507 numarali karahİsÂr i sÂhİb Şer‘İyye sİcİlİ

397
507 NUMARALI KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ: TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRME Hazırlayan Büşra KAYAR Danışman Doç. Dr.Mustafa KARAZEYBEK Temmuz, 2019 AFYONKARAHİSAR

Upload: others

Post on 21-Nov-2021

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

507 NUMARALI KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ:

TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRME

Hazırlayan

Büşra KAYAR

Danışman

Doç. Dr.Mustafa KARAZEYBEK

Temmuz, 2019

AFYONKARAHİSAR

Page 2: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

T.C

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

507 NUMARALI KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ:

TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRME

Hazırlayan

Büşra KAYAR

Danışman

Doç. Dr.Mustafa KARAZEYBEK

AFYONKARAHİSAR 2019

Page 3: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

i

YEMİN METNİ

Yüksek Lisans tezi olarak sunduğum "507 Numaralı Karahisâr-ı Sâhib

Şer‘iyye Sicili: Transkripsiyon ve Değerlendirme" adlı çalışmanın, tarafımdan

bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını

ve yararlandığım eserlerin Kaynakça'da gösterilen eserlerden oluştuğunu bunlara atıf

yapılarak yararlanmış olduğumu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

…/…/2019

Büşra KAYAR

Page 4: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

ii

TEZ JÜRİSİ KARARI VE ENSTİTÜ MÜDÜRLÜĞÜ ONAYI

Page 5: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

iii

ÖZET

507 NUMARALI KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ:

TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRME

Büşra KAYAR

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

Temmuz 2019

Danışman: Doç. Dr. Mustafa KARAZEYBEK

Şerʻiyye sicilleri Osmanlı tarihçiliği açısından büyük öneme sahiptir. Şerʻiyye

sicilleri Osmanlı Devletinin sosyal ve iktisadi durumunu incelemek için ilk

başvurulacak kaynaklardan biridir. Bu kaynaklar içerik bakımından oldukça

zengindir. Osmanlı şehirlerinin idari yapılarını, müslim ve gayrimüslim halkın dilek

ve şikâyetlerini, merkez ve taşra arasındaki yazışmaları, kişilerin medeni hallerini,

mülkiyet haklarını ve diğer tüm idari ve adli durumlar hakkında bilgiler içermektedir.

Bu araştırma Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nın H.1060-1072 /M.1650-1662

yıllarına ait507 numaralı şerʻiyye sicilinin transkripsiyon ve değerlendirmesinden

oluşmaktadır. Defterde bulunan bilgilere göre Karahisâr-ı Sâhib Sancağının idari

yapılanması, sosyal ve ekonomik durumu hakkındaki bilgilere yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Karahisâr-ı Sâhib, Şerʻiyye Sicili, Kadı, Şehir tarihi ve

Sosyal hayat

Page 6: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

iv

ABSTRACT

THE NUMBERED 507 KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞER‘İYE SİCİLİ:

EVALUATION AND TRANSCRIPTION

Büşra KAYAR

AFYON KOCATEPE UNIVERSITY

THE INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCE

DEPARTMENT IF HISTORY

July 2019

Advisor: Associate Professor Mustafa KARAZEYBEK

Qadi Sijils are of great importance for Ottoman historiography. Qadi Sijils

are one of the first sources to be used to examine the social and economic situation of

the Ottoman Empire. These resources are very rich in content. It includes the

administrative structures of the Ottoman cities, the wishes and complaints of the

Muslim and non-Muslim people, the correspondence between the center and the

provinces, the marital status of the people, property rights and all other

administrative and judicial situations.

This research consists of the transcription and evaluation of the Qadi Sijils

of Karahisâr-ı Sâhib Sanjak as numbered 507 that belongs to H.1060-1072 / M.

1650-1662. According to the information in the book, information on the

administrative structure, social and economic status of the Sanjak of Karahisâr-ı

Sahib was included.

Keywords: Karahisâr-ı Sâhib, Şerʻiyye Sicilleri Qadi, City history and Social

life

Page 7: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

v

ÖNSÖZ

Şerʻiyye sicilleri, sosyal tarih araştırmalarında önemli kaynaklardan biridir.

Özellikle şehir tarihçiliği araştırmalarında birinci elden kaynak olarak

kullanılmaktadır. Bu defterler, Osmanlı şehirlerinin idari yapıları, toplumların sosyal,

ekonomik ve kültürel yapıları hakkında önemli bilgiler içermektedir.

İncelediğimiz 507 numaralı Karahisâr-ı Sâhib Şerʻiyye Sicili de Karahisâr-ı

Sâhib'in H.1060-1072 /M.1650-1662 yıllarına ait bilgileri ihtiva etmektedir.

Kayıtlarda mülk satışları, tereke kayıtları, vakfiyeler, alacak-verecek davaları, narh

kayıtları gibi birçok konu hakkında bilgiye ulaşıldığı gibi merkezden gönderilen

ferman, berat, buyruldu gibi kayıtlara da ulaşılabilmektedir.

Çalışmamız giriş hariç dört bölümden oluşmuştur. Giriş'de şerʻiyye

sicillerinin tanıtımı ve önemi hakkında bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde, 507

numaralı defterin içeriği, fiziksel özellikleri ve diplomatik özellikleri incelenmiştir.

İkinci bölümde, Afyonkarahisar'ı konu kalan kaynaklar ve defterde yer alan

hükümler çerçevesinde verilen tarih aralığında Afyonkarahisar'ın idari, sosyal ve

ekonomik olarak incelemesi yapılmıştır. Üç ana başlıktan oluşan ikinci bölümde,

Afyonkarahisar'ın idari yapısı ve idarecileri, sosyal yapısı ve ekonomik durumunun

değerlendirmesi yapılmıştır. Üçüncü bölümde, ise defterde bulunan hükümlerin

özetlerine yer verilmiştir. Son bölüm olan dördüncü bölümde de defterde bulunan

hükümlerin transkripsiyonu yer almıştır.

Defter, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivlerinde

meşihat fonunda 210 numara ilekayıtlıdır. Fakat değerlendirme esnasında Ankara

Milli Kütüphanede verilen 507 numarası kullanılmıştır. Eski Türkçe olarak yazılan

defterin transkripsiyonu yapılır iken basit transkripsiyon usulü benimsenmiştir.

Kelime başlarındaki ayın ve hemzeler gösterilmeyip kelime ortalarında ve kelime

sonlarında bulunanlar gösterilmiştir. Kelimelerde bulunan ayın harfleri (ʻ), hemzeler

(ʼ) ve uzatmalar (ˆ) işaretleri ile gösterilmiştir. Belgelerin orjinalinde hasar nedeniyle

eksik olan veya okunamayan yerler (…) konularak gösterilmiştir.

Ayrıca,okunuşundan emin olunamayan kelimelerin sonlarına (?) işareti konulmuş,

metin içinde yazılması unutulup tarafımızdan eklenen kelimelerise [] köşeli parantez

içinde gösterilmiştir.

Page 8: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

vi

Bu çalışma esnasında ve eğitimim boyunca büyük bir sabırla engin bilgi ve

tecrübelerini benden esirgemeyen ve daima yol gösteren Doç. Dr. Mustafa

KARAZEYBEK Hocam'a, maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen aileme ve

arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Büşra KAYAR

Page 9: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

vii

İÇİNDEKİLER

YEMİN METNİ .......................................................................................................... i

TEZ JÜRİSİ KARARI VE ENSTİTÜ MÜDÜRLÜĞÜ ONAYI ........................... ii

ÖZET.......................................................................................................................... iii

ABSTRACT ............................................................................................................... iv

ÖNSÖZ ........................................................................................................................ v

İÇİNDEKİLER ........................................................................................................ vii

TABLOLAR LİSTESİ ............................................................................................... x

KISALTMALAR DİZİNİ ........................................................................................ xi

GİRİŞ .......................................................................................................................... 1

BİRİNCİ BÖLÜM

507 NUMARALI ŞERʻİYYE SİCİLİNİN ÖZELLİKLERİ

1.507 NUMARALI ŞERʻİYYE SİCİLİ DEFTERİNİN FİZİKSEL

ÖZELLİKLERİ ......................................................................................................... 6

2. 507 NUMARALI DEFTERİN MUHTEVA ÖZELLİKLERİ ........................... 8

3. 507 NUMARALI DEFTERİN DİPLOMATİK ÖZELLİKLERİ ...................... 9

3.1. KADILAR TARAFINDAN KALEME ALINAN BELGELER ................... 9

3.1.1. Hüccet .................................................................................................... 9

3.1.2. İʻlâmlar ve Arzlar ............................................................................... 11

3.1.3.Vakfiye .................................................................................................. 12

3.1.4. Mürâsele .............................................................................................. 13

3.1.5. Muhallefât (Tereke) ........................................................................... 14

3.2. KADILARA GÖNDERİLEN BELGELER ................................................ 15

3.2.1. Ferman ................................................................................................ 15

3.2.2. Berat .................................................................................................... 17

3.2.3. Buyruldu ............................................................................................. 18

3.2.4. Temessük ............................................................................................. 19

3.2.5. Fetva .................................................................................................... 20

Page 10: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

viii

İKİNCİ BÖLÜM

507 NUMARALI ŞERʻİYYE SİCİLİ'NE GÖRE KARAHİSÂR-I

SÂHİBSANCAĞI'NDA İDARİ, FİZİKİ, SOSYAL VE EKONOMİK DURUM

1.KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NIN İDARİ VE FİZİKİ YAPI

ÖZELLİKLERİ ....................................................................................................... 22

1.1.KARAHİSÂR-I SÂHİB SÂNCAĞI'NA BAĞLI KAZA VE KÖYLER ..... 22

1.2.KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞEHRİNDE BULUNAN MAHALLELER .......... 25

1.3.İDARECİLER ............................................................................................... 26

1.3.1.Sancak Beyi .......................................................................................... 27

1.3.2.Mütesellim ............................................................................................ 27

1.3.3.Kadı ...................................................................................................... 28

1.3.4.Subaşı .................................................................................................... 29

1.4.FİZİKİ YAPILAR ......................................................................................... 30

1.4.1.Cami ve Mescitler ................................................................................ 30

1.4.2.Tekke ve Zaviyeler .............................................................................. 31

1.4.3. Hamamlar ve Çeşmeler ..................................................................... 32

2.KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NIN SOSYAL YAPISI ............................ 32

2.1. KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NDA TOPLUMSAL

TABAKALAŞMA ............................................................................................. 33

2.1.1. Müslümanlar ve Gayrimüslimler ..................................................... 33

2.1.2. Köleler ................................................................................................. 35

2.2.KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NDA AİLE ......................................... 36

2.2.1.Nişan ve Nikâh ..................................................................................... 36

2.2.2.Mehir .................................................................................................... 38

2.2.2.1.Mehr-i Muʻaccel ................................................................. 38

2.2.2.2.Mehr-i Mü’eccel ................................................................. 39

2.2.3.Boşanma ............................................................................................... 40

2.2.4.Nafaka ve Vasi Tayini ......................................................................... 42

2.3. KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NDA MEYDANA GELEN ASAYİŞ

OLAYLARI ....................................................................................................... 43

2.3.1.Hırsızlık ................................................................................................ 43

2.3.2.Darb Küfür ve Yaralama ................................................................... 44

Page 11: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

ix

2.3.3.Zina ve Tecavüz Vakaları ................................................................... 45

3.KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NIN İKTİSADİ YAPISI .......................... 46

3.1. GEÇİM KAYNAKLARI ............................................................................. 46

3.2.MESLEK GRUPLARI .................................................................................. 50

3.3.PARA VAKIFLARI ..................................................................................... 51

3.4.ALINAN VERGİLER .................................................................................. 53

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

507 NUMARALI KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞERʻİYYE SİCİLİ HÜKÜM

ÖZETLERİ ............................................................................................................... 55

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

507 NUMARALI KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞERʻİYYE SİCİLİNİN

TRANSKRİPSİYONU............................................................................................. 98

SONUÇ .................................................................................................................... 375

KAYNAKLAR ....................................................................................................... 377

EKLER .................................................................................................................... 381

Page 12: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

x

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa

Tablo 1:.Karahisâr-ı Sâhib Sancağına Bağlı Köyler………………………….…….24

Tablo 2:.Karahisâr-ı Sâhib Şehri Mahalleleri………………………………………26

Tablo 4: Karahisâr-ı Sahib ŞehrindeBulunan Dükkân Sayıları…………….............49

Tablo 5: Karahisâr-ı Sâhib Şehrinde Bulunan Esnaf……………….........................50

Page 13: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

xi

KISALTMALAR DİZİNİ

age :Adı Geçen Eser

agl: Adı Geçen Lügat

agm :Adı Geçen Makale

agt : Adı Geçen Tez

AÜ: Ankara Üniversitesi

AKÜ: Afyon Kocatepe Üniversitesi

AŞS: Afyonkarahisar Şerʻiyye Sicili

AÜDTCF: Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi

BBAAK:Başbakanlık Aile Araştırmaları Kurumu

bkz: Bakınız

Hzl: Hazırlayan

H: Hicri Tarih

İA:İslam Ansiklopedisi (Milli Eğiim Bakanlığı)

M : Miladi Tarih

MÜ: Marmara Üniversitesi

MEB: Milli Eğitim Bakanlığı

S : Sayı

s: Sayfa

TC : Türkiye Cumhuriyeti

DİA: TürkiyeDiyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

TDV:Türkiye Diyanet Vakfı

TTK: Türk Tarih Kurumu

TY: Tarih Yok

vb :vebenzeri

vd : ve diğerleri

Page 14: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

1

GİRİŞ

Bünyesinde din, dil, ırk ayrımı yapmadan birçok milleti içerisinde barındıran

Osmanlı Devleti, adil ve hoşgörülü bir yönetim sistemi benimsemiştir. Şerʻî ve Örfî

hukuk kurallarını esas alarak kurulan Osmanlı Devletinde, taşrada davalar padişah

adına tayin olunan kadı huzurunda çözüme kavuşturulmaktadır. Kadı huzurunda

görülen bu davaların büyük çoğunluğuhanefi mezhebi kurallarına göre

çözümlenmektedir1.

Dava kayıtlarının tutulduğu defterlere ise şerʻiyye sicilleri adı verilmektedir.

Kadı veya naibi tarafından tutulan bu defterlere kadı sicilleri, mahkeme kayıtları,

sicillât-ı şerʻiyye gibi isimler de verilmektedir. Merkez ve taşrada tutulan bu

defterler,Osmanlı aile hayatı, sosyal yaşamı, ekonomik durumları, idari yapılanması,

evlerin mimari özellikleri gibi birçok konu hakkında bilgiler içermektedir2.

Şerʻiyye sicilleri, hüccet, ilâm, ferman, berat, fetva ve vakfiye gibi birçok

belge türünü ihtiva etmektedir. Bunların yanı sıra kadıların şahsi belgesi niteliğini

taşıyan şiirler, ilaç tarifleri gibi kayıtlar da mevcuttur3.

Osmanlı Devletinde kadılık müessesesinin Osman Gazi döneminden itibaren

var olduğu göz önüne alınırsa, şerʻiyye sicillerinin de bu dönemden itibaren

tutulmaya başlandığı söylenebilir. En erken tarihli örnekler ise Bursa sicilleridir4.

Osmanlı tarihi kaynakları arasında önemli bir yere sahip olan şerʻiyye

sicillerini incelemeden Osmanlı Devletinin idari ve ictimai tarihi ile ilgili sağlıklı

bilgiler ortaya çıkarmak oldukça güçtür5. Ayrıca bu belgeler, siyasi nüfuz ve

baskıdan uzak olmaları dolayısıyla gerçekçi veriler içermektedirler6.

Bu defterler savaşlar, işgaller, yangınlar, uygunsuzluk yapan kadının defteri

imha etmesi, yerine görevlendirilen kadıya teslim etmemesi, kötü şartlarda

1 İsmail Hakkı Uzunçarşılı,Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı, (4. Baskı), TTK, Ankara 2014, s. 91. 2 Yunus Uğur,"Şerʻiyye Sicilleri", DİA, XXXIX, TDV Yayını, Ankara 2010, s. 8. 3 İlber Ortaylı; Kadı, (4. Baskı), Kronik yayınları, İstanbul 2017, s.84-85. 4 Uğur; agm, s. 8-9. 5 Halil İnalcık, "Osmanlı Tarihi Hakkında Mühim Bir Kaynak", .AÜDTCF. Dergisi, I, S.2, Ankara

1943, s. 89. 6 Mehmet Beşirli, “Kent Tarihi Açısından Şerʻiyye Sicilleri ve ÇankırıŞerʻiyye Sicillerinin Toplu

Kataloğu Üzerine”, Çankırı Araştırmaları Dergisi, S. 4, Çankırı 2009, s.36.

Page 15: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

2

depolanmış olmaları gibi sebeblerden dolayı kaybolmuş veya zarar görmüşlerdir.

Adliye depolarında veya câmilerde saklanan bu defterlerle1873 yılında "Sicillât-ı

Şerʻiyye ve Zabt-ı Deâvî Cerîdeleri Hakkında Talimât"ın çıkarılması ile

ilgilenilmeye başlanılmıştır. 1894 yılında İstanbul ve çevresi sicillerinin toplandığı

bir arşiv oluşturulmuştur. Cumhuriyet döneminde ise Maarif Vekâlet'in 03.11. 1941

tarih 4018/2182 sayılı emriyle, 1909'dan önceki defterlerin müzelik eşya ile

karıştırılmamak ve ayrı bir yerde korunmaya alınmak şartıyla müzelerde toplanması

kararlaştırılmıştır. Kültür Bakanlığı'nın 1992'de başlattığı bir uygulama ile İstanbul

Müftülüğü'nde bulunanlar hariç olmak üzere bakanlığa bağlı müze ve

kütüphanelerde bulunan siciller, Ankara Milli Kütüphane'de toplanmıştır7.

Türkiyede yapılan bu çalışmaların yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu sınırları

içinde bulunup bugün sınırlarımız dışında kalan birçok yerde de bu belgelere ne

olduğu bilinmemektedir. Ancak Bosna'da sicil defterlerinin bir yere toplanıp

saklandığı ve bazı araştırmacılar tarafından da ilmi bir şekilde yayınlandğı

görülmektedir. Örneğin Dr. Truhelka tarafından Glasnik Zemalisog Muzeja Bosni i

Hercogovini'nin 30'uncu sayısında çıkan Yaiça (jaica) kadısına ait sicil defterleri,

tarih vesikası olarak bu defterlerin ne kadar kıymetli birer hazine teşkil ettiğini ortaya

koymaktadır8.

Osmanlı tarihi kaynakları arasında önemli bir yer tutan siciller üzerindeki ilk

çalışmalara 1930'lu yıllarda Halkevi dergilerinde rastlanmaktadır. Ankara Halkevi

dergisi olan Ülkü'de yayınlanan 1935'teİsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın “Şer’i

Mahkeme Sicilleri” ve 1938’deMümtaz Yaman'ın yine “Şer’i Mahkeme

Sicilleri”başlıklı çalışmaları ilk örnekler olarak görülmektedir9.

Siciller üzerinde yapılan ilk katalog çalışması ise Halit Ongan tarafından

yapılmıştır. Halit Ongan, zamanında Ankara Etnografya Müzesi'nde bulunan H.991-

992(M.1583-1584)tarihli ilk Ankara Şer’iyye Sicilini belgeleri özetlemek ve

terimleri, konuları, kişi adlarını, yeradlarını, eski eser ve vakıf adlarını bir tasnife tabi

7 Vehbi Günay, "Balkan Şehir Tarihleri Kaynağı Olarak Şerʻiyye Sicillerinin Envanter ve

Kataloğlarının Tespiti Hakkında", Tarih İncelemeleri Dergisi, II, İzmir 2003, s. 73. 8 İnalcık, "Osmanlı Tarihi Hakkında", s. 89. 9 Yunus Uğur, "Mahkeme Kayıtları (Şer’iyye Sicilleri): Literatür Değerlendirmesi ve Bibliyografya",

Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi,.I, S.1, İstanbul 200, s. 305.

Page 16: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

3

tutmak suretiyle yayınlamıştır Halit Ongan aynı şekilde 1974 yılında Ankara'nın

ikinci defterini de yayınlamıştır10.

Afyonkarahisar Şerʻiyye Sicilleri

Osman Ersoy hazırladığı "Şerʻiyye Sicilinin Toplu KataloğunaDoğru " adlı

çalışmasında Afyonkarahisar'a ait 182 adet şerʻiyye sicilinin bulunduğunu

belirtmektedir11.Ancak günümüzde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Osmanlı

Arşivlerinde Afyonkarahisar'a ait 173 adet şerʻiyye sicilinin bulunduğu tespit

edilmektedir. Bu farklılığın sebebi Osman Ersoy'un çalışmasında bulunan sicil

sayısının bir kısmının Denizli'ye ait sicillerden oluştuğu bilinmektedir.

Bu defterler 1991 yılına kadar Afyon arkeoloji müzesinde muhafaza

edilmiştir. Daha sonra Ankara Milli Kütüphaneye nakledilerek sıra numarası verilen

defterler 497 numaradan başlayıp 669 numarada son bulmaktadır. Bu defterler daha

sonra daha iyi korunup hizmete sunulması için 2008 yılında ozamanki adıyla

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi bünyesine dâhil

edilmiştir. Günümüzde deyeni ismiyle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı

Devlet Arşivleri Başkanlığına bağlıOsmanlı Arşivi'ndebulunmaktadır.Buradaki sıra

numaraları ise meşihat (MŞH.) fonunda MŞH.ŞSC.d.. koduyla ve sıra numarası ile

200'den başlayıp yine (MŞH.) fonunda MŞH.ŞSC.d.. koduyla ve sıra numarası ile

372 numaralı defterle son bulmaktadır. Söz konusu defterler; H. 1044-1045/M. 1643-

1645 tarihleri ile H. 1332-1333/M. 1913-1915 tarihler arasındaki kayıtları ihtiva

etmektedirler.

Bu defterlerden istifade edilerek Afyonkarahisar'la ilgili birçok eser kaleme

alınmıştır. Bu çerçevede Edip Ali Bakı'nın şerʻiyye sicillerinden derlemeler yaparak

önce Taşpınar Dergi'sinde yayınlayıp, ardından 1951 yılında kitap haline getirdiği

çalışması erken dönem çalışmalara örnek olarak verilebilir. Bunun yanı sıra

Süleyman Gönçer ve Ömer Fevzi Atabek'de şerʻiyye sicillerinden istifade ile eser

10 Özer Küpeli, “Şerʻiyye Sicillerinin Şehir Tarihçiliği ve AfyonKarahisar Tarihi için Önemi”,

Taşpınar Dergisi, S.3, Afyonkarahisar 2001, s.55. 11 Osman Ersoy, "Şerʻiyye Sicillerinin Toplu Kataloğuna Doğru", AÜDTCF Dergisi, XXI, Ankara

1963, s. 3.

Page 17: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

4

yazmışlardır12. Bu çalışmaların haricinde yakın dönemde yapılan birçok çalışmada

da şeriye sicilleri kaynak olarak kullanılmıştır.

Kitap ve makale çalışmalarının dışında bazı yüksek lisans ve doktora tezleri

de şerʻiyye sicilleri kaynak gösterilerek hazırlanmıştır. Milli Kütüphanedeki

numaraları kullanılarak hazırlanan yüksek lisans tezleri hâlihazırda Ulusal Tez

Merkezinde bulunmaktadır. Transkripsiyon ve değerlendirmesi yapılarak tez haline

getirilen defterlerin numaraları243, 353, 509, 525, 544, 545, 557, 561, 568,569, 576,

578, 587, 598, 606,612,615, 618, 626, 643,644,647, 648, 652,653 numaralı

defterlerdir. Bunların yanı sıra 554 numaralı defterin transkripsiyonu yapılmadan

sadece değerlendirmesi yapılarak çalışılmıştır. Hâlâ çalışmaları devam eden defterler

de bulunmaktadır. Transkripsiyon ve değerlendirmesi yapılan defterlerin çoğunun

18. ve 19. yüzyılara ait olduğu görülmektedir.

Doktora tezi olarak yapılan çalışmalar ise;"XVII. Yüzyılın İkinci Yarısında

Afyonkarahisar Şehri: Fiziki, Sosyal ve Ekonomik Yapı İncelemesi"13, "XVII. Yüzyılın

İkinci Yarısında Karahisâr-ı Sâhib Sancağı (Şerʻiyye Sicilleri'ne Göre)"14,

"Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nın İdârî ve Sosyal ve Ekonomik Yapısı (1720-

1750)"15,"XIX, Yüzyılın İlk Yarısında Şerʻiyye Sicillerine Göre Karahisâr-ı Sâhib

Sancağı"16, "Şerʻiyye Sicillerine Göre XIX. Yüzyılın Sonlarında (1875-1900)

Karahisâr-ı Sâhib Sancağı"17adlı çalışmalardır.

Üzerinde çalıştığımız 507 numaralı defter ise 17. yüzyılın ikinci yarısına ait

bir defterdir. Afyonkarahisar'ın H.1060-1072 /M.1650-1662 yıllarını kapsamaktadır.

12 Küpeli, “Şer’iyye Sicillerinin Şehir Tarihçiliği" s. 56. 13 Mustafa Karazeybek, XVII. Yüzyılın İkinci Yarısında Afyonkarahisar Şehri: Fiziki, Sosyal ve

Ekonomik Yapı İncelemesi, (Basılmamış Doktora Tezi)Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler

Üniversitesi Tarih Anabilim Dalı, Afyonkarahisar 2011. 14 Mehmet Güneş, XVIII. Yüzyılın İkinci Yarısında Karahisâr-ı Sâhib Sancağı (Şerʻiyye Sicillerine

Göre),(Basılmamış Doktora Tezi)Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı,

Ankara 2003. 15 M. Zahit Yıldırım, Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nın İdârî ve Sosyal ve Ekonomik Yapısı (1720-1750),

(Basılmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı,

Ankara 2003. 16 Zübeyde Tiryakioğlu Kazak, XIX, Yüzyılın İlk Yarısında Şerʻiyye Sicillerine Göre Karahisâr-ı

Sâhib Sancağı, Basılmamış Doktora Tezi), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih

Anabilim Dalı, Ankara 2003. 17 Naci Şahin, Şerʻiyye Sicillerine Göre XIX. Yüzyılın Sonlarında (1875-1900) Karahisâr-ı Sâhib

Sancağı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim

Dalı Ankara 2002.

Page 18: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

5

Defterdeki bilgilerden yararlanılarak Afyonkarahisar'ın bu tarihlere ait idari, sosyal

ve ekonomik olarak değerlendirmesi verilmiştir.

Page 19: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

6

BİRİNCİ BÖLÜM

507 NUMARALI ŞERʻİYYE SİCİLİNİN ÖZELLİKLERİ

1.507 NUMARALI ŞERʻİYYE SİCİLİ DEFTERİNİN FİZİKSEL

ÖZELLİKLERİ

Afyonkarahisar Şerʻiyye Sicillerinden biri olan 507 numaralı defter

Afyonkarahisar Müzesinde muhafaza edilirken Ankara Milli Kütüphane'ye

nakledilmiştir. Ankara Milli Kütüphaneden de Türkiye Cumhuriyeti

Cumhurbaşkanlığı Osmanlı arşivlerine aktarılmıştır. Günümüzde de hâlâ burada

muhafaza edilmektedir.

Afyon Müzesindeki evrak tasnif numarası A 9 1072 olan defterin Milli

Kütüphane'ye aktarılmasıyla numarası 507 olarak değiştirilmiştir. Devlet

Arşivlerinde ise meşihat (MŞH.) fonunda MŞH.ŞSC.d.. koduyla ve 210 sıra

numarası ile yeniden numaralandırılmıştır. Defterin boyutu 15x41 cm. ve sırtı

kırmızı meşin, satıhları ebru kâğıt ile kaplanmıştır.

Defterin ön kapağında pul içinde yer alan Afyon Müzesindeki evrak tasnif

numarasının hemen altında Osmanlıca olarak "elli beşinci sicil" ve "sene bin yetmiş

tarihi" yazmaktadır. Ayrıca bu sicil numarası ve tarih, rakamlarla da gösterilmiştir.

Defterde bulunan "elli beşinci sicil"numarası deftere verilen ilk numaradır.

Tarih ise defterin başlangıç tarihini ifade etmektedir. Birinci sayfanın sağ üst

kısmında defterin Afyon Müzesi, Milli Kütüphane ve Osmanlı Arşivindeki evrak

tasnif numaraları yer almaktadır. Bunların hemen altında yine Osmanlıca olarak sicil

numarası ve tarih yazılmıştır. Sol tarafında ise dili Arapça olan "Dibace18" kısmından

sonra 1'den 4'e kadar olan hükümlere yer verilmiştir. Hükümler sayfa 1'den başlayıp

sayfa 117'ye kadar sürmüştür.

H.1060-1072 /M.1650-1662 yılları arasını kapsayan defter; 388 hüküm, 117

sayfadan oluşmuştur. 507 numaralı şerʼiyye sicilindeki hükümlerin

18 Dîbâce: Kitabın nakışlarla müzeyyen ve müzehheb olan ilk sayfaları ( Şemsettin Sami; Kâmûs-ı

Türkî (Latin Harfleriyle), İstanbul 2017, s.499.)

Page 20: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

7

numaralandırılması Arap rakamlarına göre düzenlenmiştir. Numaralandırma işlemi

yapılırken bazı hüküm numaraları eksik, bazıları ise tekrarlandığı tespit edilmiştir.

Defterde 388 hüküm görünse de eksik ve tekrarlanan hükümler dikkate

alındığında 384 hüküm bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Tekrarlanan hüküm

numaraları; 94, 101, 118 ve 311'dir. Diğer taraftan, 76, 117, 310, 313, 328 ve 347

sayılı hükümler numaralandırılır iken atlanmış yani kullanılmamıştır. 162 ve 335

rakamları ile numaralanmış kayıtlar ise müstakil hükümler olmayıp bir önceki

hükümlerin devamıdır. 113 numaralı sayfada "Konak verilen mahalleri" ve 114

numaralı sayfada "Bargir verilen mahalleri" gösteren kayıtlar hüküm sayısı

verilmeden gösterilmektedir.

Dijital görüntülerle incelediğimiz defterin iki hükmünde yıpranmadan dolayı

hasar meydana geldiği gözlemlenmiştir. Sayfa 30'da bulunan 112 numaralı hükmün

son alt satırı ve "Şuhûdü'l-hâ'l" kısmı aşınmadan dolayı tam olarak okunamamıştır.

Yine sayfa 109'da bulunan 369 numaralı hükmün altıncı satırından sonra meydana

gelen yırtılmadan dolayı hüküm tam olarak okunamamıştır.

507 numaralı şerʻiyye sicillinde bazı sayfaların üst kısımlarında yırtılmalar

meydana gelmiştir. Bu yırtılmalar neticesinde alt sayfanın sayfa numarası, üst

sayfanın sayfa numarası gibi görünmesine neden olmuştur. Defterde sayfa

numaralandırılması sonradan yapılmıştır Bu işlem yapılırken sayfa numaraları

kaymıştır. 49. sayfadan sonra 52. sayfa numarası verilmiş bu da 50. ve 51. sayfa

numaralarının eksikliğine neden olmuştur.

507 numaralı şerʻiyye sicilli defteri "divani kırması" tarzında yazılmış ve

siyah mürekkep kullanılmıştır. Yazılar genellikle okunaklı olup nadir yerlerde

aşınmalar meydana gelmiştir. Bazı yerlerde ise kâtip hatalarından dolayı yazıların

üstü çizilmiştir. Sıkça görülmemekle birlikte mürekkep dağılmaları da meydana

gelmiştir.

Page 21: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

8

2. 507 NUMARALI DEFTERİN MUHTEVA ÖZELLİKLERİ

H.1060-1072/M.1650-1662 yılları arasını kapsayan defter, Müftizâde Ahmed

tarafından tutulmuştur19. İçerik olarak IV. Mehmed zamanında Afyonkarahisar'da

meydana gelen hukuk davalarını içermektedir. Defterde hukuk davalarının yanında

muhtelif sebeplerle, çeşitli makamlardan ya da kişilerden kadıya gönderilen bir takım

belgelerin suretleri de mevcuttur.

Kadı tarafından tutulan dava kayıtlarına hüküm adı verilmektedir. Defterde

bulunan üç yüz seksen sekiz kayıttan iki yüz altmış altı tanesini hükümler

oluşturmaktadır.

Kadı tarafından kayıt altına alınan hükümlerden, Karahisâr-ı Sâhib

Sancağının idari ve fiziki yapılanması hakkında bilgilere ulaşılmaktadır. Ayrıca

kişilerin evlenmelerine veya boşanmalarına ait bilgiler, çocuklara vasi tayini,geçim

kaynakları, uğraştıkları meslekler, ödemeleri gereken vergiler hakkında bilgilerde

bulunmaktadır. Yine meydana gelen cinayet, hırsızlık, zina ve tecavüz olayları gibi

asayiş olaylarına ilişkin kayıtlarda mevcuttur.

Noterlik belgesi niteliğinde, gayrimenkul satışları ile ilgili kayıtlarda yer

almaktadır. Satış ile ilgili hükümlerde, gayrimenkullerin fiyatları, bulundukları

mahalleri, kimler tarafından satın alındığı, gayrimenkullerinsahip oldukları

özelliklere ait bilgiler bulunmaktadır.Ticari anlaşmalarında bu kayıtlar arasında

mevcut olduğu görülmektedir.

Hükümler arasında Gayrimüslimlere ait bilgilerde mevcuttur.

Gayrimüslimlerin yaşadıkları mahalleleri, biribirleriyle olan ilişkileri, evlenmeleri,

boşanmaları, çocuklarına vasi tayini, Müslümanlar ile olan ilişkileri ve ticari

faaliyetlerine ulaşılmaktadır.

Defterde bulunan yüz yirmi iki hüküm ise kadıya gönderilen berat, ferman,

buyruldu, temessük vd. kayıtlardanoluşmaktadır. Bunların konuları ise genellikle

vergilerin tahsil edilmesi, bir kişinin bir göreve tayin edilmesi, timar tevcih kayıtları

gibi konuları kapsamaktadır. Ayrıca defterde Erdel ayaklanması ile ilgili belgelere de

19AŞS, Defter 507, s. 41/150 (28 Rebîʻü'l-ahir 1072\1661).

Page 22: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

9

rastlanmaktadır. Defterin son kısımlarında narh ile ilgili kayıtlar da mevcuttur.

Defterde fetva örnekleri de yer almaktadır.

3. 507 NUMARALI DEFTERİN DİPLOMATİK ÖZELLİKLERİ

Osmanlı Devleti sosyal tarih araştırmalarında önemli bir yere sahip olan

şerʻiyye sicillerinde bulunan belgeler başlıca iki başlık altında incelenebilir.

Bunlardan birincisi, kadılar tarafından kaleme alınan belgeler, ikincici ise kadılara

gönderilen belgelerdir.

3.1. KADILAR TARAFINDAN KALEME ALINAN BELGELER

3.1.1. Hüccet

Hüccet; sözlük anlamı olarak "delil", "senet", anlamına gelmektedir20. Arapça

asıllı olan bu kelimenin Osmanlı hukuk terminolojisinde iki anlamı vardır. Birincisi;

şahitlik, ikrar, yemin gibi davayı ispat eden hukuki delillere verilen isimdir. İkincisi

ise kadının kararı bulunmayıp iki tarafın anlaşmaya vardıklarına dair kadının

imzasının ve mührünün bulunduğu belgelerdir21.

Bir belge türü olan hüccetin Osmanlı tarihinde ne zaman ortaya çıktığı

bilinmemektedir. Ancak yapılan araştırmalar neticesinde bilinen en eski tarihli

hüccetin II. Murad dönemine ait H.826/M.1422-23 tarihli orijinal hüccetler olduğu

bilinmektedir22.

Osmanlı hukukunda hüccetler kadılar tarafından düzenlenip bir nevi noterlik

belgesi olarak da kabul edilmekteydi23. İki nüsha olarak düzenlenir talep ederlerse

belli bir ücret karşılığında taraflara verilirdi. Bu durumla birlikte davanın tekrar

görülmesi engellenirdi24.

20 Ferit Devellioğlu,Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lûğat, Ankara 1970, s.462. 21 Ahmet Akgündüz, “İslam Hukukunun Osmanlı Devletinde Tatbiki: Şerʻiyye Mahkemeleri ve

Şerʻiyye Sicilleri”, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, XIV, Ankara 2009 s.28. 22 Ekrem Tak,Diplomatik Bilimi Bakımından XVI.-XVII. Yüzyıl Kadı Sicilleri ve Bu Sicillerin İhtiva

Ettiği Belge Türlerinin Form Özellikleri ve Tanımlanması,(Basılmamış Doktora Tezi), MÜ Türkiyat

Araştırmaları Enstitüsü Bilgi ve Belge Yönetimi Anabilim Dalı, İstanbul 2009, s.110. 23 Mübahat Kütükoğlu,Osmanlı Belgelerinin Dili (Diplomatik), (Dördüncü Baskı),TTK, Ankara 2018,

s.350. 24 Ekrem Buğra Ekinci,Osmanlı Hukuk Adalet ve Mülk,(Beşinci Baskı), Arı Sanat Yayınevi, İstanbul

2017, s.187.

Page 23: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

10

Hüccetlerde asıl konuya giriş yapılmadan önce "Sebeb-i tahrîr-i kitâb-ı nakli

ve mûceb-i tastîr-i hitâb hükmü oldur ki"25, "Bâdî-i Mebâdî-i feth-i kitâb ve bânî-i

mebânî-i faslu'l-hitâb"26, "Oldur ki"27, "Bâʻis-i tahrîr-i kitâb sıhhât-i nisâb oldur

ki"28gibi belli başlangıç formülleri ile başlanırdı.

Hüccetlerde daha sonra ilk olarak tarafların ikamet ettikleri yerler "Mahrûse",

"Medine", "Mahmiyye" gibi ifadelerle başlanarakbelirtilmektedir29. Bu ifadelerin

ardından da konusuna göre taraflar takdim edilmektedir. Kişilerin kimlik tespitinden

sonra hüccetin esas metnine geçilerek davanın konusu ele alınmaktadır. Konun

tespiti sicile "…mâ-hüve'l-vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu30,"...hîn-i kabûlde vâkı‘a

olucak kayd-şod"31 gibi ifadelerle kaydedilmektedir. Son olarak ise Arapça olarak

yazılan tarihlerden sonra konuların görüşüldüğü esnada hazır bulunan şahitlerin

isimleri de "Şuhûdü'l-hâl" başlığı altında belirtilmektedir32.

Sicillerin büyük çoğunluğunu oluşturan hüccetler çeşitli konulardaki davaları

ihtiva etmektedirler. Üzerinde çalıştığımız 507 numaralı defterde bulunan örneklere

göre hüccetlerde; nafaka tayini, boşanma, nikâh, nişan, ölüm keşfi, gasp ve yaralama,

cinayet, satış, hibe, kefalet, nafaka talebinde bulunma, mehir, tarla sınırı

anlaşmazlıkları, eve nâ-mahrem alma, hırsızlık, sulh anlaşmaları, şirket sözleşmesi,

köle azadı, vasi tayini, emanet, vergiden muaf edilme, tecavüz, şahadet vb. gibi

birçok konunun yer aldığı görülmektedir.

507 numaralı defterde iki yüz otuz yedi adet hüccet bulunmaktadır. Defterde

yer alan bu hüccetlerin genelini satış ile ilgili konular oluşturmaktadır. Defterde satış

ile ilgili elli beş adet hüccet bulunmaktadır. Genellikle gayrimenkul satışlarına ait bu

hüccetlerde evlerin ve dükkânların özellikleri, kim tarafından satın alınıp kimler

tarafından satıldığı, satılan eşyanın ve malın fiyatları gibi bilgilere ulaşılmaktadır.

25 AŞS, Defter 507, s. 16/59 (20 Rebîʻü'l-evvel 1070\1659). 26 AŞS, Defter 507, s. 23/88 (10 Ramazan 1071\1660). 27 AŞS, Defter 507, s. 47/173 (Cemâziye'l-âhir 1072\1661). 28 AŞS, Defter 507, s. 49/179 (Evâʼil-i Cemâziye'l-ulâ 1072\1661). 29 Mustafa Oğuz, Ahmet Akgündüz, "Hüccet", TDİA, XVIII, TDV Yayını,İstanbul 1998, s 447. 30 AŞS, Defter 507, s. 3/10 (Evâsıt-ı Zilhicce 1070\1659). 31 AŞS, Defter 507, s. 3/11 (Selh-i Zilhicce 1070\1659). 32 AŞS, Defter 507, s. 4/13 (Evâʼil-i Muharrem1071\1660).

Page 24: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

11

Diğer hüccetlerin konuları ise genellikle arazi sınırı anlaşmazlıkları33, mihri

müeccel davaları34, miras davaları35, şehir merkezinde ve köylerde meydana gelen

asayiş ile ilgili olayları oluşturmaktadır36. Bunların yanı sıra defterde Karahisar-ı

Sahib şehrinde ikamet edip farklı şehirlerdeki kişilerle husumeti olan kişilerinde

davalarının kayıtları bulunmaktadır37.

3.1.2. İʻlâmlar ve Arzlar

İlm kökünden gelen iʻlâm sözlük anlamı olarak "bildirme","anlatma","ifhâm"

anlamına gelmektedir38. Terim olarak ise şerʻî bir hükmü ve altında kararı veren

hâkimin imza ve mührünü taşıyan yazılı belge demektir. "iʻlâmât-ı şerʻiyye" olarak

da kullanılmaktadır39.

İʻlâmlar müstakil bir belge türü olarak ortaya çıkmamıştır. İʻlâmlar arzın şekil

değiştirmesi sonucu bu adı almışve terim olarak yeni bir mahiyet kazanmıştır.

Osmanlı diplomatik biliminde iʻlâm olarak bilinen belge türünün esasını kadı

arzlarınınoluşturduğu söylenebilir. XVI. yüzyılda kadı arzları genellikle reʼsen

yazılırken XVII. yüzyıl sonralarında sadrazam tarafından kadıya hitaben yazılan

buyruldu üzerine düzenlenmeye başlanmış ve yerini "mâruz" denilen yeni bir belge

türüne bırakarak farklı bir diplomatik kimliğe kavuşmuştur40.

Defterde iʻlâm örnekleri bulunmamaktadır. Arz kaydı ise bir adet

bulunmaktadır. Bu kayıt ise mukataa emini tarafından Çorak adlı mukataaya vekil

tayini hususundaki bir kayıttır41.

33AŞS, Defter 507, s. 12/47 (Evâsıt-ı Safer 1071\1660),Defter 507, s. 21/77 (Evâʼil-i

Şaban1071\1661). 34AŞS, Defter 507, s. 4/13 (Evâʼil-i Muharrem 1071\1660),Defter 507, s. s. 46/ 169 (Evâhir-i

Cumâdeyn 1070/ 1660). 35AŞS, Defter 507, s. 4/ 14 (Evâʼil-i Muharrem1072/1661), Defter 507, s. 6/22 (Evâsıt-ı Muharrem

1071\1660). 36AŞS, Defter 507, s. 36/ 135 (Evâʼil-i Safer 1072/1661), Defter 507, s. 93/ 312 (10 Recep 1072/1662). 37AŞS, Defter 507, s. 23/88 (15Ramazan1071\1661), Defter 507, s. 49/179 (Evâʼil-i Cemâziye'l-

ulâ1072\1662). 38 Şemseddin Sami,Kâmûs-ı Türkî (Latin Harleriyle), (Beşinci Baskı), İdeal Kültür Yayıncılık,

İstanbul 2017, s.109. 39 Ahmet Akgündüz, "İʻlâm", DİA, XXII, T.D.V. Yayını,İstanbul 2000, s.72. 40 Tak,agt, s.149-150. 41AŞS, Defter 507, s. 112/376 (Evâʼil-i Recep 1072\1662).

Page 25: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

12

3.1.3.Vakfiye

Arapça asıllı olan vakf kelimesi sözlükte "duruş", "durma", hareketten kalma

anlamlarına gelmektedir42. Terim olarak ise vakıf, bir kimsenin, Allaha yakın olmak

gayesiyle mal varlıklarını dini ve sosyal bir gaye için tahsis etmesidir. Vakfiyeler ise

vakıf kullanımının şartlarını içeren kadı tarafından tasdik edilen bir belge

niteliğindedir43.

Osmanlı coğrafyasında XVI. yüzyıldan itibaren Türkçe olarak yaygınlık

kazanan vakfiyeler sosyal, ekonomik ve kültürel tarih araştırmaları için önemli birer

belge niteliğindedir44.

Vakfiyelerde bazı belge türlerinde bulunduğu gibi Allah'a hamd u senâda

bulunmak için "Hamd-i fâʼik ve senâ-yı lâyık ol mâlikü'l-mülk ve'l-melekût rabbi'l-

izzeti ve'l-ceberrût…"45 gibi ifadelerle başlayan davet rükünleri yer almaktadır. Davet

rükünlerinden sonra "baʻd bu kitâb-ı celîlü'ş-şân ve bu hitâb-ı bedîʻü'l-ünvân

inşâsına bâʻis ve bâdî budur ki…"46 gibi geçiş cümleleriyle vâkıfın ve mütevellinin

tanıtımı yapılmaktadır. Vâkıf ve mütevellinin tanıtımından sonra vakf edilen

gayrimenkul, para vb. gibi mevkȗfların tanıtımına geçilmektedir47.

Vakfiyede vakf edilen malların işletilmesi hususunda şartlara da yer

verilmektedir. "Şöyle şart eyledim"sözüyle başlanıp mevkûfun türlerine göre şartlar

hususunda açıklık getirilirdi. Bundan sonraki kısımlarda gelirlerin sarf yerleri,

mütevellinin kimler olacağı, görevlilerin ücretlerini ve en sonunda ise vakfın

mütevelliye teslimiyle rücûʻ kısmına geçilirdi48.

Rücûʻ sözlük anlamı olarak geri dönmek, sözünden dönmek anlamlarına

gelmektedir49. Vakfiyelerdeki yeri ise vâkıfın kadı huzurunda, vakıftan vazgeçtiğini

beyan ettiği kısımdır. Bu kısmın bulunmasının nedeni, hukukçular arasındaki görüş

farklılıklarıdır. Örneğin; Ebû Hanîfi'ye göre mevkûfun mülkiyeti vâkıfta kalır. Bu

42 Sami, agl, s. 1158. 43 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.359. 44 Osman Gazi Özgüdenli, " Vakfiye" DİA,XLII, TDV Yayını, Ankara 2012, s.466. 45 AŞS, Defter 507, s. 15/57 (Evâʼil-i Rebîʻü'l-âhir 1071\1660). 46 AŞS, Defter 507, s. 15/57 (Evâʼil-i Rebîʻü'l-âhir 1071\1660). 47AŞS, Defter 507, s. 15/57 (Evâʼil-i Rebîʻü'l-âhir 1071\1660). 48 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.363-364. 49 Sami, agl, s. 516.

Page 26: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

13

sebeple bazı vâkıflar veya mirasçılar, ilerleyen zamanlarda vakfı bozma haklarına

sahip olurlardı. İmam Muhammed'e göre ise mütevelliye teslimiyet vâkıfın

mülkiyetinden çıkmaktaydı50.

Vakfiyelerin son kısımlarında ise mütevellinin itirazı, hâkimin hükmü, vakfı

bozacaklar için beddua, tarih ve şahitlere yer verilmektedir51. Mütevellinin itirazı ile

vakfiyeler hukuki bir boyut kazanmaktadır52.

507 numaralı defterde iki adet vakfiye kaydı yer almaktadır53. Vakfiyelerin

ilki Fakih Paşa Mahallesi'nde Şâh Çavuş kızı Saliha Hanım'ın yüzde on beş

murabaha ile kurduğu para vakfının vakfiyesidir54. İkinci vakfiye kaydı ise yine bir

para vakfının vakfiyesini oluşturmaktadır55.

3.1.4. Mürâsele

Mürâsele Osmanlı diplomatiğinde Kadıların kendilerine denk veya daha aşağı

rütbedeki şahıs ve makamlara hitaben kaleme aldığı belgelere denilmektedir56.

Mürâseleler diplomatik olarak elkâb, metin ve imza olarak üç grupta

incelenmektedir57.

Genellikle mürâselelerde kadılar için Elkab cümlesi olarak "Mevlânâ"

kelimesi kullanılmaktadır. Okuduğumuz defterde bulunan mürâsele örneklerinde ise

kadılar için "Şerîʻat Nisâb "58, "Fahrü's-sâdati'l-kirâm Es-seyyid"59 gibi elkabların da

kullanıldığı görülmektedir. Bu tür ifadelerden sonra zîde ilmuhû, kâm-yâb,el-

mükerrem, el-müfehham, gibi dua ifadeleri kullanılmaktadır60.

Elkab cümlelerinden sonra asıl metine giriş yapılmaktadır. "iş bu sene"

ifadesiyle başlayan tarih kısmından sonra tayin olunan yer ve görevin ismi

bulunmaktadır. Kişilere tayin olduklarını "tefvîz" olundu, "sipâriş olundu"

50 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.364. 51 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.365. 52 Mübahat Kütükoğlu, Osmanlı'nın Sosyo-Kültürel ve İktisâdî Yapısı, TTK, Yayınları, Ankara 2018,

s.70. 53 Vakfiyeye örnek için bkz: EK-4. 54AŞS, Defter 507, s. 15/57 (Evâʼil-i Rebîʻü'l-âhir 1071\1660). 55AŞS, Defter 507, s. 101/339 (15 Recep 1072\1662). 56 Akgündüz,"Şerʻiyye Mahkemeleri ve Şerʻiyye Sicilleri", s.45. 57 Tak, agt, s.228-229. 58 AŞS, Defter 507, s. 73/245 (15 Recebi'l-fert 1071\1660). 59 AŞS, Defter 507, s. 74/246 (Cemâziye'l-âhir 1071\1660). 60 Tak, agt, s.228.

Page 27: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

14

ifadelerleriyle belirtilmektedir61. Ancak incelediğimiz defterdeki bir hükümde "…sizi

kâim-makâm nasb ve taʻyîn etmişizdir…" gibi bir ifadenin kullanıldığı

görülmektedir62.

Göreve tayin olunan kişiye tavsiyelerde bulunan ifadelerden sonra, metnin alt

kısmının genelde sağ tarafında olmak üzere, görevlendirme yapan kişinin imzası

bulunmaktadır63. İmza bölümünde görevlendirme yapanların isimlerinin başında "El-

fakîr, mine'l-muhlis, ahvecü'l-vera," gibi ifadeler bulunmaktadır64.

İncelediğimiz defterde mürasele örnekleri çok fazla bulunmamaktadır.

Bulunan mürasele kayıtlarını konuları bakımından degerlendiririsek naib tayinlerinin

yapıldığı görülmektedir65. Tayin olan kişilere haber verilirken "sipâriş olundu"

ifadesi kullanılmıştır66.

3.1.5. Muhallefât (Tereke)

"Muhallef" kelimesinin çoğulu olan "Muhallefât" ölen kişinin bıraktığı miras

olarak tanımlanmaktadır67. Osmanlı belgelerinde ise "Tereke" ismiyle

kullanılmaktadır68.

Tereke kayıtları şerʻiyye sicillerinde en fazla görülen belge türlerindendir69.

Ancak incelemiş olduğumuz defterde tereke kayıtlarına fazla rastlanmamaktadır.

Defterde sadece dört adet tereke kaydı yer almaktadır. XVII. yüz yılın ikinci yarısına

ait bu kayıtlar Arapça olarak yazılmaktadır.70. Arapça olan bu kayıtlar"mâte ve tereke

min-vereseti…"71 "Min-Muhallefâti'l-merhûm…"72gibi ifadelerle başlamaktadır.

Ancak kişilerin mal varlıkları ifade edilirken Arapça kelimler değil Türkçe

61 Tak, agt, s.229. 62 AŞS, Defter 507, s. 74/246 (Cemâziye'l-âhir 1071\1660) 63 AŞS, Defter 507, s. 73/245 (15 Recebi'l-fert 1071\1660), AŞS, Defter 507, s. 74/246 (Cemâziye'l-

âhir 1071\1660). 64 Tak, agt, 2009, s.229. 65AŞS, Defter 507, s. 74/246 (Cemâziye'l-âhir 1071\1660). 66AŞS, Defter 507, s. 91/303 (Cemâziye'l-âhir 1072\1662). 67 Sami, agl, s. 1012. 68 Tahsin Özcan, " Muhallefât", DİA.,XXX, TDV Yayını, Ankara 2005, s.406. 69 agm., s.407. 70 AŞS, Defter 507, s. 2/8 (Evâil-i Muharrem 1071\1660), AŞS, Defter 507, s. 11/41 (Evâsıt-ı Safer

1071\1660), AŞS, Defter 507, s. 26/96 (Evâhir-i Şevvâl 1071\1660). 71 AŞS, Defter 507, s. 11/41 (Evâsıt-ı Safer 1071\1660). 72 AŞS, Defter 507, s. 26/96 (Evâhir-i Şevvâl 1071\1660).

Page 28: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

15

kelimelerle ifade edilmektedir. Zaman zamanda yöre halkının kullandığı kelimelerde

kullanılmaktadır73.

Terekelerde ilk olarak vefat eden kişinin ismi, yaşadığı yeri ve varislerinin

isimlerine yer verilmektedir74. Daha sonra mal varlıkları, köleleri, varsa borçları ve

defin işlemleri için kullanılan para miktarı kayıt altına alınmaktadır75.

3.2. KADILARA GÖNDERİLEN BELGELER

Deftrede yer alan kadılara gönderilen belgeleri, Ferman, Berat, Buyruldu,

Temessük ve Fetva olmak üzere beş başlık altında incelemek mümkündür.

3.2.1. Ferman

Ferman; Farsça bir kelime olup "emir", "irade", "buyruk" anlamında

kullanılmaktadır. İlhaniler'den Osmanlılara geçen kelime Osmanlı diplomatiğinde

Padişahın "Alâmet-i Şerife" denilen tuğralı emri olarak adlandırılmaktadır. Padişahın

emirlerini ihtivâ ettiği için "Fermân-ı Humâyûn" veya "Fermân-ı Şerîf"

denilmektedir76. Fermanlar Divan-ı Humâyûn veya Paşakapısı'ndaki divânlarda

alınan kararlara uygun olarak yazılmaktadır77.

Fermanlar kaleme alınırken kendilerine has şartlar ve rükünler de

yazılmaktadır. Bütün belgelerde olduğu gibi davet rüknü ile başlayan fermanlarda

"hüve" veya "hû" şeklinde sadece Allah'ın adı zikiredilmektedir. Padişahın emri

olduğunu kanıtlayan tuğradan sonra fermanın muhatabı olan kişinin elkabı ile

başlamaktadır78.

Elkablar muhatabların konum, özellik ve kişi sayılarına göre farklılık

göstermektedir. Örneğin okumuş olduğumuz 507 numaralı defterde bulunan

fermanda, " Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-ʻâlem müdebbirü'l-

umûrü'l-cumhûr bi'l-fikri's-sâkıb mütemim-i mehâmü'l-enâm biʼr-re'yi's-sâʼib

mümehhid-i bünyâni'd-devleti ve'l-ikbâl müşeyyed-i erkâni's-sâʻadet-i ve'l-iclâl el-

73AŞS, Defter 507, s. 26/96 (Evâhir-i Şevvâl 1071\1660), Defter 507, s. 35/129 (Gurre-i Safer

1072\1661), 74 AŞS, Defter 507, s. 11/41 (Evâsıt-ı Safer 1071\1660). 75 AŞS, Defter 507, s. 26/96 (Evâhir-i Şevvâl 1071\1660). 76Pakalın, agl, s.697. 77 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.99. 78 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.100-101.

Page 29: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

16

mahfûfûn bi-sunûf-ı ʻavâtıfü'l-meliki'l-aʻlâ Anadolu eyâletine mutasarrıf olan

Vezîrim Paşa…"79. elkabı kullanılarak Vezir rütbesindeki beylerbeyine hitab

edildiğini görmekteyiz.

Kadılara hitaben yazılan elkablar da XV. ve XVI. yüzyıldan sonra genellikle

"Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fazl ve'l-kelâm Mevlânâ ... Kadısı" elkabı

kullanılmaktadır. " Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm …ve

…ve… Kadıları" elkabı da üç kadıya hitaben kullanılmaktadır80.

Her yöneticinin ayrı ayrı elkabı olduğu gibi yabancı hükümdarlar veya devlet

adamlarına da farklı hitablar kullanılmaktadır81. Örneğin, Eflâk ve Boğdan

voyvodalarına gönderilen fermanlarda "Kıdvetü'l-ümerâi'l-milleti'l-Mesîhiyye hâlâ

Boğdan\ Eflâk Voyvodası…."82. elkabının kullanıldığı görülmektedir.

Elkabdan sonra dua kısmı bulunmaktadır. Bu kısımda yine şahsın mevkiʻine

göre hitap edilmektedir83. Dua rüknününardından gelen" tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn

vâsıl olıcak maʻlûm ola ki"84 bağlayıcı cümlesinden sonra nakil/iblâğ adı verilen

fermanın asıl yazılma sebebinin anlatıldığı kısma geçilmektedir85. Fermanın asıl

yazılış sebebi açıklandıktan sonra " fermân-ı âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki

hükm-i şerîfimle vardıkda…"86 İbaresiyle gerekli emir verilmektedir. Bu ifadeden

sonra yapılması gereken işin yapılmaması durumundatehdit ve teʼkid rüknü adı

verilen ibare kullanılarak sorumluların tehdid edildiği görülmektedir87. Son olarak

tarih belirtildikten sonra belgenin sol alt köşesinde fermanın nerede yazıldığı yer

almaktadır88.

Üzerinde çalıştığımız defterdealtmış üç adet ferman mevcutur89. Defterde

mevcut olan fermanlar genellikle askerlerin sefere çağrılması90, vergilerin tahsil

79 AŞS, Defter 507, s. 59/202 (Evâʼil-i Safer 1071\1660). 80 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.106. 81 Mübahat Kütükoğlu, "Ferman", DİA, XII, TDV Yayını, Ankara 2005, s.402. 82 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.107. 83 AŞS, Defter 507, s. 67/228 (Evâʼil-i Cemâziye'l-âhir 1071\1660). 84 AŞS, Defter 507, s. 67/228 (Evâʼil-i Cemâziye'l-âhir 1071\1660). 85 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.108. 86 AŞS, Defter 507, s. 68/229 (Gurre-i Cemâziye'l-âhir 1071\1660). 87 AŞS, Defter 507, s. 68/229 (Gurre-i Cemâziye'l-âhir 1071\1660). 88 AŞS, Defter 507, s. 67/228 (Evâʼil-i Cemâziye'l-âhir 1071\1660). 89 Ferman örnekleri için bkz: EK-2, bkz: EK-3 90 AŞS, Defter 507, s. 67/227 (Evâsıd-ı Cemâziye'l-âhir 1071\1660).

Page 30: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

17

edilmesi91 ve sonuçlanamayan davaların sonuçlanması92 gibi konulardan

oluşmaktadır. Defterde bulunan bir başka örnek ise kürekçilerin ücretlerinin tahsil

edilmesi husunda Karahisâr-ı Sâhib Sancağındaki kadılaragönderildiği

görülmektedir93.Fermanalar genellikle kadılara gönderilmektedir. Ancak elkablardan

anladığımız kadarıyla vezir rütbesindeki Beylerbeyine de gönderilen fermanlarda

vardır94.

3.2.2. Berat

Arapça asıllı olan beratlar sözlük anlamı olarak "Mektup", "Yazılı kâğıt"

anlamında kullanılmaktadır95. Osmanlı diplomatiğinde ise bir kişi veya topluluğun

vazife veya hizmete padişah tarafından tayin edildiklerini gösteren tuğralı

belgelerdir96. Başvekâlet arşivindeki Nişan kalemi defterlerinden anlaşılacağı üzere

on yedinci asırdan itibaren nişan adıyla da kullanılmaktadır97.

Beratlarda genellikle " Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultân-î ve

tuğrâ-yı garrâyı cihân-sitân-i hâkânî … bi'l-fiʻli'r-râbani hükmü oldur ki"98, "Nişân-ı

Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâyı cihân-sitân-ı hâkânî oldur

ki"99 formülleri kullanıldığı görülmektedir. Defterimizde olan bir başka formül de

"Sebeb" ile başlayan " Sebeb-i Tahrîr-i Tevkîʻ-i Refîʻ-i Hümâyûn oldur ki"100

formülüdür. Bu formül ise Kale gediklileri, mustahfız ve azeb beratlıları için

kullanılmaktadır. Bu tür formüllerin değişik şekilleri de bulunmaktadır101.

Nişan formülünden sonra fermanlarda olduğu gibi beratlarda da beratın

verildiği kişinin mevkiine göre unvanların verildiği görülmektedir. Bu formüller

"çün" kelimesiyle başlamakta ve şahsın mevkiini yüceltecek terimler

kullanılmaktadır102. Daha sonra beratın düzenlenme nedeninaçıklandığı nakil/iblağ

91 AŞS, Defter 507, s. 75/250 (12 Receb 1071\1660). 92 AŞS, Defter 507, s. 59/202 (Evâʼil-i Safer 1071\1660). 93AŞS, Defter 507, s. 68/230 (Gurre-i Cumade'l-ahire 1071\1660). 94AŞS, Defter 507, s. 66/224 (Evâsıt-ı Rebiü'l-evvel 1071/1660). 95 Pakalın, agl, s.205. 96 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.124. 97 İsmail Hakkı Uzunçarşılı,Osmanlı Devletinin Saray Teşkilâtı, (Dördüncü Baskı), TTK, Ankara

2014, s. 273. 98 AŞS, Defter 507, s. 52/181 (Evâhir-i Ramazan 1070\1659). 99 AŞS, Defter 507, s. 52/182 (16 Cemâziye'l-âhir 1069\1659). 100 AŞS, Defter 507, s. 53/184 (8 Şevvâl 1070\1660). 101 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.127. 102 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.128.

Page 31: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

18

bölümü, padişahların emirleri103, fermanlarda olduğu gibi teʼkid ve tehdid rükünü,

arapaçatarih ve sol alt köşeye deberatın mahall-i tarihi yazılmaktadır104.

İncelediğimiz defterde de on dört adet berat kayıtlıdır105.Beratlar konuları

bakımından değerlendirildiğinde tayin beratları106, cizyedarlık beratı107, iltizam

eminliği beratı108, timar tevcih beratı109 gibi konulardan oluşmaktadır.

Padişahlar tarafından verilen beratların süresi tuğrayı veren padişahın

süresince geçerliolmaktadır. Yeni padişahın zamanında da geçerliliğini

koruyabilmesi için "tecdid" olduğu belirtilen yeni bir berat verilmektedir110.Bunun

yanı sıra beratların zayi olması durumunda da beratların yeniden düzenlendiği

görülmektedir111.

3.2.3. Buyruldu

Türkçe "buyurmak" kelimesinden gelen bir isimdir112. Osmanlı'da da

sadrazam, vezir, defterdar, kadıasker, kapdan paşa gibi yüksek rütbeli kişilerin

kendilerinden aşağı mevkidekilere gönderdikleri emir mahiyetindeki belgelerdir113.

Bu belgeler divâni yazı türü ile yazılmaktadır114. Yazıldıkları yer bakımından

da taşra ve merkez olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Merkezde yazılan buyruldular

beyaz üzerine yazılıp elkabla başlamaktadır. Elkablarda kısa ve birçok makam için

aynı formül kullanılmaktadır115.

Taşrada bulunan elkablarda genellikle " Cenâb-ı şerîʻat-meʼab"116, "Şerîʻat

Nisâb Mevlânâ … Kâmyâb"117 vb. gibi formüllerin kullanıldığı görülmektedir. Nakil

103 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.130. 104 AŞS, Defter 507, s. 52/182 (16 Cemâziye'l-âhir 1069\1659). 105 Berat örneği için bkz: EK-1 106 AŞS, Defter 507, s. 52/181 (Evâhir-i Ramazan 1070\1659). 107 AŞS, Defter 507, s. 52/182 (16 Cemâziye'l-âhir 1069\1659). 108 AŞS, Defter 507, s. 60/205 (28 Cumâde'l-âhir 1069\1659). 109 AŞS, Defter 507, s. 74/248 (Evâsıt-ı Receb 1071\1661). 110 Mübahat Kütükoğlu, "Berat", DİA, V, TDV Yayını, Ankara 1992, s.472. Berat örneği için bkz:

(AŞS, Defter 507, s. 80/270 Evâhir-i Cumâde'l-ulâ 1060\1650). 111 AŞS, Defter 507, s. 58/198 (16 Safer 1071\1660). 112 Mübahat Kütükoğlu, "Buyruldu",DİA, VI, TDV Yayını, Ankara 1992, s.478. 113 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.197. 114 Kütükoğlu, "Buyruldu", s.480. 115 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.198. 116 AŞS, Defter 507, s. 61/209 (Evâhir-i Ramazan 1070\1660). 117 AŞS, Defter 507, s. 73/245 (15 Recep 1071\1661).

Page 32: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

19

bölümünde ise her buyruldunun kendine has muhtevası olduğu için ifadelerin belirli

bir kalıbı bulunmamaktadır118.

Kadıların yapması gereken vazifeleri " tarafımıza irsâl idesiz119", " hıfz-

ıhırâset eyliyesiz"120, gibi emir cümleleriyle ifade edilmektedir. Bu ifadelerden sonra

belgenin yazıldığı tarih verilerek belge yazımı sonlandırılmaktadır. Arzuhal üzerine

yazılan buyruldular hariç hemen hemen bütün buyruldularda tarih verilmektedir121.

Divân-ı Hümâyûn'a verilen bir arzuhal'in isteği kabul edildiğini bazen

"buyruldu" kelimesi bazen de "arz olunduğu üzere tahrir oluna deyü" ifadeleri

kullanılarak buyruldu gibi yazılmaktadır122. Bu tür buyruldulara da arzuhal üzerine

yazılan buyruldular adı verilmektedir.

İncelediğimiz defterde on iki adet buyruldu kaydı bulunmaktadır. Buyruldular

konuları bakımından değelendirdiğinde genellikle devlet merkezinden muhtelif

amaçlarla muhtelif yerlere gönderilen ulakların menzil bargirlerinin kadılar

tarafından temin edilmesi123, idari124, mali125vb. konulardan oluştuğu görülmektedir.

Defterde bulunan buyruldu kayıtlarının birçoğu Sakız valisi Mehmed

Paşa'dan kadılıklara gönderilmiştir126. Bunun yanı sıra Yeniçeri Ağası Mustafa

Ağa127'nında gönderdiği buyruldular bulunmaktadır. Kadılara kendilerine gönderilen

buyruldulardan başka Ayanlar128, Kale Ağası129 vb. gibi görevlilere gelen

buyruldularıda kayıt ettikleri görülmektedir.

3.2.4. Temessük

Sözlük anlamı olarak "tutunma", "yapışma" anlamlarına gelen temessük

Osmanlı diplomatiğinde bir borcun ödenmesi, kabul edilmesi anlamlarına gelen

118 Tak, agt, s.251. 119 AŞS, Defter 507, s. 73/245 (15 Recep 1071\1661). 120 AŞS, Defter 507, s. 82/275 (Gurre-i Zilhicce 1071\1661). 121 Tak, agt, s.252. 122 Kütükoğlu, "Buyruldu", s.478. 123AŞS, Defter 507, s. 53/186(7 Rebiülevvel 1071\1660),Defter 507, s. 76/258(Muharremi'l-

haram1072\1661). 124AŞS, Defter 507, s. 82/275. 125AŞS, Defter 507, s. 74/248. 126AŞS, Defter 507, s. 53/186(7 Rebiülevvel 1071\1660),Defter 507, s. 76/257. 127AŞS, Defter 507, s. 60/206(Evâi'l-i Rebiülevvel 1071\1660) 128AŞS, Defter 507, s. 78/261(24 Şevval 1071\1661). 129AŞS, Defter 507, s. 82/275.

Page 33: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

20

senet, delil anlamında kullanılmaktadır130. Şerʻiyye sicillerinde bulunan temessük'ün

manası ise; devlet arazileri ve vakıf arazilerinin tasarruf hakkı sahiplerine makam

veya şahıslar tarafından verilen belge demektir. Temessükleri verenler genellikle

sahib-i arz denilen tımar ve zeamet sahipleri, vakıf mütevellileri, mültezimler,

muhassıllar gibi yetkili kişilerdir131.

Temessükler genellikle "Vech-i tahrîr-i hurûf oldur ki"132,"Bâʻis-i tahrîr-i

hurȗf oldur ki"133gibi ifadelerle başlamaktadır.Bu ifadelerden sonra temessükün

yazılma sebebi, verilen izin hakkı veya işin sınırları, miktarı, hangi tarihler arasında

verildiği, hak sahibinin kimligi ve son olarak ise adı geçen hak sahibine başka

kimsenin müdahale etmemesi için temessük belgesinin tertip edildiğini ve sicile

kaydolunduğunu belirtmektedir134.

507 numaralı defterde çok fazla temessük örneğine rastlanılmamıştır.

Bulunan temessük örnekleri ise tımarların tasarruf hakları sahiplerine verilen

temessükler135 ve farklı makam ve şahıslar tarafından yapılan görevlendirmeler ile

ilgili temessüklerden136oluşmaktadır.

3.2.5. Fetva

Fetva sözlük anlamı olarak "güçlükleri çözen" "kuvvetli cevaplar" mânasına

gelmektedir. Arapça kökenli olup "feta" kelimesinden türetilmiştir137. Fıkıh terimi

olarak ise bir mesele ve dava hakkında icâb-ı şerʻîsini mübeyyin olarak müfti

tarafından verilen cevap manasına gelmektedir138.

Hüküm veren memura kadı denildiği gibi, fetva veren memura da müfti

denilmektedir. Kadı ile müfti arasındaki fark: müfti şeriat kanunlarını açıklayıp bir

araya toplayan kadı ise kendisine arz olunan hadiseyi şerîat kanunlarına göre

130 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.281. 131 Akgündüz,"Şer’iyye Mahkemeleri ve Şer’iyye Sicilleri", s.47. 132AŞS, Defter 507, s. 70/235(Ğurre-i Cumâde'l-ûlâ 1071\1661). 133AŞS, Defter 507, s. 109/368 (Ğurre-i Receb 1072\1662). 134Tak, agt, s.256. 135AŞS, Defter 507, s. 64/219(25Şevval 1070\1660). 136AŞS Defter 507, s. 70/235(Ğurre-i Cumâde'l-ûlâ 1071\1661). 137 Mehmet Zeki Pakalın,Osmanlı Tarih Deyimler ve Terimler Sözlüğü I, MEB, İstanbul 1993, s.615. 138 Sami, agl, s. 763.

Page 34: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

21

yargılayan kişidir. Fetvalar mühim siyasi hadiselerde olduğu gibi herhangi bir

konunun açıklığa kavuşturulması içinde alınabilmektedir139

Fetvalarda da davet rükünleri bulunmaktadır140. "Allahü'l-hâdî aleyhi

iʻtimâd"î141 gibi formüller kullanılmaktadır. Davet rükünlerinden sonra sorulan

sorunun cevabı niteliğinde olan fetvalarda genellikle "... cevâb ne vechledir ki"142gibi

formüller kullanılarak sorular sorulmaktadır. Sorular cevaplanırken genellikle "El-

cevap" formülü kullanılarak sorulara cevap verildiği görülmektedir. Son olarak ise

cevabın altında müftînin imzasına yer verilmektedir. İmzanın önünde ise genellikle

"Ketebehû el-fakîr, Harrerehû el-fakîr"ibâreleri, sonunda ise, müftînin yalnız kendi

ismi varsa "ufiye anh", babasının ismiyle birlikte verildiyse "ufiye anhumâ"duaları

yer almaktadır143.

507 numaralı defterde 3 adet fetva kaydı vardır. Bu fetvaların ilk ikisi başta,

üçüncüsü ise sondadır. Başta bulunan ilk iki kayıt debbag ustalarının ve haddad

ustalarınınmerasim alayı sırasında hangisinin önce yürüyeceklerine dair aldıkları bir

fetvadır144. Sonda bulunan fetva ise cahil bir adamla marifetsiz bir kadının

evlenmeleri hususunda verilen bir fetvadır.

139 Gökbilgin, age, s.113. 140 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.341. 141 AŞS, Defter 507, s. 1/2 142 AŞS, Defter 507, s. 1/2 143 Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, s.343. 144AŞS, Defter 507, s. 1/2, Defter 507, s. 1/3.

Page 35: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

22

İKİNCİ BÖLÜM

507 NUMARALI ŞERʻİYYE SİCİLİ'NE GÖRE KARAHİSÂR-I

SÂHİBSANCAĞI'NDA İDARİ, FİZİKİ, SOSYAL VE EKONOMİK DURUM

1.KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NIN İDARİ VE FİZİKİ YAPI

ÖZELLİKLERİ

1.1.KARAHİSÂR-I SÂHİB SÂNCAĞI'NA BAĞLI KAZA VE KÖYLER

Osmanlı Devleti'nde merkez idaresi dışında kalan bölgelere taşra idaresi

denilmektedir. Taşra idaresi; beylerbeylik, sancak, kaza, nahiye ve köylerden

oluşmaktadır145. Bu idare sistemi içerisinde sancaklar idari ve askeri bir statüye

sahiplerdir146. Sancaklar genellikle bir merkeze sahiplerdir. Ancak az sayıda

olmalarına rağmen göçebelerden teşkil edilen sancaklarda bulunmaktadır. Göçebe

sancaklarının teşkil edilmesinin sebebi merkezi idarenin onları kontrol altında

tutabilmesidir. Sancaklar sancak beyi tarafından idare edilirdi147.

Sancakların bir alt birimini oluşturan kaza, Osmanlılara has bir idari

sistemdir. XV. yüzyıldan itibaren giderek sınırları genişleyen devletin askeri

nitelikteki idari birimi olan sancakların çoğalmasıyla kadıların bütün bir sancaktaki

kaza işlerine bakamaması üzerine kadı sayılarıyla paralel olarak kazalar da

çoğalmıştır. Kazalar, XVII. yüzyıldan itibaren de coğrafi bir bütünlüğe sahip idari bir

bölge haline gelmiştir148.

Kazaların bir alt birimiolan nahiyeler,timar sistemi çercevesinde var olup ne

zaman ortaya çıktıkları bilinmemektedir. XV. ve XVI. yüzyıllarda vilayetin eş

anlamlısı olarak daha geniş bir bölge tanımlanırken XVII. yüzyılda timar sisteminin

önemini kaybetmesiyle kazaların alt bölümü olarak ön plana çıkmışlardır149.

Taşra idaresinin en küçük idari birimini oluşturan köyler ise geçimlerini

çoğunlukla tarım gibi birincil üretim sağlayan insanların bir arada yaşadıkları küçük

145Mustafa Karazeybek, "Osmanlılar Döneminde İdarî Yapı", Afyon Kütüğü, I, Afyon 2001, s.185. 146ÜçlerBulduk,XVI. Asırda Kara Hisar-ı Sahib Sancağı, (Basılmamış Doktora Tezi), AÜ Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı Ankra 1993, s.50. 147 İlhan Şahin, "Sancak", DİA.,XXXVI, TDV Yayını, İstanbul 2009, s.98-99. 148 Tuncer Baykara, "Kaza", DİA.,XXV, TDV Yayını, Ankara 2002, s.118. 149 İlhan Şahin, "Nahiye", DİA.,XXXII, TDV Yayını, İstanbul 2006, s.307.

Page 36: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

23

yerleşim merkezleridir. Reaya ve sipahilerin birlikte oturdukları bu yerlerde sıksık

anlaşmazlık yaşanması sebebiyle sınırları belirtilmiştir150.

Karahisâr-ı Sahib bölgesi 1428 yılında Osmanlı idaresine girerek sancak

haline getirilmiştir. Anadolu eyaletine bağlanan bölge"Karahisâr-ı Devle",

"Karahisâr-ı Sâhip" veya "Karahisar" sancağı isimleriyle anılmıştır151.

Sancakğın,II. Bayezid (1481-1512) döneminde Karahisar, Barçınlı, Bolvadin,

Çola, Şuhut, Oynaş ve Sandıklı olmak üzere yedi kazası bulunmaktadır152. Ayrıca

Karahisar kazasına bağlı Şehr-Ovası, Kırhisar ve Sicanlı, Bolvadin Kazasına bağlı

Çay ve Sandıklı Kazasına bağlı Elçi adında nahiyelerinin de varolduğu

görülmektedir. 1530'lara gelindiğinde de Çola Kazası Sandıklu Kazasına, Oynaş

Kazası ise Barçınlı Kazasına bağlanarak nahiyeye çevrilmişlerdir. Karahisar

Kazası'na bağlı olan Sincanlu Nahiyesi de Ulu-Sicanlı ve Kiçi Sincanlu olarak iki

nahiyeye bölünmüştür. Elçi Nahiyesi ise kaldırılarak buraya bağlı olan yerleşim

birimleri doğrudan Sandıklı Kazası'na bağlanmıştır. Bu teşkilatlanmaXVI. yüzyıl

boyunca devam etmiştir153.

XVII. yüzyıla gelindiğinde ise XVI. yüzyılda Karahisar olan sancağın

merkez kazasının ismi Karahisâr-ı Sâhip Kazası şeklinde kullanılmaya başlanmıştır.

Daha öncekidönemlerde nahiye olan Sincanlı ve Çay da bu dönemde kaza haline

gelmiştir. XVI. yüzyıldasürekli mevcut olan Barçınlı Kazası iseXVII. yüzyılın ilk

yarısında Barçınlı ve Nevâhi-i Barçınlı isminde iki kaza haline gelmiştir. Ayrıca,

XVI. yüzyılda nahiye veya kaza olarak ismi geçmeyenKaramık'ın ise kaza olarak

teşkil edildiği görülmektedir. XVI. yüzyılda bazen nahiye bazenkaza olarak var olan

Çola ise, bu dönemde Çola-âbâd ismiyle kaza şekline dönüşmüştür154.

XVII. yüzyılın ikinci yarısına ait 507 numaralı defterde de kaza isimleri

olarak; Karahisâr-ı Sâhib, Sincanlı, Şuhut, Karamık, Sandıklı, Barçınlı, Bolvadin ve

Çola isimleri geçmektedir. Çola Kazası'nın yukarıda Çola-âbâd ismiyle kaza şekline

150 Mustafa Karazeybek, "Osmanlılar Döneminde İdarî Yapı", s.185. 151Mustafa Karazeybek, "Osmanlılar Döneminde Afyonkarahisar" Afyon'nun Kilidi, Afyon Valiliği,

Afyon 2004, s.76. 152Karazeybek, "Osmanlılar Döneminde İdarî Yapı", s.187. 153 Mustafa Karazeybek, Özer Küpeli, Yusuf İlgar; "Tarihi ve İdari Gelişimi", Anılarda

Afyonkarahisar, (Hzl Muzaffer Uyan), Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayını, TY s.12. 154Mustafa Karazeybek, "Osmanlılar Döneminde Afyonkarahisar", s.79.

Page 37: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

24

dönüştüğü ifade edilmiştir. Ancak incelenen defterde geçen hükümlerde "Çola"

ismiyle geçmektedir155. Bu nedenle defterde geçen kaza isimlerinde Çola olarak

verilmiştir. Defterde geçen nahiye isimleri ise; Kırhisar ve Şehrabad nahiyeleridir.

Bu nahiyeler, sancağın merkez kazası olan Karahisâr-ı Sahib Kazası'na bağlıdır.

Defterde geçen köy isimleri ise aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Tablo 1: Karahisâr-ı Sâhib Sancağına Bağlı Köyler

Akçaağıl Akçapınar Aksaz

Alanı Ali-Beyce Aliceoğlu

Anbanas Ayvalu Artin

Aşağatandırı Bazarağaç Bayat

Bayındırmeşhedi Bilce Bulhallı

Boz-öyük Çandır Çay-hisarı

Çıkrık Çifteler Deper

Dinar Elpirek Erkmen

Eyret Gazi Gebeceler

Hâcı Beyli Halkakilise Halimuğru

Hayranbaba İnaz İsmâil

İssizce Karahisâr Karaca Ahmed Karaca-viran

Karaağıl Karahâcı Kara-ahur

Kaplan Kayırviran Kınık

Kızıl-kilise Kızılca Köseler

Köprülü Kuyucak Kürt

Malöyüğü Mihâyil Muttalib

155AŞS, Defter 507, s. 8/28(Evâsıt-ı Muharrem 1071\1660), Defter 507, s. 8/29(Evâsıt-ı Muharrem

1071\1660).

Page 38: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

25

Salar Saraycık Sarıca

Sarık Sibsin Sinan Paşa

Susuz Süğlün Tatlar

Tazlar Turfallı Ulubayat

Uruz Viran-ı Burc-ı Kara Yavaşlar

Kaynak: Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi

(COA.), Meşihat (MŞH.), Şerʻiyye Sicili Defteri (ŞSC.d.). 507 (210).

1.2.KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞEHRİNDE BULUNAN MAHALLELER

Kelime anlamı olarak "konak yeri, yerleşim yeri" anlamına gelen mahalle,

şehir,kasaba ve köylerin en küçük idârî birimini oluşturmaktadır. Genellikle

Müslüman-Türk mahalleleri, bir cami veya mescit etrafında, gayrimüslim mahalleleri

ise kilise veya havranın etrafında kurulmaktadır156.

Kale merkezli olarak kurulan Karahisâr-ı Sâhib sancağı XII. yüzyıla kadar

kale içinde gelişme gösterirken XII. yüzyıldan itibaren kale dışına güneybatı

eteklerine yayılmıştır157.

Karahisâr-ı Sâhib'in XVII. yüzyılda otuz bir mahallesi bulunmaktadır. Bu

mahallelerin isimleri XVI. yüzyılda bulunan mahalle isimlerinegöre farklılıklar

göstermektedir. Örneğin; XVI. yüzyılda "Bahşî" veya "Mevlâ Bahşâyiş" ismiyle yer

alan mahalle bu dönemde yalnızca "Molla Bahşî" olarak yer almaktadır. Diğer bir

mahalle ismi olan "Kuplu mescid" veya "Kubbelü mescid" ise sadece "Kubbeli"

ismiyle,daha önce "Dolar" ismiyle anılan mahalle ise bu dönemde "Kahil" ismiyle

anılmaktadır. Aynı şekilde "Kemer" ismi "Yukarı Pazar", "Kasım Paşa" ismi ise

"Sofular" şeklindekayıtlarda yer almıştır. Bunun yanısıra "Hacı Evtal", "Hisar-

Önü","Çavuşbaşı","Çavuşoğlu" gibi mahalle isimlerinin XVI. yüzyılda mevcut değil

iken XVII. yüzyılda mevcut oldukları görülmektedir. Bunların içinden "Çavuşbaşı

156 Mübahat Kütükoğlu,Sosyo-Kültürel, s.22. 157 Feridun Emecen, "Afyonkarahisar", DİA, I, TDV Yayını, Ankara 1988 s.444.

Page 39: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

26

Mahallesi" XVI. yüzyılda "Kethüda" veya "Çavuş" ismiyle yer aldığı tahmin

edilmektedir158.

1060-1072 yılları arasını kapsayan 507 numaralı defterde verilen mahalle

isimleri ise aşağıdaki gibidir.

Tablo 2: Karahisâr-ı Sâhib Şehri Mahalleleri

Ak-mescit Arab Ardıç Bedrik

Burmalı Câmiʻ-i Kebîr Çavuşbaşı Çavuşlar

Çavuşoğlu Efecik Ermeni Fakih Paşa

Hâcı İsmail Hâcı Evtal Hâcı Mahmud Hâcı Yahya

Hisarönü İmaret Kâhil Kasımpaşa (Sofular)

Kara-kâtib Karamanlı Kubbelü Molla Bahşi

Nasârâ Palanga Sinan Paşa Tâc-Ahmed

Yahudi Yukarı-Pazar Zâviye

Kaynak: Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi

(COA.), Meşihat (MŞH.), Şerʻiyye Sicili Defteri (ŞSC.d.). 507 (210).

1.3.İDARECİLER

507 Numaralı Karahisâr-ı Sahib Sancağına ait sicildeki farklı dava

kayıtlarından tespit edildiği kadarıyla Karahisâr-ı Sahib Sancağında bulunan devlet

görevlilerinin isimleri şöyledir; vakıf görevlisi olarak mütevelli, dini görevliler

olarak Müezzin, Müfti, Vaiz ve Nasih, kalelerde görevli olarak Dizdar, sağlık

görevlisi olarak Tabib, İdareciler olarak ise Sancak Beyi, Mütesellim, Kadı ve

Subaşıdır. Ayrıca çözülemeyen bazı meseleler için merkez tarafından görevlendirilen

mübaşirlerin isimleri de bulunmaktadır.

158 Mustafa Karazeybek, "Osmanlılar Döneminde Afyonkarahisar", s.88.

Page 40: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

27

1.3.1.Sancak Beyi

Eyaletleri oluşturan sancakların en yüksek idarecisine Sancakbeyi adı

verilmektedir159.

Ehl-i örf sınıfından olan sancakbeylerinin görevleri; askeri ve idarî olarak iki

kısımda ele alınmaktadır. Savaş esnasında mahiyetindeki askerlerle beylerbeyinin

komutası altına savaşa katılmak, bulundukları sancaklarda asayişi ve emniyeti

sağlamak, kalpazanlıkla mücadele etmek, özel görev için gelen memurlara yardımcı

olmak, yabancı devletlere sınır olan sancaklarda görev yapan sancakbeyleri bu

devletlerle yapılan antlaşmalara uygun olarak ilişkiler yürütmek gibi görevleri

bulunmaktadır 160.

Sancakbeylerini kaza ve nahiyelerde asayiş işleriyle görevli olan kişiler temsil

etmektedir. Sancakbeylerine ait vergiler de bu kişiler tarafından toplanmaktadır. Bu

kişilere genellikle subaşı, zaîm ve voyvoda ismi verilmektedir161.

Belgelerden anlaşılacağı üzere XVII. yüzyılda Karahisâr-ı Sâhib köylerinde

de sancak beyi adına voyvodaların görev yaptığı görülmektedir162.

Defterde dönemin sancakbeyinin ismine dair her hangi bir kayıda

ulaşılamamıştır.

1.3.2.Mütesellim

Beylerbeyinin veya sancakbeyinin sefere gittikleri sırada vekili konumunda

bulunan mütesellim onların görev veya yetkilerine de sahiptir163. Sancakbeyinin

yetkilerine sahip olan mütesellim devlete ait olan vergileri tahsil etmek164, şehirde

meydana gelen asayiş ile ilgili olaylarda mübaşir tayin ederek kâdı ile birlikte

olayların çözüme kavuşmasına yardımcı olmak165 gibi görevleri bulunmaktadır.

159 Şahin, "Sancak",s.99. 160 Yusuf Halaçoğlu,Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, TTK Yayınları, Ankara 1991, s.

74. 161 Şahin, agm, s.99. 162AŞS, Defter 507, s. 34/ 124 (Evâhir-i Muharrem 1072/ 1661), Defter 507, s. 70/ 235 (Ğurre-i

Cumâde'l-ûlâ 1071/1661). 163 Yücel Özkaya, "Mütesellim", DİA, XXXII, TDV Yayını, Ankara 2006, s.203. 164AŞS, Defter 507, s. 55/189 (15 Şevvâl 1070\1660). 165AŞS, Defter 507, s. 3/10 (Evâsıt-ı Zilhicce 1070\ 1660).

Page 41: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

28

Mütesellimler şehir ile ilgili konularda kendilerine yardımcı olarak

ağalargörevlendirebilirlerdi. Ağalar, muhtelif meselelerin çözümü için mübaşir

olarak görevlendirildiklerinde kâdılarla birlikte meselelerin çözümünde gereğini

yaparlardı166.

Görev süreleri bulundukları yerlerde bir yıl olması kural olmasına rağmen bu

kurala hiç uyulmamıştır167. Nitekim 507 numaralı defterden anlaşıldığı üzere 1060 ve

1072 yılları arası Karahisâr-ı Sâhib mütesellimi Ahmet Ağa adındaki bir şahıstır. Bu

durum Karahisâr-ı Sâhib sancağında iki yıl içinde mütesellim değişikliği olmadığını

göstermektedir.

1.3.3.Kadı

Kadı, fıkıh terimi olarak insanlar arasındaki husumetleri şerʻi hükümlere

dayanarak çözmek için makamca tayin edilen kişi anlamına gelmektedir168.

Ortaçağlardan itibaren varlığını sürdüren Kadılık müessesesi İslam hukukunun

merkezinde yer almaktadır. Osmanlı Devleti'nde ise birçok görevi bulunan Kadı en

önemli mülki amir ve yargıç olarak görev yapmaktadır169.

Şerʻi hükümleri referans alarak oluşturulan Osmanlı müesseselerinde, kadılık

müessesesi de şerʻi hükümler esas alınarak kurulmuştur. İslamiyet döneminde ilk

kadı Hz. Muhammed tarafından Muaz İbn Cebel, Ali Ahab İbn Esid olarak tayin

edilmiştir. Osmanlı Devletinde ise ilk kadı Tursun Fakih olup Karacahisar'a kadı

olarak Osman Gazi döneminde tayin edilmiştir170.

Padişahın taşradaki yargı yetkisine sahip olan kadılar, medreselerde gerekli

eğitimlerini aldıktan sonra padişah beratı ile kazalara tayin edilirlerdi171. Fatih

döneminden itibaren kazaskerine bağlanan kadılar sivil ve cezaî denilen davalara

bakarlardı, hüküm ve kararlarında kimseye danışmak zorunda değillerdi172.

166 Karazeybek, agt, s. 77. 167 Özkaya; agm, s.203. 168 Fahrettin Atar, "Kâdı", DİA, XXIV, TDV Yayını, Ankara 2001, s. 69. 169 Ortaylı, Kadı., s.19. 170 Münir Atalar, “ Şer’iyye Mahkemelerine Dair Kısa Bir Tarihçe”, İslam İlimleri Enstitüsü Dergisi “

Atatürk’ün 100. Doğum Yılına Armağan”, S. 4, Ankara 1981, s.304. 171 Ortaylı,Kadı., s.25. 172 Atalar, agm, s.309.

Page 42: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

29

Kazalara tayin olunan kadıların mülki, beledi, mali, askeri ve adli olmak

üzere birçok görevi bulunmaktadır. Kadılar kadar geniş görevleri bulunan başka bir

memur yok denebilir173.

Kadıların görevlerini şu şekilde özetleyebiliriz: bulundukları kazaların hukuk

davalarını Hanefi mezhebinin kurallarına göre çözüme kavuşturarak şerʻiyye

sicillerine kayıt ettirmek, kamu hukukunun korunması, kasabalara nâib tayini,

noterlik, kassamlık, buğünkü belediyelere ait olan işler, nikâh akdlerinin

düzenlenmesi, vâsi tayinleri, vakfa ait olan han, hamam, dükkân gibi yerlerin resmi

işleri, sefer sırasında ordunun asker, yiyecek içecek, araç gereç, gibi ihtiyaçlarını

karşılamak, yolların ve şehrin güvenliğini sağlamak, narh fiyatlarını belirlemek,

loncalara kethüda tayini ve merkezden gelen görevleri yerine getirmek gibi…174

Kadılar bulundukları mevkide göz önünde bulundurularak büyük kadılar bir

sene, kaza kâdıları ise yirmi ay süreyle tayin edilmektedir175. Kadılara mahkemelerde

yardımcı olmak üzere naib ve kassam adı verilen görevliler bulunmaktadır. Naibler

kadının bir nevi vekili konumundadır. Kassamlar ise vefat eden kişilerin varisleri

arasında mal paylaşımını yerine getiren kişilerdir176.

Karahisâr-ı SahipKazası'na ait olanüzerinde çalıştığımız 507 numaralı defteri

tutan kadı daha önce belirtiğimiz gibi Müfti-zade Ahmed Efendi'dir177.

1.3.4.Subaşı

Osmanlı şehirlerinde, şehrin güvenliği subaşılar tarafından sağlanmaktaydı.

Bir şehrin fethinden sonra kadı ve dizdar tayin edilirken subaşı da tayin

edilmekteydi178. Subaşılar beylerbeyi veya sancakbeylerine bağlı bir memur olarak

tayin edilirlerdi179. Subaşının tayin edildiği, bir mektupla kadıya bildirilirdi180.

173 İlber Ortaylı, "Kâdı", DİA, XXIV, TDV Yayını, Ankara 2001, s. 69. 174 Atalar, agm, s.309-311. 175 Ortaylı,Kadı, s.28. 176 Halaçoğlu, age s.113. 177AŞS, Defter 507, s. 41/150 (28 Rebîʻü'l-ahir 1072\1661). 178 Mücteba İlgürel, "Subaşı", DİA, XXXVII, TDV Yayını, Ankara 2009, s.447. 179 İlber Ortaylı,Türkiye Teşkilât ve İdare Tarihi,(Dördüncü Baskı), Cedit Neşriyat Yayını, Ankara

2012, s.284. 180AŞS, Defter 507, s. 58/200 (Safer 1071\1660).

Page 43: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

30

1060 ve 1072 yıllarını kapsayan 507 numaralı deftere göre, subaşılarda üç

ayda bir görev değişikliği yapılmaktadır181. Şehirde kolluk görevini üstlenen

subaşılar içki âlemleri yapan kişileri182, tecavüz vakalarında bulunan kişileri183 kâdı

huzuruna çıkarmakla görevlidir. Bu görevlerinin yanı sıra şehirdekivergileri de

subaşılar tahsil etmektedirler184. Ayrıca taşrada bulunan konar-göçerlerin subaşları

bulunmaktadır. Bunlar onların nezâretinde kale ve köprü işlerinde

çalışmaktaydılar185.

507 numaralı defterde subaşı ismi olarak Mehmet Bey'in ismi tespit

edilmiştir186.

1.4.FİZİKİ YAPILAR

1.4.1.Cami ve Mescitler

Toplayan, teʼlif eden anlamına gelen Cami, minareli ve minberli içinde hutbe

okunan büyük mescid-i şerîfdir187. Mescit ise Arapça "eğilmek, tevazu ile alnı yere

koymak" manâsına gelen "sücûd" kökünden gelen "Secde edilen yer" anlamında bir

mekân ismidir. Kurân-ı Kerîm, hadisler ve ilk islâm kaynaklarında mescid kelimesi

geçmektedir188.

Selçuklu ve Osmanlı şehirlerinin gelişmesinde cami ve mescitler önemli rol

oynamışlardır. Şehirlerde yeni mahalleler kurulurken genellikle, önce cami, mescit,

medrese, dükkân, han, hamam vs. binalar yapılır, bunların çevresine meskenlerin

inşa edilmesiyle, yeni mahalleler oluşurdu. Yeni kurulan mahallelere de birçok

zaman cami ve mescidin adı verilirdi189.

181AŞS, Defter 507, s. 58/200 (Safer 1071\1660). 182AŞS, Defter 507, s. 17/61 (Evâhir-i Rebîʻül-âhir 1071\1660). 183AŞS, Defter 507, s. 23/93 (Evâsıt-ı Şevvâl 1071\1661), Defter 507, s. 27/100 (Evâsıt-ı Şevvâl

1071\1661). 184AŞS, Defter 507, s. 58/200 (Safer 1071\1660). 185 İlgürel, agm, s.447. 186AŞS, Defter 507, s. 27/ 100 (Evâsıt-ı Şevval 1071/1660) 187Sami, agl, s. 367. 188 Ahmet Önkol, Nebi Bozkurt, "Cami", DİA, VII, TDV Yayını,Ankara 1993, s.46. 189 Yusuf İlgar, Mustafa Karazeybek, "Afyonkarahisar'da Cami ve Mescitler", Afyon Kütüğü, I,Afyon

2001, s.295.

Page 44: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

31

Defterde bu tür mahalle isimlerine örnekler bulunmaktadır. "Câmiʻ-i

KebîrMahallesi190" ve "Arap Mahalles191isimleri örnek olarak gösterilebilir.

Camiler, eğitim ve öğretim amaçlı olarak da kullanılmıştır. Medrese

öğrencileri, dershane de gördüğü derslerden başka, bir takım genel dersleri,

camilerde takip etmişlerdir. Halkın da dinlediği bu dersleri, XVII. yüzyıldan itibaren

"dersiâm" denilen müderrisler vermişlerdir. Sıbyan mektebi olmayan şehir, kasaba

ve köylerde camiler yaygın biçimde okul olarak kullanılmıştır. Osmanlılar

döneminde cami ve mescitler arasındaki farklar incelendiğinde, camilerin şehrin en

büyük ibadethaneleri, mescitlerin ise, daha küçük ibadet yerleri olduğu görülür.

Ancak en önemli ayırt edici özelliği camilerde Cuma namazının kılınmasına karşılık,

mescitlerde cuma namazı kılınmayarak, sadece vakit namazlarının kılınmasıdır192.

507 numaralı defterde bulunan cami ve mescit isimleri ise şöyledir; Arap

Camii193, Otpazarı Cami194, Gedik Ahmet Paşa Cami195, Abdurrahîm Efendi Câmi196,

Arap Mahallesi mecsidi197, Ak-mescid198.

1.4.2.Tekke ve Zaviyeler

Tekkeler, herhangi bir tarikata mensup cemaatin topluca zikr ve ibadetlerini

icra ettikleri, müridlerin ise sürekli oturdukları yerlerdi. Büyük tekkelere âsitâne,

dergâh veya hângah adı verilirdi. Zaviye ise tekkenin küçüğüdür. Bunlar şehir,

kurulur tahsis edilen vakıfların gelirleri ile gelip geçen yolcuların yeme ve barınma

ihtiyaçları ücretsiz karşılanırdı. Zaviyelerde tekkelerden farklı olarak birkaç hücreden

meydana geldiği için buralarda dervişler sürekli kalmazlardı199.

190AŞS, Defter 507, s. 98/ 329 (Evâsıt-ı Recep 1072/1662). 191AŞS, Defter 507, s. 52/ 181 (Evâhir-i Cemazeyilevvel 1072/1662). 192 Karazeybek, "Afyonkarahisar'da Cami ve Mescitler", s. 295-296. 193AŞS, Defter 507, s. 63/ 214 (Evahir-i Safer 1071/1660). 194AŞS, Defter 507, s. 24/ 92 (Evâsıt-ı Şevval 1071/1661). 195AŞS, Defter 507, s. 28/ 104 (Evâʼil-i Zilkade 1071/1661). 196AŞS, Defter 507, s. 16/ 59 (20 Rebiülevvel 1071/1660). 197AŞS, Defter 507, s. 13/ 51 198AŞS, Defter 507, s. 98/ 327 (Evâsıt-ı Receb 1072/1662). 199Mustafa Eravcı, "Osmanlı Dönemi Afyonkarahisar Kazası Tekke ve Zaviyeleri", VII.

Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyum Bildirileri, Afyonkarahisar Belediyesi Yayınları; Ankara

2007, s.65.

Page 45: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

32

Karahisâr-ı SâhibKazası'na ait 507 numaralı defterde Şeyh İsmail zaviyesine

ait kayıt bulunmaktadır200.

1.4.3. Hamamlar ve Çeşmeler

Karahisâr-ı SâhibKazası'na ait 507 numaralı defterde Debbağlar Hamamı201,

Şeyh Abdürrahim Efendi Hamamı202 ve Alaca Hamam203 olmak üzere üç hamam

ismi geçmektedir.

Alaca Hamam, içerisindeki çini süslemelerden dolayı "Alaca Hamam",kadın

ve erkeklere ait bölümlerinden dolayı "Çifte Hamam" ve yaptıran kişiden dolayı da

"Kasım Paşa" hamamı adlarıyla da anılmaktadır204. Kasımpaşa Mahallesi'nde

bulunmaktadır205.

Debbağlar Hamamı, defterde tek bir hükümde yer almaktadır. Debbaghane

satışında mevki adı olarak kullanılmıştır206.

Şeyh Abdürrahim Efendi Hamamı, Kasım Paşa Mahallesi'nde

bulunmaktadır207.

Defterde çeşme isimleri de geçmektedir. Şeyh Abdürrahim Çeşmesi208,

İkilüleli Çeşme209, Çırak Çeşmesi210 olmak üzere. Bir hükümde daha çeşme

ifadesikullanılmaktadır. Fakat o çeşmenin ismi belirtilmemiştir211.

2.KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NIN SOSYAL YAPISI

200AŞS, Defter 507, s. 13/ 50 (Evâilʼil-i Rebülevvel 1071/1660). 201AŞS, Defter 507, s. 3/ 9 (Evâsıt-ı Zilhicce 1070/ 1660). 202AŞS, Defter 507, s. 7/ 26(Evâsıt-ı Muharrem 1071/1660), Defter 507, s. 8/ 27(Evâsıt-ı Muharrem

1071/1660) 203AŞS, Defter 507, s. 29/ 105(Evâil-iZilkade 1071/1661). 204 Karazeybek, agt, s.183. 205AŞS, Defter 507, s. 29/ 105(Evâil-iZilkade 1071/1661). 206AŞS, Defter 507, s. 3/ 9 (Evâsıt-ı Zilhicce 1070/ 1660). 207

AŞS, Defter 507, s. 7/ 26(Evâsıt-ı Muharrem 1071/1660), Defter 507, s. 8/ 27(Evâsıt-ı Muharrem

1071/1660). 208AŞS, Defter 507, s. 7/ 26(Evâsıt-ı Muharrem 1071/1660), Defter 507, s. 8/ 27(Evâsıt-ı Muharrem

1071/1660). 209AŞS, Defter 507, s. 7/ 23 (Evâsıt-ı Muharrem 1071/1660). 210AŞS, Defter 507, s. 24/ 92 (Evâsıt-ı Şevval 1071/1661). 211AŞS, Defter 507, s. 9/ 31 (Evâʼil-i Muharrem 1071/1660).

Page 46: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

33

2.1. KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NDA TOPLUMSAL

TABAKALAŞMA

Osmanlı toplumunda nüfus iki gruba ayrılmaktadır. İlk grup her türlü

vergiden muaf yönetici ve askerlerden oluşan askeri sınıf, ikinci grup ise vergi

ödemekle yükümlü olan "reaya" adı verilen sınıftır212.

Devlet hizmetinde olan askeri sınıfı ifade edecek olur isek yeniçeri, sipahi,

süvarive bunların aileleri, geri hizmette bulunan yaya ve müsellemler, kadı,

müderris, imam, hatip, müezzin, idareci, kâtip gibi memurlar, madencilik,

derbendcilik, tuzculuk, doğancılık gibi hizmetleri görenlerdir. Bunlar vergiden muaf

oldukları gibi bazı imtiyazlarada sahiptirler. Örneğin davaları kadı mahkemesinde

değil, kazasker mahkemesinde görülmektedir. Ayrıca öldükleri zamanda

terekelerinin taksimleri askeri kassam tarafından yapılmaktadır213.

Vergi vermekle yükümlü olan reaya sınıfı ise şehir, kasaba, köy ahalisi ile

konar-göçer tabir edilen aşiretlerden oluşmaktadır. Farklı yapı ve özelliklere sahip

olan bu grup kendi içerisinde ayrı ayrı ifade edilmektedir214.

2.1.1. Müslümanlar ve Gayrimüslimler

Büyük çoğunluğu müslümanlardan oluşan Osmanlı toplumunda

gayrimüslimlerin de toplum içinde etken bir yapıya sahip oldukları bilinmektedir.

507 numaralı defterde bulunankayıtlardan anladığımız kadarıylameskun gayr-i

müslim Afyonkarahisarşehir merkezinde bulunmaktadır. Bütün gayrimüslimler genel

olarak "zimmi" veya "zimiyye" ismi ile ifade edilmektedir215.

Defterde Karahisâr-ı Sahib şehrine ait otuz bir mahalle ismi tespit

edilmektedir. Bu mahalle isimleri arasından Nasara ve Yahudi mahalleleri

gayrimüslimlerin çoğunlukta yaşadıkları yerlerdir. Nasara mahallesinde Ermenilerin

Yahudi mahallesinde de Yahudilerin çoğunlukta olduğu bilinmektedir. Bu

212 Halil İnalcık, Seçme Eserleri-XVII Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi-I 1300-

1600, (Çeviren: Halil Bektay), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2017, s.9-10. 213Mübahat Kütükoğlu,Sosyo-Kültürel, s.33. 214 Halaçoğlu, age, s.92. 215AŞS, Defter 507, s. 5/ 18 (Evâhir -i Zilhicce 1070/ 1660), Defter 507, s. 59/ 202 (Evâʼil-i

Cemaziyelevvel 1070/ 1660).

Page 47: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

34

mahallelerin yanı sıra yine defterde bulunan kayıtlarda Kubbelü216,Ardıç217,Câmiʻ-i

Kebîr218ve Hisarönü219 mahallelerinde de gayrimüslimlerin yaşadıkları

görülmektedir.

Şehir merkezi haricinde, bazı köylerde çobanlık yaptıklarına dair bilgiler

mevcuttur220.

İncelediğimiz defterde dikkat çeken bir husus ise zaman zaman

gayrimüslimlerin Müslümanların kullandığı bazı isimleri kullanmalarıdır. Örneğin;

Murad221, Sefer222, Yahya223, Erkan224 vs.

Kayıtlarda bulunan bilgilere göre bir Müslüman, içinde bulunduğu toplumda,

evlenme, boşanma, şahitlik, miras, vasi tayini, ticari faaliyetler vb. gibi konularda

nasıl davranıyorsa, nasıl hak talep ediyorsa gayrimüslimlerde genel hukuk kuralları

içinde haklarını arayabilmekteydiler. Örneğin; Seyidgazi Ovası'nda Müslümanlarla

birlikte eşkıya saldırısına uğrayan gayrimüslimlerinde mahkemeye müracaat ederek

haklarını aradıkları görülmektedir225. Yine Koyun çobanı olan bir gayrimüslimle

Mehmed Ağa adındaki bir Müslümanarasında bulunan husumette aynı mahkemede

eşit haklara sahip olarak yargılandıkları görülmektedir226.

Müslüman ailelerde olduğu gibi, gayrimüslimlerineşlerine ve çocuklarına,

vasi ve nafaka tayinlerinin yapıldıkları da kayıtlar arasında mevcuttur.

Örneğin;Serkiz adlı gayrimüslimin oğullarına anneleri vasi tayin edilmiştir227.

Müslümanların kendi aralarında olduğu gibi, Müslümanlar ile gayrimüslimler

arasında da ticari ilişkilerbulunmaktadır. Genellikle birbirlerine gayrimenkul alıp

sattıkları görülmektedir228. Satış kayıtlarında bulunan bilgilere göre evlerinin veya

216AŞS, Defter 507, s. 6/21 (Evâsıt-ı Muharrem 1071\1660). 217AŞS, Defter 507, s. 19/68 (Evâsıt-ı Cemâziye'l-evvel 1071\1661), Defter 507, s. 105/358 (Evâhir-i

Receb 1072\ 1662), Defter 507, s. 107/360 (Evâhir-i Receb 1072\1662). 218AŞS, Defter 507, s. 20/72 (Ğurre-i Cemâziye'l-âhir 1071\1661). 219AŞS, Defter 507, s. 7/24 (Evâsıt-ı Muharrem 1071\1660). 220AŞS, Defter 507, s.13/ 49 Evâhir-i Safer 1071\1660). 221AŞS, Defter 507, s. 86/288 (11 Zilhicce 1081\1671). 222AŞS, Defter 507, s. 5/19 (Evâsıt-ı Zilhicce 1070\1660). 223AŞS, Defter 507, s. 19/ 69 (Evâsıt-ı Cemaziyelevvel 1071\161). 224AŞS, Defter 507, s. 19/ 69 (Evâsıt-ı Cemaziyelevvel 1071\161). 225AŞS, Defter 507, s.5/ 19 (Evâsıt-ı Zilhicce 1070\1660). 226AŞS, Defter 507, s.13/ 49 (Evâhir-i Safer 1071\1660). 227AŞS, Defter 507, s.7/ 24 (Evâsıt-ı Muharrem 1071/1660). 228AŞS, Defter 507, s.13/ 49 Evâhir-i Safer 1071\1660).

Page 48: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

35

dükkânlarının birbirine sınır olması her iki tarafında genel olarak iyi ilişkiler kurarak

komşuluk faaliyetleri içindeoldukları anlaşılmaktadır229.

Gayrimüslimler sosyal faaliyetlerde müslümanlarla aynı haklara sahip

oldukları gibi ibadetlerini yerine getirmekte de hür olmuşlardır. Kiliseler, havralar ve

manastırlar gibi ibadethaneleri Osmanlı şehirlerinde daima var olmuştur. Karahisar-ı

Sahib Sancağı'nda da bu duruma kanıt olarak Hisar altında Ermenilere ait bir

kilisenin var olduğu görülmektedir230. Toros Kilisesi adı verilen bu kilisenin zamanla

bahçesiyle birlikte aşınması üzerine Ermeni cemaatinin ve papazlarının kilisenin

tamir edilmesi için merkeze dilekçe göndermeleri üzerine kilisenin tamir edilmesi

için ferman gönderildiği görülmektedir231. Bu durum Osmanlı Devleti'nin

gayrimüslimlerin ibadetleri konusunda müsamahalı ve hoşgörülü davrandığının bir

kanıtı olarak bir kez daha gösterilebilir.

2.1.2. Köleler

Hür insanların sahip oldukları haklara sahip olmayan kölelik,eski çağlardan

itibaren varolmuştur. Gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerdeki halklar, özellikle

siyah Afrika halkı Avrupalı tüccarlar tarafından zorla kaçırılarak boğaz tokluğuna

hiçbir hak tanınmadan çalıştırılmıştır. Afrikanın yanı sıra Kafkaslar da köle toplanan

yerler arasında bulunmuştur. Hemen hemen her toplumda var olan kölelelik Osmanlı

toplumunda da bulunmaktadır.Ancak Osmanlı toplumunda bulunan kölelere sahipleri

tarafından eziyet edilmemiş, hatta büyük konaklarda arap bacılar evin demirbaşı

haline gelerek, birkaç neslin büyütülmesinde yardımcı olmuşlardır. Bütün ihtiyaçları

karşılanmış bunun yanı sırabirikim yapmalarınada imkân verilmiştir. Hatta para

toplayanlar arasında hürriyetlerini satın alabilecek hâle gelenler de bulunmaktadır.

Bazı köle sahipleri ise belli bir süre sonra onları azad etmiş veya öldüklerinde azad

edilmeleri için vasiyettebulunmuşlardır232.

İncelediğimiz şerʻiyye sicilinde de kölelerle ilgili kayıtlar bulunmaktadır.

H.1060-1072 /M.1650-1662 yıllarına ait defterde ikisi Rus biri Habeş asıllı olmak

üzere üç köle azad edilmesine ilişkin hükümler mevcuttur. Azad edilen kölelerin ikisi

229AŞS, Defter 507, s.7/ 25 (Evâsıt-ı Muharrem 1071/1660). 230AŞS, Defter 507, s. 110/372 (Evâil-i Zilkade 1071\1661). 231AŞS, Defter 507, s. 110/372 (Evâil-i Zilkade 1071\1661). 232Mübahat Kütükoğlu,Sosyo-Kültürel, s.2-3.

Page 49: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

36

kadın biri erkektir233. Köleler azad edildikleri zaman babalarının isimleriyle değil

eski sahiplerinin isimleriyle anılmışlardır234.

Defterde bulunan bir başka kayıtta ise Bursada ikâmet eden bir kişinin

Karahisâr-ı Sahib kasabasında bulunan İsa Beşe'ye emanet ettiği kölesini geri

alamaması üzerine mahkemeye başvurarak kölenin kendine ait olduğunu şahitlerle

kanıtlayıp İsa Beşe'den kölesini aldığı görülmektedir235.

2.2.KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NDA AİLE

Toplumun temel yapısını oluşturan aile ile ilgili olarak şerʻiyye sicillerinde

genellikle mehir, nişan, nikâh, boşanma, eş sayıları, nafaka gibi bilgilere

ulaşılmaktadır. Defterde bulunan bilgilere göre verilen tarihler arasında

Afyonkarahisarda Aile Kurumu şu şekildedir.

2.2.1.Nişan ve Nikâh

Nişan, evlenme kararı veren iki tarafın nikâh öncesi yaptıkları anlaşma

mahiyetindedir. Bu süre zarfında taraflar birbirlerine hediye alıp vermektedir236.

İncelediğimiz deftere göre de Afyonkarahisar'da pabuç, mest, keten, ipek, siyah

üzüm, nakit para, destmâl ve bir karasığır öküzü gibi hediyelerin verildiği

görülmektedir237.

Eğer bu aşamada iki taraf arasında anlaşmazlık veya tarafların ölümü ile nişan

akdi bozulursa tarafların birbirlerine verdikleri hediyelerin geri verildiği

görülmektedir238. Şahitler huzurunda yapılan bu işlemin bazen inkâr edildiği

durumlarla da karşılaşılmaktadır. Evâʼil-i Rebîʼü'l-evvel 1072 tarihli bir kayıtta

Gebeceler köyünden Hızır ile Ümmi'nin bozulan nişan akdinden sonra Hızır'ın

verdiği hediyeleri geri almasına rağmen tekrar talep ettiği görülmektedir239. Verilen

233AŞS, Defter 507, s. 9/33 (Evâihir-i Muharrem 1071\1660), Defter 507, s. 20/73 (Evâisıt-ı

Cemâziye'l-âhir 1071\1661),Defter 507, s. 22/81 (Selh-i Şaban 1071\1661). 234Mübahat Kütükoğlu,Sosyo-Kültürel, s.3.

235AŞS, Defter 507, s. 41/149 (10 Rebiülahir 1072\1661), Defter 507, s. 49/179 (Evâil-i Cemaziye'l-ula

1072\1662). 236AŞS, Defter 507, s. 2/6 (Evâil-i Muharrem 1071\1661). 237AŞS, Defter 507, s. 92/ 316 (10 Recep 1072/1662). 238AŞS, Defter 507, s. 2/6 (Evâil-i Muharrem 1071/1661). 239AŞS, Defter 507, s. 38/ 141 (Evâʼil-i Rebîʼü'l-evvel 1072/1661).

Page 50: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

37

bu eşyalar bazen ayni olarak geri alınmaktadır240. Bazen de eşyalara karşılık belirli

bir miktar para ödendiği görülmektedir241

Evlilik aşamasında nişandan sonra ikinci aşama nikâh aşamasıdır. İslam

hukukunda nikâh, esas itibariyle tarafların ve şahitlerin iştirakiyle akdedilen medeni

bir anlaşmadır242. Osmanlı hukuku da, İslam hukukunun devamı niteliğinde

olmasından dolayı, Osmanlı aile hukukunun meselelerinin de İslam aile hukukundan

hareketle ele alınması gerektiği ortaya çıkmaktadır. İslam hukukunda nikâh esas

itibariyle tarafların ve şahitlerin iştirakiyle akdedilen medeni bir akittir. Bu akit ile

evlilik süreci başlamaktadır243.

Taraflar arasında yapılan bu anlaşmanın geçerli olabilmesi için resmî bir

memurun veya bir din adamının huzurunda yapılması şart değildir. İslam hukukunda

aranılan şartların yerine getirilmesi anlaşmanın geçerliliği için yeterlidir244.

Ancak nikâhın halk arasındaki önemi ve İslam hukuku tarafından istenilen

şartlara uyulmaması durumunda dinen de uygun görülmeyen problemler çıkacağı

için bir din adamı veya bu işe memur tayin edilen bir görevli tarafından

yapılmaktadır. Osmanlı devletinde de bu işi kâdıların üstlendiğini görmekteyiz. En

eski kâdı hüccetlerine ise XVI. yüzyılda rastlanmaktadır245.

Şehir merkezindeki evlenecek kişilerin, kadıya başvurarak aldıkları izinname

ile imam veya ehil birisinin huzurunda nikâhları kıyılırdı. Ancak şehir merkezinden

uzak köylerde kadının izni olmadan bir din adamının huzurunda kıyılan nikâh

örnekleri de bulunmaktaydı. Bir vekille temsil edilen kızın bizzat kendisine evlilik

anında ya da daha sonra verilmek üzere mehir tespit edilerek iki şahit huzurunda

nikâhları kıyılmaktaydı246.

240AŞS, Defter 507, s. 92/ 316 (10 Recep 1072/ 1662/ 1662) 241 Karazeybek,agt, s. 121. 242 M. Âkif Aydın, " Osmanlı Hukukunda Nikâh Akitleri", Osmanlı Araştırmaları, III, İstanbul 1982,

s.1. 243 Karazeybek,agt, s. 123. 244 Aydın, "Nikâh akitleri", s.1. 245 Aydın, "Nikâh akitleri", s.4. 246 Karazeybek, agt, s. 123-124.

Page 51: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

38

Afyonkarahisar'da yapılan evliliklerin genelde tek eşli olduğunu görmekteyiz.

Ancak nadiren de olsa iki eşli evlilikler olduğu da görülmektedir247.

2.2.2.Mehir

İslam kaynaklarında "sadâk, nihle, ferîda" gibi kelimelerle de ifade edilen

mehir, evlenirken erkeğin eşine verdiği veya vermeye söz verdiği para veya mala

denilmektedir248. Nikâhın sonuçlarından biri olan mehir, nikâh esnasında belirlenip

belirlenmemesine göre adlandırılmaktadır. Hatta verilmeyeceği şart edilmiş bile olsa

evlenen kadın yine mehire hak kazanmaktadır. Nikâh esnasında belirlenen mehirlere

"mehr-i müsemmâ" adı verilmektedir. Nikâh sırasında belirlenmeyen mehire de

"mehru'l-misl" denilmektedir249.

Mehru'l-misl, evlenen kadının emsallerine yani yaşıtlarına verilen mehirlere

bakılarak verildiği için "emsal mehir" de denilmektedir250.

Her ne şart ile verilirse verilsin Müslüman bir erkek gayrimüslim de olsa

evlendiği kadına mehir verme yükümlülüğüne sahiptir251. Evlilik ancak mehir

ödendiğinde geçerlilik kazanır, böyle bir ödeme yapılmadığı takdirde nikâhsız bir

birleşme olarak görülür ve utanç verici olarak kabul edilmektedir252.

Mehir iki türlü ödenirdi ilki nikâh sonrası hemen verilen mehr-i muaccel,

ikincisi ise boşanma veya tarafların vefatından sonra verilen mehr-i müeccel dir.

2.2.2.1.Mehr-i Muʻaccel

Peşin olan anlamında kullanılan muʻaccele kelimesinden de anlaşılacağı

üzere evlilik anında peşin olarak ödenen mehire denilmektedir253. Mehr-i muʻaccelini

almış olan kadın kocasının evinde ikamete mecbur olur, kocasının izni olmaksızın

şer‘î bir hakka dayanmadığı sürece başka yere gidememektedir254.XVII. yüzyılın

247AŞS, Defter 507, s. 4/ 13 (Evâʼil-i Muharrem 1072/1661), AŞS, Defter 507, s. 46/ 169 (Evâhir-i

Cumâdeyn 1070/1659) 248 Hayrettin Karaman,Anahatlarıyla İslam Hukuku, II, Ensar Neşriyat Yayını, İstanbul 2010, s.98. 249 M. Âkif Aydın, " Aile Hayatı", İlmihal II İslam ve Toplum, TDV Yayını, İstanbul 1999, s.218. 250 Karaman, age, s.99. 251 İlber Ortaylı,Osmanlı Toplumunda Aile, Pan Yayıncılık, İstanbul 2001, s.66. 252 M. Âkif Aydın, “Mehir”, DİA, XXVIII, TDV Yayını,Ankara 2003, s.389. 253 Aydın, "Aile Hayatı", s.219. 254 Karazeybek; agt, s. 130.

Page 52: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

39

ikinci yaraında Afyonkarahisar'da mehr-i muʻaccel olarak para, elbise, mücevher gibi

eşyaların verildiği görülmektedir255.

Mehr-i muʻacceller genellikle dava konusu olmadığı için şerʻiyye sicillerinde

pek fazla rastlanmamaktadırlar. Karahisâr-ı Sahib Sancağına ait 507 numaralı

defterde de H. 1060-1072/M. 1650-1662 yılları arasındaki dava kayıtlarında mehr-i

muʻaccel örneği bulunmamaktadır.

2.2.2.2.Mehr-i Mü’eccel

Nikâhta kararlaştırılan boşanma veya ölüm halinde verilmesi aciliyet kazanan

mehire denilmektedir. Bu mehrin verilmesini vâcib kılan üç şart bulunmaktadır.

Zifaf, halvet-i sahiha veya eşlerin ikisinden birinin ölmesi bu üç şarttan biri

gerçekleşirse mehir tam olarak ödenmektedir256.

İncelediğimiz Hicri 1060 ve 1072 tarihleri arasını kapsayan defterde bulunan

mehir kayıtlarının hemen hemen hepsi mehr-i müeccel kayıtları olduğu

görülmektedir257.

Mezhepler arasında mehr'in miktarı hususunda farklılıklar söz konusudur.

Hanefiler 10, Mâlîkiler 3 dirhem kadar gümüş değerini alt sınır olarak kabul

etmişlerdir; Şâfi ve Hanbeliler'de ise alt sınır belirlenmemiştir258.

Afyonkarahisarda da incelediğimiz tarihler arasında genellikle verilen mehr-i

müeccel bedellerinin; otuz bin akçe259, yirmi bin akçe260, on bin akçe261, dört bin

akçe262 ve bin dirhem gümüş263, kırk bin akçe264olarak verildiği görülmektedir. Bazı

mehrlerinde gayrimenkul olarak verildiği tespit edilmiştir265.

255Karazeybek,agt, s. 130. 256 Ekinci, age, s.447. 257AŞS, Defter 507, s. 11/ 39 (Evâsıt-ı Safer 1071/1660), AŞS, Defter 507, s. 98/ 327 (Evâsıt-ı Recep

1072/1662), Defter 507, s. 98/ 327 (Evâsıt-ı Recep 1072/1662). 258 Aydın, “Mehir”, s.390. 259AŞS, Defter 507, s. 11/ 39 (Evâsıt-ı Safer 1071/ 1660) 260AŞS, Defter 507, s. 22/ 83 (Evâhir-i Şaʻbân 1071/ 1661) 261AŞS, Defter 507, s. 29/ 105 (Evâhir-i Zilkaʻde 1071/ 1661) 262AŞS, Defter 507, s. 35/ 130 (Evâʼil-i Safer 1070/ 1659) 263AŞS, Defter 507, s. 46/ 169 (Evâhir-i Cumâdeyn 1070/ 1660), Defter 507, s. 93/ 312 (10 Recep

1072/ 1662) 264AŞS, Defter 507, s. 98/ 327 (Evâsıt-ı Recep 1072/ 1662), 265AŞS, Defter 507, s. 4/ 13 (Evâʼil-i Muharrem 1072/ 1661), Defter 507, s. 4/ 14 (Evâʼil-i

Muharrem1072/ 1661), Defter 507, s. 22/ 83 (Evâhir-ı Şaʻbân 1071/ 1661),

Page 53: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

40

Mehr, eşinin vefatı durumunda kadının öncelikli alacağı arasındadır. Miras

paylaşımında diğer varisler buna engel olamazlar266. Ancak kadın isterse eşine bir

kısmını veya tamamını hibe edebilmektedir. Örneğin; Evâsıt-ı Safer 1071 tarihli

kayıtta Kâhil Mahallesi'nden Ümmi Hanım otuz bin akçe olan mehr-i müeccelinin on

binini eşi Mustafa'ya hibe edip geri kalan yirmi binini ise eşinin vefatından sonra

talep ettiği görülmektedir267. İstisna bir durum olarak da mehr bedellerini eşlerine

hibe eden kadınlara eşleri tarafından mehr bedellerine karşılık gayrimenkul verildiği

de kayıtlarda mevcuttur.Örneğin; İmaret Mahallesi'nden Abdi Bey'in eşleri Elif ve

Fatıma Hanımların mehr-i müeccellerini Abdi Bey'e hibe etmeleri üzerine Abdi Bey,

Elif ve Fatıma Hanımlara mehirlerinin karşılığı olarak gayrimenkul hibe ettiği kayıt

edilmiştir268.

İncelediğimiz defterde mehirin kullanım hakkına sahip olan kadınların mehiri

istedikleri kişilere hibe edebildiklerini görmekteyiz. Örneğin; Evâʼil-i Muharrem

1071 tarihli kayıtta Kasım Paşa Mahallesi'nden Ayşe Hanım eşi tarafından kendisine

verilen mehirini oğluna hibe ettiği görülmektedir269. Boşanma sırasında da kadınların

elde ettikleri bir takım haklar neticesinde mehirlerinden vazgeçtikleri kayıtlar

arasındadır270.

Defterde bulunan başka bir istisna durum ise vefat eden kadınların

mirasçılarının miras taksimi sırasında kadınların eşlerinden mehirleri talep ettikleri

de görülmektedir. Evâsıt-ı Receb 1072 tarihli kayıtta Akmescid Mahallesi'nden sâkin

olup vefat eden Ayşe Hanımın varisleri olan annesinin ve babasının Ayşe hanımın

eşinden Ayşe Hanımın mehirini talep ettikleri de görülmektedir271.

2.2.3.Boşanma

Çeşitli sebeplerden dolayı anlaşamayan çiftlerin nikâh akdlerini sona

erdirmelerine boşanma adı verilmektedir. Boşanmalar genellikle talak, muhalaa ve

266 İlber Ortaylı, "Anadolu'da XVI. Yüzyılda Evlilik İlişkileri Üzerine Bazı Gözlemler", Osmanlı

Araştırmaları, I, İstanbul 1980, s.35. 267AŞS, Defter 507, s. 11/ 39 (Evâsıt-ı Safer 1071/ 1660), 268AŞS, Defter 507, s. 46/ 169 (Evâhir-i Cumâdeyn 1070/ 1660). 269AŞS, Defter 507, s. 4/ 14 (Evâʼil-i Muharrem1072/1661). 270AŞS, Defter 507, s. 35/ 130 (Evâʼil-i Safer 1070/ 1659). 271AŞS, Defter 507, s. 98/ 327 (Evâsıt-ı Recep 1072/ 1662).

Page 54: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

41

fesh olmak üzere üç şekilde gerçekleştirilmektedir272. Bütün boşanma türlerine

"talâk" denmekteyse de, çağdaş İslam hukuku eserlerinde daha ziyade kocanın tek

taraflı bir irade beyanıyla karısını boşamasıdır. Bu tür boşanmalarda herhangi bir

boşanma sebebinin var olması gerekmediği gibi, meydana gelebilmesi için bir

mahkeme kararınada gerek yoktur; kocanın "seni boşadım", "boş ol" gibi bu yöndeki

iradesini belirleyen tek taraflı bir irade beyanı, boşanmanın meydana gelmesi için

yeterlidir273.

Muhalaa türü boşanma ise tarafların karşılıklı olarak anlaşmaları sonucunda

evliliklerini sonlandırmalarına denilmektedir. Bu boşanmaya "hulʻ" adı da

verilmektedir. Ancak bu boşanma türünde kadın mehir ve nafaka hakkından

vazgeçmektedir. Bu tür boşanmaya defterde bir örnek bulunmaktadır. Evâili Safer

1072 tarihli kayıtta Emine Hanım'ın eşi İvaz'dan boşanıriken mehr ve nafaka

hakkından vazgeçtiği görülmektedir. Ayrıca Emine Hanım'ın eşinden boşanma

bedeli aldığıda kayıtlar arasında bulunmaktadır274Diğer bir tür boşanma olan fesh ise

kadı tarafından çeşitli sebepler sonucunda nikâh akdlerinin iptal edilmesidir. Bu

boşanmaya kaynaklarda "Tefrik"de denilmektedir275.

İslam hukuku boşanmayı hoş karşılamayıp zorlaştırmıştır. Ancak evlilik

yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya şiddetli geçimsizlik söz konusu olan

durumlarda boşanmayı meşru görmüştür276.

Boşanmalar genellikle Kadı huzurunda gerçekleşmektedir. Fakat bazen

şahitler huzurunda tarafların kendi aralarında anlaşarak da boşandığı gibi istisna

durumlar da söz konusudur. Bu durumda eğer ihtiyaç olur ise daha sonra şahitlerin

ifadelerine dayanılarak mahkemede durum kadıya onaylatılır idi277.

İncelenen tarihler arasında Afyonkarahisar'da boşanma olaylarına çok fazla

rastlanmamakla birlikte bazı istisna durumlar da söz konusudur. Bu durumlar

272 Saim Savaş; "Fetva ve Şerʼiyye Sicillerine Göre Ailenin Teşekkülü ve Dağılması", Sosyo-Kültürel

Değişme Sürecinde Türk Ailesi, II, TC BBAAK, Ankara 1992, s. 524. 273 M. Akif Aydın, Osmanlı Devleti'nde Hukuk ve Adalet, (İkinci Baskı), Klasik Yayınları, İstanbul

2017, s. 217. 274AŞS, Defter 507, s.33/130 (Evâil-i Safer 1072/1661). 275 Aydın, " Aile Hayatı", s.232-233. 276 Ekinci, age, s.450. 277 Karazeybek,agt, s. 138.

Page 55: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

42

genellikle sinirlenme anında278 veya bir borç üzerine yemin etme279 gibi nedenlerden

kaynaklandığı görülmektedir.

Ancak kayıtlarda sıra dışı bir boşanma olayı görülmektedir.10 Ramazan 1071

tarihli kayıtda. Barçınlı Kazasının Çifteler köyünden Emine Hanım on iki senedir

düşman elinde olan eşinin öldüğü haberinin duyulması üzerine Mehmet adlı bir

Arapla evlenmiştir. Ancak vefat ettiği sanılan eşi Ali Beşe'nin tekrar dönmesi üzerine

Mehmet ile olan evliliğinin mahkeme tarafından sonlandırıldığı görülmektedir280.

2.2.4.Nafaka ve Vasi Tayini

Kadının bulunduğu dönemin hayat şartlarına göre normal bir yaşam

sürdürebilmesi için kocanın yükümlü olduğu sorumluluklar nafaka kavramı içinde

yer almaktadır281. Kadın zengin, fakir veya gayrimüslim her ne konum da olur ise

olsun nafakasını vermek kocanın üzerine farzdır. Kocanın durumuna göre nafaka

miktarı ayarlanmaktadır282.

İncelediğimiz tarihlerde Afyonkarahisar'da kadınların nafaka talebinde

bulunmaları genellikle kocalarının kendilerini bırakıp gitmeleri üzerine olduğu

görülmektedir. Evâhir-i Muharrem 1072 tarihli kayıtta Kasım Paşa Mahallesi'nden

İsmihan Hanıma eşinin nafakasız bırakıp gitmesi üzerine mahkeme tarafında günlük

on bir akçe tayin edildiği görülmektedir283.

Eşleri tarafından bırakılan gayrimüslim kadınlarında mahkemeye müracaat

ederek nafaka talebinde bulundukları kayıtlarda mevcuttur.Câmiʻ-i Kebîr

Mahallesi'nden Marta eşi Sahek'in kendini nafakasız bırakıp gitmesi üzerine

mahkeme tarafından kendisine günlük on akçe nafaka tayin olduğu görülmektedir284.

Defterde bulunan başka bir nafaka kaydı ise kocaları tarafından terk edilen

kadınların çocukları ve kendileri için istedikleri nafakalardır. Evâʼil-i Safer 1071

tarihli kayıtta İmaret Mahallesi'nden Hanife Hanıma eşi Habib'in kendisini ve kızını

278AŞS, Defter 507, s.2/ 7 (Evâʼil-i Zilhicce 1070/1660). 279AŞS, Defter 507, s. 99/ 333 (Evâsıt-ı Recep 1072/1662). 280AŞS, Defter 507, s.23/ 86 (10 Ramazan 1071/1661). 281 Karaman, age, s.100. 282 Ekinci, age, s.447. 283AŞS, Defter 507, s.34/ 127 (Evâhir-i Muharrem 1072/1661). 284AŞS, Defter 507, s.20/ 72 (Ğurre-i Cemâziye'l-âhir 1071/1661).

Page 56: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

43

nafakasız bırakıp gitmesi üzerine mahkeme tarafından günlük beşer akçe tayin

olunmuştur285.

Babaları vefat eden veya terk eden çocuklara da mahkeme tarafından nafaka

tayin edildiği kayıtlarda bulunmaktadır. Evâsıt-ı Safer 1071 tarihli bir kayıtta Kâhil

Mahallesi'nden olup vefat eden Mustafa'nın oğlu Mehmet'e, Mustafa'nın malından

nafaka tayin olunduğu görülmektedir286.

Ebeveynleri vefat eden veya terk eden çocukların kendilerini ve mallarını

koruma altına alan kişiye vasi denilmektedir. Çocukların vasiliğini üstlenen kişiler

genellikle çocukların birinci dereceden akrabalarıdır. Defterde bulunan kayıtlarda

çocuklara; amca287, dede288, anne289, büyük anne290, enişte291, baba292, kardeş293

olarak vasi tayin edildiği görülmektedir.

Vasiler istedikleri zaman bu görevlerinden feragat edebilirlerdi. Örneğin,

Evâʼil-i Ramazân 1071 tarihli kayıtta Karamanlı Mahallesi'nden Hacı Mehmet Bey'in

oğlunun vasisi olan Hüseyin Bey'in vasilikten feragat ettiği görülmektedir294.

2.3. KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NDA MEYDANA GELEN ASAYİŞ

OLAYLARI

Halk arasında meydana gelen asayiş düzensizlikleri ile ilgili şerʻiyye

sicillerinde birçok örnek bulunmaktadır. Afyonkarahisar'a ait 507 numaralı defterde

de toplumun huzurunu bozan bir takım olaylar olduğu görülmektedir.

2.3.1.Hırsızlık

Hukuk düzeni açısından bir suç niteliği taşıyan hırsızlık, kişinin kendisine ait

olmayan bir malı izinsiz alması demektir. İncelediğimiz tarihler arasında

Afyonkarahisarda da birçok hırsızlık olayları yaşandığı tespit edilmiştir.

285AŞS, Defter 507, s.9/ 34 (Evâʼil-i Safer 1071/1660). 286AŞS, Defter 507, s.11/ 40 (Evâsıt-ı Safer 1071/1660). 287AŞS, Defter 507, s.4/ 12 (Evâʼil-i Muharrem 1061/1650), Defter 507, s.27/ 97 (Evâsıt-ı Şevvâl

1071/1661) 288AŞS, Defter 507, s.10/ 38 (Evâsıt-ı Safer 1071/1660) 289AŞS, Defter 507, s.7/ 24 (Evâsıt-ı Muharrem 1071/1660), Defter 507, s.19/ 68 (Evâsıt-ı Cemâziye'l-

evvel 1071/1661). 290AŞS, Defter 507, s.22/ 84 (Evâʼil-i Ramazân 1071/1661). 291AŞS, Defter 507, s.27/ 99 (Evâsıt-ı Şevvâl 1071/1661). 292AŞS, Defter 507, s.43/ 160 (23 Cumâdeyn 1072/1661). 293AŞS, Defter 507, s.100/ 336 (15 Recep 1072/1662). 294AŞS, Defter 507, s.22/ 84 (Evâʼil-i Ramazân 1071/1661).

Page 57: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

44

Evlerin kapılarının açılıp ziynet eşyalarının çalınması295, dükkânlarda

bulunan malların çalınması296, büyük baş hayvanların çalınması297 vb. gibi olaylar

görülmektedir. Ayrıca çevre illerde bulunan hırsızların da yakın mevzilerde hırsızlık

yapıp yakalandıkları görülmektedir. Evâʼil-i Ramazan 1071 tarihli kayıtta

Kütahya'da sakin olan Ali ile birkaç kişinin Altuntaş Kazasında hırsızlık

yaptıklarıkayıtlar arsında mevcuttur298.

Hırsızlık yapan kişiler genellikle mübaşir tarafından kâdı huzuruna

çıkarılarak sorgulanmaktadırlar299. Hırsızlık suçuyla suçlanan kişiler sorgulanarak

hırsızlık yapıp yapmadıklarına dair yemin ettirilir ya da bilirkişilere sorularak kişiler

hakkında bilgi edinilerek hüküm verilmektedir300.

Hırsızlık yaptığı iddia edilen kişinin suçu subut bulmaz ise sulh bedeli aldığı

durumlarda söz konusudur301.

2.3.2.Darb Küfür ve Yaralama

Darb, küfür, yaralama gibi toplumun ahlak yapısını bozan bu tür olaylar

toplumun hiçbir döneminde kabul edilmemekte ve adi suç olarak görülmektedir.

H.1060-1072 /M.1650-1662 yılları arasında Karahisâr-ı Sâhib'in kaza ve köylerinde

de var olan bu olaylar Kadı huzurunda çözüme kavuşturulmaktadır.

İncelediğimiz 507 numaralı defterdeki kayıtlarda bu tür olaylarla ilgili

kişilerin birbirlerine sarf ettikleri küfürlerinde deftere kayedildiği görülmektedir. Bu

tür olaylara maruz kalan kişiler Kadı huzuruna çıkarak kendilerini darp eden

kişilerden davacı oldukları görülmektedir. Mütesellim tarafından mübaşir tayin

edilen kişi ve bilirkişiler tarafından oluşturulan bir heyet, olay yerinde inceleme

yaparak yaralanmaya sebep olan olay, yaranın nerede bulunduğu gibi tespitlerle olayı

kayıt altına almaktadılar.302.

295AŞS, Defter 507, s.9/ 32 (Evâʼil-i Muharrem 1071/1660), Defter 507, s.39/ 143 (Evâsıt-ı Rebîʼü'l-

evvel 1072/1661). 296AŞS, Defter 507, s.12/ 44 (Evâsıt-ı Safer 1071/1660). 297AŞS, Defter 507, s.12/ 46 (Evâsıt-ı Safer 1071/1660). 298AŞS, Defter 507, s.23/ 89 (Evâʼil-i Ramazan 1071/1660). 299AŞS, Defter 507, s.12/ 46 (Evâsıt-ı Safer 1071/1660). 300AŞS, Defter 507, s.39/ 143 (Evâsıt-ı Rebîʼü'l-evvel 1072/1661). 301AŞS, Defter 507, s. 9/ 32 (Evâhir-i Muharrem 1071/1660). 302AŞS, Defter 507, s. 31/ 114 (8 Zilhicce 1071/1661).

Page 58: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

45

Kadı huzurunda sorgulanan suçlular eğer böyle bir fiilde bulunduklarını inkâr

ederlerse karşı taraftan şahit istenmektedir. Dinlenen şahitler neticesinde kişilerin

suçları sabit olur veya aklanırlardı. Evâʼil-i Safer 1072 tarihli kayıtta Hacı İvaz oğlu

Hasan ve Abdullah oğlu Hüseyin'in yaptıkları şahitlik sonucunda İnaz Köyü'nden

Bektaş Bey'in evini basıp eşini darp eden İbrahim ve annesinin suçlarının sabit

olduğu görülmektedir303.

Defterde bulunan kayıtlarda kişilerin yaptıkları şikâyetler ve kişilerin

suçlarının sabit olup olmadıkları yer almaktadır. Kişilere verilen cezalar defterdeki

kayıtlarda yer almamaktadır.

2.3.3.Zina ve Tecavüz Vakaları

Sosyal hayatta tasvip edilmeyen zaina ve tecavüz gibi olaylar H.1060-1072

/M.1650-1662 yılları arasında Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nda görülmektedir.

Toplumun hiçbir döneminde istenmeyen bu olaylar Karahisâr-ı Sâhib

Sancağı'nda da hoş karşılanmamaktadır. Hatta bu tür olayların meydana geldiği

mahallelerde mahalle halkı kişilerin mahalleden sürülmesini

istemektedir304.Gerçekleşen bu olaylar genellikle kadınların kocalarının evde

bulunmadıkları vakitlerde evlerine girerek ya da metruk mahallerde uygunsuz

vakitlerde gerçekleştiği görülmektedir305.

Tecavüz olaylarında saldırıya uğrayan kadınların ya kendileri306 bizzat ya da

babaları307 veya eşleri308 mahkemeye müracaat edip şikâyetçi oldukları

görülmektedir.

Eğer olayın fâʻili olan kişiler durumu inkâr ederlerse kadınlardan durumu

ispat etmeleri istenirdi. Kadınlar durumu ispat edemezlerse fâʻillere yemin teklif

303AŞS, Defter 507, s. 36/ 135 (Evâʼil-i Safer 1072/1661). 304AŞS, Defter 507, s. 17/ 61 (Evâhir-i Rebîü'l-âhir 1071/1661). 305AŞS, Defter 507, s. 10/ 37 (Evâsıt-ı Safer 1071/1660), Defter 507, s. 25/ 93 (Evâsıt-ı Şevval

1071/1661), Defter 507, s. 27/ 100 (Evâsıt-ı Şevval 1071/1660). 306AŞS, Defter 507, s. 93/ 312 (10 Recep 1072/1662). 307AŞS, Defter 507, s. 28/ 101-2 (Evâhir-i Şevval 1071/ 660). 308AŞS, Defter 507, s. 10/ 37 (Evâsıt-ı Safer 1071/1660).

Page 59: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

46

edilmekte ve mahalle halkından kişiler hakkında bilgi edinilerek hüküm

verilmektedir309.

Böyle bir hassas konuda kişilerin şahitler huzurunda temize çıkarılması

Osmanlı hukukunun toplumsal ahlak ve değerlere verdiği önemi ortaya koymaktadır.

Ayrıca kişilerin bu tür meseleleri kendileri halletmeyip mahkemeye müracaat

etmeleri Osmanlı hukukuna duydukları güveni göstermektedir.

507 numaralı şerʻiyye sicilinde bulunan tecavüz olayına bir örnek Evâhir-i

Şevval 1071 tarihli kayıtta Yavaşlar köyünden Mirza, aynı köyde bulunan Ahmed ve

Habib'in kızı Hatice'ye tecavüz ettiklerini ve olay sonrasın da Hatice'nin hamile

olduğunu ifade etmiştir310. Tecavüz olayının gerçekleştiği mahkeme tarafından tespit

edilmiştir. Bazı durumlarda da hamilelikten dolayı kişilerin evlendirildiği

görülmektedir. 10 Recep 1072 tarihli kayıt buna örnek olarak gösterilebilir. Karamık

Kazâsının Bazarağaç Köyünden Selime kendisine tecavüz eden Erzüment'ten hamile

olmasından dolayı Erzüment ile evlendirilmiştir311.

3.KARAHİSÂR-I SÂHİB SANCAĞI'NIN İKTİSADİ YAPISI

3.1. GEÇİM KAYNAKLARI

Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nın Osmanlılar döneminde ekonomisi tarım ve

küçük el sanatlarına dayanmaktadır312.507 numaralı defterde bulunun bilgilerden

anladığımız kadarıyla geçim kaynağı olarak köylerde tarımın,şehirde ise ticaretin ön

planda olduğu görülmektedir.

Tarım arazileri olantarlaların asıl mülkiyeti devlete ait olup tasarruf hakları

kişilere aittir. Kişiler bu tarlaları satamazlar. Ancak kullanım haklarını başka kişilere

sahib-i arzın iziniyle satabilmektedirler313.

Kurak bir coğrafyada yer alan Karahisâr-ı Sâhibbölgesindesu kenarında

bulunan tarlalar yok denilebilecek kadar azdır. Bu durum tarım ürünleri çeşitliğinin

azlığına ve verimin çok yüksek olmadığına neden olabilmektedir. Belgelerden

309AŞS, Defter 507, s. 10/ 37 (Evâsıt-ı Safer 1071/1660), Defter 507, s. 25/ 93 (Evâsıt-ı Şevval

1071/1661), Defter 507, s. 27/ 100 (Evâsıt-ı Şevval 1071/1660) 310AŞS, Defter 507, s. 28/ 101-2 (Evâhir-i Şevval 1071/660) 311AŞS, Defter 507, s. 93/ 312 (10 Recep 1072/662) 312 Emecen, agm, s. 444. 313 Karazeybek, agt,s. 189.

Page 60: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

47

anlaşıldığı üzere tarlalarda çoğunlukla buğday314, arpa315 ve afyon (haşhaş)316

üretiminin yapıldığı görülmektedir.

Defterde bulunan kayıtlardananlaşıldığı kadarıyla tarım ile uğraşanların

geneli köylerde ikâmet etmektedirler. Ancak şehirde oturup köyde tarlaları

bulunanlar gibi istisnai durumlarda söz konusudur. Örneğin Sinanpaşa mahallesinde

ikâmet eden Ali Bey'in Kızılca köyde tarlaları bulunmaktadır317. Bu da tarım ile

geçimini sağladığını göstermektedir.

Köylerde tarımın yanı sıra hayvancılığın da yapıldığı görülmektedir318. Ancak

tereke kayıtları ve diğer kayıtlardan anladığımız kadarıyla şehirde oturup

hayvancılıkla uğraşanlarda bulunmaktadır319.

Osmanlı-Karaman sınırında bulunan Afyonkarahisar'ın Osmanlılar tarafından

feth edilmesinden sonra iktisadi ve ticari hayatı oldukça canlanmıştır. Bursa'dan

Şam'a giden hac-ticaret yolu üzerinde bulunan Ayfonkarahisar XV-XVI. yüzyılarda

Batı ve Orta Anadolunun en gelişmiş ticaret merkezlerinden biri olmuştur. Şehrin

XVII. yüzyılda zanaat ve ticaretle uğraşılan mekânlarının sayıca artmasından yani

daha geniş bir alana yayılmasından ticaretin bu dönemde daha da geliştiği

anlaşılmaktadır320.

Osmanlıda zanaat ve ticaret merkezi olan çarşılar merkezde bir veya birkaç

bedesten olmak üzere, hanlar ve sûklardan müteşekkil olup, kentin merkezi

bölgelerini oluştururlardı321. 507 numaralı defterde bulunan bilgilere göre XVII.

yüzyılın ikinci yarısında Afyonkarahisarda Kuyumcular çarşısı322, Attarlar çarşısı323,

Hafaflar çarşısı324, Otpazarı çarşısı325 gibi çarşıların bulunduğu görülmektedir.

314AŞS, Defter 507, s. 26/ 96 (Evâhir-i Şevvâl 1071 / 1661), Defter 507, s. 74/249. 315AŞS, Defter 507, s. 74/ 249, AŞS, Defter 507, s. 81/ 271 (18 Şevvâl 1071/1661). 316AŞS, Defter 507, s. 6/ 22 (Evâsıt-ı Muharrem 1071/1660), Defter 507, s. 36/ 134 (Evâʼil-i Safer

1072/ 661). 317AŞS, Defter 507, s. 21/ 77 (Evâʼil-i Şaʻbân 1071/ 1661). 318AŞS, Defter 507, s. 9/ 32 (Evâʼil-i Muharrem 1071/1660),507, s. 12/ 46 (Evâsıt-ı Safer

1071/1660),507, s. 2/ 8 (Evâʼil-i Muharrem 1071/1660). 319AŞS, Defter 507, s. 11/ 41 (Evâʼsıt-ı Safer 1071/ 1660). 320 Özer Küpeli, "Afyonkarahisar'da Ticaret", Afyon Kütüğü, II, Afyon 2001, s.367-368. 321 Küpeli, "Afyonkarahisar'da Ticaret", s.368. 322AŞS, Defter 507, s. 17/ 63 (Evâil-i Cemâziye'l-evvel 107/1661). 323

AŞS, Defter 507, s. 19/ 70 (Evâhir-i Cemâziye'l-evvel 1071/1661). 324AŞS, Defter 507, s. 19/ 70 (Evâhir-i Muharrem 1072/1661). 325

AŞS, Defter 507, s. 5/ 17 (Evâʼil-i Muharrem 1071/1660).

Page 61: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

48

Şehir ticaretinin önemli bir unsuru olan hanlar ise XVII yüzyılın ikinci

yarısında Afyonkarahisar'a ait şerʻiyye sicillerinden tespit edildiği kadarıyla şehirde;

Yukarı Acem Hanı, Aşağı Acem Hanı, Abdullah Efendi Hanı, Ali Ağa Hanı, Balık

Hanı, Hacı Hamza Hanı, El-Hâc Üveys Hanı, Kapan Hanı, Kemet Hanı,

Müftü(Efendi) Hanı, Osman Paşa Hanı, Taş Han, Uzun Ahmet Hanı ve Yeni Han

isiminde faal olarak on dört han ismi tespit edilmiştir. Bu hanlar içerisinden en fazla

Acem hanları yoğun olarak kullanılmaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi hanlarda

büyük oranda Acem tücarların kaldığı görülmektedir 326. Bizim çalıştığımız 507

numaralı defterde de sadece Acem Hanın ismi kayıtlarda bulunmaktadır327.

İthal malların, özellikle kumaşların güvenli bir şekilde ticaretinin yapıldığı

ticaret erbabı kişilerin faaliyetlerini yürüttüğü, sınır ötesi ticaret için kervanların

hazırlandığı bedestenler çarşının merkezini oluşturmaktadırlar328. XVII. yüzyılın

ikinci yarısında da Afyonkarahisar'da şerʻiyye sicillerinden dört bedesten ismine

rastlanmaktadır. Bunlar; Abdurrahim Efendi Bedesteni, Efelizade Bedesteni,

Kurşunlu Bedesten ve Rüstem Paşa Bedesteni'dir329.

XVII. yüzyılın ikinci yarısına ait 507 numaralı defterde de bulunan bir tereke

kaydında Şeyh Abdürrahim Efendi Bedesteninin adı geçmektedir330.

Bir başka ticaret mahalli olan Pazarlarınise bu dönemde üç adet ismi

geçmektedir. Bunlar; Avrat Pazarı, Gön Pazarı, Tahıl Pazarı'dır331. 507 numaralı

defterde bulunan kayıtlardan anladığımız kadarıyla verilen tarihler arasında iki Pazar

ismine rastlanmaktadır. Bunlardan biri Tuz Pazarı332diğeri ise Araba Pazarıdır333.

Afyonkarahisar Şehrinde XVII. yüzyılda Evliya Çelebiden edinilen bilgilere

göre 2048 dükkân, 100 civarında yağhane ve çok sayıda debbağhanenin bulunduğu

bilinmektedir334.

326Karazeybek, agt, s. 197. 327

AŞS, Defter 507, s. 42/ 156 (4 Cemaziyelevvel 1072/1661). 328 Mustafa Karazeybek, Özer Küpeli, Yusuf İlgar; agm., s.18. 329Karazeybek, agt, s. 200. 330AŞS, Defter 507, s. 26/ 96 (Evâhir-i Şevval 1071/1661). 331Karazeybek, agt, s. 201-202. 332AŞS, Defter 507, s. 45/ 167 (27 Cemazeyilevvel 1072/1662). 333AŞS, Defter 507,s.46/ 171 (7 Cemaziyelahir 1072/1662). 334 Mustafa Karazeybek, Özer Küpeli, Yusuf İlgar; agm, s.21.

Page 62: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

49

507 numaralı defterde bulunan mülk satışları ve diğer kayıtlardan anladığımız

kadarıylaşehir merkezinde var olan dükkân sayıları ise aşağıdaki tabloda yer

almaktadır.

Tablo 4: Karahisâr-ı SahibŞehrinde Bulunan Dükkân Sayıları

Dükkân Sayısı Dükkân Türü

8 Debbağhane

7 Yağhane

4 Değirmen

3 Ağdacı

1 Kahvehane

1 Kasab

1 Ekmekçi

1 Nalbant

1 Keçeci

1 Kuyumcu

Kaynak:Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi

(COA.), Meşihat (MŞH.), Şerʻiyye Sicili Defteri (ŞSC.d.). 507 (210).

Tabloda verilen bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla şehirde en fazla dükkân

sayısının debbağlara ait olduğu görülmektedir. Kayıtlarda debbağhanelerin ikilüleli

çeşme yakını335, İmaret debbağhanesi336, tuz pazarı337 gibi mahallerde bulundukları

görülmektedir.

Debbağhanelerden sonra Yağhanelerin yoğunlukta olduğu görülendefterde

yağhanelerin bulundukları mahaller olarak Eski tahıl pazarı338 ve Molla Bahşi

mahallesi339 gibi mahallerin isimleri verilmektedir. Diğer dükkân sayılarının verilen

tarihler arasında daha fazla olduğu muhtemeldir. Ancak defterde geçen dükkân

isimlerine göre bu veriler ortaya çıkarılmıştır.

335AŞS, Defter 507, s. 7/ 23 (Evâsıt-ı Muharrem 1071/1660). 336AŞS, Defter 507, s. 30/ 109 (Evâhir-i Zilkaʻade 1071/1661). 337AŞS, Defter 507, s. 45/ 167 (17 Cemaziyelevvel 1072/1662). 338AŞS, Defter 507, s. 39/ 145 (Evâʼil-iRebiülahir 1072/1661). 339AŞS, Defter 507, s. 48/ 176 (Evâʼil-iCemaziyelahir 1072/1662).

Page 63: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

50

3.2.MESLEK GRUPLARI

Üzerinde çalıştığımız defterde bulunan dükkân satışları ve lakap bilgilerinden

yola çıkarak Karahisâsr-ı Sâhib Sancağı'nda çeşitli meslek gruplarınaait davaların

deftere girdiği görülmektedir.

Defterdeki kayıtlarda geçen esnaf isimlerine göre aşağıdaki tabloda

Karahisâr-ı Sahib Şehrinde bulunan meslek gruplarının isimleri ve sayıları

verilmiştir.

Tablo 5: Karahisâr-ı SahibŞehrinde Bulunan Esnaf

Esnaf Sayıları Esnaf İsimleri

8 Debbağ

7 Yağcı

4 Değirmenci

3 Ağdacı

3 Terzi

1 Keçeci

1 Börekçi

1 Tuzcu

1 Kahveci

1 Pabuçcu

1 Nalbant

1 Kuyumcu

1 Kasab

1 Ekmekçi

Page 64: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

51

Kaynak:Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi

(COA.), Meşihat (MŞH.), Şerʻiyye Sicili Defteri (ŞSC.d.). 507 (210).

Tablodaki bilgilerden anladığımız kadarıyla hemen hemen her meslek grubu

şehirde bulunmaktadır. Ancak verilen bilgiler neticesinde ön planda olan meslek

grubunun debbağ ustaları olduğu görülmektedir. Derilerin boyalanıp işlenilmesi

işlemini yapan bu ustaların defterde kendilerine ait hamamlarının olduğunu gösteren

bir kayıt da bulunmaktadır340.Debbağ ustalarına ait şehirde hamamın olması

debbağların yine şehirde hâkim meslek grubu olduğuna bir kanıt olarak

gösterilmektedir.

Yine yukarıdaki bilgilerden anladığımız kadarıyla şehirde yağcıların

debbağlardan sonra ticarette önemli yere sahib olduklarıanlaşılmaktadır.Diğer

meslek grublarının da şehirde sayılarının yüksek olduğu muhtemeldir. Ancak 507

numaralı defterde verilen bilgiler sonucunda çıkardığımız bu sayılar bize debbağ

ustalarının ve yağcıların şehirde önemli bir sayı da olduklarını göstermektedir.

Defterde geçen diğer bilgilerden anladığımız kadarıyla bazı esnafın kendine

ait çarşılarının var olduğu görülmektedir. Örneğin; "kuyumcular çarşısı341", "attarlar

çarşısı"342, "hafaflar çarşısı"343 gibi. Meslek gruplarının kendi isimlerine ait

çarşılarının ve pazarlarının bulunması şehir de o meslek grubuna ait fazlaca kişinin

bulunduğunu göstermektedir.

3.3.PARA VAKIFLARI

Zengin kimseler tarafından Allah rızasını kazanmak için ihtiyaç sahiplerine

yardım etmek amacıyla kurulan müesseselerdir. Orhan Gazi döneminde ilk müessesi

kurulan vakıflar devletin siyasî ve malî kudretinin inkişafına paralel olarak gelişip

artmışlardır344.

Vakıfları iki kısıma ayırmak mümkündür. Birinci; Vakıfların kendinden

bizzat yararlanılan imaret, medrese, camii vb. gibi hayır kurumlarıdır. İkincisi ise

340AŞS, Defter 507, s. 3/ 9 (Evâsıt-ı Zilhicce 1070/1660). 341AŞS, Defter 507, s. 17/ 63 (Evâil-i Cemâziye'l-evvel 107/1661). 342

AŞS, Defter 507, s. 19/ 70 (Evâhir-i Cemâziye'l-evvel 1071/1661). 343AŞS, Defter 507, s. 19/ 70 (Evâhir-i Muharrem 1072/1661). 344 Ziya Kazıcı, İslâmî ve Sosyal Açıdan Vakıflar, Marifet Yayınları, İstanbul 1985, s.28-57.

Page 65: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

52

gelirlerinden yararlanılan vakıflardır. İhtiyaç sahiplerine ve hayır kurumlarına

doğrudan nakit yardımı yapılmaktadır345.

Osmanlı Devletinde ilk faizsiz kredi uygulaması para vakıfları ile başlamıştır.

Vakfiyelere göre yönetilen para vakıflarında paranın işletiliş şekli, ödünç vermek,

emek sermaye ortaklığı (mudarebe), vakıf para ile peşin mal alıp vadeli satmak

yoluyla kâr elde etmek (murabaha) ve vakıf parayı hayır amacıyla işletip kârın

tamamını vakfa vermek (bidâa), gibi yöntemlerle işletilerek elde edilen kâr vakfın

kuruluş amacı doğrultusunda, vakfın hayır yönüne sarf edilmiştir346.

XVII. yüzyılda Afyonkarahisarda ticaret ve halkın ihtiyaçları para vakıflarıyla

karşılandığı görülmektedir. Yine aynı dönemde ihtiyaç sahiplerine "onu on bir buçuk

hesabıyla" yani yüzde on beş murabaha ile vakıflardan nakit para verildiği

bilinmektedir347.

Defterde bulunan kayıtlarda genellikle ticaret sahiblerinin vakıflardan borç

para aldığı görülmektedir. Arap Mahallesi müezzinine şart koşulan vakfıdan borç

para alan kişiler; kuyumcu, pabuçcu, debbağ, keçeci gibi ticaretle uğraşan

kişilerdir348.

Vakıftan borç para alan kişiler borçlarına karşılık gayrimenkullerini teminat

olarak gösterdikleri görülmektedir349. boçların ödenmemesi durumunda

gayrimenkuller vakfa kalmakta ve vakıf tarafından açık artırma ile satılarak vakfın

parası tahsil edilmektedir350.

Defterde bulunan kayıtta kadınlara ait para vakıflarıda bulunmaktadır. Fakih

Paşa Mahallesi'nden Saliha Hanım on altı bin nakit parasını vakf ettiği

görülmektedir351.

345 Yaşar Semiz; "Osmanlı Devleti'nde Para Vakıfları", Selçuk Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu

Sosyal Bilimler Dergisi, IX, S.1 Konya 2016, s.92. 346 İrfan Türkoğlu, "Osmanlı Devletinde Para Vakıfları'nın Gelir Dağılımı Üzerindeki Etkileri",

Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari BilimlerFakültesi Dergisi, XVIII, S.2, Isparta 2013,

s.191. 347 Karazeybek, agt, s.217. 348AŞS, Defter 507, s. 13/51. 349AŞS, Defter 507, s.14/52(Evâsıt-ı Rebîʻül-evvel 1071/1660). 350 Karazeybek, agt, s.218. 351AŞS, Defter 507, s. 15/ 57 (Evâʼil-iRebîʻü'l-âhir 1071/1661).

Page 66: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

53

3.4.ALINAN VERGİLER

Avarız; olağanüstü durumlarda ve özellikle harp masraflarını karşılamak

üzere hükümdarın emri ile, halkın doğrudan doğruya devlete vermeye mecbur

tutulduğu her türlü hizmet, eşya ve para şeklindeki düzenli olmayan vergidir.

Tanzimatın ilanına kadar devam etmiştir352. Aynî olarak toplanan vergi avârız-ı

divâniyye adı ile de anılmaktadır. Çok eski bir vergi olmakla birlikte ne zaman ortaya

çıktığı bilinmemektedir353.

Osmanlı tahrir defterlerinde nüfus " avârız hânesi" ve "hâne-i gayr ez-avârız"

olarak ikiye ayrılırdı. Avarız haneleri, vergilendirilebilir yahut fiilen vergilendirilmiş

olan hâneleri gösterirdi. Diğeri ise belirli bir hizmete yükümlü olanları veya belirli

bir düşkünlük sebebiyle vergilerin tamamından veya bir kısmından muafiyeti ifade

ederdi354.

Devlet, ihtiyaç toplamını avarız hanesi sayısınca elde edilen rakamı tayin

ettikden sonra her bölgenin kadısına hükümler göndererek, o bölgedeki avarız

hanelerine göre hesaplanmış miktarda avarız-ı divâniye toplanmasını emrederdi355.

Karahisâr-ı Sâhib Sancağı kâdılarına da avarız vergilerinin toplanması için

gönderilen belgeler mevcuttur356.

Avarız vergileri aʻlâ, evsat ve edna şeklinde toplanmaktadır. Vergilerini

veremeyecek durumda olanların vergilerini ise zenginler tahsil etmektedir357. Bütün

vergiler de olduğu gibi bazı sınıf ve zümreler avarızdan muâf tutulmuştur. Askerî

sınıflarla ilmî ve dinî bazı mansıpların sahipleri; derbentçi, tuzcu, çeltikçi, otlakçı,

katrancı ve doğancılar ile bazı vakıfların reâyası gibi, esasen avarızdan affedilmek

karşılığında ağır hizmet ve mükellefiyetleri olan sınıflar hariç herkes ekonomik

durumuna göre vergiyi ödemekle mükelleftiler358.

352 Ömer Lütfi Barkan, "Avârız", İA, II, MEB Yayını, İstanbul 1993, s. 13. 353 Ziya Kazıcı;"Osmanlılarda Örfî Vergiler ve Bu Vergilerin Kaynağı Olan Örfî Hukuk", MÜ İlahiyat

Fakültesi Dergisi, S.4, İstanbul 1986, s. 294. 354 Halil Sahillioğlu, "Avarız", DİA, IV, TDV Yayını, İstanbul 1991, s. 108. 355 Barkan, agm, s.15. 356AŞS, Defter 507, s. 60/ 205 (28Cuâde'l-âhir 1069/ 1659), Defter 507, s. 61/ 207 (6 Şevval 1070/

1660). 357 Barkan, agm, s.15. 358 Kazıcı, agm, s. 295.

Page 67: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

54

Osmanlıda vergiler başlangıçta çok cüzi miktarda toplanmakta iken giderek

ihtiyaçların artması sebebiyle daha sık aralıklarla ve artan miktarlarda toplanmaya

başlanmıştır. Bu vergileri ödemekte zorluk çeken halka da akar veya para olarak

tahsis edilen vakıflar yardım etmiştir. Bu vakıflara avarız vakfı denilmektedir359. Bu

vakıflardan borç alan kişilerin borçlarını ödemek için gayrimenkullerini borçlarına

karşılık vakfa devrettikleri görülmektedir360.

Defterde geçen bir başka vergi ise cizye vergisidir. Gayrimüslimlerden alınan

bu vergi şerʻî vergilerdendi. Doğrudan devlet hazinesi için padişaha bağlı

görevlilerce toplanırdı361. Cizye vergisi verebilmek için bazı şartların mevcut olması

gerekmekteydi. Erkek olmak, bâliğ olmak, sıhhatli ve çalışabilecek güçte olmak

gerekli idi. Kadınlar, çocuklar, hasta ve yaşlılar, sakatlar, köle ve dilenciler ödemek

zorunda değillerdi362.

Defterde cizye toplanması için çeşitli kayıtlar bulunmaktadır, kayıtlarda

cizyenin eksiksiz toplanması ve reayanın rencide edilmemesi belirtilmiştir363.

Kayıtlardan anlaşıldığı kadarıyla 1069 ve 1070 yıllarındaAnadolu Vilayetinde

bulunan gayrimüslimlerdenikişer yüz ellişer akçe Yahudilerden iseikişer yüz elli beş

akçe cizye tahsil edildiği görülmektedir. Bunun yanı sıra devlet adına vergi toplayan

kişilere verilmek üzere hane başına kırkar akçe toplandığıda kayıtlarda mevcuttur.364.

359 Mehmet İpşirli, "Avârız Vakfı", DİA, IV, TDV Yayını, İstanbul 1991, s. 109. 360AŞS, Defter 507, s. 14/ 52 ( Evâsıt-ı Cemazeyilevvel 1072/1661). 361Halil İnalcık, “ Cizye”,DİA, VIII, TDV Yayını, İstanbul 1993, s. 45. 362 Kütükoğlu, Sosyo Kültürel, s.304. 363AŞS, Defter 507, s. 52/ 182 (16Cemaziyelahir1069/ 1659). 364AŞS, Defter 507, s. 54/ 188 (18Recep 1068/ 1658).

Page 68: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

55

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

507 NUMARALI KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞERʻİYYE SİCİLİ HÜKÜM

ÖZETLERİ

[s.1/2] Merasim alayında Debbağ ustaları ile Haddad ustaları arasında

hangisinin önce yürüyeceğine dair alınan fetvadır.

[s.1/3] Merasim alayında Debbağ ustaları ile Haddad ustalarının hangi tarafta

yürüyeceğine dair alınan fetvadır.

[s.1/4] Çıkrık ve Anbanas Köyleri ahalilerinin Altıgöz Köprüsünün tamiri ile

sorumlu Akkoyunlu cemaati raiyyetinden olan Abdülgaffar'dan köprünün tamir

edilmesi hususunda kefil talep etmeleri üzerine Hacı Yahya Mahallesinden Hacı

Ahmet'in kefil olduğu hükümdür( H. Cemaziyelahir 1072/M. Şubat 1662).

[s.2/5]İmaret Mahallesin'de sakin olup vefat eden Hacı Ebubekir'in çocukları

ve torunları arasındaki miras davasının kaydıdır( H. Zilhicce 1070/M. Ağustos 1660).

[s.2/6] Hayranbaba Köyü'nden Hacı Oruç oğlu Mustafa ile Hızır kızı

Emine'nin nişân akdinin bozulup nişân sırasında verilen hediyelerin geri verildiğine

dâir hükümdür(H.Zilhicce 1070/M. Ağustos 1660).

[s.2/7] KaplanKöyü sakinlerinden Pir Sultan ve eşi İsmihan hanım arasında

nikâh akdinin yenilendiği hükümdür(H.Zilhicce 1070/M. Ağustos 1660).

[s.2/8] Musa oğlu Hacı Mehmet'in tereke kaydıdır(H. Muharrem 1071/M.

Eylül 1660).

[s.3/9] Ali Bey'in debbağlar hamamı yakınlarındaki debbağhanesinin dörtte

bir hissesini Süleyman adlı kişiye satış hükmüdür(H.Zilhicce 1070/M. Ağustos

1660).

[s.3/10] Kayırviran Köyü'nden Abdurrahman'ın müracaat etmesi üzerine vefat

eden oğlu Mahmud'un vefat sebebinin olay yeri incelemesi yapılarak kayıt altına

alındığı hükümdür(H.Zilhicce 1070/M. Ağustos 1660).

[s.3/11] Karamanlı Mahallesi'nden Ayşe hanım ile Mehmed Bey arasında

bulunan Ayşe hanımın babasının ve kardeşinin muhallefat daʻvâsında Ayşe hanımın

Page 69: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

56

daha önce Mehmed Bey ile anlaşma sağladığını şahitlerle ispatlayan

hükümdür(H.Zilhicce 1070/M. Eylül 1660).

[s.4/12] İmaret Mahallesi'nde vefat eden Hacı Mehmed'in küçük kızı

Âʼişe'nin vasiliğine amcası Musa'nın taʻyin hükmüdür(H. Muharrem 1061/ M. Aralık

1650).

[s.4/13] İmaretMahallesi'nden olup vefat eden Musa'nın eşleri Huriye ve

Servinaz Hanımların mihr-i müʼeccelleri karşılığındaki gayrimenkul hisselerini

kullanmalarına müdahale eden vâsi İsa'nın müdahaleden men edildiği hükümdür(H.

Muharrem 1071/M. Eylül 1660).

[s.4/14] Kasımpaşa Mahallesi'nden Kerime Hanım ile İsmail arasında

yaşanan ev davasında evin İsmail'in annesi Ayşe Hanım'a Kerime Hanım'ın babası

tarafından mehr olarak verilip Ayşe Hanım'ın da İsmail'e hibe ettiğini kanıtlayan

hükümdür(H. Muharrem 1071/M. Eylül 1660).

[s.4/15] Çavuşlar Mahallesi'nden Ermeni Mehmet'in Müslüman olmasından

dolayı Harac vergisini toplayan Hüseyin Ağa'nın Mehmet'e müdahale etmesinin

engellendiği hükümdür(H. Safer 1071/M. Ekim 1660).

[s.5/16] Kara-katib Mahallesin'den Bâli oğlu Durak'ın Rabia Hanım'ın

babasının mirasına el koyduğuna dair hükümdür(H. Muharrem 1070/ M. Eylül

1659).

[s.5/17] Hacı Yahya Mahallesi'nden Mustafa'nın Otpazarında bulunan Ağdacı

dükkânını Osman'a satış hükmüdür(H. Muharrem 1071/ M. Eylül 1660).

[s.5/18] Câmi‘-i Kebîr Mahallesi'nden Haçator isimli gayrimüslim aynı

mahallede bulunan evini Şeyh Abdullah'a satış hükmüdür(H. Zilhicce 1070/ M. Eylül

1660).

[s.5/19] Himmet adlı Türkmân ile on altı adamının Müslim ve gayrimüslim

kişileri Seyitgazi ile Han-ı Cedid ovasının Kulapa alanında gasp etmelerinden dolayı

yargılandıkları daʻvâ hükmüdür(H. Zilhicce 1070/ M. Ağustos 1660).

[s.6/20] Barçınlı Kazası'na bağlı timar köylerinde ortak hisseye sahip olan

timar sahiplerinin öşür vergisi hususunda yaşadıkları anlaşmazlık sonucunda

Page 70: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

57

ellerinde olan berat gereğince aşar vergilerini tahsil edilmesinin kararının verildiğine

dair hükümdür(H. Muharrem 1071/ M. Ekim 1660).

[s.6/21] Kubbelü Mahallesi gayrimüslimlerinden Frenk'in aynı mahallede

bulunan evini Abdullah'a satış hükmüdür(H. Muharrem 1071/ M. Ekim 1660).

[s.6/22] Hacı Yahya Mahallesi'nden olup vefat eden Ali Bey'in çocukları

arasındaki miras davasıdır(H. Muharrem 1071/ M. Ekim 1660).

[s.7/23] Kasımpaşa Mahallesi'nde Ahmet'in İkilüleli çeşme yakınında olan

debbaghanesini Mustafa'ya satış hükmüdür(H. Muharrem 1071/ M. Ekim 1660).

[s.7/24] Hisarönü Mahallesi gayrimüslimlerinden olan Serkiz'in vefatı üzerine

küçük oğulları Avaniz ve AbRahime Anneleri olan Anna'nın vasi tayin

hükmüdür(/H. Muharrem 1071/ M. Ekim 1660).

[s.7/25] Hisarönü Mahallesi gayrimüslimlerinden vefat eden Serkiz'in

çocuklarının vâsisi olan Anna; merhumun borcu olması sebebiyle aynı mahallede

bulunan evini, Yahop oğlu Emine satış hükmüdür(H. Muharrem 1071/ M. Ekim

1660).

[s.7/26]Sinan Halife Mahallesi'nden Ahmet'in, Kasımpaşa Mahallesi'ndeki

Şeyh Abdürrahim çeşmesi ve hamamında akmakta olan su ile bir alakası olmadığını

söylediğine dair hükümdür(H. Muharrem 1071/ M. Ekim 1660).

[s.8/27]Kâhil Mahallesi'nden Hacı Mehmet, Mehmet Beşe ve Ahmet'in

evlerinde keşif yapılıp Kasımpaşa Mahallesi'nde bulunan Şeyh Abdürrahim çeşmesi

ve hamamında akmakta olan suyun yoluna koydukları engelleri kaldırımları kararının

verildiğine dair hükümdür(H. Muharrem 1071/ M. Eylül 1660).

[s.8/28] Karahisâr-ı Sâhibde Mustafa hizmetkârı olduğu Osman Ağa'nın

kendine verdiği parayı çalmadığına dair yemin ettiği hükümdür(H. Muharrem 1071/

M. Ekim 1660).

[s.8/29] Çola Kazası'na bağlı Gazi Köyü sakinlerinin, köyün öşrünü toplaması

için gelen Karahisâr-ı Sâhib'den Osman Bey'in hizmetkârı Mustafa'yı darp

etmelerinden dolayı yargılandıkları daʻvâ hükmüdür(H. Muharrem 1071/ M. Ekim

1660).

Page 71: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

58

[s.9/30] Çıkrık Köyü'nden Hacı ve eşi Beşe'nin hasta olan oğullarını tedavi

eden Doktor Mehmet Çelebi'den oğullarının vefât etmesi durumunda daʻvâcı

olmayacaklarını bildirdiklerine dair hükümdür(H. Muharrem 1071/ M. Eylül 1660).

[s.9/31] Çıkrık Köyü sakinlerinden olup vefat eden Hüseyin'in kızı Rahime

ile torunu Ömer arasındaki miras davasının hükmüdür(H. Muharrem 1071/ M. Eylül

1660).

[s.9/32] Deper Köyü'nden İsmihan Hanım ile Ömer Çelebi'nin eşi Fatıma

Hanım arasında meydana gelen hırsızlık olayından sonra İsmihân hanım Ömer

Çelebi ve Fatıma hanımdan aldığı anlaşma bedellerini geri teslim ettiğine dair

hükümdür.(H. Muharrem 1071/ M. Ekim 1660).

[s.9/33] Boz-öyük Köyü'nden Sinan Beşe Rus asıllı olan kölesi Rıdvan'ı azad

ettiğine dair hükümdür(H. Muharrem 1071/ M. Ekim 1660).

[s.9/34] İmaret Mahallesi'nden Hanife Hanım mahkemeye mürâcaat ederek

kızı ve kendisi için nafaka talebinde bulunması üzerine mahkeme tarafından nafaka

tayin hükmüdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.10/35] Sincanlı Kazası'nın Saraycık Köyü'nden olup vefat eden Mustafa

Ağa'nın Saydâ mahallâtının Yahûdi Mahallesinden olan İshak'a borcu olduğunun

kanıtlandığına dair hükümdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.10/36] Halimuğru Köyü'nden Ebubekir eski eşi Parsa'yı darp etmek

suretiyle nafaka ve mehir hakkından vazgeçirmediğine dair yemin hükümdür(H.

Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.10/37] İnaz Köyü'nden Sefer oğlu Şaban'ın eşine tecavüz etmek kastıyla

evine giren Abdülkerim oğlu Mehmet'tin iyi biri olmadığı daima kötülük peşinde

olduğunu şahitlerle kanıtlayan hükümdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.10/38] Kâhil Mahallesi'nden olup vefat eden Mustafa'nın oğlu Mehmet'e

dedesinin vasi tayin hükmüdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.11/39] Kâhil Mahallesi'nden Ümmi Hanım vefat eden eşi Mustafa'nın

zimmetinde otuz bin akçe mehri olduğunu on binini hibe ettiğini geriye ise yirmi bin

akçesi kaldığını şahitlerle kanıtlayan hükümdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

Page 72: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

59

[s.11/40] Kâhil Mahallesi'nden olup vefat eden Mustafa'nın eşi Ümmi Hanım

küçük oğlu Mehmet'in ihtiyaçları için merhûm Mustafa'nın malından nafaka

talebinde bulunması üzerine mahkeme tarafından nafaka tayin hükümdür(H. Safer

1071/ M. Ekim 1660).

[s.11/41] Kâhil Mahallesi'nden olup vefat eden Nasuh oğlu Mustafa'nın

tereke kaydıdır(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.11/42] Kâhil Mahallesi'nden Saliha Hanım Karamık yakınlarında bulunan

Beydiğirmeni demekle bilinen değirmenini Kardeşleri olan Ahmet Ağa ve Mehmet

Ağalara satış hükmüdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.11/43] İmaret Mahallesi'nden Şaban vefat eden Mehmet'in küçük oğlu

Halil'in ihtiyaçları için nafaka talebinde bulunması üzerine mahkeme tarafından

nafaka tayin hükümdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.12/44] Karahisâr-ı Sâhibden Ahmed, Hacı Sefer'indükkânından çaldığı

derileri Kayseri sakinlerinden Hasan'a kendi malları gibi sattığını kabul ettiğine dair

hükümdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.12/45] Alaşehir sakinlerinden Mehmet'tin emanet ettiği pamuklarla ilgili

olarak Karahisâr-ı Sâhib sâkinlerinden Hacı Budak'ın hiçbir alakası olmadığını ve

kendisine bu konuda müdahale edilmemesinin kararının verildiğine dair

hükümdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.12/46] Karahisâr-ı Sâhib sakinlerinden İbrahim ve Ahmet'in Yörük

tayfasından Mehmet'in ineklerini çalıp kimisini sattıklarını kimisini ise satarken

kaçırdıklarını itiraf ettiklerine dair hükümdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.12/47] Aksaz Köyü sakinleri ile Erkmen Köyü sakinleri mera sınırı

hususunda yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle Kadı Hüseyin Efendi'den aldıkları

hüccetteki sınırları kabul ettiklerine dair hükümdür(H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.13/48] Sarık Köyü sakinleri Karaca-viran Köyü sınırından odun kesmeleri

üzerine Karaca-viran Köyü sâkinlerinin Sarık Köyü sâkinlerinden davacı olmaları

üzerine sınırların tekrar belirlendiğine dair hükümdür(H. Rebiülevvel 1071/ M.

Kasım 1660).

Page 73: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

60

[s.13/49] Anadolu mütesellimi tarafından mübaşir tayin edilen mübaşir

Mehmet Bey huzurunda Rumeli Çobanlarından olan Karaca adlı gayrimüslim ile

Karahisâr-ı Sâhib sakinlerinden Mehmet Ağa arasındaki koyun ve keçi davasının

hükmüdür(H. Safer 1071/ M. Kasım 1660).

[s.13/50] Kubbelü Mahallesi sakinlerinin mahallede bulunan merhum Şeyh

İsmail Zaviyesi vakfının mütevellîsi olan Ahmet'in görevinden alınıp yerine İbrahim

Halife'nin tayin edildiğine dair hükümdür(H. Rebiulevvel 1071/ M. Aralık 1660).

[s.12/51] Arap Mahallesi mescidinin müezzinine şart koşulan vakıftan borç

para alan kişileri beyan eden defter suretidir(Tarih bulunmamaktadır).

[s.14/52] Kubbelü Mahallesi sakinlerindenAhmetmahallenin avarız vakfına

olan borcuna karşılık arsasını ve evini takas eylediğine dair hükümdür(H.

Rebiülevvel 1071/ M. Aralık 1660).

[s.14/53] İmaret Mahallesi'nden Mustafa Çelebi aynı mahallede bulunan evini

kız kardeşinin kızı Selime'ye hibe ettiğine dair hükümdür(H. Rebiülevvel 1071/ M.

Aralık 1660).

[s.14/54] Kâhil Mahallesi'nden Bazarlı kızı Âʻişe aynı mahallede bulunan

evini Süleymân kızı Rahime'ye satış hükmüdür(H. Rebiülevvel 1071/ M. Aralık

1660).

[s.14/55] Erkmen Köyü'nden Hacı Ahmet oğlu İbrahim Köyün yakınında

bulunan değirmenini Hacı Memi kızı Kerime'ye satış hükmüdür(H. Rebiülahir 1071/

M. Aralık 1660):

[s.14/56] Hacı Mahmud Mahallesi'nden Hüseyin Beşe oğlu Mustafa aynı

mahallede bulunan evini Abdülkerim oğlu Hüseyin'e satış hükmüdür(H. Rebiülahir

1071/ M. Aralık 1660).

[s.14/57] Fakih Paşa Mahallesi'nde Şah Çavuş kızı Saliha Hanımın vakf ettiği

parasının idarecisini ve vakıf şartlarını içeren vakfiyedir(H. Rebiülahir 1071/ M.

Aralık 1660).

[s.16/58] Rumeli Vilayetinin Mora Sancağında bulunan Tuna Kazasının

Mavrak Köyü'nden olup Gecek adlı Hüdâyi hamamının üzerindeki yerde öldürülen

Page 74: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

61

gayrimüslim Pedro'nun Antarya oğlu Malkoç'un kardeşi olduğunu şahitlerle

kanıtlayan hükümdür(H. Rebiülahir 1071/ M. Aralık 1660).

[s.16/59] Sofular Mahallesi'nden vefat eden Bâlî oğlu Süleyman'nın

İstanbul'da bulunan kızı Râbiʻa hanım ve torunu Rahime hanımdan başka bilinen

varisi olmadığını ve Süleyman'ın mirasının iki hanımın hakkı olduğunu şahitlerle

ispatlayan hükümdür(H. Rebiülevvel 1071/ M. Kasım 1660).

[s.16/60] DeperKöyü'nden Minnet'in müracaat etmesi üzerine vefat eden kızı

Ayşe'nin ölüm sebebinin olay yeri incelemesi yapılarak kayıt altına alındığı

hükümdür(H. Rebiülevvel 1071/ M. Kasım 1660).

[s.17/61] SofularMahallesi sakinleri Subaşı'ya müracaat ederek

mahallelerinde bulunan İsmihan Hanım ve kızlarının hırsız ve kötü kişiler olması

dolayısıyla mahallelerinden ihraç edilmelerini istedikleri hükümdür(H. Rebiülahir

1071/ M. Ocak 1661).

[s.17/62] Kubbelü Mahallesinden Recep oğlu Hasan aynı mahallede bulunan

evini Hacı Ebubekir kızı Şahbola'ya satış hükmüdür(H. Cemâziye'l-evvel 1071/ M.

Ocak 1661).

[s.17/63] Nasara Mahallesi gayrimüslimlerinden olan Donayer ile kardeşi

Kirkor arasında meydana gelen miras davasında sulhun sağlandığını açıklayan

hükümdür(H. Cemâziye'l-evvel 1071/ M. Ocak 1661).

[s.18/64] Turfallı Köyü'nden İdris Bey'in babasının köy sınırında bulunan

tarlasını geri almak istemesi üzerine mahkemeden on seneden sonra geri

alamayacağının kararının verilip İdris Bey'in ret edildiği hükümdür(H. Cemâziye'l-

evvel 1071/ M. Ocak 1661).

[s.18/65] Kubbelü Mahallesi'nde Rahime Hanım ve kardeşi Hasan'a miras

olarak kalan evi Hasan'ın Rahime Hanımın izni olarak sattığını şahitlerle kanıtlayan

hükümdür(H. Cemâziye'l-evvel 1071/ M. Ocak 1661).

[s.18/66] Sinan Paşa Mahallesi sakinlerinden olan Ali Bey'in evini Hacı

Mustafa'ya satış hükmüdür(H. Cemâziye'l-evvel 1071/ M. Ocak 1661).

Page 75: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

62

[s.19/67] İmaret Mahallesi'nden İslam'ın müracaat etmesi üzerine vefat eden

oğlu Halil'in ölüm sebebinin olay yeri incelemesi yapılarak kayıt altına alındığı

hükümdür(H. Cemâziye'l-evvel 1071/ M. Ocak 1661).

[s.19/68] Ardıç Mahallesi gayrimüslimlerinden olup vefat eden Ağop'un

vefatı üzerine küçük oğlu Yarfes ve küçük kızı Kiras'a annelerinin vasi tayin

hükmüdür(H. Cemâziye'l-evvel 1071/ M. Ocak 1661).

[s.19/69] Ardıç Mahallesi gayrimüslimlerinden olup vefat eden Ağop'un

büyük oğulları ve küçük çocuklarının vekili olan Semye adı geçen Ağop'un zaruri

borcu için aynı mahallede bulunan Ağop'un evini Yahya adlı gayrimüslime satış

hükmüdür(H. Cemâziye'l-evvel 1071/ M. Ocak 1661).

[s.19/70] Karamanlı Mahallesi'nden Hacı Mehmet Bey Attarlar çarşısında

bulunan ve arsasının Câmiʻ-i Kebîr vakfına her ay kirası olan Kahvehanesini Zâviye

mahallesinden Mehmet Bey'e satış hükmüdür(H. Cemâziye'l-evvel 1071/ M. Ocak

1661).

[s.20/71] Palanga sakinlerinden Hacı Ömer, Uzun çarşıda bulunan Etmekçi

dükkânını Ahmet Bey'e satış hükmüdür(H. Cemâziye'l-evvel 1071/ M. Ocak 1661).

[s.20/72] Câmiʻ-i Kebîr Mahallesi gayrimüslimlerinden Marta Hanımı eşi

nafakasız bırakıp gitmesi üzerine mahkeme tarafından nafaka tayin hükmüdür(H.

Cemâziye'l-âhir 1071/ M. Şubat 1661).

[s.20/73] Burmalı Mahallesi'nden Muslu câriyesi olan Rus asıllı Lalegül'ü

azat ettiği hükümdür(H. Cemâziye'l-âhir 1071/ M. Şubat 1661).

[s.20/74] Fakih Paşa Mahallesi'nden Hacı Mustafa aynı mahallede bulunan ve

evini oğlu Ali'ye satış hükmüdür(H. Cemâziye'l-âhir 1071/ M. Şubat 1661).

[s.20/75] Bedrik Mahallesi'nden Ali'nin babası Bali'ye ve amcası Veli'ye

Sarık Köyü'nde bulunan tarlanın ortak miras olarak kaldığını şahitlerle ispatlayan

hükümdür(H. Recep 1071/ M. Mart 1661).

[s.21/77] Kızılca Köy sınırında bulunan tarlaların Sinan Paşa Mahallesi'nden

Ali Bey'in babasının tarlaları olduğunu ve otuz senedir Ali Bey'in elinde olduğunu

şahitlerle kanıtlayan hükümdür(H. Şaban 1071/ M. Nisan 1661).

Page 76: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

63

[s.21/78] Kubbelü Mahallesi'nden olup vefat eden Osman'ın oğulları

Ramazan ve Osman'ın arasındaki miras davasının hükmüdür(H. Şaban 1071/ M.

Nisan 1661).

[s.21/79] Hâcı Yahya Mahallesinden Fatma Hanım ve annesi Ayşe Hanım

arasında geçen mülk davasının hükmüdür(H. Şaban 1071/ M. Nisan 1661).

[s.22/80] Sarık Köyü'nden olup vefat eden Sefer'in küçük çocuklarının vasisi

Rahime, Hanım çocukların zorunlu ihtiyâçları için köy yakınında bulunan tarlayı

Mahmut oğlu Mehmet'e satış hükmüdür(H. Ramazan 1071/ M. Nisan 1661).

[s.22/81] İmaret Mahallesi'nden Kerîme Hanım Habeş asıllı kölesi Kamer'i

azat ettiği hükümdür(H. Şaban 1071/ M. Nisan 1661).

[s.22/82] Câmiʻ-i Kebîr Mahallesi'nden Yazıcı Mehmet Bey'in küçük

çocuklarına büyük annelerinin vasi tayin edildiği hükümdür(H. Şaban 1071/ M.

Nisan 1661).

[s.22/83] Câmiʻ-i Kebîr Mahallesi'nden vefat eden Yazıcı Mehmet Bey'in eşi

Ayşe Hanım Mehmet Bey'in çocuklarının vasisi olan Ayşe Hanım'dan mehri

karşılığındaki hissesini aldığı hükümdür(H. Şaban 1071/ M. Nisan 1661).

[s.22/84] Karamanlı Mahallesi'nden vefat eden Hacı Mehmet Bey'in küçük

oğlu Osman'ın vasisi olan Hacı Hüseyin'in vasiliği bırakması üzerine Osman'a

Halasının vasi tayin hükmüdür(H. Ramazan 1071/ M. Nisan 1661).

[s.22/85] Karamanlı Mahallesi'nden Hâcı Mehmet Bey'in küçük oğlu

Osman'ın vasisi, Osmân'ın zarûri ihtiyâçları için mahkemeden nafaka talebinde

bulunması üzerine mahkeme tarafından nafaka tayin hükmüdür(H. Ramazan 1071/

M. Nisan 1661).

[s.23/86] Barçınlı Kazası'nın Çifteler Köyü'nden Ali Beşe'nin müracaat

etmesi üzerine eşi Emine hanımla evli olan Mehmet'in nikâhlarının iptaline ve iddet

müddetinden sonra Ali Beşe ile olan nikâh'ın kabulüne dair hükümdür(H. Ramazan

1071/ M. Mayıs 1661).

Page 77: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

64

[s.23/87] Hacı Beyli Köyü'nden Recep Efecik Mahallesinden bulunan evini

Süleyman Çelebi'ye satış hükmüdür(H. Ramazan 1071/ M. Mayıs 1661).

[s.23/88] Güre kasabasından olup Uşak'da ticaret yapan Hacı Muharrem'e

Karahisâr-ı Sâhib de Bakkal zümresinin bazarbaşı olan Hacı Şaban'ın borcu olması

üzerine Uşak Kadısı Abdullah'ın bu durumu usul gereği Karahisar-ı Sahib Kadısına

bildirdiği ve gereğinin yapılmasını istediği hükümdür(H. Ramazan 1071/ M. Mayıs

1661).

[s.23/89] Hırsız ve Haydut olan Kütahyalı Ali üç yük esbabla birlikte

Karahisâr-ı Sâhib Mütesellimler'inden Ahmet Ağa'ya Karakaya mevkiinde

yakalaması üzerine yargılandığı dava hükmüdür(H. Ramazan 1071/ M. Nisan 1661).

[s.24/90] Karahisâr-ı Sâhib'den Abdülnebi'nin mahkemeye müracaat

etmesiyle yargılanan Yakub Beşe Abdülnebi ile kazancını yarı yarıya paylaşacakları

ortak bir şirket kurarak tücarlık yapmadıklarını belirterek yemin ettiği dava

hükmüdür(H. Şevval 1071/ M. Mayıs\Haziran 1661).

[s.24/91] Kâhil Mahallesi'nden vefat eden Rahime Hanımın bilinen varisi

olmaması sebebiyle aynı mahallede bulunan evini Beytü'l-mâl Emini aracılığıyla

açık artırmada Abdullah Efendi'ye satış hükmüdür(H. Şevval 1071/ M.

Mayıs\Haziran 1661).

[s.24/92] Kâhil Mahallesi'nden vefat eden Rahime Hanımın vasisi olan

Otpazarı Cami'nin vaizi ve nâsıhı Ahmet Efendi'nin Rahime Hanımın vasiyetini

yerine getirdiği hükümdür(H. Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.25/93] Tâc Ahmet Mahallesi'nden İvaz ve Hüseyin adlı kişilerin Çavuşbaşı

Mahallesi'nde bulunan Züleyha'ya tecavüz etmediklerini yemin edip mahalle halkının

da İvaz ve Hüseyin'in iyi birer insan oluklarına dair şahitlik ettikleri hükümdür(H.

Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.25/94] Kürt Köyü sakinlerinden Eyüp'ün aynı köyden İsa'nın eşine tecavüz

maksadıyla evine girmediğine yemin edip mahalle halkının Eyüp'ün iyi bir insan

olduğuna şahitlik ettikleri hükümdür(H. Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.25/94] Çavuşoğlu Mahallesi'nden Hasan Ağa kaybolan beş koyunundan

üçünü Çandır Köyü sakinlerinden Ali'nin elinde bulunması üzerine Ali'nin

Page 78: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

65

çalmadığına dair yemin edip mahalle halkının ise Ali'nin iyi bir insan olmadığını

daima kötülük peşinde olduğuna şahitlik ettikleri hükümdür(H. Şevval 1071/ M.

Haziran 1661).

[s.26/95] Karahisâr-ı Sâhib Kalesinden vefat eden Kamerşah Hanım'ın

mirasını hibe ettiği Musa adındaki genç ile Kamerşah Hanım'ın yeğenleri arasındaki

miras davası hükmüdür(H. Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.26/96] Tâc Ahmet Mahallesi'nden Hızır oğlu İsmail'in tereke kaydıdır(H.

Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.27/97] Tâc Ahmet Mahallesi'nden vefat eden İsmail'in küçük çocuklarına

amcalarının vasi tayin hükmüdür(H. Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.27/98] Tâc Ahmet Mahallesi'nden vefat eden İsmail'in küçük çocuklarının

vasisi Osman çocukların zorunlu ihtiyaçları için merhum İsmail'in malından nafaka

talebinde bulunması üzerine mahkeme tarafından nafaka tayin hükmüdür(H. Şevval

1071/ M. Haziran 1661).

[s.27/99] İmaret Mahallesi'nden olup vefat eden Hacı Mustafa'nın kızları

Abide, Âʼişe ve Hatice babalarından miras olarak kalan evi Mürteza oğlu Mustafa'ya

satış hükmüdür(. Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.27/100] Şehir Subaşısı mahkemeye müracaat ederek Çavuşlar

mahallesinden Züleyha ile İvaz ve Hüseyin'in zina yaptıklarını belirtmesi üzerine

mahalle halkının Züleyha'nın iyi bir insan olmadığını daima kötülük peşinde

olduğuna dair şahitlik hükmüdür(H. Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.27/101] Susuz Köyü sakinlerinden Aydek'in kısrağının Solak adında bir

kişiye aid olduğunu şahitlerle kanıtlayan hükümdür(H. Zilkade 1071/ M. Temmuz

1661).

[s.28/101-2] Sandıklı Kazası'nın Yavaşlar Köyü'nden Mirza kızı Hatice'ye

tecavüz eden Ahmed ve Habib'in iyi bir insan olmadıklarına mahalle halkının şahitlik

ettiği hükümdür(H. Zilkade 1071/ M. Temmuz 1661).

[s.28/102] Eyret Köyü'nden Ahmet ve Hasan'ın otunu biçtikleri Kuyucak

Köyü sınırında bulunan Elmalu yaylasının Kuyucak Köyü'nden Mehmet Bey'in

Page 79: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

66

yaylası olduğunu şahitlerle kanıtlayan hükümdür(H. Zilkade 1071/ M. Haziran

1661).

[s.28/103]Karahisâr-ı Sâhib mütesellimi olan Ahmet Ağa huzurunda Gedik

Ahmet Paşa Câmiʻ-i Şerîfi evkafının mütevellisi olan Abdullah Beşe daha önceden

inşa edilen saray kapısı önünde bulunan ve sınırları tarif edilen vakıf arsasını

Karaman eyâleti ile birlikte Karahisâr-ı Sâhib mutasarrıfı olan Mustafa Paşa'ya

kiraladığı hükümdür(H. Zilkade 1071/ M. Haziran 1661).

[s.28/104] Karahisâr-ı Sâhib mütesellimi olan Ahmet Ağa huzurunda

Karaman eyaleti ile birlikte Karahisâr-ı Sâhib mutasarrıfı olan Mustafa Paşa Gedik

Ahmet Paşa Câmiʻ-i Şerîfi evkafının mütevellisi olan Abdullâh Beşe'den kiraladığı

vakıf arsasının kira bedelinin belirlendiği hükümdür(H. Zilkade 1071/ M. Haziran

1661).

[s.29/105] Kasım Paşa Mahallesi'nden olup vefat eden Mahmud Çelebi'nin

eşi SalihaHanım'ın Mahmud Çelebi'nin zimmetinde olan mehir hakkını aldığı

hükümdür.(H. Zilkade 1071/ M. Haziran 1661).

[s.29/106] İmaret Mahallesi'nden Maden'in bir sene önce kaybolan kısrağı

Derviş'in elinde bulunması üzerine Derviş'in kısrağı Maden'e teslim etmesini

tenbihleyen hükümdür(H. Zilkade 1071/ M. Temmuz 1661).

[s.29/107] Tablar Köyü'nden Ayşe Hanımın müracaat etmesi üzerine vefat

eden eşi Mehmet'in vefat sebebinin olay yeri incelemesi yapılarak kayıt altına

alındığı hükümdür(H. Zilkade 1071/ M. Temmuz 1661).

[s.30/108] Burmalu Mahallesi'nden Ümmühan Hanım'ın aynı mahallede

bulunan Havlusunu Osman Ağa'ya satış hükmüdür(H. Zilkade 1071/ M. Temmuz

1661).

[s.30/109] İmaret Mahallesi'nden Rıdvan İmâret debbâğhanesinde bulunan

debbâğhanede ki yarı selesini tecemmülâtıyla ve dip oda demekle bilinen odadaki

hissesini Mustafa'ya satış hükmüdür(H. Zilkade 1071/ M. Temmuz 1661).

[s.30/110] Elpirek Köyü'nden Mustafa Çelebi Beytü'l-mâl'dan aldığı evini

kendisi seferdeyken Hızır adlı bir kişinin zapt ettiğini belirterek mahkemeye

müracaat etmiştir. Mahkeme tarafından yapılan araştırma neticesinde evin Mustafa

Page 80: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

67

Çelebi'ye ait olduğu Hızır adlı kişinin evi teslim etmesi kararının verildiği

hükümdür(H. Zilkade 1071/ M. Temmuz 1661).

[s.30/111] Karahisâr-ı Sâhib gayrimüslimlerinden Mircan ve Nazar'ın, Arslan

ve İvaz adındaki gayrimüslimlerin çaldıkları eşyalardan kendilerinin haberleri

olmadıklarını belirterek İncil üzerine yemin ettikleri hükümdür(H. Zilkade 1071/ M.

Temmuz 1661).

[s.30/112] Deper Köyü'nden Fatma Hanım köy sınırında bulunan babasının

bahçesini Abdi Bey'in zapt ettiğini belirterek davacı olması üzerine Abdi Bey'in

yargılandığı dava hükmüdür(Hükmün orjinalinde son satırları zarar gördüğü için

tarih bulunmamaktadır).

[s.31/113] Rumeli'nin Mora Sancağında bulunan Dana Kazâsına bağlı

Mavrak Köyü'nden olup Karahisâr-ı Sâhib Kazası'nda çoban olan Malkoç adlı

gayrimüslim'in öldürülen kardeşi Petro'nun koyunlarını alan Mustafa Çavuş'un

Malkoç'un kardeşi olduğunu bilmediğine dair yemin ettiği hükümdür(H. Rebiülahir

1071/ M. Aralık 1660).

[s.31/114] Aşağatandırı Köyü'nden Şahbola Hanım mahkemeye müracaat

etmesi sonucu yaralanan oğlu'nun yararlanma sebebinin araştırılıp kayıt altına

alındığı ve vefatı halinde olayın sorumlularından başka kimseden davacı

olmayacağına dair hükümdür(H. Zilhicce 1071/ M. Ağustos 1661).

[s.31/115] Kubbelü Mahallesi'nden Hacı İvaz ile Halime Hanım arasında

yapılan ev satışında yaşanan anlaşmazlık neticesinde yapılan sulh anlaşmasının

hükmüdür(H. Zilhicce 1071/ M. Ağustos 1661).

[s.31/116] Hacı Yahya Mahallesi'nden Rukiye Hanım aynı mahallede

bulunan evini Oruç Bey'e satış hükmüdür(H. Zilhicce 1071/ M. Ağustos 1661).

[s.32/118] Viran-ı Burc-ı Kara Köyü ile Çakır Köyü yakınlarında bulunan

tahminen otuz dönüm tarlanın iki köy mutasarrıfları arasında husumete neden

olmasından dolayı görülen dava neticesinde tarla sınırının belirlendiği hükümdür. (H.

Zilhicce 1071/ M. Ağustos 1661).

Page 81: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

68

[s.32/118-2] Mehmet oğlu Hasan'ın elinde bulunan doru atının Çavuşbaşı

Mahallesi'nden Mustafa oğlu Halil'in üç sene önce kaybolan atı olduğunu şahitlerle

kanıtlayan hükümdür(H. Zilhicce 1071/ M. Ağustos 1661).

[s.32/119] Küçük Hasan'ın velayetini ve dükkânlardan feragat edildiğine dair

hükümdür(H. Muharrem 1072/ M. Ağustos 1661).

[s.33/120]Aşağatandırı Köyü'nden olup vefat eden Recep Bey'in tarlalarını

Aşağatandırı Köyü'nden Ömer'e verilmesi kararının verildiği hükümdür(H.

Muharrem 1072/ M. Eylül 1661).

[s.33/121] İmaret Mahallesi'nden vefat eden Âʼişe Hanım'ın mirasının

varisleri arasındaki paylaşımına dair hükümdür(H. Muharrem 1072/ M. Eylül 1661).

[s.33/122] Aşağıtandırı Köyü'nden Ali Bey ile Mustafa'nın vefat eden Küçük

Ali'nin tarlalarının tasarruf hakkı hususunda yaşadıkları anlaşmazlık sonucunda

mahkeme tarafından verilen karar hükmüdür(H. Muharrem 1072/ M. Eylül 1661).

[s.33/123] İmaret Mahallesi'nden Mehmet Çelebi Karahisâr-ı Sâhib şehri

çarşısında bulunan haffaf dükkânını Kerime adlı küçük kıza satış hükmüdür(H.

Muharrem 1072/ M. Eylül 1661).

[s.34/124] Karahisâr-ı Sâhib Kalesi koruyucularından olup Mihâyil Köyüne

mutasarrıf olan Hacı Şeyh, Hacı Mehmet, Mustafa, İlyas, diğer Mustafa ve Hüseyin

adlı kişiler mahkemeye müracaat ederek voyvoda olan Mustafa Ağa'nın öşrünü

aldıkları tarlalarını Piyade çiftliğine dahil etmesinden dolayı hakikatın araştırılmasını

istemişlerdir. Mahkeme tarafından yapılan araştırma neticesinde Mustafa Ağa'nın

haksız olduğunu ispatlayan hükümdür(H. Muharrem 1072/ M. Eylül 1661).

[s.34/125] Hacı Evtal Mahallesi'nden Müvnevvere Hanım aynı mahallede

bulunan evini İsa oğlu Osman'a hibe ettiğine dair hükümdür(H. Muharrem 1072/ M.

Eylül 1661).

[s.34/126] Kasımpaşa Mahallesi'nden İsmihan Hanım aynı mahallede bulunan

evini Ebubekir Bey'e satış hükmüdür(H. Muharrem 1072/ M. Eylül 1661).

[s.34/127] Kasımpaşa Mahallesi'nden İsmihan Hanımı eşi nafakasız bırakıp

gitmesi üzerine mahkeme tarafından İsmihân hanıma nafaka tayin hükmüdür(H.

Muharrem 1072/ M. Eylül 1661).

Page 82: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

69

[s.34/128] Karaca Ahmet Köyü'nden Nurettin bozulan kovanlarının

sorumlusu olarak Aldülkerim'in sorumlu tutulduğu hükümdür(H. Safer 1072/ M.

Ekim 1661).

[s.35/129] İmaret Mahallesi'nden vefat eden Kamile Hanımın tereke

kaydıdır(H. Safer 1072/ M. Eylül 1661).

[s.35/130] Yukarıpazar Mahallesi'nden Emine Hanım mihri müeccelinden ve

nafaka-i iddetinden vazgeçtiğini belirterek oğlu'nun velayetini aldığı dava

hükmüdür(H. Safer 1072/ M. Eylül 1661).

[s.35/131] Kızıl-kilise Köyü'nden vefat eden Ahmet Çelebi'nin yine aynı

köyden vefât eden Mustafa'ya bir mikdâr borcu olması sebebiyle Ahmet Çelebi'nin

varislerine borcu Mustafa'nın varislerine ödemelerini tenbihleyen hükümdür(H. Safer

1072/ M. Eylül 1661).

[s.35/132] Şeyhlü Kazası'nın Çivril Köyü'nden Mehmet Ağa Karahisâr-ı

Sâhib mahallâtının İmaret mahallesinde bulunan evini Mehmet Çelebi'ye satış

hükmüdür(H. Safer 1072/ M. Eylül 1661).

[s.36/133] Mazlume Hanımın İmaret Mahallesi'nde bulunan evini satın alan

Hacı Osman Ağa'nın Mazlume Hanıma olan borcunu Mazlume Hanımın varisine

teslim ettiği hükümdür(H. Safer 1072/ M. Eylül 1661).

[s.36/134] Şuhud Kazası'na bağlı Mahmud Köyü'nden Musa ile Karahisâr-ı

Sâhib mahallâtının Ak-mescit Mahallesi'nden olup eskiden Yeniçeri Serdarı olan

Karakaş Süleyman Beşe arasında görülen afyon ve Osmanlı vukkiyesi davasında

anlaşmanın sağlandığı hükümdür(H. Safer 1072/ M. Eylül 1661).

[s.36/135] İnaz Köyü'nden İbrâhîm ve Annesi Tesneli hanım'ın Bektaş Bey'in

evine girerek eşi Raziye Hanımı darp ettiklerini şahitlerle kanıtlayan hükümdür(H.

Safer 1072/ M. Eylül 1661).

[s.36/136] Mübaşir Ali Efendi huzurunda Karamık kazası'na bağlı Bazarağaç

Köyü sakinlerinden Yahyâ'nın Halkakilise Köyü yakınlarında bulunan tarlasına vakf

malıdır diye el koyan Ali Efendi'nintarladan uzaklaştırıldığı hükümdür(H.

Rebiülevvel 1072/ M. Ekim 1661).

Page 83: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

70

[s.37/137] Köprülü Köyü'nden Hâcı Ali Bey'in Çârıklı Köyü sınırında

bulunan tarlasına Himmet Bey'in tohum ekmesi üzerine görülen davada Himmet

Bey'in adı geçen tarladan çekilmesi kararının verildiği hükümdür(H. Rebiülevvel

1072/ M. Ekim 1661).

[s.37/138] Turkullu Köyü'nden İdris Bey'in, eski Kengiri sancağı

mutasarrıflarından Muslu Paşa'nın Kızıl-Kilise'de bulunan evine zorla girip Muslu

Paşa'nın cariyesini darp ettirdiğini şahitlerle kanıtlayan hükümdür(H. Rebiülevvel

1072/ M. Ekim 1661).

[s.37/139] Karahisâr-ı Sâhib'den olup vefat eden Hanım'ın oğulları ve kardeşi

arasındaki miras davasının neticesinde yapılan sulh anlaşmasının hükümdür(H.

Rebiülevvel 1072/ M. Ekim 1661).

[s.38/140] Çavuşbaşı Mahallesi'nden Ayşe Hanım'ın müracaat etmesi üzerine

vefat eden oğlu Hızır'ınvefat sebebinin olay yeri incelemesi yapılarak kayıt altına

alındığı hükümdür(H. Rebiülevvel 1072/ M. Ekim 1661).

[s.38/141] Gebeceler Köyü'nden Hızır ile Ümmi'nin bozulan nişan akddinden

sonra Hızır ile Ümmi'nin annesi Elif arasında nişân sırasında verilen hediyelerin dava

hükmüdür(H. Rebiülevvel 1072/ M. Ekim 1661).

[s.38/142] Karamanlu Mahallesi'nden Muslu Çelebi aynı mahallede bulunan

evini Hacı Mehmet'e satış hükmüdür(H. Rebiülevvel 1072/ M. Kasım 1661).

[s.39/143] Kınık Köyü'nden Ali mahkemeye müracaat ederek evine giren

hırsızların Fatıma ve Hasan adlı kişilerin olduğunu söylemesi üzerine Fatıma ve

Hasan'ın yargılandığı davahükmüdür(H. Rebiülevvel 1072/ M. Kasım 1661).

[s.39/144] Fakihpaşa Mahallesi'nden Ahmet Çelebi'ninköy sınırında bulunan

tarlasına vakf malıdır diye el koyan SalarKöyü'nden İmam Ahmet Halife'nin tarladan

uzaklaştırılıp, tarlanın Ahmed Çelebi'nin elinde bırakıldığı hükümdür(H. Şevval

1071/ M. Haziran 1661).

[s.39/145] Hâcı Yahya Mahallesi'nden Mustafa Çelebi ve Rahime Hanım

babalarından miras olarak kalan Yağhaneyi kardeşleri Mehmet Efendi'nin

kendilerinin rızası olmadan sattığını belirterek davacı olmaları üzerine görülen

Page 84: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

71

davada yağhaneyi alan Mustafa'nın çekilmesi kararının verildiği hükümdür(H.

Rebiülahir 1072/ M. Kasım 1661).

[s.40/146] Molla Bahşi Mahallesi'nden Mehmet'in Kâhil Mahallesi'nden olan

es-Seyyid Hacı Mustafa'dan kiraladığı dükkânın bilirkişi kararı ile günlük kirasının

belirlendiği hükümdür(H. Rebiülahir 1072/ M. Aralık 1661).

[s.40/147] Kasımpaşa Mahallesi'nden Ömer'in aynı mahallede bulunan evini

İbrahim Ağa'ya satış hükmüdür(H. Rebiülahir 1072/ M. Aralık 1661).

[s.40/148] Kara-kâtib Mahallesi'nden İbrahim Halife'nin müracaat etmesi

üzerine vefat eden kızı Nesli'nin ölüm sebebinin araştırılıp kayıt altına alındığı

hükümdür(H. Rebiülahir 1072/ M. Aralık 1661).

[s.41/149] Bursa'da Arap Mahalesi'nde sakine olan İhsane hanım'ınKarahisâr-

ı Sâhib ahalisinden İsa Beşe'nin elinde olan köle Ahmet'in kendi kölesi olduğunu

şahitlerle kanıtlaması üzerine Karahisâr-ı Sahîb kadısına gereğinin yapılması için

gönderilen hükümdür(H. Rebiülahir 1072/ M. Aralık 1661).

[s.41/150]Celali Abaza Hasan kasabasından Halil bölükbaşı ve adamı

Hüseyi'nin Karahisâr-ı Sâhib Kâdısı olan Ahmet Efendi'nin kardeşi kadı Mehmet

Efendi'yi Eskişehir'de Seferiye deresi demekle bilinen mevkide gasp edip

öldürdüklerini şahitlerle kanıtlayan hükümdür(H. Rebiülahir 1072/ M. Aralık 1661).

[s.42/151] Kâhil Mahallesi'nden olup Alaşehir'de sakin Süleyman Bey Kâhil

Mahallesi'nde bulunan evini Hacı Musa'ya satış hükmüdür(H. Rebiülahir 1072/ M.

Aralık 1661).

[s.42/152] Arap Mahallesi'nden Mehmethasta olan oğlunu tedavi eden

doktorMehmet'ten oğlunun vefat etmesi durumunda davacı olmayacağına dair

hükümdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Aralık 1661)

[s.42/154] Fakihpaşa Mahallesi'nden İbrahim Beşe annesinden kalan ve evini

Ahmet Ağa'ya satış hükmüdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Aralık 1661).

[s.42/155] Hacı Evtal Mahallesi'nden AyşeHanım Fakıhpaşa Mahallesi'nde

bulunan evini Hacı Maden'e satış hükmüdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Aralık

1661).

Page 85: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

72

[s.42/156] Kâhil Mahallesi'nden Mehmet Çelebi'nin Fakihpaşa Mahallesi'nde

bulunan arsayı Mahmut'tan satın aldığını belirten hükümdür(H. Cemazeyilevvel

1072/ M. Aralık 1661).

[s.43/157] Çavuşoğlu Mahallesi'nden Mehmet Bey Hacı Mahmud

Mahallesi'nde bulunan ve içinde demirci dükkânı bulunan evini Cafer'e satış

hükmüdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Aralık 1661).

[s.43/158] Kâhil Mahallesi'nden Mehmet Beşe Debbâğ Hacı Mehmet'in

kendisine olan borcunu istemesi üzerine Hacı Mehmet'e borcunu ödemesinin tenbih

edildiği hükümdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Ocak 1661).

[s.43/159] Halim-uğrı Köyü'nden vefat eden Abide Hanım'ın varisleri

arasındaki miras taksimine dair hükümdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Ocak 1661).

[s.43/160] Halim-uğrı Köyü'nden Abide Hanım'ın oğlu Mahmut'a babası

Mehmet'in vasi tayin hükmüdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Aralık 1661).

[s.43/161]Hacı Mahmud Mahallesi'nden olup hac yolunda vefât eden Hâcı

Murat'ın azad ettiği kölesi Hacı Yusuf ile Hacı Murat'ın varisleri arasındaki miras

davası hükmüdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Aralık 1661).

[s.44/163] Karamanlu Mahallesi'nden Receb Çelebi aynı mahallede bulunan

mülkünü Hacı Mehmet'e satış hükmüdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Ocak 1662).

[s.44/164] Bedrik Mahallesi'nden Seyyibe Hanım'ın eskiciler başında bulunan

ve her ay Hızır Bey vakfına kirası verilen dükkânını Hâcı Abdülrezzak'a satış

hükmüdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Aralık 1662).

[s.44/165] İmâret Mahallesi'nden Rabiʻa Hanım aynı mahallede bulunan ve

sınırları tarif edilen evini damadı Mustafa'ya satış hükmüdür( Tarih

bulunmamaktadır).

[s.45/166] Kestel Kadısı olan Mehmet Efendi ile Anbanas Köyün'den

Mahmud Beşe arasında gayrimenkul ve eşya satışı sonucunda Mehmet Efendi 'nin

Mahmut Beşe'ye taaruz etmesinin yasaklandığı hükümdür(H. Cemazeyilevvel 1072/

M. Aralık 1662).

Page 86: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

73

[s.45/167] Fakihpaşa Mahallesi'nden Osman annesi Rabia Hanım'dan aldığı

borcuna karşılık babası İne Bey'den kendisine miras olarak kalan hissesini ve

kardeşlerinden satın aldığı miras hisselerini annesi Rabia Hanım'a verdiğini

açıklayan hükümdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Aralık 1662).

[s.46/168] Ğurre-i Ahirü'l-Cumâdeyn min-yevmi'l-ahâd li sene isneyn sebʻîn

ve elf min hicreti menlehü'l-örfi's-şeref. Sayfa kaydının başladığı

tarihdir(H.Cemaziyelahir1072/ M. Ocak 1662).

[s.46/169] İmaret Mahalesi'nden Abdi Bey'in eşleri Elif ve Fatıma Hamınlar

mehr hisselerini Abdi Bey'e hibe etmeleri karşılığında Abdi Bey aynı mahallede

bulunan ve sınırları tarif edilen evlerini Elif ve Fatıma Hanımlara hibe ettiğini

açıkladığıhükümdür(H.Cemaziyelahir1072/ M. Ocak 1662).

[s.46/170] Efecik Mahallesi'nden İsa ve eşi Ümmi'nin müracaat etmesi

üzerine vefat eden oğulları Hüseyin'in vefat sebebinin olay yeri incelemesi yapılarak

kayıt altına alındığı hükümdür(H. Cemaziyelahir 1072/ M. Ocak 1662).

[s.46/171] Alanı Köyü'nden Sübhanverdi'nin öküzlerine ve arabasına zarar

veren İsmail'den verdiği zararı ödemesi kararının hükümdür(H. Cemaziyelahir 1072/

M. Ocak 1662).

[s.47/172] Molla Bahşi Mahallesi'nden Hacı Ali aynı mahallede bulunan evini

kızı Kerime'ye satış hükmüdür(H. Cemaziyelahir 1072/ M. Ocak 1662).

[s.47/173] İmâret Mahallesi'nden olup vefât eden Hacı Kadı'n adlı kişinin

vârisleri arasındaki miras davası hükmüdür(H.Cemaziyelahir1072/ M. Ocak 1662).

[s.47/174] Sarık Köyü'nden ÜmmiHanım ve kardeşleri arasındaki miras

davasının neticesinde yapılan sulh anlaşmasının hükmüdür(H.Cemaziyelahir1072/

M. Ocak 1662).

[s.48/175] Deper Köyü'nden olup vefat eden Hacı Ahmet'in oğulları

arasındaki miras davasının neticesinde yapılan sulh anlaşmasının

hükmüdür(H.Cemaziyelahir1072/ M. Ocak 1662).

[s.48/176] Molla Bahşi Mahallesi'nden Hacı Ali aynı mahallede bulunan

yağhanesini Bayram Çelebi'ye satış hükmüdür(H.Cemaziyelahir1072/ M. Ocak

1662).

Page 87: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

74

[s.48/177] İsmail Köyü'nden Dede Bali aynı köyde bulunan evini Osman

Ağa'ya satış hükmüdür(H.Cemaziyelahir1072/ M. Ocak 1662).

[s.49/178] Süğlün Köyü'nden Abdüllatif Çelebi Sinanpaşa Mahallesi'nde

bulunan evini ve Abbas viranesi demekle bilinen mülkünü Fatıma Hanıma satış

hükmüdür(H.Cemaziyelahir1072/ M. Ocak 1662).

[s.49/179] Bursa'da Araplar Mahallesi'nde sakine İhsane Hanım Karahisâr-ı

Sâhib'de Sinanpaşa Mahallesi'nde sakin olan İsa'nın elinde bulunan köle Ahmet'in

kendi kölesi olduğunu kanıtlaması üzerine İsa'ya kölenin teslim edilmesini

tenbihleyen hükümdür(H. Cemazeyilevvel 1072/ M. Aralık 1662).

[s.49/180] Ğurre-i Recebü'l-ferd min yevmi'l isneyn li sene isneyn sebʻîn ve

elf min hicreti menlehü'l iz ves şeref.Sayfa kaydının başladığı tarihdir(H. Recep

1072/ M. Şubat 1662).

[s.52/181] Arap Mahallesi'nde bulunan mescid-i şerîfe Mezid halife'nin

müezzin olarak tayin edildiği berattır(H. Ramazan 1070/ M. Haziran 1660).

[s.52/182] Bin yetmiş yılı Ramazan ayı başından bin yetmiş bir yılı Şaʻbân

ayı sonuna kadar Anadolu'da bulunan gayrimüslimlerden tahsil edilmesi gereken

cizyelerin toplanması hakkındaki berattır(H.Cemaziyelahir1069/ M. Mart 1659).

[s.52/183] Anadolu ve Karaman'da bulunan kassâmların makbûzları olan

rüsûm-ı müfredât defterlerini Mustafa Bey'e teslim etmelerine dair emirdir(Tarih

bulunmamaktadır).

[s.54/184] Kır-hisâr Köyü'nden Sayyad Bahşi mezrasında bin sekiz yüz elli

akçe tımara mutasarrıf olan Durğut ve Ömer'in timârlarını Mehmet oğlu Rüstem'e

tevcîh edilmesine dâir buyruldu(H. Şevval 1070/ M. Haziran 1660).

[s.53/185] İstanbul'dan Hamid(Isparta) ve Malatya'ya gönderilen kişiye yol

güzergâhındaki Kâdıların yardım edilmesine dâir buyruldudur(H. … 1070/ M. …

1660).

[s.53/186]Sakız'dan Maraş'a gönderilen Hasana yol güzergâhındakikadıların

yardım etmesine dair buyruldudur(H. Rebiülevvel 1071/ M. Kasım 1660).

Page 88: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

75

[s.54/187] Çölâbâd'a bağlı Karaağıl Köyü'nde Salur adıyla bilinen mezra'nın

sahipleri olan Enli ve Hüseyinadlı sipâhîler ile Kulu dağında Manlı adlı mezranın

sahipleri olan sipahiler arasında yaşanan husumet sonrası İstanbul'a gönderilen

dilekçeye cevap olarak gönderilen fermandır(H. Şaban1070/ M. Mayıs 1660).

[s.54/188] Bin altmış dokuz yılı Ramazan ayı başından bin yetmiş yılı Şaban

ayı sonuna kadar Anadolu'da bulunan gayrimüslimlerden tahsil edilmesi gereken

cizyelerin toplanması hakkındaki berattır(H. Recep 1068/ M. Nisan 1658).

[s.55/189] Kütahya ve çevresinde bulunan Germiyanoğlu Yakub Çelebi ve

Karahisâr'da bulunan Yıldırım han vakıfları gayrimüslimlerinin bin altmış yedi

senesine ait olan cizyelerin tâhsiline dâir fermandır(H. Şevval 1070/ M. Haziran

1660).

[s.55/190] Erdelseferiiçin Kütahya ve Anadolu'da bulunan kadılara

gönderilen fermandır(H. Muharrem 1071/ M. Eylül 1660).

[s.56/191] Varad kalası fethinden sonra Karahisâr-ı Sâhib kadısına donanma

ve şenlikler yapılması için gönderilen emirdir(H. Muharrem 1071/ M. Eylül 1660).

[s.56/192] Karahisâr-ı Sâhib Sancağında bulunan Kızılcaolıcak mukataasının

bin altmış beş senesine ait tahiline dair fermandır(H. Zilhicce 1067/ M. Eylül 1657).

[s.56/193]Zile halkından olup vergilerini ödemeden göç eden kişilerin

verglerinin tahsil edilmesi için kadılıklara gönderilen fermandır(H. Cemaziyelevvel

1070/ M. Ocak 1660).

[s.57/194] Valide Sultanın mutasarrıf olduğu Zile hassından göç edip başka

diyarlara yerleşen halkın vergilerinin tahsil edilmesi hususundaki emir(Tarih

bulunmamaktadır).

[s.57/195] Niğde ve Karaman yönünden Edirne'ye gönderilen Hazinen'nin

güvenli bir şekilde Edirne'ye ulaşması için yol güzergâhındaki kadılıklara gönderilen

fermandır(H. Zilhicce 1070/ M. Ağustos 1660).

[s.57/196] Karahisâr-ı Sâhib Sancağında bulunan kadılıklara; sancakta

bulunan gayrimüslimlerin, Ermenilerin Anadolu Rumlarının, Medine-i Münevvere

halkının,Çingenelerin, Kürtlerin, Kara yağmurlu ve Maʻrifetli taifesinin bin yetmiş

Page 89: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

76

bir yılı vergilerinin tahsiline dair gönderilen fermandır (H. Cemaziyelahir 1070/ M.

Mart 1660).

[s.58/198]Sekiz akçe maaş ile emekli olan Silahdar Mehmed elinde olan

berât-ı şerîfini kaybetmesi üzerine tekrar verilen berattır (H. Safer 1071/ M. Ekim

1660).

[s.58/199] Kütahya, Karahisâr, Hamid, Alanya, ve Menteşe sancaklarında

bulunan gayrimüslimlerin cizyelerini devlete ait olduğu şekilde vermemeleri üzerine

Kadılıklara konu hakkında gönderilen fermandır (H. Muharrem 1070/ M. Eylül

1659).

[s.58/200] Karahisâr-ı Sâhib'e gönderilen Subaşı'ya vergilerin teslim

edilmesine dair Karahisâr-ı Sâhib Kadısına gönderilen buyruldudur (H. Safer 1071/

M. Ekim 1660).

[s.59/201] Edirne'den Karaman'a gönderilen Ulağ'a yol güzergâhında bulunan

kadılıkların yardım etmesine dair fermandır (H. Muharrem 1071/ M. Ekim 1660).

[s.59/202] Karahisâr-ı Sâhib'den Karaca adlı gayrimüslim ile Mehmed adlı

sipahinin aralarında süren koyun davasının kanunlara göre sonuçlandırılması için

Anadolu Beylerbeyine ve Karahisâr-ı Sâhib Kadısına gönderilen fermandır (H.

Cemaziyelevvel 1070/ M. Ocak 1660).

[s.59/203] Karaca adlı gayrimüslim ile Mehmed Ağa arasındaki koyun

davasını takiben mübaşir Mehmed Ağa'nın gönderildiğine dair Karahisâr-ı Sâhib

kadısına gönderilen buyruldu dur (H. Safer 1071/ M. Ekim 1660).

[s.59/204] Karahisâr-ı Sâhib sancağında bulunan mütekaid reʻayanın bin

yetmiş senesine ait vergilerinin tahsil edilmesine dair emirdir.(Tarih

bulunmamaktadır).

[s.60/205] Anadolu'da bulunan Hüdavendiğar, Karesi, Biga, Kütahya, Teke,

Hamid, Alâiyye, Karahisâr-ı Sâhib, Aydın, Saruhan, Sığla, Ankara, Sultanönü,

Menteşe, Sancakları ve Kocaeli sancağında bulunan İznik, Gürle, Yalakâbad ve

Karamürsel kazâlarının vergilerine tahsildar olıcak kişiye verilen berattır (H.

Cemaziyelahir 1069/ M. Mart 1659).

Page 90: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

77

[s.60/206] Yeniçeri Serdarı olarak tayin olunan Ahmed'e var olan Beytü'l-

mâlların teslim edilip gönderilmesine dâir buyruldu dur(H. Rebiülevvel/M.Kasım

1660).

[s.61/207]Sofular Mahallesi'nde sakin bazı kişilerden kıbtıyan cizyesi

istendiği için merkeze gönderdikleri dilekçeye karşılık Karahisâr-ı Sahîb kadısına

gönderilen fermandır (H. Şevval 1070/ M. Haziran 1660).

[s.61/208] Kütahya, Ayıntap, Maraş, Eskişehir, Afyonkarahisâr, Ürğüp,

Niğde, Ereğli, Karamân, Antakya, Kilis, Kayseri, Antakya ve Işıklı Kazalarında

bulunan Yeniçeri Serdârlarının itaatsizlik etmelerinden dolayı ihraç edilip Hüseyin

Çavuş'a teslim edilmeleri hususunda kazaların kadılarına gönderilen fermandır (H.

Şevval 1070/ M. Haziran 1660).

[s.61/209] Eskişehir, Afyonkarahisar, Kütahya, Ürğüp, Niğde, Ereğli,

Karaman, Antakya, Ayıntab, Maraş, Kilis, Kayseri, Antakya, Işıklı ve diğer

kazâlarda bulunan Yeniçeri Serdârlarının itaatsizlik etmelerinden dolayı Hüseyin

Çavuş'a teslim edilip merkeze gönderilmleri hususunda kazaların kadılarına

gönderilen buyruldudur (H. Ramazan 1070/ M. Haziran 1660).

[s.62/210] Teke sakinlerinden olan Köse Mehmed'in bin yetmiş senesine ait

zimmetinden olan tekaud tahsilini teslim etmesine dair fermandır (H. Safer 1071/ M.

Ekim 1660).

[s.62/211] KethüdaOsman'ın Karahisâr-ı Sâhib'de bulunan mütekaid

reʻayasından tahsil ettiği vergileri geri vermesine dâir fermandır (H. Rebiülevvel

1071/ M. Kasım 1660).

[s.62/212] Hamid sancağına çekirge musallat olması sebebiyle Karahisar-ı

Sahib, Akşehir ve Beyşehirden zahire getiren kişilere mütesellimlerin müdahale

etmesine dair fermandır (H. Rebiülahir 1071/ M. Aralık 1660).

[s.63/213] Mîr-liva mütesellimi tarafından nahiye subaşılığına atama

yapıldığı kayıttır (H. Cemaziyelevvel 1071/ M. Ocak 1661).

Page 91: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

78

[s.63/214] Karahisâr-ı Sâhib Kasabasında bulunan Arap câmii'inin müezzini

olan Abdullah'ın görevinden azledilmediğini belirterek düzenlenen berattır (H. Safer

1071/ M. Kasım 1660).

[s.63/215]Bahar ayında yapılacak olan seferde Vezir ve Serdar olan Ali

Paşa'nın yanında hazır bulunmayan asker taifesine gönderilen fermandır(H.

Rebiülahir 1071/ M. Ocak 1661).

[s.63/216] Asitâne-i Saʻâdet ile Anadolu arasında bulunan yol güzergâhındaki

kadılıklara iki kişiye iki at verilmesine dair gönderilen emirdir (Tarih

bulunmamaktadır).

[s.63/217] Ortakolda bulunan Kassamların Emin tayin edilen Mustafa Bey'e

imzalı defterlerini teslim etmelerine dair buyruldu (H. Rebiülahir 1071/ M. Ocak

1661).

[s.64/218] Memur olduğu Erdel seferi ve Varad kalesi fethinde bulunmayan

Halil'in timarının elinden alınıp üç bin akçe timara sahip olan Halil'e verildiğine dair

temessükdür (H. Safer 1071/ M. Kasım 1660).

[s.64/219] Şehreabad nahiyesinin Aksâz Köyü'nde sekiz bin akçe timarın

mutasarrıfı olan Mehmet'in tîmârını on bin akçe tîmâra sahip olan Ali'ye verildiğine

dâir temessükdür (H. Şevval 1070/ M. Temmuz 1660).

[s.64/220] Şehreâbâd nâhiyesinin Ulubayat Köyü'nden vefat eden Nasûh'un

timarını beş bin akçe timara sahip olan Mustafa'ya verildiğine dair temessükdür (H.

Zilkade 1071/ M. Haziran 1661).

[s.65/221]Kınık Köyü'nde bulunan altı çiftliğin üçü Piyade Beyi'nin geriye

kalan üç çiftliğin ise timar sipahisinin olduğunu bildiren fermandır (H. Rebiülahir

1071/ M. Ocak 1661).

[s.65/222] Ortakolda bulunan kazalara ve Kütahya eyaletine kassam tayin

edilen Kuşaklu Kadısı Hasan Efendi'ye gönderilen buyruldu dur (H. Rebiülahir 1071/

M. Aralık 1660).

[s.65/223] Karahisâr-ı Sâhib mutasarrıflığına Süleyman Ağa'nın tayin olup

gönderildiğini bildiren buyruldudur (H. Cemaziyelahir 1071/ M. Şubat 1661).

Page 92: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

79

[s.66/224] Memur olduğu Erdel seferi ve Varad kalesi fethinde bulunmayan

Sefer'in mutasarrıf olduğu timarının elinden alınıp üç bin akçe timara sahip

Mustafa'ya verilmesine dair fermandır (H. Rebiülevvel 1071/ M. Kasım 1660).

[s.66/225]Karahisâr-ı Sâhib Sancağının Çola nahiyesinde Huri Köyü'nde

timara sahip olan Veziriazam Mehmet Paşa'nın adamlarından olup memur olduğu

seferlere gelmeyen kişinin timarına müdahale edilmemesine dair fermandır (H.

Şaban 1070/ M. Mayıs 1660).

[s.66/226] Ehl-i Örf taifesinin avarız hanesine kayıtlı gibi muamele görmeleri

üzerine merkeze gönderilen dilekçeye cevap olarak gönderilen fermandır (H.

Rebiülahir 1071/ M. Aralık 1660).

[s.67/227] Vezir Ali Paşa'nın bahar ayında Belgrad'a yapacağı sefer nedeniyle

sefere katılması gerekenlerin toplanması için Anadolu eyaletinde bulunan Kadılıklara

gönderilen fermandır (H. Cemaziyelahir 1071/ M. Şubat 1661).

[s.67/228] Karahisâr-ı Sâhib kazası'nda Mustafa isimli yeniçeri ile Mustafa

isimli kişi arasında meydana gelen husumet sonrası görülen dava ile ilgili merkezden

gönderilen fermandır (H. Cemaziyelahir 1071/ M. Şubat 1661).

[s.68/229] Donanma-yı Hümâyûnda bulunan avârız kürekçilerinin sayılarının

yeterli olmaması sebebiyle Karahisâr-ı Sâhib sancağında bulunan Kadılara, Kethüdâ-

yerlerine, Yeniçeri Serdarlarına ve iş erlerine kürekçi ihtiyacının karşılanması için

gönderilen fermandır (H. Cemaziyelahir 1071/ M. Şubat 1661).

[s.68/230] Hodgirifte Kürekçilerinin ücretlerini Hodgirifte Kürekçisi

mübaşirine teslim edilmesi hususunda Karahisâr-ı Sâhib kadısına gönderilen

fermandır (H. Cemaziyelahir 1071/ M. Şubat 1661).

[s.68/231] Donanma-yı Hümâyûn gemileri için gerekli olan kürekçi ihtiyacını

karşılamak için Karahisâr-ı Sâhib sancağında bulunan kadılarına, Kethüdâ-yerlerine,

Yeniçeri serdârlarına gönderilen fermandır.(H. Cemaziyelahir 1071/ M. Şubat 1661).

[s.69/232] Hodgirifte Kürekçilerinin ücretlerinin tahsil edilip ödenmesi

hususunda Karahisâr-ı Sâhib kadısına gönderilen fermandır (H. Cemaziyelahir 1071/

M. Şubat 1661).

Page 93: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

80

[s.69/233] Hassâ Şahin Kayacılarının bin yetmiş senesine ait olan mürde

bahalarını vermekte zorluk çıkarmaları üzerine Teke ve Menteşe defterlerine bağlı

kadılıklara gönderilen fermandır (H. Rebiülahir 1071/ M. Aralık 1660).

[s.69/234] Nahiye Subaşılığının Mîr-liva ağalarından Veli Ağa'ya verildiğine

dair kayıttır (H. Şaban 1071/ M. Nisan 1661).

[s.70/235] Karahisâr-ı Sâhib sancağında Piyade beyliği Voyvodalığına

Mustafa Ağa'nın taayin edildiğini halka bildiren buyruldudur (H. Cemaziyelevvel

1071/ M. Ocak 1661).

[s.70/236] Erdel seferine memur olanların sefere gitmeleri hususunda

Anadolu, Karaman, Adana, Haleb, Rakka, Maraş kâdîlıklarına ve mütesellimlerine

gönderilen fermandır (H. Recep 1071/ M. Mart 1661).

[s.71/237] Sefer-i Hümâyûn'a memur olan bütün asker taifesinin Serdar Ali

Paşa huzurunda mevcut bulunmalarına dâir Anadolu, Karaman, Adana, Halep, Rakka

ve Maraş eyâletlerinde bulunan Beylerbeyine, kadılara, sancakbeylerine ve

mütesellimleregönderilen emirdir(Tarih bulunmamaktadır).

[s.71/238] Karahisâr-ı Sâhib sancağında bulunan Çorak diğer adıyla Kazlıgöl

mukataasının iltizamına verilen berattır (H. Safer 1071/ M. Kasım 1660).

[s.71/239] Şehrâbâdnahiyesinde timarı bulunan Sinan'ın timarını altı bin akçe

timar'a sahip olan Mustafa'ya verildiğine dair berattır (H. Rebiülahir 1071/ M. Ocak

1661).

[s.72/240] Kırhisar nahiyesinde bulunan tımarların kimseye ait olmaması

sebebiyle beş bin akçe tımara sahip olan Himmet'e verilmesine dair Anadolu

Beylerbeyine gönderilen fermandır (H. Rebiülevvel 1071/ M. Kasım 1660).

[s.72/241] Venediklilerin elinde bulunan kalelerin fethi için yapılacak olan

sefere,asker gönderilmesi için Kavala'da bulunan Kadılara ve Yeniçeri Serdarlarına

gönderilen fermandır (H. Cemaziyelevvel 1071/ M. Ocak 1661).

[s.73/242] Yeniçeri Ağası Mustafa Ağa'nın mektupları olduğunu belirten

kayıttır (Tarih bulunmamaktadır).

Page 94: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

81

[s.73/243] Dergâh-ı Muʻalla Kapıcılarından olan Ahmed'in Uzun Mustafa

adlı kişinin kendisinden bin altmış sekiz senesinde borç alıp ödemediğini merkeze

dilkeçe gönderip bildirmesi üzerine Anadolu Beylerbeyine ve Kütahya Kâdîsına

durumun araştırılması için gönderilen fermandır (H. Recep 1071/ M. Mart 1661).

[s.73/244] Sandıklı Kazası sakinlerinden Arslan isimli kişi merkez'eait olan

altmış bin akçeyi vermemesi ve Karahisâr Kazası sakinlerinden Uzun Mustafa'nın

Dergâh-ı Muʻalla Kapıcılarından olan Ahmed'e borcunu ödememesi üzerine mübaşir

tayin bildiren emirdir (Tarih bulunmamaktadır).

[s.73/245] Karahisâr-ı Sâhib sancağı'nın umur-ı kısmet-i askeriyesi Mevlana

Ahmed Efendi'ye verildiğini bildiren buyruldu dur (H. Recep 1071/ M. Mart 1661).

[s.74/246] Kütahya, Karahisâr, Işıklı,Çal ve Sandıklı kazalarında sakin olan

seyyidler için kaimmakam tayin edilen Es-seyyid Hüseyin Çelebi'ye gönderilen

buyruldu dur (H. Cemaziyelahir 1071/ M. Şubat 1661).

[s.74/247] Asitâne-i saʻâdet, Boğazhisar ve Konya yolu güzergâhında

bulunan kadılıklara iki nefere iki at verilmesine dair emirdir (Tarih

bulunmamaktadır).

[s.74/248] Şehrabad nahiyesinde altı bin dört yüz akçe tımara mutasarrıf olan

Süleyman'ın tımarının yeniden düzenlenip tevcih edilmesi hususunda berattır. [H.

Recep 1071/ M. Mart 1661]

[s.74/249] Mehmed Paşa hazretlerinden gelen narh defteri suretinin kaydıdır.

(Tarih bulunmamaktadır).

[s.75/250] Donanmâ-yı Hümâyûn masraflarını ve Hodgirifte Kürekçilerinin

ücretlerini karşılamak için tahsil edilmesi gereken vergiler hakkında Karahisâr-ı

Sâhib sancağında bulunan kadılara gönderilen fermandır (H. Recep 1071/ M. Mart

1661).

[s.75/251] Karahisâr-ı Sâhib'de bulunan avarız hanelerinin bin yetmiş

senesine ait bedel-i avarızlarının toplanması hususunda gönderilen fermandır (H.

Recep 1071/ M. Mart 1661).

[s.76/252] Kütahya'da bulunan Germiyanoğlu vakfı ve Karahisârda bulunan

Yıldırım Bâyezid han vakfı gayrimüslimlerinin cizyelerini ödemekte zorluk

Page 95: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

82

çıkarmaları üzerine durumun arz-hâl gönderilerek Der-saʻâdet bildirilmesi

neticesinde gönderilen fermandır (H. Şaban 1070/ M. Nisan 1660).

[s.76/253] Yıldırım Bayezid hân vakfı gayrimüslimlerinin cizyelerini Divane

Mehmed Efendi tekkesi fukarasına verildiğini bildiren kayıttır (H. Recep 1071/ M.

Mart 1661).

[s.76/254] Kütahya, Karahisâr, Sultanönü ve Ankara yolu güzergâhlarında

bulunan kadılara gönderilen emirdir (Tarih bulunmamaktadır).

[s.76/255] Karahisâr Kadısı, Mütesellim, Kethüdâ-yeri, işerleri, Konya

Mütesellimi ve birkaç Ayan'ın gelmesi emredilen emirdir (Tarih bulunmamaktadır).

[s.76/256]Merkezden Kapucu Başı Osman Ağa'yakadar olan yol

güzergâhındaki Kadılıklara gönderilen emirdir (Tarih bulunmamaktadır).

[s.76/257] Manisa yolu güzergâhındakikadılıklara gönderilen buyruldudur.

(Tarih bulunmamaktadır).

[s.76/258] Karahisâr-ı Sâhib yolu güzergâhındakikadılıklara gönderilen

emirdir (H. Muharrem 1072/ M. Ağustos 1661).

[s.77/259] Karahisâr mütesellimlerine, kadılarına ve reʻâyâ'sına yağmalanan

hazinenin bedelini tahsil edip Mütesellim Ahmed Ağa'ya teslim etmeleri hususunda

gönderilen ilâmdır(Tarih bulunmamaktadır).

[s.77/260] Paşazâde Osman Ağa'ya halkında yardımlarıyla Bolvadin ve

çevresinde çalınan hazinenin teftiş edilip bulunması hususunda gönderilen emirdir.

(Tarih bulunmamaktadır).

[s.78/261] Karahisâr Kadısı ve Ayanlarına çalınan hazinenin bedelinin tahsil

edilmesi hususunda Sadr-ı âʻzâm hazretlerinin mektubuna itaat etmeleri hususunda

gönderilen emirdir (Tarih bulunmamaktadır).

[s.78/262] Kethüdâ-yeri tayin olunan Karahisâr ve çevresinde ki Altı Bölük

yoldaşlarına Kethüdâ-yerine itaat etmelerine dâir gönderilen emirdir (Tarih

bulunmamaktadır).

Page 96: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

83

[s.78/263] Rahime Hanım ve kız kardeşi Çadırcı Mustafa isimli bir kişiye

emanet ettikleri eşyaları geri alamamaları üzerine merkeze gönderdikleri arzu hâl

neticesinde olayın çözümlenmesi için Mübaşir gönderildiğini bildiren fermandır (H.

Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.79/264] Karahisâr-ı Sâhibe Subaşı olarak tayin olan Ağa'ya tahsil edilen

vergileri zapt etmesi hususunda gönderilen buyruldu dur (H. Zilkade 1071/ M.

Haziran 1661).

[s.79/265] Memur olduğu Erdel seferi ve Varad kalesi fethinde bulunmayan

Kerim'in mutasarrıf olduğu timarının elinden alınıp üç bin akçe timara sahip olan

İvaz'a verildiğine dâir fermandır (H. Recep 1071/ M. Mart 1661).

[s.79/266] Kütahya'da bulunan Germiyan oğlu Yakup Çelebi vakfı

gayrimüslimlerinin cizyelerini tahsil eden Silah-dâr Mustafa Ağa Karahisâr

Sancağında bulunan yirmi bir hanenin cizyelerini vermekte zorluk çıkardıklarını

merkeze bildirmiştir. Konu ile ilgili yapılan araştırma neticesinde Kadılıklara ve

Kütahya Mütesellimine gönderilen fermandır (H. Şaban 1071/ M. Nisan 1661).

[s.79/267] Kütahya'da bulunan Yakub Bey ziyade-i cizye defterine bağlı olan

Karahisâr-ı Sâhibde ki yirmi bir cizye hanesinin cizyelerini mübaşirin elinde olan

berat ve defter gereğince tahsil edilmesi hususunda gönderilen emirdir (Tarih

bulunmamaktadır).

[s.80/268] Germiyanoğlu vakfı gayrimüslimlerinin Karahisâr-ı Sâhib de

bulunan yirmi bir cizye hanesinin cizyelerini Silah-dâr Ağası Mustafa Ağa'nın

adamlarına toplanıp teslim edilmesi hususunda gönderilen Karahisâr-ı Sâhib

Kadısına gönderilen buyruldu dur (H. Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.80/269] Kütahya'da bulunan Havass-ı hümâyûn, Germiyan oğlu Yakup

Çelebi, Alaşehir, İnegöl, Kula da Yıldırım Bayezid Hân, Karahisâr ve İznik de Sultan

Orhan, Isparta, Barla ve Bursa da Haymane, Karacaşehir ve Sultanönün de mehûm

İsaBey ve Ata Bey Eğridir de Şeyh Murad vakfları gayrimüslimlerinin bin yetmiş bir

senesine ait cizyelerinin toplanması husunda Kadılıklara gönderilen berattır (H.

Cemaziyelevvel 1070/ M. Ocak 1660).

Page 97: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

84

[s.80/270] Karahisâr-ı Sâhib'de bulunan Emin Sultân Zâviyesi demekle

bilinen zâviyenin Zâviyedarlarına verilen berttır (H. Cemaziyelevvel 1060/ M. Mayıs

1650).

[s.81/271] Rumeli tarafında meydana gelen kıtlık sebebiyle Rumeli'ye yardım

gönderilmesi için Karahisâr-ı Sâhib Sancâğında bulunan Kâdılara gönderilen

fermandır (H. Şevval 1071/ M. Haziran 1661).

[s.81/272] Karahisâr-ı Şârki kazasına bağlı köylerde Hassa Sarrac Şakirdleri

olan kişiler kendilerinden vergi istenmesi sebebiyle merkeze gönderdikleri dilekçe

sonucunda Karahisâr-ı Şârki Kazâsında bulunan Kadılara gönderilen fermandır (H.

Zilkade 1071/ M. Haziran 1661).

[s.81/273] Karahisâr-ı Sâhib kazası'nda sakin Yeniçerilerin aralarında

meydana gelen davalarda Yeniçeri Serdarı tarafından yargılanma istekleri üzerine

gönderilen fermandır (H. Zilkade 1071/ M. Haziran 1661).

[s.82/274] Beğlerbeyi, Voyvoda, Sancakbeyi ve Subaşının Kestel Kazasının

Bereketli Köyü'nde sakin olan Hacı Mehmed ve Hacı Osman adlı Yeniçerilere haksız

yere saldırması üzerine konu hakkında Kâdılara gönderilen fermandır.(H. Zilkade

1070/ M. Temmuz 1660).

[s.82/275] Yörük taifesinden yirmi dört nefer boy Kethüdanın merkezden

haber gelinceye kadar kalede alı konulması hususunda Kale Ağasına gönderilen

buyruldu dur (Tarih bulunmamaktadır).

[s.82/276] Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nda bulunan Piyade ve Müsellem

taifesinin bin yetmiş bir senesine ait avarızlarını usulüne göre tahsil edilmesi

hususunda gönderilen fermandır (H. Şaban 1070/ M. Nisan 1660).

[s.82/277] Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nda bulunan Piyade ve Müsellim

taifesinin bin yetmiş bir senesine ait bedel-i nüzullarının tahsil edilmesi hususunda

gönderilen fermandır (H. Şaban 1071/ M. Haziran 1661).

[s.83/278] Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nda bulunan Piyade ve Müsellim

taifesinin bin yetmiş iki senesine ait bedel-i nüzullarının tahsil edilmesi hususunda

gönderilen fermandır (H. Zilkade 1071/ M. Haziran 1661).

Page 98: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

85

[s.83/279] Karahisâr Sancağında bulunan Piyade ve Müsellem taifesinin bin

yetmiş iki senesine ait avarızlarını tahsil edilmesi hususunda gönderilen

fermandır.(H. Recep1071/ M. Mart 1661).

[s.83/280] Hüdavendiğar, Kütahya, Saruhan, Menteşe, Sultânönü, Hamid,

Biğa ve Karahisâr Sancaklarında bulunan piyade taifesinin bin yetmiş iki senesinin

şevval ayına ait avarızlarının tahsil edilmesi hususunda gönderilen fermandır (H.

Recep1071/ M. Mart 1661).

[s.84/281] Memur olduğu Erdel seferi ve Varad kalesi fethinde bulunmayan

Hüseyin'in mutasarrıf olduğu timarının elinden alınıp iki bin akçe timara sahip olan

Mehmet'e verildiğine dair tezkiredir (H. Muharrem 1071/ M. Ekim 1660).

[s.84/282] Alâiye, Hamid ve Karahisâr Sancağı'nda bulunan ve ticaret için

başka diyardan gelen Ermeni, Rum, Anadolu, Medîne-i Münevvere reʻâyâsı, Yava

gayrimüslimleri, Kıbtiyân, Ekrad ve Kara yağmurlu taifesinden tahsil edilmesi

gereken vergiler hususunda Kâdîlıklara gönderilen fermandır (H. Zilkade 1071/ M.

Temmuz 1661).

[s.85/283] Barçınlı ve Nevâhi-i Barçınlı Kazaları'nda avarız vergisi

karşılığında toplanan Güherçile bedellerinin Bayat Köyü'ne verilmesi hususunda

Barçınlı ve Nevâhi-i Barçınlı Kâdılıklarına gönderilen fermandır (H. Zilkade 1071/

M. Temmuz 1661).

[s.85/284] Valide Sultan hazretlerinin mutasarrıf oldukları Zile ve çevresinin

halkı göç etmeleri üzerine ödemeleri gereken vergilerini Voyvoda Mehmed Ağa'nın

adamına teslim etmeleri hususunda emirdir (Tarih bulunmamaktadır).

[s.85/285] Subaşı olan Süleyman Ağa'ya Safer ayının başlangıcından itibaren

ödenmesi gereken vergilerin teslim edilmesi hakkında Karahisâr-ı Sâhib kadısına

gönderilen buyruldu dur (H. Safer 1072/ M. Eylül 1661).

[s.85/286] Anadolu defterine bağlı gayrimüslim taifesinin bin yetmiş bir yılı

Ramazan ayı başından bin yetmiş iki Şaban ayı sonuna ait cizyelerin toplanması

hususunda verilen berattır (H. Safer 1072/ M. Eylül 1661).

[s.86/287] Karahisâr-ı Sâhib sancağında bulunan sekiz yüz dokuz avarız

hanesinin avarız vergilerini bin yetmiş iki yılının muharrem ayı başından itibaren

Page 99: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

86

tahsil edilmesi hususunda gönderilen fermandır.(H. Cemaziyelahi 1071/ M. Şubat

1661).

[s.86/288] Akşehirde sakin olup Karahisâr, Yalavaç ve Karaağaç’a ticaret için

giden gayrimüslimden vergi talep edildiğini Südde-i saʻâdet’e bildirmesi üzerine

durumun araştırılıp gereğinin yapılması için Karahisâr, Yalavaç ve Karaağaç

Kâdîlıklarına gönderilen fermandır.(H. Zilhicce 1081/ M. Nisan 1671).

[s.86/289] Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nda Kassam olan Ahmed Efendi'ye

sancağın umûr-ı kısmet-i askeriyesinin yönetimi kendisine verildiğini bildiren

buyruldu dur.(H. Rebiülevvel 1072/ M. Kasım 1661).

[s.87/290] Şuhut Kazasına bağlı Mahmud Köyü sakinlerinden Musa adlı

kimesne Karahisâr-ı Sâhib kasabasında sâkin olan eski Yeniçeri Serdarı Karakaş

Süleyman'ın kendisini tehdit ettiğini ve haksız yere afyonunu aldığını Dergâh-ı

muʻallâ’ya arz etmesi üzerine Dergâh-ı muʻallâ tarafından gönderilen fermandır(H.

Zilkade 1071/ M. Temmuz 1661).

[s.87/291] Karahisâr-ı Sâhib kazasının Sarıca Ova Köyü'nde bulunan Yaylacı

Emir mezraʻasının zabd ve tasarruf edilmesi hususunda Karahisâr-ı Sâhib Kâdîsına

gönderilen gönderilen fermandır (H. Şevval 1071/ M. Mayıs 1661).

[s.87/292] Subaşılık görevine Ahmed Ağa'nın getirildiğini Karahisâr-ı Sâhib

Kadısına bildiren buyruldu dur(H. Cemaziyelevvel 1071/ M. Ocak 1661).

[s.87/293] Şehreâbâd nahiyesinde Akçağıl Köyü'nde ve gayriden beş bin akçe

timara sahip olup vefat eden Mehmed'in timarını beş bin akçe timara sahib olan

Hüseyin'e verilmek için berât-ı şerîfe tezkere verildiğine dâir fermandır(H.

Cemaziyelevvel 1071/ M. Ocak 1661).

[s.88/294] Kula, Kütahya, Alâcaşehir, Karahisâr-ı Sâhib, Hamîd, Isparta,

Cezire-i Meis(?), Eğirdir, Barla, Bilecik, İznik ve Sultânönünde bulunan havâss-ı

hümâyûn keferesinin ve Yakub Çelebi, Yıldırım Bayezid, Sultan Orhan, İsa Bey,

Şeyh Murad ve Ata Bey vakfı keferesinin bin yetmiş iki senesine ait, cizyelerinin

toplanması hususunda ki berât-ı şerîfdir (H. Ramazan 1071/ M. Nisan 1661).

Page 100: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

87

[s.88/295] Kütahya, Kastamonu, Aydın, Sârûhân, Menteşe, Karâhisâr-ı Sâhib,

Sultânönü, Alâʼiyye ve Teke Sancaklarında bulunan timar sahiblerinin bin yetmiş bir

senesine ait mîrî bedellerinin tahsil edilmesi hususunda adı geçen sancakların

Kâdîlıklarına gönderilen fermandır.(H. Şaban 1071/ M. Nisan 1661).

[s.88/296] Şehir Şubaşılığının Mehmed Bey'e verildiğini bildiren buyruldu

dur(H. Cemaziyelahir 1072/ M. Aralık 1662).

[s.89/297] Karahisâr-ıSâhib Sancağı'nda Kırhisâr nâhiyesinin Köseler

Köyü'nde ve gayriden iki bin akçe tîmâra sahib olanların Varad ve Erdel seferine

katılmamaları sebebiyle tîmârları beş bin akçe tîmâra sahib olan Ali'ye verildiğini

belirten tezkeredir (H. Ay belirtilmemiş 1072/ M. Ay belirtilmemiş 1662).

[s.89/298] Rumeli Eyaletinin eski mutasarrıfı olan Melek Ahmed Paşa'ya

Karahisâr-ı Sâhib Sancâğının Arpalık olarak verildiğine dair fermandır.[H.

Cemaziyelevvel 1072/ M. Ocak 1662]

[s.90/299] Memur olduğu Erdel seferine gelmeyip Temeşvardan firar eden

Ali'nin Şehrâbâd nahiyesinin Aksaz Köyü'nde ve gayriden sekiz bin akçe timarının

elinden alınıp beş bin akçe tımara sahip olan İbrahim'e verildiğine dair fermandır (H.

Cemaziyelevvel 1072/ M. Ocak 1662).

[s.90/300] Şehrâbâd nâhiyesinin Gölcük ve Aksaz Köylerinin timar

sahiplerinin tîmârlarının diğer tımar sahiplerine verilmesi hususunda ki

tezkeredir.(Tarih bulunmamaktadır).

[s.90/301] İmaret Mahallesi'nden tekaüd emini olanlardan güherçile bedeli

taleb edilmemesi hususunda gönderilen fermandır (H. Safer 1064/ M. Ocak 1654).

[s.91/302] Erbiye Subaşılığına tayin olan Mehmed Ağa'ya Mîr-liva'ya ait olan

vergilerin teslim edilmesi hususundaki buyruldu dur.(Tarih bulunmamaktadır).

[s.91/303] Karahisâr-ı Sâhibde vefat eden askerlerin miras paylaşımlarından

sorumlu olarak Kâdî Mehmet Efendi'nin görevlendirildiğini bildiren buyruldu dur(H.

Cemaziyelahir 1072/ M. Şubat 1662).

[s.91/304] Asker taifesinden olup vefat edenlerin miraslarını Yeniçeri Serdarı

olarak tayin olunan doksan bir cemaatten Abdullah'a teslim edilmesi hususunda

Page 101: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

88

Karahisâr-ı Sâhib Kadılıklarına gönderilen buyruldu dur (H. Cemaziyelevvel 1072/

M. Ocak 1662).

[s.91/305] Karahisâr-ı Sâhib'e bağlı Hoca Köyü'nden olan Sipahi oğulları

tekâlîf-i şâkka vergisinin kendilerinden istenilmesinden dolayı rahatsız olduklarını

merkeze bildirmeleri üzerine konu hakkında Kâdîlıklara gönderilen fermandır (H.

Rebiülevvel 1072/ M. Kasım 1661).

[s.92/306] Karahisâr-ı Sâhib Kadısı Müftizade Ahmet Efendinin adının

bulunduğu kayıttır (Tarih bulunmamaktadır).

[s.92/307] İssizce Karahisâr Köyü'nden Oruç ve Muharrem adlı kişiler Sipahi

oğlu Bayram Bey'in kendilerini darp ettiğini söyleyerek Bayram Bey'den davacı

oldukları hükümdür (H. Recep 1072/ M. Şubat 1662).

[s.92/308] İssizce Karahisâr ahalisinden Gölcük, Yaylacık ve Karakaya adlı

mukataalı yaylaklar da hayvanlarını otlatmaları dolayısıyla kendilerinden yaylak

vergisini talep eden Derviş Bey adlı sipahinin vekili Bayram Bey'in müdahale

etmesinin men edildiği hükümdür (H. Recep 1072/ M. Şubat 1662).

[s.92/309] Hacı Mahmut Mahallesi'nden olan Kör Hasan'ın Kestel

sakinlerinden Hacı Mehmet'e on dört bin akçe borcu olduğunu kabul ettiği hükümdür

(H. Recep 1072/ M. Şubat 1662)

[s.93/311] Hacı Yahya Mahallesi'nden Seyyid Mustafa Kubbelü

Mahallesi'nde bulunan evini satın alan Ahmet'in ucuz fiyata alarak kendisine kötülük

yaptığını belirterek Ahmet'in oğlu Mehmet'te müdahale etmesine men edildiği

hükümdür (H. Recep 1072/ M. Şubat 1662).

[s.93/311] Acem gayrimüslimlerinden El-Has'a emanet edilen tüfeği teslim

etmesi hususundaki hükümdür (H. Recep 1072/ M. Şubat 1662).

[s.93/312] Karamık Kazası'na bağlı Bazarağaç Köyü'nden Selime Hanım

Oruç oğlu Erzüment'in kendisine tecavüz ettiğini ve hamile olduğunu belirterek

Erzümet'en davacı olmuştur. Ancak Erzüment'in durumu inkar etmesi üzerine

birbirlerinin rızası olarak bin dirhem mihr-i müeccel alarak evlendiklerini kabul ettiği

hükümdür (H. Recep 1072/ M. Şubat 1662).

Page 102: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

89

[s.94/314] Kınık Köyü'nde Ömer Ağa'nın mutasarrıf olduğu çiftliklerinin

raʻiyyetinden olan Nasuh ve Veli'ye Çay-hisar Köyünün Yenice çiftliğinin

raʻiyyetidirler diye müdahale eden Seyyid Hüseyin'in müdahale etmesinin men

edildiği hükümdür (H. Recep 1072/ M. Şubat 1662).

[s.94/315] Mihayil Köyü'nden Memi'nin Köy sınırında bulunan tarlaları zorla

zapt etmeyip hüccet karşılığında Ahmet'ten aldığını karşılayan hükümdür (H. Recep

1072/ M. Şubat 1662).

[s.94/316] İmaret Mahallesi'nden Mehmet oğlu Bayram ile Sarık Köyü'nden

İsmail'in kız kardeşi Fatıma'nın nişan akdinin bozulup nişan sırasında verilen

hediyelerin geri verildiğine dair kayıttır (H. Recep 1072/ M. Şubat 1662).

[s.95/317] Çula Kazası'ndaki tımarların mutasarrıfı olan Mehmed Bey ile bin

altmış dokuz ve bin yetmiş senelerin de tımarların vergilerini zorla tahsil eden

Mustafa Bey arasındaki sulh davasının kaydıdır.[H. Recep 1072/ M. Şubat 1662]

[s.95/318] Karamık Kazası'na bağlı Terce ve Erdoğdu köylerinde bennak

vergisini vermekle yükümlü halkın vergilerini eski Karahisâr Alaybeyisi olan

Kanlızade Mehmed Bey'e teslim etmelerini tenbihleyen hükümdür (H. Recep 1072/

M. Şubat 1662)

[s.95/319] Hacı Yahya Mahallesi'nden Mahmut Uruz Köyünde bulunan sel

suyu ile sınırlı Asiyâb Ocağını Ahmed ve Ramazan adlı kişilere satışının

hükmüdür(H. Recep 1072/ M. Şubat 1662).

[s.95/320] Molla Bahşi Mahallesi'nden Bağçivan Hüseyin vefat eden

Nasuh'un küçük kızı Hatice için nafaka talebinde bulunması üzerine mahkeme

tarafından nafaka takdir olunduğu kayıttır.(H. Recep 1072/ M. Şubat 1662).

[s.96/321] Yeniçeri Çavuşlarından merhum Sinan Çavuşun Sülümenli

Köyü'nden Nasuh Beşe'ye emanet ettiği eşyalarının açık artıma ile satılıp gelirinin

Yeniçeri Çavuşlarından Hamza Çavuş'a teslim edildiği hükümdür(H. Recep 1072/

M. Şubat 1662).

[s.96/322] Hamza adlı kişinin Anbanas Köyü'nden Asiye Hanım ve kızı

Rabia Hanımın aynı köyde bulunan gayrimenkullerini kendilerinden habersiz bir

Page 103: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

90

şekilde Bayram Bey'e satışının iptal edildiği hükümdür.(H. Recep 1072/ M. Şubat

1662).

[s.96/323] İnaz Köyü'nden olup vefat eden Rahime Hanım'ın eşi, kızları ve

kız kardeşi arasındaki miras ve mihr-i müeccel davasında sulhun sağlandığı

hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.97/324] Sarık Köyü sınırı ile Karacaviran Köyü sınırında bulunan Berk

meşesi adlı mevzinin köy ahalileri tarafından ortak kullanılmasına karar verilen

hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.97/325] Kubbeli Mahallesi'nden Hacı Budak ve oğlu Halil'in Mehmet adlı

kişiye olan borçlarını otuz beş gün içinde ödeyemezlerse aynı mahallede bulunan

evlerinin satılıp borçlarının ödenip geriye kalan parayı da kendilerine verilmesi

hususunda ki hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.98/326] Barçınlı Kazası'na bağlı Artin Köy'ünde ki tımar hisse sahipleri

olan Mehmet ve Mehmet Bey'in timâr hisseleri hususunda yaşadıkları anlaşmazlık

neticesin de aşar ve rüsûmatın aralarında paylaşmaları hususunda karar verilen

hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.98/327] Akmescid Mahallesinden olup vefat eden Ayşe Hanımın eşi,

annesi ve babası arasındaki miras ve mihri müeccel davasında sulhun sağlandığı

hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.98/329] Câmiʻ-i Kebîr Mahallesi sakinlerinden Hasan ve Seyyid

Mustafa'nın yaptıkları ticaret sonucunda Hasan'ın Seyyid Mustafa'ya müdahale

etmesinin engellendiği hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.99/330] Hacı Mahmut Mahallesi'nden Ömer Çelebi'nin aynı mahallede

bulunan evini İvaz Beşe'ye satış hükmüdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.99/331] Fakih Paşa Mahallesi'nden Ahmed Çelebi Salar Köyü sınırında

bulunan tarlalarını aynı köyde bulunan mescid'in mütevellisine teslim ettiğine dair

hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

Page 104: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

91

[s.99/332] Karamanlı Mahallesi'nden Mehmed Halife Abdullah Efendi'den

aldığı Trablus sabunu ve pirincin parasını kırk gün içinde ödeyeceğini bildirdiği

hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.99/333] Sarık Köyü sakinlerinden Hüseyin ile eski mütesellim Ahmed

Ağa'nın adamı Veli Bey arasındaki sakal mevzusunda Hüseyin'in eşi Selime'den

boşandığı hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.99/334] Deper Köyü sakinlerinden olup vefat eden Nasuh'un küçük

çocuklarına ve eşine miras olarak kalan Kâhil Mahallesi'ndeki evi çocukların

nafakaya ihtiyaçları olması sebebiyle açık artırma yolu ile Abdullah Efendi'ye

satılışının hükmüdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.100/336] İmaret Mahallesi'nden Gedik Ahmet Paşa vakfının mütevellisi

olan Abdullah Beşe Kasım Paşa Mahallesinde olup vefat eden Ahmet Çelebi'den

alınan borç karşılığında ki eşyaları teslim ettiğine dair hükümdür(H. Recep 1072/ M.

Mart 1662).

[s.100/337] Tatlar Köyü'nden Nasuh eşi Fatma hanımı boşanmaya yemin

ettirdikten sonra darp ettiğini ispatlayan hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.100/338] Himmet oğlu Murat'ın elin de olan kısrağın Banaz kazâsına bağlı

Oturak Köyü sakinlerinden Mustafa Ağa'nın Kethüdası Ali'nin çalınan kısrağı olması

sebebiyle Murat'ın kısrağı Ali'ye teslim edilmesinin istendiği hükümdür(H. Recep

1072/ M. Mart 1662).

[s.101/339] Molla Bahşi Mahallesi'nden Osman oğlu Hacı Hasan'ın vakıf

ettiği parasının idarecisini ve vakıf şartlarını içeren vakfiyedir(H. Recep 1072/ M.

Mart 1662).

[s.101/340] Tatlar Köyü'nden Yunus'un eşi Ayşe ile Karahisâr-ı Sâhib

şehrinden Şaban adlı genç ve Donayer adlı gayrimüslimin zina yaptıklarını itiraf

ettikleri hükümdür (H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.102/341] Sibsin Köyü sakinlerinden Abdülkerim'in Kumartaş Köyü

sınırında bulunan tarlasını Kumartaş Köyü ahalilerinin elinden almak istemelerinden

dolayı alınan fetva neticesinde tarlaların Abdülkerim'in elinde bırakılma kararının

verildiği hükümdür (H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

Page 105: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

92

[s.102/342] Hacı Evtal Mahallesi'nden Mustafa parasını ve bir miktar eşyasını

ayrıca Sincanlı Kazasının Sinan Paşa Köyünden Hanımşah hanımdan emanet olarak

aldığı eşyaları kimin tarafından çalındığını bilmediğine dair yemin ettiği

hükümdür.(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.102/343] İmaret Mahallesi'nden Ayşe Hanım Rus asıllı kölesi Gülistan'ı

azad ettiği hükümdür (H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.103/344] Dinar Köyü ahalilerinin Çavuşoğlu Mahallesi'nden olan Ali'den

yıllık vergi talep etmeleri üzerine Ali'nin Çavuşoğlu Mahllesi'nden olup Dinar

Köyüyle vergi verecek bir bağlantısı olmadığını ispatlayan hükümdür (H. Recep

1072/ M. Mart 1662).

[s.103/345] Burmalu Mahallesi'nden olup hac yolunda vefat eden Hacı

Süleyman'ın varisleri ile Hacı Mehmed arasındaki borç davasında sulhun yapıldığı

hükümdür (H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.103/346] Bulhallı Köyü ahalilerinin Kasım Paşa Mahallesi'nden olan

Arab'dan yıllık vergi talep etmeleri üzerine Arab'ın Kasım Paşa Mahallesi'nden olup

Bulhallı Köyüyle vergi verecek bir bağlantısı olmadığını ispatlayan hükümdür (H.

Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.104/348] Mihayil Köyü'nden olup vefat eden Recep'in tarlalarının tapusunu

alan Mustafa, Mehmed, Mustafa ve Hasan'ın tarla tapularını Recep'in kızı Satı'ya

vererek tarlalardan çekilmelerinin tembihlendiği hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart

1662).

[s.104/349] Hacı Mahmut Mahallesi'nden Hatice Hanım vefat edinceye kadar

ihtiyaçlarını karşılayacak olan üvey oğlu İvaz'dan herhangi bir maddi talep de

bulunulmaması belirttiği hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.104/350] Zâviye Mahallesi'nden Ahmed Ağa Ermeni Mahallesi'nde

bulunan evini Nikola adlı gayrimüslime satışının hükmüdür(H. Recep 1072/ M. Mart

1662).

[s.104/351] Ayvalu Köyü'nden Münevver Hanım aynı köyde bulunan evini

Ümmühan Hanım'a satışının hükmüdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

Page 106: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

93

[s.105/352] Ardıç Mahallesi'nden Ali oğlu Mehmet kendisine kefil olup

kefalet parasını ödeyen Avanis adlı gayrimüslimine kefalet bedelini geri ödediği

hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.105/353] Ardıç Mahallesi'nden olup vefat eden Süleyman'ın küçük oğlu ve

küçük kızı için eşi Kerime Hanım'ın nafaka talebinde bulunması üzerine mahkeme

tarafından nafaka takdir olunduğu hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.105/354] Karamanlı Mahallesi'nden Fatıma Hanım ile kardeşi Mustafa

arasındaki miras davasının hükmüdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.105/355] Kürt Köyü ahalisinden olan Baladan köyün avarız vakfına borcu

olan Nasuh'un Karamanlı Mahallesi'nde bulunan evini borcuna karşılık rehin aldığını

şahitlerle ispatlayan hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.106/356] Zaviye Mahallesi'nden Ahmed Ağa ve Kerime Hanım'ın

babalarından miras olarak kalan ve Toros Kayası yakınında bulunan Debbağhaneyi

Süleyman Çelebi'ye satışlarının hükmüdür(H. Recep 1070/ M. Nisan 1660).

[s.106/357] Arab Mahallesi'nden Şaban Hisar önünde bulunan evini İbrahim

adlı kişiye satışının hükmüdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.106/358] Nasara Mahallesi'nden İsayı adlı gayrimüslim bir miktar arsasını

önce hibe edip sonra sattığı Serkiz adlı gayrimüslimine müdahale etmesinin

engellendiği hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.106/359] Kâsım Paşa vakfının Mütevellisi Hacı Ahmed Kasım Paşa

Mahallesi'nden olup vefat eden Rahime Hanım'ın vasiyeti üzerine Rahime Hanım'ın

aynı mahallede bulunan evini Süleyman'a satış hükmüdür(H.Recep 1072/ M. Mart

1662).

[s.107/360] Ardıç Mahallesi'nden olup vefat eden Kirkor adlı

gayrimüsliminin küçük oğlu ve küçük kızları için eşi Anna Hanım'ın nafaka

talebinde bulunması üzerine mahkeme tarafından nafaka takdir olunduğu

hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

Page 107: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

94

[s.107/361] Zaviye Mahallesi'nden Anton adlı gayrimüslim aynı mahallede

bulunan evinin yarı hissesini iki sene önce Abraham adlı gayrimüslimine sattığına

dair eline verilen hüccettir(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.107/362] Hisarönü Mahallesi'nden Sara adlı gayrimüslim aynı mahallede

bulunan evini Sefer adlı gayrimüslimine satış hükmüdür(H. Recep 1072/ M. Mart

1662).

[s.107/363] Çavuşbaşı Mahallesi'nden Mustafa vefat eden Süleyman'ın küçük

kızı için nafaka talebinde bulunması üzerine mahkeme tarafından nafaka tayin

hükümüdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.107/364] Tac Ahmed Mahallesi'nden Emine Hanım kızı Ümmiye bir

miktar eşya hibe ettiğine dair hükümdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.108/365] Anadolu vilayetinin orta kolunda bulunan kadılara ve yeniçeri

serdarlarına Padişah'ın bahar ayında çıkacağı sefer hakkında gönderilen buyruldu

dur(H. Cemaziyelahir 1072/ M. Ocak 1662).

[s.109/366] Karahisâr-ı Sâhib şehrinin mutasarrıfı olan Ahmed Paşa'nın

Kütahya Müteselliminin halka zulm yaptığını İstanbul'a bildirmesi üzerine Kütahya

kadısına ve mütesellimine gönderilen fermandır(H. Cemaziyelahir 1072/ M. Şubat

1662).

[s.109/367] Karahisâr-ı Sahîbde bulunan Çerçi Turğud vakfına mütevellisi

Hacı Dede'nin beratının yıpranması üzerine yeniden verilen berattır(H. Zilkade 1071/

M. Temmuz 1661).

[s.109/368] Karahisâr-ı Sâhib Şehrinin Voyvodalığını Piyade Beyi tarafından

Mustafa Ağa'ya verilip kendisine itaat edilmesine dair gönderilen buyruldudur(H.

Recep 1072/ M. Şubat 1662).

[s.109/369]Belgenin orjinalinde olan hasar nedeniyle belge tam olarak

okunamadığı için özeti bulunmamaktadır.

[s.110/370] Hacı Yahya Mahallesi'nden Mahmut Uruz Köyü sınırında

bulunan ve Mürsel oğlu değirmeni demekle bilinen değirmendeki hissesini Ramazan

ve Ahmet'e satış hükmüdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

Page 108: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

95

[s.110/371] Gebeceler Köyü'nden Mahbola Hanım Uruz Köyü sınırında

bulunan ve Mürsel değirmeni demekle bilinen değirmendeki hissesini Ramazan ve

Ahmed'e satış hükmüdür(H. Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.110/372] Karahisâr-ı Sâhibde bulunan Ermeni halkı ve Papazları yine

Karahisâr-ı Sâhib de bulunan Toros kilisesi adlı kiliselerinin harap olmasını

bildirmeleri üzerine kilisenin tamiri hakkında Karahisâr-ı Sâhib Kadısına ve Kütahya

Mütesellimine gönderilen fermandır(H. Zilkade 1071/ M. Haziran 1661).

[s.111/373] Yeniçeri, Acemioğlanları Topçu ve Cebeci taifesinden olup

varisleri olmadan vefat edenlerin mal varlıklarını Yeniçeri Çavuşlarından Hamza

Çavuş'a teslim edilmesi hususunda Anadolu Vilayetinin orta kolunda bulunan

Kâdîlara ve Yeniçeri Serdarlarına gönderilen buyruldudur(H. Recep 1072/ M. Mart

1662).

[s.111/374] Kırhisar nahiyesinin Karahacı Köyü'nden Ahmet memur olduğu

Erdel seferine gelmesinden dolayı timarının elinden alınıp üç bin akçe timara sahip

olan Ömer'e tevcih edildiği fermnadır(H. Cemaziyelevvel 1072/ M. Ocak 1662).

[s.111/375] Karahisâr-ı Sâhib Köylerinden olan Çorak Köyü, Kazlıgöl Köyü

ve çevresinin Havass-ı Hümâyûn köylerinden olması dolayısıyla Beğlerbeği

adamları, Sancakbeği Subaşıları ve ehl-i örf taifesinin bu köylere müdahale

etmemeleri için Karahisâr-ı Sâhib de bulunan Kadılara gönderilen fermandır(H.

Recep 1072/ M. Mart 1662).

[s.112/376] Karahisâr-ı Sâhib'e bağlı Çorak mukataasına Hacı Mehmed

Bey'in vekil tayin edildiğine dair arz(H. Recep 1072/ M. Şubat 1662).

[s.112/377] Memur olduğu Erdel seferine gelmeyip Temeşvardan firar eden

Ahmed'in Kırhisar nahiyesinde Karahacı Köyünde bulunan timarının elinden alınıp

üç bin akçe timara sahip olan Ömer'e verildiğine dair fermandır(H. Şevval 1071/ M.

Haziran 1661).

[s.112/378] Karahisâr-ı Sâhib voyvodalığına Piyade beyi tarafından Deper

Köyünde olan Abdi Bey, Kara Ahmed ve Derviş'e ortak olarak verilip kendilerine

itaat edilmesine dair gönderilen buyruldudur(H. Cemaziyelahir 1072/ M. Ocak

1662).

Page 109: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

96

[s.112/379] Karahisâr-ı Sâhib Sancağında bulunan Kızılcaolıcak ve

çevresinin mukâtâʻasına emin tayin edildiğini bildiren berattır(H. Cemaziyelahir

1077/ M. Ocak 1666).

[s.113/…] Konak verilen mahalleleri göstermektedir(Tarih

bulunmamaktadır).

[s.114/…] At verilen mahalleleri göstermektedir(H. Cemaziyelevvel …/ M.

…) (Tarih bulunmamaktadır).

[s.115/380] Karacaviran Köyü ahalilerinin Sarık Köyü ahalilerinin istedikleri

hüccetti üç gün içinde getirmemeleri halinde eşlerinden boşanmaları üzerine yemin

edip getirmedikleri hükümdür(Tarih bulunmamaktadır).

[s.115/381] Câmiʻ-i Kebîr Mahallesi'nden Süleyman ve kız kardeşi Rabia'ya

ya annelerinden kalan bir miktar parayı amcaları Mehmet'ten teslim aldıklarına dair

hükümdür(Tarih bulunmamaktadır).

[s.115/382] Ali ve Cafer adlı kişilerin Arab Mahallesi'nden Sefer'in Şâh

Ali'ye borcu olduğuna dair kefil oldukları hükümdür(Tarih bulunmamaktadır).

[s.116/383] Evâhir-i Zilhicce 1070 tarihli narh defteri kaydıdır(H. Zilhicce

1070 / M. Eylül 1660).

[s.116/384] Narh defteri kaydıdır.(H. Zilkade 1071/ M. Temmuz 1661).

[s.116/385] 23 Rebiu'l-evvel 1072 tarihli narh defteri kaydıdır(H. Rebiülevvel

1072/ M. Kasım 1661).

[s.116/386] 8 Cumadeyn 1072 tarihli narh defteri kaydıdır(H. Cumadeyn

1072/ M. Ocak 1662).

[s.116/387] 4 Recep 1072 tarihli narh defteri (H. Recep 1072 / M. Şubat

1662).

[s.117/388] Şeyh Recep Efendi Şeyh İbrahim Eyyüp Efendi'yi İmaret

Cami'inde ve Otbazarında Cami'inde bulunan görevleri için kaimmakam tayin ettiği

hükümdür(H. Zilhicce 1103/ M. Eylül 1692).

Page 110: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

97

✓ Cahil bir adamla marifetsiz bir kadının evlenmeleri hususunda verilen

bir fetvadır.

Page 111: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

98

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

507 NUMARALI KARAHİSÂR-I SÂHİB ŞERʻİYYE SİCİLİNİN

TRANSKRİPSİYONU

[s.1/1] Bi-ismihî Sübhânallahû Neselehû(?) ihsânehû

Elhamdülillâhillezî ceʻale'l-ahkâmi'ş-şerʻiyyete li-nizâmi'l-âlemi medâren ve

enzele tıbyânen li-küllî şeyʼin li-ibâdihî ve gaddera lehû mikdâren ve's-sâlatu alâ min

bi-yedihî ve sikati'l-acâzi ve alâ âlihî ve ashâbihî el-meʼmûrine beyân-ı hükmihi'l-

vücûbi ve'l-cevâzi ve baʻde hezihî evrâk-ı dûnet li-tahrîr-i-kazâi'ş-şerʻiyyâti ve esfâri

celedet bi-tescîli'l-ahkâmi'l-merʻiyyâti ınde fasli'n-nizâʻi ve gatʻi'l-husûmât ve hîne

gatʻil-cidâl ve'l-muʻârizâti fî-zamâni ahveci ibâdullâhi Ahmed eş-şehîr bi-müftî zâde

el-Göynikî amilehû'l-llahu Teâlâ bi'l-lutfi ve'l-keremi ve'l-cûdi ve illa lâʼi ve'n-

niʻami'l-mübbetela yevmeʼizin bi-kazâ-i Karahisâr-ı Sâhib sânahallû teâlâ ani'l-

küdürâti ve'l-mesâʼib allâhümme veffiknâ bi'l-hayr ilâ ahseni't-tarîk bi-hurmeti men-

nezera ve beşşera an-hüccetihî yevmî yeşhedu fîhi aʻzâʼil-beşer Hurrire fi'l-yevmi'l-

aâhad ve hüve'l-izzetü min-şehr-i Zilhicceti'ş-şerîfe li-seneti sebʻîn ve elf

Zilhicceti'ş-şerîfe li-seneti sebʻîn ve elf

[s.1/2] Allahü'l-hâdî aleyhi iʻtimâdî

Yevmü'l-isneyn(?) eʼimme-i Hanefiyyeden cevâb ne vechledir ki

Alayda Debbâğ Ustaları ile Haddâd hırfetinin kangısı mukaddem yürümek

lâzımdır beyân buyrulub meʼhûz olalar.

El-cevâb Allahû aʻlem

Zâhirde Haddâd mukaddem görünür lâkin Debbâğlara dahî nâsın şiddet-i

ihtiyâcına nazar olunursa anlar mukaddem olmak görünür tahkîkine vâsıl olmak

murâd ise Âsitâne tarafına mürâcaʻat itsünler.

Ketebehü'l-fakîr Ebü'l-uyûn Abdurrahmân ufiye-anhu

[s.1/3] Bu sûretde otuz kırk seneden beri ikisi berâber yürüyüp lâkin sağ

tarafından Debbâğ Ustalar yürüyegelüp sol tarafdan Haddâd ustaları yürüyügelseler

hâlâ âna muhâlif biz sağda yürürüz diyü Haddâdlar taʻarruza kâdir olurlar mı?

Page 112: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

99

El-Cevâb olmazlar el-kadîm be-terki alâ-kademehû

Ketebehü'l-fakîr Ebü'l-uyûn

[s.1/4] Karye-i Çıkrık ve Karye-i Anbanas ahâlîsi umûmen meclis-i şerʻa

Altıgöz Köprüsü raʻiyyetinden Abdülgaffârı ihzâr ve takrîr-i kelâm idüp mezbûr ve

sâʼir Akkoyunlu cemâʻati zikr olunan köprüyü taʻmîr ve termîm mukâbelesinde

muʻâf ve müsellem olub taʻmîri üzerlerine lâzım iken on yedi senedir katʻâ taʻmîre

mübâşeret itmeyüb kaldırımları harâb olmuşdur suʼâl olunsun didikde ğıbbe's-suʼâl

vech-i muharrer üzere olduğun iʻtirâf ve bu sene bin altı yüz akçe alup gelmeğin

kezâlik iʻtirâf itdikden sonra zikr olunan karye ahâlîsi mezbûrdan kefîl taleb

eylediklerinde el-Hâc Yahya Mahallesi sükkânından el-Hâc Ahmed bin el-Hâc

Mustafâ mezbûr Abdülgaffâr'ın nefsine dahî mutâlebede ihzârına emr ve kabûlü hâvî

kefaletle nasp olunmağın kayd-ı sicil olundu hurrire fî-min Cemâziye'l-âhir sene

1072.

Şuhûdü'l-hâl

Hasan … Bayrâm Bey el-Cündî Mehmed Efendi el-

Kâtib

Hızır Bey el-Emîn

[s.2/5] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem fevt olan el-Hâc Ebûbekir nâm kimesnenin

sulbiyye kızı olup müteveffiye olan Emîne nâm hâtûnla sadrî oğlu Ahmed ve

sadriyye kızı Sâliha nâm sağîrlerle babaları ve velîleri olan Şaʻbân bin Piyâle nâm

kimesne meclis-i şer‘-i müteveffâ-i mezbûr el-Hâc Ebûbekir'in diğer kızı Sâ’ime nâm

hâtûnla zevci ve vekîl-i şer‘îsi Osmân Beşe ibni Mehmed nâm râcili ihzâr ve

mahzarında velâyeti takrîr-i daʻvâ idüp müteveffâ-yı merkûm el-Hâc Ebûbekir fevt

oldukda oğulları İsmâil ve Ramazân ve Osmân nâm kimesneleri ve sulbiyye kızları

merkûme Sâ’ime ile müteveffiye-i mezbûre Emîne'yi terk idüp mahalle-i mezbûrede

vâki‘ beyne'l-ahâlî ve'l-cîrân ma‘lûmetü'l-hudûd menzili dört sehim olup ve üç

sehimi mezbûr İsmâil ve Ramazân ve Osmân'a isâbet idüp ve bir sehimi mezbûre

Sâʼime ile müteveffiye-i merkûme Emîne'ye isâbet itmişken zikr olunan bir sehimi

mezbûr Osmân Beşe teğâllüben zabt idüp nısfını sağîrân-ı mezbûrân için taleb

Page 113: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

100

eylediğinde virmekde teʻallül ider suʼâl olunsun didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Osmân

Beşe vech-i meşrûh üzere olduğunu ikrâr ve iʻtirâf idüp hâlâ mezbûr Osmân Beşe'nin

zapt eylediği menzil-i mezkûrun kıble tarafında olan hisseyi sağîrân-ı mezbûrâna

teslîme tembîh birle mâ-hüve'l-vâkiʻ kayd-şod hurrire fî-Evâʼil-i Zilhicceti'ş-şerîfe li-

sene sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Emirşah Bey bin

İbrâhîm

Nuh Bâlî Bin

Ömer Bey

Ahmed Efendi

bin İbrâhîm

Efendi

Osmân bin el-Hâc

Ebûbekir

Hızır Bey

el-Emîn

[s.2/6] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Hayrânbaba nâm karye sükkânından

el-Hâc Oruç bin Baldan nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfde işbu râfiʻü'l-kitâb Hızır

bin Ahmed nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp mezbûr Hızır'ın

sulbiyye kızı Emîne nâm bikri oğlu Mustafâ'ya namzed idüp beynimizde adedi ve

cinsi maʻlûm baʻzı emtiʻa-i mütenevviʻa irsâl eylemişdim hâlâ mezbûre Emîne'yi

almakdan fâriğ olup ve irsâl eyledüğümüz emtiʻa’i dahî hesâblaşup min-baʻd benim

ânda ve ânın bende bir nesnesi kalmadı baʻde'l-yevm mezbûre Emîne'yi her kime

dilerse virsün didikde mukırr-ı mezbûru ikrâr-ı meşrûhunda merkûm Hızır dahî bi'l-

muvâcehe tasdîk ve tahkîk idicek mâ-hüve'l-vâkiʻ kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l-

mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Kademeri bin

Süleymân

Eyyûb bin Dâvud Âşir bin Hızır Şaʻbân bin Süleymân

[s.2/7] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Kaplan nâm karyesi sükkânından Pîr

Sultân bin Seydî nâm kimesne meclis-i şerʻa gelüp takrîr-i kelâm idüp zevcem

İsmihân binti Mustafâ nâm hâtûn ile bir husûs içün çekişdiğümüzden benden boş ol

demişdim mezbûreye talak rücʻu vâkiʻ olmağla mezbûre İsmihân'a yine zevcem

olmak üzere beyne'l-Müslimîn mürâcaʻat eyledim didikde mezbûr Pîr Sultân'ın vech-

Page 114: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

101

i meşrûh üzre zevcesi merkûme İsmihân'a mürâcaʻatı alâ-kavlü yerâ hüküm birle

kayd- şod hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed Efendi

bin Şaʻbân

Yûnus Efendi

el-Vâʼiz

Şaʻbân Efendi

El-İmâm

El-Hâc Mirza

El-İmâm

Yûsuf Ali bin

İbrâhîm

[s.2/8] Muhallefât-ı el-Merhûm el-Hâc Mehmed bin Mûsâ mâte ve tereke

binten Âʼişe ve ehan el-Hâc Îsâ ve zevceteyn Servinaz ve Hûri ve el-Verâseti'l-

munhasiraten fîhinne hurrire fî-Evâʼil-i Muharremi'l-harâm sene ihdâ ve sebʻîn ve

elf.

Kazgan

Kıymet

500

Tencere

ma‘a kapak

Kıymet

50

Tencere

Kıymet

50

Tas

Kıymet

50

Sahan

Kıymet

50

Kilim

3

300

Yorgan

ma‘a

müsta‘mel

döşek yüzü

Kıymet

100

Yeşil…

Kıymet

500

Karasığır

İneği

Kıymet

400

Zimmetinde

olan akçesi

Meblağ

3250

Nakd Akçe

Meblağ

1130

Bazı

Hırdâvât

Meblağ

300

Yekûn

6680

[s.3/9] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i hamiyet-i ani'l-fiten(?) ve'l-mesâ’ib

sükkânından Ali Beğ bin Abdullâh nâm kimesne tarafından bey‘-i âti'z-zikre vekîl

olup nehcü's-sübût şer‘an vekâleti sâbite olan Abdullâh Halîfe bin nâm kimesne

meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-tevkîrde işbu râfiʻü'l-kitâb Hamza bin Süleymân nâm

kimesne mahzarında bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp müvekkilimin medîne-i

mezbûrda vâkiʻ Debbâğlar Hamamı kurbünde vâkiʻ bir tarafdan el-Hâc Sefer nâm

Page 115: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

102

kimesne mülküne ve bir tarafdan el-Hâc Ebûbekir nâm kimesne mülkü ve bir

tarafdan diğer el-Hâc Sefer mülküne taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mâhdud el-Hâc

İsmâil debbâghânesi dimekle ma‘rûf debbâghânede olan rub‘ hissesini ki iki seleyi

müştemildir mezbûr Hamza'ya dört bin beş yüz nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye bey‘

idüp kabz-ı semen-i ma‘dûd ve teslîm-i mebi‘-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm

sâlifü'z-zikr debbâghânede rub‘ hakkı merkûm Hamza'nın mülk-i müşterâsıdır keyfe-

mâ-yeşâ ve yuhtâr tasarruf eylesün didikde vekîl-i mezbûru kelimât-ı meşrûhasında

el-mukkırru lehü'l-merkûm Hamza vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk idicek mâ-vakaʻa

kayd-şod hurrire fî-Evâsıt-ı Zilhiccetiʼş-şerîfe li-sene sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Mahmûd

Efendi el-Hatîb

Sefer Bey el-

Muhtesib

Satılmış Halîfe

bin an-karye-i

Aksaz

Ahmed bin

Mustafâ

Mahmûd bin

Ebîtâlib

[s.3/10] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Kayırviran nâm karye sükkânından

Abdurrahmân bin Sinân nâm kimesne meclis-i şerʻa gelüp takrîr-i kelâm idüp işbu

sene sebʻîn ve elf Zilhiccesi'nin on altıncı günü sulbî oğlu Mahmûd nâm kimesne

karye-i mezbûrenin harman yerinde dururken bi-emrillahi teʻâlâ yıldırım vurup fevt

olmuşdur cânib-i şerʻden üzerine varılup keşf ve tahrîr olunması matlûbumdur

didikde savb-ı şerʻden Mevlânâ Kâsım Efendi'ye irsâl olunup mevlânâ-yı mezbûr

bi'l-fiʻl Liva-i Karahisâr Sâhib mütesellimi olan Fâhrü'l-akrân Ahmed Ağa tarafından

mübâşir olan Ali Ağa ve zeyl-i kitâbda mestûr olan Müslümanlar ile karye-i

mezbûrenin harman yerinde merkûm Mahmûd'un meyyiti üzerine varılup nazar

eylediklerinde fi'l-vâkiʻ başından yıldırım urup sakalı ve omuzları ve koltuğu

muhterik olup ol darbdan fevt olduğunu muʻâyene müşâhede eylediklerinden sonra

merkûm Abdurrahmân karye-i mezbûr ahâlîsinden ve sâʼir bir fertden oğlum mezbûr

Mahmûd'un dem ve diyetine müteʻallik vechen-mine'l-vücûh ve sebeben mine'l-

esbâb daʻvâ ve nizâʻım yokdur didiğine Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde ketb ve tahrîr

ve baʻdehû meclis-i şer‘a gelüp alâ-vukûʻa haber virdiğine mâ-hüve'l-vâkiʻ bi't-taleb

ketb olundu. Hurrire fî-evâsıt-ı Zilhicceti'ş-şerîfe li-sene sebʻîn ve elf.

Page 116: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

103

Şuhûdü'l-hâl

Süleymân Ağa

bin Hürrem an-

Kunduzlu

Allahverdi Bey

bin Ali an-Karye-

i Dinar

Hasan bin Dede

an Karye-i Tekye

Ali bin Mehmed

an Karye-i Eyret

Abdülfettâh bin

Şaʻbân an-Karye-

i Eşen

Selim bin Caʻfer

an Karye-i Tekye

Mustafâ bin

Mehmed an-

Vilâyet-i âhar

Hüseyin bin Hâcı

an-Karye-i Hisar

Ve ğayruhum

mine'l-hâzırîn

[s.3/11] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Karamanlı Mahallesi

sükkânından el-Hâc Mehmed Bey bin el-Hâc Mehmed nâm kimesne meclis-i şer‘a

Âʼişe binti Hüdâverdi nâm hâtûnu ihzâr ve mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i

kelâm idüp târîh-i kitâbdan yirmi sene mukaddem Kâsımpaşa Mahallesi'nde vâkî‘

beyne'l-ahâlî ve'l-cîrân ma‘lûmetü'l-hudûd menzilimi el-Hâc Mustafâ nâm kimesneye

bey‘ eylemişdim ol dahî Arslan Beşe nâm râcile bey‘ idüp lâkin mezbûre Âʼişe

menzil-i mezbûr benim babam mülkü idi sen fuzûlî bey‘ eylediñ diyü ve babamın

sâ’ir muhallefâtın dahî kabz eylediñ didikden mâ‘adâ karındaşım Mehmed nâm

kimesne fevt olup muhallefâtın sen kabz eylediñ deyü bundan akdem benden

da‘vâdan inkâr birle üç yüz nakd akçe ve bir molla sarık ve bir muskalı boğâsî ve bir

beyaz seccâde ve üç sahan ve bir leğene sulh olup bedel-i sulh olan eşyâları ahz ve

kabz idüp zikr olunan menzil ve sâ’ir muhallefât da‘vâsına müte‘allik cemî‘-i

de‘âvîden zimmetimi ibrâ-i âmm ile ibrâ eylemişken hâlâ menzil-i mezbûra zü'l-yet

olan kimesneye babam menzilidir deyü taʻarruz ider suʼâl olunup men‘ ve def‘

olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûre Â’işe cevâbında ben merkûm

el-Hâc Mehmed Bey'den karındaşım muhallefâtın taleb idüp mârru'z-zikr eşyaları ol

husûs içün alup sulh oldum menzil-i mezbûr ve babamın sâ’ir muhallafâtı içün sulh

olup zimmetini ibrâʼ eylemedim deyü münkir olucak mezkûr el-Hâc Mehmed

Bey'den sıdk-ı makâline beyyine taleb olundukda mine'l-udûl el-Hâc Ali Bey bin

Ferhad ve Abdî Bey ibni Mustafâ nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a

hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâki‘ mezbûre Âʼişe merkûm el-Hâc Mehmed

Bey'den menzil-i mezkûr babam mülküdür fuzûlî bey‘ eylediñ deyü ve sâ’ir

muhallefâtın kabz eyledin ve karındaşım Mehmed nâm kimesne fevt olup ânın dahî

Page 117: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

104

muhallefâtın kabz eylediñ deyü mezkûr el-Hâc Mehmed Bey'den da‘vâ ve an-inkâr

ve üç yüz nakd akçe ve bir molla sarık ve bir muskalı boğası ve bir beyaz seccâde ve

üç sahan ve bir leğene sulh olup bedel-i sulh olan eşyâ-i mezkûreyi ahz ve kabz idüp

menzil-i mezkûr ve babası ve karındaşı muhallafâtına müte‘allik cemî‘-i de‘âvî ve

husûmatdan ve müttehem ibrâ-i âm ile ibrâ ve ıskât-ı tâm ile ıskât eyledi biz bu

husûsa şâhidleriz ve şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde

ba‘de ri‘âyet-i şerâyiti'l-kabûl şehâdetleri hîn-i kabûlde vâkı‘a olucak kayd-şod

hurrire fî selh-i Zilhicce li-sene sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Hasan Bey

bin

Mahmûd

Çelebi

Aslan Beşe

el-Emîn

El-Hâc

Hüseyin bin

Abdullâh

Safayi(?)

bin

Hızır Bey

el-Emîn

Ahmed bin

Mustafâ

Ve

ğayruhum

mine'l-

hâzırîn

Yevmü'l-isneyn ğurre-i Muharremi'l-harâm şuhûr-ı sene ihdâ ve sebʻîn ve elf

hâzihî senetün cedîdetün nesʼelüke el-ısmetü mine'ş-şeytâni'r-Rahîm.

[s.4/12] Medîne-i Karahisâr Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem fevt olan el-Hâc Mehmed bin Mûsâ nâm

kimesnenin sulbiyye-i sağîre kızı Âʼişe'nin ahvâlini hıfz ve babam müteffâ-yı

mezbûrdan irs-i şerʻle intikâl iden emvâlini zabt içün bir vasî lâzım ve mühim

olmağın işbu vâkiʻü'l-vesîka emmisi el-Hâc Îsâ bin Mûsâ nâm kimesne dahî vasî

nasb olunup mezbûr el-Hâc Îsâ dahî vesâyet-i mezbûreyi kabûl ve hizmet-i lazımesin

edâ-i müteʻahhid olucak mâ vakaʻa kayd-şod hurrire fî-evâʼil-i Muharremi'l-harâm li-

sene ihdâ ve sittîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Ahmed Efendi el-

Vâʼiz

Abdülkaffar

Mehmed Efendi

Caʻfer bin Hızır bin İlyâs Ve ğayruhun

Page 118: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

105

[s.4/13] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem fevt olan el-Hâc Mehmed bin Mûsâ nâm

kimesnenin zevce-i metrûkeleri Hûriye binti Mustafâ ve Servinâz binti Murâd nâm

hâtûnlar meclis-i şer‘-i şerîfde müteveffâ-yı mezbûrun sulbiyye-i sağîre kızı

Âʼişe'nin kıbel-i şerʻden mansûb vasîsi olan el-Hâc Îsâ bin Mûsâ nâm kimesneyi

ihzâr ve mahzarında her biri takrîr-i daʻvâ idüp müteveffâ-yı mezbûr hâl-i hayâtında

mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı Abdulğaffar nâm kimesne mülküne ve bir tarafı

Hızır Derviş nâm kimesne mülküne ve bir tarafı Kara Bayrâm nâm kimesne mülküne

ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mâhdud iki tahtânî beyt ve iki fevkanî beyt ve hanaya

ve bir mikdâr havluya müştemil olan mülk menzilinin kıble tarafında olan bir fevkanî

beyt ve tahtânî ve hanayın nısfını Servinâz Hâtun'un zimmetinde olan mihr-i

mü’eccel içün ve şimâl tarafında vâki‘ bir tahtânî ve bir fevkanî beyt ve hanayın

nısfını Huriye nâm hâtûnun zimmetinde olan mihr-i mü’eccel içün virdüm diyü

deynine takas eyleyüb vech-i meşrûh üzre bize teslîm eylemişken vasî mezbûr

tasarrufumuza mâniʻ olur suʼâl olunsun didiklerinde ğıbbe's-suʼâl vasî-i mezbûr

vech-i meşrûh üzere olduğuna münkir olucak mezbûrlardan takrîrine muvâfık

beyyine taleb olundukda mine'l-udûl Abdulğaffar bin Mehmed Efendi ve Hızır bin

Murâd nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde hâzırân olup fi'l-vâkiʻ mahdûd-ı mezkûr

menzilin kıble tarafında olan fevkanî ve tahtânî ve hanayın nısfını merkûm

Servinâz'ın mihr-i mü’eccel içün ve şimâl tarafında olan fevkânî ve tahtânî menzili

ve hanayın nısfını merkûm Huriye'nin mihr-i mü’ecceli içün virüp deynine takas

eyledi biz bu husûsa şâhidleriz ve şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye

eylediklerinde baʻde't-taʻdîl ve't-tezkiye şehâdetleri makbûle olucak mâ-vakaʻa kayd-

şod hurrire fî-evâʼil-i Muharremi'l-harâm sene ihdâ sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Ahmed Efendi el-Vâʼiz an-

Kazâ-i Şuhud

Ahmed bin Mustafâ Hızır bin İlyâs

[s.4/14] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kasım Paşa Mahallesi

sâkinelerinden Kerime binti Mehmed nâm hâtûn meclis-i şer‘-i şerîfe li-ümmi

karındaşı İsmâil bin Süleymân nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında üzerine takrîr-i

Page 119: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

106

daʻvâ idup mahalle-i mezbûrede vâkiʻ lede'l-ahâlî vel-cîrân maʻlûmetü'l-hudûd

menzil babam merkûm Mehmed'in mülkü olup ba‘de-vefâtihî. baña intikâl itmişken

mezbûr İsmâil menzil-i mezbûru zabt ider suʼâl olunup ihkâk-ı hak olunması

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr İsmâil cevâbında fi'l-vâkiʻ münâza‘un-fîh

olan menzil-i merkûme Kerime'nin babası mülkü olup ba‘de-vefâtihî anamız Â’işe

nâm hâtûnun mihr-i mü’ecceli mukâbelesinde virülüp mezkûre Âʼişe'nin dahî baña

hîbe ve temlîk. ve teslîm ve ben dahî ittihâb ve kabz ve tesellüm eyledim mülk-i

mevhûbumdur diyücek müdde‘îyye-i mezbûre Kerime'ye istintâk olundukda vech-i

meşrûh üzere olduğuna münkire olıcak merkûm İsmâil'den takrîrine muvâfık beyyine

taleb olundukda mine'l-udûl Sefer bin Veli ve Selim bin Eymir nâm kimesneler li-

ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâkî‘ münâzaʻun-fîh olan

menzil-i mezkûr merkûm Mehmed'in zevcesi ve merkûmân Kerime ve İsmâil'in

vâlideleri olan Â’işe nâm hâtûnuna mihr-i mü’ecceli mukabelesinde virilüp ba‘dehû.

mezbûr İsmâil'e hîbe ve temlîk ve teslîm mezbûr İsmâil dahî ittihâb ve kabz ve

tesellüm eyledi biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i şehâdet-i

şerʻiyye eylediklerinde ba‘de-ri‘âyetihî şerâyitü'l-kabûl şehâdetleri makbûle olmağın

mâ-hüve'l-vâkî‘ bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mahmûd Beşe bin

Durmuş

Mehmed bin el-Hâc

İvaz el-Müʼezzin

Ahmed bin Mustafâ Hüseyin bin Hâcı

[s.4/15] Çavuşlar Mahallesi'nde sâkin Mehmed bin Abdullâh Ermeniden

Müslimân olmakla Harâccı Hüseyin Ağa ile murâfa‘a oldukda müdâhaleden men‘

olundu hurrire fî-evâsıt-ı Saferi'l-hayr li-sene ihdâ sebʻîn ve elf

[s.5/16] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kara-kâtib Mahallesi

sâkinelerinden Râbiʻa binti Hâcı nâm hâtûn tarafından daʻvâ-yı âti'l-beyâna vekîl

olup bimâ-hüve nehcü's-sübût şerʻan vekâleti sâbite olan zevci İbrâhîm bin Halîl nâm

kimesne mahfil-i kazâya Durak bin Bâlî nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i

daʻvâ idup müvekkilemin babası merkûm Hacı fevt oldukda mezbûr Durak bir çift

Page 120: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

107

öküzün ve sekiz ineğin ve dört palasın ve bir kaliçe üç kilim ve bir kazgan ve bir

atını ve sâʼir tecemmülât-ı hânesin ahz ve kabz eylemiş su’âl olunup alıverilmesi

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Durak bi'l-külliye münkiren cevâb viricek

vekîl-i merkûm İbrâhîm'den takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda ityân-ı

beyyineden âciz olmağın mezbûr Durak'a merkûm İbrâhîm'in müvekkilesi mezbûre

Râbiʻa'nın babası merhûm Hacı'nın zikr-i sebk iden eşyâlarını ahz ve kabz

eyledüğüne yemîn teklîf olundukda ol dahî alâ vıfki's-suʼâl halfe billâhi teʻâlâ

etmeğin kayd-şod hurrire fî-evâʼil-i Muharremi'l-harâm sene sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mustafâ Ağa

Felezade

Elvan Ağa an-

Çölâbât

Safer Bey el-

Emîn

Ahmed bin

Mustafâ

Hüseyin bin

Hacı

Ve ğayruhun

[s.5/17] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından el-Hâc Yahyâ Mahallesi

sükkânından Mustafâ bin el-Hâc Ramazân nâm kimesne meclis-i şer‘-i hatîr-i

lâzimü't-tevkîrde işbu sâhibü'l-kitâb Osmân bin Himmet nâm kimesne mahzarında

ikrâr-ı sahîh şer‘î ve iʻtirâf-ı sarîh-i merʻî kılup silk-i mülkümde münselik olup

medîne-i mezbûre esvâkında Otpazarı sûkunda vâkiʻ bir tarafı Usta Ali menziline ve

bir tarafı Hüseyin Bey mülküne ve bir tarafı Feridunzâde mülküne ve taraf-ı âharı

tarîk-i âmm ile mahdûd olup bir bâb Ağdacı dükkânımı içinde olan iki kazganı ve bir

başca(?) ve bir tahin tası ve sâ’ir âlât-ı lâzımesiyle merkûme Osmân'a yetmiş bir bin

nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile bey‘ idüp kabz-ı semen-i

ma‘dûd ve teslîm-i mebi‘-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm mahdûd-ı mezkûr ağda

dükkânı tecemmülâtıyla merkûm Osmân'ın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ

mutasarrıf olsunlar didikde mukırr-ı mezbûr Mustafâ'nın vech-i muharer üzere cârî

olan ikrârını el-mukırru lehü'l-merkûm Osmân bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe

tahkîk idicek kayd-şod hurrire fî-Evâʼil-i Muharremi'l-harâm li-sene ihdâ ve sebʻîn

ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Ömer

bin Şaʻbân

Muslu bin Îsâ El-Hâc Mesut

bin Hamza

Muharrem

Çelebi bin

Hüseyin Beşe

bin Mehmed

Ahmed bin

İlyâs

Page 121: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

108

Bey Çelebi Ömer

Osmân bin

Mehmed

Receb bin

Ömer Çelebi

Ali bin Hacı Nuh Bâlî bin

Ömer Bey

El-Hâc Ömer Bayrâm bin

Mehmed

[s.5/18] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Câmi‘-i Kebîr Mahallesi

sükkânından Haçator veled-i Frenk nâm zimmî meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-

tevkîrde işbu râfiʻü'l-kitâb fahrü's-sâlikîn Şeyh Abdullâh mahzarında ikrâr ve takrîr-i

kelâm idüp mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı Şah Acem nâm zimmiyye mülküne

ve bir tarafı Maʻden nâm kimesne mülküne ve bir tarafı Süleymân Halîfe mülküne ve

taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mâhdud olup iki tahtânî beyti ve ahurı ve bir mikdâr

havluyı eşcâr-ı müsmire ve ğayr-i müsmireyi müştemil olan mülk menzilimi mezbûr

şeyh Abdullâh'a on dört bin altı yüz nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye bâten bey‘ idüp

kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻ-i mahdûd eyledim ba‘de'l-yevm menzil-i

mahdûd-ı mezkûr merkûm Şeyh Abdullâh'ın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve

yuhtâr mutasarrıf olsun didikde mukırr-ı mezbûr vech-i meşrûh üzre cârî olan

ikrârında el-mukırru lehü'l-merkûm Şeyh Abdullâh'a bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-

müşâfehe tahkîk idicek kayd-şod hurrire fî-evâhir-i Zilhicceti'ş-şerîfe li-sene sebʻîn

ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Abdürrezzâk

bin el-Hâc İlyâs

El-Hâc Yûsuf bin el-

Hâc Bayrâm

El-Hâc Osmân bin

Şaʻbân Bey

Hüseyin bin el-Hâc

Osmân

İbrâhîm bin

Abdünnebî Dede

Mustafâ bin Yûsuf El-Hâc Budak bin Ali El-Hâc Murâd Bin

[s.5/19] Ebnâ-i Sebîlden Veli Beşe ve Ali Beşe ve Receb ve Hasan Beşe ve

Mahmûd ve Nuh ve Îsâ nâm kimesneler ve Acem zimmîlerden Niyaz ve diğer Niyaz

ve Sefer nâm zimmîler meclis-i şer‘-i hatîrde bundan akdem kat‘-ı tarîk iderek ahz

olunan Himmet nâm Türkmân mahzarında her biri takrîr-i daʻvâ idüp biz Mahmiyye-

i İslambul'da gelürken Seyyidgâzi ile Hân-ı Cedîd ovasında Kulapa alanı nâm

mevziʻde mezbûr Himmet on nefer atlu ile önümüze gelüp kimimizi mecrûh idüp

Page 122: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

109

cümle emvâl ve eşyâmızı ve nehb ve gâret eylediler su’âl olunup cevâbı tahrîr

olunması matlûbumuzdur didiklerinde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Himmet fi'l-vâki‘ on

nefer atlu idik başımız adı Çerkes nâm kimesne Türkmândır mezbûrların mevziʻ-i

mezbûrda önüne geçüp bizimle muhârebe eylediler biz ve dahî baʻzısı mecrûh idüp

cümle emvâl ve eşyâsını nehb ü gâret eyledük deyü bi't-tavʻ ve'r-rızâ ikrâr ve iʻtirâf

idicek mâ-hüve'l-vâkî‘ kayd-şod hurrire fî-evâsıt-ı Zilhiccetiʼş-şerîfe li-sene sebʻîn ve

elf.

Şuhûdü'l-hâl

Es-Seyyid

Nuri Çelebi

an-Kütahya

Mehmed

Çelebi bin

Nasûh Çelebi

Sefer Bey el-

Cündî

Yûsuf Bey bin

Abdullâh

Ahmed bin

Mustafâ

Ve ğayruhum

mine'l-huzzâr

[s.6/20] Barçınlı Kazâsı'na tâbi‘ Daydalu ve Ali-Beyce ve Akçapınar ve

Bayındırmeşhedi ve Mezraʻa-i Alcalar nâm karyelerinde dört bin beş yüz akçe

müşterek tîmâra mutasarrıf olan Ahmed Bey'in vekîli Abdî Bey ve Mehmed Ağa'nın

vekîli Yazıcı ve Halîl ve Veli nâm be-nevbet sipâhîlerin vekîli Şaʻbân Bey mahfel-i

kazâya zikr olunan karyelerde iki bin dört yüz doksan beş akçe hisseye mutasarrıf

olan Abdülbâkî Ağa'nın vekîl-i şer‘îsi Ömer Bey'in mahzarında her biri da‘vâ ve

takrîr-i kelâm idüp zikr olunan karyelerde bizim dahî hissemiz var iken üç senedir

zikr olunan karyelerin a‘şâr-ı şer‘iyyesini vekîl-i mezbûr Ömer Bey müstakil ahz ve

kabz idüp hissemizi vermez su’âl olunup yedlerimizde olan sûret-i berât-ı âlî-şân

mûcebince hisselerimiz alıverilmesi matlûbumuzdur didiklerinde ğıbbe's-su’âl vekîl-i

mezbûr Ömer Bey üç senedir vech-i muharerer üzere tîmâr-ı mezbûru müstakil zabt

eyledüğüne ikrâr ve iʻtirâf eyledikden sonra yedlerinde olan sûret-i berât-ı âlî-şâna

nazar olundukda merkûm Ahmed Bey'in berâtında zikr olunan karyelerden bin beş

yüz dört akçe ve Mehmed Ağa'nın berâtında bin akçe ve mezbûrân Halîl ve Veli'nin

be-nevbet tîmârları bin üç yüz akçe ve merkûm Abdülbâkî Ağa'nın berâtında iki bin

dört yüz doksan beş akçe ta‘yîn ve tahrîr olunduğu zâhir ve mütebeyyin olucak vech-

i meşrûh üzre herkes hissesini berâtı mûcibince kabz itmekle tenbîh birle kayd-şod

hurrire fî-evâʼil Muharremi'l-harâm li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Page 123: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

110

Şuhûdü'l-hâl

Hızır Bey el-Emîn Ahmed bin Mustafâ Mahmûd bin Ebîtâlib Hasan bin Hacı

[s.6/21] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kubbelü Mahallesi

sükkânından Frenk veled-i Murâd nâm zımmî meclis-i şer‘-i şerîfde işbu râfiʻü'l-

kitâb Mehmed bin Abdullâh nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı sahîh-i şerʻî ve iʻtirâf-ı

sarîh-i merʻî kılup mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı Hüseyin Efendi menzline ve

bir tarafı Hüseyin nâm kimesne mülküne ve tarafeyni tarîk-i âmm ile mahdûd olup

iki tahtânî beyt ve ahur ve biʼr-i mâʼı ve bir mikdâr havluyu ve eşcâr-ı müsmire ve

ğayr-i müsmireyi müştemil olan mülk menzilimi içinde olan çirkâb suyu ile merkûm

Mehmed'e dokuz bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye beyʻ-i bât-ı sahîh-i şerʻî ile bey‘

idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻ-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm

menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm Mehmed'in mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ

ve yuhtâr mutasarrıf olsun didikde mukırr-ı mezbûru vech-i muharrer üzre cârî olan

ikrârında el-mukırru lehü'l-merkûm Mehmed vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk idicek

kayd-şod hurrire fî-evâsıti'l-Muharremi'l-harâm li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

İbrâhîm

Halîfe

bin

Satılmış

Hacı bin

Durmuş

Hüseyin

bin

Budak

Osmân

bin

Hızır

Bâlî

Ahmed

bin

Mustafâ

El-Hâc

Mehmed

bin

Ahmed

bin

İmâm

Hamza

Çelebi

bin

İvaz

Mustafâ bin

Sinân

[s.6/22] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından el-Hâc Yahyâ Mahallesi

sâkinelerinden fahrü'l-muhadderât İsmihan binti Ali Bey nâm hâtûn tarafından ikrâr-ı

âti'l-beyâna vekîl olup mezbûreyi maʻrifet-i şer‘le ârifân olan Mustafâ Çelebi bin

Nasûh Çelebi ve Mahmûd Bey bin Nasûh Çavuş şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite

olan mezbûrenin zevci fahrü'l-kudât Abdülfettâh Efendi ibni Ahmed Efendi meclis-i

şer‘-i şerîfde müvekkile-i mezbûrenin li-ebeveyn karındaşı Mehmed Bey mahzarında

bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp müvekkilem ve mezbûr Mehmed Bey'in

babaları olan merkûm Ali Bey fevt oldukda beş yüz guruş kıymetli bir menzil ve

Page 124: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

111

Otpazarı Sûku'nda vâkiʻ beş yüz guruş kıymetlü bir kassâb dükkânı ve dört reʼs

kısrak ve bir camuz öküzü ve bir karasığır ineği ve öküzü ve iki kazganı ve iki bakır

tabası ve bir demür sini ve on sahan ve bir sofra ve bir el legeni ve bir mikdâr hurda

sahan ve iki tencere ve üç dört kilim ve kâliçe ve bir iki döşek ve yasdık karye-i

Göçer'de bir menzili ve bir mikdâr bal arusu ve bir ğulâm ve bir kısrağı yirmi beş

vukkiye afyon ve bir seccâde ve bir mikdâr arpa ve buğday ve saman sâʼir

beynlerinde adedi ve cinsi mâʻlûm eşyâsını merkûm Mehmed Bey kabz idüp

müvekkilem dahî hisse-i şerʻîsini taleb ider mukırr olup lâkin anamız Hayrunnisâ

nâm hâtûn fevt oldukda hemşîrem mezbûre İsmihân baʻzı eşyâsın kabz eyledi ve

babam hayâtında saña yüz elli top pembe bezi ve yüz elli guruş ben virüp ve yetmiş

beş guruşu dahî vâlidem virdi deyü benden daʻvâ saddedinde olup beynlerinde

münâzaʻât-ı kesîre vâkî‘ olmuşdu el-hâletü hâzihî muslihûn tavassut idüp

müvekkilemi sekiz bin nakd akçe ve otuz vukkiye afyon ve bir taba ve bir kazgan ve

mahalle-i İmâret'te maʻlûmetü'l-hudûd bir fevkânî oda ve ahur ve sofayı müştemil

menzile sulh eylediler müvekkilem dahî sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan

meblağ-ı mezkûr eşya-yı mezkûreyi alup kabûl ve kabz idüp baʻde'l-yevm babaları

ve anaları muhallefâtına müte‘allik daʻvâdan birbirlerinin zimmetlerini ve merkûm

Mehmed Bey'in dahî penbe bezi ve guruş da‘vâsından benim zimmetimi ibrâ’-i âmm

ile ibrâʼ ve ıskât-ı tâm ile ıskât eyledi min-baʻd [s.7] zikr olunan muhallafât husûsuna

ve benden merkûm Mehmed Bey taleb eylediği penbe bezi ve guruş da‘vâsına

müteʻallik daʻvâ sudûr zuhûr iderse lede'l-hükkâm makbûle ve mesmûʻa olmasın

didikde vekîl-i mezbûr kelimât-ı meşrûhasında merkûm Mehmed Bey dahî bi'l-

muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek kayd-şod fî-evâsıt-ı Muharremi'l-

harâm sene ihdâ sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Osmân

bin Ömer Bey

El-Hâc Mehmed

bin Veli

Abdî Bey bin

Mustafâ

Mûsâ Bey bin Îsâ Hüseyin bin Hâcı

Hasan Bey bin

Mahmûd Çelebi

Maʻden bin

Hüseyin

Mehmed bin

Ahmed

Hâcı bin İbrâhîm Mehmed Çelebi

bin Nasûh Çelebi

Page 125: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

112

[s.7/23] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kasımpaşa Mahallesi

sükkânından Ahmed bin İbrâhîm nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfde işbu râfiʻü'l-

kitâb Mustafâ bin nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve iʻtirâf-ı sarîh-i

merʻî kılup medîne-i mezbûrda İkilüleli Çeşmesi kurbünde vâkiʻ bir tarafı el-Hâc

İlyâs debbâğhânesine ve bir tarafı Tengrivermiş debbâğhânesine ve bir tarafı Kûçek

Çelebi mülküne ve taraf-ı âharı çirkâb suyuna müntehî el-Hâc Veli debbâghânesi

dimekle ma‘rûf ve debbâghâne olan iki selemi mezbûr Mustafâ'ya yedi bin iki yüz

nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile bey‘ idüp kabz-ı

semen ve teslîm-i mebi‘ eyledim baʻde'l-yevm mârru'z-zikr iki sele merkûm

Mustafâ'nın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâʼ ve yuhtâr mutasarrıf olsun didikde

mukırr-ı mezbûru ikrâr-ı meşrûhunda mezbûr Mustafâ dahî vicâhen ve şifâhen tasdîk

ve tahkîk idicek kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Mehmed

bin Nasûh

Kâsım Bin el-Hâc

Süleymân

Mehmed bin

Mustafâ

İbrâhîm bin

Mehmed

Hasan bin Enbiye

Mehmed bin

Hüseyin

Mehmed bin

Ahmed

Kâsım bin İlyâs Ahmed bin

Mustafâ

Mahmûd bin

Ebîtâlib

Hüseyin bin Hâcı

[s.7/24] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Hisarönü Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem mürd olan Serkiz nâm zimmînin sağîr oğulları

Avaniz ve AbRahîme babaları müteveffâ-yı mezbûrdan intikâl iden emvâllerini zabt

ve ahvâllerini hıfz içün bir vasî lâzım ve mühim olmağın işbu râfiʻatü'l-kitâb sağîrân-

ı mezbûrân vâlideleri Anna veled-i Ferha nâm zimmiyye kıbel-i şer‘-i kavîmden vasî

nasb ve taʻyîn olunup mezbûre Anna dahî vesâyet-i mezbûreyi kabûl ve hizmet-i

lâzımesin edâya müte‘ahhid olmağın kayd-şod fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Muharrem

bin Ömer

Süleymân

bin İbrâhîm

Muharrem

bin Ali Bey

Receb bin

Ömer

Altun

Veled-i

Bâlî Veled-

i Sefer

Serkiz

Veled-i

Page 126: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

113

Heci Avaniz

[s.7/25] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Hisarönü Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem mürd olan Serkiz nâm zimmînin eytâm-ı sığârının

kıbel-i şerʻ-i kâvîmden mansûb vasîsi ve mürd-i mezbûrun zevce-i metrûkesi olan

Anna veled-i Hatar nâm zimmî meclis-i şer‘-i şerîfde işbu sâhibü'l-kitâp Emîn veled-

i Yakop nâm zimmî mahzarında bi'l-vesâye ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp ve mürd-i

mezbûrun baʻzı kimesnelere müsbet deyni olup gayrî muhallefâtı olmamağla

mahalle-i mezbûrda vâkiʻ bir tarafı Ahmed nâm kimesne mülküne ve bir tarafı

Manuk nâm zımmî mülküne ve tarafeyni tarîk-i âmm ile mahdûd olup iki tahtânî

beyti ve bir mikdâr havlıyı müştemil mülk menzilini zarûret-i deyni içün merkûm

Emîne dört bin nakd akçe ile Nasârâ Mahallesi'nde vâki‘ maʻlûmü'l-hudûd bir harâbe

menzile bey‘ eyleyüb kabz-ı semen ve teslîm-i mebi‘ eyledim baʻde'l-yevm menzil-i

mahdûd-ı mezkûr merkûm Emîn'in mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâʼ ve yuhtâr

mutasarrıf olsun didikde mukırra-i mezbûreyi vech-i muharrer üzre cârî olan

ikrârında el-mukırru lehü'l-merkûm Emîn bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe

tahkîk idicek kay-şüd fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Muharrem bin Ali

Bey

Süleymân bin

İbrâhîm

El-Hâc Mehmed

bin Yûsuf

Receb bin Ömer Muharrem bin

Ömer

Ahmed bin

Abdullâh

Altun Veled-i

Heci

Bâlî veled-i Sefer Serkiz veled-i

Avaniz

Serkiz veled-i

Altun

[s.7/26] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kasımpaşa Mahallesi

ahâlîsinden Mehmed Çelebi bin el-Hâc Hasan ve Yûsuf bin Abdullâh ve İsmâil

Halîfe ibni Veli ve el-Hâc Ahmed Halîfe ve Şaʻbân Efendi ve Ahmed bin Nûri ve

sâ’ir cemm-i ğafîr meclis-i şer‘-i şerîfde Sinân Halîfe Mahallesi'nde sâkin Ahmed bin

nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında her biri takrîr-i daʻvâ idüp kadîmü'l-eyyâmdan

bizim mahallemiz ve mahallemizde medfûn merhûm-ı mebrûr Şeyh Abdürrahîm

Çeşmesi'ne ve hamamına cârî olan suyun yolu mezbûr Ahmed'in evine uğramakla

Page 127: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

114

çeşme peydâ idüp suyumuzu isrâf itmekle mahhallemize su cârî olmadan kalmışdır

su’âl olunup cevâbı tahrîr olunması matlûbumdur didiklerinde ğıbbe's-suʼâl mezbûr

Ahmed benim suyuñuzda alâkam yokdur çeşmeden dahî ferâgat verdim diyücek

mezbûr Ahmed'in ikrârı bi't-taleb kay-şüd fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed Çelebi

eş-Şehîr

Yeşilzâde

Nuʻmân Halîfe

bin el-Hâc

Mustafâ

Mustafâ Bey bin

Mahmûd Bey

Âhar Mustafâ bin

Molla Ahmed

Ahmed bin

Mustafâ

[s.8/27] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kasımpaşa Mahallesi

ahâlîsinden Mehmed Çelebi bin el-Hâc Hasan ve Yûsuf bin Abdullâh ve İsmâil

Halîfe ibni Veli ve el-Hâc Ahmed Halîfe ve Tâczâde Mehmed Halîfe ve Şaʻbân

Efendi ve Ahmed bin Nûri ve sâ’irleri bi-cemʻihim meclis-i şer‘-i şerîfe Kâhil

Mahallesi sükkânından el-Hâc Mehmed bin el-Hâc Fazlullâh ve Mehmed Beşe ibni

Kâsım ve Ahmed bin el-Hâc Saʻdî nâm kimesneler mahzarında her biri da‘vâ ve

takrîr-i kelâm idüp kadîmü'l-eyyâmdan mahallemize ve mahallemizde medfûn

merhûm-ı mebrûr Şeyh Abdürrahîm Efendi çeşmesine ve hamamına cârî olan suyun

yolu mezbûrların menzillerine uğrayup vazʻ-ı kadîme muhâlif yerde çeşmeler ve

müsterâdeler peydâ etdiklerinden mâʻdâ suyumuzu bağçelerine istiʻmâl itmekle

mahallemize su cârî olmakdan kalmışdır mezbûrların menzillerine varılup nazar

olundukdan sonra menʻ olunması matlûbumuzdur didiklerinde bu fakirûnlar(?)

kitâbda mestûrü'l-esâmî olan Müslimânlar ile menzillerine varılup nazar olundukda

mezbûr el-Hâc Saʻdî oğlu Ahmed'in menzilinde vazʻ-ı kadîme muhâlif suyun

kurbünde müsterâde peydâ eyledi müşâhede olunup ve merkûm Mehmed Beşe dahî

menzil divarında olan su ahurınun ve yine bir delik delüp ve bir yerde dahî bir

kumluk ihdâs idüp nâ-pâk tutduğu müşâhede olunup ve merkûm el-Hâc Mehmed'in

dahî çeşmesi müşâhede olunup su ahurı peydâ idüp ve evinde bağçesi olduğu

müşâhede olunup mezbûr Ahmede zikr olunan müsterâdeyi kaldırmağa ve merkûm

Mehmed Beşe'ye suyu vazʻ-ı kadîmine iletmeğe deldüğü ahurı yine yapmağa ve

kumluğu kaldırmasına ve mezkûr el-Hâc Mehmed'e suyun vazʻ-ı kadîmine iletmeğe

Page 128: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

115

tenbîh olunup mâ-vakaʻa kayd-şod hurrire fî-evâsıt-ı Muharremi'l-harâm sene ihdâ

sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed

Çelebi eş-

şehîr

Yeşilzâde

Süleymân

Halîfe bin

el-Hâc

Mustafâ

Mustafâ

Bey bin

Mahmûd

Bey

Usta

Mustafâ

Molla

Ahmed

Ahmed bin

Mustafâ

El-Hâc

Mehmed

bin Nasûh

El-Hâc

Mustafâ bin

Şaʻbân

[s.8/28] Bi'l-fiʻl Karahisâr-ı Sâhib Kethüdâyeri olan Fâhrü'l-akrân Osmân

Ağa bin Ömer Bey mahfel-i kazâya hizmetkârı Mustafâ nâm kimesneyi ihzâr ve

mahzarında takrîr-i kelâm idüp mezbûr Mustafâ'ya otuz guruş virüp baña bir katır

alıver deyü Çola Kazâsı'na tâbi‘ Gâzî nâm karyeye gönderüp ve hem karye-i

mezbûre hizmetkârı Mustafâ nâm kimesnenin tîmârı olmağla öşrünü taʻşîr ile

vermişdim hâlâ meblağ-ı mezbûru zâyiʻ eylemiş su’âl olunup takrîri tahrîr olunması

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Mustafâ cevâbında fi'l-vâkî‘ mûmâ-ileyh

Osmân Ağa bir katır alıver deyü baña otuz guruş virüp ve hem karye-i mezbûrenin

öşrünü taʻşîr eyle deyu gönderüp ben dahî karye-i mezbûreye varduğumda işbu

hâzırûn-ı bi'l-meclis olan Yûsuf ve Hüsam ve Ali nâm kimesneler karye-i

mezbûreden bir âdem ile dahî beni misafiren almayup darb idüp ben dahî lâ-yüʻkal

olduğunda meblağ-ı mezbûr zâyiʻ olup deyü cevâb viricek mezbûrdan Yûsuf ve

Hüsam ve Ali istintâk olundukda bi'l-külliye münkiren cevâb virdüklerinde mûmâ-

ileyh Osmân Ağa talebiyle merkûm Mustafâ'ya meblağ-ı mezbûre hîle ve hudʻa ve

teʻaddî eyledüğüne yemîn teklîf olundukda ol dahî alâ-vıfku'l-mesʼûl halfe billâhi

teʻâlâ idicek kayd-şod fî-evâsıt-ı Muharremi'l-harâm fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Abdülfettâh

Efendi bin el-

Kâdı

Muslu Bey bin

Mehmed

Hasan Bey bin

Mahmûd Çelebi

El-Hâc Ali Bey

bin Murâd

Abdî Bey bin

Mustafâ

Page 129: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

116

[s.8/29] Karahisâr-ı Sâhib'de Bi'l-fiʻl Kethüdâyeri olan el-Hâc Osmân Bey'in

hizmetkârı Mustafâ bin Mehmed nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfde Çola Kazâsı'na

tâbi‘ Gâzî nâm karyeden Hüsam bin Manav ve Yûsuf bin Lütfullâh ile ve Ali bin

Abdullâh nâm kimesneler ihzâr ve mahzarlarında takrîr-i daʻvâ idüp mezbûrların

karyeleri vekîli olduğu Mustafâ Bey'in tîmârı olup karye-i mezbûrenin öşrünü taʻşîr

içün karyelerine vardığumda beni müsafiren almayup mezbûrûn Hüsâm Yûsuf ve Ali

karye-i mezbûreden bir âdem ile dahî beni orak ve değnek ve taş ile muhkem darb

idüp aʻzâmı mecrûh idüp puşt ve geñiz(?) dahî şetm eylediler suʼâl olunup takrîr ile

tahrîr olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-su’âl mezbûrûn Hüsâm ve Yûsuf ve Ali

bi'l-külliye münkiren cevâb virdüklerinde müddeʻî-i mezbûrdan takrîrine muvâfık

beyyine taleb olundukda min'l-udûl Ali bin Yitilmiş ve Mehmed bin el-Hâc Hızır

nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘-a hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâkî‘

mezbûrûn Hüsâm ve Yûsuf ve Ali karye-i mezbûreden bir âdem ile dahî mezbûr

Mustafâyı orak ve değnek ve taş ile darb ve mecrûh idüp puşt ve geñiz(?) deyü şetm

dahî eylediler biz bu husûsa şâhidleriz ve şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i şehâdet-i

şerʻiyye eylediklerinde ba‘de-ri‘âyetihî şerâyitü'l-kabûl şehâdetleri makbûle olmağın

mâ-vakaʻa kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Muslu Bey bin

Mehmed

Mehmed bin

Abdullâh

El-Hâc Ali bin

Ferhât

Hasan Bey bin

Mahmûd

Ahmed bin

Mustafâ

[s.8/30] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Çıkrık nâm karye sükkânından Hacı

bin Mîr Ali nâm kimesne zevcesi Beşe binti Bâlî nâm hâtûn ile meclis-i şer‘-i şerîfe

hâzırân olup cerrâh tâʼifesinden üstâd es-Seyyid Mehmed Çelebi ibni es-Seyyid Ali

mahzarında her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp oğlumuz işbu hâzır-ı bi'l-meclis İdrîs

nâm sağîrin kasığında taşı olup merkûm es-Seyyid Mehmed Çelebi zikr olunan taşı

yarup çıkarmakda ehl olup ve nicesin yarup çıkarmakla bi-emrillahi teʼâlâ ol halâs

olmağla sağîr-i mezbûrun kasığında olan taşı dahî yarup çıkarmağa teʻahhüd

eylemişdir lâkin eğer oğlumuz ol cerâhatdan fevt olmak ihtimâli olursa dem ve

diyetine müte‘allik merkûm es-Seyyid Mehmed'den ve sâʼir bir ferdden daʻvâ ve

Page 130: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

117

talebimiz yokdur didiklerinde ğıbbe't-tasdîki'l-vicâhî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-Evâʼil-i Muharremi'l-harâm li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Budak bin

Mustafâ

Yûsuf Bey ibni

Abdullâh

El-Hâc Şaʻbân

bin Ali

Ahmed bin

Mustafâ

Sefer bin Hızır

Bey Hudân

[s.9/31] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Çıkrık nâm karye sâkinelerinden

Rahîme binti Hüseyin nâm hâtûn meclis-i şer‘-i [şerîfde] karındaşının oğlu Ömer bin

Halîl nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i da‘vâ idüp Muttalib nâm karye

sınurında vâkiʻ altı kemer nâm nehir kenarında iki dönüm ve çeşme kurbünde vâkiʻ

iki dönüm ve cemʻan dört dönüm tarla babam mezbûr Hüseyin'in tarlası olup hâl-i

hayâtında baña ma‘rifet-i sâhib-i arz ile hakk-ı tasarrufun fâriğ olup yirmi sene

mikdârı mârru'z-zikr tarlaları ben zabt idüp lâkin bir iki sene karındaşım mezbûr

Halîl fuzûlî tasarruf idüp ba‘de-vefâtihî mezbûr Ömer dahî zabt ve tasarruf ider suʼâl

olunup ihkâk-ı hak olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Ömer

cevâbında fi'l-vâki‘ zikr olunan tarlalar mezbûre Rahîme'nin olup lâkin babam hakk-ı

tasarrufunu sâhib-i arz maʻrifetiyle fâriğ olup bir iki sene babam tasarruf eyledikden

sonra mârru'z-zikr tarlaları babamdan da‘vâ ve sene tisʻa ve erbaʻîn ve elf târîhinde

kazâ-yı mezbûrda nâʼib olan Abdullâh Efendi huzûruna ihzâr idüp babam dahî

mukaddemâ kendüye hakkı tasarrufundan fâriğ olduğunu şuhûr-ı udûl ile isbât ve

benden hüccet-i şerʻiyye verildikden sonra yirmi seneden mütecâviz babam mezbûr

Halîl bilâ-nizâʻ tasarruf idüp ba‘de-vefâtihî hakkı tasarrufu baña intkâl eyledi bir iki

senedir tasarruf iderin deyu târîh-i mezbûr ile müverrah ve mûmâ-ileyh ile Abdullâh

Efendi imzâsıyla mumza hükm-i şerʻî ibrâz idüp nazar olundukda mazmûnu takrîrine

muvâfık olmağın mezbûre Rahîme'ye istintâk olundukda mezbûr Halîl yirmi seneden

mütecâviz bilâ-nizâʻ tasarruf eyledüğün münkir olmağın mezbûr Ömer'den beyyine

taleb olundukda mine'l-udûl Eymir bin Hüsam Halîfe Habîb bin Mustafâ nâm

kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâkî‘

münâzaʻun-fîh olan dört dönüm tarlaya mezbûr Ömer'in babası merkûm Halîl yirmi

seneden mütecâviz bilâ-nizâʻ tasarruf olup her sene aʻşâr-ı şerʻî ve rüsûm-ı

örfiyyesini sâhib-ı arza edâ ve teslîm idüp ba‘de-vefâtihî oğlu mezbûr Ömer'e hakk-ı

Page 131: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

118

tassarufu intikâl eyledi mezbûre Rahîme hâzırân ve sâkine olup daʻvâ itmeyüb biz bu

husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde

ba‘de-ri‘âyetihî şerâyitü'l-kabûl şehâdetleri makbûle olmağın on beş sene mürûr iden

daʻvânın istimâʻı kıbel-i saltanatdan memnûʻ olmağla mezbûre Rahîme taʻarruzdan

menʻ birle kayd-şod fî-Evâʼil-i Muharremi'l-harâm li sene ihdâ sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Süleymân

Halîfe bin

el-Hâc

Mustafâ

Mahmûd

Bey bin

Muslu

Muhzır

El-Hâc Ali

bin Ferhâd

el-Cündî

Terzi

İbrâhîm bin

Osmân

Kemâl bin

Mehmed

İvâz Bin

Ramazân

Hasan bin

Mehmed

[s.9/32] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Deper nâm karye sâkinelerinden

İsmihân binti Hasan Bey nâm hâtûn tarafından vekîl olub Ali bin Veli ve Mehmed

bin Seydî Bey şehâdetleriyle şerʻan vekâleti sâbite olan zevci Abdî Çelebi bin

Mustafâ Çelebi mahfil-i kazâda Ömer Çelebi bin Hasan mahzarında bi'l-vekâle ikrâr

ve takrîr-i kelâm idüp mezbûr Ömer'in zevcesi Fâtıma nâm hâtûnun evi açılup baʻzı

zî-kıymet esbâbı sirka olundukda müvekkilemin mazınna ittihâz idüp an-inkâr üç yüz

guruşa sulh olduklarında bize zikr olunan sulh kerhle oldu deyü tekrâr mezbûre

Fâtıma daʻvâ ve bedel-i sulh istirdâda hüküm olunmağla mezbûre Fâtıma'ya merkûm

Ömer Çelebi kefîl olup merkûme Fâtıma fîrâr eylemekle üç yüz guruş içün mezbûr

Ömer Çelebi'nin mahalle-i İmaret'de bir menzili ve bir camus ineğini ahz eylemişdim

lâkin Âsitâne-i Saʻâdet'de tekrâr murâfa‘a olduğunda Kâdî-asker Efendi hazretleri

sulhün sıhhâtine hüküm itmekle hâlâ merkûm Ömer Çelebi'den aldığum menzil-i

mezbûru ve camus ineğini yine teslîm edüp baʻde'l-yevm husûs-ı mezbûra müteʻallik

cemîʻ-i deʻâvî ve husûmâtdan merkûm Ömer Çelebi'nin zimmetini ve mezbûre

Fâtıma'nın zimmetini ibrâ eyledim didikde ğıbbe't-tâsdîk kayd-şod hurrire fî-evâhir-i

Muharremi'l-harâm li seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Ahmed bin Nûri Dede Beşe an-

Sofular

Ahmed bin

Mustafâ

Mahmûd bin

Tâlib

Hızır Bey el-

Emîn

Page 132: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

119

[s.9/33] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Boz-öyük nâm karye sükkânından

Sinân Beşe ibni Ali meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-tevkîrde işbu râfiʻü'l-kitâb abd-ı

memlûkü orta boylu elâ gözlü sarışın Rûsiyyü'l-asl Rıdvân bin Abdullâh mahzarında

ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî kılup abd-i memlûküm olan mezbûr Rıdvân niyyet-i

hâlisa-i vâfiyye ile hasbetenlillâhi'l-hallâk tahrîr ve ihkâk idüp mülkümden izâle ve

ihrâc ve silk-i ahrâr-ı asliyyûnda idrâc eyledim ba‘de'l-yevm mezbûr Rıdvân sâ’ir

ahrâr-ı asliyyûn gibi hür olup mevâlî içün utekâ üzerinde şer‘an sâbit olan hakk-ı

velâdan gayri hakkım ve alâkam kalmadı didekde mukırr-ı mezbûr Sinân Beşe'nin

vech-i muharrer üzere cârî ve sâdır olan ikrârını el-mukırru lehü'l-merkûm Rıdvân

bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-hüve'l-vâkî‘ bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-Evâhir-ı Muharremi'l-harâm li sene ihdâ sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

İbrahîm bin

Osmân

Süleymân

bin İbrâhîm

Muslu Bey

bin

Mehmed

El-Hâc Ali

bin Ferhât

el-Cündî

Osmân bin

Çırak

Derşâh bin

Oruç

Hasan Beşe

bin Oruç er-

Râcil

[s.9/34] Medîne-i Karahisâr Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sâkinelerinden Hanîfe binti Mehmed nâm hâtûn Meclis-i Şer‘a gelüp takrîr-i kelâm

idüp zevcim Habîb nâm kimesne beni ve işbu hâzıratü bi'l-meclis sulbiyye-i sağîre

kızı Fâtıma'yı bilâ-nafaka bırağup gâʼib olmuşdur nafaka ve kisveye şiddet-i

ihtiyâcımız vardır cânib-i şer‘den nafaka ve kisve-bahâ takdîr olunmasın taleb iderim

didikde mezbûre Hanîfe'ye zevci merkûm Habîb gitdikde nafaka komaduğuna yemîn

teklîf olundukda halfebillâhi teʻâlâ eyledikden sonra mezbûre Hanîfe ve Fâtıma'nın

nafaka ve kisve ve sâʼir levâzım-ı zarûriyyeleri içün beher yevm beşer akçe farz ve

takdîr olunup meblağ-ı mezbûru sarfa ve vakt-i zarûretde istidâne ve hîn-i zaferde

rücûʻa izin verilmeğin mâ-hüve'l-vâki‘ kayd-şod hurrire fî-Evâʼil-i Saferi'l-hayr li

sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Yûsuf Bey bin El-Hâc Şaʻbân Osmân bin el-Hâc Es-Seyyid İvaz Ahmed bin

Page 133: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

120

Abdullâh bin Ali Ali el-Göynükî Mustafâ

[s.10/35] Medîne-i Saydâ mahallâtından Yahûdi Mahallesi sükkânından İshak

veled-i Mûsâ nâm Yahûdi meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-tevkîrde Sincanlı Kazâsı'na

tâbi‘ Saraycık nâm karyeden olup bundan akdem vefât iden Mustafâ Ağa'nın çiftlik

kethudâsı ve muhallefâtına vâzıʻu'l-yed olan Himmet nâm kimesneyi ihzâr ve

mahzarında takrîr-i da‘vâ idüp târîh-i kitâbdan altı sene mukaddem müteveffâ-yı

mezbûr Mustafâ Ağa Saydâ Ağa'sı olup medîne-i mezbûreye geldikde benden alâ-

tariki'l-karz beş yüz esedî guruş alup meblağ-ı mezbûr zimmetindeyken kable'l-edâ

vefât itmekle hâlâ meblağ-ı mezbûru merkûm Himmet Kethüdâ'dan taleb iderim

suʼâl olunsun didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Himmet Kethüdâ bi'l-külliye münkir

olıcak müddeʻî-i merkûm İshak'dan takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda

mine'l-udûl ve's-sikât el-Hâc Osmân Bey bin Ömer Bey ve İbrâhîm Bey bin

Abdullâh nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şerʻa hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd

fi'l-vâki‘ müteveffâ-yı mezbûr Mustafâ Ağa'nın medîne-i mezbûrda merkûm İshak

Yahûdi'den beş yüz esedî guruş karz alup kable'l-edâ vefât itmekle meblağ-ı mezbûr

zimmetinde kalmışdır biz bu husûsa şâhidleriz ve şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i

şehâdat-i şerʻiyye eylediklerinde baʻde't-taʻdîl ve't-tezkiye şehâdedleri hîn-i kabûlde

vâkiʻ oldukdan sonra müddeʻî-i mezbûre meblağ-ı merkûmdan mahallen ve baʻzen

müteveffâ-yı mezbûrun ahz eylemedüğüne ve bir tarîkle zimmetini ibrâ

eylemediğüne yemîn teklîf olundukda ol dahî halfe billâhillezi enzele't-tevrâte alâ

Mûsâ Aleyhisselâm idicek kayd-şod hurrire fî-evâʼil-i Saferü'l-hayr li sene ihdâ ve

sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Ali

bin Ferhât el-

Cündî

Mustafâ bin

Ali

Mustafâ

Halîfe bin

Abdullâh

Ahmed bin

Mustafâ

Hüseyin bin

Tâlib

Abdî Bey bin

Mustafâ

[s.10/36] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Halimuğru nâm karye

sâkinelerinden Parsa binti Abdullâh nâm hâtûn meclis-i şer‘a zevc-i mutallakı

Page 134: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

121

Ebûbekir bin Mustafâ mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp mezbûr beni ihtilâʻa darb-ı

şedîd ile darb ve kerhle mihr-i mü’eccelimden ve nafaka-i iddetimden fâriğa oldum

hâlâ su’âl olunup takrîri tahrîr olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-su’âl mezbûr

Ebûbekir cevâbında merkûme Parsa kendi rızâsıyla benimle muhâlaʻa idüp mihr-i

mü’eccelinden ve nafaka-i iddetinden fâriğa oldu deyu mezbûreyi vech-i muharrer

üzre li-ecli'l-ihtilâʻ darb ve kerh eyledüğünü münkir olıcak müddeʻiyye-i

mezbûreden sıdk-ı makâline beyyine taleb olundukda ityân-ı beyyineden âcize

olmağın mezbûr Ebûbekir'e merkûme Parsayı li-ecli'l-ihtilâʻa darb-ı şedîd ile darb ve

kerh eylemedüğüne yemîn teklîf olundukda ol dahî alâ vıfki's-suʼâl halfe billâhi

teʻâlâ idecek mâ-hüve'l-vâki‘ kayd-şod fî-evâsıt-ı Saferü'l-hayr li sene ihdâ ve sebʻîn

ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Muharrem bin Ali İbrâhîm bin

Yûsuf

Mahmûd Bey bin

Nasûh Çavuş

Ahmed bin

Mustafâ

Mahmûd bin

Ebîtâlib

[s.10/37] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ İnaz nâm karye sükkânından

Şaʻbân bin Sefer nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfe karye-i mezbûrdan Mehmed bin

Abdülkerîm nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i da‘vâ idüp mezbûr Mehmed

târîh-i kitâbdan iki sene mukaddem ben evde yoğiken zevcem ‘işe nâm hâtûna fiʻl-i

şenîʻ kasdıyla gece ile karye-i mezbûrede menzilime gelüp zevcem mezbûre ve

vâlidem âgâh olduklarından işbu meclis-i şer‘de hâzır siyah kapamasın arkasında

bırağup fîrâr eylemiş su’âl olunup takrîri taharrîr olunması matlûbumdur didikde

ğıbbe's-suʼâl mezbûr Mehmed cevâbında müdde‘î-i merkûm Şaʻbân'ın vâlidesi gece

ile baña gel demişdi ben dahî varduğumda arkamdan mâru'z-zikr kapamayı alup baña

hücum eylediklerinde ben dahî fîrâr eyledim deyü gece ile mezbûr Şaʻbân'ın

menziline varduğunu mutavva‘an ikrâr ve iʻtirâf eyledükden sonra mezbûr

Mehmed'in keyfiyet-i hâli karye-i mezbûre ahâlîsinden olup hâzırûn-ı bi'l-meclis

olan Veli bin Kenan Bey ve Hızır bin Sefer ve Hasan bin Yahyâ ve İbrâhîm bin

Hüseyin ve sâʼirlerinden tefahhus olundukda mezbûr Mehmed kendi hâlinde değildir

eyü âdem [değildir] ve yaramazdır deyü sûʼ-i hâlini haber verdiklerinde mâ-vakaʻa

kayd-şod fi't-târîhi'l-mezbûr.

Page 135: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

122

Şuhûdü'l-hâl

Ali Halîfe bin Bostan Ahmed bin Mustafâ Selim bin Abdullâh Hüseyin bin Hacı

[s.10/38] Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kâhil Mahallesi sükkânından olup

bundan akdem fevt olan Mustafâ bin Nûh nâm kimesnenin sulbî sağîr oğlu

Mehmed'in ahvâlini hıfz ve babası müteveffâ-yı mezbûrdan irs-i şerʻle intikâl iden

emvâlini zabt içün bir vasî lâzım ve mühim olmağın işbu vâkiʻü'l-kitâb sağîr-i

mezbûrun sadrî ceddi Mehmed Çelebi bin Hüseyin kıbel-i şer‘-i kâvîmden vasî nasb

olunup ol dahî vesâyet-i mezbûru kabûl ve hizmet-i lâzımesin edâya mütte‘ahhid

olucak mâ-vakaʻa kayd-şod hurrire fî-evâsıt-ı Saferü'l-hayr li-sene ihdâ ve sebʻîn ve

elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Yûsuf bin

el-Hâc

Bayrâm

Abdî Çelebi

ibni Ahmed

El-Hâc

Mehmed

bin el-Hâc

Fazılı

El-Hâc Ali

Bâlî bin

Hamza

Mehmed

bin Abdî

Yûsuf bin

Abdullâh

Es-Seyyid

İvaz Çelebi

el-Göynükî

[s.11/39] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kâhil Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem vefât iden Mustafâ bin Nûh(?) nâm kimesnenin

zevce-i metrûkesi Ümmî binti Mehmed nâm hâtûn meclis-i şer‘-i hatîrde müteveffâ-

yı mezbûrun sağîr oğlu Mehmed'in kıbel-i şerʻden mansûb vasîsi Süleymân bin Nûh

nâm kimesne mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp müteveffâ-yı mezbûrun zimmetinde

mütekarrer ve maʻkûd-ı aleyh otuz bin akçe mihr-i mü’eccelimin on bini sübûtunda

zevcim mezbûr Mustafâ'ya hîbe edüp hâlâ yirmi bin akça mihr-i mü’eccel taleb

iderim suʼâl olsun didiğinde ğıbbe's-suʼâl vasî-i mezbûr bu vech-i muharrer üzerine

yirmi bin akçe mihr-i mü’ecceli olduğunu münkir olıcak mezbûre Ümmi Hâtun'dan

takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda mine'l-udûl Abdî Çelebi bin Ahmed ve el-

Hâc Yûsuf bin el-Hâc Bayrâm nâm kimesnelerle li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a

hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâki‘ mezbûre Ümmî Hâtun'un zevci müteveffâ-yı

mezbûrun zimmetinde mütekarrer ve maʻkûd-ı aleyh otuz bin akçe mihr-i mü’ecceli

Page 136: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

123

var idi baʻde on binini hîbe idüp hâlâ yirmi bin akçe mihr-i mü’ecceli vardır biz bu

husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz deyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde

ba‘de-ri‘âyetihî şerâyitü'l-kabûl şehâdetleri hîn-i kabûlde vâkı‘a olmağın kayd-şod fî-

evâsıt-ı Saferü'l-hayr li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Mehmed

bin el-Hâc Fazlı

El-Hâc Hüdâi bin

Hamza

Mehmed bin

Abdî

Yûsuf bin

Abdullâh

Es-Seyyid İvaz

bin el-Göynikî

[s.11/40] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kâhil Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem vefât iden Mustafâ bin Nûh nâm kimesnenin zevce-

i metrûkesi Ümmî binti Mehmed nâm hâtûn meclis-i şer‘a gelüp takrîr-i kelâm idüp

zevcim müteveffâ-yı mezbûrun sulbî sağîr oğlu Mehmed hucr-i terbiyemde olup

nafaka ve kisveye şiddetle ihtiyâcı vardır babasının malından nafaka takdîr olunması

matlûbumdur didikde sağîr-i mezbûrun nafaka ve kisve ve sâʼir levâzım-ı zarûrîyesi

içün babasından intikâl iden malından beher yevm beşer akçe farz ve takdîr olunup

vakt-i zarûretde istidâneye hîn-i zaferde rücûʻa izin birle kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l-

mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl es-sâlifûl

[s.11/41] Muhallefât-ı el-Merhûm Mustafâ bin Nasûh es-sâkin fî-Mahallet-i

Kâhil min-mahallâtı Karahisâr-ı Sâhib mâte ve tereke min-vereseti ibnâ Mehmed ve

emmâ ümmi ve zevceti ümmi ve'l-verâseti'l-munhasiraten fîhinne hurrire fî-Evâsıt-ı

Saferü'l-hayr li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

İskerlet(?)

yeşil

ferâce

Kıymet

1500

Mâʼi

Londra

Şirvâni

Kıymet

500

Mor

İskerlet

yelek

Kıymet

600

Diz

çağşırı

Kıymet

100

Ağdacı

Dükkânı

tecemmülâtıyla

Kıymet

20000

Üzüm

batman

500

Kıymet

15000

Doru

Bârğir

Kıymet

100

Müttelâ(?)

Dülbend

Adet

2

Kıymet

100

Page 137: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

124

Gümüşlü

Bıçak

Kıymet

300

Müstaʻmel

Kürklü

Ferâce

Kıymet

200

Kara

kapama

Kıymet

100

Beyâz

Sâde

Kıymet

50

Kavuk

Kıymet

20

Hediye-i

Kelâm-ı

Izzet

Kıymet

500

Beş

Türkî

Kitâb

Kıymet

100

Yekün

40070

Yalnız kırık bin yetmiş akçedir

Minhe'l-ihrâcat

Techîz ve Tekfin

Meblağ

920

Resm-i Kısmet

Meblağ

1000

Huddâmmiye

Meblağ

400

Hırka-deyni riyâlî

guruş

fî 130

[aded]

20

Meblağ

2600

Kira deyni

Meblağ

2057

Sahhü'l-bâki

13093

On üç bin doksan üç akçedir

Mihr-i müʼeccel

müsbet

Meblağ

20000

Hissetü'l-

zevcetü'l-ümmi

Meblağ

1662

Hissetü'l ümmi

ümmi

Meblağ

2180

Hissetü'l ibni

Mehmed

Meblağ

9251

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Yûsuf Abdî Çelebi El-Hâc El-Hâc Ali Mehmed bin Yûsuf bin

Page 138: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

125

bin el-Hâc

Bayrâm

Bin Ahmed Mehmed bin

el-Hâc Fazlı

Bâlî bin

Hamza

Abdî Abdullâh

[s.11/42] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kâhil Mahallesi

sâkinelerinden Sâliha binti Hamza Ağa nâm hâtûn tarafından bey‘-i âti'l-beyâna

ikrârına vekîl olup mezbûreye maʻrifet-i şer‘le ârifân olan Hasan bin Mustafâ Ağa ve

Ahmed Halîfe bin Mustafâ şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite olan Hüseyin bin

Mustafâ Ağa meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-tevkîrde müvekkile-i mezbûrenin li-

ebeveyn karındaşları Ahmed Ağa ve Mehmed Ağa ibni Hamza Ağa mahzarında bi'l-

vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp Karamık kurbünde vâkiʻ tahdîd ve tavsîfden

müstağnî Beydeğirmeni dimekle ma‘rûf bir bâb mülk değirmenini müvekkilem

mezbûre Sâliha merkûmân Ahmed Ağa ve Mehmed Ağa'ya yirmi bin nakd-i râyic-i

fi'l-vakt akçeye bâten bey‘ idüp kabz-ı semen-i ma‘dûd ve teslîm-i mebî‘ mahdûd

eyledi baʻde'l-yevm mârru'z-zikr değirmen merkûmân Ahmed Ağa ve Mehmed

Ağa'nın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ mutasarrıf olunsun didikde vekîl-i

mezbûrun kelimât-ı meşrûhasında merkûmân Ahmed Ağa ve Mehmed Ağa bi'l-

muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idecek kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Ali Bey bin

Mustafâ Ağa

Mehmed Çelebi

bin el-Hâc

Mehmed

Sefer Bey el-

Muhtesib

Mustafâ bin

Mehmed

Hüseyin bin Hacı

[s.11/43] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından Şaʻbân bin nâm kimesne meclis-i şer‘a gelüp takrîr-i kelâm idüp bundan

akdem fevt olan Mehmed nâm kimesnenin sağîr oğlu Halîl nâm sağîr hucr-ı

terbiyemde olup nafaka ve kisveye şiddet-i ihtiyâcı vardır mezbûr Halîl nafaka ve

kisve-bahâ takdîr olunması matlûbumdur didikde sağir-i mezbûra nafaka ve kisve ve

sâ’ir levâzım-ı zarûriyyesi içün beher yevm altışar akçe farz ve takdîr alunup vakt-i

zarûretde istidâne ve hîn-i zaferde rücûʻa izin birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu

hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Page 139: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

126

Şuhûdü'l-hâl

Abdî Bey ibni

Osmân

Molla Mehmed

bin Ahmed

Ahmed bin

Mustafâ

Hüseyin bin Hâcı Mahmûd bin

Tâlib

[s.12/44] Bâʻis-i terkîm-i rakîm budur ki nefs-i Kayseri sükkânından Hasan

bin Ali nâm kimesneler meclis-i şer‘-i şerîfde Karahisâr-ı Sâhib sükkânından Ahmed

bin Süleymân nâm kimesne mahzarında takrîr-i kelâm idüp mezbûr Ahmed baña

otuz altışar akçeye elli aded keçi derisi beyʻ eylemişdi zikr olunan derileri işbu hâzır-

ı bi'l-meclis olan el-Hâc Sefer nâm kimesnenin dükkânından sirka eylemiş suʼâl

olunup cevâbı tahrîr olunması matlûbumdur didekde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Ahmed

cevâbında fi'l-vâkiʻ zikr olunan derileri merkûm el-Hâc Sefer'in dükkânından sirka

idüp mezbûr Hasan'a kendü mülkümdür deyü otuz beş akçeye beyʻ idüp semeni bi't-

tamâm ve'l-kemâl ahz ve kabz eyledim zimmetinde bir akçe ve bir habbe bâkî

kalmadı didikde kay-şüd hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mahmûd el-

Cündî Hâcı

Mûsâ Bey bin Îsâ Hamza bin

Süleymân

Mehmed bin

Sefer

Mehmed Çelebi

bin el-Hâc Sefer

[s.12/45] Mahmiyye-i Alaşehir sükkânından Mehmed bin Ali nâm kimesne

meclis-i şer‘-i şerîfe Karahisâr-ı Sâhib'den el-Hâc Budak bin Ali nâm kimesneyi

ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp bundan akdem mezbûr el-Hâc Budâğa bir

yük ve bir süğlüm(?) içinde bir mikdâr penbe emânet vazʻ eylemişdim hâlâ taleb

iderim suʼâl olunup alıverilmesi matlûbumdur didekde ğıbbe's-suʼâl mezbûr el-Hâc

Budak zikr olunan penbeyi işbu hâzır-ı bi'l-meclis sulbî oğlu Ali'ye emânet vazıʻ

eyledim katʻâ benim alâkam yokdur deyü cevâb viricek mezbûr Mehmed'e istintâk

olundukda vech-i meşrûh üzere zikr olunan penbeyi merkûm Ali'ye emânet vazʻ

eyledüğün ikrâr idüp ve merkûm Ali dahî fi'l-vâkiʻ penbeyi baña emânet vazıʻ eyledi

ba‘dehû beyʻ eylesün deyü mektûb gönderüp ben dahî beyʻ eyledim deyü mukarrer-i

hakdan olup merkûm el-Hâc Budak'ın alâkası olmaduğu zâhir ve bâhir olmağla

taʻarruzdan menʻ-birle kayd-şod fî-evâsıt-ı Saferü'l-hayr li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Page 140: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

127

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Hasan bin

Osmân

Es-Seyyid İvaz Çelebi

el-Göynükî

Habîb an-Karye-i

Erkmen

Mahmûd Efendi ibni

Hâcı el-Hatîb

[s.12/46] Yörükân Tâʼifesinden Mehmed bin el-Hâc Yûsuf nâm kimesne

meclis-i şer‘-i şerîfe Karahisâr-ı Sâhib sâkinlerinden İbrâhîm bin Hâcı ve Ahmed bin

Osmân nâm kimesneleri husûs-ı âti'z-zikre bi'l-fiʻl liva-i Karahisâr-ı Sâhib

mütesellimi Fâhru'l-akrân Ahmed Ağa taraf-ı bâhirü'ş-şereflerinden mübâşir taʻyîn

olunan es-Seyyid Nûrî Ağa mübâşeretiyle ihzâr ve mahzarında takrîr-i da‘vâ idüp

Sandıklı Kazâsı'nda vâkiʻ Güdübez yaylası nâm mevziʻden on reʼs karasığır ineğimi

sirka idüp sürüp Karahisâr'a getürmüşler suʼâl olunup mûcebi icrâ olunması

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr İbrâhîm zikr olunan sığırları mârru'z-zikr

yayladan gâʼib-i ani'l-meclis merkûm Ahmed'in oğlu Osmân nâm kimesne ile sirka

idüp sürüp getirüp mezbûr Ahmed'in evine getürdük baʻdehû merkûm Ahmed ile

altısı hâzır-ı bi'l-meclis Yani nâm zimmîye virdik ve ikisin dahî yine hâzır-ı bi'l-

meclis Hüseyin bin Budak nâm kimesneye virdik ve ikisin dahî evden çıkarırken

kaçırdık deyü bi't-tavʻ ve'r-rızâ ikrâr ve iʻtirâf eyledikden soñra merkûm Ahmed'e

dahî suʼâl olundukda fi'l-vâkiʻ zikr olunan sığırları sirka idüp benim evime getirdiler

ben yatağım(?) baʻde vech-i muharrer üzere sekizin mezbûrâna beyʻ idüp ikisin

evimden çıkarırken kaçırdık deyü cevâb viricek mâ-hüve'l-vâki‘ kayd-şod hurrire fi't-

târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed Çelebi

bin el-Hâc Hasan

El-Hâc Budak bin

Ali

Mehmed Çelebi

bin İvaz el-

Müʼezzin

Ahmed bin

Mustafâ

Mehmed Bey bin

Ali

[s.12/47] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Aksaz nâm Karye ahâlîsinden

Satılmış Halîfe bin ve Mehmed ve Himmet ve diğer Himmet nâm kimesneler meclis-

i şer‘-i şerîfde Erkmen nâm karye ahâlîsinden Habîb ve Hamza nâm kimesneler ve

sâʼirleri mahzarlarında bi't-tavʻi's-sâf ikrâr ve iʻtirâf eylediler ki bundan akdem

Page 141: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

128

mezbûrlar ile merʻa husûsunda nizâʻımız olup mezbûrlar merʻamız müşâʻdır deyü

cevâb virüp ve biz dahî sınurumuz muʻayyendir deyü teʻaddî idüp beynimizde

münâzaʻât-ı kesîre vâki‘ olmuşdu el-hâletü hâzihî muslihûn tavassut idüp es-sulhu

seyyidü'l-ahkâm fehevâsın üzre Karye-i mezbûre Erkmen ahâlîsinin yedlerinde olan

Hüseyin Efendi nâm kâdînın virdiği hüccetde muʻayyen ve musarrah olan hudûd ve

sınura râzılar olup birbirlerimizin merʻâ husûsuna müte‘allik cemî‘-i de‘âvî ve

husûmâtdan zimmetlerin ibrâ-i âmm ile ibrâ ve ıskât-ı tâm ile ıskât eyledik baʻde'l-

yevm mûmâ-ileyh Hüseyin Efendi'nin hüccetine muğâyir âhad tarafından daʻvâ

sudûr zuhûr iderse lede'l-hükkâm-ı zevi'l-ihtirâm makbûle ve mesmûʻa olmağın

telbîs ve tezvîre mahmûl ola didiklerinde mezbûrların vech-i meşrûh üzere cârî ve

sâdır olan kelâmlarını merkûmûn Erkmen ahâlîsi bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-

müşâfehe tahkîk idicek kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed

bin

Döğenci

Ali bin

Emirce

Receb

Halîfe bin

el-Hâc

Ali

Hızır bin

Mehmed

Bayrâm

Bey bin

el-Hâc

Hayrân

Ahmed

bin

Mustafâ

Es-seyyid

İvaz el-

Göynikî

Mahmûd

bin …

[s.13/48] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Karaca-viran nâm karye

ahâlîsinden el-Hâc Veli bin Süleymân ve Mehmed bin Muharrem ve Derviş bin

Mustafâ ve diğer Mehmed ve sâʼirleri bi-cemʻihim meclis-i şer‘-i şerîfde Sarık nâm

karye ahâlîsinden Îsâ bin Bayrâm ve Ahmed bin Mahmûd ve İbrâhîm bin Oruç ve

sâʼirlerinin mahzarlarında takrîr-i kelâm ve bast-ı merâm idüp bundan akdem

mezbûrlar karyemiz kurbine gelüp odun katʻ eylediklerinde biz dahî bizim

sınurumuza gelüp odun katʻ eylemeñ dediğimüzde mezbûrlar bizim odun katʻ

eyledüğümüz bir mübâh-ı cebeldir kimsenin alâkası yokdur ve sınurunuz dahî

değildir deyü cevâb virüp ve biz dahî bizim sınurımuz Karapınarı ve Karlayık

Karaboyalık'dandır deyü iddiʻâ idüp beynimizde münâzaʻât-ı kesîre ve muhâsamât-ı

şedîde vâkıʻa olmuşdu lâkin zikr olunan Kayapınarı ve Karlayık ve Karaboyalık

bizim sınurumuz değildir kadîmü'l-eyyâmdan Sarbdere ağzından Kestane çukrunun

yukarı başından ve Kızkapan kayası ve Çomru kayası ve Davulgı başı nâm

Page 142: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

129

mevziʻlerden şark tarafı karye-i merkûme Sarık'a varınca mezbûrların merʻâları ve

sınurları olup ebâ an-cedd yüz elli seneden mütecâviz hayvanları raʻy olunup katʻâ

bizim alâka ve medhalimiz yokdur ve zikr olunan mevâziʻin cânib-i garbîsi dahî

bizim merʻâmız ve sınurımız olup biz dahî hayvanlarımızı raʻy etmişizdir ve baʻde'l-

yevm dahî mezbûrlar ile yine kâ'l-evvel zikr olunan mevziʻlerin cânib-i şarkîsi

karyelerine varınca mezbûrların ve cânib-i garbîsi bizim olmak üzere sulh olup

husûs-ı mezbûra müte‘allik cemî‘-i de‘âvî ve husûmatdan birbirlerimizin

zimmetlerine ibrâ-i âmm ile ibrâ ve ıskât eyledik baʻde'l-yevm zikri mürûr iden

sınura muğâyir ve muhâlif âhad tarafından daʻvâ sudûr ve zuhûr iderse lede'l-

hükkâmi'l-kirâm makbûle ve mesmûʻa olmayup telbîs ve tezvîre mahmûl ola

didiklerinde mukırrûn-ı mezbûrûn vech-i muharrer üzere cârî olan ikrârlarında karye-

i merkûme Sarık ahâlîsi dahî vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk idicek kayd-şod hurrire

fî-Ğurre-i Rebîʻü'l-evvel li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Muslu Bey

bin Mehmed

el-Cündî

Mahmûd bin

Ali an

Mihâyil

Seydî bin

Sefer

El-Hâc Caʻfer

bin Hamza

an-Karye-i

Çökek

Osmân bin

Hacı an-

Karye-i Efe

Ahmed bin

İsmâil an-

Şuhud

[s.13/49] Rumeli Çobanlarından Karaca nâm zimmî meclis-i şerʻ-i şerîfe

husûs-ı âti'l-beyâna Anadolu mütesellimi tarafından emr-i şerîf-i âlî-şân ve

mûcebince mektûb-ı merğûbları ile mübâşir olan Mehmed Bey mübâşeretiyle

Karahisâr-ı Sâhib sâkinlerinden Mehmed Ağa bin Hâcı Bey nâm kimesneyi ihzâr ve

mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp ben mezbûr Mehmed Ağa'nın koyun çobanı olup

gider olduğumda yüz yirmi reʼs koyunumu fuzûlî ahz eyledi suʼâl olunup

salıverilmesi matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Mehmed Ağa ben merkûm

Karaca'ya sekiz yüz altmış yedi reʼs koyun ve keçi teslîm idüp baʻdehû hesâb

gördüğümüzde yüz yirmi reʼs koyun eksik gelüp otuz altısının helâk oldu deyü

nişânın gösterüp seksen dördüne nice oldu cevâb virmeyüb nişânın dahî

göstermemekle ol mukâbelede baña kırk sekiz yanı kuzulu koyun ve ona dahî yüz

koyun virüp sulh oldu deyü cevâb viricek müddeʻî-i merkûm Karaca istintâk

Page 143: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

130

olundukda mezbûr Mehmed Ağa kendüye sekiz yüz altmış yedi reʼs koyun ve keçi

teslîm idüp baʻdehû yüz yirmi koyun eksik geldüğünü ikrâr idüp lâkin cümlesinin

dahî nişânın getirüb ve nîce oldu cevâbın dahî virdim diyücek mezkûr Mehmed Ağa

vech-i meşrûh üzere olduğun münkir olıcak mezbûr Karaca'ya mârru'z-zikr yirmi reʼs

koyunun nişânın getürüp ve cevâbın virdüğüne beyyine taleb olundukda ityânından

âciz olmağla mezbûr Mehmed Ağa'ya otuz altı reʼs koyundan ziyâde merkûm Karaca

kendiye nişânın getürüp ve nîce olduğun cevâb virdüğüne yemîn teklîf olundukda ol

dahî halfe billâhi teʻâlâ idicek kayd-şod hurrire fî-min Evâhir-i Saferü'l-hayr li sene

ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Hâcı bin İbrâhîm Es-Seyyid İvaz

El-Göynikî

Hızır bin el-Emîn Ahmed bin

Mustafâ

Hüseyin bin Hâcı

Eyyûb Halîfe bin

Ayvat

Ahmed bin

Devlethan

Derviş bin Kâsım Şenlik bin Kâsım

[s.13/50] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kubbelü Mahallesi'nde

vâkiʻ merhûm ve mağfûrun-leh Şeyh İsmâil Zâviyesi Evkâfı'nın yevmî bir akçe

vazîfe ile mütevellîsi olan Ahmed bin Süleymân nâm kimesne mâl-ı vakfı ekl ve belʻ

idüp hıyâneti mukarrer olduğuna mahalle-i mezbûreden bî-ğaraz müslimânlar ihbâr

eylediklerinde mâʻadâ kendi hâlinde olmayup sârık ve şakî olmağla refʻ olunup

yerine işbu râfiʻü'l-kitâb İbrâhîm Halîfe bin Satılmış Halîfe vazîfe-i merkûm ile

zâviye-i mezbûreye mütevellî nasb olunup işbu hurûf li-ecli't-temessük ketb ve tahrîr

ve yedine vazıʻ olundu ba‘de'l-yevm mezbûr İbrâhîm Halîfe mütevellî olup edâ-yı

hidemât idüp ve vâkıfın rûhu ve devâm-ı ömr-i devlet-i şehinşâhî edʻiyyesine

müdâvemet ve istikâmet üzre ola hurrire fî-Evâʼil-i Rebîʻü'l-evvel li-sene ihdâ ve

sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Hâcı bin Durmuş El-Hâc Mehmed

bin Nasûh

El-Hâc İvaz bin

Osmân

Osmân bin Sefer

Bâlî

Hasan bin Ahmed

Çelebi

Page 144: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

131

[s.13/51] Defter Oldur ki Arab Mahallesi Mescidi'nin müʼezzinine meşrûta

olan nakdi beyân ider.

Der-zimmet-i Kuyumcu Muslu

Esedî

25 yirmi beşdir

Der-zimmet-i Debbâğ Müstecâb

Meblağ

1000 bindir cedîddir

Der-zimmet-i Keçeci Mehmed

Riyâl

7 Rubʻ 1

Der-zimmet-i Deli Cihân

Meblağ

400 cedîddir

Der-zimmet-i Danabaşoğlu

Ahmed

Meblağ

500 Cedîddir

Der-zimmet-i Nûh Bâlî

Pabuçcu

Essedî

7

Der-zimmet-i Kürtoğlu Mustafâ

(Cafer kefîl-i bi'l-mâl)

Essedî

3

Der-zimmet-i

Musluhocaoğluda bir bâb

dükkân

Senevî icâre

130

Rasûloğlunda bir bâb Dükkân

Senevî icâre

60

Der-zimmet-i Kayyûm Hoca

Meblağ

2100

Cemʻan

9200

[s.14/52] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kubbelü Mahallesi

sükkânından Ahmed bin Süleymân nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfde mahalle-i

mezbûrenin avârızına mevkûfe nukûdun mütevellîsi olan Hacı bin Durmuş nâm

kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp mahalle-i mezbûrenin avârız vakfı

olan akçeden zimmetimde otuz yedi buçuk riyâl guruş olup edâsında aczim olmağla

mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı el-Hâc Mehmed mülküne ve bir tarafı Piyâle

Page 145: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

132

mülküne ve bir tarafı el-Hâc Ali mülküne ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mâhdud

arsayı ve Züvvâr Tekkesi Vakfı'ndan beher sene otuzar akçe icâresi ve binâsı mülk-i

mahzım olup bir tahtânî beyt ve bir çardağı ve bir mikdâr havluyı ve eşcâr-ı müsmire

ve ğayr-i müsmireyi müştemil olan menzilimi mütevellî-i mezbûra otuz yedi buçuk

riyâl guruşa bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile bey‘ idüp teslîm-i mebi‘-i mahdûd

eyledikden sonra semeni olan meblağ-ı mezbûru zimmetimde vakf-ı mezbûrdan olan

otuz yedi buçuk riyal guruş deynime takâs eyledim baʻde'l-yevm mütevvellî-i

mezbûr menzil-i mezbûru vakf içün zabt idüp dilerse beyʻ eylesün dilerse icâreye

virsün diyüp hâsılı vakfa her kangısı enfaʻ ise eyle eylesün didikde mukırr-ı mezbûru

vech-i muharrer üzre cârî olan ikrârında mütevellî-i mezbûr Hacı dahî vicâhen tasdîk

ve şifâhen tahkîk idicek kayd-şod hurrire fî-Evâsıt-ı Rebîʻü'l-evvel li-sene ihdâ ve

sebʻîn ve elf min hicret-i men-lehü'l-ızzü'ş-şeref.

Şuhûdü'l-hâl

Terzi

İbrâhîm bin

Osmân

Mehmed

bin Sinân

Süleymân

bin Yûsuf

Şaʻbân

Çelebi bin

Îsâ

Ahmed bin

Mustafâ

Osmân bin

el-Muhzır

Ve

ğayruhum

[s.14/53] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından Mustafâ Çelebi bin Küçük nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfde işbu

râfiʻü'l-kitâb kız karındaşı kızı Selime binti Ahmed nâm hâtûn mahzarında ikrâr ve

takrîr-i kelâm idüp mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı Osmân Bey mülküne ve

tarafeyni benim mülküme ve taraf-ı âhar-ı tarîk-i âmm ile mahdûd olup bir tahtânî ve

fevkânî beyti ve bir mikdâr havlıyı müştemil olan menzilimi baʻde't-tahliyeti'ş-

şerʻiyye mezbûre Selime'ye hîbe ve temlîk ve teslîm ol dahî meclis-i hîbede ittihâb

ve kabz ve tesellüm eyledi ba‘de'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm

Selime'nin mülk-i mevhûbudur keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıfa olsun didikde

mukırr-ı mezbûrun vech-i muharrer üzre cârî olan ikrârını merkûme Selime dahî bi'l-

muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-vakaʻa kay-şüd hurrire fi't-

târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Page 146: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

133

El-Seyyid

Mustafâ bin

Muharrem

Hasan bin

Mehmed Halîfe

Hüseyin bin el-

Hâc Ebûbekir

İsmâil bin Dede Ahmed bin

Mustafâ

[s.14/54] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kâhil Mahallesi

sâkinelerinden Âʼişe binti Bazarlı nâm hâtûn meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-tevkîrde

işbu râfiʻü'l-kitâb sadriyye kızı Rahîme binti Süleymân nâm hâtûn mahzarında ikrâr

ve takrîr-i kelâm idüp mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı Ahmed nâm kimesne

mülküne ve bir tarafı Mehmed Beşe mülküne ve bir tarafı kendi mülküme ve taraf-ı

ahârı tarîk-i âmm ile mahdûd olan menzilimi mezbûre Rahîme'ye bin üç yüz nakd-i

râyic-i fi'l-vakt akçeye beyʻ-i bât-ı sahîh-i şerʻî ile beyʻ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd

ve teslîm-i mebîʻ-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr

merkûme Rahîme'nin mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr tasarruf eylesün

didikde ğıbbe't- tasdîk kay-şüd hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed

Çelebi bin

Ömer

Ahmed Çelebi

bin el-Hâc

Seydî

El-Hâc

Mehmed bin

el-Hâc Fâzıl

Mustafâ

Çelebi bin

Kayalı

Durmuş bin

Abdî

Ahmed el-

Muhzır

[s.14/55] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Erkmen nâm karye sükkânından

İbrâhîm bin el-Hâc Ahmed nâm kimesne meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-tevkîrde işbu

râfiʻü'l-kitâb Kerîme binti el-Hâc Memi nâm hâtûn mahzarında ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-

ı merʻî kılup karye-i mezbûre kurbünde vâkiʻ tahdîd ve tavsîfden müstağnî bir bâb

değirmenimi mezbûre Kerîme'ye dört bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye beyʻ-i bât-ı

sahîh-i şerʻî ile beyʻ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebîʻ-i mahdûd eyledim

baʻde'l-yevm mârru'z-zikr değirmen merkûme Kerîme'nin mülk-i müşterâsıdır keyfe-

mâ-yeşâ ve yuhtâr tasarruf eylesün didikde ğıbbe't-tasdîk kayd-şod hurrire fî-evâʼil-i

Rebîʻü'l-âhir li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Page 147: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

134

El-Hâc

Mahmûd bin

Budak

Hasan bin

Mehmed

Mahmûd bin

el-Hâc

Mehmed

Mehmed bin

Mustafâ

Mehmed bin

Nasûh

İvaz bin

Mustafâ

[s.14/56] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından el-Hâc Mahmûd

Mahallesi sükkânından Mustafâ bin Hüseyin Beşe meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-

tevkîrde işbu râfiʻü'l-vesîkâ Hüseyin bin Abdülkerîm nâm kimesne mahzarında ikrâr-

ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî kılup mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı Kemâloğlu

mülküne ve bir tarafı Osmân nâm kimesne mülküne ve bir tarafı Hüseyin nâm

kimesne dükkânına ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mahdûd olup bir tahtânî beyti ve

odayı ve çardağı müştemil olan menzilimi mezbûr Hüseyin'e iki bin iki yüz nakd-i

râyic-i fi'l-vakt akçeye bâten beyʻ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebîʻ-i

mahdûd eyledim baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm Hüseyin'in mülk-i

müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr tasarruf eylesün didikde ğıbbe't-tasdîk kayd-

şod hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Hasan bin

Abdülkerîm

Müʼezzin

Halîl bin

İbrâhîm

Ahmed bin el-

Hâc Ali

Bayrâm bin

Hüsam

Bayrâm bin

Mehmed

Süleymân bin

Konarı

Ahmed bin

Mustafâ

Osmân bin el-

Hâc Ali

Hasan bin

Hâcı

Hızır Bey el-

Emîn

Ve ğayruhum

mine'l-hâzırîn

[s.15/57] Hamd-i fâʼik ve senâ-yı lâyık ol mâlikü'l-mülk ve'l-melekût rabbi'l-

izzeti ve'l-ceberrût vâkıf-ı hâl-i ins ü cân râzık-ı mahlûk her dü-cihân cellet

hikmetihû ve illet kelimetu hazretlerinin dergâh-ı azamet-penâhına refʻ olunur ki

nüsha-i insânî ketm-i âdemden ibdâʻ-i üslûb üzere ibdâʻ ve imlâ ve ahsen-i takvîm

üzere ihtirâʻ ve inşâ edüp mesâlik-i maʻâşı taʻlîm ve menâhic-i maʻâdı tefhîm eyledi

ve sad hezârdan salâtu ve selâm ol medîne-i ʻilm ve hilm ve temkîn gencineʼi dahî

Rabbu'l-âlemîn hâtime-i silsiletü'l-murselîn hazretlerinin ravza-i rızâya ve hatîre-i

hatîrelerine nisâr olunur ki sâlik-i râh-ı hidâyet olan ümmet-i sâhib-i himmet ve alâ

Page 148: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

135

himmeti ve alâ-nehmeti makâsıd ve âmâline ittisâl ile hoş-hâl ve merhametü'l-bâl

ider ve dürer-i rahmet-i ilâhî ve ğarar-ı mefharet-i nâ-mütenâhî zümre-i âl ve ashâb

ve fırka-i esdekâ ve ahbâbı üzerine olsun ki her biri tarîk-i hakka hâdî ve sebîl-i

tevfîka münâdî olup hâmî-hümâ-yı dînü vâlî-i edâ-i taʻyîn olmuşdur rıdvânullâhi

teʻâlâ aleyhim ecmaʻîn emmâ-baʻd bu kitâb-ı celîlü'ş-şân ve bu hitâb-ı bedîʻü'l-ünvân

inşâsına bâʻis ve bâdî budur ki Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib hâmahallahu teʻâlâ ani'l-

mesâʼib mahallâtından Fakih Paşa Mahallesi sâkinelerinden Fahrü'l-muhadderât ve

tâcü'l-mestûrât Sâliha Hâtûn ibneti Şâh Çavuş tarafından vakf-ı âti'l-beyânı ikrâr ve

tescîle ve daʻvâyı rücûʻa ve vekîl olup bimâ-hüve nehcü's-sübût şerʻan vekâleti sâbite

olan sadrî oğlu fahrü'l-kuzâd Süleymân Efendi ibni Hamza Efendi meclis-i şerʻ-i

hatîr ve mâhfil-i dîn-i münîrde vakf-ı âtiyyü'l-beyâna hasbî mütevellî nasb olunan es-

Seyyid Emrullâh Çelebi bin el-Hâc İlyâs mahzarında bast-ı merâm idüb müvekkilem

mezbûre Sâliha Hâtûn atyeb-i malından on altı bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeyi ifrâz

ve kemâl-i imtiyâz ile sâʼir malından mümtâz kılup hasbeten lillâhi teʻâlâ ve taleben

li-merzâtihî yevme yestazillü'l-tahte sadakâtihî mûcebince vakf ve habs idüp şöyle

şard eyledi ki meblağ-ı mezbûr medîne-i merkûmede mütevellî-i mezkûr yediyle onu

on bir buçuk hesâbı üzere beher sene rehn-i kavîsi olanlar ile muʻâmele ve istirbâh

olunup hâsıl olan ribhini mütevellî-i mesfûr medîne-i mezbûrede vâkiʻ Gedik Ahmed

Paşa câmiʻ-i şerîfinde hâlâ vâʻiz ve nâsih olan umdetü's-sâlikîn el-Hâc Mahmûd

Efendi'ye teslîm eyliye madâm ki merkûm el-Hâc Mahmûd Efendi hayâtdadır

meblağ-ı mezbûrun senede hâsıl olan ribhine mutasarrıf ola baʻde-vefâtihî câmiʻ-i

mezkûrda her kim vâʻiz ve nâsih olursa âna verile ve bin akçesinin ribhi ki senede

yüz elli akçe ider ol mukâbelede câmiʻ-i mezkûrda her kim vâʻiz ve nâsih olursa vaʻz

tamâmından sonra üç ihlâs-ı şerîf kırâʼet eyleye deyü meblağ-ı mezbûru mütevellî-i

merkûm es-Seyyid Emrullâh Çelebi'ye teslîm-i sahîh-i şerʻî ile teslîm idüp ol dahî

teslîm ve kabz itmişdir deyü ikrâr ve iʻtirâf eyledikde mütevellî-i mezbûr dahî

müvekkilem kelâm-ı meşrûhunda vekîl-i mersûmu bi'l-muvâcehe tasdîk eyledikden

sonra vekîl-i mersûm semt-i âhara müteveccih idüp vakf-ı nükûd ve âna müteʻallik

olan şurût ve kuyûd eʼimme-i hanefiyyenin ve hudâ-i müctehidînin kavl-i muhtârı

üzere müʼeccel olup kâbil-i rücûʻ ve mülkü istirdâd ve meşhûdum olmağla zikr

olunan nükûdu müvekkilesine red ve kemâkân mülkü olmasın taleb idüp mütevellî-i

mezbûrdan cevâb taleb olundukda alâ-vechi't-tafsîl zikr olunan daʻvâ ve rücûʻa

Page 149: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

136

vekâletin inkâr idüp ğıbbe'l-istişhâd vekîl-i merkûmdan şâhid taleb olundukda

Mustafâ Çelebi bin Mehmed ve Mehmed bin Yûsuf nâm kimesneler nehc-i şerʻî

üzere daʻvâ ve rücûʻa vâkıfa-i mezbûre müddeʻî-i merkûmu vekîl itdirdüğüne

münkir-i mesfûr muvâcehesinde edâ-i şehâdet idüp vekâlet-i mezbûreye hükmü lâhık

oldukda mütevellî-i merkûm istintâk olunup cevâb virüp eğer çi vakf-ı nükûd ve

zımnında beyân olunan şurût ve kuyûd ekser eʼimme miyânında câʼiz değildir lâkin

eʼimme-i hanefiyyeden İmâm Züfer aleyhi rahmetü'l-ekberden hazret-i ensârî

rivâyeti üzere vakf-ı nükûd sahîh ve meşrûʻdur diyü hâkim-i mevkiʻ-i müstetâba

murâfaʻa olup tarafeynden hüküm taleb itdiklerine hâkim-i mûmâ-ileyh cânib-i vakfı

evlâ görüp vakf-ı nükûd ve zımnında beyân olunan şurûd ve kuyûdun sıhhatine hükm

itdikden sonra vekîl-i mersûm daʻvâ idüp vakf-ı nükûd İmâm Züfer'den ensârî

rivâyeti üzere sahîhdir lâkin sıhhât-i lüzûmdan müfârik olur eyle olıcak meblağ-ı

mezbûru vâkıfanın mülküne redd ve taraf-ı tasarrufun mütevellînin sedd taleb iderim

didikde mütevellî-i merkûm dahî eğerçi İmâm Züfer yanında mesʼele iledir lâkin

imâmeyn-i hümâmeyn rahmetullâhi teʻâlâ aleyhümâ yanlarında el-vâkfu îzan sahh-ı

lüzûm deyüb redden imtinâʻ ve hâkim-i müşârun-ileyhden tekrâr hüküm taleb

eyledikde sıhhat-i lüzûmdan ârî değildir deyü eʼimme-i hanefiyyenin kavliyle lüzûm-

ı vakf-ı mezbûre hükm idüb vakf-ı sahîh ve lâzım ve habs-ı sarîh ve kâʼim olmağın

ve min-baʻd naks ve nakz ve tebdîl ve tahrîk ve tağyîr ve tahvîle mecâl muhâl oldu

femen beddelehû baʻde mâ-semiʻahû fe-innemâ ismihû alellezîne yübeddilûne

innallâhe semîʻun-alîm365 ve ecru'l-vâkıfatü ale'l-hayyü'l-kerîm cerâ-zâlik ve hurrire

fî-evâʼil-i Rebîʻü'l-âhir li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf min-hicreti men-lehü'l-izz-ve's-

şeref.

Şuhûdü'l-hâl

Mefharü'l-

müderrisîn Kâsım

Çelebi ibni

İbrâhîm Efendi

El-Hâc

Abdürrezzâk bin

el-Hâc İlyâs

Es-Seyyid Hasan

bin es-Seyyid

Mahmûd

Nasûh Çelebi bin

Îsâ

Mehmed bin el-

Hâc Pîrî

El-Hâc Mustafâ

bin el-Hâc İlyâs

Mustafâ Çelebi

bin Kubad

Osmân Çelebi bin

el-Hâc Mehmed

Ve ğayruhum

mine'l-hâzırîn el-

365 Bakara Suresi 181. Ayet.

Page 150: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

137

Müslimîn

[s.16/58] Fi'l-asl Vilâyet-i Rumelin'de Mora Sancağı'nda vâkiʻ Tuna

Kazâsı'na tâbiʻ Mavrak nâm karyeden olan Malkoç veled-i Antarya nâm zimmî

meclis-i şerʻa Edirne Kazâsı'na tâbiʻ Dere nâm karyeden olan Astama veled-i İstanaç

nâm zimmîyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp mezbûr Astama li-ebeveyn

karındaşım olan Pedro veled-i Antarya nâm zimmîyi bundan akdem katl idüp

yanında mevcûd olan koyununu âhara beyʻ eylemiş suʼâl olunup ihkâk-ı hak

olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Astama cevâbında merkûm

Pedro zimmîyi Gecek nâm Hüdâyi hamamının üzerinde olan dağda Topal nâm

zimmî kılıç ile urup katl eyledi ben dahî yanında bile idim baʻdehû yüz kırk reʼs

koyunu var idi baña beyʻ eyle deyü teslîm eyledi ben dahî âna getirüp işbu hâzır-ı

bi'l-meclis olan Mustafâ Çavuş'a beyʻ eyledim velâkin mürd-i mezbûr Pedro merkûm

Malkoç'un li-ebeveyn karındaşı idüğü maʻlûmum değildir deyü münkir olıcak

merkûm Malkoç'dan takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda tâʼife-i zimmiyândan

Toda veled-i Valsar ve Sarı veled-i Yani nâm zimmîler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a

hâzırân olup fi'l-vâki‘ merkûm Pedro ile müddeʻî-i mezbûr Malkoç li-ebeveyn

karındaşlar olup babaları ismi Antarya nâm zimmî ve anaları ise Mara nâm

zimmiyedir musakkat reʼsleri karye-i merkûme Mavrak'dır biz bu husûsa şâhidleriz

ve şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde lede'ş-şerʻ

şehâdetleri makbûle olmağın mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâsıt-ı

Rebîʻü'l-âhir li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mahmûd Beşe

bin Durmuş

Mahmûd bin

Niyazi

Mehmed Bey

bin Ali Bey

Ahmed bin

Mustafâ

Es-seyyid

İvaz el-

Göynükî

Hızır bin el-

Göynükî

[s.16/59] Sebeb-i tahrîr-i kitâb-ı naklî ve mûceb-i tastîr-i hitâb hükmü oldur ki

fi'l-asl vilâyet-i Anadolu'da vâkiʻ Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Abdurrahîm

Efendi Câmiʻ-i Şerîfi kurbünde Sofular Mahallesi'nden olup hâlâ mahmiyye-i

Page 151: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

138

İstanbul'da sâkin Mustafâ Paşa-yı Atîk Mahallesi'nde sâkine Râbiʻa binti el-Hâc

Süleymân ammim(?) ve Rahîme binti nâm hâtûnlardan vech-i âtî üzere daʻvâ-i sahîh-

i şerʻî ile mesbûk istişhâd-ı şerʻî sudûrundan sonra zikr olunan Sofular

Mahallesi'nden olup mahmiyye-i mezbûrede Çerâkçı Hasan Beşe Mahallesi'nde

sâkin Mustafâ bin ve Dâvud Efendi bin Bostan ve mahmiyye-i mezbûrede Ali Fakîh

Mahallesi'nde sâkin Mûsâ bin Memi bin İskender nâm kimesneler nakl ve tahvîl içün

mahalli cerh ve taʻdîle hâzırân olup şöyle şehâdet-i şer‘iyye eylediler ki zikr olunan

Sofular Mahallesi'nde sâkin iken bundan akdem vefât iden el-Hâc Süleymân bin

Bâlî'nin verâseti sadrîyye kızları mezbûre Râbiʻa ve Râziye mahzarında kable'l-

kısmet mezbûre Râziye dahî müteveffât olup verâseti sadrîyye kızı Rahîme ile kız

karındaşı mezbûre Râbiʻa'ya münhasıradır bunlardan gayri vâris-i maʻrûfları olup

müstehâkk-ı âhar olduğu maʻlûmumuz değildir ve mütteveffâ-i mezbûr el-Hâc

Süleymân'ın terekesinden olup kasaba-i mezbûrede vâki‘ inde'l-ahâlî ve'l-cîrân

maʻlumû'l-hudûd buyût-ı müteʻaddideyi müştemil menzili ve bir bâb Dede-ahurı ve

Elpirek nâm karyede vâki‘ dört göz değirmen ve Çepni nâm karyede vâkiʻ inde'l-

ahâlî ve'l-cîrân maʻlûmü'l-hudûd bağçe ve Timurtaş mevziʻde vâki‘ maʻlûmu'l-hudûd

bir şiruganhâne ve İnaz nâm karyede vâkiʻ çiftlikle vâzıʻu'l-yed olanlardan

müsteşhedetân-ı mezbûretân içün hak taleb ve ahz vardır biz bu husûsa bu vech üzere

şâhidleriz ve şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinden sonra

ba‘de ri‘âyet-i şerâyiti'l-kabûl şehâdetleri makbûl oldukdan sonra müsteşhedetân-ı

mezbûretân Râbiʻa ve Rahîme nâm hâtûnlara zikr olunan menzil ve ahur ve dört göz

değirmen ve bâğçe ve şirûganhâne ve çiftlikden dahî hisse-i şerʻiyyleri beyʻ veya

hîbe veya âhara havâle ve taraf-ı şerʻiyyeden bir tarîkle mülklerinden ihrâc

etdiklerine her birine yemîn teklîf olundukda ânlar dahî alâ-vıfki's-suʼâl halfe

billâhi'l-alelazîm itdiklerinden sonra zikr olunan menzil ve değirmen ve bâğçe ve

şirûganhâne ve çiftlikleri ahz ve kabza ve âhara semen-i misli ile beyʻ ve semenlerini

bize îsâle ve kabz îsâle mütevakkıf olduğu umûrun cümlesine işbu nâkilü'l-kitâb

Mustafâ Bey bin Mehmed el-Cündî tarafımızdan vekîl ve nâʼib-i menâb nasb ve

taʻyîn idüp ol dahî vekâlet-i mezbûreyi kabûl ve hizmet-i lâzımesin edâya taʻahhüd

itmeğin hakîkat-i hâl ve hakîkat-ı makâl ğıbbe't-taleb ve's-suʼâl hâlâ kasaba-i

mezbûrede icrâ-i ahkâm-ı şerʻiyye iden umdet-i kuzâti'l-islâm zîdet-vülâtü'l-enâm

Efendi hazretlerinin usûl ve nüvvâbdan bu kitâb-ı mustetâb vusûl bulan efendilerin

Page 152: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

139

meclis-i refîʻalarına inhâ olundu lede'ş-şerefi'l-vüsûl lütuflarından meʼmûldur

telakkîde be-kabûl ve amelen bi'l-medlûl buyrulup ʻindellâhi'l-meliki'l-cemîl naʼil-i

ecr-i cezîl olalar tahrîren fi'l-yevmi'l-işrîn min-şehr-i Rebîʻü'l-evvel ihdâ ve sebʻîn ve

elf.

Menhiyetü'l-fâkir ile'l-meclisi'l-hatîr Ali bin

El-Mevlâ Hılâfeti be-Mahkeme-i Dâvûd Paşa

Şuhudü't-târik

Yaʻkûb bin Mûsâ Abdünnebî bin

Mustafâ

Mehmed bin Caʻfer Ahmed bin Hüseyin

[s.16/60] Bâʻis-i terkîm-i râkim budur ki Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib

Kazâsına tâbiʻ Deper nâm sükkânından Minnet binti Receb nâm kimesne meclis-i

şerʻa gelüp takrîr-i kelâm idüp işbu sene isneteyn ve sebʻîn ve elf rebîʻü'l-evvelin

yirminci günü sulbiyye-i sağîre kızım Âʼişe kendi sanıyla ateşe düşüp muhterik

olmağla bi-emrillahi teʻâlâ ol cerrâhatden fevt olmuşdur cânib-i şerʻden üzerine

varılup keşf ve tahrîr olunması matlûbumdur didikde cânib-i şerʻden Mevlânâ

Mehmed Efendi'ye irsâl olunup zeyl-i kitâbdan mestûrü'l-esâmî olan Müslimânlar ile

merkûme Âʼişe'nin meyyiti üzerine varılup nazar olundukda fi'l-vâkiʻ cemîʻ

gövdesinde ateşle muhterik olup ol cerâhatden fevt olduğunu muʻâyene ve müşâhede

eylediklerinden sonra merkûm Minnet ve sağîre-i mezbûrenin vâlidesi Fâtıma nâm

hâtûn husûsu mezbûra müte‘allik karye-i mezbûre ahâlîsinden ve sâʼir bir ferdden ve

vechen mine'l-vücûh daʻvâ ve nizâʻım yokdur didiklerinde Mevlânâ-yı mezbûr

mahallinde tahrîr ve baʻdehû meclis-i şer‘a gelüp haber virdiğine mâ-hüve'l-vâki‘

bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Abdî Çelebi bin

Mustafâ Çelebi

Maʻden bin

Nasûh

El-Hâc Mahmûd

bin Süleymân

Kara Ahmed bin

Abdî

Ali Beşe bin

Hasan Çelebi bin

Mustafâ Çelebi

Mustafâ bin Abdî bin Ali Ebûbekir bin Abdülkerîm bin

Page 153: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

140

Bayrâm Kethüdâyeri Şaʻbân Mustafâ

[s.17/61] Bi'l-fiʻil Liva-i Karahisâr-ı Sâhib mütesellimi olan fahrü'l-emâsil

ve'l-akrân Ahmed Ağa taraf-ı şerîflerinde Subaşı olan Mehmed Bey meclis-i şerʻa

gelüp takrîr-i kelâm idüp Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Sofular

Mahallesi'nde sâkine İsmihân binti Sarhan nâm hâtûnun evine dâʼimâ nâ-mahrem

gelüp girüp hâlâ menzil içinde nâ-mahrem olduğuna mahalle-i mezbûreden bî-ğaraz

Müslümânlar haber virmekle cânib-i şer‘den âdem irsâl olunup vâkiʻ-i hâl tahrîr

olunsun didikde savb-ı şerʻden es-Seyyid İvaz Çelebi ve sâʼir ahâlî-i mahalle ile

mezbûre İsmihân hâtûnun menziline vardıklarında Emrullâh bin el-Hâc Mustafâ nâm

kimesne mezbûre İsmihân ve sadriyye kızları Gülizâr ve Rahîme ve Sâʼime nâm

bikr-i bâliğalar ile maʻan oturup îş ü işret üzere oldukları müşâhede eylediklerinden

sonra mezbûr Emrullâh ve merkûme İsmihân meclis-i şerʻa ihzâr olunup suʼâl

olundukda mezbûr Emrullâh cevâbında kadîmden bizimle merkûme İsmihân'ın

muʻâmelesi vardır hâlâ yine beni evine işret içün çağırmışdı deyüp ve mezbûre

İsmihân'a suʼâl olundukda merkûm Emrullâh komşumdur ânunçün evime çağırdım

deyü cevâb verüp mahalle-i mezbûre âhalîsinden olup hâzırûn-ı bi'l-meclis olan el-

Hâc Ahmed Beşe ve Mustafâ Halîfe ve İbrâhîm Halîfe ve Osmân Halîfe ve Ahmed

Halîfe ve Süleymân Halîfe ve Mehmed Çelebi el-Hâc Hasan ve Hasan Halîfe ve

Mehmed Bey ve Ömer bin el-Hâc Osmân ve Ören bin Memi Bey ve sâʼir cemm-i

ğafîr cemâʻat-i kesîrden getirüp mezbûre İsmihân'ın keyfiyet-i ahvâlini tefahhus

olundukda mezbûre İsmihân'ın kendi hâlinde olmayup dâʼimâ evine gece ile nâ-

mahrem gelüp girüp cümlemiz elinde âciz olmuşuzdur fâhişe olduğundan mâʻadâ

sârıka olup dâʼimâ kendisi ve kızları ümmet-i Muhammedin ehl-i ıyâlinin emvâlini

ve eşyâsını sirka iderler sâʻiyye-i fi'l-arz bi'l-fesâddır mezbûre baʻde'l-yevm

mahallimizde durursa cümlemiz perâkende ve perîşân olmamız mukarrerdir deyü

cevâb virdüklerinde mâ-hüve'l-vâkî‘ bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i

Rebîʻü'l-âhir li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Koca Veli Hasan bin Hüseyin

bin

Hasan bin Süleymân

bin

Ali bin İsmâil bin Mahmûd

bin

Page 154: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

141

bin Yûsuf Armağan İbrâhîm Mirza Abdülkâdir Arslan Şah Ali Durmuş

[s.17/62] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kubbelü Mahallesi

sükkânından Hasan bin el-Hâc Receb nâm kimesne meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-

tevkîrde râfiʻü'l-kitâb Şahbola binti el-Hâc Ebûbekir nâm hâtûn mahzarında ikrâr-ı

tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî kılup mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı Mehmed nâm

kimesne mülküne ve bir tarafı el-Hâc İvaz mülküne ve bir tarafı çirkâb çayırı olan

öze ve taraf-ı âhardan tarîk-i âmm ile mahdûd olup iki tahtânî beyt ve bir sofayı ve

bir mikdâr havluyı müştemil olan menzilimi mezbûre Şahbola'ya beş bin nakd-i

râyic-i fi'l-vakt akçeye beyʻ-i bât-ı sahîh-i şerʻî ile bey‘ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd

ve teslîm-i mebîʻ-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr

merkûme Şahbola mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olsun

didikde mukırr-ı mezbûru ikrâr-ı meşrûhunda merkûme Şahbola dahî bi'l-muvâcehe

tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek kayd-şod fî-evâʼil-i Cemâziye'l-evvel li-sene

ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

İbrâhîm

Halîfe bin

Satılmış

El-Hâc

Mehmed bin

Nasûh

El-Hâc Murâd Hacı bin

Durmuş

Bayrâm bin

Sâlih

İbrâhîm Bin

Ali

[s.17/63] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Nasârâ Mahallesi

sükkânından Donayer veled-i Amin nâm zimmî meclis-i şer‘-i hatîrde li-ebeveyn

karındaşı Kirkor nâm zimmî mahzarında ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî kılup babamız

merkûm Amin zimmîden ve anamız olup mürd olan Yani nâm zimmîyeden ve

karındaşımız Heci Abdik nâm zimmîden bi-hasebi'l-irs kendülerimize intikâl iden

hisselerimiz içün beynimizde maʻlûm muhallefâtından birbirimizle nizâʻımız olup

beynimizde münâzaʻât-ı kesîre vâkıʻa olmuşdu el-hâletü hâzihî muslihûn tavassut

idüp Medîne-i mezbûre esvâkından kuyumucular sûkunda vâkiʻ bir tarafı kurşunlu

bezzâzistan ve bir tarafı Mustafâ nâm kimesne mülküne ve bir tarafı mezbûr Kirkor

mülküne ve taraf-ı âhar tarîk-i âmm ile mâhdud olan bir bâb Kuyumcu dükkânına

Page 155: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

142

beni sulh eylediler sulh-ı mezbûru kabûl ve dükkân-ı merkûmu karındaşım mezbûr

Kirkor yedinden olup kabz idüp babamız ve anamız ve karındaşımız muhallefâtına

müte‘allik cemî‘-i de‘âvî ve husûmâtdan birbirimizin zimmetini ibrâ’-i âmm ile ibrâʻ

ve ıskât-ı tâm ile ıskât eyledik baʻde'l-yevm âhad tarafından daʻvâ sudûr ve zuhûr

iderse lede'l-hükkâmi'l-kirâm makbûle ve mesmûʻa olmasın didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-

şerʻî kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Es-Seyyid

Bayrâm

bin el-

Hâc İlyâs

İshâk bin

Ali

El-Hâc

Şaʻbân

bin Ali

Bayrâm

bin

Hüsam

İbrâhîm

bin Oruç

Ahmed

bin

Mahmûd

İbrâhîm

bin

Katrancı

Ve

ğayruhum

mine'l-

hâzırîn

[s.18/64] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'nda Turfallı nâm karye sükkânından Yûsuf

bin Yûnus nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfe ebnâ-i sipâhiyândan İdrîs Bey nâm

cündî ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp karye-i mezbûre sınurında vâki‘ lede'l-

ahâlî vel-cîrân maʻlûmetü'l-hudûd on beş dönüm tarlayı târîh-i kitâbdan yirmi sene

mukaddem Yazıcıoğlu İbrâhîm nâm kimesne mahlûlünden sipâhdan alup beher sene

öşr-i resmi sâhib-i arza edâ idüp tasarrufumda iken mezbûr İdrîs Bey zikr olunan

tarlalara bî-vech vazʻ-ı yed ider suʼâl olunup ihkâk-ı hak olunması matlûbumdur

didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr İdrîs Bey cevâbında zikr olunan tarlayı fi'l-asl babam

el-Hâc Mehmed nâm kimesnenin olup hâl-i hayâtında merkûm Yazıcıoğlu İbrâhîm'e

verüp mezbûr İbrâhîm tasarruf idüp fevt oldukda mahlûl olmağla sipâhîden alup

yirmi senedir tasarruf ider babam tarlası olmağla vazʻ-ı yed eyledim diyücek arz-ı

mîrîde on sene tasarrufdan sonra yedinden alınmaduğu kânûn-ı sultânî olmağla

mezbûr İdrîs Bey taʻarruzundan menʻ birle kayd-şod fî-evâʼil-i Cemâziye'l-evvel li-

sene ihdâ ve seb‘în ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Osmân

Kethüdâ

Muslu Bey

bin

Mehmed

Mûsâ Bey

bin Îsâ

Süleymân

Çelebi

Kunduzlu

Topal

Mahmûd

an-Mihâil

Es-Seyyid

İvaz el

Göynikî

Abdî Bey

bin Mustafâ

Page 156: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

143

yeri zâde

[s.18/65] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kubbelü Mahallesi

sâkinelerinden Rahîme binti el-Hâc Receb nâm hâtûn tarafından daʻvâ-yı âti'l-beyâna

vekîl olup Süleymân bin el-Hâc Mehmed ve Osmân bin Abdik nâm kimesneler

şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite olan zevci Mûsâ bin İlyâs nâm kimesneler

meclis-i şerʻde el-Hâc İvaz bin Osmân nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i

daʻvâ idüp mahalle-i mezbûrede vâki‘ lede'l-ahâlî vel-cîrân hudûd-ı maʻlûm

müvekkilemin babasının menzilini karındaşı Hasan nâm kimesne mezbûr el-Hâc

İvaz'a beş bin akçeye müvekkilemin haberi yoğiken beyʻ eylemiş müşâʻ olmağla

beyʻi fes murâd iderim suʼâl olunsun didekde ğıbbe's-suʼâl mezbûr el-Hâc İvaz

menzili-i mezkûru baña merkûm Hasan mezbûre Rahîme'nin icâzeti ve maʻrifeti ile

beyʻ idüp semeni olan meblağ-ı mezbûrdan hisse-i şerʻîsini kendüye verüp ol dahî

kabûl ve kabz idüp on sene mikdârı vardır menzil-i mezbûru zabt iderim diyücek

vekîl-i mezbûr vech-i meşrûh üzere münkir olmağla mezbûr el-Hâc İvaz'dan takrîrine

muvâfık beyyine taleb olundukda mine'l-udûl İbrâhîm Halîfe bin Satılmış ve Hâcı

bin Durmuş nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup fi'l-vâki‘

münâza‘un-fîh olan menzil-i mezbûru mezkûr el-Hâc İvaz'a mezbûr Hasan kız

karındaşı müvekkile-i mezbûrenin icâzeti ve maʻrifeti ile beyʻ eyledi ilâ-hâzihi'l-ân

zapt ve tasarrufundadır biz bu husûsa şâhidleriz ve şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i

şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde ba‘de ri‘âyeti şerâyitü'l-kabûl şehâdetleri makbûle

olucak kayd-şod fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Sefer Bey el-Göynikî Es-Seyyid İvaz el-

Göynikî

Ahmed bin Mustafâ Osmân bin el-Hâc Ali

[s.18/66] Mahmiyye-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamâhallâhu teʻâlâ ani'l-mesâʼib

mahallâtından Sinan Paşa Mahallesi sükkânından Ali Bey ibni Mehmed Ağa meclis-i

şer‘-i enver ve mâhfil-i dîn-i ezherde işbu râfiʻü'l-kitâb el-Hâc Mustafâ ibni el-Hâc

İlyâs mahzarında ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî kılup silk-i mülk-i sahîhimde münselik

Page 157: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

144

olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı baʻzan Ali Bey yağhânesine mülâsık ve

etrâf-ı sâʼiresi tarîk-i âmm ile mâhdud olup iki tahtânî beyti ve sofaya ve bir fevkânî

oda ve ahurı ve samanhâneyi ve bir mikdâr havluyı ve eşcâr-ı müsmire ve ğayr-i

müsmireyi ve mâʼ-i cârîyi müştemil olan mülk-i menzilimi bi-cümleti't-tevâbiʻ ve'l-

levâhık merkûm el-Hâc Mustafâ'ya beş yüz elli kıtâʻ riyâl guruşa bey‘-i bât-ı sahîh-i

şer‘î ile bey‘ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebîʻ-i mahdûd eyledim

ba‘de'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr mezbûr el-Hâc Mustafâ'nın mülk-i

müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olusun didikde mukırru mezbûr Ali

Bey'in vech-i muharrer üzere cârî ve sâdır olan ikrârında el-mukırru lehü'l-merkûm

el-Hâc Mustafâ bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk itmeğin sıhhat-i beyʻ-i

şirâya bu vesîka-yı ânife alâ-mâ-hüve'l-hakîka bi't-taleb kayd-şod hurrire fî-evâʼil-i

Cemâziye'l-evvel li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Abdürrezzâk bin

el-Hâc İlyâs

El-Hâc İsmâil bin

Memi Bey

El-Hâc Receb bin

Hasan

El-Hâc Yûsuf bin

el-Hâc Bayrâm

Es-Seyyid

Emrullâh Çelebi

bin el-Hâc İlyâs

Süleymân Çelebi

bin Hân Sefer(?)

El-Hâc Mehmed

bin el-Hâc İlyâs

El-Hâc Mustafâ

bin el-Hâc İlyâs

Bayrâm bin

Hüsâm

Ve ğayruhum

mine'l-hâzırîn

[s.19/67] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından İslâm bin Sefer nâm kimesne meclis-i şer‘a gelüp takrîr-i kelâm idüp

işbu sene ihdâ ve sebʻîn ve elf Cemâziye'l-evvellin on yedinci günü sulbî sağîr oğlum

Halîl mülk menzilim içinde kendi sanıyla ateşe düşüp bi-emrillahi teʻâlâ fevt

olmuşdur cânib-i şerʻden üzerine varılup keşf ve tahrîr olunması matlûbumdur

didikde cânib-i şerʻden Receb Efendi irsâl olunup ol dahî zeyl-i kitâbdan mestûrü'l-

esâmî olan Müslümânlar ile merkûm İslâm'ın menzilinde mezbûr Halîl meyyit

üzerine varup nazar eylediklerinde ayaklarından ve bi'l-cümle gövdesinden muhterik

olup vefât eyledüğünü muʻâyene [ve] müşâhede eyledükden sonra mezbûr İslâm

husûs-ı mezbûra müte‘allik mahalle-i mezbûre ahâlîsinden ve sâʼir bir ferdden

vechen mine'l vücûh ve sebeben mine'l esbâb oğlum mezbûr Halîl'in dem ve diyetine

Page 158: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

145

müte‘allik daʻvâ ve nizâʻım yokdur didiğün mezbûr Receb Halîfe mahallinde ketb ve

tahrîr ve baʻdehû meclis-i şer‘e gelüp alâ-vukûʻa haber virdiğine mâ-vakaʻa bi't-taleb

ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mahmûd

Beşe bin

Durmuş an-

Mahalle-i

Sofular

Dede bin

el-Hâc

Mustafâ an-

Mahalle-i

Fakih Paşa

Mehmed

Çelebi bin

Hüseyin an-

Kâhil

Ömer bin

el-Hâc

Mahmûd

an-Bedrik

Osmân bin

Hâcı Ali

an-Arab

Receb bin

Ramazân

an-Mahalle-

i Tâc-

Ahmed

Hızır Bey

an-Göynük

[s.19/68] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Ardıç Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem mürd olan Agop nâm zimmînin sağîr oğlu Yarfes

ve sağîre kızı Kiras ahvâllerini hıfz ve babaları mezbûrdan intikâl iden emvâllerini

zabt içün bir vasî lâzım ve mühim olmağın işbu râfiʻü'l-kitâb sağîrân-ı mezbûrânın

vâlideleri Semye(?) binti Arat nâm zimmiyye vasî nasb olunup mezbûre dahî

vesâyet-i mezbûreyi kabûl ve hizmet-i lâzımesin edâya teʻahhüd etmeğin kayd-şod

hurrire fî-evâsıt-ı Cemâziye'l-evvel li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Muslu Bey bin

Mehmed

El-Hâc Şaʻbân

bin Ali

El-Hâc Ali Bey

bin Ferhat

Cizyeci Caʻfer Halîl Halîfe el-

Müʼezzin

Mehmed bin

Ramazân

Derviş bin

Süleymân

Ali bin Mehmed Veli bin Ali

[s.19/69] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Ardıç Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem mürd olan Agop nâm zimmînin sulbî kebîr oğulları

Anderye ve Aramis(?) nâm zimmîler asâleten ve mürd-i mezbûrun sağîr oğlu Yarfes

ve sağîre kızı Kiras kıbel-i şerʻden mansûb vasîleri olan Semye binti Arat nâm

zimmiyye sağîrân-ı mezbûrân taraflarından vesâyet-i vekîlleri tarafından asâleten

meclis-i şer‘-i şerîfde işbu sâhibü'l-kitâb Yahyâ veled-i Yahyâ nâm zimmî

mahzarında her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp mahalle-i mezbûrda vâkiʻ bir tarafı

Page 159: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

146

Avanis nâm zimmî mülküne ve bir tarafı Erkan nâm zimmî mülküne ve bir tarafı Ali

Çelebi mülküne taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mahdûd olup bir fevkânî ve bir tahtânî

beyti müştemil mürd-i mezbûrun menzili zarûret-i deyni içün merkûm Yahyâ'ya dört

bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye beyʻ-i bât-ı sahîh-i şerʻî ile bey‘ idüp kabz-ı semen-

i ma‘dûd ve teslîm-i mebî‘-i mahdûd eyledik baʻde'l-yevm menzil-i mezkûr mezbûr

Yahyâ'nın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve mutasarrıf olsun didiklerinde

ğıbbe't-tasdîk kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl es-Sâbıkûn

[s.19/70] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib Hâmahallahu teʻâlâ ani'l-mesâʼib

mahallâtından Karamanlı Mahallesi sükkânından el-Hâc Mehmed Bey bin el-Hâc

Mehmed nâm kimesne mahzarında meclis-i şer‘-i şerîfde mahmiyye-i mezbûre

mahallâtından Zâviye Mahallesi'nde sâkin fâhrü'l-ensâl ve'l-ensâb Mehmed Bey bin

Mustafâ Paşa mahzarında ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî kılup silk-i mülk-i sahîhimde

münselik olup medîne-i mezbûre esvâkından Attarlar sûkunda vâkiʻ bir tarafdan

Süleymân Çelebi ve bir tarafı Abdullâh Efendi mülkleri tarafeyni tarîk-i âmm ile

mahdûd olup arsası Câmiʻ-i Kebîr vakfından beher şehr on altışar akçe icâresi olan

mülk kahvehânemi mûmâ-ileyh Mehmed Bey'e bin iki yüz elli kıtʻa riyâl guruşa

beyʻ-i bât-ı sahîh-i şerʻî ile bey‘ idüp kabz-ı semen eyledikden sonra mârru'z-zikr

kahvehâneyi teslîm eyledim baʻde'l-yevm mahdûd-ı mezkûr kahvehâne mûmâ-ileyh

Mehmed Bey'in mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olsun

didikde merkûm el-Hâc Mehmed Bey'in vech-i meşrûh üzre cârî olan ikrârında

müşârun-ileyh Mehmed Bey dahî bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek

kayd-şod hurrire fî-Evâhir-i Cemâziye'l-evvel sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Kâsım Çelebi

bin Bayrâm

Efendi

El-Hâc

Abdürrezâk

el-Hâc İlyâs

Es-Seyyid

Emrullâh

Çelebi el-Hâc

İlyâs

El-Hâc Yûsuf

bin el-Hâc

Bayrâm

El-Hâc Abdî

bin el-Hâc

Bayrâm

Îsâ Çelebi bin

el-Hâc

Mehmed

El-Hâc

Mehmed bin

El-Hâc

Mustafâ bin

Süleymân

Çelebi bin el-

Îsâ Bey bin Mustafâ

Çelebi bin an-

Osmân bin el-

Page 160: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

147

el-Hâc İlyâs el-Hâc İlyâs Hâc Mehmed Abdullâh Düzağaç Hâc Ali

[s.20/71] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Palanga sükkânından el-

Hâc Ömer bin el-Hâc Mustafâ nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfde işbu râfiʻü'l-kitâb

Ahmed Bey bin Abbas nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp

Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib'de uzun çarşıda vâkiʻ bir tarafı kendi mülküme ve bir

tarafı yine kendi mülküme ve tarafeyni tarîk-i âmm ile mahdûd bir bâb etmekçi

dükkânının kapuya varınca olan hisse ki iki göz yerdir mezbûr Ahmed Bey'e beş bin

nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye bâten bey‘ idüp kabz-ı semen ve teslîm-i mebî‘

eyledim baʻde'l-yevm zikr olunan kapuya varınca iki göz yer merkûm Ahmed Bey'in

mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr tasarruf eylesün didikde ğıbbe't-tasdîk

kayd-şod fî selh-i Cemâziye'l-âhir li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Veli bin

Memi

El-Hâc

Mehmed bin

Muharrem

Hüseyin

Çelebi bin

Hızır

Ahmed Halîfe

an-Sandıklı

Yaʻkûb bin

Hüseyin

Ahmed bin

Mustafâ

[s.20/72] Medîne-i Karahisâr Sâhib mahallâtından Câmiʻ-i Kebîr

Mahallesi'nde sâkine Marta veled-i nâm zimmiyye meclis-i şer‘a gelüp takrîr-i kelâm

idüp zevcim Sahek veledi nâm zimmî beni bilâ-nafaka bırakup âhar diyâra gitmişdir

nafaka ve kisveye şiddet-i ihtiyâcım vardır cânib-i şer‘den nafaka takdîr olunması

matlûbumdur didikde mezbûre Marta'ya zevci merkûm Sahek gitdikde kifâyet

mikdârı nafaka komaduğuna yemîn teklîf olundukda ol dahî halfe billâhillezi

enzele'l-incîl eyledikden sonra mezbûre Marta'nın nafaka ve kisve ve sâʼir levâzım-ı

zarûrîyesi içün beher yevm onar akçe nafaka ve kisve bahâ takdîr alunup vakt-i

zarûretde istidâne ve hîn-i zaferde rücûʻa izin birle mâ-vakaʻa kayd-şod hurire fî-

ğurre-i Cemâziye'l-âhir li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Ali bin Abdullâh Alay Beyi Halîl Halîfe el- El-Hâc Şaʻbân Dönayer veled-i

Page 161: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

148

Mehmed an-

Tandırı

Müʼezzin bin Ali Bergam

[s.20/73] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Burmalı Mahallesi

sükkânından Muslu bin Îsâ nâm kimesne tarafından daʻvâ-yı âti'l-beyâna vekîl olup

bimâ-hüve nehcü's-sübût şerʻan vekâleti sâbite olan İvaz Beşe bin Ebûbekir Çavuş

nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfde vekîlim câriye-i memlûkesi uzun boylu çatık

kaşlı elâ gözlü Rûsu'l-asl Lalegül binti Abdullâh mahzarında bi'l-vekâle ikrâr-ı sahîh-

i şerʻî ve iʻtirâf-ı sarîh-i merʻî kılup mezbûre Lâlegül binti hâlisa-i vâfiyye ile niyyet-

i hâlisa ile müvekkilem hasbeten lillâhi'l-hallâk tahrîr ve ihkâk ve mülkümden izâle

ve ihrâc ve silk-i ahrâr-ı asliyâtda ihrâc eyledim ba‘de'l-yevm mezbûre Lâlegül sâʼir

harâʼir-i asliyyât gibi hür olup müvekkilemin mevâlî içün utekâ üzerinde şer‘an sâbit

olan hakk-ı velâdan gayri hakkım ve alâkam kalmadı didekde ğıbbe't-tasdîk kayd-şod

hurrire fî-evâsıt-ı Cemâziye'l-âhir li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Ahmed

Halîfe bin

Kamber

El-Hâc

Abdî bin

el-Hâc

Bayrâm

El-Hâc

Ömer bin

Urus

İbrâhîm

Çelebi bin

Mahmûd

El-Hâc

Hüseyin

bin

Şaʻbân

Hâcı bin

Veli

Ali Halîfe

bin Hâcı

Yahyâ bin

Keyvan

[s.20/74] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Fakih Paşa Mahallesi

sükkânından el-Hâc Mustafâ bin el-Hâc Muharrem nâm kimesne meclis-i şer‘-i

şerîfe sulbî kebîr oğlu işbu râfiʻü'l-kitâb Ali nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-

i kelâm idüp mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı Mûsâ nâm kimesne mülküne ve bir

tarafı Yazıcı Osmân mülküne ve tarafeyni tarîk-i âmm ile mahdûd olup bir tahtânî

beyt ve iki fevkânî beyti ve ahurı müştemil olan menzilimi oğlum mezbûr Ali'ye yedi

bin beş yüz nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye beyʻ-i bât-ı sahîh-i şerʻî ile bey‘ idüp kabz-

ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebîʻ-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm menzil-i

mahdûd-ı mezkûr menzil-i merkûm Ali'nin mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve

haysü mâ-yürîd mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîk kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l-

mezbûr.

Page 162: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

149

Şuhûdü'l-hâl

Abdünnebî Bey

bin

İvaz bin Ebûbekir Hâcı Dede bin

Bektaş

Abdülkâdir bin

Mehmed Efendi

El-Hâc Mehmed

bin Mehmed

El-Hâc Mahmûd

bin el-Hâc

Hayrân

İsmâil bin

Süleymân

El-Hâc Mahmûd

bin el-Hâc

Kureyş

Hüseyin bin

Piyâle

Mehmed bin

Ahmed Dede

[s.20/75] Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Bedrik Mahallesi sükkânından Ali

bin Bâlî nâm şâb-ı emred meclis-i şer‘a ammisi Veli bin Abdünnebî nâm kimesneyi

ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp merkûm Veli'ye babası merkûm

Abdünnebî'den intikâl idüp babam merkûm Bâlî ile müşâʻ ve müşterek mutasarrıf

oldukları Sarık nâm karyede vâkiʻ bir tarafı Murâd tarlasına ve bir tarafı Topaloğlu

tarlasına ve tarafeyni çaya müntehî tahmînen iki buçuk dönüm mülkü etrâf-ı erbaʻası

divarlı bağçeyi babam mezbûr Bâlî fevt olmağla müstakil zabtı murâd ider suʼâl

olunup ihkâk-ı hak olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Veli

mahdûd-ı mezkûr bağçeyi karındaşı mezbûr Bâlî ile kendüye babaları merkûm

Abdullâh'dan intikâl idüp müşâʻ ve müşterek mutasarrıf olduklarına mukır ve

muʻterif oldukda kayd-şod fî-evâsıt-ı Receb sene 1071.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Şaʻbân bin

Ali

Es-Seyyid

İvaz el-

Emîn

Ahmed bin

Mustafâ

Mahmûd

bin Tâlib

Hüseyin bin

Hâcı

Hüseyin bin

Hâşim

Ve

ğayruhun

[s.21/77] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Sinan Paşa Mahallesi

sükkânından Ali Bey bin Mehmed Ağa meclis-i şer‘a Ayvalu nâm karyeden Mehmed

bin Memi nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i kelâm idüp Kızılca köy nâm

harâbe karye sınurında vâkiʻ bir tarafdan Kurt Bâlî tarlası ve bir tarafdan Oruç Beşe

tarlası ve bir tarafdan Ramazân tarlası ve bir tarafdan Yûsuf tarlası ile mahdûd ber-

vech-i tahmîn iki dönüm ve yine karye-i mezbûrede bir tarafdan Mehmed tarlası ve

bir tarafdan kendi mülküne ve bir tarafı cebele müntehî Silahdâr Sini dimekle maʻrûf

Page 163: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

150

tarlalar ve yine karye-i mezbûre ve tarefeyni kendi mülküne ve bir tarafı mezbûr

Mehmed'e ve bir tarafdan yine kendi tarlasına mülâsık nısfı hareym ve yine karye-i

mezbûrede vâkiʻ ve bir tarafı su harkı ve bir tarafı söğüt ile ve taş ile nişân olunmuş

ve bir tarafdan kayaya ve bir tarafdan merkûm Mehmed'in tarlası ile mahdûd çayır

babam mezbûr Mehmed Ağa'nın tarlası ve harîmi ve çayırı olup ba‘de-vefâtihî otuz

seneden ziyâdedir benim yedimde olup tasarruf iderken mezbûr Mehmed dahlden

hâlî değildir suʼâl olunup cevâbı tahrîr olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl

mezbûr Mehmed mahdûd-ı mezkûr olan tarlalar ve nısf harım ve çayırı benim babam

dahî tasarruf eylemiş deyü istimâʻ eyledim mezbûr Ali Bey'in babasının olduğu

maʻlûm değildir diyicek merkûm Ali Bey'den takrîrine muvâfık beyyine taleb

olundukda mine'l-udûl el-Hâc Receb bin Mehmed ve Yûsuf bin Muharrem ve Turgut

Bâlî bin Bayrâm nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup fi'l-vâkiʻ

hudûd-ı mezkûr ile mahdûd olan tarlaları ve nısfı harım çayırı kâdîmî merkûm Ali

Bey'in babası mezbûr Mehmed Ağa'nın taht-ı yedinde olup ba‘de-vefâtihî otuz

senedir merkûm Ali Bey'in taht-ı yedindedir biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahî

ideriz diyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde ba‘de-ri‘âyetihî şerâyitü'l-kabûl

şehâdetleri makbûle olmağın kayd-şod hurrire-fî-evâʼil-i Şaʻbân sene 1071.

Şuhûdü'l-hâl

Yûsuf Halîfe

bin

Abdülkerîm

Abdülbâkî

Ağa Dizdâr-

ı sâbık

Alemşâh

bin Hamza

Receb bin

Hoca Bâlî

Oruç Beşe

bin

Hüseyin

İbrâhîm bin

Mûsâ

Murâd

Beşe bin

Yûsuf

[s.21/78] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kubbelü Mahallesi

sükkânından Ramazân bin Osmân nâm kimesne meclis-i şerʻa li-ebeveyn karındaşı

el-Hâc İvaz nâm kimesne mahzarında takrîr-i da‘vâ idüp babamız mezbûr Osmân

fevt oldukda mahalle-i mezbûrede vâkiʻ menzilinden baña âʼid olan hisse-i şerʻiyyem

mukâbelesinde mezbûr el-Hâc İvaz'ın mülk-i müşterâsı olup yine mahalle-i

mezbûrda vâkiʻ bir tarafı mezbûr el-Hâc İvaz mülküne ve bir tarafı Dülger Mehmed

mülküne ve bir tarafı Receb nâm kimesne mülküne ve bir tarafı tarîk-i âmm ile

mahdûd bir tahtânî beyti ve sofayı ve çardağı ve bir mikdâr havlıyı müştemil

menzilini muslihûn tavassutuyla zikr olunan hakkım mukâbelesinde baña virüp sulh

Page 164: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

151

olup on seneden mütecâvizdir menzil-i mezbûra mutasarrıf olup otururken hâlâ

mezbûr el-Hâc İvaz dahlden hâlî değildir suʼâl olunup cevâbı tahrîr olunması

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr el-Hâc İvaz fi'l-vâkiʻ babamız fevt

oldukda menzilinden merkûm Ramazân'a intikâl iden hisse-i şerʻiyyesi mukâbilinde

mahdûd-ı mezkûr menzile sulh olup on seneden mütecâvizdir taht-ı tasarrufundadır

deyü karındaşı mezbûr Ramazân'ı cemîʻ-i kelimâtında tasdîk idicek mâ-vakaʻa kayd-

şod hurrire fî-evâsıt-ı Şaʻbân sene 1071.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed

Çelebi bin

Nasûh

Çelebi

Hâcı bin

Durmuş

Mehmed

bin Turahân

Murâd bin

İbrâhîm

Hüseyin bin

Ahmed

Ahmed bin

Süleymân

Mustafâ bin

Şaʻbân

[s.21/79] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından el-Hâc Yahyâ Mahallesi

sâkinelerinden Fâtıma binti Bayrâm nâm hâtûn tarafından husûs-ı âti'z-zikri daʻvâya

vekîl-i şer‘îsi zevci olan Mehmed bin İbrâhîm nâm kimesne meclis-i şerʻde

müvekkilesi mezbûre Fâtıma'nın vâlidesi Âʼişe binti Abdullâh nâm hâtûnu ihzâr ve

mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp müvekkilimin babası ve mezbûre Âʼişe'nin zevci olan

merkûm Bayrâm'ın mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı İlhanoğlu mülküne ve bir

tarafı merkûme Fâtıma mülküne ve tarafeyni tarîk-i âmm ile mahdûd olup bir tahtânî

beyti ve çardağı ve bir mikdâr havlıyı ve mâʼ-ı cârîyi müştemil olan mülk menzilimi

mezbûre Âʼişe zabt ider suʼâl olunup kasr-ı yed olunması matlûbumdur didikde

ğıbbe's-suʼâl mezbûre Âʼişe cevâbında zevcim mezbûr Bayrâm fevt oldukda benim

sadrî oğlum ve mezbûr Bayrâm'ın sulbî oğlu olan Ahmed nâm sağîrin hissesine

menzil-i mahdûd-ı mezkûr ve hâlâ müdde‘iyye-i mezbûre Fâtıma'nın yedinde olan

menzil ile isâbet idüp baʻdehû mezbûr Ahmed fevt olmağla mezbûre Fâtıma'nın

yedinde olan menzili âna isâbet edüp mahdûd-ı mezkûr menzil dahî baña sülüs

hissem mukâbelesinde verilüp yirmi beş seneden mütecâvizdir tasarruf iderim

diyücek vekîl-i mezbûr vech-i meşrûh üzre olduğun münkire olıcak mezbûre

Âʼişe'den sıdk-ı mâkaline beyyine taleb olundukda mine'l-udûl Hasan Çelebi bin el-

Hâc Hüseyin ve Mehmed bin Abdullâh nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a

Page 165: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

152

hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd ve fi'l-vâkiʻ merkûm Âʼişe'nin sadrî sağîr oğlu Ahmed

babası merkûm Bayrâm'ın menzili isâbet idüp fevt oldukda bir mikdârı merkûme

Fâtıma'ya isâbet idüp menzil-i mahdûd-ı mezkûr dahî sülüs hissesi mukâbelesinde

vâlidesi mezbûre Âʼişe'ye virilüp yirmi beş seneden mütecâvizdir mutasarrıfdır biz

bu husûsa şâhidleriz ve şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye

eylediklerinde ba‘de-ri‘âyetihî şerâyitü'l-kabûl şehâdetleri makbûle olmağın mâ-

vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Ali Bey bin

Mehmed Ağa

Bayrâm bin

Hüsâm

Hasan bin Çâker Osmân bin el-Hâc

Ali

Hüseyin bin Hâcı

[s.22/80] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Sarık nâm karyeden olup bundan

akdem vefât iden Sefer nâm kimesnenin sağîr oğulları Şenlik ve Mehmed'in kıbel-i

şer‘-i kavîmden mansûbe vasîsi vâlideleri olan Rahîme binti Ahmed nâm hâtûn

meclis-i şerʻa işbu râfi‘ü'l-kitâb Mehmed bin Mahmûd nâm kimesne mahzarında bi'l-

vesâye ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp sağîrân-ı mezbûrânın nafaka ve kisveye şiddet-i

ihtiyâçları olmağla karye-i mezbûre kurbünde vâkiʻ bir tarafı Yayla tarlası ve bir

tarafı mezbûr Mehmed tarlası ve bir tarafı çayır ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile

mâhdud olup tahmînen iki dönüm babalarından intikâl itmiş tarlaların beş bin beş

yüz elli akçe semen mukâbelesinde maʻrifet-i sâhib-i arz ile mezbûr Mehmed'e tefvîz

ve meblağ-ı mezbûru bi't-tamâm ve'l-kemâl ahz ve kabz eyledim ba‘de'l-yevm

mârru'z-zikr tarlaya keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olup sâl be-sâl aʻşâr-ı

şerʻîsin sâhib-i arza edâ ve teslîm eylesün didikde vasiyye-i mezbûrenin vech-i

muharer üzere cârî olan ikrârında merkûm Mehmed vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk

idecek kayd-şod hurrire fî-evâʼil-i Ramazâni'l-mübârek li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mustafâ bin

Hızır

Abdullâh bin

Hızır

İbrâhîm bin

Oruç

Ahmed bin

Durduhân

Ahmed Halîfe

bin Veli

Mehmed bin

Durduhân

Hüseyin bin Murâd bin Yûsuf bin Mustafâ bin Halîl bin el- Ve ğayruhum

Page 166: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

153

Ebûbekir Durduhân Yaʻkûb Yitilmiş Hâc Abdullâh mine'l-hâzırîn

[s.22/81] Medîne-i Karahisâr Sâhib-i mahallâtından İmâret Mahallesi

sâkinelerinden Kerîme binti Şaʻbân Efendi nâm hâtûn meclis-i şer‘-i şerîfde câriye-i

memlûkesi orta boylu Habeşiyyü'l-asl Kamer binti Abdullâh nâm Arab mahzarında

ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp mezbûre Kamerî binti hâlisa-i vâfiyye ile hasbeten

lillâhi'l-hallâk tahrîr ve iʻtâk idüp muzâyaka-i rikkiyyetden ihrâc ve kazâ-yı

hürriyyete idrâc eyledim mezbûre Kamer sâ’ir harâyir-i asliyyât gibi hür olup mevâlî

içün utekâ üzerinde şer‘an sâbit olan hakkı velâdan gayri hakkım ve alâkam kalmadı

didekde ğıbbe't-tasdîk kayd-şod fî selh-i Şaʻbân senetü'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Yûsuf

Bin

Durmuş

Sefer

Bey bin

Mahmûd

Himmet

Hüseyin

bin Hâcı

Bayrâm

bin

Maʻden

Hüseyin

Bey bin

Abdullâh

Nûh

Bâlî bin

Ömer

Ali bin

Ömer

Nalbant

Dede

bin

Mustafâ

Ve

ğayruhum

[s.22/82] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Câmiʻ-i Kebîr Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem fevt olan Yazıcı Mehmed Bey'in sağîr oğulları

Abdullâh ve Receb'in ahvâllerini hıfz ve babalarından intikâl iden emvâllerini zabt

içün bir vasî lâzım ve mühim olmağın işbu râfiʻül-kitâb ceddesi Âʼişe binti Ebûbekir

vasî nasb olunup mezbûre dahî vesâyet-i mezbûru kabûl ve hizmet-i lâzımesin edâya

tehʻaddüd idecek kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

İvaz Bey bin

Mehmed Çavuş

Pîrî Bin

Abdünnebi

Hüdâî bin Çizmeci Mehmed Muharrem bin

Yûsuf

Page 167: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

154

[s.22/83] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Câmiʻ-i Kebîr Mahallesi

sükkânından bundan akdem fevt olan Yazıcı Mehmed Bey'in zevce-i metrûkesi Âʼişe

binti el-Hâc İvaz nâm hâtûn meclis-i şer‘-i şerîfde müteveffâ-yı mezbûrun eytâm-ı

sığârın kıbel-i şerʻden mansûbe vasîleri olan Âʼişe binti Ebûbekir nâm hâtûn

mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp zevcim mezbûr Mehmed Bey'in zimmetinde

olan yirmi bin akçe mihr-i müʼeccelim ve semen-i hisse-i şerʻiyyem mukâbelesinde

mahalle-i mezbûrda vâkiʻ bir tarafı baʻzan müteveffâ-i mezbûra ve baʻzan İlyâs

mülkü ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mahdûd olup bir tahtânî beyt ve bir küçük

odayı ahurı ve bir mikdâr havlıyı müştemil olan mülk menzilini alup kabûl ve kabz

edüp mihr-i mü’eccelime ve semen-i hisse-i şerʻîme müte‘allik cemî‘-i de‘âvî ve

husûmâtdan mezbûr Âʼişe'nin vasîsi olduğuna sağîrlerin zimmetlerini ibrâ’-i âmm ile

ibrâʼ ve ıskât eyledik ba‘de'l-yevm benden daʻvâ sudûr ve zuhûr iderse lede'l-

hükkâmi'l-kirâm makbûle ve mesmûʻa olmasun didikde ğıbbe't-tasdîk kayd-şod

hurrire fî-evâhir-ı Şaʻbân fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü's-sâbıkûn

[s.22/84] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Karamanlı Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem vefât iden el-Hâc Mehmed Bey bin el-Hâc Mehmed

nâm müteveffânın sulbî sağîr oğlu Osmân'ın kıbel-i şerʻden mansûb vasîsi olan el-

Hâc Hüseyin nâm kimesne vesâyet-i mezbûreden fâriğ olup yerine bir vasî lâzım ve

mühim olmağla işbu râfiʻü'l-kitâb sağîr-i mezbûrun ammitesi Ümmî binti el-Hâc

Mehmed nâm hâtûn sağîr-i mezbûrun ahvâlini hıfz ve babası müteveffâ-yı

mezbûrdan intikâl iden emvâlini zabt içün vasî nasb ve taʻyîn olunup mezbûre Emîne

Hâtûn dahî vesâyet-i mezbûru kabûl ve hizmet-i lâzımesin edâya teʻahhüd idecek

kayd-şod hurrire fî-evâʼil-i Ramazân li sene 1071.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Budak bin

Mustafâ

Mehmed Çelebi

bin el-Hâc Hasan

Mehmed bin el-

Hâc Hasan

İlyâs bin Şenlik İbrâhîm bin

Mahmûd

Page 168: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

155

[s.22/85] Karamanlı Mahallesi sükkânından bundan akdem vefât iden el-Hâc

Mehmed Bey'in sulbî oğlu Osmân'ın vasî-i şerʻîsi olan işbu râfiʻü'l-kitâb sağîr-i

mezbûrun nafaka ve iksâya şiddet-i ihtiyâcı olmağla kıbel-i şerʻ-i mutahhardan beher

yevm onar akçe nafaka takdîr olunması matlûbumdur didikde mezbûr Osmân'a beher

yevm onar akçe farz ve takdîr olunup vakt-i zaferde istidâne ve vakt-i zarûretde

rücûʻa izin-birle mâ-hüve'l-vâki‘ bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü's-sâbıkûn

[s.23/86] Barçınlı Kazâsı'na tâbi‘ Çifteler nâm karyeden Ali Beşe ibni

İbrâhîm nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfe Mehmed bin Abdullâh nâm Arab ile

zevcesi Emîne nâm hâtûn ihzâr ve mahzarında takrîr-i da‘vâ idüp ben on iki senedir

küffâra esîr olmağla mezbûr Mehmed zevce-i medhûlün-bihâm merkûme Emîne'yi

fuzûlî tezevvüc eylemiş suʼâl olunup ihkâk-ı hak olunması matlûbumdur didikde

ğıbbe's-suʼâl mezbûr Mehmed cevâbında fi'l-vâkiʻ merkûme Emîne mezbûr Ali

Beşe'nin zevce-i medhûlün-bihâsı olup lâkin vefâtı şâyiʻ olmağla üç senedir tezevvüc

eyledim deyüb merkûme Emîne'ye dahî istintâk olundukda merkûm Ali Beşe'nin

taht-ı nikâhında zevce-i medhûlün bihâsı olduğuna mukırr olup lâkin vefâtı şâyiʻ

olmağla hakîkat zann idüp nefsimi mezbûr Mehmed'e tezvîc eyledim diyücek

mezbûre Emîne merkûm Ali Beşe'nin zevce-i medhûlün bihâsı olduğun zâhir ve

mütebeyyin olıcak mezbûre Emîne merkûm Mehmed'den tefrîk ve baʻde-inkızâʼi'l-

iddet akd-ı ceddîde muhtâç olamaksızın kemâ fi'l-evvel zevc-i evveli olan merkûm

Ali Beşe'nin taht-ı nikâhında zevcesi olmak üzere mâ-vakaʻa kayd-şod hurrire fi'l-

yevmi'l-aşer min-Ramazâni'l-mübârek li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed

Çelebi bin

Ferruh

Es-Seyyid

İvaz

Çelebi el-

Göynükî

Ali Beşe

bin

Süleymân

Mehmed

Bey bin

Ali

Haydâr

bin

İbrâhîm

İbrâhîm

bin Yûsuf

Baldân

bin

Rüstem

Ahmed

bin Hızır

[s.23/87] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Hâcı Beyli nâm karye

sükkânından Receb bin Ali nâm kimesne meclis-i şerʻde işbu râfiʻü'l-kitâb Süleymân

Çelebi bin Muslu mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp medîne-i mezbûre

Page 169: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

156

mahallâtından Efecik Mahallesi'nde vâkiʻ bir tarafdan Muslu Çelebi mülkü ve bir

tarafından Mühtediye nâm hâtûn mülküne ve bir tarafdan Mehmed Bey mülküne

taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mâhdud olup bir tahtânî beyt ve bir mikdâr havlıyı ve

ahurı müştemil olan mülk menzili mezbûr Muslu Çelebi'ye dört bin nakd-i râyic-i

fi'l-vakt akçeye bey‘-i bât ile bey‘ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebî‘

eyledim ba‘de'l-yevm sâlifü'z-zikr menzil-i merkûm Süleymân Çelebi'nin mülk-i

müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîk kayd-

şod hurrire fî-evâsıt-ı şehr-i Ramazâni'l-mübârek senetü'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed bin

İvaz

El-Hâc

Mehmed bin

Hasan bin Es-Seyyid

İvaz el-

Göynükî

Muslu Çelebi

bin Hüseyin

Bey

Ve ğayruhum

mine'l-hâzırîn

[s.23/88] Bâdî-i mebâdî-i feth-i kitâb ve bânî-i mebânî-i faslu'l-hitâb oldur ki

fi'l-asl kasaba-i Güre sükkânından olup hâlâ Medîne-i Uşak'da ticâret târîkiyle karâr

ve sükûn iden hâmil-i kitâb sıhhat-i nişân el-Hâc Muharrem bin Ramazân nâm

kimesneden tarîk-i muʻtâd ve ber-vech-i sedâd-ı daʻvâ ve iştihâd sâdır oldukda udûl

ve sîkât ve fuhûl-i sahîhu'l-kelimâtdan medîne-i mersûme Uşâk mahallâtından el-Hâc

Sıddık Mahallesi sükkânından el-Hâc Bayrâm bin Îsâ bin Bayrâm ve el-Hâc Hasan

ibni Îsâ bin Hasan nâm kimesneler meclis-i şerʻ-i mutahhar ve mahfil-i dîn-i

münevvere hâzırân olup mahall-i cerh ve taʻdîlde nakil ve tahvîl içün şehâdet-i

şerʻiyye idüp hâlâ nefs-i Karahisâr-ı Sâhib'de bakkallar zümresine bazarbaşı nâmına

olan el-Hâc Şaʻbân bundan esbak tarîk-i hâc-ı mebrûrda müddeʻî-i merkûm el-Hâc

Muharrem'den yirmi dokuz aded nîm dülbend ve beher dâne birer riyâlî guruş ve

birer rubuʻ ve otuz vukkiye kahve yirmi iki kıtʻa riyâlî guruşa ve bir siyah yabunca

üç riyâlî guruşa bizim huzurumuzda iştirâʼ ve kabz ve tesellüm idüp eşyâ-i mârru'z-

zikrin cemʻan semenleri olan altmış bir riyâlî guruş ve bir rubʻ merkûm el-Hâc

Şaʻbân zimmetinde lâzimü'l-edâʼ ve vâcibü'l-kazâ deyn olup meblağ-ı mârru'n-nakl

müddeʻî-i mezbûr el-Hâc Muharrem içün merkûm el-Hâc Şaʻbân'dan hakk mutâlebe

ve ahz vardır biz bu husûsa vech-i mübeyyen üzere şâhidleriz şehâdet dahî ideriz

deyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde ba‘de-ri‘âyeti merâsimü'l-kabûl

Page 170: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

157

şehâdetleri şerʻan muʻteber ve makbûl oldukdan sonra hakîkat-ı hâl ve masdûka-i

makâl ğıbbe't-taleb ve's-suʼâl bi'l-fiʻil mahmiyye-i merkûme Karahisâr-ı Sâhib'de

mesned-nişîn-i şerʻ-i mübîn olan efendi hazretlerinin meclis-i şerîf ve mahfil-i

münîflerine ve dahî bu kitâb-ı mustetâb vusûl bulan usûl ve nüvvâbdan her birine

iblâğ ve inhâ olundu lede'l-vusûl lutf-ı ʻamîm ve hulk-ı kerîmlerinden meʼmûl ve

mesʼûldür ki kabûlüyle inʻâm ve medlûl-i şerîʻat-şumûlüyle ʻamel buyrulub meʼâb

ve meʼcûr ve mazhar-ı cezâ-i mevfûr olalar cerâ-zâlik ve hurrire fi'l-hâmis-aşer min-

şehr-i Ramazâni'l-mübârek li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Minhe'r-risâle ilâ-meclisi'l-adâleti

Abdullâh bin Hamza el-kâdı be-Uşak el-mahmiyye

Şuhudü't-tarîk

Hüsrev bin Ramazân Hasan bin Musaddak

[s.23/89] Bi'l-fiʻil Liva-i Karahisâr-ı Sâhib Mütesellimi olan fahru'l-akrân

Ahmed Ağa meclis-i şerʻ-i şerîfe nefs-i Kütahya'dan Ali bin Abdullâh nâm

kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i kelâm idüp mezbûr Ali hırsız ve kuttâʻ-ı tarîk

olub gece ile Karahisâr kurbünde Karakaya nâm mevziʻa üç yük esbâb getürüp biz

dahî âgâh olub ahz eyledik mezbûr Ali'den hakîkat-ı hâl suʼâl olunub cevâbı tahrîr

olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Ali cevâbında nefs-i

Kütahya'dan Mehmed nâm kimesne ve mütesellim-i mezbûr âdemlerinden Kara

Ahmed nâm kimesne ile Altuntaş Kazâsı'nda yabanda gece ile yatarken iki nefer

âdemin üç yük esbâbı sirka eyledik baʻdehû mezbûr Mehmed zikr olunan mevziʻa

getirmiş ben ve işbu hâzırân-ı bi'l-meclis Acem zimmîlerinden Arslan ve İvaz nâm

zimmîler ile ve gâʼib-i ani'l-meclis merkûm kara Ahmed ile almağa vardık mezbûrân

kara Ahmed ve Mehmed firâr eylediler ben ahz oldum deyü ikrâr eyledikden sonra

mezbûrân Arslan ve İvaz zimmîlere dahî suʼâl olundukda mezbûr Ali bize biz

bâzergânız beyʻ idecek metâʻımız vardır deyü Karakaya semtine alup getirdiler

ânunçün varduk deyü cevâb virdiklerinde mâ-vakaʻa kayd-şod hurrire fî-evâʼil-i

şehr-i Ramazâni'l-mübârek seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Page 171: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

158

Eş-Şeyh

Abdullâh el-Vâʻiz

Osmân bin

İnebeyi

Caʻfer bin Kulu Ahmed bin İlhân Ahmed bin Hatîb

[s.24/90] Oldur ki Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib'de sâkin Abdünnebî ibni

Mustafâ nâm kimesne meclis-i şerʻde Yaʻkûb Beşe ibni Mûsâ nâm kimesne

mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp iki bin altı yüz akçe kendi malım ve yedi bin sekiz

yüz akçe dahî muʻâmele ile alup cemʻan on bin dört yüz akçe ben virüp ve on bin

akçe dahî mezbûr Yaʻkûb Beşe virüp mudârebe tarîkiyle her ne kadar fâʼide hâsıl

olursa beynimizde tasnîf olmak üzere bâzargânlık eylemişdik hâlâ meblâğ-ı

mezbûrûn hâsıl olan kâʼimenin nısfını virmekde taʻallül ider suʼâl olunub

alıverilmesi matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Yaʻkûb Beşe cevâbında

merkûm Abdünnebî benim hidmetkârım olub on bin akçemi kullandı ba‘dehû

mezbûr Abdünnebî altı bin dört yüz akçe fâʼide virdim vech-i meşrûh üzere

mudârebe itmedik deyü münkir olucak mezbûr Abdünnebî'den takrîrine muvâfık

beyyine taleb olundukda ityân-ı beyyineden âciz olmağla mezbûr Yaʻkûb Beşe'ye

vech-i meşrûh üzere on bin dört yüz akçe merkûm Abdünnebî'ye virüp on bin akçe

kendü virüp alâ-vechi'l-mudârebe her ne fâʼide hâsıl olursa beynlerinde tasnîf olmak

üzere akd-i şirket itmediklerine yemîn teklîf olundukda ol dahî halfe billâhi teʻâlâ

idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu fî-min-Şevvâli'l-mükerrem seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Nûrî Çelebi ibni an-

Kütahya

Hüseyin Çelebi ibni

Ahmed

Sâlih Bey el-Cündî Es-Seyyid İvaz el-

Göynükî

[s.24/91] Bi'l-fiʻil Liva-i Karahisâr-ı Sâhib Mütesellimi olub Emîn-i Beytü'l-

mâl olan fahru'l-akrân Ahmed Ağa meclis-i şer‘-i şerîfde işbu râfi‘ü'l-kitâb fahrü'l-

kudât Abdullâh Efendi ibni Hamza Efendi mahzarında ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî

kılup Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kâhil Mahallesi'nden olub bundan akdem

müteveffiye olan Rahîme binti Velî nâm hâtûnun vâris-i maʻrûfu olmamağla

mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı Göcüoğlu Mehmed mülküne ve bir tarafı baʻzan

es-Seyyid Mustafâ ve baʻzan nâm kimesne mülküne ve bir tarafı baʻzan Nalband

Page 172: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

159

Mustafâ ve baʻzan Ali mülküne ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mahdûd olup üç

tahtânî beyti ve bir ahûrı ve bir kiları ve bir mikdâr havluyı ve eşcâr-ı müsmire ve

ğayr-i müsmireyi ve furunu ve mâʼ-i cârîyi müştemil menzili Beytü'l-mâla âʼid

olmuşdu hâlâ menzil-i mezbûr beyʻ-i men-yezîd olunup rağbât-ı nâs bi'l-külliye

münkatıʻa olundukdan sonra merkûm Abdullâh Efendi üzerinde on iki bin akçede

karâr itmekle menzil-i mahdûd-ı mezkûru mûmâ-ileyh Abdullâh Efendi'ye meblâğ-ı

mezbûreyi bâten beyʻ idüp kabz-ı semen ve teslîm-i mebî‘ eyledim lâkin

müteveffiye-i mezbûrenin vasiyeti olmağla sülüsânı ki sekiz bin akçedir alup kabz

idüp ve sülüsü ki dört bin akçedir mezbûre Rahîme'nin vasî-i muhtârı olan işbu hâzır-

ı bi'l-meclis Şeyh Ahmed Efendi'ye teslîm eyledim baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı

mezkûr merkûm Abdullâh Efendi'nin mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr

mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-hüve'l-vâki‘ bi't-taleb ketb olundu.

hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Mehmed

bin el-Hâc Fazlı

Mehmed Çelebi

ibni Ömer

Dervîş Osmân bin

Hüseyin el-

Mevlevî

Mustafâ Çelebi

ibni Kubad

İsmâil bin Kayalı

Emrullâh ibni

Çelebi el-Hâc

İlyâs

Şeyh Mahmûd

Efendi el-Vâʻiz

Mehmed Çelebi

ibni Seyyâh

Mahmûd bin el-

Hâc Kâsım

[s.24/92] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib'de vâkiʻ Otpazarı câmiʻ-i şerîfinde hâlâ

vâʻiz ve nâsih olan fahrü's-sâlikîn Şeyhî Ahmed Efendi ibni Abdülmelik meclis-i

şer‘-i şerîfde işbu râfiʻü'l-kitâb fahrü'l-kudât Abdullâh Efendi ibni Hamza Efendi

mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp medîne-i mezbûre mahallâtından Kâhil

Mahallesi'nde sâkine olup bundan akdem vefât iden Rahîme binti Velî nâm hâtûn

mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı Göcüoğlu Mehmed mülkü ve bir tarafı baʻzan

es-Seyyid Mustafâ ve baʻzan nâm kimesne mülkü ve bir tarafı baʻzan Nalband

Mustafâ ve baʻzan Ali mülkü ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mahdûd olup üç tahtânî

beyt ve bir ahurı ve bir kiları ve bir mikdâr havluyı ve eşcâr-ı müsmire ve ğayr-ı

müsmireyi furunu ve Çırakçeşmesi dimekle maʻrûf çeşme ayağında mâʼ-i cârîyi

Page 173: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

160

müştemil olan mülk menzilini hâl-i hayatında vasiyet ve beni vasî-i muhtârı nasb

eyleyüb şöyle şart eylemişdiki bi-emrillahi teʻâlâ fevt olduğunda menzil-i mezkûr

beyʻ-i men-yezîd olunup her ne bahâda karar iderse on bin akçesini hacc iddire ve iki

bin akçesi mahalle-i mezbûrenin avârızına ve bin akçesi yine mahalle-i mezkûrenin

mescidine ve bin akçesi Otbazarı câmiʻ-i şerîfinde imâm olanlar alup beher yevm

üçer ihlâs-ı şerîfe kırâʼet eyliye ve iki bin akçesi zimem-i nâsa virülüp mahalle-i

mezbûrenin fukârasınada hâsıl olan ribhi itʻâm oluna ve üç bin akçesini techîz ve

tekfînime sarf eylesin demişdi lâkin menzil-i mezkûr beyʻ-i men-yezîd olunup

rağbât-ı nâs bi'l-külliye münkatıʻa olundukdan sonra mûmâ-ileyh Abdullâh Efendi

üzerinde on iki bin akçede karâr edüp mütteveffiye-i mezbûrenin vâris-i maʻrûfu

olmamağla meblâğ-ı mezbûrenin muhallefâtı ki sekiz bin akçedir Beytü'l-mâla âʼid

olup dört bin akçesi zikr olunan vasiyet içün baña intikâl itmekle Emîn-i Beytü'l-mâl

ile maʻan menzil-i mezkûr mûmâ-ileyh Abdullâh Efendi'ye on iki bin nakd-i râyic-i

fi'l-vakt akçeye bey‘ idüp kabz-ı semen-i ma‘dûd ve teslîm-i mebî‘ eyledükden sonra

dört bin akçeyi yedinden ahz ve kabz eyledim bin akçesi bu hacca giden âdeme virüp

Medîne-i Münevvere'ye vardukda nefs-i Medîne'den bir kimesneye virüp

mütevefiye-i mezbûre içün hacc idivire ve bin akçesini mahalle-i mezbûrda işbu

hâzır-ı bi'l-meclis Mustafâ Çelebi'ye teslîm eyledim mahalle-i mezbûrenin avârızı

[s.25] içün zabt eyliye ve bin akçesi dahî techîz ve tekfîn içün ben alup kabz eyledüm

baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm Abdullâh Efendi'nin mülk-i

müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olsun didikde mukırr-ı mezbûr Şeyh

Ahmed Efendi'nin vech-i meşrûh üzere cârî ve sâdır olan ikrârını mûmâ-ileyh

Abdullâh Efendi dahî bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-hüve'l-

vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâsıt-ı Şevvâli'l-mükerrem li sene ihdâ ve

sebʻîn ve elf.

Şuhûdü's-sâbıkûn

[s.25/93] Liva-i Karahisâr-ı Sâhib Mütesellimi olan Fahru'l-akrân Ahmed

Ağa tarafından Subaşı olan Mehmed Bey meclis-i şer‘a Çavuşbaşı nâm mahallede

sâkine Züleyhâ binti İbrâhîm nâm hâtûn ile Tâc-Ahmed nâm mahallesi sâkinlerinden

İvaz bin İlyâs ve Hüseyin bin Bayrâm nâm kimesneleri ihzâr ve mahzarlarında takrîr-

Page 174: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

161

i kelâm idüp mezbûrân İvaz ve Hüseyin merkûme Züleyhâ'ya Medîne-i Karahisâr-ı

Sâhib'de bir yağhânede fiʻl-i şenîʻ eylemişler suʼâl olunup takrîrleri tahrîr olunması

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûre Züleyhâ fi'l-vâki‘ evime giderken

mezbûrân İvaz ve Hüsey'in iki nefer ile dahî baña fiʻl-i şenîʻ eylediler deyü ikrâr

eyledikden sonra mezbûrân İvaz ve Hüseyin'e dahî suʼâl olundukda merkûme

Züleyhâ'nın cevâbı iftirâʼ-i mahzdır haber-i âğâhımız yokdur deyü münkirûn

olduklarında merkûme Züleyhâ'dan sıdk-ı makâline mutâbık beyyine taleb

olundukda ityân-ı beyyineden âcize olundukdan sonra merkûmân İvaz ve Hüseyin'e

vech-i muharrer üzere merkûme Züleyhâ'ya yağhâne içinde fiʻl-i şenîʻ itmediklerine

yemîn teklîf olundukda her biri halfe billâhi teʻâlâ eylediklerinden sonra mezbûrân

İvaz ve Hüsyin'in keyfiyet-i hâli mahallesi ahâlîsinden olup hâzırûn-ı bi'l-meclis olan

Eyyûb Halîfe el-İmâm ve Mehmed bin Sinân ve Şenlik ve el-Hâc Receb ve Usta

Hamza ve Usta İvaz ve Dâver nâm kimesneler ve sâʼirlerinden tefahhus olundukda

her biri mezbûrân İvaz ve Hüseyin kendi hâlindedir ve bu âna gelince bir sûʼ-i

hâllerin görmedik istimâʻ dahî itmedik deyü haber virdüklerinde mâ-vakaʻa bi't-taleb

ketb olundu hurrire fî-evâsıt-ı Şevvâli'l-mükerrem li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Satılmış Halîfe

el-İmâm

Mustafâ bin

Timur

El-Hâc Hızır bin

el-Hâc Baba

Halîfe bin Ahmed Es-Seyyid İvaz

el-Göynükî

[s.25/94] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından Kürt nâm karye

sükkânından Îsâ ibni Durduhân nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzimü'l-kirâma

yine karye-i mezbûre sâkinlerinden işbu sâhibü'l-kitâb Eyyûb bin Aydoğmuş nâm

kimesneyi ihzâr ve mahzarında da‘vâ ve takrîr-i kelâm idüp hâzır-ı bi'l-meclis olan

karım Emîne'ye târîh-i kitâbdan on beş gün mukaddem akşam namazından sonra fiʻl-

i şenîʻ kasdıyla evime girüp taʻarruz eylemiş suʼâl olunup mûcebin taleb iderim

didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Eyyûb bi'l-külliye inkâr ile cevâb viricek müddeʻî-i

mezbûr Îsâ'dan müddeʻâsını mübeyyin beyyine taleb olundukda ityân-ı beyyineden

âciz olup istihlâf olunsun didikde mezbûr Eyyüb'a târîh-i mezbûrda merkûme

Emîne'ye fiʻl-i şenîʻ kasdıyla merkûm Îsâ'nın evine girüp taʻarruz eyledüğüne yemîn

teklîf olundukda halfe billâhi ale'l-aʻlâ eyledikden sonra mezbûr Eyüb'un keyfiyet-i

Page 175: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

162

hâli karye-i mezbûre ahâlîsinden olup hâzırûn-ı bi'l-meclis olan Velî ve Mustafâ ve

İne ve Himmet nâm kimesneler ve sâ’irlerinden tefahhus olundukda her biri mezbûr

Eyyûb kendi hâlindedir bu âna gelince bir sûʼ-i hâlini görmedik ve istimâʻ dahî

itmedik deyü hüsn-i hâli ihbâr itdiklerinde mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire-

fî-evâsıt-ı Şevvâli'l-mükerrem sene 1071.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed Bey

Subaşı

Sâlih Bey el-

Cündî

Es-Seyyid İvaz

el-Emîn

Molla Mehmed

bin Ahmed

Ve ğayruhum

mine'l-huzzâr

[s.25/94-2] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Çavuşoğlu Mahallesi

sükkânından fahrü'l-emâcid ve'l-ekârim Hasan Ağa meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzimü'l-

ikrâma medîne-i mezbûre muzâfâtından Çandır nâm karye sâkinlerinden Ali bin

Eymir nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında da‘vâ ve takrîr-i kelâm idüp bundan

akdem çifliğimden doksan beş reʼs koyunum zâyiʻ olmuş idi merkûm Ali'nin yedinde

nişânıyla üç reʼs koyunum buldum suʼâl olunup mûcebi tahrîr olunması

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Ali cevâbında zikr olunan üç reʼs

koyunun çobanı olup hâzırûn-ı bi'l-meclis olan Mürtezâ bin Hızır nâm kimesneden

beyʻ edüp aldım deyü cevâb viricek ğıbbe's-suʼâl merkûm Mürtezâ bi'l-külliye

münkir olup mersûm Ali'den sıdk-ı makâline mutâbık beyyine taleb olundukda ityân-

ı beyyineden âciz olundukda merkûm Ali talebiyle mezbûr Mürtezâ'ya zikri sebk

iden üç reʼs koyunu merkûm Ali'ye beyʻ eylemedüğüne yemîn teklîf olundukda ol

dahî halfe billâhi ale'l-aʻlâ idicek mezbûr Ali keyfiyet-i hâli karyesi ahâlîsinden olup

hâzırûn-ı bi'l-meclis olan Mustafâ el-İmâm ve İvaz Beşe ve Halîl ve Hâcı Hasan nâm

kimesnelerden ve sâʼirlerinden tefahhus olundukda her biri mezbûr Ali kendi hâlinde

değildir hep töhmet-i sâbıkasını ve suʼ-i hâlini ihbâr eylediklerinde mâ-vakaʻa bi't-

taleb ketb olundu tahrîren fî-evâsıt-ı Şevvâli'l-mükerrem li sene 1071

Şuhûdü'l-hâl

Mûsâ Halîfe

el-İmâm

Süleymân bin

Hüseyin

Abdulkâdir

bin Mûsâ

Veli bin

Hasan

Sefer bin

Hızır

Eşrâf Emîn

Seydî

Page 176: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

163

[s.26/95] Karahisâr-ı Sâhib Kâlesinde sâkin Mûsâ bin Ahmed nâm şâbb-ı

emred meclis-i şerʻ-i şerîfe yine Kâleyi mezbûrede sâkine olup bundan akdem

mütteveffiye olan Kamerşâh hâtûnun kız karındaşı kızları ve vârisleri olan Asiye ve

Fahri binti el-Hâc Memi nâm hâtûnları ihzâr ve mahzarından takrîr-i da‘vâ idüp

mezbûre Kamerşâh hâl-i hayatında kemâli-i aklı sıhhatinde orta kâlada vâkiʻ bir

tarafdan furun ve bir tarafdan zindân ve bir tarafdan Yûsuf nâm kimesne mülkü ve

taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mâhdud olup bir fevkânî bir tahtânî beyti ve bir mikdâr

havluyı müştemil menzilini baʻde't-tahliye ve bir sîm kuşâk ve bir altûn zincîr ve bir

müftel ve iki derâyi kaftân ve bir çift incü kol bağı ve iki tencere ve beş sahan ve iki

tâba ve iki döşeğini ve sâʼir beynimizde adedi ve cinsi maʻlûm baʻzı hırdavât-ı

hânesini baña hîbe ve teslîm ben dahî ittihâb ve kabz idüp menzil-i mezkûr ve eşyâ-i

mezkûre mülk-i mevhûbum iken mezbûretân Asiye ve Fahri taʻarruzdan hâli değildir

suʼâl olunup menʻ ve defʻ olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûretân

Asiye ve Fahri cevâblarında mütteveffiye-i mezbûrenin biz vârisi olup muhallefâtı

bize intikâl ider vech-i meşrûh üzre menzil-i mezkûr ve eşyâ-i mezkûreyi merkûme

Kamerşâh hîbe ve teslîm eyledüğü maʻlûmumuz değildir didiklerinde merkûmun

Musa'dan takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda mine'l-udûl el-Hâc İsmâil bin

Memi Bey ve el-Hâc Ömer bin Şaʻbân Bey nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i

şer‘a hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâki‘ müteveffiye-i merkûme Kamerşâh hâl-i

hayatında aklı sıhhatinde menzili mahdûd-ı ve mezkûrı baʻde't-tahliye ve maru'z-zikr

eşyâları mezbûr Musa'ya bizim huzurumuzda hîbe ve teslîm ol dahî ittihâb ve kabz

ve teslîm eyleyüb menzil-i mezkûr ve eşyâ-i merkûmu merkûm Musa'nın mülk-i

mevhûbudur biz bu husûsa şâhidleriz ve şehâdet dahî ederiz deyü edâ-i şehâdet-i

şerʻiyye eylediklerinde ba‘de ri‘âyet-i şerâyetü'l-kabûl şehâdedleri hîn-i kabûlde

vâkı‘a olmağın mezbûretân Asiye ve Fahri taʻarruzdan men birle mâ-hüve'l-vâki‘

bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâsıt-ı Şevvâlü'l-mükerrem li sene ihdâ ve sebʻîn ve

elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Hüseyin

Kethüdâ-i Kalʻa

Es-Seyyid İvaz

an-Göynikî

Hızır Bey el-

Emîn

Sâlih Bey Cündî Molla Mehmed

bin Ahmed

Page 177: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

164

[s.26/96] Min-Muhallefâti'l-merhûm İsmâil bin Hızır Bâlî el-müteveffâ hâl-i

kevnihi sâkin min-kıbel-i bi-mahallet-i Tâc Ahmed mâte ve tereke min-verâseti

zevceti ve ibnâ İbrâhîm ve selâse binâtin ve hâzihi Fahri ve Asiye ve rehimü ve el-

verâseti'l-munhasiraten fîhinne vakaʻa't-tahrîr fî-evâhir-i Şevvâli'l-mükerrem li sene

ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Bârgîr

reʼs

1

Kıym

et

545

Kuma

ş

Kaftan

1

Kıyme

t

400

Diğer

Kumaş

Kaftan

Kıymet

550

Eyer

besâtil

e

1

Kıym

et

300

Sansar

kürk

1

Kıymet

1200

Dülbent

2

Kıymet

600

Kadife

Kavuk

2

Kıymet

120

Köhne

Döşek

2

Kıyme

t

130

Yasdık

Kıyme

t 150

Tencer

e

2

Kıyme

t 250

Sahan

5

Kıym

et

200

Börek

Sahan

1

Kıyme

t

110

El

Tâbası

1

Kıymet

30

Tas

1

Kıym

et

Bakraç

1

Kıymet

120

Sırma

kolan

Kuşak

1

Kıymet

250

Sim Kılıç

Kıymet

300

Sim

bıçak

1

Kıyme

t

100

Yorga

n

1

Kıyme

t

80

Köhne

Kilim

3

Kıyme

t

200

Kazga

n

1

Kıym

et

400

Ğügü

m

2

Kıyme

t

250

Kahve

İbriği

1

Kıymet

50

Büyü

k

Taba

1

Kıym

et

200

İki

koluyla

taba

1

Kıyme

Et

70

Leğen

1

Kıymet

130

Yemiş

tepsisi

1

Kıymet

120

Börek

tepsisi

1

Kıyme

t

50

Maşra

ba

1

Kıyme

t

50

Küçük

Leğen

1

Kıyme

t

20

Bakır

kepçe

1

Kıym

Çuvan

kaşı

sim

kuşak

Altın

tılsım

sade

1

Sîm

Sade

Kuşak

önü

Ğügüm

1

Kıymet

Ayaklı

Sahan

1

Havan

1

Kıymet

Tencer

e

2

Kıyme

Bakır

Ğügü

m

2

Odun

Baltası

1

Kıyme

Page 178: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

165

et

10

1

Kıyme

t

1400

Kıymet

300

1

Kıym

et

250

150 Kıymet

50

150 t

150

Kıyme

t

20

t

20

Çuval

20

Kıym

et

40

Garara

1

Kıyme

t

70

Timur

Saç

Ayak

1

Kıymet

15

Demir

avnı(?

)

4

Kıym

et

550

Sîm

zincirli

hamâyi

l 1

Kıymet

300

Sîm

Bıçak

Kını

Masadıy

la

1

Kıymet

150

Abdurrahi

m Efendi

Bedesteni'

n de

Dolap

1

Kıymet

500

İki ev

biri

Fevkân

î biri

Tahtân

î ve iki

Çardak

ve bir

mikdâr

bağçe

havlu

Kıyme

t

5000

Kazga

n Sağîr

1

Kıyme

t

200

Ayaklı

Sahan

1

Kıyme

t

70

Abdes

t

Ibrığı

1

Kıym

et

120

El

Ibrığı

1

Kıyme

t

55

Seferî

Sahan

2

Kıymet

220

Çini

Sahan

1

Kıym

et

50

İlistir

1

Kıymet

80

Küçük

Sahan

1

Kıymet

20

Büyük

Ğügüm

1

Kıymet

250

Kapakl

ı Tas

Kıyme

t

220

Leğen

1

Kıyme

t

150

Sahan

2

Kıyme

t

130

Abdes

t

Ibrığı

1

Kıym

et

120

Köçek

Tepsi

1

Kıyme

t

50

Köhne

Çağşir

1

150

Bakır

Kepçe

1

Kıym

et

150

Nîm

Sîm

kutak

1

Kıymet

Hoşaf

Tası ve

Yem

Tası ve

El

Bakraca

Kıymet

Sahan

Kıymet

400

Vukki

ye

dirhem

dirhem

-i

Osmân

î

Mebla

Page 179: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

166

250 ğ

70000

Yekün

31330

Techîz ve tekfîn

meblağ 1200

Derzibaşıya deyn

meblağ 1830

... içün camus

meblağ

1000

Yetimlere masraf

makbul-i vasî

Meblağ

1375

Hınta

Keyl

2

Kıymet

440

Müteveffâ-i mezbûr Osman'dan aldığı dülbend bâ-karâr-ı veresi-i kibâr

Meblağ

Sahü'l-bâki

Meblağ

24475

Hisse-i zevce-i Satı

Meblağ

3059

Hisse-i ibni İbrâhîm

Meblağ

8566

Hisse-i binti Fahrî

Meblağ

4282

Hisse-i Binti-i Ümmühâni

Meblağ

4283

Hisse-i binti Rahîme

Meblağ

4283

Resm-i Kısmet ve hüddâmiye

ve kâtibiye

Meblağ

450

[s.27/97] Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Tâc Ahmed Mahallesi sükkânından

olup bundan akdem vefât iden İsmâil bin Hızır Bâlî nâm kimesnenin sağîr oğlu

İbrâhîm ve sağîre kızı Ümmühânî'nin ahvâllerini hıfz ve babaları müteffâ-yı

mezbûrdan intikâl iden emvâllerini zabt içün bir vasî lâzım ve mühim olmağın işbu

Page 180: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

167

râfi‘ü'l-kitâb sağîrân-ı mezbûrânın ammileri olan Osmân bin Hızır Bâlî nâm kimesne

vasî nasb ve taʻyîn olunup mezbûr Osmân dahî vesâyet-i mezbûreyi kabûl ve hizmet-

i lâzımesin edâya taʻahhüd idicek hurrire fî-evâsıt-ı Şevvâli'l-mükerrem li seneti'l-

mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Ahmed Efendi

ibni Abdülmelik

El-Hâc İsmâil bin

Memi Bey

El-Hâc Mehmed

bin Hamza Çelebi

El-Hâc Mehmed

bin Nasûh

El-Hâc

Muharrem bin

Ömer

İbrâhîm Çelebi

ibni Abdünnebî

Osmân bin el-Hâc

Ali

Abdünnebî Dede

ibni Satılmış

Ahmed Bey ibni

Pîrî

Ve ğayruhum

mine'l-huzzâr

[s.27/98] Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Tâc-Ahmet Mahallesi sükkânından

olup bundan [akdem] fevt olan İsmâil nâm kimesnenin sağîr oğlu İbrâhîm ve sağîre

kızı Ümmühânî'nin kıbel-i şerʻ-i kavîmden mansûb vasîleri olan Osmân bin Hızır

Bâlî nâm kimesne meclis-i şer‘a gelüp takrîr-i kelâm idüp sağîrân-ı mezbûrânın

nafaka ve kisveye şiddet-i ihtiyâcları vardır babaları müteveffâ-yı mezbûrdan intikâl

iden emvâllerinden nafaka takdîr olunması matlûbumdur didikde sağîrân-ı

mezbûrânın nafaka ve kisve ve sâʼir levâzım-ı zarûriyye içün beher yevm yedişer

akçe farz ve takdîr alunup meblağ-ı mezbûru sarfa ve vakt-i zarûretde istidâneye ve

hîn-i zaferde rücûʻa izin-birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâsıt-ı

Şevvâli'l-mükerrem li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl es-sâbıkûn

[s.27/99] Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi sükkânından olup

bundan akdem fevt olan Mustafâ bin el-Hâc Mustafâ'nın sulbiyye-i kebîre kızları

Âbide ve Âʼişe tarafından vekâleten ve sulbiyye-i sağîre kızı Hadîce tarafından

vesâyeten husûs-ı bey‘-i âti'l-beyâna bimâ hüve nehcü's-sübût şer‘an vekâletleri

sâbite olan mezbûre Âbide'nin zevci İsmâil bin ve sağire-i mezbûre Hadice'nin kıbel-

i şerʻ-i kavîmden mansûb vasîsi ve mezbûre Âʼişe'nin zevci Mehmed bin Rıdvân

nâm kimesneler meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzimü't-tevkîrde işbu sâhibü'l-kitâb Mustafâ

Page 181: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

168

bin Mürtezâ nâm kimesne müvâcehesinde ikrâr ve iʻtirâf ve takrîr-i kelâm idüp

mezbûrûn Âbide ve Âʼişe ve Hadîce'nin mülk-i mevrûseleri olup mahalle-i

mezbûrede vâki‘ bir tarafı Abdulvahhâb nâm kimesne mülküne ve bir tarafı Şeyhî

nâm kimesne mülküne ve bir tarafı baʻzan Osmân mülküne ve baʻzan Yâsemîn nâm

hâtûn mülküne ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile bir fevkânî ve bir tahtânî beyti ve bir

çardağa ve bir mikdâr havluyı ve eşcâr-ı müsmire ve ğayr-i müsmire ve mâʼ-ı cârîyi

müştemil menzillerini mezbûr Mustafâ'ya on beş bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî

akçeye bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile bey‘ idüp kabz-ı semen-i ma‘dûd ve teslîm-i

mebî‘-i mahdûd eyledik didiklerinde müvekkilân-ı mezbûrân İsmâil ve Mehmed'in

vech-i meşrûh üzere cârî ve sâdır olan ikrârlarını el-mukırru lehü'l-merkûm Mustafâ

bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu

hurrire-fî-evâsıt-ı Şevvâli'l-mükerrem li seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Dede Bey

ibni

Abdünnebî

Eymir Şâh

ibni

İbrâhîm

Mustafâ bin

Satılmış

El-Hâc Ali

bin el-Hâc

Velî

Ebûbekir

bin Ömer

Bey

Handan Bin

Abdullâh

Ali Çelebi

ibni Mestân

Mehmed

Çelebi ibni

el-Hâc

Sefer

Osmân

Çelebi ibni

el-Hâc

Mehmed

Şeyh ibni

Abdülğaffâr

Mehmed

bin Osmân

Çelebi

Mehmed

Çelebi ibni

Îsâ Çelebi

Îsâ Çelebi

ibni Taysı

[s.27/100] Bi'l-fiʻil Liva-i Karahisâr-ı Sâhib mütesellimi olan fahrü'l-emâsil

ve'l-akrân Ahmed Ağa tarafından nefs-i şehrin Subaşısı olan Mehmed Bey meclis-i

şer‘a Çavuşlar nâm mahallede sâkin hâzırân-ı bi'l-meclis Tatar nâm kimesnenin

zevcesi Züleyhâ binti İbrâhîm nâm hâtûnu ihzâr ve mahzarında takrîr-i kelâm idüp

mezbûre Züleyhâ kendi hâlinde olmayub dâʼimâ fâhişelik idüp hâlâ işbu hâzırân-ı

bi'l-meclis İvaz ve Hüseyin nâm kimesneler ile nefs-i şehirde yağhâne içinde fiʻl-i

şenîʻ eylemiş suʼâl olunup takrîri tahrîr olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-su’âl

mezbûre Züleyhâ cevâbında fi'l-vâkiʻ akşam namazından sonra evime giderken

mezbûrân İvaz ve Hüseyin ile gâʼib-i ani'l-meclis Tosyalıoğlu Ahmed ve Osmân nâm

kimesnelere rast geldiğimde beni bir yağhâneye koydular ve cebren fiʻl-i şenîʻ

Page 182: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

169

eylediler deyü ikrâr ve iʻtirâf eyledikden sonra mezbûre Züleyhâ'nın keyfiyet-i

ahvâlini mahalle-i mezbûreden olup hâzırûn-ı bi'l-meclis olan Satılmış Halîfe ve

Halîl Bey ve Mustafâ ve Muharrem ve Ali ve Selim ve Abdurrahmân ve Mustafâ ve

el-Hâc Sefer ve sâʼirlerinden tefahhus olundukda mezbûre Züleyhâ kendi hâlinde

olmayup nâ-mahremden ictinâb eylemez eyü hâtûn değildir deyü her biri suʼ-i hâlini

hâber verdiklerinde mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâsıt-ı Şevvâli'l-

mükerrem li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Molla

Mehmed bin

Ahmed

Hâcı Şaʻbân

Bazarbaşı

Es-Seyyid

İvaz an-

Göynikî

Yûsuf bin el-

Muhtes

Hızır Bey el-

Emîn

Ahmed el-

Muzhır

[s.27/101] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Susuz nâm karye sükkânından

Aydek bin Mahmûd nâm kimesne meclis-i şerʻa Hamza bin nâm kimesneyi ihzâr ve

mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp bundan akdem mezbûr Hamza'dan bin yüz sekiz

akçeye kıç ayağı sekil(?) ve alnı çakal bir al kısrak iştirâʼ itmişdim lâkin zikr olunan

kısrağı İshaklı kazâsına tâbiʻ Eber nâm karyeden İbrâhîmoğlu nâm kimesne müstehık

çıkup yedimden almışdır mezbûr Hamza'ya suʼâl olunup cevâbı tahrîr olunması

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Hamza cevâbında zikr olunan kısrağı

işbu hâzır-ı bi'l-meclis olan Ak-viran nâm karyeden Mustafâ'dan iştirâʼ eyledim

diyücek mezbûr Mustafâ'[ya] istintâk olundukda zikr olunan kısrağı ben dahî Solak

nâm kimesneden aldım mezbûr Solak'ın dahî kendi kısrağından hâsıl olmadır deyü

cevâb virdikden sonra mezbûr Solak kendi mülk kısrağından hâsıl olub münâza‘un-

fîh olan al kısrak netâyici idiğünü el-Hâc Ali bin el-Hâc Memi ve Oruç bin Hasan

nâm kimesneler meclis-i zuʻmda makâm-ı şehâdetle ihbâr-ı sahîh-i şerʻî

eylediklerinde mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâsıt-ı Zilkaʻdeti'ş-şerîfe

li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed bin

Ahmed

Hızır Bey el-Emîn Cihân Bey Ahmed bin ...

Page 183: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

170

[s.28/101-2] Sandıklı Kazâsı'na tâbiʻ Yavaşlar nâm karye sükkânından Mirza

bin nâm kimesne meclis-i şerʻa karye-i mezbûreden Ahmed bin Caʻfer ve Habîb bin

Durmuş nâm kimesneleri Bi'l-fiʻil Liva-i Karahisâr-ı Sâhib mütesellimi Ahmed Ağa

tarafından mübâşir taʻyîn olunan es-Seyyid Nûrî Çelebi mübâşeretiyle meclis-i şerʻa

ihzâr ve mahzarlarında takrîr-i daʻvâ idüp mezbûrân Ahmed ve Habîb işbu hâzırân-ı

bi'l-meclis kızım Hadîce nâm bikr-i bâliğaya fiʻl-i şenîʻ idüp bekâretini zâyil

eylemişler hâlâ mezbûre Hadîce zinâdan hamli vardır mezbûrâna suʼâl olunup ihkâk-

ı hak olunması matlûbumdur didikde evvelen mezbûre Hadîce'ye suʼâl olundukda

mukaddemâ merkûm Ahmed baña fiʻl-i şenîʻ idüp bekâretimi zâyil eyledikden sonra

merkûm Habîb dahî fiʻl-i şenîʻ eyledi hâlâ hamlim merkûm Habîb'dendir deyü ikrâr

ve iʻtirâf eyledikde ve sâniyen mezbûrân Ahmed ve Habîb'e suʼâl olundukda

münkiren cevâb virdiklerinde mezbûrân Ahmed ve Habîb'in keyfiyet-i ahvâlleri

karye-i mezbûreden Hasan Bey ve Ahmed Bey ve Ahmed Halîfe ve Umur Bey ve

Murâd Bey ve Sefer ve Şaʻbân ve Durmuş ve Şeyhî nâm kimesnelerden ve

sâʼirlerinden suʼâl olundukda mezbûrân Ahmed ve Habîb kendi hâllerinde değillerdir

dâʼimâ ümmet-i Muhammed'in ehl-i ıyâline taʻarruz iderler ellerinden âciz

olmuşuzdur deyü her biri suʼ-i hâllerini makâm-ı şehâdetde ihbâr eylediklerinde mâ-

vakaʻa bi't-taleb ketb olundu tahrîren fî-evâhir-i Şevvâli'l-mükerrem li-seneti'l-

mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Budak

bin Mustafâ

Molla

Mehmed bin

Ahmed

Yûsuf Bey

ibni Abdullâh

Mehmed Bey

Subaşı

Hızr Bey ibni

el-Emîn

Ahmed el-

Muhzır

[s.28/102] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsında vâkiʻ Kuyucak nâm karyeye berât-ı

âlişân ile mutasarrıf olan Kanlızâde Mehmed Bey'in sulbî oğlu ve vekîl-i şerʻîsi olan

Mustafâ Bey meclis-i şerʻ-i şerîfe Eyret nâm karye sükkânından Ahmed ve Hasan

bin Hüdâverdi nâm kimesneleri ihzâr ve mahzarlarında takrîr-i kelâm işbu yedimde

olan sûret-i defter-i hâkânîde mesdûr kırk altı akçe mukâtaʻası olan karye-i merkûme

Kuyucak sınurunda Elmalu yaylası dimekle maʻrûf yaylak-ı mezbûrân Ahmed ve

Page 184: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

171

Hasan fuzûlî bozup otunu biçmişler suʼâl olunup takrîrleri tahrîr olunması

madlûmbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûrân Ahmed ve Hasan zikr olunan

yaylakın otunu biçmediklerini ikrâr ve yaylak-ı mezbûr merkûm Mustafâ Bey'in

vekîli olduğuna ve mezbûr Mehmed Bey'in idiğünü münkir olduklarında mezbûr

Mustafâ Bey'in yedinde olan sûret-i deftere nazar olundukda Kuyucak nâm karye

üzerinde yaylak-ı Elmalu ve kırk altı akçe mukâtaʻası olduğu mesdûr ve mukâyyed

bulunmağın yine Kazâ-i mezbûra tâbiʻ olmağla Oğulbeyli nâm karyeden Sinân ve

Hasan ve Şaʻbân ve Toyranlı nâm karyeden Veli ve Mehmed nâm kimesneler fi'l-

vâkiʻ zikr olunan yaylak merkûm Mehmed Bey'in kadîmden mutasarrıf olduğu

karye-i merkûme Kuyucak üzerine bağlu yaylakıdır eylece bilürüz deyü makâm-ı

şehâdetde ihbâr eylediklerinde mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâʼil-i

Zilkaʻdeti'ş-şerîfe li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Şenlik Bey ibni İshak bin Ali Mehmed Bey ibni Mehmed Efendi ibni

Şaʻbân

[s.28/103] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhibde vâkiʻ merhûm ve mağfûrun-leh

Gedik Ahmed Paşa bina eyledüğü Câmiʻ-i Şerîf evkâfının evlâdiyet ve meşrûtiyet

üzere bi'l-fiʻil mütevellîsi olan Abdullâh Beşe tarafından ikrâr ve kabza vekîl olub

Mustafâ Çelebi ibni Mehmed ve Ali Beşe ibni Mehmed nâm kimesneler

şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite olan Mustafâ Çelebi ibni Nasûh Çelebi meclis-i

şerʻ-i hatîr-i lâzimü't-tevkîrde bi'l-fiʻil Liva-i Karahisâr-ı Sâhib ilhâkıyla Karaman

Eyâleti'ne mutassarrıf olan izzetlü Mustafâ Paşa Yesserallâhü mâ-yürîdü vemâ-yeşâʻ

hazretlerinin liva-i mezbûrda bi'l-fiʻil mütesellimi olan fahrü'l-emâsil ve'l-akrân

Ahmed Ağa mahzarında bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp Paşa-yı müşârun-

ileyh müceddeden bina olunan sarayın kapusu önünde vâkiʻ olup bir tarafı madbaha

ve bir tarafı câmiʻ-i şerîf harîmi ve bir tarafı medreseye ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm

ile mahdûd tûlen otuz zirâʻ ve arzen on zirâʻ ve vakf-ı mezbûrdan arsa-i hâlîyeyi

müvekkilim merkûm Abdullâh Beşe Paşa-yı müşârun-ileyh hazretlerine yirmi bin

akçe icâre-i muʻaccele ve yevmî ikişer akçe icâre-i müʼeccele ile îcâr müşârun-ileyh

dahî istiʻcâr ve kabûl eyleyüb müvekkilim merkûm Abdullâh Beşe Paşa-yı müşârun-

Page 185: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

172

ileyhe mahtûm temesssük virdikden sonra arsa-i merkûmenin icâre-i muʻaccelesi

olan meblağ-ı merkûm yirmi bin akçeyi Paşa-yı mûmâ-ileyh hazretleri mûmâ-ileyh

Ahmed Ağa'dan hâvale itmekle merkûm Abdullâh Beşe dahî meblağ-ı mezbûru ahz

ve kabza beni vekîl eylemişdi hâlâ vekâletim hasebiyle meblağ-ı mezbûr yirmi bin

akçesi mûmâ-ileyhi Ahmed Ağa yedinden bi't-tamâm ve'l-kemâl ahz ve kabz

eyledim ba‘de'l-yevm zikr olunan arsanın icâre-i müʼeccelesini Paşa-yı müşârun-

ileyh hazretleri cânib-i vakfa edâ ve teslîm eyledikden sonra keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr

mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu

hurrire fî-evâʼil-i Zilkaʻdeti'ş -şerîfe li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Abdullâh Efendi

ibni el-Merhûm

Hamza Efendi

Eş-Şeyh Ahmed

Efendi el-Vâʻiz

Eş-Şeyh Mehmed

Efendi el-Vâʻiz

Eş-Şeyh Mahmûd

Efendi el-Vâʻiz

Mehmed Çelebi

ibni Nasûh Çelebi

Es-Seyyid Nûrî

Çelebi an-

Kütahya

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

Hüseyin Ağa ibni

Abdullâh

El-Hâc Budak bin

Mustafâ

Hasan Çelebi ibni

Mustafâ Çelebi

[s.28/104] Mahmiyye-i Karahisâr-ı Sâhib'de vâkiʻ merhûm ve mağfûrun-leh

Gedik Ahmed Paşa Câmiʻ-i Şerîfi'nin evlâdiyet üzre mütevellîsi olan Abdullâh Beşe

tarafından ikrâr-ı âti'z-zikre vekîl olup Mustafâ Çelebi ibni Mehmed ve Ali Beşe ibni

Mehmed şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite olan Mustafâ Çelebi ibni Nasûh Çelebi

meclis-i şerʻ-i şerîfde Bi'l-fiʻil Liva-i Karahisâr-ı Sâhib ilhâkıyla Karaman Eyâleti'ne

mutassarrıf olan Mustafâ Paşa Yesserallâhü mâ-yürîdü vemâ-yeşâʼ hazretlerinin

tasdîk-i âti'z-zikre vekîli ve liva-i mezbûrun mütesellimi olan fahrü'l-emâsil ve'l-

akrân Ahmed Ağa mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp müvekkilim mezbûr

Abdullâh Beşe Mahmiyye-i mezbûrede câmiʻ-i şerîf kurbunda bir tarafdan medrese

ve bir tarafdan harem ve bir tarafdan matbah ve bir tarafdan tarîk-i âmm ile mahdûd

tûlen otuz zirâʻ ve arzân on zirâʻ vakf arsayı Paşa-yı müşârun-ileyhe yirmi bin akçe

icâre-i muʻaccelen ve beher yevm ikişer akçe icâre-i müʼeccele ile îcâr ol dahî istîcâr

ve kabûl eylemişler lâkin arsa-i mezbûrenin icâre-i müʼeccelesi içün mûmâ-ileyh

Ahmed Ağa yedinden beş bin akçe alup kabz eyledim meblağ-ı mezbûru zimeme

Page 186: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

173

verilüp senede hâsıl olan yedi yüz elli akçe murâbahasın arsa-i mezbûrenin yevmî

ikişer akçe icâre-i müʼeccelesi mukâbelesinde ola didikde vekîl-i mezbûr kelimât-ı

meşrûhasında mümâ-ileyh Ahmed Ağa dahî vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk idicek

mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâʼil-i Zilkaʻdeti'ş-şerîfe li-sene ihdâ ve

sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl es-sâbıkûn

[s.29/105] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kasımpaşa Mahallesi

sükkânından olup bundan akdem vefât iden Mahmûd Çelebi nâm kimesnenin zevce-i

metrûkesi Sâliha binti Seyfî Çavuş nâm hâtûn tarafından ikrâr-ı âti'l-beyâna vekîl

olup bimâ-hüve nehcü's-sübût şerʻan vekâleti sâbite olan İvaz Bey ibni Mehmed

Çavuş meclis-i şerʻ-i şerîfde müteveffâ-i mezbûr Mahmûd Çelebi'nin sulbî kebîr oğlu

olup vefât iden Hasan Bey nâm kimesnenin zevce-i metrûkesi olup merkûm Mahmûd

Çelebi'nin menziline vâzıʻu'l-yed olan Emîne nâm hâtûnun babası ve vekîl-i şerʻîsi

olan Abdünnebî bin el-Hâc Ali mahzarında bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp

müvekkilem mezbûre Sâliha'nın zevci müteveffâ-i mezbûr Mahmûd Çelebi

zimmetinde on bin akçe mihr-i müʼecceli olduğu şühûd-ı udûl ile sâbit ve zâhir olup

lâkin müteveffâ-i mezbûrun merkûme Emîne nâm hâtûnun taht-ı yedinde olup

mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafdan Alacahamam ve bir tarafdan Osmân Ağa

mülküne ve bir tarafda el-Hâc Ahmed mülkü ve taraf-ı âharı tarîk-i âmma mahdûd

bir tahtânî beyt ve odayı ve bir harâbe ahur yerini ve bir mikdâr havlıyı müştemil

olan menzilinden gayri ism-i mâl ıtlâk olunur muhallefâtı olmayup ve menzil-i

mezbûr sûk-ı sultânîde beyʻi men-yezid olunup rağbât-ı nâs bi'l-külliye münkatıʻ

olundukdan sonra mezbûre Sâliha üzerinde on bin akçede karar itmekle zevci

müteveffâ-i mezbûr zimmetinde olan on bin akçe mihr-i müʼeccel-i müsbeti

mukâbelesinde menzil-i mezbûru alup kabûl ve kabz idüp mihr-i müʼeccele

müteʻallik cemî‘-i de‘âvî ve husûmâtdan mezbûre Emîne'nin zimmetini ibrâʼ-i âmm

ile ibrâ ve ıskât-ı tâm ile ıskât eyledi didikde vekîl-i mezbûr kelimât-ı meşrûhasında

merkûm Abdünnebî dahî vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb

ketb olundu hurrire fî-evâʼil-i Zilkaʻdeti'ş -şerîfe li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Mehmed Muslu Çelebi ibni Mustafâ ibni Ali Molla Mehmed El-Hâc Budak bin

Page 187: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

174

bin Hamza el-Hâc Ali Bey bin Ahmed Muslu

[s.29/106] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından Maʻden bin nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfe Derviş bin Süleymân

nâm kimesneyi ihzâr ve mahzârında takrîr-i daʻvâ idüp işbu meclis-i şerʻde hâzır ve

müşârun-ileyh kıç ayakları sekil(?) ve alnında beyaz alâmeti olan doru kısrak mülk-i

mahzım olup târîh-i kitâbdan bir sene mikdârı vardır mülkümden zâyiʻ olmuşdu hâlâ

merkûm Derviş'in yedinde buldum suʼâl olunup alıverilmesi matlûbumdur didikde

ğıbbe's-suʼâl mezbûr Derviş cevâbında mârru'z-zikr kısrağı medîne-i Eskişehir'den

Mustafâ nâm kimesneden bin iki yüz akçeye iştirâʼ eyledim vech-i meşrûh üzere

merkûm Maʻden'in mülkü olduğu maʻlûmum değildir deyücek müddeʻî-i mezbûr

Maʻden'den takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda mine'l-udûl Abdullâh bin

Osmân ve Ali bin el-Hâc Mustafâ nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a

hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâki‘ mevsûk-ı mezkûr ve işbu meclis-i şerʻde hâzır

doru kısrak merkûm Maʻden'in mülkü olup târîh-i kitâbdan bir sene mikdârı vardır

mülkünden zâyiʻ olmuşdu biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i

şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde ba‘de ri‘âyeti şerâyitü'l-kabûl şehâdetleri hîn-i

kabûlde vâkı‘a oldukdan sonra merkûm Maʻden'e mâru'z-zikr kısrağı âhara hîbe veya

beyʻ eylemedüğüne el-hâsıl bir tarîkle mülkünden ihrâç eylemedüğüne yemîn teklîf

olundukda ol dahî halfe billâhi teʻâlâ idicek zikr olunan kısrağı merkûm Maʻden'e

teslîme mezbûr Derviş'e tenbîh birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-

evâsıt-ı Zilkaʻdeti'ş -şerîfe li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Hasan bin

Mehmed

İsmâil bin an-şehr El-Hâc Şaʻbân

bin Ali

Molla Mehmed

bin Ahmed

Kanber Ali bin

Abdullâh

[s.29/107] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbiʻ Tazlar nâm karye sâkinelerinden

Âʼişe binti Ahmed nâm hâtûn meclis-i şerʻa gelüp şöyle iʻlâm-ı hâl eyledi ki işbu

sene ihdâ ve sebʻîn ve elf zilkaʻdesinin on sekizinci sebt gecesi nısfu'l-leylde zevcim

Mehmed bin Ramazân'ı karye-i mezbûrda vâkiʻ buğday kuyusu içine bırakmışlardır

Page 188: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

175

cânib-i şerʻden üzerine varılup keşf ve tahrîr olunmak matlûbumdur didikde kıbel-i

şerʻden Mevlânâ Mehmed Efendi irsâl olunup ol dahî zeyl-i kitâbda mestûru'l-esâmî

olan Müslümanlar ile üzerine varılup maktûl-ı merkûmun meyyitini kuyu içinden

çıkarup nazar eylediklerinde fi'l-vâkiʻ merkûm Mehmed ensesinden kılıç ile urulup

ve iki böğründen dahî kılıç ile urulup ol cerâhatden maktûl olduğu muʻâyene ve

müşâhede eyledikden sonra Mevlânâ'yı merkûm mahallinde ketb ve tahrîr ve

baʻdehû meclis-i şerʻa gelüp alâ vukûʻa haber virmeğin mâ-vakaʻa bi't-tâlep ketb

olundu hurrire fî-evâsıt-ı Zilkaʻdeti'ş-şerîfe li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Süleymân

Çelebi ibni

İsmâil Bey

Abdî Çelebi

ibni

Mustafâ

Çelebi

Mehmed

Çelebi ibni

Sinân

Hasan

Halîfe el-

İmâm

Ahmed bin

Himmet

Efendi an

karye-i

Deper

Ahmed Bey

ibni Abdî

an-karye-i

Deper

Hızır bin

Süleymân

an-karye-i

Deper

Mustafâ

ibni

İbrâhîm an-

karye-i

Deper

El-Hâc

Ahmed bin

Hüseyin an-

karye-i

Deper

El-Hâc

Seydî Ömer

bin an-

karye-i

Deper

Osmân bin

el-Hâc

Mehmed

an-karye-i

Kınık

Habîb bin

Mehmed

an-karye-i

Kınık

Ayvaz ibni

Hüseyin an-

karye-i

Kınık

[s.30/108] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Burmalu Mahallesi

sâkinelerinden Ümmühân binti Yûsuf nâm hâtûn tarafından ikrâr-ı âti'l-beyâna vekîl

olup bimâ-hüve nehcü's-sübût şerʻan vekâleti sâbite olan zevci Halîl bin el-Hâc Nûrî

nâm kimesne meclis-i şerʻde işbu râfiʻü'l-kitâb fahrü'l-emâsil ve'l-akrân el-Hâc

Osmân Ağa ibni Ömer Bey mahzarında bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp

mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafdan Süleymân Çelebi mülkü ve bir tarafdan

Mustafâ Çelebi mülkü ve bir tarafdan Muslu Çelebi mülkü ve taraf-ı âharı tarîk-i

âmm ile mahdûd olup müvekkilimin babasından intikâl itmiş havlıyı merkûm el-Hâc

Osmân Ağa'ya üç bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye bâten bey‘ idüp kabz-ı semen ve

teslîm-i mebî‘ eyledim baʻde'l-yevm mahdûd-ı mezkûr havlı merkûm el-Hâc Osmân

Ağa'nın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve haysü mâ-yürîd mutasarrıf olsun

Page 189: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

176

didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-hüve'l-vâki‘ bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâhir-

i Zilkaʻdeti'ş-şerîfe li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Yayhâ Çelebi ibni

Keyvan

El-Hâc Dede ibni İvaz Mehmed Çelebi ibni

el-Hâc Ali

El-Hâc Ali bin Ferhad

El-Hâc Abdî ibni

Süleymân

Şaʻbân bin Şeyh

Mehmed

Es-Seyyid Hüseyin bin

İvaz

Ve ğayruhum mine'l-

huzzâr

[s.30/109] Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi sükkânından

Rıdvân bin Abdullâh nâm kimesne meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-tevkîrde işbu

râfiʻü'l-kitâb Mustafâ bin Receb nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm

idüp İmâret debbâğhânesinde vâkiʻ bir tarafdan Hüseyin mülkü ve bir tarafdan el-

Hâc Ahmed mülkü ve tarafeynden tarîk-i âmm ile mâhdud olup el-Hâc Şaʻbânoğlu

debbâğhânesi dimekle maʻrûf debbâğhânede olan nîm selemi ve dört adet dağarımı

sâʼir tecemülâtıyla ve dip oda dimekle maʻrûf odada olan hisse-i muʻayyenemi

mezbûr Mustafâ'ya yirmi sekiz kıtʻa riyâl guruşa bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile bey‘

idüp kabz-ı semen ve teslîm-i mebî‘ eyledim baʻde'l-yevm mâru'z-zikr nim sele

tecemmülâtıyla ve odada olan hisse-i merkûm Mustafâ'nın mülk-i müşterâsıdır

keyfe-mâ-yeşâ ve haysü mâ-yürîd mutasarrıf olsun didikde mukırr-ı mezbûr Rıdvân'a

vech-i meşrûh üzere cârî ve sâdır olan ikrârında merkûm Mustafâ dahî vicâhen tasdîk

ve şifâhen tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâhir-i

Zilkaʻdeti'ş-şerîfe li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Ramazân bin Derviş Mehmed bin

Kabasakal

Mehmed bin Kulu Muslu bin Ahmed

Hüseyin bin Hasan El-Hâc Osmân Bey

ibni Kethüdâyeri

Ahmed bin Mustafâ Mahmûd bin Tâlib

Page 190: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

177

[s.30/110] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Elpirek nâm karyede sâkin

fahrü'l-asâkir-ve'l-cüyûş Mustafâ Çavuş ibni Nasûh Çavuş mahfel-i kazâya Hızır bin

Abdünnebî nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takîr-i daʻvâ idüp Mahmiyye-i

mezbûre mahallâtından Efecik Mahallesi'nde sâkin Mehmed nâm kimesne fevt olup

zevcesi nâm hâtûndan gayri vâris-i maʻrûfu kalmayup zevcesi mezbûre rub‘ hisse-i

şerʻiyesin aldıkdan sonra mahalle-i mezbûrede vâkiʻ lede'l-ahâlî vel-cîrân

maʻlûmetü'l-hudûd menzili Beytü'l-mâla âʼid olmağla Beytü'l-mâldan menzil-i

mezbûru yüz guruşa iştirâʼ idüp menzil-i mezkûr mülk-i müşterâm iken ben sefer-i

hümâyunda olmağla menzil-i mezkûrı merkûm Hızır zabt eylemiş suʼâl olunup kasr-ı

yed olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Hızır cevâbında menzil-i

mezkûru müteveffâ-i mezbûr Mehmed'in zevcesi merkûme tarafından vekâleten

Yahyâ nâm kimesne baña dört bin dokuz yüz elli akçeye beyʻ eyledi vech-i muharrer

üzere Beytü'l-mâla âʼid oldukdan sonra mûmâ-ileyh Mustafâ Çavuş Beytü'l-mâldan

yüz guruşa iştirâʼ eyledüğü maʻlûmum değildir diyicek mûmâ-ileyh Mustafâ

Çavuş'dan sıdk-ı makâline beyyine taleb olundukda mine'l-udûl Mehmed Çelebi ibni

Ahmed Beşe ve Mahmûd bin Oruç nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a

hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâki‘ mezbûr Mehmed fevt oldukda zevcesi

merkûme gayri vâris-i maʻrûfu kalmayup rub‘ hissesin aldıkdan sonra menzil-i

mezkûr Beytü'l-mâla âʼid olup Emîn-i Beytü'l-mâldan mûmâ-ileyh Mustafâ Çavuş

yüz guruşa iştirâʼ eyleyüb mülk-i müşterâsıdır biz bu husûsa şâhidleriz şehâded dahî

ideriz deyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde baʻde't-taʻdîl ve't-tezkiye

şehâdetleri hîn-i kabûlde vâkıʻa olıcak menzil-i mezkûrdan kasr-ı yede merkûm

Hızır'a tenbîh birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed bin

Ahmed

Hüseyin Es-şehir be-

Dinarlı

Hızır Bey el-Göynükî Ahmed bin Mustafâ

[s.30/111] Budur ki Acem zimmîlerinden nefs-i Karahisâr-ı Sâhib'de sâkin

Arslan ve İvaz nâm zimmîler mecli-i şerʻa yine tâʼife-i mezbûreden Mircan ve Nazar

nâm zimmîleri ihzâr ve mahzarlarında takrîr-i daʻvâ idüp bundan akdem Kara

Ahmed ve Ali ve Mehmed nâm kimesneler bir iki yük esbâb sirka idüp mezbûrân

Page 191: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

178

Mircan ve Nazar varın esbâbı getürün akçesini biz veririz deyü bizi irsâl eylediler

ehl-i örf bizi ahz ve habs idüp küllî akçemiz aldırmağa bâʻis ve sebeb oldular

mezbûrlara suʼâl olunup cevâbları tahrîr olunması matlûbumdur didiklerinde ğıbbe's-

suʼâl mezbûrân Mircan ve Nazar husûs-ı mezbûrı bi'l-külliye münkir olduklarında

mezbûrân Arslan ve İvaz'dan takrîrlerine muvâfık beyyine taleb olup ityân-ı

beyyineden âcizler olup merkûmân Mircan ve Nazar vech-i meşrûh üzere mezbûrân

Arslan ve İvaz zikr olunan yükü varup getirün biz akçesini virirüz dimediklerine

husûs-ı mezbûrdan vechen mine'l-vücûh haber-i agâhları olmadıklarına yemîn teklîf

olundukda her biri halfe billâhillezi enzelel İncîl alâ Îsâ Aleyhisselâm eylediklerinde

mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire li-sene fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Hüseyin Bey an-

Karye-i Dinar

Hızır Bey el-Huddâm Ahmed bin Mustafâ Hüseyin bin Mami el-

Muhzır

[s.30/112] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Deper nâm karye

sâkinelerinden Fâtıma binti Ali nâm Hâtûn tarafından daʻvâ-yı âti'l-beyâna vekîl olup

bimâ-hüve nehcü's-sübût şerʻan vekâleti sâbite olan Hasan bin Ali nâm kimesne

meclis-i şerʻ-i şerîfe Abdî Bey ibni Mustafâ Çelebi nâm kimesneyi ihzâr ve

mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp karye-i mezbûre sınurunda vâkiʻ lede'l-ahâlî vel-cîrân

maʻlûmetü'l-hudûd olup müvekkilemin babasının iki kıtâʻ sabangîr bağçesin zabt

ider suʼâl olunup ihkâk-ı hak olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr

Abdî Bey cevâbında müdddeʻî-i mezbûrenin babası merkûm Ali yirmi seneden

mütecâviz celâʼ-i vatan idüb zikr olunan sabangîr iki kıtâʻ bağçe mahlûl olmağla hâlâ

hucr-ı terbiyemde olup üveği oğullarım olan Mustafâ ve Ali ibni Mehmed Bey nâm

sağirlerin babası merkûm Mehmed Bey târîh-i kitâbdan sekiz sene mukaddem karye-

i mezbûre voyvodası olan Sinân Beşe'den mahlûlden alup yedine temessük dahî

vermiş deyü temessük ibrâz eyledikde nazar olunup mazmûnu takrîrine muvâfık

olmağla vekil-i mezbûr Hasan'a istintâk olundukda vech-i meşrûh üzere müvekkilesi

merkûm Fâtıma'nın babası yirmi seneden mütecâviz celâʼ-i vatan idüp zikr olunan iki

kıtʻa sabangîr bağcesi mahlûl olunduğu mukırr-ı

Page 192: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

179

[s.31/113] Vilâyet-i Rumeli'nde Mora Sancağı'nda vâkiʻ Dana Kazâsı'na tâbiʻ

Mavrak(?) nâm karyeden olup hâlâ Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'nda sâkin zimmî

çobanlardan Malkoç veled-i Anderya nâm zimmî meclis-i şerʻ-i şerîfe fahrü'l-asakir

ve'l-cüyûş Mustafâ Çavuş bin Nasûh Çavuş mahzarında takrîr-i kelâm idüp bundan

akdem li-ebeveyn karındaşı olan Petro nâm zimmîyi yine zimmî çobanlardan Asodor

veled-i Asniç(?) nâm zimmî katl idüp baʻdehû yanında mevcûd olan yüz kırk resʼ

koyunu mûmâ-ileyh Mustafâ Çavuş'a beyʻ eylemiş suʼâl olunup alıverilmesi

madlubûmdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Mustafâ Çavuş cevâbında ben merkûm

Asador zimmîden yüz doksan iki resʼ koyun iştirâʼ kabz-ı semen ve teslîm-i mebî‘

oldu lâkin yüz kırkı merkûm Malkoç'un karındaşı müteveffâ olduğu maʻlûmum

değildir diyücek merkûm Malkoç'dan sıdk-ı makâline beyyine taleb olundukda ityân-

ı beyyineden âciz olmağla vech-i meşrûh üzere zikr olunan koyunların yüz kırkı

merkûm Malkoç'un karındaşı koyunu idüğünü bilmedüğüne merkûm Mustafâ

Çavuş'a yemîn teklîf olundukda ol dahî halfe billâhi teʻâlâ idicek kayd-şod fî-evâsıt-ı

Rebîʻü'l-âhir li sene 1071.

Şuhûdü'l-hâl

Mahmûd Beşe

bin Durmuş

Mahmûd Bey

Kethüdâyeri

Mehmed Bey bin

Ali Bey

Ahmed bin

Mustafâ

Mahmûd bin

Abdullâh

[s.31/114] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Aşağatandırı nâm karye

sâkinelerinden Şahbola binti Bostan nâm hâtûn meclis-i şerʻa gelüp takrîr-i kelâm

idüp târîh-i kitâbdan on beş gün mukaddem beş yaşında sağîr oğlum Ali bin İbrâhîm

yine karye-i mezbûreden Memi Beşe nâm kimesnenin bir atı depüb mecrûh

eylemişdi sağîr-i mezbûrun zikr olunan cerâhatden ziyâde elem-i ızdırâbı vardır

cânib-i şerʻden üzerine varılup keşf ve tahrîr olunması matlûbumdur didikde cânib-i

şerʻ-i mutahhar Mevlâna Kâsım Efendi irsâl olunup ol dahî bi'l-fiʻil liva-i Karahisâr-ı

Sâhib mütesellimi tarafından mübâşir olan Hüseyin Bey ve zeyl-i kitâbda mestûr'ul-

esâmî olan Müslimânlar ile karye-i mezbûrede merkûm Memi Beşe'nin menzilinde

sağîr-i mezbûrun üzerine varup nazar eylediklerinde fi'l-vâkiʻ başının sağ tarafında

kulağı üzerinde beresi olup ol darbdan ehl-i ızdırâbı olduğuna muʻâyene ve

müşâhede eylediklerinden sonra merkûme Şahbola eğer oğlu merkûm Ali bu

Page 193: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

180

cerâhatden fevt olursa mezkûr Memi Beşe den gayri karye-i mezbûre ahâlîsinden ve

sâʼir bir fertden daʻvâ ve talebim yokdur didiğünü Mevlânâ-yı mezbûr tahrîr ve

baʻdehû meclis-i şer‘a gelüp haber virdüğin mâ-vakaʻa kayd-şod hurrire fi'l-yevmi's-

sâmin min-Zilhicceti'ş-şerîfe li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed bin

Ahmed an-

Karye-i

Çandır

Ali bin

Ümmet an-

Çandır

Sefer bin

Şahbaz an-

Akviran

Hasan bin Ali

an-Kayırviran

Caʻfer Bey

bin Hasan an-

Ablak

İvaz bin

Caʻfer an-

Ablak

[s.31/115] Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kubbelü Mahallesi sükkânından

el-Hâc İvaz bin Osmân nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfde râfiʻatü'l-kitâb Halîme

binti Nasûh nâm hâtûn mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp bundan akdem

mezbûre Halîme'nin mahalle-i mezbûrede vâkiʻ lede'l-ahâlî vel-cîrân maʻlûmetü'l-

hudûd mülk menzilini oğlu Hasan nâm kimesne baña vekâleten beş bin akçeye beyʻ

eylemişdi lâkin mezbûre Halîme menzil-i mezkûr on beş bin akçe ider beni taʻzîr

eyledin gayri fâhiş ile menzil-i mezkûru yedimden aldın deyü benden daʻvâ idüp ben

dahî menzil-i mezbûre baʻzı eşcâr dikdim ve taʻmîr eyledim deyü iddiʻâ idüp

beynimizde münâzaʻât-ı kesîre ve muhâsamât-ı ekîde vâkiʻ olmuşdu el-hâletü hâzihî

muslihûn ve müslimûn tavassut idüp beni yedi bin akçeye sulh eylediler ben dahî

sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı merkûm yedi bin akçeyi

merkûme Halîme yedinden bi't-tamâm ve'l-kemâl ahz ve kabz eyledikden sonra

menzil-i mezkûru merkûme Halîme'ye teslîm ol dahî alup zabt eyledi baʻde'l-yevm

menzil-i mezkûr kemâ-fi'l-evvel mülk-i mahzı olup keyfe-mâ-yeşâʼ mutasarrıf olsun

eğer menzil-i mezkûra müteʻallik benden asâleten ve vekâleten daʻvâ sudûr ve zuhûr

iderse lede'l-hükkâmi'l-kirâm makbûle ve mesmûʻa olmasun tezvîre ve telbîse

mahmûl ola didikde ğıbbe't-tasdîki'l-vicâhî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire

fî-evâsıt-ı Zilhicceti'ş-şerîfe li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Muslu Bey El-Hâc Budak El-Hâc Mahmûd an- Ahmed bin El-Hâc Kâsım

Page 194: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

181

ibni Mehmed

el-Cündî

bin Mustafâ Osmân Ağa

ibni Ömer

Kethüdâ

Karye-i

Mihâil

Süleymân bin Mahmûd

Çelebi

[s.31/116] Karahisâr-ı Sâhib Hâmahallahu teʻâlâ ani'l-mesâʼîb mahallâtından

el-Hâc Yahyâ Mahallesi sâkinelerinden Rukiye binti Mustafâ nâm hâtûn tarafından

bey‘-i âti'l-beyânı ikrâra vekîl olup el-Hâc Receb bin Hasan ve Mehmed Çelebi ibni

İsmâil şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite Mehmed Çelebi ibni Nasûh Çelebi

meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzimü't-tevkîrde işbu râfiʻü'l-kitâb Oruç Bey ibni Abdünnebî

mahzarında bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp müvekkilem mahalle-i mezbûrede

vâkiʻ bir tarafı Sipahoğlu Mehmed mülküne ve bir tarafı el-Hâc Ali Dede mülküne

ve bir tarafı Muslu Paşa bağçesine ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mahdûd bir tahtânî

beyti ve çârdağı müştemil menzilini merkûm Oruç Bey'e bin ikiyüz nakd-i râyic-i

fi'l-vakt akçeye beyʻ-i bât-ı sahîh-i şerʻî ile bey‘ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve

teslîm-i mebîʻ-i mahdûd eyledi baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm

Oruç Bey'in mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve haysü mâ-yürîd mutasarrıf olsun

didikde vekîl-i mezbûr Mehmed Çelebi'nin vech-i meşrûh üzere bi'l-vekâle cârî ve

sâdır olan ikrârını el-mukırru lehü'l-merkûm Oruç Bey dahî bi'l-muvâcehe tasdîk ve

bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâhir-i

Zilhicceti'ş-şerîfe li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Hasan

ibni

Hüseyin

Dâmâd-ı

Emir

El-Hâc

Hüseyin

bin

Abdullâh

Mahmûd

bin

Mahmûd

Yûsuf

Bey

ibni

el-

Hatîb

Mustafâ

Çelebi

ibni

Nasûh

Çelebi

Uzun

Mehmed

bin

Rıdvân

İbrâhîm

Bey ibni el-

Hâc

Mehmed

Ahmed

bin

Mustafâ

[s.32/118] Husûs-ı âti'l-beyânın mahallinde fasl ve ketb tahrîri taleb

olundukda taraf-ı şerʻ-i şerîfden Mehmed Efendi irsâl olunup ol dahî zeyl-i kitâbda

mestûru'l-esâmî olan müslümânlar ile Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'nda vâkiʻ Viran-ı

Burc-ı Kara ile Çakır Köyü nâm karye mâbeyninde münâzaʻun-fîh olan mevziʻde

Page 195: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

182

akd-i meclis-i şerʻ eyledikde Karahisâr-ı Sâhib Kalʻası mustahfızlarından olup karye-

i merkûme Viran-ı Burc-ı Kara mutasarrıf olan Ramazân Bey ibni Hüseyin ve Yûsuf

bin el-Hâc Mehmed nâm kimesneler meclis-i mezbûrda karye-i merkûme Çakır'a

mutasarrıf olup dergâh-ı âlî müteferrikalarından olan fahrü'l-emâcid ve'l-ekârim

Hasan Ağa ibni mahzarında daʻvâ ve takrîr-i kelâm idüp mezraʻa-i Viran-ı Burc-ı

Kara sûret-i defterimizde mestûr olup lâkin hâlâ mezraʻa-i mezbûrenin sınurundan

tahmînen otuz dönüm tarlanın mûmâ-ileyh Hasan Ağa öşür ve resmini alup bize gadr

ider merkûm Hasan Ağa'ya suʼâl olunup vukûf-ı şuʻûru olan bî-garaz

Müslümânlardan dahî istihbâr olunması matlûbumdur didiklerinde ğıbbe's-suʼâl

merkûm Hasan Ağa cevâbında zikr olunan otuz dönüm tarlalar Hasan ekinliği

dimekle maʻrûf olup Çakırköy sınurunda kadîmü'l-eyyâmdan öşrü ve resmini

alageldüğüm tarlalardır benim merkûmân Ramazân Bey ve Yûsuf'un mutasarrıf

oldukları mezraʻa-i Viran-ı Burc-ı Karada alâka ve medhalim yokdur ve zikr olunan

tarlalar sınurları dahî değildir diyücek zikr olunan karyelerin kurbünde vâkiʻ İnaz

nâm karyeden olup bî-garaz müslimânlardan Kara Hüseyin bin Hızır ve Hüseyin bin

Yahyâ nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup edâ-i şehâdet-i

şerʻiyye idüp kadîmü'l-eyyâmdan Kuzkuyu nâm mevziʻden Çadırkayaya varınca

kıble tarafı Çakırköyü'ne varıncaya karye-i merkûm Çakır'ın sınurudur ve şimâl tarafı

dahî Viran-ı Burc-ı Kara nâm harâbe karyeye varınca Viran-ı Burc-ı Kara sınurudur

biz böyle bilürüz biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz deyü edâ-i şehâdet-i

şerʻiyye eylediklerinde ba‘de-ri‘âyetihî şerâyitü'l-kabûl şehâdetleri hîn-i kabûlde

vâkı‘a olıcak bu takdîrce nizâʻ olunan Hasanekinliği dimekle maʻrûf otuz dönüm

tarla Çakırköyü sınurı olduğu zâhir ve mütebeyyin olub vâkiʻ-i hâl merkûm Mehmed

Efendi mahallinde ketb ve tahrîr ve baʻdehû meclis-i şerʻa gelub hâber virmeğin mâ-

vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâsıt-ı Zilhicceti'ş-şerîfe li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

İvaz Beşe ibni el-

Hâc Veli an

Çandır

Sefer bin Kulu

an-Karahisar

Hasan bin

Mustafâ an-Corca

Budak bin

Mustafâ an-Corca

Veli bin el-Hâc

Mehmed

El-Hâc Mehmed

bin Yûsuf

Ali Bey ibni

Süleymân

Halîl Bey ibni

Ahmed

Mahmûd bin

Tâlib

Ve ğayruhum

mine'l-huzzâr

Page 196: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

183

[s.32/118-2] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Çavuşbaşı Mahallesi

sükkânından Halîl bin Mustafâ nâm kimesne meclis-i şerʻa Hasan bin Mehmed nâm

kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻvâ idüb târîh-i kitâbdan üç sene

mukaddem işbu hâzır-ı bi'l-meclis iki kıç ayakları sekîl(?) doru atı mülkümden sirka

eylemişler idi hâlâ mezbûr Hasan yedinde buldum suʼâl olunup alıverilmesi

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Hasan cevâbında ben zikr olunan atı işbu

hâzır-ı bi'l-meclis Mehmed nâm kimesneden iki bin yüz akçeye iştirâʼ eyledim

diyücek merkûm Mehmed dahî istintâk olundukda fi'l-vâkiʻ merkûm Hasan'a mâru'z-

zikr bargiri iki bin yüz akçeye beyʻ eyledim ben dahî Eskişehir sükkânından Mustafâ

nâm kimesneden iştirâʼ eylemişdim lâkin merkûm Halîl'in mülkü olup sirka itdirdiği

maʻlûmum değildir deyü cevâb viricek merkûm Halîl'den sıdk-ı makâline beyyine

taleb olundukda mine'l-udûl Osmân bin Mehmed ve Mehmed bin Ahmed nâm

kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâkiʻ işbu

meclis-i şerʻde hâzır kıç ayakları sekîl(?) doru atı merkûm Halîl'in mülk-i mahzıdır

biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz deyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye

eylediklerinde ba‘de ri‘âyet-i şerâyiti'l-kabûl şehâdetleri makbûle oldukdan sonra

merkûm Halîl zikr olunan bargiri kimesneye beyʻ ve hîbe eylemedüğüne ve'l-hâsıl

bir tarîkle mülkünden ihrâc eylemedüğüne yemîn teklîf olundukda ol dahî halfe

billâhi teʻâlâ idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâhir-i Zilhicceti'ş-

şerîfe li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Molla

Mehmed bin

Ahmed

Ali Bey el-

Cündî

Ahmed bin

Mustafâ

Mustafâ bin

Mehmed

Bahşâyiş bin

Hâcı

Ve ğayruhum

mine'l-hâzırîn

[s.32/119] Hasan'ın babası mezkûr Mustafâ'ya hîbesini ve baʻde-vefât

merkûm Hasan sağîr olmağla velâyet zabtını baʻde taleb eyledikde dükkânlardan

ferâgat idüb tevliyeti hasebiyle benden tezkire virdüğünü mukırr ve muʻterif olıcak

Page 197: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

184

ol-vechle merkûm el-Hâc Fazlullâh taʻarruzdan menʻ birle mâ-vakaʻa kayd-şod

hurrire fî-ğurre-i Muharremi'l-harâm li sene isnâ ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Muslu Bey bin

Mehmed el-Cündî

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd

Hasan Bey bin el-Hâc

Süleymân

Ahmed el-Muhzır

[s.33/120] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Aşağatandırı nâm karye

sükkânından Ömer bin Receb Bey nâm şâb-ı emred meclis-i şerʻ-i şerîfe nefs-i

şehirden Ali bin Mehmed nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takîr-i daʻvâ idüp

bundan akdem karye-i mezbûreden Receb Bey nâm kimesne fevt olup evlâd-ı zükûru

kalmayup tasarrufunda olan tahmînen elli altmış dönüm mikdârı tarlaları mahlûl

oldukda karye-i mezbûre sipâhîsi babam merkûm Receb Bey'den resm-i tapusun alub

tasarrufuna izin virüp yirmi otuz sene mikdârı babam merkûm Receb Bey zirâʻat ve

hırâset ve her sene öşr-i resmin sâhib-i arza edâ idüp ba‘de-vefâtihî on seneden

mütecâvizdir ben zikr olunan tarlaları zabt ve zirâʻat ve hırâset iderken merkûm Ali

mârru'z-zikr tarlalara dâhil ve tasarrufdan hâlî değildir suʼâl olunup takrîri tahrîr

olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl merkûm Ali cevâbında zikr olunan

tarlaları kaynım olup gâʼib-i ani'l-meclis olan Ali Bâlî nâm kimesne benimdir deyü

baña ısmarladı lâkin vech-i meşrûh üzere yirmi otuz sene mikdârı merkûm Ömer'in

babası zabt idüp ba‘de-vefâtihî on seneden mütecâvizdir merkûm Ömer zabt üzredir

deyü mukırr ve muʻterif olıcak ol-vechle merkûm Ali tasarrufdan menʻ ve kemâ fi'l-

evvel zikr olunan tarlaları merkûm Ömer'in yedinde ibkâʼ kılınup mâ-vakaʻa bi't-

taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Muharremi'l-haram li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Ahmed Bey

an-karye-i

Sipsin

Mustafâ Ağa

Felezâde

Ali bin

Kaplañ

Molla

Mehmed bin

Ahmed

Hızır Bey el-

Emîn

Hüseyin bin

Hâcı el-

Muhzır

[s.33/121] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sâkinelerinden olub bundan akdem müteveffiye olan Âʼişe binti Himmet nâm

Page 198: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

185

hâtûnun zevci Mehmed bin nâm kimesne meclis-i şerʻde müteveffiye-i mezbûrenin

ammisi oğlu ve hasren vârisi Mustafâ bin nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i

kelâm idüp müteveffiye-i mezbûrenin muhallefâtının bi-hasbe'l-irsi'ş-şerʻî nısfı baña

ve nısf-ı âharı mezbûr Mustafâ'ya intikâl idüb müteveffiye-i mezbûrenin mevcûd

olan muhallefâtı tahrîr olunup ve benim zimmetimde yedi bin akçe mihr-i müʼecceli

ile cemʻan on beş bin akçe muhâllefatı olmağla nısfı ki yedi bin beş yüz akçedir

merkûm Mustafâ verâseti hasebiyle ahz ve kabz idüp ve yedi bin beş yüz akçesin

dahî ben ahz ve kabz idüp min baʻd benim anda ve anın bende müteveffiye-i

mezbûrenin muhallefâtından bir akçe ve bir habbemiz kalmayup husûs-ı mezbûra

müte‘allik cemî‘-i de‘âvî ve husûmâtdan birbirimizin zimmetini ibrâ-i âm ile ibrâ ve

ıskât eyledik didikde ğıbbe't-tasdîki'l-vicâhî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire-

fî-evâhir-i Muharremi'l-haram li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed

bin Ahmed el-

Kâtip

Muslu Bey ibni

Mehmed el-

Cündî

El-Hâc Budak bin

Mustafâ

İbrâhîm bin

Hasan

Hüseyin el-

Muhzır

[s.33/122] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Aşağatandırı nâm karye

sükkânından Ali Bey ibni Sinân nâm kimesne meclis-i şerʻa Mustafâ bin Selim nâm

kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i kelâm idüp karye-i mezbûreden Ali nâm sağîr

fevt olmağla karye-i mezbûre sınurunda vâkiʻ tahmînen otuz dönüm tarlası mahlûl

oldukda sipâhîsi Mustafâ Bey resm-i tapusun alup tarlaların baña virüp zabt üzere

iken mezbûr Mustafâ taʻarruzdan hâlî değildir suʼâl olunup takrîr-i tahrîr olunması

madlubûmdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Mustafâ cevâbında mâru'z-zikr otuz

dönüm tarla fi'l-âsıl ammimin olup baʻdehû sağîr-i mezbûr Ali'ye geçüp ol dahî fevt

oldukda ben almak murâd eylemişdim benden mukkaddem resm-i tapusunu alup

sipâhî tasarrufuna mezbûr Ali Bey izin virmiş anunçün taʻarruz iderim diyücek

cevâbı lağv-ı mahz olmağla taʻarruzundan menʻ birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire-fî-evâhir-i Muharremi'l-haram li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Page 199: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

186

Molla Mehmed bin

Ahmed

Ali bin Kaplañ Ömer bin Receb Bey Hasan bin Hâcı el-

Muhzır

[s.33/123] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından olub hâlâ Mahmiyye-i İstanbolda sâkin Mehmed Çelebi ibni el-Hâc

Hızırşâh nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfe lâzimü't-tevkîrde işbu râfiʻü'l-kitâb

Kerîme binti el-Hâc Sefer nâm sağîrenin kıbel-i şerʻden mansûb vasîsi olan eş-Şeyh

Mahmûd Efendi ibni Hâcı mahzarında ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî kılup Medîne-i

mezbûre esvâkından haffâflar sûkunda vâkiʻ bir tarafı el-Hâc Velioğlu dükkânına ve

tarafeyni bezazistana ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm ile mahdûd bir bâb haffâf

dükkânımı sağîr-i mezbûra on bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye bey‘-i bât-ı

sahîh-i şer‘î ile bey‘ idüp vasî-i mezbûr Şeyh Mahmûd Efendi yediyle kabz-ı semen-i

mad‘dûd ve teslîm-i mebî‘-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm mahdûd-ı mezkûr haffâf

dükkânı sağîre-i mezbûrenin mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr

mutasarrıfa olsun didikde mukırr-ı mezbûr Mehmed Çelebi'nin vech-i muharer üzre

cârî ve sâdır olan ikrârını vasî-i merkûm Şeyh Mahmûd Efendi dahî bi'l-muvâcehe

tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-

evâhir-i Muharremi'l-haram li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed bin

Ahmed

El-Hâc Abdülverâkin

el-Hâc İlyâs

Es-Seyyid Emrullâh

Çelebi ibni el-Hâc

İlyâs

Mustafâ Çelebi ibni

Kubad

El-Hâc Mustafâ ibni

el-Hâc İlyâs

El-Hâc Mehmed bin

el-Hâc İlyâs

Halîl Efendi ibni Kurd Ahmed Çelebi ibni

Abdülcabbâr Efendi

[s.34/124] Karahisâr-ı Sâhib Kalʻası müstahfızlarından olup Mihâyil nâm

Karye'ye ale'l-iştirâk Mutasarrıf olan el-Hâc Şeyhî ve el-Hâc Mehmed ve Mustafâ ve

İlyâs ve diğer Mustafâ ve Hüseyin nâm kimesneler meclis-i şerʻa gelüp takrîr-i kelâm

idüp karye-i mezbûrede piyâde çiftliklerinden on pâre çiftlik olup kadîmden öşr-i

resmin Piyâde Beyi tarafından voyvoda olanlar alup bizim öşrün ala geldiğimiz

Page 200: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

187

tarlalara katʻa taʻarruz olunmaz iken hâlâ Piyâde Beyi tarafından Voyvoda olan

Mustafâ Ağa bizim kadîmü'l-eyyâmdan öşrü resmini ala geldiğimiz tarlalarda dahî

Piyâde çiftliği vardır deyü dâhil ider cânib-i şerʻden üzerine varılup vâkiʻ-i hâl ve

vukûf-ı şuʻûru olan bî-ğaraz müslimânlardan teffahus olunması matlûbumdur

didiklerinde taraf-ı şerʻ-i şerîfden Mevlâna Kâsım Efendi irsâl olnub karye-i

mezbûreye varup akd-i meclis-i şerʻ idüp tarafeyni sûret-i defterlerine nazâr

olundukda mezkûrûn müstahfızların karye-i mezbûrede olan Piyâde çiftlikleri olup

ve Piyâde Beyi tarafından Voyvoda olan merkûm Mustafâ Ağa'nın on pâre çiftliği

olduğu mesdûr ve mukayyed olmağla karye-i mezbûre ahâlîsinden olub hâzırûn-ı

bi'l-meclis olan Mahmûd Dede bin Ali ve Hüseyin Halîfe bin Hasan ve İvaz bin

Resûl ve Ahmed Beşe bin Îsâ ve Mustafâ bin Sefer ve Ahmed bin Oruç ve Pîrî bin

Halîl ve Mahmûd bin Ahmed ve sâʼirlerinden husûs-ı mezbûr tefahhus ve suʼâl

olundukda her biri cevâbların da hâlâ mezkûrûn müstahfızların kadîmden öşr-i

resmin ala geldikleri tarlaların ancak on bir çiftlikliği tahammülü vardır ve kadîmden

berü Piyâde Beyi tarafından Voyvoda olanlar öşr-i resmin ala geldikleri tarlaların

dahî on çiftliğe tahammülü olup kadîmü'l-eyyâmdan birbirlerine müdâhale ide

gelmemişlerdir deyü ihbâr eylediklerinde merkûm Voyvoda Mustafâ Ağa ol-vechle

merkûmun el-Hâc Şeyhî ve el-Hâc Mehmed ve Mustafâ ve İlyâs ve diğer Mustafâ ve

Hüseyin'in kadîmü'l-eyyâmdan öşr-i resmin ala geldikleri tarlalara muʻârazadan menʻ

birle mâ-hüve'l-vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâsıt-ı Muharremi'l-haram li

sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Abdî Ağa bin

Mustafâ Ağa

Mustafâ bin Pîrî İbrâhîm bin

Bâyezid

Satılmış bin Uğru Veli bin Bâlî

Veli bin Lütfi Mehmed bin

Ayaz

Ahmed bin Hasan Ve ğayruhum

mine'l-hâzırîn

[s.34/125] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından el-Hâc Evtal Mahallesi

sâkinelerinden Münevvere binti Mehmed nâm hâtûn meclis-i şerʻî hatîr-i lâzimü't-

Page 201: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

188

tevkîrde işbu râfiʻü'l-kitâb Osmân bin Îsâ nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i

kelâm idüb mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı Kanber nâm kimesne mülküne ve bir

tarafı Hüseyin nâm kimesne mülküne ve tarafeyni tarîk-i âmm ile mahdûd olan bir

tahtânî beyti ve bir mikdâr havlıyı müştemil olan mülk menzilimi mezbûr Osmâna

hîbe-i sahîha-i şerʻî ye ile hîbe ve temlîk ve teslîm ol dahî meclis-i hîbe ittihâb ve

kabz ve tesellüm eyledi baʻde'l-yevm menzil-i mezkûr merkûm Osmân'ın mülk-i

mevhûbudur keyfe-mâ-yeşâ ve haysü ve mâ-yürîd mutasarrıf olsun didikde mukırra-i

mezbûre Münevvere'yi vech-i muharrer üzre cârî olan ikrârında merkûm Osmân dahî

vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-

evâhir-i Muharremi'l-haram li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed Efendi

ibni Abdülmelik

Abdünnebî ibni

Abdî

Yûsuf Beşe ibni

Abdünnebî

Mustafâ ibni

Hüseyin

Hüseyin el-

Muhzır

[s.34/126] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kâsımpaşa Mahallesi

sâkinelerinden İsmihân binti Abdullâh nâm hâtûn meclis-i şerʻ-i şerîfi lâzimü't-

tevkîrde işbu râfiʻü'l-kitâb Ebûbekir Bey ibni Mehmed nâm kimesne mahzarında

ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî kılup mahalle-i mezbûrda vâkiʻ bir tarafı Müʼezzin

İsmâil mülküne ve bir tarafı Mirzâ Efendi mülküne ve tarafeyni tarîk-i âmm ile

mahdûd bir tahtânî ve bir fevkânî beyt ve iki ahûrı ve bir mikdâr havlıyı içinde eşcâr-

ı müsmire ve ğayr-i müsmireyi müştemil olan mülkü menzilimi mezbûr Ebûbekir

Bey'e on bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye beyʻ-i bat-ı sahîh-i şerʻî ile bey‘ idüp

kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebîʻ-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm menzil-i

mahdûd-ı mezkûr merkûm Ebûbekir Bey'in mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve

yuhtâr mutasarrıf olsun didikde mukırra-i mezbûr ikrâr-ı meşrûhunda merkûm

Ebûbekir dahî bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-

taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Muharremi'l-haram li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Abdülrezzâk

El-Hâc Kâsım

bin Mahmûd

Molla

Mehmed bin

Mehmed

Çelebi ibni

El-Hâc

Mehmed bin

Süleymân

Çelebi ibni el-

Page 202: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

189

bin el-Hâc

İlyâs

Çelebi Ahmed Nasûh Çelebi el-Hâc İlyâs Hâc Rıdvân

[s.34/127] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kâsımpaşa Mahallesi

sâkinelerinden İsmihân binti Abdullâh nâm hâtûn meclis-i şerʻa gelüb takrîr-i kelâm

idüp zevcim olan Ali Beşe ibni Abdullah nâm kimesne beni bilâ nafaka bırağub

ğaybet itmişdir cânib-i şerʻden nafaka ve kisve bahâ takdîr olunması matlûbumdur

didikde mezbûre İsmihâna zevci merkûm Ali Beşe gitdikde nafaka komaduğuna

yemîn teklîf olundukda ol dahî halfe billâhi teʻâlâ eyledikden sonra mezbûre

İsmihân'ın nafaka ve kisve ve sâʼir levâzımı zarûrîyesi içün târîh-i kitâbdan beher

yevm on bir akçe farz ve takdîr olunup meblağ-ı mezbûru sarfa ve vakt-i zarûretde

istidâneye ve hîn-i zaferde rücûʻa izin verilmeğin mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu

hurrire fî-evâhir-i Muharremi'l-haram li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Abdülrezzâk

bin el-Hâc

İlyâs

El-Hâc

Mehmed bin

el-Hâc İlyâs

El-Hâc Kâsım

bin Mahmûd

Çelebi

Molla

Mehmed bin

Ahmed

Mehmed

Çelebi ibni

Nasûh Çelebi

Ahmed bin

Mustafâ

[s.34/128] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından Karaca Ahmed nâm

karye sâkinlerinden Nurettin nâm kimesne meclis-i şerʻa karye-i mezbûreden

Abdülkerîm bin İvaz nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında daʻva ve takrîr-i kelâm

idüp târîh-i kitâbdan yirmi gün mukaddem karye-i mezbûrede vâkiʻ menzilim

dâhilinde üç aded kovanım bozulmuş mazınnam merkûm Abdülkerîmdir husûs-ı

mezbûr kendüden suʼâl ve ihkâk-ı hak murâdımdır didikde ğıbbe's-suʼâl mesfûr

Abdülkerîm inkâr ile cevâb virdikde merkûm Abdülkerîmin keyfiyet-i ahvâli karye-i

mezbûreden olup hâzır-ı bi'l-meclis zeyl-i hüccetlere mestûru'l-esâmî olan

müsliminden tefahhus olundukda merkûm Abdülkerîm bu makûle töhmet-i sâbıka ile

müttehemdir diyü suʼ-i hâl ihbârları kayd-ı sicil olundu hurrire fî-evâsıt-ı Saferi'l-

hayr li-seneti'l-mezbûr.

Page 203: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

190

Şuhûdü'l-hâl

Mahmûd Halîfe … Hasan Dede ibni

Kemlâ Bey

Mustafâ Halîfe el-

Müʼezzin

Hasan Dede ibni Veli

Kayalı Dede ibni

Timur

Emirşâh Dede İbni

Mehmed

İbrâhîm Dede ibni

Hâcı Dede

İsmâil bin Bostân

[s.35/129] Muhallefâtü'l-merhûme Kâmile binti Abdullâh el-müteveffiye hâl-i

kevniha sâkintü min kable mahalle-i İmâret min mahallât-ı Medîne-i Karahisâr-ı

Sâhib ve tereketü min verâsetü zevcen müdeʻʻaven Eyup vâris-i leha gayru'l-zevcil

mezbûr sevâ Beytü'l-mâl hurrire fî-Ğurre-i Saferi'l-hayr li sene isneteyn ve sebʻîn ve

elf.

Deve-i tülü

Köhne atlas

Kaftan

Kıymet

300

Bir

kahverengi

köhne sof

kaftan.

Kıymet

160

Bir yeşil

derâyi zıbun

Kıymet

150

Dokuma

makrama

Adet

15

Kıymet

200

Ketân bezi

eriş altı

Kıymet

100

Ketân bezi

eriş altı

Kıymet

100

Bir top bez

Kıymet

150

Bir tas

Kıymet

30

Bir köhne

velense

Kıymet

40

Bir Tencere

ma‘a kapak

Kıymet

150

Bir Börek

Tepsisi

Kıymet

100

Üç bakır

kabı

Kıymet

100

Bir köhne

yorgan bir

köhne

döşek bir

köhne

yastık

Kıymet

200

Zevci Eyyûb

zimmetinde

mukarrer Mihri

Meblağ 1500

Çulha Âlâtı

Kıymet

Page 204: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

191

100

Cemʻan 338

Hisse-i zevc

1690

Beytü'l-mâl

1690

Şuhûdü'l-hâl

Dede Bey ibni

Abdünnebî

Mehmed bin

el-Hâc Sefer

İsmâil bin

Maʻden

Mehmed bin

Rıdvân

Hızır Bey el-

Emîn

Ahmed

Muhzır

[s.35/130] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Yukarıpazar Mahallesi

sâkinelerinden Emîne binti İbrâhîm nâm hâtûn meclis-i şer‘-i hatîrde zevci işbu

râfiʻü'l-kitâb İvaz bin Mehmed nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı sahîh şer‘î ve iʻtirâf-ı

sarîh-i merʻî kılup zevcim mezbûr İvaz'dan bin akçe bedel-i halʻ alup ve sulbî sağîr

oğlu İbrâhîm dahî yedimden almak üzre dört bin akçe maʻkûd-ı aley mihr-i

müʼeccelim ve nafaka-i iddetimden fâriğa olup muhâlaʻa-i sahîha-i şerʻiyye ile

muhâlaʻa idüb sâʼir zevciyyete müteʻallik cemîʻ-i deʻâvî ve husûmat ve ityân-ı

münâzaʻâtdan birbirimizin zimmetini ibrâ-i âmm-ı kâtu'l-nizâʻ ile ibrâ ve ıskât-ı tâm

râfiʻü'l-husûme ile ıskât eyledik baʻde'l-yevm âhâd tarafeynden zevciyyete müteʻallik

daʻvâ sudûr ve zuhûr iderse lede'l-hükkâmi'l-kirâm makbûle ve mesmûʻa olmasun

didikde mukırra-i mezbûre Emîne'nin vech-i muharrer üzre cârî ve sâdır olan

kelimâtını merkûm İvaz dahî vicâhen ve şifâhen tasdîk ve tahkîk idicek sıhhat-i halʻa

bu dakika-i ânîka-i âlâ mâ-hüve'l-hakîka bi't-taleb ketb ve yedi tâlibe vazʻ ve defʻ

olundu hurrire fî-evâʼil-i Saferi'l-hayr li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Ali Beşe ibni

Ağa Bey

Ahmed Efendi

ibni

Abdülmelik

Satılmış

Kethüdâ an-

Çobanlıca

Ali bin

Abdullâh

Ahmed bin

Mustafâ

Hızır Bey el-

Huddâm

Page 205: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

192

[s.35/131] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Kızıl-kilise nâm

karyeden olup bundan akdem vefât iden Mustafâ bin Durmuş nâm kimesnenin

eytâm-ı sığârının kıbel-i şerʻden mansûb vasîsi olan Satılmış bin nâm kimesne

meclis-i şer‘a müteveffâ-i mezbûrun Ammisi olup fevt olan Ahmed Çelebi ibni el-

Hâc nâm kimesnenin zevce-i metrûkeleri ve vâriseleri olup muhallefâtına vâzıʻatü'l-

yed olan Arzû ve Hâciye nâm hâtûnları ihzâr ve mahzarlarında bi'l-vesâyet takrîr-i

daʻvâ idüp müteveffâ-i mezbûr Mustafâ hâl-i hayatında ammisi merkûm Ahmed

Çelebi'ye yetmiş dört reʼs koyun ve bir kara sığır çifti ve bir kağnı ve iki kara sığır

ineği ve bir dana ve bir kılıç ve iki pare kaliçesi virüp ol dahî kabz idüp lâkin zikr

olunan koyunun on dokuzun hâl-i hayatın da merkûm Ahmed Çelebi edâ idüp kusûr

kalan elli beş koyun ile mâru'z-zikr çift ve kağnı ve inekler ve dana ve kılıç ve

kaliçeler merkûm Ahmed Çelebi de kalup hâlâ taleb eyledügümde virmekde teʻallül

iderler suʼâl olunup alıverilmesi matlûbumdur didekde ğıbbe's-suʼâl mezbûrân Arzû

ve Hâciye inkâr birle cevâb virdiklerinde vech-i mezbûrdan sıdk-ı makâline beyyine

taleb olundukda mine'l-udûl Mustafâ bin Timur ve Süleymân bin Hüseyin nâm

kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâki‘

müteveffâ-i merkûm Ahmed Çelebi'ye müteveffâ-i mezbûr Mustafâ'dan yetmiş dört

koyun ve bir kara sığır çifti ve bir kağnı ve iki kara sığır ineği ve bir dana ve bir kılıç

ve iki pare kaliçeyi alup zikr olunan koyunlar on dokuzun edâ idüp mâʻada elli beş

koyun ve sâʼiri zimmetinde kalmışdır biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz

deyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde ba‘de ri‘âyet-i şerâyiti'l-kabûl şehâdetleri

hîn-i kabûlde vâkı‘a olucak merkûm Ahmed Çelebi'nin muhallafâtından zikr olunan

eşyâları edâya mezbûrân Arzû ve Hâciye'ye tenbîh birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-evâʼil-i Saferi'l-hayr li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed

bin Ahmed

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

Harçcı Hüseyin

Ağa

Hızr Bey el-Emîn Ahmed bin

Mustafâ

[s.35/132] Şeyhlü Kazâsı'na tâbi‘ Çivril nâm karye sükkânından Mehmed

Ağa ibni Osmân nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfi lâzimü't-tevkîrde işbu sâhibü'l-

kitâb Mehmed Çelebi ibni Îsâ Çelebi mahzarında ikrâr ve iʻtirâf ve takrîr-i kelâm

Page 206: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

193

idüp Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi'nde vâkiʻ bir tarafı

mezbûr Îsâ Çelebi mülküne ve baʻzan Mahmûd mülküne ve bir tarafı Süleymân

mülküne ve baʻzan Topal Ahmed mülküne ve bir tarafı Âʼişe nâm hâtûn mülküne ve

taraf-ı âhar-ı tarîk-i âmm ile mahdûd olup bir fevkânî odayı ve ahûru ve iki tahtânî

beyti ve iki fevkânî beyti ve bir çardağı ve fırunu ve biʼr-i mâʼı ve bir mikdâr havlıyı

ve içinde eşcâr-ı müsmire ve ğayr-i müsmireyi müştemil olan mülk menzilimi

mezbûr Mehmed Çelebi'ye otuz bir bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye beyʻ-i bât-

ı sahîh-i şerʻ-i ile beyʻ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebîʻ-i mahdûd

eyledim ba‘de'l-yevm menzil-ı mahdûd-ı mezkûr merkûm Mehmed Çelebi'nin mülk-i

müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olsun didikde mukırr-ı mezbûr

Mehmed Ağa'nın vech-i muharer üzre cârî ve sâdır olan ikrârını el-mukırru lehü'l-

merkûm Mehmed Çelebi bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-

vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâʼil-i Saferi'l-hayr li sene isneyn ve sebʻîn

ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Abdülrezzâk bin

el-Hâc İlyâs

Süleymân Çelebi

ibni İsmâil Bey

Es-Seyyid Hasan

Çelebi ibni

Mahmûd

Ahmed Çelebi

ibni Tosyalı

Mehmed

El-Hâc Mehmed

bin el-Hâc İlyâs

El-Hâc Mustafâ

bin el-Hâc İlyâs

El-Hâc Osmân

bin Şaʻbân Bey

Süleymân Çelebi

ibni Hânlu

El-Hâc Yûsuf bin

el-Hâc Bayrâm

Ve ğayruhum

mine'l-huzzâr

[s.36/133] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sâkinelerinden olub bundan akdem müteveffiye olan Mazlûme binti Hasan nâm

hâtûnun verâseti li-ebeveyn karındaşı Ramazân bin Kara Hâcı nâm kimesneye

münhasıra olduğu şerʻan mütehakkık oldukdan sonra mezbûr Ramazân meclis-i şerʻ-

i şerîf de işbu râfiʻü'l-kitâb el-Hâc Osmân Ağa ibni Ömer mahzarında ikrâr ve takrîr-i

kelâm idüb mûrisem mezbûre Mazlûme hâl-i hayatında mahalle-i mezbûrede vâkiʻ

bir tarafı Abdî Bey mülküne ve tarafeyni yine müteveffiye-i mezbûre mülküne ve bir

tarafı mülküne müntehî bir tahtânî harâbe menzilini merkûm Osmân Ağa'ya bin

nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye bâten beyʻ idüp teslîm-i mebiʻ eyledikden sonra

Page 207: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

194

semen-i olan meblağ-ı mezkûrdan elli akçesin alup dokuz yüz elli akçesi merkûm

Osmân Bey'de kalmışdı hâlâ verâsetim hasebiyle meblağ-ı mezbûr dokuz yüz elli

akçeyi merkûm Osmân Ağa yedinden bi't-tamâm ve'l-kemal ahz ve kabz eyledim

menzil-i mezkûr merkûm Osmân Ağa'nın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve

yuhtâr ve mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻ mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Ahmed Bey

ibni Kureyş

Ömer Bey el-

Cündî

Molla

Mehmed bin

Ahmed

Hızır Bey el-

Göynikî

El-Hâc Ali

Bey ibni

Ferhâd

Es-Seyyid

Hüseyin bin

İvaz

[s.36/134] Şuhud Kazâsı'na tâbi‘ Mahmûd nâm karye sâkinlerinden Mûsâ bin

Abdurrahmân nâm kimesne Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Ak-mescit Mahallesi

sükkânından olub bundan esbak Yeniçeriler Serdârı olan Karakaş Süleymân Beşe

nâm râcili meclis-i şerʻa ihzâr ve mahzarında daʻvâ ve takrîr-i kelâm idüb târîh-i

kitâbdan iki buçuk sene mukaddem bî-ğayri hakkın beni ahz ve habs idüp Sipâhîn

Mirim Beğin(?) sende rüsûm-ı raʻiyyeti vardır deyü sekiz vukkiye afyonum beher

vukkiye ikişer yüz otuz beş akçeye Börekçioğlu Mehmed Çelebi yediyle fürûht

ittirüp bin beş yüz akçesini mâru'z-zikr Mîrim Bey içün ahz ve kabz ve kendüsü dahî

bu defa üç Osmân vukkiyesi afyon ve bir defa dahî üç Osmânlı vukkiyesi cemʻan altı

Osmân vukkiyesi afyonum ahz ve kabz idüp bu cümleden iki vukkiye afyon bundan

esbak merkûm Süleymân Beşe yedinden İstanbolda ahz eyledim bâki kalan afyonum

ile meblağ-ı mâru'z-zikri taleb iderin didikde ğıbbe's-suʼâl merkûm Süleymân Beşe

cevâbında müddeʻî-i mesfûr Mûsâ'nın sipâhîsi mîrim Bey târîh-i mezkûrda merkûm

Mûsâ'yı baña ahz ettirüp bin beş yüz akçeye sulh oldular ancak müddeʻî-i merkûm

Mûsâ'dan üç vukkiye afyon aldım ziyâde almadım deyü inkâr ile cevâb virecekler

müddeʻî-i merkûm Musadan alâ vıfku't-takrîr beyyine taleb olundukda mine'l-udûl

el-Hâc Mahmûd bin Kureyş ve Mustafâ bin Abdurrahmân nâm kimesneler meclis-i

şerʻa hâzırân olup müddeʻî-i merkûmun daʻvâsına mutâbık şehâdet-i şerʻiyye

eylediklerinde baʻdet'-tâdil ve't-tezkiye şehâdetleri hîn-i kabûlde vâkı’a olup merkûm

Süleymân Beşe altı Osmân vukkiyesi afyonun teslîm eylediği iki vukkiye afyondan

Page 208: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

195

mâʻadasını dahî edâya tenbîh birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-

târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Muslu Bey

ibni Mehmed

Mehmed bin

Muslu Bey

Ahmed bin

Muslu Bey

El-Hâc Mûsâ

el-Râcil

Mehmed

Çelebi ibni el-

Hâc Sefer

Molla

Mehmed bin

Ahmed

[s.36/135] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ İnaz nâm karye sükkânından

Bektaş Bey ibni Beytemûr nâm kimesne meclis-i şerʻa İbrâhîm bin Hüseyin nâm

kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻvâ ve tasvîr-i müddeʻâ idüp mezbûr

İbrâhîm vâlidesi Tesneli nâm hâtûn ile menzilim dâhilime girüp zevcem Râziye nâm

hâtûnu kürek ile darb eylemişler hayfdır suʼâl olunup ihkâk-ı hak olunması

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr İbrâhîm merkûm Bektaş Bey'in

menzilinin havlısına girdüğünü ikrâr velâkin zevcesi merkûme Râziye'yi anası

merkûme Tesneli ile maʻan kürek ile darb eylediklerini inkâr birle cevâb viricek

merkûm Bektaş Bey'den sıdk-ı makâline beyyine taleb olundukda mine'l-udûl Hasan

bin el-Hâc İvaz ve Hüseyin bin Abdullâh nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i

şer‘a hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâki‘ merkûm İbrâhîm vâlidesi merkûme

Tesneli ile maʻan merkûm Bektaş Bey'in menzili dâhiline girüp ellerinde kürek ile

zevcesi Râziye'ye hamle iderken gördük biz bu husûsa şâhidleriz ve şehâdet dahî

ideriz diyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde ba‘de ri‘âyet-i şerâyitü'l-kabûl

şehâdetleri hîn-i kabûlde vâkı‘a olmağın mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-

târîhi'l-mezbûr li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed

bin Ahmed

Tekeli Osmân ed-

Delâl

Hızır Bey

Huddâm

Ahmed bin

Mustafâ

Hüseyin bin Hâcı

[s.36/136] Karamık Kazâsı'na tâbi‘ Bazarağaç nâm karye sükkânından Yahyâ

bin Mehmed Ağa nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfe yine karye-i mezbûreden Ali

Efendi ibni İbrâhîm nâm kimesneyi mîr-liva mütesellimi taraf-ı şerîflerinden mübâşir

Page 209: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

196

olan Ali Ağa mübâşeretiyle ihzâr ve mahzarında daʻvâ ve tasvîr-i müddeʻâ idüp

kazâ-i mezbûra tâbiʻ Halkakilise nâm karye sınurunda vâkiʻ bir tarafdan Kâfirviran

nâm mevziʻa ve bir tarafdan nehre ve bir tarafdan Alvar sınuruna müntehî ber-vechi

tahmîn iki ve üç yüz dönüm tarla ve otuz dönüm çayır babam merkûm Mehmed

Ağa'nın taht-ı yedinde olup müddet-i medîd zabt ve zirâʻat ve hırâset idüp baʻde

vefâtihî hakk-ı tasarrufu baña intikâl idüp on beş senedir ben dahî zabt ve zirâʻat üzre

iken merkûm Ali Efendi zikr olunan tarlalar ve çayır vakfdır ben zabt iderim deyü

dâhl ve taʻarruz ider suʼâl olunup menʻ ve defʻ olunması madlubûmdur didikde

ğıbbe's-suʼâl mezbûr Ali Efendi cevâbında fi'l-vâkiʻ münâzʻun-fîh olan tarlalar ve

çayır mezkûr Yahyâ'nın babası merkûm Mehmed Ağa'nın taht-ı yedinde olup baʻde

vefâtihî on beş senedir merkûm Yahyâ zabt ve zirâʻat ve hırâset iderken hâlâ

mutasarrıfı olduğum Şeyhî Dündar zâviyesinin vakfıdır binâʼi alâ zâlik taʻarruz

iderim diyücek merkûm Yahyâ istintâk olundukda vech-i muharer üzre vakfiyetini

münkir olup kadîmü'l-eyyâmdan öşr-i resmini karye-i merkûm Halkakilise Sipâhîleri

ala gelmişdir diyü cevâb virmekle merkûm Ali Efendi'den zikr olunan tarlalar ve

çayırın vakfiyetini müşʻir taraf-ı saltanat-ı âliyeden mülk nâme-i hümâyûn ve sûret-i

defter-i hâkân-i taleb olundukda ityân-ı beyyineden âciz olmağla ol-vechle merkûm

Ali Efendi taʻarruzdan menʻ birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâʼil-i

Rebîʼü'l-evvel li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Osmân

Ağa ibni Ömer

Bey

Molla Mehmed

bin Ahmed

Ahmed Çelebi

ibni İbrâhîm

Efendi

Ahmed bin

Mustafâ

El-Hâc Ali Bey

ibni Ferhâd

Süleymân bin

Nefes an-karye-i

Karacaviran

Ali bin Nefes Mehmed Bey ibni

Derviş

Ebûbekir bin

Hızır an-karye-i

Himmetler

Ve ğayruhum

mine'l-huzzâr

[s.37/137] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbi‘ Köprülü nâm karye sükkânından

el-Hâc Ali Bey ibni Ferhâd nâm kimesne meclis-i şerʻa Himmet Bey ibni nâm

kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp kazâ-i mezbûra tâbiʻ Çârıklı nâm

karye sınırunda vâkiʻ lede'l-ahâlî vel-cîrân hudûdu mâlume yirmi sekiz dönüm tarla

Page 210: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

197

fi'l-âsıl babam merkûm Ferhâd'ın olup lâkin birkaç zaman Sıçanlı Kazâsı'ndan

Mustafâ Ağa zabt idüb merkûm Mustafâ Ağa fevt olub evlâd-ı zükûri kalmayup

mâru'z-zikr tarla mahlûl olmağla sipâhîsi olan Hasan Ağa'dan resm-i tapu ile alup

yedime mahtûm temessük virüb beş senedir ziraʻât ve hırâset idüb hâlâ yine bu sene

…etmişdim hâlâ merkûm Himmet Bey'in mâru'z-zikr tarlama fuzûli tohum eküp gadr

ve hayf etmişdir suʼâl olunup ihkâk-ı hak olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-

suʼâl mezbûr Himmet Bey fi'l-vâkiʻ zikr-i sebk iden tarlaya fuzûli tohum ekdüm

deyü müddeʻî-i merkûm el-Hâc Ali Bey'i cemîʻ-i kelimâtında tasdîk idicek tohumunu

alup zikr olunan tarladan kasr-ı yede tenbîh birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu

hurrire fî-evâʼil-i Rebîʼü'l-evvel li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Osmân Bey

ibni Ömer

Bey

Abdî Bey ibni

Hüseyin

Bayrâm Bey

ibni el-Hâc

Hayrân

Molla

Mehmed

Çelebi ibni

Ahmed

Ahmed bin

Mustafâ

Hızır Bey el-

Huddâm

[s.37/138] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Ak-mescit Mahallesi

sükkânından sâbıka Kengiri sancağına mutasarrıf olan emirü'l-ümarâʼi'l-kirâm Muslu

Paşa Yesserallâhü mâ-yürîdü ve mâ-yeşâ ü hazretleri tarafından husûs-ı âti'l-beyân-ı

daʻvâyı vekîl olub bimâ-hüve nehcü's-sübût şerʻan vekâleti sâbite olan sulbî oğlu

Mustafâ Bey meclis-i şerʻa Turkullu nâm karye sükkânından İdrîs Bey nâm cündî

bi'l-fiʻil kethüdâ-yeri olan Osmân Ağa maʻrifetiyle ihzâr ve mahzarında takrîr-i

kelâm mezbûr İdrîs Bey kendi hâlinde olmayup fesâd üzre olmağla çiftliğimiz olan

Kızıl-kilise nâm karyeye gelüb işbu hâzır-ı bi'l-meclis cariyemiz olan Fâtıma nâm

hâtûn sâkine olduğu menzile girmeği murâd eyledikde mezbûre dahî mâniʻ olmak

istedikde hidmetkârı olan Mehmed nâm kimesneye emr idüp ol dahî mezbûre

Fâtıma'yı başında haşat ile urup mecrûh eylemiş hakîkatı hâl merkûm İdrîs Bey'den

suʼâl olunup takrîr-i tahrîr olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr İdrîs

Bey hidmetkârı merkûm Mehmed ile Paşa-yı mûmâ-ileyhin çiftliği üzerine

varduğunu ikrâr velâkin haşat ile darb eylediğü hidmetkârına emr ittürüp ol-dahî

mecrûh eyledüğünü inkâr birle cevâb viricek vekîl-i mezbûr Mustafâ Bey'den

Page 211: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

198

takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda mine'l-udûl Hasan bin Ali ve Mehmed bin

Ahmed nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘-a hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd

fi'l-vâki‘ merkûm İdrîs Beyi hidemetkârı mezkûr Mehmed ile Paşa-yı mûmâ-ileyhin

çiftliği olan Kızıl-kilise nâm karyede merkûme Fâtıma'nın sâkine olduğu menzile

girmeğe murâd eylediklerinde merkûm Fâtıma mâniʻ olmak istedikde merkûm İdrîs

Bey emriyle merkûm Mehmed haşat ile merkûme Fâtıma'yı başından urup mecrûh

eyledi biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz deyü edâ-i şehâdet-i şerʻi

eyledikleirinde baʻdet'-tâdil ve't-tezkiye şehâdetleri hîn-i kabûlde makbûle olmağın

mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâʼil-i Rebîʼü'l-evvel li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Yûsuf Bey ibni

Abdullâh

Bayrma Bey ibni

el-Hâc Hayrân

El-Hâc Nuri ibni Abdî Bey ibni

Hüseyin

Osmân bin Hoca

Davud

[s.37/139] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib sükkânından Mehmed Çelebi ve

Ahmed Çelebi ibni Muslu Bey nâm karındaşlar meclis-i şerʻde vâlideleri olup

bundan akdem müteveffiye olan Hanım binti Habîb nâm hâtûnun li-ebeveyn

karındaşı Ahmed nâm kimesne mahzarında her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb

vâlidemiz merkûm Hanım'ın babası mezkûr Habîb fevt oldukda merkûm Ahmed

muhallefâtına vâzıʻu'l-yed olub vâlidemiz dahî hisse-i şerʻîsini ahz ve kabz itmeden

kable'l-kısmet müteveffiye olub hâlâ biz dahî vâlidemize babası müteveffâ-i

mezbûrdan intikâl iden hisse-i şâiʻyasın merkûm Ahmed'den daʻvâ ve taleb ve ahz

sadedinde iken beynimize muslihûn tavassut idüb Sinân Halîfe Mahallesinde vâkiʻ

bir tarafı Hasan mülküne ve bir tarafı harâbe menzile ve bir tarafı Hıdırlık nâm

cebele ve taraf-ı âhar-ı tarîk-i âmm ile mahdûd iki fevkânî ve bir tahtânî beyti ve bir

mikdâr havlıyı ve eşcâr-ı müsmire ve ğayr-ı müsmireyi ve mâʼı cârîyi müştemil beş

bin akçe kıymetli menzili önünde bir mikdâr harâbe menzil ile merkûm Ahmed

yedinden alup kabûl ve kabz idüp husûs-ı mezbûra müteʻallik cemî‘-i de‘âvî ve

husûmâtdan merkûm Ahmed'in zimmetini ibrâ-i âm ile ibrâ ve ıskât-ı tâm ile ıskât

eyledik baʻde'l-yevm bizden bi'l-asâle veya vekilimizden bi'l-vekâle daʻvâ sudûr ve

zuhûr iderse lede'l-hükkâmi'l-kirâm makbûle ve mesmûʻa olmasun didiklerinde

mukırran-ı mezbûrân vech-i muharrer üzre cârî olan ikrârlarında merkûm Ahmed

Page 212: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

199

dahî vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire

fî-evâʼil-i Rebîʼü'l-evvel li-sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed Efendi

ibni Îsâ Efendi

El-Hâc Mahmûd

Efendi ibni Hâcı

Hasan Efendi ibni

Ali Çelebi

El-Hâc Yûsuf bin

Durmuş

Mehmed Çelebi

ibni Hasan Dede

Receb Efendi ibni

Ahmed el-

Muʻallim

Şaʻbân Efendi

İmâm Mustafâ

Paşa

Mehmed Efendi

ibni Ahmed

Ahmed bin

Mustafâ

Hüseyin bin Hâcı

Mefâhiü'l kudât Ve'l-hükkâm meʻâdinü'l fezâʼil ve'l-kelâm dergâh-ı

muʻallâmdan Konya'ya varup gelince yol üzerinde vâkiʻ olan kadılar zîde fazluhum

tevkî-i … 15 Rebîʼü'l-evvel.

[s.38/140] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Çavuşbaşı Mahallesi

sâkinelerinden Âʼişe binti Mircân nâm hâtûn meclis-i şerʻa gelüp takrîr-i kelâm idüp

işbu sene isneyn sebʻîn ve elf Rebîʼül-evvelinin on beşinci günü beş yaşında sadrî

sağîr oğlum Hızır ben evde yoğken ateşe düşüp muhterik olmağla bi-emrillahi teʼâlâ

fevt olmuştur cânib-i şerʻden üzerine varılup keşf ve tahrîr olunması matlûbumdur

didikde taraf-ı şerʻden Mevlânâ Kâsım Efendi irsâl olunup zeyl-i kitâbda mestûr'ul-

esâmî olan Müslimîn ile merkûme Âʼişe'nin menzilinde sağîr-i mezbûr Hızır'ın

meyyiti üzerine varılup nazar eylediklerinde fi'l-vâkiʻ başından aşağı gövdesi ateş ile

muhterik olup ol cerrâhatten fevt olduğuna muʻâyene ve müşâhede eylediklerinden

sonra merkûme Âʼişe mahalle-i merkûme ahâlîsinden ve sâʼir bir fertten husûsu

mezbûra müteʻallik vechen mine'l-vücûh ve sebeben mine'l-esbâb daʻvâ'ya nizahım

yokdur didikde Mevlânâ'yı mezbûr mahallinde ketb ve tahrîr ve baʻdehû meclis-i

şer‘a gelüp âlâ vukûʻa inhâ ve takrîr itmeğin mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire

fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Receb bin Hızır Solak Bey bin Yûnus an- Abdî Dede ibni Bekir bin

Page 213: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

200

an Mahahlle-i

Câmiʻ-i Kebîr

Mehmed an-

mahalle-i

Çavuşoğlu

mahalle-i ibik

Derab-ı yayla

Bâlî an-mahalle-i

Sinân Halîfe

Hüseyin an-

Câmiʻ-i Kebîr

El-Hâc Budak bin

Mustafâ an-

Egeste

Abdünnebî bin

Âdem an-

mahalle-i Yukarı

bazar

Satılmış Halîfe

an-mahalle-i

Çavuşoğlu

Hüseyin bin Hâcı

an-Soflar

Hızır Bey el-

Emîn

[s.38/141] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbiʻ Gebeceler nâm karye

sükkânından Hızır bin Bâlî nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfe Elif binti nâm hâtûnu

ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻvâ idüp bundan akdem mezbûre Elif'in sadrîyye kızı

Ümmî nâm bikre nâmzed olub seksen yapağı ve üçyüz dirhem ipek ve on beş

vukkiye boya ve otuz beş vukkiye ketân ve iki bin nakd âkçe irsâl eylemişdim

mezbûre Ümmî müteveffiye olmağla irsâl eyledüğüm eşyâ-i mezkûreyi taleb

eyledüğümde virmekte teʻallül ider suʼâl olunub alıverilmesi matlûbumdur didikde

ğıbbe's-suʼâl mezbûre Elif cevâbında merkûm Hızır müteveffi-ye merkûme Ümmîye

nâmzed olub bir mikdâr Yapağı ve bir mikdâr İpek getürmüşdü biz dahî beynimizde

maʻlûm baʻzı emtiʻa virmişdik lâkin müteveffiye oldukdan sonra birbirimize irsâl

eyledüğümüz eşyâyi hesaplaşup iki döşek ve bir kâliçe ve bir kilim ve bir kilime

kifâyet eder ip ve iki gömlek ve iki makrama virüp mezbûr Hızır ile sulh olup husûs-ı

mezbûra müteʻallik da‘vâdan zimmetime ibrâ eyledi diyücek mezbûr Hızır vech-i

meşrûh üzere olduğunu münkir olıcak mezbûre Elif'den takrîrine muvâfık beyyine

taleb olundukda mine'l-udûl Abdullâh bin Dede ve Veysel bin Ömer nâm kimesneler

li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘-a hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâki‘ müddeʻî-i

merkûm Hızır merkûme Elif ile birbirlerine irsâl eyledüğü eşya-i hesaplaşup ve iki

döşek ve bir kâliçe ve bir kilim ve bir kilime kifâyet ider ip ve iki gömlek ve iki

makrama dahî merzbûre Elif merkûm Hızıra virüp sulh olup husûs-ı mezbûra

müteʻallik daʻvâdan merkûm Hızır merkûme Elif'in zimmetini ibrâ eyledi biz bu

husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz deyü edâ-i şehâdet-i şer'i eylediklerinde baʻde't-

tâdil ve't-tezkiye şehâdetleri hîn-i kabûlde vâkı’a olıcak merkûm Hızır taʻarruzdan

menʻ olunup mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Page 214: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

201

Molla Mehmed

bin Ahmed

Hüseyin bin Hâcı Hızır Bey el-

Huddâm

Ahmed bin Hızır

Bey

Ahmed bin

Mustafâ

[s.38/142] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Karamanlu Mahallesi

sükkânından Muslu Çelebi ibni el-Hâc Ali nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfi

lâzimü't-tevkîrde işbu sâhibü'l-kitâb el-Hâc Mehmed bin Hamza Çelebi mahzarında

ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve iʻtirâf-ı sarîh-i merʻî kılup mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı

el-Hâc Mehmedoğlu mülküne ve tarafeyni yine mezbûr el-Hâc mülküne ve tarâf-ı

âhar-ı tarîk-i âmm ile mahdûd bir tahtânî ve bir fevkânî beyti ve bir ahûru ve bir

çardâğı ve bir mikdâr havlıyı müştemil olan mülk menzilimi mezbûr el-Hâc

Mehmed'e altı bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile

bey‘ idüp kabz-ı semen-i ma‘dûd ve teslîm-i mebî‘ mahdûd eyledim baʻde'l-yevm

menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm el-Hâc Mehmed'in mülk-i müşterâsıdır keyfe-

mâ-yeşâ ve haysü mâ-yürîd mutasarrıf olsun didikde mukırr-ı mezbûr Muslu

Çelebi'nin vech-i meşrûh üzre cârî ve sâdır olan ikrârını el-mukırru lehü'l-merkûm el-

Hâc Mehmed dahî bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-vakaʻa

bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâsıt-ı Rebîʼü'l-evvel li-sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc İsmâil bin

Memi Bey

Es-Seyyid Emrullâh

Çelebi ibni el-Hâc

İlyâs

El-Hâc Abdî bin el-

Hâc Süleymân

Muslu Çelebi ibni

Hasan el-Hatîb

El-Hâc Hüseyin bin

Muslu Çelebi

Halîl Çelebi ibni

İbrâhîm

El-Hâc Şaʻbân bin Ali Ve ğayruhum mine'l-

huzzâr

[s.39/143] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsı'na tâbiʻ Kınık nâm karye sükkânından

Ali bin el-Hâc Mehmed nâm kimesne meclis-i şerʻde Fâtıma binti İlyâs nâm hâtûn ile

Hasan bin İsmâil nâm kimesneyi ihzâr ve mahzârlarında takrîr-i daʻvâ idüb karye-i

mezbûrede kapum açulub bir mikdâr alâkam sirkâ olundu mazınnam mezbûrlardır

zirâ merkûm Hasan mezbûre Fâtıma'nın evinde nâ-mahrem iken yatur alâkası vardır

Page 215: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

202

didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûrlar bi'l-külliye inkâr ile cevâb virdiklerinde mezbûre

Fâtıma'nın keyfiyet-i hâli karye-i mezbûre ahâlîsinden olup hâzûrun-ı bi'l-meclis olan

İbrâhîm Halîfe el-İmâm ve İsmâil ve Hızır ve Mustafâ ve Bolad ve Osmân ve Ali ve

Bayrâm ve Habîb nâm kimesnelerden ve sâʼirlerinden tefahhus olundukda mezbûre

Fâtıma kendi hâlinde değildir deyü sûʼ-i hâlini haber virdiklerinde mâ-vakaʻa bi't-

taleb ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed bin

Ahmed

Hüseyin Ağa Harâccı Hızır Bey el-Emîn Hüseyin bin Hâcı

[s.39/144] Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Fakihpaşa Mahallesi sükkânından

Ahmed Çelebi ibni el-merhûm İbrâhîm Efendi meclis-i şerʻ-i şerîfe Salar nâm

karyede İmâm olan Ahmed Halîfe nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻvâ

idüp karye-i mezbûre sınûrunda vâkiʻ lede'l-ahâlî maʻlûmü'l-hudûd sekiz dönüm tarla

babam mûmâ-ileyh İbrâhîm Efendi'nin taht-ı yedinde olup zirâʻat ve hırâset ve her

sene sâhib-i arza öşr-i resmin edâ idüp yirmi sene zabt itdikden sonra zikr olunan

tarlanın hakk-ı tasarrufunu sâhib-i arz maʻrifetiyle baña ferâğ ve tefvîz idüb ben dahî

zabt üzre iken mezbûr Ahmed Halîfe mâru'z-zikr tarlayı vakfdır deyü taʻarruzdan

hâli değildir suʼâl olunup takrîr-i tahrîr olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl

mezbûr Ahmed Halîfe cevâbında zikr olunan tarlayı mûmâ-ileyh İbrâhîm Efendi

yirmi sene zabt ve sâhib-i arza öşr-i resmin edâ eyleyüb baʻde vefât oğlu merkûm

Ahmed Çelebi dahî zirâʻat üzre olduğunu ikrâr idüp velâkin vakıfdr imâm-ı

meşrûtdur diyücek merkûm Ahmed Halîfe'den zikr olunan tarlanın vakfiyetin taraf-ı

saltanatdan mülk nâme ve sûret-i defter-i hâkân-i taleb olundukda ityânından âciz

olmağla arz-ı mîrinin mâdâm ki taraf-ı saltanat-ı âliyyeden temlîk olmadıkça

vakfiyeti sahîh olmadığu mukarrer olmağla mezbûr Ahmed Halîfe'yi taʻarruzdan

menʻ ve kemâ-kân zikr olunan tarlalar merkûm Ahmed Çelebi'nin yedine ibkâʼ

kılınup mâ-hüvel vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu hurrire-fî-evâsıt-ı Şevvâl li-sene ihdâ ve

sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Page 216: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

203

Eş-Şeyh

Ahmed

Efendi bin

Abdülmelik

El-Hâc

Kâsım bin

Mahmûd

Çelebi

Kâsım

Çelebi bin

el-Merhûm

İbrâhîm

Efendi

Abdî Çelebi

bin eş-Şeyh

Ahmed

Efendi

Hamza bin

Ebîtâlib

Mahmûd

bin Ebîtâlib

Ahmed el-

Hızır

[s.39/145] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından el-Hâc Yahyâ Mahallesi

sâkinlerinden iken bundan esbak fevt olan Nasûh Çelebi ibni yek-dest nâm

kimesnenin sulbî kebîr oğlu Mustafâ Çelebi kendü tarafından asâleten ve li-ebeveyn

karındaşı Rahîme tarafından vekâleten es-Seyyid Mustafâ ibni el-Hâc Maʻden nâm

kimesneyi ihzâr ve mahzarında şöyle takrîr-i daʻvâ eyledi ki babamız müteveffâ-i

mezbûr Nasûh Çelebi'nin eski tahıl pazarı kurbünde vâkiʻ mülk Yağhanesi baʻde'l-

vefât baña ve karındaşım mezbûre Rahîme'ye ve hâzır-ı bi'l-meclis karındaşım

Mehmed Efendi'ye intikâl idüp ale'l-iştirâk mutasarrıflar iken karındaşım merkûm

Mehmed Efendi bizim rızâmız yoğken fuzûlen Medîne-i mezbûre sükkânından

Ebûbekir bin Ömer nâm kimesneye beyʻ idüp mezbûr Ebûbekir dahî mesfûr Seyyid

Mustafâ'ya beyʻ eylemiş hâlâ zafer bulup zikr olunan yağhâne mülk-i mesvrûsumuz

olmak ile taleb ve ahz-ı murâdımızdır didikde ğıbbe's-suʼâl merkûm es-Seyyid

Mustafâ zikr olunan yağhâne merkûmunun mülk-i mevrûsları olup minvâl-i muharrer

üzre karındaşları merkûm Mehmed Efendi fuzûlen Ebûbekir'e Ebûbekir dahî

kendüye beyʻ eyledüğünü muʻterif olmağın zikr olunan yağhâneden kasrı-yed ve

istirdâd-ı semene tenbîh birle mâ-hüve'l-vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâʼil-i

Rebîʻü'l-âhir li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed

Efendi ibni

Ahmed

Ali Çavuş

bin el-Hâc

Mustafâ

İbrâhîm bin

Sefer Bey

Nûhbâlî

ibni Şaʻbân

Sûbâşı

Mehmed

Bey

Hızır Bey

el-Emîn

Ahmed bin

Mustafâ

[s.40/146] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i hamiyet-i ani'l-mesâ’ib

mahallâtından Molla Bahşi Mahallesi sükkânından bâʻisü'l-kitâb Mehmed bin el-Hâc

Pîrî nâm kimesne mahfel-i şerʻa yine medîne-i mezbûre mahallâtından Kâhil

Page 217: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

204

Mahallesi sükkânından es-Seyyid el-Hâc Mustafâ bin el-Hâc Maʻden nâm kimesneyi

ihzâr ve muvâcehesinde daʻvâ ve takrîr-i kelâm idüb târîh-i vesîkadan mukaddem

merkûm es-Seyyid el-Hâc Mustafâ'dan karz-ı şerʻî tarîkiyle yüz kıtâʻ riyâl-i guruş ile

mezbûrun ot pazarında vâkiʻ ağdacı dükkânını alup mersûm es-Seyyid el-Hâc

Mustafâ meblâğ-ı mezbûr yüz gurûşun dükkân-ı mezbûrun icâre ve muʻâmelesiçün

doksanar akçeye esedi hesâbı üzre beher yevm onar akçe virmek üzre senden beher

sene kırkar esedi guruş alurum dimesiyle kezâlik ben dahî ıztırâr-ı minvâl-i meşrûh

üzere kabûl ve der-uhde idüp icâre-i fâside ile beher yevm onar akçeye olmak üzere

mersûm es-Seyyid el-Hâc Mustafâ'ya beher sene dükkân-ı mezbûrun icâre ve

muʻâmelesiçün kırkar esedi guruşu sekiz sene mikdârı zemân kendüye defʻ ve teslim

edüp sekiz senede ale'l-hesâb mezbûra üçyüz yirmi kıtâʻ esedi guruş teslîm

olunmuşdur icâre-i mezkûre fâside olmak ile dükkân-ı mezkûrun ecr-i mislinden

ziyâdesi merkûm es-Seyyid el-Hâc Mustafâ'dan şerʻan alıverilmesi matlûbumdur

didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr es-Seyyid el-Hâc Mustafâ cevâbında fi'l-hakîka

müddeʻî-i mersûm Mehmed'e yüz kıtâʻ riyâlî guruş ile mülküm olan zikr olunan

ağdacı dükkânını virüp yevmî otuz akçe ve senede kırk esedi guruşu olmak üzre âlâ

tarîki'l-icâre ve … kabûl itmesiyle der-uhde idüp ancak altı senede icâre ve muʻâmele

tarîkiyle müddeʻî-i mersûm Mehmed'in yedinden beher sene kırkar esedi guruşdan

altı senede iki yüz kırk kıtâʻ kâmilü'l-ayâr esedi guruş ahz ve kabz eyledim diyü

minvâl-i muharer üzre altı sene mikdârı zemân beher sene kırkar esedi guruş ahz ve

istifâʼ eylediğini bi't-tavʻi's-sâf ikrâr ve iʻtirâf idüp icâre-i mezkûre şerʻan fâside olup

ecr-i mislinden ziyâdesi merkûm es-Seyyid el-Hâc Mustafâ'dan şerʻan lâzım

gelmekle dükkân-ı mersûmun ecr-i misli ehl-i hibreden olub bî-ğaraz

müslimânlardan hâzırûn-ı bi'l-meclis el-Hâc Budak ve Bazarbaşı el-Hâc Şaʻbân ve

Günagünzâde el-Hâc Hasan ve Öyüklüzâde el-Hâc Süleymân ve Mehmed bin

Abdullâh nâm kimesnelerden istihbâr olundukda dükkân-ı merkûm tâlibîn ve râğıbîn

yevmî dörder akçe icâre ile raʻbet ittiğini ecr-i misli dörder akçeye bâliğ olduğunu

her biri makâm-ı şehâdetde ihbâr ve izyât itdiklerinde dükkân-ı mezbûrun altı senede

ecr-i mislin yevmî dörder akçeye olmak üzre sekiz bin altı yüz akçe ve bi-hesâbı

esedi doksan altı buçuk esedi olup zikr olunan iki yüz kırkar esedinin doksan altı

buçuk esedi guruşa icâreye takâs olundukdandan sonra mezbûr es-Seyyid el-Hâc

Mustafâ zimmetinde yüz kırk üç buçuk esedi guruş şerʻan sâbit ve zâhir olup istirdâd

Page 218: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

205

lâzım gelmekle meblağ-ı mersûm yüz kırk üç buçuk esedi guruşu merkûm es-Seyyid

el-Hâc Mustafâ müddeʻî-i mezbûr Mehmed'e bi't-tamâm teslîme tenbîh hüküm birle

mâ-hüve'l-vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu hurrire fi'l-âşîr min-Âhiri'r-Rebîʻeyn li sene

isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Hasan Efendi

el-Kâdı-i

Banaz sâbıkâ

Mehmed

Efendi el-

Nâʼib

El-Hâc Hasan

bin Osmân

El-Hâc

Süleymân bin

Mehmed

Osmân bin

Marulcu

Uzun

Mehmed

[s.40/147] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kasımpaşa Mahallesi

sükkânından Ömer bin el-Hâc Osmân nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfi lâzimü't-

tevkîrde işbu râfiʻü'l-kitâb İbrâhîm Ağa ibni Süleymân nâm kimesne mahzarında

ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve iʻtirâf-ı sarîh-i merʻî kılup mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı

Karamanoğlu mülküne ve tarafeyni yine kendü mülküne ve taraf-ı âharı tarîk-i âmm

ile mahdûd harâbe menzilimi mezbûr İbrâhîm Ağa'ya iki bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt

fızzî akçeye bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile bey‘ idüp kabz-ı semen-i ma‘dûd ve teslîm-i

mebî‘-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm İbrâhîm

Ağa'nın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve haysü mâ-yürîd mutasarrıf olsun

didikde mukırr-ı mezbûr Ömer'in vech-i meşrûh üzere cârî ve sâdır olan ikrârını el-

mukırru lehü'l-merkûm İbrâhîm Ağa bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk

idicek mâ-vâkaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâsıt-ı Rebîʻü'l-âhir li sene isneyn

ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Mahmûd

Efendi ibni

Hâcı el-

Vâʻiz

Süleymân

Ağa ibni

Abdî …

El-Hâc

İsmâil bin

Memi Bey

El-Hâc

Hasan bin

Osmân

Uzun

Ahmed bin

Nûrî

Hasan

Halîfe el-

Müʼezzin

Halîl bin

Mustafâ

Bey

Page 219: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

206

[s.40/148] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kara-kâtib Mahallesi

sükkânından İbrâhîm Halîfe ibni Halîl nâm kimesne meclis-i şerʻa gelüp takrîr-i

kelâm idüp işbu isneyn ve sebʻîn ve elf rebîʻü'l-âhirinin on dokuzuncu günü iki

buçuk yaşında sulbiyye-i sağîre kızım Nesli ben evde yoğken ateşe düşüp muhterik

olmağla bi-emrillahi teʻâlâ fevt olmuştur cânib-i şerʻden üzerine varılup keşf ve

tahrîr olunması matlûbumdur didikde taraf-ı şerʻden Mevlânâ Mehmed Efendi'ye

irsâl olunup ol dahî liva-i mezbûr mütesellimi fahrü'l-emâsil ve'l-akrân Ahmed Ağa

taraf-ı şerîflerinden Sûbâşı Mehmed Bey mübâşereti ve zeyl-i kitâbda mestûr'ul-

esâmî olan Müslimîn ile merkûm İbrâhîm'in menzilinde mezbûre Nesli'nin meyyiti

üzerine varılup nazar eylediklerinde fi'l-vâkiʻ sol yanı kolundan aşağı gövdesi ateş ile

muhterik olup ol cerrâhatten fevt olduğunu muʻâyene ve müşâhede eylediklerinden

sonra merkûm İbrâhîm mahalle-i mezbûre ahâlîsinden ve sâʼir bir fertten husûs-ı

mezbûra müteʻallik vechen mine'l-vücûh ve sebeben mine'l-esbâb da’va ve nizâʻım

yokdur didiğünü Mevlânâ Mehmed Efendi mahallinde ketb ve tahrîr ve baʻdehû

meclis-i şer‘a gelüp alâ vuku’a inhâʼ ve takrîr idmeğin hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Şeyhî ibni Mustafâ an-

Arap

Halîl bin Mustafâ

Çavuşbaşı

Yûsuf bin Abdullâh

Çavuşbaşı

Mustafâ bin Süleymân

an-Çavuşbaşı

Abdurrahmân bin

Aydoğmuş an-Çavuş

Abdullâh bin Hüsyin

Çelebi an-Çavuşbaşı

Îsâ bin İvaz an-Zâviye İsmâil bin Abdullâh

an-Çavuşbaşı

[s.41/149] Sebeb-i tahrîr-i kitâb-ı naklî ve mûcebi tastîr-i hitâb-ı hükmî oldur

ki Medîne-i Bursa'da Arablar Mahallesi sâkineleriden işbu nakıletü'l-kitâb İhsâne

hâtûn ibneti Ali'den vech-i âtî üzre daʻvâ-yı sahîha-i şerʻiyye ile mesbûk istişhâd-ı

şerʻî sudûrundan sonra udûl-i müslîminden olup medîne-i mezbûrede Veli

Şemseddin Mahallesi sükkânından Mustafâ Çavuş bin İbrâhîm bin İsmâil ve Hasan

Çelebi bin Ali bin el-Hâc Mehmed nâm kimesneler nakl ve tahvîl içün mahall-i cerh

ve taʻdîle li-ecli'ş-şehâde hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi'l-hakîka Karahisâr-ı

Sâhib nâm kasaba ahâlîsinden el-Hâc Mûsâ oğlu Îsâ Beşe yedinde emânet vazʻ

olunduğu memnûʻmuz olan orta boylu açık kaşlı elâ gözlü Rûsü'l-asl Ahmed bin

Abdullâh nâm şâb-ı emred müsteşhide-i mezbûre İhsâne hâtûnun abd-i memlûkudur

Page 220: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

207

biz bu husûsa şahîdleriz şehâdet dahî ideriz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şerʻiyye

eylediklerinde baʻde't-tâdil ve't-tezkiye şehâdetleri makbûle oldukdan sonra

müsteşhide-i mezbûre İhsâne hâtûn kasaba-i mezbûreye bi-nefsihâ kendi gitmekle

yemîn virülüp tahlîf olunması meclis-i hükme teʼhîr olunmağın hakîkat-ı hal ve

hulâsaʼ-i makâl ğıbbe't-taleb ve's-suʼâl kasaba-i mezbûrede hâkimi şeriyat-şiʻâr olan

Efendi huzûrlarına ve usûl ve nüvvâbdan olup müstetâb vâsıl olan efendilerin meclis-

i refîʻalarına inhâʼ olundu lede'l-vusûl meʼmûldür ki telâkkî-i bi'l-kâbul ve amel-i

bi'l-medlûl buyrulup indallâhi'l-vehhâb nâyil-i ecir ve savâb olalar tâhriren fi'l-

yevmis Aşer min şehr-i Rebîʻü'l-âhir li sene isneteyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Halîl bin el-Hâc Osmân bin Ali

Efendi

Ali bin Kurt Bin Hasan Menhiyü'l-Fâkir ilâ mahâlîhim

Ahmed bin Abdürrahîm eş-

Şehir be-Halıcızâde el kâdı

Burusa el-Mahrûsa

[s.41/150] Bi'l-fiʻil Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib Kâdısı olan fahrü'l-vülâd

Ahmed Efendi ibni Sefer Efendi mahfel-i fasl ve imzâya sarıca bölük başlarından

olup tâhrîb-i bilâd-ı islâmiye iden Celâli Abaza Hasan kasabasından Halîl bölük başı

ve neferlerinden Hüseyin bin Kalender nâm eşkiyayı ihzâr ve muvâcehelerinde daʻvâ

ve takrîr-i kelâm idüp târîh-i vesîkadan otuz gün mukaddem kuzâtdan li-ebeveyn

karındaşım Mehmed Efendi nâm kâdıya mâ-melekimden dört yüz kıtâʻ riyâlî guruş

ve elli guruş kıymetli bir reʼs katır ve altmış beş guruş kıymetli bir reʼs siyah at ve

kütb-i fıkkiyyeden iki yüz elli guruş kıymetli on cild kütüb-ü muʻtebere ve yüz elli

guruş kıymetli beş adet sincâb ve nâfe kürklü ferâce ve yirmi beş guruş kıymetli beş

adet muttalî(?) dülbent ve on beş guruş kıymetli dört adet acem boğası kaftan ve

sekiz guruş kıymetli on dâne kadîfe ve sofa kâvûk ve otuz guruş kıymetli on miskâl

incü ve on guruş kıymetli bir altûn uc ve on beş guruş kıymetli bir çift altûn küpe ve

yirmi guruş kıymetli zenne atlâs kaftan ve altı guruş kıymetli iki adet beyaz sâde ve

yirmi guruş kıymetli dört adet tüfenk ve yirmi beş vukkiye fersûde ve baʻzı hûrda

eşyâ-yı muşâru'l-ileyhe ibrâʻ ve teslîm ve sıla tarafına irsâl ve îsâl eyle diyü emr idüp

karındaşım mûmâ-ileyh Mehmed Efendi dahî Eskişehir kazâsında Seferiye deresi

Page 221: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

208

Gök dere dimekle maʻrûf mevziʻe vardıklarında mezbûrân Halîl bölükbaşı ve

Hüseyin kendüler misillü on nefer sarıca eşkiyası ile yoluna inüp birâderim müşârun-

ileyh Mehmed Efendi'yi katl eylediklerinden sonra bâlâ da zikr olunan eşyâyı fi'l-

cümle ahz ve gasb idüp merkûmânın dâʼima bunun emsâli fesâd ve şenâʻatleri ve

kat‘-ı tarîk idüp katl-i nüfûs tezkiye itdikleri kema'ş-şems fi-dûʼü'n-nehâr ruʼûsun

hûbu dâverî mezbûrân şerʻân suʼâl olunup mûcibe matlûbumdur didikde ğıbbe's-

suʼâl ve âkıbü'l-inkâr müddeʻî-i mûşâru'l-ileyh Ahmed Efendi'den sıdk-ı kelâmını

mübeyyin beyyine taleb olundukda mine'l-udûl el-Hâc Osmân bin Ömer ve el-Hâc

Şaʻbân bin Mehmed nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân ğıbbe'l-

istişhâdi'ş-şerʻî mersûm Hasan bin Kalender mevzʻ-i mezkûrda müddeʻî-i mûşâru'l-

ileyh Ahmed Efendi'nin karındaşı müteveffâ-i mersûmu katl ve eşyâ-i mezkûreyi ahz

ve ğasb eyledik ve kat‘-ı tarîk ve katl-i nüfus itmek dâʼima bizim muʻtâdımızdır deyü

bi't-tâvʻ ve'r-rızâ li-ebi'l-gürüzi'l-ceza bizim huzûrumuzda ikrâr ve iʻtirâf eyledi biz

bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz deyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde

ba‘de-ri‘âyeti merâsimü'l-kabûl şehâdetleri muʻteber ve makbûl olundukdan sonra

udûlden Mehmed Bey ibni Ali ve diğer Mehmed Bey ibni Veli nâm kimesneler li-

ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup eserü'l-istişhâdi'ş-şerʻî mezbûrân Halîl bölük

başı ve Hüseyin Kütahya kazâsında bel kavak nâm mahûf vadide târîh-i vesîkadan

sekiz gün mukaddem ebnâ’-i sebîlin yoluna inüp kat‘-ı tarîk ve katl-i nüfus itdiklerin

muʻâeyene-i müşâhede itdik mezbûrân kuttâʻ-i tarîk ve sâʻî-i fi'l-arz bi'l-fesâdlar olup

vech-i arzdan izâleleri lâzım şeylerdir biz bu husûsa vech-i mübîn üzre şâhidleriz

şehâdet dahî ideriz deyü mezbûrân muvâcehelerinde şehâdet-i şerʻiyye idüp baʻde't-

tadîl şehâdetleri makbûle oldukdan sonra ve mekkâri tâʼifesinden Halîl bin Yahyâ ve

Mehmed bin Hasan nâm kimesneler dahî li-ecli'ş-şehâde mafel-i şer‘a hâzırân olup

müteveffâ-i muşâru'l-ileyhi Mehmed Efendi ile refîk olmuş idik mevziʻ-i mezkûra

vardığımızda mezbûrân Halîl ve Hüseyin nâm şâkiler kat‘-ı tarîk ve muşâru'l-ileyh

Mehmedi Efendi'yi bizim huzûrumuzda bilâ-münîr katl eyledilerinden sonra balâda

zikr olunan eşyâ-i kezâlik bizim huzûrumuzda ahz ve ğasb idüp bizim metaʻımız ...

yağı olmağla katʻa biz dahl ve taʻarruz itmediler biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet

dahî ideriz deyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde ba‘de-ri‘âyeti şerâyitü'l-kabûl

şerʻân şehâdetleri muʻteber ve makbûl olundukdan sonra zeyl-i kitâbda esâmîsi

mestûr olan müsliminden mezbûrânın keyfiyeti halleri suʼâl olundukda celâli Hasan

Page 222: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

209

bakiyyesinden şakî ve ehl-i fesâd ve vech-i arzdan izâleleri lazım şakîler deyü sûʼ-i

hallerin ihbâr eylediklerinde mâ-hüve'l-vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-fi's-

samîn ve'l-işrin ve ahirü'r-rebîʻeyn li-sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Fahrü'l-kudât

Abdullâh

Efendi ibni el-

merhûm

Hamza Efendi

Fahrü'l-

müderisin

Şaʻbân Efendi

ibni Mehmed

Mahmûd Beşe

ibni el-Hâc

Mehmed

Hızır Bey ibni

Hasan

Bayrâm Bey

ibni Hayrân

Ahmed Ağa

ibni Baba

Ömer

Mehmed bin

Ali

Mehmed

Çelebi İbni

Nasûh Çelebi

El-Hâc Şaʻbân

Bin Ali

Mûsâ Bey

ibni Mehmed

İbrâhîm bin

Nasûh

Mehmed

Efendi el-

Kâtib

[s.42/151] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kâhil Mahallesi'nden

olup hâlâ medîne-i Alaşehirde mutavattın Süleymân Bey nâm cündî tarafından bey‘-i

âti'z-zikre es-Seyyid Hasan Çelebi ibni es-Seyyid Mehmed Efendi ve Osmân bin

Himmet nâm kimesneler şehâdetleriyle şerʻân vekâlet-i sâbite olan Mehmed Çelebi

ibni Ömer nâm kimesne mahfel-i fasl ve imzâda hâfızü'l-kitâb el-Hâc Mûsâ bin

Hasan mûvâcehesinde bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp müvekkilimin silk-i

mülkü sahîhinde münselik mahalle-i mezbûrede vâkiʻ etrâf-ı selâsesi mersûm es-

Seyyid Hasan Çelebi ve es-Seyyid Mehmed ve Oruç Bey mülklerine ve bir tarafdan

tarîk-i âmma müntehî ve mahdûd bir tahtânî beyt ve ahûrı ve fırunı ve mâʼı-cârîyi ve

bir mikdâr havlıyı ve eşcâr-ı müsmire ve ğayr-ı müsmireye müştemil mülk menzilini

vekâlet-i mahkiyem hasebiyle mezbûr el-Hâc Mûsâ'ya otuz bir bin nakd-i râyic-i fi'l-

vakt fızzî akçeye bâten beyʻ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻ-i mahdûd

eyledim baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr mezbûr el-Hâc Mûsâ'nın mülk-i

müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ haysü ve mâ-yürîd mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-

tasdîki'ş-şerʻî mâ-hüve'l-vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu hurrire fi'l-selâsin min Âhirü'r-

rebîʻeyn li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Page 223: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

210

Fahrü'l-

kuzâd

Hasan

Efendi İbni

Ali Çelebi

Ali Ağa eş-

Şehir be-

Burhanzâde

El-Hâc

Budak bin

Mustafâ

Ahmed bin

el-Hâc

Süleymân

Osmân

Çelebi İbni

el-Hâc

Mehmed

Es-Seyyid

Emrullâh

Çelebi ibni

el-Hâc İlyâs

El-Hâc

Yûsuf ibni

Durmuş

[s.42/152] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Arab Mahallesi

sükkânından Mehmed bin el-Hâc Mûsâ nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfde hâzır

olup cerrâh tâʼifesinden üstâd Mehmed bin nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr

kelâm idüp oğlum işbu hâzır-ı bi'l-meclis Receb nâm sağîrin kasığında taş olup

merkûm Mehmed zikr olunan taşı yarup çıkarmakda ehl olup ve nîcesin yarup

çıkarmakla bi-emrillahi teʻâlâ ol halâs olmağla sağîr-i mezbûrun kasığında olan taşı

dahî yarup çıkarmağa teʻâhüd eylemişdir lâkin eğer oğlum ol cerâhattan fevt olmak

ihtimâli olursa dem ve diyetine müte‘allik merkûm Mehmed'den ve saʼîr bir ferdden

daʻvâ ve talebim yokdur didikde ğıbbe't-tasdîki'l-vicâhî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-evâʼil-i Cemâziye'l-evvel li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Molla

Mehmed nin

Ahmed

El-Hâc Şaʻbân

bin Ali

Süleymân

Çelebi ibni

Halîl

Hızır Bey el-

Emîn

Ahmed bin

Mustafâ

Hüseyin bin

Hâcı

[s.42/154] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Fakihpaşa Mahallesi

sükkânından İbrâhîm Beşe ibni Osmân mahfel-i şerʻde hâfızü'l-kitâb Ahmed Ağa

nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı tavʻ-i ve iʻtirâf-ı merʻî idüp silk-i mülk-i sahîhimde

münselik mahalle-i merkûmede vâkiʻ vâlidem müteveffât Amine nâm hâtûndan irsen

müntekille bir tarafdan mütesellimü'l-vakt fahrü'l-aşiyân Ahmed Ağa mülküne ve bir

tarafdan Hüseyin nâm kimesne mülküne ve bir tarafdan kapucu oğlu mülküne ve bir

tarafdan tarîk-i âmma müntehî ve mahdûd mülk-i mevrûsum olan harâbe ev yerini

mersûm Ahmed Ağa'ya üç bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye bâten beyʻ idüp

kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebîʻ-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm menzil-i

mahdûd-ı mezkûr merkûm Ahmed Ağa'nın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve

Page 224: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

211

yuhtâr mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tâsdîki'ş-şerʻî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fi'r-râbiʻ min-evveli'l-Cumâdeyn li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Zahrü'l-vülât

Hasan Efendi ibni

Ali Çelebi

Mehmed Efendi

ibni Ahmed el-

Kâtib

Yûsuf Bey ibni

Hasan

Fahrü'l-

müderissin

Şaʻbân Efendi

ibni Yaʻkûb

Es-Seyyid Nûrî

Çelebi ibni

Kulavvuz İlyâs

[s.42/155] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

mahallâtından el-Hâc Evtal Mahallesi sâkinelerinden Âʼişe hâtûn ibneti Mustafâ

tarafından bey‘-i âtiyü'z-zikri ikrâra mezbûreyi maʻrifet-i şer‘le ârifân es-Seyyid

Emrullâh Çelebi ibni el-Hâc İlyâs ve el-Hâc Mustafâ ibni el-Hâc İlyâs şehâdetleriyle

şerʻân vekâlet-i sâbite olan mezbûrenin zevci İbrâhîm Çelebi ibni Abdurrahmân

mahfel-i şerʻîde hâfızü'l-kitâb el-Hâc Maʻden bin Mustafâ nâm kimesne mahzarında

bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp müvekkilemin silk-i mülkü sahîhinde

münselike mahalle-i Fakıhpaşa da vâkiʻ tarafeyni Mustafâ Çelebi mülküne ve

tarafeyni el-Hâc Daydalu mülkü ile tarîk-i âmma müntehî ve mahdûd fevkânî ve

tahtânî beyti ve bir mikdâr havlıyı müştemil mülk-i mevrûsu olan menzil-i mezkûru

mezbûr el-Hâc Maʻden'e yedi bin akçeye bâten beyʻ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve

teslîm-i mebiʻ-i mahdûd eyledi baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr mersûm el-

Hâc Maʻden'in mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olsun didikde

ğıbbe't-tasdîki'ş- şerʻî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Yûsuf Bey

ibni Hasan

Mûsâ Bey el-

Cündî

El-Hâc

Mehmed bin

el-Hâc İlyâs

El-Hâc

Abdülrezzâk

ibni el-Hâc

İlyâs

Îsâ Çelebi ibni

el-Hâc

Mehmed

Hızır Bey el-

Emîn

[s.42/156] Oldur ki Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kâhil

Mahallesi sükkânından Mehmed Çelebi ibni Ömer mahfil-i şerʻde hâfızü'l-kitâb

Page 225: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

212

Mahmûd bin Abdullâh mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp silk-i mülk-i

sahîhimde münselik Fakihpaşa Mahallesi'nde vâkiʻ bir tarafdan kendi mülküm ve bir

tarafdan Mehmed nâm kimesne mülküne ve bir tarafından Acemhân ve taraf-ı tarîk-i

âmma müntehî sulu taʻbîr olunur arsay-ı haliyeyi merkûm Mahmûd'dan üç bin

akçeye beyʻ idüp kabz-ı semen eyledim didikde kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Muslu Bey el-

Cündî

Halîl Beyel-

Cündî

El-Hâc Kalem

bin Mahmûd

Mehmed

Çelebi ibni

İsmâil Bey

Ali bin

Mehmed

Ve ğayruhum

[s.43/157] Mahmiyye-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

mahallâtından Çavuşoğlu Mahallesi sükkânından Mehmed Bey ibni Hâcı nâm

kimesne mahfel-i şerʻde hâfızu'l-kitâb Caʻfer bin el-Hâc Mahmûd muvâcehesinde

ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî idüp silk-i mülkümde münselik mahalle-i el-Hâc

Mahmûd da tarafeynden Bahşâyiş ve Haydar nâm kimesneler mülklerine ve bir

tarafeynden tarîk-i âmma müntehî bir demürcü dükkânı ve bir tahtanî beyti ve bir

anbârı ve bir mikdâr havlıyı müştemil menzilimi bi-cümleti't-tevâbiʻ ve'l-levâhık

mezbûr Caʻfer'e dört bin beş yüz akçeye bâten beyʻ idüp kabz-ı semen ve teslîm-i

müsemmin eyledim didikde gıbet'-tasdîki'l-şerʻî vicâhî mâ-vâkaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-evâʼil-i evveli'l-Cumâdeyn li-sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Budak bin

Mustafâ

Mustafâ el-

Huddâm

Mûsâ el-

Huddâm

Subaşı

Mehmed

Bey

El-Hâc

Şaʻbân el-

Huddâm

Hızır Bey

el-Emîn

Ahmed el-

Muhzır

[s.43/158] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

mahallâtından Kâhil Mahallesi sükkânından hâfızü'l-kitâb Mehmed Beşe ibni nâm

kimesne mahfel-i şerʻa Debbâğ el-Hâc Mehmed nâm kimesneyi ihzâr ve

muvâcehesinde takrîr-i daʻvâ ve tasvîr-i müddeʻî idüp merkûm el-Hâc Mehmed'in

zimmetinde mâl-ı mudârebeden ikiyüz kıtâʻ riyâl guruş ve yüz otuz üç kıtâʻ riyâlî

Page 226: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

213

guruşu dahî beyynimizde ilm-i şerʻî ile maʻlûm gün bahâsından ki cemʻan üç yüz

otuz üç kıtâʻ riyâlî guruşu olur meblağ-ı mezkûr üç yüz otuz üç guruşu mezbûr el-

Hâc Mehmed'den taleb eylediğinde edâ da taʻallül ider şerʻan suʼâl olunup takrîr-i

taharrî ve mûcebi icrâ olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mersûm el-Hâc

Mehmed fi'l-hakîka müddeʻî-i mersûm Mehmed Beşe'ye mal-ı mudârebeden iki yüz

kıtâʻ riyâlî guruş ve gün bahâsından yüz otuz üç guruşun cemʻan üç yüz otuz üç kıtâʻ

riyâl guruşu vâcibü'l-edâ ve lâzimü'l-kaza deynimdir deyü bi't-tavʻi's-sâf ikrâr ve

iʻtirâf itmeğin edâ ve ibkâya tenbîh ve hüküm birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu

hurrire fi's-sâlis Aşer min Evveli'l-Cumâdeyn li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Budak bin

Mustafâ

Muslu bin el-Cündî Sûbaşı Mehmed Bey El-Hâc İvaz ed-

Debbâğ

[s.43/159] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i muzâfatından Halimuğru nâm karye

sâkinelerinden olup bundan akdem vefât iden Âbide nâm hâtûnun verâseti zevci

Mustafâ bin Mahmûd'a ve vâlidesi nâm hâtûna ve sadrî oğlu Mahmûd'a münhasıra

olduğu zâhir ve mübeyyin oldukdan sonra mezbûre meclis-i şerʻde sağîr-i mezbûrun

kıbel-i şerʻden mansûb vasîsi ve babası mersûm Mustafâ mahzarında tâyiʻaten ikrâr

ve takrîr-i kelâm idüp kızım mütevaffât-ı mezkûreden baña isâbet iden sülüs hisse-i

şerʻiyyem mukâbelesinde alâ-tarîki't-tehârici'ş-şerʻî vasî-i mezbûr yedinden beş yüz

nakd akçe alup kabûl ve kabz idüp husûs-ı mezbûra müteʻallik da‘vâdan zimmetimi

ibrâ eyledim didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-vâkaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire

fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Osmân

Ağa Kethüdâ-yeri

Muslu Bey el-

Cündî

Abdî Bey el-

Cündî

İdrîs Bey el-

Cündî

Hamza Bey el-

Cündî

[s.43/160] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfatından Halimuğru nâm karye

sükkânından Mahmûd nâm sağîrin vâlidesi Âbide nâm hâtûndan kendüye bi-hasebi'l-

Page 227: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

214

irsi'ş-şerʻî intikâl iden emvâlini hıfz ve ahvâlini zabt içün bir vasî nasbından lâzım ve

mühim olup işbu hâfızü'l-kitâb sağîr-i mezbûrun babası Mustafâ nâm kimesne

vesâyeten ehl olmağla vasî nasb ve taʻyîn olunup ol dahî vesâyet-i mezbûreyi kabûl

ve hizmât-ı lâzımesin edâya mütte‘âhid olmağın mâ-vâk‘a bi't-taleb ketb olundu

hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl Es-sâbıkûn

[s.43/161] Mahmiyye-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından el-Hâc Mahmûd

Mahallesi sükkânından olup bundan akdem tarîk-i hâcc-ı mebrûrda vefât iden el-Hâc

Murâd'ın muʻtak'ı hâfızü'l-kitâb el-Hâc Yûsuf bin Abdurrahmân mahfel-i şerʻî

enverde müteveffâ-i merkûmun sulbî sağîr oğlu Mehmed'in taraf-ı şerʻî

münevverden mansûbe vasîyesi ve vâlidesi Tayyibe binti el-Hâc Ahi nâm hâtûn

tarafından muhâsama ve murâfa'ya nehc-i şerʻî muʻteber üzere sâbitü'l-vekâle

mezbûrenin karındaşı ve vekîl-i şerʻîsi Sinân Çelebi mahzarında daʻvâ ve takrîr-i

kelâm mevlâm müteveffâ-i merkûm el-Hâc Murâd târîh-i vesîkadan on sene

mukaddem beni tahrîr ve iʻtâk ve kazây-ı hürriyete idhâl ve idrâc idüp baʻdehû hâcc-ı

şerîfe teveccüh ve azimeti mahallinde silk-i mülkümden münselik mahale-i

merkûmede vâkiʻ etrâf-ı selâsesi Halîl Çelebi ve Yûsuf Çelebi ve müteveffâ-i mezbûr

el-Hâc Murâd mülkleriyle ve bir tarafı tarîk-i âmm ile mahdûd ve mümtâz ve fevkânî

ve tahtânî buyutu ve çârdağı ve bir mikdâr havlıyı müştemil menzilini ve Mahmiyye-

i merkûmede hafaflar sûkunda vâkiʻ etrâf-ı selâsesi Hasan Efendi ve Süleymân

Çelebi ve Şaʻbân dükkânlarına ve bir tarafı tarîk-i âmma müntehî bir bâb dükkânını

ve mahrûsa-i Kostantiniyede Ali Paşa hânında vakîʻ benim zabt ve tasarrufumda olan

bâb maʻlûmetü'l-hudûd odayı hâl-i hayatında ve kemâl-i aklı sıhhatinde baʻde't-

tâhliyel baña hîbe-i sahîh-i şerʻiyye ile hîbe ve temlîk ve teslîm ve ben dâhi meclis-i

hîbede ittihâb ve kabz ve temellük idüp mülk-ü mevhûbum iken vasîye-i merkûme

vasî-i merkûm ve vekîl-i mersûm Tayyibe mâniʻ olur şerʻan suʼâl olunup mûcebi

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl ve akıbe'l-inkâr müddeʻî-i mersûmdan

müddeʻâsın mübeyyin beyyine taleb olundukda mine'l-udûl ve's-sikât Habîb Çelebi

ibni Mehmed Efendi ve Hasan Çelebi ibni Dede Efendi nâm kimesneler li-ecli'ş-

şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup ğıbbe'l-istişhâdi'l-şerʻî fî'l-hakîka müddeʻî-i

mersûm el-Hâc Yûsuf'un mevlâsı müteveffâ-i mezbûr el-Hâc Murâd târîh-i

vesîkadan on sene mukaddem bizim huzûrumuzda mersûm el-Hâc Yûsuf'u tahrîr ve

Page 228: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

215

iʻtâk ve kazây-ı hürriyete idhâl ve idrâc idüp baʻdehû hâcc-ı şerîfe teveccühü [s.42]

mahallinde mahalle-i mezbûrede vâkiʻ mahdûd-ı mezkûr menzili ve hafaflar sûkunda

vâkiʻ sâlifü'z-zikr dükkânını ve mahrûsa-i Kostantiniyede Ali Paşa hanında vâkiʻ

maʻlûmeti'l-hudûd bir bâb odayı bizim huzûrumuzda baʻde'l-tahkîk merkûm el-Hâc

Yûsufa hîbe-i sahîha-i şerʻye ile hîbe ve temlîk ve tesellüm ve ol dahî meclis-i hîbede

ittihâb ve kabz ve temellük eyledi biz bu husûsa vech-i mübeyyen üzre şâhidleriz ve

şehâdet dahî ideriz diyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde ba‘de ri‘âyet-i

şerâyitü'l-kabûl şehâdetleri muʻteber ve makbûl oldukdan sonra ol-vechle

taʻarruzundan menʻ-birle mâ-vâkaʻa bi't-taleb ketb olundu huri fi'l-hâmis Aşer min li-

seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Halîl Çelebi ibni

İbrâhîm

El-Hâc Mehmed

bin Şaʻbân

Sefer bin Kulu Mehmed Efendi

ibni Ahmed

El-Hâc Hızır

El-Hâc Osmân el-

Haddât

Hüseyin bin el-

Hâc Sefer

Berber Ahmed İbrâhîm bin Halîl

Çelebi

Ve ğayruhum

Mine'l-huzzâr

[s.44/163] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Karamanlu Mahallesi

sükkânından Receb Çelebi ibni Muslu Çelebi hâfızü'l-kitâb el-Hâc Mehmed bin

Hamza Çelebi muvâcehesinde bi't-tavʻi's-sâf ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp mahalle-i

mezbûrede vâkiʻ silk-i mülk-i sahîhimde münselik tarafeyni merkûm el-Hâc

Mehmed mülküne ve bir tarafı el-Hâc Mehmedzâde Mehmed Çelebi mülküne ve bir

tarafı tarik-i âmma müntehî ve mahdûd fevkânî ve tahtânî beyti ve bir mikdâr havlıyı

müştemil mülk-i müşterâmı merkûm el-Hâc Mehmed'e on iki bin nakd-i râyic-i fi'l-

vakt akçeye bâten beyʻ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻ-i mahdûd

eyledim ba‘de'l-yevm menzil-i sâlifü'l-zikr mersûm el-Hâc Mehmed'in mülk-i

müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olsun didikde mukırr-ı mezbûru

ikrâr-ı meşrûhunda el-mukkıru lehü'l-merkûm ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-vâkaʻa bi't-

taleb ketb olundu hurrire fi's-sâbiʻ Aşer min Evveli'l-Cumâdeyn li sene isneyn ve

sebʻîn ve elf.

Page 229: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

216

Şuhûdü'l-hâl

Hasan Efendi

ibni Ali

Çelebi

Fahrü'l-vülâd

Mehmed

Efendi ibni

Murâd Efendi

El-Hâc İsmâil

bin Memi Bey

Ali Bey ibni

Mutârizâde

Bayrâm

Çelebi ibni

Hüsam

İvaz Çelebi

ibni Mehmed

Efendi

Halîl Çelebi

ibni İbrâhîm

Mehmed

Efendi ibni

Ahmed

Ahmed el-

Muhzır

Hızır Bey el-

Emîn

Ve ğayruhum

[s.44/164] Mahmiyye-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Bedrik Mahallesi

sâkinelerinden Seyyibe binti Mehmed nâm hâtûn tarafından husûs-i ati'l-beyânı

ikrâr-ı mezbûreyi maʻrifet-i şer‘le ârifân es-Seyyid Nasûh bin Mahmûd ve Mehmed

bin Mehmed nâm kimesneler şehâdetleriyle şerʻan vekâleti sâbite olan müvekkile-i

mezbûrenin zevci ve vekîli Süleymân Çelebi ibni Ramazân Çelebi mahfel-i şerʻde

hâfızü'l-kitâb el-Hâc Abdulrezzâk bin el-Hâc İlyâs mahzarında bi'l-vekâle ikrâr ve

takrîr-i kelâm idüp müvekkilem mezbûrenin silk-i mülk-i sahîhinde münselik

eskiciler başında vâkiʻ tarafeyni Demür Beşezâde ve Sefer Şâhzâde dükkânlarına ve

bir tarafı Ot pazarı câmiʻ-i vakfı dükkânına ve bir tarafı târîk-i âmma müntehî

arsasını beher şehr on akçe icâre ile Hızır Bey ve evlâd-ı evlâdının evlâdı vakf-ı sakfı

ve cederân-ı erbaʻası müvekkilemin mülkü olan dükkân-ı mezkûru mersûm el-Hâc

Abdülrezzâk'a on bir bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye bâten beyʻ idüp

müvekkilem mezbûre kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻ-i mahdûd eyledi

ba‘de'l-yevm sâlifü'l-zikr dükkân merkûm el-Hâc Abdülrezzâk'ın mülk-i müşterâsıdır

keyfe-mâ-yeşâ mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-vâkaʻa bi't-taleb

ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Evveli'l Cumâdeyn li-seneti'l-merkûm.

Şuhûdü'l-hâl

Es-Seyyid

Emrullâh Çelebi

ibni el-Hâc İlyâs

Muslu Bey el-

Cündî

El-Hâc Osmân

bin Şaʻbân Bey

El-Hâc Yûsuf bin

el-Hâc Bayrâm

Mehmed Çelebi

ibni el-Hâc Hasan

El-Hâc Abdî ibni El-Hâc Mustafâ Mahmûd Çelebi Îsâ Çelebi

Page 230: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

217

el-Hâc Bayrâm bin el-Hâc İlyâs ibni Dayızâde Birader-i O

[s.44/165] Mahalle-i İmâret'ten Râbiʻa binti Abdullâh dâmâdı hâfızü'l-kitâb

Mustafâ bin el-Hâc İbrâhîm mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp silk-i mülkümde

münselik mahlle-i mezbûrede vakiʻ tarafeyni benim ve Derviş nâm kimesneler

mülkülerini ve tarafeyni tarîk-i âmma müntehî ve mahdûd bir tahtânî beyti ve bir

çardağı ve bir ahurı ve bir mikdâr havlıyı müştemil menzilimi yirmi kıtâʻ riyâlî

guruşa bâten beyʻ idüp kabz semen eyledim didikde ğıbbe't-tasdîk kayd şûd.

Şuhûdü'l-hâl

Umur

Efendi el-

imâm

Sıddık bin

Abdullâh

İbrâhîm

Çelebi bin

Fakih Hoca

Mehmed

bin

Durduhân

Es-Seyyid

Nasûh

Çelebi ibni

Mahmûd

Ahmed el-

Muhzır

Ve

ğayruhum

[s.45/166] Mahmiyye-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

mahallâtından el-Hâc İsmâil Mahallesi sükkânından muvakkaten Kestel kâdısı

Zahrü'l-vülâd Mehmed Efendi ibni Murâd Efendi tarafından husûs-ı câʼi'l-beyân-ı

daʻvâ ve tâlebe bimâ-hüve nehcü's-sübût şerʻân vekâleti sâbite olan Ahmed Çelebi

ibni İbrâhîm Efendi mahfel-i şerʻa kazâ-i merkûm muzâfâtından Anbanas nâm karye

sükkânından Mahmûd Beşe ibni el-Hâc Mehmed nâm kimesneyi ihzâr ve

mûvâcehesinden bi'l-vekâle takrîr-i daʻvâ ve tasvîr-i müddeʻî idüp mezbûr Mahmûd

Beşe târîh-i kitâbdan on beş gün mukaddem silk-i mülkümde münselik karye-i

mezbûrede vâkiʻ tahdîd ve tavsîfden müstağnî koyun içün mevzûʻ yaz ağılı ve kış

ağıllarını ve müteʻaddid menzil ve ahûr ve samanlık ve oda ve içinde vâkiʻ ahûrı ve

bir çift camus ve bir çift kara sığır öküzlerini ve iki aded kara sığır ineği ve elli sekiz

aded koyun ve keçi ve oğlağı ve karye-i mersûme hudûdunda vâkiʻ muşâru'l-ileyhin

ve sâʼirlerin evlâd ve evlâdı vakıflarından olan tahmînen seksen dönüm mikdârı

tarlaların ve merʻâ içinde vâkiʻ kâdimden sab döküle gelen harman yerin müvekkilim

mûmâ-ileyh Mehmed Efendi otuz beş bin akçeye beyʻ idüp meblâğ-ı mezkûrdan beş

bin akçesin muʻaccelen ve otuz bin akçesin kazâ-i mezbûr Kesteli zabt itdikden sonra

Page 231: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

218

ecel-i mechûl ile müʼeccelen edâ ve ibkâʼ itmek üzre beyinlerinde minvâl-i muharer

üzre beyʻ münakid olmuş idi mezbûr Mahmûd Beşe bâlâda zikr olunan eşyâyı ve

tarlaları müvekkilim mûmâ-ileyh Mehmed Efendi'ye teslîmden ibâ ve imtinâʻ idüp

kâ'l-evvel zabt ve tasarruf üzeredir merkûm Mahmûd Beşe'ye şerʻân suʼâl olunup

mûcibe matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mersûm Mahmûd Beşe vekîl-i mezbûr

Ahmed Çelebi'yi minvâl-i meşrûh üzere cârî ve sâdır olan daʻvâsında tasdîk ve

tahkîk idüp lâkin beyʻ-i mezkûrda vücûh-ı kesîre ile fesâd-ı beyʻ şerʻân mukarrer ve

muhakkık olup fesh-i beyʻi mesâğ olmağla ol eclden eşyâ-i mezkûreyi tesellümden

ibâʼ ve fesh-i beyʻ idüp rücûʻ eyledim deyü cevâb viricek kütüb-i fıkhıyyeden

Hızânetü'l-fıkıh ve Ferâyiz ve Mültekâ ve Dürer ve Mecmaʻu'l-fetâvâ ve zilʻî nâm

muʻteberânda semenini âhar diyârda virmek üzre ecel-i mechûl ile beyʻ olunan

eşyâda ve mekûlad ve akar kısmında kabz bulunmadıkça ve beyʻ-i mâniʻ cehâlet

olup nizâʻa muktezi olmak ve arazi-i mevkûfeyi beyʻ itmekle ve vakf-ı mülkü zam

idüp kezâlik beyʻ itmekle ve şarda taʻlîk ile beyʻ-i sahîh olmayup vücûh-ı meşrûh

üzre olan beyʻin fesâd ve badlânı şerʻân mütebeyyin ve bâhir olmağla eşyâ-i mezkûre

kâ'l-evvel mezbûr Mahmûd Beşe yedinden ibkâ olunub mezbûre hüküm ve

müvekkil-i muşâru'l-ileyh Mehmed Efendi fesâd-ı beyʻ ecliçün mezbûr Mahmûd

Beşe'ye ol-vechle taʻârruzundan menʻ-birle mâ-hüvel vâkiʻ bit-taleb ketb olundu

hurrire fi's Sâbi ve'l-işrîn min Evveli'l-Cumâdeyn li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Hasan Efendi

ibni Ali

Çelebi

Fâhrü'l-

emâcid ve'l-

ekârim

Mütesellim

Ahmed Ağa

El-Hâc

Osmân Ağa

Kethüdâ yeri

Hâlâ

Zahrü'l-vülât

Hasan Efendi

el-Kâdı be-

Şuhud sâbıka

Mehmed

Efendi el-

Kâtib

El-Hâc Kâsım

bin Mahmûd

Çelebi

Yusûf Bey el-

Muhtesib

sâbıka

Hızır Bey el-

Emîn

Muslu Bey el-

Cündî

Hatîb Mustafâ

Çelebi be-

Şahbazzâde

Ahmed El-el-

Muhzır

Hüseyin el-

Muhzır

[s.45/167] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

mahallâtından Fakihpaşa Mahallesi sükkânından olup bundan akdem vefât iden İne

Page 232: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

219

Bey nâm müteveffânın verâseti sulbiyye kızları Emîne ve Kerîme'ye ve Rahîme'ye

ve zevce-i metrukesi Râbiʻa nâm hâtûna ve sulbî oğulları Mustafâ ve Osmân'a

münhasır olduğu şerʻân zâhir ve mütebeyyin olmağın mersûm Osmân mahfel-i şerʻî

enverde vâlidesi mezbûre Râbiʻa muvâcesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp bundan

esbak vâlidem merkûme Rabiʻa'dan âlâ-târiki'l-karz üç adet sikke-i hasene ve iki bin

nakd akçe istidâne idüp ve iki bin akçe dahî zevci müteveffâ-i mezbûreden kendüye

bi-hasebi'l-irsi's-şerʻî intikâl idüp meblağ-ı mersûmu mezbûru ben ahz ve kabz itmiş

idim ve bin beş yüz akçe kıymetli bir altûn meftûl ve bir çift altûn küpeyi baña hîbe

ve temlîk itmiş idi hîbe-i mezkûreyi inkâr idüp ityân-ı beyyineye kâdir olmamağla

vâlidem mezbûre tâhlif olunup meblağ-ı mersûm ve dört bin akçe ve meftûl ve

küpenin edâ ve îfâʼsına hüküm-i şerʻî lâhık olmuş idi hâlet-i hâzihî beyyinimize

muslihûn tavassut idüp mahalle-i mezkûrede vâkiʻ babam müteveffâ-yı mezkûrdan

lede'l-ahâli maʻlûmetü'l-hudûd menzilden baña isâbet iden sehimi muʻâyyenemi ve

kız karındaşlarım mezbûretân Kerîme ve Emîne'ye babamız müteveffâ-i mezbûrdan

menzil-i mezkûrdan irsen intikâl iden sehim-i şerʻîlerini bundan esbak

mezbûretândan seben-i maʻlûma iştirâ itmiş idim mezbûretândan aldığım sehim-i

mezkûru ve tuz bazarında vâkiʻ mülk-i mevrûsumuz olan debbağhânede olan sele ve

dağar ve sâʼir alât-ı debbağı ve kezâlik mezbûretândan iştirâʼ eylediğim sele ve dağar

sehimlerini âlâ-târiki'l-ibrâʼ vâlidem mezbûreye virüp zimmetimi meblağ-ı mezkûr

ve meftûl ve küpe daʻvâsından ibrâʼ ve ıslâh eyledi baʻde'l-yevm menzil-i mezkûrda

ve yine zikr-i mürûr eden debbağhânede benim kadʻa alâkam kalmayup vâlidem

mezbûrenin hakkı sarfıdır husûs-ı sâʼire müteʻâllik ahâd tarafından daʻvâ ve tâlep

sudûr iderse lede'l-hükkâm ve mesmûʻa ve makbûle olmaya didikde ahâd hümâ

kelimât-ı meşrûhasında tasdîk itmeğin mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-

târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

El-Hâc Receb bin

Hasan Bali

El-Hâc Mehmed

el-Bezazz

Halîl Bey ibni

Mustafâ

Ahmed el-Muhzır

[s.46/168] Ğurre-i Ahirü'l-Cumâdeyn min-yevmi'l-ahâd li sene isneyn sebʻîn

ve elf min hicreti menlehü'l-örfi's-şeref.

Page 233: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

220

[s.46/169] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından râfiʻü'l-kitâb Abdî Bey ibni Osmân mahfel-i şerʻde zevceleri Elif binti

Hüseyin ve Fâtıma binti Alemşâh nâm hâtûnlar muvâcehelerinde ikrâr ve takrîr-i

kelâm idüp mezbûretân Elif ve Fâtıma'nın her birinin zimmetinde mütekarrer bin

dirhem gümüş mihr-i müʼeccelelerinin her biri dokuzar yüz dirhemin baña hîbe-i

sahîha ile hîbe ve temlîk itdikden sonra ben dahî silk-i mülk-ü sahîhimde münselik

mahalle-i mezbûrede vakîʻ etrâf-ı selâsesi el-Hâc İbrâhîm ve Mehmed ve Abbâs

mülklerine ve bir tarafı tarîk-i âmma müntehî ve mahdûd bir tahtânî ve bir fevkânî

beytleri ve mâʼ-ı cârî ve anbârı müştemil menzilime mezbûre Elif'e ve hudûd-ı

mezkûre ile mahdûde babamdan müntakil birbiri hizâsında vâkiʻ iki tahtânî beytleri

mezkûre Fâtıma'ya baʻde't-tahliye hîbe-i sahîha-i şerʻî ye ile hîbe ve temlîk ve teslîm

idüp mezbûretân Elif ve Fâtıma dahî meclis-i hîbede ittihâb ve kabz ve temellük

eylediler baʻde'l-yevm zikr-i mürûr iden büyût-ı mezbûretânların mülk-i

mevhûblarıdır didikde mersûmetân Elif ve Fâtıma mezbûr Abdî'nin vech-i meşrûh

üzere cârî ve sâdır olan kelimâtında tasdîk ve tahkîk itmeğin mâ-vâkaʻa bi't-taleb

ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Cumâdeyn li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Hasan Çelebi

ibni Dede

Efendi

Nalbant Dede

Bey ibni

Hızır Veled-i

O

İbrâhîm

Çelebi ibni

Kayta

Hüseyin Beşe

ibni Marulcu

Himmet bin

Murâd

Hüseyin an

Dinar

Nuh Bâlî ibni

Ömer Bey

Ali bin Ömer

Bey

Ebûbekir

Birader-i O

Ahmed el-

muhzzır

Hüseyin bin

Hâcı

[s.46/170] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

mahallâtından Efecik Mahallesi sâkinlerinden Îsâ bin Ömer ve zevcesi Ümmî binti

Sefer mahfel-i şerʻa gelüp takrîr-i kelâm idüp sulbî ve sadrî oğlumuz Hüseyin nâm

sağîri ocak başında koyup kendü umûrumuz içün âhar yire gitmiş idik kazâ-i ilâhi her

yanıyla üzerine ateş sıçrayup belinden hayâsına varınca muhterik olup vefât

eylemişdir üzerine varılup keşf ve tahrîr olunmasını taleb ideriz didiklerinde bi'l-fiʻil

Karahisâr-ı Sâhib Sâncağı kâʼim-i makâmı tarafından mübâşir taʻyîn olunan Mehmed

Bey ve zeyl-i vesîkada esâmîsi mestûr olan müslimîn ile mezbûr Îsâ ve merkûme

Page 234: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

221

Ümmî'nin menzillerine varılup muhterik-i merkûm keşf ve müşâhede olundukda fi'l-

vâkiʻ sağîr-i merkûm Hüseyin'in belinden hâyasına varınca muhterik olup merkûm

bu sebebden vefât eylediğini muʻâyene müşâhede eyledikden sonra mezbûrân iʻâde-i

kelâm idüp oğlumuz sağîr-i mezbûra müteʻallik mahalle-i mersûme ahâlîsinin kebîr

ve sağîrinden vechen mine'l-vücûh daʻvâyı ve talebimiz yokdur didiklerinde mâ-

vâkaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi'-Sâmin min Ahiri'l-Cumâdeyn li-seneti'l-

mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Abdülbâki

Ağa

Dizdâr-ı

Sâbıka

Abdî bin

Mustafâ

Es-Seyyid

Hüseyin bin

İvaz Çelebi

Ahmed bin

Mehmed

Mehmed

bin Veli

Veli bin

Bâlî

Ahmed el-

Muhzır

[s.46/171] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

muzâfâtından Alanı nâm karyeden hâfızü'l-kitâb Sübhanvirdi ibni Receb nâm

kimesne mahfel-i fasl ve imzâya İsmâil bin Veli nâm kimesneyi ihzâr ve

muvâcehesinde daʻvâ ve takrîr-i kelâm idüp mezbûr İsmâil bundan akdem Karahisâr-

ı Sâhib sancâğı mütesellimi olup celâli abâza Hasan fesâdında yek-dil olan Mûsâ

Ağa'ya beni bî-vech kambaz ve şikâyet idüp ve merkûm Mûsâ Ağa'nın adamlarından

Sarıca tâʼifesinden bıyıklı Ahmed nâm kimesne ile maʻan araba bazarından benim bir

çift kara sığır öküzlerim ile ve mükemmel ve müretteb arabamı maʻan sürüp ve alup

baña gadr eylemişlerdir merkûm İsmâil'e şerʻân suʼâl olunup mûcibi matlûbumdur

didikde ğıbbe's-suʼâl mersûm İsmâil husûs-ı mezbûru bi'l-külliye inkâr ile cevâb

virüp müddeʻî-i mersûm Sübhanvirdi'den takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda

mine'l-udûl Mehmed bin Hızır ve Sefer bin Cemal nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde

meclis-i şer‘-a hâzırân olup ğıbbe'l-iştişhâdi'l-şerʻî müddeʻî-i mezbûrun takrîrine

mutâbık ve taʻbirine muvâfık edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde ba‘de-ri‘âyetihî

merâsimü'l-kabûl şehâdetlerî şerʻân muʻteber ve makbûl olundukdan sonra zikr

olunan çift ve arabanın kıymetleri mersûm İsmâil'den lâzım gelmekle müddeʻî-i

mezbûra edâ-i ibkâya tenbîh birle mâ-vâkaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi's-sâbi

min Ahiri'l-Cumâdeyn li-seneti'l-mezbûr.

Page 235: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

222

Şuhûdü'l-hâl

Mustafâ bin

Ahmed

Mehmed Efendi

ibni Ahmed

Mehmed Bey eş-

Şehir Kelekzâde

Mahmûd el-

Muhzır

Hızır Bey el-

Emîn

[s.47/172] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

mahallâtından Molla Bahşi Mahallesi sükkânından el-Hâc Ali bin Demûr Beşe

mahfel-i şerʻde sulbiyye kızı Kerîme Hâtûn tarafından mezbûreyi maʻrifet-i şer‘le

ârifân el-Hâc Osmân bin Şaʻbân Bey ve Mehmed Çelebi ibni e-Hâc Hasan

şehâdetleriyle tasdîk-i âti'z-zikre vekâleti sâbite olan mezbûrenin zevci râfiʻü'l-kitâb

el-Hâc Ömer bin Şaʻbân Bey mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp mahalle-i

merkûmede vâkiʻ silk-i mülk-ü sahîhimde münselik bir tarafı benim yine kendi mülk

fırun evime ve bir tarafı mersûm Mûsâ Paşa muʻallim hânesine ve iki tarafı tarîk-i

âmma müntehî ve mahdûd iki tahtânî ve iki fevkânî büyûtu ve bir oda ve bir ahûrı

mâʼı cârî ve bağçeyi müştemil mülk-i menzilimi bi-cümleti't-tevâbiʻ ve'l-levâhık ve't-

tarâʼik ve'l-merâfik kızım mezbûre Kerîme'ye on beş bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî

akçeye bey‘-i bâten kat-i ile beyʻ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻ-i

mahdûd eyledim ba‘de'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr kızım mezbûrenin mülk-ü

müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ mutasarrıfa olsun didikde mukırr-ı mezbûru kelimât-ı

meşrûhasında vekîl-i mersûm tasdîk itmeğin mâ-vâkaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire

fi't-tâsiʻ min Ahirü'l-Cumâdeyn li-sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Zahrü'l-vülâd

Hasan Efendi ibni

Ali Çelebi

El-Hâc

Abdülrezzak bin

el-Hâc İlyâs

El-Hâc İsmâil bin

Memi Bey

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

Mehmed Efendi

ibni Ahmed

El-Hâc Hasan bin

Osmân

El-Hâc Mustafâ

bin el-Hâc İlyâs

El-Hâc Ahmed

bin Ören

Mehmed Çelebi

ibni el-Hâc Pîrî

[s.47/173] Oldur ki Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret

Mahallesi sâkinelerinden olup bundan akdem müteveffât olan Hâcı Kadın nâm

hâtûnun verâseti sulb-i kebîr oğlu Mehmed Çelebi ve celây-ı vatân iden sulb-i kebîr

Page 236: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

223

oğlu Murteza ve hâzır-ı bi'l-meclis sulb-i kebîr oğlu el-Hâc Ali'ye münhasır olduğu

şerʻa zâhir ve mütebeyyin oldukdan sonra merkûm Murteza tarafından cânib-i şerʻî

kavmden vekîl nasb ve taʻyîn olunan mezbûr Murteza'nın sulb-i kebîr oğlu hâfızü'l-

kitâb Mustafâ nâm kimesne mahfill-i şerʻde mezbûr el-Hâc Ali mahzarında bi'l-

vekâle daʻvâ ve takrîr-i kelâm idüp babam mezbûr Murteza hâlâ Kefe vilâyetinde

olduğu udûl ihbârıyla sâbit ve zâhir olup mezbûrân el-Hâc Ali müteveffât-ı

merkûmeden kendülerine irsen intikâl iden sehimlerini bi't-tamâm alup kabz idüb

lâkin babam ğâʼib-i mezkûr Murteza'nın sehimine isâbet iden yirmi yedi top ketân

bezi ve bir münakkaş çârşab ve bir beyaz çârşab ve bir keten bezi gömlek ve bir

nakışlı boğça ve iki dane incili altun meftûn ve bir dane incili peçe ve bir incili kaş

bastı ve ikişer ayaklı bir çift altun küpe ve bir mercan tesbih ve bir saçaklı makrama

ve bir derâyi nezkep(?) ve bir alaca zıbun ve bir küçük leğen ve bir küçük tas ve iki

ayaklı sahanları mezbûr el-Hâc Ali fuzûli zabt idüp bezâisistanda ibrâʻ itmişdir

mezbûra suʼâl olunup vekâletim hasebiyle eşya-i mezkûre alıverilmesi madlubûmdur

didikde ğıbbe's-suʼâl mersûm el-Hâc Ali müddeʻî-i mezbûru cemiʻ kelimâtını tasdîk

ve tahkîk itdikden sonra eşyâ-i mezkûreyi vekîl-i mezbûra teslîme tenbîh ve hüküm

olundukdan sonra mukırr-ı mezbûr el-Hâc Ali bâlâ da zikr olunan eşyâyı bi't-tamâm

meclis-i şerʻde tesellüm eylemeğin kayd şûd hurrire fî-min Ahirü'l-Cumâdeyn li-

seneti'l-merkûm.

Şuhûdü'l-hâl

Hüseyin Ağa

câmiʻ-i ziye hâlâ

Müʼezzin

Mehmed Halîfe

bin El-Hâc İvaz

Mustafâ eş-şehri

ibni

mukabelezâde

Hamza çelebi ibni

Osmân

Safer ibni

Abdullâh

Eymir Bey bin

Hüsyin

Hasan bin Osmân Mehmed Efendi

el- kâtib

Ve ğayruhum

[s.47/174] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından Sarık nâm karyeden

Ümmî binti Maʻden nâm hâtûn mahfel-i şerʻde li-ebeveyn karındaşları râfiʻü'l-kitâb

Mustafâ ve Bayrâm nâm kimesneler mahzarlarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp

karındaşlarım merkûmân Bayrâm ve Mustafâ bundan akdem müteveffât olan

Vâlidemiz Marziye nâm hâtûnun ve babamız müteveffâ-i mezkûr Maʻden'in cümle-i

Page 237: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

224

muhallefâtını ahz ve kabz idüp metrûkâtlarından baña isâbet iden sıhâmı taleb ve

daʻvâ idüp beynimizde münâzaʻât vâkiʻ olmuş idi el-hâletü hâzihî muslihûn

vesâtatıyla sıhhat-i sulhu câmiʻ ve hâvi alâ tariki't-ticâreti'ş-şerʻî babamızdan

müntâkil karye-i mezbûrede vâkiʻ Hâcı hissesi dimekle maʻrûf lede'l-ahâlî

maʻlûmetü'l-hudûd eşcâr-ı müsmire ve ğayr-i müsmireyi müştemil bir dönüm

mikdârı bağçe ve üçyüz nakd akçe ve bir kara sığır ineğine beni sulh eylediler ben

dahî sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan eşyâ-i mezkûreyi mezbûrân

yedlerinden alup kabûl ve kabz idüp husûs-ı mezbûra müteʻallik daʻvâdan

zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı râfiʻü'l-hussâm ile ibrâʼ eyledim baʻde'l-yevm vech-i

muharer üzere benden veya vekîlimden asâleten ve vekâleten daʻvâ ve taleb sâdır

olursa lede'l-hükkâm mesmûʻa ve makbûle olmayup tezvîr ve telbîse mahmûl oluna

didikde ğıbbe't-tasdîki'l-şerʻî mâ-vâkaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i

Cumâde'l-ahir li sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

Bayrâm

Çelebi

ibni Hişan

İbrâhîm

an-Sarık

Îsâ bin

Bayrâm

Ahmed

bin

Mahmûd

Erzüment

bin Hâcı

Bayrâm

Şahbende

ibni

Ayvaz

Receb bin

Süleymân

an-

Ayvalu

İbrahim

ve

Muharrem

an-Halim-

uğrı

[s.48/175] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından Deper nâm karye

sükkânından olup bundan akdem vefât iden el-Hâc Ahmed'in verâseti sulbî kebîr

oğulları Caʻfer ve Hüseyine münhasır olduğu şerʻân zâhir ve mütebeyyin oldukdan

sonra merkûm Caʻfer mahfel-i şerʻî enverde karındaşı mersûm Hüseyin mahzarında

ikrâr ve takrîr-i kelâm idüp babamız müteveffâ-i merkûm el-Hâc Ahmed'in

muhallefâtından iki kıtʻa bağçe ve tahdîd ve tavsîfden müstağnî müteʻaddid zikr-i âti

olan menzilin beyinimizde küllî münâzaʻât ve muhâsamât vâkıʻa olup karındaşım

mezbûr Hüseyin bağçenin bir kıtʻasını ve menzilden baʻzısını müteveffâ-i mezbûr

hâl-i sıhhati ve subûtunda otuz sene mukaddem baña hîbe eyledi idi deyü ityân-ı

beyyine sadetinde iken muslihûn ve sâdatıyla alâ tarîki'l-ibrâʼ kaye-i mezbûrede

vâkiʻ bir târaf-ı Mahmûd mülküne ve iki târafı çaya ve bir tarafı tarîk-i âmma

Page 238: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

225

müntehî eşcâr-ı müsmire ve ğayr-ı müsmireye müştemil bağçe ve yine karye-i

mersûmede vâkiʻ bir tarafı Şaʻbânoğulları mülküne ve bir tarafı Çertâvi mülküne ve

tarafeyni tarîk-i âmm ile mahdûd ve mümtâz üç beyti ve bir mikdâr haylıyı müştemil

menzili ben alup karındaşım mersûm Hüseyin dahî bir tarafdan Şaʻbânoğulu mülkü

ve bir tarafdan Eyyûb Bey mülkü ve bir tarafdan Ömer mülkü ve bir tarafdan tarîk-i

âmm ile mahdûd eşcâr-ı müsmire ve ğayr-ı müsmireye müştemil bağçeyi ve yine

karye-i mersûmede vâkiʻ bir tarafı tekkeye ve bir tarafı el-Hâc Hızır mülküne ve

tarafeyni tarîk-i âmm ile mahdûd bir fevkânî ve bir tahtânî beyti ve bir ahûr ve bir

mikdâr havluya müştemil menzili alup kabûl ve kabz idüp terâzi üzere iktisâm ve

müteveffâ-i mezbûrun cümle-i muhallefâtına müteʻallika daʻvâdan biri birimizin

zimmetini ibrâ-i âmm-ı râfiʻü'l-hussâm ile ibrâʼ eyledik baʻde'l-yevm âhad tarafından

babamız müteveffâî-i mezbûrun metrûkâtına müteʻallik her birimizden daʻvâ ve taleb

sudûr iderse lede'l-hükkâm ve mesmûʻa ve makbûle olmayup tezvîr ve telbîse

mahmûl oluna didikde âhad hümâ âharın kelimât-ı meşrûhasın tasdîk itmeğin mâ-

vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire evâsıt-ı Ahirü'l-Cumâdeyn li-sene isneyn ve

sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Mahmûd

bin el-Hâc

Süleymân

Hasan Halîfe ibni

Abdülkerîm

Ahmed Çelebi

ibni Himmet

Efendi

Ali bin Abdî Abdî Çelebi ibni

Mustafâ Çelebi

[s.48/176] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

mahallâtından Molla Bahşi Mahallesi sükkânından el-Hâc Ali bin Demûr Beşe

mahfel-i şerʻde hâfizü'l-kitâb Bayrâm Çelebi ibni nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı

tâm ve takrîr-i kelâm idüb mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafdan el-Hâc Eyüb

dükkânına ve bir tarafdan Nasûhzâdeler dükkânına ve iki tarafdan tarîk-i âmma

müntehî ve mahdûd yağhâneyi içinde olan biʼr-i mâʼ ve bir kazğanı ve sâʼir alât-ı

lâzımesiyle on üç bin nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye merkûm Bayrâm Çelebi'ye

bâten beyʻ idüb kabz-ı semen-i ma‘dûd ve teslîm-i mebî‘-i mahdûd eyledim baʻde'l-

yevm sâlifü'z-zikr yağhâne mezbûr Bayrâm Çelebi'nin mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-

yeşâ ve haysü ve mâ-yürîd mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-vâkaʻa

Page 239: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

226

bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Cumâde'l-ahire li-sene isneyn ve sebʻîn ve

elf.

Şuhûdü'l-hâl

Süleymân

Çelebi eş-

Şehir be-

Karataş

Ömer Efendi

Kethüdâ-i

Mustafâ Paşa

Yûsuf Ağa

ibni Abdullâh

El-Hâc Mirzâ

ibni Sefer Şâh

Molla İbrâhîm

bin Satılmış

Hoca

İvaz Beşe ibni

Ebûbekir

Çavuş

El-Hâc Abdî

ibni el-Hâc

Süleymân

El-Hâc Ömer

bin Şaʻbân

Bey

İsmâil an-

Şuhud

Mürtezâ bin

Sofu

Hüseyin bin

Ahmed

[s.48/177] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

muzâfâtından İsmâil nâm karye sükkânından Dede Bâlî ibni Ahmed mahfel-i şerʻî

enverde hâfizü'l-kitâb bi'l-fiʻil Karahisâr-ı Sâhib kethüdâ-yeri olan fahrü'l-aşiyân el-

Hâc Osmân Ağa ibni Ömer Ağa mahzarında ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî idüp silk-i

mülk-ü sahîhimde münselik karye-i mezbûre İsmâil'de vâkiʻ bir tarâfı Mehmed Bey

mülküne ve bir tarafı Şahinoğlu tarlasına ve bir tarafı Mehmed ve Mustafâ nâm

kimesneler tarlalarına müntehî ve mahdûd bir tahtânî beyti ve bir oda ahurı ve diğer

inek ahurı ve bir samanlık ve bir kilâr evini ve bir mikdâr havlıyı ve hayatlığı ve

mülküm dâhilinde bir mikdâr arsa-i haliyeye müştemil menzilimi mersûm el-Hâc

Osmân Ağa'ya beş bin nakd akçeye ve sekiz yüz elli akçe kıymetli bir kara sığır

ineğine bâten beyʻ idüp kabz-ı semen-i mezkûr ve teslîm-i mebiʻ-i mesfûr eyledim

baʻde'l-yevm zikr-i mürûr eden menzil mûmâ-ileyhin mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-

yeşâ mutasarrıf olunsun didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-vâkaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-evâhir-i Cumâde'l-ahire li-sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Abdî Bey

Koçerzâde

İdrîs Bey

ibni

Mehmed

Mehmed

Bey

İmâmzâde

Hâcı Dede

ibni İvaz

Mehmed

Çelebi ibni

Ahmed

Molla

Mehmed

bin Ahmed

Şaʻbân

Çelebi el-

Haffâf

Page 240: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

227

Bey Beşe

El-Hâc

İsmâil bin

Memi Bey

Mehmed

Çelebi ibni

el-Hâc Ali

El-Hâc

Mehmed

bin Hasan

Çelebi

Ahmed Ağa

ibni Baba

Ömer

Ramazân

bin Dede

Bey

Abdî Bey

ibni

Mustafâ

[s.49/178] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i Hamiyet-i ani'l-mesâʼib

muzâfâtından Süğlün nâm karye sâkinlerinden Abdüllatîf Çelebi ibni Veli Çelebi

kendü tarafından asâleten vâlidesi Emîne hâtûn ibneti Ahmed Efendi ve li-ebeveyn

hemşireleri Mürdüm ve Âʼişe nâm Hâtûnlar ve mersûm Abdüllatîf Çelebi'nin eniştesi

Handan Ağa tarafından Abdülfettâh Çelebi ibni Ahmed Efendi ve Bayrâm Çelebi

ibni Hüsam şehâdetleriyle şerʻân vekâleti sâbite oldukdan sonra vekâleten mahfel-i

şerʻî enverde râfiʻü'l-kitâb Fâtıma hâtûn ibneti el-Hâc Sefer tarafından tasdîk-i âti'z-

zikre mezbûrenin karındaşı Mehmed Çelebi ibni el-Hâc Sefer ve el-Hâc Mustafâ ibni

el-Hâc İlyâs şehâdetleriyle şerʻân vekâleti sâbite olan es-Şeyh el-Hâc Mahmûd

Efendi muvâcehesinde bi'l-asale ve bi'l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb

Medîne-i mezbûrede Sinânpaşa Mahallesinde vâkiʻ bir tarafdan baʻzan mekteb-i

şerîfe ve baʻzan merhûm Feridüdinzâde Mustafâ Çelebi'nin el-Hâc Nefsizâde'den

iştirâʼ eylediği menzile ve üç tarafdan tarîk-i âmma müntehî ve mahdûd bir tahtânî ve

bir fevkânî beyti ve bir aşhâne ve bir sofa ve bir ahûr ve mâʼı cârîyi ve bir mikdâr

havlıyı müştemil mülk-i mevrûsumuz olan menzil-i mahdûd-ı mezkûru ve menzil-i

mezkûr hizâsından menzil-i mahdûd mezkûra mülâsık mahalle-i el-Hâc İsmâil

hudûdundan olup müvekkilim mersûm Handan Ağa'nın Abbas virânesi dimekle şehîr

mülk harâbe menzil yerini bi-cümleti't-tevâbiʻ ve'l-levâhık ve't-terâyık ve'l-merâfık

müvekkile-i mezbûre Fâtıma'ya âsaleten ve vekâleten üç yüz kırk üç kıtʻa riyâlî

guruşa bâten beyʻ idüp kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻ-i mahdûd eyledim

baʻde'l-yevm zikr-i mürûr iden menzil ve Abbas virânesi müvekkile-i mersûme

Fâtıma'nın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıfa olsun vekil-i

mezbûr el-Hâc Mahmûd Efendi mezbûr Abdüllatîf Çelebi'yi âsâleten ve vekâleten

cârî ve sâdır olan kelimât-ı meşrûhasında vicâhen ve şifâhen tasdîk ve tahkîk itmeğin

sıhhât-i beyʻa hüküm birle mâ-vâkaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i

Cemâzey'l-ahire li-sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Page 241: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

228

Şuhûdü'l-hâl

Eş-Şeyh

Ahmed

Efendi ibni

Abdülmeli

k

Es-

Seyyid

Emrullâ

h Çelebi

ibni el-

Hâc

İlyâs

Mehme

d Çelebi

es-

Şerrâç

El-Hâc

Sefer bin

Abdünneb

î

Mehme

d Çelebi

ibni el-

Hâc

Sefer

İbrâhîm

Çelebi

ibni

Mahmû

d Çelebi

Mustaf

â bin

Ali

yeğen

Hüseyi

n bin

el-Hâc

Burhân

Molla

Mehme

d bin

Ahmed

[s.49/179] Bâʻis-i tahrîr-i kitâb sıhhât-i nisâb oldur ki Mahmiyye-i Burusa

mahallâtından Araplar Mahallesi sâkinelerinden İhsâne hâtûn ibneti Ali mahfel-i

şerʻî envere Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Sinânpaşa Mahallesi

sükkânından Îsâ Beşe ibni el-Hâc Mûsâ nâm kimesneyi ihzâr ve muvâcehesinde

takrîr-i daʻvâ idüb işbu hâzır-ı bi'l-meclis orta boylu açık kaşlı elâ gözlü Rûsü'l-asl

Ahmed bin Abdullâh nâm şâb abd-ı müşterâm olup zevcim gâʼib-i ani'l-meclis nâm

râcil mezbûr Îsâ Beşe'ye getürüp emânet vazıʻ eylediği mesmûʻum oldukda gulâm-ı

mersûm mülk-i müşterâm olduğunu Mahmiyye-i merkûme Burusa'da hâkim-i şerʻî

gırrâ olan Ahmed bin Abdürrâhim Efendi huzurunda Mahmiyye-i merkûmede Veli

Şemsettin Mahallesi sükkânından Mustafâ bin İbrâhîm bin İsmâil ve Hasan bin Ali

bin Mehmed nâm kimesneler şehâdetleriyle isbât idüp kitâb-ı naklî ihrâc eyledim

mûcibince gulâm-ı mezkûru taleb iderim deyü müddeʻâsını nâtık Mevlâna-i

mezbûrun hatt ve hatemini müştemil ve sene isneyn ve sebʻîn ve elf şehr-i Rebiü'l-

âhirinin on beşi târîhiyle müverrah kitâb-ı naklî ve hitâb hükm-i ifrâd idüp kitâb-ı

mezkûr mersûm Îsâ Beşe muvâcehesinde feth ve kırâʼat olundukda merkûm Îsâ Beşe

kitâb-ı mezkûrun mürûdunu inkâr idecek zeyl-i kitâb-ı mezkûrda beni şühûd-ı tarîk

isimleri mestûr olan müslimînden Halîl bin Osmân bin Ali ve Ali bin Kurd ibni

Hasan nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup bizim

huzurûmuzda imzâ ve mühürleyüb bizi hatt ve hakkına işhâd eyledi zeylinde olan

hatt ve hatem fi'l-hakîka kitâb-ı mezkûr Mevlâna-ı mezbûrun meclisinden olup

Mevlâna-ı mezbûrundur biz bu husûsa şâhidleri şehâdet dahî ideriz deyü edâ-i

şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde ba‘de ri‘âyet-i merâsimü'l-kabûl şehâdetleri şerʻân

muʻteber ve makbûl oldukdan sonra mersûme İhsâne ğulâm-ı mezkûru mülkünden

Page 242: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

229

izâle ve ihrâç ve taraf-ı şerʻiyyeden bir tarîkle zevci mezbûre ve âhara beyʻ ve hîbe

temlîk itmediğine yemîn teklîf olundukda merkûme İhsâne alâ vıfki's-suʼâl halfe

bi'llâhi âle'l-âlâ itmeğin gulâm-ı mersûmu müddeʻîye-i mezbûre İhsâne'ye teslîme

tenbîh ve hüküm birle mâ-vâkaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâʼil-i Cemâziye'l-

ulâ li sene isneteyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Mahmûd

Efendi eş-Şeyh

Mehmed Çelebi

el-Hâc Sefer

Mehmed Efendi

ibni Ahmed

Handan bin

Abdullâh

Hızır Bey el-

Emîn

[s.49/180] Ğurre-i Recebü'l-ferd min yevmi'l isneyn li sene isneyn sebʻîn ve

elf min hicreti menlehü'l iz ves şeref.

[s.52/181] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâyı

cihân-sitân-i hâkânî … bi'l-fiʻli'r-râbani hükmü oldur ki.

Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Arap Mahallesinde vâkiʻ mescid-i şerîfde

yevmî iki buçuk akçe vazîfe ile müʼezzin olan Hasan sağîr olup nâm-ı hâl olmağın

refʻ olunup yerine işbu râfiʻ-i tevkîʻ-i refîʻ-ü'ş-şân-ı hâkâni Mezîd halîfe her vechle

mahal ve müstehak olmağın tevcîh olunup berât-ı hümâyûn virilmekle ricâsına kâdîsı

Mevlânâ Mustafâ arz itmeğin sadaka idüp bu berât-ı hümâyûn izzet makrûn virdüm

ve buyurdum ki mezbûr Mezîd halîfe zikr olunan mescid-i şerîfde müʼezzin olup

hidmet-i lâzımesin merʼi ve müʼedda kıldıkdan sonra yevmî iki buçuk akçe ile

mutasarrıf olup vâkıfın rûhîçün ve devâm-ı ömr-i devletîçün duʻâ ya müdâvemed

gösteren ol bâbda hiç ferd mâniʻ ve dâfiʻ olmayup şöyle bileler ʻalâmet-i şerîfe

iʻtimâd kılalar tahrîren fî-evâhir-i şehr-i Ramazâni'l-mübârek sene sebʻîn elf.

Be-makâm-ı Edirne

[s.52/182] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâyı

cihân-sitân-ı hâkânî oldur ki.

Vilâyet-i perâkende-i Anadolu Defter-i Keferesinin bin yetmiş Ramazân-ı

ğurresinden bin yetmiş bir Şaʻbân-ı gâyetine gelince değin üzerlerine edâsı lâzım

gelen cizyeleri tahsîli lâzım ve mühim olmağın kıdvetü'l-emâcid ve'l-aʻyân şehr

Page 243: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

230

Emîn-i olan Mustafâ zîde-mecduhûya der-uhde olunup eline tûğralu ve nişânlu cizye

defteri sûret-i verilmeğin zaman-ı hulûl eyledikde mucibince tahsîl ittirilmek emr

idüp buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda siz ki kâdılarsız defter-i mezkûr

keferesinin sekiz yüz elli dört cizye haneleri olup yedi yüz otuz dokuz cizye

hanelerinin târîh-i mezkûra mahsûb olmak üzere her bir hanesinden ikişer yüz ellişer

akçe mîr-i cizye ve kırkar akçe mîr-i gullâmiye ve yüz on beş Yahudi hanesinin her

bir hânesinden ikişer yüz eli beşer akçe mîr-i cizye ve kırk akçe mîr-i gullâmiyyeleri

zamân-ı hulûl eyledikde irsâl olunan tuğrâlu ve nişânlu cizye defteri sûret-i

mûcibince cemʻ ve tahsîl itdirdüp hilâf-ı emr ve defter kimesneye taʻallül ve

muhâlefet itdirmeyesiz ve bundan mâʻadâ mübâşirin cihet-i maʻîşşeti içün her bir

hanesinden kırk akçe dahî aldırup bundan ziyâde bir akçe ve bir habbe aldırmayasız

ve hîn-i tahsîlde mîri içün alınan kâmil guruş yetmiş sekiz ve esedî guruş altmış sekiz

ve zolatai otuz sekiz ve ters hıçırâk rubʻun danesi on dörder akçe aldırup ziyâde ve

noksan aldırmayasız ve akçe alındıkda hâlisü'l-ayâr akçe aldırup züyuf ve Kızıl ve

kırkkık akçe aldırmayasız kesr-i defterden ve naks-ı cizyeden ve fermân-ı şerîfimden

ziyâde akçe alınmağla hilâf-ı şerʻ ve kânûn teʻaddî ve tecâvüzden be-gâyet ihtirâz

eyleyesiz ve defter-i mezkûr keferesinin cizyeleri akçesi şehr Emîn-i mühimâtîçün

taʻyîn olunmuşdur şöyle bileler ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar tahrîren fi'l-yevmi's-

Sâdis-âşer şehr-i Cemâziye'l-âhire sene tisʻa ve sittîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye

[s.52/183] Eyâlet-i Anadolu ve Karaman'da vâkiʻ Kassâmımız olan Efendiler

el-Mükerremûn

Baʻde't-tahiyyetü ve't-teslîm inhâ olunur ki adamlarımızdan nâkilü'l-mektûb

Kapucu Mustafâ Bey ol-cânibe taʻyîn ve irsâl olmuştur gerektir ki vâsıl oldukda da

her biriñiz makbûzuñuz olan rüsûm-ı müfredât defteri ile mezbûra teslîm eyliyesin

bu anâ değin kısmete müteʻallik bu cânibe bir nesne irsâl idmediniz şöyle ki şimdiye

değin gördüğüñüz mevâddın rüsûmunu tamâmen adamımıza teslîm etmeyüb teʻallül

ve bahâne idersinüz sonra nedâmet mukarrerdir imdi takayyüd ve ihtimâm idüb

tarafımızdan irsâl eylediğimiz mezbûra mukaddemâ makbûzuñuzu ve hâlâ zuhûr

iden mevâddı bunun maʻrifetiyle tahrîr ve rüsûmuzu ale't-tamâm mezbûra defʻ ve

teslîm eyleyüb sürʻat üzre bu cânibe yolluyasız sonradan tekrâr adam irsâl

Page 244: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

231

ittirmeyesiz bu sene sâʼire kıyâs olunmaz anâ göre basîret ve intibâh üzere olup

teʻaddî ve tecâvüzden be-gâyet ihtirâz eylesin ve's-selâm bâki hemîşe der-izzet-bât.

El-Fâkir Mehmed el-Kâdı be-Asâkir-i Anadolu

El-Maʻmûre

[s.53/184] Sebeb-i Tahrîr-i Tevkîʻ-i Refîʻ-i Hümâyûn oldur ki

Rumeli ve Anadoluda zeʻâmet ve tîmâr ile hassa doğancılarım olanlar adem-i

tekayyud ile defter-i icmâlde tahrîr ve icmâllü olan zeʻâmet ve tîmârları hisse hisse

ayrılub berât olmağla nice reʻâyâ bir tarîkle eli berâtlı olduğundan mâʻadâ mahsûlleri

kifâyet itmemekle hidmetlerine adem-i kudretleri mukarrer olup ahvâlleri muhtell ve

müşevveş olduğu Semʻ-i Hümâyûnun ilkâʼ olunmağla ziyâde olanlar refʻ ve der-dest

olup ziyâde olmamak üzere müceddeden tevcîh olumak bâbında fermân-ı âlişânım

sâdır olamağın Mehmed oğlu dârende-i tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn Rüstem dergâh-ı

muʻallâma gelüp Karahisâr-ı Sâhib sancağında Kır-hisâr nâhiyesinde mezraʻa-i

Sayyad Bahşi ve gâyriden bin sekiz yüz elli akçe şâhîn getirücülüği tımârına

mutasarrıf olan Durğut ve Ömer fermânım olan yoklamada mevcûd bulunmayup

Burusa ve Edirne seferlerine gelmeyüb der-dest olmayup tîmârları ol-vechle mahlûl

olmağla kendüye virilmek bâbında inâyet ricâ etmeğin bedelin edâ itmekle icmâl

ayrılmayup ve ziyâde olmamak üzere ber-mûceb-i icmâl der-dest ve tevcîh

olunmağîçün sene sebʻîn ve elf şevvâllinin evâʼilinde hükm-i şerîfim virildikden

sonra tezkeresi virilmek fermânım olmağın zikr olunan bin sekiz yüz elli akçe şâhîn

getiricülüği vech-i meşrûh üzere Burusa ve Edirne seferlerine gelmeyüb ve fermânım

olan yoklamada mevcûd bulumayan ve der-dest olmayan mezkûrân Durğut ve Ömer

tahvîllerinden merkûm Rüsteme tevcîh ve der-dest olup virdüm ki zikr olunur

Mezraʻa-i Sayyad Bahşi

Der-Karye-i Sipsin

Tabiʻ-i Kırhisâr

Hâsıl

650

Mezraʻa-i Mesudoğlu

Nâm-ı diğer Halkulu

Der-Karye-i Sipsin

Tabiʻ-i Kırhisar

Hâsıl

1200

Yekün

1850

Page 245: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

232

Ve Buyurdum ki baʻde'l-yevm taht-ı yedînde olup tasarruf kılup şöyle ki

vezâʼif-i hıdâmat-ı şâhin getürücülüğüdür bî-kusur merʻî ve müʼeddâ kıla ol babda

hiç âhad mâniʻ olmaya şöyle bileler ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar tahrîren fi'l-

yevmi's-sâmin şehr-i Şevvâli'l-mükerrem li sene sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahmiyye

[s.53/185] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm meʻâdinü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

İstanbul'dan Hamid'e ve Malatya'ya varup gelince yol üzerinde vâkiʻ olan kâdılar

zîde fazluhum tevkî-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki evvelâ Ali irsâl

olunmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle her kangınızın taht-ı kazâsına varub dâhil

olursa menzil bârgîri bulunan yerlerde yalnız üç nefere yalnız üç reʼs bârgîr virüp ve

bulunmayan mahallerde yolcu yükün yıkdurmayub yerlüden yarar ve tüvânâ olan

ulâk bargirleri tedârük ve ihzâr idüp mahûf ve muhâtara olan yerlerde yanına yarar

kılağuzlar koşup emin ve sâlim birbirinize irsâl ve ber-vech-i taʻcîl mahal-i meʼmûra

îsâl idüb ʻavk ve teʼhîrden ve ihmâl ve müsâheleden ve hilâf-ı şerʻ-i şerîf bir

kimesneye zulm ve teʻaddî ve tecâvüzden be-gâyet ihtirâz üzere olasız şöyle bilesiz

ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-…şehr sene sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Edirne-i Mahrûsa

[s.53/186] Şerâyiʻ-meʼâb Sakızdan Maraşa varınca yol üzerinde olan

kâdılarsız hâlâ Maraş eyâletine mutasarrıf olan Konakcı Ali Paşa cânibinden Hasan

nâm adamısın baʻzı hizmet ile Maraş'a göndermekle gerektir ki her kankınızın taht-ı

kazâsına varup dâhil olursa menzil bârgiri virüp ve mahûf ve muhâtara olan

yerlerden yarar kılağuzlar koşup emin ve sâlim mahal-i mezbûra ulaşdurup ʻavk ve

tehʼîr ve ihmâl ve müsâhereden ihtirâz eyliyesiz diyü buyruldu fî-7 Ra. 1071.

Ba-hatem-i Mehmed Paşa Vâlî-i Sakız

Çiftlik-i Hâcı Seydi Der-Karye-i Dere Tâbiʻ-i Şehrabat

Hasıl

3000

Page 246: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

233

[s.54/187] Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem müddebir-i

umûri'l-cumhûr bi'l-fikri's-sâbık mütemmim-i mehâmmi'l-enâm bi'r-reʼyiʼs-sâʼib

mümehhid-i büyâni'd-devleti ve'l-ikbâl müşeyyed-i erkâni's-saʼâdeti ve'l-iclâl el-

mahfûf-ı bi-sünûfi'-i avâtıfi'l-meliki'l-âʻlâ Karaman eyâletine mutasarrıf olan vezîrim

Paşa edâmallahû teʼâlâ iclâlehû ve kıdvetü'l-kuzâd ve'l-hükkâm maʻdenü'l-fazl ve'l-

kelâm Çölâbâd ve kâdıları zîde fazluhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm

ola ki erbâb-ı tîmârdan dârendeğân-ı fermân-ı vâcibü'l-izʻân Eñli ve Hüseyin nâm

sipâhîler dergâh-ı muʻallâ'ma arz-ı hâl idüp kazâ-i Çölâbâd'a tâbiʻ berât-ı şerîfimle

mutasarrıf oldukları mülk tîmârları karyelerinden Karaağıl nâm karyelerinin mahsûlü

ile mahsûb olan çayır-ı Afşâr nâm-ı diğer Salur dimekle maʻrûf mezraʻanın mümtâz

ve muʻayyen sınuru dâhilinde olup öşr-i resmin kadîmden tîmâr-ı mezbûra mutasarrıf

olanlar ve bunlar alageldikleri yerlerinde âhardan kimesnenin alâkası yoğiken ve

mukaddemâ öşr-i resmine dahl olunub şerʻle görüldükde menʻ olunup hüccet-i

şerʻiyye virilüp katʻ-ı nizâʻ ve fasl-ı husûmet olmuşlar iken yirmi üç seneden sonra

Kulu(?) dağında Manlı(?) nâm mezraʻaya mutasarrıf olan Ali ve nâm sipâhîler zikr

olunan yerler bizim mutasarrıf olduğumuz Salur nâmına çayır-ı Afşar dimekle

maʻarûf olan yerlerdendir öşr-i resmin biz alıruz deyü ol hüccete ve kadîme muʻâyyir

dahl ve nizâʻ itmekden hâli olmadıkların bildirüp şerʻle görülüp menʻ ve defʻ

olunmak bâbında emr-i şerîfim ricâ eyledikleri ecilden buyurdum ki hükm-i şerîfimle

vardıklarında husûs-ı mezbûrı tamâm hakdır ve adl üzere teftîş ve tefahhus ve hücett-

i şerʻiyyelerine nazar idüp göresiz toprakları müşâʻ ve mahlût olmayub sınûrları

mümtâz ve muʻayyen olup öşr-i resmi nizâʻ olunan yerler ol dahl iden mezbûrların

mutasarrıf oldukları mezkûr nâm karyelerinin mümtâz ve muʻayyen sınurları

dâhilinde olup kadîmden öşr-i resmin alageldikleri yerlerden olmayup fi'l-vâkiʻ

mezraʻa-ı mezbûrenin sınuru dâhilinde kadîmden tîmâr-ı mezbûra mutasarrıf olanlar

ve bunlar öşr-i resmin alageldikleri yerlerden iken mezbûrlar kadîme ve hüccet-i

şerʻiyyeye muğâyir ve dahl ve nizâʻ eyledikleri vâkiʻ ise câʼiz değildir bu makûle bir

defa şerʻle görülüp fasl olunup hüccet-i şerʻiyye verilen daʻvânın istimâʻı memnûʻdur

menʻ ve defʻ idüp şerʻ-i şerîffe ve kânûna ve olugelene ve emr-i hümâyûnuma

muhâlif kimesneye iş ittirmeyüb inâd üzere olanları isim ve resimleriyle yazup arz

idüp husûs-ı mezbûr içün tekrâr emrim varmalu eylemeyesin şöyle bilesiz ʻalâmet-i

şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren evâhir-i şehr-i Şaʻbâni'l-muazzam li-sene sebʻîn ve elf.

Page 247: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

234

Be-makâm-ı Edirene el-Mahrûsa

[s.54/188] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâyı

cihân-sitân-ı hâkânî oldur ki.

Vilâyet-i perâkende-i Anadolu Defterine tabiʻ kefere tâʼifesinin bin altmış

dokuz Râmazan-ı şerîfi ğurresinden bin yetmiş Şaʻbân-ı gâyetine gelince değin

uhdelerine edâsı lâzım gelen cizyeleri cemʻ ve tahsîl olunmak lâzım ve mühim

olmağın kıdvetü'l-emâced ve'l aʻyân Gümrük emîni siyâvuş zîde mecduhûya der-

uhde eline tûğralu ve nişânlu cizye defteri sûret-i verilmeğin mûcebince zaman-ı

hulûl eyledikde cemʻ ve tahsîl ittirilmek emr idüp buyurdum ki hükm-i şerîfimle

vardıkda siz ki kâdîlarsız defter-i mezkûra tâbiʻ kefere tâʼifesinin sekiz yüz doksan

beş cizyeleri olup târîh-i mezbûra mahsûb olmak üzere yedi yüz seksen hânelerinden

ikişer yüz ellişer akçe ve yüz on beş yahûdi hânelerinden ikişer yüz elli beş akçe

cizyelerin ve hâne başına kırkar akçe mîrî gullâmiyyelerin irsâl olunan tûğralu ve

nişânlu cizye defter-i sûret-i mûcebince vakt ü zamanıyla cemʻ ve tahsîl ittirüp hilâf-ı

emr ü defter kimesneye taʻallül ve nizâʻ ittirmeyesiz ve bundan mâʻdâ mübâşirin

cihet-i maʻîşet içün her bir hânelerinden kırkar akçe dahî aldurup bundan ziyâde bir

akçe ve bir habbe aldırmayasız deyü ve sene-i mübârekede umûmen nevyâfte olmak

fermânım olmağla defter-i mezkûra tâbiʻ kefere tâʼifesinin şerʻle sâbit olan

mürdelerin ihrâç ve şerʻan cizyeye müstehak muʻâdil-i harâç olan emred ve merâhik

oğulları hâric-i ez defter olanların defter-i cedîde kaydı ve hesâb-ı merkûm üzere her

on hânelerinden bir nefer yafta akçelerin tahsîl ittirüp sene-i sâbık defterine kesr ve

noksan getürmeyesiz ve mîri içün alınan altunu yüz on sekiz ve kâmil guruşa yetmiş

sekiz ve esedi guruşa altmış sekiz ve zolatai otuz sekiz ters hınçırâk rubʻun danesin

on dörder akçeye aldırup ziyâde ve noksan aldırmayasız ve akçe alındıkda hâlisü'l-

ayâr akçe aldırup zinhâr züyuf ve kızıl ve kırkkık akçe aldırmayasız kesr-i defterden

ve naks-ı cizyeden ve hılâf-ı şerʻ ve kânûn teʻaddî ve tecâvüzden be-gâyet ihtirâz

eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar tahrîren fi'l-yevmi's-sâmin ve'l-

aşer şehr-i Receb sene semâne ve sittîn ve elf.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahmiyye

Page 248: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

235

[s.55/189] Akzâ kuzâtü'l-müslimîn ulâ vülâtü'l-muvahhidîn maʻdenü'l-fazl ve

ve'l-yakîn vâris-i ulûmi'l-enbiyâ ve'l-mürselîn hüccetü'l(?)-hakkı ale'l-halki'l-muʻin

el-muhtass bi-mezîd-i inâyeti'l-meliki'l-muʻîn Mevlânâ Kütahya kâdısı zîdet-

fezâʼiluhu kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻdenü'l-fazl ve'l-kelâm Karahisâr kâdîları

zîde fazluhumâ ve kıdevetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisâr mütesellimi zîde kadruhû

tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki Kütahya sancağında ve

tevâbiʻinde vâkiʻ Germiyânoğlu Yaʻkûb Çelebi ve Karahisârda vâkiʻ Yıldırım hân

evkâfı keferesinin bin yetmiş senesine mahsûb olmak üzere ziyâde-i cizyeleri

tahsîline meʼmûr olan zîde kadruhû mahrûsa-i Edirne de Der-saʻâdetime arz-ı hâl

idüp evkâf-ı mezbûre keferesinin târîh-i mezbûrda tahsîl-i fermân olunan ziyâde-i

cizyelerin be-mûcebi emr-i defter tahsîl idüp lâkin bin altmış yedi senesinde cizyeden

vazîfeler refʻ olmuş iken Karahisârda vâkiʻ Yıldırım Bâyezid vakfı olan yirmi bir

hânenin ziyâde-i cizyesin taleb olundukda merhûm Sultan Murâd Hân Bağdad

seferine giderken mevlevî Dîvâne Efendi tekyesinde olan Dervîşlere vakf eylemişdir

diyü virmeyüb zimmetlerinde kalduğun bildirüp vazîfeler cizyeden refʻ olmağla bin

yetmiş senesinde edâ eyledikleri ziyâde-i cizyelerin emr-i defter mûcebince tahsîl

ittirilmeyüb ol-vechle teʻallül ve nizaʻ ittirmek bâbında emr-i şerîfim virilmek ricâ

eylediğü ecilde hazîne-i ʻâmiremde mahfûz olan mensûh mukâtaʻası defterlerine

nazâr olundukda Germiyânoğlu defterine tabiʻ Karahisârda vâkiʻ Yıldırım Bâyezid

hân vakfı olan yirmi bir ziyâde-i cizye hânesi mîriye alunup her bir hânesinden yüz

seksener akçe mîri ve otuz akçe maʻâş taʻyîn olunduğu mestûr ve mukayyed

bulunmağın imdi mukaddema virilen emr ü defter mûcebince tahsîl itdirilmek

fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan

emrim üzere amel idüp dahî ol mikdâr mîriye alınup defter-i mezbûra tâbiʻ olmağla

bin yetmiş senesinde üzerlerine edâsı lâzım gelen ziyâde-i cizyelerin ber-mûcebi emr

ü defter tahsîl itdirüp tekkey-i mezbûreye vakf olmuşdur deyü kimesneyi ol-vecle

taʻallül ve nizâʻ ittirmeyesiz husûs-ı mezbûr içün bir dahî emrim varmağu

eylemiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi'l-hâmis

aşer şehr-i Şevvâl li-sene sebʻîn ve elf.

Mutâbık li-aslil-âli hurrire el-fakîr ileyhi-sübhânehû ve teʻâlâ Mehmed bin

Mehmed el-kâdî be-Medîne-i Kütahya el-mahrûsa ufiye-an-hümâ

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

Page 249: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

236

[s.55/190] Akzâ kuzâtü'l-müslimîn ulâ vülâti'l-muvahhidîn maʻdenü'l-fazl

ve'l-yâkîn hüccetü'l-hak ale'l-halk el-muʻin vârisü ulûmi'l-enbiyâ ve'l-mürselîn el-

muhtass bi-mezîd-i ʻinâyeti'l-meliki'l-muʻîn Mevlânâ Kütahya Kâdısı zîdet

fezâʼiluhû ve mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm Anadolu

eyâletinde vâkiʻ olan kâdılar zîde fazluhum ve kıdevetü'l-emâsil ve'l-akrân Kütahya

sancağı mütesellimi zîde kadruhû tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki

mukaddemâ Erdel hâkimi olan Rakoçi Gorgi nâm hâʼili nân ü nimet-makrûnumla

perverde olup sâye-i himâye-i şehinşâhi-i mülûk-i nasârâ beyninde muşâru'l-ileyh

bi'l-beyân ve mahsûd taʼife-i iseviyyân olub âsitân-ı saʻâdet unvânıma ubûdiyet

sermâye-i devlet iken hakk nân ve niʻmeti ferâmûş ve derya-yı melʻaneti huruş idüb

mülk-i mebrûsum olan Erdel memleketine müstakillen hâkim olmak ve taraf-ı

hümâyûnuma isyân itmekle istiklâl bulmak mülâhazasıyla bî-mikdârlık eyledüğü

semʻ-i hümâyûma vâsıl ve fesâd ve şekâvetine yâkin hâsıl oldukda haddin bildirmek

içün asker-i cerrâr ile ceyş-i tâtâr taʻyîn ve irsâl ve hevâdarı olan melâʻînin hân u

mân ve erzâk ve emvâli pây-mâl olduğundan gayrı Nif kalʻası rû-şimşir ile feth ve

teshîri olunub ol hâin-i hıyânet ünvân-ı bînim-i cân ile bir köşede nihân-ı din-i nâm

ve nişân olmuşken yine melʻânet-i cibillesin elden komayub fesâd ve şekâvetden el

yumayup bir mikdâr nekbet küffâr ile bir tarafdan zuhûr idüp ve mübâşeret şerʻ ü şûr

iderken serhadgüzin askerleri taʻyîn olunup Koloşvar nâm mahalde mukâbele ve

âzim cenk ve mukâtele olup asker-i nekbet esirinin ekseri tuʻme-i şimşir ve nicesi

esîr-i bend-i zincir olduğundan gayri kendüsü dahî zuhm-hûrde ve nîm-mürde Varad

kalʻasına düşüp ânda dahî hân-ı dûzeh-âşiyânın mâlik-i cahîme(?) teslîm ve

bakiyetü's-süyûf olan eşkiyâsı kaʻle-yi mezbûreye tahassun itmeleriyle bi'l-fiʻil

kapudânım olan vezir Aristo nazîr düstur-ı mükerrem müşîr-i müffahham nizâmü'l-

âlem Ali Paşa edemallahu teʻâlâ iclâlehu had-u şumârdan beri ve fikr ve kıyâsdan

ilerü asker-i nusret-rehîn ile taʻyîn ve irsâl olunup kalʻa-i mezbûreyi muhâsara

eylediklerinde burç ve bârusu kalʻayı feleğe mânend ve içinde olan tâʼiffeleri misâl-i

kûh …sandığın arzına göz irmez ve amakı ve yolda geçit virmez top ve tüfenke hazır

ve cebehâna ve mühimmâtı vâfir bir hisâr-ı üst var olmağla kırk beş gün muhâsara ile

mücâdeleye muhtâc olup medrisler sandık başına vardıkdan sonra iki tarafdan

kuyular ile kalʻa divarına el irişdirdikden sonra taʻmîr ile gedikler açup ve kalʻenin

taş ve toprağın melâinin başlarına saçup cenk ü cidâl ve harb ü kıtâl olunub ʻâkıbet

Page 250: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

237

inâyet-i bârî-i iʻânet ve yârî itmekle teslîmi feth ü zafer vezân ve kalʻa dâhil kabza-i

teshîr-i islâmiyân olmuşdur elhamdülillah ale'n-niʻm bu atiyye-i bişâret olundu ve bu

mevfibe-i senniyye-i saʻâded ihtimâm maʻlûmun oldukda zîr-i hükümetinizde sâkin

olan cümle ibâdî mücde-i feth ü zâfer ile dil-şâd idüp cenâb-ı hâlik-ı nâsın edâyı

merâsim-i şükr ve sipâsı ve ibkâʼyı levâzım-ı hamd u nümâsı içün donanma ve

şenlikler iddirmeniz bâbında fermân-ı âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki vusûl

buldukda sâdır olan fermân-ı celîlü'l-kadrim üzre amel idüp dahî bu mevfibe-i Kübra

ve atabeğ-i uzmâ haberi ile zîr-i hükümetinizde olan cümle ibâdı dil-şâd idüp

merâsim-ı şükr-i sipas ve ibkâʼyı levâzım-ı hamd-ı hâliki'n-nâs içün üç gün üç gece

donanma ve şenlikler ittiresin şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-

evâʼil-i şehr-i Muharremi'l-haram sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-Makâm-ı Edirne el-mahrûsa

[s.56/191] Fazîlet-meʼâb-ı şerîʻat-nisâb

Karahisâr-ı Sâhib kâdısı İzzetlü Efendi huzûrlarına daʻvât-ı safiyyât ve

kıdvetü'l-emâcid ve'l-ekârim Karahisâr mütesellimi İzzetlü Ağa huzûrlarına selâmlar

ihdâsından sonra muhibbâne inhâ olunur ki hâliyâ Varad kalʻası feth ve teshîr ve

dâhili kabziye-i tasarruf-ı Padişahî olup bu haber-i meserret-eserin şerefesiyle üç gün

üç gece donanma ve şenlikler olunmak bâbında emr-i şerîf-i cihân âra vârid olmağın

fermân-ı alişân üzere donanmâ ve şenlikler ittirmenüz içün mektûp tahrîr olunup

ağalarımızdan fahru'l-akrân Ağa ile emr-i şerîfin sûret-i gönderilmişdir vüsulünde bu

haber-i zafer emrin bişâreti ile fermân olunduğu üzere üç gün üç gece donanmâ ve

şenlikler ittirüb devâm-ı ömr-i devlet-i padişahiyye iştiğâl oluna bâkî fazîlet-i ebedî-

bâd tahrîren fî-evâsıt-ı şehr-i Muharemi'l-harâm li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Muhibb-i muhlis Hüseyin Kâim makâm-ı Muhâfız-ı Anadolu hâlâ

Vasale ileynâ fi'l-yevmi'l-işrîn min Muharremü'l-harâm li seneti'l-mezbûr.

[s.56/192] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm meʻâdinü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib Sancağında vâkiʻ Kızılcaolıcak mukâtaʻası olan yerlerin kadîları

zîde fazlıhûm tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki zikr olunan Kızılca

olıcak ve tevâbiʻ mukâtaʻası bin altmış beş senesi martı ibtidâsından kimesneye der-

uhde olmayub ahalîsi zimmetlerinde kalduğu iʻlâm olunmağla ordu-yı hümâyûnum

hazînesi defterlerinde mukâtaʻa-i mezbûrenin bir senesini yedi bin akçe iltizâmda

Page 251: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

238

olup lâkin târîh-i mezbûrun kaydı âsitâne-i saʻâdedde olduğu arz olundukda

mukâtaʻa-i mezbûrenin bin altmış beş senesi Mayısı huzûr-ı cemʻ ve tahsîl olmuş

değil ise sipâhîyândan irsâl olunan Caʻfer zîde kadruhû maʻrifetiyle mahallinde şerʻle

tefahhus olunub bi-hasbi'ş-şerʻ ve'l-kânûn teveccüh idenlerden tahsîl ve dâhil-i

hazîne ittirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfle mübâşir-i mezbûr

vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzerine amel idüp dahî göresiz mukâtaʻa-i

mezbûrenin târîh-i mezbûrda henüz tahsîl olunmuş değil ise ol takdîrce târîh-i

mezbûrda bir defa tahsîl olmayup kalan mukâtaʻa-i mezbûre malı bi-hasebi'ş-şerʻ

ve'l-kânûn teveccüh idenlerden maʻrifet-i şerʻle mübâşir mezbûre muʻaccelen taleb

ve tahsîl ve defter ittirüp hâsıl olan akçeleri defteri ile kiseleyüb ve mühürleyüb

mübâşir-i mezbûr ve muʻtemedünaleyh âdemler ile şerʻân ve âcilen ordu-yı

hümâyûnum hazînesine irsâl ve bir gün mukaddem teslîm ittirüp mâl-ı mirîden

kimesne zimmetinde bir akçe bâki kodurmayasız şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe

iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-sâdis-r şehr-i Zilhicce sene sebʻa ve sittin ve elf

Yurd-u Sahrâʻî Çaybaşı

[s.56/193] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm meʻâdinü'l-fezâʼil ve'l-kelâm ve ve

ve kâdîları zîde fazlıhûm tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki

seyyidetü'l-muhadderât ikliletü'l-muhassanât tâcü'l-mestûrât zâtu'l-ʻali ve's-seʻâdât

vâlidem Sultân dâmet-i ismetuhânın Zile hassı voyvodası olan kıdevetü'l-emâsil ve'l-

akrân Mehmed zîde kadruhû dergâh-ı muʻallâma arz-ı hâl idüp resm-i âdet-i ağnâmı

defter-i cedîd-i hâkânide müşâru'l-ileyhâ hâsıl yazılub ve havâss-ı mezbûrenin

defterlü raʻiyyeti ve raʻiyyet-i oğullarından baʻzıları kalkup varub taht-ı kazânızda

tavattun eyleyüb Voyvoda-i mûmâ-ileyhin adamı varıp ol-makûle hâss-ı mezbûr

raʻiyyasının rüsm-i raʻiyet ve âdet-i ağnâmın şerʻ ve kânûn ve defter mûcebince

almak istedikde asker-i tâʼifesine istinâd itmekle mâniʻ olub ol-takdîrce mahsûle

küllî noksan terettüb eyledüğün bildirüp hüküm-i hümâyûnum ricâ eyledüğü ecilden

havâss-ı mezbûre reʻayası her kanginizin taht-ı kazâsında olursa şerʻ ve kânûn ve

defter mûcebince âdet-i ağnâm ve sâʼir hukuk ve resimleri alıverilüp asker-i

tâʼifesinden ve âhardan kimesne mâniʻ olmayup ve reʻaya tâʼifesin taʻallül

itdirlmemek emrim olmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan

fermân-ı celîlü'l-kadrim üzre amel idüp husûs-ı mezbûra tekayyüd zirde(?) mûmâ-

ileyhin adamında dergâh-ı muʻallâmda ihrâç olunmuş mühürlü sâhih-i sûret-i defter-i

Page 252: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

239

cedîd-i hâkâni taleb eyleyüb göresiz âdet-i ağnâm defterde müşaru'n-ileyhaya hâsıl

yazılmış ise hâss-ı mezbûrun defterlü raʻiyyeti ve raʻiyyeti oğulları her kanginizin

taht-ı kazâsında bulunursa kaydı olanlardan kânûn ve defteri mûcebinc âdet-i ağnâm

ve sâʼir hukuk ve resmleri bi't-tamâm tahsîl ve ahz ve kabz iddirüp ve itâʻatı emri

şerʻ olmayanları yazub bildirüp husûs-ı mezbûr içün tekrâr emr-i şerîfim varmağu

eylemiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâʼil-i şehr-i

Cemâziye'l-evvel sene sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

[s.57/194] Fazîlet şiʻâr-ı ızzet tisâr Efendiler hazretlerinin meclis-i şerîflerine

mezîd-i iʻzâz ile daʻvât-ı muhâlesat encâm ithâfıyla muhlishâne inhâ olunan budur ki

azîmetü'ş-şân refîʻatü'l-mekân devletlü ve saʻâdetlü efendimiz vâlide sultan dâmet fî

hıfzı'l-mennân hazretlerinin mutasarrıfa oldukları havâss-ı şerîfelerinden Zile

hâssalarının perâkende olan defterlü reʻayasından baʻzıları yerlerinden kalkup varup

taht-ı kazâyı maʻdelet şiʻârları olan kasabât ve kurâ ve baʻzı çiftliklerde sâkin

olmağla ol-makûle hâss-ı mezbûr reʻayasının rüsûm-ı ʻâdiyyeleri olan baş hâracları

ve resm-i mücerredleri ve koyunu olanlardan âdet-i ağnâm rüsûmâtı olageldüğü

aded-i kâdim üzere havâss-ı mezbûre voyvodası tarafından gönderilen adamısına bi-

kusûr alı verilüp min baʻde teʻallül ettirilmeğe envâ-i lütufları ve müsâʻade-i şerîfleri

mevzûl ve bî-dirîğ buyrula ki bu bâbda vücûda gelen saʻy şirî takayyüd ve

ihtimâmları bu cânibe râciʻ olub mahallinde zikr-i cemîllerine bâʻis olduğuna iştibâh

buyurulmaya bâki hemîşe ilm ve fazîlet der-mesned şerîʻat efzûn-bâd.

Muhlis-i Muhibb

Ahmed Kâim makâm-ı

Kethüdâhi Hazreti Vâlide Sultân

[s.57/195] Muhâfizü'l-kuzât ve'l-hükkâm meʻâdinü'l-fezâʼil ve'l-kelâm ve

Niğde ve Karaman cânibinden mahrûsa-i Edirne'ye gelince yol üzerinde vâkiʻ olan

kâdîlar zîde fezâʻiluhum ve mefâhirü'l-emâsil ve'l-akrân kethüdâ yerleri ve yeniçeri

serdârları aʻyân-ı vilâyet iş erleri zîde kadruhûm tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak

maʻlûm ola ki Niğde ve Karaman cânibinden gelen hazîne her kangınızın taht-ı

kazâsına dâhil ve vâsıl olursa âsla eğlendirmeyüb yanına yanına yarar ve

muʻtemedünaleyh adamlar koşup mahûf ve muhâtara olan mahallerden emîn ve

Page 253: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

240

sâlim geçirüb ale'l-acele biribirinize ulaştırup mahrûsa-i Edirne'ye irsâl ve teslîm ve

hazîne ittirmek bâbında fermân-ı alîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükm-i

şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüp dahî bir an ve bir sâʻat

teʼhîr tevkîf eylemeyüb zikr olunan hazîne her kankinizin taht-ı hükümetine dâhil

olur ise yanına yarar ve muʻtemedünaleyh adamlar koşup mahûf ve muhâtara olan

mahallerden emîn ve sâlim geçirüb ale'l-acele irsâl ve teslîm-i hazîne ittirmekde

ikdâm ve ihtimâm eyleyesiz ʻavk ve teʼhîrden ve ihmâl ve müsâheleden ve iyâzen

billâhi teʻalâ bir mahalde zarar ve güzend erişdirilmekden be-gâyet ihtirâz eyleyesiz

şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmil Râbi ve'l-işrin şehr-i

Zilhicceti'ş-şerîfe li sene sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

Vâsalel belâ fi 26 şehri'l-Muharremi'l-hâram sene 1071

[s.57/196] Mefâhirü'l-kuzât-ı ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib sancağında vâkiʻ olan kâdîları zîde fazlıhum tevkîʻ-i refîʻ-i

hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki memâlik-i mahrûsa da vâkiʻ perâkende-i Ermeni

ve Anadolu Rumu ve perâkende-i Medîne-i Münevvere raʻiyyalarının maktûʻu ve

yava keferenin yava cizyeleri cemʻine meʼmûr olan kıdvetü'l-emâcid ve'l-aʻyân

Gümrük emîni Ahmed zîde mecduhû dersaʻâdedtime mühürlü tezkire gönderüp liva-i

mezbûrda vâkiʻ yava keferenin yava cizyeleri ve âhar diyârdan kâr ve kisb içün gelen

perâkende-i Ermeni ve Anadolu Rumu ve perâkende-i Medîne-i Münevvere

reʻayasının üzerlerine edâsı lâzım gelen maktûʻları ve kıbtıyan ve ekrâd ve kara

yağmurlu ve maʻrifetli tâʼifesinin bedel-i avârızları şart-ı iltizâmıma ve dâhil olmağın

hâlâ bin yetmiş bir senesine mahsûp olmak üzere cemʻ ve tahsîl lâzım ve mühim

olmağın yetmiş bir muharrem dâhil oldukda tahsîl olunmak üzere der-uhde olunup

zâman-ı hulûl eyledikde cemʻ ve tahsîl itdirilmek bâbında emr-i şerîfim ricâsına

iʻlâm eylemeğin kadîmden olıgeldiği üzere cemʻ ve tahsîl ittirmek emrim olmuşdur

buyurdum ki hükm-i şerîfimle mezbûr vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere

amel idüp dahî liva-i mezbûrda sâkin ve etrâf ve eknâftan kâr ve kisb içün ve bir

diyardan âhar diyara mürûr-ı ubûr iden perâkende-i Ermeni ve Anadolu Rumu ve

Kayseriyeli ve Vanlı ve Çoğanis ve Bitlis ve Arabgir ve nisbetle Kefeyi ve vilâyetle

ve Macar ve Nemce ve Eflak ve Boğdan taraflarından kâr-ı kesb içün gelen Ermeni

Page 254: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

241

ve Anadolu ve Rum ve perâkende-i Medîne-i Münevvere reʻayasının ve Karamanlı

ve Adana ve Erçiş ve Sivas ve Kayseriye'de kırk altı nefer Ermeniden mâʻadasında

cihet-i mâʻişşet ğallâtıyla ve mukarrer yüz yirmi altışar akçe maktuʻları târîh-i

mezbûre mahsûb olmak üzere mefruzü'l-kalem ve maktûʻü'l-kadem serbestlik üzere

tahsîl iddirüp ahârı müdâhale itdirmeyesiz ve perâkende-i Medîne-i Münevvere

reʻayasının üslûb-ı sâbık üzere cemʻ cürm-i cinayet ve beytü'l-malları kadimden zabt

olunugeldiği üzere tahsîl ittirüp min baʻd evkâf-ı selâtin ve vüzerâ-yı ızâm ve züâma

erbâb-ı tîmâr ve sâʼir emlâk zâbitları toprağımızda sâkinlerdir deyü müdâhale

ittirmeyesiz liva-i mezbûrda kasabât ve kurâsında tavattun ve gayr-i mutavattındır

kâr-ı kisb içün gelen yava kefereden eğer Leh ve Rum ve Arnavud ve Bulgar ve

Çark(?) ve sâʼirden üçer yüz akçe yava cizyesi ve on yaşında olup kâr ve kisbe kâdir

olan Rum ve Ermeni oğullarından nısf cizye ki yüz elli akçe olur tahsîl ittirilüp inâd

ve muhalefet ittirmeyesiz ve Rumeli ve Anadolu ve Adalardan kâr-ı kisb içün gelen

yava kefereden üçer yüz akçe yava cizyelerin tahsîl ittirüp biz sultânlar ve vüzerâ

evkâf-ı selâtin ve sâʼir evkâf ve emlâk-ı reʻayasıyuz perâkende hâlinde Atina ve

Ezedin ve Dinde(?) ve şahinci ve atmacacıya ve kassâb ve çobân ve derbendciyân ve

mumcu ve taşçı ve Sinop ve Artuk [s.58] ve Trabzon Haymenegân-ı Üsküdar ve

haslar ve vezîr-i azam ve Kapûdan Paşa reʻayasıyuz deyü teʻallül ittirilmeyüb kâr ve

kisbleri mukâbelesinde yava cizyeleri tahsîl ittirüp henüz geldik geri gideriz deyü

sözlerine iʻtibâr itmeyüb teʻallül ve nizâʻ ittirmeyesiz ve Anadolu kıbtıyânının

müslümân nâmına olanlarından bedel-i avârız yüz ellişer akçe ve kefereden üçer yüz

akçe ve ekrâd ve kara yağmurlu ve maʻrifetlü tâʼifesinin dahî bedel-i avârız yüz

yirmişer akçe aldırup ve tâʼife-i mezbûrenin beytü'l-mâl-ı amme ve hassa ve cürm-ü

cinâyet ve resm-i bennak ve aded-i ağnâm ve sâʼir bâdehevâları üslûb-ı sâbık üzere

tahsîl ittirilüp muhâllefet ittirmeyesiz ve zikr olunan Ermeni maktûʻhu ve yava

keferenin yava cizyeleri ve kıbtıyân tâʼifesinin bedel-i avârızları kadimü'l-eyyâmdan

minvâl üzere tahsîl olunu gelmiş ise zaman-ı hulûl eyledikde girü ol-minvâl üzere

tahsîl ittirüp hilâf-ı şerʻ zulm ve teʻaddiden be-gâyet ihtirâz eylesiz şöyle bilesiz

ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi't-tâsiʻ ve'l-işrîn şehr-i Cemâziye'l-

âhir li-sene sebʻîn ve elf.

Be- makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

Page 255: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

242

Vasale ileynâ fi'l-yevmi't-tâsiʻ ve'l-işri min Muharemü'l-harâm li-sene ihdâ ve

sebʻîn ve elf.

[s.58/198] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultânî ve tuğrâ-yı garrâyı

cihân-sitân-ı hâkânî oldur ki.

Silah-dâr zümresinden olup Anadolu perâkendesi cizyesinden almak üzere

yevmî sekiz akçe ulûfe ile takâʻud olan işbu dârende-i fermân-ı hümâyûn-ı meserret-

makrûn-ı hâkâni kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Mehmed Mehmed zîde kadruhû elinde

olan berâtı zâyiʻ idüp hâlâ mahallinden berât-ı cedîd ricâ eylemeğin hakkında mezîd-

i inâyet-i pâdişâhânem vücûda getirüp kendü arz-ı hâli mûcebince bin altmış bir

Muharreminin yirmi sekizinci gününden müceddeden bu berât-ı hümâyunu virdüm

ve buyurdum ki varup ber-vechi takâʻüd taʻyin olunan yevmî sekiz akçe ulûfesin

Anadolu perâkendesi cizyesinden cemʻine meʼmûr olanlardan alup mutasarrıf ola ol-

bâbda hiç ferd mâniʻ ve mezâhim olmaya şöyle bileler ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar

tahrîren fi'l-yevmi's-sâdis-aşer min şehr-i Saferü'l-hayr li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.58/199] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Kütahya ve Karahisâr ve Hamid ve Alâiyye ve Menteşe sancakalarında vâkiʻ olan

kâdılar zîde fazlıhûm tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki kıdevetü'l-

emâsil ve'l-akrân zîde kadruhû Der-saʻâdetime arz-ı hâl idüp zikr olunan kâdılıklara

kâr ve kisbe içün âhar diyârdan gelen hâric-ez-defterin keferenin bin yetmiş bir

senesine mahsûb olmak üzere yava cizyeleri tahsîline emr-i şerîfimle meʼmûr olup

lâkin virdikleri guruşu mîriye alınduğu üzere virmeyüb riyâlî guruşu yüz yirmi ve

esedi guruşu yüz ona ve zolâtain yetmiş akçeye teklîf idüp bu vechle cânib-i mîriye

küllî gadr iderler hîn-i tahsilde mîriye alınduğu üzere alınup ziyâde teklîf olunmamak

bâbında emr-i şerîfim virmek ricâ iderim deyü bildirdüğü ecilden himdi mîriye

alınduğu üzere aluna diyü emr idüp buyurudum ki hükm-i şerîfîmle vardıkda bu

bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüp dahî göresiz fi'l-vâkiʻ zikr olunan kâdîlıklara

kâr-ı kisb içün âhar diyârdan gelen hâric-ez-defter yava kefere tâʼifesi târîh-i

mezkûre mahsûb olmak üzere yava cizyeleri içün virdikleri guruş mîrîye alındığı

üzere virmeyüb ziyâdeye teklîf itmekle cânib-i mîriye gadr ittirdikleri vâkiʻ ise ol

takdîrce yava cizyeleri içün alınan guruşu mîriye alınduğu üzere aldırup ziyâdeye

Page 256: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

243

teklîf eylemeyeler ve ittirmeyesiz cânib-i mîriye zarar ve zarar olmakdan ve bu

bahaneye ahz ve celb-i maʻadan ve hilâf-ı şerʻ ve kânûn teʻaddî ve tecâvüzden be-

gâyet ihtirâz idüp emr-i ahâr irsâline muhtâç eylemeysiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe

iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-sâdis şehr-i Muharemi'l-haram li sene sebʻîn ve

elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.58/200] İzzetlü ve Fazîletlü Karahisâr-ı Sâhib Efendisi hazretlerinin

meclis-i şerʻ-i şerîflerine dürer-i daʻvât-ı sâfiyye ithâfıyla inhâ olunan oldur ki

Karahisâr-ı Sâhibe mîr-liva olanlar tarafından beher üç ayda bir Subaşı kânûn-ı

kadîm olup mahal ve zamanı olmağın mektub tahrîr olunup sâhib-i devlet

Efendimizin ağalarından kıdvetü'l-emâsil ve'l-âkran Ağa zîde kadruhûya tefvîzi

olmuşdur vusûlünde mâh-ı Safer'in ibtidâ-i ğurresinden üç ay tamâmına varınca

muʻtâd-ı kadîm ve olugeldiği üzere cürm-i cinâyet ve yava kul câriye müjdegânesi ve

gerdek rüsûmu subaşılık mûmâ-ileyhe kemâ-kân zabt ve rabt ittirüp ol bâbda hilâf-ı

şerʻ ve kânûn ve olugelmişe muhâlif ve muʻtâd-ı kâdime mugâir kimesneye zulm ve

teʻaddi itmeyüb ve ittirmeyesüz minvâl-i meşrûh üzere zabd ve rabt ve cemʻ ve tahsîl

ve bir gün mukaddem irsâl ve iysâl idüp mûcebi ile amel oluna tahrîren fî-şehr-i

Saferi'l-hayr sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Ahmed Kâim-makâm-ı Karahisâr hâlâ

[s.59/201] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Edirne'den Karamana varup gelince yol üzerinde vâkiʻ olan kâdılar zîde fazlıhum

tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki ulağla irsâl olunmuşdur buyurdum

ki hükm-i şerîfimle her kangınızn taht-ı kazâsına varup dâhil olursa menzil bârgirleri

bulunan yerlerde yalnız hemen bir nefer adama yalnız ancak bir reʼs bârgir virilüp ve

bulunmayan mahallerde yolda yolcu yükün yıkdırmayup yerlüden yarar ve tüvânâ

ulâk bârgirleri tedârük ve ihzâr idüp emîn ve sâim birbirinize irsâl ve mahûf ve

muhâtara olan mahallerde yanına yarar kılağuzlar koşup ber-vech-i taʻcil mahalli

meʼmûra iysâl eyleyüb ʻavk ve teʼhîrden ve ihmâl ve müsâheleden ve hilâf-ı şerʻ-i

şerîf kimesneye zulm ve teʻaddiden be-gâyet ihtirâz üzere olasız şöyle bilesiz

ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâhir-i şehr-i Muraremi'l-haram li sene

ihdâ sebʻîn ve elf.

Page 257: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

244

[s.59/202] Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-ʻâlem

müdebbirü'l-umûrü'l-cumhûr bi'l-fikri's-sâkıb mütemim-i mehâmü'l-enâm biʼr-re'yi's-

sâʼib mümehhid-i bünyâni'd-devleti ve'l-ikbâl müşeyyed-i erkâni's-sâʻadet-i ve'l-iclâl

el-mahfûfûn bi-sunûf-ı ʻavâtıfü'l-meliki'l-aʻlâ Anadolu eyâletine mutasarrıf olan

Vezîrim Paşa edamallahu teʻalla iclâlehu ve kidvetü'l-kuzzât ve'l-hükkâm maʻdeni'l-

fezâʻil ve'l-kelâm Mevlânâ Karahisâr-ı Sâhib kâdısı zîde fazlıhum tevkîʻ-i refîʻ-i

hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki dârende-i fermân-ı hümâyûn Karaca nâm zimmi

dergâh-ı muʻallâma arz-ı hâl idüp bu Ahmed nâm kimesnenin koyunları çobanı olup

kâza-i mezbûrede sâkin mezkûr Ahmed'in karındaşı Mehmed nâm sipâhî bunun

deyni yoğ iken fuzûli yüz yirmi aded koyunun alıp ziyâde zulüm ve teʻaddi

eylediğün bildirüp şerʻle görülüp hilâf-ı şerʻ-i şerîf alduğu koyunları alıvirilmek

bâbında emr-i şerîfim ricâ itmeyin buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda

sâdır olan sipâhîler kethüdâ-yeri mübâşeretiyle ihzâr-ı husamâ kılup mukaddemâ bir

defa şerʻle görülüp fasl olunmayan on beş sene mürûr eylemeyen daʻvâsın tamâm-ı

hak ve adl üzere teftiş ve tefahhus idüp göresiz arz olunduğu üzere ise ol bâbda

muktezâyı şerʻ kavîmle amel idüp dahî baʻde's-sübût hilâf-ı şerʻ-i şerîf olduğu

koyunların hükm idüp geri buna alıvirüp teʻallül ve inâd idtirmeyesiz şerʻ-i şerîfe ve

emr-i hümâyûnuma muhâlif kimesneye iş ittirmeyesiz hak üzere olup kâziyede

medhâli olmayanları dahl ittirmeyüb eslemeyenleri itâʻat-i emr-i şerîf eylemeyenleri

isim ve resimleri yazup asitâne-i saʻadetime arz idüp bu husûs içün tekrâr emr-i ahâr

irsâline muhtâç eylemiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-

evâʼil-i şehr-i Saferi'l-hayr li-sene ihdâ sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Vasale ileynâ fi's-sânis ve'l-işri min Saferü'l-hayr li seneti'l-mezbûre

[s.59/203] Fazîlet-meʼâb-ı şerîʻat-nisâb

Karahisâr-ı Sâhib Kâdısı izzetlü efendi huzurlarına daʻvât-ı sâfiyât ithâfıyla

inhâ olunur ki işbu dârende-i hurȗf-ı Karaca zimmi bundan akdem Ahmed Ağa'nın

çobanı olup koyunların güderken karındaşı Mehmed Ağa bunun yüz yirmi aded

koyunların fuzûli gasb ve ahz idüp mezbûra teʻaddi olmağla der-i devlet-medâra

varûp hâlin iʻlâm idüp merkûm zimminin hilâf-ı şerʻ alınan koyunların mezbûrdan

alıvirilmek bâbında emr-i şerîf sâdır olmağın mûcebince amel olunmak içün

Page 258: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

245

tarafımızdan mektûb ve mübâşir iltimâs olunmağla tahrîr kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân

Mehmed Ağa gönderilmişdir vusûlünde gerekdir ki tefahhus idüp göresiz iʻlâm

olunduğu üzere olup merkûm zimminin yüz yirmi aded koyunu hilâf-ı şerʻ alınmış

ise muktezâyı şerʻile alıverilüp muhâlif ve şerʻ-i şerîf mugâir-i emr-i münîf

kimesneye teʻaddi olunmaya ve muhâlefet iderler ise vukûʻu üzere yazılub iʻlâm

idesiz ve's-selâm tahrîren fî-evâhir-i şehr Saferü'l-hayr li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Hüseyin Kâim-makâm-ı muhafız-ı Anadolu hâlâ

[s.59/204] Fezâʼil-i şiʻar-ı maʻarif dizâr Karahisâr-ı Sâhib sancâğında vâkiʻ

olan kuzât efendileri hazretlerinin izz-i huzûr-ı müstevcebü's-surûrlarına dürer-i

daʻvât-ı sâfiyât muhâbbet âyât ve ğurrer-i teslîmât-ı vâfiyat ithâfıyla inhâ-i muhlisâne

olunan budur ki üzerimizde olan vilâyet-i Anadolu da vâkiʻ bedel-i mütekâʻidin

mukâtaʻalarından Karahisâr-ı Sâhib sancağının bedel-i mütekâʻidin reʻayalarının bin

yetmiş senesine mahsûb olmak üzere cemʻ ve tahsîl içün tarafımızdan kıdvetü'l-

emâʼsil ve'l-akrân Ağa zîde kadruhûya der-uhde olnup sûret-i berât-ı âlişân birle

irsâli izz-i huzûr kılındı ınde'ş-şerefi'l-vusûl meʼmûldür ki liva-i mezbûr da vâkiʻ

tâʼife-i mezbûrenin sene-i merkûme mahsûb olmak üzere elinde olan sûret-i berât-ı

alişân mûcebince güherçile bedelleri ve koyunu olanlardan muʻtâd-ı kâdim üzere

âdet-i ağnâmların cemʻ ve tahsîl ittirdüp ahârdan bir ferd kimesne müdâhale

ittirülmeyüb kadîmden olugelmişe muhâlif ve sûret-i berât-ı âlîşâna mugâir

reʻayadan ve âhardan kimesne teʻallül ve inâd ve muhâlefet ittirülmeyüb bâki hemîşe

fâzilet dâim bât.

El-fâkir Mehmed Ağa el-meʻmûr-u mütekâʻidin

[s.60/205] Nişân-ı Şerîfi ʻâlişân-ı sâm-i mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâ-i

cihân sıtân-i hakani … râbbânî hükmü oldur ki.

Kıdevetü'l-emâced ve'l-aʻyân zîde mecduhû Divân-ı hümâyûnuma gelib arz-ı

hâl sunup vilâyet-i Anadolu da vâkiʻ Hüdavendiğar ve Karesi ve Biga ve Kütahya ve

Teke ve Hamid ve Alâiyye ve Karahisâr-ı Sâhib ve Aydın ve Saruhan ve Sığla ve

Ankara ve Sultanönü ve Menteşe Sancaklarında ve Kocaeli sancağında vâkiʻ İznik ve

Gürle ve Yalakâbâd ve Karamürsel kazâlarının üslûb-ı sâbık üzere ki cemʻan senede

iltizâmı yirmi altı yük otuz sekiz bin üç yüz akçe olur bin yetmiş senesine mahsûb

olmak üzere kadîmden zabt oluna geldiği üzere Karesi ve Teke ve tevâbiʻi

Page 259: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

246

sancaklarının muhassıllığı ile maʻan baña der-uhde olunmağın fermân olunur ise

iltizâm ve kabûl iderim şol şartlaki mukâtaʻa-i merkûme kadîmden olageldiğü üzere

zabt ittirilüb ve müceddeden hâne-i avârıza kayd ve tahrîr olunan reʻayanın üç yük

sekiz bin yedi yüz akçe ihrâcatı ve altı bin dört yüz akçe vazife horana virilüp ki

cemʻan üç yük on beş bin dörd yüz seksen akçe olup hîn-i muhasebede deynime

mahsûb olmak üzere sefer-i hümâyun mühimmâtiçün bin yetmiş Muharreminin bir

sene tamâmına değin zabd ve kendüye der-uhde olmak bâbında inâyet ricâ eyledüğü

bin altmış dokuz Cemâziye'l-evvelinin on dokuzuncu günü arz olundukda vech-i

meşrûh üzere târîh-i merkûmdan bir sene tamâmına değin kâdimden olugeldiğü

üzere zabd ve der-uhde olunmak fermânım olmağın Karesi ve Teke ve tevâbiʻi

Sancakların da muhassıl ve emvâl olanlara emr idüp buyurdum ki bir ân ve bir sâʻat

teʼhîr ve terâhî eylemeyüb zikr olunan sancaklarda vâkiʻ mukâtaʻa eminleri ve

muhassıl ve emvâl olanları getürdüp şimdiye değin bir defa görülmeyen

muhâsebeleri hak ve adl üzere dikkat ve ihtimâm idüp ber-mûcebi kıdvetü'l-yevm bi-

hasebi'ş-şerʻ ve'l-kânûn zimmetlerinde zuhûr eyleyen mâlımı mîri içün taleb ve tahsîl

ve ahz ve kabz idüp malından kimesne zimmetlerinde bir akçe ve bir habbe bâki

kodurulmamak üzere hakkında mezîd-i inâyet-i padişahanem zuhûra getirüb bu

berât-ı hümâyûnu virdim ve buyurdum ki zikr olunan sancâklarda vâkiʻ …vâsıl

berât-ı ve mütekâʻid sipâhî ve sipâhîzâde ve tekneyeşin ve zâviyedâren ve derbendci

ve köprücü ve muʻtak kul ve âhar diyârdan gelüp zikr olunan sancâklarda tavattun

idüp muharerir-i vilâyet kimesneye raʻiyyet ve hâne-i avârıza kayd ve tahrîr eyleyüb

hâric ez defter olanlardan ve bi'l-cümle avârız-ı dîvâniye ve tekâlif-i örfiyeden muʻâf

ve müsellem olanlardan muʻâfiyetleri ve avârızları mukâbelesinde târîh-i merkûme

mahsûb olmak üzere zâman-ı hulûl eyledikde nefer başına yüzer akçe güherçile

bedeli ve koyunu olanlardan mutâd-ı kâdim üzerine koyun başına birer akçe aded-i

âğnâmları cemʻ ve tahsîl ittirilüb olagelmişe muhâlif bir ferde teʻallül ve nizâʻ

ittirmeyüb ve zulm ve teʻaddi olunmaya ve zikr olunan üç yük yirmi bin akçe ihrâcatı

ve altı bin dört yüz seksen akçe vazife horana sûret-i zahriyesi mûcebince virilüp

sene-i uhra üslûb-ı sâbık üzere deyninime mahsûb olub ve malımı mütʻallik umur-ı

külliye ve cüziye sana tefhîz ve sipariş olunmuşdur senden bilünür anâ göre basiret

üzere olup şerʻan ve kânûnen malım her kimlerde zuhûr ve mütevecih olursa bî-

kusûr velâ küsûr mîri içün taleb ve tahsîl idüp ve emvâl-i müteferrika ve mâl-ı gâʼib

Page 260: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

247

ve yava ve kaçkûn ve beytü'l-mâl ve sâʼir emvâli hisseden her kimin zimmetine

şerʻan ve kânûnen malım zuhûr iderim bi't-tamâm taleb ve tahsîl ve ahz ve kabz idüp

kimesne zimmetinde bir akçe bâki kodurmayasız ve şerʻan malım her kimde zuhûr

iderse taleb eylemek murâd olundukda müteferrika ve çavuş ve züʻamâʼ ve erbâb-ı

tîmâr ve sâʼir askeri tâʼifesinden ve aʻyân-ı vilâyetinden baʻzı zî-kudret kimesneler

mâniʻ olmak isterler ise ol makûleleri menʻ ve defʻ eyliyesin ve siz ki elbiye-i

mezbûrede olan toprak kâdılarısız siz dahî muhassıl mûmâ-ileyhe malımın tahsîl

bâbında ve lâzım gelen mahallerde her biriniz gereği gibi maʻan dikkat müzâheret

eyliyesiz ʻavk ve teʼhîrden ve ihmâl ve müsâheleden ve hilâf-ı şerʻ ve kânûn ve

mugâir-i emr-i hümâyûn kimesneye iş ettirmeyesiz ve sen ki muhassıl-ı mûmâ-

ileyhsin malımı itlâfından ve zulm ve teʻaddiden be-gâyet ihtirâz eylesiz şöyle bilesiz

ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-sâmin ve'l-işrîn Cumâde'l-âhir

sene tisʻa ve sittin ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Tıbku'l-asli'l-âlî nemekahul fâkir ileyhi sübhanehû Ahmed el-kâdî be

Karahisâr-Sâhib ğufira-lehu

[s.60/206] Cenâb-ı şerîʻat-meʼâb Karahisâr-ı Sâhib efendisi huzurlarına dürer-

i daʻvât-ı sâfiyât ithâfından sonra inhâ olunur ki zîr-i hükûmet-şiʻârınızda olan

Yeniçeri Serdârı refʻ olunup yerine üslûb-ı sâbık üzere on dokuz cemâʻatten Ahmed

nâm yoldâş nasb ve taʻyin olunmağın mektûb gönderilmiştir vusûlunde yeniçeri ve

acemi oğlanı ve topcu ve cebeci-i mezbûre zabt idtirdüp âharı dahl itdirmeyüb vâkiʻ

olan Beytü'l-mâlları mezbûre teslîm idüp tarafı beytü'l-mâla irsâl ve iysâl ittirdesiz

velâkin hilâf-ı şerʻ ve kânûn bir ferdi rencîde ittirmeyesiz bâki hemîşe şerîʻat-ı

mebevî dâim-bâd tahrîren fî-Evâʼil-i Rebiü'l-evvel li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Mustafâ Ağa-yı Yeniçeriyân-ı derğâh-ı âli hâlâ

Vasale ileynâ fi'l-yevmi's-sâbiʻ ve'l-işrî fî-Rebiü'l-evvel li-seneti'l-mezbûre

[s.61/207] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻdenü'l-fazl ve'l-kelâm Mevlâna

Karahisâr-ı Sâhib kâdısı zîde fazlıhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola

ki erbâb-ı tîmârdan Mehmed zîde kadruhû hâlâ mahrûsa-i Edirne'de der-saʻâdetime

arz-ı hâl idüp kazâ-i mezbûre tâbiʻ Sofular Mahallesi sâkinlerinden Mehmed ve

Nasûh ve Hasan ve Abbas ve ve nâm kimesneler defter-i cedîd-i hakânide mukayyed

Page 261: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

248

raʻiyyet ve raʻiyyeti oğullarından olup kıbtiyân tâʼifesinden değiller iken hâlâ

kıbtiyân cizyesi cemʻine meʼmûr olanlar hâlâ şerʻ ve kânûn siz kibtiyansız deyü

kıbtiyân cizyesi tâlebiyle rencide ve remîde iderler hafîdir hilâf-ı şerʻ ve kânûn

kıbtiyân cizyedârlarına dahl ve rencîde ittirilmemek bâbında emr-i şerîf virmeğin ricâ

iderim diyü bildirdiğü ecilden kânûn defteri mûcebince amel olunmak fermânım

olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfim vardıkda husûs-ı mezbûra mukayyed olup

göresiz fi'l-hakîka mezbûrlar defter-i cedîd-i hakâniyyede mukayyed mezbûr

Mehmed'in tîmârı karyelerin raʻiyyet ve râʻiyyet oğullarından olup hâlâ sâkin

oldukları mahalle âhalisi ile vâkiʻ olan avârız ve sâʼir teklîfleri emr defteri

mûcebince edâ idüp kusurları yoğiken ve mezbûrlar kıbtiyân taʼifesinden değiller

iken hâlâ kıbtiyân cizyesi cemʻine meʼmûr olanlar hilâf-ı şerʻî ve kânûn

mezbûrlardan kıbtiyân cizyesi tâlebiyle rencîde ve remîde eyledikleri vâkiʻ ise ve

mezbûrlar kıbtiyân tâʼifesinden değiller ise menʻ ve defʻ idüp min baʻd hilâfı şerʻ ve

kânûn mezbûrları kıbtiyân cizyesi talebiyle rencîde ve remîde ittirmeyüb husûs-ı

mezbûr içün tekrâr şikâyet olunmalı eylemeyisiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd

kılasız tahrîren fi'l-yemi's-sâdis şehr-i Şevvâl sene sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

Çiftlik-i Özduru der karye-i Özduru tâbiʻ Bolavadin tâbiʻ Kırhisâr

Ahmed veled-

i Halîl

K

Mehmed

Veled-i O

K

Halîl birâder-

i O

M

Abdî veled-i

Şenlik

K

Veledi Sefer

Sefer veled-i

O

M

Lütfi Veled-i

Ali

K

Bâlî birâder-i

O

Hüseyin O

M

Bedel Veled-i

Hâcı Fakih

K

Ali Veled-i

Ramazân

K

Ramazân

veled-i Ali

M

Mumzâ ve mahtûm Sûret-i defterden menkûldür harrerehü'l-fâkîr Mustaf el-

kâdî be-Karahisâr-ı Sâhib ufiye-an-hu

Page 262: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

249

[s.61/208] Efâzıl-ı kuzâti'l-müslimîn efâhim-i vülâti'l-müvahhidîn meʻâdinü'l-

fezâʼil ve'l-yakîn hücecü'l-hakk-ı ale'l-hakk-ı ecmaʻîn vâris-i ulûmi'l-enbiyâ ve'l-

mürselîn el-mahfuf-ı bi-mezîd-i inâyeti'l-meliki'l-muʻîn Kütahya ve Ayıntap ve

Maraş kâdîları zîdet fezâʼilihüm mefâhirü'l-kudâd ve'l-hükkâm meʻâdinü'l-fezâʼil

ve'l-kelâm Eskişehir ve Afyonkarahisâr ve Ürğüp ve Niğde ve Ereğli Karamân ve

Antakya ve Kilis ve Kayseriye ve Antakya ve Işıklı kâdîları zîde fazlıhûm tevkîʻ-i

refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki bu sene-i mübârekede bi'l-cümle

memâlik-i mahrûsamda olan yeniçerî serdârları korucu ve oturağı der-i devlet

medârıma ve neferi ordu-yı hümâyûnuma götürüp teslîm eylemek içün bundan

akdem evâmir-i şerîfe ve ocak tarafından mektûblar ile çâvuşlar gönderilmişdi

memâlik-i mahrûsamda olan serdârların ekseri itâʻati emr-i şerîf idüp ordu-yı

hümâyûnuma neferâtı teslim idüp izn-i mektûp ile yine sâkin oldukları mahallere

revâne olup ve lâkin zikr olunan kazâlarda olan serdârların adem-i itâʻattleri mukarer

olup bu cânibe gelmedikleri eclden mezkûrları ordu-yı hümâyûna ihzârları içün

yeniçeri çavuşlarından kıdvetü'l-akrân on dört bölüğün Hüseyin Çavuş zîde kadruhû

gönderilmiştir mezbûrları çavuş-ı mezbûr mübâşeretiyle mahallerinden ihrâç ve bu

cânibe gönderesiz ki gelüp cevâbı vireler ve zikr olunan mahallerde ve menâzil ve

merâhimde vâkiʻ olan Beytü'l-mâlları dahî mezbûre defteriyle teslîm ve bu cânibe

gönderesiz deyü bi'l-fiʻil yeniçerilerin ağası olan iftihârü'l-ümerâi'l-kirâm Mustafâ

Ağa ve dâme-uluvvuhû tarafından mühürlü mektûp virmeğle mûcebince amel

olunmak emrim olmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan fermân-ı

celîlü'l-kadrim ve muşâru'l-ileyh tarafından virilen mühürlü mektûb mûcebince amel

idüp min-baʻd hilâfına ve rızâ ve cevâz göstermiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe

iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâʼil-i Şevvâl li-sene sebʻîn ve elf

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

[s.61/209] Cenâb-ı şerîʻat-meʼab bi-hükmi'l-âdil ve be-kazâ-yi Eskişehir ve

AfyonKarahisâr-ı ve Kütahya ve Ürğüp ve Niğde ve Ereğli ve Karaman ve Antakya

Ayıntab ve Maraş ve Kilis ve Kayseriye ve Antakya ve Işıklı ve gayrûhum

kazâlarında vâkiʻ olan kuzât efendileri huzûrlarına ve dürer-i selâm-ı selâmet

ithâfından sonra inhâ-i muhâbbet-i muhlisâne olunan budur ki bu sene-i mübârekede

bi'l-cümle memâlik-i mahrûsa da olan yeniçeri serdarları korucu ve oturağı der-i

devlet medâra ve neferi ordu-yı hümâyûna götürüp teslîm eylemek içün vârid olan

Page 263: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

250

fermân-ı hümâyun üzere bundan akdem evâmir-i şerîfe ve mektûblar ile yeniçeri

Çâvuşları gönderilmişdir memâlik-i mahrûsa da olan serdârların ekseri itâʻati emr-i

şerîf idüp ordu-yı hümâyûna neferi teslîm ve tarafımızdan izin mektûbu ile yine

sâkin oldukları mahallere revâne olup lâkin zikr olunan kazâlarda olan serdârların

adem-i itâʻattleri mukarrer olup bu cânibe gelmedikleri eclden mezkûrları ordu-yu

hümâyuna ihzârları içün yeniçeri çâvuşlarından kıdvetü'l-akrân on dört bölüğün

Hüseyin çavuş zîde kadruhû gönderilmişdir mektûb-ı meveddet-numûn tahrîr ve irsâl

olundu vusûlünde mezbûrları Çâvuş-ı mersûm mübâşeretiyle mahallerinden ihrâç ve

bu cânibe gönderesiz ki anlar da gelüp cevâb vireler el-hâsıl yerine himâyet ve

siyânet eylemeyüb bir gün evvel gönderesiz ve zikr olunan mahallerde ve menâzil ve

merâhim de vâkiʻ olan beytü'l-malları dahî mezbûra defteriyle teslîm ve bu cânibe

irsâl eyliyesiz bâki hemîşe şerîʻat-ı Muhammed-i dâim bâd bi-rabbi'l-ibâd ve tahrîren

fî-evâhîr-i Ramazâni'l-mübârek sene sebʻîn ve elf.

Mustafâ Ağa-yı Yeniçeriyânı Dergâh-ı âlî hâlâ

[s.62/210] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fazl ve'l-kelâm Mevlâna

Kâdî zîde fazlıhû ve kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân kethüdâ-yeri zîde kadruhû tevkîʻ-i

refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Mahmûd zîde

kadruhû der-saʻadetime arz-ı hâl idüp bin yetmiş senesine mahsûb olmak üzere

Karesi muhassıllığı üzerinde olmağla tekâʻudî tahsîlini Teke sâkinlerinden Köse

Mehmed nâm kimesneye virüp varub tahsîl idüp lâkin bin yetmiş bir senesinde refʻ

olunmağla zimmetinde olan bin yetmiş senesi malını virmek de teʻallül ve bahâne

ider elinde olan temessükü mûcebince zimmetinde olan mal-ı mîrî tahsîl itdirilmek

bâbında emr-i şerîf virilmek ricâ iderim deyü bildirmek himdi temessüküm

mûcebince tahsîl ittirdikde emr idüp buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu

bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüp dahî göresiz zikr olunan tekâʻud bedel-i

tahsîli bin yetmiş bir senesinde refʻ olunmuşken mezkûr Köse Mehmed uhdesinde

olan bin yetmiş senesinin malına hilâfı temessük virmekde teʻallül ve muhâlefet

eyledüğü vâkiʻ ol-takdîrce bin yetmiş senesi malından tesmessüküm mûcebince

zimmetinde olan mal-ı mîriyi maʻrifet-i şerʻle taleb tahsîl itdirdüp hilâf-ı şerʻ ve

kânûn ve muğâyir-i temessük ol-vechle teʻallül ve muhâlefet ittirmeyesiz malı mîri

ye gadr olmakdan ve bu bahâne ile bin yetmiş bir senesi müdâhaleden ve hilâf-ı şerʻ

ve kânûn taʻaddî ve tecâvüzden be-gâyet ihtirâz eyliyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i

Page 264: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

251

şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-sâmin ve'l-işrîn şehr-i Saferi'l-hayr li-sene

ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye Mahrûsa

[s.62/211] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fazl ve'l-kelâm Mevlâna

Karahisâr-ı Sâhib kâdîsı zîde fazluhû tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola

ki kazâ-i mezbûrda sâkin mütekâʻid reʻayası hâlâ südde-i saʻâdettime âdem ve arz-ı

hâl gönderüp biz fermân ile avârız hânesine dâhil reʻâyâ ile maʻân avârız ve sâʼir

tekâlif virmek üzere üzerimizden takâʻud refʻ olunmuşken hâlâ Osmân kethüdâ nâm

kimesne gelüp sizde altmış dokuz senesinden bâki kalmıştır deyü her birimizden

ikişer yüz akçemizi alup küllî gadr ve hayf eylemişdir hilâf-ı emri şerîf ziyâde alduğu

akçemiz geri alıvirilmek bâbında emr-i şerîf virmek ricâ ideriz deyü bildirdükleri

eclden himdi ziyâde alduğun gerü red itdirilmek emrim olmuşdur buyurdum ki

hükm-i şerîfim vardıkda husûs-ı mezbûra mukayyed olup göresiz fi'l-hakîka kâziye

didikleri gibi ise ol bâbda muktezâ-yı emri şerʻ-i kavîmle amel idüp dahî mezbûr

Osmân kethüdâ mezkûrdan ne mikdâr ziyâde akçeleri almış ise baʻde's-sübût hükm

idüp girü red ittirüp bu husûs içün tekrâr şikâyet olunmalı eylemeyesiz şöyle bilesiz

ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-sâmin-ve'l-işrî şehr-i Rebiü'l-

evvelil ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye Mahrûsa

Asitâne-i saʻâdetimden Halebe varınca kâdîlar iki nefer adama iki bârgîr

veresiz deyü emr-i şerîf vârid olmuşdur mazmûnudur ki kayd olunur.

[s.62/212] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm meʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib ve Akşehir ve Beyşehir kâdîları zîde fazlıhum tevkîʻ-i refîʻ-i

hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki Isparta kâdîsı Mevlânâ Şaʻbân zîde fazluhû der-

saʻâdetime mektûb gönderip liva-i Hamid'de vâkiʻ olan kazâların ulemâ ve sulehâ ve

fukarâ ve reʻâyâları meclis-i şerʻ-i şerîfe varup dört ve beş seneden mütecâviz bi-

emrillahi teʼâlâ liva-i mezbûra çekirge müstevli olmağla her sene ekin ekenleri

çekirge ekl idüp zahîreye ziyâde zarûretleri olup bu âna gelince taht-ı kazâlarınıza

çekirge varmayup ve mahsûl ziyâde olmağla bunlar dahî kadîmden zahîrelerin zikr

olunan kazâlardan ala gelmişler iken zikr olunan kazâların reʻâyaları zahîre getirmek

murâd idüp ve bunların taraflarından dahî ol tarafa varup zahîre almak murâd

Page 265: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

252

idenleri zikr olunan sancâkların mütesellimleri mücerred ahz ve celb zahîre

getirenleri ve alanları ahz ve habs idüp ve ziyâde akçelerin alup bunun emsâli zulm

ve teʻaddîlerinin nihâyeti olmadıkların arz eyledüğü eclden narh-ı cârî üzere zahîre

satanlara ve alanlara min-baʻd mütesellimler müdâhale ve taʻarruz itmemek emrim

olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan fermân-ı

celilü'l-kadrim üzere amel idüp dahî inkârla ânın gibi narh-ı cârî üzere zahîre

satanlara ve alanlara min-baʻd mütesellimleri dahl ve taʻarruz ittirmeyüb menʻ ve

defʻ eyliyesin şerʻ-i şerîfe ve emr-i hümâyûnuma muhâlif kimesneye iş ittirmeyesin

husûs-ı mezbûr içün bir dahî emrim varmağu eylemiyesin şöyle bilesin ʻalâmet-i

şerîfe iʻtimâd kılasın tahrîren fî-evâʼil-i şehr-i Rebiü'l-ahir sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Vasele fî-23 şehr-i mezbûr

[s.63/213] İş bu sene ihdâ ve sebʻîn ve elf Cumâdiye'l-evvelinin ğurresinden

üç aya değin nâhiye subaşılığı mîr-liva mütesellimi tarafından yediñe virilüp yediñde

mektûb olmağla mazmûn-ı mektûbdur ki bu mahalle kayd olundu fi't-târîhi'l-mezbûr.

[s.63/214] Osmân oğlu râfiʻ-i tevkiʻ-i refü'ş-şân-ı hâkâni Abdullâh der-

saʻâdetime gelüp Karahisâr-ı Sâhib kasabâsında vâkiʻ Arap câmiʻinde yevmî iki akçe

vazîfe ile müʼezzin olup edâ-yı hizmet idüp bir vechle kusuru yoğ iken âhardan

Mezîd nâm kimesne hılâf-ı inhâ ile dahl itmekle mezbûr refʻ olunup zikr olunan

müʼezzinlik elinde olan berâtı mûcebince ibkâ ve mukarrer olmak bâbında inâyet ricâ

itmeğin müceddeden bu berât-ı saʻâdet-gâyâtı virdüm ve buyurdum ki mezkûr

Abdullâh varup kemâfi'l-evvel câmiʻ-i mezbûrda müʼezzin olup hizmeti lâzımesin

edâdan sonra yevmî iki akçe vazîfeye mutasarrıf ola ol-bâbda refʻ olunan mezbûr ve

âhardan hiç ferd mâniʻ olmayup dahl ve taʻarruz kılmaya şöyle bileler ʻalâmet-i

şerîfe iʻtimâd kılalar tahrîren fî-evâhir-i şehr-i Saferi'l-hayr sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.63/215] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Anadolu eyâletinde vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhûm ve mefâhirü'l-emâsil ve'l-akrân

eyâlet-i mezbûre mütesellimi zîde kadru tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm

ola ki inşâallahu teâʻlâ bu sene-i mübârekede sefer-i hümâyûnum sâʼir senelerden

ziyâde takayyüd-i hümâyûnum muhakkak olup ve geçen sene sefer-i hümâyûnda

Page 266: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

253

bulunmayanları ve harçlıkçı gelenleri ve sâʼir taht-ı kazânızda sâkin garîb yiğit olup

dirliğe tâlib olanlar rûz-ı hızırdan düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-

âlem vezirim ve serdârım Ali paşa edâmallahu teʻâlâ iclâlehunun yanında mevcûd

bulumayanları fermânım olmağın imdi her biriniz şimdiden muhkem tenbîh ve nidâ

ettiresin ki ol makûle taht-ı kazânız da sâkin olan tavâʼif-i askeri tenbîh ve ağâh idüp

vakt-i maʻhûdda muşâru'l-ileyh serdârımın yanında cümlesi hâzır ve mevcûd

bulunup ihmâl ve tekâsülden be-gâyet ihtirâz eyliyesiz yanında fermân-ı âlişânım

sâdır olmuşdur buyurdum ki vusûl bulundukda bu bâbda sâdır olan fermân-ı celîlü'l-

kadrim mûcebince amel idüp dahî her biriniz taht-ı kazânızda muhkem tenbîh ve

nidâ idtiresiz ki ol-makûle geçen sene sefer-i hümâyûnumda bulunmayanları ve

harçlıkçı gelenler ve garîb yiğit olup dirliğe tâlib olanlar şimdiden hâzır ve âmâde ve

rûz-ı hızırda muşâru'l-ileyh sedârım yanında mevcûd bulunup ihmâl ve tekâsülden

ihtirâz üzere olasız ve bi'l-cümle bu sene-i meymenet fâʻalde sefer-i nusret eserime

takayyüd-i hümâyûnum sâʼir senelerden ziyâde olmağla bundan sonra müstâkil

adamlar gönderülüp teftiş olunacaktır(?) şöyle ki tavâʻif-i askerden olanlar vakt-i

maʻhûda değin sedârımın yanına varmayup evlerinde bulunanlar ol-makûlelere amân

virilüp emr-i şerîfe itâʻat ve inkiyâd itmedikleri içün her birisi kapuları önünde salb

olunup ve siz ki dahî mansıbımız âhara virilmekle konulmayup eşedd ve ikâbıma

mahsar olursuz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâhir-i şehr-i

Rebiü'l-âhir sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Mâzmun-u Mezkûr ile Sadrâzam hazretlerinin mektûb-ı şerîfleri vardır.

[s.63/216] Asitâne-i Saʻâdetimden Anadolu'ya varup gelince yol üzerinde

olan kâdîları iki nefer âdama ve iki reʼs bargir viresüz deyü fermân olmağla

mazmûn-ı emr-i şerîf kayd olundu.

[s.63/217] Şerîʻat-nisâb umûmen Ortakol da vâkiʻ Kassâmlarımız Efendiler

Kâmyâb

Tahiyyât-ı Sâfiye İthâfıyla inhâ olunur ki kâdim-i emekdârlarımızdan bizim

Mustafâ Bey tarafımızdan emîn taʻyîn olunup ol taraflara irsâl olmuşdur gerektir ki

bu âna değin mahsulümüzden her ne ki zimmetinizde ise mümza defteriniz ile buna

teslim idüp yedinden temessük alasız ve mahûf ve muhâtara olan yerlerde yanına

Page 267: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

254

adamlar koşup emin ve sâlim birbirinize ulaştırasınız ve mezbûrun hakkınızda şükr u

şikâyeti makbûldür ana göre hareket idesiz ve sen ki eminsin sen dahî

kassamlarımıza ve toprak kâdîlarının gördükleri mevâdın yerlerinden baʻde't-teftîş

yedlerinden taleb idüp teslimde imtinâʻ idenleri tarafımıza iʻdâm idesiz ve's-selâm

Hurrire fî-Rebîʻü'l-âhir li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

el-Fâkir Mehmed el-Kâdı be-Asâkir-i Anadolu

el-Maʻmûre

Mübâşirin Kaydı görülmüşdür

Nâhiye-i Kırhisâr Der-liva-i Karahisâr-ı Sâhib

Tîmâr-ı Halîl an-tahvîl-i Halîl seferde dil-i nedâmet(?)

Karye-i Tanrı-virmiş tâbiʻ-i Kırhisâr

Kıymet

3000

tekmîl

3000

Fî-29 Safer sene 71

[s.64/218] Kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisâr-ı Sâhib sancağı Alaybeyi

olan Mustafâ zîde kadru ordu-yu hümâyûnuma mektûb gönderüp liva-i mezbûrda

Kırhisar nâhiyesinde Tanrı-virmiş nâm kârye ve gayriden altı akçe tîmâra mutasarrıfı

olan Halîl meʼmûr olduğu Erdel seferine gelmeyüb ve Varad kalʻası muhâsarasında

ve fethinde ve sâʼir hıdâmat-ı hümâyûnum da mevcûd bulunmayup tîmârı ol-vechle

mahlûl olmağla bundan akdem yararlığı arz olundukda ibtidâdan üç bin âkçe tîmâr

emri olan elâ gözlü âçık kaşlu uzun boylu mezkûr diğer Halîl'e virilmek ricâsına arz

itmeğin ibtidâsı alınup tîmârı olduğu sancâkda sâkin olup Alaybeyisi bayrağı altında

sefere eşmek şartıyla tevcîh olunmağiçün sene ihdâ ve sebʻîn ve elf Saferü'l-hayr

evâhir-i târîhiyle hükm-i şerîf virildikden sonra tezkeresi ihrâç olunmak fermân

olunmağın ber-mûcebi fermân-ı alî zikr olunan üç bin akçe tîmâra Erdel seferine

Page 268: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

255

gelmeyen diğer Halîl tahvîlinden ibtidâ müstehak olduğu emr-i bedelinde noksanıyla

ber-vechi tekmîl üç bin akçelik olmak üzere mezkûr Halîl'e tevcîh olunup berât-ı

âlîşân içün tezkere virildi tahrîren fî-29 şehr-i Saferü'l-hayr sene ihdâ ve sebʻîn ve

elf.

Be- Yurd-u Sahrâʻî Kalʻayı Varadin

Der-dest olmuşdur

Nâhiye-i Dehrâbâd Der-liva-i Karahisâr-ı Sâhib

Tîmâr-ı Ali an-tahvîl-i Mehmed ismi mevcûd ve hısmı nâ-mevcûddur

Karye-i Aksaz. tâbiʻ mezbûr

Kıymet

8000

Ber-vech-i tahmîn

10000

[s.64/219] Deryâ seferleri mütemâdî olmağla guzât-ı müslimine mahsûs ve

muʻayyen olan zeʻâmet tîmârların ekseri sepet ve kimi nizâʻlu olup sefer-i hümâyûn

vâkiʻ oldukda her biri birer tarîk ile seferden kalup sancağı askeriyle Alaybeyisi

bayrağı altında az kimesne mevcûd olup ol-vechle askere tedennî târîh ve zeʻâmet-i

tîmâr husûsî ziyâde muhtell ve müşevveş olduğu semʻ-i hümâyûnum ilkâʻ olunmağla

eyâleti Anadoluya zeʻâmet ve tîmâr tasarruf idenlerin cümlesi yoklanup müstehak

olanlara zeʻamet ve tîmârları olduğu sancakda sâkin olup Alaybeğileri bayrağı

altında sefer itmek şartıyla der-dest ve müceddeden tercî olunmak bâbında hatt-ı

hümâyun-ı saʻâded makrûn ile fermân-ı alîşân sâdır olmağın Karahisâr-ı Sâhib

sancağında Şehreâbâd nâhiyesinde Aksâz nâm karye ve gayrîden sekiz bin akçe

tîmârı mutasarrıf olan Mehmed'in ismi mevcûd ve hısmı nâ-mevcûd olup bî-hâsıl

olmağla on beş seneden beri tîmârı mezbûr ile vâkiʻ olan hıdâmat-ı hümâyûnda

Page 269: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

256

kimesne mevcûd bulunmayup ol-vechle mahlûl olmağla mukaddemâ yararlılığı arz

olundukda ibtidâdan on bin akçe tîmâra emr-i şerîf virilen orta boylu kara gözlü kara

kaşlu mezkûr Ali'ye virilmek ricâsına liva-i mezbûr Alâybeyisi olan kıdvetü'l-emâsil

ve'l-akrân Ahmed zîde kadru ordu-yu hümâyûnuma arz itmeğin âhara der-dest

olmayup diğer ve gedüklülerin berâtın da değil ise sâdır olan hatt-ı hümâyûn-ı

saʻâded makrûn mûcebinde der-dest olmak emrim olmuşdur sâdır olan hatt-ı

hümâyûn-ı saʻâdet makrûn mûcebince der-dest ve tîmârı olduğu sancakta sâkin olup

ve Alaybeğisi bayrağı altında sefer itmek şartıyla tevcîh olunmağçün sene sebʻîn ve

elf Şevvâlü'l-mükerreminin evâsıt-ı târîhiyle hükm-i şerîf virildikden sonra tezkeresi

ihrâç olunmak fermân olunup baʻdehû kaydı sefer-i hümâyûna çıkmayup icmâlden

berât-ı şerîf ider deyü arz olundukda icmâlden berât olmak buyrulmağın ber-mûceb-i

emr-i âlî zikr olunan sekiz bin akçe tîmâr mevcûdü'l-ism-i makdûmi'l-cism olan

Mehmed tahvîlinden ibtidâʼ müstehak olduğu emir-i âlîleri noksanıyla ber-vechi

tekmîl olduğu emri on bin akçelik olmak üzere mezkûr Ali'ye tevcîh olunup berât-ı

âlişân içün temessük virildi tahrîren fî-25 şehr-i Şevvâlü'l-mükerrem sene sebʻîn ve

elf.

Be-Yurd-ı Sahraʻî …

Tıbbkı aslihü'l-mahtûm ketebehü'l-fâkir ileyhi teʻâla Ramazân el-kâdî be-

ordu-yı hümâyûn ufiye-an-hu

Müteveffânın Kaydı görülmüşdür

Nâhiye-i Şehrâbâd Der-liva-i Karahisâr-ı Sâhib

Tîmâr-ı Mustafâ an tahvîl-i Nasûh el-müteveffâ

Karye-i Ulubayat tâbiʻ Şehrâbâd

Kıymet

5000

[s.64/220] Kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisâr-ı Sâhib Sancağı Alaybeyisi

olan Mustafâ zîde kadru ordu-yu hümâyuma mektûb gönderüp liva-i mezbûrda

Şehreâbâd nâhiyesinde Ulubayat nâm karye ve gayriden beş bin akçe tîmâra

Page 270: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

257

mutasarrıf olan Nasûh fevt olup tîmâr mahlûl olmağla bundan akdem yararlığı arz

olundukda beş bin akçe tîmâra emri olan gök elâ göz ve orta boylu mezkûr

Mustafâ'ya virilmek ricâsına arz itmeğin ibtidâsı alınup tîmârı olduğu sancâkda sâkin

olup Alaybeyisi bayrağı altında sefer itmek şartıyla tevcîh olunup sene ihdâ ve sebʻîn

ve elf Şevvâlü'l-mükerreminin yirmi ikinci günü târîhiyle hükm-i şerîf virildikden

sonra tezkeresi ihrâç olunmak fermân olmağın bu ber-mûcebi emr-i âlî zikr olunan

beş bin akçe tîmâr vech-i meşrûh üzere mutasarrıfı mezbûr Nasûh tahvîlinden ibtidâ

müstehakk olduğu emr-i âlî mezbûr Mustafâ'ya tevcîh olunup berât-ı âlîşân içün

tezkere virildi tahrîren fî-şehr-i Zikâde't-ti'ş-şerîfe sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-yurd-ı Sahraʻî …

[s.65/221] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fazl ve'l-kelâm Mevlânâ

Karahisâr-ı Sâhib kâdîsı zîde fazlıhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola

ki derya müteferrikalarından dârendeʼ-i fermân-ı vâcibü'l-izân kıdvetü'l-emâsil ve'l-

akrân Mehmed zîde kadruhû süddeʼ-i saʻâdetime gelüp berât-ı şerîfimle mutasarrıf

olduğu mensûh tîmârı karyelerinden Karahisâr-ı Sâhib sancağında Şehrâbâd

nâhiyesinde beş yüz otuz akçe yâzusu olan çiftlik Yayagüvenç der-karye-i Kınık üç

yüz akçe yazusu olan çiftlik-i divâne Hâcı der-karye-i Kınık ve iki yüz akçe yazusu

olan çiftlik-i Şeyh Tura der-karye-i Kınık ve gayriden cemʻan bin sekiz yüz akçe

mensûh tîmâr berâtı ve sûret-i defterinde mestûr ve mukayyed olup hâricden

kimesnenin alâkası yoğken yine liva-i mezbûrda nâhiyeʼ-i mezkûreden der-karye-i

Kınık bin iki yüz doksan sekiz akçe yazusu olan çiftlik-i Yaya Münhim ve bin elli iki

akçe yazusu olan çiftlik-i Başkaca ve altıyüz yetmiş dokuz akçe yazusu olan çiftlik-i

Yaya Ekrem der-karye-i Kınık cemʻan üç bin yirmi dokuz akçe hissesi olan piyâde

Beğlerinden Aşçı Ali nâm kimesne kendi çiftliklerine kaʻanat itmeyüb mezkûrun zikr

olunan çiftlikleri içün defterde der-karye-i Kınık yazılmağla cümlesin ben zabt

ederim deyü dahl ve nizâʻdan hâli olmamağla berât-ı mûcebince zabt ve tasarruf

itdirilmek bâbında inâyet ricâ itmeğin hâliyâ defterhane-i ʻâmiremde mahfûz olan

defter-i icmâle mürâcaʻat olunup tarafının kayıdları derkenâr olunup görüldükde zikr

olunan Kınık nâm karyede altı piyâde çiftlik olup üç çiftlik piyâde Beğlik ve üç

çiftlik tîmâr sipâhînin olup biribirlerine alâkaları olmamağla defter-i icmâlde tasrîf

olunduğu üzere müteferrikalar olup berâtlarına mugâyir birbirlerine müdâhale

eylediler deyü emrim olmuşdur buyurdum ki zikr olunan Kınık nâm karyede altı

Page 271: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

258

piyâde çiftlik olup üç çiftlik piyâde Beği'nin ve üç çiftlik tîmâr sipâhînin olduğu

defter-i icmâlde mestûr ve mukayyed olmağla mezbûrlar berât ve defterleri

mûcebince mutasarrıflar olup berât ve defterlerine muhâlif birbirlerinin çiftliklerine

âharı dahl ve taʻarruz ittirmeyesiz ve dahl olunup buna âʼid olandan nesnesin almış

ise baʻde's-subût hüküm idüp girü bi-kusûr alıveresiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe

iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâhir-i şehr-i Rebiü'l-âhir sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.65/222] Şerîʻat nisâb Biʼl-fiʻil Kuşaklu Kâdîsı Hasan Efendi Kâmyâb

Tahiyyât-ı Sâfiye ithâfiyla inhâ olunur ki işbu sene ihdâ ve sebʻîn ve elf

rebiü'l-ahiri on beşinden zabt itmek üzere Ortakolda vâkiʻ olan kazâlara ve Kütahya

ve eyâletine seni atlı kassamı taʻyîn itmişisizdir gerekdir ki uğradığun yerlerde

mukaddemâ tarafımızdan asâleten ve vekâleten taʻyîn olunan kassâmların gördükleri

mevâdd-ı askerîyeyi müfredât defteriyle makbûzları ahz ve kabz eyleyüb âʼid olan

rüsûm-ı muʻtâdeyi yerlü yerinden tefahhus idüp âdamın ile irsâl eyliyesin ve kısmet-i

ʻâdile ile kısmet olunmayan mevâdd-ı kendin göresiz ve tarafımızdan kısmet idüp

hıyâneti zâhir olanları azl ve yerine muʻtemedü'l-aleyh kimesneleri nasb ve taʻyin

eyliyesin ve üzerine rasd geldüğü mevâdd-ı kendin gönderesiz ve's-selâm hurrire fi't-

târîhi'l-mezbûr.

El-fâkir Mehmed el-kâdî ve asker-i Anadolu el-mahmûre

Yalnız iki nefere yalnız iki bârgîr viresin deyü emr-i şerîf.

Selh-i Cumade'l-ulâ

[s.65/223] İzzetlü ve Fazîletlü Karahisâr-ı Sâhib Efendi Hazretleri kâmyâb

Huzûr-ı İzzet hâyat-ı Sâfiyât ithâfıyla inhâ olunur ki mukaddemâ Karahisâr-ı

Sâhib sancağına mutasarrıf olanlar beher sene devr-i fermân ve cemʻ-i kânûn-ı kadîm

olup mahalli zamânı olduğunda gayri hâliya sâhib-i devlet efendimiz hazretleri seferi

hümâyûnda olmağla mektûb tahrîr olunup sâhib-i devlet efendimiz ağalarından

kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Süleymân Ağa zîde kadru taʻyîn ve irsâl olunmuşdur

vusûlünde meʼmûrdur ki kânûn ve muʻtâd-ı kadîm olageldüğü minvâl-i meşrûh üzere

bu sene vâkiʻ olan sefer-i hümâyûn mühimâtiçün ve uğûr-ı padişâhi ve dîn-ı devlet

ve fermân-ı âlîşân mûcebince zikr olunan beher kurânın tahammülüne göre tevziʻ ve

Page 272: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

259

salyâne idüp mübâşir-i mumâ-ileyhe cemʻ ve tahsîl itdirüp bir gün evvel bu cânibe

irsâl eylemeğe ziyâde takayyüd-i tam virile ve olagelmiş muhâlif ol-vecle bir ferde

zulm ve teʻaddî itmeyüb ve ittirmeyesiz bâki ve's-selam tahrîren fî-şehr-i cemâziye'l-

âhir sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

El-fâkir Ahmed kâim-makâm Karahisâr-ı Sâhib hâlâ

[s.66/224] Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem müdebbir-i

umûri'l-cumhûr bi'l-fikri's-sâkıb mütemmim-i mehâmmi'l-enâm biʼr-reʼyi's-sâʼib

mümehhid-i bünyâni'd-devleti ve'l-ikbâl müşeyyid-i erkâni's-saʻâdeti ve'l-iclâl el-

mahfûfu bi-sünûfi'l-avâtıfi'l-meliki'l-aʻlâ Anadolu eyâletine mutasarrıf olan vezirim

Paşa edâmallahû teʼâlâ iclâlehû tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki

deryâ seferleri mütemâdi olmağla guzât-ı müslimine mahsûs ve muʻayyen olan

zeʻâmet ve tîmârların ekseri sepet ve kimi nizâʻlu olup sefer-i hümâyûm vâkiʻ

oldukda her biri birer tarîkle seferden kalup sancağı askeriyle Alaybeyisi bayrağı

altında az kimesne mevcûd olup ol-vechle askere tedennî târîh olmağla zeʻâmet-i

tîmâr husûsî ziyâde muhtell ve müşevveş olduğu semʻ-i hümâyûnuma ilkâʻ

olunmağla eyâlet-i Anadoluda zeʻâmet ve tîmâr tasarruf idenlerin cümlesi yoklayup

müstehâk olanlara zeʻâmet ve tîmârları olduğu sancâkta sâkin olup Alaybeğleri

sancâğı altında sefere eşmek şartıyla der-dest olup müceddeden tevcîh olunmak

bâbında hatt-ı hümâyûn-ı saʻâdet makrûnumla fermân-ı âlişânım sâdır olmağın

Karahisâr-ı Sâhib sancâğında Şehreâbâd nâhiyesinde Kulaatay nâm karye ve

gayriden bin beşyüz on sekiz akçe tîmâra mutasarrıf olan Sefer meʼmûr olduğu Erdel

seferine gelmeyüb ve bi-anillâhi teʻâlâ feth ve teshîri müyesser olan Varad kalʻası

muhâsara ve fethinde mevcûd bulunmayup ol-vechle mahlûl olmağın bundan akdem

yararlığı arz olundukda ibtidâdan üç bin akçe tîmâra emr-i şerîfîm virilen boylu,

gözlü, kaşlu dârende-i fermân-ı hümâyûn Mustafâ'ya virilmek ricâsına kıdvetü'l-

emâʼsil ve'l-akrân liva-i mezbûr Alaybeyisi Mustafâ zîde kadru ordu-yu

hümâyûnuma arz itmeğin tevcî ve sâdır olan hâtt-ı hümâyûn-ı saʻâded makrûnum

mûcebince der-dest olmak emrim olmuşdur ibtidâsı alunup buyurdum ki göresiz

tîmâr-ı mezbûr vech-i meşrûh üzere mahlûl ise sâdır olan hâdd-ı hümâyûn-ı saʻâded

makrûnum mûcebince der-dest idüp tîmârı olduğu sancakda sâkin olup Alaybeyisi

bayrağı altında sefer eşmek şartıyla kimesneye der-dest olmayup ve gedüklülerin

berâtına dâhil değil ise mezbûra tevcîh ve der-dest idüp tezkeresin viresiz şöyle

Page 273: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

260

bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâsıt-ı şehr-i Rebiü'l-evvel sene

ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-yurd-u Sahrâʼî Temeşvar

[s.66/225] Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem müdebbir-i

umûri'l-cumhûr bi'l-fikri's-sâkıb mütemmim-i mehâmmi'l-enâm biʼr-reʼyi's-sâʼib

mümehhid-i bünyâni'd-devlet-i ve'l-ikbâl müşeyyid-i erkâni's-saʻâdeti ve'l-iclâl el-

mahfûfu bi-sünûf-ı-avâtıfi'l-meliki'l-aʻlâ Anadolu eyâletine mutasarrıf olan vezirim

paşa edâmallahû teʼâlâ iclâlehû tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki

dârendeʼi fermân-ı hümâyûn-ı islâm-ı derğâh-ı muʻâllama gelüp Karahisâr-ı Sâhib

sancâğında Çola nâhiyesinde Huri nâm karye ve gayriden iki bin dört yüz akçe

tîmâra mutasarrıf olup düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem Vezîr-i

aʻzâm Mehmed Paşa edâmallâhû teʼâlâ iclâlehunun defterli adamlarından olmağla

işbu seneʼi mübârekede meʼmûr olduğu sefer ve hidemât-ı hümâyûnumda ve

yoklamalar da sancâğı asker ile mevcûd bulunmayup deyü tîmârına âhardan

müdâhale olunmamak bâbında inâyet ricâ itmeğin müdâhale olunmamak emrim

olmuşdur buyurdum ki mezkûr muşâru'l-ileyhin defterlü adamlarından olmağla işbu

sene-i mübâreke de meʼmûr olduğu sefer ve hidemât-ı hümâyûnum da yoklamalar da

sancağı askeriyle mevcûd bulunmadı deyü tîmarına âharı dahl ve taʻarruz

itdirmeyesiz ve defterde dahî ol-vechle kayıd ve işâret ittiresin sehven tîmâr-ı âhar

virmek ihtimâl olmaya şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâhir-

i Şaʻbânü'l-muʻazzâm sene sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

[s.66/226] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib ve ve ve ve Kâdîları zîde fazlıhûm tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl

olıcak maʻlûm ola ki Karahisâr kazâsında ve tevâbiʻ kethüdâ-yeri olan Osmân zîde

kadruhû der-saʻâdetime arz-ı hâl idüp her sene vâkiʻ olan sefer-i hümâyûna emr-i

sipâhîoğulları ve hizmetkârları avârız kayd ve tahrîr olunan reʻâyâdan olmayup ve

şerʻî mesâlihleri vâkiʻ oldukça zâbitleri maʻrifetiyle görüle gelüp mîr-i mirân ve mîr-

liva âdamları ve subâşıları ve ümenâ ve umâl tâʼifesine dahl ve rencîde iddirilmemek

üzere emr-i şerîf virilmişken hâlâ baʻzı ehl-i örf tâʼîfesi bî-vech ve hilâf-ı şerʻ ve

kânûn rencîde eylediklerin bildirüp mukaddemâ virilen emr-i şerîfim mûcebince

Page 274: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

261

amel olunup hilâf-ı şerʻ ve kânûn rencîde iddirilmemek bâbında emr-i şerîfim virmek

ricâ eyledüğü ecilden imdi mukaddemâ virilen emr-i şerîfe muhâlif rencîde olunmıya

diye emrim olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda sâdır olan

emrim üzere amel idüp dahî husûs-i mezbûre mukayyed ve mukaddemâ virilen emr-i

şerîfe nazar idüp göresiz fi'l-hakîkâ kaziye iʻlâm olunduğu gibi ise ve avârız

hânesinde kayd olunan reâyadan değiller ise ol bâbda mukatezâ-yı emri şerʻî kavîm

ve mukaddemâ virilen emr-i şerîf mûcebince amel idüp kadîmden şerʻî mesâlihleri

vâkiʻ oldukça zâbitleri maʻrifetiyle minvâl üzere görüle gelmiş ise ki zâbitleri

maʻrifeiyle gördürüp mezbûrları mukaddemâ virilen emr-i şerîfe ve şerʻ ve kânûna

[s.67] muhâlif ehl-i örf tâʼifesine rencîde ve remîde ittirmeyüb husûs-ı mezbûr içün

bir dahî emrim varmalu eylemiyesin şöyle bilesin ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız

hurrire fi'l-yevmi's-sâni aşer şehr-i Rebiü'l-âhir sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.67/227] Mehâfirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Anadolu eyâletinde vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazluhûm ve mefâhirü'l-emâsil ve'l-akrân

eyâlet-i mezbûrda vâkiʻ olan mütesellimler ve sâʼir iş erleri zîde kadruhûm tevkîʻ-i

refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki taht-ı kazânızda olan züʻamâʼ ve erbâbı

tîmârın Erdel seferinden harçlıkçı çıkup evlerinde olanları ale't-taʻcîl kaldırulup

Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem Erdel seferinde asâkir-i nusret

meʼâsirime Serdârım olan vezîrim Ali paşa edamallahu teʻâlâ iclâlehunun yanında

mevcûd bulunmak üzere mukaddemâ emri şerîfîm gönderilmiş idi imdi inşâllahu

teâʻlâ muşâru'l-ileyh serdârım Belgrad da düşman ağzında kışlakda olup nevrûz-ı

fîrûzda çadıra çıkmak üzere fermânım olmuşdur ana göre taht-ı hükümetinizde olan

züʻamâʼ erbâb-ı tîmârın ve Erdel seferinden harclıkçı gelenleri haberdar ve ağâh ve

muʻaccelen kaldırup taʻcîl üzere muşâru'l-ileyhin yanına varup hizmetinde bulunmak

üzere tenbîh ve mecmaʻ-ı nâs olan yerlerde nidâ bundan sonra evlerin de

bulunanların dirlikleri âhara virilüp ve kendüleri bulundukları yerlerde katl

olunduğundan gayri her kimin taht-ı hükümetinde bulunursa anın dahî cezası virmek

mukarrerdir ana göre emr-i şerîfimin icrâsında dakika fevt eylemekden ihtirâz

eylemeniz bâbında fermân-ı alişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda

sâdır olan fermân-ı celilü'l-kadrim üzere amel idüp dahî taht-ı hükümetiniz de olan

züʻamâʼ ve erbâbı tîmârları taʻcil ale't-taʻcîl kaldırup serdârım muşâru'l-ileyhin

Page 275: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

262

yanına gönderüp muʻaccelen mahal-i mezbûrda mevcûd bulunmak üzere muhkem

tehbîh eyliyesin bundan sonra adamlar gönderilüp yokladılup şöyle ki taht-ı

hükümetiniz de tavâʼif-i mezbûreden biri evlerinde veyahûd âhar yerlerde bulunalar

bulundukları yerlerde salb olunup ve sizin dahî hakkınızdan gelinmek mukarrerdir

ana göre basîret ve intibâh üzere olasız ve bu emr-i şerîfimi mecmâ-ı nâs olan

yerlerde nidâ ve cümleye iʻlâm ve işâʻât idüp taʻcil ale't-taʻcîl kaldırmağa ziyâde

dikkat ve ikdâm eyliyesiz şöyle bilesiz tahrîren fî-evâsıt-ı Cemâziye'l-âhir sene ihdâ

ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Vâsale fî-23 şehr-i Cemâziye'l-âhir

[s.67/228] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻdenü'l-fazl ve'l-kelâm Mevlânâ

Karahisâr-ı Sâhib Kâdîsı zîde fazlıhu ve kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân kazâ-i mezbûrda

Serdâr olan zîde kadru tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki Mustafâ

nâm kimesnenin kazâ-i mezbûr sâkinlerinden Mustafâ nâm yeniçeri ile daʻvâyı

şerʻiyyesi olup şerʻ-i şerîfe davet olundukda sen ki serdâr-ı mezbûrsun mâniʻ olup

şerʻ-i şerîfe ihzâr itmediğin ecilden Gediklü mumculardan Ahmed nâm mumcu

mübâşir taʻyîn olunup şerʻle sübût bulan hakkı izn-i şerʻle alıvirilüp baʻde's-sübûd

hakkın virmeyüb itâʻat-ı şerʻ-i şerîf itmez ise südde-i saʻâdetime ihzâr olunmak

bâbında bi'l-fiʻil yeniçerilerim ağası olan iftihârü'l-ümerâ ve'l-ekâbir Mustafâ Ağa

dâme ulüvvühû tarafından mühürlü mektûp virilmekle mûcebince amel olunup icrâ-i

hakk olunmak emrim olmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan

fermân-ı celilü'l-kadrim ve muşâru'l-ileyh tarafından virilen mühürlü mektup

mûcebince amel idüp dahî mezbûru şerʻ-i şerîfe ihzâr ve bununla berâber idüp husûs-

ı mezbûr bir defa şerʻle görülüp fasl olmayup on beş yıl mürur etmiş değil ise tamâm

hakk üzere teftîş ve tefahhus idüp göresiz arz olunduğu üzere ise ol bâbda muʻtezâyı

şer-i kavîmle amel idüp dahî şerʻle teveccüh iden hakkın müteveccih olan mezbûrdan

baʻde'l-şübût hüküm idüp bi-kusûr mübâşir-i mezbûr maʻrifetiyle alıverüp teʻallül ve

inâd ittirmeyesiz hilâf-ı şerʻ-i şerîf muhallefât iderse mübâşir-i mezbûra koşup

âsitâne-i saʻadetime ihzâr ittiresin ki dîvân-ı hümâyûnumda vüzera-i izâm ve

kâdıaskerlerim huzûrunda daʻvâları şerʻle görülüp icrâ-yı hakk itdirile min-baʻd şerʻ-

i şerîfe ve emr-ı hümâyûnuma ve Ağa-yı müşâru'l-ileyh tarafından virilen mektûba

Page 276: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

263

muhâlif kimesneye iş ittirmeyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız

tahrîren fî-evâʼil şehr-i Cemâziye'l-âhir-i li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.68/229] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib sancâğında vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhum mefâhirü'l-emâsil ve'l-

akrân kethüdâ-yerleri ve yeniçeri serdârları ve aʻyân-ı vilâyetin iş erleri zîde

kadruhûm tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki inşâllahu teâʻlâ işbu

sâl-i ferhunda fâlde ihrâcı fermânım olan donanma-yı hümâyûnum gemileri sâʼir

senelerden ziyâde çıkmak fermânım olmağla kadîmden ocaklık olan avârız

kürekçileri kifâyet eylemeyüb tekmîl-i lâzım gelmekle taraf-ı mîriden taʻyîn olunan

akçe ile her bir neferine üçer bin akçe ücret virilmek üzere Asitâne-i saʻâdetimden

irsâl olunan mühürlü ve nişânlu mevkûfât defteri mûcebince taht-ı kazâsından kırk

altı nefer hodgirifte kürekçilerin tutub ve yarar kefillerin alub asıl avârız kürekçileri

ile maʻân ber-vech-i taʻcîl getürüp teslim-i tersâne eylemeniz bâbında fermân-ı

âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan

emrim üzere amel idüp dahî katʻa teʼhîr ve tevakkuf eylemeyüb siz ki kâdîlarsız der-

saʻâdetimden irsâl olunan mühürlü ve nişâlu mevkûfât defterinde taʻyin ve tasrîh

olunduğu üzere taht-ı kazânızdan ihrâcı fermânım olan ol mikdâr nefer hodgirifte

kürekçileri her birine üçer bin akçe ücret virmek üzere muʻaccelen tutup ve yarar

kefilleri alup ve lâzım gelen ücretlerin liva-i mezbûrda bedel-i mütekâʻidi akçesinden

ve iktizâ iden kusuru dahî taraf-ı mîrîden irsâl olunan akçeden mahkemede

müslimânlar ve reʻâya muvâcehesin de mübâşir mezbûr yedinden bi-kusûr virdürüp

aynıyla sicil ve hüccet oldukdan sonra avârız kürekçileri ile maʻân gönderüp ber-

vech-i taʻcîl teslim-i tersâne eyleyüb zinhâr ihmâl ve müsâhele eylemiyesiz ve

hüccetleri mübâşir mezbûr ile der-saʻâdetime gönderüp mevkûfât defterlerine kayd

ittürüp iʻtmâm-ı hidmet eyliyesiz ve zikr olunan kürekçiler güçlü ve kuvvetlü ve

küreğe yarar adamlar olup ʻalil ve marîz ve sabî ve mecnûn olmakdan be-gâyet

ihtirâz eyliyesiz ve irsâl olunan mübâşirin harcı dahî hazine-i amiremden virilmişdir

fermânım olan hodgirifte kürekçilerin üçer bin akçeyi tamâmen virüp min-baʻd harc

nâmıyla bir akçe ve bir habbe alınmaya ve aldırmayasız şöyle ki alınur ise sonradan

tecessüs olundukda tecâvüzün mesmûʻ-ı hümâyûnum olur ise amân ve zamân

virülmeyüb hakkınızdan gelünür bilmiş olasız anâ göre her biriniz mukayyed olup

Page 277: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

264

ʻavk ve teʼhîrden ve ihmâl ve müsâheleden ve ve hilâf-ı emr-i şerîf teaddi ve

tecâvüzden be-gâyet ihtirâz eyliyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız

tahrîren fî-gurre-i şehr-i Cemâziye'l-âhir li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Vasale ileynâ fî-25 Cemâziye'l-âhir Seneti'l-mezbûr

[s.68/230] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib sancâğında vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhum tevkîʻ-i refîʻ-i

hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki siz ki kâdılarsız taht-ı kazânızdan işbu sene-i

mübârekede kürekçi hânesinden fazla olan bedel-i mütekâʻidi akçesi hâlâ Sultanönü

sancağından ücretli tutulması fermânım olan hodgirifte kürekçileri ücretleri içün

taʻyin olmağla hazine-i âmiremden irsâl olunan mühürlü ve nişânlu mevkûfât defteri

sûreti mûcebince hodgirifte kürekçisi mübâşirine edâ ve teslim eylemeniz bâbında

fermân-ı âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda

sâdır olan emrim üzere amel idüp dahî siz ki Karahisâr-ı Sâhib sancağında vâkiʻ olan

kâdılarsız kürekçi hânesinden fazla her birinizin taht-ı kazânızdan tahsîl-i fermânım

olan bedel-i mütekâʻidi akçelerin Sultanönü sancâğından tutulması fermânım olan

hodgirifte kürekçileri ücretleri içün irsâl olunan mevkûfât defter-i mûcebince kürekçi

mübâşirine edâ ve teslim idüp kendüsünden temessük alup hıfz eyliyesin şöyle

bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-ğurre-i şehr-i Cumade'l-ahire ihdâ

ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.68/231] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib sancâğında vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhum ve mefâhirü'l-emâsil

ve'l-akrân liva-i mezbûrda vâkiʻ olan kethüdâ-yerleri ve yeniçeri serdârları ve

donanmâ-yı hümâyûnum mühimmâtiçün liva-i mezbûrdan kürekçi ihrâcına meʼmûr

olan zîde kadruhûm tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki donanma-yı

hümâyûnum gemileri içün ziyâde kürekçi lâzım ve mühim olmağla asıl avârız

hânelerinden ihrâç olunacak kürekçilerden mâʻadâ hodgirifte kürekçi tutulmak

fermânım olup emr-i şerîfim irsâl olunmağla imdi sen ki mübâşirsin ihrâcına meʼmûr

olduğun asıl avârız hânesi kürekçileri ile maʻân hodgirifte kürekçileri dahî ale't-taʻcîl

tutup maʻân götürüp teslim-i tersâne ittirilmek emrim olmuşdur buyurdum ki hükm-i

Page 278: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

265

şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüp dahî vech-i meşrûh

üzere tutulması fermânım olan hodgirifte kürekçilerini siz ki kâdılarsız ve mübâşir-i

mezbûr zîde kadruhûsun muʻaccelen tutup ve âsıl avârız hânelerinden irsâl olunan

evâmir-i şerîfem mûcebince asıl kürekçilerin dahî acele üzere ihrâç ve hodgirifte

kürekçileri ile maʻân getürüp tamâmen tersâne-i âmireme teslim itdirüp ʻavk ve

teʼhîrden ve ihmâl ve müsâheleden ve ale't-taʻcîl hodgirifte kürekçiler ile maʻân asıl

avârız hânesi kürekçileri ile maʻân ihrâç idüp [s.69] getürüp teslim-i tersâne

itdirilmemekden be-gâyet ihtirâz eyliyesiz ve bi'l-cümle kürekçi husûsu umûr-ı

mühimmedendir sâʼire kıyâs eylemiyesiz şöyle ki fermânım olan asıl kürekçileri ile

hodgirifte kürekçiler ihrâç ve getürüp teslim olunmaya ziyâde utûbed olunursuz

bilmiş olasız şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi'l-sâlis

şehr-i Cemâziye'l-âhire sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.69/232] Mehâfirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib sancâğında vâkiʻ olan kâdîlar zîde kadruhûm tevkîʻ-i refîʻ-i

hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki işbu sene-i mübârekede liva-i mezbûrdan ücretle

tutulması fermânım olan hodgirifte kürekçilerinin ücretleri içün siz ki kâdılarsız taht-

ı kazânızdan tahsîline meʼmûr olduğunuz bedel-i mütekâʻidin akçesinden virüp ve

tekmîli lâzım gelen bâkiyesin hodgirifte kürekçisi mübâşirinden emr-i şerîfimle

havâle olunan yerlerden alup ve Kürekçilerin ücretlerin virüp itmâm-ı hizmet

eyliyesiz deyü fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda

sâdır olan emrim üzere amel idüp dahî teʼhîr ve tevakkûf eyleyüb siz ki kâdılarsız

taht-ı kazânızdan ücretle tutulması fermânım olan hodgirifte kürekçilerinin ücretleri

içün lâzım gelen akçeleri tahsîline meʼmûr olduğunuz bedel-i mütekâʻidin

akçesinden virüp ve tekmîl lâzım gelen bâkiyesin hodgirifte kürekçisi mübâşirinden

emr-i şerîfimle havâle olunan yerlerden alup kürekçileri emr-i şerîfim mûcebince

tutup itmâm-ı hizmet eyleyüb ihmâl ve müsâhele eylemiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i

şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-sâni şehr-i Cemâziye'l-ahir ve li-sene ihdâ

ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Vasâle fî 26 şehri'l-mezbûr seneti'l-mezbûr

Page 279: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

266

Kürekçiyân-ı Hodgiriftegân kazâ-i mezkûr-i der-liva-i Karahisâr-ı Sâhib el-

vâkiʻ fî-sene 1071 ber-mûcebi defter hazine-i âmire.

Kazâ-i

Karahisâr-ı Sâhib

Nefere

12

Yalnız On iki neferdir

[s.69/233] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm Teke

ve Menteşe Defterine tâbiʻ ve ve kâdîları zîde fazlıhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl

olıcak maʻlûm ola ki zikr olunan kâdîlıklar da vâkiʻ hâssa Şâhin kayacılarının bin

yetmiş senesine mahsûb olmak üzere mürde bahâları tahsîline meʼmûr olan zîde

kadru Der-saʻâdetime gelüp kâdim-i defteri cedîd-i hâkânide mukayyed berâvât-ı

âlîşân ile taʻâyîn olunmuş hâssa Şâhin kayacılarının ve evlâdlarının

müslimânlarından yüz altmışar akçe ve keferesinden yüz akçe mürde bahâları

tahsiline ber-mûcebi emr-i defter-i mübâşeret edüp lâkin baʻzıları virmekte teʻallül

edüp mîriye gadr iderler deyü bildirüp kânûn-ı kadîm üzere ve defter-i hâkâni sûreti

mûcebince taleb ve tahsîl itdirilüp kimesneye teʻâllül ve nizâʻ itdirilmemek bâbında

emr-i şerîfim virilmek ricâ eyledüğü ecilden imdi kânûn-ı kadîm üzere defter-i cedîd

hâkâni sûret-i mûcebince tahsîl itdirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i

şerîfimle mezbûr Doğâncı vardıkda bu bâbda defter hâne-i âmiremden ihrâç olunup

mezbûr Doğancı başının eline verilen mühürlü ve nişânlu defter-i hâkâni sûretinde

mestûrü'l-esâmî olan hâssa Şâhin kayacılarının ve evlâdlarının târîh-i mezbûrda

Asitâne-i saʻâdetime Doğan getürmeyüb ellerinde mühürlü ve maʻmûlün-bih edâ-i

hizmet tezkeresi olmayanların her birinden yüz ellişer akçe ve keferesinden üçer yüz

akçe mürde bâhaların mezbûr Doğancı başıya bildirülüp ber-mûcebi emr defter tahsîl

itdirüp kimesneye teʻallül ve nizâʻ ittirmeyesiz cânib-i mîriye gadr ve zarar olmakdan

ve defterde mukayyed Doğancı olmayanlara müdâhale olunmağla hilâf-ı şerʻ ve

kânûn zulm ve teʻaddiden be-gâyet ihtirâz eyleyüb husûs-ı mezbûr içün bir dahî

emrim varmalu eylemiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî'l-

yevmi's-sâni ve'l-işrin şehr-i Rebiü'l-âhir sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Page 280: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

267

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.69/234] İş bu sene ihdâ ve sebʻîn ve elf Şabânü'l-muazzamının ğurresinden

üç aya değin nâhiye subâşılığı mîr-liva ağalarından Veli Ağa'ya verilüp yedinde

mektûp olmağla mazmûnudur ki bu mahale kayd olundu.

[s.70/235] Vech-i tahrîr-i hurûf oldur ki Karahisâr-ı Sâhib sancâğında hâliyâ

berât-ı padişâhi ile mutasarrıf olduğumuz Piyâde Beğliği Voyvodalığı işbu bin

yetmiş bir martı ibtidâsından bin yetmiş iki martı tamâmına varınca bir sene olmak

üzere zâbitliğin tarafımızdan ızzetlü Mustafâ Ağa'ya virilmişdir mûmâ-ileyh Mustafâ

Ağa dahî varup voyvodalığı merkûm sene-i mezbûre mahsûp olmak üzere gereği gibi

zabt ve tasarruf ve hâsıl olan mahsûlât ve rüsûmun bi-hasebi'ş-şerʻ ve'l-kânûn ahz ve

kabz eyleyüb ve havâss-ı mezbûrun aşâr-ı şerʻiyye ve rüsm-i örfiye ve bâd-ı hevâ ve

cürm-i cinâyet ve resm-i arusane ve tapu-yı zemîn ve resm-i kevvâre ve yava ve

kaçkun ve bi'l-cümle evvâb-ı mahsulatın olıgeldüğü üzere cemʻ ve tahsil eyleyüb ve

siz ki reʻayasız merkûm Mustafâ Ağa'yı üzerlerinize zâbit ve hakim bilüp her

umurlarınız da mürâcaʻatı kendüsüne eyleyüb min baʻd itâʻat ve inkiyâd üzere

olmakdan ihtirâz üzere olup mûcebi mektûp ile âmil olasız tahrîren fî-ğurre-i

Cumâde'l-ûlâ sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Ahmed (?) Ağa Mîr-i Piyâde

[s.70/236] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm meʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Anadolu ve Karaman ve Adana ve Haleb ve Rakka ve Maraş Eyâletlerinde vâkiʻ olan

kâdîlar zîde fazlıhum ve mefâhirü'l-emâsil ve'l-akrân zikr olunan eyâletler de vâkiʻ

Elviye mütesellimleri zîde kadrıhûm tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola

ki zikr olunan eyâletlerin ve Erdel sefirine meʼmûr olan züʻamâ ve erbâbı tîmârından

harçlıkçı çıkup vilâyetlerinde olanlar ve geçen sene bir târîk ile seferden kalanlar ve

Rakka ve Maraş eyâletlerinin umûmen züʻamâ ve erbâbı tîmârı Alaybeğleri ile

muʻaccelen kalkup ve Erdel seferinde serdâr-ı sipehsaların olan düstûr-ı mükerrem

müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem vezirîm Ali paşa edâmallahu teʻâlâ iclâlehunun

yanında varmağiçün bir iki defa evâmir-i aliyyem gönderilüb tenbîh olunmuş idi

muşâru'l-ileyh serdârım düşman ağzında kışlayub inşâllahu teʻâlâ meʼmûr olduğu

hizmet-i hümâyûnuma teveccüh eylemek üzere olup askerin bir saʻât evvel erişmesi

lâzım ve mühim olmağla muʻaccelen kaldırup sürmek içün sâbıkâ asitâne-i

Page 281: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

268

saʻâdetimde Çavuşbaşı olan iftiharü'l-emâcid ve'l-ekârim câmiʻü'l-vehâmid ve'l-

mekârim Abdülfettâh zîde mecduhû mübâşir taʻâyin olunup nevrûzdan sonra her kim

evinde bulunur ise bilâ-emân kapusu önünde salb olunmak fermânım olmuşdur her

biriniz taht-ı hükümetinizde nidâ ve bu emr-i şerîfimi cümleye iʻlân ve işâʻat idüp

meʻmûr olan askeri bir sâʻat evvel kaldırup meʻmûr oldukları mahalle irsâl

eylemekte bezl-i makdûr ve ikdâm ve saʻy ve ihtimâm eyliyesiz nevrûzdan sonra her

kim evinde bulunursa siz ki mübâşir-i mûmâ-ileyh ve siz de mütesellimlersiz bilâ-

eman kapusu önünde salb edib himâyet ve müsâmaha eyliye hidmet-i hûmâyunum

teʻhîrine sebeb olmakdan hazer eyliyesiz şöyle ki ihmâl ve müsâmaha oluna siz ki

Kâdîlarsız ve Mütesellimlersiz azl ile konulmayup eşedd-i hakâretle cezânız virülür

ana göre maʻlûmunuz olup emr-i şerîfimi yerine getürmeğe bezl-i ikdâm eylemeniz

bâbın da fermân-ı âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükümüm vusûl buldukda

bu bâbda sâdır olan fermân-ı celil'ül-kadrim mûcebince amel idüp dahî müşâru'l-

ileyh serdârım düşman ağzında kışlayup inşâllahu teʻâlâ meʼmûr olduğu hidmet-i

hümâyûnuma teveccüh eylemek üzere olup askerin bir saʼât evvel erîşmesi lâzım ve

mühim olmağla muʻaccelen kaldurup sürmek içün muʻmâileyh Abdülfettâh zîde

mecduhû mübâşir taʻyin olunup nevrûzdan sonra her kim evinde bulunursa bilâ emân

kapusu önünde salb olunmak fermânım olmağın her biriniz taht-ı hükümetinizde nidâ

ve bu emr-i şerîfimi cümleye iʻlân ve işâʻat idüp meʻmûr olan askeri bir sâʻat evvel

kaldurup meʼmûr oldukları mahalle irsâl eylemekde bezl-i ikdâm ve saʻy ve ihtimâm

eyliyesiz nevrûzdan sonra her kim evinde bulunursa siz ki mübâşir-i mumâ-ileyh ve

siz ki mütesellimlersiz bilâ-emân kapûsu önünde salb idüp himâyet ve müsâmaha ile

hidmet-i hûmâyunumun teʻhîrine sebeb olmakdan ihtirâz üzere olasız şöyle ki ihmâl

ve müsâhale oluna siz ki Kâdîlar ve Mütesellimlersiz azl ile konulmayup eşedd-i

hakâretle cezânız virilmek mukarrerdir anâ göre mağlumunuz olup emr-i şerîfimi

yerine getürmekde bezl-i ikdidar ve sarf-ı ihtimâm eyleyüb hilâfından ihtiyât üzere

olasız ve siz ki mübâşir mûmâ-ileyhsin bu hizmet-i hümâyûnum sâʼire kıyâs olunmaz

bilürsüz sonra cevâb virmeği mülahâza idüp anâ göre mukayyed eyliyesiz şöyle

bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâʼil-i şehr-i Receb sene ihdâ ve

sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Vasale ileynâ fî-6 Receb seneti'l-mezbûr.

Page 282: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

269

[s.71/237] Şerâyiʻ-şiʻâr Anadolu ve Karaman ve Adana ve Halep ve Rakka ve

Maraş eyâletlerinde vâkiʻ olan Kuzât Efendiler huzurlarına daʻvât-ı lâʼika ve

mefâhirü'l-emâʼsil ve'l-akrân zikr olunan eyâletlerinde vâkiʻ Beğlerbeyiler ve

Sancakbeğleri ve Mütesellimleri zîde kadruhûm inhâ olunur ki vezîr-i mükerrem

izzetlü ve rıfatlü Serdar Ali Paşa hazretleri ile sefer-i hümâyûna meʼmûr olup taht-ı

kazânız da sâkin züʻamâ ve erbâb-ı tîmâr muʻaccelen varub Serdâr-ı muşâru'l-ileyhin

yanında hizmetde mevcûd bulunalar deyü bundan akdem emr-i şerîf gönderülüp

tenbîh-i hümâyûn sâdır olmuşdu ol emr-i şerîfi âlâ mâ-kân mukarerdir imdi ol-

makûle Sefer-i hümâyûna meʼmûr olan tavâʼif-i askerin cümlesi tevakkuf ve ârâm

eyleyüb taʻcîl ale't-taʻcîl varûp erüşüp hidmat-ı hümâyûnumda mevcûd bulunup

şöyle nevruzdan sonra askeri halkından birisi evlerinde ve memleketlerinde bulunalar

siz ki Mütesellimler siz amân ve zaman virmeyüb kapuları önünde salb eyleyüb

ihmâl ve müsâhele ve tekâsülden ve emr-i şerîfime muhâlif vazʻu hareket

irtikâbından ihtirâz eylemeniz bâbında fermân-ı celilü'l-ünvân vârid olunup emr-i

şerîf ile sâbıka Âsitâne-i saʻâdetmedârımda Çavuşbâşı olan iftihârü'l-emâcid ve'l-

ekârim Abdülfettâh Ağa zîde mecduhû gönderilmeğin mûcebince mektûp tahrîr ve

irsâl olunmuşdur vusûlunde gerekdir ki her biriniz bu bâb da sâdır olan fermân-ı

alişân mûcebince âmil olup dahî minvâl-i meşrûh üzere taht-ı kazânızda sâkin olup

ol-makûle sefer-i hümâyûna meʼmûr olan züʻamâ ve erbâbı tîmâra bi-hüküm tenbîh

ve tekîd eyliyesiz ki cümlesi teʼhîr ve tevakkûf itmeyüb taʻcîl ale't-taʻcîl serdâr-ı

muşâru'l-ileyhin yanına varup hidmet-i hümâyûnda mevcûd bulunalar şöyle ki

nevruzdan sonra tavâʼif-i askerden birisi evlerinde ve memleketlerinde bulunalar siz

ki mütesellimlersiz amân ve zamân virmeyüb kapuları önünde salb eyleyüb ihmâl ve

tekâsülden ve emr-i şerîfe muhâlif vazʻu hareket irtikâbından be-gâyet ihtirâz

eyliyesiz ve bi'l-cümle sefer-i hümâyûna meʼmûr olan askeri sınıfı nevrûzda mahal-i

meʼmûrda hâzır ve mevcûd bulunmaları ehem ve elzemdir âna göre her biriniz

mübâşir-i mûmâ-ileyh maʻrifetiyle mukayyed ve ihtimâm idüp ve emr-i şerîfim

mazmûn-ı Hümâyûnunu icrasında dakika fevt eylemeyüb hilâfından gayetü'l-gaye

içtima üzere olasız bâki ve's-selâm.

Mehmed …

Page 283: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

270

[s.71/238] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâ-yı

cihân sitân-ı hâkânî oldur ki.

Divân-ı hümâyûnuma arz-ı hâl sunup bin yetmiş bir senesine mahsûp olmak

üzere Karahisâr-ı Sâhib sancağında vâkiʻ Çorak maʻa Kazlıgöl mukâtaʻasının senede

haddi iltizâm mevâcib-i mütekâʻidin ve duʻâ-gûyân ile elli bin akçeye olmak üzere

iltizâm ve kabûl iderim şol şardlaki bu anâ dek ümenâ zabt ve tasarruf eyledüğü

üzere mezbûre dahî zabt ve tasarruf olunmak bâbında kendüye der-uhde olunmak

ricâ itmeğin nısf-ı peşin ile berât-ı şerîf virilmek fermânım olmağın tevcîh idüp bu

berât-ı saʻâdet ayâtı behcet-gâyatı virdüm ve buyurdum ki bin yetmiş bir Recebinin

dokuzuncu gününde vâkiʻ Martı ibtidâsından emin-i mezbûr mukâtaʻa-yı mezbûre

ma-tekâddümden zabt olunduğu üzere zabt ve tasarruf idüp şerʻ-i şerîfe ve kânûn-ı

münîfe muvafık düşen mahsulatın ahz ve kabz idüp zabtına kimesne mâniʻ olmaya

ve zikr olunan mukâtaʻa mâlından bin yetmiş bir Muharreminin beşinci günün de

tekâvîyetle on dokuz bin sekiz yüz akçeyi teslim-i hazine eylemişdir şöyle bileler

ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar tahrîren fi'l-yemi's-sâmin işrin şehr-i Saferü'l-hayr

sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Vasale ileynâ fî-15 Receb sene 1071.

Tıbku-aslihü'l-hatir harrehü'l-fakîr Mehmed isnetiyn el-kâdî ve asâkirü'l-

Rumeli uvhiye an-hüm

[s.71/239] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâ-yı

cihân-sitân-ı hâkânî hükmü oldur ki.

Elâ gözlü açık kaşlû orta boylu râfiʻ-i tevkiʻ-i refü'ş-şân-ı hâkâni südde-i

saʻâdetime gelüp mukaddemâ yaralığı arz olundukda ibtidâdan altı bin akçe tîmâra

emri şerîfim virilüp ve Karahisâr-ı Sâhib sancağında Şehrâbâd nâhiyesinde çiftlik-i

KaraYahyâ Der-karye-i Malöyüğü ve gâyriden dört bin akçe mensûh tîmâra

mutasarrıf olan Sinân âhar dirliğe geçüp tîmârı mahlûl olmağla kendüye virilmek

bâbında inâyet ricâ itmeğin tîmârı olduğu sancâkta sâkin olup Alaybeyisi bayrağı

altında sefer eşmek şartıyla tevcîh olunmağiçün sene ihdâ ve sebʻîn ve elf Rebiü'l-

âhirinin evâhirinde hükm-i şerîfle virildikden sonra tezkeresi ihrâç olmak fermânım

olmağın zikr olunan dört bin akçe tîmâr vech-i meşrûh üzere âhar dirliğe sülûk iden

Page 284: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

271

mezbûr Sinân tahvilinden ibtidâsı bedelinde noksanıyla ber-vechi tekmîl altı bin

akçelik üzere merkûm Mustafâ'ya tevcîh olunup virdüm ki zikr olunur

Çiftliki KaraYahyâ

Der-liva-i Malöyüğü

Tâbiʻ Şehrâbâd

Hâsıl

833

ÇiftlikTâbiʻ Geridi Der-

karye-i Abaza tâbiʻ

Karahisâr

Hâsıl

910

Çiftlik

Nâm dede der-karye-

i Ayazıkızıl tâbiʻ M

Çiftlik

834

Çiftlik Karayer der-

karye-i Anbanaz

Tâbiʻ M

Hasıl

963

Çiftliki

Karabuçak der-karye-i

Ağin tâbiʻ M

Hasıl

283

Yekün

4000

Ber-vechi tekmi

6000

Ve Buyurdum ki baʻde'l-yevm taht-ı yedînde olup tasarruf kılup şol mezâhi-i

hıdâmat-ı firûze-i mevfûre ve mesâi-i meşkûre-i asâkiri mansûredir ber-mûcebi

Defter-i hâkân-i bi-kusur merʻî ve müʼeddâ kıla ol babda hiç âhad mâniʻ ve dâfiʻ

olmaya şöyle bileler ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.72/240] Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem müdebbir-i

umûri'l-cumhûr biʼl-fikri's-sâbık mütemmim-i mehâmmi'l-enâm biʼr-reyi's-sâʼib

mümehhid-i bünyâni'd-devleti ve'l-ikbâl müşeyyid-i erkâni's-saʻâdeti ve'l-iclâl el-

mahfûfu bi-sünûfi'l-avâtıfi'l-meliki'l-aʻlâ Anadolu eyâletine mutasarrıf olan vezîrim

paşa edemallahu teʻâlâ iclâlehu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki

kıdvetü'l-emâʼsil ve'l-akrân Karahisâr-ı Sâhib sancâğı Alaybeğisi Mustafâ zîde kadru

ordu-yu hümâyûnuma mektûp gönderüp liva-i mezbûrda Kırhisâr nâhiyesinde Alice-

oğlu nâm karye ve ğayriden beş bin akçe tîmâr harâb ve bî-hâsıl olmağla kimesneye

der-dest olmayup ol-vechle mahlûl olmağla bundan akdem yararlığı arz olundukda

ibtidâdan beş bin akçe tîmâra emiri olan gözlü kaşlu boylu dârende-i fermân-ı

hümâyûn Himmet'e virilmek ricâsına arz itmeğin ibtidâsı alınup buyurdum ki göresiz

tîmârı mezbûr ol-vechle mahlûl ise tîmârı olduğu sancakta sâkin olup Alaybeğisi

bayrağı altında sefer eşmek şartıyla mezkûra tevcîh idüp tezkeresin viresiz şöyle

Page 285: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

272

bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâsıt-ı şehr-i Rebiü'l-evvel li-sene

ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-yurd-ı Sahrâʼî Temeşvar

[s.72/241] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdinü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Kavala'da vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhum ve mefâhirü'l-emâʼsil ve'l-akrân Kavala'da

vâkiʻ olan Yeniçeri Serdârları zîde kadrıhûm tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak

maʻlûm ola ki inşâllahu teʻâlâ bu sene-i mübârekede vâkiʻ olan rûz-ı nevrûzda cenâb-

ı celâdet meʼâbım devlet ve ikbâl ve saʻâdet-i iclâl ile düşman dîn-i dalalet-i âyîn

olan Venedik keferesinin berren ve bahren yedlerinde olan kılaʻlarının üzerine sefer

olunmasın vârid olan hatt-ı hümâyûn-ı saʻâdet makrûnumun mazmûn-ı münîfinde

sâdır olan fermân-ı hümâyûnum mûcebince devlet-i ʻaliyyeye küllî mazarrat olup

Girid ceziresinde vâkiʻ olan Kandiye kâlaʻsının feth-i teshîri içün her biriniz uğûr-ı

dîn-ı devletime murâdâta saʻy ve kûşiş idüp evvel bahâr-ı ferhûnde-asarda bir

cânibden düstur-ı ekrem müşir-i efhâm nizâmü'l-alem vezîr-i âʻzâm Mehmed paşa

edemallahu teʻâlâ iclâlehu ve bir cânibden dahî bir mikdâr kullarım ile Serdâr-ı zafer

şiʻârım Venediğe karîb olan kalʻalarına irsâl olunmak fermânım olup birden bine

varınca ulûfelü olan kullarım âbâ ve ecdâdıma ve rikâb-ı hümâyûnuma şimdiye değin

nice hizmet idüp mazhar ola gelmişler ise bu sene-i mübârekede dahî ʻâdet-i

marziyye-i Pâdişâhânem üzere memâlik-i mahrûsamda olan korucu ve oturak

kullarım Asitane-i saʻâdetim muhafazasına ve serhadlere meʼmûr olup kullarım dahî

serhadlerine gidüb ve sâʼir sefer-i hümâyûnuma meʼmûr olan kullarım dahî rikâb-ı

hümâyûnuma ve sefer-i zafer rehberime hâzır ve âmade olup hakk celle ve ʻalâ'nın

lutf-ı bî-gâyeti ve hazret-i Muhammed Mustafâ sallallâhü teʻâlâ aleyh ve's-sellemin

muʻcizât-ı kesîru'l berekâtı ile dîn-i devlete ve ümmet-i muhammed'e kasd-ı

mazarrad iden Venedik keferesinin bu sene-i mübârekede hakkından gelinüp ve

kılâʻ-ı bikâʻaları bi'l-külliye memâlik-i islâmîye zamm olunup İbâdullahın huzûr ve

rahatı içün inan-ı azîmet-i husrevâneme ol-câniblere masrûf olunmak bâbında

teveccüh-i hümâyûnum mukarerer ve muhakkak olub vakt-i mezbûrda bi'l-cümle

kullarım hâzır ve müheyyâ olup Dergâh-ı muʻallam Yeniçeri Çâvuşlarından zîde

kadru taʻyin olunmuşdur siz ki Kavala da vâkiʻ olan kâdîlar ve Yeniçeri Serdârları

siz zîr-i hükümetiniz şiʻârlarınızda ve mecmaʻ-ı nâs olan mahallerde ve çarşu ve

Pazarlarda muhkem tenbîh ve nidâ iddirüp ve ve oturak ve korucu ve bi'l-cümle nefer

Page 286: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

273

rûz-ı nevrûzdan gün mukaddem mahallerden ihrâç ve Serdârlarıyla mâʻan der-i

devlet medârıma seriʻan ve acilen irsâl ve iysâl idüp ve hîn-i azimetlerinde her

birinizin taht-ı kazâsında ne mikdâr korucu ve sefer ve serhadde meʼmûr olan ne

kadar nefer olduğun serdârları maʻrifetiyle ale'l-esâmî defter idüp ve serhadli bir ân

ve bir saʻat tutmayub mahallerine irsâl ve esâmîlerinin üzerine maʻlûm olmak içün

serhâdde gitmişdir deyü işâret idüp anlardan gayri bi'l-cümle korucu ve oturağı ve

neferi serdârlarıyla maʻân bir gün mukaddem vakt-i mezbûrda gönderesiz ki her biri

odalarında mevcûd bulunup ve meʼmûr oldukları mahallere revâne olup sizinde

hizmetiniz meşkûr ola ve siz ki Kavalada vâkiʻ olan Yeniçeri Serdârlarısız ser-hadde

meʼmûr olan neferâtı bir ân ve bir sâʻat tutmayub her biri meʼmûr oldukları

serhadlerine gönderüp ve korucu ve oturak ve neferât kendünüz ile maʻân olub ve

ale'l-esami defter idüp ve kendünüz bayraklarınızı açup önlerine düşüp nevrûzdan

gün mukaddem getürüb odalarına teslîm idüp ale'l-esâmî defterlerini getürüp her

birinizle ne mikdâr korucu ve oturak ve nefer gelmişdir ve serhadlere kim gitmişdir

ve Yeniçeri geçünüb sizinle gelmeyenler kimdir cevâb virüp kendünüz itâʻatdan

halas olasız ki bundan sonra yerlü yerinde ve hevâ ve hevesinde kalup sizinle

gelmeyenleri teftiş ve tefahhus idüp müstakill Ocak ağları taʻyin olunup tavâʼif-i

mezbûrdan yerinde bir kimesne kalup bundan sonra elegire mûcebi ibret içün

haklarından gelindikden sonra emvâl ve erzâkları cânib-i mîri içün zabt olunup

kangınızın serdâr-ı nusret bulunursa ânlara olan hakaret himâyet ittüğünüz içün

sizlere olmak mukarerdir deyü iftiharü'l-ümerâ ve'l-ikâbir bi'l-fiʻil yeniçerilerin ağası

olan Mustafâ Ağa dâme uluvvhû tarafından mühürlü mektûp verilmekle mûcebince

amel olunmak emrim olmuşdur buyurdum ki vusûl bulundukda sâdır olan fermân-ı

celîlü'l-kadrim ve muşâru'l-ileyh tarafından virilen mektûp mûcebince amel idüp min

baʻd hilâfına rıza ve cevâz göstermeysiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız

tahrîren fî-evâsıt-ı şehr-i Cumâziye'l-evvel li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Vâsalel belâ fi'l-yevmi'l-tâsiʻ min Şabân sene 1071.

[s.73/242] Mazmûn-ı emr-i şerîf mûcebince bi'l-fiʻil Yeniçeri Ağası olan

Mustafâ Ağa hazretlerinin dahî mektûpları vardır.

Page 287: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

274

[s.73/243] Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem müdebbir-i

umûri'l-cumhûr biʼl-fikri's-sâbık mütemmim-i mehâmmi'l-enâm biʼr-reyi's-sâʼib

mümehhid-i bünyâni'd-devleti ve'l-ikbâl müşeyyid-i erkâni's-saʻâdeti ve'l-iclâl el-

mahfûfu bi-sünûfi'l-avâtıfi'l-meliki'l-aʻlâ Anadolu eyâletine mutasarrıf olan vezîrim

paşa edemallahu teʻâlâ iclâlehu ve Akza kuzâtü'l-müslimîn ulâ vülâti'l muvahhidîn

maʻdenüʻl-fazl ve'l-yakîn hüccetü'l-hakkı ale'l-halkı ecmaʻîn vâris-i ulûmu'l-ebnâʼi

ve'l-mürselîn el-muhtass bi-mezîd-i inâyeti'l-meliki'l-muʻîn Mevlâna Kütahya kâdısı

zîde't-fezailihu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki Dergâh-ı

muʻallam kapucularından dârende-i fermân-ı vâcibü'l-izʻân Ahmed nâm kapucu

südde-i saʻâdetime arz-ı hâl idüp bundan akdem kazâsı sâkinlerinden uzun Mustafâ

nâm kimesne bin altmış sekiz senesinden bir sene tamâmına değin karz tarîkiyle yüz

yirmi bin akçe alup yedine hüccet-i şerʻiyye virüp sene tamâmında emri şerîfle

akçesin taleb eyledikde virmeyüb zimmetin de kaldığu ve bu bâbda hüccet-i

şerʻiyyesi olduğun ve tarafından Mustafâ nâm kimesneyi vekîl nasb ve taʻâyîn

eyledüğün bildirüp şerʻle görülüb mezbûrun zimmetinde olan hakkı vekîl-i mezbûra

alıvermek bâbında emr-i şerîfim ricâ itmeğin buyurdum ki hükm-i şerîfimle vekîl-i

mezbûr vardıkda ihzâr-ı hafî kılub bir defaʻ şerʻle görülüb fasl olmuş değil ise hakk

üzere teftîş ve tefahhus idüp ve bu bâbda hüccet-i şerʻiyyesine nazâr idüp göresiz arz

olunduğu üzere ol hüccetin maznmûnu muvâkıf-ı şerʻ olup ʻalâ-vechi'l-hasm isabet

olursa(?) ol-bâbda muktezâ-yı şerʻ-i kavim ve hüccet-i şerʻiyyesin mûcebince amel

idüp dahî baʻde's-sübût şerʻle teveccüh iden hakkın vekîl-i mezbûr Mustafâ'ya hükm

idüp alıverüp şerʻ-i şerîfe ve hüccet-i şerʻiyye ve emr-i hümâyûnuma muhâlif

kimesneye iş ittirmeyesiz kâziyede medhâli olmayanları dâhil ittirmeyüb eslemeyüb

inâd üzere olanları yazup bildirüp husûs-ı mezbûr içün tekrâr emrim varmalu

eylemiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâsıt-ı şehr-i

Recebü'l-mürecceb sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.73/244] Şerâyiʻ şiʻâr

Karahisâr ve Sandıklı kâdîları ızzetlü efendiler huzûrlarına dürer-i daʻvât-ı

sâfiyât ithâfıyla inhâ olunur ki bin yetmiş senesinde Urban-ı izzetbân(?)

mukâtaʻasına berât-ı alîşân mutasarrıf olup uhdemde olan kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân

Page 288: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

275

Mustafâ Ağa zîde kadru mukâtaʼ-i mezbûreyi Sandıklı kazâsı sâkinlerinden Arslan

nâm kimesneyi der-uhde ve tevfîz idüp zimmetinde olan mâl-ı mukâtaʻadan bir

mikdârın alup zimmetinde kalan altmış bin akçeyi Asitâneʼi saʻâdedde râyic olduğu

üzere virmeyüb teʻallül iddiğün ve yine Karahisâr kazâsında sâkin uzun Mustafâ nâm

kimesne bundan akdem dergâh-ı ʻali kapucularından Ahmed Ağa'dan bir sene

tâmamına değin vâde ile yüz yirmi bin akçe istikrâz idüp eline hüccet-i şerʻiyye

virdikden sonra mahallinde taleb oundukda virmeyüb teʻallül itdiklerin der-i devleti

iʻlâm olundukda mezkûrinden hüccet ve temessük mûcebince alıvirilmek bâbında iki

kıtâʻ emri şerîf sâdır olmağın mûcebince tarafımızdan mektûp ve mübâşir iltimaz

olunmağla tahrîr ve kıdvetü'l-emâʼsil Mehmed Ağa mübâşir nasb olunup

gönderilmişdir gerekdir ki mukâtaʼi mezbûrdan bâki kalan mâl-ı mîriyi asitâne'de

râyic olunduğu üzere ve merkûm Mustafâ'nın istikrâz iddiğü akçeyi dahî hüccet-i

şerʻ ve kânûn üzere bi't-tamâm alıviresiz ve illâ mezbûrları mübâşire koşup bu tarafa

havâle idesiz ki şerʻ-i şerîf ve emr-i münîf muktezâsınca bu tarafda icrâ-yı ahârı hakk

oluna âhardan kimesneyi müdâhâle ittirmeyesiz teʻallül idenleri arz idesiz ve's-selâm.

El-fâkir Kaʼim-makâm-ı Muhâfızı Anadolu hâlâ

[s.73/245] Şerîʻat Nisâb Mevlânâ Ahmed Efendi Kâmyâb

Tahiyyat-ı sâfiye ve teslimât-ı vâfîye ithâfıyla inhâ olunur ki Karahisâr-ı

Sâhib sâncağının umur-ı kısmet-i askeriyesi size sipâriş olunmuşdur gerekdir ki zikr

olunan sancâkta vâkiʻ olan mevtâ-i askeriyenin muhâllefâtına tahrîr ve beyne'l-verese

alâ mâ ferazallâh taksîm ve tevziʻ idüp rusûm-i muʻtadeyi tarafımıza irsâl idesiz ve's-

selâm fi'l-yevmi'l-hâmis aşer min Recebi'l-fert li-sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

El-fakîr Abdülkâdir el-kadı be-aseker-iAnadolu el-maʻmure

Tıbbkı aslihü'l-mahtûm anil-fâkir ileyhi subhânehu Ramazân el-Mevlâ

hılâfeti be-Kazâ-i Şuhut uvhiye an-hü

[s.74/246] Fahrü's-sâdati'l-kirâm Es-seyyid Hüseyin Çelebi Kâm-yâb

Tahiyyat-ı sâfiye ve teslimât vâfîye ithâfıyla inhâ olunur ki Kütahya ve

Karahisâr ve Işıklı ve Çal ve Sandıklı kazâlarında sâkin olan sâdât-ı kirâm-ı zevil-

ihtirâm üzerlerine tarafımızdan sizi kâim-makâm nasb ve taʻyîn etmişizdir gerektir ki

Page 289: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

276

sahîhü'n-neseb olup yedinde nukaba-i sâlifeden hüccet-i sahîhası olanlar tevkîr ve

ihtirâm eyliyesiz ve teşeyyüdü meşhûr olup temessükü olmayanları yeşil sarıkdan ve

alâmet getirmekden menʻ ve defʻ eyliyesiz ve teftîşde siyâdetde alakâsı olmadığı

ecilden menʻ olunup reʻâyaya ilhâk olanlara zinhâr siz dahî yeşil sarığa ve alâmeti

getürmeğe izin ve ruhsat vermiyesiz ve kendiniz siyâdete müteʻallik hüccet ve

tezkire virmiyesiz ve cadde-i şerʻ-i kavimden tecâvüz idenleri bi-hasebi'ş-şerʻ-i

şerîfsiz teʼdîb ve ilzâm idüb âhardan kimesneyi rencîde ve remîde itdirmiyesiz ve'l-

hâsıl ol tâʼife-i aliyyeye bir vechle hizmet etmek gerektir ki dünyada makbûl-ı hâss

ve âmm ve ukbâda mazhar-ı şefâʻat hazreti seyidil enâm olasız aleyh-i evdalü's-salat-

ve ekmelü's-selâm mâ teʻakibü'l-leyali ve'l-eyyâm hurire fî-Cemâziye'l-âhire sene

ihdâ ve sebʻîn ve elf.

El-fakîr Şeyh Mehmed el- Hüseyni el-nakîb alâ eşrâfi'l memâliki'l-Alâniyye

[s.74/247] Asitâne-i saʻâdetimden Boğazhisâra ve Konya'ya varup gelince yol

üzerinde vâkiʻ olan kâdîlar yalnız iki nefere iki reʼs bârgir viresiz deyü mestûr

olmağla mazmû-ı emr-i şerîfdir ki kayd olundu.

[s.74/248] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân oldur ki

Orta boylu kara gözlü kara açık kaşlu râfiʻ-i tevkîʻ-i refîʻi'ş-şân-ı hâkâni

Süleymân südde-i saʻâdetime gelüp Karahisâr-ı Sâhib sancağında Şehrabâd

nâhiyesinde çiftlik-i ivaz der-karye-i İnazı ve gayriden altı bin dört yüz akçe tîmâra

berât-ı şerîfle mutasarrıf olup lâkin ziyâde bi-hâsıl olmağla üç bin akçesi fürû-nihâde

olup Nişâncı kalemiyle defter-i icmâle tashîh olup tashîh olunduğu üzere üç bin dört

yüz akçe tîmâr müceddeden tevcîh olunmak bâbında inâyet ricâ itmeğin tashîh

olunduğu üzere üç bin dört yüz akçe tîmârı tîmârı olduğu sancâkda sâkin olup ve

Alaybeğisi bayrağı altında sefere itmek şartıyla müceddeden tevcîh olunmağiçün

sene ihdâ ve sebʻîn ve elf Recebinin evâsıtında hükm-i şerîfim verildikden sonra

tezkeresi virilmek fermânım olmağın zikr olunan üç bin dört yüz akçe tîmâr vech-i

meşrûh üzere füru-nihâde olup tashîh olunduğu üzere mezkûr Süleymân'a tevcîh

olunup virdüm ki zikr olunup şerʻ-i beyân ve ayân kılınur

Çiftlik-i İvaz der- Çiftlik-i Yaya Çiftlik-i yaya Çiftlik-i Çiftlik-i Hızır

Page 290: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

277

karye-i İnaz tâbiʻ-i

Şehrabâd

hasıl

977

körhacı der-karye-i

İnaz tabiʻ

Şehrabâd

859

kızılşeyh der-

karye-i inaz tâbiʻ

mezbûr

1086

Mustafâ der-

karye-i

issüzce tâbiʻ

Kırhisâr

666

Der-karye-i

İssüzce

Tâbiʻ Kırhisâr

733

Çiftlik-i Alibey

Der-karye-i

İssüzce

Tâbiʻ Kırhisâr

595

Çiftlik-i

İbrâhîm der-karye-i

inaz

Tâbiʻ Şehrabâd

999

Çiflik-i

Şeyh hora

Der-karye-i İnaz

Tâbiʻ Şehrabâd

911

Yekün

340

Ve buyurdum ki baʻde'l-yevm taht-ı yedînde olup tasarruf kılup şöyle ki

vezâʼif-i hıdâmat-ı berûdet-i meʼmûre ve mesâir-i meşkûre asâkir-i mansûredir ber-

mûcebi hâkânî bî-kusur merʻî ve müʼeddâ kılalar ol babda hiç âhad mâniʻ ve terahûn

olmaya şöyle bileler ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.74/249] Mehmed Paşa hazretlerinden gelen defterin sûretidir.

Etmek

Aded

5000

Koyun

Aded

50

Yağ

vukkiye

60

Bal

vukkiye

30

Pirinç

vukkiye

100

Bulgur

vukkiye

100

Nişasta

Vukkiye

15

...

Vukkiye

30

Bâdem

Vukki

ye

5

Odun

Aded

100

Tavuk

Aded

21

Soğan

Vukkiye

30

Nohut

Vukkiye

20

Biber

Vukkiye

1

Zaferân

Dirhem

100

Keşkek

Buğday

kille

1

Şaʻir

kille

100

[s.75/250] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm meʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib sancağın da vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhum tevkîʻ-i refîʻ-i

Page 291: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

278

hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki liva-i mezbûrda tersâne-i âmireme ocâklık olan

kürekçi hânelerinin işbu sene-i mübârekede ihrâçı fermânım olan kürekçiler bin

altmış dokuz senesine mahsûb olmak üzere ihrâç olmağla bin yetmiş bir senesinin

bedel-i avârızları tahsîli lâzım gelmeğin hâlâ Donanmâ-yı Hümâyûnum mesârafına

ve Hodgirifte Kürekçileri ücretlerine virmek üzere liva-i mezbûrun bin yetmiş iki

senesinin bedel-i nüzûlün tahsîli senesi dâhil oluncaya değin teʼhîr olunup zikr

olunan bin yetmiş senesi avârızları bin yetmiş bir Ramazânında tahsîline mübâşeret

oluna deyü emr-i şerîfim irsâl olunmuş idi lâkin tersâne-i âmiremin mühimmâtı

âsitâne-i saʻâdetime gelince irsâliye malından virmekle Bayrâm mevâcibine gelüp

irişmek üzere zikr olunan bin yetmiş senesi avârız-ı tahsîline Ramazân-ı Şerîfden

mukaddem tersâne-i âmireme gelecek kürekçi ihrâç olundukdan sonra mübâşeret

ittirülüp ber-mûcebi emr ve defter tahsîl ve muʻaccelen âsitâne-i saʻâdetim cizyesine

irsâl ve teslîm ittirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda

bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüp dahî kaʻda ârâm ve tevakkuf ittirmeyüb

vech-i meşrûh üzere tersâne-i âmiremin mühimmâtı gelicek irsâliye malından

virmekle Bayrâm mevâcibine gelüp irişmek üzere liva-i mezbûrun zikr olunan bin

yetmiş senesi avârız tahsilîne işbu Ramazân-ı şerîfden mukaddem hâlâ tersâne-i

âmireme gelicek kürekçi ihrâç olundukdan sonra ve mübâşeret ber-mûcebi emr-i

defter tahsîl ve muʻaccelen âsitâne-i saʻâdetim cizyesine irsâl ve teslîm itdirüp ʻavk

ve teʼhîrden ve fermânımdan ziyâde reʻâyâ ya teʻaddî ve tecâvüzden be-gâyet ihtirâz

eyleyesiz tahrîren fi'l-yevmi'l-sâni ve'l-işrîn şehr-i Recebi'l-ferd sene ihdâ ve sebʻîn

ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Vasale ileynâ fî-29 Şabân sene m

[s.75/251] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm meʻâdinü'l-fezâʼili ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib sancağın da vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhûm ve mefâhirü'l-emâsil

ve'l-akrân kethüdâ-yerleri ve yeniçeri serdârları ve aʻyân-ı vilâyetin iş erleri zîde

kadruhûm tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki Donanmâ-yı

Hümâyûnum içün kâdim-i ocaklık olan kürekçi hânelerinin senesi senesine olmayup

iki sene mikdârı geri kalmakla ve işbu sene-i mübârekede liva-i mezbûrdan ihrâc-ı

fermânım olan kürekçiler bin altmış dokuz senesine mahsûb olmak üzere ihrâç ve

Page 292: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

279

teslîm-i tersâne oluna deyü evâmir-i şerîfim irsâl olunduğu hazine-i âmirem

defterlerinde mukayyed olmağla bu takdîrce bin yetmiş senesi avârız-ı tahsîli lâzım

gelmeğin imdi tahsîli fermânım olan bin yetmiş iki senesi bedel-i nüzûl malı teʼhîr

olunup bin yetmiş iki muharremi hulûlünde cemʻ olunmak üzere liva-i mezbûrda

vâkiʻ sekiz yüz dokuz avârız hânelerinin bin yetmiş senesine mahsûb olmak üzere

her bir hânesinden dörder yüz akçe bedel-i avârızları irsâl olunan mühürlü ve nişânlu

mevkufât defteri sûret-i mûcebince bin yetmiş bir Ramazânın da mübâşeret olunmak

üzere tahsîl ve teslîm-i hazine ittirmeniz bâbın da fermân-ı âlişânım sâdır olmuşdur

buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâb da sâdır olan emrim üzere amel idüp

dahî liva-i mezbûrda vâkiʻ ol mikdâr avârız hânelerinin târîh-i mezbûra mahsûb

olmak üzere her bir hânesinden dörder yüz akçe avârızların irsâl olunan mühürlü ve

nişânlu mevkûfât defteri sûret-i mûcebince bin yetmiş bir Ramâzan-ı hulûlünde

mübâşeret olunmak üzere bu sene ihrac-ı fermânım olan kürekçi ihrâç ve teslim-i

tersâne olundukdan sonra cemʻ ve tahsîl ve dâhil-i hazine ittirüp kimesneye teʻallül

ve nizâʻ ittirmiyesiz ve bundan mâʻadâ mübâşir mezbûrun cihet-i maʻîşeti içün her

bir hânesinden ellişer akçe dahî aldırup bundan ziyâde bir akçe alınmaya ve

aldırmayasız ve mîri içün alınan kâmil gurûşu seksen sekiz ve esedî guruşu yetmiş

sekiz akçeye ve atîk ve zolatai ve sâʼir nükûd hazine-i âmireden alınduğu üzere

aldırup ve sümün virülürse onar akçeye aldırup ziyâde ve noksan aldırmayasız ve

akçe alındıkda hâlisü'l-ayâr akçe aldırup züyûf ve kızıl akçe aldırmayasız kesr-i

defterden ve naks-ı hâneden ve hılâf-ı emr-i defter teʻaddî ve tecâvüzden be-gâyet

ihtirâz eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi'l-

ahâd şehr-i Recebi'l-ferd sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Vasale ileynâ fî-9 Ramazânü'l-mübârek S M

[s.76/252] Akzâ-yı kuzâti'l-müslimîn evlâ-yı ulâvülâti'l-muvahhidîn

maʻdenü'l-fazl ve'l-yakîn hüccetü'l-hakkı ale'l-halkı ecmaʻîn vâris-i ulûmi'l-enbiyâ

ve'l-mürselîn el-muhtass bi-mezîd-i inâyeti'l-meliki'l-muʻîn Mevlânâ Kütahya kâdîsı

zîdet-fezâʼiluhu ve kıdvetü'l-kuzât ve'l-kükkâm maʻâdenü'l-fazl ve'l-kelâm mevlânâ

Karahisâr kâdîsı zîde fazlu ve kıdvetü'l-emâsi'l-ve'l-akrân Kütahya ve Karahisâr-ı

Sâhib mütesellimi zîde kadru tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki bin

Page 293: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

280

yetmiş senesine mahsûb olmak üzere Kütahya da vâkiʻ Germiyanoğlu ve Karahisâr

da vâkiʻ Yıldırım Bâyezid hân tâbeserâbhu evkâf-ı keferesinin ziyâde-i cizyeleri

cemʻine meʻmûr olan zîde kadru Der-saʻâdetime arz-ı hâl idüp evkâf-ı mezbûre

keferesinin târîh-i mezbûr da ziyâde-i cizyelerini tahsîline ber-mûcebi emr defteri

mübâşeret idüp lâkin defter-i mezbûre tâbiʻ Karahisâr'da vâkiʻ yirmi bir ziyâde-

hânesi olan Yıldırım Bâyezid hân evkâf-ı reʻâyası bize Karahisâr da Divâne Mehmed

mevlevi hânesine vakf etmişizdir deyü teʻâllül eylemeleriyle tekrâr tahsîli içün emr-i

şerîf virülüp varup taleb eyledikde vilâyet kâdîsı ve mütesellim yek-dil ve yek-cihet

olup virdirmege mâniʻ olup elân tahsîl olmaduğun iʻlâm eyledüğü ecilden hazine-i

âmirem de mahfûz olan mensûh mukâtaʻası defterlerine nazâr olunduk da zikr olunan

yirmi bir ziyâde-i cizye hânesi mukaddemâ Divâne Mehmed vakfı tarafından zabd

olunup lâkin bin altmış yedi senesinde refʻ olunup bin yetmiş senesin de Germiyan

oğlu Yaʻkûb Çelebi defterine kayd olunup taraf-ı mîriden tahsîl içün emr-i şerîfim

virildiği mestûr ve mukayyed bulunmağın emdi mukaddemâ virilen emr-i defter

mûcebince tahsîl ve dâhil ve hazîneye itdirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki

hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüp dahî evkâf-ı

mezbûreden zikr olunan yirmi bir hâne keferesinin târîh-i mezbûr da bir defa edâ

eylemedikleri ziyâde-i cizyelerin mübâşir-i mezbûr mukaddemâ virilen emir-i defter

mûcebince muʻaccelen taleb ve tahsîl iddirüp Divâne Mehmed mevlev-i hânesine

vakf olmuşdur deyü kimesneye teʻallül ve nizâʻ itdirmeyesiz şöyle ki bundan sonra

baʻzı kimesneler tahsîline mâniʻ olup veyahud reʻâyası şirrete süluk idüp virmekde

muhâlefet iderler ise ol-makûle tahsîline mâniʻ olanları isimleri ve dirlikleri ile yazup

der-saʻâdetime arz ve iʻlâm eyleyüb emr-i âhâr irsâline muhtâç ittirmeyesiz şöyle

bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimât kılasız tâhriren fi'l-yevmi't-tâhsi aşer min şehr-i Şaʻbân

sene sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Sûret-i defter-i maliye-i cizye-i gebran ve evkâf-ı merhûm Yıldırm Bâyezid hân

Tâbiʻ defteri Yaʻkûb Çelebi defter-i Germiyân an-vâcibi sene 1070

Nefs-i

Page 294: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

281

Karahisâr Sâhib

Tâbiʻ M. Vakf-ı Hod

Hâne-i

11

[s.76/253] Zikr olunan vakf keferesinin bundan akdem ziyâde-i cizyleri malı

Divâne Mehmed Efendi tekkesi fukarasına taʻâmiye taʻyin olunub bin altmış yedi

senesinde eğer vezâyif ve gayri fermân-ı âlî üzere umûra refʻ olub mîrî tarafından

cemʻ ve tahsîl olunmak lâzım gelmeğin yirmi bir hâne ziyâde-i cizyeleri yetmiş

senesine mahsûb olmak üzere yedine virilen berât-ı defter mûcebince tahsîl itdirüb

âhardan kimesne müdâhale itdirilmemek bâbında işbu mahalle şerʻ verildi tahrîren fî-

Receb sene 1071.

[s.76/254] Kütahya ve Karahisâr ve Sultanönü ve Ankara'ya varup gelince yol

üzerinde vâkiʻ olan kâdîlar bir nefer âdama bir reʼs menzil-i bârgiri viresiz deyü emr-

i âlî vârid olub mazmûnudur ki kayd olundu.

[s.76/255] Şerîʻat-meʼâb Karahisâr kâdîsı ve Mütesellimi ve Kethüdâ-yeri ve

sâʼir İşerleri.

Gıbbe't-tahiyye ve's-selâm iʻlâm olunur ki biz mukaddemâ Karahisârdan bu

tarafa teveccüh ittiğimizde cümlenüz dahî akîbinizde gelmek üzere ittiğinüz

hakkikâti hâl biz dahî sıdk tutup deristâne muʻâmele eyledik ise siz dahî ne aceb

kataflan hareket idersiz imdi mektûb vusûlunde gerekdir ki Konya mütesellimin dahî

alup birkaç aʻyân-ı vilâyet ile tiz…bu tarafa gelesiz ihmâl ve müsâmaha ve ʻavk ve

teʼhîrden be-gâyet ihtirâz eyliyesiz bâki ve's-selâm.

Mehmed

Page 295: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

282

[s.76/256] Âsitâne-i saʻâdetimden Kapucu Başı Osmân Ağa'ya vârup gelince

yol üzerinde vâkiʻolan kâdîlar iki nefer âdama ve iki reʼs bârgir viresiz deyü emr-i âlî

vârid olup mazmûnudur ki kayd olunur.

[s.76/257] Mağnisa'ya Varup gelince yol üzerinde vâkiʻ olan kâdılar bir nefer

âdama ve bir reʼs bârgir viresiz deyü buyruldu.

Bâ-hatemi Mehmed Paşa

[s.76/258] Karahisâr-ı Sâhibe varup gelince yol üzerinde vâkiʻ olan kâdîlar iki

nefer âdama iki reʼs menzili bârgiri viresiz deyü emr-i hâli vârid olup mazmûnudur

ki kayd olundu hurrire fi'l-muharremi'l-harâm sene 1072.

[s.77/259] Fazîletlü ve izzetlü efendi hazretlerinin huzûr-ı şerîflerine duʻâlar

ihdâsından sonra iʻlâm olunan budur ki bundan akdem gâret olunan hazine-i

hümâyûn içün hıfz ve hırasetden taksîr olunduğu ecilden gâret olunan hazine

mütesellimler ve kâdîlardan ve reʻâyâdan tazmîn ettirilmek içün fermân-ı alî sâdır

olmağla bi'l-fiʻil Karahisâr mütesellimi Ahmed Ağa'ya defter verilmişdir imdi

mûmâ-ileyhin yanında olunan defter mûcebince zikr olunan meblâğı cemʻ ve tahsîl

itdirüp bir gün mukaddem irsâl eylemek bâbında mektûp tahrîr olunup irsâl eyliyesiz

husûs-ı mezbûr umûr-ı mühimedendir şöyle ki husûs-ı mezbûr tahsîl olmasında ʻavk

ve teʼhîr idesiz nedâmet çekersiz hemân taʻcîl-i ale't-taʻcîl irsâl idesiz ve's-selâm.

Sandıklı

Guruş

1000

Cühud

Kasabası

Guruş

1000

Çula

Guruş

300

Karamık

Guruş

300

Barçınlı küçük

Barçınlı Seydi

Gazi

Cemʻan

Guruş

600

Şehr ve

Nâhiye

Guruş

1000

Karahisâr

Mütesellimi

Guruş

1000

Karahisâr sizsiniz ki bu zikr olunan mezbûr guruşu dört beş güne dek cemʻ ve

tahsîl eyliyesiz ihmâl eylemiyesiz.

Bâ-Hatemi Mehmed Paşa

Mâ-hüve hezihil vesika sûret-i Abdülnası el-kâdı hufe-anhüm

Page 296: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

283

Abdülfakîr ileyh-i sübbhânehu ve teʻâlâ ve kazâ-i İsaklı

[s.77/260] Izzetlü Paşa hazretlerinin huzûr-ı şerîflerine daʻvât-ı sâfiyât ve

teslimât-ı vâfiyâ ithâfından sonra inhâ olunan budur ki bundan akdem Bolavadin ve

ol etrâf da sirkâ olunan hazîne içün size emr-i şerîf ve mektûb gönderilmiş idi imdi

hâliyâ Kapubaşlarımız'dan Paşazâde Osmân Ağa zîde mecduhu Bolavadin ve

Karaman eyâletinde vâkiʻ olan baʻzı mahallere meʼmûr olup gönderilmişdir

inşâallahu teʻâlâ ol-cânibde kendülere muʻâvenet idüp hazine-i hümâyûnda

bulunmasında ziyâde ikdâm üzere olasız ve'l-hâsıl bu hazine-i hümâyûn gerek

Müslümanlardan ve gerek kâdîlardan ve gerek reʻâyadan elbet ve elbette tahsîl

iddirilüb bir vechle özür ve bahâne kabûl olmaz cümleye iʻlâm idesiz ve mûmâ-ileyh

Osmân Ağa bu hizmete meʼmûr olup gönderilmişdi siz dahî meʼmûr olduğunuz

üzere tekayyüd ve ihtimâmda dakika fevt eylemiyesiz ve siz dahî kalkup bu hazineyi

teftiş ve tefahhus iderek meʼmûr olduğunuz üzere ikdâm-ı tâm idüp her kimden

teveccüh iderse tahsîl itdüresiz ve mûmâ-ileyh Osmân Ağa bu hazineyi tahsîl

oluncaya değin olcâniblerde eğlenüb tahsîl olunmadıkca bir yere hareket eylemezsiz

dahî bu husûsda hâb ve râhatı kendüne harâm idüb bay-ı vecgehân tahsîl ve irsâl

eyliyesiz lâkin bu bahâne ile reʻâyadan teftîş nâmına bir guruş alınduğu mesmûʻ

olunur ise özrü ve cevâbınız mesmûʻa olmayup hakkınızdan gelünür bilmiş olasız

baʻde't-tahsîl kendünüz dahî mükemmel kapunuz ile reʻâyaya himâyet iderek gelesiz

hazineyi getüresiz benim ruhum paşa hazretleri celâli eşkiyası zamanında bile böyle

bir şey zuhûra gelmeyüb hazine-yi padişahî gelüp vâsıl olurdu şimdi yerlü yerinde

iken altı sandık hazine zâyiʻ olmak bune demekdir imdi eğer reʻâya ve eğer kâdîlar

ve mütesellimler ve sâʼir âhâli memleket tekayyüd itmeyüb bekledikleri içün

cümlede tahsîl olunup mukaddemâ sâdır olan emr-i şerîf mûcebince siz dahî tefahhus

iderek elbette ve elbette bulursuz veyâhûd mütesellimlerden ve kâdîlardan ve

reʻâyadan bay-ı vechegân tahsîl olunur bir akçesi zâyîh olduğuna rızâ-i hümâyûn

dahî yokdur tahsîl idüp ve siz dahî maʻân mükemmel kapun ile bu cânibe getürüb

teslim eyliyesiz ve bu bahâne ile reʻâyadan bir akçe ve bir habbe alur ise bir guruş

bile alına hakkından gelünür bilmiş olasız ânâ göre fermân-ı hümâyûnu yerine

getüresiz basîret üzere olasız ve's-selâm.

Mine'l-mucid el-muhlis Mehmed

Page 297: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

284

[s.78/261] Şerîʻat-meʼâb Karahisâr Kâdîsı ve Aʻyânı

Gıbbe't-tahiyye ve's-selâm iʻlâm olunur ki bundan akdem zâyîh olan hazine-i

hümâyûn içün kazâ-i mezbûra sâliyâne olunan akçe içün emr-i şerîf yokdur ve

virmeziz deyü teʻallül olunmuş imdi saʻâdetlü Sadr-ı âʻzâm hazreterinin mektûbuna

itâʻat olunmamış ve lâkin Hasan Ağa kasaba ahâlîsini virme deyü iğvâʻ idüp hazine-i

hümâyûnun tahsîlini olmamasına baʻhis olmuş bize vilâyet-i tashîh oldu ehl-i

cemʻiyyet ve zorba kalmadı ve kalanlar dahî başların harkiye çekti kıyâs iderdik

meğer dahî bakiyyetu's-suyûf var imiş hele hayır ola imdi bu akçeyi iyilik ile viresiz

eğer red idesiz deyü emr-i şerîf gelürse bi't-tamâm gerüye red olunur ve yine tahsîl-i

fermân olunursa nihâyet varır kendümüz bir hoşca tahsîl idersiz şöyle maʻlûm ola

saʻâdetlü Sadr-ı âʻzâm hazretlerinin mektûb-ı şerîflerinin sûret-i irsâl olunmuşdur

cümlenüz ifâde idüp ve yiğen Hasan Ağa'ya dahî ifâde idtüresiz bâki ed-duʻa

Bâ-hâtemi Nişân-ı Mehmed paşa

Ulâk ki emr-i şerîf-i an-yedi Kenan Ağa el-mübâşir fî-24 Şehr-i Şevvâl sene

1071.

[s.78/262] Izzetlü ve fazîletlü efendi hazretlerinin meclis-i şerîflerine dürer-i

daʻvât-ı sâfiyât muhabbet ayât-ı ithâfıyla inhâ olunur ki hâliyâ kazâ-i hükümetinüz

olan Karahisâr tevâbiʻ-i nevâhisinde sâkin Altı Bölük yoldaşları üzerlerine kethüdâ-

yeri nasb ve taʻyin olunmak rey-i kadîm olmağın …bölükte yevmî akçe ulûfeye

mutasarrıf olan kıdevtü'l-emâsi'l-ve'l-akrân zîde kadrû ocağın emekdârı olub

kethüdâ-yeri nasb olunmağla mektûb-ı muhabbet tahrîr ve irsâl kılındı vusûlunde

meʼmûldür ki merkûmu hizmet-i mezbûre de istihdâm itdirüb taraf-ı ahârdan bir ferdi

müdâhale itdirmeyesiz ve siz ki altı bölük yoldaşları siz merkûmu üzerlerinize zâbid

ve kethüdâ-yeri bilüb düşen daʻvâlarınızı sizinle ve maʻrifet-i merkûm ile görüvirüb

adem-i itâʻatden be-gâyet ihtirâz üzere olasız ve sen ki kethüdâ-yeri zîde kadrûsun ol

taraflarda olan altı bölük yoldaşları hüsn-i zinde-i gânî üzere zabt u rabt idüb düşen

daʻvâların şerʻle gördürüb adem-i itâʻat üzere olanları resim ve isimleri ile yazub bu

tarafa arz ve iʻlâm eyliyesin ve ol-câniblerde baʻzı levendât tâʼîfesi sipâh nâmıyla

reʻâyayı ehl-i sûku rencîde ve remîde iderler var ise ol-makûlleri dikkat birle ele

getirüb üzerlerine lâzım geleni âhkam-ı şerʻiyye eyleyesin ki sâʼirlerine mûceb-i ibret

Page 298: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

285

olub reʻâya fukarâsı âsûde hâl üzere devâm-ı devlet-i pâdişâhî iştikâl üzere olasız

bâkider sübhanehu Muhammed-i dâim.

El-Fâkir Ali

Ağa gureba-i

sağ

hâlâ

El-Fâkir

Ahmed Ağa

sol gureba

hâlâ

El-Fâkir

Yûsuf sağ

ulufe

Hâlâ

El-Fâkir

İsmâil Ağa

Sol ulufe

hâlâ

El-Fâkir

Mustafâ Ağa

züliftar

hâlâ

El-Fâkir

Sünullah

Sipâhî

Hâlâ

[s.78/263] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fazl ve'l-kelâm Mevlânâ

kâdîsı zîde fazluhu ve kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisâr-ı Şârki kazâsın da

Yeniçeri Serdârı zîde kadru tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki

Rahîme nâm hâtûn Südde-i saʻâdetime arz-ı hâl idüp bundan akdem mezbûre kız

karındaşı nâm hâtûn ile yine kazâ-i mezbûr sâkinlerinden kendü gullamları oğlu

Çadırcı Mustafâ'ya bir mikdâr eşyâ emânet vazʻ idüp varup taleb eyledikde emânet

vazʻ eyledükleri eşyâların inkâr idüp virmekte teʻallül eyledüğünden gayrî kazâ-i

mezbûre toprağın da mutasarrıfa olduğu yerleri dahî fuzûli alub zabd idüp ziyâde

zulm ve teʻaddi itmekle mezbûru Âsitâne-i saʻâdetime ihzâr eylemek içün bi'l-fiʻil

Yeniçerilerim Ağası olan iftihârü'l-emâcid ve'l-ekârim Mustafâ Ağa dame-ulûfuhu

tarafından mühürlü mektûb ve Dergâh-ı muʻallam ocağının kıdvetü'l-emâsil ve'l-

akrân zîde kadru mübâşir taʻyin olunmağla mühürlü mektup mûcebince amel

olunmak fermânım olunmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâb da sâdır olan

fermân-ı celilül'l-kâdrim ve Ağa-yı müşâru'l-ileyh tarafından virilen mühürlü mektûb

mûcebince amel idüp dahî mezbûr-ı mübâşir-i merkûm ile Âsitâne-i saʻâdetime ihzâr

eyliyesin ki gelüp ahvâlleri dîvân-ı hümâyûnumda vüzera-i rızâmın ve kâdı

askerlerim huzûrlarında şerʻle görülüb icrâ-i hak oluna şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe

iʻtimât kılasız tâhriren fî-evâsıt-ı Şevvâlü'l-mükerrem sene 1071.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.79/264] Izzetlü ve Fazîletlü Karahisâr-ı Sâhib Efendi Hazretleri Kâm-yâb

Huzûr-ı-izzete dürer-i daʻvât-ı sâfîyât ithâfıyla inhâ olunur ki hâliyâ

Karahisâr-ı Sâhib mîr-liva olanlar tarafından beher üç ayda bir sûbâşı kânûn-ı kadîm

olup ve mahall-i zamânı olmağın mektûb tahrîr olunup kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân

Page 299: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

286

Ağa zîde kadruya tefvîz olunmuşdur vusûlunde mâh-ı zilkaʻdenin ibtidâʻ ğurresinden

üç ay tâmamına varınca muʻtadı kadîm olageldüğü minvâl üzere cürm-i cinâyet ve

yava kul ve câriye müjdegânesi bi-hasbi'ş-şerʻ-i şerîf bize âʼid olan subâşılığı mûmâ-

ileyh kemâ-kân zabd ve rabd idtirüp ol bâbda hilâf-ı şerʻî ve'l-kânûn ve olugelmişe

muğâyir kimesneye zulm ve teʻaddi itmeyüb ve itdirmeyesiz minvâl-i meşrûh üzere

zabd cemʻ ve tahsîl ve bir gün mukaddem îysâl idüp mûcebi ile amel oluna tahrîren

fî-şehr-i Zilkaʻde sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Ahmed Ağa Kâim-makâm Karahisâr-ı Sâhib hâlâ.

Nâhiye-i Şehrâbâd Der-liva-i Karahisâr-ı Sâhib

Tîmâr-ı İvaz an-tahvîl-i Kerim kulu sefer-i Erdeli saʻadet(?)

Karye-i Kara-ahur tâbiʻ M.ve gayruhu

2550

Ber-vech-i tahmîn

3000

Tıbbkı aslihü'l-mahtûm ketebehü'l-fâkir ileyhi sübhanehu teʻâlâ Ramazân el-

kâdî be-ordu-yı hümâyûn ufiye-an-hu

[s.79/265] Kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisâr-ı Sâhib sancağı Alaybeğisi

olan Mustafâ zîde kadru Ordu-yu hümâyûnuma mektub gönderüp liva-i mezbûr da

Şehrâbâd nâhiyesinde Kara-ahur nâm karye ve gayriden iki bin beş yüz akçe tîmâra

mutasarrıf olan Kerim kulu meʼmûr olduğu Erdel seferine gelmeyüb ve bi-

inâyetillahi teʻâlâ feth ve teshîri müyesser olan Varâd kalʻası muhâsarasında ve

fethinde ve sâʼir vâkiʻ olan hıdemât-ı hümâyûnda mevcûd bulunmayup tîmâr-ı ol-

vechle mahlûl olmağla bundan akdem yararlığı arz olundukda ibtidâdan üç bin tîmâr

emiri olan Kara gözlü kara kaşlu orta boylu mezkûr İvaz'a virilmek bâbında inâyet-i

ricâsına arz itmeğin ibtidâsı alunup tîmâr-ı olduğu sancakta sâkin olup ve Alaybeğisi

bayrağı altın da sefer eşmek şartıyla tevcîh olunmak içün sene ihdâ ve sebʻîn ve elf

Page 300: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

287

şehr-i Recebü'l-müreccibün evâhir târîhiyle hükm-i şerîf virildikden sonra tezkiresi

ihrâç olunmak fermân

Be-Makâm-ı Sahrâʻî Kalʻayı Belgrad

[s.79/266] Akzâ-yı kuzâtü'l-müslimîn ulâvülâtü'l-muvahhidîn maʻdenü'l-fazl

ve'l-yâkîn vâris-i ulûmi'l-enbiyâ ve'l-mürselîn el-muhtass bi-mezîd-i inâyeti'l-

meliki'l-muʻîn mevlânâ Kütahya kâdîsı zîdet fezâʼiluhu ve kıdvetü'l kuzât ve'l-

hükkâm maʻdenü'l-fazl ve'l-kelâm mevlânâ Karahisâr-ı Sâhib kâdısı zîde fazlıhu ve

kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Kütahya mütesellimi zîde kadru tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn

vâsıl olıcak maʻlûm ola ki iftihârü'l-emâcid ve'l-ekârim bi'l-fiʻil Silah-dârım Ağası

Mustafâ zîde mecdû Der-saʻâdetime arz-ı hâl idüp bin yetmiş bir senesine mahsûb

olmak üzere Kütahya'da vâkiʻ Germiyan oğlu Yaʻkûb Çelebi vakfı keferesinin

ziyâde-i cizyeleri tahsîli kendüye der-uhde olunmağla tarafından adam gönderüp

tahsîline ber-mûcebi emri defter mübâşeret olundukda defter-i mezbûre tâbiʻ

Karahisâr Sancağın da vâkiʻ yirmi bir ziyâde cizye hânesi Divâne Mehmed'in

zâviyesi fukârasına vakfdır deyü virmekte teʻallül itdiklerin iʻlâm eyledüğü ecilden

hazine-i âmirem de mahfûz olan mensûh mukâtaʻası defterlerine nazâr olunduk da

defter-i mezbûra tâbiʻ Karahisâr-ı Sâhibde vâkiʻ yirmi bir ziyâdeyi cizye hânesi

mukaddemâ Divâne Mehmed'in fukarâsına tâʻâmiye içün taʻyin olunup baʻdehû bin

altmış yedi senesinde refʻ olunup bin yetmiş bir senesi cizyedârının defterine dâhil

olunduğu mestûr ve mukayyed bulunmağın imdi berât ve defter mûcebince tahsîl

itdirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda sâdır

olan emrim üzere amel idüp dahî zikr olunan yirmi bir ziyâde-i cizye hânesi bin

yetmiş senesi mübâşirinin defterine dâhil olmakla müşâru'l-ileyhin tarafından irsâl

eyledüğü adamına elinde olan berât-ı şerîfim ve tuğrâlu cizye defteri mûcebince taleb

ve tahsîl itdirüp biz Divâne Mehmed'in zâviyesi fukarâsına virürüz deyü ol-vechle

teʻâllül ve nizâʻ ittirmeyesiz mâniʻ olanları menʻ ve defʻ idüp memnu olmayanları

yâzub bidürüp husûs-ı mezbûr içün bir dahî emrim varmalu eylemiyesiz şöyle bilesiz

alâmet-i şerîfe iʻtimât kılasız tâhriren fî-sâlis min şehr-i Şaʻbanü'l-muazzâm sene

ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Page 301: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

288

[s.79/267] Izzetlü ve rıfʻatlü Ağa hazretlerinin huzûrlarına dürer-i daʻvât-ı

sâfiyât ve teslimât-ı vâfiyât ithâfından sonra inhâ-ı muhibbâne budur ki fî-mâbâd Bin

yetmiş bir senesine mahsûb olmak üzere Kütahya da Yaʻkûb Bey ziyâde-i cizyesi

tarafımızdan cemʻ ve tahsîl itdirilüp lâkin cizye-i mezbûre defterine tâbiʻ Karahisâr-ı

Sâhibde yirmi bir cizye hânesi olup mukaddemâ Dîvâne Mehmed'in zâviyesi

fukarâsına vakf olup baʻdehû fermân-ı alişân ile refʻ olunup taraf-ı mîriye ilhâk

olunmağla imzâlu ve tuğrâlu deftere dahl iken biz cizyelerimiz vakfa virürüz deyü

sene-i mezbûre de üzerine edâsı lâzım gelen cizyelerin edâya teʻâllül eylemeleriyle

bu defa tahsiliçün emr-i şerîf ısdâr itdirülüb ve anâ binâʼen tarafımızdan mektub-ı

muhlis tahrîr olunup irsâl olunmuşdur vusûlünde lüfuf idüp ber-mûcebi emr-i âlî

mezbûrlardan sene-i mezbûrede üzerlerine edâsı lâzım gelen ziyâde-i cizyelerin

mübâşirin yedinde olan berât ve defter mûcebince tahsîl itdirülüb bu tarafa mübâşir

yediyle irsâl ve teslim itdirilmeğe nezl-i makdûr eyliyesiz cizye-i mezbûrenin akçesi

bize vâsıl olacakdır lütf idüp tahsîli bâbın da saʻy-ı itmâm eyliyesiz vücûda gelen

ahdimiz mûcebi itmiʼnân olduğu bilürsüz bâkî ızz-ü rifʻat dâim-bâd

Min Mücid el-muhlis Mustafâ Ağa … hâlâ

[s.80/268] Fazîlet-meʼâb-ı şerîʻat-nisâb

Karahisâr-ı Sâhib Kâdîsı Izzetlü Efendi huzûrlarına daʻvât-ı sâfiyât ithâfıyla

inhâ olunur ki Germiyân oğlu evkâf-ı keferesinin ziyâde-i cizyesinden kazâ-i

mezbûra tâbiʻ yirmi bir ziyâde-i cizye hânesi sûret-i defter-i hâkâniye de mestûr ve

mukayyed olup lâkin mezbûrlar biz Divâne Mehmed'in zâviyesi evkâfındanuz deyü

virmekte teʻallül itdiklerin Der-i Devletmedâra arz olunduk da mühürlü ve nişânlu

sûret-i defter-i cedîdi hâkâni virülüp üzerlerine edâsı lâzım gelen yirmi bir ziyâde-i

cizye hânesini edâ idüp bir vechle teʻallül ve muhâlefet olunmamak bâbında emr-i

şerîf-i alîşân virilmeğin mûcebince tarafımızdan dahî mektûb ve mübâşir iltimâs

olunmağla tahrîr ve fahru'l-âkrân Ağa gönderilmişdir vusûlünde gerekdir ki sûret-i

defterde mestûr ve mukayyed olan yirmi bir ziyâde-i cizye hânesini kıdvetü'l-emâced

ve'l-ekârim hâliyâ Silah-dâr Ağası ızzetlü Mustafâ Ağa'nın adamlarına cemʻ ve tahsîl

itdirüp biz Divâne Mehmed zâviyesi vakfıyuz deyü inâd ve muhâlefet itdirmeyüb

muhâlefet emr-i defter teʻâllül itdirmeyesiz muhâlefet üzere teʻallül iderler ise

mûmâ-ileyhe koşup bu tarafa havâle idesiz ki emr-i âlîşân mûcebince bu tarafda

Page 302: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

289

mürâfaʻa-i şerʻ olalar ve's-selâm tahrîren fî-evâhir-i şehr-i Şevvâl sene ihdâ ve sebʻîn

ve elf.

Hüseyin Kâim-makâm Muhâfız-ı Anadolu Hâlâ

[s.80/269] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâ-yı

cihân-sitân-i hâkânî bi-kadri'l-havnir-râbani hükmü oldur ki.

Kütahya da vâkiʻ Havâss-ı hümâyûn ve Germiyan oğlu Yaʻkûb Çelebi ve

Alacaşehir ve İnegöl ve Kula da vâkiʻ Yıldırım Bayezid hân ve perâkende-i nefs-i

Karahisâr ve İznik de vâkiʻ Sultan Orhan ve Isparta ve Barla'da ve Bursa da vâkiʻ

perâkende ve Haymane ve hâric ez defteri ve nefs-i Karacaşehir ve Sultanönün de

merhûm Îsâ Bey ve Atâ Bey ve Eğirdir de Şeyh Murâd vakfı keferesinin bin yetmiş

bir senesine mahsûb olmak üzere ziyâde-i cizyeleri cemʻ ve tahsîl olumak lâzım ve

mühim olmağın der-uhde olunup eline mühürlü ve nişânlu defter sûret-i virilmeğin

mûcebince zaman-ı hulûl eyledikde cemʻ ve tahsîl olunmak bâbında emr idüp

buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda siz ki kâdîlarsız zikr olunan havâss-ı

hümâyûn evkâf-ı keferesinin târîh-i mezbûr da uhdelerinde edâsı lâzım gelen ziyâde-

i cizyeleri irsâl olunan mühürlü ve nişânlu defter sûret-i mûcebince üç yüz otuz altı

hânelerinden yüz seksener ve yetmiş altı hânelerinden ikişer yüz yetmişer akçe

hesâbı üzere ziyâde-i cizyelerin cemʻ ve tahsîl itdirüp kimesneye teʻallül ve nizâʻ

itdirmeyesin ve ândan mâʻadâ mübâşir-i mezbûrun cihet-i maʻîşetiçün her bir

hânesinden otuz beşer akçe dahî aldırup bundan ziyâde bir akçe ve habbe almaya ve

adırmayasın ve mîri içün alınan kâmil guruşu seksen sekize ve esedi guruşu yetmiş

sekize ve atîk ve zolatai kırk sekizer akçeye aldırup ziyâde ve noksân üzere

aldırmayasız ve akçe aldıkda kâmil ve hâlisü'l-ayâr akçe aldırup züyuf ve kızıl ve

kırkık akçe aldırmayasız ve cizye-i mezbûr içün bin yetmiş Cumâde'l-ulâ'nın beşinci

gününde Silâh-dâr Ağası Mustafâ zîde mecduh yedinden tefâvütiyye maʻân otuz

dokuz bin altı yüz akçe ve yine mah-ı mezbûrun on ikinci gününde mezbûrun

yedinden tefâvütüyle maʻân dört yüz akçe cemʻan kırk bin akçe ber-vechi peşin

teslim-i hazine olmuşdur âmmâ hîn-i tahsîlinde tamâm ve ihtimâm idüp kesr-i

defterden ve naks-ı cizyeden hilâf-ı şerʻ ve kânûn zulm ve teʻaddîden be-gâyet ihtirâz

eyleyesiz şöyle bilesin ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın tahrîren fi'l-yevmi'l sâmin şehr-

i Cumâde'l-ulâ li sene sebʻîn ve elf.

Page 303: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

290

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

[s.80/270] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâ-yı

cihân-sitân-i hâkânî hükmü oldur ki.

Karahisâr-ı Sâhib de vâkiʻ Emin Sultân zâviyesi dimekle maʻrûf zâvîyeye

ber-vech-i münâvebe yevmî bir akçe ile evlâd'dan mutasarrıflar olan işbu râfiʻan-ı

tevkîʻ-i refîʻü'ş-şân hâkâni Bayrâm ve Mehmed ve Hasan ve Abdülkerîm ve Mehmed

bin Şaʻbân nâm kimesneler berât-ı şerîf ile mutasarrıflar iken cülûs-ı hümâyûn-ı

saʻâdet mâkrûn vâkiʻ olmağla ellerinde olan atîk berâtını getürüb tecdîd olunmak

bâbın da iʻnâyet ricâ eyledikleri ecilden tevcîh idüp bu berât-ı hümâyûn-ı saʻâdet

makrûnu virdüm ve buyurdum ki baʻde'l-yevm mezbûrlar varup zâviye-i mezbûre de

Zâvîyedar olup hizmet-i lâzımesin merʻî ve müʼeddâ kıldıkdan sonra yevmî bir akçe

vazifesine mutasarrıflar olup vâkfın ruhu ve devâm-ı ömr-i devletim edʻiyyesine

müdâvemet göstereler ol-bâbda hiç âhad mâniʻ ve râfiʻ olmayalar şöyle bileler

ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar tahrîren fî-evâhir-i şehr-i Cumâde'l-ulâ li-sene ve sittin

ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.81/271] Akzâ kuzâtü'l-müslimîn ulâ vülâti'l-muvahhidîn maʻdenü'l-fazl

ve'l-yâkîn hüccetü'l-hak ale'l-halk-i ecmâin vârisü ulûmi'l-enbiyâ ve'l-mürselîn el-

muhtass bi-mezîd-iʻinâyeti'l-meliki'l-muʻîn Karahisâr-ı Sâhib sancâğın da vâkiʻ olan

kâdîlar zîde fazlıhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki bu sene-i

mübâreke de Rumeli tarafına kaht u gala müstevli olmağla ol tarafdan küffâr-ı

hâkisâr üzerine irsâl olunan asakir-i nusret meʼâsîrim Anadolu cânibinden zahîre

imdâd olunmak bâbında fermân-ı şerîfim ricâsına dergâh-ı muʻallama arz-ı hâl

itmeğin imdâd oluna deyü buyurdum ki hükm-i şerîfimle dergâh-ı muʻallam kapucu

başılarından İsmâil Ağa vusûlunde gerekdir ki her biriniz taht-ı kazânızdan yüzer

keyl hınta ve ikişer yüz keyl arpa cemʻ ve tahsîl idüp fermân-ı celilü'l-kadrim ile

vusûl bulan İsmâil Ağa maʻrifetiyle mekkârîler tutup Rumeli cânibinde olan asâkir-i

nusret meʼasirim ordusuna ber-vech-i istiʻcâl iysâl ve irsâl eyliyesiz ve siz ki vilâyet

kâdîlarısız fermân-ı âlîşânım vusûlunda gerekdir ki her biriniz husûs-ı mezbûra

takayyüd idüp bir gün mukaddem cemʻ ve tahsîl idüp fermân-ı hümâyûnum üzere

mahalline irsâl eyliyesiz şöyle ki adem-i takayyüdünüz zuhûr eyliye veya

Page 304: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

291

fermânımdan ziyâde raʻiyyetten bir şey alasız veyâ mübâşir-i merkûm aldırasız

mansıblarınız âhara virilmekle ittifâ olunmayub eşedd-i ukûbetime müstehak olursuz

şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-sâmin aşer Şevvâl

sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye

[s.81/272] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻadenü'l-fazl ve'l-kelâm Karahisâr-

ı Şârki ve Kâdîları zîde fazlıhumâ tevkiʻ refîʻ hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki

Karahisâr-ı Şârki kazâsına tâbiʻ ve ve nâm karyelerde sâkin Hassa Sarrac

Şâkirdlerinden dârendegânı fermân-ı hümâyûn Memi ve Süleymân ve Pevlivân

Mahmûd nâm kimesneler Südde-i saʻaddetime arz-ı hâl idüp bunlar uhdelerinde

edâsı lâzım hizmetlerine beher sene edâ idüp dahl olumak lâzım gelmez iken hâliyâ

zikr olunan karyeler üzerlerine Beğlerbeyi adamları ve Sancâkbeyi Sûbâşıları ve sâʼir

ehl-i örf tâʼîfesi tarafından bilâ emr-i şerîf müft ve meccânen yem ü yemek ve arpa

samân ve odun ve otluk ve bal ve yağ ve koyun ve kuzu ve ağırlık ve na'l-bahâ ve

konak ve kûcek ve sâʼir bunun emsâli tekâlif-i şâkka teklîf olundukda buna dahî

teklîf olunub rencîde ve remîde eylemekden hâlî olmadıkların bildirüb hilâf-ı şerʻ-i

şerîf ol-vechle bunları rencîde ve remîde itdirilmeyüb menʻ ve defʻ olunmaları

bâbında emr-i şerîfim ricâ eyledikleri ecilden buyurdum ki hükm-i şerîfimle

vardıklarında husûs-ı mezbûra husâma muvâcehesinde hakk ve adl üzere mukayyed

olub göresiz arz olunduğu üzere bunlar hassa sarrac şâkirdlerinden olub edâ-i hizmet

idüb dahl olunmak lâzım gelmez iken hâliyâ mîr-i mîrân adamları ve liva mübâşirleri

ve sâʼir ehl-i örf tâʼifesi tarafından bilâ emr-i şerîf müft ve meccânen yem ü yemek

ve arpa ve samân ve odun ve otluk ve bal ve yağ ve ağırlık ve selâmlı ve na'l-bahâ ve

kaftân bahâ ve konak ve kûcek ve sâʼir bunun emsâli tekâlif-i şâkka teklîf olundukda

bunlara dahî teklîf olunub rencîde ve remîde eyledikleri vâkiʻ ise câʼiz değilidir menʻ

ve defʻ idüb mîn baʻd şerʻ-i şerîf ve emr-i hümâyûnuma muhâlif bunları mezkûr

karyeler ahâlîsine ve âhardan bir ferde vech-i meşrûh üzere tekâlif-i şâkka teklîf ile

rencîde ve remîde itmeyeler ve itdirmeyesiz hilâf-ı şerʻ-i şerîf ve mugâir-i emr-i

münîf kimesneye iş itdirmeyesiz hakk üzere olub kâziyede medhâli olmayanları dahil

itdirmeyüb eslemeyüb muhâlefet üzere olanları isim ve resîmleri ile vuku-ı üzere

yazub âsitâne-i saʻâdetime arz idüb husûs-ı mezbûr içün emr-i ahâr irsâline muhtâç

Page 305: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

292

eylemiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâʼil-i şehr-i

Zilkâʻadeti'ş-şerîf li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye El-Mahrûsa

[s.81/273] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻadenü'l-fazl ve'l-kelâm Mevlânâ

Karahisâr-ı Sâhib Kâdîsı zîde fazlu tevkiʻ refîʻ hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki

kazâ-i mezbûr da sâkin Dergâh-ı muʻallam Yeniçerileri Südde-i Saʻâdetime arz-ı hâl

sunup bunların ki daʻvâ-i şerʻiyyeleri vâkiʻ olduk da kadîmü'l-eyyâmdan zâbitleri

olan Yeniçeri Serdârı maʻrifetiyle şerʻle görülüp icrâ-yı hak olup min baʻd âhardan

taʻarruz olunmaz iken hâlâ kâdîmden olıgelene muhâlif mütesellim Voyvoda ve

Subaşı ve sâʼir ehl-i örf reʻaya gibi hilâf-ı şerʻ-i şerîf dahl ve rencîdeden hâli

olmadıkların bildürüp menʻ ve defʻ olunmak bâbında hükm-i hümâyûnum ricâ

eyledikleri ecilden kânûn-ı kâdîm üzere amel olunması emrim olmuşdur buyurdum

ki hükm-i şerîfimle vusûl bulduk da bu bâbda sâdır olan fermân-ı celilü'l-kadrim

mûcebince amel idüp dahî husûs-ı mezbûre mukayyed olup göresiz iʻlâm olunduğu

gibi ise o makûle Derğâh-ı muʻallâm Yeniçeri yerlerinin daʻvâ-yı şerʻiyyeleri vâkiʻ

oldukda kadîmden olıgeldiğü üzere zâbitleri olan Yeniçeri Serdârları maʻrifetiyle

şerʻle görülüp icrâ-yı hak olup min baʻd şerʻ-i şerîfe ve muʻtâd-ı kadime ve emr-i

hümâyûnuma muhâlif mezbûrları ve âhardan kimesneye dahl ve taʻarûz ve bunları

rencîde ve remîde itdirmeyüb menʻ ve defʻ eyleyüb tekrâr emrim varmalu

eylemiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâʼil şehr-i

Zilkaʻdeti'ş -şerîfe sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.82/274] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻadenü'l-fazl ve'l-kelâm Kestel

Kâdîsı ve sâbık kâdîsı olan Mevlânâ zîde fazlıhuma tevkiʻ refîʻ hümâyûn vâsıl olıcak

maʻlûm ola ki kazâ-i mezbûra tâbiʻ Bereketli nâm karyede sâkin Dergâh-ı muʻallâm

Yeniçerileriden dârendegân-ı fermân-ı vâcibü'l-izʻân Hâcı Mehmed ve Hâcı Osmân

nâm Yeniçeriler Dergâh-ı muʻallama arz-ı hâl idüp bunlar vâkiʻ olan seferlerde ve

sâʼir hıdemât-ı hümâyûnumda mevcûdlar olup dahl olunmak icâbet etmez iken

Beğlerbeyi Voyvodoları ve Sancâkbeyi ve Subâşıları evleri üzerine gelüp kendü

hâlinde olan hizmetkârların ahz idüp bi-gayr-i hakkın akçeleri alup ve meccânen

meʼkülât teklîf idüp dâʼimâ rencîde itmekden hâlî olmadıkların bildirüp menʻ ve defʻ

Page 306: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

293

olunmak bâbında emrî şerîfim ricâ eyledikleri ecilden buyurdum ki hükm-i şerîfimle

vardıklarında ol-cânibde olan Yeniçeriler Serdârları maʻrifetiyle hakk üzere

gönderesiz arz olunduğu üzere ise mezkûrlara ve sâʼire bir-vechle zulm ve teʻaddi

olunduğuna rızâ-i şerîfim yokdur Beğlerbeyi Voyvodalarına ve Sancakbeyi ve

Subâşılarına muhkem tenbîh ve teʼkîd eyliyesiz ki fuzûli bunların evleri üzerlerine

varmayup ve hizmetkârları hilâf-ı şerʻ rencîde eylemeyüb ve bi-gayri hakkın

akçelerin almayup kendüleri içün meccânen zahire teklîf eylemeyüb bir-vechle zulm

ve teʻaddi eylemeyeler ve itdirmeyüb menʻ ve defʻ eyliyesiz baʻde't-tenbîh

eslemeyüb vech-i meşrûh üzere zulm ve teʻaddi iderler ise vukûʻu üzere yazûb arz

eyleyüb hilâf-ı şerʻî ve kânûn ve mugayir-i emr-i hümâyûn kimesneye iş ittirmeyesiz

kaziyede medhâli olmayanları dahî ittirmeyüb bu husûs içün bir dahî emrim varmalu

eylemeyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâʼil-i

Zilkaʻdeti'ş-şerîfe sene sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.82/275] Kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisârda kalʻa ağası gıbe't-tahiyye

ve's-selâm iʻlâm olunur ki yörükân taʼifesinden yirmi dört nefer boy kethüdâ'ları

kalʻada alı koyup Asitâne tarafından haber gelince hıfz-ı hırâset eyliyesiz deyü

buyruldu.

Bâ-hâtemi Mehmed Paşa

Vasale ileynâ fî-ğurre-i Zilhicce sene 1071

Asitâne-i saʻâdetimden Tekeye varup gelince yol üzerinde vâkiʻ kâdîlar

yalnız bir nefere yalnız bir bârgir fî-evâʼil-i Zilhicce sene 1071.

Vasle yevm 7

[s.82/276] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib Sancâğın da vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhum tevkiʻ refîʻ hümâyûn

vâsıl olıcak maʻlûm ola ki liva-i mezbûrda vâkiʻ Piyade ve Müsellem tâʼifesinin bin

yetmiş bir senesine mahsûb olmak üzere mensûh avârızları cemʻ ve tahsîl olunmak

lâzım ve mühimm olmağın der-uhde olunup eline mühürlü ve nişânlu defter sûret-i

verilmeğin mûcebince zamân-ı hulûl eyledikde cemʻ ve tahsîl itdirilmek emr idüp

buyurdum ki hükm-i şerîfimle mezbûr vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere

Page 307: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

294

amel idüp dahî liva-i mezbûrda vâkiʻ Piyade ve Müsellem tâʼifesinin târîh-i mezbûra

mahsûb olmak üzere uhdelerine edâsı lâzım gelen mensûh avârızların irsâl olunan

mühürlü ve nişânlu defter sûret-i mûcebince her bir hânesinden yüzer akçe hesâb

üzere cemʻ ve tahsîl itdirüp hilâf-ı emrû defter kimesneye teʻallül ve nizâʻ

itdirmeyesiz ve bundan mâʻdâ mübâşir-i mezbûrun cihet-i maʻîşetiçün her biri

hânesinden yirmişer akçe dahî aldırup bundan ziyâde bir akçe alınmaya ve

aldırmayasız ve mîrî içün kâmil gurûşu seksen sekize ve esedî guruşu yetmiş sekiz ve

atîk zolatai kırk sekizer akçeye aldırup ziyâde ve noksân aldırmayasız ve akçe

alındıkda hâlisü'l-ayâr akçe aldırup züyûf ve kızıl akçe aldırmayasız amma hîn-i

tahsîlinde tâmam ihtimâm idüp kesr-i defterden ve naksı hâneden ve fermânımdan

ziyâde akçe alınmağla hilâf-ı şerʻ ve kânûn zulm ve teʻaddiden ihtirâz eyliyesiz şöyle

bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi'l-şehr-i Şaʻbânü'l-muʻazzam

sene sebʻîn ve elf.

[s.82/277] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Karahisâr Sancâğın da vâkiʻ kâdîlar zîde fazlıhum tevkiʻ refîʻ hümâyûn vâsıl olıcak

maʻlûm ola ki liva-i mezbûrda vâkiʻ Piyade ve Müsellim tâʼifesinin bin yetmiş bir

senesine mahsûb olmak üzere bedel-i nüzulları cemʻ ve tahsîl olunmak lâzım ve

mühimm olmağın der-uhde olunup eline mühürlü ve nişânlû defter sûreti verilmeğin

mûcebince vakt ve zamânlıyla tahsîl itdirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki

hükm-i şerîfimle mezbûr vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüp dahî

liva-i mezbûrda vâkiʻ Piyâde ve Müsellem tâʼifesinin târîh-i mezbûre mahsûb olmak

üzere her bir hânesinden yüz yirmişer akçe bedel-i nüzulları irsâl olunan mühürlü ve

nişânlû defter sûret-i mûcebince vakt-i zamânlıyla cemʻ ve tahsîl ve dâhil-i hazine

itdirüp kimesneye teʻallül ve nizâʻ itdirmiyesiz ve bundan mâʻadâ mübâşir-i

mezbûrun cihet-i maʻîşetiçün her bir hânesinden onar akçe dahî aldırub bundân

ziyâde bir akçe alınmaya ve aldırmayasız ve bedel-i nüzul içün alınan kâmil gurûşu

doksanar ve esedî guruş seksener ve atîk zolatai ellişer akçe aldırup ziyâde ve noksân

aldırmayasız ve akçe alındıkda hâlisü'l-ayâr akçe aldırup züyûf ve kızıl akçe

aldırmayasız ve hîn-i tahsîlde tâmam ihtimâm idüp fermânımda ziyâde teʻaddi ve

tecâvüzden be-gâyet ihtirâz eyliyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız

tahrîren fi'l-yevmi'l râbi şehr-i Şaʻbânü'l-muazzam sene sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

Page 308: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

295

[s.83/278] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm meʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Karahisâr sancağın da vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazluhum tevkiʻ refîʻ hümâyûn vâsıl

olıcak maʻlûm ola ki inşâallahu teâʻlâ evvel bahâr da sefer-i hümâyûnuma meʼmûr

olan asâkir-i islâm içün memâlik-i mahrûsam da bin yetmiş iki senesine mahsûb

olmak üzere bedel-i nüzulları tahsîli fermânım olmağla liva-i mezbûr da vâkiʻ Piyâde

ve Müsellem taʼifesinin mensûh avârızlarının dahî her bir hânesinden bin yetmiş iki

senesine mahsûb olmak üzere yüz yirmişer akçe bedel-i nüzulları irsâl olunan

mühürlü ve nişânlû defter sûret-i mûcebince vakt u zamânlıyla cemʻ ve tahsîl ve

dâhil-i hazine itdirüb kimesneye teʻallül itdirilmeye deyü fermânım olmuşdur

buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâb da sâdır olan emrim üzere amel idüp

dahî liva-i mezbûr da vâkiʻ Piyâde ve Müsellem tâʼifesinin târîh-i mezbûra mahsûb

olmak üzere her bir hânesinden yüz yirmişer akçe bedel-i nüzulları irsâl olunan

mühürlü ve nişânlu defter sûret-i mûcebince vakt u zamânıyla cemʻ ve tahsîl itdirüp

kimesneye teʻallül ve muhâlefet itdirmeyesiz ve mübâşir mezbûrun vech-i

maʻîşetiçün her bir hânesin den onar akçe dahî aldırub bundan ziyâde bir akçe

almaya ve aldırmayasız ve mîrî içün alınan kâmil guruşu doksânar ve esedi guruşu

seksener ve atîk zolatai ellişer akçeye aldırup ve akçe alındıkda hâlisü'l-ayâr akçe

aldırup züyûf ve kızıl akçe aldırmayasız ve hîn-i tahsîlde tâmam-ı ihtimâm idüp kesr-

i defterden ve naks-ı hâneden ve hilâf-ı emr u defter zulm ve teʻaddiden ihtirâz

eyliyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-sâni şehr-i

Recebi'l-ferd sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.83/279] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Karahisâr sancağın da vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhum tevkiʻ refîʻ hümâyûn vâsıl

olıcak maʻlûm ola ki liva-i mezbûr da vâkiʻ Piyâde ve Müsellem tâʼifesinin bin

yetmiş iki senesine mahsûb olmak üzere mensûh avârızları cemʻ ve tahsîl olunmak

lâzım ve mühimm olmağın der-uhde olunup eline mühürlü ve nişânlû defter sûret-i

verilmeğin mûcebince zaman-ı hulûl eyledikde cemʻ ve tahsîl itdirmek emir idüp

buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardık dabu bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüp

dahî liva-i mezbûrda vâkiʻ Piyâde ve Müsellem tâʼifesinin târîh-i mezbûrda

uhdelerine edâsı lâzım gelen mensûh avârızların irsâl olunan mühürlü ve nişânlû

defter sûret-i mûcebince her bir hânesinden yüzer akçe hesâbı üzere vakt u

Page 309: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

296

zamânlıyla cemʻ ve tahsîl itdirüp hilâf-ı emri defter kimesneye teʻallül ve nizâʻ

itdirmeyesiz ve mübâşir mezbûrun vech-i maʻîşetiçün her bir hânesinden ancak

yirmişer akçe dahî aldırup bundan ziyâde bir akçe alınmaya ve aldırmayasız ve mîri

içün alınan kâmil guruşu seksen sekizr ve esedi guruşe yetmiş sekizer ve atîk ve

zolatai kırk sekizer akçeye aldırup ziyâde ve noksân aldırmayasız ve akçe alındık da

hâlisü'l-ayâr akçe aldırup züyûf ve kızıl akçe aldırmayasız kesr-i defterden ve naks-ı

hâneden ve hilâf-ı şerʻ ve kânûn zulm ve teʻaddiden ihtirâz eyliyesiz şöyle bilesiz

ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-sâni min şuhur-ı Recebü'l-ferd

sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.83/280] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Hüdâvendiğâr ve Kütâhya ve Sârûhân ve Menteşe ve Sultânönü ve Hamid ve Biğa ve

ve Karahisâr sancâkların da vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhum tevkiʻ refîʻ hümâyûn

vâsıl olıcak maʻlûm ola ki zikr olunan sancâklar da piyâde ve müsellem tâʼifesinin

bin yetmiş iki senesine mahsûb olmak üzere mensûh avârızları ve bedel-i nüzulleri

cemʻine meʼmûr olan Kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân zîde kadru der-saʻâdetime arz-ı hâl

idüp tâʼifey-i mezbûrenin avârızları tahsîline kadîmden bu âna değin ğurre-i

Şevâlden mübâşeret olunuggelmekle târîh-i mezbûrun avârızı tahsîline dahî kânûn ve

kadîm üzere ii bu mâh-ı Şevvâl ğurresinden mübâşeret ve ber mûcebi emr-i defter

muʻaccelen tahsîl itdirilmek bâbın da emr-i şerîfim virilmek ricâ eyledüğü ecilden

imdi kânûn-ı kadîm üzere amel olunmak fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i

şerîfimle vardık da bu bâb da sâdır olan fermân-ı celili'l-kadrim üzere amel idüp dahî

zikr olunan piyâde tâʼifesinnin avârızların tahsîline kâdimden bu âna değin zaman-ı

mezbûr da mübâşeret olunu gelmekle târîh-i mezbûrun avârızı tahsîline dahî zâman-ı

mezkûrda mübâşeret ve ber-mûcebi emrü defter muʻaccelen tahsîl itdirüp kimesneye

teʻallül ve nizâʻ itdirmeyesiz cânib-i mîrîyi ğadr ve kadr olmakdan ve hilâf-ı şerʻ ve

kânûn zulm ve teʻaddiden be-gâyet ihtirâz idüp husûs-ı mezbûr içün tekrâr emrim

varmalu eylemiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi't-târîhi'l-

mezbûr.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Page 310: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

297

Mübâşirin Kaydı görüldü

Nâhiye-i Şehrâbâd Der-liva-i Karahisâr-ı Sâhib

Tîmâr-ı Mehmed Hüseyin nesh-i Erdel sene-i M

Karye-i Saraycık tâbiʻ-i Şehrâbâd

An-tekmîl

2000

[s.84/281] Kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisâr-ı Sâhib sancâğı Alaybeyisi

Mustafâ zîde kadru ordu-yı hümâyûnuma mektûb gönderüp liva-i mezbûrda

Şehrâbâd nâhiyesin de Saraycık nâm karyede gayri den altı akçe tîmâra mutasarrıf

olan Hüseyin meʼmûr olduğu Erdel seferine gelmeyüb Varad kaʻlası muhâsarasın da

ve maiyyetinde mevcûd bulunmayup tîmâr-ı mezbûr ol-vechle mahlûl olmağla

bundan akdem yararlığı arz olundukda ibtidâdan iki bin akçe tîmâr emiri olan elâ

gözlü açık kaşlu orta boylu mezkûr Mehmede virilmek ricâsına arz itmeğin ibtidâsı

elinde tîmârı olduğu sancâkda sâkin olup alay beyisi bayrağı altında sefere eşmek

şartıyla tevcîh olunmak içün tahrîren ihdâ ve sebʻîn ve elf Muharremi' nin evâsıt-ı

târîhiyle hükm-i şerîfim virildikden sonra tezkeresi virmek fermân olunmağın ber-

mûcebi fermân-ı alî zikr olunan iki bin akçe tîmâr vech-i meşrûh üzere sefer-i

mezbûra gelmeyen Hüseyin gününden ibtidâsı bedel-i mezkûr Mehmede tevcîh

olunup berât-ı âlîşân içün tezkere virilüb … 26 şehr-i Muharremü'l-harâm sene ihdâ

ve sebʻîn ve elf.

Be- Yurd-u Sahrâʻî …

[s.84/282] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm Alâiye

ve Hamid ve Karahisâr sancağın da vâkiʻ olan kâdılar zîde fazlıhum tevkiʻ-i refîʻ-i

hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki memâlik-i mahrûsamda vâkiʻ perâkende-i

Ermeni ve Anadolu Rumu ve perâkende-i Medîne-i Münevvere reʻâyâsının maktûʻu

ve yava keferenin yava cizyeleri tahsîline meʼmûr olan kıdvetü'l-emâcid ve'l aʻyân

Gümrük emîni Ahmed zîde mecduhû dersaʻâdetime mühürlü tezkire gönderüp liva-i

Page 311: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

298

mezbûrda vâkiʻ ve âhar diyârdan kâr-ı kesb içün gelen perâkende-i Ermeni ve

Anadolu ve Rumu ve perâkende-i Medîne-i Münevvere raʻiyyasının üzerlerine edâsı

lâzım gelen maktûʻuların ve yava keferenin yava cizyeleri ve kıbtiyân ve ekrâd ve

kara yağmurlu ve maʻrifetli taʻifesinin bedel-i aʻvârızların şard-ı iltizâmıma dâhil

olmağın hâlâ bin yetmiş iki senesine mahsûb olmak üzere cemʻ ve tahsîli lâzım ve

mühimm olmağla tarafımızdan nâm kimesneye der-uhde idüp zamân-ı hulûl

eyledikde vech-i meşrûh üzere tahsîl itdirilmek bâbın da emr-i şerîfim ricâsına iʻlâm

eylemeğin imdi zamân-ı hulûl eyledik de kadîmden olıgeldiğü üzere tahsîl itdirilmek

emr idüp buyurdum ki hükm-i şerîfimle mezbûr vardık da bu bâbda sâdır olan emrim

üzere amel idüp dahî liva-i mezbûrda sâkin ve etrâf ve eknâfdan kâr ve kesb içün

gelüb bir diyârdan ahâr diyâra mürûr u ubûr iden perâkende-i Ermeni ve Anadolu

Rumu ve Kayseriye'yi ve Vanlı ve Çoğanis(?) ve Bitlis ve Arabgir ve nisbetle kefeyi

ve vilâyeti Leh ve Macar ve Eflak ve Boğdan taraflarından kâr-ı kesb içün gelen

Ermeni tâʼifesi ve Anadolu Rumu ve perâkende-i Medîne-i Münevvere raʻiyyasının

ve Karamanlı ve Adana ve Erçişli ve Sivas ve Kayseriye de kırk altı nefer Ermeniden

mâʻdâsından üçer yüz altmış akçe maktûʻuları ve vech-i maʻaş ve gullâmiyesiyle

dörder yüz yirmi altışar akçe maktûʻuların târîh-i mezbûre mahsûb olmak üzere

mefrûzü'l-kalem serbestlik üzere cemʻ ve tahsîl itdirüp âharı müdâhale itdirmeyesiz

ve perâkende-i Medîne-i Münevvere reʻâyâsının uslûb-ı sâbık üzere cürm-i cinâyet

ve beytü'l-malları kadîmden zabt olunu geldiği üzere cemʻ ve tahsîl itdirüp min-baʻd

evkâf-ı selâtin ve vüzerây-ı ıʻzâm ve züʻema erbâb-ı tîmâr ve sâʼir emlâk zâbidleri

toprağımızdadır veyahûd bunda sâkinlerdir deyü bir-vechle müdâhale itdirmeyesiz

ve liva-i mezbûrun kasabât ve kurâsında hâric-ez-defter tavattun ve ğayr-i

mutavattındır kâr ve kesb içün gelen yava kefereden eğer Leh ve Rum ve Arnavud ve

Bulgar ve Sırb ve sâirden üçer yüz akçe yava cizyesi ve on yaşında olan Ermeni ve

Rum oğullarından hüccet-i şerʻiyye mûcebince nısf cizye ve on yaşından ziyâde

emred ve mürâhik olanlarından tâmam cizye alına ve henüz hadd-ı büluğa ermeyen

Rum oğullarından nısf ciye ki yüz elli akçe olur cemʻ ve tahsîl itdirüp inâd ve

muhâlefet idtirmeyesiz ve Rumeli ve Anadolu ve adalardan kâr ve kesb içün gelen

yava kefereden dahî üçer yüz akçe yava cizyeleri cemʻ ve tahsîl itdirüp biz Sultânlar

ve vüzerâ ve evkâf-ı selâtin ve sâʼir evkâf ve emlâk reʻâyâsıyız veyahud perâkende

hâlinde Atina ve Ezedin ve şahinci ve atmacacıya ve derbenciyân ve kassâb ve çobân

Page 312: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

299

ve mumcu ve taşçı ve Sinop ve Ürgüb ve Trabzon ve Haymanegânı Üsküdar ve

haslar ve vezîr-i azam ve Kapûdan paşa reʻâyâsıyuz deyü teʻallül itdirmeyüb kâr ve

kesbleri mukâbelesinde yava cizyeleri virdürüp biz henüz geldik geri gideriz deyü

sözlerine amel eylemeyüb muhâlefet itdirmeyesiz ve şard-ı ilitzâmına dâhil kıbtiyân

tâʼifesinin Müslimân nâmına olanlarından bedel-i aʻvârız yüz ellişer akçe ve

keferesinden üçer yüz akçe alınup ve ekrâd ve kara yağmurlu ve maʻrifetlü

tâʼifesinden bedel-i aʻvârız yüz yirmişer akçe alına ve tâʼifei mezbûrun beytü'l-mâl-ı

amme ve hassa ve cürm-i cinâyet ve resm-i bennak ve aded-i ağnâm ve sâʼir

bâdehevâları üslüp-ı sâbık üzere tahsîl ittirilüp inâd ve muhâllefet ittirmeyesiz ve zikr

olunan Ermeni maktûʻu ve yava keferenin yava cizyesi ve kıbtıyân tâʼifesinin bedel-i

avârızları kadimden minvâl üzere zabd ve tahsîl olunugelmiş ise zamân-ı hulûl

eyledikde girü ol minvâl üzere cemʻ ve tahsîl ittirüp kimesneye teʻallül ve nizâʻ

itdirmeyesiz cânib-i mîrîye gadr ve zarar olmakdan ve defterde mukayyed yerlü

reʻâyyâya müdâhale olunmağla hilâf-ı şerʻ ve kânûn zulm ve teʻaddiden be-gâyet

ihtirâz eyliyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-

sâmin min şehr-i Zi'l-kade sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.85/283] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻdenü'l-fazl ve'l-kelâm Barçınlı ve

Nevâhi Barçınlı kâzaları zîde fazlıhûm tevkiʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm

ola ki hâliyâ Barçınlı kâdîsı südde-i saʻâdetime arz gönderüp Barçınlı kazâsına tâbiʻ

Bayat nâm karyenin reʻâyâsı kızıl hizmetine tâkat getüremeyüb ol-vechle halleri

mükedder oduğun bildirüp Barçınlı ve Nevâhi-i Barçınlı kazâlarında vâkiʻ olup hâne-

i aʻvârıza zamm olmak üzere refʻ-i fermânım olan takâʻud reʻâyâsının aʻvârızları

mukâbelesinde bedel-i güherçileleri akçeleri menzil-i mezbûr içün taʻâyîn olunmak

bâbın da emr-i şerîf ricâ itmeyüb hazine-i âmiremde muhafız olan mevkûfât

defterlerine nazâr olundukda defter-i cedîd mûcebince Barçınlu kazâsın da altmış ve

ikiyüz ve ikiyüz otuz iki nefer dahî Nevâhi-i Barçınlı kazâsın da ki cemʻan iki yüz

doksan iki nefer olup yüzer akçeden yirmi dokuz bin iki yüz akçe olduğu mestûr ve

mukayyed bulunmağın imdi vech-i meşrûh üzere amel olunmak fermânım olmuşdur

buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardık da bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüp

dahî zikr olunan kâdılıklar da vâkiʻ aʻvârızları mukâbelesin de kadîmden Güherçile

bedeli vire gelen ol-mikdâr reʻâyâ menzil-i mezbûre kayd ve taʻyin olmağla ol-

Page 313: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

300

mikdâr akçe Güherçile bedel-i akçelerin menzil-i mezbûr içün edâ itdirüp hilâf-ı

defter kimesne teʻallül ve nizâʻ itdirmeyüb husûs-ı mezbûr içün bu dahî emrim

varmalu eylemiyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi'l

Râbi ve'l-işrîn şehr-i Zilkaʻdeti'ş-şerîfe sene ihdâ ve sebʻîn elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.85/284] Fazîlet şiʻâr-ı ızzet tisâr Efendiler hazretlerinin meclis-i şerîfleri

savbına Dürer-i daʻvât-ı muhlisât encâm ithâfıyla inhâ-i muhlishâne olunan budur ki

azîmetü'ş-şân ve rafîʻatü'l-mekân devletlü ve saʻâdetlü efendimiz vâlide sultan dâmet

fî hıfzı'l-mennân hazretlerinin mutasarrıfa oldukları havâss-ı şerîfelerinden Zile ve

tevâbiʻ hâsıllarının perâkende olan defterlü reʻayasından baʻzıları kâdimi yerlerinden

kalkup varup taht-ı kazâyı maʻdelet şiʻârları olan kasabât ve kurâda Sâkin olmağla

ol-makûle hâss-ı mezbûr reʻâyâsının Rüsumü-i aʻâdiyeleri ve resm-i mücerredleri ve

aʻded-i ağnâm hakkını oluğeldiğü âdet-i kadîm üzere havâs-ı mezbûre voyvodası

Mehmed Ağa tarafından taʻyin olunan adamısını bi-kusûr alı verilüp teʻallül

itdirlmemeğe envâ lütufları ve müsâʻade-i şerîfleri mevzûl ve bî-dirîğ buyrula ki bu

bâbda vücûda gelen hüsn-i takayyüdleri bu tarafa râciʻ olub mahallinde zikr-i

cemîllerine bâʻis olduğuna iştibâh buyurulmaya bâki hemîşe ilm ve fazîlet der

mesned şerîʻat efzûn-bâd

Muhibb-i Muhlis Hasan

Kethüdâ-i Vâlide Sultân hâlâ

[s.85/285] Izzetlü ve Faziletlü Karahisâr-ı Sâhib Efendisi Kâmyâb

Huzûr-ı ızzete dürer-i daʻvât sâfiyât ithâfıyla inhâ olunur ki hâliyâ Karahisâr-ı

Sâhib mîr-liva olanlar tarafından beher üç ayda bir Subâşı kânûn-ı kadîm olup

mahal-i zaman olmağın mektûb tahrîr olunup kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Süleymân

Ağa zîde kadruhûya tefvîz olunmuşdur vusûlun de mâh-ı Saferü'l-hayrın ibtidâ

ğurresinden üç ay tamâmına varınca muʻtâd-ı kadîm olageldüğü minvâl üzere cürm-i

cinâyet ve yava kul ve câriye müjdegânesi ve kûdek ve rüsûmu Sûbâşılığı mûmâ-

ileyhe kemâ-kân zabd u rabd itdirüp ve ol-bâbda hilâf şerʻî ve kânûn ve olugelene

mugâir kimesneye zulm ve teʻaddi itmeyüb ve itdirmeyesiz minvâl-i meşrûh üzere

zabd cemʻ ve tahsîl ve bir ğün mukaddem iysâl idüb mûcebi ile amel oluna tahrîren

fî-şehr-i Safer li- sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Page 314: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

301

Ahmed Kâʻim-makâm-ı Karahisâr-ı Sâhib hâlâ

[s.85/286] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân hükmü budur ki

Vilâyet-i perâkende-i Anadolu Defterine tâbiʻ Kefere tâʻifesinin bin yetmiş

bir Ramazân -ıŞerîfi ğurresinden bin yetmiş iki Şaʻbân-ı ğâyetine değin uhdelerine

edâsı lâzım gelen cizyeleri cemʻ ve tahsîl olunmak lâzım ve mühimm olmağın

matbah-ı ʻâmiremin mühimâtiçün kıdvetü'l-emâced ve'l-ʻayân matbah-ı ʻâmirem

emîni Mustafâ zîde mecduhûya der-uhde olunub eline tuğrâlu ve nişânlu cizye

defter-i sûret-i virilmeğin mûcebince zamân-ı hulûl eyledikde cemʻ ve tahsîl

itdirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardık da siz ki

kâdîlarsız defter-i mezbûre tâbiʻ kefere tâʼîfesinin sekiz yüz kırk dokuz cizye

hâneleri olub târîh-i mezbûra mahsûb olmak üzere yedi yüz otuz dörd hânesinde

ikişer yüz ellişer akçe ve yüz on beş akçe Yahûdi hânelerinde ikişer yüz elli beşer

akçe cizyelerin ve hâne başına kırkar akçe mîri gullâmiyelerin irsâl olunan tuğrâlû ve

nişâlû cizye defteri mûcebince vakt u zamanlıyla cemʻ ve tahsîl itdirüp hilâf-ı emri

defter kimesneye teʻallül ve nizâʻ itdirmeyesiz ve bundan mâʻdâ mübâşir-i mezbûrun

cihhet-i maʻîşetiçün her bir hânesinden kırkar akçe dahî aldırup bundan ziyâde

bundan ziyâde bir akçe alınmaya ve aldırmayasız ve mîri içün alınan kâmil guruşu

seksen sekiz ve esedî guruşu yetmiş sekiz ve âtik zolâti kırk sekiz akçeye aldırub

ziyâdeye ve noksâna aldırmayasız ve akçe alındık da hâlisü'l-âyâr akçe aldırub züyûf

ve kızıl akçe aldırmayasız defter-i mezbûrun akçesi matbah-ı ʻâmirem mühimâtiçün

taʻyin olunmuşdur kesr-i defterden ve naks-ı cizyeden ve fermânımdan ziyâde akçe

alınmağla hilâf-ı şerʻ ve kânûn zulm ve teʻaddîden be-gâyet ihtirâz eyleyesiz şöyle

bilelesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar tahrîren fi't-târîhi'l-mezbûr.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

[s.86/287] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Karahisâr Sâhib sancâğın da vâkiʻ olan kâdîlar zîde falıhum tevkiʻ-i refîʻ-i hümâyûn

vâsıl olıcak maʻlûm ola ki inşâallahu teâʻlâ evvel bahâr-ı huceste âsârda sefer-i zafer

şiʻârıma meʼmûr olan kadîm kûllarının ve sâʼir asâkir-i islâmın lâzım gelen nüzul

zahiresinin bedellerin tahsîl ve vakt u zamânıyla gelüb erişmesi ehem-i umûrdan

olmağla ʻumûmen memâlik-i mahsûsam da vâkiʻ aʻvârız hânelerinin bin yetmiş iki

senesine mahsûb olmak üzere her bir hânesinden beşer yüz akçe bedel-i nüzulların

Page 315: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

302

cemʻ ve tahsîl ve dâhil-i hazîne itdirilmek bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmağla

liva-i mezbûrda vâkiʻ sekiz yüz dokuz avârız hânelerinin târîh-i mezbûra mahsûb

olmak üzere her bir hânelerinden beşer yüz akçe bedel-i nüzulların irsâl olunan

mühürlü ve nişânlû mevkûfât defteri sûret-i mûcebince bin yetmiş iki Muharremi

ğurresinden mübâşeret ve muʻaccelen cemʻ ve tahsîl ve dâhil-i hazineye itdirilmek

fermânım olmasıdır buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan

emrim üzere amel idüp dahî liva-i mezbûrda vâkiʻ olmakdır avârız hânelerinin târîh-i

mezbûre mahsûb olmak üzere her bir hâneden tahsîl-i fermânım olan beşer yüz akçe

bedel-i nüzulların irsâl olunan mühürlü ve nişânlû mevkûfât defter-i sûret-i

mûcebince bin yetmiş iki Muharremi ğurresinden muʻaccelen cemʻ ve tahsîl itdirüb

kimesneye teʻallül ve nizâʻ itdirmeyesiz ve bundan mâʻdâ mübâşirin cihet-i

maʻîşetiçün her bir hânelerinden otuzâr akçe dahî aldırub bundân ziyâde tefâvüt

gurûş ve kesr-i mizân ve sâʼir bahâne ile bir akçe almaya ve aldırmayasın ve zikr

oluan kâdîlıkların kesr-i hâneleri var ise cümle reʻâyâ mûvâcehesin de hesâb ve hakk

ve adl üzere cümleye ale's-seviye tevzîʻ idüb mevkûfât defterine kesr ve noksân

getürmeyesiz ve mîrî içün alınan kâmil gurûşu doksânar akçeye ve esedi gurûşu

seksenâr akçeye ve atîk zolatai ellişer akçeye aldırub ziyâde ve noksân aldırmayasın

ve akçe alındıkda hâlisü'l-âyâr akçe aldırub züyûf ve kızıl ve kırkık akçe

aldırmayasın ve elbette guruş alınur deyü reʻâyâyı taʻcîz itdirmeyesin kesr-i

defterden ve nâks-ı hâneden ve fermânımdan ziyâde talebiyle hilâf-ı şerʻ ve kânûn

zulm ve teʻaddîden be-gâyet ihtirâz eyleyesiz şöyle bilelesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd

kılasız tahrîren fi'l-yevmi's-sâmin aşer şehr-i Cumâdiye'l-âhir li sene ihdâ ve sebʻîn

ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.86/288] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Karahisâr ve Yalvâç ve Karaağaç ve ve kâdîları zîde fazlıhum tevkiʻ-i refîʻ-i

hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki dârende-i fermân-ı hümâyûn Murâd zimmi dahî

südde-i saʻâdetime arz-ı hâl idüb ben Akşehir perâkendesinden olub üzerime edâsı

lâzım gelen baş cizyemi ve sâʼir emr-i şerîf-i ʻâlişân ile vâkiʻ olunan mîrî teklîflerin

sene ve sene cemʻine meʼmûr olanlara mahal-i mezbûrun kafere tâʼîfeleri ile virüb

edâ ve teslîm eyleyüb min baʻd kusûrum yoğiken lâkin bir mühimm mesâlihim ve

bâzârlığım içün bir iki gün sene de Karahisâra ve Yalavaç ve Karaağâç ve ve nâm

Page 316: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

303

kazâlara vardığumda yaveciler mücerred celb-i mal yava cizyesi alınmak icâb

eylemez iken hilâf-ı şerʻ ve kânûn rencîde ve remîde iderler deyü bildirüb men-i

bâbın da emri şerîfim ricâ eyledükleri ecilden imdi hilâf-ı şerʻ ve kânûn rencîde

olunmaya deyü emir idüb buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardık da bu bâbda sâdır

olan fermân-ı celilü'l-kadrim üzere amel idüb dahî göresiz fi'l-vâkiʻ mezbûr zimmi

üzerine edâsı lâzım gelen bâş cizyesi ve sâʼir emri şerîfi ʻâlişân ile vâkiʻ olan mîrî

teklîflerin sene ve sene cemʻine meʼmûr olanlara mahalle-i mezkûrun kefere

tâʼîfelerin ile virüb edâ ve teslîm eyledükden sonra emr-u defter mûcebince baʻde

pazarlık içün birkaç gün zikr olunan kâdîlıklara vardıkla yava cizyesi alınmak icâb

eylemez iken yavecilera mücerred celb-i mal içün hilâf-ı şerʻ ve kânûn yava cizyesi

taleb ile rencîde ve remîde eyledikleri vâkiʻ ise menʻ ve defʻ idüb min bâʻd hilâf-ı

şerʻ ve kânûn ol-vechle rencîde ve remîde itdirmeyüb husûs-ı mezbûr içün tekrâr

şikâyet olunmağı eylemiyesin şöyle bilelesin ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın tahrîren

fi'l-hâdi aşer Şehr-i Zilhicceti'ş-şerîfe sene 1081.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Kârye-i Köseler tâbiʻ Karahisâr

Hasıl

3000

Ziyâde(?)

1000

Kârye-i Timur kaʻala Tâbiʻ Karahisâr

Hasıl

5000

Ziyâde(?)

1499

Vech-i meşrûh üzere Mustafâ Ağanın berâtına mestûr ve mukayyed olmağla

bu mahalle kayd olundu.

Şerîʻat nisâb Karahisâr-ı Sâhib Sancâğın da Kassâmım olan Ahmed Efendi

kâmyâb

[s.86/289] Tahhîyâtt-ı Sâfiyye ithâfıylâ inhâ olunur ki Karahisâr-ı Sâhib

kazâsı ifrâz olunub âhara verilmiş idi hâliya size ibkâ olunub zikr olunan sancâğın

umûmen umûr-ı kısmet-i askeriyesi tarafımızdan size sipâriş olmuşdur gerekdir ki

düşen müteveffâ-i askeriyenin terekesi tahrîr ve beyne'l-verese bi'l-farîzati'ş-şerʻiyye

Page 317: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

304

tevzîʻ ve taksîm idüp rüsûm-ı muʻtadeyi tarafımıza irsâl idesiz ve's-selâm tahrîren

fi'l-yevmî'l-işrîn min şehr-i Rebiü'l-evvel li-sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

El-fakîr Abdükâdir El-Kâdı be-AskeriAnadolu

[s.87/290] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻdenü'l-fazl ve'l-kelâm Şuhut ve

Karahisâr kâdîları zîde fezâʼili hümâ ve kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisâr-ı Sâhib

mütesellimi olan zîde kadru tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki Şuhut

Kazâsına tâbiʻ Mahmûd köyü nâm karye sâkinlerinden dârende-i fermân-ı hümâyûn

Mûsâ nâm kimesne dergâh-ı muʻallâma arz-ı hâl idüb bundan akdem bu mahrûsa-i

İstanbul da on beş yirmi seneden berü sâkin olub kendü hâlinde gezüb hilâf-ı şerʻ-i

şerîf kimesneye teʻâddisi yoğiken kalkub kadîm-i karyesine gidüb anda dahî şerʻân

üzerine nesne sâbit ve zâhir olmuş değil iken Karahisâr-ı Sâhib Kasabasın da sâkin

olub sâbıkâ yeniçeri serdârı olan Karakaş Süleymân dimekle mağrûf kimesne

mücerred ahz ve celb-i mâl içün şirrete sülûk idüb hilâf-ı vâkiʻ buna baʻzı mevâd

istinâd idüb baʻdehû seni ehl-i örf tâʼifesine ahz itdiririm deyü tahvîf itdirmekle bi-

gayri hakkın bunun kendüsü on sekiz vukîye afyonun alub ziyâde gadr ve taʻaddî

eyledüğün bildirüb ol-cânibde bi'l-fiʻil yeniçeriler serdârı olan kıdvetü'l-emâsil ve'l-

akrân zîde kadru mübâşeretiyle şerʻle görülüb hakkını kendüye alıvirilmek bâbın da

emri şerîfim ricâ idmeğin buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda ihzâr-ı husema

kılub mukaddemâ bir defa şerʻle görülüb fasl olunmayub üzerinde on beş yıl mürûr

itmiş değil ise hakk ve adl üzere teftîş ve tefahhus idüb göresiz arz olunudğu üzere

ise ol-bâbda muktezâ-i şerʻ-i kavimle amel idüb dahî baʻde's-sübût şerʻle müteveccih

olan afyonun her ne ise hükm idüb alıvirüb zimmetinde bir nesnesi alıkodurmayasın

inâd ve muhâlefât idüb hakkın virmez ise vukûʻu üzere isim ve resmiyle yazub

Âsitâneʼi saʻâdetime arz eyliyesin min baʻd şerʻ-i şerîfe ve emri hümâyûnuma

muhâlif kimesneye iş itdirmeyesin hakk üzere olub tezvîr ve telbisden ve şuhûd-u

zordan hazer idüb dahî kaziye de medhâli olmayan kuzât ve sipâh ve sâyîr askeriden

olanları mezbûr Mûsâ nâm kimesnenin daʻvâsına dahl itdirmeyüb eslemeyüb bi-vech

dahl ve teʻaddi idenleri yazub bildirüb bu husûs içün tekrâr şikâyet olunub emr-i âhar

varmalu eylemiyesin şöyle bilelesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâhir-

i Zilkaʻdeti'ş-şerîfe sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Page 318: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

305

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Mûcebince Yeniçeri ağasından mektûb olduğu kayd.

[s.87/291] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻdenü'l-fazl ve'l-kelâm Mevlânâ

Karahisâr-ı Sâhib Kâdîsı zîde fazlıhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola

ki Dârende-i fermân-ı hümâyûn Mustafâ südde-i saʻâdetime gelüb Karahisâr-ı Sâhib

kazâsın da Sarıca ova nâm karyede vâkiʻ yaylacı Emir mezraʻasına evlâdiyet ve

meşrûtiyet üzere mutasarrıf iken berâtın zâyîʻ itmekle zâyîdenkendüye tevcîh olunub

berâtı şerîfim virülüb elinde olan berât-ı mûcebince zabd ve tasarruf itdirilmek bâbın

da inâyet ricâ itmeğin elinde olan berât-ı mûcebince zabt ve tasarruf itdirilmek

emrim olmuşdur buyurdum ki mezrâ-i mezbûre mezbûrun elinde olan berât-ı

mûcebince zabd ve tasarruf itdirüb min-baʻd âhardan bir ferdi dahl ve taʻarruz

itdirmeyesi şöyle bilelesin ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâʼil-i şehr-i

Şevvâl sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.87/292] Hazret-i Mevlâna-i Şerîʻat-meʼâb

Izzetlü Faziletlü Karahisâr-ı Sâhib efendisi hazretlerinin meclis-i şerîflerine

dürer-i daʻvât-ı sâfiyât ve ğurrer-i teslîmât-ı vâfiyat ithâfıyla inhâ olunur ki hâliyâ

Karahisârda mîr-liva olanlar tarafından her üç ayda bir Subaşı kanûn-ı kadîm olub ve

mahall-i zaman olmağın mektûb tahrîr olunub ağalarımızdan kıdvetü'l-emâsil ve'l-

akrân Ahmed Ağa zîde kadruhûya tefvîz olunmuşdur vusûlünde muʻtad-ı kâdîm

üzere zabt ideresin ve's-selâm hurrire fî-evâʼil-i Cumade'l-ulâ sene 1071.

Mine'l-Fakîr Ahmed Kâʻim-makâm-ı liva-i Karahisâr-ı Sâhib

Tıbbkı aslihü'l-mahtûm Lemmâ kahûl fakîr ileyhi Subhânehu ve teʻâlâ

Ramazân bin İbrâhîm el-kâdî be-ordu-yı hümâyûn ufiye-an-hu.

Müteveffânın kaydı

Nâhiye-i Şehrâbâd Der-liva-i Karahisâr-ı Sâhib

Tîmâr-ı Hüseyin an tahvîl-i Mehmed el-müteveffâ

Page 319: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

306

Karye-i Akçağıl tâbiʻ mezbûr

Kıymet

5000

[s.87/293] Kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisâr-ı Sâhib Sancağı Alaybeyisi

olan Mustafâ zîde kadru ordu-yu hümâyuma mektûb gönderüp liva-i mezbûrda

Şehreâbâd nâhiyesinde Akçağıl nâm karye ve gayriden beş bin akçe tîmâra

mutasarrıf olan Mehmed fevt olup tîmâr mahlûl olmağla bundan akdem yararlığı arz

olundukda ibtidâdan beş bin akçe tîmâra emiri olan orta boylu elâ gözlü açuk kaşlu

mezbûr Hüseyine virilmek ricâsına arz itmeğin virilmek emr olub ibtidâsı alunup

tîmârı olduğu sancağında sâkin olub Alaybeyisi bayrağı altında sefere eşmek şartıyla

tevcîh olumağiçün sene ihdâ ve sebʻîn ve elf muharreminin ikinci günü târîhiyle

hükm-i şerîf virildikden sonra tezkeresi virilmek fermân olmağın ber-mûcebi fermân-

ı âli zikr olunan beş bin akçe tîmâr vech-i meşrûh üzere müteveffâ-i merkûm

Mehmed tahvîlinden ibtidâ müstehakk olduğu emr-i âli mezkûr Hüseyine tevcîh

olmağın berât-ı âlîşân içün tezkere virildi tahrîren fi't-târîhi'l-mezbûr.

Be-Yurd-ı Sahrâʻî Varad

[s.88/294] Nişân-ı şerîf-i âlişân-ı sâmî mekân hükmü oldur ki

Kula ve Kütahya ve Alâcaşehir ve Karahisâr-ı Sâhib ve Hamîd ve Isparta ve

Cezire-i Meis(?) ve Eğirdir ve Barla ve Bilecik İznik ve Sultânönünde vâkiʻ havâss-ı

hümâyûn ve perâkendegân ve hâric-i ez-defter keferesinin ve Yaʻkûb Çelebi veled-i

Germiyân ve Yıldırım Bâyezid ve Sultan Orhan ve İsâ Bey ve Şeyh Murâd ve Ata

Bey vakfı keferesinin bin yetmiş iki senesine mahsûb olmak üzere uhdelerine edâsı

lâzım gelen ziyâde-i cizyeleri cemʻ ve tahsîl olunmak lâzım ve mühim olmağın der-

uhde olunub eline mühürlü ve nişânlu defter sûret-i verilmeğin mûcebince zaman-ı

hulûl eyledikde cemʻ ve tahsîl itdirilmek emr idüb buyurdum ki hükm-i şerîfimle

vardıkda siz ki kâdîlarsız taht-ı Kazânızda vâkiʻ zikr olunan evkâf ve havâs-ı

hümâyûn keferesinin târîh-i mezbûrda uhdelerine edâsı lâzım gelen ziyâde-i

cizyelerin irsâl olunan mühürlü ve nişânlu defter sûret-i mûcebince havâs-ı hümâyûn

keferesinin yetmiş altı hânesinden ikişer yüz yetmiş akçe mâʻadâsından yüz seksener

Page 320: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

307

akçe hesâbı üzere cemʻ ve tahsîl itdirüb kimesneye teʻallül ve nizâʻ itdirmeyesiz ve

bundan mâʻadâ mübâşir-i mezbûrun cihet-i maʻîşetiçün her bir hânesinden otuz beşer

akçe dahî aldırub bundan ziyâde bir akçe alınmaya ve aldırmayasız ve mîri içün

alınan kâmil guruşu seksen sekiz ve esedi guruşu yetmiş sekiz ve atîk zolatai kırk

sekiz akçeye aldırmayub ziyâde ve noksân aldırmayasız ve akçe aldıkda hâlisü'l-ayâr

akçe aldırub zinhâr züyûf ve kızıl akçe almaya ve aldırmayasız hîn-i tahsîlinde

tâmam ihtimâm idüb kesr-i defterden ve naks-ı cizyeden ve hilâf-ı şerʻ ve kânûn

zulm ve teʻaddiden be-gâyet ihtirâz eyliyeler ve cizye-i mezbûre içün bin yetmiş bir

Cumâde'l-âhirinin on beşinci gününde teâvütüyle maʻân elli beş bin akçe ve yine

mâh-ı mezbûrun on dokuzuncu gününde yirmi beş bin akçe ber-vechi peşîn teslim-i

hâzîne olunmuşdur şöyle bilelesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın min Ramazânü'l-

mübârek li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

[s.88/295] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Kütahya ve Kasdamonu ve Aydın ve Sârûhân ve Menteşe ve Karâhisâr-ı Sâhib ve

Sultânönü ve Alâʼiyye ve Teke sancâklarında vâkiʻ olan kâdîlar zîde fazlıhum tevkiʻ-

i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki zikr olunan sancâklarda vâkiʻ züʻamâ ve

erbâb-ı tîmârın bin yetmiş bir senesine mahsûb olmak üzere her bin akçe

yazularundan sefer-i hümâyûnum mühimâtiçün bin akçe mîr-i bedel ve yüz ellişer

akçe mübâşire vech-i maʻâş olmak üzere bundan akdem tahsîli bi'l-fiʻil tersâne-i

âmirem emîni İbrâhîm zîde mecduhû maʻrifetiyle nâm kimesneye der-uhde olunub

emr-i şerîfim verilmiş idi lâkin mezbûrun reʻâya ve berâyâ'ya teʻaddisi olub hıyânet-i

zuhûr eylemekle refʻ olunub hâlâ tahsîli kıdvetü'l-emâced ve'l-âyân Mehmed zîde

mecduhûya sipâriş olunub defter hâne-i âmiremden mühürlü sahîh ve cedîd icmâl

defteri sûreti virilmekle mûcebince mûmâ-ileyhin tarafından vech-i meşrûh üzere

tahsîl ve dâhil-i hazîne idtirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle

vardık da bu bâb da sâdır olan emrim üzere amel idüb dahî Südde-i saʻâdetimden

ihrâç olunub mübâşir-i mezbûrun eline virilen mühürlü sahîh ve cedîd icmâl defter-i

sûret-i mûcebince zikr olunan sancâklarda vâkiʻ züʻamâ ve erbâb-ı tîmârın mutasarrıf

oldukları mensûh zeʻâmeti ve tîmârlarının bin akçe yazularından bin akçe mîrî

bedellerin cemʻ ve tahsîl itdirüb hilâf-ı emr-i defter kimesneye teʻallül ve nizâʻ

itdirmeyesiz ve bundan mâʻdâ mübâşir-i mezbûrun cihet-i maʻîşet içün yüz ellişer

Page 321: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

308

akçe dahî aldırub bundan ziyâde bir akçe alınmaya ve aldırmayasız ve mîri bedel

içün hâlisü'l-âyâr akçe virilüb gurûş alınur ise mîri içün alınan kâmil guruşu doksanar

akçeye ve esedi guruşu seksener akçeye ve atîk zolatai ve sümünü hazîneyi âmirem

alındığu üzere aldırub ziyâde ve noksâna aldırmayasız ve akçe alındıkda hâlisü'l-âyâr

akçe aldırub züyûf ve kızıl akçe aldırmayasız ve alınmaya guruş alınur deyü reʻâyâyı

taʻcîz itdirmiyesiz ammâ hîn-i tahsîlde tamâm ve ihtimâm idüb hilâf-ı emr ve defter

zulm ve teʻaddiden be-gâyet ihtirâz eyliyesiz şöyle bilesiz âlâmet-i şerîfe iʻtimâd

kılasız tahrîren fî-evâiʼli-şehr-i Şabâni'l-muʻazzâm li sene ihdâ ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.88/296] Fazîletlü ve Izzetlü efendi hazretlerinin meclis-i şerîfleri savbına

dürer-i daʻvât-ı hâlisa ithâfından sonra zamir-i münirlerine inhâ olunur ki hâmil-i

varaka Mehmed Bey bendelerine şehir Subaşılığı tefvîz olunub şerʻ-i şerîf ile düşen

husûslarına bezli-himmet buyurub Subâşılık umûrına müteʻallik olan cüzʼi ve küllî

ahz ve kabz itdiresiz tahrîren fî-17 min Cumâde'l-âhir li sene 1072.

Mine'l-fakîr Süleymân kâʻim-makâm-ı Karahisâr-ı Sâhib hâlâ

Der-dest olmuşdur

Nâhiye-i Kırhisâr Der-liva-i Karahisâr-ı Sâhib

Tîmâr-ı Ali an tahvîl-i hâlî

Karye-i Köseler an-tâbiʻ

Kırhisâr

2000

Ber-vechi tekmîl(?)

3000

[s.89/297] Deryâ seferleri mütemâdî olmağla guzât-ı müslimine mahsûs ve

muʻayyen olan zeʻâmet ve tîmârların ekseri sepet ve kimi nizâʻlı olup sefer-i

hümâyûn vâkiʻ oldukda her biri birer tarîk ile seferden kalup sancağı askeriyle

Page 322: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

309

Alaybeyisi bayrağı altında az kimesne mevcûd olup ol-vechle askerime tedennî târîh

olmağla zeʻâmet ve tîmâr husûsu ziyâde muhtell ve müşeveş olduğu semʻ-i

hümâyûnuma ilkâʻ olunmağla eyâleti Anadoluda zeʻâmet ve tîmâr tasarruf idenlerin

cümlesi yoklanup müstehak olanlara müceddeden der-dest ve tevcîh olunmak

bâbında hatt-ı hümâyun-ı saʻâded makrûnla fermân-ı alîşân sâdır olmağın Karahisâr-ı

Sâhib sancağında Kırhisâr nâhiyesinde Köseler nâm karye ve gayriden iki bin akçe

tîmâr ile fermân olan der-dest yoklamasunda ve fethi müyesser olan Varâd ve hâlâ

Erdel seferine tîmâr-ı mezbûr ile kimesne mevcûd ve der-dest olmayub ol-vechle

mahlûl olmağla bundan akdem yararlığı arz olunduk da ibtidâdan beş bin akçe tîmâra

emri olan orta boylu elâ gözlü açuk kaşlu mezkûr Ali'ye virilmek bâbın da inâyet

ricâsına kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân liva-i mezbûr Alaybeyisi Mustafâ zîde kadruhû

ordu-yı hümâyûnuma arz eylemeğin … sâdır olan hatt-ı hümâyûn-ı saʻâdet

makrûnum mûcebince tîmârı olduğu sancakta sâkin olub Alaybeyisi bayrağı altın da

sefer eşmek şartıyla tevcîh olunmak içün sene isneyn ve sebʻîn ve elf Rebiü'l-

evvelinin evâsıtı târîhiyle hükm-i şerîf virildikden sonra bir sûver virilmek olunub

sebeb kaydı sefer-i hümâyûnuma … icmâline tezkire tahrîren li-sene isneyn ve sebʻîn

ve elf.

Tıbku-aslihü'l-hatir nemnakahul fakîr ileyhi teʻâlâ Abdurrahmân bin Sâlih el-

mevlâ hılâfeti'l be Mahkemey-i Mahmûd Paşa be Medîne-i Kostantiniye uvfiye an-

hümâ

[s.89/298] Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem müddebir-i

umûri'l-cumhûr bi'l-fikri's-sâkıb mütemmim-i mehâmmi'l-enâm bi'r-reʼyiʼs-sâʼib

müşeyyed-i erkâni's-saʼâdeti ve'l-iclâl el-mahfûfu bi-sunûf-i avâtıfi'l-meliki'l-âʻlâ

sâbıka Rumeli eyâletine mutasarrıf olan vezîr-i aʻzâm-ı sâbık Melek Ahmed Paşa

edâmallahû teʼâlâ iclâlehû tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki sen

yarar vüzerâ-i ızâmımın yarar ve nâmdar-ı olub müstehâkkı inâyet ve sezevâr-ı âtıfet

olduğun ecilden hâliyâ hakkında mezid-i merhamet-i pâdişâhânem zuhûra getürüb

işbu sene isnâ ve sebʻîn ve elf Cumâde'l-ulânın yirmi birinci gününden hatt-ı

hümâyûn-ı saʻâdet makrûnumla Karahisâr-ı Sâhib Sancâğın ber-vechi arpalık sana

tevcîh ve inâyet idüb ilânı içün taʻyin olunmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda sâdır

olan hatt-ı hümâyûnum-ı saʻâdet makrûnum mûcebince liva-i mezbûre ber-vechi

arpalık sen mutasarrıf olub mütesellimin gönderüb zabd u rabtın ve reʻâyanın

Page 323: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

310

himâyet ve siyânetinde ve kendün meʼmûr olduğun hidemât-ı hümâyûnun itmâmında

mücidd ü sâʻî olasın şöyle bilesin âlâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın tahrîren fî-evâhir-i

şehr-i Cemâziye'l-evvel sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Kad vasele fî-14 min Cemâziye'l-âhire sene 72

Mûcebince Süleymân Ağa'ya vekâlet mektûbu vardır

El-fakîr el-Hâc Ahmed Kethüdâ-i Melek Ahmed Paşa

Tıbbkı aslihü'l-mahtûm ketebehü'l-fâkir ileyhi teʻâla Ramazân el-kâdî be-

ordu-yı hümâyûn ufiye-an-hu

Nâhiye-i Şehrâbâd Der-liva-i Karahisâr-ı Sâhib

Tîmâr-ı İbrâhîm

Karye-i Avşar tâbiʻ mezbûr

Hasıl

8000

Tahvil-i

5000

[s.90/299] Kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisâr-ı Sâhib Sancâğı Alaybeyisi

olan Mustafâ zîde kadruhû ordu-yu hümâyuma mektûb gönderüp Karahisâr-ı Sâhib

sancâğında Şehrâbâd nâhiyesin de Aksaz nâm karye ve gayriden sekiz bin akçe

tîmâra mutasarrıf olan Ali fermân olan Temaşvardan firâr idüb ve meʼmûr olduğu

Erdel seferine gelmeyüb vâkiʻ olan fermân-ı hümâyûn da mevcûd bulunmayub

tîmâr-ı mahlûl olmağla bundan akdem yararlığı arz olundukda ibtidâdan beş bin akçe

tîmâra emri olan orta boylu kara gözlü kara kaşlu mezkûr İbrâhîme virilmek bâbın da

inâyet ricâsına arz itmeğin beş bin akçe kılıcı virilmek emr olmuşdu ibtidâsı alınub

tîmârı olduğu sancâkta sâkin olub Alaybeyisi bayrağı altın da sefere eşmek şartıyla

tevcîh olunmağ içün sene isneyn ve sebʻîn ve elf şehr-i Rebiü'l-âhirinin ğurresi …

hükm-i şerîf virildikden sonra tezkeresi ihrâç olunmak fermân olmağın ber-mûcebi

Page 324: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

311

fermân-ı âli zikr olunan sekiz bin tîmârın beş bin akçesi Erdel seferine gelmeyen Ali

tahvîlinden ibtidâsında aldığı emri bedel-i mezkûr İbrâhîme tevcîh olunub berât-ı

âlişân içün tezkere virüldi hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Nâhiye-i Şehrâbâd Der-liva-i Karahisâr-ı Sâhib

Zeʻamet-i Pîrî Mustafâ Mir-Alay-ı Karahisâr-ı Sâhib an-tahvil-i Hod

Karye-i Gölcük tâbiʻ Şehrâbâd

Ve gayruhu

11498

Karye-i Avşar tâbiʻ Şehrâbâd

8000

hasıl

3000

Yekün

16511

İlhâk bilâ zâlik an vera-yı noksan terakki an Gâygubet Ali Erdel niyâbet-i der-liva

An-tahvil-i Câbi Murâd Der-Liva-i Mezbûr

Karye-i Yumru(?) tâbiʻ-i M

1118

Karye-i Bayrak Tâbiʻ-i Çola ve

gayrîden

565

Karye-i Ulu Yaymak

Tâbiʻ-i Bolavadin

130

Yekûn

Hâlî harâbe

1813

Ber-vech-i tekmîl

20000

[s.90/300] Orta boylu alâ gözlü açık kaşlu Kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân

Karahisâr-ı Sâhib sancağı Alaybeyisi olan mûmâ-ileyh Mustafâ zîde kadru Ordu-yı

hümâyûnuma gelüb liva-i mezbûre de Şehrâbâd nâhiyesin de Gölcük nâm karye ve

gayriden …tîmâra ber-vechi tekmîl yirmi bin akçelik üzere mutasarrıf berâtı

mûcebince noksan ve emekdâr olmağla sekiz bin akçe ber-vech-i mukarrer mümtaz

Page 325: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

312

ile emr-i şerîf virilüb ve yine liva-i mezbûrda ve nâhiye-i mezkûrda Aksâz nâm karye

ve gayriden üç bin akçe tîmâra mutasarrıf olan Ali'nin Erdel seferine gelmediğinde

âhara virilen beş bin akçe ilâ âhirihî.

Be-Yurd-ı Sahrâʻî Erdel

[s.90/301] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻdenü'l-fazl ve'l-kelâm Mevlânâ

Karahisâr-ı Sâhib Kâdîsı zîde fazluhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm

ola ki kazâ-i mezbûr mahallâtından İmâret Mahallesi sâkinlerinden el-hâc Mehmed

bin Mûsâ ve Hâcı Îsâ bin Mûsâ ve Hâcı Ahmed bin İne Bey nâm kimesneler hâlâ

Der-saʻâdetime gelüb biz hâric ez-defter iken hâlâ fermân-ı şerîf ile mahalle-i

mezbûrda avârız hânesine kayd ve tahrîr olduğu hazine-i âmirede ancak mühürlü ve

nişânlu mevkûfât defteri sûret-i virilmek vâkiʻ olan avârız ve tekâlif-i sâʼiremizi

cemʻine meʼmûr olanlara mahalle-i mezbûre ahâlîsi ile maʻân edâ eyledüğümüzden

sonra tekâʻüd emîni olanlara güherçile bedeli talebiyle rencîde itdirilmemek bâbın da

emr-i şerîf virilmek ricâ ideriz deyü bildirdikleri ecilden imdi ellerin de olan mühürlü

ve nişânlû mevkûfât defteri sûretine muhâlif rencîde olunmayalar deyü emr idüb

buyurdum ki hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüb

dahî mezbûrlar hâric ez-defter iken hâlâ fermân-ı şerîf ile mahalle-i mezbûre de

müceddeden avârız hânesine kayd olunduklarına hâzine-i âmiremde ellerinde

mühürlü ve nişânlû mevkûfât defter-i sûreti virmekle vâkiʻ olan avârız ve tekâlîf-i

sâʼirlerin cemʻine meʼmûr olanlara mahalle-i mezbûre âhâlisi ile maʻân virüb

eyledüklerinden sonra min-baʻd mütekâʻid eminî olanlara hılâf-ı sûret-i defter

güherçile bedel-i tâlebiyle rencîde ve remîde itdirmeyüb husûs-ı mezbûr içün tekrâr

şikâyet olunmalu eylemiyesiz şöyle bilesiz ve baʻde'l-yevm bu hükm-i hümâyûnum

mezbûrların ellerine ibkâ idüb âlâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fi'l-yevmi'l hâdi

aşer şehr-i Saferü'l-hayr li sene 1064.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

Mûcebince sûret-i defterleri olduğu kayd şud

[s.91/302] Cenâb-ı ızzet meʻâb-ı saʻâdet nisâb efendi hazretleri kâmyâb

Dürer-i davʻvât-ı sâfiyyât ve ğurrer-i teslîmât-ı vâfiyat ithâfından sonra hâlâ

taht-ı hükümetimizde vâkiʻ ve Erbiye Subâşısı gitmek lâzım olmağla işbu mâh-ı

Recebü'l-müreccebi ğurresinden üç ay tamâmına değin adamları ve kıdvetü'l-emâsi'l

Page 326: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

313

ve'l-akrân Mehmed Ağa zide-kadruhû taʻâyin ve irsâl olmuşdur meʼmûldur ki mîr-

liva'ya aid olan cürm ü cinâyet ve bâd-ı hevâ ve kaçkun ve harç ve katibiye kadimü'l-

eyyamdan olu gelidiği üzere mûmâ-ileyh Mehmed Ağa'ya ahz u kabz itdirmeye bezl-

i himmet buyurub hilâf-ı şerʻ-i şerîf kimesneye rencide itdirilmemek meʻmûldur.

Bâki himmet ızzü fazilet dâʻim bâd

Mine'l-Fakîr Süleymân kâʻim-makâm-ı Karahisâr-ı Sâhib

[s.91/303] Şerîʻât nisâb müteveffiyât(?) Kâdîsı Mehmed Efendi kâmyâb

Tahiyyât-ı sâfiye ithâfıylâ inhâ olunur ki Karahisâr-ı Sâhib kazâsı umûr-ı

kısmet-i askeriyesi tarafınıza sipâriş olmuşdur gerekdir ki kazâ-i mezbûrda düşen

mevtayi askeriyye terekesini tahrîr ve beyne'l-verese bi'l-fariza tevzîʻ ve taksim

idesin ve's-selâm tahrîren fi'l-yevmi'r-rabiʻ ve'l-işrin min şehr-i Cumâde'l ula li-sene

isneyn ve sebʻîn ve elf.

El-fakîr Abdulkâdir el-kâdî be-Asakir-i Anadolu el-maʻmûre

[s.91/304] Cenâb-ı şerîʻat-meʼâb liva-i Karahisâr-ı Sâhib efendileri

huzurlarına dürer-i tahiyyât-ı sâfiyât ve ğurrer-i teslîmât-ı vâfiyat ithâfından sonra

inhâ olunur ki zîr-i hükûmet-şiʻârınızda olan Yeniçeri Serdârı refʻ olunup yerine

üslûb-ı sâbık üzere doksan bir cemâʻatten Abdullâh nâm yoldâş nasb ve taʻyin

olunmağın mektûb tahrîr olunub gönderilmiştir vusûlunde yeniçeri ve acemi oğlanı

ve topcu ve cebeci-i mezbûre zabt ve rabt idtirdüp âharı dahl ve taʻarruz itdirmeyesiz

ve tavâʼif-i mezbûrdan bilâ vâris fevt olanların metrûkâtların mezbûra teslîm idüb

irsâl itdiresiz velâkin hilâf-ı şerʻ ve kânûn bir ferdî rencîde ve remîde itdirmeyesiz

bâki hemîşe şerîʻat bâd tahrîren fî-evvelü'l-Cumadeyn li sene 1072.

Mine'l-Fakîr Mustafâ Ağa-yı derğâh-ı âli hâlâ

[s.91/305] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻdenü'l-fazl ve'l-kelâm Karahisâr-ı

Sâhib ve Kâdîları zîde fazlihûmâ tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki

Karahisâr-ı Sâhib kazâsına tâbiʻ Hoca nâm karyede sâkin sipâhîzâdelerden

dârendegân-ı fermân-ı hümâyûn Hüseyin ve Maʻden oğlu Ahmed ve Yûsuf ve diğer

Ahmed ve Selim oğlu Mehmed ve Yargeldi ve diğer Yûsuf nâm kimesneler Dergâh-ı

muʻallâma arz-ı hâl idüb bunlar sipâhîzâdelerden olub ve üzerlerine edâsı lâzım

Page 327: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

314

gelen tekâlîflerin virüb bilâ emr-i şerîf tekâlîf-i şâkka teklîfiyle dahl ve rencîde

olunmaya deyü mukaddemâ kânûn üzere emr-i şerîf virilmeğin hâlâ mîr-i mîrân

adamları ve mîr-liva subâşıları ve sâʼir ehl-i örf tâʼifesi iki üç ayda bir reylü nehârda

âdem aklu ile karyelerine gelüb müft ve meccânen yem ü yemek ve arpa ve saman ve

koyun ve kuzu ve tavuk ve yağ ve bal ve sâʼir meʼkûlat ve hilâf-ı şerʻ-i şerîf ve bilâ

emr-i münîf naʻl bahâ ve kaftân bahâ ve devr ve selâmiye ve konak ve kûcek ve sâʼir

bu makûle tekâlif-i şâkka talebiyle dahl ve rencîdeden âlî olmakdılarını bildirüb

vech-i meşrûh üzere tekâlif-i şâkka talebiyle dahl ve rencîde itdirilmeyüb menʻ ve

defʻ olunmak babında emr-i şerîfim ricâ eyledikleri ecilden buyurdum ki hükm-i

şerîfimle vardıklarında husûs-ı mezbûra tamâm hakk ve adl üzere mukayyed olub

göresiz arz olunduğu üzere ise eyyâm-ı adâlet encâmımda mezbûrlara kimesneye

zulm ve teʻaddi olunduğuna katʻâ rızâ-i şerîfim yokdur min baʻd mîr-i mirân

adamlarına ve mîr-liva subaşlarına ve sâʼir ehl-i örf tâʼifesine müft ve meccânen yem

ü yemek ve arpa ve saman ve koyun ve kuzu ve tavuk ve yağ ve bal ve sâʼir meʼkûlat

ve bilâ emr-i şerîf naʻl bahâ ve kaftân bahâ ve konak ve kûcek ve devr ve selâmiye

ve sâʼir bu makûle tekâlif-i şâkka talebiyle mezbûrları ehl-i örf tâʼifesine rencide ve

ol-vechle remîde ve zulm ve teʻaddi itdirmeyüb menʻ ve defʻ eyliyesin min bâʻd şerʻ-

i şerîf ve mukaddemâ ve hâlâ virilen emr-i şerîfime muhâlif kimesneye iş

itdirmeyesin kaziye medhâli olmayanı dahl itdirmeyüb eslemeyüb gadr üzere olanları

bildirüb bu husûs içün bir dahî emrim varmalu eylemiyesiz şöyle bileler ʻalâmet-i

şerîfe iʻtimâd tahrîren fî-evâhir-i Rebiü'l-evvel sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

[s.92/306]… Kelâm Mustafâ el-makâm-ı Ahmedî eş-şehîr müftîzâde el-

Göynikî el-Kâdı medîne-i Karahisâr-ı Sâhib.

[s.92/307] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından İssizce Karahisâr nâm

karye sâkinlerinden Oruç bin Mahmûd ve Muahrrem bin Cermân nâm kimesneler

mahfel-i şerʻa ebnâ-i sipâhîyândan Bayrâm Bey ibni Hayrân nâm cündîyi zâbiti

mübâşeretiyle ihzâr ve muvâcehesinde her birî daʻva ve takrîr-i kelâm idüb merkûm

Bayrâm Bey bi-vech hilâf-ı şerʻî mutahhar bizi darb ve let idüb ağzımıza ve

avretimize dahî cimâʻ lafzıyla şetm ve kazf eyledi merkûm Bayrâm Bey'e şerʻân

suʼâl olunub mûcebi matlûbumuzdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Bayrâm Bey

Page 328: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

315

müddeʻiyân-ı mezbûrân Oruç ve Muharrem nâm kimesneleri darb ve let ve ağzına ve

avretlerine cimâʻ lafzıyla şetm ve kazf itdiğin tavʻan iʻtirâf itmeğin mâ-vakaʻa bi't-

taleb ketb olundu hurrire fi'r-râbiʻ min Recebü'l-ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Receb Efendi

el-İmâm

Abdî Bey el-

Cündî

Muharrem bin

Fahrü'l-aşiyân

El-Hâc

Osmân Ağa

Kethüdâ yeri

hâlâ

İsmâil Çelebi

ibni Abdullâh

İbrâhîm

Çelebi ibni

Osmân

El-Hâc Kâsım

bin Mahmûd

Çelebi

[s.92/308] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından Anbanas nâm karye

sükkânından ebnâ-i sipâhîyândan Bayrâm Bey nâm cündî mahfel-i fasl ve imzâya

İssizce Karahisâr nâm karye sâkinlerinden Hâcı Dede ibni Mahmûd ve Derviş bin

Oruç ve Hüseyin bin Tirkemiş ve Ali Dede ibni Aydoğmuş ve Şaʻbân bin Gâzi ve El-

Hâc Süleymân bin Dede ve Hamza bin Dede nâm kimesneleri ve sâʼir karye-i

mezbûre ahâlîsi bi-cemʻihim ihzâr ve muvâcehelerinde takrîr-i kelâm ve bast-ı

merâm idüb tarafından vekîli ve tîmârının aʻşâr ve rüsûmâtı cemʻine taʻyîn

olunduğum Derviş Bey nâm sipâhînin Gölcük ve Yaylacık ve Karakaya nâm

mukâtaʻalı yaylakına mezbûrun ve sâʼirleri kasden öküzlerin çıkarub otundan ve

suyundan intifâʻ itmeleriyle kânûn üzere resm-i yaylakı taleb eyledikde teʻallül

iderler suʼâl olunub mûcebi matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûrun kimesneler

cevâblarında karye-i mezkûre İssizce Karahisâr zeʻameti mülhakâtından çıkmak ve

üç pınar ve Elçiseki ve Ak-in ve Elmalu ve Sard ve Müsellem ve Bulamur nâm

yaylaklara karye-i mersûme İssizce Karahisâr zâimi maʻrifetiyle hayvanlarımız ihrâç

idüb müvekkili mezbûr Derviş Bey'in zikr-i mürûr iden Gölcük ve Yaylacık ve

Karakaya nâmına olan Yaylaklarına amden hayvanlarımız ihrâç itmeyüb kendü

sınurumuzda otundan ve suyundan intifâʻ itdirmedik deyü her biri münkiren cevâb

virmeğin mezbûr Bayrâm Bey'den takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda

ityânından izhâr-ı acz idüb mezkûrun kimesnelere mâru'z-zikr yaylaklara amden

hayvanların ihrâç itmediklerine her birine yemîn teklîf olunduk da alâ-vıfkı's-suʼâl

Page 329: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

316

halfe billâhi teʻâlâ eylediklerinde mezbûr Bayrâm Bey taʻarruzundan menʻ birle mâ-

vakaʻa bit't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Receb Efendi el-

İmâm

Abdî Bey el-

Cündî

Fahrü'l-ayân el-

Hâc Osmân Ağa

İbrâhîm Çelebi

el-Hayyat

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

[s.92/309] El-Hâc Mahmûd Mahallesi sükkânından Kör Hasan bin Mehmed

işbu baisü'l-sicil Kestel sükkânından el-Hâc Mehmed bin Satılmış mahzarında on iki

bin akçe duhân bahâsından ve iki bin akçe cihet-i havâleden mezbûr el-Hâc

Mehmede târîh-i vesîkadan yüz yetmiş dört gün müʼeccel ve mevʻûd cemʻan on dört

bin akçe vâcibü'l-edâ ve lâzimü'l-kazâ deynim vardır deyü taʻan iʻtirâf ider ki kayd-ı

sicil olundu hurrire fî-Recebü'l-ferd sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

Ömer Efendi Kethüdâ-

i Mustafâ Paşa

Süleymân Ağa

Mevâkı-ı O

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd

El-Hâc Burak

Mirzâ Ağa bin

Abdullâh

Molla Mehmed bin

Ahmed

… Ramazân Terzi İbrâhîm Çelebi Tatar

[s.93/311] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından el-Hâc Yahyâ Mahallesi

sükkânından es-Seyyid Mustafâ ibni Muharrem nâm kimesne mahfel-i şerʻa hâfızü'l-

kitâb Mehmed bin Ahmed nâm kimesneyi ihzâr ve muvâcehesin de daʻvâ ve takrîr-i

kelâm idüb merkûm Mehmed'in babası mersûm Ahmed târîh-i vesîkadan on dokuz

sene mukaddem benim sağîrim hâlinde Kubbelü Mahallesinde vâkiʻ ceddim Teklenci

Halîl'den irsen müntakille tarafeynden İbrâhîm ve Bulgar nâm kimesneler mülklerine

ve tarafeyden tarîk-i âmma müntehî harâbe menzil yerini gayra semen-i fâhiş ile

benden iki yüz akçeye iştirâʼ idüb mezbûr Mehmed'in babası müteveffâ Ahmed baña

gadr itmişdir mersûm Mehmed'e şerʻan suʼâl olunub mûcebi matlûbumdur didikde

ğıbbe's-suʼâl mersûm Mehmed müddeʻî-i mezbûr es-Seyyid Mustafâ'nın cânib-i şerʻ-

i kavimden mansûb vasîsi Şaʻbân bin Veli nâm kimesne mezbûrun sağîri hâlinde

Page 330: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

317

maʻrifet-i şerʻle zarûret-i nafaka içün babam müteveffâ-i mezbûr Ahmed'e târîh-i

vesîkadan on dokuz sene mukaddem bin iki yüz nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye bâten

bey‘ ve kabz-ı semen eyledi deyü kelimât-ı meşrûhasın nâtık ve mübeyyin sâkk-ı

şerʻî ibrâz idüb mersûm es-Seyyid Mustafâ muvâcehesinde feth ve kırâʻat olundukda

mezbûr es-Seyyid Mustafâ mazmûn sâkk-ı mezbûru inkâr idüb mezbûr Mehmed'den

mazmûnuna beyyine taleb olunduk da mine'l-udûl el-Hâc Mirza ibni Seferşâh ve el-

Hâc İvaz ibni Osmân nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde mahfel-i şerʻa hâzırân olub

ğıbbe'l-istişhâdı'ş-şerʻî mazmûn sâkk-ı mezbûru muvâfıkü'l-lafz ve'l-maʻnâ edâ-i

şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde baʻde riʻâyeti merâsimü'l-kabûl şehâdetleri şerʻân

muʻteber ve makbûl olmağın mezbûr es-Seyyid Mustafâ ol-vechle taʻarruzdan menʻ

birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi'l-hâmis Recebü'l-ferd li-sene isneyn

ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Zahrü'l-vülâd

Hasan Efendi

Anbanâs

El-Hâc Osmân

Eğa Kethüdâ-yeri

El-Hâc Ahmed

Beşe Serdar-ı

sâbık

Abdî Çelebi ibni

Mustafâ Çelebi

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

[s.93/311-2] Oldur ki Sarık nâm karye sükkânından baisü's-sicil Hüseyin bin

Hasan nâm şâb mahfel-i şerʻde Acem keferesinden El-Has veled-i Kirkor nâm zimmi

mahzarında takrîr-i daʻvâ idüb işbu meclis-i şerʻde mevcûd ve muşârun-ileyh boy

tüfenği Babam müteveffâ-i mezkûr Hasan Yâsef nâm zimmiye emânet vazʻ idüb

merkûm Yâsef dahî mersûm El-Hâsa ibrâʻ eylemiş sûʻâl olunub cevâb-ı

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl ve'l-inkâr İsmâil bin Veli ve Sefer bin Mehmed

müddeʻî-i mezbûrun takrîrine mutâbık edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde

tesellümüne ve hüküm birle mâ-hüvel vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-Receb

sene 72.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Osmân

Ağa Kethüdâ-yeri

hâlâ

Mahmûd Çelebi

bin el-Hâc Kâsım

Abdî Bey

Kocazâde

Ahmed el-Muhzır Ve ğayrıhum

Page 331: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

318

[s.93/312] Karamık kazâsına tâbiʻ Bazarağaç nâm karye sâkinelerinden

Selime binti Himmet nâm bikr-i bâliğa mahfel-i fasl ve imzâya hâfızü'l-kitâb

Erzüment bin Oruç nâm kimesneyi ihzâr ve muvâcehesinde daʻvâ ve takrîr-i kelâm

idüb merkûm Erzüment târîh-i vesikadan altı ay mukaddem baña cebren zinâ ve

bekâretimi izâle idüb hâlâ zinâdan hamlim vardır mersûm Erzümende şerʻan suʼâl

olunub mûcebi matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Erzüment husûs-ı

mezbûr-ı bi'l-külliye inkâr ile cevâb virüb müddeʻiyye-i mezbûre Selimeden

müddeʻâsını mübeyyine beyyine taleb olundukda ibkâ ve aʻzâr içün istiʻmhâl idüb

mehl-i şerʻî hulûlünde ityânından izhâr-ı acz eyledikde mezbûr Erzüment

müddeʻiyye-i mezbûre Selime'ye minvâl-i muharrer üzere zinâ ve izâle-i bekâret

itmediğine ihtimâmen yemîn teklîf olundukda alâ vıfki's-sûʻâl halfe billâhi teʻâlâ

eyledikden sonra merkûme Selime iʻâde-i kelâm idüb hazret-i rabbe'l-alemin emr-i

şerîfi ve sultan-ı enbiya-i aleyhisselâmın şerʻ-i şerîfi biz ikimizin rızâsı ile ve velim

maʻrifetiyle bin dirhem gümüş mihr-i müʼeccel ile nefsini mezbûr Erzüment'de

tezvîc ve nikâh idüb oldahî tezevvüc ve kabûl eyledi didikde mezbûr Erzüment dahî

mezbûreyi kelimât-ı meşrûhasınnda tasdîk ve kabûl itmeğin mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fi'l-âşir Recebü'l-ferd li-sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Ali Efendi ibni

İbrâhîm

Abdî Bey el-

Cündî

Ali Bey ibni

Süleymân

Ahmed bin

Ahmed

İvaz Bey ibni

Abdullâh

Durmuş bin Hâcı Şaʻbân bin

Hüseyin

Mehmed bin

Satlmış

Veli bin Kureyş Ali bin Durgud

[s.94/314] Sincanlı kazâsına tâbiʻ Çay-hisarı nâm karyeden mensûh tîmâra

mutasarrıf Es-seyyid Hüseyin nâm sipâhî mahfel-i şerʻa Yaka Kınık nâm karye

sâkinlerinden Nasûh bin Hâcı bin Hâcı Seyydi ve Veli bin Yûsuf bin Hâcı nâm

kimesneleri ihzâr ve muvâcehelerinde daʻva ve takrîr-i kelâm idüb mezbûrân tîmârım

mülakâtından Çay-hisâr nâm karyede vâkiʻ Yenice çiftliğini raʻiyyetinden olub

mersûm raʻiyyeti taleb eylediğinde teʻallül iderler mezbûrâna şerʻân suʼâl olunub

Page 332: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

319

mûcebi matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûrân Nasûh ve Veli cevâbların da

işbu yedimizde mevcûd ve muşâru'l-ileyh sûret-i defter-i hâkânide mestûr ve

mukayyed çiftlik-i Eymirde ve çiftlik-i Halîl der-karye-i Kınık tâbiʻ Sıcanlı deyü

tahrîr olunan çiftliğin içinde muharrer Hâcı Seyyidî Bey evlâdından olub bundan

akdem Kumarı tîmâra mutasarrıf olanlardan Receb Bey ve Celâli Çelebi ve Sinân

Çelebi yetmiş seksen sene mikdârı tîmârı merkûma mutasarrıf olub mersûm ve

aʻşârımız mezbûrâna edâ ve ibkâ itdiğimizden maʻadâ merkûmân vefâtlarından sonra

tîmâr-ı mezbûra tevcîh olunan işbu hâzır-ı bi'l-meclîs Ömer Ağa'ya kezâlik rüsûm ve

aʻşârımız edâ ve ifâʻ idüb zikr-i mürûr iden çiftliki mezkûranın raʻiyyetindenüz

müddeʻî-i mezbûr Seyyid Hüseyin'in tîmâr-ı mülhakâtinden olan çiftliki Yenice

reʻâyasından değiliz deyü kelimât-ı meşrûhaların nâtık ve mübeyyin sûret-i defter

ibrâz idüb feth ve kırâʼat olundukda fi'l-hakîka mezbûrân çiftliki Eymirce ve çiftliki

Halinin reʻayatından olub ismi mezkûr olan Hâcı Seyydi ceddleri olduğu bâhir

olundukdan sonra müsinn ve ihtiyarlardan Durmuş bin Halîl ve Mansûr Bey ibni

Receb nâm kimesneler li'ecli'ş-şehâde meclis-i şerʻa hâzırân olub fi'l-hakîka bundan

esbâk tîmâr-ı mezbûra mutasarrıf olanlardan Pîrî Çelebi ve Receb ve Celâl ve Sinân

Çelebi nâm kimesneler yetmiş seksen sene mikdârı zikr olunan Kumarı tîmârına

mutasarrıf olub mezbûrânın ceddleri ve babaları mersûmân Hâcı ve Yûsuf çiftliki

mezbûrânları raʻiyetindendir ve hâlâ tîmârı merkûma mutasarrıf Ömer Ağa'nın

mutasarrıf olduğu sâlifü'z-zikr Kumarı tîmârı çiftliklerinden mâru'z-zikr çiftlik-i Hâcı

ve çiftlik-i Halîl der-karye-i Kınık deyü tahrîr olunan çiftliğin raʻiyyetindendir biz bu

husûsa vech-i mübeyyin üzere şâhidleriz şehâded dâhi ideriz deyü edâ-i şehâded-i

şerʻiyye eylediklerinde baʻde riʻâyeti merâsimü'l-kabûl şehâdetleri hîn-i kabûle

mevsûl oldukdan sonra mersûm Seyyid Hüseyin taʻarruzundan menʻ-birle mâ-vakaʻa

bi't-taleb ketb olundu hurrire fi'l-âşir min Recebü'l-ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve

elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Osmân ağa

Kethüdâ-yeri hâlâ

Es-Seyyid Abbas

Çelebi an-Nuh

Abdî Beyel-Cündî El-Hâc Ahmed

An-Tokuşlar

İbrâhîm Ağa El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

Abdî Bey ibni Kassab

Mustafâ

Mahmûd Çelebi ibni

el-Hâc Kâsım

Page 333: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

320

Kilise

[s.94/315] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından Mihâyil nâm karye

sükkânından Ahmed bin Oruç nâm kimesne mahfel-i şerʻa yine karye-i mersûmeden

hâfızü'l-kitâb Memi bin Hasan nâm kimesneyi ihzâr ve muvâcehesinde daʻva ve

takrîr-i kelâm idüb karye-i mersûme hudûdunda vâkiʻ bir tarafdan Memi tarlasına ve

tarafeynden tarîk-i âmma müntehî ve mahdûd tahmînen beş dönüm tarlayı sâhib-i

arzdan teffûz eylemiş iken ehl-i örfe istinâd ile ehl-i örfe cebr ve kerh itdirüb zikr-i

mürûr eden tarlayı fuzûli zabd eyledi mezbûr Memi'ye şerʻân suʼâl olunub mûcebi

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Memi cevâbında zikr-i mürûr iden tarlayı

bundan akdem mutasarrıfı olan Ahmed nâm kimesneden maʻrifet-i sâhib-i arz ile

ikiyüz akçe mukâbelesinde hakk-ı tasarrufın teffûz ve oldahî baña tefvîz ve ferâğ

idüb sâhib-i arz ile olanlar yedime maʻmûlün-bih temessük virisün deyü el-Hâc Şeyh

ve el-Hâc Mehmed ve Mustafâ ve Derviş ve Hamza nâm sipâhîler imzâlarıyla

mümza ve hâtemiyle mahtûm temessük ibrâz idüb feth ve kırâʼat olundukda takrîrine

muvâfık bulunub ve müddeʻî-i mersûm dahî tasdîk ve tahkîk itdikden sonra müddeʻî-

i mezbûrûn takrîrine muvâfık kerh le beyyine taleb olundukda ityânından ishar-ı acz

idüb merkûm Memi'ye ehl-i örf tarafına istinâd ile cebren zabd eylemediğine yemîn

teklîf olundukda alâ vıfki's-sûʻâl halfe billâhi teʻâlâ etmeğin zikr olunan tarlalar

mezbûr Memi'ye hüküm birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi'l-âşir min

Recebü'l-ferd seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mahmûd Çelebi ibni

el-Hâc Kâsım

Mehmed bin Hüseyin Halîl bin Mehmed Hâcı bin Yûsuf

[s.94/316] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından Bayrâm bin Mehmed nâm kimesne mahfel-i şerʻî enverde Sârık nâm

karye sükkânından râfiʻü'l-kitâb İsmâil bin Veli nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı tâm

ve takrîr-i kelâm idüb mezbûrun li-ebeyn kız karındaşı işbu hâzır-ı bi'l meclis Fâtıma

nâm bikr-i bâliğaya bundan esbâk nâmzed olub beynimizde aded-i ve cinsi maʻlûm

Page 334: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

321

pâbûç ve mest ve ketân ve dest-i mâl ve ipek ve siyâh üzüm ve doksan nakd akçe ve

beyʻ idivirmek içün bir kara sığır öküzü iysâl ve irsâl eylemiş idim el-hâletü hâzihî

zikr olunan eşyâdan aynî kâʼim olanları bi't-tamâm mersûm İsmâil benden alub ve

kabûl ve kabz idüb ve aynî halik olanlardan ötürü alâ tarîki'l-ibrâ ve'l-ıslâh merkûm

İsmâil bundan ikiyüz yetmiş beş nakd akçe alub husûs-ı mersûm müte‘allik daʻvâdan

mezbûr İsmâil ve mersûme Fâtımanın zimmetini ibrâ-i âmm ile ibrâ eyledim baʻde'l-

yevm mezbûre Fâtıma'dan ferâğ virüb nefsini her kime dilerse tezvîc ve nikâh

eylesün didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi'l-âşir

min-Recebü'l-ferd seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

İbrâhîm bin

Oruç

Ahmed bin

Mahmûd

Ahmed bin

Durduhan

El-Hâ

Kâsım bin

Mahmûd

Çelebi

Mahmûd

Çelebi ibni

el-Hâc

Kâsım

İbrâhîm bin

Durduhan

Ahmed el-

Muhzır

[s.95/317] Çula Kazâsın da çiftlik-i Yaya Ali Han ve gayriden beş bin akçe

mensûh tîmâra mutasarrıf Mehmed Bey tarafından Mustafâ ibni Beşir ve Mehmed

bin Yahyâ nâm kimesneler şehâdetleriyle şerʻân sâbitü'l-vekâle es-seyyid Ali bin

Yûsuf nâm kimesne mahfel-i şerʻde bundan akdem tîmâr-ı mezbûra mutasarrıf

Mustaf Bey ibni Derbey(?) mahzarında mahfel-i şerʻî enverde bi-hasebi'l-vekâle ikrâr

ve takrîr-i kelâm idüb mersûm Mustafâ Bey müvekkilim mersûm Mehmed Bey'in

zikr olunan tîmârını bin altmış dokuz ve bin yetmiş senelerinde fuzûli zabd ve aʻşâr

ve rüsûmât-ı ahz ve kabz itmekle senetân-ı mezbûretânda mersûm Mustafâ Bey'in

ahz ve kabz itdiği öşr ve resm-i bi't-tamâm alıvirmek içün hükm-i sultân-i irâd ve

taleb ve daʻvâ itmiş el-hâletü hâzihî beyninimize muslihûn tavassut idüp beni dört

bin akçeye sulhʻ eylediler ben dahî sulh-i mezbûrı kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-

ı maru'l-beyân-ı bi hasebi'l-vekâle merkûm Mustaf Bey yedinden bi't-tamâm ve'l-

kemâl alub kabûl ve kabz idüb husûs-ı mersûma müteʻallik daʻvâdan zimmetine

ibrâʻi âmm ile ibrâ ve iskâd eyledim baʻde'l-yevm minvâl-i meşrûh üzere benden

daʻvâ ve taleb südûr iderse lede'l-hükkâm mesmûʻa ve makbûle olmaya didikde

Page 335: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

322

ğıbbe'l-tastîki'ş-şerʻî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târîh min Recebü'l-

ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Osmân Ağa

Kethüdâ-yeri hâlâ

Abdî Bey el-Cündî Satılmış Bey an-

Tevabihi Eşeği çok

Mahmûd Çelebi ibni

el-Hâc Kâsım

Ali Çelebi ibni Yûnus

Dede

Fahrü'l-cüyuş yeğen

Hasan Ağa

Çalık Mehmed Ağa

ibni Abdurrahmân

[s.95/318] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından Bilce nâm karye

sükkânından olun sâbıka liva-i Karahisâr Alaybeyisi Kanlızâde Mehmed Bey

tarafından nehc-i şerʻî muʻteber üzere sâbitü'l-vekâle mezbûrun oğlu râfiʻü'l-kitâb

Mustafâ Çelebi mahfel-i şerʻa Karamık kazâsına tabiʻ Terce ve Erdoğdu nâm

karyeler sâkinlerinden Habîb ve Abdülkerîm ibni Emînlik ve Ramazân bin Mustafâ

ve Ahmed ve Mûsâ ibni Aydın ve Satılmış bin Durak nâm kimesneleri ihzâr ve

muvâcehelerinde bi'l-vekâle daʻvâ ve takrîr-i kelâm idüb mezbûrun kimesneler

karyetân-ı mezbûratânın bennâklı raʻiyyetinden olub kadîmden aʻşâr ve rüsûmâtı

müvekilim merkûm Mehmed Bey'e âʼid ve râciʻ iken mezbûrûn kimesnelerin

mahsûlatı aʻşârına taleb eyldiğinde teʻallül iderler işbu yedimde olan sûret-i berât-ı

hümâyûn ve icmâl-i sultâniyye nazâr ve mezbûrûna dahî şerʻân suʼâl olunması

madlubûmdur didikde vekîl-i mezbûrun yedinde olan icmâl ve sûret-i berâta nazar

olundukda müvekkil-i mezbûrun zeʻâmetinden olub aʻşâr ve rüsûmat-ı mezbûra aîd

iken zâhir ve mütebeyyîn olub ğıbbe's-suʼâl mezbûrûn kimesneler cevâblarında fi'l-

hakika biz karyetân-ı mezbûratânın bennâklı raʻiyyetinden olub ve aʻşâr ve

rüsûmatımız müvekkili merkûm Mehmed Bey'e âʼid ve râcidir deyü âna gelince aʻşâr

ve rüsûmatımız müvekkili mûmâ-ileyh Mehmed Bey ala gelmişdir lâkin ağzı yarım

dimekle şehir olub Çalık Mehmed nâmına olan Abdalterce nâm karyede medfûn

Osmân seyydi zâviyesine mutasarrıf olub zikr olunan karyelerin öşrü zâviye-i

mezbûruyedir dimesiyle aʻşârımız mezbûr çalık Mehmed'e virdik didiklerinde

mezbûrûn kimesnelere ale'l-hesâb aʻşâr-ı şerʻiyyelerin vekîl-i mersûma edâ ve ifâya

tenbîh ve hüküm birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi'l-âşir min Recebü'l-

ferd sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Page 336: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

323

Şuhûdü'l-hâl

Mustafâ Çelebi el-

Hatib

Mehmed Bey el-Cündî

Der-karye-i İsmâil

İbrâhîm Çelebi eş-

Şehir be-Tatar

Molla Mehmed bin

Ahmed

Hüseyin el-Muhzır Ahmed el-Muhzır Mahmûd el-Muhzır

[s.95/319] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından el-Hâc Yahyâ Mahallesi

sükkânından Mahmûd bin Mahmûd nâm kimesne mahfel-i şerʻde hâfızu'l-kitâb

Ahmed ve Ramazân ibnî Mahmûd Çelebi muvâcehelerin'de ikrâr-ı tâm ve takrîr-i

kelâm idüb silk-i mülk-ü sahîhimde münselik Uruz nâm karye sınurunda vâkiʻ seyl

suyu ile daʼir tahdîd ve tavsîfden müstağnî bir bâb Asiyâb Ocağını mezbûrân Ahmed

ve Ramazân'a beş bin sekiz yüz elli nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye bâten beyʻ

idüb kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻ-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm

sâlifü'z-zikr asiyâb ocağı mezbûrânın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve haysü

mâ-yürîd mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fi-âşir min Recebü'l-ferd seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Kâsım bin

Mahmûd

Çelebi

Mustafâ

Çelebi ibni

Ali Beğ

Mehmed

bin Osmân

Ali Beğ

ibni

Mehmed

Ağa

Bayrâm

Çelebi ibni

Hüsam

Mustafâ

Çelebi ibni

Kubad

Mahmûd

Çelebi ibni

el-Hâc

Kâsım

[s.95/320] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i hamiyet-i ani'l-mesâʻib

mahallâtından Molla Bahşi Mahallesi sükkânından hâfızü'l-kitâb Bağçivan Hüseyin

bin nâm kimesne mahfel-i şerʻa gelüb takrîr-i kelâm ve bast-ı ani'l-merâm idüp

Nasûh nâm müteveffânın sağîre kızı Hadîce ucûr ve terbiyemde olub takdîr-i nafaka

olunması matlûbumdur didikde sağîre-i mersûme Hadîceye beher yevm beşer akçe

nafaka bahâ takdîr olunub meblağ-ı mezbûru sarfa ve hîn-i zarûretde istidâneye vakt-

i zaferde rücuʻa izin verildi hurrire fi't-târîhü'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Page 337: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

324

Molla Mehmed

bin Ahmed

İbrâhîm Çelebi

eş-Şehir be-Tatar

Abdullâh Hasan bin

Abdullâh

Ahmed el-muhzır

[s.96/321] Oldur ki Dergâh-ı âlî-dâme mahfûfen bi'l-meʻâlî'de Yeniçeri

ocağının yirminci bölüğünün çavuşlarından kıdevetü'l-emâsil-ve'l-akrân Hamza

Çavuş mahfel-i şerʻa Sülümenli nâm karye sükkânından Nasûh Beşe bin nâm

kimesneyi ihzâr ve muvâcehesinde da‘vâ ve takrîr-i kelâm idüp otuz dördüncü bölük

çavuşlarından Sinân Çavuş nâm mütevveffa bundan akdem mezbûr Nasûh Beşe baʻzı

eşya ibdâ ve teslim idüb hasbe'l-meʻmûr mirî içün taleb iderim suʼâl olunub

alıverilmesi matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Nasûh Beşe müteveffâ-i

mezbûr Sinân Beşe ancak işbu meclis-i şerʻde mevcûd ve muşâru'l-ileyh kâliçeyi

ibdâ ve teslim idüb bundan maʻâdâ baña bir gayrı şey teslîm eylemedi didide sûk-ı

sultânîde kırâʻat olunub ragbat-ı nâs münkatıʻa oldukdan sonra beyne't-tâlib dokuz

akçede karar idüb füruht olunub meblâğ-ı mersûm meclis-i şerʻde mersûm Hamza

Çavuş'a teslim olmağın kayd şud hurrire fit'-tarîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Fahrü'l-aşiyân serdâr

ağa Hâlâ

Hüseyin Ağa … Mahmûd Çelebi bin

Kâsım

Mustafâ Bey Tahtacı

[s.96/322] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtındn Anbanas nâm karye

sâkinelerinden Asiye binti Hâcı Dede nâm hâtûn ve mezbûrenin sadrîyye kızı Râbiʻa

binti Muharrem nâm bikr-i bâliğa tarafından nehcü'ş-şerʻî muʻteber üzere sâbitü'l-

vekâle mezbûre Asiye'nin zevci işbu râfiʻü'l-kitâb Mehmed Bey ibni Şeyhî mahfel-i

şerʻa Bayrâm Bey ibni Hayrân nâm kimesneyi ihzâr ve muvâcehesinde bi'l-vekâle

takrîr-i daʻva idüb karye-i mezbûrede vâkiʻ tarafeyni müvekkiletân-ı mezbûretânın

kendü mülklerine ve tarafeyni tarîk-i âmma müntehî tahtânî beytleri ve havlıyı

müştemil menzili sâhibi olan Hamza nâm kimesneden mezbûr Bayrâm Bey semen-i

maʻlûme iştirâʼ itdiğini müvekkiletân-ı mezbûretân istimâʻ itdikleri hînde şerʻâit-i

şûfʻaya riʻâyet idüb bilâ teʼhîr muvâsebe(?) ve taleb şufʻa eylediler mezbûr Bayrâm

Bey'e şerʻân suʼâl olunub mûcebi madlubûmdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr

Page 338: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

325

Bayrâm Bey cevâbında menzil-i mezkûru ibtiyâʻ itdiğini ve müvekiletân-ı

mezbûretânın bilâ haber muvâsebe(?) ve taleb şüfʻa itdiğini ikrâr idüb velâkin

menzil-i sâlifü'z-zikri merkûm Hamza'dan semen-i maʻlûm ile mezbûr Hamza'nın

vâlidesi Fâtıma nâm hâtûn menzil-i mezkûrda ölünceye sâkin olmak üzere iştirâʼ

eyledim ol-takdîrce beyʻ-i fâsid olur hâlâ beyʻ-i mezkûru fesh eyledim diyücek vekîl-

i merkûm istindâk olundukda mübâyaʻa-i mezbûre minvâl-i muharer üzere olduğun

muʻterif olub müteʻâkidîne âhad nefʻ olub ve menzîl-i mezkûr hâlâ bâyiʻ-i mezkûr

zabtında olmağla sıhhat-i feshe hüküm birle mâ-hüve'l-vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu

hurrire fi's-sânî min Recebü'l-ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed Ağa

mir-alây

sâbıkan

Oruç Bey an-

mevâkiʻ-i an-

Muslu paşa

El-Hâc

Hüseyin Ağa

tevâbiʻ-i aşçı

Ali ağa

Molla

Mehmed el-

kâtib

Mahmûd

Çelebi ibni el-

Hâc Kâsım

İbrâhîm

Çelebi el-

Emîn

[s.96/323] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından İnâz nâm karye

sâkinelerinden olub müteveffât olan Râhîme binti Mehmed nâm hâtûnun verâseti

zevci metrûki Bektâş Bey'e ve sadriyye kızları Emîne ve Âbide Gülliye ve li-ebeyn

kızkarındaşı olub mahsûbet cihetinden verâsesi Rahîme nâm hâtûna münhasıra

olduğu şerʻân zâhir ve mütebeyyin oldukdan sonra mezbûre Rahîme tarafından

husûss-ı âti'l-beyânı ikrâra mezbûreyi maʻrifet-i şer‘le ârifân Mezîd bin Mîrzâ ve

Arslan bin İbrâhîm nâm kimesneler şehâdetleriyle şerʻân sâbitü'l-vekâle Mehmed

Çelebi ibni Ahmed Beşe mahfel-i şerʻde hâfizü'l-kitâb mezbûr Bektâş Bey

mahzarında bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb müvekkilem mezbûre Rahîme

mütevveffât-ı merkûmenin mezbûr Bektâş Bey zimmetinde yirmi bin akçe mihr-i

müʼecceli vardır deyü daʻvâ idüb merkûm Bektaş Bey dahî beş binden maʻdâsın

baña hisse-i sahîh ile hîbe ve temlîk eyledi deyü isbât sadedinde olub merkûm Bektâş

mütevvefât-ı mezbûrenin sâʼir muhallefâtına dahî vâzıü'l-yed olmağla

muhâllefâtından ve mihr-i mezkûrdan müvekkilem mezbûre hisse-i şâyiʻasın taleb ve

daʻvâ idüb beynlerinde münâzaʻât vâkıʻa olmuş idi el-hâletü hazi müvekkilem

mezbûre sıhhat-i sulhu câmiʻ ve hâviʻ tehâric-i şerʻî tarîki üzere iki bin nakd akçeye

Page 339: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

326

sulh olub sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblâğ-ı mahrûs semen-

i(?)mezbûr Bektâş Bey yedinden alub kabûl ve kabz idüb müvekkilem mezbûre

kendü hissesine isâbet iden sehim-i şerʻîsi daʻvâsından mezbûr Bektâş Beğin ve

mezbûretân Emîne ve Âbide'nin ve Güllü'nün zimmetlerini ibrâ-i âmm râfiʻü'l-

hussâm ile ibrâ ve ıskât eyledi didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻ-i mâ-vakaʻa bi't-taleb

ketb olundu hurrire fî-evâsıt-ı Recebi'l-ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Kâsım

bin Mahmûd

Bayrâm Bey

ibni Hayrân

Mahmûd

Çelebi ibni el-

Hâc Kâsım

Molla

Mehmed el-

kâtib

Macâr

Mustafâ an-

İnaz

Süleymân Bey

an-İnaz

[s.97/324] Husûs-ı ati'l-beyânın istimâʻ ve faslıyçün emr-i şerîf-i vâcibü'l-

itâʻat vârid olmağla imtisâlen li'l-emri'l-âli akd-i meclis-i şerʻ-i mutahhar olundukda

Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından Sârık nâm karye ahâlîsinden ashâb-ı

hezâ'l-kitâb Îsâ bin Bayrâm ve Ahmed bin Mahmûd ve İbrâhîm bin Oruç nâm

kimesneler ve sâʼir karye-i mezbûre ahâlîsi mahfel-i fasl ve imzâya Karacavirân nâm

karye ahâlîsinden el-Hâc Veli Süleymân ve Üveys bin Mustafâ ve Mehmed bin

Muharrem ve diğer Mehmed nâm kimesneleri ve sâʼir karye-i mezbûre Karacavirân

ahâlîsin bi-cemʻihim ihzâr muvâcehelerinde her biri daʻvâ ve takrîr-i kelâm idüb

karye-i mezkûre Karacavirân hudûdunda vâkiʻ berk mişesi dimekle maʻrûf mevziʻ

bir başından bir başına varınca kadîmü'l-eyyâmdan müşâʻan odunluğumuz olub

karye-i mezbûre Karacavirân ahâlîsi ile müşâʻ ve müşterek odunun kesüb kezâlik

hayvânâtımız otundan ve suyundan intifâʻ idüb hayvanâtımız dahî mevziʻ-ı

mezkûrda raʻy olunurken bundan akdem Medîne-i mezkûrede hâkimü'ş-şerʻ olub

hevâlarına tâbiʻolan Ahmed Efendi nâm kâdıya bizi ihzâr idüb mevziʻ-i mezkûrda

müşâʻ ve müşterek olduğumuza beyyine-i adilemiz ve müşâʻın beyyinesi evlâ idiğine

yedimizde müteʻaddid fetvâ-yı şerîfemiz ve mûcebince emr-i şerîf var iken varz-ı

nefsiçün istimâʻ ve katʻan ısvâ itmeyüb bize gadr eyledi hâlâ mezbûrûn kimesneler

ve sâʼir karye-i mezbûre Karacavirân ahâlîsi hilâf-ı şerʻ-i mutahhar odun kesmeden

ve hayvanlarımız raʻydan menʻ iderler vâkiʻ-i hâl mezbûrlardan suʼâl olunub mûcebi

icrâ olunması matlûbumuzdur didiklerinde ğıbbe's-suʼâl Karacavirân âhâlisinden

Page 340: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

327

olub bâlâda esâmîsi mestûr olan kimesneler ve sâʼirleri cevâblarında sâlifü'z-zikr

berk mişesi bizim karyemiz hudûdunda vâkiʻ olub kadîmden odunluğumuz olub

ahârın alâkası yokdur ancak karye-i mezkûre Sârık ahâlîsi bizim rızâmızla odun

kesüb ve hayvanların dahî kezâlik rızâmızla raʻy itdirmeleriyle mûmâ-ileyh efendi

ihzâr ve minvâl-i muharrer üzere hüccet itdirdik diyücek Karye-i mezbûre Sarık

ahâlîsinin yedlerinde olan fetvâyı şerîfe nazar olundukda mazmûnlarında kadîmden

berk mişesi dağı iken karye ahâlîsi müşâʻan tasarruf itmiş olsalar âhar karye ahâlîsi

bu dağ bizimdir deyü olugelmişe muhâlif müstekillen biz zabd ideriz deyü daʻvâ ve

dağdan anları menʻa kâdir olurlarmı el-cevâb olmazlar el-kadîm bi-terki ʻalâ

kademihî bu sûretde karye-i âhar-ı ahâlîsi müşâʻan tasarrufları müddeʻî-i meşhûr ve

mütevâtir olub şuhûd-ı udûl ile müddeʻalarını isbât iderken hilâf-ı mütevâtır bizimdir

deyü karye-i reʻâyasının ikâmet-i beyyine eyledikleri takdirce hılâf-ı mütevâtir

beyyineleri makbûle ve daʻvâları mesmûʻa olurmu el-cevâb olmaz istishâb hâlâ

hüccete vâkıʻadır deyü buyrulub müşâʻın beyyinesi evla olub müşâʻ-ı beyyinesi var

iken kâdının hüccet virmesi lefv-i mahz olmağla karye-i mezkûre Sarık ahalîsinden

müddeʻaların mübeyyin ve vech-i meşrûh üzere müşâʻa beyyine taleb olundukda

mine'l-udûl ve's-sikâk fahrü'l-cüyûş el-Hâc Hasan Ağa ibni Hızır Çavuş ve Muslu

Bey ibni Mehmed ve el-Hâc Kâsım bin Mahmûd ve Osmân bin el-Hâc Ali nâm

kimesneler li-ecli'ş-şâhade meclis-i şerʻa hâzırûn olub fi'l-hakîka sâlifü'z-zikr berk

mişesi dimekle maʻrûf olub Karye-i mezkûre Karacavirân hudûdunda vâkıʻa cebel

bir başından bir başına varınca kadîmü'l-eyyâmdan Karye-i mersûme Sarık ahâlîsinin

Karye-i merkûme Karacavirân ahâlîsi ile müşâʻ ve müşterek odunluğu olub

kadîmden odunun kesüb kezâlik karye-i mezbûre Sarık ahalisinin hayvanları dahî

raʻy olunub otundan ve suyundan intifâʻ idüb karye-i mersûme Sarık ahalisinin

kadîmi meşhûr ve mütevâtir müşâʻen odunluğu ve hayvanları merʻalarıdır biz husûsa

vech-i mübeyyin üzere şâhidleriz şehâdet dahî ideriz deyü edâ-i şehâdet-i şerʻî

eylediklerinde baʻde riʻâyetihi merâsimü'l-kabûl şehâdetleri şerʻân makbûl olmağın

baʻde'l-yevm müşâʻ ve müşterek tasarrufa tenbîh birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-evâsıt-ı Recebi'l-ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Abdullâh El-Hâc El-Hâc Mustafâ Îsâ Çelebi El-Hâc Hâcı Dede

Page 341: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

328

Beşe

Teberdar

hâlâ

Receb bin

Hasan Bâki

Osmân bin

Şaʻbân Bey

Ağa Dizdâr

hâlâ

ibni el-Hâc

Mehmed

Mehmed

bin Hamza

Çelebi

ibni İvaz

Mehmed

Çelebi ibni

el-Hâc

Hasan

Caʻfer bin

Kulu

El-Hâc

Kâsım bin

Mahmûd

Çelebi

El-Hâc

Mustafâ el-

Bezâz

El-Hâc

Hüseyin

Kethüdâ-i

Kaʻla

Ve

ğayruhum

mine'l-

huzzâr

[s.97/325] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib-i hamiyet-i ani'l-mesâʻib

mahallâtından Kubbeli Mahallesi sâkinlerinden el-Hâc Budak bin Ali ve mezbûrun

sulbî oğlu Hasan nâm kimesneler mahfel-i şerʻde hâfızü'l-kitâb Mehmed bin el-Hâc

Ahmed nâm kimesne mahzarında her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb merkûm

Mehmed'e koyun bahâsından sekiz bin akçe ve cihet-i karzdan altı bin altı yüz akçe

ki cemʻan on dörd bin altı yüz akçe deynimiz olub meblağ-ı mersûmdan dörd bin üç

yüz akçesini merkûm Mehmed'e edâ ve ifâʻ idüb el-bâki zimmetimizde on bin üç yüz

kalmışdır târîh-i vesîkadan otuz beş gün tamâmına teʼcîl ve mahalle-i mersûmede

vâkiʻ tahdîd ve tavsîfden müstağnî mülk-i menzilimizi kabza vekâlet devriye ile taslît

ve tevkîl eyledik eğer meblağ-ı mersûm on bin üç yüz akçeyi eceli mezkûr hulûlunde

merkûm Mehmed'e edâ ve teslîm itmezsek sâlifü'z-zikr menzîli beyʻ ve meblağ-ı

mersûmu istifâddan sonra ziyâdesini bize redd ve teslîm eyliye didiklerinde ğıbbe't-

tasdîki'ş-şerʻ-i mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi'l-yevmi'l-âşir min Recebi'l-

ferd sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mahmûd Halîfe ibni

Dede Halîfe

Mehmed Çelebi ibni

el-Hâc Pîrî

Debbâğ Hüseyin bin

Hasan

Hamza ibni Süleymân

Ahmed Çelebi ibni

Kanber

El-Hâc Süleymân bin

Mehmed

Molla Mehmed bin

Ahmed

[s.98/326] Barçınlı Kazâsına tâbiʻ Artin nâm karyeden hisse-i tîmâra

mutasarrıf Mehmed Bey nâm sipâhî tarafından nehcü'ş-şerʻî muʻteber üzere sâbitü'l-

Page 342: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

329

vekâle mezbûrun vekil-i şerʻîsi Veli bin Murâd nâm kimesne mahfel-i şerʻa tîmâr-ı

mezbûra mutasarrıf Mehmed ve diğer Mehmed Bey nâm sipâhîleri ihzâr ve

muvâcehelerinde takrîr-i kelâm ve bast-ı merâm idüb müvekkilimin işbu yedimde

olan sûret-i berât-ı âlişânda mestûr nısf-ı karye-i Arti tâbiʻ Barçınlu deyü muharer

olan icmâl üç bin dörd yüz akçe tîmâr olub iki bin akçesi müvekkilem mûmâ-ileyh

Mehmed Bey'in ve bin dörd yüz akçesi dahî mezbûr Mehmed Bey'in iken hâlâ

mezbûr Mehmed Bey karye-i mezbûre Artinden meblâğ-ı mersûm üç bin dörd

yüzden ziyâde altı yüz altmış akçe ve diğer mezbûr Mehmed Bey yedi yüz otuz yedi

akçe ki cemʻan bin üç yüz doksan yedi akçe dahî taleb iderler yedlerinde olan berât-ı

şerîf-i âlişâna nazâr olundukdan sonra mûcebi matlûbumdur didikde mezbûrân

Mehmed ve diğer Mehmed Bey'in berâtlarına nazâr olundukda üç bin dörd yüz akçe

tîmârdan ziyâde bin üç yüz doksan yedi akçe hisse-i tîmâr olduğu zâhir ve meblâğ-ı

mersûmdan altıyüz altmış akçesi Mehmed'in ve yedi yüz otuz yedi akçesi dahî diğer

Mehmed Bey'in olduğu mestûr ve muʻâyyen olmağla minvâl-i muharrer üzere aʻşâr

ve rüsûmâtı beynlerinde iktisâma tenbîh birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu

hurrire fî-evâsıt-ı Recebi'l-ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Bayrâm

Beyibni

Hayrân

Hasan Çelebi

ibni Mustafâ

Çelebi

Molla

Muhammed

el-Kâtib

İbrâhîm

Çelebi el-

Emîn

Abdî Çelebi

ibni Mustafâ

Çelebi

Mahmûd

Çelebi ibni el-

Hâc Kâsım

[s.98/327] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Akmescid Mahallesi

sâkinelerinden olub bundan akdem müteveffât olan Âʼişe hâtûn'un verâset-i zevci

metrûkü Süleymân Ağa'ya ve Vâlidesi Emîne nâm hâtûna ve babası Mehmed

Çelebi'ye münhasır olduğu şerʻân zâhir ve mütebeyyin oldukdan sonra merkûm

Mehmed Çelebi kendü tarafından âsâleten ve merkûme Emîne tarafından mezbûreyi

maʻrifet-i şer‘le ârifân Mustafâ bin Ali ve Hüseyin bin Burhân nâm kimesneler

şehâdetleriyle şerʻân vekâleti sâbite oldukdan sonra vekâlet mahfel-i şerʻde merkûm

Süleymân Ağa mahzarında asâleten ve vekâleten ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb kızım

müteveffât-ı mezkûrenin merkûm Süleymân Ağa zimmetinde kırk bin akçe mehir-i

müʼecceli olub mihr-i mezkûrdan sehim-i şerʻilerimizi taleb ve daʻvâ eyledikde

Page 343: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

330

mihr-i mersûmdan yirmi bin akçesini halvetü's-sahîhadan sonra baña hîbe ve temlîk

eyledi deyü isbât itmekle sadedinde olub ve mezbûr Süleymân Ağa altmış aded riyâlî

gurûş ağırlık virdim diyü kezâlik benden daʻvâ idüb beynimizde münâzʻât ve

muhâsâmat vâkıʻa olmuş idi el-hâletü hazihi beynimize muslihûn tavassut idüb

sıhhat-i sulhu câmiʻ ve hâviʻ tehârüc-i şerʻî üzere mütevaffât-ı mezkûrenin

metrûkâtından asâleten ve vekâleten bize üç bin beş yüz akçe kıymetlü bir tek altûn

bilezik ve iki bin akçe kıymetli yüz on dirhem sîm kuşâk ve iki bin akçe kıymetli

incili sâçlık ve bin akçe kıymetli on altı aded makrama ve bin iki yüz akçe kıymetli

üç aded boğça ve bir makrama ve bin beşyüz akçe kıymetli bir ateş-i renk atlas

kaftân ve bin beşyüz akçe kıymetli bir hâre kaftân ve altıyüz akçe kıymetli bir âl

kemha ve yüz akçe kıymetli bir dane âl zıbûn ve dörd yüz akçe kıymetli bir dane

yeşil derâye entari ve sekiz yüz akçe mükemmel hamam espâbı ve bin elli akçe

kıymetli bir don ve bir gömlek ve bir beyâz sâde ve bir beyâz zîbûn ve beş aded

boğça ve köhne çârşab ve dörd yüz elli akçe kıymetli kezâlik gömlek ve gömlek işi

beş zirâ bez ve altıyüz akçe kıymetli bir müsteʻmel kumaş yorgan ve altıyüz akçe

kıymetli bir acem çiti yorgan ve altıyüz akçe kıymetli beş aded sahan ve yirmi iki

nakd akçe virüb bizi ibrâ ve ıslâh eylediler biz dahî sulh-ı mezbûru kabûl bedl-i sulh

olan eşyâ-i …ve meblâğ-ı mersûmu merkûm Süleymân Ağa yedinden alub kabûl ve

kabz idüb sehim-i şerʻiyyemize ve bi'l-cümle mütevveffât mezkûrenin mîrasına

müteʻallik daʻvanın küllisinde asâleten ve vekâleten mezbûr Süleymân Ağa'nın

zimmetini ibrâʼ eyledik didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻ-i mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-evâsıt-ı Recebi'l-ferd li sene isneteyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Emirü'l-ümerâi'l-kirâm

Muslu paşa

Zahrü'l-vülâd Hasan

Efendi ibni Ali

El-Hâc Abdülrezzak

bin el-Hâc İlyâs

El-Hâc İsmâil bin

Memi Bey

Abdî Beyel-Cündî Zahrü'vüllâd Abdülhay

çelebi müftizâde

El-Hâc Ömer bin Şeyh

Mustafâ

Ali Efendi an-

Pazarağaç

[s.98/329] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Câmiʻ-i Kebîr Mahallesi

sükkânından Hasan bin Budak nâm kimesne mahfel-i şerʻa hâfızü'l-kitâb es-Seyyid

Mustafâ bin el-Hâc Maʻden nâm kimesneyi ihzâr ve muvâcehesinde daʻva ve takrîr-i

Page 344: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

331

kelâm idüb mezbûr es-Seyyid el-Hâc Mustafâ bundan akdem âla tarîki'l-mudârebe

yirmi bin akçe virüb bi't-defaʻât sisâm getirüb kendüye teslîm itmiş idim fâʼîdesinden

hâsıl olan ribhin nısfnı taleb eylediğimde teʻallül ider şerʻân suʼâl olunub mûcebi

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl merkûm es-Seyyid Mustafâ cevâbında fi'l-hakîka

müddeʻî-i mezbûra yirmi bin akçe defʻ ve teslîm idüb bedeli bi't-defaʻat baña sisâm

getirüb teslîm idüb sisâm içün müdd bâşına adeten virile gelen beynimizde ilm-i şerʻî

ile maʻlûm meblâğ-ı şeyʼen fe-şeyʼen kendüye teslîm itdikden sonra mezbûr Hasan

minvâl-i muharer üzere husûs-ı mezbûrı ve kendüye icâre ile virdiğüm ağdacu

dükkânın ücretlerinden ziyâdesini benden taleb ve daʻva eyledikde beynimize

müslihûn tavassut idüb yedi bin akçeye bizi sulhʻ ve ibrâʼ eylediler ben dahî bedel-i

sulhʻ olan meblâğ-ı …bi't-tâmam teslîm eyledikden sonra hâzır olan müslimîni işâd

eyledi deyücek merkûm Hasan istintâk olundukda husûs-ı mezbûr-ı bi'l-külliye

münkîren cevâb virüb merkûm es-Seyyîd Mustafâ'dan takrîrine muvâfık beyyine

taleb olundukda uʻdûlden el-Hâc Şaʻbân bin Ali ve Bayrâm Bey ibni Yûsuf nâm

kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclis-i şerʻa hâzırân olub ğıbbe'l-iştişhâdi'ş-şerʻ mersûm

es-Seyyîd el-Hâc Mustafâ'nın tabîrine muvâfık ve takrîrine mutâbık el-lafzu ve'l-

maʻnâ edâ-i şehâdet-i şerʻî eylediklerinde baʻde riʻayeti merâsimü'l-kabûl şehâdedleri

şerʻân muʻteber ve makbûl oldukdan sonra merkûm Hasan ol-vechle taʻarruzdan

menʻ birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâsıt-ı Recebü'l-ferd li sene

isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed el-

Kâtib

Yaʻkûb Beşe an-Çakır Abdî Çelebi ibni

Mustafâ

İbrâhîm Çelebi el-

Emîn

[s.99/330] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından El-Hâc Mahmûd

Mahallesi sükkânından Ömer Çelebi ibni Mustafâ mâhfil-i şerʻde hâfızü'l-kitâb İvaz

Beşe ibni el-Hâc Veli mahzarında ikrâr-ı tavʻî ve iʻtirâf-ı merʻî idüb mahalle-i

merkûme el-Hâc Mahmûd'a vâki‘ bir tarafı Ahmed mülküne ve bir tarafı Berber Ali

mülküne ve bir tarafı yine kendi mülküne ve bir tarafı tarîk-i âmma müntehî ve

mahdûd iki tahtânî ve bir fevkânî beyti ve mâʼ-i cârîye ve bir mikdâr havlıyı

müştemil menzilimi bi-cümleti't-tevâbiʻ ve'l-levâhık yirmi bir bin akçeye mersûm

Page 345: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

332

İvaz Beşe'ye bâten beyʻ idüb kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻmahdûd

eyledim baʻde'l-yevm menzili mahdûd-ı mezkûr İvaz Beşe'nin mülk-i müşterâsıdır

keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olusun didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻ-i mâ-vakaʻa

bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-Evâsıt-ı Recebi'l-ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Caʻfer bin

Budak

El-Hâc Mehmed bin

el-Hâc Himmet

Süleymân Çelebi ibni

mâh-ı Nevi-zâde

El-Hâc Abdî ibni Akçe

Bey

El-Hâc Yûsuf bin el-

Hâc Bayrâm

Receb bin Habîb İsmaîl Halîfe el-

Müʼezzin

[s.99/331] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Fakîh Paşa Mahallesi

sükkânından Ahmed Çelebi ibni İbrahîm Efendi meclis-i şerʻî enverde Salar nâm

karyede vâkiʻ mescid-i şerîfin mütevellîsi Ali Bey ibni Mehmed Ağa ve imâmı

Ahmed halîfe muvâcehelerinde ikrâr-ı taviʻ ve iʻtirâf-ı merîʻ idüb babam müteveffâ-i

merkûm İbrahîm Efendi karye-i mezbûre hudûdunda vâkiʻ tahmînen maʻlûmu'l-

hudûd imâm olanlara meşrût mevkûf sekiz dönüm mikdârı tarlaları fuzûli zabt ve

ziraʻat idüb baʻde vefâtihî babamızdan hakkı tasarrufu baña intikâl itmiş idi el-hâleti-

hazihi zikr-i mürûr iden tarladan ferâğ virüb mütevell-i merkûma ve imâm-ı mezbûre

teslim eyledim baʻde'l-yevm benim katʻan alâka ve medahâlîm kalmayub vakf-ı

mezbûre meşrûd ve mevkûfdur her nîce dilerse tasarruf eylesünler didikde ğıbbe'l-

tasdîki'ş-şerʻ-i mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâsıt-ı Recebi'l-ferd li-

sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed Bey ibni

Ömer

Ali Bey ibni

Sefer

Zahrü'l-ulâmai'l-

izam Mehmed

Efendi ibni

Murâd Efendi

Hasan Çelebi ibni

Mustafâ Çelebi

İbrahîm Çelebi

el-Emîn

Page 346: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

333

[s.99/332] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Karamanlu Mahallesi

sükkânından Mehmed Halîfe ibni Durmuş mahfel-i şerʻde hâfızü'l-kitâb zahirü'l-

vülâd Abdullâh Efendi ibni el-merhûm Hamza Efendi muvâcehesinde ikrâr-ı taviʻ ve

iʻtirâf-ı merʻi idüb müşâru'l-ileyh Abdullâh Efendi yedinden bin vukiyye pirinc her

vukiyyesi on beşer akçeye olmak üzere ve dört yüz altmış vukkiye trablus sabunu her

vukkiyesi ellişer akçe olmak üzere alub kabûl ve kabz idüb zikr-i mürûr iden pirinç

bahâsından olan on beş bin akçe ve sabun bahâsından olan yirmi üç akçe ki cemʻan

otuz sekiz bin akçe târîh-i vesîkadan kırk gün tamâmına müʼeccel ve mevʻûd

vâcibü'l-edâ velazimü'l-kazâ deynimdir didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻ-i mâ-vakaʻa bi't-

taleb ketb olundu hurrire fi'l-hâmis aşer min Recebi'l-ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve

elf.

Şuhûdü'l-hâl

Receb Efendi

ibni Ahmed

Şaʻbân Efendi

ibni Yaʻkûb

El-Hâc Budak

bin Mustafâ

Süleymân

Ağa tevâbiʻ-i

Mustafâ Paşa

El-Hâc

Mehmed bin

Hasan Çelebi

Molla

Mehmed el-

Kâtib

[s.99/333] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından Sarık nâm karye

sâkinelerinden Selîme nâm hâtûn tarafından nehcü'ş-şerʻî muʻteber üzere sâbitü'l-

vekâle mezbûrenin babası işbu râfiʻü'l-kitâb Ahmed bin Mahmûd nâm kimesne

müvekkile-i mersûmenin zevci Hüseyin bin Durmuş nâm kimesneyi mahfel-i şerʻa

ihzâr ve muvâcehesinde bi'l-vekâle daʻvâ ve takrîr-i kelâm idüb sâbıkâ mütesellim

olan Ahmed Ağa'nın adamısı Veli Bey nâm kimesne mezbûr Hüseyine sakalını

salıvir deyü talâka tahlîf ve kezâlik baʻde'l-yevm sakalını bir dahî tıraş itdirme deyü

talâka tahlîf idüb hâlâ sakalını salıvirmeyüb tıraş itdirir eyle olucak mezbûr Hüseyin

hânis olur merkûm Hüseyine şerʻân suʼâl olunub mûcebi matlûbumdur didikde

ğıbbe's-suʼâl mezbûr Hüseyin cevâbında mezkûr Veli Bey beni sakalını salıver deyü

talâka tahlîf idüb lâkin vakt-i taʻyîn itmemekle hâlâ sakalımı salıverdim diyücek

vekil-i mezbûrdan takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda ityânından ihzâra acz

idüb merkûm Veli Bey mezbûr Hüseyini bir dahî sakalın tıraş idermi deyü talâka

tahlîf itmediğine yemîn teklîf olundukda âlâ vıfkı's-suʼâl halfe-billâhî teʻâla itmeğin

mezbûr Hüseyin zevcesi müvekkile-i mezbûrenin nafaka ve kisvesin ve sâʼir

Page 347: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

334

levâzım-ı zarûriyesin görmeyüb tâciz itdiği sikât ihbarıyla sâbite ve zâhir oldukdan

sonra mezbûre Selime'nin nafaka ve kisve ve sâʼir meʼûnat-ı lâzımesin görmeğe

merkûm Hüseyin kendü sanıyla talâka halef ve şard itmeğin mâ-vakaʻa kayd-şod fi-

evâsıt-ı Recebü'l-ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mahmûd Beybin

Nasûh Çâvûş

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

Adi Çelebi bin

Mustafâ Çelebi

Hasan Çelebi

birader-i O

Molla Mehmed

el-Kâtib

İbrâhîm an Sarık Erzemân an-Sarık Ahmed bin

Durduhan

İbrâhîm bin

Durduhan

Ve ğayrıhum

[s.99/334] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib muzâfâtından Deper nâm karye

sükkânından olub bundan akdem vefât iden Nasûh bin İvaz nâm müteveffânın

verâseti müteveffâ-i mezbûrun sulbî sağîr oğulları Yûsuf ve Mustafâ'ya ve sağîrân-ı

mezbûrânın cânib-i şerʻ-i mutaharda mansûb vasîsi zevce-i metrûkesi Fâtıma nâm

hâtûna münhasira olduğu şerʻân zâhir ve mütebeyyin oldukdan sonra mersûme

Fâtıma tarafından mezbûreyi maʻrifet-i şerʻle ârifân Ahmed Bey ibni Abdî ve

Hüseyin bin Hâcı nâm kimesneler şehâdetleriyle şerʻân vekâleti sâbite olan Ahmed

Ağa ibni Mustafâ mahfel-i şerʻ-i enverde râfiʻü'l-kitâb fahrü'l-kuzât Abdullâh Efendi

ibni el-merhûm Hamza Efendi muvâcehesinde bi'l-vekâla ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb

müteveffâ-i mezbûr Nasûh dan sağîrân-ı mezbûrân Yûsuf ve Mustafâ'ya ve

müvekkile-i mersûmeye intikâl iden Kâhil Mahallesinde vâkiʻ [s.100] bir tarafdan

mûmâ-ileyh Abdullâh Efendi mülküne ve bir tarafdan Nalband Mustafâ mülklerine

ve bir tarafdan tarîk-i âmma müntehî bir tahtânî beyt ve bir Çârdâğa ve bir mikdâr

arsayı müştemil mülk-i mevrûsumuzu müşrif-i harâb ve mâʼil-i türâb olduğundan

mâʻadâ sağîrân-ı mezbûrânın nafaka ve kisveye eşşed-i ihtiyâçları olmağın beyʻ

olunmak enfaʻ ve evlâ olub sûk-ı sultânîde müzayede olunub rağbât-ı nâs münkatıʻa

olundukdan sonra mezbûr Abdullâh Efendi üzerinde dokuz bin akçede karâr idüb

tâlib-i âhar bulunmamağla menzil-i mahdûd-ı mezkûr mûmâ-ileyh Abdullâh

Efendi'ye meblâğ-ı mezkûr dokuz bin akçeye bi'l-vekâle bâten beyʻ idüb kabz-ı

semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻ-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-

ı mezkûr mûmâ-ileyh Abdullâh Efendi'nin mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ

Page 348: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

335

tasarruf olsun didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻ-i mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire

fi'l-hâmis aşer min Recebü'l-ferd li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Zahrü'l-vülâd

Mehmed Efendi

ibni el-Merhûm

Murâd Efendi

El-Hâc Hasan

Ağa ibni Hızır

Çavuş

Muslu bin el-

Cündî

Abdî Çelebi ibni

Mustafâ Çelebi

Bayrâm Çelebi

ibni Hüssam

Mehmed Çelebi

ibni Ahmed Beşe

Osmân Çelebi an-

Sandıklı

Mehmed Bey el-

Cündî an-An-

Banas

Molla Mehmed

bin Ahmed

[s.100/336] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından İmâret Mahallesi

sükkânından olub bi'l-fiʻil merhûm Gedik Ahmed Paşa evkâfına evlâdiyet ve

meşrûtiyet üzere mütevellî olan Abdullâh Beşe mahfel-i şerʻde medîne-i mezbûre

mahallâtından Kasımpaşa Mahallesi sükkânından olub bundan akdem vefât iden

Ahmed Çelebi ibni el-Hâc Haydar'ın Âlime ve Selimeşâh ve Geçzeban nâm

sulbiyye-i ve sağîre kızlarının cânib-i şerʻ-i mutahhardan mansûb vasîleri ve kebîre

kızları Ümmügülsüm ve Âʼişe ve Satı ve zevcetân-ı metrûketân Arzu ve Hâcı nâm

hâtûnların taraflarından nehc-i şerʻî muʻteber üzere sâbitü'l-vekâle vekîl-i şerʻ-ileri

hâfızü'l-kitâb Mustafâ Çelebi ibni Mehmed mahzarında ikrâr-ı tavaʻi ve iʻtirâf-ı

merhiʻ idüb bundan akdem müteveffâ-i mezbûr Ahmed Çelebi yedinden vakf-ı

mezkûr kurâsından Azrine(?) kazâsında vâkiʻ Saray nâm karyede peşiniyçün kırk bin

nakd akçe alub zimmetinde vâcibü'l-edâʼ ve lâzümü'l-kazâ deyn olup müteveffâ-i

mezbûre karye-i mersûmenin zabd-ı müyeseer olmamağla karye-i mezbûre Sarayı

zabt ve kadʻâ müdâhale itmeyüb meblâğ-ı mersûm kırk bin akçe müteveffâ-i mezkûr

Ahmed Çelebi'nin sadr-ı kitâbeta esâmî mestûr olan veresesine deynmdir didikde

meblâğ-ı mersûm mukâbelesinde mütevellî-i mezbûr Abdullâh Beşe merkûm

Mustafâ Çelebi'ye kırk bin akçe kıymetli bir kelâm-ı ızzet ve bir tevsîr-i kâdî ve bi

sîm gadare ve bir sîm Kılıçı meclis-i şerʻde teslîm ol-dahî teslîm ve kabz itmeğin

ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻ-i mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi'l-hâmis aşer min

Recebü'l-ferd li-seneti'l-mezbûr.

Page 349: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

336

Şuhûdü'l-hâl

Receb

Efendi el-

İmâm

Şaʻbân

Efendi ibni

Yaʻkûb

El-Hâc

Budak bin

Mustafâ

Süleymân

Ağa

mevâkı-ı

Mustafâ

Paşa

El-Hâc

Mehmed

bin Hasan

Çelebi

Molla

Mehmed el-

Kâtib

İbrâhîm

Çelebi el-

Emîn

[s.100/337] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib kazâsına tâbiʻ Tatlar nâm karye

sâkinelerinden Fâtma binti Hüsyin nâm hâtûn meclis-i şerʻ-i şerîfe zevci Nasûh bin

nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında daʻva ve takrîr-i kelâm idüb zevcim mezbûr

Nasûh beni hilâf-ı şerʻ darb itmeyüb ve meʼûnet-ı lâzımesin kifâyet mikdârı

görmesine talâka halfe itmişken beni bi-vech ve bilâ sebeb darb itmekle hâlâ ben

mezbûr Nasûh'dan mutallaka oldum suʼâl olunub ihkâk-ı hakk olunması

matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Nasûh vech-i muharer üzere zevcesinin

meʼûnet-ı lâzımesin görüb ve hilâf-ı şerʻ darb itmamasına talâka halfe eylediğin

mukırr olub lâkin baʻde'l-halfe mezbûre Fâtıma'yı darb eylediğini münkir olmağın

mezbûre Fâtıma'dan takririne muvâfık beyyine taleb olundukda mine'l-udûl Hızır bin

Dede ve Hüseyin bin Hızır nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde mesclis-i şerʻa hâzırân

olub ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâkiʻ mezbûr Nasûh baʻde'l-halfe zevcesi müddeʻîyye-i

merkûme Fâtıma'yı hilâf-ı şerʻ darb eyledi biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahî

ideriz deyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde baʻde riʻâyeti şerâyeti'l-kabûl

şehâdetleri hîni kabûlde vâkıʻa olıcak mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-min

Receb li-Seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed Çelebi

ibni Hasan

Yûsuf Beşe ibni

Hasan

Hasan Çelebi ibni

Mustafâ Çelebi

Molla Mehmed

bin Ahmed el-

Kâtib

Mehmed Bey el-

Cündî

Page 350: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

337

[s.100/338] Banâz Kazâsına tâbiʻ Oturak nâm karye sükkânından Mustafâ

Ağa ibni nâm kimesnenin Kethüdâsı ve husûs-ı âti'l-beyân-ı daʻvaya vekîl-i şerʻîsi

olan Ali bin Pîrî nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfe Murâd bin Himmet nâm

kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻva idüb işbu meclis-i şerʻde mevcûd ve

muşâru'l-ileyh kızıl tülü ve yelesi ve kuyruğu siyâh ve sağ tarafından halka damgalı

kısrâk müvekkilim merkûm Mustafâ Ağa'nın mülkü olub baña ibdâʻ ve teslîm

eylemişdi benim taht-ı yedimde iken târîh-i kitâbdan sekiz ay mukaddem mülk-i

mahzımdan sirka itmişler idi hâlâ mezbûr Murâd'ın yedinde buldum suʼâl olunub

alıverilmesi matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Murâd cevâbında ben zikr

olunan kısrâğı Cân Mîrza Paşa karındaşı Ali Ağa'nın Ahmed nâmında bir

adamısından bir iydiş ile iki yüz otuz akçeye iştirâʼ eyledim müddeʻî-i merkûm

Ali'nin mülk-i mahzından sirka olunduğu maʻlûmum değilidir deyücük Vekîl-i

mezbûr Ali'den takrîrine muvâfık beyyine taleb olundukda mine'l-udûl Ramazân bin

Nûrî ibni ve Ebûbekir bin Sâlih nâm kimesneler li-ecli'ş-şehâde meclsi-i şerʻa

hâzırân olub ğıbbe'l-istişhâd fi'l-vâkiʻ işbu meclis-i şerʻde mevcûd ve kızıl tülü yelesi

ve kuyruğu siyâh ve sağ tarafında halka damğalı kısrâk merkûm Mustafâ Ağa'nın

mülkü olub kethüdâsı mezbûr Ali'ye ibdâʻ ve teslim eyleyüb merkûm Ali'nin taht-ı

yedinde iken târîh-i kitâdan sekiz ay mukaddem mülk-i mahzından sirka olundu biz

husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz deyü edâ-i şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde

baʻde'l-taʻdîl-ve't-tezkiye şehâdetleri hîn-i kabûle oldukdan sonra vekîl-i merkûm

Ali'ye zikr olunan kısrâğı âhara beyʻ veya hîbe eylemedüğüne ve taraf-ı şerʻiyyeden

bir tarîkle mülkünden çıkarmadığına yemîn teklîf olundukda ol dahî halfe-billâhi

teʻâlâ idecek zikr olunan kısrağı vekîl-i mezbûr Ali'ye teslîm merkûm Murâd'a tenbîh

birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed Ağa

Câmi-i bedel-i

avârız

Muslu Bey el-

Cündî

Mehmed

Çelebi ibni el-

Hâc Hızır

Usta Mustafâ

bin Timur

Molla

Mehmed bin

el-Kâtib

İbrâhîm bin

Abdullâh

[s.101/339] Bâʻis-i tahrîr-i vesîka ve dâʻî-i tastîr-i varaka-i enîka budur ki

Mahmiyye-i Karahisâr-ı Sâhib-i hamiyet-i ani'l-mesâʻib mahallâtından Molla Bahşi

Page 351: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

338

Mahallesi sükkânından Sâhibü'l-hayrât kâşifü'l-müberrât el-Hâc Hasan bin Osmân

vaktâki bu dar-ı dünya medâr-ı fenâ ve mukırr-ı inâ olub naʻîmi zıllû zâil ve nâkib-i

sınuf-ı râcil-i vücûddan adem-i lâzım ve sıhhatine sakîm-i mülâzım idiğine yakinen

âlim ve câzim olmağla inşâ-i hayr itmeğe âzim olub es-sadakatu fidyetü li'l-meʻâsî

yevme yüʼhazü'l-mücrimûn bi'n-nevâsî dahî maʻlûmu olub ahsen-i hasenât ve efdal-i

sadakât avâid-i müstemirre ve fevâid-i müstekırra olan sadaka-i câriye olmağın

niyet-i sâfiye ve taviyyet-i vâfiye ile hasbetenlilâhi'l-azîm ve rağbeten li sevâbihil

hasem atiyeb-i mal ve ahlas-ı menâlinden iki yüz kıtʻa riyâlî guruş mümtaz ve li-

ecli'l-vakf ihrâç ve ifrâz idüb şöyle şard eyledi ki mâl-ı mevsûf ve meblağ-ı mevkûf

yılda onu on bir buçuk olmak üzere ve rîb ve riyâdan ʻârî ve nehc-i sıhhat ve gırâdan

cârî ve vech-i helâl ve tarîk-i mübâh üzere istiğlâl ve istirbâh olunub hâsıl olan ribʻ

ve galle ve lemâ fazlasına merhûm Aklîzâde binâ eylediği câmiʻ-i şerîf ve maʻbed-i

latîfden ashâb-ı hayrâtdan el-Hâc Abdülrezzâk ibni el-Hâc İlyâs tevsîh eylediği

makâm-ı müteberrikede müceddeden vazıʻ itdiğim kürsüde bir haftada isneyn gün

baʻde salat-ı zuhr fahrü's-sülehâi's-sâlikîn eş-şeyh el-Hâc Mahmûd Efendi ibtidâ âba

ve ecdâdım ve benim ruhum içün üç ihlâs-ı şerîf tilâvet idüb sevâbını ihdâdan sonra

ayât-ı kerime ve ehâdis-i şerîfeden vaʻaz ve nasîhat eyleye madam ki mûmâ-ileyh eş-

şeyh el-Hâc Mahmûd Efendi hayatında oldukca kürs-i mezbûrda vâʻiz ve nâsîh olub

meblâğ-ı maʻhûdum ribhine mutasarrıf ola baʻdehhu tevcî-i meşihât rey-i hâkimü'ş-

şerʻa mufazvaz ola diyü hasbî mütevellî nasb eylediği râfiʻü'l-kitâb mefharü's-

sâdâti'l-kirâm es-Seyyid Emrullâh Çelebi ibni es-Seyyid İlyâs nâm kimesneye

mahfel-i kazâda meblağ-ı mersûm iki yüz kıtʻa riyâlî guruşa teslîm eyledim deyü bi't-

taviʻs-sâf ikrâr ve iʻtirâf ve müteveli-i muşâru'l-ileyh dahî vâkıf-ı mezkûrı kelimât-ı

meşrûhasında tasdîk ve nehc-i mestûr üzere meblağı sâlifü'l-beyânı vakfiyet üzere

alub kabz eylediğini tahkîk idüb emr-i vakf ve tesellüm ikmâl ve mütemim

olundukdan sonra vâkıf-ı mezbûr el-Hâc Hasan vakf-ı mezbûrdan rücûʻ ve

mukaddemât-ı nizâʻa şurûʻ idüb vakf-ı derâhim ve denânir eʻimme-i selâse …Münir

ve mezheb-i hatirlerınde bâtıl ve anâ müteferri olan meşrûd ve kuyûd dahî hilye-i

sıhhat ve kabûlden atıldır mütevellî-i mezbûrun aldığu meblağ-ı mersûm baña redd

olunmak taleb iderim didikde mütevellî-i mezkûr istintâk olundukda fi'l-hakîka vakf-

ı mezbûr ʻinde'l-e'imme-i selâse hilye-i sıhhât-i fâkadır lâkin vakf-ı nukûd zımmında

olan şurûd ve kuyûd imâm muʻteber ve hümâm-ı cennet makar hazret-i İmam-ı Züfer

Page 352: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

339

mashak-ı bi'l-meski'l-ezfer ve dâric-i ve medâric ve himmet bârî merhûm imâm-ı

ensâri rivâyet-i üzere sahîh ve câʼîz ve şerîf-i sıhhat-i câʼîz olub fî-zemâninâ kuzât-ı

islâm ve vülât-ı enâm ol rivâyet ile hükmü Mevlâ oldukları tugrâ-i garra-i sultâni ile

mahali olan menşurlarında mussarrah ve mestûrdur deyü redden imtinâh idüb alây-ı

kitâbi-i mevkiʻ hâkim ve adil ve şerʻî maʻadil huzurunda müterâfian ve hükmü

tâlibân olduklarında inân-ı kelâmın-ı semt-i âhara âtıf olub eğer çi hükm-i mezbûr ile

vakfa sıhhat hâsıl oldu lâkin imâm-ı azâm ve hümâm-ı akdem kâtında Sıhhat-i

lüzûm-ı müstelzim olub kâbil-i rucûʻ olmağın tekrar rucûʻ eyledim meblağ-ı merkûm

baña redd olunmak taleb iderin didikde mütevell-i muşâru'l-ileyh tekrâr cevâb virüb

eğer çi imâm-ı aʻzâm katında sıhhat-i müfârik-i âni'l-lüzûm olduğu meşhûr ve

mağlumdur lâkin âlem-i rabbanî imâm-ı Ebi Yûsuf eş-Şehir bi'l imâm-ı sâni mezhebi

şerîfinde mücerred ve vakfet dimekle ve fâzıl-ı samadani imâm-ı salis Mehmed bin

el-Hasan eş-Şebâni râbi-i münîfinde teslîm-i ile'l-mütevellî olunmağla lüzûm arız

olub mezheb-i imâmeyn üzere luzûm-ı vakfa ve mütâlebeden menʻa hükm taleb

iderim didikde hâkim-i mûmâ-ileyh lâ-zâlel içün câriyem beyle yedeyhi dahî temhîd

kavâid-i hayrı evlâ ve teşbîh-i mebânî-i vakfı uhrâ görüb reʻy-i imâmeyn üzere vakf-ı

mezbûrun lüzûmuna görüp re'y-i imâmeyn üzere vakf-ı mezbûrun lüzûmuna ve

mütâlebeden menʻa hükm buyurub min baʻd vakf-ı mezbûr sahîh ve lâzım ve habs-ı

sarîh-i mütehattim olub nakz ve tebdîli mecâl ve tağyîr ve tebdîli adimül ihtimâm

oldu fe-men beddelehû mâ-semiʻahû fe-innemâ alellezine yübeddilûne ineallahe

semîʻun-alîm366 ve ecru'l vakıf-u alelel -hayyü'l-cevâzi'l kerîm innehû yüczi'l-

muhsinin ve'l-mutesaddikin cerâ zâlik hurrire fi'l-hâmis aşer min Recebi'l-ferd li sene

isneyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Zahrü'l-

vülâd

Abdullâh

Efendi

ibni el-

Merhûm

Hamza

Fahrü'l-

kuzâd

Mehmed

Efendi

ibni el-

Merhûm

Murâd

Hasan

Efendi

ibni Ali

Çelebi

El-Hâc

Abdülrezzâk

bin el-Hâc

İlyâs

El-Hâc

Mustafâ

Birâder-i

O

El-Hâc

Mehmed

Birâder-i

O

El-Hâc

Ahmed

bin el-

Hâc

Mustafâ

Eş-Şeyh

Ahmed

Efendi el-

Vâʻiz

366 Bakara Suresi 181. Ayet.

Page 353: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

340

Efendi Efendi

El-Hâc

Osmânbin

Şaʻbân

bey

Îsâ Çelebi

ibni el-

Hâc

Mehmed

Muslu

Bey ibni

Mehmed

el-Cündî

Molla

Mehmed bin

Ahmed

Bayrâm

Çelebi

ibni

Hüssâm

İbrâhîm

Ağa

Kilisî

Mehmed

bin el-

Hâc Pîrî

Ve

ğayruhum

mine'l-

huzzar

[s.101/340] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsına tâbiʻ Tatlar nâm karye ahâlîsinden el-

Hâc Sefer ve Ahmed ve İvaz Beşe ve Mehmed nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfe

Karye-i mezbûreden Yûnus nâm kimesnenin zevcesi Âʼişe binti Satılmış nâm hâtûn

ile nefs-i Karahisâr-ı Sâhibden Şaʻbân ibni Hasan nâm şâb ve Donayer veled-i Bâlî

nâm zimmi nâm şâb-ı emredleri ihzâr ve mahzârlarında her biri takrîr-i kelâm idüb

işbu târîh-i kitâb gicesi mezbûrân Şaʻbân ve Donayer merkûme Aʻişenin menziline

geldiklerini istimâʻ eyledüğümüzde mezbûre Aʻişe'nin karye-i mezbûre zâbiti ile

menziline varub merkûme Aʻişe'yi mezbûrân Şaʻbân ve Donayar ile uryânen bir

döşek içinde yaturlarken müşâhede eyleyüb ahz eyledik hakikât-ı hâl mezbûrlardan

suʼâl olunub takrîrleri tahrîr olunması matlûbumdur didiklerinde ğıbbe's-suʼâl

mezbûrân Şaʻbân ve Donayer cevâblarında fi'l-vâkiʻ mezbûre Aʻişe'nin menziline

vardık bir döşekde uryânen yaturken bizi ahz eylediler deyü tavʻan ikrâr iʻtirâf

eylediklerinden sonra mezbûre Âʼişe dahî istintâk olundukda Kayınanam ivâʼsıyla

mezbûrlar mezilime geldiler uryânen döşek yaturduk karye-i mezbûre ahâlîsi ve

zâbiti ağâh olub bizi ol hâlde ahz eylediler deyü iʻtirâf idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb

ketb olundu hurrire fî-min Recebü'l-ferd sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

Halîl Bey ibni

Oruç

El-Hâc Şaʻbân

an Bayat

Mustafâ Bey

ibni Abdî

Dede

Hasan Halîfe

ibni

Abdülkerîm

Molla Mehmed

bin Ahmed

Caʻfer bin

Kulu

[s.102/341] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsına tâbiʻ Sibsin nâm karye sükkânından

Abdülkerîm bin Mustafâ nâm kimesne meclis-i şerʻa Kumârtâş nâm karye

ahâlîsinden Veli bin Memi ve Maʻden bin Caʻfer ve Mehmed bin Hızır nâm

Page 354: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

341

kimesneler ve sâʼirlerini ihzâr ve mahzarlarında takrîr-i daʻva idüb mezbûrların

karyeleri sınurunda lede'l-ahâlî-ve'l-cirân maʻlûmu'l-hudûd beş dönüm tarla târîh-i

kitâbdan kırk sene mukaddem babam mezbûr Mustafâ'nın taht-ı yedinde olub zirâʻat

ve hırâset idüb her sene sâhib-i arza öşr-i resmini edâ iderken karye-i mezbûre ahâlîsi

bin kırk yedi târîhinde sen haricsin tarlayı yedinden aluruz deyü babam merkûm

Mustafâ'ya taʻarruz itmeleriyle babam dahî husûs-ı mezbûr bi-hasebi'ş-şerʻ ve'l-

kânûn görülmek içün târîh-i mezbûrda kazâ-i mezbûr müftisî olan Ali Efendi'ye ve

kazâ-i mezbûr kadîsına hitâben emr-i celilü'l-kadr irâd idüb murafa-i şerʻ

olduklarında on altı seneden berü babam merkûm Mustafâ'nın taht-ı yedinde olub her

sene sâhib-i arza öşr-i resmini edâ eyledüğünü mukırr olmalarıyla mâru'z-zikr tarla

babam mezbûr Mustafâ'nın yedinde ibkâʼ kılunub hüccet-i şerʻiyye virilüb babam

vefâtından sonra ilâ-yevmi'l-heze mâru'z-zikr tarlayı ben zirâʻat ve hırâset iderken

hâlâ mezbûrlar yine taʻarruz idüb yedimden almak murâd iderler suʼâl olunub menʻ

ve defʻ olunmak matlûbumdur deyü sene sebʻa ve erbaîn ve elf târîhiyle müverrah ve

mûmâ-ileyh Ali Efendi'nin ve kazâ-i mezbûr kâdîsının imzâsıyla mumza hüccet-i

şerʻiyye ibrâz idüb feth ve kırâʻat olundukda mazmûnu takrîrine muvâfık

bulunmağın mezbûrûn Veli ve Maʻden ve Mehmed ve sâʼirlerine suʼâl olundukda her

biri cevâblarında vech-i muharrer üzere babası merkûm Mustafâ'dan târîhi mezbûrda

taʻarruz itmeleriyle müdâfa-i şerʻ olduklarında on altı sene mukaddem merkûm

Mustafâ'nın taht-ı yedinde olmağla merkûm Mustafâ'ya hükm olunub yedine hüccet-i

şerʻiyye virüldüğünü ve baʻde-vefâtihî oğlu merkûm Abdülkerîm dahî mutasarrıf

olub ilâ yevmi'l-heze taht-ı yedinde olub zirâʻat ve hırâset eyledüğünü mukırr ve

muʻterifler olub velâkin Karye-i mezbûrenin mukâtaʻalı çayırıdır ve mezraʻamızdır

didiklerinde müddeʻî-i mezbûr Abdülkerîmin yedinde fetvâ-yı şerîfe olub

maznûnunda kırk seneden beri müşterek zirâʻat idüb öşr-i resmin sipâhîsine vire

geldiği tarla içün hâlâ baʻzı ahâlî-i Karye merʻâmızdır deyü daʻva itseler daʻvaları

mesmûʻa olur mu? el-Cevâb olmaz deyü buyrulmağın ber-mûcebi fetvâ-i şerîfe

mezbûrûn kimesneler taʻarruzdan menʻ ve mâru'z-zikr tarla merkûm Abdülkerîmin

yedinde kemâ-kân ibkâ ve mezraʻalık üzere terk olunmağa hüküm birle mâ-vakaʻa

bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebü'l-ferd li sene isneteyn ve sebʻîn ve

elf.

Page 355: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

342

Şuhûdü'l-hâl

Abdülhay

Çelebi ibni

Ali Efendi

Ahmed Ağa

ibni

Hüseyin

Ağa

Mehmed

Çelebi ibni

Hâcı Bey

İdrîs

Beyan-

Turfallı

Molla

Mehmed

bin Ahmed

Ahmed bin

Hatîb

İbrâhîm bin

Abdullâh

[s.102/342] Sincanlı Kazâsına Sinan Paşa nâm karye sâkinelerinden

Hanımşah binti Caʻfer nâm hâtûn meclis-i şerʻa Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib

mahallâtından el-Hâc Evtal Mahallesi sükkânından Mustafâ ibni Veli nâm kimesneyi

ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻva idüb bundan akdem mezbûr Mustafâ'nın menziline

bir sepet içinde adedi ve cinsi maʻlûm emtiʻa-i mütenevviʻa ibdâʻ ve teslîm

eylemişdim hâlâ içinde dokuz sikke altûn ve beş miskâl incûlü bir saç bağı ve üçyüz

elli dirhem sîm kûşâk ve otuz münakkaş makrama ve dört peşkir makrama ve dört

top ince kisâye bez ve kırk dirhem gümüş ve bir hamâm gömleği ve yedi zirâʻ eyirme

evremanı sirka olunmuş suʼâl olunub cevâbı tahrîr olunması matlûbumdur didikde

ğıbbe's-suʼâl mezbûr Mustafâ fi'l-vâkiʻ bir sepet içinde bir mikdâr eşyâ menzilimde

emânet vazʻ eylemişdi lâkin bundan akdem hâtûnum hamâma gitmişdi içerü evimin

kilidin kırub bâlâ da mestûr olan eşyaları ve benim dahî sandıkum içinde iki bin nakd

akçemi ve sekiz top bez ve baʻzı hırdâvât-ı hânemi maʻân sirka eylemişler diyücek

mezbûr Mustafâ emîn olub yemîn lie musaddak olmağla müddeʻîyye-i mezbûre

talebiyle mekûm Mustafâ'ya eşyâ-i mezkûreyi sirka eylemedüğüne ve bir vechle

teʻaddi eylemedüğüne ve sirka eyleyeni kimdir bilmedüğüne yemîn teklîf olundukda

ol dahî halfe billâhi teʻâlâ etmeğin mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i

Recebü'l-ferd li sene isneteyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Molla

Mehmed bin

Ahmed

Mehmed

Çelebi ibni

Ahmed Beşe

Ahmed Çelebi

ibni Hâcı

Efendi

Mustafâ

Çelebi eş-

Şehir Basmacı

Zâde

İbrâhîm bin

Hüseyin

Mahmûd el-

Muhzır

Page 356: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

343

[s.102/343] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib Hâmahallahu teʻâlâ ani'l-mesʻâib

mahallâtından İmâret Mahallesi sâkinelerinden Âʼişe binti Nasûh Çavuş nâm hâtûn

tarafından ıttkı ati'l-beyâna vekîl olub mezbûreyi maʻrifet-i şerʻle ârifân olan Îsâ

Çelebi ibni el-Hâc Mehmed ve Ali bin Kurd nâm kimesneler şehâdetleriyle şerʻân

vekâlet-i sâbite olan Osmân Çelebi ibni el-Hâc Mehmed nâm kimesne meclis-i şerʻde

işbu râfiʻü'l-kitâb müvekkilesinin câriye-i memlûkesi uzun boylu gök elâ gözlü

ruʼûsü'l-asl Gülistân binti Abdullâh mahzarında bi'l-vekâla ikrâr-ı sahîh-i şerʻî ve

iʻtirâf -ı sarîh-i merʻi kılub müvekkilem mezbûre Âʼişe hâtûn merkûme Gülistânı

niyyet-i hâlisa-i vâfiye ile hasbetenlillâhi'l-hallâk tahrîr ve iʻtâk idüp mülkümden

izâle ve ihrâç ve silk-i haraʼir-i asliyyat gibi hür olub ihrâç eyledi ba‘de’l-yevm

mezbûre Gülistan sâʼir haraʼir-i asliyyün gibi hür olup müvekkilemin mevâlî içün

utekâ üzerinde şer‘an sâbit olan hakkı velâdan gayri hakkı ve alâkası kalmadı

didekde vekîl-i mezbûr Osmân Çelebi'nin vech-i muharer üzere cârî ve sâdır olan

kelimâtını el-mukırru lehü'l-merkûme Gülistân dahî bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-

müşâfehe tahkîk idicek mâ-hüve'l-vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-ı

Recebü'l-ferd li sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

Hüseyin

bin Hâcı

Eymîr bin

Hüseyin

Ali bin

Yayla

İbrâhîm

bin

Abdullâh

Molla

Mehmed

bin

Ahmed

Mahmûd

bin Tâlib

Hüseyin

bin Hâcı

Mustafâ

Bey ibni

Ali Dede

[s.103/344] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsına tâbiʻ Dinâr nâm karye ahâlîsinden

Hüseyin Bey ibni Hasan ve Çırak bin Sefer ve Veli bin Hudâlı ve Mustafâ ibni Bâlî

nâm kimesneler ve sâʼirleri meclis-i şerʻ-i şerîfe Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib

mahallâtından Çavuşoğlu Mahallesinde sâkin râfiʻü'l-kitâb Ali bin Oğul Bey nâm

kimesneyi ihzâr ve mahzarında her biri takrîr-i daʻvâ idüb mezbûr Ali'nin babası fi'l-

asıl karye-i mezbûreden olmağla mezbûr Ali'den avârız ve nüzûl ve sâʼir tekâlif-i

örfiye içün salyâne taleb eyledüğümüzde virmekte teʻallül ider suʼâl olunub

alıverilmesi matlûbumuzdur didiklerinde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Ali cevâbında fi'l-

vâkiʻ babam mezbûr Oğul Bey fi'l-âsıl karye-i mezbûreden imiş lâkin târîh-i kitâbdan

Page 357: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

344

elli sene mukaddem karye-i mezbûreden kalkub gelüb mahlle-i mezbûrede tavaddun

idüb ben mahalle-i mezbûre'de tevellüd eyledim mahalle-i mezbûre ahâlîsi ile vâkiʻ

olan avârız ve nüzûl ve sâʼir tekâlifi edâ iderim karye-i mezbûrede emlâk ve arâziden

avârız ve nüzûl îcâb ider bir nesnem dahî yokdur deyücek Karye-i merkûme ahâlîsi

istintâk olduklarında vech-i muharrer üzere babası elli seneden mukaddem

Karyelerinden kalkub katʻ-ı alâka idüb ve mezbûr Ali'nin mahalle-i mezbûrede

tevellüd idüb karyelerinde avârız ve nüzûl îcâb ider bir nesnesi olmadığını mukarrer

ve muʻterifler olıcak ol-vechle taʻarûzdan menʻ birle mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-ferd li sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Mustafâ bin

el-Hâc İlyâs

Mehmed Bey

ibni Mehmed

el-Cündî

Abdî Bey ibni

Mustafâ

Molla

Mehmed bin

Ahmed

Halîl Halîfe

Abdî Halîfe

Mahmûd el-

Muhzır

[s.103/345] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Bûrmalu Mahallesi

sükkânından olub bundan akdem tarîk-i haccda vefât iden el-Hâc Süleymân'nın

verâseti sulbî oğulları Mehmed ve Mustafâ'ya zevce-i metrûkesi nâm hâtûna

münhasır olduğu şerʻân zâhir ve bâhir oldukdan sonra mezbûrân Mehmed ve

Mustafâ ve merkûme meclis-i şerʻ-i şerîfde râfiʻü'l-kitâb el-Hâc Mehmed bin Şaʻbân

nâm kimesne mahzarında her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb murisimiz mezbûr el-

Hâc Süleymân tarîk-i haccda vefât eyledikde mezbûr el-Hâc Mehmed karzen kırk

esedi virmişdim deyü muhallefâtından kırk gurûş alub hâlâ biz dahî meblağ-ı mezbûr

kırk gurûşu daʻvâ idüb beynimizde münâzʻât-ı kesîre ve muhâsamât-ı şedîde vâkıʻa

olub mezbûr el-Hâc Mehmed dahî kırk esedi gurûşunu karz virdüğünü isbât

sadedinde iken beyinimize müslihûn ve müslimûn tavassut idüb bizi iki bin akçeye

sulh eylediler biz dahî sulh-ı mezbûrı kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı merkûmu

mezbûr el-Hâc Mehmed yedinden bi't-tamâm ve'l-kemâl ahz ve kabz idüb husûs-ı

mezbûre müteʻallik cemîʻ-i deʻâvî ve husûmatdan mezbûr el-Hâc Mehmed'in

zimmetini ibrâ-i âmm ile ibrâ ve ıskât-ı tâmm ile ıskât eyledik baʻde'l-yevm bizden

asâleten ve vekâleten daʻvâ sudûr ve zuhûr iderse lede'l-hükkâmi'l-kirâm makbûle ve

Page 358: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

345

mesmûʻa olmasun didiklerinde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻ-i mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-ferd Seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc

Mehmed bin

el-Hâc

Himmet

Ahmed bin el-

Hâc Himmet

El-Hâc Budak

bin Mustafâ

El-Hâc Ali

Bâlî bin

Hamza

El-Hâc

Mehmed bin

el-Hâc

Bayrâm

El-Hâc

Abdülrezzak

bin el-Hâc

İlyâs

[s.103/346] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsına tâbiʻ Bulhallı nâm karye ahâlîsinden

Kalender ve Mehmed ve Hüseyin ve Abdünnebî ve sâʼirleri meclis-i şerʻî hatire

Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Kasım Paşa Mahallesinde sâkin Arab bin

İne Beyi nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻva idüb mezbûr Arab fi'l-âsıl

karye-i mezbûrede sâkin olmağla hâlâ avârız içün salyâne taleb eyledüğümüzde

virmekde teʻallül ider suʼâl olunub alıverilmesi matlûbumuzdur didiklerinde ğıbbe's-

suʼâl mezbûr Arab cevâbında fi'l-vâkiʻ mezbûrların karyelerin de sâkin idim târîh-i

kitâbdan on yedi sene mukaddem kalkub mahalle-i mezbûreye gelüb aʻvârızı ve sâʼir

tekâlifi mahalle-i mezbûre ahâlîsi ile edâ idüb karye-i mezbûre de emlâk ve arâziden

bir nesnem dahî yokdur diyücük Karye-i mezbûre ahâlîsi istintâk olundukda vech-i

meşrûh üzere merkûm Arab'ın on yedi sene mukkadem Karyelerinden kalkub hâlâ

Karye-i mezbûre de emlâk ve arâziden aʻvârız îcâb ider bir nesnesi olmaduğunu her

biri ikrâr ve iʻtirâf eyledüklerinde ol-vechle Karye-i mezbûre ahâlîsi merkûm Arab

taʻarruzdan menʻ olunub mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-

ferd li sene isneteyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Mehmed

Çelebi ibni el-

Hâc Hasan

Abdî Çelebi

ibni Mustafâ

Çelebi

El-Hâc Budak

bin Mustafâ

Molla

Mehmed bin

Ahmed

İbrahîm bin

Tatar

Mahmûd bin

Tâlib

[s.104/348] Karahisâr-ı Sâhib Kazâsına tâbiʻ Mihayil nâm Karye

sâkinelerinden Satı binti Receb nâm hâtûn tarafından daʻvâ-i âti'l-beyâna vekîli

Page 359: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

346

Mustafâ bin Ebûbekir ve Hasan bin Piyâle nâm kimesneler şehâdetleriyle şerʻân

vekâleti sâbite olan zevci Ahmed bin Bayezîd nâm kimesne meclis-i şerʻa karye-i

mezbûreden Mustafâ bin Sefer ve Mehmed bin Veli ve diğer Mustafâ bin Muharrem

nâm kimesneleri ve Hasan bin Caʻfer nâm kimesnenin vekîl-i şerʻîsi ve oğlu Caʻfer

nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarlarında bi'l-vekâle takrîr-i daʻvâ idüb müvekkilemin

babası fevt oldukda müvekkilem mezbûre Satı sağîre olmağla mezbûr Mustafâ

müvekkilemin babası târlasından iki dönüm târlasını ve mezkûr Mehmed sekiz

dönüm târlasını ve merkûm diğer Mustafâ on altı dönüm târlasını mahlûldür deyü

sâhib-i arzdan resm-i tapu ile alub ve mezbûr Hasan dahî müvekkilemin babasının

bir dönüm Sabagisi(?) bağçesini on iki buçuk gurûşa rehindir deyü zabt eylemiş hâlâ

müvekkilem akıle ve bâliğadir zikr olunan tarlalarının resm-i tapusun virüb almak

murâd ider ve mâru'z-zikr bâğçeyi dahî zabtı murâd ider suʼâl olunub ihkâk-ı hak

olunması matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Mustafâ vech-i muharrer üzere

iki dönüm tarlasını ve merkûm Mehmed'in sekiz dönüm tarlasını ve diğer Mustafâ on

altı dönüm tarlasını mezbûre Satı sağîre iken sâhib-i arzdan resm-i tapu ile aldıklarını

mukırr ve muʻterifler olub ve vekîl-i mezbûr Caʻfer dahî müvekkilesi ve babası

merkûm Hasan bir dönüm bağçesini on iki buçuk gurûşa rehindir deyü zabd

eyledüğünü ikrâr idüb mâru'z-zikr tarlaların âharın virdiğin resm-i tapusun virilüb

kendi kızı almak kânûn olub ve zikr olunan bağçe rehindir deyü zabd olunması nâ-

meşrûh olmağla mezbûrların virdikleri resm-i tapuyu merkûme Satı virüb mezbûrûn

Mustafâ ve Mehmed ve diğer Mustafâ ve Hasan'ın kasr-ı yedlerine tenbîh birle mâ-

vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-ferd li sene isneteyn ve

sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

Abdülhay Çelebi

ibni Ali Efendi

El-Hâc Burhan

Ağa ibni İvaz

Ağa

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd

Ahmed bin Hatib Mahmûd an-

Karye-i Mihâil

[s.104/349] Mahmîye-i Karahisâr-ı Sâhib Hâmahallahu teʻâlâ ani'l-mesâʻib

mahallâtından el-Hâc Mahmûd Mahallesi sâkinelerinden Hadîce binti Abdülkerîm

nâm hâtûn meclis-i şerʻ-i envere hâzıra olub üvey-i oğlu İvaz Beşe ibni el-Hâc Veli

Page 360: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

347

mahzarında takrîr-i kelâm ve tabir-i ani'l-merâm idüb ben fakîra olub katʻan ism-i

mâl ıtlâk olunur bir nesnem dahî olmayub mezbûr İvaz Beşe beni ölünce infâk ve

cemîʻ-i malzememi hasbetenlillâhi teʻâlâ görü virüp ve maʻân beni kendi mezilinde

iskân itdirmeğe tahahüd ve iltizâm eyledi bi-emrillahi teʻâlâ mütevaffât olduğumda

mezbûr İvaz Beşe de malımdan bir nesne taleb olunmaya didikde mukkıra-i mezbûre

Hadîce'yi vech-i meşrûh üzere sudûr iden kelimât-ı meşrûhasında mezbûr İvaz Beşe

tasdîk ve tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târihi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Caʻfer bin

Budak

Receb bin Habîb Abdî Bey el-

Cündî

Osmân Çelebi

ibni Ali Efendi

İbrâhîm eş-Şehir

be-Tatar

[s.104/350] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Zâviye Mahallesi

sükkânından fahrü'l-emâcid ve'l-ekârim Ahmed Ağa ibni Mehmed Ağa tarafından

bey‘-i âti'z-zikre vekîl olub Abdî Bey ibni Mustafâ ve Emrullâh Çelebi ibni el-Hâc

İlyâs nâm kimesneler şehâdetleriyle şerʻân vekâleti sâbite olan İsmâil Çelebi ibni

Abdullâh meclis-i şerʻ-i şerîfde râfiʻü'l-kitâb Nikola veled-i Anton nâm zîmmi

mahzarında bi'l-vekâle ikrâr-ı sahîh-i şerʻî ve iʻtirâf-ı sarîh-i merʻi kılub medîne-i

mezbûre mahallâtından Ermeni Mahallesinde vâkiʻ bir tarafı Taşçıoğlu mülküne ve

bir tarafı Abrahim nâm zimmî mülküne ve tarafeyn-i tarîk-i âmm ile mahdûd olub iki

fevkânî ve bir tahtânî beyti ve bir ahırı ve fırunu ve çardağı müştemil olan menzilini

müvekkilim merkûm Ahmed Ağa merkûm Nikola'ya altı bin nakd-i râyîc-i fi'l-vakt

akçeye beyʻ-i bât-ı sahîh-i şerʻ ile beyʻ idüb kabz-ı semen ve teslîm-i mebî‘ eyledi

baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm Nikola'nın mülk-i müşterâsıdır

keyfe-mâ-yeşâ ve haysü mâ-yürîd mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-

vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-ferd li-seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

El-Hâc

Abdülrezzâk bin

el-Hâc İlyâs

El-Hâc Mehmed

bin el-Hâc İlyâs

Molla Mehmed

bin Ahmed

Bektâş Bey ibni

Beytemur

Page 361: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

348

[s.104/351] Karahisâr-ı Sâhib kazâsına tâbiʻ Ayvalu nâm karye

sâkinelerinden Münevvere binti Hızır nâm hâtûn tarafından beyʻ-i âti'l-beyân vekîl

olub Yûsuf bin Abdülkkerim ve Bestân bin Bulgâr nâm kimesneler şehâdetleriyle

şerʻân vekâleti sâbite olan Hızır bin Hasan nâm kimesne meclis-i şerʻî hatir-

ilâzımü'l-tevkîrde râfiatü'l-vesîka Ümmühân binti Ali nâm hâtûn mahzarında bi'l-

vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb müvekkilem mezbûre Münevvere karye-i

mezbûrede vâkiʻ bir taraf-ı benim mülküme ve tarafeyni Bestân nâm kimesne

mülküne ve taraf-ı âhar-ı tarîk-i âmm ile mahdûd olub bir tahtânî beyti ve âharı

müştemil olan menzilini merkûme Ümmühân'a altı yüz nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye

bâten beyʻ eyledi baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûme Ümmühân'ın

mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-

tasdîki'l-vicâhî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-ferd li-

seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Halîl bin el-Hâc

Abdünnebî

Murâd bin Sefer El-Hâc Yûsuf bin

Murâd

Mehmed Bey ibni

Hüdâverdi

İbrâhîm bin Halîl

[s.105/352] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Ardıç Mahallesi

sükkânından Avanis veled-i Anton nâm zimmi meclis-i şerʻa Mehmed bin Ali nâm

kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻva idüb bundan akdem mahrusa-i Tirede

mezbûr Mehmed'in yedinde bir siyah tûlû katıra Turgutlu kazâsından bir kimesne

müstahakk çıkub merkûm Mehmed'i mahrûsa-i mezbûrede zâbitina habs itdirdikde

merkûm Mehmed'in emri ile kendüye kefîl-i bi'l-mâl olmuşdum baʻdehû zikr olunan

katırın bahası içün katır sâhibi olan kimesne kefâletim hasebiyle benden dört bin

akçe ahz eyledi suʼâl olunub alıverilmesi matlûbumdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr

Mehmed vech-i muharrer üzere mahrûsa-i mezbûrede yedinde olan katıra müstahakk

çıkan adama kendi emri ile merkûm Avanis kefîl-i bi'l-mâl olub baʻdehû kefâleti

hasebiyle katırın bahâsı içün dört bin akçe virdüğünü mukırr ve muʻterif olucak

merkûm Mehmed'e meblâğ-ı mezbûrı edâya tenbîh olunub mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb

olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-ferd sene 1072.

Page 362: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

349

Şuhûdü'l-hâl

Süleymân

Beşe eş-Şehir

ve Karakaş

Dinarlı

Hüseyin Bey

ibni Hasan

Mustafâ

Çelebi ibni

Kubad

Molla

Mehmed bin

Ahmed

Ahmed bin

Mustafâ

Tatar bin

Abdullâh

[s.105/353] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Ardıç Mahallesi

sâkinelerinden Kerime binti Himmet nâm hâtûn meclis-i şerʻa gelüb takrîr-i kelâm

idüb zevcim Süleymân nâm kimesnenin sulbî sağîr oğlu Mustafâ ve sulbiyye-i sağîre

kızı Güllü hucr-ı terbiyemde olub nafaka ve kisveye şiddet-i ihtiyâcıları vardır cânib-

i şer‘iden nafaka takdîr olunması matlûbumdur didikde sağîrân-ı mezbûrânın nafaka

ve kisbe ve sâʼir levâzım zarûrîyesi içün târîh-i kitâbdan beher yevm beşer akçe

takdîr olunub meblağ-ı mezbûrı sarfa ve vakt-i zarûretde istidâneye ve hîn-i zaferde

rücûʻa izin virilmeğin mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-

ferd sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed bin

Ahmed

Koçak Bin Ahmed El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

Mahmûd Çelebi ibni

el-Hâc Kâsım

[s.105/354] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Karamanlu Mahallesi

sâkinelerinden Fâtıma binti Ali Bey nâm hâtûn tarafından sulh-ı âti'l-beyâna vekîl

olub el-Hâc Mehmed Bey ibni el-Hâc Hasan ve Halîl Halîfe ibni Abdî Efendi

şehâdetleriyle şerʻân vekâleti sâbite zevci Abdünnebî bin el-Hâc Ali nâm kimesne

meclis-i şerʻ-i hatîr-i lâzimü't-tevkîrde işbu râfiʻü'l-kitâb mezbûre Fâtıma'nın li-

ebevyn karındaşı Mustafâ nâm kimesne mahzarında bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i

kelâm idüb zevcem mezbûre Fâtıma babası merkûm Ali Bey'den ve vâlidesi Âʼişe

nâm hâtûndan kendüye intikâl iden eğer emlâk ve eğer sâʼir muhallefâtından hisse-i

şerʻiyyesin merkûm Mustafâ'dan daʻva ve taleb sadedinde iken beynimizde muslihûn

tavassut idüp es-sulhu seyyidü'l-ahkâm fehevâsın üzre müvekkilemi dört bin nakd-i

râyic-i fi'l-vakt akçeye sulh eylediler müvekkilem mezbûre Fâtıma dahî sulh-ı

mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblâğ-ı merkûmu mezbûr Mustafâ yedînden

Page 363: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

350

ahz ve kabz idüb babası merkûm Ali yedînden ve merkûme Aʻişeden kendüye intikâl

iden hisse-i şerʻiyye daʻvâsına müteʻallik cemʻi deʻavi ve husûmâtdan merkûm

Mustafâ'nın zimmetini ibrâ-i âmm ile ibrâ ve iskât-ı tâmm ile ıskâd eyledi baʻde'l-

yevm husûs-ı mezbûre müteʻallik müvekkilemden asâleten ve vekâleten daʻva sudûr

ve zuhûr iderse lede'l-hükkâmi'l-kirâm makbûle ve mesmûʻa olmasun didikde

ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-

ferd sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Receb

bin Hasan

Bâli

İbrâhim bin

Osmân

Mahmûd

Çelebi ibni el-

Hâc Kâsım

Molla

Mehmed bin

Ahmed

İbrâhîm es-

Şehir be tatar

Mefhâr-ı

müderisini'l-

kirâm Kâsım

Çelebi

[s.105/355] Karahisâr-ı Sâhib kazâsına tâbiʻ Kürtler nâm karye ahâlîsinden

Baladân bin nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfe Mustafâ bin nâm kimesneyi ihzâr ve

mahzarında takrîr-i daʻva idüb mezbûr Mustafâ'nın hâlâ zevcesi olan Ahlile nâm

hâtûnun mukaddemâ zevci olub fevt olan Nasûh nâm kimesnede karye-i mezbûrenin

aʻvârız vakfından bin üç yüz akçesi olub mukâtaʻasında Karamanlu Mahallesinde

vâkiʻ bir tarafı cingenler mülküne ve bir tarafı Abdülgani mülküne ve bir tarafı

tarlaya ve taraf-ı âhar-ı tarîk-i âmm ile mahdûd menzilini rehin vazʻ eylemişdi hâlâ

mezbûr Mustafâ ve zevcesi merkûme Ahlile menzil-i mezbûre mutasarrıflardır suʼâl

olunub ihkâk-ı hakk olunması madlubûmdur didikde ğıbbe's-suʼâl mezbûr Mustafâ

menzil-i mezbûra vazʻ-ı yed idüb mutasarrıf olduğunu ikrâr ve meblağ-ı mezbûra

rehin itdiğünü inkâr idicek mezbûr Baladân'dan takrîrine muvâfık beyyine taleb

olundukda mine'l-udûl Hasan bin Ahmed ve Hüseyin bin Timûrhân nâm kimesneler

li-ecli'ş-şehâde ve meclis-i şerʻa hâzırân olub eserü'l-iştihâd fi'l-vâkiʻ merkûme

Ahlile'nin mukaddemâ zevci olan müteveffâ-i merkûm Nasûh'dan karye-i mezbûre

aʻvârızının vakfından bin üç yüz akçe olub mukâbelesin de menzil-i mahdûd-ı

mezkûru rehn vazʻ eyledi biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahî ideriz deyü edâ-i

şehâdet-i şerʻiyye eylediklerinde baʻde riʻâyet-i merâsimü'l-kabûl şehâdetleri

Page 364: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

351

makbûle olmağın mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-ferd

sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed

bin Ahmed

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

Mahmûd Çelebi

ibni el-Hâc

Kâsım

Ahmed bin

Mustafâ

İbrâhim eş-Şehir

be-Tatar

[s.106/356] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Zâviye Mahallesi

sükkânın'dan fahrü'l-emâcid ve'l-ayân Ahmed Ağa ve Kerime kadın ibni'l-merhûm

Mehmed Ağa tarafından beyʻ-i ati'l-beyâna vekîl olub Mustafâ Çelebi ibni Abdî

Çelebi ve es-Seyyid Emrullâh Çelebi ibni el-Hâc İlyâs şehâdetleriyle şerʻân vekâleti

sâbite olan İsmâil bin Abdullâh nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfde işbu sâhibü'l-

kitâb Süleymân Çelebi ibni Muslu Çelebi mahzarında bi'l-vekâle ikrâr ve takrîr-i

kelâm idüb müvekkillerim babaları mûmâ-ileyh Mehmed Ağa'dan intikâl idüb Toros

kayası kurbünde vâkiʻ bir tarafı Ali Bey mülküne ve etrâfı selasesi tarîk-i âmm ile

mahdûd debbâğhâneyi cemîʻ-i alâtı lâzımesiyle mezbûr Süleymân Çelebi'ye on bin

nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye beyʻ-i bât-ı sahîh'i şerʻ-i ile beyʻ idüb kabz-ı semen-i

maʻdûd ve teslîm-i mebʻi mahdûd eyledim baʻde'l-yevm mâru'z-zikr Yağhane

merkûm Süleymân Çelebi'nin mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve haysü mâ-yürîd

mutasarrıf olsun didikde vekîl-i mezbûr-ı kelimât-ı meşrûhasında el-mukkıru lehü'l-

merkûm Süleymân Çelebi vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-

taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-ferd sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Mahmûd

Efendi ibni Hâcı el-

Hatîb

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

El-Hâc Hasan bin

Osmân

Mustafâ Çelebi ibni

Kubad

El-Hâc Mehmed bin

Hasan Çelebi

Mahmûd Çelebi ibni

el-Hâc Kâsım

İbrâhim bin Abdullâh

Tatar

Page 365: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

352

[s.106/357] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Arab Mahallesi

sükkânından Şaʻbân bin Ahmed nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîf-i lâzımü't-tevkîrde

işbu sâhibü'l-kitâb İbrâhim bin nâm kimesne muvâcehesinde ikrâr-ı sahîh-i şerʻ-i ve

iʻtirâf-ı sarîh-i merʻi idüb Hisar önünde vâkiʻ etrâfı erbâʻası tarîk-i âmm ile mahdûd

bir tahtânî beyti ve bir çardağı ve bir mikdâr havlıya müştemil mülk menzilimi

mezbûr İbrâhim'e sekiz yüz nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye beyʻ-i bât-ı sahîh-i

şerʻ-i ile beyʻ idüb kabz-ı semen-i mahdûd ve teslîm-i mebiʻ-i mahdûd eyledim

baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm İbrâhim'in mülk-i müşterâsıdır

keyfe-mâ-yeşâ ve haysü mâ-yürîd mutasarrıf olsun didikde mukırr-ı mezbûr

Şaʻbân'ın vech-i meşrûh üzere cârî ve sâdır olan ikrârın-ı el-mukkıru lehü'l-merkûm

İbrâhim dahî bi'l-muvâcehe tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-vakaʻa bi't-taleb

ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-ferd seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Mahmûd

Efendi ibni Hâcı el-

Vâʻiz

El-Hâc Mehmed Bey

ibni Hasan Çelebi

El-Hâc Hasan bin

Osmân

Mustafâ Çelebi ibni

Kubad

Es-Seyyid Emrullâh

Çelebi ibni el-Hâc

İlyâs

El-Hâc Mustafâ bin el-

Hâc İlyâs

Mürsel Halîfe ibni

Bektâş Beşe

[s.106/358] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Nasara Mahallesi

sükkânından Serkiz veled-i Ohan nâm zimmî meclis-i şerʻ-i şerîfe İsayı veled-i

Alagöz nâm zimmî ihzâr ve mahzarında takrîr-i daʻva idüb mahalle-i mezbûrede

vâkiʻ bir tarafı kendü mülküne ve bir tarafı Ohan nâm zimmî mülküne ve bir tarafı

İsayı mülküne ve taraf-ı âhar-ı tarîk-i âmm ile mahdûd olub bir mikdâr harâbe menzil

yerinin arzân bir zirâ yerini baña hîbe ve teslîm mâʻadâsın iki bin iki yüz akçeye

bâten beyʻ ve teslîm eylemişken hâlâ mâru'z-zikr hârabe menzil yerine taʻarruz idüb

beyʻ-i fesh murâd ider suʼâl olunub ihkâk-ı hakk olunması matlûbumdur didikde

ğıbbe's-suʼâl mezbûr İsayı vech-i meşrûh üzere mahdûd ve mezkûr hârabe menzil

yerinin arzân bir zirâ yerini merkûm Serkize hîbeden sonra maʻâdasın iki bin iki yüz

Page 366: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

353

akçeye bâten beyʻ eyledüğünü mukırr ve muʻterif olıcak taʻarruzdan menʻ birle mâ-

vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i Recebi'l-ferd seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Mahmûd

bin Hâcı el-Vaʻiz

El-Hâc Mehmed

bin Hasan Çelebi

El-Hâc Mustafâ

bin el-Hâc İlyâs

El-Hâc Hasan bin

Osmân

Es-Seyyid

Emrullâh Çelebi

ibni el-Hâc İlyâs

[s.106/359] Karahisâr-ı Sâhibde vâkiʻ merhûm ve magfûrun-leh Kâsım Paşa

evkâfının bi'l-fiʻil mütevellîsi olan el-Hâc Ahmed Beşe meclis-i şerʻ-i şerîfde râfiʻü'l-

kitâb Süleymân bin Memi Beşe mahzarında ikrâr-ı tavʻi ve iʻtirâf-ı merʻi kılub

mahalle-i Kâsım Paşada sâkine Rahîme binti nâm hâtûn bundan akdem hâli

hayatında mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı Memi Beşe mülküne ve bir tarafı Bâlî

mülküne ve bir tarafı Osmân Bey mülküne ve taraf-ı âhar-ı tarîk-i âmm ile mahdûd

bir tahtânî beyti ve fırûnu ve biʼri mâ-ı müştemil menzilini vakf idüb şöyle şard

eylemişdi ki menzil-i mezbûr beyʻ olunub semeni her ne iderse gallesi

mukâbelesinde Kasım Paşa câmiʻ-i şerîfinde bir devr-i şerîf kırâʻat oluna demişdi

hâlâ menzil-i mahdûd-ı mezkûru tevliyetim hasebiyle mezbûr Süleymân'a otuz dörd

kıtʻa riyâl guruşa beyʻ-i bât-ı sahîh-i ile beyʻ idüb kabz-ı semen-i maʻdûd ve teslîm-i

mebiʻ-i mahdûd eyledim baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm

Süleymân'ın mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve haysü mâ-yürîd mutasarrıf olsun

didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻ-i mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i

Recebi'l-ferd seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Süleymân Beşe ibni

Hüseyin

Abdî Bey ibni Koca Ahmed bin Nurî El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

Molla Mehmed bin

Ahmed

Mahmûd bin el-Hâc

Kâsım

Osmân Halîfe ibni Ali

Efendi

Page 367: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

354

[s.107/360] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Ardıç Mahallesi

sükkânından olub bundan akdem mürd olan Kirkor veled-i Hatarbani nâm zimmînin

zevce-i metrûkesi Anna veledi Allahvirdi nâm zimmîyye meclis-i şerʻa gelüb takrîr-i

kelâm idüb mürd-i mezbûrun sulbî sağîr oğlu Hasîb ve sulbiyye-i sağîrre kızları Sara

ve Meyrem ve Hobsi hucr-ı terbiyemde olub nafaka ve kisveye şiddet-i ihtiyâçları

vardır cânib-i şerʻden nafaka takdîr olunması matlûbumdur didikde zikr olunan

sağîrlerin nafaka ve kisve ve sâʼir levâzım-ı zarûrîyesi içün târîh-i kitâbdan beher

yevm beşer akçe takdîr ve farz olunub vakt-i zarûretde istidâneye ve hîn-i zaferde

rücûʻa mezbûre Anna'ya izin verilmeğin mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-

evâhir-i Recebi'l-ferd sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

Abdilhay Çelebi ibni

Ali Efendi

El-Hâc Memi Beşe el-

Râcil

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

Şeyh Mehmed bin

Necâti

[s.107/361] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Zâviye Mahallesi

sükkânından Anton nâm zimmî meclis-i şerʻ-i şerîf de Abraham veled-i Margiri nâm

zimmî mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb mahalle-i mezbûre'de vâkiʻ bir tarafı

Avran nâm zimmî mülküne ve bir tarafı Ugaz nâm zimmî mülküne ve tarafeyni târîk-

i âmm ile mahdûd olub bir tahtanî beyti ve bir fevkânî beyti ve bir mikdâr havlıyı

müştemil olan menzilimin nısf hisse-i şâiyasını târîh-i kitâbdan iki sene mukaddem

mezbûr Abraham'a iki bin beş yüz nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye bâten beyʻ idüb

kabz-ı semen ve teslîm-i mebiʻ eylemişdim menzil-i mezkûrun nısf hisse-i şâiyası

ilâyemi'l-heze mülk-i müşterâsıdır hâlâ yedîne hüccet-i şerʻiyye virilsün didikde bu

vesika bi't-taleb ketb olundu hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Molla Mehmed bin

Ahmed

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

Mahmûd Çelebi bin el-

Hâc Kâsım

İbrâhîm bin Tatar

Page 368: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

355

[s.107/362] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Hisarönü Mahallesi

sâkinelerinden Sara veled-i Pona nâm zimmîyye meclis-i şerʻ-i şerîf-i lâzımü't-

tevkîrde işbu sâhibü'l-kitâb Sefer veled-i Şeker nâm zimmî mahzarında ikrâr ve

iʻtirâf ve takrîr-i kelâm idüb mahalle-i mezbûrede vâkiʻ bir tarafı Avanis mülküne ve

tarafeyni Kurşuncu mülküne ve taraf-ı âhar-ı tarîk-i âmm ile mahdûd bir fevkânî ve

bir tahtânî buyutu ve bir çardağı ve bir mikdâr havlıyı müştemil mülk menzilimi

mezbûr Sefer'e dört bin beş yüz nakd-i râyic-i fi'l-vakt fızzî akçeye beyʻ-i bâten

sahîh-i şerʻ ile beyʻ idüb kabzı semen-i maʻdûd ve teslîm-i mebiʻ-i mahdûd eyledim

baʻde'l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezkûr merkûm Sefer'in mülk-i müşterâsıdır keyfe-

mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olsun didikde mukırra-i mezbûre Sara'nın vech-i

muharrer üzere cârîye ve sâdriye olan ikrârında el-merkûm Sefer bi'l-muvâcehe

tasdîk ve bi'l-müşâfehe tahkîk idicek mâ-hüve'l-vâkiʻ bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-

evâhir-i Recebi'l-ferd seneti'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

Serkiz veled-i Heci Agob Veled-i Yâsef Azer veled-i Avadis Ayvati veled-i Yahyâ

[s.107/363] Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Çavuşbaşı Mahallesi

sâkinelerinden Mustafâ bin Demur nâm kimesne meclis-i şerʻa hâzır olub bundan

vefât iden Süleymân bin nâm kimesnenin sulbiyye kızı olub hucr-ı terbiyemde olan

Raziye nâm sağîreye kıbel-i şerʻ-i şerîfden nafaka ve kisve bahâ farz ve takdîr

olunmak taleb iderim didikde cânib-i şerʻî mutahhardan merkûm Mustafâ kendi

malından ihkâk itmek üzere beher yevm beşer akçe nafaka ve kisve bahâ farz ve

takdîr olunup vakt-i haccette istidâne ve vakt-i zaferde rücûʻa izin verilmeğin mâ-

vakʻa ketb olundu tahrîren fî-selh Recebi'l-ferd li-sene isneteyn ve sebʻîn ve elf.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Ahmed

el-İmâm

Ömer Çelebi bin

el-Hâc Mustafâ

Molla Mehmed Muhzır Hüseyin

Ve ğayrıhum

Page 369: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

356

[s.107/364] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Tâc Ahmed Mahallesi

sâkinelerinden Emîne binti Ramazân nâm hâtûn meclis-i şerʻde sadrîyye-i kebîre kızı

râfiʻü'l-kitâb Ümmi binti el-Hâc Receb nâm hâtûn mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm

idüb kızım mezbûre Ümmi'ye dört aded kilim ve üç tencere ve beş sahan ve üç döşek

ve üç yastık ve üç yanbolukebemi ve sâʼir beynimizde aded-i ve cinsi maʻlûm

emtiʻa-i beytimî kızım mezbûreye hîbe ve sahîh ile hîbe ve temlîk ve teslîm ol dahî

meclis-i hîbe de ittihâb-ı kabz ve tesellüm eyledi baʻde'l-yevm eşya-i maru'z-zikr

merkûme Ümmi'nin mülk-i mevhûbudur keyfe-mâ-yeşâ ve yuhtâr mutasarrıf olsun

didikde ğıbbe't-tasdîki'ş-şerʻî mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu hurrire fî-evâhir-i

Recebi'l-ferd li sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Budak bin

Mustafâ

Mehmed Çelebi

ibni el-Hâc

Mehmed

Mehmed bin

Receb

Mahmûd Çelebi

ibni el-Hâc

Kâsım

Mûsâ bin Hâcı

[s.108/365]Bi-huzûri'l-mevâlîyü'l-mükrimûni'l-hâkimü'n-âlîmüni'l-âdilûn

Vilâyet-i Anadolunun orta kolunda vâkiʻ olan mevâli-i iʻzam hazretlerine ve bi'l-

cümle orta kolda vâkiʻ olan kuzât efendileri huzûrlarına dürer-i daʻvât-ı sâfiyât

muhabbet ayât ve ğurrer-i teslîmât-ı vafiyât mevedet gayât ithâfından sonra umûm

üzer Anadolunun orta kolunda vâkiʻ olan Yeniçeri Serdârları zîde kadruhûm inhâ

olunan budur ki inşallahü'l-melikü'l-gaffar evvel bahar-ı ferhunde asârda Şevketlü ve

Azametlü ve Şecâʻatlü Gâzî Padişâhımız e'azzallâhu-ensârahu hazretlerinin sefer-i

hümâyûn-ı zafer-makrûnları mukarerer ve muhakkak olub Izzetlü ve Saʻâdetlü

Serdâr-ı Zafer şiʻâr hazretleri ile meʼmûr olan odaların neferlerini odalarını ve bi'l-

cümle Rumeli Serdârlarında olan odaların neferlerini dahî meʼmûr oldukları

Serhadlarına gidüb ve Girid ve Van ve Bağdad ve Darü's-selâm ve Arz-ı Rum ve

Ahısha ve bi'l-cümle zikr olunan kılâʻlara meʼmûr olan neferât dahî bir ân ve bir

saʻat teʼhîr ve tevakkuf eylemeyüb taʻyin olundukları serhadlerine serîʻan ve âcilen

revâne olunub odası bu cânibde olan neferât dahî rûz-ı nevrûzda mahrusa-i Edirne'de

Çorbacısı ve Odabaşısı yanında mevcûd bulunub korucu ve oturak olanlar dahî

kânûn-ı kadîm-i hüsrevâne-i üzere Asitâne-i Devlet medâra rûz-ı nevrûz da odaların

Page 370: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

357

da mevcûd bulunmak içün fermân-ı hümâyûn-ı saʻâdet makrûn vârid olmağın

Yeniçeri Çâvuşlarından yirminci bölüğün kıdvetü'l-ve'l-akrân Hamza Çavuş zîde

kadruhû taʻyin olunub ve sefere ve serhaddlara meʼmûr olan neferâtın odaları

bilinmek içün Çavuş-ı mezkûra aynî ile sefere meʼmûr ve serhadlarda olan odaların

sûret-i defter virülüb huzur-ı şerîfleri savbına irsâl olunmuşdur şeref vusûlünde

meʼmûldür ki taht-ı kazâ-i hükümet şiʻârlarınızda Çarşu ve Bazar ve mecmaʻ-ı nâs

olan mahallerde muhkem tenbîh ve nidâ itdirdüb tavâʼif-i mezbûru Serdârları ile

maʻan Çavuş-ı mezkûr mübâşeretiyle mahallerinden ihrâç ve odası Girid ve Bağdad

ve gerek Anadolu ve Rumeli ve odası Serdâr-ı mükerrem hazretleri yanında olan

neferâtı serîʻan ve âcilen mahallerine irsâl ve iysâl idüb ve gidenleri aynî ile defter

idüb Çavuşa teslîm eyliyesiz ve odası bu cânibde olan neferâtı dahî Asitâne-i devlet

medâra gelmesi fermân olan Korucu ve Oturak ile maʻan Serdârları ile Asitâne-i

Devlet Aşiyan tarafına yollayub anları da ale'l-esâmî defter idüb çavuşa virüb eger

serhaddlardan ve gerek ehl-i sefer neferinden ve gerek Korucu ve Oturakdan yerinde

bir ferdi komayub ve yerine hıyânet ve sıyânet eylemeyüb basîret ve intibâh üzere

olasız ve sizler ki kolda vâkiʻ olan Yeniçeri Serdârları siz bu sene-i sâʼir zamana

kıyâs eylemeyüb nefer kısmından serdarlığınızda bir ferdi tutmayûb ne kadar

serhaddlü nefer var ise acîlen Serhaddlarına gönderüb ve defter idüb defterin birini

çavuşa virüp ve birini dahî bize cevâb virmek içün kendünüz hıfz idüb bi't-tamâm

serhadluları mahallerine gönderdikden sonra bu cânibe meʼmûr olan neferâtı ve

Korucu ve Oturağı kendünüz alub ve bayrağınızu açub önlerine düşüb bi'l-cümlesin

getürüb odalarına vâsıl ve defterlerin bize teslîm eyliyesiz ki serhadlara gidenler ve

odalarına gelenler bi'l-cümlesi maʻlumumuz olub böylece edâ-i hizmet eyliyesiz

amma şöyle ki sizlerden bir serdâr gelmeye ve geldiği takdîrce serhadluları

yolladuğunu ve odalarına bi'l-cümlesin getürüb teslîm eyledüğünü ale'l-esâmî gelüb

bize iʻlâm eylemeyüb eğer serhadlardan ve ehl-i sefer neferden ve korucu ve

oturakdan bir ferdi himâyet idüb serdâlığınıza alıkoya adem-i itâʻatiniz olduğu zâhir

olub itâba müstehak oluruz imdi ağâh olasız ki Şevketlü ve azametlü ve şeçâʻatlü

gâzî padişâhımızın azîz ve şerîf mübârek başı içün bundan sonra müstakill çavuşlar

gönderilüb o makûle emr-i şerîf eylemeyen serdârın ve neferâtın ve Korucu ve

Oturağın amân ve zamân virülmeyüb haklarından gelindikden sonra mûceb-i ibret

içün emlâk ve erzâkları dahî cânib-i mîriye füruht olunmak mukarerdir şöyle bilüb

Page 371: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

358

mûcebi nedâmet olıcak işlerin hazır idüb vakt-i mezbûrda bi'l-cümleniz fermân-ı

şerîf buyrulduğu üzere mevcûd bulunmağa saʻy ve dikkat ve gayret-i himmet

eyliyesiz böyle kıyâs eylemiyesiz ki her sene tenbîh mektûbları gelüb kimesneye

mazarrat olmaz yine öyle kıyâs idüb gaflet üzere hareket olunub birinüz … eliyesiz

aslen ve katʻan gelmiyenlerin birine musamaha olunmaz ve bir vechle özrü makbul

olmaz ve'l-hasıl itâʻat idüb sizinle gelen bizdendir ve yoldaşdır anlardan gayri o

makûle gelmiyenler reʻâyadır raʻiyyeti ile baʻde'l-yevm harç virdirilüb gayri ocakla

alâkaları olmamak üzere nidâ itdirdesiz ki bundan sonra anlar reʻaya defterine kayd

olunub min baʻd ocâkla ve dirlikle alâkaları kalmaz şöyle bilüb mûceb-i mektûb ile

âmil olasız tahrîren fi'l-hâmis Cemâziye'l-âhire li sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

El-Fakîr Sâlih Ağa-yı Yeniçeriyân-ı Dergâh-ı alî hâlâ

Sâlifü'l-zikr mektûb mûcebince emr-i şerîf dahî vârid olmuşdur.

Vasale ileynâ fî-11 min Recebi'l-ferd sene 1072.

[s.109/366] Akzâ kuzâtü'l-müslimîn ulâ vülâtü'l-muvahhidîn maʻdenü'l-fazl

ve'l-yakîn hüccetü'l-hak ale'l-halk-ı ecmaʻîn vârisü ulûmi'l-enbiyâ ve'l-mürselîn el-

muhtass bi-mezîd-i ʻinâyeti'l-meliki'l-muʻîn Mevlânâ Kütahya Kâdîsî zîdet-fezâʼilhu

ve kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Kütâhya mütesellimi zîde kadru tevkî-i refîʻ-i

hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki düstûr-ı mükerrem-i muazzam müşîr-i

müffahham ve muhterem nizâmü'l-âlem sâbıkâ Vezîr-i aʻzâm olub hâlâ ber-vechi

arpalık Karahisâr-ı Sâhib Sancâğına mutasarrıf olan vezîrim Ahmed Paşa edâmallahû

teʼâlâ iclâlehu tarafından südde-i saʻâdetime arz-ı hâl sunulub muşâru'l-ileyhin

mutasarrıf olduğu liva-i mezbûr karyelerinin üzerelerine sen ki mütesellimsin davet

olunmadın tarafından müsvedde ile bilâ emr-i şerîf yirmişer ve otuzar atlu ile varub

fukâra-i rencîde ve remîde itmekden hâli olmadığın bildirüb hilâf-ı şerʻ ve kanûn ve

bilâ emr-i şerîf ol-vechle fukâraya zulm ve teʻaddi itdirilmemek emrim olmuşdur

buyurdum ki hükm-i şerîfimle vusûl buldukda sâdır olan emrim üzere amel idüb dahî

husûs-ı mezbûre hakk ve adl üzere mukayyed olub göresin iʻlâm olunduğu üzere ise

fukarâya bir vechle zulm ve teʻaddi olunduğuna kadʻan rızâ-i şerfîm yokdur sen ki

Kâdısın mütesellim-i mezbûra muhkem tenbîh ve teʻkid eyliyesin ki liva-i mezbûr

reʻâyası üzerlerine davet olunmadın ve bilâ emr-i şerîf müsvette kâğıdı ile âdem

göndermeyüb ve fukârayı hilâf-ı şerʻ-i şerîf rencîde ve remîde eylemeyüb ve

Page 372: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

359

itdirmeyüb menʻ ve defʻ eyliyesin baʻde't-tenbîh eslemeyüb vech-i meşrûh üzere

fukarâyı rencîde ve remîde ider ise vukuʻu üzere yazub Asitâne-i saʻâdetime arz

eyliyesin ki itâʻat-ı emr eylemedüğüniçün sonradan hakkında emr-i şerîf ne vechle

sâdır olur ise mûcebiyle amel oluna husûs-ı mezbûr içün tekrâr emri ahr varmalu

eylemiyesin şöyle bilesin ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın tahrîren fî-evâhir-i şehr-i

Cemâziye'l-ahir sene isneyn ve sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.109/367] Nişân-ı Şerîfi ʻâlişân-ı sâm-i mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâ-i

cihân sıtân-i hakani hükmü oldur ki.

Râfiʻ-i tevkîʻ-i refîʻ-ü'ş-şân-ı hâkâni Hâcı Dede südde-i saʻâdetime gelüb

Karahisâr-ı Sâhib kazâsında vâkiʻ Çerçi Turğud evkâfının tevliyet ve nezâret-i berât-ı

şerîfimle üzerinde ve zabt ve tasarrufunda iken âhardan dahl olunmakla müceddeden

tevcîh olunub berât-ı şerîfim virilmek bâbında iʻnâyet ricâ itmeğin müceddeden

tevcîh idüb bu berât-ı saʻâdet-gâyât-ı virdüm ve buyurdum ki mezbûr varub evkâf-ı

mezbûrenin kemâkân mütevellîsi ve nâzırı olub hıdmet-ı lâzımesin merʻi ve müedda

kılındıkdan sonra vazife-i muayyenesine mutasarrıf ola vâkıfın ruhu ve benim

devâm-ı ömr-i devletim eʻdiyyesine iştikâl göstere ol-bâbda hiç ferd mâniʻ ve

mezâhim olmayub dahl ve taʻarruz kılmaya şöyle bileler ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd

kılalar tahrîren fî-evâsıt-ı Zilkaʻdeti'ş-şerîfe sene 1071.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.109/368] Bâʻis-i tahrîr-i hurȗf oldur ki

Karahisâr-ı Sâhib Sancâğında olan Berât-ı Padişâhîle mutasarrıf

olduduğumuz piyâde beyliğiñ yetmiş iki senesi voyvodalığın Mustafâ Ağa'ya der-

uhde idüb virmiştir mezkûr Mustafâ Ağa'yı reʻâya üzerlerine zâbit ve hâkim bilüb

itâʻat ve inkiyâd üzere olub cürm-i cinâyet ve bâd-ı hevâ ve mahlûlat ve öşr-i …ve

olageldüğü resm kadîm üzere her ahvâllerine zâbit ve hâkim bilüb itâʻat ve inkiyâd

üzere olub hâlâ kande hafr üzere olub âhardan bir kimesneyi müdâhale etdirmeyüb

mûcebi mektûb ile amel idüb itâʻat ve inkiyâd üzere olub yetmiş iki senesi martından

yetmiş üç senesi martına varınca üzerinize Voyvoda ve zâbit bilüb hilâfından hazer

üzere olasız ğurre-i Recebi'l-ferd li sene 1072.

Page 373: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

360

Mehmed Mirî Piyâde

[s.109/369] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm meʻâdinü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Umûmen Anadolu ve Karaman eyâletlerinde vâkiʻ olan kadîlar zîde fazlıhum ve

mefâhirü'l-emâsil ve'l-akrân zikr olunan eyâletlerde Mîr-i mirân ve Mîr-liva

Mütesellimleri zîde kadrıhûm tevkiʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki

taht-ı kazânızda vâkiʻ sefer-i hümâyûnda olan züʻema erbâb-ı tîmâr taraflarından

harçlıkçı gelen asker halkı ile'l-ân hareket etmeleriyle imdi ol-makûle harçlıkçı olan

tavâʼif-i askerî aslâ teʼhîr itdirmeyüb kaldırub sürüp cümlesi taʻcîl ale't-taʻcîl varub

Erdel Seferinde Serdârım olan düstûr-i mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem

Vezîrim Ali Paşa edamallahu teʻalla iclâlehunun yanına varub hıdemât-ı hümâyûnda

mevcûd bulunub ihmâl ve müsâmahadan her biriniz ihtirâz eylemenüz bâbında

fermân-ı alîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan

fermân-ı celilü'l-kadrim mûcebince amel idüb dahî ol-makûle taht-ı kazânızda sâkin

harçlıkçı gelen askerde ... devâm itdirüp kaldırup sürüp cemlesin taʻcîl ale't-yâʻcil

varup muşâru'l-ileyh … her biriniz be-gayet ihtirâz eyliyesin ve bi'l-cümle ol-makûle

sefer-i hümâyunda ... vasıl olmaları ehem ve elzemdir âna göre … birsi evlerinde

bulunan sizin ... vâcibü'l-ittibâını mazmunu ... Recebi'l-ferd sene isnâ …367

[s.110/370] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından el-Hâc Yahyâ

Mahallesi sükkânından Mahmûd bin Mahmûd nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfde

işbu Sahibü'l-kitâb Ramazân ve Ahmed ibni Mahmûd mahzarında ikrâr ve takrîr-i

kelâm idüb kazâ-i Karahisâr-ı Sâhibe tâbiʻ Uruz nâm karye sınurunda vâkiʻ tahdîd ve

tavsîfden müstağnî Mürsel oğlu değirmeni dimekle maʻrûf harâbe değirmen ocâğında

olan beher şehr yirmi beşer gün hisse-i maʻlumemi mezkûrân Ramazân ve Ahmed

beş bin altı yüz nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye beyʻi bâtı sahîh-i şerʻ ile beyʻ idüb

kabz-ı semen ve teslîm mebiʻ eyledim baʻde'l-yevm mâru'z-zikr değirmende olan

hisse-i merkûme mezbûrân Ramazân ve Ahmed'in mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-

yeşâ ve haysü mâ-yürîd mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîk kayd-şod hurrire fî-

evâhir-i Receb sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

367 (…) bulunan yerler defterin aslında yırtık olduğundan eksiktir.

Page 374: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

361

Bayrâm bin

Hüssam

Bayrâm bin

Yurtcu

Mustafâ bin Ali

Bey

Mehmed bin

Osmân Debbağ

Osmân Çelebi bin

Kubad

El-Hâc Pîr

Ahmed oğlu Ali

an-Çavdarlı

Hüseyin Çelebi

an-Gebeceler

El-Hâc Mustafâ

bin Şabân

Veys an-

Gebeceler

[s.110/371] Karahisâr-ı Sâhib kazâsına tâbiʻ Gebeceler nâm karye

sâkinelerinden MahBola binti Hasan nâm hâtûn tarafından beyʻi atiyi'z-zikre vekîl

olub Süleymân bin Emri ve Şakir bin alemşâh nâm kimesneler şehâdetleriyle şerʻan

vekâleti sâbite olan zevci Süleymân bin Turbâli nâm kimesne meclis-i şerʻ-i şerîfde

râfiʻü'l-kitâb Ramazân ve Ahmed ibni el-Hâc Mahmûd nâm kimesne mahzarında bi'l-

vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb müvekkilem mezbûre Mahbola kazâ-i mezbûre

tâbiʻ Uruz nâm karye sınurunda vâkiʻ ve Mürsel değirmeni dimekle maʻrûf harâbe

değirmen ocâğında beher şehr beşer gün hisse-i muʻayenesini mezbûrân Ramazân ve

Ahmed Bey iki yüz nakd-i râyic-i fi'l-vakt akçeye beyʻ idüb kabz-ı semen ve teslîm-i

mebiʻ eyledi baʻde'l-yevm mâru'z-zikr değirmende olan hisse-i mezkûre mezbûrân

Ramazân ve Ahmed'in mülk-i müşterâsıdır keyfe-mâ-yeşâ ve haysü mâ-yürîd

mutasarrıf olsun didikde ğıbbe't-tasdîk kayd-şod hurrire fi't-târîhi'l-mezbûr.

Şuhûdü'l-hâl

El-Hâc Budak bin

Mustafâ

El-Hâc Kâsım bin

Mahmûd Çelebi

İbrâhîm bin Abdullâh Hüseyin Çelebi an

Gebeceler

[s.110/372] Emîrü'l-ümerâ'i'l-kirâm kebîrü'l-küberâ'i'l-fihâm zü'l-kadr ve'l-

ihtirâm sâhibü'l-izz ve'l-ihtişâm el-muhtass bi-mezîd-i inâyeti'l-meliki'l aʻlâ ber-vechi

Arpalık Karahisâr-ı Sâhib Sancâğına mutasarrıf olan Dame-ikbâlehu ve akzâ

kuzâtü'l-müslimîn ulâ vülâtü'l-muvahhidîn maʻdenü'l-fazl ve ve'l-yakîn hüccetü'l(?)-

hakkı aleʼl-halki'l-muʻin vârisü ulûmi'l-enbiyâ ve'l-mürselîn el-muhtass bi-mezîd-i

ʻinâyeti'l-meliki'l-muʻîn Karahisâr-ı Sâhib Kadîsı olan Mevlânâ zîdet fezâʼilihu ve

kıdvetü'l-emâcid ve'l-ayân Kütahya Sancâğı mütesellimi olan zîde kadru tevkiʻ-i

refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib'de vâkiʻ

Page 375: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

362

Ermeni tâʼifesi ve Ermeni Papazları Ordu-yu hümâyûnuma arz-ı hâl ve âdam

gönderüb bunların yine Medîne-i mezbûrda hisâr altında vâkiʻ Toros Kilisesi

dimekle maʻrûf keniseleri havlısı ile maʻân harâbe teveccüh idüb taʻmîr ve termim

olunmaz ise bi'l-külliye hedm olunması mukarrer deyü iʻlâm eylemeleriyle imdi

mezbûrların keniseleri vazıʻ-ı kadîm üzere havlı divarları ile ile maʻân taʻmîr ve

termim olunmak emrim olmuşdur buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan

fermân-ı celilü'l-kadrim üzere amel idüb dahî göresiz mezbûrların keniseleri harâbe

teveccüh idüb gayet taʻmîr ve temrîmime muhtâç ise vazıʻ kadîm üzere havlı divârı

ile maʻân taʻmîr ve kendi mallarıyla ve hareket itdirü aslâ bir ferdi dahl ve taʻarruz

itdirmeyesiz âmmâ mukayyed olasız ki ol bahne ile vazʻ-ı kadîme muhâlife tecâvüz

eylemeyeler husûs-ı mezbûr içün bir dahî emrim varmalu eylemiyesiz şöyle bilelesiz

ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâʼil-i şehr-i Zilkaʻdeti'ş-şerîfe li sene ihdâ

ve sebʻîn ve elf.

Ve sahra-i Davut Paşa

[s.111/373] Bi-huzûri'l-mevâlîyü'l-mükrimûn Vilâyet-i Anadolu'nun orta

kolununda vâkiʻ olan Efendiler ve Yeniçeri Serdârları inhâ olunan budur ki Yeniçeri

ve Acemioğlanı ve Topçu ve Cebeci zümresinden bilâ vâris fevt olanları

metrûkâtların getürmek içün Yeniçeri Çâvuşlarından Hamza Çavuş gönderilmekle

mektûb verilmişdir ki kalil ve kesîr vâkiʻ olan metrûkâtların mezbûra teslîm ve irsâl

eyliyesiz ve's-selâm tahrîren fî-hâmis min Cemâziye'l-ahir sene 1072.

Sâlih Ağa Yeniçeri Dergâh-ı Ali hâlâ

[s.111/374] Mefâhirü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻâdenü'l-fezâʼil ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib Sancâğında vâkiʻ olan kâdılar zîde fazlıhum ve mefâhirü'l-emâsil

ve'l-akrân kethüdâ-yerleri ve Yeniçeri Serdârları zîde kadrıhûm tevkiʻ-i refîʻ-i

hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki inşallahu teʻâlâ evvel bahâr-ı huceste asarda

derya yüzüne çıkacak Donanmâ-yı hümâyûnum kadırğaları içün liva-i mezbûrdan

avârız hâneleri mukâbelesinde bin yetmiş bir senesine mahsûb olmak üzere kürekçi

bedellerin tahsîl ve müceddeden taʻyîn olunan salyâne beğlerine virilmek fermânım

olmağla imdi liva-i mezbûrda vâkiʻ sekiz yüz dokuz avârız hânelerinin her bir

hânesinden târîh-i mezbûra mahsûb olmak üzere her bir hânesinden beşer yüz akçe

kürekçi bedellerin vâsıl reʻâya hânesine ilhâk olunan mütekâʻid reʻâyasının avârızları

Page 376: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

363

mukâbelesinde her bir neferine zâm olunan yüzer akçeyi dahî irsâl olunan mühürlü

ve nişânlu mevkufât defteri sûret-i mûcebince muʻaccele tahsîl ve teslîm-i hazîne

itdirmeniz bâbında fermân-ı alişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle

vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel idüb dahî teʼhîr ve tevakkuf

eylemeyüb liva-i mezbûrda vâkiʻ olmikdâr avârız hânelerinin târîh-i mezbûra

mahsûb olmak üzere her bir hânesinden beş yüz akçe kürekçi bedellerin mütekâʻid

reʻâyanın avârızları mukâbelesinde her bir neferine zâm olunan yüzer akçeyi dahî

irsâl olunan mühürlü ve nişânlu mevkûfât defter-i sûreti mûcebince muʻaccelen tahsîl

ve teslîm-i hazîne itdirüb kimesneye teʻallül ve nizâʻ itdirmeyesiz ve bundan mâʻada

mübâşir-i mezbûrun cihet-i maʻîşetiçün her bir hânesinden ellişer akçe dahî aldırub

bundan ziyâde kesr-i mizân ve tefavüt ve kâtibiye ve huddâmiye ve mahkeme haric-i

nâmıyla bir akçe almıya ve aldırmayasız ve mîri içün alınan kâmil guruşu hazîne-i

amireme alınduğu üzere yüzer akçe aldırub ziyâde ve noksân aldırmayasız ve akçe

alındıkda hâlisü'l-ayâr akçe aldırub zuyûf ve kızıl akçe aldırmayasız ve siz ki kâdîlar

ve ayân-ı vilâyeti ve Kurâ zâbitlerisiz taht-ı hükümetiniz de hîn-i tahrîrde avârız

hânesine kayd ve tahrîr olunan yerlerin tasarruf iden gerek askeri ve sâʻiri Kânûn ve

defter mûcebince hisselerine düşen avârız mukâbelesinde kürekçi bedellerin tahsîl

itdirüb mevkûfât defterine kesr ve noksân getürmeyesiz avk ve teʻhîrden ve ihmâl ve

müsâhaleden ve fermânımdan ziyâde reʻâyaya teʻaddi ve tecâvüzden be-gâyet ihtirâz

idüb vech-i meşrûh üzere olan emrî yerine getüresiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe

iʻtimâd kılasız tahrîren fi'lyevmi'l-ışrîn min Cumâde'l-ulâ li sene isneyn ve sebʻîn ve

elf.

Be-makâm-ı Edirne el-Mahrûsa

Defter-i Hanehâ-i bedel-i kürekçiyân-ı kazâ-i mezkûrî der-liva-i Karahisâr Sahib an-vâcib sene 1071

ber-mûcebi defter-i hâzine-i âmire

Kazâ-i

Karahisâr Sahib

hâne

232,5

Page 377: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

364

Bedel-i mütekaʻidi

Nakd-i tâm fî-sene 100

6000

6000

[s.111/375] Kıdvetü'l-kuzât ve'l-hükkâm maʻadenü'l-fazl ve'l-kelâm

Karahisâr-ı Sâhib ve kâdîları zîde fazlihumâ tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak

maʻlûm ola ki havâss-ı hümâyûnum karyelerinden taht-ı kazânızda vâkiʻ Çorâk ve

Kazlıgöl ve sâʼir tevâbiʻi karyelerinin bi'l-fiʻil Voyvodası olan dârende-i fermân-ı

vâcibü'l-izân kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân zîde kadruhû südde-i saʻâdetime arz-ı hâl

idüb havâss-ı hümâyûnum karyeleri min külli'l-vücûh serbest olub Beğlerbeği

adamları ve Sancâkbeği subâşıları ve sâʼir ehl-i örf tâʼifesi tarafından bir vechle dahl

olunmak icâb itmez iken hâlâ rüsûm-ı serbestiyesine dahl olunduğun bildirüb imdi

havâss-ı hümâyunum karyeleri min külli'l-vücuh serbestdir hâricden dahl olunmak

aslâ câʼiz değildir buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda husûs-ı mezbûre hakk ve

adl üzere mukayyed olub göresiz havâss-ı hümâyûnum karyelerinin resm-i cürm-i

cinâyet ve resm-i arûsâne ve kul ve câriye müjdeganesine ve sâʼir bâd-ı hevâsına

mîri-mîrân adamları ve mîr-liva sûbâşılarınla ve Alâybeği ve züʻamâ erbâb-ı tîmâr ve

çeri sürücülerinden ve ümenâ ve ummâl ve nazır ve nüzârdan ve'l-hâsıl emvâl ve

sâʼir iş erlerinden muhassılın hiç bir ferdi dahl ve taʻarruz itdirmeyüb mûmâ-ileyhe

ahz ve kabz ittiresin anın gibi yazulu reʻâyasının birinden cürm-i gâlîz sâdır olub bi-

hasebi'ş-şerʻ salb ve siyâsete veya katʻı uzva müstehak olub hükm-i kâdî lâhık olub

hüccet-i şerʻiyye verildikden sonra bi-hürmeti günâh sâdır olduğu mahallerde

siyasete meʼmûr olanlara mûmâ-ileyhin maʻrifetiyle icrâ itdirüb hâric-i kazâya alub

gitmekle komayub ve bedel-i siyâseti deyü bir akçe ve bir habbe aldırmayasın ve

dahl olunub kendüye âʼid olan rüsûm-ı serbestiyesinden kimesne nesnesini almış ise

baʻde'l-gayub hükm … [s.112]ve kânûn ve muğâyir-i emri hümâyûn kimesneye iş

itdirmeyesin ve baʻde'l-nazar bu hükm-i hümâyûnum mûmâ-ileyhin elinde ibkâʼ idüb

Page 378: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

365

alâmet-i şerîfe itaʻmât kılâsın tahrîren fî-evâhir-i şehr-i Recebi'l-ahir li sene isneyn ve

sebʻîn ve elf.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.112/376] Izzetlü ve Rıfatli Karındaşım el-Hâc Mehmed Bey hazretlerinin

huzûrlarına hezâr iʻzaz ve'l-kirâm ve-levâzımu tevâkk-i ihtirâm birle arz olunur ki

benim karındaşım Karahisâr-ı Sâhib Sancâğına tâbiʻ Çorak nâm mukâtaʻa-i zabt ve

rabt içün tarafımızdan sizleri vekîl ve nâʻib-i menâb nasb ve taʻyin itmişizdir

gerekdir ki vekâletinimiz kabûl idüb mukâtaʻa-yı mezbûrı vekâleten zabt idesiz

inşallahu'l meʻalî zâyiʻ olmaz ve'd-dua hurrire fî-evâʼil Recebü'l-ferd sene 1072.

Halîl Emîn mukataʻa-i mezbûr

[s.112/377] Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü'l-âlem müddebir-i

umûri'l-cumhûr bi'l-fikri's-sâbık mütemmim-i mehâmmi'l-enâm bi'r-reʼyiʼs-sâʼib

mümehhid-i büyâniʼd-devleti ve'l-ikbâl müşeyyed-i erkâni's-saʼâdeti ve'l-iclâl el-

mahfûf-ı bi-sünûfi-i avâtıfi'l-meliki'l-âʻlâ Anadolu eyâletinde mutasarrıf olan

Vezîrim Paşa edamallahu teʻalla iclâlehu tevkiʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak

kıdvetü'l-emâsil ve'l-akrân Karahisâr-ı Sâhib Sancâğı Alâybeyisi Mustafâ zîde kadru

Ordu-yı hümâyûnuma mektûb gönderüb Karahisâr-ı Sâhib Sancağında Kırhisâr

nâhiyesinde Karahâcı nâm karye ve gayrîden bin üç yüz kırk beş akçe tîmâra

mutasarrıf olan Ahmed fermân olunan Temeşvardan firâr idüb meʼmûr olduğu Erdel

seferine gelmeyüb vâkiʻ olan hıdemât-ı hümâyûmda mevcûd bulunmayub tîmârı

mahlûl olmağla bundan akdem yararlığı arz olundukda ibtidâdan üç bin akçe tîmâra

emiri olan boylu gözlü kaşlu dârende-i fermân-ı hümâyûn Ömer'e virilmek bâbında

inâyet ricâsına arz itmeğin ibtidâsını alub buyurdum ki göresiz tîmâr-ı mezbûr ol-

vechle mahlûl ise tîmârı olduğu sancâkda sâkin olub Alaybeğisi bayrağı altında

sefere eşmek şartıyla tevcîh idüb tezkeresin viresiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe

iʻtimâd kılasız tahrîren fî-evâhir-i şehr-i Şevvâlü'l-mükerrem sene ihdâ ve sebʻîn ve

elf.

Be-yurduTemeşvar

Tıbbkı aslihü'l-şerîf bilâ zîyâdeti ve tahrîf zeyl-ü fakîr ileyhi teʻâlâ Ramazân

el-kâdı be-orduyu hümâyûn gufira be hum

Page 379: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

366

[s.112/378] Bâʻis-i tahrîr-i hurûf oldur ki Karahisâr-ı Sâhib Sancâğın da hâlâ

mutasarrıf olduğumuz piyâde beğliğinin voyvodalığın ber-vechi iştirâk Deper nâm

karye de olan Abdî Bey ve Kara Ahmed Bey ve Dervişdir bin yetmiş iki martı

ibtidâsından bin yetmiş üç senesi Martına varınca ber-vechi iştirâk mezbûrları reʻâya

üzerlerine Voyvoda ve Zâbid ve Hâkim bilüb tâʻat ve inkiyâd üzere olub her vechle

üzerlerine lâzım gelen resm ve rusumu ve bâd-ı hevâsın ve cürm-i cinâyet ve yavası

ve sâʼir ola geldüğü kânûn üzere cümle üzerlerine ve ahvâllerine tasarruf olub her

umûrlarına mezbûrları hâkim ve zâbid bilüb itâʻat ve inkiyâd üzere olub âhardan bir

kimesne müdâhale itmeyüb zâbitiniz rızâsız bir iş (?)itdirmeyesiz mûcebi mektûb ile

amel idüb hilâfından hakk üzere olasız tahrîren fî-C sene 1072.

…Mehmed … Piyâde

[s.112/379] Nişân-ı Şerîf-i ʻâlişân-ı sâmî-mekân-ı sultân-i ve tuğrâ-yı garrâyı

cihân-sitân-ı hâkânî hükmü oldur ki.

Divân-ı Hümâyûna arz-ı hâl sûnûb Karahisâr-ı Sâhib Sancâğında vâkiʻ

Kızılcaolıcak ve tevvâbiʻ mukâtâʻasının iltizâmı senede yedi bin akçeye ümenâʻ

uhdesinde olmağın bin yetmiş iki Recebinin yirminci gününde vâkiʻ Mart ibitâsından

bir sene tâmamına değin kendüye der-uhde olunmak bâbında istidâʻ-yı inâyet

itmeğin işbu bin yetmiş bir Cemâziye'l-âhirinin on ikinci gününde arz olundukda

berât-ı şerîf virilmek fermânım olmağın bin yetmiş iki Recebinin yirminci gününde

vâkiʻ Mart evvelinden sene ahirine değin iltizâmı yedi bin akçeye olmak üzere

mezbûra der-uhde olunmağın zabtiçün bu berât-ı hümâyûnu virdüm ve buyurdum ki

ümenâʻ-i sâbık mukâtaʻa-i mezbûre zabt ve taʻarruz ide geldikleri üzere emîn-i

merkûm dahî zaman-ı hulûl eyledikde mukâʻtâ-i merkûmeyi zabt ve taʻarruz

eyledikleri üzere emîn-i mukâʻtâ-i merkûme zabt idüb şerʻ-i şerîf ve kânûn-ı münîf

muvâfık vâkiʻ olan mahsûl ve rüsûmuna kimesne müdâhale itmeye şöyle bileler

ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar tahrîren fî-min Cemâziye'l-âhir sene 1077.

Be-makâm-ı Kostantiniye el-Mahrûsa

[s.113/…]

Konak virilen mahllâtı beyân eder

Page 380: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

367

Efeci

k

Kâhil İmâret El-

Hâc

Yahyâ

Ak-

mescid

Ardıç Kubbel

ü

El-

Hâc

Evtal

Arab Tâc-

Ahmed

Ardıç El-Hâc

Mahmû

d

Karamâ

n

Molla

Bahşi

Burmâl

u

Arab El-Hâc

Mahmû

d

El-

Hâc

Evtal

maʻa

Egest

e

Burmalu

mah-ı

Efecik

İmâret

Kara-

Kâtib

İbik Bedrik Sofula

r

Nasara El-

Hâc

İsmâi

l

Doğanc

ı

Câmiʻ

-i

Kebîr

Çavuşbâ

şı

Çavuşoğl

u

Sinan

Paşa

Fakih

Paşa

Zâviye Yukar

u

bazar

Ardıç Efeci

k

Devr İtmişdir

Kâhil El-Hâc

Yahyâ

Ak-mescid Kubbelü Tâc-Ahmed İmâret El-Hâc

Evtal

Yahudi Arab El-Hâc

Mahmûd

Molla

Bahşi

Karamanlu Burmalu

[s.114/…]

Bargir virilen mahallâtı Beyân ider

İmâret Kâhil Ak-

mescid

El-Hâc

Yahyâ

El-Hâc

İsmâil

Sina

n

Paşa

Ardı

ç

Tâc-

Ahmed

(bir

bargir

kayacıba

şı paşa

ulâğına

Molla-

Bahşi

Câmiʻ-i

Kebîr

Page 381: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

368

verilmişt

ir)

Karaman

lu

Bargir

Cuhutl

ar

Bargir

Mahlle-i

Sofular

Bargir 2

Yukar

u bazar

Doğan

Egest

e

Kar

a-

Kâti

b

Çavuş-

başı

Çavuşoğ

lu

El-Hâc

Mahmûd

(İki

bargir

veril

miştir.

Devr-i

sânide

gaflet

olunmay

a)

Yahudi Arab Mahhall

e-i Arab

Burma

lu

İbik Efeci

k

Devr itmişdir.

İmaret Kâhil Ak-

mesci

d

El-Hâc

Yahya

El-

Hâc

İsmâil

El-

Hâc

Evtal

Molla

Bahşi

Ardı

ç

Burmal

u

Yahudi

Arab Karamanl

u

Sofula

r

Kubbel

ü

Câmiʻ

-i

Kebîr

Efeci

k

Zaviy

e

Fakı

h

Paşa

Bedrik Çavuşbaş

ı

Çavuşoğl

u

Nasara Kara-

Kâtib

Doğanc

ı

İbik Sinan

paşa

Sofula

r

Kâhi

l

El-Hâc

Yahya

Ak-

Mescid

Nasara Câmiʻ-i

Kebîr

Ardıç

Bir bargir virmiştir. Fî 9 min Cemâziye'l-evvel.

[s.115/380] Karahisâr-ı Sâhib kazâsına tâbiʻ Sârık nâm karyeden Ahmed bin

Durduhan ve İbrâhîm bin Oruç ve Ahmed bin Mahmûd ve sâʼirleri Karacavirân nâm

Page 382: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

369

karyeden el-Hâc Veli bin el-Hâc Süleymân ve Mehmed bin Muharrem ve Mustafâ

bin Yaban ve sâʼirlerini meclis-i şerʻa ihzâr idüb mezbûrlar bizim gıyabımızda merʻâ

husûs-ı içün hılâf-ı vâkiʻ Kaya pınarı nâm mevziʻden sınurumuzdur deyü hüccet

itdirmişler hüccetleri mecli-i şerʻa getürsünler nazâr olunsun didiklerinde mezbûrun

el-Hâc Veli ve Mehmed ve Mustafâ ve sâʼirleri eğer üç güne değin hüccetimiz

getürmesek zevcelerimiz bizden boş olsun didiklerinden sonra üç gün tamâm olub

hücceti getürmedikleri bi't-taleb kayd olsun.

Şuhûdü'l-hâl

Muslu Bey bin

Mehmed

Hızır Bey el-

Emîn

Ahmed bin

Mustafâ

Osmân bin el-Hâc

Ali

Habîb an-Erkmen

[s.115/381] Medîne-i Karahisâr-ı Sâhib mahallâtından Câmiʻ-i Kebîr

Mahallesinden Süleymân bin Hasan ve kız karındaşı Râbia nâm bikr ile maʻân

meclis-i şerʻde vasîleri ve ammileri Mehmed bin Pîrî mahzarında ikrâr idüb anâmız

olup müteveffiye olan hâtûndan bize yedi yüz akçe intikâl itmişdi hâlâ mezbûr

Mehmed zabt itmişdir yedînden bi't-tâmam alub zimmetinde bir akçe ve bir

habbemiz bâki kalmadı didiklerinde ğıbbe't- tasdîk kayd-şod.

Şuhûdü'l-hâl

İvaz Çelebi

bin el-Hâc

Hasan

Muharrem bin

Ali Bâli

Mehmed bin

Yûsuf

Bekir bin

Hüseyin

Siyâvuş bin

Abdürrahman

Hasan bin

Abdî

[s.115/382] Mahalle-i Arabdan Sefer bin Mustafâ mahfel-i kazâda Şâh Ali

bin Kulu mahzarında ikrâr idüb mezbûra on bin yedi yüz akçe deynim olub dört bin

yedi yüz akçesin kendüye teslim idüb hâlâ zimmetinde altı bin akçesi vardır deyüb

mezbûr Şâh Ali dahî tasdîk eyledikden sonra meblâğ-ı mezbûr altı bin akçeyi Ali bin

Bayrâm ve Caʻfer bin Kulu kefîl-i bi'l-mâl olub mezbûrânın üzerlerine meblâğ-ı

mezbûr meclis-i şerʻde devr olunub mâ-vakaʻa bi't-taleb ketb olundu.

Şuhûdü'l-hâl

Page 383: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

370

Îsâ Çelebi bin el-

Hâc Mehmed

Pabuççu Muslu

bin Ebûbekir

Hoca

Molla Mehmed

bin Ahmed

Ahmed bin

Mustafâ

Hüseyin bin Hâcı

Çapaklarlı Süleymân bin Sefer Kumardaşda harmanı kaldrıdıkdan sonra

köyüne varmağı tenbîh olunmuşdur tahrîren fî-evâhir-i Receb sene 1072.

Şuhûdü'l-hâl

Sefer bin Mehmed bin Süleymân(?) Ve ğayrıhûm

[s.116/383] Fî-Evâhir-i Zilhicceti'ş-şerîfe li sene sebʻîn ve elf.

Kitâbü'l-esʻâr

Müsamaha

Etmek

Dirhem

150

Sapca(?)

dirhem

100

Kâhî

Dirhem

100

Ziyâre(?)

Dirhem

130

Peksimâd

Dirhem

115

Halka

Dirhem

115

Kaba

Çörek

Dirhem

130

Sabun-ı

Trablus

Vukkiyye

28

Badem

Vukkiyye

32

Kebâb

Yağı

Vukkiyye

15

Kuru

Üzüm

Vukkiyye

6

Leblebi

Vukkiyye

7

Nohut

Vukkiyye

2

Ağda

Vukiyye

7

Kaba

Halva

Vukkiyye

16

Mum

Dirhem

18

Pirinç

Kıyye

9

Fî-Erbaʻin

Zeyt

Vukkiyye

Regun sade

Vukkiyye

Asel-i şehr

Vukkiyye

Sahil Bal

Vukkiyye

Page 384: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

371

26 32 30 28

Mum

Dirhem

16

Lahm-ı ganem

Vukkiyye

9

Mağz

Vukkiyye

8

Lahm-ı bakar

Vukiyye

5

Fî-Evâhir-i Rebîʻu'l-âhir

Koruk

Vukkiyye

12

Ağda

Vukkiyye

8

Tahin

Vukkiyye

18

Harmut

Kıyye

4

Tuz

Kıyye

2

Fındık

Kıyye

16

Zerdalü

Kıyye

6

Kızılcık

Kıyye

1

Kızıl Üzüm

Vukkiye

10

Peynir

Vukkiyye

14

Erik

Vukkiyye

6

Armut

Vukkiyye

7

Dane İncir

Vukkiye

8

Revgan-ı

şîr

Vukkiyye

22

Müsamaha

24

Tahin

Vukkiyye

18

Müsamaha

20

Helva

Kıyye

18

Leblebi

Kıyye

8

Siyah

üzüm

Kıyye

8

Zerdali

Kıyye

7

Leblebi

Vukkiyye

9

Sadeyağı

Vukkiye

40

Gerde

Dirhem

30

Etmek

Dirhem

75

Fî-Şehr-i

Zikaʻâde

sene 1071

Revgân-ı

şîr

Kıyye

28

Müsâmaha

tarîkiyledir.

Page 385: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

372

[s.116/384] Fi'l-yevmi'l-hâdi'l-ve'lişrin min zilkaʻdeti'ş-şerife li sene 1071

Lahm-ı

ganem

Vukkiye

8

Mağz

Vukkiye

7

Lahm-ı

bakar

Vukkiye

5

Kaşkaval

peyniri

Kıyye

24

Pirinç

Kıyye

12

Nâne

Dirhme

100

Zerde

Dirhem

50

Fi- saferü'l-hayr

sene

1072

Nohut

Kıyye

6

Leblebi

Kıyye

8

Kaba halva

Kıyye

8

Bal halvası

Kıyye

24

ES-SİʻR

Hüvallâhi teʻâlâ fî-23 şehr-i Rebîʻü'l-evvel sene 1072

[s.116/385]

Sabun

Kıyye

36

Ruğan Sade

Kıyye

20

Reğganı şir

Kıyye

26

Şehir Bal

Kıyye

24

Şehir Balı

Kıyye

20

Badem içi

Kıyye

28

Zerdali

Kıyye

Siyah Üzüm

Kıyye

56

Ağda

Kıyye

7

Erik Kurusu

Kıyye

5

Nohut

Kıyye

6

Leblebi

Kıyye

8

Dane İncir

Kıyye

Ekşi

Kıyye

Tuz

Kıyye

Harnub

Kıyye

Enar

Kıyye

Rezzak-i

Üzüm

Page 386: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

373

8 5 2 4 4 Kıyye

10

Bakla

Kıyye

6

Sumak

Kıyye

16

Kara Sabun

Kıyye

12

Kaymak

Kıyye

16

Pirinç

Kıyye

12

Zenne

Pabuçuna

naʻlça

3

Merdâniye

Naʻlça

Kıyye

4

Kütahya

naʻlça

Kıyye

4

Kızılcık

Kurusu

Kıyye

6

Kesdane

5

Dürüm(?)

[s.116/386] Kitâbü'l-esʻâr fî 8 min evveli'l-Cumadeyn sene 1072.

Lahm-ı ganem

Kıyye

10

Lahm-ı mağz

Kıyye

9

Lahm-ı bakar

Kıyye

6

Koruk

Kıyye

12

Pastırma

Kıyye

20

Revğân Sade

Kıyye

26

[s.116/387] Kitâbü'l-esʻâr Fî 4 min Receb sene 1072 cümle ittifakıyla

olmuştur.

Lahm-ganem

Lahm-ı mağz

Kıyye

11

Koruk

Kıyye

16

Sadeyağı

Kıyye

32

Zeytün yağı

Kıyye

32

Rezzaki Üzüm

Kıyye

10

Bezır revğan

Kıyye

24

Peynir

Kıyye

16

Page 387: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

374

[s.117/388] Eş-Şeyh el-Hâc Receb Efendi mahfell-i kazada Şeyh İbrâhîm

Eyyüp Efendi mahzarında bir mühim mesâlih içün Bursa ve İslambol'a gitmek iktizâ

itmekle İmaret câmiʻ şerîfinde olan hitâbet ve nasîhat ve Câmiʻ-i Otbazarında yevmî

hâmisde olan vaʻaz-ı nasihât hizmetlerimi ben gelinceye yerime kâim-makâm nasb

ve taʻyin eyledim didikde ol dahî kabûl itmeğin kayd şûd. Fî 25 Zilhicce sene 1103.

Ve Mektebe dahî İmaret imâmı Ahmed Efendiyi kâim-makâm Hoca nasb

eyledim didikde ol-dahî kayd şûd.

Şuhûdü'l-hâl

Mustafâ Halife ibni el-

Hâc Hasan

İbrâhîm Efendi Mustafâ Çelebi Abdurrahmân Çelebi

Âlim olmayan Zeyd acemî hind-i şerîfe'nin küfvi bile olur mu

El-cevâb olmaz Vallahu-âlem

Ketebetü'l-fakîr İsmâil ufiye-anhu

Page 388: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

375

SONUÇ

Adil ve hoşgörülü bir yönetim benimseyen Osmanlı Devleti'nde taşrada ki

davalar kadılar huzurunda çözüme kavuşturulurdu. Kadıların, dava kayıtlarını

tutukları kayıtlara ise şerʻiyye sicilleri adı verilirdi. Şerʻiyye sicillerinin birçoğu

yanma, yırtılma, kaybolma vb. gibi sebeplerden dolayı günümüze kadar

ulaşmamaktadır. Günümüze kadar ulaşan şerʻiyye sicilleri ise Osmanlı Devleti'nin

sosyal-tarih araştırmalarında önemli bir yere sahiptir. Şerʻiyye sicilleri özellikle şehir

ve şehircilik tarihi araştırmalarında birinci elden kaynakları oluşturur.

Şehirlere ait şerʻiyye sicilleri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı

Osmanlı Arşivleri'nde muhafaza edilir. Osmanlı Arşivleri'nde Afyonkarahisar'a ait

173 adet şerʻiyye sicili mevcuttur. 507 numaralı şerʻiyye sicili de bunlardan biridir.

Bu tez, 507 numaralı şerʻiyye sicilinin ihtiva ettiği belgeler ışığında

hazırlandı. Sicilde bulunan H.1060-1072/ M. 1650-1662 yıllarına ait 388 kaydın

transkripsiyonu yapılıp özetleri çıkarılarak kayıtların türlerine göre değerlendirmesi

yapıldı.

İncelenen kayıtlarda, genel olarak nikâh, göreve tayin, satış, vergi tahsili, vasi

tayini, nafaka tayini, tereke kaydı, mehir, nişan, miras, şikâyet, boşanma, ispat

davası, ferman, berat vb. kayıtlarının var olduğu görülür.

Sicillerdeki kayıtlarda geçen kaza, köy, mahalle ve bunların dışında cami,

mescit, hamam gibi eser isimleri Anadolu eyaletine bağlı Karahisâr-ı Sâhib

Sancağı'nın incelenen yıllardaki fiziki yapısı hakkında bir kanaate ulaşılmasını

sağlar. Ayrıca Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nda görev yapan idarecilerin isimleri ve

bunların görevleri hakkında bilgilere de ulaşılır.

Sicilde Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nda yaşayan halkın aile yapısı ile ilgili

bilgilerin de yer aldığı görülür. Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nda sicilde verilen tarihler

arasında boşanma olayına pek fazla rastlanmaz. Evlenen erkeklerin genellikle

eşlerine mehir olarak mihri müeccel verdiği görülür. Mehirlerin, eşlerin vefatı

durumunda varislerinden talep edilerek alındığı ya da eşlere hibe edildiği görülür.

Kişiler arasında yapılan nişan akidlerinde kişilerin birbirlerine hediyeler verdiği

görülür. Eğer nişan bozulursa bu hediyelerin geri iade edildiği kayıtlar arasında

mevcuttur. Ebevyleri olmayan çocuklara vasi olarak yakın akrabaları tayin edildiği

Page 389: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

376

görülür. Tayin edilen bu vasiler çocukların ihtiyaçlarını karşılmak için nafaka

talebindebulunurlar. Yine eşleri kendilerini ve çocuklarını bırakıp giden veya eşleri

vefat eden kadınların da geçimlerini sağlamak için nafaka talebinde bulundukları

görülür.

Kaza, köy ve mahallelerde hırsızlık, cinayet, ahlaksızlık gibi olayların

meydana geldiği görülür. Bu tip olaylarda kadı tarafından görevlendirilen görevliler

olay yerine giderek olay yerinde tespitler yaparlar. Suçları sabitlenen kişilere şerʻi

hükümler gereğince cezalar verilir. Eğer kişiler suçlarını inkâr ederlerse dava

talebinde bulunan kişiden durumu ispat etmesi ve şahit göstermesi istenir. Eğer

davacı kişi durumu ispat edemezse davalıya yemin etmesi talebinde bulunulur.

Belgelerden anlaşıldığı kadarıyla Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nda halkın tarım

veya ticaretle meşğul olduğu görülür. Çeşitli meslek grupları ile uğraşan halkın, para

ihtiyacını karşılamak için ise para vakıfları bulunur.

H.1060-1072 /M.1650-1662 yılları arasını kapsayan bu çalışma, bu yıllar

arasındaki Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nda meydana gelen yaşanmışlıkları gün yüzüne

çıkararak Afyonkarahisar tarihine katkıda bulunmak amacıyla hazırlandı. Kısa bir

dönemi içermesine rağmen genelde Osmanlı tarihçiliğinde XVII. yüzyıla ait

taşradaki idari, sosyal ve ekonomik yapı alanında çalışma yapacak kişilere kaynak

niteliği, özelde ise Karahisâr-ı Sâhib Sancağı hakkında çalışma yapacak kişilere

kaynak niteliği taşır.

Page 390: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

377

KAYNAKLAR

ARŞİV KAYNAKLARI

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi (COA.), Meşihat

(MŞH.), Şerʻiyye Sicili Defteri (ŞSC.d.). 507 (210).

DİĞER KAYNAKLAR

AKGÜNDÜZ, Ahmet; "İʻlâm", DİA, XXII, TDV Yayını, İstanbul 2000, s.72-73.

AKGÜNDÜZ, Ahmet; “İslam Hukukunun Osmanlı Devletinde Tatbiki: Şerʻiyye

Mahkemeleri ve Şerʻiyye Sicilleri”, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, XIV,

Ankara 2009,s.13-48.

ATALAR, Münir; “ Şer’iyye Mahkemelerine Dair Kısa Bir Tarihçe”, İslam İlimleri

Enstitüsü Dergisi “ Atatürk’ün 100. Doğum Yılına Armağan”, S. 4, Ankara 1981,

s.303-328.

ATAR, Fahrettin. "Kâdı", DİA.,XXIV, TDV Yayını, Ankara 2001, s. 66-69.

AYDIN, M. Âkif; " Osmanlı Hukukunda Nikâh Akitleri", Osmanlı Araştırmaları,

III, İstanbul 1982, s.1-12.

AYDIN, M. Âkif; “Mehir”, DİA, XXVIII, TDV Yayını,Ankara 2003, s.389-391.

AYDIN, M. Âkif;Osmanlı Devleti'nde Hukuk ve Adalet, (İkinci Baskı), Klasik

Yayınları, İstanbul 2017.

AYDIN, M. Âkif; " Aile Hayatı", İlmihal II İslam ve Toplum, TDV Yayını, İstanbul

1999.

BARKAN, Ömer Lütfi; "Avârız", İA., II, MEB Yayını, İstanbul 1993, s. 13-19.

BAYKARA, Tuncer; "Kaza", DİA.,XXV, TDV Yayını, Ankara 2002, s.117-119.

BEŞİRLİ, Mehmet; “Kent Tarihi Açısından Şerʻiyye Sicilleri ve ÇankırıŞerʻiyye

Sicillerinin Toplu Kataloğu Üzerine”, Çankırı Araştırmaları Dergisi, S. 4, Çankırı

2009, s.35-40.

BULDUK, Üçler; XVI. Asırda Kara Hisar-ı Sahib Sancağı,(Basılmamış Doktora

Tezi), AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı Ankra 1993.

DEVELLİOĞLU, Ferit; Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lûğat, Ankara 1970.

EKİNCİ, Ekrem Buğra; Osmanlı Hukuk Adalet ve Mülk,(Beşinci Baskı), Arı Sanat

Yayınevi, İstanbul 2017.

EMECEN, Feridun; "Afyonkarahisar", DİA, I, TDV Yayını, Ankara 1988,s.443-446.

ERAVCI, Mustafa; "Osmanlı Dönemi Afyonkarahisar Kazası Tekke ve Zaviyeleri",

VII. Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyum Bildirileri, Afyonkarahisar

Belediyesi Yayınları; Ankara 2007, s.65-75.

ERSOY, Osman; "Şerʻiyye Sicillerinin Toplu Kataloğuna Doğru", AÜDTCF Dergisi,

XXI, Ankara 1963, s. 1-20.

GÖKBİLGİN, M. Tayyib; Osmanlı Paleoğrafya ve Diplomatik İlmi, İstanbul 1979.

Page 391: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

378

GÜNAY, Vehbi; "Balkan Şehir Tarihleri Kaynağı Olarak Şerʻiyye Sicillerinin

Envanter ve Kataloğlarının Tespiti Hakkında", Tarih İncelemeleri Dergisi, II,

İzmir 2003, s. 71-82.

GÜNEŞ, Mehmet; XVIII. Yüzyılın İkinci Yarısında Karahisâr-ı Sâhib Sancağı

(Şerʻiyye Sicillerine Göre), (Basılmamış Doktora Tezi), Gazi Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Ankara 2003.

HALAÇOĞLU, Yusuf; Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, TTK

Yayınları, Ankara 1991.

İLGAR, Yusuf, Karazeybek, Mustafa; "Afyonkarahisar'da Cami ve Mescitler", Afyon

Kütüğü, I, Afyon 2001, s.295-328.

İLGÜREL, Mücteba; "Subaşı", DİA.,XXXVII, TDV Yayını, Ankara 2009, s.447-

449.

İNALCIK, Halil; "Osmanlı Tarihi Hakkında Mühim Bir Kaynak", .AÜDTCF.

Dergisi, I, S.2, Ankara 1943, s. 89-96.

İNALCIK, Halil; “ Cizye”, DİA, VIII, TDV Yayını, İstanbul 1993, s. 45-48.

İNALCIK, Halil;Seçme Eserleri-XVII Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve

Sosyal Tarihi-I 1300-1600, (Çeviren: Halil Bektay), Türkiye İş Bankası Kültür

Yayınları, İstanbul 2017.

İPŞİRLİ, Mehmet; "Avârız Vakfı", DİA, IV, TDV Yayını, İstanbul 1991, s. 109.

KARAMAN, Hayrettin; Anahatlarıyla İslam Hukuku, II, Ensar Neşriyat Yayını,

İstanbul 2010.

KARAZEYBEK, Mustafa; "Osmanlılar Döneminde İdarî Yapı", Afyon Kütüğü, I,

Afyon 2001, s.76-108.

KARAZEYBEK, Mustafa;XVII. Yüzyılın İkinci Yarısında Afyonkarahisar Şehri

Fiziki Sosyal ve Ekonomik Yapı İncelemesi,( Basılmamış Doktora Tezi),AKÜ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Afyon 2011.

KARAZEYBEK, Mustafa; "Osmanlılar Döneminde Afyonkarahisar" Afyon'nun

Kilidi, Afyon Valiliği, Afyon 2004, s.185-190.

KARAZEYBEK, Mustafa, Özer Küpeli, Yusuf İlgar; "Tarihi ve İdari Gelişimi",

Anılarda Afyonkarahisar, (Hzl. Muzaffer Uyan), Afyon Kocatepe Üniversitesi

Yayını, TY,s.10-13.

KAZICI, Ziya; İslâmî ve Sosyal Açıdan Vakıflar, Marifet Yayınları, İstanbul 1985.

KAZICI, Ziya;"Osmanlılarda Örfî Vergiler ve Bu Vergilerin Kaynağı Olan Örfî

Hukuk", Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.4, İstanbul 1986, s.

285-310.

KÜPELİ, Özer; “Şerʻiyye Sicillerinin Şehir Tarihçiliği ve AfyonKarahisar Tarihi için

Önemi”, Taşpınar Dergisi, S.3, AfyonKarahisar 2001, s.53-58.

KÜPELİ, Özer; "Afyonkarahisar'da Ticaret", Afyon Kütüğü, II, Afyon 2001, s.365-

400.

Page 392: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

379

KÜTÜKOĞLU, Mübahat; "Buyruldu", TDİA.,VI, TDV Yaynı, Ankara 1992, s.478-

480.

KÜTÜKOĞLU, Mübahat; "Ferman", DİA, XII, TDV Yayını, Ankara 2005, s.400-

406.

KÜTÜKOĞLU, Mübahat; "Temessük", TDİA.,XL, TDV Yayını, Ankara 2011.

KÜTÜKOĞLU, Mübahat;Osmanlı Belgelerinin Dili (Diplomatik), (Dördüncü

Baskı), TTK, Ankara 2018.

KÜTÜKOĞLU, Mübahat; Osmanlı'nın Sosyo-Kültürel ve İktisâdî Yapısı, TTK,

Yayınları, Ankara 2018.

KÜTÜKOĞLU, Mübahat; "Berat", DİA, V, TDV, Ankara 1992, s.472-473.

OĞUZ, Mustafa, Akgündüz Ahmet; "Hüccet", TDİA, XVIII, TDV Yayını, İstanbul

1998, s 446-450.

ORTAYLI, İlber; "Kâdı", DİA.,XXIV, TDV Yayını, Ankara 2001, s. 69-73.

ORTAYLI, İlber;Kadı, (Dördüncü Baskı), Kronik yayınları, İstanbul 2017.

ORTAYLI, İlber;Osmanlı Toplumunda Aile, Pan Yayıncılık, İstanbul 2001.

ORTAYLI, İlber;Türkiye Teşkilât ve İdare Tarihi,(Dördüncü Baskı), Cedit Neşriyat

Yayını, Ankara 2012.

ORTAYLI, İlber; "Anadolu'da XVI. Yüzyılda Evlilik İlişkileri Üzerine Bazı

Gözlemler", Osmanlı Araştırmaları, I, İstanbul 1980.

ÖNKOL,Ahmet, BOZKURTNebi; "Cami", DİA, VII, TDV Yayını, Ankara 1993,

s.46-55.

ÖZCAN, Tahsin; " Muhallefât", DİA.,XXX, TDV Yayını, Ankara 2005, s.406-407.

ÖZGÜDENLİ, Osman Gazi; " Vakfiye" TDİA, XLII, TDV Yayını, Ankara 2012,

s.465-466.

ÖZKAYA, Yücel; "Mütesellim", DİA.,XXXII, TDV Yayını, Ankara 2006, s.203-

204.

PAKALIN, Mehmet Zeki; Osmanlı Tarih Deyimler ve Terimler Sözlüğü I, MEB,

İstanbul 1993.

SAHİLLİOĞLU, Halil; "Avarız", DİA, IV, TDV Yayını, İstanbul 1991, s. 108-109.

SAMİ, Şemseddin; Kâmûs-ı Türkî (Latin Harleriyle), (Beşinci Baskı), İdeal Kültür

Yayıncılık, İstanbul 2017.

SAVAŞ Saim; "Fetva ve Şerʼiyye Sicillerine Göre Ailenin Teşekkülü ve Dağılması",

Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, II, TC BBAAK, Ankara 1992, s.

504-547.

SEMİZ, Yaşar; "Osmanlı Devleti'nde Para Vakıfları", Selçuk Üniversitesi Meslek

Yüksek Okulu Sosyal Bilimler Dergisi, IX, S.1 Konya 2016, s.89-101.

ŞAHİN, İlhan; "Sancak", DİA.XXXVI. TDV Yayını, İstanbul 2009, s.98-99.

ŞAHİN, İlhan; "Nahiye", DİA.,XXXII, TDV Yayını, İstanbul 2006, s.306-308.

Page 393: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

380

ŞAHİN, Naci; Şerʻiyye Sicillerine Göre XIX. Yüzyılın Sonlarında (1875-1900)

Karahisâr-ı Sâhib Sancağı,(Basılmamış Doktora Tezi),Ankara Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Ankara 2002.

TAK, Ekrem; Diplomatik Bilimi Bakımından XVI.-XVII. Yüzyıl Kadı Sicilleri ve Bu

Sicillerin İhtiva Ettiği Belge Türlerinin Form Özellikleri ve

Tanımlanması,(Basılmamış Doktora Tezi), MÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü

Bilgi ve Belge Yönetimi Anabilim Dalı, İstanbul 2009.

TİRYAKİOĞLU Kazak, Zübeyde; XIX, Yüzyılın İlk Yarısında Şerʻiyye Sicillerine

Göre Karahisâr-ı Sâhib Sancağı, (Basılmamış Doktora Tezi), Gazi Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Ankara 2003.

TÜRKOĞLU, İrfan; "Osmanlı Devletinde Para Vakıfları'nın Gelir Dağılımı

Üzerindeki Etkileri", Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari

BilimlerFakültesi Dergisi, XVIII, S.2, Isparta 2013, s.187-196.

UĞUR, Yunus; “ Mahkeme Kayıtları (Şer’iyye Sicilleri): Literatür Değerlendirmesi

ve Bibliyografya, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi,I, S.1, İstanbul 2003, s.

305-344.

UĞUR, Yunus; "Şerʻiyye Sicilleri", DİA, XXXIX, TDV Yayını, Ankara 2010, s. 8-

11.

UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı; Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı, (Dördüncü

Baskı), TTK, Ankara 2014.

YILDIRIM, M. Zahit; Karahisâr-ı Sâhib Sancağı'nın İdârî ve Sosyal ve Ekonomik

Yapısı (1720-1750),(Basılmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Ankara 2003.

Page 394: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

381

EKLER

Ek:1) Arap Mahallesi'nde bulunan mescid-i şerîfe Mezid halife'nin müʼezzin

olarak tayin edildiği berattın sûretidir(H. Ramazan 1070/ M. Haziran 1660).

Page 395: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

382

Ek:2) Erdelseferi için Kütahya ve Anadolu'da bulunan Kâdılara gönderilen

ferman suretidir(H. Muharrem 1071/ M. Eylül 1660).

Page 396: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

383

Ek:3)Kütahya ve çevresinde bulunan Germiyanoğlu Yakub Çelebi ve

Karahisâr'da bulunan Yıldırım hân vakıfları gayrimüslimlerinin bin altmış yedi

senesine âit olan cizyelerin tâhsiline dâir ferman suretidir(H. Şevval 1070/ M.

Haziran 1660).

Page 397: 507 NUMARALI KARAHİSÂR I SÂHİB ŞER‘İYYE SİCİLİ

384

Ek:4) Fakih Paşa Mahallesinde Şah Çavuş kızı Saliha hanımın vakıf ettiği

parasının idarecisini ve vakıf şartlarını içeren vakfiyedir(H. Rebiülahir 1071/ M.

Aralık 1660).