8. blm xx. yy. balarinda osmanli devlet
TRANSCRIPT
A. TRABLUSGARP SAVAŞI (1911 - 1912)
Sebepleri;
1. 1870 yılında siyasi birliğini tamamlayan
İtalya’nın gelişen sanayisine hammadde bulmak
istemesi,
2. Osmanlı Devleti’nin zayıf olması,
3. Trablusgarp’ın hammadde açısından zengin
olması
4. Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın olması,
5. Trablusgarp’ın Akdeniz’de önemli ticaret yolları
üzerinde olması
6. İtalya’nın Habeşistan yenilgisini telafi etmek
istemesi,
7. İtalya’nın Trablusgarp hususunda İngiltere ve
Fransa ile anlaşması,
İtalya, bu sebeplere bağlı olarak 28 Eylül 1911’de
Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti.
Güçlü donanmaya sahip olan İtalya Trablusgarp,
Bingazi ve Derne’ye asker çıkardı.
Osmanlı Devleti Trablusgarp’a karadan ve denizden
asker gönderemedi. Osmanlı Devleti Trablusgarp’ı
savunmak amacıyla bölgeye gizlice gönüllü subayları
sevk etmiştir. Subaylardan Enver Bey Bingazi’de,
Mustafa Kemal Derne ve Tobruk’ta yerli halkı
İtalyanlara karşı örgütlediler.
Derne ve Tobruk’ta elde edilen başarılarla İtalyanlar iç
bölgelere giremeyince İtalya Osmanlı Devletini zor
duruma düşürüp anlaşma masasına çekmek için 12
Ada ve Rodos’u işgal ettiler. Çanakkale istihkâmlarını
bombaladılar.
Balkan Savaşlarının başlamasıyla Osmanlı Devleti,
İtalyanlarla barış yapılmak zorunda kalındı. Lozan
şehrinde imzalanan Ouchi (Uşi) Barış Antlaşması
imzalandı.
Bu anlaşmaya göre;
1. Trablusgarp ve Bingazi İtalyanlara bırakıldı.
2. Trablusgarp halkı dini açıdan Osmanlı
halifesine bağlı kalacaktı.
3. Oniki Ada Balkan Savaşları sonuna kadar
geçici olarak İtalyanlara bırakıldı.
Trablusgarp Savaşının Sonuçları;
1. Trablusgarp ve Bingazi kaybedildi,
2. Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son
toprak parçasını kaybetti,
3. Halifelik kanalıyla bu bölge ile olan kültürel
bağlantı korunmaya çalışıldı,
4. Osmanlı Devletinin Trablusgarp’ta yenilmesi
Balkan Devletlerinin, Osmanlı Devletine
savaş ilan etmesini cesaretlendirmiştir.
NOT: Osmanlı Devletinin Trablusgarp’ta yenilmiş olması
Balkan Devletlerinin, Osmanlı Devletine savaş ilan
etmesini cesaretlendirmiştir. Bu yönü ile düşünüldüğünde
Trablusgarp Savaşının sonucu I. Balkan Savaşının
sebebini teşkil etmektedir.
B. BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913)
l. Balkan Savaşı’nın Nedenleri;
Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik akımının
etkisi,
Rusya’nın Balkanlarda panislavist politika izlemesi,
Osmanlı - Almanya yakınlaşması üzerine 1908 Reval
Görüşmesi ile İngilizlerin, Rusları, Boğazlar ve
Balkanlar politikasında (Panslavizm) serbest
bırakması
Osmanlı’nın zayıf olması, Balkan uluslarının Osmanlı
Devleti’nin Balkan topraklarını ele geçirmek istemesi,
l. Balkan Savaşı:
Trablusgarp Savaşı devam ederken Rusya, Osmanlı
Devleti’nin Balkan topraklarını Sırbistan ve
Bulgaristan arasında paylaştırdı. İki devlet arasında
yapılan antlaşmaya Karadağ ve Yunanistan da
katılarak Balkan Birliği’ni oluşturdular.
Balkan Birliği’ni oluşturan bu devletler Osmanlı
Devleti’nden Makedonya’da ıslahat yapmasını
istediler. Osmanlı Devleti bu isteği kabul etmeyince 8
Ekim 1912’de Balkan devletleri Osmanlı Devletine
savaş ilan ettiler.
Karadağ, Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan’la
yapılan savaşlarda Osmanlı Devleti her cephede
yenilgiye uğradı.
Sırplar İşkodra ve Manastır’a Yunanlılar, Yanya ve
Selanik’e saldırdılar. Yunanistan Bozcaada ve
Gökçeada dışındaki tüm Ege adalarını işgal etti.
Bulgarlar, Edirne, Kırklareli ve Lüleburgaz’ı alarak
Çatalca’ya kadar ilerlediler.
Osmanlı Devletinin I. Balkan Savaşında yenilmesinin
sebepleri;
1. Komutanların siyasetle ilgilenmesi,
2. Komutanlar arasında alaylı – mektepli
tartışmalarının yaşaması,
3. Almanların söz verdikleri gibi gerekli yardımı
yapmamaları,
4. Osmanlı Devletinin I. Balkan Savaşı
öncesinde ordusunun büyük bir bölümünü
terhis etmesi,
5. Cephane ve erzak sıkıntısının yaşaması,
Osmanlı Devleti bu dönemde bir taraftan savaşla
uğraşırken bir taraftan da kendi içinde yaşanan siyasi
olaylarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Savaş sırasında
yaşanan siyasi olaylar ise şunlardır;
İttihat ve Terakki Cemiyeti bu savaştan fırsat bularak
Bab-ı Ali Baskınını yaparak hükümete gelmiştir.
Arnavutlar bu savaş sırasında bağımsızlıklarını ilan
ederek Osmanlı Devletinden ayrılmışlardır.
(Balkanlarda en son bağımsız olan Arnavutlardır.) 28
Kasım 1912
Osmanlı Devleti bu yaşananlar karşısında barış
istemek zorunda kaldı. Avrupa devletlerinin de
aracılığıyla, 30 Mayıs 1913’te Londra Barış
Antlaşması imzalandı. (İngiltere ve Almanya’nın
çabalarıyla)
Londra Antlaşmasına göre;
1. Osmanlı Devletinin batıda ki sınırı Midye – Enez
hattı olacak,
2. Edirne de dahil olmak üzere Trakya’nın tamamı
Bulgaristan’a,
3. Selanik, Yanya, Serez ve Güney Makedonya
Yunanistan’a,
4. Kuzey ve Orta Makedonya Sırbistan’a
bırakılacak,
5. Ege Adalarının siyasi durumu büyük devletlerin
kararına bırakılacaktır.
I. Balkan Savaşının Sonuçları;
1. Osmanlı Devleti Trakya, Makedonya, Girit ve
Arnavutluğu kaybetti.
2. Ege Adalar sorunu ilk defa ortaya çıktı.
3. Bulgaristan Trakya topraklarını ele geçirerek
Ege Denizine kıyı oldu.
4. İstanbul’un güvenliği tehlikeye girdi.
5. Ordunun siyasetle uğraşmasının sakıncaları
anlaşıldı
6. Arnavutluk bağımsızlığını ilan ederek Osmanlı
Devletinde ayrıldı.
7. İttihat ve Terakki Cemiyeti Bab-ı Ali Baskınını
yaparak hükümete geldi.
8. Balkanlardan Anadolu’ya Türk göçleri yaşandı
9. Balkanlarda yaşayan Türkler azınlık durumuna
düşmüş Türk azınlık sorunu başlamıştır.
10. Bulgaristan’ın diğer devletlere nazaran daha
fazla toprak alması balkan devletlerini rahatsız
etmiştir. Savaş bittikten sonra balkan devletleri
Bulgaristan’dan toprak almak için, Bulgaristan’a
savaş ilan etmişler böylelikle II. Balkan
Savaşının yaşanmasına sebep olmuşlardır.
ll. Balkan Savaşı (1913)
Sebepleri;
Bulgaristan I. Balkan Savaşında diğer balkan
devletlerine nazaran daha fazla toprak alınca
Yunanistan ve Sırbistan, Bulgaristan’a karşı ittifak
oluşturdular. Bu olay üzerine Bulgaristan her iki
devlete de savaş ilan etmiştir. Başlayan bu savaşa
Bulgaristan’dan toprak almak isteyen Romanya da
katılmıştır.
II. Balkan Savaşının başlaması üzerine Osmanlı
Devleti daha önceden kaybettiği toprakları geri almak
için Bulgaristan’a savaş ilan etmiştir.
Kurmay Yarbay Enver Bey komutasındaki Türk
ordusu Midye - Enez sınırını geçerek Kırklareli ve
Edirne’yi geri almıştır. Mustafa Kemal l. Balkan
Savaşı sırasında Çanakkale ve Gelibolu’nun
savunulması için kurulan Akdeniz Boğazı Birleşik
Kuvvetler Hareketi Şubesi Müdürlüğü’ne atanmıştır. ll.
Balkan Savaşı’nda Bolayır’da hazırladığı birliklerle
Edirne’nin geri alınmasında görev yapmıştır.
Bulgaristan bu savaşta yenik düşmüş kısa bir süre
sonra barış istemek zorunda kalmıştır.
Savaşın sonunda Balkan devletleri arasında Bükreş
Antlaşması, Osmanlı-Yunanistan arasında Atina
Antlaşması, Osmanlı-Bulgaristan arasında İstanbul
Antlaşması ve Osmanlı – Sırbistan arasında İstanbul
Anlaşması imzalanmıştır.
Bükreş Antlaşması (10 Ağustos 1913)
Bulgaristan: Silistre, Turakan ve Güney Dobruca’yı
alacak.
Yunanistan: Epir’in tamamını, Selanik, Yanya ve
Güney Makedonya’yı aldı.
Sırbistan: Manastır, Üsküp ve Piriştine’yi aldı.
Karadağ: Plevne ve Çakova’yı aldı.
Romanya: Dobruca’nın bir bölümünü almıştır.
İstanbul Antlaşması (Osmanlı – Bulgaristan) (29 Eylül
1913)
a. İki devlet arasında Meriç nehri sınır
olacak.
b. Edirne, Kırklareli ve Dimetoka
Osmanlılarda, Dedeağaç Bulgaristan
kalacak.
c. Bulgaristan’da yaşayan Türklerin her
türlü hakları devlet garantisinde
olacak.
NOT
Azınlık durumunda düşen Türkler
Bulgarlarla eşit haklara sahip olacak,
Türkler müftülerini kendileri
seçebilecek, Bulgaristan’daki Türkler
ilkokul ve ortaokulda Türkçe eğitim
alabilecek, mülk edinebilecekler
kararları da İstanbul Antlaşması’nda
yer almıştır.
Atina Antlaşması (Osmanlı – Yunanistan)(14 Kasım
1913)
Osmanlı ile Yunanistan arasında imzalandı. Girit’in
durumu belirlenemediği için imzalanması gecikmiştir.
Girit Adası, Yanya, Selanik, Serez ve Güney
Makedonya Yunanistan’da kalacak,
Yunanistan’da kalan Türklerin her türlü hakları devlet
garantisinde olacak.
Sırbistan’la İstanbul anlaşması;
I. Balkan Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti’nin
batıda Sırbistan ile sınırı kalmamıştır. Ancak Londra
Anlaşmasıyla kaybettiği topraklarda yaşayan Türk ve
Müslümanlar azınlık durumuna düşmüştür. Osmanlı
Devleti bu sorunu çözmek için anlaşmayı
imzalamıştır.
lI. Balkan Savaşlarının Sonuçları;
1. Osmanlı Devleti Edirne dahil Doğu Trakya’yı
geri aldı.
2. İstanbul’un güvenliği sağlandı.
3. Bulgaristan diğer Balkan devletlerine toprak
vermek zorunda kaldı.
4. Bulgaristan Batı Trakya topraklarını
Yunanistan’a bırakmak zorunda kaldı. Böylelikle
Ege denizine olan kıyısını kaybetti.
5. Osmanlı Devleti I. Balkan Savaşıyla başlayan
Türk azınlık problemlerini yaptığı anlaşmalarla
çözmeye çalıştı.
6. Bulgaristan II. Balkan Savaşında yenilip büyük
toprak kaybına uğramış olması, Balkan
devletlerine karşı bir düşmanlık beslemesine
neden olmuştur. Bulgaristan I. Dünya
Savaşında Balkan devletlerine karşı İttifak
devletlerinin yanında savaşa girmiştir.
7. Osmanlı Devletinin Bulgaristan’la imzaladığı
İstanbul Anlaşması, günümüz Türk – Bulgar
sınırını çizmiştir.
BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġI ( 1914–1918 )
Genel Sebepleri:
1- Sanayi inkılâbıyla birlikte Avrupalı Devletlerin
artan hammadde ve pazar ihtiyacını karşılamak
istemeleri,
2- Avrupalı devletleraralarındaki sömürgecilik
yarışı
3- 1789 Fransız İhtilali ile birlikte dünyaya yayılan
Milliyetçilik hareketleri,
Dünya üzerinde ilk sanayi inkılâbını gerçekleştiren devlet
İngiltere olmuştur. Kısa bir süre sonra İngiltere’yi, Fransa
takip etmiştir. Bu iki devlet Hammadde ve Pazar
ihtiyaçlarını karşılamak için Sömürgecilik hareketlerini
başlatmış, İngiltere bu amaç çerçevesinde; Mısır ve uzak
doğuda sömürgeler edinirken, Fransa; Osmanlı
Devleti’nin Kuzey Afrika topraklarından Cezayir ve
Tunus’u sömürge haline getirmiştir.
Siyasi birliğini geç kuran İtalya sanayi inkılâbını
gerçekleştirdikten sonra sömürgecilik yarışına katılarak
Trablusgarp’ı işgal etmiştir. Almanya ise bu yarışa çok
daha geç başladığından ve dünya sömürgeleri İngiltere
ve Fransa tarafından paylaşıldığından, bu devletlerin
elindeki sömürgeleri kapabilmek amacıyla harekete
geçmiştir. Bu yarış Avrupalı Devletlerarasında büyük bir
rekabetin başlamasına neden olmuştur.
Öte taraftan Fransız İhtilalinin dünyaya yaydığı
Milliyetçilik hareketleri büyük sınırlara sahip çok uluslu
devletleri zor duruma düşürmüştür. Özellikle Avusturya-
Macaristan ve Osmanlı Devletleri hızla parçalanma
sürecine girmiştir.
Özel Sebepler
1- Büyük devletlerarasındaki silahlanma yarışı
2- Almanya ile Fransa arasında 1871 ‘de yapılan
Sedan Savaşında Fransa’nın yenilerek, son
derece zengin kömür yatağına sahip olan Alses-
Loren bölgesini Almanya’ya kaptırması ve
Fransa’nın bu yenilginin intikamını ve bu bölgeyi
geri almak istemesi.
3- İngiltere’nin Boğazlar ve Balkanlar’da Rusya’yı
serbest bırakması ve Rusya’nın Panslavist
politikayı uygulaması.
4- Avusturya - Macaristan İmparatorluğu’nun
Rusya’ya karşı cephe alması
5- Almanya’nın İngiltere ve Fransa’nın
sömürgelerini ele geçirmek istemesi
6- İngiltere ve Fransa’nın sömürgelerini ve
korumak ve genişletmek istemeleri
Bu sebepler Avrupa ülkelerin kendi aralarında Üçlü İtilaf
ve Üçlü İttifak adıyla bloklaşmasına neden olmuştur.
Üçlü İtilaf grubunda İngiltere, Fransa ve Rusya yer alırken
bu gruba karşı olarak Üçlü İttifak grubunda; Almanya,
İtalya ve Avusturya-Macaristan yer almıştır.
UYARI: Ġtalya savaĢ baĢlamadan önce Üçlü Ġttifak
grubundayken, savaĢ baĢladıktan sonra bu gruptan
ayrılarak, Üçlü Ġtilaf grubuna geçmiĢtir. Bunun
sebebi; Avusturya–Macaristan’ın, düĢmanı olan
Rusya’ya karĢı, ırktaĢı Almanya ile ittifak kurmasıdır.
Ġtalya sınır problemi yaĢadığı Avusturya-Macaristan
ile aynı safta yer almak istememiĢ, savaĢ baĢlayınca
tarafsızlığını ilan etmiĢ, 1915’ te ise Ġtilaf grubunda
savaĢa katılmıĢtır.
SavaĢın Görünür Nedeni
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahdı Ferdinant
1914’te Saray Bosna’yı ziyarete gittiğinde Rusya’nın
Panslavist politikasından cesaret alan Sırp milliyetçileri
Ferdinant’a suikast düzenleyerek öldürmüşlerdir. Bu
olayın yaşanması üzerine Avusturya- Macaristan
Sırbistan’a savaş ilan etmiştir. Rusya ise Sırbistan’ı
korumak amacıyla Avusturya-Macaristan’a savaş ilan
edince Üçlü ittifak ve Üçlü İtilaf blokları birbirine savaş
açmıştır. I.Dünya Savaşı böylelikle Avrupa da başlamıştır.
Ancak kısa zaman içinde tüm dünyaya yayılmıştır.
OSMANLI DEVLETĠNĠN l. DÜNYA SAVAġINA
GĠRMESĠNĠN NEDENLERĠ
I.Dünya Savaşı Avrupa’da başladığında Osmanlı Devleti
ilk başta tarafsızlığını ilan etmiştir. Ancak her halükarda
bu savaşın kendi topraklarına sıçrayacağına
inandığından, güçlü olanın yanında yer almak için taraf
edinmeye çalışmıştır. Bu sebepten İlk olarak İngiltere ile
ittifak kurma yoluna gitmişse de İngiltere, Osmanlı
Devletiyle ittifaka yanaşmamıştır. Hatta Osmanlı
Devleti’nin tarafsız kalması koşuluyla Osmanlı Devleti’ne
ekonomik yardımda bulunacağını duyurmuştur. Osmanlı
Devleti İngiltere’nin bu taahhütlerine inanmadığından,
Almanya’ya yanaşmak zorunda kalmıştır.
NOT: Ġngiltere’nin Osmanlı Devletiyle ittifak kurmak
istememesinin nedeni:
1-İngiltere’nin Osmanlı topraklarını sömürge edinmek
istemesi
2-İngiltere’nin müttefiki olan Rusya’yı kızdırmak
istememesidir.
UYARI: Rusya’nın I.Dünya savaĢına katılmasındaki
temel sebep Panslavizm’i gerçekleĢtirmek
istemesidir. Yani sıcak denizlere açılmak için
Boğazları hâkimiyet altına almaktır. Osmanlı Devleti,
Ġngiltere ile ittifak kurmuĢ olsaydı, Rusya ile de
müttefik durumuna gelecekti ki bu durum Rusya’nın
boĢuna savaĢa girmesi anlamına gelirdi.
Osmanlı Devleti ile Almanya arasında yapılan görüşmeler
olumlu sonuçlanmış ve kısa zamanda iki taraf arasında 2
Ağustos 1914‘te gizli bir ittifak antlaşması imzalanmıştır.
Ancak Osmanlı Devleti antlaşmanın yapılmasından
hemen sonra savaşa girmeyerek dört ay beklemiştir.
Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni kendi yanında savaĢa
sokmak istemesinin nedenleri:
1- Almanya’nın savaşı geniş alanlara yayarak
batıda rahatlamak istemesi,
2- Osmanlı Devleti’nin Halifelik makamından
yararlanmak istemesi,
3- Osmanlı devletinin Jeopolitik konumundan
yararlanmak istemesi,
4- Boğazları kontrol altına alarak, Rusya’ya
gidecek olan yardımların önünü kesmek
istemesi
5- Petrol bölgelerini kontrol altına almak istemesi
6- Kanal bölgesinde bir cephe açılmasını
sağlayarak İngilizlerin sömürgeleriyle olan
bağını koparmak istemesi
Osmanlı Devleti’nin Almanya yanında savaĢa girmek
istemesinin nedenleri:
1- Almanya’nın savaşı kazanacağına olan inancı
2- İttihat ve Terakki cemiyeti liderlerinin Alman
hayranı olması
3- Almanya ile oluşan yakın dostluk ve ticari
ilişkilerin gelişmiş olması
4- Alman ekonomisinden istifade etme arzusu
5- Daha önceden kaybedilen toprakları geri alma
arzusu
6- Kapitülasyonları kaldırma isteği
Gizli anlaşmadan sonra iki Alman zırhlı gemisi Akdeniz’de
İngiliz ve Fransız takibinden kaçarak Osmanlı Devletine
sığınmış, İngiltere bu gemilerin kendisine teslim
edilmesini Osmanlı Devletinden istemişse de, Osmanlı bu
gemileri satın aldığını ilan ederek gemilere Türk bayrağını
asmış ve gemilerin ismini Yavuz ve Midilli olarak
değiştirmiştir. Ancak gemilerdeki Alman mürettebatı
değiştirmeyerek gemilerin Karadeniz’e açılmasını
sağlamıştır. Gemiler Rus limanlarını bombardımana
tutunca Osmanlı Devleti de resmen savaşa girmiştir. (14
Kasım 1914)
Osmanlı Devletinin savaĢa girmesiyle;
Savaş daha geniş bir alana yayıldı,
Almanya Avrupa’da rahatladı
İtilaf Devletleri Osmanlı Devletinin toprakları
üzerinde birçok cephe açmak zorunda kaldı.
l. DÜNYA SAVAġI’NDA OSMANLI DEVLETĠNĠN
SAVAġTIĞI CEPHELER
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşına girmekle birlikte
birçok cephede savaşmak zorunda kalmıştır. Osmanlı
Devleti’nin savaştığı cepheleri üç kategoride incelemek
mümkündür. O
sm
an
lı’n
ın S
ava
ştığ
ı C
ephe
ler
Taarruz Cepheleri Kafkas Cephesi
Kanal Cephesi
Savunma
Cepheleri
Çanakkale Cephesi
Hicaz Cephesi
Yemen Cephesi
Irak Cephesi
Suriye Cephesi
Filistin Cephesi
Müttefiklerine Yardım
amaçlı Cepheler
Galiçya
Makedonya
Romanya
A) TAARRUZ CEPHELERĠ
1-KAFKAS CEPHESĠ
Sebepleri:
a. Almanya’nın isteğine bağlı olarak Osmanlı
Devleti’nin Bakü petrollerini ele geçirmek
istemesi,
b. Enver Paşa’nın Orta Asya Türkleriyle birliği
sağlayarak Turan’ı gerçekleştirmek istemesi.
Enver Paşa komutasındaki Türk ordusu ağır kış şartlarına
hazırlık yapmadan Kars ve Batum’u geri almak oradan
Orta Asya’ya açılmak için Sarıkamış - Kars harekâtını
başlatmış.(22 Aralık 1914) Ancak yapılan bu taarruz
harekâtı dondurucu soğuk ve orduda başlayan tifo
salgınından dolayı başarısızlıkla sonuçlanmış, doksan bin
dolayındaki askerimiz burada şehit düşmüştür.
Sarıkamış – Kars hareketinin başarısızlıkla sonuçlanması
üzerine, ilkbahara kadar hazırlıklarını tamamlayan Rus
ordusu karşı taarruza geçmiş; Erzurum, Erzincan, Muş,
Van, Bitlis ve Trabzon’a kadar olan Doğu Karadeniz
bölgesini işgal etmiştir.
Çanakkale cephesinin kapanmasından sonra M. Kemal
Kafkas cephesine atanmış, M. Kemal’in yapmış olduğu
askeri mücadeleler neticesinde Bitlis ve Van geri
alınmıştır.
Kafkas cephesindeki mücadeleler 1917’ye kadar devam
etmiştir.1917’de Rusya’da Bolşevik ihtilalinin
yaşanmasıyla Çarlık Rusya’sı yıkılmış ve yönetimi ele
geçiren Bolşevikler, Birinci Dünya Savaşından çekilmiş
olduklarını açıklamışlardır.
Rusya’nın savaştan çekilmesiyle iki taraf arasında
Brestlitovsk Antlaşması yapılmış bu antlaşmaya göre;
Rusya Kafkas cephesinde işgal ettiği yerleri gerivermenin
yanı sıra Berlin Antlaşmasıyla Rusya’ya bıraktığımız
Elviya-i Selase ( Kars, Ardahan ve Batum) u da geri aldık.
2- KANAL CEPHESĠ
Nedenleri:
a. Osmanlı Devleti’nin Mısır’ı geri İngilizlerden geri
almak istemesi
b. İngilizlerin, Hindistan’a giden sömürge yollarını
kesmek istemesi.
Osmanlı Devleti bu amaçlar çerçevesinde Almanya’nın
isteği üzerine 14 Ocak 1915 tarihinde Süveyş kanalına
taarruz düzenleyerek cepheyi açtı. Osmanlı Devleti, bu
cephede iki defa saldırı hareketi düzenlemişse de her iki
saldırı hareketi de başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
İngilizler açısından çok önemli bir cephe olması itibariyle
cephenin açılmasından kapanmasına kadar olan
zamanda İngilizler, burayı savunmak amacıyla sürekli
sömürgelerinden askeri takviye yapmışlardır.
Osmanlı Devletinin bu cephede başarısız olmasının
birçok sebebi bulunmaktadır bu sebepler:
a. Almanya’nın, Osmanlı Devleti’ne gereken
yardımı yapmaması,
b. Osmanlı ordusunun su ve erzak sıkıntısı,
c. Bölgenin çöl olması,
d. Demiryollarının kanala kadar uzanmamasından
ötürü gerekli yardımların zamanında
ulaştırılmaması etkili olmuştur.
1916’da Osmanlı ordusu başarısız olup geri çekildikten
sonra, İngilizler bölgenin güvenliğini sağlamak amacıyla
karşı taarruza geçmiş, Sina yarımadasını ele geçiren
İngilizler kuzeye doğru ilerlemeye başlamışlardır.
B) SAVUNMA CEPHELERĠ
1-ÇANAKKALE CEPHESĠ
Nedenleri:
a. İtilaf Devletlerinin Rusya ile gerekli bağlantıyı
kurmak istemesi
b. Osmanlı Devleti ile Almanya arasındaki
bağlantıyı koparmak istemeleri
c. İstanbul’u alarak Osmanlı Devleti’ni saf dışı
bırakarak savaşı kısa zamanda kendi lehlerine
bitirmek istemeleri,
d. Bulgaristan’ı kendi yanlarında savaşa sokmak
istemeleri
Bu cephe 19 Şubat 1915 yılında İngiliz ve Fransız
donanmalarının Çanakkale boğazını geçmek istemeleri
üzerine başlamıştır. Ancak Türk topçu bataryalarının
üstün atışları ve Nüsrat mayın gemisinin boğaza döşemiş
olduğu mayınların etkisiyle İtilaf donanması büyük zayiat
alarak geri çekilmek zorunda kalmışlardır.
İtilaf Devletleri kısa bir süre sonra İstanbul’a kara yoluyla
ulaşmak için Gelibolu Yarımadasına büyük bir askeri
çıkarma yapmışlardır. Yapılan mücadelede Türk
ordusunun üstünlüğü ile sona ermiş, İtilaf Devletleri geri
çekilmek zorunda kalmışlardır.
Sonuçları
1- Savaşı Osmanlı Devleti’nin kazanması üzerine
l. Dünya savaşı iki yıl daha uzadı.
2- İnsan kaybının en fazla olduğu cephedir.
3- Rusya’ya yardım götürülemediğinden Bolşevik
İhtilalinin çıkmasını hızlandı.
4- Almanya’nın Avrupa’daki savaş yükü hafifledi
5- Bulgaristan’ın İttifak Devletleri’nin yanında
savaşa girmesine neden oldu.
6- M. Kemal’in dünyaca tanınmasını neden oldu.
7- Kurtuluş Savaşının ruhunun ortaya çıkması
sağladı.
8- Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşında
kazandığı tek cephedir.
2-SURĠYE – FĠLĠSTĠN CEPHESĠ
Nedenleri
Osmanlı ordusunun kanal cephesinde yenilmesi üzerine
İngilizlerin Sina-Filistin-Suriye hattından hücuma geçmesi
üzerine bu cephe açılmıştır. İngilizler, 15 Kasım 1917
yılında Gazze’ye girmiş, 9 Aralık 1917’de Kudüs’ü
almıştır. Bunun üzerine Osmanlı ordusu Şam’a
çekilmiştir. İngilizler Şeria Nehrinin doğusuna geçerek
saldırıya başlamış, Osmanlı ordusunu yenerek Halep’e
girmişlerdir. Fransızlar da İskenderun’u işgal etmişlerdir.
UYARI: Halep’in iĢgalinin Anadolu’nun iĢgaline neden
olacağını düĢünen 7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal;
Halep’in kuzeyinde savunma tertibatı aldı. Arap ve
Ġngiliz saldırılarını durdurmuĢtur. Ancak bu sırada
Mondros AteĢkes AntlaĢması imzalanmıĢtır.
3- HĠCAZ – YEMEN CEPHELERĠ
Nedenleri
a. İngilizlerin Kızıldeniz’e egemen olmak ve
Hindistan sömürge yollarının denetimini ele
geçirmek istemeleri,
b. Petrol bölgesine egemen olmak istemeleri,
c. Arapların Osmanlı Devleti’nden ayrılmalarını ve
bağımsız olmalarını sağlamak
Bu bölgedeki cephe Birinci Dünya Savaşının
başlamasından hemen sonra İngilizlerin taarruzuyla
başlamıştır. Osmanlı Devleti kutsal toprakları korumak
amacıyla dört yıl boyunca mücadele etmişse de, İngiliz
kışkırtmaları neticesinde Araplar, Türklere karşı
İngilizlerle birlikte olup Türklere karşı mücadele
etmişlerdir.
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasıyla
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşını kaybettiğin kabul
etmiş ve bölge İngiliz işgalline girmiştir.
UYARI: Arapların bu bölgelerde Ġngilizleri
desteklemesi üzerine Ġslamcılık (Ümmetçilik)
düĢüncesi geçerliliğini yitirdi. Yerine bölgede
Milliyetçilik düĢüncesi egemen oldu.
4- IRAK CEPHESĠ
a- İngilizlerin, bölgedeki Alman nüfuz ve
tehlikesini ortadan kaldırmak
b- Petrol yönünden zengin olan Abadan
Petrollerini ele geçirmek istemeleri
c- İngilizlerin Osmanlı ordusunun İran’a
girmesini Hindistan’ı tehdit etmesini önlemek
istemesi
İngilizler, 1914 yılında Basra’ya asker çıkardı. 22–24
Kasım 1915 yılında Kut-ul Amara’da Osmanlı ordusu
İngilizleri yenilgiye uğratmıştır. Ancak Osmanlı Devleti 13.
Kolordu’yu İran’a göndermesi üzerine Irak’da ki Türk
askeri sayısında azalma olmuştur. İngilizlerin takviye
alarak yeniden saldırması üzerine 11 Mart 1917’de
Bağdat İngiliz işgaline girmiştir. İngilizler, Kerkük’ü alarak
Musul önlerine kadar ilerlemiş, bu sırada Mondros
Ateşkes Antlaşması yapıldığından savaş durmuştur.
C-MÜTTEFĠKLERE YARDIM AMACIYLA ASKER
GÖNDERDĠĞĠMĠZ CEPHELER
1- Galiçya Cephesi
Avusturya’nın Galiçya’da Ruslara karşı zor duruma
düşmesi üzerine Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya
ya yardım etmek amacıyla bu cepheye asker göndermiş,
Ruslara karşı savaşmıştır. (1916) 1917 yılında Rus
ihtilalinin çıkması üzerine bu cephe kapanmıştır.
2- Romanya Cephesi
Osmanlı Devletinin; Romanya’ya karşı Bulgarlara yardım
etmek amacıyla ordu gönderdiği bir cephedir. Rus
ihtilalinin çıkması ve Rusya’nın savaştan çekilmesi
üzerine Romaya’da savaştan çekilmiştir.
3- Makedonya Cephesi
Osmanlı Devleti; Avusturya ve Almanya ile birlikte bu
bölgede Sırp ve Ruslar’a karşı savaştı. 3 Mart 1918
yılında Rusya ile yapılan Brest-Litowsk Antlaşması ile böl-
gede barış sağlandı.
I.Dünya SavaĢında Osmanlı Devletinin Topraklarını
PaylaĢmak Ġçin Yapılan Gizli AntlaĢmalar:
1.Ġstanbul AntlaĢması: 10 Nisan 1915
İngiltere ve Fransa; Rusya’yı kendi taraflarında tuta-
bilmek amacıyla Boğazlar ve çevresini ile Marmara
kıyılarını Rusya’ya vermişlerdir.
2.Londra AntlaĢması: 26 Nisan 1915
İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında yapıldı.
İtalya’ya Osmanlı topraklarından pay verildi. Ege
bölgesinden Mersin’e kadar olan yerler Konya’da dâhil
olmak üzere İtalyanlara bırakıldı. İtalya’nın 12 Ada
üzerindeki hâkimiyeti tanındı.
Londra antlaşması ile İtalya İtilaf devletlerinin yanında
savaşa girmiş oldu.
3.Sykes-Picot AntlaĢması: 3 Ocak 1916
İngiltere ile Fransa arasında yapıldı.
Bu Antlaşmaya göre;
Adana-Antalya bölgeleri, Suriye kıyıları ve Lübnan
Fransa’ya, Musul hariç Irak İngiltere’ye bırakılmıştır.
Suriye’nin diğer bölgeleri ile Musul ve Ürdün’ü kapsa-yan
bir Arap Krallığı kurulacak, ancak bu Krallık İngiliz ve
Fransızların koruyuculuğunda olmasına karar verilmiştir.
4.Petrograt SözleĢmesi: 1916
Rusya’ya Boğazlar bölgesine ek olarak Trabzon’a kadar
olan Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinin
verilmesine karar verilmiştir.
5.Saint - Jean de Maurienne AntlaĢması: 19 Nisan
1917
İngiltere, Fransa ve İtalya arasında yapıldı.
İtalya’ya; Antalya, Konya, Aydın ve İzmir verildi. Ancak
Rusya savaştan çekildiği için uygulamaya konulamadı,
dolayısıyla İtalya ile bu iki devlet arasında antlaşmazlık
çıktı.
6.Mac-Mahon AntlaĢması:1916
İngiltere ile Araplar arasında yapılmıştır. Bu antlaşma ile
Araplara bağımsız bir devlet söz verilmiş, bunun üzerine
Araplar Osmanlıya karşı İngilizlerin yanında
savaşmışlardır.
Not: Yukarıdaki gizli antlaşmalarla Osmanlı devletinin
topraklarının tamamına yakını savaş içinde İtilaf devletleri
arasında paylaşılmıştı. Ancak Rusya’nın savaştan
çekilmesi ve gizli antlaşmaları açıklaması antlaşmalar
üzerinde bazı değişikliklerin yapılmasına neden oldu.
I. DÜNYA SAVAġINA KATILAN DĠĞER DEVLETLER
1.Ġtalya’nın SavaĢa Katılması (20 Mayıs 1915)
İtalya Birinci Dünya Savaşı öncesinde İttifak bloğunda yer
almasına rağmen, aynı blokta yer aldığı Avusturya-
Macaristan İmparatorluğuyla Balkanlar ve Adriyatik
kıyılarıyla ilgili sorunlar yaşamaya başlamışlardır. Savaş
başladığında bu sebepten dolayı İtalya savaşa
girmeyerek tarafsızlığını ilan etmiştir.
1915’te İngiltere’nin başını çektiği İtilaf Devletleri
denizlerde güçlü olan İtalya’yı kendi yanlarında savaşa
sokmak için, İtalya’ya toprak vaadinde bulunmuş ve
taraflar arasında anlaşma yapılmıştır. İtalya savaş
sonrasında kendisine verile toprakları ele geçirmek için
İtilaf Devletlerinin yanında savaşa girmiştir.
2.Bulgaristan’ın SavaĢa Katılması (6 Ekim 1915)
Bulgaristan’ın konumu iki blok açısından da önemliydi.
Almanya; Osmanlı Devleti ile İngiltere ise Rusya ile kara
yoluyla yardımlaşmak amacıyla Bulgaristan’ı kendi
saflarında istiyorlardı.
Bulgaristan ise; Sırbistan ile arası açık olduğundan İtilaf
bloğuna pek sıcak bakmıyordu. Osmanlı Devleti’nin
Çanakkale Savaşını kazanması üzerine İttifak grubunda
savaşa dâhil olmuştur.
3.Romanya’nın SavaĢa Katılması: (28 Ağustos 1916)
Romanya; Avusturya’dan Tarnsilvanya’yı ve Baserabya’yı
istiyordu. Bu isteklerinin kabul edilmesi üzerine İtilaf
Bloğunun yanında savaşa girdi. Rusya’da Bolşevik
İhtilalinin yaşanması ve savaştan çekilmesi üzerine
Romanya’da savaştan ayrılmıştır. 7 Mayıs 1918
Romanya, Rusya’dan sonra savaştan ayrılan ikinci devlet
oldu.
4.Japonya’nın SavaĢa Katılması
Birinci Dünya Savaşı Avrupa’da başladıktan kısa bir süre
sonra Japonya Almanya’nın Uzak Doğudaki
sömürgelerini ele geçirmek için savaşa katılmıştır. Dört ay
içinde amacına ulaşan Japonya savaşı kendi açısından
sona erdirerek, savaştan ayrılmıştır.
NOT: Birinci Dünya Savaşından ilk çekilen devlet
Japonya olmuştur.
5.Yunanistan’ın SavaĢa Katılması: (26 Haziran 1917)
Yunanistan, Bulgaristan ile arası açık olduğundan ve bu
devletin ittifak bloğuna girmesi üzerine İngiltere ile
anlaşarak İtilaf Devletlerinin yanında savaşa katılmıştır.
NOT: Yunanistan, I. Dünya savaşına en son katılan
devlettir.
5.ABD’nin SavaĢa Katılması: (2 Nisan 1917)
ABD Birinci Dünya Savaşı başladığında tarafsızlığını ilan
etmişse de, üretmiş olduğu silahları İngiltere ve Fransa’ya
satmaya başlamıştır. Bu durum Almanya’nın zararına
olduğundan kısa bir süre sonra Almanya ABD’ye ait
ticaret ve yolcu gemilerine saldırmaya başlamıştır.
Almanya’nın saldırıları ABD’nin İtilaf Devletlerine
yanaşmasına neden olmuş, 1917’de ABD Başkanı Wilson
kendi adıyla yayınladığı bildirgenin İtilaf Devletlerinin
kabul etmesi kaydıyla, İtilaf Devletlerinin yanında savaşa
katılacaklarını ilan etmiştir. İtilaf Devletleri savaşı kısa
zamanda kendi lehlerine sonuçlandırmak için bu bildirgeyi
kabul ederek ABD ile ittifak yapmış ve ABD resmen
savaşa girmiştir.
UYARI: Amerika’nın l. Dünya savaĢına Ġtilaf bloğu
saflarında katılması savaĢın kaderini değiĢtiren en
önemli olaydır.
WILSON PRENSĠPLERĠ
I. Dünya Savaşı’nın kaderi ABD’nin savaşa katılmasıyla
değişti. ABD Başkanı Wilson savaşı bitirmek için kendi
adıyla anılan Wilson İlkelerini yayınladı.
Maddeleri:
a. Yenen devletler yenilenlerden toprak
almayacak.
Not: Bu madde Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla
çiğnendi.
b. Yenenler yenilenlerden savaş tazminatı
istemeyecek.
Not: Galip devletler onarım masrafı adı altında büyük
paralar istediler.
c. Devletlerarası gizli antlaşmalar yapılmayacaktır,
açık diplomasi uygulanacaktır.
Not: Bu madde ile Osmanlı devleti aleyhine yapılan gizli
antlaşmalar geçersiz sayılmıştır.
d. Devletlerarası anlaşmazlıklar savaşla değil
barışçı yollarla çözümlenecektir. Bu amaçla
milletlerarası bir teşkilat kurulacaktır.
Not: Milletler cemiyetinin temel fikridir.
e. Türklerin çoğunlukta bulunduğu yerlerde
Osmanlı devletinin egemenliğine bırakılacaktır.
Not: Bu madde Türk kurtuluş hareketinin hukuksal
kaynağı olmuştur.
f. Osmanlı topraklarında yaşayan diğer uluslara
çoğunlukta oldukları yerlerde bağımsızlık hakkı
tanınacaktır.
Not: Bu maddeden hedeflenen Doğuda bir Ermeni ve
Kürt devletinin kurulmasıdır. İlk defa Kürt devletinin
kurulması fikri Wilson Prensipleriyle ortaya çıkmıştır.
g. Boğazlar bütün ticaret gemilerine açık olacak ve
Boğazların denetimi uluslararası bir komisyona
bırakılacaktır.
h. Alsas-Loren Fransa’ya verilecek.
UYARI: Wilson ilkeleri her ne kadar dünya barıĢını
sağlamak amacıyla yayınlanmıĢ olsa da Ġngiltere,
Fransa ve Ġtalya bu ilkeleri çıkarlarına ters buldukları
için çiğnemiĢler dolayısıyla da Wilson ilkeleri
uygulanamamıĢtır.
SAVAġIN SONA ERMESĠ:
Rusların savaştan çekilmesi savaşın gidişatını İttifak
devletleri lehine çevirmiştir. Ancak Almanların, Amerikan
gemilerini batırmasıyla ABD’nin, İngiltere’nin yanında
savaşa katılması, savaşın kaderini tamamen değiştirmiş
ve savaş İttifak devletlerinin lehine dönmüştür.
Savaşa ittifak devletlerinin yanında giren Bulgaristan 28
Eylül 1918 ‘de yenilgiyi kabul ederek savaştan çekilmiştir.
NOT: Ġttifak Devletleri içinde savaĢtan ilk çekilen
devlet Bulgaristan olmuĢtur.
Almanya ile Osmanlı arasındaki savaş malzemeleri
Bulgaristan aracılığı ile sağlanıyordu. Bulgaristan’ın
savaştan çekilmesi üzerine Almanya ile Osmanlı Devleti
arasında kara bağlantısı kopmuş, Osmanlı Devleti
Almanya’dan yardım alamaz duruma gelmiştir. Bunun
yanı sıra Wilson ilkelerinin her devlete yaşam hakkı
tanıması, yenen devletlerin yenilen devletlerden toprak ve
savaş tazminatı almayacak gibi hükümlerine
inandıklarından savaşa son vererek Mondros Ateşkes
Antlaşmasını imzalamışlardır.(30 Ekim 1918)
Avusturya – Macaristan İmparatorluğu ise bünyesindeki iç
karışıklıklardan dolayı 3 Kasım 1918’de imzaladığı Villa
Gusti Ateşkesi ile savaştan çekilmiştir.
Savaşta tek başına kalan Almanya ise 11 Kasım 1918’de
imzaladığı Rethondes Ateşkesi ile savaştan çekilmiştir.
I. DÜNYA SAVAġININ SONUÇLARI:
1- Milyonlarca insanın ölümüne neden oldu.
2- Dünyada büyük ekonomik bunalımlar
yaşanmaya başladı.
3- Büyük İmparatorluklar yıkılarak (Çarlık
Rusya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı
İmparatorluğu) yerine milli devletler
kurulmuştur.(Türkiye, Polonya,
Çekoslovakya, Yugoslavya, Macaristan)
4- Dünya siyasi haritası değişmiştir.
5- Sömürgecilik şekil değiştirerek Manda ve
Himaye’ye dönüşmüştür.
6- Kominizim, Faşizm, Nazizim gibi siyasi
yönetim şekilleri ortaya çıktı.
7- Almanya’nın Orta doğudaki etkinliği sona
erdi.
8- İngiltere ve Fransa’nın sömürgeleri arttı.
9- Milletler cemiyeti açıldı.
10- Bu savaşta ilk kez Zırhlı silahlar,
Denizaltılar, uçaklar ve kimyasal silahlar
kullanıldı.
ĠTTĠFAK DEVLETLERĠYLE YAPILAN ANLAġMALAR
Bulgaristan
Selanik AteĢkes AntlaĢması
29 Eylül 1918
Nöyyi BarıĢ AntlaĢması
27 Kasım 1919
Osmanlı Devleti
Mondros AteĢkes AntlaĢması
30 Ekim 1918
Sevr BarıĢ AntlaĢması
10 Ağustos 1920
Avusturya
Willaquiste AntlaĢması
11 Kasım1918
Sen Jermen BarıĢ AntlaĢması
(Saint Germain) 10 Eylül 1919
Bu antlaşma ile Çekoslovakya
ve Yugoslavya kuruldu.
Macaristan
Willaquiste AntlaĢması
11 Kasım 1918
Triyanon BarıĢ AntlaĢması
4 Haziran 1920
Almanya
Rethondes AntlaĢması
1918
Wersailles (Versay) BarıĢ
AntlaĢması
28 Haziran 1919
Bağımsız Polonya kuruldu.
1.Almanya ile Versay AntlaĢması: 28 Haziran 1919
a. Alsas-Loren Fransa’ya bırakılacak
b. Almanya’nın sömürgeleri İngiltere, Fransa,
Belçika ve Japonya arasında paylaşılacak
c. Zorunlu askerlik ve donanma kalkacak
d. Almanya on yıl boyunca İtilaf devletlerinin
kömür ihtiyacını karşılayacak
e. Almanya Polonya’ya bağımsızlığını verecek
f. Almanya savaş tazminatı ödeyecek
UYARI: Bu antlaĢma sonucunda Almanya’da rejim
değiĢikliği olmuĢtur. Versay antlaĢması II. Dünya
savaĢının çıkmasına neden olacaktır. I.Dünya
SavaĢında en ağır Ģartlar taĢıyan anlaĢma olması
itibariyle önemlidir.
2.Avusturya ile Saint-Germain antlaĢması
I. Dünya savaşının sonlarına doğru Avusturya-Macaristan
imparatorluğu dağıldığı için İtilaf devletleri ayrı ayrı
antlaşmalar imzalamıştır.
Avusturya; Yugoslavya, Macaristan ve Çekoslovakya’nın
bağımsızlığını kabul etmek zorunda kalmıştır.
3.Bulgaristan ile Nöyyi antlaĢması 27 Kasım 1919
a. Bulgaristan; Gümülcine ve Dedeağaç’ı
Yunanistan’a Makedonya’nın bir kısmını
Yugoslavya’ya bırakılacak.
b. Zorunlu askerlik kaldırılacak.
c. İtilaf devletlerine savaş tazminatı ödenecek.
4.Macaristan ile Triyanon antlaĢması 4 Haziran 1920
Bu antlaşmanın diğerlerine göre fazla gecikmesinin
sebebi Komünist yanlılarının Macaristan’da isyan
çıkarmalarıdır.
a. Macaristan: Çekoslovakya’ya Slovakya’yı,
Romanya’ya Tarnsilvanya’yı, Yugoslavya’ya
Hırvatistan’ı verecektir.
b. Zorunlu askerlik kalkacak
c. İtilaf devletlerine savaş tazminatı ödeyecek
I. Dünya savaĢını sona erdiren antlaĢmaların ortak
özellikleri:
1. Polonya, Çekoslovakya, Macaristan ve
Yugoslavya gibi devletler kurulmuştur.
2. Savaşa katılan devletlerin sınırları değişmiştir.
3. Yenilen devletlere siyasi, askeri ve ekonomik
sınırlamalar getirilmiştir.
4. Devletlerarası siyasi dengeler bozulmuştur.
5. İngiltere en karlı çıkan devlet olmuştur.
6. Bazı devletler tarih sahnesinden çekilmiştir.
MONDROS ATEġKES ANTLAġMASI VE SONRAKĠ
GELĠġMELER
MONDROS ATEġKES ANTLAġMASI (30 EKĠM 1918)
ABD’nin savaşa girişi I Dünya Savaşının gidişatını
değiştirmiş, savaş İtilaf Devletleri’nin lehine dönmüştür.
İttifak Devletleri’nden olan Bulgaristan yenilgiyi
kabullenip, savaştan ayrılması Osmanlı Devleti ile
Almanya arasındaki kara bağlantısını koparmış, Osmanlı
yardım alamaz durumuna gelmiştir. ABD başkanı
Wilson’un yayınladığı prensipler, insancıl ve her millete
yaşam hakkı tanımış olması gibi özelliklerden dolayı
savaşı daha fazla devam ettirmenin gereği kalmadığına
inanan Osmanlı devlet adamları, hükümete baskı
yapmaya başlamıştır. İttihat ve Terakki cemiyeti bu
baskılara dayanamayıp hükümetten düşmüştür. Yeni
hükümete ise Ahmet İzzet paşa gelmiştir. İttihat ve
Terakki cemiyetinin liderleri olan Cemal, Talat ve Enver
paşalar divan-ı harpte savaş suçlusu olarak
yargılanmamak için yurtdışına kaçmışlardır.
Ahmet İzzet Paşa, hükümeti kurduktan hemen sonra
Osmanlı Devletini savaştan çıkarmak amacıyla, İngiltere
ile görüşmelere başlamıştır. Yapılan görüşmeler
neticesinde, Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri’nin
temsilcisi olan İngilizlerle Mondros Ateşkes Antlaşması
imzalanmıştır. Bu antlaşmaya Ahmet İzzet Paşa
kabinesinde Bahriye Nazırı Rauf Bey imza atmıştır.(30
Ekim 1918)
UYARI: Mondros AteĢkes AntlaĢması son derece ağır
Ģartlar taĢımasına rağmen, Osmanlı Devleti Wilson
Ġlkelerine inanarak bu antlaĢmayı kabul etmiĢtir.
MONDROS ATEġKES ANTLAġMASININ HÜKÜMLERĠ
1- İtilaf Devletlerinin güvenliğini tehdit eden bir
durum ortaya çıkarsa İtilaflar istedikleri stratejik
bir bölgeyi işgal edebilecektir.(7.madde)
NOT: Bu madde Osmanlı topraklarını açıktan açığa
işgallere hazır bir konuma getirmiştir. Yoruma açık olan
bu maddeye bağlı olarak Anadolu Yer yer işgale
uğramaya başlamıştır. Ayrıca itilaf devletleri savaş
sırasında kabul etmiş oldukları Wilson ilkelerine ters
düşmeden işgal hareketi yapmasına zemin hazırlamıştır.
UYARI: Bu antlaĢmadan sonra, Osmanlı Devleti
baĢlayan iĢgallere kaĢı mücadele etmekten ziyade
iĢgallere tepkisiz kalarak 7.maddenin
olumsuzluklarını giderebileceklerine inanmıĢlar, hatta
Anadolu’da baĢlayan Kuvva-i milliye hareketlerini
engellemeye çalıĢmıĢlardır. Devlet adamlarının
düĢüncesi Ġtilaf Devletlerine ve azınlıklara karĢı
herhangi bir tepki gösterilecek olursa ĠĢgaller
hızlanacaktır Ģeklinde olmuĢtur.
2- Vilayet-i sittede (Erzurum, Bitlis, Diyarbakır,
Sivas, Van ve Elazığ)herhangi bir karışıklık
çıkarsa bu bölge İtilaf Devletleri tarafından işgal
edilecektir.
NOT: İtilaf Devletleri 7.Madde çerçevesinde Doğu
Anadolu’yu işgal edebilecekleri halde, bu antlaşmaya
özellikle 24.maddeyi de eklemişlerdir. Bu maddenin
konmasındaki temel sebep; ileride kurmayı tasarladıkları
Ermeni Devleti’nin zeminini hazırlamaktır.
3- Osmanlı Devleti bütün ulaşım ve haberleşme
istasyonlarını İtilaf Devletleri’nin kontrolüne
bırakacak.
NOT: Ulaşım ve haberleşme bir devletin can damarlarıdır.
İtilaf Devletleri’nin bu istasyonların kontrolünü ele
geçirmek istemesinin sebebi; Türk milletinin birbiriyle olan
bağlantısını ve haber almalarının önüne geçmek, işgalleri
bu noktadan kolaylaştırmaktır.
4- Bütün liman ve tersaneler İtilaf Devletleri’nin
denetimine bırakılacak
NOT: İtilaf Devletleri askeri sevkıyat ve sömürgecilik
açısından liman ve tersaneleri kontrol altında tutmayı
amaç edinmişlerdir.
5- Boğazlardaki Türk askeri istihkâmları İtilaf
Devletlerine teslim edilecek, boğazlar bütün
gemilere açık olacak.
NOT: Boğazlardaki Türk askeri istihkâmlarının
boşaltılarak İtilaf Devletlerine bırakılması Osmanlının
boğazlar üzerindeki hâkimiyetini sona erdirdiği gibi
Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli toprakları
arasındaki bağını koparmıştır. Yani Osmanlının toprak
bütünlüğünü bozmuştur.
6- Toros tünelleri İtilaf devletlerinin denetimine
bırakılacak
NOT: Tüneller stratejik bölgeler arasında yer almaktadır.
Toros Tünelleri bölgeleri birbirine bağlaması itibariye
önemlidir. İşgal hareketleri sırasında asker ve malzeme
sevkiyatını sağlamayı amaç edinmişlerdir.
7- Sınırların denetlenmesi dışında ki tüm Osmanlı
ordusu terhis edilecek, silah ve malzemeler
toplanarak depolara yerleştirilecektir.
NOT: İtilaf devletleri, Osmanlı topraklarını herhangi bir
direnişle karşılaşmadan işgal etmeyi sağlamak amacıyla
bu hükmü anlaşma metnine koymuşlardır. Bu hükme
rağmen doğuda Kazım Karabekir, emrindeki 15.
Kolorduyu dağıtmamıştır.
8- Osmanlı Devleti elindeki bütün savaş esirlerini
(Ermeniler dâhil) serbest bırakılacak, ancak
buna karşılık Osmanlı savaş esirleri serbest
bırakılmayacaktır.
NOT: Bu anlaşma maddesi Wilson İlkelerinin; ‘’Devletlerin
eşitlik ilkesi benimsenecektir’’ hükmüne aykırıdır.
9- İtilaf devletleri kömür, akaryakıt gibi tüm
ihtiyaçlarını Osmanlı devletinde
karşılayacaklardır.
NOT: Bu madde ile Osmanlı Devleti’nin toprakları açıktan
açığa sömürge haline getirilmek istendiğinin bir
göstergesidir.
10- Kapitülasyonlar genişletilerek devam edecek
Mondros AteĢkes AntlaĢmasıyla birlikte;
a. Osmanlı Devleti tamamen İtilaf Devletleri’nin
denetimine girmiştir.
b. Osmanlı devleti fiilen sona ermiş ve savunmasız
bırakılmıştır.
c. İtilaf Devletleri I. Dünya savaşıyla işgal
edemedikleri Osmanlı topraklarını, Mondros
Ateşkes Antlaşmasıyla işgal etmeye
başlamışlardır.
d. Boğazların İtilaf devletleri denetimine girmesiyle
Anadolu ile Rumeli arasındaki bağ kopmuştur.
e. Ermeni devletinin kurulmasına zemin
hazırlanmıştır.
f. Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla başlayan
işgallere karşı Türk millet direnişe geçmiş ve
Anadolu’da Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerini
kurmuşlardır.
Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanmasıyla Osmanlı
Devleti tamamen İtilaf Devletlerinin denetimine girmiştir.
Mondros’un 7. maddesini gerekçe gösteren İtilaflar
Anadolu’da yer yer işgal hareketlerine başlamış, İtilaf
Devletlerinden destek alan Azınlıklar Anadolu’nun çeşitli
bölgelerinde iç karışıklıklar çıkararak işgallerin
hızlanmasına yardımcı olmaya başlamışlardır.
Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra ilk işgal edilen
yer, İngilizler tarafından Musul olmuştur. (3 Kasım 1918)
13 Kasım 1918’de ise İtilaf donanması İstanbul’a gelerek
İstanbul’u gayrı resmi işgal etmişlerdir. İtilaf
donanmasının İstanbul’a gelmesi Osmanlı Devletinin
fiilen sona erdiğini göstermektedir.
NOT: Misak-i Milli kararlarının Mebusan Meclisince kabul
edilmesi üzerine 16 Mart 1920 yılında İstanbul resmen
işgal edilmiştir.
UYARI: Ġstanbul'un fiilen iĢgal edildiği gün "Yıldırım
Orduları Grup Komutanlığı" görevi sona eren ve
Ġstanbul'a gelen Mustafa Kemal Ġtilaf donanmasını
boğazda görünce "Geldikleri gibi giderler" sözünü bu
sırada söylemiĢtir.
Daha sonraki zamanlarda ise Adana, Hatay, Antep,
Maraş, Urfa gibi şehirler Fransa tarafından işgal edilmeye
başlanmıştır.
UYARI: Türk milletinin ĠĢgallere karĢı ilk silahlı
direniĢi Hatay Dörtyol’da meydana gelmiĢtir.
PARĠS BARIġ KONFERANSI
İtilaf devletleri I.Dünya Savaşı devam ederken savaş
sonrasında uygulayacakları politikaları karara bağlamak,
gizli paylaşım planlarını uygulamak ve savaş sonrası,
İttifak Devletleriyle yapacakları barış antlaşmalarının
taslaklarını hazırlamak amacıyla Fransa’nın başkentinde
bir araya gelerek yapmış oldukları bir görüşmedir.
Bu konferansa İngiltere, Fransa, Amerika, İtalya ve
Japonya katılmıştır. Konferansın en etili ve güçlü devleti
ise İngiltere olmuştur.
Konferans başladığında İngiltere, kabul etmiş oldukları
Wilson ilkelerinden dolayı sömürgelerini kaybetmemek ve
yeni sömürgeler elde etmek amacıyla konferansa bir
takım fikirler ortaya atmıştır.
İngiltere; I.Dünya Savaşından sonra bağımsızlığını elde
edecek olan milletlerin kendilerini idare edemeyeceklerini
ve bu sebepten dolayı bu milletlerin, Milletler cemiyeti
tarafından idare edilmesini, Milletler cemiyeti adına ise bu
işi büyük devletlerin üstlenmesi gerektiğini iddia etmiştir.
UYARI: Ġngiltere’nin konferansta bu fikri ortaya
atmasındaki temel sebep; Wilson Ġlkesi’nin
‘’sömürgecilik yapılmayacak’’ maddesiyle ters
düĢmeden sömürgeciliğini devam ettirmek ve
sömürgeciliğine resmi bir kılıf bulmaktır.
NOT: İngiltere’nin konferansa sunduğu bu teklif dünya
tarihinde ilk defa Manda ve Himaye adıyla bir yönetim
şeklinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Sömürgecilik şekil
değiştirerek Manda ve Himaye’ye dönüşmüştür.
Paris Barış konferansının en önemli siyasi
gelişmelerinden biride; İngiltere’nin Batı Anadolu’da
Rumların çoğunlukta olduğunu ve bu sebepten dolayı
Wilson İlkesinin ‘’Milletlerin çoğunluk ilkesi
benimsenecektir.’’maddesine göre bu bölgenin İtalya’ya
değil de Yunanistan’a bırakılmasın iddia etmesidir.
İngiltere’nin bu iddiası İtalya’nın itirazlarına rağmen kabul
edilmiş, Batı Anadolu İtalya’dan alınarak, Yunanistan’a
verilmiştir.
NOT: İngiltere’nin Batı Anadolu’nun Yunanistan’a
bırakılmasını sağlamasındaki temel sebep; Ege
Denizinde güçlü bir İtalyan devleti görmek istememesinde
dolayıdır. İngiltere, İtalya yerine kendi çıkarları
doğrultusunda kullanacağı Yunanistan’ı tercih etmiştir.
UYARI: Bu olay Ġtilaf Devletleri arasındaki ilk
anlaĢmazlığın ortaya çıkmasını, Ġngiltere ile Ġtalya’nın
arasının açılmasını sağlamıĢtır.
Paris Barış Konferansı’nın sonlarına doğru İngiltere,
Türklerin Batı Anadolu’da Hıristiyanları katlettiği iddiasını
ortaya atmıştır.
NOT: İngiltere’nin bu iddiasındaki temel sebep, bölgenin
Yunanistan tarafından işgalini sağlamaktır. Mondros
Ateşkes Antlaşmasının‘’İtilaf Devletlerinin güvenliğini
tehdit eden bir iç karışıklık çıkarsa, İtilaflar istedikleri
stratejik bir bölgeyi işgal edecektir.’’(7.madde) maddesini
yürürlüğe sokmaktır.
Konferansın sonuçları:
1. Cemiyet-i Akvamın kurulması kararlaştırıldı.
2. Mandacılık (Mandater) benimsenerek,
sömürgecilik anlayışı bu şekilde sürdürüldü.
3. Arapların yaşadığı topraklar İngiltere ve
Fransa’ya bırakıldı.
4. Doğu Anadolu’da Amerikan mandasında bir
Ermeni devletinin kurulmasına karar verildi.
5. Wilson ilkeleri benimsenmediği için ABD-İtilaf
devletleri arasında anlaşmazlık başladı.
6. Gizli antlaşmalarla İtalya’ya bırakılan İzmir ve
Batı Anadolu Yunanistan’a verildi.
7. Bu konferans ile Yunanistan, Türk topraklarında
hak sahibi olmuştur.
8. Gizli antlaşmalarla Rusya’ya bırakılan boğazlar
İtilaf devletlerinin kontrolüne bırakılmıştır.
9. Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan
ile imzalanacak barış antlaşmalarının maddeleri
belirlenmiştir.
10. Osmanlı devletinin topraklarının paylaşımında
uzlaşamadıkları için bu konferansta
Osmanlılarla imzalanacak olan barış
antlaşmasının şartları belirlenememiştir.
UYARI: Osmanlılarla imzalanacak olan Sevr
antlaĢmasının Ģartları San Remo konferansında
belirlenecektir.
Ġzmir’in ĠĢgali (15 Mayıs 1919)
Paris Barış Konferansında İngilizlerin Batı Anadolu’yu
Yunanistan’a bıraktırması ve Türkler’in Hıristiyanları
katlettiği iddiasını ortaya atmasıyla, Yunanistan’ın işgal
hareketinin önü de açışmış oldu. Bütün hazırlıklarını
tamamlayan Yunanistan 15 Mayıs 1919’da donanmasıyla
birlikte İzmir’e asker çıkarmaya başlamıştır. İşgalin ilk
saatlerinde Hasan Tahsin adındaki gazetecimiz Rum
subayını öldürmüştür.
UYARI: Hasan Tahsin’in, iĢgalin ilk saatlerinde
düĢmana sıkmıĢ olduğu bu ilk kurĢun kurtuluĢ
savaĢının baĢlangıcını oluĢturmaktadır.
İzmir’de yaşayan Rum azınlıklar bu işgal hareketini büyük
bir sevinçle karşılamış, Rum askeriyle birlikte Türklere
karşı büyük bir katliam hareketine girişmişlerdir. Yunan
ordusu İzmir hükümet konağını basarak buradaki
askerlerimizi şehit etmişlerdir.
Yunanlılar İzmir’in işgalinden sonra işgal alanlarını
genişlettiler. Yunanlılar, İzmir, Manisa, Ayvalık yöresini
içine alan Akhisar, Alaşehir ve Nazilli’nin batısında
geçen ve Milne Hattı denilen hatta kadar ilerledi.
İzmir’in işgali Türk milletinde büyük bir yankı uyandırmış
tır. Türkler işgalden dolayı tüm yurtta büyük protesto
mitingleri düzenlemişlerdir. İstanbul Hükümeti ise
işgallere tepkisiz kalmıştır. Milli duygular etrafında
birleşen Türk halkı silahlanarak Yunan işgaline karşı
silahlı direnişe geçmiş ve böylelikle Kuvva-i Milliye adıyla
teşkilatlar kurmuşlardır.
UYARI: Ġzmir’in iĢgalinden önce Anadolu’nun birçok
yerinde iĢgal hareketleri yaĢanmıĢsa da Türk
Milletinin bu iĢgallere tepkisi pek fazla olmamıĢtır.
Çünkü bu iĢgallerde Ġtilaf Devletleri sürekli iĢgallerin
geçici olduğunu Ġddia etmiĢlerdir. Ancak Ġzmir’in
iĢgali tamamen bir ilhak özelliğini taĢımaktadır.
Yunanlıların amacı Batı Anadolu’da Rumların
çoğunlukta olduğu iddiasına bağlı olarak Ġzmir ve Batı
Anadolu’yu kendi topraklarına katmaktı. Bu özellik
Türk Milletinin tepki göstermesine ve silahlı direniĢe
geçmelerine neden olmuĢtur.
NOT
İzmir’in işgaline ilk protesto Hukuk-ı
Beşer (İnsan Hakları) Gazetesi
başyazarı Hasan Tahsin (Osman
Recep Nevres) tarafından yapılmıştır.
İzmir’in işgali Kuvay-i Milliye’nin
doğuşunu Kurtuluş Savaşı’nın
başlamasını kolaylaştırmıştır.
Mustafa Kemal İzmir’in işgalinin
protesto edilmesini istemiştir. İzmir’in
işgalini kınayan toplantıların ilki
Darülfünun konferans salonunda
yapılmıştır.
19 Mayıs 1919’da Fatih Mitingi, 22 -
23 Mayıs 1919 tarihinde Türk
kadınları tarafından yapılan Kadıköy
ve Sultanahmet Mitingleri milli birlik ve
beraberliğin çekirdeğini oluşturdu.
Eskişehir, Havza, Bursa, Tire ve pek
çok yerde mitingler yapıldı.
Kuvay-ı Milliye Harekâtı
Kuvay-ı Milliye; İtilaf devletlerinin Mondros Ateşkes
Antlaşmasının 7. Maddesine dayanarak Anadolu’yu işgal
etmesine bir tepki olarak, Türk milletinin kendi haklarını
savunmak amacıyla kurdukları bir harekettir. Bu hareket;
Yunanlıların İzmir’i işgal etmesine bir tepki olarak doğdu,
Ege bölgesinde Yunanlılara karşı cephe kurarak, düzenli
ordunun kurulmasına kadar düşmanı buralarda oyaladı.
Amiral Bristol Raporu (13 Ekim 1919)
Yunan ordusunun İzmir ve Batı Anadolu’yu işgal etmesi
üzerine, Türk Milletinin tüm yurtta başlattığı protesto
mitingleri ve Batı Anadolu’da ortaya çıkan Kuvva-i Milliye
hareketleri Dünya basınının Türk milletinin haklılığını
belirtir bir şekilde yazılar yazmaya başlamasına neden
olmuştur. Bu durum karşısında fazla kayıtsız kalamayan
Milletler cemiyeti bölgede olup bitenleri araştırmak
amacıyla ABD’nin Milletler cemiyeti temsilcisi olan Amiral
Bristol’u görevlendirdi.
Amiral Bristol Batı Anadolu’da yaptığı incelemeden sonra
bu gözlemlerini bir rapor halinde, Milletler Cemiyetine
sunmuştur.
Amiral Bristol’un raporuna göre;
1. Batı Anadolu’da Rumların çoğunlukta olduğu
hususunda, Milletler Cemiyeti’ne verilen bilgiler,
asılsızdır. Bölgede Türkler Çoğunluktadır.
2. Batı Anadolu’da Türkler’in Rumlara katliam
yaptığı iddiaları asılsızdır. Bölgedeki
katliamlardan Yunan ordusu sorumludur.
3. Yunan ordusunun Bölgede yaptığı hareket bir
ilhaktır. Yunan ordusu bölgeden derhal çekilmeli
yerine İtilaf kuvvetleri gönderilmelidir.
NOT: İngiltere, Paris Barış Konferansında Batı Anadolu’
yu Yunanistan’a bırakmak için Bölgede Rumların
çoğunlukta olduğunu iddia etmiş, Yine bölgenin Mondros
Ateşkes Antlaşmasının 7. maddesine göre işgalini
sağlamak için Türklerin Rumları katlettiği iddiasını ortaya
atmıştı.
Amiral Bristol Batı Anadolu’da yaptığı incelemeler
neticesinde bu olayların doğru olmadığını İngiltere’nin
konferansa yanlış bilgi verdiğini açıkça dile getirmiş,
Türklerin haklı olduğu açıkça belli olmuştur.
UYARI: Bu rapor Türklerin uluslararası alanda
haklılığını ortaya koyan belgedir.
MONDROS ATEġKES ANTLAġMASINDAN SONRA
KURULAN CEMĠYETLER
A- Yararlı Cemiyetler (Milli Cemiyetler)
Türk ulusunun işgallere karşı kendisini korumak ve halkı
bilinçlendirmek amacıyla kurmuş olduğu cemiyetlerdir.
1- Trakya PaĢaeli Mudafa-i Hukuk Cemiyeti
Merkezi Edirne’de olan bu cemiyet, Trakya’nın Rumlara
verilmesine karşı çıkarak, silahlı mücadeleyi başlatmıştır.
Osmanlı Devleti bunu sağlayamazsa, gerekirse Batı
Trakya’yı kapsar nitelikte, Trakya Türk Cumhuriyetini
kurmayı amaçlamışlardır.
UYARI: Kronolojik olarak kurulan ilk cemiyet Trakya
PaĢaeli Cemiyeti olmakla beraber Kuva-i Milliye Hare-
ketini baĢlatan ilk cemiyet Ġzmir Reddi Ġlhak Cemiyeti
kabul edilir.
2- Doğu Anadolu Mudafa-i Hukuk Cemiyeti
Doğu Anadolu’da Ermeni Devletinin kurulmasını
engellemek amacıyla kurulmuş olan bir cemiyettir. Doğu
Anadolu’daki bütün şehirlerde şubeler açmıştır. En önemli
şubesi ise Erzurum’dadır. Erzurum’un önemli olmasındaki
sebebi; Mondros’un hükümlerine aykırı davranarak
ordusunu dağıtmayan Kazım Karabekir’in karargâhının
bu şehirde olmasından kaynaklanmaktadır. Bu cemiyet
Ermeni Devletinin kurulmasına engel olmak amacıyla bir
toplantı düzenlemişlerdir. Bu toplantıda uygulayacakları
çalışma metotlarını belirlemişlerdir. Buna göre;
a. Hiçbir şekilde bölgeden göç edilmeyecektir.
UYARI: Bu karar Wilson ilkeleri doğrultusunda Doğu
Anadolu'da Türk nüfusunun, Ermenilere oranla
azalmasını önlemek için alınmıĢtır.
b. Bölgede herhangi bir işgal hareketi olursa silahlı
direnişe geçilecektir.
c. Bölgede yapılacak araştırmalarla bölgenin Türk
yurdu olduğu ispatlanacaktır.
d. Bilim, iktisat ve din alanında örgütlenilecek
3- Ġzmir Mudafa-i Hukuk Cemiyeti
Ege ve çevresinin Türklere ait olduğunu savunmuş olan
bu cemiyet, Alaşehir kongresinden sonra faaliyetlerini
İstanbul’a kaydırmıştır.
4- Redd-i Ġlhak Cemiyeti
İzmir’in Yunanlılara verilmesini önleme amacıyla
kurulmuş olan bu cemiyet İzmir’in işgaliyle birlikte silahlı
direnişe geçerek Yunan ordusuna ciddi zararlar vermiştir
Kuvva-i Milliye ruhunun çıkmasını sağlayan cemiyettir.
UYARI: KurtuluĢ savaĢı döneminde Balıkesir ve
AlaĢehir kongrelerini düzenleyen bu cemiyettir.
5- Kilikyalılar Cemiyeti
Adana ve çevresinin Fransız ve Ermenilere karşı
mücadele eden bir cemiyettir. Güney cephesinde başarı
kazanmamızı sağlayan cemiyettir.
6- Trabzon Muhafaza-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti
Trabzon ve çevresinin Rumlara verilmesine karşı
çıkmıştır. Merkezi Trabzon’dur.
7- Milli Kongre Cemiyeti
İstanbul’da çalışma yürüten bir cemiyettir. Fransızca bir
gazete çıkararak Türklerin haklı sesini tüm dünyaya
duyurmaya çalışmıştır. Kuvva-i Milliye terimini ilk defa
bunlar gazetelerinde kullanmışlardır.
Milli Cemiyetlerin Genel Özellikler
1. Mondros Ateşkes Antlaşması'na tepki olarak
ortaya çıkmışlardır.
2. Cemiyetlerin oluşmasında en önemli duygu
milliyetçiliktir.
3. Bölgesel kurtuluşu amaç edinmişlerdir.
4. Yeni bir devlet kurmayı amaçlamamışlardır.
5. Milli cemiyetler 7 Eylül 1919 Sivas kongresinde
Anadolu ve Rumeli Mudafa-i Hukuk cemiyeti adı
altında toplanarak, ulusal bir nitelik
kazanmışlardır.
B- Zararlı Cemiyetler
Bunlar kendi aralarında ikiye ayrılır.
l. Azınlıklar Tarafından Kurulan Cemiyetler
1- Mavri Mira Cemiyeti
Yunan ilerleyişini kolaylaştırmak ve büyük bir Yunan
krallığının kurulmasını sağlamak amacıyla kurulmuştur.
Yunan çetelerine silah ve cephane sağlamışlardır.
Merkezi İstanbul olan, Bu cemiyetin alt komiteleri de
şunlardı: Yunan Kızılhaç Cemiyeti, Resmi Göçmenler
Komisyonu, Rum İzcilik Komisyonu’dur.
2-Rum Pontus Cemiyeti
Fatih Sultan Mehmet tarafından ortadan kaldırılan Pontus
Rum Devletini tekrar canlandırmak amacıyla kurulmuştur.
3- Etnik-i Eterya Cemiyeti
Batı Anadolu’nun Yunanistan bırakılmasın sağlamak
amacıyla çalışma yürüten bir cemiyettir.
UYARI: Ġlk kurulan zararlı cemiyettir. 1814 yılında
Osmanlı Devletine karĢı Yunan isyanını desteklemek
amacıyla kurulmuĢtur. Yunanistan’ın bağımsızlığını
elde etmesi üzerine faaliyetlerine son vermiĢ olan bu
cemiyet, Mondros AteĢkes AntlaĢmasından sonra
yeniden kurulmuĢtur.
4- Ermenilerin KurmuĢ Olduğu Cemiyetler
TaĢnak ve Hınçak
Bu iki cemiyetin ortak amacı Doğu Anadolu Bölgesinde
bağımsız bir Ermeni Devleti kurmaktır. Bu amaca
ulaşmak için bölgede çeteler kurarak Türkleri katletmek
ve göçe zorlayarak Türk nüfusunu Ermenilere nazaran
azınlık durumuna düşürmek, bir taraftan da bölgede iç
karışıklıklar çıkararak Mondros’un 24. maddesinin
yürürlüğe girmesini sağlamaktır.
5- Yahudilerin kurduğu cemiyetler
Filistin'de bağımsız bir Yahudi Devleti kurmak amacıyla
Alyans İsrailit ve Makabi adıyla iki cemiyet kurulmuştur.
Bu cemiyetlerin merkezi İstanbul’dur.
ll. Milli Varlığa DüĢman Cemiyetler
1- Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası
Meşrutiyet yanlısıdır. Yurdun kurtuluşunun Padişah ve
Halifenin buyruklarına uymakla mümkün olabileceğini
savunmuşlardır.
2- Hürriyet ve Ġtilaf Cemiyeti
İttihat ve Terakki partisine bir tepki olarak kurulmuştur.
Milli Mücadeleye karşı çıkmıştır.
3- Teali Ġslam Cemiyeti
Hilafet ve Ümmetçilik esaslarını benimsemiştir.
Medreselerde görevli bazı kimselerce kurulmuştur.
4- Kürt Teali Cemiyeti
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Kürtlerin
bağımsız bir devlet kurmalarını savunmuştur.
5- Ġngiliz Muhipler Cemiyeti
Kurtuluşun İngiliz mandalığı ile sağlanabileceğini
savunmuşlardır. Milli varlığa düşman cemiyetler içinde en
tehlikelisidir. Damat Ferit bu cemiyet mensubudur.
6- Wilson Prensipleri Cemiyeti
Amerikan mandacılığını savunmuşlardı. Bu cemiyet,
Wilson ilkelerinden etkilenmiştir.
Ortak Özellikler
1- Saltanat ve hilafetçi bir anlayıştadırlar.
2- Milli bütünlüğü bozmaya yönelik hareket
etmişlerdir.
3- İtilaf devletlerinin çıkarlarına alet
olmuşlardır.
4- Milliyetçiliğe karşı, ümmetçi bir
anlayıştadırlar.