2018 dijital 09 kpss a tg cozum kit...alan bİlgİsİ tÜrkİye genelİ 9. deneme sinavi yanit...

ALAN BİLGİSİ TÜRKİYE GENELİ 9. DENEME

SINAVI YANIT ANAHTARI

HUKUK İKTİSAT

1. C 21. A 1. B 21. E

2. B 22. C 2. E 22. C

3. E 23. E 3. E 23. B

4. C 24. C 4. D 24. D

5. D 25. C 5. D 25. E

6. D 26. A 6. E 26. A

7. A 27. D 7. B 27. B

8. A 28. B 8. B 28. D

9. D 29. A 9. B 29. E

10. E 30. D 10. D 30. D

11. C 31. E 11. B 31. D

12. D 32. A 12. A 32. D

13. E 33. D 13. C 33. D

14. A 34. E 14. E 34. A

15. A 35. D 15. D 35. A

16. E 36. B 16. E 36. B

17. B 37. D 17. A 37. C

18. D 38. E 18. B 38. D

19. E 39. B 19. C 39. E

20. C 40. E 20. D 40. C

KAMU PERSONELKAMU PERSONELSEÇME SINAVISEÇME SINAVI

A GRUBU VE ÖĞRETMENLİKA GRUBU VE ÖĞRETMENLİKHUKUK - İKTİSAT - MALİYE - MUHASEBE

TÜRKİYETÜRKİYEGENELİGENELİ

09

ÇÖZÜMLER

ALAN BİLGİSİ TÜRKİYE GENELİ 9. DENEME

SINAVI YANIT ANAHTARI

MALİYE MUHASEBE

1. E 21. A 1. E 21. D

2. E 22. A 2. C 22. A

3. B 23. B 3. B 23. E

4. B 24. C 4. D 24. B

5. C 25. B 5. C 25. E

6. D 26. C 6. E 26. E

7. D 27. C 7. B 27. A

8. A 28. B 8. D 28. B

9. E 29. D 9. D 29. A

10. D 30. D 10. E 30. C

11. A 31. E 11. A 31. C

12. A 32. A 12. B 32. A

13. E 33. A 13. B 33. E

14. B 34. C 14. D 34. D

15. C 35. C 15. A 35. D

16. D 36. E 16. C 36. D

17. D 37. C 17. E 37. E

18. B 38. B 18. A 38. D

19. C 39. D 19. C 39. D

20. E 40. C 20. D 40. D

HUKUK1. Temel hakların sınırlanmasında özel sınırlama neden-

leri getirilmiştir. Özel sınırlama her hakkın kendi ilgili mad-

desinde belirtilen nedenlerle sınırlanabilmesidir. Millî güven-

lik, kamu düzeni, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korun-

ması vb. birçok hakta sınırlama nedeni olarak vardır. Yerleş-

me hürriyeti ise suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekono-

mik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi ger-

çekleştirmek ve kamu mallarını korumak amacıyla sınırlana-

bilir, millî güvenlik sınırlama nedeni olarak öngörülmemiştir.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

2. 1982 Anayasası’na göre, vatandaş suç sebebiyle ya-

bancı ülkeye iade edilmez. Bu egemenlik yetkisinin bir sonu-

cudur. Anayasa bu duruma ilişkin tek bir istisna düzenlemiş-

tir o da Uluslararası Ceza Divanı’na taraf olmanın gerektirdi-

ği yükümlülüklerdir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

3. Kural olarak parlamento kararları Anayasa Mahke-

mesi’nin denetimine tabi değildir. Ancak TBMM İç Tüzüğü,

milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması ve düşürülmesi

kararı tabidir. Milletlerarası antlaşmalar AYM’nin denetimi-

ne tabi değilken Milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını

uygun bulma kanunu, bir kanun olduğundan denetime tabi-

dir. Mahkeme kararı ile milletvekilliğinin düşmesi durumu ise

iki hâlde mümkün olup Anayasa Mahkemesi’nin denetimine

tabi değildir; Milletvekilinin kısıtlanma hükmü kesinleşmişse

ve Milletvekilliğine engel suçtan kesin hüküm giymişse.

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

4. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları, Meclis

üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren beş gün

içinde, Başkanlık Divanına bildirilir, Başkan seçimi gizli oyla

yapılır. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü

oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü

oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok

oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oyla-

mada en fazla oy alan üye, Başkan seçilmiş olur. Başkan seçi-

mi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, 5 gün içinde ta-

mamlanır.Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

5. Başbakanlıkla ilişkili olan Kişisel Verileri Koruma Kurulu

9 üyeden oluşur. Kurulun 5 üyesi Türkiye Büyük Millet Mecli-

si, 2 üyesi Cumhurbaşkanı, 2 üyesi Bakanlar Kurulu tarafın-

dan seçilir.Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

6. Sınıfl andırma: Devlet kamu hizmetleri görevlerini ve bu

görevlerde çalışan devlet memurlarını görevlerin gerektirdiği

niteliklere ve mesleklere göre sınıfl ara ayırmaktır.

Kariyer: Devlet memurlarına, yaptıkları hizmetler için lüzum-

lu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfl arı için-

de en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanını sağlamaktır.

Liyakat: Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıfl ar

içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liya-

kat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uy-

gulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır.

Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

7. İdarenin hak ve özgürlüklere ağır bir biçimde müdahale

oluşturan eylemleri idarenin haksız fi illî niteliğinde olup bun-

lara fi ilî yol adı verilir. Fiilî yol durumunda eylemin hukuka ay-

kırılığı açık ve yoğundur ki eylem idari eylem olmaktan çıkıp

haksız fi il hâlini almıştır. Kamulaştırmasız el atma bu duru-

mun tipik bir göstergesidir.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

8. Asaleten ya da vekâleten atanma koşullarını taşıyan bir

kimsenin bulunmaması durumunda gerekli koşulları taşıma-

yan kimsenin de görevlendirilmesi tedviren görevlendirmedir.

Tedviren görevlendirilen kimsenin yaptığı işlemlerin de yetki

yönünden hukuka uygun kabul edilmesi gerekir.


9. İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, baş-

ka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dâhi, mahkemenin bu-

lunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın

tebliğinden itibaren 30 gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir.


10. Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme

Merkezî tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sı-

navlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açı-

lan davalara ilişkin ayrı bir yargılama usulü uygulanır. Bu da-

valar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç 15 gün içinde

karara bağlanır.Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

11. Failin asıl istediği amacının gerçekleşmesi için başka

bazı neticelerin daha gerçekleşmesi zorunlu ya da kesin-

se fail diğer neticeleri de istemiş demektir. İstenilen netice-

ye bağlı zorunlu olarak gerçekleşen ve kanuni tanıma uy-

gun olan bu neticeler gerçekte failin amacı olmasa bile iste-

nen neticeden ayrılması mümkün değildir. Bu neticelerin ger-

çekleşmesi zorunluluğu faili hareketten vazgeçirmez. Bu du-

rumda failin C’nin ölümü gibi gerçekleşen diğer neticeyi is-

temediği söylenemez. Burada failin olursa olsun demesinin

bir önemi yoktur istenen sonuçtan ayrılması mümkün olma-

yan hususlarda istenmiş sayılır ve fail C’nin ölümünden doğ-

rudan kastından sorumludur. Örneğin, uçağı düşürmek ama-

cıyla bomba koyan kişinin uçaktakilerin ölmesini doğrudan

istememesinin bir önemi yoktur ve o ölümler açısından da

doğrudan kastından sorumludur. Bu nedenle bu durumlarda

da doğrudan kast vardır.


12. Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik za-

manlarda aynı kişiye karşı işlenen aynı suçlarda zincirleme

suç hükümleri uygulanır tek suçmuş gibi değerlendirilip ceza

artırılarak verilir. Hakaret suçunda zincirleme suç vardır. An-

cak kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma

suçlarında zincirleme suç hükümleri uygulanmaz. O neden-

le de üç ayrı yaralamadan ceza alır.


13. İşlediği suçtan dolayı 2 yıl veya daha az süreyle hapis

cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sü-

renin üst sınırı, fi ilî işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış

veya 65 yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından 3 yıldır.


14. 24.11.2016 tarihli değişiklikle mahkeme, fi ilî sebepler

veya güvenlik gerekçesiyle duruşmanın il sınırları içinde baş-

ka bir yerde yapılmasına karar verebilir. Bu karara karşı itiraz

yolu açıktır.


15. Teknik araçlarla izleme kararı en çok 3 haftalık süre için

verilebilir. Bu süre gerektiğinde 1 hafta daha uzatılabilir. An-

cak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili ola-

rak gerekli görülmesi hâlinde, hâkim yukarıdaki sürelere ek

olarak her defasında bir haftadan fazla olmamak ve toplam 4

haftayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.


16. Derdestlik ve kesin hükümün varlığı hâlinde ceza veril-

mesine yer olmadığı değil davanın reddi kararı verilir.


17. Hâkimin örf ve âdeti uygulaması için kanun maddesinde

özel olarak atıf yapılmış olması zorunlu değildir. Çünkü TMK

hâkime örf ve âdete başvurması konusunda genel bir yetki

ve görev vermiştir. Örf ve âdet hukuku pozitif hukukun kap-

samına dâhildir. Yine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre

hâkim Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Örf ve

âdet hukuku da pozitif hukukun içinde olduğundan tarafl ar is-

tese de istemese de hâkim örf ve âdeti resen uygular. Konu-

ya ilişkin örf ve âdet kuralı varsa uygulamak durumundadır.


18. Saldırı henüz başlamamış ama birtakım belirtilerden

pek yakında başlayacağı anlaşılıyorsa kişilik hakkı saldırı-

ya uğrayan taraf önleme davası açabilir. Kişilik koruyucu da-

valardan birisi de maddi ve manevi tazminat davasıdır. An-

cak bu davalar genel hükümlere göre açılacağından kusur

ve zarar şarttır. Daha henüz yayım gerçekleşmediğinden za-

rar oluşmayacağı için bu hâlde tazminat davası açamaz.


19. Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı boz-

duğu veya nişan tarafl ardan birine yükletilebilen bir sebeple

bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük ku-

ralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar

ve katlandığı maddi fedakârlıklar karşılığında uygun bir taz-

minat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hak-

kında da uygulanır. Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana

ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı koşullar

altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteye-

bilirler. Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse,

nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi

davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dı-

şındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye

aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleş-

me hükümleri uygulanır. Nişanın bozulması yüzünden kişilik

hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan ma-

nevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini is-

teyebilir. Manevi tazminat davasını ana baba ya da ana baba

gibi davrananlar açamaz.Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

20. Miras bırakanın saklı pay kurallarını zedeleyen tasarruf-

ları için iptal davası değil tenkis davası açılacaktır.


21. İntifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir mal

varlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu

hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağ-

lar. İntifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda ala-

cağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur.


22. 50.000 TL’lik borcu için taşınmazı üzerinde C lehine ikin-

ci dereceden 50.000 TL’lik kurulan ipotek ana para ipoteği-

dir. D bankası lehine kurulan ipotekte ise doğmuş ve doğa-

cak alacak denildiği ve alacak miktarı belli olmadığı için üst

sınır ipoteğidir. Taşınmaz paraya çevrilince önce birinci dere-

ce payını alır. Birinci derecedeki alacak 150.000 TL’ye çıksa

bile üst sınır ipoteği alacağı üst sınıra kadar güvencelediğin-

den D 100.000 TL alacaktır. Kalan 70.000 TL’yi ise C alacak-

tır. C lehine kurulan ipotek üst sınır olsaydı bu durumda ta-

şınmazın paraya çevrilmesinden C’de 50.000 TL alacaktı.


23. Kural olarak temsilcinin tam ehliyetli olması gerekir. An-

cak temsilci, temsil olunan ad ve hesabına işlem yapıyorsa

doğrudan temsil söz konusu olur. Doğrudan temsilde temsil-

cinin yaptığı işlemin hak ve borçları temsil olunana aittir. Bu

durumda temsilci kendisini bir borç altına sokmayacağı için

doğrudan temsilde temsilci sınırlı ehliyetsiz olabilir. Dolaylı

temsilde ise temsilcinin yaptığı işlemin hak ve borçları önce

temsilci üzerinde doğduğu için temsilci tam ehliyetli olmalıdır.


24. Dikkat ve özen ilkesine dayanan kusursuz sorumluluk

hâllerinde kurtuluş kanıtı getirilebilir. Dikkat ve özen ilkesi-

ne dayansa da yapı malikinin sorumluluğunda kurtuluş kanı-

tı getirilemez. İfa yardımcısının fi ilinden doğan sorumlulukta

kurtuluş kanıtı getirilemez ancak bu durum esasen bir kusur-

suz sorumluluk hâli değildir, sözleşmeye dayanan bir sorum-

luluktur.


25. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim

yerinde, parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç

konusunun bulunduğu yerde, bunların dışındaki bütün borç-

lar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edi-

lir. Pirinci teslimi borcu cins borcudur. Borçlunun yerleşim ye-

rinde ifa edilecektir. Ancak borcun doğumu anındaki yerle-

şim yeridir. Sözleşme ile borç ilişkisi kurulmuş ama borç 1 ay

sonra doğacaktır. 1 ay sonra da borçlunun yerleşim yeri Si-

nop olduğundan ifa yeri Sinop olacaktır.


26. Ay olarak veya yıl, yarıyıl ve yılın dörtte biri gibi birden

çok ayı içeren bir zaman olarak belirlenmiş süre, sözleşme-

nin kurulduğu gün ayın kaçıncı günü ise, son ayın bunu kar-

şılayan gününde dolmuş olur. Son ayda bunu karşılayan gün

yoksa süre, bu ayın son günü dolmuş sayılır. Yarım aydan 15

günlük süre anlaşılır. Bir veya birden çok ay ve yarım ay ola-

rak belirlenmiş sürenin dolduğu gün, son aya 15 gün eklene-

rek belirlenir. Bir buçuk aydan bir ay 15 gün anlaşılır. Son ay

28 Mart tarihidir. Bu tarihe 15 gün eklendiğinde ise 12 Nisan

sonucuna ulaşılır.


27. Sözleşmenin konusu olan şeyin niteliği veya işin özelliği

tevdi edilmesine uygun düşmez veya teslim edilecek şey bo-

zulabilir ya da bakımı, korunması veya tevdi edilmesi önem-

li bir gideri gerektirir ise, borçlu, alacaklıya önceden ihtarda

bulunması koşuluyla, hâkimin izniyle onu açık artırma yoluy-

la sattırıp bedelini tevdi edebilir. Teslim edilecek şey, borsa-

da kayıtlıysa veya piyasa fi yatı varsa ya da yapılacak gide-

re oranla değeri az ise, satışın açık artırma yoluyla yapılma-

sı zorunlu olmadığı gibi, hâkim, önceden ihtarda bulunma ko-

şulunu aramaksızın satışa izin verebilir.


28. Takas için karşı tarafın rızası aranmaz. Ancak istisnaen

bazı alacakların takas edilebilmesi için karşı tarafın rızası ge-

rekir. Bunlar; tevdi edilmiş eşyanın geri verilmesine veya be-

deline ilişkin alacaklar, haksız olarak alınmış veya aldatma

sonucunda alıkonulmuş eşyanın geri verilmesine veya bede-

line ilişkin alacaklar, nafaka ve işçi ücreti gibi, borçlunun ve

ailesinin bakımı için zorunlu olup, özel niteliği gereği, doğru-

dan alacaklıya verilmesi gereken alacaklar. Maddi tazminat

alacağında rıza aranmaz.


29. 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Ticari İşlemlerde

Taşınır Rehni Kanunu’na göre, ticari işletme rehni taşınır sa-

yılan varlıklar üzerinde kurulabilir. Taşınmazlar üzerinde tica-

ri işletme rehni kurulamaz.


30. Kural olarak bileşik faiz yasaktır. Ancak 3 aydan aşa-

ğı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar

faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla her iki taraf ba-

kımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde

mümkündür.


31. Hüküm bulunmayan hâllerde aracılık eden acentelere

Türk Borçlar Kanunu’nun simsarlık sözleşmesi hükümleri,

sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda

da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümleri uygulanır


32. Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine

sermaye olarak; para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şir-

ketlerine ait paylar, fi krî mülkiyet hakları, taşınırlar ve her çe-

şit taşınmaz, taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullan-

ma hakları, kişisel emek, ticari itibar, ticari işletmeler, hak-

lı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar,

adlar ve işaretler gibi değerler, maden ruhsatnameleri ve bu-

nun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar, devrolunabilen

ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer, konabilir. An-

cak komandit şirkette bir komanditer kişisel emeğini ve ticari

itibarını sermaye olarak koyamaz.


33. Kooperatifl er; Kooperatifl erle, Sermaye şirketleriyle ve

Devralan şirket olmaları şartıyla, şahıs şirketleriyle, birleşe-

bilirler. Şahıs şirketleriyle birleşmeleri mümkün olsa da dev-

rolan değil devralan şirket olarak birleşebilirler.Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

34. Görüldüğünde ödenmek üzere düzenlenen poliçe ibra-

zında ödenir. Böyle bir poliçenin düzenlenme gününden iti-

baren 1 yıl içinde ödenmesi için ibrazı gerekir. Düzenleyen

bu süreyi kısaltabileceği gibi, daha uzun bir süre de belirleye-

bilir. İbraz süreleri cirantalar tarafından kısaltılabilir. Poliçele-

re ilişkin bu düzenleme bonolar hakkında da uygulanacaktır.


35. İfl asa karar veren Asliye Ticaret Mahkemesi bunu ifl as

dairesine bildirir. İfl as dairesi bu kararı ilan eder ve ilgili yerle-

re bildirir.


36. İcra müdürü borçlunun mallarını haczederken kıymetle-

rini de takdir eder. Eğer borcundan fazla mal haczetmişse,

taşkın haciz vardır ve icra müdürü takdir hakkını yanlış kul-

lanmıştır. İcra müdürüne takdir yetkisi tanınan hallerde işle-

min hadiseye uygun düşmemesi şikâyet sebebine dayanıla-

bilir.


37. Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfi yeti kayıt-

lı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pa-

sifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal be-

yanında bulunmaya mecburdur. Bu ilan tarihinden itibaren 1

sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında ifl as yolu ile ta-

kip yapılabilir. Ticareti terk eden tacir, mal beyanının tevdii ta-

rihinden itibaren 2 ay müddetle haczi kabil malları üzerinde

tasarruf edemez.


38. İtiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisin-

de borçlu tarafından yazılı veya sözlü olarak icra dairesine

yapılır. Borçlu itirazında sebep göstermek zorunda değildir

ve itiraz takibi kendiliğinden durdurur. Elinde olmayan neden-

lerle (Örneğin, kaza geçirmesi gibi) süresinde itiraz edeme-

yen borçlu bu engelin ortadan kalkmasından itibaren 3 gün

içerisinde, dilekçeyle, hem gecikme hem de itiraz nedenleri-

ni bildirerek İcra Mahkemesi’ne gecikmiş itiraz başvurusu ya-

pabilir. Gecikmiş itiraz takibi kendiliğinden durdurmaz. Ortak

nokta ise ikisini de borçlunun yapmasıdır.


39. Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu-

nun anlaşılması hâlinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet veri-

lir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme ya-

pılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komi-

ser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir

ve dosyayı komisere tevdi eder. Bu süre en fazla 6 ay uzatı-

labilir.


40. İfl as tasfi yesinin ne şekilde yapılacağını ifl as dairesi be-

lirler. İfl as tasfi yesinde masaya dâhil mal ve hakların satış

usulünü ise ikinci alacaklılar toplantısı belirler.


İKTİSAT1. Pozitif iktisat: Ne nedir sorusuna cevap arar ve değer

yargısı içermez.

Normatif iktisat: Ne olmalıdır, nasıl olmalıdır? sorularına ce-

vap arar ve değer yargısı içerir.

Mikro iktisat: Mal, birey, piyasa ve fi rma düzeyindeki iktisa-

di olayları inceler.

Makro iktisat: Genel ekonomi ve dış ticaret düzeyindeki ik-

tisadi olayları inceler.

Nano iktisat: Atom ve molekül düzeyindeki iktisadi olayla-

rı inceler.


2. Ekonomi nasıl büyüyecek sorusuna makro iktisat cevap

arar.


3. Nüfus, sermaye, borç stoku ve para arzı stok değişken-

dir. Millî gelir ise akım değişkendir.


4.Y

Y1Y2

X1 X20 X

Orijine içbükey transformasyon (üretim imkanları eğrisi) eğ-

risi.

Bir birim daha fazla X malı üretmek için giderek daha fazla

Y malından vazgeçmek zorunda kaldığımız durum artan fır-

sat maliyetini gösterir.

Bu şekilde bir tranformasyon eğrisi üzerinde, yukarıdan aşa-

ğı indikçe eğim azalmaz artar.


5. Kayıtsızlık eğrileri orijine içbükey değil dışbükeydir ve

eğri üzerinde soldan sağa, yukarıdan aşağıya inildikçe eğri-

nin eğimine eşit olan marjinal ikame oranı mutlak değer ola-

rak gittikçe azalır.


6. Bütçe doğrusu = m = Pj . Qj + Pd . Qd

Dondurmanın fi yatı jelibonun fi yatının 4 katı olduğuna göre

jelibon fi yatı yerine,

(Pj yerine 1/4 Pd koyarsak)

m = 1

3Pd . 10 + Pd . 16.

4

m = 3Pd + 16Pd = 19Pd


7. Ölçeğe göre azalan getiri durumunda çıktıdaki artış ora-

nı girdideki artış oranından daha azdır.

Girdiler % 7 artırılırsa çıktı % 7’den daha az artar.


8. TC = Toplam Maliyet

VC = Değişir Maliyet

FC = Sabit Maliyet

olduğundan sabit maliyetler üretim miktarı değişsede değiş-

meyen maliyetlerdir. O yüzden 12 br’lik üretim sabit maliyeti

değişmez 180 br olarak kalır.


9.Cournot Miktar rekabeti yapar.

Edgeworth Fiyat ve miktar rekabeti yapar.

Bertrand Fiyat rekabeti yapar.

Chamberlin Fiyatmiktar rekabeti yapar.

Bowley Miktar rekabeti yapar.


10. GSYİH: Bir ekonomide belirli bir dönemde ülke sınırları

içinde üretilen nihai mal ve hizmletlerin piyasa fi yatları ile öl-

çülmesini ifade eder. GSYİH ekonomide bir akım değişken-

dir. Kendi içinde ikiye ayrılır.

Nominal GSYİH: Cari dönemde üretilen mal ve hizmetlerin

cari dönemde geçerli olan fi yatları ifade edilmesidir.

Reel GSYİH: Cari dönemde üretilen mal ve hizmetlerin temel

(baz) yıl fi yatlarıyla ifade edilmesidir. Nominal GSYİH’nin enf-

lasyondan arındırılmış hâlidir.


11. Enfl asyon: Fiyatlar genel seviyesindeki sürekli artıştır.

Dezenfl asyon: Fiyatlar genel seviyesinin artış hızının düş-

mesi ile enfl asyonun düşmesidir.

Defl asyon: Fiyatlar genel seviyesinin düşmesine bağlı ola-

rak enfl asyonun negatif çıkmasıdır. Enfl asyonun tam tersidir.

Stag - Defl asyon: Durgunluğun yanı sıra fi yatlar genel dü-

zeyinin düşmesidir.

Resesyon (Durgunluk): Ekonominin büyümemesidir.

Stagfl asyon: Durgunluk içindeki enfl asyondur.

Slumplasyon: Ekonomi küçülürken enfl asyonun yaşanma-

sıdır.


12. Klasik Öğreti (Büyüme İktisatı)

A. Smith

D. Ricardo

T.R. Malthus

J.B. Say

J.S. Mill

W. Senior

Neoklasik Öğreti (1870 sonrası)

W.S. Jevans

Marjinalist

okul

C. Menger

L. Walras

A. Marshal

Keynes 1936 yılından önceki tüm iktsatçıları klasik iktisatçı

olarak adlandırmıştır. Keynes’e göre Karl Marks klasik ikti-

satçı olarak karşımıza çıkar.


13. Keynesyen modele göre;

Yatırım tasarruf eşitliği dönem sonu sağlanır.

Tasarrufu belirleyen temel unsur harcanabilir gelirdir.

Yatırımı belirleyen temel unsur beklentilerdir.

Para talebi işlem, ihtiyat ve spekülatif amaçlıdır.

Paranın dolaşım hızı sabit değildir.


14. Otomatik stabilizatör istikrarlandırıcılar, talebin otonom

unsurlarında meydana gelen değişmenin Reel GSYİH üze-

rindeki doğrudan, kendiliğinden azaltan unsurlardır.

Bunlar;

Artan oranlı gelir vergisi

Transfer harcamaları

Kurumlar vergisi

Sosyal güvenlik prim kesintileri

Özel tasarrufl arDoğru yanıt “E” seçeneğidir.

15. Ödemeler bilançosunun eğimini, marjinal ithalat eğilimi

ve sermaye hareketlerinin iç ve dış faiz oranına duyarlılığı

belirler.

Marjinal ithalat eğilimi ↓

Sermaye hareketlerinin iç ve dış faiz oranına duyarlılığı ↑

BP’nin eğimi ↓

BP eğrisi yatıklaşır.

Marjinal ithalat eğilimi ↑

Sermaye hareketlerinin iç ve dış faiz oranına duyarlılığı ↓

BP’nin eğimi ↑

BP eğrisi dikleşir.


16. Açık bir ekonomide olduğu gibi kapalı bir ekonomide de

IS eğrisinin eğimini yatırımların faize duyarlılığı (b) ile çoğal-

tan (Ke) belirlemektedir. Açık bir ekonomide çoğaltan kapalı

ekonomideki çoğaltana göre daha küçük olduğundan IS eğ-

risi açık ekonomide daha diktir.

1 - c (1 - t) + m 1 - c (1 - t)1 1

Açık bir ekonomide faiz haddinde meydana gelen belirli bir

düşme, hasılanın kapalı ekonomi durumundakinden daha az

artmasına neden olur.


17. AD eğrisinin dikleşmesinin nedenleri;

IS eğrisinin dikleşmesi

Yatırımların faiz esnekliğinin ↓

Çarpan katsayısının ↓

LM eğrisinin yatıklaşması

Para talebi gelir esnekliğinin ↓

Para talebi faiz esnekliğinin ↑ AD eğrisinin yatıklaşma-

sının nedenleri;

IS eğrisinin yatıklaşması

Yatırımların faiz esnekliğinin ↑

Çarpan katsayısının ↑

LM eğrisinin dikleşmesi;

Para talebi gelir esnekliğinin ↑

Para talebi faiz esnekliğinin ↓


18. Altın ve gümüşün piyasada beraber dolaşım, altın üreti-

minin zorluğu ve kıtlığı nedeniyle, ekonomideki ödeme hac-

mini karşılayamamış bunun sonucunda altının değer ölçü-

sü gümüşün mübadele aracı olarak kullanılmasının sorunu

çözeceği düşünülmüştür. Gerçekleşecek bu durum sonucun-

da altın kıtlığının neden olduğu defl asyonist eğilimler engel-

lenebilir. Altının yetersizliğinin piyasayı defl asyona sürükler-

ken gümüşün para arzını dengeye getirmesine Paraşüt teo-

risi adı verilir.

Teori L. Walras tarafından geliştirilmiştir. İki paradan birinin

diğerinde çıkan sıkıntıları azaltması olarak da tanımlanabilir.


19. Enfl asyon hedefl emesi geleceğe yönelik olarak bir za-

man döneminde bir nokta ya da band şeklinde ilan edilerek

bu seviyenin gerçekleştirilmesi ve sürdürülmesine yönelik

para politikası yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda Merkez Bankası,

enfl asyonun gelecekteki değerleri ile ilgili tahminlerde bulu-

nur ve bunlarla hedefi karşılaştırarak para politikasının yönü-

nü belirler. T.C. Merkez Bankası 2002’den beri uyguladığı ör-

tük enfl asyon hedefl emesinden 2006 yılında açık enfl asyon

hedefl emesine geçmiştir.


20. Para Piyasası: Bir yıldan kısa vadeli fon işlemlerinin ya-

pıldığı piyasalardır.

Sermaye Piyasası: Bir yıldan uzun vadeli işlemlerin yapıl-

dığı piyasalardır.

Birincil Piyasalar: Para ve sermaye piyasalarında menkul

kıymetlerin ihracının yapıldığı piyasalardır.

İkincil Piyasalar: Mevcut kıymetlerin alınıp satıldığı piyasa-

lardır.

Spot Piyasalar: Alım satım işleminin anında ve geçerli fi yat-

lardan yapıldığı piyasalardır.


21. Merkantilizmin öncüleri;

W. Petty

J. Bodin

J. B. Colbert

T. Mun

R. Contillion

E. Misselden olarak karşımıza çıkar.

P. Boisguilbert fi zyokrasinin savunucuları arasında yer alır.


22. Faktör donatımı teorisi Eli Heckscher tarafından ortaya

atılmış, Bertil Ohlin tarafından yeniden ele alınarak günümü-

ze kadar gelmiştir.

“Bir ülke hangi üretim faktörüne zengin olarak sahipse o üre-

tim faktörü ile üretilecek mallarda karşılaştırmalı üstünlüğe

sahiptir.” olarak ifade edilir. Yani ülke zengin olarak sahip ol-

duğu kaynak ile ürettiği malları ucuza üretmiş olur ve malın

üretiminde diğer ülkelere göre uzmanlaşmış olur.


23. J eğrisi etkisi: Devalüasyonun ilk etapta dış ticaret

dengesini kötüleştireceğini, ancak bu durumun belirli bir süre

sonra tersine döneceğini ifade eden etkidir. Bu etki ile belir-

li bir süre sonra ihracat ve ithalat hacimlerinin değişmesiyle

dış ticaret dengesi iyileşir. Ülkedeki dış ticaret dengesi iyile-

şir. Ülkedeki dış ticaret dengesinin değişmesinin iki nedeni

vardır:

Ülkenin ihraç ettiği mallara olan dış talep, malların ucuz-

laması nedeni ile artar.

Ülkede bulunan tüketiciler devalüasyon sonucu pahalı-

laşan ithal mal ve hizmetlerden, ucuzlayan yerel mal ve

hizmetlere kayar.


24. İşsiz büyüme: Ekonomik büyümenin meydana gelme-

sine rağmen bunun istihdama yansımamasıdır.

Acımasız büyüme: Ekonomik büyüme meydana gelmesine

rağmen bunun gelir dağılımına yansımasıdır.

Sessiz büyüme: Ekonomik büyümenin meydana gelmesi-

ne rağmen bunun sosyal ve siyasal yaşama yansımasıdır.

Yoksullaştıran büyüme: Gelişmede olan ülkelerde görülen

üretim artışına bağlı büyümenin dış ticaret dengesinde mey-

dana getirdiği bozulmadır.

Yansız büyüme: Emek ve sermayenin aynı oranda büyümesi

durumunda ekonominin genel sermaye / emek oranının başlan-

gıçtaki durum ile aynı kalacak üretim imkanları eğrisinin sağa

doğru kaymasıdır.


25. Harrod - Domar büyüme modeli varsayımları:

Ekonominin uzun dönemde kararlı ve dengeli büyüyüp

büyümeyeceğini araştırmaktadır.

Keynesyen unsurları taşır.

Fiyatlar genel düzeyi değişmemektedir.

Ekonomi dışa kapalıdır.

Teknik ilerleme yoktur.

Kamu harcamaları yoktur.

Sermaye stoku yıpranmamaktadır.

İş gücü artış oranı dışsaldır ve sabit oranda artmaktadır.

Modelde sabit oranlı üretim fonksiyonu Leontief tipi üre-

tim fonksiyonu kullanılır.

Y = f(K, L) = min (aK, bL) a . b > 0


26. Durağan durum: Teknolojik gelişmenin olmadığı bir

ekonomide işçi başı sermaye ve hasılanın artık değişmediği

durumu ifade eder.

∆k = sy - dk = 0 ya da

∆k = s . f(k) - dk = 1


27. III. İzmir İktisat Kongresi 1992 yılında; Türkiye ekonomi-

si için gelecek yüzyıla hazırlanma, hedefl eri belirleme ile özel

ve kamu kesiminin fi kirlerini ortaya koymaya yardımcı olmak

amacıyla toplanmıştır. Alınan kararlar:

Kamu kesimi sosyal altyapıyı geliştirmelidir.

Gelir dağılımının düzenlenmesi ve gelir adaletsizliğinin

giderilmesi gerekmektedir.

Dünya’da ve Türkiye’de meydana gelen olaylara kayıtsız

kalınmamalıdır.

Sanayileşme süreci canlanmalıdır.

Kalkınma ve çevre arasında meydana gelen ilişki düzen-

lenmelidir.

Özelleştirme hızlandırılmalıdır.


28. Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde yaban-

cı sermayenin ülkeye en çok yatırım yaptığı alan taşıt araçla-

rı olmuştur.


29. 2001 Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nın Temel He-

defl eri:

Mali sektörde yeni yapılanmaya gidilmesi

Kamu sektöründe şeffafl ığın artırılması

Enfl asyon ile mücadele programının sürdürülmesi

Ekonomide rekabetin ve etkinliğin sağlanması

Ekonomide sosyal dayanışmanın güçlendirilmesinin

sağlanması

Bankacılık sektöründe yeniden yapılanmaya gidilmesi

Devletin fi nansman dengesinin ekonomik hayatta güç-

lendirilmesinin sağlanması


30. John Suart Mill;

Dış ticarete talep koşulları ile yaklaşan ilk iktisatçıdır.

Üretim doğal yasalara bağlı iken bölüşüm bireyler tara-

fından oluşturulmuş yasalara bağlıdır.

Değişim değeri bir malın genel satın alma gücünü ifa-

de eder.

Fiyat bir malın para cinsinden değeridir.

Ücret fonu teorisini ortaya atmıştır.


31. J. M. Haberler fırsat maliyeti kavramını uluslararası tica-

ret teorisine kazandırmıştır.

Fırsat Maliyeti: Herhangi bir malın üretimini bir birim artır-

mak için başka bir maldan vazgeçilmesi, gereken mal veya

kazanç miktarıdır.


32. Denge fi yatı arz ve talebin eşitlendiği yerde oluşur.

(D=S)

20 – 0,4 Q = 5 + 0,1Q

15 = 0,5Q

Q = 30 → Denge miktarı

Bu miktarı herhangi bir denklemde yerine koyduğumuzda

P = 5 + 0,1 (30) = 5 + 3 = 8


33.

D

S

QO

P

5

15

80

Verilen arz fonksiyonuna fi yat eklenerek denge miktarı bu-

lunur.

QS = -40 + 8(15) → QS = -40 + 120

QS = 80

Miktarın 0 olduğu durumda oluşan fi yatı bulalım ve şekilde

gösterelim

QS = 0 → 0 = -40 + 8P → 40 = 8P

P = 5. Şimdi taralı alanı bulalım

= 10 . 80

2 = 400


34. I. yol

Monopolcü bir fi rmanın talep eğrisi her zaman ortalama ge-

lir eğrisine eşittir.

D = AR = P

Soruyu çözmek için yararlanacağımız ikinci eşitlik ise kâr

maksimizasyonu koşulu olan MR = MC dir. MR’ye ulaşmak

için TR= P.Q kullanılır.

TR = P . Q → TR = (24 – 2Q)Q

TR = 24Q – 2Q2

Türevini alalım:

MR = 24 – 4Q

MC = MR için 2Q = 24 – 4Q

6Q = 24

Q = 4 → P = 24 – 2(4) = 16

TR = P . Q

TR = 16 . 4 = 64

II. yol

AR = DMR QO

P

AR’yi kullanarak MR’ye ulaşmak mümkündür.Çünkü MR,

AR’nin açı ortayıdır. Buna göre,

AR = a – bQ

MR = a – 2bQ olur.

MR = 24 – 4Q

MR = MC için

2Q = 24 – 4Q

6Q = 24

Q = 4 → P = 24 – 2(4) = 16

TR = P . Q

TR = 16 . 4 = 64 olacaktır.


35.GSMH = GSYİH + Dış alem net faktör gelirleri

GSMH = 2.000 + 300

GSMH = 2.300

GSMH üzerinden millî hasılaya gidebilmek için GSMH’den

amortismanlar çıkartılarak safi millî hasılaya ulaşılır ve safi

millî hasıladan dolaylı vergiler çıkartıldığında millî gelire ula-

şılmış olur.

Amortisman = Gayri safi yatırım – net yatırım

Amortisman = 400 – 250

Amortisman = 150

Safi millî hasıla = GSMH – Amortisman

Safi millî hasıla = 2.300 – 150

Safi millî hasıla = 2.150

Millî Gelir = Safi millî hasıla – Dolaylı vergiler

Millî Gelir = 2.150 – 250

Millî Gelir = 1.900Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

36. Doğal işsizlik oranı Nairu olarak da bilinmektedir ve do-

ğal işsizlik oranı yapısal ve friksiyonel işsizliğin toplamından

oluşur.

Doğal işsizlik = Friksiyonel (Geçici) işsizlik + Yapısal işsizlik

Doğal işsizlik = % 2 + % 3

Doğal işsizlik = % 5Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

37. Gelir düzeyi düştüğünde tüketicinin harcamalarını cari

gelirine göre değil de bir önceki dönemin yüksek gelirine

göre yaptığını ileri süren tüketim teorisi Nispi Gelir Hipotezi-

dir. Bu hipoteze göre, tüketim kişinin geçmişte elde ettiği en

yüksek gelir düzeyi ile komşuluk ilişkilerine bağlıdır.


38. Serbest Ticaret Bölgesi: Üyeleri arasında ticareti kısıt-

layan tarife ve kotaların kaldırıldığı, birliğe üye olmayan ül-

kelere ise her ülkenin kendi tarifesini uyguladığı bütünleşme

şeklidir.Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

39. Türkiye’de ilk tarım sayımı 1927 yılında yapılmıştır. 2001

yılına kadar 7 genel tarım sayımı yapılmıştır.


40. Devletçilik uygulamaları sırasında olağanüstü koşullar-

da devletin ekonomiye müdahalesini sağlayan kanun 1940

yılında çıkartılan Millî Koruma Kanunu’dur.


MALİYE1. Condorset kuralı, elemeye dayalı bir seçim yöntemidir.

Bir seçeneğin kazanmasının tüm öteki seçeneklere karşı oy-

lamaya sokularak kazanmış olmasına bağlayan kurala Con-

dorcet kuralı adı verilir. Borda kuralında tüm seçenekler çifter

çifter oylamaya sokularak her bir seçeneğin diğerlerine karşı

aldığı oy bir oylama matrisi üzerinde gösterir ve bu ikili karşı-

laştırma sonucu en çok oy alan seçenek kazanır.


2. Özel yani bölünebilir mal ve hizmetlerin özellikleri aşağı-

daki gibidir:

Yararlanabilmek için bedelinin ödenmesi gerekir.

Faydaları toplumdaki bireyler arasında bölünebilir.

Faydası tüketimle sona erer.

Bireysel ihtiyaçları karşılamaya yöneliktir.

Mahrum bırakma ilkesine göre üretilir.

Üretimi piyasa sürecinde arz ve talep koşullarına göre

belirlenir.


3. Dışsallık üretim ve tüketim faaliyetine herhangi bir etki-

de bulunmayıp, sadece mal ve hizmetlerin fi yatını değiştire-

rek gelirin yeniden dağılımına neden oluyorsa parasal dışsal-

lıktan söz edilir.


4. İngiltere`de 1890 - 1960 yılları arasında, kamu harca-

malarının seyrini izleyen Peacock ve Wiseman, kendi ülke-

leri bakımından bazı sonuçlara ulaşmışlardır. Buna göre,

kamu harcamaları devamlı ve doğrusal bir artış gösterme-

mekte, ancak basamaklı bir gelişme söz konusu olmaktadır.

Peacock ve Wiseman, İngiltere örneğine dayanarak, savaş-

lar gibi büyük bunalım dönemlerinde, kamu harcamalarının

sıçrama yaptığını, bunalım sonrası dönemlerde de eski dü-

zeyine inmediğini belirtmişlerdir. Bundan dolayı Peacock ve

Wiseman`ın teorik açıklamaları, literatürde “sıçrama etkisi”

olarak da adlandırılır. Savaş ve bunalım dönemlerinde, özel

harcamalar yerini büyük ölçüde kamu harcamalarına bırakır.

Kamu harcamalarının yer değiştirmesi ile yukarı doğru bir tır-

manış başlar ve artış eğiliminde bir sapma ortaya çıkar. Har-

camaların artışı vergilerin artışını gerektirse de, vergi düzeyi-

nin seçmenlerin kabul edebileceği sınırlar içinde kalması ge-

rekir.


5. Kamu harcamalarını harcamayı yapan ve kendisine büt-

çeden ödenek tahsis edilen kamu idaresinin adıyla sınıfl an-

dırma idari (organik) kamu harcamaları sınıfl andırmasıdır.

Örneğin, MEB harcamaları. Bu sınıfl andırma devletin teşki-

lat yapısı, organları ve hukuki düzenlemeler dikkate alınarak

yapılır. İdari sınıfl andırmanın amacı, kamu idarelerinin öde-

nek ihtiyacını ve ödenek büyüklüğünü tespit etmektir.


6. Kalkınma (yatırım) carileri; ekonominin beşerî sermaye

stokunu artıran harcamalardır. Bazı kamu harcamaları etki

ve faydaları aynı dönemde yok olmadığı gelecek dönemle-

re sarktığı hâlde sermaye malları olarak ortaya çıkmamaları

nedeniyle cari harcama olarak nitelendirilmektedirler. Dolayı-

sıyla üretim gücüne katkısı yadsınamayacak kadar açık olan

ve bu özellikleri taşıyan eğitim ve sağlık harcamalarına kal-

kınma carileri denir.


7. Devletin ekonomik istikrar, büyüme ve kalkınma amacıy-

la ekonomiye müdahale etmesi ve genişletici maliye politika-

sı kapsamında kamu harcamalarını artırması millî gelir üze-

rinde genişletici etkiye yol açacağı için gerçekte artış yaratır.


8. Vergi gayreti = Fiilî Vergi Yükü / Vergi kapasitesine göre

hesaplanan vergi yükü

Vergi gayreti < 1 → Vergi kapasitesi tam olarak kullanılma-

maktadır.

Vergi gayreti = 1 → Vergi kapasitesi tam olarak kullanılmak-

tadır.

Vergi gayreti > 1 → Vergi gayreti vergi kapasitesinin üstün-

dedir.


9. Şahıs vergilerinin konusu kişinin insan olarak varlığıdır.

Buna göre, insan olarak dünyaya gelmek vergiye konu olmak

için tek başına yeterlidir. Bu vergilerin en bariz örneği, “baş

vergisi” olmaktadır. Türkiye’de 1951 yılına kadar yürürlükte

kalmış olan “yol vergisi” bir baş vergisidir. Baş vergisi pek çok

ülkede uygulanmıştır.


10. Vergi mükellefl er için en uygun ve doğru bir zamanda,

en uygun şekilde alınmalıdır. Vergi toplumun yapısına uyum-

lu olarak, ekonomiyi zorlamadan elde edilen bir gelir olmalı-

dır. Bu her kişi için uygun olan zamanda vergilendirilmenin

yapılması gerektiği anlamına gelmemektedir. Kişi olarak tek

tek uygunluğun sağlanması mümkün değildir. Çünkü mükel-

lefl er arası ekonomik, sosyal, mali ve psikolojik duruma göre

uygun zaman ve şartlar arasında önemli farklılıklar vardır.


11. Geçici servet vergileri; veraset ve intikal vergilerinde ol-

duğu gibi vergiyi doğuran olayın belirsiz olması nedeniyle ne

zaman alınacağı belli olmayan vergilerdir. Sürekli servet ver-

gileri ise emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi gibi belirli za-

man aralıklarıyla alınır.


12. Verginin yansıması bir aşamada son buluyorsa bu yan-

sıma tek dereceli yani sınırlı yansımadır. Bu durumda vergi

yükü sadece bir kere aktarılır. Bu durumda verginin yansıtıl-

dığı kişi artık kendisine yansıyan vergiyi bir başkasına akta-

ramaz.


13. Performans bütçe sistemi, devletin yüklendiği görevle-

ri yerine getirebilmesi bakımından gerçekleştirdiği hizmet-

ler ile bunların birim maliyetinin önem kazandığı bir bütçele-

me sistemidir. Mal ve hizmet üretimi yapmaya yönelik kamu

kuruluşlarının faaliyetlerinin etkinliğinin ölçülmesi amaçlanır.

Üretim maliyetlerinin düzeyi ile üretim miktarı arasındaki ilişki

performans bütçede önem taşır. Bu bütçe sisteminde amaç,

düşük maliyetlerle daha çok kamu hizmeti üretebilmektir.


14. Özerk bütçe, merkezî yönetim bütçesi dışında yönetilen

ve işletme bütçesi niteliğinde olan bütçelerdir. Özerk bütçele-

re en iyi örnek KİT’lerin bütçeleridir. Özerk bütçelerinin hazır-

lanması genel ve özel bütçeden ayrı olarak yapılır, uygulan-

ması için yasama organının onayına gerek yoktur. TRT, Mer-

kez Bankası ve AOÇ özerk bütçeli kuruluşlardır.


15. Kamu yatırım programı merkezî yönetim bütçe kanu-

nuna uygun olarak Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırla-

nır ve merkezî yönetim bütçe kanunu yürürlüğe girdiği tarih-

ten itibaren 15 gün içinde Bakanlar Kurulu kararıyla Resmî

Gazete’de yayımlanır.


16. A cetveli gider ödeneklerinin toplamını gösterir. B cetveli

genel bütçe gelir tahminleri toplamını gösterir. C cetveli dev-

let gelirlerinin dayandığı asıl hükümleri gösterir. D cetveli va-

tani hizmet aylıklarını gösterir. F cetveli yükseköğretim ku-

rumları fi nansmanını gösterir.


17. Bugünkü değer = İtibari değer / (1 + Faiz oranı)vade

4.200 = 5.800 / (1+i)1

4.200 = 5.800 /1+i

4.200 + 4.200i = 5.800

4.200i = 1.600

i = 1.600 / 4.200

İ = 0,38 = % 4


18. Az Gelişmiş Ülkelerin Borçlanma Nedenleri:

Altyapı ve büyük ölçekli yatırımlar için gerekli olan ser-

maye birikiminin yetersiz oluşu

Teknolojik bilgi birikimine sahip olmamak

Askerî harcamaların fazla olması

Yeterli ham madde ve ara malına sahip olmamak

Ödemeler bilançosundaki açıklar

Üretimin dışa bağımlı olması

Gelişmiş Ülkelerin Borçlanma Nedenleri:

Geçici bütçe açıklarının kapatılması

Olağanüstü giderlerin karşılanması

Büyük projelerin fi nansman ihtiyacının karşılanması


19. Devletin uzun vadeli borç alabilmek için ihraç ettiği borç

senetlerine “Devlet Tahvili” denir. Tahvillerin süresi 365 gün

ve üzeridir. Sermaye piyasasında işlem görür. Vade uzun,

faiz yüksek, risk fazladır. Devlet tahvilleri defter-i kebire kay-

dedilir. Genellikle başabaş (itibari) fi yattan ihraç edilir. Belirli

periyotları kapsayan faiz kuponları vardır. Uzun vadeli olduk-

ları için sermaye piyasasında işlem görür. İtfaya tabi borçtur.

Devlet tahvillerinin beraberinde getirdiği yükümlülükler sü-

reklilik arz eder ve borçlar tamamen ödenmedikçe sona er-

mez. Uzun vadeli borçlar, amortisman süresi uzun olan uzun

vadeli yatırım projelerinin fi nansmanında kullanılır. Amaç ya-

tırımın kendi getirisi ile borcun anapara ve faizlerinin öden-

mesidir.


20. Sendikasyon kredileri, uluslararası piyasalarda kredi

arayan bir kuruluşun, gereksinim duyduğu borç miktarını bir

araya getirebilmek için birkaç fi nans kuruluşunun bir araya

gelerek sağladıkları kredilerdir. Talep edilen kredi miktarının

yüksek ve tek bir banka tarafından karşılanmasının zor oldu-

ğu durumlarda sağlanan sendikasyon kredilerinde, borç ver-

mekten doğabilecek riskler dağıtılmaktadır.


21. Sistemin ekonomik konjonktüre karşı tepki veren en

önemli aracı gelir vergisidir. Gelir vergisi, artan oranlı tarife

yapısı nedeniyle, millî gelirdeki değişmelere karşı yapısında

otomatik esneklik taşımaktadır. Şöyle ki, durgunluk dönem-

lerinde faktör gelirleri gerileyeceğinden, mükellefl er daha dü-

şük vergi oranlarına tabi olurlar. Böylece, vergi yasalarında

ayarlama yapmaya gerek kalmadan özel kesimin vergi yükü

azalır.


22. Kamu harcamalarının ve gelirlerinin belli ögelerinin ma-

liye politikası aracı olarak kullanılabilmesi için ögelerin ba-

ğımsız değişken olmaları, yani yalnızca devlet kararlarından

etkilenmeleri, ekonomik olayları belirleyen diğer değişkenler

tarafından etkilenmemeleri gerekmektedir.


23. Yüksek enfl asyonist dönemlerde kamu sektörünün eko-

nomideki yeri önce yükseliş daha sonra ise gerileme eğilimi

gösterir. Bunun nedeni enfl asyonist dönemlerde kamu kesi-

minin enfl asyon vergisi olarak bilinen bir vergi geliri sağlıyor

olmasıdır. Enfl asyon süreçlerinde kişiler reel nakit depoları-

nın eriyeceğini bilir ve bu erimeyi telafi etmek için tüketimle-

rini kısıp parasal depolarına aktarım yaparlar. Kişilerin tüke-

timlerini kısması sonucu serbest bıraktıkları kaynakları dev-

let kullanır. Buna enfl asyon vergisi denir.


24. Basit usulden yararlanamayacak olanlar şunlardır:

Kolektif şirket ortakları ile komandit şirketlerin komandi-

te ortakları

İkrazat (ödünç para verme) işleriyle uğraşanlar

Sarrafl ar ile kıymetli maden ve mücevherat alım satımı

ile uğraşanlar

Müteahhitler ve taşeronlar

Sigorta prodüktörleri

Her türlü ilan ve reklam işleriyle uğraşanlar veya bu işle-

re tavassut (aracılık) edenler

Gayrimenkul ve gemi alım satımı ile uğraşanlar

Tavassut işi yapanlar

Maden işletmeleri, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl is-

tihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları işletenler

Şehirler arası yük ve yolcu taşımacılığı yapan ile treyler

çekici ve benzerlerinin sahip veya işleticileri


25. Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı

mahsulleri ticaret borsalarına tescil ettirilerek satılıyorsa %

1, diğerlerinde ise % 2 oranında stopaj yoluyla vergilendirme

yapılır. Zirai mahsullerde ise ticaret borsalarına tescil ettirile-

rek satılıyorsa % 2, diğerlerinde ise % 4 oranında stopaj yo-

luyla vergilendirme yapılır.


26. Serbest meslek erbabı sayılanlar aşağıdaki gibidir:

Gümrük komisyoncuları, borsa ajan ve acenteleri, noter-

ler, noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar

Serbest meslek erbabı tarifi ne girmemekle beraber ser-

best meslek erbabını bir araya getirerek teşkilat kurmak

veya bunlara sermaye temin etmek suretiyle veya sair

suretlerle serbest meslek kazancından hisse alanlar

Dava vekilleri, müşavirler, kurumlar ve tüccarlarla ser-

best meslek erbabının ticari ve mesleki işlerini takip

edenler

Konser veren müzik sanatçıları

Mali müşavir, muhasebeci, doktor ve avukat gibi kendi

bürolarında çalışanlar


27. Katma Değer Vergisi Kanunu gereğince KDV oranı ver-

giye tabi her bir işlem için % 10’dur. Ancak uygulamada % 1,

% 8 ve % 18 olarak tespit edilmiştir. Bakanlar Kurulu bu oranı

dört katına kadar artırmaya % 1’e kadar indirmeye, bu oran-

lar dahilinde muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların pera-

kende satışı için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkilidir.


28. Özel beyanname ile bildirilenler ile tarhiyatın muhatabı-

nın Türkiye’yi terk etmesi veya tasfi ye ve birleşme hâllerinde

verilecek beyannamelerde beyanname verme süresi içinde

kurumlar vergisi ödemesi yapılır.


29. Tasarruf değeri: Bir iktisadi kıymetin değerleme günün-

de sahibi için arz ettiği gerçek değerdir.

Mukayyet değer: Bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtların-

da gösterilen hesap değeridir.

İtibari değer: Her nev’i senetlerle esham ve tahvillerin üze-

rinde yazılı olan değerlerdir.

Vergi değeri: Bina ve arazinin Emlak Vergisi Kanunu’nda

tespit edilen değeridir.

Rayiç bedel: Bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki nor-

mal alım ve satım değeridir.


30. Vergi dairesi tarafından cezalandırılan suçlar şunlardır:

Vergi ziyaı

Usulsüzlük

Birinci derece usulsüzlük

İkinci derece usulsüzlük

Özel usulsüzlük

Ceza mahkemesi tarafından cezalandırılan suçlar şunlardır:

Kaçakçılık

Mükellefi n özel işlerini yapma

Vergi mahremiyetini ihlal


31. Her yıl tekrarlanır nitelikte olan sık sık ortaya çıkan har-

camalar adi, 1 yıldan daha uzun süreli zaman aralıklarıyla or-

taya çıkan harcamalar olağanüstü niteliktedir. Önceden ön-

görülüp tahmin edilebilen giderler adi, diğerleri ise olağanüs-

tüdür. Adi giderlerin faydası bir bütçe dönemine yönelik ol-

duğu halde olağanüstü giderlerin faydaları bütçe döneminin

ötesine uzanabilir.


32. Reel ve transfer harcamaları ayrımını ilk defa yapan

Pigou’dur. Reel - transfer harcamaları sınıfl andırmasında be-

lirleyici nokta yapılan kamu harcamasının ekonomide mal ve

hizmet akımlarına yola açıp açmamasıdır. Yapılan kamu har-

caması mal ve hizmet akımı meydana getiriyorsa reel, getir-

miyorsa transfer harcaması kabul edilir.


33. 19. yüzyıl Alman iktisatçısı Wagner, kamu harcamaları-

nın artışını genel bir kural olarak ülkelerin gelir düzeyinin ar-

tışı ile açıklamıştır. Wagner yasası olarak adlandırılan bu iliş-

ki gelir arttıkça kamu harcamalarının gelir içindeki payının

da artacağını ifade eder. Diğer bir deyişle Wagner yasasına

göre kamu harcamalarının gelir esnekliği birden büyüktür.


34. Verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine

karşı sorumlu olan kişiye vergi sorumlusu denir. Vergi sorum-

lusu bir başkasının vergisini onun adına vergi dairesine öde-

yen kişidir. Örneğin, işveren, kanuni temsilci vb.


35. İhale usulünün iltizam usulünden en önemli farkı en yük-

sek vergi hasılatını getirmeyi taahhüt edene vergi toplama

yetkisinin verilmesi şeklinde uygulama yerine, getireceği top-

lam vergi hasılatı üzerinden en düşük oranda pay isteye-

ne verilmesidir. Burada ihale vergi hasılatı bakımından de-

ğil toplanacak vergi üzerinden yüzde olarak istenen pay ba-

kımından yapılmakta, en düşük düzeyde pay isteyene yetki

verilmektedir.


36. Matrahtan indirim sisteminde mükellefi n gelirinden en az

geçim indirimi tutarı düşülür ve kalan kısım vergilendirilir. Ör-

neğin, mükellefi n geliri 300 TL iken en az geçim indirimi 50

TL olarak tespit edildiyse matrah 250 TL olarak alınır ve ver-

gilendirme bu tutar üzerinden gerçekleştirilir.


37. Gerçek usulde vergilendirilen mükellefl erin Gelir Vergisi

Kanunu’nda düzenlenen basit usule tabi olmanın genel şart-

larını topluca taşıması, arka arkaya iki hesap dönemi iş hac-

minin Gelir Vergisi Kanunu’nun 48. maddesinde yazılı had-

lerden düşük olması ve yazılı talepte bulunması hâlinde bu

şartların gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başla-

yarak basit usule geçmeleri mümkün bulunmaktadır.


38. Vergi Usul Kanunu’na göre, mükellefl er tarafından tutulan

defterlerin bazılarının tasdik ettirilmesi gerekir. Bu defterler:

Yevmiye ve envanter defterleri

İşletme defteri

Çiftçi işletme defteri

İmalat ve istihsal vergisi defterleri

Nakliyat vergisi defteri

Yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri

Serbest meslek kazanç defteri


39. III sayılı cetvel düzenleyici ve denetleyici kurumları kap-

samakta olup, üst kurul ve kurumları kapsar. Bunlar; Radyo

ve Televizyon Üst Kurulu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kuru-

mu, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve De-

netleme Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Kamu

İhale Kurumu, Rekabet Kurumu, Tütün ve Alkol Piyasası Dü-

zenleme Kurumu’dur.


40. Sargent ve N. Wallece’a göre, bütçe açıklarının iç borç-

lanma yoluyla fi nansmanı uzun dönemde enfl asyon oranı-

nın daha da yükselmesine neden olmaktadır. Sargent ve

Wallece’ın hoş olmayan aritmetik olarak adlandırdıkları bu

durumda, iç borçlanmanın sürekli olarak yükselmesi faiz yü-

künü artırmakta, borç yükü adeta bir kartopuna dönüşmekte

ve borçların ödenmesi için para arzı artırılmakta sonuçta da

ekonomi enfl asyon ile yüz yüze gelmektedir. Böyle bir hoş ol-

mayan aritmetiğin ortaya çıkması için üç koşulun gerçekleş-

mesinin gerektiğini ileri sürmüşlerdir:

1. Borçlanma için ödenen reel faizin ekonominin büyüme

oranından yüksek olması

2.Merkez Bankası’nın para basarak senyoraj sağlayabilmesi

3. Merkez Bankası’nın mali koşulların baskısı altında olma-

sı ve sonunda bu baskılara boyun eğmek zorunda kalması


MUHASEBE1. Parayla ölçülme kavramı gereğince yabancı para işlem-

leri muhasebeye ulusal para birimi ile kayıt edilir. Mevduat

hesabındaki paranın yabancı para cinsi olduğu bilanço dip-

notlarında tam açıklama kavramı gereğince belirtilir.


2. İşletme dönemsellik kavramı gereğince her dönem so-

nunda işletme personeli için hesapladığı kıdem tazminatı tu-

tarını kayda alarak gider kayıt eder.


3. Yevmiye Maddesi: Yevmiye defterinde bir işlemi bütün

ile kayda alan birbirine paralel çizgilerle sınırlandırılmış böl-

geye denir.

Basit Madde: Bir hesap borçlu bir hesap alacaklı olan madde.

Bileşik Madde: Bir hesap borçlu birden fazla hesap alacaklı

veya birden fazla hesap borçlu bir hesap alacaklı olan madde.

Karışık Madde: Birden fazla hesap borçlu birden fazla he-

sap olan madde.

Tamamlayıcı Madde: Daha önce yanlış yapılan bir kaydı dü-

zeltmek için yapılan madde.

Senetsiz alacağa karşılı ileri tarihli senet alınınca bileşik

madde kullanılır:

Alacak Senetleri xxAlıcılar xxFaiz Gelirleri xx


4. Kapanış kaydı yevmiye defterine yapılan son kayıttır.

Kapanış kaydı dönem sonu bilançosuna göre yapılır. Ka-

panış kaydında aktif hesaplar alacaklandırılır pasif hesaplar

borçlandırılır.

Hisse Senetleri İhraç Primleri hesabı pasif hesap olduğu için

kapanış kaydında borçlandırılır.


5. Satış işlemi karşılığında 7.000 € tahsil edilmiş olup kar-

şılığı 23.600 TL’dir. Dönem sonunda kasadaki 7.000 € x 3.40

= 23.800 TL’dir.

Dönem sonunda 200 TL’lik kur artışı için kayıt yapılır:

Kasa Hs. 200

Kambiyo Kârları 200


6. Alınan Çekler Hesabı aktif karakterli bir hesaptır. Müşte-

rilerden alınan çekler hesabın borcuna, tahsil edilen ve ciro

edilen çekler ise hesabın alacağına kayıt edilir.

Özün önceliği kavramı gereğince vadeli çekler ticari alacak-

lar grubundaki Alacak Senetleri hesabında izlenmelidir. İşlet-

me senetli alacaklarını tasarruf değeri ölçüsü ile değerler ise

vadeli çekler içinde reeskont hesaplanır.

Alınan Çekler (aktif) ile Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri

(pasif) hesapları zıt yönlü olarak çalışırlar.

Düzenlenen, keşide edilen çekler alınan çekler değil Verilen

Çekler ve Ödeme Emirleri hesabının alacağına kayıt edilir.


7. Aralıklı envanter yöntemi uygulayan işletmede Satılan

Ticari Mallar Maliyeti hesabı dönem içinde kullanılmaz. Bu

nedenle Genel Geçici Mizanda yer almaz.


8. Satın alınan ürünler maliyet bedeli ile muhasebeleşti-

lir. Satın alınan ürünleri için ödenen nakliye, sigorta, gümrük

vergisi, komisyonlar vb. harcamalar malın maliyetine eklenir

Ticari Mallar Hesabının borcuna kayıt edilir.


9. Sürekli envanter yöntemi uygulayan işletme satış işlemi

ile birlikte satılan malın maliyetini de kayıt eder.

Satış kaydı:

Alıcılar xxYurt İçi Satışlar xxHesaplanan KDV xx

Maliyet kaydı:

Satılan Ticari Mallar Maliyeti xx

Ticari Mallar xx

Satılan ürünler iade edilince

Satış iade kaydı:

Satış İadeleri xxİndirilecek KDV xx

Alıcılar xx

İade malın maliyet iptali:

Ticari Mallar xx

Satılan Ticari Mallar Maliyeti xx


10. Mal veya hizmet alımları nedeniyle ödenen KDV İndirile-

cek KDV Hs. kayıt edilir. Nisan ayında 2800 TL’dir.

Satışlar karşılığı müşterilerden tahsil edilen KDV Hesapla-

nan KDV Hs. kayıt edilir. Nisan ayında 3.300 TL’dir.

Mart ayından Nisan ayına devretmiş KDV tutarı 1.500 TL’dir.

Her ay sonunda KDV hesapları karşılaştırılarak tahakkuk

kaydı yapılır.

Hesaplanan KDV Hs. 3.300

İndirilecek KDV Hs. 2.800

Devreden KDV Hs. 500

Bu işlemden sonra Devreden KDV’nin 500 TL’lik kısmı Ni-

san ayında mahsup edilmiş kalan 1.000 TL’lik kısım ise Ma-

yıs ayına aktarılmıştır.


11. Maliyet bedeli 100x olsun

Normal Amortisman Oranı = 1 / 5 x 100 = % 20

Azalan Kalanlar Yönteminde 2 katı yani % 40 amortisman

ayrılır.

2014 yılı 100x . % 40 = 40x

2015 yılı 60x . % 40 = 24x

2015 yılında ayrılan amortisman 12.000 TL olduğuna göre

24x = 12.000

x = 500 TL

Maliyet bedeli = 100 . x = 100 . 500 = 50.000 TL


12. İşletme açısından gider unsuru olmasına karşın yararla-

rı birden fazla döneme ait olan giderlerin bilançoda gösteril-

mesine aktifl eştirme denir. Gider Tahakkukları hesabı dönem

içinde kullanılmış, gerçekleşmiş ancak ödemesi bir sonraki

dönem yapılacak giderlerin kayıt edildiği pasif hesaptır.


13. Yatırım amacıyla satın alınan hisse senetleri KLM AŞ’nin

sermayesinin % 10’undan fazlası olduğu için İştirakler hesa-

bına alış değeri ile kayıt edilir.

İştirakler 250.000

Kasa 250.000

Dağıtılacak kâr payı nominal değer üzerinden hesaplanır.

26.04.2015 tarihinde yapılacak kayıt:

150.000 x % 40 = 60.000 TL

İştiraklerden Alacaklar 60.000

İştiraklerden Temettü Gelirleri 60.000

Kâr payları tahsil edildiğinde yapılacak kayıt:

Bankalar 60.000

İştiraklerden Alacaklar 60.000


14. Kredi kullanmak için verilen müşteri senetleri Alacak Se-

netleri Hesabının Teminattaki senetler yardımcı hesabında

izlenir. Senetler borçlusu tarafından ödendiğinde banka bu

tutarı işletmenin kredi hesabına kayıt eder.


15. Dönem sonunda Borç Senetleri tasarruf değeri ile de-

ğerlenir ise peşin değer ile nominal değer arasındaki fark Re-

eskont Faiz Gelirleri hesabının alacağına kayıt edilirken he-

saplanan reeskont tutarı Borç Senetleri Reeskontu hesabı-

nın borcuna kayıt edilir.


16. İşletmenin işyeri kirası ödeme kaydı:

Genel Yönetim Giderleri xxÖdenecek Vergi ve Fonlar xxBankalar xx


17. Tek Düzen Hesap Planında yer alan Kâr Yedekleri şun-

lardır:

1. Yasal Yedekler

2. Statü Yedekleri

3. Olağanüstü Yedekler

4. Diğer Kâr Yedekler

5. Özel Fonlar


18. Dönem Kârı veya Zararı hesabı dönem sonunda gelir ve

giderlerin aktarılarak kapatıldığı hesaptır. Hesabın borç ka-

lanı işletmenin zarar ettiğini, alacak kalanı ise işletmenin kâr

elde ettiğini gösterir.

Dönem sonunda:

Hesabın borç kalanı ----- Dönem Net Zararı hesabına

Hesabın alacak kalanı ----- Dönem Net Kârı hesabına ak-

tarılır.


19. Dönemsellik kavramı gereğince peşin tahsil edilmiş kira

gelirleri Gelecek Aylara Ait Gelirler Hesabının alacağına ka-

yıt edilir. Bu gelirler ait olduğu dönemde gelire dönüştürülür.

26.000 TL’nin 12.000 TL’si bu döneme ait olduğu için envan-

ter işlemleri sırasında dönem geliri olarak kayıt edilir. Yapıla-

cak kayıt:

Gelecek Aylara Ait Gelirler 12.000

Diğer Olağan Gelir ve Kârlar 12.000


20. Mukayyet Değer: Bir iktisadi varlığın muhasebe kayıtla-

rında görülen değeridir.

Mukayyet değerle değerlenecek iktisadi varlık ve borçlar

şunlardır:

Senetsiz alacaklar(Alıcılar)

Kuruluş ve örgütlenme giderleri ile şerefi ye

Aktif geçici hesap kıymetleri (Gelecek yıllara ait giderler)

Senetsiz borçlar (Satıcılar)

Pasif geçici hesap kıymetleri (Gelecek yıllara ait gelirler)


21. Analiz Türleri

1. Kapsamına göre analiz türleri:

a. Statik analiz

b. Dinamik analiz

2. Yapılış amacına göre analiz türleri:

a. Kredi analizi

b. Yatırım analizi

c. Yönetim analizi

3. Yapan kişinin kimliğine göre analiz türleri:

a. İç analiz

b. Dış analiz


22. Kısa vadeli borç ödeme gücünü ölçmek için kullanılan

oranlara likidite oranları denir.

1. Cari Oranı

2. Asit Test Oran (Likidite Oranı)

3. Nakit Oran

4. Stok Bağımlılık Oranı


23. Dikey analiz yöntemine göre ticari alacakların Dönen

Varlıklar grubu içindeki payı şöyle bulunur:

= x 100 = 40Ticari AlacaklarDönen Varlıklar

120.000300.000


24. Dikey analiz yöntemine göre ticari alacakların aktif topla-

mı içindeki payı şöyle bulunur:

= x 100 = 15Ticari AlacaklarAktif Toplamı

120.000800.000


25.

Cari Oran =

Net İşletme Sermayesi = Dönen Varlık - KVYK

Devamlı Sermaye

Finansal Kaldıraç

= UVYK + Öz Kaynak

=

=

=

= 1,20

= 0,90

20.000 = 120.000 - KVYK

= Aktif Toplam - KVYK

KVYK = 120.000 - 20.000

= 300.000 - 100.000

KVYK = 100.000

= 200.000 TL

Dönen Varlık

KVYK + UVYK

120.000

180.000

KVYK

Pasif Toplamı

100.000

200.000Duran Varlıklar

Devamlı Sermaye

Verilen bilgiler ile fi nansal kaldıraç oranı hesaplanamaz.


26. Üretim işletmelerinde satın alınan ham made, yardımcı

malzeme, işletme malzemesi İlk Madde ve Malzemeler he-

sabının borcuna kayıt edilir ve bu malzemeler üretime gön-

derildikçe gider olarak kayıt edilir.

Ham madde üretime gönderilince:

Direkt İlk Madde ve Malzeme Gider. xxx

İlk Madde ve Malzemeler xxx

Yardımcı malzemeler ve işletme malzemeleri üretime gön-

derilince:

Genel Üretim Giderleri xxx

İlk Madde ve Malzemeler xxx


27. Türkiye Muhasebe Standardları’nda Finansal Bilginin

özellikleri ikiye ayrılır:

1. Temel Niteliksel Özellikler:

a. İhtiyaca uygunluk

b. Gerçeğe uygun şekilde sunum

2. Destekleyici Niteliksel Özellikler

a. Karşılaştırılabilirlik

b. Doğrulanabilirlik

c. Zamanında sunum

d. Anlaşılabilirlik


28. 10 kg x 200 adet5 kg x 300 adet

Toplamda

2.000 kg1.500 kg1.500 kg

5.000 kg

3 kg x 500 adet

===

=

= =Kg başına nakliye 0,40 TL / kg2.000 TL5.000 kg

5 kg’lik Poşetlerin Toplam Maliyeti 300 adet için:

Alım için ödenenNakliye için ödenen

300 Ad x 15 TL 4.500 TL1.500 Kg x 0,40 TL 600 TL

5.100 TLToplam Maliyet

= == =

=


29. 100 TL maliyetli mal olsun

100 x 0,20 x 0,50100 x 0,30 x 0,40

Toplamda

10 TL zarar12 TL kâr30 TL kâr

32 TL kâr

100 x 0,50 x 0,60

===

=


30. Ana para her yıl sonunda eşit olarak ödeneceği için

200.000 / 4 = 50.000 TL yıllık ana para ödenir.

Anapara ödenmesi yapıldığı için her yıl kalan tutar üzerin-

den faiz hesaplanır.

Yıl Ödenecek Faiz Ana para Toplam

1 200.000 x 0,20 = 40.000 50.000 90.000

2 150.000 x 0,20 = 30.000 50.000 80.000

3 100.000 x 0,20 = 20.000 50.000 70.000

4 50.000 x 0,20 = 10.000 50.000 60.000


31. Kâr/zarar = DSÖS - DBÖS - eklenenler + çekilenler

K/Z = (DSV - DBB) - (DBV - DBB) eklenenler + çekilenler

-2.500 = (DSV - 2.000) - (15.000 - 3.500) - 800 + 1200

-2.500 = DSV - 2.000 - 11.500 + 400

10.600 = DSV


32. Hisse senetlerinin değerinin 18.000 TL’den 16.000 TL’ye

düşmesi durumunda 2.000 TL karşılık ayrılır. Bu hisse sene-

lerinin 1/5’lik kısmı satıldığından hisse senedinin ve karşılık

giderinin 1/5’lik kısmı dikkate alınarak satış kaydı yapılır.

18.000 x 15

= 3.600 TL Hisse senedinin alış bedeli

2.000 x 15

= 400 TL Ayrılan karşılık gideri

Buna göre yapılacak satış kaydı:

102 Bankalar119 Menkul Kıymet Değer

Düşüklüğü Karşılığı110 Hisse Senetleri644 Konusu Kalmayan

Karşılıklar645 Menkul Kıymet

Satış Kârı

3.750400

3.600400

150


33. 8.000 doların 1/4’ü 2.000 dolar yapar. 2.000 doların alış

kuruna göre değeri:

2.000 dolar x 2,50 TL = 5.000TL ‘dir. Ancak 5.000 TL kayıtlı

değeri olan dolarla 4.600 TL’lik borç ödendiğinden:

5.000 - 4.600 = 400 TL olumsuz kur farkı ortaya çıkar. Yapı-

lacak kayıt aşağıdaki gibi olur:

320 Satıcılar656 Kambiyo Zararları

100 Kasa

- Dolar

4.600400

5.000


34. Gelir tablosu kalemleri kendisinden önceki kalemlere

etki yapmayıp kendisinden sonraki kalemlere etki yaparlar.

Bu nedenle faaliyet kârı bölümüne etkisi olan kalemler faali-

yet kârı bölümünden önceki kalemlerdir.

Faiz gelirlerinin artıp azalması olağan kâra, dönem kârına

ve dönem net kârına etkide bulunur. Faaliyet kârına bir et-

kisi olmaz.


35. Vergi Usul Kanunu’na göre, değerleme ölçüleri aşağıda-

ki gibidir:

Maliyet Bedeli

Borsa Rayici

Tasarruf Değeri

Mukayyet Değer

İtibari Değer

Vergi Değeri

Rayiç Bedel

Emsal Bedeli ve ÜcretiDoğru yanıt “D” seçeneğidir.

36. Nisan ayı içinde avans ödendiğinden personele 3.500

- 1.200 = 2.300 TL ödenir. Ödeme kaydı ise aşağıdaki gibi

olur:

335 Personele Borçlar

102 Bankalar

2.300

2.300


37. İşletmenin sattığı mallara ilişkin katlandığı nakliye gider-

leri 760 Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri hesabında iz-

lenirken, müşteri adına katlandığı nakliye gideri 120 Alıcılar

hesabından borcunda izlenir. Bu bedel daha sonra müşteri-

den tahsil edilir. Yapılacak kayıt:

120 Alıcılar

100 Kasa

xx

xx


38. İşletme adına mal ve hizmet satın alacak, işletme adına

bir kısım gider ödemeleri yapacak personel veya personel dı-

şındaki kişilere verilen iş avansları 195 İş Avansları hesabı-

nın borcunda izlenir.


39. İşletme senetsiz mal aldığında, senetsiz borçlarının iz-

lendiği satıcılar hesabında artış olur, bu işlem pasif toplamı-

nı artırır. Aynı zamanda mal alındığında Ticari Mallar hesa-

bında da artış olur bu işlemde aktif toplamını artırır. Senetsiz

mal alımı sonucu hem aktif hem de pasif toplamı aynı tutar-

da artar.


40. Dış iskonto formülü:

Peşin Değer = Nominal Değer . (1 - faiz.süre)

Peşin Değer = 45.000 . (1 - 9100 . 8

12)

= 42.300 TL


2018 dijital 09 kpss a tg cozum kit...alan bİlgİsİ tÜrkİye genelİ 9. deneme sinavi yanit...

Documents