Mahallesi'nde bulunan bir narenciye bahçesini ziyaret etti. Burada yöresel kıyafetleriyle mandalina, portakal ve limon toplayan yabancı konuklar, ilginç görüntüler oluşturdular. Bol bol hatıra fotoğrafı da çekilen konuklar, ayrıca narenciye paketleme tesisini de gezerek bilgiler aldılar. (İHA)

Fotoğraf çekimlerinin kullanıldığı VR Mersin Projesi artık vi-deo görüntüleri ile destekleniyor ve kullanıcıların görmek is-tedikleri lokasyonda interaktif bir gezinti yapabilmesini sağ-lıyor. Daha önce havada ve karada gece-gündüz çekimleri yapılarak 272 noktanın görüntüsünün sunulduğu Tekno Mer-sin projesine 21 noktanın daha fotoğraf ve video görüntüsü eklenerek, görülebilecek nokta sayısı 293’e yükseltilecek.

"Tarihi, doğal ve kültürel noktaların hava çekimi başladı"

Mersin Arkeoloji Müzesi, Soli Pompeiopolis Antik Kenti, Tarsus Gözlükule Höyüğü gibi tarihi ve turistik yerlerin yanı sıra Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından Mersin’e ka-zandırılan Miyav Park, Engelsiz Mesleki Eğitim Merkezi, Buz Pisti, Emirler Kent Ormanı gibi noktalarla birlikte toplam 21 lokasyonun projeye eklenmesi için çalışmalar başlatıldı. Bu doğrultuda sisteme yeni eklemeler yapılabilmesi için Mersin

genelinde bulunan tarihi, doğal ve kültürel noktalarda "kara-dan fotoğraf ve video çekimi" ile “drone hava çekimi” başla-dı. Çekimler yaklaşık iki ay içerisinde tamamlanarak, Tekno Mersin içeriğine eklenecek. Aynı zamanda çekimi yapılan yerlerin sistemde geçmiş ve mevcut görünüme sahip olma özelliği ile mekanların önceki ve sonraki hallerinin kıyaslama-sı yapılabilecek.

Proje ile kullanıcılar dünyanın her yerinden internet aracılığı ile Mersin’in sahip olduğu tarihi, doğal ve kültürel değerlere hızlı ve güvenilir bir şekilde dört farklı dil seçeneği ile web sitesi üzerinden ve sosyal medya hesabı üzerinden ulaşa-bilecek. (İHA)

VR Mersin Yeni Konseptiyle Hizmet VerecekMersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin ve Çevresi Turizm Alanı Alt Yapı Hizmet Birliği (METAB) ortaklığı ile dünyaya kazandırılan sanal tur projesi Tekno Mersin’in (VR Mer-sin) içeriği genişliyor.

KASIM 2018

27Mersin Deniz Ticareti

DENİZCİLİK HABERLERİKASIM 2018

26 Mersin Deniz Ticareti

KÜDENFOR ve 21. Yüzyıl İçin Planlama Grubu iş birliğinde "Doğu Akdeniz ve Türkiye1" Çalıştayı düzenlendi.

KKTC ‘nin 35. kuruluş yıldönümünde gerçekleştirilen çalıştay, Türkiye’nin gü-venlik ve dış politik gündeminde en üst yerlerde önem ve önceliğe sahip Doğu Akdeniz konusunu savunma, güvenlik, devletler hukuku ve deniz hukuku alanla-rında uzmanlaşmış paydaşlar ile dört ayrı oturumda tartıştı.

Türkiye ve KKTC’den akademisyenler, diplomatlar, amiraller ve generaller ile sivil düşünce kuruluşlarından temsilcileri ve Akdeniz politikaları ile ilgili kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımı ile gerçek-leştirilen çalıştaya Mersin Deniz Ticaret Odası adına Genel Sekreter Korer Öz-benli ile Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Öztürk katıldı.

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan KÜ-DENFOR Direktörü Amiral Cem Gürde-niz, 20. yüzyılın son 30 yılının Ege merkezli deniz jeopolitiği sorunları ile geçtiğini an-cak 21. yüzyılda Doğu Akdeniz’in merke-ze oturduğunu söyledi. Gürdeniz, Bu jeo-politik alanın denize çıkışı olan bağımsız sözde Kürdistan’ın kurulma gayretleri, KKTC’nin bağımsız varlığının devamı ve Doğu Akdeniz enerji havzaları gibi üç ayrı alanda Türkiye’nin 21. yüzyıl rotasını etki-lediğine vurgu yaptı.

“Yeni Bir Akdeniz Doktrinine İhtiyacımız Var”

21.Yüzyıl Planlama Grubu kurucusu Prof. Dr. Bilsay Kuruç ise açılışta 21. yüzyıla Türkiye’nin giriş kapısının Akdeniz oldu-ğunu ve Mustafa Kemal’in 1922 yılında Büyük Taarruzda söylediği “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir” direktifinin devamı niteliğinde devletimizin yeni bir Akdeniz doktrinine ihtiyacı olduğunu dile getirdi.

Amiral Deniz Kutluk moderatörlüğün-

de gerçekleşen ilk oturumda ‘Doğu Akdeniz’de Jeopolitik Konjonktür” başlığı altında Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren, E. General Ahmet Yavuz, Deniz Irak ve Arda Mevlutoğlu sunumları yer aldı. Bu sunumlarda Doğu Akdeniz’deki siyasi aktörler, deniz yetki alanlarının sınırlan-dırma sorununun deniz hukuku veçhesi, Doğu Akdeniz deniz güçlerinin savunma teknolojileri ve platformları ile Suriye’de devam eden iç savaş ve müdahalenin Akdeniz’e etkileri tartışıldı.

Prof. Dr. Ergun Türkcan moderatörlü-ğünde başlayan ikinci panelde, “Doğu Akdeniz’in Ekonomik Önemi” başlığı al-tında üç sunuma yer verildi. Dr. Necdet Pamir “Denizdibi Enerji Kaynak Potansi-yeli” Kaptan Levent Akson, “Akdeniz’de Enerji Trafiği” ve Dr. Yavuz Ege, “GAP Projesinin Doğu Akdeniz’e Etkileri” konu-larında değerlendirmelerde bulundular.

“KKTC ve Doğu Akdeniz” başlığı altın-da Amiral Caner Bener moderatörlü-ğünde gerçekleştirilen üçüncü panel-de ise emekli Büyükelçi Onur Öymen “Türkiye’nin KKTC bağlamında Doğu Akdeniz Jeopolitiği”, Dr. Ahmet Zeki Bulunç, “Türkiye-KKTC Jeopolitik Ortak-lığı”, Yrd. Doç. Dr. Emete Gözügüzelli “GKRY’nin Deniz Stratejileri Karşında

Türkiye’nin Hukuki Dayanakları” ve son olarak Amiral Mustafa Özbey “KKTC’nin Denizcileşme ve Stratejik İhtiyaçları” ko-nularında görüşlerini paylaştılar.

Çalıştayın son oturumu olan ve Prof. Dr. Bilsay Kuruç tarafından yönetilen “Ne yapmalı konulu” panel tüm katılımcıların katkısı ile foruma dönüştü. Bu çerçevede yapılan tüm sunumlar paralelinde Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge veya Kıta Sahanlığı sınırlarımızın bir an önce ilan edilmesi, Mersin Taşucu’nda Deniz Dibi Madenciliği sektörünü de des-tekleyecek büyük bir tersanenin kurulma-sı, TPAO ve MTA’nın sadece Türk deniz yetki alanlarında değil, aynı zamanda KKTC’nin de hakkı olan sahalarda kuyu açması, sismik araştırma gemilerimizin işletici personelinin kabotaj kanununa uygun şekilde tamamen Türkleştirilmesi için tedbirler alınması ve KKTC’de acilen deniz üssü kurulması gibi konular gün-deme geldi.

“Türkiye, Doğu Akdeniz’de artık risklerle değil

tehditlerle karşılaşma dönemine girmiştir.”

Çalıştay, Amiral Cem Gürdeniz ve Prof.

KÜDENFOR, Doğu Akdeniz veTürkiye Çalıştayı Düzenledi

Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu (KÜDENFOR), Türkiye’nin denizcilik gücünün değişik alt alanlarını akademik faaliyetlerle incelemeye ve Türkiye’nin denizcileşmesine yeni fikirler üre-terek katkı sağlamaya devam ediyor.

KASIM 2018 KASIM 2018

28 29Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

DENİZCİLİK HABERLERİ DENİZCİLİK HABERLERİ

Akdeniz Üniversitesi Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Selçuk Üniversitesi, Kemer Sualtı Araştırma Merkezi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu, UNESCO UniTwin Sualtı Arkeolojisi Ağı, Antalya Deniz Ticaret Odası, Kemer İşadamları Derneği, ICOMOS-ICUCH, Divers Alert Network Euro-pe (DAN), Dünya Sualtı Sporları Federasyonu (CMAS), Kiriş Limak Limra Hotel ve Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı’nın destekleriyle Antalya’nın Kemer ilçesinde 15-18 Kasım 2018 tarihleri arasında Kemer Deniz Bilimleri Haftası gerçekleştirildi.

Etkinliğin ilk günü bu sene 11.’si düzenlenen Uluslararası Sualtı Araştırmaları Sempozyumu (ISUR), Türkiye’nin çeşitli illerinden ka-tılımın yanısıra yurt dışında; Mozambik'ten Gürcistan'a, Rusya'dan İtalya'ya, Almanya'dan Polonya'ya, KKTC’den İran’a dünyanın çe-şitli ülkelerinden konukları ağırladı. Ulusal bir sempozyum olan ve her sene farklı üniversitenin ev sahipliğini yaptığı sualtı alanında farklı disiplinlerden biliminsanlarının çalışmalarının aktarıldığı Sualtı Bilim ve Teknoloji Toplantısı (SBT) ise 16-17 Kasım 2018 tarihlerin-de deniz bilimleri alanında uzman isimleri biraraya getirdi.

30’dan fazla bildirinin sunulduğu programın açılış dersi ICOMOS Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. İclal Dinçer tarafından yapıldı. Yine SBT ile aynı kapsamda merkezi Roma’da bulunan Di-vers Alert Network isimli kuruluş tarafından “DAN Divers Day” isimli program gerçekleştirildi. DAN Europe da görevli yerli ve yabancı akademisyenler dalış güvenliği hakkında bildiriler sundu ve konuy-la ilgili bilgiler aktardı.

Organizasyonun son günü Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu “Sualtı Kültür Mirası Eğitmen Eğitimi” Programının ilki gerçekleştiril-di. TSSF tarafından, UNESCO, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı des-tekleriyle hazırlanmış olan “Sualtı Kültür Mirasının Korunması” isimli kitabın hayata geçirilmesi süresince hazırlanan bu eğitim programı dünyada da bu alanda uygulanan ilk eğitim programı olma değeri taşımakta. Program, Mayıs 2018’de Paris’te düzenlenen UNES-CO ve ICOMOS-ICUCH toplantılarında da tanıtılmış ve büyük ilgi

görmüştü. Kültür mirasının korunmasındaki önem ve gerekliliğin ve bunun için dalış eğitmenlerine düşen görev ve sorumlulukların aktarıldığı programa TSSF’na kayıtlı 130 CMAS (Dünya Sualtı Akti-viteleri Konfederasyonu) eğitmeni katıldı.

Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı katkılarıyla hayata geçirilen bu prog-ramın açılış konuşmaları ICOMOS-ICUCH Genel sekreteri ve prog-ram koordinatörü Doç.Dr. Hakan Öniz UNESCO’dan video bağ-lantısı ile Dr.Ulrike Guerin, Antalya Deniz Ticaret Odası Müdürü Cüneyt Koşu, TİNA Başkanı Oğuz Aydemir, TSSF Asbaşkanı Prof.Dr. Şamil Aktaş ve Kültür ve Turizm Bakanlığından Mustafa Yaşar Güneş tarafından yapıldı. Sualtı arkeolojisi, kültürel miras ve farkın-dalık alanında uzman akademisyenler tarafından hem eğitmenler-de koruma bilincinin oluşturulması hem de bu bilgileri kendi öğren-cilerine nasıl aktarabilecekleri konusunda eğitim verildi.

Program sonunda yapılan sınavda başarı gösteren eğitmenler bu kapsamda hazırlanmış olan kitap çerçevesinde “Sualtı Kültür Mi-rasının Korunması” eğitimlerini verecekler. Eğitim alan öğrencilerin sınavları ise on-line olarak TSSF ve Akdeniz Üniversitesi tarafın-dan yapılacak. Bu seneden itibaren CMAS iki yıldız dalıcılar için bu program zorunlu ancak ücretsiz olacak. TSSF de bu eğitimle bağlantılı kitap ve sertifikaları ücretsiz olarak verecek. Eğitmenlere yönelik eğitimler, her sene iki kez Federasyon tarafından belirlenen Türkiye’nin farklı şehirlerinde gerçekleştirilecek.

Eğitim programının ikincisi Mayıs 2019’da yine Kemer’de yapıla-cak. Dünyada ilk kez bir ülke federasyonu tarafından hem Kültür Bakanlığı hem de UNESCO destekleriyle gerçekleşen bu program bütün dünyada da ilgi uyandırdı. 21-25 Kasım 2018 tarihlerinde Roma’nın Santa Severa sahil beldesine düzenlenen 22. Akdeniz Arkeolojisi Sempozyumu’nda “Sualtı Kültür Mirasının Korunması” programı örnek uygulama olarak paylaşıldı. CMAS bu programın 6 dile çevrilerek bütün dünyada uygulanması için program koordina-törlerinden talepte bulundu. Haber: Ceyda Öztosun

Kemer’de Deniz Bilimleri Haftası15-18 Kasım 2018 tarihleri arasında Antalya, Kemer’de düzenlenen Deniz Bilimleri Haftası kapsamında ulusal ve uluslararası olmak üzere toplam dört bilimsel etkinlik düzenlendi. Ül-kemizde ilk kez bu kadar geniş kapsamlı olarak gerçekleşen bu organizasyona, farklı disip-linlerden oluşan ve 12 ülkeden gelen akademisyenler, dalış eğitmenleri, bilim insanları ve öğrenciler katıldı.

Dr. Bilsay Kuruç’un kapanış konuşmaları ile tamamlandı. Ami-ral Gürdeniz, çalıştayın yapıldığı ve KKTC’nin kuruluş yıldönü-mü olan aynı günde 10 numaralı sahada faaliyete başlayan Exxon Mobil üzerinden Türkiye’ye mesaj verildiğini ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin artık riskler ile değil tehditler ile karşı-laşma dönemine girildiğini, karşısında büyük bir rakip bloğun oluştuğunu, yakın ve orta vadede Libya, Suriye, Lübnan ve KKTC dışında deniz yetki alanları sınırlandırması konusunda

kendi yanına çekebileceği devlet olmadığını anlattı.

Prof. Dr. Kuruç ise çalıştayı düzenleme amacının "Türkiye'nin bir Doğu Akdeniz doktrini olabilir mi? sorusuna cevap ara-mak olduğunu belirtti. Kuruç, takvim olarak 21. yüzyılda olan Türkiye’nin önündeki engelleri tasfiye etme, Kıbrıs anlaşmazlı-ğını ve Doğu Akdeniz sorununu da aşacak entelektüel birikim ile hukuki ve siyasi güce kavuşması gerektiğinin altını çizdi.

İhracatçıların hususi damgalı pasaport çıkarma şartları kolaylaştırıldı. Daha önce ihracatçıların hususi damgalı pa-saport alabilmesi için her takvim yılın-da ihracat yapma şartı aranıyordu. Bu şart değiştirilerek son üç takvim yılında yapılan toplam ihracat tutarının ortala-ması kanunda belirtilen oranda olma-sı, yeşil pasaport verilmesi için yeterli olacak.

5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 14' üncü maddesi kapsamında, “İhra-catçılara Hususi Damgalı Pasaport Verilmesine İlişkin Esaslar Hakkında

Karar” geçen yıl mart ayında yürürlüğe girmişti. Buna göre "Kararda belirtilen tutarda ihracat yapan firma yetkilileri, hususi damgalı pasaport alabiliyordu. Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete'de yayımlanan 214 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile "İhracatçılara Hususi Damga-lı Pasaport Verilmesine İlişkin Esaslar Hakkında Karar" da değişiklik yapıldı.

Daha önce ihracatçıların hususi dam-galı pasaport alabilmesi için her tak-vim yılında ihracat yapma şartı de-ğiştirile. Bu şart değiştirilerek son üç takvim yılında yapılan toplam ihracat

tutarının ortalaması kanunda belirtilen oranda olması, yeşil pasaport verilme-si için yeterli olacak.

Birçok tersane gemi inşa ve teslim sürelerinin bazen bir yılı aşkın zaman almasından dolayı toplamda Türkiye ortalamasının üzerinde ihracat yap-malarına rağmen yeşil pasaport hakkı elde edemiyordu.

Gemi Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği'nin Ticaret Bakanlığı nezdinde sıklıkla gündeme getirdiği bu sorun, 214 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı kapsamında talep edildiği şekilde dü-zenlendi.

7 Bin 294 İhracatçı, Hususi Damgalı Pasaport

Aldı

İhraçatçıya yeşil pasaport, üç yılın ihracat ortalamasına göre verilecek. İhraçatçı artık son üç takvim yılında yapılan toplam ihracat tutarının orta-laması kanunda belirtilen oranda ise, firma yetkililerine hususi damgalı pa-saport alabilecek.

23 Mart 2017'de başlayan uygulama kapsamında ihracat yapan firma yet-kililerine bugüne kadar 7 bin 294 hu-susi damgalı pasaport verildi. (Deniz Haber)

Yeşil Pasaport’taHer Yıl İhracat Şartı Kaldırıldı

Gemi Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği’nin girişimleriyle ‘yeşil pasaport’ verilen ihracatçılar için aranan her yıl ihracat yapma şartı kaldırıldı.

KASIM 2018 KASIM 2018

30 31Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

DENİZCİLİK HABERLERİ DENİZCİLİK HABERLERİ

Rus gazını Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak iki hattan oluşan TürkAkım Doğal Gaz Boru Hattı’nın derin sulardaki boru döşeme işlemi, dünyanın en büyük yüzen platformu ‘Pioneering Spirit’ tarafından tamamlandı.

Pioneering Spirit katamaran tipi, ikiz gövdeli, 382 metre uzunluğa ve 124 metre genişliğe sahip. Karadeniz’den yola çıkarak Marmara’ya doğru yol alan geminin geçişi için İstanbul Boğazı trafiğe kapatıldı.

İsviçre menşeli denizcilik şirketi Allseas filosuna ait özel tasarımlı dev gemiye Boğaz’da 5 römorkör, 2 kıyı emniyet ve 1 sahil güvenlik botu eşlik etti. Geminin 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün altından geçişi havadan görüntülendi. (Deniz Haber)

Endonezya'da "Multi Prima I" Adlı Kuru Yük Gemisi Battı: 7 Kişi Kayıp

Dünyanın En Büyük İnşaat Gemisi‘Pioneering Spirit’ İstanbul Boğazı’ndan Geçti

‘Pioneering Spirit’, geçtiğimiz günlerde TürkAkım Doğal Gaz Boru Hattı’nın derin sulardaki boru döşeme işlemini tamamladı. Görevini tamamlayan dünyanın en büyük inşaat gemisi, İstanbul Boğazı’ndan geçti. Dev geminin 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün altından geçişi havadan görüntülendi.

Kompas gazetesinin haberine göre, Bali Adası açıklarında 14 mürettebatı olan "Multi Prima I" adlı kuru yük gemisi battı.

Kazanın yaşandığı sırada bölgeden geçen bir başka gemi tarafından 7 mürettabatın kurtarıldığı açıklanırken diğer 7 mürettebatın ise kayıp olduğu belirtildi. Geminin şiddetli fırtına ve dalgalar nedeniyle battığı tahmin ediliyor. (Deniz Haber)

Endonezya'da kuru yük gemisinin batması sonucu 7 kişinin kaybolduğu bildirildi.

“Geldikleri Gibi Giderler”Tarihi Kartal İstimbotu

Deniz Kuvvetlerine Teslim Edildi

13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Atatürk işgal donanmasının arasından geçer-ken ağlamakta olan yaveri Cevad Abbas’a dünya savaş tarihine ge-çen o sözü söylemişti: “Geldikleri gibi Giderler”

Tarihe tanıklık eden ve güvertesinde o sözün söylendiği Kartal istimbotu yıllarca özel sektöre hizmet ettikten sonra hurdaya ayrılmış ve Tuzla’da Gü-zelyalı Koyu’nda yarı batık halde kaderine terkedilmişti.

Gazeteci Gökhan Karakaş ve Denizci Arif Etik’in girişim-leriyle hurdaya gitmekten kurtulan gemi için gönüllüler bir araya geldi ve başkanlığını emekli Amiral Cem Gürdeniz’in üstlendiği Kartal İstimbotu Kurtarma ve Yaşatma Platformu kuruldu.

5 bine yakın gönüllünün maddi destek verdiği istimbot, Kar-tal İstimbotu Kurtarma ve Yaşatma Platformu’nun öncülü-ğünde Çiçek Tersanesinde yenilendi. Restorasyonu tamam-lanan istimbot milli mücadelenin ilk işareti sayılan “o” sözün söylendiği tarihten 100 yıl sonra düzenlenen törenle Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.

Törende konuşan Cem Gürdeniz Kartal İstimbotu Kurtarma

ve Yaşatma Platformu’nun görevi-ni tamamlamanın onuru ve mut-luluğu içinde kendini lağvettiğini açıkladı. İstimbotun restorasyon süreci hakkında bilgi veren Gür-deniz “Türk Milleti’nin çelikleşmiş Atatürk, Cumhuriyet ve vatan sev-

gisinin somut bir abidesi olarak kar-şınızda duran Kartal İstimbotu, 13

Kasım 2017 tarihinde başlayan ve hal-kın imecesi sayesinde tam bir yıl süren

restorasyon sonucu 1918 yılındaki şekline kavuştu. Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde anıt

gemi olarak sergilenmek üzere Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildi. Büyük lider tarihe geçen söz-leri istimbotta söyledi. Kartal İstimbotu umudun direnmenin, yeniden ayağa kalkmanın ve yenilmezliğin sembolüdür. Bu geminin direği Türk milletinin egemenlik iradesini, pervanesi Türk milletin karanlıktan kurtuluş azmini, dümeni aydınlan-ma rotasında ilerleme istencini, demirleri her şartta sabırla mücadele yeteneğini, İstiklal Marşı ile toka edeceğimiz Türk bayrağı şehitlerimizin kanından gökyüzüne yükselen bağım-sızlık ateşini ve ‘Geldikleri gibi giderler’ sözünün bulduğu anlamı temsil eder” ifadelerini kullandı.

Restorasyona katı sunan kuruluşlara plaket verilmesinin ar-dından devir protokolü Kuzey Deniz Saha komutanı Tüma-miral Tayyar Ertem’e verildi.

KASIM 2018

33Mersin Deniz Ticareti

DENİZCİLİK HABERLERİKASIM 2018

32 Mersin Deniz Ticareti

Antalya Serbest Bölge, Türkiye’nin en iyi süper yat üretim mer-kezi konumunda. Türkiye ise süper lüks yat üretiminde dünya-nın en önemli üç merkezinden biri olarak gösteriliyor. Antalya Serbest Bölge’de 2000’li yıllardan itibaren gelişen yat sektörün-de bugüne kadar 7 bin 79 metre uzunluğa sahip, toplam 381 süper lüks yat üretilerek yurt dışına satıldı, 1 milyar 67 milyon dolar gelir sağlandı.

Antalya Serbest Bölge İş Adamları Derneği (ASBİAD) Başkanı Emre Sandan, süper lüks yat üretimi ve ürettiği katma değere dikkat çekti.

Antalya Serbest Bölge’de 40’a yakını yat sektörü olmak üzere, 101 firmanın faaliyet gösterdiğini belirten Emre Sandan, 126 bin metrekarelik yeni genişleme sahasıyla Antalya’nın sıfır yat üretiminin yanı sıra Türkiye’nin en büyük, Akdeniz çanağının ise ilk beşe giren yat bakım- onarım merkezi haline geldiğini söyledi.

Ultra lüks yat imalatında Türk mühen-disliğinin kalitesiyle de dünyanın en önemli üretim merkezlerinden birinin Antalya olduğuna işaret eden Sandan, Türkiye’nin ihracattaki en önemli so-runlarından birinin toplam ihracattaki kilogram değerinin 1,3 dolar seviyele-rinde olması olduğuna işaret etti.

Otomobilin Üç Katı Değerli

Yerli otomobil üretimi konusundaki girişimleri örnek gösteren Emre Sandan, süper lüks yat sektörünün otomobile göre üç kat daha değerli olduğunu vurguladı.

Ortalama bir otomobilin satış rakamının 150- 200 bin TL ve 1300- 1500 kilogram düşünüldüğünde bir aracın kilogramda yaklaşık 16- 17 dolar gelir sağladığını belirten Sandan, bir sü-per lüks yat kilogramda ortalama 47- 48 dolar gelir sağlıyor. Yani bir arabanın üç katı, bir arabaya göre üç kat daha değerli ürün üretiyorsunuz" dedi.

‘Ekipman İhracatı Dahi Yapılabilir’

Tekne üretiminde kullanılan yerli ürün oranları hakkında da bilgi veren ASBİAD Başkanı Sandan, "Bir yattan elde edilen gelirin yüzde 60’ını işçilik oluşturuyor ve işçiliğin tamamı yerli. Malze-menin yaklaşık yüzde 60’ı yurt dışından. Bölgeye yeni eklenen alan, yat yan sanayi firmalarına teşvik verilerek kullanılabilirse, malzemenin de büyük kısmı Türkiye’de üretilebilir. Hatta ekip-

man ihracatı dahi yapılabilir" diye konuştu.

Tekne Boyları 90 Metreye Yükselecek

Serbest Bölge’de bugünkü şartlarda 65 metreye kadar süper lüks yat üretimi gerçekleştiğini anlatan Emre Sandan, içinde 200 metrelik rıhtımla birlikte yeni eklenen 126 bin metrekarelik yeni alanla 90 metreye kadar yat üretimi ve bakım- onarım yapı-labileceğini dile getirdi. Otomobillerde olduğu gibi yatlar için de periyodik servis zorunluluğu olduğuna değinen Emre Sandan, şöyle konuştu:

"Örneğin 60 metre yeni bir yatın imalatı 2,5- 3 sene sürüyor ve belli bir satış rakamından karlılık ora-nınız var. Ama bakım- onarımda 3- 4 ayda, yani kışlama döneminde 3- 4 milyon Euro’luk bir yapımla çok ciddi kar elde edebilirsiniz. Araba sektörü de satıştan çok servisten para kaza-nır, aynı mantık. Yeni inşa bir yandan devam etsin, ama esas tersanelerde bakım tutumdan çok kısa dönemlerde ciddi gelir elde etsin ve ihracat yapsın, bu tamamıyla bir strateji."

Toplam İhracat Geliri 1 Milyar 67 Milyon Dolar

Antalya Serbest Bölge İşleticisi (ASBAŞ) Genel Müdürü Zeki Gürses ise Antalya’da 2000’li yıllardan itibaren gelişen yat sek-töründe bugüne kadar 7 bin 79 metre uzunluğa sahip toplam 381 süper lüks yatın üretilerek yurt dışına satıldığını, toplamda 1 milyar 67 milyon dolar gelir sağlandığını açıkladı. Bu yıl ise ekim ay sonu itibariyle 15 yatın denize indirildiğini kaydeden Zeki Gürses, 434 metre toplam uzunluktaki bu yatlardan 110 milyon dolar gelir sağlandığını, yıl sonunda 25 yat sayısı ve 150 milyon doların üzerinde gelir hedeflendiğini söyledi.

96 Teknenin Bakım Onarımı Yapıldı

Son yıllarda bakım-onarım merkezi haline de dönüşen Serbest Bölge’de 2008’den sonraki dönemde toplam 96 yatın bakım- onarımının yapıldığına değinen Gürses, 13’ünün bakım- onarı-mının devam ettiğini, 29 milyon 619 bin dolar gelir sağlandığını dile getirdi.

Zeki Gürses, 205 metre olan rıhtıma 200 metre yeni rıhtım daha eklendiğini, 2019 sonunda tamamlanması hedeflenen yeni sis-temle 90 metreye kadar yatların imalat, bakım ve onarımının yapılabileceğini söyledi. (Deniz Haber)

Süper Lüks Yat Sektörü Otomobile GöreÜç Kat Daha Değerli

Antalya Serbest Bölge’de denize indirilen yat sayısı, bu yıl ekim ayı sonu itibariyle tamamla-nan 15 yatla birlikte 381’e yükseldi. Bir otomobilin kilosundan 16-17 dolar gelir sağlanırken süper yatın kilosundan 48 dolar gelir elde edildiği kaydedildi.

Türk ve Alman genel kargo gemileri EEMS COBALT ve PAK-SOY-1, Almanya’nın Kuzey Denizi’ndeki Borkum Adaları’nın ku-zey batısında çatıştı.

Olay sonrası gemiler, bir süre sürüklendiler. Gemilerde hasara dair kesin bir bilgi bulunmazken iki geminin de ciddi derecede hasar aldıkları ve su almaya başladıkları öne sürüldü.

Olayın meydana geldiği bölgeye 6 SAR gemisi, römorkör ge-miler ve kirliliğe karşı önlem amaçlı olarak temizleme gemileri de yönlendirildi.

Kazada herhangi bir can kaybı ya da yaralanma olmadığı öğre-nilirken yakıt sızıntısının da gerçekleşmediği kaydedildi.

EEMS COBALT adlı gemi, Hollanda’dan İspanya’ya doğru yol alırken PAKSOY-1’in ise, yine Hollanda’dan Rusya’nın St. Pe-tersburg şehri yönüne doğru gidiyordu.

Amasus Support BV tarafından işletilen Hollanda bayraklı genel kargo gemisi EEMS COBALT, 1993 yılında inşa edilmişti.

Kadıoğlu Denizcilik tarafından işletilen Türk bayraklı genel kar-go gemisi PAKSOY-1, 1997 yılında inşa edilmişti. (Deniz Haber)

Türk ve Alman Kargo Gemileri, Kuzey Denizi’nde ÇatıştıHollanda’dan İspanya ve Rusya’ya gitmekte olan Türk ve Alman kargo gemileri, Almanya’nın Borkum Adaları’nın kuzey batısında çatıştı. Olayda herhangi bir can kaybı yaşanmazken gemilerde ciddi hasar meydana geldiği öğrenildi.

Norveç’in batı kıyısı açıklarında bir petrol tankeri ve fırkateyn çatıştı. Olay sonucu 8 kişi yaralandı. Hordoland Eyaleti’nin Hjel-tefjord kentindeki Sture Terminali açıklarında çatışan iki geminin ardından gemilerdeki tüm mürettebat kurtarıldı.

KNM Helge Ingstad Fırkateyn’inin su alması sonucu gemide bulunan 137 kişi ve tankerde bulunan 25 kişi tahliye edildi.

Fırkateynin ciddi oranda su aldığı kaydedildi. İtfaiye birimlerinin açıklamalarına göre, 10 metrekarelik bir alanda tankerden pet-rol sızıntısı oluştu.

Tüm Mürettebat Kurtarıldı

Hodaland Acil Durum Servisi’nde komutan olan Ole Jakob Hartvigsen’in aktardığı bilgiye göre, çatışmanın gerçekleştiği esnada fırkateynde 137 kişi, Sture Terminali’ne yol alan tanker-de ise 25 kişi bulunuyordu.

8 kişinin yaralandığı olayda itfaiyeciler, kurtarma botları ve dalış

ekipleri olay yerine ulaşarak gerekli çalışmaları yaptılar.

Sola’da bulunan Merkezi Kurtarma Merkezi’nden Eirik Walle’nin aktardığı bilgiye göre, geminin sancak tarafından su alması ön-lenemedi. (Deniz Haber)

Norveç’te Petrol Tankeri İle Fırkateyn ÇatıştıNorveç’in batı kıyısı açıklarında bir petrol tankeri ve fırkateyn çatıştı. Olayda 8 kişi yara-lanırken fırkateyn ve tankerde bulunan toplam 162 mürettebat tahliye edildi.

KASIM 2018 KASIM 2018

34 35Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

DENİZCİLİK HABERLERİ DENİZCİLİK HABERLERİ

Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ.’ye ait Taşucu Limanı saha-sındaki bazı taşınmazların özelleştirilmesi ihalesinde son tek-lif verme süresi 24 Aralık’a uzatıldı.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın konuya ilişkin ilanı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Buna göre, Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ’ye ait Taşucu Li-manı sahasında bulunan sanayi tesis alanı taşınmazının “sa-tış” ve Taşucu Limanı ve lojistik tesis alanı taşınmazının “36 yıl süreyle işletme hakkının verilmesi” yöntemiyle bir bütün

halinde özelleştirilmesi amacıyla yapılacak ihalede son teklif verme tarihi 24 Aralık olarak belirlendi.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, geleneksel gümrükleme yön-temindeki birçok aşamaya son vererek ithalatta varış öncesi gümrükleme uygulamasını hayata geçirdiklerini belirterek "Yeni uygulamamızla deniz yoluyla gelen eşyanın gümrükleme iş-lemlerinin, eşya henüz Türkiye Gümrük Bölgesine gelmeden tamamlanması ve taşıma aracından tahliye edilen eşyanın doğ-rudan liman sahasını terk etmek üzere sahibine teslimi sağla-nacaktır" ifadesini kullandı.

Pekcan, yazılı açıklamasında gümrük işlemlerinin basitleştiril-mesine, bürokratik süreçlerin azaltılmasına ve ticaretin kolay-laştırılmasına yönelik çalışmaların çok çeşitli alanlarda devam ettiğini kaydetti.

Günümüzde gümrük işlemlerinin ticaretin önünde bir set ola-rak değil, bir geçiş noktası olarak tasarlanması gerektiğine işaret eden Pekcan, geleneksel yöntemde gümrük işlemlerinin tamamlanabilmesi için öncelikle eşya ve taşıt aracına ait özet beyanın tescil edildiğini, taşıt aracının gelişinden sonra özet beyanla ilişkilendirilmiş varış bildiriminin yapıldığını ve ardından eşyanın taşıttan boşaltılarak geçici depolama yeri veya antre-poya konulduğunu hatırlattı.

Pekcan, daha sonraki aşamada ise eşyanın ithalatı için serbest dolaşıma giriş rejimi veya dahilde işleme rejimine ya da ilgili diğer bir rejime yönelik beyanname tescil edildiğini, sonrasında ise beyannamenin işlemlerinin ikmal edilip eşyanın beyan sahi-bine teslim edilmesi sürecinin adım adım izlendiğini ifade etti.

Bakanlık olarak hızlı ve kolay gümrük işlemleri ihtiyacına cevap vermek üzere geleneksel gümrükleme yönteminde yer alan birçok aşamaya son vererek ithalatta varış öncesi gümrükle-

me uygulamasını hayata geçirdiklerini belirten Pekcan, şunları kaydetti:

"Yeni uygulamamızla deniz yoluyla gelen eşyanın gümrükleme işlemlerinin eşya henüz Türkiye Gümrük Bölgesi’ne gelmeden tamamlanması ve taşıma aracından tahliye edilen eşyanın doğ-rudan liman sahasını terk etmek üzere sahibine teslimi sağla-nacaktır. Varış öncesi gümrüklemeyle eşyanın özet beyanının tescil edilmesinin hemen ardından ithalat beyannamesi tescil edilebilmesi ve beyannamenin işlemlerinin eşya henüz Türkiye Gümrük Bölgesi’ne gelmeden önce bitirilmesi sağlanarak itha-lat sürecindeki başlangıç ve bitiş noktası arasındaki mesafeyi oldukça kısaltmış olduk."

"Uygulama Dış Ticareti Kolaylaştıracak"

Projenin pilot uygulamasının 16-18 Ekim'de Tekirdağ Asyaport Limanı'nda sanayici bir firmanın deniz yoluyla konteyner içinde gelen eşyasının serbest dolaşıma sokulması işleminde başa-rıyla tamamlandığını bildiren Pekcan, gümrük tarihinde ilk defa uygulanan yöntemle anılan firmaya eşyasının kolay ve hızlı bir şekilde teslim edildiğini aktardı.

Pekcan, uygulamanın temel amacının belirli güvenlik ve başa-rı ölçütlerini karşılayan sanayici ve ihracatçı firmalar için girdi niteliği taşıyan ham madde ve ara malların zamanında üretim sürecine sokulması olduğunun altını çizerek "Bu sebeple uy-gulama, bir yandan serbest dolaşıma giriş rejimi yoluyla ara mal tedarik eden sanayicilerimizin diğer yandan dahilde işleme rejimi yoluyla ara mal temin eden ihracatçılarımızın ihtiyaçlarına cevap verecek ve dış ticareti kolaylaştıracak şekilde tasarlan-mıştır" değerlendirmesinde bulundu. (Deniz Haber)

Gümrük İşlemlerinde Yeni Dönem BaşladıTicaret Bakanı Ruhsar Pekcan, geleneksel gümrükleme yöntemindeki birçok aşamaya son vererek ithalatta varış öncesi gümrükleme uygulamasını hayata geçirdiklerini söyledi.

Taşucu Limanı Özelleştirme İhalesi 24 Aralık’a KaldıTaşucu Limanı’ndaki bazı taşınmazların özelleştirilmesi ihalesinde son teklif verme süresi 24 Aralık’a uzatıldı.

Türkiye Liman İşletmecileri Derneği’nin (TÜRKLİM) açıkladığı verilere göre üçüncü çeyrekte 2 milyon 440 bin 721 TEU kon-teyner elleçleyen üye limanlar, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,8 büyüme gösterdi.

Türk ekonomisinin can damarlarından biri olan deniz ticaretin-de limanlardan gelen üçüncü çeyrek rakamları sevindirdi.

Limanlardaki toplam konteyner iş hacminin yüzde 92’sine sa-hip TÜRKLİM üye limanları, Temmuz – Ağustos – Eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrekte 2 milyon 440 bin 721 TEU kontey-ner elleçleyerek bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,8 büyüdü.

Konteyner Taşımacılığında Yüzde 7,2 Artış

İhracatta konteyner taşımacılığı, 881 bin 380 TEU konteyner ile geçen yıla kıyasla üçüncü çeyrekte yüzde 7,2 artış gösterdi.

Transit Yük Taşıma Yüzde 7,4 Arttı

Türk limanlarının en önemli işlemlerinden biri olan transit yük taşıma ise yine aynı döneme kıyasla yüzde 7,4 arttı.

Kabotajda Yüzde 93,2 Azalma

İthalat rakamlarına bakıldığında ise geçen yılın üçüncü çeyre-ğini 824 bin 536 TEU ile kapatan limanlar, bu sene yüzde 1,4 düşüşle 812 bin 898 TEU konteyner elleçledi. Limanlarda kabo-tajda da yüzde 93,2 azalma görüldü.

İthalat – İhracat Arasındaki Makas Kapanıyor

TÜRKLİM üye limanları, 2018 yılı üçüncü çeyreğinde 28 milyon 432 bin 798 ton yük elleçledi. Genel kargo elleçlemesinde bir önceki yıla göre yüzde 11,38 küçülme yaşanırken ihracat da 5 milyon 930 bin 856 ton yük ile yüzde 19 arttı.

Genel kargo taşımacılığında geçen yılın üçüncü çeyreğinde it-halatta 22 milyon 510 bin 757 ton yük elleçlenirken bu yıl aynı dönemde ithalat 18 milyon 333 bin 478 ton yüke geriledi.

İthalat ve ihracat arasındaki yük farkı bir önceki yılın üçüncü çeyreğinde 17 milyon 526 bin 849 ton iken bu yılın üçüncü çey-reği itibariyle 12 milyon 402 bin 622 ton seviyelerine indi. (Deniz Haber)

Türk Limanlarının İhracat Yükü Yüzde 19 ArttıTürkiye Liman İşletmecileri Derneği, liman sektörünün 2018 yılı üçüncü çeyrek rakam-larını açıkladı. Buna göre, Türk limanlarında 2018’in üçüncü çeyreğinde ihracat yükü yüzde 19 arttı.

36 Mersin Deniz Ticareti 37Mersin Deniz Ticareti

EMILIO LEVANTE

76 yıl önce Mersin’de evimizin yanındaki eve tek çocuklu bir aile taşınmıştı. Annesi İngiliz, babası İtalyan olan bu çocuğun adı Billy’di. Çok hareketli ve çok şirindi, ayni zamanda çok da yaramazdı. Geldiklerinin ertesi günü evlerimizin arasındaki duvardan atlayarak bizim tarafa geçti ve doğrudan evimize gelerek bizlerle oynamak istediğini söyledi.Ben ve küçük kar-deşim Şarman hayretler içinde Billy'ye bakıyorduk. Başında bir kovboy şapkası, belinde iki tabanca ve fişeklik, omuzunda da bir yay ve oklar vardı. O kadar samimi ve cana yakındı ki hemen arkadaş olduk. Billy günün en az 6 saatini bizim evde geçiriyordu. Akşam üzeri evde çalışan yardımcı kadın ve babası Billy’yi bizim evden alıp kendi evine götürmek için büyük çaba sarf ederlerdi. 76 yıl önce bu şekilde başlayan arkadaşlığımızın dün akşam Billy'nin hayata veda etmesi ile son bulmasından dolayı son derece üzgünüm…

Sayın Atilla Toroğlu bu şekilde anlatıyor Billy Levante ile arka-daşlığını. 23 Kasım’da vefat eden sayın Levante bölgemizin köklü bir ailesine mensuptu.

***

Levante ailesi aslen Cenova’lıdır. 1514 doğumlu Antonio Levante askeri tabipti. Oğlu Marco 1546’da Cenova’da dünyaya geldi. Marco’nun oğlu Lillo (d. 1578) 1606’da gü-ney İtalya’da Campobasso yöresindeki Larino’ya taşındı… 1720’lere gelindiğinde ailenin reisi hekim olan Tomasso Levante’dir. İki oğlu olur, Fedele ve tıp profesörü olan Giu-seppe. Giuseppe’nin de iki oğlu vardır: Luigi ve Tomasso. İki kardeş te tıp eğitimi alır. Tomaso politikaya girer, Larino bele-diye reisi olur ve 16 ciltlik Larino tarihini kaleme alır. 1787’de Larino’da doğan Luigi Levante, ailenin doğu Akdeniz’e giden ilk ferdidir. 1813’te Napolyon’un ordusunda askeri cerrahtır. 1828’de aldığı davet üzerine Mısır’a gider. 1831’de Mısır’dan ayrılıp mesleki çalışmalarını Halep, Şam ve İzmir’de sürdürür. Sağlık nedenleriyle görevden çekilip son dönemini Kıbrıs’ta geçirir ve Limasol’da 1849’da vefat eder.

Luigi Levante’nin iki çocuğu olmuştur. 1839’da Larnaka’da doğan Giuseppe ve küçüğü Rosina. Genç yaşta çalışma-ya başlıyan Giuseppe ailedeki ilk gemi acentasıdır. Ayni

zamanda ticaret yapar, Halep’ten aldığı pamuk ve diğer ta-rım ürünlerini İtalya’ya ihraç eder. O yıllarda Halep’in lima-nı İskenderun’dur. Halep’ten alınan mallar deve kervanıyla İskenderun’a getirilir ve kayıklarla gemilere yüklenir. İşini ya-kından takip etmenin zorunlu olduğunu görünce İskenderun’a

yerleşir. 1865 başında Fransız asıllı Emilia Béraud ile yaşa-mını birleştirir. Ayni yıl oğulları Emilio dünyaya gelir, ancak kısa süre sonra genç anne yaşama veda eder. Giuseppe Levante ‘Levante & Figli’ (Levante ve Halefleri) isimli deniz acentalığı şirketini kurar. İşlerin büyümesi ile Beyrut, Trablus-şam ve Mersin’de şubeler açar. 1866’da ikinci kez evlenen Giuseppe 16 Şubat 1896’da hayata gözlerini yumar.

***

Oğul Emilio Levante ticaretin yanısıra Avusturya-Macaristan imparatorluğu İskenderun konsolosudur. Bir müddet sonra Mersin’e yerleşir ve ‘Emilio Levante Successori’ adında bir firma kurar. İzmir’in tanınmış Giustiniani ailesinin kızı Maria ile evlenir. Çiftin 4 oğlu olur: Edmondo, Rinaldo, Livio ve Enrico. Emilio Levante çalışmalarını oğulları ile sürdürür ve 1939’da Mersin’de vefat eder.

Ailenin büyük oğlu Edmondo (d. 1898) Birinci Dünya Sa-vaşında İtalya ordusunda görev yapmıştır. Gemi acentası olarak çalışan Edmondo, Yvonne Barbour ile evlenir. Büyük kızları Cristina (d. 1933) Mersinli Romolo Babini ile evlenir. Diğer kızları Anna-Maria (d. 1937) yaşamını Roland Essaié

ile birleştirir. Edmondo Levante 1966’da Mersin’de vefat et-miştir.

İkinci çocuk Rinaldo Levante (d. 1900) Navigazione – As-sucurazione sigorta şirketinin Mersin acentasıdır. Daha son-ra eşi Tilla ile birlikte İstanbul’a yerleşir ve işini İstanbul’da Bankalar Caddesi’nde sürdürür. 1962’de Davide adında bir oğulları dünyaya gelir. Rinaldo 1990’da vefat eder. Deniz tu-rizmi ile ilgilenen oğlu Davide 1999’da, henüz 37 yaşınday-ken yaşama veda eder. Kardeşlerin üçüncüsü Livio (d. 1903) Mary adında bir hanımla evlenir. 1968’de vefat eder.

Kardeşlerin en küçüğü 1908’de dünyaya gelen Enrico’dur. Enrico Levante Mersin’in tanınmış İngiliz ailesi Rickards’la-rın kızı Rosy Hanım (Rosamond Aurora Rickards, Gözne 25.7.1906 - Mersin 29.5.1966) ile 1935’te evlenir. 19 Ocak 1937’de tek çocukları Emilio (Billy) dünyaya gelir. Baba En-rico Levante 1984’te yaşama veda eder. Zaman içinde ‘Le-vante Successori’ isim hakkını Arkas Gemicilik satın alır.

***

Giuseppe Levante (1839 Larnaka – 1896 İskenderun)

Emilio Levante (1865-1939)

Edmondo Levante (1896-1966 Mersin)

38 Mersin Deniz Ticareti 39Mersin Deniz Ticareti

Billy Levante anlatıyor:

Dedem 1900’lerin başında Mersin’de bir gemi acentalığı şir-keti kurar, yıllar içinde oğulları da bu şirkete katılır.

1960’larda ben çalışmaya başladığımda temsil ettiğimiz de-nizcilik şirketleri Adriatica, Italia, Tirrenio ve Lloyd Triestino idi. İlaveten Alman kökenli D.O.L. (Deutsche Orient Linien), D.L.L. (Deutsche Levante Linien) ve A.L.L. (Atlas Levante Linien) temsilcisi olmuştuk. Bir İsveç kuruluşu olan S.O.L. (Svens-ka Orient Linie) ve Cargo Superintendence of Geneva’yı da unutmamak gerekir.

1948 yılında amcalarım Rinaldo ve Livio İstanbul’a taşındılar, Assicurazioni Generali-Trieste’nin genel mümessiliği ile muh-telif Yunan yolcu hatlarının temsilciliğini aldılar. Amcam Ed-mondo ve babam gemi acentalığına devam ettiler.

Annemin babası Henry Rickards 1900’lerin başında yanya-na iki ev inşa ettirmiş. Birinde onlar, diğerinin üst katında biz otururduk. Evlerin geniş bahçelerinde portakal, mandalina, greyfrut, nar, dut, incir ve hurma ağaçları vardı. Yani meyve sı-kıntısı hiç çekmezdik. Bizim evin alt katında Hollandalı bir aile otururdu. Evin beyi Mersin Limanı inşaatını yapan Hollanda Liman Şirketinde çalışırdı. Dedemin evinin zemin katında bir-kaç kiracısı vardı: bir bayan kuaförü, bir fotoğrafçı, meşrubat imal eden bir başka kişi ve yerel futbol takımını destekleyen-lerin lokali!

***

1947’de eğitim için İngiltere’ye gittim. Savaş bitmişti ama kar-ne uygulaması sürüyordu. Okulda da, sokakta da şikayetçi olan kimseye rastlamadım. Bu disiplin İngiliz halkının geninde olan bir şey. Mersin’e dönmeden önce iki sene Trieste’de Ad-riatica (National Shipping Line) ve Assicurazioni Generali ofis-lerinde çalıştım. Ayrıca İtalyanca dersleri aldım. İngiltere’de okuduğum için o zamana kadar İtalyanca öğrenmemiştim. Babam işi iyi öğrenmemi istiyordu. Benim kardeşim yoktu, amcamın iki kızı da işe ilgi duymuyordu.

Maryse Şalfun ile 1950’lerin başında, ikimiz de öğrenci iken tanıştık. O Beyrut’ta, ben İngiltere’de okuyordum ve ancak yaz tatillerinde bir araya gelebiliyorduk. Biz yaştaki arkadaş-larla Gözne yaylasındaki gazinoda buluşurduk. 20 Haziran 1960 günü evlendik. Çocuklarımız Mark, Claudia, Jennifer ve Edmondo sırasıyla 1961, 62, 64 and 66’da dünyaya geldiler.

Maris Şalfun Mersin’in en güzel kızlarındandı. 1950’li yılların ortalarında Mersin’in şiir matinelerinde çok istenen bir şiir vardı.

MARİS

Dalgalar denizinZeytin yeşilindenKopup geliyordu.İsmin hep o deniziHatırlatıyordu bana.Hani oKuşluk vaktindekiDenizi.MavnalarİskeleÇakıl taşlarıKayalıkta uyuklayan martıHep seni hatırlatıyor.Kahvedeki masaların birindeİki sandalyeVardı.Başka bir şey söylememiştinGülmüştün sade.Ver Maris,Saçlarından ağlarını örsünbalıkçılar.O vakit benBir balık olacağım.Yeter ki saçların omuzlarıma değsinYeter ki Maris,Saçlarınla öğünsün balıkçılar.

1950’lilerin sonuna geldiğimizde Mersin Liman inşaatı sü-ratle devam etmekteydi. Müteahhit Hollanda Kraliyet Liman Şirketi denize indirdiği kesonlara şantiyede çalışan kadın elemanların isimlerini vererek güzel bir jest yapmıştı. Bu ke-sonların biri Maris Hanımın adını taşımaktadır.

Sayın Maris Levante başta olmak üzere, Levante ailesine, dostlarına baş sağlığı diliyorum.

Kaynakça:Levantineheritage.com (Sn. Osman Öndeş, Sn. Patrick Grigsby ve Sn. Emilio Levante yazıları).

1932 Senesi Türkiye Salnamesi’nde Levante Reklamı

1939 yazı Rickards Evi, Gözne. Soldan sağa Henry Rickards, eşi Meryem, Rosie Levante ve bebeği Emilio, Patrick

Grigsby, Ronnie Lochner. Sandalyede oturan Riri Levante, arkasında Eitel Lochner (P. Grigsby arşivi).

1893’te Henry Rickards’ın kayınpederi Hanna Kerroum tarafından yaptırılan çifte konaklar.

Günümüzde vali evinin doğusundaki park. Yıkılmış olan Rickards evlerinin yerinde bugün vali konağının

doğusundaki park bulunmaktadır (Patrick Grigsby arşivi). Patrick Grigsby ile Emilio Levante tayze çocuklarıdır.

1948 Londra Olimpiyatları Grekoromen Şampiyonu Mersinli Ahmet, sağında Riri Levante, solunda Edmondo Levante

KASIM 2018 KASIM 2018

40 41Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

Bir şeyler için kafanız attığı zaman değil, kalbiniz attığı zaman harekete geçin. Tayfun Topaloğlu

Gözyaşları kurur.

Dostoyevski

İnsan aynayı keşfettiğinde ruhunu

kaybetmeye başladı.

Emile Durkheim

Yalancının cezası; kimsenin kendine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır.Bernard Shaw

Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız

aklınız bunun neden imkansız olduğunu

size ispatlamak üzere çalışmaya

başlar. Ama bir şeyi yapabileceğinize

inandığınızda, gerçekten inandığınızda,

aklınız onu yapmak üzere çözümler

bulmada size yardım etmek için

çalışmaya başlar.

Dr.David J. Schwartz

İnsanın en zor katlandığı duygu acımadır, hele hak edince.

Honore De Balzac

İnsan kendini hiçbir yerde, karıncalar gibi kaynaşan kalabalığı yarıp geçtiği zamanki kadar yalnız hissedemez.

J. W. Von Goethe

Seyahat etmek insanı alçakgönüllü

yapar. Dünyada ne kadar az yer

kapladığını görürsün.

Gustave Flaubert

Bütün mesafeler yürekte başlar. Sarılmak

o mesafeyi kapatır.

Mevlana

Eğer eylemlerinizi hayatınızda kimsenin hata bulamayacağı şeylerle sınırlandırırsanız, fazla bir şey yamayacaksınız demektir.

Lewis Carrol

Bana karşı nazik olup bir garsona kaba

davranan kişiye güvenmem. Çünkü

garsonun yerinde ben olsaydım bana

da aynı şekilde davranacaktı.

Muhammed Ali

Dünyayı bugünkü duruma getiren nedir bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım bardağın yarısını boş görüyorsanız onu daha küçük bir bardağa boşaltmayı deneyin. Günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan.

Nikos Kazancakis

CMA CGMa leading worldwide

shipping group

WHITECMA CGMLOGONº dossier : 20170217EDate : 8/06/17Validation DA/DC :Validation Client :

www.cma-cgm.com

CMA CGM, founded by Jacques R. Saadé, is a leading worldwide shipping group. Its 445 vessels call 420 ports in the world on all 5 continents. With a presence in 160 countries and through its network of 600 agencies, the Group employs 29,000 people worldwide. In 2016, The Group carried 15.6 million TEU (twenty-foot equivalent units).Now headed by Rodolphe Saadé, CMA CGM enjoys a continuous growth and keeps innovating to offer its customers new maritime, terrestrial, and logistics solutions. The Group is, also, partner with numerous logistics, inland and port projects in South Turkey and all around the world.For more information, please contact CMA CGM SOUTH TURKEY.Mersin: +90 324 237 2424 Iskenderun: +90 326 614 6767 Antalya: +90 242 259 2393

KASIM 2018 KASIM 2018

42 43Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

DENİZCİLİK GÜNDEMİNDEN KISA KISA DENİZCİLİK GÜNDEMİNDEN KISA KISA

Wan Hai Lines, 20 Adet Konteyner Gemisi

Siparişi Verdi

Wan Hali Lines, filosunu güç-lendiriyor. Firma, 20 konteyner ge-misi siparişi verdi. Gemilerin tesli-matı Ekim 2020’de başlayacak.

Tayvan merkezli Wan Hali Li-nes şirketi, Japan Marine United Corporation (JMU) ve Guangzhou Wenchong Shipyard-China Ship-building Trading Company (GWS/CSTC) firmalarına 20 konteyner gemisi siparişi verdi.

Anlaşma, JMU şirketinden 8 adet 3,036 TEU’luk; GWS /CSTC’den ise 12 adet 2,038 TEU’luk gemi alımını kapsıyor.

Anlaşmaya ek olarak Wan Hai şirketi, 6 ay içerisinde 3,036 TEU’luk ve 3 ay içerisinde de 2,038 TEU’luk 4 ek gemi beyan etme hakkını elde bulunduruyor.

Wan Hai Lines, filosunda ken-disine ait 72 gemiyi ve ek olarak kiralamış durumda olduğu 24 ge-miyi işletiyor. (Deniz Haber)

Carnival Cruise, En Büyük Gemisinin İnşasına Başladı

Carnival Cruise Line, Finlan-diya’daki Turku Tersanesi’nde düzenlenen törenle en büyük ge-misinin inşasına başladı. Geminin 2020 yılında hizmete girmesi plan-lanıyor.

Carnival Cruise Line, yaptığı duyuruda ilk demir levhası kesilen ve firmanın en yeni sınıfına dahil olacak 180 bin tonluk XL gemisinin aynı zamanda Kuzey Amerika’da LNG kullanılarak işletilen ilk gemi olma niteliği taşıdığı belirtildi.

Finlandiya’nın Turku kentinde-ki Turku Tersanesi’nde ilk demir levhanın kesilerek inşaatın başla-tıldığı tören dâhilinde Carnival’in Amerikan Kruvaziyer Hattı’na mi-rası olarak kırmızı beyaz ve mavi renklerde tasarlanan gövdesi göz-ler önüne çıkarıldı.

5200’den fazla yatak kapasite-si ile hizmete girecek olan gemiye halen resmi olarak bir isim konul-madı ancak Carnival yetkililerinin belirttiğine göre, yeni geminin ismi aralık ayı içerisinde belirlenecek. (Deniz Haber)

MSC, ‘Yılın Konteyner Hattı’ Ödülünü Kazandı

MSC, 2018 Lloyd’s List Global Freight Awards “Yılın Konteyner Hattı” ödülünün sahibi oldu. MSC, son 10 yılda yedinci kez bu ödülü kazandı.

Dünya Lojistik ve Taşımacılık sektörü liderlerinin başarıları ve katkılarının ödüllendirildiği prestijli Lloyd’s List Global Freight Awards, İngiltere Royal Lancaster London Hotel’de düzenlenen gecede 22. kez sahiplerini buldu.

500’den fazla forwarder şir-keti, gemicilik ve diğer endüstri profesyonellerini ağırlandığı orga-nizasyonda MSC, okuyucu oyları ile “Yılın Konteyner Hattı Ödülü”ne layık görüldü. MSC, son 10 yılda yedinci kez bu ödülü kazanmış oldu. (Deniz Haber)

5 Konteyner Gemicilik Firması Dijital Ortaklık

Kurdu

MSC, A.P. Moller – Maersk, CMA CGM, Hapag-Lloyd ve Oce-an Network Express dijitalleşme hamlesi adına bir birliktelik kurdu.

Gemicilik gruplarının IT yöne-ticileri, büyük çaptaki konteyner gemiciliği sektöründeki tüm taraf-lar için kullanılabilir ve ücretsiz bir teknolojik haberleşme ağı stan-dardı geliştirmek için görüşmeler-de bulunuyorlar.

Birliğin herhangi bir dijital plat-formu işletme ya da geliştirme gibi bir niyeti bulunmuyor ancak uygulayacağı standardizasyonlar üzerinden müşterek çalışmalar yürütebilmeyi garanti altına almak istiyor. (Deniz Haber)

Tekirdağ Limanı’nı 36 Yıllığına Ceynak Lojistik

İşletecek

Tekirdağ Limanı’nın işletme hakkı için düzenlenen ihaleyi 347 milyon 100 bin lira bedelle en yüksek teklifi veren Ceynak Lojis-tik kazandı. Liman, 36 yıl süreyle Ceynak Lojistik tarafından işleti-lecek. Konuya ilişkin Cumhurbaş-kanı Kararı, Resmi Gazete’de ya-yımlanarak yürürlüğe girdi. (Deniz Haber)

KASIM 2018 KASIM 2018

44 45Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

Dünyanın 20 büyük ekonomisi Buenos Aires'te toplandı. Bu G20’nin 13. zirvesiydi. IMF, yeni dönemde uygula-yacağı kimi politikaları bu sıralar denediği Arjantin'de

toplanması ilginç. Zirvenin genel gündemi, liderlerin birbir-leriyle görüşmeleri ve alınan kararlar dünya çapında yankı uyandırdı. G20 zirvesine Suudi Arabistan Veliaht Prensi Mu-hammed Bin Salman’ın katılacak olması Buenos Aires zirve-sine olan ilgiyi daha da arttırdı.

Zirvenin temasına bağlı başlıklardan ilki 'çalışmanın, yani 'emek arz-talebinin ve 'iş hayatının geleceği; ikincisi 'kalkın-ma için altyapı'; üçüncü başlık ise 'sürdürülebilir gıdanın ge-leceği'.

G20 zirvesi; Türkiye’nin ikili ilişkileri açısından verimli ancak dünyanın geleceği bakımından ortak ve etkili karar alınma-yan bir platform görüntüsünü korumaya ve az kutuplu bir dünya beklentisi içinde olanların küresel anlamda güçlen-melerine destek vermeye devam eden pasif bir görüntüsü

var. Çok kutuplu dünya düzeninde ayakta durmaya çalışan, gün geçtikçe diğer uluslarüstü örgütler gibi etkisizleşen bir örgüt aslında G20.

2018 G20’ de ortak kaygı dünyadaki gerekli ve yeterli büyü-yememe ve bunun küresel finans sistemi üzerinde yarattığı kırılganlıklar olarak ön plana çıktı. Ve bu kırılganlıklara bağ-lı siyasi sonuçlar da öngörülen hususlar arasında oldu. Bu siyasi sonuçların doğuracağı risklerin öngörülemezliği ise temel sorun. Bunun ortak bir payda olduğunu söyleyebiliriz ancak ortak bir çabanın yokluğu çok aşikâr.

Bu olumsuzluk 31 maddeden oluşan sonuç bildirgesine de yansıdı. Bu çerçevede kurallara bağlı bir uluslararası ekono-mik düzene vurgu yapılırken ABD tarafından başlatılan “tica-ret savaşları” konusunda yetersiz ve işlevsiz kaldığı görülen Dünya Ticaret Örgütü’nün reforma tabi tutulması öne çıkan önemli vurgu olsa da Amerika Birleşik Devletleri’nin sebep olduğu ticaret savaşlarına istenen ölçüde değinilmedi.

Doç. Dr. Murat KOÇÇağ Üniversitesi Öğretim Üyesi

YENİ BİR G20 ZİRVESİNİN ARDINDAN

Adil ve Sürdürülebilir Kalkınma İçin Konsensüs (Mü?)

Oysaki ABD’nin başlatmış olduğu ticaret savaşlarının, dün-yanın en büyük ekonomilerinden olan başta Çin, Avrupa Birliği ülkeleri ve dolayısıyla dünya ekonomisini olumsuz etkileyeceği açık. Hatta dünya ticaret hacmini olumsuz et-kileyeceği beklentisiyle 2019 dünya ekonomisi ekonomik bü-yüme beklentilerini de olumsuz etkileyeceği beklenmektedir.

Bunun yerine uluslararası düzene atıf yapılarak, Dünya Ti-caret Örgütü’nün işlevsel hale gelmesi, iklim değişikliği ile mücadele, sağlık alanında sürdürülebilir kalkınma, sürdürü-lebilir gıda geleceği ve teknolojinin getirdiği yeni düzene ça-lışma hayatının nasıl adapte edileceği tartışıldı. Bu reformun eski alışkanlıklar nedeniyle yalnız gelişmiş ülkeleri koruyan değil, dünya ekonomik güç dengesinin değiştiği gelişmekte olan ülkelerin beklentilerini de karşılayacak bir şekilde ger-çekleşmesi hususu çok önemliyken yeterli vurgu yapılmamış olması dikkat çekicidir.

Tüm dünyayı yakından ilgilendiren Paris İklim Anlaşması konusunda, ABD’nin itirazlarına rağmen, iklim değişikliğinin “geri döndürülemez sonuçlarına” vurgu yapılan zirvede iklim değişikliği ile mücadele ve anlaşmanın bütünüyle uygulan-masının üzerinde titizlikle durulmuş olsa da ne kadar sonuç alınabileceği meçhul.

G20, 1999 yılında daha çok uluslararası ticari ilişkilerin arttı-rılması, dünya mali disiplininin sağlanması gibi önemli eko-nomik iş birliği konularında çalışılmak üzere kurulmuş bir örgüt. Bir başka deyişle uygun ekonomik araçları kullanarak merkez ekonomilerinin periferiyi kontrolde kullanmakta ol-dukları supranasyonel bir araç.

G20 ile ilgili istatistiki bilgiler bu aracın gücünü çok çarpıcı olarak ortaya koyuyor. G20 üyesi ülkelerin ekonomileri dünya milli gelirinin % 85 kadarını oluşturuyor. G20 üyesi ülkeler dünya ticaretinin %80 kadarını gerçekleştiriyor. G20 üye-si ülkelerin toplam nüfusu dünya nüfusunun 3/2’si kadarını meydana getiriyor. G20 üyesi ülkelerin toplam yüzölçümü ise Dünya’nın yarısı kadarını kapsıyor.

Ancak G20 platformunun, kimi siyasetçilerin 'kolek-tif riyakârlığıyla', petrol ve ekonomik çıkarlar uğruna, Bin

Salman'ın 'saygınlığını kurtarma' operasyonuna dönüşmesi, tersine G20 platformunun saygınlığını örseledi.

Bildirgede ayrıca terörün her türlüsünün güçlü şekilde kınan-dığına vurgu yapıldı, Hamburg'daki G20 zirvesinde beyan edilen terörle mücadele açıklamasının arkasında durulduğu kaydedildi.

Arjantin'de son bir haftada G20'ye karşı 33 gösteri ve kültürel aktivite düzenlenirken, zirve için yaklaşık 40 milyon dolardan fazla para harcandığı tahmin ediliyor. Göstericiler, Devlet Başkanı Mauricio Macri'nin politikalarını ve ülkenin ekonomik krizde olduğu bir dönemde G20 Liderler Zirvesi için yapılan harcamaları protesto etti.

Bazı kısa notlar da ilgi çekiciydi:

-Rusya Devlet Başkanı Putin'in zirve başlangıcında Bin Salman'la 'aşırı' samimi selamlaşması

-Çin Devlet Başkanı Şi ve Hindistan Başbakanı Modi'nin gö-rüşmesi

-Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, ayak üstü konuşmada Bin Salman'a uyarıları ile öne çıkan G20 magazini, G20 zir-velerinde liderlerin mutabık kalınan küresel çözümleri göl-gelemeye devam edecek gibi görünüyor. Kaldı ki teşkilatın sekreteyası bile yok…

1-https://www.yenisafak.com/yazarlar/erdaltanaskaragol/g20-zirvesinde-neler-konusuldu-20483512-http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/oguz-celikkol/buenos-aires-G20-zirvesi-ve-onemi-410346963-https://www.sabah.com.tr/yazarlar/kerem-alkin/2018/12/03/G20-ve-avrupanin-soros-gafleti 4-http://www.cumhuriyet.com.tr/foto/foto_galeri/1156858/3/Arjantin_de_G20_protestolari__13_gozalti.html

KASIM 2018 KASIM 2018

46 47Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

Bir yazımda kültür ve sanat ile ilgili sivil toplum örgütleri (STÖ) ile yerel yönetimler (ve kent kurum, kuruluşla-rı) arasında sıkı bir iş birliği bağının bulunmadığından

bahsetmiş ve bunun aşılması halinde Mersin için çok daha etkin kültür-sanat politikaları oluşturularak ortak projeler ya-pılabileceğine değinmiştim.

Mersin’de mevcut sanat altyapısının birçok kentte bulunma-dığı gerçeğinden hareketle, kentin kültür sanat etkinlikleri ile ulusal ve uluslararası arenada daha etkin bir tanınırlığa eri-şebileceğini her zaman savunan biriyim.

Mersin Akdeniz’de bir Kültür ve Sanat Marka Kenti olabilir. Bunun gerçekleştirilmesi için kamu kurumlarının ve yerel yö-netimlerin (ve diğer kent kurum ve kuruluşlarının) kent kültür ve sanatının geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi için sivil top-lum örgütlerine daha yakın durmaları ve birlikte çalışmaları gerektiğini düşünüyorum.

Mersin’de Uray Caddesi ve civarındaki tarihi binaların resto-re edilerek kente kazandırılması projesi var. Yavaş yürüyor, ama birkaç binanın restorasyonu tamamlandı ve bazı kurum ve kuruluşların kullanımına tahsis edildi. Bu konuda binala-rın ait oldukları kurumlar, tahsis öncelikleri ve kriterleri nedir, hangi kurum ve kuruluşlar buna karar veriyor bilemiyorum, araştırmadım. Bir Mersinli olarak (mümkünse) bundan sonra bazı binaların kullanılması konusunda bir önerimi ilgililerin değerlendirmelerine sunmak isterim.

Öncelikle bu restorasyonlar için gerekli bütçenin artırılarak sürdürülmesini dilemekteyim. Kamu binalarının yanında gü-nümüze kadar ulaşan kişi mülkü olan binaların da restore edilmesi için bir formül bulunabilir ve finans sağlanabilirse bölge bütünüyle “eski kent” olarak kullanıma açılabilecektir.

Bu binalardan uygun olanlarının restore edilerek sivil toplum örgütlerine tahsis edilmesiyle yörenin bir kültür-sanat çekim merkezi olması sağlanabilir. Geç kalınmış değildir. Bu hala

mümkündür. Bu bir yönetimsel irade beyanı ve uygulama meselesidir.

Özellikle yerel yönetimlerin sivil toplum örgütlerine mekân yaratmaları ve onları destekleyerek kültür-sanat etkinlikleri-nin daha geniş bir kesime ulaştırılmasının önünü açmaları kentin yararına olacaktır. Mersin kent merkezindeki Uray Caddesi ve civarında konumlandırılacak bir Kültür ve Sanat Sinerji Merkezi kent için büyük bir kazanım olacaktır.

Burada bu saptamamın tam aksine gerçekleşen bir uygula-manın altını çizmek istiyorum.

İçel Sanat Kulübü Örneği

(Hatadan Ne Zaman Dönülürse Kârdır)

İçel Sanat Kulübü’nün yıllar önce kendisine tahsis edilen ve derneğin kaynak yaratarak restore ettirip yıllarca kullandığı iki binası, İl Özel İdarelerinin kaldırılması üzerine dernek-ten alınarak yerel yönetime geçmiştir. Bu binalara ilgili ye-rel yönetimin ihtiyacı yoktur. Oraya yerleşen birimleri için en yakında bünyesindeki Kongre Merkezi’nde iki salon vardır. Gerektiğinde, yeni binalar yapma imkânı da varken, kente 30 yıldır hizmet veren bir sivil toplum örgütünün hizmetlerine büyük bir sekte vurulmuştur. Bu kararın gözden geçirilmesini diliyorum.

İçel Sanat Kulübü Mersin kültür ve sanat derneklerinin anası-dır. Bir avuç ileri görüşlü kent gönüllüsünün bir araya gelme-siyle 1989 yılında kurulan dernek muhteşem işler yapmıştır ve yapmaktadır. Ülke çapında eşi menendi yoktur. Bir dok-tora tezine konu olabilecek denli değerli bir sivil toplum ku-ruluşudur.

İçel Sanat Kulübü’nün yaptıklarını listelemeye kalksak onlar-ca sayfa tutar. Bu doğurgan Ana Tanrıça “Kybele”, bünye-sinden bir sürü yeni dernek, resim galerisi, çoksesli koro,

İhsan Toksö[email protected]

KÜLTÜR VE SANAT BAĞLAMINDA

MERSİN KENT TARİHİ DOKUSUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN ÖNERİLER*

seyahat şirketi vd. çıkarmıştır. Doğurduğu çocukları arasın-da Fotoğraf Dernekleri, Altamira Sanat Galerisi (maalesef kapandı), Polifonik Korolar, Filarmoni Derneği (aktif değil), Mersin Kültür ve Sanat Derneği (aktif değil), Sanat Etkinlikleri Derneği, Akdeniz Opera ve Bale Kulübü Derneği (AKOB) vd. vardır.

Sadece doğurmakla kalmamıştır “Kybele”. Doğumunda ebelik ettiği, taşıyıcı annelik ettiği, sütannelik ettiği, destek-lediği ve birlikte projelere imza attığı, kentin aydınlanmasını simgeleyen kurum kuruluşlar da var: Mersin Devlet Konser-vatuvarı, Mersin Güzel Sanatlar Fakültesi, Mersin Nevit Ko-dallı Güzel Sanatlar Lisesi, Mersin Devlet Opera ve Balesi, Mersin Uluslararası Müzik Festivali ve daha niceleri…

Opera-Balesi olan, Uluslararası Müzik Festivali olan, Ulus-lararası Tiyatro Festivali olan, Uluslararası Heykel Sempoz-yumu olan, Üniversitesindeki Devlet Konservatuvarı öğ-rencilerinin her yıl uluslararası yarışmalarda değerli ödüller kazandığı kentler parmakla gösterilecek kadar azdır. Mersin bu bakımdan çok şanslı bir şehirdir.

İçel Sanat Kulübü’nün kültür ve sanat hizmetleri yelpazesi o kadar geniştir ki saymakla bitmez. Konserler, söyleşiler,

sokak şenlikleri, resim-heykel sergileri, kültür gezileri, film gösterimleri, resim kursları, tiyatro kursları, senaryo yazım kursları, Şiir Günleri, Felsefe Günleri, Urartu Günleri, Mitoloji Günleri, Tarih Günleri, Arkeoloji Günleri… Bunlardan sonun-cusu 23 yıldır büyük fedakârlıklarla sürdürülmektedir. Böyle bir sivil toplum kuruluşunun kentin tüm kurum, kuruluşları ve yerel yönetimlerince desteklenmesi, tüm kent dinamikleri tarafından alkışlanması gerekmektedir. Aksi düşünülemez. İçel Sanat Kulübü geçmişte olduğu gibi bugün de destek-lenmelidir.

İçel Sanat Kulübü 2019 yılında 30. kuruluş yılını kutlayacaktır. Sanat Sokağı’ndaki eski hizmet binalarının ve Nevit Kodallı Konser ve Konferans Salonu’nun derneğe tahsisi konusu-nun tekrar gözden geçirilmesini dilemekteyim. Bu kültür abi-desi olan derneğe vefa borcunun ödenmesi vakti gelmiştir.

Bu yazımın duyarlı sade bir vatandaşın kişisel açık dilekçesi olarak kayıtlara alınmasını, ivedilikle neticelendirilmesini ilgi-lilerin dikkatine sunarım.

*Bu yazı 28 Kasım 2019 günkü Mersin Çukurova Gazetesi’nde yayınlanmış olup yazarın izniyle dergimizde yayınlanmıştır.

KASIM 2018 KASIM 2018

48 49Mersin Deniz Ticareti Mersin Deniz Ticareti

TÜİK Adana Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama-da, Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle oluşturulan geçici Dış Ticaret İstatistikleri, Ekim 2018 sonuçları değerlendirildi. Buna göre, ekim ayında dış ticaret açığının %93,8 azalarak 456 milyon dolara gerilediği bildirildi.

İhracat %13 arttı, ithalat %23,8 azaldı

TÜİK Adana Bölge Müdürlüğü değerlendirmede, ihracatın 2018 yılı Ekim ayında, 2017 yılının aynı ayına göre %13 arta-rak 15 milyar 719 milyon dolar, ithalatın %23,8 azalarak 16 milyar 176 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ifade etti.

Avrupa Birliği’ne ihracat %13,8 arttı

Avrupa Birliği’ne (AB-28) yapılan ihracatın, 2017 yılının aynı ayına göre %13,8 artarak 7 milyar 825 milyon dolar olarak gerçekleştiği, AB’nin ihracattaki payının 2017 Ekim ayında %49,4 iken, 2018 Ekim ayında %49,8 olduğu belirtildi.

En fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu

Almanya'ya yapılan ihracatın, 2018 Ekim ayında 1 milyar 457 milyon dolar olduğu, bu ülkeyi sırasıyla 1 milyar 68 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 877 milyon dolar ile İtalya ve 852 milyon dolar ile Irak'ın takip ettiği belirtildi.

İthalatta ilk sırayı Rusya aldı

Rusya'dan yapılan ithalatın, 2018 yılı Ekim ayında 1 milyar 865 milyon dolar olduğu, bu ülkeyi sırasıyla 1 milyar 559 mil-yon dolar ile Almanya, 1 milyar 366 milyon dolar ile Çin ve 883 milyon dolar ile ABD'nin izlediği bildirildi.

Adana ihracatta 12., ithalatta 11. sırada yer aldı

TÜİK Adana Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama-da, Adana’da İhracatın 2018 yılı Ekim ayında, 2017 yılının aynı ayına göre %13,3 artarak 196 bin 125 dolar olarak ger-çekleştiği ve Adana’nın ihracatta 12. sırada yer aldığı bildiril-di. Adana’da ithalatın ise %20,8 azalarak 163 bin 468 dolar olarak gerçekleştiği ve Adana’nın ithalatta da 11. sırada yer aldığı ifade edildi.

Mersin ihracatta 13., ithalatta 18. sırada yer aldı

Mersin’de ihracatın 2018 yılı Ekim ayında, 2017 yılının aynı ayına göre %24,2 artarak 175 bin 89 dolar olarak gerçekleş-tiği, ithalatın da %25,7 azalarak 73 bin 693 dolar olarak ger-çekleştiği ve Mersin’in ihracatta 13., ithalatta ise 18. sırada yer aldığı ifade edildi.

TÜİK Dış Ticaret Verilerini Açıkladı

KASIM 2018

50 Mersin Deniz Ticareti

ÇİMENTO 172.171 78 172.249 81 81

HUBUBAT 18.324 950 19.274 51.478 1.098 52.577

KİMYASALLAR 100.389 6.009 106.399 129.370 13.790 143.159

NARENCİYE 247 247 18 18

KONTEYNER 19.051 19.051 2 44.917 44.919

İNŞAATMAKİNALARI 885 31 915 1.810 941 2.751

PAMUK 6.428 98 6.526 8.674 1.080 9.753

GÜBRE 16.747 566 17.312 22.223 1.633 23.855

GIDAMALZEMELERİ 11 141.975 4.074 146.058 51.598 5.750 57.348

DONDURULMUŞET 1.351 72 1.423 4225 6299 10.524

MEYVE 9.877 65 9.943 13.025 29.460 42.485

KARIŞIKYÜKLER 243.726 28.675 272.400 307.138 35.068 342.207

CAM 972 707 9.979 2.612 753 3.364

BAKLAGİLLER 25.899 142 26.042 128.023 890 128.914

MAKİNA 10.317 770 114.030 10.928 371 11.298

MİNERALLER 113.597 433 114.030 24.133 86 24.219

PETROLÜRÜNLERİ 1.115 465 1.580 36.888 365.936 227 403.050

PİRİNÇ 4.882 74 4956 8.816 896 9.712

SODYUMKARB. 46.748 45.748

ŞEKER 16 626 642 337 337

TEKSTİLÜRÜNLERİ 29.291 1327 30.618 40.220 1.337 41.557

AHŞAP 1.894 903 2.797 3.643 886 4.529

BİTKİSELYAĞ 10.651 136 10.787 19.717 19.717

ARAÇ 3.517 1.062 4.579 19.733 4.168 23.902

CANLIHAYVAN 4.633 3.083 7.716

TOPLAM 969.359 66.314 1.035.68336.888 1.218.371152.730 1.407.988

TOPLAM YÜKLENEN VE BOŞALTILAN YÜK (TON) = 2.443.671 TON

KABOTAJ İHRACAT TRANSİT TOPLAM KABOTAJ İTHALAT TRANSİT TOPLAM

YÜKLEME BOŞALTMA

MERSİN LİMANI AĞUSTOS 2018 YÜK-TONAJ BİLGİLERİ

MERSİNLİMANIKONTEYNERHAREKETİ(TEU)2018YILIAĞUSTOSAYI

9.294 21.712 31.006

52.240 41.846 94.086

61.534 63.558 125.092