8. blm xx. yy. balarinda osmanli devlet

17
A. TRABLUSGARP SAVAŞI (1911 - 1912) Sebepleri; 1. 1870 yılında siyasi birliğini tamamlayan İtalya’nın gelişen sanayisine hammadde bulmak istemesi, 2. Osmanlı Devleti’nin zayıf olması, 3. Trablusgarp’ın hammadde açısından zengin olması 4. Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın olması, 5. Trablusgarp’ın Akdeniz’de önemli ticaret yolları üzerinde olması 6. İtalya’nın Habeşistan yenilgisini telafi etmek istemesi, 7. İtalya’nın Trablusgarp hususunda İngiltere ve Fransa ile anlaşması, İtalya, bu sebeplere bağlı olarak 28 Eylül 1911’de Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti. Güçlü donanmaya sahip olan İtalya Trablusgarp, Bingazi ve Derne’ye asker çıkardı. Osmanlı Devleti Trablusgarp’a karadan ve denizden asker gönderemedi. Osmanlı Devleti Trablusgarp’ı savunmak amacıyla bölgeye gizlice gönüllü subayları sevk etmiştir. Subaylardan Enver Bey Bingazi’de, Mustafa Kemal Derne ve Tobruk’ta yerli halkı İtalyanlara karşı örgütlediler. Derne ve Tobruk’ta elde edilen başarılarla İtalyanlar iç bölgelere giremeyince İtalya Osmanlı Devletini zor duruma düşürüp anlaşma masasına çekmek için 12 Ada ve Rodos’u işgal ettiler. Çanakkale istihkâmlarını bombaladılar. Balkan Savaşlarının başlamasıyla Osmanlı Devleti, İtalyanlarla barış yapılmak zorunda kalındı. Lozan şehrinde imzalanan Ouchi (Uşi) Barış Antlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre; 1. Trablusgarp ve Bingazi İtalyanlara bırakıldı. 2. Trablusgarp halkı dini açıdan Osmanlı halifesine bağlı kalacaktı. 3. Oniki Ada Balkan Savaşları sonuna kadar geçici olarak İtalyanlara bırakıldı. Trablusgarp Savaşının Sonuçları; 1. Trablusgarp ve Bingazi kaybedildi, 2. Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını kaybetti, 3. Halifelik kanalıyla bu bölge ile olan kültürel bağlantı korunmaya çalışıldı, 4. Osmanlı Devletinin Trablusgarp’ta yenilmesi Balkan Devletlerinin, Osmanlı Devletine savaş ilan etmesini cesaretlendirmiştir. NOT: Osmanlı Devletinin Trablusgarp’ta yenilmiş olması Balkan Devletlerinin, Osmanlı Devletine savaş ilan etmesini cesaretlendirmiştir. Bu yönü ile düşünüldüğünde Trablusgarp Savaşının sonucu I. Balkan Savaşının sebebini teşkil etmektedir. B. BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913) l. Balkan Savaşı’nın Nedenleri; Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik akımının etkisi, Rusya’nın Balkanlarda panislavist politika izlemesi, Osmanlı - Almanya yakınlaşması üzerine 1908 Reval Görüşmesi ile İngilizlerin, Rusları, Boğazlar ve Balkanlar politikasında (Panslavizm) serbest bırakması Osmanlı’nın zayıf olması, Balkan uluslarının Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarını ele geçirmek istemesi , l. Balkan Savaşı: Trablusgarp Savaşı devam ederken Rusya, Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarını Sırbistan ve Bulgaristan arasında paylaştırdı. İki devlet arasında yapılan antlaşmaya Karadağ ve Yunanistan da katılarak Balkan Birliği’ni oluşturdular. Balkan Birliği’ni oluşturan bu devletler Osmanlı Devleti’nden Makedonya’da ıslahat yapmasını istediler. Osmanlı Devleti bu isteği kabul etmeyince 8 Ekim 1912’de Balkan devletleri Osmanlı Devletine savaş ilan ettiler. Karadağ, Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan’la yapılan savaşlarda Osmanlı Devleti her cephede yenilgiye uğradı. Sırplar İşkodra ve Manastır’a Yunanlılar, Yanya ve Selanik’e saldırdılar. Yunanistan Bozcaada ve Gökçeada dışındaki tüm Ege adalarıişgal etti. Bulgarlar, Edirne, Kırklareli ve Lüleburgaz’ı alarak Çatalca’ya kadar ilerlediler. Osmanlı Devletinin I. Balkan Savaşında yenilmesinin sebepleri; 1. Komutanların siyasetle ilgilenmesi, 2. Komutanlar arasında alaylı mektepli tartışmalarının yaşaması, 3. Almanların söz verdikleri gibi gerekli yardımı yapmamaları, 4. Osmanlı Devletinin I. Balkan Savaşı öncesinde ordusunun büyük bir bölümünü terhis etmesi, 5. Cephane ve erzak sıkıntısının yaşaması, Osmanlı Devleti bu dönemde bir taraftan savaşla uğraşırken bir taraftan da kendi içinde yaşanan siyasi olaylarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Savaş sırasında yaşanan siyasi olaylar ise şunlardır; İttihat ve Terakki Cemiyeti bu savaştan fırsat bularak Bab-ı Ali Baskınını yaparak hükümete gelmiştir. Arnavutlar bu savaş sırasında bağımsızlıklarını ilan ederek Osmanlı Devletinden ayrılmışlardır.

Upload: ayhan-bal

Post on 01-Dec-2015

61 views

Category:

Documents


3 download

TRANSCRIPT

Page 1: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

A. TRABLUSGARP SAVAŞI (1911 - 1912)

Sebepleri;

1. 1870 yılında siyasi birliğini tamamlayan

İtalya’nın gelişen sanayisine hammadde bulmak

istemesi,

2. Osmanlı Devleti’nin zayıf olması,

3. Trablusgarp’ın hammadde açısından zengin

olması

4. Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın olması,

5. Trablusgarp’ın Akdeniz’de önemli ticaret yolları

üzerinde olması

6. İtalya’nın Habeşistan yenilgisini telafi etmek

istemesi,

7. İtalya’nın Trablusgarp hususunda İngiltere ve

Fransa ile anlaşması,

İtalya, bu sebeplere bağlı olarak 28 Eylül 1911’de

Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti.

Güçlü donanmaya sahip olan İtalya Trablusgarp,

Bingazi ve Derne’ye asker çıkardı.

Osmanlı Devleti Trablusgarp’a karadan ve denizden

asker gönderemedi. Osmanlı Devleti Trablusgarp’ı

savunmak amacıyla bölgeye gizlice gönüllü subayları

sevk etmiştir. Subaylardan Enver Bey Bingazi’de,

Mustafa Kemal Derne ve Tobruk’ta yerli halkı

İtalyanlara karşı örgütlediler.

Derne ve Tobruk’ta elde edilen başarılarla İtalyanlar iç

bölgelere giremeyince İtalya Osmanlı Devletini zor

duruma düşürüp anlaşma masasına çekmek için 12

Ada ve Rodos’u işgal ettiler. Çanakkale istihkâmlarını

bombaladılar.

Balkan Savaşlarının başlamasıyla Osmanlı Devleti,

İtalyanlarla barış yapılmak zorunda kalındı. Lozan

şehrinde imzalanan Ouchi (Uşi) Barış Antlaşması

imzalandı.

Bu anlaşmaya göre;

1. Trablusgarp ve Bingazi İtalyanlara bırakıldı.

2. Trablusgarp halkı dini açıdan Osmanlı

halifesine bağlı kalacaktı.

3. Oniki Ada Balkan Savaşları sonuna kadar

geçici olarak İtalyanlara bırakıldı.

Trablusgarp Savaşının Sonuçları;

1. Trablusgarp ve Bingazi kaybedildi,

2. Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son

toprak parçasını kaybetti,

3. Halifelik kanalıyla bu bölge ile olan kültürel

bağlantı korunmaya çalışıldı,

4. Osmanlı Devletinin Trablusgarp’ta yenilmesi

Balkan Devletlerinin, Osmanlı Devletine

savaş ilan etmesini cesaretlendirmiştir.

NOT: Osmanlı Devletinin Trablusgarp’ta yenilmiş olması

Balkan Devletlerinin, Osmanlı Devletine savaş ilan

etmesini cesaretlendirmiştir. Bu yönü ile düşünüldüğünde

Trablusgarp Savaşının sonucu I. Balkan Savaşının

sebebini teşkil etmektedir.

B. BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913)

l. Balkan Savaşı’nın Nedenleri;

Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik akımının

etkisi,

Rusya’nın Balkanlarda panislavist politika izlemesi,

Osmanlı - Almanya yakınlaşması üzerine 1908 Reval

Görüşmesi ile İngilizlerin, Rusları, Boğazlar ve

Balkanlar politikasında (Panslavizm) serbest

bırakması

Osmanlı’nın zayıf olması, Balkan uluslarının Osmanlı

Devleti’nin Balkan topraklarını ele geçirmek istemesi,

l. Balkan Savaşı:

Trablusgarp Savaşı devam ederken Rusya, Osmanlı

Devleti’nin Balkan topraklarını Sırbistan ve

Bulgaristan arasında paylaştırdı. İki devlet arasında

yapılan antlaşmaya Karadağ ve Yunanistan da

katılarak Balkan Birliği’ni oluşturdular.

Balkan Birliği’ni oluşturan bu devletler Osmanlı

Devleti’nden Makedonya’da ıslahat yapmasını

istediler. Osmanlı Devleti bu isteği kabul etmeyince 8

Ekim 1912’de Balkan devletleri Osmanlı Devletine

savaş ilan ettiler.

Karadağ, Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan’la

yapılan savaşlarda Osmanlı Devleti her cephede

yenilgiye uğradı.

Sırplar İşkodra ve Manastır’a Yunanlılar, Yanya ve

Selanik’e saldırdılar. Yunanistan Bozcaada ve

Gökçeada dışındaki tüm Ege adalarını işgal etti.

Bulgarlar, Edirne, Kırklareli ve Lüleburgaz’ı alarak

Çatalca’ya kadar ilerlediler.

Osmanlı Devletinin I. Balkan Savaşında yenilmesinin

sebepleri;

1. Komutanların siyasetle ilgilenmesi,

2. Komutanlar arasında alaylı – mektepli

tartışmalarının yaşaması,

3. Almanların söz verdikleri gibi gerekli yardımı

yapmamaları,

4. Osmanlı Devletinin I. Balkan Savaşı

öncesinde ordusunun büyük bir bölümünü

terhis etmesi,

5. Cephane ve erzak sıkıntısının yaşaması,

Osmanlı Devleti bu dönemde bir taraftan savaşla

uğraşırken bir taraftan da kendi içinde yaşanan siyasi

olaylarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Savaş sırasında

yaşanan siyasi olaylar ise şunlardır;

İttihat ve Terakki Cemiyeti bu savaştan fırsat bularak

Bab-ı Ali Baskınını yaparak hükümete gelmiştir.

Arnavutlar bu savaş sırasında bağımsızlıklarını ilan

ederek Osmanlı Devletinden ayrılmışlardır.

Page 2: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

(Balkanlarda en son bağımsız olan Arnavutlardır.) 28

Kasım 1912

Osmanlı Devleti bu yaşananlar karşısında barış

istemek zorunda kaldı. Avrupa devletlerinin de

aracılığıyla, 30 Mayıs 1913’te Londra Barış

Antlaşması imzalandı. (İngiltere ve Almanya’nın

çabalarıyla)

Londra Antlaşmasına göre;

1. Osmanlı Devletinin batıda ki sınırı Midye – Enez

hattı olacak,

2. Edirne de dahil olmak üzere Trakya’nın tamamı

Bulgaristan’a,

3. Selanik, Yanya, Serez ve Güney Makedonya

Yunanistan’a,

4. Kuzey ve Orta Makedonya Sırbistan’a

bırakılacak,

5. Ege Adalarının siyasi durumu büyük devletlerin

kararına bırakılacaktır.

I. Balkan Savaşının Sonuçları;

1. Osmanlı Devleti Trakya, Makedonya, Girit ve

Arnavutluğu kaybetti.

2. Ege Adalar sorunu ilk defa ortaya çıktı.

3. Bulgaristan Trakya topraklarını ele geçirerek

Ege Denizine kıyı oldu.

4. İstanbul’un güvenliği tehlikeye girdi.

5. Ordunun siyasetle uğraşmasının sakıncaları

anlaşıldı

6. Arnavutluk bağımsızlığını ilan ederek Osmanlı

Devletinde ayrıldı.

7. İttihat ve Terakki Cemiyeti Bab-ı Ali Baskınını

yaparak hükümete geldi.

8. Balkanlardan Anadolu’ya Türk göçleri yaşandı

9. Balkanlarda yaşayan Türkler azınlık durumuna

düşmüş Türk azınlık sorunu başlamıştır.

10. Bulgaristan’ın diğer devletlere nazaran daha

fazla toprak alması balkan devletlerini rahatsız

etmiştir. Savaş bittikten sonra balkan devletleri

Bulgaristan’dan toprak almak için, Bulgaristan’a

savaş ilan etmişler böylelikle II. Balkan

Savaşının yaşanmasına sebep olmuşlardır.

ll. Balkan Savaşı (1913)

Sebepleri;

Bulgaristan I. Balkan Savaşında diğer balkan

devletlerine nazaran daha fazla toprak alınca

Yunanistan ve Sırbistan, Bulgaristan’a karşı ittifak

oluşturdular. Bu olay üzerine Bulgaristan her iki

devlete de savaş ilan etmiştir. Başlayan bu savaşa

Bulgaristan’dan toprak almak isteyen Romanya da

katılmıştır.

II. Balkan Savaşının başlaması üzerine Osmanlı

Devleti daha önceden kaybettiği toprakları geri almak

için Bulgaristan’a savaş ilan etmiştir.

Kurmay Yarbay Enver Bey komutasındaki Türk

ordusu Midye - Enez sınırını geçerek Kırklareli ve

Edirne’yi geri almıştır. Mustafa Kemal l. Balkan

Savaşı sırasında Çanakkale ve Gelibolu’nun

savunulması için kurulan Akdeniz Boğazı Birleşik

Kuvvetler Hareketi Şubesi Müdürlüğü’ne atanmıştır. ll.

Balkan Savaşı’nda Bolayır’da hazırladığı birliklerle

Edirne’nin geri alınmasında görev yapmıştır.

Bulgaristan bu savaşta yenik düşmüş kısa bir süre

sonra barış istemek zorunda kalmıştır.

Savaşın sonunda Balkan devletleri arasında Bükreş

Antlaşması, Osmanlı-Yunanistan arasında Atina

Antlaşması, Osmanlı-Bulgaristan arasında İstanbul

Antlaşması ve Osmanlı – Sırbistan arasında İstanbul

Anlaşması imzalanmıştır.

Bükreş Antlaşması (10 Ağustos 1913)

Bulgaristan: Silistre, Turakan ve Güney Dobruca’yı

alacak.

Yunanistan: Epir’in tamamını, Selanik, Yanya ve

Güney Makedonya’yı aldı.

Sırbistan: Manastır, Üsküp ve Piriştine’yi aldı.

Karadağ: Plevne ve Çakova’yı aldı.

Romanya: Dobruca’nın bir bölümünü almıştır.

İstanbul Antlaşması (Osmanlı – Bulgaristan) (29 Eylül

1913)

a. İki devlet arasında Meriç nehri sınır

olacak.

b. Edirne, Kırklareli ve Dimetoka

Osmanlılarda, Dedeağaç Bulgaristan

kalacak.

c. Bulgaristan’da yaşayan Türklerin her

türlü hakları devlet garantisinde

olacak.

NOT

Azınlık durumunda düşen Türkler

Bulgarlarla eşit haklara sahip olacak,

Türkler müftülerini kendileri

seçebilecek, Bulgaristan’daki Türkler

ilkokul ve ortaokulda Türkçe eğitim

alabilecek, mülk edinebilecekler

kararları da İstanbul Antlaşması’nda

yer almıştır.

Page 3: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

Atina Antlaşması (Osmanlı – Yunanistan)(14 Kasım

1913)

Osmanlı ile Yunanistan arasında imzalandı. Girit’in

durumu belirlenemediği için imzalanması gecikmiştir.

Girit Adası, Yanya, Selanik, Serez ve Güney

Makedonya Yunanistan’da kalacak,

Yunanistan’da kalan Türklerin her türlü hakları devlet

garantisinde olacak.

Sırbistan’la İstanbul anlaşması;

I. Balkan Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti’nin

batıda Sırbistan ile sınırı kalmamıştır. Ancak Londra

Anlaşmasıyla kaybettiği topraklarda yaşayan Türk ve

Müslümanlar azınlık durumuna düşmüştür. Osmanlı

Devleti bu sorunu çözmek için anlaşmayı

imzalamıştır.

lI. Balkan Savaşlarının Sonuçları;

1. Osmanlı Devleti Edirne dahil Doğu Trakya’yı

geri aldı.

2. İstanbul’un güvenliği sağlandı.

3. Bulgaristan diğer Balkan devletlerine toprak

vermek zorunda kaldı.

4. Bulgaristan Batı Trakya topraklarını

Yunanistan’a bırakmak zorunda kaldı. Böylelikle

Ege denizine olan kıyısını kaybetti.

5. Osmanlı Devleti I. Balkan Savaşıyla başlayan

Türk azınlık problemlerini yaptığı anlaşmalarla

çözmeye çalıştı.

6. Bulgaristan II. Balkan Savaşında yenilip büyük

toprak kaybına uğramış olması, Balkan

devletlerine karşı bir düşmanlık beslemesine

neden olmuştur. Bulgaristan I. Dünya

Savaşında Balkan devletlerine karşı İttifak

devletlerinin yanında savaşa girmiştir.

7. Osmanlı Devletinin Bulgaristan’la imzaladığı

İstanbul Anlaşması, günümüz Türk – Bulgar

sınırını çizmiştir.

BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġI ( 1914–1918 )

Genel Sebepleri:

1- Sanayi inkılâbıyla birlikte Avrupalı Devletlerin

artan hammadde ve pazar ihtiyacını karşılamak

istemeleri,

2- Avrupalı devletleraralarındaki sömürgecilik

yarışı

3- 1789 Fransız İhtilali ile birlikte dünyaya yayılan

Milliyetçilik hareketleri,

Dünya üzerinde ilk sanayi inkılâbını gerçekleştiren devlet

İngiltere olmuştur. Kısa bir süre sonra İngiltere’yi, Fransa

takip etmiştir. Bu iki devlet Hammadde ve Pazar

ihtiyaçlarını karşılamak için Sömürgecilik hareketlerini

başlatmış, İngiltere bu amaç çerçevesinde; Mısır ve uzak

doğuda sömürgeler edinirken, Fransa; Osmanlı

Devleti’nin Kuzey Afrika topraklarından Cezayir ve

Tunus’u sömürge haline getirmiştir.

Siyasi birliğini geç kuran İtalya sanayi inkılâbını

gerçekleştirdikten sonra sömürgecilik yarışına katılarak

Trablusgarp’ı işgal etmiştir. Almanya ise bu yarışa çok

daha geç başladığından ve dünya sömürgeleri İngiltere

ve Fransa tarafından paylaşıldığından, bu devletlerin

elindeki sömürgeleri kapabilmek amacıyla harekete

geçmiştir. Bu yarış Avrupalı Devletlerarasında büyük bir

rekabetin başlamasına neden olmuştur.

Öte taraftan Fransız İhtilalinin dünyaya yaydığı

Milliyetçilik hareketleri büyük sınırlara sahip çok uluslu

devletleri zor duruma düşürmüştür. Özellikle Avusturya-

Macaristan ve Osmanlı Devletleri hızla parçalanma

sürecine girmiştir.

Özel Sebepler

1- Büyük devletlerarasındaki silahlanma yarışı

2- Almanya ile Fransa arasında 1871 ‘de yapılan

Sedan Savaşında Fransa’nın yenilerek, son

derece zengin kömür yatağına sahip olan Alses-

Loren bölgesini Almanya’ya kaptırması ve

Fransa’nın bu yenilginin intikamını ve bu bölgeyi

geri almak istemesi.

3- İngiltere’nin Boğazlar ve Balkanlar’da Rusya’yı

serbest bırakması ve Rusya’nın Panslavist

politikayı uygulaması.

4- Avusturya - Macaristan İmparatorluğu’nun

Rusya’ya karşı cephe alması

5- Almanya’nın İngiltere ve Fransa’nın

sömürgelerini ele geçirmek istemesi

6- İngiltere ve Fransa’nın sömürgelerini ve

korumak ve genişletmek istemeleri

Bu sebepler Avrupa ülkelerin kendi aralarında Üçlü İtilaf

ve Üçlü İttifak adıyla bloklaşmasına neden olmuştur.

Üçlü İtilaf grubunda İngiltere, Fransa ve Rusya yer alırken

bu gruba karşı olarak Üçlü İttifak grubunda; Almanya,

İtalya ve Avusturya-Macaristan yer almıştır.

UYARI: Ġtalya savaĢ baĢlamadan önce Üçlü Ġttifak

grubundayken, savaĢ baĢladıktan sonra bu gruptan

ayrılarak, Üçlü Ġtilaf grubuna geçmiĢtir. Bunun

sebebi; Avusturya–Macaristan’ın, düĢmanı olan

Rusya’ya karĢı, ırktaĢı Almanya ile ittifak kurmasıdır.

Ġtalya sınır problemi yaĢadığı Avusturya-Macaristan

Page 4: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

ile aynı safta yer almak istememiĢ, savaĢ baĢlayınca

tarafsızlığını ilan etmiĢ, 1915’ te ise Ġtilaf grubunda

savaĢa katılmıĢtır.

SavaĢın Görünür Nedeni

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahdı Ferdinant

1914’te Saray Bosna’yı ziyarete gittiğinde Rusya’nın

Panslavist politikasından cesaret alan Sırp milliyetçileri

Ferdinant’a suikast düzenleyerek öldürmüşlerdir. Bu

olayın yaşanması üzerine Avusturya- Macaristan

Sırbistan’a savaş ilan etmiştir. Rusya ise Sırbistan’ı

korumak amacıyla Avusturya-Macaristan’a savaş ilan

edince Üçlü ittifak ve Üçlü İtilaf blokları birbirine savaş

açmıştır. I.Dünya Savaşı böylelikle Avrupa da başlamıştır.

Ancak kısa zaman içinde tüm dünyaya yayılmıştır.

OSMANLI DEVLETĠNĠN l. DÜNYA SAVAġINA

GĠRMESĠNĠN NEDENLERĠ

I.Dünya Savaşı Avrupa’da başladığında Osmanlı Devleti

ilk başta tarafsızlığını ilan etmiştir. Ancak her halükarda

bu savaşın kendi topraklarına sıçrayacağına

inandığından, güçlü olanın yanında yer almak için taraf

edinmeye çalışmıştır. Bu sebepten İlk olarak İngiltere ile

ittifak kurma yoluna gitmişse de İngiltere, Osmanlı

Devletiyle ittifaka yanaşmamıştır. Hatta Osmanlı

Devleti’nin tarafsız kalması koşuluyla Osmanlı Devleti’ne

ekonomik yardımda bulunacağını duyurmuştur. Osmanlı

Devleti İngiltere’nin bu taahhütlerine inanmadığından,

Almanya’ya yanaşmak zorunda kalmıştır.

NOT: Ġngiltere’nin Osmanlı Devletiyle ittifak kurmak

istememesinin nedeni:

1-İngiltere’nin Osmanlı topraklarını sömürge edinmek

istemesi

2-İngiltere’nin müttefiki olan Rusya’yı kızdırmak

istememesidir.

UYARI: Rusya’nın I.Dünya savaĢına katılmasındaki

temel sebep Panslavizm’i gerçekleĢtirmek

istemesidir. Yani sıcak denizlere açılmak için

Boğazları hâkimiyet altına almaktır. Osmanlı Devleti,

Ġngiltere ile ittifak kurmuĢ olsaydı, Rusya ile de

müttefik durumuna gelecekti ki bu durum Rusya’nın

boĢuna savaĢa girmesi anlamına gelirdi.

Osmanlı Devleti ile Almanya arasında yapılan görüşmeler

olumlu sonuçlanmış ve kısa zamanda iki taraf arasında 2

Ağustos 1914‘te gizli bir ittifak antlaşması imzalanmıştır.

Ancak Osmanlı Devleti antlaşmanın yapılmasından

hemen sonra savaşa girmeyerek dört ay beklemiştir.

Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni kendi yanında savaĢa

sokmak istemesinin nedenleri:

1- Almanya’nın savaşı geniş alanlara yayarak

batıda rahatlamak istemesi,

2- Osmanlı Devleti’nin Halifelik makamından

yararlanmak istemesi,

3- Osmanlı devletinin Jeopolitik konumundan

yararlanmak istemesi,

4- Boğazları kontrol altına alarak, Rusya’ya

gidecek olan yardımların önünü kesmek

istemesi

5- Petrol bölgelerini kontrol altına almak istemesi

6- Kanal bölgesinde bir cephe açılmasını

sağlayarak İngilizlerin sömürgeleriyle olan

bağını koparmak istemesi

Osmanlı Devleti’nin Almanya yanında savaĢa girmek

istemesinin nedenleri:

1- Almanya’nın savaşı kazanacağına olan inancı

2- İttihat ve Terakki cemiyeti liderlerinin Alman

hayranı olması

3- Almanya ile oluşan yakın dostluk ve ticari

ilişkilerin gelişmiş olması

4- Alman ekonomisinden istifade etme arzusu

5- Daha önceden kaybedilen toprakları geri alma

arzusu

6- Kapitülasyonları kaldırma isteği

Gizli anlaşmadan sonra iki Alman zırhlı gemisi Akdeniz’de

İngiliz ve Fransız takibinden kaçarak Osmanlı Devletine

sığınmış, İngiltere bu gemilerin kendisine teslim

edilmesini Osmanlı Devletinden istemişse de, Osmanlı bu

gemileri satın aldığını ilan ederek gemilere Türk bayrağını

asmış ve gemilerin ismini Yavuz ve Midilli olarak

değiştirmiştir. Ancak gemilerdeki Alman mürettebatı

değiştirmeyerek gemilerin Karadeniz’e açılmasını

sağlamıştır. Gemiler Rus limanlarını bombardımana

tutunca Osmanlı Devleti de resmen savaşa girmiştir. (14

Kasım 1914)

Osmanlı Devletinin savaĢa girmesiyle;

Savaş daha geniş bir alana yayıldı,

Almanya Avrupa’da rahatladı

İtilaf Devletleri Osmanlı Devletinin toprakları

üzerinde birçok cephe açmak zorunda kaldı.

l. DÜNYA SAVAġI’NDA OSMANLI DEVLETĠNĠN

SAVAġTIĞI CEPHELER

Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşına girmekle birlikte

birçok cephede savaşmak zorunda kalmıştır. Osmanlı

Page 5: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

Devleti’nin savaştığı cepheleri üç kategoride incelemek

mümkündür. O

sm

an

lı’n

ın S

ava

ştığ

ı C

ephe

ler

Taarruz Cepheleri Kafkas Cephesi

Kanal Cephesi

Savunma

Cepheleri

Çanakkale Cephesi

Hicaz Cephesi

Yemen Cephesi

Irak Cephesi

Suriye Cephesi

Filistin Cephesi

Müttefiklerine Yardım

amaçlı Cepheler

Galiçya

Makedonya

Romanya

A) TAARRUZ CEPHELERĠ

1-KAFKAS CEPHESĠ

Sebepleri:

a. Almanya’nın isteğine bağlı olarak Osmanlı

Devleti’nin Bakü petrollerini ele geçirmek

istemesi,

b. Enver Paşa’nın Orta Asya Türkleriyle birliği

sağlayarak Turan’ı gerçekleştirmek istemesi.

Enver Paşa komutasındaki Türk ordusu ağır kış şartlarına

hazırlık yapmadan Kars ve Batum’u geri almak oradan

Orta Asya’ya açılmak için Sarıkamış - Kars harekâtını

başlatmış.(22 Aralık 1914) Ancak yapılan bu taarruz

harekâtı dondurucu soğuk ve orduda başlayan tifo

salgınından dolayı başarısızlıkla sonuçlanmış, doksan bin

dolayındaki askerimiz burada şehit düşmüştür.

Sarıkamış – Kars hareketinin başarısızlıkla sonuçlanması

üzerine, ilkbahara kadar hazırlıklarını tamamlayan Rus

ordusu karşı taarruza geçmiş; Erzurum, Erzincan, Muş,

Van, Bitlis ve Trabzon’a kadar olan Doğu Karadeniz

bölgesini işgal etmiştir.

Çanakkale cephesinin kapanmasından sonra M. Kemal

Kafkas cephesine atanmış, M. Kemal’in yapmış olduğu

askeri mücadeleler neticesinde Bitlis ve Van geri

alınmıştır.

Kafkas cephesindeki mücadeleler 1917’ye kadar devam

etmiştir.1917’de Rusya’da Bolşevik ihtilalinin

yaşanmasıyla Çarlık Rusya’sı yıkılmış ve yönetimi ele

geçiren Bolşevikler, Birinci Dünya Savaşından çekilmiş

olduklarını açıklamışlardır.

Rusya’nın savaştan çekilmesiyle iki taraf arasında

Brestlitovsk Antlaşması yapılmış bu antlaşmaya göre;

Rusya Kafkas cephesinde işgal ettiği yerleri gerivermenin

yanı sıra Berlin Antlaşmasıyla Rusya’ya bıraktığımız

Elviya-i Selase ( Kars, Ardahan ve Batum) u da geri aldık.

2- KANAL CEPHESĠ

Nedenleri:

a. Osmanlı Devleti’nin Mısır’ı geri İngilizlerden geri

almak istemesi

b. İngilizlerin, Hindistan’a giden sömürge yollarını

kesmek istemesi.

Osmanlı Devleti bu amaçlar çerçevesinde Almanya’nın

isteği üzerine 14 Ocak 1915 tarihinde Süveyş kanalına

taarruz düzenleyerek cepheyi açtı. Osmanlı Devleti, bu

cephede iki defa saldırı hareketi düzenlemişse de her iki

saldırı hareketi de başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

İngilizler açısından çok önemli bir cephe olması itibariyle

cephenin açılmasından kapanmasına kadar olan

zamanda İngilizler, burayı savunmak amacıyla sürekli

sömürgelerinden askeri takviye yapmışlardır.

Osmanlı Devletinin bu cephede başarısız olmasının

birçok sebebi bulunmaktadır bu sebepler:

a. Almanya’nın, Osmanlı Devleti’ne gereken

yardımı yapmaması,

b. Osmanlı ordusunun su ve erzak sıkıntısı,

c. Bölgenin çöl olması,

d. Demiryollarının kanala kadar uzanmamasından

ötürü gerekli yardımların zamanında

ulaştırılmaması etkili olmuştur.

1916’da Osmanlı ordusu başarısız olup geri çekildikten

sonra, İngilizler bölgenin güvenliğini sağlamak amacıyla

karşı taarruza geçmiş, Sina yarımadasını ele geçiren

İngilizler kuzeye doğru ilerlemeye başlamışlardır.

B) SAVUNMA CEPHELERĠ

1-ÇANAKKALE CEPHESĠ

Nedenleri:

a. İtilaf Devletlerinin Rusya ile gerekli bağlantıyı

kurmak istemesi

b. Osmanlı Devleti ile Almanya arasındaki

bağlantıyı koparmak istemeleri

c. İstanbul’u alarak Osmanlı Devleti’ni saf dışı

bırakarak savaşı kısa zamanda kendi lehlerine

bitirmek istemeleri,

d. Bulgaristan’ı kendi yanlarında savaşa sokmak

istemeleri

Bu cephe 19 Şubat 1915 yılında İngiliz ve Fransız

donanmalarının Çanakkale boğazını geçmek istemeleri

Page 6: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

üzerine başlamıştır. Ancak Türk topçu bataryalarının

üstün atışları ve Nüsrat mayın gemisinin boğaza döşemiş

olduğu mayınların etkisiyle İtilaf donanması büyük zayiat

alarak geri çekilmek zorunda kalmışlardır.

İtilaf Devletleri kısa bir süre sonra İstanbul’a kara yoluyla

ulaşmak için Gelibolu Yarımadasına büyük bir askeri

çıkarma yapmışlardır. Yapılan mücadelede Türk

ordusunun üstünlüğü ile sona ermiş, İtilaf Devletleri geri

çekilmek zorunda kalmışlardır.

Sonuçları

1- Savaşı Osmanlı Devleti’nin kazanması üzerine

l. Dünya savaşı iki yıl daha uzadı.

2- İnsan kaybının en fazla olduğu cephedir.

3- Rusya’ya yardım götürülemediğinden Bolşevik

İhtilalinin çıkmasını hızlandı.

4- Almanya’nın Avrupa’daki savaş yükü hafifledi

5- Bulgaristan’ın İttifak Devletleri’nin yanında

savaşa girmesine neden oldu.

6- M. Kemal’in dünyaca tanınmasını neden oldu.

7- Kurtuluş Savaşının ruhunun ortaya çıkması

sağladı.

8- Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşında

kazandığı tek cephedir.

2-SURĠYE – FĠLĠSTĠN CEPHESĠ

Nedenleri

Osmanlı ordusunun kanal cephesinde yenilmesi üzerine

İngilizlerin Sina-Filistin-Suriye hattından hücuma geçmesi

üzerine bu cephe açılmıştır. İngilizler, 15 Kasım 1917

yılında Gazze’ye girmiş, 9 Aralık 1917’de Kudüs’ü

almıştır. Bunun üzerine Osmanlı ordusu Şam’a

çekilmiştir. İngilizler Şeria Nehrinin doğusuna geçerek

saldırıya başlamış, Osmanlı ordusunu yenerek Halep’e

girmişlerdir. Fransızlar da İskenderun’u işgal etmişlerdir.

UYARI: Halep’in iĢgalinin Anadolu’nun iĢgaline neden

olacağını düĢünen 7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal;

Halep’in kuzeyinde savunma tertibatı aldı. Arap ve

Ġngiliz saldırılarını durdurmuĢtur. Ancak bu sırada

Mondros AteĢkes AntlaĢması imzalanmıĢtır.

3- HĠCAZ – YEMEN CEPHELERĠ

Nedenleri

a. İngilizlerin Kızıldeniz’e egemen olmak ve

Hindistan sömürge yollarının denetimini ele

geçirmek istemeleri,

b. Petrol bölgesine egemen olmak istemeleri,

c. Arapların Osmanlı Devleti’nden ayrılmalarını ve

bağımsız olmalarını sağlamak

Bu bölgedeki cephe Birinci Dünya Savaşının

başlamasından hemen sonra İngilizlerin taarruzuyla

başlamıştır. Osmanlı Devleti kutsal toprakları korumak

amacıyla dört yıl boyunca mücadele etmişse de, İngiliz

kışkırtmaları neticesinde Araplar, Türklere karşı

İngilizlerle birlikte olup Türklere karşı mücadele

etmişlerdir.

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasıyla

Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşını kaybettiğin kabul

etmiş ve bölge İngiliz işgalline girmiştir.

UYARI: Arapların bu bölgelerde Ġngilizleri

desteklemesi üzerine Ġslamcılık (Ümmetçilik)

düĢüncesi geçerliliğini yitirdi. Yerine bölgede

Milliyetçilik düĢüncesi egemen oldu.

4- IRAK CEPHESĠ

a- İngilizlerin, bölgedeki Alman nüfuz ve

tehlikesini ortadan kaldırmak

b- Petrol yönünden zengin olan Abadan

Petrollerini ele geçirmek istemeleri

c- İngilizlerin Osmanlı ordusunun İran’a

girmesini Hindistan’ı tehdit etmesini önlemek

istemesi

İngilizler, 1914 yılında Basra’ya asker çıkardı. 22–24

Kasım 1915 yılında Kut-ul Amara’da Osmanlı ordusu

İngilizleri yenilgiye uğratmıştır. Ancak Osmanlı Devleti 13.

Kolordu’yu İran’a göndermesi üzerine Irak’da ki Türk

askeri sayısında azalma olmuştur. İngilizlerin takviye

alarak yeniden saldırması üzerine 11 Mart 1917’de

Bağdat İngiliz işgaline girmiştir. İngilizler, Kerkük’ü alarak

Musul önlerine kadar ilerlemiş, bu sırada Mondros

Ateşkes Antlaşması yapıldığından savaş durmuştur.

C-MÜTTEFĠKLERE YARDIM AMACIYLA ASKER

GÖNDERDĠĞĠMĠZ CEPHELER

1- Galiçya Cephesi

Avusturya’nın Galiçya’da Ruslara karşı zor duruma

düşmesi üzerine Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya

ya yardım etmek amacıyla bu cepheye asker göndermiş,

Ruslara karşı savaşmıştır. (1916) 1917 yılında Rus

ihtilalinin çıkması üzerine bu cephe kapanmıştır.

2- Romanya Cephesi

Page 7: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

Osmanlı Devletinin; Romanya’ya karşı Bulgarlara yardım

etmek amacıyla ordu gönderdiği bir cephedir. Rus

ihtilalinin çıkması ve Rusya’nın savaştan çekilmesi

üzerine Romaya’da savaştan çekilmiştir.

3- Makedonya Cephesi

Osmanlı Devleti; Avusturya ve Almanya ile birlikte bu

bölgede Sırp ve Ruslar’a karşı savaştı. 3 Mart 1918

yılında Rusya ile yapılan Brest-Litowsk Antlaşması ile böl-

gede barış sağlandı.

I.Dünya SavaĢında Osmanlı Devletinin Topraklarını

PaylaĢmak Ġçin Yapılan Gizli AntlaĢmalar:

1.Ġstanbul AntlaĢması: 10 Nisan 1915

İngiltere ve Fransa; Rusya’yı kendi taraflarında tuta-

bilmek amacıyla Boğazlar ve çevresini ile Marmara

kıyılarını Rusya’ya vermişlerdir.

2.Londra AntlaĢması: 26 Nisan 1915

İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında yapıldı.

İtalya’ya Osmanlı topraklarından pay verildi. Ege

bölgesinden Mersin’e kadar olan yerler Konya’da dâhil

olmak üzere İtalyanlara bırakıldı. İtalya’nın 12 Ada

üzerindeki hâkimiyeti tanındı.

Londra antlaşması ile İtalya İtilaf devletlerinin yanında

savaşa girmiş oldu.

3.Sykes-Picot AntlaĢması: 3 Ocak 1916

İngiltere ile Fransa arasında yapıldı.

Bu Antlaşmaya göre;

Adana-Antalya bölgeleri, Suriye kıyıları ve Lübnan

Fransa’ya, Musul hariç Irak İngiltere’ye bırakılmıştır.

Suriye’nin diğer bölgeleri ile Musul ve Ürdün’ü kapsa-yan

bir Arap Krallığı kurulacak, ancak bu Krallık İngiliz ve

Fransızların koruyuculuğunda olmasına karar verilmiştir.

4.Petrograt SözleĢmesi: 1916

Rusya’ya Boğazlar bölgesine ek olarak Trabzon’a kadar

olan Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinin

verilmesine karar verilmiştir.

5.Saint - Jean de Maurienne AntlaĢması: 19 Nisan

1917

İngiltere, Fransa ve İtalya arasında yapıldı.

İtalya’ya; Antalya, Konya, Aydın ve İzmir verildi. Ancak

Rusya savaştan çekildiği için uygulamaya konulamadı,

dolayısıyla İtalya ile bu iki devlet arasında antlaşmazlık

çıktı.

6.Mac-Mahon AntlaĢması:1916

İngiltere ile Araplar arasında yapılmıştır. Bu antlaşma ile

Araplara bağımsız bir devlet söz verilmiş, bunun üzerine

Araplar Osmanlıya karşı İngilizlerin yanında

savaşmışlardır.

Not: Yukarıdaki gizli antlaşmalarla Osmanlı devletinin

topraklarının tamamına yakını savaş içinde İtilaf devletleri

arasında paylaşılmıştı. Ancak Rusya’nın savaştan

çekilmesi ve gizli antlaşmaları açıklaması antlaşmalar

üzerinde bazı değişikliklerin yapılmasına neden oldu.

I. DÜNYA SAVAġINA KATILAN DĠĞER DEVLETLER

1.Ġtalya’nın SavaĢa Katılması (20 Mayıs 1915)

İtalya Birinci Dünya Savaşı öncesinde İttifak bloğunda yer

almasına rağmen, aynı blokta yer aldığı Avusturya-

Macaristan İmparatorluğuyla Balkanlar ve Adriyatik

kıyılarıyla ilgili sorunlar yaşamaya başlamışlardır. Savaş

başladığında bu sebepten dolayı İtalya savaşa

girmeyerek tarafsızlığını ilan etmiştir.

1915’te İngiltere’nin başını çektiği İtilaf Devletleri

denizlerde güçlü olan İtalya’yı kendi yanlarında savaşa

sokmak için, İtalya’ya toprak vaadinde bulunmuş ve

taraflar arasında anlaşma yapılmıştır. İtalya savaş

sonrasında kendisine verile toprakları ele geçirmek için

İtilaf Devletlerinin yanında savaşa girmiştir.

2.Bulgaristan’ın SavaĢa Katılması (6 Ekim 1915)

Bulgaristan’ın konumu iki blok açısından da önemliydi.

Almanya; Osmanlı Devleti ile İngiltere ise Rusya ile kara

yoluyla yardımlaşmak amacıyla Bulgaristan’ı kendi

saflarında istiyorlardı.

Bulgaristan ise; Sırbistan ile arası açık olduğundan İtilaf

bloğuna pek sıcak bakmıyordu. Osmanlı Devleti’nin

Çanakkale Savaşını kazanması üzerine İttifak grubunda

savaşa dâhil olmuştur.

3.Romanya’nın SavaĢa Katılması: (28 Ağustos 1916)

Romanya; Avusturya’dan Tarnsilvanya’yı ve Baserabya’yı

istiyordu. Bu isteklerinin kabul edilmesi üzerine İtilaf

Bloğunun yanında savaşa girdi. Rusya’da Bolşevik

İhtilalinin yaşanması ve savaştan çekilmesi üzerine

Romanya’da savaştan ayrılmıştır. 7 Mayıs 1918

Page 8: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

Romanya, Rusya’dan sonra savaştan ayrılan ikinci devlet

oldu.

4.Japonya’nın SavaĢa Katılması

Birinci Dünya Savaşı Avrupa’da başladıktan kısa bir süre

sonra Japonya Almanya’nın Uzak Doğudaki

sömürgelerini ele geçirmek için savaşa katılmıştır. Dört ay

içinde amacına ulaşan Japonya savaşı kendi açısından

sona erdirerek, savaştan ayrılmıştır.

NOT: Birinci Dünya Savaşından ilk çekilen devlet

Japonya olmuştur.

5.Yunanistan’ın SavaĢa Katılması: (26 Haziran 1917)

Yunanistan, Bulgaristan ile arası açık olduğundan ve bu

devletin ittifak bloğuna girmesi üzerine İngiltere ile

anlaşarak İtilaf Devletlerinin yanında savaşa katılmıştır.

NOT: Yunanistan, I. Dünya savaşına en son katılan

devlettir.

5.ABD’nin SavaĢa Katılması: (2 Nisan 1917)

ABD Birinci Dünya Savaşı başladığında tarafsızlığını ilan

etmişse de, üretmiş olduğu silahları İngiltere ve Fransa’ya

satmaya başlamıştır. Bu durum Almanya’nın zararına

olduğundan kısa bir süre sonra Almanya ABD’ye ait

ticaret ve yolcu gemilerine saldırmaya başlamıştır.

Almanya’nın saldırıları ABD’nin İtilaf Devletlerine

yanaşmasına neden olmuş, 1917’de ABD Başkanı Wilson

kendi adıyla yayınladığı bildirgenin İtilaf Devletlerinin

kabul etmesi kaydıyla, İtilaf Devletlerinin yanında savaşa

katılacaklarını ilan etmiştir. İtilaf Devletleri savaşı kısa

zamanda kendi lehlerine sonuçlandırmak için bu bildirgeyi

kabul ederek ABD ile ittifak yapmış ve ABD resmen

savaşa girmiştir.

UYARI: Amerika’nın l. Dünya savaĢına Ġtilaf bloğu

saflarında katılması savaĢın kaderini değiĢtiren en

önemli olaydır.

WILSON PRENSĠPLERĠ

I. Dünya Savaşı’nın kaderi ABD’nin savaşa katılmasıyla

değişti. ABD Başkanı Wilson savaşı bitirmek için kendi

adıyla anılan Wilson İlkelerini yayınladı.

Maddeleri:

a. Yenen devletler yenilenlerden toprak

almayacak.

Not: Bu madde Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla

çiğnendi.

b. Yenenler yenilenlerden savaş tazminatı

istemeyecek.

Not: Galip devletler onarım masrafı adı altında büyük

paralar istediler.

c. Devletlerarası gizli antlaşmalar yapılmayacaktır,

açık diplomasi uygulanacaktır.

Not: Bu madde ile Osmanlı devleti aleyhine yapılan gizli

antlaşmalar geçersiz sayılmıştır.

d. Devletlerarası anlaşmazlıklar savaşla değil

barışçı yollarla çözümlenecektir. Bu amaçla

milletlerarası bir teşkilat kurulacaktır.

Not: Milletler cemiyetinin temel fikridir.

e. Türklerin çoğunlukta bulunduğu yerlerde

Osmanlı devletinin egemenliğine bırakılacaktır.

Not: Bu madde Türk kurtuluş hareketinin hukuksal

kaynağı olmuştur.

f. Osmanlı topraklarında yaşayan diğer uluslara

çoğunlukta oldukları yerlerde bağımsızlık hakkı

tanınacaktır.

Not: Bu maddeden hedeflenen Doğuda bir Ermeni ve

Kürt devletinin kurulmasıdır. İlk defa Kürt devletinin

kurulması fikri Wilson Prensipleriyle ortaya çıkmıştır.

g. Boğazlar bütün ticaret gemilerine açık olacak ve

Boğazların denetimi uluslararası bir komisyona

bırakılacaktır.

h. Alsas-Loren Fransa’ya verilecek.

UYARI: Wilson ilkeleri her ne kadar dünya barıĢını

sağlamak amacıyla yayınlanmıĢ olsa da Ġngiltere,

Fransa ve Ġtalya bu ilkeleri çıkarlarına ters buldukları

için çiğnemiĢler dolayısıyla da Wilson ilkeleri

uygulanamamıĢtır.

SAVAġIN SONA ERMESĠ:

Rusların savaştan çekilmesi savaşın gidişatını İttifak

devletleri lehine çevirmiştir. Ancak Almanların, Amerikan

gemilerini batırmasıyla ABD’nin, İngiltere’nin yanında

savaşa katılması, savaşın kaderini tamamen değiştirmiş

ve savaş İttifak devletlerinin lehine dönmüştür.

Savaşa ittifak devletlerinin yanında giren Bulgaristan 28

Eylül 1918 ‘de yenilgiyi kabul ederek savaştan çekilmiştir.

NOT: Ġttifak Devletleri içinde savaĢtan ilk çekilen

devlet Bulgaristan olmuĢtur.

Page 9: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

Almanya ile Osmanlı arasındaki savaş malzemeleri

Bulgaristan aracılığı ile sağlanıyordu. Bulgaristan’ın

savaştan çekilmesi üzerine Almanya ile Osmanlı Devleti

arasında kara bağlantısı kopmuş, Osmanlı Devleti

Almanya’dan yardım alamaz duruma gelmiştir. Bunun

yanı sıra Wilson ilkelerinin her devlete yaşam hakkı

tanıması, yenen devletlerin yenilen devletlerden toprak ve

savaş tazminatı almayacak gibi hükümlerine

inandıklarından savaşa son vererek Mondros Ateşkes

Antlaşmasını imzalamışlardır.(30 Ekim 1918)

Avusturya – Macaristan İmparatorluğu ise bünyesindeki iç

karışıklıklardan dolayı 3 Kasım 1918’de imzaladığı Villa

Gusti Ateşkesi ile savaştan çekilmiştir.

Savaşta tek başına kalan Almanya ise 11 Kasım 1918’de

imzaladığı Rethondes Ateşkesi ile savaştan çekilmiştir.

I. DÜNYA SAVAġININ SONUÇLARI:

1- Milyonlarca insanın ölümüne neden oldu.

2- Dünyada büyük ekonomik bunalımlar

yaşanmaya başladı.

3- Büyük İmparatorluklar yıkılarak (Çarlık

Rusya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı

İmparatorluğu) yerine milli devletler

kurulmuştur.(Türkiye, Polonya,

Çekoslovakya, Yugoslavya, Macaristan)

4- Dünya siyasi haritası değişmiştir.

5- Sömürgecilik şekil değiştirerek Manda ve

Himaye’ye dönüşmüştür.

6- Kominizim, Faşizm, Nazizim gibi siyasi

yönetim şekilleri ortaya çıktı.

7- Almanya’nın Orta doğudaki etkinliği sona

erdi.

8- İngiltere ve Fransa’nın sömürgeleri arttı.

9- Milletler cemiyeti açıldı.

10- Bu savaşta ilk kez Zırhlı silahlar,

Denizaltılar, uçaklar ve kimyasal silahlar

kullanıldı.

ĠTTĠFAK DEVLETLERĠYLE YAPILAN ANLAġMALAR

Bulgaristan

Selanik AteĢkes AntlaĢması

29 Eylül 1918

Nöyyi BarıĢ AntlaĢması

27 Kasım 1919

Osmanlı Devleti

Mondros AteĢkes AntlaĢması

30 Ekim 1918

Sevr BarıĢ AntlaĢması

10 Ağustos 1920

Avusturya

Willaquiste AntlaĢması

11 Kasım1918

Sen Jermen BarıĢ AntlaĢması

(Saint Germain) 10 Eylül 1919

Bu antlaşma ile Çekoslovakya

ve Yugoslavya kuruldu.

Macaristan

Willaquiste AntlaĢması

11 Kasım 1918

Triyanon BarıĢ AntlaĢması

4 Haziran 1920

Almanya

Rethondes AntlaĢması

1918

Wersailles (Versay) BarıĢ

AntlaĢması

28 Haziran 1919

Bağımsız Polonya kuruldu.

1.Almanya ile Versay AntlaĢması: 28 Haziran 1919

a. Alsas-Loren Fransa’ya bırakılacak

b. Almanya’nın sömürgeleri İngiltere, Fransa,

Belçika ve Japonya arasında paylaşılacak

c. Zorunlu askerlik ve donanma kalkacak

d. Almanya on yıl boyunca İtilaf devletlerinin

kömür ihtiyacını karşılayacak

e. Almanya Polonya’ya bağımsızlığını verecek

f. Almanya savaş tazminatı ödeyecek

UYARI: Bu antlaĢma sonucunda Almanya’da rejim

değiĢikliği olmuĢtur. Versay antlaĢması II. Dünya

savaĢının çıkmasına neden olacaktır. I.Dünya

SavaĢında en ağır Ģartlar taĢıyan anlaĢma olması

itibariyle önemlidir.

2.Avusturya ile Saint-Germain antlaĢması

I. Dünya savaşının sonlarına doğru Avusturya-Macaristan

imparatorluğu dağıldığı için İtilaf devletleri ayrı ayrı

antlaşmalar imzalamıştır.

Avusturya; Yugoslavya, Macaristan ve Çekoslovakya’nın

bağımsızlığını kabul etmek zorunda kalmıştır.

3.Bulgaristan ile Nöyyi antlaĢması 27 Kasım 1919

a. Bulgaristan; Gümülcine ve Dedeağaç’ı

Yunanistan’a Makedonya’nın bir kısmını

Yugoslavya’ya bırakılacak.

b. Zorunlu askerlik kaldırılacak.

c. İtilaf devletlerine savaş tazminatı ödenecek.

Page 10: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

4.Macaristan ile Triyanon antlaĢması 4 Haziran 1920

Bu antlaşmanın diğerlerine göre fazla gecikmesinin

sebebi Komünist yanlılarının Macaristan’da isyan

çıkarmalarıdır.

a. Macaristan: Çekoslovakya’ya Slovakya’yı,

Romanya’ya Tarnsilvanya’yı, Yugoslavya’ya

Hırvatistan’ı verecektir.

b. Zorunlu askerlik kalkacak

c. İtilaf devletlerine savaş tazminatı ödeyecek

I. Dünya savaĢını sona erdiren antlaĢmaların ortak

özellikleri:

1. Polonya, Çekoslovakya, Macaristan ve

Yugoslavya gibi devletler kurulmuştur.

2. Savaşa katılan devletlerin sınırları değişmiştir.

3. Yenilen devletlere siyasi, askeri ve ekonomik

sınırlamalar getirilmiştir.

4. Devletlerarası siyasi dengeler bozulmuştur.

5. İngiltere en karlı çıkan devlet olmuştur.

6. Bazı devletler tarih sahnesinden çekilmiştir.

MONDROS ATEġKES ANTLAġMASI VE SONRAKĠ

GELĠġMELER

MONDROS ATEġKES ANTLAġMASI (30 EKĠM 1918)

ABD’nin savaşa girişi I Dünya Savaşının gidişatını

değiştirmiş, savaş İtilaf Devletleri’nin lehine dönmüştür.

İttifak Devletleri’nden olan Bulgaristan yenilgiyi

kabullenip, savaştan ayrılması Osmanlı Devleti ile

Almanya arasındaki kara bağlantısını koparmış, Osmanlı

yardım alamaz durumuna gelmiştir. ABD başkanı

Wilson’un yayınladığı prensipler, insancıl ve her millete

yaşam hakkı tanımış olması gibi özelliklerden dolayı

savaşı daha fazla devam ettirmenin gereği kalmadığına

inanan Osmanlı devlet adamları, hükümete baskı

yapmaya başlamıştır. İttihat ve Terakki cemiyeti bu

baskılara dayanamayıp hükümetten düşmüştür. Yeni

hükümete ise Ahmet İzzet paşa gelmiştir. İttihat ve

Terakki cemiyetinin liderleri olan Cemal, Talat ve Enver

paşalar divan-ı harpte savaş suçlusu olarak

yargılanmamak için yurtdışına kaçmışlardır.

Ahmet İzzet Paşa, hükümeti kurduktan hemen sonra

Osmanlı Devletini savaştan çıkarmak amacıyla, İngiltere

ile görüşmelere başlamıştır. Yapılan görüşmeler

neticesinde, Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri’nin

temsilcisi olan İngilizlerle Mondros Ateşkes Antlaşması

imzalanmıştır. Bu antlaşmaya Ahmet İzzet Paşa

kabinesinde Bahriye Nazırı Rauf Bey imza atmıştır.(30

Ekim 1918)

UYARI: Mondros AteĢkes AntlaĢması son derece ağır

Ģartlar taĢımasına rağmen, Osmanlı Devleti Wilson

Ġlkelerine inanarak bu antlaĢmayı kabul etmiĢtir.

MONDROS ATEġKES ANTLAġMASININ HÜKÜMLERĠ

1- İtilaf Devletlerinin güvenliğini tehdit eden bir

durum ortaya çıkarsa İtilaflar istedikleri stratejik

bir bölgeyi işgal edebilecektir.(7.madde)

NOT: Bu madde Osmanlı topraklarını açıktan açığa

işgallere hazır bir konuma getirmiştir. Yoruma açık olan

bu maddeye bağlı olarak Anadolu Yer yer işgale

uğramaya başlamıştır. Ayrıca itilaf devletleri savaş

sırasında kabul etmiş oldukları Wilson ilkelerine ters

düşmeden işgal hareketi yapmasına zemin hazırlamıştır.

UYARI: Bu antlaĢmadan sonra, Osmanlı Devleti

baĢlayan iĢgallere kaĢı mücadele etmekten ziyade

iĢgallere tepkisiz kalarak 7.maddenin

olumsuzluklarını giderebileceklerine inanmıĢlar, hatta

Anadolu’da baĢlayan Kuvva-i milliye hareketlerini

engellemeye çalıĢmıĢlardır. Devlet adamlarının

düĢüncesi Ġtilaf Devletlerine ve azınlıklara karĢı

herhangi bir tepki gösterilecek olursa ĠĢgaller

hızlanacaktır Ģeklinde olmuĢtur.

2- Vilayet-i sittede (Erzurum, Bitlis, Diyarbakır,

Sivas, Van ve Elazığ)herhangi bir karışıklık

çıkarsa bu bölge İtilaf Devletleri tarafından işgal

edilecektir.

NOT: İtilaf Devletleri 7.Madde çerçevesinde Doğu

Anadolu’yu işgal edebilecekleri halde, bu antlaşmaya

özellikle 24.maddeyi de eklemişlerdir. Bu maddenin

konmasındaki temel sebep; ileride kurmayı tasarladıkları

Ermeni Devleti’nin zeminini hazırlamaktır.

3- Osmanlı Devleti bütün ulaşım ve haberleşme

istasyonlarını İtilaf Devletleri’nin kontrolüne

bırakacak.

NOT: Ulaşım ve haberleşme bir devletin can damarlarıdır.

İtilaf Devletleri’nin bu istasyonların kontrolünü ele

geçirmek istemesinin sebebi; Türk milletinin birbiriyle olan

bağlantısını ve haber almalarının önüne geçmek, işgalleri

bu noktadan kolaylaştırmaktır.

4- Bütün liman ve tersaneler İtilaf Devletleri’nin

denetimine bırakılacak

NOT: İtilaf Devletleri askeri sevkıyat ve sömürgecilik

açısından liman ve tersaneleri kontrol altında tutmayı

amaç edinmişlerdir.

Page 11: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

5- Boğazlardaki Türk askeri istihkâmları İtilaf

Devletlerine teslim edilecek, boğazlar bütün

gemilere açık olacak.

NOT: Boğazlardaki Türk askeri istihkâmlarının

boşaltılarak İtilaf Devletlerine bırakılması Osmanlının

boğazlar üzerindeki hâkimiyetini sona erdirdiği gibi

Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli toprakları

arasındaki bağını koparmıştır. Yani Osmanlının toprak

bütünlüğünü bozmuştur.

6- Toros tünelleri İtilaf devletlerinin denetimine

bırakılacak

NOT: Tüneller stratejik bölgeler arasında yer almaktadır.

Toros Tünelleri bölgeleri birbirine bağlaması itibariye

önemlidir. İşgal hareketleri sırasında asker ve malzeme

sevkiyatını sağlamayı amaç edinmişlerdir.

7- Sınırların denetlenmesi dışında ki tüm Osmanlı

ordusu terhis edilecek, silah ve malzemeler

toplanarak depolara yerleştirilecektir.

NOT: İtilaf devletleri, Osmanlı topraklarını herhangi bir

direnişle karşılaşmadan işgal etmeyi sağlamak amacıyla

bu hükmü anlaşma metnine koymuşlardır. Bu hükme

rağmen doğuda Kazım Karabekir, emrindeki 15.

Kolorduyu dağıtmamıştır.

8- Osmanlı Devleti elindeki bütün savaş esirlerini

(Ermeniler dâhil) serbest bırakılacak, ancak

buna karşılık Osmanlı savaş esirleri serbest

bırakılmayacaktır.

NOT: Bu anlaşma maddesi Wilson İlkelerinin; ‘’Devletlerin

eşitlik ilkesi benimsenecektir’’ hükmüne aykırıdır.

9- İtilaf devletleri kömür, akaryakıt gibi tüm

ihtiyaçlarını Osmanlı devletinde

karşılayacaklardır.

NOT: Bu madde ile Osmanlı Devleti’nin toprakları açıktan

açığa sömürge haline getirilmek istendiğinin bir

göstergesidir.

10- Kapitülasyonlar genişletilerek devam edecek

Mondros AteĢkes AntlaĢmasıyla birlikte;

a. Osmanlı Devleti tamamen İtilaf Devletleri’nin

denetimine girmiştir.

b. Osmanlı devleti fiilen sona ermiş ve savunmasız

bırakılmıştır.

c. İtilaf Devletleri I. Dünya savaşıyla işgal

edemedikleri Osmanlı topraklarını, Mondros

Ateşkes Antlaşmasıyla işgal etmeye

başlamışlardır.

d. Boğazların İtilaf devletleri denetimine girmesiyle

Anadolu ile Rumeli arasındaki bağ kopmuştur.

e. Ermeni devletinin kurulmasına zemin

hazırlanmıştır.

f. Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla başlayan

işgallere karşı Türk millet direnişe geçmiş ve

Anadolu’da Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerini

kurmuşlardır.

Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanmasıyla Osmanlı

Devleti tamamen İtilaf Devletlerinin denetimine girmiştir.

Mondros’un 7. maddesini gerekçe gösteren İtilaflar

Anadolu’da yer yer işgal hareketlerine başlamış, İtilaf

Devletlerinden destek alan Azınlıklar Anadolu’nun çeşitli

bölgelerinde iç karışıklıklar çıkararak işgallerin

hızlanmasına yardımcı olmaya başlamışlardır.

Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra ilk işgal edilen

yer, İngilizler tarafından Musul olmuştur. (3 Kasım 1918)

13 Kasım 1918’de ise İtilaf donanması İstanbul’a gelerek

İstanbul’u gayrı resmi işgal etmişlerdir. İtilaf

donanmasının İstanbul’a gelmesi Osmanlı Devletinin

fiilen sona erdiğini göstermektedir.

NOT: Misak-i Milli kararlarının Mebusan Meclisince kabul

edilmesi üzerine 16 Mart 1920 yılında İstanbul resmen

işgal edilmiştir.

UYARI: Ġstanbul'un fiilen iĢgal edildiği gün "Yıldırım

Orduları Grup Komutanlığı" görevi sona eren ve

Ġstanbul'a gelen Mustafa Kemal Ġtilaf donanmasını

boğazda görünce "Geldikleri gibi giderler" sözünü bu

sırada söylemiĢtir.

Daha sonraki zamanlarda ise Adana, Hatay, Antep,

Maraş, Urfa gibi şehirler Fransa tarafından işgal edilmeye

başlanmıştır.

UYARI: Türk milletinin ĠĢgallere karĢı ilk silahlı

direniĢi Hatay Dörtyol’da meydana gelmiĢtir.

PARĠS BARIġ KONFERANSI

İtilaf devletleri I.Dünya Savaşı devam ederken savaş

sonrasında uygulayacakları politikaları karara bağlamak,

gizli paylaşım planlarını uygulamak ve savaş sonrası,

İttifak Devletleriyle yapacakları barış antlaşmalarının

taslaklarını hazırlamak amacıyla Fransa’nın başkentinde

bir araya gelerek yapmış oldukları bir görüşmedir.

Bu konferansa İngiltere, Fransa, Amerika, İtalya ve

Japonya katılmıştır. Konferansın en etili ve güçlü devleti

ise İngiltere olmuştur.

Konferans başladığında İngiltere, kabul etmiş oldukları

Wilson ilkelerinden dolayı sömürgelerini kaybetmemek ve

yeni sömürgeler elde etmek amacıyla konferansa bir

takım fikirler ortaya atmıştır.

Page 12: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

İngiltere; I.Dünya Savaşından sonra bağımsızlığını elde

edecek olan milletlerin kendilerini idare edemeyeceklerini

ve bu sebepten dolayı bu milletlerin, Milletler cemiyeti

tarafından idare edilmesini, Milletler cemiyeti adına ise bu

işi büyük devletlerin üstlenmesi gerektiğini iddia etmiştir.

UYARI: Ġngiltere’nin konferansta bu fikri ortaya

atmasındaki temel sebep; Wilson Ġlkesi’nin

‘’sömürgecilik yapılmayacak’’ maddesiyle ters

düĢmeden sömürgeciliğini devam ettirmek ve

sömürgeciliğine resmi bir kılıf bulmaktır.

NOT: İngiltere’nin konferansa sunduğu bu teklif dünya

tarihinde ilk defa Manda ve Himaye adıyla bir yönetim

şeklinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Sömürgecilik şekil

değiştirerek Manda ve Himaye’ye dönüşmüştür.

Paris Barış konferansının en önemli siyasi

gelişmelerinden biride; İngiltere’nin Batı Anadolu’da

Rumların çoğunlukta olduğunu ve bu sebepten dolayı

Wilson İlkesinin ‘’Milletlerin çoğunluk ilkesi

benimsenecektir.’’maddesine göre bu bölgenin İtalya’ya

değil de Yunanistan’a bırakılmasın iddia etmesidir.

İngiltere’nin bu iddiası İtalya’nın itirazlarına rağmen kabul

edilmiş, Batı Anadolu İtalya’dan alınarak, Yunanistan’a

verilmiştir.

NOT: İngiltere’nin Batı Anadolu’nun Yunanistan’a

bırakılmasını sağlamasındaki temel sebep; Ege

Denizinde güçlü bir İtalyan devleti görmek istememesinde

dolayıdır. İngiltere, İtalya yerine kendi çıkarları

doğrultusunda kullanacağı Yunanistan’ı tercih etmiştir.

UYARI: Bu olay Ġtilaf Devletleri arasındaki ilk

anlaĢmazlığın ortaya çıkmasını, Ġngiltere ile Ġtalya’nın

arasının açılmasını sağlamıĢtır.

Paris Barış Konferansı’nın sonlarına doğru İngiltere,

Türklerin Batı Anadolu’da Hıristiyanları katlettiği iddiasını

ortaya atmıştır.

NOT: İngiltere’nin bu iddiasındaki temel sebep, bölgenin

Yunanistan tarafından işgalini sağlamaktır. Mondros

Ateşkes Antlaşmasının‘’İtilaf Devletlerinin güvenliğini

tehdit eden bir iç karışıklık çıkarsa, İtilaflar istedikleri

stratejik bir bölgeyi işgal edecektir.’’(7.madde) maddesini

yürürlüğe sokmaktır.

Konferansın sonuçları:

1. Cemiyet-i Akvamın kurulması kararlaştırıldı.

2. Mandacılık (Mandater) benimsenerek,

sömürgecilik anlayışı bu şekilde sürdürüldü.

3. Arapların yaşadığı topraklar İngiltere ve

Fransa’ya bırakıldı.

4. Doğu Anadolu’da Amerikan mandasında bir

Ermeni devletinin kurulmasına karar verildi.

5. Wilson ilkeleri benimsenmediği için ABD-İtilaf

devletleri arasında anlaşmazlık başladı.

6. Gizli antlaşmalarla İtalya’ya bırakılan İzmir ve

Batı Anadolu Yunanistan’a verildi.

7. Bu konferans ile Yunanistan, Türk topraklarında

hak sahibi olmuştur.

8. Gizli antlaşmalarla Rusya’ya bırakılan boğazlar

İtilaf devletlerinin kontrolüne bırakılmıştır.

9. Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan

ile imzalanacak barış antlaşmalarının maddeleri

belirlenmiştir.

10. Osmanlı devletinin topraklarının paylaşımında

uzlaşamadıkları için bu konferansta

Osmanlılarla imzalanacak olan barış

antlaşmasının şartları belirlenememiştir.

UYARI: Osmanlılarla imzalanacak olan Sevr

antlaĢmasının Ģartları San Remo konferansında

belirlenecektir.

Ġzmir’in ĠĢgali (15 Mayıs 1919)

Paris Barış Konferansında İngilizlerin Batı Anadolu’yu

Yunanistan’a bıraktırması ve Türkler’in Hıristiyanları

katlettiği iddiasını ortaya atmasıyla, Yunanistan’ın işgal

hareketinin önü de açışmış oldu. Bütün hazırlıklarını

tamamlayan Yunanistan 15 Mayıs 1919’da donanmasıyla

birlikte İzmir’e asker çıkarmaya başlamıştır. İşgalin ilk

saatlerinde Hasan Tahsin adındaki gazetecimiz Rum

subayını öldürmüştür.

UYARI: Hasan Tahsin’in, iĢgalin ilk saatlerinde

düĢmana sıkmıĢ olduğu bu ilk kurĢun kurtuluĢ

savaĢının baĢlangıcını oluĢturmaktadır.

İzmir’de yaşayan Rum azınlıklar bu işgal hareketini büyük

bir sevinçle karşılamış, Rum askeriyle birlikte Türklere

karşı büyük bir katliam hareketine girişmişlerdir. Yunan

ordusu İzmir hükümet konağını basarak buradaki

askerlerimizi şehit etmişlerdir.

Yunanlılar İzmir’in işgalinden sonra işgal alanlarını

genişlettiler. Yunanlılar, İzmir, Manisa, Ayvalık yöresini

içine alan Akhisar, Alaşehir ve Nazilli’nin batısında

geçen ve Milne Hattı denilen hatta kadar ilerledi.

İzmir’in işgali Türk milletinde büyük bir yankı uyandırmış

tır. Türkler işgalden dolayı tüm yurtta büyük protesto

mitingleri düzenlemişlerdir. İstanbul Hükümeti ise

işgallere tepkisiz kalmıştır. Milli duygular etrafında

birleşen Türk halkı silahlanarak Yunan işgaline karşı

Page 13: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

silahlı direnişe geçmiş ve böylelikle Kuvva-i Milliye adıyla

teşkilatlar kurmuşlardır.

UYARI: Ġzmir’in iĢgalinden önce Anadolu’nun birçok

yerinde iĢgal hareketleri yaĢanmıĢsa da Türk

Milletinin bu iĢgallere tepkisi pek fazla olmamıĢtır.

Çünkü bu iĢgallerde Ġtilaf Devletleri sürekli iĢgallerin

geçici olduğunu Ġddia etmiĢlerdir. Ancak Ġzmir’in

iĢgali tamamen bir ilhak özelliğini taĢımaktadır.

Yunanlıların amacı Batı Anadolu’da Rumların

çoğunlukta olduğu iddiasına bağlı olarak Ġzmir ve Batı

Anadolu’yu kendi topraklarına katmaktı. Bu özellik

Türk Milletinin tepki göstermesine ve silahlı direniĢe

geçmelerine neden olmuĢtur.

NOT

İzmir’in işgaline ilk protesto Hukuk-ı

Beşer (İnsan Hakları) Gazetesi

başyazarı Hasan Tahsin (Osman

Recep Nevres) tarafından yapılmıştır.

İzmir’in işgali Kuvay-i Milliye’nin

doğuşunu Kurtuluş Savaşı’nın

başlamasını kolaylaştırmıştır.

Mustafa Kemal İzmir’in işgalinin

protesto edilmesini istemiştir. İzmir’in

işgalini kınayan toplantıların ilki

Darülfünun konferans salonunda

yapılmıştır.

19 Mayıs 1919’da Fatih Mitingi, 22 -

23 Mayıs 1919 tarihinde Türk

kadınları tarafından yapılan Kadıköy

ve Sultanahmet Mitingleri milli birlik ve

beraberliğin çekirdeğini oluşturdu.

Eskişehir, Havza, Bursa, Tire ve pek

çok yerde mitingler yapıldı.

Kuvay-ı Milliye Harekâtı

Kuvay-ı Milliye; İtilaf devletlerinin Mondros Ateşkes

Antlaşmasının 7. Maddesine dayanarak Anadolu’yu işgal

etmesine bir tepki olarak, Türk milletinin kendi haklarını

savunmak amacıyla kurdukları bir harekettir. Bu hareket;

Yunanlıların İzmir’i işgal etmesine bir tepki olarak doğdu,

Ege bölgesinde Yunanlılara karşı cephe kurarak, düzenli

ordunun kurulmasına kadar düşmanı buralarda oyaladı.

Amiral Bristol Raporu (13 Ekim 1919)

Yunan ordusunun İzmir ve Batı Anadolu’yu işgal etmesi

üzerine, Türk Milletinin tüm yurtta başlattığı protesto

mitingleri ve Batı Anadolu’da ortaya çıkan Kuvva-i Milliye

hareketleri Dünya basınının Türk milletinin haklılığını

belirtir bir şekilde yazılar yazmaya başlamasına neden

olmuştur. Bu durum karşısında fazla kayıtsız kalamayan

Milletler cemiyeti bölgede olup bitenleri araştırmak

amacıyla ABD’nin Milletler cemiyeti temsilcisi olan Amiral

Bristol’u görevlendirdi.

Amiral Bristol Batı Anadolu’da yaptığı incelemeden sonra

bu gözlemlerini bir rapor halinde, Milletler Cemiyetine

sunmuştur.

Amiral Bristol’un raporuna göre;

1. Batı Anadolu’da Rumların çoğunlukta olduğu

hususunda, Milletler Cemiyeti’ne verilen bilgiler,

asılsızdır. Bölgede Türkler Çoğunluktadır.

2. Batı Anadolu’da Türkler’in Rumlara katliam

yaptığı iddiaları asılsızdır. Bölgedeki

katliamlardan Yunan ordusu sorumludur.

3. Yunan ordusunun Bölgede yaptığı hareket bir

ilhaktır. Yunan ordusu bölgeden derhal çekilmeli

yerine İtilaf kuvvetleri gönderilmelidir.

NOT: İngiltere, Paris Barış Konferansında Batı Anadolu’

yu Yunanistan’a bırakmak için Bölgede Rumların

çoğunlukta olduğunu iddia etmiş, Yine bölgenin Mondros

Ateşkes Antlaşmasının 7. maddesine göre işgalini

sağlamak için Türklerin Rumları katlettiği iddiasını ortaya

atmıştı.

Amiral Bristol Batı Anadolu’da yaptığı incelemeler

neticesinde bu olayların doğru olmadığını İngiltere’nin

konferansa yanlış bilgi verdiğini açıkça dile getirmiş,

Türklerin haklı olduğu açıkça belli olmuştur.

UYARI: Bu rapor Türklerin uluslararası alanda

haklılığını ortaya koyan belgedir.

MONDROS ATEġKES ANTLAġMASINDAN SONRA

KURULAN CEMĠYETLER

A- Yararlı Cemiyetler (Milli Cemiyetler)

Türk ulusunun işgallere karşı kendisini korumak ve halkı

bilinçlendirmek amacıyla kurmuş olduğu cemiyetlerdir.

1- Trakya PaĢaeli Mudafa-i Hukuk Cemiyeti

Merkezi Edirne’de olan bu cemiyet, Trakya’nın Rumlara

verilmesine karşı çıkarak, silahlı mücadeleyi başlatmıştır.

Osmanlı Devleti bunu sağlayamazsa, gerekirse Batı

Trakya’yı kapsar nitelikte, Trakya Türk Cumhuriyetini

kurmayı amaçlamışlardır.

Page 14: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

UYARI: Kronolojik olarak kurulan ilk cemiyet Trakya

PaĢaeli Cemiyeti olmakla beraber Kuva-i Milliye Hare-

ketini baĢlatan ilk cemiyet Ġzmir Reddi Ġlhak Cemiyeti

kabul edilir.

2- Doğu Anadolu Mudafa-i Hukuk Cemiyeti

Doğu Anadolu’da Ermeni Devletinin kurulmasını

engellemek amacıyla kurulmuş olan bir cemiyettir. Doğu

Anadolu’daki bütün şehirlerde şubeler açmıştır. En önemli

şubesi ise Erzurum’dadır. Erzurum’un önemli olmasındaki

sebebi; Mondros’un hükümlerine aykırı davranarak

ordusunu dağıtmayan Kazım Karabekir’in karargâhının

bu şehirde olmasından kaynaklanmaktadır. Bu cemiyet

Ermeni Devletinin kurulmasına engel olmak amacıyla bir

toplantı düzenlemişlerdir. Bu toplantıda uygulayacakları

çalışma metotlarını belirlemişlerdir. Buna göre;

a. Hiçbir şekilde bölgeden göç edilmeyecektir.

UYARI: Bu karar Wilson ilkeleri doğrultusunda Doğu

Anadolu'da Türk nüfusunun, Ermenilere oranla

azalmasını önlemek için alınmıĢtır.

b. Bölgede herhangi bir işgal hareketi olursa silahlı

direnişe geçilecektir.

c. Bölgede yapılacak araştırmalarla bölgenin Türk

yurdu olduğu ispatlanacaktır.

d. Bilim, iktisat ve din alanında örgütlenilecek

3- Ġzmir Mudafa-i Hukuk Cemiyeti

Ege ve çevresinin Türklere ait olduğunu savunmuş olan

bu cemiyet, Alaşehir kongresinden sonra faaliyetlerini

İstanbul’a kaydırmıştır.

4- Redd-i Ġlhak Cemiyeti

İzmir’in Yunanlılara verilmesini önleme amacıyla

kurulmuş olan bu cemiyet İzmir’in işgaliyle birlikte silahlı

direnişe geçerek Yunan ordusuna ciddi zararlar vermiştir

Kuvva-i Milliye ruhunun çıkmasını sağlayan cemiyettir.

UYARI: KurtuluĢ savaĢı döneminde Balıkesir ve

AlaĢehir kongrelerini düzenleyen bu cemiyettir.

5- Kilikyalılar Cemiyeti

Adana ve çevresinin Fransız ve Ermenilere karşı

mücadele eden bir cemiyettir. Güney cephesinde başarı

kazanmamızı sağlayan cemiyettir.

6- Trabzon Muhafaza-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti

Trabzon ve çevresinin Rumlara verilmesine karşı

çıkmıştır. Merkezi Trabzon’dur.

7- Milli Kongre Cemiyeti

İstanbul’da çalışma yürüten bir cemiyettir. Fransızca bir

gazete çıkararak Türklerin haklı sesini tüm dünyaya

duyurmaya çalışmıştır. Kuvva-i Milliye terimini ilk defa

bunlar gazetelerinde kullanmışlardır.

Milli Cemiyetlerin Genel Özellikler

1. Mondros Ateşkes Antlaşması'na tepki olarak

ortaya çıkmışlardır.

2. Cemiyetlerin oluşmasında en önemli duygu

milliyetçiliktir.

3. Bölgesel kurtuluşu amaç edinmişlerdir.

4. Yeni bir devlet kurmayı amaçlamamışlardır.

5. Milli cemiyetler 7 Eylül 1919 Sivas kongresinde

Anadolu ve Rumeli Mudafa-i Hukuk cemiyeti adı

altında toplanarak, ulusal bir nitelik

kazanmışlardır.

B- Zararlı Cemiyetler

Bunlar kendi aralarında ikiye ayrılır.

l. Azınlıklar Tarafından Kurulan Cemiyetler

1- Mavri Mira Cemiyeti

Yunan ilerleyişini kolaylaştırmak ve büyük bir Yunan

krallığının kurulmasını sağlamak amacıyla kurulmuştur.

Yunan çetelerine silah ve cephane sağlamışlardır.

Merkezi İstanbul olan, Bu cemiyetin alt komiteleri de

şunlardı: Yunan Kızılhaç Cemiyeti, Resmi Göçmenler

Komisyonu, Rum İzcilik Komisyonu’dur.

2-Rum Pontus Cemiyeti

Fatih Sultan Mehmet tarafından ortadan kaldırılan Pontus

Rum Devletini tekrar canlandırmak amacıyla kurulmuştur.

3- Etnik-i Eterya Cemiyeti

Batı Anadolu’nun Yunanistan bırakılmasın sağlamak

amacıyla çalışma yürüten bir cemiyettir.

UYARI: Ġlk kurulan zararlı cemiyettir. 1814 yılında

Osmanlı Devletine karĢı Yunan isyanını desteklemek

amacıyla kurulmuĢtur. Yunanistan’ın bağımsızlığını

elde etmesi üzerine faaliyetlerine son vermiĢ olan bu

cemiyet, Mondros AteĢkes AntlaĢmasından sonra

yeniden kurulmuĢtur.

Page 15: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet

4- Ermenilerin KurmuĢ Olduğu Cemiyetler

TaĢnak ve Hınçak

Bu iki cemiyetin ortak amacı Doğu Anadolu Bölgesinde

bağımsız bir Ermeni Devleti kurmaktır. Bu amaca

ulaşmak için bölgede çeteler kurarak Türkleri katletmek

ve göçe zorlayarak Türk nüfusunu Ermenilere nazaran

azınlık durumuna düşürmek, bir taraftan da bölgede iç

karışıklıklar çıkararak Mondros’un 24. maddesinin

yürürlüğe girmesini sağlamaktır.

5- Yahudilerin kurduğu cemiyetler

Filistin'de bağımsız bir Yahudi Devleti kurmak amacıyla

Alyans İsrailit ve Makabi adıyla iki cemiyet kurulmuştur.

Bu cemiyetlerin merkezi İstanbul’dur.

ll. Milli Varlığa DüĢman Cemiyetler

1- Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası

Meşrutiyet yanlısıdır. Yurdun kurtuluşunun Padişah ve

Halifenin buyruklarına uymakla mümkün olabileceğini

savunmuşlardır.

2- Hürriyet ve Ġtilaf Cemiyeti

İttihat ve Terakki partisine bir tepki olarak kurulmuştur.

Milli Mücadeleye karşı çıkmıştır.

3- Teali Ġslam Cemiyeti

Hilafet ve Ümmetçilik esaslarını benimsemiştir.

Medreselerde görevli bazı kimselerce kurulmuştur.

4- Kürt Teali Cemiyeti

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Kürtlerin

bağımsız bir devlet kurmalarını savunmuştur.

5- Ġngiliz Muhipler Cemiyeti

Kurtuluşun İngiliz mandalığı ile sağlanabileceğini

savunmuşlardır. Milli varlığa düşman cemiyetler içinde en

tehlikelisidir. Damat Ferit bu cemiyet mensubudur.

6- Wilson Prensipleri Cemiyeti

Amerikan mandacılığını savunmuşlardı. Bu cemiyet,

Wilson ilkelerinden etkilenmiştir.

Ortak Özellikler

1- Saltanat ve hilafetçi bir anlayıştadırlar.

2- Milli bütünlüğü bozmaya yönelik hareket

etmişlerdir.

3- İtilaf devletlerinin çıkarlarına alet

olmuşlardır.

4- Milliyetçiliğe karşı, ümmetçi bir

anlayıştadırlar.

Page 16: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet
Page 17: 8. Blm Xx. Yy. Balarinda Osmanli Devlet